telgraf 443-1 - Telgraf Gazetesi – Londra
Transkript
telgraf 443-1 - Telgraf Gazetesi – Londra
T: 020 7923 08 38 │ M: 0742 948 14 90 │ E: [email protected] facebook.com/telgrafnewscom │ @telgrafnewscom Haftalık Haber Gazetesi Çarşamba, 19 Kasım 2014 443 Alxaslıların Kobane ile dayanışma etkinlikleri devam ediyor Sayfa 4 Yorkshire’daki ördek üretim çiftliğinde kuş gribi görüldü Sayfa 9 Ertuğrul Kürkçü: PKK hiçbir zaman terör listesinde olmayı hak etmedi Salı akşamı parlamentoda düzenlenen bir toplantıya katılan Halkların Demokrasi Partisi milletvekili Ertuğrul Kürkçü, PKK’nin ezilen bir halkın mücadelesini verdiğini ve hiçbir zaman terör listesinde olmayı hak etmediğini belirtti... Devamı sayfa 15’te... Roj Kadın Meclisi 9. Olağan kongresini gerçekleştirdi Sayfa 11 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü Sayfa 12 2 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Gençler KCC’de Kobane ile dayanışma etkinliği düzenledi Ciwanen Azad tarafından Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde yapılan Kobane ile dayanışma etkinliğine çok sayıda genç katıldı. Pazar akşamı yapılan etkinlik bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardında onlarca genç sahnede ‘Rojava’ adlı marşı okudu. Ardından Ciwanen Azad adına açılış konuşması yapan Xunav Merdin tüm gençlerin bu süreçte aktif rol alması gerektiğini vurguladı. Tarihi Kobane direnişi sürecinde gençlerin büyük bir sorumlulukla sürece dahil olduğunu belirten Merdin, bu sorumluluğun devam etmesi gerektiğini ifade etti. Haftalık Haber Gazetesi Rojnameya Nûçeyan a Heftane Yapılan konuşmalardan sonra Kürt şair Ehmed Huseyni Kobane ve Şengal üzerine yazdığı şiirlerini okudu. Etkinlikte yerel gruplar ve sanatçıların şarkıları eşliğinde gençler halaylar çekti. Etkinlikte yemek ve içeceklerin yanında üzerlerinde Rojava ve Kobane ile dayanışma sloganları ve görselleri olan tişört ve bardaklar satıldı. Gecenin tüm geliri Heyva Sor a Kurdistan vakfı aracılığıyla Kobane’ye gönderilecek. Editör: Alaettin Sinayiç - [email protected] Muhabirler: Esra Türk & Erem Kansoy Grafiker: Yüksel Adıgüzel Yayın Sahibi: Tel News Ltd. Adres: 33 Dalston Lane, London E8 3DF Telefonlar: 020 7923 0838 - 07429 481490 Web adresi: www.telgraf.co.uk Haber için: [email protected] Reklam için: [email protected] Diğer tüm sorularınız için: [email protected] Çarşamba, 19 Kasım 2014 3 4 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Alxaslıların Kobane ile dayanışma etkinlikleri devam ediyor Kobane’ye yönelik saldırılar başladığı günden bu yana Kobane ile dayanışma amacıyla takdire değer maddi kampanyalara imza atan Alxaslılar derneği Pazar günü aynı amaçla Cemevi’inde Aşure günü düzenledi. Aşure etkinliğinde bir araya gelen yüzlerce kişi Kobane’ye gönderilmek üzere 7,200 Sterlin bağış yaptı. Geçtiğimiz haftalarda Alxaslı Kadınlar da çok değerli bir çalışmaya imza atmış ve 9 gün boyunca ekmek yapıp satmış ve 25 bin Sterlin para toplanmıştı. Aşure etkinliğinde bir konuşma yapan Alxaslılar derneği eşbaşkanı Cevdet Karakoç bu süreçte kampanyaya katkı sunan tüm insanlara teşekkür ederek özellikle de kadınların emeğine vurgu yaptı. Karakoç; ‘‘Bu duyarlı analarımızın şahsında, tüm analarımıza teşekkür ediyor ve ellerinden öpüyorum’’, dedi. Daha önce Suruç’a gidip Kobane’li ailelerin yaşadıkları zorlukları yerinde gö- zlemleyen Karakoç, gördüklerinin anlatılmasının zor olduğunu, ancak yaşayarak anlaşılabileceğini özellikle belirtti. Daha önce yürütülen kampanyanın ilk aşamasında toplanan bağışlarla, 250 adet çadır ve 40 bin Türk lirası değerinde gıda ve farklı ihtiyaçlar Kobane’li ailelere teslim edilmişti. Gazetemize bilgi veren Karakoç kampanyanın ikinci etabında toplanan paraları 5 kişilik bir ekiple birlikte, bugün (Çarşamba), Suruç’a götüreceklerini açıkladı. Suruç’ta faaliyet yürüten ve belediyelerin de içinde bulunduğu Kobane yardım komitesi ile görüşüldükten sonra ihtiyaçlar doğrultusunda toplanan bağışı kullanacaklarını belirten Karakoç, döndüklerinde konuyla ilgili geniş bir rapor sunacaklarını ifade etti. KONGREYE KADAR GÖREVİMİN BAŞINDAYIM Sosyal medyada Alxaslılar derneği yönetiminin istifa ettiği ile ilgili çıkan haberlere de değinen Karakoç, yönetim kurulundan 7 üyenin istifa ettiğini belirttikten sonra kalan 6 üye ile birlikte 21 Aralıkta yapılacak kongreye kadar çalışmalarına devam edeceklerini ifade etti. Karakoç konuyla ilgili şöyle konuştu; ‘‘Yürüttüğümüz kampanyadan bağımsız olarak, yönetim içerisinde bazı anlaşmazlıklar var. Yönetim kurulundan 7 arkadaşımız istifa etmiştir. Ama tüzük gereği kalan 6 arkadaşla birlikte kongreye kadar görevimizi sürdüreceğiz. Sosyal medya üzerinden bu tartışmaların yürütülmesini çok tasvip etmiyoruz. Bu tür tartışmaların yeri genel kuruldur. 21 Aralıkta yapılacak genel kurulumuzda bu tartışmaları geniş bir şekilde yapacağız, özeleştiri ve eleştiri kanallarını işleterek bu tartışmaların üstesinden geleceğiz. Çünkü bu konuda veremeyeceğimiz bir hesabımız yoktur.’’ İstifa eden yönetim kurulu eşbaşkanı Gülten Kaya, sosyal medya üzerinden yazdığı yorumda kendisiyle beraber 7 yönetim kurulu üyesi ile birlikte istifa ettiklerini belirtti. Kaya, istifa nedenlerini yönetim kurulu içerisinde anti demokratik bir işleyişin olduğuna bağladı. 5 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Hammond ve Kerry Londra’da buluştu Dışişleri Bakanı Philip Hammond, ABD dışişleri bakanı John Kerry ile yaptığı görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, nükleer programıyla ilgili dünya güçleriyle yürüttüğü müzakerelerde İran›dan daha fazla esneklik beklediklerini söyledi. Londra’da ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’le bir araya gelen Hammond, toplantı sonrası yaptığı basın açıklamasında, “Tahran’ın müzakerelerde daha esnek olması gerekiyor.” yorumunda bulundu. Müzakerelerin 24 Kasım’da sonuca bağlanabileceğinin sinyalini veren bakan, İran’la iyi bir anlaşma yapılabileceğine inandığını söyledi. Hammond yaptığı açıklamada şunları belirtti: “ABD ile yakın ilişkimiz Birleşik Krallık’ın dış politikasının temel taşıdır ve öyle devam edecek. Dışişleri Bakanı Kerry’nin yanı sıra ben de Kudüs’teki sinagogda bu Sabah düzenlenen korkunç saldıryı en sert şekilde kınadım. Tüm dünya liderlerine öne çıkmaları ve bu vahşeti kınamaları için çağrıda bulunuyorum. Her iki taraf da İsrail ve Filistin toplumu için son derece tehlikeli olan gerginliğin azaltılması için mümkün olan herşeyi yapmalı.” ABD’li mevkidaşı Kerry ile ayrıca Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü eylemleri görüştüğünü kaydeden Hammond, “Rusya’ya sürekli olarak Minsk Protokolü kapsamındaki taahhütlerini hatırlatmak gerekli. Bu taahhütlerini yerine getirene kadar Rusya’ya karşı baskı uygulamaya devam edeceğiz” dedi. 6 Çarşamba, 19 Kasım 2014 SOAS’ta Rojava ve Kürdistan’daki son gelişmeler tartışıldı Londra merkezde bulunan SOAS üniversitesinde yapılan panelde Güney Kürdistan ve Rojava’daki son durum ve Daiş çetelerinin saldırıları tartışıldı. lar ırak vatandaşı değilmi? Bağdat bu kadar ağır koşullarda yardım etmemenin yanında aynı zamanda Kürdistan bölgesel hükümetine ambargo uygulamaktadır. Bazıları ödemenin yapılmamasını Kürdistan bölgesel hükümetinin petrol ihracatına bağlıyor, ancak ödeme Ocak ayında durduruldu ve petrol ihracatı ise Mayıs ayında başladı. Daiş ilk saldırıdığında, zayıflık gösteren bazı peşmergeler oldu. Ağır silahlarla saldırılar oldu, Peşmergenin elinde ağır silahlar yoktu. Peşmerge son dönemde Zumar kentinin de Daiş’ten geri alınması ile beraber ilerleme kaydediyor, ancak Peşmergenin Daiş’i tamamen kovması için ağır silahlara ihtiyacı var.’’ Kürdistan bölge için büyük bir umut Cumartesi akşamı Londra merkezde bulunan SOAS üniversitesinde ‘Kürdistan’a uluslararası destek neden önemli’ adı altında gerçekleştirilen panele PYD Britanya temsilcisi Alan Şemo, Güney Kürdistan Bölgesel hükümeti Britanya temsilcisi Bayan Sami Abdurahman, İngiltere merkezli düşünce kuruluşu RUSİ Ortadoğu direktörü Michael Stephens ve Reading üniversitesi öğretim görevlisi Marianna Charountaki konuşmacı olarak katıldı. SOAS Kürt Topluluğu tarafından organize edilen panele yoğun ilgi vardı. Bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan panel 10 dakikalık sinevizyon gösterimi ile devam etti. Gösterilen video son dönemde Daiş’in Kürdistan’a yönelik saldırılarının yanında yardım çağrılarını işledi. Salonun girişinde Heyva Sor a Kürdistan vakfı standı kurularak Kobane için para toplandı. Kürdistan bölgesel hükümeti Daiş’in bin km komşusu Kürdistan bölgesel hükümetinin kendisini bir anda Daiş’e bin kilometre komşu bulduğunu belirten Kürdistan bölgesel hükümeti Britanya temsilcisi Bayan Sami Abdurrahman bunun çok ciddi güvenlik sıkıntısı ortaya çıkardığını dile getirdi. Bayan Abdurrahman şunları belirtti: ‘‘Irak bir gecede değişti ve Kürdistan bölgesel hükümeti kendisini bir anda Daiş’e bin kilometre komşu buldu. Bu da güvenlik açısından çok ciddi bir sıkıntı yarattı. Bundan kaynaklı peşmergeyi 1000 kilometrelik sınıra yerleştirdik. Daiş Irakta, Şengal başta olmak üzere kendisi gibi olmayan herkese saldırdı. Şuanda Kürdistan bölgesel hükümeti sınırları içerisinde 1.5 milyon mülteci ve yerinden edilmiş Kürt, Arap, Hristiyan mevcut. 5 Milyonluk nüfusumuza göre çok yüksek bir rakam bu. Bu her anlamda, elektrik, sağlık, eğitim gibi konularda ülkeyi zora sokuyor. Halen yüzlerce okulumuz mültecilere ev sahipliği yaptığı için kapalı.’’ Bağdat Kürdistan bölgesine ambargo uyguluyor Bağdat hükümetini ve başbakan Abadi’yi eleştiren Bayan Sami Abdurrahman konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Irak merkezi hükümetinden bu konuda yardım alamıyoruz. Bazen gerçekten Irak’ın bir parçası olup olmadığımızı düşünüyorum. Bu kadar soruna rağmen, yerinden edilen bu kadar insana rağmen Irak başbakanı Abadi halen bir kampı ziyaret bile etmiş değil. Bu insan- Kürdistan’ın Daiş ile mücadelede yeterince desteklenmediğini belirten Micheal Stephens, koalisyon güçlerinin mücadelesinin yeterli olmadığını ifade etti. Stephens sunumunda şunları belirtti: ‘‘Daiş’in büyümesinin temelinde Beşar Esad’ın halkına yaptığı zulümden çok, batının ve bölge devletlerinin Suriye’ye yönelik yalnış politikalar ve yalnış okumaları var. Koalisyon güçlerinin Daiş’e karşı mücadelesi yeterli değil. 2003 Irak müdahalesinde ABD Bağdatı bir gecede 475 defa bombaladı, bu rakam Daiş’e karşı mücadelede 6 haftalık yaptığı bombalama sayısına denk düşüyor. Kürtler şuanda Daiş’e karşı mücadelede yalnız durumda. Ne Bağdat’tan, ne de Şam’dan bir yardım yok. Herşeye rağmen Kürtler Bağdat’tan ve Şam’dan daha güçlü ve daha ideolojik. Bir taraftan da Türkiye olgusu var, bu noktada Türkiye kimi destekleyeceğini bilmiyor, kafalar karışık. Bu da bölgeyi zor duruma sokuyor. Ben kendim Türkiye ile ilgili ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir gün Kürtlere terrorist diyor, diğer gün değil diyor. Daiş’e terrorist deyip dememekte kararsızdı, şimdi bunu aştı. Ama Türkiyenin daha fazla aktif çabasına ihtiyaç var. Birrşeyler yapılmazsa Daiş daha çok uzun süre bölgede kalacak. Kürtler Suriye ve Irak’ta çok kıt koşullara rağmen Daiş’e karşı savaşabilen etkin tek güç. Bu noktada Kürdistan bölge için büyük bir umuttur. YPG güçlerinin de askeri olarak koalisyon güçleri tarafından eğitilmesinin ve silah yardımının yapılmasının önünde Türkler engeldir. Ancak Özgür Suriye ordusu formülü içerisinde Türkler ikna edilebilinir.’’ Bir diğer konuşmacı akademisyen Marianna Charountaki ise, Daiş’in sadece bölge için değil uluslararası toplum için de tehlike arz ettiğini ifade ederek, Kürtlerin bu noktada yalnız bırakılmayıp desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Uluslararası güçler Kürtleri görmezlikten gelemez artık PYD Britanya temsilcisi Alan Şemo ise sunumunda Daiş’e yönelik bölge ülkelerinin ve uluslararası bazı güçlerin desteğine değindi. Şemo şunları belirtti: ‘‘Din adına ortaya çıkan barbar Daiş; Katar, Türkiye, Suudi Arabistan başta olmak üzere bir çok ülke tarafından desteklendi. Suriye olayları başlayınca Kürtler akıllı davranıp kimsenin tarafı ve kimsenin askeri olmadı, kendi kendilerini organize ederek, kendi topraklarını koruma çabası içerisinde oldu. Rojava farklı inançların ve halkların bir arada yaşama iradesi gösterdiği bir model. Ancak uluslarası ve bölgesel güçler bu demokratik yapılanmayı görmezlikten geldi ve dışlandı. Suriye muhalefetinin yapılanmasına baktığımızda kendimizi onun içinde göremiyoruz. Çünkü başka ülkelerin çıkarlarına dönük davranarak Suriye’yi şekillendirmeye çalışıyorlar. Ancak Kürtlerin direnişi ve ortaya koyduğu demokratik modeli daha fazla görmezden gelemediler. Kobane direnişi uluslararası alanda ilgi geliştirdi. Uluslararası güçler özgür suriye ordusu adı altında çok fazla para ve silah gönderdi. Bu para ve silah şuan kimlerin elinde bunu net olarak tüm dünya gördü. Kürdistan elbet bir gün bağımsızlığına kavuşacak Daha önce Güney Kürdistan’da yapılması düşünülen bağımsızlık referandumunun ne durumda olduğu ile ilgili soruya Bayan Sami Abdurrahman, referendum hiç takvime bağlanmamıştı, o yüzden ertelenmekten bahsetmek yersiz olur, Ancak şunu net olarak söyleyebilirim, elbet bir gün Kürdistan bağımsızlığını kazanacak, dünya beğense de beğenmese de bu elbet bir gün gerçekleşecek, sadece daha akıllı bir şekilde yapmak gerekiyor. Dört parça Kürdistan birlikte hareket ediyor Kürtlerin birliği ile ilgili soruya da Bayan Sami şu cevabı verdi; Dört parçada Kürtler şuan birlikte çalışıyor. Musul düşünce ve Kürdistan bölgesel hükümetine dönük saldırılar başlayınca dört parça Kürdistandan siyasal güçler Kürdistan hükümetine gelip, savaşmaya hazır olduklarını ve Güney Kürdistan’ın kazanımlarının aynı zamanda kendi kazanımları olduğunu söylediler. Bana göre Kürtler bölünmüş değil bu anlamda, sadece Ortadoğudaki politik karışık bazen olumsuz etki yapıyor. Son olarak Duhok toplantısıyla beraber bu ortaklaşma daha da büyüyor. Konuyla ilgili Alan Şemo da aynı şekilde Kürtlerin şuan birlikte ortaklaşa hareket ettiğini dile getirdi. 