çağdaş azerbaycan resim sanatında minyatür etkileri

Transkript

çağdaş azerbaycan resim sanatında minyatür etkileri
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
ÇAĞDAŞ AZERBAYCAN RESİM SANATINDA MİNYATÜR
ETKİLERİ
Orhan Cebrailoğlu
Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kampüs/Konya
cebrailoglu@selçuk.edu.tr
ÖZET
Genel olarak Rusya ve Sovyetler Birliği çatısı altında Batılılaşma evresine giren
Azerbaycan Türkleri 19. yüzyıl sonlarından itibaren Batı Resim tarzını
benimsemişlerdir. Bu süreç Sovyet işgali (1920) ile beraber kurumsallaşarak
çağdaş Azerbaycan resminin temellerinin atılmasına yol açmıştır. Fakat
1960’lara kadar, Sovyetlerin tek yönlü sanat anlayışı olan “sosyalist realizmi”nin
dışına taşan her türlü sanatsal davranış, rejim tarafından şiddetle bastırılmıştır.
1960’larda ise tüm dünyada olduğu gibi Sovyetler Birliği’nde de yenilikçi ve
çağdaş sanat arayışlarının önü nispeten açılmıştır. Bu yılların Azerbaycan
sanatçıları da Lenin’in “biçimce milli anlamca sosyalist” sanat ilkesini
uygulamak adına yöresel ve milli değerleri temel alan sanat anlayışını öne
sürmüşlerdir. Söz konusu olan minyatür etkileri de bu dönemde Azerbaycan
resmine girerek günümüze kadar süregelmiştir.
Çağdaş ve ulusal bir resim yaratmak isteyen Azeri sanatçılar, diğer geleneksel
sanatlarla beraber minyatürün bir çıkış noktası olacağını öne sürerken, aynı
zamanda dönemin aydın ve yazarları tarafından desteklenmişlerdir.
Ressamlardan bazısı minyatürün biçim ve kompozisyon yapısından, bazısı renk
ve çizgi ahenginden yararlanırken, bazıları da minyatürlerin konusunu ilham
kaynağı olarak görmüştür. Çok uluslu bir toplum olduğunu dünyaya kanıtlamak
isteyen Sovyet rejimi de, başlangıçta bu tarz yönelmelere sıcak bakmasa da
sonradan ılımlı bir tavır sergilemiştir. Çağdaş Azerbaycan resminde 1960’lardan
günümüze kadar süregelen bu olgunun, 1940’lardan beri Çağdaş Türk resminde
görülen ulusal resim arayışları ile benzerliği de merak konusudur.
Anahtar Kelimeler: Resim, Gelenek, Çağdaşlık, Ulusallık, Minyatür,
Azerbaycan.
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
THE EFFECTS OF MINIATURE ON CONTEMPORARY
AZERBAIJAN PAINTING ART
Orhan Cebrailoğlu
Selçuk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Kampüs/Konya
cebrailoglu@selçuk.edu.tr
ABSTRACT
Azerbaijan Turks who staged a westernization under the Russia and Soviet
Union umbrella have accepted the western painting style since the last period of
19 . This process caused to lay of foundation of contemporary Azerbaijan
Painting Art and it was institulionalizated with the Soviet occupation (1920).
But, until the years of 1960, every kind of initaitives which was outside of onesided understanding of Soviet art called “socialist realizm” were supressed
vehemently by Soviet regime. In the years of 1960, it was paved the way for
innovative and contemporary art in Soviet Union relatively, so was the world.
The Azebaijan artists who live at that time proposed the understanding of art
based on local and national values in accordance with application of Lenin’s
understanding of art which called “ Local in appearance, socialist in meaning”.
The effects of miniature which have been discussed fitted into Azerbaijan
Painting at that time and lasted until current time.
While the Azebaijan artists who wanted to create a contemporary and national
painting art proposed that miniature will have been a starting point with other
traditional arts, they were also supported by the intellectuals and writters in that
period of time. While some of the painters benefitted from structure of the form
and composition of miniature, some benefitted from coloure and line harmony of
it and some of them saw the subjects of miniatures as an inspirational resource.
Soviet regime who wanted to prove that they were a polynation community
didn’t approve this kind of tendency at first, but afterwards they adopted a
moderate manner about it, because of the reasons have been mentioned above. It
is a great interest in a close resemblance between this fact which has lasted from
the years of 1960 to today and national painting search in contemporary Turkish
painting art since the years of 1940.
Keywords: Painting, Tradition, Contemporaneousness, Nationality, Miniature,
Azerbaijan.
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
53
GİRİŞ
Bu araştırmada, Çağdaş Azerbaycan resminde 1960’lardan günümüze kadar süre
gelen ulusallık kavramı içerisinde geleneksel minyatür sanatının etkileri
değerlendirilmeye çalışılmıştır.
Azerbaycan resim sanatının Batı ile ilişkilerinin tarihi 18. yüzyılın başlarına
kadar uzanmasına rağmen, 19. yüzyılın sonlarına kadar geleneksel yapının bir
şekilde korunduğu bilinmektedir. 18. yüzyılın başlarından itibaren Azerbaycan
minyatür sanatı Batı etkisi altına girerek geleneksel olmayan perspektif ve ışıkgölge kavramlarını benimsemektedir. 18. yy sonlarına doğru İran ve
Azerbaycan’da çok etkili olmuş “Kacar” minyatür mektebi, geleneksel minyatür
sanatından çok farklı çizgiler taşımaktadır.
19. yy. ortalarında Hurşit Banu Natevan, Mir Muhsin Nevvab ve Mirza Kadim
İrevani Azerbaycan resim sanatında kalıcı izler bırakmışlar. Bu dönemde
Azerbaycan’ı ziyaret etmiş ünlü Rus realist ressamları; Vereşşagin, Gagarin,
Maşkof, Kuprin, Kuznetsov vb. yerli resim geleneklerinin doğmasına katkıda
bulunmuş sanatçılardır. Aynı zamanda bu sanatçılar yerli geleneksel sanatlara
duydukları ilgi ve hayranlıkla da yerli sanatçılara ilham kaynağı olmuşlardır.
1905 senesinden itibaren Azerbaycan kültür ve politik hayatını derinden
etkileyen “Molla Nasrettin” dergisi çevresine onlarca aydın, yazar, şair ve ressam
toplanarak büyük bir aydınlanma hareketi başlatmışlar. “Molla Nasrettin”
dergisinde çizdiği karikatürlerle ünlenen Azim Azim-Zade zamanla Sovyetleşme
döneminde Azerbaycan’ın ilk profesyonel resim ve resim öğretmenliği okulunun
da kurucusudur. Azim Azim-Zade adını taşıyan Azerbaycan Devlet ressamlık
okulu Azeri ressamların ilk çıkış noktasıdır.
