Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı
Transkript
Uluslar arası Atom Enerjisi Ajansı
STRATEJ‹K ARAfiTIRMALAR DERG‹S‹ Dr. Necmi DAYDAY* ULUSLARARASI ATOM ENERJ‹S‹ AJANSI (UAEA) ÖZET 1950’lerden itibaren uluslararas› ticaretin, özellikle de nükleer malzeme ticaretinin ve nükleer yak›t sanayisinin bölgesel ölçeklerde hacmi artt›kça, nükleer enerjinin bar›flç›l amaçlardan askeri amaçlara sapt›r›lmas›n› önlemeye yönelik nükleer silahlar›n önlenmesi antlaflmalar› yap›lm›flt›r. Ancak bir sure sonra, bu antlaflmalara uyumlu hareket edilip edilmedi¤ini kontrol etmek üzere, ilgili taraflar›n iste¤i ile nükleer madde ve malzemelerin uluslararas› ticareti ve ulusal nükleer sanayinin denetimini yapacak olan bir uluslararas› sistemin gerekli oldu¤u anlafl›lm›flt›r. 8 Aral›k 1953 tarihinde dönemin ABD Baflkan› Dwight D. Eisenhower, BM Genel Kurulu’na uluslararas› bir sistemin kurulmas›n› önermifl ve k›saca “Bar›fl ‹çin Atom” ad›yla an›lan söz konusu öneri, Uluslararas› Atom Enerji Ajans›’n›n (UAEA) kurulmas›na yol açm›t›r. UAEA’n›n misyonu, atom enerjisinin dünya bar›fl›na, sa¤l›¤a ve refaha katk›s›n› artt›rmak ve h›zland›rmakt›r. ABSTRACT International Atom Energy Agency (IAEA) By the beginning of 1950s, with the increase of the volume of international trade on regional dimensions especially in terms of nuclear supplies and the nuclear fuel; bilateral, multilateral or territorial treaties have started to be signed on the non-proliferation of nuclear arms. However, after a certain period of time, it was understood that an international system which would be established upon the consent of the sides in order to control the national nuclear industries, the international trade of the nuclear supplies and materials was needed. On December 8, 1953, the president of USA, Dwight D. Eisenhower has proposed an international system to UN General Assembly and this proposal which was shortly called as “Atom for Peace”has led to the foundation of International Atom Energy Agency (IAEA). The mission of IAEA is to increase and accelarate the contribution of atomic energy to world peace, health and development. Giriş 1938’in sonunda uranyumun parçalanmasının keşfinden kısa bir süre sonra, bu keşfin olağanüstü ve korkunç sonuçlarını ilk olarak kavrayanlardan biri olan Macar fizikçi Leo Sizlard, fransız meslekdaşı Fréderic Joliot’a şu satırları yazar: “Bir nötrondan fazlası serbest bırakılabildiğine göre zincirleme bir etkinin de yaratılması mümkündür. Bu bilgi, her halükarda, ama özellikle de bazı hükümetlerin elinde olursa, son derece tehlikeli bombaların yapımına yol açabilir”. Sorun, günümüzde de bundan daha öz bir şekilde ifade edilemez. Nükleer enerjinin büyük gücü, dünya kamu oyunun dikkatini ne yazık ki, 1945’in ağustos ayında Japonya’ya atılan iki atom bombasıyla çekti. Bu * 32 tarihten itibaren, nükleer bombaya sahip olan ülke sayısını sınırlama girişimleri birbirini izledi. Bu girişimlerin sonucunda nükleer silaha sahip ülke sayısı, ilk yıllarda düşünüldüğünün aksine,yavaş bir hızla arttı. Öte andan, ilk atom bombasından bu yana altmış yıldan fazla bir zaman geçmesine rağmen, nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılması sorununda pek büyük bir ilerleme kaydedilmedi. Nükleer enerjinin bombalarla ortaya konan gücü, dünya kamuoyunun sivil amaçlı nükleer enerji üretimine, nükleer silah yapımına yolaçacağı korkusuyla, ihtiyatla yaklaşmasına