PDF Anahtar Temmuz 2012 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Transkript

PDF Anahtar Temmuz 2012 - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı
Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi
Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler
TEMMUZ 2012 YIL: 24 SAYI: 283
Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi
Uygulamaları ve Mevcut Durum
Organize Sanayi Bölgeleri
2012/2 VERİMLİLİK
DERGİSİ YAYIMLANDI
Etkin ve Verimli Yönetim İçin Değişim
Mühendisliği Uygulamaları
Doç. Dr. M. Akif ÖZER
Toplam Kalite Yönetimi (TKY)’nin Kurumsal
İmaj Üzerine Etkileri: Yönetici Görüşleri
Üzerine Bir Araştırma
Öğr. Gör. Enis Baha BİÇER - Yrd. Doç. Dr. Hasan EKİNCİ
- Öğr. Gör.Ümit NALDÖKEN
İşgörenlerin Organizasyonda Çalışma Süresi ve İş Değiştirme Sıklığının
Örgütsel Bağlılık Düzeylerine Etkisi
Dr. Derya KARA
Balanced Scorecard Performans Değerlendirme Yönteminin Türkçe Yazındaki
Tercüme Problemi
Yrd. Doç. Dr. Ali ERBAŞI
Fast Food İşletmelerinde Mal ve Hizmet Kalitesinin Artırılması İçin Kalite Fonksiyon
Yayılımı Uygulaması
Utku KARPUZ - Doç. Dr. Murat Caner TESTİK - Doç. Dr. Fatma PAKDİL
Hazır Giyim Ürünlerinin Satışı Üzerinde Vitrin Tasarımının Etkisi
Öğr. Gör. Arzu ARSLAN - Esra ARĞILLI
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN
AYLIK YAYIN ORGANIDIR
TEMMUZ 2012 YIL: 24 SAYI: 283
Bu dergi 6.000 adet basılmaktadır.
ISSN: 1300-2414
Yayın Türü: Yerel Süreli
Türkçe - İngilizce
SAHİBİ
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA
GENEL MÜDÜR
Anıl YILMAZ
GENEL KOORDİNATÖR
Serdal ERGÜN
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Cangül TOSUN
YAZI KURULU
Cangül TOSUN - Bahadır AVŞAR
Nurettin SÖKMEN - İpek İMİRLİOĞLU
GRAFİK TASARIM ve UYGULAMA
Nurettin SÖKMEN
İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSU
Gülçin MANZAK AYDIN
FOTOĞRAFLAR
Hakan CANBAKIŞ
Cüneyt OLGAÇ
ABONE
Gülçin ATAY
(312) 467 55 90 / 289
[email protected]
Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarının her ay düzenli
olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini istiyorsanız,
konu alanına “Anahtar” yazıp [email protected]
adresine boş bir e-posta atabilirsiniz.
Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler
yazarlarına aittir.
YÖNETİM YERİ
T.C. BİLİM SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No: 5
Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)
Faks: (312) 427 30 22
Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected]
internet: http://vgm.sanayi.gov.tr
BASKI
KORZA YAYINCILIK
BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - Ankara
Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27
BASILDIĞI TARİH:
Anahtar Dergisi’nin Temmuz 2012 sayısı
25.07.2012 tarihinde basılmıştır.
A
nahtar Dergisi’nin bu sayısını ülkemizin sanayileşme
hikâyesinin ana unsurlarından Organize Sanayi
Bölgeleri’ne (OSB) ayırdık. Bu konuyu tarihsel gelişimi,
kamunun uygulamakta olduğu politikalar, yakın
geçmişte elde edilen başarı örnekleri, geleceğe ilişkin
öngörüler ve beklentiler eksenlerinde ve teknik uzmanlık bakış açısıyla
ele almaya çalıştık.
Planlı kalkınma döneminin önemli uygulama araçlarından biri olan
OSB’ler 1960’lı yıllardan günümüze kadar gelişerek gelmiştir. İlk
dönemlerde ağırlıklı olarak şehir ve bölge planlama aracı olarak
görülen OSB’ler, daha sonraki dönemde sanayileşmenin önemli bir
unsuru olarak ele alınmıştır. Özellikle son 10 yılda çok hızlı bir gelişme
kaydedilen OSB alanında, önemli oranda nicelik artışı ile birlikte son
yıllarda sanayimizin yapısal dönüşümünü sağlayacak ve rekabet gücünü
artıracak nitelik artırıcı gelişmeler de sağlanmaktadır. Yakın gelecekte
OSB’lerdeki başarı ve etkinlik oranını artırıcı programlar ve faaliyetlere
ağırlık verilmesi önem arz etmektedir.
Bu sayı ile birlikte 2012 yılı başından itibaren yer vermeye başladığımız
verimlilik göstergelerinin yanında, temel sanayi göstergeleri ile bilim
ve teknoloji göstergelerini de yayımlamaya başladık. Önümüzdeki
sayılarda bu sayfaların daha da geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi
hedeflenmektedir.
Anahtar Dergisi’nin “Organize Sanayi Bölgeleri” temalı Temmuz sayısına
katkılarıyla destek olan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat
ERGÜN’e, Müsteşar Sayın Prof. Dr. Ersan ASLAN’a ve Müsteşar Yardımcısı
Sayın Ramazan YILDIRIM’a şükranlarımızı sunuyor, emeği geçen özel
sektör temsilcilerine, Bakanlığımız yönetici ve uzmanlarına teşekkür
ediyoruz.
Anıl YILMAZ
Genel Müdür
İçindekiler
4
4
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi
6
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı
Prof. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi
8
Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler - Ramazan YILDIRIM
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V.
10
Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi Uygulamaları ve
Mevcut Durum - Yaşar ÖZTÜRK / Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Sanayi Bölgeleri Genel Müdür V.
12
Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü
R. Esra OĞUZ
14
Yerel Kalkınmaya Entegre Yaklaşım: Şanlıurfa...
Kemal Devrim OĞUZ
16 Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri / Özlem ARSLAN
18 Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi
Doç. Dr. Çiğdem VAROL
20 Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri? / Mustafa MASATLI
23 “Organize Sanayi Bölgelerinde Mesleki
ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi” Projesi / Lale NİMETOĞLU
24 Endüstriyel Ekoloji / Eyüp GÜDER
26 Ankara Sanayi Odası (ASO) I. Organize Sanayi Bölgesi
İbrahim Hakkı ALPTÜRK
45
Sayı 283
Temmuz 2012
38
28
Türkiye’de İlk ve Her Zaman Örnek;
Bursa TSO OSB 50 Yaşında… / Ali UĞUR
30 Hedefe Doğru Emin Adımlarla… / Şadi TÜRK
31 Gebze Organize Sanayi Bölgesi / A. Haydar BULUT
32 Eskişehir Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi (EOSB)
Savaş M. ÖZAYDEMİR
33 Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi / Cahit NAKIBOĞLU
34 Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi
Hüseyin AKSOY
35 Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi / Remzi YAŞAR
36 Manisa Organize Sanayi Bölgesi Türkiye İçin Çalışıyor,
Türkiye İçin Üretiyor / Dr. Sait C. TÜREK
39
37 Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) Çetin Osman BUDAK
38 “Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı”
İstanbul’da Gerçekleştirildi
39
Güney Kore Bilgi Değişimi Programı Kapsamında
İstanbul ve Ankara’da Çalışma Toplantıları Gerçekleştirildi
40 Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri
2012 Yılı Birinci Çeyreği Sonuçları Açıklandı
43
Productivity Statistics Related to The First Quarter
of 2012 Have Been Published
44 Organized Industrial Zones
46-47 Sanayi Göstergeleri - Bilim ve Teknoloji Göstergeleri
48 Uluslararası Verimlilik İstatistikleri
International Productivity Statistics
Ulusal Verimlilik İstatistikleri / National Productivity Statistics
TEMMUZ 2012
3
Nitelikli,
yenilikçi ve
rekabetçi
yatırımlar için
en doğru
adres olan
OSB’lerimizi
geliştirmeye
devam
edeceğiz
Nihat ERGÜN
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Türkiye, 2023 yılı için kendisine bir
vizyon belirlemiş ve belirlediği vizyon
çerçevesinde de dünyanın ilk 10
ekonomisi arasına girmek, yıllık ihracatını
500 milyar Dolar’a çıkarmak gibi iddialı
ve büyük hedefler ortaya koymuştur.
Bu hedefleri gerçekleştirmek için daha
çok ve aynı zamanda da daha nitelikli
ürünler üretmemiz gerektiği izahtan
varestedir. Bununla birlikte, bu üretimler
için gerekli fiziki altyapıyı ve mekânları da
oluşturmamız gerekiyor.
İşte bu noktada karşımıza ülkemizde
1962 yılında organize ve planlı sanayinin
ilk adımlarının atıldığı Organize Sanayi
Bölgeleri (OSB) uygulamaları çıkıyor. Ülke
olarak yarım asırlık bu zaman diliminde,
OSB’lerin yapımı ve işletilmesiyle ilgili
4
TEMMUZ 2012
önemli bir bilgi ve tecrübe birikimine
ulaştık.
OSB’ler ortak idari, teknik ve altyapı
hizmetleri sunarak, sanayi işletmelerinin
bir arada faaliyet göstermesine zemin
hazırlayan bölgelerdir. Bu bölgeler,
yatırımların işbirliği anlayışıyla yapılmasına,
enerji, çevre ve ulaşım gibi asgari altyapı
şartlarının tek bir elden yönetilmesine,
üretim maliyetlerinin azalmasına ve
kalite standardının yükselmesine zemin
hazırlamaktadır.
Bugün itibarıyla gelinen noktada, toplam
27 bin 542 hektar büyüklüğünde, 147 adet
organize sanayi bölgesinin altyapı inşaatı
tamamlanarak sanayicilerimizin hizmetine
sunulmuş ve bu bölgelerde 41 bin 608
adet firma üretime geçmiştir. Üretime
geçen bu tesislerde yaklaşık 1 milyon
200 bin kişiye iş imkânı sağlanmış olup
tüm işletmeler üretime geçtiğinde ise bu
rakamın yaklaşık 2 milyon kişiye ulaşacağı
öngörülmektedir.
Bugün itibariyle ülkemizde 261 adet
organize sanayi bölgesine tüzel kişilik
kazandırılmıştır. 2002 yılına kadar sadece
70 OSB Projesi tamamlanırken, son 9.5
yıl içinde 77 OSB daha tamamlanarak bu
sayı 147’ye ulaşmıştır. 2012 yılı Yatırım
Programı’nda 65 adet OSB projemizin
altyapı ve arıtma tesisini kredilendirme
konusunda çalışmalarımız ise devam
ediyor. Ayrıca bu yıl sonu itibariyle de
15 OSB projesinin tamamlanmasını
hedefliyoruz.
Şu rakamlara da özellikle dikkatinizi
çekmek istiyorum: 2002’ye kadar
OSB’lerde üretime geçilen parsel sayısı
11 bin 395 iken, son 9.5 yılda 30 bin 168
parselde üretime geçilmiştir. 11 binden
fazla parsel; inşaat, 6 bine yakını ise proje
aşamasındadır. Ayrıca 12 bine yakın parsel,
yatırımcı beklemektedir.
Şunu memnuniyetle ifade etmek
isterim ki, OSB’ler sanayimizin dünya ile
entegre olmasını ve rekabet gücümüzün
artmasını sağlayacak bir vizyona
kavuşmuştur. Bugün Moğolistan,
Kazakistan, Ukrayna, Filistin,
Mısır ve Azerbaycan gibi ülkeler,
ülkemizdeki OSB’ler ile ilgili
süreçleri yakından takip ediyor, bir
model olarak bizim tecrübemizden
yararlanıyor.
Yine mer’i plana göre oluşmuş sanayi
alanlarının, Islah OSB kimliği kazanmasının
da önünü açtık. Islah OSB kimliği kazanan
bölgeler, OSB’lerin sahip olduğu tüm
imkânlara sahip olacak. Böylece bu
bölgelerin disipline edilmesi, çevresel
etkilerin minimize edilmesi, ortak altyapı
tesisleri kurulması ve üretim maliyetlerinin
azalması mümkün olacaktır.
Bakanlık olarak başlattığımız bir diğer
önemli adım ise, OSB’lerde kurulacak
meslek liseleri için, her öğrenci başına
nakit destek uygulamasını başlatıyor
olmamızdır. Bu uygulamayla birlikte
Bakanlığımız, gelişmiş yörelerde sanayiyi
teşvik etmek üzere; girişimcilerin kendi
imkânlarıyla kuracakları OSB’lerin yer
seçimini yapmak ve OSB’lere statü
vererek, yatırım ve vergi indirimi gibi
çeşitli muafiyetler sağlamak suretiyle
destek olmakta, az gelişmiş yörelerde
kurulacak OSB’lere ise yüzde 100’e varan
kredi desteği sunarak altyapısı, sosyal
tesisleri hazır, düşük maliyetli sanayi
tahsisi ile girişimcileri bu yörelere çekmek
yoluna giderek kamu kaynaklarının
verimli kullanılması ve dengeli dağılımını
amaçlamıştır.
Bütün bu çalışmalarımızla birlikte,
bugün dünyada birçok gelişmiş
ülke ekonomilerinde ciddi sıkıntılar
yaşanırken, ekonomimizdeki
yaşanan olumlu seyrin daha da
güçlenerek devam edeceğine
samimiyetle inanıyor ve ülkemizi
bir yatırım üssüne dönüştürmek
amacıyla sadece yerli değil
uluslararası yatırımların da
gelmesi için en uygun yatırım
alanlarının oluşturulması arayışımızı
sürdüreceğimizi belirtmek
istiyorum.
Bakanlık olarak OSB’lerin yönetim
yapılarıyla, mevcut OSB’lerin
doluluk oranlarını artırmayla,
OSB’lerin demiryolu ve liman
ağlarına entegrasyonuyla, eğitim
sistemiyle ilişkileriyle, ihtisas
bölgelerinin sayısını artırmayla
ilgili önemli çalışmalar yapıyoruz.
Mesela Sanayi Stratejimizde
hangi kritik OSB’lere, hangi lojistik
bölgelere demiryolu bağlantıları
kurulacağıyla ilgili eylemler var ve
bu eylemleri takip ediyoruz.
Geçen yıl, OSB’leri daha nitelikli alanlara
dönüştürmek amacıyla önemli adımlar
attık. Mevcut OSB’lerdeki doluluk oranını
artırmak için bedelsiz ve indirimli arsa
tahsisi dönemi başlattık. Bugüne kadar
tahsis edilen 471 parselin; 14’ünde üretime
geçilmiş, 48’i inşaat aşamasında ve 409’u
ise proje aşamasındadır. Aynı şekilde,
uzun zaman önce tahsis edilmiş ancak
üzerinde herhangi bir işlem yapılmamış
arsaların tahsisini iptal etmeye de başladık.
Zira kimsenin OSB’lerdeki arsalara, ileride
değerlenecek bir gayrimenkul muamelesi
yapmasını doğru bulmuyoruz ve buna
müsaade etmeyeceğiz. Mayıs 2012 tarihi
itibariyle de 256 OSB’de 999 adet parsel
tahsisini iptal ettik.
geliştirmeye devam edeceğiz.
OSB’lerin belki de en fazla ihtiyaç duyduğu
nitelikli işgücü arzı sağlanmış olacaktır.
Yine son teşvik programıyla sanayi
yatırımlarını OSB’lere kaydırmak için çok
önemli bir karar aldık. Bu karara göre, artık
OSB’lerde yapılan yatırımlar, bir alt bölgede
yapılmış gibi desteklenecektir. Böylece,
yatırımcılar açısından zaten cazip mekânlar
olan OSB’lerin yeni ve nitelikli yatırımlara
ev sahipliği yapacağını düşünüyorum.
Biz bu yöndeki tüm çalışmalarımızı,
ülkemizdeki yatırımları artıracak ama
özellikle nitelikli yatırımları artıracak şekilde
sürdürüyoruz. Nitelikli, yenilikçi, rekabetçi
yatırımlar için en doğru adres olan OSB’leri
de hem nicelik hem de nitelik olarak
Son olarak burada bir hususu daha
ifade etmek istiyorum: Türkiye emin
adımlarla büyümeye devam ediyor
ve devam edecek. Biz Hükümet
olarak yatırımcılar açısından engel ya da
zorluk oluşturacak her türlü alanı bertaraf
etmeye çalışıyoruz. Ayrıca, yeni yatırımların
yapılmasını kolaylaştıracak olan her türlü
adımları da atmaya devam ediyoruz. Yerli
olsun yabancı olsun tüm yatırımcılar,
hiç tereddüt etmeden yapacakları
yeni yatırımlarını kararlaştırsınlar ve
yatırımlarını hayata geçirmek için de
gerekli adımları atmaya başlasınlar. Başta
fiziki altyapı ve mekânlar olmak üzere
yerli ve yabancı ayırımı gözetmeksizin
bütün yatırımcılara her türlü konuda
kolaylıklar sağlayacağımızı ve her zaman
yatırımcıların yanında olacağımızı
belirtmek istiyorum.
TEMMUZ 2012
5
Bakanlık olarak, OSB’lerin uluslararası marka
değerinin daha da artırılmasını hedefliyoruz
Prof. Dr. Ersan ASLAN
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı
Uluslararası boyutlarda etkisini
göstermeye başlayan ekonomik krizler
küresel rekabet şartlarını giderek
zorlaştırmaktadır. Yaşanmakta olan
ekonomik krizlerden etkilenmemek için
ülkemizdeki sanayici ve girişimcilerimizin
varlığı ve değeri, her zamankinden daha
fazla önem arz etmektedir. Bu nedenle
ülkemizdeki sanayi kavramı bizim en çok
önem verdiğimiz ihtisas ve ilgi alanımızı
oluşturmaktadır.
Bilindiği üzere, temel olarak emek
ve sermaye yatırımına dayalı bir
üretim mekanizması olan sanayi ve
sanayi yatırımları ülkelerin kalkınma
hamlelerinde çok önemli bir yere
sahiptir. Planlı kalkınma programlarının
6
TEMMUZ 2012
önemli bir unsuru da Organize Sanayi
Bölgeleri (OSB); geniş anlamda sanayici ve
girişimcilerimize altyapısı tamamlanmış
sanayi parselleri sunulması imkânını
veren, özellikle ekonomik gelişme
ve istihdam yaratma açısından ülke
ekonomisine büyük katkılar sağlayan
ve ölçek ekonomisine dayalı üretimin
yapıldığı sanayi topluluklarıdır.
OSB’ler, bölgesel eşitsizlik konusunun
üstesinden gelebilmek, yerel kalkınmayı
hızlandırabilmek ve rekabet edebilir
şehirler oluşturmak gibi hedefleriyle
istihdama ve ülke ekonomisine
büyük katkı sağlamaktadır. İşsizlik,
çarpık kentleşme ve çevre sorunlarına
çözüm bulunmasında büyük rol
oynayan OSB’lerin kurulmasına ve
desteklenmesine Bakanlığımızca büyük
önem verilmektedir.
Bu çerçevede değerlendirildiğinde
Bakanlığımızın ana hedefi, sanayi
yatırımlarının planlı bir şekilde
gerçekleştirilebilmesi, üretimde
verimliliğin sağlanabilmesi, OSB’lerin
uygun yerlerde kurulması ve etkin bir
şekilde işletilmesidir. Bu kapsamda; çeşitli
teşvik uygulamaları ile hem bölgesel
dengesizlikler oluşturmadan, hem de
görece geri kalmış bölgelere sanayi
yatırımlarını çekmek suretiyle dengeli
bir kalkınma hedefini gerçekleştirmeye
çalışmaktayız..
Ülkemizde sanayinin lokomotifi olan
OSB’lerin kurulmasıdır.
destek sağlamaktadır. Tüzel kişilik
OSB’ler, güncel mevzuatıyla sanayimizin
kazanmış 261 OSB’den 97’si atıksu arıtma
dünya ile entegrasyonuna ve rekabet
Sanayicimizin bu konudaki ihtiyacını
sorununu çözmüştür. Bunların 48’i
gücüne katkı sağlayacak bir vizyona
karşılamak üzere, kentleşme, rekabet
Bakanlığımız kredi desteği veya kendi
sahiptir. OSB’lerin kurumsallaşmış
edebilirlik, bilgi ve teknolojilerin etkin
imkânları ile atıksu arıtma tesislerini
ve güncellenen yapısı ile bir model
kullanımı gibi konularda pek çok fayda
kurmuşlar, 49’u ise belediyelerin atıksu
olarak ortaya konulabilecek unsurları
sağlayacak olan lojistik ihtisas OSB’lerin
arıtma tesislerine bağlanmışlardır.
barındırması nedeniyle, gelişmekte
kurulmasına imkân sağlanmıştır. Bunun
olan ülkeler tarafından ilgi ile izlendiği
yanında, mer’i plana göre yapılaşarak
Uygulamalarımızla OSB’ler ile
görülmektedir.
kendiliğinden oluşmuş sanayi alanlarının
sanayicilerin arsa ve araziye erişim sorunu
organize edilmesi, çevresel etkilerinin
da çözülmektedir. Ayrıca, bu uygulamalar
Bakanlığımızca 50 yıldır başarıyla
disipline edilmesi, çalışma ortamının
ruhsat, izin ve altyapı hizmetleri gibi
yürütülen OSB uygulamaları ile
sağlıklı dönüşümünün sağlanması
sanayicilerimize, uluslararası standartlarda kamusal hizmetleri de sundukları için,
amaçlarıyla yeni bir model olarak Islah
sanayi sektöründeki yatırım öncesi iş
yatırım alanları sunulması, istihdamın
OSB uygulamalarına başlanmıştır.
ve işlemlerin “tek durak ofis” şeklinde
artırılması, bölgesel eşitsizliğin önlenmesi
Bakanlığımıza bu konuda intikal eden
gibi imkânlar tanınmaktadır. Bu ekonomik çözümüne imkân sağlamaktadır.
yoğun talepler ilgili mevzuat çerçevesinde
olguların yanı sıra, planlı ve düzenli
Bu süreç içinde, OSB mevzuatında
değerlendirilmektedir.
sanayileşme sayesinde ise, kentleşme
yapılan düzenlemeler sayesinde dünya
ve çevre politikalarının uygulanması
Bu çalışmalarımızla, ülke ekonomisi
konjonktüründeki gelişme ve değişme
gibi sosyal olguların da gerçekleşmesi
ve planlı sanayileşmenin önemli bir
eğilimleri dikkate alınarak yeni OSB
sağlanmıştır.
unsuru olan OSB’lerin uluslararası
modellerinin de uygulanmasına olanak
marka değerinin daha da artırılması
sağlanmaktadır. Bu modellere en iyi
Bakanlığımız sanayi tesisleri için gerekli
hedeflenmektedir.
örnekler lojistik bölgelerin ve ihtisas
arazinin teminini (enerji, haberleşme,
ulaşım, arıtma tesisleri
ve idari binaları ile
OSB’lerin Kuruluş Aşamaları
tesis edilmiş halde)
en kolay ve ekonomik
OSB FİZİBİLİTESİ
İLK BAŞVURU
yoldan sağlayan
YEREL YÖNETİM OLURU
OSB uygulamalarını,
devlet desteği ve
denetimi altında
gerçekleştirmektedir.
BİLİM, SANAYİ
Böylece, sanayiciler; yol,
MÜTEŞEBBİS HEYET
ve TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
içme ve kullanma suyu,
YÖNETİM KURULU
pis su, yağmur suyu,
elektrik, haberleşme
DENETİM KURULU
ORGANİZE SANAYİ
ORGANLAR
RESMİ
ve arıtma tesislerinden
BÖLGESİ
YEREL YÖNETİM
BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
KURUMLAR
YER SEÇİMİ
oluşan altyapıları hazır
hale getirilen OSB’lere
gelerek işletmelerini
kurabilmektedirler.
Bu da, ülkemiz
BİLİM, SANAYİ
İDARİ
KURULUŞ
OSB TÜZEL
geneline yayılan
ve TEKNOLOJİ
•• Arsa Tahsis ve Satışı
PROTOKOLÜ
ÇALIŞMALAR
KİŞİLİĞİ
BAKANLIĞI
çarpık sanayileşmenin
önüne geçilmesini,
ülke ekonomisinin
TEKNİK
gelişmesini, istihdam
•• İmar Planları
oluşmasını ve
•• Altyapı Projeleri
büyük şehirlere
ARAZİLERİN SATIN
KAMU YARARI
•• İhale İşlemleri
ALINMASI
KARARI
göçün azaltılmasını
sağlamaktadır.
•• SAĞLIK KORUMA BANDI
Bakanlığımız OSB’lerin
•• ARITMA TESİSİ ALANI
evsel ve endüstriyel
•• SOSYAL DONATILAR
OSB
atıksu arıtma tesislerine
•• YEŞİL ALANLAR
kredi desteği de dâhil
•• LOJİSTİK ALAN
olmak üzere teknik
TEMMUZ 2012
7
Anadolu’da Sanayileşme ve OSB’ler
Ramazan YILDIRIM
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı V.
oluşturmaktadır. Ancak Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde Gaziantep, Doğu
Anadolu Bölgesi’nde ise Malatya ve
kısmen de Elazığ, adı geçen bölgelerde tek
tek büyümeye devam eden iller olmayı
sürdürmektedir (Işık, 2000:128).
1933-1937 yılları arasında “Birinci Beş
Yıllık Sanayi Planı” uygulamaya konulmuş,
bunun ardından hazırlanan İkinci Beş Yıllık
Sanayi Planı ise araya giren II. Dünya Savaşı
nedeniyle rafa kaldırılmıştır (Yaşar, 2003a:
34-40).
1963 yılından itibaren “Planlı Kalkınma”
döneminin başlamasıyla birlikte, imalat
sanayi yatırımlarının ülke geneline
dağıtılması ve bölgelerarası gelişmişlik
farklarının azaltılması amaçlanmaktadır. Bu
bağlamda Karadeniz Bölgesi’nde Samsun,
Akdeniz Bölgesi’nde Adana ve çevresi,
Ege Bölgesi’nde Denizli, İç Anadolu
Bölgesi’nde Eskişehir, Ankara, Konya ve
Kayseri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde
ise Gaziantep’te, adı geçen bölgelerin
sanayi ve cazibe merkezi olmaya yönelik
önemli gelişmeler sağlanmıştır.
1950’lerden itibaren liberal sanayileşme
politikaları benimsenmiştir. Ancak gerek
kamu sektörü ve gerekse özel sektör,
imalat sektörü yatırımlarını Ankara’nın
batısında yer alan bölgelere kaydırmıştır.
Bu dönemde, atılım içinde görülen özel
kesim, yatırımlarını ülkenin en “gelişmiş”
ve “dışsal” yararların en yüksek olduğu
İstanbul ve İzmir gibi merkezlerde
toplamıştır.
Ankara her ne kadar önemli bir sanayi
merkezi olarak değerlendirilmese de,
ülke sanayisi içinde önemli bir yeri vardır.
Bu önem, Kırıkkale uzantısı dikkate
alındığında artmaktadır. Karadeniz
Bölgesi’nde ise Bolu ve Çorum gibi lokal
gelişme kutuplarının ortaya çıkması ve
bunların giderek güçlenmesi, sanayinin
eski merkezlerden diğer bölgelere
doğru yayıldıklarının birer örneğini
Sanayi alanında özel sektör 1960’lara
gelindiğinde önemli seviyelere ulaşmıştır;
fakat bir diğer önemli sorun ortaya
çıkmıştır: Yatırımların belirli yerlerde
toplanması ve çarpık kentleşme.
Yatırımlar, özellikle İstanbul-Kocaeliİzmir üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu durum
üzerinde bu kentlerin ulaşım imkânları,
ithalat ve ihracat açısından önemli bir
üs olmaları, pazarlama olanakları gibi
Türkiye’de sanayileşme hareketinin
başlatılmasına ilişkin yasal ve kurumsal
altyapıya dair kararlar I. İzmir İktisat
Kongresi’nde alınmış olup 1932’den
itibaren “Devletçi” sanayileşme modeli
benimsenerek 1939 yılına kadar yoğunluk
kaybetmeden uygulanmıştır.
8
TEMMUZ 2012
1970’ler sonrasında Ege ve Marmara
Bölgeleri dışına kayma eğilimi gösteren
sanayinin 1980’lerden itibaren yine batı
sanayi bölgeleri merkezli büyüdüğü
ve 1990’lardan itibaren de yeniden
çevreye doğru yayılma eğilimi gösterdiği
anlaşılmaktadır.
faktörler etkili olmuştur. Yatırımların
birkaç kentte toplanması ise buralara
göç eden nüfusun olağanüstü miktarda
artmasını ve bunun beraberinde çarpık
kentleşme olgusunu ortaya çıkarmıştır.
Ayrıca sanayi işletmelerinin de düzensiz
bir şekilde konumlanmaları sonucu çevre
düzensizliği, plansız kentleşme sorunları
baş göstermeye başlamıştır.
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB),
bahsedilen bu sorunları büyük ölçüde
çözecek potansiyele sahiptir. Zira OSB’ler,
işletmelerin yer alacağı düzenli, altyapı
ve ulaşım imkânları gelişmiş bir yer
sunmaktadır. Böylece sanayi alanlarının
dağınık yapılaşması sorunu ortadan
kalkmaktadır. İşletmelerin bir arada
bulunması, planlı kentleşmeye sağladığı
faydalarının yanı sıra işletmelere de
katkıları bulunmaktadır. Şöyle ki bir arada
bulunan işletmeler girdi tedarikini, OSB
dışında yer alanlara göre, daha düşük
maliyetle sağlayacaklardır. Bunun yanı
sıra pazarlama olanakları açısından da
OSB dışındaki işletmelere göre daha
avantajlıdırlar.
Sanayi alanlarının düzenli olması, nüfusun
yerleşiminin de düzenli olmasına katkı
sağlayacaktır. Bu gibi katkılar elbette
kent içi ile alakalıdır. Bunun yanı sıra
OSB’ler bölgesel gelişmişlik farklarını
gidermenin de bir aracıdır. Devletimiz
de OSB uygulamasını bölgesel
gelişmişlik farklarını gidermek için
1960’lardan itibaren kullanmaktadır.
Bunun izleri kalkınma planlarımızda da
görülebilmektedir. OSB’lerin bölgesel
gelişmişlik farklarını ortadan kaldırması ise
az gelişmiş bölgelere kurulacak OSB’ler ile
yatırımcıya altyapısı hazır, ulaşım imkânları
yeterli düzeyde olan yerler sunmak ve
buralarda yapılacak yatırımları teşvik
etmek yoluyla olmaktadır. 19.06.2012
tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren son teşvik sisteminde de
OSB’lere ve az gelişmiş bölgelere pozitif
ayrımcılık uygulanmakta, daha fazla teşvik
verilmektedir.
