Mutlu insan üretken ve başarılı olur

Transkript

Mutlu insan üretken ve başarılı olur
BANU NOYAN’IN KONUĞU
“Mutlu insan
üretken ve başarılı olur”
İletişim ve organizasyon dünyasının önemli
isimlerinden Banu Noyan, Mall Report Dergisi için
birbirinden özel isimlerle röportajlar gerçekleştirmeye
devam ediyor. Banu Noyan’ın bu sayıdaki konuğu
MediaSA Şirketler Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı
Demet Sabancı Çetindoğan…
20
www.mallreport.com.tr
BANU NOYAN’IN KONUĞU
Demet Sabancı Çetindoğan, merhum
Hacı Sabancı ve Özcan Sabancı çiftinin kızı olarak 1965 yılında Adana’da
dünyaya gelir. Yetiştiği toprakların insanının özelliklerini yaşamına taşımaya
her zaman özen gösteren Demet Sabancı Çetindoğan, üniversite eğitimini,
Londra’nın seçkin eğitim kurumlarından
Richmond College’da, işletme üzerine
aldıktan sonra 1988 yılında eğitimini
tamamlayarak yurda döner. Çocukluğundan beri ailesi dolayısı ile iç içe
bulunduğu tekstil sektörüne karşı koyamadığı bir ilgi duyması, onu ailesinin
tekstil yatırımlarında görev almaya
iter. Sabancı tekstil işletmelerindeki ilk
durağı, 1988 yılında çalışmaya başladığı TekSA A.Ş. olur. Bu kurumda çeşitli
kademelerde çalıştıktan sonra, 1995
yılında, Sabancı Grubu’nun ilk sanayi
atılımı olma özelliğini taşıyan BosSA
T.A.Ş’ye geçer. Başarı ile yürüttüğü
görevlerin ardından, 2003 ile 2008
yılları arasında hem BossSA T.A.Ş. hem
de YünSA A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliğini
üstlenir.
BAŞARILARLA DOLU BİR KARİYER
Demet Sabancı Çetindoğan’ın girişimci olarak kariyeri ise, 1999’da eşi
Cengiz Çetindoğan ile birlikte kurduğu perakende tekstil firması DemSA
A.Ş. ile başlar. İlk olarak anne-çocuk
markası Mothercare ile işbirliğine giden
DemSA, zaman içinde Tom Ford,
Salvatore Ferragamo, DVF, Elie Tahari,
Longchamp, Juicy Couture, Agent
Provocateur, Pal Zileri, Jo Malone,
Michael Kors, Gerard Darel, Michael
Kors, Kurt Geiger, Guess, Laura Ashley,
Charles&Keith, Mothercare-ELC gibi
pek çok marka ve modacıyı Türk tüketicisi ile buluşturarak; ardından kendi
markası olan Brandroom’u yarattı. Ünlü
İngiliz perakende zinciri Harvey Nichols’ı
da Türkiye’ye getiren Sabancı Çetindoğan, markanın farklı bir tarz yansıtan
mağazaları ile büyük başarı sağladı.
2006 yılında kurduğu MediaSA Yayıncılık A.Ş. ile girişimcilik kariyerine devam
eden Demet Sabancı Çetindoğan,
aynı zamanda DemSA A.Ş. Yönetim
www.mallreport.com.tr
Kurulu Başkan Vekili
görevini de sürdürüyor.
Bunların yanında, 2006 yılında
kurduğu, kök hücre
araştırmaları yapan
ONKİM’in Yönetim
Kurulu Başkanlığı’nı,
2008’de kurulan uluslararası
deniz taşımacılığı
şirketi Densa Deniz
Taşımacılık’ın Yönetim Kurulu Başkan
Vekilliği’ni de üstlenen Sabancı Çetindoğan, toplumsal
sorumluluk bilinciyle
birçok vakıf ve kuruluşta da aktif olarak
rol alıyor. İş ve özel
yaşamındaki başarıları ile adından
sıkça söz edilen
Demet Sabancı
Çetindoğan, turizm,
otelcilik ve tekstil
alanlarında gerçekleştirdiği yatırımlarla
Türkiye’nin örnek iş
kadınlarından biri
olmanın yanı sıra,
çocuklarına sevgiyle
bağlı bir anne…
20 yıl Sabancı Holding’te çalıştınız.
