2011 yaz modasında şık, spor, konfor ve rahatlık ilk

Transkript

2011 yaz modasında şık, spor, konfor ve rahatlık ilk
MODA
2011 yaz modasında şık,
spor, konfor ve rahatlık ilk
göze çarpan kodlar olarak
dikkatleri çekiyor. Renk
paletinde ise beyaz ve
pastel tonların ön plana
çıkacağı gözleniyor. İşte
tepeden tırnağa 2011
erkek modasında dikkat
çekenler…
H
er zaman kadın modasının ihtişamı altında
kalan erkek modası yeni sezonda bu tabuyu yıkacak gibi görünüyor. İnce ayrıntılar,
ekoseler, dar kalıplar, kasketler derken bu yıl erkek,
kadınlar kadar süsüne önem vereceğe benziyor.
Özellikle terzi detaylarına yer veren erkek markaları,
1950 ve 1980’ler arasından seçmeler sunan koleksiyonlar hazırlamış. Takım elbiselerin bile arasına sıkışan spor detaylar, en ciddi olmanız gereken durumlarda bile nefes aldırıyor. Beyaz ve Uçuk Pastel İlgi Çekiyor
2011 ilkbahar-Yaz sezonunda beyaz ve uçuk pastel
renklerdeki takım elbiseler ilgi çekiyor. Birkaç yıldan
beri erkeğin konforu için sokağa empoze edilmek istenen bermuda tarzı şortlar bu sene yine moda.
Mini şorta eşlik eden klasik pololar ve keten kostüm şeklinde sunulan ceket+bermuda formülü tüm
tasarımcıların koleksiyonlarına ortak trend olarak
yansıdı. İnce koton takım elbiseleri tamamlayan deri montların, 2011 yaz sezonunun ‘inn’ imajlarından olacağı
tahmin ediliyor. 42
M ODA
Hatemoğlu
Erkek ceketleri bu sezon çok popüler.
2011 erkek giyiminde 3 düğme dar kesim ceketler, pötikare kumaşlar trendler
arasında. Erkek 2011 yaz modası koleksiyonunda yer alan tişörtlerde klasik ve
modern çizgiler bir araya getiriliyor.
için tavsiyemiz: erkek giyim reklam çekimlerini ve marka kataloglarından beğendiğiniz stilleri bire bir uygulamakla
işe başlayın… Ünlü stilistlerin yaptığı
kombinleri taklit ederken, zamanla siz
de şifreleri çözeceksiniz.
Açık yaka tişörtler ya da kapalı yakalı gömleklerin üzerine giyilen ceketler,
oturan pantolonlar, denizci model rüzgarlık ve montlar, triko tişörtler, trençkotlar, bu bahar erkek koleksiyonunda
göreceğimiz parçalar arasında.
2011’de Klasik Spor Göze
Çarpıyor...
2011 yaz modası renklerinde erkekler
için de siyah, beyaz, gri ve koyu mavi
tonları bulunuyor. Çarpıcı modellerde
kırmızı renginin ağırlığı da göze çarpıyor. Erkek 2011 yaz modası koleksiyonunda gözde diğer renkler ise, lacivert,
gülkurusu, mürdüm eriği gibi renklerle
zenginleştirilmiş bej ve gri renk oluyor.
Neyi neyle giyeceğini bilemeyen ve
öğrenmeye zaman ayıramayan erkekler
Hatemoğlu
Derimod
Moda hayatımızın her yerinde. Buna
uyarak bayan ayakkabı modelleri değiştiği gibi erkek ayakkabı modelleri de
buna uyum sağladı. Erkek ayakkabı modelleri alışık olduğumuz kundura modelinden sıyrılıp klasik spor modellerini
aldı. Artık erkeklerin en çok tercih ettiği
model klasik spor ayakkabı modelleri....
Hem kot pantolonların hem de kumaş
pantolonların altında oldukça uyum
sağlıyor. Sırıtmadan bir bütünlük sağlıyor. Farklı renk seçenekleri de mümkün.
Bugün birçok ayakkabı markası bu tarz
ayakkabı modelleri tasarlamaktadır.
43
MODA
LCW
Gözlüklerde Radikal Değişim
Yaz mevsimi ile birlikte güneş gözlükleri vitrinlerde ki yerlerini almaya başladı. 2011 yılının erkek güneş gözlük modellerine baktığımızda geçmiş senelere
göre radikal değişimler söz konusu. Bu
değişimlerden en göze çarpanı renkler.
Geçmiş senelerde mavi, mor ve hatta
kırmızı gibi iddialı renklerin yerini bu yıl
sade ancak şık modeller alıyor. 2011 yılı
erkek güneş gözlükleri modellerinde en
dikkat çeken değişim; damla tipi gözlüklerin yerini gözü tamamen kaplayan
büyük kemik modellerin alması. Damla
modeller bu sene pek revaçta değil. Bu
sene ayrıca eskiye dönüşte söz konusu.
80 yılların büyük çerçeveleri, koyu renk
tonları 2011 senesinin trendini önemli
ölçüde belirliyor.