Organize Sanayi Bölgelerinin
İhracattaki Rolü
Ekonomik büyümenin olmazsa olmazı
olan ihracat artışı; dış piyasaları öğrenme,
daha iyi yönetim, daha büyük boyutlarda
girişimcilik, gelişmiş kaynak tahsisi,
pazarlama ve üretim yeteneklerini de
kapsayan teknik bilginin yayılmasını
sağlamaktadır. Uluslararası piyasalara
girişte artan rekabet, ihracat dışı
sektörlere de pozitif dışsallıklar sağlayan
etkilerle ekonomideki genel verimlilik
düzeyini yükselterek özellikle yüksek
nitelik kazandıran yeni becerilerin
elde edilmesine ve etkin bir fiyat
mekanizmasının oluşumuna katkı
sağlamaktadır.
Türkiye’de 1980 yılından sonra ithal
ikameci sanayileşmeden vazgeçilip,
ihracata dönük sanayileşmenin
uygulamaya konulmasıyla, serbest piyasa
ekonomisinin yaygınlaştırılması yönünde
önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu
gelişmelerden en önemlisinin sanayi
bölgeleri olduğu açıktır. OSB’ler, ülkedeki
sanayileşmeyi hızlandırmada, işsizliği
azaltmada, bölgeler arası gelişmişlik
farkını gidermede, yabancı yatırımlar için
çekim alanı olmada, küçük işletmelerin
gelişmesinde, kalite ve verimliliğin
artışında en önemli rolü üstlenmektedir.
Anadolu’daki birçok OSB’nin, ihracatta
ülke ortalamasının üzerine çıkması dikkati
çeken önemli bir noktadır.
OSB’lerde faaliyet gösteren işletmeler
arasında kurulacak iletişim ağları,
uluslararası ticaret için gerekli bilginin
oluşması için bir zemin oluşturur. İhracata
esas teşkil eden bilgi ve deneyim,
uluslararası etkinliklere katılımla elde
edilmektedir. OSB’ler aracılığıyla
oluşturulacak platformlarda yapılacak
faaliyetlerle, işletmelere hammadde
kaynaklarına ve uluslararası pazarlara
erişimi sağlayan ilişkilerin oluşmasına
imkân sağlanır. Böylece, OSB’ler içerisinde
faaliyet gösteren işletmeler uluslararası
ticarette daha güçlü bir noktaya gelir.
OSB’lerde oluşturulan iş ağlarının
sağladığı imkânlarla; uluslararası rekabet
edebilirlik, bölgesel ağ, rekabetçi üstünlük
elde edilmiştir. İş ağlarının sağladığı
imkânlarla kümelenme nitelikleri kazanan
işletmelerin uluslararası başarısı artma
eğilimindedir. Yapılan deneysel çalışmalar,
sanayi bölgesindeki işletmelerin ihracatın
ithalatı karşılama oranını yakalamadaki
katkısına dikkat çekmektedir. OSB’lerdeki
gelişmiş ihracat hizmetlerinin varlığı,
işletmelerin ihracatının miktarını ve
kârlılığını üst noktalara taşımıştır.
Türkiye’de ihracatçı işletmelerin
çoğunluğu OSB içerisinde yer almaktadır.
Bu veri düşünüldüğünde, 2023 Türkiye
Vizyonu’nda 500 milyar ABD Doları olan
ihracat hedefinin gerçekleştirmesinde
OSB’ler önemli bir araç olarak
düşünülmektedir. Bu kapsamda, özelikle
OSB’lere yapılacak yatırımlar için çeşitli
teşvikler getirilmiştir. Bunlardan ilki, olan
5084 Sayılı “Yatırımların Teşviki Kanunu”
ile getirilen teşviklerde, OSB’de yapılan
yatırımlara sağlanan avantajlarla birlikte,
OSB’lerde yer alan ihracatçı işletme sayısı
ve ihracat miktarlarında önemli artışlar
olmuştur. 2011 yılı içerinde yürürlüğe
giren 4562 Sayılı Kanunun 9. Geçici
Madde ile getirilen tamamen veya
kısmen bedelsiz tahsisine ilişkin teşviki
ile birlikte OSB’lerin ihracatçı işletme
sayısı artacağı beklenmektedir. Son
olarak 19.06.2012 tarihinde yürürlüğe
giren yeni teşvik uygulamasında, OSB’de
yapılan yatırımların, vergi indirim oranları
ve sigorta primi işveren desteği süresi
bakımından, daha avantajlı olan bir alt
bölgede yer alacağı hususu hüküm altına
alınmıştır.
Yeni teşvik uygulamasıyla OSB’ler için
önemli avantajlar getirilmiştir. Teşvik
kararnamesinde az gelişmiş bölgelerde
yapılacak yatırımlarda bu avantaj
katlanarak artmaktadır. Dolayısıyla az
gelişmiş bölgelerdeki düşük ihracat
miktar ve yoğunluklarının artacağı
düşünülmektedir.
KAYNAKÇA
•• Işık, Ş. (2000). Türkiye’de Sanayi
Faaliyetlerinin Dağılışında Meydana Gelen
Değişmeler, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı:11.
•• Yaşar, O.(2003a). Sanayi Coğrafyası
Açısından Bir Araştırma: Türkiye’de Tarıma
Dayalı Sanayiler, Çantay Kitabevi Yayınları:
İstanbul.
TEMMUZ 2012
9
Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgesi
Uygulamaları ve Mevcut Durum
Yaşar ÖZTÜRK
Sanayi Bölgeleri Genel Müdür V.
TARİHÇE
Türkiye’de sanayileşme çabaları
Cumhuriyet’le birlikte yoğunluk
kazanarak ekonomik kalkınmanın ve
yeni kazanılan siyasi bağımsızlığın
temeli olarak görülmüştür. Sanayileşme,
Cumhuriyet’in ilk yıllarında özel kesimin
girişimlerine bırakılmış ancak gerek
mali gücünün yetersizliği, gerekse
deneyim yoksunluğu nedeniyle özel
kesim bu görevi beklenen şekilde
yerine getirememiştir. 1931 yılında
uygulamaya konulan “I. Beş Yıllık Sanayi
Planı” çerçevesinde sanayi altyapısının
oluşturulması çalışmalarına başlanmıştır.
I. Sanayi Planı döneminde bütünüyle
kamu girişimciliği ön planda tutulmuş
Sümerbank, Etibank, Denizcilik Bankası
gibi kuruluşlar faaliyete geçmiştir.
1960’lı yılların başından itibaren yerel ve
merkezi yönetimlerle sanayi çevrelerinde
10
TEMMUZ 2012
OSB’ler konuşulur ve tartışılır olmuştur.
Türkiye’de kurumsal anlamda planlama
çalışmalarına, 1961 Anayasası’ndan sonra
Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulmasıyla
başlanmıştır. Süreçte, beş yıllık ve yıllık
planlar yapılmıştır. OSB’lerin ele alınması
ve yaygınlaştırılması hususları kalkınma
planlarının başlangıcından itibaren temel
politikalardan biri olmuştur.
Belirlenen hedefler doğrultusunda
ülkemiz sanayisinin geliştirilmesi amacıyla
OSB uygulamalarına ilk olarak 1962
yılında Bursa’da bir OSB kurulmasıyla
başlanmıştır. Türkiye’ de OSB uygulamaları
herhangi bir yasal mevzuatı olmadan
1982 yılına kadar devam etmiştir. Söz
konusu mevzuat boşluğunun giderilmesi
amacıyla 31 Ocak 1982 tarihli ve 17591
sayılı Resmi Gazete’de “Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı Fonlar Yönetmeliği”
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
OSB’lerin kurulması, o tarihlerde beş
yıllık kalkınma planlarındaki hedefler
doğrultusunda Bakanlar Kurulu Kararları
ile gerçekleştirilmiştir.
Ülkemizde “Sanayinin belirli bir plan
dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi
amacıyla; gerekli idari, sosyal ve teknik
altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat,
ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji
geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı
bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde
sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan
mal ve hizmet üretim alanları” şeklinde
tanımlanan OSB’lerin kurulması,
denetlenmesi ve kredilendirilmesi
görevleri, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı’nın yetki ve sorumluluğundadır.
Bu görev, 08/06/2011 tarihli ve 27958
mükerrer sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan 635 sayılı “Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname”
ile görev ve sorumluluk alanlarına
dâhil edilen “Sanayi Bölgeleri Genel
Müdürlüğü” tarafından Bakanlığımız adına
yürütülmektedir.
YASAL MEVZUAT
OSB’lerin hızla çoğalması, ülkenin
ekonomik yelpazesinde öneminin giderek
artması ve OSB’lerin tüzel kişilikten
yoksun olması sebebiyle pek çok hukuki
sorunların meydana gelmesi yeni bir yasal
düzenlemeyi zorunlu hale getirmiştir. Bu
kapsamda; 4562 sayılı “Organize Sanayi
Bölgeleri Kanunu”12/04/2000 tarihinde
TBMM’de kabul edilmiş ve 15/04/2000
tarihli ve 24021 sayılı,
“Organize Sanayi Bölgeleri
Uygulama Yönetmeliği”
ise 01/04/2002 tarihli
ve 24713 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir.
OSB’lerin yer seçimi usül
ve esaslarının belirlendiği
“Organize Sanayi Bölgeleri
Yer Seçimi Yönetmeliği”
ise ilk olarak 28/06/1997
tarihli ve 23033 sayılı
Resmi Gazete’de
yayımlanmış, ancak bu
tarihten sonra yürürlüğe
giren OSB Kanununa
bağlı olarak yeniden
düzenlenerek 21/05/2001
tarihli ve 24408 sayılı
Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır. Ancak
zaman içinde oluşan bazı
sorunlar nedeniyle bu
yönetmelik de ihtiyaca
cevap verememeye
başlamıştır. Bu ihtiyaç
neticesinde oluşturulan yeni “OSB Yer
Seçimi Yönetmeliği”, 17/01/2008 tarihli ve
26759 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmiştir. Halen yürürlükte
olan bu yönetmelikle, yer seçimine esas
kurum ve kuruluş görüşlerine zaman
kısıtlaması getirilmek suretiyle OSB
yerinin kesinleştirilme işleminin yıllarca
sürüncemede bırakılmaması sağlanmış,
ayrıca Yer Seçimi Komisyonu’na üye
gönderecek kurum sayısı azaltılarak
bürokratik işlemler kısaltılmıştır.
OSB’lerde yer alan parsellerin tahsisine
ilişkin usul ve esasları belirleyen “OSB’lerde
Yer Alan Parsellerin Gerçek veya Tüzel
Kişilere Tamamen veya Kısmen Bedelsiz
Tahsisine Dair Yönetmelik” ise 26/8/2011
tarihli ve 28037 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
OSB’LERİN SANAYİCİLERE
SAĞLADIĞI FAYDALAR
OSB’lerin bünyesindeki sanayicilere
sağladığı faydalar; ortak altyapı ve
sosyal tesislerden faydalanılması, ortak
enerji, su, doğalgaz, haberleşme, ulaşım,
uygulamaları, ekonomik gelişmeye
destek vermek üzere, bir ilimiz dışında
tüm illerimizde bulunmaktadır. Bugün
itibari ile toplam 27 bin 542 hektar
büyüklüğünde, 147 adet organize
sanayi bölgesi projesinin altyapı
inşaatı tamamlanarak sanayicilerimizin
hizmetine sunulmuştur.
BİLGİ ve TECRÜBE PAYLAŞIMI
Ülkemizdeki OSB uygulamaları bir model
olarak ortaya konulabilecek unsurları
barındırmakta olup, bu modelin bazı
ülkeler tarafından izlendiği ve örnek
alındığı görülmekte,
birçok ülkeden, kendi
ülkelerinde yapacakları
OSB’ler hakkında teknik
danışmanlık talebi
gelmektedir.
“Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname”
nin 9-(1) (ç) maddesinde
“..sanayi bölge ve sitelerinin
yurtiçi ve yurtdışında
tanıtımına ve yatırımcı
teminine yönelik çalışmalar
yapmak, uygulamalarla
ilgili olarak diğer ülkelere
rehberlik yapmak” şeklinde
bir görev tanımlanmakta
olup bu görev, “Sanayi
Bölgeleri Genel Müdürlüğü
”ne verilmiştir.
arıtma tesisi gibi altyapı hizmetlerinin,
verilen düşük faizli, uzun vadeli
krediler vasıtasıyla tamamlanması ile
girdi maliyetlerinin daha ucuza temin
edilebilmesi, OSB müdürlüklerinin
sanayiciye verdiği izin, ruhsat vb.
hizmetlerin “tek durak ofis” yapısına uygun
olması, sağlanan teşvik ve muafiyetlerden
yararlanılması şeklinde özetlenebilir.
Bu görev ve sorumluluk
kapsamında Sanayi
Bölgeleri Genel
Müdürlüğü, 50 yıllık
OSB proje ve uygulama tecrübesi ile
edindiği bilgi ve birikimini, talep eden
ülkelerle paylaşmakta olup bu ülkeler
tarafından kurulması düşünülen OSB’lerle
ilgili olarak rehberlik hizmetini Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı adına
gerçekleştirmektedir.
MEVCUT DURUM
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından 50 yıldır yürütülen OSB
TEMMUZ 2012
11
Makale Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü
PLANLAMA STRATEJİSİNDE
ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNİN ROLÜ
R. Esra OĞUZ / Şube Müdürü - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü
D
ünya nüfusunun hızlı artışı
ve kentleşme, arazi kullanım
taleplerini ve çeşitliliğini
artırmış, bölgelerin eşitsiz gelişiminin
ortaya çıkardığı kimi sorunlar nedeniyle,
planlı gelişme sorunsalı bir gerçeklik
olarak ortaya çıkmıştır. Ülkemizde de
1950’lerde tarımda makineleşme süreci
ile birlikte tarımda istihdam edilen nüfus
azalmış, sanayileşen kent merkezlerinin
istihdam olanaklarının çekim gücü,
kırdan kente nüfus akınına yol açmıştır.
Kentlerin hızla büyümesi, kentleşme
sorunlarını da beraber getirmiştir. Bu
dönemde, gecekondulaşma, kentsel
altyapı yetersizliği, sanayi tesislerinin
yol açtığı çevresel etkiler ve mekânsal
deformasyon, hemen akla gelen
sorunlar olarak öne çıkmaktadır.
Nüfus artışı sonucu iç pazarın
genişlemesi, kırsal kesimin pazara
açılması, dış toplu durumun
(konjonktürün) fiyatları sanayi lehine
değiştirmesi ile sanayileşme kârlı hale
gelmiş, sanayileşmenin lokomotif gücü,
yalnızca kentler arasında eşitsiz gelişime
değil, bölgesel gelişmişlik farklarının
ortaya çıkmasına da yol açmıştır
(Kazgan, 1985).
Bölgesel gelişmişlik farklarının artışı,
kentleşme sorunlarının büyümesi,
kalkınmanın planlı olarak yapılması
gereğini ortaya koymuş, 1960’lı yıllarla
birlikte ekonomik, sosyal ve kültürel
kalkınmanın hızlandırılması, uygulanan
politikalar arasında uyum sağlanması,
toplumsal ve kültürel dönüşümün
uyumlu yönlendirilmesi ve ekonomiye
rasyonel kamu müdahalesinin
temini amacıyla kalkınma planlarının
12
TEMMUZ 2012
hazırlanması ve uygulanması fikri
benimsenmiştir (Kalkınma Bakanlığı,
2012).
DPT tarafından hazırlanan Birinci Beş
Yıllık Kalkınma Planında (1963 - 1967),
ekonomik dengenin kurulması,
ekonomik ve toplumsal kalkınmanın
birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir
hızda büyüme ve sanayileşmeye
önem verilmesi amacıyla uzun vadeli
hedefler belirlendiği gibi bu amacın
gerçekleştirilmesi için “sanayide kuruluş
yerlerinin seçilmesinde toplam verimliliği
arttırma yanında bölgelerarası dengeli bir
kalkınma sağlama hedefine göre hareket
edileceği” hususu tedbirler arasında
sayılmıştır (DPT, 1963).
Bu plan dönemi içinde ilk olarak Bursa
OSB kurulmuştur. Birinci Beş Yıllık
Kalkınma Programında sanayinin
kuruluş yerlerinin seçiminde verimli
toprak kullanımı ve bölgelerarası
gelişmişlik dengesinin sağlanması
konusunda vurgu yapılmış olmakla
birlikte, ilk organize sanayi bölgesinin
kuruluş yerinin yine bir gelişmiş
bölgede seçilmesi dikkat çekicidir.
Bunun en önemli nedeni, kalkınma
planlarının stratejik planlar olması,
mekânsal düzenlemeye referans
vermemesidir. Uygulamaya yön verecek
bölge planlarının da bu dönemde
yapılmaması, uygulamaların sistem
dinamikleri içinde gelişmesine yol
açmıştır.
İkinci ve daha sonraki Beş Yıllık
Kalkınma Planlarında düzenli sanayi
bölgelerinin kuruluşuna verilen önem
sürdürülmüş, sanayi faaliyetlerini bu
bölgelere yönlendirmek için özel kredi
imkanları, vergi indirimleri, altyapı
temini ve ucuz enerji gibi teşvik paketleri
önerilmiştir. Bursa OSB’den sonra
Konya, Manisa, Gaziantep OSB’lerin
kuruluşu gerçekleşmiş, giderek Artvin
hariç ülkenin her ilinde birden fazla
OSB kuruluşu mümkün olmuşsa da
pazara yakınlığı, ulaşım imkânları,
kalifiye eleman temininin kolaylığı gibi
nedenlerle sanayinin gelişmiş bölgeleri
tercihi devam etmiştir.*
2000 yılına kadar merkezi ve yerel
idareler tarafından yürütülen ortak
çalışmalarla kurulan ve işletilen OSB’ler,
15 Nisan 2000 tarihinde yürürlüğe giren
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri
Kanunu ile yeni bir döneme girmiş,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
(eski adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığı)
denetimi altında kendi kendini yöneten
bir model olmuştur.
Ekonomik büyümenin sağlanması,
istihdam olanaklarının arttırılması,
sanayinin mekânsal kontrolünün
sağlanması, çevresel etkilerinin disipline
edilmesi gibi planlamaya birçok
araçsal fayda sağlamış olan OSB’ler, bu
düzenleme ile yeni bir ivme kazanmış,
sektörel ihtiyaçları belirleme ve yönetme
konusunda avantajlı bir konuma
yükselmiştir. OSB’nin ihtiyaçlarına
göre bölge teşkilatları oluşturulmuş,
bölgelerin kendi kendisini yönetmesi,
* 2011 yılı verilerine göre OSB’lerde tüketilen
22,17 milyar kwh elektrik enerjisinin, 7,9
milyar kwh’si yalnızca Marmara Bölgesinde
yer alan OSB’lerde tüketilmektedir. Bunu
4,7 milyar kwh ile Akdeniz Bölgesinde yer
alan OSB’ler izlemektedir. Doğu Anadolu
Bölgesinde yer alan OSB’lerin tamamının
elektrik tüketimi ise 0.3 milyar kwh’tır (http://
osbbs.osbuk.org.tr/)
Makale Planlama Stratejisinde Organize Sanayi Bölgelerinin Rolü
bürokratik işlemleri azaltarak, yönetimi
daha da etkinleştirmiştir.
Aynı dönemlerde turizm, ulaştırma
ve enerji gibi sektörel alanlarda da
etkinlikleri yönetmek üzere özel
kanunlar çıkarılmış, özel olarak korunan
alanlara yönelik planlama yetkileri ilgili
idarelerine verilmiştir. Böylece farklı
kurumlar tarafından planlanan ve
özel mevzuata tabi birçok proje alanı
ortaya çıkmıştır. Bağımsız uygulama
alanları oluşturan projeler arasında,
kentlerin planlaması çetrefilli bir iş
haline gelmiştir. Planlama tanımı gereği,
farklı sektörler arasında denge kuran,
nüfusun ekonomik, sosyal, kültürel
ihtiyaçlarını tasarlayan, mekânı ihtiyaçlar
ve olanaklar ölçüsünde biçimlendiren
kararlar içerdiğinden, proje bazlı
mekânsal müdahaleler planların
bütünselliğini ortadan kaldırmıştır.
Bu durumun OSB’lere ilk yansıması, yer
seçimleri ile olmuştur. Yatırım alanlarının
tespitinde referans alınabilecek
bütüncül bir planın olmaması ya da
konut, sanayi, turizm, enerji, ulaştırma
vb. sektörlerinin her birinin kendi başına
yatırım alanlarını belirlemesi, kurumların
birbiri ile ilişkisini “görüş verme”
düzeyine indirgemiştir. OSB kuruluş yeri
belirlenirken, yerleşim yerinin nüfus
özellikleri, ekonomik yapısı, gelişme
eğilimleri, merkez kademelenmesi,
etkileşim alanı, ulaşım bağlantıları,
enerji altyapısı, su temini, finansmanı,
nitelikli eleman temini, çalışan nüfusun
konut ihtiyacı, vb. onlarca faktör
değerlendirilerek ve kentin diğer
mekânsal kullanım biçimleri ile birlikte
planlamada ele almak gerekirken
proje bazlı değerlendirme yapılma
durumu ortaya çıkmıştır. Buna karşın
bazı belediyelerin OSB projelerini
sahiplenmemeleri, “anorganize”,
niteliksiz sanayi alanları açmaları,
kamu yatırımı olan OSB’lerin etkinliğini
azaltmış, kimi yerlerde atıl duruma
gelmesine yol açmıştır.
SONUÇ YERİNE…
yaşanabilirliği ve doğal varlıkların
korunması için zorunlu olması nedeniyle
planlama konusunda görev üstlenmiş
olan tüm kurumların çalışmalarında,
sektörün uzmanı olan kurum ve
kuruluşlarla işbirliği geliştirmesi ve üst
ölçekli planlamaların ilgili tüm tarafların
katılımı ile yapılması zorunluluk arz
etmektedir.
50 yıllık bir deneyimi biriktiren OSB’ler,
yaşanan kimi aksaklıklara rağmen,
sanayileşme konusunda en etkin ve
verimli modeli oluşturmaya devam
etmektedir. Bu başarının en önde gelen
nedeni, planlamanın katılım ilkesinin bu
projelerde hayata geçirilmiş olmasıdır.
OSB mevzuatından mikro uygulamalara
kadar her aşamada sektörün görüş ve
önerilerinin alınması, düzenlemelerin
tepeden inme değil tüm paydaşların
ortak aklı ile yapılıyor olması, kendi
kendini yöneten bir model olarak
katılımcılara “tek durak ofis” hizmetinin
sunulması, sanayi sektörünün mekânsal
alan seçiminde tercih sebebidir.
OSB’lerin gelecekte de vizyonunu
sürdürebilmesi için çevre ve altyapı
yatırımlarını hayata geçirmesi, sosyal
ve teknik hizmetlerini gerektiği gibi
vermesi, idari teşkilatını nitelik olarak
güçlendirmesi gerekmektedir.
OSB’lerde, sağlık koruma bandı ve
arıtma tesisi ile sanayinin çevresel
etkilerinin azaltılması, yapılaşma öncesi
çeşitli zemin etütleri ile yapıların güvenli
inşasının sağlanması, tesis kurulmadan
önce altyapı temini, eğitim alanları,
sağlık, güvenlik, sosyal ve idari tesisler,
itfaiye teşkilatı gibi kamusal hizmetlerin
sunumu, bu bölgeleri diğer sanayi
alanlarına göre hem kamu hem de
sanayiciler açısından avantajlı duruma
getirmektedir.
İNTERNET KAYNAKLARI
Sanayinin gelişigüzel alanlarda
yapılaşması yerine uygun bir alanda
denetimli yapılaşmasının, kentlerin
KAYNAKÇA
1. Gülten Kazgan, Ekonomide Dışa Açık
Büyüme, Altın Kitaplar, 1985.
2. Keleş Ruşen, Kentleşme Politikası, İmge
Kitapevi, Ankara, 2007.
3. Mengi Ayşegül ve Algan Nesrin,
Küreselleşme ve Yerelleşme Çağında
Bölgesel Sürdürülebilir Gelişme,
Siyasal Kitapevi , Ankara, 2003.
4. Torlak, S. Evinç, İmar Yasalarının
Gelişimi Üzerine Düşünceler, Çağdaş
Yerel Yönetimler, TODAİ, C.11, 2002.
1. DPT, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı,
http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/
PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx
?Enc=83D5A6FF03C7B4FCE4A2B5A9FE
13949B,
erişim: 18/06/2012.
2. Kalkınma Bakanlığı, 1960 Sonrası
Dönemde Planlama,
http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/
PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx
?Enc=83D5A6FF03C7B4FCA5B0BB9C7A
740968E31CF9AA8F449BFB16AFEA1F26
CD6D79,
erişim: 18/06/2012.
3. OSB Elektrik Tüketimleri,
http://osbbs.osbuk.org.tr/,
erişim: 18/06/2012.
TEMMUZ 2012
13
YEREL KALKINMAYA ENTEGRE YAKLAŞIM: ŞANLIURFA...
Kemal Devrim OĞUZ / Şube Müdürü - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü
Ülke tarihimiz, genel ve yerel düzeyde
bir çok kalkınma stratejisi, planlaması ve
taktiksel adımları da içeren uygulamalarla
doludur. Bu açılımların çoğunun raflarda
saklanmaktan öteye gidememesi,
uygulama şansına sahip olanların da daima
bir tarafının eksik kalması hepimizin alışık
olduğu sonuçlardır. Bu durum, ekonomik
yapı, sosyal etkileşim ve ortak yönetişim
gibi siklet merkezlerinin oluşturulması ve
bunlara işlevsellik kazandırılmasını zorunlu
kılmaktadır. Entegre bir planın ve planın
uygulanma yöntemlerini gösteren bir dizi
stratejinin olmaması halinde, sınai kalkınma
sürecinin, ülke genelinin veya yerelliğin
kalkınma potansiyelini tam anlamıyla
değerlendirebilmesine karşı duran öğeler
tarafından büyük olasılıkla engelleneceği
sonucunu ortaya koymaktadır.
Genel politika ve hakim siyasi iradenin
de artık bu perspektifte davranmaya
başladığı bu süreç, bu tür uygulamaların
sayısının artırılarak çeşitlendirilmesine
yönelik örnekleri ortaya çıkarmaya
başlamıştır. Bu örneklerin sonuncusu ve en
kapsamlısı, “Şanlıurfa Sanayisinin Yeniden
Yapılandırılması Projesi” dir.
2006 yılı Türkiye- Avrupa Birliği Mali İşbirliği
programı çerçevesinde yürütülüp, 2011
yılının Mayıs ayında sonlandırılan ve toplam
15.709.776 Euro bütçeye sahip projenin
itici gücü, kurumsal faydalanıcı sıfatıyla
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi
Bölgeleri Genel Müdürlüğü olmuştur.
Projenin temel hedefi; GAP Bölgesi’nde
sosyal istikrara ve ekonomik kalkınmaya
katkıda bulunarak, Türkiye’de bölgesel
farklılıkları azaltmaktır. Spesifik olarak da;
Proje ile Şanlıurfa için stratejik sektörler
belirlenmesi ve Şanlıurfa II. OSB’deki
firmaların rekabetçi bir biçimde faaliyet
göstermelerine imkân tanıyacak iş
ortamının tesis edilmesi hedeflenmiştir.
Görülmektedir ki; il geneli için oluşturulan
sınai kalkınma modellemesi, ülkemiz sınai
kalkınma atılımında bir başarı öyküsüne
dönüşen OSB kavramının üzerinden
şekillendirilmiştir. Çünkü OSB’ler, fiziksel
altyapı bütünlüğü ve ortak kullanım
avantajları, ortak yönetim ve işbirliği
kültürünün oluşturulması gibi hususlarda
çok iyi bir ortam sunmaktadır.
Proje; temel olarak iki ana bileşenden
14
TEMMUZ 2012
oluşmaktadır. İlk bileşen, 13.089.776
Euro bütçelidir ve fiziksel altyapının
tamamlanmasına yönelik inşaat işlerini
kapsamaktadır. Bu bileşenle 96 ha’lık
altyapı inşaatı (Yol, içmesuyu, kanalizasyon,
yağmursuyu, elektrik ve doğalgaz) ile I.
ve II. OSB’ye hizmet edecek atıksu arıtma
tesisi inşaatı tamamlanmıştır. İkinci bileşen
ise 2.620.000 Euro bütçeli teknik destek
bileşenidir. Bu Bileşen UNDP Türkiye ile
yapılan katkı antlaşması ile yürütülmüştür.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi
Bölgeleri Genel Müdürlüğü’nün OSB’lere
fiziksel altyapı hazırlama noktasında
sahip olduğu bilgi birikimi ve tecrübe
düşünüldüğünde, projeden sağlanan katkı
ve alınan geri beslemeler doğal olarak
teknik destek bileşeninde yoğunlaşmıştır.
Bu nedenle, bundan sonra bu bileşen
üzerinde durulacaktır. Bu bileşenin temel
faaliyetleri; Entegre Sınaî Kalkınma Planı’nın
(ESKP) geliştirilmesi, yatırım olanaklarının
tanıtımı, başvuruların değerlendirilmesi,
işletme geliştirme hizmetleri, kapasite
geliştirme olarak sıralanabilir.
Şanlıurfa ESKP, Şanlıurfa Sanayisinin Yeniden
Yapılandırılması Projesinin merkezi öğesidir.
Plan; içinde önerilen stratejilerin uzun vadeli
vizyona ulaşılmasına yönelik tamamlayıcı
kimliği, stratejik tutarlılığı ile sektörel
yol haritalarını kapsaması anlamında
“entegredir”, yani stratejileri uzun vadeli
plan hedeflerinin gerçekleştirilmesine
yönelik olarak tamamlayıcıdır ve stratejik
uyumu sağlamak amacıyla tüm sektörel yol
haritalarını kapsamaktadır. ESKP, ekonomik
kalkınma için işbirliğine dayalı bir yaklaşım
önermekte ve paylaşılan ortak bir ekonomik
vizyonu ve bu vizyonla entegreli stratejik
sektörler (Tarıma dayalı gıda sanayi, tekstil
ve giyim sektörü, özellikli imalat sektörü)
için sektörel vizyonları ortaya koymaktadır.