1920’li yıllar Çağdaş Azerbaycan resminin şekillendiği yıllardır. Profesyonel
ressam kadrosunun eksikliği, resim eğitimi veren kurumların olmayışı büyük
sıkıntılar doğurur. Bu sıkıntıları gidermek için devrin hükümeti tarafından ilk
profesyonel ressamlık okulu kurulur. Azim-Azimzade’nin başına getirildiği bu
okul, Sovyetler Dönemi yetişen tüm Azeri ressamların ilk çıkış yeri olarak
hizmet verir. 1932’yılında Azerbaycan Sovyet Ressamlar Birliği kurulur.
Bundan sonra Azerbaycan resim sanatı tamamen devlet denetiminde ve sosyal
gerçekçi platformda gelişir. Sovyetlerin getirdiği tek yönlü sanat anlayışı olan
sosyal gerçekliğin dışında hiç bir sanat görüşünün benimsenmediği bir fikir ve
sanat ortamında, birçok ünlü Azeri ressam ve heykeltıraş yetişir. Genellikle
Moskova ve Petersburg’da eğitim alan bu ressamlar, her ne kadar yöresel kimlik
arayışlarında olsalar da aldıkları eğitim ve sanat disiplininin dışına
çıkmamışlardır. Bu olumsuz etkilere rağmen 1930-1950’li yıllarda Azerbaycan
Sovyet ressamlığında G. Halıkov, Ş. Gaziyev, S. Salam-Zade, M. Abdullayev, T.
Tağıyev. K. Hanlorov, B. Mirzazade gibi ustalar yetiştirmiştir. Bu dönem
Azerbaycan resim sanatı, konu itibarı ile emekçi ve işçi sınıfını temsil
etmektedir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
54
O. Cebrailoğlu
1960’lı yıllarda Sovyetler Birliği’nde Kruşçev dönemiyle başlayan
demokratikleşme çabaları kendi etkisini öncelikle kültür ve sanat alanında bulur.
Özellikle, sinema, tiyatro, resim ve mimaride yenilikçi arayışların oraya çıkması
bu dönemin en karakteristik özelliğidir. Bütün bunlara rağmen soyut resim
anlayışı şiddetle reddedilmiştir. Bu dönemde yetişen Azerbaycan ressamları
içerisinde Tahir Salahov, Tuğrul Narimanbeyov, Rasim Babayev, Cevat ve
Tevfik Mircavadov kardeşler, grafik sanatında Ali Ekber Rızakuliyev gibi
sanatçılar çok önemli bir yere sahiptir. Bu sanatçılar yoğun bir şekilde
sürdürdüğü yöresellik ve ulusallık arayışları özgün bir resim geleneğinin
doğmasına neden olur. “Apşeron Mektebi” diye tanınan bu ekol etkisini hala
sürdürmektedir.
1960’lı yılarda başlayan bu hızlı gelişme 1970’li yıllarda pasif bir şekilde devam
etmiştir. 1980’li yıllarda toplumda günden güne artan ekonomik sıkıntılar,
Sovyet rejimine karşı gizli milliyetçi hareketlerin başlamasına ve ulusal
değerlere yoğun bir şekilde önem verilmesine yol açmıştır. Daha çok şair ve
yazarlar tarafından yoğun bir şekilde benimsenen bu milli ve vatansever
duygular, ressamlar tarafından minyatür ve geleneksel sanatlara yoğun bir
şekilde yönelme ile kendini gösterir. E. Aslanov, K. Aliyev, S. Kurbanov, E.
Memedov, M. Avşar, A. Bayramov vb. sanatçılar tarafından oluşturulan “Peyker
Grubu” geleneksel kültür mirasına dayalı modern resim anlayışına büyük hız
kazandırmıştır.
Sonuç olarak 1960’lardan günümüze kadar artarak devam eden bir ulusal resim
arayışından ve bu arayış içerisinde de geleneksel sanatların başında gelen
minyatür en etkili kaynak olmuştur. Sanatçılar bu milli servetin farklı
yönlerinden,
farklı
unsurlarından
kendi
yaratıcılıkları
boyutunda
yararlanmışlardır. Dönemin ressamları bazı minyatürlerin kompozisyon ve istif
özelliklerinde yararlanırken, bazıları da renk ve çizgi dokusundan yararlanma
yolunu seçmiştir.
AZERBAYCAN MİNYATÜR SANATI
Genel olarak minyatür; kitap, madalyon ya da küçük hacimli herhangi bir objeyi
bezemek amacıyla yapılan küçük resimlere verilen isimdir. İtalyanca
“minyatüre” kelimesinden alınmış olup; Türkçe, Arapça ve Farsçada tam olarak
karşılığı bulunmamaktadır (Elmas, 2000, s *****). Azerbaycan kültüründe
minyatüre “nakış”, “suret”, “timsal”, “peyker”, “şekil” ve “tasvir”; minyatür
yapanlara da, “nakkaş”, “musavvir”, “üstat” gibi isimler verilmiştir
(Aslanov,1988,s.5).
Türklerde resim ve minyatür sanatının tarihi, Orta Asya’da tarih sahnesine
çıktıkları devirlere kadar uzanır. Bugün minyatürün bir Orta Asya Türk sanatı
olduğu, 19. yüzyılın ikinci yarısından bu yana, arkeolog ve sanat tarihçileri
tarafından, Orta Asya toprakları üzerinde yapılan kazı ve araştırmalar neticesinde
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
55
kesinlik kazanmıştır. Eldeki bulgular, bu geçmişi 8. yüzyıla kadar
dayandırmaktadır. Bu da gösteriyor ki minyatür sanatı Türklerde, 8. yüzyıldan
19. yüzyıl sonuna kadar bin yıldan fazla bir zamana yayılmıştır (Elmas, 2000,
s.3).
