telgraf 443-1 - Telgraf Gazetesi – Londra

Transkript

telgraf 443-1 - Telgraf Gazetesi – Londra
T: 020 7923 08 38 │ M: 0742 948 14 90 │ E: [email protected]
facebook.com/telgrafnewscom │ @telgrafnewscom
Haftalık Haber Gazetesi
Çarşamba, 19 Kasım 2014
443
Alxaslıların Kobane ile dayanışma
etkinlikleri devam ediyor Sayfa 4
Yorkshire’daki ördek üretim
çiftliğinde kuş gribi görüldü Sayfa 9
Ertuğrul Kürkçü:
PKK hiçbir zaman
terör listesinde
olmayı hak etmedi
Salı akşamı parlamentoda
düzenlenen bir toplantıya
katılan Halkların Demokrasi
Partisi milletvekili Ertuğrul
Kürkçü, PKK’nin ezilen
bir halkın mücadelesini
verdiğini ve hiçbir zaman
terör listesinde olmayı hak
etmediğini belirtti...
Devamı sayfa 15’te...
Roj Kadın Meclisi 9. Olağan
kongresini gerçekleştirdi Sayfa 11
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü
Sayfa 12
2
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Gençler
KCC’de
Kobane ile
dayanışma
etkinliği
düzenledi
Ciwanen Azad tarafından Haringey’de bulunan
Kürt Toplum Merkezinde yapılan Kobane ile
dayanışma etkinliğine çok sayıda genç katıldı.
Pazar akşamı yapılan etkinlik bir dakikalık saygı duruşu
ile başladı. Saygı duruşunun
ardında onlarca genç sahnede
‘Rojava’ adlı marşı okudu.
Ardından Ciwanen Azad adına
açılış konuşması yapan Xunav
Merdin tüm gençlerin bu süreçte
aktif rol alması gerektiğini
vurguladı.
Tarihi
Kobane
direnişi sürecinde gençlerin
büyük bir sorumlulukla sürece
dahil olduğunu belirten Merdin,
bu sorumluluğun devam etmesi
gerektiğini ifade etti.
Haftalık Haber Gazetesi
Rojnameya Nûçeyan a Heftane
Yapılan konuşmalardan sonra
Kürt şair Ehmed Huseyni Kobane
ve Şengal üzerine yazdığı şiirlerini
okudu. Etkinlikte yerel gruplar ve
sanatçıların şarkıları eşliğinde gençler halaylar çekti.
Etkinlikte
yemek
ve
içeceklerin
yanında
üzerlerinde Rojava ve Kobane
ile
dayanışma
sloganları
ve görselleri olan tişört ve
bardaklar satıldı. Gecenin tüm
geliri Heyva Sor a Kurdistan
vakfı aracılığıyla Kobane’ye
gönderilecek.
Editör: Alaettin Sinayiç - [email protected]
Muhabirler: Esra Türk & Erem Kansoy
Grafiker: Yüksel Adıgüzel
Yayın Sahibi: Tel News Ltd.
Adres: 33 Dalston Lane, London E8 3DF
Telefonlar: 020 7923 0838 - 07429 481490
Web adresi: www.telgraf.co.uk
Haber için: [email protected]
Reklam için: [email protected]
Diğer tüm sorularınız için: [email protected]
Çarşamba, 19 Kasım 2014
3
4
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Alxaslıların Kobane ile dayanışma
etkinlikleri devam ediyor
Kobane’ye yönelik saldırılar
başladığı günden bu yana
Kobane ile dayanışma amacıyla
takdire değer maddi kampanyalara imza atan Alxaslılar
derneği Pazar günü aynı
amaçla Cemevi’inde Aşure
günü düzenledi.
Aşure etkinliğinde bir araya
gelen yüzlerce kişi Kobane’ye
gönderilmek üzere 7,200 Sterlin
bağış yaptı. Geçtiğimiz haftalarda
Alxaslı Kadınlar da çok değerli
bir çalışmaya imza atmış ve 9 gün
boyunca ekmek yapıp satmış ve 25
bin Sterlin para toplanmıştı.
Aşure etkinliğinde bir konuşma
yapan Alxaslılar derneği eşbaşkanı
Cevdet Karakoç bu süreçte kampanyaya katkı sunan tüm insanlara teşekkür ederek özellikle de
kadınların emeğine vurgu yaptı.
Karakoç; ‘‘Bu duyarlı analarımızın
şahsında,
tüm
analarımıza
teşekkür ediyor ve ellerinden
öpüyorum’’, dedi. Daha önce
Suruç’a gidip Kobane’li ailelerin
yaşadıkları zorlukları yerinde gö-
zlemleyen Karakoç, gördüklerinin
anlatılmasının zor olduğunu, ancak
yaşayarak anlaşılabileceğini özellikle belirtti.
Daha
önce
yürütülen
kampanyanın ilk aşamasında toplanan bağışlarla, 250 adet çadır ve 40
bin Türk lirası değerinde gıda ve
farklı ihtiyaçlar Kobane’li ailelere
teslim edilmişti. Gazetemize bilgi
veren Karakoç kampanyanın ikinci etabında toplanan paraları 5
kişilik bir ekiple birlikte, bugün
(Çarşamba), Suruç’a götüreceklerini açıkladı. Suruç’ta faaliyet
yürüten ve belediyelerin de içinde
bulunduğu Kobane yardım komitesi ile görüşüldükten sonra ihtiyaçlar doğrultusunda toplanan
bağışı kullanacaklarını belirten
Karakoç, döndüklerinde konuyla
ilgili geniş bir rapor sunacaklarını
ifade etti.
KONGREYE KADAR
GÖREVİMİN BAŞINDAYIM
Sosyal medyada Alxaslılar
derneği yönetiminin istifa ettiği ile
ilgili çıkan haberlere de değinen
Karakoç, yönetim kurulundan 7
üyenin istifa ettiğini belirttikten
sonra kalan 6 üye ile birlikte 21
Aralıkta yapılacak kongreye kadar
çalışmalarına devam edeceklerini
ifade etti.
Karakoç konuyla ilgili şöyle
konuştu; ‘‘Yürüttüğümüz kampanyadan bağımsız olarak, yönetim
içerisinde bazı anlaşmazlıklar
var. Yönetim kurulundan 7
arkadaşımız istifa etmiştir. Ama
tüzük gereği kalan 6 arkadaşla birlikte kongreye kadar görevimizi
sürdüreceğiz. Sosyal medya üzerinden bu tartışmaların yürütülmesini çok tasvip etmiyoruz. Bu
tür tartışmaların yeri genel kuruldur. 21 Aralıkta yapılacak genel
kurulumuzda
bu
tartışmaları
geniş bir şekilde yapacağız,
özeleştiri ve eleştiri kanallarını
işleterek bu tartışmaların üstesinden geleceğiz. Çünkü bu konuda
veremeyeceğimiz bir hesabımız
yoktur.’’
İstifa eden yönetim kurulu
eşbaşkanı Gülten Kaya, sosyal
medya üzerinden yazdığı yorumda
kendisiyle beraber 7 yönetim kurulu üyesi ile birlikte istifa ettiklerini belirtti. Kaya, istifa nedenlerini yönetim kurulu içerisinde anti
demokratik bir işleyişin olduğuna
bağladı.
5
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Hammond ve
Kerry Londra’da
buluştu
Dışişleri Bakanı Philip Hammond, ABD
dışişleri bakanı John Kerry ile yaptığı
görüşmeden sonra yaptığı açıklamada,
nükleer programıyla ilgili dünya güçleriyle yürüttüğü müzakerelerde İran›dan
daha fazla esneklik beklediklerini söyledi.
Londra’da ABD Dışişleri Bakanı John
Kerry’le bir araya gelen Hammond, toplantı
sonrası yaptığı basın açıklamasında,
“Tahran’ın müzakerelerde daha esnek
olması gerekiyor.” yorumunda bulundu. Müzakerelerin 24 Kasım’da sonuca
bağlanabileceğinin sinyalini veren bakan,
İran’la iyi bir anlaşma yapılabileceğine
inandığını söyledi. Hammond yaptığı açıklamada şunları
belirtti: “ABD ile yakın ilişkimiz Birleşik
Krallık’ın dış politikasının temel taşıdır
ve öyle devam edecek. Dışişleri Bakanı
Kerry’nin yanı sıra ben de Kudüs’teki
sinagogda bu Sabah düzenlenen korkunç
saldıryı en sert şekilde kınadım. Tüm dünya liderlerine öne çıkmaları ve bu vahşeti
kınamaları için çağrıda bulunuyorum. Her
iki taraf da İsrail ve Filistin toplumu için son
derece tehlikeli olan gerginliğin azaltılması
için mümkün olan herşeyi yapmalı.”
ABD’li
mevkidaşı
Kerry
ile
ayrıca Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü
eylemleri görüştüğünü kaydeden Hammond, “Rusya’ya sürekli olarak Minsk
Protokolü kapsamındaki taahhütlerini
hatırlatmak gerekli. Bu taahhütlerini yerine
getirene kadar Rusya’ya karşı baskı uygulamaya devam edeceğiz” dedi.
6
Çarşamba, 19 Kasım 2014
SOAS’ta Rojava ve
Kürdistan’daki son
gelişmeler tartışıldı
Londra merkezde bulunan SOAS üniversitesinde yapılan panelde Güney
Kürdistan ve Rojava’daki son durum ve Daiş çetelerinin saldırıları tartışıldı.
lar ırak vatandaşı değilmi? Bağdat
bu kadar ağır koşullarda yardım
etmemenin yanında aynı zamanda
Kürdistan bölgesel hükümetine
ambargo uygulamaktadır. Bazıları
ödemenin yapılmamasını Kürdistan bölgesel hükümetinin petrol
ihracatına bağlıyor, ancak ödeme
Ocak ayında durduruldu ve petrol
ihracatı ise Mayıs ayında başladı.
Daiş ilk saldırıdığında, zayıflık
gösteren bazı peşmergeler oldu.
Ağır silahlarla saldırılar oldu,
Peşmergenin elinde ağır silahlar
yoktu. Peşmerge son dönemde
Zumar kentinin de Daiş’ten geri
alınması ile beraber ilerleme
kaydediyor, ancak Peşmergenin
Daiş’i tamamen kovması için ağır
silahlara ihtiyacı var.’’
Kürdistan bölge için
büyük bir umut
Cumartesi akşamı Londra
merkezde bulunan SOAS üniversitesinde ‘Kürdistan’a uluslararası
destek neden önemli’ adı altında
gerçekleştirilen panele PYD Britanya temsilcisi Alan Şemo, Güney
Kürdistan Bölgesel hükümeti
Britanya temsilcisi Bayan Sami
Abdurahman, İngiltere merkezli
düşünce kuruluşu RUSİ Ortadoğu
direktörü Michael Stephens ve
Reading üniversitesi öğretim
görevlisi Marianna Charountaki
konuşmacı olarak katıldı.
SOAS
Kürt
Topluluğu
tarafından organize edilen panele
yoğun ilgi vardı. Bir dakikalık
saygı duruşu ile başlayan panel
10 dakikalık sinevizyon gösterimi
ile devam etti. Gösterilen video
son dönemde Daiş’in Kürdistan’a
yönelik saldırılarının yanında
yardım çağrılarını işledi. Salonun
girişinde Heyva Sor a Kürdistan
vakfı standı kurularak Kobane için
para toplandı.
Kürdistan bölgesel hükümeti
Daiş’in bin km komşusu
Kürdistan bölgesel hükümetinin
kendisini bir anda Daiş’e bin kilometre komşu bulduğunu belirten
Kürdistan bölgesel hükümeti
Britanya temsilcisi Bayan Sami
Abdurrahman bunun çok ciddi güvenlik sıkıntısı ortaya
çıkardığını dile getirdi. Bayan Abdurrahman şunları belirtti: ‘‘Irak
bir gecede değişti ve Kürdistan
bölgesel hükümeti kendisini bir
anda Daiş’e bin kilometre komşu
buldu. Bu da güvenlik açısından
çok ciddi bir sıkıntı yarattı. Bundan kaynaklı peşmergeyi 1000 kilometrelik sınıra yerleştirdik. Daiş
Irakta, Şengal başta olmak üzere
kendisi gibi olmayan herkese
saldırdı. Şuanda Kürdistan bölgesel hükümeti sınırları içerisinde
1.5 milyon mülteci ve yerinden
edilmiş Kürt, Arap, Hristiyan
mevcut. 5 Milyonluk nüfusumuza
göre çok yüksek bir rakam bu.
Bu her anlamda, elektrik, sağlık,
eğitim gibi konularda ülkeyi zora
sokuyor. Halen yüzlerce okulumuz mültecilere ev sahipliği
yaptığı için kapalı.’’
Bağdat Kürdistan bölgesine
ambargo uyguluyor
Bağdat
hükümetini
ve
başbakan
Abadi’yi
eleştiren
Bayan
Sami
Abdurrahman
konuşmasına şöyle devam etti:
‘‘Irak merkezi hükümetinden bu
konuda yardım alamıyoruz. Bazen gerçekten Irak’ın bir parçası
olup olmadığımızı düşünüyorum.
Bu kadar soruna rağmen, yerinden
edilen bu kadar insana rağmen Irak
başbakanı Abadi halen bir kampı
ziyaret bile etmiş değil. Bu insan-
Kürdistan’ın
Daiş
ile
mücadelede
yeterince
desteklenmediğini belirten Micheal
Stephens,
koalisyon
güçlerinin mücadelesinin yeterli olmadığını ifade etti. Stephens sunumunda şunları belirtti:
‘‘Daiş’in büyümesinin temelinde
Beşar Esad’ın halkına yaptığı
zulümden çok, batının ve bölge
devletlerinin Suriye’ye yönelik yalnış politikalar ve yalnış
okumaları var. Koalisyon güçlerinin Daiş’e karşı mücadelesi yeterli değil. 2003 Irak müdahalesinde ABD Bağdatı bir gecede
475 defa bombaladı, bu rakam
Daiş’e karşı mücadelede 6 haftalık
yaptığı bombalama sayısına denk
düşüyor. Kürtler şuanda Daiş’e
karşı mücadelede yalnız durumda.
Ne Bağdat’tan, ne de Şam’dan
bir yardım yok. Herşeye rağmen
Kürtler Bağdat’tan ve Şam’dan
daha güçlü ve daha ideolojik.
Bir taraftan da Türkiye olgusu
var, bu noktada Türkiye kimi
destekleyeceğini bilmiyor, kafalar
karışık. Bu da bölgeyi zor duruma
sokuyor. Ben kendim Türkiye ile
ilgili ne diyeceğimi bilemiyorum.
Bir gün Kürtlere terrorist diyor,
diğer gün değil diyor. Daiş’e terrorist deyip dememekte kararsızdı,
şimdi bunu aştı. Ama Türkiyenin
daha fazla aktif çabasına ihtiyaç
var. Birrşeyler yapılmazsa Daiş
daha çok uzun süre bölgede kalacak. Kürtler Suriye ve Irak’ta çok
kıt koşullara rağmen Daiş’e karşı
savaşabilen etkin tek güç. Bu noktada Kürdistan bölge için büyük
bir umuttur.
YPG güçlerinin de askeri olarak
koalisyon
güçleri
tarafından
eğitilmesinin ve silah yardımının
yapılmasının önünde Türkler
engeldir. Ancak Özgür Suriye ordusu formülü içerisinde Türkler
ikna edilebilinir.’’
Bir diğer konuşmacı akademisyen Marianna Charountaki ise,
Daiş’in sadece bölge için değil
uluslararası toplum için de tehlike
arz ettiğini ifade ederek, Kürtlerin
bu noktada yalnız bırakılmayıp
desteklenmesi gerektiğini ifade
etti.
Uluslararası güçler Kürtleri
görmezlikten gelemez artık
PYD Britanya temsilcisi Alan
Şemo ise sunumunda Daiş’e yönelik bölge ülkelerinin ve uluslararası
bazı güçlerin desteğine değindi.
Şemo şunları belirtti: ‘‘Din adına
ortaya çıkan barbar Daiş; Katar,
Türkiye, Suudi Arabistan başta olmak üzere bir çok ülke tarafından
desteklendi.
Suriye
olayları
başlayınca Kürtler akıllı davranıp
kimsenin tarafı ve kimsenin askeri
olmadı, kendi kendilerini organize
ederek, kendi topraklarını koruma
çabası içerisinde oldu. Rojava
farklı inançların ve halkların bir
arada yaşama iradesi gösterdiği
bir model. Ancak uluslarası ve
bölgesel güçler bu demokratik
yapılanmayı görmezlikten geldi
ve dışlandı. Suriye muhalefetinin
yapılanmasına baktığımızda kendimizi onun içinde göremiyoruz.
Çünkü başka ülkelerin çıkarlarına
dönük
davranarak
Suriye’yi
şekillendirmeye çalışıyorlar. Ancak Kürtlerin direnişi ve ortaya
koyduğu demokratik modeli daha
fazla görmezden gelemediler.
Kobane
direnişi
uluslararası
alanda ilgi geliştirdi. Uluslararası
güçler özgür suriye ordusu adı
altında çok fazla para ve silah gönderdi. Bu para ve silah şuan kimlerin elinde bunu net olarak tüm
dünya gördü.
Kürdistan elbet bir gün
bağımsızlığına kavuşacak
Daha önce Güney Kürdistan’da
yapılması düşünülen bağımsızlık
referandumunun ne durumda
olduğu ile ilgili soruya Bayan
Sami Abdurrahman, referendum
hiç takvime bağlanmamıştı, o
yüzden ertelenmekten bahsetmek
yersiz olur, Ancak şunu net olarak
söyleyebilirim, elbet bir gün
Kürdistan bağımsızlığını kazanacak, dünya beğense de beğenmese
de bu elbet bir gün gerçekleşecek,
sadece daha akıllı bir şekilde yapmak gerekiyor.
Dört parça Kürdistan
birlikte hareket ediyor
Kürtlerin birliği ile ilgili soruya
da Bayan Sami şu cevabı verdi;
Dört parçada Kürtler şuan birlikte çalışıyor. Musul düşünce
ve Kürdistan bölgesel hükümetine dönük saldırılar başlayınca
dört parça Kürdistandan siyasal güçler Kürdistan hükümetine gelip, savaşmaya hazır
olduklarını ve Güney Kürdistan’ın
kazanımlarının aynı zamanda
kendi
kazanımları
olduğunu
söylediler. Bana göre Kürtler
bölünmüş değil bu anlamda, sadece Ortadoğudaki politik karışık
bazen olumsuz etki yapıyor. Son
olarak Duhok toplantısıyla beraber
bu ortaklaşma daha da büyüyor.
Konuyla ilgili Alan Şemo da aynı
şekilde Kürtlerin şuan birlikte
ortaklaşa hareket ettiğini dile getirdi.
7
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Komedyenler bu sefer
Kobane için güldürdü
Daiş çetelerinin Kürdistana yönelik
saldırıları sonrasında yerlerinden olan
yüzbinlerce Kürdistanlı ile dayanışmak
amacıyla komedi şov etkinliği düzenlendi. Yoğun ilginin olduğu etkinlikte
toplanan paralar Heyva Sor a Kurdistan vakfı aracılığıyla Kobanelilere
gönderilecek.
Pazar
akşamı,
Portobello
Road
yakınındaki The Flyover’da gerçekleşen,
Stand-up Against İsis gecesinde, farklı kimliklerden beş ayrı komedyen performans
sergiledi.
Kürt komedyen Kae Kurd’un bir araya
getirdiği komedyenler, esprileriyle izleyicileri güldürdüler.
Kış ayların yaklaşmasıyla Kürdistan’da
yerlerinden edilen insanların durumlarının
daha da zorlaşacağı aylarda, Heyva Sor’a
Kürdistan’ın yardım kampanyasına destek
sunmak için bağımsız Kürt gençlerinin
düzenlediği etkinlik başarılı geçti.
Britanya’nın
farklı
komedi
programlarında sahne alan Kae Kurd ile organizasyonu gerçekleştiren gençler gecenin
sonunda büyük övgü gördüler.
Gecede Tez Ilyas, Travis Jay, Mo Gilligan
ve Nabil Abdulrashid komedi skeçleriyle
sahne aldılar. Britanya’nın farklı etnik kim-
liklerinden olan komedyenler kimlik, aidiyet, Britanya kültürü ve aşk gibi konuların
ele alındığı performanslar sergilediler.
Gecede 1685 sterlin yardım toplanıldı.