Dünya Ekonomik Forumu tarafından
hazırlanan Küresel Rekabet Endeksi
(Dünya Ekonomik Forumu, Küresel Rekabet
Raporu 2009–2010, S. 20-21) kalkınmayı üç
aşamada tanımlamaktadır. İlk aşamada,
ekonomi üretim faktörü temelli olup,
ülkeler temel olarak niteliksiz işgücü ve
doğal kaynaklar gibi faktör donanımlarına
göre rekabet etmektedirler. Ücretler
arttıkça daha etkin üretim süreçlerini
geliştirmeleri ve ürün kalitesini artırmaları
gerektiğinde, ülkeler verimlilik temelli
kalkınma aşamasına geçmektedirler. Son
olarak ülkeler yenilikçilik temelli aşamaya
geçtiklerinde, ülkeler daha yüksek ücretleri
ve bununla bağlantılı yaşam standartlarına
erişebilir ve ancak yeni ve özgün ürünlerle
rekabet edebildiği sürece bu durumlarını
sürdürebilirler. Bu aşamada, şirketler, en
karmaşık üretim süreçlerini kullanarak yeni
ve farklı ürünler üretip yenilikçiliğe dayalı
bir rekabet modeli içerisinde olmalıdırlar.
Günümüzde Şanlıurfa ekonomisi üretim
faktörü temellidir. İl, hali hazırda temel
olarak niteliksiz işgücü ve verimli topraklar
gibi kendi üretim faktörü donanımları
çerçevesinde rekabet etmektedir. ESKP’nin
kısa ve orta vade hedefleri; Şanlıurfa’nın
faktör koşullarından daha iyi faydalanılması,
yerel ekonominin etkinliğinin ve
verimliliğinin artırılması ve yenilikçilik
temelli bir ekonominin temel öğelerinin
belirlenmesine yardımcı olmak amacına
yöneliktir. Sonuç olarak Plan, Şanlıurfa’nın
“yenilikçilik temelli” bir ekonomiye
geçişine destek vermeyi amaçlamaktadır.
ESKP kapsamında Şanlıurfa’nın kalkınma
vizyonu aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
“2020 yılı itibariyle, Şanlıurfa, yüksek
katma değerli gıda işleme, tekstil ve
imalat alanlarında, hayata geçirilecek
sulama projeleri ile etkin tarımsal çıktıları
da kullanmak suretiyle güçlü, büyüyen,
dengeli bir ekonomiye sahip olacaktır”.
Bu vizyon yerel ve ulusal düzeyde 50 paydaş
tarafından katılımcı bir süreç dahilinde
belirlenmiş olup, teyit edilmiştir. Yerel
paydaşların da teyit ettiği gibi, Şanlıurfa’da
bu vizyonu gerçekleştirecek yeterli isteklilik
düzeyi ve liderlik vasfı mevcuttur. Bu isteğin
ve liderliğin işbirliği yoluyla vizyonu hayata
geçirmesi gerekmektedir. Tam da bu
noktada; Şanlıurfa Valiliği başta olmak üzere,
ilin tüm sivil toplum örgütleri ve meslek
odaları ile iş dünyası ve sektör temsilcilerinin
katılımı ile proje ekibi önderliği ve
koordinasyonunda oluşturulan Yerel
Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Platformu
(ŞUYERGEP), yerel düzeyde ihtiyaç duyulan
koordinasyonun sağlanmasından sorumlu
olacak, aynı zamanda liderlik görevi de
üstlenecektir. Tamamen gönüllülük esasıyla
işleyen ve katkı sunmaya hevesli tüm
unsurların katılımına açık olan bu platform,
proje devam ederken oluşmuş ve 6 adet
toplantı yapmıştır. Proje sonrasında ise
halen çalışmalarına Karacadağ Kalkınma
Ajansı’nın sekreteryasında devam
etmektedir. ESKP’nin uygulanmasına yönelik
araçların geliştirilmesi ve bunların takibi
ile sonuçta Şanlıurfa’yı hedeflenen 2020
vizyonuna taşıma görevi büyük ölçüde yerel
aktörlerin güç ve akıl birliğine dönüşmüş bu
platform tarafından yürütülecektir.
GAP kapsamındaki sulama projeleri,
çiftçilerin suyu daha verimli kullanmaları ile
daha fazla gelir elde etmeleri ve yeni ürün
ve teknolojiler için yeterli sermayeyi yatırıma
dönüştürmeleri ve sağlamaları yolu ile yeni
gıda işleme tesislerini faaliyete geçirmeleri
yoluyla bir katalizör işlevi görebilirdi.
Şanlıurfa son on yıllık dönemde önemli
ölçüde büyümesine rağmen, bu büyüme
sürdürülebilir yatırımlar neticesinde
gerçekleşmemiş, aksine büyük ölçekli kamu
yatırımları, ürünlerin piyasa fiyatlarındaki
değişimler ve diğer beklenmedik faktörler
tarafından yönlendirilmiştir. Bunun
nedenlerinden birisi yatırımların tek
yönlülüğüdür. Fiziki altyapı gelişirken,
“know-how (teknik bilgi)”a yönelik
yatırımlar sınırlı düzeyde kalmıştır (Şekil 1).
Örneğin, bir yatırımcı meyve işleme tesisi
için şeftali yetiştiriciliğini bir fırsat olarak
görmesine rağmen, farklı şeftali ağaçlarının
test edilmesinde engellerle karşılaşıyor ise
ve çiftçiler yeni ürün türlerini denemede
isteksiz davranıyorlarsa, bu durumda şeftali
üreticiliği alanında hali hazırda devam
eden tarım uygulamaları değişmeyecektir.
Tarımda ilerlemeye yönelik değişimler
olmadan, en çok gelecek vadeden imalat
fırsatları da gelişim gösteremeyecektir.
Şekil 1: Şanlıurfa’daki Fiziki Yatırımların
Bilgi Yatırımları ile Karşılaştırılması
Kaynak: ESKP tahminleri GAP BKİ ve Harran
Üniversitesi , Bilimsel Araştırma Projeleri
Komisyonu 1995-2008’e dayanmaktadır.
İstenen Sulama Etkisi
Gözlemlenen Sulama Etkisi
Şekil 2: Sulama Yatırımlarının Tarımsal
Üretkenliğe Etkisi
Kaynak: “GAP Bölgesinde Kamu Yatırımlarının
Mevcut Durumu” başlıklı ve Mayıs 2008 tarihli
GAP BKİ iç raporundan alınan veriler.
Şekil 2’de de gösterildiği gibi, sulama
sistemlerinde gelişme yeni tohum üretimi
ve yeni teknolojilere yönelik yatırımları
beraberinde tetikleyebilirse artan bir oranda
büyüme kaydedilebilir ancak Şanlıurfa’da
son on yıllık dönemde çiftçilerin büyük
çoğunluğu, yeni yatırımlar yaparak daha
yüksek katma değerli üretime geçmek
yerine geleneksel ürün yetiştirmeye devam
etmişlerdir. Şanlıurfa’nın fiziki altyapısına
yapılan büyük ölçekli kamu yatırımlarının
üretkenliğe ve dolayısıyla gelir ve yaşam
kalitesi üzerinde etkisi tartışılmazdır.
Ancak, sulama ve diğer yatırımlardan en
yüksek faydayı sağlamak için, Şanlıurfa’daki
çiftçiler ve imalatçılar tarafından, toprağın
tarıma hazırlanması, damla sulama ve yeni
tohum çeşitlerinden ürünlerin işlenmesi,
pazarlanması ve dağıtımına kadar tüm
değer zincirinde yeni teknolojilerin
kullanılması gerekir. Şekil 2’de sadece
tarımsal üretkenliğin gösteriliyor olmasına
rağmen, aynı durum imalat sektörü için de
geçerlidir. Örneğin, Projenin ve ESKP’nin
amacının bir kısmı da, II. OSB’nin, I. OSB’de
olduğu gibi, düşük marjlı, düşük katma
değerli, kapasitesinin altında ve sezonluk
çalışan firmalarla doldurulmamasını
sağlamaktır. Proje ile, II. OSB’de bu
olumsuzlukların ortadan kaldırılması
için II. OSB’ye yapılacak başvuruların,
kurulacak yönetişim yapısı dâhilinde
toplanması ve değerlendirilmesine
yönelik faaliyetler gerçekleştirilmiştir. Bu
bağlamda, proje kapsamında, başvuruların
değerlendirilmesine ilişkin yönetişim
yapısı kurulmuş, Bakanlık, OSB Yönetimi ve
yerel paydaşların katılımıyla başvuruların
değerlendirilmesine ilişkin seçim ölçütleri
belirlenmiştir. Ardından yapılan bağımsız
değerlendirmeler ile bu seçim ölçütleri
kullanılmış ve geçer not alanlara OSB
Yönetimince tahsisler gerçekleştirilmiştir.
İçinde bulunduğumuz tarihte, yani projenin
tamamlanmasından yaklaşık bir yıl sonra
bile Bölge yönetiminin halen uygulamayı
sürdürüyor olması proje çıktılarının
yerelce özümsendiğini açıkça ortaya
koymaktadır. Bundan sonrası ise bu tahsis
süreci modellemesinin ülke çapında tüm
OSB’lere yaygınlaştırılması, bilimsel, şeffaf
ve rasyonel mekanizmalarla yapılan sanayi
parseli tahsislerinin yapılacak mevzuat
düzenlemeleri ile bağlayıcı kılınması, arsa
rantı ve spekülasyonlardan kaçınarak
tamamen üretime odaklanılmasıdır.
Öte yandan; OSB’lerin büyük bir
çoğunluğunun bir iş programına sahip
olmaması, olanların da içeriğinin zayıflığı
proje kapsamında ele alınarak Şanlıurfa II.
OSB için bir iş planı hazırlanmıştır. Daha da
önemlisi diğer OSB’lerin kullanımı ve kendi
özgün koşullarını uyarlayabilecekleri bir
“OSB İş Planı Hazırlama Rehberi” çıkarılmıştır.
Sonuç olarak; bu proje ile, yeni kurulmuş
bir OSB çıkış noktası alınmış ve bu
bölgenin fiziksel altyapısı tamamlanmış,
Şanlıurfa İli için sektör taramaları
yapılarak öncelikli sektörler belirlenmiş,
bütüncül bir yaklaşımla içerisinde
temel kalkınma stratejilerinin, sektörel
yol haritalarının ve sektörel eylem
planlarının yer aldığı Entegre Sanayi
Kalkınma Planı hazırlanmıştır. Oluşturulan
“Yerel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi
Platformu” (ŞUYERGEP) ile de yerel
düzeyde ihtiyaç duyulan koordinasyonun
sağlanması ve ESKP’nin sürdürülebilir bir
uygulaması hedefelenmiştir. Şanlıurfa’da
bu süreç sonunda ortaya çıkan sinerji ve
motivasyonun kaybolmaması ve proje
çıktılarının fırsata dönüştürülmesi, ülkemizin
başka bölgelerine de örnek oluşturacaktır.
TEMMUZ 2012
15
Makale Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri
YAŞANABİLİR ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
Özlem ARSLAN / Peyzaj Mimarı - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü
K
alkınma Bakanlığı
koordinasyonunda yürütülen
Onuncu Kalkınma Planı hazırlık
çalışmalarından “Mekânsal Planlama”
ve “Yaşanabilir Kentler” yaratmak
başlıklarından yola çıkarak, 2014–2018
yıllarını kapsayan dönemde “Yaşanabilir
Organize Sanayi Bölgeleri” (OSB)
planlamak ve bu çerçevede projeler
üretebilmek, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından bugüne kadar
gerçekleştirilen çevreye duyarlı OSB
çalışmalarını, kuşkusuz daha da ileriye
taşıyacaktır.
Üst ölçekli planlamadan uygulamaya
yönelik tasarıma kadar, kentlerde olduğu
gibi OSB’lerde de yaşam kalitesini
artırmak, sağlıklı, yaşanabilir ve kimlikli
OSB’lere sahip olmak için planlamanın
tasarımla bütünleşmesi önemli bir
olgudur. Sürdürülebilir OSB gelişiminin
gerçekleşmesi, planlama süreçlerinin
ekolojik temele oturtulmasına ve
doğayla uyumlu bir yaşam için ekolojiekonomi-enerji ilişkisini güçlendiren bir
tasarım yaklaşımını gerektirmektedir
(Aklanoğlu, 2009).
Eski Yunancaya göre ekoloji bilimi, oikos
ve logos kelimelerinin birleştirilmesiyle
oluşturulmuş olup yaşanabilen çevreyi
anlatmaktadır. Ekonomi sözcüğü
de eski Yunanca oikos ve nomicus
sözcüklerinden türetilmiş olup yaşanılan
yere ait işlerin yönetilmesi anlamına
gelmektedir. Bu durumda ekoloji ve
ekonomi, kardeş bilim dalları olarak
düşünülebilir (Costanza, Cumberland,
ve ark. 1997; Barret ve Farina 2000; L.
R. Brown 2001; Odum ve Barret 2008).
Enerji ise maddede var olan ve ısı, ışık
biçiminde ortaya çıkan güç olarak
tanımlanabilmektedir (http://www.tdk.
gov.tr).
Ekolojinin ayrı bir bilim dalı olarak ortaya
çıkması yaklaşık 1900’lü yıllara kadar
16
TEMMUZ 2012
gitmekte olup ekoloji sözcüğü, son
dönemlerde, günlük terminolojinin bir
parçası olmuştur (Odum-Barret 2008).
Bir bilim olarak ekolojinin genel
anlamda mekân planlama, tasarım ve
yönetim çalışmalarında etkisi ve etkinliği
ise oldukça yenidir. Ekoloji, doğal alanda
bilgi üreten bir bilimdir ve bu bilimin
fiziksel planlama ile
bağlantısı peyzaj
planlama aracılığıyla
kurulmaktadır
(Aklanoğlu 2009).
Peyzaj terimi,
insan ve doğayı
bütünleştiren bir
terimdir (Calow 1999; Odum ve Barret
2008). Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nde
ise peyzajın “alan” anlamına geldiği
ifade edilmektedir. Risser ve ark.
(1984)’e göre, peyzaj ekolojisi ise,
heterojen yapıdaki bir arazi parçasının
özelliklerini inceleyerek, bu arazinin
yönetim ilkelerini toplumun yararı ve
yaşamı için kullanan bir bilim dalı olarak
tanımlanmaktadır (Odum ve Barret,
2008).
Bu bağlamda peyzaj mimarlığında
üst ölçekli planlamadan (1/25000)
uygulama ölçeği olan (1/500-1/2501/200) tasarıma kadar ekolojik veriler
temel alınmakta ve çok yönlü olarak
kullanılmaktadır. Ekoloji, ilk olarak
planlamada temel alınmış; küresel
ölçekte yaşanan sorunlar karşısında
planlamanın tek başına yeterli olmadığı
anlaşılmış ve ekolojik temelin tasarımda
da kullanılması gerektiği anlaşılmıştır.
Ekolojik peyzaj tasarımı, bütüncül (canlı,
cansız ve kültürel peyzaj bileşenleri ile
sosyo-ekonomik ve ekolojik süreçlerin
tasarıma entegre edilmesini) ve
dinamik (peyzajın doğal ve kültürel
süreçlerine, zamansal ve mekansal
ölçeklere göre değişen bir nitelikte)
bir yaklaşımdır (Aklanoğlu 2009).
Yaşamın sürdürülebilirliğini sağlayan
en önemli unsurlardan biri de iklimdir.
Enerji etkin peyzaj planlamanın temeli,
ekolojik tasarım ve iklimsel elemanların
sunduğu olanaklardan yararlanmak,
olumsuz koşullardan en az etkilenmeyi
sağlamaktır (Akpınar ,1995).
http://www.ekodenge.org.tr/tr/?p=245
Erişim tarihi:12/06/2012
Bu araştırma; ekolojik peyzaj planlama
ve tasarım ilkeleri ışığında, yaşanabilir
OSB’ler yaratmayı ve küresel iklim
değişikliğine katkı sağlayan çözüm
önerileri sunmayı hedeflemektir.
EKOLOJİK PEYZAJ PLANLAMA ve
TASARIM İLKELERİNİN OSB’LERE
SAĞLAYACAĞI YARARLAR
•• Doğal ve kültürel varlıkların koruma
kullanma dengesi esas alınarak
gerçekleştirilecek çalışmalarda,
OSB alanları ile ekonomiye katkı
sağlanırken, ekolojik dengeye de
duyarlı, küresel iklim değişikliğine,
biyolojik çeşitliliğe fayda sağlayan
ve yaşam kalitesi yüksek alanlar
oluşturulur.
•• Kyoto Protokolünde; “sera gazı [CO2,
CH4, N2O, HFC, PFC5, SF6] miktarını
azaltmaya yönelik mevzuat yeniden
düzenlenecek” maddesine yönelik
olarak, azot ve karbon döngüsüne
olumlu katkı sağlanır.
•• Güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir
enerji kaynakları etkin
kullanılacağından, Kyoto
Makale Yaşanabilir Organize Sanayi Bölgeleri
Protokolünde yer alan “çölleşme ve
küresel iklim değişikliği” ne tedbir
olarak, “güneş enerjisinin önü
açılacak” maddesi için alternatif
çözüm üretilmiş olur.
•• Yağmursuyu projelerinde, deşarj
noktalarının açık alanlara verildiği
noktalarda gerçekleştirilecek
yağmursuyu yönetimi
yöntemleriyle:
–– Küresel ısınmanın bir getirisi olan
sel ve taşkınlar önlenir,
–– Sanayi parsellerinden kirlenerek
gelen yağmur suyundaki azot,
fosfor, potasyum ve karbon
gibi elementlerin bitki kökleriyle
emilmesi sağlanırken, elde
edilen kirlilikten arınmış, temiz
yağmur suyu yeraltı varlıklarına
kazandırılır.
•• İnşaat alanında; peyzaj onarım
projeleri ile bitkisel toprak ve
doğal bitki örtüsünün varsa
endemik türlerin korunması sonucu
biyoçeşitliliğin sürdürülebilirliği
sağlanır.
•• Sağlık koruma bantlarında;
–– OSB içindeki imalatların durumu
göz önünde bulundurularak
sağlık koruma bantlarının
bitkilendirme yolu ile perdeleme
çalışmalarında, ÇED raporu, iklim,
arazi yapısı, şehrin yönü, toprak,
sulanabilirlik, doğal bitki örtüsü
vb. dikkate alınmak suretiyle
üretilecek peyzaj projeleri ile;
çevresel sorunlara yol açan
sanayinin kent üzerindeki baskısı
azaltılır, karbon için yutak alan
(Kyoto Protokolü) oluşturulur,
hava akımı ve koku kontrolü
sağlanır. Bitkilendirilen alan,
rekreatif amaçlı olarak yöre
halkına ve sanayi personeline
hizmet edebilir.
–– Perdeleme bitkilerinin, enerji
üreten bitki türlerinden
seçilmesi (biyokütle enerjisi) ile
yenilenebilir enerji kullanımına
yönelme mümkündür. Kyoto
Protokolünde yer alan “alternatif
enerji kaynaklarına yönelinecek”
maddesi için alternatif çözüm
üretilmiş olur.
–– Bitkilerin fotosentez yoluyla
havadaki karbondioksit gazını
yapraklarıyla absorbe ederek,
hem ortama oksijen vermesi
kuralından yola çıkarak,
absorbe gücü yüksek olan
bitki türlerinin kullanımı ile
sanayiden kaynaklanan sera gazı
miktarının azaltılmasına yardımcı
olunur, Kyoto Protokolü’nde
yer alan “Atmosfere salınan
sera gazı miktarı yüzde 5’e
çekilecek” maddesi için alternatif
çözüm üretilmiş hem de hava
temizliğine katkı sağlanmış olur.
•• Binalarda yeşil çatı ve yeşil duvar
uygulamalarının yapılması ile
alternatif yeşil alanlar yaratılmış olur.
•• Sanayi tesisinde gerçekleştirilen
imalat ile uyumlu olarak
gerçekleştirilecek peyzaj projeleri ve
uygulamaları ile fabrika ve çevresi
bütünlük kazanır, ayrıca, estetik ve
işlevsel mekanların oluşturulmasına
katkı sağlanır.
•• Su etkin peyzaj tasarımı ile su
tüketimi ve bakım işlemlerinde
ekonomi sağlanmış olur.
•• OSB alanı içinde yapılacak bisiklet
yolu ile OSB içi ulaşımda hava
temizliğine katkı sağlanmış olur.
SONUÇ
Tüm OSB’leri kapsayacak bu çalışmalar
neticesinde öncelikle yerel yaşam
kalitesi artacak, buna bağlı olarak
bölgesel, ülkesel ve küresel ölçekte
yaşanabilir çevreler oluşturulabilecek,
ekoloji ve ekonomi dengesi kurulacak
ve OSB’lerin sadece üretim alanları değil,
aynı zamanda yaşanabilir alanlar olduğu
gerçeği ortaya çıkacaktır.
KAYNAKÇA
1. Aklanoğlu, F., 2009. Geleneksel
Yerleşmelerin Sürdürülebilirliği ve Ekolojik
Tasarım: Konya-Sille Örneği, Ankara
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora
Tezi. Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı,
Ankara.
2. Akpınar, N. 1995. Ilıman Bölge Iklimleri
için Enerji Etkin Peyzaj Planlama. Tabiat ve
İnsan Dergisi, Say.: 3, S. 8-14, Ankara.
3. Barret, G. W., and A. Farina. 2000.
İntegrating ecology and economics.
BioScience 50:311-312.
4. Brown, L. R., 2001. Eco-economy: Building
an economyfor the Earth. New York: W.W.
Norton.
5. Calow, P, Ed. 1999. BlackweU’s concise
encyclopedia of ecology.Oxford: Blackvvell.
6. Costanza,R., J. Cumberland, H.Daly, R.
Goodland, and R. Norgaard. 1997. An
introduction to ecological economics.
Boca Raton, Fla.: St. Lucie Press.
7. Odum, E.P.- Barret, G.W., 2008. Ekolojinin
Temel İlkeleri, Peyzaj Ekolojisi: Tanımı ve
Biyolojide Hiyerarşi Düzeni Kavramıyla
İlişkisi. Palme Yayınevi, S. 2-3, S.375, Ankara
8. Risser, P.G., J.R. Karr, and R.T.T. Forman.
1984. Landscape ecology: Directions and
approaches. Champaign, 111.: Naturel
History Survey, Number 2.
9. http://www.ekodenge.org.tr/tr/?p=245
Erişim tarihi:12/06/2012
10. http://www.tdk.gov.tr Erişim
tarihi:12/06/2012
Çalışmalarımda benden yardımını ve
desteğini esirgemeyen Hocam Sayın
Prof. Dr. Nevin AKPINAR’a (A.Ü.Z.F. Peyzaj
Mimarlığı Bölümü) teşekkür ederim.
TEMMUZ 2012
17
Makale Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi
TÜRKİYE’DE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ DENEYİMİ
Doç. Dr. Çiğdem VAROL / Gazi Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü
Ü
lkemizde sanayi üretiminin
mekansal organizasyonunda,
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB),
Küçük Sanayi Siteleri (KSS), Serbest
Bölgeler (SB) ve Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri (TGB) özel statüye sahip üretim
bölgeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu
girişimlerden OSB’ler, planlı kalkınma
dönemi ile birlikte uygulanmaya
başlamış ve sanayiye altyapı oluşturmayı
amaçlamıştır. Sanayi gelişiminin
ve bölgesel dengeli kalkınmanın
sağlanması, kentleşme ve sanayileşme
ilişkilerinin düzenlenerek oluşabilecek
çevre sorunlarının giderilmesi, daha
düşük maliyetli altyapı hizmetlerinden
yararlanılması ve daha kolay ve ucuz
üretim yapılması hedefini taşıyan
OSB uygulamaları bugün 50 yıllık bir
tecrübeye ulaşmıştır.
İller bazında değerlendirildiğinde;
Artvin hariç tüm illerde bir veya birden
fazla OSB’nin yer aldığı ve OSB’lerde yer
alan firma yoğunlaşmalarının Marmara
Bölgesi dışında Anadolu’ya da kaydığı
(Çağlar ve Kurtsal, 2011) görülmektedir
(Harita 1).
Harita 1: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam
firma sayıları (2008) (Yıldırım, 2008)
Gelişmekte olan ülkelerdeki kısıtlı
sermaye birikiminin; üretim artışından,
teknolojik yenilikleri gerçekleştirmeye,
uygun koşullarda arsa ve fabrika
temininden, üretim maliyetini
karşılamaya kadar pek çok amaç
18
TEMMUZ 2012
için kullanılması, sanayi gelişiminin
sağlanmasında
zorluklar
yaratmaktadır.
OSB’lerin mekânsal
yerleşim için gerekli
altyapı ve üstyapı
hizmetlerini topluca
sağlaması bu zorlukları
aşmaya önemli katkı
sağlamaktadır (DPT, 2007). Bununla
birlikte, sanayi işletmelerinin mekansal
bir araya gelişleri ile dışsal ekonomiler
yaratılmakta (Varol, 2011); bu dışsallıklar
çoğunlukla bir arada bulunan firmalar
arasında yeni üretim teknikleri,
pazar koşulları, teknolojik gelişmeler,
personel eğitimi ve benzeri konularda
bilgi ve tecrübelerin karşılıklı olarak
değişimini kapsamaktadır. Ortak altyapı
hizmetlerinden, arıtma tesislerine,
personel eğitim merkezlerinden,
finansal ve sosyal hizmetlere kadar
pek çok hizmet ve olanağın sunulması
firmaların üretim maliyetlerini
azaltmaktadır.
Türkiye’deki OSB’lerde mekânsal
birliktelik ile oluşan dışsallıkların;
işletmelerin türlerine
göre iki farklı biçimde
oluşturulması
amaçlanmıştır:
farklı sektörlerde
faaliyet gösteren iş
kollarının bulunduğu
karma OSB’ler, aynı
sektör grubunda
ve bu sektör grubuna dahil alt
sektörlerde faaliyet gösteren tesislerin
yer aldığı ihtisas OSB’ler. Özellikle
ihtisas OSB’lerin oluşturulması, küme
politikası ile bağlantılı olarak yerelleşme
ekonomilerinin yaratılmasına önemli
katkı sağlamaktadır. Harita 2’de iller
bazında OSB’lerin uzamanlaştığı
sektörler yer almaktadır.
Harita 2: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam
sektörel uzmanlaşmalar (2008) (Yıldırım,
2008)
50 yıllık deneyim çerçevesinde iyi
bir yatırım ortamı sunma, yığılma
ekonomilerinin yarattığı dışsallıklardan
yararlanma, sanayinin Anadolu’daki
kentlere desantralizasyonunu
destekleme gibi yaşanan olumlu
gelişmeler yanında, OSB’lerin mekânsal
yer seçimi ile arz-talep dengelerinin
oluşturulması konusunda bazı sıkıntılar
da yaşandığı görülmektedir. Yer seçimi
ile bağlantılı olarak; OSB’lerin kentlerin
mekansal gelişiminde en önemli
yasal uygulama olan 3194 Sayılı İmar
Kanunu’nun istisnalar kapsamına
girdiği ve OSB’lere yönelik imar
planlarının 4562 Sayılı OSB Kanunu ve
Uygulama Yönetmeliği çerçevesinde
belirlendiği görülmektedir. 4562 Sayılı
Kanunu’nda OSB’lerin; Bakanlığın
koordinasyonunda ilgili kurum ve
kuruluşların temsilcilerinden oluşan
Yer Seçimi Komisyonu’nun yerinde
yaptığı inceleme ve varsa 1/25000
ölçekli çevre düzeni planlarını dikkate
alarak oybirliği ile yer seçtiği ve Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın onayı
ile kurulduğu ifade edilmektedir.
Buna göre OSB sınırları içerisinde
yapılacak mevzii imar ve parselasyon
planları ve değişiklikler OSB tarafından
yönetmeliğe uygun olarak hazırlanıp
Makale Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri Deneyimi
Bakanlığın onayına sunularak İl İdare
Kurulu kararı ile yürürlüğe girmekte ve
onaylı OSB imar planları, ilgili kurumlara
bilgi için gönderilmektedir.
OSB yer seçim kararının, çoğu
zaman Hazine veya kamu kurum ve
kuruluşlarına ait arazilerden yapılması
ve yerseçimi kararının, bölgenin çevre
düzeni planı yoksa, yürürlükteki nazım
imar planlarından bağımsız olarak
verilmesi, planlı kentsel gelişmenin
sağlanmasında önemli rol oynayan
imar planları ile OSB yerseçim kararları
arasında bütünlük kurulmasını
engellemekte ve OSB’lerin kentle
olan ilişkilerini güçleştirebilmektedir.
Yarattıkları istihdam olanakları ile önemli
bir çekim gücü oluşturan OSB’ler, kentin
gelişim yönünün belirlenmesinde ve
kentlerin arazi kullanım desenlerinin
oluşturulmasında önemli araçlardır.
Kentlerin gelişmesi ve arazi kullanma
ihtiyacının imar planları ile belirlendiği
göz önünde bulundurulduğunda;
klasik ama ülkemizde erişilebilirlik
açısından hala büyük önem taşıyan
ev-iş uzaklığı eğilimleri,
işgücü projeksiyonları,
üniversite-sanayi
bağlantıları, bölgesel
araştırma kararları
ve kentle ilişkisi gibi
daha üst ölçekli
bilimsel araştırmalara
dayanmadan kentlerden
soyutlanmış biçimde verilen OSB
yer seçim kararlarıyla, hem kısıtlı
sermaye birikimi, hem de kıt olan arazi
kaynaklarının etkin biçimde kullanılması
engellenebilmektedir. Böylesine bir
durum yer seçim kararının sadece arazi
mülkiyeti, büyüklüğü, çevresel değerleri
ve sanayicilerin değişik büyüklükteki
parsel taleplerini karşılamanın
ötesinde, OSB’lerin kentle ve kentlilerle
bağlantılı yeni yaşam alanları olarak
kurgulanmasını gerekli kılmaktadır.
Diğer yandan arz-talep ilişkileri açısından
incelendiğinde; özel yatırımların
teşvikini sağlamak adına, gelişmiş
bölgelerde gereğinden fazla alanın
üretime açılması veya sınırlı sermaye
birikimine sahip, yerel girişimciliğin zayıf
olduğu gelişmekte olan bölgelerde
büyük altyapı yatırımlarının yapılması
firmaların üretime geçmesi için yeterli
olmamaktadır. Bu saptama, Türkiye
genelinde OSB’lerde toplam üretime
geçme oranının sunulduğu Harita 3’te
açıkça ortaya konulmaktadır. Bu soruna
bir anlamda çözüm üretmek adına,
29.03.2011 tarihinde kabul edilerek
yürürlüğe giren Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair 6215 Sayılı
Kanun da, il ve ilçelerin sosyoekonomik
durumları dikkate alınarak OSB’lerdeki
parsellerin tamamen veya kısmen
bedelsiz tahsislerinin Bakanlar Kurulu
kararı ile belirlenebilmesine olanak
tanımıştır.
