Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet`in Dönüşümünü Anlamak*

Transkript

Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet`in Dönüşümünü Anlamak*
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi - Sayı 37 / Güz 2013
Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi
Süreli Elektronik Dergi
Copyright - 2013 Bütün Hakları Saklıdır
E-ISSN: 2147-4524
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak*
Dominant Design and Sourtimes Dictionary: Understanding the Transformation of Internet
Babacan TAŞDEMIR, Arş. Gör. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Medya ve Kültürel Çalışmalar Anabilim Dalı,
E-posta: [email protected]
Rafet ÇEVİK, Arş. Gör., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Teknolojileri Destek Ofisi
E-posta: [email protected]
Anahtar Kelimeler:
Ekşi Sözlük,
Mayalanma Dönemi,
Hakim Tasarım,
Kapitalizm, İktidar,
İnternet
Öz
Son yıllarda İnternet devletler ve sermaye kuruluşları tarafından gittikçe daha
fazla kolonileştirilmektedir. Bu da, baskılardan azade bir özgürlük alanı olarak görülen
İnternet’e ilişkin toplumsal beklentilere zıt bir durum ortaya çıkarmaktadır. Çalışmamız,
İnternet’teki bu dönüşümü ‘üretim gücü’ ve ‘üretim ilişkileri’ kavramları üzerinden
eleştirel bir gözle değerlendirmeyi önermektedir. Dönüşüm, ‘Teknolojik Değişimin
Döngüsel Modeli’ndeki ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarım’ kavramlarının sunduğu
potansiyelden faydalanılarak açıklanmaya çalışılmaktadır. Burada ‘mayalanma dönemi’ ile
İnternette ifade özgürlüğü açısından daha uygun olan ilk dönemlere, ‘hâkim tasarım’ ile
ise yerleşik üretim ve iktidar ilişkilerinin daha fazla nüfuz ettiği yakın döneme gönderme
yapılmaktadır. Ekşi Sözlük örneği ile de savlarını destekleyen çalışmamız, birbirleriyle
ilişkili örnek olaylarla üç kategori üzerinden Sözlük’ün dönüşümünü değerlendirmektedir:
Ticari ilişkilere bağlı dönüşüm, ortaya çıkan hukuki çerçeveye bağlı dönüşüm; kullanıcılar
ile sahipler arasındaki örgütsel ilişkinin değişimine bağlı dönüşüm. Sonuç olarak, İnternet’in
‘mayalanma döneminde’, yani görece serbest bir ortamda, Sözlük, popülaritesini ve
saygınlığını, yaratıcı ve muhalif duruş ile karakterize olan bir ifade alanı olarak kazansa
da, İnternet ‘hâkim tasarım’ dönemine girerken Sözlük de tamamen kâr merkezli ve siyasi
baskılara açık bir işletmeye dönüşmektedir.
Abstract
Keywords:
Sourtimes Dictionary
(Ekşi Sözlük), Ferment
Era, Dominant Design,
Capitalism, Power,
Internet
In recent years, Internet has been colonized by States and Capital groups in an
increasing scale. This has caused a controversy to the established social expectation
considering Internet as a domain of freedom free from political and commercial pressures.
Our study proposes to evaluate this evolution in the social use of Internet by employing the
concepts of ‘production forces’ and ‘production relations’ from a critical perspective. The
evolution is tried to be explained benefitting from the potential presented by the concepts
of ‘ferment era’ and ‘dominant design’ proposed by ‘Cyclical Model of Technological
Change’. By ‘ferment era’ it is meant that the initial phase of Internet provided appropriate
conditions in which freedom of expression flourished and by ‘dominant design’ it is meant
in which established production and power relations have increasingly been influential over
the general use of Internet. As our thesis is defended by examining the case of Sourtimes
Dictionary (Ekşi Sözlük), the study is based on the examination of significant events within
the history of Dictionary in three interconnected categories: the evolution depending on the
relationship with business circles: the evolution depending on emerging legal framework;
the evolution pertaining to the changing organizational relationship between the owners
and users. The study concludes that whereas Dictionary gained its popularity and prestige
as a sphere of public expression characterized by a dissident and creative stance, it has
recently transformed into a mere profit-oriented company and become open to political
pressure as the Internet has shifted into the era of ‘dominant design’.
*:Bu makale 25-29 Haziran 2013 tarihlerinde Dublin - City University’de gerçekleştirilen ‘IAMCR 2013:
Crises, Creative Destruction and the Global Power and Communication Orders’ konferansında sunulan
bildirinin genişletilmiş halidir.
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
Giriş
Ünlü ekonomi dergilerinden The Economist’te 2002 yılında çıkan bir makale
“İnternet ruhunu satıyor!” (The Economist, 16 Nisan 2002) başlığını taşıyordu. Yazının
konusu tahmin edilebileceği üzere İnternet içeriğinin gittikçe daha fazla ticarileşmesiydi.
Bu sürecin dikkat çekici gelişmeleri İnternet üzerinden bedava ulaşılan, enformasyon,
müzik ve benzeri hizmetlerin paralı hale gelmeye başlaması ve yeni reklam tekniklerinin
(pop-up, pop-under, hijack vb.) rahatsız edici bir nitelik kazanmasıydı. Makaleye göre
gelişmeler İnternet ile ilgili toplumsal beklentilere öylesine aykırı bir boyuta ulaşmıştı
ki İnternet’in en temel özellikleri bile değerini yitirmekteydi: “Eğer İnternet’in bir
ruhu varsa, o da insanların genellikle web’in birçok bedava arama motorundan birini
kullanarak geniş bir enformasyon havuzunda gezinti yapabilmesidir. Şimdi bu arama
motorları bile, bireysel sörfçüler hakkında enformasyon toplama ve pazarlama yapma
araçlarına dönüşmüş durumda”.
2010 yılında İngiliz gazetelerinden The Independent’ta yer alan bir başka
makale ise The Economist’in tespitlerinin doğru çıktığına dair endişeleri artırmaktadır.
“İnternet ruhunu sattı mı?” (Foley, 2010) başlığını taşıyan bu haber İnternet trafiğinin
ana yönlendiricilerinden biri olan Google ile Amerikan telekom devi Verizon arasındaki
muhtemel bir anlaşmayla ilgilidir. Bu habere göre Google ile Verizon, anlaşmaya taraf
şirketlerin çıkarları doğrultusunda İnternet akışını yönlendirecek bir yapı üzerinde
görüşmeler yürütmekteydi. Makaleye göre, bu durum İnternet’in ‘kurucu ilkelerine bir
‘ihanet’ti ve Google’ın da desteklediği ‘ağ tarafsızlığı’1 kavramına aykırıydı.
Benzer iddialar sadece basın kuruluşlarından İnternet şirketlerine yönelmemekte;
aynı zamanda İnternet dünyasının içinden de, ortaya çıkan yeni duruma ciddi eleştiriler
yükselmekte. Yakın zamanda bir diğer İngiliz basın kuruluşu The Guardian ile yaptığı
söyleşide (Katz, 2012) Google’ın kurucularından Sergey Brin, Facebook ve Apple gibi
şirketlerin içerik ve teknoloji üzerindeki artan kontrolleri ile ilgili olarak “Geçmişte
olduğumdan daha endişeliyim ... korkutucu.” demektedir. Kuşkusuz Brin’in bu sözlerinin
arkasında Google’ın adı geçen rakip şirketlere karşı ticari endişeleri de vardır. Ancak
Brin, ticari çıkarlar kadar İnternet özgürlüğüne bir başka tehdidin de erişimi kontrol altına
almak isteyen hükümetlerden kaynaklandığına vurgu yaparak yeni dönemin bir başka
boyutuna dikkat çekmektedir. Önceleri Çin, Rusya, Suudi Arabistan, İran ya da başka bir
ülkenin İnternet erişimine kısıtlama getirebileceklerine inanmadığını da belirten Brin,
şimdi yanıldığını gördüğünü söylemektedir2. Brin’in yanılgısını güçlendiren gelişmeler
de yakın zamanda gündeme gelmiştir. ‘Enformasyon Devrimi’nin gurularının buluşma
noktalarından biri olan Wired dergisinin yine yakın zamandaki bir haberine göre ise,
Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı (National Security Agency) Utah’ta en büyük İnternet
izleme merkezini kurmak için çalışmalara başlamıştır3 (Bamford, 2012).
Öte yandan, pek çokları tarafından bir ‘endişe nedeni’ ve hatta ‘ihanet’ olarak
1 Tim Berners-Lee’nin ortaya attığı şekliyle ‘network neutrality’ (aynı zamanda ‘net neutrality’ ya da ‘Internet
neutrality’ olarak da anılır) İnternet’teki tüketicilerin erişimlerinin hiçbir şekilde servis sağlayıcıları ya da
hükümetler tarafından kısıtlanmaması ilkesine dayanır. Buna göre İnternet’teki tehdit Amerika’da olduğu gibi
şirketler tarafından ticari amaçlarla ya da Çin’de olduğu gibi hükümetler tarafından siyasi amaçlarla İnternet
bağlantı hakkının kontrol altına alınmasıdır (Berners-Lee, 2006).
2 Brin bu çerçevede özelikle Amerikan müzik ve sinema şirketlerinin desteklediği SOPA ve PIPA gibi yasa
önerilerini de eleştirmektedir.
3 Amacı sadece İnternet’i değil tüm küresel iletişimi izleme olan merkezin Eylül 2013’te tamamlanması
planlanıyor.
23
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
adlandırılan bu gelişmeler, İnternet’in ticari olarak sosyal kullanıma açıldığı 1990’ların
başından bu yana gelişmeleri yakından takip edenler için hiçbir şekilde sürpriz değildir4.
