Skytech - Turkish Technic

Transkript

Skytech - Turkish Technic
GÜNDEM
Meraklı çocuklar şaşırtır!
4-10 Mayıs tarihleri arasında yer alan İş Güvenliği Haftası, mayıs ayında şirketimizi yakından ilgilendiren etkinliklerden ilki.
Bildiğiniz gibi iş güvenliği teknik konularda faaliyet gösteren
Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri olan kurumumuz için
ayrı bir öneme sahip. Bu nedenle biz de bu haftayı tüm kurum
çalışanlarına önemli hatırlatmalarda bulunarak en etkin şekilde değerlendirmeyi planlıyoruz.
BÜMED Merak Eden Çocuk İlkokulu ve Anaokulu,
Boğaziçi Üniversitesi’nin 150 yıllık kültürel ve bilimsel mirasını
çocuklarımızın geleceğine taşıyor.
Bir diğer önemli günümüzü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı şimdiden kutluyorum. Gençlerimizin kendilerine verdiğimiz
emaneti daha ileriye taşımak için ellerinden geleni yapacağına
olan sonsuz inancımı burada yinelemek istiyorum.
Kayıt başvuruları için: www.merakedencocuk.com
(0212) 257 00 60 - (0216) 312 84 08
THY Teknik A.Ş.’nin kuruluş yıldönümü olan 23 Mayıs’ı çeşitli
etkinliklerle ve her yıl olduğu büyük bir coşku ve gururla kutlayacağız. Dünyanın önde gelen havayolu firmalarından biri olan
Türk Hava Yolları’nın yanı sıra yurtdışından çok sayıda firmaya
hizmet veren bir THY Teknik A.Ş.’nin bugün geldiği seviyeden
son derece mutlu ve gururluyuz. Türk Hava Yolları bünyesine
katılma aşamasında olan MNG Teknik’i takiben devreye girecek HABOM tesisleri ile birlikte dünyanın en büyük bakım merkezlerinden biri İstanbul’da yer alacak. Bizler inşallah bu tesislerde ülkemiz adına önemli başarılara imza atacağız.
Merhaba Arkadaşlar,
Baharla birlikte bayramların, kutlamaların, etkinliklerin sıklaştığı bir döneme girdik. Bu coşkulu dönemin ilk etkinliği olan
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı THY Teknik
A.Ş.’ye yakışan bir etkinlikle geride bıraktık. 23 Nisan günü,
sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki grup halinde B Kapısı’ndan içeriye giren THY Teknik A.Ş. Ailesi’nin minikleri önce
Genel Müdürlüğümüzü, daha sonra da atölyelerimizi ve uçakları gezdi. Çizgi film eşiliğinde keyifli bir öğle yemeği yiyen çocuklarımızı hediyeler eşliğinde uğurladık.
2012 Yılının En İyi Önerileri Yarışması, 8 Nisan Pazartesi günü
gerçekleştirilen finalle sona erdi. “Ofis Kategorisi”nde ilk üç
sırayı alan, sırasıyla, Halil İbrahim Turan, Haldun Hakan Cüzdan ve Elvin Coşkun; “Atölye Kategorisi”nde ilk üç sırayı alan,
sırasıyla, Ömer Ferhat Kıvırcı-Levent Turan, Erdoğan Koç-Vedat
Yıldırım ve Çetin Noğan başta olmak üzere, yarışmamıza ilgi
gösteren ve kurumumuzun faydası için emek harcayan herkese sonsuz teşekkürler.
Bu yarışmaya göstermiş olduğunuz ilginin ve sunduğunuz fikirlerin, THY Teknik A.Ş.’nin aydınlık geleceğine dair inancımı
daha da güçlendirdiğini bilmenizi isterim.
İlkokulu ve Anaokulu
4-18 Mayıs, Cumartesi - Tanıtım Günü: 10.00-12.00 saatleri arasında Çekmeköy
okulumuzun aday öğrencileri için tanıtım günü yapılacaktır.
Arnavutköy
Çekmeköy
Son yıllarda uçuş noktalarını artırması ve filosunu büyütmesi
ile havacılık sektöründe dünya genelinde dikkatleri üzerine çeken Türk Hava Yolları’nın, Türk sivil havacılık tarihinin en büyük
uçak alımına imza atarak Airbus’la 117 uçak için anlaşma imzalaması da kurumumuzu yakından ilgilendiren önemli bir gelişme. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Türk Hava Yolları Yönetim
Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava Yolları Genel Müdürü
Doç. Dr. Temel Kotil, Airbus Başkanı ve CEO’su Fabrice Bregier’in katıldığı imza töreni ile Türk Hava Yolları, Airbus’tan 25
adet A321, 4 adet A320 NEO, 53 adet A321 NEO ve 35 adet
A321 NEO opsiyonunu içeren 117 uçak sipariş etmiş oldu. Tamamı Türk Hava Yolları filosuna 2015 ila 2020 yılları arasında
katılacak olan bu uçaklarla birlikte -kargo uçakları dahil- Türk
Hava Yolları filosunun 2020 yılı sonundaki toplam uçak sayısı
375 olacak. Böylece bugün yaklaşık 6,6 olan uçakların ortalama yaşı, yeni uçakların filoya katılması ile 5’e düşecek.
Büyümeye devam eden Türk Hava Yolları filosuna hizmet verirken diğer müşterilerine de kaliteli hizmet sunmaya devam
eden şirketimiz bakım ve onarımın yanı sıra üretim, modifikasyon, mühendislik ve Ar-Ge alanlarında da önemli değişimlere
ve gelişmelere imza atacaktır. Bütün bu çalışmalarda en büyük
güvencemiz olan siz çalışanlarımızı saygıyla selamlar, mutluluk, huzur ve başarılar dilerim.
Esen kalın,
Doç. Dr. İsmail Demir
Genel Müdür
03
04 İÇİNDEKİLER
04
20
TEKNİK’TEN
HABERLER
AR-GE
MERKEZİ
09
04
20
22
22
İş Sağlığı ve
Güvenlİğİ
Sahibi
THY TEKNİK A.Ş.
Doç. Dr. İsmail DEMİR
(Genel Müdür)
EMNİYET KÖŞESİ
10
11
24
eğitim
HABOM’da
son durum
Röportaj
24
THY TEKNİK A.Ş.
Katkıda Bulunanlar
Abdullah Enes Bolat
Emre Kara
26
26
İNSAN
KAYNAKLARI
28
14
18
28
GEZİ-YORUM
12
14
18
30
HAVACILIK
DÜNYASINDAN
KUTLAMA
Özel Röportaj
SAĞLIK
REHBERİ
30
YAYIN
THY TEKNİK A.Ş.
Medya Reklam
Halkla İlişkiler Şefliği
Ferhat Yenibertiz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi)
Pınar Yılmaz
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)
YAPIM
GODE İSTANBUL
Alev Aktaş
(Yayın Grup Direktörü)
Songül Kurnaz
(Yapım Koordinatörü)
Ulaş Atay
(Editör)
Meltem İşleyen
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Asım Hocagil
(Grafik Uygulama)
Jülide Türkay
(Redaksiyon Editörü)
Fotoğraflar
İstanbul Fotoğraf Atölyesi (İF Atölye)
Baskı ve Cilt
Apa Uniprint
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
06 TEKNİK’TEN HABERLER
2012 yılı öneri ödülleri sahiplerini buldu
UBM Aviation Konferansı
Hong-Kong’ta yapıldı
THY Teknik A.Ş. MRO
Americas Fuarı’na katıldı
T
HY Teknik A.Ş., 16-18 Nisan 2013 tarihleri arasında
ABD’nin Georgia eyaletinin başkenti Atlanta’da World
Congress Center’da düzenlenen, dünyanın en önemli havacılık bakım-onarım fuarlarından biri olan MRO Americas
Fuarı’na katıldı.
THY Teknik A.Ş., sivil ve bölgesel uçak üreticilerinin,
OEM’lerin, havayolları yetkililerinin, teknik hizmet veren
MRO firmalarının, parça tedarikçi firmaların, havacılık
alanında hizmet veren 500’e yakın firmanın katıldığı bu
önemli fuarda 50 metrekarelik bir stand ile yer aldı. Diğer
fuar ve konferanslarda olduğu gibi MRO Americas’ta da
THY Teknik A.Ş. standında katılımcılarla, marka bilinirliğini
ve stratejik işbirliğini artırmaya yönelik toplantılar yapıldı,
ikili görüşmeler gerçekleştirildi.
T
HY Teknik A.Ş., UBM Aviation tarafından 19-21 Mart 2013 tarihleri arasında Hong-Kong’ta düzenlenen Çin ve Doğu Asya
Havacılık Mühendislik-Bakım Konferansı’na (Airline E&M: China
& East Asia Conference) katıldı. THY Teknik A.Ş. konferansta, Cathay Pacific, Hong Kong Airlines, Malaysia Airlines, Thai Airways,
Japan Airlines gibi birçok önemli havayolu şirketi ile marka bilinirliğini, hizmet kapasitesini ve stratejik işbirliğini artırmaya yönelik
ikili toplantılar ve görüşmeler gerçekleştirdi.
THY Teknik A.Ş. Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürü
Ergün Erdoğdu, fuarda, “Uçuşlarda Yakıt Tasarrufu konusunda THY ve THY Teknik A.Ş. Tarafından Yapılan Uygulamalar” hakkında sunum gerçekleştirdi. Fuar kapsamında
sunum yapan tek havayolu temsilcisi olan Erdoğdu’nun
verdiği bilgiler dinleyiciler tarafından büyük bir ilgi ile karşılandı.
Y
ılın En İyi Öneri Yarışması sonuçlandı ve dereceye girenler
ödüllerini aldı. THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları ve başkanların yer aldığı
yarışma komisyonu, ofis ve atölye kategorilerinde dereceye giren önerileri belirledi ve öneri sahiplerine ödüllerini takdim etti.
8 Nisan günü Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen
finalde dereceye giren öneriler ve öneri sahipleri:
Atölye Kategorisi
•Birinci Ömer Ferhat Kıvırcı ve Leven Turan, “MLG/NLG Söküm Takım Tool”
•İkinciler Erdoğan Koç ve Vedat Yıldırım, “APS3200 Rear Bearing Test Tool”
•Üçüncü Çetin Noğan “Motor Stokaj İşleminin Motor Taşıma
Arabası Üzerinde Yapılması”
Ofis Kategorisi
•Birinci Halil İbrahim Turan, “QTS Müşteri Modülü “
•İkinci Haldun Hakan Cüzdan, “CFM56 Motorlarındaki Core
Deteriorationlarının Önceden Tahmin Edilebilmesi”
•Üçüncü Elvin Coşkun, “SBF’lerin Web Üzerinden Kapatılması
ve Takibi”
Her iki kategoride de birinci olanlara 10’ar, ikinci olanlara yedişer, üçüncü olanlara ise dörder Cumhuriyet Altını ödül verildi.
Ödül töreninde konuşan Demir, öneride bulunan herkesi tebrik
ettiğini, bütün önerilerin çok değerli olduğunu ve emeği geçen
herkese teşekkür ettiğini söyledi.
Alman basın mensupları THY Teknik’te
T
Masa Tenisi Ferdi Rating
Ligi başladı
ürk Hava Yolları Leipzig Müdürlüğü’nün düzenlediği
fam trip organizasyonu kapsamında Türkiye’ye gelen
Alman basın mensupları 22 Nisan 2013 tarihinde THY
Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Konuklara, THY Teknik A.Ş.’nin
Türkiye’nin en büyük bakım onarım ve modifikasyon merkezi olduğu ve HABOM’un açılması ile daha da büyüyeceğinin anlatıldığı gezi, Boeing 777 uçağının tanıtımı ile devam
etti.
T
ürk Hava Yolları Masa Tenisi Ferdi Rating Ligi 24 Nisan 2013
tarihinde THY Spor Kulübü’nde gerçekleştirilen kokteyl ile
başladı. Rating Ligi kokteyline, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu
Üyesi Muzaffer Akpınar, THY Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı
Altan Büyükyılmaz ve sporcular katıldı. 14 grupta 153 kişinin
mücadele edeceği Masa Tenisi Ferdi Rating Ligi’nde, Türk Hava
Yolları, THY Teknik A.Ş., HABOM, TGS ve Turkish Do&Co çalışanları mücadele edecek. Yaklaşık üç ay sürecek lig maçları sonucunda grubunda ilk üç sırayı alan sporcular bir sonraki Rating Ligi’nde bir üst grupta, grubunda son üç sırayı paylaşan sporcular
ise bir sonraki Rating Ligi’nde bir alt grupta mücadele edecek.
