Kasım 2013

Transkript

Kasım 2013
,
TENEKE | ANKARA DT
2 perde | 2 saat 40 dakika
Yazan: YAŞAR KEMAL
Yöneten: GÜROL TONBUL
KONU
Her şey asırlar önce yakılan bir türkü gibidir.
"Yandı Çukurova yandı. Eli pusatlı beyler indi.
Ördek uçtu Dudu kondu / Oyyy Oyyy Oyyy”
Çeltik yetiştirmek çok zorludur. Çok su ister, bataklık ister.
Bataklık ve su ise,sel, sinek ve sıtma demektir.
Ve her yıl sıtmadan onlarca insan ve çocuk ölür Çukurova’nın
topraklarında. Bu durumsa çeltik ağalarının umurunda bile değildir.
Ve çeltik ağaları kendilerine karşı çıkan otuz beş yılda kırk üç
kaymakamı kasabadan sürmüş, göndermiştir.
Bir gün yeni bir kaymakam gelir kasabaya. Genç, heyecanlı, hevesli ve
sıtmaya son vermek isteyen Kaymakam çeltik ağalarına karşı zorlu bir
mücadeleye girişir.
VİZYON TARİHİ: 25 EKİM 2013
YAPIMI :2013 - TÜRKİYE
TÜR : DRAM
YÖNETMEN : UĞUR YÜCEL
OYUNCULAR : BEREN SAAT , UĞUR YÜCEL , AYÇA BİNGÖL ,
YASEMİN CONKA , HAZAR ERGÜÇLÜ
SENARYO : CAN YÜCEL , UĞRAŞ GÜNEŞ
KONU
8 yaşına kadar hayatla ilgili hiçbir şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı
durumdaki ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra hayatını
engellilere adayan Mahir Hoca'nın yollarının kesişmesiyle siyahtan
beyaza giden bu yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur:
İmkansız. Film, Mahir Hoca'nın karanlığın içindeki Ela'nın elinden
tutarak onu üniversite sıralarına kadar taşıyışını ve
Ela'nın umut ve vefa hikayesini anlatıyor.
Benim Dünyam; sadece karanlığı görebilenlere,
karanlığın anlamını baştan yazdıranların hikayesidir.
Benim Dünyam filminin, 2005 Hindistan yapımı Black filminin
uyarlaması (remake) olduğu,
filmin yapımcıları tarafından da doğrulandı.
KASIM AYI
1 KASIM
1958: Yahya Kemal Beyatlı öldü.
4 KASIM
1984: Ümit Yaşar Oğuzcan öldü.
8 KASIM
1973: Faruk Nafiz Çamlıbel Samsun vapuruyla yaptığı bir deniz yolculuğunda Fethiye
açıklarında öldü.
1979: Şair Nevzat Üstün öldü.
9 KASIM
1818: İvan Turgenyev doğdu.
10 KASIM
1891: Rimbaud (1854), Marsilya hastanesinde öldü.
Birkaç gün önce sağ bacağı dizinden kesilmişti.
11 KASIM
1312: Mevlana'nın oğlu Sultan Veled öldü. Sadece bir tek Türkçe şiiri bilinen babas
Mevlana’nın tersine, bütün şiirlerini Türkçe yazmıştı.
1821: Dostoyevski doğdu.
13 KASIM
1850: Robert Louis Stevenson (Define Adası) doğdu.
14 KASIM
1950: Orhan Veli Kanık öldü.
16 KASIM
1935: Celal Sahir Erozan öldü.
19 KASIM
1911: D.H. Lawrence zatürrie oldu ve öğretmenlikten istifa etti.
1981: Enver Gökçe öldü.
21 KASIM
1694: Voltaire doğdu.
22 KASIM
1976: Sevgi Soysal öldü.
23 KASIM
1906: Sait Faik ABASIYANIK doğdu.
24 KASIM
1870: Diyojen gazetesinin ilk sayısı çıktı.
25 KASIM
1970: Japon yazar Yukio Mişima (d. 1925),
"Bereket Denizi" dörtlemesini bitirdikten birkaç saat sonra seppuku (harakiri) yaptı.
26 KASIM
1891: Sexus, Nexus ve Plexus'un yazarı Henry Miller doğdu.
27 KASIM
1819: Mütercim Asım öldü. Bilgin, tarihçi, şair, ama hepsinden önce dilciydi: Arapçadan
Kamus'u, Farsçadan Burhan-ı Katı'yı çevirmiş, Tuhfe-i Asım adında Arapça-Türkçe manzum bir
sözlük hazırlamıştı. "Mütercim Asım" adıyla tanınması, Kamus ve Burhan çevirilerinde kendi
düşüncelerini "Mütercim der ki" diye başlayarak aktardığından olsa gerek.
28 KASIM
1932: Abdullah Cevdet öldü.
1995: Aziz Çalışlar öldü.
30 KASIM
1835: Mark Twain (Samuel Langhorne Clemens) doğdu.
YAHYA KEMAL BEYATLI
(2 ARALIK 1884, ÜSKÜP -1 KASIM 1958, İSTANBUL)
Türk şair, yazar, siyasetçi, diplomat. Doğum adı Ahmed Agâh’tır.
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin en büyük temsilcilerinden biridir. Türk edebiyatı tarihi içinde "Dört
Aruzcular"'dan biri olarak kabul edilir (Diğerleri Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy ve Ahmet
Haşim'dir). Sağlığında Türk edebiyatının baş aktörleri arasında kabul edilmiş ancak hiç kitap
yayınlamamış bir şairdir.
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde milletvekilliği ve bürokratlık gibi siyasi görevler üstlenmiştir.
1884 yılında Üsküp'te dünyaya geldi. Annesi; ünlü divan şairi Leskofçalı Galip’in yeğeni Nakiye
Hanım; babası dönemin Üsküp Belediye Başkanı İbrahim Naci Bey'dir. Asıl adı Ahmed Agâh’tır.
İlköğrenimini Üsküp'te gördü. 1897 yılında ailesiyle Selanik'e yerleşti. Annesinin veremden ölümü
onu çok etkiledi. Babasının tekrar evlenmesi üzerine ailesinin yanından ayrılıp Üsküp’e döndüyse de
kısa süre sonra Selanik'e geri döndü. “Esrar” takma adı ile şiirler yazdı.[1] Orta öğrenimine devam
etmek üzere 1902 yılında İstanbul’a gönderildi. Galatasaray İdadisi veya Robert Kolej’de okuma
imkanı bulamayınca Vefa Lisesi’ne kaydoldu ve 1902 kışını İstanbul’daki akrabalarının yanında
geçirdi. Serveti Fünuncu “İrtika” ve “Malumat” adlı dergilerde, "Agâh Kemal" mahlasıyla şiirler
yazmaya başladı. Okuduğu Fransızca romanların etkisi ve ve Jön Türkler’e duyduğu ilginin
etkisiyle [2] 1903 yılında[3] II. Abdülhamit baskısı altındaki İstanbul’dan kaçarak Paris’e gitti.
İstanbul’a 1912’de geri döndü.
Mondros Mütarekesi’nin ardından gençleri etrafında toplayarak “Dergâh” adlı bir dergi kurdu.
Dergi kadrosunda Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurullah Ataç, Ahmet Kutsi Tecer, Abdülhak Şinasi
Hisar gibi isimler yer almıştır. Yahya Kemal’in yakından ilgilendiği bu dergide yayınlanan tek şiiri
"Ses Manzumesi”dir. Ancak dergi için pek çok düzyazı kaleme alan yazar; bu yazılarla Anadolu’da
devam eden Milli Mücadele’ye destek vermiş ve İstanbul’da Kuvay-ı Milliye ruhunu canlı tutmaya
çalışmıştır.[4]. Benzer yazıları İleri ve Tevhid-i Efkargazetelerinde de sürekli yayınlandı.

