Haftanın Ortası
Transkript
Haftanın Ortası
Haftanın Ortası Güncel konularla her Çarşamba Haftanın Ortası artık her Çarşamba posta kutunuzda. Son dönemin en önemli eko politik olayları arasında Haziran ortalarından bu yana petrol fiyatında kaydedilen sert ve beklenmedik düşüş yer alıyor. Bu düşüşün nedenleri arasında küresel talebin zayıflığı elbette var – başta son 10 yılda artan petrol talebinin ana kaynağı Çin ekonomisi olmak üzere. Ancak, bu yüzyılın devrimi diyebileceğimiz kaya petrolünün son altı yılda ABD’de günlük petrol üretiminin yarısına gelmiş olması fiyatlardaki temel düşüşün diğer önemli kaynağı. 3 Aralık 2014 Petrol bir kez daha dünyayı değiştiriyor… Petrol fiyatları Haziran ayından bu yana artan bir ivme ile düşüş eğiliminde. Brent petrolü varil başına 70 dolarla Haziran’dan bu yana %40 gerilemiş durumda. Petrol fiyatlarındaki düşüşün nedenleri arasında, son yıllarda artan petrol talebinin üçte birinin kaynağı olan Çin de dahil olmak üzere küresel ölçekte talep kaynaklı problemler var elbette. Ancak, resmin diğer tarafında ABD’deki kaya petrolü üretimindeki artış yer almakta. Keza, ABD’nin petrol üretimi kaya petrolünün de eklenmesiyle son 30 yılın zirvesine ulaşmış durumda. Bütçelerini dengelemek için petrol varil fiyatının 80 doların üzerinde olmasını isteyen petrol zengini ülkeler açısından bu durum ileri derecede kaygı verici. Petrol fiyatının varil başına 120 doların altına inmesi durumunda bütçe dengesi eksiye dönen Rusya açısındansa, batının ekonomik ambargosuyla birleştiğinde 70 dolar civarındaki petrol fiyatı durgunluk ölçüsünde rahatsız edici. Oysaki geçtiğimiz Cuma günü, Suudi Arabistan’ın, Venezuela ve İran’ın baskılarına boyun eğmemesi sonucunda dünya petrolünün yaklaşık %40’ını Grafik 1. Yıllık Dünya Petrol Arz/Talep Değişimi (2003-14-milyon varil/gün) Biz de bu hafta petrol fiyatlarındaki hareketlerden yola çıkarak, petrol arzındaki yapısal değişiklikleri ele aldık. ABD ve OPEC arasındaki yeni dönemin petrol savaşını inceledik. Petrol fiyatlarında kalıcı diye nitelendirilebilecek düşük seviyenin FED’in faiz kararına olası etkilerini inceledik. Keyifli okumalar dileriz. Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu 1 üreten Petrol İhraç Eden Ülkeler Organizasyonu (OPEC), günlük 30 milyon varil olan petrol üretim kotasını sabit tutma kararı aldı. 1970’lerin başından bu yana üretim kısıtlamalarıyla petrol fiyatlarını kolayca yukarı döndürerek zaman zaman küresel şoklar yaratmayı başarmış OPEC, Kasım sonunda Viyana’da yaptığı toplantıda nedense bu sefer fiyatlardaki dengenin piyasa şartlarında oluşmasını daha uygun buldu. OPEC üretimi neden sabit tuttu? OPEC, petrol üreticileri arasındaki kartel yapısı sayesinde 1970’lerden bu yana petrol fiyatlarını zaman zaman manipüle ediyor. En azından kartel yapısını koruduğu ölçüde; çünkü OPEC toplantılarında alınan üretim kararları OPEC ülkeleri için pratikte çoğu zaman bağlayıcı olamıyor. Bunun nedeni de, OPEC içinde ülkelerin bütçelerini dengelemeleri için gereken petrol varil fiyatının birbirinden farklı olması. Suudi Arabistan için bu seviye 100 dolar civarındayken, İran için bu seviye 130 dolarda, Venezuela için ise 160 dolarda bulunuyor. Suudi Arabistan ise OPEC içinde toplam üretimin %30’unu yaparak, örgütün lideri konumunda. Bu nedenle de, geçmişe bakınca OPEC’in üretimi kısma veya artırma kararının uygulayıcısı hep Suudi Arabistan olarak ortaya çıkıyor. Petrol fiyatlarının 70 doların altına indiği bu ortamda, OPEC Venezuela ve İran’ın istedikleri gibi, üretimi kısarak piyasayı “dengeleme” kararı alsaydı, de facto olarak yine önce Suudi