Bayilerimiz K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi K›fl aylar›n
Transkript
Bayilerimiz K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi K›fl aylar›n
kas›m-aral›k 2008 say› 14 B‹Z B‹ZE, BOYDAK HOLD‹NG YAYINIDIR. ‹K‹ AYDA B‹R YAYINLANIR K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi nar Denizli’deki baflar› öykümüz: Bayilerimiz Ege’nin pamuktan kenti Denizli Ceyda Düvenci: “Seyirci klifle ister” Sunufl Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama zaman› Büyük bir aile olman›n gücünü hissediyoruz merika’da bafllayan ve tüm dünyay› dalga dalga saran global ekonomik kriz bir süredir hepimizin gündeminde. Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle ilgili olarak oldukça kritik bir dönemden geçiyor. Yaflananlar›n, dünyan›n sosyoekonomik dengelerinde yeni bir yap›lanmay› bile gündeme getirece¤ine dair öngörüler bulunuyor. Finansal krizle bafllayan ve reel sektöre yans›mas› kaç›n›lmaz olan bu krizden Türk ekonomisinin lokomotifini oluflturan ifl dünyas›n›n tedirgin olmamas› mümkün de¤ildir. fiu an için Türkiye’yi saran bir yang›n olmasa da gerekli önlemler al›nmazsa yan› bafl›m›zdaki alevlerin ülkemize s›çramas› olas›d›r. Bu konuda herkesin tedbirli ve sorumlu davranmas› kaç›n›lmazd›r. Boydak Holding olarak bizler bu dönemde bir panik havas› yaratmaktan ziyade ayaklar› yere basan stratejilerle yolumuzda ilerlemeye devam etmeyi do¤ru buluyoruz. Etkisinin en çok 2009 y›l›nda hissedilece¤i öngörülen ekonomik durgunlu¤u en az kay›pla atlatmak üzere planlamalar gerçeklefltiriyoruz. Bu do¤rultuda 2009 y›l›na iliflkin planlar›m›z› revize ediyoruz. Grup olarak bafllatt›¤›m›z yat›r›mlar›m›z› sürdürmekte ve ta- A mamlamakta kararl›y›z. Ancak tüm dünyay› etkisi alt›na alan bu dalga durulana ve önümüzü görene kadar yeni bir yat›r›m yapman›n da macera olaca¤› düflüncesindeyiz. Firmalar›m›z› k›sa vadeli risklerden ar›nd›rmay› hedefliyoruz. Verimlili¤in art›r›lmas› ve üretim maliyetlerinin düflürülmesi yönünde baz› planlamalar üzerinde çal›flmalar›m›z bulunuyor. Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama zaman›. Böyle bir dönemde çal›flanlar›m›z ve bayilerimizle büyük bir aile olarak hareket etmek bizler için çok önemli. Yar›m as›rl›k bir grup olarak, geçmiflte oldu¤u gibi hem bugün hem de gelecekte bu tip krizleri, birlik ve beraberli¤imizi koruyarak daha kolay aflaca¤›m›za inan›yoruz. Bu güven duygusuyla hareket eden ve krizi f›rsata çeviren bir ülke olmak ümidiyle... Sayg›lar›mla... Bekir Boydak 3 kas›m-aral›k ‹çindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler kas›m-aral›k 2008 32 V‹ZYON Nazif Türko¤lu 6 GÜNDEM Salim Kad›beflegil 8 RENKLER Mehmet Ali Alabora, Roza Erdem 14 Ceyda Düvenci 22 KAMERA ARKASI ‹stikbal Mobilya Beyrut’ta 18 Deco reklam kampanyas› 20 AKTÜEL Can Atilla 8 20 28 NEREYE G‹DEL‹M? Denizli 32 SA⁄LIK 40 ÇAY MOLASI Ayça fien 44 SPOR Ayhan Akman 46 LEZZET 50 KÜLTÜR-SANAT 52 BOYDAK’TAN HABERLER 54 6 Bulmacan›n çözümü 42 ‹mtiyaz Sahibi Boydak Holding ad›na Bekir Boydak Yaz›iflleri Müdürü Murtaza Durmufl Editörler Toros Panos Tu¤çe Alt›nsoy Görsel Yönetmen H. Ertunç Keskin Düzelti Ercan Yafla 4 kas›m-aral›k 46 Foto¤raf Editörü Batuhan K›ran Yay›n Kurulu Bilal Uyan›k Mustafa Büyükkat›rc› Bülent Al›c› Muzaffer Çetinkaya Ekrem Bakt›r Hasan Ünal Ar›n Saydam Ülkü Karaosmano¤lu Ayflin Kaymaz Reklam Ebru Çal›flkan [email protected] Yap›mc› Kesiflim Yay›nc›l›k ve Tasar›m Hizmetleri A.fi. Kasap Sokak, Hilmi Hak Han, 22/6 34394 Esentepe-fiiflli/‹stanbul Tel: (0212) 337 51 99 Faks: (0212) 288 62 36 www.kesisim.com.tr Yönetim Yeri Organize Sanayi Bölgesi, 6. Cadde No: 35 Kayseri e-posta: [email protected] [email protected] Bask› Elma Bas›m Halkal› Caddesi No: 164 B-4 Blok Sefaköy/‹stanbul Tel: (0212) 697 30 30 Yay›n Türü Yerel, Süreli Yay›n Editörün Notu Günümüzde flirketler itibarlar›yla rekabet ediyor. Kurumsal itibar›n marka de¤eri içinde yüzde 84 oran›nda bir pazar de¤eri yaratt›¤›n› görüyoruz. Milyar dolarl›k flirket de¤erlemelerini de dikkate ald›¤›n›z zaman bu durum son derece önemsenmesi gereken bir konu haline geliyor 40 Kurumsal itibar›m›z avantaj›m›z T 28 44 ürkiye Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER), her biri markalaflm›fl, Ar-Ge ve ihracat yapan 30 üyesiyle, Türkiye'de sektörün ciro ve çal›flan say›s› bak›m›ndan yar›s›ndan fazlas›n› temsil ediyor. Türk mobilya markalar›n›n uluslararas› pazarlara daha fazla aç›lmas› amac›yla 2003 y›l›nda kurulan derne¤in beflinci dönem baflkanl›¤›na Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Nazif Türko¤lu seçildi. Yeni görevinde kendisine baflar›lar diliyoruz. Ekim ay›nda ‹stanbul’da düzenlenen Biliflim Zirvesi '08 etkinli¤i ifl dünyas›n›n üst düzey yöneticilerini "‹flini yeniden keflfet!" ana temas›yla bir araya getirdi. ‹fl ve Teknoloji Liderleri Buluflmas›'n›n konuk konuflmac›lar›ndan Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak’›n biliflim sektörüne yapt›¤›m›z yat›r›mlar› ve geri dönüflleri anlatt›¤› konuflmay› dergimizin ilerleyen sayfalar›nda bulabilirsiniz. Kurumsal itibar yönetimi ve halkla iliflkiler faaliyetleri günümüzde tüm flirketlerin önem vermesi gereken olmazsa olmazlar›n bafl›nda geliyor. ‹letiflim dünyas›n›n duayenlerinden Orsa Stratejik ‹letiflim Dan›flmal›¤› Baflkan› Salim Kad›beflegil ile yapt›¤›m›z söyleflide, ekonomik kriz ortam›nda flirketlerin iletiflim stratejilerinde nelere dikkat etmesi gerekti¤ini ve kurumsal itibar›n önemiyle ilgili ipuçlar›n› bulabilirsiniz. Ayr›ca dergimizin bu say›s›nda ‹stikbal markam›z için Lübnan’da çekilen reklam kampanyas›n›n ayr›nt›lar›n› ve Deco markam›z için haz›rlad›¤›m›z yeni reklam kampanyas›n›n kulisinde yaflananlar› da bulacaks›n›z. Kas›m-Aral›k say›m›zda bu kez do¤al ve tarihi güzellikleriyle büyüleyici bir flehir olan Denizli’yi ve Denizli’de bulunan ‹stikbal, Bellona, Mondi ve Regina bayilerimizi, ziyaret ettik. Ege Bölgesi’nin baflar›l› bayileriyle yapt›¤›m›z sohbetlere göz gezdirmeyi unutmay›n. Galatasaray’›n ve Milli Tak›m’›n baflar›l› orta saha oyuncusu Ayhan Akman dergimizin bu say›s›nda bizlere futbol hayat›n› ve gelecek hedeflerini anlatt›. Ulu önder Atatürk’ün ölüm y›ldönümü olan 10 Kas›m gününü sayg›yla an›yoruz. ‹stanbul Beyo¤lu’nda aç›lan yeni kültür-sanat merkezi garajistanbul’da ünlü tiyatro oyuncular› Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem’le garajistanbul ve yeni projeleri “Histanbul” hakk›nda yapt›¤›m›z keyifli sohbet dergimizin ilerleyen sayfalar›nda sizleri bekliyor. Oktay Usta sizler için bu say›da, k›fl aylar›na özel hem sa¤l›kl› hem de leziz bir mönü haz›rlad›. Sa¤l›kl› yaflam bölümümüzde ise ça¤›m›z›n en önemli hastal›klar›ndan biri olan kanserden korunman›n yollar›n› bulacaks›n›z. Elektronik new age müzi¤in ülkemizde ve yurtd›fl›ndaki baflar›l› temsilcisi Can Atilla ile Mevlânâ ezgileri tafl›yan son albümü “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i” üzerine yapt›¤›m›z söylefli müzik severlerin ilgisini çekecek. Dama¤›n›z›, ruhunuzu ve çevrenizi tatland›ran, güzel ve bereketli Kurban Bayram›’n›z› kutluyorum. Bayram tad›nda günler dile¤iyle. Murtaza Durmufl / Yaz›iflleri Müdürü 5 kas›m-aral›k Sunufl Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama zaman› Büyük bir aile olman›n gücünü hissediyoruz merika’da bafllayan ve tüm dünyay› dalga dalga saran global ekonomik kriz bir süredir hepimizin gündeminde. Tüm dünya ülkeleri ekonomik krizle ilgili olarak oldukça kritik bir dönemden geçiyor. Yaflananlar›n, dünyan›n sosyoekonomik dengelerinde yeni bir yap›lanmay› bile gündeme getirece¤ine dair öngörüler bulunuyor. Finansal krizle bafllayan ve reel sektöre yans›mas› kaç›n›lmaz olan bu krizden Türk ekonomisinin lokomotifini oluflturan ifl dünyas›n›n tedirgin olmamas› mümkün de¤ildir. fiu an için Türkiye’yi saran bir yang›n olmasa da gerekli önlemler al›nmazsa yan› bafl›m›zdaki alevlerin ülkemize s›çramas› olas›d›r. Bu konuda herkesin tedbirli ve sorumlu davranmas› kaç›n›lmazd›r. Boydak Holding olarak bizler bu dönemde bir panik havas› yaratmaktan ziyade ayaklar› yere basan stratejilerle yolumuzda ilerlemeye devam etmeyi do¤ru buluyoruz. Etkisinin en çok 2009 y›l›nda hissedilece¤i öngörülen ekonomik durgunlu¤u en az kay›pla atlatmak üzere planlamalar gerçeklefltiriyoruz. Bu do¤rultuda 2009 y›l›na iliflkin planlar›m›z› revize ediyoruz. Grup olarak bafllatt›¤›m›z yat›r›mlar›m›z› sürdürmekte ve ta- A mamlamakta kararl›y›z. Ancak tüm dünyay› etkisi alt›na alan bu dalga durulana ve önümüzü görene kadar yeni bir yat›r›m yapman›n da macera olaca¤› düflüncesindeyiz. Firmalar›m›z› k›sa vadeli risklerden ar›nd›rmay› hedefliyoruz. Verimlili¤in art›r›lmas› ve üretim maliyetlerinin düflürülmesi yönünde baz› planlamalar üzerinde çal›flmalar›m›z bulunuyor. Dünyam›z ve ülkemiz yeni bir s›navdan geçiyor. Türkiye olarak bu s›nav› en az hasarla atlatabilmek için hepimize büyük görevler düflüyor. fiimdi daha dikkatli düflünme ve daha dikkatli harcama zaman›. Böyle bir dönemde çal›flanlar›m›z ve bayilerimizle büyük bir aile olarak hareket etmek bizler için çok önemli. Yar›m as›rl›k bir grup olarak, geçmiflte oldu¤u gibi hem bugün hem de gelecekte bu tip krizleri, birlik ve beraberli¤imizi koruyarak daha kolay aflaca¤›m›za inan›yoruz. Bu güven duygusuyla hareket eden ve krizi f›rsata çeviren bir ülke olmak ümidiyle... Sayg›lar›mla... Bekir Boydak 3 kas›m-aral›k Gündem Salim Kad›beflegil: “En büyük güç: ‹tibar” 33 y›ld›r iletiflim dünyas›n›n içinde bulunan Salim Kad›beflegil itibar yönetimini yaln›z ulusal delil ve olaylarla de¤il, uluslararas› ve çok boyutlu bir bak›fl aç›s› ile ele al›p sevk ve idarenin merkezine yerlefltiriyor, böylece Türk ifl âlemine ›fl›k tutuyor, yol gösteriyor. Salim Kad›beflegil ile kurumsal itibar yönetiminden ekonomik krizde kurumlar›n izlemesi gereken iletiflim stratejilerine kadar birçok konuyu masaya yat›rd›k S alim Kad›beflegil, 1977 y›l›nda Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla ‹liflkiler Yüksek Okulu'nu bitirdi. Çal›flma yaflam›na 1975 y›l›nda gazetecilik yaparak bafllad›. Turizm ve Tan›tma Bakanl›¤›’nda Bas›n Müflaviri, Washington'da Bas›n Atafle Yard›mc›s›, Ege Bölgesi Sanayi 8 kas›m-aral›k Odas› ve Turya¤'da Halkla ‹liflkiler Müdürü olarak görev yapt›. 1990 y›l›nda ‹zmir'de iletiflim flirketi ORSA'y› kurdu ve 1993 y›l›nda merkezini ‹stanbul'a tafl›d›. 1985 y›l›nda ‹zmir Halkla ‹liflkiler Derne¤i kurucular› aras›nda yer ald› ve üç dönem bu derne¤in Yönetim Kurulu Baflkanl›¤›'n› yapt›. Halkla ‹liflkiler Der- ne¤i ve Halkla ‹liflkiler Dan›flmanlar› Derne¤i üyeli¤i yapt›. Salim Kad›beflegil, IPR (‹ngiliz Halkla ‹liflkiler Enstitüsü) ve IPRA (Uluslararas› Halkla ‹liflkiler Derne¤i) üyeliklerinde bulundu. ‹letiflim Dan›flmanl›¤› mesle¤inin dünyadaki en genifl tabanl› meslek örgütü olan ICCO’nun (Uluslararas› ‹letiflim Dan›fl- manl›klar› Birli¤i) yönetim kurulunda ülkemizi alt› y›l temsil eden Salim Kad›beflegil, bu oluflumun ülkemizdeki yerel örgütü olan PRCI (PR Dan›flmanl›klar› Birli¤i) ve yine ülkemizin ilk medya ölçümleme ve de¤erlendirme flirketi olan PRNET'in kuruluflunda da etkin görevler ald›. 1990'l› y›llar›n sonunda Türkiye'de halkla iliflkilerin ölçülebilir standartlara sahip stratejik yönetim disiplini olmas› yönünde önemli katk›larda bulundu. Reputation Institute'un Türkiye temsilcisi olan Kad›beflegil, Türkiye Kurumsal Yönetim Derne¤i ve Bu¤day Ekolojik Dönüflüm Derne¤inde yönetim kurulu üyesi olarak görev yap›yor ve Bahçeflehir Üniversitesi ‹letiflim Fakültesi’nde dersler veriyor. “Halkla ‹liflkilerin Temel ‹lkeleri”, “Halkla ‹liflkiler Reçeteleri”, “Halkla ‹liflkilere Nereden Bafllamal›?”, “Kriz Geliyorum Der!”, “‹tibar Yönetimi” gibi kitaplar› bulunan Kad›beflegil, 33 y›ll›k meslek hayat›ndaki deneyimlerini ve araflt›rmalar›n› bu kitaplarda toplam›fl. Türkiye’deki kurumlar›n, Halkla ‹liflkiler aç›s›ndan nerede olduklar›, Halkla ‹liflkilerin alg›lan›fl›n›n mevcut durumu ve gelece¤i için neler söyleyebilirsiniz? 80’li y›llar›n bafl›nda halkla iliflkiler alan›nda etkinlik yapmaya bafllad›¤›m dönemde kurumlardaki halkla iliflkiler bilgisi çok do¤al olarak zay›ft› ve kapsam› dard›. O dönemde ‹zmir Halkla ‹liflkiler Derne¤i olarak 20-25 üyemizle haftada en az iki veya üç tane etkinlik yapard›k. Amac›m›z halkla iliflkiler konusundaki birikimlerimizi paylaflmakt›. Çünkü o dönemde halkla iliflkiler konusunda derinleflebilece¤imiz kaynaklar yoktu, uygulamalar s›n›rl›yd›. Ayr›ca bu konun önemi az say›da flirket yöneticisi taraf›ndan alg›lanm›flt›. 90’l› y›llarla beraber halkla iliflkiler alan›nda bir kimlik bunal›m› ortaya ç›kt›. Önemi anlafl›ld› fakat ne ifle yarayaca¤› konusunda bir açmaz ortaya ç›kt›. 2000’li y›llara geldi¤imizde kurumsal iletiflim, itibar yönetimi, sosyal sorumluluk gibi konular halkla ‹liflkilerle iliflkilendirilmeye bafllad›. Ayn› y›llarda Avrupa’da ve geliflmifl ülkelerin halkla iliflkiler tabanlar›nda da bu konjonktürde devam eden sorunlar ve bir kimlik bunal›m› yaflan›yordu. K›r›lma noktas› ise 1997 Helsinki ‹PRA kongresi oldu. Bu kongrede Dünya’da Halkla iliflkiler alan›nda son derece etkin olan Uluslararas› Halkla ‹liflkiler Derne¤i, Uluslararas› Dan›flmanl›k fiirketleri Birli¤i (‹CCO) “‹tibar yönetimi derken asl›nda finansal bir olgudan söz ediyoruz. Dolay›s›yla flirketler kârl›l›klar›n› art›rmak, kârl›l›klar›n› sürdürülebilir k›lmak, geleceklerini güvence alt›na almak ve halka aç›k olsunlar veya olmas›nlar pazar de¤erlerini rekabetçi bir alanda bir yere odaklamak istiyorlarsa bunu ancak yaratt›klar› itibarla yapabilirler” ve Avrupa Halkla ‹liflkler Dernekleri konfederasyonu (SERP) ayn› zaman dilimi içinde Helsinki’de kendi toplant›lar›n› yapt›lar. Her üç örgütün yapt›¤› toplant›lar›n temel konusu da halkla iliflkilerde ölçümleme ve de¤erlendirmeydi. Bu alana yap›lan yat›r›mlar›n ne flekilde geri dönüflüm sa¤layabilece¤ine dair somut verilerin elde edilmesiyle meslekte ciddi bir farkl›laflma yaflanmaya bafllad›. Türkiye flansl› ülkelerden biriydi çünkü bu de¤iflimi ve dönüflümü yerinde ve zaman›nda görüp kendini adapte etti. Türkiye’de aile flirketlerinin çok fazla say›da oldu¤unu görmekteyiz. Firmalar›n ço¤unun aile flirketi olmas›ndan dolay› bu flirketlerde kurumsal itibar›n kurumsal yönetimle iliflkilendirilmesi konusunda siz ne düflünüyorsunuz? Bafllang›çta bir aile flirketi olarak kurulan Boydak Holding’in zaman içinde kurumsallaflm›fl yap›s› ve yönetim sistemi sizce ça¤a ayak uydurmak isteyen di¤er aile flirketlerine de örnek olabilir mi? Günümüzde flirketler itibarlar›yla rekabet ediyor. Kurumsal itibar›n marka de¤eri içinde yüzde 84 oran›nda bir pazar de¤eri yaratt›¤›n› görüyoruz. Milyar dolarl›k flirket de¤erlemelerini de dikkate ald›¤›n›z zaman bu durum son derece önemsenmesi gereken bir konu haline geliyor. ‹tibar yönetimi derken asl›nda biz finansal bir olgudan söz ediyoruz. Dolay›s›yla flirketler kârl›l›klar›n› art›rmak, kârl›l›klar›n› sürdürülebilir k›lmak, geleceklerini güvence alt›na almak ve halka aç›k olsunlar veya olmas›nlar pazar de¤erlerini rekabetçi bir alanda bir yere odaklamak istiyorlarsa bunu ancak yaratt›klar› itibarla yapabilirler. Bu noktada en önemli unsur, bu ifle inanan bir liderin ve onun bir yönetim tak›m›n›n olmas›. Çünkü onlar›n inanc› olmadan bir kurumun itibar›n› yönetmek mümkün de¤il. Halka aç›k flirketler için zaten bu bir zorunluluk. Kim itibarl›, kim de¤il kriz ortamlar›nda belli oluyor. ‹tibar yönetimiyle ilgili reflekslerini kriz olmayan durumlarda yeteri kadar anlatm›fl olan flirketler bu krizleri rahat geçiriyor çünkü itibar bugünler için gerekli. ‹tibar›n› ihmal etmifl olan flirketler ise krizlerde çok daha fazla zorlan›yor çünkü marka de¤erleri konusunda gerekli duyarl›l›k ve hassasiyeti oluflturmuyorlar. Boydak Holding’in kurumsal itibar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Art›lar› ve eksileri nelerdir? Boydak Holding’in kurum itibar›yla ilgili alanlardaki performans› flirketin kriz döneminden daha güçlü olarak ç›kmas›n› sa¤layacak önemli bir gösterge. Halka aç›k olmamas›na ra¤men kurumsallaflma konusunda flirketin marka de¤erini ve flirket de¤eri bileflenlerini etkin bir flekilde yönetecek sistemleri kurumsal yap›n›n içinde bar›nd›rmas› krizden hasars›z ç›kman›n güvencesi haline dönüflüyor. Boydak Holding’de kurumsal yap›n›n adeta flirketin k›lcal damarlar›na kadar yay›ld›¤›n› ve iyi tasarland›¤›n› görüyoruz. Fakat önemli olan konu perfor9 kas›m-aral›k Gündem bir flirket de¤eri var. Kararlar da bu de¤erler gözetilerek al›n›yor. Bu yüzden aile flirketlerini kriz dönemlerini atlatmakta son derece flansl› görüyorum. Orsa Stratejik ‹letiflim Dan›flmanl›¤› Baflkan› Salim Kad›beflegil, kriz dönemlerinde so¤ukkanl›l›¤›n kaybedilmemesi gerekti¤ini vurguluyor. mans. Bu da tasar›m› günlük hayata nas›l geçirdi¤imizle ilgili bir durum. Ünlü yat›r›mc› Warren Buffet’in itibarla ilgili konularda bir deyifli vard›r: “‹flle ilgili konularda bir hata yaparsan›z affedebilirim ama flirketin itibar›n› zedeleyecek bir durum olursa, bu durumda son derece ac›mas›z olurum.” ‹tibar konusu flirketler için maalesef bu derece hassas. Y›llarca itibarla ilgili konularda her fleyin mükemmel olmas›na çaba gösterirsiniz fakat flirket içinde çal›flan bir kiflinin ufak bir dikkatsizli¤i, alelacele olmufl bir yönetimsel giriflim veya bir karar y›llar boyunca yap›lan çal›flman›n bir anda yerle bir olmas›na neden olabilir. Dolay›s›yla flirketleri böyle durumlarda bekleyen en büyük tehlike, so¤ukkanl›l›k10 kas›m-aral›k lar›n› kaybedip sa¤duyular›ndan yoksun, günü kurtarmak için alacaklar› birtak›m kararlar›n içinde yatar. Boydak Holding gibi kurumsal yap›lar bu yüzden biraz daha flansl›. Çünkü bir karar al›nmas›n›n arkas›nda bir sistem yat›yor. Bu sistemin uzant›s› olan marka de¤erleri ve Kurumsal itibar›n önemli bir parças› olan toplumsal sorumluluk kapsam›nda Boydak Holding’in bafll›ca görevlerinin neler oldu¤unu düflünüyorsunuz? fiirketler kurulduklar› ilk