İnternet’in ve daha genelde tüm iletişim ortamının bir teknoloji ve dolayısıyla bir üretim
gücü olarak geçirdiği dönüşüm ortadadır. Kimi eleştirel çalışmacılar da (Flichy, 2007;
Winston, 1998; Kaya, 2000; Wayne, 2006) bu dönüşümü açıklamak için kuramsal
yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Aslında İnternet’in tarihsel gelişimi gözlemlenen dönüşümün
anlaşılması için son derece uygundur.
İnternet her ne kadar Amerika’da askeri ihtiyaçların ve bu amaçla devletçe sağlanan
finansmanın doğrudan bir ürünü olarak ortaya çıksa da özellikle 1970’ler ve 80’lerde
akademisyenlerin bilimsel bir projesi ve kendi aralarındaki iletişim mecrası olarak gelişti.
Bu süreçte İnternet potansiyel olarak enformasyonun5 sınırsız biçimde depolanıp her
türlü yerleşik iktidar ilişkisinden azade bir biçimde işleme tabii tutulduğu ve paylaşıldığı
bir iletişim mecrası olarak düşünüldü. Ancak İnternet 1990’larda ticari bir iletişim
mecrası olarak yeniden örgütlendiğinde bahsedilen potansiyelin sağladığı meşruluk
sayesinde, insanlar arasında hızla yaygınlaşsa da konuyla ilgili sosyal bilimciler çok
geçmeden bu durumun geçici bir dönem olduğunu anlamışlardır. Winston (1998) sadece
İnternet’e değil, tüm teknolojik inovasyon6 süreçlerine genelleştirilebilir bir şekilde bu
durumu ‘radikal potansiyelin bastırılması’ (“the suppression of radical potential”) olarak
tanımladı. Kaya (2000) ise medya ve küreselleşme ilişkisi bağlamında, son dönemde
yeni iletişim teknolojilerinin sosyal kullanıma sunulma aralıklarının çok kısaldığını
ve bunun da toplumların muhakeme ve benimseme kapasitelerini çok zayıflattığına
işaret etti. Buna göre, ardı ardına gelen yeni teknoloji ürünleri toplumda ‘iyimser’ bir
‘efsunlanma’ yaratmakta ve sonuçta teknolojilerin arkasındaki gerçek niyetlerin ve
çıkarların görülmesini zorlaştırmaktaydı. Doğrudan İnternet’in gelişimiyle ilgili olarak,
Flichy (2007) daha erken bir dönemde, hemen 2000’lerin başında o zamana kadar bilinen
İnternet’in değişmeye başladığını görmüştür. Aslında bu değişimin ticari kullanımla
doğrudan ilişkisi olduğunu tespit eden Flichy, İnternet’e ilişkin popüler görüşün ideolojik
bir yaklaşım olduğunu da savunmuştur. Martin Lister ve diğerlerinin (2003) ‘potansiyel’
ve ‘araçsal’ kullanım kavramları da, Evgeny Morozov’un ‘planlanmış’ (intended) ve
‘fiili’ (actual) kullanımlar (2011) ayrımı da yukarıda anılan diğer örnekleri destekler
görünmektedir. Bu yaklaşımların hemen hepsinde içkin olan İnternet’in bir ‘potansiyel’
sunduğu ancak toplumdaki iktidar ilişkileri sonucunda ortaya çıkan ‘gerçek’ kullanımın
potansiyeli yansıtmadığı savunusudur.
4Aslında, İnternet’in ticarileşmesinin kökleri 1980’lerin başlarına kadar götürülebilse de, esas olarak ticari İnternet
servis sağlayıcıları 1980’lerin sonu ve 90’ların başında ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu süreçte, Amerika’da Bill
Clinton döneminin Başkan yardımcısı Al Gore’un hazırladığı ve 1991’de yürürlüğe giren Yüksek Performans
Programlama Yasası (High Performance Computing Act of 1991) ve daha sonra gündeme gelen Ulusal Enformasyon
Altyapısı (National Information Infrastructure) stratejisi İnternet’in ticari uygulama alanı olarak gelişmesi için
girişimcilerin finansal destek bulmaların kolaylaştırmıştır. Böylece, İnternet’te yeni bir sosyal inovasyon süreci
yaşanmış, aynı zamanda ortam tümüyle ticari faaliyet alanı haline gelmiştir.
5 Anlamdan yoksun bir veri parçalılığından çok, anlam yüklü bir bütünlük olarak kavranması doğru olur.
6 ‘İnovasyon’ kelimesinin karşılığı olarak Türk Dil Kurumu ‘yenileşim’ kelimesini önermektedir. Türkçe
literatürde ‘yenilik’ kelimesi de ‘inovasyon’un karşılığı olarak kullanılmaktadır. Ancak bu çalışmada daha yaygın
bir kullanım olması nedeniyle ‘inovasyon’ ifadesi tercih edilmiştir.
Sayı 37 /Güz 2013
24
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
Bu görüşü uzun bir analizle destekleyen Mike Wayne’in (2006) çalışması bu açıdan
özellikle anılmaya değerdir. Wayne, İnternet ortamındaki dönüşümü Marxist yaklaşımın
iki temel kavramından yola çıkarak açıklamaya çalışır. Buna göre, üretim tarzı kavramının
iki bileşeni üretim güçleri ve üretim ilişkileri (forces and relations of production)
‘yeni medyanın’ anlaşılmasında kilit kavramlardır. Öncelikle, üretim gücü dendiğinde
anlaşılması gereken ‘makineler, canlı emek, üretim ile ilgili bilgi ve becerilerdir’. Üretim
güçleri toplumsal (kültürel) ilişkilerin içinde belirlenir ancak bu doğrusal bir belirlenme
(deterministik), bir sonuç değildir. Daha ziyade verili üretim ilişkileri, iktidar ilişkileri ile
üretim güçleri arasında çelişkili bir etkileşim vardır. Toplumsal sınıflar arasındaki iktidar
ilişkileri tümüyle bu üretici güçlerin nasıl ve kimin çıkarları için kullanılacağına ilişkindir.
Burada yerleşik üretim ilişkileri üretim gücünün (teknolojinin) içinde yapılandığı ortam
olarak düşünülmektedir. Bu ilişki potansiyel kullanım ve gerçek kullanım (potential and
actual uses) arasındaki çelişki olarak ortaya çıkmaktadır.
Wayne savlarını desteklemek için bu noktada Napster örneğini vermektedir.
1990’ların sonunda bedava müzik paylaşımına olanak tanıyan ve bu sayede büyük
popülariteye ulaşan Napster paylaşım sitesi, sayısal ortamda eser haklarının korunmasına
ilişkin yasal düzenlemelerden sonra7 müzik endüstrisinin çıkarlarının en önemli
savunucusu RIAA (Recording Industry Asscociation of America) ile 1999 yılında girdiği
hukuki mücadeleyi kaybetmiş ve 2001 yılından itibaren ücretli üyelik bazında hizmet
veren bir müzik portalına dönüşmüştür. Bu durum hiç kuşkusuz pek çok benzer oluşum
için sonradan güzel bir örnek teşkil etmiş ve bir anlamda ders alınacak bir durum ortaya
çıkarmıştır.
Wayne’in işaret ettiği açıdan bakıldığında iletişim de üretim güçlerinin geliştiği ve
üretim ilişkileri ile etkileşime geçtiği bir alan olarak görülmelidir. İçinde bulunduğumuz
dönem iletişimsel üretim güçlerinde önemli yenilikleri tanık olduğumuz bir dönemdir.
İnternet analog dönemin elektronik iletişim araçlarından farklı bir iletişim mecrası
sunmaktadır. Kendinden önce gelişen tüm geleneksel aracılı (mediated) iletişim biçimlerini
(basılı gazete, radyo, sinema, televizyon, telekomünikasyon biçimleri) içermekte ve yeni
iletişim biçimleri için bir mecra olmaktadır. Konumuz açısından bakıldığında İnternet’in
bir bütün olarak kendisi ve İnternet ortamında gelişen yeni iletişim biçimleri iletişimsel
üretim güçleri içinde sayılmalıdır. Bu güçlerin üretim ilişkileri ile etkileşim sürecinde
geçirdikleri dönüşümü anlamak ve açıklamak bu bağlamda büyük önem kazanmaktadır.
Hâkim Tasarım
Üretici güçler ile Kapitalist gelişimi ilişkilendirmek için Wayne (2006), Castells’in
(1996) ‘gelişme tarzı’ kavramını kullanmaktadır. Ancak Wayne’in de kabul ettiği gibi
her ne kadar Castells bu kavramı aracılığıyla potansiyel olarak kullanılabilir bir analitik
araç sunsa da, bağlantılı kavramlar (örn. Enformasyonalizm) yeterince ve tutarlı biçimde
kapitalist üretim ilişkilerine oturtulamadığı içindir ki ‘gelişme tarzı’ kavramının kendisi
de sorunludur. Ayrıca, yukarıda anılan tüm eleştirel çalışmacılar aslında serbest piyasa
7 Bu süreç esasen Dünya Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü (WIPO) çerçevesinde 1996 yılında alınmış ve telif hakları
saklı eserlere ulaşmayı önleyen tedbirleri geçersiz kılan servisleri de suç kapsamına alan kararların Amerika’da
1998 yılında Yeni Bin Yıl Sayısal Eserhakları Kanunu (DMCA) ile uygulanmaya başlanmasıyla hukuki altyapıya
kavuşmuştur.
25
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
pratiklerinin neo-liberal politikalar aracılığıyla toplumun tüm alanlarına derinlemesine
nüfuz ettiği bir ortamda, İnternet’in ve tüm diğer yeni iletişim teknolojilerinin hâkim
üretim ilişkilerine uygun biçimde yeniden yapılandığını vurgulamaktadır. Öte yandan
bu eleştirel çalışmaların hepsi sürece içkin olduğu varsayılan ‘potansiyel’ ve ‘gerçek’
kullanım arasındaki geçişe odaklanmış durumdadırlar. Bu geçişte ‘potansiyel’ kullanımın
içinde gizil bir ‘gerçek’ kullanım varsayılmaktadır. Sosyoekonomik ilişkiler dolayımıyla
zaman içinde ‘potansiyel’ kullanım bir ‘gerçek’ kullanım olarak ya da Winston’ın (1998)
tabiriyle radikal potansiyeli bastırılmış bir kullanım olarak ortaya çıkar.
