uluslararası hukuk bakımından kendî kaderini tayin etme hakkı ve
Transkript
uluslararası hukuk bakımından kendî kaderini tayin etme hakkı ve
ULUSLARARASI HUKUK BAKIMINDAN KENDÎ KADERİNİ TAYİN ETME HAKKI VE ÇEÇENİSTAN SORUNU Yrd. Doç. Dr. A bdülkadir A KIL _ İstanbul Ticaret Ü niversitesi Hukuk Fakültesi M illetlerarası Hukuk A nabilim Dalı Canan KÜÇÜKALİ Hakim G İR İŞ I. U L U S L A R A R A S I H U K U K T A K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E H A K K I A. K A V R A M IN K IS A T A R İH Ç E Sİ B. K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E H A K K I K A V RA M I V E B U H A K K IN U L U S L A R A R A S I H U K U K B A K IM IN D A N N İT E L İĞ İ II. Ç E Ç E N L E R İN B A Ğ IM S IZ L IK M Ü C A D E L E S İN İN T A R İH Ç E Sİ A. Ç E Ç E N L E R İN T A R İH İN E G E N E L B İR B A K IŞ B. Ç E Ç E N İS T A N ’D A 1989 SO N R A S I G E L İŞ M E L E R III. Ç E Ç E N M E S E L E S İN İN D İĞ E R Ö R N E K L E R L E K A R Ş IL A Ş T IR IL M A S I V E Ç E Ç E N T EZ İ A. Ç E Ç E N Ö R N E Ğ İN İN D İĞ E R K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E Ö R N E K L E R İY L E K A R Ş IL A Ş T IR IL M A S I B. Ç E Ç E N L E R İN T E Z V E İD D İA L A R IN IN D A Y A N A K L A R I SO N U Ç KAYNAKÇA G İR İŞ gerektiği kanaatindeyiz. £ £ H alkların Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı (The S e lf - D e te r m in a t io n o f P e o p le s )” , İlk ç a ğ d ü ş ü n ü r lerin d en A ris to ’nun “ B üyük im paratorluklar ile değil, şehir devletleri ile en iyiye ulaşıla cağı” düşüncesinden hareketle Y unanistan’da 158 şehir devleti tarifine kadar eskiye uzanm ak ta d ır. Ç e ş itli m ille tle r a r a s ı sözleşm elere ve andlaşm alara konu olan ve halen gündem deki yerini kaybetm eyen bu kavram, ülkelerin uluslararası hukukta varlığını kabul ettikleri fakat kendi açılarından zararı olabile ceğ i d ü ş ü n c e s iy le ta n ım ın ı y a p m a k ta n k a ç ın d ık la r ı ve sın ırların ı b e lirle y e m e d ik le ri günüm üze değin tartışm alara konu olm uş esnek bir kavramdır. Ayrıca belirtm ek gerekir ki, her ne kadar iç içe girm iş olsalar da kendi kaderini tayin etme hakkı ile azınlık hakları farklı kavram lardır. Bu nedenle, bizim burada konuyu sadece kendi kaderini tayin etme kavram ı çerçevesinde ele a la c a ğ ım ız ı v u rg u lam ak Orta A sya ve K afkas y a ’da devletler ve uluslararası, şirketler arası petrol savaşları ve boru hatları konusu konuyu karmaşıklaştırmaktadır. Bölgedeki, çatışm a p etro l ve d o ğ alg az re z e rv le rin in y ö n le n d ire c e ğ i boru hatlarıyla yeni bir boyut kazanm ış Rusya bu hatları kendi topraklarından geçirm eye çalış mış ABD ve m üttefikleri aley hine stratejik çalışm alar yapm ış ve kendi boru hatlarını geçirmeyi çalıştığı Ç eçenistan’da kanlı bir m ücadele y ü rü tm ü ştü r(l). Petrol yollarının kendi topraklarından geçm esini isteyen Kremlin yöne timi, bu yolda bölgesel çatışm a ları bir bahane olarak kullanıp yakın kom şuları üstündeki kon trolünü arttırmış ve bölgedeki yeni cum huriyetlerin hareket alanlarını daraltm aya çalışm ış tır ^ ) . Bu konu dikkate alın m adan Çeçenlerin bağım sızlık m ücadelesinin ve kendi kaderini tayin etme hakları konusundaki tartışm aların anlam landırılm ası im kânsızdır. A ncak yine de, uluslararası ilişkiler konusunu 121 bir kenara bırakarak, bu çalış m ada kendi kaderini tayin etme hakkı bakım ından Ç eçenistan’m statüsü ele alınacaktır. Çeçenis ta n ’m terörizm , insan hakkı ih lalleri, soykırım yönünden u lu slararası hukuk açısından incelenebilecek sorunları m ev cut ise de bu sunum um uzda ken di kaderini tayin etme hakkı açı sından konuyu irdeleyerek Çeçe nistan’m geçm işi ve bugünü ile durum unu ve kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olup olm adığı hususunu incelem eye çalışacağız. A N A H TA R K EL İM E LE R : U luslararası Hukuk, Çeçenistan, Self-Determinasyon, Bağımsızlık, Azınlıklar, Kafkaslar. I. ULUSLARARASI HUKUKTA SELFDETERMİNASYON HAKKI A. KAVRAMIN KISA TARİHÇESİ “Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı”na dayanarak 1581 ydında Hollanda Ispanya’dan ayrdıp bağımsızlığını ilan etmiş tir. 1776 tarihli Amerikan Ba ğımsızlık Bildirgesi ve 1789 ta rihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık Hakları Beyannamesi de bu hak ka değinmiştir. Amerikan Ba ğımsızlık Bildirgesi ile Am eri kan Halkı İngiltere tarafından idare edilm eye razı olm aya cağını bildirerek ulusal kendi ka derini tayin etme talebiyle ortaya ç ık a n , ilk s ö m ü rg e h a lk ı olm uştur(3). “Kendi Geleceğini Belir leme Hakkı” devletler hukukun da zam an zaman el değiştiren topraklarda uygulanmıştır. Refe randumlar ile bir bölge halkının hangi devletin egemenliğini ter cih ettiklerini belirlemeleri isten miştir. Örneğin; Fransız orduları tarafından ele geçirilen bazı yer lerin Fransa’ya katılmasını m eş rulaştırmak üzere de ölçüt olarak halkoylam ası kabul edilm iş; devrimden hemen sonra ele geçi rilen 1791 Venaissin, 1792 Savoyen, 1793 N izza (o zamana kadar Sardunya krallığına ait olan) şe hirlerinde herhangi bir toprak kazanımmın veya egemenlikte herhangi bir değişimin ilgili hal kın rızası olmaksızın gerçek leşmemesi gerektiğini dünyaya göstermek üzere referandum lar yapılm ıştır(4). İlk olarak Bolşevik dok trin uluslararası hukuk prensibi olarak bu hakkı yorumlamış ve Stalin, 1913 yılında ulusların egemenlik hakkının ve onların egemenliği altında yaşadıkları devletten ayrılma haklarının ol duğunu söylemiş; “ M arksizm ve M illi M esele” adlı kitabında “Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı”nm, bir ulusa, ana devlet ten tam ayrılma ya da özerklik hakkı verdiğini savunm uştur(5). Birkaç yıl sonra Lenin “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı” adlı eserini yayınlamış ve bu prensip, 1917’de yayınlanan “Rusya Halklarının Hakları Dek larasyonum da ve 1918’deki ilk “Sovyet Anayasası”nda da yer a lm ıştır. L e n in e s e rle rin d e “Ulusların Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı” kavramını ortaya koymuş, bir ülkenin veya böl genin ilhakının “Bir Ulusun K en di Kaderini Tayin Etme Hakkının İhlali” olacağını belirtmiş ve “self-determ inasyon”un “ayrılma”yı da kapsamakta olduğunu belirtm iştir(6). “Kendi Kaderini Tayin Etme H akkı” ile 1917’de Finlandiya ilk olarak bağım sız lığını ilan etmiş; bir yıl sonra da R usya’ya bağlı diğer ülkelerden Estonya, Letonya, Litvanya, Po lonya, Gürcistan, Beyaz Rusya, E rm e n is ta n ve A z e rb a y c a n bağımsızlıklarını ilan etmiştir. M illetler Cemiyeti zam a nında, “kendi kaderini tayin etme hakkı”nm uygulama alanı sadece Avrupa ile sınırlı kalmış ve Orta ve Doğu Avrupa’da sadece Ç e koslovakya, M acaristan ve Po lonya bu ilkeyi kullanarak ba ğımsızlığına kavuşmuştur. K o nuyla ilgili olarak A aland Adaları Davasında alınan karar, “Birleş miş M illetler A ndlaşm ası”nm kabulüne kadar hâkim olan gö rüşü yansıtmaktadır(7). Aynı gö rüş BM döneminde de sürmüş ve BM, bağımsızlık elde eden Kon go’dan ayrılmak isteyen Katanga B ölgesi’ne ilişkin 1961’deki ve N ijerya’dan ayrılmak isteyen Biafra B ölgesi’ne ilişkin 1967’deki kararlarında bu hakkın, koloni y ö n e tim in d e n ç ık m a h ak k ı tanıdığını ama bu bölgelerin ken di devletlerinden ayrılma hakkı nı içermediğini ortaya koym uş tu r ^ ) . İkinci Dünya Savaşı sü rerken, 14 Ağustos 1941 tarihin de İngiltere Başbakanı Churchill ve ABD Başkanı Roosevelt tara fından yayınlanan “Atlantik Be 122 yannam esi”nin 2 ve 3. m adde lerinde “kendi kaderini tayin et me hakkı”ndan bahsedilmiş ve savaş sonrası bu kavram ulus lararası hukuka girm iştir(9). Bu hak, 1945 yılında Bir leşmiş M illetler Şartı’nda tüm h a lk la r için ö n g ö rü lm ü ştü r. Şart’m B M ’nin amaçları ve ilke lerini düzenleyen ilk bölümünde “principle” olarak bahsedilen bu hak, Fransızca tercümede “hak” o larak çev rilm iştir. A ndlaşm a’nın 1 . maddesinin 2. fıkrası ile 55 . maddesinde de ayrıca açıkça bahsedilm iştir(lO ). B. SELF-DETERMİNASYON HAKKI KAVRAMI VE BU HAKKIN ULUSLARARASI HUKUK BAKIMINDAN NİTELİĞİ “ Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı” asıl olarak; bir hal kın, toplumun ya da ulusun kendi kaderini kendisinin belirlem e h ak k ıd ır(ll). Bu prensip; özel likle bir toplumun sosyal, ekono mik ve kültürel yaşam a biçimini belirleyen siyasi rejimini de ken disinin belirlemesine müsaade eder(1 2 ). “M illetlerin kendi kade rini bizzat tayin hakkı (droit des p e u p le s â d is p o s e r d ’eu x m em es)” anlamına gelen “kendi kaderini tayin etme hakkı (right o f self- determination)” , Eski ABD Başkanı Woodrow Wilson’un ilkelerinde de yer almıştır(13). 1917 yılında Almanya ve Avusturya'nın barış girişimleri itila f Devletleri'nin barış koşul larını ağırlaştırm ak istemeleri nedeniyle b aşarılam adığında, Başkan Wilson, gelecek barışın esaslarını bildiren "14 ilke" sini açıklamış; 8 Ocak 19 18'de de ba rışın dem okrasinin ve küçük m il letlerin bağımsızlığının esasla rını saptama amacıyla Kongre'ye mesajını göndermiştir. Batı Avrupa’daki sosyal uyanış ile ortaya çıkan fakat m odem şekliyle 18. Yüzyılın ikinci yarısından sonra sağlam temellere dayanm aya başlayan bu kavram, geçm işte devletlerin ulusal yetki alanına giren bir so run olarak görülm üş ise de bugün bir uluslararası hukukun bir par çası ve sorunu olarak görülm ek te d ir^ 4) . “Kendi Kaderini Tayin Etm e”, uluslararası örgütlerin, özellikle Birleşmiş M illetler Ör gütü ve Afrika Birliği Örgütü ’nün, ana amaçları arasındadır. Bu örgütler, gerektiğinde iç ça tışm alara bu ilkenin uygulan masını sağlam ak am acıyla karış maktadırlar. 1945 Birleşmiş M illetler Şartı’nda da bahsedilen bu hak “bir halkın bağım sız bir devlet kurm ak dâhil, dilediği devlete bağlı olmayı seçme hakkı” de mektir. Bu hak uluslararası hu kukta, önceleri sadece başka bir devletin sömürgesi altında bulu nan halklara tanınm akta ve sö m ürgelikten kurtulm a (decolonisation)” durum unda geçerli olan bir hak iken, günüm üzde sö mürge ülkeler, işgal altındaki ül keler ve ırkçı yönetim altındaki ülkelere tanınarak sınırlanmış ve bunların bağım sız devlet kura bilm eleri kabul görm üştür(15). BM G üvenlik Konseyi ise, 1960’taki bir çözüm len mesinde özetle “ ‘Kendi K aderi ni Tayin E tm e’, sömürge altında ki tüm halkların hakkıdır. Politik, ekonomik, sosyal ve eğitim alan larında hazırlıksız olma bağım sızlığın geciktirilmesi için bir ba hane olarak kullanılam az” ifade sini kullanarak kavram ın içeriği ne katkıda bulunm a fırsatı elde e tm iştir(lö ). U luslararası hukukun te mel prensiplerinden birisi olan “Ü lk e le rin sın ırla rın ın ih lal edilm eyeceği” anlayışına uygun “temsili yönetim teorisi”ne göre “halk” ; bir devletin etnik, dini, kültürel ve ırki olarak farklı va tandaşlarıdır. Bu teoriye göre “kendi kaderini tayin etme hak kı” sadece belirli bir devlet içeri sindeki tüm nüfusun egemenliği anlamına gelir. Liberal dem o kratik bu anlayışta devletin göre vi egemenliği temin etmek oldu ğundan “ self-determ inasyon” , “ayrılm a” hakkından farklı algı la n a r a k b ir ü lk e d e b ü tü n vatandaşların ekonomik, sosyal, kültürel olarak dem okratik süre ce eşit bir şekilde dâhil olmaları anlamına gelir. Irk, din, kültür, dil, coğrafya ve bölgesel yo ğunluk gibi net objektif kriterlere göre de bu tanım farklı bir şekil de yapılabilm ektedir. “ Kendi Kaderini Tayin Etme HakkT’nm uygulanm asında nesnel ölçütlere dayanan bir “halk” tanım ının ya p ılam am ası “ self-d eterm in asyon”un “insan hakları” çerçeve sinde ele alınmasına neden ol makta, bu ise “self-determinasyon” sahibi bir topluluğun varlı ğını tayin etme hakkının, toplu mun kendi yetki alanında kabul edilmesini gerektirm ektedir(17) 1981 BM raporu ayrı bir kültür, dil, din, ortak tarih duygu sunu, toplumsal kim liği sürdür meye bağlılığı ve tanım lanm ış bir toprakta bütünleşm eyi halk olmak için gerekli ölçüt olarak belirtilmiştir. “ Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı”ndan yarar lanm ak için, ayrıca içinde yaşa nılan devlet ve milletlerarası are nada kabul görme, “öteki tarafın dan tanm m a”ya da gerek duyul maktadır. “Kendi Kaderini Tayin Etm e”, devletlerin, toplumların ve bölgelerin üzerinde çeşitli et kiler yaratmıştır. Fakat 21. Y üz y ıl’m başında uluslararası sistem gibi kavram ın anlamı ve etkisi de değişm ektedir. Aynı zam anda kendisinin de rom antik em eller yaratm a gücüne ve devrimci, başkaldırıcı ve radikalleştirici et kiye sahip olduğu da ispatlanmış durumdadır. Öyle ki, bu hak bir çeşit egem enlik veya bağım sız lık trendine girdiği takdirde bir devletin sınarlarım değiştirebilir, bir kıtayı ve hatta tüm uluslar arası sistemi etkileyebilir. En önemli etkisinin birey olarak ço cukların, kadınların, ailelerin ve toplulukların üzerinde görüldü ğü Bosna, Keşmir, Çeçenistan, 123 Somali, Kosova, Eritre ve Filistin(18) meselelerinde ispatlan mış durum dadır ki, bu haliyle ko nu stratejik tartışm aların veya akademik çalışm aların ötesinde bir insanlık dram ıdır(l 9). Kendi Kaderini Tayin Et me hakkının devletlerin iç örgüt lenmelerine ilişkin yönü belirli ortak özelliklere sahip bir halkın dilediği yönetim biçimini, her hangi bir dış baskı olmadan seç mesi hakkıdır. BM uygulam ala rında, söm ürgeler dışındaki top luluklara bu hakkın tanınmasının devletlerin iç işlerine karışm am a ve ülkesel bütünlük ilkesine ay kırı işlem ler olarak görülür. Bu yönetim biçim ini seçme hakkı nın giderek ekonom ik bir içerik de kazandığı ve devletlerin doğal kaynakları üzerindeki sürekli egem enliğinin kendi kaderini tayin etme hakkının bir parçası olduğu BM Genel K urulunca kabul edildiği görülmektedir. Bu hak, sınırlı olmayıp bir kez uygu landıktan sonra sona ermez(20) . Fakat, kendi kaderini tayin etme konusundaki tüm tartışm alarda ülke bütünlüğü ve uluslararası is tikrar öncelikli görülerek hakkın uygulanm asında sınırlayıcı bir rol oynam ıştır(21). Dışsal kendi kaderini ta yin etme ise bir halkın -bağımsız bir devlet kurmak dâhil- dilediği yönetim biçimini seçme hakkını belirtmektedir. Bir toprak parça sında yaşayan ortak özelliklere sahip bir topluluğun geleceğini, uluslararası statüsünü belirleye rek, kendi devletine ve egem en lik haklarına sahip olması, yani bağımsızlığıdır. Bu hak sınırlı dır; bir kez kullanılır. Bir söm ür ge halkı bir kez kendi kaderini tayin etme hakkını icra ettikten sonra bu hak sona erm ekte d ir^ ). G ünüm üzdeki genel kanaate göre, kendi kaderini ta yin etme hakkı, bir uluslararası ö rf ve adet kuralı haline gelm iş tir. Bunun aynı zam anda bir ulus lararası “Buyruk Kural (Jus Cogens)” olarak kabul edilebilece ği de ileri sürülm ektedir(23). Dem okratik bir ülkede yaşayan bütün birey ve gruplar yönetim e katdarak kendi gele ceğini belirlem e hakkını kullanır. BM 'nin 2625 sayılı ve 24 Ekim 1970 tarihli kararıyla bu hakkın hangi hallerde kullanılabileceği saptanmıştır. Çokuluslu bir ülke de sömürge olm ayan bölgelerde farklı etnik gurupların ayrılm a is tekleri devletler hukukunda ka bul görmez. Ancak, aynı toprak lar üzerinde bir halk, memleketi yönetecek yasam a ve yürütme organlarını seçme ve seçilme hakkından yoksun kılınırsa ve hüküm etleri kendilerini temsil edem ez durum a gelirse; o halka baskı, şiddet ve ay ırım cılık uygulanırsa; insan hakları yok edilirse; bütçeden dışlanırsa; d e v le tte n k o v u lu p d e v le tsiz bırakılır ve kültürel ve fiziki varlığı yok edilm eye çalışılırsa o zam an kendi kaderini tayin etme hakkı tartışılm az şekilde geçerli olur. Bu durum da dıştan yardım alma ve aram a hakları da doğar. A çık bir ayrım cılık uygulanması, ırkçı uygulam alarla belli bir etnisitenin vatandaşlık haklarından m a h ru m b ır a k ılm a la r ı g ib i d u ru m la rın y a n ın d a B o sn a örneğinde olduğu gibi bir halkın yok edilm eye girişilm esi halinde bir etnik grubun “dışsal kendi g ele c e ğ in i b e lirle m e h a k k ı” olum lu karşılanmaktadır. Buna bağlı olarak belirt m ek gerekir ki, geleneksel olarak bir arada ve karışık bir şekilde yaşayan halklar, bulundukları ül kenin yönetim ine katılabildikleri ve eşit vatandaşlık haklarından yararlandıkları sürece ayrılm a ile sonuçlanacak kendi geleceğini b e lirle m e h a k k ı id d ia s ın d a bulunamazlar. Böyle bir iddia siyasal görüş açıklam asından öteye geçmez(24). A G ÎK sürecinde, bu sü recin ilk belgesi olan 1975 H el sinki Nihai Senedi’nin “İlkeler B ild irg e s i” b a ş lığ ı a ltın d a , “Halkların hak eşitliği ve kendi kaderini tayin etme hakkından dolayı, tüm halkların her zam an tam bir özgürlük içinde, dıştan bir siyasi m üdahale olm aksızın, ne zam an ve nasıl isterlerse, iç ve dış siyasi statülerini belirlem e ve siyasi, ekonom ik, sosyal ve kültürel gelişm elerini diledikleri gibi sürdürme hakkı” tanınm ak tadır. Aynı ilkede katılım cı dev letlerin, bu hakka “BM Andlaşm ası’nın amaç ve ilkeleriyle, d evletlerin ülke bütünlüğüne ilişkin ve ilgili uluslararası hu kuk kurallarına uygun davrana rak, saygı gösterecekleri” ifade edilmiştir. Ülke bütünlüğünün korunm ası kaydıyla, halkların “Kendi Kaderini Tayin Etme H akkı”na 1989 “Viyana Belge si”, 1990 “Yeni B ir Avrupa için Paris Şartı”, 1991 “M oskova B elgesi” de yer verm ektedir(25) Avrupa G üvenlik ve İş birliği Teşkilatı (AGİT) zirve sinde 21 Kasım 1990 tarihinde 34 devletin başkanları veya baş bakanları tarafından im zalanan “Yeni B ir Avrupa İçin Paris Şartı” ile “Bölünm e ve çatışma dönem inin sona erdiği ve de mokrasi, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerine dayanan yeni bir işbirliği dönem inin başlad ığ f’mn ilanı yapılmıştır. Tür kiye de Paris Şartını im zalam ış tır. Son olarak Türkiye, Bir le şm iş M ille tle r a n d la şm a larından “İkiz Sözleşm eler” diye bilinen sözleşm eleri 4 Haziran 2003 tarihinde 4867 ve 4868 sa yılı kanunlar ile kabul etmiş ve onaylanan bu sözleşm eler 18 Ha ziran 2003 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir(26). “Kendi Kaderini Ta yin Etme H akkı” ; 1966 da Birleş miş M illetlerce hazırlanan ve T ürkiye’nin de bu tarih itibariyle onayladığı, “Ekonom ik, Sosyal ve Kültürel H aklar Sözleşm esi” ve “M edeni ve Siyasi H aklar S özleşm esf’yle “ Sömürge Halkla rf’nm da ötesinde evrensel bir nitelik kazanmıştır. Türkiye tara fından her Sözleşm e’ye üç beyan ve bir çekince konmuştur. H er iki 124 S özleşm e’ye eklenen birinci be yan, İkiz Sözleşm eler’in ortak birinci m addesinde yer alan “ self-d eterm in asy o n ” a ilişkin olup bu beyanda, Türkiye’nin S ö zle şm eler’den kaynaklanan yüküm lülüklerinin BM Andlaşm ası’nın toprak bütünlüğüne ve ulusal güvenliğe ilişkin birinci ve ikinci m addelerine göre yerine getirileceği belirtilmiştir. U luslararası hukuk açı sından “Kendi Kaderini Tayin Etme Prensibi”nin ana kaynağını Birleşm iş M illetler Ş artı’nın E m addesinin 2. Bendi(27) ile do laylı olarak 3. Bendi(28) oluş turm aktadır. Ş art’taki haliyle “ P rensip” , devletlerarasındaki barış ve dostâne ilişkilerin temeli olarak gösterilmiştir. BM Şartı’ndan önce de başta Avrupa ol m ak üzere dünyanın yeniden şe killendirilm esinde rehber olacak şekilde 1. Dünya Savaşı sonra sında Başkan Wilson, Lenin ve diğer liderlerce vurgulanm ış t ı r ^ ) . Prensip, BM Şartı’ndaki halini alm adan önce 1941 A t lantik Şartı ve Dum barton Oaks görüşm elerinde de işlenmiştir. Prensip, benzer şekilde her ikisi de 1976’da yürürlüğe girm iş bulunan M edeni ve Siyasi H ak lara İlişkin U luslararası Sözleş me ile Ekonom ik, Sosyal ve K ül türel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşm e’nin 1. m addesinin 1. Paragraflarında(30) da bir hak olarak kabul edilmiştir. “Kendi K aderini Tayin Etme Hakkı”; yukarıdakiler dı şında Avrupa Güvenlik ve İşbir liği K onferansı tarafından be nim senm iş olan 1975 tarihli “Av rupa Nihai Senedi”, 1970’te BM Genel K urulunca ilan edilen “Devletlerarası İşbirliği ve D os tâne İlişkilere D air Hukuki Pren sipler Bildirisi” , 1981 tarihli “Afrika İnsan Hakları Şartı” , 1990 tarihli “Yeni Bir Avrupa İçin Paris Şartı” gibi pek çok uluslararası veya bölgesel belge veya doküm anda da tanınm ış bu lu n m a k ta d ır ^ ) . Yukarıda belirtilen pek çok uluslararası veya bölgesel belge veya doküm anlara girmiş bulunan kendi kaderini tayin et me hakkı; Nambia, Batı Sahra ve Doğu Timor(32) davalarıyla Uluslararası A dalet Divanı tara fından da “herkese karşı ileri sürülebilen (erga om nes)” içeriği ile birlikte tasdik edilm e fırsatı b u lm u ş tu r. B e n z e r ş e k ild e U N E SC O ’nun 1985’ten 1991’e kadar süren “ İnsan Haklarının İ ç e r iğ in in A y d ın la tılm a s ın a Yönelik Uzman T o p lan tıların d a da teyit edilm iştir(33). 