günden itibaren zaten topluma karfl› sorumlu olmak zorundad›r. Bunun için flirketlerin karfl› taraftan birfley beklemesine gerek yoktur. Sosyal sorumluluklar› çok genifl bir yelpazede de¤erlendiriyoruz. Burada çal›flanlar›n›zla olan iliflkilerinizden toplumun ihtiyaçlar› olan alanlara kadar genifl bir yelpazede bir de¤erlendirme yapmak mümkün. Önemli olan flirketin, yapt›¤› her iflin arkas›nda bu duyarl›l›¤› gösterebilmesi, ürün ve hizmetlerinin kalitesinde sorumluluklar›n›n bilincinde olmas›, tedarik zincirinden bafllayan zincirin tüm halkalar›nda bu sorumluluk silsilesini çal›flt›rabilmesi, çal›flanlar›yla olan iliflkilerinde gerçekten etik ve vicdani duygularla hareket edebilmesi. Bunlar› bir bütün olarak de¤erlendirdi¤iniz zaman sosyal sorumluluk çerçevesinde bir performans› görebiliyoruz. Ben özellikle aile flirketlerinin bu alanda çok flansl› oldu¤unu düflünüyorum çünkü halka aç›k flirketlerde özellikle sosyal sorumluluk alanlar›nda, bilgi ve bilinç düzeyinden yoksun birtak›m yat›r›mc›lar›n “Niye oraya para harc›yorsun, niye buraya kaynak ay›r›yorsun?” diyerek hesap sormas› gündeme geliyor. Fakat aile flirketlerinin böyle bir otorizasyona ihtiyac› yok. Onlar kendi aile kültürlerini ve geleneklerini yaflatmak için bunu bir flekilde hayata geçirmek durumunda kal›yorlar. Anadolu’da bunun en güzel ör- “‹tibar›n temel girdileri flirketin kültür ve de¤erleridir. Bu bölgede bir erozyon olmad›¤› sürece flirket itibar›na bir fley olmaz. Dolay›s›yla bu flirket için bir sigortad›r. Bugüne kadar bu flirketin itibar›nda hiçbir sorun olmam›flsa, bu flirketin kültür ve de¤erlerinin toplumun duyarl›l›klar›yla örtüflen bir içerikte oldu¤u anlam›na gelir” neklerini görebilirsiniz. Kayseri özellikle bu konuda son derece önemli projelere imza atan, önemli markalarla donat›lm›fl bir yöre. Boydak Holding’in de sosyal sorumluluk anlay›fl›yla örnek bir flirket oldu¤unu söyleyebilirim. Boydak Holding’in yaratt›¤› markalar›n birço¤u Türkiye’de bulunduklar› sektörün liderleri konumundalar. Bu baflar›n›n sürekli olabilmesi için dikkat edilmesi gereken anahtar noktalar nelerdir? ‹tibar›n temel girdileri flirketin kültür ve de¤erleridir. Bu bölgede bir erozyon olmad›¤› sürece flirket itibar›na bir fley olmaz. Dolay›s›yla bu flirket için bir sigortad›r. Bugüne kadar bu flirketin itibar›nda hiçbir sorun olmam›flsa, bu flirketin kültür ve de¤erlerinin toplumun duyarl›l›klar›yla örtüflen bir içerikte oldu¤u anlam›na gelir. ‹kinci anahtar nokta ise performans kriterleriyle ilgili. Bu performans kriterleri her flirkete göre de¤iflebilir. Fakat öncelikli olarak yönetim kalitesi, ürün ve hizmet kalitesi, çal›flanlar›n nitelikleri, finansal kredibilite, toplumsal ve ekolojik sorumluluklar bu performans kriterleri içinde yer al›yor. fiirketin bu ana alanlardaki performans›n› tüketicilerin anlayabilece¤i ve alg›layabilece¤i bir içerikte yönetebiliyor olmas› gerekiyor. Örne¤in araflt›rma-gelifltirme, yarat›c›l›k ve yenilikçilik gibi kavramlar flirketlerin yaratm›fl olduklar› de¤erlerin gelecekte de varl›¤›n› sürdürebilmesinin anahtar› olan kavramlar. Bence sürdürülebilirli¤in güvencesi, kültür ve de¤erleri korumak, liderli¤i güvence alt›na alacak itibar kriterleri konusunda da iyi performans göstermektir. de, baflka Boydak’lar›n do¤mas›n› sa¤layacak bir a¤abeylik fonksiyonu üstlenmeleri gerekti¤ine inan›yorum. Bunu yapabilecek donan›ma sahip olduklar›n› görüyorum. Özellikle kriz ortamlar› bunun için önemli bir f›rsatt›r. Anadolu’nun baflka kentlerine gidip orada ku- rumsallaflma sanc›lar› çeken birtak›m flirketlere yol ve yöntem göstermeleri, kendilerinin baz› konular› nas›l aflt›klar› konusunda üreticiyi yönlendirici ve e¤itici çal›flmalar yapmalar› Boydak’›n itibar›na yak›flacak ve itibar›n› katlayacak önemli bir gösterge olacakt›r. “Boydak Holding’den kiflisel beklentim Anadolu’nun ücra köflelerinde baflka Boydak’lar›n oluflmas›na öncülük edecek bir liderlik vazifesini yapmalar›. Bir bayra¤› tafl›yarak bu bayra¤› birilerine teslim etmeleri gerekiyor. Baflka sektörlerde, baflka Boydak’lar›n do¤mas›n› sa¤layacak bir a¤abeylik fonksiyonu üstlenmeleri gerekti¤ine inan›yorum” Son olarak eklemek istedikleriniz ve Boydak Holding’e mesajlar›n›z nelerdir? Boydak Holding Anadolu’nun içinden do¤mufl önemli bir grup ve bizim daha çok Boydak’lara ihtiyac›m›z var. Dolay›s›yla d›flardan bir kifli olarak benim Boydak Holding’den kiflisel beklentim Anadolu’nun ücra köflelerinde baflka Boydak’lar›n oluflmas›na öncülük edecek bir liderlik vazifesini yapmalar›. Bir bayra¤› tafl›yarak bu bayra¤› birilerine teslim etmeleri gerekiyor. Baflka sektörler11 kas›m-aral›k Gündem Biliflim Zirvesi ’08 ifl dünyas›n›n liderlerini a¤›rlad› ‹nterpromedya taraf›ndan Turkcell ana sponsorlu¤unda, HP ve Tellcom resmi sponsorlu¤unda düzenlenen Biliflim Zirvesi '08 etkinli¤inin ilk gününde ifl dünyas›n›n üst düzey yöneticileri ve kurumlar›n teknoloji liderleri “‹flini yeniden keflfet!” ana temas›yla bir araya geldi. Zirvede ifl ve teknoloji liderleri dünyan›n de¤iflen yüzünü anlatt› stanbul Dijital Kültür ve Sanat Vakf›'n›n sponsorlu¤unda gerçekleflen ‹fl ve Teknoloji Liderleri Buluflmas›'nda sektörün önde gelen isimleri tecrübe ve baflar› örneklerini paylaflt›. Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak, Turkcell Servis ve Ürün Gelifltirmeden Sorumlu Genel Müdür Yard›mc›s› Cenk Bayrakdar, Akbank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yard›mc›s› Alparslan Özlü, Forrester Research Bafl Analisti Paul Jackson ve Songphonic Records Yönetim Kurulu Baflkan› Osman Kent dünyadaki yenilikçi uygulamalar› paylafl›rken, biliflim teknolojilerinin flirket geliflimlerindeki s›rlar›n› da ele ald›lar. “Bir tuflla gelece¤in rotas›n› çiziyoruz” ‹fl ve Teknoloji Liderleri Buluflmas›'n›n konuk konuflmac›lar›ndan Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak, "Biliflim sektörüne 12 kas›m-aral›k gerekli yat›r›mlar› yapmam›fl olsayd›k kendi sektörlerimizde bir yerlere gelemezdik. Geleneksel yap›da kal›rd›k diye düflünüyorum. Ama bugün bir tuflla Türkiye'deki 1800 ma¤azam›z› görüyoruz. Bir tuflla tüm ürünlerimizi tüm dünyaya duyurma imkân›m›z var ve bir tuflla hangi üründen, hangi marka, hangi renk, ne kadar üretti¤imizi an›nda görme imkân›m›z var. Tabii ki tüm bunlar bize çok önemli bir gelecek rotas› sunuyor. Dolay›s›yla biliflime yat›r›lan bilinçli yat›r›mlar hiçbir zaman bofla gitmemifltir. Boydak Holding olarak bütçelerimizin ciddi bir k›sm›n› biliflim yat›r›mlar›na harc›yoruz. Gerek donan›m, gerekse yaz›l›mlar konusunda harcamalar yapmaktay›z. Grubumuzun da ifl alanlar›n› bu alanda daha da gelifltirmek düflüncesindeyiz. Özellikle Türkiye Finans'a yapt›¤›m›z biliflim yat›r›m›, bankam›z› kat›l›m bankac›l›¤›nda Türkiye'nin lideri konumuna getirdi” dedi. Renkler ‹stanbul’da, Beyo¤lu’nun tam orta yerinde, Galatasaray’da yeni bir garaj aç›ld›. Her etkinlik için yeniden tasarlanmak üzere 600 metrekare bombofl bir alan olarak yap›lanan garajistanbul, kültürleraras› bir buluflma noktas› olmay› hedefliyor. Garajistanbul’da hem oyunculuk hem de yöneticilik yapan Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem’le, birlikte rol ald›klar› yeni oyunlar› “Histanbul” ve garajistanbul hakk›nda konufltuk fiimdi sahne s›ras› garajistanbul’da 5. Sokak Tiyatrosu’nu yine bir garajda kuran Övül Avk›ran ve Mustafa Avk›ran’›n “bir sanatç› giriflimi” olarak bafllad›klar› proje flimdi 47 sanatç›n›n bir araya geldi¤i, 50’ye ya- 14 kas›m-aral›k k›n bireysel, 10’dan fazla kurumsal destekçisi olan, yerel yönetimin ve bakanl›klara varana kadar birçok kurumun deste¤ini alm›fl, Hollanda’n›n dört kentinin ‹stanbul’da kendi sahnesi, mekân› seçti¤i sivil bir “kültürel dö- nüflüm projesine” dönüfltü. Garajistanbul bu programla Türkiye’de farkl› disiplinlerdeki ça¤dafl sanat kültürü birikimini seyirci ile buluflturmay›, yeni bir seyir ve seyirci kültürü yaratmay› hedefliyor. Bu program sadece farkl› “Ça¤dafl dans ve ça¤dafl tiyatro için bir oluflum olarak garajistanbul, kendi mekân›yla bu ifllerin Türkiye’de görünürlü¤ünü sa¤lamaya çal›fl›rken, yurtd›fl›ndan önemli örnekleri sahnesinde konuk ediyor” disiplinlerden en seçkin sanatç›lar› de¤il, ayn› zamanda farkl› kültürlerden, farkl› ilgi alanlar›ndan, hatta farkl› co¤rafyalardan izleyicileri de bir araya getiriyor. Bu amaçla garajistanbul’da yer alan etkinlikler ‹ngilizce altyaz›l› izlenebilecek. Kendine özgü tasar›m›, “ço¤ulcu, paylafl›mc›, ba¤›ms›z” yap›s›yla garajistanbul, ‹stanbul’un 2010 Avrupa Kültür Baflkentli¤inde önemli bir rol oynayarak, Türkiye’nin ça¤dafl kültür birikimini Anadolu’dan “garaj”’a, “garaj”’dan Avrupa’ya; Avrupa’dan “garaj”’a “garaj”dan Anadolu’ya tafl›mak istiyor. Garajistanbul fikri nas›l ortaya ç›kt›? Bu yeni kültür ve sanat konsepti hakk›nda bilgi verebilir misiniz? Mehmet Ali Alabora: Garajistanbul fikri Mustafa ve Övül Avk›ran’a ait. Bu ikili 5. Sokak Tiyatrosu adl› tiyatrolar›n›n 10’uncu y›l›n› kutlamak ve 10’uncu y›lda bütün oyunlar›n› sergileyebilmek için bir mekân ar›yorlar ve bu garaj› buluyorlar. Sonra bu garaj› kendileri kullanmak yerine Türkiye’de ça¤dafl gösteri sanatlar› yapan dansç›lar, müzisyenler ve tiyatrocularla paylaflal›m diyorlar ve böylece birlikten kuvvet do¤ar fliar›yla garajistanbul fikri ortaya ç›k›yor. Kiraland›¤› Kas›m 2005’ten, inflaat›n bafllad›¤› Haziran 2006’dan aç›ld›¤› Ocak 2007’ye kadar büyük bir kampanyayla tan›t›l›yor. Kurumsal ayni ve nakdi destekçiler, garajistanbul fikrine inanan sanatç›lar, gönüllüler ve yandafllar, en önemlisi de daha henüz ortada hiçbir fley yokken destek veren seyircilerle birlikte Ocak 2007’de garajistanbul aç›ld› ve bugün hayat›na bir “S›n›rl› sorumlu sanat üretim ve pazarlama kooperatifi” olarak bu kurumsal kimlik içinde birçok sanatç›n›n üretim yapt›¤› bir üretim alan› ve kâr amac› gütmeyen bir sivil toplum kuruluflu olarak hayat›na devam ediyor. Garajistanbul’un di¤er tiyatrolardan farkl› bir konsepti bulunuyor. Bu konseptin içeri¤inden bahsede- bilir misiniz? Garajistanbul’da ne gibi etkinlikler yap›labiliyor? Alabora: Garajistanbul öncelikle ça¤dafl dans ve ça¤dafl tiyatro için var. Öncelikli amac› bu. Bu y›lki program›m›z da Pazartesi Sal› günleri dans; Çarflamba günleri dans ve tiyatro aras›nda farkl› çal›flmalar; Perflembe, Cuma günleri de tiyatro fleklinde olacak. Sanat yönetmenlerimiz olan Mustafa ve Övül Avk›ran’›n di¤er sanatç›larla yapt›klar› ortak çal›flmalarla ortaya ç›kan y›ll›k program sonucunda yolumuza devam edece¤iz. Öncelikle ça¤dafl dans ve ça¤dafl tiyatro için bir oluflum olarak garajistanbul, kendi mekân›yla bu ifllerin Türkiye’de görünürlü¤ünü sa¤lamaya çal›fl›rken, yurt d›fl›ndan önemli örnekleri sahnesinde konuk ediyor. Kendi ürettikleriyle de Avrupa’n›n çeflitli flehirlerinde ve ülkelerinde ifllerini sergiliyor. Kurulufl aflamas›ndaki amac›m›z, flimdiye kadar birikmifl ifllerin bir arada görünece¤i ve bugüne kadar birikmifl de¤erlerin ilk kez bu kadar yo¤un olarak hissedilebilece¤i ve yaflanabilece¤i bir program oluflturmakt›. fiu anda, flimdi, burada, bu topraklar üzerinde yap›lan›, bu topraklar›n insanlar›yla buluflturmak ve buran›n de¤erlerini kendilerinden bir fley kaybetmeden yurtd›fl›nda, baflka topraklara tafl›mak ve ordan edindi¤imiz bilgi ve deneyimi buraya tafl›mak gibi bir misyonumuz var. Bunun d›fl›nda yapt›¤› ortakl›klarla garajistanbul her zaman var olan bir ifli de¤il, burada yeniden dönüfltürülecek özgün ifller yapmay› tercih ediyor. 15 kas›m-aral›k Renkler Garajistanbul’da kaç kiflilik bir ekip çal›fl›yor. Nas›l bir yönetim ve ifl yap›lanman›z var? Alabora: Garajistanbul’un Mustafa Avk›ran, Övül Avk›ran, Erdo¤an Kahyao¤lu, Özgür Genli ve Mehmet Ali Alabora’dan oluflan bir yönetim kurulu var. Mustafa Avk›ran ve Övül Avk›ran ayn› zamanda sanat yönetmenlerimiz. Özgür Genli garajistanbul’un ‹flletme Yönetmeni. Erdo¤an Kahyao¤lu ise Finans Yönetmeni. Ben de iletiflim yönetmeni olarak çal›fl›yorum. Bu befllinin bir alt kademesinde de bir yürütücü ekibimiz var. Rosa Erdem Program Direktörü ve Sanat Yönetmeni Yard›mc›s›, Pelin Baflaran Uluslararas› ‹liflkiler Sorumlusu, Berna Uzel Koordinatör Destekçi ‹letiflim Sorumlusu ve Zeynep Okyay da ‹letiflim Sorumlusu olarak çal›fl›yor. Bu ekibin alt›nda da bir teknik ekibimiz var. Garajistanbul mekan›n›n içinde sesçisi, ›fl›kç›s›, sahne amiriyle birlikte toplam 23 kiflilik bir kadrodan söz ediyoruz. Bununla birlikte garajistanbul’un gönüllüleri bulunuyor. Bizimle her gün gelip belli zamanlarda çal›flan stajyerlerimiz bulunuyor. Garajistanbul’un üyeleri, kurumsal ve bireysel destekçileri ve iki tane “Hamisi” var. Ve asl›nda kendisine dört “hami” ar›yor. ‹lk iki hamisi Garanti Bankas› ve TAV Havalimanlar› Garajistanbul’da sergilenen “Ashura” oyunundan bir sahne. 16 kas›m-aral›k “Garajistanbulpro 2007 y›l› Ocak ay›ndan itibaren dört tane dans gösterisi, iki tane tiyatro oyunu bir tane de müzik gösterisi gerçeklefltirdi ve bu prodüksiyonlar›n› yurtd›fl› ve yurtiçinde yap›lan festivallere de tafl›d›. Tiyatro projelerinin üçüncüsü ve en yenisiyse ‘Histanbul’ oyunu olacak” oldu. Bütün bunlar asl›nda garajistanbul’u oluflturuyorlar. Garajistanbul asl›nda bir kooperatif. Bir sahibi yok ancak sahiplenildi¤inde büyüyen bir organizma... Garajistanbul’un daha kurulmadan önce de destekçileri oldu¤unu söylediniz, bunu nas›l baflard›n›z? Alabora: Daha ilk kurulufl aflamas›nda Mustafa ve Övül Avk›ran benim de dahil oldu¤um süreçlerde garajistanbul üyesi olacak kiflilere 50 YTL bedel ödeyerek bu imkân› sundu. Bu oluflumun üyesi olacak seyircilerle yaz›flmalar gerçeklefltirildi. Örne¤in Mer- sin’den bir kifli ben bu olufluma destek veriyorum diye üye oldu. Belki de oyunlar›m›za hiçbir zaman gelmedi, belki de bir kere geldi ama daha ilk oluflum aflamas›nda ilerdeki muhtemel seyircinin de içine dahil oldu¤u bir süreç yafland›. Ayr›ca daha henüz bir mekân›m›z yokken bu oluflumun bir sanatsal program› haz›rlanm›flt›. Ne kadar sürelik bir çal›flma sonucunda garajistanbul perdesini açt›? Roza Erdem: 25 ocak 2007’den beri garajistanbul sürekli olarak tiyatro, dans ve bu disiplinlerle iliflki kuran, ça¤dafl müzik, edebiyat okumalar›, festivaller, sergiler gibi di¤er iflleriyle 20 ayd›r gösterilerine devam ediyor. Garajistanbul’un kendi yap›mevi de bulunuyor. Burada yap›lan çal›flmalardan bahsedebilir misiniz? Erdem: Garajistanbul, garajistanbulpro adl› kendi yap›mevinde genç tasar›mc›lar›n daha önce yapm›fl olduklar› ifllere artistik ve teknik anlamda destek olarak ya da onlara s›f›rdan bir ifl ›smarlayarak yap›mlar haz›rlayan bir prodüksiyon evi. Garajistanbulpro 2007 y›l› Ocak ay›ndan itibaren dört tane dans gösterisi, iki tane tiyatro oyunu bir tane de müzik gösterisi gerçeklefltirdi ve bu prodüksiyonlar›n› yurtd›fl› ve yurtiçinde yap›lan festivallere de tafl›d›. Tiyatro projelerinin üçüncüsü ve en yenisiyse “Histanbul” oyunu olacak. Yeni oyununuz “Histanbul“ ve hikâyesinden bahsedebilir misiniz? Alabora: Histanbul oyununda Ali Bora ad›nda bir Jeolog var. Bu jeolog ‹stanbul’un zemin etüdünü yap›yor ve o s›rada ‹stanbul’a âfl›k oluyor. ‹stanbul bir kad›n ve her seferinde ayn› kad›n farkl› bir k›l›kta karfl›s›na ç›k›yor ve birlikte böyle amans›z bir aflk yafl›yorlar. Oyunda bir aflk hikâyesi anlat›l›yor. Bir karfl›laflma, âfl›k olma ve ayr›l›klar konu ediliyor. Bütün oyunun konseptini gelifltiren ve bu oyunu yöneten Mustafa Avk›ran’›n, yazar Kemal Gökhan Gürses’in, müzik düzenlemesini yapan Evrim Demirel ve Ata Güner’in, oyuncular olarak bizlerin ve asl›nda tüm garajistanbul ekibinin ‹stanbul’un bugünkü zemin etüdünü yap- ma yolculu¤u. Bugün ‹stanbul’un hep beraber zemin etüdünü yap›yoruz. “Histabul”un dünya prömiyeri yurtd›fl›nda yap›ld›. Bu ve benzeri birçok oyunu yurtd›fl›nda da sergileme imkân› buluyorsunuz. Yurtd›fl›nda bulundu¤unuz sahnelerde sergiledi¤iniz oyunlarda izleyicinin tepkisi nas›l oluyor? Alabora: “Histanbul”un dünya prömiyerini 9 Ekim’de Utrecht’de yapt›k sonra ayn› oyunu Rotterdam ve Lahey’de oynad›k. Türkiye prömiyerini ise 22 Ekim’de garajistanbul’da yapt›k. Kas›m ay› boyunca da garaj istanbul’da bu oyunu sergilemeye devam edece¤iz. Yurtd›fl›nda oyun, buradan biraz daha farkl› tepki görüyor. Çünkü yurtd›fl›nda ‹stanbul’u veya Türkiye’yi özleyerek yaflayan insanlar var. O insanlarda bu özlem duygusu bir al›flkanl›k haline gelmifl. Öyle ki flimdi art›k neyi özlediklerini bile unutmufllar. ‹stanbul’a geldiklerinde eski ‹stanbul’u, kendi düflündükleri ‹stanbul’u bulam›yorlar. Ama oyunu izlediklerinde ‹stanbul’u özlemifltik, özlemimizi iyice kabartt›n›z, çok güldük, çok e¤lendik, zaman zaman da a¤latt›n›z, gibi olumlu elefltiriler ald›k. Rotherdam’da sahneledi¤imiz oyun bizler için özellikle inan›lmaz bir deneyim oldu. Oyunda çok büyük bir Türk izleyici kitlesi vard›. Oyunun sonunda biz gerçekten o kadar yükseldik ve heyecanland›k ki seyirci tempo tutmaya bafllad›. Oyunlardan sonra bir “after party” oluyordu. Rotterdam’daki parti üç saat sürdü. Genel olarak “Histanbul” oyununun ‹stanbul’un d›fl›nda ve bir baflka ülkede prömiyer yapm›fl olmas› bizim için çok keyifli bir yolculuk oldu. Baflka duygularla ‹stanbul’da bu oyuna bafllamam›za ve baflka duygular› al›p buraya getirmemize neden oldu asl›nda bir taraftan da. Bu oyun için çal›flmak çok keyifliydi ve bu keyfi seyirciyle de paylaflmak istiyoruz. Bunun için oyunu izlemek isteyenler www.garajistanbul.org adresinden bilgi sahibi olabilir ya da biletix’ten bilet al›p oyunumuzu izleyebilirler; veya bizi görmek isterlerse garajistanbul’a istedikleri zaman gelebilirler. Garajistanbul yöneticilerinden Mehmet Ali Alabora ve Roza Erdem yeni oyunlar› “Histanbul”a herkesi davet ediyor. Önümüzdeki dönemde garajistanbul’un bir marka olabilmesi için hem oyunlar baz›nda hem de marka bilinirli¤i anlam›nda ne gibi projelere imza atmay› planl›yorsunuz? Erdem: Bu y›l için üç olaya konsantre oluyoruz. Bunlardan bir tanesi program›m›z. Haftay› pazar günü ile bafllatmay› planl›yoruz ve pazar günü ile ilgili izleyicilerimize bir sürprizimiz olacak. Burada öncelikle ça¤dafl dans ve tiyatronun görünürlü¤ü devam edecek. Biz bu y›l “garajistanbulluyum” adl› bir kampanya bafllat›yoruz. Herkes 100 YTL vererek garajestanbul’a üye olabi- lir. Bir y›l boyunca bütün gösterilerden yüzde 25 indirim alabilir. Y›lda iki kez ç›kan ve 220 sayfay› bulan ça¤dafl gösteri sanatlar› yay›n› olan G‹ST adl› dergimize ücretsiz abone olabilir. “Garajistanbulluyum” kampanyas›yla hem daha çok izleyici elde etmek hem de daha çok kalabal›klaflmak ve ço¤almak istiyoruz. Bunlar›n d›fl›nda sürekli yurtd›fl› turnelerimiz ve devam edecek. Her ay mutlaka garajistanbul’da yurtd›fl›ndan gelen sanatç›lar ifllerini sergiliyor. Bunlar devam ederken 2009 ve 2010 için yapt›¤›m›z projeler de devam ediyor olacak. 