Dil Yetersizliklerinin Değerlendirilmesi

Transkript

Dil Yetersizliklerinin Değerlendirilmesi
DİL YETERSİZLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Özel Eğitim Uzmanı Merve KIRŞEHİRLİ
I. DİL BOZUKLUĞU VE KONUŞMA BOZUKLUĞU NEDİR?
Dil bozukluğu çoğu yönüyle konuşma bozukluğundan ayrılır. Konuşma bozukluğu seslerin
oluşumunda meydana gelen bozuklukları kapsar. Örneğin –r sesinin çıkarılamaması,
kekemelik ya da boğuk sese sahip olunması gibi durumlar konuşma bozukluğu ile ifade edilir.
Dil bozukluğu ise daha geniş bir anlama sahiptir. Yani dildeki morfolojik ve semantik
bozuklukları kapsar. (Lerner,1997)
IDEA 2004’e göre, konuşma ve dil bozukluğu çocukların öğrenim performansını ciddi
anlamda etkileyen kekeleme, konuşma sakatlığı ve ses bozukluğu gibi iletişim bozuklukları
olarak tanımlanır. Daha basit bir tanımla, konuşma bozukluğuna sahip bir çocuk aşağıdaki
zorluklarla karşılaşır:
 Sesleri tam olarak çıkarma,
 Normal bir akışta konuşma
 Normal bir ritimde konuşma
 Sesini etkili kullanma
Dil bozukluğu olan bir çocukta da şu durumlar görülür:
 Soruları anlama ve yönergeler uymada güçlük (Alıcı dil problemi)
 Fikir ve düşüncelerini ifade etmede güçlük (İfade edici dil problemi)
(Pierangelo & Giulioni, 2008)
Sayfa 1/16
engelsizumutlar.com
II. DİL EDİNİMİNDE TEMEL KAVRAMLAR VE TANIMLAR
A. FONOLOJİ (PHONOLOGY)
Bir dilin oluşumundaki temel ses sistemi fonoloji olarak adlandırılır. İletişimde beden dili, jest
ve mimik kullanımının yanı sıra sesler dilin en temel iletişim kaynağını oluşturur. İnsanlar
çok çeşitli sesler çıkarabilir fakat dildeki her ses iletişimi sağlamaz.
B. MORFOLOJİ (MORPHOLOGY)
Dildeki anlamlı en küçük parçaya morfoloji adı verilir. Seslerin bir araya gelip anlamlı birer
yapı oluşturmaları olarak da tanımlanabilir (Pierangelo ve Giulioni, 2008). Çocuklarda
morfoloji kuralları küçük yaşlarda, özellikle de 4-7 yaş arasında gelişir. Bu dönemde çocuklar
bazı dil bilgisi kurallarını, kullandıkları benzer durumlarda genelleme gibi hataları sıkça
yaparlar.
C. SÖZDİZİMİ (SYNTAX)
Cümle oluşturmak için sözcüklerin kurallı ve anlamlı bir biçimde sıralanmasını ifade eder.
Genel bir deyişle dil bilgisi olarak da tanımlanabilir, fakat sözdizimi kuralları okullarda
öğretilen dil bilgisi kurallarıdır diyemeyiz. Sözdizimi içeriğinde yer alan kurallar
konuşmacının kendinden gelen anlamlı kurallarını içerir. Bu nedenle sözcükleri anlamlı bir
biçimde birleştirme diye de tanımlanır.
D. ANLAMBİLİM (SEMANTICS)
Sözcüklerin ne anlam içerdiği ile ilgilidir. Sözcüklerin kullanıldığı cümleye göre anlam
kazanması ile ilişkilidir. Konuşma problemi olan çocukların bir çoğunda kelime dağarcığı
sıkıntısına rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra cümleleri anlmama ya da yanlış yorumlama da
görülmektedir.
Sayfa 2/16
engelsizumutlar.com
E. KULLANIM/FAYDA (PRAGMATICS)
Thompson (1997)’ın tanımına göre, sosyal ortamlarda ve durumlarda dilin kullanımını ifade
eder. İnsanlar konuşma şekillerini, bulundukları ortam ve duruma göre değiştirip
biçimlendirirler (Martinez, 2005).