Harita 3: Türkiye’de OSB’lerdeki toplam
üretime geçme oranı (2008) (Yıldırım,
2008)
Tüm bu değerlendirmeler, Türkiye’deki
OSB’lerin 50 yıllık deneyiminde öğrenme
sürecinin halen devam ettiğini ortaya
koymaktadır. Artık tek başına OSB’ler
değil, sanayi ve teknoloji altyapısını
bir arada sunan Teknoloji Geliştirme
Bölgeleri, Serbest Bölgeler, pek çok ilde
ve bölgede sürdürülen küme çalışmaları
gibi girişimler; sanayinin geliştirilmesi,
farklı boyutlarıyla ele alınması ve sosyoekonomik ve mekansal ilişkilerinin
değişik içeriklerle kurgulanması
konusunda ayrı ve yeni deneyimler
sunmaktadır. Türkiye’nin ekonomik
yapısının coğrafi olarak çeşitlilik
göstermesi ve bölgeleri arasında
gelişmişlik farklarının bulunması; her
ilin ve bölgenin üretim kapasitesini
arttırmasında, belirleyeceği ekonomik
öncelikler ve bu doğrultuda geliştireceği
farklı projelerle mümkün olacaktır.
KAYNAKÇA
•• Çağlar, E. ve Kurtsal, Y. (2011) “Bölgesel
Sanayi Politikası Aracı Olarak Özel
Ekonomik Bölgeler: Türkiye‘de Organize
Sanayi Bölgelerinin Etkileri ve Yetkileri”
5. Bölgesel Kalkınma ve Yönetişim
Sempozyumu, TEPAV Yayınları, Ankara.
•• DPT (2007) 9. Kalkınma Planı Sanayi
Politikaları ÖİK Raporu, Ankara.
•• Varol, Ç. (2011) “Türkiye’deki Sanayi
Üretiminin Mekansal Organizasyonunda
Yasal Düzenlemeler” Yasal ve Yönetsel
Boyutlarıyla Planlama Prof. Dr. Feral
Eke’ye Armağan, Gazi Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü, T.C. Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı TAU Yayınları, Ankara, 145-161.
•• Yıldırım, K. (2008) Türkiye’deki OSB’lerin
Tarihsel Gelişim Süreci İçerisinde Fiziksel
ve Ekonomik Özellikleri” Gazi Üniversitesi
Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Şehir ve
Bölge Planlama Bölümü, ŞBP 482 Bitirme
Ödevi Raporu.
TEMMUZ 2012
19
Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?
NEDEN ISLAH ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ?
Mustafa MASATLI / Tekirdağ Vali Yardımcısı - IOSB Koordinatörü
C
umhuriyet sonrası ülkemizdeki
sanayi yapılanması belirli
bölgelerde yoğunlaşmıştır.
Tekirdağ ili, Ergene Havzası içerisinde
üretim girdilerine ve pazarlara yakınlık
ölçütlerine de uygunluk arz etmesi
nedeniyle, özellikle 1970’lerden
sonra birkaç bölge dışında plansız
ve kontrolsüz olarak sanayileşmeye
başlamıştır. Plansız ve kontrolsüz
sanayinin çevreye, doğal kaynaklara,
insan sağlığına ve sanayicilere vermiş
olduğu olumsuz etkiler, bu bölgelerde
köklü bazı tedbirlerin alınmasını
gerektirmiştir. Böylece Islah Organize
Sanayi Bölgeleri (OSB) sanayi bölgeleri
literatürümüze yasal olarak girmiştir.
Yazıda; Ergene Havzasından, Ergene
Eylem Planından, Islah OSB’lerin kuruluş,
amaç, hedef, avantajlarından ve Tekirdağ
Islah OSB örneğinden bahsedilecektir.
ERGENE HAVZASI
Tekirdağ ili, Ergene Havzası’nın önemli
bir kısmı olup Havza da 2 bin 37 adet
sanayi tesisi bulunmaktadır. Bu sanayi
tesisleri günlük 332 bin m³ atıksu
oluşturmaktadır. Bu sanayi tesislerinin;
yüzde 82’si Tekirdağ, yüzde 10’u
Kırklareli, yüzde 8’i Edirne’dedir.
Ergene Havzası’nda günlük toplam
562.000 m3 atıksu ortaya çıkmaktadır.
Hiçbir yerleşim biriminde atıksu
arıtma tesisi bulunmadığından,
Ergene Nehri’ne günlük 230.000 m3
evsel atıksu da arıtılmadan deşarj
edilmektedir. Sanayinin önemli bir
bölümünün su kullanım ihtiyacı, yeraltı
su kaynaklarından karşılandığı için
yeraltı su seviyesinde ortalama 100 m.lik
düşüşler görülmektedir.
Sanayi tesislerinin Ergene
Havzası’nda konuşlanmasının
nedenleri;
20
TEMMUZ 2012
•• Bölgenin İstanbul’a olan yakınlığı,
•• Doğal kaynakların (su vs.)
bulunması,
•• Kalifiye işgücüne yakınlık,
•• Ulaşım sistemlerine yakınlık (Kara,
hava, demir yolu, deniz yolu),
•• İç ve dış pazarlara yakınlık,
•• Yatırım yapmanın ve yatırımı
genişletmenin kolaylığı,
•• Diğer sebepler (Teşvikler, uygun
arazi bulunması vs.)
olarak sıralanabilir.
ERGENE EYLEM PLANI
ve ISLAH ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
TEKİRDAĞ ÇALIŞMALARI
İlimiz sınırları içerisinde 1970’lerde
başlayan, 1980’lerden sonra
hareketlenen, 1990’lı yıllardan sonra ise
hız kazanan sanayileşme OSB’ler dışında
plansız ve kontrolsüz olarak, Velimeşe
- Yulaflı, Çerkezköy yolu üzeri, Veliköy,
Karaağaç, Misinli, Vakıflar, Ulaş Türkgücü
Köyü yoluyla, Muratlı-Karıştıran yolu
aksında yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerle
birlikte Tekirdağ ilimiz sınırları içerisinde
bin 536 sanayi kuruluşu mevcuttur.
Bölgemizde sanayinin gelişim trendine
bağlı olarak, hızlı nüfus artışı, çarpık
şehirleşme, plansız endüstrileşme,
hatalı yer seçimi, yakma cihazlarının
standart dışı olması nedeniyle; aşırı
hava kirliliği, toprakta çoraklaşma,
toprak kirliliği, su kirliliği, deşarj
standartlarına uyulmaması, arıtma tesisi
çamurları ile katı atıkların depolama
ve bertarafına ilişkin sahaların eksikliği
gibi etkenler çevreyi olumsuz yönde
etkilemiştir. Ayrıca kuruluşlarca ihtiyaç
duyulan suyun Ergene Havzası yeraltı
suyundan karşılanması, yeraltı su
kaynaklarının azalmasına ve yeraltı su
seviyenin düşmesine neden olmuştur.
Hızlı ve denetimsiz kullanılan suyun
doğrudan yer üstü sularına deşarj
edilmesi de, Ergene ve Çorlu Derelerinin
kirlenmesine neden olmuştur. Bu alan
üzerindeki işletmeler, arıtma ilk yatırım
maliyetlerinin yüksek olması, arıtma
teknolojisini takip etmenin zorluğu,
arıtma işletme maliyetinin yüksekliği
sebepleriyle yeterli bir arıtma sistemini
kendi imkânlarıyla kuramamışlardır.
Bu nedenle ilimizde özellikle yukarıda
belirtilen sekiz bölgede yoğunlaşan
sanayi kuruluşlarının OSB çatısı
altında toplanması planlanmıştır. Bu
sayede ortak arıtma tesisleri yapılacak,
firmaların sabit ve arıtma işletim
giderleri azalacak, bölgedeki sanayinin
rekabet gücü yükselecek, ayrıca tek
elden yönetim ve denetim sağlanması
ile de çevreye olan olumsuz etkilerin
minimize edilmesi sağlanacaktır.
ERGENE HAVZASI EYLEM PLANI
06.05.2011 tarihinde Tekirdağ İli,
Çerkezköy İlçesinde, Orman ve Su
İşleri Bakanımız Sayın Prof. Dr. Veysel
EROĞLU’nun katıldığı toplantı ile
Hükümetimizin bir Eylem Planı olarak;
Ergene Havzası içerisinde kirlenmenin
durumunun belirlenmesi, tespit edilen
kirlilik kaynaklarının daha detaylı
incelenmesi, özellikle mevcut durumda
meydana gelen kirliliğin önlenmesi için
gerekli tedbirlerin alınması, kısa, orta
ve uzun vadede kirliliğin azaltılmasına
yönelik önlemlerin belirlenmesi
amaçlarıyla “Ergene Havzası Eylem Planı”
açıklanmıştır.
Söz konusu planda Havza’da yer
alan tüm illerde bulunan kurum ve
kuruluşlara görev ve sorumluluk
paylaşımı yapılmıştır. Ergene Eylem Planı
15 başlık altında toplanmaktadır. Bu
başlıklardan birisi ve en önemlisi “Islah
Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?
Organize Sanayi Bölgelerinin Kurulması
ve Sanayi Atıksularının Ortak Arıtımının
Sağlanması” dır.
Öte yandan, dağınık ve plansız sanayinin
planlı sanayi haline getirilmesini
sağlamak amacıyla 4562 sayılı OSB
Kanununda değişiklik yapılmış, ayrıca
6215 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun”a Islah OSB
düzenlemesi ile ilgili bir madde
eklenerek bu düzenleme 12.04.2011
tarih ve 27903 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6215 Sayılı Kanun’un 19. Maddesi’nin
Geçici 8. Maddesi’nde: “Bu maddenin
yürürlük tarihinden önce mer’i plana göre
yapılaşan sanayi tesislerinin bulunduğu
alanlar için, bu maddenin yürürlük
tarihinden itibaren bir yıl içerisinde yapılan
başvuruların, Valilikçe uygun görülmesi
halinde; hazırlanan gerekçe raporuna
istinaden 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı
İmar Kanunu uyarınca plan onama yetkisi
bulunan idarelerle alanın özelliklerine
göre ilgili kurumların katılımıyla, Vali
başkanlığında oluşturulacak olan Islah
Komisyonunun belirlediği ıslah şartları
ve süresinin Bakanlık tarafından uygun
görülmesi ile söz konusu alanlar OSB
olarak değerlendirilebilir. Bakanlık,
OSB yer seçimi komisyon üyesi olan
kurum ve kuruluşlardan alacağı
görüşler doğrultusunda OSB sınırlarını
belirler. Tespit edilen ıslah şartları
çerçevesinde, tüzel kişilik kazanan
OSB’lerde, bu Kanunla getirilen tüm
izin ve ruhsat yetkileri, ıslah çalışmaları
tamamlanıncaya kadar genel mevzuat
hükümlerine göre yürütülür. Süresi içinde
ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB
niteliklerini kaybederek sicilden terkin
edilir. Bu maddenin yürütülmesine
ilişkin usul ve esaslar OSB Uygulama
Yönetmeliğinde belirlenir” denilmektedir.
OSB Uygulama Yönetmeliği’nde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik
ise 04.08.2011 tarih ve 28015 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
girmiştir.
Islah OSB’lerin kuruluş amaç ve
hedefleri;
•• Bölge sanayisinin disipline edilmesi,
•• Sanayicilerimizin gelecekle ilgili
olumlu tahmin ve projeksiyonlarda
bulunmasının sağlanması,
•• Şehirlerin planlı gelişmesine katkıda
bulunulması,
•• Birbirini tamamlayıcı ve birbirinin
yan ürününü teşvik eden sanayilerin
bir arada üretim yapmalarıyla,
üretimde verimliliğin ve kâr
artışının sağlanması ve sanayide
kümeleşmenin gerçekleştirilmesi,
•• Sanayinin az gelişmiş bölgelerde
yaygınlaştırılması,
•• Küresel ekonomik şartlar içerisinde
sanayicilerimizin rekabet gücünün
artırılması,
•• İnsan sağlığının, çevrenin ve doğal
kaynakların korunması,
•• Sürdürülebilir çevre ve
sürdürülebilir üretim anlayışının
bölgemizde hâkim olması,
•• Tarım alanlarının sanayide
kullanılmasının disipline edilmesi,
•• Sağlıklı, ucuz, güvenilir bir altyapı ve
ortak sosyal tesislerin kurulması,
•• Müşterek arıtma tesisleri ile çevre
kirliliğinin önlenmesi,
•• Bölgelerin devlet gözetiminde,
kendi organlarınca yönetiminin
sağlanması,
•• Düzensiz ve plansız olarak yapılaşan
sanayi kuruluşlarının hukuki
ve fiili eksikliklerini ıslah süresi
içerisinde tamamlamalarına imkân
sağlanması,
•• Ortak enerji, ortak arıtma ve ortak
alt yapı kullanımının sağlanması,
(Arıtma tesislerinin kurulacağı
yerler; arazi özellikleri ve bölgedeki
endüstrilerin yoğunlukları da
dikkate alınarak, Çevre Düzeni
Planındaki Islah Sanayi Alanlarıyla
uyumlu olarak belirlenmiştir)
şeklinde sıralanabilir.
TEKİRDAĞ VALİLİĞİNCE YÜRÜTÜLEN
ÇALIŞMALAR
•• Valilikçe öncelikle bir çalışma
ekibi kurulmuş ve koordinatör
görevlendirmesi yapılmıştır.
•• Valiliğe yapılan talep başvuruları
ekindeki gerekçe raporu ve
eklerinin şartlara uygun olup
olmadığını incelemek üzere, kamu
kurum ve kuruluşlarının teknik
elemanlarından oluşan inceleme
komisyonu kurulmuştur.
•• Tekirdağ Valiliği Islah Komisyonu
Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi
hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.
•• Islah OSB ile ilgili iş ve işlemleri
yürütmek üzere Valilikçe Islah OSB
Bürosu kurulmuştur.
•• Sanayicilere yönelik olarak 20’den
fazla toplu bilgilendirme toplantısı
yapılmıştır.
•• Yukarıda belirtilen sanayi
alanlarında faaliyet gösteren
sanayi kuruluşlarına bizzat gidilmiş,
yetkilileriyle görüşülerek Islah
OSB’ye sanayicilerin katılım daveti
ile bilgilendirme dokümanları elden
verilmiştir.
Valilikçe Islah OSB çalışması 8 bölgede
yapılmıştır. Velimeşe Veliköy, Muratlı,
Ergene-1, Ergene-2, Türkgücü
bölgelerinde tüzel kişilik alınmış,
TEMMUZ 2012
21
Makale Neden Islah Organize Sanayi Bölgeleri?
Karaağaç bölgesinde kuruluş çalışmaları devam etmekte, Veliköy yalı boyu bölgesinde de yer seçimi süreci devam etmektedir.
TEKİRDAĞ ISLAH OSB
İLÇESİ
OSB BÖLGESİ
BÜYÜKLÜĞÜ
TESİS
SAYISI
PARSEL
SAYISI
DOLULUK
ORANI
İSTİHDAM
ÇORLU
ERGENE - 1 IOSB
438.25
61
156
%68
10.960
ÇORLU
ERGENE - 2 IOSB
716.49
129
402
%58
11.960
ÇORLU
VELİMEŞE IOSB
988.1
178
595
%57
15.000
ÇORLU
TÜRKGÜCÜ IOSB
332.12
51
153
%50
3.800
MURATLI
MURATLI IOSB
299.24
48
143
%59
2.000
ÇERKEZKÖY
VELİKÖY IOSB
400.36
80
187
%55
3.500
ÇERKEZKÖY
VELİKÖY
YALIBOYU IOSB
38.00
18
50
%59
1.150
ÇERKEZKÖY
KARAAĞAÇ IOSB
186.73
35
106
%25
1.500
3399.29
600
1792
GENEL TOPLAM
49.870
Not: Islah OSB’lerin doluluk oranı mevcut sanayi tesislerinin sahip olduğu m2 baz alınarak hesaplanmıştır.
Özetle Islah Organize Sanayi Bölgelerinin hayata geçmesiyle;
•• Bölgedeki hava, toprak ve su kirliliği engellenmiş olmakla birlikte, doğal kaynaklarımızın korunması ve insan sağlığını
olumsuz yönde tehdit eden etmenlerin ortadan kalkması,
•• Sanayicilerin OSB’lerin avantajlarından yararlanmalarının yanı sıra, geleceğe yönelik olumlu projeksiyonlarda
bulunmaları,
•• Devlet kurumları açısından, planlı ve düzenli sanayi bölgelerinin ihdası ve uygun sanayi parsellerinin oluşmasıyla, kayıt
dışı sanayi faaliyetlerinin ortadan kaldırılarak tam kontrolün sağlanması mümkün olabilecektir.
22
TEMMUZ 2012
“ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE
MESLEKİ ve TEKNİK EĞİTİMİN GÜÇLENDİRİLMESİ” PROJESİ
Lale NİMETOĞLU / Peyzaj Mimarı - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü
GEREKÇE
“İstihdam ve Mesleki Eğitim İlişkisinin
Güçlendirilmesi Eylem Planı”, Bakanlar
Kurulu’nun 7 Temmuz 2010 tarihli ve
2010/660 sayılı Kararı ile kabul edilerek, 15
Temmuz 2010 tarihli ve 27642 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş
olup, belirlenen takvimine uygun olarak
uygulanmaktadır. Eylem planının amacı;
mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının
ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi,
eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi,
hayat boyu öğrenme anlayışı içerisinde
aktif işgücü piyasası politikalarının etkin
olarak uygulanması ve mesleksizlik
sorununun giderilerek işgücünün istihdam
edilebilirliğinin artırılması için Bakanlıklar,
kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör
arasında işbirliği ve koordinasyonun
geliştirilmesi olarak belirlenmiştir.
Bakanımız Sayın Nihat ERGÜN’ün, ‘’Organize
Sanayi Bölgelerinde (OSB) meslek liseleri
kurmaya başladık, önümüzdeki dönemde
bu uygulamayı hızla yaygınlaştıracağız.
Ülkemizdeki OSB’lerde meslek liseleri
kurarak, sanayiciyle mesleki eğitim arasında
doğrudan bir temas da sağlamış olacağız.
Hatta bunun da ötesine geçerek, bazı meslek
yüksekokullarının, mühendislik ve işletme
fakültelerinin, Ar-Ge merkezlerinin OSB’ler
içinde kurulması yönünde de adımlar
atacağız” ifadesi, Bakanlığımızın, OSB’lerde
mesleki eğitime verdiği büyük önemi
vurgulamaktadır.
PROJENİN AMACI
Bu kapsamda; Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)
ile müştereken “Organize Sanayi Bölgelerinde
Mesleki ve Teknik Eğitimin Güçlendirilmesi
Projesi” çalışmaları başlatılmıştır. Bu proje
ile OSB’lerdeki nitelikli eleman ihtiyacının
temini ve istihdamın artırılmasına önemli
bir katkı sağlanacağı düşünülmekte olup
daha önce uygulamaları başlayan bazı
OSB’lerde meslek lisesi kurulmasının hızla
yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu
sayede sanayiciyle mesleki eğitim arasında
doğrudan bir temasın sağlanmasının
mümkün olabileceğinden hareketle, gerekli
altyapının oluşturulmasını müteakip, bazı
meslek yüksekokullarının, mühendislik
ve işletme fakültelerinin OSB’ler içinde
kurulması yönünde adımlar atılması da
planlanmaktadır. Proje ile ilgili olarak Sayın
Bakanımız ile Sayın Milli Eğitim Bakanımıza
bir sunum gerçekleştirilmiş olup konuya
ilişkin iki Bakanlık arasında düzenlenen
protokol imza aşamasındadır.
PROJENİN ANA HATLARI
Bakanlığımız ile MEB tarafından yürütülen
çalışmalar kapsamında öncelikle, ülkemizde
sicil almış tüm OSB’lerle bir anket çalışması
yapılmıştır. Bu anket ile OSB’lerdeki; ağırlıklı
sektör grupları, nitelikli eleman ihtiyaçları,
bölgede açılmasına ihtiyaç duyulan mesleki
eğitim kurumları, bu kurumların açılması
durumunda OSB’lerce sağlanabilecek
katkı gibi hususlar sorgulanmıştır. Anket
sonuçlarına göre OSB’lere ne tür bir
mesleki eğitim kurumu açılması hususunda
belirlemeler yapılmıştır.
PROJENİN AVANTAJLARI
Projenin avantajları hedef kitleler itibariyle
aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
OSB’lerde yer alan işletmelere;
•• Okul/kurum yönetimlerinin ağırlıklı
olarak OSB yönetimleri ve sanayicilerden
oluşturulması,
•• Mesleki eğitim verilecek alan/
dalların OSB’lerin sektörel nitelikli
eleman ihtiyacına göre okul/kurum
yöneticilerince tespit edilmesi sebebiyle,
OSB’lerde gerçek anlamda ihtiyaç
duyulan nitelikli eleman ihtiyacının
karşılanması,
•• Öğretmen tayini ve öğrenci kayıt/kabul
işlemlerinin OSB’ye ait okul/kurum
yönetimlerinin de görüşü alınarak MEB
tarafından gerçekleştirilmesi,
•• Nitelikli işgücünün artması ile üretim
kalitesinin ve verimin artırılması,
•• İstihdam edilecek öğrenciyi, üç yıllık
eğitim süresi içerisinde yeterince tanıma
imkânının bulunabilmesi,
•• Öğrencilerin çalıştıkları işletme kültürünü
anlama ve öğrenme imkânını bulmaları
neticesinde işletmeye karşı aidiyet
duygusu gelişmesi.
Öğrencilere;
•• Öğrencilikleri süresince sigorta
işlemlerinin 3308 sayılı Mesleki Eğitim
Kanunu’na göre düzenlenmesi,
•• Öğretmenler ve usta eğiticiler
nezaretinde mevcut işgücüne aktif
katılım yaparak özgüven kazandırılması,
•• Sadece ihtiyaçları doğrultusunda teorik
ve pratik eğitimin verilmesi,
•• Seçtikleri meslekle ilgili iş hayatını
öğrenim esnasında tanımaları,
•• İş imkânının öncelikli olarak bünyesindeki
okul/kurumda öğrenim gördükleri
OSB’lerce sağlanması,
•• Ulaşım ve yiyecek ihtiyaçlarının imkânları
ölçüsünde OSB’lerce karşılanması,
•• Projenin yukarıda belirtilen
avantajlarının yanı sıra, uygulamalı
eğitimlerin OSB’lerdeki işletmelerde
gerçekleştirilmesi öngörüldüğünden;
•• Açılacak okullarda atölye, laboratuvar vb
uygulamaya yönelik alanların ihtiyaca
göre tesis edilmesi,
•• Uzmanlık alanlarına göre öğretmenlere,
değişik firmalarda farklı üretim
süreçlerini görme ve güncel teknolojileri
inceleme ve öğrenme fırsatı vermesi,
gibi avantajları da sağlayacağı
öngörülmektedir.
TEMMUZ 2012
23
Makale Endüstriyel Ekoloji
ENDÜSTRİYEL EKOLOJİ
Eyüp GÜDER / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı - Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü
B
ilindiği üzere nüfus artışına
paralel olarak yaşam kalitesi
sürekli artmakta bu nedenle
dünyada üretime duyulan ihtiyaç da
her geçen gün fazlalaşmaktadır. Bu
ihtiyacın karşılanabilmesi için özellikle
gelişmekte olan ülkeler tarafından
doğal kaynak tüketimi hızla artmakta,
neticede sınırlı kaynakların tamamen
tüketilmesi, yenilenebilir kaynakların ise
kendini yenileyememesi gibi sonuçlar
ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra,
kaynaklar tüketilirken önemli çevresel
etkiler de yaratılmakta ve bu etkiler
sonucu bozulan ekosistemin ekonomik
ve sosyal maliyeti giderek büyümektedir.
Büyümeye devam eden dünya
ekonomisi, hammadde ve enerji
kaynakları üzerinde yoğun bir tüketim
baskısı ve beraberinde çevresel
sorunların da artmasına neden
olmaktadır. Ülkelerin, ekonomik
büyüme ve refahın sürdürülebilirliğinin
yanı sıra uzun dönemde bu ekonomik
faaliyetlerin çevreye olumsuz
etkilerinin kontrol altına alınması ve
doğal kaynakların muhafaza edilmesi
konularında da daha etkin kararlar
almaları gerekmektedir. Halihazırda
bir çok ülkede doğal kaynakların
sürdürülebilir ve etkin kullanımına
yönelik, atık önleme, sürdürülebilir
kaynak yönetimi, entegre ürün
yönetimi vb. yaklaşımları içeren ulusal
stratejiler geliştirilmiştir. Bugüne kadar
uygulanmış ve uygulanmakta olan
üretim sistemlerinin sürdürülebilir
olmadığı anlaşılmış, doğadaki üretim
sürecinin anlaşılması, üretime yönelik
politikalara ekonomik boyutun yanı sıra
ekolojik boyutların da entegre edildiği
yeni yaklaşımların getirilmesi zorunlu
hale gelmiştir.
Doğadaki üretim sistemi tüm
üreticilerin ve tüm tüketicilerin birbirini
tamamladığı, hammadde ve enerji
kaybının minimize edildiği bir sistemdir.
Hammadde ve enerji akışı kapalı bir
24
TEMMUZ 2012
döngü halinde gerçekleşmekte ve tüm
ürünler, atıklar ve yan ürünler yeniden
üretim sistemine kazandırılmaktadır.
Hiçbir madde boşa harcanmamaktadır.
Doğadaki bu felsefeyi endüstriye ve
ekonomiye kazandırma çabası yeni
bir kavramın doğmasını sağlamıştır.
“Endüstriyel Ekoloji” kavramı,
endüstriyel ve ekolojik çevre arasındaki
etkileşimi temel alan, disiplinler arası
bir çevresel ve ekonomik yaklaşım
olarak gelişmektedir (İskenderun
Körfezinde Endüstriyel Simbiyoz
Projesi). Eko-endüstriyel parklar
(EEP) ise endüstriyel ekoloji kavramının
endüstriyel alanlardaki uygulaması
olarak kabul edilebilir. Eko-endüstriyel
parklar endüstriyel ekoloji ile yaratılan
endüstriyel sinerjiden faydalanıp atık
üretiminin ve çevreye olumsuz etkilerin
en aza indirildiği hammadde ve enerji
verimliliğinin yüksek olduğu bölgelerdir.
İlk olarak 1992 yılında Indigo
Development firması tarafından
yaratılan Eko-endüstriyel park kavramı,
1995 yılından sonra sürdürülebilir
kalkınmanın en önemli parçalarından
biri olarak görülmeye başlanmıştır.
Bu tarihten sonra özellikle ABD, Çin,
Japonya, Norveç, İsveç, İsviçre, Almanya,
İtalya, Kanada ve Danimarka ekoendüstriyel parklar konusunda önemli
ilerlemeler göstermişlerdir (Gibbs and
Deutz, 2005).
Eko-endüstriyel park uygulamaları;
yeni (sıfırdan) eko-endüstriyel park
tasarımı, mevcut endüstriyel parkların
iyileştirilerek (yeniden yapılandırılarak)
eko-endüstriyel park oluşumu ve
bölgesel uygulamalar olmak üzere üç
şekilde görülmektedir. Ancak her üç
eko-endüstriyel park uygulamasında da
bulunması gereken altı önemli bileşen
vardır;
1. EEP’ler araziye, hidrolojik şartlara
ve ekosisteme uygun bir şekilde
konumlandırılıp doğal sistemler ile
entegre olmalıdır.
2. EEP’lerde yenilenebilir enerji
kaynakları yoğun olarak kullanılmalı ve
tesis tasarımı ve rehabilitasyon yoluyla
enerji verimliliği maksimize edilmelidir.
3. Tesis içi geri kazanım ve işletmeler
arası malzeme akışı (endüstriyel
simbiyoz) maksimum düzeyde
olmalıdır.
4. Tesis içerisindeki ve park içerisindeki
suyun tekrar kullanımı maksimum
düzeyde olmalıdır.
5. Park yönetimi standart hizmetlerinin
yanında işletmelerin birbirlerinin
atıklarını yan ürün olarak kullanımının
sağlamak için işletmeler arası
koordinasyonu sağlamalıdır.
6. Yeni yapıların inşası ve mevcut
yapıların rehabilitasyonu sırasında
kullanılacak malzemeler ve teknolojiler
yaşam döngüsü içerisindeki çevresel
etkileri düşünülerek seçilmelidir.
Kaynak/Emisyon
Yıllık Kazanım
Yeraltı Suyu
2,9 milyon m3
Yüzey Suyu
1 milyon m3
Sıvı Sülfür
20.000 ton
Biyokütle
319.000 m3
CO2 Emisyonu
64.460 ton
SO2 Emisyonu
53 ton
NOX Emisyonu
89 ton
Atıksu
200.000 m3
Gypsum
170.000 ton
Kaynak: Domeneceh and Davies, 2011
Eko-endüstriyel parkların en önemli
parçası olan endüstriyel simbiyoz,
doğadaki simbiyoz ilişkilerine benzer
şekilde birbirine yakın iki bağımsız
endüstriyel işletme arasında madde ve
enerji değişimi olarak tanımlanmaktadır.
Bir başka deyişle, endüstriyel simbiyoz;
tercihen birbirine fiziksel olarak
yakın olup, normalde birbirlerinden
bağımsız çalışan iki veya daha fazla
endüstriyel işletmenin bir araya
Makale Endüstriyel Ekoloji
gelerek hem çevresel performansı
hem de rekabet gücünü artıracak
uzun süreçli ortaklıklar kurması ve
dayanışma içinde çalışmasını temsil
etmektedir. Dünyada ekolojik endüstri
ve endüstriyel simbiyoz denince;
ilk ve en çok sözü edilenlerden biri
Danimarka’nın Kalundborg kasabasında
1970’li yıllarda başlayan uygulamalardır
(Haskins, 2006). Bu kasabadaki endüstri
bölgesinde eko-endüstriyel parklar
kavramı halen oluşmamışken ufak
simbiyoz çalışmaları ile aslında ilk adım
atılmaya başlanmıştı. Sonra zamanla
söz konusu bölge, suyun tekrar
kullanımını artıran yeni teknolojilerin
gelmesi, temiz üretim teknolojilerinin
yaygınlaşması, büyük çapta bir simbiyoz
ağının oluşturulmasıyla bir ekoendüstriyel park haline dönüşmüştür.
Bu dönüşümden sonra parkta her yıl
2,9 milyon m3 yer altı suyu daha az
kullanılmakta, 200.000 m3 atıksu geri
kazanılmakta ve atmosfere 64.400 ton
CO2 daha az salınmaktadır (Domeneceh
and Davies, 2011). Kalundborg mevcut
endüstriyel parkların iyileştirilerek ekoendüstriyel park haline dönüşmesinin
en önemli örneklerinden biridir.