Eğitim
Köşesi
Çocuklarımızda
öğrenme isteğini
arttırma
OKTAY ŞAHBAZ
Urswick Ortaokulu Bilgisayar Bölüm Başkanı
[email protected]
“Çocuğum ders çalışmıyor”, “Her
sabah okula zorla gönderiyorum”,
“Eve gelince hiç ders yapmıyor” bu
ve buna benzer lafları ya kendimizden
yada başkalarından duymuşuzdur.
Hatta ve hatta, bazen ileride giderek,
“Türkiye’deki eğitim sistemi daha iyi
ez azından orda okulda kalmak var” gibi
sitemler ederek çocuklarımızın eğitim
konusunda hiç çaba göstermediğinden
şikayet ederiz. Peki, ‘‘Süper anne”
yada ‘‘Süper baba’’ olmak sorunu
çözüyor mu? Acaba çocuklarımızın
ev ödevlerini yaparken üzerlerine
titreyerek, sürekli öğretmenleri ile
görüşerek, okullarına sık sık giderek
yada sayısız ders aldırarak başarılı
olmalarına yardımcı olabiliyor muyuz? Bu sorunun cevabını araştıran bir
grup akademisyene göre cevap hayli
ilginç. Bu konuyu araştırmak için
yapılan bir araştırmada değişik kültürlerden yaklaşık 25 bin öğrenci ile
görüşüldü. Yaklaşık 20 yıl süren bu
araştırmada çıkan sonuç ise ne kadar
‘Süper anne’ yada ‘Süper baba’ olursak olalım, yukarıda belirtilenleri yapmak çocuklarımızın başarılı olacağı
garantisini vermiyor. Peki o zaman
çözüm ne? Bu haftaki yazımızda tamda bu soruna bakarak çocuklarımızın
başarılı ve okulu sevmeleri için neler
yapabileceğimize bakmak olacak.
Sorun eğitime nasıl baktığımız?
Her ne kadar veli olarak
çocuklarımıza okulun önemi hakkında
her gün bir şeyler söylesek te, pratikte çocuklarımızın yanında daha çok
yaptığımız şey ise okulu ve eğitim sistemini eleştirmek oluyor. Bundan daha
da ötesi ve belki de yaptığımız daha
büyük yanlışlık ise eğitimi sadece yalın
bir akademik çalışma olarak görüp
aslında onun akademik özelliğinin
yanında aynı zamanda sosyal bir
geliştirme aracı olduğunu görmemek.
Yani, kısacası, çocuğum 10 tane A*
alsın ama çevresine ve ailesine karşı
sorumlu bir birey olmuş, saygılı olmuş,
toplumu ve yaşadığı dünyayı düşünen
biri olmuş, bana ne! Gerek bizim toplumuzda gerekse de diğer toplumlarda sıkıntı aslında ‘Eğitimin değerini’
çocuklarımıza iyi ve doğru anlatamama. Eğer eğitimin doğru değerini
çocuklarımıza küçük bir yaştan itibaren
doğru anlatabilirsek, yani yukarıda
belirtiğimiz haliyle, onların başarılı
bireyler olacağı ihtimalini daha da çok
artırmış olmuş oluyoruz. Bir çocuğun
başarılı olmasındaki en büyük etken
ve motivasyon gücü anne ve babadan
gelir. Fakat bu deyim yerindeyse ambulans gibi, her acil durumda ortaya
çıkmak ile olmaz. Eğer anne baba evde
çocuklarına güvenli, düşünceli, cesaret
verici bir ortam sağlarsa,
çocuk
bu
pozitiften
yola çıkarak
başarıyı hem
okulda hem
de
ondan
sonra iş hayatında elde edebilir.
Güvenli, düşünceli , cesaret verici
bir ortam nasıl sağlanır?
Her ne kadar da kolay gibi görünse
de güvenli, düşünceli , cesaret verici
bir ortam sağlamak bazı aileler için
büyük engeller aşmak anlamına gelir. Bu ortamın oluşabilmesi için
gereken en temel şey ‘İyi bir tutum’
olacaktır. Buradan aslında niyetimiz
çocuklarımızın bizim ne dediğimizi
değil, ne yaptığımızı yaptıkları
gerçeğini anlamamız ile olacaktır.
Çocuklarımızın sorumlu olmalarını istiyorsak bunu söylemek kadar pratikte
de göstermek önemli. Bir çok çocuk,
kabul edelim yada etmeyelim, anne ve
babalarının ‘kopyaları’ gibidirler. Okul
hakkında nasıl bir tutum sergilemelerini istiyorsanız o tutumu önce kendiniz
sergileyin. Eğitimi ve öğrenmeyi ilginç, eğlenceli ve heyecan verici görmelerini sağlayın. Pozitif olun ve “ben
bunu yapamam” yerine “ben bunu
nasıl yaparım” anlayışını geliştirin.
İyi bir tutum kadar iyi bir sağlıkta
önemli. Donuk ve halsiz çocuklar
okulda başarılı olamazlar. Fast-food
ve hazır yiyeceklerden uzak durun ve
onların her vitamin alabilecekleri yiyecekler yemelerini sağlayın. Çabuk
pes etmeyin ve onları yiyecekleri
sağlıklı yemekler konusunda ikna edin.
Hazır yiyeceklerin zararlarını beraber
araştırın ve bunları beraber okuyun.
Tembel olmalarını engellemek için
spor yapmaları konusunda ikna edin ve
en önemlisi odalarına elektronik aletleri
sokmayın. Bunu yaptıktan sonra, son
olarak yapacağımız şey ise iyi ilişkiler
kurmalarını sağlamak. Okulda çocuklar hem yaşıtları hem de öğretmenleri
ile iyi ilişkiler kurup kimi zaman grup
ödevlerinde kimi zaman iki kişilik
grup (buddy) olarak çalışmak zorundalar. Onlara iyi ilişki nasıl kurulur gösterin, ne kendiniz nede çocuklarınız
hakkında gereğinden fazla eleştirisel
olmayın. Arkadaş yanlısı, dürüst ve
açık olup inandıklarınız konusunda
sonuna kadar mücadele etmeyi gösterin. Onlara saygılı, düşünceli ve
başka insanların düşüncelerine saygılı
olmayı öğretin. Yukarıda bahsettiğim
noktalar belki çok basit olarak
görünüyor ama aslında bir çok ailenin
halen düzeltmek için büyük mücadele
ettikleri noktalar. İyi bir tutum, iyi bir
sağlık ve iyi davranışlar, bunların biri
yada ikisi değil, üçünü de başarmak
çocuklarımızı başarıya daha çok
yakınlaştıracak.
Herkese kolay gelsin…
8
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Savaş karşıtı imzalar
başbakanlığa verildi
Ortadoğu’da Işid katliamlarını ve Batı ülkelerinin savaş politikalarını kınayan imza kampanyası
sonucu toplanan 8 bin imza bugün İngiltere
başbakanlığına teslim edildi.
Britanya Alevi Federasyonu tarafından yürütülen imza
kampanyası 12 Eylül 2014’te
başlatılmıştı. Londra’nın Manor House bölgesinde çadır eylemi ile başlatılan kampanya
ya çok sayıda İngiliz ve diğer
toplumların yanı sıra İngiltere
de yaşayan Alevi toplumu
tarafından destek verildi.
Iki
ay
süren
imza
kampanyasında toplanan 8 bin
imza bugün Londra da bulunan 10 Downing Street’teki
Başbakanlık’a verildi.
Dosyayı alan memur en geç
5 gün içinde resmi cevabın Britanya Alevi Federasyonu’na
verileceğini belirtti.
Daha sonra konuyla ilgili bir açıklama yapan BAF
Başk. İsrafil Erbil ‘Ortadoğu
halklarına
demokrasi
götüreceğiz iddiasında olan
batı ülkeleri, ışid ve el kaide
gibi maşalar aracılığı ile
katliam yapmaya devam
ediyor. Üretilen silahlara
Pazar yaratan emperyalistler
Ortadoğu’da kan dökerek
halkları zayıflatmak ve petrol
başta olmak üzere tüm yer
altı yer üstü zenginliklerine
el koymaktalar. Milyonlarca
insanın ölümü, yaralanması ve
evsiz kalması ile sonuçlanan
demokrasi ihracının kocaman
bir yalan olduğu ortadadır.
Tüm bunları kınadığımızı,
farkında olduğumuzu ve
durdurulması gerektiğini anlatan bir imza kampanyasında
toplanan 8 bin imzayı bugün
İngiltere başbakanlığına teslim ettik. Güvenlik nedeni gerekçe gösterilerek kalabalık bir
heyet içeri almak istemeyen
memurlar dosyayı kapıda teslim aldılar ve beş gün içinde
cevap verileceğini söylediler.
Imza kampanyasına destek
verem tüm canlara teşekkür
ederiz’ diye konuştu.
Başbakanlığa gelen heyet
içinde Türkiye de gelen Mehmet Yüksel Dede de bir
açıklama
yaptı.
Mehmet
Yüksel ‘Irak ve Suriye’de
katliama uğrayan halk yalnız
değildir. Avrupa da yaşayan
canların duyarlılığı bizleri
çok mutlu etmektedir. Avrupa
ülkeleri Ortadoğu’dan elini
çeksin. Onların silahları barış
değil savaş nedenidir. Kobani, Şengal, Lazkiye ve tüm
mağdur halkların yanında olmaya devam edeceğiz. Hızır
yoldaşımız olsun’ dedi.
9
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Yorkshire’daki ördek
üretim çiftliğinde kuş
gribi görüldü
İngiltere Çevre, Gıda ve Kırsal İşler Dairesi›nden (Defra) yapılan
açıklamada, ülkenin kuzeydoğusundaki East Yorkshire bölgesinde bulunan bir ördek üretim çiftliğinde kuş gribi virüsünün
görüldüğü doğrulandı ancak toplum sağlığına yönelik riskin “çok
düşük” olduğu kaydedildi.
Defra,
ölümcül
virüsün
görüldüğü
çiftlikteki
tüm
kanatlıların itlaf edileceğini ve
çiftliğin etrafında 10 kilometrelik alanın yasaklı bölge ilan
edildiğini duyurdu. Defra, virüsün
son yıllarda endişe yaratan ve insan ölümlerine yol açan H5N1
türevi olmadığını vurguladı.
Defra’dan yapılan açıklamada,
“Toplum sağlığına yönelik risk
çok düşük ayrıca gıda zincirine
yönelik risk bulunmuyor. Yasaklı
bölge uygulaması ve çiftlikteki tüm kanatlıların itlafı da dahil enfeskiyonun yayılmasının
önlenmesi için acil ve kuvvetli adımlar atıyoruz. Detaylı bir
soruşturma yürütülüyor. Birleşik
Krallık’ta önceden patlak veren
kuş gribi vakalarının kontrol altına
alınması ve ortadan kaldırılmasına
yönelik güçlü bir geçmişimiz var”
denildi.
Hollanda da kuş gribi vakası
Hollanda’nın Utrecht eyaletine
bağlı Hekendorp köyünde de hafta
sonunda bir tavuk çiftliğinde ‹yüksek düzeyde mikrobik› özelliği
bulunan kuş gribine (H5N8)
rastlanmıştı.
Ateş, öksürük, boğaz ağrısı ve
kas ağrıları gibi başlangıç belirtileri
olan virüs, ciddi akciğer problemleri ve ölüme yol açabiliyor.
Hekendrop’ta 150 bin tavuğun
itlaf edilmesinin kararlaştırılırken,
ülkede tüm kümes hayvanlarının
nakliyatı durdurulmuştu.
Özellikle kanatlı hayvanlar
ve deniz memelilerinde görülebilen kuş gribi, H ve N olarak
sınıflandırılan iki farklı grup protein taşıyor.
Proteinlerde H1’den H16’ya
kadar 16, N1’den N9’a kadar da
dokuz farklı alt tipi bulunuyor.
H5N1 adlı insanları öldürebilen
Güney Kore İngiltere’den
gidece tavuk etlerine yasak koydu
tür, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 2003 ve 2013 yılları
arasında 300’den fazla insanın
hayatına mal oldu.
Özellikle
2006
yılında
yaygınlaşarak
daha
çok Bangladeş, Çin, Hindistan,
Endonezya, Vietnam gibi bazı
Güney Asya ülkelerinde görülen
H5N1 virüsü salgını, 63 ülkenin
çoğunda engellenmişti.
Güney
Kore
Tarım
Bakanlığı’ndan yapılan açıklamad
a, İngiltere ve Hollanda’dan canlı
hayvanlar dahil tüm tavuk Eti ve
ürünlerinin
ülkeye
ithalinin
yasaklandığı bildirildi. Yasağın,
bu ülkelerde ortaya çıkan kuş gribinin Kore’ye sıçramasını önlemek
amaçlı alındığı kaydedildi.
10
Çarşamba, 19 Kasım 2014
11
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Roj Kadın Meclisi 9.
Olağan kongresini
gerçekleştirdi
Londra merkezli çalışmalarını yürüten Roj Kadın Meclisi Pazar
günü 9. Olağan kongresini gerçekleştirdi.
Haringey’de bulunan Kürt
Toplum Merkezinde 60 kadının
katılımıyla gerçekleştirilen kongrede yürütülen tartışmalardan
sonra oluşturulan 7 komitede
çalışma yürütecek üyeler seçildi. Tüm demokrasi ve özgürlük
şehitleri anısına bir dakikalık
saygı duruşu ile başlayan kongre
divan seçimiyle devam etti.
Kobane’den kadın
kongresine selam
Kongre divanının yaptığı
açılış konuşmasından sonra
Kobane kantonu eşbaşkanı
Asya
Abdullah
telefon
aracılığıyla kongreyi selamlayarak
Kobane’deki
son
durum hakkında bilgi verdi. Kobane’deki kahramanca direnişin ve Rojava’daki
kazanımların aynı zamanda tüm
kadınların ve halkımızın bir
kazanımı ve başarısı olduğunu
ifade eden Asya Abdullah,
güçlü ve moralli bir şekilde
Kobane’deki direnişin devam
ettiğini söyledi. Daiş çetelerinin
YPG-YPJ güçleri karşısında
büyük
kayıplar
verdiğini
söyleyen Abdullah, en kısa zamanda çetelerin Kobane’den
kovulacağını ifade etti. Abdul-
lah son olarak Kobane’deki
direniş ruhunun tüm alanlardaki
kadın örgütlülüğüne yansıması
gerektiğini söyledi.
Kadınlar direnişin öncü gücü
Kongrede yapılan siyasal
süreç gündeminde özellikle
Rojava başta olmak üzere tüm
alanlardaki kadın öncülüğüne
dikkat çekildi. Şengal ve Kobane sürecinde kadınların öncü
bir rol oynadığı belirtilerek
bu misyonun büyütülerek devam etmesi gerektiği ifade
edildi. Özgür kadın ideolojisi ve Demokratik ulus
paradigmasının yaşam bulması
için süreç karşısında kadınların
daha örgütlü ve daha güçlü bir
kadın duruşunun gerekliliğine
dikkat çekildi. Ortadoğuyu bu
amansız karanlık ve gericilikten
kurtaracak tek gücün yine özgür
kadının mücadelesi olacağı belirtildi. Yapılan konuşmalarda
Dersim katliamı da kınandıktan
sonra kadınların Seyit Rıza
ve arkadaşlarının mirasına en
güçlü şekilde sahip çıkılacağı
ifade edildi.
Örgütlenme
gündeminde
yapılan yoğun tartışmalarda
kadın özgürlük ideolojisinin
tüm alanlarda daha güçlü bir
şekilde örgütlenmesi gerektiği
ifade edildi. Örgütsel ve mali
raporların okunmasından sonra, raporlar üzerine tartışmalar
yürütüldü. Yürütülen örgütsel
tartışmalardan sonra tüzükteki bazı maddeler üzerine
değerlendirmeler yapıldıktan
sonra değişiklikler yapıldı.
35 kişilik kadın
meclisi seçildi
Son olarak yapılan seçim
gündeminde
komiteler
oluşturulurken 35 kişilik kadın
meclisi seçimle belirlendi.
Örgütlenme, Eğitim, Mali,
Dış ilişkiler, Sosyal, Barış anneleri, genç kadın ve Dil-Kültür
komiteleri kurularak meclisin
bu komiteler üzerinden çalışma
yürüteceği belirtildi.
Yapılan seçimlerden sonra
tüm gün devam eden kongre
‘Jin Jiyan Azadi’, ‘Biji Berxwdana Kobane’ sloganlarıyla
sona erdi.
Kongre Sonuç
raporu açıklandı
Yayınlanan kongre sonuç
raporunda, Kobane direnişinin
tüm gerici güçlere bir cevap
niteliği taşıdığı belirtildi. Kongrenin sonuç raporunda özetle
şu ifadeler yer aldı: ‘‘Ortadoğu
ve Rojava’da ki devrimi ve
Kobane’ye
yönelik
IŞID
saldırılarını değerlendiren kongremiz, halkımızın YPG ve YPJ
öncülüğünde gelişen destansı ve
tarihi direnişinin, IŞID ve onun
destekleyicisi AKP hükümeti
başta olmak üzere, tüm gerici
güç ve erkek egemen zihniyet
ve terörüne karşı büyük cevap
olduğu tespitini yapmıştır. Rojava Devrimi, özelde Kobane
direnişi, kapitalist moderniteye
karşı tüm kadınların, halkların
ve demokrasi güçlerinin hem
ortak direniş mekanı olmuş
hem de demokratik ulus ve
demokratik özerklik modeli haline gelmiştir.
Hiçbir Kadın örgütsüz
kalmamalı
Tarihi
görev
ve
sorumluluklarımızın olduğu bu
süreçte, Kadın Kurtuluş ideolojisi ekseninde, örgütlülüğümüz
büyütme ve mücadelemizi
yükseltme temel hedefimizdir.
Bu temelde, önümüzdeki dönem ‘Hiç Bir Kadın Örgütsüz
Kalmamalı’ şiarı ile demokratik
konfederal sistemin yapı taşları
olan meclis ve komün modelinin
esas alınması kararlaştırılmıştır.
Meclis ve komünlerin amacı
kadınların sorunlarını ortak
tartıştığı, çözümünü ortak
aradığı ve kararlarını ortak verdikleri bir örgütlenme modelini
yaratmaktır. Bu temelde Londra
ve Londra dışındaki alanlarda
kadın meclisleri ve komünleri
oluşturma kararı alınmıştır.
Ayrıca, önümüzdeki dönem,
Roj Kadın Meclisi olarak, kadın
deneyimimizi gençlik dinamizmi ile bütünleştirmek için genç
kadın örgütlenmesine ağırlık
verilmesi kararlaştırılmıştır.
TJKE’ye üyelik başvurusu
yapma kararı alındı
Kongrede, Avrupa Kürt Kadın
Hareketi (TJKE) kuruluş kongresi selamlanmış ve TJKE’nin
Avrupa’da ki kadınların örgütlü
kimliği ve ortak mücadele alanı
olduğu belirtilerek, Roj Kadın
Meclisi olarak TJKE’ye üyelik
başvurusu yapılması kongre de
karar altına alınmıştır.’’
12
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Projeyi yürüten Evin Zengin,
ile yaptığımız görüşmede projenin
amaçlarını ve nasıl yürütüleceğini
konuştuk.
Genç Barrister adayı Evin
Zengin, aile içi şiddet gören
kadınlar için tam donanımlı hizmetin olmadığını ve bunun için böyle
bir projenin gerekliğini görüp
programı hazırlayıp Roj Women ile
çalışmalarını başlattı.
Zengin, proje kapsamında
danışma hattı ve haftalık bire bir
görüşmeler aracılığıyla, şiddete
maruz kalan, ya da kendini tehlikede hisseden kadınlara yardım eli
uzatmayı amaçlıyor.
Projenin amaçlarını Zengin
şöyle anlattı: ‘‘Toplumda bir
çok kadının şiddete maruz kalıp
ama her hangi bir yardıma
başvurmadıklarını gördüm, ben de
buna yönelik çalışma yürütmek
istedim. Amacımız sadece hukuki
destek değil, aynı zamanda zor
durumda olan bayanlara manevi
destek verebilmek.’’
Şiddet gören kadınların yardıma
başvurmamalarında bir çok etken
olduğunu ifade eden Zengin, şöyle
devam etti: ‘‘Dil sorunu bunda
büyük bir etken. Ya da kadınlar
sistemi bilmedikleri için, kendilerini koruyabileceğinden emin
olamıyorlar. Çocuklarının ellerinden alınabileceklerini düşünüyor
bir çok kadın örneğin.
Roj Women’dan Kadınlara yönelik
‘Şiddetsiz bir Yaşam için’ adlı proje
On seneyi aşkın tecrübesiyle kadınlara hizmet veren Roj Women, Kürtçe ve Türkçe konuşan şiddet
mağduru kadınlara danışmanlık ve ücretsiz hukuki hizmet sağlayan bir proje başlattı. ‘Şiddetsiz bir
yaşam için’ adlı proje kadına karşı şiddetle mücadeleyi hedefliyor.
sadece bilgi alabilirler. Kendileri
istemeden her hangi bir işlem kesinlikle yapmayız. Bizim için öncelik
onların kararı’’, dedi.
