PDF Versiyonu - Kahve Molası

Transkript

PDF Versiyonu - Kahve Molası
Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 446
23 Þubat 2004 - Fincanýn Ýçindekiler
■
■
ISSN: 1303-8923
Arkadaþlarýnýza önermek ister
misiniz?
■
■
■
KISAYOLLAR
■
SON BASKI
kahvemolasi.com
Arþivimiz
Yazarlarýmýz
Manilerimiz
Forum Alaný
Ýletiþim Platformu
Sohbet Odasý
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
Kütüphane
Kahverengi Sayfalar
FÝNCAN/SÝPARÝÞ
Medya
Ýletiþim
Reklam
Gizlilik Ýlkeleri
Kim Bu Editor?
KAPI KOMÞULARIMIZ
■
■
■
YOKSA SÝZ UZLAÞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ? ... Tuba
Çiçek
NE OLACAK BU MEMLEKETÝN HALÝ, NE OLACAK? ... Gültekin
Gök
Dramatize ... Zeycan Irmak
YILKI ATLARINA KIYMAYIN! ... Ferda Önler
BIR EROTOMANYAKLA ZAVALLI ISTANBUL'DA BEYAZ BIR
GECE ... Doðan Sovuksu
AÞK KAZANMAK MIDIR, KAYBETMEK MÝ? -3- ... Gülcan Talay
YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SÝZ? ... Nurettin Özdemir
Milenyumun Mandalý...Sait Haþmetoðlu
Dost Meclisi, Tadýmlýk Þiirler, Biraz Gülümseyin, Ýþe Yarar Kýsayollar
Editör'den : Yorum yok!..
Ýyi haftalar,
Benim evdeki matbaa üç ayda bir toptan temizlik iþine maruz kalmazsa iþi rast
gitmez. O da bu haftasonuna denk geldi. Temizlik deyip geçmeyin, aralýksýz
çalýþmakla 9 saat falan sürüyor. Aralýklý olursa bu süze 2 güne kadar çýkabiliyor.
Gene öyle oldu aralýklý temizleme ve yenileme ameliyesi 2 saat önce bitti. Sayýyý
hazýrlayayým derken de saat oldu 3:00, eee bundan sonra yazmasý olur güç. Oysa
maaþallah beni yorum bombardýmanýna tutup taltif etmiþsiniz. Yarýn tümüne
toptan bir cevap vermek artýk boynumun borcu. Tabi önce iyice bir okumam
gerekecek. Þeffaf meffaf iþin içine girince bayaðý iþkillendim, bu iþi bir açýða kavuþturmak gerek
dedim. Kýsa kesip gideceðim ama gitmeden sizlerden bir ricam olacak.
Görülen lüzum üzerine, yazýsý yayýnlanan sevgili kahveci yazarlarýmýzý tanýtan minik bir bölüm
hazýrlamaya karar verdim. Þimdi yazýsý yayýnlanmýþ yada yayýnlanacak tüm arkadaþlarýmdan birer
paragraf tanýtýcý yazý ile mümkünse bir adet resim istiyorum. Yollamayanlarýn caný saðolsun. Amam
eminim diðerlerini görünce onlar da heves edip yollayacaklardýr. Neden derseniz, ben de artýk zamaný
geldi derim. Kopenhag kriterlerinin öngördüðü gibi hepten þeffaf olmak için bir adým atmak gerek þart
oldu. Bir de güzel haber: Sevgili Nurettin o güzel fallarýyla tekrar aramýzda. Hepinize mutlu, baþarýlý ve
saðlýklý bir hafta dilerim. Kalýn saðlýcakla...
Bir sonraki sayýda buluþuncaya kadar bulunduðunuz yerden bir adým öne çýkýn. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yukarý
Rengarenk: Tuba Çiçek
YOKSA SÝZ UZLAÞTIRAMADIKLARIMIZDAN MISINIZ?
Postmodernizm ya da küreselleþme, yeni bir erdem daha yarattý: Uzlaþmacýlýk.
Bütün bildiklerimizden soyunup, ideallerimizi bir kenara býrakýp, baþýmýza vurup ekmeðimizi de
alsalar uzlaþacaðýz, çaresi yok. Aksi halde erkekler saldýrganlýkla, kadýnlar þirretlikle damgalanýyor.
Peki neden uzlaþacaðýz? Ne için uzlaþacaðýz? Ve nasýl uzlaþacaðýz?
Birinci sorunun cevabý açýk. "Uzlaþamazsan uzlaþtýrýrlar gülüm." Birileri çýkar ve "Hmmm, ne ayýp!
Kavga etmeyin bakiim! Birbirinizin kalbini kýrmayýn þu üç günlük dünyada. Burasý hepimize yeter; sen
bildiðini yap, sen de onun bildiðini yap" deyiverir.
Peki ama ya doðrular? Ya bilim? Ya gelecek? "Amaaan, onu da vakti gelince düþünürüz, hele bi geniþ
tabanlý bir uzlaþmayý saðlayalým da... hele bi tek tip olalým da.."
Ýkinci sorunun cevabý biraz çeliþkili. Kimileri kamu yararýndan söz edecektir. Yahut toplumsal barýþtan
falan dem vuracaktýr. "Demokrasiyi korumak için" bile diyenler çýkacaktýr, emin olun. Tabii, demokrasi
dediðin tek seslilikten, uzlaþýdan baþka nedir ki?
Üçüncü sorunun cevabýna gelince: "Ben seninle uzlaþýrken, kendi doðrularýma sýrtýmý döneceðim. Eh
sen de eþek deðilsin ya, az da sen fedakarlýk edeceksin prensiplerinden... Hooop... iþte uzlaþtýk." Sen
sað, ben selamet; cümlemize afiyet. Sonra da 'yaþasýn demokrasi' diyeceðiz. Muhalefet kurumunun
köküne dinamit koyacaðýz; enkazýn altýnda kalanlara da rahmet dileyeceðiz artýk.
Erkekler kadýnlarý eziyormuþ...
"Eh kadýnlar da biraz alttan alsýn caným. Kadýn dediðin erkeðini idare eder. Cilvesini yapar, erkeðinin
midesini hoþ tutar, tatlý dilli güler yüzlü olur, olmazsa yatakta tribini yapar. Ýþte bu..."
Ver alttan hoþgörü gazýný; ondan sonra uzlaþ babam uzlaþ...
Komþum apartmanda yaþamanýn kurallarýný bilmiyormuþ...
"Caným hepimiz köyden geldik. Ne var yani kurban bayramýnda sýðýrýný balkona baðladýysa? Kýyamet
kopmadý ya. Haftaya kesilecek hayvan. Komþunuzla uzlaþamýyorsunuz, bari hayvansever olup
sýðýrlarla uzlaþýn..." Deðil mi ama? "Ben öyle bir uzlaþýðým ki, benim diyen sýðýr problem yaratamaz
yani..."
Gençler yoldan çýkmýþmýþ...
"Siz hiç genç olmadýnýz mý yahu? Býrakýn gönüllerince eðlensinler. Okumasýnlar varsýn. Biz okuduk
da ne oldu sanki? Baþýmýz göðe mi erdi?"
Tabii tabii, salalým çayýra, Mevla kayýra. Lakin uzlaþma ihmale gelmez, cihan harbi falan çýkar
maazallah!
Gazeteler, TV'ler çok kalitesizleþmiþ; hele o televole denen illet yok mu? Kültür yozlaþmasý
yaþýyormuþuz...
"Kim demiþ? Bakýn, uzlaþý prensesi Avþar kýzýyla, kaypaklýk prensi Çilingiroðlu'nu bile uzlaþtýrdýlar
zamanýnda. Bir yuva yýkýlmaktan kurtuldu. Milli velet Zehra da bir uzlaþý abidesi olarak topluma
kazandýrýldý."
Allah baþka dert vermesin bu topluma.. Her þeyin bir uzlaþý zemini bulunur elbet...
Birileri bankalarý hortumluyormuþ, haksýz kazanç elde ediyormuþ, suç iþlemek için çete kuruyormuþ...
"Problem ettiðiniz þeye bak! Gidin, anlaþýn, siz de çeteye katýlýn; olsun bitsin. Hem açlýktan ölmedik
ya; çok þükür karnýmýz tok, sýrtýmýz pek; idare ediyoruz. Yýkýlmadýk, ayaktayýz.. Hortumcular da bu
vatanýn evladý deðil mi? Nasiplensinler üç kuruþ. Ne var yani, atla deve mi?"
Yasalarmýþ, hakmýþ, sosyal adaletmiþ, hukukmuþ...
"Hukuk dediðin fanidir lakin uzlaþý bakidir... Ýþin içinden çýkamazsak, veririz bir dokunulmazlýk,
hukukla da uzlaþýrýz... Ne demiþler? Demokrasilerde uzlaþýlar tükenmez..."
Madem öyle, doðruyu söyleyeni niye hala dokuz köyden kovmaya çalýþýyorlar? Biraz da onlarla
uzlaþsalar olmaz mý?
Tuba ÇÝÇEK
[email protected]
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Kahvecigillerden : Gültekin Gök
NE OLACAK BU MEMLEKETÝN HALÝ, NE OLACAK? -1Ne kadar zormuþ bu memlekette sanatçý olmak, sanatla uðraþmak ve sanatýn herhangi bir dalýnda bir
þeyler üretebilmek.
