Cemal Ökmen Yücel

Transkript

Cemal Ökmen Yücel
Elektrik Piyasalarında Pazar Gücü ve Manipülasyon:
Pazar Gücüne Müdahale Meselesi
Cemal Ökmen YÜCEL1,2
Rekabet Uzmanı
Rekabet Kurumu, Ankara
[email protected]
ÖZET: Türkiye’de yaşanan elektrik sektörü reformu, rekabetin esas olduğu
serbestleşmiş bir piyasa yapısı öngörmektedir. Bu yapı içinde ilgili mevzuat ve
piyasalar hayata geçirilmiş ve bir geçiş dönemi sürecinde özelleştirmelere
başlanmıştır. Bununla birlikte, benzer bir reformu sürdüren/yaşayan ülke deneyimleri
göstermektedir ki, kendine özgü nitelikleri sonucu elektrik piyasalarının
manipülasyona açık olması reformdan beklenen faydaları sınırlandırabilmiş ve pazar
gücüne müdahaleye ilişkin ciddi bir tartışma alanı yaratmıştır. İşte bu çalışmada,
rekabetçi bir yapı hedefiyle reform süreci içerisinde olan Türkiye elektrik üretim ve
toptan satış piyasaları bakımından ortaya çıkması muhtemel pazar gücü temelli
manipülatif hareketler ve manipülasyona müdahale hususuna ilişkin bir öngörü
yapılması planlanmaktadır. Bu çerçevede; öncelikle pazar gücü ve manipülasyon
kavramları, elektrik piyasaları özelinde pazar gücünün kaynakları incelenecektir.
Ardından elektrik piyasalarında pazar gücünün manipülatif kullanımına ilişkin
kapasite tutma stratejisi değerlendirilecektir. Son olarak pazar gücü temelli
manipülasyona müdahale meselesi konu edilerek Türkiye enerji piyasaları için durum
tespiti ve öngörü yapılmaya çalışılacak, ayrıca ortaya konan çerçevede Rekabet
Kurumunun rolü irdelenecektir.
1
Giriş
Yakın geçmişte dikey bütünleşmiş bir yapıda ve devlet kontrolünde olan Türkiye
elektrik sektörü, dünyadaki eğilimlere paralel olarak rekabetçi piyasaların oluşmasına
yönelik bir reform süreci içindedir. Bu reform sürecinde bahsekonu dikey yapı
ayrıştırılmış, elektrik toptan satışı ve perakende satışına yönelik piyasalar
tanımlanmış, elektrik iletim ve dağıtımı iktisadi ve teknik regülasyona tabi kılınmıştır.
Bu yapıya yönelik/uygun ilgili mevzuat da oluşturulmuştur. İçinde bulunduğumuz
dönemin öncesinde kamu mülkiyetindeki elektrik dağıtım şirketleri ve düşük
hacimdeki elektrik üretim varlıkları özelleştirilmiştir. Önümüzdeki dönemde ise daha
büyük hacme sahip üretim varlıklarının özelleştirilmesi planlanmaktadır. Tüm bu
sürecin sonunda elektrik toptan satış ve perakende piyasalarında gerçek anlamda
rekabetin tesisi beklenmektedir.
1
Bu çalışmada yer verilen görüşler yazarına ait olup, Rekabet Kurumu açısından bağlayıcı değildir.
Bu çalışmada Cemal Ökmen Yücel’in “Elektrik Üretiminde Hakim Durumun Tespiti” adlı
yayınlanmamış uzmanlık tezinden (Yücel, 2011) faydalanılmıştır. Çalışmanın kontrolü ve
düzenlenmesine yorumları ile katkıda bulunan Emine TOKGÖZ’e teşekkür ederim.
2
1
Bununla birlikte bu reformun rekabetçi bir yapı hedefine sahip olması, ne yazık ki,
rekabetin oluşmasını ve reform sonucunda faydaların ortaya çıkmasını garanti
etmemektedir. Başta elektrik üretimi olmak üzere elektrik endüstrisi için bu durum çok
daha büyük önem arz etmektedir. Çünkü genel olarak elektriğin depolanamaması,
anlık dengelenme gerekliliği, elektrik üretim santrallerinin maliyet farklılıkları gibi
elektriğin kendine özgü nitelikleri ve elektriğin ticaretinin yapıldığı piyasaların işleyiş
mekanizmaları, elektrik üretimine ve toptan satışına ilişkin piyasalarda3 düşük pazar
paylarına sahip teşebbüslerin dahi piyasa fiyatını etkileyebilecek pazar gücüne sahip
olmalarına; dolayısıyla pazarın işleyişini çeşitli yöntemlerle etkileyerek ya da bozarak
piyasayı manipüle etmelerine imkan tanımaktadır.
Yukarıda ortaya konan nedenlerle, elektrikte benzer bir yeniden yapılandırma süreci
yaşayan birçok ülkede, rekabete açıldıktan sonra piyasalarda oluşan elektrik fiyatları
rekabetçi seviyeye göre onlarca kat yüksekte oluşmuş, uzun dönemli elektrik
kesintileri yaşanmıştır. Bu durum ise özellikle üreticilerin piyasayı manipüle ederek
yüksek getiriler elde edebilme kabiliyetine bağlanmaktadır. Yaşanan deneyim
göstermektedir ki bahse konu reform, benzer şekilde rekabete açılan doğal gaz,
havayolları, taşıma ya da telekomünikasyon sektörlerinde yaşananlardan çok daha
meşakkatli bir süreci bünyesinde barındırmaktadır (Borenstein ve Bushnell 2000, 1).
Esasında elektrik piyasalarında manipülasyon kavramı, “pazar gücü temelli
manipülasyon” (market power-based manipulation) ve piyasanın bir malın değeri
hakkında yanlış bilgiye sahip olmasına sebebiyet verecek şekilde “hileli davranış
temelli manipülasyon” (fraud-based manipulation) olmak üzere iki başlık altında ele
alınabilmektedir. Pazar gücü temelli bir manipülasyonun fiiliyata geçirilmesi için belli
bir seviyede pazar gücüne sahip olmak yeterli olmakta; yanlış ya da yanıltıcı bilgi
vermek gibi bir yönteme ihtiyaç bulunmayabilmektedir. Benzer şekilde, hileli davranış
temelli manipülasyon için de pazar gücünün varlığı elzem değildir. Ancak
uygulamada bu iki kavram arasında net bir ayrım yapmak oldukça güçtür
(Ledgerwood, Haris, 2012, 3). Bununla birlikte bu çalışmada pazar gücü temelli
manipülasyon dikkate alınmış, “piyasayı yönlendirmek amacıyla yanlış bilgi vermek”
gibi hileli davranış temelli manipülasyon hususu ise kısaca bir kutuda konu edilerek
başka bir araştırmanın konusu olmak üzere inceleme alanı dışında bırakılmıştır.
