sosyal koruma harcamalarını izleme kılavuzu

Transkript

sosyal koruma harcamalarını izleme kılavuzu
İSTANBUL
BİLGİ
ÜNİVERSİTESİ
STK
EĞİTİM
VE
ARAŞTIRMA
BİRİMİ
***
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
3
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARINI
İZLEME
KILAVUZU
2009
­
2010
­
2011
Nurhan
Yentürk
ŞUBAT
2009
1
STK
Çalışmaları­Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi’ne
hoş
geldiniz.
Sivil
Toplum
Kuruluşlarının
gerek
yurtdışında
gerek
Türkiye’de
bütçeyi
izleme
konusunda
yaptıkları
çalışmaların,
oluşturdukları
ağların
ve
platformaların
gittikçe
yaygınlaştığını
söyleyebiliriz.
Bu
konuda
ortaya
çıkan
bilgi
ve
eğitim
ihtiyacına
cevap
verebilme
amacıyla
bu
konuda
eğitim
programları,
eğitim
kitapları
ve
izleme
raporları
üzerine
çalışmaya
başladık.
STK
Çalışmaları
­
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
altında
çıkacak
olan
yayınların
ilk
grubu
temel
bütçe
okuma
yazma
kapsamında
değerlendirilebilecek
olan
iki
eğitim
kitabıdır:
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma
ve
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme.
Bu
iki
temel
bütçe
okuma
yazma
eğitim
kitabını
tematik
izleme
eğitim
kitapları/raporları
izleyecektir.
Tematik
raporların
amacı
yöntem
önermek
ve
izleme
formatını
STK’lara
sunmak,
sonra
da
her
yıl
yine
STK’ların
katılımıyla
bütçeleri
izleyerek
yayınlamaktır.
Bu
diziden
yayımlanan
eğitim
kitapları
ve
raporlar:
1)Temel
Bütçe
Okuma
Yazma
Kılavuzu
2)
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme
Kılavuzu
3)
Sosyal
Koruma
Harcamalarını
İzleme
Kılavuzu
2009
­
2010
–
2011
Prof.Dr.
Nurhan
Yentürk
İstanbul
Bilgi
Üniversitesi
Sivil
Toplum
Kuruluşları
Eğitim
ve
Araştırma
Birimi
Direktörü
STK
Çalışmaları­Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
editörü
Nurhan
Yentürk
Sosyal
Koruma
Harcamalarını
İzleme
Kılavuzu
2009
­
2010
­
2011
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
3
İstanbul,
Şubat
2009
© İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ STK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA BİRİMİ
Dolapdere
Kampüsü,
Kurtuluş
Deresi
Caddesi
No:
47
Dolapdere
34440
Beyoğlu‐İstanbul
Telefon:
0212
311
5469,
0212
311
5404,
0212
311
5403,
0212
311
5222
Faks:
0212
297
01
34
e‐posta:
[email protected]
[email protected]
Bu
rapora
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
den
ulaşılabilir.
İzleme
tabloları
excel
dosyası
olarak
web
sitesinde
yer
almaktadır.
2
ÖZET
Bilgi
STK
tarafından
başlatılan
Bütçe
İzleme
Dizisi’nin
amacı
STK’ların
kamu
harcamalarını
izleme
süreçlerine
katkıda
bulunmaktır.
Özellikle
hak
temelli
çalışan
STK’lar
için,
bütçeden
sosyal,
kültürel
vb.
haklarla
ilgili
alanlara
ayrılan
ödeneklerin
izlenmesi,
bu
ödeneklerin
artırılmasına
yönelik
politika
üretme
sürecinin
etkilenmesi,
ve
konunun
kamusal
alanda
konuşulur
hale
gelmesi
günümüzde
önemli
savunuculuk
alanlarını
oluşturmaktadır.
Sosyal
koruma
harcamalarını
hesaplamak
için
izlemek
gereken
çok
sayıda
kamu
idaresi
ve
fonu
var.
Bu
kurumlara
ait
verilerin
bir
kısmı
web
üzerinden
ya
da
yayınlanmış
bir
kaynakta
yer
almamaktadır.
Bu
verileri
ulaşabilmek
için
ilgili
idarelerle
bağlantıya
geçmek
ve
verileri
talep
etmek
gerekmektedir.
Çalışmada
eksikliği
ayrı
olarak
belirtilen
bu
verilerin
web
sitesine
konulması
sosyal
koruma
harcamalarının
sivil
toplum
için
şeffaf
hale
gelmesine
katkıda
bulunacaktır.
Bu
çalışmada
sosyal
koruma
harcamalarının
hesaplanmasında
mümkün
olduğu
ölçüde
ESSPROS
metodolojisine
dayanılmıştır.
Hesaplamaya
dahil
edilen
idarelerin
başında
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
kamu
idarelerinden
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
ve
“Sağlık”
harcamaları
yapan
SHÇEK,
Özürlüler
İdaresi,
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı
gibi
idareler
gelmektedir.
Bunlara
Hazine
tarafından
yapılan
fakir
ailelere
kömür
yardımı
da
dahil
edilmiştir.
Merkezi
yönetim
kapsamındaki
idarelerin
dışında
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’nun
harcamaları,
İşsizlik
Sigortası
Fonu’nun
harcamaları,
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Fonu’nun
harcamaları
sosyal
koruma
harcamalarının
kapsamına
dahil
edilmiştir.
Türkiye’de
sosyal
koruma
harcamalarının
toplamı
2008
yılında
107
milyar
YTL
olarak
gerçekleşmiş,
2009
yılında
122
milyar
olarak
kanunlaşmıştır.
Bu
rakamların
GSYH’ya
oranları
2006
yılından
itibaren
%
11
civarındadır
ve
2010
ve
2011
için
bir
artış
planlanmamaktadır.
Halbuki
sosyal
koruma
harcamalarının
artmasının
OECD
ülkelerinde
kendini
gösteren
bir
gelişme
olduğu
kaydedilmektedir.
Ayrıca,
bu
oran
bir
çok
ülkenin
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH
oranına
bakıldığında
oldukça
düşük
kalmaktadır.
AB(27)
ülkelerinin
ESSPROS
yöntemine
göre
hesaplanmış
sosyal
koruma
harcamlarının
2005
yılında
GSYH’ya
oranı
%
26
civarındadır.
En
düşük
3
ülkeler
arasında
%11.8
ile
Litvanya;
%12.7
ile
Letonya;
%13.9
ile
Romanya
vardır.
Bu
oran
İspanya’da
%
20.6,
Yunanistan’da
%
23.6’
dır.
Hesaplanan
sosyal
koruma
harcamaları
türlerine
göre
sınıflandırıldığında
sigorta
ve
emeklilik
ödemelerinin
GSYH’ya
oranı
%
6.7’;
sağlık
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
%
4
civarındadır.
Sosyal
hizmetler
ve
sosyal
yardıma
ise
GSYH’nın
%
0.58’i
kalmaktadır.
%
0.58
oranına
sağlık
harcamalarının
içinde
yer
alan
yeşilkart
harcamalarının
oranı
olan
%
0.40
eklendiğinde
prim
ödememiş
yoksul
kesime
yönelik
olan
yapılan
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
%
0.1
olmaktadır
(EK
3,
Tablo
1).
Türkiye’deki
sosyal
koruma
harcamalarında,
özellikle
sosyal
güvenlik
kapsamında
olan,
ya
da
sigortası
olup
işsiz
kalmış
olanlara
yönelik
harcamaların
önemli
bir
yer
tuttuğunu,
prim
ödememiş
yoksul
kesime
yönelik
harcamaların
payının
ise
çok
düşük
kaldığını
söylemek
mümkündür.
Sosyal
koruma
harcamaları
içinde
sosyal
yardım
harcamaları
hem
çok
düşüktür,
hem
de
yıllar
içinde
çok
küçük
artışlar
öngörülmektedir.
İşsizliğin,
kayıt
dışı
çalışma
oranının,
çalışan
yoksulluğunun,
yoksulluk
ve
etnik
farklılığa
dayalı
sosyal
dışlanmışlığın
yüksek
olduğu
bir
ülkede
sosyal
koruma
harcamalarının
prim
ödemeye
dayalı
ve
formel
sektörde
çalışanlara
yönelik
olması
üzerinde
dikkatle
üzerinde
durulması
gereken
bir
konudur.
Hak
temelli
STK’ların
sosyal
koruma
harcamaları
ile
ilgili
savunuculuk
çalışmalarını
sadece
sosyal
koruma
harcamalarına
ya
da
bazı
kalemlerine
ayrılan
bütçenin
artırılması
talebi
ile
kısıtlamamaları
önemlidir.
Bütçeden
ayrılan
payın
artırılması
tartışması,
hiç
bir
zaman
verilen
sosyal
hizmetin
niteliği
ve
kapsamı
ile
ilgili
önerileri
ikinci
planda
bırakmamalı.
Bu
çalışmada
yer
alan
sosyal
koruma
harcama
kalemlerin
tarihsel
gelişimi
ve
dağılımları
konularında
yapılan
yorumlar
esas
olarak
bütçe
belgeleri,
planlar
ve
yıllık
programlar,
idarelerin
stratejik
planları
ve
akademik
araştırmalar
gibi
“makro”
belgelere
dayalı
olarak
yapıldı.
Çalışma
alanları
nedeniyle
kamunun
verdiği
sosyal
hizmetler
alanındaki
gelişmeleri
izleyen
hak
temelli
STK’ların
alandaki
çalışmalara
katılarak/izleyerek
edindikleri
“mikro”
bilgi
ve
deneyimleri
katarak
sosyal
koruma
bütçesindeki
gelişmeleri
izlemeleri
bütçe
izleme
sürecinin
nihai
amacı
olduğunu
vurgulamakta
yarar
var.
Bu
çalışma
ile,
kamunun
verdiği
sosyal
hizmetler
alanındaki
gelişmeleri
izleyen
hak
temelli
STK’ları
sosyal
harcamaların
niceliği
konusunda
bilgilerle
destekleyerek
ve
kamunun
sosyal
harcamaların
geleceği
ile
ilgili
planlarına
erişimlerini
kolaylaştırarak
savunuculuk
çalışmaları
açısından
güçlendirebileceğimizi
umuyoruz.
4
ÖNSÖZ
İstanbul
Bilgi
Üniversitesi
STK
Eğitim
ve
Araştırma
Birimi
(Bilgi
STK),
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları
Dizisi
kapsamında
10
adet
eğitim
kitabı
ve
10
adet
Eğitim
CD’si
yayına
sunuyor.
Bilgi
STK,
bu
yayınlarla
2003
yılından
beri
sürdürdüğü
eğitimlerdeki
12
modülü
kapsayan
yazılı
ve
görsel
malzemelerin
tümünü
yayınlamış
oluyor.
Sivil
Toplum
Kuruluşları’nın
gerek
yurtdışında
gerek
Türkiye’de
bütçeyi
izleme
konusunda
yaptıkları
çalışmaların,
oluşturdukları
ağların
ve
platformaların
gittikçe
yaygınlaştığını
söyleyebiliriz.
Bu
konuda
ortaya
çıkan
bilgi
ve
eğitim
ihtiyacına
cevap
verebilme
amacıyla
eğitim
programları,
eğitim
kitapları
ve
izleme
raporları
üzerine
çalışmaya
başladık.
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
altında
çıkacak
olan
yayınların
ilk
grubu
temel
bütçe
okuma
yazma
kapsamında
değerlendirilebilecek
olan
iki
eğitim
kitabıdır:
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma
ve
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme.
Bu
iki
temel
bütçe
okuma
yazma
eğitim
kitabını
tematik
izleme
eğitim
kitapları/raporları
izlemektedir.
Tematik
raporların
amacı
yöntem
önermek
ve
izleme
formatını
STK’lara
sunmak,
sonra
da
her
yıl
yine
STK’ların
katılımıyla
bütçeleri
izleyerek
yayınlamaktır.
Bu
tematik
bütçe
izleme
kılavuzlarının
sosyal
koruma
harcamalarını
izleme,
askeri
harcamalarını
izleme,
eğitim‐gençlik‐çocuk
harcamalarını
izleme,
mahalli
idarelerin
harcamalarını
izleme
gibi
konularda
olması
planlanmaktadır.
Elinizdeki
bu
çalışmanın
amacı,
önünümüzdeki
iki
yıl
için
planlanmış
olan
sosyal
koruma
bütçesinin
STK’lar
tarafından
izlenebilmesi
sürecine
katkıda
bulunmaktır.
Bu
çalışmanın
yapılmasında
bir
çok
çalışma,
girişim
ve
kurumun
katkısı
oldu.
ESSPROS
(Avrupa
Birleştirilmiş
Sosyal
Koruma
İstatistikleri
Sistemi)
ve
bu
yönteme
uygun
Türkiye
için
veri
ve
akademik
çalışmalar
üreten
Boğaziçi
Üniversitesi
Sosyal
Politikalar
Formunun
(SPF)
çalışmaları,
TESEV’in
STK’ların
sosyal
bütçeyi
izlemelerine
yardımcı
olmak
üzere
yaptığı
çalışmalar
ve
Sosyal
Bütçeyi
İzliyoruz
Platformu’nun
girişimleri
bu
çalışmanın
yapılmasını
teşvik
etti.
Tabii
ki
en
önemli
teşvik,
bu
konuyla
ilgilenmek
üzere
STK
Eğitim
ve
Araştırma
Birimi’nin
2008‐2009
akademik
yılındaki
Savunuculuk
Ağırlıklı
Eğitim
ve
Sertifika
Programı’na
katılan
azimli
STK
temsilcilerinin
varlığıydı.
Bu
çalışmanın
amacı
STK’ların
sosyal
koruma
bütçesini
izleyebilmeleri
sürecine
katkıda
bulunmak
olduğu
için,
toplam
bir
sosyal
harcama
verisine
ulaşmaktan
çok,
5
sosyal
haklar
alanında
çalışan
kadın,
çocuk,
gençlik,
engelli,
hasta,
çevre
ve
insan
hakları
ile
ilgili
tüm
hak
temelli
çalışan
STK’ların
sosyal
harcamaların
bütün
alt
kalemlerini
görmelerine
olanak
verecek
şekilde
ayrıştırılması
konusunda
yoğunlaşmıştır.
Bu
ayrıştırma
çalışmanın
oldukça
zor
bir
noktası
olmuştur.
Bir
iktisatçının,
çeşitli
bütçelerin
gelir
ve
giderlerinin
içiçe
geçen
labirentleri
arasında
kaybolmadan,
bütçenin
sosyal
harcamalarını
izlerken
ve
bunu
kaleme
alırken
karşılacabileceği
birçok
zorluk
vardır.
Ama
en
zor
olanı,
bu
labirentin
giriş‐çıkışını
en
az
20‐30
kez
oraya
buraya
koşuşturarak
bulduktan
sonra,
bu
deneyimi,
diğer
insanları
labirente
sokmadan,
serinkanlılıkla
izleyebilecekleri
bir
formatta
sunabilmek.
Bu
labirentte
bir
çok
kez
kaybolduğumu
söylemeliyim.
Bürokrasinin
deneyimli
ve
şefafflığı
önemseyen
uzmanları
benim
yolu
bulmamda,
ihtiyacım
olan
birçok
veriye
ulaşmamda
yardımcı
oldu.
Bütçe
ve
Mali
Kontrol
Genel
Müdürlüğü
(BÜMKO)’nün
ilgili
yılın
bütçe
gerekçesi
ve
eklerini
en
detaylı
ve
en
hızlı
biçimde
(Ocak
ayının
ilk
haftası)
webe
koyma
çabası
olmasaydı
bu
çalışma
ortaya
çıkmazdı.
Muhasebat
Genel
Müdürlüğü,
Bütçe
İstatistikleri
Şubesi
gerçekleşmiş
harcamalar
ile
ilgili
her
türlü
veriye
ulaşmamızı
sağladı.
DPT,
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
ve
Sosyal
Güvenlik
Dairesi
ve
DPT,
Bütçe
ve
Mahalli
İdareler
Dairesi
başkanlıklarının
yöneticileri
ve
uzmanları;
Hazine
Müsteşarlığı,
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
Genel
Müdürlüğü
yöneticileri
ve
uzmanları
bilgilerini
ve
verilerini
bizimle
paylaştı.
Ayrıca
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Fonu,
Sosyal
Hizmetler
ve
Çocuk
Esirgeme
Kurumu
ve
İşsizlik
Fonu
yetkilileri
bilgilerini
bizimle
paylaştı.
Hepsine
teşekkür
ederim.
Bu
çalışmada
oluşturulan
yöntem
ve
izleme
tabloları
kullanılarak,
ilgili
yılın
kanun
gerekçesi
ve
ekleri
webe
konulduktan
sonra,
ilgili
yıldan
sonraki
iki
yıl
için
planlanan
sosyal
koruma
harcamalarını
ayrıntılı
olarak
hesaplayabilmek
mümkün
olacaktır.
Bilgi
STK
2010,
2011
ve
2012
yılları
için
sosyal
koruma
bütçesi,
eğitim
bütçesi,
gençlik
bütçesi
gibi
çeşitli
tematik
alanlarda
bu
izlemeyi
yapacak
ve
ilgili
yılın
Ocak
ayının
ortasında
bu
izleme
verisini
webte
yayınlayacaktır.
Bu
süreci
bizimle
paylaşmak
isteyen
STK’ları
2010
Ocak
ayında,
uyku
tulumlarını
ve
bilgisayarlarını
alıp,
üç
günlük
“STK
Bütçe
İzleme
Kampı’na”
katılmaya
davet
ederiz.
6
GİRİŞ
Bu
çalışmanın
amacı
Sivil
Toplum
Kuruluşları’nın
kamunun
sosyal
koruma
harcamalarını
izleyebilmeleri
için
bir
yöntem
sunmaktır.
Özellikle
hak
temelli
çalışan
STK’lar
için,
bütçeden
bu
alanlara
ayrılan
ödeneklerin
izlenmesi,
bu
ödeneklerin
artırılmasına
yönelik
politika
üretme
sürecinin
etkilenmesi,
ve
konunun
kamusal
alanda
konuşulur
hale
gelmesi
günümüzde
önemli
savunuculuk
alanlarını
oluşturmaktadır.
Çoğulcu
demokrasinin
önemli
aktörü
haline
gelen
STK’lar
çalıştıkları
konularda
siyasi
partilerin
ve
temsili
demokrasinin
kurumlarının
karar
alma
süreçlerini
etkilemek
için
çalışmaktadırlar.