Yýllarca sinemalarda, dizi filmlerde, tiyatrolarda oyuncu olarak gördüðümüz renkli yüzleri, yüzlerce
filmde, dizide veya bir tiyatro sahnesinde alkýþladýðýmýz oyuncularý hatta hatta müzik anlamýnda bir
döneme damgasýný vuran kiþileri gazetelerin bir köþesinde "bankýn üzerinde donmuþ bir þekilde ölü
bulundu" "evinde periþan bir þekilde öldü " "günlerce yemek yememiþ bir vaziyette ölü bulundu"
"katalitik sobadan sýzan gazdan zehirlenerek öldü" ... þeklindeki aramýzdan ayrýlma hikayeleri insaný o
kadar derinden yaralýyor ki... Bu ölüm þekillerinde görülen tek ortak noktada sanýrým sanata ve
sanatçýya duyulan saygýsýzlýktan baþka bir þey olmasa gerek.
Bahsedilen ölüm þekillerine ülkemizde o kadar çok ve o kadar sýcak örnekler var ki. Aklýma gelen
birkaç tanesinden bahsedeyim. Sami Hazinses... Neredeyse Yeþilçam filmlerinin tamamýna yakýnýnda
bu karakteri görmek mümkün. Sevimli oluþuna ve sakinliðine de yakýnen þahit olmuþtum. Son
günlerini Taksim Meydanýnda bankalarýn üstünde geçirir olmuþtu sahipsizlikten. Ölümüne sanýrým 510 gün kala fark edildi ve hastaneye kaldýrýldý. Çokta yaþamadý zaten bu vefasýzlýðýn üstüne...
Daha birkaç zaman önce aramýzdan ayrýlan ve tam bir kültür hazinesi olan ve Türkiye'nin
dönemimizde yaþayan tek gazelhaný olarak bilinen Kazancý Bedih (Bedih Yoluk ve Eþi) o da diðer
emektarlar gibi asýl layýðýný bulamadý. Garibanlýðýn sefaletin ve vurdumduymazlýðýn ve de yine
vefasýzlýðýn sonucunda katalitik soba kurbaný oldu. Oysa unutulmuþ ne eserleri tekrar tekrar ortaya
çýkararak, o naðmeleri o Urfa sýra gecelerini bize sevdirmemiþ miydi. Eþkýya filminde okuduðu "Nice
bu hasreti dildar ile giryan olayým / Yanayým aþkýn ile büryan olayým" naðmeleri hala kulaklarýmda, ya
Saza Niye Gelmedin ve Urfa Türküsüne ne demeli... Gerçekten onun kendine özgü yöresel þivesiyle
ve yorumuyla daha bir güzel olmuyor muydu!
Gazetelerde küçücük bir köþede yer bulabilen bu haberlerden sonra, insan bir de sür manþet þeklinde
anlam veremediði haberleri gördüðü vakit gözyaþlarýný tutamýyor. Þu futbolcu þu takýmdan þu takýma
þu kadar milyon dolarla transfer oldu. Maç baþýna þu kadar bin dolar alacak. Þu ferrariyi beðenmedi,
þu bilmem ne yaptý. Cumhur baþkaný þu takýma veya bu sporcuya þu kadar cumhuriyet altýný hediye
etti... Baþbakan þurdan ev hediye etti vs. vs. Ben ülkemizde bir futbolcunun bir pop sanatçýsýnýn böyle
bir sefaletle öldüðünü hatýrlamýyorum. Peki bu çifte standart neden? Hiç mi emeði geçmedi ülkeye bu
insanlarýn. Hiç mi sanatýmýza, öz kültürümüze katkýsý olmadý bu insanlarýn. Sivas'ta, dünyada bir daha
eþine rastlanamayacak bir þekilde katledilen onlarca sanatçýnýn ve aydýnýn kaç tanesi tekrar yetiþti bu
ülkede. Kaç tanesi müziðini icra edebildi, kaç tanesi kitaplarýný yazarak bizlere sundu...
Ülkemizde her birimin bir bakanlýðý olduðu gibi Kültür Bakanlýðý da mevcut. Ancak kültüre ve
sanatçýya sahip çýkan bir tarafýna çok fazla rastladýðýmý söyleyemem. Temennim bu tür olaylara
gazetelerde ve medyada bir daha karþýlaþmamak ama bu da biraz imkansýz gibi görünüyor. Ulu önder
Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediði son derece doðru ama doðruluðunun ötesinde bir türlü ileriye
götürülmek istenmeyen bir söz "Sanatsýz kalmýþ bir milletin hayat damarlarýndan biri kopmuþ
demektir". Evelallah sanat dallarýnýn binbir türlüsü öyle veya böyle ülkemiz sýnýrlarý dahilinde icra
ediliyor. Ama bu gidiþle bu sanatý icra edecek sanatçý kalýr mý memlekette diye düþünecek olursam
bazý tereddütlerim yok deðil... Hayat damarlarýmýz mý kopartýlýyor!
Atalarýmýz demiþ ki "Ne Olacak Bu Memleketin Hali Ne Olacak"
Gültekin Gök
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Kahvecigillerden : Zeycan Irmak
Dramatize....
Býrakýn onu bunu her þeyden önce anneyim ben. Kýzýný korumaya çalýþan, kendi yaþamýný onun
doðumundan itibaren sürekli askýya alan, önce çocuðunun geleceði, yetiþmesi, büyümesi için
durmadan çýrpýnan bir anne. Yalnýz bir anne... eþinden boþanmýþ. Uzun süren bir birlikteliðin
ardýndan; boþanmanýn yarattýðý psikolojik travmalarý atlatmaya çalýþan, bu sýrada kýzýný olasý tüm
sýkýntýlardan koruyabilmek için ayrý bir efor sarf eden genç bir kadýn. Hem dýþ dünyayla, hem de kendi
içselimde kurmaya çalýþtýðým düzenle baþ etmek hiç kolay olmadý, olmuyor. Yine de ayakta durmaya
gayret ediyorum. Bazen insanlar karþýma geçip neden halâ hayatýmda birinin olmadýðýný soruyor. Ben
normalsem -onlara göre- neden biriyle birlikte deðilim? Direkt olarak soramasalar da akýllarýndan bu
sorunun geçtiðini biliyorum. Çünkü boþanmýþsýn, uzun süre geçmiþ, üstelik ayrýldýðýn eþin hiç vakit
kaybetmeden baþkasýyla evlenmiþ bile. Tamam o biraz acele etmiþ ama en azýndan benimde
hayatýmda biri olmalýymýþ. Saðlýklý kalabilmemin baþka yolu yokmuþ - v.s.
Ne tuhaf, eskiden olsa, çok deðil bundan on yýl önce meselâ; boþanmýþ kadýnýn, (o zamanlar eþi ölene
de, boþanana da "dul" yaftasý yapýþtýrýlýrdý) ayrýldýktan sonra biri girse hayatýna yadýrganýrdý, en basit
tanýmýyla o kadýn "kötü kadýn" olarak tanýmlanýrdý. Zaman, geçerken bir çok þeyi peþinden sürüklüyor,
boþ kalan yerlerse hiç vakit kaybetmeden yenileriyle dolduruluyor. Ýnsan beyni mucizevi bir
bilgisayar, yarattýðý yeni programlarý hayata geçirmekte hiç zorluk çekmiyor. Ve toplum yeni kurallara
karþý koymaktansa çok çabuk kabulleniyor yeni geleni, yadsýmýyor. Yozlaþýyor muyuz?
Çaðdaþlaþmak adýna kaybettiklerimizi farkýnda mýyýz acaba? Deðer yargýlarýmýz, týpký zaman gibi nasýl
da hýzlý devinimlerle döngüsünü tamamlýyor... bu beni ürkütmüyor deðil. Elimde olmadan kýzýmýn
eriþkinliðinde yaþayacaðý rahatlýðý ve sýkýntýlarý düþünüyorum. Biz mi þanslýydýk, onlar mý? Karar
veremiyorum....
Hâl böyleyken hayatýmda biri yok diyemiyorum, var da diyemiyorum. Ýki farklý kuþaðýn ortasýnda
hissediyorum kendimi. Kendime göre geçerli sebeplerim var; olmasýný istediðim kiþi ile baþlama
aþamasýna gelsem de olamýyor, nedense baþka bilinmez bir tarihe ertelemek zorunda kalýyorum.
Sadece arkadaþýz (genel taným). Galiba korkuyorum. Korkularým çok fazla. Yeni bir iliþkiden, iliþkinin
sorumluluklarýndan, artýlarýndan, eksilerinden, iliþki ciddiye giderse sonunun evlilikle
noktalanmasýndan. Yok eðer, ben kapýlýp gidersem ayrýlmaktan. Kýsacasý daha önce yaþadýklarýmý
tekerrürden korkuyor ve beni beklemekten sabýr taþýna dönmüþ arkadaþýmý, her seferinde mahcup bir
gülümsemeyle yolcu ediyorum. Burada deðil. Ýyi ki ayný þehirde deðiliz. O geliyor, beni görüyor,
sýkmadan, incitmeden iki yakýn arkadaþ gibi iki-üç saat sohbet ediyoruz. Yaþamýn bir kýsmýný onunla
paylaþmak beni rahatlatýyor. Yine de "iliþki" sözcüðüne deðinmek bile istemiyorum. O birkaç saati
kendimi ve karþýmdakini tanýyabilmek için kýzýmla olan yaþamýmdan çalýyorum. Ruhumun o saatlerde
sanki yanlýþ ve yasak bir þey yapýyormuþum hissine kapýlarak daraldýðýný, boðulduðunu fark
ediyorum. "Ne iþin var burada, bu tanýmadýðýn insanla? Ayýp. Kalk git. Biri görür, yanlýþ düþünürse,
nasýl açýklarsýn?" O konuþurken benim beynimden bunlar geçiyor. Konsantre olamýyorum. Kýzýmdan
çaldýðým zamanlar. Öncelik kýzýmýndý. Tam tersi olmalýydý oysa. Önce ben önemli olmalýydým. Ýlk
söyleyiþte bencilce gelebilir ama deðil. Ben kendimi iyi hissetmezsem, kýzýma nasýl yardým
edebilirim? Benim yüzüm gülüyorsa kýzýmda iyi olmaz mý? Ama sahici bir gülümseme. Halbuki ben
hep gülüyorum ama yýlgýn, ama usanmýþ, ama yapmacýk, ama iþten yorgun gelmiþ, ama kafasýnýn içi
yüzlerce minik kurtçuk tarafýndan kemirilirken gülümsemeye, sözde onunla ilgilenmeye çalýþýyorum.