07
08 TEKNİK’TEN HABERLER
Utah Üniversitesi THY Teknik A.Ş.’de
Polis Haftası kutlandı
T
HY Teknik A.Ş. İnsan Kaynakları Başkanlığı, Türk Polis Teşkilatının 168. Kuruluş yıldönümü ve Polis Haftası dolayısıyla B Kapısı’nda bulunan toplantı salonunda bir kutlama töreni
düzenledi.
10 Nisan günü gerçekleştirilen törene, THY Teknik A.Ş. İnsan
Kaynakları Başkanı İzzet Dündar, İnsan Kaynakları Müdürü
Hakan Öksüz, Güvenlik Şefliği çalışanları, Atatürk Havalimanı
Şube Müdürlüğü Koruma Büro Amiri Başkomiser Ahmet Yazıcı,
Koruma Büro Amir Yardımcısı Başkomiser Abdulkadir Geyik ve
Koruma Büro Amirliği’nde görevli polis memurları katıldı.
A
BD’nin Utah Üniversitesi’nden 75 lisansüstü öğrenci
THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. B Kapısı’nda karşılanan öğrencilere tesisler gezdirildi. Tur Hangar
Törende yaptığı konuşmada Türk Polis Teşkilatı’nın 168. kuruluş yıldönümü dolayısıyla şehitleri rahmet, gazileri saygıyla
yad eden İzzet Dündar, polis teşkilatının değerli mensuplarına
minnet ve şükranlarını ifade etti.
Niko Guido THY Teknik A.Ş.’de
Ahmet Yazıcı da, Polis Haftası dolayısıyla düzenledikleri kutlamadan dolayı THY Teknik A.Ş. yöneticilerine teşekkür etti.
Hindistan Havacılık
Mühendislik ve Bakım
Konferansı yapıldı
D
THY Teknik A.Ş.
üniversitelileri ağırladı
T
M
Dünyanın önde gelen havayolu ve MRO şirketlerinden birçoğu, UBM Aviation tarafından organize edilen konferansta yer aldı. Konferansa katılan THY Teknik A.Ş. yetkilileri,
diğer firmalarla ikili görüşmeler yaparak, ilişkilerin canlı
tutulması ve geliştirilmesi konusunda başarılı girişimlerde
bulundu.
Meraklı bakışlarla hangarları gezen öğrenciler, gezi sırasında
bakım faaliyetleri ve havacılık sektörü hakkındaki sorularına
yanıtlar buldu. Birçoğu uçak mühendisliği eğitimi alan öğrenciler ziyaret sonrasında, mezun olduklarında havacılık sektöründe çalışmak istediklerini, geleceğe yönelik planlarına ışık
tuttuğu için THY Teknik A.Ş. gezisinin çok faydalı olduğunu
ifade etti.
HY Teknik A.Ş., 23-25 Nisan tarihleri arasında, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen Hindistan
Havacılık Mühendislik ve Bakım Konferansı’na (Airline
Eng.&Maint. India Conference) katıldı.
ve atölyelerin gezdirildiği tesis turu sırasında öğrencilere,
THY Teknik A.Ş.’nin bölgesel gücü ve projeleri anlatıldı, gelecek planları hakkında bilgi verildi.
imarlar ve Mühendisler Grubu’nun (MMG) İstanbul Şubesi tarafından organize edilen bir grup üniversite öğrencisi
THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Hangar ve atölyeleri gezen öğrencilere THY Teknik A.Ş. hakkında bilgi verildi.
ünyaca tanınan fotoğraf sanatçısı Niko Guido, THY Teknik
A.Ş.’yi ziyaret etti. Ziyareti sırasında bazı atölyeleri ve hangarları gezen Guido, gördüğü yerlerin sanki fotoğraf çekimi için
hazırlanmış doğal birer stüdyo olduğunu, yakın gelecekte THY
Teknik A.Ş. ile sosyal sorumluluk projelerinde çalışmayı ümit
ettiğini söyledi.
Venedik, Paris, İzmir ve İstanbul’da sergiler açan Guido’nun
fotoğrafları yurtiçi ve yurtdışında birçok gazete ve dergide yer
aldı. İstanbul ve İzmir’de yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri bulunan Guido’nun 23 Mart 2013 tarihinde Ataşehir Belediyesi Cemal Süreya Sergi Salonu’nda açtığı sergi, dünyada
aynı zamanda birçok farklı noktada açılan en büyük sergi olma
özelliğini taşıyor. Birçok milletten yüzlerce gönüllünün ortak çalışması ile gerçekleştirilen “Bizi Rahat Bırakın/Leave Us Alone”
isimli sergi, Irak Savaşı’nın başlamasının 10. yılında Türkiye’de
ve dünyada aynı anda mümkün olduğunca çok kişiyle buluşmayı hedefliyor. Bu amaçla portreler, aynı gün Türkiye’de 22
şehirde, dünyada Londra, Bangalore, Lefkoşa ve Stockholm’de
yanlarında hikâyeleri yazılı olarak sergilendi.
09
10 TEKNİK’TEN HABERLER
İş Sağlığı ve Güvenlİğİ
El aletleri kullanırken
bilinmesi gerekenler
H
İtalyan gazeteciler THY
Teknik A.Ş.’deydi
T
ürk Hava Yolları’nın 2008 ve 2009’da tüm dünyada etkisini gösteren ekonomik krize rağmen, yaptığı yatırımlarla başarı grafiğini yükselterek, yolcu sayısını ve kârlılığını
artırması, dünyanın en çok ülkesine uçan havayolu olması
ve “Avrupa’nın En İyi Havayolu” ödülünü alması Türkiye’de
olduğu kadar, dünyada da dikkat çekiyor. İşte bu nedenle
Türkiye’ye gelen İtalyan gazetelerinden yetkililer, Türk Hava
Yolları’nın organizasyonu çerçevesinde, Türk Hava Yolları’nı
ve alt şirketlerini yakından görmek ve tanımak amacı ile 18
Nisan 2013 tarihinde THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Basın
mensuplarına önce THY Teknik A.Ş. tesisleri gezdirildi, ardından da şirketi tanıtan bir sunum yapıldı; THY Teknik A.Ş.’nin
hizmet verdiği havayolu şirketeri ve HABOM Projesi hakkında
detaylı bilgi verildi. İtalyan konuklar daha sonra Uçuş İşletme
Başkanlığı ve Turkish Do&Co’yu ziyaret etti.
emen hemen tüm işyerlerinde yaygın bir şekilde kullanılan taşınabilir elektrikli el aletleri, çalışanların işlerini kolaylaştırdığı gibi aynı zamanda dikkat edilmediği
takdirde ciddi yaralanmalara, sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu aletlerden doğan kazaların çoğu aletlerinin iyi kullanılamamasından ya da aletlerin kullanılamayacak şekilde arızalı,
yıpranmış olmasından kaynaklanır. Alet güvenliği doğru el aletini veya elektrikli el aletini seçme ile başlar. Aletler, alanında
uzman firmalardan seçilerek alınmalıdır.
Ucuz, sağlam olmayan aletler, hem o aletle çalışanı hem de
beraberindeki iş arkadaşını yaralayabilir. İyi yapılmış bir alet
güzel görünümlü olmalı, çalışan eline aldığında sağlam olduğunu hissetmelidir. Aletin ergonomik bir dizayna sahip olması
da son derece önemlidir. Doğru aletin seçilmesi ve bu aletin
en doğru şekilde kullanılması, iş kazası riskini minimuma indirecektir.
Nisan ayında 90
yabancı konuk
Kullanım sırasında dikkat edilmesi gerekenler
Acenteler
THY Teknik A.Ş.’de
T
ürkiye’nin birçok bölgesinden, aralarında basın mensupları da bulunan 100’e yakın acente yetkilisi 25 Nisan günü THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Acentelere atölye ve
hangarların gezdirildiği tur hatıra fotoğrafları ile son buldu.
N
isan ayı içinde Türk Hava Yolları’nın fam trip organizasyonları kapsamında Köln, Leipzig, Hannover, Nürnberg,
Bremen ve Frankfurt müdürlüklerine bağlı yaklaşık 90 kişi THY
Teknik A.Ş. tesislerini ziyaret etti. Aralarında acente yetkililerinin, üst düzey yöneticilerin ve basın mensuplarının yer aldığı
gezilerde, konuklara THY Teknik A.Ş. hangar ve atölyeleri gezdirildi. THY Teknik A.Ş.’nin kapasitesi ve yapısı hakkında bilgilerin de verildiği gezilerde Alman konuklar, Boeing 777-300ER
uçağına binerek, Comfort Class rahatlığını yakından görme
şansı da buldu.
• El aletleri ve elektrikli el aletlerini kullananlar yüzük, bilezik
gibi takılar takmamalı,
• Bu aletleri kullanacak olan kişiler, kravat, boyun bağı, uzun
kollu giysi, uzun eldiven ve üzerine iyi oturmayan iş elbiseleri
giymemeli,
• Eller, saçlar ve giysiler kesilen kenarlardan veya hareketli
parçalardan uzak tutulmalı ve korunmalı,
• Anahtarlı elektrikli el aletlerinin üzerinde anahtarları bırakılmamalı,
• Eğer bir merdiven üzerinde çalışılıyorsa, küçük el aletleri,
kemere takılan el aletleri çantasına veya kemere takılmalı,
• Ağır elektrikli el aleti, sapına ip bağlanmış uygun bir kova ve
kutu içine konulmalı, oradan yukarıda çalışılan yere çekilmeli,
• Keskin veya sivri uçlu ya da keskin ağızlı aletler aşağıya doğru ve taşıyandan uzağa doğru bakacak şekilde taşınmalı,
• Aletler kuru bir yerde depolanmalı ve bakımları düzenli olarak yapılmalı,
• Küçük el aletleri, yerleri önceden belirlenmiş uygun bir askı
tablosu üzerine düzgün bir şekilde asılmalı veya uygun el aleti
taşıma çantası/el aleti çekmecesine konulmalı,
• Elektrikli testereler, matkaplar veya herhangi bir kıymık veya
partikül çıkartan aletler kullanılırken koruyucu gözlük takılmalı,
• El aleti kullanılırken sesin şiddeti 80 desibeli aşıyor ise
kulak koruyucu kullanılmalı,
• Ayakları korumak için iş güvenliği ayakkabısı giyilmeli,
• Çift izolasyonlu/yalıtımlı elektrikli el aletleri kullanılmalı,
• El aleti kordonundan tutularak/çekilerek taşınmamalı,
• Yıpranmış elektrik kordonları değiştirilmeli,
• Aletler prizlerinden tutularak çıkarılmalı, kordonlarından tutularak çekilmemeli,
Elektrikli el aletleri kullanımında genel
kaza sebepleri
• Yanlış aleti kullanma,
• Kötü durumda olan aleti kullanma,
• Kullanım sırasında gerekli dikkati göstermeme,
• Aletlerin taşınması ve depolanması sırasında yanlış yol
seçme,
• Uygun kullanım konusunda gerekli eğitimi almadan aleti
kullanma,
• Yetki ya da izin verilmeden aleti kullanma,
• Aleti, keskin ağzı ya da sivri ucu koruyucu içine alınmadan
taşıma ve/veya depolama,
• Aleti kullanırken doğru kişisel koruyucu donanımı
kullanmama,
• Elektrik kordonlarının, muhafazalarının, kaportalarının ve
topraklamalarının uygun olmaması, hasarlı olması vb.
• Elektrikli el aletinin fişini prize takmadan önce aletin çalıştırma düğmesinin kapalı (off) pozisyonda olduğundan emin
olunmalı,
• Elektrikli el aletleri, çalışması tamamen duruncaya kadar
yere konmamalı,
• Çalışma yerindeki düzensizlik ve yetersiz aydınlatma iş kazalarına neden olabileceği için çalışma yerleri temiz tutulmalı ve
iyi aydınlatılmalı,
• Elektrikli el aletleri, toz veya buharları alevlendirebilecek kıvılcımlar çıkarabildikleri için yakınında yanıcı sıvı, gaz veya toz
bulunan, dolayısıyla patlama tehlikesi olan yerlerde elektrikli
el aletleri ile çalışılmamalı,
• Elektrikli el aletleri yağmur altında veya ıslak yerlerde bırakılmamalı,
• Elektrikli el aletlerinin kablosu, yüksek sıcaklıktan, yağdan,
keskin kenarlı eşyalardan veya hareketli alet parçalarından
uzak tutulmalı.