Hangi
sosyal
hak
ile
ilgili
alanda
olursa
olsun
hiç
bir
politika
etkileme
sürecinin
sadece
o
alana
ayrılan
bütçenin
artırılması
ile
kısıtlı
kalmaması
gerektiği
bu
alanda
çalışanlar
tarafından
sıklıkla
dile
getirilmektedir.
Bütçeden
ayrılan
payın
artırılması
tartışması,
hiç
bir
zaman
verilen
sosyal
hizmetin
kapsamı,
kalitesi
ve
etkinliğinin
tartışılmasını
ikinci
planda
bırakmamalı.
Ancak
kapsama,
kaliteye
ve
etkinliğe
ilişkin
yapılması
önerilen
bir
çok
talep
karşısına
da
bütçe
yetersizliği
kısıtının
çıkarılmasının
sıkça
tekrarlanan
gerekçelerin
başında
olduğunu
unutmayalım.
Yasama
sürecinde
bütçe
kanunun
tartışılması
ve
çıkarılmasına
yönelik
TBMM
iç
tüzüğünün
milletvekillerinin
sürece
katılımını
bile
zorlaştırdığı
kamuoyu
önünde
tartışılırken
STK’ların
bütçe
sürecine
müdahil
olmalarının
‘teknik’
zorlukları
oldukça
fazladır.
Bu
teknik
zorlukların
başında
internet
ortamında
yayımlanan
verilerin
kısıtlı
olması
gelmektedir.1
Ancak
bu
teknik
zorluğun
son
yıllarda
özellikle
Merkezi
Yönetim
Bütçesi
açısından
büyük
oranda
aşılabildiğini
görmekteyiz.
2003
yılında
Kamu
Mali
Yönetim
ve
Kontrol
Kanunu
ile
çok
yıllık
bütçelemeye
geçiş2
ve
2006
yılından
itibaren
Orta
Vadeli
Mali
Plan
(OVMP)
hazırlanarak
gelecek
üç
yıla
ilişkin
gelir
ve
gider
tahminlerinin
hazırlanıyor
olması
verilere
ulaşım
ve
izleme
sürecini
kolaylaştırmıştır.
Ayrıca,
2003
yılından
beri
kullanılan
Bütçe
Yönetim
Bilgi
Sistemi
kurumların
bütçe
tekliflerini
elektronik
ortamda
hazırlamalarını
ve
iletmelerini
beraberinde
getirerek
verilere
hızlı
ulaşımın
bir
anahtarını
oluşturmuştur.
1
Web
ortamında
ya
da
herhangi
bir
basılı
kaynaktan
ulaşılamayan
veriler
metin
içinde
çerçeve
için
alınarak
verilmiştir.
Tam
bir
liste
için
bkz.
EK
5.
2
Bkz.
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme,
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
2,
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
7
Çalışmanın
birinci
bölümünde
çalışmanın
kapsamı
ve
yöntemi
aktarılmaktadır.
Kapsam
ve
yöntem
açısından
ESSPROS
2008
kılavuzu
yol
gösterici
olmuştur.
Türkiye’nin
ESSPROS
uyumlu
EUROSTAT’ta
yer
alan
‘resmi’
datası
bulunmamakta,
Türkiye’deki
ilgili
kamu
kurumları
henüz
bu
veriyi
üretmemektedirler.
Bu
önemli
bir
eksikliktir.
Bu
konuda
TUİK’in
EUROSTAT
uyumlu
veri
üretme
konusundaki
yeniden
yapılanma
süreci
bu
verilerin
yakın
zamanda
resmi
olarak
üretileceği
beklentisini
artırmaktadır.3
Çalışmanın
ikinci
bölümünde
kanunlaşan
ve
internette
yer
alan
2009
bütçesi
ve
ekleri
üzerinden
gidilerek
sosyal
koruma
harcamalarının
alt
kalemleri,
açıklamaları
ve
kaynakları
ayrıntılı
olarak
incelenmektedir.
Bu
bölüm
sosyal
koruma
harcamalarının
ileriki
yıllarda
izlenebilmesi
için
önerilen
yöntemin
oluşturulması
ve
sınanması
amacına
yöneliktir.
Çalışmanın
üçüncü
bölümüne,
karşılaştırma
olanağının
genişletilmesi
için
sosyal
koruma
bütçesinin
2006,
2007
ve
2008
yıllarının
gerçekleşmiş
değerleri
eklenmiştir.
Dördüncü
bölümde
ise,
ikinci
bölümde
üretilen
yöntem
ve
örneğe
dayanılarak
2010
ve
2011
yıllarının
planlanan
sosyal
koruma
bütçesi
verileri
derlenmiştir.
Çalışma
ayrıntılı
açıklamaları
veren
ekler
ve
bir
sonraki
OVMP
ve
2010
Bütçe
Gerekçesi
yayımlandıktan
sonra,
yani
2010
Ocak
ayının
başında,
2011
ve
2012
yılların
planlanan
sosyal
koruma
bütçesilerini
izlemek
için
oluşturulan
bir
izleme
tablosu
ile
sona
ermektedir.
Dördüncü
bölümde
ayrıca,
2006
‐
2011
yılları
arası
sosyal
koruma
harcamaların
gösteren
Tablo
17’deki
harcamaların
gelişimi
ile
ilgili
yorumlar
yapmaya
yardımcı
olacak
bilgiler
yer
almaktadır.
Sosyal
bütçedeki
gelişmeleri,
bu
kapsamdaki
reform
çalışmalarını
inceleyen,
yorumlayan
ve
öneriler
getiren
akademisyenlerin,
ve
hak
temelli
STK’ların
çalışmaları,
görüş
ve
yaklaşımlarını
yansıtan
bir
kaynak
listesi
Bilgi
STK
web
sitesine
konulmuştur.
3
SPF
bu
eksikliği
kapatabilmek
amacıyla
çeşitli
çalışmalar
sürdürmektedir.
Bkz.
Buğra,
A.
ve
Adar,
S.
(2007)
Türkiye’nin
Sosyal
Koruma
Harcamalarının
Karşılaştırmalı
bir
Analizi,
Sosyal
Politika
Formu,
Boğaziçi
Üniversitesi
Araştırma
Raporu,
İstanbul.
Ayrıca,
Buğra,
A.
(2008)
Kapitalizm,
Yoksulluk
ve
Türkiye’de
Sosyal
Politika,
beşinci
bölüm,
İletişim
Yayınları.
SPF’den
Ayşe
Buğra,
Volkan
Yılmaz
ve
Burcu
Yakut‐Çakar’a
ayırdıkları
zaman,
görüş
ve
önerileri
için
teşekkür
ederim.
8
1.
ÇALIŞMANIN
KAPSAMI
VE
YÖNTEMİ
KAPSAM
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi’nden
çıkmış
olan
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma
kitabında4
ayrıntılı
olarak
değinildiği
gibi,
2003
yılında
kabul
edilen
Kamu
Mali
Yönetim
ve
Kontrol
Kanununa
göre
Genel
Devlet,
Merkezi
Yönetim
(genel
bütçeli
idareler,
özel
bütçeli
idareler,
düzenleyici
ve
denetleyici
kurumlar),
Sosyal
Güvenlik
Kurumu,
mahalli
idareler,
fonlar,
İşsizlik
Sigortası
Fonu
ve
döner
sermaye
kuruluşlarından
oluşmaktadır.
Bu
çalışmada
tüm
bu
kuruluşların
bütçelerinden
2006,
2007,
2008,
2009,
2010
ve
2011
yılları
sosyal
koruma
harcamaları
ayıklanmaya
çalışılmıştır.
Mahalli
idareler
ve
döner
sermayeli
kuruluşlar
için
böyle
bir
ayıklamaya
ulaşılamamıştır.
Mahalli
idarelerin
verilerini
2008
yılından
sonrası
için
bulmak
mümkün
olmamıştır.5
Bu
önemli
bir
eksikliktir.
Döner
sermayeli
kuruluşların
sosyal
koruma
harcamaları
(esas
olarak
sağlık
harcamaları)
ile
ilgili
en
yeni
veri
2007
yılında
kalmaktadır.
Ayrıca
bu
kurumların,
ki
bunlar
Sağlık
Bakanlığı
ya
da
üniversiteler
gibi
kamu
kurumlarının
işletmeleridir,
yaptıkları
sağlık
harcamalarının
kamu
sağlık
harcamaları
kapsamında
kabul
edilmesi
konusunda
var
olan
sorunlar
nedeniyle
sağlık
harcamalarını
kamu
sosyal
koruma
harcamalarına
dahil
etmemeyi
tercih
ettik.
Ayıklama
yapılırken
2006‐2008
yılları
arasında
gerçekleşmiş
harcamaları
da
(2006‐
2008)
dikkate
aldık.
Ancak
çalışmanın
amacı
bütçe
oluşturma
sürecine
katılmak
olduğu
için
temel
ilgimiz
gerçekleşmiş
harcamalardan
çok
planlanan
harcamaları
izlemek
üzerinde
oldu.
Planlanan
sosyal
koruma
harcamaları
genel
harcama
tablolarının
içinden
ayıklanırken
ESSPROS
ilkelerine
mümkün
olduğu
ölçüde
bağlı
kalındı
ama
çalışmanın
amacı
ESSPROS’a
uygun
sosyal
koruma
bütçesi
hesabı
yapmak
değil,
mümkün
olduğu
kadar
web
üzerinden
ulaşılabilen
tüm
verileri
kullanarak,
toplam
bir
sosyal
koruma
harcamasından
çok,
bütün
alt
kalemlerine
yer
vererek
farklı
ilgi
alanlarındaki
4
Türkiye’deki
kamunun
kurumsal
yapısı
için
bkz.
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma,
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
1,
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
5
Mahalli
İdarelerin
harcamalarının
fonksiyonel
sınıflandırmaya
dayalı
olarak
izlenmesi
çok
önemlidir.
Bu
nedenle
orta
vadeli
planlarda
ilgili
veriler
yer
almadığı
için
geçmiş
yıllardaki
gerçekleşen
harcamaları
üzerinden
giderek,
yerel
ölçekte
iller
bazında
görülebilen
harcamalarının
incelenmesi
bile
önemli
bir
katkı
sağlayabilecektir.
2009
yılında
bu
dizi
kapsamında
üretilecek
tematik
raporlar
kapsamında
Mahalli
İdarelerin
Bütçelerin
İzlenmesi
çalışmasının
da
yer
alması
planlanmaktadır.
9
STK’ların
farklı
kamu
idarelerinin
farklı
kalemlerini
görmelerine
olanak
verecek
şekilde
mümkün
olan
en
kapsamlı
sosyal
koruma
harcamalarının
izlenmesi
için
bir
format
ve
yöntem
üretmektir.
ESSPROSS
metodolojisine
göre
sosyal
koruma
istatistiklerinde
sosyal
koruma
harcaması
çeşitli
risk
ve
ihtiyaçlarının
yükünü
azaltmak
üzere
hanehalklarına
yapıyan
ayni
ya
da
nakdi
transferlerdir.
ESSPROS
yöntemi
üretim
ile
değil
yeniden
dağıtım
ile
ilgilidir.
Bu
yöntemde
sosyal
koruma
harcamaları,
yararlanıcının
harcanabilir
gelirinde
bir
artışa
neden
olabilmek
üzere
sağlanan
tüm
yararlar
(benefits)
olarak
tanımlanmaktadır.
ESSPROS
metodolojisinde
kamu
sosyal
koruma
harcamaları
hesaplanırken
kamunun
“Genel
Devlet”e
dahil
olan
olan
kurumları
alınmaktadır.
Dikkate
alınacak
kurumlar
arasına
münhasıran
sosyal
hizmet
veren
kurumlar
olacağı
gibi
(örneğin,
sosyal
güvenlik
ve
emeklilik
kurumları,
sosyal
yardım
kurumları),
sosyal
hizmeti
bir
tamamlayıcı
iş
olarak
yapan
kurumların
sosyal
koruma
harcamaları
da
dahil
edilmektedir
(örneğin
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü
ve
Tablo
1’de
görülen
sosyal
harcama
yapan
çeşitli
bakanlıklar).
Sosyal
koruma
gerektiren
alanlar
hastalık,
tedavi,
özürlülük,
yaşlılık,
aile,
çocuk,
işsizlik,
konut6
ve
sosyal
dışlanma
olarak
tanımlanmıştır.
Bunlar
korunan
kişilere
doğrudan
nakid
ödemeleri,
bu
kişilerin
yaptıkları
harcamaların
geri
ödenmesi,
ve
bu
kişilere
mal
ve
hizmet
yardımlarını
içermektedir.7
Harcama
kalemleri
açısından
ele
alındığında
ESSPROS,
idari
giderleri,
diğer
sosyal
harcama
birimlerine
transferleri
ve
diğer
harcamaları
da
hesaba
dahil
etmektedir.
İdari
giderler
hesaplanırken
örneğin
bir
devlet
hastanesinde
çalışan
doktor,
hemşire
ve
personelin
maaşları
katılırken
Sağlık
Bakanlığı’ndaki
personelin
maaşları
katılmamaktadır,
çünkü
bunlar
konuya
“özel
hizmet”
değil
“genel
hizmet”
sunmaktadırlar
(ESSPROS,
2008,
sf.
34).
Bu
çalışmada
kullandığımız
fonksiyonel
sınıflandırma,
idarelerin
harcamalarının
özel
hizmet
sunma
ve
genel
hizmet
sunma
bakımında
ayrıştırılmasına
olanak
6
TOKİ’nin
verilerine
ulaşmak
mümkün
olmadığı
için
eksik
kalmıştır.
7
Eğitim
harcamalarının
kamu
sosyal
koruma
harcamaları
içinde
düşünülmesi
özellikle
Türkiye
gibi
eğitime
erişememenin
yoksuluk
ve
sosyal
dışlanma
olgusu
ile
birarada
yaşandığı
ülkeler
için
önemlidir.
Bu
raporda
ele
alınmamakla
birlikte,
2009
yılında
bu
dizi
kapsamında
üretilecek
tematik
raporlar
kapsamında
Eğitim
Bütçesinin
İzlenmesi
çalışması
ayrı
olarak
gerçekleşmesi
planlanmaktadır.
10
sağlamaktadır.
Örneğin
esas
olarak
tümüyle
sosyal
hizmet
veren
bir
kurum
olan
SHÇEK’i
ele
alalım.
2009
yılı
kanunlaşan
bütçe
ödenek
cetvellerine
göre
bu
kurumun
ödenek
cetvelinde
yer
alan
harcamaların
%
99.98’i
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
sosyal
güvenlik
ve
sosyal
yardım
hizmetleri
kapsamında
ayrılmış,
%
0.7’si
genel
kamu
hizmeti;
%
0.5’i
kamu
düzeni
ve
güvenlik
hizmeti
olarak
ayrılmıştır.
SHÇEK
ödenek
cetveleri
incelendiğinde
kurumun
doğrudan
sosyal
hizmet
ve
yardıma
yönelik
dairelerin
personelin
maaşlarına
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
sosyal
güvenlik
ve
sosyal
yardım
kalemi
altında
yer
verildiği,
ancak
örneğin
Destek
Hizmetleri
Daire
Başkanlığı,
İnsan
Kaynakları
Dairesi
Başkanlığı
gibi
dairelerde
çalışan
personelin
maaşlarına
genel
kamu
hizmetleri
ya
da
kamu
düzeni
ve
güvenlik
hizmetleri
kalemleri
altında
yer
verildiği
görülmektedir.8
Yurt
içi
sosyal
koruma
harcamaları
yurt
içinde
yerleşik
olan
ya
da
olmayanlara
yapılan
yardımları
kapsar.
Yerleşikler
yurt
dışından
sağlanan
bir
yardımdan
yararlanabilirler.
Ama
ikincisi,
yani
yurt
dışından
gelip
yerleşik
olanlara
dağıtılan
sosyal
yardımlar,
yerleşiklere
yönelik
“kamu”nun
sosyal
koruma
harcamalarına
dahil
edilemez
(ESSPROS,
2008,
sf.
29,
madde
101).
Örneğin
son
yıllarda
çokça
kullanılan
Dünya
Bankası
fonları
ile
ülke
içindeki
yerleşiklere
yapılan
şartlı
transferler
Türkiye’nin
kamu
sosyal
koruma
harcamalarını
yükseltecek
şekilde
dahil
edilemez
Toplam
sosyal
koruma
harcamalarının
hesaplanmasında
harcamalar
arasında
mükerrelik
olmaması
çok
önemlidir.
Çünkü
bir
kurumun
yaptığı
sosyal
koruma
amaçlı
bir
transfer
diğer
bir
sosyal
koruma
amaçlı
kurumun
hesabına
gelir
olarak
girmekte
ve
harcanmaktadır.
O
zaman
transferi
yapan
kurumun
harcaması
da,
transferi
alan
kurumunda
harcaması
da
dikkate
alınmış
yani
harcama
iki
kez
hesaba
katılmış
olur.
Bu
konu
özellikle
Merkezi
Yönetim
İdareleri
olan
Maliye
Bakanlığı
ve
Çalışma
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı’nın
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’na
yaptıkları
transferler
için
geçerlidir.
Bu
harcamalar
ya
bakanlıklarının
hesabında
ya
da
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’nun
hesabında
yer
almalıdır,
ikisinde
birden
değil.
ESSPROSS’
un
bu
konudaki
kuralı
harcamanın
sosyal
hizmeti
sunan
nihai
kurumun
harcamasında
gösterilmesi,
finansmanı
sağlayan
kurumun
harcamasında
gösterilmemesidir
8
Fonksiyonel
sınıflandırmaya
yönelik
bilgiler
için
bkz.
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma,
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
1,
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
11
(ESSPROS,
2008,
sf.
36,
madde
138).
Bu
durumda
örneğin
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı’nın
sosyal
koruma
harcamaları
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’na
yapılar
transferler
hariç
olarak
hesaplanmalı,
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’nun
tüm
harcamaları
ise
gelirlerinin
nereden
geldiğinden
bağımsız
olarak
hesaba
katılmalıdır
(Bkz.
Ek
1).
YÖNTEM
2009,
2010
ve
2011
yılları
sosyal
koruma
harcamalarının
izlenmesi
için,
temel
olarak
OVMP’dan
ve
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi’nden
ve
2009
Yıllık
Programı’ndan
yararlanıldı.