Derslerini yapýyoruz, televizyon izliyoruz, yemek yiyoruz ve beraber yatýyoruz. Beraber yaþýyoruz.
Ama nasýl yalnýzýz ikimizde. Kendimize ait dünyalarýmýz var. Bazen ben onun kapýlarýný zorluyorum,
girmek istiyorum. Ýstiyorum ki aklýndaki her soruya yanýt bulabileyim, o hiç üzülmesin, sýkýntý
çekmesin. Bazen açýlýyor o kapýlar ama genelde aðlama nöbetleriyle. Ya babasýnýn yanýndan döndüðü
bir hafta sonu bitiminde, ya babasýndan gelen duygu sömürülerinin sýralandýðý günlük telefon
görüþmesinin ardýndan dayanamayýp aðladýðýnda "lütfen anne, babamý arayýp ona kýzma, onun suçu
yok" diye aralanýyor kapýlar. Ve ben her zamanki söylevlerimden birini verip sarýlýyorum, aðlamamak
için sýkýyorum kendimi. Güçlü anneyim ya, taþ gibi kalbim var benim. Böyle durumlarda babalar
aðlayabilir çünkü onlar çocuklarýný her zaman göremiyor, özlüyorlardýr. Fakat anneler aðlayamaz,
çünkü onlar çocuklara hep yakýn olandýr. Bense kapýlarýmý kýzýma henüz açamýyorum. Kurduðum
basit cümleleri bile kabullenmekte, içine sindirmekte zorlanýyorken nasýl anlatýrým içimde olanlarý? O
daha bir çocuk. Ama istiyorum ki büyüdüðünde çok sýký iki dost olabilelim. Bunun için þimdilik küçük
kýsa adýmlar atmakla yetinebiliyorum.
Benim kapýlarýmsa herkese kilitli. Beynimin içinde siren sesleri, yanýp yanýp sönen mor kýrmýzý ýþýklar
var. Beynimin içi her birinin ayrý iþlev göreceði önceden saptanmýþ farklý renk ve ebatlarda yüzlerce
denek kurtçuðu ile dolu. Analiz edilmek üzere bekletiliyorlar ve devinimleri hiç durmuyor. Sürekli yeni
þeyler üretiyorlar, yeni fikirler, yeni atýlýmlar, yeni þeytanca öngörüler, yeni bir sürü, bir sürü ývýr
zývýr.... iþe yaramazlar. Yarayanlarýn ise prospektüsüne kýrmýzý kalýn harflerle "tedavülden kalkmýþtýr"
ibaresi konmuþ. Fonksiyonel daðýlým adil deðil.
Ben hayatý kanýrtarak yaþayanlardan deðilim. Sorunlar ne kadar aþýlmaz gözükürse gözüksün onlarý
minimize ederek sorgulamayý tercih ettim hep. Ne kadar baþarýlý oldum bilemiyorum. Pozitif
düþünmeye çalýþýyorum, kýzýma daha verici olabilmek için. Kiþiliðindeki geliþimleri yakýndan takip
etmeye çalýþýyorum. Ön ergenlik dönemindeki bir çocuðun ebeveynleri ayrýysa ve yeni düzenler
kurmuþlarsa kendilerine, çocuk kimin yanýndaysa o insana daha fazla sorumluluk düþüyor. Çünkü
çocuk yaþýtlarýna göre daha duyarlý, bilinci daha açýktýr. Her iki yaþamý da algýlamaya çalýþýr. Bazen
adaptasyon sorunlarýyla karþýlaþýyorsunuz. Daha fazla ilgi göstermeniz gerekiyor. Ve kendi
yaþamýnýzdan doðal olarak daha fazla feragât ediyorsunuz ki bu da sizin iç dünyanýzdaki dengenin
sarsýlmasýna sebep oluyor. Bazen yalnýzlýðýnýz sýkýyor sizi bazen de kalabalýklar.
Bu þehir çok kalabalýk. Çevrenizde size ilgi gösteren çokça insan var. Ýlgi bazen kiþinin egosunu
tatmin ederken, bazen bunaltýyor. Bu evde çok eþya var. Hepsini atmak istiyorum! Tüm odalarý
boþaltmak, sesimin duvarlarda yankýlanmasý, her odada yer minderi olmalý; yatmak, oturmak, yemek
yemek için... tek bir þilte yeterli bana göre. Olmuyor. Düzen böyle kurulmuþ. Eþya, ev, içinde yaþayan
insanlarýn kiþiliðini yansýtan birer materyal. Gerekli olan þeyler yani. Ama bana fazla geliyor.
Sýkýlýyorum. Evden, þehirden, kalabalýktan... eski eþimle ayný þehirde olmak düþüncesi, çocuðun onu
her hafta görmesi, halâ bitip tükenmeyen "o senin için bunu söyledi" safsatalarý, ortak arkadaþlar,
tanýdýklar, ne çok insan var çevremde. Hepsinden uzaklaþmak istiyorum. Beni yoruyorlar.
Kýzýma bir baba modeli lâzým. Onun buna gereksinimi var, bana ne kadar kötü olursa olsun, o insanla
zamanýnda yaþanmýþ ortak bir geçmiþ var. Hatalar, yanlýþlar, duygusal sapmalar, paranoya halleri,
geçmiþ, geçmiþ, geçmiþ... geçmiþten izler taþýyan bir çok ayrýntý... kurtulmak istiyorum!
Geleceði düþünmeyi sevmem ben. Gelecek belirsizdir. Adý belirsizlik olan bir zaman dilimi üzerine
düþünsel faaliyete geçmek suya yazý yazmak gibi geliyor bana. Boþa zaman harcamýþ oluyorum. Oysa
benim boþa harcayacak hiç vaktim yok. Anda yaþamalý. Ne olursa olsun anda yaþamayý öðrenmeli
insan. Çünkü sadece anda varsýn. Dünde artýk yoksun, dün geçmiþteki bir küçük çentik. Yarýnsa
henüz gelmedi. O zaman sahip olduðun en deðerli vakit; an... Anýn içine istersen çok þey
sýðdýrabilirsin, istersen hiçbir þey yapmazsýn. Canýn nasýl istiyorsa öyle deðerlendirirsin. Bu senin
insiyatifine kalmýþ... Ben anda yaþamayý seviyorum. An'ýn bana býraktýklarýnda.
Bu aslýnda tek baþýna yaþayan -ve þimdilik-; her koþulda anne ilgisine, sevgisine ihtiyaç duyan bir
küçük insanýn sorumluluðunun büyük paydasýný üstlenmiþ olan benim için öyle zor ki... kendimin
olmasa da kýzýmýn geleceðini düþünmek zorundayým -zaruret-. Eðer kendi geleceðimi kuramazsam
kýzýmýnkinin temellerini nasýl atarým? Ýþte bu noktaya geldiðimde týkanýyorum... suya yazý yazmak öyle
külfetli bir iþ ki... yapamadýkça sinirleniyorsunuz, yapamadýkça yýpratýyorsunuz kendinizi ve
açmazlara doðru sürükleniyorsunuz. Üzerinize giyindiðiniz elbise suya yazý yazacaðým diye, sürekli
suyun içinde durmanýzdan aðýrlaþýyor. Su çekiyor-aðýrlaþýyor, suyu emiyor-aðýrlaþýyor, sanki tonlarca
aðýrlýktaki demir yýðýný buldozeri omuzlarýnýzda taþýyormuþsunuz hissine kapýlýyorsunuz bir süre
sonra...
Hiçbir zaman sýð sularda yüzmeyi baþaramadým. Sýradan, sakin, olaðan bir yaþamým olamadý. Derin
ve sancýlý süreçlerden geçtim. Derin ve kasýrgalý açýk sularda kaybettim yolumu, buldum tekrar. Tek
bir düzeneðin parçasý olmayý baþaramadým. Hep koþtum nefes nefese, hep yetiþmeye çalýþtým. Hep
an'ýn bana sunduðu olaðanüstü mucizelere tanýklýk ettim... su hep derinlerine çekti beni, diplere...
dipte boðulmakta vardý, tekrar su yüzüne çýkmakta...