Bu sene
ince ayrıntılar,
ekoseler, dar
kalıplar, kasketler
göze çarpan
detaylar
arasında…
Bu yaz için kendinize bir güneş gözlüğü
almayı planlıyorsanız öncelikle senenin
trendini ardından yüz tipinize uygun modeli seçmeniz gerekiyor. Senenin trendi
belli; koyu tonlarda, büyük camlı kemik
modeller. Sıra yüz tipinize en uygun modeli seçmek. İşte bunun içinde küçük
ipuçları;
ince ve keskin yüz;
Yüzünüz ince yapılı, keskin hatlara sahipse ve yanaklarınız elmacık kemiğinizi
belli edecek kadar inceyse size en uygun
model oval kemikli modellerdir. Bu modellerde gözlüğün alt kısmı eliptik yapıya
sahiptir. Ancak yinede şekil olarak tam
bir ismi yoktur.
Kendinize
bir güneş
gözlüğü almayı
planlıyorsanız
öncelikle
senenin trendini
ardından
yüz tipinize
uygun modeli
seçmelisiniz.
44
LCW
M ODA
Toplu yüz;
Türk erkeklerinin büyük çoğunluğunun sahip olduğu toplu yüz; çeneden gözaltı bölgesine kadar
düz fakat toplu bir yapıyı ifade eder. Bu yüz tipinde
çene ve elmacık kemiği arasında dolgun bir et tabakası vardır. Toplu yüzler için en uygun model damla
modellerdir. Her ne kadar bu sene damla modellerin
trendi geçmiş olsa bile toplu yüzlerde ki şık duruşuyla çevrenizde ki insanların beğenisini kazanabilirsiniz.
Kare-dikdörtgen yüz;
Yüzde ki derinin kalınlığı haricinde kemiklerde yüzün şeklini önemli ölçüde belirlemekte. Kare ya da
dikdörtgen yüz olarak adlandırılan şekilli yüzler için
en uygun model simetrik gözlükler. Göz bölgesini
tamamen kapatan dikdörtgen gözlük modelleri sizi,
bu senenin modasına uyarken en fazla dikkat çeken
beyi yapabilir.
45
Ü N LÜ ALIŞVE RIS
Ekranların güler yüzlü, sevilen oyuncusu Alp Kırşan’ın Orion
AVM’de yaşadığı bir günlük keyifli alışveriş serüvenine
katılarak, oyunculuğu, rol aldığı yeni projeleri ve günlük
yaşamına dair merak ettiklerinizi öğreneceksiniz…
Hatemoğlu
Röportaj: Nesrin Yarim
46
Ü N LÜ ALIŞVE RIŞ
Pierre Cardin
Moda Coiffure
Askerden yeni döndünüz. Bu aralar
neler yapıyorsunuz?
Askerden geldikten sonra çok yoğun bir
temponun içine girdim. Biraz dinlendikten
sonra iş temposuna başladık. Yeni sezonda
Akasya Durağı’nda rol alacağım. Bu aralar
onun heyecanını yaşıyorum. Ayrıca her fırsatta spor yapıyorum, spor yapmak benim için
bir tutku.
Başarılı bir oyuncusunuz. Peki oyunculuğa nasıl başladınız?
Ben de anlamadım ki... ‘Manken olsana’ dediler, gittim yarışmaya girdim. Türkiye birincisi, dünya üçüncüsü oldum. Arkasından
Sabah Şekerleri, Deli Yürek, Pembe Patikler,
Kampüsistan, Çat Kapı, Üç Tatlı Cadı, Çılgın
Dershane, Keloğlan Kara Prense Karşı, Dünyayı Kurtaran Adam, Çılgın Dersane Kampta
Avanak Kuzenler geldi... Özellikle ‘Çat Kapı’
ve ‘Buzda Dans’tan sonra insanlar beni tanıdı. Manisa’da okulda okurken birden kendimi
buralarda buldum. Bunun zararları da oldu,
okuldan atıldım. Kısacası bir gün teklif geldi
ve hayatım değişti.
Tiyatro, televizyon, sinema, mankenlik hangisinde kendinizi daha iyi ifade ediyorsunuz?
Mankenlikte faal olarak çalışıyorum birçok
projede yer alıyorum. Mankenlik mi tiyatro
mu sinema mı derseniz açıkçası hiç düşünmedim ama en iyi manken olduğumu söyleyebilirim. Bunların içinde bir tercih yapmam
gerekirse en keyiflisi tiyatrodur. Çünkü tiyatro aşktır…
Size ‘Türkiye’nin Jim Carrey’si diyorlar... Bu benzetmeyi nasıl buluyorsunuz?
Bunu çok fazla söylüyorlar. Hatta çoğu arkadaşım Carrey’nin bir filminin Türkiye’ye
uyarlanmasını ve benim oynamamı istiyor.
Benzetme çok güzel... Ama bu ağır bir bayrak.
Bu bayrağın altına girmek istemem. Çünkü
yapamazsam alay konusu olabilirim.
