İTÜ - Arıyorum İTÜ Gazetesi - İstanbul Teknik Üniversitesi
Transkript
İTÜ - Arıyorum İTÜ Gazetesi - İstanbul Teknik Üniversitesi
2 arýyorum kasým 2006 Antalya’daki efendilik ve “geleceðimiz gençlik” Antalya’daki “Efendilik” Keyifli bir geziydi Antalya'daki. Hoþ kent. Keþfedilmeye açýk pek çok yeri var. Gitmeyenlerin düþünebileceði kadar pahalý da deðil. Yani öðrenci olarak 4-5 günlük bir tatili, yol parasý dahil 250 YTL'ye çýkartmanýz mümkün. Doyasýya eðleneceðinizden emin olun. Fýrsatýnýz olursa mutlaka gitmelisiniz. Denizi, akarsuyu, kayalarý, doðasý ile mutlaka görülmeye deðer. Ancak bu yazýnýn amacý Antalya'yý tanýtmak deðil. Bir gözlemi ifade etmek. Çarþamba akþamý Ýstanbul'dan çýkarak baþladýðýmýz geziyi, Pazar akþamý dönüþe baþlamak üzere bitirmeliydik. Ancak otobüslerde yer bulamýyorduk. Bir öðrenciye göre lüks sayýlabilecek Varan Turizm'de yer bulabildim. Normalde 69 YTL olan tek kiþilik yol ücreti, öðrenciler için 61 YTL'ye düþüyordu (Normal bir otobüs firmasý ile 40-45 YTL arasýnda seyahat edebiliyorsunuz). Ücretin daha fazla olmasý otobüsün daha konforlu ve servisin daha özenli yapýlmasýný gerektiriyordu. Nitekim de öyleydi. 2 muavin tarafýndan yapýlan servis, muavinlerin özel eðitim aldýðýný apaçýk gösteriyordu. Ancak bu "eðitim"in neleri öðrettiði konusu biraz düþündürücüydü. Muavinler sürekli "efendim, efendim" sözcüðünü kullanýyorlardý. "Bir isteðiniz var mý efendim?", "Sýcak içecek mi tercih edersiniz efendim?", "Üzülerek servis bitene kadar ýþýklarý kapatamayacaðýmýzý söylemek isterim efendim." Efendim, efendim efendim... Düþündürdü çünkü acaba 20 YTL fark veren müþterilerin isteði bu muydu? Yani birilerinin efendisi olmak mýydý? Ya da eðitim verenlerin amacý insanlarý mutlu etmek miydi efendim dedirterek, yoksa muavinlerle müþteriler arasýndaki "uçurum"u arttýrmak mý? Bazý insani deðerlerin yanlýþ kullanýlmasý meselesi bu. Kimse kimsenin gururunu, rahatsýz edici derecede "efendim" diyerek tatmin etmemeli. Sosyal düzendeki her mesleðe gerek olduðu gibi, her mesleði icra edenlerin de karþýlýklý saygýya gereði vardýr. Kibarlýk, nezaket hoþ ve gerekli þey ancak bunu patron-çýrak iliþkisi gibi yansýtmak hiç hoþ deðil. Bu durum, sýnýflaþmayý getiriyor; meslek sýnýflaþmasýný. Kaliteli-kalitesiz insan ayrýmýný tetikliyor ve temel insani deðerlerle örtüþmüyor. Bu kadar çok efendim demek yerine bir muavinin hanýmefendi ve beyefendi sözcüklerini kullanmasý daha adaletli ve daha yerinde olmaz mýydý? Köylü Miletin Efendisi midir? Evet köylü milletin efendisidir. Lise yýllarýnda Tarih Öðretmenim Mehmet Fahri Duygu bunu çok iyi anlatmýþtý. Gittikçe daha da aklýma yatmaya baþlýyor. Köylüyü milletin efendisi yapamadýk ama "efendi"yi köylü yaptýk; çiftçi Hasan Efendi, kapýcý Mehmet Efendi, bakkal Mustafa Efendi ve dahasý... Peki köylü efendiyse, þehirli ne oldu? Beyefendi oldu! Gençlik geleceðimiz midir? Kavram kargaþasýnýn en nitelikli bir örneðini görüyoruz. Benzer bir örnek de "Gençlik Geleceðimizdir" sözü. Eðer gençlik geleceðine sahip çýkmazsa, gelecek gence sahip çýkar, geleceðimiz gençleþir, kýsa ömürlü olur. Buna izin verilmemeli. Bunun için düþünmek, fikir üretmek, paylaþmak, görülen aksaklýklara müdahele etmek gerekiyor. Üniversite gençliðinin her gün görebileceði ve doðrudan kendisini ilgilendiren olaylar meydana geliyor. Bunlara kayýtsýz kalýnmamalý. Yapýlan herþey, gençlik kitlesine yönelik yapýlýyor, gençler için deniliyor. Ama sahiden öyle mi? Ne kadarýný biliyoruz ya da ne kadarýnda söz sahibi oluyoruz? Gençlik geleceðimizdir diyen büyüklerimiz neden alýnan kararlarda gençlere söz hakký tanýmýyor? Neden öðrencilere yalnýzca panellerde salonu doldurmak için gerek duyuluyor? Neden üniversite öðrencileri kendi yaþam alanlarýný, onlarý nasýl kullanacaklarýný ya da gerekiyorsa bunlarýn kurallarýný kendileri koyamýyorlar? Neden yurtlarda, kantinlerde, fakülte yönetimlerinde öðrenci yok? Öðrencilerin ilgisizliði mi? Hayýr. Bu tür gereklerin ya uygulanmamasý ya da altýnýn boþaltýlmasý durumudur bu. Öðrenci Temsilciler Kurulu (ÖTK) örneðini hatýrlayalým. Her fakültede seçimler olur. Sýnýflara girip "Temsilciliðe aday olan var mý?" denilerek yapýlýyor bu seçim. Ne ÖTK'lardan haberi oluyor öðrencilerin, ne de temsilci olursa ne yapacaklarýndan? Galiba seçim yapan öðretim üyelerinin de haberleri yok ki sorulan sorulara yeterli yanýtý veremiyorlar. Her yerde gençlik laflarý var ama... Þöyle bir çevrenize bakýn arkadaþlar, ne görüyorsunuz? Gazetelere bakýn, hangisi gençliði hedef kitle olarak görmüyor? Kitaplarý okuyun, hangisinin sonunda "Bu iþi gençlik üstlenmeli." yazmýyor. Konferanslara gidin, hangi konuþmacý "Keþke daha çok genç olsaydý burada..." diye serzeniþte bulunmuyor? www.gazete.itu.edu.tr Biraz daha bakýn çevrenize. YÖK'ün Türkiye'nin Yükseköðretim Stratejisi Taslak Raporu'nu gördünüz mü? Neler yazýyor, üniversitelerin hangi sorunlarýna deðinilmiþ, nasýl çözümler üretilmiþ... ÝTÜ'lüleri doðrudan ilgilendiren "Yetkin Mühendislik" yasa taslaðýnýn nasýl iþleyeceðini biliyor musunuz? Peki bu konularla ilgili yapabileceðimiz katký var mý? Daha da yakýn çevremize göz atalým þimdi. Birkaç ay önce kurulan ARGEM A.Þ.'nin neden kurulduðunu biliyor muyuz? Saðýmýzdaki solumuzdaki inþaatlarýn ne olacaðýný tahmin edebiliyor muyuz? Mutlaka üniversite öðrencilerine farklý bakýþ açýsý kazandýrmaya çalýþan öðrenci kulüplerine veya etkinliklerine katýlýyor muyuz? Kuþaðýmýzýn ne tür üretimlerde bulunduklarýný seyredecek zaman ayýrabiliyor muyuz? Dersimize giren hocalarý tanýyor muyuz? Hobileri var mý diye merak ediyor muyuz, ya da ne kadar makale yayýnladýklarýný araþtýrýyor muyuz? Ve dahasý... En yakýnýmýzdan en uzaðýmýza kadar gençlik laflarý serpilmiþ ortaya. Bunlarý öðrenmek ve üzerine gitmek gerekiyor. Çünkü en büyük güç, aklýn gücüdür, bilginin gücüdür. Kendimize, kuþaðýmýza, en güzel yýllarýmýza sahip çýkmak þüphesiz bilinçli bir eðitim süreci ile mümkün olacaktýr. Bu süreç gençlerin gayreti, giriþkenliði, akýlcý çözüm önerileri ve yapýcý eleþtirileri ile geliþecektir. arýyorum 3 kasým 2006 Arýyorum ÝTÜ Gazetesi olarak bu bakýþla hareket ediyoruz. Öðrenmemiz gerekenleri açýða çýkartmaya, eleþtirdiklerimizi yapýcý önerilerle desteklemeye, bilgisel altyapýyý asla kapatacaðýmýzý bilerek sürekli araþtýrmaya, geliþtirmeye, somut üretimler oluþturmaya çalýþýyoruz. ÝTÜ öðrencisini aramýza davet ediyoruz, araþtýrmak, öðrenmek, önermek, aktarmak için... Paylaþým için... ve üretim için. rehber olacaðý düþünülüyor. Sýkmayan ve önemli bilgiler içeren ankette, spora yatkýnlýðýnýz, ne sýklýkta spor yaptýðýnýz veya yapmadýðýnýz, ÝTÜ’deki hangi spor mekanlarýný kullandýðýnýz, ne tür yeni alanlara ihtiyaç duyduðunuz gibi sorular yer alýyor. Bunlarýn farkýnda olan çok kiþi ve kurum var ÝTÜ'de. Hocalardan, personelden, öðrenci kulüplerinden vs. Gençliðin önemine gerçekten sahip çýkan kiþiler bunlar. Bu kiþilerin fikirleriyle daha sýk buluþturmayý planlýyoruz sizleri. Takip ediyoruz, düzeltiyoruz Tüm ÝTÜ’ye çaðrý Bütün ÝTÜ'lülerden bizim bu yaklaþýmýmýza katký saðlamalarýný istiyoruz. Gördüklerini, görmemizi ve duyurmamýzý istediklerini, projelerini bizlerle paylaþmalarýný istiyoruz. [email protected] adresine atacaðýnýz bir epostanýn, kalýcý projelere girmemizi saðlayacaðýndan kuþkunuz olmasýn. Bütün ÝTÜ camiasýna açýk olan ankete www.ituspor.itu.edu.tr adresinden ulaþabilirsiniz. Bütün arkadaþlarýmýzýn katkýda bulunmasýný istediðimiz bir projemiz var. Bu projemiz, gazetemizde bir “ihbar hattý” tadýnda bir çalýþma düþüncesi. ÝTÜ’de gördüðünüz aksaklýklar, düzeltilmesini istediðiniz uygulamalar, farkedilmeyenler, duyurulamayanlar gibi her konuda bilgi verebileceðiniz ya da bilgi alabileceðiniz bir platform olacak. Bu konudaki Spor Birliði’nden örnek bir anket Spor Birliði, yýllardýr ÝTÜ’nün sporla özdeþleþmesini saðlayan çok önemli etkinlikler yapýyor. Geçtiðimiz yýl yaptýklarý tüzük deðiþikliði, öðrenci spor kurullarý oluþturmalarý ve öðrenciye önemli yetkiler vermeleri, tüm birimlerin örnek almasý gereken asil bir davranýþ. Yöneticileri, kulüpleri, spor hocalarý ve takýmlarýyla ÝTÜ’de spor bilincini geliþtirmeye çalýþýyorlar. Yeni atýlým projeleri var. Bu konuyla ilgili geniþ haberler hazýrlayacaðýz. Duyuracaðýmýz önemli bir çalýþma ise “ÝTÜ Spor Yapý ve Teknoloji Geliþtirme Anketi”. Konu ile ilgili oluþturulan komisyon tarafýndan hazýrlanan bu anketin, üniversitemizdeki fiziksel ve spor etkinliklerinin geliþtirilmesi, fiziki þartlarýn iyileþtirilmesi ve disiplinlerarasý geliþmeler için ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü Arýyorum ÝTÜ Gazetesi Süreli Yayýn, ISSN: 1305-4783 Yayýn Kurulu: Fatih Avcý, Ufuk Sevim, Ufuk Çavuþ, M. Bahadýr Kýlýnç, Sefa Demir, Emrah Deniz, Ufuk Y. Þiþli, Þeyda Hatipoðlu, Melike Özkan, Ilgýn Yýldýz, Cansev Baydar, Güven Çalýþkan, Gülen Uncu, Gökhan Onuþ, Oya Ekmekçi, Hatice Gökcan, Gökhan Gürlen, Perihan Gürbaþ, Ýbrahim Uslu, Esin Ekmekçi, Letafet Umutlu, Duygu Özkan, Filiz Akkaþ, Necip Duman, Hamza Akýn, Burak Mungan, Fevzican Abacýoðlu, Beyza Beyazkaya, Damla Kadýoðlu, Hilal Saraç, F. Ýlke Yazýcýoðlu, Ýrem Yüzeç, Canan Akyokuþ, Kasim Oktay, Utku G. Borataç, F. Gökçe Önen, Oðuzhan Ulutaþ, Ezgi Toksoy, Ayþe Alp, Ozan Karahan, F. Ülkü Çelik, Ülken Kan, Sebahat Zerze, Selen Günce, Bahar Ayhopa, Ece Bekpýnar, Billur Kayador, Kaan Alaybaþý, Onur Özdemir, Fadýl Tekayak, Umut Gülbayrak, Kemal Bayrakçý, Cem Varýþlý, Gülsüm Çakýcý Ýstanbul Teknik Üniversitesi Adýna Yayýn Sahibi Prof. Dr. Erkin Nasuf, Genel Yayýn Yönetmeni Y. Doç. Dr. Beyza Taþkýn Yayýn Danýþmaný: Doç. Dr. Yüksel Güvenilir Baský: Cenkler Matbaa, 0212 264 18 21 ÝTÜ Basýn Yayýn Kulübü Arýyorum ÝTÜ Gazetesi Öðrenci Ýþleri Otomasyonu Binasý, Giriþ Katý ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi Maslak-Ýstanbul [email protected] http://www.gazete.itu.edu.tr Tel: 0212 285 34 00-151 www.gazete.itu.edu.tr fikirlerinize de açýðýz. Güvenlik konusunda, aydýnlatma konusunda, mekik servisleri konusunda, yurt hizmetleri konusunda, spor tesislerinin kullanýmý konusunda, fakültelerde karþýlaþtýðýnýz sýkýntýlar ve diðer konularda bir havuz oluþturup, etkin çalýþmayla bir denetim mekanizmasý oluþturmayý planlýyoruz. Teþekkür Çalýþmalarýmýzý sürdürmekte önemli sýkýntýlar yaþýyoruz. Bunlar, oda sorununa kadar dayanýyor. Zaman zaman paylaþacaðýz bunlarý. Bu sýkýntýlarýmýz arasýnda önemli destek saðlayan unutulmaz kiþiler var. Saðlýk Kültür Spor Daire Baþkaný Zeki Þimþek’e, Dýþiliþkiler ve Enformasyon Müdürü Sayýn Didem Yücel’e ve gazetecilik konusundaki önemli katkýlarý için Sayýn Aslýhan Erkmen’e teþekkürler. Fatih Avcý 4 arýyorum kasým 2006 güncel PETEK KAFE’DE DÜNYA YEMEKLERÝ Bilim Cumhuriyeti 83 Yaþýnda ÝTÜ öðrencilerinin pek bilmediði ama yüksek standartlarda ve bu kalitesine göre oldukça ucuz sayýlabilecek bir restoran var Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde: Petek Kafe. 11.00 ile 15.00 saatleri arasýnda açýk olan Petek Kafe, birçok yeniliði ile dünya mutfaðýný ÝTÜ’ye seriyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin 83. kuruluþ yýldönümü kutlamalarý bu yýl 29 Ekim'in Pazar'a gelmesi dolayýsýyla bir gün ertelenerek 30 Ekim tarihinde Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde gerçekleþtirildi. Saygý duruþu ve Ýstiklal Marþý'yla baþlayan kutlamalar Erol Parlak Baðlama Beþlisi'nin baðlama resitaliyle devam etti. Etkinliðin devamýnda yaptýðý konuþmada Rektör Karadoðan; Atatürk'ün bize akýl ve bilimin rehberliðini miras olarak býraktýðýný belirterek, onun "Bilim Cumhuriyeti" kurma çabasýndan bahsetti. Ayrýca Ata'nýn düþlediði Bilim Cumhuriyeti'nin çaðdaþ bir eðitim gören Ýstanbul Teknik Üniversitesi gençliðinin omuzlarýnda yükseleceðini önemle vurguladý. "Bilim Cumhuriyeti ÝTÜ'nün kiþiliðidir" sözleriyle konuþmasýný tamamlayan Karadoðan'ýn ardýndan gazeteci ve yazar Zeynep Oral'ýn "Ýnsan Olmak" konulu konuþmasý ve ÝTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarý'nýn "Türk Halk Oyunlarý Özel" dans gösterisiyle kutlamalar sona erdi. Evrim ÝTÜ'de Konuþuldu 28 Ekim Cumartesi günü ÝTÜ Gümüþsuyu kampusü Orhan Öcalgiray Konferans Salonu'nda gerçekleþen söyleþide "Neredeyse Bir Balina" kitabýnýn yazarý ve evrimin dünyaca ünlü savunucularýndan olan Prof. Steve Jones evrime iliþkin bilimsel kanýtlarýný katýlýmcýlarla paylaþtý. ÝTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin giriþ katýnda bulunan Petek Kafe, bu yýl zenginleþtirdiði menüsü ile dikkat çekiyor. Son derece lezzetli ve saðlýklý yemek hizmeti yapan Petek Kafe, profesyonel çalýþanlarýyla lüks bir restorandan daha fazlasýný sunuyor sizlere. Teknik Üniversite Türkçesine Sahip Çýktý ÝTÜ Dil ve Tarih Kulübü tarafýndan düzenlenen ve 9 Ekim Pazartesi günü baþlayýp tüm hafta süren 3. ÝTÜ Türkçe Günleri, baþta Türk Dil Kurumu Baþkaný Prof. Dr. Haluk Þükrü Akalýn olmak üzere televizyon yapýmcýlarý ve öðretim üyelerinin katýlýmýyla Türkçe'nin önemini bir kez daha vurguladý. Gençlik ve Türkçe, Türkçe'nin Politikleþtirilmesi, Dildeki Deðiþimin Yansýmalarý, Teknik Üniversite ve Türkçe konularýnda gerçekleþen oturumlarla Türkçe'nin gerek matematiksel, gerekse sosyal özelliklerine de deðinildi. Savaþ Çekirge Artýk Uluslararasý ÝTÜ'de her yýl düzenlenen Savaþ Çekirge Klasik Gitar Günleri ilk defa dünyaya açýldý. Yerli ve yabancý gitaristlerin dinletileri ve çalýþtaylarýyla 5 gün süren etkinlik, ÝTÜ mezunu ve ünlü gitarist merhum Savaþ Çekirge'nin adýný Türkiye dýþýnda da daha uzun yýllar yaþatacaða benziyor. Petek Kafe’nin yeni ustasý, seçtiði yemeklerle yiyenleri adeta ülkelerarasý lezzet yolculuðuna çýkartýyor. Pazýda Levrek, Caffe de Paris, Yengeç Salatasý, Karidesli Enginar, Rizotto, özgün soslu makarnalar, kuzu çeþitleri, her gün bulabileceðiniz balýk ürünleri ve çok daha fazlasý. Ayný zamanda çorba, ana yemek ve salatadan oluþan “günün menüsü” uygulamasýný da baþlatmýþ Petek Kafe. Yýllardan beri hizmet veren Petek Kafe’nin ziyaretçileri çoðunlukla öðretim üyelerinden oluþuyor. Öðrencilerin büyük çoðunluðunun böyle bir restorandan haberleri yok. Petek Kafe’nin önemli özelliklerinden biri ise son derece temiz ve nazik çalýþanlara sahip olmasý. Konuklarýnýzý getirebileceðiniz; özel kutlamalar, yemekli toplantýlar yapabileceðiniz þýk bir mekan. Petek Kafe’ye yalnýzca yemek için deðil, bol köpüklü bir Türk Kahvesi içmek için de gidebilirsiniz. www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 5 kasým 2006 Lineer Cebir Çözümlü Problemleri Mehmet Ali Karaca Problem kitaplarý, derlenmiþ problemlerin ayrýntýlý bir þekilde öðrencinin çözüme ulaþma yetisi kazanabilmesi amacýyla hazýrlanýr. Bu kitaptaki problemlerin sayýca çokluðu ve bu kitabýn ayrýntýlý çözümler sunmasý bakýmýndan, öðrenciler için öðretici bir kaynak olabileceði düþünülmektedir. Çözülmüþ problemlerin üniversitelerin lisans ve yüksek lisans öðrencileri için yararlý olacaðý ümit edilmektedir. Ýçindekiler > Matrisler Determinantlar Lineer Denklem Sistemleri Vektör Uzaylarý Lineer Dönüþümler Özdeðerler ve Özvektörler 2007’nin Trendi Hoþgörü Gençlerin Dev Organizasyonu Trend Show 2007 Dolu Dolu Geliyor! Aralýk ayýnýn gençler için vazgeçilmezlerinden biri haline gelen Trend Show Gençlik Festivali, 07-10 Aralýk 2006 tarihleri arasýnda gerçekleþiyor. Lütfi Kýrdar'da düzenlenecek olan Trend Show 2007; konserleri, gösterileri, etkinlikleri, oyunlarý, imza saatleri, atölyeleri ve 100 genç markanýn yenilikleri ile gençlere bir kez daha unutamayacaklarý dört gün yaþatmaya hazýrlanýyor. Son iki yýldýr ortalama 55 bin gencin doyasýya eðlendiði dört günlük gençlik etkinliði Trend Show üçüncü kez düzenleniyor. Ana sponsorluðunu Türk Telekom'un üstlendiði Trend Show 2007, 7 Aralýk Perþembe günü baþlayacak ve 10 Aralýk Pazar akþamý son bulacak. ISBN: 975-7463-13-2 Basým Tarihi: Aðustos 2006 Sayfa Sayýsý:356 sayfa Boyutlar: 16.5 x 23.5 Karton kapak Trend Show 2007 diðer yýllardan farklý olarak bu sene bir de tema sahipleniyor ve 2007 yýlýný gençlerle beraber "Hoþgörü Yýlý” ilan ediyor. Bu yýlýn Trendi Hoþgörü Matematik 1 Çözümlü Problemleri Ayþe Peker Dobie Bu kitap, on yýlý aþkýn bir süredir Ýstanbul Teknik Üniversitesi Fen ve Mühendislik Fakültelerinin birinci sýnýf öðrencilerine verilen Matematik I dersinin notlarýndan derlenmiþ bir problem kitabýdýr. Her bölümde, öncelikle gerekli olan teorik bilgi verilmiþ olup, bu bilgi konu ile ilgili çok sayýda basitten zora sýralanmýþ çözümlü problemlerle pekiþtirilmiþtir. Bu problem kitabýnýn, üniversitelerin ilgili bölümlerinin birinci sýnýfýnda verilen matematik dersiyle ilgili gereksinimlerini karþýlayacaðýný umarýz. Ýçeriðini liseli ve üniversitelilerin belirlediði tek gençlik etkinliði olan Trend Show, 2007 yýlýnýn trendini 30 lise ve 15 üniversiteden öðrencilerin oluþturduðu danýþma kurullarýndan gelen talep doðrultusunda "Hoþgörü" olarak belirledi. Bu doðrultuda "Kýrmadan taþýyýnýz" temasýný sahiplenen Trend Show 2007 içerisinde, "Hoþgörü" mesajlarý veren birçok alt etkinlik gerçekleþecek. Sponsorluðunu Samsung'un üstlendiði ve þu anda baþvurularýn yapýlmakta olduðu "Hoþgörü" temalý fotoðraf yarýþmasý da bu etkinliklerin arasýnda yer alýyor. Bu sene Trend Show'un içerisinde "Hoþgörü" temasýný yansýtacak dekorasyon ise uluslararasý üne sahip Türk sanatçýsý Þirin Ýskit tarafýndan yapýlacak. Trend Show 2007 kapsamýnda sahne alacak olan tüm sanatçýlarýn da sahneden hoþgörü mesajlarý vermesi bekleniyor. Trend Show 2007'nin tüm geliþmeleri www.trendshow.com.tr'de Yaþayan etkinlik Trend Show 2007'deki tüm geliþmelerden anýnda haberdar olmak isteyenler için sürekli güncellenen www.trendshow.com.tr sitesi, Lütfi Kýrdar Kongre ve Sergi Sarayý'nda olan biten her þeyi ve daha birçok Trend Show 2007 sürprizini bilgisayar ekranlarýna taþýyacak. Ýnteraktif bir forum sayfasýnýn da eklendiði sitede Trend Show’cular þimdiden yerlerini almaya baþladýlar. Ýçindekiler > Limit ve süreklilik Türev Türev uygulamalarý Ýntegral Ýntegral ve uygulamalarý Transandant fonksiyonlar Ýntegrasyon teknikleri ve L'Hospital kuralý Genelleþtirilmiþ integraller ISBN: 975-7463-11-6 Basým Tarihi: Mart 2006 Sayfa Sayýsý: 228 sayfa Boyutlar: 16.5 x 23.5 Karton kapak itü vakfý yayýnlarý www.gazete.itu.edu.tr 6 arýyorum kasým 2006 PROJÝSTÖR'06'da Þampiyonuz 2006 ÝTÜ mezunlarý Osman Ceylan ve Deniz Sümbüllü, Doðuþ Üniversitesi tarafýndan düzenlenen PROJÝSTÖR'06 Proje Yarýþmasýnda, "Telsiz Sensör Aðlarý ile Konum Belirleme" konulu projeleriyle birinci oldular. 27 Mayýs 2006'da Doðuþ Üniversitesi Acýbadem Yerleþkesi'nde sonuçlanan yarýþma, Doðuþ Üniversitesi'nin IEEE Öðrenci Kolu ile Elektronik ve Haberleþme Mühendisliði Bölümü ortaklaþmasýyla gerçekleþtirildi. Kasým 2005'te çalýþmalarýna baþlayan yarýþmanýn, Türkiye'de Elektronik Mühendisliði ve ilgili bölümlerde lisans eðitimi almakta olan öðrenciler arasýnda bilgi ve deneyim deðiþimi için fýrsatlar saðlamak ve öðrencilere yaptýklarý çalýþmalarý baþkalarýna sunma ve deðerlendirme olanaðý yaratmak amacýnda olduðu belirtiliyor. Osman Ceylan ve Deniz Sümbüllü'nün hazýrladýðý "Telsiz Sensör Aðlarý ile Konum Belirleme" adlý proje birinci olurken, ikinciliði Baþkent Üniversitesi öðrencileri Bilgi Tansu Dönmez ve Kürþat Yanarateþ, "Sedimantasyon Cihazý Tasarýmý" ile aldý. Üçüncülük ise "Akýllý Ev - Ev Otomasyonu" projesi ile Yedi Tepe Üniversitesi öðrencisi Onur Kervancýoðlu'nun oldu. güncel Proje yarýþmalarýna girecek arkadaþlara tavsiyeler güzel bir artý. Projenizin çözüm üretmesi ve çözüm üretirken gerçekçi olmasý projenizin deðerini arttýrýr. Su seviyesini herkes ölçebilir ama herkes kablosuz olarak gönderemeyebilir. Böylece kablo masrafýndan kurtulursunuz, sisteminiz taþýnabilir örneðin. Trafiði izlemek için her araca cihaz koymak bir çözümdür ama böyle bir iþ kaðýt üzerinde kalan bir hayal olur sadece. Bizim derece aldýðýmýz proje bir bitirme ödevidir. Proje yarýþmalarý öðrencileri çalýþmaya teþvik etmekle kalmýyor, ayný zamanda öðrencileri ödüllendirerek büyük bir manevi haz da saðlýyor. Birçok mühendislik öðrencisi arkadaþýn bir projeye dahil olup ya da kendisi bir projenin baþýna geçip birþeyler öðrenmenin yanýnda yapmanýn, keþfetmenin, çalýþtýrmanýn hazzýný duymak istediðine eminiz. Belki de bu emeðin ardýndan bu çalýþmanýn ödüle layýk görülerek kendimize güvenimizin pekiþtirilmesi. Biz de ilk tercih olarak ÝTÜ'yü yazarken bu hayalle gelmiþtik. Þimdi katýldýðýmýz birkaç yarýþmadan edindiðimiz izlenimleri sizlerle paylaþarak proje yarýþmalarýna hazýrlanan ya da hazýrlanmayý düþünen arkadaþlara yol gösterme anlamýnda birkaç konuda fikir ve bilgi vermek istiyoruz. Bunlar proje yarýþmalarýndaki kurallar deðil elbette. Sadece proje yarýþmalarýna girmeyi düþünen, bir türlü cesaret edemeyen arkadaþlara küçük bir tetikleme, zaten gireceðim diyenlere ipucu mahiyetinde izlenimler. Öncelikle proje yarýþmalarýnýn ilk maddesi "Özgün Proje"dir. Elbette çok özgün bir proje yapmak son derece baþarýlý bir iþtir. Ancak bu durumdan korkup nice güzel bitirme projelerinin yarýþmalara katýlmadýðýný gördük. "Benim projem sýradan, yarýþmada neler vardýr kim bilir?" diye düþünmemek gerekir. Bir örnek vermek gerekirse, önceki yýllarda bir kaptaki sývý seviyesini ölçüp bunu radyo dalgasý ile merkeze ileten bir proje mansiyon almýþtý bir yarýþmada. Sývý seviyesi ölçmek, bunu bir yere göndermek çok sýradan bir olaymýþ gibi görünse de projenin derinliklerine inildiðinde orada ne gibi sorunlar çýktýðý, sizin onlara nasýl çözümler ürettiðiniz önem kazanmaktadýr. Bu nedenle proje yapan arkadaþlara mutlaka yarýþmalara katýlmalarýný öneriyoruz. 2. Sunumlar sýrasýnda jüri üyeleri projenizin sözlü anlatýmýndan sonra ek olarak yaptýðýnýz iþi de görmek için size zaman ayýrýyor. Bu da jüriyle daha çok zaman geçirmek demek oluyor ki genelde kýsa tutulan sunumda anlatamadýðýnýz noktalarý ya da daha ayrýntýlý bahsetmek istediðiniz noktalarý uzun uzun anlatabiliyorsunuz. Jüri de sizle diyaloða girerek aklýna takýlanlarý soruyor ve karþýlýklý bilgi iletiþimi sonucunda jürinin gözünde daha farklý olabiliyorsunuz. 3. Proje sunumlarýnda genel tanýmlardan fazla bahsederek hem zamaný harcamamak hem de jürinin ilgisini daðýtmamak gerek. Proje sunumlarýnýzý hazýrlarken görsel öðelerin sýk yer almasýna dikkat edin. Resim, þekil, grafik, analiz sonucu, formül ve sadece konu baþlýklarýný koyun. Tüm açýklamalarý sözlü olarak siz aktarýn. Jüriyle göz temasýndan kaçýnmayýn. 4. Projenizde karþýlaþtýðýnýz önemli sorunlarý ve bu soruna önerdiðiniz çözümü anlatýrken cömert olun. Çünkü asýl önemli olan sizin yaratýcý fikirlerinizdir. Bu sorunu çözmek için yararlandýðýnýz kaynaklardan bahsedin. Proje gerçekleþtirilinceye kadar kullandýðýnýz test cihazlarýndan bile bezen bahsedilmesi gerekebilir. 5. Projenizi sergilerken çoðu zaman en önemli anda sorun çýkar. Hiç telaþa kapýlmadan tekrar baþtan alýn. Sonuçta siz piyasaya sunulacak bir mal deðil, bir öðrenci projesi yaptýnýz. Jüri de genelde olumlu karþýlar küçük sorunlardan doðacak aksilikleri. 6. Son olarak giyiniþinize özen gösterin. Bir mühendise yakýþan þýklýkta ve ciddiyette giyinmeniz çevrenizde güzel bir etki býrakýr. Proje ödülleri 1500 YTL, 1000 YTL ve 750 YTL olarak belirlendi. Gelelim yarýþmalarda jürinin dikkat ettiði noktalara... Tüm arkadaþlara baþarýlar diler, ÝTÜ'nün adýný ve kendi adlarýný en güzel yarýþmalarda duyurmalarýný dileriz. Yarýþma birincisi projenin sahipleri, gazetemize, “proje yarýþmalarýna katýlmak isteyen öðrencilere tavsiyeler” konulu bir yazý hazýrladýlar. Yan taraftaki yazý, proje yapmak isteyen arkadaþlara ýþýk tutacaktýr. 1. Projenizin gerçeklenebilir olmasý önemlidir. Örneðin çalýþan bir makineniz, devreniz, benzetiminiz (simülasyon) varsa bu sizin için Osman Ceylan ([email protected]) Deniz Sümbüllü Elektronik Mühendisliði 2006 mezunlarý GÜLÜMSETMEYE TAM GAZ DEVAM Geçtiðimiz yýlýn bahar dönemi ÝTÜ Yabancý Diller Yüksekokulu Sosyal Kültürel Merkez (SKM) asistanlarýnýn ve diðer gönüllülerin yoðun çalýþmasý sonucu gerçekleþtirilen Gülümsetelim Sosyal Sorumluluk Kampanyasý bu yýl da olanca hýzýyla devam etmekte. Bu iþe gönül verenler geçen yýl ziyaret ettikleri hastanelere yenilerini de ekleyerek kampanyayý sürdürüyorlar. Gülen her bir çocuk, her bir mutluluk belirtisi kampanyanýn devamlýlýðý için temel oluþturuyor. SKM Koordinatörü sevgili hocamýz Mine Canýtez Özpay ve çiçeði burnunda asker adayý SKM Yönetici Asistaný Enis Saðol'un eþsiz katkýlarý ile devam etmekte olan kampanya, geleceðimiz dediðimiz çocuklarýmýzýn gülümsemesi için, hatta bizlerin gülümsemesi, duyarlýlýðýmýzý gösterebilmemiz için güzel bir ortam oluþturuyor. Açýlan her bir hediye paketi, yok olan umutlarýn, gerçekleþmeyen hayallerin bir nebze olsun unutulmasýna; yüzlere yansýyan mutluluk gülücükleri, kýsa süreli bile olsa “biz de bu hayatýn bir parçasýyýz” demelerine yardýmcý oluyor. Ýkinci dönem farklý bir sosyal duyarlýlýk kampanyasý ile bilinçli bireyleri yönlendirmeye devam edecek olan SKM'yi çalýþmalarýndan dolayý tebrik ediyor ve bu duyarlýlýðýn devamýný diliyoruz. www.sosyalkulturelmerkez.com ve www.elele.itu.edu.tr internet adreslerinden kampanya ile ilgili ayrýntýlý bilgiye ulaþabilirsiniz. www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 7 kasým 2006 ÝTÜ/BÝDB Ýçerik Yönetim Sistemi BÝDB, ÝTÜ öðrencilerine, akademisyenlere ve idari personele Mayýs ayýndan itibaren web tabanlý Ýçerik Yönetim Sistemini (ÝYS) hizmete sunmuþtur. Hali hazýrda 20'nin üzerinde birim ÝYS'den yararlanmaktadýr. ÝYS'de yetkilendirilmiþ kiþiler ÝTÜ kullanýcý hesaplarý ile sisteme baðlanýp yetkileri çerçevesinde sayfalarýn içeriðini güncelleyebilmektedirler. ÝYS, kullanýcýlarýna þu hizmetleri sunmaktadýr; Her yerden ve her zaman dinamik web sayfasý oluþturma Sayfalara eriþim haklarýnýn belirlenmesi Dinamik menü oluþturma Belge ekleme ve sayfada yayýmlama Haber ve duyuru yönetimi Sýkça sorulan sorularýn yönetimi Ýletiþim sayfasý ve cevaplama iþlevi Kullanýcý ekleme ve kullanýcý izinleri tanýmlama iþlevi (yetkilendirme) Otomatik site haritasý oluþturma Site sayfalarýnda ve ekli belgeler içinde arama Site oluþturmada yardýmcý videolar Ayrýca web sitenizi oluþtururken size yol gösterecek yardým videolarýný izleyerek sistemi daha hýzlý ve daha kolay kullanabilirsiniz. ÝYS kapsamýnda kullanýcýlar sayfanýn içeriðini, menü yapýsýný web tabanlý yönetim ara yüzünden belirleyebilmektedirler. Siteyi düzenlemesi için yetkilendirilen kiþilerin ÝTÜ kullanýcý hesaplarýný kullanmalarý yeterlidir. Yani ÝYS yi kullanmak için farklý kullanýcý adý ve þifre kullanmanýz gerekmemektedir. ÝYS otomatik olarak site haritasý oluþturmaktadýr. Siteye yeni menü baþlýklarý ve alt sayfalar eklendiðinde site haritasý kendini bu deðiþiklikleri yansýtacak þekilde güncellemektedir. Sisteme bütünleþmiþ olan arama motoru site içeriðinde ve siteye eklenebilen belgeler (Word, Excel, Metin(.txt) ve Power Point) içerisinde arama yapabilmektedir. Siteye eklediðiniz sayfalarý sisteme bütünleþmiþ olan metin düzenleyicisinden güncelleyebilirsiniz. Metin düzenleyicisinde baðlantý ekleme, resim ekleme, tablo ekleme, yazý fontu deðiþtirme iþlevleri bulunmaktadýr. Birimler site sayfalarýna eriþim seviyelerini belirleyebilirler. Bu seviyeler, "sadece birim mensuplarýna açýk", "sadece ÝTÜ mensuplarýna açýk" ya da "herkese açýk" olarak 3 seviyelidir. Bu durumda sayfanýn içeriðine eriþmek isteyen kiþilerin ÝTÜ kullanýcý adý ve þifrelerini kullanmalarý gerekmektedir. Kimler için uygundur? Web sayfasý ihtiyacý olan ÝTÜ birimleri, az da olsa bilgisayar kullanýmýna yatkýn olan, site içeriðini bizzat hazýrlayabilecek zaman ve becerisi olan, belirlenen yapýnýn dýþýnda ihtiyaçlarý olmayan, birimler, kulüpler, çalýþma gruplarý ve benzeri yapýlar için uygundur. Ýçerik Yönetim Sistemi temelde birimler, kulüpler, çalýþma gruplarý ve benzeri yapýlar için tasarlanmýþ olup, kiþisel web sayfasý hizmetinden yararlanmak isteyenler mevcut kiþisel web sayfasý hizmetini kullanabilirler. ÝYS kullanýlarak hazýrlanmýþ bazý sayfalar Kart Ýþlem Merkezi http://kim.itu.edu.tr Avrupa Birliði Merkezi http://www.eucentre.itu.edu.tr/ Denizcilik Fakültesi http://www.df.itu.edu.tr Denizcilik F. Ýngilizce http://www.maritime.itu.edu.tr Yurtlar ve Burslar Ofisi http://www.yurtburs.itu.edu.tr ÝYS'den yararlanmak isteyen birimlerin BÝDB web sayfasýnda bulunan dilekçe ile baþvurmalarý yeterli olacaktýr. Daha fazla bilgi için; www.bidb.itu.edu.tr >> Hizmetler >> Uygulama Hizmetleri >> Ýçerik Yönetim Sistemi www.gazete.itu.edu.tr 8 arýyorum kasým 2006 bilim teknoloji ANKA KUÞU ÝTÜ'DE HAYAT BULDU Anka Helikopteri, her yýl American Helicopter Society (AHS) tarafýndan düzenlenen tasarým yarýþmasýnda "en iyi ilk kez katýlan" derecesi ve üçüncülük aldý. ÝTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Yüksek Lisans öðrencilerinden oluþan dokuz kiþilik bir ekibin çalýþmasý olan Anka Helikopteri, yarýþma kriterleri olan tasarýmda özgünlük, yüksek performans, düþük maliyet, hafiflik, dayanýklýlýk ve güvenilirlik konusunda yeterlilik gösterdi. "Genel" ve "ilk kez katýlanlar" olmak üzere iki alanda deðerlendirilen yarýþmada; Anka Helikopteri, genel sýralamada üçüncü olurken ilk defa katýlanlar arasýnda da birinci oldu. Yarýþmada ilk iki sýrayý geçen yýllarda da olduðu gibi Georgia Institute of Technology Üniversitesi ve University of Maryland Üniversitesi aldý. ÝTÜ Uçak Mühendisliði Bölümü öðretim üyelerinden Prof. Dr. Süleyman Tolun'un danýþmanlýðý, motor tasarýmý kýsmýnda Doç. Dr. Fýrat Oðuz Edis'in katkýlarý ile ilk defa ROTAM (Rotorlu Araçlar Tasarým ve Mükemmeliyet Merkezi) üzerinden Takým Lideri Utku Türkyýlmaz katýldýklarý yarýþma ve Anka projesi hakkýnda Takým Lideri ve Genel Sistem Tasarýmý sorumlusu Utku Türkyýlmaz, "Katýlmýþ olduðumuz yarýþma helikopter tasarýmý yarýþmasý ve yarýþmaya katýlan takýmlarýn hepsi yüksek lisans ve lisans öðrencilerinden oluþmuþtu. Tecrübe bu yarýþmada en çok ön plana çýkan unsur oldu. Ýlk ikiye giren takýmlarda bu açýkça görüldü. Raporlarýndaki sunum becerileri; giriþ, geliþme ve sonucu en iyi þekilde oluþturmalarý baþarýlarýndaki önemli etkenlerdendi. Kýsacasý raporlarýna baktýðýnýz vakit bir birikim olduðunu görebiliyordunuz. Bunun yanýnda çok iyi de organize olmuþlardý. Bizim bu noktalarda eksiklerimiz oldu. Ancak bizim projenin de artý taraflarý vardý. Örneðin tasarýmýnýn özgünlüðü buna örnek verilebilir. Bununla aðýrlýklý olarak Hasan arkadaþýmýz ilgilendi. Zaten kendisi daha önce hidrojen arabasýnýn tasarýmýnda da görev almýþtý. Özellikle uç boyutlu görünümler gayet güzel oldu," açýklamalarýnda bulundu. Kavramsal Motor Tasarýmý sorumlusu Hakan Yeþilel ise elde ettikleri baþarýyý "Hedefimiz buydu, bekliyorduk bu baþarýyý. Yani ilk defa katýlanlar arasýnda ilk sýrayý alacaðýmýzý düþünüyorduk. Nitekim de genel sýralamada üçüncü olurken Kavramsal Motor Tasarýmý ilk defa katýlanlar arasýnda Sorumlusu Hakan Yeþilel da ilk sýrayý aldýk." þeklinde ANKA HELÝKOPTERÝ TAKIMI TAKIMI yorumladý. Anka Helikopteri, yaklaþýk 2000 metre irtifada iki saat aský uçuþu yapabilecek iki kiþilik bir eðitim helikopteri olarak tasarlandý. Bunun için de hem motor tasarýmý hem de helikopter tasarýmý üzerinde çalýþýldý. Bu çalýþmalarý Hakan Yeþilel þu þekilde özetledi: "Baþlangýçta bir ön tasarým yaptýk. Yarýþmanýn içeriðinde helikopterin yaný sýra motorun tasarýmý da vardý. Böylece bir yandan helikopter tasarýmýný bir yandan da motor tasarýmýný yürüttük. Niye böyle yaptýk; çünkü motor tasarýmý da en az helikopter tasarýmý kadar yorucu bir iþ. Bu yolla hýzlý ve dahasý verimli bir çalýþma yapmamýzý saðladýk diyebilirim. Anka iki kiþilik türbün motorlu bir eðitim helikopteri olarak tasarlandý. Bu helikopterler genelde piston motorlu olarak tasarlanýr. Normal helikopterlerde bu tip motorlar bazý sorunlara yol açýyor. O yüzden türbün motorlu helikopter yapmak istedik. Bir motor tasarýmýnda motorun verimi için hassas dengeler vardýr. Mesela komprasörün sýkýþtýrma oranýnýn hesaplanmasý ya da motor ne kadar güç verecek bunun belirlenmesi hep motor tasarýmý sýrasýnda gözetilmesi gereken unsurlardýr. Kýsaca bu ve buna benzer parametreleri belirlemek, bir anlamda motor tasarýmýdýr. American Helicopter Society (AHS), havacýlýk ve helikopter endüstrisinde dünya çapýnda profesyonel ve teknik anlamda güçlü bir kuruluþtur. 