Çağdaş sanat biliminin verilerine dayanarak Azerbaycan minyatür sanatının
İslâm Doğu’sunda yönlendirici rolü ve önemi olduğunu söyleyebiliriz. Yakın ve
Orta Doğu’da minyatür sanatının en eski örnekleri Azerbaycan şehirleri,
Khoy’da, Tebriz’de ve Marağa’da karşımıza çıkar. Bunun başlıca sebebi 13.
yüzyılın sonu, 16. yüzyılın başlarında, İlhanlıların merkezi olan Marağa ve
Tebriz’in doğunun en gelişmiş medeniyet merkezleri olmasıdır. Eldeki mevcut
kaynaklara dayanarak, Pers Sanatı, Pers Üslûbu ve İran Minyatürü diye
nitelendirilen minyatürlerin neredeyse tamamına yakınının, Azerbaycan
minyatürleri olduğu ya da Azerbaycan asıllı Türk ustalar tarafından yapıldığını
söyleyebiliriz. Azerbaycan minyatür sanatının oluşumu, biçimlenmesi ve
gelişmesinde iki faktör çok önemlidir. Bunlardan birincisi Doğu Türkistan’dan
Moğollarla gelen Uygur ressamlarıdır. İkincisi de, Bağdat ekolüne bağlı, ArapMezopotamya sanat geleneğidir (Kerimov,1992,s. 83).
Rus sanat tarihçileri Azerbaycan minyatür sanatını üç büyük döneme
ayırmaktadır.
1.Moğol Dönemi: 13.-14. yy.
2.Akkoyunlu ve Karakoyunlu Dönemi: 15. yy.
3.Safaviler Dönemi: 16.-17. yy.
Moğol Dönemi: Varka ve Gülşah minyatürlerinden sonra, Azerbaycan minyatür
sanatında yeni bir üslûp, Moğolların Ortadoğu’yu fethiyle başlar. Literatürde,
Moğol üslubu diye geçen bu dönem her ne kadar Moğolların ismiyle anılsa da,
Moğollarda herhangi bir tasvir geleneğinin varlığı bilinmemektedir. Başlangıçta,
İslâmiyet’i kabul etmemeleri İslamiyet’i benimsedikten sonra da eski şâman
geleneklerinden tümden kopmamaları, hâkim oldukları ülkelerde tasvir sanatının
gelişmesinde önemli bir etken olmuştur. Bu dönem Moğolların egemen olduğu
ülkelerde, Uygur ustalarının ve yerel kaynakların katkılarıyla yeni birtakım
konular ve üslûplar belirmeye başlamıştır. Bu konular içerisinde İran’ın ulusal
destanı Şahname, Cami-üt Tevarih, Miraçname, Manzara ressamlığı gibi
birtakım yeni konular resimlenmiştir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
56
O. Cebrailoğlu
Resim 1: “Varka ve Gülşah”, Moğol Dönemi.
Akkoyunlu ve Karakoyunlu Dönemi: Akkoyunlu ve Karakoyunlu
dönemlerinde, Azerbaycan minyatür sanatı, sadece Azerbaycan’da kalmayıp,
Yakın Doğu ve Orta Doğu’yu da etkisi altına almıştır. Tebriz ve Herat şehirleri,
Azerbaycan minyatür sanatının merkezi hâline gelmiştir. Bu iki merkezin yanı
sıra, Bakü, Gence, Şamahı, Nahçivan ve Erdebil gibi şehirlerde dönemin, bilim,
felsefe ve edebiyat adamları faaliyet göstermişlerdir (Kerimov,1992,s.91).
Safaviler Dönemi: 16. yüzyılın başlarında Safavîler Devleti’nin kurulması,
başkent konumunda olan Tebriz de ve Azerbaycan’ın diğer büyük şehirlerinde,
kültür ve sanat hayatının hızla yükselmesine, güzel sanatların bütün dallarında
(minyatür, hattatlık, süslemecilik, sırlı seramik, halıcılık, dokumacılık, saray ve
halk musikisinin vs.) altın çağının yaşanmasına neden olmuştur. Saray
kütüphanesinde ve nakkaş atölyelerinde devrin en tanınmış hattat ve ressamları,
Sultan Muhammet, Mirza Ali ve Muhammed-i, Mir Musavvir, Mir Seyit Ali,
Muzaffer Ali, Sadık Bey Afşar, Şah Mahmut Nişapurî, Dost Muhammet ve
birçok başka üstat sanatçı tarafından çalışmışlardır. Bu atölyelere, Herat, İsfahan,
Şiraz gibi şehirlerden gelen Behzat, Ağa Mirek, Kasım Ali gibi ünlü nakkaşlar
çağrılmışlardır. Bu ressamlar çok yönlü, gelişmiş sanatçılar olup kimisi şairressam, ressam-hattat, hattat-mimar-ressam, minyatürcü-ressam, mimarlık ve
dokuma süslemecisi, kimisi de Dost Muhammet ve Sadık Bey Afşar gibi aynı
zamanda sanat tarihçisi-ressam-hattat idiler (Kerimov,1970,s. 1).
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
57
Resim 2: “Sultan Muhammed’e Ait Bir Minyatür”, Safaviler Dönemi
Azerbaycan Minyatürlerinin Genel Özellikleri
Konu itibariyle Azerbaycan minyatür sanatının besin kaynağı Yakın Doğu ve
Doğu edebiyatı olmuştur. Serbest konulu minyatürlerin varlığına rağmen genel
olarak Divan Edebiyatı’na bağlılık değişmemiştir (Nezirova,1976, s. 56).
Nizamî’nin aşk lirizmi; romantik, felsefî ve didaktik eserleri, ressamların
yaratıcılığında kuvvetli bir şekilde etkisini göstermiştir. Klâsik Doğu Edebiyatı,
minyatür sanatına sadece konu ve içerik bakımından değil, aynı zamanda plâstik
değerlerinin oluşumu bakımından da büyük katkı sağlamıştır. Doğu edebiyatının
teşbih ve istiarelerle dolu zengin anlatım dili dönemin minyatür sanatçılarına
üslûp ve form yönünden yeni kompozisyon anlayışları yaratma imkânı
sunmuştur.
Genel bir değerlendirme yapıldığında Türk minyatürlerinin genelde dört konu
üzerinde yoğunlaştığı görülür:
1.Olayları hikâye edenler
2.Peyzajlar
3.Portreler
4.Bilimsel konular (Elmas, 2000, s.28).
Ünlü Azerî bilim adamı Prof. Dr. Hudu Memodov 10 yıla yakın bir süre boyunca
yürüttüğü seminerlerde, asistanlarıyla birlikte geleneksel Türk sanatının
incelenmesinde çok farklı bir metot izlemiş ve bu olaya madde kristallerinin
kuruluş analiz yöntemini kullanarak yeni bir boyut kazandırmıştır. Yüzlerce
farklı üslûp ve ekolde işlenmiş minyatür örneklerinin yapısal incelemelerinde
ortaya çıkan sonuçlar aşağıdaki gibidir:
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
58
O. Cebrailoğlu
1.Yüzeyin geometrik ya da eğri hatlı öğelerle parçalanması ve bu parçaların daha
küçük yüzeylere bölünmesi.