Yeni dönemde genç yeteneklerin önünün açık olduğunu düşünüyor musunuz?
Oyunculuk konusunda herkesin söyleyecek
bir şeyleri oluyor, ben oyunculuk hakkında
konuşacak yetenek ve başarıda olduğuma
inanmıyorum ama takip ettiğim kadarıyla son
dönemlerde gençlerin önü açık.
Türkiye’de komedi sektörüne gereken önemin verildiğini düşünüyor musunuz?
Gençler sayesinde de başarılı işler yapıldığına inanıyorum. Türkiye bu alanda kendini
geliştirdi ve oyunculuk ileri safhalarda yerini
almaya başladı.
Günümüzde kaliteli komedyenler
olduğunu düşünüyor musunuz?
Komedi sektörü gün geçtikçe artıyor. Ama
komedi oyunculukta en zor branştır. Ağlatmak kolay güldürmek zordur. Komedi sektöründe geçmişten örnek aldığımız Kemal
47
Ü N LÜ ALIŞVE RIS
Sunal, Nejat Uygur, Müjdat Gezen gibi duayenlerimizin bıraktığı kadar iyi olmasa da ticari olarak zirvede.
Komedi çok para etmiyor bizde, gün geçtikçe de sulu
komedyenlerimiz artıyor maalesef.
Kalıcılık anlamında değerlendirdiğimizde
dizi sektörünün son zamanlarda ön planda
olduğunu görüyoruz. Sizce bu değişimin sebebi nedir?
Askerden yeni geldiğim için dizi sektörüne pek hakim değilim ama bence sektör hep aynı güncelliğini
korumaktadır. Eğer söz konusu bir değişim varsa da
sebebi toplumun dizi sektörüne gün geçtikçe daha
fazla ilgi gösteriyor olması olabilir. Dizi akan paradır,
o yüzden son zamanlarda rağbet oraya doğru ilerlemektedir.
İş anlamında gelen teklifleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kriterleriniz neler oluyor?
Bir iş teklifi geldiğinde kriterim yok ama bu işte gün
geçtikçe siyah ile beyazı kolaylıkla ayırabiliyorum.
Eee,,, sen siyah ile beyazı kolaylıkla ayırdıktan sonra
tekliflerde o şekilde akıyor zaten.
Şık Çanta
Yards
Komedi karakterlerinin dışına çıkmak istiyor musunuz?
Komedi sorun değil rol önemli ama gelen teklifler
komedi tarzında. Kemal Sunal, Nejat Uygur, Müjdat
Gezen benim en sevdiğim oyuncuların başında geliyor. Amacım onlar gibi olabilmek. Yavaş ve sağlam
adımlar atarak yoluma devam ediyorum. Ciddi bir
karakteri de canlandırmayı çok istiyorum. Ayrıca benim canlandırmayı hedeflediğim en ciddi rollerden
birisi de ‘Kolici’ lakaplı seri katil Orhan Aksoy’du. Öldürdüğü insanları kolilere koyup paketleyen Orhan
Aksoy hakkında araştırma yaparak, ortaya bir film
öyküsü çıkardım. Kendisinden, hapishanede olduğu
için İçişleri Bakanlığı’ndan, eşinden ve iki kızından
izin aldıktan sonra öyküyü senaryolaştırıp filme çektim. Oyuncu her rolü oynamalıdır. Benim oyunculuk
adına dünyada yapamayacağım tek bir şey vardır, o
da canlandırdığım karakterin sigara içmemesi. Onun
dışında her rolde olurum. Komedi oyunculuğunu çok
seviyorum ama Türkiye’deki ciddi anlamda oyuncu
adaylarından biri olabilmek için ciddi rollerde de olmalıyım.
48
Karaca
Bir idolüm yok ben herkesle başrol oynarım. Oynayacağım arkadaşlarımı da hiç ayırmadım bu güne
kadar. Şu olsun ya da bu olsun diye bir kaygım hiç
olmadı.
Yoğun iş temposundan soluk almak istediğinizde boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ü N LÜ ALIŞVE RIŞ
Başrolünü birlikte paylaşmak istediğiniz
bir isim var mı?
Boş vaktimde kiteboard yapıyorum. Hayatta tek hayır diyemediğim şey. Kiteboard yaparken çok eğleniyorum. En büyük eğlencem bu…
Gelecek dönemdeki projelerinizden ve
yapmak istediklerinizden bahseder misiniz?
Yeni sezonda Akasya Durağı’nda rol alacağım şu
aralarda onun çekimleri ile ilgileniyorum. Beni takip etmek isteyenler yeni sezonda ekranlarda olacağım… Ayrıca ileri dönük olarak hayatım boyunca
film çekmek istiyorum.
“Türkiye’de komedi dendiğinde akla
gelen ilk isimlerden olmak isterim.”
