YENI GAZETE MASTER_v4.qxd

Transkript

YENI GAZETE MASTER_v4.qxd
SAYFA 1
Başrolde
zarafet
ve asalet
Tüm dertlere
deva bitkiler
BİNLERCE yıldır
gerek sağlık amaçlı,
gerekse hastalıklardan
korunmak veya tedavi
etmek amaçlı yararlanılan
bitkiler bakın hangi
dertlere deva...
Sayfa 10’da
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Büyük Altay
yaşında
TÜRKİYE’NİN ve İzmir’in futbol tarihine damga vuran ekiplerden Altay, şu günlerde 100.
yaşının mutluluğu ve haklı gururunu yaşıyor. İşte Celal
Bayar’dan Adnan Menderes’e,
Şükrü Saraçoğlu’ndan Mahmut
Özgener’e kadar geniş mazisiyle
Büyük Altay...
Sayfa 14’te
O yüksek sosyetenin en çarpıcı ismi. Siren Ertan Çarmıklı.
Uzun vadede plan yapmamasının nedenini
“Hayat, siz plan
yaparken başınıza
gelen şeydir”
diye özetliyor ve
ekliyor: Umarım
bu ömre sığarım. 16’da
Siren Ertan
Çarmıklı
24 OCAK 2014 / SAYI: 15
Rekor seviyeye ulaşan Dolar ve Euro yüzünden zarar görenlere müjdeli bir haberimiz var
DOVIZ MAGDURLARI
DAVA ACABILIR
Çünkü; Merkez Bankası’nın yıl ortasında 1,92
TL olarak verdiği kur tahmini, buna göre pozisyon
alan şirketleri bugün iflasın eşiğine getirdi.
MADDİ TAZMİNAT SÖZ KONUSU…
NARLIDERE
TCMB tarafından ‘döviz kurları yılsonuna
doğru eski seviyesine düşer’ açıklamasıyla,
iş dünyası buna göre pozisyon tuttu.
Aralık sonunda söylenenin aksine
Dolar ve Euro tavan yapınca, oluşan
Tayfun
zararın Merkez Bankası’ndan tazmiOzankaya
nat olarak istenmesi gündeme geldi.
Nizamettin’in
anısına park
BAYRAKLI
NARLIDERE Belediyesi
bir süredir tedavi gördüğü akciğer kanserine
yenik düşerek hayatını
kaybeden gazeteci
Nizamettin Bedir’in anısına yapılan parkın açılışını gerçekleştirdi.
SON KURUŞUNA KADAR İSTENEBİLİR
AVUKAT Tayfun Ozankaya, özellikle Merkez
Bankası Başkanı’nın sözüne itibar ederek döviz
pozisyonundan Türk Lirası pozisyonuna geçerek
ciddi zarara uğrayanların da dava açabileceklerini
söyledi ve şöyle dedi: İsteyenler Merkez
Bankası’ndan, uğranılan zarar tutarını son kuruşuna kadar isteyebilirler. GAMZE KURT’UN HABERİ 9’DA
KARŞIYAKA
Binali
Yıldırım
Aziz
Kocaoğlu
İşsizlik yok
iş seçen çok
İZTO yeşil alan peşinde
Usta ve çırağı...
İZTO’NUN başkanı, Yıldırım’dan
merkezdeki askeri alanların dönüştürülmesini istedi. EROL YARAŞ 3’TE
MHP İzmir Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı’nın ustası Melih
Gökçek. ERDAL İZGİ 5’TE
ADECCO’NUN Ege Bölge
Müdürü Oya Tüzün, işsiz gezen
ve iş görüşmesine gelen kişilerin
“Ne istediklerini bilmediğini”
söylüyor.
Sayfa 4’te
KOCAOĞLU, eski Bakan
Yıldırım'a “11 yılda İzmir
için neler yaptın, seçmenlere anlat” diye sorarken,
Binali Yıldırım,
“Yaptıklarımız ortada.
Geldiğinden beri bir metroyu bile bitiremedin” karşılığını verdi. Seçime 70
gün kala İzmir'de çift
kutuplu seçim mücadelesi
iyice kızıştı.
Siyasette
eskiler
rağbette
EGE Bölgesi Sanayi Odası
Başkanı Ender
Yorgancılar, diğer
ülkelerle kıyaslandığında en büyük
yanılgının T.C.
Merkez Bankası’na ait olduğunu belirtti.
Oya Tüzün
30 Mart'ta yapılacak
yerel seçimler öncesi
İzmir'de Binali Yıldırım ile
Aziz Kocaoğlu arasındaki
samimi ilişkinin yerini
gerginlik aldı.
BAYRAKLI Belediyesi
ilçe esnafının kullandığı
ölçü cihazlarını denetleyecek. 28 Şubat'a kadar
bilgilendirilen esnafın
cihazları bu tarih sonrasında tek tek denetimden geçecek.
KARŞIYAKALILAR 10
gün içinde ikinci parkına
kavuştu. Yalı
Mahallesi’nde yaptırılan
ve merhum gazeteci
Tufan Aksoy’un adının
verildiği parkın açılışı
törenle gerçekleşti.
Ender
Yorgancılar
Siyasette ipler
erken gerildi
Ölçü aletleri
yakın takipte
Karşıyaka’da
Aksoy’a vefa
Büyük
yanılgıydı
Uğur Yüce
İzmir 5 kat
değerlenecek
8
UĞUR Yüce, TARKEM ile
birlikte İzmir’in çehresinin değişeceğini ve özellikle Musevi
turistlerin şehre adeta akın edeceğini söyledi.
Sayfa 5’te
SAYFA 2
2
HABER
R
enkli, sıcak ve içimizi ısıtan bir 2014 ilkbahar - yaz modası
yine bizleri bekliyor. Ama
bu kez daha gerçekçi. Yaz
sezonunda neleri sokakta
göreceğimiz belli artık.
Etkisini devam ettiren
yarım üstler (crop-top),
sanatsal, geometrik ve
çiçek desenleri, 3D süsleme detayları, püsküller.
Sporda giymeye alışık
olduğumuz parçalar 'hiç
bu kadar kadınsı olmamıştı' dedirtecek kadar spor
ve şık kıyafetler.
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
moda
2014
İLKBAHAR
YAZ
MODASI
24.01.2014
MİNİMALİST AKIM:
Ancak önümüzdeki yaz 90'ların meşhur dağınık hırpani ve umursamaz ''grunge'' stilinden
ziyade, oldukça basit kalıplara sahip elbiseleri
süslemeden ayrılmış. Bunun yerine heykelsi
kalıpları ve dikiş kalitesiyle öne çıkan ''minimalist'' akım, tasarımcılara ilham kaynağı
olmuş. Aslına bakarsanız 2014 trendleri geçmişe yolculuk yapmak isteyenler için, harika
detaylarla dolu. Rengarenk, cesur bir ilkbahar - yaz bizleri bekliyor.
TKEN
KAYI
Ertan
BOL PAÇA: Her türlü
formda etekler ve bol paça pantolonlar
sezona damgasını vuruyor. Özellikle
kabile yaşantısından esinlenilmiş motifler ve çizgilerin gelecek ilkbahar ve yaz
dönemine damgasını vuracağı şimdiden
aşikar görünüyor. Tüm bunlarla beraber
90'ların etkileri sezonda birçok yerde
kendini hissettirmeye devam ediyor.
SAYFA 3
24.01.2014
3
yerel
Y
aklaşan yerel seçimlerle birlikte partilerin
adayları da meydanlara çıkmaya başladı.
Seçim vaatleri normal
olarak çok yakında
havalarda uçuşmaya
başlayacak.
Geçmiş zamanda
“Konya’ya deniz götüren”
politikacıları bile bu ülke
gördü.
Doğal olarak iddialı olan
Büyükşehir Belediye
Başkan adayları kurum
ziyaretlerini de hızla yapmaya başladılar.
AK Parti’nin
Büyükşehir Adayı Binali
Yıldırım’ın İzmir Ticaret
Odası ziyareti de oldukça
samimi havada geçti.
İZTO Yönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş
seçilmesi halinde
Yıldırım’dan beklentilerini
İzmir’in
Kaptan
Cousteau’su
T
ürkiye’de en çok branşa
sahip spor kulüpleri arasında yer alan İzmir
Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve
Spor Kulübü, sualtı fotoğrafçılığı
branşını kurdu ve ülkemizin bu
alandaki en önemli isimlerinden
Bülent Şelli’yi kadrosuna kattı.
Üst üste kazandığı başarılarla
adını duyuran Şelli, sporu sanatla
buluşturuyor.
Bülent Şelli, İzmir’de sayısı
iki elin parmaklarını geçmeyen
“su altı görüntü avcılarından”
biri. İzmir Büyükşehir
Belediyespor’un bu yıl faaliyete
açtığı sualtı fotoğrafçılığı şubesinde lisanslı olan Şelli, 20.
Yaşayan Marmara Sualtı
Görüntüleme Yarışması’nın
“Balık” kategorisinde birinci, 16.
Altın Palet Sualtı Görüntüleme
Türkiye Şampiyonası’nın “Balık”
kategorisinde ise üçüncü oldu.
39 yaşındaki sualtı fotoğrafçısı, çocukluğunda izlediği Kaptan
Cousteau belgesellerinin peşinde
koşarak, 1996 yılında scuba denilen tüplü dalışa başladı. Aynı yıl
Dokuz Eylül Üniversitesi Sualtı
Topluluğu’nun kurucuları arasında yer aldı. Sualtında gördüğü
güzellikleri daha çok kişiyle paylaşma isteği onu fotoğraf çekmeye itti. Asıl mesleği spikerlik
olmasına rağmen bir tutkuya
dönüşen sualtı fotoğrafçılığı, onu
2009 yılında İmbat Sualtı
Görüntüleme Merkezi’ni kurmaya kadar götürdü. Bu çatı altında
sualtı fotoğraf eğitimleri, ünlü
fotoğrafçılarla atölye çalışmaları,
sualtı foto safariler, sergiler,
fotoğraf sunumları gibi birçok
etkinliğe imza attı. İzmir Sanat,
Atatürk Kültür Merkezi ve Çetin
Emeç Sanat Galerisi gibi mekanlarda gerçekleşen karma sergilere katıldı. Dünyaca ünlü markalar kendisine sponsor oldu. İlk
kişisel sualtı fotoğraf sergisini ise
17 Nisan 2013’te İzmir Sanat
Galerisi’nde açtı.
Göründüğü
kadar zor değil
Sualtı fotoğrafçılığının kendisi
için büyük bir tutku olduğunu,
teknoloji ile birlikte çok hızlı bir
değişim ve gelişime uğradığını
söyleyen Şelli, İzmir Büyükşehir
Belediyespor'a sualtı fotoğrafçılığına verdiği destekten dolayı
teşekkür etti. İzmir’de birçok
insanın sualtındaki güzelliklere
hayran olduğunu ancak nereden
başlayacakları hakkında yeterli
bilgiye sahip olmadığını vurgulayan Şelli, “Sualtında fotoğraf
çekmek göründüğü kadar zor
değil. Büyük keyif veren bir sporla uğraşmak, insanı başka bir
dünyaya sürüklüyor. Bu işe ilgi
duyan herkese yardımcı olmaya
hazırız” dedi.
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
[email protected]
EROL YARAŞ
tek tek sıraladı. Yalnız
isteklerden bir tanesi beni
oldukça şaşırttı. Ne yalan
söyleyeyim bir anlamda
kara kara da düşündürdü.
İstek yeşil alanlara
yönelikti. Türkiye’nin en
güzel yeşil alanları betonlaşırken bu konuda
yapılan yanlışları
eleştirmesi gerektiğini
düşündüğüm İZTO’nun
başındaki kişi Binali
Yıldırım’dan başkanlığı
kazanması halinde arsa
üretmek adı altında şehir
merkezindeki askeri alanların dönüştürülmesini
istiyordu. İzmir’in
neredeyse tek kalmış en
çok göze batan Narlıdere
HABER
İZTO YEŞİL
ALANLARIN PEŞİNDE
ve Turan’daki askeri saha
içindeki alanların, yeşilden
betona geçmesini arzuladıklarını belirtiyordu.
Bu konuşma neredeyse
15 gün önce oldu, bekledim ki şehirden sağduyulu
bir ses yükselsin ve Ekrem
Dur, başkan
Demirtaş’a “D
kendine gel. İzmir’in körfez kıyısında kalan iki üç
parça yeşilini rahat bırak,
elini buralardan çek’’ diye
itiraz etsin.
Ama kimseden çıt çıkmadı. Gerçi bu şehirde
her nedense Ekrem Bey’in
yanlışlarına pek ses çıkmaz. Projeleri göklere
çıkartılır ama sonuçları
sorgulanmaz, hatta yazıl-
maz. Dile gelmemesinin
mutlaka bir hikmeti vardır.
Bornova’daki ağaçlı yol
kavgası ortada dururken
İzmir’in içinde tek kalmış
askeri alanların yeşiline
dokunmak kimseye hayır
getirmez.
AK Parti’nin
Büyükşehir Belediye
Başkan adayı Binali
Yıldırım’ın, İZTO’nun bu
isteğini gözden kaçırdığını
düşünüyorum. Binali
Bey’in, yeşil alanlar
konusunda Ekrem
Demirtaş ile aynı
düşüncede ve paralelde
olmadığını duymak beni
ve birçok İzmirliyi seçim
öncesinde rahatlatacaktır.
SAYFA 4
4
HABER
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
ekonomi
24.01.2014
[email protected]
r,
sizlik va
ş
i
e
d
'
e
i
Türkiy
ıyo r g ib
r
a
ş
i
r
a
a
insanl
Ben b un
.
r
i
l
i
z
i
ç
tab lo
rum .
o
y
ı
m
l
ı
t
ka
işsizlik
e
c
n
e
b
de
Türkiye'
e var.
m
e
m
n
e
eğ
yo k, iş b
ld ikle e
g
e
n
i
s
me
İş g ö rüş
iklerin i
d
e
t
s
i
e
n
ri zam an
kad ar
o
n
e
y
e
b ile b ilm
var ki.
i
ş
i
k
k
o
ç
GAMZE KURT
İşsizlik
yok, iş
beğenmeme var
İ
nsan kaynakları ve
istihdam çözümleri konusunda
Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden olan ADECCO’nun
Ege ve Akdeniz Bölge
n
u
n
Müdürü Oya Tüzün Ben
’
O
C
ADEC
Haber’e özel açıklamalarda
eniz
d
k
A
e
bulundu.
v
Ege
ya
O
ü
r
■ Öncelikle sizi biraz
ü
d
ü
Bölge M an kaynak- yakından tanımak istiyorum.
s
Kendinizden ve yaptığınız
Tüzün, in dam
işten bahseder misiniz?
tih
is
e
v
ADECCO Ege ve
ı
r
la
Akdeniz
Bölge Müdürü
i
r
le
çözüm a Ben
olarak sorumluluk alanım.
d
Türkiye'deki dünyanın en
konusun
insan
kaynakları sektörünün
büyük
e
markasının bölge müdürü olarak
HABER’
görev yapıyorum. Daha önce medya
konuştu
ve iletişim alanında çalıştım. Son 10
yılım da insan kaynakları sektöründe
gelişti. İnsan kaynakları demek her
sektöre hizmet etmek demek. Tüm
sektörlerin içinde var olduğunuz ve
onlara hizmet verdiğiniz bir alanda
çalışmak gerçekten güzel.
■ Siz ADECCO olarak Türkiye’de
ve İzmir’de 2013 yılında kaç kişiye istihdam sağladınız?
İzmir’de geçen yıl mavi ve beyaz
yakada toplam 2 bine yakın işe yerleştirme yaptık. Bu rekor bir sayıdır.
Türkiye olarak işe yerleştirmelerimiz
5 bini buldu. Bunun 2 bini İzmir, Ege
ve Akdeniz'di.
■ Peki ayda ortalama kaç kişi size
iş için başvuruyor?
Bize her ay 700'e yakın bir başvuru
oluyor.
■ En çok iş başvurusu genelde
hangi meslek ve pozisyon için yapılıyor?
Türkiye'de işsizlik var, insanlar iş
arıyor gibi tablo çizilir. Ben buna
katılmıyorum. Türkiye'de bence işsizlik yok, iş beğenmeme var. İş görüşmesine geldikleri zaman ne istedikle-
ama eğitim sistemi, sınav sistemleri
sürekli değişiyor. Kendi sevdikleri
mesleği yapmayan insanların ne kadar
mutsuz ve ne kadar arayışta olduklarını her gün görüyorum. Bu çok üzücü.
■ Arz talep dengesini göz önünde
bulundurursak en çok hangi alanda
yoğunlaşma söz konusu?
Mühendislik konularında ve mavi
yaka ara elemanda zaman zaman
sıkışmalar oluyor. Oradaki arz talep
durumu dalgalanıyor. Türkiye'de,
İzmir'de, Ege Bölgesi'nde ne yazık ki
ara elemanla ilgili bir boşluk var.
Fabrikalarda biz mavi yaka alımlarıyla
rini bile bilmeyen o kadar çok kişi var
geldi. Açıkçası konusuyla spesifikleşilgili zorlanıyoruz. Keşke devlet mavi
ki. Gençler, iyi bir iş istiyor, az çalışmiş mesleklerin hiç bir zaman ölmeyakaya, ara personele yatırım yapsa.
mak istiyor, az fedakarlık etmek istiyeceğini düşünüyorum. Mimarlığın,
Hem işsizliğin sayısı düşecek, hem de
yor, çok para istiyor. Hiçbir iş deneyiavukatlığın ölmeyeceğini düşünüyofirmalar çok daha rahat bunları bulami yok, mezun olmuş, stajlar yapmış
rum.
bilecek.
inanılmaz taleplerle ve inanılmaz
■ Peki sosyal medyayı nasıl değer■ Siz bu konuyla ilgili ülke politikaisteklerle geliyorlar. Mesela biz onlar- lendiriyorsunuz?
larını nasıl değerlendiriyorsunuz?
la görüşüyoruz bir firmaya önereceğiz
Sosyal medyanın inanılmaz önü
Teknik liselerdeki sayı yeterli
uygun olduklarını düşünüyoruz. Tam
açık. Sosyal medyanın pazarlama kısolmuyor. Daha fazla talep var, o denfirmaya gideceği gün görüşmeye gelmında çalışacak insanlar çok tercih
geyi sağlamak gerekiyor. Tahmin edimekten vazgeçiyor. Ya da kendimize
ediliyor. Onun okulu yok ya sürekli
yorum bu da yine eğitim ve
görüşmeye çağırıyoruz ben deniz
şöyle geliyor görev tanımı: Sosyal
İŞKUR'un yaptığı çalışmaların içinde
kenarındayım gelemem diyor, ya da
medyada, Twitter’de aktif olan, bu
yer alıyor. Yine de sayı yeterli değil.
telefonu açmıyor. Bilmiyorum insanişlerden anlayan birilerini istiyoruz.
■ Peki işadamlarının ne gibi sıkıntılar bize hangi dönemden yadigar. Ben Tabi ki okullar da bu konuya odaklaları oluyor?
onun için işe gelen insanları dinlerken nacak bence. Her şey daha çok yeni
Günümüzde tüm iş sektörlerinde
birazcık ne istediğini dinledikten
ama çok hızlı büyüyor.
ciddi bir rekabet var. Onun için işçilik
sonra bizim yönlendirmelerimizi din■ Sizce okul öncesi dönemde öğrenleyecekse ve çok istekliyse değerlendi- ciler, meslek seçimi konusunda yeterince ve işçilik giderleri işadamları için
önem verici ve can damarı.
riyorum. Çok istekli olmayan adaylara iyi yönlendiriliyor mu?
Çalışanlarını ararken firmalarına
şans tanımıyoruz biz burada.
Eğitimcilik çok başka bir iş ama
uygun ve sadık eleman bekleyişi var.
■ Sonuçta sizin de iş verenlere karşı bugüne kadar edinimlerime bakılırsa
İşadamları eğitim verip onları yetiştirmahçup olmamanız gerekiyor.
birçok insan istediği meslekle buluşadikten sonra uzun soluklu birbirleriyle
Biz bir dönem çok büyük bir işe
mamış. Birazcık sınav sistemini buraolmalarını istiyorlar.
alım projesi gerçekleştirdik. Bin kişi
da irdelemek gerekiyor. İnsanların
■ Peki şu ana kadar işveren açısınişe aldık. Bunun için 7-8 bin kişiyle
biraz daha kendini tanıması, biraz
dan size gelen en uçuk talep nedir?
görüştük. Onun yarısı kadar mülakatvelilerin yönlendirmesi giriyor işin
Mesela ‘Türk olacak, Çin'de yaşalarda bulunduk, toplu sınavlarını yapiçine. Ama ne yazık ki ne olmak istiyacak, hem Çince bilecek hem Türkçe
tık ve bin kişiyi işe yerleştirdik. Bin
yorsan olamıyorsun.
hem de İngilizce bilecek, makina
kişi işe alınacak. Aradığımız özellik
■ Örneğin aileler benim çocuğum
sadece üniversite mezunu olması. O
doktor olsun istiyorum diyor ama çocuk- mühendisi olacak’ o zaman zorlaşıyor.