1943'den beri helikopter endüstrisi alanýnda konferanslar ve yarýþmalar düzenlemekte, bilimsel dergiler ve kitaplar yayýnlamakta ve çeþitli eðitimler vermektedir. Bunun yanýnda disiplinlerarasý alanda yürüttüðü çalýþmalar ile askeri ve sivil anlamda havacýlýk sektörüne katkýda bulunmaktadýr. Bu sevindirici baþarýnýn ardýndan Türkiye'deki havacýlýk ve uzay araþtýrmalarýna yaklaþýmýn ne düzeyde olduðu konusunda Anka ekibinin görüþlerini aldýk. Utku Türkyýlmaz: "Türkiye'de havacýlýk araþtýrma ve geliþtirme alanýnda bir patlama yaþanýyor diyebiliriz. Sektör bazýnda da iyileþmeler var, mezun olan herkes iþ bulabiliyor. Özel havacýlýk þirketleri yatýrýmlar yapýyor, özellikle araþtýrma ve geliþtirme aðýrlýklý. Ayrýca askeriyenin havacýlýk üzerine katkýlarý çok fazla. Sonuç olarak gerek araþtýrma gerekse uygulama alanlarýnda geliþmeler çok olumlu." diyerek düþüncelerini dile getirirken; Hakan Yeþilel de "Aslýnda Rotam'da www.gazete.itu.edu.tr Utku Türkyýlmaz: Takým lideri ve Genel Sistem Tasarýmý Hasan Ýbaçoðlu: Yapýsal tasarým ve katý modelleme Sedat Süsler: Performans ve maliyet analizi Hakan Yeþilel: Kavramsal motor tasarýmý Resul Açýkyol: Aerodinamik analiz Serhat Yýlmaz: Genel tasarýma destek Evren Öner: Rotor tasarýmý Ali Özel: Motor tasarýmýna destek Murat Bronz: Genel tasarýma destek Danýþman: Prof. Dr. Süleyman Tolun Tolun yapýlan sadece helikopter tasarlamak ve üretmek deðil. Rotam havacýlýk araþtýrma ve geliþtirme projeleri üretiyor. Bu anlamda da çeþitli projeler geliþtiriliyor. Bundan dolayý da Rotam bünyesinde çok fazla proje yapýlýyor. Rotam'da yüksek lisans öðrencileri yarý zamanlý çalýþýyor. Onun dýþýnda hocalarýmýz baþýmýzda bulunuyor, çalýþmalarý yürütüyor." þeklinde konuþarak Rotam'ýn bu konuda yaptýðý çalýþmalardan ve iþleyiþ biçiminden bahsetti. Son olarak gelecek sene bu yarýþmaya ekipteki çoðu arkadaþlarýnýn yüksek lisans tezlerini hazýrlayacaklarýndan dolayý katýlamayacaklarýný belirten Anka projesi ekibi, eðer bu yarýþmaya katýlacak olan arkdaþlar olursa seve seve tecrübelerini paylaþacaklarýný da eklemeyi ihmal etmediler. Sefa Demir arýyorum 9 kasým 2006 bilim teknoloji VISION'da üçüncülük ÝTÜ Gemi Ýnþaatý ve Deniz Bilimleri Fakültesi öðrencilerinden Yasemin Usal, Hakan Þen ve Serdar Mete ile hazýrladýðý, "On & Under Water Yacht" adlý projesiyle, geleceðin gemilerinin ve yüzer yapýlarýnýn tasarýmý ile ilgili "NoE VISION STUDENT CONTEST" yarýþmasýnda üçüncülük aldý. Avrupa Birliði’nin 6. Çerçeve Programý dahilinde “VISION” adýyla baþlayan proje, deniz araçlarý ve yüzer yapýlar için geleceðin tasarýmlarýný oluþturmayý amaçlýyor. Ýlk etabýna üniversitelerle baþlayan projede Avrupa üniversitelerini, WEGEMT adý verilen ve ÝTÜ'nün de içinde bulunduðu 40 Avrupa üniversitesinin oluþturduðu bir birlik temsil ediyor. Geleceðin fikirlerini oluþturmayý amaçlayan yarýþmaya, 13 ülke ve 18 farklý üniversiteden 103 öðrenci kaydoldu. Ön deðerlendirme sonrasý 18 projenin deðerlendirildiði yarýþmada üçüncülüðü, ÝTÜ Gemi Ýnþaatý ve Deniz Bilimleri Fakültesi öðrencisi Yasemin Usal liderliðindeki proje aldý. Ayný zamanda ÝTÜ’den "200 metrelik trimaran tipli barge taþýyýcý”, “Yüksek hýzlý Multihull feribot” ve “Açýkdeniz yüzer kumarhane” projeleri yarýþmaya katýldý. 5 Ekim 2006 Perþembe günü Oslo'da (Norveç) yapýlan törende konuþma yapan Avrupa Birliði Komisyonu Baþkan Yardýmcýsý Günter Verheugen, yaptýðý konuþmada Türkiye'ye atýfta bulunarak Avrupa Birliði'ne grime sürecinde olan Türkiye'den böyle bir tasarým çýktýðý için memnun olduðunu ifade etti. Üçüncülük alan proje, su altýnda denizaltý gibi hareket ederken su üzerinde motoryat özellikleri gösteriyor. Yarýþmada birinci, ikinci ve üçüncü olan projelere ise 5.000, 3.000 ve 2.000 Avro ödül verildi. www.maritime-visions.net adresinde 'Latest News' kýsmýnda yarýþmanýn diðer kazananlarýný ve yarýþmayla ilgili diðer detaylarý bulabilirsiniz. On & Under Water Yacht Yasemin Usal'ýn ayný zamanda lisans bitirme tezi olan bu projenin amacý lüks megayat sektöründe bir devrim olarak nitelendirilebilecek özelliklere sahip, hem su altýnda hem su üstünde seyredebilen bir yat tasarýmý yapmaktýr. 16'sý kaptan ve tayfa olmak üzere toplam 36 kiþiyi aðýrlayabilecek olan bu yat, su altýnda 20 m derinliðe kadar dalabilmektedir. Projede hayal gücü ve yaratýcýlýk ön planda tutularak "geleceðin rüya yatý" tasarlanmýþtýr. Yat, su üstündeyken tipik bir motoryata benzemektedir. Su altýna iniþ içinse bazý yer deðiþimleri ile vatos balýðýný andýran bir denizaltýna dönüþmekte. Bu özellik, hem denizaltý güzelliklerinin seyredilmesini hem de herhangi bir deniz patlamasý veya fýrtýna anýnda, rota deðiþtirmeye ya da fýrtýnanýn dinmesini beklemeye gerek kalmadan seyre devam etmeyi saðlýyor. Boyu yaklaþýk 70 m, geniþliði 16.5 m, yüksekliði 12 m, draftý da 6 m olan bu yatta, güç kaynaðý olarak hidrojen yakýt pilleri, sevk sistemi içinse azimut podlar kullanýlmýþtýr. www.gazete.itu.edu.tr 10 arýyorum kasým 2006 asýrlardýr çaðdaþ En iyi Türk üniversitesi ÝTÜ Geçtiðimiz haftalarda yapýlan ve 2200 akademisyenin görev aldýðý en baþarýlý dünya üniversiteleri araþtýrmalarý sonucunda 520 üniversitelik liste oluþturdu. Listeye Türkiye’den dört üniversite girdi. Türk üniversiteleri arasýnda en üstte olan Ýstanbul Teknik Üniversitesi 349. sýrada yer aldý. www.topuniversities.com sitesinde yayýnlanan listeye göre birinci sýrada “Harvard University” (Amerika), ikinci sýrada “University Of Cambridge” (Ýngiltere) ve üçüncü sýrada ise “University of Oxford” (Ýngiltere) bulunuyor. Liste, üniversitelerdeki araþtýrma kalitesi, mezunlarýn istihdamý, uluslararasý görünüm ve eðitim kalitesi kriterleri esas alýnarak hazýrlanmýþ. Listeye Türkiye’den giren diðer üniversiteler ise þöyle: Ýstanbul Üniversitesi - 358, Bilkent Üniversitesi - 401, Sabancý Üniversitesi - 454. Öðrencilerin Sýrdaþý: Yaþar Abi Vadi yurtlarýnda geceden sabaha kadar ýzgara yapan ve öðrencilerin dert ortaðý haline gelen Yaþar Abi (Yaþar Çeliker), ÝTÜ yýllarýndan bahsetti. Özellikle yurtlarda kalan öðrenciler onu tanýr. Hele ki Vadi yurtlarýnda geceleri uyanýk olan arkadaþlarýn birincil sohbet yeridir Yaþar Abi'nin ýzgarasýnýn önü. Çalýþanlar arasýnda öðrencilerle samimiyeti en iyi olan kiþidir diyebiliriz. Bunun nedenini sorduðumuzda ise gençlerin psikolojisinden iyi anladýðýný söylüyor. Bu yüzden iyi hizmet verdiðini anlatýyor. Hem yapýsýndan hem de esnaf ruhlu bir insan olduðundan insan iliþkilerinin iyi olduðundan bahsediyor. Katýlmamak mümkün deðil. ÝTÜ Yaþar Abi'ye çok þey öðretmiþ. Öðrencileri iyice tanýmýþ. Bu yüzden Vadi yurtlarýnda gece ýzgara yapma önerisini de kendisi getirmiþ. Çok çeþit sunmaya çalýþýyor. Gecenin bir yarýsýnda, Yaþar Abi'nin ýzgarasýndan sucuk, tavuk, köfte hatta balýk yiyebiliyorsunuz... Yaþar Abi ÝTÜ'de olmaktan memnun olduðunu ve bu iþi severek yaptýðýný söylüyor. Öðrencilerden tek þikayeti ise masalarý kirli býrakmalarýymýþ. "Biraz etrafý temiz býraksak..." diye serzeniþte bulunuyor biraz da. ÝTÜ öðrencilerine de þu mesajý býrakýyor Yaþar Usta: "Mimar olsun mühendis olsun, faydalý þeyler üretsinler Türkiye için. Boþ tartýþmalara girmesinler, mesajlarým budur. Sonuçta ÝTÜ parmakla gösterilen bir üniversite. Ýnþallah bu sonuna kadar da böyle devam eder." Firmalar ÝTÜ’lü Ýstiyor ÝTÜ Mezunlarý Derneði Ayazaða Yerleþkesi’ne taþýndý. Derneðin genç müdiresi Suzan Karaibrahimoðlu, daha çok öðrenci ve yeni mezunumuzla iletiþim kurulmasý gerektiðini söylüyor. Bütün öðrencilerin derneðe uðrayabileceðini, çeþitli projeler için komisyon kurabileceklerini belirtiyor. Önemli bir konu ise, birçok firmanýn ilk olarak mezunlar derneðine baþvurarak, yeni mezun talep etmesi. ÝTÜ Mezunlarý Derneði 1989 yýlýndan beri faaliyet gösteriyor. Geçtiðmiz yýl ortalarýnda dernek müdürü olarak göreve baþlayan, ÝTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliði mezunu Suzan Karaibrahimoðlu, derneðin yeni projeleri ile ilgili önemli bilgiler verdi. ÖZGEÇMÝÞLERÝNÝZÝ GETÝRÝN Derneðin son zamanlarda üzerinde önemle durduðu “Kariyer Projesi” var. Bu proje iki ayakta yürütülüyor. Bir ayaðý yeni mezunlar için, diðer ayaðý ise öðrenciler için. Yeni mezun ayaðýnda, iþ yaþamýna yönlendirmek, uygun iþ bulmak veya talepleri sunmak, iþ konusundaki deneyimleri aktarmak. Bu konuda önemli bir sýkýntýnýn yeni mezunlardan fazlaca talep gelmemesi olduðunu söyleyen Karaibrahimoðlu, yeni mezunlarýmýzýn mutlaka özgeçmiþlerini derneðe býrakmalarýný istiyor. Çok önemli firmalardan iyi pozisyonlar için iþ teklifleri olduðunu ve firmalarýn pek çoðunun ilk olarak derneðe baþvurduklarýný belirten Karaibrahimoðlu, “Secret CV” ile iþ bulma konusunda da bir iþbirliði yaptýklarýný söylüyor. Kariyer Projesi’nin diðer ayaðýný ise öðrencilere mezunlar tarafýndan yapýlan danýþmanlýk oluþturuyor. Öðrenimleri süren öðrencilerin, kendi bölümlerinden mezunlarý tarafýndan bire bir danýþmanlýk hizmeti verilmesini öngören proje, geçtiðimiz yýl “100 Öðrenci 100 Mezun” sloganýyla baþlamýþ ve olumlu tepkiler almýþtý. Danýþman mezunlarýn, iþ yaþamýnda çok önemli pozisyonda olduklarýný belirten Karaibrahimoðlu, bu projeyle öðrencilerin iþ dünyasýnda karþýlaþabilecekleri ile ilgili önemli bilgi saðlayacaklarýný ve mezunlarýn bu projeye çok olumlu ve istekli baktýklarýný belirtiyor. ÝTÜ Mezunlarý Derneði bu yýl öðrenci-mezun buluþmalarýna aðýrlýk verecek. Çeþitli kuruluþlarýn, holdinglerin sahibi, yöneticisi ÝTÜ mezunlarý, sýk aralýklarla ÝTÜ öðrencileriyle buluþacaklar. Karaibrahimoðlu, öðrencilerden gelecek her türlü talebe açýk olduklarýný, öðrencilerin de aralarýnda bulunduðu komisyonlar kurmak istediklerini ve daha çok eyleme dönük iþler yapmak gerektiðine deðiniyor. ÝTÜ Mezunlarý Derneði, ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi, Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nin giriþ katýnda bulunuyor. www.itumd.org.tr sitesinden bilgi alabilir, özgeçmiþlerinizi býrakabilirsiniz. Dernek merkezine haftaiçi her gün gelebilir, fikir paylaþýmýnda bulunabilirsiniz. Ayný zamanda ÝTÜ logolu ürünleri, özel öðrenci indirimi ile satýn alabilirsiniz. Tel: 0212 3283454-55-56-57 [email protected] www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 11 kasým 2006 güncel 1. ULUSAL UZAKTAN ALGILAMA-CBS ÇALIÞTAY VE PANELÝ-2006: UZAKTAN ALGILAMA-CBS ENTEGRASYONU Uzaktan Algýlama ve Coðrafi Bilgi Sistemi. Çaðýmýzýn önemli teknolojik gereklerinden olan bu alanlar, ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý tarafýndan bir çalýþtay ve panel ile buluþuyor. 27-29 Kasým 2006 tarihlerinde ilki düzenlenecek olan çalýþtay dizisi, bu alanlarda çalýþan mühendis, uygulamacý ve araþtýrmacýlarý biraraya getirip, ortak bir platformda tartýþmalarý, koordinasyon ve iþbirliði olanaklarýný araþtýrabilmeleri amacýný taþýyor. Birçok teknik ve bilimsel kaynak incelendiðinde uzaktan algýlama için, genel anlamda "cisimlerle fiziksel bir temasta bulunmaksýzýn onlarýn fiziksel özellikleri hakkýnda bilgi sahibi olabilmek", Coðrafi Bilgi Sistemi (CBS) için ise "arazi kullanýmýnýn, doðal kaynaklarýn, çevrenin, ulaþýmýn, kentsel araçlarýn ve diðer tüm idari belgelerin planlanmasýnda ve yönetiminde karar vericilere teknik destek saðlamak amacýyla hazýrlanmýþ, yeryüzü ile ilgili çok geniþ hacimli coðrafi referanslanmýþ verileri veya mekansal (geospatial) verileri (dijitalleþtirilmiþ haritalar, hava fotoðraflarý, uydu görüntüleri, istatistiksel tablolar vb.) elde eden, depolayan, kontrol eden, entegre eden, analiz eden ve görüntüleyen programlar" þeklindeki ifadelerin en açýklayýcý tanýmlar olduðu söylenebilir. 1970'li yýllarda yeryüzünü araþtýrma amaçlý ilk LANDSAT uydusunun ABD tarafýndan uzaya fýrlatýlmasýyla uzaklýk kavramýnýn, yüzlerce, binlerce, hatta onbinlerce km olarak; klasik algýlayýcýlarýn da uydulara yerleþtirilmiþ algýlayýcýlar olarak tanýmlanmasý sonucu uzaktan algýlama kavramý daha spesifik bir anlam kazanmýþtýr. CBS'nin ise, bazý CBS yazýlýmlarýnýn ilk ortaya çýktýðý 1980'li yýllar ayrý tutulursa, 1960'lý yýllarda haritalarýn güncellenebilme olanaðýný da saðlayacak þekilde dijitalleþtirilerek bilgisayarlara yüklenebilmesi sonucu oluþtuðu söylenebilir. CBS kavramýnda kritik kelime olan coðrafya ile verilere yeryüzünde mekansal bir anlam kazandýrýlmakta, bu verilerle iliþkili verilere ise öznitelik (attribute) verileri denilmektedir. Örneðin ÝTÜ Ayazaða Kampüsü'nün bulunduðu coðafi konumun mekansal veri özelliði taþýdýðý, ancak ÝTÜ'de verilen eðitimin düzeyi, akademik birim sayýsý, öðrenci ve öðretim elemaný sayýsý vb. gibi bilgilerin ise öznitelik verileri olduðu dikkate alýndýðýnda, bu iki deðiþik veri türünün entegrasyonu ile, oluþturulacak CBS'ne problem çözücü bir nitelik kazandýrýlmýþ olmaktadýr. UZAKTAN ALGILAMA VE CBS’NÝN ÖNEMÝ Baþta uydularýn sinoptik görüþ özelliði (yani belirli bir görüntüleme çerçevesine geniþ yeryüzü alanlarýný sýðdýrabilme) olmak üzere, algýlayýcýlarýn spektral ve mekansal özelliklerinin günümüze kadarki hýzlý geliþimi uzaktan algýlama uygulamalarýna çok geniþ bir perspektif kazandýrmýþ ve böylece uydu verilerinin uygulama alanlarý her geçen gün hýzla artmýþtýr. Ayrýca, diðer çeþitli yersel verilerle birlikte bu verilerin de dijital CBS ortamýna kolayca aktarýlabilme ve analiz olanaklarýnýn kullanýcýlarýn hizmetine sunulmasý, yani uzaktan algýlama-CBS entegrasyonu, günümüzün en ilginç ve geniþ kullanýmlý entegre teknolojilerinden birini oluþturmuþtur. Dünyadaki çeþitli branþlardaki eðitim kurumlarý, kamu kurum ve kuruluþlarý, askeri kurumlar, özel sektör ve sivil toplum örgütleri tarafýndan uzaktan algýlama ve CBS teknolojilerine büyük önem verilmektedir. Ayný þekilde, ülkemizde de uzaktan algýlama-CBS entegrasyonu özellikle son yýllarda geniþ uygulama alanlarý bulmakta, bunun, geliþime açýk çok popüler bir teknoloji durumuna geldiði açýkça gözlenmektedir. Nitekim, örneðin tarým, jeoloji, bölge planlama, astronomi, haritacýlýk, deniz bilimleri, hidroloji, arkeoloji vb. gibi uygulama alanlarýnda yararlanýlan teknolojilerin baþýnda uzaktan algýlamaCBS entegrasyonu gelmektedir. Ancak, üniversitelerin çeþitli birimlerinde, çok sayýda bakanlýklarda, belediyelerde ve diðer çeþitli kamu kurum ve kuruluþlarýnda, özel sektörde yoðun bir biçimde uygulanan bu uzaktan algýlama-CBS entegrasyonunun, özel bir eðitim ve bilgi birikimi gerektirdiðini de asla unutmamak gerekir. Zira, bunun aksine bir düþünce veya davranýþ, yanlýþ, eksik ve/veya yeterli doðrulukta olmayan sonuçlar elde edilmesine, dolayýsýyla karar vericilerin de ciddi bir biçimde yanýltýlmasýna neden olacaktýr. ÝTÜ UZAKTAN ALGILAMA ANABÝLÝM DALI ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý, Ýnþaat Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliði (lisans üstü programdaki adý Geomatik Mühendisliði) bünyesindeki 5 anabilim dalýndan biridir (www.ins.itu.edu.tr/uzak). Bu anabilim dalýnda 4 profesör, 1 doçent, 2 yardýmcý doçent ve 3 araþtýrma görevlisi görev yapmaktadýr. Öðretim elemanlarý çeþitli ulusal ve uluslararasý kuruluþlara üye olup, bu kuruluþlarýn çeþitli alt birimlerinin baþkanlýk, eþ baþkanlýk, koordinatörlük, uluslararasý hakemli dergi editörlüðü gibi görevleri yürütmektedir. Öðretim üyeleri tarafýndan ulusal ve uluslararasý sempozyumlar ve çalýþtaylar düzenlenmiþ olup, anabilim dalý aktiviteleri çerçevesinde, uluslararasý platformda saygýn bilim adamlarý üniversitemizde çeþitli konferanslar Prof. Dr. Derya Maktav vermiþler ve önümüzdeki yýl da vermeye devam edeceklerdir. Bölümde ve bölüm dýþýna, lisans ve lisans üstü eðitimde, uzaktan algýlama, CBS ve dijital görüntü iþleme baþta olmak üzere çeþitli dersler verilmekte olup bugüne kadar 60 ulusal ve uluslararasý bilimsel ve uygulama projelerine katkýda bulunulmuþ veya yürütülmüþtür. Bunlardan biri olan Uluslararasý Akdeniz Projesi, 1998 yýlýnda Council of Europe, World Heritage, ve Ford tarafýndan verilen Henry Ford European Conservation Awards 1998, National Award ödülünü kazanmýþtýr. Uzaktan Algýlama Laboratuvarý'nda çeþitli görüntü iþleme yazýlým ve donanýmlarý ve ilgili diðer tüm donanýmlar mevcuttur. Ülkemizdeki uzaktan algýlama-CBS çalýþmalarýný, çeþitli uydu verilerinin elde ediliþi, uzaktan algýlamaCBS entegrasyonu, uygulama alanlarý ve bu konularda verilen eðitim olmak üzere dört ana baþlýkta ele almak uygun olacaktýr. Gerek ülkemizdeki kurumsal (ÝTÜ'de bir yer istasyonu bulunmaktadýr) ve özel uydu yer istasyonlarý, gerekse uzaktan algýlamaCBS entegrasyonunun çok disiplinli uygulama alanlarý ve bu konularda ülkemizde verilen eðitimlerin esaslarý ve kalitesi konusunda saðlýklý bir koordinasyon ve alt yapý oluþturmak gerekmektedir. Ülke ekonomisinde verimlilik ve sürdürülebilirlik açýsýndan bu oluþum çok önemli bir konudur. 1. UZAKTAN ALGILAMA - CBS ÇALIÞTAY ve PANELÝ Bu amaçla, ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý tarafýndan, ülkemizdeki uzaktan algýlama-CBS konularýnda çalýþan çeþitli jeodezi ve fotogrametri mühendisleri (lisans üstü eðitimdeki adý geomatik mühendisliði) ile birlikte, diðer çeþitli disiplinlerden uygulamacý ve araþtýrmacýlarý bir araya getirip, çalýþmalarýný sunmalarý, elde ettikleri sonuçlarý ve karþýlaþtýklarý olasý sorunlarý ortak bir platformda tartýþmalarý, koordinasyon ve iþbirliði olanaklarýný araþtýrabilmeleri vb. gibi amaçlarla 27-29 Kasým 2006 tarihlerinde periyodik bir çalýþtay dizisinin ilki olmasý planlanan 1. Ulusal Uzaktan Algýlama-CBS Çalýþtay ve Paneli (UZAL-CBS-2006) düzenlenmektedir. www.ins.itu.edu.tr/uzak/uzal-cbs Prof.Dr.Derya Maktav ÝTÜ Uzaktan Algýlama Anabilim Dalý Baþkaný www.gazete.itu.edu.tr 12 arýyorum kasým 2006 asýrlardýr çaðdaþ Camia ÝTÜgenç’te toplanacak Mezunlarla öðrenci iletiþimini arttýrmaya yönelik atýlan önemli adýmlardan biri ve sonuncusu ÝTÜgenç oldu. ÝTÜgenç’ten arkadaþlarla konuþtup haber yapmaya karar verdikten sonra bu metni gönderdiler. Metni okuyunca samimiyetine kendimizi kaptýrýp, hiçbir düzenleme yapmadan koymak istedik. Son derece önemli bir konu olan mezun-öðrenci iliþkisinin arttýrýlmasý ve etkileþim saðlanmasý açýsýndan baþarýlý olabilecek bir oluþum (Arýyorum ÝTÜ Gazetesi) ÖSS geçmiþ, tercih dönemine girmiþsiniz. Kafanýz allak bullak her kafadan bir ses çýkýyor. Sonra birden bir telefon, tatlý bir bayan önce derecenizden dolayý sizi kutluyor, sonra da sizi "ÝTÜ'lüler Birliði Derneðinin binasýnda yapýlacak ÝTÜ tanýtým gününe" davet ediyor. Þaþýrtýcý deðil mi? Þaþýrtýcý çünkü mezunlar sizi, üniversitelerini tanýtmaya çaðýrýyor. Dernek binasýna gidiyorsunuz sizi beyaz saçlý bir amca karþýlýyor. Hangi bölüm hakkýnda bilgi almak istediðinizi soruyor ve sizi bir masaya yönlendiriyor. Masa da sizin gibi üniversite adaylarýyla dolu. Sizin yaþlarýnýzda biri sorularý cevaplýyor. Onun da öðrenci olduðunu ve gönüllü olarak orada olduðunu sonradan öðreniyorsunuz, okulla ilgili bir þeyler anlatýyor. Bu sýcak ortamdan ayrýlýrken kafanýzýn bir köþesinde "Ýstanbul Teknik Üniversitesi" yazýsý belirmeye baþlýyor. Yerleþtirmeler açýklanýyor ve siz ÝTÜ'desiniz. Bir iki gün sonra yine bir telefon, ayný tatlý bayan tarafýndan sizin gibi ÝTÜ'yü kazananlar için yapýlacak "Tanýþma Toplantýsýna" davet ediliyorsunuz. Yine gidiyorsunuz ayný dernek binasýna. Bu sefer daha kalabalýk çünkü aileler de davet edilmiþ toplantýya. Toplantý salonundan kafanýzdaki tüm sorulardan arýnmýþ bir þekilde ayrýlýyorsunuz. Ýstanbul'a vardýðýnýzda yerleþkeye nasýl gideceðinizden tutun, yurtlarýn tüm ayrýntýlarýný, nerede ucuza yemek yiyeceðinizden yerleþkedeki ortamlar dahil her þeyi öðreniyorsunuz. Söylenenlerin hepsine yürekten inanýyorsunuz çünkü bunlarý anlatanlar öðrenciler, anlattýklarýný bizzat yaþayanlar. Bu da yetmiyor, iki gün sonra ücretsiz "Geleneksel Çeþme Tekne Turuna" ailenizle beraber davet ediliyorsunuz. Tabi bu fýrsat kaçmaz tatilinizin son günlerini de tekne turuyla geçiriyorsunuz. Orada sizinle ayný bölümü kazananlarla tanýþýyorsunuz, hatta yurttaki oda arkadaþýnýzý belirliyorsunuz. Tüm bunlarý kim neden yapýyor? Tüm bunlar hepsi gönüllü olarak çalýþan ÝTÜ öðrencilerinin kurduðu, merkezi Ýzmir'de bulunan ÝTÜ'lüler Birliði Derneði Gençlik Kollarý tarafýndan, yani ÝTÜgenç tarafýndan yapýlýyor. ÝTÜgenç'in (ÝTÜ'lüler Birliði Gençlik Kollarý) kurulmasýnýn altýnda yatan sebeplerin baþýnda ÝTÜ öðrenci ve mezunlarýný ayný çatý altýnda buluþturmak böylece ÝTÜ mensuplarý arasýndaki iliþkilerde süreklilik saðlanmasý amacý geliyor. Bunun dýþýnda ayný þehirden veya ayný okuldan gelen öðrencilerin birbirleriyle iletiþimlerini saðlamak böylece okula uyum sürecini en aza indirmek yola çýkýþýmýzdaki en önemli noktalardan biri. Bu uyum süreci ne kadar aza indirilirse öðrencilerin verimliliklerinin o kadar yükseleceðini düþünüyoruz. Ayrýca öðrencilere maddi manevi destek saðlamak, ÝTÜ içindeki sosyal hayatý canlandýrmak ve tüm ÝTÜ mensuplarýnýn teknik ve kültürel bilgilerini arttýrmalarýna yardýmcý olmak ve öðrencilerin projelerini hayata geçirebilmeleri için destek saðlamak da amaçlarýmýz arasýnda. 2003 yýlýndan beri ÝTÜ'lüler Birliði Derneði Ýzmir Þubesi’nin düzenlediði tanýtým toplantýlarý Rektörlüðün de desteðiyle Öðrenci Danýþma Merkezi (ÖDM) ile ortak yürütülmeye baþlandý. Buradaki amacýmýz ÝTÜ'nün kalitesini ve eðitim politikasýný en iyi þekilde tanýtmaktýr. Liselerde yaptýðýmýz tanýtýmlar sonunda Ege bölgesinden ÝTÜ'ye gelen öðrenci sayýsýnda kayda deðer bir artýþ oldu. Bu sonuçla ne kadar gurur duyduðumuzu belirtmek istiyoruz. Peki ÝTÜgenç bu amaçlarýný nasýl gerçekleþtirecek? Üniversitemizle baðlantýmýzý hiçbir zaman koparmadan, ÝTÜ'lüler birlikleri ile öðrenciler arasýnda köprü görevi görerek, mezunlarýmýz ve öðrencilerimiz arasýndaki iletiþim kopukluklarýný ortadan kaldýrarak en büyük adýmý atacaðýmýza inanýyoruz. ÝTÜ'yü üniversite sýnavýna girecek öðrencilere en iyi þekilde tanýtýp, bu öðrencilerin okulumuzu tercih etmeleri için çalýþmaya devam edeceðiz. Üniversite içinde yapacaðýmýz konferans, seminer, kurs, panel, söyleþi gibi eðitim çalýþmalarýnýn daha bilinçli ÝTÜ öðrencileri yetiþmesi açýsýndan önemli olduðunu düþünüyoruz. Öðrencilerin okul içerisinde yaþadýklarý sýkýntýlara yanlýþ bulduklarý konulara gerçekçi çözümler üretebilmek için giriþimlerde bulunacaðýz. Eðlenmeden olmaz deyip yemekli toplantýlar, konser, balo, tiyatro, sergi, spor, gezi etkinliklerini düzenleyeceðiz. Belki de en önemlisi tüm bunlarý yaparken mezunlarýmýzýn desteðini her zaman arkamýzda göreceðimizi biliyoruz böylece daha emin adýmlarla ilerleyeceðiz. ÝTÜgenç sonunda kuruldu ve öðrencilerle beraber çalýþma yapmak için hazýrlýklarýna son sürat devam ediyor. Kýsa bir süre içinde baþlayacak tanýtým etkinliklerimizle öðrencilere yani bizlere ulaþmak için sabýrsýzlanýyoruz. O zamana kadar bizimle iletiþime geçmek ve daha fazla bilgi almak için [email protected] adresine her türlü iletinizi gönderebilirsiniz. ÝTÜ Genç Yönetim Kurulu www.gazete.itu.edu.tr kulüpler ve kulüp etkinlikleri DÜNYANIN EN BÜYÜK MÜHENDÝSLÝK KULÜBÜ: arýyorum 13 kasým 2006 IEEE Elektrik, elektronik, bilgisayar, otomasyon, telekomünikasyon ve diðer birçok alanda mühendislik teori ve uygulamalarýnýn geliþim için çalýþan ve kâr amacý olmayan bir teknik organizasyon olan IEEE (The Institute of Electrical and Electronics Engineers); 150 ülkede 365.000'i aþkýn üyesi, tüm dünyaya yayýlmýþ 10 alt bölgesi, 300'den fazla yerel bölgesi ve 1000'den fazla öðrenci koluyla gerçekten de bu unvaný hak ediyor. 1884 yýlýnda Alexander Graham Bell ve Thomas Edison gibi dönemin büyük bilim adamlarýnca temelleri atýlan IEEE, ayrýca dünyada elektrik, elektronik mühendisliði, bilgisayar ve otomasyon teknolojilerindeki yayýnlarýn %30'unu yayýnlýyor. Ancak kulübün ismine bakýp da sadece Elektrik Elektronik Fakültesi'ne hitap ettiðini sanmayýn. Çünkü IEEE tüm mühendisliklere açýk; hatta bu yüzden açýlýmýný Institute of Engineers Everyone Else olarak ifade edenler de yok deðil. Türkiye bu organizasyonun 10 alt bölgesinden 8'incisi içinde Avrupa, Orta Doðu ve Afrika ile birlikte yer alýyor. 1989 yýlýnda faaliyetlerine baþlayan IEEE Türkiye; bugün 38 üniversitede öðrenci kollarýyla çalýþmalarýný sürdürüyor. ÝTÜ IEEE ise kurulduðu 1992 yýlýndan beri Türkiye'deki diðer öðrenci kollarýna öncülük etme ve özellikle son yýllarda hýzla artan birikimleriyle onlara teknik destek saðlama görevini sürdürüyor. ÝTÜ IEEE; teknik ve sosyal anlamda her biri kendi içinde ayrý bir kulüp gibi çalýþan komitelerden oluþuyor. Biliþim Komitesi: Network ve yazýlým ekipleriyle çalýþmalarýný sürdüren biliþim komitesinin ana hedefi verilen eðitimlerle gelecek kuþaklara bilgi birikimlerini aktarabilmek. Bunu bugüne kadar usta-çýrak iliþkisiyle yapan komite bu yýl çalýþmalarýný kaðýda dökerek hedeflerine daha etkili bir biçimde ulaþabilme çabasýnda. Tek istedikleri ise bu konulara ilgili ve özverili insanlar. Komitenin eðitimler ve seminerler dýþýnda yapmaya çalýþtýðý birtakým projelerden bazýlarý ise sunucu çalýþmasý, kablosuz aðdan mp3 ve video yayýný ve kulüp otomasyonu. Oluþturulmasý düþünülen biliþim laboratuarýyla çalýþmalarýný daha etkili biçimde sürdürmek isteyen komite ayrýca dünya çapýnda düzenlenen "Robocup" ve "Imagine Cup" gibi yarýþmalara katýlmak için çalýþmalarýný sürdürüyor. Laboratuar Komitesi: Özellikle yeni gelenlere ve elektronik konularýna ilgi duyanlara temel düzeyde verilen eðitimlerle bir teknik altyapý saðlayarak proje üretilmesini hedefleyen komite bu yýl yeni bir yol izleyerek çalýþmalarýný sürdürmekte. "Mühendis her þeyi bilen deðil, kendi alanýný iyi bilendir" fikriyle; daha önceki senelerde olduðu gibi herkese açýk eðitimler yerine robotik, mikroiþlemci, motor kontrol gibi belli baþlý proje gruplarýna ayrýlan ekip, grubun alanýna yönelik eðitimler ve çalýþmalar yapýyor. Daha önce yapýlan çalýþmalardan bazýlarý ise kartezyen robot kolu, yarý otonom kara robotu, çizgi izleyen araba, merdiven çýkan robot, bilgisayara girilen yazýyý kaðýda dökebilen"solak" isimli robot kolu. Ayrýca bu komitedeki ekip içinde ayný zamanda güneþ arabalarý, güneþ teknesi ve hidrojenli araba gibi ulusal ve uluslararasý çapta yarýþmalara hazýrlanan büyük projeler içerisinde yer alanlar da yok deðil. ÝTÜ IEEE Laboratuar Komitesi teknik altyapýsýyla Türkiye'de bu konuda çalýþmalarýný sürdüren diðer tüm öðrenci kulüplerine de teknik açýdan destek saðlamak görevini resmi olarak üstlenmiþ. Kariyer Teknik Aktiviteler Komitesi: Bir mühendisin en azýndan proje yönetimini bilmesinin gerekliliði düþüncesiyle çalýþmalarýný sürdüren komitenin en büyük amacý mühendislik yönetimini insanlara öðretmek. Yýl içerisinde ise insan kaynaklarý ve zaman yönetimi konularýnda seminerler veren komitenin her yýl yaptýðý büyük organizasyonlar da var. Bunlardan bir tanesi Ekim 2007'de gerçekleþecek olan, IEEE'nin sanayi anlamýnda en saygýn 30-50 arasýndaki yetkilisinin her iki senede bir yaptýklarý toplantýya Boðaziçi ile birlikte ev sahipliði yapmak. Bir diðeri ise 2005'te de gerçekleþtirilen "Projekent" organizasyonu olacak. Arý teknokent ile çalýþýlacak organizasyonun konusu yine "AR-GE". Ýçeriðinde ise proje fuarý, projelerin þirketlerle buluþturulmasý ve ayrýca insanlarýn teknik anlamda da kendilerinin nasýl yönlendireceklerine dair seminerler olacak. Bunun dýþýnda KTAK sene içinde gerek sanayiyle, gerek akademik çevrelerle irili ufaklý birçok seminer ve çalýþtay da düzenlemekte. EESTEC: Nedir diyenler için en kýsa tanýmý olarak, elektrik mühendisliði ve alt dallarýndaki öðrencilerin Avrupa örgütlenmesidir diyebiliriz. Þehirler bazýnda örgütlenen bu organizasyonun amacý elektrik mühendisliði ve alt dallarýnda okuyan öðrencilerin birlikte etkinliklerde bulunmasý, çalýþmasý, birbirlerini tanýmasý ve sosyal olarak da geliþebilmeleri. Bu amaç doðrultusunda öðrenciler arasýnda deðiþim programlarý uygulanýyor ve bu yýl deneme aþamasýnda olan elektrik mühendisliði ve alt dallarýnda okuyan öðrencilere Avrupa'da paralý ve www.gazete.itu.edu.tr uzun süreli staj imkaný da saðlanacak. EESTEC'in sürekli olarak düzenlediði etkinliklerden ise belli konular üzerinde Avrupa'nýn çeþitli þehirlerinde gerçekleþtirilen çalýþtaylar. Ayrýca yýllýk olarak tüm þehirlerin EESTEC temsilcilerinin bir araya gelerek geleceðe yönelik fikirlerin alýndýðý bir kongre düzenleniyor. IEEE'nin teknik yönünü sosyal olarak tamamlamaya çalýþan komite mühendislik hayatýnda iletiþimin ve sosyal yaþamýn önemini vurgulayarak, insanlara fýrsatlar yaratma çabasýnda. Unutmadan; EESTEC uluslararasý saymaný ve yönetim kurulu üyesi de ayný zamanda kulübün eski saymaný Alper Kýlýç. COMSOC: IEEE bünyesinde çalýþan uluslararasý Telekomünikasyon Mühendisleri birliðidir. Bu birliðin öðrenci üyeliðini ÝTÜ'ye getirmeye çalýþan ekip geçen yýl yaptýðý çalýþmalarla bu konuda epey yol almýþ. Telekomünikasyon mühendislerini bir araya getirerek, onlarýn teknik ve sosyal anlamda çalýþmalar yapmalarýna önayak olmak amacýndaki ekip geçen yýl daha çok öðrencilerin vizyonlarýný geniþletmek için seminerler düzenlemiþ, ancak bu yýl teknik çalýþmalara da aðýrlýk verecek. WIE: IEEE'nin bir teknik alt topluluðu da "Women in Engineering". Bayanlarýn çalýþmalarýndaki düzenliliðine ve erkeklerin bayanlarýn olduðu ortamlarda daha dikkatli çalýþtýðýna dikkat çeken topluluðun amacý tamamen bayanlarýn mühendisliðe yönelimini artýrmak. Þu anda ise kulübün alt komitesi olarak kurulma aþamasýnda çalýþmalarýný sürdürüyor. Sosyal Aktiviteler Komitesi: Deðiþik komitelerde çalýþan ve birbiriyle tanýþma olanaðý bulamayan kulüp üyelerinin tanýþýp kaynaþabilecekleri ortamý saðlýyor. Birbirini tanýyan insanlarýn daha verimli çalýþabileceðine inanan ve bunun önemini vurgulayan komite sene içinde kulüp üyelerine yönelik çeþitli eðlenceler düzenliyor. IEEE'nin en büyük amacý Türkiye'de konusunda yetkin ve hangi konu üzerinde çalýþmak istediðini bilen daha kaliteli mühendisler yetiþtirilmesine katkýda bulunmaktýr. Bunun için dünya çapýnda saðladýðý aðla birlikte hýzla büyümeye devam eden dünyanýn en büyük mühendislik kulübünün bir üyesi olan ÝTÜ IEEE; Türkiye'nin ve ÝTÜ'nün adýný dünyaya en iyi þekilde duyurmak için çalýþmalarýný aralýksýz sürdürüyor. Ufuk Sevim, [email protected] arýyorum kasým 2006 Rektör Rektör Karadoðan Arýyorum’a Arýyorum konuþtu Devletine Yük Olmayan Bir Devlet Üniversitesi - ÝTÜ Aðustos 2004’te göreve gelen ÝTÜ Rektörü Prof. Dr. Faruk Karadoðan, görev süresince yaptýklarý ile ilgili önemli açýklamalarda bulundu. Aðustos 2004’te geldiði Rektörlük görevine sýký çalýþmayla baþlayan Karadoðan önceliði “kurumsallaþmak” konusuna veriyor. Bu amaçla tüm mezunlara ulaþmak için giriþimlerde bulunan Rektör, ÝTÜ’nün yakýn bir zamanda bu iliþkiden kazançlý çýkacaðý müjdesini de iletiyor. ÝTÜ’de öðrenci temsiliyetinin önemli olduðunu düþünen Rektör, ÝTÜ’deki her iþletmede öðrencilerin yönetim kademelerinde mutlaka söz sahibi olmalarýný istiyor. Bu geniþ röportajda Rektör Karadoðan’ýn üniversite felsefesinden kantin ücretlerine kadar birçok konudaki fikirlerini bulacaksýnýz. Yönetimdeki ilk gününüzden bu yana sürekli kurumsallaþmaktan bahsettiniz, bunun üzerine gideceðinizi söylediniz. Bu konuya neden bu kadar önem verdiniz? Önce þunu söyleyelim; gidemediðimiz yer bizim deðildir. Hep kurumsallaþmadan yola çýkýyoruz. Bu doðru. Yönetime ilk geldiðimiz günlerde karþý karþýya kaldýðýmýz sorunlarýn bir resmini çizmemiz gerekiyor, ki hedeflerimiz nasýl konuldu, nereden nereye gelmiþiz görebilelim. Öncelikle ulaþabilme ve ulaþým problemi var. ÝMKB tarafýndaki Vadi Yurtlarý'ndan fakültelere ulaþým, Ayazaða yerleþkesi içinde bir binadan öbürüne yürümek, binalar arasýndaki baðlantýyý saðlamak, günün sonunda ya da bir etkinlik sonrasý yerleþkeyi boþaltmada yaþanan güçlükler (yol, kaldýrým, çýkýþ kapýsý vb.)