Bistro Cafe
U.S. Polo
49
GÜ ZE LLIK
Yaz geldi. Bu sıcak günlerde güzel olmak
için güneşin altına sere serpe yatarken,
cildimize ne yaptığımız aklımızın ucuna
dahi gelmiyor. Oysa neler oluyor bir
bilseniz… Diğer yandan yaz tatilinde
deniz suyuna maruz kalan cildimizin ve
saçlarımızın yapısı bozuluyor. Eğer saçlar
boyalı veya permalıysa, zarar daha da
artıyor…
Y
alnızca deniz kıyısı ve plajlarda değil
açık havaya çıktığınız sürece güneşten
korunmanız gerekmektedir. Özellikle
yaz mevsiminde direkt güneş ışınlarına maruz
kalmasanız bile yansıyan ışınlar size zarar verebilir. Özellikle açık havada fazla kalıyorsanız
aşağıdaki önlemleri almalı ve mevsim ne olursa olsun güneşten korunmayı ihmal etmemelisiniz.
*Ultraviyole ışınlarının en güçlü olduğu
11.00-16.00 saatleri arasında güneşe çıkmamaya ve açık hava aktivitelerini mümkün olduğunca sınırlandırmaya özen gösterin.
*En az 30 koruma faktörlü bir güneş koruyucu tercih edin. Koruyucunuzu her saatte bir
yenileyin. Terleme ya da yüzme sonrasında güneşten sonra koruyucunuzu tekrar sürün.
55
GÜ ZE LLIK
*Güneş
koruyucularının etkinliği SPF olarak
adlandırılan bir faktörle ölçülmektedir. Kullanacağınız güneş koruyucunun en az 30 faktörlü olmasına dikkat edin. Ancak SPF’nin sadece
UVB ışınlarına karşı korumayı ölçtüğü unutulmamalıdır. Kullanacağınız güneş koruyucunun
deri yaşlanmasında, güneş yanıklarında ve
kanser oluşumunda etkili olan UVA’ya karşı da
etkili olabilmesi için en az 30 SPF faktörlü olması yanında parsol, mexoryl, titaniumdioksid
ve zinc oksid gibi maddeleri içermesi önemlidir.
*Suyun verdiği serinlik hissi sizi aldatmasın.
Çünkü güneş ışınları zararlı etkilerini su içinde
bile gösterebiliyor. Dolayısıyla korunmasız bir
şekilde suda bulunmamaya dikkat edin.
*Açık havada, sıkı dokunmuş, kol ve bacaklarınızı kapatan uzun giysileri tercih edin.
*Güneş kenarlı, enseyi ve kulaklarınızı da koruyacak özellikteki şapkaları kullanın. Katarakt
oluşma riskini azltmak için UV korumalı güneş
gözlüklarinden yararlanın.
*Güneş
Deniz Suyunun Cilt ve Saçlara
Zararları
cilt üzerindeki harabiyetin çoğu 18
yaşına kadar geliştiğinden çocuğunuzun cildini korumak için küçük yaşlardan itibaren güneş koruyucu kullanmasına özen gösterin.
Güneş cildimizi zararlarına maruz bırakırken,
yaz tatilinde deniz ve havuz suyuna maruz kalan cildimizin ve saçlarımızın yapısı da bozuluyor. Eğer saçlar boyalı veya permalıysa, zarar
daha da artıyor.
Ultraviyole radyasyonun zararları anlaşılmadan önce güneş ışığının sağlıklı yaşam için
gerekli olduğu bilinirdi. Gerçekten güneş ışığının bazı hastalıkları tedavi edici özelliği vardır.
Yaz döneminde cildi ve saçı bozan en önemli
faktör güneş ışığıdır. Güneş ışığı ile doğrudan
temas, saç ve derinin temel hücreleri olan ke-
Yıpranmış saç ve cilt
insanların en fazla ruhsal
sağlığını etkilemektedir.
Sağlıksız saç ve cilt
bireylerin mutsuz olmasına,
kendilerine güvenlerinin
azalmasına ve toplumsal
ilişkilerinin zayıflamasına
neden olabilmektedir.
56
Fakat güneşe fazla maruz kalmaktan kaçınılmalıdır. Çünkü fazla güneş, yanık, kırışıklık, çil,
kılcal damar genişlemesine ve deri kanserine
neden olur. Bazen de kızarıklık ile seyreden allerjik reaksiyonlara neden olabilir.
Yıpranmış olan cilt, esnekliğini ve parlak görünümünü kaybeder.
Çünkü güneş ışığı cildin esnekliğini veren kollajeni parçalar. Ciltte
güneş ışığına bağlı olarak kahverengi lekelenmeler, dudak üzeri, göz
etrafı gibi cildin ince ve hassas olduğu alanlarda ince çizgilenmeler
oluşur. Ayrıca güneş ışığı cildin yağlanmasına neden olur. Saçlarda
ise mat bir görünüm, kırılganlıkta artış gözlenir.
Denizden ya da havuzdan
çıktığınızda mutlaka duş alın.
Denizdeki tuz ve havuzdaki klor
cildinize zarar verebilir.
