Güvenlik, Güven, Güleryüz

Transkript

Güvenlik, Güven, Güleryüz
ISSN: 2148-4619
Sayı: 4 ∆ Haziran 2014
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır
Alarm sistemleri
tatil boyunca evinizi
“boş” bırakmıyor
Önce bedenimiz
konuşuyor
Metrocity Millenium Blokları’na
Tepe Savunma ve Güvenlik’ten “3G” formülü:
Güvenlik, Güven, Güleryüz
İçindekiler
Odak
Site ve rezidans güvenliği............................................................2
Söz Müşterinin
Millenium Blokları’nda “3G” formülü: Güvenlik,
güven ve mutlaka güleryüz........................................................8
Güvenlik Penceresi
Dünya Kupası’na özel güvenlik takviyesi........................14
2
Tepe'den
Tatile giderken evinizi “boş” bırakmayın.........................16
Zaman Yolcusu
8
Manyetik kart sistemleri............................................................18
Tepe'den Haberler
2013’ün en başarılı AVM’si Bilkent Center....................21
Vaka Analizi
Doğal afetler de, yangın da
güvenliğe engel değil...................................................................22
Gelişim Zamanı
Dikkat, önce bedenimiz konuşuyor...................................24
Gezgin
Suyun altı Bodrum........................................................................28
Güvenli Adrenalin
Mavi derinliklere güvenle dalın..............................................30
Sokaktan Manzaralar
Yaşadığınız sitede kendinizi güvende
hissediyor musunuz?.................................................................32
TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi, ISSN: 2148-4619
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: Levent Güler So­rum­lu Müdür: Sanem Subaşı
Ya­yın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Edi­tör: Melda Bağdatlı Gra­fik Ta­sa­rım: Kadir Kaymakçı
Fotoğraflar: Celal Kenç Kapak Fotoğrafı: Metrocity Life Arşivi Katkıda Bulunanlar: Ahmet Olgun, Ayşe Başçı
Ya­zış­ma Ad­re­si: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara
Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr
Ya­pım: Konak Medya Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe İstanbul
Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com Renk Ay­rı­mı ve Bas­kı: Portakal Basım Matbaacılık San. Tic. A.Ş Huzur Mah. Tomurcuk Sok.
No: 5/1 4. Levent Seyrantepe-İstanbul Tel: 0 212 332 28 01 Faks: 0 212 332 02 80
16
editörden
18
Değerli dostlarımız,
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal yayını
TEPE’den dergisinin dördüncü sayısıyla sizlerle birlikteyiz.
Bu sayımızın “Odak” konusu, Türkiye’de son yıllarda
sayıları giderek artan güvenlikli siteler ve “rezidans” olarak
da tabir edilen kule konutların güvenlik sistemleri üzerine.
22
24
Güvenlikli siteler, sundukları profesyonel güvenlik
çözümleri ile, kalabalık ve ne yazık ki çoğu zaman
korunaksız şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenlerin
huzur ve güvenlik arayışına fazlasıyla cevap veriyor. Farklı
illerimizde yer alan, sorumluluk alanımız dahilindeki
güvenlikli site ve kule konutlarda hizmet sunan Tepe
Savunma ve Güvenlik ekibi, özel hassasiyetlerimiz
çerçevesinde hareket ederek, insanlara huzurlu ve
güvenli bir yaşam sunuyor. Site güvenliği konusunda
hizmet verdiğimiz değerli müşterimiz Metrocity Millenium
Blokları, bu çerçevede yeni sayımızın konuğu oldu; Tepe
Savunma ve Güvenlik’in uzman kadrosu ile oluşturdukları
güvenlik önlemlerini, TEPE’den dergisi okurları ile
paylaştılar. Vaka Analizi sayfalarında ise, site güvenliğini
sağlarken karşılaştığımız iki olayı sizler için inceledik.
“Tepe’den” bölümümüzün bu sayıdaki konuğu Tepe Alarm
Sistemleri. Her tür acil durum için özel çözümler sunan
Tepe Alarm Sistemleri’nin hayatınıza katacağı kolaylıkları
sizler için bu sayfamızda derledik.
Tepe Savunma ve Güvenlik eğitmenlerinden Kişisel
Gelişim Danışmanı Meltem Ayvacıoğlu, TEPE’den
okurlarına beden dilini ve iletişimdeki önemini anlattı.
Profesyonel bir eğitim sonrası keyifle yapacağınız dalış
sporu ve en güzel dalış noktalarını barındıran Bodrum
da, bu sayımızın konuları arasında yerini aldı. Beğeniyle
okuyacağınızı umuyoruz.
Keyifli bir yaz geçirmeniz dileğiyle…
28
30
Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş.
1
Odak
Site ve rezidans
güvenliği
İnsanların şehrin karmaşasından
uzak, güvenle yaşayabileceği
mekânlar olarak tercih
ettiği güvenlikli site ve rezidansların
birinci hedefi, vaat ettiği korunaklı
ve güvenli yaşamı sakinlerine
sunabilmek. Bu noktada
tecrübeli güvenlik personeliyle
oluşturulan profesyonel
güvenlik sistemleri devreye
giriyor ve yaşamı
her yönüyle güvenli kılıyor.
2
Haziran 2014
Türkiye’de, 1990’lardan itibaren
çoğalma eğilimine giren dışa kapalı
güvenlikli siteler, 2000’li yıllardan
itibaren özel ve güvenlikli konumlarını
“rezidans” olarak da tanımlanan
kule konutlarla paylaşmaya başladı.
Güvenlikli siteleri önce İstanbul’da
gördük ve tanıdık. Çok geçmeden
diğer şehirlerde de benzeri
yapılanmalar birbirini izledi.
Kapalı sitelerin ve rezidansların
istisnasız hepsinin ortak noktasında
“güvenlik” talebi yer alıyor. Bu talebi
ve ihtiyacı sırasıyla otopark, yeşil
alan ve spor alanları izliyor. Site ve
rezidanslar da bu talepleri yerine
getirerek, sakinlerine huzurlu ve
güvenli bir yaşam sunuyor.
Rezidans ve kapalı sitelerin karşı
karşıya olduğu güvenlik riskleri
arasında başta hırsızlık olmak
üzere; sabotaj, ardından deprem,
yangın gibi doğal afetler ile -ikâmet
edenlerin toplumsal ve ekonomik
statüleri göz önüne alındığındavandalizm ve terörist eylemler ön
plana çıkıyor.
3
Odak
Güvenlik uzmanları, rezidans ve
kapalı site güvenliğinde öncelikle
güvenlik konseptini ve planını
oluşturmanın önemini vurguluyor.
Güvenlik konsepti; ikâmet eden
sakinlerin can ve mal güvenliğinin
sağlanmasına yönelik fiziki
ve elektronik tüm önlemlerin
alınmasıyla başlıyor. Güvenlik planı;
teknik birimler, bina yönetimi ve
servis hizmetleri ile koordinasyon
içinde yürütülerek, önleyici tedbirlerle
bir arada ele alınarak uygulanıyor.
Güvenlik tedbirleri uygulanırken,
site sakinlerinin yaşam kalitesi
ve konforunun olumsuz yönde
etkilenmemesine özellikle dikkat
ediliyor. Vaat edilen huzurun
bozulmaması için de, güvenlik
önlemlerinin site ve rezidans
sakinlerine “hissettirilmeden”
uygulanması özel bir planlama ve
tecrübe gerektiriyor. Bu hassasiyetler
göz önünde bulundurulduğunda,
güvenlik personelinin öncelikle
işin tanımına uygun yeterlilikte
ve donanımda olması gerekiyor:
Psikiyatrik bir hastalık veya kişilik
bozukluğuna; alkol ve uyuşturucu
bağımlılığına sahip olmamak.
Özel güvenlik hizmetini yerine
getirmesine engel teşkil edebilecek
nörolojik rahatsızlığı olmamak.
Gece körlüğü engeline ve özel
güvenlik hizmeti yapmasına engel
teşkil edebilecek işitme kaybına
sahip olmamak. 5188 sayılı Özel
Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’da
belirtilen bu yeterliliklere sahip kişiler
arasından seçilen güvenlik personeli,
bağlı bulundukları güvenlik şirketinin
eğitim kurumu ve özel ihtisas sahibi
eğitmenler tarafından dönemsel
planlı eğitimlere tabi tutuluyor. Site
ve rezidansların yaşam alanlarında
-lobi, otopark alanları ve sosyal
4
Haziran 2014
sahalarda- görev yapacak olan özel
güvenlik görevlilerinin öncelikle
askerlik hizmetini tamamlamış
olması ve güvenlik kimlik kartı
(silahlı-silahsız) sahibi olması
gerekiyor. En az 1.75 boyunda (boykilo orantısına sahip) ve 32 yaşını
aşmamış olması, iletişim yönünün
kuvvetli ve diksiyonunun düzgün
olması, müşteri memnuniyetini ön
planda tutması da aranan diğer
özellikler…
Eğitimli ve tecrübeli
personel
Bu nedenle mülakatlarda, işe alım ve
oryantasyon süreçlerinde öncelikle
bu kriterler gözetiliyor. Böylece kişiler
şehrin ve günün yoğunluğundan,
yorgunluğundan kurtularak,
yaşadıkları güvenlikli sitelere adım
attıkları anda; tanıdık, güvenilir ve
huzur buldukları bir ortama giriş
yaptıklarını biliyor. Bu hissiyatı
site sakinlerine ve ziyaretçilerine
hissettiren de hiç kuşkusuz tecrübeli
ve eğitimli güvenlik personeli oluyor.
Güvenlik hissini tam olarak
verebilmek için, personelin tüm
site sakinlerini ve hatta yakınlarını
tanıması büyük önem taşıyor.
Güvenlik personelinden, sorumluluk
alanlarında 5188 sayılı Özel Güvenlik
Hizmetlerine Dair Kanun’un 7.
maddesinde belirtildiği şekilde,
yetki ve sorumluluklarını bilmesi
ve uygulaması bekleniyor. Bu
kapsamda; ikâmet eden sakinler
ve misafirleri hakkında üçüncü
şahıslara herhangi bir bilgi aktarımı
yapılmaması ve özel hayatın
mahremiyetine koşulsuz riayet
edilmesi öncelikli beklentilerden
biri. Siteye gelen misafir, tedarikçi
veya taşeronların (kurye vb) ziyaret
talepleri için, mutlak surette sesli ve
görüntülü teyid almak üzere daire
sakinlerine ulaşılıyor. Aksi durumda
yaşanabilecek sürprizler kesinlikle
kabul edilmiyor ve hoş görülmüyor.
Rezidans ve sitelerde güvenliği
tehdit edebilecek kötü durum
senaryolarına göre acil eylem
planları oluşturuluyor. Birinci
derecede hayati önem taşıyan altı
acil durum senaryosu bulunuyor.
Bunlar oluş sıklıklarına ve hayati risk
potansiyellerine göre sıralanıyor:
Deprem, yangın, hırsızlık, şüpheli
paket, toplumsal gösteriler ve
sabotaj.
Güvenlikli site ve
rezidansların avantajları
¬¬ Çok güvenli; çalışanların
sık değişmemesine özen
gösteriliyor.
¬¬ Çoğunda 24 saat hizmet veren
teknik servis bulunuyor.
¬¬ Gürültü olmuyor; herhangi bir
şikayette güvenlik elemanları
daire sakinlerini uyarıyor.
¬¬ Çoğu rezidans ve sitede beyaz
eşya ve dolaplar daireye ait.
¬¬ Su ve elektrik kesilmiyor.
¬¬ Otopark sorunu yok.
¬¬ Bina ve çevre temizliğine
önem veriliyor.
Tüm bu kötü durum senaryolarında
en önemli husus; olay anında
evlerinde bulunan sakinlerin ve
misafirlerinin güvenli bir şekilde
tahliyesi ve toplanma alanlarına
intikal ettirilmesine yönelik
tatbikatlar ve eğitimler… Teknik veya
güvenlik personeli, servis elemanları
da dahil olmak üzere çalışan tüm
personelin, site ve rezidansın imkân
ve kabiliyetlerini, fiziki özelliklerini
tekrar edilen tatbikatlar ve eğitim
uygulamalarıyla pekiştirmesi
sağlanıyor. Bu eğitimlere daire
sakinlerinin de iştirakleri isteniyor.
Teknoloji desteği
Düzenli aralıklarla güncellenen risk
değerlendirme çalışmaları, bina
ve site yönetimleriyle paylaşılıyor
ve olası riskler ortadan kaldırılarak
tehlikenin önüne geçilmesi
sağlanıyor.
Rezidans ve sitelerin güvenliğinde
gelişen teknolojinin de rolü büyük.
En güncel teknolojileri ve sistemleri
kullanmayı tercih eden bu tür
yerleşimlerde, yangın ve deprem
erken uyarı sistemlerinin güncel
olmasına ve sağlıklı işlemesine özel
önem veriliyor.
Sabit ve hareketli kameralar ile
desteklenen ve “CCTV” olarak
adlandırılan kapalı devre televizyon
sistemi, güvenlik sisteminin olmazsa
olmazları arasında yer alıyor. Daire
panik butonları ile sesli ve görüntülü
telefon sistemleri, kişilerin güvenlik
ihtiyacı anında ilgili personelle bire
bir iletişim kurabilmesini sağlıyor.
Giriş ve çıkışlara özellikle önem
veriliyor. Tercihe göre bazı site ve
rezidanslar elektronik kartlı kapı
geçişleriyle bu korumayı sağlıyor.
Yine site sakinlerinin tercihine ve
güvenlik konseptine göre, X-ray
ve hassas kapı dedektörleri de
girişlerdeki güvenliği sağlamakta
kullanılabiliyor. Bazı site ve
rezidansların otopark giriş ve
çıkışlarında OGS sistemi ve plaka
tanıma sistemleri de yer alabiliyor.