F. ALICI DİL
Dinleyici tepkisi ya da davranışı diye tanımlanır. Yani dinleyicinin duyduğunu anlamada ne
kadar yetenekli olduğunu ifade eder. İşaret dili kullanan işitme engelliler alıcı dil probleminin
dışında yer alırlar. Bir dil işitildiğinde onu yalnızca duymak yeterli değildir, anlamak da
gerekir. Dili anlamak çok karışık ve ilişkili becerilere dayalıdır. Konuşulan dilin algılanması
sürecinde, konuşmacının sözlerine odaklanma, belirli sesleri duyma, seslerin nasıl bir arada
anlamlı bütün oluşturduğunu kavrayabilme, söz ve söz öbeklerini fark edebilme ve mesajı
anlama yer alır. Bunların herhangi birinde meydana gelen anlama güçlüğü iletişimde problem
olduğu anlamına gelir.
G. İFADE EDİCİ DİL
Stawe (2005) e göre Konuşma, dil ile duygu ve düşünceleri ifade etme yeteneğidir. Dil
üretimi diye de adlandırılabilir. Dilde fikirlerin ifade edilmesi birçok becerinin kullanılmasını
gerektirir. İnsanlar kendilerini ifade ederken sadece sesleri çıkarma yeteneklerini değil,
kelimeleri belirli bir düzende telaffuz etme, cümle ve söz öbeklerini doğru bir düzen de kurma
yeteneklerini de kullanırlar (Martinez, 2005).
Sayfa 3/16
engelsizumutlar.com
III. DİLİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dil değerlendirmesinde temel olarak aşağıdaki soruların yanıtları aranmaktadır:
 Bir dil sorunu var mıdır?
 Dil sorununun nedeni nedir?
 Dilin hangi alanlarında sorun vardır? Çocuğun dili nasıl özellikler göstermektedir?
 Bu çocuk için ne önerilebilir?
Değerlendirmede kullanılan yaklaşım, bu sorulardan hangisinin yanıtının arandığına ve
değerlendirmeyi yapan kişinin dil gelişimi ve bozuklukları konusundaki bakış açısına bağlı
olarak farklılaşır. Değerlendirme için kullanılan iki temel yaklaşım vardır (Owens, 1999;
Paul, 1995). Biri normları veya ortalama performans düzeyini temel alan yaklaşım (normreferenced approach), diğeri ise çocuğun kendi performansını tanımlayan ölçüt bağımlı
yaklaşımdır (criterion-referenced approach).
Bu yaklaşımlar aslında değerlendirmenin iki temel sorusunu oluşturur. Norm bağımlı
yaklaşım, “çocuğun performansı yaşıtlarından farklı mı, yani çocukta bir dil sorunu var mı”
sorusunu araştırır. Ölçüt bağımlı yaklaşım ise “çocuğun dil becerilerinin nasıl özellikler
gösterdiği” sorusunu yanıtlamaya çalışır. Bu soru bağlamında, çocuğun dil becerilerini
betimlemek için kullanılan tüm işlemler betimleyici yaklaşım içinde ele alınır. (Owens,1999).
A. FORMAL DEĞERLENDİRME
1. Standart Testler: Norm bağımlı yaklaşımda dilin değerlendirilmesi için testler, ölçekler
gibi standardize edilmiş değerlendirme araçları kullanılır.Yaş gruplarına göre ve farklı dil
becerilerini test etme amacıyla geliştirilmiş pek çok test vardır. Tarama veya tanı amacıyla
geliştirilmiş bu testler genellikle alt performans gösteren, yani dilde sorunu olan çocukları
belirleme amacı ile kullanılır.
Standart testlerin kullanımının yararlarından biri çocuğun performansını normal gelişim
gösteren çocuklarla karşılaştırma ve nicel olarak değerlendirme olanağı sağlamasıdır. Bu
testlerin hazır ve uygulama açısından pratik olmaları, güvenilir ve geçerliği olan ölçüm
Sayfa 4/16
engelsizumutlar.com
sağlamaları önemli bir değerlendirme
yolu olarak
görülmelerine
neden
olmaktadır .