Örneğin birisi yönetici asistanı arıyor,
kadar zorlandım ki... İzmir gibi, genç
ta öyle bir kabiliyet yok.
Arapça, İngilizce bilecek, yeri geldinüfusu fazla olan bir şehirde böyle bir
Eğitim sistemi de buna müsaade
kadroda zorlanacağımızı hiç düşüneetmiyor. Çocuk mesela inşaat mühen- ğinde jet kiralayacak, 3 saat içerisinde
bilet ayarlayacak. Çok zorlayıcı pozismedim. O yüzden bu ülkede işsizlik
disi olabilecek bir çocuk ama okulyon arayanlar oluyor.
yok. İş beğenmeme var, gençlerin hiç
dayken bambaşka yollara girmiş.
■ İzmir'deki beyin göçü nasıl engelzora gelememeleri var. Tabi ki biz
Biraz sayısal mı sözel mi bu çocuk, ya
lenir sizce?
bizimle yürüyebilecek, aynı bakış açıda sanat gözü mü var. Veliler olarak
İzmir'de çok gerileyen sektörler
sında olan insanları da bu anlamda
herhalde bizlere düşüyor orada görev.
seçip öyle firmalara gönderiyoruz.
Çocukları yönlendirebilmek gerekiyor oldu. Büyük markalar yaşadıkça beyin
göçü engellenebilir diye düşünüyo■ Bu durum sadece İzmir için mi
rum. Ama bu arada gidip tekrar
geçerli?
İzmir'e dönmek isteyen çok fazla
İstanbul'da daha fazla. Victorias
insan var. Bana gelen başvurularda
Secret'ın tüm ekiplerini biz yerleştiriİstanbul'da okumuş, orada kalmış
yoruz. İstanbul inanılmaz zorlanıyor.
ama buraya dönmek isteyen çok insan
İş sektörlerine göre de bu iş beğenmeda var. Çünkü İstanbul'un yaşam şartmezlik artıyor. İzmir İstanbul'a göre
ları, mesafelerden şehrine dönİzmir'de
daha bile iyi.
işverenler genelde hangi görev ve
mek isteyen çok insan var.
■ Peki geleceğin iş trendi
pozisyonlar için eleman istiyorlar sizden?
Onlara iş kaynakları
diyebileceğiniz meslek
Mühendislik pozisyonlarıyla ilgili çok ciddi bir talep var.
yaratılırsa, ben bir
grubu var mı?
Çünkü Türkiye'de ve İzmir'de sanayileşme, üretim arttığı için
tane bile
Bilişim sektömühendislik pozisyonları, bu mühendisliğe bağlı vardiya, bakım, planİzmirlinin
rü çok ilerlilama mühendisi, endüstri mühendisi gibi pozisyonlara çok fazla ihtiyaç duyuİstanbul'da
yor. Hayal
luyor. Bunun yanında perakende sektörü çok gelişiyor. Satış, satış elemanı, satış
kalacağını
edemedisorumlusu bunun gibi pozisyonlar çok fazla. Finans pozisyonları talep görüyor. Biz
düşünğimiz
daha çok fabrikalara ve dediğim gibi perakende, bilişim sektörüne, çağrı merkezlerine elemüyonoktamanlar yerleştiriyoruz. İzmir'de son zamanlarda kurulan çağrı merkezlerinin büyük bir çoğunrum.
luğunun işe alımlarını biz yaptık. Turizm sektöründe garson ve mavi yaka yerleştirdiğimiz kadrolara
En çok
mühendislik
rağbet görüyor
lar var. Hemen hemen bütün sektörlere hizmet ediyoruz ama en öncelikli
mühendislik, sanayi, perakende ve bilişim sektörü.
■ Medya ve iletişim sektörünü bu sıralamada nereye koyarsınız?
Kötü. Ben de medya iletişim mezunu olarak bu konuda mezun sayısının
biraz fazla olduğunu düşünüyorum. Iş hayatında da şöyle bir şey var.
Arz-talep meselesi. Arz edilen talep edilen bunların birbiriyle paralel
olması gerekiyor. Medya ve iletişim sektöründe, reklamcılık sektöründe bu taleplerin örtüşmediğinin farkındayım. Bu konuda benim elimde
çok fazla CV var. Çok az da istek var. Ama çağımızın mesleği ve ilerleyen günlerde bilişim sektörü gün geçtikçe geliştiği için medya konusundaki mezun arkadaşların yüksek lisans yapmaları ya da iş deneyimlerini, stajlarını bu yöne çevirmeleri onların daha kolay iş bulmalarını
sağlayacaktır. Açıkçası üniversiteleri de inceliyorum puanları bu konuda
biraz düşük. Gerçekten yeteneği olup isteyen insanlara sözüm yok, kendim de onlardan biriydim. Puan düşük, rahat, zevkli bir okul okuyayım,
medya reklamcılık gibi düşünüp girip, 5-6 senede bitirip, hiçbir amacı
olmayanlar da bu konuda nüfus fazlalığı yapıyorlar. Ama medya iletişim
konusunda pazarlamaya yönelenler talep görüyor.
SAYFA 05
24.01.2014
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
HABER
yerel
[email protected]
5
ERDAL İZGİ
U
İzmir’in geleceğini
şekillendirecek dev
bir projeyi kim
yapabilir? Elbette
İzmir’e gönülden
bağlı olan İzmirliler.
İşte bu nedenledir
ki Uğur Yüce,
“Rant peşinde
değiliz, hizmet
peşindeyiz” diyor.
[email protected]
BURAK CİLASUN
İ
zmir’in ülkenin en güzel birkaç şehrinden biri
olduğu herkesin dilindedir. Ancak üstündeki
kirin temizlenme gereği de aşikâr. İşte bu
nedenle şehrin 116 tanınmış ismi bir araya geliyor
ve İzmir’e hizmet için Tarihi Kemeraltı İnşaat
Yatırım A.Ş. (TARKEM) isimli bir şirket kuruyor.
Şirketin hedefi 270 hektarlık dev bir alanı ve
Kemeraltı’nı yeniden diriltmek. Böylesi bir projeyi
dinlemek üzere İzmir iş dünyasının önde gelen
isimlerinden olan ve TARKEM’in yönetim kurulu
başkan yardımcılığı görevini üstlenen Uğur Yüce
ile bir araya geliyoruz.
■ En yalın haliyle TARKEM nedir?
TARKEM bir formüldür ve Türkiye’de örneği
olmayan bir şirkettir. Öyle bir şirket ki, aslında
olay TARKEM değil, İzmir’dir. İzmir’e gönül vermiş, hayatını burada idame ettiren insanların, bu
şehre olan sorumluluğundan ve duyarlılığından
kaynaklanan bir yapıdan söz ediyoruz. Bu şehirde
yaşamayı seçip, çeşitli nedenlerden dolayı siyasete
girmeyen insanların şehre hizmet etme isteği
ancak çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla giderilebilir. TARKEM misyonu olan ve fevkalade iyi niyetli bir şirkettir.
Ortaklar söz verdi
■ TARKEM için İzmir’e hizmet etme arzusunun
ete kemiğe bürünmüş hali diyebilir miyiz?
Yüzde yüz diyebiliriz çünkü biz Türkiye’de ilk
kez bir vakıf şirketi kurduk. Biz ortaklarımıza 2
adet sözleşme imzalattık. Bir tanesi şirket ana sözleşmesi ve bir tanesi de ortaklar arası sözleşme.
Ortaklar arası sözleşme tamamen bir moral sözleşmesi durumunda. Orada bu alanı önce İzmir’e,
sonra Türkiye’ye kazandırırken nelere dikkat edeceğimiz, nelere özen göstereceğimiz ve hangi yanlışları yapmayacağımız üstüne bir sözleşme imzaladık. Ortak bu 270 hektarlık alanın tarihi dokusuna
tamamen sadık kalacağına, kendi maddi çıkarlarını ön planda tutmadan buranın gelişmesine ve kalkınmasına katkıda bulunacağına namusu ve şerefi
üzerine söz verdiği ibaresini imzalıyor.
■ Neden böylesi bir işe girdiniz?
Limandan sonra İzmir’in en büyük hazinesi
Kemeraltı ve burası için yapılabilecek çok şey var.
Bugüne kadar maalesef çok kısmi ve cüzi yapılmış.
Sayın Aziz Kocaoğlu’nun, Sayın Hakan Tartan’ın,
Kültür ve Turizm Bölge Müdürlüğü’nün inisiyatifiyle bir şeyler yapılmış ama yeterli değil.
İnanılmaz değerli ve geniş bir alan gittikçe bir
çöküntüye tabi olmuş. Burayı kurtarabilmek için
birtakım imkânlar var. Çeşitli tarihlerde çıkarılmış
koruma yasaları mevcut. Dolayısıyla bunları da
kullanarak burayı kentin ve ülkenin ekonomisine
hem iç hem de dış turizme tekrardan kazandırmak
belki dünyanın en otantik, en geçmişten kopmamış, tarihi yapısını kaybetmemiş işi durumundadır.
Biz bu işe bu değerleri kazanmak için girdik.
Bunu bir vakıfla ya da dernekle yapmak mümkün
değil. Bu iş yatırım isteyen, fonlara ihtiyaç duyan
bir iş. İşte bu yüzden manevi yönü olan bir şirket
kurduk. Bulabildiğimiz formül budur.
■ Başlangıcı nasıl oldu?
Sayın Aziz Kocaoğlu bir kalkınma ve koordinasyon kurulu kurmuştu. Kurulda çeşitli alt komiteler kuruldu. Bunlardan biri de kent değerlerini
koruma komitesi ve ben de bu komiteye başkan
oldum. Dolayısıyla kent değerlerini koruma komitesi olarak bizim yaptığımız çalışmalar sırasında
kültürel envanter listesi çıkardık. 460 tane değerimizin olduğunu gördük. Elbette bunların hepsine
aynı anda saldıramazsınız ve biz bunları ağırlıklarına göre sıraladık. Sıralama sırasında gördük ki;
Kemeraltı, Saat Kulesi, Agora, tarihi havralar derken hepsi aynı bölgeyi işaret ediyor. Bu tarihi alanı
tekrar canlandırabilmek için ve yeniden kent ekonomisine kazandırabilmek için ne yapabileceğimizi düşünürken hem Sayın Kocaoğlu hem de Sayın
Tartan çok ortaklı bir gayrimenkul şirketi kurmamızı söylediler. Kuracağımızı söylediğimizde sağ
olsunlar 116 kişi “Ben bu işte varım” dedi. Hatta
ilginç bir örnek vereyim. Selçuk Yaşar hayatında
hiç kimseyle ortak iş yapmamış bir insan olmasına
rağmen bu çok ortaklı şirkete dâhil oldu. Bülent
Eczacıbaşı arayıp, o bölgede dedesinin eczanesinin
İzmir’in
kent
değeri
5 kat
artacak!
olduğunu ve buna önem verdiklerini söyleyip şirkete dahil oldu.
■ Şu anda hangi aşamadasınız?
Şimdi 20 yıl gibi bir süreci kapsayacak bir proje
bu. Biz ilk olarak projelerini hazırlıyoruz.
Herkesin ve her aktörün
müdahil olduğu bir sistemle
tüm paydaşların mutabık kalacağı bir ortak akıl oluşturmaya
çalışıyoruz. Öncelikle buranın
bir master planı olmalı ki onda
epeyce ilerledik, hatta sona
yaklaştık. Zannediyorum ki
Nisan ayında belediye başkanları da belli olduğunda bizim de planımız aşağı yukarı belli olacak. Plan netleştiğinde, bölge esnafının, halkın
ve arzu edenlerin katılımıyla devasa bir yeni şirket kuracağız.
■ Neden?
Bugün
Basmane’de
bana 40 bin
TL’ye verilen bir evi
proje tamamlandığında
140 ya da 240 bin TL’ye
alayım, razıyım. Çünkü
şimdi alırsam, yarın o
evin mevcut şartlarda 41
bin TL olma şansı yok.
Bırakın ben şu hali yerine gelecekte orayı 140’a
alayım. Eminim ki o
fiyat daha sonra 280’e
de çıkacaktır. Mühim
olan orayı canlandırabilmektir. Ben 40’a alırsam
bana bir hayrı yok ki. O
insanların aczinden,
imkânsızlığından faydalanmak insanlık değil ki.
Biz bunun peşinde değiliz.
■ Ne kadar bir ilerleme sağlanabildi şimdiye dek?
Samimiyetle söyleyebilirim ki 2 yılda yapılacak
işi 1 yıla sığdırdık. Bunu da öyle zannediyorum ki
yaş ortalamamız sağladı. Tanınan ve güvenilen
insanların işin içinde olması işin hızlı ilerlemesini
sağladı. Geniş bir sahadan bahsediyoruz ama ilk
olarak hanların olduğu bir pilot bölgeniz var.
Bir pilot bölge seçtik ama ilk olarak illa orayı
yapacağız diye bir şey yok. 270 hektarlık alanda 17
tane alt bölgemiz var. Hanların olduğu yerin pilot
bölge olmasıyla ilgili belediyelerle de görüştük.
Bizim için öncelik, işin yapılacağı alanın gelişebilme potansiyelidir. Turistler otobüslerle
Kadifekale’ye çıkacak ve inerken Batı
Medeniyetleri Müzesi ile amfi tiyatrodan sonra
restore edilmiş Agora sokaklarından geçecekler.
Sonrasında bu insanların yemeğe, içmeye, dinlenmeye ve alışveriş yapmaya ihtiyacı olacak.
Agora’nın karşısındaki bu hanlar böylesi bir işlev
görecek. Tarihi ve kültürel yapıyla birlikte turizm
ilgisi fevkalade yüksek olabilecek bir alan burası.
Bir de birkaç fakülteyi de o bölgeye kaydırabilirsek orası gençliği de barındıracak bir nokta olacak.
sta… Ne müthiş kelimedir. Üzerine basarak
söylediğinde ağzı doldurur, göğsü kabartır.
Usta’ya ne hoca,
ne paşa, ne lider, ne
bilge ne de herhangi
unvan ekleyemezsin.
Hiçbir kelime
ustanın yerini tutmaz.
Aynı anlamı vermez.
Hani, bir şey
eklemek istersen…
“Büyük” dersin.
Büyük Usta.
★★★
Yani; eli öpülesi
Büyük Usta.
Usta gerçek
ustaysa, ustalık unvanını kendine layık
göremez.
Her çırak da ustası gibi
olmaya çalışır.
Tabii, ustasını beğeniyorsa.
Usta olmak için bencil,
ben merkeziyetçi olmamak
lazımdır.
Usta, bildiğini öğretir,
eğitmek için çırağına el verir.
Yeri geldiğinde amcadan
önce baba yarısıdır.
Çırak, çalışan ustasını seyretmeye doyamaz.
Onda huzur, güven, cesareti bulur.
Yeteneğini beyninle emer.
Dışarıda “Benim ustam
böyle, ustam böyle” diye övünür.
Çevresinin ustasını yakından tanımadığı için üzülür.
★★★
Akıllı çırak, bir işi iyi ustanın yanında çalışa çalışa
öğrenir.
★★★
Her sanatta ustalık vardır
da…
Politikada ustalık olmaz.
“Ustalık devri” deyimi hiç
oturmaz.
Siyasette usta olmak, hiz-
USTA İLE
ÇIRAĞI...
meti görev olmaktan çıkarıp
meslek olarak görmektir.
Millet sektör, politikacılık
meslekse diyecek laf yoktur.
★★★
Murat Levent
Taşer, MHP’nin
İzmir Büyükşehir
Belediye Başkan
Adayı olarak ilan
edildi.
İlk demecini patlattı:
“Ustalarım
Burhan Özfatura ile
Melih Gökçek’tir”
Eski Başkan
Özfatura’yı bir kenara koyun.
İzmir’e hizmeti,
sevgisi, emeği vardır.
Ya Ankara Reisi
Gökçek?
★★★
Her olayda, İzmir’i diline
dolayıp, kafa bulandır.
Yağmur yağar, sel afeti
yaşanır.
Tweet atar:
“Balıkadamları göndereyim mi?”
İçme suyunun kalitesi
bozulur.
Kendine malzeme kullanır.
Aklı sıra politika yapar.
★★★
Ağzından mı kaçtı, basireti
mi bağlandı…
MHP’nin Büyük Başkan
adayı bu yakıştırmayı yaptı.
★★★
Sevgili Murat Levent
Taşer.
Yıllarca Melih Gökçek
yanında çalıştın, AK Parti
üyesi iken MHP adaylığına
getirildin.
Çıktığın yol açık olsun.
İzmir’i beğenmeyen ustanla ne çırak, ne kalfa olursun.
Alacağın oy varsa, sonuçlar açıklandığında “Yok
muydu benim oyum?” diye
aranıp durursun!
Limana
biz arzu ettiğimiz kadar
müdahil olamıyoruz. Liman,
devletin, TCDD’yle, Liman
İşletmeleri’yle birçok farklı unsurun devreye girdiği bir olay…
Limanda ne yapılacağı çok
basit ama netice itibariyle
alt tarafı 150 milyon dolar
harcanıp körfeze bir kanal açılacak. Derinlik 8
metreden 14 metreye çıkarılarak buraya büyük
konteyner gemilerinin gelmesi sağlanacak ve
liman olması icap eden asli fonksiyonunu yerine getirir hale gelecek ama gel gör ki 10 senedir
becerilemiyor. Özelleştirmeyle becerilemiyor,
ödenekler çıkıyor, bütçeler çıkıyor, kanal kazılamıyor. İşin içinde ÇED var, çevreciler var, çıkacak çamurun ne olacağı var… Dolayısıyla siz doğrudan doğruya siyasetin içinde değilseniz ya da karar
verme mecrası değilseniz oradaki yaptırım gücünüz de çok zayıf
oluyor.
Yüce’den
liman
isyanı
Yahudilerin
uğrak yeri
■ Peki)projenin)tamamı)gerçekleştiğinde)İzmir)ne)kazanacak?
İzmir’in kent değeri en az 5 kat
artar. Çünkü bu proje İzmir’in oteline,
esnafına ve kısaca hayat kalitesine yansır. İzmir özüyle buluşacak. Bundan birkaç yıl önce Türkiye’ye 20 milyon turist
geldi. Bu insanlardan İzmir’e geleni
ortalama 1 milyon kadar. Bunların 500
landığı zaman 2 tane amacımız var. 1)
İzmir’e gelen turiste gösterebileceğimiz
bir şeylerimiz olsun. 2) İzmir’e gelen
turist sayısı 1 milyondan 5 milyona çıksın. Çünkü bugün İzmir’in turiste sunulacak bir şeyi yok. Turist niye İzmir’e
gelsin? Yarım günden fazla oyalayacak
hiçbir şeyimiz yok. Burada dünyanın en
büyük açık hava çarşısı yer alıyor. Bunu
İzmir’de dünyanın en
büyük açık hava çarşısı yer alıyor. Bunu
bile ne içeriye ne de
dışarıya pazarlayamıyoruz. Kemeraltı eğer eski görkemine
kavuşursa, bu şehirde
AVM açacak adam
10 kere
düşünür.
bin kişi kadarı kruvaziyer turizmi ile geliyor
ve yarıdan fazlası da
İzmir’e hiç girmeden
Efes’e gidiyor. Şurada
limanda inen adamı
Kemeraltı’na kadar yürütemiyorsunuz. Projemiz sağ-
bile ne içeriye ne de dışarıya pazarlayamıyoruz. Kemeraltı eğer eski görkemine
kavuşursa, bu şehirde AVM açacak
adam 10 kere düşünür.
■ Dünyada)örnekleri)var)mı)bu)projenin?
Atina 10 yıl önce İzmir’den beter bir
haldeydi ama çalıştılar ve şimdi insanlar
belli yerleri görmeden dönmek istemiyor. Yine Barcelona 20 yıl önce bataklıktı, Hamburg kötüydü, Amsterdam’da
da yaptılar aynısını. Bunlar yapabiliyorsa
İzmir niye yapamasın kardeşim?
■ İzmirlilerden)ne)bekliyorsunuz?
Bir kere, “Aferin, çok iyi yapıyorsunuz, tebrikler” gibi sözleri asla beklemiyoruz. Yanlışımız ve eksiğimiz varsa bizi
lütfen uyarsınlar. Bize fikirleriyle katkıda bulunsunlar, öneri getirsinler. Doğru
bir iş yapıyorsak kendi çevrelerinde
bunun doğru olduğunu ve herkesin
buna katkı koyması gerektiğini ifade
etsinler. İzmirliden beklediğimiz kentine
sahip çıkmasıdır.
■ Bürokrasi?
Bürokrasiden hiçbir şey beklemiyorum. Bürokrasi kendi işini yapsın, ben
daha başka bir şey istemiyorum.
■ Son)olarak)İzmir)termal)tesislerle
birlikte)Norveçli)turistlerle)tanışmıştı.)Bu
kez)de)Yahudi)turistlerle)mi)buluşacak?