Arabistan’ın üretim seviyesini düşürmesi gerekecekti. Keza, Suudi Arabistan’la beraber hareket eden Kuveyt ve BAE hariç, başta Güney Amerika ve Afrika ülkeleri olmak üzere, diğer OPEC üyeleri harcama seviyeleri açısından uzun bir süredir maksimum kapasite ile üretim yapmaya kendilerini bağlamış durumdalar. İran ise zaten Suudilerin üretimi düşürmesi durumunda, üzerindeki ekonomik Grafik 2. OPEC ÜyeleriPetrol Üretimi (2011-14 milyon varil/gün) Grafik 3. Ülkelerin Bütçelerini Dengelemeleri İçin Gereken Petrol Fiyatı (USD/brrl-2014) Katar 71,3 Kuveyt 75,5 BAE 80,2 Suudi A. 99,2 Rusya 100,1 Ürdün 100,7 Irak 111,2 Nijerya 126,2 İran 130,5 Cezayir 132,4 Bahreyn 136,2 Yemen 160 Venezuella 162 Libya 316,8 0 100 200 300 400 Kaynak: Bloomberg ambargolar nedeniyle üretimini yükseltip petrol piyasasından daha fazla pay kaparak gelir artırmak için kapıda bekliyor. OPEC dışındaki iki büyük üretici var. Rusya ve ABD. Rusya batının ekonomik ambargosu ve ruble üzerindeki atak nedeniyle, düşen petrol fiyatlarına rağmen üretim seviyesini kısmayı düşünmez bile. Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu 3 Aralık 2014 2 ABD’de ise durum son 10 yılda çok değişti. Kaya petrolü üretimi son altı yılda neredeyse sıfırdan, ülkenin günlük 9 milyon varillik petrol üretiminde %50 paya ulaştı. Bu artış öylesine güçlü bir şekilde geldi ki; Libya’daki iç savaş ve İran yaptırımları nedeniyle oluşan arz kaybı petrol piyasasında hissedilmedi bile. Fiyatlar düştükçe, kaya petrolü üretimi de daha masraflı hale geliyor olsa da, fiyat seviyesinin üreticiler açısından zarar tarafına dönmesine daha hatırı sayılır bir marj var. Yine de Brent varil fiyatının 60-70 dolar aralığına oturması artan kaya petrolü üretiminde %30 oranında bir yavaşlama anlamına geliyor. 1986’da Suudi Arabistan, üretimini artırarak petrol fiyatlarındaki sert düşüş yoluyla başta Amerikalı firmalar olmak üzere birçok üreticiyi oyunun dışında bırakarak pazar payını artırmayı başarmıştı. Şimdi ise üretim seviyesini indirmeyerek benzer bir hedefin peşinde gibi duruyor. Bu çerçevede, OPEC'in üretimi sabit tutma kararı, aslında ABD'de artan kaya petrolü üretimi karşısında, başta Suudi Arabistan olmak üzere üye ülkelerin pazardaki hakimiyetlerini korumak istemelerinden kaynaklanıyor. Zaten, OPEC üretimi kısar da fiyatlarda hafif bir yukarı yönlü düzelme olursa, bu hem ABD kaya gazı üretiminin ivme kaybetmeden devamı anlamına gelecek, hem de bunun yanında Suudi Arabistan’ın 1980’ler tecrübesine paralel şekilde, simdi yine gönüllü indirdiği üretimle beraber pazar payını OPEC içindeki diğer ülkelere kaptırması anlamına gelecek. Çünkü, 1980’lerden farklı olarak bu dönemde rekabet tabi, ABD yerine Çin üzerine yoğunlaşmış durumda. Dolayısıyla, ABD’nin kaya petrolü üretimi tehdidi karşısında Suudi’lerin OPEC üzerinden aldıkları üretimi sabit tutma kararını, “petrol savaşlarında yeni bir tur” olarak da tanımlamak mümkün. Grafik 4. Çin Hampetrol İthalatında Seçilmiş Paylar (2011-14) Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu 3 Aralık 2014 3 Ya sonra? 80 dolar neden önemli? Arz fazlası olarak adlandırılabilecek mevcut durum içinde, petrol piyasalarında genel dinamiğin düşük fiyatlar tarafında olduğu görülüyor. Ancak, OPEC’ten arzı kısma kararının çıkmamasına karşın, petrol fiyatındaki düşüşün durması ve hatta küçük bir sıçrama yaşanmış olması ilginç. Bu sıçramaya kalıcı demek zor olsa da, görülen o ki; petrol piyasası arz-talep dengesinin ötesindeki değişkenlerde de bir farklılık yaşanmakta. Petrol fiyatının varil başına 70 doların altına inmesiyle beraber bir anlamda petrol ihraç eden ülkelerden