uluslararası hukuk bakımından kendî kaderini tayin etme hakkı ve

Transkript

uluslararası hukuk bakımından kendî kaderini tayin etme hakkı ve
ULUSLARARASI HUKUK BAKIMINDAN
KENDÎ KADERİNİ TAYİN ETME HAKKI VE
ÇEÇENİSTAN SORUNU
Yrd. Doç. Dr. A bdülkadir A KIL
_
İstanbul Ticaret Ü niversitesi Hukuk Fakültesi
M illetlerarası Hukuk A nabilim Dalı
Canan KÜÇÜKALİ
Hakim
G İR İŞ
I. U L U S L A R A R A S I H U K U K T A K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E H A K K I
A. K A V R A M IN K IS A T A R İH Ç E Sİ
B. K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E H A K K I K A V RA M I V E B U H A K K IN U L U S L A R A R A S I H U K U K
B A K IM IN D A N N İT E L İĞ İ
II. Ç E Ç E N L E R İN B A Ğ IM S IZ L IK M Ü C A D E L E S İN İN T A R İH Ç E Sİ
A. Ç E Ç E N L E R İN T A R İH İN E G E N E L B İR B A K IŞ
B. Ç E Ç E N İS T A N ’D A 1989 SO N R A S I G E L İŞ M E L E R
III. Ç E Ç E N M E S E L E S İN İN D İĞ E R Ö R N E K L E R L E K A R Ş IL A Ş T IR IL M A S I V E Ç E Ç E N T EZ İ
A. Ç E Ç E N Ö R N E Ğ İN İN D İĞ E R K E N D İ K A D E R İN İ TAYİN E T M E Ö R N E K L E R İY L E K A R Ş IL A Ş T IR IL M A S I
B. Ç E Ç E N L E R İN T E Z V E İD D İA L A R IN IN D A Y A N A K L A R I
SO N U Ç
KAYNAKÇA
G İR İŞ
gerektiği kanaatindeyiz.
£ £ H alkların Kendi Kaderini
Tayin Etme Hakkı (The
S e lf - D e te r m in a t io n o f
P e o p le s )” , İlk ç a ğ d ü ş ü n ü r­
lerin d en A ris to ’nun “ B üyük
im paratorluklar ile değil, şehir
devletleri ile en iyiye ulaşıla­
cağı” düşüncesinden hareketle
Y unanistan’da 158 şehir devleti
tarifine kadar eskiye uzanm ak­
ta d ır. Ç e ş itli m ille tle r a r a s ı
sözleşm elere ve andlaşm alara
konu olan ve halen gündem deki
yerini kaybetm eyen bu kavram,
ülkelerin uluslararası hukukta
varlığını kabul ettikleri fakat
kendi açılarından zararı olabile­
ceğ i d ü ş ü n c e s iy le ta n ım ın ı
y a p m a k ta n k a ç ın d ık la r ı ve
sın ırların ı b e lirle y e m e d ik le ri
günüm üze değin tartışm alara
konu olm uş esnek bir kavramdır.
Ayrıca belirtm ek gerekir ki, her
ne kadar iç içe girm iş olsalar da
kendi kaderini tayin etme hakkı
ile azınlık hakları farklı kavram ­
lardır. Bu nedenle, bizim burada
konuyu sadece kendi kaderini
tayin etme kavram ı çerçevesinde
ele a la c a ğ ım ız ı v u rg u lam ak
Orta A sya ve K afkas­
y a ’da devletler ve uluslararası,
şirketler arası petrol savaşları ve
boru hatları konusu konuyu karmaşıklaştırmaktadır. Bölgedeki,
çatışm a p etro l ve d o ğ alg az
re z e rv le rin in y ö n le n d ire c e ğ i
boru hatlarıyla yeni bir boyut
kazanm ış Rusya bu hatları kendi
topraklarından geçirm eye çalış­
mış ABD ve m üttefikleri aley­
hine stratejik çalışm alar yapm ış
ve kendi boru hatlarını geçirmeyi
çalıştığı Ç eçenistan’da kanlı bir
m ücadele y ü rü tm ü ştü r(l). Petrol
yollarının kendi topraklarından
geçm esini isteyen Kremlin yöne­
timi, bu yolda bölgesel çatışm a­
ları bir bahane olarak kullanıp
yakın kom şuları üstündeki kon­
trolünü arttırmış ve bölgedeki
yeni cum huriyetlerin hareket
alanlarını daraltm aya çalışm ış­
tır ^ ) . Bu konu dikkate alın­
m adan Çeçenlerin bağım sızlık
m ücadelesinin ve kendi kaderini
tayin etme hakları konusundaki
tartışm aların anlam landırılm ası
im kânsızdır. A ncak yine de,
uluslararası ilişkiler konusunu
121
bir kenara bırakarak, bu çalış­
m ada kendi kaderini tayin etme
hakkı bakım ından Ç eçenistan’m
statüsü ele alınacaktır. Çeçenis­
ta n ’m terörizm , insan hakkı
ih lalleri, soykırım yönünden
u lu slararası hukuk açısından
incelenebilecek sorunları m ev­
cut ise de bu sunum um uzda ken­
di kaderini tayin etme hakkı açı­
sından konuyu irdeleyerek Çeçe­
nistan’m geçm işi ve bugünü ile
durum unu ve kendi kaderini
tayin etme hakkına sahip olup
olm adığı hususunu incelem eye
çalışacağız.
A N A H TA R K EL İM E LE R :
U luslararası Hukuk,
Çeçenistan,
Self-Determinasyon,
Bağımsızlık,
Azınlıklar,
Kafkaslar.
I. ULUSLARARASI
HUKUKTA SELFDETERMİNASYON HAKKI
A. KAVRAMIN KISA
TARİHÇESİ
“Kendi Kaderini Tayin
Etme Hakkı”na dayanarak 1581
ydında Hollanda Ispanya’dan
ayrdıp bağımsızlığını ilan etmiş­
tir. 1776 tarihli Amerikan Ba­
ğımsızlık Bildirgesi ve 1789 ta­
rihli Fransız İnsan ve Vatandaşlık
Hakları Beyannamesi de bu hak­
ka değinmiştir. Amerikan Ba­
ğımsızlık Bildirgesi ile Am eri­
kan Halkı İngiltere tarafından
idare edilm eye razı olm aya­
cağını bildirerek ulusal kendi ka­
derini tayin etme talebiyle ortaya
ç ık a n , ilk s ö m ü rg e h a lk ı
olm uştur(3).
“Kendi Geleceğini Belir­
leme Hakkı” devletler hukukun­
da zam an zaman el değiştiren
topraklarda uygulanmıştır. Refe­
randumlar ile bir bölge halkının
hangi devletin egemenliğini ter­
cih ettiklerini belirlemeleri isten­
miştir. Örneğin; Fransız orduları
tarafından ele geçirilen bazı yer­
lerin Fransa’ya katılmasını m eş­
rulaştırmak üzere de ölçüt olarak
halkoylam ası kabul edilm iş;
devrimden hemen sonra ele geçi­
rilen 1791 Venaissin, 1792 Savoyen, 1793 N izza (o zamana kadar
Sardunya krallığına ait olan) şe­
hirlerinde herhangi bir toprak
kazanımmın veya egemenlikte
herhangi bir değişimin ilgili hal­
kın rızası olmaksızın gerçek­
leşmemesi gerektiğini dünyaya
göstermek üzere referandum lar
yapılm ıştır(4).
İlk olarak Bolşevik dok­
trin uluslararası hukuk prensibi
olarak bu hakkı yorumlamış ve
Stalin, 1913 yılında ulusların
egemenlik hakkının ve onların
egemenliği altında yaşadıkları
devletten ayrılma haklarının ol­
duğunu söylemiş; “ M arksizm ve
M illi M esele” adlı kitabında
“Kendi Kaderini Tayin Etme
Hakkı”nm, bir ulusa, ana devlet­
ten tam ayrılma ya da özerklik
hakkı verdiğini savunm uştur(5).
Birkaç yıl sonra Lenin “Ulusların
Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı”
adlı eserini yayınlamış ve bu
prensip, 1917’de yayınlanan
“Rusya Halklarının Hakları Dek­
larasyonum da ve 1918’deki ilk
“Sovyet Anayasası”nda da yer
a lm ıştır. L e n in e s e rle rin d e
“Ulusların Kendi Kaderini Tayin
Etme Hakkı” kavramını ortaya
koymuş, bir ülkenin veya böl­
genin ilhakının “Bir Ulusun K en­
di Kaderini Tayin Etme Hakkının
İhlali” olacağını belirtmiş ve
“self-determ inasyon”un “ayrılma”yı da kapsamakta olduğunu
belirtm iştir(6). “Kendi Kaderini
Tayin Etme H akkı” ile 1917’de
Finlandiya ilk olarak bağım sız­
lığını ilan etmiş; bir yıl sonra da
R usya’ya bağlı diğer ülkelerden
Estonya, Letonya, Litvanya, Po­
lonya, Gürcistan, Beyaz Rusya,
E rm e n is ta n ve A z e rb a y c a n
bağımsızlıklarını ilan etmiştir.
M illetler Cemiyeti zam a­
nında, “kendi kaderini tayin etme
hakkı”nm uygulama alanı sadece
Avrupa ile sınırlı kalmış ve Orta
ve Doğu Avrupa’da sadece Ç e­
koslovakya, M acaristan ve Po­
lonya bu ilkeyi kullanarak ba­
ğımsızlığına kavuşmuştur. K o­
nuyla ilgili olarak A aland Adaları
Davasında alınan karar, “Birleş­
miş M illetler A ndlaşm ası”nm
kabulüne kadar hâkim olan gö­
rüşü yansıtmaktadır(7). Aynı gö­
rüş BM döneminde de sürmüş ve
BM, bağımsızlık elde eden Kon­
go’dan ayrılmak isteyen Katanga
B ölgesi’ne ilişkin 1961’deki ve
N ijerya’dan ayrılmak isteyen Biafra B ölgesi’ne ilişkin 1967’deki
kararlarında bu hakkın, koloni
y ö n e tim in d e n ç ık m a h ak k ı
tanıdığını ama bu bölgelerin ken­
di devletlerinden ayrılma hakkı­
nı içermediğini ortaya koym uş­
tu r ^ ) .
İkinci Dünya Savaşı sü­
rerken, 14 Ağustos 1941 tarihin­
de İngiltere Başbakanı Churchill
ve ABD Başkanı Roosevelt tara­
fından yayınlanan “Atlantik Be­
122
yannam esi”nin 2 ve 3. m adde­
lerinde “kendi kaderini tayin et­
me hakkı”ndan bahsedilmiş ve
savaş sonrası bu kavram ulus­
lararası hukuka girm iştir(9).
Bu hak, 1945 yılında Bir­
leşmiş M illetler Şartı’nda tüm
h a lk la r için ö n g ö rü lm ü ştü r.
Şart’m B M ’nin amaçları ve ilke­
lerini düzenleyen ilk bölümünde
“principle” olarak bahsedilen bu
hak, Fransızca tercümede “hak”
o larak çev rilm iştir. A ndlaşm a’nın 1 . maddesinin 2. fıkrası
ile 55 . maddesinde de ayrıca
açıkça bahsedilm iştir(lO ).
B. SELF-DETERMİNASYON
HAKKI KAVRAMI VE BU
HAKKIN ULUSLARARASI
HUKUK BAKIMINDAN
NİTELİĞİ
“ Kendi Kaderini Tayin
Etme Hakkı” asıl olarak; bir hal­
kın, toplumun ya da ulusun kendi
kaderini kendisinin belirlem e
h ak k ıd ır(ll). Bu prensip; özel­
likle bir toplumun sosyal, ekono­
mik ve kültürel yaşam a biçimini
belirleyen siyasi rejimini de ken­
disinin belirlemesine müsaade
eder(1 2 ).
“M illetlerin kendi kade­
rini bizzat tayin hakkı (droit des
p e u p le s â d is p o s e r d ’eu x m em es)” anlamına gelen “kendi
kaderini tayin etme hakkı (right
o f self- determination)” , Eski
ABD Başkanı Woodrow Wilson’un ilkelerinde de yer almıştır(13). 1917 yılında Almanya ve
Avusturya'nın barış girişimleri
itila f Devletleri'nin barış koşul­
larını ağırlaştırm ak istemeleri
nedeniyle b aşarılam adığında,
Başkan Wilson, gelecek barışın
esaslarını bildiren "14 ilke" sini
açıklamış; 8 Ocak 19 18'de de ba­
rışın dem okrasinin ve küçük m il­
letlerin bağımsızlığının esasla­
rını saptama amacıyla Kongre'ye
mesajını göndermiştir.
Batı Avrupa’daki sosyal
uyanış ile ortaya çıkan fakat
m odem şekliyle 18. Yüzyılın
ikinci yarısından sonra sağlam
temellere dayanm aya başlayan
bu kavram, geçm işte devletlerin
ulusal yetki alanına giren bir so­
run olarak görülm üş ise de bugün
bir uluslararası hukukun bir par­
çası ve sorunu olarak görülm ek­
te d ir^ 4) . “Kendi Kaderini Tayin
Etm e”, uluslararası örgütlerin,
özellikle Birleşmiş M illetler Ör­
gütü ve Afrika Birliği Örgütü ’nün, ana amaçları arasındadır.
Bu örgütler, gerektiğinde iç ça­
tışm alara bu ilkenin uygulan­
masını sağlam ak am acıyla karış­
maktadırlar.
1945 Birleşmiş M illetler
Şartı’nda da bahsedilen bu hak
“bir halkın bağım sız bir devlet
kurm ak dâhil, dilediği devlete
bağlı olmayı seçme hakkı” de­
mektir. Bu hak uluslararası hu­
kukta, önceleri sadece başka bir
devletin sömürgesi altında bulu­
nan halklara tanınm akta ve sö­
m ürgelikten kurtulm a (decolonisation)” durum unda geçerli
olan bir hak iken, günüm üzde sö­
mürge ülkeler, işgal altındaki ül­
keler ve ırkçı yönetim altındaki
ülkelere tanınarak sınırlanmış ve
bunların bağım sız devlet kura­
bilm eleri kabul görm üştür(15).
BM G üvenlik Konseyi
ise, 1960’taki bir çözüm len­
mesinde özetle “ ‘Kendi K aderi­
ni Tayin E tm e’, sömürge altında­
ki tüm halkların hakkıdır. Politik,
ekonomik, sosyal ve eğitim alan­
larında hazırlıksız olma bağım ­
sızlığın geciktirilmesi için bir ba­
hane olarak kullanılam az” ifade­
sini kullanarak kavram ın içeriği­
ne katkıda bulunm a fırsatı elde
e tm iştir(lö ).
U luslararası hukukun te­
mel prensiplerinden birisi olan
“Ü lk e le rin sın ırla rın ın ih lal
edilm eyeceği” anlayışına uygun
“temsili yönetim teorisi”ne göre
“halk” ; bir devletin etnik, dini,
kültürel ve ırki olarak farklı va­
tandaşlarıdır. Bu teoriye göre
“kendi kaderini tayin etme hak­
kı” sadece belirli bir devlet içeri­
sindeki tüm nüfusun egemenliği
anlamına gelir. Liberal dem o­
kratik bu anlayışta devletin göre­
vi egemenliği temin etmek oldu­
ğundan “ self-determ inasyon” ,
“ayrılm a” hakkından farklı algı­
la n a r a k b ir ü lk e d e b ü tü n
vatandaşların ekonomik, sosyal,
kültürel olarak dem okratik süre­
ce eşit bir şekilde dâhil olmaları
anlamına gelir. Irk, din, kültür,
dil, coğrafya ve bölgesel yo­
ğunluk gibi net objektif kriterlere
göre de bu tanım farklı bir şekil­
de yapılabilm ektedir. “ Kendi
Kaderini Tayin Etme HakkT’nm
uygulanm asında nesnel ölçütlere
dayanan bir “halk” tanım ının ya­
p ılam am ası “ self-d eterm in asyon”un “insan hakları” çerçeve­
sinde ele alınmasına neden ol­
makta, bu ise “self-determinasyon” sahibi bir topluluğun varlı­
ğını tayin etme hakkının, toplu­
mun kendi yetki alanında kabul
edilmesini gerektirm ektedir(17)
1981 BM raporu ayrı bir
kültür, dil, din, ortak tarih duygu­
sunu, toplumsal kim liği sürdür­
meye bağlılığı ve tanım lanm ış
bir toprakta bütünleşm eyi halk
olmak için gerekli ölçüt olarak
belirtilmiştir. “ Kendi Kaderini
Tayin Etme Hakkı”ndan yarar­
lanm ak için, ayrıca içinde yaşa­
nılan devlet ve milletlerarası are­
nada kabul görme, “öteki tarafın­
dan tanm m a”ya da gerek duyul­
maktadır.
“Kendi Kaderini Tayin
Etm e”, devletlerin, toplumların
ve bölgelerin üzerinde çeşitli et­
kiler yaratmıştır. Fakat 21. Y üz­
y ıl’m başında uluslararası sistem
gibi kavram ın anlamı ve etkisi de
değişm ektedir. Aynı zam anda
kendisinin de rom antik em eller
yaratm a gücüne ve devrimci,
başkaldırıcı ve radikalleştirici et­
kiye sahip olduğu da ispatlanmış
durumdadır. Öyle ki, bu hak bir
çeşit egem enlik veya bağım sız­
lık trendine girdiği takdirde bir
devletin sınarlarım değiştirebilir,
bir kıtayı ve hatta tüm uluslar­
arası sistemi etkileyebilir. En
önemli etkisinin birey olarak ço­
cukların, kadınların, ailelerin ve
toplulukların üzerinde görüldü­
ğü Bosna, Keşmir, Çeçenistan,
123
Somali, Kosova, Eritre ve Filistin(18) meselelerinde ispatlan­
mış durum dadır ki, bu haliyle ko­
nu stratejik tartışm aların veya
akademik çalışm aların ötesinde
bir insanlık dram ıdır(l 9).
Kendi Kaderini Tayin Et­
me hakkının devletlerin iç örgüt­
lenmelerine ilişkin yönü belirli
ortak özelliklere sahip bir halkın
dilediği yönetim biçimini, her­
hangi bir dış baskı olmadan seç­
mesi hakkıdır. BM uygulam ala­
rında, söm ürgeler dışındaki top­
luluklara bu hakkın tanınmasının
devletlerin iç işlerine karışm am a
ve ülkesel bütünlük ilkesine ay­
kırı işlem ler olarak görülür. Bu
yönetim biçim ini seçme hakkı­
nın giderek ekonom ik bir içerik
de kazandığı ve devletlerin doğal
kaynakları üzerindeki sürekli
egem enliğinin kendi kaderini
tayin etme hakkının bir parçası
olduğu BM Genel K urulunca
kabul edildiği görülmektedir. Bu
hak, sınırlı olmayıp bir kez uygu­
landıktan sonra sona ermez(20) .
Fakat, kendi kaderini tayin etme
konusundaki tüm tartışm alarda
ülke bütünlüğü ve uluslararası is­
tikrar öncelikli görülerek hakkın
uygulanm asında sınırlayıcı bir
rol oynam ıştır(21).
Dışsal kendi kaderini ta­
yin etme ise bir halkın -bağımsız
bir devlet kurmak dâhil- dilediği
yönetim biçimini seçme hakkını
belirtmektedir. Bir toprak parça­
sında yaşayan ortak özelliklere
sahip bir topluluğun geleceğini,
uluslararası statüsünü belirleye­
rek, kendi devletine ve egem en­
lik haklarına sahip olması, yani
bağımsızlığıdır. Bu hak sınırlı­
dır; bir kez kullanılır. Bir söm ür­
ge halkı bir kez kendi kaderini
tayin etme hakkını icra ettikten
sonra bu hak sona erm ekte­
d ir^ ).
G ünüm üzdeki genel
kanaate göre, kendi kaderini ta­
yin etme hakkı, bir uluslararası
ö rf ve adet kuralı haline gelm iş­
tir. Bunun aynı zam anda bir ulus­
lararası “Buyruk Kural (Jus Cogens)” olarak kabul edilebilece­
ği de ileri sürülm ektedir(23).
Dem okratik bir ülkede
yaşayan bütün birey ve gruplar
yönetim e katdarak kendi gele­
ceğini belirlem e hakkını kullanır.
BM 'nin 2625 sayılı ve 24 Ekim
1970 tarihli kararıyla bu hakkın
hangi hallerde kullanılabileceği
saptanmıştır. Çokuluslu bir ülke­
de sömürge olm ayan bölgelerde
farklı etnik gurupların ayrılm a is­
tekleri devletler hukukunda ka­
bul görmez. Ancak, aynı toprak­
lar üzerinde bir halk, memleketi
yönetecek yasam a ve yürütme
organlarını seçme ve seçilme
hakkından yoksun kılınırsa ve
hüküm etleri kendilerini temsil
edem ez durum a gelirse; o halka
baskı, şiddet ve ay ırım cılık
uygulanırsa; insan hakları yok
edilirse; bütçeden dışlanırsa;
d e v le tte n k o v u lu p d e v le tsiz
bırakılır ve kültürel ve fiziki
varlığı yok edilm eye çalışılırsa o
zam an kendi kaderini tayin etme
hakkı tartışılm az şekilde geçerli
olur. Bu durum da dıştan yardım
alma ve aram a hakları da doğar.
A çık bir ayrım cılık uygulanması,
ırkçı uygulam alarla belli bir etnisitenin vatandaşlık haklarından
m a h ru m b ır a k ılm a la r ı g ib i
d u ru m la rın y a n ın d a B o sn a
örneğinde olduğu gibi bir halkın
yok edilm eye girişilm esi halinde
bir etnik grubun “dışsal kendi
g ele c e ğ in i b e lirle m e h a k k ı”
olum lu karşılanmaktadır.
Buna bağlı olarak belirt­
m ek gerekir ki, geleneksel olarak
bir arada ve karışık bir şekilde
yaşayan halklar, bulundukları ül­
kenin yönetim ine katılabildikleri
ve eşit vatandaşlık haklarından
yararlandıkları sürece ayrılm a ile
sonuçlanacak kendi geleceğini
b e lirle m e h a k k ı id d ia s ın d a
bulunamazlar. Böyle bir iddia
siyasal görüş açıklam asından
öteye geçmez(24).
A G ÎK sürecinde, bu sü­
recin ilk belgesi olan 1975 H el­
sinki Nihai Senedi’nin “İlkeler
B ild irg e s i” b a ş lığ ı a ltın d a ,
“Halkların hak eşitliği ve kendi
kaderini tayin etme hakkından
dolayı, tüm halkların her zam an
tam bir özgürlük içinde, dıştan
bir siyasi m üdahale olm aksızın,
ne zam an ve nasıl isterlerse, iç ve
dış siyasi statülerini belirlem e ve
siyasi, ekonom ik, sosyal ve
kültürel gelişm elerini diledikleri
gibi sürdürme hakkı” tanınm ak­
tadır. Aynı ilkede katılım cı dev­
letlerin, bu hakka “BM Andlaşm ası’nın amaç ve ilkeleriyle,
d evletlerin ülke bütünlüğüne
ilişkin ve ilgili uluslararası hu­
kuk kurallarına uygun davrana­
rak, saygı gösterecekleri” ifade
edilmiştir. Ülke bütünlüğünün
korunm ası kaydıyla, halkların
“Kendi Kaderini Tayin Etme
H akkı”na 1989 “Viyana Belge­
si”, 1990 “Yeni B ir Avrupa için
Paris Şartı”, 1991 “M oskova
B elgesi” de yer verm ektedir(25)
Avrupa G üvenlik ve İş­
birliği Teşkilatı (AGİT) zirve­
sinde 21 Kasım 1990 tarihinde
34 devletin başkanları veya baş­
bakanları tarafından im zalanan
“Yeni B ir Avrupa İçin Paris
Şartı” ile “Bölünm e ve çatışma
dönem inin sona erdiği ve de­
mokrasi, insan hakları ve hukuk
devleti ilkelerine dayanan yeni
bir işbirliği dönem inin başlad ığ f’mn ilanı yapılmıştır. Tür­
kiye de Paris Şartını im zalam ış­
tır.
Son olarak Türkiye, Bir­
le şm iş M ille tle r a n d la şm a larından “İkiz Sözleşm eler” diye
bilinen sözleşm eleri 4 Haziran
2003 tarihinde 4867 ve 4868 sa­
yılı kanunlar ile kabul etmiş ve
onaylanan bu sözleşm eler 18 Ha­
ziran 2003 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir(26). “Kendi Kaderini Ta­
yin Etme H akkı” ; 1966 da Birleş­
miş M illetlerce hazırlanan ve
T ürkiye’nin de bu tarih itibariyle
onayladığı, “Ekonom ik, Sosyal
ve Kültürel H aklar Sözleşm esi”
ve “M edeni ve Siyasi H aklar
S özleşm esf’yle “ Sömürge Halkla rf’nm da ötesinde evrensel bir
nitelik kazanmıştır. Türkiye tara­
fından her Sözleşm e’ye üç beyan
ve bir çekince konmuştur. H er iki
124
S özleşm e’ye eklenen birinci be­
yan, İkiz Sözleşm eler’in ortak
birinci m addesinde yer alan
“ self-d eterm in asy o n ” a ilişkin
olup bu beyanda, Türkiye’nin
S ö zle şm eler’den kaynaklanan
yüküm lülüklerinin BM Andlaşm ası’nın toprak bütünlüğüne ve
ulusal güvenliğe ilişkin birinci ve
ikinci m addelerine göre yerine
getirileceği belirtilmiştir.