Çoğu site ve rezidansta kullanılan
elektronik devriye sistemleri ise,
güvenlikten sorumlu personeli
kontrol etme ve hareketlerini izleme
amacıyla tercih ediliyor. Bilgisayar
bağlantılı olan bu sistem, personelin
belirlenen güvenlik noktalarını kontrol
edip etmediğini, etmişse ne zaman
ettiğini belirliyor ve alınan veriler “tur
yazılımı” ile analiz edilerek raporlama
işlemi gerçekleştiriliyor.
Hiçbir unsurun şansa bırakılmaması,
site ve rezidans güvenliğinin ana
eksenini oluşturuyor. Tepe Savunma
ve Güvenlik de aynı hassasiyetlerle
yola çıkarak, sorumluluk alanı
dahilindeki tüm güvenlikli site ve
rezidanslarda, mekâna ve çevreye
özel tasarladığı güvenlik sistemleri
ve eğitimli personeliyle, insanların
huzurlu ve güvenli yaşam vaatlerini
yerine getiriyor. Bu kapsamda,
güvenliğinden sorumlu olduğu
Badur Boğaziçi Evleri, Hilpark İstinye
Evleri, Mesa Kemerburgaz Evleri,
Gürcü Kızı Konakları gibi projeler ve
İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak
üzere çeşitli illerde yaklaşık 300 özel
güvenlik personeliyle “güvenliği”
şansa bırakmıyor.
5
Odak
Tepe Servis ile profesyonel
site ve rezidans yönetimi
Tepe Servis, Türkiye’de sınırlı sayıda şirket tarafından sunulan “entegre
tesis yönetimi” konusunda hizmet kalitesini en üst seviyeye taşımayı
hedefliyor. Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Miktat
Kuzhan, Tepe Servis’in hizmetleri ile ilgili sorularımızı cevapladı.
Entegre tesis yönetimi konusunda
hizmet veren Tepe Servis, hizmet
içi eğitim, denetim mekanizması ve
personel seçimindeki titizlikle hizmet
kalitesini mükemmellik seviyesine
ulaştırmayı hedefliyor.
Yapı Metrogarden, Bağdat Center,
Ağaoğlu Moontown, Obaköy’e hizmet
veriyoruz.
Tepe Servis hangi alanlarda hizmet
sunuyor?
Tepe Servis ve Yönetim A.Ş. olarak
AVM, plaza ve ofisler, rezidans ve
konut sitelerinde hizmet veriyoruz.
AVM’lerde teknik servis, güvenlik,
temizlik, bahçe bakımı, ilaçlama,
otopark yönetimi, servis yönetimi,
bütçeleri ile birlikte kiracı ve müşteri
ilişkileri yönetimi hizmetlerimize
dahil. Tüm alanlarda sağlanan konfor
şartlarının sürekli aynı kalitede
olmasını sağlıyoruz. Böylece AVM
ziyaretçileri kendilerini güvende ve
hijyenik bir ortamda hissedebiliyor.
Ofis ve plazalarda verilen hizmetlerde
daha çok kişiye özel hizmet anlayışı
öne çıkıyor. Bunun nedeni, uzun
süre aynı mekânda çalışan kişilerin
konfor şartlarını en üst seviyede
tutabilmek. Bu yüzden seçilen
ekiplerin tecrübeli ve güleryüzlü
olmasına dikkat ediyoruz. Alınan
şikayetin türü ne olursa olsun
anında müdahale ederek sorunları
6
Haziran 2014
Miktat Kuzhan
gidermeye odaklanıyoruz. Tüm
ekipman bakımları eksiksiz ve düzenli
yapılıyor.
Konut ve rezidanslara sunduğumuz
hizmetlerde ise insan ilişkileri
ön plana çıkıyor. Bahçe bakımı,
temizlik ve güvenlik hizmetlerinde,
personelimiz kendi evine
özenircesine işine yaklaşıyor.
İnsanlara, emniyetli ve hijyenik bir
ortamda oldukları hissini yaşatıyoruz.
Havuz ve spor alanlarının bakım
ve kontrollerini düzenli olarak
gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda;
Tepe Nautilus AVM, Bilkent Center,
Tepe Prime Avenue, Neva Konakları,
Groupama Plaza, Karya Evleri, Sur
Site ve rezidanslara özel hangi
hizmetleri sunuyorsunuz?
¬¬ Yönetsel organizasyonların
kurulması, organizasyon içindeki
görev tanımlarının yapılması,
¬¬ İşletme adına bütçelerin ve
yönetim plânlarının hazırlanması
ve uygulanması,
¬¬ Teknik işletim, bakım, onarım,
tadilat ve arızaların giderilmesi,
¬¬ İşletme demirbaşları ile
ekipmanlarının periyodik takip ve
kontrolleri,
¬¬ Temizlik ve personel yemeği
hizmetlerinin verilmesi,
¬¬ Peyzaj hizmetleri altında çevre
düzenlemelerinin ve bakımlarının
yapılması veya desteklenmesi
olarak hizmetlerimizi
özetleyebiliriz.
Sizi sektörde farklı kılan özellikleriniz
nelerdir?
İstikrarlı hizmet kalitesi ve müşteri
memnuniyeti Tepe Servis’i ayrıcalıklı
kılıyor. Maliyeti düşüren ve kaliteyi
artıran çözümleri en iyi biçimde
sunuyor olmamız da tercih edilme
sebeplerimizin başında geliyor.
Rönesans Neva Konakları Tepe’ye emanet
Rönesans Neva Konakları, yüksek
yaşam kalitesini ve konforu
hedefleyen mimari detayları ve
peyzaj düzenlemeleriyle seçkin bir
proje olarak Ankara’nın çehresini
değiştiriyor. 42 dönümlük arazi içine
kurulu 12 blokta 90 daireden oluşan
Neva Konakları, sakinlerine yalnızca
ev konforu değil, 36 dönümlük
ortak alana yerleştirilmiş koşu yolu,
açık yüzme havuzu, sosyal tesis,
çocuk oyun alanları, yürüyüş yolları,
dinlenme alanları ve eşsiz peyzaj
düzenlemesiyle sıradışı bir yaşam
tarzı sunuyor.
Neva Konakları 2009 yılından bu
yana Tepe imzasını tercih ediyor;
Tepe Savunma ve Güvenlik’in
yanı sıra, Tepe Servis’in sunduğu
tesis yönetimi hizmetlerinden de
yararlanıyor. Tepe’nin 10 güvenlik
personeli, 4 teknik, 1 site yönetimi
personeli ve 7 temizlik çalışanı
Rönesans Neva Konakları’na tercih
ettiği Tepe hizmetini sunuyor.
Park Oran Evleri Tepe’ye
güveniyor
Ankara’nın en gözde sitelerinden Park Oran; 31 katlı 12 blok ile
7 katlı 5 bloktan oluşuyor ve toplam 1832 konutu barındırıyor.
Yüksek kalite standardına sahip Park Oran Evleri, site güvenliği
ve yönetimi için Tepe’yi tercih eden projelerden. Tepe Savunma
ve Güvenlik’in 35 personeli Park Oran sakinlerinin memnuniyeti
için hizmet veriyor. Çam ormanlarının yanı başındaki Park Oran,
sosyal alanlarıyla sakinlerine güvenlikli olduğu kadar sağlıklı ve
keyifli bir yaşam da sunuyor.
Karya Evleri’nde
Tepe imzası
2010 yılından bu yana Tepe Savunma
ve Güvenlik ile güvenli bir yaşamı
tercih eden Karya Evleri, İzmir Çiğli’de
yer alıyor. 300 daireli sitede 9 Tepe
personeli görev yapıyor. İzmir’in
gözde sitelerinden Karya Evleri;
yüzme havuzu, spor sahaları, özenli
bahçe peyzajı ile sakinlerine keyifli ve
huzurlu bir yaşam sunuyor.
7
Söz Müşterinin
Millenium Blokları’nda
“3G” formülü: Güvenlik, güven
ve mutlaka güleryüz
Metrocity Millenium’un rezidans olarak hizmet veren ve 10 yıllık mazisi olan B ve
C Blokları İstanbul ve Türkiye’nin ilk kule konutlarından. Millenium B Blok Yöneticisi
Cengiz Miroğlu ve C Blok Proje Müdürü İsmail Bayındır ile kule konutların güvenliği ve
Tepe Savunma ve Güvenlik’ten aldıkları güvenlik hizmetleri üzerine sohbet ettik.
Kule tipi konutların ilk örneklerinden
olan ve yoğun bir nüfusu barındıran
Metrocity Millenium Blokları,
güvenlik önlemlerine bu hassasiyeti
gözeterek yaklaşıyor. Millenium
Blokları ayrı yönetimlere sahip.
Cengiz Miroğlu, 2009 yılından bu
yana Metrocity Millenium B Blok’un
yöneticiliğini sürdürüyor.
9 şiddetinde depreme dayanıklı
olan B Blok’un ortak alanlarında
yıllık ortalama 700 bin KWs elektrik
enerjisi tüketiliyor. Isı pay ölçerli
merkezi ısıtma ve sıcak su sistemine
sahip olan, acil durum ve yangın
asansörleri ile yangın otomasyon
sistemleriyle donatılmış blokta
yaklaşık 250 kişi ikâmet ediyor. 103
bağımsız daireden oluşan 10 yıllık
kule konutta güvenlik personeli hariç
15 kişi çalışıyor. Güvenlik ekibi ise 6
kişiden oluşuyor ve hepsi de Tepe
Savunma ve Güvenlik çalışanı.
Cengiz Miroğlu, B Blok’un güvenlik
stratejisini belirlerken öncelikle
binanın “acil durum risk analizini”
oluşturduklarının altını çiziyor:
“Toplu yaşamın sürdüğü bu tip kule
konutlarda mutlaka acil durum
risk analizi yapılarak; bina ve bina
sakinleri için meydana gelme
olasılığına ve önemine göre riskler
belirlenerek sıralanmalıdır. Bu
risklerin bina sakinleri ve binanın
altyapısına olası etkileri belirlenerek,
mücadele yöntemleri planlanmalıdır.
Biz de, hangi riskler daha ciddidir,
hangileriyle binamızda daha sık
karşılaşabiliriz sorularıyla yola çıktık.
Bu doğrultuda belirlenen risklere
göre, otomasyon sistemleri dahil
bina altyapısında tüm önlemleri
8
Haziran 2014
alıyor ve belli aralıklarla analiz
çalışmamızı güncelliyoruz. Olası
tehlikelerin beklenen etkileri ve
mücadele yöntemleri bağlamında,
personelin eğitimi ve her acil durum
için görev tanımlamaları yapılıyor.
Bina sakinlerini tehlikelere karşı
korur ve güvenliklerini sağlarken,
aşırı -ve belki de gereksiz- güvenlik
tedbirleriyle konforlarını ve yaşam
kalitelerini olumsuz etkilememeye
özen gösteriyoruz. Güvenlik
personelimiz bu konularda da belirli
aralıklarla eğitiliyor. Takdir edersiniz
ki bir banka veya işyeri güvenlik
görevlisinin davranışıyla bu tür kule
konutlardaki güvenlik görevlilerinin
davranışları farklı olmalıdır.
İç denetimin yanında bina güvenlik
sistemi ve güvenlik personelinin
bağımsız denetim kuruluşları
tarafından da denetlenmesine
önem veriyoruz. Dolayısıyla
binamızda üç ayrı denetim
gerçekleşiyor. Kendi iç denetimimiz
ağırlıklı olarak bina sakinlerinin
bize verdiği bilgilerle oluşuyor; ki bu
geri dönüşlere çok önem veriyoruz.
Tepe Savunma ve Güvenlik de kendi
bağımsız denetim firmasıyla bir
denetim gerçekleştiriyor. Bir de,
kendi denetim firmamız YKS’nin
‘drill’ (sızma) çalışmaları oluyor.
YKS’den aynı zamanda danışma
ve destek hizmeti alıyoruz.
Kulemizin aktif yönetimini ise
kendi oluşturduğumuz yönetim
kurulumuzla gerçekleştiriyoruz.
Özetle, böcek istilası dahil olmak
üzere 22 acil durum riskinin
belirlendiği, iyi düzenlenmiş bir risk
analiz raporumuz var. Bu rapora
göre, meydana gelme olasılığı ve
olumsuz etkileri açısından en riskli
olanlar sırasıyla; deprem, yangın,
Cengiz Miroğlu
hırsızlık, şüpheli paketler, toplumsal
gösteriler ve bombalı sabotajlar…
Deprem ve yangına karşı binamızın
altyapı otomasyon sistemi güncel
ve güvenlidir. Sakinlerimiz, her yıl
tekrarladığımız acil durum eğitimi
ve tahliye tatbikatlarına B Blok
Yönetim Talimatnamesi’nin bağlayıcı
hükümleri nedeniyle yüksek oranda
katılıyor ve bu eğitimler en geç
üç yılda bir tekrarlanıyor. Belki de
Türkiye’de en yüksek katılımlı yangın
eğitim ve tatbikatları binamızda
yapılıyor. Bu eğitimler neden
önemli… Çünkü istatistiklere göre
yangınlar en çok mutfakta başlıyor.
Dolayısıyla mutfakta çalışan kişilerin
eğitilmesi lazım; kızgın yağa nasıl
müdahale edilir, yangın tüpü nasıl
kullanılır… Bir kadının, bir çocuğun
kolaylıkla taşıyabileceği yangın
tüplerini binamızda bulunduruyoruz.