Kendi Gök Kubbemiz (1961)

Eski Şiirin Rüzgârıyla (1962)
Rubailer ve Hayyam’ın Rubailerini Türkçe Söyleyiş (1963)

Edebiyata Dair


Aziz İstanbul (1964)

Tarih Musahabeleri


Çocukluğum, Gençliğim, Siyasi ve Edebi Hatıralarım
Mektuplar-Makaleler




Siyasi Hikâyeler
Siyasi ve Edebi Portreler


Eğil Dağlar
Bitmemiş Şiirler
Pek Sevgili Beybabacığım Yahya Kemal'den Babasına Kartpostallar, YKY, İstanbul, 1998.
Gemi Elli Yıldır Sessiz: Özel Mektupları ve Yazışmalarıyla Ölümünün 50. Yılında Yahya Kemal
Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950)
Daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte
yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi
amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı.[4] Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin
yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.[5]
Yeni bir zevk ortaya çıkarabilmek için eski olan her şeyden uzak duran Orhan
Veli, hece ve aruz ölçülerini kullanmayı reddetti. Kafiyeyi ilkel; mecaz, teşbih, mübalağa gibi
edebi sanatları gereksiz bulduğunu açıkladı. "Geçmiş edebiyatların öğrettiği her şeyi, bütün
geleneği atmak" amacıyla yola çıkan Kanık'ın bu arzusu şiirinde kullanabileceği teknik olanakları
azaltsa da şair, ele aldığı konular, bahsettiği kişiler ve kullandığı sözcüklerle kendine yeni alanlar
oluşturdu.[6] Yalın bir anlatımı benimseyerek şiir dilini konuşma diline yaklaştırdı. 1941 yılında,
arkadaşlarıyla birlikte çıkardıkları Garip adlı şiir kitabında bu fikirlerinin örnekleri olan şiirleri
yayınlandı ve Garip akımının doğmasına sebep oldu. Bu akım özellikle 1940-1950 yılları
arasında Cumhuriyet dönemi şiirinde büyük etki bıraktı.[7] Garip şiiri hem yıkıcı hem de yapıcı
özelliği ile Türk şiirinde bir mihenk taşı kabul edilir.[8]
Kanık, şiire getirdiği bu yenilikler yüzünden önceleri büyük ölçüde yadırgandı, çok sert eleştiriler
aldı ve küçümsendi.[I][7][9][10]Geleneklerin dışına çıkan eserleri, önce şaşkınlık ve yadırgama,
daha sonra eğlenme ve aşağılamayla karşılansa da hep ilgi uyandırdı.[6] Bu ilgi ise kısa
zamanda şaire duyulan anlayış, sevgi ve hayranlığın artmasına yol açtı.[6] Sait Faik
Abasıyanık da Orhan Veli'nin bu yönüne dikkat çekerek onu "üzerinde en çok durulmuş, zaman
zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş;
zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair" olarak tanımladı.[11]
Her ne kadar Garip döneminde yazdığı şiirleriyle öne çıksa da Orhan Veli "tek tür" şiirler
yazmaktan kaçınmıştı. Durmadan arayan, kendini yenileyen, kısa yaşamı boyunca uzun bir şiir
serüveni yaşayan Kanık'ın edebiyat hayatı farklı aşamalardan oluşmaktadır.[12]Oktay Rifat bu
durumu "Orhan Fransız şairlerinin birkaç nesillik şiir macerasını kısacık ömründe yaşadı. Türk
şiiri onun kalemi sayesinde Avrupa şiiriyle atbaşı geldi." ve "Birkaç neslin belki arka arkaya
başarabileceği bir değişmeyi o birkaç yılın içinde tamamladı." sözleriyle açıkladı
Şiir kitapları
 Garip (1941, Resimli Ay Matbaası)