Aile içi şiddet gören kadınların,
hayatlarını tehlikeye atan durumlar olduğu halde yardıma
başvurmamalarının altında genelde
konuyla ilgili toplumsal anlamdaki
yanlış algılar bulunuyor. Zengin,
bu konuya ilişkin şöyle konuştu:
‘‘Kadınlar, eşlerinden ayrılmalarının
ya da böyle bir sorun yaşadıklarının
toplum içerisinde bilinmesinden
çekinebiliyorlar, biz bu konunun
hassasiyetinin farkındayız. Bu
yüzden görüşmeler tamamen gizli
olur, ve istenmediği taktirde avukata
bile bilgi verilmez.’’
Türkçe, Kurmanji, Sorani ve
İngilizce konuşan danışmanların
bulunduğu programda, kadınlara
her aşamada destek sunulacak.
Zengin, ‘‘Bize başvuran bayanlara hukuki yardım, danışmanlık,
güvenliğiniz için gereken tüm
destekler verilir. Ülkedeki yasal durumundan dolayı endişeli olan ve
bu sebepten, şiddet gördüğü halde
yardım almaktan çekinen bayanlara
Son olarak Zengin şöyle dedi:
‘‘Bayanlar kendilerini nasıl koruyabilecekleri konusunda bilgi
almak için bize baş vurabilirler; ya
da sadece hakları konusunda bilgi
almak için bizden yardım isteyebilirler.’’
Tanıdığınız birileri için de
yardım isteyebilirsiniz
Kendisi şiddet gören kadınlar
dışında başka birisine yardım etmek isteyenler de programdan faydalanabilecekler.
Neden Yardım almanız gerekebilir:
•
•
•
•
Eşinizden, ya da aile içerisinde:
Fiziki şiddet görüyorsanız
Şiddet tehditti alıyorsanız
Maddi olarak kontrol ediliyorsanız
• Cinsel tacize maruz
kalıyorsanız
• Duygusal baskıyla kontrol ediliyorsanız
Nasıl Yardım Alabilirsiniz:
Roj Women’e ulaşın:
Telefonda 7 gün 24 saat
arayabileceğiniz danışma servisi:
07776 326204
lifefreeviolence@rojwomen.
org.uk
www.rojwomen.org
Aynı numaradan arayarak
haftalık danışma seansı için bir e
bir randevu alabilirsiniz. (Güvenlik
ve gizlilik için adres, aradığınızda
verilir)
Hayatınızın tehlikede olduğunu
düşünüyorsanız ve acil durumlarda Polisi 999 numarasından
arayınız.
Aile içi şiddet konusunda
sadece bilgi alınabilir
Zengin kendilerine başvuran
kadınların sadece bilgi alabileceklerini ve her hangi bir işlem başlatma
zorunda olmadıklarını ifade etti.
Zengin, ‘‘Biz yasal haklarını kendilerine anlatıp, kendileri, ve var
ise, çocukları için en doğru kararı
almaları için yardımcı olacağız.
Alacakları kararları tamamen kendileri belirleyecek. Başka hiç kimsenin bilgisi olmadan, gelip bizden
25 Kasım Kadına Yönelik
Şiddete Karşı Uluslararası
Dayanışma ve Mücadele Günü
Kadına Yönelik Şiddete Karşı
Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü, 25 Kasım 1960 yılında,
Dominik Cumhuriyeti’nde, siyasi aktivist olan, Mirabal kız kardeşlerinin
öldürülmelerini anmak için başlatıldı.
Patria Mercedes Mirabal Reyes, María
Argentina Minerva Mirabal Reyes ve
Antonia María Teresa Mirabal Reyes
dictator lider Rafael Leónidas Trujillo
Molina tarafından katledildiler.
Hey yıl, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için 25 Kasım’dan, Dünya
İnsan Hakları Günü, 10 Aralık’a kadar
16 Günlük Eylemcilik ilan ediliyor.
Çeşitli kadın, toplum ve devlet kurumu bu 16 gün içerisinde yürüttükleri
eylemlerle konuya ilişkin etkinlik ve
özellikle destek olmak istiyoruz.
Çünkü bu durumda eşleri fiziki
şiddet yanı sıra, duygusal baskı
ve korkutarak çaresiz olduklarını
düşündürüyorlar’’, dedi.
eylemler düzenliyorlar.
Dünya’da kadınlar ve kızların yüzde 35’i yaşamları boyunca bir çeşit
fiziki ya da cinsel şiddete maruz kalıyorlar.
15 yaş altı, 30 milyon kız sünnet
olma tehlikesiyle karşı karşıya, ve 130
milyondan fazla kız çocuğu ve kadına
sünnet yapılmış.
Dünya genelinde, bugün yaşayan
700 milyon kadın çocuk yaşta evlendirilmiştir, bunların 250 milyonu
15 yaşından önce evlendirilmiş. 18
yaşın altında evlenen kızların eğitimlerini tamamlamalarının olasılığı
daha düşük ve aile içi şiddete maruz
kalmalarının ve çocuk doğurma
esnasında sorunların yaşanma olasılığı
daha yüksek. (Veriler: BM)
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri her ayın 25’ini Turuncu Gün olarak
ilan etti- bu günde turuncu giyerek kadına yönelik şiddeti yok etme çağrısına dikkat çekilmesini istedi.
Sosyalist Kadınlar Birliği 25 Kasım’a ilişkin ‘25 Kasım Bizleri; Savaşa, Şiddete, Köleliğe Karşı İSYANA
ÇAĞIRIYOR!’ isimli açıklamalarında, İşid’in kadınları seks kölesi olarak
görmelerini, Rojava’daki kadın devrimine ve kadına yönelik şiddetin yükselişine değinerek kadınları eyleme
çağırdılar. Açıklama şöyle:
‘‘Şengal›li Ezidi Kürt kadınlarının
soykırımdan
geçirilmelerine,
pazarlarda
satılmalarına,
DAİŞ
çetelerinin seks köleleri olarak
kullanılmalarına karşı;
‘‘Erkek egemen sermaye sistemleri
ve DAİŞ çeteleri tarafından Kobane
üzerinden Rojava kadın devriminin
ortadan kaldırma amaçlı saldırı ve
planlara karşı;
‘‘Dünyada ve yaşadığımız Avrupa
topraklarında hızla artmakta olan kadına yönelik şiddete ve şiddet mağduru kadınların yaşadıkları hak gasplarına karşı;
‘‘Kadın bedeninin işgali haline
gelen emperyalist savaşlara ve yeni
savaş planlarına karşı; İSYAN HAKTIR!
‘‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
vesilesiyle tüm kadınlarımızı isyanı
büyütmeye, Şengal›de, Kobane’de
dünyanın tüm ezilen ve sömürülen kadınları adına direnen, karanlığa barikat olan yiğit kadınlarla dayanışmaya
çağırıyoruz!’’
13
Çarşamba, 19 Kasım 2014
25 Kasım Eylem
ve Etkinlikleri
22 Kasım Cumartesi:
Panel 1: Kobane, Savaş, Şiddet ve Kadın
Katılımcılar: Rojava’lı kadınlar, SKB Temsilcisi ve
Feride Kumbasar (IMECE Women’s Centre- Direktörü)
Yer: GİK-DER Lokali (Unit C1, 3-19
Victorian Grove, London N16 8EN)
Saat: 14:00-16:00
Düzenleyen: SKB Londra
Panel 2: Şengal’de Kadın
Kırımı, Çatışma, Cinsel Şiddet
ve Kadın Kurtuluş Mücadelesi
Yer: SOAS Üniversitesi (Khalili Lecture
Theatre, London WC1H 0XG)
Saat: 17.00-20.00
Düzenleyen: Women Alliance, Roj Women, SKB
Londra, KWO ve Kürt Kadın Kurumları
23 Kasım Pazar: Miting
Yer: Trafalgar Square
Saat: 13.00 -16.00
Düzenleyen: Women Alliance, Roj Women, SKB
Londra, KWO ve Kürt Kadın Kurumları
25 Kasım Salı
Flashmob- İran Kürt Kadın Hakları Kurumu
(IKWRO) kadın sünneti ve zorunlu evliliklere
dikkat çekmek amacıyla flashmob gösterisi
gerçekleştirecek. 22 Kasım, saat 12:00’de hazırlık
çalışmaları olacak. Katılmak için youth@forwarduk.
org.uk email adresinden kayıt yapabilirsiniz.
Yer: Merkez Londra
Saat: 19:00
Düzenleyen: İKWRO, Forward UK
Mum Yakma Eylemi
Yer: Highbury Fields (Corner of Highbury
Cresent and Highbury Place)
Saat: 18.30 - 20.00
Düzenleyen: Million Women Rising
29 Kasım Cumartesi:
Kobane ile Dayanışma Kermesi
Yer: Wood Green Kütüphane önü
Saat: 14.00 - 17:00
Düzenleyen: SKB Londra
30 Kasım Pazar:
Kobane ile Dayanışma Kahvaltısı
Katılımcılar: Suruç, Cizire ve Hewler’de kampları
ziyaret eden Heyetlerden temsilciler
Yer: GİK-DER Lokali
Saat: 11.00
Düzenleyen: SKB Londra
Özgürce
HATICE GÜDEN
[email protected]
25 Kasım ve erkekler
“Savaşa ve Şiddete Karşı; İsyan, Barikat, Örgütlenme!..” Bu çağrı, Sosyalist Kadınlar Birliği (SKB)’nin 25 Kasım
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası
Mücadele Günü dolayısıyla çıkarmış
olduğu bildiri metninin başındaki cümle.
SKB’li kadınların gerek yayımladıkları
bildirinin içeriği ve gerekse de çıkarmış
oldukları çalışma programları, eylem ve
etkinlikler bakımından 25 Kasım’da güncel politik gelişmelerle ciddi bağlar kurarak yürüdüklerini görüyoruz.
Bu yıl öne çıkardıkları konu ise savaş
ve şiddet olmuş. Başta Rojava devrimine
yönelik saldırlar olmak üzere Avrupa
topraklarında yaşanmakta olan savaş
olasılığına da dikkatleri çeken kadınlar,
kadınları sadece aile içi şiddetle kendilerini sınırlandırmamalarının uyarısını
da yapmış oluyorlar. Daha da önemlisi, Kobane direnişi üzerinden devrimin
güncelliğini hatırlatıyor, sosyalizm alternatifine çağrıda bulunuyorlar.
SKB’nin 25 Kasım nedeniyle çıkarmış
olduğu plan ve politika; kadınların, sadece kadın özgürlük kavgasının önderliğini
değil, ait olduğu sınıf ve tabakalar içerisinde önderleşmesini de hedefleyen
bir politika. Bunun, oldukça önemli ve
güçlendirilmesi gereken bir hat olduğuna
inanıyorum.
Keza, SKB’li kadınların yürüdükleri
bu hat, açıktır ki sınıf kardeşleri erkekler
tarafından da savunulması, izlenmesi ve
sahiplenilmesi gereken bir hattır.
Kadın özgürlük mücadelesini kadınlara
havale eden, kendi cinsiyet egemenliği ile
hesaplaşmayan hiçbir ilerici, yurtsever,
devrimci, sosyalist ve komünist; bırakın
özgürlük mücadelelerine önderlik etmeyi,
saydığımız sıfatları bile hak edip etmeyecekleri tartışma götürür.
25 Kasım, her ne kadar kadınların;
erkeğin, devletin ve sermayenin her tür
şiddetine karşı mücadeleyi eksen alan
takvimsel bir günü olsa da aynı zamanda
bir iç hesaplaşma takvimidir de. Kadının
özgürlük kavgasına ve gerekliliğine
inanan, işçi ve emekçi kadınlarla kader
ortaklıklarına inanan erkeklerin, kendilerine sunulan toplumsal cinsiyet kültürü,
erkek egemen anlayış, yaşam alışkanlıkları
ve kültürü ile ne kadar çatıştıkları,
hesaplaştıkları ve sorguladıkları bir gün
olduğu / olması gerektiği inancındayım.
Fakat gerçekten bu sorgulama ne kadar
yaşanıyor?.. Ya da nasıl yaşanıyor?..
Örneğin, 25 Kasımlarda özgürlükçü
erkekler olarak hiç ‘erk’le hesaplaşma
kürsüleri kurabildik mi? Paneller,
söyleşiler, yapabildik mi? Kendimizle
hesaplaşan makaleler yazabildik, bildiriler
çıkarabildik mi? Sokak gösterileri düzen-
leyebildik mi?.. Bırakalım 25 Kasım’ı,
her gün yaşanmakta olan -ki bazen vahşet
boyutlarına ulaşan- kadına yönelik şiddete
ilişkin kadınlardan bağımsız hiç eylem
düzenleyebildik, sokaklara çıkabildik
mi?..
Bütün bu saydıklarımız, bir hesaplaşma
aracıdır. Eğer bunları yapmamış ve sadece kadınların düzenledikleri eylemlere
katılmayı –ki bu da oldukça sınırlı- seçiyor ve kadın köleliği üzerine kurulu
avantajlarımızı kullanmaktan rahatsızlık
duymuyorsak, orada bir hesaplaşmadan
söz edemeyiz.
Dolayısıyla, gerçek bir hesaplaşmanın
yaşanmadığı koşullarda kendisini ‘kadın
özgürlük mücadelesinin erkek dostları’
olarak tanımlayan erkeklerin, kadınların
düzenledikleri eylemlerde olmaları bir
dayanışmayı değil, aksine kendi kendimizi
kandırmanın, yaşanan durumun üzerinin
örtülmesinin, görev savıcılığın araçları haline gelmektedir.
Yıllarca, gerek 8 Mart’larda ve gerekse de 25 Kasım’larda aynı sınıfın mensubu erkeklerle yürümenin gerekliliğine
inanmış ve bunun mücadelesini yürütmüş
biri olarak görüyorumki bu çaba, bizleri
ilerletmedi. Erkek arkadaşlarımızı da ilerletmedi, sorgulatmadı, değiştirmedi.
Aksine mevcut erkek egemen duruşları ile
barışık yaşamalarının yolunu açtı.
Bu nedenle, maalesef artık bu takvimsel
günlerimizde erkek sınıf kardeşlerimizle
birlikte yürüyerek onların görev savıcı
tutumlarının suç ortağı olmak istemiyorum.
Kimi erkek okurların “biz geleneksel
erkeklerden farklıyız” dediklerini duyar
gibiyim. Öyle inanıyorum ki fark, pratikle
somutlaşır!..
Eğer görev savıcılıkla değil, gerçek
bir hesaplaşma ile yol arkadaşlıkları yapacaksak hiç durmayın. İşte 25 Kasım.
Farklılıklarınızı fark ettirecek bir fırsat.
Örneğin; neden erkekler olarak
sokaklara
çıkmayasınız?..
Neden
erkek egemenliğini ve şiddetini sorgulayan kürsüler kurmayasınız, paneller yapmayasınız? Neden özgürlükçü
erkekler olarak 25 Kasım’da kadına yönelik şiddeti mahkum eden bildiriler çıkarıp
dağıtmayasınız?..
Evet, toplumsal basıncın altında
kalmadan,
yapacaklarımızdan
utanmadan, sıkılmadan, her hangi bir özgürlük kavgasını yürütürcesine sahiplenerek kendimiz ve hemcinslerimizin
erkek egemen anlayış ve yaşam tarzları
ile gerçek bir çatışma başladığı anda
başlayacak kadın ve erkeklerin gerçek yol
arkadaşlığı!..
25
Kasım
hepimizi
göreve
çağırıyor!...
14
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Gazeteci Şık: Kürt
hareketi her koşulda
kendisini var edebildi
düşmemesini umuyorum, aksi
takdirde İstanbulda gibi bir yerde bile saldırılar olabilir.’’ dedi.
Şık konuşmasına şöyle devam
etti:
Londra Türk-Kürt Toplum Merkezinde (Day-Mer) yapılan “Gezi’den
Kobanê’ye, Güncel Gelişmeler ve Medya” paneline Gazeteci
Ahmet Şık ve İsmail Saymaz katıldı. Panelde konuşan gazeteci
Ahmet Şık, Devletin tüm şiddetine rağmen Kürt hareketi kendisini
var etmeyi başardığını, Kandil’i temsil eden bir parti olsaydı ona oy
verebileceğini ifade etti.
Geçtiğimiz hafta Çarşamba
günü Day-Mer’de yapılan
“Gezi’den Kobanê’ye, Güncel
Gelişmeler ve Medya” konulu
panele gazeteciler Ahmet Şık
ve İsmail saymaz katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Arif
Bektaş yaptı.
Paneli yöneten Arif Bektaş,
Gezi öncesinde AKP’nin toplum üzerindeki baskıları ve
kendisinden olmayanı yok
saymasının büyük bir öfke
biriktirdiğini ve Gezi Parkı ile
bu hoşnutsuzluğun patladığını
söyledi. Bektaş, Kobanê’nin
düşmesi için de AKP’nin
bütün gayretini gösterdiğini
vurguladı.
Bektaş’tan sonra İlk sözü
alan gazeteci İsmail Saymaz,
Gezi Parkının herkes için farklı
bir anlamı olduğunu, ancak
kendisi için bir rahatlamanın
yaşandığı
dönem
olarak
tanımladığını ifade etti. Gezi
parkında bir araya gelen çok
farklı kesimlerin özgürlük çerçevesinde bir araya geldiğini
ifade eden Saymaz, ‘30 senelik
kirli iç savaşla kirlenen toplumun böyle yapması kolay bir
durum değildi’ dedi.
Kobane
eylemlerinde
50’ye yakın insanın hayatını
kaybettiğini hatırlatan Saymaz,
‘Bu haklı tepkiye, Türkiye
toplumu Tarafından doğru
yaklaşılmadı’ dedi.
Türkiye
Cumhuriyeti
Gezi’den ders çıkarmadı
Ne CHP’nin ne de AKP’nin
Gezi’yi anlamadıklarını ifade
eden gazeteci Ahmet Şık, Gezi
ile ortaya çıkan toplumsal
muhalefetin büyük bir korku
yarattığını belirtti.
Kobane’deki direnişe de
değinen Şık, ‘‘Kobane’nin
‘‘CHP’den Kürt meselesine dair duyduğumuz tek sözü
ırkçı sesler. Meselenin ne
olduğunu kavrayan ve doğrusu
şudur diyen kimse göremiyorum CHP’de. Dolasılıyla
‘YPG terör örgütü değildir’
söyleminin samimiyetsizliğini
şuradan anlıyoruz, ‘çözüm
sürecinde
neden
Öcalan ile görüşüyorsunuz diyorlar’. Onların anlayışına
göre‘Suriye’nin teröristi terörist
değil, Türkiye’nin ki teröristtir’. Bana sorarsanız, Öcalan danışmanlık kurumunun
sözcüsü olarak dursun, ben
tek adresin Kandil olduğunu
düşünüyorum. Siyasi temsiliyet te farklı kurumlar olabilir
ama bu işin başlı başına tarafları
bellidir. Kişisel olarak ta,
Türkiye’deki real siyasetin en
doğru analizini, her meselede,
Kandil’deki kadronun yaptığını
düşünüyorum.’’
Yoğun ilginin olduğu panel
yapılan soru-cevap bölümünden
sonra sona erdi.
15
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Ertuğrul Kürkçü: PKK hiçbir zaman
terör listesinde olmayı hak etmedi
Salı akşamı parlamentoda düzenlenen bir toplantıya katılan Halkların Demokrasi Partisi milletvekili
Ertuğrul Kürkçü, PKK’nin ezilen bir halkın mücadelesini verdiğini ve hiçbir zaman terör listesinde
olmayı hak etmediğini belirtti...
Rojava Kuzey Kürdistan
için de model olabilir
Başkent Londra’da Birleşik
Krallık parlamentosunda Kurdish Progress tarafından organize
edilen toplantıya katılan HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü
önemli açıklamalarda bulundu.
İşçi partili milletvekili Wayne David tarafından yapılan açılıştan
sonra söz hakkı alıp çözüm sürecine değinen Kürkçü: ‘‘Kobane
için yapılan eylemlerden sonra
yaklaşık bir aydır diyalog ortamı
hükümet tarafından kesilmişti,
ancak Pazartesi günü görüşmeler
tekrar başladı.’’ dedi.