11
12 EĞİTİM
HABOM
HABOM’un yeni mühendislerine
oryantasyon eğitimi verildi
H
ABOM A.Ş.’de işbaşı yapan mühendislere Eğitim
Müdürlüğü tarafından oryantasyon eğitimi verildi.
Eğitim, katılımcıların, hem THY Teknik A.Ş. bünyesindeki bölümler, iç yazışmalar, evraklar, havacılık sektöründeki düzenlemeler ve otoriteler hem de şirketin
bölümleri, iş tanımları ve görevleri hakkında bilgi sahibi
olmasını sağladı.
HABOM’da
son durum
Eğiticiler kendini geliştirmeye
devam ediyor
E
Teknisyenler için havacılık
sözlüğü hazırlandı
U
çak bakımında çalışan teknisyenlerin kelime öğrenmesini
kolaylaştırmak ve üretici şirket dokümanlarının daha iyi
anlaşılmasını sağlamak amacıyla “English Aviation Vocabulary For Aircraft Technicians” isminde bir havacılık sözlüğü hazırlandı. Detaylı bir çalışmanın ardından kitap haline getirilen bu
materyal, ağırlıklı olarak teknik dokümanların taranmasıyla oluşturuldu.
Mobil araçların eğitim
dokümanları güncellendi
T
HY Teknik A.Ş. bünyesindeki tüm araçların eğitim dokümanları ve ders tasarım formları güncellendi. Ayrıca Uçak
Bakım Başkanlığı’nın yeni foseptik araçları ile ilgili bir eğitim
verildi. Bu araçların eğitim dokümanlarının en kısa sürede hazırlanması için TİMSAN A.Ş. ile bağlantıya geçildi ve mutabakata varıldı.
ğiticinin Eğitimi Eğitimi, bu eğitime katılan komponent atölyeleri MI yetkili personelinin sunum
yapma yetilerini güçlendirdi. İlk defa kamera karşısında sunum yapan katılımcılar, hem toplum ve kamera
karşısında konuşma deneyimi yaşadı hem de hatalarını izleyerek özeleştiride bulunma şansına sahip oldu.
Eğitim, çalışanların inisiyatif kullanma ve hitabet yeteneklerine de katkı sağladı.
inası
angar B
deli H
Dar Göv
18 Nisan 2013 tarihinde Dar
Gövdeli Hangar’ın Docking
Sistemi’nin testi için bir uçak
daha hangara alındı. TC-JRK
kuyruk numaralı Airbus 321
uçağı için kurulan Docking
Sistemi testi başarı ile
tamamlandı.
Olympic Air ile eğitimde işbirliği
B
oeing 777 tipi uçakların pratik eğitimleri, THY Teknik A.Ş.’nin bakım ortamı ve Olympic Air’in Pratik
Eğitim Part-147 yetkisi kullanılarak başarıyla tamamlandı. Kursa THY Teknik A.Ş.’den ve Olympic Air’den
çalışanlar ve eğitmenler katıldı.
THY Teknik A.Ş. adına kursa katılan 24 kişinin Pratik
Değerlendirme Sınavı 18-19 Nisan günlerinde uçak
başında gerçekleştirildi. Başarılı olan kursiyerler EASA147 Onaylı Pratik Eğitim Belgesi almaya hak kazandı.
D
ar Gövdeli Hangar’ın poliüretan kaplaması ve Anneks
Binası’nın ince iş eksiklikleri nisan ayı itibarıyla tamamlanmak üzere. Anneks Bölgesi’ndeki pek çok ofis ve
atölyeye mobilyaları yerleştirilerek kullanıma hazır hale getirildi. Geniş Gövdeli Hangar’ın kenet çatı ve yan cephe kaplama
işleri halen devam ediyor.
Geniş Gövdeli
Sosyal Bina ve Güvenlik-Giyinme-Eğitim Binası tamamlanmış
durumda. Atölye Binası, Yönetim Binası ve Otopark Binası’nın
ince yapı imalatlarının yanı sıra, tüm tesisin mekanik-elektrik
altyapı işleri ve enerji merkezinin tamamlanması; kalıcı enerjinin bağlanması yönündeki çalışmalar ise büyük bir hızla devam ediyor.
Hangar Binası
Ankara’da eğitimli günler
E
senboğa Havalimanı’nda çalışan THY Teknik A.Ş. çalışanlarına Company Procedure Training, ATA Chapter 300, Human Factor Eğitimleri ve Electrostatic Discharge eğitimleri
verildi. Bir taraftan önceden alınan eğitimlerin tekrarı yapılarak
bilgiler tazelenirken, diğer taraftan da katılımcıların havacılık sektöründeki son gelişmelerden haberdar olması sağlandı.
13
14 HAVACILIK DÜNYASINDAN
2012 yılı Global MRO
Raporu yayınlandı
Boeing 747-8 üretim hızını değiştiriyor
B
oeing, büyük yolcu uçaklarına ve kargo uçaklarına talebin azalması nedeniyle ayda iki uçak yerine 1,75 uçak
üreteceğini açıkladı. Pazarı her zaman olduğu gibi yakından
izleyeceğini ve yaşanacak gelişmelere göre üretim hızını
artırabileceğini de duyuran şirket, 2014 yılında hava kargo
alanında büyüme olacağını öngörüyor. Boeing’in önümüzdeki 20 yıl içerisinde 790 büyük uçak teslim edeceği tahmin
ediliyor.
Kaynak: Avitrader
I
CF SH&E firması, Aeronautical Repair
Station Association (ARSA) sponsorluğunda, ‘Dünya MRO Pazarının Ekonomik
Değerlendirmesi’ adlı bir rapor yayınladı.
Ağır bakım, motor, komponent ve hat bakım konuları üzerine odaklanan rapor,
sivil bakım, önleyici bakım ve değişim
pazarlarını da özetliyor. Rapordan dikkat
çeken bazı bölümler...
Dünya çapında türbinli motorlar ile güç
alan yaklaşık 80 bin sivil uçak bulunuyor ve bunların 26 binden fazlası hava
taşımacılığında kullanılıyor. Yaklaşık 37
bin uçağa sahip olan Kuzey Amerika
bu alanda açık ara birinci sırada yer
alırken, ikinci sırada 16 bin uçak ile Avrupa, üçüncü sırada ise 11 bin uçak ile
Asya-Pasifik bölgesi yer alıyor.
sahip olan dünya sivil MRO pazarı, 2012
yılı rakamlarına göre, 65,9 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip.
Ağır bakım da toplam pazarın yaklaşık
yüzde 20’sine denk gelen 13 milyar dolarlık kısmını oluşturuyor.
Dünya genelindeki dağılımını aşağıdaki
tabloda göreceğiniz pazarda Kuzey Amerika filosu 23,5 milyar dolarlık hacmi ile
yine birinci sırada yer alıyor.
Bu alt pazarda da ilk üç sırada, tıplı
komponent bakımda olduğu gibi, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik yer
alıyor.
3% 4%
7%
36%
24%
25%
4% 3%
12%
47%
14%
20%
Kuzey Amerika
Avrupa
Asya-Pasifik
Güney Amerika
Avrupa
Orta Doğu
Dünya genelindeki bu sivil havacılık filosu yılda yaklaşık 85 milyon saat havada
kalıyor. Bu toplam sürenin 65 milyon
saatlik kısmını -bir başka deyişle yüzde 80’ini- dünya genelindeki bu filonun
üçte biri gerçekleştiriyor.
Ağır bakım, motor, komponent ve hat
bakımı olmak üzere dört belirgin pazara
Kuzey Amerika
Avrupa
Asya-Pasifik
Güney Amerika
Avrupa
Orta Doğu
Dünya MRO pazarının alt pazarlara göre
dağılımı ise yandaki şekildedir. Tabloda
da görüldüğü gibi 26,1 milyar dolar ile
bu pazarın yaklaşık yüzde 40’ını elinde
tutan ‘motor bakımı’ en büyük alt pazarı
oluşturuyor.
Motor bakımının bölgesel dağılımında
ise Kuzey Amerika yüzde 36 ile birinci
sırada, Asya-Pasifik yüzde 25 ile ikinci
sırada yer alırken, Avrupa yüzde 24 ile
onları takip ediyor.
Dünya MRO pazarında ikinci büyük alt
pazar konumunda olan komponent bakımı ise 16,8 milyar dolarlık bir hacme
sahip. Komponent pazarındaki bölgesel
dağılımda ilk üç sıra ise şu şekilde; Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya-Pasifik.
Yüzde 15 ile pastanın en küçük dilimini
oluşturan hat bakım pazarı ise 9,9 milyar dolarlık rakamsal büyüklüğe sahip.
Hat bakım alanındaki bölgesel dağılımda ilk sırada yine Kuzey Amerika’nın
adı yazarken, ikinci sırada Asya-Pasifik,
üçüncü sırada ise Avrupa yer alıyor.
Bakımların ekonomiye etkisini de araştıran rapor, ABD için yaptığı ekonomik
incelemelerde şu gözlemlerde bulunuyor; ağır bakım için harcanan her 1 dolar yaklaşık olarak 1,39 dolarlık, motor
bakımı için harcanan her 1 dolar 1,88
dolarlık, komponent pazarı harcanan
her 1 dolar 1,68 dolarlık ve hat bakımı
için harcanan her 1 dolar ise 1,19 dolarlık bir ekonomik faaliyet oluşturuyor.
Kaynak: ARSA Raporu
Boeing, ANA ve JAL 787’lerde
modifikasyonlara başladı
B
oeing’in bakım ekipleri, 22 Nisan günü All Nippon Airways
(ANA) ve Japan Airlines (JAL) havayollarının Boeing 787’lerinde çalışmaya başladı. ANA’da beş Boeing ekibi çalışıyor ve
her ekip ayrı bir uçağa bakıyor. Bakım ekipleri ana ve yedek
sistem bataryaları için hapsetme (containment) ve boşaltım
(venting) sistemleri yükleyecek. Ekipler ayrıca pilleri ve şarjları
modifiye komponentler ile değiştirecek. Bir uçağın modifikasyonunun beş gün süreceği tahmin ediliyor.
JAL’a da iki ekip gönderen Boeing, gerekli modifikasyonların
tamamlanmasının haftalar süreceğini açıkladı.Her iki havayolu
da modifikasyonlardan sonra Japon Sivil Havacılık Bürosu’nun
(JCAB), Boeing 787’ler için koyduğu uçma yasağının kaldırmasını bekleyecek. Amerikan Federal Havacılık İdaresi’nin (FAA)
28 Nisan ile biten hafta içinde Boeing 787’ler için bir uçuşa elverişlilik (AD) yayınlaması, hemen alabinde de JCAB’in benzer
bir AD yayınlaması bekleniyor.
Kaynak: Flightglobal
20%
40%
15%
25%
Ağır Bakım
Motor Revizyon
Komponet
Hat Bakımı
MRO pazarında
Tayland rüzgârı
A
sya-Pasifik bölgesinde stratejik bir konuma sahip olan
Tayland, bir havacılık üssü olarak tam MRO hizmetleri vermenin yanı sıra, bölgenin pilot ve uçuş ekibi eğitimi
merkezi de olmayı hedefliyor. Güçlü sanayileri sayesinde
havacılık alanında büyüme ve gelişme imkânına sahip
olduklarını açıklayan Tayland Sanayi Bakanlığı Yatırım Kurulu, Boeing’in 2009-2028 yılları arasında bölgeye teslim
etmeyi beklediği 8 bin 960 uçağı, bu yöndeki güçlerinin ve
geleceğe yatırımlarının bir kanıtı olarak görüyor.
Tayland Ulaştırma Bakanlığı ve sivil havacılık sektörünün
önde gelen kurumlarının birlikte yürüttüğü çalışmalar kapsamında başkent Bangkok’un kuzeydoğusunda yeni bir
MRO tesisinin kurulması için araştırmalar halen devam
ediyor. Ayrıca ülke genelinde havacılık alanında yapılacak
yatırımlar ve teşebbüsler, ithalat vergilerinden ve sekiz yıl
boyunca şirket gelir vergisinden muaf tutulacak.
Kaynak: MRO News Focus
15
16 KUTLAMA
Y
H
T
e
d
’
.
.Ş
A
ik
n
k
Te
n
a
s
i
N
u
3
s
2 oşku
c
ğu
u
c
ço ’de
8
0
n 1 k A.Ş. ek
i
n
’
i
es Tekni yem
l
i
A
Ş. THY ir tur,
.
