Haftanın Ortası

Transkript

Haftanın Ortası
Haftanın Ortası
Güncel konularla her Çarşamba
Haftanın Ortası artık her
Çarşamba posta kutunuzda.
Son dönemin en önemli eko
politik olayları arasında Haziran
ortalarından bu yana petrol
fiyatında kaydedilen sert ve
beklenmedik düşüş yer alıyor.
Bu düşüşün nedenleri arasında
küresel talebin zayıflığı elbette var
– başta son 10 yılda artan petrol
talebinin ana kaynağı Çin
ekonomisi olmak üzere.
Ancak, bu yüzyılın devrimi
diyebileceğimiz kaya petrolünün
son altı yılda ABD’de günlük petrol
üretiminin yarısına gelmiş olması
fiyatlardaki temel düşüşün diğer
önemli kaynağı.
3 Aralık 2014
Petrol bir kez daha dünyayı
değiştiriyor…
Petrol fiyatları Haziran ayından bu
yana artan bir ivme ile düşüş
eğiliminde. Brent petrolü varil
başına 70 dolarla Haziran’dan bu
yana %40 gerilemiş durumda.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün
nedenleri arasında, son yıllarda
artan petrol talebinin üçte birinin
kaynağı olan Çin de dahil olmak
üzere küresel ölçekte talep kaynaklı
problemler var elbette. Ancak,
resmin diğer tarafında ABD’deki
kaya petrolü üretimindeki artış yer
almakta. Keza, ABD’nin petrol
üretimi kaya petrolünün de
eklenmesiyle son 30 yılın zirvesine
ulaşmış durumda.
Bütçelerini dengelemek için
petrol varil fiyatının 80 doların
üzerinde olmasını isteyen petrol
zengini ülkeler açısından bu
durum ileri derecede kaygı
verici. Petrol fiyatının varil
başına 120 doların altına inmesi
durumunda bütçe dengesi eksiye
dönen Rusya açısındansa,
batının ekonomik ambargosuyla
birleştiğinde 70 dolar civarındaki
petrol fiyatı durgunluk ölçüsünde
rahatsız edici.
Oysaki geçtiğimiz Cuma günü,
Suudi Arabistan’ın, Venezuela ve
İran’ın baskılarına boyun
eğmemesi sonucunda dünya
petrolünün yaklaşık %40’ını
Grafik 1. Yıllık Dünya Petrol Arz/Talep Değişimi (2003-14-milyon varil/gün)
Biz de bu hafta petrol
fiyatlarındaki hareketlerden yola
çıkarak, petrol arzındaki yapısal
değişiklikleri ele aldık.
ABD ve OPEC arasındaki yeni
dönemin petrol savaşını inceledik.
Petrol fiyatlarında kalıcı diye
nitelendirilebilecek düşük
seviyenin FED’in faiz kararına
olası etkilerini inceledik.
Keyifli okumalar dileriz.
Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu
1
üreten Petrol İhraç Eden Ülkeler
Organizasyonu (OPEC), günlük
30 milyon varil olan petrol üretim
kotasını sabit tutma kararı aldı.
1970’lerin başından bu yana
üretim kısıtlamalarıyla petrol
fiyatlarını kolayca yukarı
döndürerek zaman zaman
küresel şoklar yaratmayı
başarmış OPEC, Kasım sonunda
Viyana’da yaptığı toplantıda
nedense bu sefer fiyatlardaki
dengenin piyasa şartlarında
oluşmasını daha uygun buldu.
OPEC üretimi neden sabit
tuttu?
OPEC, petrol üreticileri arasındaki
kartel yapısı sayesinde
1970’lerden bu yana petrol
fiyatlarını zaman zaman
manipüle ediyor. En azından
kartel yapısını koruduğu ölçüde;
çünkü OPEC toplantılarında
alınan üretim kararları OPEC
ülkeleri için pratikte çoğu zaman
bağlayıcı olamıyor. Bunun nedeni
de, OPEC içinde ülkelerin
bütçelerini dengelemeleri için
gereken petrol varil fiyatının
birbirinden farklı olması. Suudi
Arabistan için bu seviye 100 dolar
civarındayken, İran için bu seviye
130 dolarda, Venezuela için ise
160 dolarda bulunuyor.