7 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Komedyenler bu sefer Kobane için güldürdü Daiş çetelerinin Kürdistana yönelik saldırıları sonrasında yerlerinden olan yüzbinlerce Kürdistanlı ile dayanışmak amacıyla komedi şov etkinliği düzenlendi. Yoğun ilginin olduğu etkinlikte toplanan paralar Heyva Sor a Kurdistan vakfı aracılığıyla Kobanelilere gönderilecek. Pazar akşamı, Portobello Road yakınındaki The Flyover’da gerçekleşen, Stand-up Against İsis gecesinde, farklı kimliklerden beş ayrı komedyen performans sergiledi. Kürt komedyen Kae Kurd’un bir araya getirdiği komedyenler, esprileriyle izleyicileri güldürdüler. Kış ayların yaklaşmasıyla Kürdistan’da yerlerinden edilen insanların durumlarının daha da zorlaşacağı aylarda, Heyva Sor’a Kürdistan’ın yardım kampanyasına destek sunmak için bağımsız Kürt gençlerinin düzenlediği etkinlik başarılı geçti. Britanya’nın farklı komedi programlarında sahne alan Kae Kurd ile organizasyonu gerçekleştiren gençler gecenin sonunda büyük övgü gördüler. Gecede Tez Ilyas, Travis Jay, Mo Gilligan ve Nabil Abdulrashid komedi skeçleriyle sahne aldılar. Britanya’nın farklı etnik kim- liklerinden olan komedyenler kimlik, aidiyet, Britanya kültürü ve aşk gibi konuların ele alındığı performanslar sergilediler. Gecede 1685 sterlin yardım toplanıldı. Eğitim Köşesi Çocuklarımızda öğrenme isteğini arttırma OKTAY ŞAHBAZ Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı [email protected] “Çocuğum ders çalışmıyor”, “Her sabah okula zorla gönderiyorum”, “Eve gelince hiç ders yapmıyor” bu ve buna benzer lafları ya kendimizden yada başkalarından duymuşuzdur. Hatta ve hatta, bazen ileride giderek, “Türkiye’deki eğitim sistemi daha iyi ez azından orda okulda kalmak var” gibi sitemler ederek çocuklarımızın eğitim konusunda hiç çaba göstermediğinden şikayet ederiz. Peki, ‘‘Süper anne” yada ‘‘Süper baba’’ olmak sorunu çözüyor mu? Acaba çocuklarımızın ev ödevlerini yaparken üzerlerine titreyerek, sürekli öğretmenleri ile görüşerek, okullarına sık sık giderek yada sayısız ders aldırarak başarılı olmalarına yardımcı olabiliyor muyuz? Bu sorunun cevabını araştıran bir grup akademisyene göre cevap hayli ilginç. Bu konuyu araştırmak için yapılan bir araştırmada değişik kültürlerden yaklaşık 25 bin öğrenci ile görüşüldü. Yaklaşık 20 yıl süren bu araştırmada çıkan sonuç ise ne kadar ‘Süper anne’ yada ‘Süper baba’ olursak olalım, yukarıda belirtilenleri yapmak çocuklarımızın başarılı olacağı garantisini vermiyor. Peki o zaman çözüm ne? Bu haftaki yazımızda tamda bu soruna bakarak çocuklarımızın başarılı ve okulu sevmeleri için neler yapabileceğimize bakmak olacak. Sorun eğitime nasıl baktığımız? Her ne kadar veli olarak çocuklarımıza okulun önemi hakkında her gün bir şeyler söylesek te, pratikte çocuklarımızın yanında daha çok yaptığımız şey ise okulu ve eğitim sistemini eleştirmek oluyor. Bundan daha da ötesi ve belki de yaptığımız daha büyük yanlışlık ise eğitimi sadece yalın bir akademik çalışma olarak görüp aslında onun akademik özelliğinin yanında aynı zamanda sosyal bir geliştirme aracı olduğunu görmemek. Yani, kısacası, çocuğum 10 tane A* alsın ama çevresine ve ailesine karşı sorumlu bir birey olmuş, saygılı olmuş, toplumu ve yaşadığı dünyayı düşünen biri olmuş, bana ne! Gerek bizim toplumuzda gerekse de diğer toplumlarda sıkıntı aslında ‘Eğitimin değerini’ çocuklarımıza iyi ve doğru anlatamama. Eğer eğitimin doğru değerini çocuklarımıza küçük bir yaştan itibaren doğru anlatabilirsek, yani yukarıda belirtiğimiz haliyle, onların başarılı bireyler olacağı ihtimalini daha da çok artırmış olmuş oluyoruz. Bir çocuğun başarılı olmasındaki en büyük etken ve motivasyon gücü anne ve babadan gelir. Fakat bu deyim yerindeyse ambulans gibi, her acil durumda ortaya çıkmak ile olmaz. Eğer anne baba evde çocuklarına güvenli, düşünceli, cesaret verici bir ortam sağlarsa, çocuk bu pozitiften yola çıkarak başarıyı hem okulda hem de ondan sonra iş hayatında elde edebilir. Güvenli, düşünceli , cesaret verici bir ortam nasıl sağlanır? Her ne kadar da kolay gibi görünse de güvenli, düşünceli , cesaret verici bir ortam sağlamak bazı aileler için büyük engeller aşmak anlamına gelir. Bu ortamın oluşabilmesi için gereken en temel şey ‘İyi bir tutum’ olacaktır. Buradan aslında niyetimiz çocuklarımızın bizim ne dediğimizi değil, ne yaptığımızı yaptıkları gerçeğini anlamamız ile olacaktır. Çocuklarımızın sorumlu olmalarını istiyorsak bunu söylemek kadar pratikte de göstermek önemli. Bir çok çocuk, kabul edelim yada etmeyelim, anne ve babalarının ‘kopyaları’ gibidirler. Okul hakkında nasıl bir tutum sergilemelerini istiyorsanız o tutumu önce kendiniz sergileyin. Eğitimi ve öğrenmeyi ilginç, eğlenceli ve heyecan verici görmelerini sağlayın. Pozitif olun ve “ben bunu yapamam” yerine “ben bunu nasıl yaparım” anlayışını geliştirin. İyi bir tutum kadar iyi bir sağlıkta önemli. Donuk ve halsiz çocuklar okulda başarılı olamazlar. Fast-food ve hazır yiyeceklerden uzak durun ve onların her vitamin alabilecekleri yiyecekler yemelerini sağlayın. Çabuk pes etmeyin ve onları yiyecekleri sağlıklı yemekler konusunda ikna edin. Hazır yiyeceklerin zararlarını beraber araştırın ve bunları beraber okuyun. Tembel olmalarını engellemek için spor yapmaları konusunda ikna edin ve en önemlisi odalarına elektronik aletleri sokmayın. Bunu yaptıktan sonra, son olarak yapacağımız şey ise iyi ilişkiler kurmalarını sağlamak. Okulda çocuklar hem yaşıtları hem de öğretmenleri ile iyi ilişkiler kurup kimi zaman grup ödevlerinde kimi zaman iki kişilik grup (buddy) olarak çalışmak zorundalar. Onlara iyi ilişki nasıl kurulur gösterin, ne kendiniz nede çocuklarınız hakkında gereğinden fazla eleştirisel olmayın. Arkadaş yanlısı, dürüst ve açık olup inandıklarınız konusunda sonuna kadar mücadele etmeyi gösterin. Onlara saygılı, düşünceli ve başka insanların düşüncelerine saygılı olmayı öğretin. Yukarıda bahsettiğim noktalar belki çok basit olarak görünüyor ama aslında bir çok ailenin halen düzeltmek için büyük mücadele ettikleri noktalar. İyi bir tutum, iyi bir sağlık ve iyi davranışlar, bunların biri yada ikisi değil, üçünü de başarmak çocuklarımızı başarıya daha çok yakınlaştıracak. Herkese kolay gelsin… 8 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Savaş karşıtı imzalar başbakanlığa verildi Ortadoğu’da Işid katliamlarını ve Batı ülkelerinin savaş politikalarını kınayan imza kampanyası sonucu toplanan 8 bin imza bugün İngiltere başbakanlığına teslim edildi. Britanya Alevi Federasyonu tarafından yürütülen imza kampanyası 12 Eylül 2014’te başlatılmıştı. Londra’nın Manor House bölgesinde çadır eylemi ile başlatılan kampanya ya çok sayıda İngiliz ve diğer toplumların yanı sıra İngiltere de yaşayan Alevi toplumu tarafından destek verildi. Iki ay süren imza kampanyasında toplanan 8 bin imza bugün Londra da bulunan 10 Downing Street’teki Başbakanlık’a verildi. Dosyayı alan memur en geç 5 gün içinde resmi cevabın Britanya Alevi Federasyonu’na verileceğini belirtti. Daha sonra konuyla ilgili bir açıklama yapan BAF Başk. İsrafil Erbil ‘Ortadoğu halklarına demokrasi götüreceğiz iddiasında olan batı ülkeleri, ışid ve el kaide gibi maşalar aracılığı ile katliam yapmaya devam ediyor. Üretilen silahlara Pazar yaratan emperyalistler Ortadoğu’da kan dökerek halkları zayıflatmak ve petrol başta olmak üzere tüm yer altı yer üstü zenginliklerine el koymaktalar. Milyonlarca insanın ölümü, yaralanması ve evsiz kalması ile sonuçlanan demokrasi ihracının kocaman bir yalan olduğu ortadadır. Tüm bunları kınadığımızı, farkında olduğumuzu ve durdurulması gerektiğini anlatan bir imza kampanyasında toplanan 8 bin imzayı bugün İngiltere başbakanlığına teslim ettik. Güvenlik nedeni gerekçe gösterilerek kalabalık bir heyet içeri almak istemeyen memurlar dosyayı kapıda teslim aldılar ve beş gün içinde cevap verileceğini söylediler. Imza kampanyasına destek verem tüm canlara teşekkür ederiz’ diye konuştu. Başbakanlığa gelen heyet içinde Türkiye de gelen Mehmet Yüksel Dede de bir açıklama yaptı. Mehmet Yüksel ‘Irak ve Suriye’de katliama uğrayan halk yalnız değildir. Avrupa da yaşayan canların duyarlılığı bizleri çok mutlu etmektedir. Avrupa ülkeleri Ortadoğu’dan elini çeksin. Onların silahları barış değil savaş nedenidir. Kobani, Şengal, Lazkiye ve tüm mağdur halkların yanında olmaya devam edeceğiz. Hızır yoldaşımız olsun’ dedi. 9 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Yorkshire’daki ördek üretim çiftliğinde kuş gribi görüldü İngiltere Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Dairesi›nden (Defra) yapılan açıklamada, ülkenin kuzeydoğusundaki East Yorkshire bölgesinde bulunan bir ördek üretim çiftliğinde kuş gribi virüsünün görüldüğü doğrulandı ancak toplum sağlığına yönelik riskin “çok düşük” olduğu kaydedildi. Defra, ölümcül virüsün görüldüğü çiftlikteki tüm kanatlıların itlaf edileceğini ve çiftliğin etrafında 10 kilometrelik alanın yasaklı bölge ilan edildiğini duyurdu. Defra, virüsün son yıllarda endişe yaratan ve insan ölümlerine yol açan H5N1 türevi olmadığını vurguladı. Defra’dan yapılan açıklamada, “Toplum sağlığına yönelik risk çok düşük ayrıca gıda zincirine yönelik risk bulunmuyor. Yasaklı bölge uygulaması ve çiftlikteki tüm kanatlıların itlafı da dahil enfeskiyonun yayılmasının önlenmesi için acil ve kuvvetli adımlar atıyoruz. Detaylı bir soruşturma yürütülüyor. Birleşik Krallık’ta önceden patlak veren kuş gribi vakalarının kontrol altına alınması ve ortadan kaldırılmasına yönelik güçlü bir geçmişimiz var” denildi. Hollanda da kuş gribi vakası Hollanda’nın Utrecht eyaletine bağlı Hekendorp köyünde de hafta sonunda bir tavuk çiftliğinde ‹yüksek düzeyde mikrobik› özelliği bulunan kuş gribine (H5N8) rastlanmıştı. Ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve kas ağrıları gibi başlangıç belirtileri olan virüs, ciddi akciğer problemleri ve ölüme yol açabiliyor. Hekendrop’ta 150 bin tavuğun itlaf edilmesinin kararlaştırılırken, ülkede tüm kümes hayvanlarının nakliyatı durdurulmuştu. Özellikle kanatlı hayvanlar ve deniz memelilerinde görülebilen kuş gribi, H ve N olarak sınıflandırılan iki farklı grup protein taşıyor. Proteinlerde H1’den H16’ya kadar 16, N1’den N9’a kadar da dokuz farklı alt tipi bulunuyor. H5N1 adlı insanları öldürebilen Güney Kore İngiltere’den gidece tavuk etlerine yasak koydu tür, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 2003 ve 2013 yılları arasında 300’den fazla insanın hayatına mal oldu. Özellikle 2006 yılında yaygınlaşarak daha çok Bangladeş, Çin, Hindistan, Endonezya, Vietnam gibi bazı Güney Asya ülkelerinde görülen H5N1 virüsü salgını, 63 ülkenin çoğunda engellenmişti. Güney Kore Tarım Bakanlığı’ndan yapılan açıklamad a, İngiltere ve Hollanda’dan canlı hayvanlar dahil tüm tavuk Eti ve ürünlerinin ülkeye ithalinin yasaklandığı bildirildi. Yasağın, bu ülkelerde ortaya çıkan kuş gribinin Kore’ye sıçramasını önlemek amaçlı alındığı kaydedildi. 10 Çarşamba, 19 Kasım 2014 11 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Roj Kadın Meclisi 9. Olağan kongresini gerçekleştirdi Londra merkezli çalışmalarını yürüten Roj Kadın Meclisi Pazar günü 9. Olağan kongresini gerçekleştirdi. Haringey’de bulunan Kürt Toplum Merkezinde 60 kadının katılımıyla gerçekleştirilen kongrede yürütülen tartışmalardan sonra oluşturulan 7 komitede çalışma yürütecek üyeler seçildi. Tüm demokrasi ve özgürlük şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan kongre divan seçimiyle devam etti. Kobane’den kadın kongresine selam Kongre divanının yaptığı açılış konuşmasından sonra Kobane kantonu eşbaşkanı Asya Abdullah telefon aracılığıyla kongreyi selamlayarak Kobane’deki son durum hakkında bilgi verdi. Kobane’deki kahramanca direnişin ve Rojava’daki kazanımların aynı zamanda tüm kadınların ve halkımızın bir kazanımı ve başarısı olduğunu ifade eden Asya Abdullah, güçlü ve moralli bir şekilde Kobane’deki direnişin devam ettiğini söyledi. Daiş çetelerinin YPG-YPJ güçleri karşısında büyük kayıplar verdiğini söyleyen Abdullah, en kısa zamanda çetelerin Kobane’den kovulacağını ifade etti. Abdul- lah son olarak Kobane’deki direniş ruhunun tüm alanlardaki kadın örgütlülüğüne yansıması gerektiğini söyledi. Kadınlar direnişin öncü gücü Kongrede yapılan siyasal süreç gündeminde özellikle Rojava başta olmak üzere tüm alanlardaki kadın öncülüğüne dikkat çekildi. Şengal ve Kobane sürecinde kadınların öncü bir rol oynadığı belirtilerek bu misyonun büyütülerek devam etmesi gerektiği ifade edildi. Özgür kadın ideolojisi ve Demokratik ulus paradigmasının yaşam bulması için süreç karşısında kadınların daha örgütlü ve daha güçlü bir kadın duruşunun gerekliliğine dikkat çekildi. Ortadoğuyu bu amansız karanlık ve gericilikten kurtaracak tek gücün yine özgür kadının mücadelesi olacağı belirtildi. Yapılan konuşmalarda Dersim katliamı da kınandıktan sonra kadınların Seyit Rıza ve arkadaşlarının mirasına en güçlü şekilde sahip çıkılacağı ifade edildi. Örgütlenme gündeminde yapılan yoğun tartışmalarda kadın özgürlük ideolojisinin tüm alanlarda daha güçlü bir şekilde örgütlenmesi gerektiği ifade edildi. Örgütsel ve mali raporların okunmasından sonra, raporlar üzerine tartışmalar yürütüldü. Yürütülen örgütsel tartışmalardan sonra tüzükteki bazı maddeler üzerine değerlendirmeler yapıldıktan sonra değişiklikler yapıldı. 35 kişilik kadın meclisi seçildi Son olarak yapılan seçim gündeminde komiteler oluşturulurken 35 kişilik kadın meclisi seçimle belirlendi. Örgütlenme, Eğitim, Mali, Dış ilişkiler, Sosyal, Barış anneleri, genç kadın ve Dil-Kültür komiteleri kurularak meclisin bu komiteler üzerinden çalışma yürüteceği belirtildi. Yapılan seçimlerden sonra tüm gün devam eden kongre ‘Jin Jiyan Azadi’, ‘Biji Berxwdana Kobane’ sloganlarıyla sona erdi. Kongre Sonuç raporu açıklandı Yayınlanan kongre sonuç raporunda, Kobane direnişinin tüm gerici güçlere bir cevap niteliği taşıdığı belirtildi. Kongrenin sonuç raporunda özetle şu ifadeler yer aldı: ‘‘Ortadoğu ve Rojava’da ki devrimi ve Kobane’ye yönelik IŞID saldırılarını değerlendiren kongremiz, halkımızın YPG ve YPJ öncülüğünde gelişen destansı ve tarihi direnişinin, IŞID ve onun destekleyicisi AKP hükümeti başta olmak üzere, tüm gerici güç ve erkek egemen zihniyet ve terörüne karşı büyük cevap olduğu tespitini yapmıştır. Rojava Devrimi, özelde Kobane direnişi, kapitalist moderniteye karşı tüm kadınların, halkların ve demokrasi güçlerinin hem ortak direniş mekanı olmuş hem de demokratik ulus ve demokratik özerklik modeli haline gelmiştir. Hiçbir Kadın örgütsüz kalmamalı Tarihi görev ve sorumluluklarımızın olduğu bu süreçte, Kadın Kurtuluş ideolojisi ekseninde, örgütlülüğümüz büyütme ve mücadelemizi yükseltme temel hedefimizdir. Bu temelde, önümüzdeki dönem ‘Hiç Bir Kadın Örgütsüz Kalmamalı’ şiarı ile demokratik konfederal sistemin yapı taşları olan meclis ve komün modelinin esas alınması kararlaştırılmıştır. Meclis ve komünlerin amacı kadınların sorunlarını ortak tartıştığı, çözümünü ortak aradığı ve kararlarını ortak verdikleri bir örgütlenme modelini yaratmaktır. Bu temelde Londra ve Londra dışındaki alanlarda kadın meclisleri ve komünleri oluşturma kararı alınmıştır. Ayrıca, önümüzdeki dönem, Roj Kadın Meclisi olarak, kadın deneyimimizi gençlik dinamizmi ile bütünleştirmek için genç kadın örgütlenmesine ağırlık verilmesi kararlaştırılmıştır. TJKE’ye üyelik başvurusu yapma kararı alındı Kongrede, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJKE) kuruluş kongresi selamlanmış ve TJKE’nin Avrupa’da ki kadınların örgütlü kimliği ve ortak mücadele alanı olduğu belirtilerek, Roj Kadın Meclisi olarak TJKE’ye üyelik başvurusu yapılması kongre de karar altına alınmıştır.’’ 12 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Projeyi yürüten Evin Zengin, ile yaptığımız görüşmede projenin amaçlarını ve nasıl yürütüleceğini konuştuk. Genç Barrister adayı Evin Zengin, aile içi şiddet gören kadınlar için tam donanımlı hizmetin olmadığını ve bunun için böyle bir projenin gerekliğini görüp programı hazırlayıp Roj Women ile çalışmalarını başlattı. Zengin, proje kapsamında danışma hattı ve haftalık bire bir görüşmeler aracılığıyla, şiddete maruz kalan, ya da kendini tehlikede hisseden kadınlara yardım eli uzatmayı amaçlıyor. Projenin amaçlarını Zengin şöyle anlattı: ‘‘Toplumda bir çok kadının şiddete maruz kalıp ama her hangi bir yardıma başvurmadıklarını gördüm, ben de buna yönelik çalışma yürütmek istedim. Amacımız sadece hukuki destek değil, aynı zamanda zor durumda olan bayanlara manevi destek verebilmek.’’ Şiddet gören kadınların yardıma başvurmamalarında bir çok etken olduğunu ifade eden Zengin, şöyle devam etti: ‘‘Dil sorunu bunda büyük bir etken. Ya da kadınlar sistemi bilmedikleri için, kendilerini koruyabileceğinden emin olamıyorlar. Çocuklarının ellerinden alınabileceklerini düşünüyor bir çok kadın örneğin. Roj Women’dan Kadınlara yönelik ‘Şiddetsiz bir Yaşam için’ adlı proje On seneyi aşkın tecrübesiyle kadınlara hizmet veren Roj Women, Kürtçe ve Türkçe konuşan şiddet mağduru kadınlara danışmanlık ve ücretsiz hukuki hizmet sağlayan bir proje başlattı. ‘Şiddetsiz bir yaşam için’ adlı proje kadına karşı şiddetle mücadeleyi hedefliyor. sadece bilgi alabilirler. Kendileri istemeden her hangi bir işlem kesinlikle yapmayız. Bizim için öncelik onların kararı’’, dedi. Aile içi şiddet gören kadınların, hayatlarını tehlikeye atan durumlar olduğu halde yardıma başvurmamalarının altında genelde konuyla ilgili toplumsal anlamdaki yanlış algılar bulunuyor. Zengin, bu konuya ilişkin şöyle konuştu: ‘‘Kadınlar, eşlerinden ayrılmalarının ya da böyle bir sorun yaşadıklarının toplum içerisinde bilinmesinden çekinebiliyorlar, biz bu konunun hassasiyetinin farkındayız. Bu yüzden görüşmeler tamamen gizli olur, ve istenmediği taktirde avukata bile bilgi verilmez.’’ Türkçe, Kurmanji, Sorani ve İngilizce konuşan danışmanların bulunduğu programda, kadınlara her aşamada destek sunulacak. Zengin, ‘‘Bize başvuran bayanlara hukuki yardım, danışmanlık, güvenliğiniz için gereken tüm destekler verilir. Ülkedeki yasal durumundan dolayı endişeli olan ve bu sebepten, şiddet gördüğü halde yardım almaktan çekinen bayanlara Son olarak Zengin şöyle dedi: ‘‘Bayanlar kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda bilgi almak için bize baş vurabilirler; ya da sadece hakları konusunda bilgi almak için bizden yardım isteyebilirler.’’ Tanıdığınız birileri için de yardım isteyebilirsiniz Kendisi şiddet gören kadınlar dışında başka birisine yardım etmek isteyenler de programdan faydalanabilecekler. Neden Yardım almanız gerekebilir: • • • • Eşinizden, ya da aile içerisinde: Fiziki şiddet görüyorsanız Şiddet tehditti alıyorsanız Maddi olarak kontrol ediliyorsanız • Cinsel tacize maruz kalıyorsanız • Duygusal baskıyla kontrol ediliyorsanız Nasıl Yardım Alabilirsiniz: Roj Women’e ulaşın: Telefonda 7 gün 24 saat arayabileceğiniz danışma servisi: 07776 326204 lifefreeviolence@rojwomen. org.uk www.rojwomen.org Aynı numaradan arayarak haftalık danışma seansı için bir e bir randevu alabilirsiniz. (Güvenlik ve gizlilik için adres, aradığınızda verilir) Hayatınızın tehlikede olduğunu düşünüyorsanız ve acil durumlarda Polisi 999 numarasından arayınız. Aile içi şiddet konusunda sadece bilgi alınabilir Zengin kendilerine başvuran kadınların sadece bilgi alabileceklerini ve her hangi bir işlem başlatma zorunda olmadıklarını ifade etti. Zengin, ‘‘Biz yasal haklarını kendilerine anlatıp, kendileri, ve var ise, çocukları için en doğru kararı almaları için yardımcı olacağız. Alacakları kararları tamamen kendileri belirleyecek. Başka hiç kimsenin bilgisi olmadan, gelip bizden 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü, 25 Kasım 1960 yılında, Dominik Cumhuriyeti’nde, siyasi aktivist olan, Mirabal kız kardeşlerinin öldürülmelerini anmak için başlatıldı. Patria Mercedes Mirabal Reyes, María Argentina Minerva Mirabal Reyes ve Antonia María Teresa Mirabal Reyes dictator lider Rafael Leónidas Trujillo Molina tarafından katledildiler. Hey yıl, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için 25 Kasım’dan, Dünya İnsan Hakları Günü, 10 Aralık’a kadar 16 Günlük Eylemcilik ilan ediliyor. Çeşitli kadın, toplum ve devlet kurumu bu 16 gün içerisinde yürüttükleri eylemlerle konuya ilişkin etkinlik ve özellikle destek olmak istiyoruz. Çünkü bu durumda eşleri fiziki şiddet yanı sıra, duygusal baskı ve korkutarak çaresiz olduklarını düşündürüyorlar’’, dedi. eylemler düzenliyorlar. Dünya’da kadınlar ve kızların yüzde 35’i yaşamları boyunca bir çeşit fiziki ya da cinsel şiddete maruz kalıyorlar. 15 yaş altı, 30 milyon kız sünnet olma tehlikesiyle karşı karşıya, ve 130 milyondan fazla kız çocuğu ve kadına sünnet yapılmış. Dünya genelinde, bugün yaşayan 700 milyon kadın çocuk yaşta evlendirilmiştir, bunların 250 milyonu 15 yaşından önce evlendirilmiş. 18 yaşın altında evlenen kızların eğitimlerini tamamlamalarının olasılığı daha düşük ve aile içi şiddete maruz kalmalarının ve çocuk doğurma esnasında sorunların yaşanma olasılığı daha yüksek. (Veriler: BM) Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri her ayın 25’ini Turuncu Gün olarak ilan etti- bu günde turuncu giyerek kadına yönelik şiddeti yok etme çağrısına dikkat çekilmesini istedi. Sosyalist Kadınlar Birliği 25 Kasım’a ilişkin ‘25 Kasım Bizleri; Savaşa, Şiddete, Köleliğe Karşı İSYANA ÇAĞIRIYOR!’ isimli açıklamalarında, İşid’in kadınları seks kölesi olarak görmelerini, Rojava’daki kadın devrimine ve kadına yönelik şiddetin yükselişine değinerek kadınları eyleme çağırdılar. Açıklama şöyle: ‘‘Şengal›li Ezidi Kürt kadınlarının soykırımdan geçirilmelerine, pazarlarda satılmalarına, DAİŞ çetelerinin seks köleleri olarak kullanılmalarına karşı; ‘‘Erkek egemen sermaye sistemleri ve DAİŞ çeteleri tarafından Kobane üzerinden Rojava kadın devriminin ortadan kaldırma amaçlı saldırı ve planlara karşı; ‘‘Dünyada ve yaşadığımız Avrupa topraklarında hızla artmakta olan kadına yönelik şiddete ve şiddet mağduru kadınların yaşadıkları hak gasplarına karşı; ‘‘Kadın bedeninin işgali haline gelen emperyalist savaşlara ve yeni savaş planlarına karşı; İSYAN HAKTIR! ‘‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle tüm kadınlarımızı isyanı büyütmeye, Şengal›de, Kobane’de dünyanın tüm ezilen ve sömürülen kadınları adına direnen, karanlığa barikat olan yiğit kadınlarla dayanışmaya çağırıyoruz!’’ 13 Çarşamba, 19 Kasım 2014 25 Kasım Eylem ve Etkinlikleri 22 Kasım Cumartesi: Panel 1: Kobane, Savaş, Şiddet ve Kadın Katılımcılar: Rojava’lı kadınlar, SKB Temsilcisi ve Feride Kumbasar (IMECE Women’s Centre- Direktörü) Yer: GİK-DER Lokali (Unit C1, 3-19 Victorian Grove, London N16 8EN) Saat: 14:00-16:00 Düzenleyen: SKB Londra Panel 2: Şengal’de Kadın Kırımı, Çatışma, Cinsel Şiddet ve Kadın Kurtuluş Mücadelesi Yer: SOAS Üniversitesi (Khalili Lecture Theatre, London WC1H 0XG) Saat: 17.00-20.00 Düzenleyen: Women Alliance, Roj Women, SKB Londra, KWO ve Kürt Kadın Kurumları 23 Kasım Pazar: Miting Yer: Trafalgar Square Saat: 13.00 -16.00 Düzenleyen: Women Alliance, Roj Women, SKB Londra, KWO ve Kürt Kadın Kurumları 25 Kasım Salı Flashmob- İran Kürt Kadın Hakları Kurumu (IKWRO) kadın sünneti ve zorunlu evliliklere dikkat çekmek amacıyla flashmob gösterisi gerçekleştirecek. 22 Kasım, saat 12:00’de hazırlık çalışmaları olacak. Katılmak için youth@forwarduk. org.uk email adresinden kayıt yapabilirsiniz. Yer: Merkez Londra Saat: 19:00 Düzenleyen: İKWRO, Forward UK Mum Yakma Eylemi Yer: Highbury Fields (Corner of Highbury Cresent and Highbury Place) Saat: 18.30 - 20.00 Düzenleyen: Million Women Rising 29 Kasım Cumartesi: Kobane ile Dayanışma Kermesi Yer: Wood Green Kütüphane önü Saat: 14.00 - 17:00 Düzenleyen: SKB Londra 30 Kasım Pazar: Kobane ile Dayanışma Kahvaltısı Katılımcılar: Suruç, Cizire ve Hewler’de kampları ziyaret eden Heyetlerden temsilciler Yer: GİK-DER Lokali Saat: 11.00 Düzenleyen: SKB Londra Özgürce HATICE GÜDEN [email protected] 25 Kasım ve erkekler “Savaşa ve Şiddete Karşı; İsyan, Barikat, Örgütlenme!..” Bu çağrı, Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)’nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla çıkarmış olduğu bildiri metninin başındaki cümle. SKB’li kadınların gerek yayımladıkları bildirinin içeriği ve gerekse de çıkarmış oldukları çalışma programları, eylem ve etkinlikler bakımından 25 Kasım’da güncel politik gelişmelerle ciddi bağlar kurarak yürüdüklerini görüyoruz. Bu yıl öne çıkardıkları konu ise savaş ve şiddet olmuş. Başta Rojava devrimine yönelik saldırlar olmak üzere Avrupa topraklarında yaşanmakta olan savaş olasılığına da dikkatleri çeken kadınlar, kadınları sadece aile içi şiddetle kendilerini sınırlandırmamalarının uyarısını da yapmış oluyorlar. Daha da önemlisi, Kobane direnişi üzerinden devrimin güncelliğini hatırlatıyor, sosyalizm alternatifine çağrıda bulunuyorlar. SKB’nin 25 Kasım nedeniyle çıkarmış olduğu plan ve politika; kadınların, sadece kadın özgürlük kavgasının önderliğini değil, ait olduğu sınıf ve tabakalar içerisinde önderleşmesini de hedefleyen bir politika. Bunun, oldukça önemli ve güçlendirilmesi gereken bir hat olduğuna inanıyorum. Keza, SKB’li kadınların yürüdükleri bu hat, açıktır ki sınıf kardeşleri erkekler tarafından da savunulması, izlenmesi ve sahiplenilmesi gereken bir hattır. Kadın özgürlük mücadelesini kadınlara havale eden, kendi cinsiyet egemenliği ile hesaplaşmayan hiçbir ilerici, yurtsever, devrimci, sosyalist ve komünist; bırakın özgürlük mücadelelerine önderlik etmeyi, saydığımız sıfatları bile hak edip etmeyecekleri tartışma götürür. 25 Kasım, her ne kadar kadınların; erkeğin, devletin ve sermayenin her tür şiddetine karşı mücadeleyi eksen alan takvimsel bir günü olsa da aynı zamanda bir iç hesaplaşma takvimidir de. Kadının özgürlük kavgasına ve gerekliliğine inanan, işçi ve emekçi kadınlarla kader ortaklıklarına inanan erkeklerin, kendilerine sunulan toplumsal cinsiyet kültürü, erkek egemen anlayış, yaşam alışkanlıkları ve kültürü ile ne kadar çatıştıkları, hesaplaştıkları ve sorguladıkları bir gün olduğu / olması gerektiği inancındayım. Fakat gerçekten bu sorgulama ne kadar yaşanıyor?.. Ya da nasıl yaşanıyor?.. Örneğin, 25 Kasımlarda özgürlükçü erkekler olarak hiç ‘erk’le hesaplaşma kürsüleri kurabildik mi? Paneller, söyleşiler, yapabildik mi? Kendimizle hesaplaşan makaleler yazabildik, bildiriler çıkarabildik mi? Sokak gösterileri düzen- leyebildik mi?.. Bırakalım 25 Kasım’ı, her gün yaşanmakta olan -ki bazen vahşet boyutlarına ulaşan- kadına yönelik şiddete ilişkin kadınlardan bağımsız hiç eylem düzenleyebildik, sokaklara çıkabildik mi?.. Bütün bu saydıklarımız, bir hesaplaşma aracıdır. Eğer bunları yapmamış ve sadece kadınların düzenledikleri eylemlere katılmayı –ki bu da oldukça sınırlı- seçiyor ve kadın köleliği üzerine kurulu avantajlarımızı kullanmaktan rahatsızlık duymuyorsak, orada bir hesaplaşmadan söz edemeyiz. Dolayısıyla, gerçek bir hesaplaşmanın yaşanmadığı koşullarda kendisini ‘kadın özgürlük mücadelesinin erkek dostları’ olarak tanımlayan erkeklerin, kadınların düzenledikleri eylemlerde olmaları bir dayanışmayı değil, aksine kendi kendimizi kandırmanın, yaşanan durumun üzerinin örtülmesinin, görev savıcılığın araçları haline gelmektedir. Yıllarca, gerek 8 Mart’larda ve gerekse de 25 Kasım’larda aynı sınıfın mensubu erkeklerle yürümenin gerekliliğine inanmış ve bunun mücadelesini yürütmüş biri olarak görüyorumki bu çaba, bizleri ilerletmedi. Erkek arkadaşlarımızı da ilerletmedi, sorgulatmadı, değiştirmedi. Aksine mevcut erkek egemen duruşları ile barışık yaşamalarının yolunu açtı. Bu nedenle, maalesef artık bu takvimsel günlerimizde erkek sınıf kardeşlerimizle birlikte yürüyerek onların görev savıcı tutumlarının suç ortağı olmak istemiyorum. Kimi erkek okurların “biz geleneksel erkeklerden farklıyız” dediklerini duyar gibiyim. Öyle inanıyorum ki fark, pratikle somutlaşır!.. Eğer görev savıcılıkla değil, gerçek bir hesaplaşma ile yol arkadaşlıkları yapacaksak hiç durmayın. İşte 25 Kasım. Farklılıklarınızı fark ettirecek bir fırsat. Örneğin; neden erkekler olarak sokaklara çıkmayasınız?.. Neden erkek egemenliğini ve şiddetini sorgulayan kürsüler kurmayasınız, paneller yapmayasınız? Neden özgürlükçü erkekler olarak 25 Kasım’da kadına yönelik şiddeti mahkum eden bildiriler çıkarıp dağıtmayasınız?.. Evet, toplumsal basıncın altında kalmadan, yapacaklarımızdan utanmadan, sıkılmadan, her hangi bir özgürlük kavgasını yürütürcesine sahiplenerek kendimiz ve hemcinslerimizin erkek egemen anlayış ve yaşam tarzları ile gerçek bir çatışma başladığı anda başlayacak kadın ve erkeklerin gerçek yol arkadaşlığı!.. 25 Kasım hepimizi göreve çağırıyor!... 14 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Gazeteci Şık: Kürt hareketi her koşulda kendisini var edebildi düşmemesini umuyorum, aksi takdirde İstanbulda gibi bir yerde bile saldırılar olabilir.’’ dedi. Şık konuşmasına şöyle devam etti: Londra Türk-Kürt Toplum Merkezinde (Day-Mer) yapılan “Gezi’den Kobanê’ye, Güncel Gelişmeler ve Medya” paneline Gazeteci Ahmet Şık ve İsmail Saymaz katıldı. Panelde konuşan gazeteci Ahmet Şık, Devletin tüm şiddetine rağmen Kürt hareketi kendisini var etmeyi başardığını, Kandil’i temsil eden bir parti olsaydı ona oy verebileceğini ifade etti. Geçtiğimiz hafta Çarşamba günü Day-Mer’de yapılan “Gezi’den Kobanê’ye, Güncel Gelişmeler ve Medya” konulu panele gazeteciler Ahmet Şık ve İsmail saymaz katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Arif Bektaş yaptı. Paneli yöneten Arif Bektaş, Gezi öncesinde AKP’nin toplum üzerindeki baskıları ve kendisinden olmayanı yok saymasının büyük bir öfke biriktirdiğini ve Gezi Parkı ile bu hoşnutsuzluğun patladığını söyledi. Bektaş, Kobanê’nin düşmesi için de AKP’nin bütün gayretini gösterdiğini vurguladı. Bektaş’tan sonra İlk sözü alan gazeteci İsmail Saymaz, Gezi Parkının herkes için farklı bir anlamı olduğunu, ancak kendisi için bir rahatlamanın yaşandığı dönem olarak tanımladığını ifade etti. Gezi parkında bir araya gelen çok farklı kesimlerin özgürlük çerçevesinde bir araya geldiğini ifade eden Saymaz, ‘30 senelik kirli iç savaşla kirlenen toplumun böyle yapması kolay bir durum değildi’ dedi. Kobane eylemlerinde 50’ye yakın insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Saymaz, ‘Bu haklı tepkiye, Türkiye toplumu Tarafından doğru yaklaşılmadı’ dedi. Türkiye Cumhuriyeti Gezi’den ders çıkarmadı Ne CHP’nin ne de AKP’nin Gezi’yi anlamadıklarını ifade eden gazeteci Ahmet Şık, Gezi ile ortaya çıkan toplumsal muhalefetin büyük bir korku yarattığını belirtti. Kobane’deki direnişe de değinen Şık, ‘‘Kobane’nin ‘‘CHP’den Kürt meselesine dair duyduğumuz tek sözü ırkçı sesler. Meselenin ne olduğunu kavrayan ve doğrusu şudur diyen kimse göremiyorum CHP’de. Dolasılıyla ‘YPG terör örgütü değildir’ söyleminin samimiyetsizliğini şuradan anlıyoruz, ‘çözüm sürecinde neden Öcalan ile görüşüyorsunuz diyorlar’. Onların anlayışına göre‘Suriye’nin teröristi terörist değil, Türkiye’nin ki teröristtir’. Bana sorarsanız, Öcalan danışmanlık kurumunun sözcüsü olarak dursun, ben tek adresin Kandil olduğunu düşünüyorum. Siyasi temsiliyet te farklı kurumlar olabilir ama bu işin başlı başına tarafları bellidir. Kişisel olarak ta, Türkiye’deki real siyasetin en doğru analizini, her meselede, Kandil’deki kadronun yaptığını düşünüyorum.’’ Yoğun ilginin olduğu panel yapılan soru-cevap bölümünden sonra sona erdi. 15 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Ertuğrul Kürkçü: PKK hiçbir zaman terör listesinde olmayı hak etmedi Salı akşamı parlamentoda düzenlenen bir toplantıya katılan Halkların Demokrasi Partisi milletvekili Ertuğrul Kürkçü, PKK’nin ezilen bir halkın mücadelesini verdiğini ve hiçbir zaman terör listesinde olmayı hak etmediğini belirtti... Rojava Kuzey Kürdistan için de model olabilir Başkent Londra’da Birleşik Krallık parlamentosunda Kurdish Progress tarafından organize edilen toplantıya katılan HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü önemli açıklamalarda bulundu. İşçi partili milletvekili Wayne David tarafından yapılan açılıştan sonra söz hakkı alıp çözüm sürecine değinen Kürkçü: ‘‘Kobane için yapılan eylemlerden sonra yaklaşık bir aydır diyalog ortamı hükümet tarafından kesilmişti, ancak Pazartesi günü görüşmeler tekrar başladı.’’ dedi. Bölgenin en mantıklı çözümü Demokratik Konfederalizm’dir Ortadoğuda devam eden savaş ve trajedilere değinen Kürkçü, bölgenin geleceğinin çözümünün Demokratik Konfederalizm’de olduğunu ifade etti. Kürkçü şunları belirtti: ‘‘Bu aşamada önemli olan şey bölgenin geleceğinin nasıl şekilleneceğidir ve Kürt halkının bu yeni yapısında rolünün ne olacağı. Aslında, bu sorunun en mantıklı cevabını PKK ve lideri Abdullah Öcalan verdi. Demokratik cumhuriyetlerde demokratik konfederalizm.’’ Rojava’nın kantonlarındaki demokratik yapılara dikkat çeken Kürkçü, bunun Kuzey Kürdistan için de iyi bir model olabileceğini belirtti. Kürkçü şöyle devam etti: ‘‘Kuzey Kürdistan için Kobani modeli çok önemli, ve Türkiye’nin muhalefet kesimi için de önemli çünkü etnik, kültürel farklılık ve seküler yönetim üzerine kurulu. Bu yüzden Kobane Türkiye’nin muhalefet kesiminden destek gördü.’’ PKK terör listesinden çıkarılmalı PKK’nin terör listesinden çıkarılmasının önemine değinen Kürkçü, bunun için çalışmalarını devam edeceklerini belirtti. Kürkçü: ‘‘Bizim beklentimiz Öcalan’ın barış süreci çağrısına destek yakın gelecekte büyür. Biz, Kürt sorununa geçerli bir çözüm için mücadele etmeye devam edeceğiz. PKK terör listesinden çıkarılması için diplomatik çalışmalarımızı hızlandıracağız. Bu listeden çıkarılmayı artık hak ediyor; terör listesinde olmayı hiç bir zaman hak etmemişti aslında, çünkü ezilen bir halk için özgürlük kavgası içerisindeydi. İkinci olarak beklentimiz, Ortadoğu’nun genelinde, Kobane’deki kendini yönetme (self rule), sadece Suriye Kürtleri için değil ama bölgedeki tüm halklar için geçerli bir model olması.’’ Toplantı soru cevap bölümünden sonra sona erdi. 16 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Dersim-Der’den Seyit Rıza anması Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıldönümünde, Kürdistan tarihinin en kanlı ve vahşi katliamlarından birisi olan Dersim katliamında yaşamını yitirenleri anmak amacıyla Dersim-Der tarafından bir panel düzenlendi. Dersim-Der tarafından Tilkililer derneğinde yapılan ‘Katliamdan günümüze Dersim’ konulu panele Kazım Gündoğan konuşmacı olarak katıldı. Pazar günü yapılan anmaya çok sayıda kişi katıldı. Dersim katliamı başta olmak üzere özgürlük ve demokrasi uğruna yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan program kısa film gösterimi ile başladı. ‘Kendi gerçekliğimize yabancılaştık’ Panelde konuşan Kazım Gündoğan kendi gerçekliğine yabancılaşan bir toplum olduklarını ve yabancılaşmayı yeni yeni aşmaya çalıştıklarını belirtti. Gündoğan şunları belirtti: ‘‘Bizim bir hafıza problemimiz var. Kendisine ve kendi gerçekliğine yabancılaşan bir toplum. Son 10 yıla kadar Alevi sorununu konuşamaz durumdaydık. Kürt meselesi şu veya bu şekilde konuşuluyordu, çünkü onların güçlü bir örgütlülüğü ve mücadelesi o aşamaya getirmişti. Kart-Kurt meselesinden Kürt gerçekliği meselesine gelmişti. Ama Alevi toplumu açısından henüz böyle bir şey oluşmuş değildi.’’ ‘İsyana dair emare bulamadık’ Yaptıkları tüm araştırmalarda Dersim’de isyan olduğuna dair bir işarete rastlamadıklarını ifade eden Gündoğdu, Dersim’de yapılan soykırıma gerekçe yaratmak amacıyla resmi ideolojisinin ürettiği bir yalan olduğunu belirtti. Gündoğdu konuşmasına şöyle devam etti: ‘‘Yüze yakın tanık ile röportaj yaptığımızda, isyana dair hiçbir emare bulamadık. Aşiret yapılarını inceledik, Seyiz Rıza, Nuri Dersimi ve daha bir çok kişiyi inceledik, cumhuriyet tarihi, kuruluş belgeleri, 1938’ler dünyasını inceledik. Yaptığımız tüm inceleme ve araştırmalardan şöyle bir sonuca vardık. Dersim’de bir isyan yoktu. Dersim bir soykırımdı. Ve biz bunu yalan üzerine kurulu resmi ideolojinin etkisinde kalan milyonlara anlatmaya başladık. Birleşmiş Milletler 48 soykırım belgelerini inceledik, kriterlerine baktık. Orada 5 kriter vardır ve bunların 4 tanesi Dersim’de uygulanmıştır. Ve bu Devletin resmi belgelerinde var. Zaten açıkça yazılmış, ‘Vazifemiz Türkiye’de yaşayan herkesi Türk ve Türkçü yapmaktır, Türk ve Türkçü olmayanları sistemli bir şekilde kesip atacağız’. Bu şu anlama geliyor, Türk olmayan, Kürd’ün, Alevi’nin, Ermeni’nin, Rum’un işini hal edeceğiz. Devlet Dersim’e girdiğinde sen Zaza mısın, Alevi misin, Kürt müsün, Türkmen misin ayırımı yapmadı. Tek bir ayırım yaptı, sünni misin, değilmisin. Orada Kürt Aleviler de öldürüldü, Türk Aleviler de öldürüldü. Sünniler dışında tüm halklar katledildi. Devlet böyle yaklaşırken, biz halen parçalı bir duruş içindeyiz. Bundan kurtulmamız ve tedavi etmemiz lazım.’’ Dersim katliamı Atatürk’ün emriyle gerçekleşti Dönemin başbakanı İsmet İnönü Dersim harekatının başarılı olduğunu ve farklı bir harekata gerek olmadığını, asimilasyon politikasının yeterli olacağını ifade etse de, Kemal Atatürk’ün bundan tatmin olmadığını ve ‘temizlik harekatının’ mutlaka yapılması gerektiğini dediğini ifade eden Gündoğdu, daha sonra İsmet İnönü’nün yerine Celal Bayar’ın atandığını ve Dersim katliamının Atatürk’ün emriyle başladığını belirtti. Gündoğdu devamında şunları belirtti: ‘‘Seyit Rıza ve arkadaşlarının yakalandıktan sonra 18 Eylül 1937 günü başbakan İsmet İnönü mecliste Dersim katliamı ve harekatı hakkında sunum yapar. 4 Mayıs kararı başarıyla uygulandı, tüm aşiret reisleri ve seyitleri yakalandı, bazıları öldürüldü, toplam 290 şaki öldürüldü, Dersim harekatında hedeflediğimiz başlarını koparma işini başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Bundan sonra askeri harekata gerek kalmamıştır. Bundan sonra asimilasyona devam etmemiz lazım.’’ Bu konuşmayı dinleyen Kemal Atatürk, mareşal Fevzi çakmak bir bilerine bakarlar ve ‘Hayır, Buraya bir temizlik harekatı lazım’ derler. Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak bu konudaki kararlıklarını korurlar ve İstanbul’dan Ankaraya dönerken Atatürk, İsmet İnönü’ye, ‘İsmet sen çok yoruldun, büyük bir harekat yönettin, tebrik ediyorum, sen biraz dinlen der’. Çünkü önceden tatışmışlardır ve İnönü’nün temizlik harekatını yapmayabileceğini düşünürler. Bunun üzerine İsmet İnönü 28 Eylül’de istifasını verir ve yerine Celal Bayar atanır. Ve Dersim soykırımı dediğimiz, taş üzerinde taş bırakılmadığı, zehirli gazların kullanıldığı, Yediden yetmişe herkesin yakılarak, nehirlere atılarak katledildiği süreç Atatürk’ün emriyle 1938’de gerçekleşir.’’ Dedelerimizin kemikleri yok ama CHP’yi savunuyoruz Dersim’lilerin CHP’yi savunmasını da eleştiren Gündoğan, bunun da sosyolojik nedenlerinin olduğunun altını çizdi. Gündoğan konuşmasını şöyle sonlandırdı: ‘‘Kendimiz olamadığımız için CHP’yi savunma ihtiyacı duyuyoruz. Bizim dedelerimizin kemikleri yok, mezarları yok ama CHP’yi biz savunuyoruz. CHP halkları mağdur ediyor, ama ne yazık ki garip bir biçimde böyle bir CHP’lilik var.’’ Program soru-cevap bölümünden sonra sona erdi. 17 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Büyükelçi Richard Moore Diyarbakır belediyesini ziyaret etti Cameron’dan ekonomik kriz uyarısı G-20 zirvesinde konuşan Başbakan David Cameron, küresel finans krizinin başlamasından altı yıl sonra küresel ekonomide bir kez daha kırmızı ikaz ışıklarının yandığı uyarısı yaptı. İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Richard Moore, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat Anlı’yı ziyaret etti. Bölgedeki ve kentteki güncel siyasi gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere büyükelçi Richard Moore ve Politika ve İnsan Haklarından Sorumlu Ataşe Nadya Hashmi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Eş Başkanlar Kışanak ve Anlı tarafından karşılanan Moore, en son 1990’da geldiği Diyarbakır’da olmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. Diyarbakır büyükşehir belediyesi eşbaşkanı Kışanak da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, yerel yönetimlerdeki eş başkanlık sistemini anlattı. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde kadınların seçme ve seçilme hakkının olduğunu anımsatan Kışanak, ancak temsiliyetin çok düşük kaldığını söyledi. Yerel siyaseti genel siyasetten daha çok önemsediklerini belirten Kışanak, genel yönetimde kadınların parti yönetiminde karar mekanizmalarına alınmayabildiklerini ancak yerel seçimlerde her alanda direkt karar alma süreçlerinin içerisinde olduklarını belirtti. Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Anlı da Büyükelçi’ye Kürtçe “hoş geldiniz” diyerek kendilerini Diyarbakır’da ağırlamaktan mutlu olduklarını belirtti. Anlı, Mezopotamya topraklarında 5 bin yıl önce de kadınların yaşamı ördüğünü anımsatarak, bugün de yeniden akılları ve emekleriyle hayatı örgütlediklerini belirtti. Avusturalya’nın Brisbane kentinde düzenlenen G-20 Zirvesi’ndeki izlenimlerini İngiliz The Guardian gazetesi için kaleme alan Cameron, “Küresel ekonominin ekranında bir kez daha kırmızı ikaz ışıkları yanıyor” değerlendirmesini yaptı. Cameron, Avro Bölgesi’nin yüksek işsizlik, azalan büyüme, fiyatların düşmesi yönündeki reel riskle birlikte üçüncü bir resesyonunun kıyısında bocaladığını belirterek, “Ekonomik iyileşmenin ilk aşamalarında büyümenin itici gücü olan gelişmekte olan ekonomiler şimdi yavaşlıyor. Epidemik Ebola, Orta Doğu’daki çatışmalar ve Rusya’nın Ukrayna’daki yasa dışı eylemleri sürerken küresel ticaret görüşmelerinin gecikmesi istikrarsızlık ve belirsizliğin tehlikeli sahnesine katkı yapıyor” ifadelerini kullandı. İngiliz ekonomisi büyümeye devam ediyor Öte yandan makalesinde İngiliz ekonomisinin büyümesini sürdürmeye devam ettiğini vurgulayan Cameron, “Son yıllarda verdiğimiz zor kararların ardından en fazla sayıda yeni işletme kazandırarak, yıllık bazda işsizlikte en fazla düşüşü ve son dört yılda 1,75 milyon yeni istihdamı sağlayarak G-7 ülkeleri içerisinde en hızlı büyüyen ekonomi olduk” hatırlatmasını yaptı. Cameron, İngiliz ekonomisinin olumlu seyretmesine rağmen, küresel gelişmelerin İngiltere’deki ekonomik toparlanma için de risk oluşturduğunu vurgulayarak, Avro Bölgesi’ndeki yavaşlamanın etkilerinin şimdiden imalat ve ihracatta görüldüğünü kaydetti. Cameron, İngiltere’nin küresel gelişmelerden kendisini tamamen muaf tutamayabileceğini, fakat olası bir küresel ekonomik gerileme halinde de gereken tedbirlerin alınacağına işaret etti. İngiltere’nin küresel belirsizlik ortamına rağmen borçlarını azaltmak konusunda kararlı davranacağını belirten Cameron, “Açığımızı azaltmak konusunda uzun vadeli planlarımıza sıkı sıkıya sarılarak, ek borç almadan parasal politikamız yoluyla büyümeyi desteklemeye devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı. ABD AB serbest ticaret antlaşması 10 miyar sterlin kazandıracak Makalesinde Avrupa Birliği ve ABD arasında yapılması planlanan serbest ticaret anlaşmasına da değinen Cameron, olası bir anlaşma sağlanması halinde bunun tek başına İngiliz ekonomisine yaklaşık 10 milyar sterlin değerinde bir katkıda bulunacağını bildirdi. Cameron, AB’ye daha fazla ticaret anlaşmasının ivedilikle imzalanması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Yeni AB Komisyonu yapılacaklar listesinin en başına koymalı. AB ekonomilerinin aksadığı bir ortamda böyle bir fırsatta geri duramayız. Avusturalya, Çin ve Hindistan’la daha fazla ticaret anlaşması imzalamalıyız. Daha fazla ülkeyi, herkese açık serbest piyasa ve serbest ticaretten faydalanmaları konusunda ikna etmeliyiz. Enflasyon 1.3’e yükseldi Ulusal İstatistik Ofisi’nden (ONS) yapılan açıklamaya göre, ülkede enflasyon ekim ayında yüzde 1,3’e çıktı. İngiltere›de enflasyon bir önceki ayda yüzde 1,2 düzeyinde ölçülmüştü. Enflasyondaki artışa, kültürel faaliyetlerle dinlenme, eğlence ve eğitim sektörlerindeki fiyatların yükselişi gerekçe gösterildi. İngiltere Merkez Bankası (BOJ) Başkanı Mark Carney, geçen hafta yaptığı “enflasyon raporu” toplantısında, önümüzdeki altı ay içerisinde enflasyonun yüzde 1’e doğru gerileyebileceğini söylemişti. Uzmanlara göre İngiltere›de enflasyonun ekim ayında bir önceki aya kıyasla artması, İngiltere›nin politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmesi için gerekçe oluşturmuyor. İngiltere Merkez Bankası, 2009 yılından beri politika faizini tüm zamanların en düşük seviyesi olan yüzde 0,5’te tutmaya devam ediyor. Ağustos ayında İngiltere Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun açıklanan tutanaklarında, faiz konusunda ilk kez görüş ayrılıkları yaşadığı görülmüştü. Eylül ayındaki para politikası toplantısında ise kurul üyeleri faiz artırımı kararı konusunda bir kez daha bölünmüştü. Söz konusu toplantı tutanaklarına göre kurulun iki üyesi faiz artırımına sıcak bakarken, diğer yedi üyesi faizlerin artırılmaması yönünde oy kullanmıştı. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney, daha önceki konuşmalarında olası bir faiz artışının kademeli şekilde yapılacağını belirterek, önümüzdeki yılın ilkbahar aylarında faizlerin artırılabileceğine işaret etmişti. 18 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Kobane ve Şengal için yardım fuarı İşid’in saldırıları sonucunda, Kürdistan’da, yerlerinden olan iç göç mağdurları için yürüttükleri çalışmalara destek sunmak amacıyla, Kürt Doktorlar Birliği için başlatılan yardım kampanyası kapsamında fuar gerçekleşti. Pazar günü, Dalston Pier’de gerçekleşen fuarda, yemek ve içecek satışları, giysi, ev eşyaları gibi bağışlanan eşyaların satışı, oyunlar, ve aktiviteler aracılığıyla para toplanıldı. Fuar, Süheyla Yücebağ ve Erdal Aslan’ın öncülüğünde organize edildi. Toplum içerisinden ve çevre halkın yoğun ilgi gösterdiği fuarda ev yapımı yemekler ve kekler büyük beğeni aldı. Gönüllü bir bayanın yaptığı, doktor önlüğü şeklinde olan, ‘Made in Kobane’ tiketi bulunan, ‘Dr. Şengal’ keki açık artırımda satışa sunuldubüyük ilgi gören açık artırımda kek 130 sterline satıldı. Resim yapmak, yüz boyaması ve çeşitli oyunlarla çocuklar eğlenceli bir Pazar geçirdiler. Gün boyu süren satışlar ve bağışlardan 2,500 sterlin toplanıldı. Perşembe akşamı Haringey’deki Şelale Restaurant’ta yardım yemeği düzenmiş ve bu etkinlikten 3,380 sterlin toplanılmıştı. Foto Özge Öztürk 19 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Dünyanın en uzunu ve en kısası Londra’da buluştu Guinnes rekorlar kitabında “Dünyanın en uzun boylu adamı” olarak yer alan Sultan Kösen ve “Dünyanın en kısa boylu adamı” Chandra Bahadur Dangi Londra’da buluştu. Guinness Rekorlar Kitabı’nın 60. yıl dönümü dolayısıyla başkent Londra’da düzenlenen etkinliğe, 2 metre 51 santimetrelik boyuyla Dünyanın en uzun boylu adamı” ünvanını koruyan Mardin’li Sultan Kösen dünyanın en kısa adamı ile Londra’da bir araya geldi. Tarihi parlamento ve Big Ben saat kulesinin yakınında düzenlenen etkinlikte Sultan Kösen, 54,6 santimetreyle “dünyanın en kısa boylu adamı” olan Nepalli Chandra Bahadur Dangi ile ilk kez bir araya geldi. Basının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte Kösen ile Dangi el sıkıştılar ve gazetecilere poz verdiler. İlk kez 1955 yılında basılan ve şimdiye kadar 132 milyon kopya satılan Guinness Rekorlar Kitabı›nın 60. yıl dönümü dolayısıyla dünyanın birçok şehrinde yeni rekor denemeleri yapılacak. Ferhat Tunç, 30. Sanat yılı konseri için Londra’ya geliyor Sanat hayatının 30 yılını geride bırakan sanatçı Ferhat Tunç, 30. sanat yılı konserleri kapsamında 23 Kasım Pazar günü saat 19.00’da Tottenham Celby center salonunda hayranlarıyla bir araya gelecek. Ferhat Tunç geride bıraktığı 30 yıllık sanat hayatı için: ‘‘Sevginin en güzelini ve hakikatin kalıcı misafirliğini bu 30 yıl süresince bağlamama sığınarak yaşadım. Kimliğim ve kişiliğim, bana hürriyet arz eden bağlamam ve sesim oldu. Bunca zulme ve baskıya karşın ayakta kalmanın gücünü halkımın ve kavgasının şarkılarını söylemekten aldım.’’ diyor. ‘Tarih Bize İyi Davranmadı’ belgeselinin gösterimi yapılacak Ferhat Tunç’un 30 yıllık hayatını anlatan ve gazeteci Can Dündar’ın seslendirdiği “tarih bize iyi davranmadi” belgeseli de ilk kez konser akşamı Londra’da izleyiciyle buluşacak. 20 Çarşamba, 19 Kasım 2014 21 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Erol İncedal Bomba yapımına dair belge bulundurmaktan suçlu bulundu Bir süredir Britanya gündeminde geniş yer bulan ve ikinci dünya savaşından bu yana yürütülen ilk gizli mahkeme olan Erol İncedal davasında hakim kararını verdi. ‘Terör eylemlerinde kullanılabilecek bomba yapımına dair belge bulundurmaktan’ suçlu bulunan İncedal diğer suçlardan ise Şubat 2015’te yargılanacak. Kısmen gizli görülen davaya ilişkin haberlere getirilen kısıtlamanın, hâkim Justice Nicol tarafından kaldırılması üzerine, İncedal›ın ‘suçlu bulunduğu’ ve diğer suçlamalarla ilgili yeniden yargılama sürecinin 23 Şubat 2015’te başlayacağı duyuruldu. Mahkeme jürisi 11 Kasım’da İncedal›ın ‘bir hafıza kartı içinde bomba yapımına ilişkin belgeler bulundurmaktan’ suçlu bulunduğu kararına varmış fakat ‘terör eylemine hazırlık yaptığı’ suçlaması konusunda karar çıkmaması üzerine İncedal›ın yeniden yargılanmasına hükmetmişti. Dava süreci Geçen yıl Ekim ayında tutuklanan İncedal’ın arabasında yapılan aramada ele geçirilen hafıza kartında ‘Bomba yapımı’ ile ilgili belgeler bulunmuştu. İncedal’ın üzerinde ayrıca eski başbakan Tony Blair ve eşinin ev adresleri çıkmıştı. Mahkemenin verdiği bilgilere göre İncedal’a ait Cep telefonunda İşid terör örgütünü övücü meteryaller bulunmuş. İncedal’ın telefonunda ayrıca bulunan “k 11 22 aaa shhh” ve “mo88m 55bayy style” gibi şifreli mesajlar, Jüri tarafından ‘Bombay tarzı saldırı’ olarak yorumlanıyor. Bombay Saldırısı, 26 ve 29 Kasım 2008 tarihlerinde Hindistan’ın en büyük şehri olan Bombay’a Pakistan’dan deniz yoluyla sızan İslamcı teröristler tarafından şehrin 10 ayrı noktasında yapılan silahlı ve bombalı saldırılar sonucu 173 kişinin ölümü, 308 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir seri intihar eylemidir. 30 Eylül 2013 tarihinde Londra’da arabası polis tarafından durdurulan İncedal›ın Mercedes marka aracına dinleme cihazı Muhafazakar SAPIKLAR! Birleşik Kralllık, eski milletvekilleri ve bakanlar da dahil en az 20 üst düzey devlet görevlisi hakkındaki çocuk istismarı soruşturmasını konuşuyor. Soruşturmada ifade veren bir tanığın, “Muhafazakâr Partili bir milletvekilinin yerleştirilmişti. Dinlemeye takılan bazı konuşmalar da dava dosyasına eklenmiş durumda. İncedal›ın kayıt altına alınan konuşmalarında, malzemeleri sağa sola taşımaktan kurtulmak için ‘gizli bir ev’e ihtiyacı olduğunu; beyazları sevmediğini ve eğer arabasında bir şey bulunursa başının belaya gireceğini söylediği belirtiliyor. İncedal ve Munir Rarmoul-Bouhadjar’ın bir kaç hafta sonra ekim ayında Londra’nın doğusunda gözaltına alınırken, savcı Richard Whittam, zanlılarla birlikte ele geçirilen iphone marka telefonun koruyucusu içinde bomba yapımına ilişkin bilgiler içeren bir hafıza kartı da bulunduğunu söyledi. 12 yaşında bir erkek çocuğunu boğarak öldürdüğü” iddiası, ülkenin kanını dondurdu. ‘Nick’ takma adlı tanık, “Cinayeti gözlerimle gördüm. Beni neden öldürmediklerini sanırım hiçbir zaman bilemeyeceğim” dedi. Nick, cinayetin, katılmaya zorlandığı bir grup seks partisi Rarmoul-Bouhadjar’ın ‘terörizm için yararlı malzemeler bulundurmak’ suçlamasını kabul ettiği belirtildi.Ele geçirilen iphone telefonda ise, bazı sinangogların fotoğrafları ve IŞİD’i destekleyecek malzemelerin bulunduğu öne sürülüyor. Aslen Malatyalı olan Erol İncedal daha bir yaşına doldurmadan babasını kaybettikten sonra annesi ve diğer üç kardeşiyle beraber İngiltere’ye göç ediyor. Alevi bir ailenin çocuğu olan İncedal ortaokul çağında içinde bulunduğu ortamın etkisiyle İslami görüşe yakınlaşıyor ve daha 17 yaşındayken Pakistan kökenli bir kadınla evleniyor. sırasında işlendiğini iddia etti. Çocukları istismar eden devlet yetkililerinin bunun dışında iki cinayet daha işlediğini ileri sürdü. Metropolitan Polis Teşkilatı, iddiaları ciddiye aldıklarını ve cinayetlerle iligili soruşturma başlattıklarını açıkladı. 22 Çarşamba, 19 Kasım 2014 23 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Ersan & Co’dan Kobani ve Şengal’e destek Kaza davaları alanında müşterilerine verdiği servisle tanınan Ersan & Co Avukatlık Şirketi, Kobani ve Şengal için düzenlenen yardım etkinliğine katkı sundu. Elbistan Toplum Merkezinde (El-Com) geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen etkinlikte, kadınlar ve çocuklar için düzenlenen sanatsal aktiviteler ve oyunlarla Kobane ve Şengal’de yaşananlar anlatıldı ve yardım toplanıldı. Etkinliğe katılan, Dr. Meryem Kaya, yazın Alman Kürt Dok- torlar Birliğiyle, Şengal’lilerin bulundukları kamplara gidip tıbbi yardım çalışmalara katıldığını anlattı. Kaya, yardımların gerekli yerlere ulaştığı konusunda emin olduğu için Londra’da kampanya yürütmeye karar verdiğini söyledi. Gün boyu süren etkinlikte çocuklar boya yaptılar, resim çizdiler, bardak süslediler, rozet ve takvim yapıp oyunlar oynadılar. Kamplarda çekilen resimlerle 2015 takvimleri yapıldı. Çekilişin de olduğu etkinlikte, Alman Kürt Doktorlar Birliği’nin Diyarbakır ve Suruç’ta yaptığı çalışmalarına katkıda bulunması için bin 80 sterlin toplanıldı. Kampanyaya destek veren Av. Serpil Ersan da bir çekiliş gerçekleştirdi. Çekiliş için satılan bilet ücretlerinin tümünü kampanyaya bağışlayan Ersan, kampanyaya ayrıca bir de bilgisayar bağışında bulundu. Av. Ersan, Şengal’de Ezidi halkına yönelik katliamları kınadı, eşitlikten, demokrasiden ve özgürlükten yana olan herkesi, IŞİD’e karşı direnen halklara destek vermeye çağırdı. 24 Çarşamba, 19 Kasım 2014 25 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Hackney Kıbrıslılar Derneğinden (HCA) iki etkinlik Uzun yıllardır ülkelerindeki bölünmüşlüğe rağmen barış ve dayanışma içinde Londra’daki yaşamlarına devam eden Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk’lerin bir arada çalışma yürüttüğü Hackney Cypriot Association Kasım ayı içerisinde iki toplumlu etkinliklerine devam ediyor. Özellikle iki toplumun gençlerini bir araya getiren ve sosyal hizmetleri de ihtiyaç duyan vatandaşlara ulaştıran HCA, düzenli olarak gerçekleştirdiği ‘Cypriot pop-up restaurant’ gecesini 29 Kasım’da ve yine Kıbrıs tarihini yakından ilgilendiren ‘Duvarımız’ filminin gösterimini ise 23 Kasım’da gerçekleştirecek. Kıbrıslı insanları bütünleştirmeyi hedefleyen iki toplumlu etkinlikler gençler tarafından büyük ilgi görüyor. ‘Our Wall – Duvarımız’ filmi 23 Kasım’da saat 17:00’da HCA binasının bulunduğu 5 Balls Pond Road, London, N1 4AX adresinde yer alacak. Kıbrıslı Rum Panicos Chrysanthou tarafından yapılan ve belgesel niteliği taşıyan film hem Kıbrıslı Rum hem de Kıbrıslı Türklerin adada, Türkiye’nin ‘mutlu barış harekatı’ ile bölünmesinden önce, birlikte yaşayan toplumlara ait birçok fotoğraf ve görüntüyü içeriyor. Katılımın ücretsiz olacağı film gösteriminde Kıbrısa özgü yiyeceklerde ikram edilecek. Yıllardır devam eden ve aylık olarak düzenli gerçekleştirilen ‘Cypriot popuprestaurant’ gecesi ise 29 Kasım da saat 20:00’da yine HCA binasında yapılacak. Kıbrıslı gençlerin bir araya gelerek kendi kültürlerine ait değerleri yaşatması ve gönüllerince eğlenmesi ile toplumsal birlikteliği hedefleyen etkinlik sınırsız yiyecek ve müzik dinletiside sunulacak, geceye katılım 20 Pound olarak belirtildi. Gecede elde edilen gelir ise yine HCA’in gerçekleştireceği iki toplumlu hizmet ve etkinlikerde kullanılacak. 5 Balls Pond Road, London N1 4AX adresinde bulunan HCA binasını ziyaret edebilir veya dernek ile ilgili 0207 254 7920 numaralı telefonu arayarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Web: www.hackneycypriotassociation.co.uk 26 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Zîlan DİYAR: Vakti Geldi Bizim takvimimiz dünyanın takvimiyle aynı işlemedi. Dağ başlarında önce onlar, yüzler ve sonra binler olan bu kadınları herkes aynı zaman diliminde tanıyamadı. Artık vakti geldi takvimleri birleştirmenin, saatleri ayarlamanın. O yiğit kadınların düş ile gerçek arasında gezinen hayat hikayelerini, anlatmanın zamanı geldi. Dünya bizi konuşuyor; Kürt kadınlarını. Artık dergiler, gazeteler, ajanslarda kadın savaşçıları anlatan haber ve yazılarla karşılaşmak olağan bir durum. Televizyonlar, haber siteleri, ve sosyal medyada onlardan övgü dolu sözlerle bahsediliyor. Kararlı, umutlu ve ışıltılı bakışlarını fotoğraflıyorlar. Bizim köklü geleneğimiz onların yeni tanıştığı bir gerçeklik. Her şeylerinden etkileniyorlar. Gülüşleri, doğallıkları, uzun saç örgüleri, genç ömürlerinin ayrıntıları umutsuzluk sularında çırpınanlara uzanan bir el oluyor. Giydikleri elbiselerden esinlenip modada yeni bir akım başlatmak isteyenler bile var! Ortadoğu’nun renklerini siyaha boyamak isteyen siyah bayraklı adamlara karşı savaşan kadınların bu cesareti nereden aldıklarına, nasıl bu kadar içten güldüklerine şaşırıyorlar. Ben de onlara şaşıyorum. Bizi bu kadar geç görmelerine, tanımamalarına şaşıyorum. Cesaretin, inancın, sabrın, umudun ve güzelliğin sınırlarını genişleten onca yiğit kadını tanımakta, seslerini duymakta neden bu kadar geç kaldılar diye… Sitem bulaştırmak istemiyorum sorularıma. Zamanımız aynı işlemiyordu belki de. Bizi şimdi görenlere anlatacaklarım var, o kadar. Şimdi, bir yarımlıktır bizde. Yanında, yöresinde geçmiş ve gelecek yoksa evrenin kara deliklerinde kaybolan bir tını, bir kabarıştır. Şimdinin coşkusu ve güzelliği, geçmişten bugüne taşıyabildiklerin kadardır ve onu geleceğe taşıma becerisinde. Zîlan’ın haykırışında Dêrsim’de kendini uçurumlardan atan Besê’nin, sadece bedenini değil silahını da düşmana bırakmayan Bêrîtan’ın soluğu saklıdır. Arîn Mîrkan’ın eyleminden sonra bir çöl şehrinde dağ rüzgarı esmesi bundandır. Kara bayraklı adamlara karşı silahlanan Êzîdî kızların yüreğinde kıtalar aşıp ülkesine dönen Binevş Agal’in vatan hasreti vardır. “Ben vatanımda öleceğim” diyen Ayşe Efendi’nin sesinde Zarife’nin soluğu saklıdır. Elinde silahı kucağında çocuğu ile poz veren YPJ savaşçısının gülüşünde, bir psikolog iken dağlarda savaşmayı tercih eden ve geride bıraktığı kızına olan özlemini günlüğüyle paylaşan Meryem Çolak’ın umudu gizlidir. Deniz Fırat gerçeği aramayı Gurbetelli Ersöz’den öğrenmiştir. Leyla Wali Huseyin’e ateşin sırrını Sema Yüce fısıldamıştır. Bugün Kırmızı Fularlı Kız’a “Onu dağa çıkaran nedenler neydi” diye soranlar, vaktiyle Ekin Ceren Doğruak’ı, Hüsne Akgül’ü tanısalardı bu sorunun cevabını bulabilirlerdi. YPG’ye katılan ABD’li, Kanadalıları görünce şaşıranlar, 1998’te katledilerek bir toplu mezara konulan, kemikleri bulunduktan sonra adına bir anıt mezar dahi dikilmesine tahammül edilemeyen Andrea Wolf’un tanımayanlardır. Bizim takvimimiz dünyanın takvimiyle aynı işlemedi. Onların bakışları uzaklara değen derinlikteydi, adımları hızlıydı, uzağı yakın etmek için öyle sabırsız ve kararlıydılar ki ardlarında bir tek gemi bırakmadılar. İşte bu iki neden bizi dünyanın gerçeğinden ötelere taşıdı. Dağ başlarında önce onlar, yüzler ve sonra binler olan bu kadınları herkes aynı zaman diliminde tanıyamadı. Artık vakti geldi takvimleri birleştirmenin, saatleri ayarlamanın. O yiğit kadınların düş ile gerçek arasında gezinen hayat hikayelerini, masallara benzeyen mutlu anılarını, en yaman öğretici olan yitirmenin bizi ulaştırdığı hakikati anlatmanın zamanı geldi. Geçmişten bugüne taşıyabildiklerimi şimdiye emanet etmenin tam sırası. Ama önce emanetimi bırakmalı, sustuklarımı anlatmalıyım. Dünyanın takvimine erişmek için geçmişimizi şimdiye taşıyorum. Benim geçmişim sizin şimdiki zamanınız olsun. 1997’de Çırav’ın soğuk bahar sabahlarına uyanıyorum. Gecenin ayazından nemlenmiş naylonu üzerimden atıyor ve karşımda yanık tenli savaşçılardan farklı bir yüz görüyorum. Güneş sanki sadece ışıltısını vermiş bu yüze. Elleri, gülüşü zarafetin ve asaletin tarifini yapar gibi. Seviniyorum benden daha yeni bir savaşçı geldi, biraz eskidim diye. Sonra öğreniyorum ki karşımdaki beş yıllık bir gerilla. O zamanlar sadece kod ismini biliyorum; Zinarîn... Saçlarındaki beyaz teller ve gülüşünü yalayıp geçen hüzün olmasa anlamazsınız beş yıllık bir gerilla olduğunu. Hakikati ararken çektiği derin acılardan, ödediği bedellerden habersizim. Yalnız başına bir ağaç gölgesine sığınıp kendini anlattığı defterine neler yazdığını çıldırasıya merak ediyorum. Kısa ömrüne ortak olduğum o anlarda erişemediğim duygularına şehadetinden sonra okuyabildiğim Zinarîn’in Güncesi’nde dokunuyorum. 