Hem de nasıl. En büyük hedef kitlemiz bu. Tüm dünyadaki Yahudiler
buradaki 500 yıllık Yahudi kültürünün
ve mirasının tanığı olacaklar. Tüm havralar restore edilecek. Ayrıca Sabetay
Sevi’nin evi de orada ve anlatılacak bir
hikaye var ortada. Ben eminim ki 20 yıllık süre içinde Amerika’daki mevcut
bütün zengin Yahudiler en az 1 kere
buradan geçecekler.
SAYFA 6
6
HABER
çevre
Arı
ölümlerinin
nedeni
bu mu?
parklarında olmak
üzere 1000 kadar
üyesi bulunuyor.
Ancak beyaz bir
aslan ile beyaz bir
kaplanın melezleri,
bir ilk. Ortalama 6-7
kilogram ağırlığında
doğan yavrular hızla
kilo alıyor. 2 yaşına
geldiklerinde ağırlıklarının 340-350 kiloya
ulaşmaları bekleniyor.
Muğla’nın Ula ilçesi Akyaka
sahiline vuran yüzlerce arı şaşkınlık yarattı. Uzmanlar, üreticileri korkutacak bir durum olmadığını, arıların ‘acemiliklerinin
kurbanı’ olduklarını öne sürdü.
Arı yetiştiriciliği ve ıslahı
uzmanı Prof. Dr. Muhsin
Doğaroğlu, sahile vurduğu
belirtilen arıların görüntü ve
fotoğraflarını incelediğini, söz
konusu arıların genç arılar olduğunu söyledi. Kışın genelde
kovanlarda genç arıların kaldığına işaret eden Doğaroğlu, yön
duyguları fazla gelişmemiş genç
arıların baz istasyonları veya
verilen ilaçların da etkisiyle
yorularak denize düşmüş olabileceğini bildirdi.
Hava soğuk olduğunda
kovanda bal tüketimi arttığı için
arıların suya ihtiyaç duyduğunu
anlatan Doğaroğlu, şöyle konuş-
24.01.2014
tu: “Su ihtiyacını karşılayamayan arılar, bal yiyemedikleri için
halsiz kalıyor. Su içmek isteyen
arılar kovanları terk ediyor.
‘Acemi’ diyebileceğimiz bu genç
arılar, deniz suyunun içilebilir
olduğunu zannederek Akyaka
sahiline inmiş olmalı. Soğuk
nedeniyle kasları donmuş, adeta
felç geçirmiş durumdaki bu arıların yeniden havalanamadıkları
için dalgaların altında kalarak
öldüğünü düşünüyorum.”
Akyaka sahiline vuran bazıları ölmüş, bazıları ise ölmek
üzere çok sayıda arı şaşkınlığa
neden olmuştu. Bazı vatandaşlar, dalgalar altında kalan arıları
ölmemeleri için kurtarmaya
çalışmıştı. Çevreciler, arıların
baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik dalgaların yön duygularına zarar vermesi sonucu
denize düştüğünü iddia etmişti.
Türkiye şiddetli
kuraklığa girdi
Beyaz aslan
melezleri
doğdu
Dünyanın ilk beyaz kaplan-aslan melezleri ABD'de
dünyaya geldi. Günde
yarım kilo alarak büyüyen
yavruların, yetişkinliklerinde dünyanın en büyük kedileri olmaları da bekleniyor.
Yeti, Odlin, Sampson ve
Apollo... 6 hafta önce
ABD’nin Güney Carolina
Eyaleti’ndeki Myrtle Beach
Safari Park’ında doğan 4
minik yavru, kediler aleminin yeni yıldızları. Çünkü
onlar ‘nadirler içinde en
nadir’ olanlar.
Yavruların babası Ivory
adlı bir beyaz Afrika aslanı.
Anneleri ise Saraswati
adındaki beyaz Bengal kaplanı. Dünya yüzünden 300
kadar beyaz aslan ve 1200
beyaz kaplan yaşıyor.
Kaplan ve aslan melezi
‘kaslan’ ailesinin ise çoğu
hayvanat bahçesi ve safari
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Tonlarca fildişi
imha edildi
Çin'in güneyindeki Guangdong eyaletinde el konulan
6.1 ton fil dişi imha edildi. Fildişleri kamuya açık bir
etkinlikle kırıcılara atılarak un ufak hale getirildi.
Afrika ’da kaçak avlanma nedeniyle fillerin nüfusu
hızla azaldığı için uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalar, sürüyor. Çin ’in Şinhua ajansının haberine göre,
ülkede yasa dışı fildişi ticaretini engelleme çabaları çerçevesinde kamu bilincini artırmak adına kamusal alanda
fildişleri imha edildi. Eyaletin Dongguan kentinde Çin
hükümetinin yıllardır ele geçirdiği ham ve işlenmiş fildişlerinin iki kırıcıya atılmak suretiyle yok edildiği belirtildi.
Kamuya açık alanda yapılan etkinliğin Devlet
Ormancılık İdaresi ile Gümrük İdaresi tarafından organize edildiği kaydedildi.
Türkiye, yağışların
azlığı ve bahar aylarındaki yağışların sağanak şeklinde olması nedeniyle şiddetli kuraklık
yaşamaya başladı. Uzmanlara
göre son sağanaklar da
kuraklık habercisi.
İstanbul
Teknik Üniversitesi
(İTÜ) Uçak ve Uzay
Bilimleri Fakültesi
Meteoroloji Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Orhan Şen, son 9 aylık değerlere bakıldığında, İstanbul başta olmak üzere
Türkiye ’de şiddetli bir kuraklık yaşanmaya başladığını söyledi.
Başta İç Anadolu, Doğu Anadolu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi olmak
üzere tüm Türkiye’de kuraklığın etkilerinin görüldüğünü vurgulayan Prof. Dr.
Şen, içme suyu sağlanan
barajlarda da su sıkıntısı yaşanabileceğine
dikkati çekti.
Şen,
“Yağışların azlığı
ve bahar aylarındaki yağışların
sağanak şeklinde
olması nedeniyle
ülkemizde şiddetli bir kuraklık
yaşanıyor. İklim
değişikliğinden dolayı biz zaten böyle bir
kuraklık olacağını öngörüyorduk. Bunları şimdi yaşamaya başladık. Eskiden 10-12 senede
bir kurak bir mevsim olurdu. Şimdi bu
5-6 senede bir olmaya başladı. Daha
önce 2008’de bir kuraklık yaşanmıştı”
dedi.
Şen, sağanak şeklindeki yağışların
da kuraklığın habercisi olduğunu, hızlı
yağan yağmurun yer altına geçmeden
akıp gittiğini vurguladı.
SAYFA 7
24.01.2014
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
7
ekonomi
Göztepe Rotary’den
çocuğa nefes
HABER
Göztepe Rotary, Ege Üniversitesi
Çocuk Cerrahisi Bölümü’ne bağışladığı solunum cihazı ile örnek bir
çalışmaya daha imza attı.
Kendi işinizin patronu olun
Uygar Yönetim,
franchising modeli ile
kendi işinin sahibi
olmak isteyen girişimlere fırsat sunuyor.
Apartman & Site
yönetimi konusundaki bilgi birikim ve
deneyimlerini sizlerle
paylaşarak kendi işinizi kurmanıza yardım ediyor.
Türkiye’de her ilde yer
almayı hedefleyen Uygar
Yönetim, iş ortaklarına uygun
avantajlar sunuyor. Franchise
modeli ile işini kuracak girişimciler anlaşmalı bankaların
franchise kredilerinden de faydalanabiliyorlar.
Uygar Yönetim’in başarılı
idarecisi Ersin Kavran; “Marka
olarak franchise yapılanmamızı
uzun süreli ve verimli işbirliği
temeli üzerine kurduk.
Koşullarımızı da bu temel doğ-
rultusunda oluşturduk. Uygar Yönetim,
2009 yılından bu yana
İzmir’in alanında en
hızlı büyüyen
Profesyonel
Apartman ve Site
Yönetimi firması”
dedi. Kavran,
Gayrimenkul
Yönetimi konusuna ilgi duyan
ve üstelik tescilli bir markanın
çatısı altında kendi işini kurmak isteyen girişimci adayları,
büyük finansal risklerin altına
girmek zorunda kalmadan
rahatlıkla bir Uygar Yönetim
ofisi açabilecek" dedi.
Krizlerden etkilenmeyen
tek sektörün gayrimenkul
olduğunu vurgulayan Kavran,
kendi işinin sahibi olmak isteyen girişimci adaylarını gayrimenkul yönetimi faaliyetlerine
yatırım yapmaya davet etti.
zdesi
ö
g
i
n
e
y
n
’i
ir
m
İz
RDEN izi,
VİLLA GA
erim
açıklamada “Hayall
iye özel
Farklı konsepti, kiş
yeni
in
ir’
m
İz
çalışmaları ile
lla
Vi
ı
an
ek
M
ün
üğ
gözde D
talep
n
ğu
Garden, 2014 için yo
z
Ya
r.
iyo
almaya devam ed
sza
ni
ga
or
ıcı
rp
ça
sezonunda
lla
Vi
n
yapa
yonlara ev sahipliği
ve
n
zo
se
ni
Garden İzmir’de ye me
et
hazırlıklar ile ilgili İşl ptığı
ya
r
ze
Ö
y
so
Müdürü Er
izi hiçbir
yapmak istediklerim
lemedik.
ks
zaman paraya ende cebindeile
ri
lle
İnsanların haya
nı orantıki para her zaman ay
önemli olan
da olmayabilir ama
i aynı
rin
bütçeleri ile hayalle
sağlaı
ay
rm
noktada buluştu
aya
pm
ya
nu
bu
mak. Biz de
çalışıyoruz” dedi.
G
öztepe Rotary
Kulübü,
Uluslararası
Rotary Vakfı kaynaklarından sağladığı fonla
Ege Üniversitesi
Çocuk Cerahhisi’ne
solunum cihazı bağışladı. Göztepe Rotary
Kulüp Başkanı Ali
Kızıltan, 2440. Bölge
Başkanı Esat Kardıçalı;
Dekan ve Öğretim
Üyeleri ile
Rotaryenler’in katıldığı
törende EÜ Rektörü
Prof. Dr. Candeğer
Yılmaz ve Çocuk
Cerrahisi Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Ata
Erdener’e solunum
cihazını teslim etti.
Göztepe Rotary
Kulübü Başkanı Ali
Kızıltan, ABD
California Eyaleti’nden
Lancester West Rotary
Kulübü ile yaptıkları
ortak çalışmalarla
Uluslararası Rotary
Vakfı kaynaklarından
sağladıkları fon ile
bağışladıkları solunum
cihazının minik bedenlere can vereceğini söyledi. Üniversite’ye sağlanan katkılar devam
edecek
Kızıltan,
Uluslararası Rotary
Vakfı’nın bugüne
kadar sağlık alanında
önemli çalışmaları
olduğunu, dünyada
çocuk felcinin yok edilmesi amacıyla 500
Milyon Dolar,
Türkiye’ye 22 Milyon
Dolar kaynak aktardığını belirtti.
Ege Üniversitesi’ne
sağlanan katkılarının
önümüzdeki dönemde
de devam edeceğini
ifade eden Göztepe
Rotary Kulübü
Başkanı Ali Kızıltan ve
Bölge Başkanı Esat
Kardıçalı’ya, EÜ
Rektörü Prof. Dr.
Candeğer Yılmaz ve
Çocuk Cerrahisi
Anabilim Dalı Başkanı
Ata Erdener tarafından teşekkür plaketi
takdim edildi. Rektör
Candeğer Yılmaz,
yapılan bağışın çok
önemli olduğunu belirterek “Bugün burada
bağış yapanlar çok
önemli ve hayat kurtaran bir bağış yaptıklarını bilsinler. Onlar
insanlık adına özel
kurumlar ve kişilikler.
Hepsine tek tek teşekkür ediyorum” dedi.
Keçi sütü
satışları
Türkiye’nin
Türkiye’nin
her
her yerinde
yerinde
Kecheese firması sahibi Özer Türer, günümüzde keçi sütüne Türkiye’nin her yerinden
ulaşmanın mümkün olduğunu, içme sütü ürününe ise en fazla talebin doğu ve güneydoğu
Anadolu illerinden geldiğini söyledi.
Keçi sütü ve keçi peyniri markası
Kecheese’in sahibi Özer Türer keçi sütü tüketiminde önemli bir yol kaydedildiğini söyledi.
Türkiye’nin 7 bölgesine dağılan Migros’un
900 şubesinin tamamında ürünlerinin bulunduğunu belirten Türer: “Bugün 7 bölge 81 ilin
tamamında keçi sütünü bulmak mümkün.
Tahminin aksine ise keçi sütüne batı illerinde
değil doğu ve güneydoğu illerinde talep daha
fazla” dedi.
Migros firmasının geliştirdiği b2b sistemi
ile mağazalardaki satışları günlük olarak takip
edebildiklerini belirten Türer: “Türkiye’nin
hangi mağazasında ne kadar satış olduğunu
günlük olarak takip edebiliyoruz. Yine b2b
sayesinde ne kadar stok kalmış, stok ömrü
nedir bunları görmek mümkün. Türkiye’nin
her yerine keçi sütünü ulaştırmak adına tüm
şubelere ürün gönderme kararı aldık ama
İstanbul, Ankara, İzmir dışında bu kadar
talep ile karşılaşacağımızı düşünmüyorduk.
Artık toplum olarak keçi sütü ürününü ve faydalarını biliyoruz. Bu Türkiye’de keçiciliğin
tekrar ayağa kalkması için mücadele veren
bizler için çok sevindirici bir gelişme” dedi.
Akça Holding’den yeni yılda yeni hedefler
Güçlü finansal alt yapısı ve atılımcı profili ile Türkiye’nin ihracat
devi kuruluşları arasında yer alan
Akça Holding 2014’te de hız kesmiyor.
Osman Akça Tarım Ürünleri,
Menderes Tekstil, Akça Enerji,
Aktur Araç Muayene İstasyonları,
Smyrna Tarım Ürünleri, Akça Solar,
Tan Elektrik ile tarımdan tekstile,
enerjiden otomotiv sektörüne
kadar birçok alanda başarılı faaliyetleriyle öne çıkan Akça Holding, ihracat
odaklı büyümesini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl
300 milyon Dolarlık ihracat seviyesiyle
hedeflerinin üzerinde bir başarı sağladıklarını belirten Akça Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Rıza Akça, “Menderes Tekstil, 2013
yılında Ekonomi Bakanlığı tarafından Dış
Ticaret Sermaye Şirketi statüsü verilen ülkemizin 54 önemli kuruluşu arasında yer alarak büyük bir başarıya imza attı. 2014 yılı
için hedeflerimiz daha büyük” şeklinde
konuştu.
SAYFA 8
8
HABER
2009 YEREL SEÇİMLERİ
BÖLGESİ
Aldığı Oy
İzmir Büyükşehir Belediyesi
Cumhuriyet Halk Partisi ....................1.107.562
Adalet ve Kalkınma Partisi ...................599.395
Balçova
Cumhuriyet Halk Partisi .........................34.112
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................11.498
Bayraklı
Cumhuriyet Halk Partisi .........................79.803
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................61.961
Bornova
Cumhuriyet Halk Partisi .......................114.915
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................71.947
siyaset
2011 GENEL SEÇİMLERİ
BÖLGESİ
ALİAĞA
Cumhuriyet Halk Partisi...............................16.871
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................16.318
2009
2011
Gaziemir
Cumhuriyet Halk Partisi .........................31.265
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................19.034
Narlıdere
Cumhuriyet Halk Partisi .........................24.432
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................5.521
Aliağa
Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.965
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................10.457
Bayındır
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................4.556
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................4.531
Foça
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................7.728
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................3.295
Kemalpaşa
Cumhuriyet Halk Partisi .........................12.237
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................10.933
Menderes
Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.336
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................12.904
Menemen
Cumhuriyet Halk Partisi .........................26.019
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................14.191
Seferihisar
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.689
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.785
Selçuk
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................7.688
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.140
Torbalı
Cumhuriyet Halk Partisi .........................30.830
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................24.084
Urla
Cumhuriyet Halk Partisi .........................14.654
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.700
Bergama
Cumhuriyet Halk Partisi .........................11.788
Milliyetçi Hareket Partisi...........................9.213
Beydağ
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................1.674
Adalet ve Kalkınma Partisi ..........................443
Çeşme
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.044
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................5.253
Dikili
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................4.082
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.835
Karaburun
Cumhuriyet Halk Partisi ..............................765
Adalet ve Kalkınma Partisi ..........................746
Kınık
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................3.770
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.525
Kiraz
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................2.643
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.617
Ödemiş
Cumhuriyet Halk Partisi .........................20.361
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................18.303
Tire
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................9.067
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................7.663
BALÇOVA
Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.446
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................14.813
BAYINDIR
Cumhuriyet Halk Partisi...............................11.427
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................10.228
BAYRAKLI
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................80.961
Cumhuriyet Halk Partisi...............................76.531
Güzelbahçe
Cumhuriyet Halk Partisi ...........................6.703
Adalet ve Kalkınma Partisi .......................2.961
Konak
Cumhuriyet Halk Partisi .......................134.381
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................62.095
Aldığı Oy
İZMİR GENEL
Cumhuriyet Halk Partisi..........................1.099.478
Adalet ve Kalkınma Partisi.........................924.976
Çiğli
Cumhuriyet Halk Partisi .........................42.222
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................33.352
Karşıyaka
Cumhuriyet Halk Partisi .......................122.927
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................32.509
24.01.2014
Siyasette eskilere
RAĞBET VAR
Buca
Cumhuriyet Halk Partisi .......................122.586
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................78.044
Karabağlar
Cumhuriyet Halk Partisi .......................115.010
Adalet ve Kalkınma Partisi .....................89.707
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
BERGAMA
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................31.099
Cumhuriyet Halk Partisi...............................27.698
Her seçim öncesi yeni isim ve kadrolarla seçime gireceğini vaad eden partiler, klasik
anlayışı bozmadı. Yerel seçim öncesinde yıldız aday bulmakta zorlanan AK Parti ve
CHP geçmişte hizmet vermiş, vekillik yapmış isimleri yeniden seçim sahnesine taşıdı.
3
0 Mart’ta gerçekleştirilecek yerel
seçimler öncesi haftalardır aday
bulma sıkıntısı yaşayan siyasi partilerde klasik anlayış tekrarlandı. Her
seçim öncesinde genç ve yeni isimlere
şans tanınacağı, aday gösterilerek toplumun içinden gelen kişilerle siyasette
tazelenmeyi sağlayacaklarını belirten
partiler, bir kez daha kolay yolu seçti,
popülizmi sergiledi. Aday olarak açıklanan isimlerin yıllarca politika sahnelerinde yer alan ve geçmişte vekillik veya
başkanlık yapan isimler olması dikkat
çekti ama “Siyasetin genel yapısı” denilerek şaşkınlık yaratmadı.
AK Parti adaylarını sürpriz bir şekilde ön görüşme sistemini yaparak açıkladı. Örgütsel tepkilerden çekinildiği için
açıklamanın partililerin de yer alacağı
bir spor salonu yerine Balçova’da bir
otelde aday, ilçe başkanları ve örgüt
yöneticileriyle kapalı devre tamamlandı.
İşte ilçe adayları
Aliağa: İbrahim Ethem Yorulmaz,
Balçova: Hasan Özcan, Bayındır:
Mehmet Kertiş, Bayraklı: İsmail Sarı,
Bergama: Hasan Şahin, Beydağ: Fevzi
Kaya, Bornova: İlhan Kaya, Buca:
Cemil Şeboy, Çeşme: Mustafa Cenger,
Çiğli: Adnan Yılmaz, Dikili: Ahmet
Dağdelen, Foça: Salih Emrullah Keleş,
Gaziemir: Kerem Fahri Baykalmış,
Güzelbahçe: Daha sonra açıklanacak,
Karabağlar: Necip Kalkan, Karaburun:
Hüseyin Altun, Karşıyaka: Daha sonra
açıklanacak, Kemalpaşa: Arif Mutlu,
Kınık: Sadık Doğruer, Kiraz: Erol
Çomak, Konak: İlknur Denizli,
Menderes: Bülent Soylu, Menemen:
Mehmet Bilal Kaplangı, Narlıdere:
Erkan Deleli, Ödemiş: Mahmut
Badem, Seferihisar: Hamit Nişancı,
Selçuk: Zeynel Bakıcı, Tire: Mehmet
Çeltikçioğlu,Torbalı: Adnan Yaşar
Görmez,Urla: Daha sonra açıklanacak.
Bayraklı adayı İsmail Sarı, bugüne
kadar defalarca aday oldu ama sonuca
ulaşamadı. Sağ ve sol partilerde sürekli
görünen Sarı, iddialı olduğunu söyledi.