... Bu sosyal kopukluðu da beraberinde getiriyor... Evet, getiriyordu. Enerji Enstitüsü'nün altýndan geçen “ Þu anda öðrenci dinlenme merkezi yahut öðrenci sosyal tesisi diyebileceðimiz mekanýn projelendirilmesi bitti. Bu tesisi imece usulü yapmayý düþünüyoruz... Fotoðraf: Ali Çetin Çetinel 14 bir yolun yapýlmasý çok önemliydi ama o kadar kolay bir yol deðildi. Giriþildi. Ayný zamanda mali imkansýzlýklar içerisindeydik. Biliyorsunuz bazý öðrencilerimiz, yerleþkenin dýþýndan dolaþýp, dýþarýya çýkýp ýssýz sayýlan kaldýrýmlardan yürüyerek yurtlarýna ulaþýyordu. Nitekim geçen yýllarda oralarda bazý zabýta olaylarý cereyan etti. Bunlar ÝTÜ öðrencisine de ÝTÜ camiasýna da yakýþmayan þeylerdi. Bunlarýn ortadan kaldýrýlmasý için yerleþke içi ulaþýmýn yenilenmesi veya iyileþtirilmesi ve yollarýn aydýnlatýlmasý gerekiyordu. Büyük trafik sýkýntýsýna sebep olduðu için Ýstinye'den gelen araçlarýn üniversitemize kolay girmesini saðlamak üzere, Kanlýkavak-Baltalimaný baðlantýsýnýn yapýlmasý gerekiyordu. Tabi büyük bir para, yolun saðlýklý ve güvenli hale gelmesi için de zaman gerekiyordu. Sonuçta bizim ulaþým sorununa rahatlýk getirecek bir çözümdü. Bir büyük sorun daha vardý ulaþýmla ilgili. Çevremizdeki küçük korucuklarýn yangýna karþý duyarlýlýðý çok fazla. Bilimsel olarak açýlacak bazý yollarla, itfaiyenin herhangi bir olumsuzluk karþýsýnda Problemleri devlet yerine bizim sahiplenmemiz ve sorunlarý bizim aþmamýz gerek. O nedenle kurumsallaþma bir kat daha önem kazanýyor... buralara ulaþýmýný kolaylaþtýracak hale getirilmesi gerekiyordu. Ayrýca, yasal olmayan yerleþim bölgelerine çok yakýn olmasý da bir risk olarak karþýmýza çýkýyordu. Yerleþke çevresinde dolaþýmý ve kolay ulaþýmý saðlayarak bu problemin çözülmesi gerekiyordu. Daha önce yapýlmýþ bütün çabalara raðmen itfaiyenin ulaþamadýðý bölgeler olduðu için, hem ormanýmýzýn önemli bir bölümü yanmýþtý, hem de lojmanlarýn yangýn tehlikesi yüksekti. Dolayýsýyla beþ proje ile bu sorunun üstüne gidildi. Geçtiðimiz dönem çok aðaç kestiniz. Neden? Hastalýklý olduklarý için mi? Aðaçlar bilinçli olarak ekilmemiþ durumdaydý. Bilinçsiz ekilen aðaçlar birbirlerinin geliþmelerine engel oluyorlardý. Kesilen aðaçlar sadece hastalýklý olanlar deðil, ayný zamanda çok polen üreten ve artýk çevre düzenlenlemelerinde kullanýlmayan aðaçlardý. Bunlar yerine çok daha fazla sayýda aðaç hibe olarak alýnmýþ ve ekilmiþ durumdadýr. Daha da ekilecektir. Ýstanbul Þuna güveniyoruz; 60 bin mezunumuz var bizim. Her öðrencimize 3-4 mezun düþüyor demektir bu. Bu mezunlarý biraraya getirmeye çalýþýyoruz... www.gazete.itu.edu.tr ÝTÜ'nün geliþimini kesintisiz sürdürebilmesi için mezunlarýyla sürekli hale gelmiþ dayanýþmaya; daha geniþ anlamda kurumsallaþmaya gereksinimi var... ” arýyorum 15 kasým 2006 Rektör 2,5 MÝLYON YTL'LÝK YANGIN SÖNDÜRME PROJESÝ Bir de bütün Ayazaða Yerleþkesi için 2.500.000 YTL bütçeli yangýn söndürme projesi yapýlmýþ durumda. Bu ancak gelecek senenin bütçesiyle gerçekleþebilecek. Baþka imkanlar da saðlamaya çalýþacaðýz. Çünkü mezunlarýmýzla bütünleþtikçe ümit edilen tabana yayýlý dayanýþma gerçekleþmektedir ve beklenen yardýmlarý alma þansý da giderek artmaktadýr. YENÝ ÖÐRENCÝ SOSYAL TESÝSÝ'NDE ÝMECE USULÜ ÜRETÝM Nitekim þöyle bir projeye baþlayacaðýz: Burada öðrenci arkadaþlarýmýzýn çok büyük katkýsý olacaðýný düþünüyorum. Þu anda öðrenci dinlenme merkezi yahut öðrenci sosyal tesisi diyebileceðimiz mekanýn projelendirilmesi bitti. Bu tesisi imece usulü yapmayý düþünüyoruz. Yani kaba inþaatýný rektörlük yapacak ama ince inþaat için gereken bütün malzemeyi mezunlarýmýzdan saðlayacaðýz. 1990 mezunu bir öðrencimizle görüþtüm. Son derece baþarýlý bir mezunumuz. "Hocam" dedi, "hangi pencereleri istiyorsanýz yapalým." Yine BODUR grubundan Zeynep Bodur haným gelecek, o da bizim mezunumuz ve destek vereceðini biliyorum. Þu anda bir barakada (Gölet Pizza Evi) pizza yiyorsunuz. O size yakýþan birþey deðil. Mutlaka deðiþecek. Þantiye barakasýndan bozma pizza evi yerine, baþka bir projeyi hepinizin yardýmý ile gerçekleþtireceðiz. Buraya malzeme de bulacaðýz. Öðrenciler yaptýklarý organizasyonlar için gerekli malzemeleri buradan temin edebilecekler. Nitekim bir mezunumuz "ne kadar çelik boru istiyorsanýz verelim size" dedi. Bir diðeri pencere ve kapýlarý, bir diðeri yer kaplamalarýný, bir diðeri bölme malzemelerini verelim dedi tereddütsüz. Bu çok önemli birþey ve bütün dünyada uygulama bu þekilde. Bir mezunumuzun, sizin ihtiyacýnýzý ayni olarak saðlýyorum demesi önemli bir dayanýþmadýr. Bunu geliþtireceðiz. Farklý mezunlarýmýzdan destek buldunuz yani? Amacýmýz mezunlarla iletiþimimizi arttýrarak çevremizi kalabalýklaþtýrmak. Çevremizi daha çok kalabalýklaþtýrmak demek daha çok kurumsallaþmak demek. Mezunlarýmýz üniversitelerine sahip çýksýnlar istiyoruz. Ne kadar çok mezunumuza ulaþýrsak o kadar güven duyacaðýz kanýsýndayým. Bu imece projesinde öðrencilerimizin de yer almasýný istiyorum. Bizim kadar onlarýn da çevresi var, güçleri var. En önemlisi istekleri var. "ÝTÜ için elele" seferberliði mi baþlattýnýz, herkes elinden geleni yapmalý diye? Evet baþlatýyoruz. ÝTÜ'nün geliþimini kesintisiz sürdürebilmesi, iniþli çýkýþlý yol almamasý için kaynak yaratan kaynaklara, mezunlarýyla sürekli hale gelmiþ dayanýþmaya, yani daha geniþ anlamda kurumsallaþmaya gereksinimi var. Baþka yolumuz yok. ÝTÜ'nün güçlü olduðuna inanýyorum çünkü. Yeterki saðlanan kaynaklarý doðru yerde ve þeffaf þekilde kullanalým. Organizasyonda olabilir, boyada olabilir. Bu son derece önemli. Mesela boyayý Kimya-Metalurji Fakültesi mezunlarý saðlayacak. Ama bilfiil boya yapacak arkadaþlarýmýzýn öðrencilerimiz arasýndan gönüllü olarak çýkmasýný da bekliyoruz. Çünkü o binanýn yönetim ve çalýþtýrmasýný öðrencilere vermeyi düþünüyorum. Öðrencinin kendi oturacaðý ve kendi yöneteceði bir merkez olabilir. Ýki yýldýr üzerinde çalýþtýðýnýz projelerin meyvelerini yeni yeni almaya baþlýyorsunuz. Ýlk zamanlar uðraþtýðýnýz sýkýntýlardan uzak durup kaynak bulmaya çalýþtýnýz ve projelerin önemli bölümlerini bu yýl bitireceksiniz. Havuz, kütüphane, çarþý, öðrenci sosyal merkezi... Bunlardan önemlileri ve önceliðe alýnanlarý da "havuz" ve "kütüphane". Genel olarak inþaat yatýrýmlarýna neden önem ve öncelik verdiniz? Önce genel olarak söyleyeyim: Yapýlmýþ olan yatýrýmlarýn, özellikle yarým kalmýþ olanlarýnýn, hýzla tamamlanmasý ekonomik açýdan çok önemli. Ýþe baþlar baþlamaz biz bunun her sene hiç olmazsa bir tanesini bitirelim diye devreye girdik ve elimizdeki imkanlarý o yönde kullanmaya çalýþtýk. Bunlardan "Uydu Yer Terminali" binasý geçen senenin programý kapsamýnda tamamlandý. Yine geçen senenin programý kapsamýnda Maçka'da yýkýk vaziyette olan "Atölyeler Binasý" tamamlandý. Maçka'daki projenin ikinci kýsmý ise ayný zamanda binalarýn güvenliðini de arttýrýcý önlemleri içeriyor. Ýhalesi yapýldý inþaatý baþlamak üzere. Gelecek yarýyýla yetiþecek. Bu haliyle onarýlan ve yenilenen Maçka Atölyeler Binasý kullanýma alýnýyor. Konservatuvar binalarý ile Atölyeler Binasý birleþtirildiðinde çok ilginç mekanlar çýkacak ortaya. Hem mevcut güvenlik sorunlarý ortadan kalkacak, hem de oralarý etkin biçimde kullanacaðýz. Yeni kütüphane binamýzýn adý yine Mustafa Ýnan Kütüphanesi mi olacak? Evet. Mustafa Ýnan Kütüphanesi’ni þimdiki yerinden taþýmýz olacaðýz. Mustafa Ýnan Kütüphanesi'nin þimdiki bulunduðu yer de büyük olasýlýkla "Bilim ve Toplum Parký" olarak kullanýlacak. Bütün bu bahsettiklerim büyük projeler. Yerleþke mimarisi ile ilgili ne tür çalýþmalarýnýz var? Yerleþke içi ulaþýmýn arttýrýlmasý ve yürüyüþ yollarýnýn ortaya çýkarýlmasý ile yerleþke içi düzenlemenin adýmlarýný attýk. Biliyorsunuz, Spor Merkezi ile Fen Bilimleri Enstitüsü arasýndaki baðlantý yolunu da yapýyoruz. O baðlantý giderek geliþecek. O baðlantý bize Bedri Karafakioðlu ana yolunu trafiðe kapatýp sadece yürüyüþe açma þansý getirecek. DEVLETÝNE YÜK OLMAYAN BÝR DEVLET ÜNÝVERSÝTESÝ Sizin bir sözünüz vardý, "devletine yük olmayan bir devlet üniversitesi" diye... Evet bu son derece önemli. "Devletine Yük Olmayan Bir Devlet Üniversitesi"nden þunu anlýyorum; Anadolu'nun her köþesinden gelen, okuyabileceðini, kafasýnýn çalýþtýðýný ýspatlamýþ olan insanlara, aþaðý yukarý parasýz eðitim veren bir kurum olmaya devam edecek, toplamýþ olduðu potansiyeli etkin kullanabilmesi için de devletine yük olmadan hýzla hareket edebilecek, devletine her yönü ile destek vererek hareket edebilecek bir üniversite olsun istiyoruz. Elinde kendi oluþturduðu parasal kaynaklarý bulunsun, bu kaynaklarý laboratuvarlardaki bozuk aletleri hýzla onarmak, onlarý yenilemek, araþtýrmalarý zaman geciktirmeden desteklemek için kullanabilsin. ÖÐRENCÝ YÖNETECEK Projelerde öðrencinin katkýsý ne þekilde olacak? Stajyer gibi mi yer alacak? Stajyer de olabilirler, kendi katkýlarý da olur. Fotoðraflar: Ufuk Sevim gibi yaðmur alan, bakýmý nispeten kolay olan yerlerde aðaçlandýrma problem deðil. Ama geliþigüzel aðaçlandýrma da yanlýþ oluyor. Birkaç metre aralýklarla ekilen çamlardan oluþan korular var. Bunlarýn yangýn tehlikesi olduðu gibi büyüme ve topluca hastalanma tehlikeleri de var. Artýk sadece iðne yapraklý aðaçlardan oluþan ormanlar yerine karma, yani yapraklarýný döken ve dökmeyen aðaçlardan oluþan korular tercih ediliyor. Bizim de gidiþatýmýz öyle olacak. Peki biraz da devlete yük olsak, daha iyi olmaz mý ÝTÜ için? Bence devlet yapabileceðini yapýyor. Elinde imkan olsa daha fazlasýný da yapar. Ama elinde imkaný sýnýrlý. Bir www.gazete.itu.edu.tr cebinden alýp öbürüne koymasý çok önemli deðil. Problemleri devlet yerine bizim sahiplenmemiz ve sorunlarý bizim aþmamýz gerek. O nedenle kurumsallaþma bir kat daha önem kazanýyor. DAHA ÇOK MEZUNA ULAÞACAÐIZ Buradaki amaç, devlete baðlý kalmadan farklý kaynaklar yaratma endiþesi midir? Evet. Þuna güveniyoruz: Bizim 60 bin mezunumuz var. Her öðrencimize 3-4 mezun düþüyor demektir bu. Son derece önemli bir rakam. Mezun olduðunuzda yalnýz deðilsiniz. Sizden 3-4 misli fazla mezun etrafta var. Bu çevre yapmak ve birbirini kollamak açýsýndan önemlidir. Kurumsallaþma açýsýndan önemli olan hususlar var: Bunlardan biri mezunlarýmýza ulaþmak. Bütün dünya üniversiteleri bunu belli bir düzeye çýkarmýþ durumda ve oradan saðlamýþ olduklarý kaynaklarý da, üniversite için yeniden kaynak üretecek biçimde kullanýyorlar. Örneðin Harvard Üniversitesi 26 Milyar dolar biriktirmiþ. Bunu dikkatli olarak iþleterek 1,5 milyar dolarlýk gelir elde ediyorlar. Bu çok önemli bir rakam üniversiteyi yaþatmak için. Zaman zaman bir üniversitenin eline para geçmiþ olabilir. Bir defa bu paranýn çok iyi kullanýlmýþ olmasý lazým. Ve bunun mevsimsel olduðu düþünülerek mutlaka bir bölümünün de ileriye saklanmasý gerekiyor. Bugüne kadar ÝTÜ’de böyle bir politika izlenmediði görülüyor. Amerikan üniversitelerine baktýðýmýz zaman, toplamýþ olduklarý paralarýn üçte birini kenara koyduklarýný görüyoruz ki, bu son derece önemli. 233 senelik üniversiteyiz diye övünmekte haklýyýz. Ancak böyle bir üniversitenin uzun 16 arýyorum kasým 2006 vadeli, 10 yýllýk, 20 yýllýk planlar yapmasý lazým. Bunu yapmadýðýmýz takdirde, kýsa soluklu oluruz ve baþarýlý olamayýz. Uzun soluklu giriþimlerden biri daha çok mezunumuza ulaþmak. Yaklaþýk olarak 60 bin mezunumuz var demiþtim. Bir mezun yýlda 100 dolar baðýþ yapsa, yýlda 6 milyon dolar baðýþ toplamýþ oluruz. Bu 6 milyon dolar parayý sürekli kýldýðýnýz takdirde Teknik Üniversite için çok önemli bir kaynak saðlamýþ olursunuz. Yani büyük baðýþlardan ziyade küçük ama çok ve düzenli baðýþlar almayý hedefliyorsunuz? Elbette büyük baðýþlarý da alacaðýz. Ama daha çok mezuna ulaþmak ve sürekli bir baðýþ döngüsü saðlayabilmek daha önemlidir. Mezunlara ulaþmak yolunda öðrenci arkadaþlarýmýzdan yardým istiyorum. Ne yapalým, hangi yollarla yapalým yahut da yapýlmakta olan iþlere nasýl katkýda bulunalým? Hedef olarak da her sýnýftan mezun temsilcimizin ve onun birkaç yardýmcýsýnýn olmasý lazým. Sadece bizim onlardan taleplerimiz olmayacak; onlara saðlayacaðýmýz yeni olanaklar da olacak. ÝTÜ’nün sunduðu her olanaktan, kütüphaneden, yerleþkelerde serbestçe park edilebilme gibi. Bitmek üzere olan havuzumuzdan da yararlansýn mezunlarýmýz, öðrenci sosyal tesislerimizden de... Sürekli üniversite ile iç içe olsunlar.... Evet. Bunu baþarabilirsek üniversitemiz için son derece önemli bir aþamayý gerçekleþtirmiþ oluruz. Ayrýca mezunlarýmýzýn fikirlerine de çok gereksinimimiz var. Nitekim geçen sene baþlatmýþ olduðumuz stratejik çalýþmalar kapsamýnda mezunlarýmýzý özel olarak çaðýrmýþtýk. Bunlarý sýklaþtýrabiliriz. "Mezunlarýmýzla iliþkilerimiz nasýl olmalý, bizim yaptýðýmýz araþtýrmalar þu araþtýrmalar, bunlarý nasýl geliþtirebiliriz, verebildiðimiz burs miktarý þu kadar, bunu nasýl arttýrabiliriz?" gibi pek çok sorunu tartýþýyoruz, tartýþabiliriz. Öðrencinin henüz eksik bilgisine raðmen yaratýcý fikirleri ve enerjisi ile öðretim üyelerimizin bilgi ve deneyiminin, mezunumuzun parasal desteðinin biraraya getirilmesi çok önemli ve çok baþarýlý sonuçlar vermekte. Güneþ arabalarý, hicrojen arabasý, model uçak vb. baþarýlar bunun çok güzel örnekleri. ÖÐRENCÝLER ÝTÜ OLGUNLUÐUNU TAÞIMALI Bahsettiðiniz bu çalýþmalara ÝTÜ öðrencilerinin öðrencilik yýllarýnda dahil edilmesi gerekiyor. Bu çok önemli bir konu. Daha hazýrlýk sýnýfýndan öðrencilerle ÝTÜ'de aile bilinci, üniversitenin sahiplenilmesi konularýnda fikir paylaþýmý yapýlmalý. Uzun vadede sonuç alýnabilmesi için öðrencilere yüksek önem ve deðer verilmeli. Burada da öðrenci kulüpleri, Öðrenci Konseyi ve fakültelerin öðrenci temsilcilikleri önemli bir rol oynuyor. Öðrenci topluluklarýnýn birbirleri ile eþgüdümlü çalýþmalarý artýrmasý gerekmekte. Bu baðlamda, gerek yönetimde, gerekse üniversite politikalarýnýn belirlenmesinde ve ÝTÜ'yü çok paylaþýmcý anlayýþla geliþtirmekte öðrencilerin yeri neresidir sizce? Olabildiðince öðrencilerimizle beraber olmak istiyoruz. Olabildiðince diyorum çünkü öðrencilerimizin de belli Rektör uðraþlarý vardýr ve olmalýdýr. Ömürlerinin en güzel dörtbeþ yýlýný burada geçiriyorlar. Mutlaka sanatla ilgilenmeleri lazým, mutlaka sosyal olaylarla ilgilenmeleri lazým. Ancak bir ÝTÜ'lü olarak, ÝTÜ'lü bilinç ve yaklaþýmýyla ilgilenmeleri lazým. Yani incir çekirdeðini doldurmayacak olaylar için deðil, ÝTÜ'lüye yakýþýr olgunlukla, ciddi bir þekilde ülke sorunlarýný ortaya koyarak tartýþmalý, öðrenmeli ve istediði eylemi de yapmalý. Ama eðer bu giriþimler, üniversitenin yahut devletimizin maddi varlýðýna zarar verecek ise; yakýp yýkacak, vandalizm boyutuna gelecekse buna tabii ki karþýyýz. Bunu ÝTÜ'lü davranýþ olarak görmüyoruz. Arkasý boþ, temelsiz birtakým olaylarýn peþinden koþmalarýný da istemiyoruz. Bütün eylemlerimizi yapalým; fakat bunlarýn fikir düzeyinde kalmalarý gerekiyor. Demir sopalarla bir arkadaþýnýn baþýna vurmayý göze alan bir adamla konuþacak birþeyimizin olmadýðý kanýsýndayým. Orada güvenlik güçlerinin devreye girmesi kaçýnýlmazdýr. Genel olarak söylüyorum. Üniversite öðrencisine yakýþmaz bu durumlar. gökdelenler var, bir tarafta yasal olmayan yapýlaþmanýn yakýnlaþtýðý bir bölge var. ÝTÜ içindeki güvenliði artýrmak da çok önemli. Çevreyi gözönünde bulundurarak yapmamýz gerekenler de var. Ýnþaatlarýn bitmesinden sonra yapýlacak en önemli projemiz "Bilim-Toplum Parklarý". Bu bilim parklarýndan birini de bir dönem Taþkýþla'da faaliyet göstermiþ olan "Deneme-Bilim Merkezi"nde devreye sokacaðýz. 2007 yýlý baþý itibari ile hizmete baþlamýþ olacaðýný düþünüyoruz. Yaptýðýnýz çalýþmalarda öðrencilerin fikirlerine önem verdiðinizi söylüyorsunuz? Veriyorum ve fikir paylaþýmýnýn sýklaþmasýný istiyorum. Bilimsel olduðu ve kaynak gösterildiði sürece her türlü konuyu tartýþabilirim. Kapalý yüzme havuzumuz Türkiye'de bir tane. Yanýnda Kültür Sanat Birliði'ne ayrýlmýþ bölümlerle birlikte son derece güzel bir spor kompleksi olacak. Buradaki yönetimde de öðrencilerin katkýsýnýn olmasýný arzu ediyoruz. Skorbordu hariç olmak kaydý ile iki ay içerisinde bitmesi lazým. ÖÐRENCÝLERÝMÝZE BURS BULMALIYIZ Bir yýl önce de iki ay içerisinde bitiriyordunuz? Kurumsallaþmak konusunda öðrenciye verilen önem ve desteðin yeri ne olmalý? Öðrenciler kurumsallýðýn neresinde? Bu çok önemli bir eleþtiri. Ýhale Kanunu'ndan çýkan tahmin etmediðimiz güçlükler oldu ama “geç olsun güç olmasýn” diyoruz. Orada size de çok imkan çýkacaðýný düþünüyorum, görüþlerinizi alacaðýz. Aslýnda çok güzel bir haber vereyim: Büyükþehir Belediye Baþkaný buraya geldiðinde bize stadyum yapma sözü verdi. Havuza biraz yakýn olacak. Havuz, stadyum, tenis kortlarý ile "Sporda Kardeþlik Vadisi" diyeceðimiz alaný oluþturacaðýz. Ayný zamanda bu vadi içine bazý bilim ve toplum parklarýnýn girmesini de planlýyoruz. ÝTÜ bir havuza kavuþmakla yakýn gelecekte yüzme konusunda önemli sporcularý yetiþtirme imkanýna da sahip olacak. Bu hem bireysel hem de toplu yapýlan yüzme sporlarýnda olabilir. En azýndan basketbolda elde ettiðimiz baþarýyý burada da elde edeceðimizi düþünüyoruz. Kurumsallaþmanýn ikinci adýmý olarak da þunlarý söylemeliyim. Biz öðrencimize burs bulmalýyýz. Bu burs karþýlýksýz da olabilir ama bir miktar bursun düþük faizle karþýlýklý, bir miktar bursun da yüksek faizli olmasý son derece önemlidir. Kurumsallaþmak için bunu yapmak lazým. Þimdiki faiz oranlarý ile bankacýlýk sistemi buna izin vermiþ durumda. Yakýnda böyle bir uygulamaya geçeceðiz. Þimdiye kadar üniversite-mezun baðlantýsý iyi kurulamadýðý için buna cesaret edilememiþ. Ama buna hemen adým atmak gerekiyor. Mezun olan öðrencimizle her yolu deneyip baðlarýmýzý sürdürmeliyiz. Ýþ bulma, iþindeki durumu, iþinde karþýlaþtýðý güçlükler ve onlarýn aþýlmasý bizim de sorunumuzdur. Bu baðlantý ancak kurumsallaþma bilinci geliþmiþ taraflarýn ortak katkýlarý ile kurulabilir. Yönetiminiz süresince kurumsallaþmaya ve yasal çerçevede hareket etmeye önem gösterdiniz. Bir yýl süre verin dediniz. Bu sürede bütün bunlarý tamamlayacaðýnýzý düþünüyor musunuz? Öncelikle inþaatlardan örnek vermek istiyorum. Bir yýl isteme sebebim þu. Teknik Üniversite yarým kalmýþ inþaatlarla dolu bir vaziyette. Biz diyoruz ki bir yýl içinde almýþ olduðumuz önlemlerle bu yarým kalmýþ inþaatlarýn çoðunu tamamlayacaðýz. ÝTÜ artýk baþka þeylere bakacak. Zamaný geldiðinda bitenleri ve yeni baþlayacaðýmýz projeleri anlatacaðým. ÝTÜ'nün çevresinde güvenliði arttýrýcý önlemler alýyoruz. Bu da kurumsallaþmanýn bir parçasý, çünkü özellikle Ayazaða Yerleþkesi son derece ilginç bir bölgede. Bir tarafta Üniversitemizi ilgilendiren pek çok hukuki problem de bulunmaktadýr. Bunlarýn çözümünde yasal çerçeveler içinde kalarak sabýrla hareket etmek zaman alýcý olabilir; fakat doðru yoldur. Güçlükler bu yolla aþýlacaktýr. HAVUZ 2 AYDA BÝTÝYOR, STADYUM TEMEL ATIYOR Merakla beklediðimiz yüzme havuzumuza gelirsek... Ne zaman bitecek bu hasret? PROFESYONEL BASKETBOL, ÝTÜ’NÜN ÝÞÝ DEÐÝL! Þu an basketbolda çok baþarýlý olduðumuz söylenemez. Evet, maalesef bu duruma çok üzülüyoruz. Ben spor yapmýþ birisi olarak basketbolun eski dönemlerdeki gibi güzel günler yaþamasýný arzu ediyorum. Ama basketbol artýk amatör lig deðil. Bilakis profesyonelliðin çok öne çýktýðý bir lig. Bu lig içinde, bana bazý arkadaþlarýmýz katýlmayabilir ama, reklam gelirleri çok yüksek olan takýmlarla, amatör ruhla çalýþan ÝTÜ'nün yarýþmasýna imkan ihtimal yok. Gerçekçi olmamýz gerekiyor. Ýnþallah o imkanlara kavuþabilirsek tekrar böyle birþey olsun. Ama bence kulübün sürekli gelir kaynaklarýna kavuþmasý lazým. Sürekli gelir kaynaklarýna sahip olmayan bir kulübün bu vahþi rekabet arasýnda yer almasýna imkan yok. Yani þu alýþkanlýðýn yenilmesi lazým: "Aðabey ver 50 bin dolar, bir transfer yapacaðým." diyerek bu iþin gitmesine ihtimal yoktur. Bu ÝTÜ'ye yakýþan bir davranýþ deðildir. Ama ÝTÜ Spor Kulübü'nün sürekli gelir sahibi olabilmesi için de ÝTÜ Yönetimi'nin düþündükleri vardýr. Amatör çalýþmalara, yani eleman yetiþtirici çalýþmalara ne desteði istiyorlarsa vermeye hazýrýz, zaten verilmektedir. Eskiden baþarýlarýný saðladýðý dönemde kendi elemanlarýndan yararlanarak bunu yapýyordu. Yani Hüseyin Alp'ten tutun Cihat'a kadar ÝTÜ'den yetiþmiþ olan gençlerle... Biz yine o yöne dönmek durumundayýz. A. Ç. Ç. Yani iþler yolunda hocam? Bana kalýrsa iþler tahmin ettiðinizden daha ileri düzeyde yolunda. Ama bunlarýn zamanla ortaya www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 17 kasým 2006 A. Ç. Ç. Rektör “ Bizim yönetimimizde hiçbir zaman öðrencinin sýrtýndan para kazanmak anlayýþý olmadý. Özellikle yurt ve yaz okulu konusunda... Ben öðrenci arkadaþlarýmý göreve davet ediyorum. Bazý gruplar oluþtursunlar ve denetlemelerde yardýmcý olsunlar... Üniversite bütçesine hangi yoldan gelirse gelsin, oluþan tüm kaynaðýn öðrenciye yönelik olarak kullanýlacaðýndan hiç kuþku olmasýn... çýkmasý bekleniyor. Þu anda kütüphane binamýzýn ihalesi yapýlmýþ durumda ve yýl sonu itibari ile bitmesi planlanýyor. Bu aþaðý yukarý 6.000.000 YTL'lik bir yatýrým demektir. Sayýyý belli edebilirsek bu rakam minimum olacaktýr. YAZ OKULU BURSLARI OLABÝLÝR Derse baðlý olarak denenebilir. Oradan toplanan parayý öðretim üyesine veriyorsunuz. Onun minimum bir ücreti var. Ancak ÝTÜ Vakfý'nýn maddi olarak geliþmesini bekliyoruz. Bu olduðu sürece, maddi yetersizliði olan öðrenciye destek olunacaktýr. Ama biraz süreye ihtiyacýmýz var. Yaz okulu ve yurtlarla ilgili birkaç sýkýntýmýz var öðrenciler olarak. Ücretlerinin yüksek olduðu düþünülüyor. Bu konuda bir uygulama yapacak mýsýnýz? Yaz okuluna kaç öðrencinin hangi derse kayýt yaptýracaðý belli olmadýðý için bazý varsayýmlarla hareket etmek durumundayýz. Ama bunun yine bir süre böyle gitmesi kaçýnýlmaz gibi görünüyor. ÝTÜ Vakfý içinde yapýlanmaya zaman kazandýrýlarak bu vakfýn maddi açýdan bir kaynak haline dönüþmesini bekliyorum. Kaynak haline dönüþtürebildiðimiz takdirde, yaz okuluna katýlmasý gereken ama maddi imkansýzlýktan dolayý katýlamayacak öðrencilerimize destek çýkabileceðimizi düþünüyoruz. Üniversite bütçesine hangi yoldan gelirse gelsin, oluþan tüm kaynaðýn öðrenciye yönelik olarak kullanýlacaðýndan hiç kuþku olmasýn. Çok iyi bir eðitim sürdürmek, çok iyi bir sosyal çevreyi yaratmak kolay deðildir. Bu devlet bütçesinin kýsýldýðý, vakýf kaynaklarýnýn kurutulmuþ olduðu dönemlerde daha da zorlaþmaktadýr ve umulmaz olarak kaynak gerektirmektedir. Yaz okulunda alýnan paralarýn amacý öðrencilerin ÝTÜ'ye katký saðlamasý mý? Hayýr, öyle bir amaç yok. Bizim yönetimimizde hiçbir zaman öðrencinin sýrtýndan para kazanmak anlayýþý olmadý. Bazý dönemlerde bu olmuþ olabilir. Özellikle yurt ve yaz okulu konusunda yok. Yardým yapabilecek durumda olan öðrencilerimizin katkýda bulunmasýný bekleriz tabii ama genel olarak öyle bir niyetimiz yok. Þu ana kadar da bir þekilde birikmiþ olan paralarýn hepsini, yeni yapýlacak olan Öðrenci Sosyal Tesisi'ne yatýracaðýz. Yani öðrenciden gelmiþ olan para yine öðrenciye aktarýlmýþ olacak. Öðrenciler indirim beklememeli mi diyorsunuz? Sayý belirsiz olduðu için þu anda bir beklenti olmamalý. Fiyatý düþürürseniz sayý artar. 10 YTL düþürüp denemeye baþlasanýz? YURT ÜCRETLERÝ YÜKSEK, KANTÝNLER ÝÇÝN KOMÝSYON KURULABÝLÝR Yurt ücretleri konusunda ne düþünüyorsunuz? Yurtlar konusunda elimizden geldiði ölçüde indirim yapmaya çalýþtýk ve önceki bazý deneyimleri dikkate alarak iþletmeyi hiç tanýnmayan üçüncü kiþilere býrakmak yerine üniversite yönetimine aldýk. KDV kalkarak % 18'lik ucuzlama saðlandý. Yine de bu üniversitenin görevi olmamalý. Vakýflarýn yurtlarý iþletmesi daha uygun. Vakýflar Kanunu'na göre de yurtlar, vakýflarýn sermayesine yarýdan az ortak olduðu þirketlerce yönetilebilmesi mümkün. Þirketin de kar amacý gütmemesini gerektiriyor bu. Bir süre önceki durum böyle deðildi. Belli düzeyde bir kar amacý vardý ki þirkette para birikmiþ ve bu biriken parayý daha önemsiz iþlerde kullanmýþlar; liseye havuz yapmak gibi... Peki sizce yurt ücretleri yüksek mi? Bir de eskiden daha çok yurt bursu veriliyordu. Belli oranda yüksek olduðunu düþünüyorum ben de. Beklenen hizmete göre belirlenmesi lazým tabii. Amaç pratik olarak kar etmeden bunu yapmýþ olmak ve ücretleri en aza indirmek. Her sene verilen burslarý bazý mezunlarýmýz vermemeye baþladý. Burslarý arttýrmaya çalýþýyoruz. Yapabileceðimizi de yapýyoruz. Bu yýl daha çok katký toplanacaðýný umuyoruz. Önemli baðýþ konserleri yapýyoruz, Fazýl Say-Cihat Aþkýn Konseri gibi. Ayrýca yemek konusunda, iki senedir zam yapýlmadý ve kalite de düþürülmedi. Bunun genel bir burs olduðunu düþünebiliriz. Teker teker fazla yemek bursu www.gazete.itu.edu.tr Kapalý yüzme havuzumuz iki ay içerisinde bitecek. Ayný zamanda Büyükþehir Belediyesi, 2007 yýlýnda stadyum inþaatýna baþlayacak... ” verilmedi. Ancak zam yapmamýþ olmak yaklaþýk 500 milyarlýk bir bursun üniform olarak daðýtýlmýþ olmasý demektir. Ama akþam yemekleri daha pahalý ve her gün yerleþkede yemek yeme durumunda olan bir öðrenci için aðýr bir külfet oluyor. Orada da bir deðiþikliðe gidiyoruz. Vakýf aracýlýðýyla bir iþletme düzeni kurulduðu takdirde daha farklý imkanlar çýkabilecek ve yemek daha ucuza mal edilebilecek. Kantin ücretleri de çok yüksek. Bunlarý da öðrencilerle tartýþabiliriz. Bazý öðrencilerimizden yazýlý bildirimler aldým. Fakat bilimsel deðildi ve bir kenara koymak zorunda kaldým. Kalite ile ücret her zaman ters düþüyor. Farklý fiyatlarda poðaça yiyebilirsiniz. Kaliteden kaynaklanan farklar olabilir. Standart olarak tarif edebileceðimiz bir takým þeylerin çok ucuz olmasý lazým. Mesela tek içimlik hazýr kahve, ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi’ndeki ÞOK Market'te 20 Kuruþ ama kantinlerimizde 75 Kuruþ. Neredeyse 4 katý. Tekrar bir düzenleme olabilir. Ben öðrenci arkadaþlarýmý göreve davet ediyorum. Bazý gruplar oluþtursunlar ve denetlemelerde yardýmcý olsunlar. Fakat gerçekçi olsunlar. Felsefe olarak kaliteli ürün vermeyi amaçlýyoruz. Farklý bütçelere sahip öðrencilere mecburen farklý sunmak durumundayýz. Ben de öðrenciyken "acaba bugün bir poðaça mý yoksa iki poðaça mý yiyeyim?" diye hesap yapardým. Bizim bu sorunu da ancak bursla çözmemiz lazým. Biraz vakit gerekiyor bunun için. Yine söylüyorum, gerçekçi her türlü öneriye açýðýz ve bir araya gelmek isteriz. Rektör Karadoðan’la bu röportajdan çok daha fazlasýný konuþtuk. Her gittiðimde farklý bir projeye atýlmýþ buldum onu. Dileðimiz baþarýlý olmasýdýr. Çünkü bu baþarý ÝTÜ’nün baþarýsý olacaktýr. Bize düþen görevse, farkedilmeyenleri ya da içimize sinmeyenleri ulaþtýrmak, tartýþmak, paylaþmak, çözüm bulmak ve üretmek. Fatih Avcý, [email protected] arýyorum kasým 2006 asýrlardýr çaðdaþ ÝTÜ’nün Mersin Fedaisi: Mehmet Göre Tam anlamýyla genç ruhlu bir insan Mehmet Göre. Her an her yerde görebileceðiniz kadar size yakýn. Üstelik öyle sýcak sohbeti var ki, sizi de alýp götürüyor hayalleriyle. Ufacýk bir sýkýntýnýzý anlatmaya baþlayýn, sizden daha çok üzülüyor, hemen çözüm yollarýný aramaya baþlýyor. ÝTÜ Matematik Mühendisliði mezunumuz. ÝTÜ’yü daha çocukluk yýllarýnda hedef etmiþ. ÝTÜ’ye de öyle baðlanmýþ ki, hayatýnýn hiçbir anýnda ayrýlmamýþ ÝTÜ’den. Emekli olunca da tamamen ÝTÜ’ye adamýþ kendini. Mersin’de ÝTÜ Mezunlarý Derneði kurmuþ, halka açýk panenller, konferanslar düzenlemiþ hatta Süleyman Demirel’i Mersin’e kadar getirmiþ. Kafa yormasý sadece ÝTÜ için deðil, genel olarak üniversitelerin sorunlarýna eðiliyor ve gençliðe önem verilmesi gerektiðini düþünüyor. Mehmet Göre ile ilk tanýþýklýðýmýz oldu bu röportaj. Bundan sonra çok konuda yardým isteyecek, çok konuda konuþacak ve ortaklaþa pekçok þeyler yapacaðýz. Konuþmaya baþlarken eðitimle ilgili görüþlerini anlatmaya baþladý Mehmet Göre. Teknolojinin önemi ve teknolojiyi üreten üniversitelerin gereðinden bahsetti. Bilgi toplumu özleminden dem vurdu: “Biliyorsunuz 20. yüzyýl sonunda bilim ve teknolojide inanýlmaz bir geliþim oldu. 21. yüzyýla girmemizle yeni bir çað baþlamýþ oldu. Bu yeniçaða baþlarken devletlerin, kurumlarýn fonksiyonu da deðiþti ve insanlar, toplumlar da bu deðiþikliðe uymak zorunda kaldý. Dolayýsýyla 21. yüzyýl beraberinde bilime, teknolojiye, iletiþime dayalý bir çað getirdi. Bu iletiþim çaðý dünyayý öyle bir küçülttü ki uzay bir köy haline geldi. Buradan dünyanýn öbür ucuyla anýnda görüþebiliyor, düþüncelerinizi ifade edebiliyorsunuz. Atatürk’ün de dediði gibi laiklik çerçevesi içerisinde Türk toplumunun muasýr medeniyetler seviyesine ulaþmasý için bir bilgi toplumu olmasý lazým. Burada en büyük görev eðitime düþüyor. Burada yüksek öðretimin büyük bir etkisi var. Yani bilim ve teknolojiyi üreten üniversiteler kendine düþen görevleri fazlýsýyla yerine getirmek zorundadýr. Öyleyse üniversite gençliðine önem vermek zorundayýz.” Mehmet Göre’nin ÝTÜ yaþamýna ufak bir göz atýyoruz þimdi... ÝTÜ'deki öðrencilik yýllarýnýzdan baþlayalým. Nasýl bir öðrencilik geçirdiniz. Ben ortaöðretimi Türkiye'nin çeþitli yerlerinde devlet yatýlý parasýz okulunda okudum ve Ýstanbul'da resmi bir kuruma sýnavla kazanarak girdim. Ýdealimde de ÝTÜ vardý çocukluðumdan beri. Çünkü Türkiye'nin, cumhuriyetin kalkýnma ve geliþme hamlesi bu okulun mezunlarýyla olmuþtur. Bir de kiþinin yapýsýnda doðuþtan gelen bir yatkýnlýk vardýr tekniðe karþý. Bu yatkýnlýk bende vardý. Ben ilkokulda alfabeden önce toplama çýkarmayý öðrenmiþtim. Bu zamanla geliþti ve bende matematik üzerine bir heves baþladý ve tek tercih yaptým. O zamanlar Temel Bilimler Fakültesiydi ve matematik mühendisliðine girdim. Üniversiteyi akþam ticaret lisesinde çalýþarak gündüz de okula giderek bitirdim. Sonraki yýllar nasýl geçti? Sonraki yýllar çok rahat geçti hiç aksaklýk olmadan okulu bitirdim. Peki, o yýllarda matematik mühendisliðinde staj zorunluluðu var mýydý? Sizce staj gerçekten de gerçek yaþama hazýrlýyor mu? Eðer öðrencinin içinde bir þeyler var ise naylon staj yerine hakiki staj yapmayý tercih eder. Ben stajlarýmýn birini bilgisayar diðerini de matematik üzerine yaptým. Her ikisinde de iki ay gitme zorunluluðu vardý. Ýki ay gidip, araþtýrýp dokümanlarýmý aldým, defterimi tamamladým, teslim ettim. Yani o konuya ciddi bir þekilde eðildim. Teoriyle uygulama tamamen farklý. O yüzden staj önemli bir þeydir. Mezun oldunuz… Mezun olunca bir hocamýz “Okulda kalacaðýna git devlet kurumunda müdür ol.” dedi. Ben okulda kalmak istiyordum aslýnda. Bir an önce okulda öðrendiðim bilgileri kamu kuruluþuna aktarmak istedim. Karayollarý 11. Bölge Müdürlüðü’ne, Atom Enerjisi ve TÜBÝTAK'a müracaat ettim. Sýnava aldýlar, üçünü de kazandým. Ama Ýlk olarak karayollarýndan cevap gelince orada iþe girdim. Ama matematiði nerede kullanacaðým diye düþünüyorum. Yollar yapýlýrken eðimler, yükseklik, alçaklýk gibi geometrik hesaplar yapýlýr. Ben buralarda matematiði kullanýrým derim. Atom enerjisinden de haber gelince oraya da bakmak istedim. Orada bir bilgisayar sistemi var. Tüm bilgisayarlar da ona baðlý. Ben de onun baþýnda duracakmýþým. “Matematik var mý?” dedim, “Hayýr.” denilince oraya gitmekten vazgeçtim. TÜBÝTAK'tan cevap gelince oraya da gittim ama çalýþmaya baþlayýnca karayollarýnda devam ettim. Ýþ yaþamýnýz nasýl geçti Türkiye'de karayollarýnýn 17 tane bölge müdürlüðü var. Çalýþma sahamýz yollardý. Sonra beni karayollarý planlama birimine verdiler. Planlamada iþe baþladým. Orada çalýþýyorsunuz ama iþler müteahhitlere veriliyordu. Ben oranýn iþlerini kendim yapmak isterdim. Tam olarak masa baþý iþiydi yani. Daha sonra eþimle de konuþup Mersin'e tayinimi istedim ve Mersin 5. bölge Müdürlüðü’ne tayin oldum. Devletin mühendisi kontrol amaçlý çalýþýyor. Esas iþi yapan müteahhit. Yani sen yine iþin dýþýnda çalýþýyorsun. Bu þekilde karayollarýndaki hizmetimi doldurdum ve 2003'te kendi isteðimle emekli oldum. Emekli olmadan 2002 yýlýnýn Aralýk ayýnda Mersin ÝTÜ MezunlarI Derneði’ni kurdum, 2003 Aðustos'ta da emekli oldum. Dernek üyelerini nasýl topladýnýz? Bu iþi kafaya koyduktan sonra Mersin’de araþtýrmaya baþladým ve 12 arkadaþ buldum. Tüzüðünü de hazýrlayýp 6 aylýk bir çalýþmayla, 3 Aralýk 2002’de dernek kuruldu. Derneðin kurulumunun dördüncü www.gazete.itu.edu.tr Fotoðraf, Ufuk Sevim 18 ayýnda genel kurula gittik. 