yolaçmıştır. Bundan dolayı nükleer santrallerin ve destekleyiçi tesislerin yapımı ve işletilmeleri, uluslararası antlaşmalar ve sözleşmelerden doğan çok sıkı kontrollara tabidir. Galatasaray Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Fakültesi Öğretim Görevlisi, UAEA Nükleer Güvenlik Denetimleri Uzman Denetçisi (Emekli) STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 ULUSLARARASI ATOM ENERJ‹S‹ AJANSI (UAEA) Ulusların Nükleer Güvenliğine yönelik çalışmalar ve “Barış için Atom” programı 1945 Temmuz’unda, daha henüz atom bombaları kullanılmamışken, ABD ve İngiltere, çok büyük miktarda düşük tenörlü uranyum yataklarının varlığı bilinen İsveç’e, ‘’uranyum ihracatının tamamen yasaklanmasını’’ isteyerek, bir anlaşma teklif etmişlerdi. Buna göre ABD ve İngiltere, 30 yıl uzatma opsiyonuyla, 30 yıl boyunca İsveç’in tüm uranyum üretimini satınalacaklardı. İsveç bu teklifi, yeni kurulan Birleşmiş Milletler’e atıfta bulunarak, eylül ayında reddetti. Bu teklifin, nükleer enerjinin gelecekteki kullanımını kontrol altında tutmanın ilk adımı olduğu açıktır. İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden üç ay sonra, 15 Kasım 1945’de ABD, İngiltere ve Kanada Washington’da yaptıkları toplantıda, nükleer gücün denetimi için etkin bir uluslararası sistem kuruluncaya kadar nükleer konularda gizlilik politikası uygulamaya karar verdiler. Aynı zamanda tüm dünyada elde edilen uranyumu almaya da karar verdiler. Böylece nükleer güç için gerekli, günümüzde yaygın olan iki şeyi, teknik bilginin ve uranyumun elde edilmesini önleyerek Nükleer Silahların Yayılmasını önlemek istiyorlardı. Ocak 1946’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Londra’da ilk defa toplandığında ABD; İngiltere ve Rusya, Kanada, Fransa ve Çin ile birlikte bir ‘’ Birleşmiş Milletler Atom Enerji Komisyonu ‘’ kurulmasını önerdiler. Öneri kabul edildi ve Güvenlik Kurulu üyesi 11 ülke ile birlikte Kanada, Komisyon’u oluşturdular. Komisyon’nun görevleri; • Barışcıl amaçlara yönelik olmak üzere uluslar arasında temel bilimsel bilgi alışverişini yaygınlaştırmak, • Atom enerjisinin kullanımının yalnızca barışcıl amaçlarla olmasını sağlayacak kadar gerekli kontrolları yapmak, • Atom silahlarının ve kitle imha silahına dönüştürülebilecek silahların ülkalerin milli silah envanterlerinden yok edilmesi, • Antlaşmalara uyan ülkeleri, antlaşmanın bozulmasından ve antlaşmaya yan çizilmesinden doğabilecek tehlikelerden korumak için etkin bir Nükleer Silahsızlanma sağlamak üzere denetimler ve başka metotlar kullanmak olarak belirlendi. Mart 1946’da, ABD Dışişleri Bakanı’nın girişimiyle, sonradan ABD atom Enerji Komisyonu’nun ilk başkanı olacak olan David Lilienthal başkanlığında, ABD’nin “Manhattan Projesi’’ kod adıyla bilinen atom bombası yapma projesinin başında bulunmuş olan fizikçi Robert Oppenheimer ile üç sanayiciden oluşturulan bir komite kuruldu. Komite’ye “nükleer enerjinin barışcıl amaçlara yönelik geliştirilmesi ile nükleer si- lahların yokedilmesi “konusunu inceleyerek bir rapor hazırlamaları görevi verildi. Raporun, daha sonraları Başkan Carter’ın ve UAEA şimdiki Genel Direktörü El Baradei’in önerilerinde de dile getirilen, ana fikri şudur; “Atom çağında, nükleer silahları yasaklayan antlaşmalara, nükleer silahların yayılmasını önlemeye yönelik antlaşma ve sözleşmeler ile denetimlere dayanan hiçbir güvenlik sisteminin tam başarılı olması olanaksızdır.’’ Raporda, nükler silahların yapımına ve geliştirilmesine yarayacak nükleer tesislerin, işletmelerin tek tek ülkeler yerine uluslararası bir kurum tarafından işletilmesi öneriliyordu. Böylece bir uluslararası kurum, tüm uluslar adına nükleer sanayi tesislerinin sahibi, işletmecisi olacak ve nükleer sanayinin geliştirilmesi için gerekli çalışmaları yapacakdı. Bu kurum aynı zamanda nükleer madenlerin ve yakıtın da sahibi olacak, nükleer sahada araştırmalar (hatta nükleer patlayıcılarla ilgili araştırmalar dahil) yapacak ve nükleer yakıt fabrikaları ve reaktörleri işletecekdi., Ülkelerin gizli nükleer çalışmalar yapıp yapmadığı, Uluslararası Denetciler tarafından kontrol edilecekdi. ABD’ni Birleşmiş Milletler Delegesi Bernard Baruch bu planı, 14 haziran 1946’da Birleşmiş Milletler Atom Enerji Komisyonu’nun ilk açılış oturumunda, ABD Planı (‘’Baruch Planı’’ diye anılır) olarak sundu. Plan üzerinde yapılan çalışmalar,İki yıllık bir sürede yapılan ikiyüzden fazla toplantıdan sonra,Birleşmiş Milletler Atom Enerji Komisyonu 1948 yılında, Güvenlik Kurulu’na bir çıkmaza girildiğini bildirmesiyle sona erdi. Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın (UAEA) kurulması 1950’den itibaren uluslarası ticaretin, özellikle de nükleer malzeme ticaretinin ve nükleer yakıt sanayisinin bölgesel ölçeklerde hacmi arttıkça, nükleer enerjinin barışcıl amaçlardan askeri amaçlara saptırılmasını önlemeye yönelik İkili, Çok Taraflı ve Bölgesel Alanda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi şeklinde antlaşmalar yapıldı. Ancak kısa bir zaman sonra, bu antlaşmalara uyumlu hareket edilip edilmediğini kontrol etmek üzere, ilgili tarafların isteği ile, nükleer madde ve malzemelerin uluslararası ticareti ve ulusal nükleer sanayinin denetimini yapacak olan bir uluslararası sistemin gerekli olduğu anlaşıldı. 8 aralık 1953 yılında, ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na, nükleer enerjinin barışcıl amaçlarla kullanımını yaygınlaştıracak fakat aynı zamanda nükleer enerjinin askeri amaçlarla kullanımını önleyecek, uluslararası bir sistemin kurulmasını öngören bir plan önerdi. Kısaca “Barış için Atom” adıyla anılan bu öneri Uluslararası Atom Enerji Ajansının kurulmasına yol açtı. STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 33 STRATEJ‹K ARAfiTIRMALAR DERG‹S‹ Dr. Necmi DAYDAY ABD Kongresi, 1954 yılında, Atom Enerjisi Yasası’nı (AEA/54) geçirerek, daha önceleri ‘’McMahon Yasası’’ ile nükleer konularda getirilmiş olan sıkı yasakları önemli bir şekilde azaltarak “Barış için Atom” programına yasal bir temel oluşturdu. Böylece ABD ve ona paralele olarak Rusya, bağlaşık ve dost ülkeler ile Gelişmekte Olan Ülkeler’in yakınlığını kazanmak amacıyla, nükleer araştırma reaktörleri teklif etmeye başladılar. Mayıs 1955’de Türkiye ile ABD, AEA/54 altında nükleer enerjinin barışcı amaçlarla kullanını ile ilgili ilk İşbirliği Antlaşması’nı imzaladılar. ABD’nin, 1959 yılı sonuna kadar 42 ülkeyle antlaşmalar imzalamış olmasına karşılık, Rusya, 1968 yılına kadar ancak 26 ülkeyle İşbirliği Antlaşmaları yapmıştı. Bu antlaşmaların büyük çoğunluğu, yapılan yardımların barışcı amaçlar için kullanılıp kullanılmadığının denetimini ABD’nin yapacağını ve bu yükümlülüğün daha sonra UAEA tarafından yerine getireleeceğini öngörüyordu. Rusya ise, alıcı ülkenin, alınan yardımları yalnızca barışcı amaçlar için kullanmaya söz vermesini ve kullanılmış yakıtları Rusya’ya geri göndermesini şart koşuyordu. 