Suudi Arabistan ise OPEC içinde
toplam üretimin %30’unu yaparak,
örgütün lideri konumunda. Bu
nedenle de, geçmişe bakınca
OPEC’in üretimi kısma veya
artırma kararının uygulayıcısı hep
Suudi Arabistan olarak ortaya
çıkıyor.
Petrol fiyatlarının 70 doların altına
indiği bu ortamda, OPEC Venezuela
ve İran’ın istedikleri gibi, üretimi
kısarak piyasayı “dengeleme”
kararı alsaydı, de facto olarak yine
önce Suudi Arabistan’ın üretim
seviyesini düşürmesi gerekecekti.
Keza, Suudi Arabistan’la beraber
hareket eden Kuveyt ve BAE hariç,
başta Güney Amerika ve Afrika
ülkeleri olmak üzere, diğer OPEC
üyeleri harcama seviyeleri
açısından uzun bir süredir
maksimum kapasite ile üretim
yapmaya kendilerini bağlamış
durumdalar. İran ise zaten
Suudilerin üretimi düşürmesi
durumunda, üzerindeki ekonomik
Grafik 2. OPEC ÜyeleriPetrol Üretimi (2011-14 milyon varil/gün)
Grafik 3. Ülkelerin Bütçelerini
Dengelemeleri İçin Gereken Petrol
Fiyatı (USD/brrl-2014)
Katar
71,3
Kuveyt
75,5
BAE
80,2
Suudi A.
99,2
Rusya
100,1
Ürdün
100,7
Irak
111,2
Nijerya
126,2
İran
130,5
Cezayir
132,4
Bahreyn
136,2
Yemen
160
Venezuella
162
Libya
316,8
0
100
200
300
400
Kaynak: Bloomberg
ambargolar nedeniyle üretimini
yükseltip petrol piyasasından
daha fazla pay kaparak gelir
artırmak için kapıda bekliyor.
OPEC dışındaki iki büyük üretici
var. Rusya ve ABD.
Rusya batının ekonomik
ambargosu ve ruble üzerindeki
atak nedeniyle, düşen petrol
fiyatlarına rağmen üretim
seviyesini kısmayı düşünmez bile.
Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu
3 Aralık 2014
2
ABD’de ise durum son 10 yılda
çok değişti. Kaya petrolü üretimi
son altı yılda neredeyse sıfırdan,
ülkenin günlük 9 milyon varillik
petrol üretiminde %50 paya ulaştı.
Bu artış öylesine güçlü bir şekilde
geldi ki; Libya’daki iç savaş ve
İran yaptırımları nedeniyle oluşan
arz kaybı petrol piyasasında
hissedilmedi bile.
Fiyatlar düştükçe, kaya petrolü
üretimi de daha masraflı hale
geliyor olsa da, fiyat seviyesinin
üreticiler açısından zarar tarafına
dönmesine daha hatırı sayılır bir
marj var. Yine de Brent varil
fiyatının 60-70 dolar aralığına
oturması artan kaya petrolü
üretiminde %30 oranında bir
yavaşlama anlamına geliyor.
1986’da Suudi Arabistan, üretimini
artırarak petrol fiyatlarındaki sert
düşüş yoluyla başta Amerikalı
firmalar olmak üzere birçok
üreticiyi oyunun dışında bırakarak
pazar payını artırmayı başarmıştı.
Şimdi ise üretim seviyesini
indirmeyerek benzer bir hedefin
peşinde gibi duruyor.
Bu çerçevede, OPEC'in üretimi
sabit tutma kararı, aslında
ABD'de artan kaya petrolü
üretimi karşısında, başta
Suudi Arabistan olmak üzere
üye ülkelerin pazardaki
hakimiyetlerini korumak
istemelerinden kaynaklanıyor.