Bir evrim geçiriyordunuz; karþýlaþacaðýnýz, size zarar vereceðini düþündüðünüz her türlü
küçük/büyük çatýþmaya karþý savunma mekanizmanýzý geliþtirmek, tilki uykusuna yatmak
zorundaydýnýz. Güvensizdiniz. Olasý en ufak bir harekete karþý bile tepkiniz büyüktü! Gözleriniz çoðu
gece uykusuzluktan, aðlamaktan kýzarmýþ, þiþmiþ ertesi günü karþýlarsýnýz. Gün aydýnlanýr.
Çevrenizdeki sesler fazlalaþtýkça beyninizdeki sesler azalýr. Biraz soluklanýrsýnýz. Bir sonraki gece
yaþanacak kurgulara karþý enerji depolarsýnýz. Sancýlý ve yorucudur. Her gece baþka bir kurgu,
öngörü, kaygý, kuþku, kâbuslar, kavgalar... bu savaþ hiç bitmeyecek sanýrsýnýz.
Oysa bir sabah uyandýðýnýzda, güneþ farklý doðmuþ gibi gelir size. Sürecinizi henüz tamamlamamýþ
olsanýz da, gülümseye baþlamýþsýnýzdýr yeniden, yeni doðmuþ bebek saflýðýyla... artýk siz; her renge
ve biçime girebilen, bir okyanus bitkisi olarak adlandýrmaya baþlarsýnýz kendinizi. Siz minicik bir
bitkisiniz, bu gün baþka bir deniz yaratýðý tarafýndan yutulmadýysanýz þanslýnýz... kolay deðildir ama
kabullenirsiniz yavaþ yavaþ. Yaþamsa; içinde belirsizliklerin, mutluluklarýn, mutsuzluklarýn,
sürprizlerin, tatlý sert rüzgârlarýn hüküm sürdüðü kocaman ve sonsuz büyüklükteki bir okyanustur....
okyanusa hoþ geldiniz....
Zeycan Irmak
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
TEYZUÞ : Ferda Önler
YILKI ATLARINA KIYMAYIN!..
Geçenlerde gazetelerin birinde iliþti gözüme; "Yýlký Atlarýný Çaldýlar!" baþlýðý altýnda renkli bir
fotoðraf... Bembeyaz karlar üzerinde, kendilerine Tanrý tarafýndan baðýþlamýþ olan asalet ve estetikle
yüklü, olaðanüstü zarafetleriyle, kimi kýpkýzýl, kimi boz, kimi de kapkara, güzelim Yýlký Atlarý...
Fotoðrafýn altýndaki haber ise: "Samsun Kýzýlýrmak Deltamsýnda yaþam süren 150 yýlký (baþýboþ
býrakýlan) atýndan 30'u çalýndý. Bazýlarý sahipli olan atlarýn çalýndýktan sonra kesilip, yiyecek et olarak
piyasaya sürülmesinden endiþe duyuluyor."
Kimlere kýzayým öncelikle, bilemiyorum ki! Asýl suçlu onlarý çalýp, kestikten sonra yiyecek olarak
piyasaya sürmeye kalkanlar mý? Yoksa, iþlerini gördürdükleri sürece sahiplenip, iþleri bittiðinde ise,
(kuvvetle muhtemeldir ki) besleyip gözetmenin mâliyetinden kaçtýklarý için bu asil ve cefakâr
hayvanlarý, tekrar ihtiyaçlarý olana dek korumasýzca ve de aç-biðlaç doðaya salýverenler mi? Yýlký
atlarýnýn bu acý kaderini kimler çiziyor?
Yüce Tanrým! Ýnsanoðlu da senin yarattýklarýndan; ama, neden bu denli nankör, bencil, acýmasýz, ve
de vurdum duymaz?
Amaaan Ferda... Dert ettiðin þeye bak! Yine ayný insanoðlu deðil mi ki; sadece hizmetine koþtuðu
atlara deðil; yanýnda çalýþtýrdýðý insanlara bile acýmasýzca davranan?
Fýndýk toplama mevsimi geldiðinde, çýk þöööyle Karadeniz kýyýlarýndaki fýndýk bahçelerine doðru veya
tütün ya da pamuk zamaný Ege, Çukurova, Harran ovalarýna doðru... binlerce "mevsimlik iþçi"
görürsün... kadýn-erkek, çoluk-çocuk. Gün doðumundan, taa batýmýna dek ölesiye çalýþtýrýlýrlar. Karýn
tokluðuna bile yetmeyen üç kuruþluk yevmiyeyle, üstelik! Yoktur hiçbirinin gelecek güvencesi. Ne
geleceði, hangi gelecek? Hemen o yaz bitiminde gelecek olan kara kýþýn dahi güvencesi verilmez
onlara! Mevsim biter, iþ de biter. Ürünü kaldýran mal sahibi, nasibini alýr kat kat fazlasýyla da; hiç
düþünmez mevsimlik iþçisinin nasibine düþeni. O garibanlar hasat sonu salýverilirler açýða, taa ki
gelecek mevsime kadar. Týpký yýlký atlarý gibi!
Hiçbir patron onlarý sahiplenmeyi, barýndýrýp gözetmeyi düþünmez; en azýndan kýþ geçene kadar.
Sadece ve sadece mahsul tarladan kalkýp, ambara girene dek bir anlam taþýrlar çünkü. Sonra... sonra,
koyuver gitsin, baksýnlar baþlarýnýn çaresine, kimin umurunda?
Açlýktan kýrýlmýþlar, koca bir kýþ boyu periþan olmuþlar, kimileri ölmüþler, kurda kuþa yem olmuþlar!
Ne gam? Neticede her biri bir yýlký atýdýr, iþe ve yük kaldýrmaya koþulan! Sonlarý bir mezbaha olmasa
da mevsimlik iþçilerin, ondan aþaðý kalýr yaný da yoktur hani? Onlarýn acý kaderini çizen kimler, peki?
Ben þimdi hangisi için dertleneyim ki? Sahipsiz, zavallý yýlký atlarý için mi; yoksa en az onlar kadar
cefakâr olup; ayný vefasýzlýða mahkum edilmiþ mevsimlik iþçilerin durumuna mý?
Ne olur be insanoðlu; biraz olsun insan olduðunu hatýrlayýp; vazgeçsen artýk þu yaptýðýn kýyýmlardan!
Hem insana, hem hayvana hem de doðaya ettiðin yetmedi mi? Sürdürmekte ýsrar ettiðin kýyýmlarla,
kendi soyunu da tükettiðinin farkýnda deðil misin hâlâ!..
Ferda Önler
[email protected]
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Kahvecigillerden : Doðan Sovuksu
BIR EROTOMANYAKLA* ZAVALLI ISTANBUL'DA BEYAZ BIR GECE
(*Tutku derecesinde bir aþkla beðendiði insanýn da -öyle olmamasýna raðmen- kendisine ayný duygularý beslediðini
düþünen ve karþýdakinin yaptýðý her hareketi ve söylediði her sözü, yaþadýðýný sandýðý büyük aþk ile iliþkilendiren kiþi.
)
-Çek þunu iyice, tam oturmadý!
-Boþuna takýyoruz abi bu zinciri, 1 santim ilerlediðimiz yok, ne iþe yarayacak?
-Çek oðlum þunu ya, zaten elim dondu, boþ konuþma!
-Niye takýyoruz ki zinciri, bu fýrtýnada polis gelip ceza mý yazacak?
-Abi çýldýrtma beni, polisle ne alakasý var, her yer kar görmüyor musun? Biraz sonra hareket edince
kaymayalým diye takýyoruz.
-Ne hareketi ya? Son 1 metreyi 2 saatte aldýk, ben umudumu kaybettim, býrakalým arabayý emniyet
þeridine, gidelim, zaten Beste mesajýma cevap vermedi!
-Oha! Soðuk baþýna vurdu senin! Beste haným mesajýna cevap vermedi diye arabamý burada hýrsýzlara
býrakayým ha? Ayvayý yedim! Bir manyakla, eksi 5 derecede ayný arabada...
-Tamam ya tamam!! Moral vermeni beklemiyorum, dalga geçme bari! Bu fýrtýnada tabela hýrsýzlarý bile
gelmez, araba hýrsýzlarýnýn iþi ne otobanda? Ne yapsýnlar bu arabayý oðlum, biz 3-4 saattir zar zor
hareket ettiriyoruz, onlar ne yapacak bu enkazý?
-Ulan arabaya almayayým da , don enkazýn dýþýnda!! Plastik kýsmýnýn ucundaki kancayý iyice ger, tam
oturmadý zincir!
-Beste mesaj atmadý diyorum oðlum ölücem, anlamýyor musun?
-Hay senin Beste'ne! Anlýyorum, sakin ol! Belki attýðý mesaj donmuþtur, ne dersin? Bak çevrene,
zavallý mesaj telefonun yakýnlarýnda donmuþ olabilir.
-Ölüyorum oðlum, kalbim durdu, gel dinle, kafayý yiyeceðim dalga geçme!
-Bin arabaya fazla konuþma! Þunu düþün: Burada donarak ölürsen Beste bunu takar mý? Belki günler
sonra bir arkadaþýndan duyar da 'yazýk olmuþ efendi çocuktu' der.
-Abi kýz seviyor beni anlamýyorsun...Offff of! Sen anlamazsýn zaten bu duygularý, aþk bu oðlum! Aç þu
radyoyu bari de kafam daðýlsýn!
-Kafan zaten daðýnýk oðlum senin, tam daðýlmadýysa bagajda kriko var, daðýtayým mý?
-Çok komiksin! Sakýzýn þekeri bitti, bir tane daha uzatsana....