Bornova’da ANAP dönemi milletvekili
İlhan Kaya’ya örgütsel tepkiler erken
başladı. Buca’da DSP ve AK Parti’den
3 dönem başkanlık yapan Cemil Şeboy,
bir dönem dinlendikten sonra yeniden
aday oldu. İZTO’da 15 yıl meclis başkanlığı görevinde bulunan ve geçmişte
vekil adaylıkları bulunan Necip Kalkan,
Karabağlar’a aday gösterildi. Ödemiş,
Seferihisar’da bir önceki seçimi kaybe-
BEYDAĞ
Cumhuriyet Halk Partisi.................................4.491
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................2.823
BORNOVA
Cumhuriyet Halk Partisi.............................109.361
Adalet ve Kalkınma Partisi.........................102.062
BUCA
Adalet ve Kalkınma Partisi.........................110.016
Cumhuriyet Halk Partisi.............................101.457
ÇEŞME
Cumhuriyet Halk Partisi...............................11.592
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................5.864
ÇİĞLİ
Cumhuriyet Halk Partisi...............................52.977
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................31.899
DİKİLİ
Cumhuriyet Halk Partisi...............................12.603
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.027
FOÇA
Cumhuriyet Halk Partisi.................................7.951
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................3.953
GAZİEMİR
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................29.137
Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.367
Binali Yıldırım
den eski başkanlar yeniden aday oldu.
Çift kutuplu seçim olacak
AK Parti’de Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme eski Bakanı Binali
Yıldırım ve CHP’de iki dönemdir başkanlığını sürdüren Aziz Kocaoğlu
önderliğinde girilecek seçimde kıyasıya
bir çekişme bekleniyor. Türkiye’de
yaşanan son olaylar ve operasyonlar
sonrası AK Parti’nin yerel seçimde kaybedeceği iddiasına karşın, parti örgütlerinde hareketlilik dikkati çekiyor.
Yerel seçimde en çok dikkatlerin
toplanacağı il olarak gösterilen
İzmir’de, çekişme iki parti arasında yani
çift kutuplu olacak. AK Parti’nin başkan adayı eski Bakan Yıldırım, 4
Ocak’tan bu yana ayrılmadığı İzmir’de
her gün farklı programlarla sivil toplum
örgütleri ve ilçeleri dolaşırken, gittiği
yerde gördüğü ilginin seçimlere mutlak
yansıyacağını söylüyor. Yıldırım, özellikle kenar ilçelerden oy patlaması beklediğini söylüyor. AK Parti örgütleri de
bir yandan belediye meclis üyelerini
belirlemek için çaba gösteriyor. Ancak
belediyenin ihtisas komisyonlarında
görev alacak hukukçu, doktor, mimar,
mühendis gibi meslek dallarındaki isimlerin adaylık başvurusu yapmadığı gibi
teklifleri de kabul etmediği dikkat çekiyor. Örneğin metropol ilçelerde meclis
üyeliklerine başvuranların çoğu hatta
yüzde 85’i müteahhit. Aynı tablo
CHP’de de kendini gösteriyor.
CHP’de endişe daha fazla
İzmir’de CHP'nin 11 ilçe belediye
başkan adayı belli oldu. CHP, Bergama,
Beydağ, Ödemiş, Foça, Kemalpaşa,
Aziz Kocaoğlu
Menemen, Seferihisar ve
Güzelbahçe'de mevcut belediye başkanları ile yola devam etme kararı aldı.
Torbalı'da ise İsmail Uygur'un yerine
Ufuk Yörük aday gösterildi. Aday belirleme komisyonu Selçuk ve Kınık'ta
mevcut adayların yola devam etmesini
önerirken, İzmirli Parti Meclisi üyeleri
buna karşı çıktı. Toplantıda bu isimler
oylanarak kabul edildi, ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 'Yaptığınız
itirazları yazılı olarak bana bildirin. Bu
konuda yetkiyi ben alıyorum' dediği
öğrenildi. CHP'de İzmir Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun
adaylığının netleşmesinin ardından gözler ilçe belediye başkan adaylarına çevrildi ve Parti Meclisi toplantısında
İzmir'in ilçeleri gündeme geldi.
Toplantıda Bergama'da Mehmet
Gönenç, Beydağ'da Vasfi Şentürk,
Foça'da Gökhan Demirağ,
Güzelbahçe'de Mustafa İnce,
Kemalpaşa'da Rıdvan Karakayalı,
Menemen'de Tahir Şahin, Ödemiş'te
Bekir Keskin, Seferihisar’da Tunç Soyer'le yola devam etme kararı alınırken,
Torbalı'da mevcut başkan İsmail Uygur
yerine, Ufuk Yörük aday gösterildi.
İki isme karşı çıkıldı
Toplantıda Selçuk'ta Vefa Ülgür,
Kınık'ta ise Süleyman Kaya ile yola
devam edilmesi gündeme geldi. Ancak
İzmirli PM üyeleri her iki isme de şiddetle karşı çıktı. Kınık için ise hemen
hemen tüm PM üyeleri söz aldı ve
Kaya'nın değişmesi gerektiğini bildirdi.
Aday belirleme komisyonu üyeleri ise
anketlerden önerilen iki ismin çıktığını
bildirdi.
GÜZELBAHÇE
Cumhuriyet Halk Partisi.................................8.819
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................3.674
KARABAĞLAR
Adalet ve Kalkınma Partisi.........................125.107
Cumhuriyet Halk Partisi.............................114.018
KARABURUN
Cumhuriyet Halk Partisi.................................3.180
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................1.921
KARŞIYAKA
Cumhuriyet Halk Partisi.............................135.426
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................45.712
KEMALPAŞA
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................28.469
Cumhuriyet Halk Partisi...............................18.104
KINIK
Cumhuriyet Halk Partisi.................................8.057
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................7.064
KİRAZ
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................12.929
Cumhuriyet Halk Partisi.................................9.667
KONAK
Cumhuriyet Halk Partisi.............................121.804
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................86.557
MENDERES
Cumhuriyet Halk Partisi...............................18.192
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................18.169
MENEMEN
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................28.716
Cumhuriyet Halk Partisi...............................27.781
NARLIDERE
Cumhuriyet Halk Partisi...............................25.927
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................7.473
ÖDEMİŞ
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................40.107
Cumhuriyet Halk Partisi...............................32.772
SEFERİHİSAR
Cumhuriyet Halk Partisi.................................7.953
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.710
SELÇUK
Cumhuriyet Halk Partisi...............................10.086
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................6.667
TİRE
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................21.098
Cumhuriyet Halk Partisi...............................19.360
TORBALI
Adalet ve Kalkınma Partisi...........................30.286
Cumhuriyet Halk Partisi...............................28.888
URLA
Cumhuriyet Halk Partisi...............................19.672
Adalet ve Kalkınma Partisi.............................9.117
İtirazlar gerilim yarattı
İMTİYAZ SAHİBİ
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
EROL YARAŞ
SORUMLU MÜDÜR VE
YAZI İŞLERİ KOORDİNATÖRÜ
GAMZE KURT
İLETİŞİM KOORDİNATÖRÜ
LEZİZE MANİSALI
REKLAM: AYLİN AKDOĞAN
GÖRSEL YÖNETMEN: MUKADDES İBRİM
MALİ VE İDARİ İŞLER KOORDİNATÖRÜ
TÜRKAN ÖZTÜRK
BİLGİ İŞLEM SORUMLUSU: ALPER GÜNDOĞDU
Toplantıda Foça ve Bergama adaylarına
herhangi bir itiraz yapılmazken bazı PM üyelerinin söz alarak, "Mevcut belediye başkanlarını
aday yaptık. Ancak örgütle ilgili sorunları var.
Örgüte daha çok kulak vermeliler" çıkışında
bulundukları bildirildi.
medi" serzenişinde bulunduğu öğrenildi. Öte
yandan aday belirleme komisyonu toplantısında bazı milletvekillerinin, "Osman Özgüven bu
süreçte çok yıprandı. Adaylıktan çekilsin. Parti
onu aday göstermemiş olmasın. Rıza Gök
Dikili'den aday gösterilsin" dediği ifade edildi.
Dikili adayı ele alınmadı
Pekdaş iddiası boş çıktı
Dikili eski Belediye Başkanı Osman
Özgüven'in adaylığının gündeme gelmemesi
üzerine Murat Karayalçın'ın söz alarak,
"Osman Başkan zor bir süreçten geçti. Bunu
herkes biliyor. Neden hala adaylığı buraya gel-
Parti kulislerine Aziz Kocaoğlu'nun desteklediği Baro eski Başkanı Sema Pekdaş'ın
Gaziemir'den aday gösterileceği bilgisi düştü.
Partililer gün boyu bu iddiayı konuştu. Ancak
bu konunun PM gündemine gelmediği öğrenildi. Pekdaş,
Konak'tan belediye
başkan aday adayı
olmuştu. Sema
Pekdaş yaptığı açıklamada, Konak
dışında herhangi bir
yerden aday gösterilmesi halinde istifasını vereceğini de
açıklamıştı. Bu
durum ise Pekdaş’ı
adaylığa sürükleyen
ve İzmir Baro
Başkanlığı’ndan istiMurat Taşer
fa etmesine neden
YAYIN KURULU
ERDAL İZGİ - BURAK CİLASUN
ÇİĞDEM ALPASLAN - GÖKDENİZ ENGİN
DENİZ ÖLGÜN-SELCAN BİLEN
MHP’nin hedefi 6 ilçe
YÖNETİM YERİ:
BEN TANITIM HİZMETLERİ ORG.INTERNET YAY.
PRODÜKSİYON İTH.İHR.LTD.ŞTİ.
AKDENİZ CADDESİ NO: 5 AKDENİZ İŞ HANI NO: 306
PASAPORT /İZMİR TEL: 0 232 464 63 15 FİYATI: 2 TL (+KDV)
İzmir Büyükşehir Belediyesi eski
Başkanı Burhan Özfatura'nın yıldız
bürokratları arasında yer alan ve
şimdilerde MHP’den Büyükşehir
Belediye Başkanlığı için yarışan
Murat Taşer ise yerel seçimlerle ilgili
olarak oldukça iddialı konuştu.
Hedeflerinin 30 ilçe içerisinden 6 ilçeyi almak olduğunu belirten Taşer,
‘İzmir’de sadece CHP-AK Parti çekişmesi olacak’ algısını kırmak istiyor.
BASIMCI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.Ş.
BASKI YERİ: GAZİEMİR TREN İSTASYONU KARŞISI ESKİ BETONTAŞ
TESİLERİ İÇİ NO: 29 GAZİEMİR /İZMİR
TEL: 0 232 251 76 32 BASKI TARİHİ: 23.01.2014
SAYI: 15 TÜRÜ: YAYGIN AYLIK
BEN HABER’DE YAYINLANAN HABER, YAZI, RESİM VE
FOTOĞRAFLARIN FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU İLE
BASIN KANUNU’NDAN KAYNAKLANAN HER TÜRLÜ HAKLARI BEN TANITIM HİZMETLERİ ORG.INTERNET YAY.
PRODÜKSİYON İTH.İHR.LTD.ŞTİ.NE AİTTİR. İZİN ALINMAKSIZIN KAYNAK GÖSTERİLEREK DAHİ İKTİBAS EDİLEMEZ.
Necip Kalkan
İlknur Denizli
Cemil Şeboy
olan Aziz Kocaoğlu’nu zorluyor.
Torbalı aday adayı istifa etti
CHP’de bir ‘isyan’ da Torbalı’da yaşandı.
PM’de Ufuk Yörük’ün aday ilan edilmesi sonrası aday adayı Doktor İbrahim Öz partisinden
istifa etti. Noter kanalıyla istifasını hayata geçiren Öz’ün bağımsız aday olacağı öğrenildi.
Bir istifa da Foça’da
Foça'nın mevcut belediye başkanı Gökhan
Demirağ'ın yeniden aday gösterilmesinin ardından bu ilçede de istifa yaşandı. Foça Belediye
Başkanlığı'na aday gösterilmeyen 23. dönem
CHP İzmir Milletvekili Adayı Osman Mert,
adayın seçimle değil de atamayla belirlenmesine tepki göstererek CHP'den istifa etti. CHP
Foça İlçe Başkanlığı görevinden ayrılarak Foça
Belediye Başkanlığı’na aday adayı olan Osman
Mert, mevcut Foça Belediye Başkanı Gökhan
Demirağ'ın ön seçim yapılmadan aday gösterilmesine tepki göstererek partisinden istifa etti.
Vefa Ülgür
Gökhan Demirağ
SAYFA 9
24.01.2014
9
ekonomi
[email protected]
GAMZE KURT
D
olar rekora ulaştı, euro ve dövizde de
tarihi rekorlar mevcut. Piyasa uzmanları dolar ve Euro'da gelinen bu seviyelerin artık reel sektörde de sıkıntılara yol
açtığının gözlemlendiğini ifade
ediyor. Geçtiğimiz sene yılsonu için 1.92 kur
tahmini vermesinin şirketlerin döviz açığını
kapamasında gecikmelere yol açtığı belirtiliyor. Merkez Bankası'nın geçtiğimiz sene kur
seviyesi telaffuz etmesi ile kurun yükselmesi
karşısında şirket kararlarının geciktiği de
ifade ediliyor. Döviz açığı olanların pozisyonlarını kapatamadığı ve şirketlerden iflas
haberlerinin gelmeye başladığı dile getirili-
Dava kuruma mı
şahsa mı açılmalı?
Beyanatdoğrudeğil
Maddi tazminat davalarında eylem ile
oluşan zarar arasında, nedensellik bağı olması gerekmektedir. Sorunuzdaki eylem,
Merkez Bankası Başkanı’nın kur ile ilgili
iddialı sözleri ise sonuç doğan zararın bu söyleme dayalı olup olmadığının ispatıdır.
Merkez Bankası Başkanı tarafından kur tahmini çok iddialı olmayan şekilde ve her türlü
olasılığı içeren şekilde olsa daha iyi olurdu.
Ancak çok net şekilde yılsonunda kurların
eski seviyesine döneceğine dair tahmin tazminat davası açılmasını mümkün kılabilir.
Zaten kendisi de sonraki süreçte bir beyanında ‘böyle kesin konuşmamak gerekiyormuş’
diyerek durumu özetledi. Gerçekten de elinde somut doneler olmadan, bu kadar meslek
grubunun başında olan bir kişinin böyle bir
beyanda bulunması doğru değil. Çünkü
insanlar bunu referans alıp sonuçsuz kalabiliyorlar.
■ Böyle"bir"dava"Başkanın"şahsına"mı
Merkez Bankası Başkanı gibi çok yetkili ve etkili
konumda bulunanların ağzından çıkan sözler,
vatandaş tarafından gerçek kabul edilip buna göre
pozisyon tutuluyor ve ortaya maddi anlamda
zararla sonuçlanan vahim bir tablo çıkıyor.
yoksa"temsil"ettiği"kuruma
karşı"mı"açılmalı?
Bence bu noktada
kuruma karşı dava açma
ihtimaliniz olabilir. Çünkü,
Merkez Bankası Başkanı,
kurumu temsilen yapmış
olduğu görüş açıklaması
sırasında böyle bir beyanda bulundu. Dolayısıyla
bunu bir hizmet kusuru
gibi kabul edip, kuruma
karşı dava açmakta fayda
var. Şahsi dava açmamak
lazım diye düşünürüm.
■ Mağdur"olan"işadamları,"dava"açabilirler"mi?
Türk Ticaret Kanunu,
tacir yani işadamı olan
kişilerin basiretli olmasını
emreder.
Bu düzenleyici
Ozankaya
bir hükümdür. Dolayısıyla
iş dünyasındaki insanlar
pozisyon alırlarken veya şirketlerini yönetirlerken, özellikle döviz hareketleriyle ilgili
hamleler yaparken sadece Merkez
Bankası’nın lafını referans alıp hareket etmemeliler. Sonuçta büyük şirketlerin birden
fazla danışmanı vardır. Ekonomiyi iyi izlerler
ve ona göre pozisyon belirlerler. Merkez
Bankası Başkanı’nın sözleriyle ilgili zaten o
günlerde basında da tartışmalar yapıldı. Bu
sözleri gerçekçi bulan da oldu, bulmayan da
oldu. Bu nedenle işadamlarının böyle bir
gerekçeyle dava açmalarının bir sonuç getireceğine, faydalı olacağına inanmıyorum.
Açabilirler mi? Evet açabilirler. Zaten
Anayasa’ya göre herkesin dava açma hakkı
var. Ama o davadan çok somut bir sonuç
çıkar mı onu bilemiyorum.
Zararıkimkarşılayacak?
Ancak, tüketiciler bağlamında bakarsanız
durum farklı. Ekonomiyi iyi izlemeyen, yetkililerin ağzına bakan, bireysel küçük yatırımcı
dediğimiz insanlar açısından bakarsanız onların bu beyanlardan etkilenmesi daha ağırlıkta
oluyor. Bir de tabii işin borsa yanı, yani
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası kısmı
var. Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde
faaliyetini sürdüren Sermaye Piyasası
Kurulu, borsada spekülasyona yol açabilecek
tüm hareketleri takip eder ve şüpheli her
hareketi, demeci, basında çıkan haberi
yapanlar, yayanlar hakkında inceleme
yapar ve hatta Cumhuriyet
Savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilir. Şimdi, halka açılmış ve hisse
HABER
Merkez
Bankası
mağdurları
tazminat
davası
açabilir
Dolar rekor seviyeye ulaştı. Euro ve döviz sepetinde de tarihi rekorlar mevcut. Ulaşılan kur
seviyeleri piyasa uzmanları ve reel sektör temsilcilerini endişelendirmeye başladı. Uzmanların
ortak görüşü ise bu endişelerin oluşumundaki en
etkin rolün, Merkez Bankası’nın geçtiğimiz sene
kur seviyesini telaffuz etmesi yönünde…
Şirketler bu telaffuz nedeniyle kurun yükselmesi
karşısında şirket kararlarını geciktirdi. Bazı şirketlerden iflas haberleri de gelmeye başladı.
■ T.C."Merkez"Bankası"Başkanı"tarafından
‘döviz"kurları"yılsonuna"doğru"eski"seviyesine
düşer’,"şeklinde"verdiği"demecin"aksi"gerçekleşti.
Bu"durum,"bu"kur"tahminini"referans"alan"bir
kısım"sanayici"ve"yatırımcılar"ile"vatandaşlar
için,"tazminat"davası"konusu"olabilir"mi?
Öncelikle, sorunuz çok doğru. Özellikle
Bakan, Müsteşar,
T.C.M.B. Başkanı vb. gibi
çok yetkili ve etkili
konumda bulunanların
verdiği tüm demeçlerde
çok dikkatli olmaları
gerekmektedir. Bir ülkenin Merkez Bankası başkanının kur tahmini herkes tarafından çok net
olarak dikkate alınır.
Burada zarar kavramını
açarsak, maddi tazminattan mı bahsediyoruz sadece, bunun ötesinde aşkın
zararlardan mı bahsediyoruz, bunun somut olarak
konuşulması gerekiyor.
Aşkın zarar olarak tabir
ettiğimiz tazminat türü
talep edilebilir ancak
başarı oranı bence çok
Av. Tayfun
yüksek olmaz. Bunun da
sebebi ispat külfetinin ağır
oluşudur. Hesabının çok teknik yapılması
gerekir. Burada sadece somut zararın ispatıyla maddi tazminata konu edilebilir. 'Biz,
Merkez Bankası gibi para piyasalarını düzenleyen, yöneten, balansını sağlayan bir kurumun başındaki kişinin ağzından çıkan sözleri
gerçek kabul ederek, pozisyonumuzu buna
göre tuttuk ama bu reel anlamda gerçekleşmedi ve biz bundan doğan zararımızın tazminini istiyoruz’ dediğinizde alternatif nasıl bir
pozisyondan çıktığınızı somut bir şekilde
ortaya koymanız gerekiyor.
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
senetleri borsada işlem gören bir firmanın,
Merkez Bankası Başkanı’nın sözüne itibar
ederek döviz pozisyonundan Türk Lirası
pozisyonuna geçmesi sonucunda ciddi zarar
ettiğini düşünelim. Bu şirketin oluşan zarar
sonucu düşen hisse senedi fiyatları nedeniyle,
zarara uğrayan küçük yatırımcılarının zararını kimin karşılaması gerekecektir?
Borçlanırkendikkat!
■ Bundan"sonraki"dönem"için"okurlarımıza
tavsiyeleriniz"nedir?
Bundan sonra bu insanlar, eğer parası
bankadaysa bankacısından da görüş almalı.
Özellikle döviz geliri olmayan hiç bir firmanın
ve kişinin döviz borçlanmasını uygun görmüyoruz. Geçmiş dönemlerde döviz hareketleri
ve bunların beklentileriyle bağlantılı işlerde
yapılan sözleşmelerde, döviz kurlarının ani
artmasından dolayı bir kısım uyarlama davaları açıldı. O uyarlama davalarının birçoğu bankalara karşı açıldı. Bu davaların bir kısmı
mahkemelerde kabul edildi, bir kısmı ret
edildi. Kabul edilen davalar da Yargıtay
tarafından hep bozuldu. Dolayısıyla
döviz borçlanırken ya da dövizle hareket ederken insanların çok dikkatli
olması lazım. Eğer şartlarda bir değişiklik olmazsa bu uyarlama davalarından sonuç alınması da pek mümkün değil. 6098 Sayılı Yeni Borçlar
Kanunu 138. maddesi gibi bu uyarlama davalarına zemin hazırlayan bazı
maddelerimiz var. Ancak yasada var
olması gerçekte bunun çok kabul görmesi anlamına gelmiyor. Yaşayan
hukukta, uyarlama davalarından sonuç
almak, çok özel durumlarla mümkün.