Bölgenin en mantıklı
çözümü Demokratik
Konfederalizm’dir
Ortadoğuda devam eden savaş
ve trajedilere değinen Kürkçü,
bölgenin geleceğinin çözümünün
Demokratik
Konfederalizm’de
olduğunu ifade etti. Kürkçü şunları
belirtti: ‘‘Bu aşamada önemli olan
şey bölgenin geleceğinin nasıl
şekilleneceğidir ve Kürt halkının
bu yeni yapısında rolünün ne
olacağı. Aslında, bu sorunun en
mantıklı cevabını PKK ve lideri
Abdullah Öcalan verdi. Demokratik cumhuriyetlerde demokratik
konfederalizm.’’
Rojava’nın
kantonlarındaki
demokratik yapılara dikkat çeken
Kürkçü, bunun Kuzey Kürdistan
için de iyi bir model olabileceğini
belirtti. Kürkçü şöyle devam etti:
‘‘Kuzey Kürdistan için Kobani
modeli çok önemli, ve Türkiye’nin
muhalefet kesimi için de önemli
çünkü etnik, kültürel farklılık ve
seküler yönetim üzerine kurulu.
Bu yüzden Kobane Türkiye’nin
muhalefet kesiminden destek
gördü.’’
PKK terör listesinden
çıkarılmalı
PKK’nin terör listesinden
çıkarılmasının önemine değinen
Kürkçü, bunun için çalışmalarını
devam
edeceklerini
belirtti.
Kürkçü:
‘‘Bizim beklentimiz
Öcalan’ın barış süreci çağrısına
destek yakın gelecekte büyür.
Biz, Kürt sorununa geçerli bir
çözüm için mücadele etmeye devam edeceğiz. PKK terör listesinden çıkarılması için diplomatik
çalışmalarımızı hızlandıracağız.
Bu listeden çıkarılmayı artık hak
ediyor; terör listesinde olmayı hiç
bir zaman hak etmemişti aslında,
çünkü ezilen bir halk için özgürlük kavgası içerisindeydi. İkinci
olarak beklentimiz, Ortadoğu’nun
genelinde, Kobane’deki kendini
yönetme (self rule), sadece Suriye
Kürtleri için değil ama bölgedeki
tüm halklar için geçerli bir model
olması.’’
Toplantı soru cevap bölümünden
sonra sona erdi.
16
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Dersim-Der’den Seyit Rıza anması
Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin yıldönümünde, Kürdistan tarihinin
en kanlı ve vahşi katliamlarından birisi olan Dersim katliamında yaşamını yitirenleri
anmak amacıyla Dersim-Der tarafından bir panel düzenlendi.
Dersim-Der tarafından Tilkililer derneğinde
yapılan ‘Katliamdan günümüze Dersim’ konulu
panele Kazım Gündoğan konuşmacı olarak katıldı.
Pazar günü yapılan anmaya çok sayıda kişi katıldı.
Dersim katliamı başta olmak üzere özgürlük ve
demokrasi uğruna yaşamını yitirenler anısına bir
dakikalık saygı duruşu ile başlayan program kısa
film gösterimi ile başladı.
‘Kendi gerçekliğimize yabancılaştık’
Panelde konuşan Kazım Gündoğan kendi
gerçekliğine yabancılaşan bir toplum olduklarını ve
yabancılaşmayı yeni yeni aşmaya çalıştıklarını belirtti. Gündoğan şunları belirtti: ‘‘Bizim bir hafıza
problemimiz var. Kendisine ve kendi gerçekliğine
yabancılaşan bir toplum. Son 10 yıla kadar Alevi sorununu konuşamaz durumdaydık. Kürt meselesi şu
veya bu şekilde konuşuluyordu, çünkü onların güçlü
bir örgütlülüğü ve mücadelesi o aşamaya getirmişti.
Kart-Kurt meselesinden Kürt gerçekliği meselesine
gelmişti. Ama Alevi toplumu açısından henüz böyle
bir şey oluşmuş değildi.’’
‘İsyana dair emare bulamadık’
Yaptıkları tüm araştırmalarda Dersim’de isyan
olduğuna dair bir işarete rastlamadıklarını ifade
eden Gündoğdu, Dersim’de yapılan soykırıma gerekçe yaratmak amacıyla resmi ideolojisinin ürettiği
bir yalan olduğunu belirtti. Gündoğdu konuşmasına
şöyle devam etti: ‘‘Yüze yakın tanık ile röportaj
yaptığımızda, isyana dair hiçbir emare bulamadık.
Aşiret yapılarını inceledik, Seyiz Rıza, Nuri Dersimi ve daha bir çok kişiyi inceledik, cumhuriyet
tarihi, kuruluş belgeleri, 1938’ler dünyasını inceledik. Yaptığımız tüm inceleme ve araştırmalardan
şöyle bir sonuca vardık. Dersim’de bir isyan yoktu.
Dersim bir soykırımdı. Ve biz bunu yalan üzerine
kurulu resmi ideolojinin etkisinde kalan milyonlara
anlatmaya başladık.
Birleşmiş Milletler 48 soykırım belgelerini inceledik, kriterlerine baktık. Orada 5 kriter vardır
ve bunların 4 tanesi Dersim’de uygulanmıştır. Ve
bu Devletin resmi belgelerinde var. Zaten açıkça
yazılmış, ‘Vazifemiz Türkiye’de yaşayan herkesi Türk ve Türkçü yapmaktır, Türk ve Türkçü
olmayanları sistemli bir şekilde kesip atacağız’. Bu şu
anlama geliyor, Türk olmayan, Kürd’ün, Alevi’nin,
Ermeni’nin, Rum’un işini hal edeceğiz.
Devlet Dersim’e girdiğinde sen Zaza mısın,
Alevi misin, Kürt müsün, Türkmen misin ayırımı
yapmadı. Tek bir ayırım yaptı, sünni misin,
değilmisin. Orada Kürt Aleviler de öldürüldü, Türk
Aleviler de öldürüldü. Sünniler dışında tüm halklar katledildi. Devlet böyle yaklaşırken, biz halen
parçalı bir duruş içindeyiz. Bundan kurtulmamız ve
tedavi etmemiz lazım.’’
Dersim katliamı Atatürk’ün emriyle gerçekleşti
Dönemin başbakanı İsmet İnönü Dersim
harekatının başarılı olduğunu ve farklı bir harekata
gerek olmadığını, asimilasyon politikasının yeterli
olacağını ifade etse de, Kemal Atatürk’ün bundan
tatmin olmadığını ve ‘temizlik harekatının’ mutlaka
yapılması gerektiğini dediğini ifade eden Gündoğdu,
daha sonra İsmet İnönü’nün yerine Celal Bayar’ın
atandığını ve Dersim katliamının Atatürk’ün emriyle başladığını belirtti. Gündoğdu devamında
şunları belirtti: ‘‘Seyit Rıza ve arkadaşlarının
yakalandıktan sonra 18 Eylül 1937 günü başbakan
İsmet İnönü mecliste Dersim katliamı ve harekatı
hakkında sunum yapar. 4 Mayıs kararı başarıyla
uygulandı, tüm aşiret reisleri ve seyitleri yakalandı,
bazıları öldürüldü, toplam 290 şaki öldürüldü, Dersim harekatında hedeflediğimiz başlarını koparma
işini başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Bundan
sonra askeri harekata gerek kalmamıştır. Bundan
sonra asimilasyona devam etmemiz lazım.’’
Bu konuşmayı dinleyen Kemal Atatürk, mareşal
Fevzi çakmak bir bilerine bakarlar ve ‘Hayır, Buraya
bir temizlik harekatı lazım’ derler. Kemal Atatürk
ve Fevzi Çakmak bu konudaki kararlıklarını korurlar ve İstanbul’dan Ankaraya dönerken Atatürk,
İsmet İnönü’ye, ‘İsmet sen çok yoruldun, büyük bir
harekat yönettin, tebrik ediyorum, sen biraz dinlen
der’. Çünkü önceden tatışmışlardır ve İnönü’nün
temizlik harekatını yapmayabileceğini düşünürler.
Bunun üzerine İsmet İnönü 28 Eylül’de istifasını
verir ve yerine Celal Bayar atanır. Ve Dersim
soykırımı dediğimiz, taş üzerinde taş bırakılmadığı,
zehirli gazların kullanıldığı, Yediden yetmişe
herkesin yakılarak, nehirlere atılarak katledildiği
süreç Atatürk’ün emriyle 1938’de gerçekleşir.’’
Dedelerimizin kemikleri yok ama
CHP’yi savunuyoruz
Dersim’lilerin CHP’yi savunmasını da eleştiren
Gündoğan, bunun da sosyolojik nedenlerinin
olduğunun altını çizdi. Gündoğan konuşmasını
şöyle sonlandırdı:
‘‘Kendimiz olamadığımız için CHP’yi savunma
ihtiyacı duyuyoruz. Bizim dedelerimizin kemikleri
yok, mezarları yok ama CHP’yi biz savunuyoruz.
CHP halkları mağdur ediyor, ama ne yazık ki garip
bir biçimde böyle bir CHP’lilik var.’’
Program soru-cevap bölümünden sonra sona
erdi.
17
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Büyükelçi Richard Moore Diyarbakır
belediyesini ziyaret etti
Cameron’dan
ekonomik
kriz uyarısı
G-20 zirvesinde konuşan
Başbakan David Cameron, küresel finans krizinin başlamasından
altı yıl sonra küresel ekonomide
bir kez daha kırmızı ikaz ışıklarının
yandığı uyarısı yaptı.
İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Richard
Moore, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Gültan Kışanak ve Fırat
Anlı’yı ziyaret etti.
Bölgedeki ve kentteki güncel siyasi
gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmak üzere büyükelçi Richard Moore ve Politika ve İnsan Haklarından Sorumlu Ataşe Nadya
Hashmi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ni
ziyaret etti. Eş Başkanlar Kışanak ve Anlı
tarafından karşılanan Moore, en son 1990’da
geldiği Diyarbakır’da olmaktan mutluluk
duyduğunu söyledi.
Diyarbakır büyükşehir belediyesi eşbaşkanı
Kışanak da ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, yerel yönetimlerdeki eş
başkanlık sistemini anlattı. 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde kadınların seçme ve seçilme
hakkının olduğunu anımsatan Kışanak, ancak temsiliyetin çok düşük kaldığını söyledi. Yerel siyaseti genel siyasetten daha çok
önemsediklerini belirten Kışanak, genel
yönetimde kadınların parti yönetiminde karar
mekanizmalarına alınmayabildiklerini ancak
yerel seçimlerde her alanda direkt karar alma
süreçlerinin içerisinde olduklarını belirtti.
Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Anlı da
Büyükelçi’ye Kürtçe “hoş geldiniz” diyerek
kendilerini Diyarbakır’da ağırlamaktan mutlu olduklarını belirtti. Anlı, Mezopotamya
topraklarında 5 bin yıl önce de kadınların
yaşamı ördüğünü anımsatarak, bugün de
yeniden akılları ve emekleriyle hayatı örgütlediklerini belirtti.
Avusturalya’nın Brisbane kentinde düzenlenen G-20 Zirvesi’ndeki izlenimlerini İngiliz
The Guardian gazetesi için kaleme alan
Cameron, “Küresel ekonominin ekranında
bir kez daha kırmızı ikaz ışıkları yanıyor”
değerlendirmesini yaptı.
Cameron, Avro Bölgesi’nin yüksek işsizlik,
azalan büyüme, fiyatların düşmesi yönündeki
reel riskle birlikte üçüncü bir resesyonunun
kıyısında bocaladığını belirterek, “Ekonomik
iyileşmenin ilk aşamalarında büyümenin itici
gücü olan gelişmekte olan ekonomiler şimdi
yavaşlıyor. Epidemik Ebola, Orta Doğu’daki
çatışmalar ve Rusya’nın Ukrayna’daki
yasa dışı eylemleri sürerken küresel ticaret
görüşmelerinin gecikmesi istikrarsızlık ve
belirsizliğin tehlikeli sahnesine katkı yapıyor”
ifadelerini kullandı.
İngiliz ekonomisi büyümeye
devam ediyor
Öte yandan makalesinde İngiliz ekonomisinin büyümesini sürdürmeye devam
ettiğini vurgulayan Cameron, “Son yıllarda
verdiğimiz zor kararların ardından en fazla
sayıda yeni işletme kazandırarak, yıllık bazda
işsizlikte en fazla düşüşü ve son dört yılda 1,75
milyon yeni istihdamı sağlayarak G-7 ülkeleri
içerisinde en hızlı büyüyen ekonomi olduk”
hatırlatmasını yaptı.
Cameron, İngiliz ekonomisinin olumlu
seyretmesine rağmen, küresel gelişmelerin
İngiltere’deki ekonomik toparlanma için
de risk oluşturduğunu vurgulayarak, Avro
Bölgesi’ndeki
yavaşlamanın
etkilerinin
şimdiden imalat ve ihracatta görüldüğünü
kaydetti.
Cameron,
İngiltere’nin
küresel
gelişmelerden kendisini tamamen muaf
tutamayabileceğini, fakat olası bir küresel
ekonomik gerileme halinde de gereken tedbirlerin alınacağına işaret etti.
İngiltere’nin küresel belirsizlik ortamına
rağmen borçlarını azaltmak konusunda kararlı
davranacağını belirten Cameron, “Açığımızı
azaltmak konusunda uzun vadeli planlarımıza
sıkı sıkıya sarılarak, ek borç almadan parasal
politikamız yoluyla büyümeyi desteklemeye
devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
ABD AB serbest ticaret antlaşması
10 miyar sterlin kazandıracak
Makalesinde Avrupa Birliği ve ABD
arasında yapılması planlanan serbest ticaret
anlaşmasına da değinen Cameron, olası bir
anlaşma sağlanması halinde bunun tek başına
İngiliz ekonomisine yaklaşık 10 milyar sterlin
değerinde bir katkıda bulunacağını bildirdi.
Cameron, AB’ye daha fazla ticaret anlaşmasının ivedilikle imzalanması
gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Yeni AB Komisyonu yapılacaklar listesinin en başına koymalı. AB ekonomilerinin
aksadığı bir ortamda böyle bir fırsatta geri
duramayız. Avusturalya, Çin ve Hindistan’la
daha fazla ticaret anlaşması imzalamalıyız.
Daha fazla ülkeyi, herkese açık serbest piyasa
ve serbest ticaretten faydalanmaları konusunda ikna etmeliyiz.
Enflasyon 1.3’e yükseldi
Ulusal İstatistik Ofisi’nden (ONS) yapılan
açıklamaya göre, ülkede enflasyon ekim
ayında yüzde 1,3’e çıktı. İngiltere›de
enflasyon bir önceki ayda yüzde 1,2
düzeyinde ölçülmüştü.
Enflasyondaki artışa, kültürel faaliyetlerle dinlenme, eğlence ve eğitim sektörlerindeki fiyatların yükselişi gerekçe gösterildi.
İngiltere Merkez Bankası (BOJ) Başkanı
Mark Carney, geçen hafta yaptığı “enflasyon raporu” toplantısında, önümüzdeki altı
ay içerisinde enflasyonun yüzde 1’e doğru
gerileyebileceğini söylemişti.
Uzmanlara göre İngiltere›de enflasyonun ekim ayında bir önceki aya kıyasla
artması, İngiltere›nin politika faizinde herhangi bir değişikliğe gitmesi için gerekçe
oluşturmuyor.
İngiltere Merkez Bankası, 2009 yılından
beri politika faizini tüm zamanların en düşük
seviyesi olan yüzde 0,5’te tutmaya devam
ediyor. Ağustos ayında İngiltere Merkez
Bankası Para Politikası Kurulu’nun
açıklanan tutanaklarında, faiz konusunda ilk kez görüş ayrılıkları yaşadığı
görülmüştü.
Eylül
ayındaki
para
politikası
toplantısında ise kurul üyeleri faiz artırımı
kararı konusunda bir kez daha bölünmüştü.
Söz konusu toplantı tutanaklarına göre kurulun iki üyesi faiz artırımına sıcak bakarken, diğer yedi üyesi faizlerin artırılmaması
yönünde oy kullanmıştı.
İngiltere Merkez Bankası Başkanı Carney, daha önceki konuşmalarında olası bir
faiz artışının kademeli şekilde yapılacağını
belirterek, önümüzdeki yılın ilkbahar
aylarında faizlerin artırılabileceğine işaret
etmişti.
18
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Kobane ve Şengal
için yardım fuarı
İşid’in saldırıları sonucunda, Kürdistan’da, yerlerinden
olan iç göç mağdurları için yürüttükleri çalışmalara
destek sunmak amacıyla, Kürt Doktorlar Birliği için
başlatılan yardım kampanyası kapsamında fuar
gerçekleşti.
Pazar günü, Dalston Pier’de
gerçekleşen fuarda, yemek ve
içecek satışları, giysi, ev eşyaları
gibi bağışlanan eşyaların satışı,
oyunlar, ve aktiviteler aracılığıyla
para toplanıldı. Fuar, Süheyla Yücebağ ve Erdal Aslan’ın
öncülüğünde organize edildi.
Toplum içerisinden ve çevre
halkın yoğun ilgi gösterdiği fuarda ev yapımı yemekler ve kekler
büyük beğeni aldı. Gönüllü bir
bayanın yaptığı, doktor önlüğü
şeklinde olan, ‘Made in Kobane’
tiketi bulunan, ‘Dr. Şengal’ keki
açık artırımda satışa sunuldubüyük ilgi gören açık artırımda
kek 130 sterline satıldı.
Resim yapmak, yüz boyaması
ve çeşitli oyunlarla çocuklar
eğlenceli bir Pazar geçirdiler.
Gün boyu süren satışlar
ve bağışlardan 2,500 sterlin
toplanıldı.
Perşembe akşamı Haringey’deki
Şelale
Restaurant’ta
yardım
yemeği düzenmiş ve bu etkinlikten 3,380 sterlin toplanılmıştı.
Foto Özge Öztürk
19
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Dünyanın en uzunu ve en
kısası Londra’da buluştu
Guinnes rekorlar kitabında “Dünyanın en uzun boylu adamı” olarak yer alan Sultan Kösen ve
“Dünyanın en kısa boylu adamı” Chandra Bahadur Dangi Londra’da buluştu.
Guinness Rekorlar Kitabı’nın
60. yıl dönümü dolayısıyla
başkent Londra’da düzenlenen
etkinliğe, 2 metre 51 santimetrelik boyuyla Dünyanın en
uzun boylu adamı” ünvanını
koruyan Mardin’li Sultan Kösen dünyanın en kısa adamı ile
Londra’da bir araya geldi.
Tarihi parlamento ve Big Ben
saat kulesinin yakınında düzenlenen etkinlikte Sultan Kösen,
54,6 santimetreyle “dünyanın en
kısa boylu adamı” olan Nepalli
Chandra Bahadur Dangi ile
ilk kez bir araya geldi. Basının
yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte
Kösen ile Dangi el sıkıştılar ve
gazetecilere poz verdiler.
İlk kez 1955 yılında basılan
ve şimdiye kadar 132 milyon
kopya satılan Guinness Rekorlar Kitabı›nın 60. yıl dönümü
dolayısıyla dünyanın birçok
şehrinde yeni rekor denemeleri
yapılacak.
Ferhat Tunç, 30.
Sanat yılı konseri için
Londra’ya geliyor
Sanat hayatının 30 yılını geride bırakan
sanatçı Ferhat Tunç, 30. sanat yılı konserleri kapsamında 23 Kasım Pazar günü saat
19.00’da Tottenham Celby center salonunda
hayranlarıyla bir araya gelecek.
Ferhat Tunç geride bıraktığı 30 yıllık sanat hayatı için: ‘‘Sevginin en güzelini ve hakikatin kalıcı misafirliğini bu 30 yıl süresince
bağlamama sığınarak yaşadım. Kimliğim ve
kişiliğim, bana hürriyet arz eden bağlamam
ve sesim oldu. Bunca zulme ve baskıya
karşın ayakta kalmanın gücünü halkımın ve
kavgasının şarkılarını söylemekten aldım.’’
diyor.
‘Tarih Bize İyi Davranmadı’ belgeselinin
gösterimi yapılacak
Ferhat Tunç’un 30 yıllık hayatını anlatan ve gazeteci Can Dündar’ın seslendirdiği
“tarih bize iyi davranmadi” belgeseli de ilk
kez konser akşamı Londra’da izleyiciyle
buluşacak.
20
Çarşamba, 19 Kasım 2014
21
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Erol İncedal Bomba yapımına dair
belge bulundurmaktan suçlu bulundu
Bir süredir Britanya gündeminde geniş
yer bulan ve ikinci dünya savaşından
bu yana yürütülen ilk gizli mahkeme
olan Erol İncedal davasında hakim
kararını verdi. ‘Terör eylemlerinde
kullanılabilecek bomba yapımına dair
belge bulundurmaktan’ suçlu bulunan
İncedal diğer suçlardan ise Şubat
2015’te yargılanacak.