1990 Tı yıllardan önce, devletlerin büyük çoğunluğuna göre, kendi kaderini tayin etme hakkı, sömürge yönetim i altında yaşayan halklar haricindekiler için uluslararası hukukun daha fazla önem taşıyan devletlerin egem en eşitliği, toprak bütünlü ğü ve içişlerine karışm am a ilke lerinin arkasındaydı(34). Bugün de aynı anlayış hâkim olm akla birlikte, devletler bu konuda m il letlerarası sözleşmeler, andlaşm alar kapsam ında yüküm altına girmektedirler. Önceleri söm ür ge yönetimi altındaki halklara ta nınan bu haktan, yüzyılın sonla rında (1989) Sovyetler Birliğ i’ndeki federe cum huriyetler de yararlanarak ayrılmışlardır(35). “Kendi Kaderini Tayin Etme K avram ı” sömürge halk ların yanı sıra “Yerli H alklar’T da ifade eder hale gelmiş; ancak, uygulanan milletlerarası hukuk, halkların bağım sızlıklarını ka zanm aları konusunda dünyanın siyasal ve toplumsal gerçeklerini de göz önünde tutarak, “Kendi Kaderini Tayin Etme H ak k f’nm kullanım ını b irtakım şartlara bağlamıştır. Daha önce bağım sız bir devlet iken yabancı ülkenin kuv vet yoluyla ele geçirdiği, ülke sinin egem enliğine tabi kıldığı ülkeler bu hakka sahiptir. Kuvvet kullanm a yasağı öncesi, ülkele rin yaptığı fetihler hukuka uygun sayılır. Baltık Cum huriyetleri olan Estonya, Letonya ve Litvanya “status quo ante”, yani “eski hale iade”nin bir örneğidir. Litvanya ve Estonya 16 ve 24 Şubat 1918 de bağım sızlıklarını ilan et mişlerdir. Letonya 18 Kasım 1918’de bağım sızlık ilan etm iş tir. 20 yıl bağım sız parlam enter yönetim le yönetilen bu ülkeler 1939 yılında Sovyetlerin zorla m asıy la M o lo to v -R ib b en tro p Paktını kabule zorlanm ış ve 1940 y ılın d a R u sy a’ya katılm ıştır. Ukrayna, Beyaz Rusya ve Türki Cum huriyetleri ise bağım sızlık larını eski Sovyet A nayasasından almıştır(36). Baltık Cum huriyet lerinin önceden uzun süre devam eden ve tanınan devletler olması, onların tanınmasını kolaylaştır mıştır. Buna karşılık Eski Sovyet A n a y a sa sı’ndan k ay n ak lan an bağım sızlık hakkını kullanan di ğerlerinin ayrılması ise sancılı olm uştur ki, Çeçenistan örneğin de olduğu gibi bu sıkıntılar halen kısm en de devam etmektedir. Bu bağlam da U krayna ve K aza k istan’daki ciddi Rus azınlığının haklarının sürekli dile getiril mesi; A zerbaycan’ın ayrılm a sında M ayıs 1990 olayları; Be yaz Rusya ve G ürcistan’da m u halefet iktidar çekişm esinin Rus y a ’dan ayrı düşülm esi im kânsız dır. Rusya her zam an bu ülkeleri kendi hinterlandı olarak görm üş tür. B ir federe devlet olan ve ayrı lan bu ülkelerin durum u değer lendirildiğinde, Ç eçe n istan ’ın R usya’dan ayrılm aya çalışm a sına gösterilen tepki daha iyi an laşılır. “Kendi Kaderini Tayin Etme H akkı” , azınlıklara ve topluluklara değil, kolonilerde ve işgal altındaki topraklarda ya şayan halklara tanınan bir hak t ı r ^ ? ) . Bir ülkedeki geçerli kurallara bağlı olarak herhangi bir olum suz ayrım a bağlı tutul m ayan azınlıkların değişik özel liklere sahip olması kendi kade rini tayin etme hakkından yarar lanacağı anlam ına gelmez(38). BM Kişisel ve Siyasal Haklar ile Ekonom ik, Sosyal ve K ültürel H aklar Sözleşm esi’nin 1. M addesinde güvence altına 125 alınan kendi kaderini tayin etme hakkı aynı şekilde milletlerarası belgelerde koloniliğe karşı m ü cadele am acıyla düzenlenmiştir. Bu kavram halkların kendi siyasi statüsünü hür iradeyle belirlem e si; ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesini serbestçe sürdürm e sini belirtm ektedir(39). B .M . A n d la ş m a s ın d a m uhtar olm ayan ülkeler ve vesa yet altındaki ülkeler halklarının kendilerini idare etme yeteneğini kazanmaları, bir amaç olarak ka bul edilmiş sömürgelerin sorun larını B M ’nin yetki alanı içine sokm akta fakat bu hüküm ile sö mürgeci devletlerin, yönetimleri altındaki halklara “kendi kendini idare” etmesi konusunda somut yüküm lülükleri olduğu söylene mez(40). A ndlaşm anın 76. m adde sinde vesayet altındaki ülkeler halkının kendi kendilerini idare k ab iliy etin e ve b ağ ım sızlığ a doğru gelişm elerini kolaylaştır m ak olarak belirtilmiştir. Andlaşm a’nın “kendi kendini idare” ile “bağım sızlık” arasında bir ayrım yaptığı, vesayet rejimi ile ilgili olan madde 76(b)’de bu iki de yim yan yana kullanılm akta; bu na karşın, “m uhtar olm ayan ül keler” ile ilgili olan 73. maddede “bağım sızlık” sözcüğünü kulla nılm am akta, sadece “kendi ken dini idare”den söz edildiği görül mektedir. San-Francisco K onfe ransı sırasında tartışm a konusu olan “m uhtar olm ayan ülkeler” ile ilgili Bölüm de de “bağım sızlık” sözcüğüne yer verilmesi önerilmiş ise de bu öneri söm ür geci devletler tarafından kabul görmem iş; bu hak, sadece vesa yet rejimi altındaki ülkeler ve halklar için öngörülmüştür. 1956 yılında Fas veTunus’un; 1962 yı lında C ezayir’in bağımsızlıkları BM tarafından bu hakka dayan d ırılm ıştır^ 1). BM Örgüt organlarında “ self-determ inasyon” ve “ sö mürgeciliğin sona erdirilm esi” konuları sürekli tartışılm ış ve BM Şartı hüküm lerine açıklık getirilm eye çalışılmıştır. B M ’nin uyg ulam ası “ self-d eterm in asyon”un hak ve yüküm öngören bir kural olarak tanınm ası doğ rultusunda olmuştur(42). 14 A ralık 1960 tarihli BM Genel K urulu 1514 sayılı ka rarı ile Bağımsız devlet kurma hakkını da içeren kendi kaderini ta y in etm e h a k k ı sö m ü rg e halklarına tanmmıştı(43). BM. “ Sömürge Ülkeler ve Halk ların Bağım sızlıklarının G üven ce Altına A lınm asına İlişkin Bil d irg e sin d e , Kendi Kaderini Ta yin Etme tüm halklar için tanın mış olm akla birlikte, 1. madde, “halkların yabancı baskı, ege m enlik ve sömürüye tabi olm a larının” temel insan haklarına, BM A ndlaşm ası’na ve uluslar arası barış ve işbirliğine aykırılı ğını vurgulayarak kendi kaderini tayin etm e hakkım söm ürge halklarıyla sınırlamaktaydı. Bildirge’nin 6. m addesinde ise, ulu sal birlik ve ülke bütünlüğünü kısmen ya da tam am en bozm aya yönelik her türlü girişim in BM A ndlaşm ası’na aykırı olduğu be lirlenmiştir. Bu çerçevede, kendi kaderini tayin etme hakkının kullanıcısı sömürge ülke hal kının tüm üdür ve sömürge ülke sınırları, kurulan bağım sız dev letin de sınırları olacaktır. Genel Kurul, 27 Kasım 1961 tarih ve 1654 (XVI) sayılı kararında, Bild iri’nin gecikmeden uygulanm a sı yolunda tavsiyelerde bulun m ak üzere on yedi üyeli bir özel kom ite kurulm asını öngörmüştür(44). H alkların kendi doğal zenginliklerini ve kaynaklarını serbestçe kullanması ve kendi geçim kaynaklarından mahrum edilmem esi olarak ifade edilen ekonom ik kendi kaderini tayin etme hakkı, ikinci fıkrada düzen le n m iş tir ^ ) . BM Genel K urulu’nun 24 Ekim 1970’te 2625 (XXV) Sayılı K ararı’yla bu hakkın; egemen ve bağım sız bir devlet k u ra ra k v ey a b ir b a ğ ım sız devletle özgürce bir birlik veya entegrasyona girerek veya halkın özgür iradesi ile belirlenm iş başka bir siyasi statü oluşturm a ş e k lin d e k u lla n ıla b ile c e ğ in i belirtm ektedir(46). Bu kararla çok uluslu bir ülkede her topluma m ensup vatandaşlar aynı m ua m eleye tabi tutuluyorsa, seçme seçilme hakkından yararlanabiliyorsa, devletten eşit derecede sosyal ve diğer hizm etler görebiliyorsa, halklara baskı ve ayı rım cılık uygulanm ıyorsa bunun bir ülke bütünlüğü temsil ettiği ve herhangi bir ayrı hak doğam ayacağı belirtilmiştir. Aksi du rum da ise kendi kaderini tayin et me hakkı tartışılm az şekilde geçerlidir. B ildiri’nin, “Eşit Haklar İlkesi ve Halkların Self-determ inasyon”u başlığını taşıyan b ö lü m ü n d e “ T üm h alk ların ; dışarıdan bir müdahale olm ak sızın kendi siyasal statüsünü sap tam aya ve kendi ekonomik, top lumsal ve kültürel gelişmesini sürdürm eye hakkı vardır. Her devletin bu hakka saygı göster mek görevidir. Söm ürgeciliğe süratle son verm ek amacıyla, tüm devletler, ‘self-determinasy o n ’un gerçekleşm esi için çalı şacaklar ve Birleşm iş M illetler’e y ard ım cı o la c a k la rd ır” d e n m e k te d ir ^ ) . A frik a B irliğ i Ö rgütü Andlaşm ası da bu hakkın belir ginleşm esine önem li katkıda bulunm uş ve “ Kendi Kaderini Tayin Etme H akkı”, örgütün en önde gelen am acı olm uştur. Örgüt üyelerinin anlayışına göre, h a lk la r ın k e n d i k a d e rle rin i kendilerinin saptayabilm eleri, her yerde ve her zam an geçerli, istisna tanım ayan bir haktır ve uluslararası hukukta bu hak kuv vet kullanm anın yasaklanması, barışçı yollarla çözüm ve içiş le rin e k arışm am a ilk e le rin e oranla önceliğe sahiptir(48). 126 II. ÇEÇENLERİN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİN TARİHÇESİ A. ÇEÇENLERİN TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ Çeçenler, Kuzey K afkas y a ’nın yerli (Otokhton) halkla rından olup; ülke, kuzeyde Rus ya Federasyonu’nun Stavropol Eyaleti (Kray), kuzeydoğu ve doğuda Dağıstan Özerk Cum h u riy eti, g ü n ey d e G ü rcistan C um huriyeti ile çevrilm iştir. Ç e ç e n i s t a n ’ ın b a ş k e n t i G rozni’dir (eski adı Sunjkhala, yeni adı C aharkale’dir). Ç eçen lerd en b ahseden ilk yazılı kaynaklar M.Ö. 4-3. Y üzyıllardaki Ermeni, G ürcü ve Roma-Yunan kayıtlarıdır. M.S. I. Y üzyıl’da Alan Kavim ler Birliği’ne katılan Çeçenler, zam anla orta ve kuzey-doğu K afkasya’da çoğalmışlardır(49). Kafkas halk ları, beylikler şeklinde bir otori tenin çevresinde birleşmişlerdir. Beylik, Hanlık ve son olarak Şam hallıklar adıyla aynı dili ko nuşan halk aynı yönetim içinde buluşmuştur. 1556 yılında R usya’nın A strahan’ı işgali sonrası Çeçenistan-Rusya ilişkileri başlam ış tır. Rus birlikleri 1587’de Terek nehri, 1590’da Sunja nehrine ulaşm ışlar; ancak, 1783 yılına kadar R usya’nın Ç eçenistan’da fazla ilerlem ediği görülmektedir. Fakat 1782-1784 yıllarında G ü ney ve Kuzey K afkasya’yı birbi rine bağlayan Daryal G eçidi’nin ele geçirilm esi ve bu geçitteki Gürcistan Askeri Yolu’nun açıl ması, 1784’te V ladikavkaz ken tinin kurulm ası ve 1801’de Gür cistan’ı ilhak eden R usya’nın (g ü n e y d e ) T ra n s k a fk a s y a ’da egem enliğini pekiştirm esinden sonra saldırılar artmıştır. 1783 1824 yıllarında Çarlık, sistemli bir şekilde m üstahkem hatlar kurarak ilerlemiştir. Bu dönem de kurulan Kuzey Kafkas kentleri (1818 ’de kurulan Grozni gibi), Rus m üstahkem hatlarını oluş turan kaleler halinde kurulmuş ve birer askeri ve ticari merkez olarak gelişmiştir. 1700’lü yıllardan itiba ren, Ruslarla karşılaşan Çeçenler; 1864 yılında Şeyh Şam il’in Ruslarca esir edilmesine kadarki dönem de D ağıstanlılar ve bazı Çerkez kabileleri ile birlikte sür dürülen ve Gazavat veya Rus kaynaklarında M üridizm adıyla b ilin e n b ir d ire n iş g e rç e k leştirmişlerdir. 1834 yılında K u zey K afkasya Bağım sız Devleti kurulduğunda dağlı halklar savaş için birleşm işlerse de 1859 yılın da savaş Rusların zaferiyle so nuçlanm ış ve bu halklar, ülkele rini işgal eden Ruslar tarafından Osm anlı im paratorluğuna doğru göçe zorlanmışlardır. U bıhlar gi bi bazı Kafkas kabileleri, tam a men yok edilmiş; A dıgey ve Şapsığ bölgeleri gibi bazı bölgeler de insansız bırakılmıştır. Buna rağ men D ağıstan ve Ç eçenistan’da sürekli ayaklanm alar ve dire nişler devam etmiştir. Şubat 1917’de R usya’da m onarşinin yıkılması ve Ekim 1917’de Bolşeviklerin iktidarı ele geçirm esi üzerine Kuzey K afkasya’da bağım sızlık hare ketleri güçlenmiş ve 11 M ayıs 1918’de Kuzey K afkasya C um huriyeti ilan edilmiştir. Bu du rum, Almanya, Avusturya-M acaristan ve Osm anlı Devleti tara fından tanınmış, Kuzey K afkas ya Cumhuriyeti de 8 Haziran 1918 tarihinde onlarla ittifak yapmıştır. 1917’de “Rus Devrimi Haklar Beyannam esi” yayınlan mış; Kuzey Kafkasya ve D ağıs tan Birliği M erkez Komitesi ku rulm uş ve Eylül ayındaki ikinci kongrede de geçici anayasa onaylanmıştır. Fakat Kuzey-Batı K afkasya’da Çarın ordusu saldı rıya geçerek Şubat 1919’da Çeçenistan’ı işgal etmiştir. Ruslara karşı, Eylül 1919’da Şeyh Uzun H acı’nın liderliğinde başlayan ayaklanma, Şubat 1920’de başa rıyla sonuçlanm asına rağmen, bu kez de M art 1920’de Bolşevikler Ç eçenistan’da yönetim i ele ge çirmişlerdir. 1920-21 ve 19303 2 ’deki Anti-Bolşevik ayaklan malar başarısızlıkla da sonuçlan mıştır. Bolşeviklerin bütün K u zey K afkasya’da iktidara gelm e sinden sonra 20 Ocak 1920’de Çeçen-İnguş, Osetya, Kabardey, Balkar ve K araçay bölgelerini kapsayan “ Sovyet Dağlık Cum huriyeti” kurulmuştur. 30 Kasım 1922’de ise bu Cum huriyetten a y r ıla r a k “ Ç e ç e n Ö z e rk Bölgesi”, 7 Temmuz 1924’te de “İnguş Özerk B ölgesi” oluşturul muştur. Bu iki Bölge, daha sonra 15 Ocak 1934’te “Çeçen-İnguş Ö zerk B ö lg e si” ad ıy la b ir leştirilmiştir. 5 A ralık 1936’da Yeni Sovyet Anayasası uyarınca Özerk B ölge’nin statüsü “Özerk Cum huriyet”e yükseltilmiştir. İk in c i D ü n y a S av aşı sırasın d a 1941-42 y ılların d a Alm an birlikleri Grozni petrol bölgesini ele geçinnek için as keri h arek ât b aşlatm ışlard ır. 1942 yılında Alm an Birlikleri Ç eçen-İnguş C u m h u riy eti’nin b a z ı b a tı b ö lg e le rin i işg a l etm elerine karşın, G ro zn i’ye girem emiş ve Stalingrad yenil gisinden sonra da bütün Kuzey K afkasya’yı hızla terk etm işler dir. Buna karşın 23 Şubat 1944’te M oskova’nın aldığı bir kararla Çeçen-İnguş, K araçay ve Balkar halklarının Kuzey K afkasya’dan sürgün edilmesi kararlaştırılm ış ve 25 H aziran 1946’da “Çeçenİnguş Özerk Sovyet Sosyalist C u m h u riy e ti” la ğ v ed ilm iştir. Yüz binlerce Çeçen yollarda ve yeni yerleşim bölgelerinde yok luk, yoksulluk ve hastalıktan öl müştür. 1954 yılında Stalin’in ölüm ünden sonra Çeçenlere ana yurtlarına dönme hakkı tanın mıştır. 9 O cak 1957’de de “Ç e çen-İnguş Özerk C um huriyeti” yeniden kurulmuştur. B. ÇEÇENİSTAN’DA 1989 SONRASI GELİŞMELER Bilindiği gibi, 1980’lerin 127 so n ların d a izlen en “ glasnost (açıklık)” ve “perestroyka (yeni den yapılanm a)” politikaları ile Sovyet Sosyalist Cum huriyetler Birliği hızlı bir çözülme sürecine girmiştir. Buradaki değişik cum huriyetlerde kurulan halk cep heleri bağım sızlık yönündeki ta leplerini dile getirmeye başlamışlardır(50). Başta Baltık Cum huriyetleri olm ak üzere SSC B ’yi meydana getiren Birlik Cum hu riyetleri sırayla egem enlik ve bağım sızlıklarını ilan etm eye başlamışlardır. 1990 yılında Federasyon’unun kendisi de dâhil olmak üzere hem en her Özerk ve diğer Birlik Cum huriyetleri ege menliğini ilan etmiştir. Çeçenis tan ’da toplum sal m uhalefet Çe çen Ulusal Kongresi adı altında ö r g ü t l e n m i ş l e r v e K a s ım 1990’da toplanan “Çeçen Ulusal K o n g resi” , b aşk an lığa erken emekli edilmiş General Cehar D udayev’i seçmiştir. Kongrede üç aşamalı (1. Bağım sızlık, 2. Federasyon, 3. Kafkas Halkları K onfederasyonu) bir faaliyet programı benimsenmiştir. K on grenin baskıları sonucu Çeçenİnguş Ö zerk Cumhuriyeti 27 Ka sım 1990’da egem enliğini ilan etmiştir. Egem enlik ilanı; Çeçenİnguş toprakları üzerinde tüm hak ve yetkinin Çeçen-İnguş Cum huriyetinde olduğu ve bu hak ve yetkilerin istenildiği bi çimde kullanılabileceği anlam ı na geliyordu. Bu dönemde, Rusya Fe derasyonu Parlamento Başkanı Boris Yeltsin, Rusya Federas yonu içindeki “Ö zerk Cumhuriyetler”in egem enlik yolundaki ç a b a la rın ı d e s te k liy o rd u . Ç eçenistan’da Uluslararası İnsan Hakları K om itesi’nin gözetim in de 27 Ekim 1991’de yapılan se çim lerde Cehar Dudayev devlet başkanlığına seçilmiş ve 1 Kasım 1991’de yeni M eclis, Çeçenistan ’ın bağım sızlığını ilan etm iş tir. Bu g e liş m e le r ü z e rin e M oskova, 7 K asım ’da Çeçenis tan ’da olağanüstü hal ilan etmiş ve G rozni’ye askeri birlikler gönderm işse de halkın yoğun tepkisi sonucu bu birlikler geri çekilm ek zorunda kalmıştır. Ç eçenistan’da bu geliş m eler olurken, İnguş Halk K on gresi, “İnguşistan Cum huriyeti” adında ayrı bir devlet kurulm ası ve Rusya Federasyonu içinde ka lınması doğrultusunda bir karar alarak halk oylam asına sunm uş tur. Böylece, “Ulusların Kaderini T ayin H a k k ı” ç e rç e v e s in d e “İnguş Cum huriyeti” kurulm uş t u r ^ 1). Çeçenistan Devlet Baş kanı Cehar D udayev değişik ve silelerle Rusya ile aralarındaki ilişk ile re p o litik b ir çözüm bulunm ası için görüşm eler yapıl masını, petrol boru hatlarının ve dem iryolunun ortak işletilmesini önermiş ve bu doğrultuda bazı görüşm eler de yapılmıştır. Ö rne ğin, 21 M art 1994’te Rusya Dev let Başkanı temsilcisi Sergey Feilatov ve Çeçenistan Cum hu riyeti Devlet Başkanı Aslanbek A kbulatov M oskova’da görüş müşler; fakat Ç eçenistan’m R us y a’nın anayasal bir parçası olm a sı ve Rusya-Tataristan arasındaki andlaşm anın görüşm elere temel alınması yönündeki talepler yü zünden bu görüşm elerden bir so nuç alınamamıştır. Rusya Hükümeti Geçici Konseyi, Ç eçenistan’daki yöne timi yasal olarak tanıdığını hiçbir zaman resm en açıklamamış; fa kat Rusya Federasyonu b ü t çesinden Çeçenistan için ayrılan ö d e n e k le r G e ç ic i K o n s e y ’e ödenmiştir. M uhalefetin G ro zn i’ye saldırıya geçileceği yönündeki duyum lar üzerine Ç eçenistan Genel K urm ay Başkanlığı ve G e çici K onsey tarafından 24 Kasım ’da ülkede sıkıyönetim ve se ferberlik ilan edilmiş ve 26 Kasım ’da da saldırı başlamıştır. M uhalif birlikler kısa sürede G rozni’nin büyük bir kesim ine girmiş; hatta R usya’nın deste ğiyle Ç eçen televizyonundan yaptığı konuşm ada yönetim i devraldıklarını açıklamışlardır. Fakat daha önceki çatışmalarda olduğu gibi H üküm et kuvvetleri kısa sürede m uhalif birlikleri püskürtm üş ve çatışm alar başla dığından beri ilk defa olarak H ü kümet, m uhalif birlikler safların da faaliyet gösteren 70’e yakın Rus askerin esir alındığını, Rus y a ’nın bu askerlerin sorum lulu ğunu üstlenmem esi halinde esir lerin idam edileceğini açıkla mıştır. Bu gelişm eler üzerine Rusya ilk defa olaylara dolaysız olarak müdahale ederek, H ükü m et ve M uhalif Birliklerin 48 sa at içerisinde silahlarını bırak masını, aksi takdirde Çeçenis tan ’da olağanüstü hal ilan ederek askeri operasyonların başlayaca ğını açıklamıştır. Yeltsin, daha sonra sürenin 15 A ralık’a kadar u z a tıld ığ ın ı b elirtm iştir. Bu gelişm eler üzerine, Dudayev ve Rusya Savunma Bakanı Graçev, V ladikavkaz’da bir araya gel m işle rse de y ap ılan g ö rü ş melerden bir sonuç alınamamış ve 11 A ralık sabahı Rus birlikleri Çeçenistan’a girmiştir. Ç eçen İçkeriya Cum huriyeti’nin 11 A ralık 1994'te Rus Ordusu'nun saldırısı ile sa vaşa sürüklenm esi sonucunda binlerce Çeçen hayatını kaybet mesine rağmen, 31 Ağustos 1996 g ü n ü im z a la n a n H a s a v y u rt Antlaşm ası ile Rusya yenilgiyi kabul etmiş ve Çeçen toprak larını terk etmiştir. Birinci RusÇeçen Savaşı sonrasında im za lanan bu andlaşm a ile taraflar; savaşın d u rd u ru lm ası g erek tiğini, anlaşm azlıkların savaş ve çatışm alarla düzeltilem ey ece ğini ve savaşın yol açmış olduğu anlaşm azlıkların barış yoluyla giderilm esinin en büyük amaç olduğunu beyan ederek Rusya Federasyonu ve Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti arasındaki m ese leleri uluslararası haklar ve yasa lar çerçevesinde 31 Aralık 2001 tarihine kadar sonuçlandırmayı kabul etmişlerdir(52). 27 Ocak 1997 tarihinde yapılan devlet başkanlığı seçim lerini kazanan A slan M ashadov 128 zam anında pek çok uluslararası andlaşm a imzalanmıştır(53). Bu andlaşmalar, uluslararası hukuk açısından değerlendirildiğinde; Rusya Federasyonu'nun, bu andlaşm alarla Çarlık dönem inden bu yana "sömürge" durumundaki Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti'nin bağım sızlığını “Zım nî Olarak Tanımış 01duğu”nu ortaya çık m a k ta d ır ^ ) . Rusya Çarlığı dönem in de özerklik verilen, SSCB döne m inde de özel statülü olan fakat daima sürgün ve her tür ayrım cılığa m aruz kalan Ç eçenistan’m kendi geleceğini belirlem e hak kına uluslararası toplum yeterin ce ilgi göstermemiştir. Hâlbuki aralarında uluslararası hukukçu lardan Francis A. B öyle’un da bulunduğu bazı bilim insanları, Çeçenistan ile Rusya Federas yonu arasında 1997’de im za lanan barış andlaşm asında en azından “De Facto Tanıma”nm gerçekleştiği ifade edilm ekte d ir^ ). Belirtm ek gerekir ki, as lında 1991 yılında sadece Ç e çenistan değil diğer birçok halk da bağım sızlığını ilan etmişti. Ç eçenistan’ı R usya’ya bağlaya c ak h e rh a n g i b ir a n a y a sa l gerekçe bulunmamaktadır. Kaldı ki, Çeçenistan kendi anayasasına sahiptir. 42 ülkenin tem silcisinin katılım ıyla bağım sız seçim ler de yapılmıştır. Bahsettiğimiz gibi Çeçenistan’ın Rusya ile yapılm ış al tı tane anlaşm ası var ve bu andlaşm alardan Çeçenistan bağım sız devlet muamelesi görmüştür. Tüm bu veriler yan yana konul d u ğ unda, “ Ç eçen istan Sorunu”nun “R usya’nın iç Sorunu O larak Sunulm ası” uluslararası hukuk açısından gerçekçi olm ak tan çok uzak olduğu ortaya çık maktadır. Çeçenistan K afkasya’nın jeo-stratejik konumu olan ve ekonom ik kaynaklarıyla önemli bir ülkesidir. Dört asırdan uzun bir zam andır varolm a m ücadele si veren Çeçenler, SSC B ’nin dağılmasıyla meşruiyetini SSCB anayasasından alarak Birleşik D evletler’den ayrılmışlardır. Çeçenistan’ın bağımsızlığı, Cehar D udayev’in cumhurbaşkanı se çilmesi ve anayasanın kabulü üzerine Rusya, Çeçenistan’a m ü dahale kararı almıştır. Rus yönetimi tarafı ol d u ğ u a n la ş m a la rd a n d o ğ an yükümlülüklerini yerine getir memiş, savaşın getirdiği kayıp ların giderilmesine dair verdiği taahhütlere uymamış, petrol boru hattı geçiş ücretini dahi ödem e miştir. 