Ancak, bu yaygın kavramlaştırma teknolojinin pratikteki dönüşümünü anlatmada
yetersiz kalmaktadır. Gerçekte olan, ortaya çıkan yeni teknolojinin hemen tamamı
birbirleriyle aynı kullanım düzeyinde olan rekabet halindeki farklı kullanımları içinden
belli bir kullanım tarzının ve tasarımının genel üretim tarzına bağlı olarak öne çıkması
ve baskın hale gelmesidir. Buna göre, teknoloji toplumsal ilişkiler içinde bir dönüşüm
geçirmektedir. Dolayısıyla, hem kapitalist üretim ilişkileri içine tutarlı bir şekilde
oturtulabilecek, hem de teknolojinin toplumsal ilişkiler içinde geçirdiği dönüşümü daha
iyi niteleyebilecek yeni kavram(lara) ihtiyaç duyulmaktadır. Doğru kavramı bulabilmek
için, bu çalışmada Anderson ve Tushman’ın ‘Teknolojik Değişimin Döngüsel Modeli’
(1990) çalışmalarında önerdikleri ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarım’8 kavramlarının
potansiyelinden faydalanmaya çalışacağız. Buna göre, standart hale gelmiş bir teknolojik
paradigma radikal bir teknolojik atılımla kesintiye uğrar. Yeni teknolojik atılım bir
öncekinden performans açısından daha ileri ürünler sunar ve tüm endüstriyel yapılanmayı
etkiler. Bu ilk dönemde, yeni teknolojik paradigma içinde radikal atılıma bağlı yeni ürün
tasarımları kendi aralarında rekabet halinde oldukları bir ‘mayalanma’ (ferment) dönemi
ortaya çıkarır. Mayalanma dönemi endüstriyel pratikler içinde başarılı olan çeşitlemelerden
birinin hâkim hale gelmesi ile yerini ‘hakim tasarım’ dönemine bırakır. Çeşitleme, seçim
ve tutma (variation, selection and retention) bu sürecin üç aşamasıdır. Hâkim tasarım
bir standart mimari ortaya çıkarır. Bu standart mimari içinde farklı tasarımlar rekabet
etmektedir. Yeni bir radikal teknolojik atılıma ve paradigma değişimine kadar, bu farklı
tasarımlar hakim tasarımın artımlı/birikimli (incremental) evrimleşmesi sürecinden
korunurlar. Bu süreç Figür 1.’de gösterilmektedir.
Figür 1.
Kaynak: Anderson ve Tushman, 1990
8 Kavramın daha erken bir tarihteki kullanımı için bkz. Abernathy ve Utterback, 1978 ve ‘hakim tasarım’
kavramının inovasyon literatüründeki kullanımlarını inceleyen daha yakın tarihteki bir çalışma olarak bkz.
Murmann ve Frenken, 2006
Sayı 37 /Güz 2013
26
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
Anderson ve Tushman’a göre hâkim tasarımın gelişimi pek çok ürün sınıfında kendini
göstermektedir. İster dokuma makinelerinde olsun, ister silahlarda ya da bisikletlerde, tek
bir tasarım rekabet ettiği diğer tasarımlara performans açısından (maliyet, verimlilik ve
kullanım) üstün gelir ve standart olarak öne çıkar. Bu tasarımlar ancak bir diğer teknolojik
atılıma kadar hâkim durumda kalırlar.
Hâkim tasarımlar bir tür piyasa zorunluluğudur. Rekabet halindeki üretici firmaların
ürünün tasarımını standardize etmeleri, örgütsel süreçleri hacim ve etkinlik açısından
optimize etmeleri için gereklidir. Hâkim tasarımlar bir teknolojinin evriminde kritik
kırılmalardır. Ancak bu kırılmalar belli bir teknolojiyi tüm yönleriyle kapsayamaz ya
da belli bir teknolojinin tüm tasarımlarını devre dışı bırakamaz. Hâkim tasarımın ortaya
çıkması belli teknolojik kısıtlılıklar içinde endüstriyel ve örgütsel çerçeve içinde bir
tasarımın standart hale gelmesinden ibarettir. Bununla birlikte, Anderson ve Tushman’ın
(1990) analizi öncelikle inovasyon süreçleri üzerine bir değerlendirme amaçladığından ve
teknoloji odaklı olduğundan iktidar ilişkilerine doğrudan değinmez. Yine de önerdikleri
evrimsel teknolojik değişme modeli yukarıda verilen üretim güçleri ve ilişkileri gerilimini
iletişim teknolojileri açısından açıklamak için kuvvetli bir potansiyel sunmaktadır.
Buna göre, yeni teknolojilerin yerleşik üretim ilişkileri içinde ortaya çıkan çeşitli
kullanımları ilk aşamada bir ‘mayalanma’ olarak kendini gösterir. Bu ilk aşamada
henüz iktidar grupları yeni teknolojiyi tanıma aşamasındadırlar. Tanıma aşaması
kendi çıkarlarına göre teknolojiyi nasıl kullanacaklarının ve şekillendireceklerinin de
belirlendiği dönemdir. Henüz hiçbir kullanım kalıbı bu ‘mayalanma’ döneminde tam
oturmamış, yeni teknolojinin düzenlenmesine ilişkin hukuki çerçeve belirlenmemiştir.
Özellikle iletişim teknolojileri açısından düşünülecek olursa, yerleşik iktidar ilişkileri
içerisinde muhalif ve alternatif konumda kullanım kalıplarının daha rahat yer bulduğu bir
ortam ortaya çıkar. Dolayısıyla mevcut ekonomik, siyasal ve sosyal yapılanma içindeki
iktidar ilişkilerinin tamamen hâkim olamadığı ve hatta yer yer kaotik bir alan ortaya çıkar.
Üstelik hem ‘verimlilik’ ilkesinin esas olduğu mühendislik açısından teknik altyapının en
uygun tasarımı hem de ‘kârlılık’ amacının esas olduğu işletme mantığı açısından en iyi ‘iş
modelleri’, mayalanma aşamasında henüz belirlenmemiştir.
Teknik altyapının mühendisler ve tasarımcılar açısından en iyi modelinin ve buna
ek olarak hukuki çerçevenin ve ‘iş stratejilerinin’ siyasi ve ticari çevrelerde kabul gören
en iyi modelinin üretim/iktidar ilişkileri içinde buluştuğu noktada ise teknolojinin ‘hâkim’
tasarımı ortaya çıkmaya başlar. ‘Hâkim’ tasarım teknolojinin potansiyel kullanımlarını
asla tam olarak engellemez. Ancak, alternatif kullanımları üretim ilişkileri çerçevesinde
çeşitli yöntemlerle eriterek marjinalleştirir. ‘Mayalanma’ döneminde serbest olan ve hatta
bu haliyle teknolojinin geniş sosyal kullanıma ulaşmasında etken olan kimi kullanımlar
‘hâkim’ tasarım döneminde dışlanır ya da belli bir tasarım etrafında ‘kapanma’ ortaya
çıkar.9 Bu dışlanma hem teknik altyapı (erişim ve işletim teknolojisi) açısından, hem
hukuki altyapı hem de iş modelleri açısından yaşanır. Hâkim tasarım kavramının
kullanılması bir teknolojinin sosyal kullanımının olgunlaşmaya başlamasından sonra
da beraberinde hâkim durumda olmayan veya marjinal kalmış kullanımların da devam
9 ‘Kapanma’ (closure) kavramı ‘Teknolojinin toplumsal şekillenimi yaklaşımı (Social Shaping of TechnologySST)’ (Pinch ve Bijker 1984; aktaran Williams ve Edge 1996) tarafından önerilen kilit kavramlardan biridir.
27
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
edeceğinin vurgulanması açısından önemlidir. Potansiyel ve gerçek kullanım ayrımında
‘gerçek’ kavramsallaştırmasının böyle bir geçici ve mücadele içinde bir hâkim durumun
varlığını ifade etmekte yetersiz olduğu açıktır. ‘Gerçek’ ifadesi potansiyelin içinde
a-priori/verili bir ‘gerçek’ kullanıma gönderme yapar. Pratikte ise potansiyel kullanımlar
içinden belli bir kullanımın hâkim duruma gelmesi politik temeli olan bir mücadeleyi
gerekli kılar. Aşağıdaki figür Anderson ve Tushman’ın (1990) yaptığı model üzerinden
yeniden kavramsallaştırdığımız öğeleri içermektedir.
Figür 2.
Bu figür tamamen mühendislik ve ticari işleyiş açısından geliştirilmiş bir modelin
daha genel toplumsal yapılanmaya eklemlenmesi amacının bir sonucudur. Burada
döngüsel modele, siyasi, hukuki ve ekonomik süreçler ve bunların dolayımladığı genel
iktidar ilişkileri bir bağlam ve belirleyen olarak dâhil edilmiştir. Sonuç olarak, iddia
edilebilir ki bilgisayar teknolojisinin ticari kullanımının yaygınlaştığı 1980’ler ve sonrası
ile İnternet’in ticari kullanıma açıldığı ve hızla yaygınlaştığı 1990’ların başından kabaca
içinde bulunduğumuz döneme kadar geçen süreyi İnternet’in ‘mayalanma’ dönemi olarak
tanımlayabiliriz. Bu dönem şimdilerde sona ermektedir. Bu süreçte hem erken dönemde
şimdi marjinalleşen kullanımların yaygınlığına bakılarak geliştirilen ‘demokrasi’
yaklaşımları, hem de büyük şirket çıkarlarının zedeleneceği yönündeki görüşler ortadan
kaybolmaktadır. Nihai olarak, bu çerçevede hâkim üretim ilişkileri bağlamında ticari bir
ortamda yeniden örgütlenen İnternet’in, ‘hâkim tasarım’ dönemine girdiği savunulabilir.