17 kas›m-aral›k Kamera Arkas› ‹stikbal Mobilya Beyrut’ta kamera karfl›s›nda... rtado¤u ve Körfez ülkelerinde arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar› yapmaya haz›rlanan ‹stikbal Mobilya, bölgeye yönelik tan›t›m kampanyalar›na h›z kazand›r›yor. ‹stikbal Mobilya’n›n Beyrut’ta çekilen yeni reklam filminde Bülent ‹nal, “kamera önünde olmay› seven” bir sunucuyu esprili bir yaklafl›m ile canland›r›yor. ‹hraç pazarlar›n› çeflitlendirme konusunda ad›mlar atan Türkiye’nin öncü mobilya markas› ‹stikbal, Ortado¤u ve Körfez ülkelerine yönelik yat›r›mlar›n› art›r›yor. ‹stikbal Mobilya, önümüzdeki dönem bölgedeki bayi a¤›n› geniflleterek ürünlerini daha yayg›n bir co¤rafyada tüketiciye ulaflt›rmay› amaçl›yor. Ortado¤u ve Körfez ülkelerinde arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar› yapmaya haz›rlanan ‹stikbal Mobilya, böl- O 18 kas›m-aral›k geye yönelik tan›t›m kampanyalar›na da a¤›rl›k veriyor. Bu sunucu çok güldürüyor Bu tan›t›m kampanyalar› kapsam›nda bölgeye yönelik olarak yap›lacak çal›flmalar Beyrut’ta çekilen reklam filmi ile bafllam›fl oldu. “Kurflun Yaras›” ve yay›nland›¤› dönemde reyting rekorlar› k›ran “Ihlamurlar Alt›nda” dizisi ile be¤eni toplayan ve bu sezon “Kalpsiz Adam” dizisi ile ekranlara gelen Bülent ‹nal, ‹stikbal Mobilya’n›n Ortado¤u’daki reklam yüzü oldu. Bölgede “Sanawat Al Daya’Ah” ad›yla gösterilen “Ihlamurlar Alt›nda” dizisinin sevilen oyuncusu bölge halk›ndan da büyük sevgi görüyor. Bir anda flöhretini uluslararas› boyuta tafl›yan ‹nal, Beyrut’ta tüm hafta yay›nlanan dizide “Yahya” karakterini canland›r›yor ve yöre halk› taraf›ndan çok seviliyor. ‹stikbal Mobilya’n›n yeni reklam kampanyas› ile flöhretini reklam y›ld›z› olarak sürdürecek olan ‹nal, ‹stikbal markas›n›n bölgedeki tan›t›m›na büyük katk› sa¤l›yor. Çekimler için gitti¤i Beyrut’ta büyük sevgi ile karfl›lanan Bülent ‹nal’a bölge ülkelerine yay›n yapan medya organlar› da büyük ilgi gösterdi. Reklam çekimlerinde ak›c› bir Arapça ile konuflmas› da filmin do¤all›¤›n› ve tüketici nezdindeki alg›lanma oran›n› art›r›yor. Bülent ‹nal yeni reklam filminde “kamera önünde olmay› seven” bir sunucuyu esprili bir yaklafl›mla canland›r›yor. ‹zleyicileri hem güldüren hem de ‹stikbal markas›na ›s›nmalar›n› sa¤layan reklam kampanyas›, içinde bulundu¤u co¤rafyaya uygun mesajlar veriyor. de büyük bir titizlikle çal›flan Kanaan etraf›ndakilere verdi¤i pozitif enerjiyle de herkesi etkiledi. ‹stikbal Mobilya, bafllatt›¤› reklam kampanyas› ile bu co¤rafyada marka bilinirli¤ini ve tüketici kitlesini art›rmay› amaçl›yor. Ortado¤u ve Körfez ülkelerinde arka arkaya ma¤aza aç›l›fllar› yapan ‹stikbal Mobilya, bafllatt›¤› reklam kampanyas› ile bu co¤rafyada marka bilinirli¤i ve tüketici kitlesini k›sa sürede art›raca¤a benziyor. Marka bilinirli¤i artacak ‹stikbal’in yeni reklam filmi, 27 yafl›ndaki Lübnal› yönetmen Leila Kanaan taraf›ndan çekildi. Bölge ülkelerinde yay›nlanan kliplerin yaklafl›k yüzde 80’ini de yöneten Kanaan’a çekimler s›ras›nda Beyrut’ta bulunan Boydak D›fl Ticaret ‹stanbul Bölge Müdürü Ömer Yavafl, Boydak D›fl Ticaret Raklam Servis fiefi Hülya Bal ve Boydak Holding Reklam Müdürü Murtaza Durmufl da efllik etti. Çekimler- Leila Kanaan 19 kas›m-aral›k Kamera Arkas› Yine Deco yepyeni Deco Mekâna özel tasar›mlar›yla farkl›laflan Deco’nun, yeni relansman kampanyas› markan›n özgün hal› ve aksesuar tasar›mlar›n› ve çekici modellerini ekranlara tafl›yor. Özellikle han›mlar› Deco’nun 2009 koleksiyonunu görmeye davet eden reklam kampanyas›, Deco’yu tek bafl›na ayakta duran bir dekorasyon markas› olarak konumland›r›yor aflam kalitemizi art›ran ürünleriyle Türkiye’nin dünyaya aç›lan mobilya markas› olan ‹stikbal’in bünyesinde bulunan hal› ve aksesuar markam›z Deco’nun 2009 koleksiyonu için haz›rlanan relansman kampanyas›, “Yine Deco, yepyeni Deco” slogan›yla tüketicilerin be¤enisine sunuldu. Reklam filminin kamera arkas›n› aktarmak amac›yla ‹stikbal Deco ma¤azas›nda oluflturulan sette bulundu¤umuz dakikalarda, Deco ürünlerinin ›fl›kç›dan kameramana, sanat yönetmeninden oyunculara kadar herkeste hayranl›k ve konfor duygusu uyand›rd›¤›n› görme f›rsat›n› da yakalad›k. Y Haydi han›mlar ma¤azaya Reklam filmini haz›rlayan Atlantis Reklam Ajans› kreatif grubu, yeni koleksiyonu yerinde yani ma¤azada görüp, inceleyerek kampanyan›n stratejisini ve konseptini oluflturmufl. Deco’nun ürün gam›nda bulunan modern ve klasik hal›lar›n yan› s›ra, ‹stikbal oturma gruplar›yla ayn› desende, yetiflkinlere ve çocuklara özel hal› çeflitlerinin de bulunmas› öncelikle han›mlara seslenen bir reklam kampanyas›n›n oluflturulmas›na önayak olmufl. Bir önceki Deco lansman filminden beri ürünlerin gelifltirilerek çok daha iyi hale getirildi¤ini vurgulayan reklam filmi20 kas›m-aral›k nin daha ilgi çekici bir hale getirilmesi için ünlü kullan›m›na gidilmifl fakat seçilen oyuncular›n ürünün önüne geçmeyecek nitelikte olmas›na da dikkat edilmifl. Öyle ki reklam filminin hikâyesi de bu stratejiyle örtüflüyor. Daha önce Deco’nun 2009 koleksiyonunu görmüfl bir han›m, komflular›n›, anlata anlata bitiremedi¤i renk ve desenleri görmeye, ma¤azaya getiriyor. Televizyon programlar›ndan ve “Cesaretin Var m› Aflka” dizisinden tan›d›¤›m›z, oyuncu Nilgün Kasapbaflo¤lu, komflular›n› Deco ma¤azas›na getiren han›m rolünü üstleniyor. Onun önderli¤inde ma¤azaya gelen han›mlar, Deco ma¤azas›n› geziyor, be¤endikleri Deco hal›lar›ndan al›yor. Ma¤azaya giren kad›nlar Deco’nun farkl› tarzlara hitap eden ürün yelpazesini çok be¤eniyor. Üstelik Nilgün Han›m, önceden gezmifl olmas›na ra¤men, dayanamay›p gelinine üç hal› daha al›yor. Sesli çekim do¤all›k kat›yor ‹stanbul’da bulunan ‹stikbal Deco ma¤azas›nda yap›lan ve çekimleri bir gün, montaj› ise üç gün süren reklam filminin ön haz›rl›¤› 10 gün sürmüfl. Baflrol oyuncusu d›fl›ndaki oyuncular› da daha önce oyunculuk deneyimi olan kiflilerden seçilmifl. Genelde tercih edilmeyen bir yöntemi tercih edip reklam filmini sesli çektiklerini ifade eden Deco reklam filmi- Kampanya künyesi Reklamveren: ‹stikbal Marka Sorumlusu: Murtaza Durmufl, Fatma Güner Özcan, Mehmet Emin Çak›c› Reklam Ajans›: Atlantis ‹letiflim Hizmetleri Ajans Baflkan›: Muzaffer Çetinkaya Yarat›c› Grup: Ahmet Ak›nc›, Gülsev Avc›l, Cumhur Ersöz Müflteri ‹liflkileri: Dilek Y›lmaz, Ahmet Erdem, Ayflegül Aksoy Ajans Prodüktörü: Handan Polato¤ullar› Yap›m: Montaj Film Yönetmen: Hakan Algül Medya Planlama: Mediacom Kullan›lan Mecra: TV, gazete, dergi, radyo nin yönetmeni Hakan Algül, konuflmalar›n do¤al olabilmesi için bu tekni¤i kulland›klar›n› ve sesli çekilmesine ra¤men filmin çabuk tamamland›¤›n› ifade ediyor ve flöyle diyor: “35 milimetre film ile çekti¤imiz reklam filminde sesli çekimi tercih etmemizin nedeni izleyiciye daha do¤al bir havay› yans›tabilmekti. Sesli çekimlerde her fley gerçek oluyor. Genel üslup olarak izleyiciyi daha iyi yaklayan, atmosferi daha do¤ru olan filmler bu flekilde ortaya ç›k›yor.” Reklam filmleriyle bafllayan kariyerine “Döngel Karhanesi” gibi sinema filmlerinin yan› s›ra “Avrupa Yakas›”, “Benim Annem Bir Melek”, “Çok Güzel Hareketler Bunlar” ve “Sevgili Dünürüm” gibi yüksek reytingli dizilerin de yönetmenli¤ini yaparak devam eden Hakan Algül’ün yönetti¤i Deco Hal› reklam filmi, s›cak üslubu, izlenebilirli¤i ile de keyif veriyor. Uzun ve k›sa versiyonlar› haz›rlanan Deco Hal› relansman filminin, bas›n ve dergi ilanlar›, broflür, afifl ve insert çal›flmalar› da haz›rlan›yor. Deco ayaklar›n› yere bas›yor ‹stikbal’den ziyade bu filmde art›k Deco markas›n› ön plana ç›kard›klar›n› ifade eden Algül, Deco’nun kendi bafl›na ‹stikbal’den ba¤›ms›z bir marka olma yolunda ilerlemeye bafllad›¤›n›, markan›n kendi bafl›na ayakta durabilece¤ini göstermek ad›na bu relansman filmiyle ilk ad›m› att›¤›n› söylüyor. Farkl› bir duyguyu hissetirebilmek için “Yine Deco yepyeni Deco” slogan›n› kullanan reklam kampanyas› bu sloganla Deco’nun getirdi¤i kalite, estetik ve güzellik unsurlar›n› vurguluyor. Deco Hal›’n›n 2009 koleksiyonunu halen görmediyseniz sizi ma¤azalara davet ediyor ve “Yine Deco yepyeni Deco” diyoruz. 21 kas›m-aral›k Renkler “Seyirci klifle ister” Ekranlar›n çok seyredilen dizilerinden “Binbir Gece”nin Bennu’su Ceyda Düvenci, seyircilerin kendi ac›lar›n› unutmak için dizileri izledi¤ini ve bu nedenle kliflelerden kaç›n›lamayaca¤›n› söylüyor n sevdi¤i meyve elma... Podyuma ilk kez anaokulunda ç›kt›. Kad›köy Anadolu Lisesi’ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi ‹ktisat bölümünden mezun oldu. Kandemir Konduk’la tan›flmas› 1990’l› y›llar›n ortalar›nda oldu. “Palavra Aflklar” adl› televizyon dizisiyle ekranla tan›flt›. 1997’de Star TV’nin düzenledi¤i güzellik yar›flmas›nda Türkiye üçüncü güzeli seçilince flans melekleri onu bir daha hiç b›rakmad›. “Tatl› Kaç›klar”, “Affet Bizi Hocam”, “Böyle mi Olacakt›?”, “Dikkat Bebek Var”, “Zalim”, “Sil Bafltan”, “Hasret”, “Mühim Olan Aflk›m›z” ve “Maki” dizilerinde oyunculu¤unu gösterdi. “Hofl Geldin Hayat” ve “Herfley Çok Güzel Olacak” filmlerinde rol ald›. Sabah fiekerleri, Çocuk Deyip Geçme gibi birçok programda boy gösterdi. Hâlâ reytinglerde üst seviyelerde gezen “Binbir Gece” dizisinin Bennu karakterini canland›ran Ceyda Düvenci’den söz ediyoruz. 31 yafl›ndaki oyuncuyla televizyon dünyas›n› ve hayata bak›fl›n› konufltuk. E Binbir Gece’nin setine iki y›ld›r gidiyorsunuz. Yorulmad›n›z m›? Sete hâlâ koflarak gidiyorum. Çünkü bu dizi benim için ilaç gibi oldu. 22 kas›m-aral›k Neden? Tiyatroda elinizdeki k⤛ttan ne yapaca¤›n›z bellidir. Oyuncu kendini güdümleyerek oynar rolünü. Daha sonraki sahnelere haz›r ve naz›rd›r. Dizilerde ise genel çizgilerle size bir karakter giydiriliyor ama sonra bölümün geliflimi, senaristlerin yönlendirmesiyle o karakter bambaflka bir hal alabiliyor. Bu da sizin oyunculu¤unuzun daha renkli olmas›n› sa¤l›yor. ‹ki y›ld›r süren dizide Bennu karakterini canland›r›yorum. Bennu’ya çok inan›yorum ve onu seviyorum. Onun yaflad›¤› her fley sete girdi¤imde benim yaflanm›fll›¤›m gibi geliyor. O kadar içsellefltirdim Bennu’yu. Onun inifl-ç›k›fllar›, ilk bafllarda alkol ba¤›ml›l›¤› olmas›, sonra o sorunu çözmesi, aflk karfl›s›ndaki acizli¤i gibi ciddi denemeler yapabildim bu rolün üzerinde. Karakterlerin nereye gidece¤ini hâlâ merakla bekliyorum. Setin atmosferi nas›l? ‹ki y›l boyunca dip dibe yaflarken bile hiçbir fley dejenere olmad›. Nedeni fluydu: Garip bir flekilde oyuncular ifl d›fl›nda görüflmüyorlar. fiimdi bu ilk bak›flta çok itici geliyor. Ama bu o kadar do¤ru bir fley ki... Herkes özel hayatlar›nda birbirinden ayr›, kimse birbirine gecenin ikisinde “Ne haber?” diye telefon etmiyor. Biz ifl yap›yoruz, özel hayatlar›m›z farkl›. Bafl›m›z s›k›flt›¤›nda ben yine Halit Ergenç’i arar›m. Yüz göz de¤iliz, sadece bu. O kadar güzel bir sinerji yarat›yor ki bu durum... Zaten iflinizi sevmezseniz baflar›l› da olam›yorsunuz... Evet. Her fleyden önce buras› ekmek kap›m›z. Zaten alternatifi bol olan bir meslek oldu. Sevmiyorsan yapmayacaks›n. “OYUNCULUK YÜKSEK L‹SANSI ALIYORUM” “fiu s›ralar oyunculuk yüksek lisans› al›yorum. Haftan›n üç günü gece 01.00’lere kadar derse giriyorum. Çünkü oyunculuk 50’sinden sonra sorunlar yaflanmas›na neden olabilecek bir meslek. Düflünün, her y›l ayr› bir karaktere bölünüyorsunuz. Normal hayatta ciddi bir olay yaflam›fls›n, sinirlisin ama orada do¤um yapm›fl mutlu birini oynuyorsun. Ya da tam tersi; çok mutlusun ama rol gere¤i, alkolik ve mutsuz bir insan oluyorsun... Ben alkol kullanmam ama alkolik birini oynad›m. Bu karakteri içsellefltirmezsem, ona inanmazsam insanlar› nas›l inand›raca¤›m? Bunun tekniklerini Milyon dolarlar›n döndü¤ü bu sektörde hiçbir yap›mc› kendini bilmeyeni ya da iflini düzgün yapmayan› elinde tutmaz. Dolay›s›yla iflinizden keyif alm›yorsan›z ertesi gün kap›n›n öbür taraf›ndas›n›z. Ben dahil olmak üzere hepimizin alternatifleri bulunabilir. ‹nsanlar uzun süren dizilerden s›k›lm›yor mu sizce? Baz›lar› konunun uzat›ld›¤›n›, kabak tad› verdi¤ini düflünebilir ama bu bence yanl›fl. Biz “Lost” dizisiyle de¤erlendirilmemeliyiz. Bence iyi oldu¤u sürece gitmeli. Reyting yap›yor mu? Evet, yap›yor. O zaman iki y›l de¤il 10 y›l da sürebilir. ‹nsanlar›n güvendi¤i, inand›¤› sürece gidebilir diye düflünüyorum. Umar›m “Binbir Gece” devam eder, çünkü iyi oyuncular› ve iyi bir konusu var. ö¤renmezsen 50’sinden sonra tedavi görebilirsin. Ben birden z›playarak bir yerlere ç›kmay› tercih etmedim. Yavafl yavafl ilerlemek istiyorum. Mesle¤in beflinci-alt›nc› y›llar›nda beni sokakta çevirip ‘Ya sen bir patlayamad›n, coflamad›n’ falan diyorlard›. ‘Acaba ben potansiyeli olmayan bir insan m›y›m?’ diye düflündüm önce. Sonra anlad›m; ben istememiflim ki zaten bunu. Yavafl ve emin ad›mlarla gideyim, 60’›nda bile bu ifli yapay›m. Y›pranmayay›m, y›prat›lmayay›m. Büyük paralar istemiyorum. Bana, e¤itimime ve aileme yetmesi kâfi. Beni fl›martmas›n istedim ve bu yoldan gittim.” Genelde Türk dizileri ya a¤lat›yor ya güldürüyor, aras› yok gibi? Çünkü seyirci klifle ister. Siz bunu yapmazsan›z televizyon sektörü yok olur. Dizi sektörü yok olursa, bu on binlerce insan›n aç kalmas› anlam›na gelir. Kendi ac›lar›n› unutmak için insanlar bizden bir fley istiyor. Asl›nda bana göre enerjisi yüksek olan diziler tutuluyor. “Yaprak Dökümü”nde insanlar a¤l›yor ama unutmay›n enerjisi çok yüksek bir dizi o. Oyunculuklar çok yüksek ve inanarak yap›yorlar. Siz inand›¤›n›z için seyirci de inan›yor. Hikâyeyi inanarak oynuyorsan›z seyirci de size inan›yor. Ama flöyle bir elefltiri de oluyor: Diziler kalitesiz! Buna kat›l›yor musunuz? Ben Türk dizilerini kalitesiz bulmuyorum. Dizileri izliyorum. Bizim diziyi, “Avrupa Ya- kas›”n› ve “Yaprak Dökümü”nü çok be¤eniyorum. Oyuncu ve yönetmen olarak kimleri be¤eniyorsunuz? Öyle saplant›lar›m yok. ‹nsan›n kendini yenilemesi ve ilerletmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Birini örnek alarak ilerlemek bana ters geliyor çünkü siz birini örnek al›rsan›z o kadar ilerleyeceksiniz demektir ama siz kimseyi örnek almazsan›z hedefiniz kadar büyüyeceksiniz. Biliyorsunuz hedeflerimiz en yüksektedir. O yüzden ben kimseyi örnek almam ama tarz›n› be¤endi¤im kifliler elbette var. Mesela Zuhal Olcay’›n, Meltem Cumbul’un, Defne Samyeli’nin yolunu be¤eniyorum. Julia Roberts’a bay›l›yorum, fanati¤iyim, bana onun gölgesini oyna deseler oynar›m. Al Pacino’yu, Jim Carey’i, Nicoles Cage’i çok be¤eniyorum; Türk sinemas›ndan da Haluk Bilginer’i, Selim Baba’y›, Haldun Dormen’i... Tabii bunlar hat›rlad›klar›m, ismini atlad›¤›m birçok insan vard›r mutlaka. Magazin bas›n›yla aran›z pek iyi olmad›. Paparazilerden çok çektiniz mi? Magazin olmas› gereken bir sektör. 13 y›ld›r bu ifli yap›yorum. Her zaman herkesin iflini en iyi flekilde yapmas›n› istiyorum. Evet magazin haberlerinden a¤z›m çok yand›. Çok net bir insan›m. Hatta befl y›l önce bir hayli net bir insand›m. Ama yalan haberlerden çok çektim. Yalan bir haber karfl›s›nda tek yapabildi¤iniz a¤lamak! Annem bu yalan haberlerden dolay› kalp krizi geçiriyordu neredeyse. Art›k dava aç›yorum. MERAKLISINA NOTLAR… G Ceyda Düvenci’nin foto¤raf merak› var. An foto¤raflar› çekmeyi çok sevdi¤ini söyleyen oyuncu, “Özellikle ‹stanbul d›fl›na ç›kt›¤›mda foto¤raf çekiyorum. TEGV’e, Böbrek Vakf›’na ya da Özürlüler Vakf›’na gidip ‘Benim böyle bir projem var. Al›n bu foto¤raflar› Ceyda Düvenci sergisi aç›n. Sat›n ve gelirini siz kullan›n’ demeyi amaçl›yorum” diyor. G Bunun d›fl›nda tenis oynuyor, yemek yapmay› çok seviyor. G ‹yi derecede ‹ngilizce biliyor. G Koç burcu. G Soka¤a ç›kt›¤›nda kitap sat›n almadan dönmüyor. Evinde binlerce kitab›n oldu¤u biliniyor. 23 kas›m-aral›k Aktüel Ünlü Türk mutasavv›f› Mevlânâ, ölümünün 735. y›ldönümünde Konya’da çeflitli etkinliklerle an›l›yor. “fieb-i Arus” olarak an›lan Mevlânâ’n›n ölümünün y›ldönümünde gerçeklefltirilen sema törenleri mistik bir flölen havas›nda... Dü¤ün gecesi; fiEB-‹ ARUS 24 kas›m-aral›k 25 kas›m-aral›k Aktüel nlü Türk mutasavv›f› Mevlânâ’n›n dergâh›nda, “çile ç›kararak” “dervifl”lik mertebesine ulaflmak için de¤ilse de her y›l on binlerce kifli, o gönül insan›n› anmak üzere bir anlamda “Ne olursan ol gel” ça¤r›s›na uyarak türbesine ak›n ederler. Yasl› bir anma töreni de¤ildir bu... Bir tür dü¤ün ritüelidir. Çünkü Mevlânâ’ya göre ölüm sevgiliye kavuflma an›d›r, Allah ile birleflmektir. Bundan dolay›d›r ki, Mevlânâ’n›n görünen dünyadan ayr›ld›¤› gece “fieb-i Arus”tur, yani “dü¤ün gecesi”dir. Ü Gönül insan› Mevlânâ As›l ad› Muhammed Celaleddin olan Mevlânâ, 1207’de bugünkü Afganistan s›n›rlar› içinde bulunan Hora- san’da do¤mufltur. 