2
Elektrik Piyasalarında Pazar Gücü ve Manipülasyonun Kaynakları
Pazar gücü kavramı genel olarak bir ya da birden çok firmanın fiyatı kârlı bir biçimde
rekabetçi seviyenin üzerine çıkarma yetisi olarak tanımlanabilmektedir 4. Tamaschke
vd. (2005, 318) bu yetiyi “bir firma talepte ciddi bir azalma yaşamadan fiyatları
marjinal maliyetlerin üzerine çıkarabiliyorsa pazar gücüne sahiptir” demek suretiyle
açıklamaktadır.
Kelime anlamı ile sözlükte “ustaca idare etmek, işletmek” olarak tanımlanan 5
manipülasyon kavramına ilişkin ise iktisat literatüründe ve sermaye piyasalarına
3
Elektrik üretim piyasası ve toptan satışa ilişkin piyasa kavramları oldukça yakın anlamlara sahip
olmakla birlikte sahip oldukları tanımsal farklar nedeniyle farklı adlandırılmaktadır. Bu çalışmada her iki
piyasayı kapsayacak ve perakende piyasayı dışarıda bırakacak şekilde “elektrik piyasaları” kavramı
kullanılacaktır.
4
Pazar gücü analizinde genellikle maliyet üstü fiyatlandırma belirleyici ölçüt olarak kabul edilmektedir.
Bununla birlikte pazar gücünü mal veya hizmet çeşitliliğinde, kalitesinde azalış olarak da görmek
mümkündür. Dolayısıyla pazar gücünün kullanımını sadece fiyata bağlı olarak ölçmek her zaman
mümkün değildir (David ve Wen 2001, 352).
5
http://www.merriam-webster.com/dictionary/manipulation?show=0&t=1344113764
2
ilişkin mevzuat veya yayınlarda birçok tanım mevcuttur. Yaşar (2009, 4)
manipülasyonu “kâr elde etmek veya zarardan kaçınmak amacıyla, piyasanın
işleyişine müdahalede bulunarak fiyatların yapay bir seviyede oluşmasına yönelik her
türlü fiil ve eylemler bütünü” olarak tanımlamıştır. Bununla birlikte en genel anlamıyla
bir piyasanın manipülasyonu, “pazarın serbest ve adil bir biçimde işlemesine bilerek
müdahalede bulunarak bir senede, mala ya da para birimine ilişkin fiyat ya da diğer
parametreleri yapay bir şekilde etkilemek” olarak tanımlanabilecektir. Temel olarak
hisse senedi, türev, opsiyon gibi inansal piyasalar için kullanılmakla birlikte elektrik
piyasaları özelinde manipülasyon; “elektrik enerjisi ya da türevlerinin fiyatlarının arz
ve talep dengesinden bağımsız ve yapay olarak etkilenmesi” olarak
tanımlanabilecektir. Yukarıda ifade edildiği üzere konusu, pazar gücü kaynaklı
manipülasyon ile sınırlı tutulan bu çalışmada hileli davranış temelli manipülasyona
ilişkin kısa bir incelemeye aşağıdaki kutuda yer verilmektedir:
Kutu: Elektrik Piyasalarında Hileli Davranış Temelli Manipülasyon
Hileli davranış temelli manipülasyon (fraud-based manipulation), temellerini finansal piyasalarda ve
emtia piyasalarından alan bir piyasa aksaklığıdır. Bu tip davranış Türkiye dahil olmak üzere çeşitli ülke
mevzuatında suç olarak kabul edilmektedir. Türkiye’de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK)
“Fiyatları Etkileme” başlıklı 237. maddesinin bir ve üçüncü fıkralarında
“(1) […] malların değerinin artıp eksilmesi sonucunu doğuracak bir şekilde ve bu maksatla
yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis
ve adli para cezası verilir. […] (3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir
oranında artırılır.”
hükümleri bulunmaktadır. Buna ek olarak 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nunda (SPK), 2. ve
40. maddeler çerçevesinde düzenlenen sermaye piyasaları ve bu kanun kapsamında kurulmuş borsa
ve teşkilatlanmış diğer piyasalarda da manipülasyonun engellenmesine yönelik hükümler
bulunmaktadır. Bu kanunun “Cezai Sorumluluk” başlığını 47. maddesinin (a) bendinin;
- Birinci fıkrasında, içeriden öğrenenlerin ticareti (insider trading) eyleminde bulunanlara;
- İkinci fıkrasında, sermaye piyasaları araçlarının arz, talep ve fiyatlarını yapay olarak etkilemek ve
aktif bir piyasa izlenimi doğurmak gibi davranışta bulunanlara (işlem bazlı manipülasyon);
- Üçüncü fıkrasında da sermaye piyasa araçlarının değerini etkileyebilecek yalan, yanlış, yanıltıcı vs.
bilgiler veren, haber yayan ya da açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan (bilgi bazlı
manipülasyon) kişilere
ilişkin hapis ve para cezaları öngörülmüştür.
Elektrik piyasalarında hileli davranış temelli manipülasyona ilişkin 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
(EPK) incelendiğinde hileli davranış temelli bir manipülasyon tanımı ve müdahale yöntemi
bulunmamaktadır. TCK ve SPK’nın, elektrik ticaretine ilişkin emtia ve finansal piyasalarında
uygulanması ise hem teorik hem de pratik olarak hukuki ve iktisadi anlamda tartışmalı bir alana işaret
etmektedir. Bununla birlikte, ABD ve AB ülke deneyimleri ışığında, Vadeli İşlem ve Opsiyon
Borsası’nda Elektrik Piyasası Vadeli İşlemler Sözleşmelerinin işleme açılması ve 4628 sayılı Kanun
değişikliğinde öngörülen enerji borsasının somutlaşması ile önümüzdeki dönemde hileli davranış
temelli manipülasyonun mevzuattaki yeri hakkında tartışmaların yaşanacağı düşünülmektedir. Bu
noktada, 4628 sayılı Kanun taslağında yer alan ve borsayı yönetmesi öngörülen Elektrik Piyasaları
İşletme A.Ş. (EPİAŞ) ile EPDK tarafından oluşturulması öngörülen elektrik piyasalarındaki rekabetin
izlenmesine yönelik ikincil mevzuatın ciddi öneme sahip olduğu düşünülmektedir.