75 üyeye ulaþmýþtýk. Konuþma metnimiz tüm ÝTÜ’lüleri harekete geçirmeyi planlanýyordu. Kurucu baþkanlýk görevinden sonra tekrar oybirliði ile baþkanlýða geldim. “Bu dernek sizin çalýþmalarýnýzla kuruldu, bunu kurumsallaþtýrmak da size düþer.” dediler ve biz de Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraþ ve Niðde illerindeki mezun üyelerimizle temasa geçtik. Oradaki ÝTÜ’lüleri üye yaptýk ve çeþitli yerlerde konuþmalar yaparak bunu halkýmýza duyurmaya çalýþtýk. Duyuldukça gelenler çoðalmaya baþladý. Bizim tüzüðümüzün amaçlarýndan birisi de ÝTÜ’lüleri bir araya getirip ÝTÜ ruhunu harekete geçirmekti. Zannediyorum baþarýyoruz da. Bu sýrada ÝTÜ Rektörlüðü’yle iliþkileriniz nasýl oldu? Dernek kurulduktan sonra bunu ÝTÜ Rektörlüðü’ne bildirdik. O zamanlar rektör Gülsün Saðlamer'di. Türkiye'de ne kadar mezunlar derneði varsa hepsine Mersin'de de bu derneðin kurulduðunu bildirdim. Ankara’daki derneðin gelen kuruluna davetiye aldým, Ýstanbul'dan davetiye aldým. Ben ayný zamanda Ýstanbul derneðinin de üyesiyim. Oy kullanmaya çaðýrdýlar beni. Ben hazýrlýklý gelip orada da bir tanýtým yaptým. Ama derneði kurduktan sonra bunu duyurmanýz için konferanslar, organizasyonlar düzenlemeniz gerekir. 2003 yýlýndaki Bingöl depreminden sonra ilk konferansýmýzý düzenledik. "2003 Bingöl Depremi ve Kurulacak Yarýnlar" adýnda bir çalýþma baþlattýk ve Mersin'in en büyük konferans salonunda bu toplantýyý gerçekleþtirdik. Ýlk kez sesimizi orada duyurduk. Daha sonra da diðer bilimsel toplantýlar yapýlmaya baþlandý. Mezunlarý kaynaþtýrmak amacýyla her ayýn ilk salýsý bizim anlaþtýðýmýz yerlerde kokteyllerimiz olur. Rahat bir ortamda iþ görüþmeleri yapýlýr, okul yýllarý hatýrlanýr. Derneðin etkinliklerinden biri de Süleyman Demirel'i çaðýrmaktý bu nasýl oldu? Derneði duyurmak amacýyla oldu. Bu fikrimi kurulda paylaþtým. Karar aldýk ve Sayýn Demirel'i derneðimizin onursal baþkaný olarak ilan ettiðimizi söyleyip davet ettim. Basýn yayýn organlarýyla da bu kararýmýzý herkese duyurduk. 30 Eylül 2004'te Mersin'de en büyük konferans salonunda “Globalleþme ve Avrupa Birliði” konulu konferansýmýzý gerçekleþtirdik. Böylece sesimizi en yüksek þekilde ve birinci aðýzdan duyurmuþ olduk. Önümüzdeki günler için yapacaðýnýz projeleriniz nelerdir? Ýstanbul'da olduðum süre içerisinde rektörümüz ve dekanlarýmýzla görüþmeler yaptým. Rektörümüz Türkiye'yi bölgelere ayýrmýþ ve bu bölge merkezlerinde konuþmalar yaparak, ÝTÜ'de yapýlan projeler için mezunlarýn desteðini isteyecekmiþ. Bu çerçevede çalýþmalar yapmayý planlýyoruz biz de. ÝTÜ ile daha çok içiçe olmaya amaçlýyoruz. Bilimsel konularda halký bilgilendirici etkinliklerimize de devam edeceðiz. Siz öðrencilerimize de destek olmayý istiyoruz. arýyorum 19 kasým 2006 eðitim Türkiye’de Yüksek Öðretim'de Ar-Ge, Ar-Ge'de Sanayi ve Öðrencilerin Yeri Yirmi birinci yüzyýlýn bilim çaðý olduðu ve bu çaðýn insanýn kol gücünün deðil, beyin gücünün ürettiklerinin hakimiyetiyle geçeceði, geçen yüzyýlýn sonunda ortaya konan bir gerçekti. Artýk bilgi, sýnýrlarý sorunsuz aþarak, ýþýk hýzý ile evlerimize, ceplerimize giriyor. Bu bilgi çaðýna hazýrlýklý olabilmek için de iki gerek þart vardýr. Biri buna uygun altyapýya sahip olacaksýnýz, diðeri de bu altyapýyý kullanacak yaratýcý genç nesiller yetiþtireceksiniz. Ülkemizin en iyi mühendislik okullarýndan birinden mezun olup, gene ülkemizin en prestijli yüksek lisans programlarýndan birinde okuyor olmam, çeþitli vesileler ile de yurtiçinde ve de yurtdýþýnda farklý üniversiteleri gezme ve inceleme fýrsatlarým olmasý nedeniyle, bazý karþýlaþtýrmalar yapma olanaðým oldu. Köklü üniversitelere sahip ülkemiz, yüksek öðretimde Avrupai bir eðitim felsefesini, Amerikan tipi bir düzen ile harmanlayýp, gençlerimize sunmaktadýr. Temeli öðrencilerin farklý ülkelerdeki farklý üniversitelerde bir ya da iki sömestr okumasý amacýndaki hareketlilik programý Erasmus'un 1987'de baþlamasý ile atýlan bir süreçte, Avrupa Birliði 1999'da Bologna Süreci'ni baþlatmýþtýr. Biz de bu sürece daha sonra imza koyan ülkelerden biriyiz. Bu süreç, aslýnda politik bir süreç olmasýna karþýn, bütün AB bölgesi ülkelerinin üniversitelerini etkilemektedir. Bologna sürecini Arýyorum'un Mayýs sayýsýnda uzun uzadýya ayrýntýlarý ile anlatmýþtýk. Hatýrlanacaðý üzere 1999'da Bologna Deklarasyonundaki en önemli taahhütlerden biri yüksek öðrenimde "Avrupa Boyutlarý"nýn desteklenmesidir. (1) Ülkemiz bu sürece geç dahil olmuþ ve yapýlan onca çalýþmaya ve de emeðe raðmen hala tam olarak bu sürecin önemini kavrayamamýþtýr. Bu süreç sadece üniversitedeki yönetim kadrolarýný ilgilendiren bir süreç deðildir. Sanayi temsilcileri ve üniversite öðrencileri de bu süreçte yer almalýdýrlar. AB, çerçeve programlarý vesilesi ile yüklü miktarda kaynaðý Ar-Ge için ayýrmakta ve de daðýtmaktadýr. Ülkemizde Avrupa düzeyinde ArGe yapýlamamaktadýr. Buna karþýn, yapýlan Ar-Ge çalýþmalarý da orta vadede umut vermektedir. Ancak ülkemiz AB fonlarýndan tam anlamýyla yararlanamamaktadýr. Yurtdýþýnda, sanayi-üniversite iþbirliði ile projeler üretilmekte, bu projeler sayesinde, akademisyenler bu fonlara baþvurmakta ve bu fonlardan milyonlarca avro para çekebilmektedirler. Ancak ülkemiz AB'nin altýncý çerçeve programýna 250 milyon avro gibi bir meblað ile dahil olmasýna karþýn, bunun çok küçük bir kýsmýný geri alabilmiþtir.(2) Bu süreçte alýnan destekler sayesinde, AB'yle entegrasyon sürecine katký saðlanmýþ, yeni teknolojilere eriþim olanaðýna kavuþan KOBÝ'ler için dýþa açýlma fýrsatlarý doðmuþtur. Doðru teknolojiyi transfer etme imkanýnýn yanýnda teknolojide yeni standartlarýn oluþum sürecinde yer almasý saðlanmýþtýr. (3) Bu noktada bazý hususlara dikkat çekmek gerekiyor. Ýnsan kaynaðýnýn doðru yönlendirilmesi ve edinilen bilginin rekabet gücüne dönüþtürülmesi ile saðlanan katkýnýn artýrýlmasý hedeflenmektedir. Sanayi katýlýmýnýn etkinleþtirilmesi sayesinde de üniversite ve sanayinin ayný projelerde yer almasý saðlanabilir. (4) Aslýnda sadece ÝTÜ'yü ele alýrsak, üniversitemiz býrakýn Türkiye ortalamasýný, Avrupa'da bile önemli bir noktada bulunmaktadýr. Keza, sadece makina fakültesinde bir çok lisans ve de yüksek lisans öðrencisi bitirme tezlerini sanayi kuruluþlarý ile yapmakta, bunlarý yayýn ve patent olarak kullanmaktadýr. Baþka fakültelerimizde de bu gibi projelerle karþýlaþýyoruz. Diðer birçok Türk üniversitesinden ileri olan bu duruma karþýn, hala potansiyelimizi tam kullanamamaktayýz. Bu noktada Avrupa Birliði'nin yedinci çerçeve programý bu potansiyeli maddi olarak desteklenecek þekilde kullanmamýzý saðlayabilir.(*) Bugün sadece Oxford üniversitesinin yýllýk araþtýrma bütçesi 400 milyon avro civarýnda iken (5), Birleþik Devletlerdeki bazý üniversiteler için bu rakam komik denecek kadar azdýr. Baþta savunma teknolojileri sanayisi olmak üzere, bir çok þirket kendi Ar-Ge'lerinin yaný sýra üniversitelerle de çalýþmakta ve de üniversitelerin araþtýrma bütçelerini finanse etmektedir. Avrupa'nýn çok ilerisindeki bu mantýk, ayný þekilde Japonya'da da karþýmýza çýkmaktadýr. Avrupa Üniversiteler Birliði, Avrupa'nýn, yüksek eðitim ve araþtýrma bütçeleri, geleceðe yatýrým olarak görülmedikleri ve acilen arttýrýlmadýklarý takdirde, dünyanýn diðer köþelerindeki yüksek eðitim sistemleriyle rekabet edebilme umudunun olmadýðýný belirtmiþtir.(6) Ülkemiz maalesef hala bu konuya tam eðilmemekte ve de üniversitelerdeki araþtýrmayý anlamsýzca küçümsemektedir. Sadece devlet bürokrasisinde deðil, sanayide de bu görüþün hakim olduðu ülkemizdeki ArGe düzeyinde üniversite-sanayi iþbirliðinin seviyesinden de açýkça görülebilir. Bu aslýnda geleceðimize kendi kendimize koyduðumuz bir dinamittir. Ülkemiz zengin bir dünya ülkesi deðildir, ve de devletimizin araþtýrmaya, yüksek öðretime ayýracaðý kaynak da bellidir. Ülkemizde resmi olarak Ar-Ge'ye 2000 yýlýndan beri devlet ve de özel kuruluþlar tarafýndan ayrýlan meblað 4 milyar Avro'nun biraz üzerinde olup, bu rakam bazý çokuluslu firmalarýn Ar-Ge bütçelerine bile yetiþememektedir. Bundan çok deðil iki yýl önce 10. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu'nda, Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikalarý Uygulama Planý 2005-2010 kapsamýnda iki karar alýndý. Buna göre, ülkemizdeki AR-GE harcamalarýnýn GSYÝH içindeki payýnýn 2010 yýlýna kadar %2'ye yükseltilmesi için gerekli ek kamu kaynaklarýnýn 2005 Yýlý Bütçesi ile baþlayarak tahsis edilmesine ve ülkemizdeki tamzaman eþdeðer bilim insaný sayýsýnýn 2010 yýlýna kadar 40.000 kiþiye ulaþmasýnýn ve mesleki ve teknik ara eleman sayýsýnýn orantýlý olarak artýrýlmasýnýn bir hedef olarak belirlenmesi ve gerçekleþtirilmesi için gereken tedbirlerin alýnmasýna karar verilmiþtir.(7) Hükümetimiz son iki yýlda toplam yaklaþýk 1 Milyar Yeni Türk Lirasý'ný baþta Tübitak'ýn araþtýrma bütçesi olmak üzere, Ar-Ge araþtýrmalarýna ayýrmýþtýr. Bu noktada bu meblaðlarýn üzerine çýkabilmek sanayimizin elindedir. Daha fazla araþtýrma olanaðýný, projeleri, üniversitelere getirmeleri, ülkemizin geleceðine yapacaklarý bir yatýrým olacaktýr. Bu noktada bundan çok deðil 15 sene önce baðýmsýzlýðýný kazanmýþ eski doðu bloðu ülkeleri bile bizden daha ileri bir konuma eriþmiþtir. Daha ucuz ve hýzlý Ýnternet baðlantýsýna sahip bu ülke gençleri, bilgiye daha çabuk ulaþabilmekte, vize sorunlarý olmamasýnýn verdiði rahatlýkla Avrupa'yý sorunsuz gezebilmekte, bilgi birikimlerini artýrabilmektedirler. Ancak, ülkemizde öðrenciler hýzlý ve ucuz Ýnternet baðlantýsýna ya da yurtdýþýnda sorunsuz gezebilme þansýna sahip olmadýklarýndan, eðitim sistemindeki yanlýþlýklar, mezuniyetlerinde katýlacaklarý iþsizler ordusunun düþüncesi ve de yukarýda da bahsettiðimiz araþtýrma merkezli bir ülke olmamamýz nedeniyle, geleceðimize kendi kendimize dinamit koyduðumuz söylenebilir. Sonuç olarak, ülkemiz yüksek öðretimi de Avrupa'daki gibi bir deðiþim içindedir. Bu deðiþim sancýlý ve de yavaþ bir deðiþimdir. Ülkemiz öðrencisi de, sanayisi de bu deðiþimde yer almalýdýr. Unutmayalým ki, bu ülke hepimizin, bu ülkenin geleceði de hepimizin geleceðidir. Mak. Müh. Ömer Hantal ÝTÜ Mühendislik Yönetimi Y. L. Programý Öðrencisi Avrupa Teknoloji Öðrenciler Birliði - BEST Eðitim Komitesi Koordinatörü (2006-2007) [email protected] (*) Gelecek yazý: Yedinci Çerçeve Programý ve Avrupa Teknoloji Platformlarý (http://www.fp6.org.tr/) Kaynaklar: (1) Bologna Deklarasyonu - Avrupa Eðitim Bakanlarý Ortak Deklarasyonu (2) Türkiye ve AB Çerçeve programlarý - TÜBÝTAK (3) Türkiye'nin 6. Çerçeve Programý Performansý - TÜBÝTAK (4) Türkiye'nin 6. Çerçeve Programý Performansý - TÜBÝTAK (5) Vahap Munyar - Hürriyet Gazetesi - 18.08.2006 (6) Glascow Deklarasyonu - Avrupa Üniversiteler Birliði (7) 2004/24 Sayýlý Baþbakanlýk Genelgesi eki www.gazete.itu.edu.tr 20 arýyorum kasým 2006 kariyer “Mühendislik ve mimarlýk birikimimiz tarihten silinmeyecek!” 2004 yýlýndaki ilk kitapla seriye baþlayan Mühendislik-Mimarlýk Öyküleri Mayýs 2006’da ikinci kitabýný çýkardý. Koordinatörlüðünü Mahmut Kiper’in Kiper üstlendiði kitaplar, mühendislik ve mimarlýk tarihimizin önemli ayrýntýlarýna ve bilinmeyen yönlerine deðiniyor. Oldukça ilginç yaklaþýmlarýn ve verilerin sunulduðu kitaplar, özellikle ÝTÜ öðrencilerinin mutlaka okumasý gereken kitaplar arasýnda. Mahmut Kiper’le kitaplar, mühendislik, mimarlýk ve Türkiye hakkýnda konuþtuk. Öncelikle, kitabýn yayýnlanma amacý nedir? Bu kitapta, Türkiye'deki mühendislik ve mimarlýk alanlarýyla ilgili neler bekliyor bizleri? 2004 yýlý Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði'nin kuruluþunun 50. yýlýydý. Bazý numaralar köþe taþý sayýlýr ve 50. yýl gibi çok önemli köþe taþý da, mühendislikmimarlýk alanýnda geçmiþteki bazý uygulamalarýn bir deðerlendirilmesi için olduðu kadar, Cumhuriyetimizin tuðlalarýný örenlerin anýlmasý, onlara gecikmiþ de olsa vefa borcunun ödenmesi için de önemli bir fýrsat yarattý. Bu kitaplarýn baþlýca çýkýþ noktasý buydu. Ýlkini 2004 yýlýnda, ikincisini de bu yýl Mayýs'da çýkardýk. Özetle, Mühendislik-Mimarlýk Öyküleri kitap serisinin baþlýca amaçlarýný; ülkemiz sanayi geliþiminde baþarýlý uygulamalarý hatýrlatmak ya da bilinmesini saðlamak, ülke kalkýnmasýnýn temeli olmasý gereken üretim süreçlerinde mühendis ve mimarlarýn ne denli önemli olduðunu vurgulamak, bu süreçlerde yer alan meslektaþlarýmýza belki de gecikmiþ vefa borcumuzu bir nebze ödemek olarak belirtebiliriz. Kýsa bir süre önce hükümetin bir bakaný, Cumhuriyetin geliþiminde olaðanüstü kazanýmlar saðlamýþ bir kuruluþu 'tarihden silmek'le övünmüþtü. Ve, bu seriyle ne kadar doðru bir iþ yaptýðýmýz bir kez daha ortaya çýktý. Çünkü, ilk kitapta da belirtildiði gibi 'Mühendislik Mimarlýk Öyküleri' serisinin önemli bir amacý da, tarihden silindiðini iddia edenlere, üretim ve mühendislik-mimarlýk birikimimizin önemli yapý taþlarýný oluþturan kuruluþlarýn ne tarihden ve ne de hafýzalarýmýzdan silinmediðini ve silinemeyeceðini göstermektir. Türkiye'nin sanayi ve teknoloji tarihinde, bugün gelinen noktadaki geliþmemiþ ve yetersiz görüntünün aksine pek çok ilk ve yenilikler mevcuttur. Ýþte bu kitap serisiyle ülke mühendislik-mimarlýk tarihinde önemli olduðunu düþündüðümüz kimi sektörün, kuruluþun, kiþinin ya da uygulamanýn öyküsünü teknik detaylardan uzak, herkesin anlayabileceði bir dille sunuyoruz. Bu nedenle, mühendislik ya da mimarlýk baþarý veya baþarýsýzlýklarý öykülerde gömülüdür. "Öyküler geçmiþi anýmsatmakla kalmayýp, geleceðin aydýnlatýlmasýna da katkýda bulunuyor,." ifadesi yer alýyor kitabýn tanýtým yazýsýnda. Mühendislik ve mimarlýk alanýnda geçmiþimiz ve bu doðrultuda geleceðimiz hakkýnda bir deðerlendirme yapar mýsýnýz? Dünya sanayi geliþimine baktýðýmýz zaman, Ýngiltere'nin demir-çelik üretiminde saðladýðý geliþmelerle öncülük ettiði sanayi devriminin ardýndan, geliþmiþ ülke diye adlandýrýlan ülkelerin ulusal politikalarýnda, aðýr sanayi odaklý ve ulaþýmdan hizmete diðer pek çok alaný etkileyen lokomotif sektörlerin aðýrlýk kazandýðýný ve büyük üretim ölçekleriyle bu üstünlüklerini saðladýklarýný görürüz. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda bu gerçek görülür ve savaþlarda insanýný yitirmiþ, iyice yorgun düþmüþ, yoksul kalmýþ ancak baðýmsýzlýðýný kazanmýþ bir ülke, kimseye baþeðmeden ayakta kalabilmek, baðýmsýzlýðýný koruyabilmek ve medeniyeti yakalamak için ayný geliþmiþ ülkelerin politikalarýný büyük bir baþarýyla uygular. Hem de neredeyse sýfýrdan baþlayarak ve endüstriyel atýlýma paralel olarak halkýný ileri yaþam olanaklarýyla da tanýþtýrmak gibi iki koldan atýlýmý gerçekleþtirmek gibi bir hedef peþinde koþarak. Bu dönemlerdeki öykülerde, inanmýþ bir halk ve olaðanüstü mücadele örnekleri görürsünüz. Politikalar, hem sanayi ve hem de tarýmda verimli üretim koþullarýný oluþturmaya ve bununla ayný zaman diliminde halkýn en ileri medeniyet imkanlarýyla tanýþmasýna odaklanmýþtýr ve bu amaç için tüm gücünü seferber eder. Geliþmeler görüldükçe ulusal sevinç, mutluluk, kývanç ve inanç artar, yenilerini yapmak gücü böylece tazelenir. Dünya'da 1960'lara kadar süren üretim üstünlüðü ile rekabet ortamýnda Türkiye'nin de yeterli birikim ve altyapý oluþturarak tam yarýþa katýlmaya baþlayacaðý zaman, 1950'lere doðru ulusal politikalarýn tersine deðiþmeye baþladýðý görülmektedir. Özellikle 1950'lerden sonra ülke uzmanlarýnýn birikim ve yeteneklerinin gözardý edildiði, dýþ yönlendirme ve danýþmanlýklarýn giderek artan bir þekilde etkili olmaya baþladýðý gözlenmektedir. Bunlarý ve etkilerini çok iyi okumamýz ve görmemiz gerekiyor. Bu nedenle, geleceðimizi planlamada da 'Mühendislik-Mimarlýk Öyküleri' serisinin önemli bir iþlev göreceðini düþünüyoruz. Çünkü, kitabýn sunuþunda da belirttiðimiz gibi, ülkemizin günümüzdeki durumunun deðerlendirilmesinde ne çeþit politika deðiþikliklerinin ve hangi deðerlerin yok edilmesinin ya da deðersizliklerin etkili olduðunu anlamakta olduðu kadar geleceðe iliþkin politika ve stratejileri oluþtururken neler yapýlmasý gerektiðinin de çok önemli ipuçlarýný öykülerin satýr aralarýnda bulmak mümkün. “Türkiye'nin sanayi ve teknoloji tarihinde, bugün gelinen noktadaki geliþmemiþ ve yetersiz görüntünün aksine pek çok ilk ve yenilikler mevcuttur.” www.gazete.itu.edu.tr "Türkiye mühendislik-mimarlýk tarihi kimi zaman ülke dýþýnda bile hayranlýklar uyandýracak kadar olaðanüstülükler taþýyor." Yine kitabýn tanýtým yazýsýnda yer alan bu ifadeyi mühendislik ve mimarlýk bölümleri öðrenci ve mezunlarýna yol gösterici olmasý açýsýndan bazý somut örneklerle açýklar mýsýnýz? Çiller-Karayalçýn hükümeti tarafýndan 5 Nisan 1994'de açýklanan ünlü ekonomik paket içinden Karabük DemirÇelik Ýþletmeleri'nin (KARDEMÝR) kapatýlma kararý da çýkmýþtý. Bu karara ilk baþkaldýran Metalurji Mühendisleri Odasý,gene bu iþletme konusunda o süreçteki ilk teknik raporu hazýrlayarak, KARDEMÝR'in iddia edildiði gibi ekonomik ömrünü tamamlamadýðýný ve alýnacak bazý önlemlerle verimli bir þekilde üretimini sürdüreceðini açýklamýþtý. Önerilerden biri, çok öncelerden beri gündemde olan 'Sürekli DökümTesisi'nin biran önce kurulmasýydý ve bu tesisin kurulma ve devreye alýnmasý için öngördüðümüz süre iki yýldý. Türkiye'nin ilk Metalurji Mühendisi olan ve pek çok iþletmenin kurucusu, yöneticisi ya da isim babasý olan Selahattin Þanbaþoðlu bu iki yýllýk kurulma süresini okuyunca raporu yazan bizlere tatlýsert bir þekilde kýzdý ve þöyle dedi; 'Bilirmisiniz ki, KARDEMÝR temeli atýldýktan 2.5 yýl sonra üretime baþlamýþtýr. Hafriyatý, kazma-kürekle kazýlan topraklar, merkep katarlarýyla taþýnarak yapýlmýþtýr. O günün þartlarýyla bu kadar sürede iþletmeye alýnan fabrikaya bugün böyle bir tesisin montajý 14 aydan daha fazla bir süre almaz.' Gerçektende, KARDEMÝR'in temeli 3 Nisan 1937'de atýlmýþtý ve 9 Eylül 1939'da iþletmeye alýnan Fatma adýndaki 1. Yüksek Fýrýn, karnýndaki cevheri taþkömürünün ateþi ve karbonu ile yoðurdu; uzun doðum sancýlarý çekti. Cumhuriyetin ilk sývý demiri 10 Eylül 1939'da Fatma'nýn karnýndan akkor halinde gün ýþýðýna çýktý. Böylece, Türkiye'nin ilk entegre tesisi üretime baþladý. O gün, Selahattin Þanbaþoðlu'da Ýþletme Müdürü'nün odasýnda bu mutlu olaya tanýk olmuþtu. Ve tam 55 yýl sonra 1994 yýlýndaki kapatma kararýna karþý arkadaþlarýnýn deyimiyle 'ihtiyar demirci' 87 yaþýndaki Þanbaþoðlu en ön safta mücadele etti. Zaman zaman biraraya geldiði siyasilere 'bu tesis ülkeye gereklidir, kapatmak cinayettir' dersleri verdi. Tüm bu süreçte olanlara ben de tanýðým. Bu tesisin hem de ozamanlar mucize denebilecek kadar kýsa sürede devreye alýnmasýnda O'na göre en büyük pay, kontrol mühendisi Azmi Tlabar'ýn dý. Selahattin Bey'in o inanýlmaz hafýzasý olmasa belki bu öyküyü ve kiþiyi biz hiç hatýrlamayacak ve aktaramayacaktýk. arýyorum 21 kasým 2006 kariyer “Bize öðretilenler, Devrim otomobilinin benzini bittiði için yolda kaldýðý kandýrmacasýdýr.” Yine ilk kitaptan bir baþka mühendislik mucizesinden bahsedeyim. Bugün, heryerde otomativ uzmanlarý, Türkiye'deki ilk yerli otomobil üretimi olarak Anadol otomobilini söylüyorlar. Oysa ilk üretim, Devrim otomobilidir. O günün ileri teknolojilerinin kullanýldýðý 4 adet prototip 'Devrim'i 23 mühendis 129 günde imal etmiþlerdir. Belki, bu mühendisler arasýnda araba kullanmayý bilmeyenler vardý. Hem de o denli yerlidir ki, bugün bile tasarým yeteneði olmayan ülkemizde bu otomobilin tasarýmý da yerliydi, motoru da. Ben son kalan örneði gördüm ve içine bindim. Ýmal edildiði yerde, o zamanki adýyla Eskisehir Cer Atelyesi, bugünkü ismiyle Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi'nde (TÜLOMSAÞ). Ýçerdeki 'Yað', 'Devir' gibi Türkçe kadranlar bile insaný heyecanlandýrýyor. Bize öðretilenler, Devrim otomobilinin benzini bittiði için yolda kaldýðý kandýrmacasýdýr. Oysa, son kat boyasý nakledilirken trende atýldýðý ve trenden sýçrayacak kývýlcým nedeniyle yanma tehlikesine karþý benzini Ankara'da koyulan, benzin koyulmayan arabadan, koyulana binen Cumhurbaþkanýný Cumhuriyet Bayramý törenlerinde gezdiren Devrim'in, neden hep yarýyolda kaldý diye anýlmasý istenir? Neden Devrim otomobillerinin 3 adedi presle ezilir? (sonuncusu üreten fabrika personeli tarafýndan arýzalý diye gönderilmez ve saklanýr.) Evet, üretilenler prototiptir. Seri üretim koþullarý neler getirir bilinmez. Ama, 'Devrim' otomobilinin öyküsü, Türk mühendis birikiminin neler yapabileceðinin ama bu birikimin nasýl ve hangi yollarla kullanýlmadýðýnýn hatta yokedildiðinin en belirgin ipuçlarýný vermektedir. Bu öykü, içinde hem mucizeleri hem de ülke kaderini etkileyen dramlarý barýndýrýr. Ne ilginçtir ki, bu birikimi yok edenleri hiç ortada göremezsiniz.Oysa onlar herzaman baþköþededirler. Bugün, Avrupa'da bir ülkedeki bir þehrin en merkezi yerinden, diðer ülkedeki bir þehrin tam göbeðine neredeyse uçaktan daha hýzlý ve konforlu bir þekilde demiryolu ile ulaþýyorsunuz. Demiryolu, Cumhuriyetin de ilk projelerindendir. Hem de ne denli öngörülü politikalar olduðunu ikinci kitaptaki öyküden görmek mümkün. Bu tür örnekler o kadar çok ki ve biz bunlarýn pekazýný biliyoruz, bildiklerimizi de tam bilmiyoruz. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda neredeyse en küçük bir sanayi tesisi olmadan çok baþarýlý bir uçak fabrikasý deneyimini ve bu giriþimin uçaklarýn Amerikan yardýmýndan alýnacaðý gerekçesiyle sonlandýrýldýðýný hangimiz biliyoruz? Bizim mühendislik-mimarlýk tarihimizde de hem de pekçok baþarý öyküsü var. Hem bunlarý ve hem de baþarýsýzlýklarýmýzý öðrenmemizde Mühendislik-Mimarlýk öyküleri serisinin önemli bir payý olacaðýný umuyoruz. “Türkiye'nin 1950'lerden sonraki tercihi teknolojiyi sürekli satýn almak ve dýþa baðýmlý olmak yönünde olmuþtur.” Tarihte, yeterli kaynak ve önem verilmediði için bazý araþtýrmalarýn sonuçlanamadýðýndan bahsediliyor. Bu sorun hala devam ediyor mu? Teknoloji ve araþtýrma konusunda, ülke olarak bazý yetersizlikler yaþamamýzýn nedenleri nelerdir? Ýkinci kýsýmda bahsettiðim gibi, talebin arzdan fazla olmasý nedeniyle 1960'lara kadar üretim ölçeði en önemli rekabet gücünü oluþturmuþ ama daha sonralarý yüksek üretim ölçeði yeterli olmamaya baþlamýþdýr. Onar yýllýk periyotlarla maliyet, kalite, hýz ve bilgi unsurlarýnýn daha öncekilere ilave olarak en önemli ülkelerarasý sanayi rekabet unsuru olduðunu görüyoruz. Türkiye' de, üretim ölçeði ile rekabete tam yetiþirken yukarýlarda deðinilen etkilerle bugün çok gerilerde kalmýþtýr. Evet, bugün üretim kültürü edinmiþ bir sanayi birikimimiz var ama diðer rekabet unsurlarýný buna ekleyemediðimiz için ulusal verimlilik ve refahý saðlayamýyoruz. Evrensel teknoloji üretme çevrimine baktýðýmýzda baþlýca þu aþamalarý görürüz; gereksinim duyulan teknoloji tanýmý ve satýn alabilme, kopyalama ve tekrarlar, yaratýcý kopyalama, tasarým yeteneði kazanma, teknolojiyi özümseme, teknoloji geliþtirme, teknoloji üretme, teknoloji satýþý.Tüm bunlarý da uygun bir zaman dilimine sýðdýrmak gerekir. Oysa, Türkiye'nin 1950'lerden sonraki tercihi teknolojiyi sürekli satýn almak ve dýþa baðýmlý olmak yönünde olmuþtur. Yani çevrimin ilk aþamasý. Hatta bu aþamada bile tam gereksinim duyulan teknolojinin belirlenmesinin bile doðru yapýldýðý tartýþýlmalýdýr. Özetle, anahtar teslim tesisler, makina alýmý gibi teknoloji transfer yöntemleri tercih edilmiþ, teknoloji geliþtirme süreçleri kýsaldýkça yani yeni makinalar piyasaya çýktýkça eskisi rekabet için yeterli olmamýþ, eskiler atýlarak büyük paralarla yeniler alýnmýþ ama kýsa bir süre sonra o da eskimiþ ve bu kýsýr döngü ve baðýmlýlýk artarak sürmüþtür. Oysa, geliþmiþ ülkelerle geri kalmýþ ülkeler arasýndaki temel farký iþte bu teknoloji transfer yöntemleri oluþturmaktadýr. Geliþmiþ ülkeler, Araþtýrma-Teknoloji Geliþtirme ve Yenilikçilik, üniversite-sanayi iþbirliði vb. yöntemlerle teknolojileri üreten, geri kalmýþ ülkeler ise onlarý yüksek bedellerle satýn alan ve baðýmlý olan ülkelerdir. Aslýnda geri kalmýþ ülkeler kendi Ar-Ge'sine kaynak ayýrmaz ama satýn aldýðý ürün/tesis içinde teknoloji geliþtirme payý fiyatýn çok büyük kýsmýný oluþturduðundan diðer ülke Ar-Ge çalýþmalarýný finanse eder. Bu baðýmlýlýk teknolojide giderek artan bilgi yoðunluðu ile doðru orantýlý olarak artmakta ve maliyet büyümektedir. Tek çýkar yol ise, bir yerlerden budöngüyü kýrmak ve ulusal Ar-Ge kaynaklarýný artýrmak,nasýl zamanla üretim kültürü edindiysek, Ar-Ge kültürünü de edinmektir. Türkiye, bu konuda önemli parametreler olan gerek ArGe'ye ayrýlan kaynak, gerek kaynaðýn üniversite ve sanayi arasýndaki kullaným oranlarý ve gerekse de araþtýrmacý sayýsý olarak çok gerilerde bulunmaktadýr. Bunlarý mutlaka uygun politika ve araçlarla tersine çevirmek zorundayýz. “Yabancý “Yabancý mühendis-mimarlara yeterli denetim ve tescil yapýlmadan çalýþma izni verilmesi düþünülmektedir ki, böylesi bir uygulama baþka hangi ülkede vardýr bilmiyorum.” Günümüzde verilen mühendislik ve mimarlýk eðitiminin eksikliklerinden veya iyi yönlerinden bahseder misiniz? Ülkemizde verilen eðitimle diðer bazý ülkelerde verilen eðitim arasýnda bir kýyaslama yapar mýsýnýz? Ülkemizde özellikle son zamanlarda altyapý, yeterli öðretim üyesi gerekleri dikkate alýnmadan çok sayýda üniversite kuruldu. Üniversitelerin çok büyük bölümünde de mühendislik-mimarlýk bölümü bulunmaktadýr. Bu nedenle, kimi üniversitelerimizden donanýmlý ve yurtiçinde de dýþýnda da tercih edilen mezunlar verilirken, bir çok üniversiteden mezun olan meslektaþlarýmýz iþsiz kalmaktadýr. Fýrsat eþitliði yoktur. Mühendislik disiplinleri arasýnda oran deðiþmekle birlikte mezunlarýn yarýsýndan çoðu iþsiz ya da alanlarý dýþýnda bir iþ yapmaktadýrlar. Karar vericiler, bu durumu iyileþtirici çözümler yerine daha da kötüleþtirici uygulamalar planlamaktadýrlar. Örneðin, yabancý mühendis-mimarlara yeterli denetim ve tescil yapýlmadan çalýþma izni verilmesi düþünülmektedir ki, böylesi bir uygulama baþka hangi ülkede vardýr bilmiyorum. Mühendisine, mimarýna bu kadar deðer veren zihniyetlerle ne bu alanda ne de yukarýda deðinilen sorunlara kalýcý ve geliþme saðlayýcý yönde çözüm bulmak olanaksýzdýr. Dünyada, mühendislik-mimarlýk eðitiminde, yukarýda bahsedilen bilginin artýþ hýzý ve çeþitliliðine baðlý www.gazete.itu.edu.tr olarak, yaþam boyu bir meslek yerine sürekli yenilenen beceri ve deðiþime paralel þekilde deðiþik iþlerde görev yapacak mühendislere öðrenmeyi öðrenme ve geliþmeleri takip ve yeni iþkimliði edinme gibi becerilerin kazandýrýlmasý gündemde ve Türkiye'nin de bu geliþmelerden olumlu ve olumsuz þekilde etkileneceðini düþünüyorum. “Mühendislerin merkezinde olduðu öyküler sadece teknik içerikleri ile deðil, bunun yanýnda saðladýklarý toplumsal ve tarihsel etkileri ile de deðerlendirilmelidir.” deðerlendirilmelidir.” Son olarak, bir mühendis kimliðiyle, mühendislik eðitimi almanýn birey açýsýndan yararlarýndan, birey üzerinde oluþturduðu etkilerden bahseder misiniz? Teknolojiyi en kýsa þekilde; bilimin özellikle endüstri veya ticari amaç için uygulanmasý olarak tanýmlayabiliriz. Bilim doðanýn nasýl iþlediðini anlamayla uðraþýrken, teknoloji insan yapýmý dünyayla uðraþýr yani doðayý dönüþtürebilmenin ve ona egemen olabilmenin bilgisidir. Ýngilizce "engineer" (mühendis) sözcüðünün kökeni de icat eden kiþi anlamýna gelen Latince "ingeniatorem" sözcüðüymüþ. Bu tanýmlardan da anlaþýlacaðý gibi teknoloji ile mühendislik hatta bazý sözlüklerde eþ anlamlandýrýlacak kadar iç içe girmiþ durumda. Mühendis teknolojiyi yani yaþamý biçimlendirmekte her zamankinden daha büyük toplumsal ve evrensel sorumluluk altýnda. Teknolojinin çok önemli deðiþiklikler geçirdiði bir gerçek. Bu deðiþim süreci ivmesel bir artýþ da göstermiþ. Bu deðiþimden, zaman kavramý da etkilenmiþ. Yaþanan deðiþikliklerin boyut ve etkilerinden pek çoðunun önceden tahmin edilemediði biliniyor. Gelecekte teknolojinin yaratacaðý deðiþiklikleri de þimdiden belki bir miktar tahmin edebiliyoruz ama tümüyle öngöremiyoruz. Teknolojideki geliþmeler sadece bizim yaþamýmýzý deðil, tükettiði kaynaklar, deðiþikliðe uðrattýðý yaþam tarzý, kültür ve deðerler gibi nedenlerle gelecek nesillere býrakacaðýmýz mirasý da etkiliyor. Bu sebeple teknolojiyi farklý boyutlarýyla kavramak daha da önem kazanýyor. Bu açýklamalardan þu sonucu çýkarabiliriz. Mühendislerin merkezinde olduðu öyküler sadece teknik içerikleri ile deðil, bunun yanýnda saðladýklarý toplumsal ve tarihsel etkileri ile de deðerlendirilmelidir. Çünkü, mühendisliðin tanýmýnda zaten, sanayi yaratarak, sanayinin koþullarýnda sürekli iyileþtirmeyi ve verimliliði artýrarak toplumsal deðiþim projelerinde aktif hatta öncü rol almak vardýr. Dünyada mühendislik programlarý tüm bu bakýþ açýlarýný içerecek þekilde giderek farklý bir boyut kazanýyor. Bizim de toplumsal bilinç ve sorumluluklarla mesleki öncelikleri belirlemek ve ülkemiz koþullarýnýn tüm olumsuzluk ve zorluklarýna raðmen yýlmadan mücadele etmek gibi bir sorumluluðumuz olduðunu düþünüyorum. Tabii ki gücümüz oranýnda. Bu mücadelede ülkemiz yararýna saðladýðýmýz her türlü deðiþiklik, baþkalarý tarafýndan farkedilmese ve takdir edilmese de, çok mutlu eden, mühendis-mimar kimliðimizden hoþnut kalmamýzý, onur duymamýzý saðlayan bir motivasyon içeriyor . Böylece, hem kendimizi daha iyi hissediyoruz, hem de çocuklarýmýza, toplumumuza karþý baþýmýz daha dik duruyor. Son olarak, bu kitaplarýn tanýtýmýný pek iyi yapamadýk. Öykülerini yollayarak bizle paylaþanlara, ya da kitaplarda yer verdiðimiz ama bugün artýk hayatta olmayan meslektaþlarýmýza karþý bu nedenle biraz mahcubuz. Tanýtýmda saðladýðýnýz destek nedeniyle teþekkür ederiz. Röportaj: Gülen Uncu 22 arýyorum kasým 2006 kulüpler ve kulüp etkinlikleri Yetkin Mühendisler MHK’den Çýkar Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü Ýstanbul Teknik Üniversitesi Ýnþaat Fakültesi'nde 1990 yýlýnda kurulmuþ bir öðrenci organizasyonu. ÝTÜ Ýnþaat Fakültesi Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü, mühendisliðe hazýrlýk eðitimi alan öðrencilerin meslek yaþamlarýna yönelik tecrübe kazanmasýný saðlamak, teorik ve pratik bilgi edinilmesi için aktiviteler düzenlemek, lisans öðrencisiyle üyesi olacaðý sektör arasýndaki iletiþimi hýzlandýrmak ve daha sosyal bir üniversite ortamý oluþmasýna katkýda bulunmak amacýyla kurulmuþ. Ýnþaat Fakültesi merkezli kulüp; Türkiye'nin lokomotif sektörü olan Ýnþaat sektörünün desteðinden ve gücünden faydalanarak öðrenci kulübü kavramýnýn önüne geçmiþ. Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü, ÝTÜ'lü olmanýn ayrýcalýðýný hissettirmek, öðrencilerin mühendisçe düþünmeyi ve yaþamayý benimsemesine yardýmcý olmak ve ÝTÜ'nün akademik ve sosyal kimliðini daha da güçlendirmek için çalýþýyor. Kulüp yaptýðý çalýþmalar sýrasýnda üniversitemizin akademik ve idari kadrosu ve özel sektörde faaliyet gösteren firmalarla da yakýn iliþkiler kurarak üyelerinin profesyonel yaþamý için çevre edinmesi saðlanýyor. Öðrenciyken aktif ve giriþimci olmanýn yolunu öðrenmek isteyen, profesyonel anlamda tüm özelliklerini ortaya çýkarmak isteyen herkes gibi MHK'de çalýþmýþ olan eski üyeler de, mezuniyet sonrasý ortaya koyduklarý farkla ve gösterdikleri baþarýlarla kulübün ismine yakýþýr bir þekilde görevini yaptýðýný gözler önüne seriyorlar. MHK, 1992 yýlýnda Uluslararasý Ýnþaat Mühendisliði Öðrencileri Birliði'ne (IACES) üye olmuþ. 