DemSA’yı kurdunuz. Fashion TV’nin
Türkiye haklarını satın aldınız ve
daha bir çok başarının ardında
sizin isminiz var. Türkiye’nin güçlü
kadınlarından birisiniz. Sosyal ve
özel hayatınızda da aynı şekilde
güçlü müsünüz?
D.S: Güç kelimesi yaşantımda hiç
aklıma gelmeyen bir kelime. Güçlü
olmak gibi bir derdim olmadı hiçbir
zaman… Ben önce ruhsal ve bedensel olarak hayatımda bir denge
kurmak amacındayım. İşte de evde
de sosyal hayatımda da ölçülü,
dengeli, faydalı olmak istiyorum. Hani
hepimiz matematik sınavlarından biliriz;
sonuç kadar gidiş yolu da önemlidir.
Benim de beklediğim başarıyı elde edemediğim girişimlerim oldu. Ama hep
bildiğim, istediğim, arzu ettiğim şekilde
yönetmeye çalışıyorum hayatımı... Eğer
kendi hayatına hakim olabilmek, doğru
bildiklerini yapmak bir güç ise evet ben
güçlü bir kadınım, diyebilirim.
Adana’da Sabancı soyadıyla büyümek nasıl bir histi? Neler yaşadınız o
yıllarda?
D.S: Çok mutlu çocukluk ve gençlik yıllarım oldu. Dışarıdan başkaları baktığında
ne görüyorlardı bilemem ama ben
aynaya baktığımda o zaman kendimi
arkadaşlarım gibi görüyordum. Ailemizde hiç bir zaman aşırı uçlar ya da şıma-
21
BANU NOYAN’IN KONUĞU
“HİKAYESİ OLAN YATIRIMLAR
YAPIYORUZ”
Geçtiğimiz günlerde yeni oteliniz St.
Regis açıldı. Turizm yatırımlarınız daha
da büyüyecek mi?
D.S: Biz her işimizde olduğu gibi hikayesi
olan yatırımlar yapıyoruz. Turizm alanındaki yatırımlarımız fırsat oldukça devam
edecektir. Her yaptığımız bir öncekini
aşar nitelikte olsun istiyoruz. Turizm hakkı
verilmeyen önemli bir sektör. Biz dünya
standardını getirmeye çalışıyoruz. St.
Regis’i sadece konaklamak için değil, o
farklı havayı solumak için bile ziyaret etmelisiniz. Orası bir otelden daha fazlası…
Eşiniz Cengiz Bey ile beraber çalışmanın avantajları ya da dezavantajları
neler?
rık davranışlar yaşanmamıştır. Önümüzde
örnek anne-babaya sahip olmamız biz
kardeşlerin en büyük kazancı diyebilirim.
Herkes sizin gibi köklü bir ailenin iş dışındaki yaşamını merak ediyor. Birçok
iş kolunda ve derneklerde başkanlığınız, üyeliğiniz var. İşten kendinize
zaman ayırdığınızda neler yaparsınız?
D.S: Çocukluğumda çok disiplinli piyano
çalıyordum. Zaman zaman fırsat buldukça piyano çalmak beni çocukluğuma
götürdüğü için çok keyif alıyorum. Bunun
yanında pek çok yardım kuruluşuna
destek veriyorum. Kiminde kurucuyum,
kiminde çalışanım ama hepsinde gönüllüyüm. Daha çok çocukları ve kadınları
eksenine alan ve geleceğe yatırım sayılabilecek değerler üretmeye çalışıyorum.
Bu benim içimden gelen bir enerji. Bu
aralarsa en çok ONE derneğine vakit
ayırıyorum. Ortak Nesiller Entegrasyonu ile
Anadolu’nun zenginliğini evrensel boyuta
taşımaya çalışıyoruz. Ayrıca bir de anneyim tabii ki. Çocuklarımla, ailemle birlikte
olmak en büyük mutluluk benim için.
Dedenizin kurduğu holdingde çalıştıktan sonra ayrıldınız. Farklı iş kollarına
yöneldiniz. Bu kararı nasıl aldınız? Risk
almayı sever misiniz?
22
D.S: Bundan daha doğal bir şey
olamaz. Herkesin kendi hayalleri var ve
inanıyorum ki herkes fırsat bulduğunda
bu hayallerin arkasından koşmak ister.