Zaten, OPEC üretimi kısar da
fiyatlarda hafif bir yukarı yönlü
düzelme olursa, bu hem ABD
kaya gazı üretiminin ivme
kaybetmeden devamı anlamına
gelecek, hem de bunun yanında
Suudi Arabistan’ın 1980’ler
tecrübesine paralel şekilde, simdi
yine gönüllü indirdiği üretimle
beraber pazar payını OPEC
içindeki diğer ülkelere kaptırması
anlamına gelecek. Çünkü,
1980’lerden farklı olarak bu
dönemde rekabet tabi, ABD
yerine Çin üzerine yoğunlaşmış
durumda.
Dolayısıyla, ABD’nin kaya
petrolü üretimi tehdidi
karşısında Suudi’lerin OPEC
üzerinden aldıkları üretimi
sabit tutma kararını, “petrol
savaşlarında yeni bir tur”
olarak da tanımlamak
mümkün.
Grafik 4. Çin Hampetrol İthalatında Seçilmiş Paylar (2011-14)
Kaynak: BBC, Cuneyt Kazokoglu
3 Aralık 2014
3
Ya sonra? 80 dolar neden
önemli?
Arz fazlası olarak
adlandırılabilecek mevcut durum
içinde, petrol piyasalarında genel
dinamiğin düşük fiyatlar tarafında
olduğu görülüyor. Ancak,
OPEC’ten arzı kısma kararının
çıkmamasına karşın, petrol
fiyatındaki düşüşün durması ve
hatta küçük bir sıçrama yaşanmış
olması ilginç.
Bu sıçramaya kalıcı demek zor olsa
da, görülen o ki; petrol piyasası
arz-talep dengesinin
ötesindeki değişkenlerde de bir
farklılık yaşanmakta. Petrol
fiyatının varil başına 70 doların
altına inmesiyle beraber bir
anlamda petrol ihraç eden
ülkelerden petrol ithal eden
ülkelere yönelen servet; İran’ın
nükleer programı üzerine yapılan
pazarlıklardan Rusya ambargosuna
ve FED’in faiz artırım sürecine
kadar bir çok dengeyi
değiştirebilecek güçte.
Esasta, kaya petrolü ve kaya gazı
üretiminin ABD merkezli
çoğalmasıyla jeo-politik ölçekte de
önemli değişiklikler yaşanmakta.
Herşeyden önce, Amerikalı
tüketiciler açısından petrol
fiyatlarının bir sene mevcut
seviyelerde kalması, ceplerinden
normal şartlarda benzin için
çıkacak 230 milyar doların, gıda,
giyim ve diğer mallar için
harcanması anlamına gelecek. Bu
fiyatlardan petrol satan OPEC
ülkelerinin cebine girmeyen yıllık
590 milyar dolar başta ABD, Çin
ve Japonya piyasaları için ekstra
destek anlamına gelecek. Petrol
üreten firmaların ise yıllık
gelirlerindeki düşüş 1,5 trilyon
dolar gibi inanılmaz bir seviyeye
ulaşacak. En büyük zararı da
Rusya, İran ve Venezuela görecek.
Sonuç olarak, petrol üreticisi
ülkeler ve şirketler zor bir
zamandan geçse de, petrol
fiyatlarındaki düşüş, bir sene
boyunca kalıcı olduğu
varsayıldığında dünya
ekonomik büyümesine 2015
için %0,5-1,0 arasında katkı
sağlayabilecek boyutta.