Örneğin Yargıtay'ın bir kararında sözleşme uyarlamaları için imza tarihinden itibaren uzun zaman geçmesi gerektiği,
akdedildiği tarihten kısa süre geçmiş sözleşmelerde bunun mümkün olamayacağına dair görüşü bulunmaktadır. (13. Hukuk Dairesi
2012/16767 Esas,
2012/21930
Karar sayılı
ilamı.)
yor.
Uzmanlar yüksek kurun KOBİ'leri de
olumsuz etkileyeceğini belirtiyor. Bu noktada
akıllara CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik
Öztrak’ın KOBİ’lere yaptığı çağrı geliyor.
Öztrak, Merkez Bankası Başkanı'nın 1.92
TL'lik kur taahhüdüne inanan ve o doğrultuda hareket eden vatandaşların Merkez
Bankası Başkanı’na dava açabileceğini belirtmişti. Biz de bu konuyla ilgili tüm merak edilenleri, konunun muhatabı iki önemli kişiye,
EBSO Başkanı Ender Yorgancılar ve Avukat
Tayfun Ozankaya’ya sorduk ve bakın nasıl
yanıtlar aldık…
Başçı’nın
Başçı’nın kur
kur
tahmini hem
yersiz
yersiz hem
hem
talihsiz
Ender
Yorgancılar
■ Merkez Bankası’nın hedef sapmasının ardından Başkan’ın mahkemeye verilmesi gerektiği savunulmuştu. Sizce böyle bir dava söz konusu
olabilir mi?
Merkez Bankası'nın temel amacı
fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmektir. Bu amaçla da elindeki araçlarla düşük enflasyon hedeflerini tutturmak ve enflasyondaki dalgalanmaları
önlemek için çalışmalarını sürdürmektir. Fiyat istikrarı aynı zamanda iyi
işleyen bir piyasa ekonomisinin temel
aktörüdür. Bugün Türkiye, gerek iç
piyasası gerekse global piyasalardaki
hareketlerden doğrudan etkilenen
dışa açık bir ekonomidir. Ekonominin
birçok değişken tarafından yönlendirildiği bir ortamda tam isabetli tahminler yapmak neredeyse imkansızdır. Ancak yüzde 50 gibi bir sapma da
göz ardı edilemez. Zaten bilindiği gibi,
diğer
ülkelerle kıyaslandığında en yüksek
yanılgı payı bizim Merkez Bankası’na
ait durumdadır. Bu bilinçle, bahsi
geçen mahiyette bir davanın söz
konusu olmayacağı kanaatindeyim.
■ Siz bu hedef sapması ile ilgili
olarak ne derecede sıkıntı yaşadınız?
Elbette ki yüksek enflasyon tek
başına bile fiyatlar genel seviyesine
etkisi ile birçok girdi maliyetimizi etkilediği gibi ekonominin geri kalan
değişkenleri ile etkileşim içine girdiğinde, beklentilerin dışındaki 1 puanlık bir farkın bile etkisinin büyük olduğunu görmekteyiz.
İçerisinden geçmekte olduğumuz
dönem, Borsa İstanbul’un zor günler
geçirdiği, katılımcı şirketlerin milyarlarca lira kaybetmesine sebep olurken; reel sektörün 2,21 ile rekor kıran
ve yükselişini sürdüren döviz kuru
sebebiyle yakından takip ettiği bir
gündeme sahiptir. Enflasyonun hedefinden şaşmasının yanı sıra yaşanan
süreç sanayicilerimizi son derece
rahatsız etmektedir. Ekonomide karar
mercileri acilen önlem almazlar ise,
korkarım ki, yaşanan sürecin ağır
bilançosunu yakın bir süre içinde
hep birlikte göreceğiz.
■ Merkez Bankası Başkanı’nın
bu kadar rahat konuşuyor olmasını
nasıl yorumluyorsunuz?
Sayın Başçı’nın 2013 yılı dolar
kuru tahminlemesi hem yersiz
hem de talihsiz bir açıklama olarak, ekonomi tarihimize not düşmüştür ki; sonrasında kendisi de
farkına vardığında her şey için çok
geç kalınmıştı.
Özellikle döviz kuru gibi, spekülatif etkilere son derece açık
bir konuda tahmin ve hatta
hedef koymak gibi bir yanlışa
tekrar düşülmemesi gerektiği
kanaatindeyim. Merkez Bankası,
son dönemde yaşanan gelişmelerin de etkisi ile piyasaya birçok
kez müdahale ederek doların
ateşini söndürmeye çalışmıştır.
Merkez Bankası’nın güvenilirliğini kaybetmemesi
için müdahalelerin
sayısı ve zamanlamasının ne kadar
önemli olduğu
unutulmamalıdır.
SAYFA 10
10
www.wellnessclubizmir.com
BURÇİN ÇELİKEZER
S
evgili okurlarım merhaba.. Yeni yılın
bu ilk sayısında biraz ‘ne içelim’i
konuşmaya ne dersiniz... Sizin için
en değerli bitkiler ve etkilerini yazıyorum
bu ay... Bir veya bir kaçını hayatınıza katmanızın muhakkak sağlığınıza olumlu etkileri olacaktır.
ÇAY Çin’den dünyaya yayılmıştır ve
insanlar binlerce yıldır gerek sağlık amaçlı
gerek hastalıklardan korunmak veya
tedavi etmek amaçlı bitkilerden kaynatarak veya kaynar suda bekleterek
POZİTİF etkiler sağlamışlardır.
Bitki çayları, içerisinde bulunan pek
çok fitokimyasal bileşenler, antioksidanlar
ve mineraller sayesinde pek çok şifalı
özelliği içerlerinde barındırırlar. En güzel
özellikleri su içerisinde çözünen bileşenlerinin emiliminin ağızda başlayıp sindirim
sistemi içerisinde kolay ve hızlı bir şekilde
olmasıdır. Ancak bitki çaylarına mucize
demek kesinlikle doğru bir tanımlama
değildir. Sadece katkı ve destek verebilirler.
SOĞUK ALGINLIĞINA KARŞI
ÜÇ SİLAHŞÖR: EKİNEZYAADAÇAYI-IHLAMUR
Bağışıklık sistemi ve üst solunum yolları enfeksiyonları denildiğinde
akla gelen en değerli
bileşimdir bu üçlü…
İltihap giderici,
nezleye karşı
koruyucu,
ağrı
İ
ÖNEML
ZA
AYLARINI
LÜTFEN Ç ANIP DA TÜM
LL
ŞEKER KU ÖZELLİKLERİNİ
I
L
R
A
R
A
Y
İRMEYİN
KAYBETT DEMLEME
E
V
A
M
NİN Kİ
KAYNAT
İ İYİ ÖĞRE SİN
N
İ
R
E
L
K
İ
E
M
L
ÖZELL
E
G
HALE
ZARARLI DEYİP GEÇMEYİN.
İ
K
T
İ
RA,
B
AYRICA ANDIĞINIZ İLAÇLA A
IZ
L
L
N
I
U
Ş
K
A
,
Y
E
SİZ
NIZA VE ĞINI
A
M
Z
İ
L
O
ADI
METAB
LUP OLM
UYGUN O IZA DANIŞIN…
UZMANIN T OLSUN
AFİYE
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
sağlık
24.01.2014
Bitkilerle gelen sağlık
kesici, soğuk algınlığı semptomlarını
giderici ve antiseptik etkileri bulunmaktadır.
KAN ŞEKERİ VE İNSÜLİN
DEYİNCE: TARÇIN
Yapılan klinik ve deneysel çalışmalar,
tarçının kan şekeri kontrolü üzerinde etkili
olduğunu, kolesterolü düşürdüğünü,
trigliseritleri azalttığını göstermiştir.
Özellikle tip 2 diyabet hastalarında kan
şekerini anlamlı ölçüde düşürdüğü belirlenmiştir. TARÇININ bir de antibiyotik
etkisi de vardır ve bazı antibiyotiklerin
etkisini 10 kat daha artırmaktadır.
MİDE, BAĞIRSAK DOSTU,
HAZMI KOLAYLAŞTIRAN
İKİLİ: KİMYON VE KİŞNİŞ
Kimyon çayı veya baharatı ve kişniş,
mide salgı ve enzimlerini dengeler,
sindirime yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, gaz, şişkinlik üzerine bilinen en
değerli bileşim olduğunu kanıtlamıştır.
Hazmı kolaylaştırır mide, bağırsak
hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
DEPRESYON SAVAŞÇILARI:
SARI KANTARON, MELİSA
OTU, KEDİOTU KÖKÜ
Dünyada en önemli
sağlık problemlerinden
üçüncü sırada
yer alan
çağın hastalığı depresyonla bu üçlü ile
mücadele edilebilir. Almanya’da yapılan
son çalışmalara göre, kediotu kökü ile
sarı kantaronun ikili kırk beş günlük kullanımının belirgin oranda majör depresyona ve anksiyete ataklarına olumlu etkisi
olduğu kanıtlanmıştır. Melisanın sakinleştirici yatıştırıcı etkileri de bu tarz problemlerde yardım sağlamaktadır.
ŞİFA KAYNAĞI YEŞİL
VEYA BEYAZ ÇAY
Çay deyip geçmemek lazım çok çok
değerli, en sağlıklı içeceklerden bir tanesi.
Tam bir antioksidandır. Sinir sistemi, kalp
damar sağlığı ve kansere karşı koruyucu
etkileri saymakla bitmez. Ama özellikle
zayıflama üzerine bel ve karın çevresi
yağlarının yakımına muazzam katkıları
klinik olarak belirlenmiştir. Günde 3
FİNCAN YEŞİL VEYA BEYAZ
ÇAY daha çok kilo vermenize ve
yağ yakmanıza KESİNLİKLE
KATKI SAĞLAR. 2 ay boyunca
şekersiz
içmek
koşuluyla.
ENERJİ VEREN HAFIZA
DOSTLARI GİNSENG VE
BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI
Yorgun bitkinseniz, enerjiniz azaldıysa,
vücut direnciniz düştüyse, en az iki üç
hafta ginseng ve böğürtlen yaprağını denemelisiniz. Ayrıca kan sulandırıcı şeker ve
tansiyon dengeleyici, beyinde kan akımını
hızlandırıp enerji verici, hafızayı ve iş kapasitesini arttırıcı özellikleri vardır.
İŞTAHINIZ MI AÇIK?
MATE İLE BİBERİYE
İşte çağın zamanın sorunu YİYORUM
AMA DOYMUYORUM.. O zaman her
yemekten yarım saat önce 1 fincan mate
ve biberiye çayını limonlu olarak için.
İştah kapatıcı, doygunluk verici, tokluk
hormonlarını uyardığı, leptin salgısını
azalttığı bilinmektedir. Diyete dost, kilo
kontrolüne yardımcı.
SAYFA 11
11
yerel
ÇEŞME’DEN KISA KISA
Tarihi çeşmeler
restore edildi
Çeşme’de belediyenin mülkiyetinde olan 5
tarihi çeşmeyi restore ettiklerini ve turizme
kazandırıldığını belirten Başkan Tütüncüoğlu,
Vakıflar ve Hazine’ye ait
toplam 13 çeşmenin
kaderine terk edilmiş
olduğundan yakındı.
Çeşme’ye adını veren
tarihi çeşmelerin önemine dikkat çeken
Tütüncüoğlu, “Bu
kurumlar, tarihi çeşmelerimiz için duyarlı davransın ve turizme kazandırsınlar. Eğer yapmayacaklarsa, bize devretsinler restorasyonunu
biz gerçekleştirelim” dedi.
Turizm öğrencilerine
5 yıldızlı yurt binası
Çeşme Belediyesi, turizm meslek lisesinde
yatılı okuyan öğrencileri için yurt yapımına
başladı. Mevcut yurt binasının kişi kapasitesinin yetersiz olduğunu belirten Başkan
Tütüncüoğlu, yeni yurt binasının 1 milyon 755
bin lira maliyetle yapılacağını açıkladı.
Dünyanın
konuştuğu ilçe
Dünyanın en prestijli 14 güzellik yarışmasından bir tanesi olan Miss Exclusive Of The
World 2013 Güzellik Yarışması Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşti. Dünyanın dört
bir ucundan ülkelerinin en güzeli seçilmiş 34
manken, taç için kıyasıya mücadele etti. Program boyunca 34 ülkede Çeşme tanıtımı yapıldığını söyleyen Tütüncüoğlu, “Bütün medya
organlarında Çeşme adı yankılandı” dedi.
66 kruvaziyer
gemisi gelecek
Çeşme’nin sakin
sakin geçen
geçen kış
kış aylarını
aylarını
Çeşme’nin
hareketlendirecek termal
termal tedavi
tedavi mermerhareketlendirecek
kezini müjdeleyen
müjdeleyen Başkan
Başkan
kezini
“60 milyon
milyon liralık
liralık yatıyatıTütüncüoğlu, “60
Tütüncüoğlu,
rım, turizmde
turizmde kilometre
kilometre taşı
taşı olacak”
olacak”
rım,
dedi
aylarında, denizi,
denizi, güneşi
güneşi ve
ve
Yaz aylarında,
Yaz
dünya çapında
çapında ünlü
ünlü plajları
plajları ile
ile dünyadünyadünya
nın gözde turizm merkezleri arasında
yer alan
alan Çeşme,
Çeşme, kış
kış turizmi
turizmi için
için de
de
yer
atağa kalkıyor.
kalkıyor. İlçenin
İlçenin kış
kış popülaritepopülariteatağa
sini artırmak
artırmak adına
adına termal
termal kaynaklara
kaynaklara
sini
yoğunlaşan Çeşme
Çeşme Belediyesi,
Belediyesi, termal
termal
yoğunlaşan
kaynaklarını ilçede
ilçede faaliyet
faaliyet göstegöstesu kaynaklarını
su
ren 65
65 otelin
otelin kapısına
kapısına kadar
kadar ulaştırdı.
ulaştırdı.
ren
Termal su bağlanan otellerin geceleme oranları,
oranları, bir
bir önceki
önceki yılın
yılın aynı
aynı
me
göre yüzde
yüzde 20’ye
20’ye kadar
kadar
dönemlerine göre
dönemlerine
artış gösterdi. Belediye tarafından
yaptırılacak termal
termal tedavi
tedavi ve
ve kür
kür mermeryaptırılacak
kış aylarında
aylarında gelen
gelen turist
turist sayısayıkezinin kış
kezinin
sını daha
daha da
da artıracağı
artıracağı ve
ve kış
kış turizmiturizmisını
ne büyük
büyük ivme
ivme katacağını
katacağını belirten
belirten
ne
“Çeşme için
için kilometre
kilometre
Tütüncüoğlu, “Çeşme
Tütüncüoğlu,
taşı olacak
olacak yatırımın
yatırımın 33 yıl
yıl içerisinde
içerisinde
taşı
tamamlanmasını bekliyoruz”
bekliyoruz” dedi.
dedi.
tamamlanmasını
60 milyon
milyon liralık
liralık dev
dev tesis
tesis
60
belediyeye ait
ait 25
25 bin
bin metmetIlıca’da belediyeye
Ilıca’da
rekare alana
alana inşa
inşa edilecek
edilecek 250
250 yataklı
yataklı
rekare
bin kişiyi de ayakta tedavi edebilecek
ilçenin kış
kış turizmini
turizmini de
de hareharemerkezle ilçenin
merkezle
ketlendirmeyi hedeflediklerini
hedeflediklerini kaydekaydeketlendirmeyi
den Başkan Tütüncüoğlu, şöyle konuştu:
tu:
“Çeşme’nin kasasından
kasasından tek
tek kuruş
kuruş
“Çeşme’nin
harcamadan yap-işlet-devret
yap-işlet-devret modeliymodeliyharcamadan
le 60
60 milyon
milyon liraya
liraya inşa
inşa edilmesi
edilmesi planplanle
bina ihaleye
ihaleye çıkacak.
çıkacak. Hem
Hem ilçeilçelanan bina
lanan
mize kış
kış aylarında
aylarında turist
turist gelecek
gelecek hem
hem
mize
de Çeşmeli kışın da kazanmaya
devam edecek.
edecek. Özellikle
Özellikle Yakındoğu,
Yakındoğu,
devam
Avrupa ve
ve Arap
Arap ülkelerinden
ülkelerinden
Kuzey Avrupa
Kuzey
turist çekmesi planlanan tesis, ilçeye
ayrı bir
bir hareket
hareket getirecek.
getirecek.
ayrı
en kapsamlı
kapsamlı termal
termal kür
kür
Türkiye’deki en
Türkiye’deki
ve tedavi
tedavi merkezlerinden
merkezlerinden biri
biri olması
olması
ve
planlanan yatırım
yatırım ile
ile Çeşme
Çeşme kış
kış turizturizplanlanan
de marka
marka olacak.”
olacak.”
minde de
minde
Çeşme, üç büyük metropolü geçti
Türkiye genelinde yapılan bir araştırmaya göre; Çeşme’deki yıllık emlak fiyatları artışı,
İstanbul’u geçti, Ankara ve İzmir ortalamasının iki katından daha fazla değer kazandı
Dünyanın önde gelen gayrimenkul
danışmanlık kuruluşlarından Realty
World’un, Türkiye çapında yaptığı araştırmaya göre; Çeşme’de konut fiyatları bir
yılda yüzde 23 değer kazandı. Ülke genelindeki toplam 31 bin 240 satılık ve 12
bin 411 kiralık gayrimenkulün fiyatı
incelenerek oluşturulan verilere göre,
bir yıl içerisinde emlak fiyatlarında
İstanbul’da ortalama yüzde 13,
Ankara’da yüzde 8, İzmir’de ise yüzde
10 artış meydana geldi. Türkiye’nin
turizm cenneti Çeşme’deki emlak
fiyatları artışı ise Türkiye’nin en
büyük 3 kentinin de ortalamasını
geçti, ilçesi olduğu İzmir’in artış
oranını iki katından daha fazla
oldu.
Araştırmaya göre; turizm cenneti Çeşme’de konutların metrekare ortalama satış fiyatı 3 bin 273
lira, kiralık evlerin metrekare fiyatı ise 161 liraya kadar çıktı.
NY Times’ın da
favorisi
Dev arıtma tesisi kuruldu
Paşalimanı-Şifne’ye
‘5 milyonluk’ neşter
On yılda 40 kat değerlendi
Türkiye genelinde ilk konut yapıldığını
ardından onlardan arta kalan dar alanlara, yol
ve sosyal donatı tesisleri kurulduğunu söyleyen
Tütüncüoğlu, “Biz, Çeşme’de konutlar daha
yapılmadan yol ve altyapıyı oluşturuyor; inşası
tamamlanmadan spor tesisi ve park yapıyoruz”
dedi. Tütüncüoğlu, “Çalışmalarımız her araştırmada etkisini gösteriyor. İlçede 10 yıl önce 10
bin liraya satılan arazilerin değeri, yüzde 4 bin
arttı. Bu gelişmeler hem Çeşme’ye yatırım
yapanların rantını hem de burada yaşayanların
ekonomik gelirini artırıyor” diye konuştu.
Çeşme’nin öz kaynakları kullanılarak 100 bin nüfusuna hizmet verebilecek dev bir atıksu
arıtma tesisi kuruldu.
Türkiye’de kendi atıksu arıtma
tesisini inşa eden tek ilçenin
Çeşme olduğunu söyleyen
Tütüncüoğlu, “Örnek olmaktan
büyük onur duyuyoruz. Tesis, 12
milyon liraya mal oldu. Hem
suların ikinci kez kullanımının
yolu açılarak, su tasarrufu sağlandı. Hem de Çeşme denizi
maviliği kirlenmesine müsaade
edilmeden güvence altına alındı“ dedi.
Çeşme’nin doğa ile birlikte büyüdüğünü belirten Başkan Tütüncüoğlu, ilçede yeni yapılan konutlara oturma raporu alınabilmesi için ‘ağaç dikme şartı’
belirlendiğini söyledi.
İmar kurallarıyla ilçenin yeşil kalabilmesini sağlayacak doğrultuda belirlediklerini ve geliştirildiklerini kaydeden
Çeşme Belediye Başkanı Faik
Tütüncüoğlu, ilçenin az katlı, düşük
yoğunluklu dokusunun korunması ve bir
dönüm parsele 1 ev yapılması şartının
bunların başında geldiğini söyledi.
Çeşme’deki tüm evlerin ağaç yüksekliğinde yapılmak zorunda olduğunu vurgulayan Tütüncüoğlu, ayrıca ilçede yeni
yapılan konutlar için ağaç dikme zorunluluğu getirdiklerini de kaydetti.