2.Bölünmüş yüzeylerin geometrik nakışlarla ya da tabiat tasvirleriyle
doldurulması.
3.Perspektif, ışık – gölge ve hacimden bilinçli kaçınma.
4.Bir yüzeyde binaların hem içten, hem dıştan gösterilmesi.
5.İnsan ve hayvan tasvirlerinde stilizasyon ve genelleme.
6.Çerçeve ve çerçevenin belirli bir yerde mutlaka kırılması.
7.Simetri ve Asimetriden yararlanılması
8.Minyatürde konuyu her zaman dışarıdan izleyen birisinin konulması.
Sayılan bu özellikler ne sadelik, ne ilkellik ne de teknik kolaylıktan ortaya
çıkmıştır. Bu, tamamen farklı bir estetik talebin ürünüdür (Rızayev, 1995,
s.136).
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
1930’lu Yıllarda Azerbaycan Resim Sanatında Geleneksel Eğilimler
1920-30’lu yıllarda ulusallık ve yerellik meselelerinden daha ziyade, Batı resim
tarzında çalışan profesyonel ressam kadrosunun eksikliği dikkat çeker. Döneme
ait birçok resimde görülen naif unsurların, düz ve parlak renklerin, deforme
edilmiş figürlerin tecrübesizlikten mi, yoksa geleneksel sanatların etkisinden mi
kaynaklandığını kestirmek zordur. Nitekim 1933 yılında Azerbaycan
Ressamlarının Bakü’de ve Moskova’da açılan ilk sergilerinde sayılan nitelikleri
görebiliriz. Sergide Azimzade’nin, Hacıyev’in, Ahundov’un, Halıkov’un,
Vlasov’un eserleri yoğun ilgi görmüştür (Kerimov,1992,s.255).
Resim 3: Azim Azimzade, “Fakir Evinde Düğün”, Suluboya
Yukarıda belirtildiği gibi o dönemde, genel olarak Azerbaycan dâhil bütün
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri’nde millî kimlik arayışları önemli ölçüde
yadırganmıştır. Milli kimliği ön plâna çıkarma devlet tarafından hiç de hoş
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
59
karşılanmamış ve ressamların ulusal değerlere yönlenmesi, o dönemin ünlü sanat
slogan olan “biçimce millî, içerik olarak sosyalist” anlayışı ile sınırlandırılmıştır.
Fakat dolaylı olsa da, yukarıda bahsedilen slogan ile Azerbaycan resim sanatında
geleneksele yönelme eğilimleri başlatmıştır (Kerimov 1992, s.257).
1960’lı Yıllarda Azerbaycan Resim Sanatında Yöresellik ve Ulusallık
Arayışları
1953 yılında Sovyetler Birliği’nde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bunun
nedeni gelmiş geçmiş en zalim diktatörlerden biri sayılan Stalin’in ölümüdür.
Stalin’in ardından Politbüro’nun başına geçen Kruşçev, Stalin döneminde
yapılan tüm haksızlıkları ve gaddarlıkları gün yüzüne çıkarmış, yüz binlerce
günahsız ve suçsuz insanın haklarının iade etmiştir. Nitekim onun hâkimiyeti
devrinde Sovyetler Birliği, bilim ve teknik, sanat ve kültür alanlarında en
atılımcı, en parlak dönemini yaşamıştır. Döneme damgasını vuran en bariz
kelime “novator” (yenilikçi) dir. Yenilikçilik hayatın her alanında kendini
gösterir. 1930’larda kesintiye uğratılan modern sanat arayışları bir anda açığa
çıkarılır. Sanatçılar, bu özgür ortamdan alabildiğine faydalanarak, modern sanat
arayışlarını sürdürür.
Sovyetlerin soyut ve modern resme pek de sıcak bakmamasına rağmen Sovyetler
Birliği’nin özellikle Moskova ve Petersburg’daki müzelerinde, modern tarzda
çalışan birçok ünlü ressamın küçümsenmeyecek sayıda eserleri bulunuyordu. Bu
eserlerin önemli kısmı, ihtilâl öncesi Çarlık Rusya’sı koleksiyoncuları tarafından
sanatçılardan satın alınarak Rusya’ya getirilmiş, bir kısmı da Sovyetler
Birliği’nin Almanya’yı işgal ettiği sıralarda oradaki müzelerden getirilmiştir.
Dolayısıyla 20. asrın sanat anlayışını tanımlayacak koleksiyonlar Sovyetler
Birliği müzelerinde yer almaktaydı. Bu koleksiyonlar içerisinde Picasso,
Mondrian, Klee, Mattisse, Delanunay, Kandinsky, Malyeviç vs. gibi ressamların
eserleri yer almaktaydı. Adı geçen sanatçıların eserlerinde Doğu sanatı ve
özellikle minyatürlerin etkisi açıkça hissediliyordu. Çağdaş Batı ressamlarının
başta minyatür olmakla Doğu sanatlarına ilgi duymaları ve eserlerine
yansıtmaları, kuşkusuz Çağdaş Azerbaycan resminde minyatürlerden ve diğer
geleneksel unsurlardan yararlanmada etkili olmuştur (Memedov,1981,s.41).
Azerbaycan resminde ulusal değerleri gündeme getirerek, kendi
yaratıcılıklarında temel plâstik öğeler olarak kullanan ressamlar, kuşkusuz,
“Apşeron Mektebi” adı altında faaliyetlerini sürdüren ressamlar olmuştur.
Grubun başını çeken Mircavad Cavadov’un yanı sıra, Tuğrul Nermanbeyov,
Settar Behlülzade, Rasim Babayev, Aliekber Rzakuluyev vb. geleneksel sanatları
resimlerine kaynak alan ressamlar arasında gösterilir (Kerimov,1992, s.327).
“Apşeron Mektebi” adı altında bir araya toplanan ressamlar “milli sanat”
meselesini bir dava haline getirerek, ister konu, ister plastik ve estetik değer
olarak geleneksel değerlere ağırlık verilmesini sürekli gündemde tutarlar. Milli
sanat görüşünü benimseyen bu sanatçıların, Çağdaş Azerbaycan resmine en
büyük katkılarından biri de, konu açısından kadim halk destanlarını, masal ve
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
60
O. Cebrailoğlu
efsaneleri, divan ve halk şirinin zengin alegori ve metaforlarla zengin dünyasını
resim sanatına kaynak almalarıdır (Necefov,1970,s.4).