22 Ağustosda Birleşmiş Milletler Üyelerine sirküle edildiğinde, büyük kabul gördü. 27 şubat 1956’da Rusya, Çekoslavakya, Brezilya ve Hindistan da Müzareke Grubu’na katılarak, 18 Nisan 1956’da Statü’ye hemen hemen bugünkü şeklini verdiler. Kuruluşa yardımcı bir diğer etken, Ekim 1956’da meydana gelen Süveyş Kanalı Krizi’dir. Bu durum, Batılı Ülkeleri, petrole alternatif olacak başka enerji kaynaklarını gözönüne almaya zorladı ve buna bağlı olarak “Barış için Atom” politikası, özellikle Batılıların gözünde, büyük önem kazandı. Uzun süren çalışmalar sonunda, 29 Temmuz 1957’de UAEA Birleşmiş Milletler’in özerk bir alt kuruluşu olarak kuruldu. Türkiye de UAEA’nın kurucu üyesidir. UAEA’nın Misyonu UAEA’nın misyonu, UAEA Statüsü’nün II. Maddesi’ne göre; “Atom enerjisinin dünya barışına, sağlığa ve refaha katkısını arttırmak ve hızlandırmakdır. Bu görevi yerine getirirken, mümkün olduğu kadar, Ajans tarafından veya isteği üzerine veya kendi idaresi veya denetimi altında yapılan yardımların askeri amaçlara dönük olarak kullanılmamasını sağlayacaktır’’. Kısaca, UAEA’nın, nükleer enerjinin barışcı amaçlarla kullanılmasını arttırmaya yönelik çalışmalar yapmak fakat aynı zamanda bunun nükleer silahların yayılmasına katkıda bulunmamasını sağlamak gibi, temelde birbirine zıt iki temel görevi var. Bu görevleri yerine getirmek üzer UAEA’ya tanınan haklar çok geniştir. Özetle: 1955 yılının başlarında, ABD, İngiltere, Fransa, Kanada, Avusturalya, Güney Afrika, Belçika ve Portekiz’in oluşturduğu bir “Müzareke Grubu’’, İngiltere’nin Aralık 1954’de ABD’ye sunduğu ve bunun üzerine ABD’nin hazırladığı ‘‘UAEA Statüsü‘’ taslaklarını temel alarak görüşmelere başladı. Bu grubun hazırladığı Taslak Statü, ABD tarafından 29 Temmuz 1955’de Rus Hükümeti’ne gönderildi. UAEA’nın kuruluşunu kolaylaştıran çok önemli bir etken, 8 - 20 ağustos 1955’de yapılan ‘‘Birleşmiş Milletler’ Birinci Cenevre Konferansı’’ olmuştur. Bu konferansta 1939’dan beri gizli olarak yürütülen nükleer çalışmalarla ilgili, nükleer silah yapımı bilgileri hariç, tüm bilgiler 2500 kişiyi aşkın katılımcının faydalanmasına sunuldu. Burada alınan bilgiler, pek çok ülkeyi nükleer enerjinin barışcı kullanımından yararlanmak üzere nükleer araştırmalar yapmaya ve kurulması önerilen UAEA’ya sıcak bakmaya yöneltti. Öyle ki, Müzareke Grubu tarafından hazırlanan “Taslak UAEA Statüsü”, 34 STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 - Nükleer enerjinin barışcı amaçlar için uygulanması ve geliştirilmesi için gereken araştırma çalışmalarını arttırmak üzere hertürlü girişimde bulunmak (Madde III.A.1), - Dünyanın az gelişmiş ülkelerinin ihtiyaçlarını gözününde tutarak, bu gibi araştırma ve geliştirme çalışmaları ile atom enerjisinin günlük uygulamaları için gereken her türlü maddeyi, teçhizatı, hizmeti ve tesisi sağlamak (Madde III.A.2), - İlmi ve teknik bilgi değişimini geliştirmek (Madde III.A.3), - UAEA’ca sağlanan nükleer yardım ve ekipmanın, askeri amaçlarla kullanılmamasını temin etmeye yönelik bir Nükleer Güvenlik Denetleme Sistemi kurmak ve işletmek, ve böyle bir sistemi, harhangi bir İkili veya Çoktaraflı Antlaşma durumunda, taraflarca istendiği takdirde, tatbik etmek (Madde III.A.5), - Nükleer Güvenlik Standartlarını yaratmak veya olanları benimseyerek uygun hale getirmekmek (Madde III.A.6). ULUSLARARASI ATOM ENERJ‹S‹ AJANSI (UAEA) Statü, zamanla UAEA’nın ana görevlerinden biri