Bina sakinleri eğitimlerde yangına
en kısa sürede müdahale etmeyi
öğreniyorlar.”
Millenium B Blok’un resepsiyon ve
garaj alanlarında araç giriş-çıkışı
dahil kontrolsüz yabancı girişi,
9
Söz Müşterinin
hırsızlık ve şüpheli paket gibi risk
faktörü taşıyan konularda, B Blok
personeli de eğitimli. Kapalı devre
televizyon sisteminde (CCTV) belli
alanlar gerçek zamanlı izlenmek
koşuluyla, binanın tüm ortak alan
görüntüleri kaydediliyor. Bazı kayıtlar
4-5 ay, bazıları ise en az 1 buçuk ay
saklanıyor.
Tepe'ye yönlendirmeleri
için teşekkür ediyoruz
Miroğlu, garaj alanında Tepe
Savunma ve Güvenlik tarafından
saptanan 10 noktada, Tepe’nin
Ankara merkezinden denetlenen
“devriye tur kontrol sistemi”nin
çok etkin bir şekilde uygulandığını
belirtiyor. Bu sistem, güvenlik
personelinin gecikme ve
hatalarında operatörü sistem
üzerinden arayarak teyit alabiliyor.
Güvenlik görevlisi gerekli
durumlarda panik butonuna
basarak Ankara ile 24 saat irtibat
kurabiliyor. Miroğlu, sistemi 1
buçuk yıldır uyguladıklarını ve çok
memnun olduklarını söylüyor:
“Sabit bir güvenlikle, örneğin
benzin akıtan bir otomobil,
patlayan boru gibi risk taşıyan
bazı detayları yarım saat içinde
görebilecekken, gezici güvenlikle
hemen farkedebiliyorsunuz. Gezici
güvenlik personeli konusunda bizi
yönlendiren Tepe Savunma ve
Güvenlik’e çok teşekkür ediyoruz.”
Toplumsal gösteri ve olayların
binaya verebileceği olası zarara
karşı, Metrocity’nin yine Tepe
Savunma ve Güvenlik
elemanlarından oluşan
özel güvenlik personeli
1 Mayıs’ta başarılı bir
sınav vermiş. Polis
müdahalesinden kaçarak
AVM binasına sığınmak
isteyen kişilere sakin
olmalarını, koşmamalarını,
döner ve kayar kapılara
yüklenmemelerini
öğütleyen güvenlik
personeli, acil kapıları
açmış. Sırt çantalı
kişileri X-ray cihazından
geçirmiş. Gaz atıldığında
AVM ziyaretçilerinin
etkilenmemesi için
kapıları kapatmış. İlerleyen
saatlerde de grubu ikna ederek,
AVM’nin diğer taraftaki kapısından
çıkışını sağlamış. Böylece kule
konutlara da sıçrayabilecek olası bir
riski ortadan kaldırmış.
Özellikle bombalı sabotajlara
karşı ana gayrimenkulün ve
dolayısıyla binanın en etkin
şekilde korunamadığına değinen
Miroğlu’na göre sorun, esas olarak
ana gayrimenkul yönetiminin
yetersizliğinden kaynaklanıyor:
“Sözünü ettiğim bombalı paket
riski için en büyük potansiyeli
kontrolsüz park oluşturuyor.
Ancak bina yanlarına kontrolsüz
parkı engelleyemiyoruz. Çünkü
bloklardan veya mağazalardan
gelen bu tür özel park yeri taleplerini
reddedemiyorsunuz. Binamız
ulaşımı kolay ve sansasyonel bir
mevkide yer aldığı için, bu konu
açıkçası beni korkutuyor.”
Cengiz Miroğlu, B Blok Yönetim
Kurulu’nun, Kat Malikleri Kurulu’ndan
aldığı yetkiyle, güvenlik ve acil
10
Haziran 2014
durum risklerine karşı her türlü
tedbiri derhal aldığını belirtiyor:
“Gelişen teknoloji ve değişen
yasal durumu yakından takip
ediyoruz. Örneğin; binamız inşa
edildikten sonra, 27.11.2007 tarihli
ve 2007/12937 sayılı Bakanlar
Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan
Binaların Yangından Korunması
Yönetmeliği’ne uyduk ve Türkiye’de
ilk defa yönetmelik öncesi inşa
edilmiş bir kule konut olan binamıza
acil durum ve yangın asansörleri
yaptırdık. Asansörler şu anda
ruhsat aşamasında. Yanmaz
malzemeden üretilen yangın
asansörleri, dışarıdan müdahale
edilemeyecek şekilde itfaiye erlerinin
hiçbir risk almadan istediği kata
çıkarak, gerekli müdahaleleri
yapmasını ve aşağıya inebilmesini
sağlıyor. Çünkü binamızda 75 yaş
üstü, çeşitli hareket engelleri olan
19 kişi yaşıyor. Bu kişiler yangın
durumunda yerlerinden kalkıp,
yangın merdiveninden inemez. Acil
durum senaryolarımızı bu kişilerin
de güvenliğini sağlayacak şekilde
hazırladık. Bu bir güven duygusu
oluşturuyor ve insanlarımızın rahat
uyumasını sağlıyor.
Zaten güvenli olan yangın
otomasyon sistemi ve bina elektrik
donanımını yeniden güncelleyerek,
ana gayrimenkulden bağımsız bir
UPS sistemiyle daha da güvenilir
kıldık. Özel güvenlik şirketimiz
Tepe’nin merkezinden gelecek
gerçek zamanlı kontrol edilen “bekçi
devriye tur kontrol sistemi” ile
garaj alanımız da daha güvenli hale
getirildi.”
Tepe personelinin
devamlılığı güven veriyor
Millenium B Blok ile Tepe Savunma
ve Güvenlik, 2007’den bu yana
birlikte çalışıyor. Miroğlu’na göre;
“Senelerin verdiği birliktelikle
karşılıklı anlayışla, haklı talepler
yerine getiriliyor. Özellikle resepsiyon
bölgesinde çalışan Tepe personelinin
devamlılığı bina sakinlerine güven
veriyor. Gelişen karşılıklı anlayış
ve empatiyle B Blok sakinleri ve
yönetimi güvenlik personelini kendi
personeli; Tepe personeli de kendini
B Blok personeli olarak görüyor.
Çarşı ve C Blok’un da Tepe Savunma
ve Güvenlik kontrolünde olmasının
önemli avantajları var. Bu birliktelik
ve yardımlaşma çok önemli.
Ayrıca Tepe Savunma ve Güvenlik,
kurumsal bir kimliği olan, çok ciddi,
bilgisi ve deneyimi olan büyük bir
kuruluş.
Gerek ana gayrimenkulde, gerekse
B Blok’ta güvenliğin tek sorumlu
firma olan Tepe tarafından
yapılması güvenliği daha etkin
kıldı. İşyeri güvenliği ile konut
güvenliği arasındaki farkı bilen ve
bu hususta deneyimli olan Tepe
Savunma ve Güvenlik personeli,
B Blok sakinlerine güven veriyor.
Tepe personelinin sadece sakinleri
değil, binayı ve bina altyapısını
tanımalarının da önemli avantaj
olduğunu düşünüyorum.”
Miroğlu, Tepe Savunma ve Güvenlik
personelinin güleryüzlü, saygılı
davranışının da birlikte çalışmayı
tercih etmelerinde çok etkili bir
faktör olduğunu düşünüyor: “Çünkü
bina resepsiyonuna girdiğiniz anda
evinizin salonuna adım atmış gibi
oluyorsunuz. Tepe Savunma ve
Güvenlik personeli bu hassasiyetler
göz önüne alınarak gerekli
eğitimlerden geçiyor. Bunun için
devamlılığı olan Tepe personeli bizim
için çok kıymetli.
Konut güvenliğinde tecrübesini
bildiğim Tepe’yi, bu istikrarlı güvenlik
ve yönetim anlayışları devam ettiği
müddetçe başka projelere de tavsiye
ediyorum.”
11
Söz Müşterinin
“Tepe, tüm güvenlik
sorunlarımızı kurumsal niteliği ve
tecrübesiyle kolayca çözüyor”
Metrocity Millenium C Blok 2006 yılında oturuma geçmiş. Hepsi konut olarak kullanılan
103 dairede yaklaşık 300 kişi ikâmet ediyor. Tepe Savunma ve Güvenlik’in 4 güvenlik
elemanı, Millenium C Blok resepsiyonunda ve otopark bölgesinde görev yapıyor.
C Blok’un Proje Müdürü İsmail Bayındır 2007’den bu yana proje yönetiminden sorumlu.
Alışveriş merkezi girişi sanarak
yanlışlıkla bizim bloğumuza girenler
oluyor. Bir de arkamızda alışveriş
merkezinin mal kabul girişi var; araç
trafiğinin yoğun olduğu bir bölge…
Şu ana kadar herhangi bir olayla
karşılaşmadık, ancak risk noktası
olarak orayı görüyoruz her zaman.
Dolayısıyla alışveriş merkezinin
kontrolünün çok iyi olması gerekiyor.
Alışveriş merkezinin önlem olarak
söz konusu bölgedeki güvenlikçi
sayısını artırması, riski azaltmak için
yeterli olabilir.”
İsmail Bayındır
İsmail Bayındır, özellikle kule konutlar
için planlanan güvenlik sisteminin
kişilere herşeyden önce psikolojik
açıdan rahatlık duygusu verdiğini
belirtiyor: “5188 sayılı Özel Güvenlik
Hizmetlerine Dair Kanun, bizler ve
kolluk kuvvetleri arasında bir tampon
oluşturarak, birçok açıdan kolaylık
sağlıyor. Bu tür kule konutlarda
öncelikle çözüm ortağımızla güvenlik
meselesini nasıl çözeceğimize
bakıyoruz.”
12
Haziran 2014
Bayındır’a göre, risk potansiyeli
oluşturabilecek durumlar konusunda
en dertli yerler giriş ve çıkış noktaları:
“Tepe Savunma ve Güvenlik’ten
aldığımız, zaaf noktalarımızı belirten
raporu dikkate alarak; kapı ve yangın
girişlerine özel acil çözümler ürettik.
Otopark girişleri ve çıkışları için
önlemlerimizi aldık. Girişte Tepe
Savunma ve Güvenlik’in olması, bina
sakinleri ve ziyaretçiler için psikolojik
bir tampon vazifesi görüyor.
Millenium C Blok’ta katlar, teras,
otopark ve diğer ortak alanlarda
toplam 65 noktada güvenlik
kameraları yer alıyor. Bu kamera
sistemi, C Blok Bina Yönetim
Ofisi’nden ve resepsiyondan 24 saat
boyunca gerçek zamanlı izleniyor.
Bayındır, bu alanların güvenliğinden
sorumlu Tepe Savunma ve Güvenlik
personeli gerekli eğitimleri düzenli
olarak aldığı için, içlerinin çok rahat
olduğunu belirtiyor: “Riskli olabilecek
alanlar ve durumlar için biz de bazı
yönlendirmelerde bulunuyoruz.
Mesela teras noktamızı Tepe
Savunma ve Güvenlik ile birlikte biz de
kontrol ediyoruz. Teknik bölgelerimiz
için de aynı hassasiyet söz konusu.
En çok otopark giriş çıkışlarımıza
önem veriyoruz. Buraya bir bilgisayar
sistemi kurduk. Güvenlik personeline
ve kat maliklerine otopark bölgesi
için erişim kartları çıkarttık. Bu kart
girişte okutulduğunda bilgisayar
devreye giriyor. Böylece kimin girip
çıktığını kontrol ediyoruz. Kiracımız
eğer binamızdan taşınıyorsa
kartını iptal ediyoruz, bir daha o
kartla giriş yapılması mümkün
olamıyor. Otoparkımızda bir de vale
sistemimiz var; araç giriş ve çıkışları
aynı zamanda onların kontrolünde.
Otoparktan asansöre geçiş de,
bahsettiğimiz erişim kartıyla
sağlanıyor.”
Bayındır, C Blok’ta otoparktan
katlara direkt çıkışı engelleyerek
güvenlik riskini en aza indirdiklerinin
altını çiziyor: “Otopark asansörüne
girdiğinizde de erişim kartı devreye
giriyor. Ardından resepsiyona
geldiğinizde hemen güvenlik
personeliyle karşılaşıyorsunuz. Bu da
binamızın önemli bir özelliği.”
İsmail Bayındır, Tepe Savunma
ve Güvenlik’in önerisiyle C Blok’ta
“devriye tur kontrol sistemi”
uygulamasına başladıklarını ve
Tepe’ye bu konuda çok müteşekkir
olduklarını söylüyor: “Güvenlik
personelimiz daha önceleri tek bir
noktada sabitti, şimdi 15 dakikada
bir etrafı turluyor. Bu şekilde daha
rahat ettiğimizi söyleyebilirim.”
Öncesinde Millenium Blokları’nın
farklı bir güvenlik firması ile
anlaşması bulunuyormuş. İsmail
Bayındır, Metrocity Alışveriş
Merkezi’nin Tepe Savunma ve
Güvenlik ile çalışıyor olmasının ve
memnuniyetinin, B Blok olarak da
Tepe’yi tercih etmelerinde etkili
olduğunu belirtiyor: “Hem güvenlik
hem de organizasyon bütünlüğü
açısından daha olumlu sonuç
alacağımızı düşünerek, alışveriş
merkezi ile birlikte B ve C Bloklarında,
yani yapı kompleksinin tamamında
Tepe Savunma ve Güvenlik ile
çalışma kararını aldık. O dönemde
kule konutlarda oturum henüz yeni
başlıyordu ve güvenliğe dair bazı
sıkıntılarımız oluyordu. Yönetim
Kurulu ile çözümler ürettik ve Tepe
Savunma ve Güvenlik ile çalışmaya
karar verdik. Alışveriş merkeziyle bir
koordinasyon içinde çalışıyoruz.