1999 yılı Ağustos ayında Rus birlikleri; komşu Dağıstan Cumhuriyeti'nde Çoban-M akhi ve Kara-M akhi adlı iki köye baş lattığı saldırının akabinde, o sırada resmi bir sıfatı bulun mayan Şamil Basayev'in bu ola ya sebebiyet verdiğini ileri süre rek ve Rusya Gizli Servisi (FSB) tarafından organize edildiği son radan kesin olarak kanıtlanmış olan Volgograd ve Dağıstan'daki bazı apartmanların havaya uçurulması olaylarını da bahane ede rek 2 Ekim 1999 günü bir kez da ha Çeçen İçkeriya Cum huriye tine saldırmıştır. Komşu ülke ve bölge lerin önemli bir kısmı Rusya Federasyonu’na bağlı iken, Gür cistan’la sınırın bulunduğu kısım da ikinci savaşın başlamasının hemen ardından “Pankisi O lay ları” bahane edilerek çok yoğun bir güvenlik duvarıyla çevre lenmiştir. Bu coğrafyaya ABD, Rusya ve Gürcistan güvenlik güçleri d efalarca o p erasy o n düzenlem iş ve terörist avına çıkılmıştır. Bu şekilde abluka altına alınmış bir coğrafya içeri sinde, Rusya’nın bizzat 200 bine varan asker ve diğer personelinin ve Rus yanlısı Çeçen güçlerin insafında devam eden yeni bir h a y a t b iç im i o lu ş tu ru lm u ş tu r^ ). III. ÇEÇEN MESELESİNİN DİĞER ÖRNEKLERLE KARŞILAŞTIRILMASI VE ÇEÇEN TEZİ A. ÇEÇEN ÖRNEĞİNİN DİĞER KENDİ KADERİNİ TAYİN ETME ÖRNEKLERİYLE KARŞILAŞTIRILMASI 1991 yılında Sovyetler B irliği’nin, 1992 yılında da Yu goslavya’nın dağılmasında bu iki devletten ayrılarak bağım sız lığını kazanan yeni devletler bu h ak k a d ay an d ık ların ı b ild ir mişlerdir. Bu yeni devletlerin önemli bir özelliği daha önce fe deral bir devletin federe kanatla rını oluşturup, önceki devletlerin anayasalarında kendi kaderini ta yin etme hakkına sahip olduk larının öngörülm üş olmasıdır. Dolayısıyla, bu örneklere baka rak günümüzde uygulanan ulus lararası hukukun kendi kaderini tayin etme hakkını bütün toplu luklar bakımından kabul ettiğini söylemek mümkün değildir(57). Aralarında Türk Cum hu riyetlerinin de bulunduğu Baltık Cumhuriyetleri dışındaki diğer on iki Sovyet Cumhuriyetinin uluslararası hukuk altında kendi kaderini tayin etme hakkı 1977 tarihli Sovyetler Birliği A na yasasının 72. M addesinde(58) ölü bir hüküm olarak bulun maktaydı. Bu maddeye göre her birlik Cumhuriyeti SSC B’den ayrılma hakkına sahipti. A na yasanın 70/1. fıkrası SSCB ’nin eşit Sovyet Sosyalist Cum hu riyetlerin gönüllü katılımı ve ulusların kendi kaderini tayin etme hakkının bir sonucu olarak s o s y a lis t fe d e ra liz m ilk e s i ü z e rin e k u ru lu , ç o k u lu s lu , federal ve yekpare bir ülke olduğunu belirtmekteydi. Kısaca cumhuriyetlerin kendi kaderini tayin etme hakkına dayanarak Sovyetler Birliği’ni kurduklarını belirtm ekteydi(59). Sovyetler Birliği dağılma süreci kaçınıl maz hale geldiğinde, kendi kon 129 trolü altında meydana gelmesini arzulamış Anayasasının 72. m ad desini uygulamak için 7 Nisan 1990’da bir kanun kabul etmiştir. Bu düzenlemeye göre, bir Cum huriyetin Sovyetler B irliği’nden ayrılabilm esi için halkın 2/3 ünün ayrılmayı istemesi gerek mekte ve çoğunluk sağlanamaz sa bir daha on yıl içinde ayrılma referandum u yapılam ayacaktı. Anılan düzenleme ile uluslar arası hukukta dayanağın yoklu ğuna rağmen birlik cum huriyet lerinin çoğunluğunun ayrılma larını meşrulaştırmak istemeleri için referandum lar düzenleme leri ilginçtir(60). O d ö n e m in A v ru p a Topluluğu ve üyelerinin bu olay karşısındaki tavrı Topluluğa üye on iki devletin dışişleri bakan larının 16 Aralık 1991’de topla narak bu cumhuriyetlerin tanın ması konusunda bir ilkeler bildi risi kabul etmeleri olmuştur. A nı lan ilkeler bildirisinin giriş kıs m ında topluluk ve üyelerinin Helsinki Senedine, Paris Şartına ve özellikle kendi kaderini tayin etme hakkına bağlılıklarını belir terek hem Yugoslavya hem de Sovyetler B irliği’nin dağılma larını her halkın özgürce kendi uluslararası statüsünü belirleme ilkesi tarafından hızlandırılan ta rihsel bir süreç olarak değerlen dirmekteydiler. Bu ilkeler çerçe vesinde yeni cum huriyetlerin uluslararası camiada tanınması için hukuk kurallarına, dem o krasi ve insan haklarına, etnik ve ulusal grupların ve azınlıkların haklarına saygı gibi kriterleri ye rine getirmeleri gerekmekteydi. Kendi Kaderini Tayin Etme ko nusu şimdiye kadar alışılmamış bir şekilde demokratik kurallara bağlanıyordu. Ayrılan cum huri yetlerin “dışsal self-determinasyon” hakkı, demokrasi ilkesine yani “içsel self-detenninasyon” hakkına saygı gösterme şartına bağlanarak dünya toplumunda ilk defa Kendi Kaderini Tayin Et menin dışsal ve içsel boyutu ara sındaki karşılıklı bağımlılık ve kaçınılm az bağlantı öne çıkarılm aktaydı(61). S o v y e tle r B ir liğ i’nde m eydana gelen bu olaylar karşı sında uluslararası kurum lar ayrı ca ülkesel bütünlük (uti possidetis juris) ilkesini benim sem işler ve bu hakkın ülkesel bütünlük ilkesinin sınırlam aları altında uygulanacağı ve C um huriyet lerin sınırlarının, parçalanm a ön cesi olan federal sınırlar olaca ğını ve tarafların özgür iradeleri ile sınırlarını değiştirebilecek lerini ilke edinmişlerdi(62). Yeni devletlerin kurulm ası sırasında var olan idari sınırların değiş tirilm esinin yasaklanm ası anla mına gelen uti possidetis juris ilkesi, bu hakkın sadece sömürge ülkelerin sınırları içerisinde ge çerli olacağı şeklinde anlaşıl maktadır. Çağdaş siyasi uygula mada kendi kaderini tayin etme hakkı, büyük ölçüde, Batılı sö mürge yönetim leri altında yaşa mış veya halen yaşam akta olan halklarla sınırlı sayılmaktadır. Örneğin, Irak ve İran’daki Kürtlerin, Sri L anka’daki Tam il’lerin ve E tiyopya’daki E ritre’lilerin kendi kaderini tayin etme hak larının olm adığı hem en hemen evrensel olarak kabul edilm ek teydi; fakat Eritre 24 M ayıs 1993'te yapılan halkoylam ası so nucu bağım sızlığına kavuşarak E ty o p y a ’dan a y rılm ıştır(6 3 ). Kuzey Iraklı K ürtlerin ayrılması içinse federal devletten başla yarak ilerleyen hazırlıklar dik kati çekmektedir. B M ’nin 1966 tarihli İkiz Sözleşm elerinin ortak birinci maddesinde, 1975 tarihli Helsinki Nihai Senedi’nin VIII. İlkesinde ve bu süreci takip eden diğer A G İK belgelerinde yer al ması sömürgeciliğin sona ermesi ile sona eren değil, farklı boyut larda, yeniden canlanan bir hak haline gelmiştir. Kavramın hu kuksal niteliğine baktığım ızda hiç şüphesiz bir haktır(64). Bazı yorum cular Kosova ile Çeçenistan olaylarını birbiri ne benzer görmekle birlikte ulus lararası topluluğun her iki olaya tavrının farklı olduğunu, ulus lararası topluluk Kosova örne ğinde, K osovalı A rnavutların kendi kaderini tayin etme ta lebini makul görürken, Çeçenis tan ’da Rusya tarafından şiddet kullanılarak bu haklarının kabul edilmem esini, Kendi Kaderini Tayin Etme hakkının şartlarının oluşm adığını belirterek, bunla rın; 1. Hükümet ile kendi kade rini tayin etme hakkına adil ol m ayan bir engellenm enin oldu ğunu savunan azınlık gruplar arasındaki anlaşm azlığı hüküm et içi organizasyonlar ve diğer dev let kuruluşları da dahil çözecek iyi niyetli barışçı m etotların tü ketilm esi; 2. S elf -determinasyon talebini savunan kişilerin, grup ç o ğ u n lu ğ u n u n is te k le r in i yansıttığının bir göstergesi; 3. Son çare olarak şiddet kulla nılm ası olduğunu savunurlar(65) Kanada Yüksek M ahkemesi de Quebec bölgesi için aynı şart ların d eğ erlen d irm esin i y a p mıştır. Hâlbuki bütün bu geliş m eler izlendiğinde, uluslararası topluluğun tutarsızlık içerisinde olduğu görülür. Bosna, Slovenya ve H ırv a tis ta n ’ın Y u g o slav y a ’dan kan dökülerek ayrılm a sını tanıyan ancak, Kosova ve K aradağ’ın ayrılm asına onay verm eyen uluslararası toplum, bugün bu ülkeleri de tanım a yoluna girmiştir. Çeçenistan ve Abhazya gibi örneklerde ise hiç bir destek verilm em iş yalnız b ı rakılmıştır. Bunda, uluslararası politika ve güç dengelerinin dik kate alınm asının etkili olduğu söylenebilir. Kosova ile Ç eçenistan’ın farklı tutulm asında Yugoslav y a ’nın suçlu bulunan Sloban Miloseviç tarafından yönetilen fakir bir ülke oluşu, R usya’nın ekono m ik kaynakları ve askeri gücü nün önemi, Birleşm iş M illetlerin veto hakkına sahip daimi üyesi olm ası etkindir(66). ABD eski Başkanı Bili Clinton dahil, birçok kişi bu m e 130 selenin R usya’nın iç m eselesi ol duğunu söyleyerek, R usya’nın orantısız güç kullanm asına ve 11 Eylülün propaganda malzem esi olarak kullanılarak Çeçenlerin uluslararası terörizm le ilişkilendirilm elerine, kullanılm ası yasak silahlar ve sınır ötesi operasyon larla, Çeçen liderlerinin yurtdışı operasyonlarıyla öldürülm esine seyirci kaldıkları gözlenm ek t e d i r ^ ) . Hâlbuki Y eltsin’i temsilen D önem in Rus içişleri ba kanı A lexander Lebed ile Cehar Dudayev arasında bir andlaşm a im zalanması bile Ç eçenistan’ın durum unun D oğu T im or ile kıyaslanam ayacak kadar farklı olduğunu göstermektedir. B. ÇEÇENLERİN TEZ VE İDDİALARININ DAYANAKLARI Rus tezine göre; Çeçe nistan, bir “federe cum huriyet” değil, “özerk cum huriyet” sta tüsündedir. Yani Çeçenistan, bir “kurucu devlet” olarak kabul edilmemektedir. Hâlbuki diğer federe devletler kurucu devletler olarak kabul edilmektedir. 1991 yılından beri Rusya; verdiği söz ler, yapılan görüşmeler, ekono mik kısıtlam alar ve baskılarla dolu oyalam a yöntem ine rağm en Çeçenlerin “ Kendi Kaderini Ta y in E tm e H a k k ı” nı e n g e l leyememiştir. Ancak, böyle dav ranarak; Çeçenlerin ve tüm K af kas halklarının Anayasal politi k a la rın a , h u k u k la rın a , ifade özgürlüklerine kısıtlam alar geti rerek Çeçen toplum una yoğun maddi ve hayatî zararlar verdiği gibi Rus dem okrasisine de büyük zararlar vermiştir. Bu arada, as lında bu sorunun altında tek bir sebep yatm ayıp; petrol, doğalgaz hattı, askeri güç gibi birçok nede nin bulunduğunu da belirtm ek gerekir(68). Oysa m adalyonun öbür yüzüne -Ç eçenlerin tezlerineb ak tığ ım ızd a çok fark lı bir m anzarayla karşılaşıyoruz: Öncelikle belirtm ek gerekir ki, Çeçenlerin birden çok gerekçe leri söz konusudur. Örneğin Çeçenler; “Özerk Cum huriyete Sa hip O ldukları”, “ Sovyet A naya sa s ın d a N üfusu 1 M ilyonu G e çen Halkların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkının Tanındığı” ve Çeçenlerin de bu haklarını kul landıklarını ileri sürmektedirler. Ayrıca, “İki Defa Sürgüne Gönderildikleri”ni, “ Bütün Rus H al kı N ezdinde Ayrımcılığa U ğra d ık la rın ı ve “Topraklarının Her Z a m a n S ila h Z o r u y la E le G eçirildiğini” ve bu gerekçelerle k e n d i k a d e rin i ta y in etm e haklarının bulunduğunu her za man dile getirmişlerdir. Rusya Federasyonu A na y a sa sın a göre uluslararası andlaşmalar, iç hukuk sistem inin bir parçasıdır ve doğrudan uygulan ma etkisine sahiptir(69). Bunlara ek olarak ayrıca belirtm ek ge rekir ki, “Rusya, taraf olduğu Cenevre Sözleşm esi’ni de ihlal etm iştir” . N itekim bunun en bü yük delillerinden biri, 31. 07. 1995 tarihli kararıyla Rusya A na yasa M ahkemesi, Rusya D ev leti’nin, 1949 Cenevre Sözleş m e sin in 1977 tarihli Ek II. Protokolü’nü ve Rus A nayasası’nın 15/4. M addesi’ni ihlal ettiğine karar vermiştir. Bu şekilde R us y a ’nın, bu konuda taraf olduğu uluslararası andlaşm aları ve ana yasanın buna ilişkin maddelerini ihlal ettiği sübut bulmuştur. Çeçenistan’ın bağım sız lık ilanı uluslararası hukuk kural larına uygundur. Çeçen-İnguş Ö zerk C u m h u riy eti B rejnev Anayasası olarak bilinen 1976 S o v y e t A n a y a s a s ı’n a g ö re SSC B ’ni oluşturan Rusya Sov yet Federatif Sosyalist C um huri y e tin e bağlı bir özerk cum huri yet statüsündeydi. Bu yasa, gü nümüzde Çeçenistan’ın Rusya F ederasyonu’na bağlanm asına gerekçe gösterilmektedir. Oysa Sovyetler B irliği’ni oluşturan c u m h u riy e tle rin 1 9 9 0 ’la rd a birlikten ayrılm alarıyla SSCB ve Anayasası de facto ve de iure olarak ortadan kaldırılm ıştır. N itekim SSC B ’ni oluşturan bazı d e v le tle r y en i b ir a n laşm a tem elinde yeni bir birlik olan, B ağım sız D evletler Topluluğ u ’nu kurmuşlardır. Sovyetler Birliğini oluşturan cum huriyet lerden biri olarak Rusya Federa tif Sosyalist Cumhuriyeti de ben zer bir şekilde eski yasalarını de ğiştirmiştir. Zaten birliğin son parlam entosu, devlet başkanı Yeltsin’e bağlı birlikler tarafın dan kapatılm ış, yeni seçim ler ve a n a y a s a te m e li n d e d e v le t yeniden örgütlenmiştir. SSCB d ö n e m in d e n k a lm a y a s a la r yürürlükten kaldırıldığı için bir liği oluşturan federe birimlerin, yani özerk cum huriyetlerin ara sındaki ilişkilerin yasal çerçeve sinin oluşturulm ası gündem e gelmiştir. Bu doğrultuda 31 Mart 1992’de “Rusya Federasyonu İçindeki Egemen Cum huriyet lerin İktidar Organlarıyla Rusya Federasyonu’nun Devlet İktidarı Federal Organları A rasında Ya sam a ve Y etkinin D ağ ıtım ı (Paylaşımı) Üzerine A nlaşm a” imzalanmıştır. Eski Rusya Yasa ları yürürlükten kalktığına göre, yeni oluşan federatif devletin böyle bir yeni anlaşm a temelinde yasal çerçevesinin kurulm ası doğru ve yasal bir tutumdur. Tüm bunlardan hareketle şu tespitleri yapm ak zor olm aya caktır: Çeçenlerin “kendi kade rini tayin etme hakkı”, aynı za m anda anayasal bir haktır(70). T a ra fla r a ra s ın d a “ Y ap ıla n A n d la ş m a la r a U lu s la r a r a s ı Hukuk-İç Hukuk İlişkisi Ç erçe vesinde Bakıldığında” R usya’ nın, -başta anayasası olm ak üze re- kendi iç hukuk norm larını da ihlal ettiği ortaya çıkmaktadır. Zira, “ İdarenin Devam lılığı” il kesine göre bu günkü Rusya Fe derasyonu, SSC B ’nin devamıdır(71). Ayrıca buna paralel ola rak, “Devletlerin Halefıyeti” il kesine göre de bu günkü Rusya Federasyonu, SSC B ’nin aynı za manda halefidir. N itekim bu hu 131 sus, yeni Rusya Federasyonu ta rafından da kabul edilmiş ve hat ta özellikle deklere edilmiştir. Bunların anlamı ise, Rusya Fede rasyonu’nun, SSCB zam anında yapılan uluslararası ve ulusal dü zeydeki tüm işlemlerle bağlı ol duğudur. Ancak, yukarıda belirt tiğim iz nedenlerle Rusya Fede rasyonu her iki açıdan (U luslar arası andlaşm alar ve Anayasa çerçevesinde) da hukuku çiğne miş durumdadır. 11 E y l ü l'd e n s o n r a A B D ’nin ‘terör karşıtı' kam pan yası ile Putin de Ç eçenistan’daki bağım sızlık savaşını bir terör olayı olarak tanıtm aya çalışarak Çeçenistan'ı basm a kapalı bölge ilan ederek işlediği savaş suçları nı bu şekilde örteceğini düşün m ü ş t ü r ^ ) . Dünya m edyasının Çeçenistan'da yaşananları gör m ezden gelmesi, Rusya'nın öz gür basını engellem esi ve paralı askerlerini Çeçenistan'm yöneti cileri gibi gösterm esi, Çeçenis tan'm seçilmiş meşru devlet başkanlarmı art arda katletm esi de so ru n u çö zm ey e y e tm e m iş tir^ ). A İH M ’nde, Ç eçenistan konusunda yakınları öldürülen ve işkence gören çeçenler tara fından yapılan başvuruların so nucu R usya’nın insan haklarını ihlal ettiğini ve sözleşm enin 2. m addesindeki yaşam a hakkını ihlal ettiği yeterli ve etkin soruş turm a yapılmadığı, 1. maddenin ihlal edilerek m ülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin ihlal ka rarları vererek R usya’yı tazm i nata mahkûm etmiştir(74). Böl gedeki çatışm alar R u sy a’nın şiddet uygulayarak uluslararası hukuku hiçe sayarak bunu kendi iç meselesi olarak görmesi ve bu şiddeti arttırması sonucu çözüm süz bir hal alm ıştır(75. Rusya federasyon anlaş masını o tarihte iki cumhuriyet, Tataristan ve Çeçen-İnguş Cum huriyeti im zalam am ışlar ve 12 A ralık 1993 günü yapılan Rusya F e d e ra s y o n u y e n i a n a y a s a o y la m a s ın a ve p a rla m e n to seçim lerine de bu iki cum huriyet katılm amıştır. (Tataristan C um huriyeti daha sonra Rusya Fede rasyonu ile ayrı bir andlaşm a im zalayarak federasyona katıldı.) Bu durum da Ç eçenistan’m Rus ya federasyonuna bağlı olduğu nu belirten bir andlaşm a yoktur; bu nedenle “Çeçenistan Sorunu nun R usya’nın Toprak B ütünlü ğü îçinde Çözülm esi G erektiği” id d ia la rın ın y a sa l d ay a n a ğ ı bulunm amaktadır. SONUÇ “Çeçen Sorunu”nun al tında tek bir sebep yatm ayıp “Petrol D oğalgaz H attı”, “Askeri G üç” gibi birçok nedenin bulun duğu bir tarafa(76), bu gün itiba rıyla uluslararası düzeyde tanı nan kendi kaderini tayin etme hakkı, görünüşteki yaygınlığına rağmen, uygulam ada son derece sınırlı bir hak olarak görülm ek tedir. Bununla birilikte anlık bil gi paylaşım ıyla ve sağladığı di ğer im kanlarla küreselleşen bu günkü dünyada uluslararası poli tika, çevre, strateji, ekonom i, hu kuk, kültür ve benzeri diğer des tekler üzerinde seyreden “kendi kaderini tayin etme hakkı” , gide rek daha da önem taşıyan bir gö rüngü (fenom en) haline gelmiş durumdadır. Bu haliyle de “kendi kaderini tayin etm e” ile ilgili ola rak üç boyutlu sorunlarla karşıla şılmaktadır: Bir tarafta stratejik olarak liderlik hedefleri, diğer ta rafta etkili sonuç elde edebilm ek için yeterli zam an ihtiyacı ve di ğer tarafta da insani ve araçsal maliyet. Bu farklı ve birbiriyle çatışan çok boyutluluk ise, m ese lenin ya da çözüm lerin hukuki zem inini zayıflatm aktadır(77). Soğuk Savaş’ın bitişin den sonra, bağım sızlık talepleri artmış ve kendi kaderini tayin hakkı ve bütün dünyada boy gös term eye başlamıştır. Zam anla, ırkçı olm ayan bağım sız ülkelerin halklarını da etkileyen ve ulusal, etnik, kültürel, dinsel ve dilsel azınlıkları da kapsayacak şekilde genişlem e eğilim i göstermiştir. Baltık Cum huriyetleri, Sovyetler B irliği’nden ayrılması ve sonra SSC B ’nin bütünüyle dağılması, Ç ek o slo v ak y a’nın bölünm esi, A lm anya’nın birleşm esi, Etiyop ya ile E ritre’nin ayrılması ve Yu goslavya Federasyonun dağıl ması bu dönem de ilgi çekici ge lişm eler arasındadır. Ayrıca, yu karıda da belirttiğim iz gibi, ro m antik em eller yaratm a gücüne ve devrim ci, başkaldırıcı ve radi kalleştirici etkiye sahip olduğu artık tartışmasızdır. H atta bu hak, bir çeşit egem enlik veya bağım sızlık trendine girdiği takdirde bir devletin sınarlarım değiştire bilir, bir kıtayı ve tüm uluslar a ra s ı s is te m i e tk ile y e b ilir . Yukarıda da belirttiğim iz gibi, en önem li etkisinin birey olarak çocukların, kadınların, ailelerin ve toplulukların üzerinde görül düğü Bosna, Keşmir, Çeçenistan, Somali, Kosova, Eritre ve Filistin(78) m eselelerinde ispatlan mış durum dadır ki, bu nedenle konu, stratejik tartışm aların veya akadem ik çalışm aların ötesinde bir insanlık d ram ıd ır. U lu s la r a r a s ı to p lu m , uluslararası hukukun varlığını inkâr edecek veya şüpheye düşü recek yaklaşım lardan uzak dur m adıkça, uluslararası arenada barış, adalet ve güven oluşm aya caktır. Aynı durumdaki bireylere aynı m uam elenin gösterilm esi hukukun en tem el ilkesi olan adaleti tesis eder uluslararası hu kukun bireyleri sayılan devletlerarasındaki ilişkiler ve benzer olaylar karşısında benzer tutu m un takınılm ası uluslararası ca m ia ve uluslararası hukuku güve nilir ve m üm kün kılacaktır. Sovyetler B irliğinin da ğılm asıyla birlikte Bu devletten ayrılarak bağım sızlığını kazanan yeni devletler bu ayrılm ayı kendi kaderini tayin etme hakkına da yanarak yaptıklarını bildirm iş lerdir. Bu yeni devletlerin önemli bir özelliği, daha önce federal bir d e v le tin fe d e re k a n a tla r ın ı oluşturup; Sovyetler Birliği A na 132 yasasında “kendi kaderini tayin etm e h ak k ı”na sahip old u k larının öngörülm üş olmasıdır. SSCB K urucu A nayasası’ndaki nüfusu bir m ilyonu geçen halk ların birlikten ayrılm a hakkına dayanarak ayrılan Çeçenlerin, y in e m ille tle ra ra s ı h u k u k ç a önem li kabul edilen referandum yapm a, belirli bir toprak üzerin de hâkim iyet sağlama, başka devletlerle andlaşm a yapm a ve ülke sınırları içerisinde güvenlik, eğitim, sağlık ve yargı gibi kamu hizm etlerini veren kendi yasam a yürütm e ve yargı organlarına ha iz olm asıyla da bir devlet görü nüm üne sahip olması, bu bölge nin bir devlet olarak tanınm ası şartlarını yerine getirdiğini gös termektedir. Ü stelik bu durum, 5 yıldan fazla bir süredir devam ede gelmiştir. Dolayısıyla, yukarıda be lirttiğim iz gerekçelerle Rusya Federasyonu, -SSCB zam anında yapılan uluslararası ve ulusal dü zeydeki tüm işlem lerle de bağlı olarak- hem Uluslararası A ndlaşm alar hem de A nayasa çerçeve sinde hukuku çiğnem iş durum dadır. “U lu sla rın k a d e rle rin i serbestçe tayin etme hakkı” 20. yüzyılın başlarından beri yaygın laşarak Kabul gören İnsan H ak ları Evrensel Bildirgesi, Helsinki Nihai Senedi, Paris Şartı gibi uluslararası sözleşm elerde de açıkça tanınan bir haktır. Bu hak tem elinde Çeçen halkının ba ğım sızlık ilanı m eşru ve devre dilem ez bir hakkın sonucudur. Uluslararası kam uoyu bu hakkın seçilmiş tem silciler tarafından ifade edilm esine saygı göster m ekle yükümlüdürler. Ç e ç e n is ta n ’m b a ğ ım sızlık ilanı aynı zam anda m evcut uluslararası norm ve yasalara da uygundur. Bilindiği gibi Çeçenİnguş Ö.S.S.C. Brejnev A naya sası olarak bilinen 1976 Sovyet A n a y a s a s ı’na gö re S S C B ’ni oluşturan Rusya Sovyet Federa tif S o sy alist C u m h u riy eti’ne b ağ lı b ir ö zerk c u m h u riy et statüsünde idi. Bu yasa, günü m üzde Ç e ç e n is ta n ’ın R u sy a Federasyonu’na bağlanm asına, yanlış olarak, gerekçe gösteril mektedir. Oysa Sovyetler Birli ğ i’ni oluşturan cum huriyetlerin 1990’larda birlikten ayrılm a larıyla SSCB Anayasası önce “de facto”, sonra da “de ju re” olarak ortadan kaldırılmıştır. N itekim SSC B ’ni oluşturan bazı devletler yeni bir anlaşm a tem elinde yeni bir başka birliği; Bağım sız D ev letler Topluluğu’nu kurm uşlar dır. Bilahare, Çeçenistan ola yı milletlerarası bir uyuşm az lıktan çıkarak bir drama dönüş meye başlamıştır. Doğu Timor ve D arfur’a gösterilen ilgi ve ulus lararası kam uoyu oluşturulması, b u n a k a rş ılık Ç e ç e n is ta n ’ın uluslararası kam uoyunun gözle rinden uzak tutulması ağır insan hakkı ihlallerine, orantısız güç kullanım ına başvurulm asına rağ men “yok sayılm ası” ilgi çeki cidir. Çeçenistan “kendi kaderini tayin etme hakkı” bir yana, kendi halkının varlığını sürdürem e yecek konum a düşürülmüştür. Hâlbuki uluslararası hukukta bu hakkın kullanım ı için öngörülen şartlarının diğer benzer örnekler karşısında çok daha güçlü bir şe kilde ortaya çıktığı görülm ekte dir. S o v y e tle r B ir liğ i’n in , 1989 sonrasında dağılm ası ve 1990’ların başında, yeni cum h u riy etlerin b ağ ım sızlık ların ı ilan etmeleri ile birlikte, dağıl manın nereye kadar süreceği sorusu akıllara takılm aktaydı. SSC B ’nin ilk ayrılan ve tanınan Baltık cum huriyetlerine tepkisi ile diğer cum huriyetlerin ayrıl masına olan tepkisi kuşkusuz farklı olmuştur. Orta A sya ve G ü ney Kafkas Cum huriyetlerinin b ağım sızlıkların ı ilan etm esi sonrasında Rusya Federasyonu sınırına çekilen Rus varlığı, K u zey Kafkas Ö zerk C um huri yetleri ve Tataristan Ö zerk Cum huriyeti sorunlarıyla yüz yüze k a lm ış tır . B u g ü n k ü R u sy a Federasyonu’nu oluşturan yüzü aşkın etnik grubun sahip olduğu bölgelerde yükselen etnik hare ketler R usya’nın sıcak günde m inde durmaktadır. Zira Tataris tan ve Çeçenistan Rusya petrol lerinin en önemli kaynaklarını oluşturduğundan Rusya bakı m ından stratejik bir değer taşı maktadır. Tataristan’la yarı ba ğım sızlık şeklinde anlaşm alara dayanan ilişki, Çeçenlerle yetki paylaşımı değil, bağım sızlık ta lebi karşısında daha farklı bir bo yut kazanarak savaşa dönüş müştür. Kendi parlam entosunu, m ahkem elerini, eğitim sistemini, ordusunu ve kam u hizm etleri b i rim lerini kuran Ç eçenistan’m “hukuki konum u” konusu, tartış manın uluslararası arenada da odağında olmuştur. K anaatim izce Ç eçenis tan için “Kendi Kaderini Tayin Etme H akkı”nı elde etm ek için gerekli şartlar oluşmuştur. Refe randum un yapılm asından, hükü m etinin kurulm asından, devlet başkanm m seçilip anayasasının yapılm ış olm asından ve bir süre bağım sız yaşam asından sonra uluslararası arenada hiçbir ülke tarafından tanınm am ası ise an cak siyasi olm akla açıklanabilir. p r e n s ib i n b i r k a ç u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a d a k a b u l e d i l m e s i , o n u n d e v le tle r h u k u k u n u n b ir p a r ç a s ı h a lin e g e ld iğ in i g ö s t e r m e k i ç i n y e t e r l i d e ğ i l d i r .” k a r a r ı n ı v e r m i ş l e r d ir . . K o n u M ille tle r C e m iy e tin e g ö tü rü le r e k te tk ik e d ilm e s i s o n u c u A a la n d A d a la n s a k in le r in in s e lf- d e te r m in a s y o n h a k k ı n ı k u l l a n a r a k F i n l a n d i y a ’d a n a y r ıl m a l a r ı r e d d e d i l m iş o ld u . ( 8 ) D O Ğ A N , a g m , s. 4. (9 ) K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 7 . ( 1 0 ) M a d d e 1 B M ’n i n i k i n c i a m a c ı n ı ş ö y l e b e l i r t m e k t e d ir: “ U lu s la ra ra s ın d a e ş it h a k la ra v e h a lk la r ın s e lf-d e te rm i n a s y o n u i l k e l e r i n e s a y g ı y a d a y a n a n d o s t a n e il iş k i l e r i g e l i ş t i r m e k v e e v r e n s e l b a r ış ı g ü ç l e n d i r m e k i ç i n g e r e k l i t e d b i r l e r i a l m a k .” 