GÜ ZE LLIK
ratinositlerin ölümüne, kollajenin parçalanmasına, bunun sonucunda ciltte lekelenmelere, kırışıklıkların artmasına ve erken yaşlanmaya neden olmaktadır. Deniz ve havuz suyu ile uzun süreli temas ise
deriden su kaybına neden olarak cildin ve saçın kurumasına neden
olmaktadır. Ayrıca havuz suyunda bulunan klor, saç ve ciltte meydana gelen kuruluğu ve zararı arttırmaktadır.
Yıpranmış saç ve cilt insanların en fazla ruhsal sağlığını etkilemektedir. Sağlıksız saç ve cilt bireylerin mutsuz olmasına, kendilerine
güvenlerinin azalmasına ve toplumsal ilişkilerinin zayıflamasına neden olabilmektedir.
Deniz ve havuz suyu saçta kuruluğa neden olur. Ayrıca saça uygulanan bazı kimyasallar, özellikle saç boyaları, fönler, perma işlemleri,
renk açıcılar saçtaki yıpranmışlığı arttırır. Şampuanların asıl amacı
temizlik olmakla birlikte yağlanmanın neden olduğu mat ve kaba
görünümde azalmayı sağlamaktır. Yaz döneminde su ve güneş ışığı ile aşırı temas, saçlarda kuruluğu, sertliği ve matlığı arttırdığı için
saçlara şampuan sonrası uygulanan kremler kuruluğu azaltacağı için
mat görünümü ortadan kaldırır ve kolay taranmasını sağlar. Ayrıca
kırılmayı önler. Banyo sonrası ıslak saça uygulanacak silikon tarzında
onarıcılar da saç gövdesinin bütünlüğünü desteklemekte parlak bir
görünüm sağlayarak kırılmayı azaltmaktadır.
Güneş ve deniz sonrası cildin kaybettiği suyun ve nemin yerine
konması gerekmektedir. Bu nedenle cilde mineral içeriği yüksek tonikler ve arkasından yüksek hidrasyon içeriği olan nemlendiriciler
kullanılmalıdır. Vücuda ise, banyo sonrası cildin tuttuğu suyu sabitlemek için cildin kuruluk derecesine göre su veya yağlı bazlı nemlendiriciler kullanılmalıdır. En önemlisi su tüketimini arttırmalıdır.
Bazı güneş yağları cildinize
zarar verebilir. Bu nedenle
cilt tipinize uygun bir
güneş kremi seçmelisiniz.
57
RÖP ORT AJ
İkinci solo albümü “Arabesk” ile hayranlarıyla buluşan Ayşe Özyılmazel, özel
yaşamından yeni albümüne, gazetecilikten şarkılarına kadar merak ettiklerinizi
anlattı…
74
RÖP ORT AJ
“Gazetecilik kocam, müzik aşık
olduğum sevgilim”
Bomba gibi giriş yaptığınız müzik piyasasında Ayşe Özyılmazel adlı ilk albümünüzle büyük beğeni topladınız. Albüm
öncesinde ne gibi beklentileriniz vardı?
Sorunun başındaki sözleriniz için teşekkür ederim. Bir iş
çıkaran herkesin beklentisi vardır. Ya para bekler, ya alkış
ya da başka birşey. Benim ilk albümde beklentim müziğimin duyulması ve müziği hobi olarak değil çok ciddiye
alarak hayatımın merkezine koyarak yaptığımın anlaşılmasıydı. Sanırım sesimi duyurdum.
Albüm yapmaya nasıl karar verdiniz? Nasıl bir müzik patlaması yaşadınız?
Bu benim yıllardır hatta küçüklüğümden beri istediğim
bir şeydi. Her şeyin zamanı vardır derler ya, herhalde zamanımın geldiğini hissettim. İçimde müzik birikmişti diyebiliriz. İçimdeki müzik patladı yani…
Gazetecilik ile müziğin aynı anda yürüyüp yürümeyeceği
konusunda tereddütleriniz oldu mu hiç?
İlk albümde olmamıştı ama ikinci albümde biraz var.
Çünkü müzik tüm zamanımı alıyor, içimden çıkıyor, engel
olunamaz biçimde beni sarmış durumda ve ben çok mutluyum.
Gazetecilik mi, müzik mi?
Gazetecilik kocam, müzik aşık olduğum sevgilim. Bugünlerde müziğin üstünlüğü var. Müziğin acayip bir ruhu var.
Müzikte kendinize nasıl bir yol çizdiniz?
Kendi yolumu çizdim ve çizmeye devam ediyorum. Hep
ileri doğru, yukarı doğru. Hep daha çok dinleyiciyi hedef
alarak. Budur yolum.
75
RÖP ORT AJ
Kalemi kuvvetli biri olarak aynı zamanda
söz de yazıyorsunuz. Şarkı sözleriniz tamamıyla sizi mi ifade ediyor?
Şarkı sözleri de yazıyorum, müziklerini de
yapıyorum. Müzikte üretmek benim için olmazsa olmaz. Şarkı sözlerim yüzde yüz beni
ifade ediyor. Yaşadıklarımı, gördüklerimi, düşündüklerimi, hayal ettiklerimi şarkılarımda
bulabilirsiniz.