Ancak
sosyal
koruma
harcamaları
açısından
önemli
olan
ve
internet
ortamında
bulunamayan
bazı
alt
kalemler
çeşitli
kurumların
ilgililerinden
alındı.9
Özellikle
kanun
gerekçelerinin
eklerinde
yer
alan
ve
sosyal
koruma
harcamalarıyla
ilgili
çok
önemli
olan
bir
bir
tablo
bulunmaktadır.
Bu
tablo
DPT
tarafından
tahmin
edilen
ve
Sosyal
Yardımaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Fonu
ile
Savunma
Sanayii
Destekleme
Fonu,
Destekleme
ve
Fiyat
İstikrar
Fonu
ve
Özelleştirme
Fonu’nun
önümüzdeki
üç
yıl
için
planlanan
bütçelerini
içermektedir
(Maliye
Bakanlığı,
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi,
sf.
290).
Sözü
edilen
bu
fonların
harcamalarının
ayrı
ayrı
bulunabilmesi
sosyal
koruma
harcamalarıı
ayrıştırmak
açısından
çok
yararlı
olacaktır
Sosyal
koruma
harcamalarının
izlenmesi
açısından
çok
yararlı
olacak
olan
ve
yine
DPT
tarafından
tahmin
edilen
bir
diğer
tablo
İşsizlik
Fonu’nun
yıllık
bütçe
tahminlerini
gösteren
tablodur.
Bu
tablo
2009
yılı
Bütçe
Gerekçesi
eklerinde
yer
almamakta,
2009
Yılı
Pragramı’nda
2009
yılının
tahminleri
yer
almaktadır
(DPT,
2009
Yılı
Programı,
sf.
68).
İşsizlik
fonu
harcamalarının
üç
yıllık
tahminlerinin
İşsizlik
Fonu’ndan
GAP
için
Merkezi
Yönetim
bütçesine
yapılan
transferin
ayrı
olarak
görülebilecek
şekilde
verilmesi
sosyal
koruma
harcamalarının
ayrıştırılması
için
çok
yararlı
olacaktır.
Çalışmada
önce,
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi’ne
dayanılarak
kanunlaşmış
olan
2009
yılı
sosyal
koruma
harcamaları
üretildi.
2009
Yıllı
Bütçe
Gerekçesi
31
aralık
2008
tarihinde
resmi
gazetede
yayımlandıktan
hemen
sonra,
Ocak
2009
başında
BÜMKO
web
sitesine
konulmuştur.
Merkezi
Yönetim
bütçesinin
sosyal
koruma
harcamalarını
izleyebilmemize
olanak
veren
en
önemli
veri
idarelerin
harcamaların
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
gösterilen
verilerdir.
O
nedenle,
Merkezi
Yönetim
bütçesine
9
Bkz.
Veri
Kaynak
Listesi
Tablo
14
12
dahil
olan
idarelerin
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
bütçelerinin
webe
konulmuş
olması
çok
önemlidir.
Webteki
bilgiler
sadece
harcamaların
çıkarılmasına
değil,
idarelerin
ödenek
cetveleri
sayesinde
bu
harcamaların
ayrıntılı
açıklamalarına
ulaşılmasına
yardımcı
olmuştur.
Temmuz
2008’de
yayınlanan
OVMP
(2009‐2010‐2011)’da
Merkezi
Yönetim
içindeki
idarelerin
bütçelerinin
ekonomik
sınıflandırılması
yer
almaktaydı.
Ekonomik
sınıflandırmaya
göre
yapılan
harcama
tabloları
sosyal
koruma
harcamalarının
izlenmesi
için
yeterli
olmamaktadır.
Sosyal
koruma
harcamalarının
üç
yıllık
tahminlerinin
incelenebilmesi
için
izlemeyi
OVMP’ların
yayınlandığı
Temmuz
ayına
çekebilmek
çok
önemlidir.
Bu
nedenle
OVMP’ların
eklerinin
daha
kapsamlı
hale
getirilmesi
ve
kurumlarının
planlanan
bütçelerinin
ekonomik
sınıflandırma
yanısıra
fonksiyonel
sınıflandırma
tabloları
olarak
verilmesi,
sosyal
koruma
bütçesinin
üç
yıllık
izlenmesini
Ocak
ayından
bir
önceki
yılın
Temmuz
ayına
çekilmesine
yardımcı
olacaktır.
Ancak
Haziran
sonunda
OVMP
eklerinde
verilen
idarelerin
ödenek
teklifleri
ile
Ocak
ayında
kanunlaşan
ödenek
teklifleri
arasında
bazı
idarelerin
kalemlerinde
radikal
değişiklikler
görülmektedir.
Bu
radikal
değişiklikler
de
OVMP
verilerine
güvenilmesini
zorlaştırmaktadır.
Bu
iki
nedenle
OVMP
ve
ekleri
ile
üç
yıllık
izleme
yapılamasa
bile
ilgili
yılın
bütçe
gerekçesi
ve
ekleri
sonraki
iki
yıllık
planlanan
bütçenin
izlenebilmesine
olanak
sağlamaktadır.
Örneğin
2009
Ocak
ayında
2010
ve
2011
yılları
için
planlanan
sosyal
koruma
harcamalarının
net
ve
ayrıntılı
olarak
görülmesi
mümkün
olmaktadır.
Ayrıca
OVMP
sadece
Merkezi
Yönetim
bütçesini
izlememize
olanak
verirken
Bütçe
Gerekçesi’nin
eklerinde
bütçe
dışı
fonların
ve
SGK’nın
verileri
de
yer
almaktadır.
Merkezi
Yönetim
kurumları
dışındaki
kamu
kurumlarının
(özellikle
fonların,
sosyal
güvenlik
kuruluşlarının
ve
mahalli
idarelerin)
da
ekonomik
ve
fonksiyonel
temeldeki
hesaplarının
OVMP
eklerine,
(ya
da
ilgili
kurumun
web
sitesine
ya
da
DPT’nin
yayınlarına)
konulması
şeffaflığı
artıracak
ve
bütçe
kanunlaşmadan
önce
ilgili
yılın
sosyal
koruma
harcamalarına
ilişkin
değerlendirme
yapılması
olasılığını
güçlendirecektir.
13
2009
Bütçe
Gerekçesi
ve
eklerinden,
kurumların
ödenek
tablolarından
ve
2009
Yılı
Programı’ndan
yararlanarak,
2009
yılı
kanunlaşan
sosyal
koruma
harcamalarını
ayrıntılı
olarak
inceledikten
sonra,
aynı
kalemleri
izleyerek
2010
ve
2011
sosyal
koruma
harcamalarını
çıkarma
olanağına
kavuştuk.
Bu
şekilde
oluşturduğumuz
ve
çalışmada
yer
alan
izleme
tablolarını
(Tablo
16
ve
EK
7)
dikkate
alarak
2010
Ocak
ayının
başında,
2010
Bütçe
Gerekçesi
ve
eklerinin
yayınlanmasından
sonra,
2011
ve
2011
yılları
için
planlanan
sosyal
koruma
harcamalarını
oluşturmak
ve
izlemek
mümkün
olacaktır.
2008‐2009
STK
Eğitim
ve
Sertifika
Programı’ndaki
deneyimimize
bağlı
olarak
şunu
söyleyebiliriz:
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
altında
yayınlanan
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma
ve
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme
kitaplarını
ve
elinizdeki
bu
raporu
inceleyen
(ya
da
12
saatlik
eğitimini
alan)
bir
kişi,
her
yılın
Ocak
ayının
ikinci
haftasında
bilgisayarının
karşısına
oturup
izleme
tablosunu
bir
hafta
sonunu
vakit
ayırıp
doldurabilecektir.
STK
Eğitim
ve
Araştırma
Birimi
2010,
2011
ve
2012
yılları
için
Ocak
ayının
ortasında
sosyal
koruma
bütçesi
ve
eğitim,
gençlik
gibi
çeşitli
tematik
alanlarda
bu
izlemeyi
yapacak
ve
elde
edilen
izleme
tablolarını
webte
yayınlayacaktır.
Bu
süreci
paylaşmak
isteyen
STK’ları
2010
Ocak
ayında,
uyku
tulumlarını
ve
bilgisayarlarını
alıp,
bütçe
izleme
kampına
katılmaya
davet
ediyoruz.10
10
Üç
gün
sürmesi
ve
2010
Ocak
ayının
ikinci
yarısından
sonra
toplanması
planlanan
ilk
“STK
Bütçe
İzleme
Kampı”
için
hak
temelli
STK’lara
yapılacak
olan
davet
Temmuz
2009’da
duyurulacaktır.
14
2.
2009
YILI
KANUNLAŞAN
BÜTÇE
GEREKÇESİNDE
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARININ
İZİNİ
SÜRMEK
MERKEZİ
YÖNETİM
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARI
2003
yılında
kabul
edilen
5018
sayılı
Kamu
Mali
Yönetimi
ve
Kontrol
kanununa
göre
Merkezî
Yönetim
kapsamındaki
kamu
idareleri11
:
Genel
bütçe,
Devlet
tüzel
kişiliğine
dahil
olan
ve
Kanuna
ekli
(I)
sayılı
cetvelde
yer
alan
kamu
idarelerinin
bütçesidir
(Tablo
1).
Özel
bütçe,
bir
bakanlığa
bağlı
veya
ilgili
olarak
belirli
bir
kamu
hizmetini
yürütmek
üzere
kurulan,
gelir
tahsis
edilen,
bu
gelirlerden
harcama
yapma
yetkisi
verilen,
kuruluş
ve
çalışma
esasları
özel
kanunla
düzenlenen
ve
Kanuna
ekli
(II)
sayılı
cetvelde
yer
alan
her
bir
kamu
idaresinin
bütçesidir
(Tablo
2
ve
3).
Düzenleyici
ve
denetleyici
kurum
bütçesi,
özel
kanunlarla
kurul,
kurum
veya
üst
kurul
şeklinde
teşkilatlanan
ve
Kanuna
ekli
(III)
sayılı
cetvelde
yer
alan
her
bir
düzenleyici
ve
denetleyici
kurumun
bütçesidir
(Tablo
4).
Sözü
edilen
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
kamu
idarelerinin
fonksiyonel
sınıflandırmaya11
göre
yapılmış
bütçe
harcamalarının
dağılımlarını
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi
ve
eklerinden
yola
çıkarak
derlemeye
çalışacağız.
İdarelerin
bütçelerinin
fonksiyonel
sınıflandırması
Merkezi
Yönetim
bütçesini;
“Genel
Kamu
Hizmetleri,
Savunma
Hizmetleri,
Kamu
Düzeni
ve
Güvenlik
Hizmetleri,
Ekonomik
İşler
ve
Hizmetler,
Çevre
Koruma
Hizmetleri,
İskan
ve
Toplum
Refahı
Hizmetleri,
Sağlık
Hizmetleri,
Dinlenme,
Kültür
ve
Din
Hizmetleri,
Eğitim
Hizmeleri,
Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım
Hizmetleri”
başlıkları
altında
vermektedir.
Bu
çalışmada
fonksiyonel
sınıflandırma
başlıklarından
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
ve
“Sağlık
Hizmetleri”
Merkezi
Yönetim
sosyal
koruma
harcamalarının
hesaplanması
için
kullanılacaktır.12
11
Daha
geniş
bilgi
için
bkz.
Temel
Bütçe
Okuma
Yazma,
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları,
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
1,
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
12
İskan
ve
Toplum
Refahı
Hizmetleri
başlığında
yer
alan
kurumların
harcamları
ayrı
ayrı
ödenek
cetvellerinden
incelenmiş
ve
bu
kalemlerden
hiçbirinin
sosyal
koruma
harcamalarının
hesaplanmasında
kullanılamayacağı
görülmüştür.
Ayrıntılı
açıklama
EK
2’de
verilmektedir.
15
16
17
Kaynak:
Tablo
1,
2,
3
ve
4
için
bkz.
Veri
Kaynak
Listesi,
Tablo
14:
KAYNAK
1
Tablo
1’den
görüldüğü
gibi,
bir
çok
genel
bütçeli
idarenin
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcaması
bulunmaktadır.
Tablo
2
ve
3’te
yer
alan
özel
bütçeli
idarelerden
sadece
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü’nün
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
başlığında
tasnif
edilen
harcaması
bulunmaktadır.
Tablo
4’ten
görüldüğü
gibi,
düzenleyici
ve
denetleyici
kurumların
bir
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcaması
bulunmamaktadır.
Tablo
5
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerin
arasandan
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcaması
yapan
idarelerin
ilgili
kalemlerini
ve
bu
harcamalar
ile
ilgili
açıklama
ve
kaynaklar
göstermektedir.
18
Merkezi
Yönetim
kapsamında
olup
ta
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcaması
olarak
gözükmeyen
ancak
Hazine
tarafından
yapılan
fakir
ailelere
kömür
yardımı
da
Tablo
5’e
dahil
edilmiştir.
Fakir
ailelere
kömür
yardımı
yapılmasına
ilişkin
karara
göre,
kömür
yardımına
ihtiyacı
olan
aileler
il
ve
ilçe
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışma
Vakıfları’nca
belirlenecek
ve
il
içerisinde
dağıtım
organizasyonu
valiliklerce
yapılacaktır.
Kömürler
Türkiye
Kömür
İşletmeleri
(TKİ)
tarafından
valiliklere
teslim
edilecek
kömür
bedelleri
Hazine
Müsteşarlığı’nın
bütçesine
konulacak
ödenekten
görev
zararı
olarak
TKİ’ye
ödenecektir.13
Hazine
Müsteşarlığı
13
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
Hakkında
233
sayılı
Kanun
Hükmünde
Kararname’nin
35.
maddesi
uyarınca,
fakir
ailelere
bedelsiz
kömür
yardımı
yapılabilmesine
yönelik,
27/12/2007
tarihli
ve
19
için
bu
bir
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcaması
değil,
KİT’lerin
görev
zararını
kapamak
üzere
yapılan
bir
harcama
olduğu
için
fonksiyonel
sınıflandırmada
“Ekonomik
İşler
ve
Hizmetler”
başlığı
altında
verilmektedir.
Tablo
5’te
yer
alan
tüm
harcama
kalemleri
toplandığında
2009
yılı
kanunlaşan
harcama
miktarı
50,28,886,514
YTL
olmaktadır.
Bu
miktar
Merkezi
Yönetim’in
toplam
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamalarıdır.
Ancak
Sosyal
Güvenlik
Kurumu
(SGK)
ve
İşsizlik
Fonu
gibi
kurumların
harcamalarını
da
dikkate
alarak
bir
Genel
Devlet
Bütçesi
kapsamında
kuruluşların
sosyal
koruma
harcamaları
incelendiğinde
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerin
bütçelerinden
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamaları
kapsamında
SGK’ya
ya
da
İşsizlik
Fonu’na
yapılan
transferler
düşürülmedir.
Bu
ayrım
yapılmazsa,
aynı
harcamanın
her
iki
kurum
bütçesinin
içinde
iki
kez
dikkate
alınması
sonucu
ortaya
çıkacaktır.
Tablo
5’te
Merkezi
Yönetim
kapsamından
idarelerin
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamalarına
yönelik
iki
ayrı
harcama
rakamı
verilmiştir.
Bunlardan
biri
tek
başına
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idareler
incelendiğinde
dikkate
alınacak
rakamdır
(50,228,886,514
YTL).
Diğeri
ise
hesaplanan
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerin
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamalarının
içinde
yer
alan
ve
Hazine
Müsteşarlığı’ndan
İşsizlik
Fonu’na
yapılan
transferler
(1,048,000,000
YTL),
Maliye
Bakanlığı’ndan
ve
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı’ndan
SGK’ya
yapılan
transferler
(46,732,500,000
YTL)
düşülerek
elde
edilen
rakamdır
(
2,448,386,514
YTL).14
MERKEZİ
YÖNETİM
SAĞLIK
HARCAMALARI
Sağlık
harcamaları
açısından
dikkat
edilmesi
gereken
önemli
gelişme
1
Ekim
2008
tarihinde
yürürlüğe
giren
5510
sayılı
Sosyal
Sigortalar
ve
Genel
Sağlık
Sigortası
Kanunu’dur.
Bu
kanuna
göre,
yürürlük
tarihinden
önce
kamu
görevlisi
olarak
çalışanların
dışında
kalan
bütün
sigortalılar
tek
bir
sistem
olarak
birleştirilmiştir.
Ancak,
gerekli
altyapının
oluşturulması
tamamlanamayacağı
için
yeşil
kart
ve
bütçeli
kuruluşlar
kapsamında
yer
alan
kişilerin
sağlık
harcamalarının
SGK’ya
devri
5797
Kanununla
üç
yıl
ertelenmiştir.
O
nedenle
genel
ve
özel
bütçeli
kuruluşların
sağlık
harcamaları
kendi
bütçelerinde
görünmeye
devam
etmektedirler
ancak
SGK’nın
2007/13048
sayılı
Bakanlar
Kurulu
Kararı
14
Maliye
Bakanlığı’ndan
ve
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı’ndan
SGK’ya
yapılan
transferlerin
SGK’
nın
rakamları
ile
karşılaştırılarak
mükerrerliğin
incelenmesi
için
bkz
EK
1.
20
bütçelerinde
görünmemektedirler
(DPT,
2009
Yılı
Programı).
Fonksiyonel
tablolarda
görülen
(Tablo
1,
2,
3
ve
4)
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerin
arasında
“Sağlık
Hizmetleri”
harcaması
olanların
harcama
miktarları
ve
veri
kaynakları
Tablo
6’da
özetle
verilmiştir.
Bu
tabloya
göre
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerin
sağlık
harcamalarının
toplamı
13,746,661,571
YTL’dir.
Fonksiyonel
tablolarda
yer
alan
“Sağlık
Hizmetleri”
Devlet
tarafından
yürütülen
sağlık
hizmetlei,
hastane
vb.
oluşturulması
ve
yürütülmesi,
halk
sağlığı
hizmetlerini
kapsamaktadır.
SOSYAL
GÜVENLİK
KURUMU
(SGK)’NUN
HARCAMALARI
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’nun
hesaplarını
izleyebilmek
konusunda
ortaya
çıkan
en
temel
değişim
Emekli
Sandığı,
Sosyal
Sigortalar
Kurumu
(SSK)
ve
Bağkur’un
Sosyal
Güvenlik
Kurumu
Başkanlığı
adı
altında
birleştirilmesi
olmuştur.15
SGK
ile
bu
üç
kurumun
sürmekte
olan
hizmetleri
ve
harcamaları
tek
çatı
altında
toplanmıştır.