A
ik ünü
n
ib
l
k
f
i
e
n
y
T
ü
THY isan g irilen ketladı.
23 Nçekleşt erle ku
ger ediyel
ve h
2
3 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, THY Teknik A.Ş.’de çocuk sesleri eşliğinde, adına yaraşır bir
şekilde kutlandı. THY Teknik A.Ş. çalışanlarının çocukları arasında kura ile belirlenen 108 minik, hem annelerinin,
babalarının çalıştığı yeri görme şansı buldu hem de keyifli
zaman geçirdi. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki ayrı
grup halinde THY Teknik A.Ş.’ye gelen çocuklar önce Genel
Müdür Doç. Dr. İsmail Demir tarafından ağırlandı. Demir ve
çocuklar, 23 Nisan’ın önemi ve THY Teknik A.Ş. ziyaretleri
üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.
Daha sonra İsmail Demir ile birlikte, bakım işlemleri tamamlanmış uçaklardan birine binen çocuklar, burada uçaklarla ilgili merak ettikleri soruların yanıtını bulma şansına sahip oldu.
Uçaktan indikten sonra çizgi film eşliğinde yemek yiyen çocuklara, içinde çeşitli kırtasiye malzemeleri bulunan birer sırt
çantası hediye edildi. Daha sonra Genel Müdürlük Binası’nın
merdivenlerinde İsmail Demir’in de katılımıyla çekilen hatıra
fotoğrafının ardından THY Teknik A.Ş.’den ayrılan çocukların
gözlerinden keyifli bir bayram gününün mutluluğu okunuyordu.
17
18 KUTLAMA
TEKNOLOJİ
“Uçak gezisini,
yemeği ve
hediyeleri çok
sevdim. Burada
babam çalışıyor.
Kendisinin
çalıştığı yeri
çok merak
ediyordum. Bana
en güzel bayram
hediyesi buraya
gelmek oldu.”
Pelinsu Türe
Fosil yakıtsız ABD turu
B
“Bence çok güzel
bir organizasyon.
Uçağa binmek
çok keyifliydi.
Yemek de çok
güzeldi. Babamın
çalıştığı yeri
görme şansım
oldu. Bu çok
güzel bir duygu
benim için.”
Bora Gürses
ir damla fosil yakıt kullanmadan güneş enerjisiyle çalışan
Solar Impulse, ABD’deki turuna hazırlık amacıyla düzenlenen tanıtım uçuşu için havalandı. San Fransisco semalarında
ve kentin simgesi olan Golden Gate Köprüsü üzerinde uçan
uçağın ABD maratonu 1 Mayıs’ta başlayacak. Geçen yıl güneş
enerjisiyle çalışan uçaklarıyla en uzun uçuş rekorunu kıran eki-
Türk bilimadamları
uzay simülatörü üretti
T
ürk bilimadamları uydu, füze veya uçakların elektronik cihazlarının uzay ortamında çalışmasını test edebilecek bir
simülatör üretti. Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Fizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Zafer Durusoy, ürettikleri simülatörün, uzaya gönderilecek elektronik
cihazların uzay ortamında çalışıp çalışmayacağının test edilebildiğini belirtti.
Simülatörü yurtdışındaki örneklerinden dörtte bir oranında
daha ucuza mal ettiklerini ifade eden Durusoy, istenirse komple uyduyu bile içine alabilecek simülatör üretebileceklerini dile
getirdi.
“Uçağı gezmek çok
hoşuma gitti. Yemek
ve hediyeler de çok
güzeldi. Babamın
çalıştığı yeri çok
merak ediyordum.
Onun için burayı
görmek beni ayrıca
mutlu etti.”
Aylin Suna
“Çok güzel ve
değişik bir gün
oldu benim için.
Burayı, özellikle
de uçakları çok
sevdim. Yemek
ve hediyeler de
beni mutlu etti.”
Celal Turan
Çalışmalarıyla 1. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nde ArGe İnovasyon Projesi Ödülü aldıklarını hatırlatan Durusoy, üretilen simülatörde uzay ortamı oluşturulduğunu ifade etti.
bin yeni hedefi ABD’yi boydan boya kat etmek. 64 metre kanat
genişliğine sahip uçakta, 12 bin güneş hücresinden sağlanan
enerji ile çalışan dört motor bulunuyor.
Gündüz biriktirdiği enerji ile gece de uçabilen Solar Impulse,
saatte 70 kilometre hıza ulaşabiliyor.
Çin ikinci uçak
gemisini alıyor
Ç
in, Ukrayna’dan satın aldığı Varyag’dan (yeni adı ile Liaoning) sonra yeni bir uçak gemisi daha satın alacağını açıkladı. Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması Komutan
Yardımcısı Song Şüe, donanmanın kuruluş yıl dönümünde
yaptığı açıklamada, yeni uçak gemisinin daha büyük olacağını ve daha fazla uçak taşıyacağını söyledi. Envanterlerinde bulunan Liaoning uçak gemisinin ülkenin herhangi bir
filosuna bağlı olmadığını ve doğrudan merkezi donanma
kuvvetlerinin kontrolü altında olduğunu kaydeden Şüe, elli
bin ton ağırlığa sahip ve 30 civarında uçak taşıyabilen Liaoning’de halen J-15 tipi savaş uçaklarının iniş ve kalkış
testlerinin yapıldığı bilgisini verdi. Çin’in Çingdao Limanı’ndaki geminin bu yıl içerisinde açık denize çıkarak deneme
seferleri yapması bekleniyor.
Simülatörün sadece uzay çalışmalarında değil savunma sanayinin çeşitli ürünlerini test etmede de kullanıldığını kaydeden
Durusoy, sözlerine şu şekilde devam etti: “Askeri sanayide üretilen malzemelerin eksi 75 derecelerde bile çalışması gerekiyor. Simülatörümüz bu ortamı da sağlıyor.
Yaptığımız simülatörü sattığımız savunma sanayi sektöründe
faaliyet gösteren Türk firması, artık yüzde yüz yerli ilk uzay simülatörünü kullanacak. Testlerini tamamladık, teslime tamamen hazır.”
19
20 Özel Röportaj
“Hayallerimizin ötesindeyiz, ama
yetinmemeliyiz”
‘Airport’ programının yapımcısı
ve Haber Türk Ekonomi
Koordinatörü Güntay Şimşek,
HABOM’un havacılık dünyasına
büyük katkı sağlayacağını,
Türkiye’de havacılığın hayal
edilenin üzerinde olduğunu,
ama bununla yetinmememiz
gerektiğini düşünüyor.
“Denetim mekanizmaları daha titiz davranmalı”
Türkiye’yi havacılıkta teknik bakımdan nerede
görüyorsunuz?
Türkiye’de havacılık sektörünü nerede
görüyorsunuz?
Türk havacılığının, tüm unsurları ile birlikte, Türk Hava Yolları’nın
gelişimine paralel teknik bir atılımda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’nin havacılıkta üstyapıya sahip olduğunu ve
bu üstyapıyı kullanarak altyapısını oluşturma imkânının elinde
olduğunu düşünüyorum. Askeri araçları da dikkate aldığımızda
1.000 küsur hava aracı olan bir ülkenin bu atılımı bir an önce
yapması gerektiğini ve yapacağını düşünüyorum.
HABOM’un hizmete açılmasının Türk havacılığına
nasıl bir etkisi olacağını düşünüyorsunuz?
Lufthansa Technic farklı ülkelerde ciddi hizmet veriyor; Boeing
ve Airbus ile birlikte çalışıyor. Hatta bazı konularda kendisi bu
firmalara katkıda bulunuyor, geliştiriyor. İç dizayn olarak da,
ana bakım olarak da ciddi katkı sağlıyor. HABOM’un da bize
bu yönde katkı sağlayacak önemli bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Eğer biz ileride savaş uçağı, askeri uçak ve yolcu/
sivil uçak ürettiğimiz zaman HABOM gibi bir kuruluş bize çok
önemli katkı sağlayacaktır.
H
avalimanlarında ve uçaklarda kendini evinde hissettiğini söyleyecek kadar bu sektörü seven bir isim olan
deneyimli gazeteci Güntay Şimşek, Türkiye’nin gerekli
üstyapıya sahip olduğunu, buradan yola çıkarak altyapısını geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.
İnsanların çoğu havalimanlarını, uçakları pek de
sevmez. Sizin için durum farklı görünüyor...
Havalimanlarında ve uçaklarda kendimi evimde gibi hissediyorum. Hem havalimanları hem de uçaklar kesinlikle sıkıldığım
yerler değil. Mesela insanlar 13-15 saatlik uçuşlarda sıkılır ya,
çoğu zaman bu uçuşlar bana kısa bile gelir. Ayrıca fotoğrafa
ilgim var. Uçarken cam kenarında oturur, havada ilginç bir şey
yakalayacağım ümidi ile uyumam, fotoğraf çekerim.
Havacılığa ilginiz nereden geliyor, bu maceraya
nasıl başladınız?
1990 yılında Atatürk Havalimanı’nda muhabir olarak işe başladım. Ulaşım endüstrisine, sektörüne, özellikle de havacılığa
ilgim vardı. Bu nedenle havalimanı muhabirliğini biraz da ben
istedim. Tabii o zamanlar havalimanı muhabirliği sadece havacılıkla ilgili bir şey değildi. Havalimanına gelen yabancı konuklar, devlet başkanlar ya da sanatçılar da bizim işimizin bir
parçasıydı. Ben daha çok işin endüstrisiyle, havayollarıyla, Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü ile, havacılık dünyasında neler olduğuyla ilgilenmek istiyordum ve işin bu tarafına eğilmeye başladım. Üç buçuk yıl havalimanında çalıştıktan sonra, 1994’te
Zaman Gazetesi’nde Türkiye’nin ulaşım sayfasını yaptım.
Hava, kara, deniz ve demiryolu ulaşımı ile ilgili olarak haftada bir hazırladığım bu sayfada dönemin önemli isimlerine yer
veriyordum. Sayfa büyük ilgi gördü. Daha sonra sayfaya, işin
teknik boyutuyla, dünyadaki gelişmeler ile ilgili bölümler de ekledik. Örneğin “Orta Asya’ya nasıl gidilir?” üzerine bir araştırma
yaptım. Oraya seyahat eden tır şoförleri, yük taşıyan şirketler,
Ulaştırma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı gibi çeşitli kanalları kullanarak bir harita hazırladım. Bu araştırma büyük ilgi görünce
daha detaylı çalışmalar yapmam gerektiğini bir kere daha gördüm. Dünyanın hangi havameydanında trafik nasıl oluyor, bizde nasıl, sivil havacılık otoritesi nedir, Devlet Hava Meydanları
İşletmesi nedir, Amerikan Federal Havacılık Dairesi nedir gibi
havacılıkla ilgili detaylı bir araştırma da yaptım. Bu da büyük
ilgi gördü. 1994-96 yılları arasında hazırlanan bu bölümde çıkan haberlerin ciddi bir kısmı o gün gazetenin manşetinde yer
çince doğal olarak programı da ATV’ye taşıdık. Son olarak da
ATV’den Habertürk’e Airport’la birlikte geçtik.
Şu anki ekonomik ve siyasi istikrara, ekonomik büyüklüğümüze bakacak olursak, havacılıkta henüz hak ettiğimiz yerde olduğumuzu düşünmüyorum. 2002 yılında biri, ‘2013
yılında Türkiye’de havacılık sektörü ne durumda olur?’
diye sorsa, sektörden hiç kimse bugün oluşan tabloyu öngöremezdi. Çünkü o sırada ekonomimiz bugünkü seviyeyi
düşünmemize engel oluyordu. Öyle bir atmosferde British
Airways’ı, Air France’ı, KLM’i veya Lufthansa’yı örnek alıp
“Onların ekonomisi, coğrafyası, nüfusu şu kadar, biz de bu
kadar olabiliriz” deme şansımız yoktu. Tersinden bakarsak,
bugün verdiğimiz örneklerde olduğu gibi, “Üç buçuk-dört
saatlik mesafede 35-40 ülkeye uçabiliyoruz, bu ülkelerin
hepsi ile ilgili şu veya bu şekilde bir tarihi bağımız var, kültürlerini biliyoruz” deme şansımız da yoktu.