Yalnızlıktan da hiç hoşlanmıyorsunuz. Yalnız kaldığınızda bu duygudan kurtulmak için
neler yaparsınız?
Kurtulamıyorum. Yanım kalabalık bile olsa,
derin yalnızlık yanımda duruyor. Biz artık
yalnızlıkla arkadaş olduk ve galiba son zamanlarda iyi geçinmeye başladık. O kadar da
kötü değil, ha çok yalnızlık çekersem, arkadaşlarımı topluyorum tabii.
Alaçatı desek… Tutkuyla bağlısınız Alaçatı’ya.
Sokaklarında kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Alaçatı’yı çok seviyorum ama kendi Alaça-
76
tımı. Sokakları sessizken, mesela Mart, Nisan,
Eylül, Ekim, Kasım aylarını. Alaçatı’daki dostlarımla olmayı, sokaklarında yürümeyi, bisiklete binmeyi, Köşekahve’de oturup saatlerce
durmayı. Kendimi her zaman yuvamda gibi
hissediyorum orada, daha sakin, daha ben,
daha güzel.
işim bu, hayatta kendime verdiğim görev bu.
Müzik bir daha asla çıkmaz hayatımdan. Yazı
yazmaya ve gazeteciliğe de devam edeceğim elbette. Bakalım göreceğiz. Bir günümü
anlatmam zor ama kısaca sabahtan öğlene
kadar gazete ve yazı işlerimi yapıyorum, o
bitince sıra müziğe geliyor.
Zaman zaman “Alıp başımı gideyim” ya da
“Uzaklaşmam lazım” dediğiniz haller yaşıyor
musunuz?
Yaşamaz mıyım, hepimiz yaşıyoruz. Hepimizin canına tak ettiği zamanlar oluyor. Şehirde yaşamak böyle birşey. Ama çabuk atlatıyorum o halleri, şansım varsa da atlayıp bir
yere kaçıyorum.
Gazetecilik ve müziğe dair yakın gelecekte
“albüm dışında” ne gibi planlarınız var?
Denizde kum bende plan bitmez. Hep neler yapabileceğimi düşünürüm, harika bir
ekibim var. Ekipte menajerimden, arkadaşlarıma, modacı Tuvana Büyükçınar’a, aileme
kadar herkes var.
Peki, müzik ve gazetecilik bir arada nasıl gidiyor? Zorlandığınız zamanlar oluyor mu? Örneğin bir gününüz nasıl geçiyor?
Zorlanmıyorum desem yalan olur. Bazen
ciddi biçimde zorlanıyorum. İkisi de çok yüksek konsantrasyon isteyen işler ama benim
Bu hayattaki en büyük hayaliniz nedir?
Kendimle gerçekten gurur duymak. Kendime ‘aferin’ verebilmek. Gerçek dostlar ve
ailemle yanyana kalabilmek. Hepsini mutlu
edebilmek ve çok seyahat etmek. Gerisi kolay zaten. Gerisi olur, olmazsa da fark etmez
zaten.
RÖP ORT AJ
“Gelgitlerim var, sağım solum
belli olmuyor ama iyi biri olmak
için çok çaba gösteriyorum.
Yani sanırım, büyümeye çalışan
bir ruhum var.”
Bir röportajınızda “Tuhaf bir insanım; ya çalışırım ya da evimdeyim” diyorsunuz. Ayşe Özyılmazel’in nasıl bir ruhu var?
Bilmem! İnsanın kendini anlatması hem zor hem de hataya çok müsait. Tuhaf bir insanım, evet! Gelgitlerim var, sağım solum belli olmayabilir
ama iyi biri olmak için çok çaba gösteriyorum. Yani sanırım, büyümeye
çalışan bir ruhum var.
“Lüks denince benim aklıma
keyfim gelir. Mesela kafama esince
Istanbul’dan gidebilmek benim için
lükstür.”
Kenan Doğulu ve Yalın ile çok iyi dost olduğunuzu biliyoruz. Sanat camiasında dostluk olmaz söylemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Doğru bir söylem. Şov dünyasında dostluk da düşmanlık da uzun sürmez. Teknik olarak süremez. Herkesin egosu tavanda, hep yarış var. Bu da
durumun gereği aslında… Kimseye kızamıyorum. Herkes kendini düşünmek zorunda. Fakat Yalın ve Kenan başka… Onlar hep vardı, onlar hep
arkadaşımdı. Bizim arkadaşlığımız bir sürü testten başarıyla geçti. Onları
seviyorum, onlara ‘dostum’ demeyi de çok seviyorum. Sanıyorum onlar
da beni seviyorlar. Tabii başka değer verdiğim insanlar da var ama o ikisi
başka.
Albümün ismini “SM” olarak şifreleyerek büyük bir merak uyandırdınız.
Herkes ortaya bir fikir attı. Hoşunuza gitti mi bu durum?