Bunlar,
sigorta
giderleri,
sağlık
giderleri
ve
diğer
harcamalar
olarak
sınıflandırılmış
15
20/5/2006
tarih
5502
sayılı
Kanun
21
halde
bulmak
mümkündür.
DPT,
yıllık
programları
ve
BÜMKO,
bütçe
gerekçeleri
bu
konuda
veriler
sunmaktadır.
Ancak
2005
sonrası
2022
sayılı
kanuna
göre
yapılan
primsiz
ödemeler
yayımlanmış
herhangi
bir
kaynakta
bulunmamaktadır
(Tablo
7).
Sağlık
harcamaları
kapsamında
sadece
devredilen
SSK,
devredilen
Bağ‐Kur,
devredilen
Emekli
Sandığı,
ödeme
gücüne
sahip
olup
zorunlu
sigortalı
olmayanlar
ve
18
yaş
altı
çocukların
sağlık
harcamaları
yer
almaktadır.
Merkezi
Yönetim
sağlık
harcamaları
açıklanırken
belirtildiği
gibi,
yeşil
kart
ve
bütçeli
kuruluşlar
kapsamında
olan
kişilerin
sağlık
harcamalarının
SGK’ya
devredilmesinin
üç
yıl
içerisinde
tamamlanması
öngörüldüğünden
SGK
kapsamındaki
sağlık
harcamalarının
hesaplanmasında
bu
kişilere
ait
sağlık
harcamalarına
yer
verilmemiştir
(DPT,
2009
Yılı
Programı).
Bu
harcamalar
Sağlık
Bakanlığı
harcamaları
içinde
yer
aldığından
merkezi
yönetim
sağlık
harcamaları
içinde
yer
almaktadır.
Ayrıca,
2005
yılından
itibaren
SSK
ve
diğer
kamu
kurum
ve
kuruluşlarınca
işletilen
hastaneler
ve
sağlık
işletmelerinin
tümü
Sağlık
Bakanlığı’na
devredilmiş
olduğu
için
SGK
bütçesinde
yer
almamakta
Sağlık
Bakanlığı’nın
bütçesinde
yer
almaktadır.
Ne
Sağlık
bakanlığı
ne
de
SGK
harcamaları
içinde
yer
almayan
bir
harcama
ise
kamuda
çalışanların
ilaç
ve
tedavi
giderleridir.
Bu
harcamaların
SGK’ya
devri
de
2010
yılının
başında
gerçekleşeceği
için
2010
yılı
izlemesi
yapılırken
dikkate
alınacaktır.
Tablo
7’den
görüldüğü
gibi,
2009
yılında
SGK’ya
faturalı
ödemeler,
ek
karşılıklar,
emeklilere
yapılan
ek
ödeme,
devlet
katkısı,
SSK
5
puan
prim
indirimi
ve
özürlü
primi
teşviki
de
dahil
olmak
üzere
toplam
46,690,000,000
YTL
tutarında
bütçe
transferi
22
yapılması
öngörülmüştür.
Bu
rakam
Tablo
5’te
ve
Ek
1’de
verilen
bütçeden
SGK’ya
yapılan
transfer
rakamına
eşittir.
Tablo
İŞKUR’un
yönetim
ve
aktif
işgücü
harcamalarını
içermemektedir.
Sadece
yatırım
harcamalarında
İŞKUR’un
yatırımlarının
dahil
edildiği
belirtilmiştir.
Yatırım
harcamalarını
sosyal
koruma
harcamalarına
dahil
etmediğimiz
için
bu
bir
sorun
teşkil
etmemektedir.16
Diğer
giderler,
yönetim
ve
faiz
harcamaları,
hukuki
takip
ve
2022
kapsamındaki
primsiz
ödemeleri
içermektedir.
19.08.2008
tarihli
5797
sayılı
kanuna
göre
2022
sayılı
kanuna
göre
yaşlı,
özürlü
muhtaç,
güçsüz
kimselere
yapılan
aylık
ödemeleri
SGK
Primsiz
Ödemeler
Genel
Müdürlüğü
eliyle
yürütülmekte,
Genel
Müdürlüğün
Sosyal
Yardımlar
Daire
Başkanlığı
görevleri
arasında
sayılmaktadır.
Bu
harcamalar
sosyal
yardım
hizmetleri
arasında
dikkate
alınmalıdır.
SGK’nın
sağlık
ve
sigorta
ödemelerine
yönelik
harcamalarına
kıyaslandığında
oldukça
düşük
bir
sosyal
yardım
harcaması
yaptığı
görülmektedir.
Tablo
8’de
2009
yılı
SGK
sosyal
koruma
harcamalarının
toplamı
olarak
alınabilecek
kalemler,
bunların
açıklama
ve
kaynaklarını
vermektedir.
Bu
tabloya
göre
SGK
sosyal
koruma
harcamaları
102,564,000,000
YTL’dir.
16
Sosyal
Güvenlik
Kurumu
(SGK)
Emekli
Sandığı,
Sosyal
Sigortalar
Kurumu
(SSK)
ve
Bağkur’un
aynı
çatı
altında
toplandığı
kuruma
verilen
isimdir.
Sosyal
Güvenlik
Kurumları
ya
da
kuruluşları
dendiğinde
SGK
ve
İŞKUR
düşünülmektedir.
23
İŞSİZLİK
SİGORTASI
FONUNUN
HARCAMALARI
İşsizlik
sigortasının
uygulanmasına
ilişkin
olarak
primlerin
ve
cezaların
toplanması
ve
İşsizlik
Sigortası
Fonu’na
aktarılmasından
SGK;
diğer
her
türlü
işlemlerin
yapılmasından
da
Türkiye
İş
Kurumu
yetkili,
görevli
ve
sorumlu
tutulmuşlardır.
Fon’un
gelirleri,
prim
gelirleri,
bütçe
katkısı
ve
faiz
gelirlerinden
oluşmaktadır
(Tablo
9a
ve
9b).
Hazine
Müsteşarlığı
bütçesinden
aktarılan
ve
Tablo
5’te
mükerrelik
olmaması
için
Merkezi
Yönetim
sosyal
koruma
harcamalarından
düştüğümüz
rakam
ile
Tablo
9’da
gördüğümüz
rakama
eşittir
(1,048,000,000
YTL).
İşsizlik
sigortası
bir
işyerinde
çalışırken,
kendi
istek
ve
kusuru
dışında
işini
kaybedenlere,
uğradıkları
gelir
kayıplarını
kısmen
de
olsa
karşılayarak
kendilerinin
ve
aile
fertlerinin
zor
duruma
düşmelerini
önlemek
amacıyla
sigortacılık
tekniği
ile
faaliyet
gösteren,
Devlet
tarafından
kurulan
zorunlu
bir
sigorta
koludur.
Fon’un
harcamalarının
başında
sigortalı
işsizlere
verilen
ödenekler
gelmektedir.
4447
sayılı
kanun
ile
sigortalı
işsizlere
meslek
edindirme
eğitimi
için
yapılacak
harcamalar
da
Fon’un
giderleri
arasında
sayılmaktadır.
2008
yılında
çıkarılan
5763
sayılı
kanunda
Fon’un
aktif
işgücü
piyasası
dahilinde
kabul
edilebilecek
harcamalarının
kapsamı
genişletilmiştir.
Bu
kanuna
göre
“sigortalı
işsizler
ve
İŞKUR’a
kayıtlı
diğer
işsizlere;
iş
bulma,
danışmanlık
hizmetleri,
mesleki
eğitim,
işgücü
uyum
ve
toplum
yararına
çalışma
hizmetleri
verilir
ve
işgücü
piyasası
araştırma
ve
planlama
çalışmaları
kapsamında
yapılacak
giderler
İşsizlik
Sigortası
Fonu’ndan
karşılanır.
Bu
giderlerin
yıllık
miktarı,
İşsizlik
Sigortası
primi
olarak
Fon’a
aktarılan
Devlet
payının
yüzde
otuzunu
geçemez”.
Bu
durumda
sigortalı
işsizlere
yönelik
tüm
aktif
piyasa
işlemlerinin
harcamaları
Fon
tarafından
karşılanmakta
ve
Fon’a
devlet
katkısının
%
30’u
kadarı
İŞKUR
tarafından
yürütülen
işsizlere
yönelik
aktif
piyasa
harcamaları
için
kullanılabilmektedir.
Bu
miktar
Hazine
tarafından
İşsizlik
Sigortası
Fonu’na
atarılan
miktarın
(1,048,000,000
YTL)
%
30’u
(314,400,000
YTL)
olmaktadır.
İŞKUR’un
stratejik
planına
göre
İŞKUR’un
2009
yılı
toplam
gideri
118,000,000
YTL
(www.sp.gov.tr/documents/planlar/TurkiyeIsKurumuSP0812.pdf)
beklenmektedir.
Bunun
içinden
personel
harcamaları
dışındaki
tüm
cari,
mal
ve
hizmet
alım
giderleri
ve
sermaye
transferleri
dahil
edildiğinde
53,906,061
YTL
giderin
tümü
aktif
işgücü
piyasasına
yönelik
harcama
olarak
düşünülse
bile,
bu
rakam,
aktif
piyasa
işlemlerine
yönelik
İşsizik
Sigortası
Fonu
tarafından
yapılabilecek
miktarın
yanında
ihmal
edilebilecek
kadar
küçüktür.
Fon
yetkililerinin
belirttiğine
göre
5763
sayılı
kanun
ile
beraber
2009
yılından
itibaren
sigortalı
işsiz
ya
da
İŞKUR’a
24
kayıtlı
işsizlere
yönelik
aktif
işgücü
harcamaları
İşsizlik
Sigortası
Fonu’nun
harcamaları
içinde
düşünülebilir.
İŞKUR
Dünya
Bankası
ve
AB
fonlarını
kullanarak
aktif
işgücüne
yönelik
faaliyetleri
gerçekleştirmektedir.
İŞKUR
bütçesini
hesabımızın
dışında
bıraktığımız
için
bu
harcamalar
tahminimizde
yer
almamaktadır.
Ancak
bu
harcamaların
Türkiye’nin
kamu
sosyal
koruma
harcamalarına
dahil
edilmemesi,
yöntem
bölümünde
tartışıldığı
gibi
ESSPROS
metodolojisine
göre
de,
bir
sorun
yaratmayacaktır.
İşsizlik
sigortası
giderlerinin
içine
yeni
eklenen
giderlerden
bir
diğeri
İstihdam
Paketi
olarak
bilinen
5763
sayılı
İş
Kanunu
ile
belirlenmektedir.
Buna
göre,
18‐29
yaş
arasında
olanlar
ile
yaş
şartı
aranmaksızın
18
yaşından
büyük
kadınların,
işyerinin
mevcut
istihdam
sayısına
ek
olarak
yeni
istihdam
şeklinde
işe
alınmaları
halinde,
bu
kişilere
ait
işveren
primleri
yıllar
itibariyle
çeşitli
oranlarda
İşsizlik
Sigortası
Fonu
tarafından
karşılanarak
SGK’ya
aktarılacaktır.
Ayrıca
5763
sayılı
İş
Kanunu
uyarınca,
GAP
projesi
kapsamındaki
yatırımlarda
kullanılmak
üzere,
Fon’un
faiz
gelirinin
devlet
25
katkısı
payına
tekabül
eden
kısmı
İşsizlik
Sigortası
Fonu’ndan
Merkezi
Yönetim
bütçesine
aktarılmaktadır
(DPT,
2009
Yılı
Programı).
5763
sayılı
kanun
ile
İşsizlik
Sigortası
Kanunu’na
eklenen
bir
diğer
harcama
kalemi
sigortalı
sayılan
kişileri
hizmet
akdine
tâbi
olarak
çalıştıran
işverenin
iflas
vb.
nedenleriyle
ödeme
güçlüğüne
düştüğü
hallerde
geçerli
olmak
üzere,
oluşturulan
ücret
garanti
fonundan
çeşitli
ödemeler
yapılabilmesidir.
Aktif
işgücü
piyasasına
yönelik
harcamalar,
ücret
garanti
fonu
ödemeleri
ve
yeni
istihdam
paketi
kapsamında
yapılan
harcamalar
sosyal
koruma
harcaması
olarak
kabul
edilebilir.
Ancak
GAP
için
Merkezi
Yönetim
bütçesine
aktarılan
para
kalkınma
için
gerekli
olan
yatırımları
yönelik
olduğu
ve
sosyal
koruma
kapsamından
düşülmemelidir.
Ne
yazık
ki
İşsizlik
Fonu’ndan
yapılan
harcamaların
içinden
GAP
için
yapılan
harcamayı
ayırmak
oldukça
zor.
Çünkü
Bütçe
Gerekçesi’nde
İşsizlik
Fonu
rakamı
verilmiyor,
DPT
tarafından
yayımlanan
ve
2009
tahminini
de
içeren
tabloda
(DPT,
2009
Yılı
Programı
sf.
68)
harcamaların
içinde
GAP’a
yapılan
aktarmalar
ayrı
bir
kalem
olarak
gösterilmiyor.
Ancak
DPT
aynı
kaynakta,
GAP’a
yönelik
yapılan
transferin
2008
ve
2009
rakamlarını
metin
içinde
belirtiyor.
Ancak
2010
ve
2011
için
rakamlarını
yayınlanmış
olarak
bulmak
mümkün
olmadığından
bu
rakamlar
DPT’den
talep
edilerek
alınmıştır.
Tablo
10
İsşizlik
Sigortası
Fonu’ndan
yapılan
sosyal
koruma
harcaması
kapsamında
sayılabilecek
giderler,
bunların
açıklamaları
ve
kaynaklar
ile
ilgili
özet
bilgileri
vermektedir.
Bu
tabloya
göre
2009
yılında
İşsizlik
Sigortası
Fonu’ndan
1,723,000,000
YTL
harcama
yapılacaktır.
26
SOSYAL
YARDIM
VE
DAYANIŞMAYI
TEŞVİK
FONUNUN
HARCAMALARI
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Fonu
(SYDTF)
14.06.1986
tarihinde
yürürlüğe
giren
3294
sayılı
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Kanunu
ile
kurulmuştur.
2004
yılında
yürürlüğe
giren
5263
sayılı
kanun
ile
Fon
Genel
Sekreterliği,
Başbakanlığa
bağlı
bir
Genel
Müdürlük
olarak
teşkilatlandırılmıştır.
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışma
Genel
Müdürlüğü
(SYDGM)
il
ve
ilçelerdeki
faaliyetlerini
Türkiye
çapında
931
il
ve
ilçede
her
ilde
vali
ve
her
ilçede
kaymakam
başkanlığında
oluşturulmuş
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışma
Vakıfları
aracılığıyla
yürütülmektedir.
Fonun
gelirleri,
esas
olarak
vergi
gelirlerinden
ayrılan
paylar,
trafik
cezalarının
%50’si,
RTÜK
gelirlerinin
%
15,
ve
diğer
bağış
ve
yardımlardan
oluşmaktadır.
Maliye
Bakanlığı’nın
ödenek
cetvellerinden
görülebileceği
gibi,
2008
yılı
için
2,037,888,054
YTL
olan
fon
gelirlerinin
1,642,390,000
YTL’si
gelirden
ayrılan
paylar
başlığı
altında
Maliye
Bakanlığı
Muhasebat
Genel
Müdürlüğü’nden
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
Genel
Kamu
Hizmetleri
başlığı
altında
fona
aktarılmaktadır.
Fonlara
Merkezi
Yönetim
bütçesinden
başka
bir
transfer
öngörülmemektedir.
Gelir
olarak
kalan
395,498,054
YTL
ise
yukarıda
sayılan
diğer
gelirlerden
elde
edilmektedir.
SYDTF
2009‐2013
Stratejik
planına
göre
Fonun
gelirlerinin
%
88.5’i
vergilerden
gelir
payı,
%8.7’si
ise
trafik
(www.sydgm.gov.tr/Sydtf/Web/duyurular/StratejikPlan2009_2013.pdf)
cezalarından
gelmektedir.
Paragrafın
başında
değinildiği
gibi,
gelirlerden
ayrılan
miktar
daha
önce
Merkezi
Yönetim
idarelerinin
harcamalarının
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamaları
kaleminin
içinde
yer
almadığı
için
mükerrelik
yoktur.
SYDTF’nda
toplanan
kaynak,
Fon
Kurulu
kararları
ve
Genel
Müdürlük
eliyle
ülke
27
genelinde
kurulu
bulunan
931
vakfa
aktarılmakta,
bu
kaynakların
yanı
sıra
vakıfların
kendi
gelirleri
de
kullanılarak,
ihtiyaç
sahibi
yoksul
vatandaşlara
ayni
ve
nakdi
yardımlar
ulaştırılmaktadır.
Vakıflar’ın
gelirleri,
SYDTF’dan
aktarılan
miktar
dışında
fitre‐zekat‐kurban
yardımları
ve
işletme
ve
iştiraklerden
elde
edilecek
gelirlerden
oluşmaktadır.
SYDGM,
daha
önce
belirtildiği
gibi
Merkezi
Yönetim’in
Genel
Bütçeli
idarelerden
birisidir
ve
SYDGM’nin
harcamalarının
%
91.31
fonksiyonel
dağılıma
göre
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamaları
kaleminde
kabul
edilmişitir
(bkz.
Tablo
5).
Dolayısıyla
Fon
bütçesinde
yer
almamakta
ve
mükerrelik
olmamaktadır.
SYDTF’
nun
giderleri
çeşitli
başlıklar
altında
derlenebilir:
Aile
ve
Sağlık
yardımları:
Ekonomik
yoksulluk
içinde
bulunan
kimselere
bayramların
öncesinde
verilen
gıda
yadımları,
yakacak
yardımları17,
oturulamayacak
kadar
kötü
durumda
evlerde
barınan
muhtaç
kimselere
bakım
ve
onarım
için
yapılan
ayni
ve
nakdi
yardımlar,
sosyal
güvencesi
olmayan
ve
yeşil
kart
almaya
hak
kazanamayan
vatandaşların
ödeme
güçlerini
aşan
sağlık
harcamalarının
karşılanmasını
içeren
yardımlar,18
yoksul
anne
adaylarına
kendilerinin
ve
çocuklarının
düzenli
sağlık
kontrollerini
yaptırmaları
şartıyla
yapılan
şartlı
nakit
transferleri.