Resim 4: Mikayıl Abdullayev, “Tarlada Çalışanlar”, Yağlıboya
Resimde Ulusallık ve Yerellik kavramı o kadar etkili oluyor ki, 1950’li yıllarda
sosyalist realizmini kendilerine bayrak edinen başka ressamlar tarafından da
kabul görmeye başlar. Hatta başlangıçta geleneksel kaynaklara yönelen arayışları
reddeden ve eleştiren iktidar yanlısı bu ressamlar bahsedilen yıllarda
fikirlerinden ve sanat anlayışlarından tavizler vererek minyatür, hat, halı, kilim
vs. gibi geleneksel sanat eserlerini resimlerine taşırlar (Elcanlı,1986, s.166).
1960’lı yıllarda ulusal sanat anlayışının Azerbaycan’ın kültürel ortamında kabul
görmeye başlaması ile bu oluşumu savunan ve uygulamaya koyan “Apşeron
Mektebi” sanatçılarından başka, Kâmil Hanlarov, Mikayıl Abdullayev, Nazim
Babayev, Altay Hacıyev, Beyim Hacıyeva, Mufidzade Cemil, Maral
Rahmanzade, Alekper Rızakuliyev, Şahtatinskaya Elmira gibi sanatçılar,
tuvallerinde hat sanatından, minyatür, çini, halı ve kilim motiflerinden
esinlenerek milli bir sanat yaratma çabası göstermişlerdir.
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
1960’lara kadar devam eden “sosyalist realizmi” sanat alanında monoton,
teksesli, renksiz bir sanat anlayışını doğurur. Stalin’in ölümünden sonra
yumuşayan politik ve ekonomik hava sanat kültür ve sanat alanında da yeni
gelişmelerin tetikçisi olur. “Biçimce milli, anlamca sosyalist” sanat doktrininin
arkasına sığınan Azerbaycan sanatçıları da “milli kimliği” olan bir sanat yaratma
endişesindeler. Özgün ve yaratıcı bir sanat ortamına kavuşan bu sanatçılar,
Çağdaş Batı sanatını ve eserlerinde Doğu sanatının etkisi bulunan sanatçıları
tanımakla, kendi öz kültür değerlerinin farkına varır. Çağdaş aynı zamanda milli
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
61
sanat yaratma isteği 60’lar kuşağı Azeri sanatçılarının başlıca sorunudur
(Necefov, 1982, s.1).
Tüm bu gelişmelerin ardından, geleneksel Türk sanatlarından olan minyatür
sanatı, Azerbaycan ressamları için bir çıkış yolu olarak kabul edilir ve
uygulamaya koyulur. 1960’lardan günümüze, Azerbaycan resim sanatı tarihine
bakıldığında, minyatür sanatının bir takım değerleri ile Batı tekniğini
birleştirerek kendine has üslup ve tarz yaratan birçok sanatçı görürüz. Bu
bağlamda çağdaş Azerbaycan resminin oluşumu ve gelişimi, minyatür sanatının
temeline dayanmaktadır. Resim sanatını kendi öz kültürünün ilkeleri
doğrultusunda yenilemek sadece Azerbaycan resmine has uygulama değildir.
Benzer oluşumlar Çin, Japon, Hindistan, Latin Amerika resim sanatı için de
geçerlidir (Memedov,1981,s.41). Bu bakımdan Azerbaycan ressamlarının yoğun
olarak minyatür sanatını kullanması son derece doğaldır.
Çağdaş Azerbaycan resminde ilk olarak sanatını minyatür sanatının ilkeleri
doğrultusunda geliştiren geleneksel sanatların değişik verilerini Batı tekniği ile
birleştirip kendine has bir üslup oluşturarak Azerbaycan resmini derinden
etkileyen ressam şüphesiz Cavadov Mircavad’tır.
Resim 5: Cavadov Mircavad, “Fayton”, Yağlıboya
Mircavad Petersburg’da yaşadığı yıllarda dünyanın sayılı müzelerinden sayılan
Ermitaj Müzesi’ne memur olarak alınır. Bu iş Mircavad’ın hayatını değiştirecek,
ona yeni dünyalar gösterecek bir olaydır. Bu görevi sayesinde Mircavad
Ermitajın halka yasak resimlerini görür. O yıllarda Sovyetler Birliği’nin
komünist rejime dayalı bir sistemi vardır. Dolayısıyla sisteme ve ideolojiye ters
düşen sanat eserleri halktan gizlenmektedir. Çok az sayıda sanatçı o yıllarda bu
eserleri görme imkânı buluyordu ve bunlardan birisi de Mircavad’dır. Özellikle,
Piccasso, Matisse ve Cezanne gibi büyük ressamların eserlerini inceler, onların
çağdaş sanata getirdikleri biçim, renk ve kompozisyonu öğrenir. Soyut resmin
temel kavramlarını araştırır.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
62
O. Cebrailoğlu
Mircevad’ın yaratıcılığının farklı yönlerinden biri de onun “Şark minyatüründen
improvizeler” adı altında yapmış olduğu seri çalışmalardır. Sanatçı Tebriz
ekolünün bazı minyatürlerinin kompozisyon özelliğini bozmadan, onları çağdaş
resim anlayışının plastik değerleriyle harmanlamıştır. Sözgelimi ressamın “Şark
minyatürlerinden improvizeler” serisinin en gözde resimleri arasında gösterilen
“Gül Koklayan Kız” tablosu minyatür sanatının çağdaş uzantısı gibi de
düşünülebilir (Mirseyid,1993,s.66).
Minyatür sanatının kendine has verileri, Mircevad sanatında yeniden biçimlenir,
yeniden sorgulanır ve karşımıza taze ve çağdaş bir üslupla çıkar. Mircevad
Azerbaycan resim sanatında her hangi bir akımın etkisinde kalmadan kendi
özgün çizgisini yaratabilmiştir. Bu resimlerin birçoğu ünlü şark minyatürlerinin
çağdaş yorumudur (Kaşemoğlu,1991,s.91).
Ulusal kaynaklara yönelen 1960’lı yılların en önemli ressamlarından birisi de
Settar Behlülzade’dir. Settar, Türk minyatürünün estetiğini ve edebiyatını
eserlerinde kullanan ilk Azeri ressamlardan biridir. Settar Behlülzade’nin
manzaralarında, natürmortlarında halk sanatı ve minyatür sanatının ilkeleri
görülür ve kullandığı elemanlar halı ve kilim motiflerini hatırlatır
(Kerimov,1992, s.323).