1989 yýlýnda Delf'te kurulan IACES buradan sonra Reykjavik'ten Ýstanbul'a, Lizbon'dan Kiev'e Avrupa çapýnda 50 üniversitede aktif bir organizasyon haline gelmiþ. IACES tarafýndan her yýl kurslar, ACCESS, yurtdýþý stajlarý baþta olmak üzere çeþitli aktiviteler düzenlenmekte. Mühendisliðe Hazýrlýk Kulübü IACES'e üye olduktan sonra kulüp üyeleri Avrupa'nýn çeþitli kentlerinde düzenlenen aktivitelere katýlma imkaný bulmuþ. Bu suretle MHK üyeleri hem Avrupa'nýn çeþitli kentlerini bizzat görerek, buralarda düzenlenen kurslara katýlýp hayat tecrübesini arttýrmýþ, hem de Avrupa'nýn deðiþik üniversitelerinde okuyan yüzlerce öðrenciyle tanýþarak deðiþik kültürleri tanýma fýrsatý bulmuþlar. MHK 2000 yýlýnda ise Amerikan Ýnþaat Mühendisleri Birliðinin (ASCE) bir üyesi olarak (ASCE International Group) bir ilke imza atmýþ. MHK Türkiye'deki tek, Avrupa da ise altý uluslararasý öðrenci grubundan biri. 2004 GAP Teknik Gezisi, 2005 Karadeniz Teknik Gezisi ve 2006 Batý Anadolu Teknik gezisi ile 12.000 km yol alan MHK, bir kýsým þanslý öðrencimize tüm Türkiye'yi gezme imkanýný yarattý. Mayýs 2006'da "Ýnþaat Mühendisliði Seminerleri'06" ile büyük ilgi toplayan kulüp, Temmuz ayýnda Hollanda'nýn Delft þehrinde, Delft Teknik Üniversitesi'nde bir haftalýk IACES Exchange'inde ülkemizi ODTÜ ile birlikte temsil etti. Kulüp bu çalýþmalarýna dayanarak 2006-2007 öðretim yýlýna büyük hedeflerle giriyor. Çalýþmalarýnda etkin rol alan öðrenci sayýsýný arttýrmak amacýyla farklý "düzenleme komiteleri" oluþturan kulüp, tüm Ýnþaat Mühendisliði öðrencilerini bu yoðun tempoda birlikte çalýþmaya davet ediyor. Teknik Gezi '07 Düzenleme Komitesi, Ýnþaat Mühendisliði Seminerleri '07 Düzenleme Komitesi, IACES Exchange Ýstanbul '07 Düzenleme Komitesi ve Sosyal Etkinlikler Düzenleme Komitesi ile üyelerine kulübün organizasyonlarýný birlikte yapýlandýrma imkaný veriyor. Mühendisliðe hazýrlýk kulübü baþkan yardýmcýsý Burak Küçükkeleþ MHK'nýn bu yýl içerisindeki Seminer Ýçeriði Yurtdýþý Eðitim ve Staj Seminerleri Baþlýyor! Üniaktivite - Üniversite Kampüs Rehberi, Global Vizyon Yurtdýþý Eðitim Danýþmanlýðý, üniversite kulüpleri ve temsilcilerinin desteðiyle bu yýl ikincisi gerçekleþtirilecek olan "Yurtdýþý Eðitim ve Staj Seminerleri" Kasým 2006 - Nisan 2007 aylarý arasýnda Türkiye'nin 17 ilinde, 36 kampüse konuk olacak. Seminerlerde yurtdýþý eðitim, staj olanaklarý, sertifika programlarý ve daha bir çok yurtdýþý eðitim fýrsatý yer alacak. Yurtdýþý Eðitim ve Staj Seminerleri'nde aðýrlýklý olarak yurtdýþýnda yüksek lisans ve staj programlarýyla birlikte, aþaðýdaki konular yer alacaktýr: Dil Eðitimi Yaz Okullarý Kýsa Dönem Sertifika ve Diploma Programlarý Üniversite Transfer Programlarý Work & Travel Yurtdýþý Burs Olanaklarý Ayrýca seminerlere katýlanlar arasýndan kayýt yaptýranlara çekiliþle Uluslararasý Öðrenci Kartý (ISIC) verilecektir. www.gazete.itu.edu.tr çalýþmalarý hakkýnda bizleri bilgilendirdi: "Bu yýl içinde yapýlacak çalýþmalarýmýzý yaz aylarýnda yaptýðýmýz toplantýlarla planladýk, þimdi uygulamaya koymak için sabýrsýzlanýyoruz. Düzenli olarak 3-4 haftada bir kez, tecrübeli þantiyeci ve yöneticileri fakülte seminer salonumuza getirerek yaþadýklarýný bizimle paylaþmalarýný saðlayacaðýz. Yurtdýþýnda veya yurtiçinde çeþitli kurumlarca gerçekleþtirilen, çok eðlenceli, teknik beceriyi geliþtiren yarýþmalar var. Bu yarýþmalarý düzenleyerek üyelerimize "Ýnþaat Mühendisliði'nin Modellemesi" konusunda tecrübe kazandýrmayý hedefliyoruz. Bunun yaný sýra kýþ aylarýnda gerçekleþtirmeyi planladýðýmýz güzel bir çalýþma var; fakat þimdilik sürpriz olarak kalmasýný istiyoruz. Burada amaçladýðýmýz daha çok üye olmasý deðil; daha çok aktif üyenin kulübümüzde yer almasý, hem sosyal hem de teknik etkinliklerle, gerçek mühendisliðe, mühendisçe düþünebilmeye daha da yaklaþmak. Hatýrlatmak isterim ki bu dönem üyeliklerin yenilenmesi konusunda farklý bir yöntem uygulayacaðýz. Bu yüzden tüm öðrencilerimizin Þarýk Tara Öðrenci Sosyal Merkezindeki odamýza gelip yeni formlarý doldurmalarýný rica ediyoruz. Bu sayede bireysel eðilimlerine göre çalýþmalar yürütebilecekleri ortamlar oluþturmaya çalýþacaðýz. Ayrýca Autocad ve Sap2000 kurslarýmýz devam ediyor. Buna ilaveten internet sitemizi aktif bir þekilde kullanýlabilmesi için yeniledik, öðrencilerimiz tüm aktiviteleri buradan takip edebilirler (www.mhk.itu.edu.tr). Ayrýca 2007 Eylül ayýnda Almanya'nýn Darmstad Üniversitesi'nden öðretim üyeleri aðýrlýklý misafirlerimiz olacak, kendileri için bir program hazýrlýyoruz. Tüm etkinliklerimize öðrencilerimizi davet ediyoruz; sohbet etmek fikirlerini paylaþmalarý için odamýza bekliyoruz." Ufuk Çavuþ Seminer takvimini online olarak www.uniaktivite.net adresinden takip edebilirsiniz. Üniversitenizde Bu Semineri Düzenlemek Ýster misiniz? Siz de okulunuzda yurtdýþý eðitim ve staj seminerini düzenlemek, düzenlenecek seminerlere destek olmak veya topluluk olarak seminerlere katýlýp avantajlardan faydalanmak istiyorsanýz, hemen Üniaktivite ile iletiþime geçin! Telefon: (212) 241 43 71 Ýletiþim Formu: www.uniaktivite.net/iletisim arýyorum 23 kasým 2006 kulüpler ve kulüp etkinlikleri “Sadece mühendis olmayalým” Fotoðraf, Ufuk Çavuþ ÝTÜ Yatýrým Kulübü'nün kurucu üyelerinden Burcu Erþan ve Nazmi Cihan Okudur. Okudur. Eðitim aldýðýmýz alanlarýn ekonomik boyutlarýnýn önemini anlatýyorlar. Üniversiteden sadece "mühendis, mimar" olarak çýkýlmamasý gerektiðini, yatýrým kültürüne sahip olunmasýnýn önemli olduðunu söylüyorlar. Ýþletme Fakültesi öðrencileri olarak, þirket kurmanýn, marka oluþturmanýn ve yenilikçi fikir üretiminin önemine deðiniyorlar. Sadece bir dünya markasý çýkarmamýz durumunda bile kiþi baþýna düþen yýllýk gelirimizin artabileceðinden bahsediyorlar. Nitekim, farklý bir bakýþ açýsý sunuyorlar iþ yaþamýna atýlmakla ilgili. "ÝTÜ öðrencisi potansiyelini bilsin, sadece mühendis olarak çýkmasýn!" diye son noktayý koyuyorlar. Ýþte Yatýrým Kulübü... Yatýrým Kulübü'nün amacý nedir? Farklý projeleriniz mi var? Nazmi Cihan Okudur: Biz ilk organizasyonumuzu ÝMKB seminerleri olarak düþünüyoruz. Ama daha farklý düþüncelerimiz de var. Biz Yatýrým Kulübü'nde yenilikçi fikirlerin de yer almasýný istiyoruz. Ýlk önce öðrenciler ekonomi borsacýlýðý konusunda birþeyler öðrenip kendisini geliþtirecek. Sonrasýnda kendisini ifade edebilecekleri, fikirlerini sunabilecekleri, akademik olarak çalýþmalarýný yansýtabilecekleri bir ortam sunmaya, þirket kurma konusunda ve diðer konularda olsun yardýmcý olmaya çalýþacaðýz. Hukuksal olarak da izlenmesi gereken prosedürler var. Yatýrýmýn en önemli konusu ekonomi. 3 saatlik ekonomi dersimiz var fakat yeterli olmuyor. Biz bunu biraz daha geniþletmek istiyoruz. N: Þirket kurma sürecinde üç aþama var. Fikir, proje, ürün aþamalarý. Fikir; araþtýrarak, hangi konuda yeterli bilgi sahibiyim, piyasada nerede açýk var, hangi konuda iddaalýyým diyerek olacak. Daha sonra bu fiki iþ planý ve birikimiyle proje yürütme aþamasýna gireceksin, maliyet çýkaracaksýn, fabrika ya da iþletmeyi kuracaðýn yerde projeye çevireceksin. En son ürün vermeye baþlayacaksýn, pazara çýkacaksýn, ürün satacaksýn. Þirket kurmadaki eylemler bunlar. Öðrencilere vereceðimiz seminerler ve daha sonra internet üzerinden sunacaðýmýz yatýrým oyunu (sanal borsa oyunu), þirketleri takip etmek açýsýndan, borsa konusunda bilgileri olmasý açýsýndan faydalý olacak. Yatýrým Kulübü deyince bir öðrencinin aklýna ilk olarak ne gelmeli? Neden bu kulübe girmeliler? Burcu Erþan: ÝTÜ mezunlarý altý ila yedi yýlda kendi þirketlerini kuruyorlar. ÝTÜ Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinden biri. Burcu Erþan, Ýþletme Türkiye'nin ekonomisi belli. Türkiye'nin Mühendisliði 2. sýnýf öðrencisi kalkýnabilmesi için bizim yatýrým yapmamýz gerekiyor. Üniversiteden mezun olan öðrenciler, özellikle ÝTÜ mezunlarý, teknik olarak her türlü bilgiye sahip oluyorlar fakat ekonomi bilgileri yeterli düzeyde olmadýðý için bazý düþüncelerini veya hayallerini hayata geçiremiyorlar ya da çok uzun yýllar uðraþýyorlar bunlar için. Biz bu zaman kaybýný azaltmaya çalýþýyoruz ve daha saðlam bir altyapý ile, daha baþarýlý iþler yapabileceklerini söylüyoruz. N: "Ben elektronik mühendisiyim, elektronik mühendislerinin yaptýðý iþi yapýyým, baþka bir alanda çalýþmayayým." Yaklaþýmýnda olmamamýz gerekiyor. ÝTÜ'de okuyoruz ve bunun deðerini bilmeli ayný zamanda farklýlýðýnýda yansýtmalýyýz. Farkýmýzý ortaya koymalýyýz. Kurulan þirketin baþarýlý olmasýnda neler önemli? birkaç ipucu verebilir misiniz? B: Bir þirketin kuruluþ aþamasýnda, mühendis mimar ya da herhangi bir insanýn yatýrýmýn genel anlamda ne olduðunu bilmesi gerekiyor. Çoðunlukla þirket kurulduðunda "Maliyeti kurtarýyor muyum?" diye bakýlýyor fakat fýrsat maliyeti denen birþey var, bu bilinmiyor. Nazmi Cihan Okudur, Endüstri Mühendisliði 2. sýnýf öðrencisi Þirket kurmak istemeyenler kulüpten faydalanabilir mi? B: Elbette. Þirket kurmayabilir ama þirketin nasýl kurulduðunu bilir. Kulübe þirket kurmak isteyenler katýlsýn da demiyoruz. Öðrencilerin sadece aldýðý teknik bilgi ile kalmamasýný, buraya gelip yatýrým kýsmýný da görmelerini istiyoruz. Aslýnda geleceðe yatýrým yapacaklarýnýn farkýnda olmalarýný istiyoruz. Türkiye'nin bu tür þirketlerde yeterli olmadýðýný mý düþünüyorsunuz ki þirket kurmaya teþvik ediyorsunuz? N: Uluslarasý alanda markamýz olmasý lazým. Finlandiya'yý örnek vermek gerekirse, Nokia'nýn piyasaya girmesi ile kiþi baþý yýllýk gelir 4 katýna çýktý. Tek bir firma ile bu gerçekleþti. Bu tarz bir markaya ihtiyacýmýz var. Markalaþma bir anda olacak birþey deðil elbette. Markalaþma olmasý için yenilikçi fikir üretmemiz, yeni fikirlere açýk olmamýz, kültür sahibi olmamýz lazým. Düþünce yapýmýzýn deðiþmesi, ciddi bir düþünce devrimi olmasý lazým aslýnda. Bizim düþündüðümüz eðitimler de insanlarýn kafasýndaki düþünce duvarlarýný yýkmak amaçlý. B: Kendisi kalkýnamayýp dýþarýdan yatýrým kabul eden ülkeler ekonomik olarak www.gazete.itu.edu.tr zayýftýr. Kendimiz ihtisas saðlayamadýðýmýz için biz de ekonomik olarak zayýfýz. Biz de yurtdýþýna yatýrým yapýyoruz. Fakat Türkiye'de çok fazla dýþ sermaye yatýrýmý var. Bu kendi kendimize kalkýnamadýðýmýz ve kendi iþ gücümüzü belirleyemediðimizi gösteriyor. Bizim kendi ülkemize yatýrým yapmamýz gerekiyor. Herhangi bir alýþveriþte markalarý kontrol ederiz ve mesela Alman malýysa alýrýz, "Almanlar kaliteli mal yapar." diyerek. Böyle bir marka olmamýz lazým. Peki öðrencilerin size nasýl ulaþmasýný bekliyorsunuz? Öðrenci size geldiðinde ne bulabilir? N: Daha önce söylediðimiz gibi seminerlerimiz olacak. Biz bir öðrenci kulübüyüz, yapabileceðimiz þeyler belli. En önemlisi öðrencinin kiþisel geliþimine katkýda bulunuyoruz. Bir sosyal ortam oluþuyor. Organizasyonlar, seminerler, bir öðrencinin fikri olmasa bile en azýndan faydalanacaðý þeyler. Seminerler vasýtasý ile kiþi kendisine biþeyler katabilir, sonra zaten bir fikri oluþacaktýr, o fikri nasýl hayata geçireceðini de öðrenecektir. B: Bizim yaptýðýmýz seminerlerin isimlerini duyduklarýnda, ön bilgi gerektiðini düþünebilirler. Fakat bizim seminerlerimizde herþey sýfýrdan anlatýlacak ve en ufak gereksinimlerinde biz ve hocalarýmýz yardýmcý olacaðýz. Peki önümüzdeki günlerde yapmayý planladýðýnýz önemli projeler neler? B: ÝMKB seminerlerimizi yapýyoruz. ÝMKB uzmanlarý geliyorlar. Avrupa Birliði Merkezi'nden katýlacak konuþmacýlarla Avrupa'da yatýrým ve serbest piyasa üzerine konferanslar gerçekleþtireceðiz. Biz teorik bilginin yanýsýra, birþeyler öðrenen arkadaþlarýmýzýn pratiðe dökmeleri içinde çalýþmalar yapmayý düþünüyoruz. Daha önce bahsettiðimiz online borsa oyunu, sanal bir ortamda da olsa hayata öðrendikerini uygulayabilecekleri bir ortam yaratacak. Neler yapabildiklerini, nerelerde eksik kaldýklarýný görebilsinler istiyoruz. Son söz? B ve N: ÝTÜ öðrencisi potansiyelinin farkýna varmalý diyoruz ve sadece mühendis olarak iþ hayatýnda baþarýlý olunamayacaðýný düþünüyoruz. Röportaj, Fatih Avcý 24 arýyorum kasým 2006 eðitim EÐÝTÝM MÝSYONU OLAN TEK PROGRAM KAMPÜS YOLU Geçtiðimiz yýl TV8 ekranlarýnda bir eðitim programý baþlamýþtý. “Kampüs Yolu” adýyla baþlayan programý bir eðitim programýydý. Üniversitelere gidiyorlar, tanýtýyorlar diye düþünüyorduk. Fakat programý seyredenler farketmiþtir ki diðer eðitim programlarýndan çok daha farklý konulara deðiniyorlardý. 13 devlet üniversitesini dolaþtýlar. Üniversiteleri gezerek öðrencilerle eðitim üzerine sohbet ettiler. Okulu tanýtýrlarken özellikle sosyal olaylara dikkat çektiler. Sunucularýn sempatik tavýrlarý da ayrý bir tat kattý programa. Eðitim gönüllüsü Þifo Mehmet de destek oldu, her üniversiteye beraber gittiler. Sýnav Dergisi ve Stork’s’un sponsorluðunda, gittikleri üniversitelerdeki kaynaða ihtiyaç duyulan öðrenci projelerine toplam 60 bin YTL destek oldular. Bugüne kadar yapýlmayan birþeydi bu. Birçok açýdan farklýlar. Gençler, genç düþünüyorlar, gençliðin sorunlarýna çözüm arýyorlar. PH Yapým ve Ýletiþim tarafýndan hazýrlanan “Kampüs Yolu” programýnýn ekibiyle konuþtuk. ÝTÜ’ye geldiklerinde tanýþmýþtýk. Sýcacýk tavýrlarý, dostcanlýlýklarý mestetmiþti bizi. Üstelik geldiklerinde destek olacaklarý proje olarak, geçtiðimiz yýl baþlattýðýmýz ve Türkiye’de ilk olan “Gazete Arabasý Projesi”ni seçmiþlerdi. Gümüþsuyu’ndaki samimi ofislerinde, program sunucularý Özge Özgen ve Ozan Konak ’la Kampüs Yolu, üniversite ve gençlik üzerine konuþtuk. Nasýl baþladýnýz bu programa? Program kurgusunu nasýl yaptýnýz? Ozan Konak: PH Yapým ve Ýletiþim'ýn sahiplerinden bir tanesi yýllarca eðitim sektöründe çalýþmýþ. Hep böyle bir hayali vardý. Birlikte oturup þekillendirdik. Daha sonra sponsorluk arayýþýna baþladýk. Birçok kanalla görüþtük ve TV8'i, hedef kitlemize çok uygun olduðu için tercih ettik. Projeyi duyunca çok heyecanlandýlar. Sponsorumuzu temsilen de Þifo Mehmet bize dahil oldu. Programa baþlarken korktuðunuz, "acaba baþarýzý olur muyuz?" dediðiniz durumlar oldu mu? Özen Özgen: Bir yapým þirketi eðitimle ilgili program yapacaðý zaman çok düþünür. Çünkü yapým þirketi ticari yönden de bakar iþe. Ama bu o þekilde yapýlan bir iþ deðil. Tamamiyle Türkiye'de bir eðitim programýna ihtiyaç olunduðu için böyle bir ilki yapalým diye kalkýþtýk. Biz biliyorduk bundan bir kazancýmýz olmayacaðýný. Olmasýn da dedik. Sadece bir ilk yapýlsýn, bunun devamý gelsin diye düþündük. Bizim hedefimiz buydu ve hedefimize ulaþtýk. Ancak baþka bir yapým þirketi olsaydý kaygýlarý fazla olabilirdi ve böyle bir projenin altýna elini koymayabilirdi. Eðitime bakýþýnýz nedir? Türkiye'deki eðitim sistemini nerede görüyorsunuz? O. K. : Eðitime büyük önem veriyoruz. Bunu severek yaptýk. Birçok þeyden ödün vererek bu iþe giriþtik. Ama eðitim çok önemli. Benim korkum vardý, arkamýzdan çok kötü bir gençlik geliyor diye. Fakat üniversiteleri gezdiðimizde bu korkumun yersiz olduðunu gördüm. Çok iyi beyinler yetiþiyor. Aile baskýsýyla da karþýlaþýyor bir çoðu. Aileler popüler üniversiteleri ve bölümlere yönlendiriyor öðrencileri, ilgilerine göre deðil. Ö. Ö. : Biz de üniversite sýnavýna hazýrlanýrken, tercih yaparken çok zorluk çektik. Bu zorluklarýn baþýnda da okullarý tanýmýyor olmamýz geliyordu. Okullarý teker teker dolaþmamýz, konuþmamýz, görmemiz gerekiyordu. Bu yüzden de Kampüs Yolu'nun bu zorlukta bir ýþýk açtýðýný düþünüyorum. En önemlilerinden biri de biz okullarda, öðrencilerin neden o okullarý seçtiklerini sorduk. Bunu yapmamýzdaki amaç da þuydu: Acaba eðitim sistemi ile ilgili gerçekten ciddi bir problem var mý? Öðrencilerin çoðu "çünkü puaným buraya yetti" diyor. Birçok öðrencinin bölüm deðil, okul tercih ettiðini gördük. Ailenin etkisi büyük. Özellikle sýnav sisteminin kesinlikle kalkmasý gerektiðini düþünüyoruz. Benim hiç anlamadýðým þeylerden biri de Amerikan özentiliði. Onlarýn markalarý, yaþam þekilleri, konuþma þekilleri gençlerimize bulaþýyor. www.gazete.itu.edu.tr Biz hep böyle insanlarla karþýlaþacaðýmýzý düþündük ama üniversitedekilerin çoðu aklý baþýnda çocuklardý. Beklentilerinizle gördükleriniz farklýydý. Peki sizi en çok þaþýrtan neler oldu? Mesela Ýstanbul'daki bir üniversiteyle Akdeniz'deki arasýnda uçuk farklarla karþýlaþtýnýz mý? Ö. Ö. : Bence eðitim sistemi olarak hiç fark yok. Anadolu’daki üniversitelerde yaptýðýmýz röportajlarda, öðrencilerden sýkca þunlarý duyduk: "insanlar isme takýlýyor, oysa ki bu okul onlardan çok daha iyi." Küçük beldelerde yaþayan çocuklar ünversitede büyük þehirde olmanýn daha avantajlý olduðunu düþünüyorlar ama alakasý yok. Eskiþehir Anadolu Üniversitesi'nde aðzýmýz açýk kaldý. Peki üniversitelerin olanaklarý ile ilgili ne düþünüyorsunuz? Ö. Ö. : Mesela Anadolu Üniversitesi'nin Ýletiþim Fakültesi'nin iyi olduðunu biliyorduk giderken ama bu kadar imkan sunulduðunu tahmin bile edemezdik. Ö. K. : Her girdiðimiz yerde gerçekten aðzýmýz açýk kaldý. Mezunlar hakikaten iþsiz kalmýyorlar. Pratik olarak üst düzeyde eðitim veriyorlar. Ö. Ö. : Rektörün söylediði birþey vardý, "bu okuldan mezun olanlar buradan ayrýlamazlar" diye. Gerçekten de mezunlar okullarýnda kalýyor genelde. Hem araþtýrmalarýný yapýyorlar, hem çalýþýyorlar, hem okuyorlar. Samsun 19 Mayýs Üniversitesi'nin Týp Fakültesi de çok iyi. Çok iyi olanaklar var orada da. Hikayelerle eðitim veriyorlar. Anlatýlan bir hikayeye göre hastaya taný koymaya çalýþýyorlar. Sizce üniversiteler "Ýþ ve Ýþçi Bulma Kurumu" olarak mý düþünülmeli? Üniversiteyi nasýl deðerlendirmeli? Ö. Ö. : Bizim programýn da yaptýðý hem sosyal hem akademik açýdan okulu anlatmak. Bazý aileler sosyalliðe bakmaz, okulun popülerliðine bakar. Bazý aileler de sadece sosyalliðe önem veriyor. Bugüne kadar gezdiðimiz bütün üniversitelerde öðrenciler gayet sosyaldi. O açýdan ünversiteler ataða geçmiþ. Bir çok kulüp var her üniversitede, çokça etkinliðe katýldýk. Sosyallik olmadan iþ yaþamýnda da baþarýlý olunamaz bence. Bu yüzden programda buna da çok önem verdik, teþvik etmeye gayret ettik. Sosyal yaþam üniversitelerin vazgeçilmez parçasý olmalý yani? Ö. Ö. : Kesinlikle öyle olmalý. Çünkü farklý pencerelerden bakmayý saðlýyor soyal yaþam. Ve bana göre sosyal öðrenciler iþ yaþamýnda daha çok baþarýlý olacaklar. arýyorum 25 kasým 2006 eðitim olsa katký saðlamaya çalýþtýk. Formatý da oturttuk. Kafamýzda kurgusunu da yaptýk. Eðitim programý yaptýk ama, düþünüyoruz, gençler bunu nasýl daha benimseyebilirler? Özen'le Ozan gibi iki karakter oluþturuldu. Özen daha çalýþkan, daha atik bir karakter oldu, Ozan daha üþengeç, geç kalan bir karakter... Mesela çýkarttýðýnýz gazete. Çok ciddi bir þey yapýyorsunuz. Bir taraftan sponsor arýyorsunuz, bir taraftan dizaynýný yapýyorsunuz falan... Okullara bütçe verilmeli bu tür çalýþmalar için. O. K. : Ayný zamanda derslerden bazen uzaklaþýp daha iyi verim alabilmek için de gerekli. Sürekli ders çalýþmak olmaz. Tekrar programa dönersek, belki de ilk kez yapýlan, öðrenci projelerine destek verilmesi konusu var. Gittiðiniz her üniversitede ihtiyacý olan kulüplere, belirli oranlarda maddi destek saðladýnýz. Bu önemli birþey. Türk öðrencisinin proje üretme kapasiteleri bence çok yüksek. Yeterki destek bulabilsinler. Bu destek arayýþýnda ilk adým attýrmak son derece anlamlý. Yapýlan her proje baþka projelerin oluþmasý için etkin bir kývýlcým yaratýyor. Bu açýdan programýnýzýn çok önemli bir sosyal sorumluluðu yerine getirdiðini düþünüyorum. Programý yapmaya baþladýðýnýzda, genel olarak ilk tepkiler neydi? Ö. Ö. : Açýkçasý olumsuz tepkiler almadýk. Eðitim programlarý birçok kanallarda da yapýlýyor. Ama bizim farkýmýz misyonumuzun olmasýydý. Biz o öðrencilerin yanýnda birilerinin olduðunu hissettirmek için oradaydýk ve üniversite hayatýnýn ne kadar önemli olduðunu anlatmak ve ÖSS sýnavýna giren arkadaþlarýn sýkýntýlarýna bir nebze de Bunlar kurgu muydu? Ö. Ö. : Tabii ki ama normalde de böyle. Doðaçlama yapýyoruz. Benzer karakterler olmasaydý yapamazdýk bunu da. Özen fakülteye girdiðinde daha farklý konulara ilgiyi yönlendiriyor, Ozan daha baþka konuya. Okuldan bir öðrenci gibiydik. Kameralar olmadýðýnda öðrenci zannediyorlar bizi. Bence çok baþarýlý oldu. Düþünüyorum da araba daðýtan, ev daðýtan programlar var. Keþke bu programlar eðitime de destek olsa. Ama sizin attýðýnýz ilk adýmýn daha da geniþleyeceðini düþünüyorum. O. K. : Gerçekten bir cesaret örneði aslýnda. Yüzümüz de kara çýkmadý. Hem þýk bir program oldu, hem de hedef kitleye ulaþabildik. Ö. Ö. : Ülkemizde herkes ahkam keser, eðitim nereye gidiyor, müzik nereye gidiyor falan. Ama ne yazýk ki iyi eðitim programý yapan adamlarýn arkasýnda duran da yok. Ancak ekip buna inanacak, idealist olacak... Biz öyle bir ekiptik. Peki ileriye dönük projeleriniz var mý bu konuyla ilgili? Ö. Ö. : Kampüs Yolu devam edecek. Onun dýþýnda PH Yapým ve Ýletiþim'in projelendirdiði iþler var, onlar üzerine çalýþýyoruz. Program size ne kattý? Ö. Ö. : Çok heyecanlandýk. Farklý bir bakýþ açýsý kattý. En önemlisi bu bence. Ýl il dolaþtýk. Büyük ilgiyle karþýlandýk. Bir de Türk insanýnýn, farklý takýmlardan olan insanlarýn Þifo Mehmet'i bu kadar sevdiðini düþünemezdim. Çok büyük bir ilgi vardý Mehmet Bey'e de. Eðitim gönüllümüz, yardým meleðimiz Þifo Mehmet. Jubilesinden kalan paranýn tamamýný Eðitim Gönüllüleri'ne baðýþlayan tek sporcudur Þifo Mehmet. Bu açýdan aramýzda olmasý ayrýca bir gurur bizim için. PH Yapým ve Ýletiþim olarak bu iþe imza atmaktan, böyle bir ekiple çalýþmaktan çok gururluyum... O. K. : O kadar üniversiteyi tanýdýktan, insanlara "Bakýn burada neler var." Dedikten sonra yaptýðnýz iþin önemini anlýyorsunuz. Ben de acayip gurur duyuyorum bununla. Söyleþi Fatih Avcý, Söyleþi Fotoðraflarý Ufuk Sevim Mehmet Özdilek (Þifo Mehmet): “Ayakta “Ayakta kaldýðým sürece eðitime destek olacaðým” Kampüs Yolu'ndaki maceranýzý nasýl özetlersiniz? Harikaydý bana göre. Ben þunu söyleyeyim, Türkiye'de 12 üniversiteye gittik. Daha önce de çok kez Anadolu'ya gittim meslek gereði. Bu sefer gittiðimde hem kenti gezdik, hem üniversiteleri gezdik, bana çok katkýsý oldu. Bundan önce fazla bilgim yoktu açýkçasý. Bu programýn amacý da oydu zaten. Üniversiteye hazýrlanan gençlere fikir vermek. Üniversite tercihlerinde alternatifler sunmak. Bu açýdan bu program baþarýlý oldu diye düþünüyorum. Sizin eðitime verdiðiniz destekleri biliyoruz. Eðitime ilginiz neden? Eðitime bakýþ açýnýz nedir? Türkiye'deki eðitimle ilgili bütün bireylerin bir fikri var. Ortak fikir de eðitimde eksiklik olduðu. Eðitimle ilgili verdiðim kararlarýn ana temeli de lise yýllarýma dayanýyor. Lisede tercih yapmam gerekiyordu, ya futbol ya üniversite. Futbolu tercih ettim ama üniversite içimde ukte olarak kaldý. Dolayýsýyla daha sonraki yaþamýmda, belki de mevkiimden dolayý birþeyler yapmak gerektiðine inandým. Profesyonel yaþamýmda maddi ve manevi birçok eðitim projesinin içinde oldum. Eðitim Gönüllüleri ile ortaklaþa bir Jubile projesi de büyük bir eðitim projesiydi ve Türkiye'de ses getirdiðine inanýyorum. Dolayýsyla bu misyon bizle bütünleþti. Bu bütünleþme de ben ayakta olduðum sürece devam edecek. Bu proje tabii Eðitim Gönüllüleri'nden daha farklý, üniversite gençliðine hitap ediyor. Peki beklentiniz dýþýnda bir olay gerçekleþti mi? Þöyle olmalý dediðiniz bir durum oldu mu? Üniversite eðitimi ile ilgili hemfikir olunan konular var. Bence büyük kuruluþlarýn gençlerin ortaya koyduðu projelerde daha aktif rol almasý gerekiyor. Proje yapan öðrencilerin ortak sýkýntýsý buydu. Bir de eðitim konusu bir seferberliktir. Üç beþ kiþinin deðil, herkesin sahip çýkmasý gereken bir konudur. Yönetmen Hülya Sepken: Sepken “Ýlkokullar için yeni projelerimiz var” Eðitime büyük önem veriyoruz. Ýlkokullarla ilgili projelerimiz de var. Bu konuda üniversite öðrencileri arasýnda bir koordinasyon oluþturmayý planlýyoruz. Kitap toplama kampanyasý olabilir. Bilgisayar kampanyasý olabilir vs. Üniversite öðrencilerini bu eðitim projelerine sokmayý planlýyoruz. Biz, PH Yapým ve Ýletiþim olarak, hiçbir gelirimizin olmadýðý ve olamayacaðý eðitim konusunda ýsrar edeceðiz. Batsak da devam edeceðiz. Ýnþallah ileride daha baþka projelerde buluþabiliriz sizinle de. Ýletiþim Koordinatörü Sevilay Kunt: Kunt “Hala arayýp okullara çaðýrýyorlar” Kampüs Yolu ekibi ve Þifo Mehmet, ÝTÜ gezisinde gazetemizin baþlatmýþ olduðu “Gazete Arabasý Projesi”ne ilk desteði verdi Kampüs Yolu ekibi, ÝTÜ Gölet Yurtlarý’ndaki çekimde... www.gazete.itu.edu.tr Üniversitelerden güzel tepkiler aldýk. Hala arayýp üniversitelerine çaðýrýyorlar. Çok güzel iþ yaptýðýmýzý düþünüyorum ve çok mutluyum. Eðitim çok önemli ve çok hassas bir konu. Keþke daha çok kanal buna destek olabilse. Devlet üniversitelerine gidiyoruz, destek oluyoruz. Ama basýn yayýndan da tanýtýmla ilgili önemli destek aldýk. Yerel gazeteler çok ilgi gösterdiler. 26 arýyorum kasým 2006 fotoðraf “KAMPÜS” Ýstanbul Teknik Üniversitesi Fotoðraf Kulübü, Kültür ve Sanat Birliði çatýsý altýnda yaklaþýk 15 senedir faaliyet göstermektedir. Bizler, fotoðraf kulübü üyeleri olarak, fotoðrafý hayata dair bir anlatým aracý olarak görmekte ve fotoðrafýn emek isteyen bir uðraþ olmasý bilinciyle çeþitli projeler üretip bunlarý paylaþýma sunmak için çabalamaktayýz. ÝTÜ Fotoðraf Kulübü olarak hayatýmýzýn büyük bir kýsmýný geçirdiðimiz ve bir parçasý olduðumuz kampüslerimizin görsel bir belgeselini yapmak için çýktýðýmýz bu yolda, karar aþamasýnda öngördüklerimizden çok daha farklý bir zorlukla karþýlaþtýk. Yoðun üniversite temposu, giderek alýþtýðýmýz ve ister istemez bize sýradan gelen kampüsler, iki poðaça ve bir çay kahvaltýlar, not daðýlýmlarý üzerine kurulu sohbetler… Ýþte bu alýþýlmýþlýklar çoðu zaman kampüs yaþamýna farklý bir yerden; yani vizörden bakmayý zorlaþtýrdý. Ancak zamanla kampüs yaþamýný bize tekdüzeymiþ gibi gösteren bu durumdan yine vizörün o sýnýrlý ama bir o kadar da sýnýrsýz aralýðýndan baktýkça uzaklaþtýk. Kadraja sýðdýrdýklarýmýz ve sýðdýramadýklarýmýz bize kampüslerin unutmaya baþladýðýmýz farklý tatlarýný ve dokularýný yeniden yaþattý. Bizler, bu sergimizle*, Ýstanbul Teknik Üniversitesi'nin kampüslerindeki yaþamý fotoðraf ile birleþtirerek gelecek için bugünlere dair farklý hikayeler býrakmayý ummaktayýz. ...................... *ÝTÜ Fotoðraf Kulübü’nün 41 fotoðrafýndan oluþan sergisi, Kültür ve Sanat Birliði binasýnda sergilenmektedir. ÝTÜ Mimarlýk Fakültesi, Taþkýþla www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 27 kasým 2006 fotoðraf ÝTÜ 75. Yýl Öðrenci Sosyal Merkezi, Ayazaða ÝTÜ Vadi Yurtlarý, Ay a z a ð a www.gazete.itu.edu.tr 28 arýyorum kasým 2006 müzik Anathema’dan Anathema ÝTÜ’ye Özel... Aslýnda onlarýn bu sene de geleceðini duyduðunda pek þaþýrmamýþtý hiç kimse, asýl gelmeselerdi "ne oldu acaba" diye düþünecektik. Küçük çaplý bir Türkiye turnesine çýkmalarý da o kadar enterasan deðildi, nasýlsa onlar her konserlerinde bize olan sevgilerini dile getiriyorlardý ve biz onlara inanýrdýk. Biz onlara inanýrdýk, çünkü onlar yýllardan beri bizi en iyi anlayan ve en iyi anlatanlardan olmuþlardý. Hani bazen insanlarýn özel zamanlarý olur ve o zaman çok da fazla nefes istemez kiþi yanýnda, iþte o zamanlarda belki bir kaðýt kalem alýrýz yanýmýza ve onlarý da davet ederiz hissettiklerimizi paylaþmaya. Paylaþmaya; aþkýmýzý, acýmýzý, umudumuzu, umutsuzluðumuzu... Ya da bazen dalar gideriz, onlarýn müzikleri kulaklarda. Onlarýn müzikleri, aslýnda kalplerde. Anathema... Fazla söze gerek yok, pek çok kiþi için artýk efsane statüsüne yerleþmiþ bu grubun Turkiye'ye geleceðini duyduðumda þaþýrmamýþtým evet, ancak ne yalan söyleyeyim, ropörtaj teklifimi kabul ettiklerini duyunca þaþkýnlýðýmdan ve sevincimden Maslak'ýn ortasýnda havalara uçmuþtum. Ýstanbul konserlerinden bir önceki gün, 24 Mayýs akþamý, Host Productions'ýn da katkýlarýyla Anathema ile Taksim'de buluþtuk ve gece yarýsýna kadar çok keyifli, unutulmayacak bir sohbet gerçekleþtirdik. Hep beraber þarký söyledik, gevezelik ettik, hatta ayný bardaktan bira bile içtik. Ropörtajýn çoðunu grubun basçýsý Jamie ile gerçekleþtirmiþ olsak da, geceyi tüm grup üyelerinden bizlere özel bir mesajla bitirdik. Öncelikle Türkiye'ye yeniden hoþgeldiniz. Sizleri burada görmeye alýþtýk, sizi Türkiye'ye baðlayan özel bir sebep var mý? Bizimle Türkiye arasýndaki özel iliþkinin sebebi insanlar. Ne ülke, ne þehirler, ne iklim... Hiç bir þey bu baðýn sebebi deðil, aramýzdaki bu iliþkinin sebebi sadece insanlar. Sizler, en iyi dinleyici kitlemizden birisiniz ve biz de yeniden burada olmaktan dolayý çok mutluyuz. Bu sene daha önceki yýllara göre daha fazla þehir gezeceksiniz, aslýnda bununla ilgili geçen sene bir þeyler söylediðinizi hatýrlýyorum. Her yýl daha çok yerde çýkýyorsunuz Türkiye'de... Aslýnda biz buraya gelmeden on günlük bir Türkiye turnesi konuþuluyordu fakat olmadý, ancak belki de bir sonraki kaydýmýzdan sonra bunu gerçekleþtirebiliriz. Bildiðiniz gibi bir þeyler ayarlamasý gerçekten zor oluyor; Ýstanbul, Ankara ve Eskiþehir için her þey tamam fakat daha doðudaki yerlerde Anathema çalacak bir yerler bulmak daha zor. Doðudaki þehirlerde kaç kiþinin Anathema dinleyeceðinden emin deðiliz, ama açýkçasý biz grup olarak her zaman her yerde çalmaya açýðýz. Geçen yýl Harbiye Açýk Hava Tiyatrosu'nda gerçekleþen konserden konuþalým: Bence çok duygusal bir konserdi, atmosfer de Anathema dinlemek için çok uygundu ve tahmin ediyorum ki çalmak için de çok uygun olmuþtur. Aslýnda bu konserin kaydedilip DVD olarak yayýnlanacaðý þeklinde dedikodular da vardý ancak biz DVD'yi göremedik. Ýþin gerçeði neydi? Evet evet.. Bize "kaydedebilir miyiz" diye sordular, biz de "tabii ki kaydedebilirsiniz fakat biz kayýt haklarýný istiyoruz ve çekimi bize yollarsanýz DVD olarak www.gazete.itu.edu.tr kullanabiliriz" dedik, anlaþma buydu. Ancak biz yapýmcý firmadan çekimi bir türlü alamadýk. E-postalar attýk, telefonlar ettik fakat bir türlü çekimi alamadýk. Bu çekimi Türkiye'de korsan biçimde yayýnladýlar mý? Herhangi bir resmi olmayan DVD, bir Türk firmasý tarafýndan yayýnlandý mý? Hayýr, biz de DVD’nin çýkmýþ olabileceðini düþünüp aradýk fakat bir türlü bulamadýk. Peki o zaman bu çekim nereye gitti, biz de onu görmek istiyoruz çünkü mükemmel bir konser olmuþtu, harika bir geceydi. Ama artýk DVD için çok geç... Biliyorum, bu utanç verici bir durum ve çok üzgünüz fakat gerçekten bizim hatamýz yok. Kýsa kesmek gerekirse, bizim þu an bir Ýstanbul DVD'miz olmamasýnýn sebebi þirketlerin olayý berbat etmesidir; fakat eninde sonuda yeni bir DVD'miz olacak ve belki de bir sonraki canlý performans DVD'miz Türkiye'de kaydedilir. Ancak bunlar bizi aþan konular, bizim için en önemli þey yeni müziðimize konsantre olabilmek. Yeni müzikle ilgili kesinlikle konuþmalýyýz. Web sayfanýzda "everything" isimli yeni bir þarký var ve görünen o ki yapýmcý þirketle anlaþmanýzý iptal etmiþsiniz, "bu þarkýyý isterseniz bilgisayarýnýza ücretsiz olarak indirebilirsiniz ve dileyen maddi olarak da katkýda bulunabilir" demiþsiniz. Bu yeni bir þey, bunun hikayesi nedir ve ileride neler olacak? Dinleyicilerimizden "Sizi dinlemek istiyoruz ama kredi kartýmýz yok, paramýz yok, satýn almak istiyorum fakat nasýl yapayým?" þeklinde pek çok geri bildirim aldýk. Daha sonra þarkýyý paypal üzerinden satýn alýnabilecek þekilde yayýnladýk fakat bu sefer de "Dinlemek istiyorum ama paypal hesabým yok." þeklinde mesajlar gelmeye arýyorum 29 kasým 2006 müzik KENTTE M K E N T T EZ M iK baþladý. Biz de sonunda dedik ki, "Bakýn, iþte ücretsiz, eðer paypal ile katkýda bulunmak istiyorsanýz yapabilirsiniz." Ve bu çok olumlu bir þarký ve çok olumlu bir mesaj bizden dinleyicilerimize, "Bakýn buradayýz." der gibi. Bunu yaptýk ve tüm bu "Þarký baþýna 99 cent" gibi saçmalýklarý da boþverin dedik. Konser: Bengi Baðlama Üçlüsü Tarih/Saat: 15.11.2006 / 20:00 Yer: CRR Konser Salonu Ücret: 10 YTL Aslýnda olmasý gereken de bu deðil mi? Evet kesinlikle, bu çok dürüst bir þey. Bizler de çok dürüstüz ve umuyoruz ki bundan sonra çok daha fazla yeni müzik gelecek, bundan iyi olan. Biraz da Anathema'nýn müzikal öyküsüne bakalým, eski günlerde daha karanlýk, daha sert bir müzik vardý; þimdilerde hala eskisi kadar derin fakat daha elektronik öðeler aðýrlýklý. Bu yolculuk hakkýnda ne söylemek istersiniz? Tüm söyleyebileceðim, biz her zaman ileriye bakýyoruz ve geriye dönüp bakmanýn hiç bir anlamý yok. Bir yolculukta nerede olduðunuz önemlidir fakat esas olan nerede olacaðýnýzdýr ve biz de kendi yolculuðumuzda bunu esas alarak ileriye bakýyoruz. Bugün "The Silent Enigma" hakkýnda konuþmanýn bize göre bir anlamý yok. Geçmiþte yaptýklarýmýz da tabii ki doðrudan kalplerimizden, doðrudan duygularýmýzdan geliyordu