Sayýn dinleyiciler, þu anda Hadýmköy' de arabasýnda mahsur kalmýþ sürücülerden biri hattýmýzda:
-Cengiz Bey, orada durum nasýl, iyi misiniz?
-Ýyiyiz, iyiyiz. Yeterli bisküvimiz ve suyumuz var.
-Kaç saattir oradasýnýz?
-7 saattir buradayýz.
-7 saat mi? Aman Tanrým!!
-Bak beterin beteri var. Bizim sadece 4 saat oldu.
-Þarjým bitecek, kýz hala mesajýma cevap vermedi. Bir cevap verse, ben beklerim 30 saat daha. Haydar
öndeki araba hareket mi etti, bana mý öyle geliyor?
-Rüzgardan sallanýyor oðlum, sakin ol!! Kesin delirdin sen?
-Valla bir 7 saat daha bekleriz herhalde. Bakýn ben Almanya'da çalýþtým 30 sene. Çok daha kötü
fýrtýnalar gördüm, 1 saatten fazla kalmadým, bu halde yollarda. Kimsenin bir þey yaptýðý yok, saatlerdir
kýpýrdayamýyoruz, benzini bitenler var, soðuktan ölebilirler. Ne biçim bir ülke anlamýyorum, þehrin
merkezine 20 kilometre uzakta donup öleceðiz kimsenin umurunda deðil, en yakýn benzinci 5 km.
ötede, zaten yiyecek bir þey kalmamýþ orada da. Gidenler eli boþ döndüler.
-Neler yaptýnýz 7 saattir Cengiz Bey?
-Ne yapalým, diðer sürücülerle sohbet ettik, plakalarýn harflerinden kelime bulma oyunu oynadýk,
radyo dinliyoruz, bol bol küfür ettik, böyle þeyler....
-Adam Almanya'da çalýþmýþmýþ!! Hep þikayet ederler zaten böyle adamlar. Belediye ne yapsýn?
Fýrtýnada çýkmayacaksýn dýþarý kardeþim!
-Niye çýkmayalým yahu? Ýþimiz gücümüz var! Biz niye yoldayýz o zaman?
-Yaptýk bir salaklýk!
-Sen yaptýn. Senin yüzünden Beste' den de oldum bugün. Keþke vapurla geçseydim karþýya. Þu anda
evde kýza mail yazýyordum. Ulan bir kar, koca Ýstanbul' u nasýl bu hale getirir? Avrupa'da her gün kar
yaðan yerler var, iþe gitmiyor mu adamlar? Moskova'da 2-3 günde bir bundan daha beter karlý
fýrtýnalar oluyor...
-Atma oðlum ya!! O kadar seviyorsan, git oralarda yaþa! Oranýn yollarýna kar yaðmýyormuþ! Yolun
ortasýndaki çizgilerin, karlarý itici bir manyetik etkisi varmýþ, kar tam yola düþecekken havada yön
deðiþtiriyormuþ.
-Üzerinde kar olan arabalarý da yolun kenarýna atýyor muymuþ bu çizgiler? Oðlum sen benden beter
atýyorsun. Beste olmasa, çoktan gitmiþtim de, neyse....! Ne doðru dürüst bir iþim var, ne gelecek
beklentim, ne huzurum, ne keyfim....Zaten Beþiktaþ'a da bir þeyler oldu bugünlerde moralim hepten
bozuk.
-Karamsar .okun tekisin oðlum sen! Hay senin Beste' ne...! Kýz þu anda annesinin yaptýðý çayý içerken,
diðer sevgilileriyle mesajlaþýyordur. Öyle kýzlarýn sotede en az 5 aþýðý vardýr. Sen 5+1'in 1'i olabilirsin
ancak. O da kýza yeterince maymunluk yapabildiysen...
-Haydar kýzdýrma beni! Ýner, arabaný iter, yoldan çýkarýrým ha!
-Tamam oðlum sakin ol, þaka yapýyoruz.
-Cengiz Bey, yetkililer þu anda bizi dinliyor olabilir, bir þeye ihtiyacýnýz var mý?
-Yok kardeþim hiçbir þeye ihtiyacýmýz yok!! Kimseyi de görmek istemiyoruz buralarda. Sabaha kadar
bekleyeceðiz, yollar nasýl olsa açýlýr. Türk insaný her þeyi kendi baþýna halleder, kimseye ihtiyacýmýz
yok! Allah büyük....
-Kolay gelsin efendim.
-Adam kafayý yemiþ yazýk!
-Haydar kaç saat oldu? Öndeki araba hareket etti sanki, sen de hazýrlan. Beste hala mesaj atmadý!
Oðlum sevmiyor mu bu kýz beni yoksa?
-Mehmet antidepresan hap var çantada, al istersen, üþüttün sen!
-Deli miyim lan ben, ne antidepresaný? Kardan adam mý yapsak acaba? Niþantaþý tam olarak kaç
kilometre uzakta?
-15-20 kilometre? Beste mi yine?
-Ya yürüsem mi acaba? Yürürsem sana ayýp olur mu? Tek baþýna gidebilir misin eve?
-Yoooo. Tam tersi makbule geçer. Yolda donarsýn ve ülke bir manyaktan kurtulur.
-Abi ciddiyim ben!
-Oðlum sen manyak da deðilsin, erotomanyaksýn!! Unut bu kýzý artýk! Kýz senden hoþlanmýyor belli!!
Bu fýrtýnada 15 km. yürüyemezsin, yürüsen neye yarayacak?
-Hoþlanmýyorsa niye gülümsüyor habire beni gördüðünde? Selam veriyor? Telefon numaramý niye
aldý?
-Kýz herkese gülümsüyor, telefonunu da sen onunkini istedikten sonra sana ayýp olmasýn diye aldý!!
-Yok ya! Mesaj da atýyor habire.
-Oðlum senin mesajlarýna atýyor cevaplarý. Ýþle ilgili þeyler sorarsan tabii ki cevap atar. Kendiliðinden
attý mý hiç?
-Mesajlarýnýn sonuna "kendine iyi bak" yazmak zorunda deðil di mi? Neden benim saðlýðýmý
düþünsün ki? Görüþürüz der keser atar.
-Görüþürüz yazarsa daha çok yanlýþ anlaman mümkün diye kendine iyi bak ve beni bir daha rahatsýz
etme demek istiyor iþte.
-Sen kýzlarý tanýmamýþsýn, zorlamayý severler, hemen duygularýný göstermezler. Oðlum senin kýz
arkadaþýn yok mu, niye kýskanýyorsun?
-Tamam kýskanýyorum seni, affet beni. Sorun çözüldüyse otur oturduðun yerde ve kýzý unut bu
gecelik! Evine gitmemiþsin, bir yerde buluþmamýþsýn, muhabbetin yok, samimi deðilsin! Bu saatte
evine gidersen, kýz þaþýrýr ve senin sapýk olduðunu anlayabilir. Fikrinin saçmalýðýný tahmin edemiyor
musun?
-Arabam yolda kaldý, senin buralarda olduðunu söylemiþti bir arkadaþ, o yüzden arayayým dedim
derim. Bugün sende kalabilir miyim diye rica ederim. Kesin kabul eder, bu sabah da selam verdi
zaten.
-Mehmet beni korkutuyorsun abiciðim. Tüm bu sayýklamalarýnýn soðuktan ve sýkýntýdan olduðunu
itiraf et... Þaka yapýyorsun deðil mi?
- Tamam biraz abarttým, kabul ediyorum. Kýzda kalmam çok saçma. Gider kýzýn evinin önüne arabam
yolda kaldý, bir kafede bir þeyler içelim mi derim. Levent 5-6 km. Oraya yürür, oradan metroya binerim.
-Otobandan yürürken bembeyaz olursun, paçalarýn da simsiyah olur. Kýza bu halde mi gideceksin?
....... Camýný açsana, biri bir þey istiyor galiba.
-Merhaba! Sizden bir þey isteyecektim. Arkanýzdaki arabada tek baþýmayým. Zincirim var ama
takamýyorum, yardým edebilir misiniz? Sizin biraz önce taktýðýnýzý görünce yardým isteyeyim dedim.
-Tabii hanýmefendi ne demek! Siz zinciri çýkarýn biz geliyoruz.
-Oðlum kýzý gördün mü? Ne kadar güzel ya!
-Sen otur arabada, ben yardým ederim. Seni Beste arayabilir, kýz sesi duyarsa ayýp olmasýn?
-Ne Beste' si ya? Araba senin deðil mi? Býrakma arabaný! Öndekiler hareket ederse yerimizi
kaybederiz.
-Ne hareket edecekler? 2 saatten fazla süredir ayný yerdeyiz. Ayrýca sen yokken nasýl hareket edeyim?
-Sen hareket et, nasýl olsa fazla uzaða gidemezsin...
-Ulan, Beste ile kafayý bozmuþ olmasan hayatta sana býrakmazdým bu zavallýyý. Belki seni adam
edecek bir kýzdýr. Sakýn üstüne düþme kýzýn, sakin ol, fazla soru sorma, Beste' den bahsetme,
askerliðini anlatma, ekonomik durumunu abart, Avrupa ile Türkiye'yi kýyaslama, kýzýn dinlediði
müzikleri, okuduðu kitaplarý sorma, insanlarý ve iþini çok sevdiðini söyle!
-Tamam ya tamam! Kendim olmayayým yani, saðol öðütlerin için! Beste' ye söylemezsin deðil mi
ihanet ettiðimi?