Tepe’nin kurumsal niteliğinin güçlü
olması bu tercihimizde büyük
rol oynadı; çözüme pragmatik
yaklaşıyor… Çünkü burada önemli
olan sorunu hemen çözebilmek,
meseleyi uzatırsanız olmaz. Bu tür
kule konutların kat malikleri, özellikle
güvenli bir ortamda oturacakları
için böyle bir yeri tercih ediyor.
Tepe, tüm güvenlik sorunlarımızı
kurumsal niteliği ve tecrübesiyle
kolayca çözüyor. Ayrıca bizi her
konuda bilgilendiriyor. Herhangi bir
sorunumuzda hemen ulaşabiliyoruz.
Teçhizatları iyi… Eğitimler konusunda
çok hassas. Yeni kanunlara ve
mevzuata uyum konusunda bizi
çok iyi yönlendiriyorlar. Biz çok
memnunuz, herkese tavsiye ediyoruz
ve referans veriyoruz.
Sonuç olarak her şey düzgün
işliyor. Sorduğumuz sorulara cevap
alabiliyoruz. Gerekli durumlarda
çağırdığımızda hemen buraya
ulaşıyorlar. Personel seçiminde de
bize alternatifler sunuyorlar. Memnun
olmadığımız zaman eleman değişimi
kolay oluyor. Gerçi gelen güvenlik
elemanları çoğunlukla uzun vadede
bizlerle çalışıyor. 25 yıllık yöneticilik
geçmişime dayanarak şunu
söylemeliyim ki, personelin aidiyet
duygusunun yüksek olması çok
önemli. Bence bütün sistemi ayakta
tutan en hassas nokta da bu…”
13
Güvenlik Penceresi
Dünya
Kupası’na
özel güvenlik
takviyesi
Brezilya’da 2013 yılının Haziran
ayında otobüs ve metro bileti
fiyatlarına yapılan zamma karşı
başlayan protestolar giderek kitlesel
bir harekete dönüştü. 1 milyondan
fazla kişinin katıldığı protesto
hareketi, yolsuzluklara ve 2014 Dünya
Kupası ile 2016 Rio Olimpiyat Oyunları
hazırlıklarına yüksek miktarda para
harcanmasına duyulan tepkiyle
gelişti.
Eylemlerin çapı bu yıl küçülse
de şiddetin dozu arttı. Brezilya
hükümeti de bunun üzerine güvenlik
önlemlerini artırma kararı aldı. 12
Haziran-13 Temmuz tarihlerindeki
Brezilya 2014 Dünya Kupası
karşılaşmaları öncesi, “Şok Birimi”
isimli özel bir ekip oluşturuldu.
Brezilya Savunma Bakanlığı,
maçların oynanacağı 12 şehirde
toplam 170 bin güvenlik görevlisi
konuşlandıracaklarını açıkladı.
14
Haziran 2014
Planlananlara göre 150 bin asker ve
polis sokaklarda görev yapacak. Yanı
sıra 20 bin özel güvenlik personeli
de stadyum içinde ve Dünya Kupası
mekânlarında çalışmak üzere
eğitiliyor. 1 milyar dolarlık güvenlik
operasyonunun bir parçası olarak,
ev sahibi şehirlerdeki mobil kontrol
merkezleri Brasilia’daki merkezle 24
saat iletişim içinde olacak.
Toplumsal güvenlik problemlerinin
yanı sıra Dünya Kupası süresince
ülkeyi ziyaret eden turist ve futbol
severlerin de güvenliği önemli bir
sorun. Brezilya, dünyada adam
kaçırma ve hırsızlık olaylarında
en azılı 10 ülke arasında. FIFA’nın
yayınlayacağı Dünya Kupası
El Kitabı’nda, Brezilya’da ana
merkezler dışına çıkılmaması ve ana
merkezlerde dahi kenar mahallelere
gidilmemesi tavsiye ediliyor.
Güvenlik görevlisi sayısının, geçen
yaz gerçekleşen Dünya Kupası ile
FIFA Konfederasyonlar Kupası’nda
görev alan güvenlik görevlisi
sayısından üç kat fazla olması,
sıkıntıların azalacağı ümidini
kuvvetlendiriyor. FIFA Güvenlik
Direktörü Ralf Mutschke, Brezilya
devletinin turnuva sırasında güvenliği
sağlayacağından emin olduklarını
belirtiyor.
“Siber özel”
güvenlik ihtiyacı
Hacettepe Üniversitesi Uluslararası
İlişkiler Topluluğu, Hacettepe
Üniversitesi Stratejik Araştırma
Merkezi (HÜSAM) ve TÜBİTAK/
Bilgem’in organizasyonu
ve katkılarıyla, Hacettepe
Üniversitesi’nde 24 Nisan’da
düzenlenen “Siber Güvenlik ve
Uluslararası Politika” konferansı,
akademisyen, kurum ve kuruluş
temsilcileri ile uzmanların
konuşmalarından oluşan zengin bir
içerikle gerçekleşti.
Konferansta, özel güvenliğin
siber güvenlikle ilişkisine de
değinildi. Özel güvenliğin, çeşitli
sektörlerin siber güvenliğinin
sağlanmasına dair olası taleplere
kendini hazırlaması gerektiği
vurgulandı. Özel güvenlik tarafından
getirilecek önlemlerin artık banka
şifrelerinin nasıl kırılamayacağına
değil; şifre kırıldıktan sonra
oluşacak krizin yönetimine veya
yangının bir senaryo dahilinde
otomasyonla söndürülmesine ya da
mağazalardaki şüpheli şahısların
yüz tanıma sistemleriyle tespitine,
siber saldırı düzenleyenlerin
motivasyonlarının irdelenmesine,
söz konusu sistemlerin yazılımlarının
korunmasına, yönlendirilememesine,
değiştirilememesine odaklanması
gerektiğinin üzerinde duruldu.
Medyada Trafik Güvenliği
“Sanal Dünya, Gerçek Tehditler”
Medyanın trafik güvenliliğine
olan duyarlılığını artırmak
ve trafik kurallarına uymayı
özendirmek amacıyla, 16
Nisan’da İstanbul Lütfi Kırdar
Kongre Merkezi’nde “Trafik
Güvenliği Medya Ödül Töreni”
düzenlendi.
Ödül törenine, kamu kurum ve
kuruluşları, sivil toplum örgütleri,
medya ve trafik güvenliği
alanında faaliyet gösteren
özel sektör temsilcileri ile iş
dünyasından isimler katıldı. Ödül
kategorileri ve ödüllendirilen
TV programlarından bazıları ise
şöyleydi:
TV Dizileri
Emniyet Kemeri Takılması
1. Aramızda Kalsın
2. Medcezir
3. Deniz Yıldızı
4. Karagül
5. Zengin Kız Fakir Oğlan
Sürücülerin Cep Telefonu ile
Kurallara Uygun Konuşması
1. Benim Hâlâ Umudum Var
2. Fatih Harbiye
3. Güneşi Beklerken
4. Unutma Beni
5. Beni Affet
TV Yarışma Programları
1. Ben Bilmem Eşim Bilir
2. Yarışçı
TV Programları
1. Dolu Dolu Anadolu
2. Oto Dünyası
3. Arkadaşım Hoşgeldin
Siber Güvenlik Konferansı 2014, 1314 Mayıs tarihlerinde Harbiye Askeri
Müze’de düzenlendi. “Sanal Dünya,
Gerçek Tehditler” temalı konferansa
ilgi büyüktü. Çeşitli sektörlerden
500’ün üzerinde davetlinin takip
ettiği etkinlikte, kamu ve özel
sektör temsilcileri ile sivil toplum
kuruluşlarından uzmanların
sunumları keyifle izlendi. İki ayrı
salonda paralel oturumlarla süren
konferansta toplam 16 sunum
gerçekleştirildi.
Özel sektör temsilcilerinin
sunumlarının ardından,
Telekomünikasyon İletişim
Başkanlığı’ndan Bahaddin Vidinli,
Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin
çalışmalarını anlattığı “Ulusal Siber
Güvenlik Çalışmaları 2013 ve USOM”
isimli sunumunu gerçekleştirdi.
Eş zamanlı olarak, TÜBİTAK Siber
Güvenlik Enstitüsü’nden Tahsin
Türköz “Ulusal Siber Güvenlik
Stratejisi” hakkında bilgi verdiği
sunumunu paylaştı.
Siber Güvenlik Derneği adına “Siber
Güvenlik 2023: Gelecek 10 Yılın
Siber Tehditlerine Bakış” isimli
sunumuyla konferansa katılan
Bakır Emre, önümüzdeki yıllarda
siber tehditlerin ne boyutlara
ulaşacağını masaya yatırdı. BDDK
adına bir sunum gerçekleştiren
Mustafa Aydın ise, bankacılık
sektöründe sızma testlerinin
öneminden bahsetti. Paralel
oturumların tamamlanması
sonrasında gerçekleşen panel de
büyük ilgi gördü.
15
Tepe'den | Tepe Güvenlik Alarm Sistemleri
Tatile giderken
evinizi “boş”
bırakmayın
Can ve mal güvenliğini koruma altına alan ev alarm
sistemleri hırsızlığa karşı çözüm yaratırken, aynı zamanda
yangın, gaz kaçağı, acil sağlık ve panik durumları gibi özel
çözümleri de kapsıyor. Tepe Güvenlik Alarm Sistemleri de
sunduğu hizmetlerle güvenlik sektörünün öne çıkan isimleri
arasında yer alıyor.
Alarm sistemleri işyerleri ve
banka, kuyumcu, döviz bürosu gibi
değerli eşya bulunan mekânların
korunmasının yanında, günümüzde
evlerimiz için de vazgeçilmez
bir güvenlik ekipmanı. Değişen
ve zorlaşan yaşam koşulları,
kalabalıklaşan ve hareketlenen
kent yaşamı beraberinde bazı
zorunlulukları da getiriyor. Yaygın
kanının aksine sadece pahalı ve
müstakil evler değil, bütün evler
soyulma riski taşıyor. Ev alarm
sistemleri, sağladığı güvenlik ve
beraberinde getirdiği avantajlarla pek
çok açıdan yaşamımızı kolaylaştırıyor.
Bu noktada ev alarm sistemlerinin
işin uzmanları tarafından seçilmesi
gerektiğinin de altını çizmek
gerekiyor. Uygun projelendirilmeyen
alarm sistemleri veya doğru
uygulanmayan projeler ileride
sıkıntılara yol açabiliyor. Hatalı alarm
16
Haziran 2014
sinyali veya soygun girişiminde
alarmın çalmaması gibi durumlar sık
karşılaşılan problemlerden bazıları.
Doğru planlanan ve uygulanan
bir alarm sistemi; sizi,
ailenizi, evinizi ve malınızı
olası tehlikelere karşı
koruyan ve 7 gün 24 saat
uyumayan bir güvenlik
görevlisi gibi size eşlik
ediyor.
Ev alarm sistemleri sadece hırsız
alarmından oluşmuyor. Tercihe göre,
hırsız alarmının yanı sıra sisteme
duman dedektörü, panik alarmı veya
tıbbi alarm seçenekleri de
eklenebiliyor.
Alarm sistemlerinin olmazsa
olmazı hırsız alarmı; ev alarm
sistemi kuruluyken hareket
dedektörü veya manyetik
kontaktan algılama gerçekleştirdiği
anda soygun alarmı oluşturuyor.
Abone aranarak alarmın sebebi,
müdahale istenip istenmediği
soruluyor ve onaya göre adrese
emniyet yönlendiriliyor. Alarm
sisteminde herhangi bir tehdit
durumunda basılan panik (alarm)
butonu ise, alarm kurulu olmasa da
herhangi bir ihtiyaç durumuna karşı
24 saat devrede kalıyor. Talebe göre
panik alarmının sesli veya sessiz
olması ayarlanabiliyor.
Ev alarm sistemi
dahilindeki en önemli
güvenlik unsurlarından
biri de duman dedektörü…
Dedektör dumanı tespit
etmesiyle birlikte abone
Alarm sisteminin “11 dişlisi”
1
Alarm paneli: Sisteme takılan tüm
bileşenlerden aldığı sinyalleri ve
sistemde meydana gelen arıza
uyarılarını (akü azalması, elektrik
kesilmesi, telefon hattı problemi vb)
alarm izleme merkezine aktarıyor.
Yani, sistemin belkemiği.
Şifre paneli: Sistemle ilgili tüm
işlemler; alarmın devreye alınması,
devre dışı bırakılması, programlama,
şifreleme buradan yapılıyor. LCD ve
LED’li modelleri de bulunuyor.
Hareket dedektörü: Korunan
mekânda herhangi bir hareket
olduğunda algılayarak alarm bilgisini
panele aktarıyor. Günümüzde yanlış
alarm riskini ortadan kaldıran dual
dedektörler (infrared + mikrodalga)
tercih ediliyor.
Duman dedektörü: 24 saat aktif
çalışan dedektör, dumanı anında
algılıyor ve sistemi harekete
geçiriyor.
3
2
4
aranıyor, karşı tarafın onayıyla birlikte
itfaiye ilgili adrese yönlendiriliyor.
Duman dedektörsüz sistemde
yangın ihbarında bulunmak için,
şifre paneli üzerindeki buton
kullanılıyor ve onayla birlikte
itfaiye yönlendiriliyor. Yönlendirilen
kolluk kuvvetlerinden geri dönüş
sağlanarak, alarm durumu
sonlandırılıyor.