1997 yılı sonbaharındayım. Sonbaharın yorgun ayaklarını kışa sürüklemeye çalıştığı bir gün. Hüznün Haftanin’i değil, yüreklerimizi fethettiği bir gün. Zinarîn’in şehadetini aylar sonra öğreniyorum. Yitirmek acısına karşı henüz savunmasızım. Zincirlerinden boşalmış bir öfkeyle dolaşırken Meryem Çolak yüzümden ruhumun acıyla kavrulduğunu okuyor. Zinarîn’in şehadetini duyduğumda kimseyle konuşmamama karşılık‚ “Bize küstün mü” diye soruyor. Cevabını kendisi veriyor sorunun, “Bize değil, düşmana küs” diyor. O günden sonra yitirmelere karşı direncim artıyor. Birkaç ay sonra operasyon alanının dışına çıkarmak için yanında bir grup kadınla birlikte Metina’ya doğru yola çıkarılan Meryem Çolak’ın tank pususunda yaşamını yitirdiğini öğreniyorum. Konuşacak son takatini kızına bir selam için değil; silahını, raxtını ve şifreleri yoldaşlarına emanet etmek için harcadığını öğreniyorum o anın tanıklarından. Yıl 1999. İskender’in ordularına geçit vermeyen Zagros dağlarında gerillaların açtığı patikalardayım. Bir ay sürecek uzun yolculuğumuzu yarılamış durumdayız. Yanımda Sorxwîn (Özgür Kaya) var. Bedenine dağ koşullarının söz geçirmesine izin veren ama çocuk yüreğini savaş kanunlarına teslim etmeyen Sorxwînimiz. Bir komutan, bir yoldaş, bir kadın ve bir çocuk. Her kimliği ayrı bir güzellik katıyor ona. Bir aylık zorlu yolculuğun en güzel yanı bizi gazla çalışır hale getirişi. Tabanlarımıza güç veren bu “zırt atma” (abartı) oyununu tabii ki çocuk Sorxwîn buluyor. Hınzırca gülerek‚ “Bu ne ki ben 400 mermisi ile BKC’yi sırtlarım, bir mola vermeden dört saatlik bu tepeyi aşarım” diyor. Kelebekler gibi ateşe koştukları için sizin şimdiki zamanınıza yetişemediler. Ama üç nesildir yaşıyor onlar. Üç nesil onların hikayeleriyle büyüyor, isimlerini taşıyor. Adlarına yakılan türküleri dinliyor. Geride bıraktıkları silahlarını yüklenip Şengal’e, Kobanê’ye, Botan’a, Serhat’a doğru yola çıkıyorlar. Kara bayraklı adamların karartmak istediği dünyayı aydınlatmaya gidiyorlar. Adları Zinarîn, Bêrîtan, Zîlan, Meryem, Sorxwîn, Arjîn, Amara, Viyan, Sara.. Politik Art 27 Çarşamba, 19 Kasım 2014 Dünyanın gözü 6.4 milyar kilometre uzaktaki Philae’de 10 yıllık bir yolculuktan sonra 67P kuyruklu yıldızına iniş yapan ve şarzı bittiği için uyku moduna alınan Philae modülünün ilk inişindeki sekmeyi gösteren fotoğraflar yayınlandı. Güneş enerjisiyle çalışan Philae 67P kuyruklu yıldızının yüzeyine ilk temasının ardından 1,6 kilometre kadar uzay boşluğuna doğru sekmişti. Philae bir kaç dakika sonra yeniden kuyruklu yıldıza geri döndü, ancak modül başta hedeflenen noktanın yaklaşık bir kilometre uzağına indi. ESA’nın yayımladığı fotoğraflarda Philae küçük, bulanık bir nokta olarak görülüy- or. Uzmanlar hemen yakınındaki karanlık noktanınsa modülün gölgesi olduğu sonucuna vardı. ESA’nın uçuş dinamiği uzmanları saatlerce inceledikten sonra fotoğraflar kamuoyuna açıklandı. Philae Rosette uydusu aracılığıyla dünyaya resimler ve diğer verileri yolluyordu, ancak uzmanlar modülün inişiyle ilgili fotoğraflara şimdiye dek ulaşamamıştı. İnişteki hasar İnişte yaşanan sorunlar modülde hasar yarattı ve gölgede kalan güneş enerjili Philae’nin pilini dolduramayabileceği belirtiliyor. Modül pili tükendikten sonra uyku moduna alındı. Ancak uzmanlar modül uyku moduna girmeden önce modüle pozisyonunu değiştirme talimatı göndermişti. Talimatla Philae’nin 4 santimetre yükseltip, ana çerçevesini yüzde 35 oranında döndürerek güneş panellerinin tekrar ışık alması amaçlanıyor. Ancak uzmanlar Philae’nin şu ana kadar yolladığı bilgilerden de “oldukça memnun” olduklarını söylüyor. Philae’nin resmi Twitter hesabından atılan mesajda ‘’Yeni evim 67P kuyrukluyıldızı hakkında size daha fazla bilgiyi en kısa sürede vereceğim... zzzz’’ denildi. Kuyrukluyıldızın 12 saat süren bir gününde modülün üzerine sadece 1.5 saat süreyle güneş ışığı düşüyor. Dolayısıyla Philae’nin kendisini kuyuklu yıldıza taşıyan Rosetta uydusuyla temas kurabi- lecek enerjisinin olup olmayacağı bilinmiyor. Projenin yöneticilerinden Stephan Ulamec, ‘’Sessizliğe gömülmeden kısa bir süre önce araç, topladığı bütün verileri bize ulaştırabildi. Bu araç, çok zor koşullar altında harika performans sergiledi. Philae’nin kaydettiği inanılmaz bilimsel başarı nedeniyle hepimiz gurur duyabiliriz’’ dedi. ESA’ın bilim danışmanlarından Prof. Mark McCaughrean da, ‘’Modüldeki bütün cihazlar tanımlandıkları görevleri yerine getirip büyük miktarda veriyi bize ulaştırdılar, bu da heyecan verici. Philae, kuyruklu yıldız güneşe yaklaştıkça uyanabilir’’ dedi. Philea’nin son gönderdikleri, modülün kuyruklu yıldızın yüzeyindeki kazısından elde ettiği veriler oldu. Yüzeyden malzeme toplayıp elde ettiği verileri dünyaya göndermesi Philae’nin misyonunun en önemli parçasıydı. 2004’te Rosetta uydusuyla uzaya gönderilen Philae, 6.4 milyar kilometre seyahat ettikten sonra geçen hafta Jüpiter’in yörüngesi yakınlarındaki P67 kuyruklu yıldızına iniş yapmıştı. Biliminsanları, modülün gönderdiği veriler sayesinde güneş sisteminin ortaya çıkışına ilişkin yeri bilgiler edinmeyi amaçlıyor. Philae’ye ne olursa olsun Rosetta, 67P’yi uzaktan izlemeye devam edecek. 28 Çarşamba, 19 Kasım 2014 29 Çarşamba, 19 Kasım 2014 21 Mart 20 Nisan Bu dönemde bazı sıkışıklar olsa da, Venüs’ün Yay burcuna ilerlemesi hayata daha pozitif bakabileceğiniz koşullar getirmekte. Aşkta, eğlencede, keyif veren konularda mutlu olabilirsiniz. Uzaklarla ilgili gelişmeler, yolculuklar hayatınıza güzel şeyler katabilir. Bugünlerde mesleki konularda mücadeleci ve kararlı davranmak gerek. Bir bakıma test altında gibisiniz. Rekabet karşısında soğukkanlı kalmaya bakın. Benzer şekilde finansal sorumluluklar, krediler ve borçlar konusunda daha gerçekçi olmanızı gerektiren koşullar var. 21 Nisan 21 Mayıs Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn ilişkilerde, mesleki konularda gerçekçi olunmasını öğütlüyor. Karşınızdaki kişilerin tutumlarının engelleyici olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak sorumluluklarınızı yerine getirdiğiniz durumlarda iş hayatında engellerin de aşıldığını görebileceksiniz. Bu dönemde ortaklı kazançlar, eşinizin maddi konularında ilerleme ve şanslar söz konusu olabilir. Sigorta ya mirasla ilgili işler uzakları da içine alabilir. Bir süredir pek çok konuda yeni bir değerlendirme yapma ihtiyacındasınız. 22 Mayıs 21 Haziran Bu hafta iş ortamınıza ait konuları daha ciddiye alabilir ve sorumluluklarınız açısından yeni bir başlangıç yapabilirsiniz. Şartlar pek parlak olmasa da, iş hayatına odaklanmanız yararlı olacak. Venüs ise karşıt burcunuza geçerek, aşk hayatınız, ilişkileriniz ve arkadaşlıklarınız açısından daha neşeli ve ferah bir ortam yaratıyor. Bu dönemde yeni tanışmalar ya da süregelen ilişkilerin renklenmesi söz konusu olabilir. Başkalarından destekler alabilirsiniz. Finansal alanda ise daha dikkatli olmanız ve harcamalarınızı kontrol etmeniz yerinde olacak. 22 Haziran 22 Temmuz Bu dönemde işle ilgili konulara daha pozitif yaklaşabilirsiniz. İş ortamındaki değişiklikler kendinizi geliştirme ve eğitim imkanı sağlayabilir. Yeteneklerinizi ortaya çıkarabilirsiniz. Ayrıca bu dönemde çocuklarınız, yaratıcı konular ve sevdiğiniz uğraşlara daha ciddi bakmak ihtiyacı duyabilirsiniz. Aşkta iyimserlik pek kolay olmayabilir ancak kendinizi aşırı kasmamaya bakın. Süregelen işlere konsantre olmak gereği var. Bugünlerde kişisel güvenliğinize, kimi zamanda karşınıza çıkabilecek düşmanlıklara karşı tedbirli olmaya bakın. 23 Temmuz 23 Ağustos Uzun bir süredir mesleki konularda kendinizi yeniden geliştirmeye gayret ediyorsunuz. Şartlar çok kolay olmasa da, şimdi uzun vadeli adımlar atmak için yeni bir kararlılık içine girebilirsiniz. Jüpiter’in sizinle birlikte olması bu dönemde sosyal açıdan canlılık ve iyimserlik getirmeye devam etmekte. Özellikle bu haftadan başlayarak aşkta ve sosyal alanda daha mutlu, keyifli olabileceğiniz koşullar doğmakta. Kendinize daha çok zaman ayırabilir, hayatın pozitif yönlerine odaklanabilirsiniz. İşteki streslerin de üzerinden gelebilirsiniz. 24 Ağustos 22 Eylül Bu hafta düşüncelerinizde, zihninizde oldukça yüklü olabilirsiniz. Sorumluluklar ve ciddi işler gündeme gelebilir. Resmi evraklar ya da anlaşmalar konusunda daha kararlı olmanız gerekebilir. Aynı zamanda yakın çevrenizdekilerle, kardeşlerle ilgili konularda yeni sorumluluklar söz konusu olabilir. Pek çok konuda odaklanma gereği var. Ev ve yerleşiminizi ilgilendiren olumlu adımlar ve destekler de söz konusu. İç dünyanızda rahatlama içerisine girebilirsiniz. Benzer şekilde bu dönemde toprağa, gayrimenkule ait uğraşlar olumlu olabilir. 23 Eylül 23 Ekim Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle işe ait parasal konulara ve gelirlerinizi ilgilendiren gelişmelere daha ciddi bir hava katıyor. Mesleki konularda yeteneklerinizi daha ileriye götürmek için daha kararlı davranabilirsiniz. İçerisinde kuralların, resmi koşulların olduğu mesleki adımlar olabilir. Sosyal alanda ve çevrenizle ilişkiler açısından daha mutlu ve keyifli olabilecek gelişmeler de var. Bugünlerde ziyaretler, yolculuklar olumlu sonuçlar ve tatmin getirebilir. 24 Ekim 22 Kasım Uzun bir süredir burcunuzda ilerleyen Satürn bu hafta Güneş’le yan yana gelmekte. Bu durum önünüzdeki engelleri aşabileceğiniz, iş hayatında eski deneyimlerinizden ders çıkarabileceğiniz koşullara işaret etmekte. Bir süredir sizi kısıtlayan süreçlerden yavaş yavaş doğrulmaya başlıyorsunuz. Parasal alanda ve iş konularında içerisinde yabancıların da olabileceği yeni gelişmeler, imkanlar da söz konusu olabilir. Maddi alanda olumlu destekler alarak iş hayatında ilerleme sağlayabilirsiniz. Kendinize güveninizin arttığı görülmekte. 23 Kasım 21 Aralık Bu hafta Venüs’ün burcunuza ilerlemesi ile birlikte iyimserliğiniz artmaya başlıyor. Son zamanlarda ortaya çıkan kısıtlayıcı koşullardan sonra bir ölçüde rahatlayabilirsiniz. Aşkta, arkadaşlıklarda kendinizi olumlu hissedebileceğiniz fırsatlar var. Güzel olan şeylere çekilebilirsiniz. Mesleki konularda ise daha dikkatli olmaya bakmalısınız. Resmi konular ya da tam olarak göremediğiniz koşullar yüzünden bazı kısıtlamalar içinde kalabilirsiniz. Aynı zamanda bu dönemde tamamlanan, sona eren işlerin sizi daha özgür bıraktığını görebilirsiniz. 22 Aralık 20 Ocak Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle gelecekle ilgili planlarınız ve iş hayatınız açısından yeni bir sorumluluk içine girebileceğinizi anlatıyor. Beklentileriniz çok iyimser olmasa da, bu dönemde son derece gayretli ve hırslısınız. Kararlılığınızın sonuç verdiğini görebilirsiniz. Bugünlerde kendinizi öne sürmek konusunda çekincesizce davranabiliyor ve yeni riskler alabiliyorsunuz. Gruplar ve takım çalışmaları ile ilgili sorumluluklar da olabilir. Aşkta ve sosyal alanda ise daha sabırlı olmak gerekebilir. 21 Ocak 18 Şubat HAFTALIK BURCUNUZ Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle mesleki hedefleriniz ve kariyeriniz açısından son derece önemli kararlara ve adımlara işaret etmekte. Başarılı olmak konusunda kararlısınız. Eğer elinizden gelen çabayı ortaya koyarsanız, kendinize olan güveninizi de arttırmış olacaksınız. Oldukça dikkat çekebilirsiniz. Aşkta ve arkadaşlıklarda ise çok daha pozitif bir atmosfer gelişiyor. Bu dönemde içerisinde olduğunuz gruplar, sosyal koşullar size olumlu haberler getirebilir. Yeniden dışa dönmek için uygun zamandasınız. 19 Şubat 20 Mart KARİKATÜRLER Bu dönemde kendinizi geliştirebileceğiniz ve farklı fikirlerden yararlanabileceğiniz günlerdesiniz. Akrep burcundaki Güneş ve Satürn birleşimi düşünce ve inançlarınızı ortaya koymak için ciddi ve sorumlu bir çaba içerisinde olabileceğinizi anlatıyor. Aynı zamanda uluslar arası konular, yabancılar ve yolculuklarla ilgili işler, sorumluluklar dikkat çekebilir. Akademik konularda da emek sarfedebilirsiniz. Bu konularda resmi işlerle ilgilenmeniz gerekebilir. Bu dönemde mesleki alanda ilişkilerden yararlanabilir ve daha popüler olabilirsiniz. 30 Çarşamba, 19 Kasım 2014 £10 SERi iLANLAR 0742 948 1490 Bu sayfada 1 kutu ilan İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. YETER CLEANİNG GOOD LUCK ŞOFÖR OKULU İşyerleri ve Evler itina ile temizlenir. Kısa sürede fazla para harcamadan ehliyet almak, güvenli sürücü olmak için vitesli & otamatik direksiyon dersleri verilir. 07803506942 07909539577 Erken test günü alınır Ali 07723921216 Sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip olmak için henüz gec değil, özel ve grup dersleri ile kendinizi yeniden kesfetme zamanı. Deniz Dogrusoz Personal Trainer 07455947693 www.deniz-personal-tranining.com Satılık Off License Walthamstow pazarı yakınlarında. Buisness Rate: £2,140 Rent: £12,500 Fiyat telefonda verilecektir. *Boş veya stock ile beraber 07429994404 07402722322 SE MOBILE HAIRDRESSER Hair Cutting Colouring Bridal Packages Colour Correction 07760801783 Hurdar Hand Crafts MEM Painting and Decoration El sanatları kursu verilir Takı, Mosaic, geleneksel el sanatları. Her türlü boya ve dekorasyon işi itina ile yapılır. Hurdar Sinop Tel:07448 654 828 07984 513 968 Mahmut Söylemez TOPCU MOBILE CAR MECHANIC Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır REPAIRS SERVICING DIAGNOSTICS PRE-MOT/FAILURES AHMET TOPCU 07415106521 07405756462 Özel Türkçe Dersi Türkçe diksiyon ve gramer dersleri verilir. Diren Yalçın 07504 662756 BALINZA LAUNDRY & CLEANING SERVICES Her türlü çamaşır yıkama işi yapılır. Evden alıp eve teslim servisimiz mevcuttur. 07428336181 OREL BOOKKEEPING & ADMIN 07768282295 [email protected] One 2 One English for children and adults Yıldız Adıgüzel Qualified English Language Teacher SATS, GCSE, A LEVEL, ESOL, IELTS & BUSINESS ENGLISH For more information and Free consultation: t 0753 4491 623 e [email protected] 31 Çarşamba, 19 Kasım 2014 £30 SERi iLANLAR 0742 948 1490 Bu sayfada 1 kutu ilan İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz. Sevin Bookkeping Rezan Uygur 078013934448 sevinbookkeping.co.uk Yalova, Çınarcık, Kocadere’de denize sıfır satılık dublex daire ENTERPRISE INTERPRETING CENTRE (EIC) Özellikler: • Denize sıfır -önü kum plaj • Tecrübeli Tercümandan(BSc &MSc) • • • • • • • • Her turlu tercümanlık hizmetleri Her turlu devlet yardımları için başvurularınız yapılır. Bütün çalışma izinleri, (Insurance) Form doldurma - Banka Hesabi Çocuk yardım parası -Tax credit- Ev kira Yardımı Çalışma saatleri: Pazartesi- Cuma, 09:00-17:00 Address: (Tottenham’da Can Perde Sarayı’nın Karşısı/Lordship Lane’nin sağındaki ilk bina) 639 ENTERPRISE CENTRE (Room 41-42) 639 HIGH ROAD, TOTTENHAM, N178AA TEL: 07474515118 Email:[email protected] • • • • • • • • 5 yatak odası 1 geniş oturma odası Dublex -saunalı 2 banyo 3 tuvalet Beyaz eşya ve mobilyalı Çift yön teraslı Otoparkı mevcut İskeleye 200 metre Sabah ve aksam olmak üzere Eminönü’ne direk feribot Seferleri bulunmaktadır Çınarcık ve Yalova’ya ulaşım imkanı çok rahat Lokal süpermarketlere ve pazara yakın İrtibat: 07438504702 9 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Demîrtaş: Hêvî di nava gel de ye Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê bi Akdogan re hevdîtin kir Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê bi Alîkarê Serokwezîr Yalçin Akdogan re hevdîtin kir. Li dû hevdîtinê heyetê daxuyaniyek da çapemeniyê û ragihand ku ji bo hevdîtina bi Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan re, heyet wê di demeke nêz de biçe Îmraliyê. Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê, ku ji Cîgirên Serokê Koma HDP’ê Pervîn Bûldan û Îdrîs Balûken û Parlamenterê Stenbolê Sirri Sureyya Onder pêk tê, piştî hevdîtina bi Alîkarê Serokwezîr Yalçin Akdogan bersiv da pirsên rojnamevanan. Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş da xuyakirin ku HDK û HDP hêzeke xurt a gel e û ji endamên partiya xwe re got, “Bila çavên we ti carî ne li jorê be, hêvî di nava gel de ye. Çavên xwe ti carî ji gel venegerin, ji bo me rizgarî li Ermenekê, li Yirca, li Gever û li Kobanê ye.” Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş, di civîna koma partiya xwe ya li Meclîsê de, bi bîranîna Ahmet Kaya dest bi axaftina xwe kir û got, “Piştî 14 salan jî em dixwazin bêjin ku me bêriya wî dostî, wî birayî kirine.” SEYÎD RIZA BIBÎR ANÎ Demîrtaş da xuyakirin, ku kesayetekî din ê dîrokî yê divê were bîranîn Seyîd Riza ye û di salvegera 77. a darvekirinê de, di kesaetiya Seyîd Riza de hemû cangoriyên li ser navê rûmetiya mirovahiyê li ber xwe dane, bibîr anî. Demîrtaş bal kişand ser kongreya asayî ya HDK’ê ya li Enqereyê hat lidarxistin û diyar kir, ku HDK di rêya tevgera mûxalefeta bingehîn a Tirkiyeyê de hêzeke gel a namzet e û anî ziman, ku ji aliyê bûyîna rêxistineke meclîsa gel a çareseriyê diafirîne de, biryara lihevkombûnê hatiye dayîn. ‘HIKÛMET NEÇAR DIMÎNE TIMÎ ROJEVÊ BIGUHERÎNE’ Hevserokê HDP’ê ragihand, ku hikûmet ji ber şaşitiyên xwe yên mezin timî rojevê diguherîne û anî ziman ku Erdogan di nava 12 salan de ev yek bi profesyonelî kiriye. Demîrtaş da xuyakirin ku Davûtoglû yê li şûna Erdogan rûniştiye di vê rêya hostayê xwe de dimeşe. Demîrtaş nîqaşên li ser daxuyaniya Erdogan a digot ‘Di sala 1178’an de Misilmanan parzemîna Amerîkayê keşif kiriye’ nirxand û got, “Hema em bêjin ev rast e; gelo ev yek çiqasî bi kêrî me tê? Ka rabe feydeyên vê ji me re bêje. Te xêre ku radibe vê dike rojeveke germ?” BILA ARŞÎV WERIN AŞKERAKIRIN Demîrtaş nîqaşên li ser Komkujiya Dêrsimê jî nirxand û der heqê lêborîna Sezgîn Tanrikûlû yê CHP’yî got, “Kengî karesatên mezin rû dide, hingî mijara Elewî tê meydanê. 