petrol ithal eden ülkelere yönelen servet; İran’ın nükleer programı üzerine yapılan pazarlıklardan Rusya ambargosuna ve FED’in faiz artırım sürecine kadar bir çok dengeyi değiştirebilecek güçte. Esasta, kaya petrolü ve kaya gazı üretiminin ABD merkezli çoğalmasıyla jeo-politik ölçekte de önemli değişiklikler yaşanmakta. Herşeyden önce, Amerikalı tüketiciler açısından petrol fiyatlarının bir sene mevcut seviyelerde kalması, ceplerinden normal şartlarda benzin için çıkacak 230 milyar doların, gıda, giyim ve diğer mallar için harcanması anlamına gelecek. Bu fiyatlardan petrol satan OPEC ülkelerinin cebine girmeyen yıllık 590 milyar dolar başta ABD, Çin ve Japonya piyasaları için ekstra destek anlamına gelecek. Petrol üreten firmaların ise yıllık gelirlerindeki düşüş 1,5 trilyon dolar gibi inanılmaz bir seviyeye ulaşacak. En büyük zararı da Rusya, İran ve Venezuela görecek. Sonuç olarak, petrol üreticisi ülkeler ve şirketler zor bir zamandan geçse de, petrol fiyatlarındaki düşüş, bir sene boyunca kalıcı olduğu varsayıldığında dünya ekonomik büyümesine 2015 için %0,5-1,0 arasında katkı sağlayabilecek boyutta. Fakat, düşen fiyatların gereği olarak ABD petrol üretiminde düşüş bekleyenler de var. Bu senaryoda, 70 doların altındaki petrol fiyatı, sermaye yoğun kaya petrolü üretimine genel olarak çok yüksek miktarlı kredilerle girmiş üreticileri zor durumda bırakmaya başlayacak. Üstelik, FED’in faiz artırmasının beklendiği 2015 yılında bu etki daha da fazla elle tutulur hale gelebilecek. Yeni üretim noktaları için fon bulmak, ortalama Brent fiyatının varil başına 100 doların üzerinde olduğu geçen dört yıldaki kadar kolay olmayacak. Bu nedenle de, üretimin azalması petrol fiyatına bir taban oluşturduktan sonra, fiyatların düştüğü hızda olmasa da yavaş yavaş artmasıyla sonuçlanacak. Aynı senaryonun içinde, düşen benzin fiyatının da araç kullanım oranını tetikleyerek, petrol talebini tekrar yükseltmesi de var. Zaten varil başına 80 dolarlık Brent fiyatı kaya gazı üretimine devam için başabaş niteliğinde. Küresel anlamda petrole olan talebin yükselmesi durumunu destekleyen bir başka senaryo da, Avrupa Merkez Bankası’nın Yunanistan dahil ülke bonolarını satın almak zorunda kalmasıyla, Avrupa bankaları ve beraberinde Avrupa ekonomilerine yönelik beklentileri iyileştirmesi. Gerçeğin şekillenişini önümüzdeki aylarda hep beraber izleyeceğiz. Petrol fiyatının seyri ve FED’in faiz kararı… Şu durumda FED faiz artırımında elini- en azından Grafik 5. ABD Kaya Petrolü/Gazı Üretimi Başabaş Fiyatlar (2014-US$/varil) Kaynak: Bloomberg 3 Aralık 2014 4 2015 içinde- hızlı tutmamayı seçebilir. Keza, parasal genişleme sonucunda hedeflediği şekilde yükselen enflasyonist baskılar bir yanda; petrol fiyatlarının ani ve beklenmedik şekilde sert düşüşünün yarattığı deflasyonist etkiler diğer yanda. FED açısından bakınca faiz artımı öncesinde petrol fiyatlarındaki mevcut seviyenin düşündürmesi gereken birkaç faktör var: 1. Brent petrol varil fiyatının 100 doların altında kalması, ABD ekonomisi için enflasyonun kontrol altında kalması anlamına gelir. Hatta, aşırı düşük enflasyon tehdidi hala konuşulurken, FED ekonomik verileri izlemek adına zaman kazanmış gibi algılayabilir. 2. Düşük petrol fiyatları Japonya ve Avrupa Merkez Bankalarının gevşeme konusunda tam gaz ilerlemeleri anlamına gelir ki, bu da en azından kısa vadede doların daha da değer kazanması, faizlerin bir miktar daha düşmesi ile sonuçlanır. 3. Düşük petrol fiyatlarının petrol üretimini düşererek ekonomik büyümeyi yavaşlatması; petrol şirketlerinin ve buna bağlı bazı bankaların zorlanması anlamına gelebilir ki, FED açısından faiz kararı öncesi düşündürücü olabilir. 