1218’de Mo¤ol istilas› tehdidi nedeniyle ailesini de alarak do¤du¤u topraklar› terk eder. Babas› Bahaeddin Veled’le birlikte önce ‹ran’a, ard›ndan Mekke’ye hacca gider. Daha sonra Medine, Kudüs, fiam ve Halep... Ard›ndan, Bahaeddin Veled’in Selçuklu Sultan› Alaeddin Keykubad’›n davetini kabul etmesi üzerine, aile Konya’ya yerleflir. Böylelikle Anadolu Selçuklular›’n›n yönetiminde bar›fl ve zenginlik içinde yaflayan Anadolu’ya, o devirdeki ad›yla Rum iline yerleflen Mevlânâ, Rumi ad›n› da buradan al›r. Türk tasavvufunun en büyük ismi say›lan Mevlânâ, ilk e¤itimini Sultan-ül Ulema (alimlerin sultan›) olarak an›lan babas› Bahaeddin Veled’den al›r. Ard›ndan tan›flt›¤› ve dokuz y›l süreyle yan›n- fieb-i Arus etkinlikleri kapsam›nda gerçeklefltirilen ve ad›na “Sema Ayini” denilen törenlere, özel bir tasavvuf musikisi orkestras› efllik ediyor. Törenler bu y›l yine 1-17 Aral›k tarihleri aras›nda Konya’da düzenlenecek 26 kas›m-aral›k da kalan babas›n›n eski ö¤rencilerinden Seyyid Burhaneddin’den ö¤rendikleriyle, zihninde dünyaya ve ahirete dair yeni çözümler oluflturur. Seyyid Burhaneddin’in de telkinleriyle dönemin ilim merkezleri kabul edilen fiam ve Halep’e giden Mevlânâ, Halaviye Medresesi’ne devam eder. Konya’ya döndü¤ünde, din ve tasavvuf hakk›nda dersler vermeye bafllar. 1244 y›l›nda bir gün Konya’ya gelen fiems-i Tebrizi ile tan›flan Mevlânâ, bu gezgin derviflle alt› ay sürecek bir dost sohbetine çekilir. Bu ikili inziva, Mevlânâ’n›n yaflam›nda köklü bir de¤iflikli¤e yol açar. Yolu, “sevgi yolu” ‹nsan sevgisinin yüceli¤i ve insan›n Tanr›’n›n yeryüzündeki yans›mas› oldu¤u düflüncesi, Mevlânâ’da saf bir inanç felsefesi olarak olgunlafl›r. Mevlânâ’n›n, en büyük eseri lirik tarzda yaz›lm›fl ve “Allah Âfl›klar›n›n Kitab›” olarak an›lan “Mesnevi”dir. Alt› ciltten oluflan “Mesnevi”, tasavvuf aç›s›ndan bir gerçe¤e ulaflma rehberidir. Ço¤unlu¤unu gazellerin oluflturdu¤u, coflkunluk ve cezbe halinde söyledi¤i fliirlerini Günümüzde Mevlana Müzesi olarak hizmet sunan Kubbe-i Hadra, Konya’n›n en görkemli yap›s›. fieb-i Arus törenlerinin bir k›sm› bu müzede gerçeklefltiriliyor. içeren “Dîvân-› Kebîr” ise 40 bini aflk›n beytiyle bizlere Mevlânâ’n›n iç dünyas›n› yans›t›r. Mevlânâ’ya göre “aflk” (sevgi) Allah’›n (yarat›c›n›n) temel niteliklerindendir ve sevgi insan› h›rstan, benlikten kurtaracak tek güçtür. Gerçe¤e ise ancak sevgi yoluyla ulafl›labilir. Mevlevi ayinleri Mevlânâ ile özdeflleflen Mevlevi ayinleri de Türk tasavvuf müzi¤inin en belirgin ve en büyük ritüelleridir. Mevlevi müzi¤i eflli¤inde sema yapan dervifller, bir elleri afla¤›, öteki elleri yukar› bakar flekilde yerlerinde daireler çizerek kap›ld›klar› bafl dönmesiyle kendilerinden geçip Allah ile birleflirler. Mevlânâ’dan önce de Anadolu’da var oldu¤u bilinen bu raks türü, Mevlevi dergâhlar›nda genellikle toplu halde yap›l›r. Sufilere göre sema, insan›n Allah’a olan aflk›n› güçlendirir, ruhunu temizleyerek O’na yaklaflt›r›r. “Mezar›m›z ariflerin gönüllerindedir” Hayat›n›, “Hamd›m, yand›m, pifltim” sözleriyle özetleyen Mevlânâ Celaleddin Ru- mi, 1273 y›l›nda, 17 Aral›k Pazar gecesi sevdi¤ine kavuflmak üzere “Ölümümüzden sonra mezar›m›z› yerde aramay›n›z. Bizim mezar›m›z ariflerin gönüllerindedir” diyerek bu dünyadan göç eder. Ölümünün 735. y›ldönümünde “Mevlâ- nâ’y› Anma ve Vuslat Y›ldönümü Törenleri” bu y›l da 1-17 Aral›k tarihleri aras›nda Konya’da düzenlenecek. 1 Aral›k’ta bafllayacak anma etkinlikleri, 17 Aral›k’ta gerçeklefltirilecek fieb-i Arus töreniyle sona erecek. 27 kas›m-aral›k Aktüel Mevlânâ üzerine soyut ve mistik bir müzik Can Atilla, elektronik new age müzi¤inin Türkiye’deki en iddial› isimlerinden... Atilla son olarak Mevlânâ’n›n hayat›n› masals› ve epik bir destan olarak anlatan bir albüm ç›kard›. Albüm, Mevlânâ’yla ilgili ilk orijinal Türk balesi olan “Ça¤r›”n›n müziklerinden olufluyor M evlânâ’yla ilgili ilk orijinal Türk balesi olan “Ça¤r›”n›n müzi¤i için 19. yüzy›l klasik bale müzi¤i formlar›n› ney ile birlefltirerek kullanan Can Atilla flimdi de bu müzikleri “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i” ismini tafl›yan yeni albümünde bir araya getirdi. Kendisiyle albümü, müzik yolculu¤u ve çal›flmalar› üzerine görüfltük. Mistik ve etnik atmosferler için elektronik müzik kulland›¤›n›z yeni albümünüz “Mevlâna’dan Ça¤r›-Dans Müzi¤i”ni dinleyenler nas›l bir müzikle karfl›laflacaklar? fiu ana kadar Mevlânâ ile ilgili yay›nlanm›fl tüm albümlerden farkl› bir müzik oldu¤u kesin. Albüm Mevlânâ’n›n hayat›n›n masals› ve epik bir destan olarak anlat›m›d›r. 28 kas›m-aral›k Müzikte büyük bir orkestra, ney, Hollywood’da kullan›lan görkemli Ortado¤u vurmal›lar›, gazeller, korolar, Duduk ve Balaban sololar› ve otantik Türk enstrümanlar› kulland›m. Devlet balesinin haz›rlad›¤›, koreografisi Mehmet Balkan taraf›ndan yap›lan Mevlânâ’n›n hayat›n› konu alan ilk Türk balesi olma özelli¤ini tafl›yan “Ça¤r›” adl› dans gösterisinin müziklerinden olufluyor albüm. Librettist fiefik Kahramankaptan bu balede olaylar› fantastik bir öykü içinde anlatm›fl. Eserde soyut ve mistik atmosfer mevcut. Örne¤in fiems-i Tebrizi’nin rüya sahneleri... Bu sahnelerin realizasyonu için elektronik müzik kulland›m. Eser sahneye Lale Balkan taraf›ndan konuldu. Türkiye’de özellikle elektronik new age müzi¤i denince akla ilk gelen isimsiniz. Neden elektronik new age? Asl›nda bu tan›m art›k tam karfl›lam›yor müzi¤imi. Müzik yaparken her zaman geliflmifl teknolojik sistemleri kullan›r›m. Benim için bilgisayar ortam›nda enstrümanlar› bire bir kusursuz çalmak önemli. Y›llarca orkestra sanatç›l›¤›n›n getirdi¤i bir standart bu. Dinleyici, müzi¤i kusursuz bir yorumla hissetsin istiyorum. Daha çok bir konu üzerine yo¤unlaflarak dinleyicinin müzi¤in ötesine geçmesini hedefliyorum. Enstrümantal müzik yapmak müzisyen için her zaman bir risk, çünkü müzik keflfedilmeyi bekler. Yay›nlad›¤›m “Cariyeler ve Geceler”, “1453-Sultanlar Aflk›na”, “Aflk-› Hürrem”, hepsi birer dönem albümleriydi. “Mevlâna’dan Ça¤r›” da aynen böyle. New age tan›m›na gelince, ülkemizde pek bilinmemekle birlikte sufi olsun, enstrümantal olsun, easy listening ol- sun, elektronik olsun tüm bu türlerin CD’lerini new age kategorisinde görmeniz mümkün. Elektronik new age alan›nda sizi etkileyen müzisyenlerden ve sizi etkileyifl sebeplerinden bahseder misiniz? 80’li y›llarda elektronik müzik enstrümanlar›n›n gelifliminde önemli ad›mlar at›ld›. Sample yani orijinal bir sesi kaydedip synthesizer’lar vas›tas›yla klavyeden piyano gibi çalmak çok pratikleflti ve 20 y›l gibi bir zamanda yani 2000’lerde art›k besteciler kendi eserlerini haz›rlarken gerçek orkestra sesi kalitesinde seslere sahip programlarla çal›flabiliyor hale geldiler. Müzik e¤itimimi ald›¤›m 80-90’l› y›llar aras› bu geliflmelerin yafland›¤› harika bir dönemdi. Yunanistan’dan Yanni, Vangelis, Almanya’dan Tangerine Dream, Klaus Schulze, Japonya’dan Kitaro, Tomita, Fransa’dan Jean Michel Jarre gibi besteciler bu yeni ça¤ enstrümanlar›yla (yani synthesizer’larla) kendi eserlerini kaydettiler ve bu müzik, dünyada klasik müzi¤in bir devam› olarak kabul gördü. Yeni nesil elektronik enstrümanlarla kaydedilen bu uzaysal senfonik müzi¤e “new age” ad›n› verdiler. Bu yukarda bahsetti¤im müzisyenlerin her biri “kendi müziklerini çalan besteciler” olarak beni her zaman etkilemifllerdir. Mevlânâ’n›n müzi¤inize etkisini nas›l yorumlars›n›z? Asl›nda üç y›ld›r müzi¤imle Mevlânâ’y› anlat›yorum. Onun an›s›na besteledi¤im “800. Y›l Oratoryosu” ‹stanbul Devlet Operas› taraf›ndan Aya ‹rini’de, AKM’de ve Aspendos Uluslararas› Opera Festivali’nde sahnelendi. Ayr›ca ayn› eser Cumhurbaflkanl›¤› Senfoni Orkestras› ve Devlet Çoksesli Korosu taraf›ndan da seslendirildi. Ben onun kâinatsal zenginli¤ini ve hoflgörüsünü her melodimde, her notamda aktarmaya çal›flt›m. Baz› fleyler sözcüklerle anlat›lamaz ya, Mevlânâ da asl›nda “tarif edilmeye çal›fl›labilir” ama asl› sadece hissedilebilir diye düflünüyorum. “Ben Mevlânâ’n›n kainatsal zenginli¤ini ve hoflgörüsünü her melodimde, her notamda aktarmaya çal›flt›m. Baz› fleyler sözcüklerle anlat›lamaz ya, Mevlânâ da asl›nda ‘tarif edilmeye çal›fl›labilir’ ama asl› sadece hissedilebilir diye düflünüyorum” Kral TV taraf›ndan “Aflk-› Hürrem” adl› klibiniz “Y›l›n Klibi” seçildi. Klibin öyküsünü bir de sizden dinleyebilir miyiz? “Aflk-› Hürrem” albümü Kanuni ve onun dönemini anlatan çal›flmamd›. Albümle ayn› ad› tafl›yan parçada Hürrem’in, 10’lu yafllarda Rogatina adl› köyünden kaç›r›larak ‹stanbul’a sat›lmak üzere getirilifl öyküsünü anlatm›flt›m. Dünya tarihi trajik birçok olayla dolu. Birçok kifliye e¤lence malzemesi olarak sunulan harem hayat› bana her zaman dramatik gelmifltir. Esir pazar›nda sat›lmak için kaç›r›lan çocuklar… Nastasia da bunlardan biriydi. Klipte Nastasia’y› yani Hürrem’i Brezilyal› manken Carim Bitar canland›rd›. Klibin bafl›nda Rusya’daki orman›n içinde Nastasia’n›n evini görüyoruz, limandan ayr›lan gemide bir tek o var. Albüm flark›s›n›n bafl›ndaki Rusça bölüm, annesinin y›llarca ona söyledi¤i ninnidir asl›nda. Klipte bu bölüm Saraybosnal› ünlü pop sanatç›s› Lejla Jusic taraf›ndan seslendirildi. Sonra klipte Piri Reis’in haritas›ndan esir gemisinin yolculuklar›na tan›k oluyoruz. O zamanki 29 kas›m-aral›k Aktüel Can Atilla, ‹ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve Altes Edinburgh Dükü için konser verdi. Osmanl› topraklar›na ait olan ünlü flehirleri ve yap›lar› (Atina, Piramitler, Kudüs gibi) görüyoruz ve sonunda gemi ‹stanbul k›y›lar›nda görünüyor ve kader a¤lar›n› örüyor. Klibi di¤er kliplerimin yönetmeni olan U¤ur Erbafl yönetti. Albümde ve klipte flark›y› Ayça Dönmez seslendiriyor. 13 May›s’ta ‹ngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve Altes Edinburgh Dükü için konser verdiniz. Bu sizin için nas›l bir deneyim oldu? Bu konserden öte bir fleydi... Türkiye’yi sanat›mla böyle üst düzey protokol gecesinde temsil etmek bir onurdu. “Cariyeler ve Geceler”, “1453–Sultanlar Aflk›na” ve “Aflk-› Hürrem” albümlerinden seçti¤imiz parçalar› orkestramla birlikte seslendirdik. Konser esnas›nda Kraliçe II. Elizabeth’in tüm dikkatiyle müzi¤i dinledi¤ine flahit olduk ve tan›flma esnas›nda da hem müzikle hem de ekiple ilgili sorular›n› cevapland›rd›k. Dizi filmler, sinema, tiyatro oyunlar› ve TV programlar› için besteler yap›yorsunuz. Bu tür çal›flmalar›n ortaya ç›k›fl sürecinden söz eder misiniz? Uzun y›llar diziler ve filmler için müzikler haz›rlad›m ama art›k çok nadir yap›yorum. Türkiye’de her konuda oldu¤u gibi müzik ve sanat konusunda da standartlar farkl›; art›k herkes film müzi¤i yapabiliyor. O kadar deneyimli, y›llar›n› “görüntü müzi¤i”ne harcam›fl bestecimiz var ki! Tiyatrolar için müzik yazmak beni hep mutlu etmifltir çünkü tiyatroda gerçek sanattan konuflulur, araflt›rmalar yap›l›r; konu, devir didik didik edilir. fiu aralar Devlet Tiyatrosu 30 kas›m-aral›k Can Atilla hakk›nda 1969 do¤umlu olan Can Atilla 1980’de Ankara Devlet Konservatuvar›’na girdi. 1988-90 y›llar› aras›nda keman üyesi olarak görev yapt›. 1990’da Keman bölümünden mezun oldu. 1992’de “Bilinçalt›” adl› ilk albümünü yay›nland›. 1996, POeM Studio’yu kurdu. 1997’de “Avni Dilligil Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i” ödülünü ald›. 5 Nisan 2002’de St. Florian Senfonik Poem CSO, Dünya Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. 2002’de “Sanat Kurumu Y›l›n Sanatç›s› Ödülü”nü, 2004’te “Afife Jale Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü, 2004’te “Tiyatro Dergisi Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü ve ayn› y›l Schwingungen Elections–Almaniçin “Bayezit” adl› oyunun müziklerini besteliyorum. Bu tür çal›flmalarda öncelikle oyunun metnini okuduktan sonra kendime göre notlar al›r›m ve yönetmenle her bir sahne için konuflurum. Tüm fikirlerimi müzikler halinde kaydederim ve oyuna adaptasyon sürecinde de orkestrasyonuyla ilgili detaylar› konufluruz. Çünkü her fley melodi ve onun nas›l alg›lanaca¤›n› belirleyen orkestrasyonla ortaya ç›kar. Örne¤in oyunun kahraman› yaln›z bafl›na odada veya hücredeyse onun ana temas›, yaln›zl›k hissini art›racak flekilde, a¤›r ve tek bir enstrümanla çal›n›r. O sahneye çok enstrümanl› bir orkestrasyon koyarsan›z, oyuncunun etkisini azaltm›fl olursu- ya’da “Y›l›n Sanatç›s› ‹kincilik Ödülü”nü ald›. 2005 y›l›nda “Üçleme”nin ilk albümü olan “Cariyeler ve Geceler”i, 2006’da ikinci albümü "1453-Sultanlar Aflk›na”y› ve 2007’de “Üçleme”nin son albümü olan “Aflk-› Hürrem”i yay›nland›. 7 Nisan 2007’de Aya ‹rini’de Mevlana 800. Y›l Oratoryosu Dünya Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. Ayn› y›l “Lions Y›l›n En ‹yi Sahne Müzi¤i Ödülü”nü alan Can Atilla, 20 Mart 2008’de Ça¤r› Balesi Dünya Prömiyeri’ni gerçeklefltirdi. 13 May›s 2008’de “Kral TV Y›l›n En Baflar›l› Klibi Ödülü”nü alan Atilla, son olarak ‹ngiltere Kraliçesi ‹kinci Elizabeth ve Altes Edinburgh Dükü için konser verdi. nuz. Bunun gibi detaylar müzi¤i oyunun içinde sihirli bir boyut haline dönüfltürür ve durumu inand›r›c› k›lar. Bundan sonras› için müzik yolculu¤unuzda varmak istedi¤iniz nokta nedir? Albümler devam edecek. Tüm konserlerimin kay›tlar›ndan oluflan bir “Konser Albümü” stüdyo aflamas›nda. Müzikte ve sanatta var›lmak istenen bir son nokta, daha do¤rusu bu iflin sonu yok. Bu bir ömür demek ve sanat hepsini sizden ister. Tek gerçek hedefim kal›c›, benden sonraki nesillere ilham kayna¤› olabilecek, fikir, duygu, yarat›c›l›k ve estetik dolu albümler yapmak. Nereye Gidelim? Ege’nin pamuktan kenti: Denizli Bu say›m›zda Ege’nin kendine has kentlerinden birine, Denizli’ye ve ünü dünya s›n›rlar›n› aflan Pamukkale’ye götürüyoruz sizi. Bu topraklarda Roma’dan Bizans’a, Selçuklular’dan Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na dek birçok medeniyetin izini bulmak mümkün. Hal böyle olunca da “Denizli ve Pamukkale’yi nas›l bilirsiniz?” sorusuna verilebilecek tek bir yan›t var: “Tafl›ndan topra¤›ndan tarih f›flk›ran bir yer” K entler vard›r, ekonomisindeki canl›l›k nedeniyle bir ülkenin umut kayna¤›d›r ve tafl› topra¤› alt›n olarak tan›mlan›r. Kentler vard›r, üzerinde binlerce y›ll›k tarihi bar›nd›r›r; geflmiflin miras›n› sessizce alarak ayn› sessizlikle gelece¤e tafl›r. Kentler vard›r, sahip oldu¤u güzellikleriyle, ad›n› ülke s›n›rlar›n›n d›fl›nda da duyurmay› bilmifltir. Ege Bölgesi’nde yer alan Denizli de tüm bu özelliklere sahip bir kent. Denizli, topraklar› üzerinde a¤›rlad›¤› tüm medeniyetlerden ald›¤› izleri günümüze kadar getirmeyi baflaran bir kent. Tarihçesi ise milattan önceki dönemle32 kas›m-aral›k re, 261’li y›llara kadar dayan›yor. Suriye Kral› II. Antiyokustheos’un kar›s›n›n ad›n› (Laodicia) verdi¤i ve ilk olarak bugünkü flehir merkezinin alt› kilometre kuzeyine, Eskihisar Köyü’nün yak›nlar›na kurulan Denizli, Türkler bu kenti fethettikten sonra sular›n bol oldu¤u Kaleiçi mevkine tafl›n›r. Bu nedenledir ki denizden kilometrelerce uzak olmas›na ra¤men ad›na Denizli denir. “Kutsal Kent” Hierapolis, nam› di¤er Pamukkale Denizli denince akla öncelikle Pamukkale gelir; Pamukkale denince de Denizli. Pamukka- le bugünkü il merkezinin 18 kilometre kuzeyinde yer alan antik Hierapolis kentine verilen ad asl›nda. Arkeolojik literatürde “Kutsal Kent” anlam›na gelen “Holy City” olarak tan›mlanmas›, içinde birçok kutsal tap›na¤› ve dinsel yap›y› bar›nd›rmas›ndan kaynaklan›r. Kentin kuruluflu hakk›ndaki bilgiler her ne kadar s›n›rl› olsa da Bergama Kral› II. Eumenes taraf›ndan infla edildi¤i san›l›yor. Ad›n› ise Bergama’n›n efsanevi kurucusu Telephos’un kar›s› Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan ald›¤›, tarihin sayfalar›na düflülen notlar aras›ndad›r. Denizden 376 metre yükseklikteki bir teras parças› haline geldi¤i anlafl›lan Apollon Tap›na¤›, görkemli mezarlar›n yer ald›¤› nekropol, biri müze olarak kullan›lan hamamlar, lahitler ve daha nice de¤erli yap› Hierapolis’ten Pamukkale’ye kalan en önemli miras. Kentin yamac›na yaslanan, tüm cephesiyle korunan tiyatro ve bu alan üzerindeki sütunlar aras›na yerlefltirilen heykeller, o zamanlar sanata verilen önemin simgesi adeta. Tiyatronun frizleri, mitoloji merakl›lar› için tam bir inceleme alan›d›r. Tanr›lar tanr›s› Zeus ile Lego’nun çocuklar› olan Apollon ve Artemis’in do¤umlar›; Apollon ile müzik yar›flmas›na girme cesaretini gösteren ve bedelini can›yla ödeyen Marsyas’›n hikâyesi ifllenen konulardan sadece ikisi. Do¤an›n beyaz denizi üzerine kurulan flehirde, Helenistik ça¤da popüler olan “Hippodamas Sistemi” denilen ›zgara plan› uygulanm›fl. Dikdörtgen ve birbirinin ayn› olan sokaklardan oluflan flehrin, yine dikdörtgen, ev bloklar› ile bölündü¤ü görülür. Ana Cadde (Plateia) sokaklar›n en önemlisi konumunda. Depremlerle y›k›lan flehir yeniden infla edilirken, Apollon Tap›na¤› ve flehir merkezindeki tiyatro da restorasyondan geçmifl. Surlar›n çevresinde kare planl› 28 kule, iki ana kap› ve iki dehliz göze çarp›yor. Dehlizlerden biri tepede kurulu Martyrium ile flehri birbirine ba¤l›yor. 12’nci yüzy›ldan sonra Türklerin eline geçen Hierapolis’te, bugün bile o dönemin yaflam izlerini tafl›yan kal›nt›lar bulunur. Üzerinde, ‹mparator Domitian’a ithaf edilen Latince yaz›tlar›n bulundu¤u kap›lar, günümüzde önemli bölümü yok olsa bile bir zamanlar ne derece haflmetli oldu¤unu aç›kça sergileyen surlar, antik kentin mimari yap›s› hakk›nda bilgi veriyor. Günlük yaflam›n ayr›lmaz bir Tarihi pek çok yap›y› içinde bar›nd›r›yor olsa da Hierapolis’in en önemli özelli¤i dünyada efli ve benzeri olmayan travertenleri. Çökelez Da¤›’n›n güney ete¤inde yer alan ve kalsiyum oksitli kaynak sular›n›n birikimiyle oluflan pamuk beyazl›¤›ndaki plato, topra¤a al›flm›fl olan gözlere, henüz uyan›p da etkisinden kurtulunamayan bir düfl sanki. Korunmas› için çok fazla çaba harcanmayan ve sararmaya yüz tutan travertenler, 1988 y›l›nda UNESCO Dünya Miras› Listesi’ne al›nd›ktan sonra gerçek görüntüsüne kavuflabildi. Bu tarihten sonra UNESCO’nun deste¤i, yerel yöneticilerin, bilim adamlar›n›n katk›lar› ile Pamukkale’yi koruma ve kurtarma çal›flmalar›na h›z verildi. Ege Bölgesi’nde uzun bir tektonik fay hatt› üzerinde bulunan Menderes Vadisi, bu özelli¤i sayesinde yeralt›nda bol miktarda s›cak suya sahip. Pamukkale’de, yaklafl›k dört kilometrekarelik teras üzerindeki travertenleri oluflturan s›cak su, içinde kalker eriyiklerin ve karbondioksitin bulundu¤u termal kaynaklar› da ihtiva ediyor. 