İnternet ilk aşamada askeri ve yönetsel ihtiyaçların bir sonucu olarak ortaya çıkmış
ve akademik kullanım amaçlı bir şekilde gelişmiştir. Ancak İnternet’in sosyal kullanıma
sunulması neredeyse tamamen ticari bir ortamın hazırlanması ile gerçekleşmiştir. Bu
piyasa ortamında ilk aşamanın ‘mayalanma’ aşaması olduğu ve bu aşamada pek çok farklı
kullanım biçiminin tasarlanarak kullanıcıya sunulduğu görülmüştür. İlk dönemde iktidar
ilişkilerinden görece bağımsız bir İnternet içeriğinin ve kullanımının yaygınlaşması
Sayı 37 /Güz 2013
28
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
böylece mümkün olmuştur. Ancak, bu yaygınlaşmanın ardından popüler hale gelen
İnternet içindeki iletişim form ve ortamları hâkim tasarıma bağlı olarak bir dönüşüm
geçirmiş ya da geçirmektedirler. Pek çok yerel örnek de bu savı doğrular niteliktedir.
Türkiye’nin sanal dünyadaki en özgün sosyal medya uygulamalarından biri olan Ekşi
Sözlük, bu teorik çerçeveye uygun bir yerel örnek olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ekşi Sözlük Örneği
Ekşi Sözlük (bundan sonra sadece Sözlük olarak anılacaktır) üretim gücü olarak
İnternet’in bir parçasıdır. Sözlük Web 1.0 döneminin sınırlı etkileşim ortamında (Uçkan,
2012: 12) ortaya çıkmıştır ve İnternet’in en yaratıcı iletişim biçimlerinden biri olma
özelliğini Web 2.0 döneminde de korumaktadır10. Benzerlerine (sözlük jargonuyla ‘clone’)
her gün yenileri eklenen Sözlük hemen her konuda kışkırtıcı ve zihin açıcı yorumların
ve de faydalı bilgilerin bulunabildiği bir ortamdır. Bu özellikleri sayesinde Türkiye’nin
en popüler İnternet sitelerinden biri haline gelmiş durumdadır.11 1999 yılında kurulan
Sözlük, bugün 50 bine yakın yazarı ve 300 bin civarındaki kullanıcısıyla pek çoklarına
göre ‘kutsal bilgi kaynağı’ görevi görmektedir.
Sözlük kuruluşundan itibaren bir takım değişiklikler geçirdiyse de temel olarak
interaktif bir enformasyon paylaşım ortamı olma özelliğini korumaktadır. İsmindeki
“sözlük” kavramından hareketle, Sözlük’te düşünceler, kavramlar, olaylar, tarihler vb.
konularda “başlık”lar açılmakta ve kayıtlı yazarlar görüşlerini bir sözlük formatında
belirtmektedirler. Bu format, belirtilen görüşlerin tanım halinde olmasıyla anlam kazanır.
Herhangi bir başlığa girilen tanım halindeki görüşler ise ‘entry’ olarak adlandırılmaktadır.
Kullanıcılar, Sözlük yönetiminin belirlediği ve zaman içinde yenilenen kurallara uymak
zorundadır.
Sözlük ilk zamanlarında her İnternet kullanıcısının başlık açıp ‘entry’ girebildiği
bir web sitesiyken, zaman içinde sadece kayıtlı yazarların (suser) ‘entry’ girebilmesine
açık bir oluşum haline gelmiştir. Sözlük yazarı olabilmek, yazar alımlarının açıldığı
dönemlerde kayıt olup sözlükte 10 adet formata uygun ‘entry’ girmekle olmaktaydı,
ancak son birkaç yıldır kullanıcı talebinin artmasıyla sözlüğe yazar alımları tamamen
açılıp, görevlendirilen kişiler (kondüktör) tarafından kontrol edilen “çaylak” yazarlar
sözlüğe yazar olarak katılabilmektedir. Sözlük kurucusu Sedat Kapanoğlu’nun (Sözlük
rumuzu: ‘ssg’) yönetiminde hiyerarşik bir yapıyla yönetilen sözlükte, iç işleyişi ve formata
uygunluğu sağlayan yazarlara moderatör denmektedir. Moderatörlerle birlikte hukuki
konularda görüşleri alınan ve girilen ‘entry’lerin silinmesi ya da düzeltilmesi işlemini
“preator”ler yapmaktadır. Preatorler meslek olarak da avukatlık yapmakta ve sözlüğe
hukuki destek sağlamaktadırlar. Bu bağlamda sözlüğün hiyerarşik yapısı hem ‘ssg’ hem
10 İlk olarak 1999’da Darcy Dinucci tarafından Print Magazine dergisinde yayınlanan bir makalede kullanılan
terim, henüz o dönemde ‘embriyo’ halinde olduğu iddia edilen yeni bir web dönemini haber veriyordu. Bu yeni
web basitçe grafik ve metinlerin yüklenmesinin ötesine geçecek ve bilgisayarlardan televizyonlara, cep telefonlara
ve hatta mikrodalga fırınlara kadar yayılacak ve etkileşim üzerine kurulacak bir İnternet kullanımına işaret
ediyordu. Bununla birlikte, terim Tim O’Reily’nin 2004 yılında düzenlediği Web 2.0 konferansına kadar popülerlik
kazanmamıştır. Terimin ilk kez kullanıldığı yazı için bkz: Dinucci, 1999.
11 2012 Alexa.com verilerine göre ilk 20 sıranın tamamen uluslararası markalar ve haber siteleri tarafından
kapıldığı sıralamada 69 milyon ‘unique IP’ görüntülemesiyle 21. sıradadır. Kaynak: http://www.alexa.com/
topsites/countries/TR, http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26705135, Son erişim tarihi: 25.09.2012
29
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
de sözlük yazarlarının kimi talepleriyle oluşmuştur. Yeni kanuni gereklilikler de sözlüğü,
içeriğin kontrol edilmesi ve hukuka uygun hale getirilmesi konusunda düzenlemeler
yapmaya itmiştir.
Sözlük, kuruluşundan birkaç yıl sonra popülerleşmeye başlamış ve bu popülerleşme,
sözlüğü bugün Türkiye’nin en çok ziyaret edilen sitelerinden biri haline gelmesini
sağlamıştır. Bu açıdan bakıldığında, yurt dışında benzerleri olan (Urban Dictionary,
Everything2, vb.) Sözlük’ün Türkiye’de bu kadar popüler olmasının temel nedenlerinden
birini Sedat Kapanoğlu (‘ssg’) Bilişim Dergisi’ne verdiği röportajda şöyle açıklamıştır:
Bunların yurtdışında Türkiye’deki kadar tutmuyor olmasının en önemli sebebi yurtdışında
fikiri fade özgürlüğünün bir ayrıcalık ya da bir ihsan olmaması. … Türkiye
eleştiriye hazımsız,
çarpık hukuki yapısı, baskıcı toplumu ve darbeden kalma apolitikliğinden dolayı bu tür bir siteden çok
daha fazla fayda elde ediyor.12
İnternetin dağılımı ve değişimi sürecinde görsel olarak çok değişime uğramasa
da, sosyal medya kavramının sıkça kullanıldığı günümüzde Sözlük, yazar ve ziyaretçi
sayısının artmasıyla ve hakkında gazete ve dergi yazılarının gün geçtikçe takip edilemez
hale gelmesiyle medyada daha görünür hale gelmiştir (Kaplan vd., 2010: 99). Bunun
yanında yarattığı jargonla, interaktif ve özgün içeriğe imkân veren yapısıyla ve gündelik
yaşama dair her şeyin tartışılabildiği ve eleştirilebildiği bir ortam olmasının da etkileriyle
diğer web sitelerinden ayrılmış ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen web sitelerinden
biri olmuştur. Bu popülerlik, Sözlük’e maddi katkılar sağladığı oranda hukuki olarak
da yeni düzenlemeler ve kısıtlamalar yapma zorunluluğu getirmiştir. Sanal bir cemaat
olarak oluşturduğu alt kültürle popüler kültüre kenetlenmiş varlığı, Sözlük içinde de kimi
eleştirilere neden olmuş ve reklam alınması sürecinden itibaren Sözlük’ün sloganında da
bulunan “kutsal bilgi kaynağı” özelliğini yitirdiği öne sürülmüştür. Sözlük’te en çok takip
edilen yazarlardan biri olan ‘otisabi’ rumuzlu yazarın, Sözlük’ün reklam almaya başladığı
ve en geniş katılımlı yazar alımlarından birini yaptığı dönemin hemen ardından, 2004
yılında girmiş olduğu bir ‘entry’, bu eleştirilerin ne kadar eskiye dayandığını da gözler
önüne sermektedir:
Sözlük zaman içinde alabildiğine sınırlı sorumlu bir grup “alternatif” ve “farklı düşünen” gencin
arayışlarının, hezeyanlarının yaşandığı bir sığınak kimliğinden uzaklaşmış, Türkiye Cumhuriyeti’nin
şehirli toplumunun kolektif kimliğine bürünmüştür. Sözlük, toplumsal maskelerinden bilerek ve
isteyerek arınmış bireylerin sesini “dışarıda kalan” topluma duyurabilmenin tadını çıkaran bireylerin
güdümünden çıkmış, toplumun olanca ağırlığıyla “içeri girmesi” ve abanması ile mahremiyetini
yitirmiştir.13
Son dönemde art arda gelen bazı olaylar geçmişten bugüne Sözlük’ün ‘kutsallığına’
getirilen eleştirilerin artmasına neden olmuştur.14 2012 yılının Eylül ayında tüm
12 Bilişim Dergisi, sayı 140, s. 30. http://www.bilisimdergisi.org/s140/pages/s140_web.pdf. Son erişim tarihi:
23.10.2012
13 Bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=6343846 Son erişim tarihi: 20.11.2012
14 Sözlükte ‘ekşi sözlük’ başlığı incelendiğinde görülebilir ki, ‘otisabi’ rumuzlu yazarın yazdıklarına koşut
görüşler son dönemlerde daha da ağırlık kazanmıştır. Bu bakımdan, sözlüğün geçirdiği dönüşümü ‘ekşi sözlük’
başlığındaki eleştirilerden de okumak mümkündür. Bkz: https://eksisozluk.com/eksi-sozluk--31966 Son erişim
tarihi: 13.11.2013
Sayı 37 /Güz 2013
30
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
moderatörlerin topluca işlerini bırakmaları, kullanıcılarının içeriği oluşturmasına (User
Generated Content) dayalı Sözlük’te yeni bir döneme girildiğinin en net göstergesi oldu.