Eğitim
yardımları:
Dar
gelirli
ailelerin
çocukları
için
önlük,
çanta
ve
kırtasiye
gibi
okul
ihtiyaçlarının
karşılanması
aktarılan
kaynak,
taşımalı
eğitim
ile
merkeze
taşınan
yoksul
çocuklara
verilen
öğle
yemeği,
yoksul
ailelere
çocuklarını
düzenli
olarak
okula
göndermeleri
şartıyla
her
ay
verilen
eğitim
yardımı,
taşımalı
sistem
dışında
kalan
ilköğretim
ve
ortaöğretim
öğrencilerinin
ulaşım,
barınma
vb.
ihtiyaçlarına
yönelik
verilen
destekler.
Tüm
bu
yardımlar
doğrudan
yoksul
alilere/çocuklara
yönelik
iken
bir
tek
değişik
uygulama
bulunmaktadır.
Bu
uygulama
2003‐2004
eğitim‐öğretim
yılından
itibaren
kaynağı
Fon’dan
aktarılmak
suretiyle
MEB
tarafından
ilköğretim
öğrencilerinin
kitapları
ücretsiz
verilmesi
ve
bu
kapsamda
ayrılan
kaynak
Milli
Eğitim
Bakanlığı'na
doğrudan
aktarılmasıdır.
Özürlülülere
yönelik
yardımlar:
Sosyal
güvenceden
yoksun
özürlü
kimselerin
topluma
uyumunu
kolaylaştıracak
her
türlü
araç
gereç
ihtiyaçlarının
karşılanmasına
17
Maliyeti
TKİ
tarafından
karşılanmaktadır.
Bkz.
Tablo
5.
18
Yeşil
kart
sahibi
yoksullara
verilen
sağlık
yardımları
ise
2005
yılından
itibaren
Sağlık
Bakanlığı’na
devredilmiştir
28
yönelik
sosyal
yardımlar
ve
özürlü
öğrencilerin
ücretsiz
taşınmasına
yönelik
özürlülere
yapılan
yardımlar.
Özel
amaçlı
yardımlar:
Aşevi,
ya
da
doğal
afet,
yangın
vb.
mağdurlarına
yönelik
acil
ihtiyaç
yardımlarını
kapsayan
özel
amaçlı
yardımlar.
Tüm
bu
yardımların
arasında
eğitime
yönelik
yardımların
katılıp
katılamayacağı
tartışma
konusudur.
SYDF’den
eğitime
yönelik
yapılan
harcamaların
genellikle
yoksul
ve
muhtaç
ailelerini
çocuklarına
yönelik
olması
bu
hizmetlerin
özel
hizmet
olarak
kabul
edilip
sosyal
koruma
içinde
sayılmasını
beraberinde
getirebilir.
Ancak
ücretsiz
kitap
dağıtılması
için
Milli
Eğitim
Bakanlığı’na
devredilen
kaynak
genel
bir
hizmet
olup
toplumun
tüm
kesimlerine
yöneliktir.
ESSPROS
yöntemine
göre
sosyal
korunma
harcamasına
katılmaması
gerekir.
Eğitim
harcamalarını
dahil
ederek
sosyal
koruma
harcamalarını,
ESSPROS
yöntemine
oranla,
biraz
yüksek
hesaplamış
olacağımızı
belirtmemiz
gerekir.
Bu
oranın
ne
olduğunu
görebilmek
için
Fon’un
harcamalarının
yardım
türlerine
göre
dağılımını
incelemekte
yarar
var.
SYDTF’nin
2009‐2013
Stratejik
planında
alt
harcamalar
(www.sydgm.gov.tr/Sydtf/Web/duyurular/StratejikPlan2009_2013.pdf)
2007
yılı
için
verilmektedir.
SYDTF’nin
2007
harcamalarının
%
20.9’u
periyodik
yardımlara,
%
0.5’i
sağlık
yardımlarına,
%
33.4’ü
eğitim
yardımlarına
(%
14,8’i
ücretsiz
kitap
yardımlarına),
%10.9’u
proje
desteklerine,
%11.0’ı
gıda
ve
diğer
sosyal
yardımlara,
%
23.2’si
şartlı
nakit
harcamalarına
gitmektedir.
Ancak
2009‐2010‐2011
yılları
için
planlanan
harcamaların
bu
tür
alt
kalemleri
de
gösterecek
şekilde
yapılmış
bir
yayın
bulunmamaktadır.
Bu
durumda
SYDTF’nin
tüm
harcamalarını
sosyal
koruma
harcamaları
kapsamında
kabul
ederek,
Tablo
12’deki
1,908,447,256
YTL’
lik
miktarın
en
az
%15’i
en
çok
%
30’u
kadar
fazla
sosyal
koruma
harcaması
hesabı
yapmış
olduğumuz
söylenebilir.
Toplam
sosyal
koruma
harcaması
için
de
bu
oran
çok
önemsizdir
(bkz.
Tablo
13).
29
3.
2009
YILI
İÇİN
KANUNLAŞAN
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARI
VE
2006­
2008
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARI
İLE
KARŞILAŞTIRILMASI
Bu
bölümde,
bir
önceki
bölümde
her
idare
için
ayrı
ayrı
oluşturulmuş
sosyal
koruma
harcamaları
tek
bir
tablo
halinde
verilerek
Genel
Devlet
bütçesi
kapsamındaki
idarelerin
sosyal
koruma
harcamaları
bir
arada,
toplam
ve
GSYH’ya
oran
olarak
gösterilecektir.
Tablo
13,
2009
yılı
için
Genel
Devlet
toplam
sosyal
koruma
harcamasını
vermekte,
Tablo
14’te
ise
bu
tabloda
yer
alan
tüm
kaynakların
ayrıntılı
açıklaması
yer
almaktadır.
Tablo
13’te,
toplam
Genel
Devlet
kapsamındaki
idarelerin
toplam
sosyal
koruma
harcamaları
2009
yılı
için
122,390,495,341
YTL
ve
GSYH’nın
%
11.01’i
olarak
hesaplanmaktadır.
Bu
veriler
2009
yılı
bütçesinin
kabulü
ile
kanunlaşmış
verileridir.
2009
sonunda
gerçekleşmiş
veriler
yayınlandığında
planlanan
ve
gerçekleşen
veriler
karşılaştırılarak
hükümetin
uygulamalarıyla
planları
arasındaki
fark
görülebilecektir19.
Bu
çalışmanın
amacı
hükümetin
ileriye
yönelik
sosyal
korunma
için
ayıracağı
miktarları
artırılması
yönünde
etki
etmek
olduğu
için,
gerçekleşmiş
verileri
izlemenin
ötesinde
planlanan
verileri
izlemek
önem
kazanmaktadır.
Ancak
2009
yılı
için
2010
yılı
başında
yayınlanan
gerçekleşmiş
verileri
kullanarak
bir
karşılaştırma
yaptığımızda
daha
önceki
yıllarda
olandan
daha
ciddi
bir
sapma
olacağını
göreceğiz.
Bunun
nedeni
2009
yılının
ekonomik
kriz
yılı
olacağı,
dolayısıyla
kriz
öncesinde
oluşturulan
planlarda
yer
alan
GSYH
artışı
ve
vergi
gelirleri
artışının
planlananın
altında
kalması
olasılığıdır.
Ancak
2010
yılının
başında,
2009
yılı
gerçekleşmiş
bütçe
harcamaları
yayınlandığında,
2009
yılı
için
planlanan
sosyal
koruma
harcamaları
ile
gerçekleşen
sosyal
koruma
harcamlarını
karşılaştırırken
bir
noktayı
daha
görmüş
olacağız:
Krizin
yükü
ne
kadar
sosyal
koruma
harcamalarına
yüklenecektir?
Diğer
kalemlere
göre
sosyal
koruma
için
ayrılan
kalemlerde
ne
oranda
bir
kısıtlama
olacaktır?
Şimdiden
şunu
söyleyebiliriz/bekleyebiliriz:
Kriz
döneminde
yaşanan
yoksulluk
ve
işsizlik
daha
önceki
yıllara
göre
artış
göstereceği
için
planlanan
sosyal
koruma
harcamalarından
daha
yüksek
bir
harcama
gerçekleşmelidir.
19
EK
3’te
Türkiye’nin
sosyal
koruma
harcamalarını
hesabını
yapan
iki
çalışmada
elde
edilen
sonuçlar
bu
çalışmada
elde
edilen
sonuçlarla
karşılaştırılmaktadır.
30
31
TABLO
14:
VERİ
KAYNAK
LİSTESİ
KAYNAK
1:
Bu
veriler
2009
Merkezi
Yönetim
Bütçe
Kanunu,
Genel
ve
Özel
Bütçeli
İdarelerin
ve
Düzenleyici
Denetleyici
Kurumların
A
cetveli
icmali,
fonksiyonel
sınıflandırma
tablolarında
yer
almaktadır.
2009
yılı
verileri
BÜMKO
sitesinden
şu
yol
izlenerek
bulunabilir:
http://www.bumko.gov.tr
‘den
Mevzuat
>
Bütçe
mevzuatı>
Kanunlar>
Bütçe
kanunu
ve
ekleri>2009>Bütçe
türleri
itibariyle
ödenek
(A)
cetveli
icmalleri.
2010
ve
2011
yılları
için
idarelerin
öngörülen
bütçelerinin
fonksiyonel
sınıflandırılması
için
bkz.
2009
Bütçe
Gerekçesi,
sf.
94‐99.
2009
Bütçe
Gerekçesi’nin
adresi:
http://www.bumko.gov.tr
‘den
Bütçe>Bütçe
gerekçesi>2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi
KAYNAK
2:
Açıklamalar
2009
yılı
ilgili
kurumun
ödenek
cetvellerinden
alt
kalemler
incelenerek
bulunmuştur.
İdarelerin
ödenek
cetvelleri
BÜMKO
sitesinden
şu
yol
izlenerek
bulunabilir:
http://www.bumko.gov.tr
‘den
Mevzuat
>
Bütçe
mevzuatı>
Kanunlar>
Bütçe
kanunu
ve
ekleri>2009>Kurumlar
itibariyle
ödenek
(A),
Gelir
(B),
Finansman
(F)
cetvelleri
2008
yılından
beri,
her
idarenin
ödenek
cetvelleri
ilgili
siteye
bütçe
kanunun
Aralık
sonunda
resmi
gazetede
yayımlandıktan
sonra
Ocak
ayının
ilk
haftasında
konulmaktadır.
KAYNAK
3:
Hazine
Müsteşarlığı
2009
Ödenek
cetvelinde,
31
kurum
kodlu
KİT
Genel
Müdürlüğü,
FKOD
04
Ekonomik
İşler
ve
Hizmetler,
EKOD
05
Cari
Transferler,
Görev
Zararı,
Kömür
ve
Diğer
katı
yakıt
hizmetleri
kaleminde
gözüken
meblağ.
2010
ve
2011
tahmini
yayımlanmış
bir
belgede
yer
almamaktadır.
İlgili
kurumdan
talep
edilerek
alınmıştır.
Hazine
Müsteşarlığı’nın
ödenek
cetvelinin
adresi
için
bkz.
KAYNAK
2
KAYNAK
4:
2009
yılı
GSYİH
1,111,438,000,000
YTL
olarak
öngörülmektedir.
GSYİH
öngörüleri
2009
Bütçe
Gerekçesi
,
sf.
18’de
yer
almaktadır.
2009
Bütçe
Gerekçesi’nin
adresi
bkz.
KAYNAK
1.
32
KAYNAK
5:
DPT,
2009
Yılı
Programı,
sf.
65.
DPT,
2009
Yılı
Programının
adresi:
http://www.dpt.gov.tr
‘den
Programlar>Yıllık
Programlar>2009
Yılı
Programı.
2010
ve
2011
yılları
Sosyal
Güvenlik
Kurumları
verileri
için
bkz.
2009
Bütçe
Gerekçesi,
sf.
289.
2009
Bütçe
Gerekçesi’nin
adresi
için
bkz
KAYNAK
1.
2022
sayılı
Kanun
ile
yapılan
giderlerinin
tahmini
yayımlanmış
bir
belgede
yer
almamaktadır.
DPT
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
ve
Sosyal
Güvenlik
Dairesi
Başkanlığı'ndan
talep
edilerek
alınmıştır.
KAYNAK
6:
DPT,
2009
Yılı
Programı,
sf.
68
ve
69.
DPT,
2009
Yılı
Programının
adresi
için
bk.
KAYNAK
5.
2010
ve
2011
yılları
İşsizlik
Fonu
toplam
giderleri
ve
GAP
için
bütçeye
yapılan
transfer
verilerinin
tahmini
yayımlanmış
bir
belgede
yer
almamaktadır.
DPT
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
ve
Sosyal
Güvenlik
Dairesi
Başkanlığı'ndan
talep
edilerek
alınmıştır.
KAYNAK
7:
2009‐2011
yılları
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşfik
Fonu
giderlerinin
tahmini
yayımlanmış
bir
belgede
yer
almamaktadır.
DPT
Kamu
İktisadi
Teşebbüsleri
ve
Sosyal
Güvenlik
Dairesi
Başkanlığı'ndan
talep
edilerek
alınmıştır.
KAYNAK
8:
2006,
2007
ve
2008
yılı
Merkezi
Yönetimin
ekonomik
ve
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
gerçekleşmiş
harcamaları
Maliye
Bakanlığı
Muhasebat
Genel
Müdürülüğü’nün
sayfasında
Kamu
Hesapları
Bülteni
seçeneğinin
altında
yer
almaktadır.
Her
yılın
Ocak
ayında
bir
önceki
yılın
gerçekleşmiş
bütçeleri
webe
konulmaktadır.
http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/index.php
Ancak
bizim
kullanımımız
için
gerekli
olan
idareler
temelinde
ayrıştırılmış
fonksiyonel
sınıflandırmaya
yönelik
tablolar
web
sayfasında
yer
almamaktadır.
Muhasebat
Genel
Müdürlüğü,
Bütçe
İstatistikleri
Şubesi’nden
talep
edilerek
alınmıştır.
33
2009
yılı
için
ayrıştırılan
sosyal
koruma
harcamalarının
bir
sınamasının
yapılabilmesi
için
önce
2006,
2007,
2008
yılları
için
aynı
yöntemle
üretilmiş
sosyal
koruma
harcamaları
ile
tutarlılık
karşılaştırması
yapmak
ve
gelişme
trendi
gözlenerek
bir
sapma
olup
olmadığını
izlemek
yararlı
olacaktır
(Tablo
15).
Bu
tablodan
görüldüğü
gibi,
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
2006‐2008
gerçekleşen
rakamlar
üzerinden
hesaplandığında
yaklaşık
%
11’dir.
Bu
oran
kanunlaşan
verilerle
2009
yılı
için
yaptımız
hesapta
da
kendini
korumaktadır.
Türkiye’de
sosyal
koruma
harcamaların
düşük
olması,
bir
sonraki
başlık
altında
2006‐2011
dönemi
arasındaki
gelişmeler
çerçevesinde
ele
alınacaktır.
Genel
Devlet
bütçesi,
daha
önce
belirtildiği
gibi,
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idareleri,
Sosyal
Güvenlik
Kurumunu,
mahalli
idareleri,
fonları,
İşsizlik
Sigortası
Fonunu
ve
döner
sermaye
kuruluşlarını
kapsamaktadır.
Döner
sermaye
kuruluşları
kapsam
olarak
uygun
olmadığından,
mahalli
idareler
de
sadece
gerçekleşmiş
harcamalarına
ulaşılabildiğinden
izleme
dışı
bırakılmıştı.
Tablo
15’te
veri
yokluğu
nedeniyle
dışarıda
bırakılan
mahalli
idarelerin
2006‐2007
yılı
harcamalarına
da
yer
verilmektedir.
Tablo
15’ten
görüldüğü
gibi,
mahalli
idarelerin
2006
ve
2007
yıllarında
fonksiyonel
sınıflandırma
çerçevesinde
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
harcamaları
ve
sağlık
hizmetlerine
yönelik
harcamaları
çok
yüksek
değildir.
Türkiye’deki
tüm
mahalli
idarelerin
(İl
özel
İdareleri,
Belediyeler
ve
Belediye
İdareleri)
sosyal
koruma
harcamaları
SYDTF’nun
tüm
Türkiye
için
yaptığı
sosyal
koruma
harcamalarından
daha
düşüktür.
Bu
düşüklüğün
bir
nedeni,
SYDTF’nun
harcamalarına
eğitim
için
yapılan
harcamalar
dahil
olması,
mahalli
idarelerin
eğitim
ve
burs
harcamalarının
ise
fonksiyonel
sınıflandırmaya
göre
“Eğitim
Hizmetleri”
başlığı
altında
yer
almasıdır.
Diğer
yandan,
DPT,
Bütçe
ve
Mahalli
İdareler
Dairesi
yetkililerinin
verdikleri
bilgilere
göre,
mahalli
idareler
yaptıkları
bir
çok
sosyal
koruma
hizmetini
mal
ve
hizmet
alımları
olarak
gerçekleştirdikleri
için
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
kaleminin
ilgili
tablolarda
düşük
verilmiş
olması
yaygın
bir
durumdur.
34
35
4.
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARININ
GELİŞİMİ:
2006­2011
Tablo
16
sosyal
koruma
harcamalarını
2006‐2008
için
gerçekleşen
verilere,
2009
yılı
için
kanunlaşan
verilere,
2010‐
2011
verilerini
ise
program
tahminlerine
dayanarak
bir
araya
getirmiştir.
Tablo
17
ise
Tablo
16’daki
verileri
GSYH’ya
oranla
vermektedir.
Bu
verilere
göre
2006
yılından
itibaren
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH
oranı
yaklaşık
%
11
olan
trendi
korunmaktadır.
Bu
oran
DPT’nin
yaptığı
sosyal
harcamaların
gelişimi
ile
ilgili
tabloda
da
kendini
göstermekte
ve
2006‐2009
yılları
arasında,
sosyal
harcama
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
%
11
olarak
hesaplanmaktadır.20
Halbuki
sosyal
koruma
harcamalarının
artması
OECD
ülkelerinde
kendini
gösteren
bir
gelişme
olduğu
kaydedilmektedir.21
Bu
oran
bir
çok
ülkenin
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH
oranına
bakıldığında
oldukça
düşük
kalmaktadır.
AB(27)
ülkelerinin
ESSPROS
yöntemine
göre
hesaplanmış
sosyal
koruma
harcamlarının
2005
yılında
GSYH’ya
oranı
%
26
civarındadır.22
En
düşük
ülkeler
arasında
%11.8
ile
Litvanya;
%12.7
ile
Letonya;
%13.9
ile
Romanya
vardır.