haline gelen, “Teknik Yardım’’ konusunda açık bir madde içermemektedir, Ancak, az gelişmiş ülkelere, nükleer enerjiyi kullanabilmeleri için yardım edilmesinin önemini özellikle vurgulanmaktadır. UAEA’nın Yapısı ve İşleyişi UAEA, Birleşmiş Milletler bünyesinde özerk bir “Uzman Kurum’’ olup, Birleşmiş Milletler yapısındaki organlardan hiçbirine doğrudan bağlı değildir. Ancak, BM Genel Kurul’una ve Güvenlik Konseyi’ne rapor vermekle yükümlüdür. UAEA’nın yapısı ve işleyişi ‘’UAEA Statüsü’’ ile belirlenmiştir. Buna göre UAEA’nın üç ana organı vardır: 1. Guvernörler Meclisi, 2. Genel Kurul, 3. Sekreterya UAEA’nın politikasını belirleyen iki organdan, Guvernörler Meclisi’nin yetkileri Genel Kurul’unkinden daha geniştir. Guvernörler Meclisi Guvernörler Meclisi, 13’ü bir önceki Yönetim Kurulu tarafından, 22’si Genel konferans’ca seçilmiş olan 35 Guvernör’den oluşur. Bir önceki Meclis tarafından seçilen 13 Guvernör’ün 10’u, nükleer teknoloji alanında en gelişmiş olan 10 ülkeden, geri kalan 3’ü ise, Kuzey Amerika, Latin Amerika, Batı Avrupa, Doğu Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya, Güneydoğu Asya, Pasifik ve Uzak Doğu bölgelerinin nükleer alanda ileri olan, fakat en gelişmiş on ülke dışında kalan, ülkelerden seçilir. Bu Guvernörler bir yıllığına, Genel Kurul tarafından, yukarıda bahsedilen 13 ülke dışında kalan ülkelerden olan 22 Guvernör ise iki yıllığına seçilirler. Statü’ye göre, bu yirmiiki Guvernör’ün, coğrafi dağılım dengesi göz önüne alınarak, belirtilen bölgelerden şeçilmesi gereklidir. 2006-2007 dönemi Guvernörler Meclisi Üyesi Ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Arjantin, Avusturalya, Avusturya,Belarus, Bolivya, Brezilya, Çin, Endonezya, Etiyopya, Fas, Finlandiya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Japonya, Hindistan, Hırvatistan, İngiltere, İsveç, Kanada, Kolombiya, Kuba, Libya, Mısır, Nijerya, Norveç, Pakistan, Rusya, Slovenya, Suriye, Şile, Tayland, Yunanistan. Guvernörler Meclisi, normal durumlarda, yılda beş toplantı yapar. Mart, haziran aylarında birer, eylül ayında yapılan yıllık Genel Kurul öncesinde ve sonrasında, birer defa olmak üzere iki ve kendi bünyesindeki Teknik Yardım ve İşbirliği Komitesi’nin aralık ayındaki toplantısından hemen sonra da bir toplantı olmak üzere, yılda beş toplantı yapar. Olağanüstü durumlarda daha fazla toplantı yapılır. Guvernörler Meclisi, UAEA’nın programları ve işleyişiyle ile ilgili en önemli kararları bu toplantılarda alır. Guvernörler Meclisi’nin yürütme ile ilgili geniş yetkileri vardır. Guvernörler Meclisi “UAEA’nın işlevlerini Statü’ye uygun olarak yerine getirme yetkisini haizdir’’ ve aynı zamanda Genel Kurul’a karşı da yükümlülükleri vardır (Madde VI). Uygulamada, bu madde ile Guvernörler Meclisi Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi ile ilgili konuların pek çoğunda yetkili tek merci olarak görev yapar. Bu konudalarla ilgili kontrol ve denetim sistemlerinin tasarımında ve onaylanmasında, Nükleer Güvenlik denetcilerinin tayininde, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi ile ilgili anlaşmaların onaylanmasında yetkili olduğu gibi, bir ülkenin nükleer konularda, UAEA ile yaptığı anlaşmalara uygun hareket edip etmediğine karar vermek yetkisine de sahiptir. Uygun bulmadığı durumları, doğrudan BM Güvenlik Kurulu ile Genel Kurul’a rapor eder (Madde XII.C ve Madde III.B.4). Guvernörler Meclisi, UAEA’nın Programını ve bütçesini