Standart testlerin kullanımında bireysel, sosyal ve kültürel farklılıkların gözardı edilmesi riski
de söz konusudur. Ses hataları nedeniyle değerlendirilen bir çocuğun / n / sesini test etme
amacıyla gösterilen resimli kartlardan “nine” resmini isimlendirmesi istendiğinde “ebe“
sözcüğünü kullanma eğilimi klinik gözlemler arasında yer almaktadır. Bir çocuğun norm
standarda dayalı testte kullanılan işlemlere aşina olmaması da çocuğun o işlemdeki
başarısızlığının
nedeni
olabilir.
Sıralanan
tüm
bu
sınırlılıklar
testlerin
dilin
değerlendirilmesindeki rolünün azımsanmasına yol açmamalıdır.
Standart testler bazı dil becerilerinin ölçümü için yararlıdır. Üstdil becerileri gibi doğrudan
test yoluyla bilgi toplamanın gerekli olduğu bazı dil becerileri vardır. Tek sözcüklü yanıtlar
gerektiren bir artikülasyon testi de normal dağılımla karşılaştırma yaparak çocuğun ses
hatalarının değerlendirilmesinde önemli bir başlangıç verisi sağlamaktadır. Özellikle küçük
çocuklarda dilin daha yapılandırılmış işlemlerle değerlendirilmesi yarı yapılandırılmış
ortamda dil örneği alınmasından daha az zaman almakta ve daha basit olmaktadır (Pierangelo
ve Giulioni,2008).
Bu testleri incelersek;
TEST
YAŞ/SEVİYE
1. İşitsel Ayırt Etme Testi
Wepman İşitsel ayırt etme testi
4-9
Goldman-Fristoe-Woodstock İşitsel ayırt etme testi
12-16+
Derinlemesine İşitsel ayırt etme testi
Tüm yaşlar
2. Genel Konuşma Dili Testleri
Boehm temel kavram testi-gözden geçirme
2. seviye
Seçilmiş dil envanteri
3-8
Temel dili Klinik değerlendirme
12. seviye
Kapsamlı alıcı ve ifade edici dil anlam testi
4-17
Sayfa 5/16
engelsizumutlar.com
Detroid öğrenme yeteneği testi
6-17
Gelişimsel cümle başarı testi
2-6
Kelime ve resim eşleştirme testi-gözden geçirme
2-12
Kelime ve resim eşleme testi-üst düzey seviye
12-15
Fullerton dil testi-ergenler için
11-yetişkinler
Houston Dilsel gelişim Testi
6 aylıklar
Piskodilbilim yetenek testi
2-10
Ergenler için konuşma envanteri
7-yetişkinler
Çocuklar için konuşma envanteri
4-8
Merrill tarama testi
1.seviye
İfade edici dil skalası(konuşma,yazma dil skalası)
2.seviye
İşitsel anlama testi
3-10
Ergen dili ve yetişkin dil testi
12-18
Dilsel gelişim testi -orta seviye
8-13
Dilsel gelişim testi-başlangıç seviyesi
4-9 aylar-12. aya kadar
Ergenler için kelime testi
12-17
Başlangıç seviyesinde kelime testi
7-11
3. Dinleme Testleri
Brown-Carlsen dinlediğini anlama testi
9-12.seviyeler
Seçilmiş işitsel anlama dil testi
3-11
Dinleme ve anlama skalası
3-21
Kuzeybatı sözdizimi tarama testi
3-7
4. Dinleme Testi
Sayfa 6/16
engelsizumutlar.com
Peabody resimli kelime testi
2-18
Eğitimsel ilerleme sıklık testi(dinleme)
12.seviye
Resimli kelime testi(İspanyol versiyon)
18
5. Konuşma Artikülasyon Testi
Goldman-Fristoe artikülasyon testi
2-16+
6. Fonolojik Farkındalık Testleri
Fonolojik ilerleme değerlendirmesi
2-12
Bankson-Bernthal fonoloji testi
3-21
Lindamood işitsel kavramsallaştırmatesti
Okul öncesi
Lindamood işitsel kavramsallaştırma testi
Eğitim görmemiş yetişkin
Dili benzer bölümlere ayırma farkındalık testi
4-7
Fonolojik farkındalık testi
Okul öncesi
7. Kelime Bulma Testleri
Kelime bulma testi
6-13
Ergen ve yetişkin kelime bulma testi
12-80
(Lerner, 1997)
2. Doktor Değerlendirmesi (Tıbbi Tanılama): Konuşma ve dil patalojistleri kimdir ve ne
yapar?