 Vazgeçemediğim (1945, Marmara Yayınevi)
 Destan Gibi (1946, Ölmez Eserler Yayını)
 Yenisi (1947, İnkılâp Yayınevi)
 Karşı (1949, Güney Matbaacılık ve Gazetecilik)
 Bütün Şiirleri (1951, Varlık Yayınları)
Hikâye/Şiir
 Nasreddin Hoca Hikâyeleri
Çeviri
 Fransız Şiir Antolojisi,
 La Fontaine'in Masalları, La Fontaine
 Hamlet, William Shakespeare
 Venedik Taciri, William Shakespeare
 Saygılı Yosma. Jean-Paul Sartre
12. Fransa Kralı XIV.Ludvig zamanında yapılan
Versay sarayında tuvalet yoktu.
13. Noel babanın kıyafetleri onu yıllar önce coca cola
yarattığı için kırmızıymış.
14. Kargalar ortalama 120 yıl yaşarlar.
15. Bir insanın 1’den 1 milyara kadar 12 senede
sayabildiğini biliyor muydunuz?..
16. Zürafaların ses telleri yoktur.
17. Bir insanın damarlarının uzunluğunun
dünyayı 200 kere dolaşabileceğini biliyor muydunuz?
18. Yetişkin biri günde ortalama 25.000 kez nefes alır.
19. Bugün hayatınızın geri kalan günlerinin ilk günü...
20. Balıklar, olan her şeyi 10 dakika sonra unuturlar
21. Bir bardak colada yaklaşık 32 küp şeker bulunur.
22. Okyanusun en derin yerine inmek
aya gitmekten daha zordur...
ELEŞTİRİLMEK
"Ama sen de ... yapmasaydın" diye başlayan ve kendisi, girişme ve deneme cesareti göstermeden
hariçten gazel okuyan bütün eleştirmenlere ithaf olunur!
''Eleştirenlerin kesinlikle hiçbir değeri yoktur. Gerçek prestij arenada, yüzleri toprak, ter ve kanla
kaplanmış bir halde cesurca dövüşenlerindir. Gerçek prestij hata yapan, başarısızlığa uğrayan,
ama buna rağmen ufak adımlarla işleri yeni baştan yoluna koyanlarındır; çünkü hatasız emek
yoktur. Bu insanlar büyük coşkuyu, derinden bağlılığı bilir ve tüm enerjilerini buna değecek şeyler
için harcar. Onlar gerçek insanlardır; ne zaferi ne de yenilgiyi asla tatmayacak olan dar kafalı ruhların
üzerinden yürüyen ve hayatlarını cesaretle yaşayan insanlar.''
T . Ro o sevel t
G ünl er, haf t al arı ; haf t alar ayl arı kov alı yor. Haf t alar başlı yor v e bi tiyor;
"Daha dün pazart esi ydi, ne zaman cum a ol du! " Daha geçen yıl bu zam anlar m ezun
olmuşt unuz. Bu çocuk daha bir kaç ay önce doğm amı ş mıy dı ?
Ne zaman yürüm eye-konuşm aya başl adı ?
Ev et günl er, haf t al ar, ayl ar v e yıll ar göz açı p kapayana kadar akı p gi di yor.
Aslı nda akan şey zaman değil , hayatımız.
Peki, ne hal deyi z? G eçen zam an içeri sinde biz ne yapıyoruz? Hani o meşhur v e
kut sal sözü hatı rl amanı n t am zam anı gali ba: “İ ki gün ü aynı ol an zarard ad ı r.”
Bugünümüz dünümüzden, bu yıl ımız geçen yılımı zdan daha iyi değil se
bi r düşünmemi z gerekiyor demekti r.
Hâl â, geçen yıl ı n korku v e endi şel eriyl e mi boğuşuyoruz?
 Hâl â, aynı i htim all erden mi korkuyoruz?
 Hâl â aynı konu açıl dı ğı nda haf akanl ar mı bası yor?
Fi t ari hi nde kalmı ş ol an başarılarımı zl a avunup; art ı k bugünümüze hi çbir etki si
kalmamı ş hat al arımı za mı üzül üyoruz?
 “Bu çok zor çalı şsam d a yap amam;
bu da çok kol ay çal ışmasam d a yaparı m. ” mı, diyoruz?
Demek ki, artı k bi z yaşamı yo ru z…