Behlülzade için resimde plâstik öğeler ve resimsellik önem taşımıştır. Bunun
içindir ki, manzaralarında yer yer kırmızı ağaçlar, mavi ağaçlar gibi elemanlar
kullanır. Behlülzade’nin resimlerinde ışık-gölge, perspektif vb. gibi Batı tarzı
resmin hiçbir prensibi görülmemektedir (Necefov,1982, s.13).
Minyatürlerdeki kompozisyon ve biçim anlayışını eserlerine yansıtması
Behlülzade’yi bir tasvir geleneğine daha da yaklaştırmıştır. Eserlerinde
perspektif, ışık-gölge kaygısı olmayışı, resim elemanlarını üst üste veya yan yana
sıralanması vb. özellikleri ile minyatür sanatıyla kıyaslanabilir. Sanatçının “Laza
Etrafı” , “Kepezin Göz Yaşları”, “Bazardüzü Etrafı”, “Laza Köyünün Şelaleleri”,
“Dut Ağaçları” gibi eserleri söz konusu olan nitelikleri taşıyan resimler arasında
gösterilir (Aliyev,1988, s.2).
1960’lı yıllar Azerbaycan resim sanatında, minyatür sanatına ve ulusal
kaynaklara ilgi duyan sanatçı sayısında artışlar gözlenir. Özellikle doğum
tarihleri 1930’lu yıllara kadar uzanan ve kişiliklerini 1960’lı yıllarda bulan
sanatçılardan Tuğrul Nermanbeyov, Rasim Babayev, Elçin Aslanov, Senan
Kurbanov, Kamal Ahmed bunlardan bazılarıdır (Necefov,1982, s.5).
Bu sanatçılar arasında sosyal gerçekliğin ağırlıklı olarak benimsendiği 1960’lı
yıllarda, geleneksel sanatlara yönelen çalışmalarıyla dikkat çeken Tuğrul
Nermanbeyov başlangıçtaki Rus ve Batı tarzı yapıtlarını zamanla değiştirerek
geleneksel minyatür sanatından gelen etkilerle kendi özgün çizgisini yakalamıştır
(Abdullayev,1977, s.2).
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
63
Çağdaş Azerbaycan resminde minyatür sanatı ile yolu birleşen ressamlardan
birisi de ünlü sanatçı Rasim Babayev’dir. 1970’li yıllardan itibaren Rasim
Babayev tamamen masal dünyasını konu alan bir dizi resme başlar.
Yaratıcılığında mitolojik varlıklar, insan neslinin ilkleri “Âdem ile Havva”
konusu yeni anlamlar kazanır. Ressamın halk yaratıcılığı kaynaklarına; Kobustan
kaya tasvirlerine, kadim halı-kilim motiflerine, masallara, efsanelere, gizli
güçlere, inançlara yönelerek kendisi, sanatı için yeni motifler, konular bulması
eserlerini sürekli zenginleştirmiştir (Kesemenli,1976, s.2).
Rasim Babayev’in çağdaş Azerbaycan resmine en önemli katkılarından birisi de,
Siyah Kalem minyatürlerinde görülen demonları konu edinmesidir.
Belirtilmelidir ki, burada Siyah Kalem resimlerinin direk etkisinden daha ziyade,
aynı mitolojik varlıklara, inançlara, eski halk masallarının hayal dünyasına
yönelmenin getirdiği ortak sonuç gibi bakmak gereklidir. “Devler”, “Herşey
Benim İçindir”, “Sindibad’ın Gemileri”, “Rüya”, “Atölyede” (1980), “Âdem ile
Havva” vb. isimli tablolarında Rasim Babayev izleyiciye esrarengiz bir hayal
dünyasının kapılarını açar. Bu arada sanatçının bu konulara yönelirken pentürden
asla vazgeçmediğini, illüstratiflikten kaçındığını, renk, biçim ve kompozisyon
anlayışıyla çağdaş resim yaptığını da vurgulamak gerekir (İbrahimov,1988, s.7).
Resimde yeni form arayışlarına özen gösteren ressamlar, folklorik değerlere
minyatürlere, halı-kilim motiflerine yönelerek, sembolik ve doğaçlamalarla,
değişik tasvir vasıtalarına yönelirler. Bakü’de kitap tasarımı ve minyatür sergileri
düzenlenir. Elçin Aslanov, Senan Kurbanov, Menzer Ağayeva, Nazim Babayev,
Elçin Memedov gibi ressamlar minyatür sanatından yararlanarak çağdaş anlamda
resim çalışmaları yaparlar.
70’li yıllarda Sovyetler’in yumuşayan politik havası Azerbaycan’ın coşkun
sosyal hayatına ve güzel sanatlara da yansır. Bu dönem Azerbaycan resim
sanatına yenilikler, orijinal arayışlar ruhu getirmiş olan genç ve orta nesillere
mensup ressamların yaratıcılıkları etkili rol oynar. İşte bu coşkulu döneme kendi
damgasını vuran sanatçılardan biri de Elçin Aslanov’dur.
Aslanov, her zaman kuru taklitten kaçınıp, minyatür prensiplerini kullanarak
kendine özgü plâstik değerler bulmuştur. Kompozisyon düzenlemesi, renklerin
ferdîliği, bağımsızlığı, plâstik öğelerin ön plana çıkması vb. gibi değerler temel
alınarak minyatür üzerine oturtulmuştur. Millî gelenekleri kullanarak
Azerbaycan resim sanatının gelişmesinde Elçin Aslanov’un resimlerinin rolü çok
büyüktür. Elçin Aslanov’un tanınan eserleri “Yeni Minyatürler Dizisi” ve “Bahar
Oyunları Dizisi” serisidir (Aliyev,1988, s.4).
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
64
O. Cebrailoğlu
Resim 6: Elçin Aslanov, “Minyatür”, Karışık teknik
Aslanov resimlerinde, minyatürlerin mekân anlayışını çağrıştıran, hatta kimi
zaman eski minyatürlerden direk alınma mekân kurgularını sıklıkla kullanır. Bir
bakıma minyatürlerin mekân kavramı üzerine soyut biçimler yerleştirerek, yer
yer Delaunay, Kandinsky, Malevich vb. Batı ressamlarının eserlerini çağrıştıran
düzenlemelerle bütünleştirir (Teymurov,1978,s.5).
Minyatür sanatından yararlanan ve sanatının temel prensiplerini onun üzerine
oturtan sanatçılardan birisi de Senan Kurbanov’dur. Minyatür sanatına kökten
bağlı, zarif kişisel üslûba sahip olan Senan Kurbanov’un resimlerini iki gruba
ayırabiliriz: Yer yer insan ve mimarî tasvirlerinin yer aldığı soyutlamalar ve
dairesel kompozisyonda hat sanatını andıran salt soyut resimler.