Fikirler çok eğlenceliydi, merak edildi, arkadaşlarım bile sabah akşam
mesaj attılar bana ama ‘Sıfır Makyaj’ı bilen çıkmadı. Albümümün adı ‘Sıfır
Makyaj’ oldu.
Yeni albümünüzden beklentileriniz neler?
Daha çok kulak, daha çok seyirci, daha çok konser, daha çok dinleyiciye
dokunabilmek. En büyük amacım budur.
Alışverişle aranız nasıldır? Modanın peşinden gider misiniz?
Alışverişi severim, hangi kadın sevmez ki. Modanın peşinden değil de
ayakkabının peşinden fena halde giderim. Güzel bir ayakkabıya sahip olmanın zevki pahabiçilemez. Yazları rengarenk, kışları siyah giyinmeyi severim. Düz kesimler, erkeksi modelleri ufak detaylarla dişileştirmek benim
sitilim. Tabii sahne kostümlerimde Tuvana ne derse odur…
Lükse bakışınızı öğrenebilir miyiz?
Lükse bakmam desem. Yani pahalı çantalardan, saatlerden pek anlamam. Öyle bir merakım yok. Lüks denince benim aklıma keyfim gelir. Mesela kafama esince İstanbul’dan gidebilmek benim için lükstür. Sevdiğim
için yapmak en büyük lüksümdür. Tabii teknoloji denince akan sular durur, yeni çıkan her şeyi denemek isterim.
Ayşe Özyılmazel’in son sözü nedir?
Daha son sözüme çok var. O kadar iddialı değilim. Hadi sizi kırmazsam
son sözüm; ruhunuz şık olsun, siz zaten şık olursunuz.
77
100
YU RT DIŞI GE ZI
YU RT DIŞI GE ZI
Eşsiz kumsalları akıl almaz doğal güzellikleri ve daha birçok özelliği
ile Cape Town, Güney Afrika’nın bambaşka bir yüzü…
C
ape Town için Güney Afrika’nın
farklı bir yüzü yakıştırması oldukça uygun bir tanımlama olacaktır.
Alabildiğine uzun kumsallar, şarap mahzenleri, altın madenleri, birbirinden farklı
türde binlerce kuş çeşiti, Masa Dağı’nın
eşsiz manzarası bu dağda bulunan 5000
üzerinde bitki çeşiti ile Cape Town’da tatil
yapmak apayrı bir keyif olacaktır.
Cape Town, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin
üç başkentinden biri ve en büyük şehridir. Nüfusu yaklaşık 2.000.000’dur. Afrika
kıtasının Avrupa’ya en uzak ucundadır. Bu
başkent, Güney Afrika’nın tam güneybatı
ucunda yer alır. Cape Town’da Afrika, Hollanda ve İngiliz kültürleri harmanlamıştır.
1488’de Portekizli keşifçi Bartelemeu
Dias tarafından keşfedilen Cape Town,
sırasıyla Boerler ve İngilizlerin eline geçmiştir. 1652’de Güney Afrika’da kurulan
ilk Avrupa yerleşimiyken, Güney Afrika
Birliği kurulduktan sonra ülkenin yasama
başkenti oldu.
Şehrin bir bölümü çağdaş gökdelenlerle doluyken; diğer kesimleri gecekondu
mahallelerinden oluşur. Ayrıca Fransız göçmenlerin kurduğu birbirinden güzel kasabalar ve bağ evleri bulunmaktadır.
Cape Town’da doğal bir yaşamın haricinde lüks bir tatil için de aradığınız bir çok
şeyi bir arada yaşayabileceğiniz bir şehirdir. Cape Town, bir yanda şık restoranları, alışveriş merkezlerini, hoş otelleri, bir
yanda ise müzeleri ve kültürel etkinlikleri
içinde barındıran bir şehir.
101
YU RT DIŞI GE ZI
Masa Dağı
Bu dağ Afrika için gerek turistik, gerekse
doğal güzellik olarak oldukça önemli olan bir
dağdır. 1086 metre yüksekliğinde olan bu dağın en tepesi bir masa biçiminde düz olduğu
için bu ismi almıştır. Masa Dağı’nın zirvesine
şehirden teleferikle çıkabiliyorsunuz. Dağın
tepesinden görünen şehir manzarasının yanı
sıra bu dağda bulunan 1,470 çeşit bitki türü
ile bir kez daha bu şehre hayran kalacaksınız.
Victoria ve Alfred Limanları
Cape Town’un oldukça güzel bir liman şehridir ve bu güzel liman şehrine ayrı bir özellik
katan ise; Victoria ve Alfred Limanlarıdır. Bu
limanları sadece turistlerin gezdikleri bir yer
olarak düşünmek yanlış olur! Liman bölgesinde bulunan alışveriş mekanları, enfes yemeklerin tadına bakabileceğiniz restoranlar,
iki adet dev akvaryumu, müzeleri ve eğlence
adına arayabileceğiniz bir çok şeyi bir arada
bulabileceğiniz bir bölge. Bu limanlar sadece yemek yemek ya da alışveriş için değildir.