Konuşma dilinde öğrenme bozukluğu olan öğrenciler sık sık konuşma-dil patalojistlerinden
yardım alırlar. Bazı patalojistler öğrencilere sınıf içeriside yardım sağlamalarına rağmen,
konuşmadaki bozukluk diğer ortamlarda kendini göstermeye devam eder. Patalojistlerin
yaptıklarını ayırt etmek, anlamak öğrenilenlerin sınıfta vurgulanmasına rağmen öğretmenler
için çok kolay değildir. Bu nedenle dil ve konuşma patalojistleri için başlıca profesyonel
Sayfa 7/16
engelsizumutlar.com
kuruluş olan Amerikan konuşma-dil ve duyma organizasyonu (ASHA) dil ve konuşma
patalojistlerin kim oldukları ve ne yaptıkları konusunda şu bilgileri verir:
Konuşma-dil patalojistleri değerlendirme, tedavi, önleme, insan iletişimi ve iletişim
bozuklukları konularında profesyonel uzmanlardır. Onlar konuşma ve dil bozukluklarını
tedavi eder, ve her yaştan bireyle çalışırlar. Akıcılık bozuklukları, kekeleme, artikülasyon, ses
ve dil bozuklukları, afazi gibi bozuklukları ya da disfaji gibi yutkunma ve yeme bozukluğu
gibi durumları teşhis ve tedavi ederler. Aşağıdaki adımları gerçekleştirmek için kapsamlı
tedavi planları hazırlar ve uygularlar:
 Konuşma dilinin doğru telaffuzunu öğrenmede bireylere yardımcı olma,
 Ses ve solunum sisteminin ya da doğru ses üretiminin tam olarak kontrolünün
gelişimine yardımcı olma,
 Gençlerin ve çocukların anlama ve yönergeler verme, soru sorma ve cevaplama,
dilbilgisini anlama ve kullanma, uygun sosyal dili kullanma, fikirlerini aktarmadaki
dil problemlerine destek olma,
 Yeterli akıcı ses düzeyine ulaşmak için kekeleyen ve bu sorunla mücadele eden
bireylere destek sağlama,
 Dil ve konuşma becerisini yeniden kazanmaya çalışan beyin travması geçirmiş ya da
darbe almış bireylere yardımcı olma,
 İletişimin çoğaltıcı ve destekleyici sistemini kullanmaları için bireylere yardım
sağlama,
 Konuşma ve dil bozukluğu olan çocuklara, ailelere ve bakıcılarına eğitim, sosyal ve
mesleki ortamlarda daha etkili iletişim sağlamak ve problemlerini anlamak için
danışmanlık sağlama,
 Dil ve konuşma bozukluğunu önlemede bireyleri ve toplumu bilgilendirme
(Martinez, 2005).
Sayfa 8/16
engelsizumutlar.com
B. İNFORMAL DEĞERLENDİRME
Öğrencilerin dil yeterlilikleri hakkında doğal yollarla da birçok bilgi edinilebiliriz.
Öğretmenler ya da uzmanlar öğrencinin dil örnekleme verilerini üç şekilde toplayabilir ve
analiz edebilirler: Doğal yollarla, yapılandırılmış ortamla ve bilgi almaya yönelik (Martinez,
2005).