4. Buna karşın, düşen petrol fiyatları tüketicinin güvenini artırarak, alım gücünü de etkileyerek, büyük ölçüde tüketime dayalı ABD ekonomisinde büyüme yönünde daha kuvetli bir etki yaratacaktır. Bu faktörler düşünüldüğünde, kısa vadede enflasyonu bastıran düşük petrol fiyatı, ABD için benzer vadede ekonomik aktivitenin artmasını sağlayacak. Üstelik tam da emek piyasasında ekonomik canlanmanın izleri görülmeye başlamışken. gas), sıkı kumtaşı tabakası içinden üretilene “sıkı gaz” (tight gas) ve kömür tabakası içinden üretiliyorsa “Kömür gazı” (coalbed methane) şeklinde tanımlanıyor. Dolayısıyla, ana senaryoda 70 doların petrol fiyatı açısından dip oluşturacağı ve 2015 için Brent varil fiyatının 70-80 dolar civarına oturacağı varsayıldığında, FED’in faiz artırımını 2015 ötesine ertelemesi pek de mantıklı görünmüyor. Kaya gazına/petrolüne ulaşmak için yerin 4 veya 5 bin metre derinliğine iniliyor. Bu seviyede zengin fosil içeren kaya katmanlarının içinde bulunan petrol/gaz çıkartılarak işlenip, enerji elde ediliyor. Kaya gazı veya petrolünün çıkartılması için yatay sondaj ve hidrolik kırılma (yer altında kaya oluşumlarının içindeki petrol ve doğal gazın yüksek basınçla püskürtülen kum, kimyasallar ve su karışımıyla çıkarılması) teknolojisi gerekiyor. Buna karşın, 2016’yı da ufka eklersek, FED faiz artırımlarının 2015 sonlarına ertelenmesinin; artacak petrol fiyatı, ücretler ve ekonomik aktiviteye paralel 2016’da beklenen faiz artırımlarının daha fazla ve daha hızlı olmasını gerektireceği sonucuna varabiliriz. Kaya Petrolü –Bu yüzyılın devrimi Yazının bu kısmı dünya petrol piyasalarını ve ötesini bunca etkileyen kaya petrolü ve kaya gazının ne olduğunu merak edenler için. PwC tarafından 2013’te yayımlanan rapora göre kaya petrolünün küresel etkisi, gelecek 20 yılda dünya enerji piyasalarında köklü değişiklikler yaratacak. Değişiklikler, önemli ölçüde azalan petrol ve doğalgaz fiyatları, artan küresel GSYİH, değişen jeopolitik konumlar, petrol ve doğalgaz şirketleri için değişen iş modelleri anlamına gelecek. Artan kaya petrolü arzı sonucunda küresel petrol fiyatları gerilerken, aynı maliyet ile daha üretim mümkün olacak. Çin,36 trilyon m³ ile dünya kaya gazı rezervleri konusunda lider durumda. Onu 24,3 trilyon m³ ile ABD, 21,8 trilyon m³ Arjantin, 19,2 trilyon m³ Meksika,13,7 trilyon m³ Güney Afrika izliyor. Avrupa’da ise bu rezerv değerleri; Polonya’da 5,3 trilyon m³, Fransa’da 5,1 trilyon m³, İsveç’te 1,2 trilyon m³,Danimarka’da 0,7 trilyon m³, Ukrayna’da 0,6 trilyon m³, Hollanda’da 0,6 trilyon m³, Türkiye’de 0,6 trilyon m³ olarak tahmin ediliyor. Kaya petrolü üretimi önümüzdeki 20 sende küresel petrol üretiminin %12’sine kadar ulaşma potansiyeline sahip; bu da günde yaklaşık 14 milyon varile denk Grafik 6. Kaya Petrolü/Gazı Nasıl Çıkartılır? Kaya Gazı-Kaya Petrolü (shale gas-shale oil): Petrol ve doğalgazın alternatifi olarak gündeme gelen kaya gazı ve kaya petrolü, yerin yüzlerce metre altında yer alan küçük taneli tortul kayaçların (şeyl) gözeneklerinde yer alan petrol veya doğalgazı tanımlıyor. Doğalgaz eğer kil tabakasından üretiliyor ise “kaya gazı” (shale 3 Aralık 2014 Kaynak: Enerji Dergi 5 geliyor. Bu fazladan arz, talepteki uç hareketlerden bağımsız olarak küresel petrol fiyatlarını 2035’te % 25-40 oranlarına kadar aşağı sabit tutabilir. Kaya petrolü üretiminde 1980’lerden bu yana devlet desteği ile yapılan muazzam yatırımlar sayesinde şimdilik ABD tekel olsa da, üretim tüm dünyada yayıldıkça bu etkiler küresel GSYİH’de 2035’te yaklaşık %2,33,7 