Tüm bunların yanında, SPK kapsamına girmeyen tezgah-üstü ticaret (OTC) ya da Türkiye Elektrik
İletim A.Ş. tarafından işletilen spot piyasalardaki manipülatif hareketlere, başka bir ifade ile elektriğin
sermaye piyasaları dışında gerekleşen fiziksel enerji ticaretindeki piyasa bozucu davranışlara
müdahale meselesi bu çalışmanın kapsamı dışında bulunan; ancak özellikle tartışılması gereken
başka bir alanı oluşturduğu düşünülmektedir.
3
Yukarıda Türkiye için ortaya konan hileli davranış temelli manipülasyon hususu elektrik piyasalarına
6
ilişkin olarak ABD ve AB’de de birçok tartışmaya konu olmuştur . ABD’de sermaye piyasalarında
manipülasyonu önleme görevi ABD Sermaye Piyasası Kurulu (Securities Exchange Commission SEC) ve Emtia Vadeli İşlemleri Ticaret Kurulu’nda (Commodity Futures Trading Commission – CFTC)
bulunmaktadır. Öte yandan, bahsedilen kurumların sadece sermaye piyasalarını konu etmesi
nedeniyle fiziksel enerji ticaretindeki manipülatif davranışlar genel olarak anti-tröst hukuku ile
çözülmeye çalışılmıştır. Ancak manipülasyon için her zaman pazar gücüne ihtiyaç duyulmaması,
özellikle hakim durumun kötüye kullanılmasını yasaklayan anti-tröst kurallarını etkinsiz kılmıştır.
İlerleyen dönemde Federal Enerji Regülasyon Kurulu’nun (Federal Energy Regulatory Commission FERC) hileli davranış temelli manipülasyonu izleme ve müdahale yetkisi genişletilmiştir. Bununla
birlikte New York Emtia Borsası’ndaki doğal gaz vadeli işlemlerine ilişkin bir manipülasyona
müdahalede FERC ile CFTC arasında oluşan görev çakışması iki kurum arasındaki yetki hususuna
ilişkin günümüzde halen süren yeni bir tartışmayı beraberinde getirmiştir.
AB’de ise süreç, ABD’ye göre daha kontrollü devam etmiştir. Enerji piyasalarındaki manipülasyona
müdahale Piyasanın Kötüye Kullanılması Direktifi (Market Abuse Directive – MAD) kapsamında
yapılmış ancak bu direktifin sadece sermaye piyasalarını kapsaması nedeniyle fiziksel enerji
ticaretindeki manipülatif hareketlere müdahale, hakim durumun kötüye kullanılmasının yasaklanması
kapsamında ABD’ye benzer bir şekilde anti-tröst hukuku çerçevesinde yerine getirilmeye çalışılmıştır.
2007 yılındaki sektör araştırmasının ardından Avrupa Komisyonu, manipülasyonu önlemek üzere bir
izleme sistemine olan ihtiyacı vurgulamıştır. Enerji ve sermaye piyasalarına ilişkin düzenleyici
otoriteler olan CESR ile ERGEG’in önerisi ile MAD’i tamamlayacak nitelikte Enerji Piyasasının İşlerliği
ve Şeffaflılğı Düzenlemesi (Regulation on Energy Market Integrity and Transparency – REMIT)
yürürlüğe girmiş ve Mart 2011’de REMIT’i uygulamak için, bilgi toplama ve piyasayı izleme yetkilerini
haiz olmak üzere Enerji Düzenleyicileri İşbirliği Ajansı (The Agency for Cooperation of Energy
Regulators – ACER) kurulmuştur.
Pazar gücünün elektrik piyasalarında nasıl manipülasyona konu olduğuna geçmeden
önce, bu piyasalarının kendine özgü nitelikleri ve pazar gücüne sahip olmayı ve bu
gücün kullanımını kolaylaştıran bazı unsurları ortaya koymakta yarar görülmektedir.
OECD’nin 2002 yılında düzenlenen “Elektrik Sektöründe Rekabet Politikası” konulu
yuvarlak masa toplantılarında (OECD 2002, 7)7 elektrik endüstrisinin pazar gücünün
kullanımına müsait olduğu şu şekilde özetlenmiştir:
1. Elektrik talebi neredeyse esneksizdir. Dolayısıyla kapasitenin küçük miktarlarla
da olsa piyasaya sunulmamasının fiyat üzerinde ciddi etkileri vardır.
2. Elektrik kolayca depolanamadığı için, üretim ile tüketim sürekli dengede
olmalıdır. Günün, ayın ya da yılın farklı zamanları için piyasalar
farklılaşabilmektedir.
3. İletim hatlarında tıkanıklık yaşandığı zaman üreticiler bölgesel pazar gücüne
sahip olabilmektedir.
4. Üretim birimleri, marjinal maliyetlerine göre farklılaştıkları ve bazı birimler belli
zaman dilimlerinde azami kapasitede çalıştıkları için piyasa fiyatındaki
artışlara tepki verememektedirler. Dolayısıyla belli bir zaman diliminde birçok
üretici olsa dahi bu üreticilerin çoğu kapasite kısıtı altındaysa, kalan üreticiler
ciddi pazar gücüne sahip olabilmektedir.
6
ABD ve AB enerji piyasalarında manipülasyona müdahale hususundaki tarihsel perspektifin ortaya
konmasında oldukça güncel bir çalışma olan Legerwood ve Harris (2012)’den yararlanılmıştır.
7
OECD Policy Roundtables - Competition Policy in the Electricity Sector – 2002.
4
Yukarıda sayılan unsurlar ve özellikle spot piyasalardaki fiyat mekanizması dikkate
alındığında elektrik piyasalarının, diğer piyasalara oranla manipülasyona oldukça
açık olduğu anlaşılmaktadır.
3
Elektrik Piyasalarında Pazar Gücünün Kullanımı ve Manipülasyon: Kapasite
Tutma Stratejisi
Yukarıdaki bölümde pazar gücü, manipülasyon kavramları ve elektriğin kendine has
özellikleri üzerinde durulmuş ve elektrik piyasalarında pazar gücünün kaynakları
konu edilmiştir. Bu bölümde ise elektrik piyasalarında pazar gücünün kullanımı
incelenecektir.
Elektrik üreticileri ve toptan satıcıları pazar gücünün kullanımını üretimi kısmak
suretiyle kapasite tutmak veya üretim kapasitesine ihtiyaç olduğu durumlarda fiyatı
aşırı
yükseltmek
olmak
üzeregibi
iki
temel
stratejiyi
uygulayarak
8
gerçekleştirebilmektedir: (Şen 2006, 35 ve EC 2007, 132).