Bu limanlardan kalkan gezi tekneleriyle Cape
Town’un güzel koylarını ziyaret edebilirsiniz.
Özellikle Robben Adası turu, en çok ilgi çeken
geziler arasında yer alır.
Güney Afrika Müzesi
Hollanda’ya ait Doğu Hindistan kolonisinden getirilen 600 köleye barınak olması amacıyla 1679 senesinde inşa edilmiştir. 1810
senesinden 1967 senesine kadar da Yüksek
Mahkeme olarak hizmet vermiştir. Güney
Afrika’nın yaşam tarzına ve tarihine ışık tutan
bir müzedir. Burada bulunan fosiller turistlerin en
çok ilgisini çeken bölümler arasında yer almaktadır.
102
Ümit Burnu
Afrika kıtasının en uç noktası olan Ümit Burnu, Cape Town’a bir saatlik mesafede bulunuyor. Ümit Burnu’nda bulunan Milli Park’a ufak
bir trenle çıkıyorsunuz ve bu tren yolculuğunun ardından, Hint Okyanusu ile Atlas Okyanusun birleştiği noktadasınız, ve karşınızda
da dev dalgalar...
Old Town (Eski Şehir) Evi
Bu bina şehirde ilk olarak ahşap kaplama
olan dış çephesiyle dikkat çekmektedir. 1755
senesinde Cape Town’un ilk kamu binası olarak inşa edilmiş ve senato olarak kullanılmıştır. 1914 senesinde şehrin ilk sanat müzesi
haline gelen bu bina, günümüzde de eski
Hollanda sanatının en önemli örneklerinden
olan Michaelis Koleksiyonu eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca odaları konserler
için de kullanılmaktadır.
Cape Town’da Yemek ve Şarap
Cape Town gibi oldukça güzel bir liman şehrinde olduğunuza göre ilk tadına bakabileceğiniz lezzet; muazzam okyanus manzara karşısında deniz ürünleri olmalıdır. Bu şehirde
balık tutmak bir yaşam biçimidir, ister büyük
balıkçı tekneleriyle ister küçük oltalarla olsun
masalara gelen lezzetler pek fazla değişmeyecektir.
Cape Town’un yöresel mutfağı hakkında
bahsetmek gerekirse, bu şehirde çok fazla
yerde, Afrika yemeklerinin tadına bakabileceğiniz söylenemez. Cape Town yılın her mevsimi,
dünyanın dört bir yanından turist ağırladığı için
yemek kültürleri her zevke hitap edebilecek tarzdadır.
Şehrin en ünlü plajlarından bir tanesidir. Bu plaj eşsiz kumsalı ya da berrak denizi ile değil, burada
bulunan penguenleriyle ünlüdür. Bu plajda bulunan penguenler, bu bölgeyi kendilerine ev olarak
seçmişler ve zamanla insanlarla birlikte yaşamaya alışmışlardır.
Penguenlerle birlikte denize girmek, yüksek tepelerden paraşütle atlamak, okyanus dalgaları arasında sörf yapmak, golf sahalarında golf oynamak, deve sırtında safari yapmak gibi birçok çeşitli
aktiviteyi bir arada yapabileceğiniz bir şehir.
Cape Town şehri ve çevresinde bulunan Boschendal,
Groot Constantia, Morgenhof gibi bağlar şarap tutkunlarının ilk ziyaret edeceği yerler arasında yer alır. Cape
Town’da şarap bağlarının manzarası kadar, buralarda
yapılan şarapların da tadına da bakabilirisiniz. Kokusu, yapılış tarihi ve tadı hoşunuza giden şarapların bu
bölgelerde arzu ettiğiniz kadar içebilir ve buradan ayrılırken beğendiğiniz şaraplardan bir tane satın alabilirsiniz.
YU RT DIŞI GE ZI
Boulders Bay
Cape Town, bir yanda şık restoranları,
alışveriş merkezleri, hoş otelleri,
bir yanda ise müzeleri ve kültürel
etkinlikleri içinde barındıran bir şehir.
Alışveriş
Tabii ki de Cape Town’da alışveriş seçeneği sadece
mücevherlerden ibaret değil! Bu şehirde, birçok yerde
bulunan pazarlarda yöre halkının yapmış olduğu heykeller, oyma işi tahta ürünler, el işi deri malzemeler ve
cam yapımı ustaların ellerinden çıkan cam ürünlerini
satın alabilirsiniz.
Cape Town’da Eğlence
Cape Town şehrinde eğlence için her hangi bir sınırlama yoktur. Bu şehirde eğlenmek için özel bir festival
ya da hafta sonunu beklemenize gerek yok! Şehir her
daim eğlence anlamında size farklı seçenekler sunabilecek bir yer. Gece hayatının kapalı mekanlarda olduğu
kadar sokaklarda da yaşandığı bu şehirde, bir çok insan
için müzik dans ve eğlence bir yaşam biçimi halini almıştır.
103

Benzer belgeler