Türkiye’de eko-endüstriyel park
anlayışına en yakın olabilecek
örgütlenen endüstriyel gruplar Organize
Sanayi Bölgeleridir (OSB). OSB’ler
mevcut durumda, EEP’lerin önemli
parametrelerinden olan ortak artıma
tesisleri, ortak çevre yönetim sistemleri,
ortak altyapı hizmetleri, ortak yönetim
vb. özellikleri içerisinde barındıran
endüstriyel gruplardır.
Endüstriyel parkların yeniden
yapılandırılarak eko-endüstriyel parklara
dönüşümüne en güzel örnekler OSB’lere
benzer özellikler taşıyan endüstriyel
örgütlenmeler olan Çin’deki Ekonomik
Teknolojik Büyüme Alanlarıdır. Tianjin
Ekonomik-Teknolojik Büyüme Alanı
(TEDA) 1984’de kurulan Çinin ilk 14
ekonomik büyüme bölgelerinden biridir.
Tianjin bölgesinde yer alan sanayi
bölgesinde de birçok simbiyotik
ilişki geliştirilmiş ve buna paralel
olarak bölgenin çevresel altyapısının
geliştirilmesi için önemli adımlar
atılmıştır. Atılan tüm bu önemli
adımlar neticesinde ekonomik ve
çevresel boyutu olan birçok kazanç
elde edilmiştir. Tüm bu gelişmelerden
sonra, Çin Devleti tarafından 2003
yılında hazırlanan “Endüstriyel Ekoloji
Planı” çerçevesinde Tianjin EkonomikTeknolojik Büyüme Alanı, 2008 yılında
Çin Çevre Koruma, Ticaret, Bilim ve
Teknoloji Bakanlığı tarafından Çin’in ilk 3
eko-endüstriyel parkından biri olarak
ilan edilmiştir.
KAZANIMLAR
•• 1,26 milyon m3 su, sanayiciler
tarafından tekrar kullanıldı.
•• Yaklaşık 400.000 ton katı atığın
yakılması ile 120 GWh elektrik
üretildi
•• Yaklaşık 100.000 ton uçucu kül ve
dip külü inşaatlarda kullanıldı
•• 12.000 ton hurda galvanizli plaka
geri kazanıldı
•• 16 ton kurşun içeren elektronik
malzeme geri kazanıldı
•• 3.700 ton gıda malzemesi hayvansal
yem haline getirildi
•• 1.400 ton çamur ve 1.100 ton
alçıtaşı çimento hammaddesi olarak
kullanıldı.
Kaynak: Shi. et.al., 2010
TEDA EEP’daki Çevresel Altyapı
Gelişmelerinin Zaman Çizelgesi
Yıl
Ana Aktiviteler
1987 Kojenerasyon Enerji
Santrallerinin Kurulması
1998 Su Arıtma Tesisinin Kurulması
2000 Atıksu Arıtma Tesisinin
Kurulması
2002 De-Sülfürizasyon Tesislerinin
Kurulması
2002 Katı Atık Düzenli Depolama
Tesisinin Kurulması
2003 Tehlikeli Atık Geri Kazanım ve
Bertaraf Tesislerinin Kurulması
2004 Atıktan Geri Kazanım Tesisinin
Kurulması
2007 Deniz Suyu Tuz Giderimi
Tesisinin Kurulması
Kaynak: Shi. et.al., 2010
Sonuç olarak; gelişmiş ekonomilerce
bu güne kadar uygulanmış olan
üretim sistemlerinin sürdürülebilir
olmadığı ve bu nedenle orta ve
uzun vadede uygulanamaz olduğu
uluslararası platformlarda da kabul
görmüş ve yapılan çeşitli anlaşmalarla
sürdürülebilir ve çevre dostu üretim
süreçlerinin teşvik edilmesine yönelik
yaptırımlar kabul edilmiştir. Söz
konusu yaptırımların uygulanması
gelişmiş ülke ekonomilerinin rekabet
gücünü daha az etkileyecek olmasına
rağmen gelişmekte olan ekonomileri
rekabet açısından zorlayacaktır. Bunun
yanında, bahse konu antlaşmalardan
doğan yükümlülükler gereği emisyon
azaltılmasına yönelik ilave yatırımlar
da kamu bütçelerine ağır yükler
getirecektir. Dolayısıyla özellikle
ülkemizin de içinde bulunduğu
gelişmekte olan ülkeler tarafından
küresel piyasalarda var olabilmek için
üretime yönelik politikalara ekonomik
boyutun yanı sıra ekolojik boyutun
da entegre edildiği yeni yaklaşımların
getirilmesi zorunlu hale gelmiştir.
Bu nedenle ülkemizdeki toplumsal
kalkınmanın en önemli parçalarından
olan OSB’lerin Çin’deki yapılaşmaya
benzer bir şekilde birer eko-endüstriyel
parka dönüşmesi ile hem ulusal ve
uluslar arası çevresel kriterler sağlanacak
hem de küresel piyasalar ile rekabet
edebilecek üretimler gerçekleşecektir.
KAYNAKÇA
1. Domenech, T. and Davies, M. (2011).
Structure and morphology of industrial
symbiosis networks: The case of
Kalundborg. Procedia Social and
Behavioral Sciences, 10,79-89.
2. Gibbs, D. and Deutz, P. (2005),
Implementing industrial ecology?
Planning for eco-industrial parks in the
USA. Geoforum, 36, 452–464.
3. Haskins, C. (2006). Multidisciplinary
Investigation of Eco-Industrial Parks.
Systems Engineering, 9, 313-330.
4. İskenderun Körfezinde Endüstriyel
Simbiyoz Projesi Website, Erişim
Tarihi: 12.12.2011. http://www.
endustriyelsimbiyoz.org/
5. Kalundborg Symbiosis Website, Erişim
Tarihi: 15.06.2012, http://www.symbiosis.
dk/en/diagram
6. Shi, H., Chertow, M. and Song, Y. (2010).
Developing country experience with
eco-industrial parks: a case study of
the Tianjin Economic-Technological
Development Area in China. Journal of
Cleaner Production, 18, 191-199.
TEMMUZ 2012
25
Ankara Sanayi Odası (ASO) I. Organize Sanayi Bölgesi
İbrahim Hakkı ALPTÜRK / ASO I. OSB Müdürü
Ankara
Sanayi Odası
1. Organize
Sanayi Bölgesi
(OSB) 1978
yılında temeli
atılarak 1990
yılında üretime
başlayan
ve bugün
321 sanayi
parseline sahip, toplam 954 hektar alan
içerisinde kurulmuş, ülkemizin önde
gelen OSB’lerinden biridir. Bölgenin tüm
hizmetleri kendi personeli ve ekipmanları
ile yapılmaktadır. Şu an 245 fabrikanın
hizmet verdiği bölgemizde çok yakında
321 fabrika hizmette olacaktır. Bölgemizde
parsel büyüklükleri 3 bin m² ile 100 bin m²
arasında değişmektedir.
ASO 1. OSB ülkemizin en iyi yönetilen
ve en kurumsal OSB’lerinden birisi
durumundadır. Toplam 30 bin kişiye
istihdam sağlayan bölgemiz, yıllık 1.8
milyar ABD Doları ihracat hacmine sahip
olup, ülkemiz ekonomisine de 6 milyar
ABD Doları’na yakın katkı sağlamaktadır.
Tüm bu veriler ışığında ASO 1.OSB’nin
ülkemizde yer alan OSB’ler içerisinde ilk
üçe girmiş olması da bölgemizin önemini
göstermektedir.
Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen,
“Temiz Türkiyem” adlı çevre yarışmasında
da ülkemizin “En Temiz ve Çevreci
Organize Sanayi Bölgesi” seçilen bölgemiz;
birçok kriterleri ile çevre temizliğine
verdiği önemi de tescillemiştir.
Modern sanayi ortamının en doğru
örneklerinden biri olan Ankara Sanayi
Odası 1.OSB, ülke ekonomisine ciddi bir
katkı sunmanın yanı sıra, ulaşım, altyapı,
haberleşme, enerji dağıtım ve bakım
onarım hizmeti gibi alanlarda sanayicilere
sağladığı kolaylıklar, ucuz enerji, ucuz
su gibi ekonomik çözümlerle ülkemizin
en önemli ve çağdaş OSB’lerinden
biridir. Bölgemizde 2011 yılı rakamlarıyla
toplam elektrik tüketimimiz 352.670.460
kwh, toplam su tüketimimiz 1.195.378
m³, toplam doğalgaz tüketimimiz de
79.214.452 Sm³’tür.
26
TEMMUZ 2012
Bölgemiz, OSB’ler içerisinde 1999 yılında
ISO Kalite Yönetim Sistemi Belgesi,
2005 yılında da OHSAS 18001 İş Sağlığı
ve Güvenliği Belgesi ile 2007 yılında
EPDK’dan OSB Dağıtım Lisansı alan ilk OSB
olma özelliğini taşımaktadır.
Bölgemizde faaliyet gösteren üyelerin
her türlü ihtiyaçlarına cevap verilebilmesi
amacıyla; altyapı tesisleri, elektrik, içme
suyu, pis su, yağmur suyu, doğalgaz,
haberleşme şebekelerinin yanı sıra
tesislerin ortak istifadesine sunulan;
bankalar, 60 ve 80 tonluk tam elektronik
kantarlar, kafeterya, dispanser, cami, posta
hizmetleri, eğitim merkezleri, konferans
salonları, çevre laboratuvarı, spor tesisleri
gibi alanlar da yer almaktadır. Ayrıca
bölgemizde heliport ve helikopter bakımservis alanı mevcuttur.
Bölgemizin mevcut altyapısı son
teknolojiler ve en modern malzemeler
kullanılarak revize edilmiştir. Her sanayi
parseline doğalgaz ulaştırılmış olup, enerji
hatlarının tamamı yer altına alınmıştır.
Fiber optik kablolarla fabrikaların,
SCADA merkezi bağlantısı yapılmış,
uzaktan ölçümleme sistemi yapabilme
imkânı yaratılmıştır. Yine bu fiber optik
hatlarından haberleşme ağı da tesis
edilerek bütün firmalar geniş bant, yüksek
hızla internete bağlanma imkânına
kavuşturulmuştur.
Karma bir OSB olan bölgede, mobilya,
döküm, gıda, elektrik, elektronik,
makine üretimi, alüminyum, tekstil, zirai
aletler, savunma sanayi, kimya, metal
işleri, madeni eşya vb. alanlarda üretim
yapılmaktadır.
Bölgemizin bir diğer önemli değeri de
ülkemizin en büyük çevre laboratuvarına
sahip olmasıdır. Yıllık 10.000 parametre
kapasitede ölçüm yapan ve 200
parametrede akredite bir laboratuvar olan
ASO-KOSGEB çevre laboratuvarı, sadece
1.OSB’de yer alan sanayi kuruluşlarına
değil, ülke genelinde ve yurt dışında
birçok bölge ve sanayi kuruluşuna hizmet
verecek nitelikte ve profesyonelliktedir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Merkezi (İSGÜM)
ile Bölge Müdürlüğümüz arasında
yürütülen “Metal Sektöründe İş Sağlığı
ve Güvenliği Sorunlarının Araştırılması
Projesi” ve Avrupa Birliği ile birlikte
yürütülen “Eko-Endüstriyel Parklar Çevre
Destek Sistemi (EPHESUS)” çerçevesinde
işletmelerin çevresel gereksinimlerinin
geliştirilmesi, kümelenmesi, atık
yönetimi, kaynak kullanımı ve enerji
verimliliklerini geliştirme konularında
faaliyetler gösterilmektedir. Ayrıca
laboratuvarımızda gıda sanayine yönelik
analizlere de başlanmıştır. Ülkemizde
tek olan ve ozon tabakasını incelten
maddelere ilişkin Uluslararası Montreal
Protokolü kapsamında atmosfere ve ozon
tabakasına zararlı olan halon gazlarının
toplanıp ıslah edilmesini sağlayan “Halon
Bankası” da bölgemizde kurularak faaliyet
göstermektedir. Bu kapsamda; Türkiye
çapında mevcut halon gazlarının kayıt
altına alınması, Halon gazı alternatiflerine
ait eğitimlerin ve teknik desteğin
verilmesi, Halon gazlarının toplanması,
depolanması, işlenmesi, testlerinin
yapılması ve ihtiyaç sahibi kurum ve
kuruluşlara satılması sağlanmaktadır.
Ülkemizde birçok ilklere imza atan ASO
1.OSB, yine bir ilk olan “METES - Mesleki
Test ve Sertifikalandırma Merkezi”nin
kurulması için faaliyete geçmiş, Avrupa
Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından
finanse edilen merkezin kuruluş
çalışmalarına başlamıştır. Bölgemiz iki
yıllık METES projesi tamamlandığında,
on meslek grubunda Ulusal Meslek
Standartları ve Ulusal Yeterlilikler
hazırlanmış olacak, bunlardan
Otomasyon Sistemleri Programcısı ile
Elektrik Pano Montörü için VOC-TEST
Merkezi kurulacaktır. Akredite edilecek
bu merkezde, seçilen meslekler için
bilgi ve beceri sınavları yapılarak,
AB ülkelerinde de geçerli olabilecek
sertifikalar verilecektir. Ayrıca Ankara
Kalkınma Ajansı’na; “ASO 1.OSB Bilişim ve
Haberleşme Platformunun Oluşturulması”;
“ASO 1. OSB Altyapı Hizmetlerinin Daha
Verimli Hale Getirilmesine Yönelik Çözüm
Odaklı Hizmet Verimliliği Artırma-Yalın
Hizmet Sistemi Danışmanlığı”; ile “ASO
1. OSB Lojistik Köy Fizibilite Raporlarının
Hazırlanması” projeleri teklifleri
sunulmuştur.
Sanayi kuruluşları için büyük önem taşıyan
“Kalifiye Eleman”
Ankara I. Organize Sanayi Bölgesi
gerekliliği
konusunda
Milli Eğitim
Bakanlığı ile
birlikte yürütülen
OSEP (OkulSanayi-Eğitim
Programları)
projesini hayata
geçiren ASO
1.OSB; 2006
yılından bugüne
kadar ilköğretimi
bitirmiş ve
mesleki
eğitime istekli
ve yetenekli
gençlerimizi üç
yıllık bir eğitimin
ardından “Kalfa”
statüsünde
iş hayatına
için gelen konuklarını misafirhanesinde
kazandırmıştır. İlköğretimi bitiren
ağırlamakta ve tesis sertifikalı inşaat ustası
öğrenciler arasından dört aşamalı sınav
konusunda sektöre hizmet vermektedir.
sistemini geçenlerin, okul kayıtları
Kurulduğu günden bugüne idari
yapılarak, ilgili bölümde eleman isteyen
yapısı, altyapı ve üst yapı hizmetleri,
fabrikalarda işe başlamaları ve maaş
çevre düzenlemesi ve çalışmaları ile
almaları sağlanmaktadır. Öğrencilerin
hep göz önünde olan ASO 1.OSB; yurt
eğitimi boyunca sigortaları da Milli Eğitim
dışından gelen ticari ve resmi heyetlerin
Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Bu
de önemli bir uğrak noktası haline
öğrenciler, üç yıl sonunda iş hayatına
gelmiştir. Yurt dışından gelen heyetlere
atılmış, bilinçli, “Kalifiye Elemanlar” olarak
1.OSB’nin genel ve idari yapısı hakkında
öne çıkmaktadır.
bilgiler verilmekte, bölge genel olarak
Bölgemizde faaliyet gösteren bir diğer
gezdirilmekte ve ilgili sektörlerde
önemli eğitim merkezi de Otomasyon
üretim yapan firmaların fabrikaları
Teknolojileri Eğitim ve Uygulama
gösterilmektedir. Ayrıca, üyelerimiz ile
Merkezidir. Hidrolik ve Pnömatik sistemler
ziyaretçi heyetler bir araya getirilerek,
hakkında gerek bölgemiz kuruluşlarının
ticari ilişkilerin kurulması sağlanmaktadır.
personeline hizmet veren merkez;
Sonuç olarak, gelen yabancı heyetler
gerektiğinde şehir dışındaki kuruluşlara
ASO 1.OSB benzeri bir bölgenin kendi
da hizmet verebilecek kapasite ve
ülkelerinde de kurulabilmesi için ASO
donanımdadır.
1.OSB yönetiminden işbirliği talep
etmektedir. Yerli ve yabancı devlet
Tüm bunların yanı sıra eğitime büyük
başkanlarının da ağırlandığı ASO 1.OSB,
önem veren ASO 1.OSB, daha önce Bölge
ülkemizin sanayi alanında “Vitrin”i olmaya
Müdürlüğü olarak kullanılan binanın ve
devam etmektedir. Her yıl yaklaşık 50
çevresindeki yapıların da “Özel Meslek
ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanları,
Teknik Lisesi” projesi kapsamında
üst düzey resmi yetkililer bölgemizde
değerlendirilebilmesi için çalışmalara
gururla ve üstün bir misafirperverlikle
başlamış olup, teknik lisenin en kısa
ağırlanmakta ve bilgilendirilmektedir.
zamanda hayata geçirilerek öğretime
başlaması amaçlanmaktadır.
“Lojistik Köy” projesi ile demiryolu
taşımacılığına yönelik çalışmalar
Tes-İntes Eğitim Tesisleri de bölgemizde,
başlamıştır. 450 bin m² alana sahip proje
inşaat sektörü çalışanlarının eğitimlerini
kapsamında; 52 bin m² alan betonlanmış,
sağlayan önemli bir merkezdir. Bu merkez,
7 hatlı demiryolu güzergahı bitirilmiştir.
yurt içinden ve yurt dışından eğitim
Bu proje ile
bölgemiz
sanayicilerinin
yanı sıra Ankara
ve civarındaki
sanayiciler
de lojistik
konusunda daha
ucuz ve daha
hızlı çözüme
kavuşmuş
olacaktır.
1.OSB
tarafından bölge
üyelerimize ve
misafirlerimize
daha çağdaş
ve modern bir
hizmet binası
kazandırmak
amacıyla
yapılan “Bölge
Müdürlüğü ve
ASORA Ticaret Merkezi” binası; toplam
43.000m² kapalı alana sahiptir. “Bölge
Müdürlüğü ve ASORA Ticaret Merkezi”
binası Türkiye genelinde yer alan OSB’ler
içinde bir ilk olup; bölgeye hizmet veren
tüm bankaların şubeleri, çeşitli sektörlerde
hizmet veren ofisler, gıda ve endüstriyel
market alanları, tedarikçiler, lüks konforu
ile hizmet veren oteli, eczanesi, cafepastane ve restoranları, teknik altyapısı
yüksek konferans salonları ile tüm bölgeye
ve çevreye hizmet vermektedir. ASO
1.OSB Bölge Müdürlüğü olarak üyelerimiz
arasında sosyal ilişkileri de arttırmak için
yemekli toplantılar, spor müsabakaları,
eğitim ve bilgilendirme toplantıları
yapılmaktadır.
ASO 1. OSB; “Yeşil Çevre” anlayışıyla da
öne çıkmakta olup; 50 bin adet ağacı,
400 bin adet çalı grubu bitkisi, 50 bin
m² çim alanı ile ağaç ve yeşile büyük
önem vermektedir. 2 bin 200 ağaçlık
bodur elma bahçesi, kapari bahçesi,
ceviz bahçesi ile bölgeye ayrı bir değer
katmaktadır. Ayrıca bölgemiz dışında da
ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır.
Bu kapsamda Ankara çevre yolu üzerinde
50 bin m² alanda, bakımları bölgemizce
yapılan 4 bin adet ağaç bulunmaktadır.
Ayrıca kuzeybatı istikametinde bulunan
180 bin m² alana Ankara İl Çevre Orman
Müdürlüğü ile birlikte 15 bin adet ağaç
dikilmiştir.
TEMMUZ 2012
27
Türkiye’de İlk ve Her Zaman Örnek;
Bursa TSO OSB 50 Yaşında…
Ali UĞUR / Bursa TSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı
Bursa TSO Organize Sanayi Bölgesi
Ülkemizde planlı sanayileşme ile birlikte
sanayi alanlarının da kontrollü olarak
gelişmesi büyük önem taşımakta ve
Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) bu
önemini günümüzde de korumaktadır. Bu
anlamda, ülkemizdeki ilk OSB olan Bursa
TSO OSB geride kalan 50 yılda her zaman
örnek olmayı sürdürmüştür.
OSB’lerin amaç ve hedefleri arasında,
sanayinin disipline edilmesi, şehrin
planlı gelişmesine katkıda bulunulması,
birbirini tamamlayıcı ve birbirinin yan
ürününü teşvik eden sanayicilerin bir
arada ve bir program dahilinde üretim
yapmalarıyla, üretimde verimliliğin ve
kâr artışının sağlanması, sağlıklı, ucuz,
güvenilir bir altyapı ve ortak sosyal tesisler
kurulması, müşterek arıtma tesisleri ile
çevre kirliliğinin önlenmesi gibi konular
yer almaktadır.
Belirlenen bu hedefler doğrultusunda
ülkemizde sanayinin geliştirilmesi
amacıyla uygulamaya konulan
teşviklerden biri olan OSB uygulamalarına,
28
TEMMUZ 2012
ilk olarak 1962 yılında Bursa’da OSB’nin
kurulmasıyla başlanmıştır.
Bursa TSO OSB, 1962 yılında “Milletlerarası
Kalkınma Teşkilatı Artık Paralar Fonu”ndan
Maliye Bakanlığı’nca sağlanan 26,2 Milyon
TL krediye ilave Bursa Ticaret ve Sanayi
Odası’nın da yüzde 10 oranında katkısı
suretiyle kurulmaya başlanmış ve 1966
yılında resmi olarak hizmete girmiştir.
Başlangıçta 1 milyon 800 bin m2 olarak
belirlenen bölgede ilk olarak 4 firma
üretime geçmiş, zamanla, parsel talebi
artmış ve bu talebe karşılık bölge
kendi içinde 4 kez büyümek suretiyle
günümüzde 6 milyon 800 bin m²’ye
ulaşmış, bölgede faaliyette olan fabrika
sayısı da 240’a yükselmiştir.
Geçen 50 yıl içinde 680 hektarlık
yüzölçümüyle Bursa TSO OSB, Güney
Marmara’nın en fazla yabancı yatırımcısını
barındıran OSB’si olma özelliğini de
taşımaktadır.
Bölgemizde mevcut yatırımların yüzde
32’sini tekstil, yüzde 20’sini otomotiv ana
ve yan sanayi, yüzde 9’unu makine, yüzde
6’sını metal sanayi ve endüstrisi, yüzde
5’i kimya sanayi, yüzde 4’ü plastik ve
kauçuk sanayi, yüzde 3’ü gıda, yüzde 3’ü
inşaat, yüzde 2’si enerji, yüzde 2’si atık-geri
dönüşüm ve kalan yüzde14’ü ise diğer
sektörlerden oluşmaktadır.
Bölgemizde, su üretim ve dağıtım,
atık toplama ve atıksu arıtma, elektrik
dağıtım, doğalgaz dağıtım, fiber optik
ve bakır kablo ile haberleşme, itfaiye ve
yangın eğitimleri, sağlık hizmetleri ve
ilkyardım eğitimleri, çevre ağaçlandırma
ve bakım, yol ve inşaat işleri, parselasyon,
ruhsatlandırma ve onaylar, enerji
verimliliği ile Bursa Çevre Merkezi
laboratuvarı hizmetleri verilmektedir.
Bursa TSO OSB’de faaliyetini sürdüren
240 işletmede yaklaşık 44 bin kişiye
istihdam yaratılmaktadır. Bu fabrikaların
ihracat toplamları yaklaşık 5 milyar ABD
Doları düzeyindedir. Böylesine büyük ve
hizmet gamı geniş olan bölge için çeşitli
hizmet kademelerinde ve farklı uzmanlık
alanlarında ortalama 200 personel yüksek
performansla görev yapmaktadır.
Bursa TSO OSB altyapısında, 180 km
elektrik, 107 km fiber optik kablo, 73
km proses su, 66 km kullanım suyu, 41
km yağmur suyu, 37 km atıksu, 54 km
doğalgaz ve 25 km uzunluğunda telefon
hattı bulunmaktadır.
Gelişmişliğin kullanılan enerji miktarı
ile ölçüldüğü dünyada, Bursa TSO OSB
elektrik enerjisini ucuz ve temiz hale
getirmek amacıyla yatırım hamleleri
gerçekleştirerek, hem bölgedeki sanayi
tesislerinin elektrik ihtiyaçlarını sürekli
olarak karşılamak, hem de özel sektörün
enerji üretimine katkısını sağlamak üzere
BOSEN ENERJİ A.Ş.’yi kurmuştur.
Bölgemiz, elektrik üretiminde olduğu
gibi dağıtımında da çalışmalar yürüterek
yüksek gerilim hatlarını yol güzergâhlarına
çekmek ve yeraltına almak suretiyle sanayi
parsellerinin imar sorunlarını ortadan
kaldırmıştır. Doğalgazdan elektrik elde
eden çevrim santralimizin kapasitesi
kademeli olarak artırılarak yaklaşık 260
MW’ye çıkartılmıştır.
Su Üretim ve Dağıtım
Elektrik Dağıtım /
Elektrik Tüketimi: milyon kWh
Doğalgaz Dağıtım
Bursa’daki en yüksek elektrik tüketimine
sahip olan bölgemiz, doğalgaz
harcamasıyla da Türkiye’nin en çok
doğalgaz tüketen OSB’sidir. Ayrıca Bursa’ya
gelen doğalgazın yüzde 25’ini kullanarak
katma değer yaratan Bursa TSO OSB, temiz
enerji kullanılmasını sağlayarak çevresel
değerlere sahip çıktığını kanıtlamıştır.
OSB’lerin var olma amaçlarının başında
sayılabilecek sanayi ve yerleşim alanlarını
ayırarak çevre kirliliğinin engellenmesi
konusuna gerekli hassasiyeti gösteren
BTSO OSB, bölgedeki atık suların 96 bin
m³/gün kapasiteli kendi atık su arıtma
tesislerinde arıtılmasını sağlamakla
beraber ayrıca tehlikeli atıkların, tıbbi
atıkların ve evsel atıkların da firmalardan
alınarak uygun şekilde bertaraf edilmesini
sağlayan bir atık yönetimi sistemine
sahiptir. Ayrıca tehlikeli ve tıbbi atık taşıma
lisanslarına sahip araçlar ve sürücüleri ile
sadece OSB dahilindeki firmaların değil,
Bursa’daki diğer firmaların da ihtiyaçlarına
cevap verilmektedir.
1997 yılında kurulan Bursa Çevre Merkezi
ile çevresel konularda danışmanlık
hizmetini yürüten OSB Müdürlüğümüz,
Türk Akreditasyon Kurumundan verdiği
tüm hizmetler için akredite ilk çevre
laboratuvarına sahiptir. Bursa Çevre
Merkezi sadece bölgedeki firmalara
değil, yardım talebinde bulunan bütün
firmalara analiz, ölçüm, enerji yönetimi,
çevre mevzuatının ve çevre yönetim
sistemlerinin uygulanması konularında
destek vermektedir. Özellikle enerjinin
verimli kullanılmasına ve tasarruf
imkânlarının geliştirilmesine yönelik enerji
etütleri ve projeleri de yine bölgeye bağlı
Bursa Çevre Merkezi tarafından verilen
hizmetler arasındadır.
Bölgemizde iki adet su şebekesi
bulunmaktadır. Beşeri ihtiyaçlar için
kullanılan içme suyu şebekesinin
haricinde, çeşitli üretim süreçlerinde
kullanılmak üzere Nilüfer Deresi’nden
alınan su, Türkiye’de bir ilk olan ve 2007
yılı sonunda devreye alınan 38 bin m³/
gün üretim kapasiteli Su Üretim Tesisi’nde
ters ozmoz teknolojisiyle arıtılarak proses
suyu olarak sanayicilere ulaştırılmaktadır.
İki şebekenin toplam uzunluğu 260
kilometre olup, bunun haricinde bölgede
37 km.’lik atık su şebekesiyle 41 km.’lik
yağmur suyu şebekesi de bulunmaktadır.
Bursa TSO OSB vermiş olduğu hizmetler ile
ilgili 2003 yılında ISO 9001 Kalite Yönetim
Sistemi, 2004 yılında ISO 14001 Çevre
Yönetim Sistemi ve 2005 yılında TS 18001
İş Sağlığı ve Güvenliği Sistemi belgelerini
almıştır. Ayrıca Bursa TSO OSB tüm hizmet
süreçlerinde olumsuz çevresel etkileri
kontrol altında tutulmasını sağlayan plan
ve projeler geliştirmiş ve bu anlamda
2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı
tarafından “En Çevreci OSB” seçilerek Çevre
Beratı ile ödüllendirilen ilk OSB olmuştur.
Türkiye’nin ilk OSB’si olan bölgemiz,
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından
2012 yılı Mayıs ayında ise “En Çevreci Tesis”
ödülüne layık görüldü. Bu hizmetlerin
yanı sıra, bir itfaiye ve akut grubuna
sahip olan bölge, yangınlara müdahale
etmenin dışında, bünyesinde daimi olarak
hazır bulunan ilk yardım ekibi ile birlikte
firmalara yangın yeterlilik belgeleri, yangın
ve ilk yardım eğitimlerini de vermektedir.
Sonuç olarak söylemek gerekirse,
Bursa TSO OSB, Bursa’ya ve ülkemiz
ekonomisine önemli katkılar
sağlamaktadır. Geride kalan 50 yılda
bunu kanıtlayan Bursa TSO OSB, 2023
hedefleri doğrultusunda bundan sonra
da çalışmalarına durmaksızın devam
edecek, faaliyetleriyle yine örnek olmayı
sürdürecektir.
TEMMUZ 2012
29
Hedefe Doğru Emin Adımlarla…
Şadi TÜRK / Başkent OSB Yönetim Kurulu Başkanı
Başkent Organize Sanayi Bölgesi (Başkent
OSB), Ankara’da Temelli-Malıköy’de
bulunmaktadır. Başkent OSB, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı’nın izni ile 8 Mayıs
2001 tarihinde kurulmuş olup ilk üretim
2005 yılında gerçekleşmiştir.
26 Aralık 2003 tarihinde Başbakan Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın temeline ilk
tuğlayı koyduğu Başkent OSB, kurulduğu
günden bu yana büyük hedefleri olan
bir sanayi bölgesi olmuştur. En büyük
hedefi sadece ülkemizde değil uluslararası
alanda da model olabilecek “Geleceğin
Sanayi Kenti”ni kurmaktır. Bu hedef
doğrultusunda Başkent OSB, klasik sanayi
üretimi yerine uluslararası rekabete
olanak sağlayacak teknolojik üretime de
önem vermektedir. Teknolojik üretimini
gerçekleştirmek amacıyla ODTÜ ile
Sanayi İşbirliği Protokolü imzalanmıştır.