fakat bu yeni müzikte bizler geleceðe bakýyoruz, ve bu müzik de karanlýk, bu da aðýr ve derin. Tabii ki pek çok farklý yönü var ama kesinlikle Anathema müziði. Bu müzik her zaman aðýr olacak, ancak aðýrlýk her zaman aðýr gitarlarla olmaz, sözlerle ve duygularla da olur. Ancak tabii ki biz aðýr gitarlarýmýzý da kullanacaðýz, ve bizler her zaman bir rock grubu olacaðýz, her zaman doom... Hayýr, biz doom grubu deðiliz, sürekli bunalýmlarda ve sürekli diplerde deðiliz. Bizim aþký ya da acýyý seçmemiz gerekiyordu ve biz aþký seçtik. Biz iyimseriz ve bu yeni tarzýmýz da iyimser bir tarz ancak çok karýþýk ve çok gizemli bir biçimde... Bu yeni müziðimiz kesinlikle uydurma bir þey deðil, dinleyeni etklieyen bir þey; yeni müzigimiz bize göre gerçekten harika. Söylediðiniz þeylerle ilgili iki þeyi baðlamak istiyorum. Müziðinizin güçlü olduðunu söylediniz; evet kesinlikle, çok güçlü ve etkileyici sözleri var ve pek çok kiþinin hissetmesini saðlayan sözler. Pek çok kiþi aþk yüzünden ya da farklý konulardan acý çekebilir... Böldüðüm için özür dilerim fakat aþk yüzünden acý çekemezsin... Bence insanlar gün geçtikçe yalnýzlaþýyor ve çareyi müzikte arýyor. Herkes sürekli yanlarýnda i-pod, discman vs. taþýyor ve müziðin rolü gün geçtikçe artýyor. Ve bu yalnýz dünyada müzik insanlar için bir umut, bir kaçýþ oluyor; kendilerinde olan ve olmayan her þey oluyor... Aslýna bakarsanýz bizler, müzik yapanlar da müzik hayranlarýyýz. Ben bir insanin kalbinin içinde ne olduðunu bilemem ama ben müziðin ne demek olduðunu bilirim... Ve müzik dinleyen bir insan yalnýz olmadýðýný, bir baþkasýnýn da kendisi gibi hissettiðini anlýyor. Zaten müziðin özelliði de bu, bahsettiðin yalnýz dünyada insanlarý birleþtiren þey olmasý. Beraber yaratýyoruz ve beraber ifade ediyoruz ve bu harika bir þey! Müziði bu kadar özel kýlan ne, 26 harfi ve 8 notayý ne bu kadar güçlü kýlýyor? Çünkü müzik evrensel, müzik duygusal, müzik hissetmek demek, müzik bir gözyaþý akýtmak ya da bir parça kanamak demek... Aslýnda müziði tanýmlayamazsýn. Müzik hakkýnda saatlerce konuþabilirim fakat kýsaca söylemek gerekirse, müzik doðanýn temelindedir zaten. Doðada bir ritim vardýr, doðada bir melodi vardýr ve bizler de bunlardan ilham alýp yaratmak için buradayýz. Müzik her yerdedir; okyanuslarda, aðaçlarda... Ve müzik bizi birbirimize baðlayan þeydir, burada ben, bir Ýngiliz ve sen, bir Türk sohbet ediyorsak bu müzik yüzündendir. Önemli olan da sadece müziktir, rock yýldýzlarý ya da görkemli sahne þovlarý deðil. Müziðinizi yaratýrken nelerden ilham alýyorsunuz? Bazý müzisyenlerden, eski gruplardan; aslýnda her þey ilham verebilir ve seni etkileyebilir. Ýkinci dünya savaþýný biliyorsunuzdur, bizim dedelerimiz orada M Zi Konser: Almora Tarih/Saat: 17.11.2006 Yer: Studio Live Ücret: 10 YTL Konser: Teoman/Aylin Aslým Tarih/Saat: 18.11.2006 - 25.11.2006 / 22:00 Yer: Balans Performance & Music Hall Ücret: 30 YTL savaþtýlar ve kahramandýlar, onlar da bizim için birer ilhamdýr. Þu anki bozuk sisteme, insanlýðýn yarattýðý savaþ makinelerine karþý isyan eden ve bir þeyler yapmaya calýþan herkes bizim için ilhamdýr. Zaten bizim yapmaya calýþtýðýmýz da budur. Dünyanýn kaos içinde olduðuna ve kötü bir Karma'nýn etkili olduðuna inanýyoruz, olumsuz bir hava var fakat bunca þeyin içinde bir çok olumlu þey de var ve biz de bunlarý yakalamaya, bunlarý göstermeye calýþýyoruz. Þu anki durum icin ne bir soru sorabilirim ne de bir þey cevaplayabilirim, fakat tek bildiðim ve tek yapabileceðim kendime, kýz arkadaþýma, çocuklarýma, dostlarýma; kimim varsa onlara bakabilmek, onlar için iyi bir þeyler yapabilmektir. Senin yapabileceðin de budur, sen de kendine, ailene, kýz arkadaþýna, dostlarýna bakmalýsýn ve onlar da aynen bu þekilde... Ýyi birer insan olmalý, pozitif bakmalý ve elimizden geleni yapmalýyýz. Çünkü kimseye doðmak isteyip istemediði sorulmadý fakat yaþadýðýmýza göre elimizden gelenin en iyisini yapmalýyýz. Tüm bunlardan sonra, biraz daha güncel ve neþeli bir konuya gelelim; Eurovision'u izlediniz mi, neler düþünüyorsunuz? Evet, izledik ve Lordi kazandýktan sonra hepimiz "Evet, sonunda!" dedik. Yarýþmadan sonra onlarý tebrik etmek için aradým ve onlar bana bunun sadece Finlandiya'nýn zaferi olmadýðýný, bunun metal müziðin zaferi olduðunu söylediler. Lordi'nin kazanmasý gerçekten muhteþem oldu. Yari finali ve finalleri izledik ve Lordi'den baþka çýkan herkes midemizi bulandýrdý, neredeyse tüm ülkeler sarýþýn mini etekli yarý çýplak kadýnlar çýkartýp yarýþmayý kazanacaðýný düþünüyor; bu yüzden Lordi'nin kazanmasý harika oldu. Umalým ki ilerleyen yýllarda Eurovision'da daha fazla metal, daha fazla drum&bass, daha fazla blues, daha fazla yerel müzik görürüz. Soyunup da kazanmaya çalýþan kadýnlarý ve ülkeleri görmek istemiyoruz. Peki, sanýrým söyleþinin sonuna geldik. Eklemek istediðiniz bir þeyler var mý? Evet, var; bu gazete sadece üniversiteniz için mi yoksa ulusal bir yayýn mý? Aslýna bakarsanýz sadece bizim için, ulusal deðil. Tamam, Ýstanbullular, bu sizin icin Anathema'dan özel: Sizin de söylediðiniz gibi, aramýzda çok derin ve duygusal bir bað var ve siz Ýstanbullulara teþekkür etmek istiyoruz... Son iki yýldaki atmosfer inanýlmazdý ve asla unutmayacaðýmýza emin olabilirsiniz, bu yüzden Yeni Melek'te "Regret! Regret!" diye baðýrdýðýnýzý unutmadýk, o zamanlar þarký için hazýr deðildik fakat yarýnki konserimizde bunu çalacaðýz. Bu þarkýyý daha once hiç canlý çalmamýþtýk, ilk defa sizler için çalacaðýz... Siz bizim için çok þey ifade ediyorsunuz, gerçekten... Hepinize çok çok teþekkür ediyoruz ve bunlarý içimizden gelerek, hissederek söylüyoruz. Teþekkürler. Yusuf Güngör, [email protected] Fotoðraflar, Ilgýn Yýldýz www.gazete.itu.edu.tr Konser: Bulutsuzluk Özlemi Tarih/Saat: 22.11.2006 / 22:00 Yer: Beyoðlu Hayal Kahvesi Ücret: 17 YTL Konser: Direc-t Tarih/Saat: 22.11.2006 / 21:00 Yer: Balans Performance & Music Hall Ücret: 10 YTL Konser: Sertab Erener Tarih/Saat: 24.11.2006 / 22:00 Yer: Balans Performance & Music Hall Ücret: 25 YTL Konser: Göksel Tarih/Saat: 25.11.2006 / 22:00 Yer: Studio Live Ücret: 20 YTL Konser: Athena Tarih/Saat: 25.11.2006 / 23:00 Yer: Babylon Ücret: 20 YTL Konser: Ezginin Günlüðü Tarih/Saat: 26.11.2006 / 17:00 Yer: Maltepe Yayla Sanat Merkezi Ücret: 22,50 YTL Konser: Buena Vista Social Club Presents Omara Portuondo Tarih/Saat: 26.11.2006 / 21:00 Yer: Hilton Convention Center Ücret: 120 YTL - 88 YTL - 66 YTL Konser: Erkan Oður - Ýsmail Hakký Femircioðlu Tarih/Saat: 29.11.2006 / 20:00 Yer: CRR Konser Salonu Ücret: 15 YTL - 12 YTL Konser: Yeni Türkü Tarih/Saat: 30.11.2006 / 22:00 Yer: Beyoðlu Hayal Kahvesi Ücret: 17 YTL Konser: Kýraç Tarih/Saat: 01.12.2006 Yer: Bostancý Gösteri Merkezi Ücret: 55 YTL - 45 YTL - 33.50 YTL Konser: More Than Ever Tarih/Saat: 02.12.2006 / 21:00 Yer: Bronx Ücret: 17 YTL Konser: Vega Tarih/Saat: 08.12.2006 / 23:00 Yer: Bronx Ücret: 20 YTL Konser: Haggard Tarih/Saat: 8.12.2006 / 21:30 Yer: Yeni Melek Gösteri Merkezi Ücret: 35 YTL 30 arýyorum kasým 2006 Nerde o eski radyolar! Yayýn yapmaktan çok farkýna varmadan kendi listenizi oluþturup "neler dinlemiþim, komþularým neler dinlemiþ, keþfetmediðim neler varmýþ" diyeceðiniz bir site "Last FM". Öncelikle üye olup, istedikleri programý yüklemeniz gerekiyor. Programý yükledikten sonra çevrimdýþýyken de müzik dinleyebiliyorsunuz. Çevrimiçiyken ise adrese tekrar girdiðinizde karþýnýza çýkan sayfada 6 ana tuþ var. Tuþlar sýrasýyla "users", "music", "listen", "chart", "tools" ve "help"den oluþuyor. Önemli Not: Siteyi açtýktan sonra aþaðýdaki yönlendirmeleri okumanýz tavsiye edilir. Adres: http://www.last.fm/ "Users" tuþundan kendinize arkadaþ oluþturabiliyor, arama yapýp gruplara üye olabiliyor, arkadaþlarýnýza ya da komþularýnýza -ki komþularýnýz belirli sayýda þarký dinledikten sonra, müzik zevkinize uygun kiþilerden seçilerek oluþturulmaya baþlýyoristediðiniz þarkýlarý tavsiye olarak atabiliyorsunuz ve onlarýn size attýðý þarkýlarla üyesi olduðunuz gruplara yapýlan tavsiyeler de "recommendation radyo"da çalýnýyor. "Music" tuþundan "tag" olarak adlandýrýlmýþ sýnýflandýrmalar var. "Experimental"dan "emo"ya, 80ler'den bayan vokalistli þarkýlara kadar oldukça fazla seçenekten birine týklayarak o türde en çok dinlenen albümleri, sanatçý ya da gruplarý ve þarkýlarý görüp, yine seçtiðinize týklayarak dinleme þansýna sahip olabiliyorsunuz. Bu bölümde verilmiþ seçeneklerden yararlanabileceðiniz gibi arama yaparak da istediðiniz þarkýlara ulaþabilirsiniz "Listen" tuþundansa, yine hem müzik türü seçerek sizin için oluþturulan radyodaki þarkýlarý dinleyebiliyor, hem de istediðiniz anahtar kelimeleri girerek, aradýðýnýzla benzerlik taþýyan þarkýlarý, þarkýcýlarý veya gruplarý dinleyebiliyorsunuz. "Charts" tuþunda, her hafta güncellenen ve radyonun kurulumundan itibaren her ayýn verilerini görebileceðiniz istatistikler var. "Tools" tuþu, aslýnda yalnýzca radyoyu dinleyebilmenizi ve kullanabilmenizi saðlayan programý indirmenizi saðlýyor "Help" tuþu da her programda olduðu gibi, sorunlarýnýz için öneriler barýndýran bir bölüme girmenizi saðlýyor. Üye olduktan sonra sitenin sað üst kýsmýnda size ait bilgilerin bulunduðu kýsma yönlendirilmenizi saðlayacak kýsýmlar bulunuyor. "My dashboard"dan mesajlarýnýzý okuyabiliyor, "recommendation"larý gözden geçirebiliyorsunuz. Þarkýlarý dinleyeceðiniz zaman çýkan minik pencerede de dört ana tuþ var: "Recommend-taglove" ve "Ban recommend" ile þarkýyý grup, arkadaþ ya da komþularýnýza tavsiye edebilirken, "lovela" ile seçtiðiniz þarkýyý "recently loved" listenize koyabiliyorsunuz. "Ban" ise þarkýnýn bir daha karþýnýza çýkmamasýný saðlýyor. "Tag" ile de þarkýyý etiketliyorsunuz. Beyza Beyazkaya M müzik ü No zi ka ya s t zý a l di zi l j i s Kasetlerden MP3'lere... Hepimiz görüyoruz onlarý. Etrafýmýzda bir dolusu var çünkü. Halk otobüsünde, okul kantininde, yürüyen merdivende, sokakta, metroda... Her yerledeler! Kulaklarýnda kulaklýklar, kimseyi duymadan, þehrin gürültüsüne takýlmadan, yalnýzlýktan bunalmadan yaþayýp gidiyorlar. Onlar, hayatýný müziksiz geçiremeyen, müziklerini her daim yanlarýnda taþýyan müzikkolikler! Hatta bir çoðumuz da onlardan biri deðil miyiz? Baðýmlýlýk derecesinde dinlemesek bile, yaptýðýmýz bir çok iþe dinlediðimiz müzikler eþlik etmiyor mu? Ýnkar edemeyiz, müzik artýk hemen hepimiz için bir vazgeçilmez! Uzun seyahatlerde yolculuk ederken... Yolda tek baþýna yürürken... Saðlýklý yaþam için koþarken... Bulaþýk yýkarken... Bir çoðumuzun cebinde mp3 çalarlar, bazýlarýnda i-pod'lar, kimisinde CD çalarlar ve hepimizin kulaðýnda kulaklýklar var. Minicik kutucuklara dünyanýn müziði sýðýyor artýk. Üstelik o kadar da benimsedik ki bu durumu. Peki ya her zaman böyle miydi? 90'lý yýllarýn ortalarýna dönersek mesela... Okul çýkýþlarýnda gidilen kasetçiler gelmiyor mu sizin de aklýnýza? Dükkanýn orta yerinde bir sepet ve üstünde koca bir tabela: Ýndirimli Kasetler! Geçmiþ yýllardan kalma, popüleritesini yitirmiþ bir dolu ucuz kasete, koca bir havuza atlar gibi atlamaz mýydýnýz siz de? Rafa, diðerlerinin yanýna koyulan her bir kasete dakikalarca gururla bakardýk. Alýnan her bir kaset, içinden ne çýkacaðýný bilemediðin, sürprizlerle dolu bir hediye paketi gibiydi. Harçlýklardan biriktirilen paralarla, en sevilen gruplarýn yeni çýkan albümlerini almak için müzik marketlere koþturulurdu hoplaya zýplaya. Bir çoðunuz ilk "walkman"inizi hatýrlamýþsýnýzdýr þimdi. Hayatýnýzda aldýðýnýz en büyük ödül gibiydi öyle deðil mi? O zamanlar nasýl hayal edebilirdik ki mp3'leri ve hatta CD'leri bile. Þimdilerde gözümüze aðýr ve hantal görünen walkmanler o günlerde en sevgili yoldaþýmýzdý. Çantamýzda bir dolu kaset taþýmaksa hamallýk deðil, zevkti. Nasýl severdik o kasetleri! Hangimiz kasedin deliklerine bir kurþun kalem sokup çevire çevire dolaþan þeridi çözmemiþizdir ki? Hangimiz kuzenimiz, kardeþimiz ya da ablamýzla oturup þarkýlar söylerken sesimizi kasetlere kaydetmemiþizdir ki? Hangimizin en sevdiði þarkýlar cýzýrtýlý radyo kayýtlarý halinde kendi çektiðimiz kasetlerde durmuyordur ki? Hangimizin, çekmek için aldýðý kasedimizi geri getirmediði için kýzdýðýmýz bir arkadaþý yoktur ki? Hani yýlbaþlarýnda sýnýf içinde kuralar çekilirdi ya, hiç mi biriniz kaset hediye etmediniz kurada size çýkan sýnýf arkadaþýnýza? Unutmuþ da olsak, tamamen vazgeçmiþ de görünsek, kasetlerin hepimiz için ayrý bir yeri var. Dönüp düþününce eski günleri ve hatýrlayýnca tüm bu kasetli günleri, þöyle bir gülümsememek elde deðil. Fakat, zaman geçiyor, devran dönüyor ve kasetler de bundan payýný alýp, tedavülden kalkýyor. Þimdilerdeyse, müzik teknolijisi artýk bambaþka yerlerde. Bir sonraki sayýda: CD'lerin yaþantýmýzdaki yeri. Duygu Özkan Bir derin nefes: Shakuhachi Shakuhachi, tarihin derinliklerinden gelen ve içinize iþleyecek olan derin ve felsefi bir sestir. Çoðumuzun, belki de hepimizin, ilk defa adýný duyduðu bu enstrüman, eskiden ruhu, zihni ve bedeni rahatlatma amaçlý çalýnýrmýþ,yani bir nevi tedavi yöntemi imiþ. Bugün, modern müziðe farklý þekillerde adapte edilmiþ olsa da, dinlediðinizde içinizde mistik bir esinti hissedeceksiniz. Enstrümanýn ismi ayný zamanda onun boyutudur. Kelime anlamý olarak "shaku" bir uzunluk birimi olan "foot" (1 foot) anlamýnda, "hachi" ise "sekiz" anlamýndadýr. Yani enstrüman 1,8 foot (yaklaþýk 55cm) boyundadýr. Beþ delikli bir enstrüman olmasýna raðmen shakuhachi, iki oktavlýk bir ses aralýðýna sahiptir (bazý türleri üç oktav da olabilir). Form olarak "ney"e benzer. Hattabu enstrüman "Japon neyi" olarak da isimlendirilir. Her ne kadar plastik malzemeden yapýlanlarý olsa da shakuhachi, aslen bambu aðacýndan yapýlýr. Bambu aðacýnýn az bulunur olmasý, enstrümanýn maliyetini artýran etkenlerden birisi. Bir diðeri ise doðru þekil ve hassasiyetteki malzemeyi tespit edip iþlemek. Bu sebeplerle shakuhachi, uzun zamanda üretilen, el yapýmý ve dolayýsý ile pahalý bir enstrüman. Ilgýn Yýldýz www.gazete.itu.edu.tr i Müzikte Terimler Akor ve Akort ne demek? Hepimizin kullandýðý, ama kullanýrken asýl olarak ne olduðunu bilmediði terimler vardýr. Ya isimleri karýþýr ya da anlamlarý... Bilenlerin bilmeyenlerle dalga geçtiði þu zamanda "bilmeyen" olmayýn diye... En çok karýþtýrýldýðýný düþündüðümüz ve ýsrarla yanlýþ kullanýlan iki terim var: Akor: Belirli bir armonik düzen içerisinde porteye dikey olarak yazýlmýþ üç veya daha fazla sesin birarada týnlamasý. Akort: Bir çalgýda doðru ses vermesi için yapýlan ayar, düzen. Demek ki neymiþ, "Aletin akoru bozuk" denmezmiþ. Sonraki sayýda: Legato, Vibrato. arýyorum 31 kasým 2006 kültür sanat hayat Dört Yüz Yýllýk Rembrandt ve Yüz Yýllýk Ýstanbul Geleceðin Mühendislerine Özel Bir Sergi Þifresi ve dünyaca ünlü tablolarýyla belleklerimize kazýnmýþ Leonardo da Vinci'nin, daha az bilinen mucitlik yönünden ortaya çýkmýþ mühendislik eserleri Ýstanbullularla buluþmaya hazýrlanýyor. Arçelik sponsorluðunda Rahmi M. Koç Müzesinde düzenlenecek olan sergi Leonardo'nun 1478 -1513 yýllarý arasýnda verdiði eserlerin orijinal çizimlerine sadýk kalýnarak yapýlmýþ 40 makinenin gerçek boyutlardaki reprodüksüyonlarýndan oluþmaktadýr. Sergi birimleri genel olarak beþ ana kategoriye ayrýlmýþtýr. Mekanizmalar ve doðanýn dört ana üyesi: Ateþ, su, toprak ve hava. Serginin en büyük özelliklerinden biri de bu makinelerin kullanýlabilir þekilde üretilmesi ve ayrýca ziyaretçilerin kullanýmýna da açýk olmasýdýr. Taþýdýðý bu interaktif özellikle sergi hem kültürel hem de eðitici bir rol oynamaktadýr. 1 Kasým - 31 Aralýk 2006 tarihleri arasýnda sürecek olan sergiye paralel olarak Müze, eðitim ve hayýr kurumlarý ile iþbirliði yaparak Leonardo da Vinci'nin hayatý ve baþarýlarý hakkýnda projeler ve yarýþmalar düzenleyecektir. Mühendis adaylarý tarafýndan mutlaka görülmesi gereken bu eþsiz eserlerin sergilendiði, Haliç sahilinde yer alan Rahmi M. Koç Müzesinin adres, telefon ve ulaþým bilgileri aþaðýda verilmiþtir. 17. yy. ressamý Rembrandt Van Rijn, doðumunun 400. yýlýnda Ýstanbul'da, Pera Müzesi'ne konuk oluyor. 20 Ekim'de baþlayan etkinlik uzun süredir açýða çýkmayan Rembrandt eserlerinin yeniden sergilenmeye baþlanmasý bakýmýndan önemli bir olaydýr. 99 eserden oluþan Rembrandt ve Çevresi/ Desenler Koleksiyonu, 65'i Rembrandt'ýn olmak üzere, öðrencileri, takipçileri ve taklitçilerinin eserlerinin de yer aldýðý deðerli bir koleksiyon. 1606 yýlýnda Lieden'de doðan Rembrandt, üniversite yýllarýnda Jacob Isaacsz Van Beuningen ve Pieter Lastman'ýn öðrencisi oldu. Portre çalýþmalarýyla anýlan Rembrandt, tarihsel konulara da aðýrlýk Açýlýþ-Kapanýþ Saatleri Salý-Cuma: 10.00-17.00 Cumartesi-Pazar: 10.00-19.00 (Müze Pazartesi günleri kapalýdýr.) Giriþ Ücretleri: Yetiþkin: 7 ytl Öðrenci: 3.5 ytl Adres: Rahmi M. Koç Müzesi Hasköy Cad. No:27 Hasköy 34445 - Ýstanbul Tel: (0212) 369 66 00 - 01 - 02 Faks: (0212) 369 66 06 Web: http://www.rmk-museum.org.tr Otobüsler: 47 Eminönü - Alibeyköy Hattý 54 HM Hasköy - Mecidiyeköy Hattý 54 HT Hasköy- Taksim Hattý Minübüs: Þiþhane - Alibeyköy Hattý Ayrýntýlý bilgi için serginin web sitesini ziyaret edebilirsiniz: http://www.the-genius-of-leonardo.com/main.asp vermiþtir. Döneminin akýmý olan Barok Akýmý'nýn etkilerini tablolarýnda ýþýk ve gölgenin abartýlý kullanýmýyla yakalamýþtýr. Ýnce fýrça darbeleri yerine kalýn ve daha özgür fýrça darbelerini kullanarak uzaktan algýlanabilen ve eskiz özelliði taþýyan eserler yaratmýþ ve kendi üslubunu oluþturmuþtur. Döneminde kaðýt elle yapýlan deðerli bir malzemeydi. Bu nedenle kaðýdý çift taraflý kullandý ve desenler üzerinde sýk sýk düzeltmelere gitti. Sergide çift yönlü çalýþmalarý da iki yönü de sergiye açýk bir duvara asýlarak sergilendi. Salonda Rembrandt taklitçilerinin eserleri de sergilendi. Desen çalýþmalarýndaki yüzlerce taklidinin bu güne dek Rembrandt adý altýnda sergilenmiþ olmasýna raðmen, uzmanlar günümüzde bu desenleri ayrýþtýrmaya ve çözümlemeye çalýþmaktadýrlar. Müzenin üçüncü katýnda ayný tarihlerde "Konstantiniye'den Ýstanbul'a XIX. Yüzyýl Ortalarýndan XX. Yüzyýla Boðaziçi'nin Rumeli Yakasý Fotoðraflarý" sergisi yer alýyor. Caranza, Robertson, Kargopulo; Sebah&Joaillier, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler gibi fotoðrafçýlarýn yapýtlarýný içeren sergi, Suna ve Ýnan Kýraç Eski Ýstanbul Fotoðraflarý Koleksiyonun'dan bir parça. Rembrandt ve Konstantiniye'den Ýstanbul'a, 7 Ocak 2007 tarihine kadar Pera Müzesi'nde sergiye açýk kalacaktýr. Kaçýrýlmamasý gereken bu iki deðerli sergi, müzenin 3., 4. ve 5. katlarýnda sanatseverlerle buluþmaya devam edecek. Melike Özkan UZEL AMETÝST KLARNET 5'LÝSÝ Uzel Ametist Klanet 5'lisi Ýstanbul Üniversitesi Konservatuar Öðrencilerinin kurduðu bir grup. Çaldýklarý 5 klarnete (Hande Sarýcý: Si Bemol Klarnet, Gürhan Eteke: Si Bemol Klarnet, Yasemin Salman: Si Bemol Klarnet, Özlem Kolat: Alto Klarnet ve Öykü Karadað: Bas Klarnet) kontrbas (Erdal Akyol), davul (Berke Özgümüþ) ve piyanonun (Baki Duyarlar) eþlik ettiði bir konserle 16. Akbank Caz Festivali'nde sahne aldýlar. Çaldýklarý blues ve caz þarkýlar haricinde horondan Romen Halk Danslarýna, Beatles'dan Baki Duyarlar'ýn bestelemiþ olduðu þarkýlara uzanan hoþ bir çeþit sundular. 2000 yýlýnda ANAÇEV'in Genç Yorumcular Oda Müziði Yarýþmasý'nda 3. Olan grup, yurt dýþýndada pek çok konser vermiþ ve programýnda da pek çok ülke var. www.gazete.itu.edu.tr Konser sonrasýnda "Acaba caz konserlerinde bis yapýlýr mý? Nasýl yapýlýr?" diye merak ederken, grubun iniþinden sonra kesilmeyen alkýþlar üzerine grup tekrar sahneye çýkýp bir þarký daha çalýp veda etti. Fevzican Abacýoðlu 32 arýyorum kasým 2006 kuþ gözlemciliði k a l s a m Yerleþkemizd e görülen 78 farklý tür kuþ ÝTÜ Moleküle u r Biyoloji ve Genetik Bölü Ar. Gör. K o ra m ü, y Ye þ il a d a lý ’nýn fotoðraf tanýtýmlarý ile v e sunmaya de vam ediyoru Bu sayýmýzd z. a Gümüþ M a rt ý, A la c a B a lý k ç ýl , G ri B a lý k ç ýl , B a h ri , K a ra b a M a rt ý, K a ra þ b a ta k ve S a k a rm e k e ’yi tanýyacaksýn ýz. Gümüþ Martý Larus cachinnans - Yellow-legged Gull Beyaz baþlý, gri sýrtlý, kanat uçlarý siyah beyaz, iri bir martýdýr. Genellikle deniz kýyýsýnda bulunur. Gagasý kalýndýr, uzun kanatlarýný sýklýkla düz tutar. Eriþkinin üst tarafý lekesiz gridir. Açýk gri çizgili olduðu yaz sonu ve sonbahar dýþýnda baþý beyazdýr. Kanat uçlarýnda yoðun bir siyahlýk vardýr. Gagasý parlak sarýdýr ve ucunda kýrmýzý büyük bir benek vardýr, bacaklarý parlak sarýdýr. Ýlk yýl üst tarafý koyu kahverengidir çok hafif kýzýla çalar, baþý daha beyazdýr ve koyu bir maskesi vardýr, gagasý kalýn ve siyah, primerleri koyu, kuyruk bandý lekesiz ve siyahýmsýdýr, yukarýya doðru yavaþ yavaþ grileþir. Tüm kýyýlarýmýzda görülen en yaygýn martý türüdür. Denizin yaný sýra çöplüklerde ve açýk arazide de beslenir. Genelde kayalýklar, adakar ve bazý göllerde koloni halinde yuva yapar. Þehirlerde de çatý ve bacalarda yaygýn olarak üremektedir. Boy: 52-58 cm Alaca Balýkçýl Ardeola ralloides - Squacco Heron Küçük ve týknaz bir balýkçýldýr. Ýlkbaharda rengi parlak pembemsi-sarýmsý kahverengidir ve baþýndaki açýk renk tüyler sýrtýna kadar uzanýr. Diðer zamanlarda rengi mat, açýk kahverengi-kremdir ancak uçarken dikkat çekici beyaz kanatlarýný gözler önüne serer. Gençlerinin sýrtý daha koyudur ve boyunlarýnýn ön tarafý çizgilidir. Yoðun bitki örtüsünün bulunduðu su kenarlarýnda ya da su üzerindeki yabani otlarýn üstünde tipik bir þekilde öne eðik vaziyette ve hareketsiz dururlar. Parlayan beyaz kanatlarý ile telaþlý bir biçimde uçarlar. Boy: 40-49 cm www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 33 kasým 2006 kuþ gözlemciliði Gri Balýkçýl Bahri Ardea cinerea - Gray Heron Podiceps cristatus - Grebe Büyük, soluk renkli olan gri balýkçýllarýn kalýn ve kama þeklinde gagalarý ve dik durduklarý zaman genellikle geriye çektikleri kambur ve uzun boyunlarý vardýr. Genellikle sudan uzak kuru toprak üzerinde ve bazen de gruplar halinde dururlar. Eriþkinler lekesiz soluk gri, beyaz ve gri-siyahtýrlar, siyah sürmesinin kestiði beyaz baþý ve baþýnýn her iki yanýndaki siyah süs tüyleri oldukça dikkat çekicidir. Boynu ve göðsü beyaz, boynunun ön alt tarafý siyah benekli, böðrü siyahtýr. Gagasý yeþile çalan sarýdýr ve ilkbaharda pembe ya da turuncuya döner. Çok yavaþ uçar ve uçarken kanatlarýný aþaðýya doðru büker, baþýný geriye doðru çeker ve bacaklarýný arkaya uzatýr. Bazen baþýný öne doðru uzatarak kýsa mesafeler uçabilir. Aðaç tepelerinde kolonileþip çalý çýrpýdan yapmýþ olduklarý büyük yuvalarýna doðru alçalýrlarken daha akrobatiktirler. Uçuþ esnasýnda sesi sert bir çýðlýktýr "kraank"; gaga takýrdamasý ve koloniden gelen diðer sesler de duyulur. Tüm Türkiye'de yaygýn olarak gözlemlenebilir. Þanslý bir gününüzde ÝTÜ Maslak Yerleþkesi'nde gölet kenarýnda balýk avlarken ya da gölet etrafýndaki aðaçlarýn üzerine tünemiþ bir þekilde görebilirsiniz. Tümüyle suya baðýmlý, uzun boyunlu ve sivri gagalý bir kuþtur. Boynunun önü ve göðsü parlak beyazdýr. Yazýn üzerinde tüy demetleri bulunan eþsiz siyah bir tepesi ve kestane kýzýlý ve siyah geniþ süs tüylerine sahip beyaz bir yüzü vardýr. Kýþýn süssüz gri-kahverengi ve beyaz renklidir. Siyah baþlýðý ile sürmesi arasýnda beyaz bir çizgi bulunur. Alçaktan ve hýzlý uçar, uçarken baþý ve boynu kanatlarýndaki büyük beyaz lekeleri gösterecek þekilde uzatýr ve aþaðý doðru sarkar ve ayaklarýný geriye uzatýr. Boy: 46-51 cm Boy: 84-92 cm Karabatak Karabaþ Martý Phalacrocorax carbo - Cormorant Larus ridibundus - Black Headed Gull Kaz büyüklüðünde, uzun gövdeli, geniþ kuyruklu bir su kuþudur. Gagasý kalýn ve kanca biçiminde, alný kýsa ve düzdür. Eriþkini siyahýmsýdýr, aðýz kenarý sarý, yanaklarý ve boðazý beyazýmsýdýr. Ýlkbaharda baþý deðiþken biçimde beyaz çizgili, boðazý ise belirgin beyazdýr; yüz derisi sarý-kahverengidir, uyluðunda büyük beyaz bir leke belirgin hale gelir. Baþlarýný yukarý kaldýrarak gagalarý yukarýda ve yavaþ yüzerler, suya çoðunlukla yüzeyden dalarlar. Þamandýralarýn, direklerin, iskelelerin, aðaçlarýn, kayalarýn üzerinde dik dururlar: sýklýkla kanatlarý açýk biçimde tünerler. Güçlü uçuþlarý vardýr, sürüler deniz ya da sazlýklar üzerinde çoðunlukla uzun sýralar halinde ya da V-þeklinde ve yüksekten uçarlar. Uçuþta boynunu ileri uzatýr ve sürekli kanat çýrpar. Gýrtlaktan gelen tahta gýcýrtýsýna benzer bir sesi vardýr. Deniz kenarlarýndaki yarlarda ya da iç taraflardaki aðaçlarýn üzerinde ürerler ve kendilerine dallardan büyük yuvalar yaparlar. Yuva yakýnlarýnda derin, homurtulu, výraklama benzeri sesler çýkartýrlar. Türkiye' de yaygýn bir türdür. Kýþýn çoðunlukla deniz kýyýlarýnda olmakla beraber tüm sulak alanlarda görülür. ÝTÜ' de Maslak Yerleþkesi'nde gölette görmek mümkündür. Boy: 77-94 cm Küçük, gürültücü, açýk renkli ve genellikle bol bulunan bir martýdýr. Kanat altý oldukça koyudur, kanat örtüsünde beyaz parýltý vardýr. Üst tarafý gümüþ grisi, boynu, gövdesi ve kuyruðu beyazdýr. Dýþ kanadýnda siyah ve dar firar hattý, ön tarafta ise beyaz büyük bir üçgen vardýr. Kanat altý koyu gridir ve dýþ primerleri boyunca beyaz dar bir þerit vardýr. Yazýn baþý gagasýndan boðazýnýn alt tarafý ve ense hizasýna kadar koyu kahverengidir, koyu kýrmýzý gagasý ve koyu erik kýrmýzýsý bacaklarý vardýr. Kýþýn baþý beyaz, ensesi grimsi, kulak lekesi siyah, koyu uçlu gagasý parlak kýrmýzý ve bacaklarý kýrmýzýdýr. Ýlkbahar ve sonbaharda baþlýðý tam geliþmez. Ergeninin kuyruk bandý koyu, örtü tüyleri koyu kahverengi, kanat altý daha açýk gri, bacaklarý ve gaga dibi açýk ve daha turuncudur, kanat üstündeki beyaz parýltý daha az belirgin, yazýn baþlýðý kahverengidir. Ötüþü gür ve cýrtlak bir 'kriiiarr, kik, kikiki'.Yaz aylarýnda bataklýklar, sazlýklar ve göllerde ürer. Beslendiði sýrada tarlalarda ve açýk arazilerde de gözlemlenebilir. Türkiye'nin kýyý ve iç bölgelerinde oldukça yaygýn bir martý türüdür. Boy: 38-44 cm Sakarmeke Fulica atra - Coot Siyah gövdesi beyaz alný ve gagasý ile kolaylýkla tanýmlanabilen bir su kuþudur. Ýyi yüzücü ve dalýcý kuþlardýr. Zamanýnýn çoðunu açýk suda geçirir ve yüzerken baþýný güvercin gibi öne arkaya sallar. Ürktüðü zaman su üzerinde koþarak havalanýr ve binlercesinin birden havalanmasý tam seyirlik bir manzara oluþturur. Kýþ aylarýnda ülkemizdeki sulak alanlarda kýþlar, yaz aylarýnda ise tatlý sularda ürerler. Kýyýlarýnda yuvalayabilecekleri sazlýklarý bulunan sýð ve su bitkilerince zengin su kaynaklarýný tercih ederler. Kaz sesine benzeyen ötüþleri ile oldukça gürültücüdürler. Tüm Türkiye'de yaygýn olarak gözlemlenebilirler. ÝTÜ Maslak kampusünde gölet civarýnda rahatlýkla görülebilirler. Boy: 36-42 cm www.gazete.itu.edu.tr 34 arýyorum kasým 2006 gezi SOKAK SOKAK ÝSTANBUL sultanahmet Bir þehrin kalbinin çarptýðý yer… Pastýrma yazýný iliklerime kadar hissettiðim güneþli bir ekim sabahý Divanyolu Caddesi üzerinden Sultanahmet Meydaný'na doðru yürüyorum. Tarihî yarýmada, her köþesine sinmiþ yaz kýrýntýsýyla ve yüzyýllardýr hiç eksilmeyen kalabalýðý ile yorgun ama her haliyle kurulduðundan beri dünyaya hükmetmiþ bir kent görünümüyle yükseliyor önümde. Meydana yaklaþýrken hýzla birileri geçiyor yanýmdan. Neden sonra þatýrlar ve peyklerin* "Savulun!" çýðlýklarýný duyuyorum. Ardýndan ak atýnýn üstünde heybetle geçiyor Fatih. Daha þaþkýnlýðým geçmemiþken Bâb-ý Âlî baskýný için Enver Paþa yaðýz atýyla hýzla iniyor Divanyolu Caddesi'ni. O anda etrafýmda bambaþka bir yaþamýn aktýðýný duyumsuyorum. Üstü bembeyaz toz olmuþ taþ yontucularý, ayaðý zincirli esirler, kafesleri içinde vahþi hayvanlar, Osmanlý ileri gelenleri, Roma ve Bizans devlet adamlarý ile At Meydaný (Sultanahmet Meydaný) kalabalýðý içinde buluyorum kendimi. Artýk hayal ile gerçeði idrak edemeyeceðim bir sarhoþluk içerisinde Ayasofya'ya yöneliyorum. Bütün heybetiyle insanda hayret duygularý uyandýran bu efsane yapýdan gözlerimi alamýyorum. Mabet önünde mahþerî bir kalabalýk ve bir haykýrýþ dalgalandýrýyor bu insan denizini. "Seni geçtim, Süleyman!" Baþýmý sesin geldiði yöne çevirince Ýmparator Ýustinianos'un haykýrmaktan kýzarmýþ gururlu yüzünü görüyorum. Ýmparator aðýr aðýr yürüyor az önce açýlýþýný yaptýðý görkemli mabedin içine, peþinden binlerce Romalý akýyor zamanýn mimarî dehasý olarak dört köþe üzerine oturtulmuþ kubbesi ile yükselen mabede. Zaman yolunu þaþýrmýþ serseri gibi oradan oraya sürükleniyor. Az önce Romalýlarýn heyecanla girdikleri kapýdan yüzünde muzaffer bir komutanýn aydýnlýðý ve gözlerinde uhrevi bir ýþýkla Fatih Sultan Mehmet giriyor. Bu kez dua sesleri yankýlanýyor Ayasofya'nýn muhteþem kubbelerinde. Bütün bu manzaranýn görkemi karþýsýnda titreyerek arkamý dönünce zarafetiyle yükselen Ahmedîye Camiî'ni (Sultanahmet Camiî) görüyorum. Dünyanýn tek altý minareli ve eþsiz çinileri ile süslü yapýsý önüne Sancak-ý Þerif* getirilmiþ. Ýnanýlmaz bir kalabalýk sancaðýn etrafýnda toplanmýþ ve bir ferman okunuyor. Yeniçeri ocaðýnýn kaldýrýldýðýný anlýyorum. Bu tarihi kalabalýðý geçerek At Meydaný'nýn ortasýna yöneliyorum. Meydan bir yaðma kargaþasý altýnda. Delphi Apollo Tapýnaðý'ndan getirilmiþ Burmalý Sütun'un (Yýlanlý Sütun) üzerine iþlenen birbirine dolanmýþ üç yýlanýn taþýdýðý altýn kazan sökülüyor Latin yaðmacýlar tarafýndan. Hemen yaný baþýndaki 32 metrelik Örmeli Sütun (Porfirogennetos Sütunu) da üzerindeki tunç kaplamanýn sikke basmak için sökülmesiyle bu yaðmadan nasibini alýyor. Ne tarih duruyor bu meydanda ne olaylar eksiliyor akan zamana raðmen. Her tarafta baþka bir hayat, baþka bir medeniyet ve bambaþka bir zaman olgusu karþýlýyor insaný. Her an baþka bir tarih yazýlýyor bu küçücük meydanda. Ýþte hemen önümde yükselen Mýsýr Dikilitaþý (Obelisk Dikilitaþý). Büyük Theodosius, 31 günlük bir uðraþýn sonunda dikilen ve artýk Romanýn dünya egemenliðini eline geçirdiðini simgeleyen taþýn önümde ihtiþamla duruyor. Biraz ilerisinde Muhteþem Süleyman çocuklarý için dillerden düþmeyecek bir sünnet þöleni yaptýrýyor. Cirit oynayan Türk cengaverler ile 1185 isyanýn sonunda kanlý bir þekilde katledilen Ýmparator Andronileos Kemnemos nâralarý birbirine karýþýyor At Meydaný'nda. Meydanda yükselen Hipodromun o devasa sutünlarýndan içeri giriyorum. Ýçerdeki seyircilerin coþku seline, gladyatörlerin ölümüne savaþýna ve amansýzca yarýþan arabalara büyülenerek bakýyorum. Bu büyü Nika Ýhtilali ile dehþete dönüþüyor. Otuz bine yakýn insan Hipodrom'da general Belisarios tarafýndan isyaný bastýrmak için katlediliyor. Bu kan ve ölüm arenasýndan dýþarýya güçlükle kaçýyorum. At Meydaný'ndan Topkapý Sarayý'na ilerliyorum. Gördüklerimin þoku belleðimi uyuþtururken bedenimde bambaþka bir direnç duyumsuyorum. Bu bedeni irkilten Million Taþý* çevresinden At Meydaný'na akan kalabalýk. Al bayraklar ve haykýrýþlar ile Anadolu'nun haksýz iþgalini protesto ediyor kadýnlý erkekli Türk Milleti. Tarihimizin en kalabalýk toplu gösterisinde Halide Edip'in söylevi inliyor At Meydanýnda. Kurtuluþ coþkusu sel olup At Meydanýna akarken ben de Topkapý Sarayý'nýn ana kapýsý Bab-ý Hümayun'a doðru yürüyoum. Solumda Ayasofya karþýmda Topkapý Sarayý ve her yanýmdan akýp giden tarihin bilmem hangi zamanýnda yaþamýþ âlimler, imparatorlar, askerler ile baþka bir âleme yürüyorum. Bab-ý Hümayun kapýsýnýn hemen saðýnda ki III. Ahmet Çeþmesi ve Sebili'nde durmuþ su içen Dede Efendi aþaðý yoldan evine doðru yollanýyor. Bu güzel manzaranýn tadýný býçak gibi kesen Bab-ý Hümayun kapýsýnýn derinlerinde gelen çýðlýklar oluyor. O an Necip Fazýl'ýn bir dizesi beliriyor anlaðýmda 'Hala çýðlýklar gelir Topkapý Sarayý'ndan'.Bu heyecan içinde dört yüz sene üç kýtanýn yönetildiði bu tarihî yapýya hayranlýkla bakýyorum. Ana kapýnýn solundan Topkapý Sarayý surlarý ile Ayasofya Camiî arasýnda kalmýþ Soðuk Çeþme Sokaðý'na giriyorum. Zaman beni alýp bugüne getiriyor. Soluðumun sýklaþtýðýný ve elimin ayaðýmýn terlediðini fark ediyorum. Divanyolu Caddesi'nde baþlayan ve bu sokakta son bulan yürüyüþüm iki bin yýllýk bir yolculuk oluyor benim için. Bu yolculukta gördüðüm her taþ, her yapý, her iz bir olay