Şu anda buluduğumuz konum gereği söylüyoruz ve şu an
geldiğimiz yere baktığımızda bu kesinlikle bize yetmez. Şu
anda hayallerimizin ötesindeyiz, ama yetinmemeliyiz. Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin daha dinamik olması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin bugün Atatürk Havalimanı
tıkanmış durumda. Bizim bunları 2005-2006 yıllarında
görmüş, ona göre bir vizyon ortaya koymuş ve Türk Hava
Yolları filosu genişlerken -yabancılara da olanak sağlayacak şekilde- ihtiyaçlara karşılık verecek meydanlara sahip
olmamız lazımdı. Altyapımızda bazı eksikler olsa da oldukça büyük bir atılım gösterdiğimizi söylemeliyiz.
Çok havalimanı görmüş biri olarak Türkiye ve
dünyadan beğendiğiniz havalimanları hangileri?
alıyordu. Önce ekonomi şef yardımcısı, kısa bir süre sonra da
gazetenin haber müdürü oldum. Bu alanda uzmanlaşmak kariyerim açısından da son derece iyi sonuçlar verdi diyebilirim.
Bu birikim Airport’un doğmasını sağladı herhalde…
Airport sürecini anlatır mısınız? Programı ne zaman
yapmaya başladınız, hangi kanallarda yayınlandı?
Tabii, kesinlikle... Programın arkasında ciddi bir bilgi birikimi
var. Aslında birileri bir yerde program yapmaya çalışmış, istenilen sonuç alınmayınca bana kanaldan teklif geldi. Ben de o
dönemde artık “ulaşım” değil, “havacılık” sayfası yapıyordum.
Airport’un ilk bölümü 1998’de TGRT’de yayınlandı. Sonra
NTV’ye geçti. Program NTV’de yayınlanırken ben Zaman’ın
haber müdürüydüm. Sonra yazar olarak Sabah gazetesine ge-
Dünyanın en iyi ilk beş havalimanından biri olarak gösterilen
Singapur Havalimanı’nı ben de çok beğeniyorum. Dubai ve
Abu Dabi de aynı şekilde beğendiğim havalimanlarından ikisi.
Münih Havalimanı güzel. Malta Havalimanı butik tarzı ile farklı,
dikkat çekici. Bir havalimanının ait olduğu yerle örtüşmesi çok
önemli bence. Bir havalimanına geldiğinizde o bölgeye, o yöreye
ait emareleri yakalamanız lazım. Bir sayfiye yerinde, sahil bandında bulunan bir havalimanının şehir havalimanı gibi olması
hoş değil, daha rahat olması lazım. Örneğin Mauritius’taki havalimanı çok salaştı, ama çok rahat ve güzeldi. Eskiden Türkiye’de, havalimanları yap-işlet-devret modeli ile en kısa sürede
kim teslim edecekse ona veriliyordu. Ulaştırma Bakanlığı bu
uygulamayı değiştirdi ve herkese 25 yıl sabit süre verdi. Yani
bundan sonra yeni havalimanlarında süreler yarışmayacak.
Bir başka deyişle artık havalimanı yapacak olan firma ciddi bir
mimari eser ortaya koyabilir. Mevcut havalimanlarına bakacak
olursak Esenboğa ve Sabiha Gökçen havalimanlarını giriş-çıkış
rahatlığı bakımından oldukça beğendiğimi söyleyebilirim. Ayrıca
havalimanına varmanız ile uçağa binmeniz arasındaki mesafe
olabildiğince kısa; bu havacılıkta önemli bir artı. ABD’de -örneğin Houston Havalimanı’nda- bagajsız yolcuların, terminal trafiği ile muhatap olmadan havalimanından daha kolay çıkmasını
sağlayan yollar var. Bizde de bu tür uygulamaların olması lazım.
21
22 AR-GE MERKEZİ
Havacılık sektöründe
RFID uygulamaları
THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nin son dönemde daha fazla
odaklandığı alanlardan biri olan RFID (Radyo Frekansı ile
Tanımlama-Radio Frequency IDentification) uygulamaları, birçok
sektörde olduğu gibi havacılıkta da hayatı kolaylaştırıyor.
R
FID (Radyo Frekansı ile Tanımlama-Radio Frequency
IDentification) bir nesnenin, yerin veya kişinin otomatik olarak belirli bir mesafeden doğrudan görüş gerekmeksizin elektromanyetik dalgalarla tanımlanmasını sağlayan
elektronik etiketleme teknolojisidir. Radyo frekansı yollayan
antenler, etikete sinyal yollar ve sinyali etiketin üzerindeki bilgi
ile geri alarak bilgisayar ortamına iletir. RFID teknolojileri dünya genelinde ve ülkemizde giderek artan bir oranda yaygınlaşıyor ve birçok sektörde kullanılıyor. Otomotiv, lojistik, perakendecilik, akaryakıt, tarım, sağlık, ilaç, tekstil, finans, bankacılık,
enerji, üretim, güvenlik gibi birçok sektörde geniş uygulama
alanlarında aktif ve yaygın olarak kullanılıyor.
Airbus ve Boeing firmaları yakın zamanda kabiniçi acil durum ekipmanlarını gömülü (embedded) RFID etiketleriyle
üreticisinden almaya başladı ve müşterilerine bu yeniliği
artık doğrudan sunmayı hedefliyor. Ayrıca sadece kabiniçi
ekipmanlar değil, uçak komponentleri de RFID etiketlenmiş bir şekilde yeni nesil uçaklarda yerini alacak.
Örneğin Airbus, A350 XWB modelinde RFID etiketlerini
yaklaşık 2 binin üzerinde parçada kullanmaya başlayacağını duyurdu. Yaptığımız görüşmelerde bunların üçte biri şu
anda yapılan testleri geçti ve etiketlenmeye hazır hale geldi.
Investment” (ROI) çalışmalarının olumlu neticeler vermesiyle
tam kapsamlı projeler hayata geçmeye başladı. Uçak üreticilerinden Airbus ve Boeing, işletici tarafında Lufthansa, Delta,
United Airlines, Emirates, Air France-KLM, Virgin Atlantic, Southwest, Qantas ve MRO tarafında ise Lufthansa Technic ve THY
Teknik A.Ş., RFID çalışmalarında dünyada mesafe kat etmiş
firmaların başında geliyor. Bagaj takibi, kargo takibi ve yolcu
takibi uygulamalarında havalimanı işletmecileri de yapılan çalışmalar içerisinde yer alıyor.
RFID teknolojisi dört temel bileşenden oluşur:
1. RFID Etiket (Çip ve anten’den oluşur, aktif/pasif/yarı aktif
çeşitleri vardır)
2. RFID Yazıcı
3. RFID Okuyucu
4. Programlama Aracı (Görüntüleme ve değerlendirme)
Modern RFID teknolojisinin neredeyse 50 senelik bir geçmişi
olmasına karşın, havacılık sektöründe potansiyelinin fark edilmesi ve bu alanda çalışmalar yapılmaya başlanması henüz çok
yenidir. THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, bu kapsamda bir süredir RFID teknolojisinin havacılık sektöründe kullanımı yönünde
projeler yürütüyor. Bu projelerde amaç, RFID teknolojisinin ha-
RFID neler sağlıyor?
vacılık sektörünün tüm ayaklarında (uçuş operasyonu, bakım,
kargo, yer işletme, ikram vs.) kullanımını sağlayarak sektörün
operasyonel maliyetlerini düşürmek, iş akışlarını hızlandırmak,
verimliliği ve kârlılığı artırmaktır.
RFID teknolojisinin havacılık sektöründe ve Türk Hava Yolları
bünyesinde potansiyel kullanım alanları şu şekilde özetlenebilir:
• Uçak Kabiniçi Ekipmanları
• Atölye Tool ve Ekipmanları
• Uçak Komponentleri
• Kargo ve ULD’ler
• Yolcu Bagajları
• Stok, Envanter ve Depo
• Trolley ve İçeriği
• Uçak Bakım Dokümanları
• Boarding Pass ve Frequent Flyer Kartı
Dünyada RFID teknolojisinin havacılığın bu alanlarında kullanımına ilişkin çalışmalar bu sektörün öncü firmaları tarafından
yapılıyor. Yapılan çalışmaların büyük kısmı henüz pilot proje evresinde. Son yıllarda standartların belirlenmesi ve “Return of
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (International Air
Transport Association-IATA) ve Havacılık Teknolojisi Akademisi (Aviation Technological Academy-ATA) gibi kuruluşlar RFID
teknolojisinin havacılık sektöründe kullanımını teşvik etmek
ve yaygınlaştırmak üzere çatı kurumlar olarak çalışmalar yürütüyor. Bu kapsamda uçak üreticilerinin, komponent üreticilerinin, RFID okuyucu ve etiket üreticilerinin, entegratör firmaların
ve havayollarının bulunduğu çalışma grupları oluşturuldu. THY
Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi de bu çalışma gruplarının aktif bir
üyesi haline geldi ve çalışmalarını uluslararası platformlarda
gündeme getirmeye başladı. Bu çalışma gruplarında öncelikle bu teknolojinin uçuş güvenliğini zedelemeyecek bir şekilde
havacılığa adapte edilmesi, yani havacılıkta RFID standartlarının oluşturulması hedefleniyor. EASA ve FAA halihazırda uçak
içerisinde pasif RFID etiketlerinin kullanımına onay veriyor. Bu
konuda ATA SPEC 2000 Chapter 9.5, 2009 yılında pasif RFID
standartlarını belirledi.
RFID teknolojisi, MRO sürecinde önümüzdeki yıllarda vazgeçilmez bir öğe haline gelecek. Örneğin RFID etiketlenmiş bir can
yeleğinin tüm bakım tarihçesi etiket üzerinde yer alabilecek ya
da uçak koridoru boyunca RFID el terminali ile yapılacak bir tur
sayesinde tüm RFID etiketli komponentler hakkındaki veriler
(parça no, seri no, bakım bilgileri vs.) görüntülenecek ve merkezi veritabanına aktarılabilecek. THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, bu projeleri yaparken hem Türk Hava Yolları’nın ihtiyaç
ve gereksinimlerini karşılıyor hem de tüm sektördeki ihtiyacı
dikkate alarak çalışmalarını sürdürüyor. Merkez aynı zamanda gerekli yazılımların ve donanımların geliştirilmesi sürecinde
yerli şirketler ve üniversiteler ile işbirliğine giderek, sektörel anlamda ülkemizdeki teknolojik gelişime de katkı sağlıyor.
RFID etiketli bir can yeleğinin
tüm bakım tarihçesi etiket
üzerinde yer alabilecek ya da
uçak koridoru boyunca RFID
el terminali ile yapılacak bir
tur sayesinde tüm RFID etiketli
komponentler hakkındaki
veriler görüntülenebilecek.
23
24 EMNİYET KÖŞESİ
THY & Boeing MEDA
Çalıştayı yapıldı
A.Ş., Türk Hava Yolları, HABOM A.Ş. ve MNG Teknik şirketlerinden yetkililer ve Boeing’den Dr. Maggie Jiao Ma katıldı.
MEDA Teorik Eğitimi
MEDA Teorik Eğitimi, Türk Hava Yolları Eğitim Akademisi Konferans Salonu’nda, 1.4.2013 tarihinde yaklaşık yüz katılımcıyla
gerçekleştirildi. Bu eğitimi her birimden personelin alması, hataların araştırılmasında nitelikli personel sayısının artmasına
katkı sağladı.
T
HY Teknik A.Ş.’de MEDA (Maintenance Error Decision
Aid-Bakım Hatası Karar Verme Yardımı) çalışmaları ile
bakım kaynaklı hataların temel nedenleri tespit edilerek,
alınan aksiyonlar sayesinde kalıcı çözümler üretiliyor. Bu çözümlerin uygulanması ile bakım süreçlerindeki riskler, kabul
edilebilir ve güvenli seviyelere çekiliyor, sürekli hale getiriliyor.
Bakım süreçlerinde meydana gelen riskli olaylar incelenirken,
yapılan hatalar içerisinde insan hatalarından çok sistem hataları üzerinde duruluyor. Diğer taraftan, yapılan tüm iyileştirmeler insan faktörleri açısından da ele alınarak, çalışanların aynı
hataları tekrar yapmaması sağlanıyor.
MEDA’ya konu olan bir hata, ayrıntılı olarak araştırılarak temel
nedenleri belirlenmeye çalışılıyor. MEDA araştırma süreci; veri
toplama, mülakat, olayın simülasyon ile canlandırılması ve birimlerin koordineli çalışması gibi birçok adımdan oluşuyor.