1. Kapasite Tutma Stratejisi: Doğrudan ya da Dolaylı Olarak Üretimi Kısmak Üretimi Piyasaya Sunmamak (Capacity Witholding ya da Economic Witholding)
2. Fiyat Yükseltme Stratejisi: Talebin Karşılanması için Sahip Olunan Üretimin
Vazgeçilmez Olduğunu Bilerek Yüksek Fiyatlar Sunulması
Yukarıda yer verilen stratejilerle, özellikle fiyatların liyakat sıralaması (merit order) ile
belirlendiği spot ve organize piyasalarda karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte, spot
piyasalarda oluşan fiyatların diğer piyasalarda referans alındığı göz önünde
bulundurulduğunda pazar gücünün kullanılması sonucu artan fiyatların etkisinin ikili
anlaşmalar piyasasına ya da elektriğe ilişkin finansal piyasalara yansıması söz
konusudur9 (Yücel, 2011). Bu stratejiler içinde Fiyat Yükseltme Stratejisi, esasen arztalep ilişkisi kapsamında; manipülasyondan öte pazar gücü hususu ile daha yakından
ilgili olduğundan bu çalışma kapsamı dışında tutulmuştur.
Kapasite tutma stratejisi yoğunluklu olarak fiyatın, ihale yöntemiyle ve devreye giren
son santralin teklif verdiği fiyata göre oluştuğu spot piyasalarda görülmektedir10.
Nitekim Avrupa Komisyonu, Enerji Piyasalarına ilişkin Sektör Araştırması’nda pazar
gücünü kullanan teşebbüslerin sadece spot piyasalardaki fiyatları yükseltmediği, aynı
zamanda vadeli piyasalardaki piyasa katılımcılarının beklentilerini de değiştirdiği ve
8
Doğal olarak bu yöntemler diğer uygulamaları dışlamamaktadır. Piyasadaki fiyatları rekabetçi
seviyenin üzerine çıkarma nihai hedefi değişmemekle birlikte kimi zaman pazar gücüne sahip üreticiler
piyasaya rakip olarak giren yeni üreticilerin yatırımlarını olumsuz etkilemek için aşırı düşük hatta
maliyet altı fiyatlarla satış yapabilmektedir. Rakiplerin işbirliğine gitmesi ya da piyasanın dar olduğu
zaman dilimleri için ikili anlaşmalar piyasasında yüksek hacimli elektrik satın almak da fiyatları
artırabilecektir. (EC 2007, 132). Ayrıca elektrik üreticilerinin üretimi kısmak yerine üretimi artırarak
şebekelerde kısıt yaratmak ve böylece rakiplerin piyasaya girişini engellemek ya da uzun dönemli ikili
anlaşmalar yaparak rakipleri dışlamak gibi stratejileri de pazar gücünün kullanımı sayılabilecektir.
Bununla birlikte bu çalışmanın kapsamı kapasite tutma stratejisi ile sınırlı tutulmuştur.
9
Örneğin, pazar gücü olan bir teşebbüs üretim kapasitesinin bir kısmını piyasaya sunmayabilir. Bu
durumda sadece spot fiyatlar değil, bu temel arz faktöründeki değişim sonucu piyasa katılımcılarının
beklentileri de değişecektir. Üreticiler, genel fiyat seviyesini değiştirmeden spot fiyatların hassaslığını
(volatility) artırarak da koruma amaçlı olarak kullanılan vadeli piyasalarda fiyatların yükselmesine
neden olabilecektir (EC 2007, 124).
10
Bununla birlikte, standart bir arz-talep mekanizmasına sahip ikili anlaşmalar piyasasında da benzer
bir şekilde pazar gücü kullanılabilmektedir (Hunt 2002, 80). Hatta, yıl boyu dalgalanan talep yapısı göz
önüne alındığında, genellikle spot piyasalarda karşılaşılan bu durumun, soğuk kış ve sıcak yaz ayları
gibi talep-yoğun dönemlerde de döngüsel olarak gözlemlenebileceği ileri sürülebilecektir.
5
fiyatların bu piyasalarda da yüksek seyretmesine neden olduğu tespitlerini yapmıştır
(EC 2007, 124-125).
Bu stratejide üreticiler/toptan satıcılar, sahip oldukları elektrik kapasitesinin bir kısmı
için liyakat sıralamasına göre oluşan bir spot piyasada teklif vermemekte (capacity
witholding) ya da aşırı yüksek fiyat vererek üretim biriminin liyakat sıralamasında
devre dışı kalmasını (economic witholding) ve böylece piyasa denge fiyatının
rekabetçi seviyenin üzerinde oluşmasına sebebiyet vermektedir11. Kapasite tutmak
için üretim birimlerinin teknik aksaklıklar gibi sebepler ileri sürülerek devreye
alınmadığı ya da bu birimler için teklif verilmediği görülmektedir. Üretilmeyen
elektriğin yarattığı “kayıp”, elde kalan elektriğin, piyasada oluşan yüksek piyasa takas
fiyatından satılmasının yaratacağı “gelir”den küçük ise bu strateji üreticiler için kârlı
hale gelmektedir (Yücel, 2011).
Yüksek üretim kapasitesi ve santral çeşitliliği olan portföylere sahip bulunan üreticiler
(özellikle düşük marjinal maliyette üretim yapabiliyor iseler) bu şekilde fiyatları
yükseltme esnekliğine; dolayısıyla yetisine sahip olabilmektedir. Varsayımsal bir A
üreticisi için kapasite tutma stratejisi aşağıdaki şekilde örneklendirilmektedir.
Şekil: Kapasite Tutarak Fiyatın Yükseltilmesi.
Fiyat
Değişken Maliyet
Marjinal Maliyet
PTF1
PTFe
Endüstri Kapasite
Sınırı
Talep edilen
miktar
∆R(A1)
∆R(A2)
R(A1)
R(A2)
∆PTF
A1
B1
A2
C1
A3
100
100
100
100
100
B2
B3
C2
C3
100
100
100
100
Qe
Talep (MW)
Kaynak: Hunt (2002, 92-93), Şen (2006, 46) Yücel (2011) temel alınarak
oluşturulmuştur.
11
Esasında yüksek pazar payına sahip bir üretici için bir havuzda pazar gücünü kullanmanın en
dolaysız yolu yüksek fiyat teklifi vermektir. Ancak, genellikle birim üretime bağlı maliyetler düzenleyici
otorite tarafından yaklaşık olarak bilindiği için üreticilerin bu stratejiyi uzun süre sürdürmeleri zordur.
Dolayısıyla üreticiler daha pahalı ünitelerini çalıştırmak ve piyasa denge fiyatını yükseltmek için
kapasite tutmak gibi gizli stratejiler kullanabilmektedir (David ve Wen 2001, 357-358).