Tıbbi alarm ise özellikle yaşlı, hasta
veya hareket engeli olan kişilerin
yaşadığı evler için büyük
kolaylık sunuyor. Tıbbi
alarm da, panik alarmı gibi
ev alarm sistemi kurulu
olmasa da 24 saat aktif
halde bulunuyor. Tıbbı
müdahale gerektirecek
5
Tepe Alarm İzleme Merkezi
operatörleri her tür sinyalin merkeze
ulaşmasının ardından, sinyalin
gerçekliğini ve sorunun içeriğini
saptamak için derhal kullanıcıyı
arıyor. Operatör onay aldıktan sonra,
ihtiyaca göre hiç vakit kaybetmeden
kolluk kuvvetleri, itfaiye, polis ve
sağlık birimleri ile irtibata geçerek
adrese yönlendiriyor. Operatörlerin
yönlendirdiği kolluk kuvvetlerinden
geri dönüş sağlanarak, alarm
durumu sonlandırılıyor.
9
6 10
8 11
Manyetik kontak: Kapı, sürgülü
kapı, pencere gibi hareketli yerlere
takılan manyetik kontak; izinsiz
açılma durumunda alarm sistemini
harekete geçiriyor.
Uzaktan kumanda: Alarm sisteminin
devreye alınması veya devreden
çıkarılması, panik alarmı, evde ya
da dışarıda kurma işlemlerinin
yapılabileceği kumanda, kablosuz
sistemlerde kullanılıyor.
Panik butonu: Acil durumlarda “elle
basılarak” alarm veriliyor. Panik
alarmı sirenleri çaldırmıyor, ancak
haber alma merkezine sinyal gidiyor.
Gaz dedektörü: 24 saat aktif
çalışan dedektör, gaz kaçaklarını
anında algılayarak sistemi harekete
geçiriyor.
Harici siren: Mekânın dışına,
görülebilecek bir yere yerleştirilen
siren, üzerinde bulunan LED
sayesinde caydırıcılığı artırıyor.
7
bir durum oluştuğunda
butona basılarak Alarm
İzleme Merkezi’ne ulaşılıyor.
Abone aranıyor, acil durum
onaylandığı takdirde ambulans
yönlendiriliyor.
Alarm durumunda yüksek bir
ses çıkartarak çevreyi uyarıyor.
Kablosunun kesilmesi, kapağının
sökülmesi durumlarında bunu
sabotaj olarak algılıyor ve
içerisindeki muhafazalı akü devreye
girerek sirenin çalmasını sağlıyor.
Dahili siren: Harici sireni
desteklemek amacıyla, mekân
içerisinde kullanılıyor. Hırsızlık
girişiminde hem harici hem de
dahili siren uyarısı hırsızın rahat
davranmasının önüne geçiyor.
GPRS/Network modülü: Telefon
hattınızın kesilmesi durumunda
alarm bilgileri GSM ve GPRS/İnternet
üzerinden alarm izleme merkezine
ulaşıyor. Böylece sistem hiç kesintiye
uğramadan bilgi gönderilebiliyor.
Detaylı bilgi için:
http://tepeguvenlik.com.tr/tr/
alarm-izleme-merkezi/
17
Zaman Yolcusu
oluşu. Böylece kişi hem kimlik
bilgilerini hem anahtarlarını yanında
taşımış oluyor.
Anahtar yok, kart var
Manyetik kart
sistemleri
Kredi kartlarından yolculuk ve güvenli geçiş kartlarına
hayatımızın pek çok alanında manyetik kartlar var.
Sisteme ilham veren ise bir bilimkurgu romanı…
Manyetik kartlar yaşamımız için
ideal çözümler sunuyor. Bunun
sebebi maliyetinin ucuz olması ve
değişik kullanımlara kolaylıkla adapte
edilebilmesi. Güvenlik sistemlerinin
gelişmesiyle, manyetik kartların farklı
alanlarda kullanımı mümkün. Kredi
kartları, ulaşım kartları, geçiş kartları,
indirim kartları derken liste uzuyor.
Manyetik kartların en çok tercih
edildiği alanlardan biri geçiş kontrol
sistemleri. Manyetik bantlı geçiş
kartları, bir kart okuyucusuna
okutularak geçiş izni sağlanıyor.
18
Haziran 2014
Özellikle çok sayıda kişinin giriş
yaptığı kurumlarda manyetik bantlı
kartların sağladığı ilk avantaj elbette
güvenlik. Çünkü güvenlik tedbirlerinin
en baştan, yani bina girişinden
itibaren planlanması
gerekiyor. Manyetik
giriş kartları sayesinde,
yetkisiz kişilerin binaya
ve ilgili mekâna dışarıdan
girişi engellenmiş
oluyor. Manyetik bantlı
kartların bir diğer görevi
de, “personel devamlılık
kontrolünü” sağlıyor
Manyetik kartların en çok kullanıldığı
bir diğer alan ise oteller. Manyetik
bantlı kart kaybedilse bile risk
oluşturmuyor, çünkü bilgisayar
aracılığıyla hemen devre dışı
bırakılabiliyor. Üstelik tek bir manyetik
bantlı karta birçok görev yüklemek
mümkün; hem kilit açmak, hem
havalandırmayı çalıştırmak, hem de
odadaki elektriği devreye sokmak için
kullanılabiliyor.
Otoparklarda kullanılan manyetik
bantlı kartlar da aynı sistemle
çalışıyor. Abonelerin manyetik bantlı
kartında kimlik bilgileri yer alıyor.
Kısa süreli giriş-çıkış yapan araçlar
ise, giriş saati ve tarihi yazılı olan
manyetik bantlı kartları kullanıyor.
Manyetik şeritlerin ilk kullanımı
ulaşım kartlarında ve kredi
kartlarında olmuş. Nakit ödemeye
alternatif olarak çıkan kredi
kartlarının kullanımı hızla artarak
günümüze gelmiş.
Pamuk eller cebe
Kartla ödeme yapma fikrinin ilk
kez Edward Bellamy’nin Looking
Backward: 2000-1887 isimli
bilimkurgu romanında ortaya
atıldığı söyleniyor. İlk
baskısı 1888’de yapılan
romanda, 2000’li yıllarda
yapılacak alışverişlerin
ödemelerinin karttan
koparılan parçalar
aracılığıyla yapılabileceği ve
bu ödemelerin kart bitene
kadar sürebileceğinden
bahsediliyor.
Belirli bir bölge ile sınırlı olmayan
ve çeşitli sektörlerde ödeme
aracı olarak kabul edilen ilk kredi
kartı 1951’de, “kredi kartlarının
ana vatanı” ABD’de Diners Club
tarafından çıkartılmış. Kartın
bir de enteresan hikâyesi var…
Frank Mc Namara isimli bir
avukat önemli bir müşterisini
restorana yemeğe davet eder.
Yemek yenildikten sonra hesabı
ödemek isteyen Mc Namara
yanında para olmadığını fark eder;
davet ettiği müşterisine mahcup
olmamak için kartvizitinin arka
yüzünü imzalayarak yemek bedelini
sonra ödeyeceğini taahhüt eder.
Bir kartın üzerine imza atarak
ödemenin mümkün olabileceğini
gören Mc Namara, insanların
yanında nakit para olmaması
halinde ödeme yapabilecekleri bir
sistem geliştirmek için çalışmalara
başlar. Böylece Rolpa E. Schneider
ve Alfred S. Bloomingdale ile birlikte
seyahat ve yemeklerde nakit parasız
hesap ödenebilmesini mümkün
kılan modern kredi kartı sisteminin
temellerini atar. Mc Namara, 27
farklı restoranda kullanılabilen
ilk Diners Club kredi kartını 200
müşterisine gönderir. Sloganı “dine
and sign” (“ye ve imzala”) olan
bu kartla büyük sükse yaptığını
söylemeye gerek yok…
Manyetik şerit dedikleri…
Günümüzde manyetik kartlarda
kullanılan manyetik şerit
teknolojisini 1928 yılında
geliştiren ise, ses mühendisi Fritz
Pfeulmer olmuş. Manyetik şerit
teknolojisinin giderek hareketlenen
ve kalabalıklaşan şehir yaşamına
ayak uydurması ve ceplerimize
girmesi ise biraz zaman almış.
1960’ların başında IBM mühendisi
Forrest Parry, plastik kredi kartları
içinde kullanıcı bilgileri bulunan
bir manyetik şerit yerleştirmiş.
Kredi kartlarına manyetik şerit
sisteminin eklenmesi ise 1970’lerde
gerçekleşmiş. Türkiye’de kullanıma
sunulan ilk kredi kartı 1968 yılında
yine Diners Club olmuş.
Bu “mucizevi” kartların artık
hayatımızın her yerinde olduğu
ve işimizi pek çok açıdan
kolaylaştırdığı bir gerçek. Kartlara
“manyetik” özelliğini veren ise,
arka yüzünde yer alan siyah
manyetik şerit. Şerit, manyetik
yazıcılar tarafından manyetize
edilerek istenen bilgiler
yükleniyor. Bilgiler gerektiğinde
silinip tekrar yazılabiliyor.
Manyetik kartlar farklı malzemelerle
üretilebiliyor. En çok kullanılan
manyetik kartların hammaddesi
karton, plastik karton ve pvc. Yine en
çok kullanılan kart boyutu 5,5 x 8,5
cm'lik banka kartı boyutu.
Kredi kartı nasıl çalışır?
Her kredi kartı doğal olarak kendine özel,
tek bir numaraya sahip. Kredi kartlarının
üzerindeki numaralar, tüm dünyada ANSI
(Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü)
standartlarına uygun olarak belirleniyor.
Bu numaraların sıralamasının da kendi
içinde önemi var.
İlk basamak: Bu basamak kartın hangi
sektöre ait olduğunu belirtiyor.
1 ve 2: Havayolu
3: Seyahat ve eğlence sektörü (ör: Amex)
4 ve 5: Bankacılık ve Finans (ör: Visa)
6: Ticaret (ör: Diners Club)
7: Petrol
8: Telekomünikasyon
9: Diğer
2-6. basamaklar: Yürütücülerin kart
numaraları bu basamaklarda belirleniyor.
En çok kullanılanları ise;
Amerikan Express: 34xxxx veya 37xxxx
VISA: 4xxxxx
Mastercard: 51xxxx-55xxxx
Sektör numarası
Hesap numarası
Yürütücü
numarası
Kontrolör
numarası
Sonraki 9 basamak: Hesap numarası
Son basamak: Önceki tüm basamakların
doğruluk kontrolünü yapan “kontrolör”
sayısı.
Manyetik şerit, içeriğindeki demir
alaşımından dolayı, manyetik olarak
yönlendirilebiliyor ve okunup yazılabiliyor.
Şeritte 3 kısım bulunuyor ve her kısım
ayrı bir kayıt için kullanılıyor (kredi
kartlarındaki kayıt standardı bankacılıkta
kullanılan ISO/IEC 7811 standardı).
Kredi kartınızı herhangi bir okuyucuya
taktığınızda, okuyucu manyetik şeriti
okuyor ve kredi kartı türünüzden,
hesap numaranıza kadar tüm bilgileri
çekiyor. Bu bilgiyi aldıktan sonra da sizi
hesabınıza bağlıyor.
19
Tepe'den | İş Sağlığı ve Güvenliği Birimi
Hedef iş güvenliği
Tepe Kurumsal Yönetim Sistemleri
Müdürlüğü ve üst yönetimi olarak;
İş Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları
kapsamına giren sağlık ve güvenlik
kültürünün, tüm Tepe Savunma ve
Güvenlik çalışanlarına aktarılması ve
ilgili 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu yükümlülüklerinin yerine
getirilebilmesi için çalışmalarımıza
titizlik içerisinde devam ediyoruz.
Tepe çalışanlarının İş Sağlığı
ve Güvenliği eğitimleri
kapsamında; çalışma
ortamlarında gerçekleştirilen
risk değerlendirmeleri ile sağlık
ve güvenliği tehdit edebilecek
durumların ortadan kaldırılması,
düzenlenen periyodik sağlık
muayeneleri, farklı çalışma
ortamlarında görev yapan personelin
sağlık durumlarının kontrol edilmesi
başta olmak üzere, tüm İş Sağlığı
ve Güvenliği uygulamaları ve ilgili
20
Haziran 2014
İş Sağlığı ve Güvenliği
Uzmanı Ömer Cihan Kelav,
Tepe Savunma ve Güvenlik
bünyesinde gerçekleştirilen
İş Sağlığı ve Güvenliği
uygulamalarını Tepe’den
dergisi için özetledi.
kanun/yönetmelik yükümlülüklerinin
yerine getirilmesi, süreçlerin
yönetilmesi Kurumsal Yönetim
Sistemleri Müdürlüğü tarafından
gerçekleştiriliyor.
Tepe’nin Türkiye genelinde yaygın
operasyonel ağında görev yapan
çalışanlarının İş Sağlığı ve Güvenliği
hizmetlerinden faydalanabilmesi
için, çözüm ortakları olarak hizmet
veren OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik
Birimi) firmaları ile periyodik olarak
toplantılar düzenliyor ve süreçlerin
yönetimini kapsayan durum
değerlendirmeleri yapıyoruz. 5 Mart
2014 tarihinde gerçekleştirilen
toplantıda da, operasyonel
sahalarımızda gerçekleştirilen İş
Sağlığı ve Güvenliği uygulamaları
ve 6331 sayılı kanun kapsamındaki
yükümlülüklerin yerine getirilmesi
konularının detayları, çözüm ortağı
OSGB firmalarıyla görüşülerek
süreçler değerlendirildi.