Arazideki inşaat yoğunluğun en fazla
yüzde 25 olarak belirlenmesine bağlı
olarak Çeşme’de son 20 yıldır yapılan
her evin bahçesi olduğunu belirten
Tütüncüoğlu, “Ev sahipleri, oturma
raporu alabilmek için evin inşaat alanında kalan bölümün dışındaki arsasının
her 40 metrekaresi için bir ağaç dikmek
zorunda” dedi. Aksi takdirde konutun
oturma raporu almasının mümkün
olmadığını vurgulayan Tütüncüoğlu, bu
bağlamda eve elektrik, su, telefon ve
internet de bağlanamadığını söyledi.
ak için dikilecek
Oturma raporu alm ardı olduğund
sta
bir
ağaçların da belli
ncüoğlu, süs
tü
Tü
an
şk
Ba
nu belirten
ların geçerli
aç
ağ
i
rev
bitkileri ve çalı tü
ini
uladı. Sakız meyves
sayılmadığını vurg
me
tiş
ye
l
ğa
do
n
ını
veren sakız ağac
e bu ağacı artırmak
alanı olan Çeşme’d
tüldüğünü belirten
rü
için çalışmalar yü
me’nin güney bölge
Tütüncüoğlu, “Çeş
en az
n
içi
ak
alm
u
or
sinde oturma rap
dikmek gerekiyor.
bir sakız ağacı da
Tarımda da
iddialı
Çeşme Belediye Başkanı Faik
Tütüncüoğlu, Dünya Agroturizm
Kalkınma Forumu’na (World
Agritourism Development Forum) katılmak için Çin’e gitti. Çin’in Hunan
Eyaleti, Changsha şehrinde gerçekleştirilen forum yönetimi tarafından
Türkiye’den davet alan tek konuşmacı
olarak foruma katılan Tütüncüoğlu,
Çeşme’nin tarım markalarını zeytinyağı,
sakız koyunu, sakız ağacı, enginarı, kavunu, limonu, üzüm, incir ve insan sağlığına olan olumlu etkilerini tanıttı.
Çeşme’nin tarım turizminde de iddialı
olduğunu belirtti.
NBA kalitesinde
spor salonu
Çeşme’deki okul, park ve mahallere
spor alanları ile sahaları kuran ve bakımını yapan Çeşme Belediyesi, son olarak
ilçedeki Sıdıka Kemali Ertan Lisesi’nin
spor salonunu yeniledi. Eski salonu bin
545 liralık yatırımla tamamen değiştirdi.
İlçeye NBA (Amerikan Basketbol Ligi)
standartlarında yeni bir salon kazandırdı.
“Sakız güzelleri”
göz doldurdu
Çeşme Belediyesi’nin bu sene
4’üncüsünü Çeşme Sakız Koyunu
Şenliği’nde Çeşme ve Yarımada’nın dört
bit köşesinden şenliğe katılan yetiştiriciler
ve sahibi oldukları sakız; koyun, koç,
toklu ve kuzuları dereceye girebilmek için
kıyasıya yarıştı. Yok olma tehlikesi ile
karşı karşıya olan sakız koyununun şenlik
ile yetiştirici sayısının ve popülasyonunun
arttığını belirten Başkan Tütüncüoğlu,
“Çeşme’nin yöresel bir zenginliği daha
güvence altına aldık ve geliştirdik” dedi.
Editöryal çalışmadır
Geçen yıl Germiyan Yalısı ve Potamaki
Deresi yolunu genişleten ve yenileyen Çeşme
Belediyesi, Paşalimanı-Şifne ve Şahin Tepesi
yolu için yaptığı genişletme ve yenileme çalışmalarını da tamamladı. Eski hali 5 metre olan
yolun yenilenen kısmının genişliği, 4 katına
çıktı. 15 metre enindeki asfalt yol yaya kaldırımlarıyla birlikte toplamda 20 metreye ulaştı.
Çeşme’de 4 dönemdir belediye başkanlığı
yapan Faik Tütüncüoğlu, kendi döneminden
önce ilçenin kronikleşmiş haftalarca kesik kalan
suyu ile olmayan kanalizasyon altyapısı yüzünden yaşanan sıkıntıları çözdükten sonra ilçenin
değerinin hızla yükseldiğini söyledi.
Tütüncüoğlu, “Çeşme’de sadece geçen yıl 33.5
milyon liralık yatırım yaptık. Bu miktarın yarısından fazlası altyapıya harcandı” dedi.
Ağaç dikmeyen
eve elektrik,su,
internet yok
Geçen yıl 53 sefer ile yaklaşık 35 bin kruvaziyer turistini ağırlayan Çeşme’ye bu yıl
yüzde 24 artarak 66 kruvaziyer gemisi gelecek.
Yolcu sayısının da aynı oranda artarak 50 bini
bulmasının öngörüldüğünü kaydeden
Tütüncüoğlu, yapılan çalışmalarla Çeşme’nin
dünyaya adını duyuran önemli kruvaziyer
‘durak’larından biri haline geleceğini söyledi.
Çeşme’yi favorileri arasına alan dünyaca
ünlü yayın organlarına bir yenisi daha eklendi.
New York Times, ilçeyi ‘Mutlaka Gezilip Görülmesi Gereken Yerler’ listesine dahil etti. NY
Times’ın incelemeleri sonucunda, “Dünyada
Gezilip Görülmesi Gereken 31 yer” belirlediklerini kaydeden Tütüncüoğlu, hazırlanan listede
Çeşme’nin 8’inci sırada olduğunu kaydetti.
HABER
Kış turizminin de
yıldızı olacak
Sakız ağacı
24.01.2014
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
SAYFA 12
HABER
güncel
Yaratıcılık ve bilinçdışı
Yüzgeç
“Neden ortalıkta bol miktarda Mozart’lar, Einstein’lar, Balzac’lar dolaşmıyor? Eğer herkes kendi varlığında
çorbası
potansiyel yaratıcılık yeteneğine sahipse bizi bundan alıkoyan ve bu yönde gelişmemizi engelleyen şey nedir?”
yasaklandı
Ç
evrenize baktığınızda görebildiğiniz şeylerin çoğu yaratıcılık sonucunda ortaya
çıkmıştır: kitaplar, binalar, makineler,
bilgisayarlar, mobilyalar, yollar, televizyonlar,
uçaklar, müzik, resim, edebiyat... Bu liste sonsuza kadar gider. Tüm bu şeyler bir zamanlar
birilerinin zihnindeki rüyalardan ibaretti.
Şimdi ise gerçekler. Bu gerçekten de sihirli
bir şey. Tüm bunları mümkün kılan şey ne?
Nasıl ortaya çıktılar?
Einstein sık alıntılanan meşhur sözünde
“İmgeleme bilgiden daha önemlidir” demişti.
Bu söz imgeleme olmaksızın bilginin işe yaramaz olduğunu açıkca ima etmektedir.
İmgeleme bilgiye can veren bir süreçtir ve
yaratıcılıkla birlikte değişimin, adaptasyonun
ve evrimin ardındaki itici güçtür. İnsan yaratıcılığı yeni olasılıkların ve umudun, rüyaların,
eylemlerin ve başarıların kaynağıdır. Aynı
zamanda belirsizliğin ve güvensizliğin de kaynağıdır. İmgeleme ve yaratıcılık birçok problemlerimizin çözümü olduğu gibi aynı zamanda kaynağıdır da.
Yaratıcı süreci geliştirmek ve yönetmek
için her insanın aşması gereken bazı engeller
var. Yaratıcılık bireysel bir şeydir. Hepimiz
yaratıcı olmayı kendimize göre öğrenir ve
yaratıcı olduğumuz durumlarda bunu nasıl
yaptığımızı bilmeyiz. Bugün birey olarak yaptığımız şeylerin çok büyük bir kısmını küçük
yaşlardayken birer birer öğrendik.
Doğduğumuzda bunların hiçbirisini bilmiyorduk. Bunları öyle bir öğrendik ki, nasıl öğrendiğimizi hatırlayamadığımız gibi, bunları nasıl
yaptığımızı da bilmez hale geldik. Kısacası
yaptığımız pek çok şeyi bilinçdışı olarak yapıyoruz. Ancak bilinçdışı olarak yapıyor olmamız bunların öğrenilmediği ya da bundan
sonra öğrenilemeyeceği anlamına gelmiyor.
Bilinçdışı İnançlar
Neden ortalıkta bol miktarda Mozart’lar,
Einstein’lar, Balzac’lar dolaşmıyor? Eğer herkes kendi varlığında potansiyel yaratıcılık
yeteneğine sahipse bizi bundan alıkoyan ve
bu yönde gelişmemizi engelleyen şey nedir?
Bilinçaltının derinliklerinde yeteneklerimiz ve sınırlarımız hakkında birçok inançlar
bulunur. Bunlar deneyimlerimiz tarafından
da doğrulanmaktadır ama doğru oldukları
için değil öyle olduklarına inandığımız için.
Sahne hipnozcularının uygulamış oldukları
bazı gösterileri hepimiz izlemişizdir. Örneğin
hipnotik transta bir kişiyi önünde bir duvarın
olduğuna inandırırlar ve o kişi o noktaya geldiğinde aynen duvara toslamış gibi kalır. Ya
da başka telkinlerle o kişi normalde yapamayacağı şeyleri yapabilir hale gelir vs.
İşte aynen buna benzer biçimde içinde
yaşadığımız kültürün bizim içimizde oluşturduğu bir sürü inançlar vardır. Her birimiz
içinde yaşadığımız kültür tarafından hipnotize
ediliriz. Ve buna inandığımız müddetçe bu
koşulların dışına çıkabilmemiz pek mümkün
olmaz. Bir süre bunlara alıştıktan sonra bu
sınırların dışına çıkmayı isteyemez hale geliriz. Çünkü bu şartlar içerisinde kalmak bize
daha güvenli gelir.
Ancak tarih yüzlerce kez göstermiştir ki,
insani sınırlar hakkındaki popüler inançlar
değişebilmektedir. Bir zamanlar asla yapılamaz olarak görülen şeyler günü geldiğinde
sıradan biçimde herkes tarafından yapılabilir
hale gelmiştir.
Baştan kaybediyorsunuz
İnançların üzerimizdeki etkisi algılamayla
başlar. Günlük yaşamda duyularımız üzerine
çarpan uyaranların çok küçük bir kısmı farkındalık alanımıza ulaşır. Çünkü içsel bir gözlemci ya da bir mekanizma bilinçdışı olarak
girdileri seçer, ayıklar ve onun süzgecinden
geçmeyen hiçbir şey farkındalık alanımıza
ulaşmaz. Bazen evde kaybettiğimiz bir şeyi
ararız. Ancak aradığımız şey bulmayı beklemediğimiz bir yerde durmaktadır. Oraya
bakarız, fakat baktığımız halde o cismi görmeyiz. Sonra yanımıza bir başkası gelir ve
“Kör müsün, işte gözünün önünde duruyor”
der. Bunu hepimiz yaşamışızdır. Bunun sebebi yanımıza gelen kişinin bizim baktığımız
yere ön yargısız bir şekilde bakmasıdır. Ve
işin en komik yanı bizim bu ön yargının asla
farkında olmayışımızdır. Kısacası algıladıklarımız duyu organlarımızın algıladığından çok
bizim algılamayı beklediğimiz şeydir.
Yaratıcı olmadığınızı mı düşünüyorsunuz? Bazı işleri yapabilmek için yeterince zeki
olmadığınızı mı? Yoksa bazı şeyleri yalnızca
dahilerin mi yapabileceğini? Eğer zihninizde
bu tür inançlar varsa oyunu baştan kaybediyorsunuz demektir. Çünkü herhangi bir şeye
yeteneğiniz varsa bile bu tip sınırlayıcı inançlarla o yeteneğinizi de baştan köreltmiş olursunuz. Aynen hipnoz altında şöyle ya da
böyle olduğuna inandırılan insanlar gibi...
Kendi kendinizi hipnotize ettiğiniz için o
andan itibaren ne yapsanız bir ilerleme kaydedemezsiniz.
Yaratıcılığın Kaynağı: Bilinçdışı
Hepimizin bilinçdışı ya da bilinçaltı çok
büyük bir yaratıcılık potansiyeliyle dopdoludur. Çünkü bilinçdışı aynı zamanda kolektif
zihin alanına açılan kapıdır. Ve insanlığın
kolektif zihin alanı aynen internet ağı gibi pek
çok bilgilerle ve imgelerle doludur. Ancak bu
alandan bir şeyler çekebilmek için zihnimizde
onları ifade edebileceğimiz imgeler ve araçlar
bulunmalıdır. Eğer bu araçlardan yoksunsak
bilinçdışında bulunan o büyük potansiyel kendisini ifade edecek bir yol bulamaz ve açığa
çıkmamış bir halde kalıp gider.
Yüksek düzeyli yaratıcılığa açılan kapı
bilinçdışından geçmektedir. Bilinçdışında
bugüne kadar edindiğimiz tüm deneyimlerin
özleri bulunur. Ve orası gerçekten çok
büyük bir kaynaktır. Ancak bu kaynağa
kendisini ifade etme imkanı sağlamak
için beynimizde buna uygun bir alan
oluşturmak yaratıcı bireyler olma yolunda atılacak adımların başında gelir.
Yaratıcı insanların yaşamlarına baktığımızda en büyük eserlerini bilinçlerinin
fazla bir müdahalesi olmaksızın çok hızlı
bir şekilde yarattıklarını görürüz. Özellikle
sanat alanında yüksek düzeyli yaratıcılık sergileyen insanlar eserlerini yaratırken bunun
bazen kendi iradelerine zıt bir biçimde gerçekleştiğini ifade ederler. Ancak bu tip insanlar aynı zamanda yaptıkları işle ilgili olarak
büyük bir emek de harcamışlardır. İşte harcanan bu emek yaratıcılığın kendisini ifade edebilmesi için gerekli olan zeminin oluşmasını
sağlar. Eğer böyle bir zemin oluşmazsa herhangi bir şeyin ortaya çıkabilmesi imkansızdır.
Örneğin zihninde çok güzel resimler tasarlayabilen bir insan eğer eline fırçayı almaz ve
beyninin ellerini kontrol eden kısımlarını da
iyi bir şekilde geliştirmezse ressam olamaz.
Ve bu yetenek de körelir gider. İyi bir ressam
olabilmek için yalnızca iyi bir vizyona sahip
olmak yetmez. Eline malzemeleri alıp zihnin-
de gördüğü o resmi tuvale aktarması da gerekir. Aynı şey besteciler için de geçerlidir.
Olağanüstü bir müzikal yetenek sergileyen,
zihninde müzikler yaratabilen bir insan müzik
eğitimi almaz, notaları öğrenmezse, zihninde
duyduklarını asla kağıda aktaramaz.
Bu yüzden yaratıcılığı geliştirirken öncelikle yaratıcı yönümüzü keşfetmek ve sonra
da onun ortaya çıkması için beynimizi eğitmek gerekir. Kırklı, ellili yaşlardan sonra
resme, müziğe, el sanatlarına başlayan ve çok
başarılı olan bir sürü insan var. Bu insanların
diğerlerinden hiçbir farkı yok. Tek farkları,
kimseyi kaale almayıp bir şeyler yapabileceklerine inanmalarıdır. Hepimiz şu an yapabildiğimizi düşündüğümüzün çok ötesinde şeyler yapabiliriz. Ancak tek yapmamız gereken
bunu yapabileceğimizi imgelemek ve o imgeye yürekten inanmaktır. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
24.01.2014
[email protected]
M. REŞAT GÜNER
1987 yılında DEÜ Devlet
Konservatuvarından mezun oldu.
Ruhsal konulara olan ilgisi nedeniyle felsefi konularda araştırmalara
başladı. 1990 yılında İzmir Ruhsal
Araştırmalar Derneği’nin kurucuları
arasında yer aldı ve 1993 2013 yılları arasında derneğin
başkanlık görevini üstlendi.
Ruhsallık, insan bilinci,
yaratıcılık, ruhsal gelişim vb.
konularda birçok kitabın editörlüğünü yaptı, makaleler
yazdı, konferanslar, seminerler
verdi.
2011 yılında Tülin Etyemez
ile birlikte Unicorn
Dönüşümsel Çalışmalar isimli
bir eğitim merkezi kurdu.
Halen İzmir Devlet Senfoni
Orkestrası’nda sanatçı olarak
çalışmaya devam eden M.
Reşat Güner, çeşitli konularda verdiği konferanslar, seminerler, eğitimler ve atölye çalışmalarının yanısıra
Ben TV’de yayınlanan Bilinç Atlası
programını da sürdürmektedir.
KİMDİR?
12
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
SAYFA 13
24.01.2014
13
tarih
Dünyaya korku
yayan kahinler:
HURİFİLER
H
urufilik veya Hurifilik.
Efsanevi kahinler. Bir
döneme damgasını
vuran ve şimdilerde unutulan
büyük kahinler. Arapçada
hurûf, Türkçede harf demektir. Bu tarikat İran’da kurulmuş ve Anadolu üzerinden
Balkanlar’a kadar yayılmıştır.
14. ve 15. yüzyıllarda toplumda etkili olan bir tarikattır. Bu
akımın mensuplarına Hurufi
adı verilmektedir. Kurucusu
Fazlullah
Esterabadi (Naimi)’dir.
Hurufilere göre en son peygamber Hz. Muhammed’dir.
Ve ondan önceki tüm peygamberlerin anlamlarını çözmüştür. Tanrı kendini her bir peygamberinde insanlığa göstermeye çalıştığı manada gizlemiştir diyerek Fazlullah
Esterabadi’yi bu gizemi taşıyan
son kişi ilan etmişlerdir. Öyle
ki kendini Tanrı ilan ettiği
ithamıyla karşılaşan Fazlullah
Hurifiler ebced hesabıyla yaptıkları yoğun matematiksel işlemlerin ardından gelecekle ilgili büyük kehanetlerde bulunmuşlar
ve hepsinde haklı oldukları ortaya çıkmaya başlayınca belirli
iktidar çevrelerini hep rahatsız etmişlerdir. Hurifiler’e göre her
sesin ardında yatan iç içe geçtiği bir matematiksel ifadesi vardır. Her harf bir rakam veya sayıyı kendi de taşır.
Esterabadi Timur’un oğlu
Miranşah tarafından öldürülmüştür.
Hurûfîliğe göre Allah kendini ilk olarak ses şeklinde
göstermiştir. Bu sebeple sesin
ifadesi olan harfler aslında
Allah’ın kendi manalarını gizlediği birer kutsal şifredir. Sesi
anlamak, sesin sırrını çözmek
Allah’ın
gizemlerini
çözmek
demektir.
Hurûfilere göre Allah kendi
ismini insanın yüzüne nakşetmiştir. Örneğin burun “elif”,
gözler “he” burnun her iki
yanı “lam” harflerini oluştururlar.
Allah kendini insan yüzünde gösterir. 7 rakamının tılsımı
Hurifiler’de kutsaldır.
Hurifiler ebced hesabıyla
yaptıkları yoğun matematiksel
işlemlerin ardından gelecekle
ilgili büyük kehanetlerde
bulunmuşlar ve hepsinde haklı
oldukları ortaya çıkmaya başlayınca belirli iktidar çevrelerini hep rahatsız etmişlerdir.
Hurifiler’e göre her sesin
ardında yatan iç içe geçtiği bir
matematiksel ifadesi vardır.
Her harf bir rakam veya sayıyı
kendi de taşır.
Bu sırrı bilen her kişi ebced
hesabı ve cifir sistemi ile yapılacak sıkı matematik işlemler
sonrasında harflerin sakladığı
rakamların aslında gelecekte
100 yıl sonrasını gördüler
Türkiye’de tanınmış en büyük
hurifi 1830’ların başında büyücülük
suçlamasıyla idam edilen şair
Müştak Baba Efendi’dir. 1846’da
Divan adlı eserin yayımlanmasıyla
beraber şiirlerinde birçok kehanete
rastlanmıştır. Müştak Baba Efendi
1923 yılı geldiğinde başkent olarak
İstanbul’un yerini Ankara’nın alacağı kehanetinde bulunmuştur. İşte
günümüz Türkçesiyle şairin şiiri şöyledir:
“1000 manasına gelen ELF sözü,
güzeller beldesini başına EFSER,
yani taç olarak konursa, o belde
İstanbul’dan farksız olur.
Sonra Yunus suresindeki NUN
ve KAF suresindeki KAF harfleri
alınır. Resul’un yani Hazreti
Peygamberin RL harfleri de bunlara
ilave olunmak ister ve maksad “hayı huy” sözündeki “HE” harfi ile
tamamlanır.
Ey anlayışlıların padişahı olan
Sultan Hacı Bayram!
Senin bulunduğun o güzel belde,
bu değersiz kul Müştak’tan hürmet
istiyor”! Müştak Baba şiirin ilk mısrasında “1000” manasına gelen “elf”
ve “tac” demek olan “efser” sözlerini veriyor ve “efser’in başına “elf”in
ilave edilmesi gerektiğini söylüyor.
Ebced hesabıyla 341 tutan “efser”e
“elf”in yani “1000” sayısının ilavesiy-
le Ankara’nın başkent yapıldığı
1923’ün Hicri Takvimle karşılığı
olan 1341 çıkıyor. Şair sonraki mısralarda sırasıyla “elif”, “nun”, “kaf”,
“rı” ve “he” harflerini veriyor. Bu
harfler bu sırayla yazıldıklarında
ortaya Ankara kelimesi çıkıyor.