MEDA araştırmaları, kişileri hedeflemediği ve sistematik çözümler sunduğu için, çalışanların ceza endişesi taşımadığı ve
bilgilerin samimi olarak paylaşıldığı ortamlarda yapılıyor. Bu
olumlu ortamın oluşturulması ise orta ve üst düzey yönetici
desteği ile sağlanıyor. Bahsedilen amaçlar kapsamında, Boeing’in katkılarıyla, 1-4 Nisan tarihleri arasında teorik ve pratik
içerikli MEDA Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştaya, THY Teknik
MEDA Teorik Eğitimi’nde aşağıda yer alan konular işlendi:
• MEDA tanımı,
• Hata ve ihlal durumlarının tanımları,
• Hatalara (errors) ve ihlallere (violations) neden olan tetikleyici faktörler (contributing factors).
Bu kavramlardan kısaca bahsedecek olursak;
• Contributing Factor: Hataya ya da ihlale neden olabilecek
herhangi bir durum.
• Hata (Error): Beklenilen davranış/aksiyon dışında kasıt olmadan meydana gelen/gerçekleşen durum.
• İhlal (Violation): Beklenilen davranış/aksiyon dışında kasıtlı
meydana gelen/gerçekleşen durum.
İhlaller üç gruba ayrılır:
a) Rutin (Routine) İhlal: Şirket tarafından kabul edilen herkes
tarafından yapılan ihlallerdir. (Örnek: Bakım task kartlarının ezberlenerek, bakım yapılırken dokümanın kullanılmaması.)
b) Durumsal (Situational) İhlal: Koşullara göre yapılan ihlaller. (Örnek: Bakım personelinin zaman baskısı nedeniyle kuralı
ihlal etmesi.)
c) İstisnai (Exceptional) İhlal: Kasıtlı olarak uçağa ya da
komponente hasar verilmesi. (Çok ender yaşanır.)
Çalıştayda ayrıca, “Error Reduction/Elimination”, “Error Capturing”, “Error Tolerance” kavramlarına açıklık getirildi. Bununla
birlikte her insan hatasının arkasında tetikleyici başka bir etken olduğundan da bahsedildi. Çalıştayda ayrıca “LOSA-Line
Operations Safety Assessment”, “M-LOSA-Maintenance Line
Operations Safety Audit”, “REDA-Ramp Error Decision Aid”,
“R-LOSA-Ramp Line Operations Safety Audit” kavramlarının
üzerinde duruldu.
MEDA Pratik Ağırlıklı Çalıştay
MEDA Pratik Ağırlıklı Çalıştayı, II. Hangar Zafer Orbay Toplantı
Salonu’nda 4.4.2013 tarihinde 25 katılımcı ile gerçekleştirildi.
Ayrıca örnek MEDA çalışması 2-3 kişilik gruplar oluşturularak,
olay araştırılması, mülakat aşaması, hata(lar)ın temel nedenlerinin doğru tespit edilebilmesi için yapılması gerekenler gibi
konularda pratik yapıldı; örnek olaylar ve senaryolar ayrıntılı
olarak incelendi.
Çalıştayın Results Formu’nda yer alan ve hataya neden olan
Contributing Factor’lerden Individual Factors bölümü, örnek
olması açısından yandaki tabloda yer almaktadır.
Dr. Maggie Jiao Ma, çalıştay sırasında, THY Teknik A.Ş.’de uygulanmakta olan MEDA çalışmaları ve araştırma yöntemleri
hakkında bilgilendirildi. Ma, Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürlüğü SMS Şefliği’nde oluşturulan MEDA Event Modeli’ni,
araştırma yöntemlerini, kullanılan MEDA formunu ve veri toplama yöntemlerini takdirle karşıladığını dile getirdi.
THY Teknik A.Ş.’nin sunduğu bakım hizmetinin, tüm çalışanlarının yüksek duyarlılığı ile daha kaliteli ve güvence altında olacağı hiçbir zaman unutulmamalıdır. Emniyet kültürünün şirket
genelinde geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için tüm çalışanlarımızın katkılarını bekliyoruz.
F. Individual Factors
1. Physical health
(including hearing and
sight)
2. Fatigue
3. Time pressure
4. Peer pressure
5. Complacency
6. Body size/strength
7. Personel event
(e.g. family problem,
car accident)
8. Task distractions/
interruptions
9. Memory lapse (forgot)
10. Visual perception
11. Assertiveness
12. Stress
13. Situation awareness
14. Other (explain below)
Describe specifically how selected factors affecting
individual performance contributed to the system failure.
THY Teknik A.Ş.’nin tüm çalışanlarına ve misafirlerine, SMS çalışmalarına katılım ve desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.
Konuyla ilgili faydalı link: www.faa.gov/go/oamtechreports
HABOM A.Ş. personeli dört kişi yetki aldı
THY Teknik A.Ş.’de çalışan HABOM A.Ş. personelinden dört
kişi denetçi olarak yetkilendirildi. Yetkilendirilerek sertifikalarını almaya hak kazanan Eyüp Sabri Bayhan’ı, İsmail Gürsoy’u,
Yusuf Atala’yı ve Erkan Çağlar’ı tebrik ediyoruz. Kalite Yönetim
ve Geliştirme Müdürlüğü’nde aday denetçi olarak görev yapan
HABOM A.Ş. çalışanları, yeterliliklerini tamamladı ve denetçi
olmaya hak kazandı.
Sertifikaların verilmesi amacıyla Kalite Güvence Başkanlığı’nda
gerçekleştirilen törene, Kalite Güvence Başkanı Sadi Diler, Kalite Yönetim ve Geliştirme Müdürü Hüseyin Çelik, Bakım Organizasyon Müdürü Ali Akalın, Yönetim Sistemleri ve Geliştirme Şefi
Güray Önem ve başkanlık çalışanları katıldı. Açılış konuşmasının ardından AS9100, TS 17025, OHSAS 18001 standartlarında denetçi olmaya hak kazanan kişilere sertifikaları takdim
edildi. Kendilerine çalışma hayatlarında başarılar diliyoruz.
26 Röportaj
nı düşünüyorum. HABOM’un açılması ile birlikte Türkiye uçak
bakımı alanında bölgedeki en önemli merkezlerden biri haline
gelecek. HABOM’un faaliyete geçmesi ile THY Teknik A.Ş.’nin
kapasitesi artacak. Bu durum SunExpress’in planlı ve plansız
bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde THY Teknik A.Ş.’ye
önemli bir güç ve esneklik kazandıracaktır. Ayrıca HABOM’un
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda faaliyet gösterecek olmasının, bu havalimanından da operasyon gerçekleştiren SunExpress’e, bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde ek avantajlar sağlayacaktır.
Havacılık sektöründe (bakım yönü ile birlikte)
Türkiye’yi nerede görüyorsunuz?
“HABOM güç ve
esneklik kazandıracak”
THY Teknik A.Ş. ile SunExpress arasında uzun yıllara dayanan
bir işbirliği olduğunu belirten SunExpress Teknik Direktörü Cemil
Sayar, HABOM’un faaliyete geçmesinin, SunExpress’in planlı ve
plansız bakım ihtiyaçlarının karşılanması yönünde THY Teknik
A.Ş.’ye önemli bir güç ve esneklik kazandıracağını düşünüyor.
S
unExpress’in deneyimli Teknik Direktörü Cemil Sayar,
uçak bakımı alanında büyümenin planlanan şekilde
devam etmesi durumunda Türkiye’nin bölgenin en büyük havacılık bakım merkezi haline geleceğini düşünüyor.
Sizi tanıyabilir miyiz? Ne zamandan bu yana
havacılık sektörünün içindesiniz ve hangi
görevlerde bulundunuz?
1973 yılında Muğla’da doğdum. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi
Uçak Mühendisliği Bölümü’nde okudum. 2005-2007 yılları
arasında Akdeniz Üniversitesi’nde işletme yüksek lisansı yaptım. Askerlik görevimi tamamladıktan sonra ilk olarak İstanbul
Havayolları’nın Kıbrıs’ta bulunan bakım merkezinde Sistem
Mühendisi olarak çalıştım. Daha sonra Kıbrıs Türk Havayolları’nda Mühendislik Müdürü olarak görev yaptım. 2001 yılından
bu yana çalışmakta olduğum SunExpress’te Teknik Direktörlük
görevini yürütüyorum.
SunExpress ile THY Teknik A.Ş. arasında nasıl bir
ilişki var? Hangi konularda ve ne düzeyde
bir bağlantınız olduğunu detaylı bir şekilde
öğrenebilir miyiz?
THY Teknik A.Ş. ile SunExpress arasında uzun yıllara dayanan
bir işbirliği var. Bakım ihtiyaçlarımızı THY Teknik A.Ş. ile imzaladığımız uzun dönemli bakım anlaşmaları kapsamında karşılıyoruz. Bu anlaşmalar kapsamında, Komponent Pool Destek
Hizmeti, İniş Takımları Bakımı, APU (Auxiliary Power Unit/Yedek
Güç Ünitesi) Bakımı, Hangar Seviyesi Uçak Gövde Bakımları ve
Jant/Fren Bakımı hizmetleri alıyoruz.
HABOM hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce
HABOM’un faaliyete geçmesi THY Teknik A.Ş. ile
SunExpress arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyecek?
HABOM’un planlanan kapasitesi gözönüne alındığında Avrupa
ve Ortadoğu’daki havayolu şirketlerinin artan bakım ihtiyaçlarını karşılamak için en önemli bakım organizasyonu olacağı-
Türkiye’nin son yıllarda havacılık alanında gösterdiği gelişmelere baktığımızda, şirketlerin filolarındaki uçak sayılarının ciddi
oranda arttığını görüyoruz. Uçak sayılarındaki bu artış doğal
olarak bakım ihtiyaçlarının da artmasına neden oluyor. HABOM ve TEC gibi organizasyonların kurulması, geçmişte bakım
ihtiyaçları için yurtdışından firmalarla çalışmak zorunda kalan
havayollarımız için Türkiye’de ciddi alternatiflerin oluşmasını
sağlıyor.
Bunun yanı sıra yabancı havayolu şirketlerinin de bakım ihtiyaçları için Türkiye’yi her geçen gün daha fazla tercih ettiğini
görüyoruz. Bakım alanında büyümenin planlanan şekilde devam etmesi durumunda Türkiye’nin bölgenin en büyük havacılık bakım merkezi haline geleceğini düşünüyorum.
İstanbul, havayolu taşımacılığında önemli bir
merkez olmaya doğru hızla ilerliyor. Bu durum uçak
bakımı anlamında da bir merkez olacağı yönünde
yorumlanabilir mi sizce?
Maliyetler yine belirleyici olacak
Önümüzdeki beş yılda havayolu taşımacılığı
ve bakım alanlarında ön plana çıkacak konu
başlıkları sizce neler?
Geçmiş yıllarda gördüğümüzden çok farklı bir tablonun
ortaya çıkacağını düşünmüyorum. Havayolu şirketleri
önümüzdeki yıllarda da maliyetlerini azaltarak rekabette
ön plana çıkmak için ciddi tedbirler alacak ve maliyetleri
azaltma kapsamında diğer havayolları, bakım organizasyonları ve diğer hizmet sağlayıcılar ile işbirliğine gideceklerdir. Her ne kadar yakıt giderlerinin -şimdi olduğu
gibi- havayolu şirketleri için en büyük gider kalemi olması
beklense de, bakım maliyetleri havayolu şirketlerinin en
önemli gider kalemlerinden biri olmaya devam edecektir.
Bakım maliyetlerinin azaltılması için bakım sağlayıcıların
havayolları ile daha yoğun iletişim ve işbirliği içinde sunacakları hizmetleri havayollarının ihtiyaçlarını en iyi şekilde
karşılaması için dizayn etmeleri gerekecektir. Bu kapsamda bakım sağlayıcıların, uzun vadeli anlaşmalarla havayollarına tüm ihtiyaçları doğrultusunda “Single Source” konseptinde hizmet vermeleri beklenecektir.
Bunlara ek olarak, önümüzdeki yıllarda havacılığın bakım
alanını en çok meşgul edecek konulardan birinin yetişmiş
personel ihtiyacı olacağını düşünüyorum. Hangar ortamında ve hat bakım çalışmasında ihtiyaç duyulacak lisanslı
teknisyenlerin yanı sıra, yukarıda belirttiğim gibi havayollarının ihtiyaçlarına göre dizayn edilecek hizmetlerin oluşturulmasında yetkin mühendislere ihtiyaç duyulacaktır.