U luslararası hukuk açı­
sından “Kendi Kaderini Tayin
Etme Prensibi”nin ana kaynağını
Birleşm iş M illetler Ş artı’nın E
m addesinin 2. Bendi(27) ile do­
laylı olarak 3. Bendi(28) oluş­
turm aktadır. Ş art’taki haliyle
“ P rensip” , devletlerarasındaki
barış ve dostâne ilişkilerin temeli
olarak gösterilmiştir. BM Şartı’ndan önce de başta Avrupa ol­
m ak üzere dünyanın yeniden şe­
killendirilm esinde rehber olacak
şekilde 1. Dünya Savaşı sonra­
sında Başkan Wilson, Lenin ve
diğer liderlerce vurgulanm ış­
t ı r ^ ) . Prensip, BM Şartı’ndaki
halini alm adan önce 1941 A t­
lantik Şartı ve Dum barton Oaks
görüşm elerinde de işlenmiştir.
Prensip, benzer şekilde her ikisi
de 1976’da yürürlüğe girm iş
bulunan M edeni ve Siyasi H ak­
lara İlişkin U luslararası Sözleş­
me ile Ekonom ik, Sosyal ve K ül­
türel Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşm e’nin 1. m addesinin 1.
Paragraflarında(30) da bir hak
olarak kabul edilmiştir.
“Kendi K aderini Tayin
Etme Hakkı”; yukarıdakiler dı­
şında Avrupa Güvenlik ve İşbir­
liği K onferansı tarafından be­
nim senm iş olan 1975 tarihli “Av­
rupa Nihai Senedi”, 1970’te BM
Genel K urulunca ilan edilen
“Devletlerarası İşbirliği ve D os­
tâne İlişkilere D air Hukuki Pren­
sipler Bildirisi” , 1981 tarihli
“Afrika İnsan Hakları Şartı” ,
1990 tarihli “Yeni Bir Avrupa
İçin Paris Şartı” gibi pek çok
uluslararası veya bölgesel belge
veya doküm anda da tanınm ış bu­
lu n m a k ta d ır ^ ) .
Yukarıda belirtilen pek
çok uluslararası veya bölgesel
belge veya doküm anlara girmiş
bulunan kendi kaderini tayin et­
me hakkı; Nambia, Batı Sahra ve
Doğu Timor(32)
davalarıyla
Uluslararası A dalet Divanı tara­
fından da “herkese karşı ileri sürülebilen (erga om nes)” içeriği
ile birlikte tasdik edilm e fırsatı
b u lm u ş tu r. B e n z e r ş e k ild e
U N E SC O ’nun 1985’ten 1991’e
kadar süren “ İnsan Haklarının
İ ç e r iğ in in A y d ın la tılm a s ın a
Yönelik Uzman T o p lan tıların d a
da teyit edilm iştir(33).
1990 Tı yıllardan önce,
devletlerin büyük çoğunluğuna
göre, kendi kaderini tayin etme
hakkı, sömürge yönetim i altında
yaşayan halklar haricindekiler
için uluslararası hukukun daha
fazla önem taşıyan devletlerin
egem en eşitliği, toprak bütünlü­
ğü ve içişlerine karışm am a ilke­
lerinin arkasındaydı(34). Bugün
de aynı anlayış hâkim olm akla
birlikte, devletler bu konuda m il­
letlerarası sözleşmeler, andlaşm alar kapsam ında yüküm altına
girmektedirler. Önceleri söm ür­
ge yönetimi altındaki halklara ta­
nınan bu haktan, yüzyılın sonla­
rında (1989) Sovyetler Birliğ i’ndeki federe cum huriyetler de
yararlanarak ayrılmışlardır(35).
“Kendi Kaderini Tayin
Etme K avram ı” sömürge halk­
ların yanı sıra “Yerli H alklar’T da
ifade eder hale gelmiş; ancak,
uygulanan milletlerarası hukuk,
halkların bağım sızlıklarını ka­
zanm aları konusunda dünyanın
siyasal ve toplumsal gerçeklerini
de göz önünde tutarak, “Kendi
Kaderini Tayin Etme H ak k f’nm
kullanım ını b irtakım şartlara
bağlamıştır.
Daha önce bağım sız bir
devlet iken yabancı ülkenin kuv­
vet yoluyla ele geçirdiği, ülke­
sinin egem enliğine tabi kıldığı
ülkeler bu hakka sahiptir. Kuvvet
kullanm a yasağı öncesi, ülkele­
rin yaptığı fetihler hukuka uygun
sayılır. Baltık Cum huriyetleri
olan Estonya, Letonya ve Litvanya “status quo ante”, yani “eski
hale iade”nin bir örneğidir. Litvanya ve Estonya 16 ve 24 Şubat
1918 de bağım sızlıklarını ilan et­
mişlerdir. Letonya 18 Kasım
1918’de bağım sızlık ilan etm iş­
tir. 20 yıl bağım sız parlam enter
yönetim le yönetilen bu ülkeler
1939 yılında Sovyetlerin zorla­
m asıy la M o lo to v -R ib b en tro p
Paktını kabule zorlanm ış ve 1940
y ılın d a R u sy a’ya katılm ıştır.
Ukrayna, Beyaz Rusya ve Türki
Cum huriyetleri ise bağım sızlık­
larını eski Sovyet A nayasasından
almıştır(36). Baltık Cum huriyet­
lerinin önceden uzun süre devam
eden ve tanınan devletler olması,
onların tanınmasını kolaylaştır­
mıştır. Buna karşılık Eski Sovyet
A n a y a sa sı’ndan k ay n ak lan an
bağım sızlık hakkını kullanan di­
ğerlerinin ayrılması ise sancılı
olm uştur ki, Çeçenistan örneğin­
de olduğu gibi bu sıkıntılar halen
kısm en de devam etmektedir. Bu
bağlam da U krayna ve K aza­
k istan’daki ciddi Rus azınlığının
haklarının sürekli dile getiril­
mesi; A zerbaycan’ın ayrılm a­
sında M ayıs 1990 olayları; Be­
yaz Rusya ve G ürcistan’da m u­
halefet iktidar çekişm esinin Rus­
y a ’dan ayrı düşülm esi im kânsız­
dır. Rusya her zam an bu ülkeleri
kendi hinterlandı olarak görm üş­
tür. B ir federe devlet olan ve ayrı­
lan bu ülkelerin durum u değer­
lendirildiğinde, Ç eçe n istan ’ın
R usya’dan ayrılm aya çalışm a­
sına gösterilen tepki daha iyi an­
laşılır.
“Kendi Kaderini Tayin
Etme H akkı” , azınlıklara ve
topluluklara değil, kolonilerde
ve işgal altındaki topraklarda ya­
şayan halklara tanınan bir hak­
t ı r ^ ? ) . Bir ülkedeki geçerli
kurallara bağlı olarak herhangi
bir olum suz ayrım a bağlı tutul­
m ayan azınlıkların değişik özel­
liklere sahip olması kendi kade­
rini tayin etme hakkından yarar­
lanacağı anlam ına gelmez(38).
BM Kişisel ve Siyasal
Haklar ile Ekonom ik, Sosyal ve
K ültürel H aklar Sözleşm esi’nin
1. M addesinde güvence altına
125
alınan kendi kaderini tayin etme
hakkı aynı şekilde milletlerarası
belgelerde koloniliğe karşı m ü­
cadele am acıyla düzenlenmiştir.
Bu kavram halkların kendi siyasi
statüsünü hür iradeyle belirlem e­
si; ekonomik, sosyal ve kültürel
gelişmesini serbestçe sürdürm e­
sini belirtm ektedir(39).
B .M . A n d la ş m a s ın d a
m uhtar olm ayan ülkeler ve vesa­
yet altındaki ülkeler halklarının
kendilerini idare etme yeteneğini
kazanmaları, bir amaç olarak ka­
bul edilmiş sömürgelerin sorun­
larını B M ’nin yetki alanı içine
sokm akta fakat bu hüküm ile sö­
mürgeci devletlerin, yönetimleri
altındaki halklara “kendi kendini
idare” etmesi konusunda somut
yüküm lülükleri olduğu söylene mez(40).
A ndlaşm anın 76. m adde­
sinde vesayet altındaki ülkeler
halkının kendi kendilerini idare
k ab iliy etin e ve b ağ ım sızlığ a
doğru gelişm elerini kolaylaştır­
m ak olarak belirtilmiştir. Andlaşm a’nın “kendi kendini idare” ile
“bağım sızlık” arasında bir ayrım
yaptığı, vesayet rejimi ile ilgili
olan madde 76(b)’de bu iki de­
yim yan yana kullanılm akta; bu­
na karşın, “m uhtar olm ayan ül­
keler” ile ilgili olan 73. maddede
“bağım sızlık” sözcüğünü kulla­
nılm am akta, sadece “kendi ken­
dini idare”den söz edildiği görül­
mektedir. San-Francisco K onfe­
ransı sırasında tartışm a konusu
olan “m uhtar olm ayan ülkeler”
ile ilgili Bölüm de de “bağım ­
sızlık” sözcüğüne yer verilmesi
önerilmiş ise de bu öneri söm ür­
geci devletler tarafından kabul
görmem iş; bu hak, sadece vesa­
yet rejimi altındaki ülkeler ve
halklar için öngörülmüştür. 1956
yılında Fas veTunus’un; 1962 yı­
lında C ezayir’in bağımsızlıkları
BM tarafından bu hakka dayan­
d ırılm ıştır^ 1).
BM Örgüt organlarında
“ self-determ inasyon” ve “ sö­
mürgeciliğin sona erdirilm esi”
konuları sürekli tartışılm ış ve
BM Şartı hüküm lerine açıklık
getirilm eye çalışılmıştır. B M ’nin
uyg ulam ası “ self-d eterm in asyon”un hak ve yüküm öngören
bir kural olarak tanınm ası doğ­
rultusunda olmuştur(42).
14 A ralık 1960 tarihli
BM Genel K urulu 1514 sayılı ka­
rarı ile Bağımsız devlet kurma
hakkını da içeren kendi kaderini
ta y in etm e h a k k ı sö m ü rg e
halklarına tanmmıştı(43).
BM. “ Sömürge Ülkeler ve Halk­
ların Bağım sızlıklarının G üven­
ce Altına A lınm asına İlişkin Bil­
d irg e sin d e , Kendi Kaderini Ta­
yin Etme tüm halklar için tanın­
mış olm akla birlikte, 1. madde,
“halkların yabancı baskı, ege­
m enlik ve sömürüye tabi olm a­
larının” temel insan haklarına,
BM A ndlaşm ası’na ve uluslar­
arası barış ve işbirliğine aykırılı­
ğını vurgulayarak kendi kaderini
tayin etm e hakkım söm ürge
halklarıyla sınırlamaktaydı. Bildirge’nin 6. m addesinde ise, ulu­
sal birlik ve ülke bütünlüğünü
kısmen ya da tam am en bozm aya
yönelik her türlü girişim in BM
A ndlaşm ası’na aykırı olduğu be­
lirlenmiştir. Bu çerçevede, kendi
kaderini tayin etme hakkının
kullanıcısı sömürge ülke hal­
kının tüm üdür ve sömürge ülke
sınırları, kurulan bağım sız dev­
letin de sınırları olacaktır. Genel
Kurul, 27 Kasım 1961 tarih ve
1654 (XVI) sayılı kararında, Bild iri’nin gecikmeden uygulanm a­
sı yolunda tavsiyelerde bulun­
m ak üzere on yedi üyeli bir özel
kom ite kurulm asını öngörmüştür(44). H alkların kendi doğal
zenginliklerini ve kaynaklarını
serbestçe kullanması ve kendi
geçim kaynaklarından mahrum
edilmem esi olarak ifade edilen
ekonom ik kendi kaderini tayin
etme hakkı, ikinci fıkrada düzen­
le n m iş tir ^ ) .
BM Genel K urulu’nun
24 Ekim 1970’te 2625 (XXV)
Sayılı K ararı’yla bu hakkın;
egemen ve bağım sız bir devlet
k u ra ra k v ey a b ir b a ğ ım sız
devletle özgürce bir birlik veya
entegrasyona girerek veya halkın
özgür iradesi ile belirlenm iş
başka bir siyasi statü oluşturm a
ş e k lin d e k u lla n ıla b ile c e ğ in i
belirtm ektedir(46). Bu kararla
çok uluslu bir ülkede her topluma
m ensup vatandaşlar aynı m ua­
m eleye tabi tutuluyorsa, seçme
seçilme hakkından yararlanabiliyorsa, devletten eşit derecede
sosyal ve diğer hizm etler görebiliyorsa, halklara baskı ve ayı­
rım cılık uygulanm ıyorsa bunun
bir ülke bütünlüğü temsil ettiği
ve herhangi bir ayrı hak doğam ayacağı belirtilmiştir. Aksi du­
rum da ise kendi kaderini tayin et­
me hakkı tartışılm az şekilde geçerlidir.
B ildiri’nin, “Eşit Haklar
İlkesi ve Halkların Self-determ inasyon”u başlığını taşıyan
b ö lü m ü n d e “ T üm h alk ların ;
dışarıdan bir müdahale olm ak­
sızın kendi siyasal statüsünü sap­
tam aya ve kendi ekonomik, top­
lumsal ve kültürel gelişmesini
sürdürm eye hakkı vardır. Her
devletin bu hakka saygı göster­
mek görevidir. Söm ürgeciliğe
süratle son verm ek amacıyla,
tüm devletler, ‘self-determinasy o n ’un gerçekleşm esi için çalı­
şacaklar ve Birleşm iş M illetler’e
y ard ım cı o la c a k la rd ır” d e n ­
m e k te d ir ^ ) .
A frik a B irliğ i Ö rgütü
Andlaşm ası da bu hakkın belir­
ginleşm esine önem li katkıda
bulunm uş ve “ Kendi Kaderini
Tayin Etme H akkı”, örgütün en
önde gelen am acı olm uştur.
Örgüt üyelerinin anlayışına göre,
h a lk la r ın k e n d i k a d e rle rin i
kendilerinin saptayabilm eleri,
her yerde ve her zam an geçerli,
istisna tanım ayan bir haktır ve
uluslararası hukukta bu hak kuv­
vet kullanm anın yasaklanması,
barışçı yollarla çözüm ve içiş­
le rin e k arışm am a ilk e le rin e
oranla önceliğe sahiptir(48).
126
II. ÇEÇENLERİN
BAĞIMSIZLIK
MÜCADELESİNİN
TARİHÇESİ
A. ÇEÇENLERİN TARİHİNE
GENEL BİR BAKIŞ
Çeçenler, Kuzey K afkas­
y a ’nın yerli (Otokhton) halkla­
rından olup; ülke, kuzeyde Rus­
ya Federasyonu’nun Stavropol
Eyaleti (Kray), kuzeydoğu ve
doğuda Dağıstan Özerk Cum ­
h u riy eti, g ü n ey d e G ü rcistan
C um huriyeti ile çevrilm iştir.
Ç e ç e n i s t a n ’ ın b a ş k e n t i
G rozni’dir (eski adı Sunjkhala,
yeni adı C aharkale’dir).
Ç eçen lerd en b ahseden
ilk yazılı kaynaklar M.Ö. 4-3.
Y üzyıllardaki Ermeni, G ürcü ve
Roma-Yunan kayıtlarıdır. M.S. I.
Y üzyıl’da Alan Kavim ler Birliği’ne katılan Çeçenler, zam anla
orta ve kuzey-doğu K afkasya’da
çoğalmışlardır(49). Kafkas halk­
ları, beylikler şeklinde bir otori­
tenin çevresinde birleşmişlerdir.
Beylik, Hanlık ve son olarak
Şam hallıklar adıyla aynı dili ko­
nuşan halk aynı yönetim içinde
buluşmuştur.
1556 yılında R usya’nın
A strahan’ı işgali sonrası Çeçenistan-Rusya ilişkileri başlam ış­
tır. Rus birlikleri 1587’de Terek
nehri, 1590’da Sunja nehrine
ulaşm ışlar; ancak, 1783 yılına
kadar R usya’nın Ç eçenistan’da
fazla ilerlem ediği görülmektedir.
Fakat 1782-1784 yıllarında G ü­
ney ve Kuzey K afkasya’yı birbi­
rine bağlayan Daryal G eçidi’nin
ele geçirilm esi ve bu geçitteki
Gürcistan Askeri Yolu’nun açıl­
ması, 1784’te V ladikavkaz ken­
tinin kurulm ası ve 1801’de Gür­
cistan’ı ilhak eden R usya’nın
(g ü n e y d e ) T ra n s k a fk a s y a ’da
egem enliğini pekiştirm esinden
sonra saldırılar artmıştır. 1783­
1824 yıllarında Çarlık, sistemli
bir şekilde m üstahkem hatlar
kurarak ilerlemiştir. Bu dönem de
kurulan Kuzey Kafkas kentleri
(1818 ’de kurulan Grozni gibi),
Rus m üstahkem hatlarını oluş­
turan kaleler halinde kurulmuş
ve birer askeri ve ticari merkez
olarak gelişmiştir.
1700’lü yıllardan itiba­
ren, Ruslarla karşılaşan Çeçenler; 1864 yılında Şeyh Şam il’in
Ruslarca esir edilmesine kadarki
dönem de D ağıstanlılar ve bazı
Çerkez kabileleri ile birlikte sür­
dürülen ve Gazavat veya Rus
kaynaklarında M üridizm adıyla
b ilin e n b ir d ire n iş g e rç e k ­
leştirmişlerdir. 1834 yılında K u­
zey K afkasya Bağım sız Devleti
kurulduğunda dağlı halklar savaş
için birleşm işlerse de 1859 yılın­
da savaş Rusların zaferiyle so­
nuçlanm ış ve bu halklar, ülkele­
rini işgal eden Ruslar tarafından
Osm anlı im paratorluğuna doğru
göçe zorlanmışlardır. U bıhlar gi­
bi bazı Kafkas kabileleri, tam a­
men yok edilmiş; A dıgey ve Şapsığ bölgeleri gibi bazı bölgeler de
insansız bırakılmıştır. Buna rağ­
men D ağıstan ve Ç eçenistan’da
sürekli ayaklanm alar ve dire­
nişler devam etmiştir.
Şubat 1917’de R usya’da
m onarşinin yıkılması ve Ekim
1917’de Bolşeviklerin iktidarı
ele geçirm esi üzerine Kuzey
K afkasya’da bağım sızlık hare­
ketleri güçlenmiş ve 11 M ayıs
1918’de Kuzey K afkasya C um ­
huriyeti ilan edilmiştir. Bu du­
rum, Almanya, Avusturya-M acaristan ve Osm anlı Devleti tara­
fından tanınmış, Kuzey K afkas­
ya Cumhuriyeti de 8 Haziran
1918 tarihinde onlarla ittifak
yapmıştır.
1917’de “Rus Devrimi
Haklar Beyannam esi” yayınlan­
mış; Kuzey Kafkasya ve D ağıs­
tan Birliği M erkez Komitesi ku­
rulm uş ve Eylül ayındaki ikinci
kongrede de geçici anayasa
onaylanmıştır. Fakat Kuzey-Batı
K afkasya’da Çarın ordusu saldı­
rıya geçerek Şubat 1919’da Çeçenistan’ı işgal etmiştir. Ruslara
karşı, Eylül 1919’da Şeyh Uzun
H acı’nın liderliğinde başlayan
ayaklanma, Şubat 1920’de başa­
rıyla sonuçlanm asına rağmen, bu
kez de M art 1920’de Bolşevikler
Ç eçenistan’da yönetim i ele ge­
çirmişlerdir. 1920-21 ve 19303 2 ’deki Anti-Bolşevik ayaklan­
malar başarısızlıkla da sonuçlan­
mıştır. Bolşeviklerin bütün K u­
zey K afkasya’da iktidara gelm e­
sinden sonra 20 Ocak 1920’de
Çeçen-İnguş, Osetya, Kabardey,
Balkar ve K araçay bölgelerini
kapsayan “ Sovyet Dağlık Cum ­
huriyeti” kurulmuştur. 30 Kasım
1922’de ise bu Cum huriyetten
a y r ıla r a k “ Ç e ç e n Ö z e rk
Bölgesi”, 7 Temmuz 1924’te de
“İnguş Özerk B ölgesi” oluşturul­
muştur. Bu iki Bölge, daha sonra
15 Ocak 1934’te “Çeçen-İnguş
Ö zerk B ö lg e si” ad ıy la b ir ­
leştirilmiştir. 5 A ralık 1936’da
Yeni Sovyet Anayasası uyarınca
Özerk B ölge’nin statüsü “Özerk
Cum huriyet”e yükseltilmiştir.
İk in c i D ü n y a S av aşı
sırasın d a 1941-42 y ılların d a
Alm an birlikleri Grozni petrol
bölgesini ele geçinnek için as­
keri h arek ât b aşlatm ışlard ır.
1942 yılında Alm an Birlikleri
Ç eçen-İnguş C u m h u riy eti’nin
b a z ı b a tı b ö lg e le rin i işg a l
etm elerine karşın, G ro zn i’ye
girem emiş ve Stalingrad yenil­
gisinden sonra da bütün Kuzey
K afkasya’yı hızla terk etm işler­
dir. Buna karşın 23 Şubat 1944’te
M oskova’nın aldığı bir kararla
Çeçen-İnguş, K araçay ve Balkar
halklarının Kuzey K afkasya’dan
sürgün edilmesi kararlaştırılm ış
ve 25 H aziran 1946’da “Çeçenİnguş Özerk Sovyet Sosyalist
C u m h u riy e ti” la ğ v ed ilm iştir.
Yüz binlerce Çeçen yollarda ve
yeni yerleşim bölgelerinde yok­
luk, yoksulluk ve hastalıktan öl­
müştür. 1954 yılında Stalin’in
ölüm ünden sonra Çeçenlere ana­
yurtlarına dönme hakkı tanın­
mıştır. 9 O cak 1957’de de “Ç e­
çen-İnguş Özerk C um huriyeti”
yeniden kurulmuştur.
B. ÇEÇENİSTAN’DA 1989
SONRASI GELİŞMELER
Bilindiği gibi, 1980’lerin
127
so n ların d a izlen en “ glasnost
(açıklık)” ve “perestroyka (yeni­
den yapılanm a)” politikaları ile
Sovyet Sosyalist Cum huriyetler
Birliği hızlı bir çözülme sürecine
girmiştir. Buradaki değişik cum ­
huriyetlerde kurulan halk cep­
heleri bağım sızlık yönündeki ta­
leplerini dile getirmeye başlamışlardır(50). Başta Baltık Cum ­
huriyetleri olm ak üzere SSC B ’yi
meydana getiren Birlik Cum hu­
riyetleri sırayla egem enlik ve
bağım sızlıklarını ilan etm eye
başlamışlardır. 1990 yılında Federasyon’unun kendisi de dâhil
olmak üzere hem en her Özerk ve
diğer Birlik Cum huriyetleri ege­
menliğini ilan etmiştir. Çeçenis­
tan ’da toplum sal m uhalefet Çe­
çen Ulusal Kongresi adı altında
ö r g ü t l e n m i ş l e r v e K a s ım
1990’da toplanan “Çeçen Ulusal
K o n g resi” , b aşk an lığa erken
emekli edilmiş General Cehar
D udayev’i seçmiştir. Kongrede
üç aşamalı (1. Bağım sızlık, 2.
Federasyon, 3. Kafkas Halkları
K onfederasyonu) bir faaliyet
programı benimsenmiştir. K on­
grenin baskıları sonucu Çeçenİnguş Ö zerk Cumhuriyeti 27 Ka­
sım 1990’da egem enliğini ilan
etmiştir. Egem enlik ilanı; Çeçenİnguş toprakları üzerinde tüm
hak ve yetkinin Çeçen-İnguş
Cum huriyetinde olduğu ve bu
hak ve yetkilerin istenildiği bi­
çimde kullanılabileceği anlam ı­
na geliyordu.
Bu dönemde, Rusya Fe­
derasyonu Parlamento Başkanı
Boris Yeltsin, Rusya Federas­
yonu içindeki “Ö zerk Cumhuriyetler”in egem enlik yolundaki
ç a b a la rın ı d e s te k liy o rd u .
Ç eçenistan’da Uluslararası İnsan
Hakları K om itesi’nin gözetim in­
de 27 Ekim 1991’de yapılan se­
çim lerde Cehar Dudayev devlet
başkanlığına seçilmiş ve 1 Kasım
1991’de yeni M eclis, Çeçenistan ’ın bağım sızlığını ilan etm iş­
tir. Bu g e liş m e le r ü z e rin e
M oskova, 7 K asım ’da Çeçenis­
tan ’da olağanüstü hal ilan etmiş
ve G rozni’ye askeri birlikler
gönderm işse de halkın yoğun
tepkisi sonucu bu birlikler geri
çekilm ek zorunda kalmıştır.
Ç eçenistan’da bu geliş­
m eler olurken, İnguş Halk K on­
gresi, “İnguşistan Cum huriyeti”
adında ayrı bir devlet kurulm ası
ve Rusya Federasyonu içinde ka­
lınması doğrultusunda bir karar
alarak halk oylam asına sunm uş­
tur. Böylece, “Ulusların Kaderini
T ayin H a k k ı” ç e rç e v e s in d e
“İnguş Cum huriyeti” kurulm uş­
t u r ^ 1).
Çeçenistan Devlet Baş­
kanı Cehar D udayev değişik ve­
silelerle Rusya ile aralarındaki
ilişk ile re p o litik b ir çözüm
bulunm ası için görüşm eler yapıl­
masını, petrol boru hatlarının ve
dem iryolunun ortak işletilmesini
önermiş ve bu doğrultuda bazı
görüşm eler de yapılmıştır. Ö rne­
ğin, 21 M art 1994’te Rusya Dev­
let Başkanı temsilcisi Sergey Feilatov ve Çeçenistan Cum hu­
riyeti Devlet Başkanı Aslanbek
A kbulatov M oskova’da görüş­
müşler; fakat Ç eçenistan’m R us­
y a’nın anayasal bir parçası olm a­
sı ve Rusya-Tataristan arasındaki
andlaşm anın görüşm elere temel
alınması yönündeki talepler yü­
zünden bu görüşm elerden bir so­
nuç alınamamıştır.