-Git oðlum deli misin nesin? Buradan sað çýkarsak ilk iþ seni psikolog' a götürmek olacak. Unutma
kýza nazik davranacaksýn, fazla da soru sorma......... Sadece zincir takmamýzý rica etti, bunu da
unutma!
-Sen öyle san, nasýl baktý görmedin mi?
Ýstanbul yakasý kirlenmiþ beyaz gömleðiyle uykuya dalarken, Beste tahta bacaðýný çýkarýp masaya
koydu, 2 sene önceki kar fýrtýnalarýndan birinde, üzerine kayarak gelen kamyonun ezdiði arabasýnda;
paramparça olan sol bacaðýný düþündü. Camdan dýþarý baktý ve karlý Ýstanbul'a bir kez daha küfretti.
Yine de þükretmeliydi, bu haliyle bile onu beðenenler vardý iþ yerinde.... diye bitmeliydi belki de bu
hikaye Sevgili Okuyucu. Ama gerçek hiç de dramatik deðildi. Ýstanbul sadece yakasý deðil her tarafý
kirlenmiþ beyaz gömleðini çýkarmadan uykuya dalarken Beste kendine bir Bacardi-Cola hazýrladý ve
camdan dýþarýyý izleyerek içkisini içmeye baþladý. Ýþyerindeki moronu düþündü. Saf salaðýn tekiydi
belki ama bu boþlukta hiç de fena sayýlmazdý. Tam 2 haftadýr onun dýþýnda hiçbir erkekten beðeni
mesajlarý almýyordu. Ayrýca kýz kýza gezmek çok masraflýydý. Karlar eriyince belki bir maille çocuðun
ilgisini tazelemekte fayda var diye düþündü. CD player' ý açtý ve evinde Türkçe olmayan tek CD'den
Eagles-Hotel California'yý dinlemeye baþladý. Bu þarkýya bayýlýyordu...
Doðan Sovuksu
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Kahvecigillerden : Gülcan Talay
AÞK KAZANMAK MIDIR, KAYBETMEK MÝ? -3Mutluluklarý, aþklarý baþlayalý bir altý ay olmuþtu artýk. Parmaklarýnda söz yüzükleri ile... Kendi
aralarýnda kalpten söz vermiþlerdi birbirlerine. "Seni ömrümce seveceðim" diyerek takmýþtý bu
yüzüðü Kývanç. Burcu bu rüyadan uyanmak istemedi. "Sonsuza kadar gözlerinin mavisinde
dinlenmek istiyorum. Bu rüyadan hiç uyanmayalým aþkým." demiþti.
Bir sabah, evden iþe gitmek için dýþarý çýktýðýnda, Ýbrahim' i karþýnýnda buldu. Aradan geçen onca
zaman sonra, Ýbrahim çýkýp dikilmiþti yeniden karþýsýna... Yeniden bir þans istemek için.
- Artýk çok geç. Mümkün deðil. Ben baþkasýný seviyorum. Seni unuttum artýk. Seni sevdiðim günlerin
anýsýna, lütfen bir daha karþýma çýkma. Benim için de kolay olmadý. Ama neticede hayat devam ediyor.
- Senden vazgeçmeyeceðim Burcu... Bunu bana, yapamazsýn. Bu kadar basit mi her þey? Bir açýklama
yapmadan çekip gitmek, kolay mý? Hem o gün ben senin için bir hediye hazýrlatmýþtým. Ama
yetiþmedi.
Getirememiþtim... Sen beni dinleme zahmetine katlanmadýn bile. Biliyorum çok geç kaldým, ama sen,
deðil beni görmek, telefonda bile sesimi duymak istemedin.
- Sana açýklama yapmam demiþtim. Oysa söz vermiþtin bana. Benim niye üzüldüðümü o an anlayýp,
söylemeliydin. Artýk çok geç. Git lütfen...Git...
Bir yýl sonra çýkýp gelerek kafasýný karýþtýrmayý baþarmýþtý sonunda. Kývanç' ý çok sevmesine raðmen,
ilk aþký olmasý kafasýný karýþtýrmaya yetmiþti. Ayný akþam ortak bir arkadaþýndan aldýðý telefon ile, bir
hafta sonra kýsa dönem askerlik görevini yapmak için Þýrnak' a gideceðini öðrendi. Arkadaþý birde "
Seni unutmak, senden uzaklaþabilmek için gidiyor. Ayný þehirde yan yana olup ta, onsuz yaþayamam
dedi. Bu yüzden ertelememiþ askerliði." demiþti. Duyduðunda kalbinde acý bir kramp hissetti. Kafasý
iyiden iyiye allak bullak olmuþtu. Demek ki, bir veda idi son kez karþýsýna çýkmasý. " Keþke
dinleseydim. Belki gitmezdi." Elini telefona atýp en azýndan helalleþmek zorunda hissetti kendini. Ne
diyecekti telefonda?... Konuþmak yerine, mesaj çekmeyi yeðledi. " Yolun açýk olsun, umarým sað
salim gidip dönersin. En azýndan bir veda etmek istedim." Ardýndan, cevap hemen geldi. " Hakkýný
helal et, seni daima sevdim. Hep seveceðim, seni çok üzmeme raðmen. Benim için hep özeldin, özel
kalacaksýn". Ýçi ürperdi " Helal olsun" derken.
Hafta sonu görüþtüklerinde, durgun hali Kývanç' ýn gözünden kaçmamýþtý.
- Ýyi misin hayatým? Benzin sapsarý... Umarým hasta deðilsin.
Anlatmalý mýydý, anlatmamalý mý? Karar veremedi önce. Düþündükçe iliþkilerinde gizli, saklý bir
þeylerin olmasýný istemediði için olan biteni anlattý. Biraz olsun rahatlamýþtý.
- Anlýyorum seni bir tanem. Bende olsam kafam karýþýrdý. Sonuçta paylaþtýðýnýz çok þey var. Dürüst
olduðun için daha çok seviyorum seni. Kendini hiçbir þey için suçlama. Üzülmeni istemem. Ýstersen
düþünmen için bir süre ayrýlabiliriz.
Kývanç bunlarý söylerken içi paramparça olduðu, çok üzüldüðü halde bencillik yapamadý. Burcu' ya
sýmsýký sarýldý. Gözlerinin yaþlarýna engel olamadýlar. Ýçlerinde birbirlerine olan aþklarý coþmuþ,
çaðlayanlara dönüþmüþtü. Çaðlayanlar; defalarca göz pýnarlarýndan aþýp, omuzlarýnda kýyýya vurdu,
dalga dalga... Hýçkýrýklarý birbirine karýþmýþ bir süre öylece kalakaldýlar.
Ýliþkilerine ara vereli bir ay olmuþtu. Ama, her ikisine de bir ömür sürmüþ kadar uzun geldi. Birbirlerini
her gün iþyerinde gördükleri halde, yan yana olup ta konuþamamak eziyetine daha fazla devam
edemediler... Ýkisi de bu ayrýlýða dayanamadý. Burcu konuþmak için odasýndan çýktýðýnda, Kývanç tam
karþýsýna dikilmiþti bile. Ýliþkilerine kaldýklarý yerden devam etme kararý verdiler. Burcu kafasýndaki
sorularý bir tarafa atmýþ, Kývanç' a duyduðu aþk, sevgi daha aðýr basmýþtý. Bir süre sonra ailelerini de
tanýþtýrýp, bir yuva kurmaya karar verdiler. Altý ay niþanlý kaldýktan sonra, nihayet bir hafta sonra
evleniyorlardý. Ýkisi de çok mutluydu. Aþklarýný kurduklarý aile ile taçlandýracaklardý.
Burcu düðün hazýrlýklarý için izne ayrýldý. Annesiyle alýþveriþe çýktýðý bir gün telefonu çaldý:
- Duydun mu acý haberi?
- Ne haberi, ne oldu?
- Ýbrahim bir çatýþma esnasýnda þehit düþmüþ. Bilmek isteyeceðini düþündüm. Baþýn sað olsun.
Telefon elinden düþerken, Burcu da ayakta durmakta zorlandý. Arayan ortak arkadaþlarý Hatice idi.
- Ne oldu kýzým. Ýyi misin? Cevap ver? Kötü bir haber mi var? Burcu, Burcu!!!
Annesi bir taksi çevirerek, kýzýný acilen hastaneye yetiþtirdi. Kývanç ta duyar duymaz hastaneye
koþtu... Doktor gözetiminde bir odaya yatýrýldý. Günlerce baþýnda bekledi biricik aþkýnýn, ama bir tek
ses vermedi Burcu. Kývanç nasýl bu hale geldiðini anlayamamýþtý. Hatice aramasa, belki Burcu
kendine gelene kadar öðrenemeyecekti. Her gün yataðýnýn baþ ucunu taze kýr çiçekleri ile bezedi. Elini
tuttu, öptü, konuþtu saatlerce, ama sevdiði bir kez gözünü açmadý.
- Aþkým, bir tanem ne olur aç gözlerini, bir kez gülümse bana. Dayanamýyorum artýk, lütfen...Seni
seviyorum. Bak evimiz hazýr, istediðin mobilyalarla döþedim. Ýstediðin gibi balkonumuzun her
köþesine kýr çiçekleri diktim. Bak, seni bekliyor yuvamýz. Sensiz o kadar boþ ki... Duvarlar her gece
üstüme, üstüme geliyor. Aynalar seni resmediyor, her baktýðýmda. Aç gözlerini artýk ne olur.