anlatýyor. Bu zaman tünelinin etkisi öyle iþliyor ki kimi zaman bir yeniçeri isyaný içinde kimi zaman ise bir Bizans eðlencesinde buluveriyor insan kendini. Saatin, saniyenin soyutlaþtýðý; olaylarýn ve mekânýn ise zamanýn önüne geçtiði bu eþsiz meydan, bu görkemli yarýmada sözcüklerle betimlenemiyor. Ýnsan bu taþlara dokunmadýkça, meydanda yürüyerek bir zamanlarýn nice olaylarýnýn yaþandýðý yerleri dolaþmadýkça Sultanahmet Meydaný'nýn hazzýný duyamýyor. Çünkü her nesnenin anlatacak bir þeyleri var bu tarihî meydanda. Soðuk Çeþme Sokaðý'ndaki þirin ve yenilenmiþ Osmanlý evlerinin önünden geçerek Gülhane Parký'na aþaðý inerken dönüp arkama bir kez daha bakýyorum. Ve bir kez daha fark ediyorum ki Sultanahmet Meydaný'nda zaman tek boyutta akmýyor… Sefa Demir, [email protected] www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 35 kasým 2006 edebiyat KURSUN KALEM Haydi Eyvallah Çocukluktan baþlayan bir tutku yazmak. Çoðumuzun hikayesi bir þeyler karalamakla baþladý belki de, elimize ne geçtiyse karaladýk etrafýmýzý. Kelimeler kuramýyorken bile hayatýn anlayamadýðýmýz boyutunu karalayarak dile getirmeye çalýþtýk. Bazen bize yardýmcý olan kýrmýzý bir tuðla parçasý oldu ya da yaþ bir dal parçasý. Ortak noktamýz ise bir þeyler anlatma çabasý idi. Gün geçti, balta dalý kesti, inek daða kaçtý ve derken kelimeleri ve cümleleri öðrendik. En yalýn, en temiz ve hayattan baðýmsýz bir þekilde meydan okurcasýna anlatmaya baþladýk dertlerimizi. Bu bir haykýrýþtý bizim için, yaþam denilen kesiþme kümesinin anlamlandýramadýðýmýz kýsýmlarýný irdelemeye baþladýk. Her bir kelime her bir cümle diðerini doðurdu, durmuyordu kelimeler ve ellerimizde. Sonuna kadar da durmayacaktý. Tebessümler, kýskançlýklar, mutluluklar, yalnýzlýklar, ýzdýraplar birbirini kovalayacaktý. Bize hediye edilen bu hayatýn beðenmediðimiz yönlerini karalayacaktýk, kalemimizin ucu kýrýlana ya da açacaðýmýz bozulana kadar. Baþladým. Ne de açýk deðil mi önümüzdeki? Yürü hadi sen de. Yolumuz diyorum. Baksana bir önüne. Upuzun. Ha evet haklýsýn orda bir ayrým var, ikiye ayrýlmýþ yol. Hangisinden gideceðini nereden bileceksin caným þimdiden? Bir gelelim bakalým oraya… Sen bir önüne bak diyorum þimdi. Sonu yokmuþ gibi. Ýyi tamam bir de karaltý gözüküyor ilerde, çukur olsa gerek, bilmem. E daha var oraya iþte! Bir baþla yürümeye. Önce tek yol olduðuna göre biraz beraber yürürüz, ha sonrasýný da bilemem. Önce çukura git haydi, geçmeyi o zaman düþünürsün. Evet evet baþladýn iþte. Korkak basýyorsun ama olsun, hýzýný alýrsýn birazdan, yola alýþtýkça. Zeminin yumuþaklýðýna batmamayý, taþlýklarýna çarpmamayý öðrenir birazdan ayaklarýn kendiliðinden, senin yapman gereken sadece onlara izin vermek. Düþündükçe, yapabileceklerini engeller bazen insanlar. Bak, ne kadar açýk önündeki. Çok düþünmekle düþünmemek arasýndaki farký bile anlamýyor bazen insan. Atlasana haydi! Seni bekliyorum, büyük deðil o kadar bu çukur. Yanýmýzdakilere ne mi oldu? Biraz önce geri döndüler onlar, biri atlamak istemedi, diðeri de onu yalnýz býrakmak. Haydi yola devam. Fark diyordum. Fazla düþününce düþünmemen gerektiðini anlýyorsun çünkü. Yeteri kadar düþünmen gerektiðini yani. Çünkü sen düþündükçe korkuyorsun. Korktukça daha iyi düþündüðünü düþünüyorsun, olabilecekleri önceden gördüðünü. Kendini düþünerek kandýran, kendi koyduðu sýnýrlar kadar düþündüðü için düþlerinden korkan bir tek sen deðilsin elbet. Bak ne kadar az insan kaldýk yolda. Arkana baksana! Koca bir insan sürüsü… Dönmüþler geri, geldikleri yoldan aynen geri gidiyorlar. Sil baþtan… Sýkýcý olsa gerek gördüklerini tekrar görmek, buraya kadar boþuna gelmiþ olmak. Haklýsýn, daha kolay tabii. Evet hem de herkesle beraber gidiyorken. Yaklaþtýk ayrýma. Ne bileyim hangisini seçeceðini ben!? Sadece kendiminkini biliyorum iþte. Issýz gözüküyor baþlarý, fark ettim. Yok, korkacak kadar düþünmedim henüz. Ya da yeteri kadar çok düþündüðüm için korkmuyorum. O yol benim yolum sadece zaten, yeteri kadar beraber yürüdüm diðerleriyle. Benim de hayallerim burada ayrýlýyor iþte… Ýyi de sen zaten þu iki çukuru da geçemiyordun güya, geçtin oysa ki… Neyse, senin yoluna ben karýþmayayým. Diðerleriyle karþýlaþtýrmasaydýn ama keþke kendini, onlarýn istediði belki de senin istediklerinden farklýdýr da onun için vazgeçmiþlerdir. E peki, ne diyebilirim ki… Senin yolun, senin hayalin ilerdeki ya da gerideki… Dönüþte dikkatli ol hadi. Yolu biliyorsundur artýk, beraber geldiðimiz için aklýnda kalmýþ mýdýr bilmiyorum gerçi. O zaman koþ haydi yetiþ gerideki gruba, bu sefer de onlar yardým etsinler sana. Bu sefer daha da kalabalýk olacaðý için çevrende, bu sefer de öðrenemezsin yolu ama, olsun ne olacak ki, bu önemli deðil nasýl olsa senin için. Bir onun yolundan, bir diðerlerinin yolundan gider durursun, dolanýr durursun iþte… Kolay yani, daha ne istiyorsun? Ben seni bekletmeyeyim, yetiþ diðerlerine, kaybolursun yoksa. Haydi eyvallah! Tek baþýma yola devam. Daha çok var, görünmüyor bile önüm. Uzadýkça uzuyor yol. Hýzýmý iyi ayarlamalýyým sadece. Olmadýk bir yerde yorulup geri dönmemek için, ilersinin gözümü korkutmamasý için. Yön kadar hýz da önemliymiþ meðer, geçen yolda karþýlaþtýðým biriyle fark ettik onu da. Ya yordu bizi olmadýk yerde, ya da nerden geçtiðimizi bile göremedik. Neyse iþte ama sevmedik, bir daha oralarý görmek istemeyiz sanýrým. Hýz, býktýrýyor insaný. Ne uzun yollar býrakýldý geride, nerelere gelindi. Kaç dönüþ gerekmiþ meðer, tekrar ileri gidebilmek için. Kaç çukura batmak gerekmiþ sonra daha yükseðe atlayabilmek için. Ne zaman ki hareket etmem gerektiðini düþünürüm, artýk hiçbir bekleyiþ rahat býrakmaz beni. Hiçbir þey sabitleyemez olduðum yere. Bir yerde "olmak" isterim sonunda. Beklemek ya da durmuþ olmak deðil. Ait olabileceðim, beni olduðum gibi býrakabilip yanýnda, içinde barýndýrabileceðini düþündüðüm herhangi bir yerde, herhangi bir kiþide "olmak". Tüm gidiþler, dönüþler bir adým ileri iki adým geriler hep de bu yüzdendir zaten. Olabilmek için. Olduðunu hissedebilmek için. Bir þeyde de tutunmak istiyor insan artýk, ardýna bakmayacak ve önündekilerden korkmayacak kadar yoluna güvenebilmek. Görebildiðin kadarýný görmek gerek. Bu kadar düþe kalka yürüyorken, bu kadar çalý çýrpý takýlýp duruyorken elime koluma, kabuk baðlamýþ, açýlmýþ çeþit çeþit yara bere taþýyorken bedenimde niye hala yürüyüp duruyorum, onu düþündüm de geçen… Bir son istiyorum herhalde. Sonunda ait olacaðým yerin tam da istediðim yer olmasý için her yeri her þekli görmeye çalýþýyorum. Bu kadar gidiþin tek amacý bir yerde kalmak istemek. Hiç olmazsa kalmak isteyecek kadar sevebilmek, ona sevgine güvenebilmek. Burcu Albayrak www.gazete.itu.edu.tr 36 arýyorum kasým 2006 edebiyat Hiç Kimse Ordasýn biliyorum. Sana yollar kýsalýyor merak etme demek istiyorum Ümit büyütmek istiyorum salakça. Ümidin olduðunu biliyorum Ama sonsuzlukta yitip gitmek de var Bunu da biliyor çok kývrýmlý beynim benim. Düþünmeden edemiyor. Öyle, sesiz duruyorsun Hatta ben bu satýrlarý yazarken Sen de denize nazýr bir bankta oturmuþ beni çaðýrýyorsun Ayný ümidi bana yollamak istiyorsun. Eksik bir þey var içinde, Tanýmlayamýyorsun. Benim gibisin Heyecanlý, yaþarken gülümseten, renkli ve ýþýklý bir hayatýn var. Çok iþin var, baþýný kaldýramýyorsun Çok heveslisin, sonuna dek yaþamak istiyorsun Tatmadýðýn tek damla heyecan kalmasýn istiyorsun. Ama eksik bir þey var hayatýnda, Hayatýmýzda. Beni duyuyor musun? Ordasýn biliyorum. Duymasan da düþündüðünü biliyorum. Senin de hiç kimse için böyle yazýlar yazdýðýný biliyorum Hiç kimseye verilecek olan mektuplar, hiç kimseye kimsesiz mesajlar… Peki, sen de saklýyor musun Kimseye söylemediðin sevgi sözcüklerini benim gibi? Kimseye dokundurtmadýðýn, Kimseye benzemesini istemediðin, kimseye adamadýðýn, Sýcacýk… Ben açtýðýmda yepyeni olsunlar diye Sen açtýðýnda seni sevindirdikleri gibi Beni de sevindirsinler diye Ellerimi o gün için ýsýtýyorum sana vermek istediðim ümitle Ya sen? Bu zaman þimdi çok dar geliyor bana Sýðmamaya baþladým içine Bunaltýyor, çok sýkýyor içimi, çok. Kendi kendime kalýp hiçbir þey düþünmemek için bahane arar oldum. Yataðýmda saatlerce yatýp Gözlerim tavanda ipe sapa gelmez þeyleri Düþünmeyi sever oldum. Geçmiþi düþünüp kendime masallar uydurmak için Gecelerin gelmesini bekler oldum. Yaþananlarý deðiþtirmek meraklýsý oldum Ama adým atmak ölüm gibi geliyor Bu kadar da üþengeç oldum. Keþke ben hep burada sarý çarþafýmýn üzerinde pijamalarýmla otursam Sarý yastýðýma sarýlsam Bir yere gitmesem de hayat bana gelse Keþke hiç uðraþmadan büyüsek Keþke hiç yürümeden kýsalsa aradaki yollar Ne güzel olurdu… Ýþte böyle masallardan bahsediyorum Sana somut dünyada metelik kazandýrmayacak Deli saçmasý þeyler yani Sadece kaðýt üzerinde varlýk gösterebilen Zavallý hayalcikler. Belki sen de içiyorsundur þimdi Sessiz sessiz, yavaþ yavaþ Sarhoþ numarasý yapýp eðlenmeyi istemeyecek kadar yalnýzsýndýr Ya da masanýn baþýnda elinde en sevdiðin fincanýnla yazýlarýný yazýyorsundur. Yazýyor musun? Seni hissetmek ne güzel… Dünyada varsýn Kaleminin kaðýtta çýkardýðý bir ses var. Dans ederken çýplak ayaklarýnýn yerde çýkardýðý sesler var. Senin gözlerin var, kocaman. Benim gördüklerimi görebilen, Ayný bulutlarý görüyoruz, ayný güneþi. Bunu bilmek ne güzel. Yaþýyorsun ya sen! Nefes alýyorsun bir yerlerde, varsýn! Ýyi ki varsýn! Beni duyuyor musun? "Hiç kimseyi özleyecek kadar çok sevmiyorum kendimi" dediðin bir anda, Aynada kimsecikleri bulamadýðýnda yine Yaný baþýnda bitivermek istiyorum yollar izin verirse. Kendini de benimle beraber sevmeyi öðretmek istiyorum sana. Senden bir þeyler öðrenmek istiyorum Þöyle sýcak bir þeyler olsun, Þekerli, kremasýz, sade, mis kokulu. Zoraki bir þey olmasýn içinde. Sen sen olduðun için, ben ben olduðum için ortaya çýkmýþ bir þey mesela. Öyle doðal olsun. Aþk gibi. Baþka þeyden deðil, gayet basit. Sadece sen olmandan ve ben olmamdan doðsun. Aþk iþte, aslý bu. Birilerini sevmiþsindir, hýrpalanmýþsýndýr, acýmýþtýr bir yanýn çok. Olsun… Yollar azaldýkça ben geliyorum, Yaralarýmla hem de Bakalým ne olacak, Çivi çiviyi söksün istiyorum. Diþli zorlu bir þeyler de olsun ama Artýk sýcak olsun, içten olsun. Beni anlýyor musun? Melike Özkan Görüs Günü Cigaramýn ucundaki alevden Daha yakýn olmalýsýn bana Aramýzda gardiyanlardan daha soðuk, kalpsiz Parmaklýklar olsa dahi! Öyle ya! Gardiyanlarýn da kalbi vardýr. Görüþ günümüze az kaldý yarim Görüþlerimizi kabul ettireceðimiz El ele, baðýra çaðýra Cigara alevini bir ateþe Döndürme gününe az kaldý! Yarim þimdi yek olsun bedenlerimiz Senin soðuðun benimkine bileþsin Buz olalým ki; Ateþten yanmadan, elin elimde Benliðin bende çýkýp gidelim güzel günlere! Görüþ günümüze az kaldý Hazýr ettim beyaz sabun kokulu çamaþýrlarýný Az kýymalý çok soðanlý böreðin kokusu gibi Onlarýn da kokusunu çek içine. Bir de lavanta koydum bohçana Bahar dolsun hayaline... Bir bahar akþamý zorla götürüldün benden Ama bu deðil hayal etmeni istediðim Kavuþtuðumuz bahar akþamýnýn özlemiyle Tütsün buram buram o lavanta Yarim, görüþ günümüze az kaldý Sana bu satýrlarý kat be kat topraðýn altýndan yazýyorum Yazýmýn özensizliði bundandýr Sen yine de aldýrma Çek içine beyaz sabunun, lavantanýn, kýymalý böreðin kokusunu Bir tek isteðim var senden Görüþ günümüz geldiðinde Seni görmeye gelemezsem üzülme olur mu? Kollarýmda mecal kalmamýþ Kaldýramýyorum üstümdeki ölü topraðýný! Yarim korkuyorum gün olur o lavanta kokusunu unuturum diye Kavuþtuðunda dünyaya mezarýma bir lavanta dik Tütsün dursun bahar rüzgarlarýyla! Görüþ günümüze az kaldý... Ýliklerim çekiliyor ama ben mutluyum Az önce yanýmda baharýn müjdecisi bir tohum çimlenmeye baþladý Bahar, lavantalar, toprak, sen, ben, görüþlerimiz Ve görüþ günümüz! Ýþte kýsacýk hayatýmýn kýsacýk özeti! Ezgi Toksoy www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 37 kasým 2006 edebiyat Yol Vazgeçtin yollardan. Neden? Neden peki? Biliyor musun gerçeði? Sorabiliyor musun nedenini kendine? Kopmuþ gitmiþsin o yollardan çok uzaklara sen. Bambaþka yollara... Kimsenin sana eriþemeyeceði yerlere soyutlamýþsýn kendini. Kimsenin sana yaklaþamayacaðý bir yerde durmuþsun. Ne uzanabiliyorlar sana ne de yardým edebiliyorlar. Çünkü izin vermiyorsun sana yaklaþýlmasýna ya da yardým edilmesine. Neden böyle yaptýðýný bazen kendin bile bilmiyorsun, kendin bile anlamýyorsun ya da sonra birden boþ verip gidiyorsun. Hayatýnda yapmaktan korktuðun þeylerden anýnda vazgeçip kaçman gibi. Biliyorum özlemlerin var senin de kalbinin bir köþesinde unutmaya çalýþýp da unutamadýklarýn, sevmeye çalýþýp da sevemediklerin var. Vazgeçilmezlerin, hayallerin var. "Hayýr!" diyorsun kendine, yapacaðým. Derken sonra yine "Hayýr!" diyorsun "Ama bu sefer kaçacaðým". Anlamýyor insanlar seni sana göre ama acaba sen kendini anlayabildin mi þimdiye kadar? Ýzin verdin mi kendine bir gün bile? Bir kuþ kadar özgür kalabildin mi? Býraktýn mý düþüncelerini bir denizin sularýna ya da bir kalyonun yelkenlerine. Yaptým diyorsun ama hayýr yapmadýn. Dinlemedin kendini bir gün bile. Dinledin belki de... Bir þeyleri dinledin durmadan ama neyi? Baþkalarýný dinledin. Öyle yapmak gerekliydi belki bazen. Ne dersin? Kendin sanýp da aldandýðýn korkularýný dinledin sen. Korkup da kaçtýðýn ama hep aklýnýn bir köþesinde olan korkularýný dinledin. Farklý bir yol mu seninkisi? Deðil tabii ki...Deðil... Gel bir kez! Gelsen ne olur ki? Kaç o yollardan Anlamayýz seni belki Ya da onlar anlamaz Ama lütfen sen kendini anla bir kez Biz seni anlayana kadar Tükendin mi? Hayýr! Ya da artýk sýkýldýn "yýlmamaya çalýþmak" oyunundan Hayýr, sana yakýþmazdý yýlmak, Sana yakýþmazdý kaçmak, soyutlanmak. Yoksa bu mu kolaydý? Bu mu adildi senin için? Bu mu gerçekti? Bu muydu asýl olan? Bu mu refahtý ya da bu mu mutluluk? Yalnýz ve düþünceli... Hep böyle mi kalacaksýn? Gelmeyecek misin aramýza? Bir gün bile düþünmeden yaþamayacak mýsýn? On gün sonra ya da on yýl sonra... Býkmadýn mý artýk düþünmekten ne olacaðýný? Kaptýrmýþsýn kendini yarýna Bugününü unutuyorsun Onca yýlý nasýl taþýrsýn ki sen sýrtýnda? Bir gününü, bu gününü bile yaþamaya alýþmadan? Hadi kop gel artýk o yollardan Düþün elbet hayatý, sevgiyi, hayalleri, umudu. Vazgeçme elbet Ama vazgeç artýk o yollardan, vazgeç! Vazgeç artýk sana umutsuzluk veren o yollardan Kop gel oralardan bu diyarlara Bak buradayýz iþte Yanýndayýz senin Yeter ki sen iste bir kere Yeter ki sen vazgeç artýk o yollarýn yolcusu olmaktan Açýl denize bir kere Rüzgar doldursun yelkenlerini Kapat gözlerini Güven. Evet, güven Bize mi? Hayýr. Kendine ya da rüzgâra kim bilir? Ama ne olur gitme artýk o yollara Vazgeç artýk o hanlarý hancýsý olmaktan Sen de farkýndasýn deðil mi? Öyledir mutlaka Vazgeç öyleyse o yollardan. Vazgeç. Cansev Baydar Ask Yavaþ yavaþ uyanýr bedenin yeni güne. Her þeyi aðýrdan almak ister gibi, hayatý aðýrdan almak ister gibi, sanki böylece daha çok yasayabilirmiþsin gibi, sanki her güzel þey için mutlak olan son, ancak böyle geciktirilebilirmiþ gibi. En sonunda bin bir nazla, rüyandan uyanmak istemezcesine açarsýn gözlerini. Sonra aklýna yaþamakta olduðun þeyin, gece gördüðün rüyalardan kat be kat daha yaþanýlasý güzellikte olduðu gelir ve böylece þevklerin en þiddetlisi hakim olur açýlan gözkapaklarýna. Böylece sarý bir ýlýklýk dolar gözbebeklerinden içine. Güneþ sýrf sana jest olsun diye doðmuþtur sanki o sabah, týpký dün de olduðu gibi. Eminsindir, yarýn da böyle olacaktýr! Ve hatta diðer gün de... Ve diðer gün de... Hatta bir ömür... Onunla geçireceðin bir ömür... "Kahvaltý günün en önemli öðünüdür" diye öðretmiþti ya hani annen sana, kapanan iþtahýn bir kez daha ihmal etmene yol açar annenin tembihini. Sanki anneler her þeyi ve her þeyin en doðrusunu bilmezmiþ gibi, sanki anneler hep haklý çýkmazmýþ ve anne sözü dinlememek daima en büyük piþmanlýklarýndan olmazmýþ gibi... Annen görse, kahvaltý edeceðin vakti aynanýn karþýsýnda bin bir zorlukla kýyafet seçmeye, hiçbir þeyin içinde kendini yeterince beðenilesi bulmamaya ve bu yüzden tüm gardýrobu alt üst etmeye harcadýðýný, çok üzülürdü kesin! Anlardý gerçi seni, dudaðýnýn kenarýnda minik bir tebessümle izlerdi halini büyük ihtimalle ama üzülürdü de. Hele öðle yemeði de yemeyeceðini bilse... Öðlenin geliþinin senin iþtahýnýn açýlmasý için gereken vakti yaratamayacaðýný... Ýþtahýnýn geri dönüþüyle onun gözleri arasýndaki baðý bilse annen... Onun gözlerine bakmanýn, suretini görmenin, sesini duymanýn, o sesten bir þeyler dinliyor olmanýn iþtahýn üzerindeki akýl almaz etkilerinden haberdar olsa anneciðin, almaz mýydý ki eve ondan bir tane? Açýlan iþtahýn, kapanan iþtahýn, gereðinden çok açýlan iþtahýn... Ýþtahýn; iletiþiminin tamamen koptuðu, artýk hakkýnda en ufak bir fikir sahibi olmadýðýn iþtahýn... Akþamlar gelir sonra. Günler sizin için giyinir en lacivert tuvaletlerini, sizin için süslenir ve dönüþür sahneye. Tüm doða elbirliði edip taþýr sizi sahneye. Iþýklar yanar, gece susar, nefesler tutulur, perdeyi açar yýldýzlar... Tüm dünya pür dikkat kesilmiþ sahneye; boþ sahne üzerinde parýldayan "Siz"e bakmaktadýr. Oysa siz evreni unutalý çok olmuþtur. Gecenin en parlak yýldýzý olma hissi böyle gerektirmektedir çünkü. Oda boyutsuzdur, yatak boyutsuzdur, hatta hiçbiri aslýnda zaten yoktur. Huzurdur var olan sadece ve bir de sizi böðrüne çekip orada eriyip birbirine karýþýp adeta lehimlenmeye davet eden bir hafiflik! Us mu reddeder düþünmeyi, aþýrý þefkat ve huzur mu felç eder beyni bilinmez ama bir þekil yok olur iste düþünme iþlevi. Kollar vardýr sadece arasýna kývrýlacak ve bir de boyun, kafaný bir daha asla dýþarý çýkarmamak üzere içine gömüp, hayatin her çeþit ürkünçlüðünden kaçýp, sýðýnýlacak. Tabi bir de ciðerlere çekilecek bir koku; ömür boyu içinden söküp atamayacaðýn ve önceleri sýk sýk sonralarý da ara ara durduk yere burnunun ucunda duymaný engelleyemeyeceðin. Dudaklarýnsa varlýðýndan bahsetmek bile gereksiz! Somutlaþýp maddeye dönüþmüþ sevgini aktarmak için, öpücüklerden daha kullanýþlý bir aracýn yokken... Ýþte böylece edersin sabahý, her seferinde ah etsen de, gene geçmiþtir lanet zaman! Yataðýn ve odanýn boyut kazanacaðý; fakat gecenin huzurunu kaybedeceði; bu nedenle uykularýn seni terk edeceði; kollarýndan, boynundan, sýcaklýðýndan, yoksun; sýradan, "Siz" siz, "Sen"li geceler de olacaðý gerçeðini sokar bu kez güneþ gözüne. Bu kez o gecelerin geliþini geciktirmektir, yataktan kalkýþýný aðýrdan almana sebep. Tüm o aþklý günler boyunca gülücükler senindir. Hatta kahkahalar da senindir. Huzur senindir. Huzur seninledir. Týpký mutluluk gibi... Hayat gözbebeðinde parlayan günýþýðýdýr. Hayat andýr. Hayat anýdir. Biteceði ihtimalinden uzak yaþadýðýn her dakikadýr. Ölmekte olan bir dileðin dirilmeye baþlamasýdýr. Aþk... Sana bitiremediðin yazýlar yazdýrandýr... www.gazete.itu.edu.tr Duygu Özkan 38 arýyorum kasým 2006 edebiyat Yolcu Dünyanýn o en güzeli, dünyanýn o en kusursuzu, eþdeðeri olmayaný… Karanlýk, ýslak; hiçbir þey göremiyorum Neredesin, "burada"; kayýp düþtüm Bir çukur, bir çukur daha, Neredesin, "burada, ha ha ha", üzerime toprak atýyorlar Koþuyorum, durmamalýyým, yardým edin! Bana yardým et, "buraya gel", tamam geliyorum, Uçurum, yüzümü okþayan hava akýmý, aðlýyor muyum? Uyan, uyan, uyan… Uyandým, bir haftadýr ayný kâbus. Yine terlemiþim boncuk boncuk, yastýk sýrýlsýklam. Yüzümü yýkamalýyým, hala titriyorum. Gözlerim, beni iki kat yaþlý gösteriyor, morluklar ve çizgilerle. Hayatla yüzleþmenin yan etkileri bunlar. Yataða uzanalý daha bir saat olmamýþ, "Deli gibi uykum var". Ruhum bedenimden çýkacak gibi haykýrýyor, fakat uyumamalýyým. Saatin tik taklarý arasýndaki zaman dilimi giderek büyüyor, bedenimi saran inanýlmaz bir bahar rahatlýðý, "Hayýrrrr!", uyumamalýyým. En iyisi bir kahve yapmalý, Türk kahvesi olmalý en acýsýndan. Þeker neredeydi? Hayýr, þeker de olmamalý, acý olmalý hayatýn götürdükleri kadar acý. Sonra da çýkýp gezmeli, uzun zamandýr güneþ görmeyen bedenime bir bayram mesela. "Hayýr, ne yapýyorsun?", ne olur bu defa son, çok özledim, çaresizim. "Kendini kandýrma", kendimi mi kandýrýyorum? Hayýr, sen beni kandýrýyorsun, hep ayný hikâyede kaybolup gidiyorum, benimle bu þekilde konuþma. Bir haftadýr göz hapsindeyim, ne güneþ yüzü gördüm ne de baharý koklayabildim, nergis kokularý, deniz kokusu, bunu neden yapýyorsun? "Bunu kendin istedin" … "Yine mi aðlýyorsun" … Bir duþ almalýyým, sinirlerim boþaldý yine, bir de þu titreme yok mu, bir sigara çekmeli yine en derinlerine ciðerimin, iþte böyle, rahatlamalý, gevþemeliyim. Yarýn son günüm buralarda, bir þeyler yapmalýyým, bir þeyler, ama ne yapmalý. Son günüm, son günüm… Bir veda mektubu hazýrlamalý, evet evet, en güzelinden çiçeklerle donatmalý, rengârenk olmalý ona yaraþýr þekilde. Þimdi kafam çok karýþýk ama sonra yazmalý sonra. "Evet, uyumalýsýn" , evet uyumalýyým, bu þekilde karþýsýna çýkamam, azimli ve vazgeçmemiþ gözükmeliyim, ilk tanýþtýðýmýz günkü kadar masum ve temiz olmalýyým. Tik tak, tik… tak Uzaklardan damlayan bir su sesi Ne oldu, bana mý seslendin? Aðlýyor musun? " … " Koþmalýyým, çabuk olmalýyým Neredesin geliyorum, "Gel bekliyorum" Dört bir yanýmda su sesleri Biri ýþýklarý mý kapattý? "Hayýr" Bekle beni, kýpýrdama Bir çýðlýk, hayýr, hayýr… Neden böyle yapýyorsun? Benden ne istiyorsun? " trrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr " Uyandým, baba yadigârý saatimin beyin týrmalayan alarmý. Uzun süredir bu kadar uyuyamamýþtým. Güneþ olanca güzelliði ile gökyüzüne serilmiþ, bana nispet yaparcasýna, fakat bugün öyle olmayacak. "En güzel kýyafetlerini giy" , hayret bugün bana karþý çýkmayacak mýsýn? " … " . Ve en güzel kýyafetlerimi giyindim, saçlarýmý taradým, güzel kokular süründüm. Nergis kokularý sarmýþ dört bir yaný, martý sesleri, yosun kokusu, vapur sesleri. Sarýyer, Ýstinye, Emirgan, Rumeli, Ortaköy; Boðaz'ýn eþsiz kývrýmlarý. Kendimi kaptýrýp rüzgâra bir martý edasý ile uçmak isterdim bu diyarlarda ve hayatýmý bir martý olarak sürdürebilirdim, "Saçmalama". Kanlýca ve Çengelköy'e de uðrardým belki, sen de istemez miydin? , " … " . Dolaþmalý, dolaþmalýyým. Tüm hatýralar canlanmalý yeniden, hatýrlanmaya deysin deymesin hepsi. Adalar'da bisiklete binmeli, Çamlýca'da uçurtma uçurmalýyým ve son sigaramý Ortaköy'de bir banka uzanýp Boðaz'a karþý tüttürmeliyim. Yoruldum… Ortaköy'de bir banka uzanmýþ son sigaramý çekiyorum, her nefes alýþ daha bir yakýnlaþtýrýyor veda saatini. Bu kadar zor olmamalýydý, bu kadar baðlanmamalýydým, bilinmeyen ve tadýlmayan acýlarýn en insafsýzý bu, çaresizim. Martý sesleri, "Uyan", "Uyan", Neredeyiz, baþým aðrýyor Hayýr, hayýr bu olamaz, Buraya nasýl geldim? Gitmek istemiyorum, "Mecbursun" Ama veda bile edemedim, "On yýldýr her gün veda etmiyor musun?" Beni yalnýz býrak Ne olur yalnýz býrak "…" Yüzümü okþayan hava akýmý, aðlýyor muyum?, "Evet aðlýyorum". Düþüyorum, bu defa korku yok, hýçkýrýk yok, kaçýþ yok, sonunu bildiðim bir yolculuk, geri dönüþün olmadýðý. Bir kadýn misali saçýnýn savruluþunu, belinin kývrýmlarýný, yüzünün narin hatlarýný ruhumda hissediyorum. Koparýp bedenimden ruhumu ona teslim etmek isterdim, zaten bir yarýmý býrakýp gitmiyor muyum? Artýk ne bir bütün olabileceðim tamamý ile ne de tam bir yarým. Bir parçamý Ortaköy'de diðerini Ýstinye'de býrakacaðým. Sýrtýmý rüzgâra çevirip, martýlarýn beni alýp götürmesini bekleyeceðim. Elveda, "Ýstanbul" Ufuk Çavuþ Sehr-ii Istanbul Bir peri geldiðinde ve nida ettiðinde dile benden ne dilersen diye o güzel sesiyle isteyeceðim ondan bir eski Ýstanbul… Bir sufinin ruhu kadar temiz, neyinin sesi kadar yumuþak ve her dakika artýk o eski Ýstanbul kalmadý dedirtecek kadar güzel Ýstanbul'u. Kandil ýþýðý gibi kutsal bir günde gelecek güzeller güzeli peri kýzý ve soracak neden istersin Þehr-i Ýstanbul'u yok mu hayalinde para, pul, avrat, ab-ý hayat ya da dillere destan bir rahat? Hayýr diyeceðim ey güzel peri kýzý bana sadece ver Þehr-i Ýstanbulumu et beni Leyla'sýna kavuþmuþ Mecnun kadar memnun... Fevzican Abacýoðlu Biz Neredeyiz? Biz neredeyiz? Þehirlerarasý yol haritasý gibiyiz. Sürekli bir yerlerimizde kazalar oluyor, çukurlar kazýlýyor. Biz bir diðerinin yolundan geçmedikçe, bihaber kalýyoruz. Her gün üzerimizdeki yollar uzuyor; bir güzergâh daha tadilat için kapanýyor. Yani gitmek istesek ya varlýðýndan haberdar olmadýðýmýz hendeklere düþeceðiz, ya da artýk kapalý olan bildik yollarýn yokluðunda kaybolacaðýz. Ýþte biz artýk buyuz. Hayatlarýmýz þehirlerarasý bir yol haritasý. Sadece kavþaklarda buluþuyoruz orada da bekleme yapmak yasak. Filiz Akkaþ Beklentisiz Acele Yaþamýn kýsalýðýna inatça gidilen hýzlý ve uzun bir yolda Ne için, kimin için diye sormadan adanýlan bir meþgaleyle Poyraz taraflardan uyanýp lodosa yatmak boylu boyunca Tanýmsýz zevk, hissiyatsýz sevgi, beklentisiz bir aceleyle Fatih Avcý www.gazete.itu.edu.tr tiyatro 3in1 Stand-up Meddahý, mankeni ve müziðiyle dört baþý, pardon üç baþý mamur bir stand-up izlemeye ne dersiniz? Uzun süre "Yurdum Ýnsaný" isminde bir oyun oynayan Mehmet Ýmal ve podyum dünyasýndan tanýdýðýmýz Nilay Dorsa'yla yeni projeleri hakkýnda konuþtuk. Proje nasýl baþladý? Fikir aþamasýndan bu noktaya gelene kadar neler yapýldý? Mehmet Ýmal: Projemiz stand-up ama bildiðimiz stand-up'lardan deðil bir farkýmýz var. Ýnsanlar bir tiyatroya gittiðinde tek kiþilik mizahýn güldürü olan bölümünü eksik görürler, onu ararlar. Bir stand-up'a gittiklerinde teatral bir eksiklik hissederler, tüm bu ikisinde müzikal bir eksiklik hissederler. Þimdiye kadar bu üçünün ayný sahnede toplandýðý bir proje yok. Biz bu üçünü birleþtirerek tam anlamýyla daha önce yapýlmamýþ bir sahne þovu tasarladýk kafamýzda. Ýnþallah 4 Kasýmda da ilk gösterimiz olacak Sizin bu projeye katýlmanýz nasýl gerçekleþti? Nihal Dorsay: Mehmet Ýmal'le tanýþmamýza neden olan Kaan Erkam'dýr. Benim tiyatro alanýnda ufak da olsa bir geçmiþim var. Kendimi farklý alanlarda göstermeyi seviyorum. Çünkü mankenleri beyni çalýþmayan, aptalmýþ gibi göstermeye çalýþan bir kesim var. Ben de tam tersini savunuyorum. Hayýr, mankenler oyuncu da olabilir, þarkýcý da olabilir, tiyatroda da oynayabilir. Ben de kendime bu anlamda güveniyorum. Bir de en önemlisi, inandýðým projelerde yer alýyorum. Projedeki tekstin kaynaðý nedir? Belli bir konuya hiciv ya da eðlendirirken düþündürelim kaygýsý var mý? MÝ: Hiç böyle bir kaygým olmadý zaten. Biraz da ayrýlan noktasý o aslýnda, yani genç bir oyun. Günlük olaylarý çok fazla ele alan, televizyonda karþýlaþtýðýmýz olaylarý bizzat iþleyen, doðaçlamasý yoðun bir oyun. Her oyun birbirinden farklý. Doðaçlama yapmanýn tecrübeye dayalý bir þey olduðunu düþünerek soruyorum, bu oyunda doðaçlamanýn olmasý sizi biraz korkuttu mu? ND: Korkutmadý çünkü doðaçlama olan þeylerin daha doðal, insanlarý daha cezbeden bir þey olduðuna inanýyorum. Bilindik bir hikâyeyi anlatmaktansa insanlara farklý tatlardan bir þeyler sunmak daha güzel arýyorum 39 kasým 2006 geliyor bana. Ben de merak ediyorum çünkü hala yazýlmaya devam ediyor. Ben orada çatlak bir öðretmeni canlandýracaðým ama kýsa skeçlerdeki rollerimi ben de tam olarak bilmiyorum ve bu beni heyecanlandýrýyor. Mehmet'le çok kýsa zaman oldu tanýþalý ama çok iyi bir uyum saðladýðýmýza inanýyorum. Ýnsanlar da artýk sýkýldýlar hep ayný yüzleri görmekten, ayný isimleri duymaktan. Birilerinin önünü açmak gerektiðine inanýyorum. Þimdi dersen ki birilerinin önünü açmak gerekirken neden bir manken kullanýlýyor oyunda, onu da Mehmet'e sor derim. Neden bir manken (Gülüþmeler) ND: Niye ben kardeþim! kullanýlýyor oyunda? Daha doðrusu mankenler bu tip projelerde kullanýlýyor mu? MÝ: Güzel bir oyun istedik o bakýmdan. Evet, Nilay Dorsa'nýn bir mankenlik apoleti var ve bence mankenlik bir duruþ sanatýdýr. Sahne de zaten böyledir. Nilay daha önce repliklerle bu duruþa çok güzel destek verdi. 24 saat sahnede kaldýlar. Guinness denemesi yaptýlar. Girdiler… ND: Giremedik! Orhan Kural uyudu, uyuya kaldý! (gülüþmeler) MÝ: Giriyorlardý, noter uyuyunca giremediler! Bizim bu projede onu kullanmamýz diye bir þey yok; birlikte bir proje yapma durumumuz var. Manken her þeyi yapar ama mankenin manken olmasý lazým. Tamam, manken askýlýktýr ama askýlýk var askýlýk var. Hakikaten askýlýktýr ama oraya asarsýnýz, kalýr kimileri. Bir daha da bir þey asmak istemezsiniz. Nilay'ýn "mankenler" diye tabir edilip aþaðýlanmak istenen camianýn dýþýnda farklý bir imajý var. O yüzden Nilay Dorsa. ND: Tiyatroda mankeni ya soyuyorlar ya da striptiz yaptýrýyorlar. Bir dönem Billur Kalkavan oynadý, Þebnem Özinal oynadý. Bizde öyle þeyler yok. Mankeni kullanma asýl orada yaþanýyor. Yani burada mankeni kullanma durumu yok çünkü Mehmet son derece kendine güveni olan bir insan. Benim ona ne derece katkým olabilir? Belki birkaç tane gazeteci ya da kamera daha fazla gelir. Bu arada biraz iddialý þeyler söyledin mi, biliyorsun birilerine saldýrdýðýn zaman daha fazla prim getiriyor. Okan'dan iyiyim, Engin Günaydýn'ý silip geçerim…(gülüþmeler) Bu ülkede maalesef böyle. Mehmet çok mütevazý. Mütevazýlýk çok önemli bir þey. Bence mütevazý olduðunuz sürece her zaman baþarýrsýnýz, her zaman kalýcý olursunuz. MÝ: Burada þöyle ince bir ayrýntý var zaten. Biz hâlihazýrda oyunlarýmýzý oynuyorduk, gelip izliyorlardý. Benim hayatým sonuna kadar böyle rutin devam edebilirdi ama bazý noktalar da isyan noktasý oluyor. Ýddianýn ötesinde böyle isyankâr bir tavýr var bende. Evet, Ata Demirer, Cem Yýlmaz, biz bunlara güldük, eðlendik ama kamuoyunun bilmediði þeyler var. Ata Demirer'in en bilindik "geyik aslaný" bile Ýngiliz komedyen Billy Connolly'den birebir alýntý. Yani ben alýntý diyorum ama… O bile bunu yapýyorsa... Cem Yýlmaz'ýn röportajlarýný izleyin, bir þey söylemeden sürekli gülüyor. Birbirlerini tekrar etmeye baþladýlar. Sahneyi artýk býraktýlar çünkü ekrandan daha iyi para kazanýyor insanlar. Sahneler artýk boþ. Sadece Engin Günaydýn var. Onunla ilgili baþka söyleyeceklerim de var ya. Yani severim, çok iyi bir ekraný var ama bir karakterde kaldý. Biraz anadoluvari, hoþ, sempatik ama ayný. Peki, bu interaktif yapýnýn içinde seyircinin birebir katýlýmý var mý? Yani oyunun bir yerinde seyirciye dönüp onlardan bir geri-besleme alýp devam etmek gibi bir þey var mý? www.gazete.itu.edu.tr MÝ: Benim programlý enteraktif bölümlerim var. Kendimi her oyunda zorlarým, doðaçlamaya iterim çünkü o doðaçlama tarafýmý biraz daha severim. O anda çýkan bir espriye seyircinin iyi bir reaksiyon vermesi oyunu coþturur zaten. Benim þu bölüm enteraktif olmalý dediðim yerler de var, programsýz olanlar olduðu gibi. Mesela çizgi film anlatýrým ben, aklýnýza gelen var mý derim. Ýlla ki birinden bir cevap gelir. Onun üzerine düþünürüz biz ama mizah benim elimde olduðu için eðlenceli bir þey çýkar ortaya. Bu programlý olaný ama her þey bir yana ben anlatýrken hiç beklemediðim anda oradan birinin bir þey söyleme durumu da var. ND: Ýnsan istedikten sonra her yerden her an malzeme çýkarabilir. Siz bir pazara gittiðinizde, pazardaki insanlarýn hal, tavýrlarýndan bile bir espri yaratabilirsiniz. Bu tamamýyla sizin hayal gücünüz ve kabiliyetinizle orantýlý bir þey. Türkiye'de malzemeden çok ne var? MÝ: Marjinal noktalar aslýnda mizaha çevirmesi çok kolay noktalardýr. O da toplumun her kesiminde gözünüze çarpýyor. Nilay'ýn da dediði gibi en alt tabakadan en üst tabakaya kadar sýra dýþý her noktada olur. En alt tabakanýn da sýra dýþýlýðý var. O yüzden dediðim gibi malzemede problem yok, iþleyende de problem yoksa 4 Kasýmda iyi bir iþ çýkacak diye umuyorum. Ben de son sözleri isteyecektim, iyi oldu. ND: Ýstanbul Teknik Üniversitesi'ne sevgilerimi iletiyorum, hepinizi çok öpüyorum (gülüþmeler). En kýsa zamanda da inþallah Mehmet'le beraber söyleþiye gelmek istiyoruz. Arýyorum'a verdikleri özel pozlar ve güzel sohbetleri için Mehmet Ýmal ve Nilay Dorsa'ya teþekkür ederim. Stand-up'ý yalýn kýlýþ sahne gösterisinden teatral bir yapýya sokmak isteyen oyun, 4 Kasýmdaki ön gösteriminden sonra baþta Ýstanbul olmak üzere birçok þehirdeki üniversiteyi kapsayan bir turneye çýkacak. Takip etmeye deðer! Emrah Deniz, [email protected] arýyorum kasým 2006 40 tiyatro Fotoðraflar, Banu Kaplancalý Düþünce suçu ve insanlýk dramý üzerine iki oyun: küller küllere bir de yolluk Bu sayýda, Nobel Edebiyat ödüllü yazar Harold Pinter'in Akbank Sanat'ta Yeni Kuþak Tiyatro tarafýndan gösterilen iki oyununu sizlerle paylaþmak istedim. Yönetmenliðini Mehmet Ergen'in yaptýðý oyunlardan ilki "Bir de Yolluk". "Bir de Yolluk'u oldukça çekici ve akýllý iki Türk kadýnla bir partide tanýþtýktan sonra yazdým. Ülkelerinde uygulanan iþkenceye olan ilgisizlikleri sonucunda onlarý boðazlamak yerine oturup o kýzgýnlýkla Bir de Yolluk'a baþladým" diyor Harold Pinter. Oyun anne (Gilda), baba (Victor) ve çocuktan (Nicky) oluþan bir ailenin bir polis (Nicholas) tarafýndan sýrayla sorgulanmasý ve sorgu altýnda gördükleri fiziksel ve psikolojik iþkenceyi konu alýyor. Nicholas rolünde Cengiz Bozkurt var. Sorgu altýndakilere uyguladýðý baskýyý o kadar güzel yansýtýyor ki oyunun sonunda Nicholas'a nefret duymaktan kendinizi alamýyorsunuz. Aðýr iþkence sonucu konuþamaz hale gelen Victor'un çaresizliði Serhat Tutumluer'in mimikleri ve vücut diliyle hayat buluyor ve adeta içinize iþliyor. Defalarca uðradýðý tecavüze raðmen hala dimdik durmaya çalýþan Gilda rolündeki Evren Kardeþ tüm isyanýný ummadýðýnýz anda bir çýðlýkla anlatýp sizi koltuðunuza mýhlýyor. Çocuk rolünü deðiþimli olarak oynayan Ali Özkul ve Yiðit Yýlmaz, sorgu sýrasýnda ailesine ne olduðunu anlamaya çalýþan ürkek gözlerle Nicholas'a bakarken küçük yaþlarýna raðmen büyük bir rolü göðüslüyorlar. Ýkinci oyun ise "Küller Küllere". Oyun 20. yüzyýlda yaþanan soykýrým, zorla sýnýr dýþý edilme gibi insanlýk dramlarýndan etkilenen bir kadýn (Rebecca) ile onu bu düþüncelerden uzaklaþtýrmak isteyen kocasýnýn (Davlin) konuþmalarýný konu alýyor. Davlin'i Serhat Tutumluer oynuyor. Hiç birini yaþamamamsýna raðmen toplama kampýna götürülen insanlarýn, bebekleri ellerinden alýnan annelerin halini yaþamýþçasýna anlatan Rebecca rolünde ise Esra Bezen Bilgin'i görüyoruz yansýttýðý hüznün tartýþýlmaz baþarýsýyla. Siz bu kadroya bu oyunla katýldýnýz. Kendinizi kýsaca tanýtýr mýsýnýz? EK: Evren Kardeþ. 