Rusya Hükümeti Geçici
Konseyi, Ç eçenistan’daki yöne­
timi yasal olarak tanıdığını hiçbir
zaman resm en açıklamamış; fa­
kat Rusya Federasyonu b ü t­
çesinden Çeçenistan için ayrılan
ö d e n e k le r G e ç ic i K o n s e y ’e
ödenmiştir.
M uhalefetin G ro zn i’ye
saldırıya geçileceği yönündeki
duyum lar üzerine Ç eçenistan
Genel K urm ay Başkanlığı ve G e­
çici K onsey tarafından 24 Kasım ’da ülkede sıkıyönetim ve se­
ferberlik ilan edilmiş ve 26 Kasım ’da da saldırı başlamıştır.
M uhalif birlikler kısa sürede
G rozni’nin büyük bir kesim ine
girmiş; hatta R usya’nın deste­
ğiyle Ç eçen televizyonundan
yaptığı konuşm ada yönetim i
devraldıklarını açıklamışlardır.
Fakat daha önceki çatışmalarda
olduğu gibi H üküm et kuvvetleri
kısa sürede m uhalif birlikleri
püskürtm üş ve çatışm alar başla­
dığından beri ilk defa olarak H ü­
kümet, m uhalif birlikler safların­
da faaliyet gösteren 70’e yakın
Rus askerin esir alındığını, Rus­
y a ’nın bu askerlerin sorum lulu­
ğunu üstlenmem esi halinde esir­
lerin idam edileceğini açıkla­
mıştır. Bu gelişm eler üzerine
Rusya ilk defa olaylara dolaysız
olarak müdahale ederek, H ükü­
m et ve M uhalif Birliklerin 48 sa­
at içerisinde silahlarını bırak­
masını, aksi takdirde Çeçenis­
tan ’da olağanüstü hal ilan ederek
askeri operasyonların başlayaca­
ğını açıklamıştır. Yeltsin, daha
sonra sürenin 15 A ralık’a kadar
u z a tıld ığ ın ı b elirtm iştir. Bu
gelişm eler üzerine, Dudayev ve
Rusya Savunma Bakanı Graçev,
V ladikavkaz’da bir araya gel­
m işle rse de y ap ılan g ö rü ş ­
melerden bir sonuç alınamamış
ve 11 A ralık sabahı Rus birlikleri
Çeçenistan’a girmiştir.
Ç eçen İçkeriya Cum huriyeti’nin 11 A ralık 1994'te
Rus Ordusu'nun saldırısı ile sa­
vaşa sürüklenm esi sonucunda
binlerce Çeçen hayatını kaybet­
mesine rağmen, 31 Ağustos 1996
g ü n ü im z a la n a n H a s a v y u rt
Antlaşm ası ile Rusya yenilgiyi
kabul etmiş ve Çeçen toprak­
larını terk etmiştir. Birinci RusÇeçen Savaşı sonrasında im za­
lanan bu andlaşm a ile taraflar;
savaşın d u rd u ru lm ası g erek ­
tiğini, anlaşm azlıkların savaş ve
çatışm alarla düzeltilem ey ece­
ğini ve savaşın yol açmış olduğu
anlaşm azlıkların barış yoluyla
giderilm esinin en büyük amaç
olduğunu beyan ederek Rusya
Federasyonu ve Çeçen İçkeriya
Cumhuriyeti arasındaki m ese­
leleri uluslararası haklar ve yasa­
lar çerçevesinde 31 Aralık 2001
tarihine kadar sonuçlandırmayı
kabul etmişlerdir(52).
27 Ocak 1997 tarihinde
yapılan devlet başkanlığı seçim ­
lerini kazanan A slan M ashadov
128
zam anında pek çok uluslararası
andlaşm a imzalanmıştır(53). Bu
andlaşmalar, uluslararası hukuk
açısından değerlendirildiğinde;
Rusya Federasyonu'nun, bu andlaşm alarla Çarlık dönem inden
bu yana "sömürge" durumundaki
Çeçen İçkeriya Cumhuriyeti'nin
bağım sızlığını “Zım nî Olarak
Tanımış 01duğu”nu ortaya çık­
m a k ta d ır ^ ) .
Rusya Çarlığı dönem in­
de özerklik verilen, SSCB döne­
m inde de özel statülü olan fakat
daima sürgün ve her tür ayrım ­
cılığa m aruz kalan Ç eçenistan’m
kendi geleceğini belirlem e hak­
kına uluslararası toplum yeterin­
ce ilgi göstermemiştir. Hâlbuki
aralarında uluslararası hukukçu­
lardan Francis A. B öyle’un da
bulunduğu bazı bilim insanları,
Çeçenistan ile Rusya Federas­
yonu arasında 1997’de im za­
lanan barış andlaşm asında en
azından “De Facto Tanıma”nm
gerçekleştiği ifade edilm ekte­
d ir^ ).
Belirtm ek gerekir ki, as­
lında 1991 yılında sadece Ç e­
çenistan değil diğer birçok halk
da bağım sızlığını ilan etmişti.
Ç eçenistan’ı R usya’ya bağlaya­
c ak h e rh a n g i b ir a n a y a sa l
gerekçe bulunmamaktadır. Kaldı
ki, Çeçenistan kendi anayasasına
sahiptir. 42 ülkenin tem silcisinin
katılım ıyla bağım sız seçim ler de
yapılmıştır.
Bahsettiğimiz gibi Çeçenistan’ın Rusya ile yapılm ış al­
tı tane anlaşm ası var ve bu andlaşm alardan Çeçenistan bağım ­
sız devlet muamelesi görmüştür.
Tüm bu veriler yan yana konul­
d u ğ unda, “ Ç eçen istan Sorunu”nun “R usya’nın iç Sorunu
O larak Sunulm ası” uluslararası
hukuk açısından gerçekçi olm ak­
tan çok uzak olduğu ortaya çık­
maktadır.
Çeçenistan K afkasya’nın
jeo-stratejik konumu olan ve
ekonom ik kaynaklarıyla önemli
bir ülkesidir. Dört asırdan uzun
bir zam andır varolm a m ücadele­
si veren Çeçenler, SSC B ’nin
dağılmasıyla meşruiyetini SSCB
anayasasından alarak Birleşik
D evletler’den ayrılmışlardır. Çeçenistan’ın bağımsızlığı, Cehar
D udayev’in cumhurbaşkanı se­
çilmesi ve anayasanın kabulü
üzerine Rusya, Çeçenistan’a m ü­
dahale kararı almıştır.
Rus yönetimi tarafı ol­
d u ğ u a n la ş m a la rd a n d o ğ an
yükümlülüklerini yerine getir­
memiş, savaşın getirdiği kayıp­
ların giderilmesine dair verdiği
taahhütlere uymamış, petrol boru
hattı geçiş ücretini dahi ödem e­
miştir. 1999 yılı Ağustos ayında
Rus birlikleri; komşu Dağıstan
Cumhuriyeti'nde Çoban-M akhi
ve Kara-M akhi adlı iki köye baş­
lattığı saldırının akabinde, o
sırada resmi bir sıfatı bulun­
mayan Şamil Basayev'in bu ola­
ya sebebiyet verdiğini ileri süre­
rek ve Rusya Gizli Servisi (FSB)
tarafından organize edildiği son­
radan kesin olarak kanıtlanmış
olan Volgograd ve Dağıstan'daki
bazı apartmanların havaya uçurulması olaylarını da bahane ede­
rek 2 Ekim 1999 günü bir kez da­
ha Çeçen İçkeriya Cum huriye­
tine saldırmıştır.
Komşu ülke ve bölge­
lerin önemli bir kısmı Rusya Federasyonu’na bağlı iken, Gür­
cistan’la sınırın bulunduğu kısım
da ikinci savaşın başlamasının
hemen ardından “Pankisi O lay­
ları” bahane edilerek çok yoğun
bir güvenlik duvarıyla çevre­
lenmiştir. Bu coğrafyaya ABD,
Rusya ve Gürcistan güvenlik
güçleri d efalarca o p erasy o n
düzenlem iş ve terörist avına
çıkılmıştır. Bu şekilde abluka
altına alınmış bir coğrafya içeri­
sinde, Rusya’nın bizzat 200 bine
varan asker ve diğer personelinin
ve Rus yanlısı Çeçen güçlerin
insafında devam eden yeni bir
h a y a t b iç im i o lu ş tu ru lm u ş ­
tu r^ ).
III. ÇEÇEN MESELESİNİN
DİĞER ÖRNEKLERLE
KARŞILAŞTIRILMASI VE
ÇEÇEN TEZİ
A. ÇEÇEN ÖRNEĞİNİN
DİĞER KENDİ KADERİNİ
TAYİN ETME
ÖRNEKLERİYLE
KARŞILAŞTIRILMASI
1991 yılında Sovyetler
B irliği’nin, 1992 yılında da Yu­
goslavya’nın dağılmasında bu
iki devletten ayrılarak bağım sız­
lığını kazanan yeni devletler bu
h ak k a d ay an d ık ların ı b ild ir­
mişlerdir. Bu yeni devletlerin
önemli bir özelliği daha önce fe­
deral bir devletin federe kanatla­
rını oluşturup, önceki devletlerin
anayasalarında kendi kaderini ta­
yin etme hakkına sahip olduk­
larının öngörülm üş olmasıdır.
Dolayısıyla, bu örneklere baka­
rak günümüzde uygulanan ulus­
lararası hukukun kendi kaderini
tayin etme hakkını bütün toplu­
luklar bakımından kabul ettiğini
söylemek mümkün değildir(57).
Aralarında Türk Cum hu­
riyetlerinin de bulunduğu Baltık
Cumhuriyetleri dışındaki diğer
on iki Sovyet Cumhuriyetinin
uluslararası hukuk altında kendi
kaderini tayin etme hakkı 1977
tarihli Sovyetler Birliği A na­
yasasının 72. M addesinde(58)
ölü bir hüküm olarak bulun­
maktaydı. Bu maddeye göre her
birlik Cumhuriyeti SSC B’den
ayrılma hakkına sahipti. A na­
yasanın 70/1. fıkrası SSCB ’nin
eşit Sovyet Sosyalist Cum hu­
riyetlerin gönüllü katılımı ve
ulusların kendi kaderini tayin
etme hakkının bir sonucu olarak
s o s y a lis t fe d e ra liz m ilk e s i
ü z e rin e k u ru lu , ç o k u lu s lu ,
federal ve yekpare bir ülke
olduğunu belirtmekteydi. Kısaca
cumhuriyetlerin kendi kaderini
tayin etme hakkına dayanarak
Sovyetler Birliği’ni kurduklarını
belirtm ekteydi(59). Sovyetler
Birliği dağılma süreci kaçınıl­
maz hale geldiğinde, kendi kon­
129
trolü altında meydana gelmesini
arzulamış Anayasasının 72. m ad­
desini uygulamak için 7 Nisan
1990’da bir kanun kabul etmiştir.
Bu düzenlemeye göre, bir Cum­
huriyetin Sovyetler B irliği’nden
ayrılabilm esi için halkın 2/3
ünün ayrılmayı istemesi gerek­
mekte ve çoğunluk sağlanamaz­
sa bir daha on yıl içinde ayrılma
referandum u yapılam ayacaktı.
Anılan düzenleme ile uluslar­
arası hukukta dayanağın yoklu­
ğuna rağmen birlik cum huriyet­
lerinin çoğunluğunun ayrılma­
larını meşrulaştırmak istemeleri
için referandum lar düzenleme­
leri ilginçtir(60).
O d ö n e m in A v ru p a
Topluluğu ve üyelerinin bu olay
karşısındaki tavrı Topluluğa üye
on iki devletin dışişleri bakan­
larının 16 Aralık 1991’de topla­
narak bu cumhuriyetlerin tanın­
ması konusunda bir ilkeler bildi­
risi kabul etmeleri olmuştur. A nı­
lan ilkeler bildirisinin giriş kıs­
m ında topluluk ve üyelerinin
Helsinki Senedine, Paris Şartına
ve özellikle kendi kaderini tayin
etme hakkına bağlılıklarını belir­
terek hem Yugoslavya hem de
Sovyetler B irliği’nin dağılma­
larını her halkın özgürce kendi
uluslararası statüsünü belirleme
ilkesi tarafından hızlandırılan ta­
rihsel bir süreç olarak değerlen­
dirmekteydiler. Bu ilkeler çerçe­
vesinde yeni cum huriyetlerin
uluslararası camiada tanınması
için hukuk kurallarına, dem o­
krasi ve insan haklarına, etnik ve
ulusal grupların ve azınlıkların
haklarına saygı gibi kriterleri ye­
rine getirmeleri gerekmekteydi.
Kendi Kaderini Tayin Etme ko­
nusu şimdiye kadar alışılmamış
bir şekilde demokratik kurallara
bağlanıyordu. Ayrılan cum huri­
yetlerin “dışsal self-determinasyon” hakkı, demokrasi ilkesine
yani “içsel self-detenninasyon”
hakkına saygı gösterme şartına
bağlanarak dünya toplumunda
ilk defa Kendi Kaderini Tayin Et­
menin dışsal ve içsel boyutu ara­
sındaki karşılıklı bağımlılık ve
kaçınılm az bağlantı öne çıkarılm aktaydı(61).
S o v y e tle r B ir liğ i’nde
m eydana gelen bu olaylar karşı­
sında uluslararası kurum lar ayrı­
ca ülkesel bütünlük (uti possidetis juris) ilkesini benim sem işler
ve bu hakkın ülkesel bütünlük
ilkesinin sınırlam aları altında
uygulanacağı ve C um huriyet­
lerin sınırlarının, parçalanm a ön­
cesi olan federal sınırlar olaca­
ğını ve tarafların özgür iradeleri
ile sınırlarını değiştirebilecek­
lerini ilke edinmişlerdi(62). Yeni
devletlerin kurulm ası sırasında
var olan idari sınırların değiş­
tirilm esinin yasaklanm ası anla­
mına gelen uti possidetis juris
ilkesi, bu hakkın sadece sömürge
ülkelerin sınırları içerisinde ge­
çerli olacağı şeklinde anlaşıl­
maktadır.
Çağdaş siyasi uygula­
mada kendi kaderini tayin etme
hakkı, büyük ölçüde, Batılı sö­
mürge yönetim leri altında yaşa­
mış veya halen yaşam akta olan
halklarla sınırlı sayılmaktadır.
Örneğin, Irak ve İran’daki Kürtlerin, Sri L anka’daki Tam il’lerin
ve E tiyopya’daki E ritre’lilerin
kendi kaderini tayin etme hak­
larının olm adığı hem en hemen
evrensel olarak kabul edilm ek­
teydi; fakat Eritre 24 M ayıs
1993'te yapılan halkoylam ası so­
nucu bağım sızlığına kavuşarak
E ty o p y a ’dan a y rılm ıştır(6 3 ).
Kuzey Iraklı K ürtlerin ayrılması
içinse federal devletten başla­
yarak ilerleyen hazırlıklar dik­
kati çekmektedir. B M ’nin 1966
tarihli İkiz Sözleşm elerinin ortak
birinci maddesinde, 1975 tarihli
Helsinki Nihai Senedi’nin VIII.
İlkesinde ve bu süreci takip eden
diğer A G İK belgelerinde yer al­
ması sömürgeciliğin sona ermesi
ile sona eren değil, farklı boyut­
larda, yeniden canlanan bir hak
haline gelmiştir. Kavramın hu­
kuksal niteliğine baktığım ızda
hiç şüphesiz bir haktır(64).
Bazı yorum cular Kosova
ile Çeçenistan olaylarını birbiri­
ne benzer görmekle birlikte ulus­
lararası topluluğun her iki olaya
tavrının farklı olduğunu, ulus­
lararası topluluk Kosova örne­
ğinde, K osovalı A rnavutların
kendi kaderini tayin etme ta­
lebini makul görürken, Çeçenis­
tan ’da Rusya tarafından şiddet
kullanılarak bu haklarının kabul
edilmem esini, Kendi Kaderini
Tayin Etme hakkının şartlarının
oluşm adığını belirterek, bunla­
rın; 1. Hükümet ile kendi kade­
rini tayin etme hakkına adil ol­
m ayan bir engellenm enin oldu­
ğunu savunan azınlık gruplar
arasındaki anlaşm azlığı hüküm et
içi organizasyonlar ve diğer dev­
let kuruluşları da dahil çözecek
iyi niyetli barışçı m etotların tü­
ketilm esi; 2. S elf -determinasyon
talebini savunan kişilerin, grup
ç o ğ u n lu ğ u n u n is te k le r in i
yansıttığının bir göstergesi; 3.
Son çare olarak şiddet kulla­
nılm ası olduğunu savunurlar(65)
Kanada Yüksek M ahkemesi de
Quebec bölgesi için aynı şart­
ların d eğ erlen d irm esin i y a p ­
mıştır.
Hâlbuki bütün bu geliş­
m eler izlendiğinde, uluslararası
topluluğun tutarsızlık içerisinde
olduğu görülür. Bosna, Slovenya
ve H ırv a tis ta n ’ın Y u g o slav ­
y a ’dan kan dökülerek ayrılm a­
sını tanıyan ancak, Kosova ve
K aradağ’ın ayrılm asına onay
verm eyen uluslararası toplum,
bugün bu ülkeleri de tanım a
yoluna girmiştir. Çeçenistan ve
Abhazya gibi örneklerde ise hiç­
bir destek verilm em iş yalnız b ı­
rakılmıştır. Bunda, uluslararası
politika ve güç dengelerinin dik­
kate alınm asının etkili olduğu
söylenebilir.
Kosova ile Ç eçenistan’ın
farklı tutulm asında Yugoslav­
y a ’nın suçlu bulunan Sloban Miloseviç tarafından yönetilen fakir
bir ülke oluşu, R usya’nın ekono­
m ik kaynakları ve askeri gücü­
nün önemi, Birleşm iş M illetlerin
veto hakkına sahip daimi üyesi
olm ası etkindir(66).
ABD eski Başkanı Bili
Clinton dahil, birçok kişi bu m e­
130
selenin R usya’nın iç m eselesi ol­
duğunu söyleyerek, R usya’nın
orantısız güç kullanm asına ve 11
Eylülün propaganda malzem esi
olarak kullanılarak Çeçenlerin
uluslararası terörizm le ilişkilendirilm elerine, kullanılm ası yasak
silahlar ve sınır ötesi operasyon­
larla, Çeçen liderlerinin yurtdışı
operasyonlarıyla öldürülm esine
seyirci kaldıkları gözlenm ek­
t e d i r ^ ) . Hâlbuki Y eltsin’i temsilen D önem in Rus içişleri ba­
kanı A lexander Lebed ile Cehar
Dudayev arasında bir andlaşm a
im zalanması bile Ç eçenistan’ın
durum unun D oğu T im or ile
kıyaslanam ayacak kadar farklı
olduğunu göstermektedir.
B. ÇEÇENLERİN TEZ VE
İDDİALARININ
DAYANAKLARI
Rus tezine göre; Çeçe­
nistan, bir “federe cum huriyet”
değil, “özerk cum huriyet” sta­
tüsündedir. Yani Çeçenistan, bir
“kurucu devlet” olarak kabul
edilmemektedir. Hâlbuki diğer
federe devletler kurucu devletler
olarak kabul edilmektedir. 1991
yılından beri Rusya; verdiği söz­
ler, yapılan görüşmeler, ekono­
mik kısıtlam alar ve baskılarla
dolu oyalam a yöntem ine rağm en
Çeçenlerin “ Kendi Kaderini Ta­
y in E tm e H a k k ı” nı e n g e l­
leyememiştir. Ancak, böyle dav­
ranarak; Çeçenlerin ve tüm K af­
kas halklarının Anayasal politi­
k a la rın a , h u k u k la rın a , ifade
özgürlüklerine kısıtlam alar geti­
rerek Çeçen toplum una yoğun
maddi ve hayatî zararlar verdiği
gibi Rus dem okrasisine de büyük
zararlar vermiştir. Bu arada, as­
lında bu sorunun altında tek bir
sebep yatm ayıp; petrol, doğalgaz
hattı, askeri güç gibi birçok nede­
nin bulunduğunu da belirtm ek
gerekir(68).
Oysa m adalyonun öbür
yüzüne -Ç eçenlerin tezlerineb ak tığ ım ızd a çok fark lı bir
m anzarayla karşılaşıyoruz:
Öncelikle belirtm ek gerekir ki,
Çeçenlerin birden çok gerekçe­
leri söz konusudur. Örneğin Çeçenler; “Özerk Cum huriyete Sa­
hip O ldukları”, “ Sovyet A naya­
sa s ın d a N üfusu 1 M ilyonu G e­
çen Halkların Kendi Kaderlerini
Tayin Hakkının Tanındığı” ve
Çeçenlerin de bu haklarını kul­
landıklarını ileri sürmektedirler.
Ayrıca, “İki Defa Sürgüne Gönderildikleri”ni, “ Bütün Rus H al­
kı N ezdinde Ayrımcılığa U ğra­
d ık la rın ı ve “Topraklarının Her
Z a m a n S ila h Z o r u y la E le
G eçirildiğini” ve bu gerekçelerle
k e n d i k a d e rin i ta y in etm e
haklarının bulunduğunu her za­
man dile getirmişlerdir.
Rusya Federasyonu A na­
y a sa sın a göre uluslararası andlaşmalar, iç hukuk sistem inin bir
parçasıdır ve doğrudan uygulan­
ma etkisine sahiptir(69). Bunlara
ek olarak ayrıca belirtm ek ge­
rekir ki, “Rusya, taraf olduğu
Cenevre Sözleşm esi’ni de ihlal
etm iştir” . N itekim bunun en bü­
yük delillerinden biri, 31. 07.
1995 tarihli kararıyla Rusya A na­
yasa M ahkemesi, Rusya D ev­
leti’nin, 1949 Cenevre Sözleş­
m e sin in 1977 tarihli Ek II. Protokolü’nü ve Rus A nayasası’nın
15/4. M addesi’ni ihlal ettiğine
karar vermiştir. Bu şekilde R us­
y a ’nın, bu konuda taraf olduğu
uluslararası andlaşm aları ve ana­
yasanın buna ilişkin maddelerini
ihlal ettiği sübut bulmuştur.
Çeçenistan’ın bağım sız­
lık ilanı uluslararası hukuk kural­
larına uygundur. Çeçen-İnguş
Ö zerk C u m h u riy eti B rejnev
Anayasası olarak bilinen 1976
S o v y e t A n a y a s a s ı’n a g ö re
SSC B ’ni oluşturan Rusya Sov­
yet Federatif Sosyalist C um huri­
y e tin e bağlı bir özerk cum huri­
yet statüsündeydi. Bu yasa, gü­
nümüzde Çeçenistan’ın Rusya
F ederasyonu’na bağlanm asına
gerekçe gösterilmektedir. Oysa
Sovyetler B irliği’ni oluşturan
c u m h u riy e tle rin 1 9 9 0 ’la rd a
birlikten ayrılm alarıyla SSCB ve
Anayasası de facto ve de iure
olarak ortadan kaldırılm ıştır.
N itekim SSC B ’ni oluşturan bazı
d e v le tle r y en i b ir a n laşm a
tem elinde yeni bir birlik olan,
B ağım sız D evletler Topluluğ u ’nu kurmuşlardır. Sovyetler
Birliğini oluşturan cum huriyet­
lerden biri olarak Rusya Federa­
tif Sosyalist Cumhuriyeti de ben­
zer bir şekilde eski yasalarını de­
ğiştirmiştir. Zaten birliğin son
parlam entosu, devlet başkanı
Yeltsin’e bağlı birlikler tarafın­
dan kapatılm ış, yeni seçim ler ve
a n a y a s a te m e li n d e d e v le t
yeniden örgütlenmiştir. SSCB
d ö n e m in d e n k a lm a y a s a la r
yürürlükten kaldırıldığı için bir­
liği oluşturan federe birimlerin,
yani özerk cum huriyetlerin ara­
sındaki ilişkilerin yasal çerçeve­
sinin oluşturulm ası gündem e
gelmiştir. Bu doğrultuda 31 Mart
1992’de “Rusya Federasyonu
İçindeki Egemen Cum huriyet­
lerin İktidar Organlarıyla Rusya
Federasyonu’nun Devlet İktidarı
Federal Organları A rasında Ya­
sam a ve Y etkinin D ağ ıtım ı
(Paylaşımı) Üzerine A nlaşm a”
imzalanmıştır. Eski Rusya Yasa­
ları yürürlükten kalktığına göre,
yeni oluşan federatif devletin
böyle bir yeni anlaşm a temelinde
yasal çerçevesinin kurulm ası
doğru ve yasal bir tutumdur.
Tüm bunlardan hareketle
şu tespitleri yapm ak zor olm aya­
caktır:
Çeçenlerin “kendi kade­
rini tayin etme hakkı”, aynı za­
m anda anayasal bir haktır(70).
T a ra fla r a ra s ın d a “ Y ap ıla n
A n d la ş m a la r a U lu s la r a r a s ı
Hukuk-İç Hukuk İlişkisi Ç erçe­
vesinde Bakıldığında” R usya’­
nın, -başta anayasası olm ak üze­
re- kendi iç hukuk norm larını da
ihlal ettiği ortaya çıkmaktadır.
Zira, “ İdarenin Devam lılığı” il­
kesine göre bu günkü Rusya Fe­
derasyonu, SSC B ’nin devamıdır(71).
Ayrıca buna paralel ola­
rak, “Devletlerin Halefıyeti” il­
kesine göre de bu günkü Rusya
Federasyonu, SSC B ’nin aynı za­
manda halefidir. N itekim bu hu­
131
sus, yeni Rusya Federasyonu ta­
rafından da kabul edilmiş ve hat­
ta özellikle deklere edilmiştir.
Bunların anlamı ise, Rusya Fede­
rasyonu’nun, SSCB zam anında
yapılan uluslararası ve ulusal dü­
zeydeki tüm işlemlerle bağlı ol­
duğudur. Ancak, yukarıda belirt­
tiğim iz nedenlerle Rusya Fede­
rasyonu her iki açıdan (U luslar­
arası andlaşm alar ve Anayasa
çerçevesinde) da hukuku çiğne­
miş durumdadır.