Yani Müştak baba Ankara’nın eski
harflerle yazılışı olan A-N-K-R-H
harflerini sıralıyor. “güzeller beldesi
ve Hacı Bayram’ın memleketi olan
Ankara 1341 yılında başlara tac olarak ve İstanbul’dan (yani şiirin yazıldığı zamanın başkentinden) farksız
hale gelecek” diyor. Bu büyük ve
korku yaymış olan kahinleri tanımaya devam edeceğiz.
Piri Reis’in sırrı çözüldü
Piri Reis Haritası günümüze kalan,
Amerika kıtasını gösteren en eski haritalardan biridir. Harita 1513’te
Avrupalıların sahip olduğundan çok
daha fazla detay içeriyor. Harita, Hicri
takvime göre 919, miladi takvime göre
ise 1513 yılında Osmanlı Amirali Piri Reis
tarafından çizilmiştir ve İstanbul’da
Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmektedir. Piri Reis’in haritaları, tarihi eser ve
en eski haritalar olmalarının yanı sıra
bazı ilginç nitelikler de taşıyor.
Bugün Topkapı Sarayı’nda sergilenen
harita 20’nci yüzyıla kadar kayıptı.
Tarihsel öneminin yanı sıra, 1500’lerde
hiçbir Avrupalı’nın bilmediği detayları
içeriyor. Bu yüzden eski teknolojik
medeniyetlerin ve belki “dünya dışı”
medeniyetlerin etkisiyle şekillendiği
iddia ediliyor.
Günümüzde koordinatları belirlemek
için kullandığımız enlem ve boylam çizgileri paralel ve meridyenler olarak da
biliniyor. Meridyenler iki kutupta birleşiyor. Oysa Piri Reis’in haritalarında enlem
ve boylam çizgileri yerine, istikamet açılarıyla kilit noktalarda birleşen farklı çizgiler kullanılmış. Bu çizgiler “Enerji
Izgaraları” olarak adlandırılıyor. Yani çizgilerin birleştiği kilit noktalar, dünyanın
belirli enerji merkezlerini simgeliyor.
ESRARENGİZ İDDİALAR
Harita, dünyayı uzaydan görünüyormuş gibi çizilmiş. Bu iddia ise dünya dışı
savına atfediliyor.
Harita, Grönland’ın buzul altı topografik haritasını da gösteriyor.
Harita, Antartika’nın buzul altı topografik haritasını da gösteriyor.
Harita, günümüzde kullanılan enlemboylamlar yani paraleller ve iki kutuplu
meridyenler ile hizalanması yerine kilit
noktalarda odaklanmış enerji ızgaraları
ile hizalanmış. Enerji ızgaraları bilimsel
bir terim değil, parapsikolojik bir terim.
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
HABER
[email protected]
ZUHAL KOÇKAR
Doğum – Ölüm
Aslında Yaşam
B
[email protected]
SEVGİ ALİS YILDIRIM
nelerin olabileceği ile ilgili
kehanetlerde bulunmalarını
sağlamıştır. Bu korkutan tarikatın yayılmaması için her
türlü zorlukla karşılaştıklarını
araştırmalar göstermiştir.
Gözden düşürüldüler
Ortadan kaldırılmaları için
en son bulunan çare, bu mistik
tarikata bağlı kişilerin kendilerini Allah olarak ilan ettikleri
suçlamasında bulunmak
olmuştur. Bu sayede toplumun
gözünden düşürülmeye çalışılmıştır.
Aslında gerçekte böyle bir
iddia doğru değildir. Hurifiler
özende Hallac-ı Mansur ve
Mevlana kökenlidir.
Dolayısıyla bizzat Allah’ın
kendisi değil Allah’ın yeryüzündeki gölgesi olduklarını
onlar da diğer birçok İslam
filozofu gibi savunmuşlardır.
Tek farkları bu sırrı harfleri ve
harflerin taşıdığı rakamları
kullanarak yapmalarıdır. Şimdi
bunu bir örnekle açıklayayım.
İsimlerin sırrı
Akrofonoloji eğitmeni ve
bizzat isim analizi eğitimini
aldığım, harflerin gizemini
bana öğreten değerli hocam
Kemal Haluk Cebe’nin
İsimlerin Sırrı adlı kitabının
34. sayfasından bir alıntı yapmak istiyorum. Hurifilerin
düşünme biçimini ve kehanetin gerçekte ne ve nasıl olduğunu daha yakından görelim:
ir BEBEK… Doğarken yaşamda neler
bekler bizi? Doğmadan önce ne biliriz
yaşamla ilgili? Hangi bebek doğarken
ağlamaz ki?
Korkar; sarıp sarmalanmış korunaklı,
sıcacık bu yerden uzaklaşmaya… Yaşamın
doğumla başladığını bilmeden, yaşamının
sonlandığını düşünerek, doğum denen bu zorlu
süreçten korkarak gözlerini açar dünyaya ve
nefes almayı nefessiz kalış olarak algılar… Oysa
ilk nefes alış hayatının başlangıcıdır. Oysa onu
sarıp sarmalayıp koruyacak, sıcacık hayatlarına
konuk etmeyi sabırsızlıkla bekleyenler vardır…
ANNE, BABA…
Bazen bizim ölüm diye adlandırdığımız
sürecin de böyle bir süreç olduğunu, yeni bir
yaşama kucak açtığını, orada gidenleri bekleyen
ANNE BABA gibi koruyucu bir varlık olduğunu
düşünmeden edemiyorum… Bu yaşamdaki
kayıplarımızı bilinmeyen yeni bir yaşama geçiş
yaparken sevgiyle yollamamız, onları güzel
anılarıyla hatırlamamız gerektiğine
inanıyorum...
Anne karnındaki süreci sağlıklı bir şekilde
geçiren bebeğin yeni yaşamının da aynı
doğrultuda geliştiği gerçeğini görerek, yaşam
sürecimi en iyi şekilde sürdürüp yeni yaşama
hazırlanmanın ne kadar doğru olabileceğini
hissediyorum. Yaşadığımız her günün sonraki
yaşamımız için ne kadar önemli olduğunu, bu
günü yaşamamız gerektiğini, geçmişe dönük
yaşamamamız gerektiğini düşünüyorum.
Yaşama geliş amacımız olduğunu, bu amacı
en iyi şekilde yerine getirmemiz gerçeğiyle:
Bugün ve her gün kendine ve başkalarına
olumlu yaklaşım göster. İnsanların içindeki
iyiliği, güzelliği ortaya çıkarmalarına fırsat ver.
İnsanların sana “iyi ki varsın” dedikleri kadar var
olur, mutlu olursun. Başkalarına, seninle
paylaştıkları her şey için “iyi ki varsın” demeyi
ihmal etme… Sabah kalktığında önünde mutlu
ve doyurucu bir zaman olduğunu olumla.
Enerjinin tükenmeye başladığını hissedersen
iyimserlik molası ver ve gülümse. Dur, soluklan,
olumlu ve güzel bir yüreğe sahip olduğunu,
yaşam sürecimizi en iyi şekilde sürdürüp yeni
yaşama hazırlanmanın ne kadar önemli
olduğunu düşün. Gününün kalitesini
belirleyecek olan SENSİN! Tüm güzellikler
seninle olsun... Sağlıkla mutlu, umutlu, sevgiyi
en içten gönülden hissedeceğin gün ve günler
olsun..
Hepiniz sevgiyle kalın…
SAYFA 14
14
HABER
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
spor
24.01.2014
Kupalar, İlkler
ve Madalyalar
ALTAY
ilklerin takımı
U
zun yıllardır adeta futbolla
yatıp futbolla kalkan ülkemizde
bu sporun öncü kulüplerinden
bir tanesi Altay. Türkiye’nin futbolla
tanışması Osmanlı döneminde gerçekleşiyor. Dönemin azınlık mensuplarınca oynanan futbolun, yurtta ilk
kez tabir-i caizse ete kemiğe bürünmesi ise 1894’te İzmir’de “Football
Club Smyrna” adlı İngiliz takımının
kurulmasıyla gerçekleşir. O tarihlerde
Türk ve Müslüman halkın henüz futboldan uzak olması nedeniyle asrın
oyunu futbol yıllarca azınlıklar tarafından oynanır. Ancak 1900’lü yılların
başlamasıyla birlikte gerek İzmir’de
gerekse de İstanbul’da Türk takımları
birer birer kurulmaya başlar. Kurulan
Türk takımlarının en karakteristik
özellikleriyle milliyetçilik temeliyle
hareket etmeleridir.
Tarih sayfaları 1913 yılının son
yapraklarına dönerken Celal Bayar
İzmir’e gelir. İzmir’de karşısında spor
yapan, futbola gönül vermiş Türk
gençleri vardır; ama kendilerine ait bir
kulüpleri yoktur. Bayar derhal harekete geçer. Bu gençlerin hem İttihat
ve Terakki çatısına hem de bir kulüp
çatısına girmeleri için bir miktar para
yardımında bulunur. Bayar’ın bu desteği 16 Ocak 1914 günü hayat bulur
ve Altay Hüseyin Vasıf, Mustafa
Necati ve Baha Esad beyler tarafından resmen kurulmuş olur. Elbette
koca kulüp 3 kişiyle kurulacak değildir. İşte Altay’ın kurucu kadrosu;
Mustafa Necati Bey, Vasıf Çınar Bey,
Şükrü Saraçoğlu Bey, Baha Esat
Tekand Bey, Talat Erboy Bey, Esat
Çınar Bey, Nejat Evliyazade Bey,
Hüsnü Uğural Bey, Muharrir Rauf
Nezih Bey, Şimendiferci Rıfat İyison
Bey, Dr.Kemal Tahsin Soydam Bey,
Enver Esat tekand Bey, Tayyareci
Mazlum bey, Kemal Çakırel Bey,
Nuri Sıtkı Erboy Bey, Dr.Fikret
Tahsin Soydam Bey, Mazlum Öksüz
Bey, Tüccar Süreyya Bey, Çiftçi
Necati Bey, Fethi Özalp Bey,
Sıhhıyeci Kemal İstanbullu Bey ve
Halil Zeki Osma Bey.
Kuruluşunda Türkiye’nin ilk devlet kadrolarının yer aldığı Altay, tıpkı
Karşıyaka gibi misyon olarak azınlık
ekipleriyle maç yapmayı tercih eder.
Bu nedenle dönemin İzmir Valisi
Altaylı gençleri henüz başlamış olan 1.
Dünya Savaşı nedeniyle silah altına
almak yerine futbola daha da teşvik
eder. Böyle bir Altay 9 Kasım 1914’te
İngiliz ekibi PAKSER’i 4-3 ve arkasından da Amerikan Koleji’ni 3-0
mağlup eder. Siyah beyazlıların tari-
1914 yılında kurulan Altay’a milli
mücadele dönemi sonrasında sportif
anlamda baktığımızda pek çok ilk ve
kupa ile karşılaşıyoruz. 41 sezon şimdiki
adıyla Süper Lig’de yer alan Altay,
UEFA Kupası’nda da Türkiye’yi temsil
eden ilk kulüptür. Altay UEFA Kupası ve
Kupa Galipleri Kupası'nda 3'er kez, Balkan
Kupası'nda 2 kez ve Inter-Toto Kupası'nda 1
kez olmak üzere, 9 sezon Türkiye'yi Avrupa'da
temsil eder. Altay’ın geçmişten günümüze dek kazandığı kupalardan ve başardığı ilklerden bazıları şunlar;
Altay, Türkiye’de ilk kez deplasmana giden, ilk kez adına
marş bestelenen, modern taktik anlayışını sahada ilk kez uygulayan, ekiptir. İzmir’in ilk milli futbolcusu Hamit Aslan ve ilk
milli atleti Said Odyak da Altay’ın spora kazandırdığı isimlerdir.
Siyah beyazlıların kazandığı kupalar ve elde ettiği şampiyonluklarsa şöyledir; 12 İzmir Ligi Şampiyonluğu, 2 İzmir Profesyonel
Ligi Şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası Şampiyonluğu.
Altay’ın Bugünü; Mazisi zirvede
geçen Altay, son yıllarda taraftarlarını
üzen bir düşüşe geçmiştir. Süper
Lig’den düştükten sonra bir daha
çıkamayan Altay son 2011’den bu
[email protected]
yana Spor Toto 2.Lig’de mücadele ediyor ve geçmişi arıyor…
BURAK CİLASUN
Futbol tarihinde bazı kulüpler o ülke futbolunda kilometre taşı konumundadır.
Türkiye’de de hiç şüphesiz ki ilklerin takımı Altay bu sıfatı fazlasıyla hak ediyor.
hinde yer alan en ilginç karşılaşmalardan biri de yine 1918’de İtalyan gençlerden kurulu Garibaldi ile oynadığı
maçtır. 1. Dünya Savaşı’nın son döneminde oynanan bu karşılaşmayı Altay
10-0 gibi çok farklı bir skorla kazanır.
Karşılaşmayı ilginç yapansa 10-0’lık
skorun akabinde yaşananlardır.
İzmir’de bulunan İtalyan general konsolos bu mağlubiyete bir hayli sinirlenir ve ekibi adeta yerden yere vurur.
Öfkesi geçmeyen general konsolos
Garibaldi’yi kapatır.
Altay’ın özellikle kuruluş yıllarında hem yönetim hem de oyuncu kadrosu İttihat ve Terakki ile olan ilişkilerinden dolayı dönemin Türkiye’sinin
aynı zamanda üst düzey yönetimini de
adeta temsil eder. Ancak bünyesinden
çok sayıda devlet adamı çıkaran kulübün iki de başbakanı vardır! Gençlik
yıllarında Karşıyaka’da forvet mevki-
inde oynayan Adnan Menderes,
Altay’ın kurucuları arasında yerini alır
ve bir süre siyah beyazlı ekibin kaleciliğini üstlenir. Bir diğer Başbakan
Şükrü Saraçoğlu da yine siyah beyazlıların kurucularındandır. Geçmişten
günümüze elit yapısını sürdüren
Altay’ın içinden Danyal Akbey,
Mazhar Zorlu ve Mahmut Özgener
olmak üzere 3 de Türkiye Futbol
Federasyonu çıkar. Hele ki Vahap
Özaltay’ı unutmak ne mümkündür!
Siyah beyazlıların bir diğer özelliği ise
içinden 2 kulüp daha çıkarabilmiş
olmasıdır. 1923’te kravat ve takım
elbise tartışmasından Altınordu,
1925’te ise bir seyahat dönüşü çıkan
tartışma sonrasında Göztepe,
Altay’dan ayrılan kulüpler olur.
Kaderin cilvesidir ki bugün 3 ekip de
Spor Toto 2. Lig’de mücadele etmekte.
Camiadan
100. yılda
birlik mesajları
Altay 1914 yılında
kurulmuş bir ulu çınardır
ve Türkiye’nin en karizmatik takımlarından bir
tanesidir. Çünkü Altay
ilklerin takımı olmuştur.
Avrupa’da ilkleri vardır,
Türkiye’de ilkleri vardır.
Altay bünyesinden
Altınordu ve Göztepe
olmak üzere 2 kulüp
daha çıkarmış bir kulüptür. Defalarca İzmir şampiyonu olmuştur,
Avrupa’ya ilk giden ekibimiz olmuştur.
Böylesine güzide bir kulübün 100. yılına tanık
olmak bizim için büyük bir mutluluk.
Feyyaz Uçar
100. yılında
Altay’ın teknik
direktörü olmak
büyük bir gurur.
Beşiktaş 100. yılını
yaşarken ben orada
da yardımcı antrenörlük görevini üstlenmiştim. Orada
şampiyonluğu yaşamıştık. Ne güzel bir
tesadüf ki yine 100.
yılını yaşayan siyah beyazlı bir kulüpte çalışıyorum. Camiamızın daha fazla kenetleneceğine inanıyorum. Ümit ediyorum ki
aynı başarıyı bu yıl da Altay’da göstereceğiz ve ipi göğüsleyeceğiz. Altay’ın 100. yılı
bütün Altaylılara kutlu olsun.
lerinden bir
Altay’ın ilk tbol tariürk fu
tanesi de T p marşına
ulü
hinde ilk k ip olmasıdır.
ek
n
la
o
ip
h
i
sa
yazılış tarih
m
s
Marşın ta
ri
a
P
4
2
9
de 1
Milli
bilinmese
arı’nda Türk
tl
a
iy
p
Olim
n
e
iy
asını g
Takım form dyak tarafınO
id
a
CHP'li S
arasın928 yılları iyor.
dan 1920-1
il
d
e
ı tahmin
da yazıldığ yaz renklere
e
İşte siyah b taraftarların
iş
rm
e
gönül v
vkle
üyük bir şe
b
e
d
n
bugü
ı;
ltay Marş
söylediği A
şı
r
a
m
y
a
t
l
A
Erdoğan Tözge
Şerefli koca bir ülkünün
Şerefi namusu hepsinin
Şerefli şanlı şen Altay
Kudretinle kuvvetinle şen Altay
Altay sevil koş atıl oyna
Semalarda semalarda parılda
İzmir'in parlak yıldızı
Duydular şanımızı
Yüksel ki sen kararsın ay
Kudretinle kuvvetinle şen Altay
elif lam te elif ye
altay altay altay
ATATÜRK VE ALTAY
İzmir’in sembol ismi Fahrettin Paşa’ya ‘Altay’
soyadını Mustafa Kemal Atatürk verdi.
Altaylıların ve Atatürk’ün
tanışması 16 Kasım 1923 tarihine
dayanıyor. O tarihte Ankara’da
bulunan Altaylı futbolcular ile
Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk aynı mekanda karşılaşırlar. Mustafa Kemal, ekibin şık
giyinişinden ve zeybek oynamasından etkilenerek Altay’a yönelik iyi dileklerini dile getirir.
Sonrasında ise 1925’e gelindiğinde Altay için tarihi bir gündür. Atatürk kulübü ziyaret eder.
Altay’ın azınlık ekiplerine karşı
olan başarısından ve kazandığı
kupalardan olan memnuniyetini
Kaptan Hamit Arslan’a ileten
Ulu Önder bir de kulüp defterine
hatıra yazısı kaleme alır.
“"Altay Spor Kulübünde
tanıdığım gençlik iftihara şayandır. Bu gençlik müvacehesinde
istikbalin kuvveti ve saadeti en
bariz görülmektedir."
Gazi Mustafa Kemal - 14
Tesrinievvel 1925
Elbette yalnızca bunlarla da
sınırlı kalmaz ilişkiler. Tarihin
sembol isimlerinden ve İzmir’de
bir semte de adını vermiş olan
Fahrettin Altay Paşa’nın da soyadı, İzmir’in bu güzide kulübünden
gelmektedir.
Fahrettin Paşa ile Atatürk,
Altay’ın bir İngiliz ekibiyle mücadelesini ve akabinde zaferini tribünde seyrederler. Aradan yıllar
geçip soyadı kanunu çıktığında
Fahrettin Paşa, Mustafa Kemal
Paşa’ya soyadından dolayı bir
kutlama mesajı yollar. Gelen
cevapta ise Atatürk şu ifadeleri
kullanır; “ "Sayın Fahrettin Altay
Paşa, ben de seni tebrik eder
Altay gibi şanlı şerefli günler dilerim."
Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafıyla birlikte Altay soyadını
alan Fahrettin Paşa, yıllar sonra
şöyle diyecektir;
“Telgrafı aldığım zaman gözlerim dolu idi. Atatürk çok mutehassıs olduğu ve beraberce izlediğimiz Altay maçının hatırasına
izafeten bana Altay soyadını layık
görmüştü."
SAYFA 15
24.01.2014
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
15
astroloji
HABER
[email protected]
SEVGİ ALİS YILDIRIM
Koç burcu: Yeni
ilişkiler, eski ilişkileri
aratmayacak merak
etmeyin. Sadece
yeniliğin verdiği korkuya kapılmayın. Sadece ailenizin onayını ciddiye alın.
Boğa burcu:
Aldığınız yeni teklifler oldukça makul.
Bu kadar ince eleyip
sık dokumak ve şüphecilik gereksiz gibi görünüyor.
Her şey yolunda.
İkizler: Çok çalışıyorsunuz ve evdekiler bunu pek onaylamayabilir.
Akrabalarınızdan
biri ile yaşadığınız problem bu ay
çözülecek. Sadece alınganlığı bir
kenara bırak.
Yengeç burcu:
Barınma ile ilgili bir
süreden beri yaşadığınız sıkıntıların sizi
yıpratması ve aile ilişkilerinizi olumsuz etkilemesi ailenizden kaynaklanmıyor.
Affedilmeye bakın.
Aslan burcu:
Sorumlulukların bir
kısmını yerine getirememekten kaynaklı
bir suçluluk duygusu
sizi üzdü biraz. Üzülmeyin aileniz
daima anlayışlı. Sadece elinizden
geleni yaptığınızı fark ettirin
yeter.
Başak burcu: Bu
ay aldığınız kiloları
vermek ile meşgulsünüz. O halde önerimiz şu; dolunayı bekleyin. Dolunay gecesinden itibaren özel beslenme ve egzersize
başlayın. Sonuç alacaksınız.