Kısmen gizli görülen davaya ilişkin
haberlere getirilen kısıtlamanın, hâkim Justice Nicol tarafından kaldırılması üzerine,
İncedal›ın ‘suçlu bulunduğu’ ve diğer suçlamalarla ilgili yeniden yargılama sürecinin 23
Şubat 2015’te başlayacağı duyuruldu.
Mahkeme jürisi 11 Kasım’da İncedal›ın
‘bir hafıza kartı içinde bomba yapımına
ilişkin belgeler bulundurmaktan’ suçlu
bulunduğu kararına varmış fakat ‘terör eylemine hazırlık yaptığı’ suçlaması konusunda
karar çıkmaması üzerine İncedal›ın yeniden
yargılanmasına hükmetmişti.
Dava süreci
Geçen yıl Ekim ayında tutuklanan
İncedal’ın arabasında yapılan aramada ele
geçirilen hafıza kartında ‘Bomba yapımı’
ile ilgili belgeler bulunmuştu. İncedal’ın
üzerinde ayrıca eski başbakan Tony Blair
ve eşinin ev adresleri çıkmıştı. Mahkemenin verdiği bilgilere göre İncedal’a ait
Cep telefonunda İşid terör örgütünü övücü
meteryaller bulunmuş. İncedal’ın telefonunda ayrıca bulunan “k 11 22 aaa shhh” ve
“mo88m 55bayy style” gibi şifreli mesajlar,
Jüri tarafından ‘Bombay tarzı saldırı’ olarak
yorumlanıyor.
Bombay Saldırısı, 26 ve 29 Kasım 2008
tarihlerinde Hindistan’ın en büyük şehri
olan Bombay’a Pakistan’dan deniz yoluyla
sızan İslamcı teröristler tarafından şehrin 10
ayrı noktasında yapılan silahlı ve bombalı
saldırılar sonucu 173 kişinin ölümü, 308
kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir seri
intihar eylemidir.
30 Eylül 2013 tarihinde Londra’da arabası
polis tarafından durdurulan İncedal›ın
Mercedes marka aracına dinleme cihazı
Muhafazakar SAPIKLAR!
Birleşik Kralllık, eski milletvekilleri ve
bakanlar da dahil en az 20 üst düzey
devlet görevlisi hakkındaki çocuk
istismarı soruşturmasını konuşuyor.
Soruşturmada ifade veren bir tanığın,
“Muhafazakâr Partili bir milletvekilinin
yerleştirilmişti. Dinlemeye takılan bazı
konuşmalar da dava dosyasına eklenmiş
durumda. İncedal›ın kayıt altına alınan
konuşmalarında, malzemeleri sağa sola
taşımaktan kurtulmak için ‘gizli bir ev’e
ihtiyacı olduğunu; beyazları sevmediğini ve
eğer arabasında bir şey bulunursa başının
belaya gireceğini söylediği belirtiliyor.
İncedal ve Munir Rarmoul-Bouhadjar’ın
bir kaç hafta sonra ekim ayında Londra’nın
doğusunda gözaltına alınırken, savcı Richard Whittam, zanlılarla birlikte ele geçirilen
iphone marka telefonun koruyucusu içinde
bomba yapımına ilişkin bilgiler içeren bir
hafıza kartı da bulunduğunu söyledi.
12 yaşında bir erkek çocuğunu boğarak
öldürdüğü” iddiası, ülkenin kanını dondurdu. ‘Nick’ takma adlı tanık, “Cinayeti gözlerimle gördüm. Beni neden
öldürmediklerini sanırım hiçbir zaman
bilemeyeceğim” dedi. Nick, cinayetin,
katılmaya zorlandığı bir grup seks partisi
Rarmoul-Bouhadjar’ın
‘terörizm
için yararlı malzemeler bulundurmak’
suçlamasını kabul ettiği belirtildi.Ele geçirilen iphone telefonda ise, bazı sinangogların
fotoğrafları ve IŞİD’i destekleyecek malzemelerin bulunduğu öne sürülüyor.
Aslen Malatyalı olan Erol İncedal daha
bir yaşına doldurmadan babasını kaybettikten sonra annesi ve diğer üç kardeşiyle
beraber İngiltere’ye göç ediyor. Alevi bir
ailenin çocuğu olan İncedal ortaokul çağında
içinde bulunduğu ortamın etkisiyle İslami
görüşe yakınlaşıyor ve daha 17 yaşındayken
Pakistan kökenli bir kadınla evleniyor.
sırasında işlendiğini iddia etti. Çocukları
istismar eden devlet yetkililerinin bunun dışında iki cinayet daha işlediğini
ileri sürdü. Metropolitan Polis Teşkilatı,
iddiaları ciddiye aldıklarını ve cinayetlerle iligili soruşturma başlattıklarını
açıkladı.
22
Çarşamba, 19 Kasım 2014
23
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Ersan & Co’dan Kobani ve Şengal’e destek
Kaza davaları alanında
müşterilerine verdiği servisle
tanınan Ersan & Co Avukatlık
Şirketi, Kobani ve Şengal için
düzenlenen yardım etkinliğine
katkı sundu.
Elbistan Toplum Merkezinde
(El-Com) geçtiğimiz Pazar günü
gerçekleşen etkinlikte, kadınlar
ve çocuklar için düzenlenen
sanatsal aktiviteler ve oyunlarla
Kobane ve Şengal’de yaşananlar
anlatıldı ve yardım toplanıldı.
Etkinliğe katılan, Dr. Meryem
Kaya, yazın Alman Kürt Dok-
torlar Birliğiyle, Şengal’lilerin
bulundukları kamplara gidip tıbbi
yardım çalışmalara katıldığını
anlattı.
Kaya, yardımların gerekli yerlere ulaştığı konusunda emin
olduğu için Londra’da kampanya
yürütmeye karar verdiğini söyledi.
Gün boyu süren etkinlikte
çocuklar boya yaptılar, resim
çizdiler,
bardak
süslediler,
rozet ve takvim yapıp oyunlar
oynadılar. Kamplarda çekilen
resimlerle
2015
takvimleri
yapıldı.
Çekilişin de olduğu etkinlikte,
Alman Kürt Doktorlar Birliği’nin
Diyarbakır ve Suruç’ta yaptığı
çalışmalarına katkıda bulunması
için bin 80 sterlin toplanıldı.
Kampanyaya destek veren
Av. Serpil Ersan da bir çekiliş
gerçekleştirdi. Çekiliş için satılan
bilet ücretlerinin tümünü kampanyaya bağışlayan Ersan, kampanyaya ayrıca bir de bilgisayar
bağışında bulundu.
Av. Ersan, Şengal’de Ezidi halkına yönelik katliamları
kınadı, eşitlikten, demokrasiden
ve özgürlükten yana olan herkesi, IŞİD’e karşı direnen halklara
destek vermeye çağırdı.
24
Çarşamba, 19 Kasım 2014
25
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Hackney Kıbrıslılar Derneğinden
(HCA) iki etkinlik
Uzun yıllardır ülkelerindeki
bölünmüşlüğe rağmen barış ve
dayanışma içinde Londra’daki
yaşamlarına devam eden Kıbrıslı Rum
ve Kıbrıslı Türk’lerin bir arada çalışma
yürüttüğü Hackney Cypriot Association Kasım ayı içerisinde iki toplumlu
etkinliklerine devam ediyor.
Özellikle iki toplumun gençlerini bir
araya getiren ve sosyal hizmetleri de ihtiyaç duyan vatandaşlara ulaştıran HCA,
düzenli olarak gerçekleştirdiği ‘Cypriot
pop-up restaurant’ gecesini 29 Kasım’da
ve yine Kıbrıs tarihini yakından ilgilendiren ‘Duvarımız’ filminin gösterimini ise
23 Kasım’da gerçekleştirecek. Kıbrıslı
insanları bütünleştirmeyi hedefleyen iki toplumlu etkinlikler gençler tarafından büyük
ilgi görüyor.
‘Our Wall – Duvarımız’ filmi 23
Kasım’da saat 17:00’da HCA binasının
bulunduğu 5 Balls Pond Road, London, N1
4AX adresinde yer alacak. Kıbrıslı Rum
Panicos Chrysanthou tarafından yapılan ve
belgesel niteliği taşıyan film hem Kıbrıslı
Rum hem de Kıbrıslı Türklerin adada,
Türkiye’nin ‘mutlu barış harekatı’ ile
bölünmesinden önce, birlikte yaşayan toplumlara ait birçok fotoğraf ve görüntüyü
içeriyor. Katılımın ücretsiz olacağı film gösteriminde Kıbrısa özgü yiyeceklerde ikram
edilecek.
Yıllardır devam eden ve aylık olarak
düzenli gerçekleştirilen ‘Cypriot popuprestaurant’ gecesi ise 29 Kasım da saat
20:00’da yine HCA binasında yapılacak.
Kıbrıslı gençlerin bir araya gelerek kendi kültürlerine ait değerleri yaşatması
ve gönüllerince eğlenmesi ile toplumsal
birlikteliği hedefleyen etkinlik sınırsız yiyecek ve müzik dinletiside sunulacak,
geceye katılım 20 Pound olarak belirtildi.
Gecede elde edilen gelir ise yine HCA’in
gerçekleştireceği iki toplumlu hizmet ve etkinlikerde kullanılacak.
5 Balls Pond Road, London N1 4AX
adresinde bulunan HCA binasını ziyaret
edebilir veya dernek ile ilgili 0207 254 7920
numaralı telefonu arayarak daha fazla bilgi
edinebilirsiniz.
Web: www.hackneycypriotassociation.co.uk
26
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Zîlan DİYAR: Vakti Geldi
Bizim takvimimiz dünyanın takvimiyle aynı
işlemedi. Dağ başlarında önce onlar, yüzler ve
sonra binler olan bu kadınları herkes aynı zaman
diliminde tanıyamadı. Artık vakti geldi takvimleri birleştirmenin, saatleri ayarlamanın. O yiğit
kadınların düş ile gerçek arasında gezinen hayat hikayelerini, anlatmanın zamanı geldi.
Dünya bizi konuşuyor; Kürt kadınlarını. Artık
dergiler, gazeteler, ajanslarda kadın savaşçıları
anlatan haber ve yazılarla karşılaşmak olağan bir
durum. Televizyonlar, haber siteleri, ve sosyal medyada onlardan övgü dolu sözlerle bahsediliyor.
Kararlı, umutlu ve ışıltılı bakışlarını fotoğraflıyorlar.
Bizim köklü geleneğimiz onların yeni tanıştığı bir
gerçeklik. Her şeylerinden etkileniyorlar. Gülüşleri,
doğallıkları, uzun saç örgüleri, genç ömürlerinin
ayrıntıları umutsuzluk sularında çırpınanlara uzanan
bir el oluyor. Giydikleri elbiselerden esinlenip modada yeni bir akım başlatmak isteyenler bile var!
Ortadoğu’nun renklerini siyaha boyamak isteyen
siyah bayraklı adamlara karşı savaşan kadınların
bu cesareti nereden aldıklarına, nasıl bu kadar içten
güldüklerine şaşırıyorlar. Ben de onlara şaşıyorum.
Bizi bu kadar geç görmelerine, tanımamalarına
şaşıyorum. Cesaretin, inancın, sabrın, umudun ve
güzelliğin sınırlarını genişleten onca yiğit kadını
tanımakta, seslerini duymakta neden bu kadar geç
kaldılar diye… Sitem bulaştırmak istemiyorum
sorularıma. Zamanımız aynı işlemiyordu belki de.
Bizi şimdi görenlere anlatacaklarım var, o kadar.
Şimdi, bir yarımlıktır bizde. Yanında, yöresinde
geçmiş ve gelecek yoksa evrenin kara deliklerinde
kaybolan bir tını, bir kabarıştır. Şimdinin coşkusu
ve güzelliği, geçmişten bugüne taşıyabildiklerin
kadardır ve onu geleceğe taşıma becerisinde.
Zîlan’ın haykırışında Dêrsim’de kendini uçurumlardan atan Besê’nin, sadece bedenini değil silahını
da düşmana bırakmayan Bêrîtan’ın soluğu saklıdır.
Arîn Mîrkan’ın eyleminden sonra bir çöl şehrinde
dağ rüzgarı esmesi bundandır. Kara bayraklı adamlara karşı silahlanan Êzîdî kızların yüreğinde
kıtalar aşıp ülkesine dönen Binevş Agal’in vatan
hasreti vardır. “Ben vatanımda öleceğim” diyen
Ayşe Efendi’nin sesinde Zarife’nin soluğu saklıdır.
Elinde silahı kucağında çocuğu ile poz veren YPJ
savaşçısının gülüşünde, bir psikolog iken dağlarda
savaşmayı tercih eden ve geride bıraktığı kızına olan
özlemini günlüğüyle paylaşan Meryem Çolak’ın
umudu gizlidir. Deniz Fırat gerçeği aramayı Gurbetelli Ersöz’den öğrenmiştir. Leyla Wali Huseyin’e
ateşin sırrını Sema Yüce fısıldamıştır. Bugün Kırmızı
Fularlı Kız’a “Onu dağa çıkaran nedenler neydi”
diye soranlar, vaktiyle Ekin Ceren Doğruak’ı, Hüsne
Akgül’ü tanısalardı bu sorunun cevabını bulabilirlerdi. YPG’ye katılan ABD’li, Kanadalıları görünce
şaşıranlar, 1998’te katledilerek bir toplu mezara
konulan, kemikleri bulunduktan sonra adına bir anıt
mezar dahi dikilmesine tahammül edilemeyen Andrea Wolf’un tanımayanlardır.
Bizim takvimimiz dünyanın takvimiyle aynı
işlemedi. Onların bakışları uzaklara değen derinlikteydi, adımları hızlıydı, uzağı yakın etmek için
öyle sabırsız ve kararlıydılar ki ardlarında bir tek
gemi bırakmadılar. İşte bu iki neden bizi dünyanın
gerçeğinden ötelere taşıdı. Dağ başlarında önce onlar, yüzler ve sonra binler olan bu kadınları herkes
aynı zaman diliminde tanıyamadı. Artık vakti geldi
takvimleri birleştirmenin, saatleri ayarlamanın. O
yiğit kadınların düş ile gerçek arasında gezinen hayat
hikayelerini, masallara benzeyen mutlu anılarını, en
yaman öğretici olan yitirmenin bizi ulaştırdığı hakikati anlatmanın zamanı geldi. Geçmişten bugüne
taşıyabildiklerimi şimdiye emanet etmenin tam
sırası. Ama önce emanetimi bırakmalı, sustuklarımı
anlatmalıyım. Dünyanın takvimine erişmek için
geçmişimizi şimdiye taşıyorum. Benim geçmişim
sizin şimdiki zamanınız olsun.
1997’de Çırav’ın soğuk bahar sabahlarına
uyanıyorum. Gecenin ayazından nemlenmiş naylonu üzerimden atıyor ve karşımda yanık tenli
savaşçılardan farklı bir yüz görüyorum. Güneş
sanki sadece ışıltısını vermiş bu yüze. Elleri, gülüşü
zarafetin ve asaletin tarifini yapar gibi. Seviniyorum
benden daha yeni bir savaşçı geldi, biraz eskidim
diye. Sonra öğreniyorum ki karşımdaki beş yıllık
bir gerilla. O zamanlar sadece kod ismini biliyorum; Zinarîn... Saçlarındaki beyaz teller ve gülüşünü
yalayıp geçen hüzün olmasa anlamazsınız beş yıllık
bir gerilla olduğunu. Hakikati ararken çektiği derin
acılardan, ödediği bedellerden habersizim. Yalnız
başına bir ağaç gölgesine sığınıp kendini anlattığı
defterine neler yazdığını çıldırasıya merak ediyorum.
Kısa ömrüne ortak olduğum o anlarda erişemediğim
duygularına şehadetinden sonra okuyabildiğim
Zinarîn’in Güncesi’nde dokunuyorum.
1997 yılı sonbaharındayım. Sonbaharın yorgun ayaklarını kışa sürüklemeye çalıştığı bir gün.
Hüznün Haftanin’i değil, yüreklerimizi fethettiği bir
gün. Zinarîn’in şehadetini aylar sonra öğreniyorum.
Yitirmek acısına karşı henüz savunmasızım. Zincirlerinden boşalmış bir öfkeyle dolaşırken Meryem
Çolak yüzümden ruhumun acıyla kavrulduğunu
okuyor. Zinarîn’in şehadetini duyduğumda kimseyle konuşmamama karşılık‚ “Bize küstün mü”
diye soruyor. Cevabını kendisi veriyor sorunun,
“Bize değil, düşmana küs” diyor. O günden sonra
yitirmelere karşı direncim artıyor. Birkaç ay sonra
operasyon alanının dışına çıkarmak için yanında bir
grup kadınla birlikte Metina’ya doğru yola çıkarılan
Meryem Çolak’ın tank pususunda yaşamını
yitirdiğini öğreniyorum. Konuşacak son takatini kızına bir selam için değil; silahını, raxtını ve
şifreleri yoldaşlarına emanet etmek için harcadığını
öğreniyorum o anın tanıklarından.
Yıl 1999. İskender’in ordularına geçit vermeyen
Zagros dağlarında gerillaların açtığı patikalardayım.
Bir ay sürecek uzun yolculuğumuzu yarılamış
durumdayız. Yanımda Sorxwîn (Özgür Kaya) var.
Bedenine dağ koşullarının söz geçirmesine izin
veren ama çocuk yüreğini savaş kanunlarına teslim etmeyen Sorxwînimiz. Bir komutan, bir yoldaş,
bir kadın ve bir çocuk. Her kimliği ayrı bir güzellik katıyor ona. Bir aylık zorlu yolculuğun en güzel
yanı bizi gazla çalışır hale getirişi. Tabanlarımıza
güç veren bu “zırt atma” (abartı) oyununu tabii ki
çocuk Sorxwîn buluyor. Hınzırca gülerek‚ “Bu ne
ki ben 400 mermisi ile BKC’yi sırtlarım, bir mola
vermeden dört saatlik bu tepeyi aşarım” diyor.
Kelebekler gibi ateşe koştukları için sizin şimdiki
zamanınıza yetişemediler. Ama üç nesildir yaşıyor
onlar. Üç nesil onların hikayeleriyle büyüyor, isimlerini taşıyor. Adlarına yakılan türküleri dinliyor.
Geride bıraktıkları silahlarını yüklenip Şengal’e,
Kobanê’ye, Botan’a, Serhat’a doğru yola çıkıyorlar.
Kara bayraklı adamların karartmak istediği dünyayı
aydınlatmaya gidiyorlar. Adları Zinarîn, Bêrîtan,
Zîlan, Meryem, Sorxwîn, Arjîn, Amara, Viyan,
Sara..
Politik Art
27
Çarşamba, 19 Kasım 2014
Dünyanın gözü 6.4
milyar kilometre
uzaktaki Philae’de
10 yıllık bir yolculuktan sonra 67P kuyruklu
yıldızına iniş yapan ve şarzı
bittiği için uyku moduna
alınan Philae modülünün ilk
inişindeki sekmeyi gösteren
fotoğraflar yayınlandı.
Güneş enerjisiyle çalışan Philae
67P kuyruklu yıldızının yüzeyine
ilk temasının ardından 1,6 kilometre kadar uzay boşluğuna doğru
sekmişti. Philae bir kaç dakika
sonra yeniden kuyruklu yıldıza
geri döndü, ancak modül başta
hedeflenen noktanın yaklaşık bir
kilometre uzağına indi.
ESA’nın
yayımladığı
fotoğraflarda
Philae
küçük,
bulanık bir nokta olarak görülüy-
or. Uzmanlar hemen yakınındaki
karanlık
noktanınsa
modülün gölgesi olduğu sonucuna
vardı. ESA’nın uçuş dinamiği
uzmanları saatlerce inceledikten sonra fotoğraflar kamuoyuna
açıklandı.
Philae
Rosette
uydusu
aracılığıyla dünyaya resimler
ve diğer verileri yolluyordu, ancak uzmanlar modülün inişiyle
ilgili fotoğraflara şimdiye dek
ulaşamamıştı.
İnişteki hasar
İnişte yaşanan sorunlar modülde hasar yarattı ve gölgede kalan
güneş enerjili Philae’nin pilini
dolduramayabileceği
belirtiliyor.
Modül pili tükendikten sonra uyku moduna alındı. Ancak uzmanlar modül uyku moduna girmeden önce modüle
pozisyonunu değiştirme talimatı
göndermişti.