1979 Ankara doðumluyum. Hacettepe Üniversitesi'nin önce bale bölümü ön lisansýný daha sonra da 2002'de tiyatro bölümünü bitirdim. 2002'de Semaver Kumpanya'ya katýldým ve 3 sezon orda oynadým. Bu sene de Yeni Kuþak'tayým. Bir de Yolluk, Harold Pinter'in 84'te yazarlar kulübünün daveti üzerine Türkiye'ye geldiðinde aydýn kiþilerin çoðunun www.gazete.itu.edu.tr hapishanelerde olmasýndan etkilenmesi sonucu yazýlmýþ bir oyun. Daha sonraki bir ziyareti sonucunda da Kürtlere, kendi dillerini konuþmalarý ve kendi hayatlarýný yaþamalarý konusunda baskýlar yapýldýðýný gözlemleyerek Dað Dili'ni yazmýþ. Türkiye'yle ilgili konularý bu denli sýk ele almasýnýn bir nedeni var mý sizce? EK: Sonuçta o dönemde (80 dönemi) ters giden bir þeyler vardýysa ve bunu gösterdiyse Pinter, bu o ülkeye takmak anlamýna gelmiyor bence. Zaten Harold Pinter gibi aydýn birinin sorumluluðudur ters giden bir þeyi göstermek ve çözüm önermek. EBB: Ben pek de haksýz görmüyorum. Nerde yasaklar varsa orda düþünülmesi gereken bir þeyler vardýr. Ýnsanlar düþüncelerinin ifade edebilmeli. Daha doðrusu düþünceler kendinde ifade edebilecek cesareti bulan insanlar tarafýndan ifade edilmeli. CB: Harold Pinter çok politik biri zaten. Sadece bu oyunlarýna deðil tüm oyunlarýna bakýldýðýnda politik bilicin alttan atla aktýðýný görebiliriz. Ýkinci Dünya Savaþýný görmüþ ve Hartney gibi iþçi sýnýfýnýn yoðun olarak sol mücadele verdiði bir mahallede büyümüþ bir insan. O yüzden dünyanýn herhangi bir yerinde yapýlan haksýzlýðý kendine yapýlmýþ sayýp bir aydýn tutumuyla bunu sanatýna aktarabilen bir sanatçý. Nobel'i aldýðýnda yaptýðý konuþma da hayli politik bir konuþma mesela. EK: Türkiye'nin 80'deki halini Dünya'ya tanýttý ve arýyorum 41 kasým 2006 tiyatro Neden Pinter'ý seçtiniz? ST: Çünkü Yeni Kuþak Tiyatro'nun amaçlarýndan biri bu; çaðdaþ konulu oyunlarý ele alýyor. Pinter da bunu yapýyor. Dünya'nýn her yerinde bu oyun her gün oynanabilir. Çok çaðdaþ. Oyuncu için de çok lezzetli þeyler var ve çok gerçekçi. O lezzetlerden biri de oyunda Victor karakteri için neredeyse hiç repliðin olmamasý, oyuncuyu hep mimik ve vücut hareketleriyle oynamak zorunda býrakmasý olabilir mi? Sýrf mimik ve vücut hareketleriyle oynamak daha mý zor? Türkiye'yi o haliyle tanýdýlar, sorun burada diyorsan insanlar bunun bir döneme ait bir þey olduðunu takip etmiþtir mutlaka. Eðer iyiye giden bir þeyler olmuþsa sonradan, onlarý da takip etmiþlerdir. O yüzden o dönemi aktarmakla bence doðru yapmýþ ama mesela 2020'de Türkiye'nin imajý o döneme bakýlarak çýkarýlmayacaktýr. Peki, bu oyunu oynamadan önce aðýr tepkilerin gelebileceðini düþünüyordunuz. Ama benim takip ettiðim kadarýyla genelde olumlu eleþtiriler geldi. Olumsuz tepkiler oldu mu hiç? ST: Tabii geldi. Kimisi oyunu terk etti mesela. Aðýr geldi, sýkýldýk diyen var mesela. Ama bizim düþüncelerine önem verdiðimiz kiþilerden gelen iyi övgüler de var. Biz yaptýðýmýz iþin vasatýn üstünde olduðunu biliyoruz. Halkýn tiyatrodan uzak olmasýnýn belli bazý nedenleri vardýr. Bunlardan biri sahnedeki konuþma dili, diðeri reji anlayýþý bir diðeri de oyuncularýn oyuna yaklaþým biçimleridir. EBB: Bir de bu oyunu izlemek, düþünmeyi bilen insana bir þeyler anlattýðý için, biraz cesaret gerektiriyor. Oyundaki her hareket, kullanýlan her efekt bunu amaçlýyor. Keman, tren, dalga, insan sesi ve kapý sesi. Bunlarýn hepsi Mehmet Ergen (yönetmen) tarafýndan büyük bir titizlikle seçildi. Bu amaçta baþarýlý olundu ki bu seneki Afife Jale'de aday gösterildi. Oyunda Victor'un suçu açýkça söylenmiyor ama o da bir aydýn deðil mi? ST: "Üst düzeyde, aydýn, akýllý bir adamsýn." lafý geçiyor, sonuçta bir aydýn. Bir de bir akademisyen olduðu sonucu çýkarýlýyor. "…bir bakýma akademik. Deðil mi siz öyle düþünüyorsunuz." lafý geçiyor mesela ama bunlarýn hepsi imgelem dünyasýndaki þeyler. Pinter'ýn en güzel tarafý bu zaten. Bir cümle kuruyor, cümlenin içinde geçen nesne sana bambaþka bir imge yaratýyor. Onun üstüne gidiyorsun. Demek istediði þeyi direkt söylemeyen, bunu düþündürüp bulduran, hissettiren bir yazar. Yüceliði de burada bence. EBB: Bir oyuncu için en zor olan þey de bu. Çünkü ne demek istediðini bilmeyince nasýl oynayacaðýnýzý da bilmiyorsunuz. Bunlarla ilgili ipuçlarý varsa ama derinlerdeyse, baþta hiçbir þey yapamýyorsunuz. Pinter, oyun önerisi, sinir belirtisi, kýzgýnlýk, bunlarýn hiç birisini parantez içinde kullanmayan bir yazar. Direkt oyuncuya sen ne anladýysan, ne hissediyorsan onu oyna diyen biri. Nicholas'ýn o sinir bozucu sözleriyle ortam iyice geriliyor ve seyirciler birden Gila'nýn çýðlýðýyla kendine geliyor. Baðýrmayý bilmek ne demek? EK: Sanýyorum Üstün Akmen böyle bir þey yazmýþtý. Kastettiði þey hakkýný vererek baðýrmak galiba ama o baðýrmayý bildiðim için deðil. Orda yaþadýðým duygu doðruysa o ses çýkabilir bence. Genelde de bu vardýr; insan inanarak baðýrdýðýnda sesi kýsýlmaz. Yani duygu doðruysa o ses çýkýyordur, teknik olarak yaptýðým bir þey yok aslýnda. www.gazete.itu.edu.tr ST: Tabii ki çok zor. Sadece o duyguyu yaþamanýz gerekiyor. Bütün duygularýnýzla gerçekçi olmanýz gerekiyor. Ben her defasýnda bambaþka bir cümlesine takýlýyorum mesela. Sorguda, hiç alakasý yokken "…hastane, hiç hastanede yatmadýn mý?" diyor mesela. Hiç alakasý yok ama sende bir hastane imgesi yaratýyor. Ya da "…yukarýda rahibeler mi var?" Buradan þu sonucu çýkarabiliriz. Eðer düþünen insaný hastalýklý kabul edersen, hastaneler de sorgu merkezlerin olur. Bir tek cümleden geçiyor bu anlam. Düþünebilene ve anlayabilene geçiyor tabii ki. O yüzden çok lezzetli. EBB: Küller Küllere'de de insanýn beyninin köþesindeki düþüncelerini sýnýyor. "Sen kimsin, insan nedir?" sorusunu soruyor sürekli ve bunlarý öyle bir platformda sunuyor ki en uçtaki örnekleri görüyorsun. Her iliþkide olan þeyleri sana en uç noktalarda sunuyor. Son olarak teknik ekibin oyunun baþarýsýndaki katkýsýný da unutmamak gerekir. Dekor ve kostümün Barýþ Dinçel, müziðin Çiðdem Borucu, ýþýk tasarýmýnýn Yakup Çartýk, ses tasarýmýnýn da Emre Ergen tarafýndan yapýldýðý "Küller Küllere- Bir de Yolluk", bence farklý konusuyla seyredilmeyi hak eden bir oyun. Emrah Deniz, [email protected] arýyorum kasým 2006 ýsa ýsa k sa kýsa a sa kýs kýsa k ý sa ýsa kýs k kýsa ký k ý sa k a kýs a ký sa sa ký sa k sa ký sa kýsa ký ý sa sa ký sa ký k kýsa kýs kýsa a ký kýs a kýsa ký sa kýsa ký ký a k ýs ýsa ký sa kültür sanat hayat sa ký sa 42 Edebiyattan Kýsa Kýsa New York çýkýþlý aykýrý grup Yeah Yeah Yeahs ilk albümleri Fever To Tell'den üç yýl sonra, merakla beklenen ikinci albümleri "Show Your Bones"u geçtiðimiz ay yayýmladý. Bikini Kill, Sonic Youth ve Blondie etkileri hissedilen garaj-punk tarzýndaki ilk albümlerinden sonra oldukça yumuþatýlmýþ bir tarzla karþýmýza çýkan grup ben dahil birçok hayranýný hafiften üzmüþe benziyor. Albümün dikkat çeken iki parçasý Turn Into ve Gold Lion þimdiden raflarda yerini almýþ kýsa çalarlar. Otoritelerce rüküþlük abidesi ilan edilen grubun solisti Karen O'nun saçýný küt kestirmiþ, yani biraz daha uslanmýþ olmasý, sanýrým albümde esen yeni yumuþak rüzgarýn nedeni. Ýlk albümde Maps, Date with a Night, Rich, Pin, YControl gibi oldukça baþarýlý eserlere imza atan grubun duraklama dönemi umarýz kýsa sürer. Müzikten Kýsa Kýsa Yeah Yeah Yeahs "SHOW YOUR BONES" Fedailerin Kalesi: ALAMUT, Vladimir Bartol Yazar Vladimir Bartol'un 1938 senesinde yazmýþ olduðu, ancak hem savaþ yýllarý sebebiyle hem de kitabýn "tehlikeli" bulunuþu sebebiyle, ilk baskýsý 1980 yýlýný bulmuþ bir kitaptýr "Fedailer Kalesi ALAMUT". Ayný dönemlerde yaþamýþ olan Ömer Hayyam, Nizam'ül Mülk, Hasan Ýbn'i Ali ve Hasan Sabbah'ýn çeþitli konular üstüne kafa yormalarý ve kendilerini görmek istedikleri yerde görmek için verdikleri çabalarla baþlayan kitap; Hasan Sabbah'ýn Alamut Kalesi’ni nasýl ele geçirip, onu nasýl aþýlmaz, ulaþýlmaz, efsanevi bir hale getirdiðini; kurulmaya çalýþýlan tuzaklarý; akýllýca oyunlarý anlatýyor. Kitapta anlatýlanlar günümüzde halen tartýþma niteliðinde: Cennet bahçeleri vaatleri, fedailerin uyuþturucuyla uyutulmasý, Hasan Sabbah'ýn tarihin en büyük teröristi mi yoksa en güçlü lideri mi olduðu sorgulamalarý,... Hangisine inanýlýrsa inanýlsýn; bu kitapta yüksek hayal gücü ve zekaya sahip birinin büyük kitleleri nasýl da kolayca etkileyebildiðini, isteklerine göre kullanabildiðini, daha da ötesi kitlelerin böyle biri tarafýndan kullanýlmaya nasýl açýk olduðunu, tek amaçlarýnýn "bir insana ölümüne hizmet" haline nasýl kolayca gelebildiðini göreceksiniz. Burcu Albayrak Uygarlýk Tarihi, Server Tanilli Batý uygarlýk tarihinin doðuþundan günümüze kadarki geliþimini, bu geliþimin içinde Türk uygarlýðýnýn yerini ve bu deðiþimin sancýlarýný ele alan bir eser. Sorgulamaya ve öðretmeye dayalý bir anlatým biçimi üzerine kurulmuþ. Bundan dolayý kitap içerisinde sorgulamaya teþvik eden sorular yer almakta. Ayrýca daha geniþ bir çerçeveden olaylara bakabilmemiz içinde deðiþik kaynaklardan kýsa alýntýlarla faydalanýlmýþ. En önemlisi de günümüzde öðretim kurumlarýnda öðretilen tarihin ne kadar yüzeysel olduðunu da göz önüne seren bir yapýt. Keyifli okumalar... Sefa Demir Murat Özgür Doðan Ekrandan Kýsa Kýsa YERLÝ PLAKA OTOBANDA Adýndan her geçen gün daha fazla söz ettiren Ceza (Bilgin Özçalkan) artýk sol þeride geçti ve arkasýndakilere yol açýyor. Erkin Koray ya da Zeki Müren gibi baþta zorluklar çekse de amacýna ulaþmak için elinden geleni yapýyor. Ekim 2006 - Yerli Plaka, Hammer Müzik etiketiyle satýþa sunuldu. Türkiye'de Sezen Aksu'nun konuk olduðu "Gelsin Hayat Bildiði Gibi" büyük ilgi çekerken, dünyada ise Tech N9ne, Samy Deluxe ve Afrob'un konuk olduðu parçalar ses getireceðe benziyor. Ayrýca "Fark Var" ve "Gene Elde Mendil" isimli parçalarda bulunan elektro gitar esintileri de rap-rock sentezi için bir ýþýk olacak gibi görünüyor. Bu arada Yerli Plaka klibi de MTV, Viva gibi uluslararasý müzik kanallarýnda dönmeye baþladý, darýsý diðerlerinin baþýna. Kürþat Arslan Trainspotting Yönetmeni Danny Boyle, 1996 yapýmý film olan Trainspotting, dönemin gençlerinin gönüllerinde taht kurmuþ bir film. Kadrosunda Ewan McGregor, Jonny Lee Miller gibi önemli oyuncular barýndýran filmin en önemliði özelliði; çarpýcý konusuyla doksanlý yýllarda en çok satanlar listesinde bulunan kitaptan uyarlanmýþ bir film olmasý. Romanda olduðu gibi film de Edinburg'te yaþayan bir grup genci anlatmaktadýr. Mark Renton'ýn (Ewan McGregor) etrafýnda dönen uyuþturucu olayýný ele alan film, toplumun gençlere dayattýðý seçim özgürlüðünü reddeden gençlerin arasýndan Renton'ýn kendi geleceðine sahip çýkmasýný anlatýyor. Ömer Elmasri Star Gate 1997'de yayýnlanmaya baþlayan, þu anda 11. sezonu yayýnlanan bilim kurgu dizisi. Dizi, bilim kurgu meraklýlarýnýn belki birçoðunun bildiði, bilmeyenlerin ise mutlaka izlemesi gerektiði dizi Uzay Yolu'nun (Star Trek) varisi olarak görülüyor. Kýsaca konu þöyle: dünyada bulunan birkaç metre çapýndaki halkanýn uzaydaki baþka kapýlarla baðlantý kuran bir kapý olduðunun anlaþýlmasý ile bu kapýdan galaksiyi ve uzayý keþfeden takýmlarýn kurulmasý ve beraberinde gelen maceralar. Baþrollerden birinde "toplu iðneden telsiz yapan" MacGyver karakterinin oyuncusu Richard Dean Anderson bulunuyor. Dizide firavunlarýn insanüstü güçleri, piramitlerin yapýlýþý gibi günümüzde merak konusu ayrýntýlar uzaylýlarla açýklanýyor. Dizinin bir de filmi çekilmiþ. Türkiye'de þu anda herhangi bir kanalda yayýnlanmayan dizi internetten bulunabilir. Ufuk Y. Þiþli www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 43 kasým 2006 spor ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü Coþturuyor ÝTÜ'de ilk defa bir dans festivali düzenlendi. Festivale Doðuþ Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yýldýz Teknik Üniversitesi ile ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü katýldý. ÝTÜ öðrencileri ve konuk üniversite öðrencilerinin çok güzel gösteriler sunduðu festivalde Marmara Üniversitesi Estetik Cimnastik Grubu'nun Dumlupýnar denizaltýsý konulu gösterisi, Marmara Üniversitesi Sýnýf Öðretmenliði Dans Tiyatrosu Topluluðu'nun gösterisi gibi özgün gösteriler yer aldý. Gösterilerin sonunda kulüp eski baþkaný ve þu anki dans eðitmeni Kutsal Zeren'in herkesi sahneye davet etmesi ile gece dans gecesine dönüþtü. Böylece ilk dans festivali ile birlikte ÝTÜ muhteþem bir açýk hava dans gecesini de ayný gün içinde bir diðer ilk olarak yaþadý. Festivalden sonra gösteriye çýkan ÝTÜ'lü dansçýlarýn sandalyeleri spor salonuna taþýmalarý, yerleri temizlemeleri dansçýlarýmýzýn özverisinin kanýtý olarak aklýmýzda kaldý. Ayrýca festivalin sonunda ücretsiz ve sýnýrsýz olarak daðýtýlan dondurmalar da bizi mutlu etti. Organizasyonun hikayesini eski baþkan Kutsal Zeren ve þimdiki kulüp baþkaný Ömürden Cengiz'e sorduk. ÝTÜ'de ilk defa bir dans festivali düzenlendi, öncelikle sizi tebrik ederiz. Bu organizasyonun hazýrlanmasýnda ne gibi zorluklarla karþýlaþtýnýz? Kutsal: Öncelikle festivalin yapýlmasý bir önceki seneden düþünülmüþtü. Tarih olarak derslerin bittiði 12 Mayýs Cuma gününü düþünmüþtük. Ancak ÝTÜ Fest konserlerinin ayný gün olduðunu öðrenince, organizasyonlar çakýþmasýn diye tarihi erteledik. Final sýnavlarýnýn son günü, 2 haziran cuma olsun dedik yoðun tartýþmalar eþliðinde. Ömürden: Sonradan aldýðýmýz eleþtirilere baktýðýmýzda iyi bir tarih seçtiðimizi anladýk. Ýnsanlara finalleri bittiðinde eðlenebilecekleri bir ortam sunduk. Organize olmakta biraz zorlandýk, çünkü çalýþacak kadro ayný zamanda gösteri yapacak kadroydu. Her ikisine de zaman ayýrmak gerekiyordu. Bir yandan koþuþturma, bir yandan provalar... Festival günü çýkan rüzgar sahne arkasýndaki perdeyi yýktý. Bu biraz stres yaþattý haliyle. Ayrýca yaðan yaðmur da bizi epey korkuttu. Neyse ki gece her þey yoluna girdi. Kutsal: Gündüz sýcaðýný da unutmamak lazým. Kavrulduk güneþin altýnda bütün gün. Gece gerçekten çok güzeldi, bunlar ilerisi için tecrübe olacak tabii, sonuçta ilk defa yapýldý bu organizasyon, birçok ders alýnmýþ olmalý. Kutsal: Hem de ne dersler… Bir de nerede yapsak diye düþündük, Süleyman Demirel Kültür Merkezi, Maçka Mustafa Kemal Amfisi, Spor Salonu.. Ana yerleþke Maslak'ta olduðu için spor salonunda olsun dedik. Seyirciler de sahanýn içinde olacaktý. Sýcak bir ortam yaratýp gösterilerden sonra da beraber dans edecektik salonda, hatta gösteri öncesi "workshop"lar ve kokteyl olacaktý. Salona bir gittik, hamam gibi, sauna gibi. Dans etmeden terleyebiliyorsunuz. Baþladýk yine kara kara düþünmeye. Açýk havada yaparsak sahne, ýþýk, ses sistemi için daha fazla ödenek ayýrmamýz gerekecekti. Bir de olumsuz hava koþulu riski vardý. Hava kötü olursa diye spor salonu için de izin aldýk. Neyse ki hava güzel oldu. Zor tabi bu kararlarý almak bütün o iþlerin içinde. Biraz kulübünüzden bahseder misiniz? Etkinlikleriniz ilerisi için planlarýnýz neler? Kutsal: ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü 1990 yýlýnda kurulmuþ. 1990 - 1995 yýllarý arasýnda üst üste 5 kez Türkiye þampiyonu olmuþlar. Ancak 2000 yýlýndan sonra yaþanan olumsuz geliþmeler nedeniyle dans salonu olarak kullanýlan spor salonundaki bölüm fitness salonu olmuþ. Daha sonra kullanýlmaya baþlanan spor salonundaki þu anda kafeterya olarak kullanýlan oda da 2004 yýlýnda dans ve spor faaliyetlerine kapatýlýnca ders eðitimleri yine durma noktasýna geldi. Dans derslerini fakültelere taþýmamýzla birlikte çalýþmalara devam edebildik. Ýnþaat Fakültesi ve Maden Fakültesi'ne çok teþekkür ederiz. 2005 - 2006 Güz Döneminden itibaren ÝTÜ'lüler dansla buluþtu. Hip Hop, Sirtaki, Tango, "International Latin" ve "Club Latin" derslerine 250 kiþi baþladý. Bu sayý bahar döneminde 550 kiþiye yükseldi. Bahar döneminde ders verdiðimiz yerleri artýrarak Gümüþsuyu ve Taþkýþla'yý da dansla buluþturduk. Gümüþsuyu yerleþkesi, Taþkýþla yerleþkesi, Ayazaða yerleþkesi ve Maçka'da kardeþ kulübümüz olan Sosyal Kültürel Merkez’in dans grubu ile tüm ÝTÜ'ye ulaþtýk. www.gazete.itu.edu.tr Kutsal Zeren, Ömürden Cengiz Gerçekten tebrik etmek lazým, ciddi iþler yapýlmýþ. Önümüzdeki yýllarda da dans festivali düzenlenmesi, bunun gelenekselleþmesi düþünülüyor mu? Ömürden: Önümüzdeki sene yapýlacak olan festival için þimdiden çalýþmaya baþladýk. Akademik seminerler ile gösterilerin, "workshop"larla eðlencenin iç içe olacaðý bir festival düþünüyoruz. Tek günlük deðil, üç günlük bir organizasyon olacak. Türkiye'de ismi duyulacak bir festival olacaðýný düþünüyoruz. Çok güzel gözüküyor. Organizasyonda yaþadýðýnýz komik veya ilginç bir olay var mý? Bunu bizimle paylaþýr mýsýnýz? Ömürden: Komik deðil ama, daha önce bahsettiðim gibi sahne kurulduktan sonra rüzgarýn da etkisiyle sahne arkasýndaki perde devrildi. Görevli tüm arkadaþlarla birlikte sahneyi ayakta tutmaya çalýþtýk. Etraftan topladýðýmýz taþlarla o perde tüm gece ayakta durdu. Perde için harcanan bir saatlik koþuþturma hayli ilginçti bence. Kutsal: 2 haziranda sýcaktan asfalt eridi, sahnenin ayaklarý asfaltýn içine girdi. Hatta gösteriler sýrasýnda sahne biraz eðikti. Yeni organizasyonlar için baþarýlar diliyoruz. > ÝTÜ Dans ve Cimnastik Kulübü'nün internet sitesi adresi: www.dans.itu.edu.tr Ufuk Þiþli, [email protected] 44 arýyorum kasým 2006 spor DAÐCILIK Kötü havalarda yerleþke içinde garip giysileriyle, büyük sýrt çantalarýyla ya da ellerinde eðitimde kullanýlmak üzere daðýtýlmýþ malzemeleriyle gördüðünüz, bazen bir haberde -yollarýný kaybetmiþ olsalar dahi- ölümlerden dönen insanlar olarak anlatýlan insanlardan bahsedeceðim. Onlar ne olursa olsun hep daðlarda olmak isteyen ve sýkýlsanýz da hep daðlardan konuþan insanlar. Ve onlarýn hepsi ÝTÜDAK (uzunca adýyla ÝTÜ Daðcýlýk Kulübü) üyesi… Teknik kaya ve buz týrmanýþý içeren, aletli týrmanýþ antremaný. Arkada zirvesiyle Kýzýlkaya. Sürekli sorulan, o mutlak ve deðiþmez "neden daðlar abi?" sorusunu, yazýnýn en sonuna saklayalým. Çünkü öncelikle ÝTÜDAK'ý anlatmak gerekiyor. 10. yýlýný kutlayan kulübümüz tüzükten bir alýntý yaparsak- " daðcýlýk sporunu bilimsel bir çerçeve içerisinde algýlayýp, daðcýlýk kültürünün oluþturulmasý ve yayýlmasý için çaba göstermeyi, etkinliklerini güvenli bir þekilde gerçekleþtirmek için daðcýlýðýn gerektirdiði kar, kaya ve buz tekniklerinin öðretilmesini ve uygulanmasýný saðlamayý, daðcýlar arasýnda yakýnlaþma ve dayanýþma oluþturmayý amaçlar." Yani, güvenliði ön planda tutan, eðitime önem veren, daðcýlýðýn malzeme sporu olmadýðýný savunan, en önemlisi daðcýlýðý geniþ kitlelere tanýtmak için çaba harcayan bir kulüp. Daðcýlýk en yalýn haliyle bir doða sporudur. Ýlk yýllarýnda bilimsel merakla yükseklere gidilmiþ daha sonra kiþisel meraklarýn iþin içine girmesiyle zamanla bir spor halini almýþtýr (daha detaylý olarak daðcýlýk tarihi dersine bekliyoruz). Risk içerir, bu riskler size baðlý da olabilir doða koþullarýna da. Sýk sýk tekrarladýðýmýz miras özdeyiþlerden birinde söylediði gibi "daðcýlýk tehlikeli deðil, tehlikeli yapýlmaya elveriþli bir spordur". Yani dikkatli, bilgili olmak ve bilgiyi kullanabilme becerisine sahip olmak gerekir. Sanýldýðý gibi bol adrenalin, inanýlmaz heyecanlarýn sporu deðildir (böyle bir arayýþ içinde olanlara Bungee Jumping tavsiye ederim). "Mühendislik bu ama" der gibi oluyorsanýz, rahatlýkla diyebilirsiniz. Bizim bakýþ açýmýz da bu zaten. Daðda ya da doðada zihniniz sürekli yaptýðýnýz iþe odaklý olmalýdýr. Önünüzde duran riskleri öngörüp çözüm bulmak zorunda kalýrsýnýz. Yeni emniyet sistemleri, iþlevsel düðümler yaratmak ya da olaðandýþý bir durumda satýr satýr bütün bilginizi kullanmak zorundasýnýzdýr. Daðcýlýk mühendislik becerinizi kullanabilme/geliþtirebilme olanaðý sunar size. Daðcý dendiðinde zihinde, üzerinde bir yýðýn karmakarýþýk malzemeleri, elinde kazmasý baþýnda kaský vardýr, hava soðuktur, kar yaðýyordur, yüzünden yorgunluk damlar, doðrudur. Ancak yanlýþ olan, bu görüntüdeki malzemelerin en www.gazete.itu.edu.tr arýyorum 45 kasým 2006 spor pahalýlarý, birçok pazarlama stratejisinin ve ticari bakýþ açýsýnýn sonucu üretilmiþ olmasý, bu sporun çok pahalý bir spor olduðudur. Bu spor bundan 200 yýl önce bu malzemeler yok iken de yapýlabiliyordu ve bundan 70 sene önceki baþarýlar þimdikilere hala kafa tutuyor. Yine bir özdeyiþ; "malzeme ihtiyaçla baþlar, lüksle biter". Kimse sizden o aklýnýza gelen malzemeleri istemiyor, hepsi bizde zaten var (siz gelin yeter ki). Kiþisel malzemeler olan sýrt çantasý, uyku tulumu çok çok ucuz fiyata bulunabiliyor. Ancak bunlarý dahi almadan -yani kulüpteki eski arkadaþlarýn yardýmý sayesinde- eðitime devam edebiliyorsunuz. Bu sporu yapmaya kesinlikle karar verdiðiniz anda zaten bu kiþisel malzemeleri alacaksýnýzdýr . Su geçirmez, rüzgara dirençli, süper nefes alan montlarpantolonlar gerekli deðildir, dedelerimizin yün içlikleri, eþofmanlarýnýz, yaðmurluðunuz bu iþ için yeterlidir. 10 yýllýk tecrübeyle sabittir. Emniyet malzemeleri (ör: kask, teknik týrmanýþ malzemeleri vs) güvenlik açýsýndan yeni, zarar görmemiþ ve sertifikalý ürünler olmalýdýr. Buna çok dikkat ediyoruz, etmek zorundayýz da. Kulüp içindeki malzemeler de zamaný geldikçe ya da zarar görmüþse yenileniyor. ÝTÜDAK temel daðcýlýk eðitimi 10 haftalýk iki dönemden oluþur. Bu eðitim teorik ve pratik eðitimler olarak yürütülür. Teorik eðitimler her hafta geleneksel gün olan Perþembe akþamý 18.30'da (ve bazen daha geç) baþlar. ÝTÜ refleksimiz olan devam þartýmýz da var tabii ki. Bir dönemde 4 derse gelmeyen arkadaþlar temel eðitimini tamamlayamýyor. Ama eðitime devam edebiliyor ve kalan derslerini bir sonraki yýl tamamladýktan sonra eðitimini bitirmiþ oluyor. Bu dersler arasýnda yürüyüþ kampçýlýk, kýþ teknik, çýð bilgisi, beslenme,ilk yardým, kaya týrmanýþý gibi dersler bulunuyor. Pratik eðitimler ise ilk dönem 4, ikinci dönem ise duruma göre bir ya da iki tane. Bunlar da sýrasýyla yürüyüþ, yaz kampçýlýðý, kýþ kampçýlýðý, kýþ teknik ve kaya týrmanýþý eðitimleri. Ýlk üçü haftasonlarý yapýlan ve sýnavlara denk getirilmeyen eðitimler. Diðerleri ise finallerden sonra yapýlýyor. Eðitim konusunda her sene karþýlaþtýðýmýz bir sorun ise sadece kaya týrmanýþý yapmak isteyenlerle ilgili. Kaya týrmanýþý daðcýlýk sporuyla birlikte yýllarca geliþmiþ ve daha sonra ayrý bir dal olarak da yapýlmaya baþlanmýþ bir spor. "Sadece kaya týrmanýþý eðitimi almak istiyorum ben, bütün eðitime gerek yok yaa" diyenlerdenseniz: ÝTÜDAK'ýn daðcýlýk eðitimine yaklaþýmý, onun bir bütün olup bozulamayacaðýdýr. Sadece bu sporu yapmak isteseniz bile temel daðcýlýk bilgisine sahip olmanýz gerekir ya da bu eðitime ihtiyaç duyacaðýnýz durumlarla karþýlaþabilirsiniz. O nedenle temel eðitim tamamlandýktan sonra herkes istediðini yapabilir. Kendini kaya týrmanýþýna adamak isteyenler bunu yapar, sadece kamp yapmak isteyen kampýný yapar, doðayý seyreder gelir. Bu soruna da açýklýk kazandýrmýþ oldum sanýrým. Yukarýdaki paragraflarý tek bir maddeye indirgemek istersek eðer, sonuç "etik" olacaktýr. Daðcýlýk birçok deðiþik yaklaþýmý olan ve farklý gelenekler geliþtirmiþ bir spordur. Bir gelenek ve farklý bir etik yaklaþým geliþtirebilmiþ olmak bir kulüp için önemlidir. 10 yýllýk kýsa bir sürede, ÝTÜDAK etik yaklaþýmýný ve geleneðini baþarýyla oluþturmuþ ve dikkat çekmiþtir. Yapýlan bireysel týrmanýþlarda bu farký göstermiþ, eðitimlerinde kendi etiðini iyi anlatmýþ ve amaçlarýndan sapmamýþtýr. Kýsa sürede birçok yurtdýþý ve yurtiçi faaliyetle de bu baþarýsýný pekiþtirmiþtir. Yaptýðý daðcýlýk seminerleri, fotoðraf gösterimleri, gazete haberleri ve yayýnlanan makaleler yoluyla daðcýlýk sporunu ve karþýlaþtýðý farklý kültürleri kitlelere ulaþtýrma arzusunu gerçekleþtirmiþtir. Kýsa bilgilerle kulübü az çok anlatmaya çalýþtým, bundan sonra da daðcýlýk üzerine ve týrmanýþlar üzerine yazýlar umarým devam edecek. Gazete tanýþma toplantýsý tarihlerine yetiþemeyecek ancak ilk dersimiz olan Yürüyüþ, 5 Ekim saat 18.30'da Mimarlýk Fakültesi D215 numaralý derslikte olacak. Yine gazete basýmdayken birkaç üye bireysel zirve denemelerinde ve sonrasýnda da kalabalýk bir grupla ileri daðcýlýk eðitiminde olacak. Boþ duraný kimse sevmez. Sematepe'ye (3625 m.) doðru, zirvenin öncesindeki yürüyüþ etabý Aladaðlar Kýþ eðitim kampý 15 yýl sonra kuzeyden Aðrý'ya týrmanan ilk ekipti ÝTÜDAK. Kuzey buzulunun üzerinde yalnýz bir dað keçisi Baþa dönecek olursak. "Neden?" sorusuna cevabý hiç kimse tam anlamýyla veremedi bu zamana kadar. Bu bazen "çünkü o, orada" oldu, bazen "þehirden kaçmak için ya da sadece huzur için" oldu. Ancak her cevap çok kiþisel kaldý ve daðlarda yaþananlar -güzel dostluklar dýþýndasadece kendi içimizde yaþayýp hissettiklerimiz. Bana bu soruyu soranlara verdiðim tek cevap, "sen de gel ve kendi cevabýný bul" oluyor. Derslerde ve gelecek yazýlarda buluþmak üzere. Gökay Býyýk Ýletiþim: www.itudak.org [email protected] 2002 yýlýnda, terör nedeniyle kapalý olan Cilo daðlarýna 18 yýl aradan sonra ÝTÜDAK ayak bastý.. Aþaðýda Ýzbýrak buzulu ve adýmlar en yüksek 2. zirve olan Reþko'ya (Uludoruk) (4135 m.) Emler zirvesinde bir sabah.Solda Türkiye'nin en yüksek 7. daðý Demirkazýk (3756 m.) ve ufukta en yüksek 5. dað Erciyes (3917 m.) ve eteklerinde bulut denizi 2002 Cilo ekspedisyonu,Hakkari. Ufukta Reþko batý yüzü va Avaspi buzulu Solda Emler (3723 m.), sað tarafta ise Kýzýlkaya (3725 m.) daðlarý. Ocak soðuðuna direnen bir akþamüstü týrmanýþtan yeni gelmiþ ÝTÜDAK’lýlar. Bir kaç gün sonra Kýzýlkaya'da yeni bir rota açýlacaktý www.gazete.itu.edu.tr Ý 46 arýyorum kasým 2006 spor 1924’ten 2006’ya ÝTÜ Voleybol Kulübü Ülkemizde oynanan takým sporlarý içinde futbol ve basketboldan sonra yerini alan voleybolun ÝTÜ'deki durumu nedir hiç düþündünüz mü? Kýsa bir tarih turu yapalým; Bu gün bir basketbol yuvasý olarak bilinen Ýstanbul Teknik Üniversitesi, eski adýyla Yüksek Mühendis Mektebi, 1924-1944 yýllarý arasýnda voleybolun beþiðiydi. Daha lise çaðlarýndayken tanýþtýklarý bu spor dalýnda kendilerini geliþtiren ve dönemin ilklerinden olan öðrenciler gittikleri üniversitelere voleybolu da götürüp milli takýma kadar yükselmiþti. ÝTÜ Spor Kulübü’nde 1953'ten itibaren hem üniversite takýmý hem de okul takýmý olarak faaliyetler devam etti ve 68 yýlýnda ÝTÜ mensuplarýnýn kulüpte oynamasý ilkesine dayanarak takýmlar oluþturuldu. Kulüp takýmýmýz 1970 yýlýnda Enver Göçener ile baþarýyý yakaladý, 1986 yýlýnda da okul takýmýmýz Türkiye üçüncüsü oldu. Bu tarihten itibaren ÝTÜ senatosu sporcu öðrencilere sýnavsýz yüksek lisans hakký tanýdý ve öðrencilerin puanlamasý ÝTÜ Beden Eðitimi Bölümü hocalarý tarafýndan yapýldý. Ne yazýk ki bu uygulama 1996 yýlýnda kaldýrýldý. Okulumuzda voleybolun yeterince ilgi görmediði, bu ilgisizlikte antrenörlerin ve sporcularýn bireysel çabalarýnýn yetersiz kalmasýnýn da payý olduðu düþünülüyor. Geçtiðimiz yýllarda düzenlenen turnuvalara katýlýmýn oldukça düþük olmasý da bu konuyu düþünmeye itiyor sporsever ÝTÜ’lüleri. 2002007 Eðitim Öðretim Yýlý’nda hýzlý bir þekilde çalýþmalarýna baþlayan Voleybol Kulübü, voleybol sporu ile ilgili sorunlara sessiz kalmamaya kararlý görünüyor. Kulübün öncelikli hedefi okul ve kulüp voleybol takýmlarýna destek olmak. Kulüp, fakülte takýmlarýný canlandýrarak, etkin þekilde voleybol oynamak isteyenlere olanak saðlamak için çalýþmalar sürdürüyor. Uzun vadeli projelerin içinde de Voleybol Federasyonu’yla ortak çalýþmalar yaparak antrenörlük ve hakemlik için kurslar düzenlemek, 1. lig maçlarýna topluca gitmek ve diðer üniversitelerle turnuvalar düzenlemek gibi etkinlikler yer alýyor. Kulübün çalýþmalarýna katýlmak, spora destek olmak ve voleybol oynamak isteyenler, her Salý 17:30’da ÝTÜ Ayazaða Yerleþkesi Spor merkezinde bulunan seminer salonuna gelebilirler. 2006-2007 VOLEYBOL SEZONU 3.LÝG ERKEKLER FÝKSTÜRÜ I. DEVRE Tarih Saat 29.Eki 16:00 05.Kas 14:00 12.Kas 14:00 19.Kas 15:00 03.Ara 13:30 10.Ara 14:00 16.Ara 15:00 24.Ara 13:00 Yer Burhan Felek (ÝST) Tozkoparan (ÝST) Burhan Felek (ÝST) TOKAT Burhan Felek (ÝST) KAYSERÝ Burhan Felek (ÝST) MERZÝFON Maç ÝTÜ-Karagücü Okmeydaný E A Hast-ÝTÜ ÝTÜ-Anadolu Üni. Erbaa-ÝTÜ ÝTÜ-Altay Erciyes Üni-ÝTÜ ÝTÜ-SHÇEK Merzifon Bld.-ÝTÜ 2006-2007 VOLEYBOL SEZONU 3.LÝG BAYANLAR FÝKSTÜRÜ I.DEVRE Tarih Saat 12.Kas 16:00 19.Kas 14:00 25.Kas 13:30 03.Ara 11:00 10.Ara 15:00 16.Ara 17:00 24.Ara 13:00 ÝTÜ SAS’tan yeni bir takým: ZIPKINLA BALIK AVI Su altý sporlarýný ilk kez Türkiye’ye getiren ÝTÜ Sualtý Sporlarý Kulübü (ÝTÜ SAS), daha önceleri yýllardýr müsabakalarýna katýldýðý zýpkýnla balýk avý sporu için, yeni takým kurdu. 2006 Türkiye Zýpkýnla Balýk Avý Þampiyonasý’na katýlan takým, aylardan beri 2007 müsabakalarýna hazýrlanýyor. Zýpkýnla balýk avý, nefes tutmaya (apnea) dayalý bir spor. Haftasonlarý çalýþma kamplarý yapan takým, yeni üyelerini bekliyor. Takým kaptaný Koray Akyol, antrenmanlarýn sýkýcý kondisyon çalýþmalarýndan daha farklý ve çok daha eðlenceli olduðunu belirterek, Akdeniz ülkelerinin bir çoðunda yaygýn olan bu sporun en önemli þartýnýn bilinçli olmak ve sýnýrlarý bilmek olduðunu vurguluyor. ÝTÜ SAS, 1981 yýlýnda kuruluyor. Bugüne kadar pekçok Teknik Üniversiteliyi dalgýç olarak yetiþtiren ÝTÜ SAS, Türkiye’ye ilk kez sualtý ragbi, sualtý navigasyon, sualtý hokey gibi pek çok sporu getirmiþtir. Ýletiþim: [email protected] www.itu-sas.itu.edu.tr www.gazete.itu.edu.tr Yer Burhan Felek (ÝST) Büyükçekmece (ÝST) Burhan Felek (ÝST) Burhan Felek (ÝST) BARTIN Burhan Felek (ÝST) ANKARA Maç Samanyolu-ÝTÜ Beylikdüzü-ÝTÜ ÝTÜ-BÞB Kaðýt S ÝTÜ-Ýst. Üni. Polisgücü-ÝTÜ ÝTÜ-Karamürsel Ýdman Y. Nm. Özcan Gençlik-ÝTÜ arýyorum 47 kasým 2006 çizgitü bölüm www.gazete.itu.edu.tr arýyorum kasým 2006 48 arýyorum kasým 2006 çizgitü bölüm www.gazete.itu.edu.tr www.gazete.itu.edu.tr Karikatür sayfalarýndaki renklendirmeler Filiz Akkaþ tarafýndan yapýlmýþtýr. çizgitü bölüm arýyorum 49 kasým 2006 www.gazete.itu.edu.tr www.gazete.itu.edu.tr