Bu
oran
İspanya’da
%
20.6,
Yunanistan’da
%
23.6’
dır.
Sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranının
düşük
olmasının
yanı
sıra,
Türkiye’nin
sosyal
koruma
hizmetlerinin
içeriği
ve
kapsamı
bakımından
önemli
eksiklikleri
olduğu
vurgulanmaktadır.23
Türkiye’nin
onaylamış
olduğu
uluslararası
sözleşmelerden
bir
kısmı
sosyal
yardımlar
ve
sosyal
hizmetler
alanındaki
uluslararası
yükümlülüklerinin
hukuksal
temelini
oluşturmaktadır.
Bu
alanda
onaylanmış
olan
başlıca
sözleşmeler,
Birleşmiş
Milletler
Ekonomik
Sosyal
Kültürel
Haklar
Sözleşmesi
ve
Avrupa
Sosyal
Şartı’dır.
Avrupa
Sosyal
Şartı
Türkiye
tarafından
1964
yılında
imzalanmış
ve
7
Ağustos
1989
tarihinde
Bakanlar
Kurulu
Kararıyla
onaylanmıştır.
Gözden
Geçirilmiş
Avrupa
Sosyal
Şartı
ise,
9
Nisan
2007
tarihinde
Bakanlar
Kurulu
tarafından
onaylanarak
yürürlüğe
girmiştir.
20
Türkiye’nin
sosyal
koruma
harcamalarını
tahmin
eden
iki
çalışma
daha
bulunmaktadır.
Bu
çalışmaların
sonucu
karşılaştırmalı
olarak
EK
3’te
verilmektedir.
21
Buğra,
A.
(2008)
Kapitalizm,
Yoksulluk
ve
Türkiye’de
Sosyal
Politika,
İletişim
Yayınları.
22
Bu
rakamlar
Eurostat
sayfasından
(http://epp.eurostat.ec.europa.eu
Population
and
Social
Condition
seçeneğinin
altında
yer
alan
Data
seçeneklerinden
Living
Condition
and
Welfare’in
altında
yer
alan
Social
Protection
verilerinden
izlenebilir.
23
Bu
konuların
kaynaklar
Web
sitesine
konulmuştur.
Ayrıca
bkz.
DPT,
9.
Kalkınma
Planı,
Sosyal
Güvenlik
Özel
İhtisas
Komisyonu
Raporu,
2007.
36
Avrupa
Sosyal
Şartı’nın
uygulanmasını
denetlemekle
görevli
Avrupa
Sosyal
Haklar
Komitesi,
Türkiye’ye
ilişkin
çeşitli
yıllarda
yazılmış
gözlem
sonuçları
raporlarında
istatistiki
veri
eksikliğinden,
yardımların
bir
hak
olarak
düzenlenmemiş
olmasına,
yürürlükteki
sosyal
yardım
ve
hizmetlerin
yeterli
olmamasından,
kurumlararası
koordinasyon
eksikliğine,
sosyal
açıdan
hizmete
ihtiyaç
duyanların
ihmal
edildiğinden,
yoksulluk
ve
sosyal
dışlanmayla
mücadelede
ulusal
bir
stratejinin
eksikliğine
kadar
çeşitli
eleştirilere
yer
vermektedir.
İdarelerin
stratejik
plan
yapmalarına
rağmen
OVMP
süresince
toplam
harcamasında
önemli
artış
ya
da
azalış
beklenen
idare
sayısı
çok
azdır.24
Sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranının
5
yıl
süreyle
sabit
kalması,
Türkiye’nin,
bu
5
yıl
boyunca,
sosyal
koruma
harcamaları
kapsamında
önemli
değişimi
getirecek
büyük
projeleri
olmadığı
anlamına
gelmektedir.
2006
‐
2008
yılları
arası
artan
yoksulluk
ve
işsizlik
karşısında,
ve
gelecekte
ortaya
çıkabilecek
yoksulluk
ve
işsizlikteki
artışları
dikkate
alarak
sosyal
koruma
harcamalarında
artış
ya
da
yoksulluk
ve
sosyal
dışlanmayla
mücadeleye
yönelik
yeni
projeler
yapılması
Türkiye’nin
gündeminde
yoktur.
Tablo
17’de
yer
alan
tüm
kalemlerin
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranları
incelendiğinde,
çok
azında
bir
değişim
beklentisi
olduğu
görülmektedir.
Yine
de
topyekün
bir
değerlendirme
yerine
alt
gruplar
(sağlık,
sosyal
güvenlik,
sosyal
yardım)
ve
idareler
açısından
bir
değerlendirme
daha
yararlı
olacaktır.
Toplam
sosyal
korunma
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
kadar
bu
oranın
alt
kalemler
açısından
nasıl
dağıldığının
da
izlenmesi
önemlidir.
2009
yılı
için
%
11
olan
toplam
sosyal
koruma
harcamasının
%
0.22’si
sosyal,
%
1.24’ü
sağlık
olmak
üzere
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idareler
tarafından
yapılmaktadır.
%
9.23’ü
SGK’nın
esas
olarak
sağlık
ve
sigorta
ödemeleridir.
SGK’nın
sosyal
yardım
olarak
yaptığı
primsiz
ödemelerin
(2022
ödemeleri)
GSYH’ya
oranı
%
0.18’dir.
GSYH’nın
%
0.16’
sı
kadar
harcama
İşsizlik
Fonu;
%
0.17’si
SYDTF
tarafından
gerçekleşmektedir
(Tablo
16
ve
17;
ya
da
EK
3,
Tablo
1
ve
2).
Bu
verilerden
de
anlaşılabileceği
gibi,
sosyal
koruma
harcamalarının
en
önemli
kısmı
SGK’nın
sağlık
ve
sigorta
harcamalarından
oluşmaktadır.
Türkiye’deki
sosyal
koruma
harcamalarında,
özellikle
sosyal
güvenlik
24
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme,
STK
Çalışmaları
‐
Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
2’de
OVMP
eklerinde
ekonomik
sınıflandırmaya
göre
verilen
idarelerin
harcamaları
incelenmektedir.
Bu
inceleme,
idarelerin
harcamalarını
planlarken,
2009‐2011
arasında
tüm
kurumlarda
personel
harcamalarının
GSYH’ya
oranının
%
5
azalması,
bazı
istisnalar
dışında
birçok
kurumda
mal
ve
hizmet
harcamalarının
%
7
artması
ve
cari
transferlerin
%
6
azalması
gibi
“veri
kabulleri”nin
olduğunu
göstermektedir.
37
kapsamında
olan,
ya
da
sigortası
olup
işsiz
kalmış
olanlara
yönelik
harcamaların
önemli
bir
yer
tuttuğunu,
prim
ödememiş
yoksul
kesime
yönelik
harcamaların
payının
ise,
Ek
3,
Tablo
1’de
görüldüğü
gibi,
GSYH’ya
oranının
%
0.1
kaldığını
söylemek
mümkündür.
Sosyal
koruma
harcamaları
içinde
sosyal
yardım
harcamaları
hem
çok
düşüktür
hem
de
yıllar
içinde
çok
küçük
artışlar
öngörülmektedir.
İşsizliğin,
kayıt
dışı
çalışma
oranının,
çalışan
yoksulluğunun,
yoksulluk
ve
etnik
farklılığa
dayalı
sosyal
dışlanmışlığın
yüksek
olduğu
bir
ülkede
sosyal
koruma
harcamalarının
prim
ödemeye
dayalı
ve
formel
sektörde
çalışanlara
yönelik
olması
üzerinde
dikkatle
durulması
gereken
bir
konudur.25
İncelemeye
tek
tek
idareler
açısından
devam
edersek,
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
idarelerinden
SYDGM,
SHÇEK
ve
Maliye
Bakanlığı’nın
bütçesinde
bir
artış
öngörüldüğü
göze
çarpmaktadır.
Diğer
kurumların
harcamalarında
bir
artış
öngörülmemektedir.
SYDGM
SYDGM’nin
bütçesi
genel
bütçeli
idareler
kapsamında
belirlenmektedir.
2009‐2011
arası
bu
idarenin
bütçesinde
bir
artış
öngörülmektedir.
Gerek
GSYH
içindeki
payı
gerekse
SYDTF’nun
harcamaları
ile
karşılaştırıldığında
oldukça
çok
küçük
bir
rakam
olmasına
rağmen
2009‐2011
döneminde
SYDGM
bütçesindeki
artış
dikkate
değerdir.
2008
ve
2009
yılları
ödenek
cetvelleri
ayrı
ayrı
incelendiğinde
bu
artışın
SYDGM’ne
bağlı
Strateji
Geliştirme
Müdürlüğü’nün
ödeneğine
konulan
bir
artışla
ortaya
çıktığı
görülmektedir.
SYDGM
yetkililerinin
belittiği
gibi
bu
ödenek
TÜBİTAK’a
yaptırılan
Bütünleşik
Sosyal
Yardım
Hizmetleri
yazılım
ve
veri
tabanını
oluşturulmasına
yönelik
bir
harcamaya
karşılık
gelmektedir.
SHÇEK
Sosyal
yardım
hizmetlerini
sürdüren
bir
kurum
olan
SHÇEK’in
ödenek
artışının
olması
çok
önemlidir.
Ekonomik
dağılıma
göre
SHÇEK
bütçesi
incelendiğinde
2009‐
2011
arasında
personel
harcamalarının
GSYH’ya
oranında,
tüm
diğer
kurumlarda
olduğu
gibi
%
5
bir
azalış,
mal
ve
hizmet
alımlarında
diğer
kurumların
çoğunda
25
Öyle
ki,
sosyal
koruma
harcamasının
GSYH’ya
oranının
Türkiye’ye
göre
daha
düşük
olduğu
Kore
ve
Meksika
gibi
ülkelerde
bile
sosyal
yardım
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
Türkiye’ninkinden
daha
yüksektir.
Bkz.
Buğra,
A.
(2008)
Kapitalizm,
Yoksulluk
ve
Türkiye’de
Sosyal
Politika,
İletişim
Yayınları.
38
olduğu
gibi
%
7’
lik
bir
artış
öngörülmektedir.
SHÇEK’in
bu
kalemler
açısından
diğer
idarelere
göre
farklı
bir
özelliği
yoktur.
Ancak
cari
transferlerde
diğer
kurumların
çoğunda
%
6’lık
bir
azalma
öngörülürken
SHÇEK’in
cari
transferlerinde
%
87’lik
bir
artış
öngörülmektedir.26
Diğer
yandan,
2008
yılı
ve
2009
yılı
ödenek
cetvelleri
karşılaştırıldığında
SHÇEK’in
ödenek
cevtelinde
2008‐2009
yılları
arasındaki
beklenen
artışın
tümünün
kurumun
Özürlü
Bakım
Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığı’nın
ödeneklerinde
beklenen
artıştan
kaynaklandığı
görülmektedir.
Bu
artışın
en
önemli
bölümü
5358
nolu
yasa
ile
evde
bakılan
ve
geliri
kanunla
belirtilen
miktarın
altında
kalan
özürlülülere
asgari
ücret
tutarında
yapılan
cari
transferlerden
kaynaklandığı,
daha
küçük
bir
bölümü
ise
özel
bakım
kurumlarında
bakılan
ağır
özürlülülere
yapılan
asgari
ücretin
iki
katı
ödeme
için
ayrılan
cari
transfer
ödeneği
olduğu
belirtilmektedir.
Özürlü
Bakım
Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığı’nın
bütçesinde
görülen
bu
ödenek
artışı
çıkarıldığında,
SHÇEK’in
ödeneklerinde
bir
artış
öngörülmemektedir.27
SAĞLIK
HARCAMALARI
Tablo
17’de
sağlık
harcamalarında
ve
Sağlık
Bakanlığı’nın
bütçesinde
bir
azalış
öngörülmektedir.
Tablo
17’de
görülen
sağlık
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
2006
yılı
için
%
3.55’tir.
Türkiye’nin
kamu
sağlık
harcamlarının
GSYH’ya
oranı
Dünya
Sağlık
Örgütü’nün
veri
tabanında
%
4.0’dır.
Bu
oran
DPT’nin
sağlık
harcamaları
hesabında
da
ulaşılan
rakamdır.28
Dünya
Sağlık
Örgütü’nün
veri
tabanından
yapılan
karşılaştırmalara
göre,
kamunun
sağlık
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
açısından
AB’de
Türkiye’nin
gerisinde
kalan
bir
tek
Latvia
%
3.8
bulunmaktadır.
Kamu
sağlık
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
Romanya’da
%
4.0;
Bulgaristan’da
%
4.1’da;
Yunanistan’da
%
4.2;
Litvanya
ve
Polonya
%
4.3’tür.
Bu
oran
İngiltere’de
%
7.3’e;
Almanya
ve
Danimarka’da
%
8.0’a;
Fransa’da
%
8.8’e
yükselmektedir.
26
SHÇEK’in
ekonomik
sınıflandırmaya
göre
2009‐2011
harcama
planı
için
bkz.
Çok
Yıllı
Bütçe
İzleme,
STK
Çalışmaları‐Eğitim
Kitapları
Bütçe
İzleme
Dizisi
no
2,
http://stk.bilgi.edu.tr/stkButce.asp
27
SHÇEK
ve
Özürlü
Bakım
Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığı’nın
2008
ve
2009
ödenek
cetvellerinin
karışılaştırılması
için
bkz.
EK
4.
28
Uluslararası
karşılaştırma
için
bkz.
http://www.who.int/whosis/data/Search.jsp
.
Türkiye
verisi
için
bkz.
DPT,
2009
yılı
Programı,
sf
.
223.
Bu
farkın
ortaya
çıkış
nedeni
bizim
çalışmamızda
Mahalli
idarelerin
sağlık
harcamalarının
katılmamış
olması
etkili
olabilir.
Diğer
yandan
DPT,
SYDF’nun
sağlık
harcamalarını
da
ayrıştırarak
buraya
katabilmektedir.
39
Türkiye’de
de
sağlık
sisteminin
reform
çalışmaları
2003
yılında
başladı.
Yasalaşan
reform,
Avrupa’da
yaygın
olan,
vergilerle
finanse
edilen
ve
devlet
tarafından
yürütülen
sağlık
hizmetleri
modeline
dayanmak
yerine,
G.D.Asya
ve
Latin
Amerika’daki
ülkelerin
Dünya
Bankası
önderliğinde
geçmeye
çalıştıkları
prime
dayalı
ve
özel
sektörün
sunulan
hizmetlerin
esas
aktörü
haline
geldiği
sağlık
hizmetleri
modelini
kabul
etti.
Türkiye’de
de
yapılan
Genel
Sağlık
Sigortası
reformu
incelendiğinde
özellikle
Emekli
Sandığı,
SSK,
Bağkur
ve
Yeşil
Kart
uygulamalarıyla
farklı
kesimlere
oldukça
farklı
hizmet
sunulan
yapının
herkese
eşit
hizmet
verecek
şekilde
tasarlanması
açısından
önem
taşıyor.
Diğer
yandan
18
yaş
altındakilerin
karşılıksız
sağlık
hizmeti
alma
hakkının
olması
reformun
önemli
yanlarından
biri.
Ancak
koruyucu
hekimlik
yaklaşımının
ortadan
kalkacağı,
yaptığı
vizite
başına
ödeme
alacak
aile
hekimliğinin
hekim‐hasta
ilişkisini
hekim‐müşteri
ilişkisine
benzeyeceği
gibi
konular
eleştirilen
konuların
başında
geliyor.29
Gerek
koruyucu
hekimliğin
ortadan
kalkması
gerek
ilaç,
malzeme
ve
sözleşmeli
ya
da
kendi
hesabına
çalışan
doktor
maaşlarında
yaşanacak
artış
Türkiye’de
genel
sağlık
harcamalarını
artış
eğilimine
geçmesine
neden
olabilir.
Dolayısıyla
harcamalardaki
artışın
nedenlerinin
izlenmesinin
önemi
büyüktür.
30
Ayrıca
düzenli
prim
ödeme
konusunda
güçlüklerle
karşılaşacak
geniş
bir
kesim
olduğunu
söylemek
yanlış
olmayacaktır.
Bir
kez,
sürekli
istihdam
bulma
olanağı
kısıtlı
olan
genç
kuşak
için
sosyal
güvenliğin
uzun
dönemde
erişilmesi
zor
bir
hizmet
olacağı
düşünülebilir.31
Diğer
yandan,
kayıtdışı
istihdamın
yüksek
olduğu,
nüfusun
önemli
bir
kesiminin
tarım
kesiminde
kendi
hesabına
çalıştığı,
mevsimlik
düzensiz
gelir
elde
etmenin
yaygın
olduğu
bir
ülkede,
geçici
ve
yarı
zamanlı
işlerin
hızla
arttığı
bir
konjonktürde,
prim
toplamanın
nasıl
sağlanabileceği
bir
soru
işaretidir.
Yeni
sistemde
prim
ödemeyenlerin
sağlık
hizmetlerinden
mahrum
kalacak
olması
ve
bu
insanların
sağlık
hizmetlerinden
yararlanma
hakları
önümüzdeki
dönemde
hak
temelli
STK’ların
gündemini
daha
çok
meşgul
edebilir.
Yoksullarla
beraber,
formel
sektörde
çalışmayan
herkesin
sağlık
hizmetleri
kapsamına
alınması
bir
çözüm
olarak
29
Bu
eleştiriler
ve
kapsamlı
bir
uluslararası
sağlık
sistemleri
karşılaştırması
için
bkz.
Keyder,
Ç.,
Üstundağ,
N.
Ağartan,
T.
Ve
Yoltar,
Ç.
(2007)
Avrupa’da
ve
Türkiye’de
Sağlık
Politikaları,
İletişim.
30
OECD
(2008)
Reviews
of
Health
Systems:Turkey’de
Türkiye’deki
sağlık
reformunu
övmekle
birlikte
2011
ve
2033
için
önemli
açıklar
öngörmektedir.
31
Yentürk,
N.
Nemutlu,
G.
ve
Kurtaran,
Y.
(2008)
Türkiye’de
Gençlik
Çalışması
ve
Politikaları,
Bilgi
Ünivresitesi
Yayınevi.
40
düşünülebilir.
Örneğin
Tayland
formel
bir
sektörde
istihdam
olanağı
olmayan
herkese
yoksullara
sunduğu
sağlık
hizmetlerini
sunmaktadır.30
SGK
Maliye
Bakanlığı’nın
bütçesinden
yapılan
sosyal
koruma
harcaması
daha
önceden
de
belirtildiği
gibi,
SGK’nın
açıklarının
kapatılması
için
yapılan
transferleri
içermektedir.