Fakat, düşen fiyatların gereği
olarak ABD petrol üretiminde
düşüş bekleyenler de var. Bu
senaryoda, 70 doların altındaki
petrol fiyatı, sermaye yoğun kaya
petrolü üretimine genel olarak çok
yüksek miktarlı kredilerle girmiş
üreticileri zor durumda bırakmaya
başlayacak. Üstelik, FED’in faiz
artırmasının beklendiği 2015
yılında bu etki daha da fazla elle
tutulur hale gelebilecek. Yeni
üretim noktaları için fon bulmak,
ortalama Brent fiyatının varil
başına 100 doların üzerinde
olduğu geçen dört yıldaki kadar
kolay olmayacak. Bu nedenle de,
üretimin azalması petrol fiyatına
bir taban oluşturduktan sonra,
fiyatların düştüğü hızda olmasa
da yavaş yavaş artmasıyla
sonuçlanacak. Aynı senaryonun
içinde, düşen benzin fiyatının da
araç kullanım oranını
tetikleyerek, petrol talebini tekrar
yükseltmesi de var.
Zaten varil başına 80 dolarlık
Brent fiyatı kaya gazı üretimine
devam için başabaş niteliğinde.
Küresel anlamda petrole olan
talebin yükselmesi durumunu
destekleyen bir başka senaryo
da, Avrupa Merkez Bankası’nın
Yunanistan dahil ülke bonolarını
satın almak zorunda kalmasıyla,
Avrupa bankaları ve beraberinde
Avrupa ekonomilerine yönelik
beklentileri iyileştirmesi.
Gerçeğin şekillenişini önümüzdeki
aylarda hep beraber izleyeceğiz.
Petrol fiyatının seyri ve FED’in
faiz kararı…
Şu durumda FED faiz
artırımında elini- en azından
Grafik 5. ABD Kaya Petrolü/Gazı Üretimi Başabaş Fiyatlar (2014-US$/varil)
Kaynak: Bloomberg
3 Aralık 2014
4
2015 içinde- hızlı tutmamayı
seçebilir. Keza, parasal
genişleme sonucunda hedeflediği
şekilde yükselen enflasyonist
baskılar bir yanda; petrol
fiyatlarının ani ve beklenmedik
şekilde sert düşüşünün yarattığı
deflasyonist etkiler diğer yanda.
FED açısından bakınca faiz artımı
öncesinde petrol fiyatlarındaki
mevcut seviyenin düşündürmesi
gereken birkaç faktör var:
1. Brent petrol varil fiyatının 100
doların altında kalması, ABD
ekonomisi için enflasyonun
kontrol altında kalması anlamına
gelir. Hatta, aşırı düşük
enflasyon tehdidi hala
konuşulurken, FED ekonomik
verileri izlemek adına zaman
kazanmış gibi algılayabilir.
2. Düşük petrol fiyatları Japonya ve
Avrupa Merkez Bankalarının
gevşeme konusunda tam gaz
ilerlemeleri anlamına gelir ki, bu
da en azından kısa vadede
doların daha da değer
kazanması, faizlerin bir miktar
daha düşmesi ile sonuçlanır.
3. Düşük petrol fiyatlarının petrol
üretimini düşererek ekonomik
büyümeyi yavaşlatması; petrol
şirketlerinin ve buna bağlı bazı
bankaların zorlanması anlamına
gelebilir ki, FED açısından faiz
kararı öncesi düşündürücü
olabilir.
4. Buna karşın, düşen petrol
fiyatları tüketicinin güvenini
artırarak, alım gücünü de
etkileyerek, büyük ölçüde
tüketime dayalı ABD
ekonomisinde büyüme yönünde
daha kuvetli bir etki
yaratacaktır.
Bu faktörler düşünüldüğünde, kısa
vadede enflasyonu bastıran düşük
petrol fiyatı, ABD için benzer
vadede ekonomik aktivitenin
artmasını sağlayacak. Üstelik tam
da emek piyasasında ekonomik
canlanmanın izleri görülmeye
başlamışken.
gas), sıkı kumtaşı tabakası
içinden üretilene “sıkı gaz” (tight
gas) ve kömür tabakası içinden
üretiliyorsa “Kömür
gazı” (coalbed methane)
şeklinde tanımlanıyor.