6
Yukarıdaki şekilde A, B, C üreticilerinin 100 MW’lik kapasiteye ancak değişken
maliyet yapılarına sahip üçer üretim tesisi bulunmaktadır. 500 MW’lık bir kapasite
talep düzeyinde son devreye giren üretim tesisi B2 olmuştur. Manipülasyon
öncesinde ise pazar gücü ile piyasa takas fiyatı (PTF) PTFe seviyesinde
gerçekleşmiştir.
Kapasite tutma stratejisi güden üretici A, 100 MW’lik üretim yapan A 3 santralinin
üretimini durdurmuştur - kapasitesini tutmuştur-. Bu durumda ihtiyaç duyulan 100
MW’lık yükü karşılamak üzere daha yüksek fiyata sahip olan üretim biriminin (B 3)
devreye girmesi gerekmiştir. Bu durumda talep yine karşılanmakta ancak kapasite
tutulması öncesine göre piyasa takas fiyatı yükselmektedir. Yeni durumda A
üreticisinin elde ettiği iktisadi rant ise yükselmiştir.
Kimi kaynaklarda “piyasa manipülasyonu” olarak da adlandırılan 12 bu stratejideki
temel unsurlar şunlardır: i) Çalıştırılan santrallerin bir kapasite sınırı olmasından
dolayı talep arttıkça talebin karşılanmasında kullanılacak santral sayısının azalması;
ii) Esneksiz talebin hemen her fiyatı kabullenmek durumda olması. Özellikle
portföyünde çeşitli yük seviyelerinde üretim yapan santraller bulunan üreticilerin,
sahip oldukları esneklik ile bu stratejiyi daha kolay uygulayabildikleri görülmektedir.
Bu strateji ülke genelinde uygulanabileceği gibi, talepteki artış sonucu 13 belli bir
bölgeye elektrik sağlayan iletim hatlarının elektrik taşıma sınırlarına ulaşmasıyla
başka bölgelerdeki rakip santrallerin rekabetçi teklif verememesi halinde bölgesel
olarak da ortaya çıkabilmektedir. Yukarıda ortaya konan durum, piyasada oldukça
düşük kapasite ve üretim pazar paylarına sahip olunsa dahi üreticilerin piyasa fiyatını
etkileyebilmelerinin mümkün olduğunu göstermektedir. Artan fiyatın “kârlı” olması
durumunda teşebbüslerin bu tür uygulamalarda bulunması rasyonel bir sonuç olarak
ortaya çıkmaktadır.
Yukarıda özetlendiği ve örneklendirildiği üzere elektriğin kendine özgü nitelikleri
başta spot piyasalar olmak üzere elektrik toptan satış piyasalarının, diğer piyasalarla
karşılaştırıldığında pazar gücü kullanımına çok daha açık/korunmasız olmasına
neden olmaktadır. Bu durum karşısında, bir sonraki bölümde konu edileceği üzere,
pazar gücü ve manipülasyona karşı müdahale yöntemleri geliştirilmiştir.
4
Elektrik Piyasalarında Pazar Gücünün Azaltılması ve Manipülasyona
Müdahale
Bu çalışmada konu edilen manipülatif hareketlerin temeli pazar gücüne
dayanmaktadır. Yüksek pazar gücünün varlığı nedeniyle rekabetin eksik olduğu
piyasalarda Pareto optimali14 oluşamadığından toplumsal refah maksimize edilemez.
Nitekim yüksek pazar gücüne sahip olan bir firma rekabetçi seviyeye göre fiyatı
yükselterek ya da üretim miktarını azaltarak piyasa fiyatı üzerinde etkili olabilir. Bu
durum her piyasa gibi elektrik toptan satış piyasaları için de bir piyasa aksaklığıdır.
Bununla birlikte yukarıda yer verildiği şekliyle bu aksaklık, elektrik piyasaları için diğer
piyasalara göre çok daha ciddi boyuttadır. Dolayısıyla birçok ülkede bu piyasa
12
Bkz. Wolak (2005, 3; 20); Yaşar (2009, 69-75).
Bu stratejilerin genellikle talebin yüksek olduğu zaman dilimlerinde kullanıldığı gözlenmekteyse de
Biggar (2005, 114) yüksek maliyetli üretim santrallerinin baz yükte oluşan fiyatlarda çalışmayı tercih
etmeyeceğinden pazar gücünün sadece puant yüklerde değil baz yüklerde de görülebileceğini, sonuç
olarak talep arttıkça pazar gücünün azalabileceğini ifade etmektedir.
14
Pareto optimali, mal ve hizmetlerin bireyler arasında dağıtılmasında en az bir kişinin durumu
kötüleşmeden diğerlerinin durumunun iyileşmediği dengeyi niteleyen ve piyasanın etkinliğini
ölçümleyen iktisadi bir kavramdır.
13
7
aksaklığına müdahale edildiği görülmektedir. Pazar gücüne yapılan müdahalelerde
iki temel yöntemin kullanıldığı görülmektedir:
-
Sektöre özgü yapısal ve düzenleyici çözümler
-
Rekabet hukuku çözümleri
Aşağıdaki bölümlerde bu yöntemler ele alınmaktadır.
4.1
Sektöre Özgü Yapısal ve Düzenleyici Çözümler
Sektöre özgü düzenlemeler; piyasa işleyişinde uygulanan fiyat/fiyat artış tavanları,
pazar payı sınırları ya da büyük portföylerin bölünmesi gibi radikal yöntemlerin yanı
sıra; arz ve talep esnekliğini artırmak üzere piyasa mekanizmalarının uyarlanması,
üretim yatırımlarının teşviki, iletim hatlarının genişletilmesine yönelik yatırımlar gibi
daha az müdahaleci yöntemleri de kapsamaktadır. Bununla birlikte, pazar gücüne
müdahalenin en etkili olduğu aşama, sektörün rekabete açıldığı aşamadır. Özellikle
serbestleşme öncesi, özelleştirme sürecinde izlenecek politika, rekabeti sağlayacak
sayıda firmanın pazara katılımının sağlanması ve bu firmaların sahip olacakları pazar
paylarının birbirine yakın olacak şekilde ayarlanması (Şen, 2006, 77) uygun bir
düzenleme yöntemi olarak kabul edilmektedir. Buna ek olarak rekabete açılmadan
önce piyasaların ve piyasa işleyiş mekanizmalarının tasarlanmasına yönelik; sektör
rekabete açıldığında ise sektörün izlenmesi, derinlemesine veri analizi ile pazar gücü
kaynaklı manipülasyonun tespitine yönelik mekanizmaların oluşturulduğu
görülmektedir.
Genellikle yeniden yapılandırma süreçlerinin başında ve rekabetin tam oluşmadığı
yoğunlaşmış pazarlarda görülen bu tür düzenlemeler, piyasalar rekabete açıldıkça ve
pazar yoğunluğu hafifledikçe azalmakta; piyasaya müdahale gittikçe rekabet
otoritelerine bırakılmaktadır15.