11 E y l ü l'd e n s o n r a
A B D ’nin ‘terör karşıtı' kam pan­
yası ile Putin de Ç eçenistan’daki
bağım sızlık savaşını bir terör
olayı olarak tanıtm aya çalışarak
Çeçenistan'ı basm a kapalı bölge
ilan ederek işlediği savaş suçları­
nı bu şekilde örteceğini düşün­
m ü ş t ü r ^ ) . Dünya m edyasının
Çeçenistan'da yaşananları gör­
m ezden gelmesi, Rusya'nın öz­
gür basını engellem esi ve paralı
askerlerini Çeçenistan'm yöneti­
cileri gibi gösterm esi, Çeçenis­
tan'm seçilmiş meşru devlet başkanlarmı art arda katletm esi de
so ru n u çö zm ey e y e tm e m iş ­
tir^ ).
A İH M ’nde, Ç eçenistan
konusunda yakınları öldürülen
ve işkence gören çeçenler tara­
fından yapılan başvuruların so­
nucu R usya’nın insan haklarını
ihlal ettiğini ve sözleşm enin 2.
m addesindeki yaşam a hakkını
ihlal ettiği yeterli ve etkin soruş­
turm a yapılmadığı, 1. maddenin
ihlal edilerek m ülkiyet hakkının
ihlal edildiğine ilişkin ihlal ka­
rarları vererek R usya’yı tazm i­
nata mahkûm etmiştir(74). Böl­
gedeki çatışm alar R u sy a’nın
şiddet uygulayarak uluslararası
hukuku hiçe sayarak bunu kendi
iç meselesi olarak görmesi ve bu
şiddeti arttırması sonucu çözüm ­
süz bir hal alm ıştır(75.
Rusya federasyon anlaş­
masını o tarihte iki cumhuriyet,
Tataristan ve Çeçen-İnguş Cum ­
huriyeti im zalam am ışlar ve 12
A ralık 1993 günü yapılan Rusya
F e d e ra s y o n u y e n i a n a y a s a
o y la m a s ın a ve p a rla m e n to
seçim lerine de bu iki cum huriyet
katılm amıştır. (Tataristan C um ­
huriyeti daha sonra Rusya Fede­
rasyonu ile ayrı bir andlaşm a im ­
zalayarak federasyona katıldı.)
Bu durum da Ç eçenistan’m Rus­
ya federasyonuna bağlı olduğu­
nu belirten bir andlaşm a yoktur;
bu nedenle “Çeçenistan Sorunu­
nun R usya’nın Toprak B ütünlü­
ğü îçinde Çözülm esi G erektiği”
id d ia la rın ın y a sa l d ay a n a ğ ı
bulunm amaktadır.
SONUÇ
“Çeçen Sorunu”nun al­
tında tek bir sebep yatm ayıp
“Petrol D oğalgaz H attı”, “Askeri
G üç” gibi birçok nedenin bulun­
duğu bir tarafa(76), bu gün itiba­
rıyla uluslararası düzeyde tanı­
nan kendi kaderini tayin etme
hakkı, görünüşteki yaygınlığına
rağmen, uygulam ada son derece
sınırlı bir hak olarak görülm ek­
tedir. Bununla birilikte anlık bil­
gi paylaşım ıyla ve sağladığı di­
ğer im kanlarla küreselleşen bu
günkü dünyada uluslararası poli­
tika, çevre, strateji, ekonom i, hu­
kuk, kültür ve benzeri diğer des­
tekler üzerinde seyreden “kendi
kaderini tayin etme hakkı” , gide­
rek daha da önem taşıyan bir gö­
rüngü (fenom en) haline gelmiş
durumdadır. Bu haliyle de “kendi
kaderini tayin etm e” ile ilgili ola­
rak üç boyutlu sorunlarla karşıla­
şılmaktadır: Bir tarafta stratejik
olarak liderlik hedefleri, diğer ta­
rafta etkili sonuç elde edebilm ek
için yeterli zam an ihtiyacı ve di­
ğer tarafta da insani ve araçsal
maliyet. Bu farklı ve birbiriyle
çatışan çok boyutluluk ise, m ese­
lenin ya da çözüm lerin hukuki
zem inini zayıflatm aktadır(77).
Soğuk Savaş’ın bitişin­
den sonra, bağım sızlık talepleri
artmış ve kendi kaderini tayin
hakkı ve bütün dünyada boy gös­
term eye başlamıştır. Zam anla,
ırkçı olm ayan bağım sız ülkelerin
halklarını da etkileyen ve ulusal,
etnik, kültürel, dinsel ve dilsel
azınlıkları da kapsayacak şekilde
genişlem e eğilim i göstermiştir.
Baltık Cum huriyetleri, Sovyetler
B irliği’nden ayrılması ve sonra
SSC B ’nin bütünüyle dağılması,
Ç ek o slo v ak y a’nın bölünm esi,
A lm anya’nın birleşm esi, Etiyop­
ya ile E ritre’nin ayrılması ve Yu­
goslavya Federasyonun dağıl­
ması bu dönem de ilgi çekici ge­
lişm eler arasındadır. Ayrıca, yu­
karıda da belirttiğim iz gibi, ro ­
m antik em eller yaratm a gücüne
ve devrim ci, başkaldırıcı ve radi­
kalleştirici etkiye sahip olduğu
artık tartışmasızdır. H atta bu hak,
bir çeşit egem enlik veya bağım ­
sızlık trendine girdiği takdirde
bir devletin sınarlarım değiştire­
bilir, bir kıtayı ve tüm uluslar­
a ra s ı s is te m i e tk ile y e b ilir .
Yukarıda da belirttiğim iz gibi, en
önem li etkisinin birey olarak
çocukların, kadınların, ailelerin
ve toplulukların üzerinde görül­
düğü Bosna, Keşmir, Çeçenistan,
Somali, Kosova, Eritre ve Filistin(78) m eselelerinde ispatlan­
mış durum dadır ki, bu nedenle
konu, stratejik tartışm aların veya
akadem ik çalışm aların ötesinde
bir insanlık d ram ıd ır.
U lu s la r a r a s ı to p lu m ,
uluslararası hukukun varlığını
inkâr edecek veya şüpheye düşü­
recek yaklaşım lardan uzak dur­
m adıkça, uluslararası arenada
barış, adalet ve güven oluşm aya­
caktır. Aynı durumdaki bireylere
aynı m uam elenin gösterilm esi
hukukun en tem el ilkesi olan
adaleti tesis eder uluslararası hu­
kukun bireyleri sayılan devletlerarasındaki ilişkiler ve benzer
olaylar karşısında benzer tutu­
m un takınılm ası uluslararası ca­
m ia ve uluslararası hukuku güve­
nilir ve m üm kün kılacaktır.
Sovyetler B irliğinin da­
ğılm asıyla birlikte Bu devletten
ayrılarak bağım sızlığını kazanan
yeni devletler bu ayrılm ayı kendi
kaderini tayin etme hakkına da­
yanarak yaptıklarını bildirm iş­
lerdir. Bu yeni devletlerin önemli
bir özelliği, daha önce federal bir
d e v le tin fe d e re k a n a tla r ın ı
oluşturup; Sovyetler Birliği A na­
132
yasasında “kendi kaderini tayin
etm e h ak k ı”na sahip old u k ­
larının öngörülm üş olmasıdır.
SSCB K urucu A nayasası’ndaki
nüfusu bir m ilyonu geçen halk­
ların birlikten ayrılm a hakkına
dayanarak ayrılan Çeçenlerin,
y in e m ille tle ra ra s ı h u k u k ç a
önem li kabul edilen referandum
yapm a, belirli bir toprak üzerin­
de hâkim iyet sağlama, başka
devletlerle andlaşm a yapm a ve
ülke sınırları içerisinde güvenlik,
eğitim, sağlık ve yargı gibi kamu
hizm etlerini veren kendi yasam a
yürütm e ve yargı organlarına ha­
iz olm asıyla da bir devlet görü­
nüm üne sahip olması, bu bölge­
nin bir devlet olarak tanınm ası
şartlarını yerine getirdiğini gös­
termektedir. Ü stelik bu durum, 5
yıldan fazla bir süredir devam
ede gelmiştir.
Dolayısıyla, yukarıda be­
lirttiğim iz gerekçelerle Rusya
Federasyonu, -SSCB zam anında
yapılan uluslararası ve ulusal dü­
zeydeki tüm işlem lerle de bağlı
olarak- hem Uluslararası A ndlaşm alar hem de A nayasa çerçeve­
sinde hukuku çiğnem iş durum ­
dadır.
“U lu sla rın k a d e rle rin i
serbestçe tayin etme hakkı” 20.
yüzyılın başlarından beri yaygın­
laşarak Kabul gören İnsan H ak­
ları Evrensel Bildirgesi, Helsinki
Nihai Senedi, Paris Şartı gibi
uluslararası sözleşm elerde de
açıkça tanınan bir haktır. Bu hak
tem elinde Çeçen halkının ba­
ğım sızlık ilanı m eşru ve devre­
dilem ez bir hakkın sonucudur.
Uluslararası kam uoyu bu hakkın
seçilmiş tem silciler tarafından
ifade edilm esine saygı göster­
m ekle yükümlüdürler.
Ç e ç e n is ta n ’m b a ğ ım ­
sızlık ilanı aynı zam anda m evcut
uluslararası norm ve yasalara da
uygundur. Bilindiği gibi Çeçenİnguş Ö.S.S.C. Brejnev A naya­
sası olarak bilinen 1976 Sovyet
A n a y a s a s ı’na gö re S S C B ’ni
oluşturan Rusya Sovyet Federa­
tif S o sy alist C u m h u riy eti’ne
b ağ lı b ir ö zerk c u m h u riy et
statüsünde idi. Bu yasa, günü­
m üzde Ç e ç e n is ta n ’ın R u sy a
Federasyonu’na bağlanm asına,
yanlış olarak, gerekçe gösteril­
mektedir. Oysa Sovyetler Birli­
ğ i’ni oluşturan cum huriyetlerin
1990’larda birlikten ayrılm a­
larıyla SSCB Anayasası önce “de
facto”, sonra da “de ju re” olarak
ortadan kaldırılmıştır. N itekim
SSC B ’ni oluşturan bazı devletler
yeni bir anlaşm a tem elinde yeni
bir başka birliği; Bağım sız D ev­
letler Topluluğu’nu kurm uşlar­
dır.
Bilahare, Çeçenistan ola­
yı milletlerarası bir uyuşm az­
lıktan çıkarak bir drama dönüş­
meye başlamıştır. Doğu Timor ve
D arfur’a gösterilen ilgi ve ulus­
lararası kam uoyu oluşturulması,
b u n a k a rş ılık Ç e ç e n is ta n ’ın
uluslararası kam uoyunun gözle­
rinden uzak tutulması ağır insan
hakkı ihlallerine, orantısız güç
kullanım ına başvurulm asına rağ­
men “yok sayılm ası” ilgi çeki­
cidir. Çeçenistan “kendi kaderini
tayin etme hakkı” bir yana, kendi
halkının varlığını sürdürem e­
yecek konum a düşürülmüştür.
Hâlbuki uluslararası hukukta bu
hakkın kullanım ı için öngörülen
şartlarının diğer benzer örnekler
karşısında çok daha güçlü bir şe­
kilde ortaya çıktığı görülm ekte­
dir.
S o v y e tle r B ir liğ i’n in ,
1989 sonrasında dağılm ası ve
1990’ların başında, yeni cum ­
h u riy etlerin b ağ ım sızlık ların ı
ilan etmeleri ile birlikte, dağıl­
manın nereye kadar süreceği
sorusu akıllara takılm aktaydı.
SSC B ’nin ilk ayrılan ve tanınan
Baltık cum huriyetlerine tepkisi
ile diğer cum huriyetlerin ayrıl­
masına olan tepkisi kuşkusuz
farklı olmuştur. Orta A sya ve G ü­
ney Kafkas Cum huriyetlerinin
b ağım sızlıkların ı ilan etm esi
sonrasında Rusya Federasyonu
sınırına çekilen Rus varlığı, K u­
zey Kafkas Ö zerk C um huri­
yetleri ve Tataristan Ö zerk Cum ­
huriyeti sorunlarıyla yüz yüze
k a lm ış tır . B u g ü n k ü R u sy a
Federasyonu’nu oluşturan yüzü
aşkın etnik grubun sahip olduğu
bölgelerde yükselen etnik hare­
ketler R usya’nın sıcak günde­
m inde durmaktadır. Zira Tataris­
tan ve Çeçenistan Rusya petrol­
lerinin en önemli kaynaklarını
oluşturduğundan Rusya bakı­
m ından stratejik bir değer taşı­
maktadır. Tataristan’la yarı ba­
ğım sızlık şeklinde anlaşm alara
dayanan ilişki, Çeçenlerle yetki
paylaşımı değil, bağım sızlık ta­
lebi karşısında daha farklı bir bo­
yut kazanarak savaşa dönüş­
müştür. Kendi parlam entosunu,
m ahkem elerini, eğitim sistemini,
ordusunu ve kam u hizm etleri b i­
rim lerini kuran Ç eçenistan’m
“hukuki konum u” konusu, tartış­
manın uluslararası arenada da
odağında olmuştur.
K anaatim izce Ç eçenis­
tan için “Kendi Kaderini Tayin
Etme H akkı”nı elde etm ek için
gerekli şartlar oluşmuştur. Refe­
randum un yapılm asından, hükü­
m etinin kurulm asından, devlet
başkanm m seçilip anayasasının
yapılm ış olm asından ve bir süre
bağım sız yaşam asından sonra
uluslararası arenada hiçbir ülke
tarafından tanınm am ası ise an­
cak siyasi olm akla açıklanabilir.
p r e n s ib i n b i r k a ç u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a d a k a b u l e d i l m e s i ,
o n u n d e v le tle r h u k u k u n u n b ir p a r ç a s ı h a lin e g e ld iğ in i
g ö s t e r m e k i ç i n y e t e r l i d e ğ i l d i r .” k a r a r ı n ı v e r m i ş l e r d ir . .
K o n u M ille tle r C e m iy e tin e g ö tü rü le r e k te tk ik e d ilm e s i
s o n u c u A a la n d A d a la n s a k in le r in in s e lf- d e te r m in a s y o n
h a k k ı n ı k u l l a n a r a k F i n l a n d i y a ’d a n a y r ıl m a l a r ı r e d d e d i l ­
m iş o ld u .
( 8 ) D O Ğ A N , a g m , s. 4.
(9 ) K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 7 .
( 1 0 ) M a d d e 1 B M ’n i n i k i n c i a m a c ı n ı ş ö y l e b e l i r t m e k t e ­
d ir: “ U lu s la ra ra s ın d a e ş it h a k la ra v e h a lk la r ın s e lf-d e te rm i n a s y o n u i l k e l e r i n e s a y g ı y a d a y a n a n d o s t a n e il iş k i l e r i
g e l i ş t i r m e k v e e v r e n s e l b a r ış ı g ü ç l e n d i r m e k i ç i n g e r e k l i
t e d b i r l e r i a l m a k .”
5 5 . m a d d e is e : “ ...h a y a t s t a n d a r t la r ı n ı y ü k s e l t m e y i , ta m
is ti h d a m ı , k ü l t ü r e l i ş b ir l iğ i n i v e i s t i k r a r v e m u t l u l u k ş a r t ­
la rın ı o lu ş tu r m a k a m a c ıy la u lu s la ra ra s ın d a d o s ta n e v e
b a r ış a d a y a n a n iliş k ile r in g e liş e b ilm e s i iç in e ş it h a k la r
p r e n s ib in e v e h a lk la r ın s e lf- d e te r m in a s y o n u n a d a y a n a ­
ra k g e r ç e k l e ş e b i l e c e k i n s a n h a k l a r ı n a r i a y e t e d i l m e s i ...”
(1 1 )K a v ra m a
s o s y o -p s ik o lo jik
y a k la ş ım
iç in
bkz.
S C H W A R T Z , B a rr y , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : T h e T y r a n n y
o f F r e e d o m ” 2 0 0 0 , T h e A m e r ic a n P s y c h o l o g ic a l A s s o c i a tio n ,I n c .,V o l.5 5 ,N o . 1 ,7 9 -8 8
( h ttp ://w w w .s w a n -
h m o r e .e d u / S o c S c i / b s c h w a r l / s e l f - d e t e r m i n a t i o n .p d f ) .
( 1 2 U N P O , h t t p :/ / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 /
( 1 3 ) W i l s o n , a l t ı s ı “ K e n d i K a d e r i n i T a y i n E t m e ” il e ilg ili
o l m a k ü z e r e o n d ö r t i l k e il a n e t m i ş ti r . S a v a ş t a n y e n i k
ç ık a n m ille tle r in , k ü ç ü k m ille tle r in v e s ö m ü rg e a ltın d a k i
h a lk la r ın d a k a d e rin i ta y in h a k k ı o ld u ğ u n u ifa d e e d e re k ,
u l u s l a r a r a s ı s i s te m in g ü ç d e n g e s i n e d e ğ i l , e t n i k k a d e r i n i
ta y in ilk e s in e d a y a n d ırılm a s ı g e r e k tiğ in i v u rg u la m ış tır.
( 1 4 ) T U N C A Y , A l i , A P o s t - C o l d W a r E x p e r i e n c e i n S e lf D e te r m i n a t i o n a n d S e c e s s i o n i s m ( T h e Y u g o s l a v C a s e ) ,
( M a s te r
of
A r ts ,
B ilk e n t
U n iv e r s ity
I n s titu te
of
E c o n o m ic s a n d S o c ia l S c ie n c e s , 1 9 9 3 ), s. 6 (N a k le d e n :
K Ü T Ü K Ç Ü , a g m . s. 2 6 1 ).
( 1 5 ) C A S S E S E , A ., I n t e r n a t i o n a l L a w
in a D i v i d e d
W o r ld , N e w Y o r k 1 9 8 6 , s . 1 3 4 - 1 3 5 , ( N a k l e d e n : Y Ü C E L ,
Ö z le m , " M i l l e t l e r a r a s ı H u k u k A ç ı s ı n d a n D o ğ u T ü r k i s t a n
H a lk ı n ı n H a k l a r ı ” , D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i 2 0 0 2 S . 18 8 ­
18 9 , s . 6 ; P A Z A R C I , a g e , s. 5 1 8 . A R S A V A , A y ş e F ü s u n ,
“ S e lf-D e te rm in a tio n
H a k k ın ı n
B a k ış v e A a la n d A d a la n
T a rih i G e liş im in e
B ir
S o r u n u ” , S e h a L . M e r a y ’a
A r m a ğ a n , C il t I, A Ü S B F Y a y ın l a r ı , A n k a r a - 1981 s .5 5 6 7 ; K e m a l G ö z le r , A n a y a s a H u k u k u n a G i r i ş , B u r s a E k i n
K i t a b e v i Y a y ın l a r ı , 2 0 0 4 , s . 4 2 - 5 6 .
( 1 6 ) U N S C R e s o l u t io n 1 5 1 4 ,1 9 6 0 .
( 1 7 ) K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k i f , “ U l u s l a r a r a s ı H u k u k t a S e lf D e te rm in a s y o n H a k k ı v e T ü rk C u m h u r iy e tle ri” , s. 2 6 3 .
w w w .s o s y a lb il.s e lc u k .e d u .tr /s o s _ m a k /m a k a le le r
1 7 .0 5 .2 0 0 7 ; D o ğ a n , a g m , s . 10.
( 1 8 ) A s l ı n d a F il i s t in m e s e l e s in i s e l f d e t e r m in a s y o n d a n
ç o k , iş g a le y ö n e lik b ir ç e ş it “ k u rtu lu ş m ü c a d e le s i” ç e r ç e ­
v e s in d e
d e ğ e rle n d irm e n in
daha
is a b e tli
o la c a ğ ı
k a n a a tin d e y iz .
( 1 9 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , T h e S e l f - D e t e r m i n a ­
tio n o f P e o p le s , H a rd c o v e r, R ie n n e r P u b lis h e r s , In c o rp o r a te d , L y n n e , I S B N 1 5 5 5 8 7 7 6 8 0 ( 1 - 5 5 5 8 7 - 7 6 8 - 0 ) , 2 0 0 2 ,
s. 3 3 5
( 2 0 ) P A Z A R C I , H ü s e y in , U l u s l a r a r a s ı H u k u k , G ö z d e n
DİPNOTLAR
g e ç irilm iş 3 . b a s ı, A n k a ra 2 0 0 5 , s. 3 4 9 .
( 2 1 ) P A Z A R C I , a g e , s . 1 4 3 ; K A R A O S M A N O Ğ L U , A li
( 1 ) M A L E K , M a r ti n , G e o p o l i t i s c h e V e r a n d e r u n g e n a u f
dem
L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a y i n , Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı
e u r a s i s c h e n S c h a c h b r e t t : R u s s la n d , Z e n t r a l a s i e n
İ s t i k r a r v e D e m o k r a s i ” , D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl:
u n d d i e U S A n a c h d e m II. S e p t e m b e r 2 0 0 1 , in : A u s
6 , S a y ı: 2 4 , A ğ u s t o s , E y l ü l , E k i m 2 0 0 3 , s . 1 4 7 ( N a k l e d e n
P o litik
K Ü T Ü K Ç Ü a g m , s. 2 6 0 ).
und
Z e itg e s c h ic h te ,
B 8 /2 0 0 2 ,
S . 1 4 -2 2
(N a k le d e n : S A V A Ş , G e n ç , “ O r ta A s y a d a G ü ç O y u n u :
( 2 2 ) P A Z A R C I , a g e , s . 1 4 2 .; P O M E R A N C E , a g e , s . 3 7 ­
J e o p o litik K o n u m u n G e ri D ö n ü ş ü ” H P D H u k u k P e rs ­
4 2 ; A R S A V A , a g e , s. 7 7 -8 0 ; n a k le d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m ,
p e k t i f l e r D e r g i s i H u k u k i Y o r u m v e H a b e r D e r g i s i, S :
s. 2 6 3 .
0 7 / T e m m u z 2 0 0 6 , s ., 2 2 ) .
(2 3 ) P O M E R A N C E , a g e , s. 6 3 -7 3 ; A n c a k , C A S S E S E ,
(2 ) G E N Ç , a g m , s. 2 3 .
s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı n ı n j u s c o g e n s o l u ş tu r m a d ı ğ ı
( 3 ) M O Y N I H A N , D a n ie l R , P a n d a e m o n iu m ; E t h n i c i t y
g ö r ü ş ü n d e d ir . B k z . C A S S E S E , a g e , s . 1 7 3 . n a k l e d e n
in I n t e r n a t i o n a l P o li t i c s , O x f o r d - 1 9 9 3 , s . 2 3 ( N a k l e d e n :
K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 7 5 .
K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k if, " U lu s la ra ra s ı H u k u k ta S e lf-D e te r-
( 2 4 ) D O Ğ A N , a g m , s. 10.
m in a s y o n H a k k ı V e T ü r k C u m h u r iy e tle ri” S e lç u k Ü n i­
( 2 5 ) Ç A V U Ş O G L U , N a z , U l u s l a r a r a s ı İ n s a n H a k la r ı H u ­
v e r s i t e s i S o s y a l B i l i m l e r E n s t i t ü s ü D e r g i s i, 2 0 0 4 , S : 12 ,
k u k u n d a A z ı n l ı k H a k la r ı , İ k i n c i B a s k ı , İ s t a n b u l - 2 0 0 1 , s.
s. 2 5 9 -2 7 6 .
7 4 -7 5 .
(4 )D O G A N ,
si ” , K a m u
İ l y a s , “ K e n d i G e le c e ğ in i B e l i r l e m e İ l k e ­
H ukuku
A rş iv i,
E y lü l
20 0 6 ,
(2 6 )(2 6 )S O Y S A L ,
S ö z le ş m e le ri
Ve
T a m e r,
“ B ir l e ş m iş
M ille tle r
S e lf-D e te rm in a tio n
İ k iz
İlk e s i”
h t t p : / / w w w .a k a d e r .i n f o / K H U K A / 2 0 0 6 _ m a r t / l .p d f s . 2 ;
h t t p : / / w w w .t u r k h u k u k s i t e s i .c o m / m a k a l e _ 2 2 5 .h t m .
Ş A H İ N , M u s t a f a , A v r u p a B i r l i ğ i ’n i n S e l f - D e t e r m i n a s -
(2 7 )“ M ille tle ra r a s ın d a ,
y o n P o li t i k a s ı , A n k a r a 2 0 0 0 , s . 1 2 ; C A S S E S E , A n t o n i o ,
s ib in e v e k e n d i m u k a d d e ra tla rın ı k e n d ile r in in ta y in h a k ­
S e l f - D e t e r m i n a t i o n o f P e o p l e s , C a m b r i d g e U n i v e r s it y
k ın a s a y g ı ü z e rin e k u ru lm u ş d o s ta n e m ü n a s e b e tle r g e liş ­
m ille tle r in
hak
e ş i t l iğ i
p re n ­
P r e s s , N e w Y o r k - 1 9 9 5 , s . 11. ( N a k l e d e n : K Ü T Ü K Ç Ü ,
tirm e k
a g m , s. 2 6 4 ).
K U R T , E n v e r , T ü r k i y e ’n i n U l u s l a r a r a s ı H u k u k M e v z u ­
( 5 ) A R S A V A , A y ş e F ü s u n , “ A z ı n l ı k K a v r a m ı v e A z ın l ı k
a tı, A n k a ra , 2 0 0 7 , s .6 7 5 .