5 5 . m a d d e is e : “ ...h a y a t s t a n d a r t la r ı n ı y ü k s e l t m e y i , ta m is ti h d a m ı , k ü l t ü r e l i ş b ir l iğ i n i v e i s t i k r a r v e m u t l u l u k ş a r t la rın ı o lu ş tu r m a k a m a c ıy la u lu s la ra ra s ın d a d o s ta n e v e b a r ış a d a y a n a n iliş k ile r in g e liş e b ilm e s i iç in e ş it h a k la r p r e n s ib in e v e h a lk la r ın s e lf- d e te r m in a s y o n u n a d a y a n a ra k g e r ç e k l e ş e b i l e c e k i n s a n h a k l a r ı n a r i a y e t e d i l m e s i ...” (1 1 )K a v ra m a s o s y o -p s ik o lo jik y a k la ş ım iç in bkz. S C H W A R T Z , B a rr y , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : T h e T y r a n n y o f F r e e d o m ” 2 0 0 0 , T h e A m e r ic a n P s y c h o l o g ic a l A s s o c i a tio n ,I n c .,V o l.5 5 ,N o . 1 ,7 9 -8 8 ( h ttp ://w w w .s w a n - h m o r e .e d u / S o c S c i / b s c h w a r l / s e l f - d e t e r m i n a t i o n .p d f ) . ( 1 2 U N P O , h t t p :/ / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 / ( 1 3 ) W i l s o n , a l t ı s ı “ K e n d i K a d e r i n i T a y i n E t m e ” il e ilg ili o l m a k ü z e r e o n d ö r t i l k e il a n e t m i ş ti r . S a v a ş t a n y e n i k ç ık a n m ille tle r in , k ü ç ü k m ille tle r in v e s ö m ü rg e a ltın d a k i h a lk la r ın d a k a d e rin i ta y in h a k k ı o ld u ğ u n u ifa d e e d e re k , u l u s l a r a r a s ı s i s te m in g ü ç d e n g e s i n e d e ğ i l , e t n i k k a d e r i n i ta y in ilk e s in e d a y a n d ırılm a s ı g e r e k tiğ in i v u rg u la m ış tır. ( 1 4 ) T U N C A Y , A l i , A P o s t - C o l d W a r E x p e r i e n c e i n S e lf D e te r m i n a t i o n a n d S e c e s s i o n i s m ( T h e Y u g o s l a v C a s e ) , ( M a s te r of A r ts , B ilk e n t U n iv e r s ity I n s titu te of E c o n o m ic s a n d S o c ia l S c ie n c e s , 1 9 9 3 ), s. 6 (N a k le d e n : K Ü T Ü K Ç Ü , a g m . s. 2 6 1 ). ( 1 5 ) C A S S E S E , A ., I n t e r n a t i o n a l L a w in a D i v i d e d W o r ld , N e w Y o r k 1 9 8 6 , s . 1 3 4 - 1 3 5 , ( N a k l e d e n : Y Ü C E L , Ö z le m , " M i l l e t l e r a r a s ı H u k u k A ç ı s ı n d a n D o ğ u T ü r k i s t a n H a lk ı n ı n H a k l a r ı ” , D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i 2 0 0 2 S . 18 8 18 9 , s . 6 ; P A Z A R C I , a g e , s. 5 1 8 . A R S A V A , A y ş e F ü s u n , “ S e lf-D e te rm in a tio n H a k k ın ı n B a k ış v e A a la n d A d a la n T a rih i G e liş im in e B ir S o r u n u ” , S e h a L . M e r a y ’a A r m a ğ a n , C il t I, A Ü S B F Y a y ın l a r ı , A n k a r a - 1981 s .5 5 6 7 ; K e m a l G ö z le r , A n a y a s a H u k u k u n a G i r i ş , B u r s a E k i n K i t a b e v i Y a y ın l a r ı , 2 0 0 4 , s . 4 2 - 5 6 . ( 1 6 ) U N S C R e s o l u t io n 1 5 1 4 ,1 9 6 0 . ( 1 7 ) K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k i f , “ U l u s l a r a r a s ı H u k u k t a S e lf D e te rm in a s y o n H a k k ı v e T ü rk C u m h u r iy e tle ri” , s. 2 6 3 . w w w .s o s y a lb il.s e lc u k .e d u .tr /s o s _ m a k /m a k a le le r 1 7 .0 5 .2 0 0 7 ; D o ğ a n , a g m , s . 10. ( 1 8 ) A s l ı n d a F il i s t in m e s e l e s in i s e l f d e t e r m in a s y o n d a n ç o k , iş g a le y ö n e lik b ir ç e ş it “ k u rtu lu ş m ü c a d e le s i” ç e r ç e v e s in d e d e ğ e rle n d irm e n in daha is a b e tli o la c a ğ ı k a n a a tin d e y iz . ( 1 9 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , T h e S e l f - D e t e r m i n a tio n o f P e o p le s , H a rd c o v e r, R ie n n e r P u b lis h e r s , In c o rp o r a te d , L y n n e , I S B N 1 5 5 5 8 7 7 6 8 0 ( 1 - 5 5 5 8 7 - 7 6 8 - 0 ) , 2 0 0 2 , s. 3 3 5 ( 2 0 ) P A Z A R C I , H ü s e y in , U l u s l a r a r a s ı H u k u k , G ö z d e n DİPNOTLAR g e ç irilm iş 3 . b a s ı, A n k a ra 2 0 0 5 , s. 3 4 9 . ( 2 1 ) P A Z A R C I , a g e , s . 1 4 3 ; K A R A O S M A N O Ğ L U , A li ( 1 ) M A L E K , M a r ti n , G e o p o l i t i s c h e V e r a n d e r u n g e n a u f dem L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a y i n , Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı e u r a s i s c h e n S c h a c h b r e t t : R u s s la n d , Z e n t r a l a s i e n İ s t i k r a r v e D e m o k r a s i ” , D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl: u n d d i e U S A n a c h d e m II. S e p t e m b e r 2 0 0 1 , in : A u s 6 , S a y ı: 2 4 , A ğ u s t o s , E y l ü l , E k i m 2 0 0 3 , s . 1 4 7 ( N a k l e d e n P o litik K Ü T Ü K Ç Ü a g m , s. 2 6 0 ). und Z e itg e s c h ic h te , B 8 /2 0 0 2 , S . 1 4 -2 2 (N a k le d e n : S A V A Ş , G e n ç , “ O r ta A s y a d a G ü ç O y u n u : ( 2 2 ) P A Z A R C I , a g e , s . 1 4 2 .; P O M E R A N C E , a g e , s . 3 7 J e o p o litik K o n u m u n G e ri D ö n ü ş ü ” H P D H u k u k P e rs 4 2 ; A R S A V A , a g e , s. 7 7 -8 0 ; n a k le d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , p e k t i f l e r D e r g i s i H u k u k i Y o r u m v e H a b e r D e r g i s i, S : s. 2 6 3 . 0 7 / T e m m u z 2 0 0 6 , s ., 2 2 ) . (2 3 ) P O M E R A N C E , a g e , s. 6 3 -7 3 ; A n c a k , C A S S E S E , (2 ) G E N Ç , a g m , s. 2 3 . s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı n ı n j u s c o g e n s o l u ş tu r m a d ı ğ ı ( 3 ) M O Y N I H A N , D a n ie l R , P a n d a e m o n iu m ; E t h n i c i t y g ö r ü ş ü n d e d ir . B k z . C A S S E S E , a g e , s . 1 7 3 . n a k l e d e n in I n t e r n a t i o n a l P o li t i c s , O x f o r d - 1 9 9 3 , s . 2 3 ( N a k l e d e n : K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 7 5 . K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k if, " U lu s la ra ra s ı H u k u k ta S e lf-D e te r- ( 2 4 ) D O Ğ A N , a g m , s. 10. m in a s y o n H a k k ı V e T ü r k C u m h u r iy e tle ri” S e lç u k Ü n i ( 2 5 ) Ç A V U Ş O G L U , N a z , U l u s l a r a r a s ı İ n s a n H a k la r ı H u v e r s i t e s i S o s y a l B i l i m l e r E n s t i t ü s ü D e r g i s i, 2 0 0 4 , S : 12 , k u k u n d a A z ı n l ı k H a k la r ı , İ k i n c i B a s k ı , İ s t a n b u l - 2 0 0 1 , s. s. 2 5 9 -2 7 6 . 7 4 -7 5 . (4 )D O G A N , si ” , K a m u İ l y a s , “ K e n d i G e le c e ğ in i B e l i r l e m e İ l k e H ukuku A rş iv i, E y lü l 20 0 6 , (2 6 )(2 6 )S O Y S A L , S ö z le ş m e le ri Ve T a m e r, “ B ir l e ş m iş M ille tle r S e lf-D e te rm in a tio n İ k iz İlk e s i” h t t p : / / w w w .a k a d e r .i n f o / K H U K A / 2 0 0 6 _ m a r t / l .p d f s . 2 ; h t t p : / / w w w .t u r k h u k u k s i t e s i .c o m / m a k a l e _ 2 2 5 .h t m . Ş A H İ N , M u s t a f a , A v r u p a B i r l i ğ i ’n i n S e l f - D e t e r m i n a s - (2 7 )“ M ille tle ra r a s ın d a , y o n P o li t i k a s ı , A n k a r a 2 0 0 0 , s . 1 2 ; C A S S E S E , A n t o n i o , s ib in e v e k e n d i m u k a d d e ra tla rın ı k e n d ile r in in ta y in h a k S e l f - D e t e r m i n a t i o n o f P e o p l e s , C a m b r i d g e U n i v e r s it y k ın a s a y g ı ü z e rin e k u ru lm u ş d o s ta n e m ü n a s e b e tle r g e liş m ille tle r in hak e ş i t l iğ i p re n P r e s s , N e w Y o r k - 1 9 9 5 , s . 11. ( N a k l e d e n : K Ü T Ü K Ç Ü , tirm e k a g m , s. 2 6 4 ). K U R T , E n v e r , T ü r k i y e ’n i n U l u s l a r a r a s ı H u k u k M e v z u ( 5 ) A R S A V A , A y ş e F ü s u n , “ A z ı n l ı k K a v r a m ı v e A z ın l ı k a tı, A n k a ra , 2 0 0 7 , s .6 7 5 . H a k la r ı n ı n U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r v e Ö z e l l i k l e M e d e n i v e S iy a s i H a k l a r S ö z l e ş m e s i n i n 2 7 . m d .s i I ş ı ğ ı n d a İ n c e l e n . . . ” M a d d e m e tn in in T ü rk ç e s i iç in b k z . B O Z - “ . .. ırk , c in s , d in v e d il fa rk ı g ö z e tm e k s iz in . . . ” M a d d e m e t n i n i n T ü r k ç e s i i ç i n b k z . a g e , s .6 7 5 . m e s i ” , A Ü S B F Y a y ın l a r ı A n k a r a - 1 9 9 3 , s . 5 9 . ( 2 9 ) M A N E L A , E re z , T h e W ils o n ia n M o m e n t: S e lf-D e (6 )K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 2 . ( 7 ) A a l a n d A d a la r ı h a l k ı s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k l a r ı n ı N a t i o n a l i s m , N e w Y o r k : O x f o r d U n i v e r s it y P r e s s , 2 0 0 7 , id d i a e d e r e k F i n l a n d i y a ’d a n a y r ı l ı p , k o m ş u İ s v e ç ’e k a t ı l s .3 3 1 . m a t a l e p l e r i n i , r a p o r t ö r l e r “ H a lk l a r ı n K e n d i K a d e r i n i T a ( 3 0 ) M a d d e m e t n i n i n T ü r k ç e s i i ç i n b k z . B O Z K U R T , E ., y i n E t m e il k e s i h e r n e k a d a r m o d e m s i y a s i d ü ş ü n c e d e , a g e ,s .5 6 1 ,5 7 9 . ö z e llik le b ü y ü k s a v a ş ta n b e ri ö n e m li y e r iş g a l e ts e d e , b u (3 1 ) il k e n i n B O Z K U R T , E ., a g e . M ille tle r C e m iy e ti M is a k ın d a h erh an g i b ir ş e k i l d e b a h s e d i l m e d i ğ i k o n u s u n a d i k k a t e d i l m e l i d ir . B u 133 te rm in a tio n a n d th e In te r n a tio n a l O r ig in s o f A n tic o lo n ia l Söz ko n u su b e lg e ve d o k ü m a n la r iç in bkz. ( 3 2 ) F A N , H u a , “ T h e M i s s in g L i n k b e tv v e e n S e l f - D e t e r m in a tio n a n d D e m o c ra c y : T h e C a s e o f E a s tT im o r” , U . J. In t 'l H u m . R ts . 1 7 6 , V o l ü m e 6 , i s s u e 1 ( F a i l 2 0 0 7 ) , h t t p : / / w w w .l a w .n o r t h w e s t e m . e d u / j o u m a l s / j i h r / v 6 / n 1 /7 / ( 3 3 ) U N P O , h t t p : / / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 / d e n s e r b e s tç e a y r ılm a h a k k ı s a k lıd ır” (A rtic le 7 2 . “ E a c h U n io n R e p u b lic sh a ll re ta in th e rig h t fr e e ly to s e c e d e f r o m t h e U S S R ” .) A n a y a s a ’n ı n t a m m e t n i i ç i n b k z . h t t p :/ / w w w .d e p a r t m e n t s .b u c k n e l l .e d u / r u s s i a n / c o n s t / 7 7 c o n s 0 3 .h tm l. ( 3 4 ) O E T E R , S te f a n , “ T h e R ig h t o f S e l f - D e t e r m i n a t i o n in T r a n s i t i o n ” , L avv a n d S ta t e , S : 4 9 / 5 0 , s. 1 4 8 - 1 4 9 . n a k le d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 7 2 . ( 5 9 ) B u k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n a y r ı c a b k z .T U Ğ , S a l i h , İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i , İ s t a n b u l , 1969, s. 2 2 1 -2 4 6 . ( 3 5 ) P A Z A R C I , a g e , s. 1 4 2 . ( 6 0 ) F A U R B Y I b , I n t e r n a t i o n a l L a w , H u m a n R ig h t s a n d t h e W a rs in C h e c h n y a h t tp ://w w w .c a u c a s u s .d k /p u b l i c a t i o n l 3 .h t m 1 5 .0 6 .2 0 0 7 ; Ş A H İ N , a g e , s. 11 8 . ( 3 6 ) Y Ü C E L , Ö z le m , M i ll e tl e r a r a s ı H u k u k t a S e l f - D e t e r m i n a t i o n H a k k ı v e B ö lg e s e l O t o n o m i D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i İ l k b a h a r 1 9 9 9 , s . 2 8 - 3 2 . A y r ıc a b k z .T U Ğ , S a lih , İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i , İ s t a n b u l , 1 9 6 9 , s. 2 2 1 -2 4 6 . (3 7 ) D O Ğ A N , a g m , s. 2. (3 8 ) P A Z A R C I, a g e , s. 143. A z ın lık la r v e T ü rk iy e h a k k ı n d a d e t a y lı ç a l ış m a i ç i n b k z . T U N Ç H a ş a n , “ U l u s l a r a r a s ı S ö z l e ş m e l e r d e A z ı n l ı k H a k la r ı S o r u n u v e T ü r k i y e ” , G a z i Ü n i v e r s it e s i H u k u k F a k ü l t e s i D e r g i s i, H a z i r a n A r a l ı k 2 0 0 4 C ilt: V I I I , S a y ı ı l - 2 1 3 9 - 1 9 8 ; İ N A Ç , Z e r i U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r d e A z ın l ı k H a k la r ı , Ü t o p y a Y a y ın e v i, A n k a ra , 2 0 0 4 . ( 3 9 ) B k z . R G , 1 8 .0 6 .2 0 0 3 , S . 2 5 1 4 2 . ( 4 0 ) B u B ö lü m d e k i 7 3 . m a d d e y e g ö r e , s ö m ü r g e ü l k e l e r ü z e rin d e s o ru m lu lu k a la n B M ü y e le ri, b u “ ü lk e le r a h a li s i n in m e n f a a t l e r i n i n b a ş t a g e l m e s i p r e n s ib i n i ta n ı r l a r ., b u a h a l in i n ... r e f a h ı n ı i m k a n ı n ı n s o n h a d d i n e k a d a r k o l a y la ş tırm a m ü k e lle fiy e tin i k u ts a l b ir ö d e v b ilir le r v e b u a m a ç l a .. H e r ü l k e n i n v e a h a l is i n i n v e b u n u n g e l i ş m e s i n d e k i m u h t e l i f d e r e c e l e r i n ö z e l ş a r tl a r ı n a u y a r ö l ç ü d e , b u a h a l in i n k e n d i n i i d a r e e d e b i l m e k k a b i l i y e t i n i g e l i ş t ir m e y i ; s i y a s i e m e ll e r i n i g ö z ö n ü n d e t u t m a y ı v e h ü r s iy a s i m ü e s s e s e l e r i n i n t e d r i c i g e l i ş m e s i n e y a r d ım e t m e k ” s o r u m l u l u ğ u n u y ü k l e n i r l e r . B u m a d d e d e k i “ a h a l in i n k e n d i n i i d a r e e d e b i l m e k ” y e t e n e ğ i n i n g e l i ş t ir i lm e s i , “ h e r ü l k e n in v e a h a lis in in v e b u n u n g e liş m e s in d e k i m u h te lif d e r e c e l e r i n ö z e l ş a r t l a r ı n a u y a r ö l ç ü d e ” o l m a k k o ş u l u n a b a ğ lı k ı l ın m a k ta d ır . K A R A O S M A N O Ğ L U , a g e , s. 6 6 . (4 1 ) K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 7 . ( 4 2 ) A R A L , B e r d a l , “ K o l l e k t i f B ir İ n s a n H a k k ı O l a r a k H a lk l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” , İ n s a n H a k la r ı Y ı l l ığ ı , C i l t 2 1 - 2 2 , 1 9 9 9 - 2 0 0 0 , s . 1 1 0 ; K A R A O S M A N O Ğ L U , a g e , s. 6 7 -6 8 . ( 4 3 ) M e t i n i ç i n b k z . P O M E R A N C E , a g e , s. 1 2 3 1 2 4 .; n a k l e d e n K Ü T Ü K Ç Ü a g m , s .2 6 7 . ( 4 4 ) K A R A O S M A N O G L U , a g e , s. 6 9 . (4 5 ) Ç A V U Ş O Ğ L U , N a z , ag e . s. 7 2 -7 3 . ( 4 6 ) “ D e v l e t l e r A r a s ı n d a D o s t ç a İ l i ş k i l e r v e İ ş b i r l i ğ i ile İ l g i l i U l u s l a r a r a s ı H u k u k İ l k e l e r i B il d i r g e s i ” n e g ö r e ; “ h a l k l a r ı n e ş i t h a k l a r ı ” v e “ s e l f - d e t e r m i n a s y o n ” il k e s i h a lk la r b a k ım ın d a n b ir h a k , b u p re n s ib e u y u lm a s ı is e d i ğ e r d e v le tle r b a k ım ın d a n b ir y ü k ü m d ü r. B u n u n y a n ın d a B il d i r g e , “ s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı ” n ı n , ırk , i n a n ç y a d a r e n k a y r ım ı y a p m a k s ı z ın ü l k e n i n tü m h a l k ı n ı t e m s i l e d e n b ir y ö n e tim e s a h ip e g e m e n v e b a ğ ım s ız d e v le tle rin ü lk e b ü t ü n l ü ğ ü n ü y a d a s i y a s i b i r l i ğ in i k ı s m e n y a d a t a m a m e n b o z a c a k ş e k i l d e y o r u m l a n a m a y a c a ğ ı k u r a lı n ı g e t i r m iş tir . Ş A H İ N , a g e , s . 2 2 - 2 4 . (6 1 ) C A S S E S E ,a g e ,s .2 6 6 - 2 6 8 ,n a k l e d e n ,K Ü T Ü K Ç Ü ,s . (6 2 ) Ş A H İN , a g e , s. 8 4 -8 5 . ( 6 3 ) D O N N E L Y , a g e , s . 15 8 .n a k l e d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 27 4 . ( 6 4 ) K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a y i n , Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı İ s t i k r a r v e D e m o k r a s i ” , D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl: 6 , S : 2 4 , A ğ u s to s , E y lü l, E k im 2 0 0 3 . (6 5 )C H A R N E Y , J o n a th a n I ., “ S e lf-D e te rm in a tio n : C h e c h n y a , K o s o v o , a n d E a s t T i m o r ” h t t p :/ / l a w .v a n d e r b ilt.e d u /jo u r n a ls /jo u r n a l/3 4 - 0 2 /c h a r n e y .h tm l 2 7 .0 3 .2 0 0 7 . ( 6 6 ) C H A R N E Y , a g m ,( w e b ) ( 6 7 ) Y I L M A Z , a g m , ( w e b .) ( 6 8 ) H U G H E S J a m e s , E u r o p e a n U n i v e r s it y I n s t i t u te F lo r e n c e , C iv i l W a r, S : 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 s. 1 1 -4 8 , h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s .C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f ; a y r ıc a b u k o n u d a b k z . W E I N S T E I N , N a t, “ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” , S o c i a l i s t A c t i o n / J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p :/ / w w w . s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 İ / c h e c h n y a .h t m l . ( 6 9 ) T C 1 9 8 2 A n a y a s a s ı ’n ı n 9 0 .m a d d e s i n e t e k a b ü l e d e n R u s y a F e d e r a s y o n u A n a y a s a s ı 1 5 /4 . M a d d e ; “ U l u s l a r a ra s ı h u k u k u n e v r e n s e l ilk e v e n o rm la r ı v e R u s y a F e d e r a s y o n u n u n u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a la r ı , R u s y a F e d e r a s y o n u h u k u k s is te m in in b ir p a rç a s ıd ır. R u s y a F e d e ra s y o n u ’n u n o n a y l a d ığ ı b i r u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a y la , b i r k a n u n f a r k l ı h ü k ü m l e r i ç e r i y o r s a , u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a h ü k m ü u y g u l a n ı r ” d i y e r e k u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a l a r l a iç h u k u k n o r m l a r ı n ı n ç a t ış m a s ı h a l i n d e u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a l a r a ü s t ü n l ü k v e r il e c e ğ i n i a ç ı k ç a i f a d e e t m e k t e d ir . B u k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n b k z .D R A G A N O V A D i a n a , “ C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s s io n u n d e r R u s s ia n C o n s t i t u t i o n a l L a w ” , S o f ı a U n i v e r s it y , F a c u l t y o f L a w . h ttp ://c h in e s e jil.o x fo r d jo u rn a ls .o rg /c g i/c o n te n t, 2 0 .0 5 .2 0 0 7 . ( 4 9 ) “ T h e C h e c h e n s I n g u s h D u r i n g t h e S o v ie t P e r i o d a n d its A n t e c e d e n t s ” ç e v i r e n M u h y i tt i n G e ç k i l , T h e N o r th C a u c a s u s B a r r ie r , S o c i e t y F o r C e n t r a l A s i a n S tu d i e s , h t t p ://w w w .v v a y n a k h . c o m / m a k a l e l e r / 0 3 . h tm , ( 7 0 ) N i t e k i m - y u k a r ı d a d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i - a r a l a r ın d a T ü r k C u m h u r iy e tle r in in d e b u lu n d u ğ u B a ltık C u m h u r i y e t l e r i d ı ş ın d a k i d i ğ e r o n ik i S o v y e t C u m h u r i y e t i n i n u l u s la r a r a s ı h u k u k a l t ı n d a s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı 1 9 7 7 t a r i h l i S o v y e t l e r B ir l iğ i A n a y a s a s ı n ı n 7 2 . m a d d e s in d e ö lü b ir h ü k ü m o la ra k b u lu n m a k ta y d ı. B u m a d d e y e g ö r e h e r b i r l i k C u m h u r i y e t i S S C B ’d e n a y r ıl m a h a k k ı n a s a h i p t i . A n a y a s a n ı n 7 0 / 1 . f ı k r a s ı S S C B ’n i n e ş i t S o v y e t S o s y a lis t C u m h u r iy e tle rin g ö n ü llü k a tılım ı v e u l u s la r ı n s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı n ı n b i r s o n u c u o l a r a k s o s y a l i s t f e d e r a l iz m i l k e s i ü z e r i n e k u r u l u , ç o k u l u s l u , fe d e ra l v e y e k p a re b ir ü lk e o ld u ğ u n u b e lirtm e k te y d i. K ıs a c a c u m h u riy e tle rin s e lf- d e te r m in a s y o n h a k k ın a d a y a n a ra k S o v y e tle r B ir liğ i’n i k u rd u k la r ın ı b e lir t m e k t e y d i ( B u k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n a y r ıc a b k z .T Ü Ğ , S a l i h , İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i , İ s t a n b u l , 1 9 6 9 , s . 