1. Betimleyici Yaklaşım: Betimleyici yaklaşım; doğal dil örneği alınmasını, gözlemi ve bazı
dil becerilerini değerlendirme amacıyla düzenlenmiş ölçüt bağımlı işlemlerin kullanımını
içerir ve çocuğun dilinin
ayrıntılı tanımlanmasını sağlar. Bu yaklaşım çocuğun dil
performansının özgün düzeylerinin ayırt edilmesi ve eğitimsel hedeflerin planlanması için en
yararlı yol olarak kabul edilir. En az yapılandırılmış ortam, çocuğun doğal iletişim
ortamlarındakine benzer davranışlarının gözlenmesine fırsat vermektedir. Ölçüt bağımlı
işlemlerin en önemli yararlarından biri çocuğun gereksinimlerine göre uyarlanabilmesi, her
çocuk için özel olarak düzenlenebilmesidir. Bireyselliğin ve dilin sosyal bir iletişim aracı
olarak ön planda tutulması çocuğun en iyi nasıl öğrendiğinin, yani eğitim yaklaşımlarının
belirlenmesinde de yardımcı olur.
İfade edici dilin ölçüt bağımlı değerlendirilmesinde kullanılan üç temel işlem vardır: Taklit
içeren işlemler, istenen dil yapılarının kullanımını sağlamak amacıyla düzenlenmiş işlemler
ve dil örneği analizi (Owens, 2001).
2. Taklit İçeren İşlemler: Bu işlemde çocuktan söylenen ifadeyi tekrar etmesi istenir. Taklit
hemen istenebilir. Bunun dışında yetişkinin modeli ile çocuğun tekrarı arasında daha uzun
zaman olan geciktirilmiş taklit şeklinde de kullanılabilir. Örneğin; gösterilen iki resim için
yetişkinin “masada bardak var”, “masada bardaklar var” ifadelerinden sonra çocuğun ilk
ifadeyi tekrarlaması istenir. Bu işlemin genel varsayımı, hedef yapıyı bilmeyen çocuğun taklit
de edemeyeceğidir. Yani çocuk “kedi eve gidiyor” cümlesindeki yönelme ekini
kullanamıyorsa, “kedi ev gidiyor” diyecektir.
Çocuğun bir özelliği taklit edebilmesinin
çocuğun bu özelliği öğrenmeye hazır olduğunu gösterebileceğini belirtmişlerdir.
Sayfa 9/16
engelsizumutlar.com
Taklit içeren işlemlerin sınırlılıklarının bilinerek dikkatle kullanılması zorunludur. Bloom ve
Lahey bir özelliğin aynı şekilde tekrar edilmesinin biçim-içerik etkileşimi hakkında bilgi
vermediğine dikkat çekmiştir. Çocuk anlamını bilmeden sözceleri tekrar edebilir. Ayrıca
işitsel belleği kuvvetli olan bir çocuk spontan olarak kullanmadığı bir özelliği taklit yoluyla
kullanmada başarılı olabilir. Bu nedenle taklidin bir değerlendirme aracı olarak belki de en
son başvurulması gereken bir teknik olduğunu öne sürmüştür (Martin ve Jurafsky).
3. Dil Yapılarının Kullanımını Sağlamaya Yönelik İşlemler: Bu işlemlerde çocuktan hedef
yapıyı tekrarlaması yerine bu yapıyı kendiliğinden kullanmasını sağlayacak uygun bir bağlam
oluşturulur. Çocuğun düzeyine uygun, hedef dil özelliklerini ortaya çıkartan ve çocuğun
ilgileneceği durumların hazırlanması değerlendirmeyi yapan kişinin deneyimine ve kısmen
yaratıcılığına bağlı olmaktadır. İstenen bağlamın oluşturulması için kukla, oyuncak veya
çeşitli etkinlikler kullanılabilir. Aşağıda değişik araştırmacılar tarafından kullanılan bazı
işlemler ele alınmıştır (Paul, 1995).
Hedef yapının örneğine benzer kullanımı: Farklı sözceler içinde model olunan özelliği
çocuğun yeni bir sözce içinde kullanması kullanılan işlemlerden biri olarak karşımıza
çıkmaktadır. Şimdiki zaman takısı kullanımının hedeflendiği bir işlem örnek olarak
verilebilir. Bir çocuğun farklı etkinliklerini içeren üç resim gösterilir. Yetişkin ilk iki resmi
“burada çocuk uyuyor”, “burada koşuyor” şeklinde tanımlar. Sonra üçüncü resmi göstererek
“burada ......” şeklinde çocuktan tanımlaması istenir.