Dolayısıyla
Maliye
Bakanlığı’nın
harcamasında
artış
olması
SGK’nın
açığında
bir
büyüme
beklentisi
olması
anlamına
gelir.
Nitekim
DPT,
2009
Yılı
Programında,
SSK
ve
Bağkur
borçlarının
yeniden
yapılandırılması
sürecinin,
orta
dönemde,
prim
gelirlerini
azaltıcı
ve
SGK
açığını
artırıcı
etkisi
olacağını
belirtmektedir.32
Tablo
17’de
yer
alan
SGK’nın
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’daki
payının
gelişimine
bakıldığında
bir
artış
beklenmediği
görülmektedir.
Ancak
prim
gelirlerinin
GSYH’ya
oranında
beklenen
azalma
nedeniyle
açığın
artması
gerekmektedir.
Tablo
17
harcamalar
açısından
yapılmış
bir
tablo
olduğu
için
SGK’nın
açığındaki
artış
Maliye
Bakanlığı’nın
bu
kuruma
yaptığı
transfer
harcamalarının
GSYH’ya
oranının
artmasından
izlenebilir.
Maliye
Bakanlığı’ndan
2010
ve
211
yıllarında
SGK’ya
yapılması
planlanan
transferin
%
1’i
kadar
bir
kaynağın
sosyal
yardım
ve
sosyal
hizmet
alanına
ayrılması
bile
SGK’nın
kendisi
tarafından
2022
sayılı
kanun
kapsamında
yoksul
ve
muhtaçlara
ayrılan
kadar
bir
kaynak
ortaya
çıkaracaktır.
Bu
nedenle
denilebilir
ki,
yapılan
sosyal
güvenlik
reformunun
sosyal
yardım
ve
hizmet
ayağı
tümüyle
eksik
kalmıştır.
Diğer
yandan,
yeni
sosyal
güvenlik
reformuna
yönelik
eleştiriler
esas
olarak
tam
istihdama
dayalı
ve
formel
kesimi
içine
alan
bir
kapsamda,
özellikle
sendikalar
ve
meslek
örgütlerinin
önderliğinde,
kazanılmış
hakların
korunması
çizgisinde
birikmektedir.
Ancak
bunun
dışında
kalan
kesim
ve
işlerde
çalışanların
sayısındaki
artış
dikkate
alındığında
yeni
açılım
ve
önerilerin
hak
temelli
STK’lar
tarafından
tartışılması
da
önem
kazanmaktadır.
Yukarıda
sağlık
sigortası
kapsamında
tartışıldığı
gibi,
yarı
zamanlı,
mevsimlik,
geçici
işlerde
çalışan
gençlere
yönelik,
gündelikçi
ev
eksenli
çalışan
kadınlara
yönelik,
tam
ve
sürekli
istihdamdan
bağımsız,
dolayısıyla
32
DPT,
2009
Yılı
Programı,
sf.67’de
“daha
önceki
yapılandırma
uygulamalarında
olduğu
gibi
sistemin
işleyişini
olumsuz
etkileyeceği,
geleceğe
yönelik
yeni
yapılandırma
beklentilerinin
oluşması
nedeniyle
cari
prim
tahsilatında
düşmeye
yol
açacağı
ve
nimet
külfet
dengesini
bozacak
bir
şekilde
orta
dönemde sistemin,
elde
edilen
gelire
kıyasla
çok
daha
fazla
yükümlülük
altına
girmesine
neden
olacağı
beklenmektedir” denmektedir.
41
düzenli
bir
prim
ödemesinden
bağımsız,
sosyal
emeklilik
ve
işsizlik
sigortası
gibi
sosyal
güvenlik
konularını
da
kapsayacak
şekilde
oluşturulması
önemlidir.33
SYDTF
En
yoksul
kesime,
ihtiyaca
yönelik
yardımların
yapılması
Türkiye
gibi
yoksulluğun
yüksek
olduğu
bir
ülkede
önemini
korumaktadır.
SYDTF’nin
gelirleri,
daha
önce
belirtildiği
gibi,
esas
olarak
vergi
gelirlerinden
kanunla
belirlenen
oranda
olabilmektedir.
Özellikle
2009
krizinde
bu
gelirlerde
bir
azalış
beklenebilir.
Tablo
17’de
görüldüğü
gibi,
SYDTF’nun
harcamalarının
GSYM’ya
oranının
üç
yıl
sabit
kalması
planlanmaktadır.
Özellikle
yoksulluk
ve
sosyal
dışlanmışlık
beklentisinin
artması
beklenen
bir
dönemde,
hiç
kayıtlı
işçi
olarak
çalışmamış
ve
çalışma
ümidi
olmayan,
sosyal
dışlanmış
kimselere
yapılan
yardımlarda
bir
artış
düşünülmemesi,
sosyal
koruma
harcamaları
açısından
olumsuz
bir
öngörüdür.
Diğer
yandan,
sosyal
yardımların
dağıtımı
süresince,
gerek
yoksulluğun
tanımı
gerek
yardımın
miktarı
ve
niteliği
konusunda
standartların
olmaması
eşitlik
ilkelerinin
çiğnenebilmesini
doğurmakta,
ihtiyaç
sahibi
kişilerin
ve
ihtiyaçlarının
doğru
tespiti
için
gereken
yüksek
idari
harcamalar,
ayni
yardımların
satın
alınma
kanallarının
ve
yöntemlerinin
yarattığı
sorunlar,
sosyal
yardımların
dağıtımında
israf
ve
popülist
amaçlı
uygulamalar
kamuoyunda
sıklıkla
tartışılmaktadır.
Türkiye’deki
sosyal
koruma
sisteminin
en
eksik
halkasının
düzenli
gelir
desteğinin
olmamasıdır
denilebilir
ve
bütçeden
2010
ve
2011
yılları
için
bu
konuda
ayrılan
ya
da
ayrılması
planlanan
bir
kaynak
olmadığı
görülmektedir.
İŞSİZLİK
FONU
İşsizlik
sigortasının
harcamalarında
bir
artış,
daha
önceki
bölümde
tartışıldığı
gibi,
yeni
istihdam
paketine
yönelik
uygulamalar
ve
aktif
işgücüne
yönelik
uygulamaların
Fon
kapsamına
alınmış
olması
nedeniyle
ortaya
çıkmakta
ve
istihdamda
yaşanması
beklenen
düşüşle
uyumlu
bir
proje
olarak
gözükmektedir.
Ancak
artış
oranının
2010
yılında
yavaşlaması,
2011
yılında
ise
azalması
öngörülmüştür
(Tablo
17).
Özellikle
2009
yılı
ekonomik
krizi
dikkate
alındığında
bu
öngörünün
değiştirilmesi
gereği
ortaya
çıkmaktadır.
33
Dünya’da
sosyal
güvenlik
sisteminin
geçirdiği
dönüşümü
tartışan
bir
kitap
olarak
bkz.
Castel,
R.
(2004)
Sosyal
Güvensizlik,
İletişim
Yayınları.
42
Her
ne
kadar
İşsizlik
Fonu’nun
toplam
varlığı
oldukça
yüksek
görünüyorsa
da
buradan
GAP
için
merkezi
Bütçeye
yapılan
transfer
Fon’un
o
yılki
harcamasının
%
47’sini
oluşturmaktadır
(Tablo
9).
GAP
için
Merkezi
Bütçeye
yapılan
transferin
bölgede
işsizlik
fonu
amaçları
kapsamında
kullanılması,
bir
başka
deyişle
sosyal
koruma
harcaması
kapsamında
olan
harcamalarda
kullanılması
önemlidir.
Sonuç
olarak,
çalışmanın
en
başında
vurgulandığı
gibi,
hak
temelli
STK’ların
sosyal
koruma
harcamaları
ile
ilgili
savunuculuk
çalışmalarını
sadece
sosyal
koruma
harcamalarına
ya
da
bazı
kalemlerine
ayrılan
bütçenin
artırılması
talebi
ile
kısıtlamamaları
önemlidir.
Bütçeden
ayrılan
payın
artırılması
tartışması,
hiç
bir
zaman
verilen
sosyal
hizmetin
niteliği
ve
kapsamı
ile
ilgili
önerileri
ikinci
planda
bırakmamalı.
Örnek
vermek
gerekirse,
birçok
hak
temelli
STK’nın
hep
vurguladıkları
gibi,
sosyal
yardımlara
yönelik
olarak
bütçenin
artıyor
olabilir
ama
bunlar
insanları
“muhtaç”
olarak
damgamadan
nasıl
yapılabilir?
Ya
da
artan
bir
sosyal
harcama
yoksullara
yapılan
sosyal
yardım
miktarının
artmasından
mı
kaynaklanıyor
yoksa
idari
giderlerin
artmasından
mı
kaynaklanıyor,
sağlık
hizmeti
olarak
kamu
tarafından
yapılan
bir
hizmetin
özel
bir
hizmet
olarak
yapılmasından
dolayı
bir
maliyet
artışı
mı
ortaya
çıkıyor?
Bu
soruları
artırmak
mümkündür.
Bu
çalışmada
yer
alan
sosyal
koruma
harcama
kalemlerin
tarihsel
gelişimi
ve
dağılımları
konularında
yapılan
yorumlar
esas
olarak
bütçe
belgeleri,
planlar
ve
yıllık
programlar,
idarelerin
stratejik
planları
ve
akademik
araştırmalar
gibi
“makro”
belgelere
dayalı
olarak
yapıldı.
Çalışma
alanları
nedeniyle
kamunun
verdiği
sosyal
hizmetler
alanındaki
gelişmeleri
izleyen
hak
temelli
STK’ların
alandaki
çalışmalara
katılarak/izleyerek
edindikleri
“mikro”
bilgi
ve
deneyimleri
katarak
sosyal
koruma
bütçesindeki
gelişmeleri
izlemeleri
bütçe
izleme
sürecinin
nihai
amacı
olduğunu
vurgulamakta
yarar
var.
Bu
çalışma
ile,
kamunun
verdiği
sosyal
hizmetler
alanındaki
gelişmeleri
izleyen
hak
temelli
STK’ları
sosyal
harcamaların
niceliği
konusunda
bilgilerle
destekleyerek
ve
kamunun
sosyal
harcamaların
geleceği
ile
ilgili
planlarına
erişimlerini
kolaylaştırarak
savunuculuk
çalışmaları
açısından
güçlendirebileceğimizi
umuyoruz.
Nihai
amacımız,
daha
önce
de
belirttiğimiz
gibi,
2010,
2011
ve
2112
yıllarının
ocak
ayında
yapacağımız
bütçe
izleme
kampında
bu
iki
bilgi
ve
deneyimi
biraraya
getirmek,
bu
deneyimi
STK’ların
kendi
aralarında
ve
kamuoyuyla
paylaşabilmelerine
katkıda
bulunmaktır.
43
44
45
EK
1:
MALİYE
BAKANLIĞI
VE
ÇALIŞMA
VE
SOSYAL
GÜVENLİK
BAKANLIĞININ
“SOSYAL
GÜVENLİK
VE
SOSYAL
YARDIM”
HARCAMALARI
İLE
SGK
HARCAMALARI
ARASINDAKİ
MÜKERRERLİĞİN
İNCELENMESİ
Tablonun
ilk
bölümünde
Maliye
Bakanlığı’nın
ve
Çalışma
ve
Sosyal
Güvenlik
Bakanlığı’nın
SGK’ya
yaptıkları
transferler
(fonksiyonel
dağılıma
göre
“Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Yardım”
hizmetlerine
yönelik
harcamalar)
aşağıda
görülmektedir
(EK1
Tablo
1).
Tablonun
ikinci
bölümünde,
iki
bakanlığın
ödenek
tablolarında
yol
çıkılarak
bakanlıkların
SGK’ya
yaptıkları
transferlerin
türlerine
dökümü
yapılmıştır.
Gerek
kurumların
harcamalarının
toplamı
gerek
türlerin
harcamalarının
toplamı
eşit
çıkmıştır
.
46
Tablonun
üçüncü
bölümünde,
sağlamanın
yapılabilmesi
için
SGK’nın
Gelir
Gider
Dengesi
tablolarında
yer
alan
bütçeden
transfer
rakamlarına
bakılmıştır.
Bu
tablolarda
türlerine
göre
iki
tür
transfer
kalemi
yer
almaktadır.
Biri
açığın
kapatılması
için
yapılan
transferler,
diğeri
türlerine
göre
düküm
ile
aynı
içerikte
olan
(fatura
ödemeleri,
prim
indirimleri,
görev
zararları
vb.)
bütçe
transferidir.
Gerek
bu
iki
kalemin
tutarı
gerek
toplam
bütçeden
gelen
toplam
transfer
tutarı
tablonun
birinci
ve
ikinci
kısmında
elde
edilen
verilerle
aynıdır
(ihmal
edilebilir
küçük
fark
ile).
47
EK
2:
İSKAN
VE
TOPLUM
REFAHI
HİZMETLERİNE
YÖNELİK
HARCAMA
YAPAN
İDARELER
Fonksiyonel
sınıflandırma
tablolarında
görüldüğü
gibi
(Tablo
1,
2,
3
ve
4)
sınıflandırmalardan
birinin
başlığı
“İskan
ve
Toplum
Refahı”
hizmetleridir.
Bu
kalemde
harcama
yapan
idarelerin
ne
tür
amaçlarla
harcama
yaptıkları,
bunların
arasında
sosyal
koruma
amaçlı
harcama
olup
olmadığını
incelemek
üzere
ilgili
kurumların
ödenek
tabloları
incelenmiş
ve
buradan
harcama
açıklamalarına
bakarak
EK
2
Tablo
1
üretilmiştir.
Bu
tablonun
açıklamalarından
da
görüleceği
gibi,
bu
harcama
sınıfından
sosyal
koruma
başlığı
altında
kabul
edilebilecek
bir
harcama
bulunmamıştır.
48
EK
3:
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARINI
HESAPLAYAN
ÇALIŞMALARIN
KARŞILAŞTIRILMASI
Tablo
17’de
elde
edilen
sosyal
harcama
verilerini
bu
konuda
yapılan
iki
çalışmanın
sonuçları
ile
karşılaştırmak
sınama
yapmak
açısından
yararlı
olacaktır.
Bu
amaçla
DPT’nin
2009
Yılı
Programı’nda
yer
verdiği
sosyal
harcamalar
tablosu
ile
bu
çalışmada
elde
ettiğimiz
sosyal
koruma
harcamalarını
karşılaştırdık.
Bu
amaçla
bizim
çalışmamızda
ürettiğimiz
sosyal
koruma
harcamalarını
sağlık,
sosyal
güvenlik
ve
diğer
sosyal
yardım
olarak
üç
başlıkta
birleştirdik
(Ek
3,
Tablo).
Bu
tabloya
baktığımızda
Türkiye’deki
sosyal
koruma
harcamalarının
özellikle
sosyal
güvenlik
kapsamında
olan,
ya
da
sigortası
olup
işsiz
kalmış
olanlara
yönelik
harcamaların
önemli
bir
yer
tuttuğunu,
ihtiyaç
temelli,
prim
ödememiş
yoksul
kesime
yönelik
harcamaların
payının
ise
çok
düşük
kaldığını
görebiliyoruz.
DPT’nin
“Sosyal
Koruma
Harcamalarının
Gelişimi”
başlığıyla
verdiği
tabloda
(EK3,
Tablo
2)
sosyal
yardım
ve
primsiz
ödemeler
bizim
ulaştığımız
sonuca
göre
daha
yüksektir.
Bizim
çalışmamızda
Tarım
ve
Köy
İşleri
Bakanlığı
tarafından
verilen
doğrudan
gelir
desteği
ödemeleri
kapsanmamaktadır.
Bu
ödeneklerin
giderek
azaldığı
ve
artık
verilmeyeceği
düşünülünce
uzun
dönemli
bir
izleme
çalışmasında
yer
verilmemeesi
sorun
yaratmayacaktır.
DPT
çalışmasında
da,
bizim
çalışmamızda
olduğu
gibi,
sigorta
ödemeleri
dışında
kalan
harcamaların
dışında
kalan
ve
ihtiyaca
yönelik
sosyal
yardım
harcamaları
sosyal
koruma
harcamaları
içindeki
payı
çok
düşüktür.
EK
3
Tablo
2’de
de
toplam
sosyal
koruma
harcamalarının
GSYH’ya
oranı
ise
(eğitim
dışı)
%11
civarında
kalmaktadır.
49
Karşılaştırma
yapılabilecek
öncü
bir
çalışma
ise
2007
yılında
yayımlanmış
olan
Buğra
ve
Adar
tarafından
yapılmış
olan
çalışmadır34.
Bu
çalışmada
2001
yılı
için
ESSPROS
uyumlu
sosyal
koruma
harcamasınının
GSYH
içindeki
payı
%
10.64;
2002
yılı
için
%
10.73;
2003
yılı
için
%
11.78;
2004
için
%
12.49
olarak
hesaplanmaktadır.
Bu
oranlara
SSK,
Bağkur,
Emekli
Sandığı
verileri
ayrıntılı
olarak
ele
alınıp
bu
harcamalara
sağlık,
İŞKUR,
SYDTF
ve
Vakıflar
Genel
Müdürülüğü’nün
tüm
harcamaları
eklenerek
ulaşılmaktadır.
İki
çalışma
arasındaki
fark
çalışmaların
yapıldığı
tarihin
farklı
olması
nedeniyle,
farklı
GSYH
verilerinin
kullanılmasından
kaynaklanmaktadır.
Buğra
ve
Adar’ın
çalışmasında
daha
düşük
olan
eski
GSYH
kullanılmıştır,
bizim
çalışmamızda
daha
yüksek
olan
yeni
GSYH
kullanılmıştır.
Nitekim
aynı
fark
DPT’nin
kendi
yayınlarında
da
ortaya
çıkmaktadır.
Örneğin
DPT’nin,
2008
Yılı
Programı’ında
yayınladığı
Sosyal
Harcamaların
Gelişimi
34
Buğra,
A.
ve
Adar,
S.
Türkiye’nin
Sosyal
Koruma
Harcamalarının
Karşılaştırmalı
bir
Analizi,
SPF
Araştırma
raporu,
Boğaziçi
Üniversitesi,
İstanbul
50
tablosunda
sağlık
ve
sosyal
harcamaların
toplamının
eski
GSYH’ya
oranı
%
14.7’dir.