Sanatçının her iki türden resimlerde minyatür sanatının genel prensipleri
korunmakla, son derece çağdaş ve özgün grafik düzenlemelerle karşılaşmaktayız.
Rengin hiç kullanılmadığı bu resimlerde olağanüstü kurgu ve düzen hâkimdir
(Aslanov,1988, s.4) .
Ulusal kaynaklar ve minyatür sanat doktrinleri, daha önce söylediğimiz gibi
birçok ressam tarafından kendi eserlerinde kullanılmıştır. Fakat bu sanatçılardan
farklı olarak Kemal Ahmed, minyatür sanatına farklı bir yaklaşım sergilemiştir.
Kemal Ahmed’in eserlerindeki minyatürden etkilenme, yüzeysel benzerliğin
ötesinde bir etkileşimdir. Özellikle ressamın soyut düzenlemeler serisinde bu
olguyu gösterebiliriz. Resim yüzeyinin serbest şekilde parçalanması lekelerin
motifsel bir şekilde çalışılması, renklerin ritmik dağılımı, temizliği, geometrik
üslûpla çalışılması, değişik dokuları ve resmin genelinin soyut düzenleme
şeklinde oluşu, minyatür sanatı ile aynı paralelliği taşır (Nerimanbeyov,
1980,s.3).
Bu dönemde minyatür sanatının değerlerinden ve geleneksel kaynaklardan
faydalanma yoluna giden sanatçılardan biriside ünlü Azerbaycan ressamı
Mikayıl Abdulayev’dir. Azerbaycan kültür hayatının kıymetli şahsiyetlerine ait
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
65
portreler, günlük hayattan seçilmiş toplumsal konular, vatan ve millet aşkı, ana
sevgisi, Azerbaycan kadını, halkların dostluğu gibi konular ve mevzular herkes
tarafından takdir edilmiştir (Başbuğ, 1995, s.79).
Mikayıl Abdullayev’in 1930’lardan başlayarak günümüze dek uzanan
çalışmaları yöresel değerler içermektedir. Halk sanatının birçok ürünleri onun
eserlerinde farklı bir biçim ve renklerle yerini almıştır (İsmaylov, 1970, s. 2).
1960’lı yılarda minyatür sanatına ilgi duyan sanatçılar arasına, Petersburg ve
Moskova’da eğitim görmüş, realist üslupta, sosyalist gerçekçi konular çalışan
ressamlarda katılıyorlar. Özellikle, doğum tarihleri 1960’lı yıllara kadar uzanan
bu sanatçılar, 1960’lı yıllardan başlayarak minyatür sanatının tasvir anlayışını
kendi eserlerine de yansıtmaya başlamışlardır. Cahangir Rüstemov ve Mirza
Kafarov bunlardan bazılarıdır.
1970’ler kuşağı ressamlarından, yapıtlarında minyatür sanatının verilerinden
faydalanma yoluna giden “Kacar Minyatür Mektebi”nin de uzantısı gibi görülen
sanatçı Keyyur Yunusov’tur. Keyyur Yunusov, Azerbaycan insanının geçmişini
ve bu gününü konu olarak ele aldığı resimlerinde minyatürü akla getiren bir tavır
sergilemiştir. Sanatçının eserlerinin en ilgi çekici özelliği, Doğu tasvir ve nakış
geleneklerine bağlı değerleri özümseyerek yeni bir biçimle kullanmış olmasıdır
(Aliyev, 1988,s.3).
Resim 7; Keyyur Yunusov, “ Aile”, tuval üzerine yağlı boya
1980’li yıllarda Azerbaycan’da ulusal değerlere yoğun bir şekilde yönelme
kendini gösterir. Azerbaycan’ın kültür hayatında Glasnost’la oluşan yeni
adımlardan biri de 1986 yılında bir grup genç ressam tarafından oluşan “Yaratıcı
Gençler Birliği” yeni adıyla “Bakü Güzel Sanatlar Merkezi”nin kurulmasıdır.
Birbirinden farklı üslup ve fikir yapısına sahip sanatçılar arasında ayrım
gözetmeksizin, çağdaş, yenilikçi, her türlü demokratik fikirlere açık olan merkez
kısa bir sürede etrafına çok sayıda genç ressam, mimar, heykeltıraş, şair,
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
66
O. Cebrailoğlu
tiyatrocu ve başka mesleklerden aydın kesimi toplamıştır. İşte bu coşkulu
döneme kendi damgasını vuran en etkili sanatçılardan biri de Sehhet Veysov’dur.
1980-90’lı yıllarda Azerbaycan kültür ve sanat hayatında önemli gelişmelerden
biri de dünyaca ünlü Azerbaycanlı bilim adamı Ord.Prof.Dr.Hudu Memedov’un
Türk sanatının temel ilkeleri ile bilim arasında köprü kurduğu prensiplerini temel
alan “Hudu Sanat Mektebi” ressamlarının arayışlarıdır. Bu sanat okulunu
Azerbaycan’ın ünlü bilim adamı Prof. Dr. Hudu Memedov 1986 yılında
kurmuştur.