Talimatla Philae’nin 4 santimetre yükseltip, ana çerçevesini
yüzde 35 oranında döndürerek
güneş panellerinin tekrar ışık
alması amaçlanıyor.
Ancak uzmanlar Philae’nin şu
ana kadar yolladığı bilgilerden de
“oldukça memnun” olduklarını
söylüyor.
Philae’nin
resmi
Twitter hesabından atılan mesajda
‘’Yeni evim 67P kuyrukluyıldızı
hakkında size daha fazla bilgiyi
en kısa sürede vereceğim... zzzz’’
denildi.
Kuyrukluyıldızın 12 saat süren
bir gününde modülün üzerine sadece 1.5 saat süreyle güneş ışığı
düşüyor. Dolayısıyla Philae’nin
kendisini kuyuklu yıldıza taşıyan
Rosetta uydusuyla temas kurabi-
lecek enerjisinin olup olmayacağı
bilinmiyor.
Projenin
yöneticilerinden
Stephan Ulamec, ‘’Sessizliğe
gömülmeden kısa bir süre önce
araç, topladığı bütün verileri bize
ulaştırabildi. Bu araç, çok zor
koşullar altında harika performans
sergiledi. Philae’nin kaydettiği
inanılmaz bilimsel başarı nedeniyle hepimiz gurur duyabiliriz’’
dedi.
ESA’ın bilim danışmanlarından
Prof. Mark McCaughrean da,
‘’Modüldeki
bütün
cihazlar
tanımlandıkları görevleri yerine
getirip büyük miktarda veriyi bize
ulaştırdılar, bu da heyecan verici.
Philae, kuyruklu yıldız güneşe
yaklaştıkça uyanabilir’’ dedi.
Philea’nin son gönderdikleri,
modülün
kuyruklu
yıldızın
yüzeyindeki kazısından elde ettiği
veriler oldu.
Yüzeyden malzeme toplayıp
elde ettiği verileri dünyaya göndermesi Philae’nin misyonunun
en önemli parçasıydı.
2004’te Rosetta uydusuyla
uzaya gönderilen Philae, 6.4 milyar kilometre seyahat ettikten sonra geçen hafta Jüpiter’in yörüngesi yakınlarındaki P67 kuyruklu
yıldızına iniş yapmıştı.
Biliminsanları,
modülün
gönderdiği veriler sayesinde
güneş sisteminin ortaya çıkışına
ilişkin yeri bilgiler edinmeyi
amaçlıyor.
Philae’ye ne olursa olsun Rosetta, 67P’yi uzaktan izlemeye devam edecek.
28
Çarşamba, 19 Kasım 2014
29
Çarşamba, 19 Kasım 2014
21 Mart 20 Nisan
Bu dönemde bazı sıkışıklar olsa da, Venüs’ün Yay burcuna ilerlemesi hayata daha
pozitif bakabileceğiniz koşullar getirmekte. Aşkta, eğlencede, keyif veren konularda mutlu olabilirsiniz. Uzaklarla ilgili gelişmeler, yolculuklar hayatınıza güzel
şeyler katabilir. Bugünlerde mesleki konularda mücadeleci ve kararlı davranmak
gerek. Bir bakıma test altında gibisiniz. Rekabet karşısında soğukkanlı kalmaya
bakın. Benzer şekilde finansal sorumluluklar, krediler ve borçlar konusunda daha
gerçekçi olmanızı gerektiren koşullar var.
21 Nisan 21 Mayıs
Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn ilişkilerde, mesleki konularda gerçekçi olunmasını öğütlüyor. Karşınızdaki kişilerin tutumlarının engelleyici
olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak sorumluluklarınızı yerine getirdiğiniz durumlarda iş
hayatında engellerin de aşıldığını görebileceksiniz. Bu dönemde ortaklı kazançlar, eşinizin maddi konularında ilerleme ve şanslar söz konusu olabilir. Sigorta
ya mirasla ilgili işler uzakları da içine alabilir. Bir süredir pek çok konuda yeni bir
değerlendirme yapma ihtiyacındasınız.
22 Mayıs 21 Haziran
Bu hafta iş ortamınıza ait konuları daha ciddiye alabilir ve sorumluluklarınız
açısından yeni bir başlangıç yapabilirsiniz. Şartlar pek parlak olmasa da, iş
hayatına odaklanmanız yararlı olacak. Venüs ise karşıt burcunuza geçerek, aşk
hayatınız, ilişkileriniz ve arkadaşlıklarınız açısından daha neşeli ve ferah bir ortam
yaratıyor. Bu dönemde yeni tanışmalar ya da süregelen ilişkilerin renklenmesi söz
konusu olabilir. Başkalarından destekler alabilirsiniz. Finansal alanda ise daha
dikkatli olmanız ve harcamalarınızı kontrol etmeniz yerinde olacak.
22 Haziran 22 Temmuz
Bu dönemde işle ilgili konulara daha pozitif yaklaşabilirsiniz. İş ortamındaki
değişiklikler kendinizi geliştirme ve eğitim imkanı sağlayabilir. Yeteneklerinizi ortaya
çıkarabilirsiniz. Ayrıca bu dönemde çocuklarınız, yaratıcı konular ve sevdiğiniz
uğraşlara daha ciddi bakmak ihtiyacı duyabilirsiniz. Aşkta iyimserlik pek kolay olmayabilir ancak kendinizi aşırı kasmamaya bakın. Süregelen işlere konsantre olmak
gereği var. Bugünlerde kişisel güvenliğinize, kimi zamanda karşınıza çıkabilecek
düşmanlıklara karşı tedbirli olmaya bakın.
23 Temmuz 23 Ağustos
Uzun bir süredir mesleki konularda kendinizi yeniden geliştirmeye gayret ediyorsunuz. Şartlar çok kolay olmasa da, şimdi uzun vadeli adımlar atmak için yeni bir
kararlılık içine girebilirsiniz. Jüpiter’in sizinle birlikte olması bu dönemde sosyal
açıdan canlılık ve iyimserlik getirmeye devam etmekte. Özellikle bu haftadan
başlayarak aşkta ve sosyal alanda daha mutlu, keyifli olabileceğiniz koşullar
doğmakta. Kendinize daha çok zaman ayırabilir, hayatın pozitif yönlerine odaklanabilirsiniz. İşteki streslerin de üzerinden gelebilirsiniz.
24 Ağustos 22 Eylül
Bu hafta düşüncelerinizde, zihninizde oldukça yüklü olabilirsiniz. Sorumluluklar ve
ciddi işler gündeme gelebilir. Resmi evraklar ya da anlaşmalar konusunda daha
kararlı olmanız gerekebilir. Aynı zamanda yakın çevrenizdekilerle, kardeşlerle
ilgili konularda yeni sorumluluklar söz konusu olabilir. Pek çok konuda odaklanma
gereği var. Ev ve yerleşiminizi ilgilendiren olumlu adımlar ve destekler de söz konusu. İç dünyanızda rahatlama içerisine girebilirsiniz. Benzer şekilde bu dönemde
toprağa, gayrimenkule ait uğraşlar olumlu olabilir.
23 Eylül 23 Ekim
Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle işe ait
parasal konulara ve gelirlerinizi ilgilendiren gelişmelere daha ciddi bir hava
katıyor. Mesleki konularda yeteneklerinizi daha ileriye götürmek için daha kararlı
davranabilirsiniz. İçerisinde kuralların, resmi koşulların olduğu mesleki adımlar
olabilir. Sosyal alanda ve çevrenizle ilişkiler açısından daha mutlu ve keyifli
olabilecek gelişmeler de var. Bugünlerde ziyaretler, yolculuklar olumlu sonuçlar
ve tatmin getirebilir.
24 Ekim 22 Kasım
Uzun bir süredir burcunuzda ilerleyen Satürn bu hafta Güneş’le yan yana gelmekte.
Bu durum önünüzdeki engelleri aşabileceğiniz, iş hayatında eski deneyimlerinizden
ders çıkarabileceğiniz koşullara işaret etmekte. Bir süredir sizi kısıtlayan süreçlerden
yavaş yavaş doğrulmaya başlıyorsunuz. Parasal alanda ve iş konularında içerisinde
yabancıların da olabileceği yeni gelişmeler, imkanlar da söz konusu olabilir. Maddi
alanda olumlu destekler alarak iş hayatında ilerleme sağlayabilirsiniz. Kendinize
güveninizin arttığı görülmekte.
23 Kasım 21 Aralık
Bu hafta Venüs’ün burcunuza ilerlemesi ile birlikte iyimserliğiniz artmaya başlıyor.
Son zamanlarda ortaya çıkan kısıtlayıcı koşullardan sonra bir ölçüde rahatlayabilirsiniz. Aşkta, arkadaşlıklarda kendinizi olumlu hissedebileceğiniz fırsatlar var.
Güzel olan şeylere çekilebilirsiniz. Mesleki konularda ise daha dikkatli olmaya
bakmalısınız. Resmi konular ya da tam olarak göremediğiniz koşullar yüzünden
bazı kısıtlamalar içinde kalabilirsiniz. Aynı zamanda bu dönemde tamamlanan,
sona eren işlerin sizi daha özgür bıraktığını görebilirsiniz.
22 Aralık 20 Ocak
Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle gelecekle
ilgili planlarınız ve iş hayatınız açısından yeni bir sorumluluk içine girebileceğinizi
anlatıyor. Beklentileriniz çok iyimser olmasa da, bu dönemde son derece gayretli
ve hırslısınız. Kararlılığınızın sonuç verdiğini görebilirsiniz. Bugünlerde kendinizi
öne sürmek konusunda çekincesizce davranabiliyor ve yeni riskler alabiliyorsunuz. Gruplar ve takım çalışmaları ile ilgili sorumluluklar da olabilir. Aşkta ve
sosyal alanda ise daha sabırlı olmak gerekebilir.
21 Ocak 18 Şubat
HAFTALIK BURCUNUZ
Bu hafta Akrep burcunda yan yana gelen Güneş ve Satürn özellikle mesleki hedefleriniz ve kariyeriniz açısından son derece önemli kararlara ve adımlara işaret
etmekte. Başarılı olmak konusunda kararlısınız. Eğer elinizden gelen çabayı
ortaya koyarsanız, kendinize olan güveninizi de arttırmış olacaksınız. Oldukça
dikkat çekebilirsiniz. Aşkta ve arkadaşlıklarda ise çok daha pozitif bir atmosfer
gelişiyor. Bu dönemde içerisinde olduğunuz gruplar, sosyal koşullar size olumlu
haberler getirebilir. Yeniden dışa dönmek için uygun zamandasınız.
19 Şubat 20 Mart
KARİKATÜRLER
Bu dönemde kendinizi geliştirebileceğiniz ve farklı fikirlerden yararlanabileceğiniz
günlerdesiniz. Akrep burcundaki Güneş ve Satürn birleşimi düşünce ve inançlarınızı
ortaya koymak için ciddi ve sorumlu bir çaba içerisinde olabileceğinizi anlatıyor. Aynı
zamanda uluslar arası konular, yabancılar ve yolculuklarla ilgili işler, sorumluluklar dikkat çekebilir. Akademik konularda da emek sarfedebilirsiniz. Bu konularda resmi işlerle
ilgilenmeniz gerekebilir. Bu dönemde mesleki alanda ilişkilerden yararlanabilir ve daha
popüler olabilirsiniz.
30
Çarşamba, 19 Kasım 2014
£10
SERi iLANLAR 0742 948 1490
Bu sayfada
1 kutu ilan
İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz
İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz.
YETER
CLEANİNG
GOOD LUCK
ŞOFÖR OKULU
İşyerleri ve Evler itina
ile temizlenir.
Kısa sürede fazla para harcamadan
ehliyet almak, güvenli sürücü
olmak için vitesli & otamatik
direksiyon dersleri verilir.
07803506942
07909539577
Erken test günü alınır
Ali 07723921216
Sağlıklı ve zinde bir vücuda sahip
olmak için henüz gec değil, özel ve grup
dersleri ile kendinizi yeniden
kesfetme zamanı.
Deniz Dogrusoz
Personal Trainer
07455947693
www.deniz-personal-tranining.com
Satılık Off License
Walthamstow pazarı
yakınlarında.
Buisness Rate: £2,140
Rent: £12,500
Fiyat telefonda verilecektir.
*Boş veya stock ile beraber
07429994404
07402722322
SE MOBILE
HAIRDRESSER
Hair Cutting
Colouring
Bridal Packages
Colour Correction
07760801783
Hurdar Hand
Crafts
MEM Painting
and Decoration
El sanatları kursu verilir
Takı, Mosaic, geleneksel
el sanatları.
Her türlü boya ve dekorasyon
işi itina ile yapılır.
Hurdar Sinop
Tel:07448 654 828
07984 513 968
Mahmut Söylemez
TOPCU MOBILE CAR MECHANIC
Her türlü araba tamiri işleriniz yapılır
REPAIRS
SERVICING
DIAGNOSTICS
PRE-MOT/FAILURES
AHMET TOPCU
07415106521
07405756462
Özel Türkçe
Dersi
Türkçe diksiyon ve gramer
dersleri verilir.
Diren Yalçın
07504 662756
BALINZA LAUNDRY &
CLEANING SERVICES
Her türlü çamaşır yıkama işi
yapılır. Evden alıp eve teslim
servisimiz mevcuttur.
07428336181
OREL
BOOKKEEPING
& ADMIN
07768282295
[email protected]
One 2 One
English
for children and adults
Yıldız Adıgüzel
Qualified English Language Teacher
SATS, GCSE, A LEVEL, ESOL,
IELTS & BUSINESS ENGLISH
For more information and Free consultation:
t 0753 4491 623
e [email protected]
31
Çarşamba, 19 Kasım 2014
£30
SERi iLANLAR 0742 948 1490
Bu sayfada
1 kutu ilan
İlanlarınızı [email protected] adresine gönderebilirsiniz
İlanlarınızı Pazartesi günü saat 16.00’ya kadar gönderebilirsiniz.
Sevin
Bookkeping
Rezan Uygur
078013934448
sevinbookkeping.co.uk
Yalova, Çınarcık,
Kocadere’de denize sıfır
satılık dublex daire
ENTERPRISE INTERPRETING
CENTRE (EIC)
Özellikler:
•
Denize sıfır -önü kum plaj
•
Tecrübeli Tercümandan(BSc &MSc)
•
•
•
•
•
•
•
•
Her turlu tercümanlık hizmetleri
Her turlu devlet yardımları için başvurularınız yapılır.
Bütün çalışma izinleri, (Insurance)
Form doldurma - Banka Hesabi
Çocuk yardım parası -Tax credit- Ev kira Yardımı
Çalışma saatleri: Pazartesi- Cuma, 09:00-17:00
Address: (Tottenham’da Can Perde Sarayı’nın Karşısı/Lordship
Lane’nin sağındaki ilk bina)
639 ENTERPRISE CENTRE (Room 41-42)
639 HIGH ROAD, TOTTENHAM, N178AA
TEL: 07474515118
Email:[email protected]
•
•
•
•
•
•
•
•
5 yatak odası
1 geniş oturma odası
Dublex -saunalı
2 banyo
3 tuvalet
Beyaz eşya ve mobilyalı
Çift yön teraslı
Otoparkı mevcut
İskeleye 200 metre
Sabah ve aksam olmak üzere
Eminönü’ne direk feribot Seferleri
bulunmaktadır
Çınarcık ve Yalova’ya ulaşım imkanı
çok rahat
Lokal süpermarketlere ve pazara yakın
İrtibat: 07438504702
9
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Demîrtaş: Hêvî di
nava gel de ye
Heyeta HDP’ê ya
Îmraliyê bi Akdogan
re hevdîtin kir
Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê
bi Alîkarê Serokwezîr Yalçin
Akdogan re hevdîtin kir. Li
dû hevdîtinê heyetê daxuyaniyek da çapemeniyê û
ragihand ku ji bo hevdîtina
bi Rêberê Gelê Kurd Abdullah Ocalan re, heyet wê di
demeke nêz de biçe Îmraliyê.
Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê,
ku ji Cîgirên Serokê Koma
HDP’ê Pervîn Bûldan û Îdrîs
Balûken û Parlamenterê Stenbolê Sirri Sureyya Onder pêk
tê, piştî hevdîtina bi Alîkarê Serokwezîr Yalçin Akdogan bersiv
da pirsên rojnamevanan.
Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş da
xuyakirin ku HDK û HDP hêzeke xurt a gel e û ji
endamên partiya xwe re got, “Bila çavên we ti carî ne
li jorê be, hêvî di nava gel de ye. Çavên xwe ti carî ji
gel venegerin, ji bo me rizgarî li Ermenekê, li Yirca, li
Gever û li Kobanê ye.”
Hevserokê Giştî yê HDP’ê
Selahattîn Demîrtaş, di civîna
koma partiya xwe ya li Meclîsê
de, bi bîranîna Ahmet Kaya dest
bi axaftina xwe kir û got, “Piştî
14 salan jî em dixwazin bêjin
ku me bêriya wî dostî, wî birayî
kirine.”
SEYÎD RIZA BIBÎR ANÎ
Demîrtaş da xuyakirin, ku
kesayetekî din ê dîrokî yê divê
were bîranîn Seyîd Riza ye û di
salvegera 77. a darvekirinê de,
di kesaetiya Seyîd Riza de hemû
cangoriyên li ser navê rûmetiya
mirovahiyê li ber xwe dane, bibîr
anî.
Demîrtaş bal kişand ser kongreya asayî ya HDK’ê ya li Enqereyê hat lidarxistin û diyar
kir, ku HDK di rêya tevgera
mûxalefeta bingehîn a Tirkiyeyê
de hêzeke gel a namzet e û anî
ziman, ku ji aliyê bûyîna rêxistineke meclîsa gel a çareseriyê
diafirîne de, biryara lihevkombûnê hatiye dayîn.
‘HIKÛMET NEÇAR DIMÎNE
TIMÎ ROJEVÊ BIGUHERÎNE’
Hevserokê HDP’ê ragihand,
ku hikûmet ji ber şaşitiyên xwe
yên mezin timî rojevê diguherîne
û anî ziman ku Erdogan di nava
12 salan de ev yek bi profesyonelî
kiriye. Demîrtaş da xuyakirin ku
Davûtoglû yê li şûna Erdogan
rûniştiye di vê rêya hostayê xwe
de dimeşe. Demîrtaş nîqaşên li
ser daxuyaniya Erdogan a digot
‘Di sala 1178’an de Misilmanan parzemîna Amerîkayê keşif
kiriye’ nirxand û got, “Hema em
bêjin ev rast e; gelo ev yek çiqasî
bi kêrî me tê? Ka rabe feydeyên
vê ji me re bêje. Te xêre ku radibe
vê dike rojeveke germ?”
BILA ARŞÎV WERIN
AŞKERAKIRIN
Demîrtaş nîqaşên li ser Komkujiya Dêrsimê jî nirxand û der
heqê lêborîna Sezgîn Tanrikûlû
yê CHP’yî got, “Kengî karesatên
mezin rû dide, hingî mijara Elewî
tê meydanê. 7 komxebat pêk
anîn, jê gotin vebûn-belavbûna
Elewî. Gelo kesek heye ku haya
wî/ê ji daxwazên Elewiyan nîne?
Ev hemû taktîka mijûlkirinê ne.
Nêrîna vê ekîbê ya li ser baweriya Elewiyan wiha ye; Elewîtiyê
weke mezhebeke ji rê derketî
dibînin. Derdê wan ew e ku li
gorî xwe Elewiyan bînin ser rê.
Ev kesên han wê ti carî vê pirsgirêkê çareser nekin.”
Demîrtaş diyar kir ku Serokkomar Erdogan dema li Enqereyê
lîseya îmam hatîp vekir gotibû,
‘îmam hatîp teşwîq dike’ û di vê
mijarê ev nirxandin kir: “Gelekî
baş e, wê demê bila heman tiştî ji
bo Elewîtiyê jî bikin.”
Demîrtaş ragihand, ku divê
arşîv bên vekirin û rêzdariya
Seyîd Riza û rêhevalên wê bê
radestkirin û axaftina xwe wiha
dewam kir: “Eger em welatiyên
azad û wekhev ên vî welatî ne,
hingî nasnameya me ya etnîkî,
zayenda me, baweriya me dewletê eleqedar nake. Eger em ê bi
hev re birêve bibin, hingî ji bilî
nêzîkatiya wekhev, ti rê nîne.
Vana dewletê mîna malekî ku
berê bi zorê ji destê wan hatiye
girtin, dibînin. Dewlet, welatê
hevpar ê hemû mirovên li ser vê
xakê dijîn e. Mîrateyek ji bavê
ti kesî nemaye. Nêzîkatiya van
hemûyan bi vî rengî ye; kî dewletê bi dest bixe mîna malê xwe
dibîne û bi heman rengî birêve
dibe.”