Dolayısıyla, ana senaryoda 70
doların petrol fiyatı açısından
dip oluşturacağı ve 2015 için
Brent varil fiyatının 70-80
dolar civarına oturacağı
varsayıldığında, FED’in faiz
artırımını 2015 ötesine
ertelemesi pek de mantıklı
görünmüyor.
Kaya gazına/petrolüne ulaşmak
için yerin 4 veya 5 bin metre
derinliğine iniliyor. Bu seviyede
zengin fosil içeren kaya
katmanlarının içinde bulunan
petrol/gaz çıkartılarak işlenip,
enerji elde ediliyor. Kaya gazı
veya petrolünün çıkartılması için
yatay sondaj ve hidrolik kırılma
(yer altında kaya oluşumlarının
içindeki petrol ve doğal gazın
yüksek basınçla püskürtülen kum,
kimyasallar ve su karışımıyla
çıkarılması) teknolojisi gerekiyor.
Buna karşın, 2016’yı da ufka
eklersek, FED faiz artırımlarının
2015 sonlarına ertelenmesinin;
artacak petrol fiyatı, ücretler ve
ekonomik aktiviteye paralel
2016’da beklenen faiz
artırımlarının daha fazla ve daha
hızlı olmasını gerektireceği
sonucuna varabiliriz.
Kaya Petrolü –Bu yüzyılın
devrimi
Yazının bu kısmı dünya petrol
piyasalarını ve ötesini bunca
etkileyen kaya petrolü ve kaya
gazının ne olduğunu merak
edenler için.
PwC tarafından 2013’te
yayımlanan rapora göre kaya
petrolünün küresel etkisi, gelecek
20 yılda dünya enerji
piyasalarında köklü değişiklikler
yaratacak.
Değişiklikler, önemli ölçüde azalan
petrol ve doğalgaz fiyatları, artan
küresel GSYİH, değişen
jeopolitik konumlar, petrol ve
doğalgaz şirketleri için değişen iş
modelleri anlamına gelecek. Artan
kaya petrolü arzı sonucunda
küresel petrol fiyatları gerilerken,
aynı maliyet ile daha üretim
mümkün olacak.
Çin,36 trilyon m³ ile dünya kaya
gazı rezervleri konusunda lider
durumda. Onu 24,3 trilyon m³ ile
ABD, 21,8 trilyon m³ Arjantin,
19,2 trilyon m³ Meksika,13,7
trilyon m³ Güney Afrika izliyor.
Avrupa’da ise bu rezerv değerleri;
Polonya’da 5,3 trilyon m³,
Fransa’da 5,1 trilyon m³, İsveç’te
1,2 trilyon m³,Danimarka’da 0,7
trilyon m³, Ukrayna’da 0,6 trilyon
m³, Hollanda’da 0,6 trilyon m³,
Türkiye’de 0,6 trilyon m³ olarak
tahmin ediliyor.
Kaya petrolü üretimi önümüzdeki
20 sende küresel petrol üretiminin
%12’sine kadar ulaşma
potansiyeline sahip; bu da günde
yaklaşık 14 milyon varile denk
Grafik 6. Kaya Petrolü/Gazı Nasıl Çıkartılır?
Kaya Gazı-Kaya Petrolü (shale
gas-shale oil): Petrol ve
doğalgazın alternatifi olarak
gündeme gelen kaya gazı ve kaya
petrolü, yerin yüzlerce metre
altında yer alan küçük taneli tortul
kayaçların (şeyl) gözeneklerinde
yer alan petrol veya doğalgazı
tanımlıyor.