2 2 1 - 2 4 6 .) . ( 5 0 ) Ç e ç e n s o r u n u n a “ S o s y a l is t ” , “ K a p it a li s t ” , “ U l u s a l c ı ” v b i d e o l o j i k y a k l a ş ı m i ç i n b k z . W E I N S T E I N , N a t, “ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” , S o c i a l i s t A c t i o n / J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p :/ / w w w . s o c i a l i s t a c t i o n . o r g /n e w s / 2 0 0 0 0 1 / c h e c h n y a .h t m l. ( 7 1 ) Y u k a r ı d a d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i , L e n i n ’i n “ U l u s l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” a d l ı e s e r i n i n b i r y a n s ı m a s ı o l a r a k s ö z k o n u s u h a k , 1 9 1 7 ’d e y a y ı n l a n a n “ R u s y a H a lk l a r ı n ın H a k l a n D e k l a r a s y o n u ” n d a v e 1 9 1 8 ’d e k i ilk “ S o v y e t A n a y a s a s ı ” n d a d a y e r a lm ış tır . ( 5 1 ) B u ş e k i l d e İ n g u ş C u m h u r i y e t i , y e n i A n a y a s a ’d a F e d e r a s y o n ’u o l u ş t u r a n b i r i m le r d e n b i r i o l a r a k k a b u l e d ilm iştir. (7 2 ) İL H A N , a g m , (w e b ) ( 4 7 ) K A R A O S M A N O G L U , a g m , s . 1 5 0 -1 5 1 . ( 4 8 ) K A R A O S M A N O G L U , a g e , s . 71 -7 2 ( 5 2 ) C U T L E R , R o b e r t M ., C h e c h n y a : C o n f l i c t P r o f i l e , F o r e i g n P o li c y in F o c u s , 1 0 S e p t e m b e r 2 0 0 1 , p p . 1-4 ( h t t p : / / w w w . r o b e r t c u t l e r . o r g / b l o g / 2 0 0 1/ 0 9 / c h e c h n y a _ c o n f l i c t _ p r o f il e .h tm l ) . ( 5 3 ) B o r i s Y e lts in i l e 12 M a y ı s 1 9 9 7 'd e i m z a l a n a n " R u s y a F e d e r a s y o n u il e Ç e ç e n İ ç k e r i y a C u m h u r i y e t i A r a s ı n d a B a r ı ş v e K a r ş ı lı k l ı İ l i ş k i le r e D a ir A n t l a ş m a " , 12 T e m m u z 1 9 9 7 t a r i h l i " G ü m r ü k A l a n ı n d a K a r ş ı lı k l ı İ ş b i r l i ğ i A n la ş m a s ı" ; R u s y a F e d e r a s y o n u , Ç e ç e n İç k e riy a C u m h u riy e ti v e A z e rb a y c a n C u m h u r iy e ti a r a s ın d a im z a la n a n " B a k ü -C a h a rk e le -N o v o ro s is k P e tro l B o ru H a ttın ın İş le t i l m e s i n e İ li ş k i n U l u s l a r a r a s ı A n l a ş m a " v e R u s y a F e d e r a s y o n u il e Ç e ç e n İ ç k e r i y a C u m h u r i y e t i a r a s ı n d a i m z a l a n a n " E k o n o m ik İ ş b i r l i ğ i A n t l a ş m a s ı " g i b i a l t ı a n d l a ş a m a sö z k o n u su d u r. ( 5 4 ) Ç e ç e n i s t a n ’d a B it m e y e n c e n t e r _ c o m .h t m ,0 5 . 0 4 . 2 0 0 7 C ih a d , , w w w .k a v k a z - ( 5 5 ) Ş a h i n , M u s t a f a , A v r u p a B i r l i ğ i ’n i n S e l f - D e t e r - m i n a s y o n P o l i t i k a s ı , N o b e l Y a y ın D a ğ ıt ı m , A n k a r a 2 0 0 0 K r ş . Ş a h i n , a g e , s . 1 2 5 -1 2 7 ; K l e i n , E c k a r t , D a s S e lb s tb e s tim m u n g s re c h t d e r V ö lk e r u n d d ie d e u ts c h e F r a g e , G e b r . M a n n V e r la g , 1 9 9 0 B e r l i n , s . 3 7 ; K ü h n h a r d t, L u d g e r , D i e U n i v e r s a l i tâ t d e r M e n s c h e n r e c h t e , O l z o g , M ü n c h e n , 1 9 8 7 , s. 3 1 1 - 3 1 2 ; n a k l e d e n D O Ğ A N , a g m , s. 7 . ( 5 6 ) Y I L M A Z , M u r a t, Ç e ç e n i s ta n : Y a s a k Ü l k e K a y ıp V i c d a n , h t t p : / / c e c e n i s t a n .i h h .o r g .t r / , 1 0 .0 5 .2 0 0 7 . ( 5 7 ) P A Z A R C I , a g e , s. 1 4 2 - 1 4 3 . ( 5 8 ) M a d d e 7 2 : “ H e r b i r S o v y e t C u m h u r i y e t i n , S S C B ’- A R A L ,B e r d a l , “ K o l l e k t i f B i r İ n s a n H a k k ı O l a r a k H a lk l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” , İ n s a n H a k l a n Y ıllığ ı, C ilt 2 1 -2 2 , 1 9 9 9 -2 0 0 0 ,B ir le ş ik K a fk a s y a K o n s e y i B ü lt e n i, S a y ı 2 4 , O c a k - Ş u b a t - M a r t . B O Z K U R T , E n v e r , T ü r k i y e ’n i n M e v z u a tı, A n k a ra , 2 0 0 7 . U lu s la ra ra s ı H ukuk C H A R N E Y , I. J o n a t h a n , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : C h e c h n y a , K o s o v o , a n d E a s t T i m o r ” , h ttp ://la w .v a n d e r b ilt.e d u /jo u r n a ls /jo u r n a l/3 4 0 2 / c h a m e y .h t m l 2 7 .0 3 .2 0 0 7 . C U T L E R , “ R o b e r t M ., C h e c h n y a : C o n f l i c t P r o f i l e ” , F o r e i g n P o li c y i n F o c u s , 10 S e p t e m b e r 2 0 0 1 , p p . 1 -4 ( h t t p : / / w w w . r o b e r t c u t l e r . o r g / b l o g / 2 0 0 1/ 0 9 / c h e c h n y a _ c o n f l i c t _ p r o f il e .h tm l ) . Ç A V U Ş O Ğ L U ,N a z , U lu s la r a r a s ı İ n s a n H a k la r ı H u k u k u n d a A z ı n l ı k H a k la r ı , İ k i n c i B a s k ı , İ s t a n b u l - 2 0 0 1 D A N S P E C K G R U B E R W o l f g a n g F ., T h e S e l f D e te rm in a tio n o f P e o p le s , H a rd c o v e r, R ie n n e r P u b li s h e r s , I n c o r p o r a te d , L y n n e , I S B N 1 5 5 5 8 7 7 6 8 0 ( 1 5 5 5 8 7 -7 6 8 -0 ), 2 0 0 2 . D O Ğ A N ,İ l y a s , “ K e n d i G e le c e ğ in i B e l i r l e m e İ l k e s i ” , K am u H u k u k u A r ş iv i, E y lü l 2 0 0 6 , s. 7, h ttp ://w w w .a k a d e r.in fo /K H U K A /2 0 0 6 _ m a rt/L p d f, , 1 4 .0 5 .2 0 0 7 . D R A G A N O V A ,D i a n a , “ C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s s io n u n d e r R u s s ia n C o n s ti t u t i o n a l L a w ” h t t p :/ / c h i n e s e j il .o x f o r d j o u m a l s .o r g / c g i / c o n t e n t / a b s t r a c t , 2 0 .0 5 .2 0 0 7 . F A N , H u a , “ T h e M is s in g L in k b e tw e e n S e lfD e te r m i n a t i o n a n d D e m o c r a c y : T h e C a s e o f E a s t T i m o r ” , U . J . I n t 'l H u m . R ts . 1 7 6 , V o lü m e 6 , i s s u e 1 ( F a i l 2 0 0 7 ) ,h ttp ://w w w .la w .n o r th w e s te r n . e d u /jo u r n a ls /jih r/v 6 /n l/7 / . F A U R B Y . I b , h t t p : / / w w w . c a u c a s u s . d k / p u b l i c a t i o n l 3 . h t m “ I n t e r n a t i o n a l L a w , H u m a n R ig h t s a n d th e W a r s in C h e c h n y a ” , 1 5 .0 6 .2 0 0 7 . G A E T A P a o l a , “ T h e A r m e d C o n f l i c t in C h e c h n y a b e f o r e th e R u s s ia n C o n s titu tio n a l C o u r t” , h t t p ://w w w .e j i l .o r g / j o u m a l / V o l 7 / N o 4 / a r t 7 .p d f G E Ç K İ L , M u h y i tt i n , T h e N o r t h C a u c a s u s B a r r i e r is im li k i t a p t a n “ T h e C h e c h e n s İ n g u s h D u r in g t h e S o v ie t P e r i o d a n d its A n t e c e d e n t s ” ç e v i r i , , S o c i e t y F o r C e n t r a l A s i a n S tu d i e s , h t t p : / / w w w .w a y n a k h .c o m / m a k a l e l e r / 0 3 .h t m , G E N Ç , S a v a ş , “ O r ta A s y a d a G ü ç O y u n u : J e o p o l i t ik K o n u m u n G e r i D ö n ü ş ü ” H P D H u k u k P e r s p e k t i f l e r D e r g is i H u k u k i Y o r u m v e H a b e r D e r g i s i, S a y ı 0 7 / T e m m u z 2 0 0 6 GÖZLER K e m a l, A n a y a s a H u k u k u n a G iriş , B u rsa E k i n K i t a b e v i Y a y ın l a n , 2 0 0 4 . H U G H E S J a m e s , ” C i v i l W a r ” , S . 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 , s . 11 - 4 8 , h t t p : / / e p r i n t s . l s e . a c . u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s .C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0 l / H u g h e s . C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f , 2 0 .0 6 .2 0 0 7 İ N A Ç , Z e r i U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r d e A z ı n l ı k H a k la r ı , Ü t o p y a Y a y ın e v i , A n k a r a , 2 0 0 4 . K a f k a s V a k fı B ü lt e n i,A y lı k K ü l t ü r e l D e r g i ,2 0 0 2 ,S a y ı 12. K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., İç Ç a t ı ş m a l a r ı n Ç ö z ü m ü v e U l u s l a r a r a s ı Ö r g ü tl e r , İ s t a n b u l - 1981 K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a y in , Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı İ s t i k r a r v e D e m o k r a s i ” , D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl: 6 , S a y ı: 2 4 , A ğ u s t o s , E y lü l, E k im 2 0 0 3 . K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k if, " U lu s la ra ra s ı H u k u k ta S e lf-D e te rm in a s y o n H a k k ı V e T ü rk C u m h u r iy e tle ri” , S e lç u k Ü n i v e r s it e s i S o s y a l B il i m l e r E n s t i tü s ü D e r g i s i,2 0 0 4 s a y ı : 12. M A N E L A ,E r e z , T h e W ils o n ia n M o m e n t: S e lfD e te rm in a tio n a n d th e In te r n a tio n a l O r ig in s o f A n t i c o l o n i a l N a ti o n a li s m , N e w Y o r k : O x f o r d U n i v e r s it y P re ss, 2 0 0 7 . M A N S U R , Ş a m i l, Ç e ç e n l e r , İ n c e l e m e , 2 . B a s k ı S a m Y a y ın l a r ı , M a r t 1 9 9 5 , A n k a r a . M E R A Y ,L . S e h a , D e v l e t l e r H u k u k u n a G i r i ş , B ir i n c i c i l t A ja n s T ü rk m a tb a a s ı A n k a ra 60 , (7 3 ) İL H A N , a g m , (w e b ) ( 7 4 ) M a h k e m e k a r a r l a n i ç i n b k z . h t t p : / / w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 / F e b /C h a m b e rju d g m e n ts C h e c h e n c a s e s 2 4 2 2 0 0 5 .h t m l . K h a s h iy e v v e A k a y e v a v. R u s s ia (n o . 5 7 9 4 2 /0 0 v e 5 7 9 4 5 /0 0 ), Is a y e v a , Y u su p o v a v e B a z a y e v a v. R u s s ia ( n o . 5 7 9 4 7 / 0 0 , 5 7 9 4 8 / 0 0 v e 5 7 9 4 9 / 0 0 ) v e I s a y e v a v. R u s s ia (n o . 5 7 9 5 0 / 0 0 ) . ( 7 5 ) D i a n a D r a g a n o v a , S o f ı a U n i v e r s it y " S a i n t K l i m e n t O h r id s k i " , F a c u l t y o f L a w . C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s s i o n u n d e r R u s s ia n C o n s ti t u t i o n a l L a w , h t t p :/ / c h i n e s e j i l .o x f o r d j o u m a l s . o r g / c g i / r e p r i n t / 3 / 2 / 5 7 1 ( 7 6 ) H U G H E S J a m e s , E u r o p e a n U n i v e r s it y I n s t i t u te F lo r e n c e , C iv i l W a r, S : 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 s . 1 1 -4 8 , h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s .C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f ; a y r ıc a b u k o n u d a b k z . W E I N S T E I N , N a t, “ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” , S o c ia lis t A c tio n /J a n u a r y 2 0 0 0 , h ttp ://w w w . s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 1/ c h e c h n y a .h t m l . ( 7 7 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , a g e , s . 3 3 6 . ( 7 8 ) Y u k a r ı d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i , a s l ı n d a F il i s t in m e s e l e s in i s e l f d e t e r m in a s y o n d a n ç o k , i ş g a l e y ö n e l i k b i r ç e ş it “ k u rtu lu ş m ü c a d e le s i” ç e rç e v e s in d e d e ğ e rle n d irm e n in d a h a is a b e t l i o l a c a ğ ı k a n a a t i n d e y i z . ( 7 9 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , a g e , s. 3 3 5 . KAYNAKÇA A İH M R u s y a K a r a r la r ı, h ttp ://w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 /F e b /C h a m b e r ju d g m e n ts C h e c h e n c a s e s 2 4 .2 .2 0 0 5 .h t m 134 P A Z A R C I ,H ü s e y in , U lu s la r a r a s ı g e ç irilm iş 3. b a s ı, A n k a ra 2 0 0 5 H ukuk, G özden S A N C A K , “ U lu s la ra ra s ı H u k u k V e S e lf-D e te rm in a s y o n H a k k ı” , h ttp ://S a n c a k :ih h .o rg .tr/o to n o m i/h u k u k / h u k u k .h t m l , 2 3 .0 5 .2 0 0 7 . S C H W A R T Z , B a rr y , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : T h e T y r a n n y o f F r e e d o m ” 2 0 0 0 , t h e A m e r ic a n P s y c h o l o g ic a l A s s o c i a t i o n , I n c ., V o l. 5 5 , N o . 1, 7 9 - 8 8 (h t t p :/ / w w w .s w a r t h m o r e . e d u / S o c S c i / b s c h w a r 1/ s e l f - d e t e r m i n a t i o n .p d f ) . SOYSAL, T a m e r, “ B ir le ş m iş M ille tle r İ ki z S ö z le ş m e le ri V e S e lf-D e te rm in a tio n İlk e s i” h t t p : / / w w w .t u r k h u k u k s i t e s i .c o m / m a k a l e _ 2 2 5 .h t m . Ş A H İ N ,M u s t a f a , A v r u p a B ir l iğ i n i n S e l f - D e t e r m i n a s y o n P o litik a s ı, A n k a ra 2 0 0 0 . T U N Ç , H a ş a n , “ U l u s l a r a r a s ı S ö z l e ş m e l e r d e A z ın l ı k H a k la r ı S o r u n u v e T ü r k i y e ” , G a z i Ü n i v e r s it e s i H u k u k F a k ü lte s i D e rg is i, H a z ir a n - A r a lık 2 0 0 4 C ilt:V I I I , S a y ı: 1 - 2 1 3 9 - 1 9 8 U N P O , h t t p : / / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 / W E I N S T E IN , N a t, “ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” ,S o c i a l i s t A c ti o n /J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p ://w w w . s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 1 / c h e c h n y a .h t m Y IL M A Z , M u r a t, “ Ç e ç e n i s ta n : Y a s a k Ü l k e K a y ıp V i c d a n ” , h t t p : / / c e c e n i s t a n .i h h .o r g .t r / , 1 0 .0 5 .2 0 0 7 . Y Ü C E L , Ö z le m , “ M i ll e tl e r a r a s ı H u k u k A ç ıs ı n d a n D o ğ u T ü r k i s t a n H a lk ı n ı n H a k la r ı ” , D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i, Y ı l 2 2 , S . 1 8 8 - 1 8 9 ,2 0 0 1 - 2 0 0 2 . Y Ü C E L , Ö z le m , “ M ille tle r a r a s ı H u k u k ta S e lfD e te r m i n a t i o n H a k k ı v e B ö lg e s e l O t o n o m i ” , D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i, Y ıl 19, S a y ı 1 8 2 ,1 9 9 9 , s . 2 8 - 3 2 . RIGHT OF SELF DETERMİNATİON ACCORDİNG TO INTERNATIONAL LAW AND PROBLEM OF CHECHNYA Ass. Prof. Dr. A bdülkadir AKIL _ İstanbul Comm erce University Faculty o f Law International Law o f Discipline Canan KÜÇÜKALİ Judge IN D E X IN T R O D U C T IO N I. S E L F -D E T E R M IN A T IO N R IG H T IN IN T E R N A T IO N A L LAW A. B R IE F H İS T O R İC A L A C C O U N T O F T H E T ER M B. T H E T E R M O F SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T A N D FE A T U R E OF SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T A C C O R D İN G TO IN T E R N A T IO N A L LAW II. H İS T O R İC A L A C C O U N T O F C H E C H E N S ’ ST R U G G L E F O R F R E E D O M A .G E N E R A L V IE W O F H İS T O R Y O F C H E C H E N S B .PO ST SITU A TIO N S IN C H E C H N Y A A F T E R 1989 III.C O M PA R ISO N O F C H E C H E N PR O B L E M W IT H O T H E R E X A M PL E S A N D C H E C H E N T H E SIS A .C O M PA R IS O N O F C H E C H E N E X A M PL E W ITH O T H E R E X A M PL E S OF SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T B .B A SIS O F C H E C H E N S ’ C L A IM S A N D T H E SIS RESULT B IB L IO G R A PH Y INTRODUCTION Asia and Caucasian make this situation even more complex. Conflicts in the region gained a ight o f “The S elf D eter new aspect with oil and natural m ination o f People goes gas pipelines, Russia tried to back from A ristotle’s ’ “only the best can be achievedmake by these pipelines in its own creation city govem m ents but territories, so made strategic plans against U SA and its allies, not with huge em pires” idea, to got into a bloody vvar vvith 158 city govem m ents definition in Greece. This is a flexible terin Chechnya as they vvanted to pass which is stili discussed today that the pipeline through the boarders o f C hechnya(l).K rem lin gover is stili being the points in various nment, vvhich vvanted to pass oil international pacts and contracts p ip e lin e s fro m th e ir ovvn and stili keeping its importance, territory, increased pressure on how ever countries accepted its their neighbours m aking use o f existence in international they local conflicts as a reason and stili refrain from defıning it beca narrovved the fields o f nevv reuse it may damage themselves public in this region(2). its and these countries fail to define im possible to discuss struggle o f their boards as well. Apart from freedom o f Chechnya and right this, it is useful to make it clear o f self determination regardless that right o f self determination is o f this situation. Hovvever, cura thing different from the rights rent statues o f Chechnya vvill be o f minorities though they seem similar to each other. For this dealed apart from the intemational relationships in this pieces reason, we think that it will be o f vvork. Though Chechnya has useful to state that we will only terrorism , violation o f human discuss this m atter in terms o f self determ ination term. rights, genocide that can be de aled through international lavv, in International petroleum this vvork, we vvill try to inspect wars between corporations and vvhether Chechnya has right for problem o f pipeline in M iddle R 135 self determination or not by observing the history and current situation o f Chechnya. KEYVVORDS: S elf Determination, Chechnya, International Lavv, Minorities, The Caucasus, Independence I. RIGHT OF SELF DETERMİNATİON IN INTERNATIONAL LAVV A. BRIEF HİSTORİCAL ACCOUNT OF THE TERM A ccording to right o f self determ ination, Holland declared its independence by separating from Spain in 1581. USA Indepedendence Declaration in 1776 and F re n c h H um an and Citizenship Rights Declaration in 1789 m entioned about this right and USA became the fîrst colony to com e up w ith the request o f self determ ination b ecau se th ey den ied to be govem ed by England.(3) Right o f self determ inati on has been applied in various countries in lavv o f govem m ents. People o f some regions were asked to choose under vvhich go vem m ents control they vvould like to be by referendum s. To legalize joining o f some regions to France which were occupied by French troops , referendum was accepted as a measurement. Venaissin, Sovayen and N izza vvhich vvere occupied ju st after the revolution in 1791,1792 and 1793 vvitnessed referendum s to shovv ali vvorld that vvithout the vvill o f people in the region, there vvould not be a change in he gem ony o f there vvould not be acquisition o f soil in that cities.(4) Firstly Bolshevik Doctrine annotated this right as an inter national lavv principle and Stalin m entioned about the right o f nations hem egony and their right to separate from other nation vvhich they are under the control o f and in his book M a m s m and National Matters he defended that a nation has right o f self de term ination and has right to sepa rate from other country totally or has right to gain right o f self rule. (5). Several years later Lenin published “Right o f S elf D eter m ination o f N ations” and this principle took its place in “Rights o f Russian People D eclaration” in 1917 and fırst Soviet Fundem ental Lavv in 1918.(6) 6 Lenin used the term o f “N ations right o f self determ ination” in his vvorks and expressed that referendum is the violation o f “nations self de term ination right” and self deter mination also covers separationa 1. A ccording to right o f self de term ination, firstly Finland dec lared its independence in 1917 and a year later other countries bound to Russia such as Estonia, Letonia, Litvania, Poland, Georgia,Belarus, A rm ania and Azerbeijani declared their indepen dence. In times o f League o f N a tions, application fıeld o f self de term ination only covered Europe and only Czechoslovakia, Hungary and Poland in M iddle and Eastem Europe declared their in dependence m aking use o f this principle. Decision in A aland Islands trial reflects the general vievv till the acceptance o f Charter o f United Nations(7). Samevievv continued in United N ations time and U nited Nations stated that Catanga Region vvhich vvanted to separate from Congo in 1961 and Biafra region vvith vvanted to se parate from N igeria have only rights to separate from colony governm ent but not rights to se parate from their govem m ents.(8) During World War II, In A tlantic Declaration vvhich vvas publis hed by President o f England Churcill and President o f USA Roosevelt in 14 A ugust 1941, right o f self determ ination vvas m entioned o f 2nd and 3rd articles and after the vvar this term entered into the international lavv.