Kurulduğu ilk zamanlardan bu yana Sözlük’e katkıda bulunan pek çok kullanıcı bugün
Sözlük yönetimine deyim yerindeyse ateş püskürüyor. İddialarının merkezinde sözlüğün
tamamen ticari bir organizasyona dönüştüğü, iş ve idari çevrelerle çok yakın ve organik
ilişki içine girdiği ve de reklam yoluyla kazanılan paranın hiçbir şekilde moderatör ve
yazarlarla paylaşılmadığı var. Bu eleştiriler ışığında iddia edilebilir ki, İnternet’in genel
dönüşümüne paralel olarak Ekşi Sözlük mayalanma dönemindeki görece iktidardan
bağımsız yapısını terk etmekte ve İnternet’in hâkim tasarım dönemine uygun bir ‘işletme’
niteliğini kazanmaktadır.
Öncelikle, Sözlük’ün sosyal medyanın yükselişine paralel olarak geliştirilen ‘iş
stratejileri’ bir süredir zaten dikkat çekmekteydi. Örneğin, 2007 yılı civarında Facebook’un
Türkiye’yi etkisi altına almaya başlaması, sözlüğü sınırlı sayıda kullanıcısı ile bu rekabette
başarılı olmak için yeni taktikler geliştirmeye itti. Bunun neticesinde yapılan yeni yazar
alımında kullanıcı sayısı neredeyse dört katına çıktı. ‘Banner’ reklamların15 alınmaya
başlandığı geçmiş yıllarda belirli oranda yazar alımı yapılmış olsa da, 2007’de yapılan
yazar alımı sayısı itibariyle diğerlerinden ayrılmaktaydı. Bu hızlı büyüme stratejisi
Sözlük’ün gelirlerini artırmakla kalmayıp oluşabilecek herhangi bir sansür, kapatma
veya engelleme gibi olumsuzluklarda da belirli bir kitlenin buna karşı çıkmasına neden
olmuştur. Ayrıca, bu yeni yazar alımları sonucunda Sözlük’ün başından beri içkin olan
muhalif tavrının “sözlüğü ele geçirmek isteyen kimileri”16 tarafından törpülenmesine yol
açacağı ve hatta bunun bir şekilde gerçekleştiği17 iddiaları da güçlenmiştir.
Çevrimiçi reklam hacminin gözle görülür bir şekilde artmaya başladığı 2004 yılı18
sözlükte de ‘banner’ reklamlarının ve ‘tema/skin’19 reklamlarının görülmeye başlandığı
dönemlerdir. Bir sözlük yazarının ‘entry’sinde şöyle denmektedir: “Bir İnternet komunitesi
özelliğini yitirip büyük bir medya atmosferinde olduğu hissinin”20 kullanıcılar tarafından
idrak edilmesi ile başlayan süreçte önde gelen haber kanallarından NTV ile yapılan video
gösterim anlaşması ve Sedat Kapanoğlu’nun (ssg) sosyal medya ajansı açtığı haberleri de
iş çevreleriyle kurduğu ilişkiler bağlamında değerlendirildiğinde “bardak satmakla zengin
15 Bir İnternet reklam türü olan banner reklamlar, genellikle sayfaların üst kısmına yerleştirilen (bazen alt ve
yan kısımlarda) ve yazı ve resimlerin bir kutu içinde gösterildiği reklamlardır (Schneider, 2007:161)
16 Yeni Şafak yazarı Ali Murat Güven, 10.11.2007 tarihinde yazdığı köşe yazısında “İslamcı” gençleri Ekşi
Sözlük’ü fethetmeye çağırdı. Köşe yazısı için bkz: http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=10.11.2007&y=AliM
uratGuven , Son erişim tarihi: 25.09.2012
17 Ali Murat Güven, 10.11.2011 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde Ekşi Sözlük üzerine bir önceki yazısını
sözlükte başlık olarak açmış bir kullanıcıya hitaben “Farkındasın değil mi Avasas, maçı ben kazandım...” başlıklı
bir köşe yazısı yazmıştır. Köşe yazısı için bkz: http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?t=11.12.2011&y=AliMuratGuv
en, Son erişim tarihi: 25.09.2012
Ayrıca, bu yazıdan bir ay kadar sonra, yine aynı gazetede Ekşi Sözlük’ü ağır hakaretlerle eleştiren bir yazı da
Yusuf Kaplan tarafından kaleme alınmıştır. Köşe yazısı için bkz: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/
eksi-sozluk-paganografik-copluk-ve-sanal-siddet/8176 Son erişim tarihi: 20.11.2012
18 IAB Internet Advertising Revenue Report,
http://www.iab.net/media/file/IAB_Internet_Advertising_Revenue_Report_FY_2011.pdf,
Son erişim tarihi: 25.09.2012
19 ‘Tema’ veya ‘skin’ reklamlar Ekşi Sözlük’te tüm sayfayı kaplayan ve font stilinden hakim renge kadar
reklamı yapılan ürünü çağrıştıran simgelerin kullanıldığı reklamlardır.
20 Bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=7362047, Son erişim tarihi: 20.09.2012
31
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
olunmadığını”21 anlayan Sedat Kapanoğlu’nun (ssg) amaçlarına ulaştığı bağlamında
değerlendirilebilir. Konumuzla ilgili olarak reklamların yoğun bir şekilde kullanılmaya
başlandığı bu yıllarda, hem İnternet’in genel dönüşümünde hem de buna bağlı olarak
Ekşi Sözlük’ün tarihsel dönüşümünde mayalanma döneminden hâkim tasarım dönemine
geçilmeye başlandığı iddia edilebilir.
Sözlük, şirketler tarafından bir reklam mecrası olarak kullanılmasının yanı sıra,
müşteri ilişkileri bağlamında da etkili olduğu göz önünde bulundurularak anlaşmaya
varılan marka veya şirketlere kullanıcı hesabı açmıştır. Şirketler ‘entry’ giremeyen
yalnızca kendi başlıklarında yer alan ‘entry’lerde belirtilen sorunları çözmek için
oluşturdukları hesaplarla yazarlara ulaşmaktadır. Her ne kadar olumlu geri dönüşler olsa
da, reklam olgusunun sözlüğün bütün kısımlarına yayılmış olması yazarlar tarafından
eleştiriye tabi tutulmuştur. 25 Haziran 2011’de Milliyet gazetesinde “Sözlük şirketlere
açılıyor”22 başlığıyla verilen haber sonrasında, sözlükte de aynı adla açılan başlık altındaki
tartışmalarda yazarlar Sözlük’ün geldiği nokta itibariyle reklamın nesnesi olduğu ve eskisi
kadar değer verilebilecek bir mecra olmadığı yönünde fikirler aktarmışlardır. Örneğin,
‘zahmet’ rumuzlu yazar 25.06.2011 tarihinde yazdığı ‘entry’de “sözlük bizim sandığımız
sözlük değilmiş artık. idealizm, romantizm yalan tek gerçek kapitalizm!”23 diyerek
görüşünü belirtmiş ve başlık altında diğer ‘entry’lerde de buna benzer görüşler olduğu
dikkat çekmektedir. Buna ek olarak, sözlüğün kuruluşundan itibaren sözlükte yazar olan
‘arzach’ rumuzlu kullanıcının bu konuda yazdıkları da örnek olarak gösterilebilir.
Değişim çok büyük olsa da önceleri pek fazla insanı rahatsız etmedi. Alt tarafı
firmanın bir yetkilisi kurumsal sözlük hesapları üzerinden sözlük kullanıcılarının şikâyetlerine
anında yanıt verme şansı elde edeceklerdi. Fakat kısa zaman içerisinde sözlük yönetimi
sadece kullanıcısı ile firmalar arasında bir köprü görevi görmekle yetinemeyerek kurumsal
hesap alan şirketlerin yanında durarak bazı eleştiri yazılarını sebepsizce silmeye başladı.24
Bunlarla birlikte, son olarak sözlük ortak ve avukatlarından Başak Purut’un
(kullanıcı adı: kanzuk) aynı anda avukatlığını yaptığı bir şirket için yazılan bir ‘entry’i
silmesiyle başlayan tartışmalar25 sözlüğün kan kaybetmesine neden olan diğer olaylarla
benzerlik göstermektedir. Bu süreçte, “ticari itibar zedeleyici içerik” sebebiyle silinen
‘entry’nin hukuki olarak sakıncalı kısımlarının silinip tekrar yazılması bile sözlükte
yayımlanmasına yeterli olmamıştır. Her türlü eleştirinin “ticari itibar zedeliyici” olarak
etiketlenip sözlükten silinebilir olması sansür tartışmalarını tekrar alevlendirmiştir26. Bu
21 SSG ile yapılan röportaj, bkz: http://www.ensonhaber.com/teknoloji/240097/eksi-sozlukun-sahibi-yurdadondu-.html, Son erişim tarihi: 20.09.2012
22 Bkz:http://ekonomi.milliyet.com.tr/eksi-sozluk-sirketlere-aciliyor/ekonomi/
ekonomidetay/25.06.2011/1406543/default.htm?ref=OtherNews Son Erişim Tarihi: 20.11.2012
23 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24211451 Son erişim tarihi: 20.11.2012
24 Bkz: http://www.libersite.com/ssg-kod-adli-derebeyi-ve-davar-surer-gibi-yonettigi-sirketi/ Son erişim tarihi:
22.11.2012
25 Başak Purut (kanzuk), Webrazzi şirketinin de avukatlığını yapmaktadır ve Ekşi Sözlük’te Webrazzi başlığına
yazılmış olan bir ‘entry’i silmesi sonucu bu tartışmalar başlamıştır. Webrazzi, 2006’da kurulmuş, dünyadan ve
Türkiye’den İnternet, teknoloji vb. konularda yazıların yayımlandığı kolektif bir blog oluşumudur. Kaynak: http://
www.webrazzi.com/2012/07/04/webrazzi-kariyer-yeniden-yayinda/ Son erişim tarihi: 25.09.2012
26
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ticari+itibar%C4%B1+zedeleyici+i%C3%A7erik
adresinde
konuyla ilgili ‘entry’ler takip edilebilir.