Ayrıca Ankara’da bir ilki gerçekleştirerek
“Yenilikçilik Merkezi” kurmak için de ilk
adımı atmıştır.
İki etaptan oluşan Başkent OSB 1.014
hektar alanıyla Türkiye’deki 264 OSB
arasında 8. sırada yer almaktadır. I.
etapta 3.575,210 m² alan üzerinde 485,
II. etapta 2.583.768 m² alan üzerinde 227
olmak üzere toplam 712 sanayi parseli
bulunmaktadır; bu sanayi parsellerinin
en küçüğü 1.800 m², en büyüğü 83.708
m²’dir.
Altyapısı tümüyle tamamlanan I. etapta
orta ve büyük ölçekli proje, inşaat ve
üretim aşamasında olmak üzere toplam
30
TEMMUZ 2012
159 fabrika bulunmaktadır. II. etapta
kümelenmeye önem verilerek; savunma
sanayi başta olmak üzere, diğer sektörler
için de parselasyon çalışmaları yapılmış,
ülkemizin önemli savunma sanayi
kuruluşlarından olan HAVELSAN savunma
sanayine ayrılan kısımda yerini almıştır.
Bölgemizde yer alan ağırlıklı sektör yüzde
67 ile metal sektörü olup, yüzde 9 maden,
yüzde 8 kimya, yüzde 4 gıda, yüzde 3
matbaa ve yüzde 9 diğer sektörlerdir.
Bölgemize yapılan yatırım tutarı bugün
itibariyle 1 milyar TL’dir. Yaratılan istihdam
ise 4 bin 500 kişidir. Bölgede faaliyet
gösteren firmaların bugün itibari ile
100 milyon Dolar ithalat, 150 milyon
Dolar ihracat rakamlarına ulaştıkları
gözlenmektedir.
Başkent OSB’de her yıl su, elektrik
ve doğalgaz tüketimi, üretime bağlı
olarak artış göstermekte olup, 2009
yılında doğalgaz kullanılmaya başlanan
Başkent OSB’de 2011 yılında toplam
doğalgaz tüketimi 3.600.000 Sm³, su
tüketimi 358.417 m³, elektrik tüketimi ise
31.872.627 kWh olarak gerçekleşmiştir.
Atık su arıtma tesisi için I. ve II. etaplarda
toplam 150.000 m²’lik alan ayrılmıştır.
Modüler biçimde planlanan atık su arıtma
tesisinin ön görülen ilk modülü 6 bin m³/
gün olacaktır. Arıtma, evsel ve endüstriyel
nitelikli atık su, fiziksel, kimyasal ve
biyolojik olarak yapılacaktır.
Kurulduğu günden itibaren sürdürülebilir
kalkınmanın ancak çevre bilinci
geliştirilerek sağlanabileceğine inanan
Başkent OSB’de yoğun bir biçimde
ağaçlandırma çalışmaları devam
etmektedir. Bölgede toplam 811.200 m²
yeşil alan bulunmaktadır. Ağaçlandırılan
park alanı 157 bin m², refüj alanı 35 bin
m²’dir. Bugüne kadar 20 bin adet ağaç,
50 bin adet çalı grubu bitki dikilmiş olup,
bunların sulanması amacıyla “Damlama
Sulama Sistemi” kurulmuştur.
Bölgemizde oluşabilecek riskler (afet,
yangın, iş kazaları vb.) için itfaiye,
doğalgaz acil yardım ve 112 acil yardım
birimleri kurulmuştur. Bölgenin güvenliği,
alanında uzman özel güvenlik birimiyle
sağlanmaktadır. Bölgemizde faaliyet
gösteren firmaların ve çalışanlarının
işlemlerini yapabileceği PTT ve Banka
Şubesi de bulunmaktadır.
Kentsel Merkez
Başkent OSB, sadece sanayi tesisleriyle
değil, çağdaş batı ülkelerini aratmayacak
bulvarları, yolları, sokakları, yeşil alanları
ve çevreye duyarlılığıyla da bir sanayi
kentini yaşama geçirmektedir. İki etabının
tam ortasından geçen Ankara Çayı’nın iki
yakasında 1/500 ve daha büyük ölçekli
Mimari ve Peyzaj Projesi hazırlanan
“Kentsel Merkez” planlanmıştır. Kentsel
Merkez projesinin ilk yapısı, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat Ergün
tarafından temeli atılıp, açılışı yapılan ve
herkes tarafından beğeni kazanan bölge
idare binamızdır. Proje kapsamında;
bankalar ve ticarethaneler için ayrılan 27
bin 415 m² alanda 465 m²’lik 14 adet bina
ve küçük sanayi sitesi için ayrılan 61 bin
272 m² alanda 845 m²’lik 48 adet atölye
inşaatına başlanmıştır. Ayrıca, Kongre
merkezi, fuar alanı, otel, kreş, hastane,
farklı boyut ve amaçlara uygun spor
tesisleri, meslek yüksek okulu da proje
içerisinde yer almaktadır.
Geleceğin Sanayi Kenti Başkent OSB’nin
Ekonomiye Sağladığı Katma Değer
Başkent OSB’de bulunan tüm sanayi
tesisleri tamamlandığında; 100 bin kişiye
iş, 1 milyar dolar ihracat, 400 milyon
Dolar kurumlar vergisi tahakkuku ile 2
milyar Dolar katma değer yaratılması
öngörülmektedir.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi (GOSB)
A. Haydar BULUT / GOSB Bölge Müdürü
Türkiye’nin kişi başına düşen üretim
miktarının en yüksek olduğu İstanbul
ve Kocaeli sınırında Gebze’de yer alan
GOSB’u cazibe merkezi yapan, kalifiye
personel, hammadde tedariki, pazara
yakınlığı ve her noktadan ulaşım
kolaylığıdır. GOSB, 1986 yılında Kocaeli
ve civarında çarpık sanayileşmenin
yol açtığı çevre kirliliğini önlemek,
sanayiyi disipline edebilmek amacıyla
kurulmuştur.
537 hektar alan üzerine kurulmuş olan
GOSB’da, 189 parselde, 133 işletme
üretim yapmaktadır. Bu işletmelerden
37 adedini yabancı sermayeli kuruluşlar
oluşturmaktadır. GOSB’un fiziki altyapısı
ve sunduğu hizmetler, gelişmiş ülkelerdeki
endüstri parkları ile eş düzeyde, hatta bazı
konularda daha da gelişmiş durumdadır.
Bu nedenle; yabancı sermayeli kuruluşlar,
Türkiye’de GOSB’u tercih etmektedir. Bu
kuruluşların arasında; Almanya, Amerika,
Avusturya, Danimarka, Fransa, Hollanda,
İngiltere, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya
ve Kore’den katılımcılar bulunmaktadır.
Bölgemizde sanayi parselleri içerisinde;
gıda, ambalaj, plastik, elektrik-elektronik,
makine, kimya, otomotiv ve bilişim
sektörleri, sanayi parselleri dışında ise,
tır parkı, teknopark, indirici merkez,
spor, okul, arıtma tesisi ve park alanları
bulunmaktadır.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nin ihracat
hacmi yaklaşık 2 milyar ABD Doları’dır.
2012 yılı Mayıs ayı itibarıyla yaklaşık 22 bin
kişi istihdam edilmektedir.
GOSB’un elektrik hizmeti, Scada uzaktan
kumanda sistemi ile desteklenmekte
ve Bölge’ye 7 gün, 24 saat hizmet
verilmektedir. Ocak 2012-Mayıs 2012
tarihlerini kapsayan toplam elektrik
tüketim miktarı 169.001.390 kw-h’dir.
İSU (İzmit Sular İdaresi) tarafından
karşılanan bölgenin su ihtiyacı 10 bin
m3’lük su deposu ile desteklenmektedir.
Günlük kapasitesi 6400 m3 olan Merkezi
Atıksu Arıtma Tesisi mevcuttur. Atık
Denetim Merkezi tarafından endüstriyel
atık su çıkışı bulunan katılımcıların
debimetre ile saatlik atıksu debileri
ölçülmektedir. Tehlikeli atık nakli, evsel ve
endüstriyel katı atık nakli, vidanjörle atık
su ve çamur taşınması, alt yapı sisteminin
işletilmesi ve bakımı yapılmaktadır. Ocak
2012-Mayıs 2012 tarihlerini kapsayan
toplam su tüketim miktarı 526.411
m³’tür.
19 barlık iletim ve 4 barlık dağıtım
hatları, basınç düşürme ve ölçüm
istasyonları ile doğal gaz hizmeti veren
GOSB’da, yılda yaklaşık 30 milyon
metreküp doğal gaz tüketilmektedir.
Ocak 2012-Mayıs 2012 tarihlerini
kapsayan toplam doğalgaz tüketim
miktarı 16.470.707 m³’tür.
IT Altyapı hizmeti ile akıllı bölge haline
gelmeyi hedefleyen GOSB, fiberoptik ve
ISDN hatlarla internet servis sağlayıcılığı
ve VOIP hizmeti vermektedir.
Yangın ve patlamalara karşı alınacak
önlemler konusunda eğitim ve yeterlilik
belgesi veren GOSB İtfaiyesi, yangınlara en
kısa sürede müdahale etmektedir. Bugüne
kadar 11 bini aşkın kişiye ilkyardım ve
yangın eğitimi verilmiştir.
Tadım ve Kocaeli Valiliği işbirliği ile “GOSB
TADIM Jale Yücel Teknik ve Endüstri
Meslek Lisesi”, 2009-2010 öğretim yılında
hizmete girmiştir. Okul bünyesinde yer
alan e-kütüphane ile pek çok üniversite
ve araştırma merkezinin kütüphanesine
bağlanılmaktadır.
Tır Parkı Alanı’nda, 7 gün boyunca, 80
tonluk kantar hizmeti verilmektedir.
Toplantı salonları, a la carte restoran, tenis
kortu, ve yarı olimpik havuzdan oluşan
sosyal tesisler de katılımcılara sunulan
diğer hizmetler arasındadır.
TEMMUZ 2012
31
Eskişehir Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi (EOSB)
Savaş M. ÖZAYDEMİR / EOSB Yönetim Kurulu Başkanı
Eskişehir Sanayi Odası’nın (ESO)
öncülüğünde kurulan Eskişehir
Organize Sanayi Bölgesi (EOSB), 32
milyon m2 büyüklüğü ve kusursuz
altyapısı ile dikkat çekmesinin yanı sıra
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
Türkiye’nin “En Çevreci Organize Sanayi
Bölgesi (OSB)”si seçilmiştir. Eskişehir’de,
sanayi yatırımlarının planlı bir şekilde
gerçekleştirilmesi, çevre korumasına
verilen önem ve modern şehircilik
anlayışının bir sonucu olarak, 1969
yılında çalışmalarına başlanılan ve
1973 yılında yatırımcıların hizmetine
sunulan bölge 39 yıldır sanayicilerimize
hizmet vermektedir. Ayrıca, EOSB ülkemizde
kurulan üçüncü OSB’dir. EOSB, yatırımcılara
sunduğu avantajlarla bölgeyi yerli ve yabancı
yeni yatırımlar açısından tercih edilir kılmakta,
bu imkânlar yanında OSB’deki arsa fiyatlarının
metrekaresinin 60 TL olması - tüm altyapı
hizmet bedelleri dâhil - yatırımcılar için
büyük bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca TCDD
tarafından yapım çalışmalarına başlanması
beklenen OSB demiryolu bağlantısının
tamamlanmasıyla, bölgedeki tüm firmalar
demiryolu ulaşımından daha fazla yararlanarak
lojistik maliyetlerinde önemli avantaja sahip
olacaklardır.
Eskişehir’in önemli karayolu ve demiryolu
güzergâhlarının kesişme noktasında olması,
aynı zamanda Gemlik ve İstanbul Limanlarına
yakınlığı bölgeye yapılacak yeni yatırımlar için
önemli bir unsurdur. OSB’de altyapı yönünden
bir sorun bulunmamakta, tüm yatırımcılara
eşit şartlarda eksiksiz hizmet sağlanmaktadır.
OSB’nin düz bir arazi üzerinde kurulması,
bölge içinde her parsel sınırında su, elektrik,
doğalgaz, fiber-optik internet bağlantısı,
pis su hattı ve telefon ile her türlü destek
hizmetlerinin bulunması bölgeye olan ilgiyi
artırmaktadır.
Halen EOSB’de, 20’si proje halinde, 151’i inşaat
halinde ve 376’sı üretim halinde olmak üzere
547 firma yer almakta olup bölgede 560
tanesi tahsis edilmiş toplam 724 sanayi parseli
bulunmaktadır. 2011 yılı ihracatı 1,1 milyar ABD
Doları’na ulaşmıştır. EOSB’de yaklaşık 33 bin kişi
istihdam edilmektedir.
Bu verilerin yanı sıra ülkemizin önemli sanayi
merkezlerinden biri olan Eskişehir’deki,
sanayinin sektörel dağılımı incelendiğinde de
tek bir sektörün değil, genelde yüksek katma
değer yaratan birçok sektörlerin gelişme
gösterdiği görülmektedir. EOSB’deki firmalar ve
32
TEMMUZ 2012
şehir genelinde üretim yapan ESO firmalarının
toplam durumu birlikte ele alınacak olursa,
sanayinin sektörel dağılımı incelendiğinde
tek bir sektörün değil, genelde yüksek katma
değer yaratan birçok sektörün gelişme
kaydettiği görülmektedir. Eskişehir sanayisinin
sektörel dağılımında; makine imalat sanayi
toplam sanayi içinde firma sayısı yönünden
yüzde 30,9 ile ilk sırada, taş ve toprak sanayi
yüzde 11,5 ile ikinci sırada, gıda sanayi ise
yüzde 12,3 ile üçüncü sırada yer almaktadır.
EOSB’de yatırım yapmak isteyen yatırımcılar
çok özel ve işlerini kolaylaştıran bir ortamda
yatırımlarını gerçekleştirmektedirler. EOSB,
sahip olduğu doğalgaz santrali ile kendi
elektriğini kendi üreten ve sanayicilerine
düşük fiyattan elektrik veren bir yapıya sahiptir.
Böylece sanayicilerimize kesintisiz ve temiz
enerji ulaştırılmaktadır.
OSB içerisinde bulunan Bilim Parkı ve Teknoloji
Geliştirme Bölgesi de sanayicilerle bilim
insanlarını bir araya getirerek yeni teknolojilerin
gelişmesine katkı vermektedir. Lojistik merkezi
ile sanayicilerin lojistik sorunları kısa sürede
çözülmektedir. Burada internet üzerinden
yapılan açık eksiltme yöntemiyle firmalarımız
lojistik ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Atıksu
Arıtma Tesisi ve Akredite Laboratuvarı ile
doğaya saygılı üretim desteklenmekte, atıklar
temizlenerek temizlenen su yeniden doğaya
kazandırılmaktadır. Ortak sağlık ve güvenlik
birimi ile OSB’deki sanayi kuruluşlarına tek
merkezden koruyucu hekimlik, poliklinik ve
iş güvenliği hizmetleri verilmektedir. Bunların
dışında EOSB’de firmalara fiber optik kablo
bağlantısıyla kesintisiz ve yüksek hızlarda
internet erişim imkânı sağlamaktadır. Ayrıca
OSB’deki firmalara yardımcı unsurların olduğu
İş ve Ticaret Merkezi, sanayinin ihtiyaç duyduğu
nitelikli eleman sıkıntısına çözüm üretmek için;
CNC Eğitim Merkezi, Endüstriyel Otomasyon
Araştırma-Uygulama Merkezi ile Kaynak
Teknolojileri Araştırma ve Uygulama
Merkezi bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl
temeli atılan ve Osmangazi Üniversitesi
ile işbirliği içinde eğitim yapacak
olan Meslek Yüksek Okulunun inşaatı
da bitirilmiş durumdadır. KOBİ’lere
çok özel bölge planlanarak, Türkiye
sanayisinde olduğu gibi Eskişehir
sanayisi içinde de büyük bir paya sahip
olan ve sanayinin can damarı niteliğini
taşıyan KOBİ’ler için “KOBİ-OSB” projesi
geliştirilmiş ve sonuçlandırılmıştır. 290
bin m2 alanda 98 adet firmaya arsa
tahsisi gerçekleştirilmiştir. Bu alandaki
firmalarda da yaklaşık 2 bin 500 kişiye iş imkânı
sağlanmıştır. Ayrıca firmalara birçok alanda
uzmanlıkları bulunan ve ücretsiz danışmanlık
veren SANGEM birimi oluşturulmuştur. Yine,
Üniversite-Sanayi işbirliği içinde sanayimizde
kullanılmak üzere öğrencilerin tasarım
yaptıkları Endüstriyel Tasarım Merkezi de
çalışmalarına devam etmektedir.
EOSB’de yatırımcılar için sunulan ve yukarıda
bahsi geçen tüm bu hizmetlerin yanı sıra
ESO öncülüğünde kurulan ve sanayicileri bir
araya getiren kümeler dikkat çekmektedir.
Seramik, havacılık ve raylı sistemler alanında
küme ve küme dernekleri sanayicileri bir
araya getirmektedir. Kısa sürede kurulan,
firmaların gayretli ve istekli çalışmalarıyla
hızla kurumsallaşan Eskişehir, Kütahya,
Bilecik Seramik Kümesi Derneği kümelenme
modeliyle, sektördeki firmaların ortak iş
yapma kültürünün gelişmesine büyük katkı
sağlanmıştır.
Seramik kümelenmesinde sağlanan başarının
ardından, ESO önderliğinde Eskişehir sanayisi
açısından kritik öneme sahip olan havacılık
sanayinde Eskişehir Havacılık Kümesi
kurulmuştur. Eskişehir sanayi ihracatı içinde
300 milyon ABD Dolar’lık bir paya sahip olan
havacılık sanayinin, devreye girecek yeni
projelerle birlikte 2020 yılında en az 1 milyar
ABD Doları’na çıkması beklenmektedir.
Sanayide kümelenme modelinin şehir
sanayisine sağlayacağı uzun vadeli katkılarını
göz önünde bulunduran ESO, üçüncü kümeyi
TÜLOMSAŞ ile birlikte Eskişehir Raylı Sistemler
Kümesi adı altında kurmuştur. Oluşturulan
bu kümelenme modeliyle, bu sektörde ana
sanayi ve yan sanayi ilişkisinin geliştirilmesi ve
şehir sanayi içindeki mevcut birçok işletmenin
sektörde faaliyet göstermesinin sağlanması
hedeflenmektedir.
Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi
Cahit NAKIBOĞLU / Gaziantep OSB Yönetim Kurulu Başkanı
Gaziantep
Organize Sanayi
Bölgesi (OSB)
Türkiye’nin ilk
OSB’lerinden birisi, aynı zamanda da
ülkemizin en büyük OSB’sidir. Sürekli
genişleyen ve gelişen bölgemiz, 5.
OSB’nin tamamlanmasıyla birlikte
35.000.000 m2 bir alana sahip olacak
ve Türkiye’nin yatırım merkezi olma
yolunda emin adımlarla ilerlemeye
devam edecektir. Bizler sanayicinin
yanında olmayı isteyen ve her yapılan
yatırımda önce sanayiyi düşünen
bir anlayışla hareket ederek, bu
doğrultuda çalışmalarımızı tüm hızıyla
sürdürmekteyiz. Öyle ki Gaziantep şu
an halı başta olmak üzere tekstil, gıda, makine
ve ambalaj sektöründe dünya markası olan
bir kent haline dönüşmüştür. Girişimci bir
ruha sahip olan Gaziantepliler, çalışkanlığıyla
da Türkiye’de bir model oluşturmaktadır.
Gaziantepli’nin iş dünyasındaki başarılarının
altında yatan en önemli etken de müteşebbis
bir ruha sahip olmasıdır.
Gaziantep’teki gerek sektörel çeşitlilik,
gerekse ihracat yapılan ülke sayısı, diğer
sanayi şehirlerine nazaran çok genişlemiş
olduğundan bu durum ihracatımızı da rekabet
gücümüzü de pozitif olarak etkilemektedir.
700 büyük sanayi kuruluşunun faaliyet
gösterdiği bölgemizde, yaklaşık 100 bin kişiye
istihdam sağlanmaktadır. Birçok sektörün
dünya ve Türkiye lideri firmaları bölgemizde
faaliyet göstermektedir. Bölgemizde kendi
enerjisini üretenler hariç, aylık 270.000.000
kw enerji tüketiminin yanı sıra 1.000.000
ton su ve 20.000.000 m3 doğalgaz tüketimi
gerçekleşmektedir. Türkiye’de ihracat
yapan şehirler sıralamasında 6. sırada olan
Gaziantep, geçtiğimiz yıl 4.9 milyar ABD
Dolar’lık bir ihracat gerçekleştirerek Türkiye’nin
büyümesine katkı sunmanın mutluluğunu ve
gururunu yaşamaktadır.
Scada Otomasyon Sistemi
Sanayi Bölgemiz içerisinde elektrik kesintisini
yok denecek kadar azaltmak için kapalı
ring sistemi ile SCADA (Enerji Otomasyon)
kurulmuştur. Bu sistem sayesinde her dağıtım
binası iki ayrı noktadan beslenmektedir. Bir
noktada oluşacak arızaları müşteri kesintiye
uğramadan diğer taraftan beslenmeye devam
etmektedir. SCADA sistemi ile tüm elektrik
şebekesini bir merkezden izlemek, kontrol
ve kumanda etmek mümkün olmaktadır. Bu
sistem sayaç otomasyonu sistemi ile 1. GPRS
modem üzerinden sayaç okuma yapılmaktadır.
4., 2. ve 3. Bölgede (3. Bölgede hala altyapı
çalışmaları devam etmektedir.) Kısım için
fiber optik üzerinden haberleşen sayaç
otomasyonu işi tamamlanmıştır. Bu sistem ile
müşterilerin kendi sayaç değerlerini internet
ortamında izleme imkânına sahiptirler. Dağıtım
binalarındaki fiderlerden kontrol merkezine
bilgi aktarılmakta ve abonelere ait her türlü
elektriksel büyüklükler izlenmektedir. Hat
bağlanıp ayarlarını değiştirmek veya oluşan
arızaların analizini yapmak mümkündür. Sanayi
bölgemizin “sayaç otomasyon” sistemine
geçmesindeki diğer bir avantaj ise sıfır kayıp
sıfır kaçak ile elektrik dağıtım ve yüzde 100
tahsilat işlemi yapılmaktadır.
İndirici Merkez
4. Bölge OSB’nin elektrik altyapı dağıtım
şebekesi Eylül 2006 tarihinde tamamlanmıştır.
4. OSB’nin enerji ihtiyacını karşılamak amacı
ile OSB sahasına bölgenin ihtiyacına cevap
verebilecek kapasitede 380/33 kV trafo merkezi
yapılmıştır. İndirici merkez 500 MVA gücünde
olup ilk aşamada 2x125 MVA trafo bankı
tesis edilmiştir. 4. bölgedeki tüm dağıtım
şebekesi 18 fider ile bu indirici merkezden
beslenmektedir. İndirici merkez yaklaşık olarak
10 Milyon TL ‘ye mal olmuş ve bedeli Gaziantep
OSB Müdürlüğü tarafından karşılanarak TEİAŞ’a
devredilmiştir. 4. Bölge elektrik şebekesinde
tüm kablolar yeraltındaki galeri ve borulu
geçişlerle döşenmiş olup, tüketicilerin enerjileri
kendilerine tahsis edilmiş müstakil fiderlerden
temin edilmektedir. Bu sayede bir abonede
oluşan arıza hiçbir şekilde diğer aboneyi
etkilememektedir. Ayrıca firmalara ait sayaçlar
da OSB’nin dağıtım binalarında bulunmaktadır.
Enerji Santrali
Gaziantep OSB’deki tesislerin enerji ihtiyaçlarını
karşılamak üzere 2011 Temmuz ayında
çalışmaya başlayan GOREN-I Doğalgaz yakıtlı
kombine çevrim enerji santrali, bölgemiz
tüketiminin yüzde 15’ini karşılamaktadır.
50 MW’lık 1. Bölümden sonra aynı güçteki
GOREN-II Enerji Santralinin de inşaat
çalışmaları tamamlanmış olup, önümüzdeki
aylarda devreye alınacaktır. GOREN Enerji
Santrallerinden çıkan egzoz gazı ısısı atık ısı
kazanları yardımıyla buhara dönüştürülerek
buhar türbini sistemine verilecek ve ilave
enerji üretimi sağlanacaktır. Buharın bir
kısmı ise yapılması planlanan Atık Su
Arıtma tesisi Çamur Kurutma sistemine
verilerek atık çamurun kurutulmasında
kullanılacaktır.
Meslek Yüksek Okulu-Endüstri
Meslek Lisesi ve Kreş Yapımı
Nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak
amacı ile bölge sınırları içerisine meslek
yüksekokulu yapılmış olup, 2007–2008
yılı 2. eğitim dönemine yetiştirilmiştir.
üç gün pratik iki gün teorik eğitim
verilen okulun OSB’ye katkısı görülerek,
yanına bin 200 öğrenci kapasiteli ve 400
yataklı endüstri meslek lisesi yapımına
başlanılmıştır. Meslek lisesi sonrasında
çalışanlarımız için ihtiyaç arz eden ve
projesi onaylanan kreş yapımına başlanılacaktır.
Atıksu Arıtma Tesisi
Çevre kirliliğinin önlenmesi ve ekolojik
dengenin korunması adına doğayla dost
bir OSB olma yolunda T.C. Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’ nın kredi desteği ile
yapılan ”evsel ve endüstriyel atık su arıtma
tesisi” Müteşebbis Heyetimizin sorumluluğu
ve kontrollüğü altında işletilmektedir. 1.
2. ve 3. OSB’lerin ihtiyacını karşılayabilecek
kapasite ve özellikte olan GOSB atık su arıtma
tesisimiz 2000 yılında 1,5 trilyon TL. maliyetle 1.
kademede 30.000 m3/gün debili olarak faaliyet
göstermekte olup, 2. kademede 90.000 m3/gün
debiye çıkartılarak devreye alınmıştır.
İtfaiye Teşkilatı
Sanayi bölgemiz 2007 Temmuz ayı
içerisinde Büyükşehir Belediyesi tarafından
yürütülmekte olan İtfaiye Teşkilatını Bölge
Müdürlüğümüz yönetimine devir etmiştir.
Yeniden yapılandırma içerisine giren itfaiye
teşkilatında 1 adet köpük kulesi, 3 adet su
tankeri, 12 metrelik merdivenli araç, 3 adet
arazöz, 1 adet kılavuz aracı ve 1 adet kurtarma
aracı bulunmaktadır. Araç ekipmanının
güçlendirilmesi amacıyla, 20 m.’ lik su/köpük
kulesi aracı ve baca yangını söndürme ve
kurtarma aracı alınmıştır. 2013 yılı içerisinde
4. Bölge içerisine 1 adet daha itfaiye binası
yapılacaktır. Ayrıca personelimiz almış oldukları
eğitim sonrasında vardiyalı bir şekilde görev
yapmaktadır.
OFM (Ortadoğu Fuar Merkezi)
OSB içerisinde büyük organizasyonlara daha iyi
ev sahipliği yapmak için, 170.000 metrekarelik
alan üzerinde proje çalışmaları tamamlanan
OFM, ilk etapta 17.000 metrekarelik bir alan
üzerine kurulmuştur. Yaklaşık 10.000.000
ABD Doları’na mal olan fuar merkezinin tüm
harcamaları OSB Müdürlüğü tarafından
karşılanarak, ülke genelinde benzeri olmayan
modern ve son teknolojiye sahip bir fuar
merkezi yapılmıştır.
TEMMUZ 2012
33
Samsun Merkez Organize Sanayi Bölgesi
Hüseyin AKSOY / Samsun Valisi - Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı
99
10
2
111
İstihdam
78
7
2
87
Parsel Alanı
m²
Parsel Adedi
Üretime Geçen
İnşaat Halinde
Proje Halinde
Toplam
Firma Adedi
Samsun’a
sanayi şehri
kimliği
kazandıran
en önemli
unsur
Merkez
Organize
Sanayi
Bölgesi
(OSB)’dir.
SamsunMerkez OSB
1976 yılında
alınan Bakanlar Kurulu Kararına istinaden
1981 yılında oluşturulan müteşebbis heyet
ile 1.606.522 m2 alan üzerine kurulmuştur.
Bölgenin yüzde 66,29’una denk gelen
1.112.026 m2 alanda toplam 111 sanayi parsel
bulunmaktadır. Geriye kalan alanlar sosyal
tesisler, arıtma tesisleri, yollar, çevre bandı ve
yeşil alan olarak ayrılmıştır. Bölge Müteşebbis
Heyeti Samsun İl Özel İdaresi (yüzde 33 iştirak
payı), Samsun Ticaret ve Sanayi Odası yüzde 34
iştirak payı) ve Tekkeköy Belediyesinden yüzde
33 iştirak payı) oluşmaktadır. Bölgedeki sanayi
parsellerindeki faaliyet durumu aşağıda tablo
halinde verilmiştir.
1.018.201 m² 4.897
70.497 m² 220
23.328 m² 50
1.112.026 m² 5.167
Faaliyette olan fabrikalarda; karbon üretimi,
tekstil ürünleri, endüstriyel mutfak, kuruyemiş,
pirinç, pirinç unu, oluklu mukavva ve ofset
baskılı koli, helva, dondurma, üre formaldehit
sanayi tutkalı, plastik ayakkabı, cam karo
mozaik (btb), su filtreleri motopomp, modüler
mobilya, orman ürünleri, hazır mutfak, teflon
tava, çelik raf, dişli çark ürünleri, alüminyum
profil, tıbbi ve cerrahi aletler, makine
konstrüksiyon, örme tel, ısı cihazları, oto
gömlek-segman, tıp gazı, vulkollan ürünleri,
plastik poşet, hazır yatak, yorgan, sünger,
hastane donanımı, silah üretimi, polietilen
bağlantı parçaları, otomotiv yan sanayi, okul
malzemeleri, güneş enerji sistemleri, elektrik
malzemeleri, petrol ürünleri ekipmanları,
elektro mekanik parça, dalgıç pompa, ısıcam,
lokum-şekerleme, vana, demir, PVC destek
34
TEMMUZ 2012
sacı, yem, bakır levha, pik- sfero, alüminyum
levha, lastik ayakkabı, stropor ürünlerinin
üretimi yapılmakta ve doğrudan 4 bin 897 kişi
istihdam edilmektedir.