(9) In C harter o f U nited N ations in 1945, this right vvas suggested for ali people and in the fîrst chapter o f this pact vvhich regulates the aims and principles o f U nited Nations, this right vvas m entioned as “principle” and in translation o f its from French, it vvas translated as “right” . This is cleary mentioned in 2nd clause 136 o f İst article and 55th article o f the pact.(10) B. THE TERM OF SELFDETERMINATION RIGHT AND FEATURE OF SELF-DETERMINA TION RIGHT ACCORDİNG TO INTERNATIONAL LAW Right o f self determ inati on is in fact the right o f determining the self destiny o f a society or a n a tio n (ll). This principle al so allovvs the nation to determ ine its political regim e vvhich cleary af-fects its social, econom ical and cultural life styles(12). R ight o f self determ ina tion vvhich means nations determining their ovvn destiny (droit des peuples â disposer d ’euxmemes) vvas existing in prior US P resident Woodrovv W ilson’s principles(13). W hen peace attempts o f G erm any and Austria failed in 1917 due to the heavy con d itio n p u t by The A llies,Presidend W ilson broadcasted his 14 principles related to co ming peace.H e sends a m essage to congress to determ ine the facts o f peace, dem ocracy and in dependence o f tiny nations. This term vvhich cam e in to existence in late 18th century vvith social avvareness in W estem Europe and became firmer, vvas regarded as a problem o f national authorities o f govem m ents in the past hovvever it is regarded as a problem o f international lavv (14).S elf determ ination is among the main aims o f international organizations especially the United N ations and Africa Union Organ iz a tio n .T h e se o rg an iz atio n s intervene to civil conflicts to assure the adhibition o f this prin ciple. This right vvhich vvas m entioned in C harter o f United N ations in 1945 means “ people can live under the control o f any governm ent they vvould like to, even they can establish their ovvn governm ent’’.This right vvas only granted to those who are under the colonization o f an other govem m ent and in the process o f decolonization, how ever today this right is granted for those who are under siege and racial govem m ent and to let them estab lis h in d e p e n d e n t g o v e rn ment(15). United Nation Security Councill summarized in 1960 that “self determination in the right o f ali people under colo nization” . It gained chance to support the meaning o f term by stating that “Being unprepared in fields o f politics, economy, so cial and education, is not a valid reaso n for the d elay in g o f independence”( l 6). In accordance vvith the basic principles o f internation lavv “Country borders can not be occupied” and according to representative governm ent theory, public are various citizens o f a government in terms o f ethnicity, religion, culture and racial. A c cording to this theory, self deter mination means the complete he gem ony o f ali people under the reign o f a certain government. As in liberal democratics, govem ments are responsible to provide equal conditions o f ecomonical, social , cultural situations to ali citizens apart from the right o f self determination.According to objective criterias such as race, religion,culture, language, geography and social density this definition may be done differently. As there is not a certain definition o f “public” in objective measurements in adhibiton o f self determination, self determ i nation is taken to hand as a m atter o f human rights and this requires that a public vvith right o f self determination to be accepted in societies ovvn purvievv(17). In 1981, United Nations report stated that, separate cul ture, language, religion and his tory avvareness and loyalty to continue social identity and uniting certain piece o f land is requi- red m easurem ent to becom e pub lic.To make use o f right o f self determ ination, acceptance on governemental and international platform, “getting respecet o f others” are also required. S elf determ ination has created various effects on go vem m ents, socities and regions. Hovvever in early 2 İst century, lik e in t e r n a ti o n a l s y s te m , meaning and effect o f this term also changes. At the same time, it also proved that itself has the effect to create romantic aims, revolutionary ,rebellious and radicalizing aspect. This right, even, may change the borders o f a country, a continent or m oreover the vvhole international system if it faces a kind o f hegem ony or freedom trend. The most important effect o f it vvas seen on children, vvomen and socities as individuals in Bosnia, Cashmere, Chechnya, Somalia, Kosovo, Eritre and Palestine(18) and this situation in tragedy apart from the strategic d is c u s s io n s o r a c a d e m ic researches(19). The related side o f inner organizations o f govem m ents about self determination is the right to choose ideal government style for the public vvithout any other extem al force or pressure. In United Nation applications, granting this right for those except from colonized socities , is regarded contradictory to the right o f not intervening to internal affairs and national unity. Continous hegem ony o f coun tries natural resources and right o f choosing government style , vvhich also gains an economical aspect day by day, are also regarded as parts o f right o f self determ ination by United N ati ons.This righy is not limited and vvill not last after used once(20). Hovvever, national unity and intem ational consistency are re garded to have priority in ali dis cussions related to self determ i nation and this situation limited 137 the usage o f this right(21). External self determ ina tion expresses right o f choosing government style even including establishing an independent co untry. It is freedom, in other vvords, to define future and national status o f a society living on a certain landand sharing similar features and to have their ovvn governm ent and hegemony.This right is limited, can be used only once.If a colonized society uses right o f self determination, this right is lost forever(22). According to the general opinion , right o f self determ ina tion became international rule o f “use and vvont” . It also suggested that this can be accepted as an international juscogen(23). Ali individuals and gro ups living in a democratic coun try use their right to determine their ovvn future by participating in government. Usage conditions o f this right is determined in ar ticle 2625th and 24 October 1970 dated decision o f United Nations. Seperation request o f different ethnic groups, vvho are not exposed to colonization, in multi national countries are not accepted in government lavvs. Hovvever ,on same land, if a society is deprived o f judicial bodies and right to vote and election, if govem m ents fail to represent them, if that society is exposed to pressure, violence and discrimination, if people are slaughtered, if they are excluded from budget,if driven avvay from the government, if tried to be terminated both culturally and physically , then right o f self deter mination is valid out o f discus sion. And, as a result, they also gain right to take assistance from extem al forces. Clear application o f dis crimination, along vvith racial ap plications on a certain ethnicity, like in Bosnia, vvhere people vvere tried to be terminated, right o f self determ ination o f this ethnic group is accepted. On this point, a group living vvith equal rights and participating in govem ing the government have no right to request separation and self determination. Such a claims is nothing other than expression o f a political view(24). In the process o f OSCE conference, in the fırst document o f this process, Helsinki Final A c t, under the headline o f “Declaration o f principles” it is stated that “ Due to the right o f equality o f people and right o f self determination, ali public groups are given right to determine their po litical status both intemal and extemal, and vvithout any external political interruption they have right to continue their poli tical, economical, social and cul tural developm ents. In same principle, participant governments are requested to respect to this right by acting in accordance vvith the “Aims and principles o f Charter o f United Nations and related intem ational lavv about the unity o f govem m ents” . Right o f self determination are also gi ven place in Vienna Document in 1989, “Paris Condition for a Nevv Europe” in 1990 and Moscovv Document in 1991 (25). In summit o f OSCE in 2 İst N ovem ber 1990, 34 Presidents and Prime M inisters declared that vvith “Paris Condition for a Nevv Europe” separations and conflict age has come to an end and nevv age o f cooperation has began vvhich stands on basic principles o f hum an and govemmental lavv and democracy. Tur key also signed the Paris Con dition. Finally , Turkey, accepted the pacts, knovvn as “Tvvin Pacts” in 4th June 2003 according to lavv numbers 4867 and 4868 and these approved pacts come into operation after being broadcasted in offıcial joum al in 18th June 2003(26) .Right o f self determination gained an universal feature except from colonized publics vvith Pact o f Cultural Lavv and Pact o f Civil and Politi cal Rights in 1966 vvhich vvere prepared by United Nations and signed by Turkey. Turkey placed 3 affırmance and 1 dravvback for both pacts. First affırmance vvhi ch vvas added to both pacts is related to fîrst self determination and takes place in fırst articles o f Tvvin Pacts, States that Turkey’s responsibilities from this pacts vvill be carried out according to the fırst and second articles o f United Nations vvhich define land unity and national security. The main source o f the principle o f right o f self determination consists o f 2nd and 3rd(28) clauses o f 1st article o f United N ati ons Condition(27) in terms o f intem ational lavv. The principle , the vvay its in condition, is defıned as the basis o f peaceful rela tio n s betvveen g o vernm ents. Even before the condition o f United Nations, it vvas declared by vvord leaders such as President Wilson, Lenin and others, to direct the reformation o f the vvorld after World War(29). The principle vvas also taken into hand in Atlantic Condition in 1941 and Dumbarton Oak Intervievv before it took its final position in United Nations C onditi on. The principle vvas accepted as a right in fırst paragraph o f 1st ar ticle o f International Pact o f Civil R ights(30) and International Pact o f Economic, Social and Cultural Rights vvhich both came into operation in same year, 1976. Right o f self determ ina tion vvas also placed in Europe Final Act in 1975 vvhich vvas previously accepted in OSCE confe rence , Declaration o f Lavv Prin ciples related to International Cooperation and Peaceful Rela tions, Africa Human Rights Pact in 1988, Paris Condition for a Nevv Europe in 1990(31). Right o f self determ ina tion vvhich takes place in many intem ational and local documents m entioned above, found 138 chance to be approved by Inter national Court in Nambia, West Sahra and East Timor(32) trials. Similarly it vvas also approved in Conference o f Defming the ingredients o f Civil Rights vvhich vvas help by UNESCO betvveen 1985 and 1991(33). Before 1990, according to most o f the govem m ents, right o f self determination vvas the supporter o f hegem ony equivalence, land unity and independence in intemal affairs o f go v e rn m e n ts a p a rt fro m th e colonized people(34). Today, same vision is stili valid and govem m ents take responsibility by signing intem a tional pacts. Before, only coloni zed people vvere able to make use o f this right hovvever, in late century, federated republic under the reign o f United Soviet Socia list Republic declared their independence by making use o f this right(35). Term o f self determ ina tion began to represent not only the colonized people but also the native people , hovvever, intem a tional lavv placed some conditions to the usage o f right o f self d e te rm in a tio n by reg a rd in g vvorlds political and social facts as vvell. T hose c o u n tries vvho used to be independent but beca me dependent to another country by force have right to use this right. Conquests o f countries be fore the prohibition o f using for ce, are legal according to lavv. Baltic republics such as Estonia, Letonia and Litvania are examples to prior condition. Litvania and Estonia declared their independence in February 16 and 24 in 1918. Letonia declared its independence in N ovem ber 18 in 1918. For tvventy years these go vem m ents vvas govem ed independently but in 1939 U.S.S.R forced them to accept Pact o f M olotov-Ribbentrop and in 1940 they joined Russia.Ukraine and B e la ru s (3 6 ) g a in e d th e ir independence due to old Soviet fundamental law.2. As Baltic republics were known for a long ti me, it made easier. Other count ries vvhich made use o f Old Sovi et fundamental lavv and declared their independence faced some trouble and these problem s stili continue today partially. Continuously talking about Russian m inorities in Ukraine and Kazakhstan, M ay 1990 events in separation o f A zerbeijani and conflict betvveen ruling and opposition party in Georgia are ali effects o f Russia. Russia alvvays regarded these countries as its hinterland. W hen these federated and independent countri es are evaluated, the reaction to separation o f Chechnya from Russia vvill be understood better. Right o f self determ ina tion is not granted for minorities and groups but it is granted to co untries vvho are under siege or colonized(37). This doesn’t mean that those countries vvho are not exposed to discrim ination in terms o f valid lavv in a country can make use o f right o f self determination(38). U nited Nations regulated right o f self determination in İst article Pact o f Civil and Political and Economical, Social ve Cultural Rights to stand against colonizing , vvith international documents. This term defınes that pe ople can determine their political status freely and continue their economical, social and cultural process independently(39). Gaining right o f self de term ination for countries vvhich can not gövem themselves and under reign o f another country is the main aim o f Pact o f United Nations and this makes United Nations responsible from colo nized people hovvever, this does n ’t shovv that imprealist nations have valid responsibilities for their right o f self determination vvho are under their reign(40). 76th article o f Pact is defıned as to make it easier to self determ ination and independence for countries vvho are under con trol o f another country.lt is seen that this pact is m aking discri mination ; in 76th article B clause , tovv vvord are use together, ho vvever in 73rd article vvhich is re lated to countries vvho are nonautonomous, vvord freedom is not used, only self autonomous vvord is used. Although it vvas suggested to place vvord freedom in relation passage o f pact in SanFransisco conference about nonautonomous countries, this vvas not accepted by im perialist coun tries and this right vvas only re garded appropriate to countries vvho are under the reign o f another country. Declaration o f independences o f Morocco in 1956, Tunusia and Algeria in 1962 are based to this right by U nitedN ations(41). In United Nations agencies, ending self determination and colonism vvas alvvays discussed and these topics vvere tried to specifıed in articles o f Pacts. A p plication o f United Nations resulted in that right o f self deter mination is accepted as a rule. (42). In 14 December 1960, right o f self determ ination vvas granted to colonized people including right o f establishing an independent government vvith 1514th article o f United Nations council(43). In “ Declaration o f assurance the independence o f ali colonized countries and peop le” right o f self determination vvas granted for ali people hovve ver in 1st article, this right vvas li mited only to colonized people by saying, “people must be under foreign force, hegem ony o f co lony” . In 6th article o f decla ration, it is stated that any attempt vvhich violates national unity com pletely or partially is against the Pact o f United Nations. On this point, vvhole people o f colo nized country can use right o f self determ ination and borders o f colonized country vvill be the 139 borders o f nevv established inde pendent country. General Councill proposed to hold a special com mittee o f 17 members to grant applying the declaration vvithout a delay in 27 Novem ber 1961, in 1654th article(44). (XVI). Economical right o f self determ ination vvhich is stated as the right to use ovvn natural resources and use resources freely vvas regulated in 2nd article(45). In 2625th article o f U ni ted Nations General Councill in 24 October 1970, this right can be used if an independent nation is established, or integrated vvith another freely and if a political status is created according to free vvill o f the people(46). With this decision, in a multi national country, if ali citizens are treated equally, if they have civil rights, if they get equal service from go vernm ent and if there is no pres sure on people, this represents national unity and there is no dis crim ination o f rights. If not, right o f self determ ination is valid in ali terms. In section o f the declara tion about “The principle o f equal rights and self determination o f people” ali people have right to determine their ovvn political status,continue their economical, social and cultural process vvith any extem al intervention .Ali go vernm ent are responsible for respecting this right. Ali govem ment vvill vvork hard to end colo nism and apply self determ inati on immediately and United N ati ons vvill help them ” (47). Pact o f Organization o f Africa Union also contributed much in determining this right and right o f self determination became the m ost important aim o f this organization. According to m em ber o f this organization, right o f self determ ination is al vvays valid in any place and it accepts no exception and this right more privileges than prohibiton o f using force, using peaceful vvays to solve problem and right to be independent in intemal affairs(48). II. HISTORICAL ACCOUNT OFCHECHENS STRUGGLEFOR FREEDOM A. GENERAL VIEfVOF HISTORY OF CHECHENS Chechens are native pe ople o f N orth Caucasia and Chechnya whose Capital city is Grozni, is surrounded by Stravropol state o f Russia in north and in eastem north and east by Dagestan and in south by Georgia. First documents to mention about Chechens are Armenia, Georgia and Rome-Greece docum ents in 3-4th BC. Chec hens who joined Alan Horde Union in AD 1st century, increased their population in middle a n d n o r t h C a u c a s i a in ti m e ( 4 9 ) . C a u c a s i a p e o p le gathered around the authority as tribes. People m et in same governm ent firstly in domain, khanate After Russia occupied A strahan in 1556, ChechnyaRussia relations began. Russian troops reached Terek River in 1587 and Sunja River in 1590 but till 1783 it is seen that Russia couldn’t go further ahead o f Chechnya.But in 1782 and 1784, after occupying o f Daryal passage which connects south and north Caucasia, opening o f military was o f Georgia, establishm ent o f Vladikavkaz city in 1784 and Russia increased its autho rity on T ran sca u casia afte r occupying Georgia, invasion in creased. Betvveen 1783-1824 Tsardom regim e w ent ahead using a systematic way. North Caucasia cities in that time, vvere established as castles o f Russia borders and became m ilitary and com mercial centers. A fter 1700, Chechens vvho faced Russians, participated in resistance vvith D agestan Chechens and some Circassian tribes in 1864 till the Sheikh Şa mil became prisoner o f R u ssia ,, in a vvay knovvn as disciplinship. In 1834, vvhen North Caucasia Republic vvas established, highlander people get together for vvar. In 1859 vvar ends vvith victory o f Russia. They vvere forced to immigrate from their ovvn country to Ottom an Empire by Rus sia. Some Caucasian tribes such as Ubıh vvere com pletely destroyed, some regions such as Adıgey and Sapsıg had no more pe ople living. Despite this, Dages tan and Chechnya continuously rebelled and resisted. W hen m onarchy in Rus sia came to an end in February 1917 and Bolsheviks became the rulers, independence movements in north Caucasia becam e more active and in ll t h M ay 1918, North Caucasia Republic vvas established. This situation vvas accepted by A ustria-H ungary and Ottom an Empire, in 8th June 1918, N orth Caucasia became ally vvith them. In 1917, Declaration o f Rights o f Russian revolution vvas broadcasted and North Caucasia and D agestan Union Central Comm ittee vvas established and in second congres in September temporary fundamental lavv vvas approved. But troops o f czar in North Caucasia attacked and oc cupied Chechnya in 1919. Though rebellion vvhich started in the com m andm ent o f Sheikh Uzun Hadji in September 1919 ended in Febrauary 1920 succesfully, in M arch 1920 Bolshevik seized the control o f Chechnya. Anti Bols hevik rebellions in 1920-1921 and 1930-1932 enden vvith failure. After the com plete reign o f Bolsheviks in North Caucasia, in 20th January 1920, Soviet Highlander Republic vvas established vvhich covered Chechen-Ingus, Osetia, Kabarbey, Balkar and Karaçay regions. After separation in 30th N ovem ber 1922 Chechen Self Governing Territory and in 7th July 1924 Ingus 140 Self Governing Territory vvas established. This tvvo territories vvas united in 15th January 1934 under the nam e o f Chechen-Ingus S elf Governing Territory. In 5th December 1936, according to Soviet Fundemental lavv, name o f self governing territory beca me self governing republic. During 1941-1942 World War II. German troops began on an assault to take the control o f oil reserves o f Grozni. In 1942 German Troops occupied some regions o f Chechen-Ingus Re public but they couldn’t enter Grozni and upon Stalingrad defeat, they immediately abandoned vvhole N orth Caucasia. Upon, vvith the decision o f M oscov in 23rd February 1944, people o f C hechen-Ingus, K aracay and Balkar vvere decided to send on exile from North Caucasia. In 25th June 1946, Chechen-Ingus Soviet Socialist Re public vvas abolished. Hundred thousands o f Chechen died on vvay and nevv settlements in poverty and starvation and illness. After the death o f Stalin in 1954, Chechens vvere allovved to retum their hometovvn. In 9th January 1957, Chechen-Ingus Self Govem ing republic vvas established again. B. POST SITUA TIONS IN CHECHNYA AFTER 1989 United Soviets encountered a rapid collapse process vvith glastnost (starvation) and perestroika (reform) policies. Pe ople m entioned about their independency requested from various republics(50). Baltic Republics ahead, unions and republic vvhich formed U .S.S.R began to declare their independence. In 1990, even federation itself, alm ost ali self governing and Uni ted republics declared their inde pendence. In Chechnya, social opposition vvas organized under the name o f Chechen National C o n g res. C h e c h e n n a tio n a l congres vvhich gathered in Novem ber 1990 elected General Cehar Dudayev as their presi dent. An activity o f three stages vvas accepted in congres. (1. in d e p e n d e n c e 2. F e d e ra tio n . 