İnsan doğasının bir çıktısı bu… Buna risk
diye bakmamak lazım. Evden çıkmak
da bir risk ama sağlıklı insanlar başıma
kötü bir şey gelir diye evde kalmıyor.
Ben holdingden ayrılırken başıma kötü
bir şey gelir mi, risk mi alıyorum diye
düşünmedim. Hayallerim ve hedeflerim
vardı. Kendi tarzımı yansıtmak istedim.
Bu o kadar da üzerinde durulacak bir
konu değil.
Eşinizle Adana’da ikiniz de sporcuyken basketbol turnuvasında tanışmışsınız. O tanışma sürecini
anlatır mısınız?
D.S: Hiç birinde profesyonel olmadım
ama çocukluğumda da gençliğimde de birçok spor dalı ile ilgilendim.
En büyük zevkimde basketbol oynamaktı. Hatta o kadar ileri gittim ki
basketbol hakemi dahi oldum. 1983
yılında Adana’da ikimiz de sporcuyken
basketbol turnuvasında tanıştık. Belli bir
arkadaşlık döneminden sonra evlenmeye karar verdik. Çok şükür mutlu bir
evliliğimiz var.
D.S: Biz sağlıklı ve mantıklı bir iş bölümü
yaptık ve buna sadık kalıyoruz. Birbirimizi
denetlemiyor destekliyoruz. Güven duyarak çalışmak çok önemli. Sanırım Cengiz
de böyle düşünüyor. Bu noktada iyi bir
örnek olduğumuzu düşünüyorum.
Türkiye’de birçok genç girişimci
var. Hızla yeni yerler açılıyor, genç
patronlar çoğalıyor. Genç girişimcilere tavsiyeleriniz nedir? Nelere dikkat
etmeleri gerekir?
D.S: Rekabet çok yoğun. Eskiden iyilerle
kötüler arasındaki mesafe daha fazlaydı.
Şimdi herkes daha sıkı hazırlanıyor.
Yabancı dil bilen, sosyal merakları olan,
dünyayı takip eden, kendi hedefleri olan
insan sayısı daha fazla. Bir şey başarmak istiyorsanız, hızlı olmalısınız. Yaratıcı
olmalısınız, yenilikçi olmalısınız, küresel
düşünmelisiniz. Hayata hazır olmak lazım.
Her hayat kendi modelini ortaya koyar.
Çocukken piyanist olmak daha
sonra da çikolata fabrikası kurmayı
istiyormuşsunuz. Babanızla bu fikirleri
paylaştınız mı, tepkisi nasıl oldu?
D.S: Dediğiniz gibi çocuktuk o zamanlar. Çikolata fabrikası hayalimi babama
da söyledim. Dikkat ederseniz bugün
imkanım var ama çikolata işine girmedim. Ama şunu söyleyeyim dünyaca
ünlü bir piyanist olmayı şu an bile isterdim. Eminim rahmetli babam da çok
www.mallreport.com.tr
BANU NOYAN’IN KONUĞU
isterdi. Hem annem, hem de rahmetli
babam piyano konusunda beni çok
desteklediler.
Bu endüstriden geçimini sağlayan her
kademede milyonlarca insan var. Ciddi sermayeler yatırılıyor bu alana.
“ANNE OLMAK BİR İNSANIN
HAYATTAKİ EN BÜYÜK SINAVIDIR”
Sakıp Sabancı’nın vefatından sonra
Sabancı Ailesi’nde neler değişti?
3 çocuğunuz var. Aralarında çok
yıl farkı yok. Anne olduktan sonra
hayatınızda neler değişti? Çocuklarınızla zaman geçirmeye vaktiniz
oluyor mu?
D.S: Bana hep soruluyor “Güçlü bir
kadın mısınız?” diye. Ben asıl olarak
çocuklarım olduktan sonra güçlü bir
insan oldum. Onların yanında olmak
için. Anne olmak bir insanın hayattaki
en büyük sınavıdır. Bütün önceliklerinizi
alt üst eder. Kalbinizi yumuşatır. Aklınızı
açar. Kollarınızı kuvvetlendirir. Çocuklarımla son derece sağlıklı ve güçlü
bir bağım var. Eğitimleri için benden
uzakta olsalar da, bazen aramıza nesil
çatışmaları girse de, kalbimiz birbirimize
karşı sevgiyle dolu.