hazırlar ve onay için Genel Konferans’a sunar. Genel Kurul, guvernörler Meclisi’nin sunduğu teklifleri değiştiremez, ancak değişiklik tavsiyeleri ile birlikte bir daha görüşülmesi ve tekrar Genel Kurul’a sunulması isteğiyle geri gönderir (Madde V.E.5 ve XIV.A). Meclis, Nükleer Standart’larının yayınlanması ve UAEA Genel Direktörünü seçerek, Genel Kurul’un onayından sonra, atamakla da yükümlüdür. Guvernörlerin birer oy hakkı vardır. Butçe ile ilgili konuların oylanmasında üçte-iki şartı geçerli olup, tüm diğer konularda sade çoğunluk yeterlidir. Hangi konularda ki oylamalar için üçte-iki çoğunluk şartının aranacağını da sade çoğunlukla belirlenir. Guvernörler Meclisi’nde oylama yapılabilmesi için üye sayısının üçte ikisinin toplantıda bulunması gereklidir. Genel Kurul Genel Kurul, UAEA’nın politikasını belirlemekte çok etkili bir organ değildir. Genel Kurul’un ana işlevi, güncelliği olan meselelerin ve politikaların görüşülüp tartışıldığı bir forum oluşturmaktır. UAEA’nın diğer organları olan, Genel Direktör, Guvernörler Meclisi ve Üye Devletler, Genel Kurul’ca görüşülmesini istedikleri konuları Genel Kurul’a sunarlar.Kurul’un görevleri, hemen hemen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nunkilerle aynıdır. Genel Kurul, UAEA üyesi 142 ülkenin meydana getirdiği bir kuruldur. Genel Kurul, her yıl eylül ayında toplanır ve ilk iş olarak toplantıların etkin bir şekilde yönetilmesi amacıyla, yalnızca bu genel kurul süresince görev yapan bir başkan seçer. Genel Kurul bu toplantıda, Guvernörler Meclisi’nce hazırlanan bütçeyi ve ortaya konan meseleleri görü- STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 35 STRATEJ‹K ARAfiTIRMALAR DERG‹S‹ Dr. Necmi DAYDAY şerek onaylar. Genel Kurul, Guvernörler Meclisi tarafından seçilen Genel Direktör adayını da onaylar. Kurul, görüşülmesi istenen konular hakkında Guvernörler Meclisi’nden raporlar isteyebilir. Her Kurul Üyesi’nin bir oy hakkı vardır.Bütçe, Statü’nün değiştirlmesi ve herhangi bir üyenin haklarını askıya almak gibi konularda üçte-iki çoğunluk kararı gerekir. Bütün diğer konuların karara bağlanması için basit çoğunluk yeterlidir. Guvernörler Meclisi’nde olduğu gibi, Genel Kurul’da da, hangi konuların karara bağlanmasında üçte-iki çoğunluk aranacağı meselesi, basit çoğunluk kararıyla alınır. Sekreterya Sekreterya, profesyonel ve genel hizmetler kadrolarından oluşur. Genel Direktör, Sekreterya’nın başıdır. Genel Direktör, Guvernörler Meclisi ve Genel Kurul’ca alınan kararları yürütmekle yükümlüdür. Genel Direktör, dört yıl görev yapmak üzere Guvernörler Meclisi’nce seçildikden ve Genel Kurul’da onaylandıktan sonra görevine başlar. Genel Direktör tekrar tekrar seçilebilir. Genel Direktör, UAEA’nın programlarının gerçekleştirilmesi için, herbirinin başında bir Genel Direktör Yardımcısı bulunan, altı ana departmanı yönetir: • Nükleer Enerji (Küreselleşme süreci içersinde nükleer enerjinin elektrik üretimine katkısının arttırılması için gerekli çalışmalar yapar), • Nükleer Güvenlik ve Emniyet (Hertürlü nükleer alanda güvenlikli ve emniyetli kullanımın ve işletiminin gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar yapar) • Nükleer Bilimler ve Uygulamalar (Nükleer bilimler ve uygulamaları, gıda üretimini arttırmak, sağlıklı beslenmeyi geliştirmek ve çevreyi korumak gibi konularda yoğunlaşır), • Nükleer Silahların Yayılmasını Önlemeye Yönelik Güvenlik (İngilizce adıyla; “Safeguards”), (Nükleer