H a k la r ı n ı n U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r v e Ö z e l l i k l e M e d e n i v e
S iy a s i H a k l a r S ö z l e ş m e s i n i n 2 7 . m d .s i I ş ı ğ ı n d a İ n c e l e n ­
. . . ” M a d d e m e tn in in T ü rk ç e s i iç in b k z . B O Z -
“ . .. ırk , c in s , d in v e d il fa rk ı g ö z e tm e k s iz in . . . ” M a d d e
m e t n i n i n T ü r k ç e s i i ç i n b k z . a g e , s .6 7 5 .
m e s i ” , A Ü S B F Y a y ın l a r ı A n k a r a - 1 9 9 3 , s . 5 9 .
( 2 9 ) M A N E L A , E re z , T h e W ils o n ia n M o m e n t: S e lf-D e ­
(6 )K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 2 .
( 7 ) A a l a n d A d a la r ı h a l k ı s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k l a r ı n ı
N a t i o n a l i s m , N e w Y o r k : O x f o r d U n i v e r s it y P r e s s , 2 0 0 7 ,
id d i a e d e r e k F i n l a n d i y a ’d a n a y r ı l ı p , k o m ş u İ s v e ç ’e k a t ı l ­
s .3 3 1 .
m a t a l e p l e r i n i , r a p o r t ö r l e r “ H a lk l a r ı n K e n d i K a d e r i n i T a ­
( 3 0 ) M a d d e m e t n i n i n T ü r k ç e s i i ç i n b k z . B O Z K U R T , E .,
y i n E t m e il k e s i h e r n e k a d a r m o d e m s i y a s i d ü ş ü n c e d e ,
a g e ,s .5 6 1 ,5 7 9 .
ö z e llik le b ü y ü k s a v a ş ta n b e ri ö n e m li y e r iş g a l e ts e d e , b u
(3 1 )
il k e n i n
B O Z K U R T , E ., a g e .
M ille tle r
C e m iy e ti
M is a k ın d a
h erh an g i
b ir
ş e k i l d e b a h s e d i l m e d i ğ i k o n u s u n a d i k k a t e d i l m e l i d ir . B u
133
te rm in a tio n a n d th e In te r n a tio n a l O r ig in s o f A n tic o lo n ia l
Söz
ko n u su
b e lg e
ve
d o k ü m a n la r
iç in
bkz.
( 3 2 ) F A N , H u a , “ T h e M i s s in g L i n k b e tv v e e n S e l f - D e t e r m in a tio n a n d D e m o c ra c y : T h e C a s e o f E a s tT im o r” , U . J.
In t 'l H u m . R ts . 1 7 6 , V o l ü m e 6 , i s s u e 1 ( F a i l 2 0 0 7 ) ,
h t t p : / / w w w .l a w .n o r t h w e s t e m . e d u / j o u m a l s / j i h r / v 6 / n 1 /7 /
( 3 3 ) U N P O , h t t p : / / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 /
d e n s e r b e s tç e a y r ılm a h a k k ı s a k lıd ır” (A rtic le 7 2 . “ E a c h
U n io n R e p u b lic sh a ll re ta in th e rig h t fr e e ly to s e c e d e
f r o m t h e U S S R ” .) A n a y a s a ’n ı n t a m m e t n i i ç i n b k z .
h t t p :/ / w w w .d e p a r t m e n t s .b u c k n e l l .e d u / r u s s i a n / c o n s t / 7 7 c
o n s 0 3 .h tm l.
( 3 4 ) O E T E R , S te f a n , “ T h e R ig h t o f S e l f - D e t e r m i n a t i o n
in T r a n s i t i o n ” , L avv a n d S ta t e , S : 4 9 / 5 0 , s. 1 4 8 - 1 4 9 . n a k ­
le d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 7 2 .
( 5 9 ) B u k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n a y r ı c a b k z .T U Ğ , S a ­
l i h , İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i , İ s t a n b u l ,
1969, s. 2 2 1 -2 4 6 .
( 3 5 ) P A Z A R C I , a g e , s. 1 4 2 .
( 6 0 ) F A U R B Y I b , I n t e r n a t i o n a l L a w , H u m a n R ig h t s a n d
t h e W a rs in C h e c h n y a h t tp ://w w w .c a u c a s u s .d k /p u b l i c a t i o n l 3 .h t m 1 5 .0 6 .2 0 0 7 ; Ş A H İ N , a g e , s. 11 8 .
( 3 6 ) Y Ü C E L , Ö z le m , M i ll e tl e r a r a s ı H u k u k t a S e l f - D e t e r ­
m i n a t i o n H a k k ı v e B ö lg e s e l O t o n o m i D o ğ u T ü r k i s t a n
D e r g i s i İ l k b a h a r 1 9 9 9 , s . 2 8 - 3 2 . A y r ıc a b k z .T U Ğ , S a lih ,
İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i , İ s t a n b u l , 1 9 6 9 ,
s. 2 2 1 -2 4 6 .
(3 7 ) D O Ğ A N , a g m , s. 2.
(3 8 ) P A Z A R C I, a g e , s. 143. A z ın lık la r v e T ü rk iy e h a k ­
k ı n d a d e t a y lı ç a l ış m a i ç i n b k z . T U N Ç H a ş a n , “ U l u s l a r ­
a r a s ı S ö z l e ş m e l e r d e A z ı n l ı k H a k la r ı S o r u n u v e T ü r k i y e ” ,
G a z i Ü n i v e r s it e s i H u k u k F a k ü l t e s i D e r g i s i, H a z i r a n A r a l ı k 2 0 0 4 C ilt: V I I I , S a y ı ı l - 2 1 3 9 - 1 9 8 ; İ N A Ç , Z e r i
U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r d e A z ın l ı k H a k la r ı , Ü t o p y a Y a y ın ­
e v i, A n k a ra , 2 0 0 4 .
( 3 9 ) B k z . R G , 1 8 .0 6 .2 0 0 3 , S . 2 5 1 4 2 .
( 4 0 ) B u B ö lü m d e k i 7 3 . m a d d e y e g ö r e , s ö m ü r g e ü l k e l e r
ü z e rin d e s o ru m lu lu k a la n B M ü y e le ri, b u “ ü lk e le r a h a li­
s i n in m e n f a a t l e r i n i n b a ş t a g e l m e s i p r e n s ib i n i ta n ı r l a r ., b u
a h a l in i n ... r e f a h ı n ı i m k a n ı n ı n s o n h a d d i n e k a d a r k o l a y ­
la ş tırm a m ü k e lle fiy e tin i k u ts a l b ir ö d e v b ilir le r v e b u
a m a ç l a .. H e r ü l k e n i n v e a h a l is i n i n v e b u n u n g e l i ş m e s i n ­
d e k i m u h t e l i f d e r e c e l e r i n ö z e l ş a r tl a r ı n a u y a r ö l ç ü d e , b u
a h a l in i n k e n d i n i i d a r e e d e b i l m e k k a b i l i y e t i n i g e l i ş t ir ­
m e y i ; s i y a s i e m e ll e r i n i g ö z ö n ü n d e t u t m a y ı v e h ü r s iy a s i
m ü e s s e s e l e r i n i n t e d r i c i g e l i ş m e s i n e y a r d ım e t m e k ” s o ­
r u m l u l u ğ u n u y ü k l e n i r l e r . B u m a d d e d e k i “ a h a l in i n k e n d i ­
n i i d a r e e d e b i l m e k ” y e t e n e ğ i n i n g e l i ş t ir i lm e s i , “ h e r ü l k e ­
n in v e a h a lis in in v e b u n u n g e liş m e s in d e k i m u h te lif d e r e ­
c e l e r i n ö z e l ş a r t l a r ı n a u y a r ö l ç ü d e ” o l m a k k o ş u l u n a b a ğ lı
k ı l ın m a k ta d ır . K A R A O S M A N O Ğ L U , a g e , s. 6 6 .
(4 1 ) K Ü T Ü K Ç Ü , a g m , s. 2 6 7 .
( 4 2 ) A R A L , B e r d a l , “ K o l l e k t i f B ir İ n s a n H a k k ı O l a r a k
H a lk l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” , İ n s a n H a k la r ı
Y ı l l ığ ı , C i l t 2 1 - 2 2 , 1 9 9 9 - 2 0 0 0 , s . 1 1 0 ; K A R A O S M A N O Ğ L U , a g e , s. 6 7 -6 8 .
( 4 3 ) M e t i n i ç i n b k z . P O M E R A N C E , a g e , s. 1 2 3 1 2 4 .; n a k l e d e n K Ü T Ü K Ç Ü a g m , s .2 6 7 .
( 4 4 ) K A R A O S M A N O G L U , a g e , s. 6 9 .
(4 5 ) Ç A V U Ş O Ğ L U , N a z , ag e . s. 7 2 -7 3 .
( 4 6 ) “ D e v l e t l e r A r a s ı n d a D o s t ç a İ l i ş k i l e r v e İ ş b i r l i ğ i ile
İ l g i l i U l u s l a r a r a s ı H u k u k İ l k e l e r i B il d i r g e s i ” n e g ö r e ;
“ h a l k l a r ı n e ş i t h a k l a r ı ” v e “ s e l f - d e t e r m i n a s y o n ” il k e s i
h a lk la r b a k ım ın d a n b ir h a k , b u p re n s ib e u y u lm a s ı is e d i­
ğ e r d e v le tle r b a k ım ın d a n b ir y ü k ü m d ü r. B u n u n y a n ın d a
B il d i r g e , “ s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı ” n ı n , ırk , i n a n ç y a d a
r e n k a y r ım ı y a p m a k s ı z ın ü l k e n i n tü m h a l k ı n ı t e m s i l e d e n
b ir y ö n e tim e s a h ip e g e m e n v e b a ğ ım s ız d e v le tle rin ü lk e
b ü t ü n l ü ğ ü n ü y a d a s i y a s i b i r l i ğ in i k ı s m e n y a d a t a m a m e n
b o z a c a k ş e k i l d e y o r u m l a n a m a y a c a ğ ı k u r a lı n ı g e t i r ­
m iş tir . Ş A H İ N , a g e , s . 2 2 - 2 4 .
(6 1 ) C A S S E S E ,a g e ,s .2 6 6 - 2 6 8 ,n a k l e d e n ,K Ü T Ü K Ç Ü ,s .
(6 2 ) Ş A H İN , a g e , s. 8 4 -8 5 .
( 6 3 ) D O N N E L Y , a g e , s . 15 8 .n a k l e d e n K Ü T Ü K Ç Ü , a g m ,
s. 27 4 .
( 6 4 ) K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a ­
y i n , Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı İ s t i k r a r v e D e m o ­
k r a s i ” , D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl: 6 , S : 2 4 , A ğ u s ­
to s , E y lü l, E k im 2 0 0 3 .
(6 5 )C H A R N E Y , J o n a th a n I ., “ S e lf-D e te rm in a tio n :
C h e c h n y a , K o s o v o , a n d E a s t T i m o r ” h t t p :/ / l a w .v a n d e r b ilt.e d u /jo u r n a ls /jo u r n a l/3 4 - 0 2 /c h a r n e y .h tm l
2 7 .0 3 .2 0 0 7 .
( 6 6 ) C H A R N E Y , a g m ,( w e b )
( 6 7 ) Y I L M A Z , a g m , ( w e b .)
( 6 8 ) H U G H E S J a m e s , E u r o p e a n U n i v e r s it y I n s t i t u te F lo r e n c e , C iv i l W a r, S : 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 s. 1 1 -4 8 ,
h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s .C h e c h n y a .C i v i l _
W a r s .p d f ; a y r ıc a b u k o n u d a b k z . W E I N S T E I N , N a t,
“ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” , S o ­
c i a l i s t A c t i o n / J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p :/ / w w w . s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 İ / c h e c h n y a .h t m l .
( 6 9 ) T C 1 9 8 2 A n a y a s a s ı ’n ı n 9 0 .m a d d e s i n e t e k a b ü l e d e n
R u s y a F e d e r a s y o n u A n a y a s a s ı 1 5 /4 . M a d d e ; “ U l u s l a r ­
a ra s ı h u k u k u n e v r e n s e l ilk e v e n o rm la r ı v e R u s y a F e d e ­
r a s y o n u n u n u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a la r ı , R u s y a F e d e r a s ­
y o n u h u k u k s is te m in in b ir p a rç a s ıd ır. R u s y a F e d e ra s y o n u ’n u n o n a y l a d ığ ı b i r u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a y la , b i r
k a n u n f a r k l ı h ü k ü m l e r i ç e r i y o r s a , u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a
h ü k m ü u y g u l a n ı r ” d i y e r e k u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a l a r l a iç
h u k u k n o r m l a r ı n ı n ç a t ış m a s ı h a l i n d e u l u s la r a r a s ı a n d l a ş m a l a r a ü s t ü n l ü k v e r il e c e ğ i n i a ç ı k ç a i f a d e e t m e k t e d ir . B u
k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n b k z .D R A G A N O V A
D i a n a , “ C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s s io n u n d e r R u s s ia n
C o n s t i t u t i o n a l L a w ” , S o f ı a U n i v e r s it y , F a c u l t y o f L a w .
h ttp ://c h in e s e jil.o x fo r d jo u rn a ls .o rg /c g i/c o n te n t,
2 0 .0 5 .2 0 0 7 .
( 4 9 ) “ T h e C h e c h e n s I n g u s h D u r i n g t h e S o v ie t P e r i o d a n d
its A n t e c e d e n t s ” ç e v i r e n M u h y i tt i n G e ç k i l , T h e N o r th
C a u c a s u s B a r r ie r , S o c i e t y F o r C e n t r a l A s i a n S tu d i e s ,
h t t p ://w w w .v v a y n a k h . c o m / m a k a l e l e r / 0 3 . h tm ,
( 7 0 ) N i t e k i m - y u k a r ı d a d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i - a r a l a r ın d a
T ü r k C u m h u r iy e tle r in in d e b u lu n d u ğ u B a ltık
C u m h u r i y e t l e r i d ı ş ın d a k i d i ğ e r o n ik i S o v y e t C u m ­
h u r i y e t i n i n u l u s la r a r a s ı h u k u k a l t ı n d a s e l f - d e t e r m i n a s ­
y o n h a k k ı 1 9 7 7 t a r i h l i S o v y e t l e r B ir l iğ i A n a y a s a s ı n ı n 7 2 .
m a d d e s in d e ö lü b ir h ü k ü m o la ra k b u lu n m a k ta y d ı. B u
m a d d e y e g ö r e h e r b i r l i k C u m h u r i y e t i S S C B ’d e n a y r ıl m a
h a k k ı n a s a h i p t i . A n a y a s a n ı n 7 0 / 1 . f ı k r a s ı S S C B ’n i n e ş i t
S o v y e t S o s y a lis t C u m h u r iy e tle rin g ö n ü llü k a tılım ı v e
u l u s la r ı n s e l f - d e t e r m i n a s y o n h a k k ı n ı n b i r s o n u c u o l a r a k
s o s y a l i s t f e d e r a l iz m i l k e s i ü z e r i n e k u r u l u , ç o k u l u s l u ,
fe d e ra l v e y e k p a re b ir ü lk e o ld u ğ u n u b e lirtm e k te y d i.
K ıs a c a c u m h u riy e tle rin s e lf- d e te r m in a s y o n h a k k ın a
d a y a n a ra k S o v y e tle r B ir liğ i’n i k u rd u k la r ın ı b e lir t­
m e k t e y d i ( B u k o n u d a d a h a g e n i ş b i l g i i ç i n a y r ıc a
b k z .T Ü Ğ , S a l i h , İ s l â m Ü l k e l e r i n d e A n a y a s a H a r e k e tl e r i ,
İ s t a n b u l , 1 9 6 9 , s . 2 2 1 - 2 4 6 .) .
( 5 0 ) Ç e ç e n s o r u n u n a “ S o s y a l is t ” , “ K a p it a li s t ” , “ U l u s a l ­
c ı ” v b i d e o l o j i k y a k l a ş ı m i ç i n b k z . W E I N S T E I N , N a t,
“ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” ,
S o c i a l i s t A c t i o n / J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p :/ / w w w . s o c i a l i s t a c t i o n . o r g /n e w s / 2 0 0 0 0 1 / c h e c h n y a .h t m l.
( 7 1 ) Y u k a r ı d a d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i , L e n i n ’i n “ U l u s l a r ı n
K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” a d l ı e s e r i n i n b i r y a n s ı ­
m a s ı o l a r a k s ö z k o n u s u h a k , 1 9 1 7 ’d e y a y ı n l a n a n “ R u s y a
H a lk l a r ı n ın H a k l a n D e k l a r a s y o n u ” n d a v e 1 9 1 8 ’d e k i ilk
“ S o v y e t A n a y a s a s ı ” n d a d a y e r a lm ış tır .
( 5 1 ) B u ş e k i l d e İ n g u ş C u m h u r i y e t i , y e n i A n a y a s a ’d a
F e d e r a s y o n ’u o l u ş t u r a n b i r i m le r d e n b i r i o l a r a k k a b u l
e d ilm iştir.
(7 2 ) İL H A N , a g m , (w e b )
( 4 7 ) K A R A O S M A N O G L U , a g m , s . 1 5 0 -1 5 1 .
( 4 8 ) K A R A O S M A N O G L U , a g e , s . 71 -7 2
( 5 2 ) C U T L E R , R o b e r t M ., C h e c h n y a : C o n f l i c t P r o f i l e ,
F o r e i g n P o li c y in F o c u s , 1 0 S e p t e m b e r 2 0 0 1 , p p . 1-4
( h t t p : / / w w w . r o b e r t c u t l e r . o r g / b l o g / 2 0 0 1/ 0 9 / c h e c h n y a _ c
o n f l i c t _ p r o f il e .h tm l ) .
( 5 3 ) B o r i s Y e lts in i l e 12 M a y ı s 1 9 9 7 'd e i m z a l a n a n " R u s ­
y a F e d e r a s y o n u il e Ç e ç e n İ ç k e r i y a C u m h u r i y e t i A r a s ı n ­
d a B a r ı ş v e K a r ş ı lı k l ı İ l i ş k i le r e D a ir A n t l a ş m a " , 12 T e m ­
m u z 1 9 9 7 t a r i h l i " G ü m r ü k A l a n ı n d a K a r ş ı lı k l ı İ ş b i r l i ğ i
A n la ş m a s ı" ; R u s y a F e d e r a s y o n u , Ç e ç e n İç k e riy a C u m ­
h u riy e ti v e A z e rb a y c a n C u m h u r iy e ti a r a s ın d a im z a la n a n
" B a k ü -C a h a rk e le -N o v o ro s is k P e tro l B o ru H a ttın ın İş le ­
t i l m e s i n e İ li ş k i n U l u s l a r a r a s ı A n l a ş m a " v e R u s y a F e d e ­
r a s y o n u il e Ç e ç e n İ ç k e r i y a C u m h u r i y e t i a r a s ı n d a i m z a l a ­
n a n " E k o n o m ik İ ş b i r l i ğ i A n t l a ş m a s ı " g i b i a l t ı a n d l a ş a m a
sö z k o n u su d u r.
( 5 4 ) Ç e ç e n i s t a n ’d a B it m e y e n
c e n t e r _ c o m .h t m ,0 5 . 0 4 . 2 0 0 7
C ih a d , , w w w .k a v k a z -
( 5 5 ) Ş a h i n , M u s t a f a , A v r u p a B i r l i ğ i ’n i n S e l f - D e t e r - m i n a s y o n P o l i t i k a s ı , N o b e l Y a y ın D a ğ ıt ı m , A n k a r a 2 0 0 0
K r ş . Ş a h i n , a g e , s . 1 2 5 -1 2 7 ; K l e i n , E c k a r t , D a s
S e lb s tb e s tim m u n g s re c h t d e r V ö lk e r u n d d ie d e u ts c h e
F r a g e , G e b r . M a n n V e r la g , 1 9 9 0 B e r l i n , s . 3 7 ; K ü h n h a r d t, L u d g e r , D i e U n i v e r s a l i tâ t d e r M e n s c h e n r e c h t e ,
O l z o g , M ü n c h e n , 1 9 8 7 , s. 3 1 1 - 3 1 2 ; n a k l e d e n D O Ğ A N ,
a g m , s. 7 .
( 5 6 ) Y I L M A Z , M u r a t, Ç e ç e n i s ta n : Y a s a k Ü l k e K a y ıp
V i c d a n , h t t p : / / c e c e n i s t a n .i h h .o r g .t r / , 1 0 .0 5 .2 0 0 7 .
( 5 7 ) P A Z A R C I , a g e , s. 1 4 2 - 1 4 3 .
( 5 8 ) M a d d e 7 2 : “ H e r b i r S o v y e t C u m h u r i y e t i n , S S C B ’-
A R A L ,B e r d a l , “ K o l l e k t i f B i r İ n s a n H a k k ı O l a r a k H a lk ­
l a r ı n K e n d i K a d e r l e r i n i T a y in H a k k ı ” , İ n s a n H a k l a n
Y ıllığ ı, C ilt 2 1 -2 2 , 1 9 9 9 -2 0 0 0 ,B ir le ş ik K a fk a s y a
K o n s e y i B ü lt e n i, S a y ı 2 4 , O c a k - Ş u b a t - M a r t .
B O Z K U R T , E n v e r , T ü r k i y e ’n i n
M e v z u a tı, A n k a ra , 2 0 0 7 .
U lu s la ra ra s ı
H ukuk
C H A R N E Y , I. J o n a t h a n , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : C h e c h n y a ,
K o s o v o ,
a n d
E a s t
T i m o r ” ,
h ttp ://la w .v a n d e r b ilt.e d u /jo u r n a ls /jo u r n a l/3 4 0 2 / c h a m e y .h t m l 2 7 .0 3 .2 0 0 7 .
C U T L E R , “ R o b e r t M ., C h e c h n y a : C o n f l i c t P r o f i l e ” ,
F o r e i g n P o li c y i n F o c u s , 10 S e p t e m b e r 2 0 0 1 , p p . 1 -4
( h t t p : / / w w w . r o b e r t c u t l e r . o r g / b l o g / 2 0 0 1/ 0 9 / c h e c h n y a _ c
o n f l i c t _ p r o f il e .h tm l ) .
Ç A V U Ş O Ğ L U ,N a z , U lu s la r a r a s ı İ n s a n H a k la r ı
H u k u k u n d a A z ı n l ı k H a k la r ı , İ k i n c i B a s k ı , İ s t a n b u l - 2 0 0 1
D A N S P E C K G R U B E R W o l f g a n g F ., T h e S e l f D e te rm in a tio n o f P e o p le s , H a rd c o v e r, R ie n n e r
P u b li s h e r s , I n c o r p o r a te d , L y n n e , I S B N 1 5 5 5 8 7 7 6 8 0 ( 1 ­
5 5 5 8 7 -7 6 8 -0 ), 2 0 0 2 .
D O Ğ A N ,İ l y a s , “ K e n d i G e le c e ğ in i B e l i r l e m e İ l k e s i ” ,
K am u
H u k u k u A r ş iv i, E y lü l 2 0 0 6 , s. 7,
h ttp ://w w w .a k a d e r.in fo /K H U K A /2 0 0 6 _ m a rt/L p d f, ,
1 4 .0 5 .2 0 0 7 .
D R A G A N O V A ,D i a n a , “ C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s s io n
u n d e r R u s s ia n C o n s ti t u t i o n a l L a w ” h t t p :/ / c h i n e s e j il .o x f o r d j o u m a l s .o r g / c g i / c o n t e n t / a b s t r a c t , 2 0 .0 5 .2 0 0 7 .
F A N , H u a , “ T h e M is s in g L in k b e tw e e n S e lfD e te r m i n a t i o n a n d D e m o c r a c y : T h e C a s e o f E a s t
T i m o r ” , U . J . I n t 'l H u m . R ts . 1 7 6 , V o lü m e 6 , i s s u e 1 ( F a i l
2 0 0 7 ) ,h ttp ://w w w .la w .n o r th w e s te r n . e d u /jo u r n a ls /jih r/v 6 /n l/7 / .
F A U R B Y . I b ,
h t t p : / / w w w . c a u c a s u s . d k / p u b l i c a t i o n l 3 . h t m “ I n t e r n a t i o n a l L a w , H u m a n R ig h t s
a n d th e W a r s in C h e c h n y a ” , 1 5 .0 6 .2 0 0 7 .
G A E T A P a o l a , “ T h e A r m e d C o n f l i c t in C h e c h n y a b e f o r e
th e R u s s ia n
C o n s titu tio n a l C o u r t” , h t t p ://w w w .e j i l .o r g / j o u m a l / V o l 7 / N o 4 / a r t 7 .p d f
G E Ç K İ L , M u h y i tt i n , T h e N o r t h C a u c a s u s B a r r i e r is im li
k i t a p t a n “ T h e C h e c h e n s İ n g u s h D u r in g t h e S o v ie t P e r i o d
a n d its A n t e c e d e n t s ” ç e v i r i , , S o c i e t y F o r C e n t r a l A s i a n
S tu d i e s , h t t p : / / w w w .w a y n a k h .c o m / m a k a l e l e r / 0 3 .h t m ,
G E N Ç , S a v a ş , “ O r ta A s y a d a G ü ç O y u n u : J e o p o l i t ik K o ­
n u m u n G e r i D ö n ü ş ü ” H P D H u k u k P e r s p e k t i f l e r D e r g is i
H u k u k i Y o r u m v e H a b e r D e r g i s i, S a y ı 0 7 / T e m m u z 2 0 0 6
GÖZLER
K e m a l, A n a y a s a H u k u k u n a G iriş , B u rsa
E k i n K i t a b e v i Y a y ın l a n , 2 0 0 4 .
H U G H E S J a m e s , ” C i v i l W a r ” , S . 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 ,
s . 11 - 4 8 , h t t p : / / e p r i n t s . l s e . a c . u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s
.C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0
l / H u g h e s . C h e c h n y a .C i v i l _ W a r s .p d f , 2 0 .0 6 .2 0 0 7
İ N A Ç , Z e r i U l u s l a r a r a s ı B e l g e l e r d e A z ı n l ı k H a k la r ı ,
Ü t o p y a Y a y ın e v i , A n k a r a , 2 0 0 4 .