İstanbul’un coğrafi lokasyonu havayolu taşımacılığında merkez
olması için ona önemli bir avantaj sağlıyor. Bu durum İstanbul’a yapılacak bakım merkezleri yatırımları açısından da geçerli. Bakım merkezlerinin kolay ulaşılabilirliği; ihtiyaç duyulan
malzeme ve ekipmanların lojistiğinin kolay bir şekilde sağlanması, havayollarının bakım merkezi tercihleri açısından son
derece büyük bir öneme sahip. İstanbul, Türkiye’deki havayolu
şirketlerinin yanı sıra, Avrupa, Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu
ülkelerinin havayollarına da uygun çözümler sunabilen bir bakım üssü haline gelebilir.
“İstanbul, Türkiye’deki havayolu
şirketlerinin yanı sıra, Avrupa,
Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu
ülkelerinin havayollarına da
uygun çözümler sunabilen bir
bakım üssü haline gelebilir.”
Cemil Sayar
27
28 İNSAN KAYNAKLARI
Ekip çalışmasında
yeni bir boyut
THY Teknik A.Ş.’nin farklı bir ekip
yapılanması modeli olarak ocak ayından
bu yana uyguladığı Bay Sistemi, daha
sistematik ve bilinçli çalışan ekipler
yaratmasının yanı sıra güçlü bir ekip ruhu
oluşmasına da büyük katkı sağlıyor.
‘On wing-off wing’ personel
ayrımının daha gerçekçi bir
şekilde yapılmasını sağlayan
Bay Sistemi’ne geçiş, aynı
zamanda yetkili personelin
ve başteknisyenlerin
(boardmanların) efektif
kullanımında da önemli
avantajlar sağladı.
Yazanlar: M. İlker Sunaoğlu / NDT Proje Yöneticisi
Ali Tunçer / Uçak Bakım Koordinasyon Şefi
D
ünya genelinde birçok MRO merkezinde örnekleri
bulunan Bay Sistemi, THY Teknik A.Ş.’de de uygulanmaya başlandı. Bay Sistemi’ne uygun çalışmanın
ana mantığı, belirlenmiş uçak tip(ler)inde sabit ekip ve personel ile çalışmaya dayanıyor. MRO’ların kabiliyet listelerinde yer alan uçak tiplerine ve çalışan personelin sahip olduğu uçak bakım yetkilerine göre Bay Sistemi’ni uygulayacak
ekipler oluşturulabiliyor.
Bay Sistemi’ne geçişin artıları
Ekipler nasıl kuruldu?
Sistem nasıl işliyor?
Bay Sistemi’ne uygun çalışmanın THY Teknik A.Ş.’deki ilk
örneği Esenboğa Teknik hangarında uçak bakımları sırasında uygulandı. Ankara merkezli uçuş yapan AnadoluJet’in filo
yapısına uygun olarak sadece B737NG uçak tipinde uçak
bakımlarına başlayan Esenboğa Havalimanı Uçak Bakım
Ekibi, personelin A320 serisi uçaklarda ek tip kurslarını alması ve devamında yetkilendirilmeleri ile 737NG ve A320
family uçak tiplerinde bakım yapacak şekilde genişletildi.
Bay Sistemi mantığında ikinci uygulama ise Atatürk Havalimanı’nda, Uçak Bakım Başkanlığı bünyesinde geniş gövde
A bakım ekibi kurulması ile başladı. Sadece geniş gövdeli
Türk Hava Yolları uçaklarının A bakımlarını yapan sabit ekibe
zaman içinde dar gövde A bakım ekipleri de eklendi ve Uçak
Bakım Başkanlığı bünyesinde A Bakım Müdürlüğü kuruldu.
Haftalık revizyon tipi vardiyalı çalışan personel geniş gövde A
bakımlarını, hat düzeninde üçlü vardiya çalışan personel ise
dar gövde A bakımlarını yapıyor.
Uçak Bakım Başkanlığı bünyesindeki Uçak Bakım Müdürlüğü
personelinin -Aviyonik Bakım Müdürlüğü Mod Ekibi dışında- tamamı; Yapısal Bakım ve Kabiniçi Bakım Müdürlükleri’nin de
atölyede yapılacak işler için ayrılan personelleri dışındaki tüm
çalışanları, oluşturulan beş bay ekibine dağıtıldı.
Üçüncü uygulama ise C ve üstü bakımları yapmak üzere, bir
B737 uçağına bakım yapacak personel belirlenmesi sonrası
‘HABOM Ekibi’ adıyla oluşturulan grup ile gerçekleştirildi. Çalışmalara Kasım 2012’de başlandı. 7 Ocak 2013 tarihi itibarıyla
tüm Uçak Bakım Başkanlığı personeli Bay Sistemi’ne geçmişti.
THY Teknik A.Ş. Kabiliyet Listesi ve Uçak Bakım Başkanlığı’na
bağlı yetkili personelin sahip olduğu uçak tipleri dağılımı baz
alınarak oluşturulan, bay ekiplerinin sorumlu olacağı uçak tipi
dağılımları şu şekilde belirlendi:
Bay 1 - (2 Adet A330/A340) - (Yedek 1 Adet A310)
Bay 2 - (1 Adet B737 + 1 Adet A320) - (Yedek 1 Adet A320)
Bay 3 - (1 Adet B737 + 1 Adet A310/A300) - (Yedek 1 Adet
B737)
Bay 4 - (2 Adet B737) - (Yedek 1 Adet B777/B737)
Bay 5 - (2 Adet A320) - (Yedek 1 Adet A320)
Bay 6 - (1 Adet B737) (HABOM)
Bay Esenboğa - (1 Adet B737 + 1 Adet A320)
Oluşturulan beş bay ekibinden her birine R1 ve R2 olarak toplam 120 ila 135 arasında personel atandı. İzin, görev, eğitim,
rapor vb. nedenler gözönüne alınarak kalan net personel sayı-
Bay Sistemi’ne geçiş ile birlikte ‘on wing-off wing’ personel ayrımı daha gerçekçi bir şekilde yapılabildi. Ayrıca
yetkili personelin ve başteknisyenlerin (boardmanların)
efektif kullanımında önemli ölçüde avantaj sağlandı.
sının arz edeceği A/S, bakım TAT’ı ve ‘burn rate oranı’ düşünüldüğünde, bay ekiplerinin sorumlu olacağı uçak sayısı ‘iki uçak
tam kapasite çalışma ve bir yedek uçak’ olarak belirlendi.
Bay ekipleri (R1 veya R2 olarak), bir vardiya şefi, çoğunluğu
mekanik olmak üzere ve her biri bir uçaktan sorumlu üç başteknisyen (boardman), daha önce uçak bakım (mekanik),
kabiniçi, yapısal ve aviyonik bölümlerinde çalışan C/S+S/S,
yetkili ve YTA teknisyenlerden oluşturuldu. Daha önce Uçak
Bakım Müdürlüğü sorumluluğunda çalışan temizlik ve araç
destek ekipleri de bay ekipleri arasında eşit dağıtıldı.
Bay ekiplerine direk dağıtılmayan, Yapısal Tamir Atölyesi Major
Tamir Ekibi, Aviyonik Mod Ekibi, Koltuk Atölyesi Ekibi, Kaplama Atölyesi Ekibi, Kabiniçi Revizyon Atölyesi Ekibi, Kompozit
Atölyesi Ekibi vb. ekipler tüm bay ekiplerine destek oluyor. NDT
Proje Yönetimi de reorganizasyon sonrasında NDT ve Boroskop hizmetlerini tüm bay ekiplerine veriyor.
Bay Sistemi’ne geçişle;
•Personelin bakım boyunca aynı uçakta çalışacağını
bilmesi,
•Ekibin birbirini tanıması ve karşılıklı güven içinde çalışması,
•Başteknisyenlerin (boardmanların) personelin yeteneklerini bilerek iş vermesi,
•TAT ve A/S’lerde iyileşme sağlanması,
•Teknisyenlerin farklı işlerde çalışarak, değişik kabiliyetler kazanması,
•Yüksek A/S gerektiren işlerde sabit ekiplerin aynı işlere devam edebilmesi,
•Bay personelinin sorumlu olduğu uçak tiplerinde uzmanlaşması,
• Takım ruhunun oluşturulması,
amaçlarına ulaşıldı.
Halen deneme aşamasında olan sistemde her bir bay
ekibi, faaliyetlerini, Uçak Bakım Başkanlığı’nda görevli
bir müdüre bağlı olarak yürütüyor.
29
30 GEZİ-YORUM
Ege’de sıcak bir dost
Selanik
Renkli sokakları, güler yüzlü insanları ve kordonu ile
‘Yunanistan’ın İzmir’i’ Selanik’i bize Uçak Bakım Başkanlığı
Yapısal Bakım Müdürlüğü’nde teknisyen olarak görev
yapan Mustafa Onur Öztürk anlatıyor.
2
007 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Gemi
Makineleri Bölümü’nü bitirdim. Bir süre sonra gemide
çalışmaya başlayacaktım. Dünyanın birçok ülkesini gezebilme, hayalini kurduğum yerleri görebilme ve farklı kültürlerden arkadaşlar edinme fikri beni çok heyecanlandırıyordu.
Sonunda beklediğim gün gelmişti. Gemi limana yanaşmış,
yükünü ambarlara beni de tayfasına katıp demir almıştı. Tabii
gemiler uçaklar gibi hızlı değil, ilk seferimizi gerçekleştirdiğimiz
Libya’ya dört günde varabildik. Daha sonra gittiğimiz ülkeler ve
limanlar değişmeye başladı. İtalya, İspanya, Rusya, İsrail, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya, Kıbrıs, Mısır derken tam 16 ülkeye ayak basma şansı yakaladım. Her gittiğim yerde arkadaşlar ediniyor, farklı lezzetler deniyor, geziyor, eğleniyordum. Bir
gün kaptana yeni limanımızı sorduğumda “Selanik Limanı” cevabını aldım. Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi gezmek
ve şehri yakından tanımak için planlar yapmaya başladım.
Yanıbaşımızdaki güzellik
Ertesi sabaha gözlerimi açtığımda gemi yavaşça limana yanaşıyordu. Kamaramdan çıkarak uykulu gözlerle geminin kıç
tarafına gittim; gözlerim yerinden fırlayacak gibi oldu. Kendi
kendime, “Burası Selanik olamaz!” dedim. “Elimizi uzattığımızda tutabileceğimiz kadar yakınımızda olan bu güzelliğe, bu
kadar yabancı olamayız. Mutlaka görür ya da duyardık” diye
düşündüm. Hemen kaptan köşküne çıktım ve tam karşımdaki
bu eşsiz güzelliği uzaktan izlemeye koyuldum. Binalar, ormanlar, şehrin dışına doğru ise eşsiz güzellikte bir plaj... Şehrin en
Mustafa Onur Öztürk
sağında, Osmanlı döneminden kaldığını ve isminin Beyaz Kule
olduğunu sonradan öğrendiğim kale, Beyaz Kule’nin soluna
doğru modern yapılar ve şehrin bitiminden itibaren tepelere
doğru uzanan yemyeşil bir örtü. Bir an önce işlerimi bitirip şehre doğru yola koyulmak için can atıyordum. Beklenen an gelmişti. Geminin güvertesinde tertemiz havayı içime çekerek güneşin batışını izlerken arkadaşım Emrah, “Hadi dışarı çıkalım!”
diye seslendiğinde, ne zaman hazırlandığımı hatırlamıyorum
bile. Taksi ile şehir merkezine gitmek isteyen Emrah’ı zorlukla
ikna ettim ve uzun bir yürüyüşe koyulduk. Liman şehir merkezine gerçekten çok uzaktı, ama benim için hem keyifli hem de
kısa süren bu yolculuk Emrah için tam anlamıyla eziyet oldu.