Türkiye’de pazar gücü kaynaklı manipülasyonun engellenmesine yönelik olarak 4628
sayılı Kanun ile gerçek ve tüzel kişilere sahip olacakları üretim kapasitesi bakımından
%2016 ve toptan satış şirketleriyle yapılacak satışlar bakımından %10’luk17 sınır
getirilmektedir. Bu sınırlamalar özellikle özelleştirme sürecinde rekabetçi bir piyasa
yapısı oluşturmak adına önemlidir. Bununla birlikte elektrik piyasasının kendine özgü
nitelikleri nedeniyle bu eşik değerleri, düşük pazar paylarına sahip olunması halinde
dahi ortaya çıkması olası manipülasyonları engellemekte yetersiz kalmaktadır.
Pazar gücü kaynaklı manipülasyona müdahaleye ilişkin olarak Elektrik Piyasası
Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’nin, Gün Öncesi Planlamaya ilişkin 40., 41. ve
45. maddelerinde getirilen ve peş peşe gelen takvim günlerindeki aynı saate denk
gelen satış teklif fiyatlarının ağırlıklı ortalaması için getirilen %10’luk artış sınırı
15
Esasında elektrik toptan satış piyasalarının, kendine özgü nitelikleri sonucu pazar gücüne maruz
kalmaya olan yatkınlığı, yeniden yapılandırma sürecinin her aşamasında piyasa mekanizmalarının
nasıl tasarlanması gerektiği ve sürekli nitelikteki piyasa aksaklıklarına nasıl müdahale edileceğine
yönelik tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte bu çalışmada konu rekabet hukuku
boyutuyla sınırlı tutulmuştur. Elektrik üretiminde pazar gücüne müdahaleye yönelik sektöre özgü
yapısal ve davranışsal yöntemlere ilişkin ayrıntılı çalışmalar için bkz. Hogan (2001), Newbery (2002);
Garcia ve Reitzes (2007). Diğer çalışmalar için bkz. David ve Wen (2001, 358-359) Blumsack vd
(2002); Blumsack ve Lave (2003), Şen (2006, 75-80).
16
“…Herhangi bir gerçek kişinin ya da özel sektör tüzel kişisinin kontrol ettiği üretim şirketleri
aracılığıyla sahip olacağı toplam elektrik enerjisi kurulu gücü, bir önceki yıla ait yayımlanmış Türkiye
toplam elektrik enerjisi kurulu gücünün yüzde yirmisini geçemez.”
17
“…Herhangi bir gerçek kişinin ya da özel sektör tüzel kişisinin kontrol ettiği toptan satış şirketleri
aracılığıyla toptan satışını yapabilecekleri elektrik enerjisi miktarı, piyasada bir önceki yılda tüketilen
toplam elektrik enerjisi miktarının yüzde onunu geçemez.”
8
bulunmaktadır. Ayrıca, aynı yönetmeliğin 54. maddesinde Gün Öncesi Piyasası’na
ilişkin azami fiyat limitlerinin piyasa işletmecisi tarafından belirleneceği
öngörülmüştür. Aynı konuda, ilgili yönetmelikte öne çıkan bir başka hüküm ise
“Hakim Durumun Kötüye Kullanılması ve Uyumlu Eylem” başlıklı 135. maddesinde
bulunmaktadır. Bu maddede yönetmelik kapsamındaki bir organize toptan elektrik
piyasası faaliyetine ilişkin olarak hakim durumun kötüye kullanılmasına yönelik bir
şüphenin doğması halinde EPDK ya da TEİAŞ tarafından başlatılacak girişim ile
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (4054 sayılı Kanun)
uygulayıcısı konumundaki Rekabet Kurumunca bir inceleme yapılması
öngörülmektedir18.
Yukarıda ortaya konan çerçevede, pazar gücü kaynaklı manipülasyona ilişkin elektrik
piyasasına özgü mevzuatta bir takım önlemlerin alındığı; bununla birlikte müdahale
alanının özellikle Rekabet Kurumuna bırakıldığı anlaşılmaktadır. Bu noktada Rekabet
Kurumunca yapılması olası müdahale bir sonraki bölümde konu edilmektedir.
Rekabet Hukuku Çözümleri ve Hakim Durum
4.2
Herhangi bir sektörle sınırlı kalmaksızın teşebbüslerin rekabeti engelleyecek,
bozacak ya da kısıtlayacak davranışlarına müdahale etme amacını taşıyan rekabet
hukuku kapsamında elektrik üretiminde pazar gücü sorununa müdahale için genel
olarak ardıl (ex-post) ve öncül (ex-ante) olmak üzere iki araç bulunmaktadır:
-
Hakim durumun kötüye kullanılmasına müdahale (ex-post): Hakim durumun
kötüye kullanılmasının yasaklanması.
-
Hakim duruma, yoğunlaşmaların (birleşme ve devralmaların) kontrolü ile
müdahale (ex-ante): Rekabeti önemli ölçüde azaltacak şekilde hakim durumun
oluşması ya da güçlenmesinin yasaklanması.
Bu noktada, pazar gücü ile hakim durum kavramlarının birbirlerine oldukça yakın
anlamlar içerdiği; bununla birlikte hakim durum’un hukuki bir tespit; pazar gücünün
ise iktisadi bir ölçüm terimi olduğunu belirtmekte fayda vardır. Bir başka ifade ile
rekabet hukuku kapsamında pazar gücüne müdahale, “hakim durum” esaslı
kavramsal çerçeve temelinde yapılmaktadır.
4.2.1 Elektrik Piyasalarında Hakim Durumun Kötüye Kullanılmasına Müdahale
Mal ve hizmet piyasalarında hakim durumdaki bir teşebbüsü bu durumunu kötüye
kullanılması, 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
“Madde 6- Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir
bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu tek başına
yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye
kullanması hukuka aykırı ve yasaktır”
Buna göre elektrik piyasalarında pazar gücünü kullanarak kapasite kullanmaktan
kaçınmak ve bu şekilde piyasadaki fiyatların tüketicinin aleyhine olacak şekilde
etkilemek rekabet hukukunun konusu olabilmektedir.
Rekabet hukuku kapsamında bu müdahale aracının kullanılması için öncelikle hakim
durumun varlığı ve ayrıca bir kötüye kullanma halinin tespiti gerekmektedir. Bu
18
Bahse konu madde organize toptan satış piyasalarındaki uyumlu eylemlere ilişkin de aynı süreci
öngörmektedir. Bununla birlikte çalışma kapsamı tek taraflı pazar gücü ile sınırlı tutulduğundan uyumlu
eylem unsuru dikkate alınmamıştır.