Doğalgaz eğer kil tabakasından
üretiliyor ise “kaya gazı” (shale
3 Aralık 2014
Kaynak: Enerji Dergi
5
geliyor. Bu fazladan arz, talepteki
uç hareketlerden bağımsız olarak
küresel petrol fiyatlarını 2035’te %
25-40 oranlarına kadar aşağı sabit
tutabilir. Kaya petrolü üretiminde
1980’lerden bu yana devlet
desteği ile yapılan muazzam
yatırımlar sayesinde şimdilik ABD
tekel olsa da, üretim tüm dünyada
yayıldıkça bu etkiler küresel
GSYİH’de 2035’te yaklaşık %2,33,7 oranında tahmini bir artışı
yavaş yavaş oluşturacak. Bu da o
yılda toplam küresel GSYİH’ye
İngiltere ekonomisi ölçeğinde bir
ilavenin olması anlamına geliyor.
Bununla birlikte, petrol fiyatındaki
gerilemenin ekonomik faydaları
ülkelere göre önemli farklılık
gösterecek. Hindistan ve Japonya
gibi büyük net petrol ithalatçıları
kaya petrolü üretimi sayesinde
büyüme oranlarını önemli
ölçülerde katlayacaklar.
ABD enerji bağımsızlığını ilan
ederken, Çin, Almanya ve İngiltere
önümüzdeki 10-20 yılda üretime
geçerek, kaya petrolü sayesinde
enerji bağımlılıklarını
azaltacaklar.
Rusya ve Orta Doğu gibi büyük
petrol ihracatçıları, kendi kaya
petrolü kaynaklarını büyük
miktarda geliştiremedikleri sürece
uzun vadede bu süreçten ciddi
zararlarla çıkacaklar.
ABD kaya petrolü çıkarma
tekniklerinin ilerlemesiyle birlikte
enerjisi kısıtlı bir ülke olmaktan
çıkarak Rusya ve Suudi
Arabistan’ı da geride bırakarak
dünyanın en büyük enerji üreticisi
konumuna yükseldi. 2010-2014
arasında kaya gazı üretimini %25
artırmayı başaran ABD, hem
doğalgaz üreticisi olarak Rusya’yı
geride bıraktı; hem de 2014’ün
ilk çeyreğinde günde 11 milyon
varilin üzerinde ham petrol
çıkarırken (doğal gazdan ayrılan
likit petrol dahil); Rusya’nın
günlük üretimi 10,53 milyon varil,
Suudi Arabistan’ınki ise 9,45
milyon varil seviyesinde kaldı.
Kaya petrolü üretimindeki bu
olağanüstü artışla birlikte ithalatını
büyük oranda düşüren ABD’nin
diğer büyük petrol üreticilerine
olan bağımlılığı azaldı. ABD
2005’te akaryakıt tüketim
ihtiyacının %60’ını net ithalatla
karşılarken bu oran 2014’te %
30’lara doğru geriledi.
Önümüzdeki birkaç yılda bu oranın
%20 ile 1970 yılından bu yana
görülen en düşük seviyeye
gerileyeceği öngörülüyor.
Kısaca, kaya petrolü arzının
artarak petrol fiyatlarını
düşürmesi, kaya petrolü üretiminin
potansiyel etkilerinin petrol
sektörünün çok daha ötesine
geçeceğini gösteriyor. Küresel
ekonomi, enerji güvenliği, enerji
bağımsızlığı gibi kavramlar
yeniden şekillenirken; üretim
maliyetlerinin görece düşüklüğü
kaya petrolü üretiminin ABD dışına
da yayılacağı anlamına geliyor.
Grafik 7. Petrol Piyasası Ham WTI Tarihsel Fiyatlar (1970-2017)
Kaynak: Macrotrends.net
3 Aralık 2014
6
Türkiye'de kaya gazı
Amerikan Enerji Enformasyon
Ajansı’nın (EIA) yayınladığı bir
rapora göre Türkiye'de
Güneydoğu Anadolu havzasında,
Dadaş ile Trakya havzasında,
Hamitabat formasyonlarında
çıkarılabilir kaya gazı miktarı 680
milyar m3 olarak veriliyor. Bu
miktar Türkiye’nin bugünkü yıllık
tüketimi (46 milyar m3) esas
alınırsa yaklaşık 14-15 yıllık bir
tüketime denk düşüyor.