‘HÊVÎ DI NAVA GEL DE YE’
Hevserokê Giştî yê HDP’ê Selahattîn Demîrtaş da zanîn berê jî
heman zîhniyet serdest bû û got,
“Kî hatibe ser desthilatdariyê,
gotiye dewlet malê min e, ez ê
pêşkêşî yê bi dilê xwe bikim.”
Demîrtaş da xuyakirin ku ji bo
şikandina feraseta yekperest û
faşîzan, ji bo avakirina xeta alîgiriya bindestan ew alternatîfek
in û destnîşan kir, ku ji ber vê
yekê ji HDP’ê ditirsin.
Demîrtaş bibîr xist ku xebatên
kongreyê yên HDP’ê destpê
kirine û ji jin, ciwan û hemû endamên partiyê re wiha axivî: “Ti
carî bila çavên xwe ne li jorê be,
hêvî di nava gel de ye. Çavên
xwe ti carî ji gel venegerin, ji
ber ku rizgariya me li Ermenekê,
li Yirca, li Gever, li Kobanê ye.
Derî heta dawiyê li we vekirî
ne. Ji bo wezîfe were hilgirtin û
têkoşîn bê dayîn, firsend ji her
demê bêtir zelal in. Xwe venegerin, ji bo meşandina siyasetê
pêwîstiya we bi pere, navdengiyê
nîne. Pêwîstiya we bi dilekî xurt,
bawerî û dildariya gel heye.”
Li dû hevdîtina li avahiya
navendî ya Serokwezaretiyê,
Cîgirê Serokê Koma HDP’ê
Îdrîs Balûken daxuyanî da û
got, “Tê payîn ku heyeta me di
dema herî nêz de biçe giravê. Li
pêşiya civînên li girava Îmraliyê
û agahdarkirina raya giştî di vî
warî de, ti astengî nîne.”
Balûken, ji bo pirsa rojnamevanan a li ser pêşeroja pêvajoya
çareseriyê bersiva, “wê bênavber dewam bike” da.
Li ser pirsa der heqê berfirehkirina heyetê de Balûken
got, “Ji bo hêsakirina mercên
muzakereyê, îhtirazeke ku
hikûmetê ragihandiye, nîne. Em
ê agahiyên li ser detayan parve
bikin. Mijarên li ser rêveçûna
pêvajoyê, destpêkirina muzakereyê ne. Der heqê van de
amadekariyên heyeta me û
aliyê hikûmetê hene. Em ê bi
awayekî berfirehtir daxuyaniyê
bidin.”
Der heqê detayên hevdîtinê
de jî Balûken got, “Di mijara
heyeta şopandinê de me nêrînên
xwe parve kirin. Di vê mijarê
de, di navbera me de ti nakokî
nîne. Em gelekî erênî pêşwazî
dikin ku demek berî demekê
bi vê wezîfeyê rabe. Li Tirkiyeyê gelek mirovên me yên giranbuha, akademîsyenên me,
nivîskarên me hene ku dikarin
bi hêjayî tevkariyê li pêvajoyê
bikin. Di vê mijarê de şêwra me
dewam dike. Nêrînên me ji hev
ne cuda ne.”
Balûken da xuyakirin ku di
hevdîtina îro de bi giranî mijarên “vekirina rêyên diyalogê
yên xetimîne û çareseriya
mayînde ya ji pirsgirêkên heyî”
hatine nirxandin û got, “Hemû
hewldanên Birêz Ocalan ji bo
tavilê mercên muzakereyê yên
pêwîst bên meşandin û were
lezandin e. Eger qonaxa pêvajoyê li gorî hatiye plankirin
bimeşe, hemû sernav wê werin
nirxandin.”
Heyeta HDP’ê ya Îmraliyê
herî dawî di 22’ê Cotmehê de bi
Ocalan re hevdîtin kiribû. Ji bo
hevdîtineke nû jî di 5’ê Mijdarê
de serî li hikûmetê dabû.
Li Zanîngeha Artûklûyê
70 kes hatin binçavkirin
Li Zanîngeha Artûklû ya
Mêrdînê, di çarçoveya
lêpirsîna li ser nelirêtiya di îhaleyan de tê meşandin, zêdeyî
70 kes hatin binçavkirin.
de zêdeyî 70 personel kirin binçavan. Hat ragihandin ku 40 ji
binçavkiriyan di kontrola tenduristiyê re hatine derbaskirin
û li Midûriyeta Emniyetê ya
Mêrdînê tên ragirtin.
Li Zanîngeha Artûklû ya
Mêrdînê, di çarçoveya lêpirsîna bi hinceta nelirêtiya li ser
îhaleyan tê meşandin de, operasyon dewam dike. Polîsên
ser bi Midûriyeta Emniyetê ya
Mêrdînê, li dû lêkolînên li hemû
enstîtu û fakulteyên zanîngehê
Di çarçoveya lêpirsînê de ji
bo îfadedayînê bang li Alîkarê
Rektorê Zanîngeha Artûklû
ya Mêrdînê Kadrî Yildirim,
ji Fakulteya Hunerên Bedew
Prof. Dr. Zekiye Sarikaltal,
Sekreterê Giştî yê Zanîngehê
Suleyman Baybûrt û Alîkarê wî
Sedat Gul, hat kirin
8
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Kürt Toplum Merkezi-KCC
& Halkevi bünyesinde
Gitar
Bağlama
Semah (35 yaş üstü)
Folklor
Tiyatro
İngilizce
Kürtçe (Kurmanci)
Matematik
Kurslarının kayıtları başlamıştır. Daha fazla bilgi için
aşağıdaki telefon numaralarını arayabilirsiniz.
Halkevi
KCC
31-33 Dalston Ln, London E8 3DF
11 Portland Gardens, London N4 1HU
020 7249 6980
020 8880 1804
7
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Heyeta Banga Cenevreyê bi Hevserokên KCK’ê re hevdîtin pêk anî
Heyeta Banga Cenevreyê li Qendîlê bi Hevserokên Konseya Rêveber
a KCK’ê û nûnerên Hawparê re hevdîtin pêk anîn.
Heyeta ji Seroka Banga Cenevreyê
Elîsabeth Decrey Warne û Dîrektorê Banga Cenevreyê Ankî Sjoeberg pêk dihat çû
Qendîlê, Hevserokên Konseya Rêveber a
KCK’ê û nûnerên Hawirdorparêz (Hawpar) ku di mijara paqijkirina mayînên
Herêmên Parastinê yên Medya de xebatan
dimeşîne hevdîtin kirin. Heyet destpêkê bi
Hevserokên KCK’ê Besê Hozat û Cemîl
Bayik re hate cem hev.
Hevseroka KCK’ê Besê Hozat geşedanên
siyasî-rojevî yên li ser pergala Heyeta Banga
Cenevreyê nirxand û bal kişand ser girîngiya berxwedana Kobanê ya ketiye du mehan.
Hozan diyar kir ku bi berxwedana YPGYPJ û gel re Kobanê neketiye û da zanîn ku
îro hêzên demokrasiyê yên cîhanê li dora
Kobanê civiyane. Besê Hozat di nirxandina
xwe de diyar kir ku Tirkiye piştgiriyê dide
her cure êrîşên DAIŞ’ê yên li dijî Kobanê û
Rojava. Hozat bi lêv kir ku hikûmeta AKP’ê
bi tasfiyekirina pergala xweser a demokratîka bi pêşengiya gelê Kurd pêk hatiye, re
mijul dibe û AKP bi van polîtîkayên xwe
niyeta xwe ya di çareseriya pirsgirêka Kurd
û êrîşên li dijî HDP’ê de nîşan daye. Hozat
got: “Siyaseta înkar-îmhayê ya dewleta Tirk
a li ser Kurdan êdî îflas kiriye. Bi konsepta
şerekî topyekun bikeve dewreyê jî ne Kurd
wê AKP û Tirkiye winda bike.”
Seroka Banga Cenevreyê Elîsabeth Decrey jî berxwedana gerîlayên PKK’ê ya li
Şengalê ku Êzîdî ji êrîşan rizgarkirin, gelek
girîng e û got ku heviya wê ev e ku di demeke nêz de PKK ji lîsteya terorê bê derxistin.
TIRKIYE LI DIJ RÊBAZÊ
ŞER TEVDIGERE
Piştî nêrînên siyasî li ser bikaranîna
mayînên bejayî û mijarên ku divê zarokên
15 û di bin 15’yî de li qadên şer nebin axivîn.
Cemîl Bayik diyar kir ku di nuqteya rêbazên
şer de li gorî krîterên qada navneteweyî tevdigerin, lê dewleta Tirk li dij rêbazên şer
bombeyan bikar tîne. Bayik wiha berdewam
kir: “Ji sînorê Oramarê bi obus û mîsketan
bombeyan diavêjin. Ji zarok û jinên ku ji
şîdeta dewletê direvin û tên KCK’ê hene.
Em wek rêxistineke ku têkoşînê dimeşînin
wan diparêzin. Di heman demê de zarokên
li welatên rejîmên kapîtalîst hînê tiştên
nebaş ên wekê bikaranîna tiryak, fihûş û
tecawizê dikin. Ji ber vê jî ciwan têkoşîna
azadiyê wek rêbaza xilasbûna ji destê pergala kapîtalîst dibînin. Zarokên tevlî me dibin
em wan ji qadên şer dûr digirin, li cihên bi
ewle perwerde dikin û derfetên jiyanê didin
wan. Dewleta Tirk propagandaya wekê ku
PKK’ê zarok revandine kir. PKK’ê zarok
nerevandine. Di encama van propgandaya
wan de derket holê ku zarok ketine destê
çeteyên tiryakê.
DIVÊ STANDART BÊN BILINDKIRIN
Di hevdîtinê de mijareke din a hat
nîqaşkirin jî wekheviya zayendî û têkoşîna
li dijî şîdetê bû. Besê Hozat, diyar kir ku
xebata di vê mijarê de ya Banga Cenevreyê
gelek girîng e, lê ji ber ku ev taahutnameya
di vê mijarê de ji rêbaz û standartên Tevgera
Azadiya Jinê de şûndetir maye ew Îmze
nekirine. Elisabeth Decrey Warner got ku
di vê mijarê de dixwazin standartên xwe
bilindtir bikin.
BI RAYEDARÊN HAWPARÊ
RE HEVDÎTIN
Heyetê piştre bi nûnerên Hawparê Sabir
Hasan û Hemîn Dêrsim re hevdîtin pêk anî.
Di vê hevdîtinê de Sabir Hasan diyar kir ku
tevî teknîka kêm a di destê wan de xebatên
paqijkirina mayînan berdewam dikin û ji bo
wan a girîng herêmên ku sivîl, lê dijîn paqij
bikin.
Sabir diyar kir ku balafirên şer ên Tirk
di 2012’an de bombeya napalm avêtin
Herêmên Parastinê yên Medya û tevî di ser
de du sal derbas bûye jî bombeyek ji wan
hê dişewite.
Ji Heyva Sor a Kurdistanê ji bo
Kobaniyan banga alîkariyê
Heyva Sor a Kurdistanê daxuyaniyek da
û bal kişand ser rewşa
penaberên Kobanê.
Di daxuyaniyê de hate
diyarkirin ku bi hatina
zivistanê re şert û
mercên jiyanê yên bi
deh hezaran welatiyên
Kobanê yên penaber
bûne, dijwar dibe.
Heyva Sor a Kurdistanê ku ji bo Kobanê
kampanya alîkariya mezin daye destpêkirin, destnîşan kir ku ji ber demsala zivistanê,
welatiyên ku li konbajarên navçeya Riha
Pirsûsê de dimînin, bi pirsgirêkên mezin re rû
bi rû tên.
Rêveberiya Heyva Sor a Kurdistanê bi daxuyaniyekê bi bîr xist ku ji destpêka êrîşan, wan
hemû derfetên xwe ji bo welatiyên Kobanê bikar anîne û wiha dewam kir: “Di nava mehekê
de, saziya me Heyva Sor a Kurdistanê karîbû,
xwarinên amade, kon û gelek pêdiviyên jiyanê
bigihîne penaberên li Pirsûs û welatiyên sivîl
yên li Kobanê.”
Rêveberiyê da zanîn ku di rewşa heyî de
pêwîstiyeke zêde ya penaberên Kobanê bi kon
û sobeyan heye û ev bang kir: “Bi deh hezaran
welatiyên Kobanê yên di bin konanan de dijîn, ji ber şert û mercên zivistanê rastî gelek
zehmetiyan tên. Bi taybet ji ber hewayê sar
jin, zarok, pîr û kal hewcedarî alîkariyê ne. Di
rewşa heyî de herî zêde pêwîstiya penaberên
Kobanê bi çadir û sobeyan heye.”
Rêveberiya Hevya Sor a Kurdistanê di serî
de bang karsazên Kurd yên li Ewropayê û li
her kesî kir û destekê bidin kampanya alîkariya lezgîn ya ji bo penaberên Kobanê û wiha
dawî li daxuyaniya xwe anî:“Li hemberî vê
rewşa kambax, pêwîste her karsaz û kesên
xwedî derfet da ku berpirsiyariyên xwe bicih
bînin û bi taybet jî, divê her karsazekî Kurd
bi têgeha ‘Ez ê ji bo 10 malbatan pêdiviyên
çadir û sobe bicih bînim’ destê alîkariyê dirêjî
biryarên xwe yên muhtac bikin.”
KNK: Gora Seyid
Riza û hevalên
wî aşkera bikin!
welatiyên xwe, ku yêk ji wan kurê wî bû, ji
aliyê dewleta Tirk ve hatine darvekirin û operasyona li Dêrsimê hatiye kirin jî bi encamên
xwe ve bi timamî jenosîd e û ev tespît divê bi
dengekî bilind jî bê gotin.
Dîroka Dewleta Tirk gelek qirêj û bi xwîn
e. Dewleta Tirk heta gewrîya xwe di nav xwîna Kurdan da ye. Sicîla Dewleta Tirk ji aliyê
Kurdan ve reş e. Yek ji wan rûpelên reş û tarî
jî jenosîda Dêrsimê ya 1938’an e. Dewleta
Tirk li hemberî gelê Kurd û Dêrsimê sûcdar
e, gunehkar e. Hikûmeta AKP’ê ji ber berjewendiyên xwe yên polîtîk, li ser navê dewleta
Tirk bi serê lêvan lêborînê dixwaze, lê belê bi
nav kirina ”jenosîdê” red dike ku eve paradoksa wan nîşan dide. Hal ew e ku kiryara dewleta
Tirk a 1937-38’an li Dêrsimê jenosîd e û divê
wisa jî bê gotin û li ser vê jenosîdê lêborîn bê
xwestin û daxwazên Dêrsimiyan bêne bicihînan û tazmînat bê dayîn.
Kurd û Kurdistanî divê vê bûyera xembar ji
bîr nekin û nedine jibîrkirin û her wiha rêberê
serhildana Dêrsimê Seyid Riza jî her daîm
bê bîranîn. Seyid Riza bi cesaret çû ber benê
sêdarê û kursiyê bin piyên xwe bi xwe avêt.
Berî ku benê darvekirinê bike stûyê xwe axivtineke wisa kir ku divê di hiş û bîrên Kurdan
da daîm deng vede. Seyid Riza bi reftar û vê
gotina xwe ve bû sembola dîrokî yê berxwedana Dêrsimê. Ev gotinên Seyid Rizayî
rûreşiya dewleta Tirk nîşan didin. Seyid Riza
li beramberî celadên xwe bi dengekî bilind
wisa got:
‘Ez bi derew û hîleyên we ne westam, ev e
ji bo min bû derd.
Lê belê min jî li ber we çok neda, ev e jî bila
ji bo we bibe derd.’
Em wek KNK Seyid Riza û hevalên wî bi
rêzdarî bi bîr tînin. Kurd û Kurdistanî, pêkve
Dêrsimî îro jî girêdayî rê û rêbaza Seyid Rizayî
ne. Kurd îro jî li ber derew û hîleyên dewleta
Tirk têkoşînê didin û di roja şehîdbûna wî da
wan gotinên wî yên giranbuha dubare dikin û
ji bîr nakin.” KNK’ê herî dawî bang li dewleta
Tirk û hikûmeta AKP’ê kir û got, “Gora Seyid
Riza û hevalên wî aşkera bikin!”
Kongreya Neteweyî ya Kurdistanê
(KNK)’ê di 77. salvegera darvekirina
Seyîd Riza û hevalên wî de ew bibîr
anîn. KNK’ê got, “Em wek KNK Seyid
Riza û hevalên wî bi rêzdarî bibîr tînin.
Kurd û Kurdistanî, pêkve Dêrsimî îro jî
girêdayî rê û rêbaza Seyid Rizayî ne.”
KNK bang li dewleta Tirk û hikûmeta
AKP’ê kir ku gora Seyid Riza û hevalên
wî aşkera bikin.
Konseya Rêveber a KNK’ê bi wesîleya 77.
salvegera darvekirina Seyîd Riza û hevalên wî
daxuyaniyek weşand, KNK’ê ku Seyîd Riza û
hevalên wî bibîr anî diyar kir, “Darvekirina
rêberê serhildana Dêrsimê Seyid Rizayî ye.
Ev e demek e ku li ser Serhildana Dêrsimê
û rêberê wê Seyid Riza gengeşîyên têkilav
têne kirin. Reftara dewleta Tirk û berdevkên
wan xuya ye û ji bo wan ev ‘isyana dijî dewletê’ hatiye berteref kirin û isyankar hatine
kuştin.”
Daxuyanî wiha didome: “Lê belê ji bo
xelkê Kurd û Kurdistaniyan ew bûyer ”Serhildana Dêrsimê” ye û Seyid Riza rêberê wê
ye û ji ber doza Kurd û Kurdistanê digel şeş
6
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Çarşem, 19 Sermawez 2014
5
4
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Ji UNESCO’yê
pirtûkaneya zanistên
fenê ya onlîne
Ji aliyê UNESCO’yê ve der barê zehmetiyên xwegîhandina
xebatên zanistî ya cîhanê de pêngavên gelek girîng hatin avêtin.
Ji aliyê Rêxistina Zanist û Çand Perwerdeya Neteweyên Yekbûyî
(UNESCO) ve di hefteyên buhrî de Pirtûkxaneya Zanistan a
Cîhanê (World Library of Science-WLoS) ket jiyanê û ev ê ji bo
xwendekar û hîndekarên di qada zanistên fenê de xebatê dikin
xizmetê bimeşîne.
Di envantera WloS ya ku niha
tenê li ser înternetê mirov xwe dikarin bigihîninê tenê 300 gotar, 25
pirtûk û 70 vîdeo lê qeydkirinê. Di
rojên pêş de wê zêdetir dokuman
lê bên barkirin. Bi saya Wlos wê
xebatên qada enerjiya alternatîf,
zanista genetîk û dopîngê de bên
şandin. Di pirtûkxaneya dîjîtal
ya ku wê xebatên zansitan fen a
Îngîlîzî jî cih bigirin ji her derê
cîhanê dikarin xebatên zanistî bên
lêzêdekirin.
WLOs li gel şopandina xebatên zanistî wê bibe alîkar ku
zanistên ji cihên cuda yên cîhanê
bi hev re bikevin têkiliyê. Bi vê
saya platforma înteraktîf, zan-
Şewqeyê Napolyon bi 1,9
mîlyon euro hat firotin
Şewqeyekî tê gotin ê
Împaratorê Fransayê
Napolyon Bonapart e,
bi 1,9 mîlyon euroyî hat
firotin.
Di mûzayedeya li Fontainebleau ya nêzî paytext Parîsê de, di
nava nêzî hezar eşyayên bi qîmet
ên ji bo firotinê hatin pêşkêşkirin
de, bi dehan eşyayên şexsî yên
Împaratorê Fransayê Napolyon jî
hebûn.
Yek ji van şewqeyê Napolyon bû
ku bi bûhayê 400 hezar euro dest bi
firotinê hat kirin û bi 1 mîlyon 884
hezar euroyî hat firotin. Hat ragihandin, ku kesê şewqe bi vî bûhayê
zêde kiriye, ji rêveberên kargeha
xurekê ya bi navê Harîm Group a
Koreya Başûr Tka Lee ye.
Hat diyarkirin ku rêveberê Koreya Başûr, li gel şewqeyê Napolyon hin eşyayên şexsî yên Împaratorê Fransayê jî kiriye û wê van
eşyayan li navenda kargehê ya li
Seulê bide nîşandan.