K a f k a s V a k fı B ü lt e n i,A y lı k K ü l t ü r e l D e r g i ,2 0 0 2 ,S a y ı 12.
K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., İç Ç a t ı ş m a l a r ı n Ç ö z ü m ü
v e U l u s l a r a r a s ı Ö r g ü tl e r , İ s t a n b u l - 1981
K A R A O S M A N O Ğ L U , A l i L ., “ K e n d i K a d e r i n i T a y in ,
Ü l k e B ü tü n l ü ğ ü , U l u s l a r a r a s ı İ s t i k r a r v e D e m o k r a s i ” ,
D o ğ u - B a tı , ( S a v a ş v e B a r ı ş ) Y ıl: 6 , S a y ı: 2 4 , A ğ u s t o s ,
E y lü l, E k im 2 0 0 3 .
K Ü T Ü K Ç Ü , M . A k if, " U lu s la ra ra s ı H u k u k ta S e lf-D e te rm in a s y o n H a k k ı V e T ü rk C u m h u r iy e tle ri” , S e lç u k Ü n i­
v e r s it e s i S o s y a l B il i m l e r E n s t i tü s ü D e r g i s i,2 0 0 4 s a y ı : 12.
M A N E L A ,E r e z , T h e W ils o n ia n M o m e n t: S e lfD e te rm in a tio n a n d th e In te r n a tio n a l O r ig in s o f
A n t i c o l o n i a l N a ti o n a li s m , N e w Y o r k : O x f o r d U n i v e r s it y
P re ss, 2 0 0 7 .
M A N S U R , Ş a m i l, Ç e ç e n l e r , İ n c e l e m e , 2 . B a s k ı S a m
Y a y ın l a r ı , M a r t 1 9 9 5 , A n k a r a .
M E R A Y ,L . S e h a , D e v l e t l e r H u k u k u n a G i r i ş , B ir i n c i c i l t
A ja n s T ü rk m a tb a a s ı A n k a ra 60 ,
(7 3 ) İL H A N , a g m , (w e b )
( 7 4 ) M a h k e m e k a r a r l a n i ç i n b k z . h t t p : / / w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 / F e b /C h a m b e rju d g m e n ts C h e c h e n c a s e s 2 4 2 2 0 0 5 .h t m l . K h a s h iy e v v e A k a y e v a v.
R u s s ia (n o . 5 7 9 4 2 /0 0 v e 5 7 9 4 5 /0 0 ), Is a y e v a , Y u su p o v a
v e B a z a y e v a v. R u s s ia ( n o . 5 7 9 4 7 / 0 0 , 5 7 9 4 8 / 0 0 v e
5 7 9 4 9 / 0 0 ) v e I s a y e v a v. R u s s ia (n o . 5 7 9 5 0 / 0 0 ) .
( 7 5 ) D i a n a D r a g a n o v a , S o f ı a U n i v e r s it y " S a i n t K l i m e n t
O h r id s k i " , F a c u l t y o f L a w . C h e c h n y a ’s R ig h t o f S e c e s ­
s i o n u n d e r R u s s ia n C o n s ti t u t i o n a l L a w , h t t p :/ / c h i n e s e j i l .o x f o r d j o u m a l s . o r g / c g i / r e p r i n t / 3 / 2 / 5 7 1
( 7 6 ) H U G H E S J a m e s , E u r o p e a n U n i v e r s it y I n s t i t u te
F lo r e n c e , C iv i l W a r, S : 4 n o .4 W i n t e r 2 0 0 1 s . 1 1 -4 8 ,
h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c .u k / 6 4 1 / 0 1 / H u g h e s .C h e c h n y a .C i v i l _
W a r s .p d f ; a y r ıc a b u k o n u d a b k z . W E I N S T E I N , N a t,
“ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S 'H u m a n i t a r i a n i s m '” ,
S o c ia lis t A c tio n /J a n u a r y 2 0 0 0 , h ttp ://w w w .
s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 1/ c h e c h n y a .h t m l .
( 7 7 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , a g e , s . 3 3 6 .
( 7 8 ) Y u k a r ı d a b e l i r t t i ğ i m i z g i b i , a s l ı n d a F il i s t in m e s e l e ­
s in i s e l f d e t e r m in a s y o n d a n ç o k , i ş g a l e y ö n e l i k b i r ç e ş it
“ k u rtu lu ş m ü c a d e le s i” ç e rç e v e s in d e d e ğ e rle n d irm e n in
d a h a is a b e t l i o l a c a ğ ı k a n a a t i n d e y i z .
( 7 9 ) W o l f g a n g F. D a n s p e c k g r u b e r , a g e , s. 3 3 5 .
KAYNAKÇA
A İH M
R u s y a K a r a r la r ı, h ttp ://w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 /F e b /C h a m b e r ju d g m e n ts C h e c h e n c a
s e s 2 4 .2 .2 0 0 5 .h t m
134
P A Z A R C I ,H ü s e y in , U lu s la r a r a s ı
g e ç irilm iş 3. b a s ı, A n k a ra 2 0 0 5
H ukuk,
G özden
S A N C A K , “ U lu s la ra ra s ı H u k u k V e S e lf-D e te rm in a s y o n
H a k k ı” , h ttp ://S a n c a k :ih h .o rg .tr/o to n o m i/h u k u k / h u k u k .h t m l , 2 3 .0 5 .2 0 0 7 .
S C H W A R T Z , B a rr y , “ S e l f - D e t e r m i n a t i o n : T h e T y r a n n y
o f F r e e d o m ” 2 0 0 0 , t h e A m e r ic a n P s y c h o l o g ic a l A s s o c i a t i o n , I n c ., V o l. 5 5 , N o . 1, 7 9 - 8 8 (h t t p :/ / w w w .s w a r t h m o r e . e d u / S o c S c i / b s c h w a r 1/ s e l f - d e t e r m i n a t i o n .p d f ) .
SOYSAL,
T a m e r, “ B ir le ş m iş
M ille tle r İ ki z
S ö z le ş m e le ri V e S e lf-D e te rm in a tio n
İlk e s i”
h t t p : / / w w w .t u r k h u k u k s i t e s i .c o m / m a k a l e _ 2 2 5 .h t m .
Ş A H İ N ,M u s t a f a , A v r u p a B ir l iğ i n i n S e l f - D e t e r m i n a s y o n
P o litik a s ı, A n k a ra 2 0 0 0 .
T U N Ç , H a ş a n , “ U l u s l a r a r a s ı S ö z l e ş m e l e r d e A z ın l ı k
H a k la r ı S o r u n u v e T ü r k i y e ” , G a z i Ü n i v e r s it e s i H u k u k
F a k ü lte s i D e rg is i, H a z ir a n - A r a lık 2 0 0 4 C ilt:V I I I ,
S a y ı: 1 - 2 1 3 9 - 1 9 8
U N P O , h t t p : / / w w w .u n p o .o r g / c o n t e n t / v i e w / 4 9 5 7 / 7 2 /
W E I N S T E IN , N a t, “ T h e W a r o n C h e c h n y a a n d U S
'H u m a n i t a r i a n i s m '” ,S o c i a l i s t A c ti o n /J a n u a r y 2 0 0 0 , h t t p ://w w w . s o c i a l i s t a c t i o n .o r g / n e w s / 2 0 0 0 0 1 / c h e c h n y a .h t m
Y IL M A Z ,
M u r a t, “ Ç e ç e n i s ta n : Y a s a k Ü l k e K a y ıp
V i c d a n ” , h t t p : / / c e c e n i s t a n .i h h .o r g .t r / , 1 0 .0 5 .2 0 0 7 .
Y Ü C E L , Ö z le m , “ M i ll e tl e r a r a s ı H u k u k A ç ıs ı n d a n D o ğ u
T ü r k i s t a n H a lk ı n ı n H a k la r ı ” , D o ğ u T ü r k i s t a n D e r g i s i,
Y ı l 2 2 , S . 1 8 8 - 1 8 9 ,2 0 0 1 - 2 0 0 2 .
Y Ü C E L , Ö z le m , “ M ille tle r a r a s ı H u k u k ta S e lfD e te r m i n a t i o n H a k k ı v e B ö lg e s e l O t o n o m i ” , D o ğ u
T ü r k i s t a n D e r g i s i, Y ıl 19, S a y ı 1 8 2 ,1 9 9 9 , s . 2 8 - 3 2 .
RIGHT OF SELF DETERMİNATİON
ACCORDİNG TO INTERNATIONAL
LAW AND PROBLEM OF CHECHNYA
Ass. Prof. Dr. A bdülkadir AKIL
_
İstanbul Comm erce University Faculty o f Law
International Law o f Discipline
Canan KÜÇÜKALİ
Judge
IN D E X
IN T R O D U C T IO N
I. S E L F -D E T E R M IN A T IO N R IG H T IN IN T E R N A T IO N A L LAW
A. B R IE F H İS T O R İC A L A C C O U N T O F T H E T ER M
B. T H E T E R M O F SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T A N D FE A T U R E OF
SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T A C C O R D İN G TO IN T E R N A T IO N A L LAW
II. H İS T O R İC A L A C C O U N T O F C H E C H E N S ’ ST R U G G L E F O R F R E E D O M
A .G E N E R A L V IE W O F H İS T O R Y O F C H E C H E N S
B .PO ST SITU A TIO N S IN C H E C H N Y A A F T E R 1989
III.C O M PA R ISO N O F C H E C H E N PR O B L E M W IT H O T H E R E X A M PL E S A N D C H E C H E N T H E SIS
A .C O M PA R IS O N O F C H E C H E N E X A M PL E W ITH O T H E R E X A M PL E S OF
SE L F-D E T E R M IN A T IO N R IG H T
B .B A SIS O F C H E C H E N S ’ C L A IM S A N D T H E SIS
RESULT
B IB L IO G R A PH Y
INTRODUCTION
Asia and Caucasian make this
situation even more complex.
Conflicts in the region gained a
ight o f “The S elf D eter­
new aspect with oil and natural
m ination o f People goes
gas pipelines, Russia tried to
back from A ristotle’s ’
“only the best can be achievedmake
by these pipelines in its own
creation city govem m ents but
territories, so made strategic
plans against U SA and its allies,
not with huge em pires” idea, to
got into a bloody vvar vvith
158 city govem m ents definition
in Greece. This is a flexible terin
Chechnya as they vvanted to pass
which is stili discussed today that
the pipeline through the boarders
o f C hechnya(l).K rem lin gover­
is stili being the points in various
nment, vvhich vvanted to pass oil
international pacts and contracts
p ip e lin e s fro m th e ir ovvn
and stili keeping its importance,
territory, increased pressure on
how ever countries accepted its
their neighbours m aking use o f
existence in international they
local conflicts as a reason and
stili refrain from defıning it beca­
narrovved the fields o f nevv reuse it may damage themselves
public in this region(2). its
and these countries fail to define
im possible to discuss struggle o f
their boards as well. Apart from
freedom o f Chechnya and right
this, it is useful to make it clear
o f self determination regardless
that right o f self determination is
o f this situation. Hovvever, cura thing different from the rights
rent statues o f Chechnya vvill be
o f minorities though they seem
similar to each other. For this
dealed apart from the intemational relationships in this pieces
reason, we think that it will be
o f vvork. Though Chechnya has
useful to state that we will only
terrorism , violation o f human
discuss this m atter in terms o f
self determ ination term.
rights, genocide that can be de­
aled through international lavv, in
International petroleum
this vvork, we vvill try to inspect
wars between corporations and
vvhether Chechnya has right for
problem o f pipeline in M iddle
R
135
self determination or not by
observing the history and current
situation o f Chechnya.
KEYVVORDS:
S elf Determination,
Chechnya,
International Lavv,
Minorities,
The Caucasus,
Independence
I.
RIGHT OF SELF
DETERMİNATİON IN
INTERNATIONAL LAVV
A. BRIEF HİSTORİCAL
ACCOUNT OF THE TERM
A ccording to right o f self
determ ination, Holland declared
its independence by separating
from Spain in 1581. USA Indepedendence Declaration in 1776
and F re n c h H um an and
Citizenship Rights Declaration
in 1789 m entioned about this
right and USA became the fîrst
colony to com e up w ith the
request o f self determ ination
b ecau se th ey den ied to be
govem ed by England.(3)
Right o f self determ inati­
on has been applied in various
countries in lavv o f govem m ents.
People o f some regions were asked to choose under vvhich go­
vem m ents control they vvould
like to be by referendum s. To legalize joining o f some regions to
France which were occupied by
French troops , referendum was
accepted as a measurement. Venaissin, Sovayen and N izza
vvhich vvere occupied ju st after
the revolution in 1791,1792 and
1793 vvitnessed referendum s to
shovv ali vvorld that vvithout the
vvill o f people in the region, there
vvould not be a change in he­
gem ony o f there vvould not be acquisition o f soil in that cities.(4)
Firstly Bolshevik Doctrine annotated this right as an inter­
national lavv principle and Stalin
m entioned about the right o f
nations hem egony and their right
to separate from other nation
vvhich they are under the control
o f and in his book M a m s m and
National Matters he defended
that a nation has right o f self de­
term ination and has right to sepa­
rate from other country totally or
has right to gain right o f self rule.
(5). Several years later Lenin
published “Right o f S elf D eter­
m ination o f N ations” and this
principle took its place in “Rights
o f Russian People D eclaration”
in 1917 and fırst Soviet Fundem ental Lavv in 1918.(6) 6 Lenin
used the term o f “N ations right o f
self determ ination” in his vvorks
and expressed that referendum is
the violation o f “nations self de­
term ination right” and self deter­
mination also covers separationa 1. A ccording to right o f self de­
term ination, firstly Finland dec­
lared its independence in 1917
and a year later other countries
bound to Russia such as Estonia,
Letonia, Litvania, Poland, Georgia,Belarus, A rm ania and Azerbeijani declared their indepen­
dence.
In times o f League o f N a­
tions, application fıeld o f self de­
term ination only covered Europe
and only Czechoslovakia, Hungary and Poland in M iddle and
Eastem Europe declared their in­
dependence m aking use o f this
principle. Decision in A aland Islands trial reflects the general vievv till the acceptance o f Charter
o f United Nations(7). Samevievv
continued in United N ations time
and U nited Nations stated that
Catanga Region vvhich vvanted to
separate from Congo in 1961 and
Biafra region vvith vvanted to se­
parate from N igeria have only
rights to separate from colony
governm ent but not rights to se­
parate from their govem m ents.(8)
During World War II, In A tlantic
Declaration vvhich vvas publis­
hed by President o f England
Churcill and President o f USA
Roosevelt in 14 A ugust 1941,
right o f self determ ination vvas
m entioned o f 2nd and 3rd articles
and after the vvar this term entered into the international lavv.(9)
In C harter o f U nited N ations in
1945, this right vvas suggested
for ali people and in the fîrst
chapter o f this pact vvhich regulates the aims and principles o f
U nited Nations, this right vvas
m entioned as “principle” and in
translation o f its from French, it
vvas translated as “right” . This is
cleary mentioned in 2nd clause
136
o f İst article and 55th article o f
the pact.(10)
B. THE TERM OF SELFDETERMINATION RIGHT
AND FEATURE OF
SELF-DETERMINA TION
RIGHT ACCORDİNG TO
INTERNATIONAL LAW
Right o f self determ inati­
on is in fact the right o f determining the self destiny o f a society
or a n a tio n (ll). This principle al­
so allovvs the nation to determ ine
its political regim e vvhich cleary
af-fects its social, econom ical
and cultural life styles(12).
R ight o f self determ ina­
tion vvhich means nations determining their ovvn destiny (droit
des peuples â disposer d ’euxmemes) vvas existing in prior US
P resident Woodrovv W ilson’s
principles(13). W hen peace attempts o f G erm any and Austria
failed in 1917 due to the heavy
con d itio n p u t by The A llies,Presidend W ilson broadcasted
his 14 principles related to co­
ming peace.H e sends a m essage
to congress to determ ine the
facts o f peace, dem ocracy and in­
dependence o f tiny nations.
This term vvhich cam e in­
to existence in late 18th century
vvith social avvareness in W estem
Europe and became firmer, vvas
regarded as a problem o f national
authorities o f govem m ents in the
past hovvever it is regarded as a
problem o f international lavv
(14).S elf determ ination is among
the main aims o f international organizations especially the United
N ations and Africa Union Organ iz a tio n .T h e se o rg an iz atio n s
intervene to civil conflicts to assure the adhibition o f this prin­
ciple.
This right vvhich vvas
m entioned in C harter o f United
N ations in 1945 means “ people
can live under the control o f any
governm ent they vvould like to,
even they can establish their ovvn
governm ent’’.This right vvas only
granted to those who are under
the colonization o f an other govem m ent and in the process o f
decolonization, how ever today
this right is granted for those who
are under siege and racial govem m ent and to let them estab lis h in d e p e n d e n t g o v e rn ment(15).
United Nation Security
Councill summarized in 1960
that “self determination in the
right o f ali people under colo­
nization” . It gained chance to
support the meaning o f term by
stating that “Being unprepared in
fields o f politics, economy, so­
cial and education, is not a valid
reaso n for the d elay in g o f
independence”( l 6).
In accordance vvith the
basic principles o f internation
lavv “Country borders can not be
occupied” and according to representative governm ent theory,
public are various citizens o f a
government in terms o f ethnicity,
religion, culture and racial. A c­
cording to this theory, self deter­
mination means the complete he­
gem ony o f ali people under the
reign o f a certain government. As
in liberal democratics, govem ­
ments are responsible to provide
equal conditions o f ecomonical,
social , cultural situations to ali
citizens apart from the right o f
self determination.According to
objective criterias such as race,
religion,culture, language, geography and social density this definition may be done differently.
As there is not a certain definition o f “public” in objective
measurements in adhibiton o f
self determination, self determ i­
nation is taken to hand as a m atter
o f human rights and this requires
that a public vvith right o f self
determination to be accepted in
societies ovvn purvievv(17).
In 1981, United Nations
report stated that, separate cul­
ture, language, religion and his­
tory avvareness and loyalty to
continue social identity and uniting certain piece o f land is requi-
red m easurem ent to becom e pub­
lic.To make use o f right o f self
determ ination, acceptance on
governemental and international
platform, “getting respecet o f others” are also required.
S elf determ ination has
created various effects on go­
vem m ents, socities and regions.
Hovvever in early 2 İst century,
lik e in t e r n a ti o n a l s y s te m ,
meaning and effect o f this term
also changes.
At the same time, it also
proved that itself has the effect to
create romantic aims, revolutionary ,rebellious and radicalizing
aspect. This right, even, may
change the borders o f a country, a
continent or m oreover the vvhole
international system if it faces a
kind o f hegem ony or freedom
trend. The most important effect
o f it vvas seen on children, vvomen and socities as individuals in
Bosnia, Cashmere, Chechnya,
Somalia, Kosovo, Eritre and Palestine(18) and this situation in
tragedy apart from the strategic
d is c u s s io n s o r a c a d e m ic
researches(19).
The related side o f inner
organizations o f govem m ents
about self determination is the
right to choose ideal government
style for the public vvithout any
other extem al force or pressure.
In United Nation applications,
granting this right for those except from colonized socities , is
regarded contradictory to the
right o f not intervening to internal affairs and national unity.
Continous hegem ony o f coun­
tries natural resources and right
o f choosing government style ,
vvhich also gains an economical
aspect day by day, are also
regarded as parts o f right o f self
determ ination by United N ati­
ons.This righy is not limited and
vvill not last after used once(20).
Hovvever, national unity and intem ational consistency are re­
garded to have priority in ali dis­
cussions related to self determ i­
nation and this situation limited
137
the usage o f this right(21).
External self determ ina­
tion expresses right o f choosing
government style even including
establishing an independent co­
untry. It is freedom, in other vvords, to define future and national
status o f a society living on a
certain landand sharing similar
features and to have their ovvn
governm ent and hegemony.This
right is limited, can be used only
once.If a colonized society uses
right o f self determination, this
right is lost forever(22).
According to the general
opinion , right o f self determ ina­
tion became international rule o f
“use and vvont” . It also suggested
that this can be accepted as an
international juscogen(23).
Ali individuals and gro­
ups living in a democratic coun­
try use their right to determine
their ovvn future by participating
in government. Usage conditions
o f this right is determined in ar­
ticle 2625th and 24 October
1970 dated decision o f United
Nations. Seperation request o f
different ethnic groups, vvho are
not exposed to colonization, in
multi national countries are not
accepted in government lavvs.
Hovvever ,on same land, if a
society is deprived o f judicial
bodies and right to vote and election, if govem m ents fail to represent them, if that society is exposed to pressure, violence and
discrimination, if people are slaughtered, if they are excluded
from budget,if driven avvay from
the government, if tried to be terminated both culturally and physically , then right o f self deter­
mination is valid out o f discus­
sion. And, as a result, they also
gain right to take assistance from
extem al forces.
Clear application o f dis­
crimination, along vvith racial ap­
plications on a certain ethnicity,
like in Bosnia, vvhere people vvere tried to be terminated, right o f
self determ ination o f this ethnic
group is accepted. On this point,
a group living vvith equal rights
and participating in govem ing
the government have no right to
request separation and self determination. Such a claims is nothing other than expression o f a
political view(24).
In the process o f OSCE
conference, in the fırst document
o f this process, Helsinki Final
A c t, under the headline o f “Declaration o f principles” it is stated
that “ Due to the right o f equality
o f people and right o f self determination, ali public groups are
given right to determine their po­
litical status both intemal and
extemal, and vvithout any external political interruption they
have right to continue their poli­
tical, economical, social and cul­
tural developm ents. In same
principle, participant governments are requested to respect to
this right by acting in accordance
vvith the “Aims and principles o f
Charter o f United Nations and
related intem ational lavv about
the unity o f govem m ents” . Right
o f self determination are also gi­
ven place in Vienna Document in
1989, “Paris Condition for a Nevv
Europe” in 1990 and Moscovv
Document in 1991 (25).
In summit o f OSCE in
2 İst N ovem ber 1990, 34 Presidents and Prime M inisters declared that vvith “Paris Condition for
a Nevv Europe” separations and
conflict age has come to an end
and nevv age o f cooperation has
began vvhich stands on basic
principles o f hum an and govemmental lavv and democracy. Tur­
key also signed the Paris Con­
dition.
Finally , Turkey, accepted the pacts, knovvn as “Tvvin
Pacts” in 4th June 2003 according to lavv numbers 4867 and
4868 and these approved pacts
come into operation after being
broadcasted in offıcial joum al in
18th June 2003(26) .Right o f self
determination gained an universal feature except from colonized
publics vvith Pact o f Cultural
Lavv and Pact o f Civil and Politi­
cal Rights in 1966 vvhich vvere
prepared by United Nations and
signed by Turkey. Turkey placed
3 affırmance and 1 dravvback for
both pacts. First affırmance vvhi­
ch vvas added to both pacts is
related to fîrst self determination
and takes place in fırst articles o f
Tvvin Pacts, States that Turkey’s
responsibilities from this pacts
vvill be carried out according to
the fırst and second articles o f
United Nations vvhich define
land unity and national security.
The main source o f the principle
o f right o f self determination
consists o f 2nd and 3rd(28) clauses o f 1st article o f United N ati­
ons Condition(27) in terms o f
intem ational lavv. The principle ,
the vvay its in condition, is defıned as the basis o f peaceful rela­
tio n s betvveen g o vernm ents.
Even before the condition o f United Nations, it vvas declared by
vvord leaders such as President
Wilson, Lenin and others, to
direct the reformation o f the
vvorld after World War(29). The
principle vvas also taken into
hand in Atlantic Condition in
1941 and Dumbarton Oak Intervievv before it took its final position in United Nations C onditi­
on. The principle vvas accepted as
a right in fırst paragraph o f 1st ar­
ticle o f International Pact o f Civil
R ights(30) and International
Pact o f Economic, Social and
Cultural Rights vvhich both came
into operation in same year,
1976.
Right o f self determ ina­
tion vvas also placed in Europe
Final Act in 1975 vvhich vvas previously accepted in OSCE confe­
rence , Declaration o f Lavv Prin­
ciples related to International
Cooperation and Peaceful Rela­
tions, Africa Human Rights Pact
in 1988, Paris Condition for a
Nevv Europe in 1990(31).
Right o f self determ ina­
tion vvhich takes place in many
intem ational and local documents m entioned above, found
138
chance to be approved by Inter­
national Court in Nambia, West
Sahra and East Timor(32) trials.
Similarly it vvas also approved in
Conference o f Defming the ingredients o f Civil Rights vvhich
vvas help by UNESCO betvveen
1985 and 1991(33).
Before 1990, according
to most o f the govem m ents, right
o f self determination vvas the
supporter o f hegem ony equivalence, land unity and independence in intemal affairs o f go­
v e rn m e n ts a p a rt fro m th e
colonized people(34).
Today, same vision is stili
valid and govem m ents take responsibility by signing intem a­
tional pacts. Before, only coloni­
zed people vvere able to make use
o f this right hovvever, in late
century, federated republic under
the reign o f United Soviet Socia­
list Republic declared their independence by making use o f this
right(35).
Term o f self determ ina­
tion began to represent not only
the colonized people but also the
native people , hovvever, intem a­
tional lavv placed some conditions to the usage o f right o f self
d e te rm in a tio n by reg a rd in g
vvorlds political and social facts
as vvell.
T hose c o u n tries vvho
used to be independent but beca­
me dependent to another country
by force have right to use this
right. Conquests o f countries be­
fore the prohibition o f using for­
ce, are legal according to lavv.