Tepe’nin yönetim politikası
içerisinde, çalışanların sağlık ve
güvenliğinin korunması da önemli
yer tutuyor. Bu kapsamda Kurumsal
Yönetim Sistemleri Müdürlüğü,
hizmet alınan kuruluşlarla dirsek
teması içinde çalışıyor ve Tepe
çalışanlarına sağlıklı ve güvenli
çalışma koşulları sağlamak ve bu
koşulları korumak için koyduğu
hedefleri yerine getirmeye devam
ediyor.
Tepe'den Haberler
2013’ün en başarılı AVM’si
Bilkent Center
Tepe Servis ile Tepe Savunma ve
Güvenlik'in hizmet verdiği Bilkent
Center, 2013'ün en başarılı alışveriş
merkezi seçildi.
Kurulduğu günden bu yana ilklere ve
yeniliklere imza atan Bilkent Center,
Alışveriş Merkezleri Hizmet Kalitesi
Benchmark Projesi kapsamında,
2013 yılında en yüksek notu alan
üç alışveriş merkezi arasına girdi ve
“Alışveriş Merkezleri Hizmet Başarı
Ödülü”ne layık görüldü.
Bilkent Center, geçtiğimiz yıl 15.
yaşını kutlayarak, yıllar içinde giderek
büyüyen sadık bir ziyaretçi kitlesi
edindi ve müşteri memnuniyeti odaklı
hizmet anlayışı sayesinde “Alışveriş
Merkezleri Hizmet Başarı Ödülü”nü
alarak büyük bir başarıya daha imza
attı. AYD (Alışveriş Merkezleri ve
Yatırımcıları Derneği)
ve Soysal tarafından,
sektörde hizmet
kalitesinin önemini
vurgulamak ve teşvik
etmek amacıyla verilen
ödüle 2013 yılında,
Bilkent Center’ın da
aralarında bulunduğu
en yüksek notu alan
üç alışveriş merkezi
layık görüldü.
Alışverişin kültür, sanat
ve eğlenceyle birleştiği Bilkent
Center, yıl boyunca düzenleyeceği
renkli etkinlik ve kampanyalarıyla
ziyaretçilerinin alışverişlerine renk
katmaya yeni başarılara imza
atmaya devam edecek.
AYD tarafından yapılan bağımsız
denetlemelerde 2013 yılının en iyi
üç AVM’si arasına Mersin Tarsus'taki
Tarsu AVM de girdi. Böylece Tepe
Servis ve Tepe Savunma’nın
hizmet verdiği AVM’lerden ikisi, yıl
ortalamasına göre en başarılı üç AVM
arasında yer almış oldu.
21
Vaka Analizi
Doğal afetler de,
yangın da güvenliğe
engel değil
Olayın özeti:
Fırtına sonucu rezidansa
komşu olan iş merkezinin
çelik çatısının oldukça büyük
bir kısmı yerinden koparak, rezidans
bloklarının ve beraberindeki AVM’nin
ana arteri üzerine düşer. Geride
kalan büyük kısım ise iş merkezinin
çatısında asılı kalır ve şiddetli
rüzgârla birlikte salınarak risk
oluşturmaya devam eder.
1
Şans eseri ilk düşme anında
herhangi bir yaralanma
gerçekleşmez, sadece küçük çaplı
maddi hasar oluşur. Takip eden
dakikalarda gerek AVM, gerekse
rezidans bloklarında görevli olan
güvenlik personeli bölgeyi yaya ve
araç trafiğine kapatır. Ayrıca ilgili
resmi kurumları arayarak durumun
içerdiği riski iletir. Ancak, rüzgârın
yaklaşık iki gün boyunca şiddetli
esmesi ve yükseklik nedeniyle,
metal çatının sarkan ve uçuşan
kaplamalarına müdahale edilemez
ve uygun hava şartları beklenir.
Bu süreçte ilave güvenlik noktaları
oluşturularak trafiğin akış yönü
değiştirilir ve blok sakinlerinin
konutlarına alternatif koridorlardan
ulaşması sağlanır.
Site ve rezidans güvenliğinde, güvenlik personelinin her
an tetikte olması ve rutin kontrollerini düzenli olarak
gerçekleştirmesi büyük önem taşıyor. Sayfalarımıza
taşıdığımız iki farklı vaka analizi, güvenliğin
zamanında müdahalesinin, can ve mal kayıplarını
önlemedeki rolünü ortaya koyuyor.
22
Haziran 2014
Olayın değerlendirilmesi:
Kaza doğal sebeplerden ötürü
gerçekleşmiş dahi olsa, görevli
güvenlik personeli hem ilgili
mercileri vakit kaybetmeden
arayarak gerekli bilgilendirmeyi
yapar, hem de rezidans ve AVM
çevresinde güvenlik tedbirlerini
artırarak kimsenin zarar
görmemesini sağlar.
Riskin her yönüyle analiz edilebilmiş
olmasının önemi burada çok
devriyeleri haberdar etmesiyle ilk
müdahale güvenlik personelince
yapılır. Yaklaşık 30 adet 6 kg’lık
yangın söndürücü tüple yapılan
bu ilk müdahalenin ardından
yangın kontrol altına alınır. Böylece
can kaybının ve ciddi ekonomik
kayıpların önüne geçilir.
Olayın nedeni:
Güvenlik tedbirlerine uymayarak, izin
verilen alanlar dışında içilen sigara
büyük kayıplara neden olabilecek bir
yangına yol açar. Söz konusu olayın
tek nedeni kontrolsüzce atılan
sigara izmaritidir.
net görülüyor. Şiddetli rüzgâr
nedeniyle salınmaya devam
ederek düşme riski taşıyan ve
müdahale edilemeyen çatının
rezidans ve AVM’nin çevresinde
yol açabileceği kazalar, güvenliğin
pratik müdahalesiyle önlenebiliyor.
Bu sayede, söz konusu durum doğal
sebeplerden ötürü gerçekleşse
de, zamanında ve yerinde alınan
önlemlerle olumlu sonuçlanan bir
vaka analizi örneği oluşturuyor.
kısa sürede tutuşturur. Tutuşma,
hava sirkülasyonu nedeniyle adeta
bir meşale gibi parlayarak hızla
ilerleyen bir yangına dönüşür. Kat
devriyesindeki güvenlik personelinin
dumanı gecikmeden fark etmesi
ve süratle amirlerini ve diğer
Olayın değerlendirilmesi:
Güvenlik personelinin rutin
kontrollerini zamanında ve
gereğince yapmasıyla yangına
zamanında müdahale edilerek
büyümesi engellenir. Yangına
müdahale edebilmeyi sağlayan
gerekli teçhizatın da hazır
bulunması sayesinde, büyük can ve
mal kayıplarının önüne geçilir.
Olayın özeti:
Kaba inşaatı biten rezidans
binasının “şaft” tabir edilen;
enerji, data, atık ve temiz su
devrelerinin topluca bulunduğu,
tavandan tabana düşey olarak
yerleştirilen baca benzeri alanında
yangın çıkar.
2
İnşaatta çalışan işçiler tarafından
söndürülmeden atılan ya da
düşürülen sigara, yaklaşık 30
kat aşağıdaki atık çimento
torbalarını ve diğer malzemeleri
23
Gelişim Zamanı
Dikkat, önce
bedenimiz
konuşuyor
Tepe Savunma ve Güvenlik’in İstanbul’da yer alan
Marmara Bölge Merkezi’nde 2010’dan bu yana iletişim
eğitimleri veren Meltem Ayvacıoğlu ile beden dili üzerine
sohbet ettik. Ayvacıoğlu'na göre bedenimiz, göz temasından
kollarımızın duruşuna farklı bir dil konuşuyor.
“Beden dili” iletişimin önemli bir
konusu. Kimi zaman sözlü iletişimle
-örneğin telefonda, birbirimizin
yüzünü görmeden- duygu ve
düşüncelerimizi aktarıyoruz.
Kimi zaman yazılı iletişimde
bulunuyoruz. Kimi zaman da, yüz
yüze iletişimde hiç konuşmadan
ve yazmadan, sadece bedenimizi
kullanarak bir bakışla, göz temasıyla,
bir tebessümle ya da kollarımızı
göğsümüzün üzerinde kavuşturarak
karşı tarafa farklı mesajlar
veriyoruz. Dolayısıyla beden dilini
kısaca “sözsüz iletişim” olarak
tanımlayabiliyoruz.
24
Haziran 2014
Meltem Ayvacıoğlu, göz temasının
beden dilinin temel taşı olduğunu
söylüyor. “Eğer karşınızdaki kişi
sizinle göz teması kurmuyorsa,
kişinin yalan söylediğini ya da
kendini rahat ifade edemediğini
düşündürüyor diğer tarafa. İkinci
önemli husus mimikler… Kaş
ve göz hareketlerimiz; örneğin
şaşkınlık belirtisi olarak ağzımızı
açmak, kaşlarımızı kaldırmak gibi…
Mimikleri dozunda kullanmak da
önemli. Özellikle iş hayatında çok
fazla mimik karşı tarafa yanlış
mesajlar gitmesine neden oluyor.
Birini dinlerken başınızla onaylama
işareti yaptığınızda, ‘bedenen, zihnen
size konsantreyim, söylediklerinizi
dinliyorum ve beyin süzgecimden
geçirip anlamaya çalışıyorum’
mesajını veriyorsunuz. Eğitimlerde
güvenlik görevlisi arkadaşlara
bunun önemini vurguluyoruz. Birisi
bir şey istediğinde ya da bir soru
sorduğunda, çok yavaş hareketlerle
başın sallanması, karşı tarafa
‘beni dinliyor’ mesajını veriyor.
Ancak bu hareketin aşırısı yanlış
yorumlanacaktır, ‘Anlat anlat… Çok
da umurumda’ gibi… Bütün bu
detayları masaya yatırıyoruz Tepe
Savunma ve Güvenlik eğitimlerinde.
Böylece karşıdan gelen kişiye
‘buradayım, burası benim kontrol
ve güvenlik alanım, burada güven
duyabilirsin’ mesajını veriyoruz.
Gövdeye gelince… Göğüs kafesi ne
kadar dikse, o kadar ‘ben yaptığım
işi biliyorum’ mesajını verecektir.
Özel hayatımız için konuşursak;
gövdemiz ne kadar açıksa ve dikse
karşı tarafa, ‘burada bulunmaktan
hiç endişe ve sıkıntı duymuyorum,
tamamen buraya konsantreyim’
diyoruz. Bedeni kapatıyorsak, örneğin
kambur duruyorsak ya da ellerimizle
kapatıyorsak, orada bulunmaktan
memnun olmadığımız ya da
kendimize güvenmediğimiz anlamına
gelecektir.”
El kol hareketleri en az göz teması
kadar kritik. Güvenlik sektörü
özelinde konuşursak, üniforma başlı
başına bir güç sembolü… Bir de kişi
yapılıysa, aşırı jest kullandığında
diğer taraf için ürkütücü olabiliyor.
O nedenle arkadaşlara el kol
hareketlerini olabildiğince karşı
tarafın özel alanına girmeden, nazik
biçimde yapmalarını öğütlüyoruz.
Bacakların nasıl durduğu da aynı
şekilde önemli. Ayakta, bacaklarını
çapraz tutan biri, orada bulunmaktan
çok hoşnut değil gibi algılanabilir.
Bu nedenle bacakların, en az omuz
hizası kadar açık olmasını istiyoruz.
Ayvacıoğlu, iletişimin bir bütün
olduğunun altını çiziyor: “Sadece
kollarını bağlamış birine bakıp,
‘sıkıldı, kendine güvenmiyor’ gibi bir
algı yaratmak doğru değil. Fiziksel
koşulları da düşünmek gerekiyor.
Örneğin soğuk bir havada ısınma
amaçlı kollarımızı kavuşturabiliriz.
Dolayısıyla her konuya olduğu gibi,
beden diline de biraz geniş açıdan
ve bütün olarak bakmak lazım. İyi
değerlendirmek, farklı noktaları
gözden geçirmek gerekiyor. Kişi
hem bedenini kapatıyor, hem göz
teması kurmuyorsa, o noktada beden
dili devreye girebilir, ancak tek bir
hareketle kesin karara varmak da çok
doğru değil.
siyasetçiler eğitim alıyor. Bu noktada
tokalaşmanın da çok önemli bir
beden dili mesajı olduğunu söylemek
gerekiyor. Örneğin Türkiye’ye gelen
siyasilerin bizim devlet adamlarımızla
nasıl tokalaştığı hemen gazetelere ve
medyaya yansır.
Yalan da beden dilinin hassas
konularından. İnsan kelimeleriyle
yalan söyleyebiliyor ama bedeniyle
söyleyemiyor. İki şey var ki,
neredeyse kontrol etmek imkânsız:
Bunlardan biri göz bebeğimizdeki
değişiklikler; yalan söylediğimizde
göz bebeklerimiz büyüyor. Diğeri
de burnumuzdaki karıncalanma…
Dolayısıyla insan otomatikman
eliyle burnunu kaşıyor, bu sırada
da ağzını kapatır gibi bir hareket
yaparak, ağzından çıkan yalanları
perdelediğini ve karşı tarafın
anlamayacağını düşünüyor.”
Meltem Ayvacıoğlu’na göre, beden
dilini kısmen bilerek dünyaya
geliyoruz. Doğuştan görme özürlü
olan ve olmayan bebeklerle yapılan
bir araştırmaya göre, her iki grup
bebek yaklaşık aynı zamanlarda
gülücük atmaya başlıyor. Görme
Meltem Ayvacıoğlu
Beden dili siyasetçiler için de çok
önemli. Bu nedenle sadece seçim
zamanı değil; halkın karşısına
çıktıkları, basın toplantısı yaptıkları
her yerde, giyim kuşamlarından
seçtikleri renklere, jest ve
mimiklerinden kiminle ne kadar göz
teması kuracaklarına kadar tüm
25
Gelişim Zamanı
“Mesaj verirken, karşı taraf sizin
ne söylediğinizden çok nasıl
davrandığınıza bakıyor. Bu durum
insanla iletişimi olan her meslek
için çok önemli. Örneğin bir doktor
hastasına ‘Her şey yolunda,
düzeleceksin’ diyor… Söylediği sözler,
ses tonu güzel olabilir ama kaşları
çatıksa veya göz teması kurmadan
önüne bakarak reçete yazıyorsa,
hasta kelimeleri geçiyor ve doğrudan
beden diline odaklanıyor.”