Minyatür sanatı birçok yönden Çağdaş Azerbaycan sanatını etkilemektedir. Kimi
sanatçı minyatürlerin biçim ve anlatım dilini, kimi renk ve çizgi ahengini, kimi
kompozisyon kurgusu ve istiflemeleri, birçoğu da konu ve içerik olarak bu
sanattan yararlanmaktadır. Tabii ki, bu yönelimin kuvvetlenmesinde en önemli
etkenlerden biri de, modern Batı resminin öncülerinin bu sanata ilgi duymaları
ve sanatlarını minyatür veya diğer Doğu sanatlarına dayandırmalarıdır. Bu arada
şunu da belirtelim ki, Çağdaş Azerbaycan resminde 1960’lardan beri güçlenen
bu eğilim, Çağdaş Türk resim sanatında 1940’lı yıllardan günümüze kadar
kesintisiz süregelmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Çağdaş Azerbaycan resminde ulusallık ve yöresellik sorununun başından beri var
olduğunu, 1920-30’lu yıllarda yoğun bir şekilde gündeme geldiğini, fakat Stalin
döneminin ağır baskıları ile durdurulduğunu söyleyebiliriz. 1960’lara kadarki
süreçte, tamamen sosyalist realizmini esas alan bir sanat görüşü hâkimdir. Bu
görüşe sahip sanatçılar yöresel kıyafetleri, köy ve kır manzaralarını, ünlü tarihi
ve edebi şahsiyetleri konu edinmektedirler. Fakat bu eğilimin Azerbaycan
resmine inkâr edilemez katkılarına rağmen, ulusallık arayışlarına biçim ve
anlatım dili olarak yaklaşmadıkları da dikkat çeker. Çağdaş Azerbaycan resim
sanatında ulusallık ve yerellik değerlerinin ön plana çıkması, kuşkusuz 1960’lar
kuşağı ile anılmaktadır. Bu tarz bir senteze ulaşmakla çağdaş değerler ortamında
yer alınabileceğini savunan görüşler, 1960’ların canlı ve dinamik sanat ve fikir
hayatının ürünüdür. Bu bağlamda önemli olan, geleneksel kültürün ve sanatın
kendinden çok, çağdaş ve bilinçli yorumlarıdır. Doğu ve Batı kavramlarını iki
karşıt dünyayı oluşturduğunu düşünenler, çağdaş soyut resmin öncülerinin Doğu
sanatı ve kültürüne hayranlıklarını ve bu kaynaklardan bilinçli yararlanmalarını
gördükçe, kuşkusuz geleneksel Azerbaycan-Türk sanatının ürünlerine daha
duyarlı yaklaşmışlardır. Halk ve saray kültürünün sahipsiz kalan değerleri,
minyatürler, mezar taşları, halılar, kilimler, dokumalar, yeniden anlam ve değer
kazanarak çağdaş yorumlarla tuvallere aktarılmıştır. Sayılan nitelikleri göz önüne
alan birçok Azerbaycan sanatçısı da, ister minyatürlerin isterse geleneksel el
sanatlarının değişik verilerinden yaratıcı bir biçimde faydalanarak kendilerine
has bir üslûpla yorumlayarak “Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatı” ulusal bir
kimlik kazandırmaya çalışmışlardır.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
67
Şunu belirtelim ki, Batı taklitçiliğinden kurtularak kendi öz kültür
dinamiklerinden hareketle çağdaş sentezlerin bulunması sadece Azerbaycan
resim sanatına özgü bir mesele değildir. Avrupa emperyalizminden kurtulan
birçok Doğu toplumunda benzer süreçler yaşanmaktadır. Modern Hint, Arap,
İran, Türkiye, Orta Asya Türk cumhuriyetleri, Çağdaş Kızılderili ve Avustralya
resim sanatları bu tarz arayışlardan bazılarıdır. Unutulmaması gereken bir başka
husus da Azerbaycan, Türkiye veya herhangi bir ülke de olsun plastik sanatların
dünya sanatlarından bağımsız bir olgu olarak gelişmesinin imkânsız oluşudur.
Hangi ulusta olursa olsun sanatın kendine özgü kurallarıyla, ulusal ve evrensel
değerlerin senteziyle geliştiğini unutmamak gerekir. Bu bağlamda Çağdaş
Azerbaycan resim sanatında minyatür etkilerinin bilinmesi ve boyutları oldukça
büyük önem taşımaktadır. Azerbaycan resim sanatında, genç ve orta nesle
mensup çok sayıda sanatçının minyatür sanatını ulusal ve kişisel üslup
arayışlarına kaynak olarak görmesi, bu değerli sanatın bu gün olduğu gibi yarın
da milli kimlikli sanat arayışları sürdüren sanatçılara ışık tutacağı ve Çağdaş
Azerbaycan Resmi’ni daha da zenginleştireceği kanısını uyandırmaktadır.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
68
O. Cebrailoğlu
KAYNAKLAR
Abdullayev, M. (1977). Behzad ve Matisse. Kobustan Dergisi, (4), 46/48
Aslanov, E. (1988). Minyatür Sanatı ve Planetar Duygu. Edebiyat ve İnce Sanat
Gazetesi.
Aliyev, Z. (1988). Ressam Abdullah Amiraslanov, Ulduz Dergisi, (5), 2.
Başbuğ, M. (1995). Azerbaycan Türk Resim Sanatında Yöresel Eğilimler,
Yayımlanmamış Doktora Tezi. G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Resim
Ana Sanat Dalı.
Elcanlı, S. (1986). Ömrün Günün Boyası, Azerbaycan Dergisi, (2), 164-166.
Elmas, H. (2000). Çağdaş Türk Resminde Minyatür Etkileri. Konya: Arı
Yayınevi.
İbrahimov, E. (1988). Onun Sanat Yolu. (Rasim Babayevv Hakkında). Edebiyat
ve İnce Sanat Gazetesi.
İsmayilov, A. (1970). Renklerde Hayat, Sovyet Kenti Dergisi, (3), 3-6.
Kaşemoğlu, A. (1991). Oynayan Devler; Ressam Cevadov Mircevad Hakkında.
Kobustan Dergisi, (1), 91-92.
Kerimov, K. (1970). Ressam Muhammedi, /XVI Asır Tebriz Minyatür
Nümayendesi. Edebiyat ve İnce Sanat Gazetesi.
Kerimov, K. (1992). Azerbaycan İnce Sanatı: Bakü Işık Yayınevi.
Kesemenli, N. (1976). Bu Rasimin Dünyasıdır. Bakü Gazetesi.
Memedov, H. (1981). Nakışların Yaddaşı, Bakü Işık Yayınevi.
Mirseyid, A. (1993). Mircevadın Resimleri Önünde. Xeser Dergisi.
Narimanbeyov, T. (1980). Hemişe Aktarışda. Edebiyat ve İnce Sanat Gazetesi.
Nezirova, S. (1976). Sema, Güneş ve Ressamlık; /Ressam Cevadov Mircevad
Hakkında. Kobustan Dergisi.
Necefov, M. (1970). Azerbaycan SSR Ressamlığı. Bakü.
Necefov, M. (1982). Azerbaycan SSR Resim Sanatının Meseleleri, Bakü.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
69
Çağdaş Azerbaycan Resim Sanatında Minyatür Etkileri
Rızayev, N. (1995). Hudu Açarı. Bakü: Azerbaycan Neşriyatı.
Teymurov, A. (1978).
Renklerin
Hakkında.Bakü Gazetesi.
Büyük
Bayramı.T.Narimanbeyov
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Sayfa 51-69, 2009
70
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 27, 2009

Benzer belgeler

Kuzey Azerbaycan`da güzel sanatların gelişimi

Kuzey Azerbaycan`da güzel sanatların gelişimi fanatizme ve Çar yönetiminin dış politikasına yönelik eleştiriler görüldüğünü kaydediyordu (6, s.33). “Molla Nasrettin” dergisi ve A.Azimzade’den etkilenerek B.Said, G.Memmedov, H.Musayev, M.Aliyev...

Detaylı