35 derece s›cakl›ktaki bu sular, yüzy›llard›r berrak kalkerli yamaç- Denizli'nin sembollerinden “Denizli horozu”, renk ve vücut yap›s› itibar›yla, ahenkli, uzun ve güzel ötüflleriyle, kentin s›n›rlar›n› çok çok aflacak flöhrete sahiptir. lardan, kalsiyum çökeltilerini yayarak ak›p gidiyor. Güneflin de etkisiyle beyazlaflan kayalar suyun b›rakt›¤› tortularla birlikte travertenleri oluflturuyor. Hayat veren sular... Do¤an›n kendi elleriyle yaratt›¤› beyaz denizin farkl› yerlerinden ç›kan termal sular›n flifal› oldu¤u bilimsel olarak da do¤rulanm›flt›r. Ama rivayetlere kulak verenler, söz konusu yerlerden flifa arama çabas›n›n çok daha eskilere dayand›¤›n› bilirler. Bunlardan belki de en bilineni oduncu k›zla ilgili. Rivayet odur ki, Çökelez Da¤›’n›n eteklerinde yaflayan, odunculuk yaparak geçimini sa¤layan fakir bir ailenin k›z›, çirkinli¤iyle herkesin dilindedir. Her geçen gün hayata biraz daha küsen genç k›z da kurtuluflu hayat›na son vermekte arar. Kendini Çökelez Da¤›’ndan su ve tortu dolu havuza b›rak›r. ‹fller hiç de planland›¤› gibi gitmez ve genç k›z bir süre bayg›n kal- 33 kas›m-aral›k Pamukkale her ne kadar ön plana ç›km›fl olsa da, Denizli’deki tek tarihi alan de¤il elbette. Tripolis, Attuda, Tabae, Sebastopolis, Laodikea, Colossae, Heraklia Salbace ve Apollonia Salbace yolu Denizli’den geçenlerin görmesi gereken yerler aras›nda... d›ktan sonra Denizli Beyi’nin o¤lu taraf›ndan kurtar›l›r. Ancak sular, k›z› en büyük derdinden ar›nd›rm›fl ve dünyalar güzeli biri haline getirmifltir... O gün bugündür Pamukkale’den ç›kan termal sular›n flifal› oldu¤una inan›l›r ve Hierapolis kentinin sütunlu caddesi üzerinde bulunan yere “Kutsal P›nar” ad› verilir. Antik döneme uzanan tarihin izini sürmek, termal sularda flifa bulmak isteyen gezginlerin mutlaka gitmesi gereken bir yer Pamukkale. Güzelli¤ini sak›n›ms›z bir flekilde gözler önüne seren Pamukkale, muhteflem günbat›m› ya da mehtapla konuklar›n› u¤urlar. Denizli’nin tarihi miras› Pamukkale her ne kadar ön plana ç›km›fl olsa da, Denizli’deki tek tarihi alan de¤il elbette. Tripolis, Attuda, Tabae, Sebastopolis, Laodikea, Colossae, Heraklia Salbace ve Apollonia Salbace yolu Denizli’den geçenlerin görmesi gereken yerler aras›nda. Tripolis: ‹l merkezinin 40 kilometre kuzeyinde bulunan antik kent, Büyük Menderes Ovas›’n› hem Ege k›y›lar›na hem de ‹ç Anadolu ve Akdeniz’e ba¤lar. Lidya bölgesi s›n›rlar› içinde bulunan Tripolis, Kahya ve Frigoya bölgelerine ulafl›m› sa¤layan s›n›r, ticaret ve tar›m merkezlerinden biridir. Kentteki kal›nt›lar, Bizans döneminin karakteristik özelliklerini tafl›r. Tarihsel süreçte birçok savafl ve depreme tan›kl›k eden bu kentin ad›, MS 325 y›l›nda Lidya piskoposlar›n›n listesindedir. Sikkele34 kas›m-aral›k rinde Tanr›ça Lego’nun, Letoia Phthia oyunlar›n›n ve Menderes Nehri’nin isimleri bulunur. Tiyatro, hamam, flehir binas›, nekropol ile kale ve surlar bu antik kentten günümüze kalanlar aras›ndad›r. Attuda: Attuda, antik dönemde Caria ve Phrigia aras›ndaki s›n›r kenttir. Lykos Vadisi’ndeki kentler ile Aphrodisias aras›ndaki ticari, ekonomik ve sanatsal iletiflimi kurmada etkin rol oynayan Attuda’n›n, savunmada son derece önemli olan ulafl›m› kontrol etme ifllevi vard›r. Attuda’n›n oldu¤u yerde günümüzde Hisarköy bulundu¤u için herhengi bir kal›nt›ya rastlanmaz. Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan baz› eserler, müzede sergilenir. Laodikeia: Lykos Irma¤›’n›n güneyine kurulan kent, antik kaynaklarda “Lykos k›y›s›ndaki Laodikeia” olarak an›l›r. Tarihçi Plinius’a göre kent, önceleri Diospolis “Zeus fiehri”, daha sonra ise Rhoas ad›n› tafl›yan bir koyun y›k›nt›lar› üzerine infla edilir. Diaspolis ad› Zeus kültürüne verilen de¤eri ifade eder. Antik dönemlerde Goncal› ve Eskihisar köyleri yak›nlar›nda kurulan Laodikeia’n›n hangi nedenlerle terk edildi¤i net biçimde aç›klanmasa da büyük depremlerin göçe neden oldu¤u tahmin ediliyor. “An›tsal Çeflme”, “Stadyum ve Gymnasium”, “Zeus Tap›na¤›”, “Kilise”, “Büyük ve Küçük Tiyatro”, kentte bulunan tarihi yap›lar aras›ndad›r. Tabae: Do¤al bir kale görünümünde olan Tabae, Büyük ‹skender’den sonra Anadolu’da kurulan kent devletleri aras›nda yer al›r. Sebastopolis: Bugünkü K›z›lca kasabas›n›n 2 kilometre do¤usunda yer alan antik kentte Höyük Tepesi’nin, stadyumun ve nekropolün kal›nt›lar› bulunmaktad›r. Denizli’de yemek kültürü Denizli’de geleneksel yemek türleri ve beslenme al›flkanl›klar› günümüzde devam etmekte... Kedi börülcesi çorbas›, mercimek çorbas›, domates çorbas›, kuru börülce çorbas›, tarhana çorbas›, ovmaç çorbas› gibi yöreye özgü çorba türleri vard›r. Et yemeklerinin bafl›nda ise, tas kapamas›, kumbar dolmas›, sirkeli et, nohutlu et, tand›r, kol dolmas›, ci¤er sarma, sacda iflkembe yer al›r. Denizli mutfa¤›n›n temelini sebzeli yemekler oluflturur. Özellikle patl›canl› yemek çeflitleri çoktur. Kuru patl›can dolmas›, patl›can gözlemesi gibi... Taratorlu börülce salatas›, ebe gümeci salatas›, filiz salatas› yöreye özgün salata türleridir. Börek ve tatl› türlerinde Ege Bölgesi özellikleri görülür. Yufka, flipit, bazd›rma evlerde yap›lan ekmeklerdir. Bilgiler, Denizli Valili¤i’nin web sitesinden al›nm›flt›r. Bayi D E N ‹ Z L ‹ Oluflum Mobilya Genel Müdürü Nihat fiimflek: “Yeni y›la bomba gibi girece¤iz” Denizli’de bulunan ‹stikbal ma¤azam›z›n temsilcisi Oluflum Mobilya, Nihat fiimflek önderli¤inde Denizli halk›na hizmet veriyor. ‹stikbal’in sat›fllar›nda “Ege Bölge Birincili¤i’ni 1999 y›l›ndan beri kimseye kapt›rmayan baflar›l› bayimiz yeni y›la da bomba gibi girmeyi hedefliyor enizli’nin giriflinde, cadde üzerindeki binas›yla karfl›l›yor bizi Oluflum Mobilya’n›n marka elçili¤ini üstlendi¤i ‹stikbal ma¤azam›z. 1968 y›l›nda Nihat fiimflek, Yaflar fiimflek ve Celal fiimflek adl› üç kardeflin hal› ve mobilyac›l›¤› babalar›ndan devralmas›yla ifllerini büyüten Oluflum Mobilya, 1999 y›l›nda ‹stikbal markas›yla tan›flm›fl. Oluflum Mobilya 5 bin metrekare ve yedi kattan oluflan merkez flubesi ve 2004 y›l›nda Denizli’nin merkezinde açt›¤› 600 metrekarelik flubesi ve 30 personeliyle Denizli halk›na hizmet veriyor. ‹stikbal markas›n›n gücünü bildiklerinin ve bu güçten en verimli flekilde faydalanmaya çal›flt›klar›n›n alt›n› çizen Oluflum Mobilya Genel Müdürü Nihat fiimflek, baflar›lar›n› flöyle özetliyor: “Ekip çal›flmas›na ve kendi iflimizin bafl›nda olmaya dikkat ediyoruz. Boydak Holding ve ‹stikbal camias›n›n deste¤ini de arkam›za alarak ilerlemeye devam ediyoruz. Markam›z›n gücü büyük, bu bayra¤› gücümüz yetti¤ince sallamaya devam edece¤iz. Ana ma¤azam›zda dekorasyon de¤iflikli¤ine gidece¤iz ve 2009’a bomba gibi girece¤iz.” D 36 kas›m-aral›k B A Y ‹ L E R ‹ M ‹ Z Pekdemir Mobilya Ma¤aza Müdürü Göksel Ongun: “‹letiflim çal›flmalar›na önem veriyoruz” Denizli’de bulunan ikinci ‹stikbal ma¤azam›z›n temsilcisi Pekdemir Mobilya, Ma¤aza Müdürü Göksel Ongun önderli¤inde Denizli’nin en ifllek caddesi olan Bayrameli’de haftan›n yedi günü müflterileriyle bulufluyor 979 y›l›ndan beri g›da sektöründe bulunan Pekdemir fiirketler Grubu, ‹stikbal markas› ile 2006 y›l›nda tan›flm›fl. Türkiye’de mobilya sektörünün öncüsü olan ‹stikbal markas› ile bir beraberlik içine girerek hem kendi ad›n› hem de ‹stikbal markas›n› büyütmek ve duyurmak amac›yla çal›flmalar›na bafllam›fl. Pekdemir Mobilya Denizli’nin en ifllek caddesi olan Bayrameli’de üç kattan oluflan ve 2500 metrekare büyüklü¤ündeki ma¤azas›nda 11 kiflilik personeliyle Denizli halk›na hizmet veriyor. Ma¤azan›n d›fl vitrini küçük olmas›na ra¤men içeri girildi¤inde tüm ‹stikbal ürünlerinin sergilendi¤i ve tüketicile- 1 rin rahatça al›flverifl edebilece¤i ferah bir ortam karfl›m›za ç›k›yor. ‹stikbal markas›na güvendiklerini ve sat›fllar›n artaca¤›na inand›klar›n› ifade eden Pekdemir Mobilya Ma¤aza Mü- dürü Göksel Ongun, bu ma¤azayla Boydak Holding ve ‹stikbal’i Denizli’nin içinde en iyi flekilde temsil etmeye çal›flt›klar›n› belirtiyor ve çal›flmalar›n› flöyle özetliyor: “Ma¤azam›zda müflteri gözündeki fark›m›z›, ma¤aza içindeki ürün yerlefltirmelerine dikkat ederek yaratmaya çal›fl›yoruz. Denizli’deki insanlar›n flehir d›fl›na kaç›fl›n› engellemek istiyoruz. fiu s›ralar iletiflim çal›flmalar›na önem veriyoruz. Reklam› art›r›p buran›n bilinirli¤ini art›r›rsak çok daha baflar›l› olaca¤›m›z› düflünüyorum. Bence 2009 y›l›nda ‹stikbal’in ucuz fiyatl› ürünleri krizle beraber çok daha iyi koflmaya bafllayacak ve ‹stikbal krizleri avantaja çevirecek. Gülflim Mobilya Mondi Ma¤aza Müdürü Murat fiahan: “Boydak Holding’le baflar›dan baflar›ya koflaca¤›z” 10 y›ld›r Gülflim Mobilya bünyesinde görev yapan baflar›l› Ma¤aza Müdürü Murat fiahan, Mondi markas› ile 2008 y›l› Nisan ay›nda tan›flt›klar›n› söyleyerek bafll›yor cümlelerine. 2800 metrekare ve sekiz kattan oluflan ma¤aza Türkiye’deki Mondi ma¤azalar› aras›nda ilk befl içinde bulunuyor. Ma¤azada toplam 10 personel çal›fl›yor. Denizli’de hem ciroda hem de sat›fllarda ilk s›rada yer alan Mondi ma¤azas› 2008 y›l› cirolar›na bak›ld›¤›nda da Ege Bölgesi’nde bir numaraya kadar yükselmifl durumda. Mondi Ma¤aza Müdürü Murat fiahan Mondi markas› sayesinde daha iyi yerlere geleceklerini, hedeflerinin 2010 y›l› içinde Mondi’yi Türkiye’deki en büyük üçüncü mobilya markas› yapmak oldu¤unu vurguluyor ve flöyle diyor: “Son üç ayd›r Mondi ad›na ürün gelifltirme çal›flmalar›n›n h›zland›¤›n› görüyoruz. Markam›z›n ürün gam› giderek geniflliyor. Önemli olan Boydak Holding’in alt›nda bulunan bir marka oldu¤umuzun reklamlarla daha çok vurgulanmas›. Biz Boydak Holding’le birlikte baflar›dan baflar›ya koflaca¤›m›za inan›yoruz.” 37 kas›m-aral›k Bayi D E N ‹ Z L ‹ Gülflim Mobilya Genel Müdürü Ali Gül: Denizli’de bulunan Bellona ma¤azam›z›n temsilcisi Gülflim Mobilya, Genel Müdür Ali Gül önderli¤inde birçok baflar›ya imza atm›fl. 1966 y›l›nda Denizli Çarfl›s›’nda aç›lan 25 metrekarelik dükkândan, bugün 8 bin metrekarelik yedi katl› ma¤azaya kadar uzanan baflar› hikâyesini Ali Gül’den dinledik “‹yi ki vars›n Bellona” 966 y›l›nda Denizli Çarfl›s›‘nda 25 metrekarelik bir dükkânda mobilyac›l›k ifline bafllayan Gülflim Mobilya, Ali Gül, Necip Gül ve Mustafa Gül adl› üç kardeflin 1988 y›l›nda babalar›ndan devrald›klar› bayra¤› dalgaland›rmaya devam etmeleriyle giderek büyümüfl. 1999 y›l›nda Boydak Holding ve markalar›yla tan›flan ve ‹stikbal bayili¤ini alan Gülflim Mobilya, 1999-2003 y›llar› aras›nda sat›fllar›ndaki baflar›lar›yla Denizli bölgesinde birçok ödül alm›fl. 2003 y›l›ndan beri Bellona markas› ile çal›flmaya devam eden Gülflim Mobilya, 2800 metrekarelik ma¤azas› yeterli gelmeyince 2008 y›l› Nisan bafl› itibariyle yeni ma¤azas›n› faaliyete geçirdi. 8 bin metrekarelik yedi katl› yeni ma¤azan›n iki kat› depo, befl kat› ise teflhir alan› olarak kullan›l›yor. Gülflim Mobilya’ya ba¤l› bulunan Bellona ve Mondi ma¤azalar› 50 kiflilik personelle müflterilerine hiz- 1 38 kas›m-aral›k met veriyor. Markan›n bölgede kay›tl› 10 bin müflterisi bulunuyor. 2003 y›l›ndan beri her y›l Bellona’daki sat›fllar› ile Ege Bölge birincili¤ini alan Gülflim Mobilya, 2004 y›l›nda Türkiye genelinde sat›fllarda dördüncülük, 2005’te ise yedincilik yaflam›fl. Bölge birinciliklerini kapt›rmay› hiç düflünmediklerini ve bundan sonraki hedeflerinin Türkiye’de ilk üçe girmek oldu¤unu ifade eden Gülflim Mobilya Genel Müdürü Ali Gül, baflar›lar›n› flöyle özetliyor: “Bellona o kadar farkl› bir marka ki halk›m›z›n yüzde 80’ine hitap edebiliyor. Ben de her fleyimi bu ifle ad›yorum, bazen iflim, evimden ve çocuklar›mdan bile önde geliyor. ‹flimi severek ve be¤enerek yap›yorum. Cumartesi, pazar demeden, sabah erkenden buraday›z ve sürekli iflimizin bafl›nday›z. Bir zamanlar bir siyasetçimiz ‘Önce ifl, sonra afl, sonra efl’ derdi. Biz de bu inançla hareket ediyoruz. ‹yi ki Bellona sat›yorum, ‹yi ki vars›n Bellona diyorum.” B A Y ‹ L E R ‹ M ‹ Z Kar-çel Mutfak ve Banyo Genel Müdürü Cenk Yast›: “‹stikbal Regina, Denizli’ye bereketle geldi” 2005 y›l›nda ‹stikbal Regina markas›yla tan›flan Kar-çel, Genel Müdür Cenk Yast› önderli¤inde k›sa zamanda Denizli ve Ege Bölgesi’nin en baflar›l› bayisi haline gelmifl. Deyim yerindeyse Denizli’ye bereket getirmifl 005 y›l›nda ‹stikbal Regina markas›n›n Denizli’de bir bayilik çal›flmas› oldu¤unu ö¤renen ve hemen kollar› s›vayan Kar-çel Mutfak ve Banyo Genel Müdürü Cenk Yast›, k›sa sürede ‹stikbal Regina ma¤azas›n› açarak müflterilerine hizmet vermeye bafllam›fl. Dört kat ve 1200 metrekareden oluflan ma¤azada 20 adet mutfak, bir rayl› dolap ve 12 adet banyo teflhirde kurulu olarak gösteriliyor. Ma¤aza ‹stikbal Regina’n›n Türkiye’deki en büyük showroom ma¤azas› olma özelli¤ini tafl›yor. Müflteriler ma¤azaya girdiklerinde adeta canl› bir katalog gibi tüm ürünleri görebiliyor. 2005 y›l›nda yap›lan ma¤aza aç›l›fl› s›ras›nda Denizli flehri son y›llarda görülen en büyük ya¤murlardan birine tan›k olmufl. Yast› bu konuda “Bereketle geldik” yorumunu yap›yor. As›l mesle¤i iç mimarl›k olan Yast›, yenilikçi yüzünü, tüm bilgi ve birikimlerini ‹stikbal Regina markas›na aktar›yor. Öyle ki yeni ürün gelifltirilmesinde fabrikaya birçok öneri sunuyor. Bundan bir buçuk sene önce Arte modelini çok ›srar ederek fabrikaya öneren Yast›, bugün Arte ürününün çok tutuldu¤unu, ilk ç›kt›¤›nda bu üründen ayda minimum 15 2 adet satt›¤›n› ve ürünün belkemikleri haline geldi¤ini ifade ediyor. En çok önem verdikleri konunun müflteriye eksiksiz proje teslim etmek oldu¤unu vurgulayan Yast›, Boydak Holding gibi bir firmayla çal›fl›yor olman›n Kar-Çel firmas›n›n itibar›na itibar katt›¤›n›, 2009 y›l›nda da yeni hedeflerle bu markay› daha iyi noktalara tafl›yacaklar›n› belirtiyor ve flöyle diyor: “2009’da fabrikadan ciddi anlamda yeni modeller ve taze kan bekliyoruz. ‹stikbal Regina markas›n›n zaman içinde çok iyi yerlere gelece¤ine inan›yorum. Biz Denizli’de, daha önce aç›lan ve kapanan mutfak markalar›n›n yapamad›¤›n› yapt›k ve onlar›n tamamlayamad›¤› veya eksik b›rakt›¤› birçok müflterinin mutfa¤›n› tamamlad›k. Biz her zaman sorun yaratan de¤il sorun çözen tarafta olmaya gayret gösteriyoruz. ‹stikbal Regina markas›n› kendi iflyerim gibi görüyorum ve her türlü s›k›nt›m› hiç sansüre u¤ratmadan firmaya iletiyorum.” 39 kas›m-aral›k Sa¤l›k Ad› sonsuzluk ve cennetle birlikte an›lan nar, ayn› zamanda bir antioksidan deposu. Bir bardak nar suyunun 10 bardak yeflil çaya bedel oldu¤una dikkat çeken uzmanlar, nar›n ayn› zamanda kanser hücrelerinin geliflmesini de engelledi¤ini belirtiyorlar K›fl aylar›n›n flifal› meyvesi: NAR S elim ‹leri’nin anlat›m›yla “Tac›yla bir ülke, bir krall›k gibi… ‹kiye bölününce binlerce yakut tanesi aç›l›veriyor; yakutlar birer ikifler çi¤neniyor, hem buruk hem tatl›, ç›k›r t›k›r bir çekirdek”tir nar. Anayurdu Granada olan nar›n eski ça¤lardan beri çok genifl bir alanda yayg›n olarak üretimi yap›l›r. Her tür iklime uyum sa¤layan bu a¤aç, Türkiye’de ise Bat› ve Güneydo¤u Anadolu’da yetifltirilir. MÖ 3200 y›l›ndan sonraki birçok belgede ad› geçen nar, insano¤lunun aflina oldu¤u bir meyve. Nar, Hititlerde tah›la dayal› g›dalar›n yan› s›ra önemli bir 40 kas›m-aral›k yere sahipti. Mitolojik öykülere konu olan bu meyve, Anadolu tanr›çalar›ndan Kubaba, Yunan tanr›çalar›ndan Hera ve Afrodit’in sembolü; a¤ac›n›n dallar› ise bu tanr›çalar›n saçlar›n› taçland›ran birer simgeydi. Tarih, mitoloji, sanat tarihi ve edebiyatta ad›na çok rastlanan, kimi kez bir metafor olarak kullan›lan nar, büyük dinlerin hemen hepsinde bir anlama karfl›l›k gelir. Zerdüfltlükte ritüel ve tap›nma törenlerinde kullan›lan nar; ölümsüzlü¤ü, do¤an›n mükemmelli¤ini, bolluk ve refah› temsil eder. Musevilikte, kutsal kitap metinlerinde kutsall›k, do¤urganl›k, bolluk ve bereket simgesi olarak nar›n ad›na rastlan›r. H›ristiyanl›kta Meryem ve ‹sa ikonalar›nda k›yamet günü, sonsuz hayat sembolü olarak nar›n kullan›ld›¤› görülür. ‹slamiyette ise Kuran’da nar, güzel fleylerin bir örne¤i ve cennetteki bir meyve olarak anlat›l›r. Mutfaktaki yeri Taze meyve olarak tüketilmesinin yan› s›ra suyundan flurup ve pekmez de üretilen nar, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yap›lan nar ekflisi sosu ile damaklarda kolay kolay vazgeçilmeyen bir tat b›rak›r. Fransa’da peynirle servis edilerek bafllang›ç olarak sunulan nar, Türkiye’de ise aflure, güllaç, muhallebi gibi tatl›lar› süslemede kullan›l›r. Antioksidan›n sihri Araflt›rmalar, içinde en fazla antioksidan bulunan maddenin nar suyu oldu¤unu gösteriyor. Antioksidan bizi kansere karfl› korurken, günde bir bardak nar suyu, 10 bardak yeflil çaya karfl›l›k geliyor. C vitamini bak›m›ndan zengin olan narda ayr›ca demir ve potasyum da bulunuyor. Tansiyonu düzenleyen, kalbi koruyan, vücut direncini art›ran, enerji veren, ba¤›rsak hastal›klar›nda çok etkili olan, kolesterol ve kan flekerini düzenleyerek artmas›n› engelleyen ve cilde önemli katk›lar sa¤layan nar, bu özellikleriyle flifal› bitkiler literatüründe yer al›yor. Her derdin devas›: Nar G Tansiyonunuzu düzenler. Kalbinizi korur, düzenli çal›flmas›na yard›mc› olur. G Enfeksiyona karfl› vücut direncini korur ve art›r›r. G Enerji verir, yorgunlu¤u giderir. G ‹drar söktürücü etkisiyle toksin at›m›n› sa¤lar. G Ba¤›fl›kl›k sistemini güçlendirir. G Kolesterol ve kan flekerini regüle eder, artmas›n› engeller. G Cilde olumlu katk›s› vard›r, pürüzsüz ve ›fl›l ›fl›l bir görünüm sa¤lar. G Kanserle mücadelede en güçlü yedi besin K›rm›z› meyveler: Kiraz, bö¤ürtlen ve nar gibi k›rm›z› meyvelerin içerdi¤i ellagik asit vücutta kanser hücrelerinin ço¤almas›n› engelleyen enzim sisteminde görev almaktad›r. Özellikle büyük flehirlerde yaflayan ve sigara içen kifliler için k›rm›z› meyve tüketimi oldukça önemlidir çünkü ellagik asit nikotin ve çevre kirlili¤inin oluflturdu¤u genetik hasar› önlemede oldukça etkilidir. Sarm›sak: Haftada bir-üç adet çi¤ sarm›sak tüketiminin kansere yakalanma riskini azaltt›¤› bilinmektedir. Sarm›sak içerdi¤i anti-kanserojen ö¤elerle riski azalt›rken ayn› zamanda ba¤›fl›kl›k sistemini de güçlendirir. Zencefil: Yap›lan baz› bilimsel çal›flmalar, zencefilin