Aynı
harcamaların
yeni
GSYH’ya
oranı
ise
Ek
3
Tablo
2’de
görüldüğü
gibi
%
11.2’dir.
EK
4:
SHEÇK
­
ÖZÜRLÜ
BAKIM
HİZMETLERİ
DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
2009
YILI
ÖDENEK
CETVELİNDE
GÖRÜLEN
ARTIŞIN
İNCELENMESİ
Daha
önce
belirtildiği
gibi,
ekonomik
dağılıma
göre
SHÇEK
bütçesi
incelendiğinde
2009‐2011
arasında
SHÇEK
personel
harcamalarının
GSYH’ya
oranında,
tüm
diğer
kurumlarda
olduğu
gibi
%
5
bir
azalış,
mal
ve
hizmet
alımlarında
diğer
kurumların
çoğunda
olduğu
gibi
%
7’lik
bir
artış
öngörülmektedir.
Diğer
kuruluşlardan
farklı
olarak
SHÇEK’in
cari
transferlerinde
%
87’lik
bir
artış
öngörülmektedir.
2008
yılı
ve
2009
yılı
ödenek
cetvelleri
karşılaştırıldığında
SHÇEK’in
ödenek
cevtelinde
2008‐2009
yılları
arasındaki
beklenen
artışın
tümünün
kurumun
Özürlü
Bakım
Hizmetleri
Dairesi
Başkanlığı’nın
ödeneklerinde
yaşanan
artıştan
kaynaklandığı
görülmektedir.
Bu
artışın
en
önemli
bölümü
5358
nolu
yasa
ile
evde
bakılan
ve
alilesinin
geliri
kanunla
belirtilen
miktarın
altında
kalan
(2008
yılı
için
318
YTL)
özürlülülere
asgari
ücret
tutarında
yapılan
cari
transferlerden
kaynaklandığı,
daha
küçük
bir
bölümü
ise
özel
bakım
kurumlarında
bakılan
ağır
özürlülülere
yapılan
asgari
ücretin
iki
katı
ödeme
için
ayrılan
cari
transfer
ödeneği
olduğu
belirtilmektedir.
2008
yılında
80,000
özürlüye
evde
bakım
aylığı
verildiği
bunun
2009
yılında
200,000’
e
çıkarılması
planlandığı
belirtilmektedir.
SHÇEK
dışında,
SGK
tarafından
2022
sayılı
kanun
dahilinde
2008
yılında
geliri
83.08
YTL’nin
altında
kalan
%
40
‐
%
69
arası
özürlülük
derecesindeki
özürlülere
166.16
YTL;
özürlülük
derecesi
%
70’in
üzerinde
kalan
özürlülere
249.24
YTL
özürlü
aylığı
bağlanmaktadır.
2022
sayılı
kanuna
göre
maaş
alan
özürlülerin
toplamı
yaklaşık
51
350,000
kişidir
(www.sgk.gov.tr).
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü’de
muhtaç
özürlülülere
2009
yılında
aylık
283.36
YTL
ödeme
yapmaktadır.
2022
sayılı
kanuna
göre
SGK
tarafından
ya
da
Vakıflar
Genel
Müdürlüğü
tarafından
özürlü
maaşı
alsa
da
toplam
geliri
318
YTL’nin
altında
kalan
özürlülere
SHÇEK
5358
sayılı
kanuna
göre
maaş
bağlamaktadır.
Harcamaların
SHÇEK,
SGK
gibi
aslında
özürlülere
yönelik
işlevleri
farklı
olması
gereken
kurumlar
tarafından
farklı
kriterlere
dayanılarak
yapılması,
özel
bakıma
ihtiyaç
duyan
yoksul
özürlülerin
sayısı,
özel
bakım
evlerinin
denetimi,
aileye
ödenen
özürlü
maaşının
özürlünün
ancak
temel
ihtiyaçlarının
karşılanmasında
etkili
olması,
özürlünün
sosyal
hayata
katılımını
kolaylaştıracak
hizmetlerin
SHÇEK
tarafından
tasarlanması
gereği
gibi
bir
çok
konu
engelli
hakları
ile
ilgili
çalışan
STK’ların
tartıştıkları
konular
arasındadır.
52
EK
5:
SOSYAL
KORUMA
HARCAMALARININ
HESAPLANMASI
İÇİN
WEBTEN
ULAŞILAMAYAN
VERİLER
Türkiye’nin
ESSPROS
uyumlu
EUROSTAT’ta
yer
alan
‘resmi’
datası
bulunmamakta,
Türkiye’deki
ilgili
kamu
kurumları
henüz
bu
veriyi
üretmemektedirler.
Bu
önemli
bir
eksikliktir.
TUİK’in
EUROSTAT
uyumlu
veri
üretme
konusundaki
yeniden
yapılanma
süreci,
bu
verilerin
üretilebileceğini
ve
ayrıntılı
kalemler
halinde
webten
ulaşılabilir
olabileceği
beklentisini
artırmaktadır.
Bu
çalışma
yapılırken
gerekli
olan
bazı
verileri
webten,
ya
da
yayınlardan
bulamadık.
Bu
veri
eksikliklerine
çalışmanın
yöntemini
incelerken
kutu
içinde
yer
verdik.
Burada
webten
ya
da
yazılı
kaynaktan
ulaşılamayan
verilerin
bir
listesini
ilgililerin
bilgisine
ve
STK’ların
dikkatine
sunmak
istiyoruz.
1)
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi,
sf.
290’da
yer
alan
ve
sosyal
koruma
harcamalarıyla
ilgili
çok
önemli
olan
bir
bir
tablo
bulunmaktadır.
Bu
tablo
DPT
tarafından
tahmin
edilen
ve
Sosyal
Yardımlaşma
ve
Dayanışmayı
Teşvik
Fonu
ile
Savunma
Sanayii
Destekleme
Fonu,
Destekleme
ve
Fiyat
İstikrar
Fonu
ve
Özelleştirme
Fonunun
üç
yıllık
planlanan
bütçelerini
içermektedir.
Sözü
edilen
bu
fonların
harcamalarının
ayrı
ayrı
bulunabilmesi
sosyal
koruma
harcamalarını
ayrıştırmak
açısından
çok
yararlı
olacaktır.
2)
Sosyal
koruma
harcamalarıın
izlenmesi
açısından
çok
yararlı
olacak
olan
ve
yine
DPT
tarafından
tahmin
edilen
bir
diğer
tablo
İşsizlik
Fonu’nun
yıllık
bütçe
tahminlerini
gösteren
tablodur.
Bu
tablo
2009
yılı
Bütçe
Gerekçesi
eklerinde
yer
almamakta,
2009
Yılı
Pragramı’nda
2009
yılının
tahminleri
yer
almaktadır
(DPT,
2009
Yılı
Programı,
sf.
68).
İşsizlik
Fonu
harcamalarının
üç
yıllık
tahminlerinin
İşsizlik
Fonu’ndan
GAP
için
bütçeye
yapılan
transferin
ayrı
olarak
görülebilecek
şekilde
verilmesi
sosyal
koruma
harcamalarıın
ayrıştırılması
için
çok
yararlı
olacaktır.
3)
2009
Yılı
Bütçe
Gerekçesi,
sf.
289’da
yer
alan
ve
Sosyal
Güvenik
Kuruluşlarını
Gelir
Gider
dengesini
veren
bir
tablo
bulunmaktadır.
Bu
tablo
gider
tahminleri
üç
yıllık
yapılmaktadır.
Bu
açıdan
sosyal
koruma
harcamalarını
izlenmesi
için
çok
yararlıdır.
Bu
tabloda
kurumların
sigorta
ödemeleri,
sağlık
giderleri
ve
yatırım
harcamalarına
yer
verilmektedir.
Diğer
harcamalar
ayrıntılı
olarak
gösterilmemektedir.
SGK
tarafından
yapılan
primsiz
ödemeler
ve
sosyal
yardımların
(2022
sayılı
kanuna
dayalı
53
ödemelerin)
ayrı
olarak
gösterilmesi
sosyal
koruma
harcamalarını
ayrıştırmak
açısından
çok
yararlı
olacaktır.
4)
Sosyal
koruma
harcamalarının
üç
yıllık
tahminlerinin
incelenebilmesi
için
izlemeyi
OVMP’ların
yayınlandığı
Temmuz
ayına
çekebilmek
çok
önemlidir.
Bu
nedenle
OVMP’ların
eklerinin
daha
kapsamlı
hale
getirilmesi
ve
planlanan
bütçelerin
kurumlarının
bütçelerinin
ekonomik
sınıfladırma
yanısıra
fonksiyonel
sınıflandırma
tabloları
olarak
verilmesi,
sosyal
koruma
bütçesinin
üç
yıllık
izlenmesini
Ocak
ayından
bir
önceki
yılın
Temmuz
ayına
çekilmesine
yardımcı
olacaktır.
5)
Her
kurum
çok
yıllı
bütçe
hazırlığı
sürecine
geçtiğine
ve
uzun
dönemli
stratejik
planlar
yapılmaya
başlandığına
göre
Merkezi
Yönetim
kapsamındaki
kurumların
dışındaki
kamu
kurumlarının
(özellikle
fonların,
Sosyal
Güvenlik
Kurumu’nun
ve
mahalli
idarelerin)
da
ekonomik
ve
fonksiyonel
temeldeki
hesaplarının
OVMP
eklerine,
(ya
da
ilgili
kurumun
web
sitesine
ya
da
DPT’nin
yayınlarına)
konulması
şefafflığı
artıracak
ve
bütçe
kanunlaşmadan
önce
ilgili
yılında
sosyal
koruma
harcamalarına
ilişkin
değerlendirme
yapılması
olasılığını
güçlendirecektir.
54
EK 6: SOSYAL
DESTEK
PROGRAMI
(SODES)
HARCAMALARININ
KAPSAMI
2008–2012
yılları
için
GAP
Eylem
Planı
hazırlanmış
ve
18
Haziran
2008
tarihinde,
2008/11
sayılı
Başbakanlık
Genelgesi
ile
Sosyal
Destek
Pragramı
(SODES)
yürürlüğe
konulmuştur.
“GAP
bölgesinde
kırdan
kente
göç,
yoksulluk
ve
işsizlik
gibi
alanlarda
yaşanan
sorunlar
ve
değişen
sosyal
yapının
doğurduğu
yeni
ihtiyaçlar
bölgedeki
sosyal
yatırımların
önemi
dikkate
alınarak
sosyal
ihtiyaçları
kısa
sürede
gidermek
amacıyla,
valiliklerin
doğrudan
sorumluluk
aldığı,
proje
odaklı
Sosyal
Destek
Programı
(SODES)
hazırlanmıştır.
Bu
kapsamda,
bölgede
yoksulluk
ve
sosyal
dışlanma
riski
altında
bulunan
birey
ve
grupların
ekonomik
ve
sosyal
hayata
aktif
katılımlarının
artırılması
ve
yaşam
kalitelerinin
yükseltilerek
toplumsal
dayanışma
ve
bütünleşmenin
gerçekleştirilmesi
amaçlanmaktadır.”
(www.dpt.gov.tr).
Program
kapsamına
istihdam,
sosyal
içerme
ve
kültür,
sanat
ve
spor
olmak
üzere
üç
başlık
altında
hazırlanacak
sosyal
projelerin
girdiği
belirtilmektedir.
“Başvurular,
DPT
tarafından,
değerlendirilecektir.
Kaynak
tahsisi
proje
bazında
yapılacaktır.
Onaylanan
proje
tekliflerine
ilişkin
ödenekler
DPT
bütçesinden
ilgili
il
özel
idare
bütçelerine
aktarılacaktır.
Bu
projeler,
valiliklerin
ve
il
özel
idarelerinin
yetkileri
kapsamında
ve
sorumluluğunda
diğer
kamu
kuruluşları,
köylere
hizmet
götürme
birlikleri,
sosyal
yardımlaşma
ve
dayanışma
vakıfları,
meslek
örgütleri
ve
sivil
toplum
kuruluşlarıyla
birlikte
de
uygulanabilecektir.
Bu
kapsamda
hazırlanacak
projelerin
uygulanmasından
valilikler
sorumlu
olacaktır”
denilmektedir
(www.dpt.gov.tr).
SODES
kapsamında
2008‐2012
yıllarına
ilişkin
olarak
öngörülen
ödenek
EK
5.
Tablo
1’de
verilmektedir.
EK
5
TABLO
1:SODES
FİNANSMAN
TABLOSU
2008­
2012
Toplam
2008
2009
2010
2011
2012
(YTL)
TOPLAM
600,000,000
37,000,000
130,000,000
165,000,000
147,500,000
120,500,000
İSTİHDAM
200,000,000
5,000,000
50,000,000
50,000,000
47,500,000
47,500,000
SOSYAL
HİZMET
VE
YARDIMLAR
200,000,000
12,000,000
50,000,000
65,000,000
50,000,000
23,000,000
KÜLTÜR,
SANAT
VE
SPOR
200,000,000
20,000,000
30,000,000
50,000,000
50,000,000
50,000,000
Kaynak:
www.dpt.gov.tr/Portal.aspx?PortalRef
=3
55
Program
kapsamında
2008
yılında
yapılan
projelerin
sosyal
dışlanmaya
yönelik
etkilerinin
bölgedeki
STK’lar
tarafından
değerlendirilmesi
için
çok
erken
olmakla
birlikte
sosyal
içerme
ile
kültürel
asimülasyon
arasına
sıkışma
riski
olan
projelere
ayrılan
bütçe
iki
nedenle
sosyal
koruma
harcamalarının
içine
kaltımamıştır.
Birincisi
program
2012
yılında
tamamlanması
planlanan
bir
programdır.
İkincisi,
kaynak
il
özel
idaresi
tarafından
kullanılacağı
için
mahalli
idareler
ile
ilgili
olarak
yapacağımız
incelemeye
dahil
edilmesi
uygundur.
56
57
EK
OKUMA
İÇİN
KAYNAK
LİSTESİ
Avrupa
Sosyal
Şartı
Sözleşmesi
www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhak/pdf01/391‐410.pdf
Berber,
Volkan
(2007)
“Sosyal
Devlet”,
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_573.htm
Buğra,
A.
(2008)
Kapitalizm,
Yoksulluk
ve
Türkiye’de
Sosyal
Politika,
İletişim
Yayınları.
Buğra,
A.
(2005)
Yoksulluk
ve
Sosyal
Haklar,
,
2005.www.stgm.org
Buğra,
A.
ve
Keyder,
Ç.
(eds)
(2007)
Bir
Temel
hak
olarak
Vatandaşlık
Gelirine
Doğru,
İletişim
Yayınları
Buğra,
A.
ve
Keyder,
Ç.
(eds)
(2006)
Sosyal
Politika
Yazıları,
İletişim
Yayınları
Castel,
R.
(2004)
Sosyal
Güvensizlik,
İletişim
Yayınları.
Caroline
Moser,
Andy
Norton,
Tim
Conway,
Clare
Ferguson,
Polly
Vizard,
Haklarımızı
Talep
Etmek
İçin:
Geçim
Güvenliği,
İnsan
Hakları
ve
Sürdürülebilir
Kalkınma;
www.stgm.org
DPT,
(2007)
9.
Kalkınma
Planı,
Sosyal
Güvenlik
Özel
İhtisas
Komisyonu
Raporu,
http://www.dpt.gov.tr/Portal.aspx?PortalRef=3
KEİG
(2007)
Sosyal
Güvenlik
Yasası
ve
Kadınlar,
www.keig.org
Keyder,
Ç.,
Üstundağ,
N.
Ağartan,
T.
ve
Yoltar,
Ç.
(2007)
Avrupa’da
ve
Türkiye’de
Sağlık
Politikaları,
İletişim
Yayınları.
Kışanak,
G.
(2009)
Vatandaşlık
Geliri
Kanun
Teklifi,
TBMM’ye
sunulmuş
kanun
teklifi,
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/kanun_teklifi_sd.sorgu_baslangic
Özbek,
N.
(2006)
Cumhuriyet
Türkiye’sinde
Sosyal
Güvenlik
ve
Sosyal
Politikalar,
Tarih
Vakfı
Yurt
Yayınları,
İstanbul.
OECD
(2008)
Reviews
of
Health
Systems,
OECD.
Yentürk,
N.
Nemutlu,
G.
ve
Kurtaran,
Y.
(2008)
Türkiye’de
Gençlik
Çalışması
ve
Politikaları,
Bilgi
Üniversitesi
Yayınevi.
http://genclik.bilgi.edu.tr/default.asp?pageID=5
Sosyal
Haklar
Derneği,
Hak
İhlalleri
Raporu
2006,
ve
Hak
İhlalleri
Raporu
2007
www.sosyalhaklar.org
58
Sosyal
Yardım
Uygulamaları
ve
Topluma
Yararlı
Faaliyetler
Karşılığında
Asgari
Gelir
Desteği
Uygulaması,
BM
Kalkınma
Programı
için
hazırlanan
rapor,
haz.
Ayşe
Buğra
ve
Çağlar
Keyder,
2006
Üniversite
Gençliği
ve
Sosyal
Haklar,
(2007)
Rapor,
Toplum
Gönüllüleri
Vakfı,
İstanbul
Bilgi
Üniversitesi
STK
Eğitim
ve
Araştırma
Birimi
ve
İstanbul
Bilgi
Üniversitesi
Gençlik
Çalışmaları
Birimi
genclikvesosyalhaklar.tog.org.tr
Uygun,
O.
“Küreselleşme
ve
değişen
egemenlik
anlayışının
sosyal
haklara
etkisi”,
www.anayasa.gov.tr/eskisite/anyarg20/uygun.pdf
www.revenuewatch.org
www.internationalbudget.org
59


Benzer belgeler

temel bütçe okuma yazma kılavuzu - İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil

temel bütçe okuma yazma kılavuzu - İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil sonra,
 günümüzde
 STK’larla
 ilgili
 ortaya
 çıkan
 önemli
 konularda
 eğitim
 ve
 yayınlar
 yapmaya
 devam
 ediyoruz.
 Bu
 konulardan
 bir
 tanesini
 öncelikli
 olarak
 vurgulamak
isteriz:
STK’la...

Detaylı

Untitled - İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim

Untitled - İstanbul Bilgi Üniversitesi Sivil Toplum Kuruluşları Eğitim Bu konulardan birini özellikle vurgulamak isteriz: STK’ların gerek yurt dışında gerek Türkiye’de kamu harcamalarını izleme konusunda yaptıkları çalışmaların, oluşturdukları ağların ve platformların...

Detaylı