Bu işlem için kuklalar veya resimli kartlar da benzer şekilde kullanılabilir. Bu amaçla
değerlendirmeci ve çocuk sırayla farklı resimler hakkında konuşur. Burada yetişkinin
kullandığı cümle tipinin veya dil yapısının çocuğun kullanımını etkileyeceği varsayılır.
 Rol alma: Çocuğun günlük yaşamda karşılaştığı farklı kimliklere büründüğü oyunlar
oynanabilir. Örneğin; çocuktan öğretmen olması istenerek çeşitli yönergeleri kullanımı
değerlendirilebilir. Çocuğun oyuncak bebeğin annesi olması durumunda ise anneye
”yemeği sevip sevmediğini sor” şeklinde yönerge verilip çocuğun farklı soru tiplerini
kullanması da sağlanabilir.
Sayfa 10/16
engelsizumutlar.com
 Öykü anlatma veya öykü oluşturma: Resimli öykü kitapları, çeşitli eylemleri gösteren
resimli kartlar kullanılabilir. Çocuğa kitaptaki basit bir öykü anlatıldıktan sonra, bu
öyküyü çocuğun tekrar anlatması istenebilir. Çocuktan resimlere bakarak bir öykü
oluşturması veya “bana burada neler oluyor anlat” şeklinde resimdeki olayları
anlatması istenebilir.
 Oyunlar: Her çocuk oyunu değerlendirilmek istenen özelliklerin kullanımını sağlayan
bir değerlendirme aracı olabilir. Saklambaç oyunu, nesneleri oda içinde farklı yerlere
saklama şeklinde uyarlanarak içinde, üstünde gibi yer-yön bildiren sözcüklerin
kullanılması amacıyla oynanabilir. Ayrıca domino, kart oyunları ve dağarcığımızda
bulunan
daha
nice
oyun
neyin
değerlendirilmek
istendiğine
bağlı olarak
değerlendirmeci tarafından düzenlenebilir.
Tüm bunların yanı sıra, günlük etkinliklerin istenen dil özelliğini ortaya çıkarmak üzere
düzenlenmesi de söz konusudur. Eğer çocuktan olumsuzluk bildiren bir yapı kullanmasını
istiyorsak, etkinlik için gerekli olan bir nesnenin ortamda olmamasını sağlayarak çocuğun
“kalem yok” gibi bir sözce kullanması beklenebilir. Aynı amaçla çocuğun tanımadığı bir
nesne tanıdığı bir nesnenin adı ile isimlendirilebilir. Örneğin; bir bilgisayar parçası için
“pasta” denir. Bu durumda da çocuğun “pasta değil” veya “hayır..........” demesi beklenir.
Beklenmedik ya da sürpriz durumların hazırlanarak dilin farklı bileşenlerine ilişkin
özelliklerin kullanılması da sağlanabilir (Lerner,1997).
4. Dil Örneği Analizi: Dil örneği alınarak çocuğun spontan olarak kullandığı biçimler,
işlevleri ve kullanımlarında bağlamın etkisi belirlenmeye çalışılır. Betimleyici bir yaklaşım
içinde yer alan dil örneği analizinin çocuğun dil özelliklerini bir bütün olarak en iyi gösteren
yol olduğu kabul edilmektedir. Çocuğun gerçek dil performansına ilişkin en güvenilir bilginin
doğal iletişim ortamında gözlem ve dil örneği analizi
ile
sağlanabileceğini
ileri
sürmüştür.Dil örneği analizi, ifade edici dil performansını her düzeyde değerlendiren bir
yöntemdir. Dil örneği analizinin temel aşamaları çocuktan konuşma örneği alınması, bu
örneğin ortografik yazılıma çevrilmesi (transkripsiyonu), çocuğun çeşitli dil özelliklerinin
analizi ve analizin yorumlanmasıdır. Değerlendirme sürecinin bu aşamaları yoluyla çocuğun
dil yeterliliği yaşıtlarıyla karşılaştırılmaktadır.