İnşaat halindeki fabrikalarda ev ve otel
tekstil ürünleri, orman ürünleri, makine
konstrüksiyon, branda, vulkollan ürünleri,
bakır levha, stropor ürünlerinin üretimleri
yapılacaktır. Bu fabrikalar işletmeye açıldığında
220 kişinin istihdam edileceği fizibilite rapor
sonuçlarından görülmektedir.
Ayrıca proje aşamasındaki firmalarda 50 kişi
istihdam edecek olup, makine konstrüksiyon
ürünleri ve doğalgaz ile elektrik üretimi
yapılacaktır.
Bölgedeki tüm fabrikalar faaliyete geçtiğinde
toplam istihdamın 5 bin 167 kişi civarında
olacağı tahmin edilmektedir.
Bölge sosyal tesisler alanı içerisinde yer
alan OMÜ
Yeşilyurt Meslek
Yüksekokulu
Türkiye’de
bir ilk olarak
önemli bir örnek
oluşturmaktadır.
Bölgede yer
alan sektörlere
paralel
bölümlerden
oluşan Meslek
Yüksekokulu
bölgenin
kalifiye eleman
ihtiyacını
karşılamaktadır.
Bölge içerisinde
TSE Samsun
Ürün Belgelendirme Müdürlüğü Hizmet
Binası, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Bölge Kalibrasyon ve Metroloji Laboratuvarı,
KOSGEB Müdürlüğü ve Laboratuvarı ile
Kızılay Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi ve İlk
Yardım Eğitim Merkezi bölgedeki firmalarla
birlikte tüm Samsun çevre illerinin sanayisine
de hizmet vermektedir. Ayrıca OKA Orta
Karadeniz Kalkınma Ajansı ve Samsun TSO
Uluslararası Akredite Metal, Metroloji ve
Kalibrasyon Laboratuvarı için de bölge sosyal
tesisler alanında yer tahsisi yapılmıştır.
Samsun ihracat rakamlarına baktığımızda
da Merkez OSB öne çıkmaktadır. Samsun’un
ihracatında 2008 kriz yılı hariç her yıl bir
artış söz konusudur. İhracattaki bu artışta
hiç şüphesiz bölgede faaliyet gösteren
firmaların çok büyük payı vardır. Bölgede
faaliyet gösteren firmaların 2011 yılı Samsun
ihracatındaki payı yaklaşık yüzde 60’dır.
Bölgede elektrik enerjisi kullanımı yıllar
içerisinde artış göstermiştir. 2004 yılında 151
milyon 650 bin kWh olan tüketim, 2007 yılında
225 milyon 700 bin kWh’e, 2011 yılında ise 500
milyon 742 bin kWh’e ulaşmıştır. 2012 yılının ilk
5 ayındaki elektrik tüketimi ise 195 milyon 574
bin kWh olarak gerçekleşmiştir.
Samsun-Merkez OSB 2007 yılında EPDK’dan
almış olduğu Elektrik Dağıtım Lisansı sonrası
bütün altyapı çalışmalarını tamamlamış ve
Aralık 2011 itibariyle bölgesinde dağıtım
faaliyetlerine başlamıştır. Nisan 2012 itibariyle
de dağıtıcı firma ile yapılan görüşmeler sonrası
bölge içerisindeki katılımcılara serbest tüketici
olarak tenzilatlı bir fiyat üzerinden elektrik
tedariki sağlanmaktadır.
Elektrik tüketiminde olduğu gibi bölgede
su tüketiminde de yıllar itibariyle bir artış
mevcuttur. 2005 yılında 307 bin m3 olan yıllık
su tüketimi, 2007 yılında 820 bin m3‘e, 2011
yılında ise 912 bin 226 m3’e ulaşmıştır. 2012
yılının ilk 5 ayında ise su tüketimi 364 bin 378
m3 olarak gerçekleşmiştir.
Uzun süreçli ve zor çalışmaların sonucu
bölgede doğalgaz kullanımına şehir
şebekesinden önce ve ondan bağımsız olarak
16 Ocak 2004 tarihinden itibaren başlanmıştır.
2011 yılında 19 milyon 290 bin Sm3 doğalgaz
tüketimi yapılmış olup 2012 yılının ilk 5 ayında
doğalgaz tüketimi 8 milyon 77 bin Sm3 olarak
gerçekleşmiştir.
Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi
Remzi YAŞAR / Malatya Merkez 1. OSB Bölge Müdürü
ATIL DURUMDA
BULUNAN
İNŞ./PROJE
HALİNDE
TOPLAM (ADET)
ORAN (%)
1.ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİNDEKİ TESİSLERİN
SEKTÖREL DAĞILIMI
ÜRETİME GEÇEN
göre yeni birimler oluşturulmakta, güncel
sorunlar karşısında çözümler üretilmektedir.
Malatya 2. OSB imar planı dahilinde 17,5 km.lik
modern yol ağı 22 km.lik elektrik şebekesi 3,15
km.lik doğalgaz şebekesi servis hattı, Sosyal
Tesisler, 24.000 m3/gün kapasiteli arıtma tesisi
faaliyet göstermektedir.
Altyapı Hizmetleri Tüketim Miktarları:
•• Elektrik bedeli, tek terimli puantlı 1kw/h:
0,182051 TL; tek terimli 1kw/h: 0,190212 TL;
çift terimli puantlı 1kw/h: 0,166102 TL
•• Su bedeli, 0-50 ton arası: 0,85 TL; 50-100 ton
arası: 0,70 TL; 100-üstü: 0,60 TL
•• Doğalgaz bedeli 1cm3: 0,61347 TL
•• 2011 yılında “231.177.600 milyon kwh”
elektrik enerjisi tüketilmiştir.
•• Şu anda 47 firma doğalgaz kullanmaktadır.
2011 yılında doğalgaz tüketimi “7.720.373
Sm3” olarak gerçekleşmiştir.
•• 2011 yılında su tüketimi “4.262.002 m3”
olarak gerçekleşmiştir.
•• Telekomünikasyon hizmeti ve internet
ağı yüksek standartlarda olup; “Disline 34
megabit’lik bağlantı, radyo frekansı, yedek
tip ve metro hat” sistemleri kullanılmaktadır.
•• 24000 m3 kapasiteli arıtma tesisi ile atık
suların arıtıldığı ve 15 km.lik atıksu hattı
ile de güvenli bir şekilde iletildiği çevreyle
uyumlu bir hizmet verilmektedir.
İşgücü Durumu ve Maliyetleri: 2011 yılı 3 bin
166’sı erkek, bin 315’i kadın toplam 4 bin 481
kişi İŞKUR aracılığı ile işe yerleştirilmiştir. 2010
yılı içinde işe yerleştirilen kişi sayısı 845 kişi
idi. Geçtiğimiz yıl ile kıyaslandırdığında İŞKUR
yıl içinde aktif ve yoğun çalışma programının
en etkili sonucu olarak değerlendirmektedir.
Malatya ilinde 2011 yılı içerisinde yaklaşık 11
bin kişinin özel sektör tarafından işe alındığını
göz önünde bulundurursak bu sayının yüzde
44’ü İŞKUR tarafından işe yönlendirildiği, 1.
OSB’de bu sayının Haziran 2012’ye kadar
SEKTÖR ADI
Arsa Tahsisi:
Malatya 1. Organize Sanayi Bölgesi (OSB) 300
hektarlık mevcut alanda 161 sanayi parselinde
157 firmaya arsa tahsisleri yapılmıştır. Yeni
yatırımcıların yoğun başvurusu üzerine ilave
alan 1180 hektar (11.800 dönüm) imar planına
dahil edilmiştir. Şu anda 173 hektar (1.730
dönüm) olarak açılan 1. etabında 56 adet
sanayi parselinin arsa tahsislerine başlanılmıştır.
Bu kapsamda arsa tahsisi bedelsiz olarak
gerçekleşmektedir. Bedelsiz arsa tahsisinde, 1.
OSB Yönetim Kurulu tarafından 2006 yılından
beri yapılan arsa başvurularına daha adil bir
yaklaşım izlemek adına yatırım bedeli, istihdam
sayısı, yatırımın yıllara göre dağılımı, yapacağı
projenin taahhütnamesi vb. gibi kriterler göz
önüne alınarak yapılan puanlamaya göre
bedelsiz arsa tahsisi yapılmaktadır.
Altyapı:
Malatya 1. OSB, mevcut alanın da içme suyu,
yağmursuyu, kanalizasyon, yol, drenaj sistemi,
doğalgaz, elektrik ve telekom altyapısı ile tüm
katılımcılarına hizmet vermektedir. Ayrıca
Malatya 1.OSB 1180 hektarlık ilave alanın
altyapı projelerinin (içme suyu, yağmursuyu,
kanalizasyon, yol, drenaj sistemi, elektrik) proje
yapım işi devam etmekte olup yüklenici firma
tarafından tamamlanacak ve Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’na onaya sunulacaktır.
Malatya 1. OSB ilave alan 1. etap için Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kredi desteği
ile Temmuz 2012’de altyapı proje yapım işleri
tamamlanıp altyapı uygulamasına geçilecektir.
Mevcut Alanda Verilen Altyapı Hizmetleri:
Malatya 1. OSB mevcut alan imar planı
dahilinde 17 km.lik modern yol ağına, 15
km kanalizasyon, 30 km elektrik ve 2.5 km
doğalgaz şebekesine sahiptir. Tüm firmaların
yararlanabileceği sosyal tesisler, yönetim
binaları ve 32 trafo ile sanayiciye hizmet
sunulan bölgede, değişen ve gelişen ihtiyaçlara
yaklaşık 7 bin kişi olduğu tespit edilmiştir.
Enerji Temini:
Malatya 1. OSB’de elektrik şebeke işletmesi,
bakım, onarım hizmetleri bölge müdürlüğü
tarafından gerçekleştirilmektedir. Elektrik
enerjisi TEDAŞ idaresinden alınmakta olup,
kendimize ait fiderle çift terimli puant
tarifesinden alınmaktadır. İçme ve kullanma
suyu bölgemize 2 km mesafede Beylerderesi
mevkiindeki içme suyu kaynağından temin
edilmektir. Kaynaktan günlük 224 lt/sn
su temini elde edilmektedir. Ayrıca aynı
mevkide ilave alan için 600 lt/sn lik kaynak
suyunun bölge müdürlüğüne tahsisi için DSİ
Bölge Müdürlüğü ile çalışmalarımız devam
etmektedir. Doğalgaz temini “Aksa Malatya
Gaz” tarafından bölgemize verilmekte olup,
bölge müdürlüğümüzce işletimi ve firmalara
dağıtım hizmeti yapılmaktadır.
BÖLGEMİZDE ÖNE ÇIKAN SEKTÖRLER:
TEKSTİL
GIDA
PLASTİK
MAKİNE
DİĞER
TOPLAM
37
34
11
5
42
129
8
4
1
0
3
16
2
0
0
0
0
2
48
39
12
5
43
147
33
26
8
4
29
100.0
Diğer Hususlar:
Bölgemizde çevre düzenlemesi olarak, sosyal
tesisleri (çim saha, park alanları, çiçek bahçesi,
kayısı, erik, elma vs. meyve ağaçlandırma
alanları vb. gibi) gerekli otomasyon sulama
sistemleri her daim yeşil ve canlı kalması
sağlanmaktadır. Sulama otomasyon sistemleri
ile cadde refüjleri, park alanları, kaldırım-ihata
duvarı arası çevre yeşili sulanmakta olup, 40
çeşit ağaçlandırma ve fidan dikimleri ile çevre
ile uyumlu temiz bir OSB oluşturulması için
hizmet verilmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili bu yıl şubat ayı
içerisinde İSGOM firma sahibi, yetkilileri ve
Çalışma Bakanlığı İş müfettişi katılımı ile Bölge
Müdürlüğümüzün toplantı salonunda iki
gün boyunca mesai saatleri içerisinde gerekli
eğitimler Bölgemiz yatırımcıları ve çalışanlarına
sunularak sertifikalandırma yapılmıştır.
TEMMUZ 2012
35
Manisa Organize Sanayi Bölgesi
Türkiye İçin Çalışıyor, Türkiye İçin Üretiyor
Dr. Sait C. TÜREK / Manisa OSB Yönetim Kurulu Başkanı
Son dönemde dünyada, özellikle
Avrupa’da yaşanan ekonomik
krizin etkileri hem siyasal hem de
ekonomik anlamda devam ederken,
Türkiye’nin bu durumdan asgari
oranda etkilenmesinde ülkemizin
sanayisinin güçlü olmasının
etkisi göz ardı edilemez. Özellikle
sanayileşmenin hızlanması ile bir
gereklilik olarak ortaya çıkan organize
sanayi bölgelerinin (OSB) kurulması
kararının, yıllar sonra gelinen noktaya
bakıldığında ne kadar yerinde
ve isabetli olduğu daha da iyi
anlaşılmaktadır.
Türkiye’nin ilk OSB’lerinden birisi
olan bölgemiz 40 yılı aşan geçmişi ile köklü,
güçlü ve her biri kendi sektöründe marka olan
firmaları ile Manisa ve Türkiye için çalışmakta
ve üretmektedir. 1967 yılında alt yapı
çalışmalarına başlanan bölgemiz, Haziran 2012
itibariyle 959 ha’ lık alanda 203 firması 34 bin
600 çalışanı ile 7 milyar 820 milyon ABD Doları
dış ticaret hacmi ile ülke ekonomisine büyük
oranda katkı sağlamaktadır. 2011 yılında
bölgemize yapılan arsa tahsis başvurularının
değerlendirilmesi sonrasında, toplam 435.000
m2 arsa tahsisi yapılmıştır. 200 milyon ABD
Dolar’lık yatırım ile hayata geçirilecek olan
bu yeni tesisler tam kapasite ile hizmet
etmeye başladıklarında 2 bin 300 kişiye daha
yeni iş kapısı açılacaktır. Bölgemizin ülke
ekonomisine olan katkısı bu yeni yatırımların
tamamlanmasıyla daha da artacaktır.
Bölgemizin yıllar içerisinde gösterdiği
büyümeyi, gelişmeyi ve ilerlemeyi; üretim,
ihracat ve istihdam rakamlarından da
görmek mümkündür. Yıllık bazda yaptığımız
değerlendirme anketlerine göre, 2004 yılında
17 bin 000 çalışanı ve 4 milyar ABD Dolar’lık
dış ticaret hacmi bulunan Manisa OSB, 2011
yılında 34.600 kişilik istihdam ve 7 milyar 820
milyon ABD Dolar’lık dış ticaret hacmi ile son
7 yılda istihdam ve dış ticaret hacmini ikiye
katlamıştır.
2011 yılında Bölgemiz 4 milyar 300 milyon
ABD Dolar ihracat, 3 milyar 520 milyon ABD
Dolar ithalat gerçekleştirmiştir. 2010 yılına göre
2011 yılında ihracatımız yüzde 20, ithalatımız
ise % 14 artış göstermiştir. Bölgemizin 800
milyon ABD Dolar ihracat fazlası vermiş olması
bizim için ayrıca bir gurur kaynağıdır.
Manisa 2011 yılı iller bazında TİM’in açıkladığı
ihracat rakamlarına göre yüzde 20’lik bir artış
36
TEMMUZ 2012
göstererek Türkiye’nin en çok ihracat yapan
yedinci ili olmuştur. 2012 yılının ilk beş ayında
açıklanan ihracat rakamları bu gelişimin
2012’de de artarak devam edeceğinin
en güzel göstergesidir. Ocak-Mayıs 2011
döneminde 1.488.047.000 ABD Dolar olarak
gerçekleşen ihracat rakamı 2012 yılının aynı
döneminde 1.875.024.000 ABD Doları olarak
gerçekleşmiştir.
Manisa OSB, yarattığı dış ticaret hacmi,
istihdam rakamları ve Türkiye ekonomisine
sağladığı katkı ile Türkiye’deki OSB’ler arasında
ilk sıralarda yer almaktadır.
Bölgemizin ihracat ve istihdam rakamlarının
yanında üretim sürecinin en önemli
girdilerinden olan enerji tüketimi rakamları
da bölgemizin büyümesinin bir başka
ispatıdır. 2011 yılında elektrik tüketimimiz
yüzde 11, doğalgaz tüketimimiz yüzde 16,
su tüketimimiz yüzde 9 artış gösterirken
enerji santralimizin tevsii yatırımının devreye
girmesinden sonra buhar tüketimimizde de
yüzde 61’lik bir artış gerçekleşmiştir.
2011 yılı verilerine göre Manisa OSB’de faaliyet
gösteren firmalarımızın yıllık;
Toplam Elektrik Tüketimi : 813.036.757 kWh/yıl
Toplam Doğalgaz Tüketimi : 253.773.840 Sm³/yıl
Toplam su tüketimi
: 10.114.803 m³//yıl
Toplam buhar satışı
: 374.749 ton
Toplam sıcak su satışı
: 36.584.900 (1000
kcal) olarak gerçekleşmiştir.
Bölgemizde faaliyet gösteren firmalarımızın
rekabet gücünü arttırmak adına ana
girdilerinden olan enerji maliyetlerini günün
koşullarına bağlı olarak olabildiğince aşağı
çekmek amacıyla teknik çalışmalarımız
ve yatırımlarımız devam etmektedir. Bu
çerçevede Manisa OSB Enerji Elektrik Üretim
Santraline yaptığımız yeni yatırım ile
elektrik üretim kapasitemiz 140,334
MW’a, buhar üretim kapasitemiz
846.560 ton/yıl ve sıcak su üretim
kapasitemiz 262.254.395 Sm³’e
çıkmıştır.
Bölgemizin V. kısmında 306 bin
m2’lik alan üzerinde kurulmuş
olan lojistik merkezimiz Türkiye’de
tren yolu bağlantısı olan ilk lojistik
köydür. Demir yolu ile limanlar
(Aliağa-Biçerova ve İzmir-Alsancak)
ve Manisa arasında yılda 140
bini aşan konteynır trafiği olan
lojistik merkezimizle, Avrupa’nın
ve Türkiye’nin gündeminde olan,
farklı ulaştırma sistemleri birleştirilerek
her birinin üstünlüğünü ön plana çıkaran
intermodel taşımacılığın yaygınlaştırılması
hedeflenmektedir.
Altyapı hizmetlerinin yanında bölge
firmalarımızın bilimsel alandaki çalışmalarına
destek vermek adına Celal Bayar Üniversitesi
Rektörlüğü ile 10 Şubat 2010 tarihinde
imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde,
Bölge Müdürlüğümüz kampüs alanı
içerisinde kurulan MOSB-CBÜ irtibat bürosu,
faaliyetlerine devam etmektedir.
Bölge yönetimi, bir taraftan yatırımcısına
altyapı konusunda avantajlar sağlamak
düşüncesiyle hizmet ederken, diğer taraftan
da içinde yaşadığı şehrin gelişimine katkı
sağlamak için sosyal sorumluluk bilinciyle
sosyal gelişim projelerini de hayata
geçirmektedir. Bu çerçevede, Manisa Valiliği
nezdinde ilgili İl Müdürlükleri ile imzalanan
protokoller çerçevesinde bölgemiz sosyal
tesis alanında inşaatları tamamlanan Teknik ve
Endüstri Meslek Lisesi, Polis Merkezi Amirliği
ve sağlık merkezi ile hem sanayicilerin eğitim,
güvenlik ve sağlık konularındaki ihtiyaçlarına
hem de yakın çevrede ikamet eden
Manisalılara hizmet verilmektedir.
Bölgemizde inşa edilen her yeni tesis ve
sunulan her hizmet, OSB’nin Manisa’ya ve ülke
ekonomisine olan katkısının artarak devam
edeceğinin bir kanıtıdır.
Bölgemiz her yıl ulaştığı üretim, istihdam ve
ihracat rakamları ile kendi rekorunu kırmaya
devam ederken, Manisa OSB sanayicileri olarak
bizler de, ülke ekonomisinin bu kriz ortamında
bile bu denli güçlü olmasında bir nebze
de olsa pay sahibi olmanın haklı gururunu
yaşamaktayız.
Antalya Organize
Sanayi Bölgesi (AOSB)
Çetin Osman BUDAK / Antalya OSB Yönetim Kurulu Başkanı
Dünya turizm sektörünün en önemli
merkezlerinden biri olan Antalya da turizm
sektörünü destekleyecek sanayi yatırımlarının
da bulunması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu
düşünce ışığında; Antalya Organize Sanayi
Bölgesi insan ve çevre ilişkilerine önem
veren, çevre kirlenmesine karşı duyarlı, bölge
ve ülke ekonomisine katkıda bulunmak
amacıyla, faaliyete geçmiş olan büyük bir
projedir. Tarıma ve turizme uygun olmayan
arazilerde sanayi oluşumu için gerekli her türlü
altyapının hazırlanması ve bakımı, çalışanlar
için gerekli sosyal aktivite alan ve tesislerinin
düzenlenmesi, tüm dönemlerde, hizmette
kalite ve devamlılığın sağlanması bu önemli
projenin kapsamı içerisindedir.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi; AntalyaBurdur Karayolu üzerinde 26 km.’de
bulunmaktadır. Devlet Karayolunun ikiye
böldüğü 690 hektar arazi üzerinde dahili yolları,
çevre yolları, içme ve kullanma suyu şebekesi,
yağmur suyu şebekesi, evsel ve endüstriyel
genel arıtma tesisi, AG-OG elektrik şebekesi,
Scada ve Otomasyon sistemi ile destekli
dağıtım merkezleri, cadde aydınlatmaları,
doğalgaz şebekesi, haberleşme şebekesi,
kanalizasyon şebekesi, sağlık merkezi, PTT ve
telefon santral binası, itfaiye hizmet binası ve
diğer sosyal altyapı yatırımları ve TS EN - İSO
9001- 2008 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi ile
sanayicilerine hizmet vermektedir.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde tahsis
yapılan parsel sayısı 250’dir ve 156 adet firma
fiili olarak üretim yapmaktadır.
Ulaştığı 10 bin 300 kişilik çalışan sayısıyla AOSB,
Antalya ekonomisi için önemli bir istihdam
merkezi olma özelliğini taşımaktadır. Faal
firmaların üretimleri, ağırlıklı ihraç malları ve
dış pazar odaklı gerçekleştiğinden, firmaların
başarıları Antalya ekonomisi ile birlikte
direkt ülke ekonomisini de olumlu yönde
etkilemektedir
Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ nde
gerçekleştirilen yatırımlarla firmalarımız bin
500 milyar ABD Dolar’lık üretim, 350 milyon
ABD Dolar’lık ihracat hacimleriyle Antalya
ekonomisine önemli bir ekonomik katkı
gerçekleştirmektedir.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi büyük bir
projedir. Antalya’nın coğrafi konumunu
ve turizmi odağa almış ekonomik yapısı
nedeniyle özel bir yapı ile planlanan Bölgede,
ağır sanayi olarak adlandırılan yatırımları
engellenerek mevcut kısıtlara göre Antalya
ekonomisine olabilecek en uygun yapılaşması
gerçekleştirilmiştir.
Yukarıda ana hatlarıyla özetlenen alt ve
üst yapı yatırımlarıyla, sosyal donatılarıyla
AOSB’de, yatırımcılara ihtiyaç duyabilecekleri
tüm hizmetler- 24 saat süreyle başarıyla
sunulmaktadır. Çevreci öncelikleri ile AOSB
ülkemizdeki diğer organize sanayi bölgeleri
arasında da hak ettiği yere ve üne kavuşmuştur.
Antalya Organize Sanayi Bölgesindeki
firmaların sektörlere göre dağılımlarına
baktığımızda; Gıda Sektörü 27 tesis yüzde
17.31 oran ile ilk sıradanla, plastik sektörü 22
tesis ve yüzde 14,10 oranı ile 2. sırada, Makina
Metal sektörü 18 tesis ile yüzde 11.54 oranı
ile 3. sırada yer almaktadır. Bunları 15 tesis ve
yüzde 9,62 oranı ile ahşap sektörü ve kimya
sektörü takip etmektedir. Diğer sektörler
ise gübre, elektrikli makine, tekstil ve diğer
sektörler olarak sıralanmaktadır.
Antalya Organize Sanayi Bölgesi; halen
Antalya’da en fazla elektrik tüketen yapıdır.
AOSB, 2007 yılından itibaren 49 yıl süreyle OSB
elektrik dağıtım faaliyetini sağlamak üzere
Dağıtım Lisansına sahiptir. Bölgemizde elektrik
enerjisi TEDAŞ’dan. OSB girişinde ölçülerek
topluca satın alınmakta ve Bölge Müdürlüğü
tarafından sanayicilerimize dağıtılmaktadır.
Elektrik Şebekesi ve Trafo binaları Organize
Sanayi Bölgesi’ne aittir. Halihazırda Antalya OSB
nin kurulu gücü 155 930 kVA, 2011 yılı için aylık
ortalama puanı güçleri ise 36.00 MW ve Aylık
ortalama tüketimi 19 milyon kwh düzeyindedir.
Bölgede yıllık ortalama kayıp tutarı Türkiye
ortalamasının oldukça altında olup bu rakam
2011 yılı için yüzde 0.53 ‘dir Antalya OSB’e
kendi şebekesindeki arızadan dolayı elektrik
kesintisi söz konusu değildir.
AOSB’de Sosyal Projeler
Antalya Organize Sanayi Bölgesinde, yangınla
mücadele kapsamında; tam donanımlı
24 saat göreve hazır olan İtfaiye teşkilatı
konuşlandırılmış durumdadır.
Bölge Müdürlümüz bünyesinde; Doğal Afetlere
Müdahale Timi (D.A.M.T.) kurulmuş olup; 15
kişiden oluşan bu tim her türlü teçhizatı ile her
an göreve hazır durumdadır.
Çevreci AOSB
Bölgenin tamamında 25 bin 398 m.
uzunluğunda kanalizasyon şebekesi
bulunmaktadır. Altyapı tesislerinin denetimi
sürekli kontrol edilmekte ve deşarj limitlerini
aşan tesislere ön arıtma tesisi yaptırılmaktadır.
Bölgenin bütününü kapsayacak şekilde 20 bin
nrVgün’e göre projelendirilen atıksu arıtma
tesisimizde fiziksel, kimyasal ve biyolojik
arıtma, çamur susuzlaştırma ve koku giderme
üniteleri bulunmaktadır. 2002 yılında inşaatı
tamamlanan tesisimiz on yıldır işletilmekte
olup Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden
alınmış Deşarj İzin Belgesi bulunmaktadır.
Atıksu Arıtma Tesisi çıkış suyumuzdan haftada
bir alınan numuneler ile sürekli denetim
altında tutulmaktadır. Ayrıca AS A T tarafından
tesis haftalık olarak denetlenmektedir.
Arıtma tesisinden çıkan çamurlar ise İl
Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından
lisans verilmiş özel bir firmaya ait Arıtma
Çamuru Değerlendirme ve Bertaraf Tesisi’ne
gönderilmektedir
Organize Sanayi Bölgesi sınırları içinde bulunan
fabrika, şantiye, dükkan. Bölge Müdürlüğü ve
sosyal tesislerinde oluşan evsel ve evsel nitelikli
endüstriyel çöpler, haftada beş gün özel
bir firma aracılığıyla toplatılmakta ve Büyük
Şehir Düzenli Depolama Tesisi’ne götürülerek
bertaraf ettirilmektedir.
TEMMUZ 2012
37
Kamu ve İş Makineleri Sektör Buluşması...
Türkiye’de yatırım fırsatları ve kamu destekleri başlıklarında
gerçekleştirilen Vizyon 2023 Kamu ve İş/İnşaat Makinaları
Sektör Buluşması, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün’ün himayesinde, Türkiye İş Makinaları Distribütörleri ve
İmalatçıları Birliği (İMDER) ve İstif Makinaları Distribütörleri ve
İmalatçıları Derneği’nin (İSDER) desteği ile 27 Haziran 2012
tarihinde Ankara’da gerçekleştirildi. Bakan Ergün burada yaptığı
konuşmasında, yeni makinelerin yanında, kullanımda olan diğer
makinelere de benzer bir tescil sistemini kurarak envanter tespiti
yapacaklarını belirterek, “Böylece nasıl her arabanın bir ruhsatı
varsa, iş makinelerinin de bir ruhsatı olacak” dedi. Geçtiğimiz yıl
önemli sektörel strateji belgelerinin hayata geçirildiğini anlatan
Bakan Ergün, bunlardan Makine Sektörü Strateji Belgesi ve
Eylem Planı ile ilgili izleme ve değerlendirme toplantılarını da
gerçekleştirdiklerini ifade etti. Yapılan çalışmalar sonucunda
sektör içi işbirliklerinin gözle görülür bir şekilde arttığına şahit
olduklarını belirten Ergün, bunun çok önemli olduğunu söyledi.
Ergün ayrıca, herkesin yerli ürüne sahip çıkması gerektiğini
belirterek, yerli ürüne sahip çıkıldıkça yurt dışındaki önemli
markaların da Türkiye’de yatırım yapma isteklerinin artacağını
ifade etti.
Teknogirişim Zirvesi 2012...
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, 29 Haziran
2012 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen “Teknogirişim Zirvesi
2012”de yaptığı konuşmada, Bakanlık tarafından hayata geçirilen
“Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı” kapsamında bir
ekosistem oluşmaya başladığını söyledi. Ergün, bugün alın
terinden daha çok akıl terine ihtiyaç olduğunu belirterek,
“Bizi zenginleştirecek olan şey akıl teridir, o da bizde var” dedi.
“Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı”nı 2009 yılında
hayata geçirdiklerini ve her yıl 100 gence verilmek üzere 100’er
bin liralık destek belirlediklerini anımsatan Ergün, “O zaman
biraz daha temkinli düşünülmüştür ama iki yıl içinde gördük
ki müthiş bir potansiyel var, bunu 500’e çıkardık. 2012 yılından
itibaren her yıl 500 projeyi destekleme imkânına bugün itibariyle
sahibiz” dedi. Üç yıl içinde 452 kişinin bu destekten yararlandığını
ve kendi işlerini kurduğunu belirten Ergün, “Olumlu sonuçlarını
gördüğümüz için projenin bütçesini beş katına çıkardık. 2012
yılında gelen proje, üç yıl boyunca gelen projenin toplamından
daha fazla oldu. Bu yıl yapılan bin 597 başvurudan 289’unu
desteklemeye değer buldu çalışma grupları ve böylece
teknogirişimci sayımız 741’e ulaştı” diye konuştu.