özürlü bebekler, gülmeyi hiçbir
şekilde başkasından görüp taklit
etme şansı olmadan gülebiliyorlar.
Bu bize beden dilinin doğuştan
geldiğini söylüyor. Yetişkin
olduğumuzda ise beden dilini
iletişimde nasıl kullanacağımızı,
daha çok görerek, taklit ederek ve
deneyimleyerek öğreniyoruz. Bir
diğer araştırmada, ne konuştuklarını
bilmeden ve duymadan iki kişi
izleniyor. Bu kişilerin birbiriyle ne
sıklıkla göz teması kurdukları,
otururken bedenlerinin ne tarafa
dönük olduğu ya da bacak bacak
üstüne attılarsa bacaklarının
ne tarafa baktığı gözlemleniyor.
İzleyiciler beden dili kodlarını
yorumlayarak bu görüşmenin
ya da pazarlığın yüzde 80 nasıl
sonuçlanacağını doğru olarak tahmin
edebiliyor. Dolayısıyla beden dili iyi
kullanıldığında son derece önemli bir
iletişim metodu.
Davrandığın gibi hisset
“Şimdiye dek kişilerin o anki
motivasyonunun beden diline
yansıdığı düşünülüyordu” diyerek bir
ekleme yapıyor Ayvacıoğlu, “Ancak
araştırmalar tam tersini söylüyor.
Aslında insanlar hissettikleri gibi
26
Haziran 2014
davranmıyor, davrandıkları gibi
hissediyorlar. Eğer motivasyonumuz
düşükse, girdiğimiz ortamda
çekingenlik duyuyorsak, genelde
bedenimizi kapatma ve kendimize
dokunma ihtiyacı duyuyoruz.
Saçlarımızı düzeltmek, ellerimizi
ovuşturmak istiyoruz, parmak
çıtlatıyoruz. Bunlar hep kendi
bedenimize dokunarak iyi hissetme
ihtiyacımızdan kaynaklanıyor.
Uzmanlar, beden dilimizi değiştirirsek
ruh halimizi de değiştireceğimizi
söylüyor. Böylece döngüyü tersine
çeviriyorlar. Diyorlar ki, ‘Silkelen,
bedenini dikleştir, omuzlarını dik
tut, gövdeni aç, ellerini beline koy;
o zaman yavaş yavaş psikolojinin
değiştiğini fark edeceksin.’ Güvenlik
görevlisi arkadaşlara, müşterilerin
ilk onlarla karşılaştığını belirterek,
kollarını bağlamamaları gerektiğini
vurguluyoruz. Kolları bağlamanın
‘iletişim kurmak istemiyorum, soru
sorma’ anlamına geldiğini, dolayısıyla
güvenlik görevlisinden beklenmeyen
bir davranış olduğunu söylüyoruz.
Yüz yüze iletişimde kelimelerin
etkisinin yüzde 10, ses tonunun
yüzde 30, beden dilinin ise yüzde
60 olduğunu belirtiyor Ayvacıoğlu,
Meltem Ayvacıoğlu, beden dilimizi
doğru yorumladığımızda, o an ne
hissettiğimize ve duygularımıza
daha fazla odaklanabildiğimizin altını
Meltem Ayvacıoğlu kimdir?
İstanbul Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü
mezunu olan Ayvacıoğlu,
yüksek lisansını Marmara
Üniversitesi’nde Yönetim ve
Çalışma Psikolojisi üzerine
yapmış. 2007’de Shuan Gelişim
Atölyesi’ni kurmuş ve kişisel
gelişim eğitimleri vermeye
başlamış. Aynı zamanda
profesyonel koç olan Ayvacıoğlu,
yöneticilere ve iş hayatına yeni
başlamış, kariyerinin başındaki
kişilere yönetici koçluğu ve
kariyer koçluğu yapıyor.
çiziyor. “Farkındalık dediğimiz şey
de bu… 'Niye kambur duruyorum,
çekindiğim bir şey mi var?' diyerek
hareketlerimiz üzerine düşünmeye
başlıyoruz ve belki de duygularımızı
iyileştirmeye çalışıyoruz. Beden
dilini iyi gözlemlemek, iyi bilmek ve
yorumlamak empati yeteneğimizi
geliştiriyor. Empatide, kişinin
söylediklerinin ötesini yorumlamak,
dinlemek ve anlamak vardır. Kişi,
‘Ben iyiyim, her şey yolunda’ diyebilir.
Ancak empati kurduğunuzda ses
tonundaki dalgalanmalar, kaşların
çatıklığı ya da bedenin kambur
duruşunu yorumlayabilirseniz,
aslında her şeyin yolunda
olmadığını anlayabilirsiniz. Empati,
çevremizdekilerin gerçek duygu
ve düşüncelerini anlamak, onlara
doğru mesaj vermek ve iletişimi
sağlamlaştırmak adına da çok
önemli.”
Önce bedenimiz konuşuyor
Ayvacıoğlu, iletişim eğitimi
sunumlarında kullandıkları, “Dikkat,
önce bedenimiz konuşuyor”
sloganına da değiniyor. Bir güvenlik
görevlisi ister hastanede, ister
AVM’de ya da fabrikada görev
yapsın, oraya gelenleri ilk karşılayan
kişi oluyor. Dolayısıyla güvenlik
personelinin göz teması kurup
kurmayışının ve beden dilinin
çok önemli olduğunu belirtiyor:
“Öyle bir duruş sergilemeli ki, hem
güvenlikten sorumlu olduğunu
hissettirebilmeli, hem de misafirini
karşılıyormuşçasına, laubaliliğe
kaçmayan bir tebessümle
müşteriyi karşılayabilmeli.”
Güvenlik personeline
şüpheli şahıs tanımlama
eğitimi verdiklerine
değinen Ayvacıoğlu, yalan
söyleyen birinin beden
dilini nasıl kullandığını; göz teması
kurup kurmadığını, sesinin titreyip
titremediğini, kılık kıyafetini de
eğitimlerde ele aldıklarını belirtiyor.
“Şüpheli şahıs güvenlik görevlisiyle
kesinlikle göz teması kurmaz
neredeyse görünmez olmak ister.”
Yerleşmiş, kalıp haline gelmiş
davranış biçimlerini değiştirmenin
kolay olmadığına da değinen
Ayvacıoğlu, bir şeyi değiştirmek
istiyorsak üç adıma ihtiyacımız
olduğunu söylüyor: “Birincisi bu
değişime inanmak ve değişmek
istemek. İlk adımı geçemiyorsak
ne yazık ki öğrendiklerimiz fazla
kalıcı olamıyor. İkincisi bu değişimi
gerçekleştirebilmek için bir kitaptan,
bir eğitmenden veya bir kurstan bize
kılavuzluk etmesini istemek. Tepe
Savunma ve Güvenlik’te bu ikinci
adıma çok önem veriyoruz. Üçüncü
ve en zor adım da katılımcıya kalıyor;
öğrendiğini uygulamak ve defalarca
tekrar etmek… İşte bu üçüncü
adımı uygulamada Tepe Savunma
ve Güvenlik’in eğitime verdiği önem
büyük rol oynuyor. Neredeyse her yıl
ders içeriklerini güncelleyerek beden
dili ve sözlü iletişim eğitimlerini
tekrar ediyoruz. Amaç, öğrenilenleri
tekrar ederek bilginin kalıcılığını,
içselleştirilebilmesini sağlamak.
Ufak bir çocuğun yeni öğrendiği
bir şeyi devamlı tekrar etmesi
gibi… Öğrendiklerimizi gerçek
hayatta tekrar edemiyorsak veya
kullanamıyorsak, bilgi beceriye
dönüşemiyor. İşte Tepe Savunma ve
Güvenlik’te en çok önem verdiğimiz
şey de bu… Eğitim çok kıymetli, çok
güzel ama öğrenilenlerin beceriye
dönüşebilmesi için tekrar şart.
Her eğitimde mutlaka katılımcıları
sahneye alarak, iyi ve kötü beden
dili örneklerini canlandırıyoruz.
Öğrencilerden biri müşteri
diğeri güvenlik personeli
oluyor. Canlandırmalı
eğitimler hem onların empati
yeteneğini geliştiriyor, hem
de bol uygulama ve bol
tekrar yapabiliyorlar.”
27
Gezgin
Suyun altı
Bodrum
Bodrum denince masmavi bir deniz, denizin üstüne dizili
yatlar ve yelkenliler, begonvillerle süslü bembeyaz evler ve
şehre gireni selamlayan heybetli Bodrum Kalesi canlanır
gözlerde. Oysa o masmavi denizin altı apayrı, renkli bir
dünyadır. Keşfetmek için zaman ayırmak gerekir.
Bodrum, antik çağdaki adıyla
Halikarnassos, Türkiye’nin en gözde
tatil ve eğlence beldelerinden biri…
Aynı zamanda dalış severler ve sualtı
tutkunları için dünyaca ünlü bir dalış
merkezi… Bodrum’un dantel misali
uzanan girintili çıkıntılı koylarında
yılın hemen her döneminde sportif
dalışlar yapmak veya dalış kurslarına
katılabilmek mümkün.
28
Haziran 2014
Yaz aylarında deniz suyu sıcaklığı
22-26 derecelerde seyreden
Bodrum, dalış noktalarının
çeşitliliğiyle her seviyeden dalgıca
hitap ediyor ve mükemmel görüş
mesafeleri sunuyor. Üstelik batık
dalışından mağara dalışına,
resiflerden duvar dalışına
kadar birçok farklı deneyim
yaşayabiliyorsunuz.
Bodrum’un pek çok dalış noktası
arasında canlılık açısından en
ünlüleri Büyük Resif ve Küçük
Resif. Bu bölgelerdeki yoğun
sünger oluşumu, farklı türde deniz
canlılarına ev sahipliği yapıyor.
Bu nedenle bu iki bölge özellikle
dalgıçlar ve su altı fotoğrafçıları
tarafından çokça tercih ediliyor.
Müren, barakuda (ıskarmoz), vatoz,
trompet balığı, orfoz, ahtapot, deniz
tavşanı gibi canlılar ile ıstakoz ve
yengeç gibi deniz kabuklularını
resiflerde gözlemleyebiliyorsunuz.
Bodrum Yarımadası’nın etrafına
dizilmiş Karaada, Orak Adası, Kurt
Burnu, Köçek Adası, Kargı Adası,
Tüllüce Adası, Çoban Adası, Sarıot
Adası, Yassı Ada, Topan Adası, Pırasa
Adası, Çatal Adası gibi pek çok dalış
noktası mevcut. Gökova da dalgıçlar
için alternatif seçenekler sunuyor.
Boncuk Koyu, Koyun Burnu, Yedi
Adalar, Mersincik Adası, Mazıaltı,
Çökertme ve Kızılağaç Adaları bu
bölgedeki dalış noktalarından bazıları.
dalgıçlar için güvenli bir dalış
sunuyor. En derin noktası 30 m, en
sığ noktası ise 18 metrede.
Kaçakçı Koyu
Fener
Bodrum Sualtı Arkeoloji
Müzesi
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi,
Türkiye’de konusunda tek, dünyanın
sayılı sualtı müzelerinden... Saint
John Şövalyeleri’nin inşa ettiği
Bodrum Kalesi içinde yer alan Müze,
ziyaretçilerini bir zamanlar Anadolu
kıyılarında ticaret yapan antik çağ
gemicilerinin dünyasına taşıyor.
Büyük Resif
Bodrum’un sembolik dalış noktası,
her seviyeden dalgıça uygun. Resifin
üst kısmı yaklaşık 4 metreden
başlıyor ve 28-32 metreye kadar
derinleşiyor. Karaada'ya dönük kısmı
ise dik bir duvar dalışı sunuyor.
Vatoz, orfoz, çeşitli süngerler, kaya
balıkları ve birçok balık çeşidini
görmek mümkün.
Karaada'nın hemen ucundaki
Fener’de kaya çıkıntılarını, kumluk
ve yosunluk alanı geçtikten sonra,
ahtapot, kaya balığı, müren ve
orfozlar eşliğinde Beyaz mercanları
görebilirsiniz. Bu nokta, Karaada'da
Beyaz mercanların hâlâ yaşadığı tek
bölge.
Karaada'nın arka yüzündeki küçük
koy, genellikle dalış kulüpleri ve
eğitim amaçlı dalışlarda tercih
ediliyor. Koyun en önemli özelliği
suyun bir metre altında, ada içerisine
doğru 40-50 m giden mağara…
Mağara içindeki geniş alanda,
tavandaki sarkıtlar görülmeye değer.
Su sıcaklığı dış taraftaki deniz
suyuna göre 5 derece daha sıcaktır.
Kargı Adası
Bodrum yöresinin en güzel dalış
noktalarından olan Ada’nın Kos
adası yönünde 5 m ile 25 m
arasında bol miktarda anfora kırıkları
görülebilir. Müren, orfoz, lahoz,
sinarit ve barakuda sürülerine her
dalışta rastlamak mümkün. Kargı
Adası’nın tek dezavantajı, yılın bazı
zamanlarında Kos Adası yönüne
doğru kuvvetli bir akıntının olması.