İzmir’in Grek versiyonu
Önce ışıklı bir caddenin kenarından ilerledik. Şehir merkezine
yaklaştıkça atmosfer değişiyordu. Bunu farketmemek imkânsızdı. Gündüz denizin açıklarından ölü gibi görünen şehir, gece
Yunanistan’ın kalbi gibi hareketliydi. Şehir merkezine doğru
her attığımız adımda kulaklarımıza daha fazla müzik sesi geliyor; tavernalarda sirtaki yapan, arkadaşlarıyla sohbet eden ya
da bir yerlere koşuşturan insanlar fazlalaşıyordu. En nihayetinde gelmiştik kordon boyuna. Burası Yunanlar tarafından “Kordoni” olarak anılıyor. Şehir uzaktan da yakından da İzmir’e çok
benzediğinden pek yabancılık çekmedik aslında. O uzaktan
görünen modern binaların arka sokaklarında eski ve tarih kokan, fakat bakımlı Yunan evleri ve balkonlarında dışarıyı izleyen
insanlar vardı. Şehrin neredeyse her noktasını Yunan mitoloji-
sini anlatan heykeller süslüyordu. Biraz daha yürüdükten sonra Beyaz Kule’ye vardık. Uzaktan göründüğü kadar ihtişamlı,
bir o kadar da sade bir yapısı vardı. Sarımtırak bir görüntüsü
olan bu yapının neden Beyaz Kule olarak anıldığını, uzun uzun
konuşsak da bir sonuca varamadık. “Sora sora Bağdat bulunur” misali Atatürk’ün evini sora sora bulduk. Şehir merkezinden üç-dört sokak yukarıdaki evi bulmak pek de zor olmadı.
Atatürk Evi’nin yakınlarında sorduğumuz bir kişi bize eve kadar
eşlik etti. Gece geç saat olduğu için ziyarete kapalıydı, fakat
evi dışarıdan da olsa görebilmek gerçekten heyecan vericiydi.
Oradan Kordoni’ye dönerek bir şeyler içmek istedik. Geçtiğimiz her sokakta baklava ya da döner satılan birkaç dükkân
ile karşılaştık. Yunanlar bizim yemeklerimizi, tatlılarımızı, hatta
çayı bile fazlasıyla benimsemiş. Bazı yerlerde “Turkish Baklava” dediğimizde, “No, it’s Greek Yamandi”ye benzer bir cümle
duyduk. Onların baklavası olduğunu iddia etmekten çekinmiyorlardı. Bizim kırk yıllık Antep Baklavası, orada Greek Yamandi olmuştu.
Bir ‘suyun öteki yakası’ hikâyesi
Gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç tarihi sokağa girdik. Genel olarak İstanbul’un eski mahalleleri gibi iki katlı müstakil
dairelerden oluşan şirin evlerde genellikle yaşlı insanlar oturuyor; her evin önündeki keyifli sohbetlere çay eşlik ediyordu.
Çok yaşlı bir grubun yanından geçerken, yabancı olduğumuzu
anlayan biri bize Yunanca bir şeyler söyledi ve el işaretleriyle
yanına çağırdı. Yanlarına gittik. Elindeki çayı göstererek bize
“Çeayyo” gibi bir şey söyledi. Çay demek istediğini anlayarak
başımızla onayladık ve yanlarına oturduk. Birşeyler söylüyorlardı ama anlamıyorduk. Emrah bana şakayla karışık “İngilizce
biliyorlar mıdır sence?” diye sorduğunda yaşlı bir teyze bize
dönüp “Türksünüz?” dedi. Bizden evet yanıtı alan teyze, bozulmuş ama bir o kadarda filmleri andıran Türkçesi ile anlatmaya
başladı. Samsun’dan Selanik’e gelmişler. Annesini ve babasını yıllar önce kaybetmiş. Samsun’da bir kardeşi daha varmış.
O zaman evlenmiş, gelmemiş onlarla. Onu da aramış ama
hiç bulamamış. Bizim çaya göre biraz daha acı olan çayımızı
şekersiz içerken Dilek Abla (Deka diyorlar orada ona. Sevimli
insan demekmiş) hayat hikâyesini bir çırpıda anlatıverdi. Aynı
zamanda dili döndüğünce bize ve yanındakilere tercümanlık
da yapıyor; sohbet etmemizi sağlıyordu. Çaylarımızı içtikten,
Dilek Abla ile kucaklaşıp vedalaştıktan sonra, selamını alıp gemiye doğru yola koyulduk.
Yolda yürürken yanımıza bir araç yaklaştı ve bize Yunanca bir
şeyler sordu. Ben İngilizce konuşunca araçtaki kişi de İngilizce
konuşmaya başladı ve nereye gittiğimizi sordu. Limana gidiyoruz deyince aracına davet etti. Feodras ile böylece tanışmış
olduk. Yol çok kısa geldi. Çünkü Feodras gerçekten hoşsohbet
ve iyi bir insandı. Hatta yolda giderken bir şeyler içmeyi ya da
yemek yemeyi bile teklif etti, ama saat çok geç olduğundan
reddetmek zorunda kaldık. Araçtan ineceğimiz zaman arabasından indi ve limanın kapısına kadar bize eşlik etti. Gemiye
döndüğümüzde yorgun ama çok mutluyduk. Kordon boyu, dar
sokakları, şirin evleri ve güler yüzlü insanları ile Selanik gerçekten başımızı döndürmüştü. Şehrin büyüsünde kaybolduk...
31
32 SAĞLIK REHBERİ
Migrenden
Migren ataklarından korunmanın sekiz yolu
korunmanın yolları
Migrenin belirtileri, nelerin migren ataklarına neden olduğu
ve hepsinden önemlisi migrenden korunmanın yollarını
Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin anlatıyor.
M
igren ağrısı kimi hastaların günlük yaşantısını aksatacak kadar şiddetli ve sık olabiliyor. Şiddetli baş ağrılarından korunmak için öncelikle öğün atlamamak
ve stresten uzak durmak gerekiyor. Günlük yaşam aktivitesini önemli ölçüde etkileyen bir baş ağrısı çeşidi olan migren,
ülkemizde her altı kişiden birinde, kadınlar arasında ise her
dört kadından birinde ortaya çıkıyor. Bazı hastaların günlük yaşamlarını aksatacak kadar şiddetli ve sık görülebilen migren
ataklarına mevsim geçişlerinde daha sık rastlanıyor. Bunun
nedeni ise lodosun yol açtığı basınç nedeniyle oluşan halsizlik
ve yorgunluğun migren ağrılarını tetiklemesi.
Tek taraflı ve zonklayıcı ağrılara dikkat
Genellikle dört ila 72 saat arasında süren migren
atakları sırasında kişi normal yaşantısına devam ediyor. Bu süreçte çoğunlukla tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı söz konusu oluyor. Günlük
yaşam kalitesini oldukça düşürebilen migrende baş
ağrısı, belirtilerden sadece biri. Baş ağrısına görme bozukluğu da eşlik edebiliyor. Parlayan ışıklar, kör noktalar, görmenin bozulması veya zikzak şekiller görülmesi gibi şikâyetler
ortaya çıkabiliyor. Ayrıca bulantı, kusma veya ishal de görülebiliyor. Bunların yanı sıra migren, ışığa, sese ve kokuya karşı aşırı hassasiyet gelişmesine de neden olabiliyor. Migrenli hasta,
boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma,
konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da
felç veya şuur kaybı ile karşılaşabiliyor.
Genellikle mükemmeliyetçi kişileri hedef alıyor
Migren, özellikle hassas, alıngan, dış olaylardan fazla etkilenen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak isteyen mükemmeliyetçi
kişilerde daha çok görülüyor. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde
10 iken, bu oran kadınlarda 15-20’ye yükseliyor. Kadınlardaki
migren ağrılarının bu kadar sık görülmesi nedenleri arasında
hormonal faktörler ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca birinci derece yakınlarında migren
rahatsızlığı olanların, alerji ve baş dönmesi sorunu yaşayanların da migrene daha yatkın oldukları görülüyor. Bunların yanı
sıra şehirde yaşayanlar, strese maruz kalanlar, eğitim seviyesi
düşük ve gelir düzeyi yüksek olan kişilerde de bu hastalığa
biraz daha sık rastlanıyor.
Her hastanın, kendisi için migren atağını uyaran sebepleri tespit ederek bu faktörlerden uzak durması gerekiyor.
• Stresin sizi etkilemesine izin vermeyin, gerekirse uzmanından destek alın.
• Parlak ışıktan, yüksek sesli ortamlardan ve keskin kokulardan uzak durun.
• Uykusuz kalmayın veya çok fazla uyumayın. (Günde 6-8
saat arası uyku yeterli olacaktır.)
• Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlanması hipoglisemiye
(kan şekeri düşüklüğüne) neden olduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor.
• Lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmayın.
Lodosun getirdiği rutubetli hava; halsizlik, bitkinlik ve vücuttaki elektrolitik dengeyi bozduğu için migren ataklarını
tetikleyebiliyor.
• Çikolata, eski peynir, yağlı yiyecekler, portakal, domates,
muz, çiğ soğan, salam, sosis, fındık, Çin yemekleri ve alkolden uzak durun.
• Günde ortalama 2-3 litre su içmeye özen gösterin.
• Düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Sporun her dalında
salgılanan seratonin hormonu stresten uzaklaşmanızı sağlıyor.
Atakların sıklığı ve şiddeti azaltılabiliyor
Neler migrene yol açıyor?
Migren hastalığının tedavisi ‘akut nöbet tedavisi’ ve ‘önleyici
tedavi’ olarak ikiye ayrılıyor. Hastanın migren ağrılarının arttığı, bulantı, kusma, ışık ve sesten etkilendiği dönemde alınan
ilaçlar faydalı oluyor. Ancak bu tedaviler migren ataklarını önlemediği için profilaktif (atak sayısının azaltılması amaçlı hergün
ilaç alınması) tedavi planlanıyor. Bu sayede migren ataklarının
sıklığı ve şiddeti azaltılarak hastanın yaşam kalitesinin artması
sağlanıyor.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Migrene botoks ile 10 dakikada çözüm
Yüz gençleştirme operasyonları sırasında yüzdeki sinirleri çevreleyen kaslara yönelik işlem yapıldığında, bu işlemin yapıldığı kişilerin migren ataklarında ciddi azalma olduğu, hatta bir
kısmının ilaç kullanmayı bıraktığı tespit edilmiş. Ardından bu
yöntem üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmış ve
botoksun migren tedavisinde etkili olduğu ortaya konmuş.
Öğün atlamak,
Fazla uyumak veya uyku eksikliği, uyku düzeninde değişiklik,
Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar,
Uçak yolculukları,
Doğum kontrol hapları,
Sigara ve diğer tütün ürünleri,
Su kaybı,
Kadınlarda adetle ilgili hormonal değişiklikler,
Fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin
düşmesine neden olan durumlar,
• Fiziksel travma,
• Bazen tam tersi etki yaparak migren ağrısının azalmasını da
sağlayan başa basınç uygulama.
Botoks ile migren tedavisine, migren ağrılarını tetikleyen
alın, şakak ve ense bölgelerinde sinirlerin sıkıştığı noktaların belirlenmesi ile başlanıyor. Daha sonra ise bu bölgelerde
siniri sıkıştıran kasların etkisiz hale getirilmesi için botoks
uygulaması yapılıyor. Yaklaşık 5-10 dakikalık bir sürede tamamlanan bu uygulamanın 6-8 ayda bir tekrarlanması yeterli oluyor.
Migrene botoks ile 10 dakikada çözüm
Yüz gençleştirme operasyonları sırasında yüzdeki sinirleri çevreleyen kaslara yönelik işlem yapıldığında, bu işlemin yapıldığı kişilerin migren ataklarında ciddi azalma olduğu, hatta bir
kısmının ilaç kullanmayı bıraktığı tespit edilmiş. Ardından bu
yöntem üzerine bilimsel çalışmalar yapılmaya başlanmış ve
botoksun migren tedavisinde etkili olduğu ortaya konmuş.
Botoks ile migren tedavisine, migren ağrılarını tetikleyen alın,
şakak ve ense bölgelerinde sinirlerin sıkıştığı noktaların belirlenmesi ile başlanıyor.
Daha sonra ise bu bölgelerde siniri sıkıştıran kasların etkisiz
hale getirilmesi için botoks uygulaması yapılıyor. Yaklaşık 5-10
dakikalık bir sürede tamamlanan bu uygulamanın 6-8 ayda bir
tekrarlanması yeterli oluyor.
33
34 BULMACA
1
2
10
C
M
4
Y
8
CM
MY
CY
CMY
GEÇEN SAYININ CEVABI: BATİMETRİK
K
5
7
11
3
6
9
Anahtar kelimeyi 22 Mayıs 2013 tarihine kadar [email protected] adresine gönderen beş kişi, yapılacak çekilişle 100’er TL tutarında IKEA hediye çeki kazanacak.
ANAHTAR KELİME: 1
2
3
4
5
6
7
8
9
10 11

Benzer belgeler

MART 2013 - Turkish Technic

MART 2013 - Turkish Technic Katkıda Bulunanlar Abdullah Enes Bolat Emre Kara

Detaylı