Terazi burcu:
Uyku ile bu aralar
daha çok barışık
olun. Çevrenizde
depresyona giren kişiler arttı
ve sürekli dertleşiyorlar.
Onların ağır negatif enerjilerini alıyorsunuz. Bunu önermiyorum. Dert dinlemeyiniz.
Akrep burcu:
Özellikle kas ve
kemik rahatsızlıkları görülebilir.
Mutlaka ilaç tedavisinin yanında bir iyileştiriciden enerji terapisi almalısınız.
Bu ay özellikle empatik
düşünme beceriniz ilişkilerinizi gerilimden kurtaracak.
Yay burcu: Bir
süreden beridir
ihmal ettiğiniz
insanları arayarak,
beraber planlar
yapmanızı öneririm. İş hayatınızda yeni atılımlar ve aşk için
bu etkili olacak. Deneyin,
görün.
Oğlak burcu:
Bir süredir kendini
içine kapatan çok
oğlak var. Ve farkında mısınız
gönüllü olarak kilo aldınız. Ve
bu durum pek rahatsız etmiyor sizi. Lütfen atacağınız
adımlarda ailenizin onayını
alınız.
Kova burcu:
Erkeklere bakış
açınızın değişmeye
başladığı bir
dönemdesiniz,
özellikle de Kova kadınları.
İlişkilerin değişik yüzleri ile
tanışmaya başladınız. Ve bu
sakinlik size ilginç geliyor.
Aynen devam.
Balık burcu:
İçe dönme, özüne
dönme, kim olduğunu hatırlama bu
ay daha yoğun olacak. Özellikle yasak aşk yaşayan balıklar, dikkatli olun.
İsim analizi
Alis’in Kehanetleri
Timsah: Yenilikler
kapınızda. İşinizle ilgili
gelişmeler ve iş arkadaşlarınızla ilgili bir takım deneyimler sizi kendi içinize
çekebilir. Lütfen derinleşmeye ve sezgilerinizi daha çok dillendirmeye bakın.
Rüzgar: Sabrı öğrenmeye devam ediyorsunuz.
Endişelenmeyin sıkıntı hep
sürmeyecek. O kişi yolunuzdan çekiliyorsa veya çekilmişse hayat karşınıza daha değerli birini çıkaracak ve sizin için onu hazırlıyor
demektir.
Gece: Bilmek sizin için
yeterli çoğu zaman. Ve lütfen uygulamalara da değer
verin. Bu ay sizden borç
para istenirse lütfen kibar
bir dille ret edin.
Tohum: Verdiğiniz
emeklerin karşılığını beklemek elbette sizin de hakkınız. Ve karşılıksız iyiliklerinizin mükafatını alacaksınız.
Sadece hak edene hak ettiği gibi davranmayı öğrenmeniz gerekecek.
Yılan: Maddi konularda ve ikili ilişkilerde çok
heyecanlı bir dönemi atlattınız. Şimdi olgunluk
zamanı. Kendinizi, enerjinizi tamamen hedefinize yönlendirmenin vakti geldi.
Ölüm: Ev ile ilgili, aile ile ilgili marjinal insanlar, fikirler sizi oldukça yoru-
Maya burcunuzun aylık yorumu:
yor. Siz farkında değilsiniz; ama oldukça fevri
davranıyorsunuz.
Depresyona dikkat.
Geyik: Partneri tarafından takdir edilme beklentisi bu ay
önemli sizin için. Çünkü oldukça yenilikçi karakteriniz, iş hayatınızda güvenmek istediğiniz,
ilişkilere sizi yönlendirecek.
Dostlarınıza güven veren
haliniz mükemmel.
Tavşan: Yaşadığınız insanlara şans
getiriyorsunuz. Bu ay size şans getirmesini istediğiniz insanları
hayatınıza çekmek için
gözünüzü dört açın.
Özellikle randevularınıza
sadık kalmanızı şiddetle
öneririm.
Su: Uyku saatinizi artırmanızda
hala ısrarlıyım. Çevrenizde çok fazla
problemli insanı dinliyorsunuz. Lütfen bu negatif enerjileri üzerinize çekmeyin
veya bol bol yıkanın vb topraklanın. Bol bol uyuyun.
Köpek: Bir süredir aşk ilişkisi ile
ilgili enerjiler yayıyor
bekar köpekler. Evli erkek
veya kadınları yaşamınıza
çekmekte üstünüze yok.
Sırdaş olarak güvendiğiniz
insanlara dikkat edin.
Maymun: Biriktirdiğiniz paraları
yine kolayca harcamak için harekete
Yusuf: Geçmişin olumlu olmayan anılarını
kolay unutamaz. Özellikle ticarette eli açık,
parayı kontrolde yakın dostlarının deneyimlerine ihtiyaç duyan bir karakterdir. Yüksek değerler, maneviyat onun için çok önemlidir. Aileye
ve dostlara değer verir. İnsanı rahatlatan, teselli
eden büyük bir gücü vardır. Gittiği yere bolluk
enerjisini kolayca götürür.
Canan: Sanata olan yüksek ilgisi sayesinde
iç çelişkilerini, üzüntü ve kaygılarını çok ciddi
derecede terapi eder. Eğer Canan bir sanat dalı
icra etmiyorsa derhal başlamalıdır. Enerjisi çok
yüksek, aldığı kararların ayağı yere sağlam basması için dikkatlidir. Ve para, ekonomik ilişkiler
vb konularda mutlaka destek almalı, insanların
tecrübelerine kulak asmalıdır.
geçtiniz. Önermiyorum.
Ayrıca bu ay size de borç
isteyen dostlarınızı kibarca
ret etmenizi öneriyorum.
Sinirlendiğinizde lütfen su
ile uğraşın.
Yol: Biten ilişkilerinizde suçlayıcı olmayı bir
kenara bırakmanız ve
kabule geçmeniz harika.
Şimdi derinleşme zamanı.
Size ait olan onca şeye sizin değillermiş
gibi davranmanızı bir siz anlayamıyorsunuz. Oysa kariyer için sahip olduklarınız yeterli.
Kamış: İçe kapanma ve dinlenme,
bol bol film izleme, hasta
yakınına bakma vb tüm
bunlar sizi baya meşgul etti.
Ve biraz kilo aldınız.
Olabilir. Sadece ailenizden
onay almayacağınız hiçbir teklifi kabul
etmenizi önermem.
Jaguar: Yaptığınız bir
takım hataların size nelere
mal olduğunu anlamanız
geç oldu ama oldu. Ve
şimdi eski ilişkileri şöyle
gündeme alıp, temize çekmek ile ilgili
harika bir ay. Lütfen cinsel enerjinizi
doğru kullanın. Moral ve motive edici
ilişkiler devam ediyor.
Kartal: İnsanlara bazen
nasıl yaklaşacağınızı bilememek, enerjinizi dışa aktarırken bazen şaşkın tavırlar
Hamit: Sakin, esprili yapısıyla dikkat çeker.
İş bitirici olmayı sever. Takdir edilmek, sevilmek
ve statü onu motive eder. Aşka aşıktır. Aşk her
yaşta onun enerjisini arttırır. Çevresine yüksek
güven verir. Sanata yatkınlığı onu iyileştirir.
Duygularını içinde yaşayan, kırılgan yanlarını
derinleştirir. Hastalıklara, ameliyat risklerine
karşı daima dikkatli olmalıdır.
Serap: Harika fikirleri vardır. Özellikle bu
fikirleri hayata geçirirken sürekli bir çelişki ve
karar verememek duygularıyla kendi içinde
çatışabilir. O zamanlarda bir bilene sorması en
sağlıklı olandır. Ve bazen bu kişilerin fikirlerini
kendi fikirlerine rakip gördüğünde ciddiye
almaz. Kararsızlıkları onu yorabilir. Gülmeyi,
eğlenmeyi çok sever. Dikkat etmesi gereken en
içerisine girmek ve bunu dışa yansıtmamaya çalışmak tüm bunlar sizi yormuyor mu? Lütfen daha rahat ve akışta
olun.
Baykuş: Kendinize vakit ayırmış
olmanız harika. İçinize dönmek, kim
olduğunuzu hatırlamak ve
çevrenizden ihtiyacınız olan
sevgiyi almaya kendinizi
layık görmek tüm bunlar
size iyi geliyor. Aynen
devam.
Toprak: Sağlık problemlerinizi çözmüş olmanız özgüven ve
özsevginizi çok besledi.
Şimdi bir kez daha çevrenizde kendine güveni az
kişileri toplamaya ve dertlerini dinlemeye başladınız. İnanın
özellikle de bu ay buna hiç gerek yok.
Fırtına: Gizlediğiniz özel duygularınızı artık bir şekilde yaşamınıza aktarmayı öğreniyorsunuz. Bazı insanların kıskançlık duygularını kendinize
çektiğinizin farkındasınız.
Onlarla dertleşmeyin. Sadece erkek ve
kadınların düşünme biçimlerini öğrenmeye başlayın.
Işık: Özellikle bulunduğunuz bir
takım ortamlarda ufkunuz
giderek genişliyor. Bazı
konularda ailenizden daha
fazla onay almaya başladınız. Bu size moral veriyor.
Kendinizi yenileme konularında girişimlerinizi artırarak devam etmenizi öneririm.
önemli yanı kararsız kaldığı anlarda aldığı
kararlara fazlaca odaklanmasıdır. Bu yersizdir.
Akışa güvenmelidir.
Züleyha: Akademik kariyer anlamında olağanüstü yetenekleri vardır. Bu yeteneğini rehavete kapılıp, ümitsizlik duygusuna düştüğünde
gerilemeye başlar. Oysa bu doğru değildir.
Aşkta hızlı ilerleme ve derinleşememe problemi
vardır. Yaşamına hep psikolojik problemleri
olan insanları çekiyor olmasının temel sebebi
çözüm öneren ve insanı geliştiren karakteridir.
Çoğu zaman anlaşılmadığını düşünebilir. Maddi
problemlerini çözebilmesi için mutlaka bir aileye gereksinim duyar oysa bu da doğru değildir.
Maddi problemlerini çözmek için mutlaka affederek huzura etme yeteneğini güçlendirmelidir.
SAYFA 16
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Başrolde
‘zarafet
ve asalet’:
ı
l
k
ı
m
Çar
n
a
t
r
E
n
e
r
i
S
Y
Cemiyet
hayatının e
n
güzel
kadınlarınd
an
Siren Ertan
Çarmıklı, B
en
HABER’e
çarpıcı açık
lamalar yaptı
24 OCAK 2014 / SAYI: 15
ıllarca cemiyet hayatının en güzel ve
en şık kadını Siren Ertan Çarmıklı artık
tarzını müşterileriyle paylaşıyor ve onlara birbirinden zarif ve asil tasarımlar
sunuyor. Biz de Türkiye’nin ‘moda
ikonu’ Siren Ertan Çarmıklı ile keyifli
bir söyleşi gerçekleştirdik.
■ Öncelikle sizi biraz yakından tanıyabilir miyiz? Siren Ertan Çarmıklı kimdir? Kendinizi nasıl anlatırsınız?
9 Eylül Üniversitesi, GSF-Tekstil
Tasarımı bölümünde aldığım eğitimden
sonra başladığım çalışma hayatımın son
on yedi yılında İstanbul’da yaşıyorum.
On yıl önce kendi işimi kurdum. O günden bugüne Türkiye’nin her yerinden ve
bazen de yurt dışından, her yaştaki
kadınları giydiriyorum. Ulusal ve uluslararası şirketlerle proje ortaklığı yapıyorum. Eşim Gökhan’la da on iki yıldır
birlikteyiz.
■ İlk başladığınız dönemde zorluk
yaşadınız mı?
Hayatım önyargılarla geçti benim.
Evet, ilk başta çok ön yargı vardı. Ama
kendimden emin olup karar verdikten
sonra kafama koyduğum şey için hiç
kimse yıldıramaz beni (gülüyor).
Sonrasında ise mesleğimin zorlukları
var ki gerçekten bu iş aşk olmadan yapılabilecek bir iş değildir. Benim işim
biraz ressamlık, biraz heykeltıraşlık,
biraz da psikologluktur ve ben sonsuz
sabrıyla ünlü biriyim.
[email protected]
düşünüyor musunuz?
İlk kez müşteri olarak gelip
GAMZE KURT
artık dostum olan onca insanı hiçbir işe, hiçbir kazanca değişmem!
Ancak fiyat seçeneği ve ulaşım
lerinize neler tavsiye edersiniz?
kolaylığı açısından da hazır giyime girKesinlikle aktif, üretken ve kendi
mem konusunda sevenlerimden büyük
ayakları üzerinde duracakları bir hayat
talep görüyorum. Bu nedenle gelecek
tarzı benimsemelerini, maddi katkıda
planlarımda hazır giyim var.
bulunabilecekleri ya da fiziksel anlamda
■ Atölyenize gelen müşterilerinizle
çalışabilecekleri sivil toplum örgütlerine
tasarım aşamasının her adımında yer alıüye olmalarını, çocuklarını yetiştirirken
yor musunuz? Size gelen bir siparişin
mümkün olduğunca erken yaşta onlara
süreci nasıl işliyor?
sosyal sorumluluk bilincini aşılamalarını
‘’Yaşamımla ilgili
asla uzun vadede
plan yapmam.
Çünkü hayat, siz
plan yaparken
başınıza gelen
şeydir’’
İzmir beni ben yapan şehir
■ Neden İzmir’de kalmayı tercih etmediniz?
Çok önemli bir okul olarak gördüğüm bir büyüğümden iş teklifi almıştım
ve bana gösterdiği inanca güvendim.
Her zaman en önemli keşiflerinden biri
olduğumu söyler ki bu benim için çok
anlamlıdır.
■ Sizin sektörünüz için İzmir ve
İstanbul’u nasıl kıyaslarsınız?
İzmir, beni ben yapmasından gurur
duyduğum şehrimdir. Ancak İstanbul,
beni besleyen, büyüten, dinamizmi ve
rekabeti ile asla yavaşlamama izin vermeyen derin mi derin şehrimdir. Bana çok sevdiğim işimi
ve eşimi verdiği için de
markamın ismini ‘Siren
Ertan ISTANBUL’ koydum.
■ Hırslı biri misiniz?
Annem biraz hırslı
biri olsaydım ülkenin en
önemli iş kadınlarından
biri ya da başbakanı falan olabileceğimi söyler (gülüyor). Hayır,
hırslı biri
değilim.
Sadece
Allah’ın verdiği cana en iyi
şekilde sahip çıkmaya çalışan biriyim. Benim için gerçek ibadet budur.
■
Tasarımlarınızdaki tarzı
nasıl tanımlarsınız?
Tasarımlarımla
müşterimi birleştirip, o her
zaman görmek istediğim
kadını yaratırım; asil, şık,
zarif, kadınsı ama demir
gibi güçlü! Ne tasarlarsam
tasarlayayım ‘zarafet ve
asalet’ başroldedir.
■ Hazır giyime girmeyi
Kumaş-malzeme alımından model
tavsiyesi ve çizimine, provalardan teslimatlara kadar her aşamayla bizzat ilgilendiğim için randevuyla çalışmayı tercih ediyorum. Tabi bu arada vakti olmayan müşterilerimiz için hazır kıyafetler
de hazırlayıp atölyemde bulunduruyorum.
■ Nelerden ilham alırsınız?
Tamamen müşterimin kendisinden
ilham alırım. Bir tasarımcı olarak
tasarımımla kendimi tatmin etmeyi değil, öncelikle müşterimi
hayatında olabilecek en güzel ve
en zarif haliyle göstermeyi
hedeflerim.
■ Başarılı bir iş
kadını olarak
hemcins-
Şık
olmanın
şifreleri
ümit ederim.
■ Birçok sivil toplum örgütüne desteğiniz ve geliştirdiğiniz sosyal sorumluluk
projeleriniz malum. Nasıl bir duyguyla
yapıyorsunuz tüm bunları?
Ben çok önemli bir şey yaptığımı
düşünmüyorum. Dünyaya karşı sevgi,
saygı, sorumluluk hissediyorum.
Hayatımı mümkün olduğunca ‘ilgili’ ve
‘içten’ geçirmeye çalışıyorum.
Sorumluluk benim
için insan ve birey
olmanın bir gereği.
Üstelik hayırlı bir
evlat ve hayırlı
yurttaş olmaktan,
mutlu ederek
mutlu olmaktan
daha güzel ne olabilir.
■ Kanser gibi
bir hastalıktan kurtulmuş olmanızın
bu konuda etkisi
oldu mu sizce?
Hayır, kanserim biteli yedi yıl
oluyor. Oysa ben çok daha uzun yıllardır sivil toplum örgütleri için çalışıyorum. Ama kanseri yenmemde çalışmalarımın faydası olmuştur. Kanserden
sonra ‘Bu dünyada hiçbir şeyin beni
üzmesine izin vermeyeceğim’ demek
isterdim ama yapamam. Çünkü o
zaman ben, ben olmam.
■ Hayata dair plan yapar mısınız?
Yoksa akışına mı bırakırsınız?
Günlük hayatımda çok düzenli ve
planlı biri olmama rağmen uzun vadeyi
hiç düşünmüyor olmam beni de çok
şaşırtıyor. Hayatımda hiç uzun vade
plan yapmadım. Sanırım hayatla ilgili şu
sözü benimsiyorum; ‘Hayat, siz plan
yaparken başınıza gelen şeymiş’.
■ Türkiye’nin en iyi
giyinen ve giydiren kişilerinden biri
olarak kadınları nasıl yönlendirirsiniz?
Dünyanın en güzel elbisesi, uygun olmayan bir kişinin üzerinde hiçbir şey ifade etmez. Moda ve marka giyinmenin de şıklıkla pek alakası yoktur. Demode olmamanızı
sağlar ancak şık olmanın şifreleri başkadır. Kişinin yaşına, konumuna ve yerine göre giyinmesi çok önemlidir. Kişiye özel çalışmalarımla müşterilerimi bu çerçevede yönlendiririm. Kusurlarını
örtüp, güzel yanlarını öne çıkaran, proporsyonları düşünülmüş, rengi,
kalıbı, tarzı ile kendisine en yakışan kıyafetleri yaratır, günün modasından ona uygun noktaları seçerim.
■ Kadınlar sizi çok yakından takip ediyorlar. Stil sahibi olmak için neler yapmak gerekir?
Kişinin bir stilinin olması gerçekten o kişiye değer katar. Ancak
hayatınızla uyum sağlaması ve süreklilik göstermesi çok önemlidir.
■ Her modacı gibi sizin de hayalinizde mutlaka birilerini giydirmek vardır? Kimin üzerinde Siren Ertan
imzalı bir elbise görmek sizi çok mutlu eder?
Hiç düşünmem böyle şeyleri. Çabam da olmaz bu yönde.
Çünkü kapımdan ve kalbimden giren her müşterimin başımın
üzerinde yeri vardır benim. Gerçek hayatları severim.
Dünyanın bir ucunda yaşayan, hiç tanımadığım, hiçbir şey
paylaşmadığımız, ödünç olarak verilmiş güzel bir elbisemi giyen film yıldızı beni, gelinliğinin ona verdiği
mutlulukla boynuma atlayan bir müşterimden
daha çok mu sevindirir? Gerçekten
emin değilim..
■ Yaratıcılığınızın ve girişimciliğinizin sınırları kıyafetlerle sınırlı değil. Fransa'da
hazırlanan ve isminizi taşıyan
bir parfümünüz var. Fikir
nasıl ortaya çıktı?
Parfümün markamı desteklemek
için doğru bir ürün olduğunu düşünüyordum. Ayrıca giydiğim kıyafetin etiketinde adımın yazması kadar kendi parfümümü kullanmak da çok
keyifli olacaktı. Tabi on altı
yaşında okuduğum Patrick
Süskind’in o muazzam
romanı ‘Koku’ da hala aklımdaydı.
■ Siren Ertan bundan
sonra neye el atacak?
Bir tasarımcı olarak, mesleğim
tekstilin dışındaki alanlarda tasarım
yapabilmenin keyfini ve başarısını
Umarım
bu ömre
sığarım
yaşıyorum. Kafamın içinde onca fikir
var. En sevdiğim şey; ne alanda olursa olsun bir sinerji içerisinde olmak,
beyin fırtınası yapmak, bir projeyi
yaratmak ve geliştirmek olsa da her
şeye yetişemiyorum. Neyse ki Allah
bana Osram, OHT Peptide 3,
Olmeca Gold, Jaeger-LeCoultre,
Godiva, Punto, Mudo Concept,
Beymen, Zela Mücevherat, Adamo
Deri-Kürk Sanayi gibi iyi niyetli ve
becerikli proje ortakları yolladı.
Umarım bu şekilde devam eder ve
umarım ben bu ömre sığarım...
■ Bir şey yaratmanın
hayatınızdaki en büyük zevk
olduğunu söylüyorsunuz..
Atölyem benim tırnaklarımla
kurduğum ve çok çalışarak bugüne
taşıdığım mabedim. İnsan emek verdiği şeyi daha çok seviyor, daha çok
bağlanıyor..

Benzer belgeler