Sayı 37 /Güz 2013
32
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
sansür ve ticari ilişkiler temelli tartışmalar sonucunda Sözlük moderasyonu - ki herhangi
bir gelir elde etmeden moderasyon işini yaptıkları bilinmektedir - toplu olarak istifa
etmiştir. İstifa ederken girdikleri ‘entry’de “ekşi sözlük, bizim için uzunca bir süredir …
yönetim kademesinde emek harcanacak bir yer olmaktan çıkmış bulunuyor. ilk zamanlarda
uyandırdığı heyecanı uyandırmadığı gibi, ‘kirli olan bir şeyin etrafında dolaşıp temizliği
görünürde sağlama’ hissini de beraberinde getirmiş durumda”27 diyerek sözlüğün geçirdiği
dönüşümün yönüne dair ipuçları vermişlerdir. Moderatörlerin istifası sonucu ‘ssg’nin
yaptığı açıklama28 sözlüğün yeni bir döneme girdiğini göstermektedir. Bu bağlamda, yeni
moderatörlerin “şirket çalışanı” olarak görev alacakları tahmin edilmektedir.29
Ticari çevrelerle kurulan yakın ilişkiyle birlikte idari çevrelerle kurulan ilişki de
sözlüğün mayalanma döneminden hâkim tasarım dönemine doğru geçirdiği dönüşümü
anlayabilmek için önemli göstergeler sunmaktadır. Daha önce iki kez erişimi engellenen
sözlüğün açtığı davaları kazanması belli bir ilerleme olarak görülebilirse de 2011 Mayıs
ayında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) servis sağlayıcılara gönderdiği
mesajla ortaya çıkan tehlike30 ilerlemenin görece zayıflığını gözler önüne sermiş ve
sözlüğün sansür konusunda inisiyatif alması ve sansüre karşı eylemler düzenlemesine
neden olmuştur. Türkiye çapında destek bulan bu eylemler 2007 yılında çıkmış olan
5651 sayılı “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla
işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında kanun”un31 da yeniden sorgulanmasına
neden olmuştur. Bu bakımdan sözlüğün sansür, fikir özgürlüğü vb. konularda takındığı
tavır olumlu bulunmaktaydı. Ancak, sözlüğün bu eylemleri düzenlemesinden kısa bir
süre sonra (Haziran 2011) sözlük yazarlarından birine soruşturma açıldığı öğrenildi.
Bu haberin yarattığı şaşkınlık geçmeden hakkında soruşturma açılan yazar sayısının
130 civarında olduğu gerçeği ortaya çıktı.32 Sözlüğün birçok yazarının hesaplarını
kapatmasıyla sonlanan bu süreç sözlüğün savcılığa yazar bilgilerini verdiği ve bu konuda
yazarlara herhangi bir bildirimde bulunmadığının öğrenilmesini sağladı. “21 Haziran
2011 büyük Ekşi Sözlük depremi”33 olarak adlandırılan bu dönemde sözlüğün çok sayıda
27 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30029153, Son erişim tarihi: 25.09.2012
28 Oluşan duruma dair kısa bir özet yapan ssg, “artık gönüllü bir moderasyon ekibi olmadığından normalde adım
adım geçmek istediğimiz bir yolu daha hızlı adımlarla geçmemiz gerekecek. bu süreç dahilinde herkesin şikayet
ettiği konular bizim de çözüm konusunda öncelikli konularımız: sözlüğün popülaritesini bireysel ucuz kazanıma
çeviren niteliksiz içerik, otuz yıl sıra bekleme sorunsalı ve ilgilenmediğimiz konularla şişen gündem. bunlar ciddi
yapısal değişimler gerektirdiğinden ekşi sözlük beta'nın ilerlemesine hız vereceğiz. ara geçiş dönemindeki denetim
işleyişiyle ilgili değişiklikleri de ayrıca duyuracağız.” diyerek sözlükte yeni bir döneme geçileceğinin sinyallerini
vermiştir. Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30069753, Son erişim tarihi: 25.09.2012
29 Bu yazının kaleme alındığı tarih itibariyle görev bırakan moderatörlerle ilgili bir gelişme olmamıştır ve
moderasyon işlemini yapan kullanıcının rumuzu işlem merkezinde görünmemektedir.
30 TİB servis sağlayıcılara gönderdiği mesajda kapatılacak olan web sitelerinde Ekşi Sözlük’e de yer vermiştir.
SSG’nin bu konuda yazdığı bir ‘entry’ için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23338161, Son erişim
tarihi: 21.09.2012
31 İş çevreleriyle girilen yakın ilişkiler ve reklam alma uygulamaları 2004-2005 yıllarında başlarken, 2007
yılında yürürlüğe giren 5651 sayılı kanun da Türkiye’de İnternet’in ve Ekşi Sözlük’ün hâkim tasarıma doğru
evrilmesinde önemli bir aşama olarak görülebilir.
32 İlk olarak http://friendfeed.com/bukiskomunizmgelecek/20fd20a5/acil-az-once-kapya-iki-sivil-polis-geldibizim adresinden öğrenilen süreç, daha sonra 130 civarı yazarın da soruşturmaya dâhil olduğunun öğrenilmesiyle
sonuçlandı. Ayrıca,
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1054158&Date=27.06.2011&Category
ID=41 adresinde konu ile ilgili Pınar Öğünç’ün bir makalesi okunabilir.
33
İlgili başlık için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24161152, Başlık içindeki ‘entry’lerde
ayrılan yazarların da listesi bulunmaktadır. Son erişim tarihi: 21.09.2012
33
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
önemli yazarı hesaplarını kapattı veya “kafa iznine”34 ayrıldı. Sözlük yönetimi, yaptıkları
açıklamalarla ‘ticari bir şirket’ oldukları için savcılığa yazar bilgilerinin verilmesinin
zorunlu olduğunu ancak yazarlarına hukuki destek sağlamayacağını diğer sosyal medya
mecralarını örnek göstererek belirtti. Sözlük avukatı Başak Purut yaptığı açıklamada
“Turkcell, Msn, Facebook gibi sosyalleşme ve/veya iletişim ihtiyacınız üzerinden para
kazanan hiçbir kurum, hiçbir zaman bu gibi bir uygulamaya gitmedi, gitmez de. Bunun
ekşi’den beklenilmesini de mantıklı bulmuyorum”35 diyerek Sözlük ve ticari vasıf
konusunda yapılan tartışmaların da alevlenmesine sebep oldu.36
Sözlük’te, hukuki olarak sakıncalı olabilecek ‘entry’lerin silinmesi ya da düzeltilmesi
için avukatlardan oluşan ‘preator’ denen bir ekip bulunmaktadır. Ancak, soruşturma açılan
yazarların girdiği ‘entry’ler ‘preatorler’ tarafından yasal kabul edilmiş ve silinmemiştir.
Bu açıdan, yazarların sözlükten hukuki destek beklemeleri olağandır. Ancak, sözlüğün
hukuki destek vermemesiyle birlikte ticari vasfını ön plana çıkarmış olması daha önce
bahsettiğimiz “sözlük depremine” neden olmuştur. Sözlüğün ilk yıllarından beri yazarı
olan bir kullanıcının hesabını kapatırken yazdığı bir ‘entry ‘bu konuda açıklayıcıdır:
Kurumsal olarak sansüre maruz kalma riskleri doğduğunda, onbinlerin emeğini
sömürerek doldurdukları keselerine zeval gelme ihtimali ortaya çıktığında o kanal senin bu
program benim dolaşıp, kaplan leopar kesilen, yazarlarına karşı bireysel olarak sansür, yıldırma,
korkutma girişimlerine karşı ise “ al bunları al al al al al” moduna geçen benim gördüğüm
kadarı ile türk İnternet tarihinin en omurgasız oluşumu ve en büyük emek sömürücüsüdür.37
Ek olarak, “İnternette ‘ekşi baharı’” başlığıyla yapılan haberde, sözlükte popüler
kimi yazarlar ayrılma sebeplerini belirtmişler ve benzer eleştirilerde bulunmuşlardır.