Li aliyê din peykerekî Napolyon ê ji aliyê peykertraşê Îtalî Antonio Canova ve bi rêbaza antîk
hat çêkirin, bi 706 hezar euroyî hat
firotin.
Di mûzayedeya duh bi dawî
bû de, li gel şewqe gomlekekî
Napolyon û şûrê împaratoriyê jî
hebûn. Kêra xwendekarekî Elman
ê di dema dagirkirina Elmanya de
weke çeka sûîkastê li dijî Napolyon hatibû bikaranîn, ji bo firotinê
hatibû pêşkêşkirin.
Hat
ragihandin
ku
di
mûzayedeya du rojan a li
sitên endamên Wlosê wê der
barê xebatên zanistê de karibin
şîrove û nêrînên xwe parve bikin.
Projeya ku UNESCO’yê xistiye
jiyanê, kovarên zanistê yên navdar
ên DYA’yê yên bi navê Nature û
Roche piştgiriya aborî dide projeyê.
Di hefteya buhrî de di nasandina WLOs a li Parîsê de dîrektora Giştî yê UNESCO’yê Îrîna
Bokowa axivî û diyar kir ku hedefa wan ev e ku wekheviya şansê
hemû kesî bi hêztir bikin. Bokowa
da zanîn ku bi Wlosê re dixwazin
xwegihandina xebatên zanstî yên
cîhanê hêsantir bikin û newekheviya di navbera herêm û welatan
de kêmtir bikin.
Bokowa bi lêv kiir ku bi saya
Wlosê bi taybet jî di zanistên fenê
yên welatan de, ji bo ‘mafê xwegihandina agahiyan’ a xwendekar,
hîndekar û zanistan bikeve bin
ewlehiyê wê bibe alîkar.
Pirtûkxaneya Dijîtal a Cîhanê
(WDL) ku di 2009’an de ji aliyê
UNESCO’yê hat avakirin jî zêdetir
pirtûk, nivîs, wêne, fîlm û qeydên
deng ên di mijara dîrokê û çandê de
xizmet dida. WLOs a ku der barê
zanistên fenê de xizmetê dide jî,
bi taybet ji bo ku zanistên cîhanê
xwe bigihînin xebatên zanistî pêngaveke girîng e.
Her çiqas qeydên abonetiya
Pirtûkxaneyên onlîne yên bê pere
yên UNESCO’yê di qadên platformê de reqabeta wê zehmet be
jî, tê hedefkirin ku ji bo zanistên
ku pirsgirêkên wan ên aborî û
xwendekaran heye wê bibe çavkaniyek girîng.
Fontainebleau’yê, lêçûn jî di nav
de 10 mîlyon euro hatin ji berhemên dîrokî bi dest ketiye. Tê
gotin ku ev yek mûzayedeya bi
hatineya herî bilind a heta roja îro
li Fransayê hatiye lidarxistin e.
Napolyon Bonapart ê di sala
1769’an de li Girava Korsîka hat
dinyayê, ji 11’ê Mijdara 1799’an
heat 18’ê Gulana 1804’an weke
Konsulê Fransayê bû yekemîn serokê Komara Fransayê, di navbera
18’ê Gulana 1804 û 6’ê Nîsana
1814’an de jî bi navê I. Napolyon bû Împaratorê Fransa û Qralê
Îtalyayê. Napolyon ku bi seferên
xwe yên li hemberî welatên Ewropayê navê xwe da bihîstin, mezintirîn artêşa cîhanê ya heta wê
rojê kom kir û di seferên xwe yên
li Ewropa Navîn û Rojhilat de heta
Moskowê çûbû. Napolyon ku ji
ber sefera wî ya li Rûsyayê li mehên zivistanê rast hat derbeke mezin xwar, ji sed hezaran leşkerên
xwe bi tenê bi yekîneyeke biçûk
vegeriyabû Parîsê û piştre ji bo demeke kurt ew sirgûnî Girava Elba
hatibû kirin.
Napolyon piştî sirgûniya 100
rojî ya 1815’an careke din li ser
text rûniştibû û piştî têkçûna Waterloo ya li hemberî Îngilîstanê,
xwe li Girava Saint Helena girtibû
û di sala 1821’ê de miribû.
NY: Divê rêveberên DAIŞ di
UCM’’ê de bên darizandin
NY xwest, DAIŞ ji ber sûcên
mirovatiyê yên li Sûriyeyê
pêk anîne di Dadgeha Sûc a
Navneteweyî de bê darizandin.
Komîsyoneke ku di bin banê
Neteweyên Yekbûyî (NY) de
hat avakirin sûcên ku çeteyên
DAIŞ’ê li Sûriyeyê pêk anîne
lêkolîn kir. Komîsyonê diyar kir
ku divê DAIŞ ji ber sûcên kirine,
rêveberên wê bi sedema sûcê li
hember mirovatiyê û sûcê şer di
Dadgeha Sûcê Navneteweyî de
bên darizandin.
Komîsyona NY a sûcên mafê
mirovan ên çeteyên DAIŞ li Sûriyeyê pêk anîne lêkolîn kir, îro rapora xwe li navenda NY(Neteweyên
Yekbûyî) a li Cenevre aşkera kir.
Komîsyonê di raporê de cih daye
şahidiya 300 kesan jî.
Komîsyona
Lêkolînkirina
Sûcên Mirovatiyê yên li Sûriyeyê, yekemîn rapora xwe ji raya
giştî re aşkera kir. Raporê ku bal
kişandiye ser sûcên kêmar, etnîkan, wek koleyên cinsî bikaranîna jinan, dûcanîbûna mecbûrî
got, “Kom, bi terorê dixwaze
jiyana sivîlan li her qadê kontrol
bike.”
Komîsyonê di raporê de êrîşên
li hember Kurdan û Êzidiyan jî
Li Kolombiya
hevdîtin hatin
rawestandin
di beşa sûcên li hember mirovatiyê girtiye dest û diyar kir ku
ev sîstematîk in. Der barê êrîşên li
Heleb û Reqqa li hember sivîlan
pêk tê jî da xuyakirin ku kuştin
û îşkence bi awayekî zêde pêk
tên.
Di raporê de ji bo sûcên li hember jinan pêk tê jî beşek hatiye
veqetandin. Di raporê de tê gotin ku malbat ji bo zarokên xwe
ji DAIŞ’ê biparêzin di temenekî
biçûk de dizewicînin û ev xisûs
tê destnîşankirin, “Wek kole firotina jinên Êzidî, tecawiz û
ducanîhiştina wan sûcê li hember
mirovatiyê ye.”
Komîsyonê di raporê de cih
daye sûcên li hember zarokan jî
û tê diyarkirin ku bi rengekî cidî
li hember zarokan îşkence tê kirin.
Di raporê de tê diyarkirin ku
bi darê zorê dersa olî didin 253
zarokên Kurd ên di 29’ê Gulanê
de hatine revandin, yên li hemberî vê derdikevin jî rastî lêdana
dijwar tên.
Di raporê de tê bibîrxistin ku li
Reqqa 8 jin bi recmkirinê hatine
qetilkirin û kesên şahidê bûyerê
diyar kirine ku wan jinan alîkariya
zad û qut dane komên çekdar ên li
hember DAIŞ şer dikin.
Beyî agirbesta li qada leşkerî,
hevdîtinên ji 9’ê Mijdara 2012’an
ve li Kubayê di navbera hikûmeta
Kolombiya û FARC’ê de tên kirin, hatin rawestandin.
Hikûmetê diyar kir ku sedema
rawestandina hevdîtinan ev e ku
roja Yekşemê tuggeneralek ji aliyê
FARC’ê ve hatiye revandin.
Artêşa Kolombiya da xuyakirin ku Tuggeneral Ruben Darîo
Alzate Mora roja Yekşemê li
vilayeta Choco ya bakurê welêt
hatiye revandin.
Serokdewletê Kolombiya Juan
Manuel Santos jî li ser daxuyaniya artêşê bang kir da ku tuggenaral
“bi sax û selametî bê berdan”.
Piştî dîtina
şewba çûkan
li Hollandayê
lêkolîn didomîn
landa di çewlikeke mirîşkan de
ku virusa H5N5 (şewba çûkan)
hat dîtin, di çewlikên li herêmê
de lêkolîn hatin destpêkirin. Saziyên tenduristiyê yên Hollandî
hişyar kirin ku mimkun e mirov
û sewalên bi per bi vîrusa mijara
gotinê bikevin.
Hevdîtinên di navbera
hikûmeta Kolombiya û gerîlayên FARC de, ji ber tuggeneralek hat revandin, hatin
rawestandin.
Li çewlikeke mirişkan a Hekendorp a nêzî bajarê Utrecht ê
Hollanda vîrusa şewba çûkan
hat dîtin, li qadake 10 kîlometre, di 16 çewlikan de lêkolîn
hat destpêkirin.
Li nêzî bajarê Utrecht ê Hol-
Piştî vîrus hat dîtin, rayedarên
Hollandî li tevayî welêt veguhastina sewalên bi per qedexe kirin.
Di çewlikên mirişkan ên
herêmê de lêkolîn ddomin. Beşek
ji navçeya Hekendorp, dema 150
hezar mirîşk hatin tunekirin ji
çûnûhatinê re hat girtin.
3
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Meclîsa Jinan ya Roj 9´emîn Ciwanan jibo piştevaniya
kongreya xwe lidaxist
Kobanê şahiyek lidarxist
Meclîsa Jinan ya Roj ya kul i paytext Londonê xebatên jibo jinan dike, 9´emîn
kongreya xwe ya asayî lidarxist.
Ji hêla Ciwanên Azad ve li Navenda
Civaka Kurd şahiyek jibo piştevaniya
Kobanê hat li dar xistin. Şahiya ku bi
deêha ciwan tevlî bûyîn bi deqek rêzgirtin dest pê kir.
Di destpêka bernameyê de bi dehan ciwan bi yek dengî merşa bi navê Rojava hat
Piştevaniya
Alxasiyan bi Kobanê
re berdewam dike
Kongre li Navenda Civaka Kurd li
Haringeyê bi tevlîbûna 60 jinî pêk hat.
Kongre bi deqek rêzgirtin dest pê kir û
paşê jî dîwan hat hilbijartin.
Piştevaniya komeleya Alxasiyan bi
penaberên Kobanê re berdewam dike.
Bi armanca piştevaniya bi Kobanê re, ji
hêla komeleya Alxasiyan ve li Cemevî
roja Aşureyê hat li dar xistin.
Ji Kobanê silav li Kongreyê hat kirin
Piştî axaftina vekirinê ji hêla dîwanê
ve, hevserokê kantona Kobanê Asya
Abdullah bi rêya telefonê tevlî kongreyê
bû kongre silav kir. Asya Abdullah di
derbarê rewşa dawî ya Kobanê de agahî
dan û da zanîn ku berxwedana bêhempa
ya Kobanê di heman demê de ya hemû
jinên Kurdistanê ye. Abdullah di dawiya axaftina xwe de anî ziman ku, divê
li hemû qadan jin bi rihê berxwedana
Kobanê xwe bi rêxistin bikin.
Jin pêşengên berxwedanê ne
Di kongreyê de nîqaşên cur be cur
hatin meşandin û bi giştî jî li ser berxwedana jinan ya li tevahiya Rojava û
Şengalê hat sekinandin. Di kongreyê de
yek ji peyama herî derketî pêş jî ewbû
ku, jin dê tarîtiya Rojhilata navîn ronî
bikin.
Piştî nîqaşên sîyasî raporên rêxistinî
û aborî hat xwendin û li ser van nîqaş
Di roja Aşureyê de bi sedan kes hatin
cem hev û bi armanca alîkariya bi Kobanê
hatin meşandin. Di kongreyê de wekî
din di rêziknameyê de hin gûhartin hatin
kirin. Di rojeva hilbijartinê de 35 jin
jibo meclîsê hatin hilbijartin. Wekî din
8 komîte jî hatin saz kirin. Ev komîte
ji, Rêxistin, Perwerde, Aborî, Têkiliyên
derve, Civakî, dayikên aşitiyê, jinên ciwan, ziman û çand pêk tên.
Kongreya ku tevahiya rojê berdewam kirî bi slogana “Jin Jiyan Azadî” û
“Bijî Berxwedana Kobanê” hat bi dawî
kirin.
YE ji bo şewba çûkan hin tedbîran digire
Komîsyona Yekîtiya Ewropayê ji ber li Hollanda û Îngîltere vîrusa şewba
çûkan hat dîtin, bilez dest bi wergirtina tedbîran kir.
Komîsyona Yekîtiya Ewropayê, ji
ber li Hollanda û Îngîltere vîrûsa şewba
çûkan hat dîtin, dest bi wergirtina tedbîrên bilez kir.
Di nav tedbîrên hatine girtin de, firotina nebatên li wan herêmên çêdibe jî tê
qedexekirin, lêgerîn û kontrol jî wê bên
kirin.
Hat diyarkirin ku bi van tedbîrên
Komîsyona Yekîtiya Ewropayê re, tê
armanckirin ku vîrus belav nebe û di demeke kurt de bê astengkirin.
John ê cîhadperest
di êrîşa hewayî de
birîndar bû
Hat ragihandin, ku çeteyê DAIŞ’ê yê
serê dîlgirtiyên cîhana Rojava jê dikir û
weke John ê cîhadperest dihat naskirin,
di êrîşa hewayî de birîndar bûye.
Wezareta Karên Derve ya Îngilîstanê, li
ser John ê cîhadperest ku kujerê dîlgirtiyên
Îngilîz David Haines û Alan Henning e daxuyaniyek da û diyar kir ku ev endamê çete
xwendin. Li ser navê Ciwanên Azad Xûnav
Mêrdîn axaftinek kir û banga xûrt kirina
berxwedanê li ciwanan kir.
Piştî axaftinan helbestvanê Kurd Ehmed
Huseynî jibo Kobanê û Şengalê helbest
xwendin. Di şahiyê de gelek komên herêmî
bi stranên xwe ciwan coşandin. Şahî bi
govenda ciwanan hat bi dawî kirin. Hemû
dahata şahiyê dê bi rêya Heyva Sor dê jibo
Kobanê were şandin.
re 7,200 Sterlîn hatin kom kirin. Berî niha
jinên Alxasî jî bi çekirin û firotina nan jibo
Kobanê 25 hezar Sterlîn kom kiribûn.
Berî niha jî kampanyayek hatibû li dar
xistin û li ser navê komeleya Alxasiyan
heyetek çûbû Bakurê Kurdistanê Pirsûsê.
Heyetê li vir 250 kon û bûhayê 40 Hezar
lîrayên Tirkî xwarin teslîmî qempa penaberên Kobanê hatibû kirin.
Li gorî agahiya ku serokê komeleya Alxasiyan Cevdet Karakoç dayî rojnameya me,
dê îro heyetek li ser navê komeleyê dîsa
biçe Pirsûsê û li gorî pêwistiyên qempê dê
pereyên hatîn top kirin bê xerc kirin.
di êrîşeke hewayî ya li nêzî sînorê SûriyeIraqê birîndar bûye.
Berdevkê Wezaretê ji medya Îngilîz re
axivî û anî ziman ku agahî gihaştine ber
destê wan ku nîşan dide John ê cîhadperest
birîndar bûye, lê belê ne karine vê agahiyê
piştrast bikin, ne jî tekzîb bikin.
Rojnameya Îngilîz Mail on Sunday
beriya niha ragihandibû ku John ê cîhadî,
li bajarê El Kaîmê di bombekirina civîneke
serkêşên DAIŞ’ê de birîndar bûye. Hatibû
îdîakirin ku di êrîşê de herî kêm 10 endamên
çete hatine kuştin, zêdeyî 40 jî birîndar
bûne.
Li gorî agahiyan, John ê cîhadperest jî
di nav de birîndar anîne Reqqayê û tên dermankirin.
2
Çarşem, 19 Sermawez 2014
Xaçepirs
Bersiva Hefteya Borî
Gotinên Pêşiyan
Carina mirov ji mecburî goştê kewan jî dixwe.
Cêr di riya avê de dişkê
Çave li deriya, xwelî li seriya.
Çum li sere çiya, zuriyam weke gura, birazî nabin bira.
MUHASEBECİNİZDEN MEMNUN MUSUNUZ?
MUHASEBE │ SİGORTA │ MORTGAGE │ EMEKLİLİK │ DÖVİZ ÖDEMELERİ
185 Angel Place, Edmonton, London N18 2UD - Tel: 020 3397 2575 - Fax: 084 5280 1901
[email protected] - www.ulus-group.co.uk
T: 020 7923 08 38 │ M: 0742 948 14 90 │ E: [email protected]
facebook.com/tegrafnewscom │ @telgrafnewscom
Rojnameya Nûçeyan a Hefteyî
Çarşem, 19 Sermawez 2014
443
Yek ji Celladan Nasser
Muthan´ê Brîtanî ye
Di vîdeoya dawî ya ku ji hêla
çeteyên Daîş´ê ve hatî weşandin û
tê de tevî hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig jî di nav de 17 leşkerên
Surî tên serjêkirin de Nasser
Muthana´yê Brîtanî jî heye.
Di vîdeoya berî niha bi du rojan hatî
weşandin de çeteyên Daîş´ê careke din
hovîtiya xwe nîşanî cîhanê kirin. Di vîdeoyê
de tevî hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig
17 leşkerên Surî bi hev re tên ser jê kirin.
Wan dimênan li hember vê hovîtiya Daîş´ê
Cîhan matmayî hişt.
Di vîdyoya ku 16 deqan pêk dihat de mirov
dibe qey fîlmekê aksîyon tê kişandin û hemû
qûrbanî bi hev re bi yek carê tên ser jê kirin.
Yek ji wan çeteyan jî Nasser Muthana yê 20
salî ku hemwelatiyê Brîtanî ye.
Muthana berî niha jî di vîdyokî de bu du
hevalên xwe re hatibû dîtin û bi zimanê
Îngîlîz propagandeya Daîş´ê dikir. Wekî din
Muthana dianî ziman ku tişta ku li Surî hîn
bibe dê rojeke vegere Brîtanya û wan tiştan
li vir bikarbîne.
Muthana berî niha bi demekê bi birayê
xwe yê 17 salî re ji Cardif´ê tevlî çeteyên
Piştevaniya Alxasiyan bi Kobanê
re berdewam dike Rûpel 3
Meclîsa Jinan ya Roj 9´emîn
kongreya xwe lidaxist Rûpel 3
Ciwanan jibo piştevaniya
Kobanê şahiyek lidarxist Rûpel 3
Daîş´ê bûbû. Bavê Muthana anî ziman ku
kesê di vîdyoyê de dişibe kurê wî, lê tam ne
amine ku kurê wî ye an na. Bavê Muthana
wiha axivî: “Jiber ku însanan dikûjinç bila
ji xwedê bitirsin, ev kes dê çawa derkevin
hûzûra xwedê?.”
Cameron bi daxûyaniyekî kirinên dawî yên
Daîş´ê bi zimanekî tund rexne kir û got,
ev înfaz carek din da xûya kirin ku Daîş
rêxistineke hovane ye.
Hemwelatiyê Emerîkî Peter Kassig Cotmeha 2013´an ji hêla çeteyên Daîş´ê ve hatibû
dîl girtin. Kassig piştî hatî dîl girtin Misilman
bûbû. Daîş´ê di qetil kirina Alan Henningê
Îngîlîz ya di meha Cotmehê de dabû zanîn
ku qûrbaniyê di dorê de Kassig e.
Berî niha bi hefteyekê jî hemwelatiyekê
Îngîlîz yê endamê Daîş´ê li Bexdayê êrîşeke
întîharî pê anîbû û gelek polêsên Iraqî di
êrîşê de hatibûn kûştin.
John ê cîhadperest di êrîşa
hewayî de birîndar bû
Hat ragihandin, ku çeteyê DAIŞ’ê yê serê
dîlgirtiyên cîhana Rojava jê dikir û weke
John ê cîhadperest dihat naskirin, di
êrîşa hewayî de birîndar bûye. Rûpel 3
Avukat Handan Özbek yönetiminde tecrübeli ekibimizle aşağıdaki alanlarda hizmetinideyiz:
İltica / Ankara Antlaşması / Göçmenlik
(Vize başvuruları - evlilik, ziyaretci, aile, oğrenci, vs.
yüksek mahkeme temyiz ve itiraz başvuruları)
İş yeri, lease ve ev alım satımı
Kaza Davaları / Trafik kazaları
Noter işlemleri / Noter tastik hizmetleri
Yasal beyanameler
İsim değiştirme belgesi
Vasiyetname
TEL: 02088092253 - FAX: 02088802252 - EMAIL: [email protected] - ACİL: 07772990112 - 72A Grand Parade, Green lanes, London N4 1DU

Benzer belgeler