tesislerde denetimler yapar ve sonuçları hakkında raporlar hazırlar), • Teknik İşbirliği (Nükleer teknolojilerin, özellikle Gelişmekte Olan Ülkelerde, kalıcı faydalarının geliştirilmesi için teknik yardımlar sağlar) ve • Yönetim (UAEA’nın programlarını etkin bir şekilde gerçekleştirebilmesi için gerekli destek hizmetlerini sağlar). Bu çalışmaları gerçekleştiren, sayıları yaklaşık 2300’ü bulan Sekretarya personelinin büyük çoğunluğu, UAEA’nın Viyana’da bulunan Viyana Uluslararası Merkezi’ndeki Başkanlık Binasında , bir kısım personel ise, Viyana yakınlarındaki Seibersdorf Nükleer Laboratuarları’nda, Monaco Deniz Araştırmaları La- 36 STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 boratuarı’nda, Trieste’deki Uluslararası Teorik Fizik Merkezi’nde, biri Toronto’da ve diğeri Tokyo’da bulunan Bölgesel Safeguards Ofisleri ile biri New York diğeri Cenevre’de bulunan iki İrtibat Bürosu’nda çalışmaktadır. UAEA’nın Genel Çalışma Alanları UAEA, nükleer alanda bilimsel ve teknik işbirliği, nükleer silahların yayılmamasını sağlamak üzere uluslararası denetim ile askeri amaçlı olmayan nükleer çalışmaları ve programları kapsayan denetimler ve bu denetimlere dayanan doğrulama önlemlerinin yürütülmesi için, Birleşmiş Milletler bünyesinde, devletler arası uzman bir merkezi kuruluş olarak, uluslararası topluma hizmet etmekdedir.Günümüzde, geniş çaplı ürün, servis ve programlar, üye olan 142 ülkenin ortak çaba ve ilgileri ile yürütülmektedir. UAEA, her yıl yüzlerce teknik uzmana eğitim ve seminerler yoluyla bilgi aktarımında bulunur. Üye ülkelerin nükleer programlarını geliştirmeleri için teknik yardım desteği verir. Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanımına yönelik nükleer güvenlik ve atık yönetimiyle ilgili düzenlemelerin geliştirilmesi için çalışmalar yapar. Bununla birlikte, çalışma programında, gıda, tarım, sağlık, endüstriyel uygulamalar, radyasyondan korunma ve halkın nükleer meselelerde bilgilendirilmesi gibi günlük hayatımızı ilgilendiren konular da vardır. UAEA, üye ülkelerin uluslararası antlaşmalar çerçevesinde sağlamış oldukları, askeri amaçlı olmayan nükleer malzemelerinin sivil amaçlardan saptırılmadığını doğrulama faaliyetlerini yürütür. Nükleer silahların yayılmasını önlemek için 200’den fazla Nükleer Güvenlik Denetçisi, 1000’den fazla nükleer tesisin büyük çoğunluğunu Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması (NPT) kapsamında denetlemektedir. UAEA bir Nükleer Lisanslama Kuruluşu (“Nuclear Regulatory Body”) olmamakla birlikte, ulusal lisanslama kuruluşlarına nükleer güvenlikle ilgili konularda destek verir. Bu tavsiyeler, birçok ülkede, güvenlik standartları ve kuralları için esas alınmaktadır. Ajans, Nükleer güç reaktörlerinin yer seçimi, tasarımı, işletilmesi ve kalite kontrolları için uygulama kodları ve güvenlik kılavuzları geliştirilmiştir. UAEA, çalışma programını hazırlarken ve uygularken bazı uluslararası ve çok uluslu kuruluşlarla da yakın işbirliği içinde bulunur. Bu kuruluşlardan başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz: • EURATOM (İngilizce, the European Atomic Energy Community, mülhem olarak) , “Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu”, EURATOM, UAEA’nınkine benzer görevleri. Avrupa Birliği Üyesi Ülkeleri için yerine getiren bir örgüttür. ULUSLARARASI ATOM ENERJ‹S‹ AJANSI (UAEA) • ZANGGER KOMİTESİ NPT’nin yürürlüğe girmesinden kısa bir zaman