Örneğin ‘tribalenfexion’ rumuzlu yazar sözlükten ayrılma sebebini şöyle açıklamaktadır:
Bunca zamandır sansüre, baskıya, yasaklara karşı olduğunu üzerine basa basa söyleyen ve
bununla ilgili birçok aktivite yapan, siteyi daha önce kapattıran Adnan Oktar’ın bu girişimlerine proaktif davranıp hızla hukuki yanıtlar veren ve hukuki bağlamda sitesini kapattırmamak için bir yol bulan
SSG’nin, sözlüğünde yazar olan tam sayısını bilmediğim bir grubunun hakkında mahkeme emrini
görmeden polise telefonla kayıtlarını verebilmesi, sonrasında da çıkıp yasal olarak mecburduk deyip
“dükkâna” zeval geldiğinde leopar kesilip aslında klasik anlamda müşteriden ziyade içerik sağlayıcısı
olan yazarlara geldiğinde “buyrun alın toplayın bunları” demesi sözlükten ayrılmam için yeterliydi.38
Bu ve benzer iddialar son yıllarda yaşanan savcılık soruşturmaları ile ilgili Ekşi
Sözlüğün kullanıcılarına herhangi bir hukuki destek vermemesi, Sözlük yönetiminin idari
çevrelerle işbirliği yapmak durumunda olan ticari işletme vasfını içselleştirdiğine dair
iddialarla daha da güçlenmiştir. Bunun son bir örneği, RedHack adlı ‘hacker’ grubunun
Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitelerini ‘hack’lediklerini açıklayıp yapılan ihbarları
yayımlamaları ile başlayan39 ve Sözlük’ün kullanıcı bilgilerini paylaşmasının yanı sıra
34 Kafa İzni: Sözlük jargonunda hesabı dondurmak için kullanılan terim.
35 Entry için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24153363, Son erişim tarihi: 25.09.2012
36 Ekşi Sözlük, Haziran 2011 savcılık soruşturmasının kısa bir özeti için bkz: http://www.libersite.com/eksisozluk-gozalti-isyaninin-ozeti/ Son erişim tarihi: 22.11.2012
37 Efendisiz adlı kullanıcının hesabı silindiğinden yazdığı ‘entry’ kendi rumuzundaki başlıkta verilmiştir. Entry
için bkz: http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24155321, Son erişim tarihi: 25.09.2012
38
Bkz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1053872&Category
ID=138 Son erişim tarihi: 22.11.2012
39 RedHack Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesini hacklediğini açıklayıp, ihbar belgelerini kamuoyuna
sunmuştur. Bkz: http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1080108&Catego
ryID=77 , Bu ihbarlarda Ekşi Sözlük’ün de sözlük kullanıcı bilgilerinin hukuki zaman aralığının dışında kalan
kısmını da paylaştığı ortaya çıkmıştır. Bu konu üzerine sözlükte açılan başlık için bkz:
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=s%C3%B6zl%C3%BC%C4%9F%C3%BCn+kullan%C4%B1c%C4%B
1+bilgilerini+polisle+payla%C5%9Fmas%C4%B1, Son erişim tarihi: 25.09.2012
Sayı 37 /Güz 2013
34
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
hukuki olarak son altı aydaki IP bilgilerini vermesi gerekirken, daha önceki bilgilerinin
de verildiği ortaya çıkmasıyla devam eden olaylardır.40 Bunların sonucunda da Sözlük
kullanıcıları arasında sansür, ifade özgürlüğü ve ticari işletme olmak gibi konular etrafında
süren tartışmalar alevlenmiştir.41
Ekşi Sözlük’ün bilgi kaynağı olmaktan çok, artık bir reklam mecrası haline geldiği
şikâyetleri aslında yeni değildir. Moderatörlerin de şikâyet ederek ayrıldığı bu dönüşümün
temelinde para kazanma hırsının getirdiği kalitesizleşme sürecinin yattığı da kullanıcılar
arasında tartışılmıştır. Sözlüğün kazandığı parayı kullanıcılarla paylaşmaması konusu
da geçmişten beri tartışılan bir konu olmuştur. Ancak bu konuda herhangi bir gelişme
sağlanamamıştır. Gelir paylaşımlı sözlük örnekleri var olmuş olsa da42, ‘ssg’ bu konuda bir
açıklamada bulunmamayı tercih etmiştir. Sözlük çevrelerinde eleştirel tutum takınanlar
bu olayları örnek göstererek ortamın başlangıçtaki ‘karşıt alt-kültür’ mecrası özelliğinden
uzaklaştığını ve yeni bir duruma geçildiğini belirtmektedirler. Sözlüğün kuruluşundan
beri içinde olan kimi yazarların da dâhil olduğu birçok önemli yazarın yaşanan olaylar
neticesinde hesaplarını kapattıkları gözlenmiştir. Bu gelişmelerle kan kaybeden Sözlük’ün
gün geçtikçe yeni sorunlarla karşılaşacağı iddia edilebilir.
Bu dönüşümü anlamak için bir başka açıdan daha Sözlük’e bakmak gerekmektedir.
E-tohum’daki bir organizasyonda ‘ssg’ ve hukuki koordinatörünün (‘kanzuk’) birinci
elden anlattıklarına bakılırsa, ‘ssg’ Sözlük’ü daha en başından tamamen para kazanmak
amaçlı kurmuştur. Burada ortaya çıkan tipik bir kapitalist girişimci ruh ile ‘ssg’nin
hareket ettiği gerçeğidir.43 Bu durum hiçbir şekilde ‘ssg’ye veya Türkiye’ye özgü değildir.
Neo-liberalizmin açık etkisi altındaki bir siyasi ve ticari iklimde gelişen İnternet –ki
sosyal yayılması tam da teknolojinin ticarileştirilmesi ile ilgilidir- tam olarak bu tür bir
motivasyon ile yeni iletişim biçimlerine kuluçka görevi görmektedir.
Konuya bu açıdan bakıldığında yukarıda tartışılan Sözlük’ün tarihsel gelişimi,
Kapitalist üretim ilişkilerinin üretici güçlerle girdiği çelişkisel etkileşimin yerinde bir
örneğidir. Öncelikle Sözlük’ün gelişimi içinde sermayenin genel gelişim ihtiyacının
merkezinde yer alan ‘girişimci’ ruhun ‘kar/kazanç odaklı’ eylemliliği ile toplumun siyasal
40 RedHack adlı hacker grubunun yayımladığı belgelerden kısa bir alıntı için bkz:
http://esescik.blogspot.com/2012/03/eksi-sozluk-yonetiminin-polisle-kurdugu.html Son erişim tarihi: 22.11.2012
41 Savcılık soruşturmalarına bir yenisi de 2013 yılı Ağustos ayında eklenmiştir. Hazırlanan ve mahkemeye
sunulan iddianamede Radikal gazetesinin haberine göre ‘Ekşi Sözlük’ün sahibi Sedat Kapanoğlu’nun ve 40 kadar
yazarın halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama suçlamasıyla 6 aydan, 1 yıla kadar
hapis istendi’. Benzer soruşturmaların sonucunda kimi yazarlar bu gibi konularda görüş belirtmekten vazgeçmiş,
kimi sözlükte yazmayı bırakmış ya da yalnızca ‘vakit geçirme’ amaçlı ‘entry’ler girmeye başlamıştır. Sonuçta
bu gelişmeler eğlence odaklı belli bir kullanım kalıbının Sözlük’e dayatılmakta olduğunun bir göstergesi olarak
yorumlanabilir. Haber için bkz: http://www.radikal.com.tr/turkiye/eksi_sozluke_hapis_istemi-1145234 Son erişim
tarihi: 13.11.2013
42 Bkz: Lafmacun.org, Gelir paylaşımlı ilk sözlük örneği olarak ortaya çıkmış ancak sonra kapanmış ve başka
bir isimle yayına devam etmektedir. Ayrıca, “pillinetwork” de gelirlerini yazarlarıyla paylaşan bir örnek olarak
değerlendirilebilir.
43 SSG E-tohum seminerinde açıkça Microsoft’taki işini Ekşi Sözlük daha kazançlı hale geldikten sonra bırakıp
Türkiye’ye döndüğünü ifade etmektedir. Videolar için bkz: http://televidyon.com/p/1908/eksisozlukcom--1 http://
televidyon.com/p/1909/eksisozlukcom--2/ Son erişim tarihi: 25.09.2012
35
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
ve ‘sosyo-kültürel’ ihtiyaçları Sözlük’te zaman içinde tam bir çelişki içine girmiştir.
Ayrıca, üretici güçlerin ‘örgütsel/kurumsal’ değişimi ile genel üretim/iktidar ilişkilerine
tabii olma/uyma süreci de Sözlük’te kolaylıkla bulunabilir.
Sonuç
İletişim teknolojilerinin tamamı için iddia edilebilecek bir durum, gelişmelerinin
belli bir aşamasında yerleşik üretim ilişkileriyle çelişki yaratacak bir üretici güç olarak işlev
görme potansiyeli barındırdıklarıdır. Kapitalist sistem açısından bakarsak, ilk dönemde
‘verimlilik ve kârlılık’ ilkeleri açısından en uygun tasarımlar henüz ortaya çıkmadığı gibi,
yeni teknoloji tanınmadığından alternatif/muhalif uygulamalar/kullanımlar da kendine
daha rahat yer bulabilir. İnternetin gelişimi de bu iddiayı kuvvetlendirecek bir örnek
sunmaktadır. İnternetin ticari kullanıma açılıp geniş toplumsal adaptasyona ulaşmaya
başladığı 1990’lı yıllar ve 2000’lerin ilk yarısı İnternet’in ferment (mayalanma) dönemi
olarak ele alınmalıdır. Çünkü her ne kadar kimi uygulamalarının (forum, e-posta vb.)
toplumsal kullanım şekilleri ortaya çıkmaya başlasa da bu yeni teknolojinin hâkim
kullanımı billurlaşmamıştır. İçinde bulunduğumuz dönemde İnternet’in ön plana çıkan,
yüksek popülariteye ulaşan web sitelerinin sunduğu iletişim biçimleri genelde İnternet’in
kullanım biçimini oluşturmaktadır. Örneğin pek çok genç kullanıcı için günümüzde
İnternet ‘Facebook’ ve benzeri sosyal medya ortamlarından ibarettir. Burada sunulan
iletişim biçiminin ve kullanım kalıbının dışına çıkarak İnternet’i kullanmak gittikçe
marjinalleşmektedir.