Baltic republics such as Estonia,
Letonia and Litvania are examples to prior condition. Litvania
and Estonia declared their independence in February 16 and 24
in 1918. Letonia declared its independence in N ovem ber 18 in
1918. For tvventy years these go­
vem m ents vvas govem ed independently but in 1939 U.S.S.R
forced them to accept Pact o f
M olotov-Ribbentrop and in 1940
they joined Russia.Ukraine and
B e la ru s (3 6 ) g a in e d th e ir
independence due to old Soviet
fundamental law.2. As Baltic republics were known for a long ti­
me, it made easier. Other count­
ries vvhich made use o f Old Sovi­
et fundamental lavv and declared
their independence faced some
trouble and these problem s stili
continue today partially. Continuously talking about Russian
m inorities in Ukraine and Kazakhstan, M ay 1990 events in separation o f A zerbeijani and
conflict betvveen ruling and
opposition party in Georgia are
ali effects o f Russia. Russia
alvvays regarded these countries
as its hinterland. W hen these federated and independent countri­
es are evaluated, the reaction to
separation o f Chechnya from
Russia vvill be understood better.
Right o f self determ ina­
tion is not granted for minorities
and groups but it is granted to co­
untries vvho are under siege or
colonized(37). This doesn’t mean that those countries vvho are
not exposed to discrim ination in
terms o f valid lavv in a country
can make use o f right o f self
determination(38).
U nited Nations regulated
right o f self determination in İst
article Pact o f Civil and Political
and Economical, Social ve Cultural Rights to stand against colonizing , vvith international documents. This term defınes that pe­
ople can determine their political
status freely and continue their
economical, social and cultural
process independently(39).
Gaining right o f self de­
term ination for countries vvhich
can not gövem themselves and
under reign o f another country is
the main aim o f Pact o f United
Nations and this makes United
Nations responsible from colo­
nized people hovvever, this does­
n ’t shovv that imprealist nations
have valid responsibilities for
their right o f self determination
vvho are under their reign(40).
76th article o f Pact is defıned as to make it easier to self
determ ination and independence
for countries vvho are under con­
trol o f another country.lt is seen
that this pact is m aking discri­
mination ; in 76th article B clause
, tovv vvord are use together, ho­
vvever in 73rd article vvhich is re­
lated to countries vvho are nonautonomous, vvord freedom is
not used, only self autonomous
vvord is used. Although it vvas
suggested to place vvord freedom
in relation passage o f pact in SanFransisco conference about nonautonomous countries, this vvas
not accepted by im perialist coun­
tries and this right vvas only re­
garded appropriate to countries
vvho are under the reign o f
another country. Declaration o f
independences o f Morocco in
1956, Tunusia and Algeria in
1962 are based to this right by
U nitedN ations(41).
In United Nations agencies, ending self determination
and colonism vvas alvvays discussed and these topics vvere tried to
specifıed in articles o f Pacts. A p­
plication o f United Nations resulted in that right o f self deter­
mination is accepted as a rule.
(42).
In 14 December 1960,
right o f self determ ination vvas
granted to colonized people including right o f establishing an
independent government vvith
1514th article o f United Nations
council(43). In “ Declaration o f
assurance the independence o f
ali colonized countries and peop­
le” right o f self determination
vvas granted for ali people hovve­
ver in 1st article, this right vvas li­
mited only to colonized people
by saying, “people must be under
foreign force, hegem ony o f co­
lony” . In 6th article o f decla­
ration, it is stated that any attempt
vvhich violates national unity
com pletely or partially is against
the Pact o f United Nations. On
this point, vvhole people o f colo­
nized country can use right o f
self determ ination and borders o f
colonized country vvill be the
139
borders o f nevv established inde­
pendent country. General Councill proposed to hold a special
com mittee o f 17 members to
grant applying the declaration
vvithout a delay in 27 Novem ber
1961, in 1654th article(44).
(XVI). Economical right o f self
determ ination vvhich is stated as
the right to use ovvn natural resources and use resources freely
vvas regulated in 2nd article(45).
In 2625th article o f U ni­
ted Nations General Councill in
24 October 1970, this right can
be used if an independent nation
is established, or integrated vvith
another freely and if a political
status is created according to free
vvill o f the people(46). With this
decision, in a multi national
country, if ali citizens are treated
equally, if they have civil rights,
if they get equal service from go­
vernm ent and if there is no pres­
sure on people, this represents
national unity and there is no dis­
crim ination o f rights. If not, right
o f self determ ination is valid in
ali terms.
In section o f the declara­
tion about “The principle o f equal rights and self determination
o f people” ali people have right
to determine their ovvn political
status,continue their economical,
social and cultural process vvith
any extem al intervention .Ali go­
vernm ent are responsible for respecting this right. Ali govem ment vvill vvork hard to end colo­
nism and apply self determ inati­
on immediately and United N ati­
ons vvill help them ” (47).
Pact o f Organization o f
Africa Union also contributed
much in determining this right
and right o f self determination
became the m ost important aim
o f this organization. According
to m em ber o f this organization,
right o f self determ ination is al­
vvays valid in any place and it accepts no exception and this right
more privileges than prohibiton
o f using force, using peaceful
vvays to solve problem and right
to be independent in intemal
affairs(48).
II. HISTORICAL ACCOUNT
OFCHECHENS
STRUGGLEFOR
FREEDOM
A. GENERAL VIEfVOF
HISTORY OF CHECHENS
Chechens are native pe­
ople o f N orth Caucasia and
Chechnya whose Capital city is
Grozni, is surrounded by Stravropol state o f Russia in north and
in eastem north and east by Dagestan and in south by Georgia.
First documents to mention about Chechens are Armenia, Georgia and Rome-Greece
docum ents in 3-4th BC. Chec­
hens who joined Alan Horde
Union in AD 1st century, increased their population in middle
a n d n o r t h C a u c a s i a in
ti m e ( 4 9 ) . C a u c a s i a p e o p le
gathered around the authority as
tribes. People m et in same
governm ent firstly in domain,
khanate After Russia occupied
A strahan in 1556, ChechnyaRussia relations began. Russian
troops reached Terek River in
1587 and Sunja River in 1590 but
till 1783 it is seen that Russia
couldn’t go further ahead o f
Chechnya.But in 1782 and 1784,
after occupying o f Daryal passage which connects south and
north Caucasia, opening o f military was o f Georgia, establishm ent o f Vladikavkaz city in 1784
and Russia increased its autho­
rity on T ran sca u casia afte r
occupying Georgia, invasion in­
creased. Betvveen 1783-1824
Tsardom regim e w ent ahead
using a systematic way. North
Caucasia cities in that time, vvere
established as castles o f Russia
borders and became m ilitary and
com mercial centers.
A fter 1700, Chechens
vvho faced Russians, participated
in resistance vvith D agestan
Chechens and some Circassian
tribes in 1864 till the Sheikh Şa­
mil became prisoner o f R u ssia ,,
in a vvay knovvn as disciplinship.
In 1834, vvhen North Caucasia
Republic vvas established, highlander people get together for
vvar. In 1859 vvar ends vvith victory o f Russia. They vvere forced
to immigrate from their ovvn country to Ottom an Empire by Rus­
sia. Some Caucasian tribes such
as Ubıh vvere com pletely destroyed, some regions such as Adıgey and Sapsıg had no more pe­
ople living. Despite this, Dages­
tan and Chechnya continuously
rebelled and resisted.
W hen m onarchy in Rus­
sia came to an end in February
1917 and Bolsheviks became the
rulers, independence movements
in north Caucasia becam e more
active and in ll t h M ay 1918,
North Caucasia Republic vvas
established. This situation vvas
accepted by A ustria-H ungary
and Ottom an Empire, in 8th June
1918, N orth Caucasia became
ally vvith them.
In 1917, Declaration o f
Rights o f Russian revolution vvas
broadcasted and North Caucasia
and D agestan Union Central
Comm ittee vvas established and
in second congres in September
temporary fundamental lavv vvas
approved. But troops o f czar in
North Caucasia attacked and oc­
cupied Chechnya in 1919. Though rebellion vvhich started in the
com m andm ent o f Sheikh Uzun
Hadji in September 1919 ended
in Febrauary 1920 succesfully, in
M arch 1920 Bolshevik seized the
control o f Chechnya. Anti Bols­
hevik rebellions in 1920-1921
and 1930-1932 enden vvith failure. After the com plete reign o f
Bolsheviks in North Caucasia, in
20th January 1920, Soviet Highlander Republic vvas established
vvhich covered Chechen-Ingus,
Osetia, Kabarbey, Balkar and
Karaçay regions. After separation in 30th N ovem ber 1922
Chechen Self Governing Territory and in 7th July 1924 Ingus
140
Self Governing Territory vvas
established. This tvvo territories
vvas united in 15th January 1934
under the nam e o f Chechen-Ingus S elf Governing Territory. In
5th December 1936, according to
Soviet Fundemental lavv, name
o f self governing territory beca­
me self governing republic.
During 1941-1942 World
War II. German troops began on
an assault to take the control o f
oil reserves o f Grozni. In 1942
German Troops occupied some
regions o f Chechen-Ingus Re­
public but they couldn’t enter
Grozni and upon Stalingrad defeat, they immediately abandoned
vvhole N orth Caucasia. Upon,
vvith the decision o f M oscov in
23rd February 1944, people o f
C hechen-Ingus, K aracay and
Balkar vvere decided to send on
exile from North Caucasia.
In 25th June 1946, Chechen-Ingus Soviet Socialist Re­
public vvas abolished. Hundred
thousands o f Chechen died on
vvay and nevv settlements in poverty and starvation and illness.
After the death o f Stalin in 1954,
Chechens vvere allovved to retum
their hometovvn. In 9th January
1957, Chechen-Ingus Self Govem ing republic vvas established
again.
B. POST SITUA TIONS IN
CHECHNYA AFTER 1989
United Soviets encountered a rapid collapse process
vvith glastnost (starvation) and
perestroika (reform) policies. Pe­
ople m entioned about their independency requested from various republics(50). Baltic Republics ahead, unions and republic
vvhich formed U .S.S.R began to
declare their independence. In
1990, even federation itself, alm ost ali self governing and Uni­
ted republics declared their inde­
pendence. In Chechnya, social
opposition vvas organized under
the name o f Chechen National
C o n g res. C h e c h e n n a tio n a l
congres vvhich gathered in Novem ber 1990 elected General
Cehar Dudayev as their presi­
dent. An activity o f three stages
vvas accepted in congres. (1. in ­
d e p e n d e n c e 2. F e d e ra tio n .
3.Caucasia People Federation.)
Upon the pressure o f congres,
Chechen-Ingus S elf G ovem ing
Republic declared its indepen­
dence in 27th N ovem ber 1990.
Hegemony m eant that ali right
and authority vvas belonging to
Chechen-Ingus Republic in bor­
ders o f Chechen Ingus land and
this right and authority could be
used in their ovvn vvill.
In this time, Parliement
Chairm an o f Russia Federation
Boris Yeltsin vvas the supporter
o f hem em ony struggle o f self go­
vem ing republics in Russia Fe­
deration. In Chechnya, Cehar
Dudayev vvas elected as presi­
dent in election in 27th October
1991 under the observation o f In­
ternational H um an Rights Committee. In İst N ovem ber 1991,
nevv assembly declared the inde­
pendence o f Chechnya. Upon
this, M oscov declared state o f
em ergency in Chechnya in 7th
N ovem ber and sent troops to
Grozni. Hovvever vvith massive
reaction from people, there tro­
ops vvere forced to retreat.
W hile Chechnya vvas un­
der this process, Ingus People
Congres made referendum about
establishing a nevv government
under the nam e o f Ingus Repu­
blic and proposed to stay in the
borders o f Russia Federation. So,
Ingus Republic vvas established
by m eans o f right o f self deter­
mination. (Ingus Republic is ac­
cepted as one o f the units forming the federation in nevv fund­
amental lavv.)
Chechnya President C e­
har D udayev suggested that their
problem s vvith Russia m ust be
solved in a political vvay and sug­
gested that oil pipelines and railvvays must be used mutually. So­
me m eetings vvere held on this
point. For exam ple, in 2 İst
M arch 1994, Russia president
representative Sergey Feilatov
and Chechnya president Aslanbek A kbulatov met in Moscov,
but there vvere no solid Solutions
because Chechnya vvas a part o f
Russia according to fundamental
lavv and pact betvveen Russia and
Tatarstan vvere requested to be
model pact for their meeting.
Russia governm ent never
offıcially announced that they
have accepted Chechnya as a le­
gal government. But paym ents
vvhich are kept for Chehcnya
from thr budget o f Russia federa­
tion began to be paid to temporal
council.
W hen they have heard
that opposition forces vvill attack
Grozni, General S taff o f Chec­
hnya and temporal council dec­
lared martial in country and mobilization and attack began o f
26th November. Opposition for­
ces soon occupied m ost o f Gorzni. Even, vvith the support o f R us­
sia, opposition forces announced
on Chechnya Tv that they have
seized the control o f the country.
But, as it vvas before, government
troops soon rushed opposition
forces from country. But for the
first time, governm ent capture
nearly 70 Russian soldiers vvho
vvere at the side o f opposition for­
ces and said that if Russia does
not take responbility o f these
soldiers, they vvill execute them.
Upon this situation,Russia indirectly intervened and made go­
vernm ent and opposition forces
cease fire, if they don’t cease fire,
Russia threatened that they vvill
declare state o f em ergency in
Chechnya and vvill begin m ilitary
operations. Yeltsin later anno­
unced that time limit vvas extenden till 15th December. Upon
these process, Dudayev and Rus­
sia secretary o f defence Gracev
Vladikavkaz met. In ll t h N o­
vem ber morning, Russian troops
entered Chechnya. No result vve­
re gained in the meetings.
C hechen Ickeriya R e­
public had no option but to fıght
141
vvhen Russian troops attacked in
1 lth D ecem ber 1994, after thousands o f Chechens died, in 1996
31 st August, H asavyurt pact vvas
signed and Russia accepted the
lost and abandoned Chechnya
land. A ccording to this pact
vvhich vvas signed after the first
Russia-Chechnya vvar, both sides
stated that vvar m ust be stopped,
disagreements can not be solved
vvith vvar, conflicts caused by vvar
must be solved vvith peace and
they agreed to end problem s bet­
vveen Russia Federation and
Chechen Republic till 3 İst D e­
cem ber 2001 by means o f inter­
national rights and lavv(51).
A slan M ashadov vvon
elections in 27th January 1997,
he shovved that he accepted the
independence o f Chechnya Ickeriya republic ju st like Boris Yelt­
sin by signing “Pact o f Peaceful
relations betvveen Russia and
Chechnya Ickeriya Republic in
12th M ay 1997 ; “Cooperation
Pact about Custom s” in 12th july
1997, “ International Pact about
the operating Baku-CharkeleN ovorosisk oil pipelines” and
“Pact o f Economical Coope­
ratio n ” betvveen R ussia and
C hechnya Ickeriya Republic.
Though it vvas not announced
clearly, vvhen these pacts are evaluated, independence o f Chech­
nya vvhich vvas colonized since
the time o f stardom are accepted(52).
C hechnya’s right o f self
determ ination vvas not given im ­
portance by international people
vvhich had been given self governing right during tsardom o f Rus­
sia and vvhich had been exposed
to exile and every kind o f discrimination. Hovvever some scien­
tists in Russia including Francis
A. Böyle vvho is one o f the inter­
national barristers, said that
Chechnya vvas accepted vvith the
pact signed in 1997(53).
Chechnya is one o f the
most im portant countries o f Caucasia vvith its jeo-strategic position and economical resources.
Chechens who struggle to survive for över four centuries , separated from united nations with
the collapse o f U.S.S.R. After
C hechnya’s independence, election o f Cehar Dudayev as presi­
dent and acceptance o f funda­
mental law, Russia decided to intervene Chechnya.
Russia broke through the
obligations o f treaty, did n ’t keep
their vvord in m aking up the loses
o f vvar, they didn’t even pay the
cost o f pipeline. A fter attacking
two villages nam ed Coban-m akhi and Kara-M akhi in 1999, they
shovved Şamil Basayev respon­
sible for this assault who had no
offıcial authority in that time and
they attacked Chechnya Ickeriya
Republic for second time in 2nd
O ctober 1999 by alleging blowing up some apartm ent floors in
V olgograd and D agestan as
pretenses hovvever these events
are proved to plans o f FSB.
N eighbour countries and
regions vvere alm ost bound to
Russia and border vvith Georgia
vvas covered vvith m assive security vvalls by alleging “pankisi
events” as a pretense ju st after
the beginning o f the vvar. USA,
Russia and Georgia m ade military operations m any tim es to
this place and hunted terrorists.
In this vvay, Russia troops vvhich
count up to tvvo hundred thousand and their staff and Russian
s u p p o r te r C h e c h e n f o r c e s
control the life in that region(54).
III.COMPARISON OF
CHECHEN PROBLEM
WITH OTHER EXAMPLES
and CHECHEN THESIS
A. COMPARISON OF
CHECHEN EXAMPLE WITH
OTHER EXAMPLES OF
SELF DETERMİNATİON
RIGHT.
A fter dispersion o f U ni­
ted Soviets in 1991 and Yugoslavia in 1992, those countries
vvhich separated from these co­
untries declared their indepen­
dence by m aking use o f this right.
im portant feature o f these governm ents is that they form ed the federated vvings o f a federal go­
vernm ent and they vvere accepted
to possess right o f self determ i­
nation in previous fundam ental
lavv. For this reason, it is impossible to say todays international
lavv grants right o f self determ i­
nation for ali countries(55).
Except Baltic Republics
vvhich also include some Turkish
republics, right o f self determ i­
nation for other tvvelve Soviet
Republics vvas place in 72nd ar­
ticle o f U nited Soviets funda­
mental lavv but this vvas a dead
article. A ccording to this article,
every union had right to separate
from U.S.S.R. In İst clause o f
70th article in fundam ental lavv,
U .S.S.R vvas defıned as multi
national, federal and united co­
untry according to results o f right
o f self determ ination. Briefly, it
stated that they had established
U nited Soviets according to right
o f nations self determination.
W hen dispersion process beca­
me inevitable, U nited Soviets
vvished to control this process. To
apply to 72nd article o f fundem antal lavv, they accepted regulation in 7th A pril 1990. A ccor­
ding to this regulation, if a coun­
try vvants separation 2/3 o f peop­
le m ust dem and it, if not, country
vvill not be able to dem and sepa­
ration for 10 years. It is strange
despite regulation that m ost o f
republics set referendum s to legalize their separation though
they have legal right according to
fundam ental law(56).
European Union and its
m em bers in that tim e shovved
their reaction to this event by hol­
ding a m eeting vvith tvvelve ministers o f foreign affairs in 16th
Decem ber 1991 and accepting
the existence o f these republics
by declaring a declaration o f
principles.In this declaration o f
principles, m em bers shovved the­
ir loyalty to Helsinki Pact, Paris
142
Condition and especially right o f
self determ ination and they evaluated that dispersion o f Yugoslavia and U nited Soviets vvere
made eben faster vvith the effect
o f every nations right o f self de­
term ination. A ccording to these
principles, if nevv republics vvant
to be accepted in international
arena, they have to be respectful
and obedient to lavv, dem ocracy
and civil rights, rights o f ethnic
or m inör groups in country. Right
o f self determ ination vvas becom ing m ore interesting vvith unusual dem ocratic rules. Extem al
right o f self determ ination vvas
bound to respecting the right o f
intem al self determ ination o f se­
parated republics and this vvas
the first tim e in vvorld that connection o f extem al and intem al
right o f self determ ination vvas
made inevitably connected(57).
U pon these events in
United Soviets, international organizations adopt the principle o f
national unity and and they adopted the principle that this right
vvill be applied under the limitations o f national unity and Republic’s borders vvill becom e as it
used to be before dispersion and
sides vvill be able to change their
borders according to their ovvn
vvill. “U ti possidetis ju ris” vvhich
m eant prohibition o f changing
the offıcial borders during the establishm ents o f nevv govem ­
m ents,(58) is understood in a
vvay that this right can only be
applied in the borders o f colo­
nized countries.
In contem porary political
application, right o f self determ i­
nation, regarded alm ost limited
to people vvho lived or stili living
under the colony o f W estem imperial govem m ents. For example, it vvas alm ost accepted universally that Kurds in Iran and Iraq
and Tamils in Srilanka nd Eritres
in Etiopia had no right for self de­
term ination hovvever Eritre dec­
lared its independence in 24th
M ay 1993 by m aking public referendum(59). For separation o f
Northern Iraq Kurds, there are
preparations m ade beginning
from federal government. In fîrst
mutual article o f U nited Nations
“tvvin pact” , Helsinki Final Act
in 1975 , in 8th article and other
docum ents o f OSCE, it became a
right just not to end colonism but
it became a reviving right. When
this term is taken into hand vvith
its forensic features, it is a right
outofdoubt(60).
Some com m entators regard K osovo and C hechnya
events sim ilar hovvever they stated that International union reacted both events differently, in
Kosovo , they granted Albanians
their right o f self determ ination
but in Chechnya Russia used force and Chechens right o f self de­
term ination vvas not accepted,
conditions o f right o f self deter­
mination vvere no provided and
these com mentators evaluated
that; l.Som e methods must be
found to solve problem s betvveen
m inorities vvho defend that it is
not fair to prevent using right o f
self determination; 2. Those vvho
defend right o f self determ ina­
tion reflect the ideas m ajority
(61). Force may applied as a final
remedy.2. Canada Court made
same evaluations for Quebec region.
Hovvever, vvhen ali these
process is evaluated, it is seen
that intem ational union is inconsiste n t. In te rn a tio n a l u n io n
vvhich let Bosnia, Slovenia and
Croatia separate from Yugoslavia by using force but they didn’t
approved the separation o f K oso­
vo and M ontenegro, novv began
to accept the existence o f these
countries. Some exam ples such
as Chechnya and A bhazia vvere
never given assistance and let
alone. Here, it can be said that in­
tem ational policy and povver balance had effect on this point.
In discrim ination o f K o­
sovo and Chechnya, Yugoslav ia’s being a poor country and
being governed by guilty Slobodan M ilosevic, im portance o f
R ussia’s econom ical and military povver and right o f veto o f
United N atio n s, had effects(62).
Including previous USA
president Bili Clinton, m any pe­
ople said that this is R ussia’s in­
tem al problem and they didn’t
intervene R ussia’s using disproportional povver, Chechens being
evaluated as related to intem a­
tional terrorism and using ll th
Septem ber a m atter o f propagan­
da and using prohibitied vveapons, killing Chechen leader in
cross b o rd er o p eratio n s(6 3 ).
Hovvever, m inister o f intem al af­
fairs A lexander Lebed, in the na­
me o f Yeltsin, and Cehar Duda­
yev sighned a pact and this even
shovvs that C hechnya’s condition
is so different that it can not be
com pared vvith East Timor.
2. BASIS OF CHECHENS
CLAIMS AND THESIS
A ccording to R ussian
thesis, Chechnya is not a federated republic and Chechnya is a
self governing territory. It means
it is not a founder state. Hovvever,
other federated govem m ents are
accepted as founder States. R us­
sia couldn’t prevent the right o f
C hechens se lf d eterm ination
despite the promises they gave
since 1991 , meetings, econom i­
cal limitations and force they
applied, but they brought lim ita­
tions to ali politics, lavv, freedom
o f expression o f Chechens as
vvell as ali Caucasia people and
this resulted in m assive Financial
and vital dam age to both Chec­
hens and Russian democracy.
There is not only single reason
under this problem , oil, natural
gas pipelines, and m ilitary forces
are reasons o f this problem(64).
Russia violated the Geneva Pact in vvhich Russia vvas a
side.Russia fundamental lavv courts dediced in 31 .07.1995 that
Russia violated 1977 dated II.
Protocol o f 1949 Geneva Pact
and 15/4 article fundamental
lavv(65).
143
Chechens thesis claims that, they
are self governing territory and
according to Soviet fundamental
lavv, those groups vvhose population is more than one million
must be granted the right o f self
d eterm in atio n and C hechens
used this right. A part from this,
they continuously stated that,
they vvere sent to exile tvvo times,
they face discrim ination in front
o f ali Russian people and their
territory vvas alvvays occupied by
using force and vveapons and for
these reasons they have right o f
self determination.
C hechnya’s declaration
o f independence is appropriate to
intem ational lavv. A ccording to
Soviet fundamental lavv in 1976
vvhich vvas also knovvn as Brejnevv Fundem ental lavv, ChechenIngus S elf Governing republic
vvas a self governing republic
vvhich vvas bound to Russia Sovi­
et Federative Socialist Republic.
This lavv is shovvn as reason for
Chechnya being bound to Russia
today. Hovvever, vvhen republics
o f U nited Soviet separated from
U .S.S.R in 1990 , U .S.S.R and its
fundamental lavv vvas abated. So­
m e g o v e m m e n ts f o r m in g
U .S.S.R , established Independent G ovem m ents Union vvith a
nevv pact. One o f the republics
vvihich formed United Soviets,
Russia Federative Socialist R e­
public , similarly changed its old
lavv. Last parliam ent o f union had
already been closed by forces o f
Yeltsin and governm ent vvas organized again in nevv elections
and fundamental lavv. As old lavv
o f U .S.S.R vvas abated, nevv lavv
had to be found to legalize the re­
lations o f self governing territories. On this point, in 31 st March
1992 , “Pact o f Share o f legistation and authorization betvveen
ruling republic in Russia and G o­
vernm ent Federal A gencies” vvas
signed. As old Russian lavv vvas
out o f date, it is legal to create a
nevv lavv for federative republics.
A fter 1lth September, USA, vvith
a n ti te r r o r i s m m o v e m e n t,
thought that by m aking C hechn­
ya prohibited for ali kinds o f
press and declaring w ar o f Chechnyas independence as an instance o f terrorism , they could cover
up their was crim es(66). World
press’ not seeing Chechnya, Rus­
sia preventing the free press and
shovving ladrones as Chechen
leaders and executions o f Chec­
hens legal governm ent leaders
w ere n o t en o u g h to so lv e
problem(67).
E.C.H.R, made Russia to
pay am ends because they violated hum an rights and 2nd article
o f pact, related to right o f living
and vvith violation o f 1st article
Russia violated the right o f property after some Chechens appli­
ed to court w hose relatives vvere
either killed or tortured.(68)68
Conflicts in region becam e deadlock as Russia used force regardless o f international lavv and re­
garded this issue as their intemal
problem(69).