7 komxebat pêk anîn, jê gotin vebûn-belavbûna Elewî. Gelo kesek heye ku haya wî/ê ji daxwazên Elewiyan nîne? Ev hemû taktîka mijûlkirinê ne. Nêrîna vê ekîbê ya li ser baweriya Elewiyan wiha ye; Elewîtiyê weke mezhebeke ji rê derketî dibînin. Derdê wan ew e ku li gorî xwe Elewiyan bînin ser rê. Ev kesên han wê ti carî vê pirsgirêkê çareser nekin.” Demîrtaş diyar kir ku Serokkomar Erdogan dema li Enqereyê lîseya îmam hatîp vekir gotibû, ‘îmam hatîp teşwîq dike’ û di vê mijarê ev nirxandin kir: “Gelekî baş e, wê demê bila heman tiştî ji bo Elewîtiyê jî bikin.” Demîrtaş ragihand, ku divê arşîv bên vekirin û rêzdariya Seyîd Riza û rêhevalên wê bê radestkirin û axaftina xwe wiha dewam kir: “Eger em welatiyên azad û wekhev ên vî welatî ne, hingî nasnameya me ya etnîkî, zayenda me, baweriya me dewletê eleqedar nake. Eger em ê bi hev re birêve bibin, hingî ji bilî nêzîkatiya wekhev, ti rê nîne. Vana dewletê mîna malekî ku berê bi zorê ji destê wan hatiye girtin, dibînin. Dewlet, welatê hevpar ê hemû mirovên li ser vê xakê dijîn e. Mîrateyek ji bavê ti kesî nemaye. Nêzîkatiya van hemûyan bi vî rengî ye; kî dewletê bi dest bixe mîna malê xwe dibîne û bi heman rengî birêve dibe.” ‘HÊVÎ DI NAVA GEL DE YE’ Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş da zanîn berê jî heman zîhniyet serdest bû û got, “Kî hatibe ser desthilatdariyê, gotiye dewlet malê min e, ez ê pêşkêşî yê bi dilê xwe bikim.” Demîrtaş da xuyakirin ku ji bo şikandina feraseta yekperest û faşîzan, ji bo avakirina xeta alîgiriya bindestan ew alternatîfek in û destnîşan kir, ku ji ber vê yekê ji HDP’ê ditirsin. Demîrtaş bibîr xist ku xebatên kongreyê yên HDP’ê destpê kirine û ji jin, ciwan û hemû endamên partiyê re wiha axivî: “Ti carî bila çavên xwe ne li jorê be, hêvî di nava gel de ye. Çavên xwe ti carî ji gel venegerin, ji ber ku rizgariya me li Ermenekê, li Yirca, li Gever, li Kobanê ye. Derî heta dawiyê li we vekirî ne. Ji bo wezîfe were hilgirtin û têkoşîn bê dayîn, firsend ji her demê bêtir zelal in. Xwe venegerin, ji bo meşandina siyasetê pêwîstiya we bi pere, navdengiyê nîne. Pêwîstiya we bi dilekî xurt, bawerî û dildariya gel heye.” Li dû hevdîtina li avahiya navendî ya Serokwezaretiyê, Cîgirê Serokê Koma HDP’ê Îdrîs Balûken daxuyanî da û got, “Tê payîn ku heyeta me di dema herî nêz de biçe giravê. Li pêşiya civînên li girava Îmraliyê û agahdarkirina raya giştî di vî warî de, ti astengî nîne.” Balûken, ji bo pirsa rojnamevanan a li ser pêşeroja pêvajoya çareseriyê bersiva, “wê bênavber dewam bike” da. Li ser pirsa der heqê berfirehkirina heyetê de Balûken got, “Ji bo hêsakirina mercên muzakereyê, îhtirazeke ku hikûmetê ragihandiye, nîne. Em ê agahiyên li ser detayan parve bikin. Mijarên li ser rêveçûna pêvajoyê, destpêkirina muzakereyê ne. Der heqê van de amadekariyên heyeta me û aliyê hikûmetê hene. Em ê bi awayekî berfirehtir daxuyaniyê bidin.” Der heqê detayên hevdîtinê de jî Balûken got, “Di mijara heyeta şopandinê de me nêrînên xwe parve kirin. Di vê mijarê de, di navbera me de ti nakokî nîne. Em gelekî erênî pêşwazî dikin ku demek berî demekê bi vê wezîfeyê rabe. Li Tirkiyeyê gelek mirovên me yên giranbuha, akademîsyenên me, nivîskarên me hene ku dikarin bi hêjayî tevkariyê li pêvajoyê bikin. Di vê mijarê de şêwra me dewam dike. Nêrînên me ji hev ne cuda ne.” Balûken da xuyakirin ku di hevdîtina îro de bi giranî mijarên “vekirina rêyên diyalogê yên xetimîne û çareseriya mayînde ya ji pirsgirêkên heyî” hatine nirxandin û got, “Hemû hewldanên Birêz Ocalan ji bo tavilê mercên muzakereyê yên pêwîst bên meşandin û were lezandin e. Eger qonaxa pêvajoyê li gorî hatiye plankirin bimeşe, hemû sernav wê werin nirxandin.” Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê herî dawî di 22’ê Cotmehê de bi Ocalan re hevdîtin kiribû. Ji bo hevdîtineke nû jî di 5’ê Mijdarê de serî li hikûmetê dabû. Li Zanîngeha Artûklûyê 70 kes hatin binçavkirin Li Zanîngeha Artûklû ya Mêrdînê, di çarçoveya lêpirsîna li ser nelirêtiya di îhaleyan de tê meşandin, zêdeyî 70 kes hatin binçavkirin. de zêdeyî 70 personel kirin binçavan. Hat ragihandin ku 40 ji binçavkiriyan di kontrola tenduristiyê re hatine derbaskirin û li Midûriyeta Emniyetê ya Mêrdînê tên ragirtin. Li Zanîngeha Artûklû ya Mêrdînê, di çarçoveya lêpirsîna bi hinceta nelirêtiya li ser îhaleyan tê meşandin de, operasyon dewam dike. Polîsên ser bi Midûriyeta Emniyetê ya Mêrdînê, li dû lêkolînên li hemû enstîtu û fakulteyên zanîngehê Di çarçoveya lêpirsînê de ji bo îfadedayînê bang li Alîkarê Rektorê Zanîngeha Artûklû ya Mêrdînê Kadrî Yildirim, ji Fakulteya Hunerên Bedew Prof. Dr. Zekiye Sarikaltal, Sekreterê Giştî yê Zanîngehê Suleyman Baybûrt û Alîkarê wî Sedat Gul, hat kirin 8 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Kürt Toplum Merkezi-KCC & Halkevi bünyesinde Gitar Bağlama Semah (35 yaş üstü) Folklor Tiyatro İngilizce Kürtçe (Kurmanci) Matematik Kurslarının kayıtları başlamıştır. Daha fazla bilgi için aşağıdaki telefon numaralarını arayabilirsiniz. Halkevi KCC 31-33 Dalston Ln, London E8 3DF 11 Portland Gardens, London N4 1HU 020 7249 6980 020 8880 1804 7 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Heyeta Banga Cenevreyê bi Hevserokên KCK’ê re hevdîtin pêk anî Heyeta Banga Cenevreyê li Qendîlê bi Hevserokên Konseya Rêveber a KCK’ê û nûnerên Hawparê re hevdîtin pêk anîn. Heyeta ji Seroka Banga Cenevreyê Elîsabeth Decrey Warne û Dîrektorê Banga Cenevreyê Ankî Sjoeberg pêk dihat çû Qendîlê, Hevserokên Konseya Rêveber a KCK’ê û nûnerên Hawirdorparêz (Hawpar) ku di mijara paqijkirina mayînên Herêmên Parastinê yên Medya de xebatan dimeşîne hevdîtin kirin. Heyet destpêkê bi Hevserokên KCK’ê Besê Hozat û Cemîl Bayik re hate cem hev. Hevseroka KCK’ê Besê Hozat geşedanên siyasî-rojevî yên li ser pergala Heyeta Banga Cenevreyê nirxand û bal kişand ser girîngiya berxwedana Kobanê ya ketiye du mehan. Hozan diyar kir ku bi berxwedana YPGYPJ û gel re Kobanê neketiye û da zanîn ku îro hêzên demokrasiyê yên cîhanê li dora Kobanê civiyane. Besê Hozat di nirxandina xwe de diyar kir ku Tirkiye piştgiriyê dide her cure êrîşên DAIŞ’ê yên li dijî Kobanê û Rojava. Hozat bi lêv kir ku hikûmeta AKP’ê bi tasfiyekirina pergala xweser a demokratîka bi pêşengiya gelê Kurd pêk hatiye, re mijul dibe û AKP bi van polîtîkayên xwe niyeta xwe ya di çareseriya pirsgirêka Kurd û êrîşên li dijî HDP’ê de nîşan daye. Hozat got: “Siyaseta înkar-îmhayê ya dewleta Tirk a li ser Kurdan êdî îflas kiriye. Bi konsepta şerekî topyekun bikeve dewreyê jî ne Kurd wê AKP û Tirkiye winda bike.” Seroka Banga Cenevreyê Elîsabeth Decrey jî berxwedana gerîlayên PKK’ê ya li Şengalê ku Êzîdî ji êrîşan rizgarkirin, gelek girîng e û got ku heviya wê ev e ku di demeke nêz de PKK ji lîsteya terorê bê derxistin. TIRKIYE LI DIJ RÊBAZÊ ŞER TEVDIGERE Piştî nêrînên siyasî li ser bikaranîna mayînên bejayî û mijarên ku divê zarokên 15 û di bin 15’yî de li qadên şer nebin axivîn. Cemîl Bayik diyar kir ku di nuqteya rêbazên şer de li gorî krîterên qada navneteweyî tevdigerin, lê dewleta Tirk li dij rêbazên şer bombeyan bikar tîne. Bayik wiha berdewam kir: “Ji sînorê Oramarê bi obus û mîsketan bombeyan diavêjin. Ji zarok û jinên ku ji şîdeta dewletê direvin û tên KCK’ê hene. Em wek rêxistineke ku têkoşînê dimeşînin wan diparêzin. Di heman demê de zarokên li welatên rejîmên kapîtalîst hînê tiştên nebaş ên wekê bikaranîna tiryak, fihûş û tecawizê dikin. Ji ber vê jî ciwan têkoşîna azadiyê wek rêbaza xilasbûna ji destê pergala kapîtalîst dibînin. Zarokên tevlî me dibin em wan ji qadên şer dûr digirin, li cihên bi ewle perwerde dikin û derfetên jiyanê didin wan. Dewleta Tirk propagandaya wekê ku PKK’ê zarok revandine kir. PKK’ê zarok nerevandine. Di encama van propgandaya wan de derket holê ku zarok ketine destê çeteyên tiryakê. DIVÊ STANDART BÊN BILINDKIRIN Di hevdîtinê de mijareke din a hat nîqaşkirin jî wekheviya zayendî û têkoşîna li dijî şîdetê bû. Besê Hozat, diyar kir ku xebata di vê mijarê de ya Banga Cenevreyê gelek girîng e, lê ji ber ku ev taahutnameya di vê mijarê de ji rêbaz û standartên Tevgera Azadiya Jinê de şûndetir maye ew Îmze nekirine. Elisabeth Decrey Warner got ku di vê mijarê de dixwazin standartên xwe bilindtir bikin. BI RAYEDARÊN HAWPARÊ RE HEVDÎTIN Heyetê piştre bi nûnerên Hawparê Sabir Hasan û Hemîn Dêrsim re hevdîtin pêk anî. Di vê hevdîtinê de Sabir Hasan diyar kir ku tevî teknîka kêm a di destê wan de xebatên paqijkirina mayînan berdewam dikin û ji bo wan a girîng herêmên ku sivîl, lê dijîn paqij bikin. Sabir diyar kir ku balafirên şer ên Tirk di 2012’an de bombeya napalm avêtin Herêmên Parastinê yên Medya û tevî di ser de du sal derbas bûye jî bombeyek ji wan hê dişewite. Ji Heyva Sor a Kurdistanê ji bo Kobaniyan banga alîkariyê Heyva Sor a Kurdistanê daxuyaniyek da û bal kişand ser rewşa penaberên Kobanê. Di daxuyaniyê de hate diyarkirin ku bi hatina zivistanê re şert û mercên jiyanê yên bi deh hezaran welatiyên Kobanê yên penaber bûne, dijwar dibe. Heyva Sor a Kurdistanê ku ji bo Kobanê kampanya alîkariya mezin daye destpêkirin, destnîşan kir ku ji ber demsala zivistanê, welatiyên ku li konbajarên navçeya Riha Pirsûsê de dimînin, bi pirsgirêkên mezin re rû bi rû tên. Rêveberiya Heyva Sor a Kurdistanê bi daxuyaniyekê bi bîr xist ku ji destpêka êrîşan, wan hemû derfetên xwe ji bo welatiyên Kobanê bikar anîne û wiha dewam kir: “Di nava mehekê de, saziya me Heyva Sor a Kurdistanê karîbû, xwarinên amade, kon û gelek pêdiviyên jiyanê bigihîne penaberên li Pirsûs û welatiyên sivîl yên li Kobanê.” Rêveberiyê da zanîn ku di rewşa heyî de pêwîstiyeke zêde ya penaberên Kobanê bi kon û sobeyan heye û ev bang kir: “Bi deh hezaran welatiyên Kobanê yên di bin konanan de dijîn, ji ber şert û mercên zivistanê rastî gelek zehmetiyan tên. Bi taybet ji ber hewayê sar jin, zarok, pîr û kal hewcedarî alîkariyê ne. Di rewşa heyî de herî zêde pêwîstiya penaberên Kobanê bi çadir û sobeyan heye.” Rêveberiya Hevya Sor a Kurdistanê di serî de bang karsazên Kurd yên li Ewropayê û li her kesî kir û destekê bidin kampanya alîkariya lezgîn ya ji bo penaberên Kobanê û wiha dawî li daxuyaniya xwe anî:“Li hemberî vê rewşa kambax, pêwîste her karsaz û kesên xwedî derfet da ku berpirsiyariyên xwe bicih bînin û bi taybet jî, divê her karsazekî Kurd bi têgeha ‘Ez ê ji bo 10 malbatan pêdiviyên çadir û sobe bicih bînim’ destê alîkariyê dirêjî biryarên xwe yên muhtac bikin.” KNK: Gora Seyid Riza û hevalên wî aşkera bikin! welatiyên xwe, ku yêk ji wan kurê wî bû, ji aliyê dewleta Tirk ve hatine darvekirin û operasyona li Dêrsimê hatiye kirin jî bi encamên xwe ve bi timamî jenosîd e û ev tespît divê bi dengekî bilind jî bê gotin. Dîroka Dewleta Tirk gelek qirêj û bi xwîn e. Dewleta Tirk heta gewrîya xwe di nav xwîna Kurdan da ye. Sicîla Dewleta Tirk ji aliyê Kurdan ve reş e. Yek ji wan rûpelên reş û tarî jî jenosîda Dêrsimê ya 1938’an e. Dewleta Tirk li hemberî gelê Kurd û Dêrsimê sûcdar e, gunehkar e. Hikûmeta AKP’ê ji ber berjewendiyên xwe yên polîtîk, li ser navê dewleta Tirk bi serê lêvan lêborînê dixwaze, lê belê bi nav kirina ”jenosîdê” red dike ku eve paradoksa wan nîşan dide. Hal ew e ku kiryara dewleta Tirk a 1937-38’an li Dêrsimê jenosîd e û divê wisa jî bê gotin û li ser vê jenosîdê lêborîn bê xwestin û daxwazên Dêrsimiyan bêne bicihînan û tazmînat bê dayîn. Kurd û Kurdistanî divê vê bûyera xembar ji bîr nekin û nedine jibîrkirin û her wiha rêberê serhildana Dêrsimê Seyid Riza jî her daîm bê bîranîn. Seyid Riza bi cesaret çû ber benê sêdarê û kursiyê bin piyên xwe bi xwe avêt. Berî ku benê darvekirinê bike stûyê xwe axivtineke wisa kir ku divê di hiş û bîrên Kurdan da daîm deng vede. Seyid Riza bi reftar û vê gotina xwe ve bû sembola dîrokî yê berxwedana Dêrsimê. Ev gotinên Seyid Rizayî rûreşiya dewleta Tirk nîşan didin. Seyid Riza li beramberî celadên xwe bi dengekî bilind wisa got: ‘Ez bi derew û hîleyên we ne westam, ev e ji bo min bû derd. Lê belê min jî li ber we çok neda, ev e jî bila ji bo we bibe derd.’ Em wek KNK Seyid Riza û hevalên wî bi rêzdarî bi bîr tînin. Kurd û Kurdistanî, pêkve Dêrsimî îro jî girêdayî rê û rêbaza Seyid Rizayî ne. Kurd îro jî li ber derew û hîleyên dewleta Tirk têkoşînê didin û di roja şehîdbûna wî da wan gotinên wî yên giranbuha dubare dikin û ji bîr nakin.” KNK’ê herî dawî bang li dewleta Tirk û hikûmeta AKP’ê kir û got, “Gora Seyid Riza û hevalên wî aşkera bikin!” Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê (KNK)’ê di 77. salvegera darvekirina Seyîd Riza û hevalên wî de ew bibîr anîn. KNK’ê got, “Em wek KNK Seyid Riza û hevalên wî bi rêzdarî bibîr tînin. Kurd û Kurdistanî, pêkve Dêrsimî îro jî girêdayî rê û rêbaza Seyid Rizayî ne.” KNK bang li dewleta Tirk û hikûmeta AKP’ê kir ku gora Seyid Riza û hevalên wî aşkera bikin. Konseya Rêveber a KNK’ê bi wesîleya 77. salvegera darvekirina Seyîd Riza û hevalên wî daxuyaniyek weşand, KNK’ê ku Seyîd Riza û hevalên wî bibîr anî diyar kir, “Darvekirina rêberê serhildana Dêrsimê Seyid Rizayî ye. Ev e demek e ku li ser Serhildana Dêrsimê û rêberê wê Seyid Riza gengeşîyên têkilav têne kirin. Reftara dewleta Tirk û berdevkên wan xuya ye û ji bo wan ev ‘isyana dijî dewletê’ hatiye berteref kirin û isyankar hatine kuştin.” Daxuyanî wiha didome: “Lê belê ji bo xelkê Kurd û Kurdistaniyan ew bûyer ”Serhildana Dêrsimê” ye û Seyid Riza rêberê wê ye û ji ber doza Kurd û Kurdistanê digel şeş 6 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Çarşem, 19 Sermawez 2014 5 4 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Ji UNESCO’yê pirtûkaneya zanistên fenê ya onlîne Ji aliyê UNESCO’yê ve der barê zehmetiyên xwegîhandina xebatên zanistî ya cîhanê de pêngavên gelek girîng hatin avêtin. Ji aliyê Rêxistina Zanist û Çand Perwerdeya Neteweyên Yekbûyî (UNESCO) ve di hefteyên buhrî de Pirtûkxaneya Zanistan a Cîhanê (World Library of Science-WLoS) ket jiyanê û ev ê ji bo xwendekar û hîndekarên di qada zanistên fenê de xebatê dikin xizmetê bimeşîne. Di envantera WloS ya ku niha tenê li ser înternetê mirov xwe dikarin bigihîninê tenê 300 gotar, 25 pirtûk û 70 vîdeo lê qeydkirinê. Di rojên pêş de wê zêdetir dokuman lê bên barkirin. Bi saya Wlos wê xebatên qada enerjiya alternatîf, zanista genetîk û dopîngê de bên şandin. Di pirtûkxaneya dîjîtal ya ku wê xebatên zansitan fen a Îngîlîzî jî cih bigirin ji her derê cîhanê dikarin xebatên zanistî bên lêzêdekirin. WLOs li gel şopandina xebatên zanistî wê bibe alîkar ku zanistên ji cihên cuda yên cîhanê bi hev re bikevin têkiliyê. Bi vê saya platforma înteraktîf, zan- Şewqeyê Napolyon bi 1,9 mîlyon euro hat firotin Şewqeyekî tê gotin ê Împaratorê Fransayê Napolyon Bonapart e, bi 1,9 mîlyon euroyî hat firotin. Di mûzayedeya li Fontainebleau ya nêzî paytext Parîsê de, di nava nêzî hezar eşyayên bi qîmet ên ji bo firotinê hatin pêşkêşkirin de, bi dehan eşyayên şexsî yên Împaratorê Fransayê Napolyon jî hebûn. Yek ji van şewqeyê Napolyon bû ku bi bûhayê 400 hezar euro dest bi firotinê hat kirin û bi 1 mîlyon 884 hezar euroyî hat firotin. Hat ragihandin, ku kesê şewqe bi vî bûhayê zêde kiriye, ji rêveberên kargeha xurekê ya bi navê Harîm Group a Koreya Başûr Tka Lee ye. Hat diyarkirin ku rêveberê Koreya Başûr, li gel şewqeyê Napolyon hin eşyayên şexsî yên Împaratorê Fransayê jî kiriye û wê van eşyayan li navenda kargehê ya li Seulê bide nîşandan. Li aliyê din peykerekî Napolyon ê ji aliyê peykertraşê Îtalî Antonio Canova ve bi rêbaza antîk hat çêkirin, bi 706 hezar euroyî hat firotin. Di mûzayedeya duh bi dawî bû de, li gel şewqe gomlekekî Napolyon û şûrê împaratoriyê jî hebûn. Kêra xwendekarekî Elman ê di dema dagirkirina Elmanya de weke çeka sûîkastê li dijî Napolyon hatibû bikaranîn, ji bo firotinê hatibû pêşkêşkirin. Hat ragihandin ku di mûzayedeya du rojan a li sitên endamên Wlosê wê der barê xebatên zanistê de karibin şîrove û nêrînên xwe parve bikin. Projeya ku UNESCO’yê xistiye jiyanê, kovarên zanistê yên navdar ên DYA’yê yên bi navê Nature û Roche piştgiriya aborî dide projeyê. Di hefteya buhrî de di nasandina WLOs a li Parîsê de dîrektora Giştî yê UNESCO’yê Îrîna Bokowa axivî û diyar kir ku hedefa wan ev e ku wekheviya şansê hemû kesî bi hêztir bikin. Bokowa da zanîn ku bi Wlosê re dixwazin xwegihandina xebatên zanstî yên cîhanê hêsantir bikin û newekheviya di navbera herêm û welatan de kêmtir bikin. Bokowa bi lêv kiir ku bi saya Wlosê bi taybet jî di zanistên fenê yên welatan de, ji bo ‘mafê xwegihandina agahiyan’ a xwendekar, hîndekar û zanistan bikeve bin ewlehiyê wê bibe alîkar. Pirtûkxaneya Dijîtal a Cîhanê (WDL) ku di 2009’an de ji aliyê UNESCO’yê hat avakirin jî zêdetir pirtûk, nivîs, wêne, fîlm û qeydên deng ên di mijara dîrokê û çandê de xizmet dida. WLOs a ku der barê zanistên fenê de xizmetê dide jî, bi taybet ji bo ku zanistên cîhanê xwe bigihînin xebatên zanistî pêngaveke girîng e. Her çiqas qeydên abonetiya Pirtûkxaneyên onlîne yên bê pere yên UNESCO’yê di qadên platformê de reqabeta wê zehmet be jî, tê hedefkirin ku ji bo zanistên ku pirsgirêkên wan ên aborî û xwendekaran heye wê bibe çavkaniyek girîng. Fontainebleau’yê, lêçûn jî di nav de 10 mîlyon euro hatin ji berhemên dîrokî bi dest ketiye. Tê gotin ku ev yek mûzayedeya bi hatineya herî bilind a heta roja îro li Fransayê hatiye lidarxistin e. Napolyon Bonapart ê di sala 1769’an de li Girava Korsîka hat dinyayê, ji 11’ê Mijdara 1799’an heat 18’ê Gulana 1804’an weke Konsulê Fransayê bû yekemîn serokê Komara Fransayê, di navbera 18’ê Gulana 1804 û 6’ê Nîsana 1814’an de jî bi navê I. Napolyon bû Împaratorê Fransa û Qralê Îtalyayê. Napolyon ku bi seferên xwe yên li hemberî welatên Ewropayê navê xwe da bihîstin, mezintirîn artêşa cîhanê ya heta wê rojê kom kir û di seferên xwe yên li Ewropa Navîn û Rojhilat de heta Moskowê çûbû. Napolyon ku ji ber sefera wî ya li Rûsyayê li mehên zivistanê rast hat derbeke mezin xwar, ji sed hezaran leşkerên xwe bi tenê bi yekîneyeke biçûk vegeriyabû Parîsê û piştre ji bo demeke kurt ew sirgûnî Girava Elba hatibû kirin. Napolyon piştî sirgûniya 100 rojî ya 1815’an careke din li ser text rûniştibû û piştî têkçûna Waterloo ya li hemberî Îngilîstanê, xwe li Girava Saint Helena girtibû û di sala 1821’ê de miribû. NY: Divê rêveberên DAIŞ di UCM’’ê de bên darizandin NY xwest, DAIŞ ji ber sûcên mirovatiyê yên li Sûriyeyê pêk anîne di Dadgeha Sûc a Navneteweyî de bê darizandin. Komîsyoneke ku di bin banê Neteweyên Yekbûyî (NY) de hat avakirin sûcên ku çeteyên DAIŞ’ê li Sûriyeyê pêk anîne lêkolîn kir. Komîsyonê diyar kir ku divê DAIŞ ji ber sûcên kirine, rêveberên wê bi sedema sûcê li hember mirovatiyê û sûcê şer di Dadgeha Sûcê Navneteweyî de bên darizandin. Komîsyona NY a sûcên mafê mirovan ên çeteyên DAIŞ li Sûriyeyê pêk anîne lêkolîn kir, îro rapora xwe li navenda NY(Neteweyên Yekbûyî) a li Cenevre aşkera kir. Komîsyonê di raporê de cih daye şahidiya 300 kesan jî. Komîsyona Lêkolînkirina Sûcên Mirovatiyê yên li Sûriyeyê, yekemîn rapora xwe ji raya giştî re aşkera kir. Raporê ku bal kişandiye ser sûcên kêmar, etnîkan, wek koleyên cinsî bikaranîna jinan, dûcanîbûna mecbûrî got, “Kom, bi terorê dixwaze jiyana sivîlan li her qadê kontrol bike.” Komîsyonê di raporê de êrîşên li hember Kurdan û Êzidiyan jî Li Kolombiya hevdîtin hatin rawestandin di beşa sûcên li hember mirovatiyê girtiye dest û diyar kir ku ev sîstematîk in. Der barê êrîşên li Heleb û Reqqa li hember sivîlan pêk tê jî da xuyakirin ku kuştin û îşkence bi awayekî zêde pêk tên. Di raporê de ji bo sûcên li hember jinan pêk tê jî beşek hatiye veqetandin. Di raporê de tê gotin ku malbat ji bo zarokên xwe ji DAIŞ’ê biparêzin di temenekî biçûk de dizewicînin û ev xisûs tê destnîşankirin, “Wek kole firotina jinên Êzidî, tecawiz û ducanîhiştina wan sûcê li hember mirovatiyê ye.” Komîsyonê di raporê de cih daye sûcên li hember zarokan jî û tê diyarkirin ku bi rengekî cidî li hember zarokan îşkence tê kirin. Di raporê de tê diyarkirin ku bi darê zorê dersa olî didin 253 zarokên Kurd ên di 29’ê Gulanê de hatine revandin, yên li hemberî vê derdikevin jî rastî lêdana dijwar tên. Di raporê de tê bibîrxistin ku li Reqqa 8 jin bi recmkirinê hatine qetilkirin û kesên şahidê bûyerê diyar kirine ku wan jinan alîkariya zad û qut dane komên çekdar ên li hember DAIŞ şer dikin. Beyî agirbesta li qada leşkerî, hevdîtinên ji 9’ê Mijdara 2012’an ve li Kubayê di navbera hikûmeta Kolombiya û FARC’ê de tên kirin, hatin rawestandin. Hikûmetê diyar kir ku sedema rawestandina hevdîtinan ev e ku roja Yekşemê tuggeneralek ji aliyê FARC’ê ve hatiye revandin. Artêşa Kolombiya da xuyakirin ku Tuggeneral Ruben Darîo Alzate Mora roja Yekşemê li vilayeta Choco ya bakurê welêt hatiye revandin. Serokdewletê Kolombiya Juan Manuel Santos jî li ser daxuyaniya artêşê bang kir da ku tuggenaral “bi sax û selametî bê berdan”. Piştî dîtina şewba çûkan li Hollandayê lêkolîn didomîn landa di çewlikeke mirîşkan de ku virusa H5N5 (şewba çûkan) hat dîtin, di çewlikên li herêmê de lêkolîn hatin destpêkirin. Saziyên tenduristiyê yên Hollandî hişyar kirin ku mimkun e mirov û sewalên bi per bi vîrusa mijara gotinê bikevin. Hevdîtinên di navbera hikûmeta Kolombiya û gerîlayên FARC de, ji ber tuggeneralek hat revandin, hatin rawestandin. Li çewlikeke mirişkan a Hekendorp a nêzî bajarê Utrecht ê Hollanda vîrusa şewba çûkan hat dîtin, li qadake 10 kîlometre, di 16 çewlikan de lêkolîn hat destpêkirin. Li nêzî bajarê Utrecht ê Hol- Piştî vîrus hat dîtin, rayedarên Hollandî li tevayî welêt veguhastina sewalên bi per qedexe kirin. Di çewlikên mirişkan ên herêmê de lêkolîn ddomin. Beşek ji navçeya Hekendorp, dema 150 hezar mirîşk hatin tunekirin ji çûnûhatinê re hat girtin. 3 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Meclîsa Jinan ya Roj 9´emîn Ciwanan jibo piştevaniya kongreya xwe lidaxist Kobanê şahiyek lidarxist Meclîsa Jinan ya Roj ya kul i paytext Londonê xebatên jibo jinan dike, 9´emîn kongreya xwe ya asayî lidarxist. Ji hêla Ciwanên Azad ve li Navenda Civaka Kurd şahiyek jibo piştevaniya Kobanê hat li dar xistin. Şahiya ku bi deêha ciwan tevlî bûyîn bi deqek rêzgirtin dest pê kir. Di destpêka bernameyê de bi dehan ciwan bi yek dengî merşa bi navê Rojava hat Piştevaniya Alxasiyan bi Kobanê re berdewam dike Kongre li Navenda Civaka Kurd li Haringeyê bi tevlîbûna 60 jinî pêk hat. Kongre bi deqek rêzgirtin dest pê kir û paşê jî dîwan hat hilbijartin. Piştevaniya komeleya Alxasiyan bi penaberên Kobanê re berdewam dike. Bi armanca piştevaniya bi Kobanê re, ji hêla komeleya Alxasiyan ve li Cemevî roja Aşureyê hat li dar xistin. Ji Kobanê silav li Kongreyê hat kirin Piştî axaftina vekirinê ji hêla dîwanê ve, hevserokê kantona Kobanê Asya Abdullah bi rêya telefonê tevlî kongreyê bû kongre silav kir. Asya Abdullah di derbarê rewşa dawî ya Kobanê de agahî dan û da zanîn ku berxwedana bêhempa ya Kobanê di heman demê de ya hemû jinên Kurdistanê ye. Abdullah di dawiya axaftina xwe de anî ziman ku, divê li hemû qadan jin bi rihê berxwedana Kobanê xwe bi rêxistin bikin. Jin pêşengên berxwedanê ne Di kongreyê de nîqaşên cur be cur hatin meşandin û bi giştî jî li ser berxwedana jinan ya li tevahiya Rojava û Şengalê hat sekinandin. Di kongreyê de yek ji peyama herî derketî pêş jî ewbû ku, jin dê tarîtiya Rojhilata navîn ronî bikin. Piştî nîqaşên sîyasî raporên rêxistinî û aborî hat xwendin û li ser van nîqaş Di roja Aşureyê de bi sedan kes hatin cem hev û bi armanca alîkariya bi Kobanê hatin meşandin. Di kongreyê de wekî din di rêziknameyê de hin gûhartin hatin kirin. Di rojeva hilbijartinê de 35 jin jibo meclîsê hatin hilbijartin. Wekî din 8 komîte jî hatin saz kirin. Ev komîte ji, Rêxistin, Perwerde, Aborî, Têkiliyên derve, Civakî, dayikên aşitiyê, jinên ciwan, ziman û çand pêk tên. Kongreya ku tevahiya rojê berdewam kirî bi slogana “Jin Jiyan Azadî” û “Bijî Berxwedana Kobanê” hat bi dawî kirin. YE ji bo şewba çûkan hin tedbîran digire Komîsyona Yekîtiya Ewropayê ji ber li Hollanda û Îngîltere vîrusa şewba çûkan hat dîtin, bilez dest bi wergirtina tedbîran kir. Komîsyona Yekîtiya Ewropayê, ji ber li Hollanda û Îngîltere vîrûsa şewba çûkan hat dîtin, dest bi wergirtina tedbîrên bilez kir. Di nav tedbîrên hatine girtin de, firotina nebatên li wan herêmên çêdibe jî tê qedexekirin, lêgerîn û kontrol jî wê bên kirin. Hat diyarkirin ku bi van tedbîrên Komîsyona Yekîtiya Ewropayê re, tê armanckirin ku vîrus belav nebe û di demeke kurt de bê astengkirin. John ê cîhadperest di êrîşa hewayî de birîndar bû Hat ragihandin, ku çeteyê DAIŞ’ê yê serê dîlgirtiyên cîhana Rojava jê dikir û weke John ê cîhadperest dihat naskirin, di êrîşa hewayî de birîndar bûye. Wezareta Karên Derve ya Îngilîstanê, li ser John ê cîhadperest ku kujerê dîlgirtiyên Îngilîz David Haines û Alan Henning e daxuyaniyek da û diyar kir ku ev endamê çete xwendin. Li ser navê Ciwanên Azad Xûnav Mêrdîn axaftinek kir û banga xûrt kirina berxwedanê li ciwanan kir. Piştî axaftinan helbestvanê Kurd Ehmed Huseynî jibo Kobanê û Şengalê helbest xwendin. Di şahiyê de gelek komên herêmî bi stranên xwe ciwan coşandin. Şahî bi govenda ciwanan hat bi dawî kirin. Hemû dahata şahiyê dê bi rêya Heyva Sor dê jibo Kobanê were şandin. re 7,200 Sterlîn hatin kom kirin. Berî niha jinên Alxasî jî bi çekirin û firotina nan jibo Kobanê 25 hezar Sterlîn kom kiribûn. Berî niha jî kampanyayek hatibû li dar xistin û li ser navê komeleya Alxasiyan heyetek çûbû Bakurê Kurdistanê Pirsûsê. Heyetê li vir 250 kon û bûhayê 40 Hezar lîrayên Tirkî xwarin teslîmî qempa penaberên Kobanê hatibû kirin. Li gorî agahiya ku serokê komeleya Alxasiyan Cevdet Karakoç dayî rojnameya me, dê îro heyetek li ser navê komeleyê dîsa biçe Pirsûsê û li gorî pêwistiyên qempê dê pereyên hatîn top kirin bê xerc kirin. di êrîşeke hewayî ya li nêzî sînorê SûriyeIraqê birîndar bûye. Berdevkê Wezaretê ji medya Îngilîz re axivî û anî ziman ku agahî gihaştine ber destê wan ku nîşan dide John ê cîhadperest birîndar bûye, lê belê ne karine vê agahiyê piştrast bikin, ne jî tekzîb bikin. Rojnameya Îngilîz Mail on Sunday beriya niha ragihandibû ku John ê cîhadî, li bajarê El Kaîmê di bombekirina civîneke serkêşên DAIŞ’ê de birîndar bûye. Hatibû îdîakirin ku di êrîşê de herî kêm 10 endamên çete hatine kuştin, zêdeyî 40 jî birîndar bûne. Li gorî agahiyan, John ê cîhadperest jî di nav de birîndar anîne Reqqayê û tên dermankirin. 2 Çarşem, 19 Sermawez 2014 Xaçepirs Bersiva Hefteya Borî Gotinên Pêşiyan Carina mirov ji mecburî goştê kewan jî dixwe. Cêr di riya avê de dişkê Çave li deriya, xwelî li seriya. Çum li sere çiya, zuriyam weke gura, birazî nabin bira. MUHASEBECİNİZDEN MEMNUN MUSUNUZ? MUHASEBE │ SİGORTA │ MORTGAGE │ EMEKLİLİK │ DÖVİZ ÖDEMELERİ 185 Angel Place, Edmonton, London N18 2UD - Tel: 020 3397 2575 - Fax: 084 5280 1901 [email protected] - www.ulus-group.co.uk T: 020 7923 08 38 │ M: 0742 948 14 90 │ E: [email protected] facebook.com/tegrafnewscom │ @telgrafnewscom Rojnameya Nûçeyan a Hefteyî Çarşem, 19 Sermawez 2014 443 Yek ji Celladan Nasser Muthan´ê Brîtanî ye Di vîdeoya dawî ya ku ji hêla çeteyên Daîş´ê ve hatî weşandin û tê de tevî hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig jî di nav de 17 leşkerên Surî tên serjêkirin de Nasser Muthana´yê Brîtanî jî heye. Di vîdeoya berî niha bi du rojan hatî weşandin de çeteyên Daîş´ê careke din hovîtiya xwe nîşanî cîhanê kirin. Di vîdeoyê de tevî hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig 17 leşkerên Surî bi hev re tên ser jê kirin. Wan dimênan li hember vê hovîtiya Daîş´ê Cîhan matmayî hişt. Di vîdyoya ku 16 deqan pêk dihat de mirov dibe qey fîlmekê aksîyon tê kişandin û hemû qûrbanî bi hev re bi yek carê tên ser jê kirin. Yek ji wan çeteyan jî Nasser Muthana yê 20 salî ku hemwelatiyê Brîtanî ye. Muthana berî niha jî di vîdyokî de bu du hevalên xwe re hatibû dîtin û bi zimanê Îngîlîz propagandeya Daîş´ê dikir. Wekî din Muthana dianî ziman ku tişta ku li Surî hîn bibe dê rojeke vegere Brîtanya û wan tiştan li vir bikarbîne. Muthana berî niha bi demekê bi birayê xwe yê 17 salî re ji Cardif´ê tevlî çeteyên Piştevaniya Alxasiyan bi Kobanê re berdewam dike Rûpel 3 Meclîsa Jinan ya Roj 9´emîn kongreya xwe lidaxist Rûpel 3 Ciwanan jibo piştevaniya Kobanê şahiyek lidarxist Rûpel 3 Daîş´ê bûbû. Bavê Muthana anî ziman ku kesê di vîdyoyê de dişibe kurê wî, lê tam ne amine ku kurê wî ye an na. Bavê Muthana wiha axivî: “Jiber ku însanan dikûjinç bila ji xwedê bitirsin, ev kes dê çawa derkevin hûzûra xwedê?.” Cameron bi daxûyaniyekî kirinên dawî yên Daîş´ê bi zimanekî tund rexne kir û got, ev înfaz carek din da xûya kirin ku Daîş rêxistineke hovane ye. Hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig Cotmeha 2013´an ji hêla çeteyên Daîş´ê ve hatibû dîl girtin. Kassig piştî hatî dîl girtin Misilman bûbû. Daîş´ê di qetil kirina Alan Henningê Îngîlîz ya di meha Cotmehê de dabû zanîn ku qûrbaniyê di dorê de Kassig e. Berî niha bi hefteyekê jî hemwelatiyekê Îngîlîz yê endamê Daîş´ê li Bexdayê êrîşeke întîharî pê anîbû û gelek polêsên Iraqî di êrîşê de hatibûn kûştin. John ê cîhadperest di êrîşa hewayî de birîndar bû Hat ragihandin, ku çeteyê DAIŞ’ê yê serê dîlgirtiyên cîhana Rojava jê dikir û weke John ê cîhadperest dihat naskirin, di êrîşa hewayî de birîndar bûye. Rûpel 3 Avukat Handan Özbek yönetiminde tecrübeli ekibimizle aşağıdaki alanlarda hizmetinideyiz: İltica / Ankara Antlaşması / Göçmenlik (Vize başvuruları - evlilik, ziyaretci, aile, oğrenci, vs. yüksek mahkeme temyiz ve itiraz başvuruları) İş yeri, lease ve ev alım satımı Kaza Davaları / Trafik kazaları Noter işlemleri / Noter tastik hizmetleri Yasal beyanameler İsim değiştirme belgesi Vasiyetname TEL: 02088092253 - FAX: 02088802252 - EMAIL: [email protected] - ACİL: 07772990112 - 72A Grand Parade, Green lanes, London N4 1DU