Ekşi Sözlük de İnternet’in tamamı için geçerli olduğu gibi, pek çok farklı kullanım
biçimi ve amacının bir arada bulunabilmesine olanak sağlasa ve bundan kendine
‘meşruiyet’ sağlamak için faydalansa da üretim/iktidar ilişkileri ile kesiştiği noktada
‘hâkim bir tasarıma’ ulaşmaya başlamış ve buna koşut ‘hâkim bir kullanımı’ üstü örtük
biçimde dayatmaya başlamıştır. Dayatılan kullanım da kesinlikle başlangıçta görüldüğü
ve yaygınlaştığı gibi ‘yaratıcı’, ‘politik bir alt-kültür alanı’ olması değil, çoğunlukla
‘eğlence-boş zaman geçirme-dikkat dağıtma’ işlevinin öne çıktığı bir ‘buluşma’ ortamı
olmasıdır.
Bununla birlikte, Ekşi Sözlük gibi örnekler, İnternet’in tamamı için belli bir gelişme
biçimini temsil etmesi açısından yeterli olmayabilir. Önerdiğimiz ‘döngüsel’ ya da
‘evrimsel’ olarak adlandırılabilecek, ‘mayalanma dönemi’ ve ‘hâkim tasarımlar’ arasında
geçiş öngören modelin test edilmesi için daha fazla örneği tartışmaya açmak bu açıdan
gerekmektedir. Ayrıca, önerilen model esas itibariyle teknolojinin nesneleşmiş boyutunun
(bisiklet, araba, silahlar vb.) döngüsel ve evrimsel gelişimini daha çok fiziki tasarımın
gelişimi açısından ele almıştır ve teknolojinin sosyal kullanım boyutunun dönüşümünde
uygulanması da sorunlu olabilir. Yine de önerilen ‘mayalanma dönemi’ ve hâkim tasarım’
kavramları aracılığıyla bir üretim gücü olarak hem İnternet’in hem de bu ortamda ortaya
çıkan yeni iletişim form ve ortamlarının üretim ilişkileri ile girdikleri etkileşimin niteliği
ve mahiyeti daha iyi anlaşılabilir olmaktadır.
Sayı 37 /Güz 2013
36
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
Kaynaklar
Abernathy, W. J. ve Utterback, J., (1978). “Patterns of Industrial Innovation”,
Technology Review, (50), ss. 41-47.
Anderson, P. ve Tushman M.L., (1990). “Technological Discontinuities and
Dominant Design: A Cyclical Model of Technological Change”, Administrative Science
Quarterly, 35, ss. 604-633.
Arman, Serkan, (2011). “Ekşi Sözlük şirketlere açılıyor”, Milliyet, 25
Haziran,
http://ekonomi.milliyet.com.tr/eksi-sozluk-sirketlere-aciliyor/ekonomi/
ekonomidetay/25.06.2011/1406543/default.htm?ref=OtherNews.
Erişim
Tarihi:
20.11.2012.
Bamford, James, (2012). The NSA Is Building the Country’s Biggest Spy
Center (Watch What You Say), Wired, 15 Mart 2012. Bkz: http://www.wired.com/
threatlevel/2012/03/ff_nsadatacenter. Erişim Tarihi: 12.05.2012.
Berners-Lee, Tim, (2006). “Net Neutrality: This is Serious”, http://dig.csail.mit.
edu/breadcrumbs/node/144. Erişim tarihi: 24.08.2012.
Castells, Manuel, (1996). The Rise of the Network Society, Oxford:Blackwell
DiNucci, Darcy, (1999). Fragmented future. Print, 53(4), 32.
Flichy, Patrice, (2007). Internet Imaginaire, MIT Press, Cambridge
Foley, Stephen, (2010). “Has the internet just sold its soul?”, The Independent, 10
Ağustos Kaynak: http://www.independent.co.uk/life-style/gadgets-and-tech/news/hasthe-internet-just-sold-its-soul-2044907.html. Erişim Tarihi: 10.05.2012.
Güven, Ali Murat, (2007). “Ekşi
bırakmamalıyız...”, Yeni Şafak, 10 Kasım.
Sözlük’ü
‘Jakobenizm’in
vicdanına
Güven, Ali Murat, (2011). “Farkındasın değil mi Avasas, maçı ben kazandım...”,
Yeni Şafak, 11 Aralık.
Kaplan, M. D., Deniz, A. T. İ. K., & Gürkaynak, N., (2010). “Sanal topluluklarda
marka kaçınması davranışı”, İktisat İşletme ve Finans, 26(300), 93-120.
Kaplan, Yusuf, (2007). “Ekşi Sözlük: Paganografik çöplük ve sanal şiddet”, Yeni
Şafak, 4 Aralık.
Katz, Ian, (2012). “Web freedom faces greatest threat ever, warns Google’s Sergey
Brin”, The Guardian, 15 Nisan, http://www.guardian.co.uk/technology/2012/apr/15/webfreedom-threat-google-brin. Erişim Tarihi: 05.06.2012
Kaya, Raşit, (2000). “Küreselleşme ve Medya”, İletişim Kuram ve Araştırma
Dergisi, 2000/6, ss. 99-112
Lister, M., Dovey, J., Giddings, S., Grant, I. ve Kelly, K., (2003). New Media: A
Critical Introduction, New York: Routledge.
37
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Hâkim Tasarım ve Ekşi Sözlük: İnternet’in Dönüşümünü Anlamak
Mahçupyan, Etyen, (2013). “Yargıda anlama yetersizliği”, Zaman Gazetesi, 15
Ağustos.
Morozov, Evgeny, (2009). “How the Net aids dictatorships” TEDGlobal 2009,
21-24 Temmuz: Oxford Çevrimiçi: http://www.ted.com/talks/evgeny_morozov_is_the_
internet_what_orwell_feared.html. Erişim Tarihi: 20.09.2012.
Murmann, J. P. ve Frenken, K., (2006). “Towards a Systematic Framework For
Research on Dominant Designs, Technological Innovations and Industrial Change”,
Research Policy (35), ss. 925-952
Ocak, Serkan, (2012). “Ankara Emniyeti ‘çökertildi’”, http://www.radikal.com.tr/
radikal.aspx?atype=radikaldetayv3&articleid=1080108&categoryid=77. Erişim tarihi:
25.09.2012. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
Öğünç, Pınar, (2011). “‘Ekşi soruşturmanın’ mağdurları”, Radikal, 27 Haziran
Pinch, T. ve Bijker, W., (1984). “The Social Construction of Facts and Artefacts:
Or How the Sociology of Science and the Sociology of Technology might Benefit Each
Other”, Social Studies of Science, Vol. 14, No. 3 (August), ss. 399-441.
Schneider, G. P. ve Evans, J., (2007). New perspectives on the Internet.
Comprehensive, Thomson Course Technology, Boston.
The Economist, (2002). “The Internet Sells its Soul”, 16 Nisan, http://www.
economist.com/node/1085967. Erişim Tarihi: 20.05.2012.
Uçkan, Özgür, (2012). “Sözlükler: Türkiye İnternet kültürünün vazgeçilmezi...”
Bilişim
Dergisi,
140(12),
Elektronik
Dergi:
http://www.tbd.org.tr/index.
php?sayfa=dergi&mi=1. Erişim tarihi: 22.11.2012.
Wayne, Mike, (2006). Marksizm ve Medya Araştırmaları: Anahtar Kavramlar,
Çağdaş Eğilimler, Yordam Kitap, çev: Barış Cezar, İstanbul
Williams, R. ve Edge D., (1996). “The Social Shaping of Technology”, Research
Policy, Vol. 25, ss. 856-889
Winston, Brian, (1998). Media technology and society: a history: from the telegraph
to the Internet, Psychology Press.
Web Siteleri
http://www.alexa.com/topsites/countries/TR. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://esescik.blogspot.com/2012/03/eksi-sozluk-yonetiminin-polisle-kurdugu.
html. Erişim Tarihi: 22.11.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=26705135. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=6343846. Erişim Tarihi: 20.11.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=7362047. Erişim Tarihi: 20.09.2012
Sayı 37 /Güz 2013
38
Babacan Taşdemir, Rafet Çevik
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24211451. Erişim Tarihi: 20.11.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=ticari+itibar%C4%B1+zedeleyici+i%C3
%A7erik. Erişim Tarihi: 17.12.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30029153. Erişim Tarihi: 25.09.2012
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=30069753. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23338161. Erişim Tarihi: 21.09.2012
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24161152. Erişim Tarihi: 21.09.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24153363. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=24155321. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
https://eksisozluk.com/entry/13667136. Erişim Tarihi: 02.03.2013
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=s%C3%B6zl%C3%BC%C4%9F%C3
%BCn+kullan%C4%B1c%C4%B1+bilgilerini+polisle+payla%C5%9Fmas%C4%B1.
Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.ensonhaber.com/teknoloji/240097/eksi-sozlukun-sahibi-yurda-dondu-.
html. Erişim Tarihi: 20.09.2012.
http://friendfeed.com/bukiskomunizmgelecek/20fd20a5/acil-az-once-kapya-ikisivil-polis-geldi-bizim. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.iab.net/media/file/IAB_Internet_Advertising_Revenue_Report_
FY_2011.pdf. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://www.libersite.com/ssg-kod-adli-derebeyi-ve-davar-surer-gibi-yonettigisirketi. Erişim Tarihi: 22.11.2012.
http://www.libersite.com/eksi-sozluk-gozalti-isyaninin-ozeti/.
22.11.2012.
Erişim
Tarihi:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=105
3872&CategoryID=138. Erişim Tarihi: 22.11.2012.
http://www.radikal.com.tr/turkiye/eksi_sozluke_hapis_istemi-1145234.
Tarihi: 13.11.2013.
http://televidyon.com/p/1908/eksisozlukcom--1. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
http://televidyon.com/p/1909/eksisozlukcom--2/. Erişim Tarihi: 25.09.2012.
39
İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi
Erişim

Benzer belgeler