D.S: O hayattayken, biz üçüncü kuşak
aile bireyinden biri gruptan ayrılıp kendi
hayalinden gitmeye başlamıştı. Vefatından sonra bir kısmımız daha bu yolu
tercih ettik. Bence en büyük değişiklik
bu diyebilirim.
“AVM’LER YENİ MARKALARIN
ORTAYA ÇIKIŞINA ÇOK KATKI
SUNDU”
AVM’ler ile ilgili düşüncelerinizi
alabilir miyiz?
D.S: Ekonominin olmazsa olmazları
haline geldiler. Biliyorsunuz dünyanın
gelişmiş ülkelerinde böylesi bir AVM modası yok. Ama bizdeki tüketim eğiliminin
artışına, yeni markaların ortaya çıkışına
çok katkı sundu. AVM’ler zaman içinde
çok da şekil değiştirdiler. Ama tek başlarına yeterli olmadıkları ve çok kötü
örnekleri olduğu da ortada. Piyasa bu
yatırımları terbiye edecektir. Fakat şunu
da söyleyeyim çok çok iyi örnekleri de
var. Doğrusunu isterseniz biz de ailecek
zaman zaman keyifle gidiyoruz.
Bir de sizden Anneler Günü mesajı
almak isterim…
D.S: Önce kendi annemi sevgiyle
kucaklıyorum. Sonra çocuklarımı hasretle, sevgiyle kucaklıyorum. Anneler
ve çocuklarının kalbi her zaman birlikte
atsın. Allah kimseye evladının acısını
göstermesin. Annelerin gözünde yaş
olmasın. Çok acılı günlerden geçiyoruz. Savaşlar, mülteci kıyımları… Anneler çok üzgün, gene çok acılıyla dolu.
Keşke kollarımız bütün muhtaçlara
uzanacak kadar uzun olsa. Annelerin
sevgisiyle sarardık bütün yaraları...
Önlerinde bu kadar başarılı bir
anne ve baba modeli varken, onlar
meslek olarak ne yapmayı tercih
ediyorlar?
D.S: Ben onların mutluluğun peşinden
koşmalarını istiyorum. Mutlu insan
üretken olur, başarılı olur, faydalı olur.
Onlar da kendi yollarını çizecekler. İyi bir
eğitim alıyorlar. Doğru çevrelere girip
çıkıyorlar. Allah önce onlara sağlık ve
mutluluk versin. Ben ve babası onları
her durumda seviyoruz ve yanlarında
olacağız.
Moda dünyasının en ünlü markalarını Türkiye’ye getirdiniz. Bu kadar
markanın içindeyken sizin modayla
aranız nasıl?
D.S: Modaya yatırım yapmamız tek
başına moda ile ilgilenmemden
kaynaklanan bir durum değil. Dünyanın
en büyük markalarıyla, tasarımcılarıyla,
kanaat önderleriyle ve müşterileriyle
çalışıyoruz. Benim için moda profesyonel bir uğraş. ‘İşim bu’ diye giydiğim her
parçanın marka olmasına özen göstermiyorum. Moda bir endüstri. Ne yazık ki
bu daha çok anlaşılamadı Türkiye’de.
www.mallreport.com.tr
ınlarından sevgili
Ülkemizin başarılı iş kad
oğan, röportaj ricaDemet Sabancı Çetind
de ortak zamanını
mı kırmadı ve ikimizin
da kadınlarda bulunyakalamak güç olsa
anizasyon yeteneği
duğuna inandığım org
tuk. Demet Hanım
ile zoru başarıp buluş
rümüz sevgili Derya’yı
beni, ekibimi ve editö
ibi olduğu Harvey
Kanyon’da bulunan sah
i. Hoş, zarif, çalışkan,
Nichols’da misafir ett
nım var karşımızda...
detaycı ve titiz bir ha
tı ki, giysisi buruşÖyle güzel hazırlanmış
kimi bitene kadar
masın diye fotoğraf çe
ine ve temsil ettiği
oturmadı. Kişinin kendis
alı. Ve söylemeden
markaya saygısı bu olm
t Hanım hediyemi
geçmeyeceğim Deme
de zarif teşekkürükendisine takdim ettiğim
mleler seçerek yaptı
nü bile öyle samimi cü
iyorum, sizi tanımış
ki yürekten teşekkür ed
tluluktu...
olmak benim için mu
Banu Noyan
23

Benzer belgeler