Sayfa 11/16
engelsizumutlar.com
İlk aşamada alınan konuşma örneği dilin bir bütün olarak iyi temsil edilmesi açısından çok
önemlidir.İyi bir konuşma örneği alınması için verdikleri öneriler şu şekilde özetlenebilir:
 Çocuğun ortama ve size alışması için zaman verin. Konuşması için acele ettirmeyin.
 Dil kullanımı gerektiren ve çocuğun ilgisini çekecek materyaller seçin.
 İyi bir dinleyici olun. Çocuğun anlattıkları ile ilgilendiğinizi ona gösterin.
 Sabırlı olun. Çocuğu sorularınız ve isteklerinizle konuşmaya zorlamayın. Konuşma
sırasında ortaya çıkan duraksamalardan korkmayın.
 Çocuk merkezli olun. Çocuğun seçtiği konuda konuşmayı devam ettirin. Konu veya
etkinlik değiştirmek için çocuğu acele ettirmeyin.
 Sürekli soru sormaktan kaçının. “Bu ne?” gibi çocuğun yanıtını bildiğinizi anladığı
sorular sormayın. Sorularınız ve isteklerinizin
“Sonra ne oldu?” , “Parkta neler
yaptığını anlat” gibi açık uçlu olmasına dikkat edin.
 Çocuğun yaşamı, okulu, arkadaşları ve tatil gibi ilgileneceği konularda karşılıklı
sohbet etmesi için cesaretlendirin.
 Zaman verin. Arkadaşça davranın. Çocuğun kendisini bir sınavdan geçiriliyor gibi
hissetmemesini sağlayın.
Konuşma örneğinin ortografik yazılıma çevrilmesi (transkripsiyonu) için teybe kayıt alınır.
Sözel olmayan iletişim davranışları için video kullanımı da yararlı olmaktadır. Dil örneği
analizi sonucunda çocuğun iletişim amaçlı dil kullanma becerisi hakkında ayrıntılı bilgi alınır.
Dil örneği analizi, değerlendirme sürecinin vazgeçilmez bir parçası olmakla beraber bazı
sorunlara da yol açar.
Sayfa 12/16
engelsizumutlar.com
Dil örneği alma ve dil analizinin çok fazla zaman alması uygulamada bu yaklaşımın
kullanımında önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaz. Dil örneğinin bu sınırlılığı ve dil
bozukluklarının nicel olabileceği varsayımı dil örneği analizi yapan bazı bilgisayar
programlarının geliştirilmesine neden olmuştur.
Dil örneği analizinin bir sınırlılığı
değerlendirmeye alınan çocuğun sözel repertuarı ile ilgilidir. İletişimsel olmayan veya çok az
ifadesi olan bir çocuktan yeterli bir dil örneği alınamaz. Aynı şekilde konuşması anlaşılmayan
veya örnekte anlaşılabilir ifadeleri sınırlı olan çocuklar için de dil örneği analizi yapılmaz. Dil
örneğinin bir başka sınırlılığı ise, dile ilişkin her özelliğin örnekte ortaya çıkmaması
olasılığıdır. Dil örneğinde rastlanmayan bir yapı için diğer teknikler kullanılabilir (Moss,
1996).
Sayfa 13/16
engelsizumutlar.com
IV. KONUŞMA VE DİL BOZUKLUĞU OLAN ÖĞRENCİNİN EĞİTİMCİLERDEN
BEKLENTİLERİ NELERDİR?
A. ÖĞRENCİNİZİ ANLAMAK
Öğrencinizin konuşma ve dil patalojisti ile hangi sosyal ve akademik alanın öğrencinin
probleminden etkilendiğini ortaya çıkarmak amacı ile görüşün. Okuduğunu anlamaya yönelik
alıcı dili kullandığı aktiviteler onu gerçekten zorluyor mu? Konuşma seslerini ayırt etme
yeteneği yok mu? Düşüncelerini ifade etmede güçlük çekiyor mu? Bilimsel ve sosyal
çalışmalarda grup tartışmalarına katılmak onun için çok mu zor? Sizin bu konuda bilinçli
olmanız ilk önemli adım.