9
noktada ilgili pazar tanımları ve hakim durum ölçütlerine ilişkin analizler, rekabetçi bir
analizin esas noktalarını oluşturacaktır.
Bu hususta elektrik üretimine ilişkin olarak günümüze kadar alınan Rekabet Kurulu
kararlarından öne çıkanlar incelendiğinde19 herhangi bir elektrik üreticisinin, elektrik
üretimine ilişkin ilgili pazarlarda hakim durumda olduğunun tespit edilmediği
görülmektedir20. Bu durumun özelikle,
- Kararlara konu olan teşebbüslerin Türkiye elektrik üretim ve kurulu gücünde
sahip oldukları düşük pazar payları,
- Türkiye elektrik üretiminde kamu hakimiyetinin oldukça yüksek21 olması,
- Türkiye elektrik endüstrisinin rekabete açılmak üzere bir yeniden yapılandırma
sürecinde olmasından
kaynaklandığı görülmektedir. Bu çerçevede özellikle giriş bölümünde konu
edildiği üzere yeniden yapılandırma sürecinin ve kamu kontrolünde olan elektrik
üretim varlıklarına ilişkin portföylerin yakın zamanda özelleştirilmesinin anlamlı
oranda tamamlanması ile hakim durum tespitinde oluşan yeni rekabetçi yapının
dikkate alındığı değerlendirmelerin yapılması olasıdır.
Konuya ilişkin, 4054 sayılı Kanun’un mehaz mevzuatının uygulayıcısı ve rekabet
otoritesi konumundaki Avrupa Komisyonu’nun, serbestleşme açısından daha ileri
konumda bulunan Avrupa elektrik piyasalarına ilişkin kararları içinde 2008 tarihli
E.ON soruşturması22 ise dikkat çekicidir. Bu kararda Alman enerji şirketi E.On’un
hakim durumda olduğu tespiti yapılmış ve bu teşebbüsün -diğer ihlallerinin yanı sıradüşük maliyetli elektrik üretim tesislerinin kapasitelerinin kullanımından kaçınarak
piyasadaki elektrik fiyatlarının yükselmesine sebep olduğu ve böylece sahip olduğu
geniş üretim portföyü sayesinde yükselen fiyatlardan kâr elde ettiği ifade edilmiştir.
Soruşturmanın sonunda E.On, bazı enerji üretim kapasite haklarından caymanın
yanında 5000 MW’lik üretim kapasitesini başka teşebbüslere devretmeyi taahhüt
etmiştir.
4.2.2 Elektrik Piyasalarında Yoğunlaşmaların (Birleşme Ve Devralmaların)
Kontrolü
4054 sayılı Kanun’un aşağıda yer verilen 7. maddesi birleşme ve devralmalarla
hakim durumun oluşmasını veya güçlenmesini yasaklamaktadır:
“Madde 7-Bir ya da birden fazla teşebbüsün hâkim durum yaratmaya veya
hâkim durumlarını daha da güçlendirmeye yönelik olarak, ülkenin bütünü
yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin
19
2000-2010 yılları alınmış toplam 52 adet karar incelenmiştir.
10.11.2003 tarih ve 03-72/874-373 sayılı kararda Çukurova Elektrik A.Ş’nin. (ÇEAŞ), dönemin ilgili
mevzuatı çerçevesinde elektrik dağıtımıyla görevli olduğu bölgede, Enerjisa Elektrik Üretim A.Ş.’nin
santralinde üreteceği elektriğin nakli için gerekli bağlantıyı sağlamaması ve Toros Enerji Üretimi
Otoprodüktör Grubu A.Ş. tarafından üretilen elektriği satın almamasına ilişkin olarak RKHK’nın 6.
maddesi kapsamındaki incelemede ÇEAŞ’ın “elektrik üretimi ve nakli pazarında” hakim durumda
olduğu tespiti, dosya konusu duruma ilişkin dikey bütünleşik yapı çerçevesinde ele alınmıştır.
21
26.8.2010 tarih ve 09-39/945-232 sayılı Ceylin - Enerjisa devralma kararında bu durum şu şekilde
ifade edilmektedir: “[...] bir kamu şirketi olan EÜAŞ ve bağlı ortaklıkları, Yap-İşlet-Devret, Yap-İşlet ve
İşletme Hakkı Devri uygulamaları çerçevesinde faaliyet gösteren özel şirketler, özel mobil üreticiler ve
otoprodüktörler/otoprodüktör grupları gibi farklı piyasa oyuncularından oluşan Türkiye’de elektrik
üretimi pazarında kamu hakimiyetinin bulunduğu görülmektedir.”
22
Case No: 39.388-German Electricity Wholesale Market Case (26.11.2008).
20
10
önemli
ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde birleşmeleri
[devralmaları] hukuka aykırı ve yasaktır.”
Buna göre, elektrik piyasalarındaki teşebbüslerin birleşme ya da devralmalar ile
hakim duruma gelmeleri ya da hakim durumlarını güçlendirmeleri Rekabet
Kurumunun müdahalesine açıktır. Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki
özelleştirmeler de birer devralma sayıldığından Rekabet Kurumunun analizlerine
konu olabilmektedir.
Bir önceki bölümde yer verildiği üzere elektrik üretimine ilişkin piyasalardaki
devralmalar konusunda Rekabet Kurumunca yapılmış herhangi bir hakim durum
tespiti, dolayısıyla bir yasaklama bulunmamaktadır. Bununla birlikte kamu
kontrolündeki üretim varlıklarını özelleştirilmesi ile birlikte piyasada oluşacak
rekabetçi yapının, rekabetçi analizlerde hakim durum analizi çerçevesinde dikkate
alınabileceği düşünülmektedir.
Elektrik piyasalarında bazı birleşme ve devralmaların, hakim durum oluşturması
nedeniyle rekabet otoritesi tarafından yasaklandığı gözlenmektedir. Örneğin, bir
İspanyol şirketi olan Energias de Portugal’ın (EDP) ile bir İtalyan şirketi olan Eni
Portugal Investment S.p.A.’nın (ENI) Portekiz’de doğal gaz ve elektrik piyasalarında
faaliyet gösteren Gas de Portugal’i (GDP) devralmasına ilişkin ENI/EDP/GDP23
kararında Avrupa Komisyonu, EDP’nin hakim durumunun güçlenmesi nedeniyle
işleme izin vermemiş; Danimarka merkezli bir şirket olan DONG’un aynı ülkedeki iki
elektrik şirketi olan Elsam ve Energi E2’yi devralmasına ilişkin DONG/Elsam/Energi
E224 kararında ise DONG’un %25’lik elektrik üretim kapasitesini bir rakip şirket olan
Vattenfall’a devredeceğine dair işlem öncesi verdiği taahhüdü dikkate alarak
birleşmeye izin vermiştir. Fransız elektrik şirketi olan Electricité de France’nın (EdF)
İngiltere’de yerleşik elektrik şirketi olan British Energy’yi (BE) devralmasına ilişkin
EdF/British Energy25 kararında ise Komisyon BE’nin toptan elektrik satışı pazarındaki
%20-30’luk pazar payına rağmen hakim duruma geldiğini ifade etmiş; EdF’nin, kömür
ve doğal gazla çalışan iki üretim birimini devretmesine dair sunduğu taahhüt,
rekabetçi endişeleri ortadan kaldırdığı gerekçesiyle kabul edilmiş26 ve bu çerçevede
işleme izin verilmiştir.