Her günün, yeni bir gün olduğunu f ark etmiyoruz! Geçmi ş hat al ardan ders almıyoruz.
Aynı hat al arı yapm akt a ı srar edi yoruz! Öyl e mi ?
… Ders Alın mı ş Hatal ard an…
… Yen i Başarıl ara…
Korku v e umutl arımı z bil e deği şm eli ki, yaşadı ğı mı z fark edil sin.
Bırakmal ıyız, başkal arı na dayanmayı ki , tek başı mı za b il e yü rü yeb ild iği mi z/
yaşayabil diği miz gö rül sü n.
Uğraşt ığımız v e aştı ğımız güçl ükl er deği şm eli ki, il erl ed iği mi z anl aşıl sın .
Bırakmal ıyız geçmi ş başarılarl a av unmayı ki, yeni b aşarıl ar i çin fı rsatl ar doğ sun .
(Bi zi uyuşt uran, bi zi pasif leştiren) geçmi ş korkul arımızı unut alım ki ,
b izi titreten, bi zi i rkil ten yen i ko rkul ara yer açıl sın. Sevgi yl e, in atl a…
ESRA DEMİR
/
PSİKOLOJİK DANIŞMAN
OKUL ÖĞRENCİ KURULU TEMSİLCİSİ
Okulumuz seçim kurulu başkanı İngilizce Öğretmeni
Resul Çağrı’nın kontrolünde ve seçim kurulu gözetiminde
Okul öğrenci kurulu temsilcisi seçimi gerçekleşti.
Okul temsilciliğine 11-B sınıfından Hasan Malçok İle
11-A sınıfından Asmin Adar Buhan aday oldu.
OKUL ÖĞRENCİ KURULU SEÇİM SONUÇLARI
ADAYNO
ADI SOYADI
SINIFI
OYU
1
ASMİN ADAR
BUHAN
11B
139
2
HASAN MALÇOK
11A
246
Geçersiz
Okul Öğrenci Kurulu Seçimlerinde
Kullanılan Oy Sayısı
433
KAZANAN ADAY:
Geçerli Oy
Sayısı
Oy Sayısı
385
48
HASAN MALÇOK
10 KASIM
Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 75. yıldönümü
10 Kasım Pazar günü, okulumuz idarecileri, öğretmenleri
ve öğrencilerinin katılımıyla anıldı.
VELİ TOPLANTISI
2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM VELİ TOPLANTISI YAPILDI.
17.11.2013 PAZAR GÜNÜ GERÇEKLEŞEN TOPLANTIDA,
OKUL AİLE BİRLİĞİ BAŞKANI VE KURUL ÜYELERİNİN SEÇİMİNİN ARDINDAN
ÖZELLİKLE 9.SINIF ÖĞRENCİ VELİLERİMİZ İLE TANIŞMA VE
ÖĞRENCİ DURUMU HAKKINDA GÖRÜŞME YAPILDI.