Konuşma bozukluğuna sahip olan öğrenciniz iki dil ya da daha fazla dil biliyorsa, bu durumun
öğrencinin dil gelişimini nasıl etkileyebileceği konusunda dil patalojisti ile konuşun.
B. ÖĞRENCİNİZLE KONUŞMAK
Öğrencinize yönergeler verirken, konuşma hızınızı ve tonlamanızı kontrol edin. Açık, kısa ve
net bir ifade ile konuşun. Örneğin, konuşmalarınızda dolaylı ve abartılı anlatımdan, ek
örnekler vermekten kaçının. Durumların ya da olayların ‘ilk, sonra ve en son’ şeklinde
sıralanması da anlaşılmasına yardımcı olur.
Mümkün olduğunca öğrenciyi dinlediği konuya odaklanmasını sağlamak için dikkatini
dağıtacak görsel ve işitsel uyarıcılardan uzak oturtun. Aslında öğrencinize dikkat toplamayı
öğretmek iyi bir fikir olacaktır. Fiziksel faktörleri kullanarak işe başlayabilirsiniz. Örneği
model olma ya da rol yapma yoluyla oturup konuşmacıyı dinlemeyi öğretin. Öğrencinize aynı
anda tek bir konuşmacıya odaklanmayı ve konuşmacının ne söylediğini anlamaya çalışmayı
öğretin. Öğrencinizin bunu uygulamasına yardımcı olmak için konuştuğunuzda dikkatini size
verdiğinden emin olun. Öğrenciniz sizi dinlemesini istiyorsanız, bu esnada not almak vb. gibi
başka şeylerle ilgilenmesi beklemeyiniz.
Sayfa 14/16
engelsizumutlar.com
Öğrencinizin alıcı dilde problemi varsa, bir seferde kaç yönergeyi anlayabildiğine dikkat edin.
Öğrencinizi dikkatli bir şekilde izleyerek yönergeleri başarılı bir şekilde yerine getirmesine
yardımcı olabilirsiniz.
İfade etme güçlüğü olan öğrencinize ise bol bol konuşma fırsatı verin ve diğer
öğrencilerinizin ona yardım etmesine ya da konuşmasını kesmesine müsaade etmeyin.
Konuşurken aceleci davranmasına engel olun. Uygun kelime bulmak ve kullanmak için
yeterli zamanı olduğu konusunda ona teminat verin (Stawe, 2005).
C. SOSYAL İLİŞKİLER KURMAK
Öğrencilerle konuşun, dialoglar kurun. Sınıf içerisinde alaya asla müsaade etmeyiniz.İfade
güçlüğü olan çocuklar bu konuda son derece savunmasızdır;taklidinin yapılması vb.Bu
durumda öğrencilerin tamamını hedef alarak konuşun ve alay edilen çocuğun sorunu
anlayabileceği dilde dile getirin.Çocukları alayın sınıf içinde hoşgörülemeyeceğine ilişkin
uyarın (Stawe, 2005).
Sayfa 15/16
engelsizumutlar.com
KAYNAKÇA
-
Giulioni, A. & Pierangelo, R. (2008) Assesment in Special Educatin:A Pratical
Approach
-
Lerner, J. (1997) Learning Disabilities,Theories Diagnosis and Teaching
Strategies, 7.Baskı
-
Martin H.J & Jurafsky D. Speech and Language Processing.
-
Martinez, A. E. & Kauffman, J. (2005) Learning Disabilities.
-
Moss, G.(1996) The Basics of Special Needs.
-
Owens, R. (1999) Language Disorders-A functional approach to assessment and
intervention.
-
Owens, R. (2001) Language Development An Introduction.
-
Paul, R.(1995) Language Disorders From Infancy Through Adolescence-Assessment
and Intervention
-
Stawe M. C. (2005) Understanding Special Education
Sayfa 16/16
engelsizumutlar.com

Benzer belgeler