3.Caucasia People Federation.) Upon the pressure o f congres, Chechen-Ingus S elf G ovem ing Republic declared its indepen dence in 27th N ovem ber 1990. Hegemony m eant that ali right and authority vvas belonging to Chechen-Ingus Republic in bor ders o f Chechen Ingus land and this right and authority could be used in their ovvn vvill. In this time, Parliement Chairm an o f Russia Federation Boris Yeltsin vvas the supporter o f hem em ony struggle o f self go vem ing republics in Russia Fe deration. In Chechnya, Cehar Dudayev vvas elected as presi dent in election in 27th October 1991 under the observation o f In ternational H um an Rights Committee. In İst N ovem ber 1991, nevv assembly declared the inde pendence o f Chechnya. Upon this, M oscov declared state o f em ergency in Chechnya in 7th N ovem ber and sent troops to Grozni. Hovvever vvith massive reaction from people, there tro ops vvere forced to retreat. W hile Chechnya vvas un der this process, Ingus People Congres made referendum about establishing a nevv government under the nam e o f Ingus Repu blic and proposed to stay in the borders o f Russia Federation. So, Ingus Republic vvas established by m eans o f right o f self deter mination. (Ingus Republic is ac cepted as one o f the units forming the federation in nevv fund amental lavv.) Chechnya President C e har D udayev suggested that their problem s vvith Russia m ust be solved in a political vvay and sug gested that oil pipelines and railvvays must be used mutually. So me m eetings vvere held on this point. For exam ple, in 2 İst M arch 1994, Russia president representative Sergey Feilatov and Chechnya president Aslanbek A kbulatov met in Moscov, but there vvere no solid Solutions because Chechnya vvas a part o f Russia according to fundamental lavv and pact betvveen Russia and Tatarstan vvere requested to be model pact for their meeting. Russia governm ent never offıcially announced that they have accepted Chechnya as a le gal government. But paym ents vvhich are kept for Chehcnya from thr budget o f Russia federa tion began to be paid to temporal council. W hen they have heard that opposition forces vvill attack Grozni, General S taff o f Chec hnya and temporal council dec lared martial in country and mobilization and attack began o f 26th November. Opposition for ces soon occupied m ost o f Gorzni. Even, vvith the support o f R us sia, opposition forces announced on Chechnya Tv that they have seized the control o f the country. But, as it vvas before, government troops soon rushed opposition forces from country. But for the first time, governm ent capture nearly 70 Russian soldiers vvho vvere at the side o f opposition for ces and said that if Russia does not take responbility o f these soldiers, they vvill execute them. Upon this situation,Russia indirectly intervened and made go vernm ent and opposition forces cease fire, if they don’t cease fire, Russia threatened that they vvill declare state o f em ergency in Chechnya and vvill begin m ilitary operations. Yeltsin later anno unced that time limit vvas extenden till 15th December. Upon these process, Dudayev and Rus sia secretary o f defence Gracev Vladikavkaz met. In ll t h N o vem ber morning, Russian troops entered Chechnya. No result vve re gained in the meetings. C hechen Ickeriya R e public had no option but to fıght 141 vvhen Russian troops attacked in 1 lth D ecem ber 1994, after thousands o f Chechens died, in 1996 31 st August, H asavyurt pact vvas signed and Russia accepted the lost and abandoned Chechnya land. A ccording to this pact vvhich vvas signed after the first Russia-Chechnya vvar, both sides stated that vvar m ust be stopped, disagreements can not be solved vvith vvar, conflicts caused by vvar must be solved vvith peace and they agreed to end problem s bet vveen Russia Federation and Chechen Republic till 3 İst D e cem ber 2001 by means o f inter national rights and lavv(51). A slan M ashadov vvon elections in 27th January 1997, he shovved that he accepted the independence o f Chechnya Ickeriya republic ju st like Boris Yelt sin by signing “Pact o f Peaceful relations betvveen Russia and Chechnya Ickeriya Republic in 12th M ay 1997 ; “Cooperation Pact about Custom s” in 12th july 1997, “ International Pact about the operating Baku-CharkeleN ovorosisk oil pipelines” and “Pact o f Economical Coope ratio n ” betvveen R ussia and C hechnya Ickeriya Republic. Though it vvas not announced clearly, vvhen these pacts are evaluated, independence o f Chech nya vvhich vvas colonized since the time o f stardom are accepted(52). C hechnya’s right o f self determ ination vvas not given im portance by international people vvhich had been given self governing right during tsardom o f Rus sia and vvhich had been exposed to exile and every kind o f discrimination. Hovvever some scien tists in Russia including Francis A. Böyle vvho is one o f the inter national barristers, said that Chechnya vvas accepted vvith the pact signed in 1997(53). Chechnya is one o f the most im portant countries o f Caucasia vvith its jeo-strategic position and economical resources. Chechens who struggle to survive for över four centuries , separated from united nations with the collapse o f U.S.S.R. After C hechnya’s independence, election o f Cehar Dudayev as presi dent and acceptance o f funda mental law, Russia decided to intervene Chechnya. Russia broke through the obligations o f treaty, did n ’t keep their vvord in m aking up the loses o f vvar, they didn’t even pay the cost o f pipeline. A fter attacking two villages nam ed Coban-m akhi and Kara-M akhi in 1999, they shovved Şamil Basayev respon sible for this assault who had no offıcial authority in that time and they attacked Chechnya Ickeriya Republic for second time in 2nd O ctober 1999 by alleging blowing up some apartm ent floors in V olgograd and D agestan as pretenses hovvever these events are proved to plans o f FSB. N eighbour countries and regions vvere alm ost bound to Russia and border vvith Georgia vvas covered vvith m assive security vvalls by alleging “pankisi events” as a pretense ju st after the beginning o f the vvar. USA, Russia and Georgia m ade military operations m any tim es to this place and hunted terrorists. In this vvay, Russia troops vvhich count up to tvvo hundred thousand and their staff and Russian s u p p o r te r C h e c h e n f o r c e s control the life in that region(54). III.COMPARISON OF CHECHEN PROBLEM WITH OTHER EXAMPLES and CHECHEN THESIS A. COMPARISON OF CHECHEN EXAMPLE WITH OTHER EXAMPLES OF SELF DETERMİNATİON RIGHT. A fter dispersion o f U ni ted Soviets in 1991 and Yugoslavia in 1992, those countries vvhich separated from these co untries declared their indepen dence by m aking use o f this right. im portant feature o f these governm ents is that they form ed the federated vvings o f a federal go vernm ent and they vvere accepted to possess right o f self determ i nation in previous fundam ental lavv. For this reason, it is impossible to say todays international lavv grants right o f self determ i nation for ali countries(55). Except Baltic Republics vvhich also include some Turkish republics, right o f self determ i nation for other tvvelve Soviet Republics vvas place in 72nd ar ticle o f U nited Soviets funda mental lavv but this vvas a dead article. A ccording to this article, every union had right to separate from U.S.S.R. In İst clause o f 70th article in fundam ental lavv, U .S.S.R vvas defıned as multi national, federal and united co untry according to results o f right o f self determ ination. Briefly, it stated that they had established U nited Soviets according to right o f nations self determination. W hen dispersion process beca me inevitable, U nited Soviets vvished to control this process. To apply to 72nd article o f fundem antal lavv, they accepted regulation in 7th A pril 1990. A ccor ding to this regulation, if a coun try vvants separation 2/3 o f peop le m ust dem and it, if not, country vvill not be able to dem and sepa ration for 10 years. It is strange despite regulation that m ost o f republics set referendum s to legalize their separation though they have legal right according to fundam ental law(56). European Union and its m em bers in that tim e shovved their reaction to this event by hol ding a m eeting vvith tvvelve ministers o f foreign affairs in 16th Decem ber 1991 and accepting the existence o f these republics by declaring a declaration o f principles.In this declaration o f principles, m em bers shovved the ir loyalty to Helsinki Pact, Paris 142 Condition and especially right o f self determ ination and they evaluated that dispersion o f Yugoslavia and U nited Soviets vvere made eben faster vvith the effect o f every nations right o f self de term ination. A ccording to these principles, if nevv republics vvant to be accepted in international arena, they have to be respectful and obedient to lavv, dem ocracy and civil rights, rights o f ethnic or m inör groups in country. Right o f self determ ination vvas becom ing m ore interesting vvith unusual dem ocratic rules. Extem al right o f self determ ination vvas bound to respecting the right o f intem al self determ ination o f se parated republics and this vvas the first tim e in vvorld that connection o f extem al and intem al right o f self determ ination vvas made inevitably connected(57). U pon these events in United Soviets, international organizations adopt the principle o f national unity and and they adopted the principle that this right vvill be applied under the limitations o f national unity and Republic’s borders vvill becom e as it used to be before dispersion and sides vvill be able to change their borders according to their ovvn vvill. “U ti possidetis ju ris” vvhich m eant prohibition o f changing the offıcial borders during the establishm ents o f nevv govem m ents,(58) is understood in a vvay that this right can only be applied in the borders o f colo nized countries. In contem porary political application, right o f self determ i nation, regarded alm ost limited to people vvho lived or stili living under the colony o f W estem imperial govem m ents. For example, it vvas alm ost accepted universally that Kurds in Iran and Iraq and Tamils in Srilanka nd Eritres in Etiopia had no right for self de term ination hovvever Eritre dec lared its independence in 24th M ay 1993 by m aking public referendum(59). For separation o f Northern Iraq Kurds, there are preparations m ade beginning from federal government. In fîrst mutual article o f U nited Nations “tvvin pact” , Helsinki Final Act in 1975 , in 8th article and other docum ents o f OSCE, it became a right just not to end colonism but it became a reviving right. When this term is taken into hand vvith its forensic features, it is a right outofdoubt(60). Some com m entators regard K osovo and C hechnya events sim ilar hovvever they stated that International union reacted both events differently, in Kosovo , they granted Albanians their right o f self determ ination but in Chechnya Russia used force and Chechens right o f self de term ination vvas not accepted, conditions o f right o f self deter mination vvere no provided and these com mentators evaluated that; l.Som e methods must be found to solve problem s betvveen m inorities vvho defend that it is not fair to prevent using right o f self determination; 2. Those vvho defend right o f self determ ina tion reflect the ideas m ajority (61). Force may applied as a final remedy.2. Canada Court made same evaluations for Quebec region. Hovvever, vvhen ali these process is evaluated, it is seen that intem ational union is inconsiste n t. In te rn a tio n a l u n io n vvhich let Bosnia, Slovenia and Croatia separate from Yugoslavia by using force but they didn’t approved the separation o f K oso vo and M ontenegro, novv began to accept the existence o f these countries. Some exam ples such as Chechnya and A bhazia vvere never given assistance and let alone. Here, it can be said that in tem ational policy and povver balance had effect on this point. In discrim ination o f K o sovo and Chechnya, Yugoslav ia’s being a poor country and being governed by guilty Slobodan M ilosevic, im portance o f R ussia’s econom ical and military povver and right o f veto o f United N atio n s, had effects(62). Including previous USA president Bili Clinton, m any pe ople said that this is R ussia’s in tem al problem and they didn’t intervene R ussia’s using disproportional povver, Chechens being evaluated as related to intem a tional terrorism and using ll th Septem ber a m atter o f propagan da and using prohibitied vveapons, killing Chechen leader in cross b o rd er o p eratio n s(6 3 ). Hovvever, m inister o f intem al af fairs A lexander Lebed, in the na me o f Yeltsin, and Cehar Duda yev sighned a pact and this even shovvs that C hechnya’s condition is so different that it can not be com pared vvith East Timor. 2. BASIS OF CHECHENS CLAIMS AND THESIS A ccording to R ussian thesis, Chechnya is not a federated republic and Chechnya is a self governing territory. It means it is not a founder state. Hovvever, other federated govem m ents are accepted as founder States. R us sia couldn’t prevent the right o f C hechens se lf d eterm ination despite the promises they gave since 1991 , meetings, econom i cal limitations and force they applied, but they brought lim ita tions to ali politics, lavv, freedom o f expression o f Chechens as vvell as ali Caucasia people and this resulted in m assive Financial and vital dam age to both Chec hens and Russian democracy. There is not only single reason under this problem , oil, natural gas pipelines, and m ilitary forces are reasons o f this problem(64). Russia violated the Geneva Pact in vvhich Russia vvas a side.Russia fundamental lavv courts dediced in 31 .07.1995 that Russia violated 1977 dated II. Protocol o f 1949 Geneva Pact and 15/4 article fundamental lavv(65). 143 Chechens thesis claims that, they are self governing territory and according to Soviet fundamental lavv, those groups vvhose population is more than one million must be granted the right o f self d eterm in atio n and C hechens used this right. A part from this, they continuously stated that, they vvere sent to exile tvvo times, they face discrim ination in front o f ali Russian people and their territory vvas alvvays occupied by using force and vveapons and for these reasons they have right o f self determination. C hechnya’s declaration o f independence is appropriate to intem ational lavv. A ccording to Soviet fundamental lavv in 1976 vvhich vvas also knovvn as Brejnevv Fundem ental lavv, ChechenIngus S elf Governing republic vvas a self governing republic vvhich vvas bound to Russia Sovi et Federative Socialist Republic. This lavv is shovvn as reason for Chechnya being bound to Russia today. Hovvever, vvhen republics o f U nited Soviet separated from U .S.S.R in 1990 , U .S.S.R and its fundamental lavv vvas abated. So m e g o v e m m e n ts f o r m in g U .S.S.R , established Independent G ovem m ents Union vvith a nevv pact. One o f the republics vvihich formed United Soviets, Russia Federative Socialist R e public , similarly changed its old lavv. Last parliam ent o f union had already been closed by forces o f Yeltsin and governm ent vvas organized again in nevv elections and fundamental lavv. As old lavv o f U .S.S.R vvas abated, nevv lavv had to be found to legalize the re lations o f self governing territories. On this point, in 31 st March 1992 , “Pact o f Share o f legistation and authorization betvveen ruling republic in Russia and G o vernm ent Federal A gencies” vvas signed. As old Russian lavv vvas out o f date, it is legal to create a nevv lavv for federative republics. A fter 1lth September, USA, vvith a n ti te r r o r i s m m o v e m e n t, thought that by m aking C hechn ya prohibited for ali kinds o f press and declaring w ar o f Chechnyas independence as an instance o f terrorism , they could cover up their was crim es(66). World press’ not seeing Chechnya, Rus sia preventing the free press and shovving ladrones as Chechen leaders and executions o f Chec hens legal governm ent leaders w ere n o t en o u g h to so lv e problem(67). E.C.H.R, made Russia to pay am ends because they violated hum an rights and 2nd article o f pact, related to right o f living and vvith violation o f 1st article Russia violated the right o f property after some Chechens appli ed to court w hose relatives vvere either killed or tortured.