tümör büyümesini durdurabildi¤ini göstermektedir. Soya: ‹çerdi¤i fitoöstrojen ve izaflavonlar ile menopoz sonras› dönemde meme kanserine yakalanma riskini azalt›r. Soya, damarlaflmay› önleyerek kansere karfl› koruma sa¤lar. Çay: Siyah çay ve yeflil çay içerdikleri polifenoller ile kansere dönüflebilecek hücre aktivitesini önler. Çay ailesi ayn› zamanda kateflin ad› verilen flavonoid ailesinin üyelerini de içerir. Bu ö¤eler de antioksidan etkileri ile kansere karfl› koruma sa¤lar. Domates: Laykopen zengini domates, yüksek antioksidan içeri¤i ile kansere yakalanma riskini azaltan besinlerden bir tanesidir. Yap›lan baz› çal›flmalar tersini de gösterse, domatesin içerdi¤i laykopenin prostat kanserine yakalanma riskini azaltt›¤›na dair birçok bilimsel çal›flma mevcuttur. Piflmifl domateste bulunan laykopenin vücutta kullan›labilirli¤i çi¤ domatesten daha fazlad›r. Yerelmas›: Beta-karoten ve C vitamini içeri¤iyle antioksidan kapasitesi yüksek olan yerelmas› kanser riskini azalt›c› etki gösterir. Haftada bir veya iki kere zeytinya¤l› olarak sofralar›m›z› zenginlefltirebilir. Bilgiler Diyetisyen Nur Gizem fieber’den al›nm›flt›r. 41 kas›m-aral›k Ailem ve Ben Günümüzde yard›mseverlik, baflkalar›n› önemsemek, nezaket veya sorumluluk ifadeleri anlams›z kelimeler haline geldi. Peki bu durumda çocuklar›m›za “teflekkür ederim”, “bir fley de¤il” demeyi ya da yalan söylememeyi nas›l ö¤retece¤iz? Manevi de¤erler ve çocuklar›m›z anevi de¤erler gitgide daha fazla k›ymetini yitiriyor. Yard›mseverlik, baflkalar›n› önemsemek, nezaket veya sorumluluk ifadeleri anlams›z kelimeler haline geldi. Peki bu durumda çocuklar›m›za “teflekkür ederim”, “bir fley de¤il” demeyi ya da yalan söylememeyi nas›l ö¤retece¤iz? Kesin olan, do¤ru ve yanl›fl›n ne oldu¤unu bilmeyen çocukla- M 42 kas›m-aral›k r›n ileride zorluk çekecekleri. Küçük Serra'n›n kahvalt› taba¤› bin parçaya bölünmüfl halde mutfak zemininde duruyor. Anne ve babas› ona bunun nas›l oldu¤unu sordu¤unda onlara ilginç bir hikâye anlat›yor: “Yabanc› bir çocuk mutfa¤a geldi ve taba¤›m› yere att›!” Ebeveynler endifleli, acaba minik k›zlar› bir yalanc› olma yolunda m›? Çocuklar›n bazen anne ve babalar›n›n istedikleri gibi davranmamalar› onlar›n potansiyel birer suçlu olduklar›n› göstermez. Çünkü her çocuk bir de¤er sisteminin içinde büyümeli ve yetiflkinlerin olaylara yaklafl›m biçimlerinden kendi tecrübelerini edinmeli. Genelde yalan söyleyerek karfl›lar›ndaki insan›n düflünce dünyas›na girmeye çal›fl›rlar ve ne yaz›k ki küçük çocuklar tüm insanlar›n kendileri gibi düflündüklerini san›rlar. Yaklafl›k dört yafl›ndan sonra di¤er insanlardan farkl› düflünceler gelifltirirler. Uzmanlara göre, bilinç bu yaflta oluflmaya bafll›yor. Bundan dolay› çocuklar›n ilk yalanlar›n›n bu “roller oyunu”nun dönemine denk gelmesi bir tesadüf de¤il. Bu dönemde sadece baflkalar›n›n düflüncelerini benimsemekle kalmay›p ayn› zamanda onlar›n kiflili¤ine de bürünmeye çal›fl›yorlar. Baba-anne-çocuk dünyas›nda günlük olarak yaflananlar› daha sonra oyuncak ay›lar, bebekler veya komflunun köpe¤i ile tekrar canland›r›yor ve bu yaflta uçsuz bucaks›z bir hayal dünyas›na sahip oluyorlar. Çocuklar›n ilk y›llar›nda sürekli onlar› elefltiren, zorla onlar› de¤ifltirmeye çal›flan ve onlara manevi de¤erler ö¤reten ebeveynlere ihtiyaçlar› yok. Çünkü istenilen sosyal düflünce ve davran›fl biçimini özümseyebilmek için kendilerini güvende hissetmeleri gerekir. Olduklar› gibi sevildiklerini ve anlafl›ld›klar›n› bilmeliler. Sürekli do¤ru olmayan davran›fllarda bulundu¤unu hisseden çocuk zamanla içine kapan›r ve bir süre sonra art›k eriflilemez hale gelir. Bu çocu¤unuzun her fleyi yapmas›na izin verece¤iniz ve üstüne bir de do¤ru olmayan davran›fllar› için onu ödüllendirece¤iniz anlam›na gelmiyor. Hemen tepki göstermeyin Ebevenyler çocuklar›na, yanl›fl bir fley yapt›klar›nda mutlaka uygun bir dille söylemeliler. Ancak yolunda gitmeyen fleyler için büyük hayal k›r›kl›klar› yaflamak için henüz erken. Anne ve babalar›n çocuklar›n›n davran›fllar›n›n bir suç de¤il de bir geliflme safhas› oldu¤unu bilmeleri onlar› rahatlat›r. Her çocuk do¤ru davranmak ister. Hiçbir fley onun için anne-babas› taraf›ndan kabul görmek kadar önemli de¤ildir. Tüm davran›fllar›n› onlar› mutlu etmeye ve takdir almaya odaklar. Tabii buna karfl›l›k onlar›n hofluna gitmeyecek her türlü eylemi de sak›n›r. Elbette bunlar›n terbiyeli olmakla hiç ilgisi yok. Çünkü bu yafltaki çocuklar›n davran›fllar›nda henüz bir anlam mevcut de¤ildir. Geliflim döneminin onlara getirdikleri çerçevesinde hareket ederler. Dünyaya karfl› s›n›rs›z bir merak içinde, elleri ile En iyi kriter sizsiniz I ‹lk y›llarda düflündükleriniz ve his- settikleriniz çocuklar›n›z için yol gösterici olacakt›r. Çocuklar›n çok hassas antenlere sahip olduklar›n› unutmay›n: Söylediklerinizle demek istedikleriniz uyuflmad›¤›nda bunu kolayca anlayabilirler. I Çocu¤unuzu toz pembe bir gözlükle görmeye çal›fl›n. Onun güzel yanlar›na odaklan›n, yolunda gitmeyen davran›fllar›n› görmemeye çal›fl›n. S›k s›k ona, onu oldu¤u gibi sevdi¤inizi ve kabul etti¤inizi gösterin. Manevi de¤erlerin temelini oluflturmak için, ona ilk yaflam y›llar›nda anlay›fl ve güven gösterin ve onu s›n›rs›z sevin. I Ona yetiflkinlerin de¤erler sistemine al›flabilmesi için zaman tan›y›n. Çocu¤unuzu sevdi¤iniz ve dikkate ald›¤›n›z takdirde sizin davran›fl›n›z› örnek alacakt›r. Onu döverek veya baflka türlü cezalar uygulayarak ancak tam tersini elde edebilirsiniz. I Önemli olan manevi de¤erleri günlük yaflam›n›zda uygulaman›z. Bir çocuk ailesinde kimsenin di¤erinin sözüonu tan›mak a¤›zlar› ile onu kavramak isterler. ‹stenmeyen bir davran›fl›n sonucunda gelen bir cezaya karfl› çocukta, bir korku geliflir. Sonuç olarak, çocuk istenildi¤i gibi davran›r! Ama onu anlay›flla karfl›lad›¤›n›z› ve davran›fl›n› anlad›¤›n›z› bu flekilde ö¤retemezsiniz. Sizi örnek al›rlar ‹lk etapta anne-baban›n oluflturdu¤u örnek, çocuklar›n duygu ve düflüncelerini gelifltiriyor. Otobüste giderken engelli bir kad›n›n bindi¤ini görüp sizden yer istemedi¤i halde yerinizden kalk›yorsan›z nü bölmedi¤ini ve yanl›fl davran›fllar›n alay konusu olmayaca¤›n› görürse bu yaklafl›m› benimser. I Büyüdükçe çocuklar arkadafllar›ndan ve televizyondan da etkilenmeye bafllar. Ö¤rendi¤i baz› davran›fl flekilleri sizin vermek istediklerinizle örtüflmeyecektir. Bundan dolay› bu tarz faktörlerin etkilerini azaltmaya çal›fl›n. kiflili¤inizi ortaya koymufl olursunuz. Bu davran›fl çocu¤unuzun ileride yaflam biçimini belirlemesinde yard›mc› olur. Elbette onun örnek alaca¤› tek insan siz de¤ilsiniz ama ilk y›llar›nda en önemli kifli siz olacaks›n›z. Düflünceleriniz ve davran›fllar›n›z çocu¤unuz taraf›ndan özümsenir ve onda geliflir. Burada önemli olan ne kadar mükemmel oldu¤unuz de¤il çocu¤unuzun sizi gördü¤ü dünyada ne kadar dürüst ve tutarl› oldu¤unuzdur. ‹flte bu da onun görüp daha sonra benimseyece¤i temel davran›fl biçimidir. Her çocuk do¤ru davranmak ister. Hiçbir fley onun için anne-babas› taraf›ndan kabul görmek kadar önemli de¤ildir. Elbette onun örnek alaca¤› tek insan de¤ilsiniz ama ilk y›llar›nda en önemli kifli siz olacaks›n›z 43 kas›m-aral›k Çay Molas› “‹nsanlar› sevdi¤im için iflimde baflar›l›y›m” Radyolar›n be¤enilen sesi Ayça fien, fark edilen tarz›yla radyo programlar› aras›ndan kolayca s›yr›lan bir isim. fien her sabah 07.00-10.00 saatleri aras›nda NTV’nin yeni radyo frekans› 99.4’te “Ayça fien Baflkan Pusu” adl› program›yla dinleyicilerin güne keyifli bafllamas›n› sa¤l›yor N TV’nin yeni radyo frekans› Virgin Radio’da her sabah siz trafikte s›k›l›rken günün stresini atman›za yard›mc› olan Ayça fien, radyoculu¤u uzun soluklu yürütenlerden... Kendinden bahsederken “Bu kad›n da her ifli yap›yor desinler istemiyorum” diye yak›nan fien’i anlat›rken, her fleyden konuflma durumunu es geçemiyoruz. Çünkü o gerçekten de ayn› anda birkaç ifli birden yürüten, hangi ifli yap- 44 kas›m-aral›k sa baflar›y› yakalayan, enerjisiyle karfl›s›ndakini etkileyen bir mizaca sahip. Ayça fien ile radyoculu¤a bak›fl› ve yazma serüveni üzerine keyifli bir sohbet gerçeklefltirdik. Mimar Sinan Üniversitesi seramik bölümü ile ‹stanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvar› fian bölümü... Ayn› anda iki bölümde birden okuma fikri nereden geldi? Çocuklu¤umdan beri hep müzikle iç içeydim. O zamanlar “Ben esas müzikle ilgilenece¤im” diye düflünüyordum. Radyoda çal›flmaya bafllay›nca epey bir süre müzikle ilgilenemedim. fiimdilerde müzi¤e tekrar e¤ilmeyi düflünüyorum. Seramik bölümüne gelince... Yine çocukluktan gelen bir resim merak›m vard›. Annem vitrayc›yd›. 12-13 yafllar›ndayken onun atölyesinde çocuk odas› camlar›n›n desenlerini ben çizerdim. Bu resim ve müzikle iç içe olma durumumu devam ettirerek büyü- düm. Hem resim hem de müzikte tamamen alayl› oldu¤umu söyleyebilirim. Güzel sanatlar› seçme nedenim de budur. Sonradan serami¤in bana göre olmad›¤›n› ve benim için resmin iki boyutlu oldu¤unu anlad›m. Seramik bölümündeyken yar› zamanl› flan bölümüne de girdim. Ancak iki bölümü de bitiremedim. Okulla pek alakas› olan bir ö¤renci de¤ildim. ‹lk sene gittim ve ikinci sene özel radyolar aç›ld›. Oralarda çal›flmaya bafllad›m. ‹nan›lmaz keyifli geldi. Bir yandan radyo di¤er yandan okulu devam ettiremedim. Asl›nda devam edebilirdi ama okulu çok seven biri olmad›¤›m için s›k›l›yordum. Hangi radyo ile bafllad›n›z? Üniversitenin ilk senesindeki yaz tatilinde, Genç Radyo ile bafllad›m. Radyo iflinin ilerledi¤i dönemin devam›nda özel radyolar kapand›. Tam da bu dönem üniversiteye dönebilmek için af ç›km›flt›. Ondan yararland›m. Okula bir süre devam ettim. Fakat sonra radyolar tekrar aç›ld›. Radyoda uzun soluklu program yapan ve çizgisiyle fark yaratanlardans›n›z. Bu baflar›n›n s›rr› nedir? Radyo ifli benim için nefes almak gibi... Nas›l nefes al›yorsunuz, diye sorulunca bana garip geliyor. Çünkü radyo benim o an içimden ne geliyorsa onu yapt›¤›m bir yer. Baflar›l›ysam da bu yüzden baflar›l›y›m. Düflünsenize 15 sene iki saat boyunca ayn› ifli yap›yorsun. Art›k o senin kolun, burnun gibi bir parçan oluyor. Bu yüzden de nas›l yapt›¤›n› anlatam›yorsun. Tabii ki daha iyi yap›labilir. Daha çok haz›rl›k, daha çok çal›flma yap›labilir ve hatta yap›lmal›d›r da. Ama çok efor harcansa da sonuçta her fley benim konuflmama bak›yor. ‹stedi¤in kadar haz›rl›k yap, sende bir istek yoksa o haz›rl›k bir ifle yaram›yor. ‹flimi iyi yapmam›m sebebi, insanlar› sevmemle alakal›. Radyo ya da TV’deki flov programlar›nda be¤endi¤iniz isimler var m›? Hiç televizyon izlemiyorum; radyo da dinlemiyorum. Gazetelerdeki baz› köfle yazarlar›n› takip ediyorum. Onun d›fl›nda kitap okumay› seviyorum. Bir dönem televizyonda program da yapt›n›z. Bu yönde bir projeniz olacak m›? Dört sene televizyonda program yapt›m. Böyle projeler olacak ama flov anlam›nda de¤il. Ben pek sosyal bir insan de¤ilim. fiov programlar›nda daha sosyal, daha rahat olman›z gerekiyor. Dolay›s›yla bu tarz bir program›n içinde bulunmak istemem. Birtak›m teklifler al›yorum ama henüz kesinleflen bir proje yok. Gazete ve dergilerde pek çok yaz›n›z yay›mland›. Yazma serüveninizden biraz bahsedebilir misiniz? 1994 y›l›nda, Aktüel dergisinde izlenim yaz›lar› yazarak bafllad›m. Sonra erkeklerle röportaj yapmaya bafllad›m. O röportajlar çok be¤enildi. Ard›ndan Radikal geldi. Bir süre röportajlara devam ettim ve bir gün o¤lum Memo’yla bir çocuk fuar›na gittik. Oradaki izlenimimi, Memo’yla yaflad›klar›m› yazd›m. Bu çok hofluma gitti. Yay›n yönetmeniyle konufltuk ve serbest yazmak istedi¤imi söyledim. Zaten onun akl›nda da böyle bir fley belirmifl. Ondan sonra da köfle yazmaya bafllad›m. Ama bu köfle yaz›lar› öyle bildi¤iniz anlamda politik makaleler de¤il. ‹stesem o tarz yaz›lar da yazar›m ama ben politikadan pek anlam›yorum. Ne görürsem, ne içime do¤arsa onu yaz›yorum. Kimsenin de bir fley dedi¤i yok. Yazmak içten gelen do¤al bir ihtiyaç gibi... ‹lle gazetede olmas› da gerekmiyor. okunan dergisinde 22-23 yafl›mda yazmaya bafllad›m. Dilinizden düflürmedi¤iniz o¤lunuz Memo’nun gözünden Ayça fien’i de¤erlendirirsek, nas›l bir annesiniz? Memo beni zaman zaman ciddiyete davet ediyor. Yedi yafl›nda, efendi ve ciddi bir çocuk. Ben de yerine göre arkadafl, yerine göre anne oluyorum. O da bazen benim taklidimi yap›yor. Eklemek istedikleriniz... Herkes istedi¤i ifli yaps›n. ‹nsanlar› rahat b›raks›nlar. Onlar da rahat rahat istediklerini yaps›n. Üç kitab›n›z yay›mland›. Sizi yazmaya teflvik eden, etkilendi¤iniz durumlar neler? Okuma yazmay› ö¤renir ö¤renmez komik hikâyeler yazmaya bafllad›m. Arkadafllar›ma mektuplar yazard›m. Çok sevinirlerdi. Bütün arkadafllar›m benden mektup beklerdi. Bir de ilkokulda günlük tutmaya bafllad›m. Yani asl›nda yazmak da hayat›n bir parças›yd› benim için. “Aktüel’de yazar m›s›n?” dediklerinde çok hofluma gitti. Türkiye’nin en çok satan ve 45 kas›m-aral›k Spor O y›lland›kça de¤erleniyor Befliktafl'tan Galatasaray’a takas transfer usulüyle geldi¤inde 24 yafl›ndayd›. Gaziantepspor formas› ile vitrine ç›kt›¤›nda ise 17 yafl›nda büyük kulüplerin gözdesi durumundayd›. Erken yafllarda parlad›¤› için baz›lar›na göre yüzü eskimifl durumda. Ancak Galatasaray'da her y›l futbolunun üstüne yeni bir fleyler koyan örnek bir profesyonelden bahsediyoruz; Ayhan Akman... 46 kas›m-aral›k “Orta saha oyuncusuyum. Futbol karakteri olarak agresif olmam gerekiyor. Baz› maçlarda tansiyon yükseldi¤inde, ben de afl›r› motivasyonla gerginlefliyorum. Fakat maçta rakibe bile bile pislik yapmam, tekme atmam, küfür etmem” rum. 11 sezon büyük tak›mlarda oynad›m. fiu an Milli Tak›m'da oynuyorum. Üst düzey tak›mlarda oynad›¤›m için, Allaha flükür Türkiye koflullar›nda iyi de para kazand›m. Ama Türk oyuncu ile yabanc›y› k›yaslarsan›z, hak etti¤iniz ilgi ve paray› kazand›n›z m› derseniz, hay›r derim. Yapt›¤›m›z›n karfl›l›¤›n› almak ad›na yabanc› oyunculardan daha az para ve ilgi gördü¤ümüzü söyleyebilirim. Ancak Galatasarayl› taraftarlar›n ilgi ve sevgisinden memnunum. Her zaman olumlu tepkiler al›yorum. Bu da beni ayr›ca mutlu ediyor. ucescu'dan beri teknik adamlar›n vazgeçemedi¤i bir isim. Ayhan Akman’›n örnek al›nmas› için geçerli nedenlerimiz var. Sezon bafllar›nda Galatasaray'›n bütün hocalar› Ayhan'› ideal 11’de düflünmüyorlar. Ama Ayhan Akman her sezon 40 ve üzeri, üst düzeyde maç oynuyor. Ço¤unda da vasat›n üstüne ç›k›yor. Gün geliyor tak›m›n y›ld›z› Lincoln sahada yokken Ayhan maç› da kurtar›yor. Ayhan bize göre futbol sahalar›nda hak etti¤i ilginin çok az›n› gören bir profesyonel. ‹lk sorumuzu da bu düflüncemiz paralelinde soruyoruz. L Hayat›n›zdan memnun musunuz, bir futbolcu olarak hak etti¤iniz ilgi ve sevgiyi görüyor musunuz? Öncelikle hayat›mdan çok memnun oldu¤umu vurgulamal›y›m. 15 sezondur Türkiye Süper Ligi'nde futbol oynuyo- Galatasaray'da çizginizi sürekli yükselttiniz. Bu pozitif geliflim sürecinin s›rr› ne? Tecrübe çok önemli. Futbolu 25 yafl›ndan sonra bilinçli, hakk›n› vererek ve profesyonel olarak oynad›¤›ma inan›yorum. fiu anda da ö¤renme aflamas›nday›m. Ö¤renmenin hakikaten futbolda da yafl› yok. Duraca¤›n yeri bilmek, tak›m takti¤ine uymak, rakibe göre pozisyon almak hep tecrübe ile gelifliyor. Çal›flt›¤›m her hocadan bir fleyler ö¤rendim. Çok kaliteli teknik adamlarla çal›flma flans›m oldu. Her sene futbolumu gelifltirdi¤ime inan›yorum. Gaziantep'ten Befliktafl'a transfer oldu¤unuzda futbolunuz duraklama dönemine girmiflti. Befliktafl'a geldi¤imde 22 yafl›nda, deyim yerinde ise çaylak bir futbolcuydum. Talihsiz sakatl›klar yaflad›m. Kötü bir dönemdi; ama Galatasaray benim için bir dönüm noktas› oldu. Kulüp yap›s›, camia yap›s› oyuncunun baflar›s›nda önemli bir etken. Galatasaray'da oyuncuya destek var, sab›r var, hoflgörü var. Futbolcu camias›ndan güven ve destek ald›¤›nda baflar› flans› art›yor do¤al olarak. Baflar› için huzur ortam› flart. Galatasaray'da bu ortam› yakalad›m. Üç flampiyonluk yaflad›m. Türkiye Kupas› kazand›m. fiampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale ç›kt›k. Bunlar sadece benim için de¤il di¤er futbolcular için de gerekli. Saha d›fl›nda çok efendi, “do¤ru” bir insans›n›z. Saha içinde ise zaman zaman senden beklenmeyecek agresif tav›rlar sergiliyorsunuz. Motivasyon ile ilgili. Orta saha oyuncusuyum. Futbol karakteri olarak agresif olmam gerekiyor. Baz› maçlar tansiyon yükseldi¤inde, ben de afl›r› motivasyonla gerginlefliyorum. Maçta rakibe bile bile pislik yapmam, tekme atmam, küfür etmem. Mesela Eskiflehir maç›nda rakibi ittim. Ma¤lup durumday›z. ister istemez gergin oluyorsunuz. Faul at›fl› kullanaca¤›m ama rakip topun önüne geçiyor, zamandan çalmaya çal›fl›yor; sinirlenip ittim. Burda hakem rakip oyuncuyu benden uzaklaflt›rsa hiç o görüntü de olmayacak ama maalesef bazen istenmeyen hatalar da yap›yoruz. Geçen y›l flampiyon olan kadroya olumlu transferler yap›ld› ama oynanan futbol geçen y›l› arat›yor... fiu an da liderden dört puan gerideyiz. iki maçta kapanacak bir fark. Sekiz hafta bitti, daha çok fley de¤iflebilir. Bu sene dokuz futbolcu Avrupa fiampiyonas› yüzünden kampa geç kat›ld›k. Çok saka47 kas›m-aral›k Spor “Milli Tak›m kadrosunda olmaktan dolay› çok mutluyum. Hedefim 2010 Dünya Kupas›’nda oynamak ve Milli Tak›m’› en iyi flekilde temsil etmek. Bu yüzden çok çal›fl›yorum” t›m›z var. 25 futbolcuyuz, daha ben bir arada çal›flt›¤›m›z› hat›rlam›yorum. Ama bu böyle devam etmeyecek. Sezon sonuna kadar ligi kovalayaca¤›z. Galatasaray kolay pes etmez. Kas›m ay› boyunca zor bir fikstür sizi bekliyor. Sürekli yedi günde üç maç oynamak zorundas›n›z. Çarflamba-pazar oynamak bence daha iyi. Maç oynamak futbolcuyu motive eder. Sakatlar döner, rotasyon sa¤lan›rsa bu avantaja dönüflebilir. Ben çok oynarsam daha kolay form tutuyorum. Bu dönemde bütün tak›m›n iyi dinlenmesi gerekiyor. Yedek oyuncular da forma flans› bulur. Böyle zamanlarda yedek oyuncular kendini gösterir. Sürpriz baflar›l› isimler ortaya ç›kabilir. Bizim