Türk yetkililer ise henüz mevcut
kaya gazı ve petrol rezervlerini
ilan etmediler. Çalışmalar
henüz, küresel ölçekli enerji
şirketleriyle yürütülen sondajlı ön
araştırma aşamasında
bulunuyor.
bir değişimin sağlanması
açısından önemli bir zaman dilimi
yaratabilir.
Türkiye’de kaya petrolünün
üretimi cari açık tarafından
bakıldığında Türkiye’nin enerji
bağımlı konumunu değiştirmese
de, yükün hafifletilerek yapısal
İletişim: Güldem Atabay Şanlı
Direktör, Araştırma ve Strateji
+90 530 016 98 69
[email protected]
Bu doküman Egeli & Co. Portföy Yönetim A.S. (“Egeli & Co.”) tarafından hazırlanmıştır. Egeli & Co. SPK düzenlemelerine tabi ve SPK
tarafından düzenlenen yetki belgesine sahip, kendine değer yaratmaya adamış bağımsız bir portföy yönetim şirketidir. (Yetki belgeleri:
03.11.2010 PYS./PY. 35/946 ve 03.11.2010 PYS./YD. 15/946). Portföy yönetimi ve yatırım danışmanlığı hizmeti veren Egeli & Co. 2002
yılından bu yana, dürüst ve seçkin yaklaşımı ile yerli ve yabancı kurumsal yatırımcılara, aile şirketlerine ve özel bireysel portföylere
hizmet etmektedir. Başarısı, yatırımcıları için yurtiçi ve yurtdışında geliştirdiği finansal ürünler ile değer yaratma becerisinden
gelmektedir. Egeli & Co.’yu diğerlerinden ayıran fark alternatif varlık sınıflarına ve yatırım temalarına odaklanmasıdır. Egeli & Co. Türk
sermaye piyasalarındaki alternatif yatırım temaları alanında bulunan geniş bilgi, tecrübe ve geçmiş performansı ile yatırımcıları için
uzun vadeli yatırımlarla önemli getiriler yaratmaktadır.
YASAL UYARI:
Bu rapor ve yorumlardaki yazılar, bilgiler ve grafikler, ulaşılabilen kaynaklardan iyi niyetle ve doğruluğu, geçerliliği, etkinliği velhasıl her
ne şekil, suret ve nam altında olursa olsun herhangi bir karara dayanak oluşturması hususunda herhangi bir teminat, garanti
oluşturmadan, yalnızca bilgi edinilmesi amacıyla derlenmiştir. Bu belgedeki bilgilerin doğruluğu, güvenirliliği ve güncelliği hakkında
gerekli özeni göstermekle birlikte bu bilgilerin güvenirliliği, doğruluğu, güncelliği ve eksiksizliği hakkında hiçbir garanti vermemektedir.
(Varsa) Yürürlükteki herhangi bir yasa veya düzenleme ile sorumluluğun sınırlandırması ölçüde tasarruf olarak, Egeli & Co., yöneticileri,
çalışanları, temsilcileri ve ajansları bu belgenin içeriği, hatası veya eksiklerinden ya da bu bilgilere dayanılarak yapılan işlemlerden
doğacak her türlü maddi/manevi zararlardan (ihmal olup olmadığı ya da başka bir şekilde olursa da) ve her ne şekilde olursa olsun
üçüncü kişilerin uğrayabileceği her türlü zararlardan dolayı sorumlu tutulamaz. Herhangi bir şirket, sektör, hisse veya yatırım için
detaylı ve tam bir analiz değildir. Egeli & Co. her an, hiçbir şekil ve surette ön ihbara ve/veya ihtara gerek kalmaksızın söz konusu
bilgileri, tavsiyeleri değiştirebilir ve/veya ortadan kaldırabilir. Bu rapor hangi amaçla olursa olsun çoğaltılamaz, dağıtılamaz ve
yayınlanamaz.
3 Aralık 2014
7
8

Benzer belgeler