SG115 Batığı
29 metrelik bir hücum botu olan
SG115, Bodrum sualtı dünyasına
Türk Sahil Güvenliği tarafından
2007’de bağışlanmış. Tüm seviye
Orak Adası ve Orak Burnu
Gökova Körfezi içerisindeki bu nokta,
günübirlik gidilebilen en uzak dalış
noktalarından biri. Duvar dalışı
sevenler için hayal edilemeyecek
kadar güzel bir sualtı topografyası
sunuyor. Özellikle burnun Gökova
yönüne doğru yapılan dalışlar
heyecan verici; bu yönde, 32-34
metrelerdeki mağaranın içi mor
süngerlerle kaplı.
Küçük Resif
Resifin dikey duvarlarını iyice
tararsanız, orfoz sürülerine,
lagoslara, levreklere, akya, müren,
ahtapot ve kaya balıklarına
rastlayabilirsiniz. Bir de deniz
kaplumbağasına!
29
Güvenli Adrenalin
Mavi derinliklere
güvenle dalın
Su altında zaman geçirmek, özgür olma duygusunun
belki de en somutlaşmış hallerinden biri… Yerçekimsiz bir
ortamda, üç düzlemde hareket edebilmek, sağlığı elverişli
herkesin yapabileceği bir spor. Güvenilir bir kurumdan
alacağınız özel dalış eğitimi ve uygun kıyafetlerle bu hayali
gerçekleştirmek mümkün.
İnsanlar eski çağlardan beri farklı
malzemeler kullanarak veya
nefeslerini tutarak su altında uzun
süreler kalmak istemiş. Su altını
keşfetme isteği, avlanma ve benzeri
ihtiyaçlar, hatta batık ve hazine
bulma hayali insanın su altında daha
uzun süre kalabilme isteğini artırmış.
Sünger ve balık avcıları önceleri
30
Haziran 2014
uzun borularla nefes alıp verme
yöntemini denemiş. Ardından içine
hava doldurdukları hayvan derisinden
keselerle suyun altında nefes almayı
deneseler de, bu kez karbondioksit
problemiyle karşılaşmışlar. Dalışta
en büyük devrim, 1943'te Fransız
kaşif Jacques-Yves Cousteau'nun
birleştirdiği regülatör ve basınçlı hava
tüpü sayesinde olmuş. Cousteau'nun
“aqua lung” (su ciğeri) adını verdiği
su altı tüpleri sayesinde, yüzeye
hiçbir bağımlılık duymadan hayal bile
edilemeyecek derinliklere inmek ve
uzun süreler kalabilmek mümkün
olmuş. Bu yöntem, “scuba” olarak da
adlandırılan tüplü dalışın atası kabul
ediliyor. Modern dalış elbiselerinin
gelişmesi de yine bu yıllara rastlıyor.
Daha güvenli ve modern
Modern dalış takımları ile
Cousteau’nun kullandıkları
arasında görünüşte büyük farklar
olmasına karşın temel prensip
aynı. Günümüzde de basınçlı hava
dolu silindir tüple dalarak, maske,
şnorkel ve palet kullanıyoruz.
Üstelik dalış takımları artık çok
daha güvenli ve eğlenceli bir dalış
imkânı sunuyor. Tüplü dalış yapmak
isteyenler için artık sayısız dalış
kursu var. Tüm dünyada kabul gören
PADI ve CMAS kursları, dileyen ve
sağlığı elveren herkesi sessiz ve
özgür su altı dünyasıyla tanıştırıyor.
Başlangıç kursları akademik bilgi,
havuz çalışmaları ve deniz dalışları
olarak genelde üçe ayrılıyor.
Performansınıza göre, bilgileriniz
ve becerileriniz geliştikçe bir üst
seviyeye ulaşıyor ve sertifikalı dalıcı
oluyorsunuz.
Dikkat dikkat...
Kulak enfeksiyonu, vertigo, kalp,
yüksek tansiyon, astım, şeker,
akciğer ve sara rahatsızlığı olanlar,
hamileler, ağır ilaç kullananlar, son
altı ay içinde ameliyat geçirenler,
fıtık problemi olanlar (derecesine
göre yardımla dalabilir) haricinde,
14 yaşını doldurmuş sağlıklı herkes
tüplü dalış yapabiliyor.
Ne lazım?
Dalış malzemeleri ne yazık ki pek
çok aletli sporda olduğu gibi ucuz
değil. Bu nedenle özellikle yeni
başlayanların büyük miktarda
yatırım yapmaması; sporda
ilerledikçe ihtiyaç duyduğu oranda
malzemelerini geliştirmesi ve
yenilemesi öneriliyor. Bazı kurs ve
dalış turları kimi aletleri temin etse
de, öncelikle ihtiyacınız olacak ana
malzemeler belli.
Dalış elbisesi:
Hijyenik açıdan
kendi elbisenizin
olması çok önemli.
Rahatlığınız da…
Ölçülerinize uygun
seçeceğiniz
elbiseyle suyun
altında rahatça hareket edebilirsiniz.
Kendi dalış elbisenizi kullanıyorsanız,
doğru ağırlığı kuşanma konusunda
da daha avantajlı olacaksınız.
Böylece bir süre sonra taşıdığınız
ağırlıkla ilgili denemeler yapabilir,
kademe kademe ağırlığınızı
azaltabilirsiniz.
Maske ve şnorkel:
Yüzünüze uygun,
kaliteli bir maske
rahatlık sağlayan en
önemli malzemelerden
biri. Yüzümüze uymayan maske su
alabilir, sıkabilir. Kendi maskenizi
ise suya her girişte ayarlamak
veya sualtında düzeltmek zorunda
kalmazsınız. Üstelik kutusunda
korunmuş bir maskeyi yıllarca
kullanabilirsiniz.
Palet: Paletiniz sualtında
aldığınız mesafeyi
belirleyen en önemli
malzemeniz. Uygun ölçü
ve sertlikte bir paletle aynı
miktarda güç harcayarak,
tekneden giyeceğiniz
herhangi bir palete göre
daha uzun mesafe kat
edebilirsiniz. Bu da daha az hava
tüketimi ve daha uzun dip zamanı
demek…
Eldiven: Dalış hayatınız ilerledikçe,
yapacağınız akıntı veya batık
dalışlarında ellerinizi korumak için
bir çift eldivenin de çok faydasını
görebilirsiniz. Belki ilk dalışlarınızdan
itibaren eldiven takmak kendinizi
daha rahat hissetmenizi sağlayabilir.
Denge yeleği: Üzerinize tam oturan
bir denge yeleği ile hem güvenliğinizi
sağlamanız hem de yüzerliğinizi
ayarlamanız daha kolay olacaktır.
Acil bir durumda denge yeleğinizdeki
boşaltma valflerine çok hızlı
ulaşabilirsiniz. Birkaç saniye bile acil
durumlarda çok önemli
olabilir.
Fener: İlk zamanlarda
gece veya mağara dalışı
yapamayacağınız için
hemen bir fener almaya
gerek yokmuş gibi
görünebilir. Ancak eğer
küçük, kolay taşınabilen bir fener
edinirseniz suyun altında kovukları
inceleyebilir, gölgelerin arasında çok
şey keşfedebilirsiniz. Fenerin ışığıyla
gerçek renkleri görebilir, su altı
dünyasına iki misli hayran kalırsınız.
Regülatör: İyi durumda ve bakımlı
bir regülatörle dalış güvenliğiniz
artacaktır. Kendi regülatörünüzü
kullansanız da, çok sayıda dalış
yapmasanız da, yılda bir kez
regülatör bakımını yaptırmanız,
unutmamanız gereken önemli bir
nokta.
Donanım çantası: Uygun boyutta
herhangi bir çanta da işinizi
görebilir. Ancak bütçeniz elverirse
dalışa uygun, su geçirmez bir çanta
almanızı öneririz. Malzemenizin
tamamını rahatça alan, ezmeyen,
taşıması kolay bir dalış çantası
hem dalışa gidiş gelişlerinizi
kolaylaştıracak, hem kullanmadığınız
zamanlarda malzemelerinizi derli
toplu saklayacaktır.
Malzemelerinizi her dalış sonrası
tatlı suyla yıkar, kuruttuktan sonra
uygun şekilde saklar, en azından yılda
bir kez profesyonel bir bakımdan
geçirir ve değişmesi gereken küçük
parçaları yenilerseniz, yıllar boyunca
keyifle ve güvenle kullanabilirsiniz.
31
Sokaktan Manzaralar
Yaşadığınız sitede kendinizi
güvende hissediyor musunuz?
Farklı yaş ve mesleklerden kişilere yaşadıkları sitelerde kendilerini güvende
hissedip hissetmediklerini sorduk. Hemen hemen hepsi güvenlik personeliyle korunan
sitelerin güvenlik açısından tercih sebebi olduğu konusunda hemfikir.
Zeynep Karamustafa
Yaşı: 31
Mesleği: Gazeteci
Güvenliğin 24 saat iş
başında olması, site
etrafındaki güvenlik
kameralarının her an kayıtta bulunması
benim için en büyük güvenlik unsuru.
Bunun yanı sıra site girişindeki güvenlik,
her kim gelirse gelsin diyafon sistemi
ile önce beni arayarak onayımı soruyor,
onay aldıktan sonra ziyaretçinin siteye
girmesine izin veriyor. Bu benim için
çok önemli… Kapım çalındığında kimin
geldiğini biliyorum.
Kutay Yalçındağ
Yaşı: 36
Mesleği: İnşaat
Mühendisi
Evet oldukça güvende
hissediyorum. Hem sitemin yer aldığı
semt itibariyle, hem de çalışılan güvenlik
firması ve 24 saat güvenlik bulunması
nedeniyle… Güvenlik personelinin uzun
süreli çalışanlar olması bu güveni
arttırıyor. Yüksek katta oturuyor olmam
ve daire kapısının sağlamlığı da önem
taşıyor. Dışarıdan kaynaklanabilecek
olaylar dışında da başıma herhangi
bir şey geldiğinde, komşulardan ve
çalışanlardan destek alabileceğimi
düşünüyorum. Günümüzde, komşuluk
ilişkilerinin yoğun olmadığı koşullarda,
sitenin güvenlik personelinin olması
bana kendimi iyi hissettiriyor.
32
Haziran 2014
Suzan Bilgili Demirbaş
Yaşı: 29
Mesleği: İş Güvenliği
Uzmanı
Üç bloklu, 10 katlı bir
sitede oturuyorum. Her
blokta birbirini tanımayan 40 kişi yaşıyor.
Kalabalık olduğu için kişilerin birbirini
tanıması oldukça zor. Sitemizin güvenliği
yok ama olmalı. Kişilerin birbirini
tanımadığı bir ortamda hırsızlık benzeri
olaylar çok daha kolay olacaktır. Güvenlik
olursa her şey daha kontrollü olur. En
azından caydırıcı olabilir; çocuklarımızı
gönül rahatlığıyla bahçede oynatabiliriz.
Kemal İz
Yaşı: 32
Mesleği: Serbest Meslek
Güvenlik elemanlarıyla
korunan bir sitede
oturmak, böylesi bir
güvenlik unsurunun olmadığı bir yerde
oturmaktan kuşkusuz daha güvenli.
Aracınızı park ettiğiniz bölgenin
kameralarla ve güvenlik elemanlarıyla
kontrol ediliyor olması ve siteye girişlerin
denetim altında tutuluyor olması önemli.
Asıl önemli olan ise, evde olmadığınız
süre zarfında da evinizin güvenliğinin
sağlanıyor oluşu.
Ülkü Kaçar
Yaşı: 36
Mesleği: Lojistik Müdürü
Günümüzde en çok
sorduğumuz sorulardan
birisi de güvenliğimizi nasıl
sağlayabiliriz sorusu… Eğer bir
sitede oturuyorsanız içiniz biraz
daha rahat ediyor. Sizi, evinizi ve
ailenizi profesyonelce koruyan özel
güvenlik görevlileri var. Bu rahatlık
sizin ailenize ve sosyal hayatınıza
daha fazla zaman ayırabilmenize de
olanak sağlıyor. Sitenizin özel güvenlik
görevlileri ve kameralarla gece gündüz
korunuyor olması biraz lüks gibi
görünse de, aslında olası hasarların
önüne geçebilmek için lüksten öte
bir zaruret… Sitemizde güvenlik
önlemlerini benim adına düşünen ve
bu tedbirleri yasalarla paralel olarak
alan bir güvenlik firmasının olması,
site sakinleri olan bizlerin hayatını
kolaylaştırıyor.
Uzman görüşü
Site ve rezidans benzeri yaşam
alanlarında güvenlik konseptinin
oluşturulmasında, binanın proje
aşamasından itibaren takibi ve tesisi
önem arz ediyor. İnşaat başlamadan
güvenlik konseptinin, tasarımının
netleştirilmesi, inşaatın bu detaylar göz
önüne alınarak planlanması gerekiyor.
Güvenlik konsepti netleştirildikten sonra
ise, diğer önemli hususlar devreye giriyor:
Ehil ve deneyimli personel, profesyonel
bakış açısına sahip güvenlik firması
ve elbette aynı bakış açısına sahip bir
tesis yönetimi… Dolayısıyla; aynı çatı
altında toplanan ve koşulsuz müşteri
memnuniyeti odaklı verilen hizmetler, site
ve rezidans yaşamını güvenli kılıyor.
444 15 98

Benzer belgeler

Anadolu Sağlık Merkezi`nde Tepe Güvenlik farkı

Anadolu Sağlık Merkezi`nde Tepe Güvenlik farkı TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi, ISSN: 2148-4619 Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: ...

Detaylı