flanss›zl›¤›m›z, ayn› mevkide olan Linderoth, Mehmet Topal ve Bar›fl'›n sakatlanmas›48 kas›m-aral›k d›r. Bu yüzden baz› oyuncular hiç dinlenmeden oynamak zorunda. Geçen sene son alt› haftaya girdi¤imizde hepimiz fluna inand›k. Hatan›n telafisi yok. Hep kazanmaya mecburuz. Bu bizi acayip motive etti. Kenetlendik ve iyi bir reaksiyon gösterdik. Zaten geçen y›l sezonun ço¤unda biz liderdik. Bir ara üst üste hatalar yapt›k, Fenerbahçe bizi geçti. O dönem Fenerbahçe fiampiyonlar Ligi'nde baflar›l› olunca herkes onlar›n flampiyon olaca¤›na inand›. Ama biz son alt› hafta bütün maçlar›m›z› kazan›nca flampiyon olaca¤›m›z› biliyorduk ve gerekeni yapt›k, maçlar›m›z› kazand›k. Skibbe ile Feldkamp aras›ndaki fark nedir? Feldkamp yafl›na ra¤men enerjik, cin gibi bir adamd›. Gerçekten çok kurnaz, futbolu bilen biri. Skibbe inan›lmaz düzgün, do¤ru bir adam. Çok karakterli, çok centilmen. Bütün tak›m seviyor ve say›yor. Türkiye'ye al›flt›¤› zaman daha da rahat edecek. Skibbe'nin otoritesi yok iddialar› çok saçma. Buras› Galatasaray Kulübü. D›flar›dakiler bilmez, anlamaz. Galatasaray'da otorite bofllu¤u olmaz, disiplinsizlik olmaz. Her kulüpte olabilecek basit hatalar belki olur. Bu sezon yap›lan yabanc› transferler, kariyerli oyuncular. Kewell, Meira, Baros size ne gibi katk›lar sa¤lad›? Bizde arkadafll›k ortam› her zaman mükemmeldir. Kariyerli yabanc›lar›n gelmesi tabii ki çok gerekli. Y›llard›r zor günlerde çabuk kenetleniyoruz, kötü durumlarda birlefliyoruz. Sevgi ve sayg› üst düzeyde. fiimdi yabanc› oyuncular da bunu hemen fark ediyor. Kaliteli transferler bize ayr› bir hava katt›. Bizi daha da motive etti. Ayr›ca rakipler için tehdit unsuru olacak düzeyde kaliteli, güçlü oyuncular. Geçen y›l son alt› haftada teknik direktörsüz kazan›lan flampiyonlu¤un en önemli s›rr› neydi? Bir dönem Fatih Terim ile y›ld›z›n›z bar›flm›yor deniyordu. fiimdi sürekli Milli Tak›m kadrosundas›n›z. fiu anda Milli Tak›m kadrosunda olmaktan dolay› çok mutluyum. Hedeflerimden biri Güney Afrika’da düzenlenecek 2010 Dünya Kupas› turnuvas›nda oynamak. Dünya Kupas›'nda oynayarak futbol kariyerime katk› yapmak amac›nday›m. Bu yüzden çok çal›fl›yorum. Ekstra antrenmanlar yap›yorum. Düzenli yafl›yorum, çok uyuyorum. Hedefimi hep yüksek tutuyorum. Galatasaray'da Hakan fiükür, Bülent Korkmaz, Arif Erdem, Okan Buruk, Hakan Ünsal gibi isimler kendi isteklerinin d›fl›nda ayr›lmak zorunda kald›lar. Bu sizin gibi oyuncular› nas›l etkiliyor? Bu flu demek, futbolda her fleyden önce performans geliyor. Her fley performansa ba¤l›. Futbolda dün yok. Vefa ne kadar olabilir, bilmiyorum. Herkes kendi aç›s›ndan hakl› olabilir. Bir futbolcu sahadaki performans› iyi olursa sayg› görüyor. Performans düflerse sevgi ve sayg› düflüyor otomatik. Ben kendi ad›ma söyleyeyim. Fiziksel anlamda performans›m›n düfltü¤ünü hissetti¤im anda futbolu b›rak›r›m. ‹lle de oynayaca¤›m diye diretmem. Kaç yafl›ndas›n›z ve kaç y›l daha oynamay› hedefliyorsunuz? 1977 do¤umluyum. Dört-befl y›l daha oynamay› hedefliyorum. Futbolu Galatasaray'da b›rakmay› tabii ki isterim ama iki y›l sonra ne olur bilemem. fiartlar benim aç›mdan olumlu olursa Galatasaray'da b›rakmak büyük onur. Ayr›ca Aslantepe'de yap›lacak yeni statta oynamak isterim. Umar›m gelecek sezon biter de ben de o flans› yakalar›m. UEFA Kupas› finalinin fiükrü Saraco¤lu'nda oynanacak olmas› sizi ayr›ca motive ediyor mu? Finalin fiükrü Saraco¤lu'nda olmas› bizi fazlas›yla heyecanland›r›yor. Tabii ki motivasyonumuzu art›r›yor. Kadromuz yetenekli gençler, kaliteli ve tecrübeli oyunculardan olufluyor. UEFA'da her tak›m› eleyebilece¤imizi düflünüyorum. Tabii futbol bu, her fley olabilir ama gerçekten finali hayal ediyoruz. fiampiyonlar Ligi'nden elendik. UEFA Kupas›'nda ileri gidip, taraftarlar›m›za bu konuda borcumuzu ödemek amac›nday›z. “Kadromuz yetenekli gençler, kaliteli ve tecrübeli oyunculardan olufluyor. UEFA'da her tak›m› eleyebilece¤imizi düflünüyorum. Tabii futbol bu, her fley olabilir ama gerçekten finali hayal ediyoruz” Ayhan Akman hakk›nda Do¤um tarihi: 23.02.1977 Do¤um yeri: ‹negöl Oynad›¤› tak›mlar: ‹negölspor, Gaziantep, Befliktafl, Galatasaray Boyu: 1.73 Kilosu: 69 Mevkisi: Orta Saha Medeni hali: Evli ve iki çocuk babas› 49 kas›m-aral›k Lezzet K›fl aylar›n›n tad› Oktay Usta’yla bir baflka olacak Farkl› lezzetlerin bir araya geldi¤i k›fl aylar›nda so¤u¤un art›fl›yla birlikte ifltah›m›z da aç›lmaya bafllad›. Televizyon dünyas›nda yemek program› anlay›fl›na bambaflka bir boyut kazand›ran Oktay Usta’n›n sizler için haz›rlad›¤› k›fl aylar›na özel mönüsü sofralar›n›za zenginlik katacak az›rlad›¤› televizyon program› ve yemek kitaplar›yla büyük küçük herkesin sevgilisi olan Oktay Usta’n›n k›fl aylar›na özel tarifleriyle buluflturuyoruz sizleri bu defa. Mesle¤ine âfl›k bir sanatç› edas›yla haz›rlad›¤› yemeklerine bambaflka bir büyü katan Oktay Usta ile Biberli bulgur çorbas›ndan hardal soslu H karnabahara, örgülü pilavdan yo¤urt tatl›s›na kadar herkese hitap edecek tariflerle sofralar›n›z› zenginlefltiriyoruz. Oktay Usta’n›n son derece yal›n bir dil ve e¤lenceli bir üslupla aktard›¤› tariflerle, aileniz ve misafirleriniz için mükellef sofralar kurman›n tad›n› ve huzurunu yaflayacaks›n›z... Hepinize flimdiden afiyet olsun! Biberli bulgur çorbas› Malzemeler: Dört çorba kafl›¤› bulgur, iki çorba kafl›¤› un, iki çorba kafl›¤› salça, bir domates, üç biber, bir so¤an, bir su barda¤› et suyu, maydanoz, su, tuz ve s›v›ya¤. Haz›rlan›fl›: So¤an›, biberleri ve domatesi yemeklik olacak flekilde kesin. Tencereye s›v›ya¤› al›n. So¤an› ve biberi tencereye ilave edin. Üzerine dört çorba kafl›¤› bulguru ilave edip kavurun. Daha sonra üzerine domatesi ve unu ilave edin. Daha sonra iki çorba kafl›¤› salçay› ilave edin. Tencereye bir su barda¤› et suyunu ilave edin. Et suyunun üzerine ilkönce so¤uk su daha sonra s›cak su ilave edip çorbay› piflirin. 50 kas›m-aral›k Hardal soslu karnabahar Yo¤urt tatl›s› Malzemeler: Dört yumurta, bir çay barda¤› tozfleker, üç çay barda¤› yo¤urt, bir çorba kafl›¤› tereya¤›, bir limon kabu¤u rendesi, üç çay barda¤› un, üç çay barda¤› irmik, bir paket kabartma tozu, bir paket vanilya ve üç çorba kafl›¤› hindistan cevizi. fierbet için: Dört su barda¤› toz fleker, dört buçuk su barda¤› su, yar›m limon. Malzemeler: ‹ki karnabahar, bir kâse yo¤urt, iki çorba kafl›¤› hardal, iki çorba kafl›¤› zeytinya¤›, tuz ve karabiber. Üzeri için: Fesle¤en. Haz›rlan›fl›: Karnabaharlar› bütün olarak hafllay›n. Karn›bahar haflland›ktan sonra çiçeklerini ay›r›n ve servis taba¤›na al›n. Hardall› sosu için yo¤urt ve hardal› kar›flt›r›n. Servis taba¤›ndaki karn›bahar›n üzerine hardall› yo¤urtlu sostan döküp servis edin. Patatesli puf böre¤i Haz›rlan›fl›: Kar›flt›rma kab›na yumurta, yo¤urt ve erimifl margarini al›n ve tüm s›v›lar› kar›flt›r›n. Di¤er taraftan tozfleker, un, irmik, kabartma tozu, vanilya ve hindistan cevizini bir baflka kapta kar›flt›r›n ve s›v›lara ekleyin. En son limon kabu¤u rendesini de ekleyin ve f›r›n kab›na al›n. Haz›rlad›¤›n›z malzemeyi 180 derecede piflirin. Tatl› piflerken bu arada flerbeti haz›rlay›n. Tatl› da piflince ikisi de ›l›kken flerbeti üzerinde gezdirin. ‹ste¤e ba¤l› olarak f›st›k ezmesi ve kiraz flekerlemesi ile servis yapabilirisiniz. Örgülü pilav Malzemeler: Bir yumurta, bir çorba kafl›¤› yo¤urt, yar›m poflet kabartma tozu, bir hafllanm›fl patates, un ve tuz. ‹ç harc› için: Beyazpeynir, maydanoz ve k›zartmak için s›v›ya¤. Malzemeler: Befl yaprak milföy hamuru, iki su barda¤› pirinç, bir su barda¤› bezelye, bir tavuk gö¤sü, bir tutam dereotu, s›v›ya¤, tavuk suyu, tuz ve karabiber. Haz›rlan›fl›: Kar›flt›rma kab›na ilk olarak yumurta, yo¤urt ve rendelenmifl patatesi alarak kar›flt›r›n. Daha sonra üzerine kabartma tozu ve alabildi¤i kadar un ekleyin. Tuzunu da ayarlayarak hamuru yo¤urun. Haz›rlad›¤›n›z hamuru iyice aç›n. Beyazpeynir ve maydanozdan oluflan bir iç harç haz›rlay›n. Hamurun uzun taraf›na haz›rlad›¤›n›z iç harçtan belli aral›klarla misket büyüklü¤ünde kopararak koyun. Daha sonra hamurun kenar›n› üzerine kapat›n ve bardak yard›m› ile hamuru kesin. Bütün hamur için ayn› ifllemi uygulay›n. Börek haz›r olunca k›zg›n ya¤da k›zart›n. ‹flte size puf puf harika bir börek... Haz›rlan›fl›: Bir tavuk gö¤sünü hafllay›n. Haflland›ktan sonra tavuk etini kesin. Tencereye s›v›ya¤› al›n. Üzerine pirinci ilave edip kavurun. Pirinç kavrulduktan sonra üzerine tuz ve tavuk etlerini ilave edin. Üzerine tavuk suyu ilave edin. Tavuk suyu ekledikten sonra üzerine bir su barda¤› bezelye ilave edip pilav› piflirin. Befl yaprak milföyün bir adedini yuvarlak kal›pla yuvarlak flekilde kesin. Kek kal›b›n› margarin ile ya¤lay›n. Haz›rlad›¤›n›z kek kal›b›n›n zeminine yuvarlak milföyü yerlefltirin. Di¤er kalan üç adet milföyü uzun fleritler halinde kesip kek kal›b›n›n kenarlar›na dizin. Pilav pifltikten sonra üzerine ince k›y›lm›fl dereotu ilave edin. Pilav› kek kal›b›n›n içine boflalt›n. Daha sonra pilav›n üzerini bir adet milföy ile kapat›n. Örgülü pilav› önceden ›s›t›lm›fl olan 180 derecelik f›r›nda piflirin. Örgülü pilav pifltikten sonra kek kal›b›n› ters çevirip servis taba¤›na al›n. 51 kas›m-aral›k Kültür & Sanat K‹TAP ÇOK OKUNANLAR Cahillikler Kitab› NTV Yay›nlar› John Lloyd – John Mitchinson Empati Adam Fawer April Yay›nc›l›k Uçurtma Avc›s› Everest Yay›nlar› Halit Hüseyni Pegasus S›rr› Pegasus Yay›nc›l›k Gregg Loomis A¤r›’n›n Derinli¤i Everest Yay›nlar› Ece Temelkuran Masumiyet Müzesi Orhan Pamuk ‹letiflim Yay›nlar› Masumiyet Müzesi yaln›zca aflk konusunu derinlemesine ele alm›yor. Tart›flma, birlikte gezme, "flört", niflanlanma, evlilik öncesi seviflme gibi konulara da cesaretle giriyor. K›z istemeler, niflan törenleri, ilk buluflmalar, ayr›l›klar, evlilikler, iliflkiler ve aflklar anlat›l›yor. Pamuk'un bu roman› da, önceki kitaplar›n›n ço¤u gibi ‹stanbul'da geçiyor. Özellikle 1975 ile 1984 y›llar› aras›ndaki ‹stanbul'un sokaklar›, sinemalar›, Beyo¤lu, Bo¤az, kitab›n kalbinde. 592 sayfal›k roman›n 150'ye yak›n kahraman›n›n bir k›sm› gerçek hayattan al›nma, bir k›sm› da okuyucunun tan›d›¤› baz› ünlü kifliler. Yaln›z aflk de¤il, evlilik, arkadafll›k, cinsellik, tutuku, aile ve mutluluk hakk›ndaki düflüncelerinizi de derinden etkileyecek bir roman. 52 kas›m-aral›k Son Ada Darbeci bir baflkan, emeklilik y›llar›n› geçirmek üzere, herkesin her fleyiyle hoflnut oldu¤u cennet bir adaya yerleflir. Baflkan, ruhuna dek ifllemifl olan y›k›c›l›k potansiyelini, geçmifl politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararl›d›r. Bu do¤rultuda tüm aday› etkileyecek müdahalelere giriflir. Önceleri s›radan görünen bu müdahaleler, sonunda düflman› düflmana k›rd›rmaya dek varacakt›r. Baflta mart›lar olmak üzere, ada halk› dahil tüm canl›lar Baflkan'›n ac›mas›zl›¤›ndan pay›n› alacakt›r. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidifle direnen baz› sesler de vard›r. Livaneli “Son Ada”da, düflsel bir ülkede yaflanan, asl›nda hepimizin aflina oldu¤u olaylar› alegorik bir anlat›mla verirken, politik ve kiflisel ihtiraslarla topluma ve do¤aya müdahalelerin sonuçlar›n› da gözler önüne seriyor. Zülfü Livaneli/Remzi Kitapevi Leylak Zaman› Her cuma akflam› leylak rengi bir minibüs, içinde yedi yolcusuyla Dublin'den üç saat uzaktaki taflra kasabas› Rathdoon'a do¤ru yola ç›kar. Minibüsün hiç de¤iflmeyen yedi yolcusundan her birinin di¤erlerinin bilmedi¤i gizli bir hikâyesi, zorunlu bir yolculuk nedeni vard›r. Paylafl›lmay› bekleyen s›rlar ve hikâyeler.. Maeve Binchy gerçek dertleri ve sevinçleriyle son derece canl› karakterleri bir kez daha ustal›kla buluflturup her zamanki gibi ö¤retici ve keyifli, s›cac›k bir roman sunuyor okurlar›na. Maeve Binchy/Do¤an Kitap Kad›ndan Kentler “Kad›ndan Kentler”, Murathan Mungan’›n 16 kentte geçen 16 hikâyeden oluflan yeni kitab›. ‹çinde ‹zmir, Adana, Trabzon, Bursa, Amasya, Ankara, Samsun, Sinop, Afyon/Denizli, K›rflehir, Diyarbak›r, Erzurum, Kayseri, Gümüflhane, Mersin, Istanbul gibi kentlerde geçen16 öykü yer al›yor. Bu 16 kentte bir biçimde karfl› karfl›ya gelen kad›nlar, bu karfl›laflmadan yaflamlar› için gereken bir fleyi ö¤renip yollar›na ve öykülerine devam ederler. Murathan Mungan/Metis Yay›nc›l›k Son Konuflma Pankreas kanseri, 3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilimadam›; ama her fleyden önce 1,2 ve 5 yafllar›nda üç tane çocu¤u olan ve onlardan -hele de flimdi-hiç ayr›lmak istemeyen son derece duygusal bir baba; gelecek 20 senede çocuklar›na ö¤reteceklerini, günün birinde onlar›n sahiline vuracak bir flifleye s›¤d›rmaya çal›fl›yor. ‹flte böyle bir adam›n bütün dünyaya ve en baflta da çocuklar›na miras b›rak›lmak üzere, yaflamla ilgili -evet ölümle de¤il, yaflamla ilgili-, çocukluk hayallerimizle ilgili, hayat›m›zdan sonuna kadar tat almayla ilgili, dostluklarla ilgili, sevgiyle ilgili, k›sacas› yaflam›n tam da kendisiyle ilgili üniversite kürsüsünden yapt›¤› "Son Konuflma" anlat›lyor bu kitapta. Randy Pausch/Butik Yay›nlar› Güzel Yaflama Sanat› “Güzel Yaflama Sanat›” bizlere Lucinda ve John taraf›ndan yaz›lm›fl, içindeki cömertlik ve do¤ruluk hakk›ndaki gerçek hikâyelerle bizi do¤ru yaflamak konusunda cesaretlendiren, gelifltiren bir kitap olarak karfl›m›za ç›k›yor. Bu s›ra d›fl› kitap; ikili iliflkileri düzletmek ve güçlendirmek, bireylere destek verip güçlendirerek bir sosyal ortam oluflturmak ve bu sayede gündelik hayat›m›zda oluflturaca¤›m›z ruhsal birliktelik ile dünyaya daha yararl› bireyler olmam›za yard›mc› olacak ola¤anüstü bilgiler içeriyor. Lucinda Vardey, John Dalla Costa/Mart› Yay›nc›l›k F‹LM ÇOK D‹NLENENLER The Incredible Hulk Ebru Gündefl Evet Yönetmen: Louis Leterrier Oyuncular: Edward Norton, Liv Tyler, Tim Roth, William Hurt Yap›m Y›l›: 2008 Süre: 114 dakika Yaflar Dem Gülcan Altan Gülümser Dünyaca ünlü çizgi kahraman Hulk, çarp›c› aksiyon sahneleriyle karfl›n›zda! Bilimadam› Bruce Banner (Edward Norton), tüm hücrelerini zehirleyen gama radyasyonuna karfl› bir kür gelifltirmeye ve içinde dizginleyemedi¤i bu öfke saçan gücü, Hulk'u, serbest b›rakmaya çal›flmaktad›r. Gölgelerde yaflayarak, eski hayat›ndan ve sevdi¤i kad›ndan uzak kalan Bruce, bu obsesif durumdan kaç›nmak için çabalarken bir taraftan da General Thunderbolt Ross (William Hurt) ve gücünü yok etmeye çal›flan askeri bir makine taraf›ndan yakalan›p yok edilme tehlikesi ile karfl› karfl›ya kalacakt›r. Hulk'un karfl›s›nda art›k yeni bir düflman vard›r: Abomination. Hadise Deli O¤lan Fikret K›z›lok, Bülent Ortaçgil Pencere Önü Çiçe¤i Yavuz Top, Arif Sa¤, Musa Ero¤lu, Muhlis Akarsu Muhabbet 5 Zülfü Livaneli 35. Y›l Konseri 21 Yönetmen: Robert Luketic Oyuncular: Laurence Fishburne, Kevin Spacey, Kate Bosworth, Jim Sturgess Yap›m Y›l›: 2008 Süre: 123 Dakika 21, her fleylerini riske atan befl ö¤rencinin gerçek hikâyesini anlat›yor. Üniversiteye gitmek için para aray›fl› içerisinde olan Ben Campbell'›n bir çözüme ihtiyac› vard›. Ve o çözümü Blackjack oynamakta arar. Ben bir anda kendini okulun en yetenekli ö¤rencilerinin içerisinde Vegas'a kumar oynamaya giderken bulur. Sahte kimlikleri, keskin zekâlar› ve k⤛tlar› saymadaki eflsiz yetenekleriyle Ben ve arkadafllar›, son derece yüksek güvenlik önlemleriyle bezenmifl kumarhaneleri flafl›rtmay› baflar›r. Ancak Ben, bir süre sonra para h›rs›na ve bu yaflam tarz›n›n büyüsüne kap›l›r. fiimdi yapmas› gereken, say›lar› iyi saymak ve her fley kontrolden ç›kmadan önce kumarhane güvenli¤inden bir ad›m ileride olmakt›r. 120 Gelin Benim Olacak Yönetmen: Paul Weiland Oyuncular: Emily Nelson, Selma Stern, Beau Garrett, Lilly McDowell, Craig Susser, Corinne Reilly Yap›m Y›l›: 2008 Süre: 101 Dakika Tom hayat›n› sevmektedir. Ta ki en yak›n arkadafl› Hannah'ya âfl›k oldu¤unu fark edinceye kadar. Ancak Hannah yak›fl›kl› bir ‹skoçla evlenmeye karar verip Tom'dan bafl nedimesi olmas›n› istedi¤inde, Tom gelinin di¤er düflman nedimeleri gibi birçok dü¤ün ayr›nt›s›yla yüzleflmek zorunda kal›r. fiimdi o gelini çalma plan› olan bir bafl nedimedir. Yönetmen: Murat Saraço¤lu, Özhan Eren Oyuncular: Burak Sergen, Özge Özberk, Cansel Elçin Yap›m Y›l›: 2008 Süre: 110 Karlara yaz›lm›fl gerçek bir destan! Van. 1915 Ocak. K›fl... I. Dünya Harbi'nin ilk aylar›... Eli tüfek tutan herkes Ruslarla ölüm kal›m savafl›ndayken s›n›r birliklerinde cephane tükenir. Vanl› çocuklar gönüllü olurlar; yafllar› 12-17 aras›nda de¤iflen 120 isimsiz kahraman çocuk. Cephaneyi s›rtlan›rlar, karl› da¤larda günlerce gecelerce yürürler. ‹simleri unutulmufl da olsa bu büyük yolculu¤u gerçek bir kahramanl›¤a dönüfltüren gençlerin hikâyesi... 53 kas›m-aral›k Boydak’tan Haberler Bat› Karadeniz bölge bayileri iftarda bulufltu Adakar A.fi. ve Karbel A.fi. Bat› Karadeniz bölge bayilerini bir araya getiren iftar daveti 10 Eylül 2008 tarihinde Adapazar›’nda bulunan Reiso¤lu Restaurant’da gerçeklefltirildi. 300 kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen iftar davetine, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Yusuf Boydak ve Bekir Boydak, Bat› Karadeniz ‹stikbal-Bellona ve Mondi Bayileri, Adakar A.fi. ve Karbel A.fi. yöneticileri ve çal›flanlar›n›n yan› s›ra bas›n ve sivil toplum kurulufllar› baflkanlar› da kat›ld›. Bayilerimizin bulufltu¤u ve kaynaflma f›rsat› buldu¤u iftar yeme¤inin ard›ndan Erol Duran aç›l›fl konuflmas›n› yapt›. 2008 hedefleri hakk›nda genel hat›rlatmalar yapan ve bayi e¤itimleriyle ilgili bilgi aktaran Duran’›n ard›ndan Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Boydak konuflmas›n› gerçeklefltirdi. Bayilerimizin kat›l›mlar›na teflekkürlerini sunan Bekir Boydak, kat›l›mlar›n devam›n› dileyerek bayram tebri¤iyle konuflmas›n› sonland›rd›. Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yusuf Boydak ise konuflmas›nda e¤itim için genel hat›rlatma yaparak kat›l›mc›lara piyasan›n genel durumu hakk›nda bilgiler aktard›. Çelik Grup ve Boydak Holding ailesi iftarda bir araya geldi Çelik Grup bünyesinde bulunan Kale Pazarlama, Çelikkale ve Çelikhal› A.fi.’nin bölge müdürlüklerini ve bayilerini bir araya getiren geleneksel iftar yeme¤i, bu y›l da IC Airport Hotel’de gerçeklefltirildi. ‹ftar yeme¤i, bölgemizde bulunan ‹stikbal, Bellona, Mondi ve Regina bayilerimiz ile bas›n mensuplar›n›n yer ald›¤› yaklafl›k 280 kifliyi bir araya getirerek, Ramazan ay›n›n güzelliklerinin paylafl›lmas›n› sa¤lad›. Kepez Belediye Baflkan›, Türkiye Spor Yazarlar› Derne¤i Antalya fiube Baflkan›, Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak ve Boydak Holding Baflkan Vekili fiükrü Boydak, bayilerle iftar yeme¤inde bir araya geldi. ‹ftar yeme¤ine Kale Pazarlama A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Mehmet Çelik, Çelikkale A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› ‹brahim Çelik, Yönetim Kurulu Üyeleri Celal Çelik, Ali Çelik, Arif Çelik ve Gökhan Çelik ile Markalar Genel Koordinatörü Bilal Uyan›k ve Bellona Pazarlama Müdür Yard›mc›s› Aygün Baflok da kat›ld›. ‹ftar yeme¤i bitiminde bir konuflma yapan Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak bayilerimizin yaklaflan Kadir Gecelerini kutlad› ve hay›rl› ramazanlar diledi. 54 kas›m-aral›k ‹stikbal-BellonaMondi Trakya bölge bayileri birlikte oruç açt› ‹stikbal-BellonaMondi Ankara bayilerine iftar yeme¤i düzenlendi Yön Pazarlama A.fi. ve Sahra Ltd. fiti’nin ‹stikbal, Bellona ve Mondi bayilerini buluflturan iftar yeme¤i 10 Eylül 2008’de gerçeklefltirildi. Ankara'n›n meflhur restoran› Tavac› Recep Usta’da verilen iftar yeme¤ine Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan Vekili Mustafa Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyeleri Memduh Boydak ve Nazif Türko¤lu kat›ld›. Tüm bayilerimizin kat›l›m› ile gerçekleflen iftar yeme¤i Ramazan›n bereketiyle sonuçland›. Trakya Bölgesi ‹stikbal Bellona ve Mondi bayilerini bir araya getiren Orpafl Pazarlama A.fi. ve Beltafl Pazarlama A.fi.’nin geleneksel iftar yeme¤i 11 Eylül 2008 tarihinde Silivri Garden Et Lokantas›nda düzenlendi. Boydak Holding Yönetim Kurulu üyeleri Yusuf Boydak, Bekir Boydak ve Silivri Kaymakam› Mesut Demirkol’un kat›l›mlar›yla ‹stikbal, Bellona ve Mondi bayileri ve aileleri ile ana bayi çal›flanlar›n›n bir araya geldi¤i iftar yeme¤inin ard›ndan Bekir Boydak ve Yusuf Boydak bayilere hitaben konuflma yapt›lar. Erzurum Ana Bayimiz Garanti Mobilya’dan semazenli iftar yeme¤i Çelik Grup’tan geleneksel iftar yeme¤i Çelik Grup taraf›ndan her y›l geleneksel olarak düzenlenen iftar yeme¤i bu y›l Konya Rixos Otel'de gerçeklefltirildi. ‹ftar yeme¤ine, Boydak Holding ad›na Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak, Yönetim Kurulu Baflkanvekili fiükrü Boydak, Markalar Koordinatörü Bilal Uyan›k ve Bellona Genel Merkez Pazarlama Müdür Yard›mc›s› Aygün Baflok kat›ld›. ‹ftar yeme¤i, Çelik Grup bünyesindeki ‹stikbal, Bellona ve Mondi bölge bayilerimizi bir araya getirdi. Hofl sohbet ortam› içinde birlikte oruçlar›n› açan kat›l›mc›lar tasavvuf müzi¤i eflli¤inde yenilen yeme¤in ard›ndan sema gösterisini izlediler. Erzurum Ana Bayimiz Garanti Mobilya’n›n Polat Reneissance Erzurum’da verdi¤i iftar yeme¤i 380 kiflilik kat›l›mla gerçeklefltirildi. Organizasyona bölgeye ba¤l› olarak çal›flan Mondi, ‹stikbal ve Bellona sat›fl bayilerinden 107 kifli kat›ld›. ‹ftar yeme¤ine Boydak Holding ad›na Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyan›k, Reklam ve Halkla ‹liflkiler Müdürü Murtaza Durmufl ve Mondi Genel Müdürü ‹zzet Sümer kat›ld›. Garanti fiirketler Grubu Yönetim Kurulu Baflkan› fierafettin Aslan iftar yeme¤inde yapt›¤› konuflmada birlik ve beraberli¤in önemini vurgulad›. Yemekte Boydak Holding Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyan›k da bir konuflma yapt›. ‹ftar yeme¤i sonras›nda yap›lan semazen gösterisinin ard›ndan bölge bayileriyle mini bir toplant› yap›larak bölge ekonomisi ve ürünler konusunda bilgi al›veriflinde bulunuldu. 55 kas›m-aral›k Boydak’tan Haberler ‹stikbal Regina’dan han›mlara özel aktiviteler ‹stikbal Regina Bayimiz Aldanmaz Mobilya ‹stanbul ve Eskiflehir yolunda bulunan ma¤azalar›nda Nivea ile birlikte düzenledi¤i cilt bak›m ve makyaj aktivitelerinde han›mlarla bulufltu. Han›mlara cilt bak›m› ve makyajla ilgili çeflitli bilgilerin verildi¤i aktiviteler yo¤un ilgi gördü. Sat›fl dan›flmanlar›m›z e¤itim ald› 2008 y›l› e¤itim faaliyetleri içerisinde planlanan “Sat›fl Teknikleri Gelifltirme ve Etkin ‹letiflim” bafll›kl› program, 5-9 Ekim tarihleri aras›nda Adapazar› bölgesi Adakar A.fi. bayi sat›fl dan›flmanlar›n›n kat›l›m›yla Kayseri Hilton Otel’de gerçeklefltirildi. Ziyaret program› çerçevesinde bir günlük üretim tesisleri gezisi, bir buçuk ‹stikbal ve Bellona Biga Fuar›’nda kat›l›mc›larla bulufltu 17-21 Ekim tarihleri aras›nda Çanakkale’de gerçeklefltirilen 3. Biga Sanayi ve Ticaret Festivali 20 bin metrekarelik Biga fuar alan›nda kat›l›mc›larla bulufltu. Biga Fuar›’na haz›rlad›klar› özel stantlarla kat›lan ‹stikbal, Bellona ve Mondi markalar›m›z›n stantlar› büyük ilgi 56 kas›m-aral›k gördü. Biga Belediye Baflkan› Mehmet Özkan, Biga Kaymakam› Mustafa Gündo¤an ve Çanakkale Valisi Orhan K›rl›’n›n konuflmalar›n›n ard›ndan kurdele kesilerek festival aç›ld› ve stantlar gezildi. Festivale, Çanakkale Valisi Orhan K›rl›, Biga Kaymakam› Mustafa Gündo¤an, Garnizon Komutan› Jandarma Kd. Üt¤m. Abdullah Cengiz, Biga Belediye Baflkan› Mehmet Özkan ve Biga AK Parti ‹lçe Baflkan› Osman Ceylan da kat›ld›. günlük sat›fl teknikleri e¤itimi ve son olarak Kapadokya bölge gezisi düzenlendi. E¤itim sonunda Akademik Platform E¤itim & Dan›flmanl›k firmas› taraf›ndan kat›l›mc›lara sertifikalar› verildi. Sat›fl dan›flman› arkadafllar›m›z yüksek seviyede moral ve motivasyonla ma¤azalar›na u¤urland›lar. ‹stikbal, Bellona, Mondi Çukurova bayileri Adana’da bulufltu Bellona Çukurova Bölge Ana Bayi ‹zpa taraf›ndan 10 Eylül 2008 günü Adana Hilton Otel’de verilen iftar yeme¤inde ‹stikbal, Bellona ve Mondi bayileri bir araya geldi. Fas›l müzi¤i eflli¤inde yap›lan iftar›n ard›ndan ‹zpa Grup Yönetim Kurulu Baflkan› ‹zzet Öksüzkaya bir “hofl geldiniz” konuflmas› yapt›. Yüre¤ir Müftüsü Lütfi Eker’in flükür duas›n›n ard›ndan davetin ilerleyen bölümlerinde Adana Büyükflehir Belediyesi Tiyatro sanatç›lar› “Mevlana fliir dinletisi” ile sahne ald›. Davette ayr›ca iftar açan misafirlere kadife kese içinde “difl kiras›” da¤›t›ld›. ‹stikbal Regina ile sinema Bellona günleri devam ediyor pazarlama ekibi ‹zmir bayileriyle bulufltu Bellona pazarlama ekibi, 28 Temmuz-2 A¤ustos tarihleri aras›nda ‹zmir, Bat›l›-Ulusoy-Gürp›nar-Belpa bölgesi teknik heyet seyahatini gerçeklefltirdi. Boytafl A.fi. Genel Müdürü fiahin Nursaçan, Boytafl A.fi. Planlama Müdürü Özkan Y›ld›r›m, Boytafl A.fi. Pazarlama fiefi Halit Durkut ve di¤er üretim müdürlerinin kat›l›m›yla gerçeklefltirilen toplant›larda ilk olarak Bat›l› ve Ulusoy Mobilya sevk›yat, servis, sat›fl ve pazarlama ekipleriyle toplant› yap›larak istek ve önerileri al›nd›. Bat›l› ve Ulusoy Mobilya bölgelerinde Gaziemir Bellona, Gönençler Mobilya, Kemer Ltd. fiti, Elgit Ticaret, Nisan Mobilya, Efe Ltd. fiti, Karçel Ticaret, Gülflim Mobilya, Oluflum Mobilya bayileri ziyaret edildi. Bat›l› Mobilya ‹stikbal ve Ulusoy Mobilya Bellona bayilerine, Boytafl A.fi. tan›t›m sunumu yap›larak, flikâyet ve önerileri al›nd›. 31 Temmuz 2008 Perflembe günü Gürp›nar ve Belpa bayileriyle birlikte Boytafl A.fi. sunumu yap›larak, flikâyet ve önerileri al›nd›. Bu bölgede ise Buzo¤lu Mobilya, Düzey Ltd. fiti., Artem Mobilya, Uzunlar Mobilya, Atam Mobilya, Uzunlar Mobilya ve Yusuf Mobilya bayileri ziyaret edildi. ‹stikbal ve Bellona bayileri ile yap›lan toplant›lar neticesinde, markalar›n genel s›k›nt›lar› dinlenerek, çözümleri konusunda de¤erlendirmeler yap›ld›. Son derece verimli geçen toplant›larda ekip pazarda yaflanan problemleri de bizzat dinleme flans› buldu. ‹stikbal Regina Ankara Bayii Birgür Dekorasyon’un düzenledi¤i “‹stikbal Regina ile sinema günleri” etkinliklerinin dördüncüsü olan Garfield Komedi Festivali, 13 Eylül’de Armada sinemalar›nda gerçekleflti. Etkinli¤e çocuklar›n yan› s›ra anne babalar da büyük ilgi gösterdi. Oldukça be¤eni toplayan etkinlikler kapsam›nda ‹stikbal Regina ailesi kat›l›mc›lar taraf›ndan büyük takdir toplad›. ‹stikbal Regina yetkilileri de yeni etkinlikler için çal›flmalar›n tüm h›z›yla devam edece¤ini, ‹stikbal Regina Sinema Günleri’nde çocuklarla yeniden buluflmay› ümit ettiklerini ifade ettiler. Boyser Bölge Servisleri Toplant›s› verimli geçti Boyser Bölge Servisleri Toplant›s› 14 Ekim’de Antalya Porto Bello Otel’de gerçeklefltirildi. Bu y›l ikincisi düzenlenen organizasyona markalar›m›z›n sat›fl sonras› teknik servis hizmetlerini yürüten servis müdürlerinin yan› s›ra Boydak Holding yönetiminden de yo¤un kat›l›mc› vard›. Boydak Holding bu toplant›ya Boyser A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Nazif Türko¤lu, Mondi A.fi. Genel Müdürü ‹zzet Sümer, Markalar Genel Koordinatörü Bilal Uyan›k, Boytafl A.fi. Genel Müdürü fiahin Nursaçan, Merkez Çelik A.fi. Genel Müdürü Nam›k Ulusoy ve Boyser A.fi. Genel Müdürü Yakup Kiraz’dan oluflan yönetici kadrosuyla kat›ld›. Toplant›da tüm markalar›m›z›n sat›fl sonras› hizmette üstün hizmet anlay›fl›n› benimsemesi gerekti¤i ve kendi sektörünün bir numaras› olan markalar›m›z›n sat›fl sonras› hizmette de bir numarada kalmas›n›n gereklili¤i vurguland›. Toplant›da ayr›ca servis bölümlerinin, daha h›zl› ve daha kaliteli bir hizmet verebilmesi için bölge servis müdürlerinin fikirleri al›nd›. 57 kas›m-aral›k Boydak’tan Haberler Bayi aç›l›fllar›m›z Alpak ‹stikbal Ev Concept ma¤azam›z Sincan’da aç›ld› Baflkent Ankara’n›n ciddi nüfus potansiyeline sahip ilçesi Sincan’da, modern dünya ve ça¤dafl ma¤azac›l›k anlay›fl›n›n gerekliliklerine uygun olarak bölge halk›na hizmet verecek olan Alpak ‹stikbal Ev Concept ma¤azas› 18 Ekim’de törenle hizmete aç›ld›. Ma¤azan›n bölgeye kazand›r›lmas› noktas›nda Yön A.fi. yetkililerinin ve yat›r›mc› Alpak Ailesi’nin üstün gayretleri etkili oldu. Aç›l›fla, Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkan› Hac› Boydak, Sincan Belediye Baflkan›, Yenikent Belediye Baflkan›, Esnaf ve Sanatkarlar Odas› Baflkan›, ‹lçe siyasi parti yetkilileri, ‹stikbal Marka Müdürü Mustafa Büyükkat›rc› ve ‹stik- bal Markas› Ürün Müdürü Fatih Mehmet Bozkurt’un yan› s›ra bölge halk› da yo¤un ilgi gösterdi. Aç›l›flta kat›l›mc›lara çekiliflle çeflitli hediyeler verildi. Bayi: ‹stikbal Firma ad›: Alpak Mobilya Yetkili kifliler: Metin Alpak, Nurettin Alpak, Hayrettin Alpak ‹l/‹lçe: Sincan/Ankara ‹stanbul Bellona bayimiz Aksu Çarfl› hizmete girdi Aksu Çarfl› Bellona bayimiz, ‹stanbul Avc›lar’da bulunan Aksu Çarfl› Ma¤azalar›’nda 30 A¤ustos 2008 tarihinde tüketicinin hizmetine girdi. ‹stanbul Avc›lar ilçesi E-5 Karayolu üzerinde yer alan Bellona 58 kas›m-aral›k ma¤azam›z 3500 metrekarelik alan üzerinde yer al›yor. ‹stanbul Bölgesi genelinde 180’inci Bellona ma¤azas› olan Aksu Çarfl›, Avrupa yakas›ndaki 107'nci ma¤aza olma özelli¤ini tafl›yor. Yeni aç›lan ma- ¤azayla birlikte Bellona’n›n Türkiye genelindeki ma¤aza say›s› 752’ye yükseldi. Bayi: Bellona Firma Ad›: Aksu Çarfl› Yetkili kifli: Mehmet Aksu ‹l/‹lçe: ‹stanbul/Avc›lar Merakl›s›na 1 Nisan flakas›n›n kökeni nedir? Dünyada kaç çeflit hayvan vard›r? Bilim insanlar›n›n kesin bir cevap üzerinde uzlaflamad›¤› bir soru bu. Dünya üzerinde kaç çeflit hayvan bulundu¤uyla ilgili olarak yürütülen tahminler 20 ile 100 milyon aras›nda de¤ifliyor. Üstelik bu canl›lar›n ço¤u hâlâ tan›mlanm›fl de¤il. Tan›mlanm›fl tüm canl›lar›n yüzde 80'ini ise böceklerin oluflturdu¤u düflünülüyor. Tropikal ya¤mur ormanlar›nda sadece bir a¤aç üzerinde 150’den fazla böcek türüne rastlamak mümkün! Bu da dünya üzerindeki tüm canl› türlerini belirlemenin ya da bunu kesin say›larla ifade edebilmenin ne denli zor oldu¤unu gösteriyor. Ayr›ca bu durum, h›zla yok olan ya¤mur ormanlar›n›n beraberinde götürdü¤ü çeflitlili¤in ne kadar büyük oldu¤unu da bize gösteriyor. Kolonyadaki derece ne anlama geliyor? Kolonya ismi ilk üretildi¤i Alman flehri Köln’den geliyor. Kolonya, su, etanol ve aromatik ya¤lardan olufluyor. Etanol, hacimce yüzde 70-90 aras›nda de¤iflebiliyor. Hacimce yüzde kaç etanol içerdi¤i kolonya fliflesinin üzerinde A° olarak belirtiliyor. 80° yaz›yorsa, bu o kolonyan›n hacimce yüzde 80 etanol içerdi¤i anlam›na geliyor. 60 kas›m-aral›k Her ne kadar Roma ‹mparatoru Julius Caesar (Sezar) milattan önce 46 y›l›nda takvimin bafllang›c›n› Ocak ay› olarak ilan ettiyse de, 16. yüzy›l›n ortalar›na kadar Avrupa'da yeni y›l geleneksel olarak, bahar aylar›n›n bafllang›ç tarihi olarak da kabul edilen, Mart ay›n›n 25'inde bafllard›. 1564 y›l›nda Fransa Kral› IX. Charles, takvimi de¤ifltirerek y›l bafllang›c›n› Ocak ay›n›n birinci gününe ald›. O zamanki iletiflim flartlar›nda baz› insanlar›n bundan haberi olmad›, baz›lar› ise bu karar› protesto etmek amac›yla eski âdetlerine devam ettiler, 1 Nisan'da partiler düzenlediler, birbirlerine hediyeler verdiler. Di¤erleri ise bunlar› Nisan aptallar› olarak nitelendirip bu güne “Bütün Aptallar›n Günü” ad›n› verdiler. Bu günde di¤erlerine sürpriz hediyeler verdiler, yap›lmayacak bir partiye davet ettiler, gerçek olmas› mümkün olmayan haberler üretti- ler. Y›llar sonra takvimin aylar› yerine oturup, Ocak ay›n›n y›l›n ilk ay› olmas›na al›fl›l›nca, Frans›zlar 1 Nisan gününü kendi kültürlerinin bir parças› olarak görmeye bafllad›lar. Âdeti gittikçe süsleyerek, zenginlefltirerek ve yayg›nlaflt›rarak devam ettirdiler. Bu âdetin ‹ngiltere'ye ulaflmas› yaklafl›k 200 y›l sürdü, oradan da Amerika'ya ve bütün dünyaya yay›ld›. 1 Nisan flakalar›n›n sembolünün “Nisan Bal›¤›” olmas›n›n nedeni ise Mart ay›n›n sonlar›na do¤ru, Güneflin Bal›k burcunu terk ediyor olmas›d›r. Banyodan sonra ellerimiz niçin buruflur? Bütün vücudumuz, bir k›sm› gözle görülebilen, büyük bir k›sm› da ancak dikkatli bak›nca fark edilen k›l ve tüylerle kapl›. Bu tüy ve k›llar›n dibinde "sebum" ad› verilen ya¤ bezleri bulunuyor. Bunlar›n ç›kard›¤› ya¤, su geçirmez keratin bir tabaka oluflturuyor ve suyun derimizden içeri girmesini önleyerek derimizi yumuflak tutuyor. Belki de en çok kullan›lan yerler olmalar› nedeniyle vücudumuzda sadece parmak uçlar›m›z ve tabanlar›m›zda k›l veya tüy yok. Dolay›s›yla bu bölgelerde koruyucu keratin tabaka da bulunmuyor. Bu yüz- den parmaklar›m›z›n uçlar› ve tabanlar›m›z suyun alt›nda belli bir süre kal›p iyice ›slan›rsa, osmos denilen daha sulu bir maddenin daha koyu bir maddenin içine girifli sonucunda derimizin alt›na su giriyor ve bu su burada kendine yer bulmak istiyor. Ancak buradaki kal›n derimizin genleflerek bu suya ay›rabilece¤i fazla yeri olmad›¤› için derimiz büzüflüyor. Demir paralar neden yuvarlakt›r? Madeni paralar eski devirlerde külçe, çubuk ya da halka fleklindeyken günümüzde yass› ve yuvarlakt›r. Böylece hem paran›n tafl›nmas› ve saklanmas› kolaylafl›r hem de para üzerinde hile yapma flans› azal›r. Bu uygulama muhtemelen alt›n ve gümüfl paralar döneminde bafllam›flt›. Böylece paradan bir parça koparak ya da eksik malzeme kullanarak de¤erinin düflürülmesi mümkün olmuyordu. Neden yükseklik korkusu olur? Atlar nas›l ayakta uyuyabiliyorlar? Amerikan kovboy filmlerinde, atlar›n geceleri kamplarda veya gündüz barlar›n önünde daima ayakta, binilmeye haz›r vaziyette durduklar›n› seyrederiz. Do¤rudur, atlar nadiren yatarlar, genellikle hasta olduklar› veya do¤um yapacaklar› zaman. Atlar günlerce, hatta haftalarca yere yatmadan ayakta durabilirler ve yol gidebilirler. Ayakta dururken dizlerini kilitlemeleri ve uyumalar› mümkündür. Bilim insanlar›, atlar›n ayaktayken daha rahat olduklar›n› ve daha az enerji sarf ettiklerini söylüyorlar. Çünkü at›n vücudu bir hayli büyük ve yatarken nefes almas›nda iç organlar› kimi güçlüklere yol aç›yor. Yükseklik korkusu, genellikle düflmekten korkma ya da boflluktan tedirgin olma diye bilinir. Ama tam da böyle de¤ildir. Bu, esas›nda bir denge sorunudur. ‹nsan›n dengesi birkaç unsur taraf›ndan belirlenir. Görme, dokunma ve duyma. Ola¤an hareketler s›ras›nda, bütün bu unsurlar kesiflir. Ama ola¤an d›fl› bir harekette, de¤iflik sinirler taraf›ndan bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çeliflki yarat›r. Beyin bunlar› yorumlamakta zorlan›r. Deyim yerindeyse beynin "kafas› kar›fl›r". ‹flte insan çok yüksek bir yerde durdu¤u zaman, böyle bir kar›fl›kl›k meydana gelir. Afla¤› bakan göz, yerin uzakl›¤›n› saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. Halbuki, ayaklar sert bir fleyin üstünde durduklar› için "yere dokunuyorum" mesaj›n› verir. Bu iki farkl› bilgi beyinde çeliflki yarat›r ve beyin, vücudun pozisyonunu netlefltiremez. Ac› birfley yedi¤imizde niçin burnumuz akar? Eskimolar buzdan evlerini nas›l ›s›t›yorlar? Eskimolar ad›na igloo denen buzdan evler yaparlar. Bu evlerin yal›t›m› çok önemlidir. Ana yap›y› oluflturan buz bloklar›n›n aras› karla s›vanarak t›kan›r. ‹yi bir igloo’nun kap›s› da yerüstünde olmaz. ‹çeri girip ç›karken kap›n›n aç›l›p kapanmas›, içerdeki s›cak havan›n d›flar› kaçmas›na, so¤uk havan›n içeri dolmas›na neden olur. Bundan dolay› buzdan bir ev yap›l›rken önce geçici bir kap› yap›l›r ve evden içeri girilir. As›l kap› evin alt›ndaki kar kaz›larak yeralt›ndan geçirilen kap›d›r. Bu sayede buz evin yal›t›m› tamamlan›r. Buzdan ev elbette ki bizim ölçülerimizde s›cac›k de¤ilse de, bu sayede oldukça elveriflli bir ›s›ya gelir. Bunun sebebi ac›, baharatl› ya da keskin kokulu yiyeceklerin mukus salg›s›n›n incelmesine ve kolayca akar hale gelmesine sebep olmalar›d›r. Bu tür yiyeceklerin bu sayede ci¤erlerin ve solunum yollar›n›n temizlenmesine yard›mc› oldu¤u biliniyor. Ac› bir fley yedi¤imizde gözlerimiz yaflar›r ve burnumuz akmaya bafllar. Asl›nda eflzamanl› olarak ayn› fley akci¤erlerimizde de olur. Ac› yiyeceklerin özofagus yani yemek borusundaki ve midedeki sinir uçlar›n› uyararak vücudumuzun bu tip tepkiler vermesine yol açt›¤› düflünülüyor. 61 kas›m-aral›k Bulmaca Bulmacam›z›n çözümü 4. sayfadad›r. 62 kas›m-aral›k