5
Sonuç
Bu çalışmada, elektrik piyasalarındaki manipülasyon unsuruna ilişkin genel bir
çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. Elektrik ticaretindeki manipülasyon konusu oldukça
derin ve karmaşık olduğu için esas olarak pazar gücü temelli manipülasyon
hususuna odaklanılmış, hileli davranış temelli manipülasyon meselesine kısaca
değinilmiştir. Bu kapsamda pazar gücünün, kapasite tutma yolu ile manipülatif
kullanımı dikkate alınmış ve bu husus üzerinden pazar gücüne müdahale yöntemleri
incelenmiştir. Bahse konu müdahale yöntemleri sektöre özgü yapısal ve düzenleyici
çözümler
ile
rekabet
hukuku
kapsamındaki
çözümler
çerçevesinde
değerlendirilmiştir.
Bu çalışmada ortaya konan çerçevede, pazar gücü temelli manipülasyonun çeşitli
düzenlemelerle engellenmeye çalışıldığı ve müdahale alanının temel olarak Rekabet
Kurumuna bırakıldığı görülmektedir. Bu noktada Rekabet Kurumunca yapılacak
incelemelerde gerek hakim durum tespiti gerekse de kötüye kullanmanın
23
Case No: M.3440 ENI/EDP/GDP
Case No: M.3868 DONG/Elsam/Energi E2 para. 668-669
25
Case No: M.5224 EdF/British Energy
26
Case No: M.5224 EdF/British Energy para.172
24
11
tanımlarında EPDK ve TEİAŞ ile analiz ve veri işleme gibi hususlarda derinlikli bir
iletişimin varlığının esas olduğu anlaşılmaktadır.
Buna ek olarak, elektrik üretim özelleştirmelerinin, manipülatif davranışları en aza
indirecek şekilde planlanması ve Rekabet Kurumunca yapılacak incelemelerde hakim
duruma izin verilmemesi de, piyasanın daha başlangıç aşamasında sağlıklı bir
rekabetçi yapıya sahip olması bakımından ciddi önemi haizdir.
Tüm bunların yanında, pazar gücüne dayanmayan ve bu nedenle Rekabet
Kurumunun müdahale alanı dışında yer alan hileli davranış temelli manipülasyonun
tanımı, bu tür manipülasyona yapılacak müdahale alanı ve müdahale edecek
kurumların belirlenmesinin ise bu çalışma kapsamı dışında bulunan, ancak AB ve
ABD deneyimleri ışığında, gelecek araştırmalar için önem arz eden inceleme alanları
arasında olduğu değerlendirilmektedir.
12
Kaynakça:
BIGGAR, D. (2005). “Background Note: OECD Competition Issues in the Electricity
Sector.”, OECD Journal of Competition Law and Policy, Vol:6, No:4 s. 81-181”
BLUMSACK, S., D. PEREKHODSTEV ve L.B. LAVE (2002), “Market Power in
Deregulated Wholesale Electricity Markets: Issues in Measurement and the Cost of
Mitigation”, The Electricity Journal Vol. 15, Issue 9, Kasım 2002, s. 11-24
BLUMSACK, S., ve L. LAVE (2003), “Mitigating Market Power in Deregulated
Electricity Markets” mimeo,
http://www.andrew.cmu.edu/user/sblumsac/pivotal_04.doc
BORENSTEIN, S., ve J. BUSHNELL (2000), “Electricity Restructuring: Deregulation
or Regulation?” PWP-074, Program on Workable Energy Regulation (POWER)
Working Paper, February 2000
EC (2007), Communication on the Inquiry Pursuant to Article 17 of Regulation (EC)
No 1/2003 into the European Gas And Electricity Sectors (Final Report) COM (2006),
10 Ocak 2007
DAVID, K., ve F. WEN (2001), “Market Power in Electricity Supply”, IEEE
Transactıons on Energy Conversion, Vol. 16, No. 4, Aralık 2001
GARCIA, J. A., ve J. D. REITZES (2007), “International Perspectives on Electricity
Market Monitoring and Market Power Mitigation”, Review of Network Economics, Vol.
6, Issue 3, s. 397-424
HUNT, S. (2002), “Making Competition Work in Electricity”, John Wiley & Sons Inc.
2002
HOGAN, W.W. (2001), “Electricity Market Power Mitigation”, Massachusetts Electric
Roundtable Xenergy Forum Newton MA Sunum 18 Mayıs 2001
LEDGERWOOD, S. ve D. HARRIS, “A Comparison of Anti-Manipulation Rules in US
and EU Electricity and Natural Gas Markets: A Proposal for A Common Standard”,
Energy Law Journal, V. 33, No.1 2012
NEWBERY, D., (2002), “Mitigating market power in Electricity Networks”, Department
of
Applied
Economics,
University
of
Cambridge,
2002
http://www.hks.harvard.edu/hepg/Papers/Newbery_mitigating.market.power_5-02.pdf
OECD (2002), “Policy Roundtables - Competition Policy in the Electricity Sector 2002”
ŞEN, S. (2006), “Elektrik Piyasalarının Rekabet Boyutlu İzlenmesi ve Pazar gücü:
Türkiye İçin Açılımlar”, EPDK Uzmanlık Tezi, 2006
TAMASCHKE R., G. DOCWRA ve R.. STILLMAN (2005), “Measuring Market Power
in Electricity Generation: A Long-Term Perspective Using a Programming Model”
13
Energy Economomics, Vol. 27, Issue 2. Mart 2005, s. 317-335 Special Issue on
Electricity Markets
WOLAK, F. A. (2005), “Managing Unilateral Market Power in Electricity” Worldbank
Policy Research Working Paper NBER No:3691
YAŞAR, H. (2009), “Elektrik Piyasasında Manipülasyon”, EPDK Uzmanlık Tezi, 2009
YÜCEL, C. ÖKMEN, “Elektrik Üretiminde Hakim Drumun Tespiti”, Rekabet Kurumu
Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi,
14