(68)68 Conflicts in region becam e deadlock as Russia used force regardless o f international lavv and re garded this issue as their intemal problem(69). Tatarstan ve Chechen Ingus Republics didn’t signed the pact o f Russia Federation and these tvvo republics didn’t join the nevv fundamental lavv poll and parliam ent elections in 12th Decem ber 1933. (Tatarstan Re public later signed a pact vvith Rusia Federation and joined the federation). On this point, there is not a pact that shovvs Chechnya bound to Russia Federation ; for this reaso n , there is no legal basis for solution o f Chechnya in bor ders o f Russia. RESULT Today, right o f self deter m ination vvhich is granted internationally, seem very spread but in application it is very limited. On the other hand, right o f self determ ination , standing on basis o f international policy, environment, strategy, econom ics, lavv and culture, became a phenom enon gaining m ore im portance day by day in this global vvorld vvhich provides instant info sha- ring and other facilities. On this point , solid problem s are faced related to right o f self determ ina tion; Leadership aims strategically on a hand and on the other hand, need o f tim e , hum an and instrum ental cost to get efficient result. This conflict betvveen different and multi dim ensional si tuation undermines the legal S o lutions o f this problem (70). After the end o f cold vvar, m ovem ents o f declaration o f in dependence increased and right o f self determ ination becam e an outstanding m atter in ali över the vvorld. In time, it shovved spread and covered minorities o f natio nal, cultural, religious and linguistic also effecting the right o f in dependent anti racist countries. Seperation o f Baltic Republics from United Soviets and dispe rsion o f U.S.S.R, disunion o f Czechoslovakia, union o f Germany, separation o f Eritre from Etiopia and dispersion o f Federa tion o f Yugoslavia are ali outstan ding events o f this period. Apart from this, as vve m entioned above, its povver o f creating romantic aims and effect o f revolutionary, rebellious and radicalizing are out o f doubt anymore. This right may even change borders o f a country is it experiences a kind o f hegem ony o f independence trend, may effect a continent or ali international system. The m ost influential effect o f it vvas seen on children , vvomen and families in Bosnia, Cashmere, Chechnya, Somali, Kosovo, Erit re and Palestine(71) that this sit uation is something dramatic let alone its being target o f strategic and academ ic studies(72). Unless international so ciety denies or avoids doing app roaches vvhich can threat the existence o f international lavv, there vvill no no peace, justice and security in international are na. Treating equally to the indivi duals at same level is the m ost fundamental principle o f the lavv. International relations vvhich are 144 regarded as basis o f international lavv and similar approaches aga inst sim ilar events make intem ational society and international lavv trustable. Those govem m ents vvhich separated from U .S.S.R upon dispersion o f this country stated that they declared their in dependence according to right o f self determination. A n im portant feature o f this nevv govem m ents is that, they form ed the vvings o f a federated governm ent peviously and they vvere granted right o f self determ ination according to Soviet Fundem ental lavv. It is also seen that Chechnya fulfılled its right o f to make referendum, govem ing a certain piece o f land, m aking pacts vvith other coun tries, creating its ovvn council to provide security, education, health and judgem ent Services as these rights vvere given in Soviet lavv. This situation even lasted for 5 years. “Right o f international self-detennination” is a right that vvas granted in early 20th century as vvell as in Universal D eclarati on o f Human Rights, Helsinki Fi nal A ct and Paris Condition. A c cording to this lavv, right o f Chec hen people’s freedom is result o f is legal right and this right can not be handed över to other authorities. People are responsible for respecting the expressing this right by elected agents. Declaration o f Chechny a ’s independence is also appropriate to existing international norm and lavv. As knovvn, Chechen-Ingus vvas a self govem ing republic bound to Russia Soviet Federative Socialist Republics vvhich formed U .S.S.R according to 1976 Soviet fundam ental vvhich vvas also knovvn as Brejnav fundamental lavv. This lavv is given as a reason for C hechnya’s being bound to Russia Federa tion today, though mistaken. H o vvever vvith dispersion o f Soviet U nion in 1990, Soviet Funde mental lavv vvas also term inated as de facto and de iure. As a result, some govem m ents vvhich formed U.S.S.R created a nevv u n io n ; Independent Goverments Union. Problem o f Chechnya be came not an intem ational disagreem ent but a tragedy. Creating a public opinion in East Timor and Darfur and interest shovvn is very interesting as Chechnya vvas kept out o f sight o f intem ational opi nion and disproportional povver vvas used there. Let alone having right o f self determination, Chec hnya vvas driven in such a situation that they couldn’t continue their existence. Hovvever it is se en in intem ational lavv that these rights are granted firm er to some other countries. Upon dispersion o f So viet Union in 1989 and declaration o f nevv republics in early 1990’s, it vvas vvondered hovv long these dispersion vvould con tinue. U .S.S.R ’sre a c tio n to B a ltic republics vvhich vvhere fîrst to separated and accepted , vvas surely different from reaction to co untries vvhich separated later. A f ter M iddle Asia and South C au casia Republics had declared the ir independence, Russia vvhich vvithdrevv to Russia borders faced problem o f North Caucasia Self Governing Republics and Tataristan S elf G overning republics. Ethnic movements in regions vvhere these ethnic live , these ethnic groups vvhich count more than one hundred and form todays Russia Federation, are on R ussia’s hot agenda. Tatarstan and Chechnya have strategic importance for Russia as they are the m ost important petroleum resources o f Russia. Tatarstan vvas granted h alf independence ho vvever vvhen Chechnya requested independence situation gained a nevv aspect and changed into a vvar. C hechnya’s condition in terms o f lavv became focus o f international discussion, vvhich created its ovvn parliament, courts, education system, army and p u b lic S erv ice s. In our opinion, Chechnya have required conditions to use their right o f self determination. If C h ech n y a’s existence is not accepted by any govem m ents in intem ational arena after making referendums, establishing government, electing a president and living independent for some time , only aim o f this approach can be political. BIBLIOGRAPHY (1)MALEK Martin, Geopolitische Veranderungen auf dem eurasischen Schachbrett: Russland, Zentralasien und die USA nach dem II. Sep tember 2001, in: Aus Politik und Zeitgeschichte, B8/2002, S. 14-22, interpreter SAVAŞ Genç, “Power Tricks in Middle Asia : Revival o f Jeopo-litic Position” Magazine of Lavv Perspectivesi:07/July 2006, i. 22. (2) GENÇ agm, s. 23. (3)MOYNIHAN, Daniel P., Pandaemonium; Ethnicity in International Politics, Oxford-1993, s. inperpreter KÜTÜKÇÜ, M. Akif, Magazine of Institute of Social Sciences o f University of Selçuk i: 12, p. 259-276. (4)DOĞAN, tlyas, “Principle o f self deter mination”, Public Lavv archive, September 2006, http://www.akader.info/KHUKA/2006_mart/Lp df s. 2.; ŞAHİN, Age, s. 12.. CASSESE,Antonio, Self-Determination o f Peoples, Cambridge University Press, Nevv York- 1995, s. 11. vvas reported by KÜTÜKÇÜ, agm, p. 264. (5) ARSAVA, Ayşe Füsun, Term of Minority and Analysis o f rights of minorities according to intemational documents and especailly according to 27th article o f pact of civil and political rights.,AÜSBF publicationsAnkara-1993,p. 59. (6) KÜTÜKÇÜ, agm, s. 262. (7) Aaland Islands used right of self determination and seperated drom Finland ve requested to join neighbour Svviss.” Though peoples right o f self determination has great importance in modern vision especially after vvar, it is important that this principle is never mentioned in covenant of the league o f nations. Accepting this principle in a fevv intemational pacts is not enough to accept it as a part o f intemational lavv. This topic vvas taken to leauge of nations and requests of people of Aaland Islands vvere denied to seperate from Finland DOĞAN, agm, s. 4. (8). DOĞAN, agm, s. 4. (9) KÜTÜKÇÜ, agm, p. 267. (10)Article 1 States the second aim of United Nations ; “ To improve good relationships related to equality and principles of right o f self determi nation and take appropriate precautions to strengthen peace.” In 55th article: “...improve living conditions, cultural cooperation, consistency and provide conditions of happines and provide suitable conditions for application of right of self determination vvithout violating human rights” (11) Understanding socio-psychological appro ach. SCHWARTZ, Barry, “Self-Determination: The Tyranny o f Freedom” 2000, The American Psychological Association, Inc., Vol. 55, No. 1, 7 9 - 8 8 ( h t tp : / / w w w . s w a r t h m o r e .edu/SocSci/bschvvarl/self-determination.pdf). (12)U N PO , h ttp://w w w .unpo.org/content/view/4957/72/ (13)Wilson declared 14 principles in which 6 of them was related to self determination.He stated that those countries which lost war and became colonies, also have right of self determination and 145 intemational system should not bound to balance of power but to principle of self determination. (14) TUNCAY, Ali, A Post-Cold War Experience in Self-Determination and Secessionism (The Yugoslav Case), (Master o f Arts, Bilkent University Institute of Economics and Social Sciences, 1993), s. ö.interpreter, KÜTÜKÇÜ, agm p. 261. (15) CASSESE, A., International Law in a Divided World, New York 1986, s. 134-135, interpreter YÜCEL, Özlem, “Rights of Eastem Turkestan People in terms o f International Law”, Eastem Turkestan Magazine 2002 p. 188-189, s. 6; PAZARCI, Age, s. 518; ARSAVA, Ayşe Füsun, “ A view o f the historical development o f right of Self-Determination ve Aaland Islands Problem”, Seha L. Meray’a Armağan, volüme I, AÜSBF Publication, Ankara-1981 p. 55-67; Kemal Göz ler, Introsuction to Fundemental Law”, Bursa Ekin Bookstore Publication, 2004, p. 42-56. (16)UN SC Resolution 1514,1960. (17) KÜTÜKÇÜ, M. Akif, “Right of self determi nation in intemational law and Turkish republics p. 263. www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler 17.05.2007 (18) Problem o f Paletsine something beyond self determination, it is struggle of indepence in our opinion. (19) Wolfgang F. Danspeckgruber, The Self-De termination of Peoples, Hardcover, Rienner Publishers, Incorporated, Lynne, ISBN 1555877680 (1-55587-768-0), 2002, s. 335 (20) PAZARCI, Hüseyin, Intemation Law, Revised 3. press, Ankara 2005, p. 349. (21) PAZARCI, Age, p. 143; KARAOSMAN OĞLU, Ali L., “ Self Determination, Unity and International consistenceny and democracy. EastWest, (War and Peace) Year: 6, issue: 24, A ugust, September, October 2003, p. 147. interpreter KÜTÜKÇÜ agm, p. 260. (22) PAZARCI, Age, p.142.; POMERANCE, Age, p. 37-42; ARSAVA, Age, p. 77-80; interpre ter KÜTÜKÇÜ, agm, p. 263. (23) POMERANCE, Age, p. 63-73; But, CAS SESE, thinks that right of self determination doesn’t create jus cogens. CASSESE, Age, p. 173. interpreter KÜTÜKÇÜ, agm, p. 275. (24) DOĞAN, agm, p. 10. (25) ÇAVUŞOĞLU, Naz, Right of minorities in intem ational human rights, Second Press İstanbul-2001 (26) SOYSAL, Tamer, “Twin Pacts o f United Na tions and Principle of Self Determination” http://www.turkhukuksitesi.com/makale_225.htm. (27) “Intemationally, improve good relationships based on respect to right o f self determination” to see Turkish of this article look; Enver, Internatio nal Law Principles ofTurkeyAnkara,2007,p. 675. (28) “ ... regardless o f race, sex, religion and language ” to see Turkish of this article look; Age,p. 675. (29) MANELA, Erez, The Wilsonian Moment: Self-Determination and the International Origins of Anticolonial Nationalism, New York: Oxford University Press, 2007, s. 331. (30) To see Turkish o f this article text look BOZKURT, E., Age, p.561,579. (31)To see mentioned documents ; look BOZKURT,E.,Age. (32) FAN, Hua, “The Missing Link between SelfDetermination and Democracy: The Case of East Timor”, U. J. Int'l Hum. Rts. 176, Volüme 6, issue 1(Fall2007),http://www.law.northwestem. edu/j oumals/j ihr/v6/n 1III (33) UNPO, http://www.unpo.org/content/view/4957/72/ (34)OETER, Stefan, “The Right of Self-Determi nation in Transition”, Law and State, i: 49/50, p. 148-149, nakleden KÜTÜKÇÜ, agm,p. 272. (35)PAZARCI,Age,p. 142. (36)YÜCEL, Özlem, Right of self determination in intemational law and local autonomy” Maga zine of East Turkestan. Spring 1999 p.28-32 (37) DOĞAN, agm, p. 2. (38) PAZARCI, Age, p. 143. Minorities and Tur- key, look. TUNÇ Haşan, “Problem o f minorities in international pacts and Turkey”, Magazine of Faculty of Lavv of university of Gazi, JuneDecember 2004 volumet: VIII, issue: 1- 2 139 198; İNAÇ, Zeri, rights of minorities in inter national documents. , Ütopya Publishing house, Ankara, 2004. (39)See. RG. 18.06.2003, i. 25142. (40)According to 73rd article in this section, U.N members vvho take responsibility över colonized countries, apply the principle o f benefıts o f these countries and they do their best to faciliate living conditions of these countries and they take the responsibility to improve these countries ability to goveming themselves and help them to improve independent political institutes. Improving ability of peoples self autonomy is granted vvith its appropriateness of people to some special conditions. KARAOSMANOĞLU, Age, p. 66. (41 )KÜTÜKÇÜ, agm, p. 267. (42) ARAL, Berdal, “Right of societies self deter mination as collective individuals” Human Rights Almanac, volüme 21-22 , 1999-2000, Bulletin of Council o f United Caucasia. issue 24, JanuaryFebruary, s. 110; KARAOSMANOĞLU, Age, p. 67-68. (43) For te x t; look. POMERANCE, Age, p. 123 124.; interpreter KÜTÜKÇÜ agm, p.267. (44) KARAOSMANOĞLU, Age, p. 69. (45)ÇAVUŞOĞLU, Naz, Age, p. 72-73. (46) With “Declaration o f international lavv prin ciples and good relationships betvveen govem ments” equal rights for people and principle of right of self determination became a legal right and govemments became responsible to obey this decision, this declaration also brought the condition that right of self determination can not endanger land or political unity of a country completely of partially and can not make discrimination of race, belief or colour. ŞAHİN, Age, p. 22-24. (47)KARAOSMANOĞLU, agm, p. 150-151. (48)KARAOSMANOĞLU, Age, p. 71-72 (49) “ The Chechens Ingush During the Soviet Pe riod and its Antecedents”translator Muhyittin Geçkil, The North Caucasus Barrier, Society For Central Asian Studies, http://www.waynakh.com/makaleler/03 .htm, (50)Socialist ,Capitalist and Nationalist and Ideologic approach to Chechen problem. See ; WEINSTEIN, Nat, “The War on Chechnya and US ’Humanitarianism'”, Socialist Action /January 2000, http://vvvvw. socialistaction.org/news/200001/chechnya.html. (51) CUTLER, Robert M., Chechnya: Conflict Profile, Foreign Policy in Focus, 10 September 2001, pp. 1-4 (http://w w w .robertcutler.org/blog/2001/09/chechnya_conflict_profile.ht mİ). (52)Endless War in Chechnya , www.kavkazcenter_com.htm,05.04.2007 (53) Şahin, Mustafa, Self Determination Policy of Europa Union, Nobel Publishing house Ankara 2000 Krş. Şahin, Age, p. 125-127; Klein, Eckart, Das Selbstbestimmungsrecht der Völker und die deutsche FrAge, Gebr. Mann Verlag, 1990 Berlin, s. 37; Kühnhardt, Ludger, Die Universalitât der Menschenrechte, Olzog, München, 1987, s. 311 312; nakleden DOĞAN, agm, s. 7. (54)YILMAZ, Murat, Chechnya: Forbidden Country, Lost Qualm http://cecenistan.ihh.org.tr/, 10.05.2007. (55) PAZARCI, Age, p. 142-143. (56)FAURBY Ib, International Law, Human Rig hts and the Wars in Chechnya http://www.c au c asu s.d k /p u b lica tio n l3 .h tm l5 .0 6 .2 0 0 7 ; ŞAHİN, Age, p. 118. (57) CASSESE, Age, p. 266-268, interpreter, KÜTÜKÇÜ, p. 274. (58)ŞAHİN, Age,p. 84-85. (59)DONNELY, Age, p. 158, interpreter KÜ TÜKÇÜ, agm, p. 274. (ÖO)KARAOSMANOĞLU, Ali L., “Self deter mination, unity, consistency and democracy.”, East-West, (War and Peace) Year: 6, i: 24, August, September, October 2003. (61) CHARNEY, Jonathan I., “Self-Determi nation: Chechnya, Kosovo, and East Timor” http://law.vanderbilt.edu/journals/journal/3402/chamey.html 27.03.2007. (62) CHARNEY, agm,(web) (63)YILMAZ, agm, (web) (64) HUGHES James, European University Institute Florence, Civil War, S: 4 no.4 Winter 2001 s. 11-48, h ttp ://e p r in ts .ls e .a c .u k /6 4 1 /0 1 /Hughes.Chechnya.Civil_Wars.pdf; ayrıca at this matter please look. WEINSTEIN, Nat, “The War on Chechnya and US ’Humanitarianism'”, Socialist Action /January 2000, http://www. socialistaction.org/news/200001/chechnya.html. (65)DRAGANOVA Diana, “Chechnya’s Right of Secession under Russian Constitutional Law”, Sofla University, Faculty o f Law. http://c h in e se jil.o x fo rd jo u rn a ls.o rg /c g i/c o n te n t, 20.05.2007. (66) İLHAN, agm, (web) (67) İLHAN, agm, (web) (68) To see court desicions look ; http:// w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 / F e b / C h a m b e r ju d g m e n t s C h e c h e n c a ses2422005.html. Khashiyev veAkayeva v. Rus sia (no. 57942/00 ve 57945/00), Isayeva, Yusupova ve Bazayeva v. Russia (no. 57947/00, 57948/00 ve 57949/00) ve Isayeva v. Russia (no. 57950/00). (69)Diana Draganova, Sofla University "Saint Kliment Ohridski", Faculty of Law. Chechnya’s Right of Secession under Russian Constitutional L a w, h t tp : / /c h i n e sej i l.o x fo rd j o u rn a ls . org/cgi/reprint/3/2/571 (70) Wolfgang F. Danspeckgruber, Age, p. 336. (71 )We think that Problem of Paletsine is something beyond problem of self determination, it s struggle of independence. (72) Wolfgang F. Danspeckgruber, Age, p. 335. BIBLIOGRAPHY ECHRRussiaDesicions http://www.echr.coe.int/Eng/Press/2005/Feb/Ch amberjudgmentsChechencases24.2.2005.htm ARAL, Berdal, “ Right of societies self deter mination as collective individuals” Human Rights Almanac, volüme 21-22 , 1999-2000, Bulletin of Council of United Caucasia. issue 24, JanuaryFebruaryBOZKURT, Enver, Turkey’s international law principles. Ankara, 2007. CHARNEY, I. Jonathan, “ Self-Determination: C h e ch n y a , K o so v o , and E ast T im o r”, http://law.vanderbilt.edu/journals/journal/3402/chamey.html 27.03.2007. CUTLER, “Robert M., Chechnya: Conflict Profile”, Foreign Policy in Focus, 10 September 2 0 0 1 , pp. 1-4 (h ttp ://w w w .ro b e rtc u tler.org/blog/2001/09/chechnya_conflict_profile. html). ÇAVUŞOĞLU,Naz, Right of minorities in inter national human rights, Second Press İstanbul2001 DANSPECKGRUBER Wolfgang F., The SelfDetermination of Peoples, Hardcover, Rienner Publishers, Incorporated, Lynne, ISBN 15558 77680 (1-55587-768-0), 2002. DOĞAN, İlyas, “ Principle of self deter mination”, Public Law arehive, September2006, i. 7, h ttp ://w w w .a k a d e r.in fo /K H U K A /2006_mart/l.pdf,, 14.05.2007. DRAGANOVA ,Diana, “Chechnya’s Right of Secession under Russian Constitutional Law” http://chinesejil.0xf0rdj0urnals.0rg/cgi/c0ntent/a bstract, 20.05.2007. FAN, Hua, “The Missing Link between SelfDetermination and Democracy: The Case of East Timor”, U. J. Int'l Hum. Rts. 176, Volüme 6, issue 1 (Fail 2007), http://www.law.northwestem. edu/joumals/jihr/v6/nl/7/ . FAURBY.Ib, http://w w w .caucasus.dk/publicationl 3.htm “International Law, Human Rights and the Wars in Chechnya”, 15.06.2007. 146 GAETA Paola, “The Armed Conflict in Chechnya before the Russian Constitutional Court”, http://www.ejil.org/joumal/Vol7/No4/art7.pdf GEÇKİL, Muhyittin, The North Caucasus Barrier isimli kitaptan “The Chechens Ingush During the Soviet Period and its Antecedents” çeviri,, Soci ety For Central Asian Studies, http://vvww.waynakh.com/makaleler/03 .htm, GÖZLER Kemal, Introduction o f Fundemental law, Bursa Ekin Bookstore Publications, 2004. HUGHES James, ” Civil War”, S. 4 no.4 Winter 2 0 0 1 , s . 11 - 4 8 ,h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c . u k / 641 /01/Hughes .Chechnya.Civil_Wars.pdf http://eprints.lse.ac.uk/641/01/Hughes.Chechny a.Civil_Wars.pdf, 20.06.2007 İNAÇ, Zeri Rights of minorities in international documentsUluslararası, Ütopya Publishing Hou se, Ankara, 2004. Bulletin of Caucasia Foundation, Monthly Cultural Magazine, 2002, issue 12. KARAOSMANOĞLU, Ali L„ Solution of Civil War and International Organizations, İstanbul1981 KARAOSMANOĞLU, Ali L., “Self deter mination, unity and international consistency and democracy” East-West (War and Peace) Year: 6 issue: 24August-September-October2003 KÜTÜKÇÜ, M. Akif, "Right of self determina tion in international law and Turkish Republics””, Magazine o f Institute of Social Sciences of University of Selçuk, 2004 issue: 12. MANELA, Erez, The Wilsonian Moment: SelfDetermination and the International Origins of Anticolonial Nationalism, New York: Oxford University Press, 2007. MANSUR ,Şamil, Chechens, Analyses , 2. Press Sam Publications, March 1995, Ankara. MERAY, L. Seha, Introduction to International law, volüme 1AjansTurk press Ankara 60, PAZARCI, Hüseyin, International Law, Revised third press. Ankara 2005 SANCAK, “International law and right of self d e te rm in a tio n ” h ttp ://S a n c a k rih h .o rg .tr/otonomi/hukuk/hukuk.html, 23.05.2007. SAVAŞ, Genç, “Power Tricks in Middle Asia” “Revival of Jeopolitic” MLP Magazine of Law Perspectives, issue 07/Temmuz 2006 SCHWARTZ, Barry, “Self-Determination: The Tyranny of Freedom” 2000, the American Psychological Association, Inc., Vol. 55, No. 1, 79-88 (http://www.swarthmore. edu/SocSci/bschwarl/self-determination.pdf). SOYSAL, Tamer, “Twin Pacts of United Nations and Principle o f Self Determ ination ” http://www.turkhukuksitesi.com/makale_225.ht m. ŞAHİN, Mustafa, Self determination policiy of European Union., Ankara 2000. TUNÇ, Haşan, “Problem of rights of minorities in international pacts and Turkey.”, Magazine of Faculty of Law of University of Gazi JuneDecember 2004 Volüme: VIII, issue: 1-2139-198 UNPO, http://w ww.unpo.org/content/view /4957/72/ WEINSTEIN, Nat, “The War on Chechnya and US 'Humanitarianism'”, Socialist Action/January 2 000, h ttp ://w w w . s o c ia lis ta c tio n .o rg /news/200001/chechnya.html YILMAZ, Murat, “ Chechnya , Forbidden Country, Lost Qualm”, http://cecenistan.ihh.org.tr/, 10.05.2007. YÜCEL, Özlem, “Rights of East Turkestan people in terms of international law”, Magazine of East Turkestan, Year 22, i. 188-189, 2001 2002. YÜCEL, Özlem, “ Right of self determination in internation law and local autonomy”, Magazine ofEast Turkestan, Year 19, issue 182,1999.