Gözlerinden yaþlar süzüldüðünde, iyiden iyiye ümidi kesilmeye baþlamýþtý. Doktor bu tip vakalarda
zamanla düzelme olabileceðini söylese de, umutlandýrmak ta istemiyordu. Birden silkindi... Bir an bile
olsa ümitsizliðe kapýldýðý için kendine çok kýzdý. Pes etmeyecekti, bu kadar kolay vazgeçmeyecekti
sevdiðinden.
Tam bir yýl boyunca uðraþtý... Hala pes etmedi. Bir gün ziyaretine geldiðinde sevgilisinin alnýna bir
öpücük kondurdu. Elindeki kýr çiçeklerini vazoya yerleþtirirken, bir taraftan konuþmaya baþladý,
mutlaka bir gün duyacak ümidiyle.
- Bugün nasýlsýn aþkým? Bak çiçeklerini getirdim yine. Seni özledim, sen de özledin mi beni?
- Kývanç!!!
Kývanç oracýkta kalakaldý. Burcu mu konuþmuþtu, yoksa duymak istediði için mi? Adýný yeniden
duydu. "Biliyordum, biliyordum. Bir gün bir mucize olacaðýný biliyordum. Allah'ým þükürler olsun
sana."
- Nasýlsýn? Ýyi hissediyor musun kendini? Doktoru çaðýrayým mý?
- Ýyiyim... Ama bana ne oldu Kývanç, burda ne iþim var? Hastalandým mý? Baþým aðrýyor.
- Bir þeyin yok sevgilim. Ben doktoru çaðýrayým.
Kývanç, o kötü olayý hatýrlatmaktan, ayný þeyleri yaþamasýndan çok korktu. Bir psikolog zarar
vermeden daha iyi anlatýrdý. Doktorun kapýsýna doðru yöneldi. Kapýda Psikolog Fevzi Günel
yazýyordu.
- Fevzi Bey kendine geldi, kendine geldi.
- Çok sevindim. Gidip bir bakalým, uyuyan güzel nasýl? ... diye þakalaþtý. Doktordan önce koþtu odaya.
Ýçindeki coþkuya dur diyemiyordu. Koridor boyunca yoluna çýkan herkese sarýldý, mutluluðunu
haykýrdý. Herkes alkýþlar eþliðinde aþkýnýn yanýna gönderdi Kývanç' ý. Doktor geldiðinde hala yerinde
duramýyordu mutluluktan. Burcu neden orda olduðunu yeniden sordu... Doktor da yeni bir þoka
mahal vermeyecek þekilde durumu açýkladý. Sadece çok þaþkýndý. "Yani bir yýldýr uyuyor muyum? "
diyebildi.
Bir ay kadar gözetim altýnda tutulduktan sonra, doktorlar tamamen iyileþtiðine karar verdikten sonra
taburcu ettiler. Kývanç; kendisine gelmesi, toparlanmasý için bir süre bekledi, ertelenmiþ evlilikleri
için. Burcu, hayatýnda kaybolmuþ bir yýlý için ölümsüz aþkýna, bir de minnettarlýk duygusunu
eklemiþti. Þimdi Kývanç' ý eskisinden daha çok seviyordu. Artýk geçmiþi bir tarafa býrakmalý, aþkýna
sahip çýkmalýydý. Kývanç' ý aradý ve "akþam birlikte yemek yiyelim mi?" dedi. Kývanç zorlamak
istemeþti hiçbir þey için. Telefondan sonra çok mutlu oldu. Sonunda aþklarýný perçinlemek için,
evlenmemeleri için bir neden kalmamýþtý.
Akþam yemeði için sözleþtiler. Yemek yerken, bir yandan romantik bir müzik eþlik ediyordu, buruk
aþk hikayelerine... Uzun bir ayrýlýðýn ardýndan saatlerce konuþtular; birbirlerine olan aþklarýný,
sevgilerini, özlemlerini dile getirdiler gözlerinde. Kývanç cebinden çýkarttýðý kutuyu biricik aþkýna,
hayatýnýn anlamýna uzattý...
- Uyurken unutmadýysan sevgilim, hala benimle evlenir misin?
"Aþk çoðu zaman, kazandýðýný sandýðýn anda kaybetmektir. Ancak aþkýn gücü kayýplarý kazanca
dönüþtürebilir."
Bitti...
Gülcan Talay
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
YILDIZINIZ KIPIR KIPIR, YA SÝZ?
Ailenizin Yýldýz Falcýsý : Nurettin Özdemir
Sevgili müdavimlerim uzun bir aralýktan sonra yine fal köþemizde buluþmaktayýz. Yaþamýn her insana
er veya geç tattýrdýðý elemli anlarýn ardýndan tekrar sizlerle buluþmak sevinci içindeyim. Her anýnýzý
huzur dolu yaþayabilmeniz dileklerimle sizlere sevgilerimi sunuyorum.. Mehtap Akdeniz, AyþeNur
Doksat ve sevgili Cem'e tekrar sonsuz þükranlarýmý huzurlarýnýzda iletmek istiyorum.
KOÇ (21 Mart-20 Nisan)
Bu hafta burcunuzda bulunan Venüs gezegeni sýcacýk iliþkilere sizleri davet
etmekte. Gurur savaþlarýný býrakýn, herþeyde haklý olamazsýnýz, rahat býrakýn
kendinizi artýk.. Gerçek duygularýnýzý reddedilmekten veya incinmekten
korktuðunuzdan gizliyorsunuz. Varmý böyle bir þey koçlarým !.. Venüs geldi,
gönüller bayramda olsun gayrý..
BOÐA (21 Nisan-20 Mayýs)
Bu ne inatçýlýk böyle sevgili boðalar !!. Asla kadirþinaslýk göstermeye niyetli
deðilsiniz sanki.. Arkadaþlýklar, sevgililerle iliþkilerde, parasal konularda özellikle
meydan muhaberelerindesiniz.. Geceleriniz gündüz yolaçtýðýnýz hasarlarý telafi
etmekle geçmekte !.. Yapýlan bir ankete göre türkler barýþmak için
seviþiyorlar(mýþ)... Ya siz boðalar, bu ankete dahilmisiniz acaba..
Ruhsal ve manevi yönden bir arayýþ içindesiniz. Sakýn kaderden þikayet etmeyin !
Gerilimleri azaltýn yeter..
ÝKÝZLER (21 Mayýs-21 Haziran)
Saatiniz geldi.. Eðer iliþkilerde yetersizlik, iletiþimlerde aksaklýklar, yanlýþ
anlaþýlmalar hasýl oluyorsa tansiyonlarý azaltýn. Siz siz olun da alçakgönüllülük ile
olaylara yaklaþýn.. En çok iki ay içinde sizleri baþka konumlara sürükleyecek
deðiþim rüzgarlarý esmeye baþladýlar bile.. Gizli saklý bir çok konular ortaya
çýkabilirler. Sabýrlý ve metanetli olun, iliþkilerinize yeni soluklar katýn. Profesyonel
alanlarda keskin virajlara hazýrlanýn.. Yaz aylarýnda özellikle her türlü imzalara,
belgelerin hukuksal geçerliliðine dikkat edin..
YENGEÇ (22 Haziran-22 Temmuz)
Amam aman monotonluklarýn sinsi bir þekilde iliþkilerinize yerleþmesine izin
vermeyin yengeçler.. Bu hafta hava oldukça elektrikli, bunu size söyleyeyim..
Yakýnlarýnýzdan biri bu hafta manevi desteðinize sýðýnmaya geliyor, sakýn
boþvermeyin.. Çocuklarla ilgili alanlarda, onlara tatil organizasyonlarýn da ufak
yaramazlýklarýn olacaðý günlerdesiniz. Sizde azýcýk rahatlatsanýz kendinizi.
Fanteziler yaratsanýz, havalandýrsanýz ruhlarýnýzý yengeçler. Salý gününden itibaren
savaþlar baþlýyor, eðer bir projenizi cidden savunmak istiyorsanýz iþte zamaný
geldi.. Meslekleriniz de ortamlar elektrik yüklü ve her an yýldýrýmlar çarpabilir
hedeflerinizi.
ASLAN (23 Temmuz-22 Aðustos)
Tansiyonlarý þu sýralar daha da yükseltmeyin aslanlarým.Fuzuli þeylerle býrakýn
artýk uðraþmayý, yeni ve tatlý yaþamlara geçiþlere hazýrlanýn. Sevenlerinizi
kendinizden soðutmayýn hayal kýrýklýklarýna yol açarak..Önünüzdeki muhtemel
ateþli iliþkileri heba etmeyin. Gönülleri hafifletin. Parasal konularda kavgalara
gerek yok. Gurur savaþlarýný seversiniz ama aþýrýya kaçmayýn allah aþkýna..
Deðiþimlere direnmelerden vazgeçin. Nerelerde hatalar oldu onu düþünün önce.
Bastýrýlmýþ duygularýnýza hürriyetleri tattýrýn, göreceksiniz fevkalade
rahatlýyacaksýnýz..
BAÞAK (23 Aðustos-22 Eylül)
Çok þeyler silinecek ve yeniden yazýlacaklar, ama derin istekleriniz doðrultusunda
bu sefer.. Duygusal iliþkilerinizde tutumlarýnýz çoðunuzun esas kiþiliklerini
yansýtmaktan gayet uzaktalar.. Eski ve kemikleþmiþ düþünce tarzlarýnýz geçmiþte
býrakýlmalýlar.. Kaçýnýlmaz geliþmelere gebe günlere doðru ilerlemektesiniz, bunu
da bilin sevgili baþaklar.. Üranüs gezegeni baðýmsýzlýk düþüncelerinizi her gün
biraz daha fazla ateþlemekte, farkediyorsunuz deðilmi ?..