Türkiye, EUREKA’nın Dönem Başkanı Oldu…
Türkiye, pazar odaklı, kısa sürede ticarileşebilecek ürün
ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge projelerinin
desteklendiği uluslararası işbirliği platformu EUREKA’nın
Temmuz 2012-Haziran 2013 tarihleri arasındaki dönem
başkanlığını üstlendi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün, 13 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye EUREKA Dönem Başkanlığı
Açılış Konferansı’nda EUREKA Programının, pazar odaklı,
kısa sürede ticarileşebilecek ürün ve süreçleri destekleyen
uluslararası işbirliği programı olduğunu kaydetti. Bakan Ergün,
Türkiye’nin, 42 ülkenin üye olduğu ve Ar-Ge projelerinin
desteklendiği uluslararası işbirliği platformu olan EUREKA’nın,
Temmuz 2012-Haziran 2013 döneminde program başkanlığını
yürüteceğini bildirdi. Türkiye’nin dönem başkanlığının
Türkiye’deki firmalar için çok önemli bir fırsat olacağını ifade
eden Ergün, Türkiye’nin, bugüne kadar üyesi olduğu bu
programın önümüzdeki bir yıl içinde gündemini oluşturacağını,
planlamasını gerçekleştireceğini ve Ar-Ge politikalarına yön
vereceğini belirtti. Ergün, 27 yıllık geçmişe sahip bu program
kapsamında, bugüne kadar 4 bini aşkın projeyle 30 milyar
Avro’ya yakın Ar-Ge hacmi oluşturulduğuna da dikkat çekti.
“Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları Kurultayı” İstanbul’da Gerçekleştirildi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın katkılarıyla bu yıl
ilk kez düzenlenen ve dünyanın çeşitli ülkelerinden yaklaşık 100
bilim insanını bir araya getiren “Yurt Dışındaki Türk Bilim İnsanları
Kurultayı” 12 Temmuz 2012 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirildi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bu yıl içerisinde
en az 10 ülkede bilim ve teknoloji ataşeleri atayacaklarını ve yurt
dışı teşkilatı kuracaklarını bildirdi. Ergün, bilim ve teknolojinin,
evde tek başına gelişecek bir şey olmadığına işaret ederek,
vaktiyle Atina’da, Bağdat’ta, Roma’da, Endülüs’te, günümüzde
ise ABD’de Silikon Vadisi’nde olduğu gibi bir kültür, bir ortam
meselesi olduğunu anlattı. Daha çok Soğuk Savaş döneminin ve
eski Türkiye’nin bir kavramı olan beyin göçü kavramını daha farklı
ifade ettiklerini dile getiren Ergün, bugün yurt dışındaki bilim insanları veya öğrencileri, beyin göçü olarak değil, beyin gücü olarak
gördüklerini söyledi. Ergün, sadece Türkler için değil, yabancı akademisyenler için de Türkiye’yi bir cazibe merkezine dönüştürmeleri
gerektiğini bildirdi. Ergün, bugün Türkiye’nin, demokrasi kültürüyle, sosyal devlet ilkeleriyle, güçlü reel sektörüyle, bölgesindeki birçok
ülke için ilham kaynağı olduğuna işaret ederek, “Aynı Türkiye, bilim ve teknoloji ortamıyla da bölgemizde ve hatta tüm dünyada başı
çekebilecek bir potansiyele sahiptir” dedi.
38
TEMMUZ 2012
Nanoteknoloji Çalıştayı Gerçekleştirildi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 14 Temmuz 2012
tarihinde Gebze’de düzenlenen Nanoteknoloji Çalıştayı’nda
konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
geleceği şekillendirecek en önemli teknolojilerden biri olan
nanoteknolojinin dünyadaki ve Türkiye’deki durumunu, bu
teknolojiyi ve uygulamalarını geliştirmek için üniversiteler
ve reel sektör bünyesinde atılması gereken adımları tespit
etmeye çalışacaklarını söyledi. Bakanlık olarak sorumluluk
alanında olan konularla ilgili politika oluştururken, konunun
tüm taraflarını dinlemeye büyük önem verdiklerini ifade eden
Ergün, böylece gözden kaçan bir konunun kalmadığından
emin olup daha doğru zamanlamalarla daha doğru adımlar
atabildiklerini ifade etti. Ergün, Çalıştay sonuçlarının yollarını
aydınlatacağını anlatarak, beyin fırtınalarının ne kadar özgür
ve rahat bir ortamda gerçekleşirse o kadar faydalı olacağını
kaydetti. Bakan Ergün, insanlığa, eşyanın derinliklerine nüfuz
etme imkanı veren nanoteknolojinin, Bakanlığın en çok önem
verdiği alanların başında geldiğini kaydederek; “Nanoteknoloji
ile eşyaları dönüştürmek, eşyaya yeni nitelikler kazandırmak ve
hatta eşyanın temel niteliklerini değiştirmek mümkün olabiliyor.
Nanoteknoloji alanındaki çalışmalar, tıptan elektroniğe,
enerjiden tarıma hemen her alanda uygulanabilmesi açısından
büyük bir değer taşıyor. Yapılan araştırmalara göre, 2004 yılında
nanoteknoloji ürünlerinin pazar payı 13 milyar Dolar iken, bu
rakam 2014 yılında 2.5 trilyon Dolar’a ulaşacaktır” diye konuştu.
Bakan Ergün, 2023 hedeflerinin tüm toplumu heyecanlandıran
ve diri tutan etkiler yaptığını belirterek, Türkiye’nin ekonomik ve
sosyal kalkınma hedeflerine ulaşmasında, en kritik alanların bilim
ve teknoloji olduğunu da sözlerine ekledi.
Güney Kore Bilgi Değişimi Programı Kapsamında
İstanbul ve Ankara’da Çalışma Toplantıları Gerçekleştirildi
Güney Kore Strateji ve Maliye
Bakanlığı yönetimindeki
Bilgi Değişimi Programı (KSP)
kapsamında Verimlilik Genel
Müdürlüğü (VGM) tarafından
hazırlanan teklifin Eylül 2011’de
kabul edilmesiyle başlayan
proje sürecinin “ihtiyaç analizi
ve proje ayrıntılarını belirleme”
aşaması İstanbul ve Ankara’da
gerçekleştirilen toplantılarla
tamamlandı. “Verimlilik ve
Sürdürülebilir Endüstriyel
Kalkınma için Politika
Oluşturma” (Policy Planning
for Productivity and Sustainable
Industrial Development) adlı
projenin bu ilk aşamasında
ülkemize gelen altı kişilik
Güney Kore Heyeti, VGM
koordinasyonunda
16 Temmuz’da İstanbul’da, 17 Temmuz’da ise Ankara’da çeşitli kurum ve kuruluş temsilcileriyle bir araya geldi. Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek “Ulusal Verimlilik Stratejisi” ile kurulması planlanan “Eko-Verimlilik Merkezi”
konularında Güney Kore deneyimlerinin ülkemize aktarılmasını amaçlayan proje çerçevesinde gerçekleştirilen toplantılarda, bu iki
konuda çalışmalar yürüten kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından uzman ve akademisyenler de katkı sağladı.
Gerçekleştirilen çalışma toplantıları boyunca proje başlığını oluşturan iki temel konu hakkında ülke deneyimleri paylaşıldı, mevcut
durum benzerlik ve farklılıklar temelinde tartışıldı. VGM tarafından hazırlık çalışmaları sürmekte olan Ulusal Verimlilik Stratejisi’nin
hangi konuları içermesi gerektiği, çeşitli makroekonomik politikalar ve istatistikler çerçevesinde ele alındı. Bir diğer stratejik plan
hedefi olan Ulusal Eko-Verimlilik Programının tasarımı ve Eko-Verimlilik Merkezi’nin kurulması konusunda da VGM ve diğer ulusal
paydaşlar tarafından yürütülmekte olan çalışmalar, mevcut yasal çerçeve ve ihtiyaçlar üzerine görüş alışverişi gerçekleştirildi.
Oldukça verimli geçtiği gözlenen toplantılar sonrasında Kore Heyeti, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Ramazan Yıldırım tarafından kabul edildi. Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz’ın da hazır bulunduğu ziyarette, yürütülen çalışmalar
değerlendirildi.
TEMMUZ 2012
39
Üç Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri 2012 Yılı
Birinci Çeyreği Sonuçları Açıklandı
Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Faik Yücel GÜNAYDIN - Dursun BALKAN
Sanayi ve Teknoloji Uzmanları - Verimlilik Genel Müdürlüğü
İmalat sanayi genelinde çalışan kişi başına üretim endeksi önceki yılın aynı dönemine göre %2,95, önceki döneme göre ise %10,75 azalış
göstermiştir.
Geçen yılın aynı dönemine göre çalışan kişi başına üretim endeksinde imalat sanayiyi oluşturan bölümlerden 9’unda artış görülmüş, en büyük
artışın “Diğer ulaşım araçları” bölümünde olduğu görülmüştür.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi İstatistik Programı kapsamında hesapladığı ve yayımladığı Üç Aylık Ulusal
Verimlilik İstatistikleri’ni 2 Temmuz 2012 Pazartesi günü kamuoyuyla paylaşmıştır. Bu dönemde de EFİS Rev. 2’ye (Avrupa Birliğinde Ekonomik
Faaliyetlerin İstatistikî Sınıflandırılması) göre sanayinin “B-Madencilik Taşocakçılığı”, “C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme
Üretimi ve Dağıtımı” kısımları, Ulusal Verimlilik İstatistikleri’nin kapsamını oluşturmuştur. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması (MIGs) çerçevesine uygun
şekilde 5 sanayi grubunda da göstergeler hesaplanmıştır.
Şekil 1. İmalat Sanayinde Üç Aylık Çalışılan Saat Başına Üretim Endeksi ve Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi
İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksinin ve çalışılan saat başına üretim endeksinin aldığı değerler Şekil 1’de görülmektedir. Çalışan kişi
başına üretim endeksi, 2012 yılı birinci döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre (2011 yılı I. dönemine göre) %2,95 azalarak 110,95 değerini
almıştır. Çalışan kişi başına üretim endeksi, bir önceki döneme göre ise (2011 yılı IV. dönemine göre) ise %10,75 azalmıştır. Çalışılan saat başına üretim
endeksi 2012 yılı ilk döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2,86 azalarak 112,86 değerini almıştır. Çalışılan saat başına üretim endeksinde,
bir önceki döneme göre ise %11,36 azalış yaşanmıştır. Zaman serilerinin izlediği seyir incelenirken yıllık değişimlerin izlenmesi daha sağlıklı sonuçlar
verecektir. Bunun nedeni dönemlik değişimlerin belli bir bölümünün mevsimsel etkiler içermesidir. Bu amaçla Şekil 2’de imalat sanayi çalışan kişi
başına üretim endeksi ve mevsimsel etkilerden arındırılmış endeks bir arada gösterilmiştir.
Şekil 2. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi ve Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış Endeks
40
TEMMUZ 2012
Çalışan kişi başına üretim endeksi değişimleri bir önceki döneme göre değerlendirilirken mevsimsel etkilerden arındırılmış serilerin incelenmesi
daha anlamlı sonuçlar verecektir. İmalat sanayi için mevsimsel etkilerden arındırılmış verimlilik serisinin bir önceki döneme göre düşüş sergilediği
gözlenmektedir. İmalat sanayinde çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %10,75 azalırken, mevsimsel etkilerden arındırılmış
çalışan kişi başına üretim endeksi bir önceki döneme göre %1,88 azalmıştır. Bu değişim Şekil 2’de sunulmaktadır.
Şekil 3. İmalat Sanayi Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Değişimlerinin Yapısı
Ülkemiz ekonomisinde gerek sanayi geneli, gerek imalat sanayi verimliliğinin belirleyicisi, 2009 yılı ile 2010 yılının ilk yarısında yatay seyreden ve
2010 yılının ikinci yarısından itibaren artış eğiliminde olan istihdam düzeyine bağlı olarak, üretim miktarı olmuştur. Şekil 3’te görüldüğü gibi (son 5
dönemde ortalama %1,2) istihdamın düzenli olarak artması istihdam daralmasına dayanmayan sağlıklı bir verimlilik büyümesine işaret etmektedir.
İstihdam düzeyine bakıldığında; son dönemlerdeki istihdam düzeyinin artarak 2008 yılının ilk yarısı seviyesine ulaştığı, bununla beraber üretim
endeksinin 2008 yılı ilk yarısı seviyelerine göre nispeten yüksek olduğu görülmektedir. Böylece işgücü verimliliği seviyesinin ana belirleyicisi
geçmişe göre artan istihdam ve üretim endeksleri olmuştur. Bu durum mevsimsel etkilerden arındırılmış çalışan kişi başına üretim endeksinde de
görülmektedir (Bkz. Şekil 2).
Şekil 4’te toplam sanayi, madencilik ve imalat sanayi kısımları için bir önceki döneme göre değişimleri orijinal seri ve mevsimsel şok etki içermeyen
seriler gösterilmektedir. Şekil incelendiğinde madencilik ve taşocakçılığı için bulunan orijinal serilerin büyük dalgalanmalar gösterdiği, buna karşın
reel değişimlerin daha küçük olduğu görülmüştür. İmalat sanayi için yapılan analizde de benzer şekilde, dalgalanmaların ağırlıkla mevsimsel etki
kaynaklı olduğunu göstermiştir. İmalat sanayi ile madenciliğin mevsimsel şok lardan etkilerden arındırılmış verileri karşılaştırıldığında mevsim dışı
faktörlerin imalat sanayi verimliliği üzerinde daha büyük dalgalanmalar yarattığı görülmektedir.
Şekil 4. Bir Önceki Döneme Göre Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksinde Değişimler (Mevsimsel Etkilerden Arındırılmış ve Orijinal Seriler)
2005 ile 2011 yılları arasını kapsayan dönemde imalat sanayini oluşturan 24 bölüm incelendiğinde “makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı”,
“kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı” ile “tekstil ürünlerinin imalatı” bölümlerinin verimliliğinin düşme eğiliminde olduğu, bu bölüm
dışında kalan 21 bölümün verimliliklerinin artma eğiliminde olduğu görülmüştür. En yüksek verimlilik büyüme eğiliminin %13,4 ile “ağaç, ağaç
ürünleri ve mantar ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz, saman ve benzeri malzemelerden örülerek yapılan eşyaların imalatı” bölümünde olduğu
görülmüştür.
TEMMUZ 2012
41
Şekil 5. İmalat Sanayini Oluşturan 24 Bölüme Ait Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümeleri(2005-2012)
Tablo 1. 2005-2012 Dönemi Yıllık Ortalama Verimlilik Büyümesi
Toplam Sanayi
Sanayinin Kısımları
Ana Sanayi Grupları
Madencilik
İmalat
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı
Aramalı Üretimi
Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi
Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi
Enerji Malı Üretimi
Sermaye Malı Üretimi
%3,30
%0,27
%3,02
%7,54
%2,64
%3,69
%3,00
%5,40
%3,00
Tablo 1’de ana sanayi grupları, sanayinin kısımları ve toplam sanayi için hesaplanan çalışan kişi başına üretim endeksinin 2005 birinci dönem ile
2012 birinci dönemi arası yıllık ortalama büyüme oranları verilmiştir. Sanayi kısımları içerisinde “Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve
dağıtımı”nın %7,54 ile en yüksek yıllık ortalama verimlilik büyümesine sahip olduğu; en düşük yıllık ortalama verimlilik büyümesinin ise %0,27 ile
“Madencilik”te olduğu hesaplanmıştır. Ana Sanayi Grupları incelendiğinde ise en yüksek verimlilik artışının yıllık ortalama %5,40 ile “Enerji Malı
Üretimi”nde olduğu görülmektedir.
Şekil 6. Ana Sanayi Grupları (MIGs) Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Trend Serileri
Şekil 6’da Ana Sanayi Grupları çalışan kişi başına üretim endeksi serilerinin trendleri gösterilmiştir. Bu noktada kullanılan trend kavramı orijinal seriden
mevsimsel etkilerin ve düzensiz şokların çıkarılmasıyla elde edilen uzun dönemli eğilimi ifade etmektedir.
Burada dikkat çeken nokta, küresel durgunluğun etkisini gösterdiği bir zaman aralığında ana sanayi gruplarının trend değişimlerinde bazı grupların
durgunluktan etkilenmesi, bazı grupların ise hemen hemen etkilenmemesidir. Dayanıklı Tüketim Malı Üretimi ile Dayanıksız Tüketim Malı Üretimi
işgücü verimliliklerinin uzun dönem eğilimleri, küresel kriz dönemi de dâhil olmak üzere istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Tablo 1’den de görüleceği
üzere dayanıklı tüketim malı üretiminin ve dayanıksız tüketim malı üretiminin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri sırasıyla %3,69 ile %3,00 olarak
gerçekleşmiştir. Enerji Malı Üretimi işgücü verimliliğinin, genel hızlı artış eğilimini korumakla birlikte, kriz döneminde artış hızının belli bir dönem
düştüğü ancak 2010 yılından itibaren oldukça yüksek bir büyüme hızıyla artış eğilimini sürdürdüğü görülmektedir. Küresel kriz döneminden
etkilenen Ara Malı Üretimi ile Sermaye Malı Üretimi sanayi grupları ise dalgalı bir verimlilik düzeyine sahiplerdir. Ara Malı Üretiminin verimlilik düzeyi
kriz önceki dönemi yakalamış ve düzenli bir artışla kriz döneminin üzerine çıkmış ise de Sermaye Malı Üretiminde verimlilik düzeyi dalgalı yapısını
korumaktadır.
42
TEMMUZ 2012
Productivity Statistics Related to The First Quarter of
2012 Have Been Published
Productivity statistics related to the first quarter of 2012 have been published on 2nd of July
2012 by Ministry of Science, Industry and Technology Directorate General for Productivity.
In manufacturing industry, production per person employed has decreased by 2.95% compared to the same quarter of the previous
year. Compared to the previous quarter, index decreased by 10.75%. In manufacturing industry, production per hour worked has
decreased by 2.86% compared to the same quarter of the previous year and decreased by 11.36% compared to the previous quarter.
Diagram 1. Quarterly Index of Production Per Person Employed and Production Per Hour Worked in Manufacturing Industry (2005
Avg.=100)
In the Diagram 2, it is shown that the structure of changes in the index of production per employment. The determinants of
productivity are employment and production indexes. It has seen that; for the first quarter of 2012 compared to the first quarter of
2011, the index of employment has increased by 4.8% and the index of production has increased by 1.77%. With these effects the
productivity index has decreased by 2.95%.
Diagram 2. Structure of Changes in the Index of Production Per Employment
Next newsletter release date about this subject is 01.10.2012.
Productivity statistics are available at http://vi.sanayi.gov.tr/productivityindicators/.
JULY 2012
43
Organized Industrial Zones
We will continue to develop
Organized Industrial
Zones, the most accurate
address for qualified,
innovative and competitive
investments
During the last 9,5 years, 147 more
Organized Industrial Zones (OIZs)
have been constructed with necessary
infrastructure and in these zones 41,608
firms have begun production in an area of
27,542 hectares. In these facilities, about
1,200,000 people are employed and this
number is expected to reach about 2
million when all firms began to operate.
As of today, 261 OIZs have become
legal entities and it is planned to credit
infrastructure and refinement of 65 more
OIZ projects in 2012 Investment Program.
It is a pleasure to state that our OIZs have
acquired a vision that aimed integration
to world markets and led our industry
to increase its competitiveness. At this
time, countries like Mongolia, Kazakhstan,
Ukraine, Palestinian, Egypt and Azerbaijan
follow the related process in Turkey in this
area and utilize our experience.
Being the related Ministry, we study
seriously on the management structures,
occupancy rates and the number
of expertise zones of OIZs and their
connection with railway and harbor lines
and their links with education system.
For instance, there are actions in our
Industrial Strategy regarding critical
decisions about OIZs and we follow
them. As a conclusion, Turkey is growing
emphatically and it will continue to grow.
We, as the government, try to eliminate
all kinds of trouble for the investors and
besides we continue to smooth the way
of doing new investments. All investors
44
JULY 2012
both foreign and domestic should
decide on their new investments without
hesitation. It should be kept in mind that
we guarantee providing convenience
in all fields especially with respect to
physical infrastructure and residence.
Industrialization in Anatolia
and OIZs
As a significant item of planned
development programs, OIZs provide
our industrialists and entrepreneurs with
industrial parcels of which infrastructures
are complete and contribute to the
economy with respect to economic
development and employment
creation. Thus, these industrial groups’
productions, depending on scale
economy, should be directed within a
plan in order to increase productivity
and efficiency in general. Within this
framework, we try to actualize a balanced
development by attracting investment
to underdeveloped regions through
various incentive mechanisms. During
this process, we will take into account
new developments in OIZ legislation
around the world and therefore, provide
opportunity to new OIZ models like
logistic zones and expertise OIZs.
Why Rehabilitated
Organized Industrial Zones?
After the establishment of the Republic,
industrialization is intensified in certain
regions. Due to its nearness to input and
output markets in Ergene Basin, Tekirdağ
began to industrialize in an unplanned
and uncontrolled manner in general
especially after 1970s. The negative
effects of this kind of industrialization
on environment, natural resources,
human health and industrialists created
a need for some radical precautions in
these areas. By this way, Rehabilitated
Organized Industrial Zones (ROIZs) have
entered literature regarding industrial
zones.
In summary, by the realization of ROIZs,
main advantages are as follows;
•• In addition to the elimination of air,
soil and water pollution in the region,
conservation of natural resources
and abolishment of elements that are
dangerous for human health would
become possible,
•• Industrialists could have positive
projections for the future, besides
utilizing the advantages of OIZs,
•• As for state institutions, it would be
easier to control informal industrial
activities.
Integrated Approach
to Local Development:
Şanlıurfa
The tasks of establishing centers of
gravity like economic structure, social
interaction and common governance
and making them active and functional
become compulsory day by day. “The
Reorganization of Şanlıurfa Industry
Project” has been the last and the
most comprehensive instance for such
issues. Within the framework of 2006
Fiscal Cooperation between Turkey and
European Union Program, the beneficiary
of the project that was finalized in May
2011 with 15,709,776 Euro budget was
the Ministry of Science, Industry and
Technology, Directorate General for
Industrial Zones.
The main aim of the Project was to
decrease the regional differences in
Turkey by contributing to social stability
and economic development in GAP
Region. Specifically, the Project focused
on the determination of strategic sectors
and on the establishment of necessary
business environment enhancing the
competitiveness of firms in Şanlıurfa
2nd OIZ. Şanlıurfa economy depends on
production factors at present and the city
owes its competitiveness mainly to its
unskilled labor and fertile soil. Therefore,
short and medium term targets of the
Project are increasing the productivity
and efficiency of the local economy and
easing the determination of fundamental
elements of an innovation based
economy.
The Experience of Organized
Industrial Zones in Turkey
Regarding the organization of industrial
development in terms of location,
Organized Industrial Zones (OIZs), Small
Industrial Sites (SISs), Free Zones (FZs)
and Technology Development Regions
(TDRs) are defined as production
zones having special status. Among
these, OIZs have 50 years experience
in issues like balanced development,
regulation on the relation between
urbanization and industrialization,
elimination of environmental problems
and finally access to infrastructure
service at low cost. Furthermore, OIZs
are significant tools in determining the
development direction and forming
the land use manner of the city besides
their employment opportunity. Taking
into consideration that urbanization
and the need for land use are designed
according to zoning plans, deciding the
location of OIZs becomes an important
task. The process should depend on
comprehensive scientific researches
dealing with home-work distances,
labor projections, university-industry
relations and regional research results.
Otherwise, location decisions of OIZs,
which are taken apart from these, would
both prevent the efficient use of scarce
capital accumulation and scarce land
resources. In other words, the location
decision should target the design of new
life spaces where OIZs are well associated
with the city and people in it, instead of
attaching to criteria like the ownership,
size and environment values of land or
the effort of satisfying the parcel demand
of industrialists.
Industrial Ecology
“Industrial Ecology” concept refers to
an interdisciplinary environmental
and economic approach based on the
interaction between industrial and
ecological environment. (Industrial
Symbiosis Project in İskenderun Gulf)
As for Eco-Industrial Parks (EIP), they
are defined as the implementation of
industrial ecology concept in industrial
areas. The most convenient industrial
groups in Turkey that can be handled
for this topic are OIZs since they include
EIP’s essential features like common
refining plants, common environment
management systems, common
infrastructure service and common
management…etc. Regarding the
international consensus on sustainable
development and its requirements,
production policies should not ignore
ecologic dimension. Instead, economic
dimension and ecologic dimensions
should be integrated as well. Thus, the
transformation of OIZs to EIPs like in the
configuration in China would lead to the
fulfillment of national and international
environmental criteria and competitive
productions in global markets.
JULY 2012
45
SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS
Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT
Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT
Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey
46
TEMMUZ 2012
BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS
Kaynak: (OECD, MSTI;2011) - Source: (OECD, MSTI;2011)
Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT
TEMMUZ 2012
47
ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
Seçilmiş AB Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortlama Yıllık Değişim Oranları /
Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth for Selected EU Countries
Kaynak: Ulusal Verimlilik İstatistikleri, EUROSTAT.
Source: National Productivity Statistics of Turkey, EUROSTAT
OECD Ülkelerinde Büyümeye Katkılar, 1985-2009 Ortalaması /
Contributions to Growth in OECD Countries , 1985-2009 Average
Kaynak: OECD Factbook 2011: Ekonomik, Çevresel ve Sosyal İstatistikler ve Verimlilik Genel Müdürlüğü Hesaplamaları.
Source: OECD Factbook 2011: Economic, Environmental and Social Statistics and General Directorate for Productivity Calculations.
48
TEMMUZ 2012
ULUSAL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ / NATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS
İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler
Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data
Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi (2005 Ort.=100) / Index of Production Per Person Employed (2005 Ave.=100)
Toplam Sanayi / Total Industry
Madencilik ve Taşocakçılığı / Mining and Quarrying
Sanayinin Kısımları/
İmalat / Manufacturing
Sections of Industry
Elektrik, Gaz, Buhar ve İklimlendirme ... / Electricity, Gas, Steam And Air Conditioning Supply
ARM - Aramalı / IG - Intermediate Goods
Ana Sanayi
DLT - Dayanıklı Tüketim / DCG - Durable Consumer Goods
Grupları / Main
DZT - Dayanıksız Tüketim / UCG - Non-Durable Consumer Goods
Industrial Groups
ENJ – Enerji / E- Energy
(MIGs)
SEM - Sermaye Malı / CG - Capital Goods
Gıda ürünlerinin imalatı / Manufacture of food products
İçeceklerin imalatı / Manufacture of beverages
Tütün ürünleri imalatı / Manufacture of tobacco products
Tekstil ürünlerinin imalatı / Manufacture of textiles
Giyim eşyalarının imalatı / Manufacture of wearing apparel
Deri ve ilgili ürünlerin imalatı / Manufacture of leather and related products
Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar ürünleri imalatı... / Manufacture of wood and of products of wood and cork...
Kağıt ve kağıt ürünlerinin imalatı / Manufacture of paper and paper products
Kayıtlı medyanın basılması ve çoğaltılması / Printing and reproduction of recorded media
Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatı / Manufacture of coke and refined petroleum products
Kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı / Manufacture of chemicals and chemical products
Temel eczacılık ürünlerinin ve eczacılığa ilişkin malzemelerin imalatı
/ Manufacture of basic pharmaceutical products and pharmaceutical preparations
Kauçuk ve plastik ürünlerin imalatı / Manufacture of rubber and plastic products
Diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı / Manufacture of other non-metallic mineral products
Ana metal sanayi / Manufacture of basic metals
Fabrikasyon metal ürünleri imalatı (makine ve teçhizat hariç) /
Manufacture of fabricated metal products, except machinery and equipment
Bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı / Manufacture of computer, electronic and optical products
Elektrikli teçhizat imalatı / Manufacture of electrical equipment
Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı / Manufacture of machinery and equipment n.e.c.
Motorlu kara taşıtı, treyler (römork) ve yarı treyler (yarı römork) imalatı / Manufacture of motor vehicles, trailers and semi-trailers
Diğer ulaşım araçlarının imalatı / Manufacture of other transport equipment
Mobilya imalatı / Manufacture of furniture
Diğer imalatlar / Other manufacturing
Makine ve ekipmanların kurulumu ve onarımı / Repair and installation of machinery and equipment
2006
2007
2008
2009
2010
2011
104,5
97,0
104,5
119,0
104,6
101,4
104,9
102,9
102,1
101,0
102,0
117,4
103,9
101,3
109,3
115,6
105,7
107,2
107,4
112,6
107,7
95,0
107,6
128,4
106,2
106,0
106,7
107,0
108,5
98,5
109,2
127,2
98,8
107,1
95,1
131,2
106,7
114,3
106,2
116,6
107,4
101,3
106,3
136,5
104,3
110,7
105,7
112,7
106,2
97,5
117,1
155,9
94,5
99,0
92,7
153,7
105,6
116,0
99,4
109,3
107,0
105,7
104,6
136,5
104,8
116,1
111,0
112,9
90,6
95,1
116,1
137,3
97,1
105,4
95,8
184,7
114,7
127,4
82,3
112,9
115,8
102,7
117,9
130,8
117,2
130,1
114,7
135,3
116,6
97,5
103,1
146,2
102,9
111,9
104,7
212,7
117,2
126,8
85,9
122,9
119,8
102,8
117,9
130,8
110,5
119,1
109,1
141,5
106,7
99,6
99,9
137,0
98,8
108,6
104,1
247,3
121,9
139,9
95,8
123,7
2012
1. Çeyrek
1st Quarter
114,4
94,4
110,9
156,9
110,5
119,1
109,1
141,5
106,7
91,0
86,8
152,2
95,0
103,6
100,8
230,3
122,5
124,2
86,5
119,8
109,3
119,4
123,5
129,1
127,9
131,1
136,6
98,4
103,1
109,8
100,6
102,2
113,5
95,6
103,0
107,3
94,8
104,0
100,1
104,0
113,4
105,7
108,2
116,8
104,0
98,8
96,9
105,8
102,4
108,5
100,5
91,9
103,7
112,5
110,5
80,1
107,2
104,8
102,4
110,1
92,4
126,6
91,4
74,3
107,2
105,2
103,7
188,5
116,0
119,4
128,8
69,9
100,0
95,6
102,8
197,7
133,6
141,8
95,0
64,7
102,9
85,4
90,4
122,5
137,0
149,2
91,8
84,7
119,9
107,2
113,3
126,1
136,4
171,1
99,1
91,5
130,6
114,5
117,8
162,3
154,1
174,3
89,5
78,0
122,0
112,6
109,4
125,5
130,4
159,2
85,9
T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI
VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Gelibolu Sokak No: 5 Kavaklıdere 06690 ANKARA
Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat) - Faks: (312) 427 30 22 - Faks (Dergi): (312) 467 47 79
e-posta: [email protected] - internet: http://vgm.sanayi.gov.tr

Benzer belgeler