Tatarstan ve Chechen Ingus Republics didn’t signed the
pact o f Russia Federation and
these tvvo republics didn’t join
the nevv fundamental lavv poll
and parliam ent elections in 12th
Decem ber 1933. (Tatarstan Re­
public later signed a pact vvith
Rusia Federation and joined the
federation). On this point, there
is not a pact that shovvs Chechnya
bound to Russia Federation ; for
this reaso n , there is no legal basis
for solution o f Chechnya in bor­
ders o f Russia.
RESULT
Today, right o f self deter­
m ination vvhich is granted internationally, seem very spread but
in application it is very limited.
On the other hand, right o f self
determ ination , standing on basis
o f international policy, environment, strategy, econom ics, lavv
and culture, became a phenom enon gaining m ore im portance
day by day in this global vvorld
vvhich provides instant info sha-
ring and other facilities. On this
point , solid problem s are faced
related to right o f self determ ina­
tion; Leadership aims strategically on a hand and on the other
hand, need o f tim e , hum an and
instrum ental cost to get efficient
result. This conflict betvveen different and multi dim ensional si­
tuation undermines the legal S o ­
lutions o f this problem (70).
After the end o f cold vvar,
m ovem ents o f declaration o f in­
dependence increased and right
o f self determ ination becam e an
outstanding m atter in ali över the
vvorld. In time, it shovved spread
and covered minorities o f natio­
nal, cultural, religious and linguistic also effecting the right o f in­
dependent anti racist countries.
Seperation o f Baltic Republics
from United Soviets and dispe­
rsion o f U.S.S.R, disunion o f
Czechoslovakia, union o f Germany, separation o f Eritre from
Etiopia and dispersion o f Federa­
tion o f Yugoslavia are ali outstan­
ding events o f this period. Apart
from this, as vve m entioned above, its povver o f creating romantic aims and effect o f revolutionary, rebellious and radicalizing
are out o f doubt anymore. This
right may even change borders o f
a country is it experiences a kind
o f hegem ony o f independence
trend, may effect a continent or
ali international system. The
m ost influential effect o f it vvas
seen on children , vvomen and
families in Bosnia, Cashmere,
Chechnya, Somali, Kosovo, Erit­
re and Palestine(71) that this sit­
uation is something dramatic let
alone its being target o f strategic
and academ ic studies(72).
Unless international so­
ciety denies or avoids doing app­
roaches vvhich can threat the
existence o f international lavv,
there vvill no no peace, justice
and security in international are­
na. Treating equally to the indivi­
duals at same level is the m ost
fundamental principle o f the lavv.
International relations vvhich are
144
regarded as basis o f international
lavv and similar approaches aga­
inst sim ilar events make intem ational society and international
lavv trustable.
Those govem m ents
vvhich separated from U .S.S.R
upon dispersion o f this country
stated that they declared their in­
dependence according to right o f
self determination. A n im portant
feature o f this nevv govem m ents
is that, they form ed the vvings o f a
federated governm ent peviously
and they vvere granted right o f
self determ ination according to
Soviet Fundem ental lavv. It is
also seen that Chechnya fulfılled
its right o f to make referendum,
govem ing a certain piece o f land,
m aking pacts vvith other coun­
tries, creating its ovvn council to
provide security, education, health and judgem ent Services as
these rights vvere given in Soviet
lavv. This situation even lasted for
5 years.
“Right o f international
self-detennination” is a right that
vvas granted in early 20th century
as vvell as in Universal D eclarati­
on o f Human Rights, Helsinki Fi­
nal A ct and Paris Condition. A c­
cording to this lavv, right o f Chec­
hen people’s freedom is result o f
is legal right and this right can not
be handed över to other authorities. People are responsible for
respecting the expressing this
right by elected agents.
Declaration o f Chechny a ’s independence is also appropriate to existing international
norm and lavv. As knovvn, Chechen-Ingus vvas a self govem ing
republic bound to Russia Soviet
Federative Socialist Republics
vvhich formed U .S.S.R according
to 1976 Soviet fundam ental
vvhich vvas also knovvn as Brejnav fundamental lavv. This lavv is
given as a reason for C hechnya’s
being bound to Russia Federa­
tion today, though mistaken. H o­
vvever vvith dispersion o f Soviet
U nion in 1990, Soviet Funde­
mental lavv vvas also term inated
as de facto and de iure. As a result, some govem m ents vvhich
formed U.S.S.R created a nevv
u n io n ; Independent Goverments
Union.
Problem o f Chechnya be­
came not an intem ational disagreem ent but a tragedy. Creating a
public opinion in East Timor and
Darfur and interest shovvn is very
interesting as Chechnya vvas kept
out o f sight o f intem ational opi­
nion and disproportional povver
vvas used there. Let alone having
right o f self determination, Chec­
hnya vvas driven in such a situation that they couldn’t continue
their existence. Hovvever it is se­
en in intem ational lavv that these
rights are granted firm er to some
other countries.
Upon dispersion o f So­
viet Union in 1989 and declaration o f nevv republics in early
1990’s, it vvas vvondered hovv
long these dispersion vvould con­
tinue. U .S.S.R ’sre a c tio n to B a ltic republics vvhich vvhere fîrst to
separated and accepted , vvas surely different from reaction to co­
untries vvhich separated later. A f­
ter M iddle Asia and South C au­
casia Republics had declared the­
ir independence, Russia vvhich
vvithdrevv to Russia borders faced
problem o f North Caucasia Self
Governing Republics and Tataristan S elf G overning republics.
Ethnic movements in regions
vvhere these ethnic live , these
ethnic groups vvhich count more
than one hundred and form todays Russia Federation, are on
R ussia’s hot agenda. Tatarstan
and Chechnya have strategic importance for Russia as they are
the m ost important petroleum resources o f Russia. Tatarstan vvas
granted h alf independence ho­
vvever vvhen Chechnya requested
independence situation gained a
nevv aspect and changed into a
vvar. C hechnya’s condition in
terms o f lavv became focus o f international discussion, vvhich
created its ovvn parliament, courts, education system, army and
p u b lic S erv ice s.
In our opinion, Chechnya have
required conditions to use their
right o f self determination. If
C h ech n y a’s existence is not
accepted by any govem m ents in
intem ational arena after making
referendums, establishing
government, electing a president
and living independent for some
time , only aim o f this approach
can be political.
BIBLIOGRAPHY
(1)MALEK Martin, Geopolitische Veranderungen auf dem eurasischen Schachbrett: Russland, Zentralasien und die USA nach dem II. Sep­
tember 2001, in: Aus Politik und Zeitgeschichte,
B8/2002, S. 14-22, interpreter SAVAŞ Genç, “Power Tricks in Middle Asia : Revival o f Jeopo-litic
Position” Magazine of Lavv Perspectivesi:07/July
2006, i. 22.
(2) GENÇ agm, s. 23.
(3)MOYNIHAN, Daniel P., Pandaemonium;
Ethnicity in International Politics, Oxford-1993,
s. inperpreter KÜTÜKÇÜ, M. Akif, Magazine of
Institute of Social Sciences o f University of
Selçuk i: 12, p. 259-276.
(4)DOĞAN, tlyas, “Principle o f self deter­
mination”, Public Lavv archive, September 2006,
http://www.akader.info/KHUKA/2006_mart/Lp
df s. 2.; ŞAHİN, Age, s. 12.. CASSESE,Antonio,
Self-Determination o f Peoples, Cambridge
University Press, Nevv York- 1995, s. 11. vvas
reported by KÜTÜKÇÜ, agm, p. 264.
(5) ARSAVA, Ayşe Füsun, Term of Minority and
Analysis o f rights of minorities according to
intemational documents and especailly according
to 27th article o f pact of civil and political
rights.,AÜSBF publicationsAnkara-1993,p. 59.
(6) KÜTÜKÇÜ, agm, s. 262.
(7) Aaland Islands used right of self determination
and seperated drom Finland ve requested to join
neighbour Svviss.” Though peoples right o f self
determination has great importance in modern
vision especially after vvar, it is important that
this principle is never mentioned in covenant of
the league o f nations. Accepting this principle in
a fevv intemational pacts is not enough to accept it
as a part o f intemational lavv. This topic vvas taken
to leauge of nations and requests of people of
Aaland Islands vvere denied to seperate from
Finland DOĞAN, agm, s. 4.
(8). DOĞAN, agm, s. 4.
(9) KÜTÜKÇÜ, agm, p. 267.
(10)Article 1 States the second aim of United
Nations ; “ To improve good relationships related
to equality and principles of right o f self determi­
nation and take appropriate precautions to strengthen peace.”
In 55th article: “...improve living conditions,
cultural cooperation, consistency and provide
conditions of happines and provide suitable
conditions for application of right of self
determination vvithout violating human rights”
(11) Understanding socio-psychological appro­
ach. SCHWARTZ, Barry, “Self-Determination:
The Tyranny o f Freedom” 2000, The American
Psychological Association, Inc., Vol. 55, No. 1,
7 9 - 8 8 ( h t tp : / / w w w . s w a r t h m o r e .edu/SocSci/bschvvarl/self-determination.pdf).
(12)U N PO , h ttp://w w w .unpo.org/content/view/4957/72/
(13)Wilson declared 14 principles in which 6 of
them was related to self determination.He stated
that those countries which lost war and became
colonies, also have right of self determination and
145
intemational system should not bound to balance
of power but to principle of self determination.
(14) TUNCAY, Ali, A Post-Cold War Experience
in Self-Determination and Secessionism (The
Yugoslav Case), (Master o f Arts, Bilkent
University Institute of Economics and Social
Sciences, 1993), s. ö.interpreter, KÜTÜKÇÜ,
agm p. 261.
(15) CASSESE, A., International Law in a
Divided World, New York 1986, s. 134-135,
interpreter YÜCEL, Özlem, “Rights of Eastem
Turkestan People in terms o f International Law”,
Eastem Turkestan Magazine 2002 p. 188-189, s.
6; PAZARCI, Age, s. 518; ARSAVA, Ayşe Füsun,
“ A view o f the historical development o f right of
Self-Determination ve Aaland Islands Problem”,
Seha L. Meray’a Armağan, volüme I, AÜSBF
Publication, Ankara-1981 p. 55-67; Kemal Göz­
ler, Introsuction to Fundemental Law”, Bursa
Ekin Bookstore Publication, 2004, p. 42-56.
(16)UN SC Resolution 1514,1960.
(17) KÜTÜKÇÜ, M. Akif, “Right of self determi­
nation in intemational law and Turkish republics
p. 263. www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler 17.05.2007
(18) Problem o f Paletsine something beyond self
determination, it is struggle of indepence in our
opinion.
(19) Wolfgang F. Danspeckgruber, The Self-De­
termination of Peoples, Hardcover, Rienner Publishers, Incorporated, Lynne, ISBN 1555877680
(1-55587-768-0), 2002, s. 335
(20) PAZARCI, Hüseyin,
Intemation Law,
Revised 3. press, Ankara 2005, p. 349.
(21) PAZARCI, Age, p. 143; KARAOSMAN­
OĞLU, Ali L., “ Self Determination, Unity and
International consistenceny and democracy. EastWest, (War and Peace) Year: 6, issue: 24, A ugust,
September, October 2003, p. 147. interpreter
KÜTÜKÇÜ agm, p. 260.
(22) PAZARCI, Age, p.142.; POMERANCE,
Age, p. 37-42; ARSAVA, Age, p. 77-80; interpre­
ter KÜTÜKÇÜ, agm, p. 263.
(23) POMERANCE, Age, p. 63-73; But, CAS­
SESE, thinks that right of self determination doesn’t create jus cogens. CASSESE, Age, p. 173.
interpreter KÜTÜKÇÜ, agm, p. 275.
(24) DOĞAN, agm, p. 10.
(25) ÇAVUŞOĞLU, Naz, Right of minorities in
intem ational human rights, Second Press
İstanbul-2001
(26) SOYSAL, Tamer, “Twin Pacts o f United Na­
tions and Principle of Self Determination” http://www.turkhukuksitesi.com/makale_225.htm.
(27) “Intemationally, improve good relationships
based on respect to right o f self determination” to
see Turkish of this article look; Enver, Internatio­
nal Law Principles ofTurkeyAnkara,2007,p. 675.
(28) “ ... regardless o f race, sex, religion and
language
” to see Turkish of this article look;
Age,p. 675.
(29) MANELA, Erez, The Wilsonian Moment:
Self-Determination and the International Origins
of Anticolonial Nationalism, New York: Oxford
University Press, 2007, s. 331.
(30) To see Turkish o f this article text look BOZKURT, E., Age, p.561,579.
(31)To see mentioned documents ; look BOZKURT,E.,Age.
(32) FAN, Hua, “The Missing Link between SelfDetermination and Democracy: The Case of East
Timor”, U. J. Int'l Hum. Rts. 176, Volüme 6, issue
1(Fall2007),http://www.law.northwestem. edu/j oumals/j ihr/v6/n 1III
(33) UNPO, http://www.unpo.org/content/view/4957/72/
(34)OETER, Stefan, “The Right of Self-Determi­
nation in Transition”, Law and State, i: 49/50, p.
148-149, nakleden KÜTÜKÇÜ, agm,p. 272.
(35)PAZARCI,Age,p. 142.
(36)YÜCEL, Özlem, Right of self determination
in intemational law and local autonomy” Maga­
zine of East Turkestan. Spring 1999 p.28-32
(37) DOĞAN, agm, p. 2.
(38) PAZARCI, Age, p. 143. Minorities and Tur-
key, look. TUNÇ Haşan, “Problem o f minorities
in international pacts and Turkey”, Magazine of
Faculty of Lavv of university of Gazi, JuneDecember 2004 volumet: VIII, issue: 1- 2 139­
198; İNAÇ, Zeri, rights of minorities in inter­
national documents. , Ütopya Publishing house,
Ankara, 2004.
(39)See. RG. 18.06.2003, i. 25142.
(40)According to 73rd article in this section, U.N
members vvho take responsibility över colonized
countries, apply the principle o f benefıts o f these
countries and they do their best to faciliate living
conditions of these countries and they take the
responsibility to improve these countries ability
to goveming themselves and help them to
improve independent political institutes. Improving ability of peoples self autonomy is granted
vvith its appropriateness of people to some special
conditions. KARAOSMANOĞLU, Age, p. 66.
(41 )KÜTÜKÇÜ, agm, p. 267.
(42) ARAL, Berdal, “Right of societies self deter­
mination as collective individuals” Human Rights
Almanac, volüme 21-22 , 1999-2000, Bulletin of
Council o f United Caucasia. issue 24, JanuaryFebruary, s. 110; KARAOSMANOĞLU, Age, p.
67-68.
(43) For te x t; look. POMERANCE, Age, p. 123­
124.; interpreter KÜTÜKÇÜ agm, p.267.
(44) KARAOSMANOĞLU, Age, p. 69.
(45)ÇAVUŞOĞLU, Naz, Age, p. 72-73.
(46) With “Declaration o f international lavv prin­
ciples and good relationships betvveen govem­
ments” equal rights for people and principle of
right of self determination became a legal right
and govemments became responsible to obey this
decision, this declaration also brought the condition that right of self determination can not endanger land or political unity of a country completely
of partially and can not make discrimination of
race, belief or colour. ŞAHİN, Age, p. 22-24.
(47)KARAOSMANOĞLU, agm, p. 150-151.
(48)KARAOSMANOĞLU, Age, p. 71-72
(49) “ The Chechens Ingush During the Soviet Pe­
riod and its Antecedents”translator Muhyittin
Geçkil, The North Caucasus Barrier, Society For
Central Asian Studies, http://www.waynakh.com/makaleler/03 .htm,
(50)Socialist ,Capitalist and Nationalist and
Ideologic approach to Chechen problem. See ;
WEINSTEIN, Nat, “The War on Chechnya and
US ’Humanitarianism'”, Socialist Action /January
2000, http://vvvvw. socialistaction.org/news/200001/chechnya.html.
(51) CUTLER, Robert M., Chechnya: Conflict
Profile, Foreign Policy in Focus, 10 September
2001, pp. 1-4 (http://w w w .robertcutler.org/blog/2001/09/chechnya_conflict_profile.ht
mİ).
(52)Endless War in Chechnya , www.kavkazcenter_com.htm,05.04.2007
(53) Şahin, Mustafa, Self Determination Policy of
Europa Union, Nobel Publishing house Ankara
2000 Krş. Şahin, Age, p. 125-127; Klein, Eckart,
Das Selbstbestimmungsrecht der Völker und die
deutsche FrAge, Gebr. Mann Verlag, 1990 Berlin,
s. 37; Kühnhardt, Ludger, Die Universalitât der
Menschenrechte, Olzog, München, 1987, s. 311­
312; nakleden DOĞAN, agm, s. 7.
(54)YILMAZ, Murat, Chechnya: Forbidden
Country, Lost Qualm http://cecenistan.ihh.org.tr/,
10.05.2007.
(55) PAZARCI, Age, p. 142-143.
(56)FAURBY Ib, International Law, Human Rig­
hts and the Wars in Chechnya http://www.c au c asu s.d k /p u b lica tio n l3 .h tm l5 .0 6 .2 0 0 7 ;
ŞAHİN, Age, p. 118.
(57) CASSESE, Age, p. 266-268, interpreter,
KÜTÜKÇÜ, p. 274.
(58)ŞAHİN, Age,p. 84-85.
(59)DONNELY, Age, p. 158, interpreter KÜ­
TÜKÇÜ, agm, p. 274.
(ÖO)KARAOSMANOĞLU, Ali L., “Self deter­
mination, unity, consistency and democracy.”,
East-West, (War and Peace) Year: 6, i: 24, August,
September, October 2003.
(61) CHARNEY, Jonathan I., “Self-Determi­
nation: Chechnya, Kosovo, and East Timor”
http://law.vanderbilt.edu/journals/journal/3402/chamey.html 27.03.2007.
(62) CHARNEY, agm,(web)
(63)YILMAZ, agm, (web)
(64) HUGHES James, European University Institute Florence, Civil War, S: 4 no.4 Winter 2001 s.
11-48, h ttp ://e p r in ts .ls e .a c .u k /6 4 1 /0 1 /Hughes.Chechnya.Civil_Wars.pdf; ayrıca at this
matter please look. WEINSTEIN, Nat, “The War
on Chechnya and US ’Humanitarianism'”,
Socialist Action /January 2000, http://www.
socialistaction.org/news/200001/chechnya.html.
(65)DRAGANOVA Diana, “Chechnya’s Right
of Secession under Russian Constitutional Law”,
Sofla University, Faculty o f Law. http://c h in e se jil.o x fo rd jo u rn a ls.o rg /c g i/c o n te n t,
20.05.2007.
(66) İLHAN, agm, (web)
(67) İLHAN, agm, (web)
(68) To see court desicions look ; http:// w w w .e c h r .c o e .in t/E n g /P r e s s /2 0 0 5 /
F e b / C h a m b e r ju d g m e n t s C h e c h e n c a ses2422005.html. Khashiyev veAkayeva v. Rus­
sia (no. 57942/00 ve 57945/00), Isayeva, Yusupova ve Bazayeva v. Russia (no. 57947/00,
57948/00 ve 57949/00) ve Isayeva v. Russia (no.
57950/00).
(69)Diana Draganova, Sofla University "Saint
Kliment Ohridski", Faculty of Law. Chechnya’s
Right of Secession under Russian Constitutional
L a w, h t tp : / /c h i n e sej i l.o x fo rd j o u rn a ls .
org/cgi/reprint/3/2/571
(70) Wolfgang F. Danspeckgruber, Age, p. 336.
(71 )We think that Problem of Paletsine is something beyond problem of self determination, it s
struggle of independence.
(72) Wolfgang F. Danspeckgruber, Age, p. 335.
BIBLIOGRAPHY
ECHRRussiaDesicions
http://www.echr.coe.int/Eng/Press/2005/Feb/Ch
amberjudgmentsChechencases24.2.2005.htm
ARAL,
Berdal, “ Right of societies self deter­
mination as collective individuals” Human Rights
Almanac, volüme 21-22 , 1999-2000, Bulletin of
Council of United Caucasia. issue 24, JanuaryFebruaryBOZKURT, Enver, Turkey’s international law
principles. Ankara, 2007.
CHARNEY, I. Jonathan, “ Self-Determination:
C h e ch n y a , K o so v o , and E ast T im o r”,
http://law.vanderbilt.edu/journals/journal/3402/chamey.html 27.03.2007.
CUTLER, “Robert M., Chechnya: Conflict
Profile”, Foreign Policy in Focus, 10 September
2 0 0 1 , pp. 1-4 (h ttp ://w w w .ro b e rtc u tler.org/blog/2001/09/chechnya_conflict_profile.
html).
ÇAVUŞOĞLU,Naz, Right of minorities in inter­
national human rights, Second Press İstanbul2001
DANSPECKGRUBER Wolfgang F., The SelfDetermination of Peoples, Hardcover, Rienner
Publishers, Incorporated, Lynne, ISBN 15558­
77680 (1-55587-768-0), 2002.
DOĞAN,
İlyas, “ Principle of self deter­
mination”, Public Law arehive, September2006,
i. 7, h ttp ://w w w .a k a d e r.in fo /K H U K A /2006_mart/l.pdf,, 14.05.2007.
DRAGANOVA ,Diana, “Chechnya’s Right of
Secession under Russian Constitutional Law”
http://chinesejil.0xf0rdj0urnals.0rg/cgi/c0ntent/a
bstract, 20.05.2007.
FAN, Hua, “The Missing Link between SelfDetermination and Democracy: The Case of East
Timor”, U. J. Int'l Hum. Rts. 176, Volüme 6, issue
1 (Fail 2007),
http://www.law.northwestem.
edu/joumals/jihr/v6/nl/7/ .
FAURBY.Ib, http://w w w .caucasus.dk/publicationl 3.htm “International Law, Human Rights
and the Wars in Chechnya”, 15.06.2007.
146
GAETA Paola, “The Armed Conflict in
Chechnya before the Russian Constitutional
Court”, http://www.ejil.org/joumal/Vol7/No4/art7.pdf
GEÇKİL, Muhyittin, The North Caucasus Barrier
isimli kitaptan “The Chechens Ingush During the
Soviet Period and its Antecedents” çeviri,, Soci­
ety For Central Asian Studies, http://vvww.waynakh.com/makaleler/03 .htm,
GÖZLER Kemal, Introduction o f Fundemental
law, Bursa Ekin Bookstore Publications, 2004.
HUGHES James, ” Civil War”, S. 4 no.4 Winter
2 0 0 1 , s . 11 - 4 8 ,h t t p : / / e p r i n t s .l s e .a c . u k / 641 /01/Hughes .Chechnya.Civil_Wars.pdf
http://eprints.lse.ac.uk/641/01/Hughes.Chechny
a.Civil_Wars.pdf, 20.06.2007
İNAÇ, Zeri Rights of minorities in international
documentsUluslararası, Ütopya Publishing Hou­
se, Ankara, 2004.
Bulletin of Caucasia Foundation,
Monthly
Cultural Magazine, 2002, issue 12.
KARAOSMANOĞLU, Ali L„ Solution of Civil
War and International Organizations, İstanbul1981
KARAOSMANOĞLU, Ali L.,
“Self deter­
mination, unity and international consistency and
democracy” East-West (War and Peace) Year: 6
issue: 24August-September-October2003
KÜTÜKÇÜ, M. Akif, "Right of self determina­
tion in international law and Turkish Republics””,
Magazine o f Institute of Social Sciences of
University of Selçuk, 2004 issue: 12.
MANELA, Erez, The Wilsonian Moment: SelfDetermination and the International Origins of
Anticolonial Nationalism, New York: Oxford
University Press, 2007.
MANSUR ,Şamil, Chechens, Analyses , 2. Press
Sam Publications, March 1995, Ankara.
MERAY, L. Seha, Introduction to International
law, volüme 1AjansTurk press Ankara 60,
PAZARCI, Hüseyin, International Law, Revised
third press. Ankara 2005
SANCAK, “International law and right of self
d e te rm in a tio n ” h ttp ://S a n c a k rih h .o rg .tr/otonomi/hukuk/hukuk.html, 23.05.2007.
SAVAŞ, Genç, “Power Tricks in Middle Asia”
“Revival of Jeopolitic” MLP Magazine of Law
Perspectives, issue 07/Temmuz 2006
SCHWARTZ, Barry, “Self-Determination: The
Tyranny of Freedom” 2000, the American
Psychological Association, Inc., Vol. 55, No. 1,
79-88 (http://www.swarthmore. edu/SocSci/bschwarl/self-determination.pdf).
SOYSAL, Tamer, “Twin Pacts of United Nations
and Principle o f Self Determ ination
”
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_225.ht
m.
ŞAHİN,
Mustafa, Self determination policiy
of European Union., Ankara 2000.
TUNÇ, Haşan, “Problem of rights of minorities in
international pacts and Turkey.”,
Magazine of
Faculty of Law of University of Gazi JuneDecember 2004 Volüme: VIII, issue: 1-2139-198
UNPO, http://w ww.unpo.org/content/view /4957/72/
WEINSTEIN, Nat, “The War on Chechnya and
US 'Humanitarianism'”, Socialist Action/January
2 000, h ttp ://w w w . s o c ia lis ta c tio n .o rg /news/200001/chechnya.html
YILMAZ, Murat, “ Chechnya , Forbidden
Country, Lost Qualm”, http://cecenistan.ihh.org.tr/, 10.05.2007.
YÜCEL, Özlem, “Rights of East Turkestan
people in terms of international law”, Magazine
of East Turkestan, Year 22, i. 188-189, 2001­
2002.
YÜCEL, Özlem, “ Right of self determination
in internation law and local autonomy”, Magazine
ofEast Turkestan, Year 19, issue 182,1999.

Benzer belgeler