TERAZÝ (23 Eylül-22 Ekim)
Nefis bir hafta sizleri beklemekte teraziler. Þimdiye kadar
yapmak istediðiniz ama bir türlü gerçekleþtiremediðiniz
projelerinizi bu haftadan itibaren hayata geçirin.. Gerçekçi ama
bazen de þüpheci, beklenmedik anlarda tantanacý
olduðunuzdan güven duygularýnýzý telef edebilmektesiniz.
Bunun için kimselere ihtiyacýnýz olmadan !.. Uçuk fikirlerden
vazgeçin ve hiç bir olayý büyütmeyin gereksiz yere sevgili
teraziler..
AKREP (23 Ekim-22 Kasým)
Diken üstündesiniz þu sýralar akrepler.. Karþýlýklý sataþmalarda aþýrýya kaçmamaya
itina gösterin.. Kendinizi affetirmeyi biliyorsunuz tamam da !.. Yine de sýnýrlarý
çizin sinir boþalmalarýnda.. Para konularýný askýya alýn. Duygularýnýzýn
derinliklerine inmekten çekinmeyin böylece korkularýnýzýn sebeplerini öðrenmiþ
olacaksýnýz.. Sinirlilikler had safhada olsalar da sakinleþin. Bu hafta erdemli
davranýþlarýnýz çevrenizce takdir edilecek. Top sizde, oyunlarý yavaþlatýn sevgili
akreplerim..
YAY (23 Kasým-20 Aralýk)
Gizli bir iliþki en nihayetinde ortaya çýkabilir.Artýk kararlarý
vermiþsiniz.Ýliþkilerinizde diyalog þart.Ýnatçý dillere, dik kafalý eþlere sabýrlý
yaklaþýn.Sahte gösteriþ yerine samimiyet ve mütevaziliði göstereceksiniz.Ýþte
erdemliðiniz sevgili yaylar..
Ýþlerdeki kýskançlýklar ve þüpheleri atýn ve barýþýk yaþayýn.Yapýlmasý gereken iþleri
ivedilikle yapýn.Haftanýzý pozitif enerjilerle olumlu kullamaya bakýn.
OÐLAK (21 Aralýk-19 Ocak)
Ýþ ve özel hayatlar birbirlerine karýþmýþ müthiþ dengesizlikler
oluþmakta.
Dünyanýn aðýrlýðýný omuzlarýnýzda hissetmeyin artýk.
Eski geleneklere boþ sözlere kulak asmayýn.Rahatlatýn artýk
kendinizi.
Ýçsel duygulara önem verin.Farkýnda olmadan samimi olmayan
tutumlar sergilenecek.Bu hafta olaðanüstü güzellikte
profesyonel çalýþmalar olacak.Teklifler muhteþem.Yardým
alýyorsunuz.Ýlkbaharda yüceliklere eriþiyorsunuz.
KOVA (20 Ocak-18 Þubat)
Kim en çok tedirgin? Siz mi yoksa diðerleri mi? Ortamlarý sakinleþtirin.Son
bulmayan tartýþmalara siz son verin.Kesinlikle umursamaz davranmayýn.
Parasal konularda fevri davranmayýn sonra piþmanlýk duysanýz da çok geç
olabilir.Bu hafta sizlere kýsmetler yola çýkmakta.Talihinize sýrtýnýzý çevirmeyin
sevgili kovalarým.
BALIK (19 Þubat-20 Mart)
Üranüs yaþamlarý altüst etmeye devam ediyor.Yeni yaþamlar,
yeni ülkeler en azýndan yeni evler sizleri beklemekte.Kimsenin
etkisi altýnda olmadan kiþiliðiniz ve düþünceleriniz
doðrultusunda kararlarýnýzý verin.Þunu da sakýn
unutmayýn,güçlükler gezegeni Satürn sizleri kollamakta ve
Mars gezegeni ihtiyaç duyduðunuz enerjileri sizlere
sunmakta.Uzun vadeli düþünün ve iç huzurunuza geri
dönün...Çok þeyleri anlýyacaðýnýz bir haftanýn eþiðindesiniz.
Resmi belgelerde ihtiyatlý davranýn, herþeye balýklama
atlamadan önce düþünün ve olaylarý tartýn. Sevenlerinizi ihmal etmeyin ruhi çalkantýlarýnýzýn ýþýðýnda..
Nurettin Özdemir
[email protected]
Arkadaþýna Öner
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Milenyumun Mandalý : Sait Haþmetoðlu
Editör'den Önemli Not:Sevgili Sait Haþmetoðlu'nun e-romaný görsel öðelerle süslendiðinden,
aþaðýdaki adresten tek týklamayla zevkle okuyabilirsiniz. Üþenmeyin... Týklayýn... Ayrýca bugünden
itibaren duygu ve görüþlerinizi yorum olarak yazabilirsiniz.
http://www.kahvemolasi.com/xfiles/mandal_1.asp
Devamý yok. BÝTTÝ
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Dost Meclisi
Kahve Molasý, siz sevgili kahvecilerden gelen yazýlarla hayat bulmaktadýr.
Her kahveci ayný zamanda bir yazar adayýdýr. Yolladýðýnýz her özgün yazý deðerlendirilecektir.
Kahve Molasý bugün 4.175 kahveciye doðru yola çýkmýþtýr.
Yukarý
Tadýmlýk Þiirler
BÝR YANGIN ERTESÝ
Bir yangýn sonrasý dudaðýnda sönen
En küçük kývýlcýmdým ben
Ben sadece bir gece söndüm dudaklarýnda
Ben sönerken bihaber
Kirletilmiþ akþamlara yapýþtýrdýðýn sahte yüzün
Yanlýþ yollara saptýrmýþtý bazýlarýný
Saçýnýn telinden ayak parmaklarýna kadar
Günaha batmýþ bir maskesin aslýnda
Kimi zaman tanýnamayan
Kimi zaman karýþtýrýlan
Genelde kendine yabancý
Býçak açmaz gerçekte günahýn açtýðý dudaklarýný
Bir tek yalan bilir dilin
Dilin bir tek yalana sadýk
Kendini bilmez bir intihar sorguya baþlarsa
Her gün bir cinnet
Her gece bir cinayet
Tükürsen bu cinayetleri
Cam çýkar
Dilin kanar
Canýn çýkar
Funda Güven
Yukarý
Biraz Gülümseyin
Zemheri Zürafalarý!...
Yukarý
Ýþe Yarar Kýsayollar - Þef garson: Akýn Ceylan
http://mirrored.flabber.nl/bird/bird.swf
Her kuþ güzel þakýr diyenlere hitab olunur. Ekteki flash animasyon bunun en güzel örneði. Yorum
yapmak gerekirse: her sesi güzel olan pop star olabilirim diye ortaya atýlýp, þarký söylemeye baþlarsa
ne olur halimiz.
http://www.secretlevel.de/submarine.htm
Üç boyutlu ve de gayet oricinal(!) bir denizaltý smilasyonu. Denizler altýnda hiç bir tehlike olmaksýzýn
dolaþmanýn keyfi için bu sevimli çalýþmayý kullanabilirsiniz. Ýyi eðlenceler.
http://www.kenthaber.com/sayfalar/haberDetay.asp?ID=6685
...Sabahýn ilk ýþýklarý Gaziantep þehrinin üzerine doðmaya hazýrlanýrken, þehrin ara sokaklarýna
sýðýnmýþ daracýk dükkanlarýn ocaklarýndan dumanlar yükselir. Fýrýnlardan çýkan ekmek kokularýna
ciðer kokularý karýþýr. Ciðercilerde kesiþir meyhaneden iþi bitenlerle, sabah namazýndan çýkanlarýn
yolu. Ve hemen arkasýndan caðýrtlak meraklýlarý gelirler bir bir ciðercilere...
http://www.secin.com/fikra.php
...Vietnam savasinin en kritik günleriydi. Genç Amerikali asker memleketteki esine mektup yazarken
itirafta bulunacagi tuttu: - “ sevgilim, buradaki kadinlar yalniz para için yatiyorlar. Böylesine para
canlisi insanlara daha önce hiç rastlamadim.” Kisa süre sonra esinden söyle bir cevap geldi: - “
sevgilim,sakin onlara 50 dolardan fazla para verme,ben burada ancak o kadar alabiliyorum.”...
[email protected]
Yukarý
http://kahvemolasi.com/sayilar/20040223.asp
ISSN: 1303-8923
23 Þubat 2004 - ©2002/04-kahvemolasi.com
istanbullife.com
Kahve Molasý MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiþtir.
Uygulama : Cem Özbatur - Her hakký saklýdýr. Yayýn Ýlkeleri

Benzer belgeler

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası 23 Þubat 2004 - Fincanýn Ýçindekiler

Detaylı

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası 23 Þubat 2004 - Fincanýn Ýçindekiler

Detaylı

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası 23 Þubat 2004 - Fincanýn Ýçindekiler

Detaylı

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 444

Detaylı

PDF Versiyonu - Kahve Molası

PDF Versiyonu - Kahve Molası Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 3 Sayý: 486

Detaylı