oranında tahmini bir artışı yavaş yavaş oluşturacak. Bu da o yılda toplam küresel GSYİH’ye İngiltere ekonomisi ölçeğinde bir ilavenin olması anlamına geliyor. Bununla birlikte, petrol fiyatındaki gerilemenin ekonomik faydaları ülkelere göre önemli farklılık gösterecek. Hindistan ve Japonya gibi büyük net petrol ithalatçıları kaya petrolü üretimi sayesinde büyüme oranlarını önemli ölçülerde katlayacaklar. ABD enerji bağımsızlığını ilan ederken, Çin, Almanya ve İngiltere önümüzdeki 10-20 yılda üretime geçerek, kaya petrolü sayesinde enerji bağımlılıklarını azaltacaklar. Rusya ve Orta Doğu gibi büyük petrol ihracatçıları, kendi kaya petrolü kaynaklarını büyük miktarda geliştiremedikleri sürece uzun vadede bu süreçten ciddi zararlarla çıkacaklar. ABD kaya petrolü çıkarma tekniklerinin ilerlemesiyle birlikte enerjisi kısıtlı bir ülke olmaktan çıkarak Rusya ve Suudi Arabistan’ı da geride bırakarak dünyanın en büyük enerji üreticisi konumuna yükseldi. 2010-2014 arasında kaya gazı üretimini %25 artırmayı başaran ABD, hem doğalgaz üreticisi olarak Rusya’yı geride bıraktı; hem de 2014’ün ilk çeyreğinde günde 11 milyon varilin üzerinde ham petrol çıkarırken (doğal gazdan ayrılan likit petrol dahil); Rusya’nın günlük üretimi 10,53 milyon varil, Suudi Arabistan’ınki ise 9,45 milyon varil seviyesinde kaldı. Kaya petrolü üretimindeki bu olağanüstü artışla birlikte ithalatını büyük oranda düşüren ABD’nin diğer büyük petrol üreticilerine olan bağımlılığı azaldı. ABD 2005’te akaryakıt tüketim ihtiyacının %60’ını net ithalatla karşılarken bu oran 2014’te % 30’lara doğru geriledi. Önümüzdeki birkaç yılda bu oranın %20 ile 1970 yılından bu yana görülen en düşük seviyeye gerileyeceği öngörülüyor. Kısaca, kaya petrolü arzının artarak petrol fiyatlarını düşürmesi, kaya petrolü üretiminin potansiyel etkilerinin petrol sektörünün çok daha ötesine geçeceğini gösteriyor. Küresel ekonomi, enerji güvenliği, enerji bağımsızlığı gibi kavramlar yeniden şekillenirken; üretim maliyetlerinin görece düşüklüğü kaya petrolü üretiminin ABD dışına da yayılacağı anlamına geliyor. Grafik 7. Petrol Piyasası Ham WTI Tarihsel Fiyatlar (1970-2017) Kaynak: Macrotrends.net 3 Aralık 2014 6 Türkiye'de kaya gazı Amerikan Enerji Enformasyon Ajansı’nın (EIA) yayınladığı bir rapora göre Türkiye'de Güneydoğu Anadolu havzasında, Dadaş ile Trakya havzasında, Hamitabat formasyonlarında çıkarılabilir kaya gazı miktarı 680 milyar m3 olarak veriliyor. Bu miktar Türkiye’nin bugünkü yıllık tüketimi (46 milyar m3) esas alınırsa yaklaşık 14-15 yıllık bir tüketime denk düşüyor. Türk yetkililer ise henüz mevcut kaya gazı ve petrol rezervlerini ilan etmediler. Çalışmalar henüz, küresel ölçekli enerji şirketleriyle yürütülen sondajlı ön araştırma aşamasında bulunuyor. bir değişimin sağlanması açısından önemli bir zaman dilimi yaratabilir. Türkiye’de kaya petrolünün üretimi cari açık tarafından bakıldığında Türkiye’nin enerji bağımlı konumunu değiştirmese de, yükün hafifletilerek yapısal İletişim: Güldem Atabay Şanlı Direktör, Araştırma ve Strateji +90 530 016 98 69 [email protected] Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.”) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri: 03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002 yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden gelmektedir. Egeli & Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır. YASAL UYARI: Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir. (Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri, çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve yayınlanamaz. 3 Aralık 2014 7 8