sonra, Antlaşma’nın III. Maddesi’nin 2. paragrafı’nın tüm NPT tarafları tarafından aynı şekilde yorumlanmasını sağlamak üzere, 15 ülke, 1971-1974 arasında isviçreli professör Claude Zangger’in başkanlığında Viyana’da toplanarak bir komite kurdular. Komite, NPT’nin III. Maddesi’nin 2 (b) Paragrafı’nda zikredilen “bölünebilir özel maddenin üretimine, işlenmesine veya kullanımına yönelik olarak, özellikle tasarlanmış veya imal edilmiş techizat ve malzeme‘’ cümlesiyle neyin kastedildiğinin açıklığa kavuşturulması konusuna odaklanmıştı. 1972 yılında, Komite’nin hazırlamış olduğu iki ayrı memorandumda ortaya konulan konuların yorumlanması konusunda, konsensusa varıldı. Bu iki memorandum “Tetikleyici Liste” adıyla anılır. Zira, bu listedeki maddelerden vaya techizatdan herhangi birinin ihraç edilmesi, alıcı ülkeye Ajans’ın nükleer Güvenlik Denetimi’nin uygulanmasını başlatır (tetikler). Komite üyelerinin bugünkü sayısı, Nükleer Silah Sahibi Ülkeler de (ABD, Çin, Fransa, İngiltere, Rusya) dahil olmak üzere, 36 ‘dır. Komite’nin çalışmalarının sonuçları, UAEA’nın INFCIRC/209 numaralı belgesinde toplanmıştır. Zaman zaman bu belgeye eklemeler yapılır. • Nükleer Tedarikçiler grubu (NTG) Kısacası, NTG, UAEA ve EURATOM’un dışında, nükleer malzeme, techizat ihracatı ile teknoloji transferini kontrol maksadı ile kurulmuştur. • Uranyum Enstitüsü Merkezi Londra’da bulunan bu enstitü, 1975 yılında uranyum üreticisi olan ülkelerin kurduğu bir kurumdur. Petrol konusunda OPEC ne ise, uranyum konusunda Uranyum Enstitüsü de o olmuştur. Örgüt, zamanla çalışma alanını ve üye tabanını genişletmiş ve 4 Mayıs 2001’de, Dünya Nükleer Birliği (World Nuclear Association; WNA) adını almıştır. Bugün, WNA’nın üyeleri, Avrupa, Asya, Avusturalya ve Kuzey Amerika’da nükleer endüstrinin tüm alanlarında çalışmalar yapan firmaları ve diğer kurumları kapsamaktadır. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) Birliğe üyedir. Günümüzde WNA, 30 ülkeden nükleer endustri sahasında çalışan 130 firmayı temsil etmekdedir. Güney Amerika ve Afrika ülkelerinden de üyelik müracaatları yapılmaktadır. UAEA’nın eski Genel Direktörü Hans Blix, WNA Danışma Konseyi’nin iki Ortak Başkanı’nından biridir. UAEA, OECD Nükleer Enerji Ajansı (OECD Nuclear Energy Agancy; NEA), Dünya Nükleer Operatörler Birliğ (World Nuclear Operators Association; WANO) ve WNA ile birlikte, Eylül 2003’de kurulan Dünya Nükleer Enstitüsü’nün (World Nuclear Instıtute, WNI) dört kurucusundan biridir. ABD, 1974 yılında Hindistan’ın atom bombasını patlatmasından sonra, bir Nükleer Tedarikçiler Grubu’nun (NTG) kurulmasını önerdi. Önerinin ana maksadı, ülkeler arasındaki nükleer işbirliğinin, nükleer silahların yayılmasına yol açmayacak bir şekilde yapılmasını sağlamak üzere, nükleer tedarikçilerin yönergeleri eşit bir şekilde uygulamalarını sağlamak ve NPT üyesi olmayan, önemli nükleer ülke Fransa’yı da sistemin içine katmakdı. Başlangıçta 7 olan NTG üyelerinin sayısı, son yıllarda Çin, Brezilya, Ukrayna ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülkenin katılımlarıyla, 45’e yükseldi. NTG, ‘’Londra Klubü ‘’ diye de anılır). • Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 1995’de yapılan Helsinki toplantısında, NTG yönergelerinde çeşitli değişiklikler yapıldı. Bunlardan en önemlisi, Tetikleyici- Liste’de sıralanan maddelerle ilgili teknolojilerin de kontrol altına alınması kararıdır. UAEA Bütçesi NTG, yıllık toplantısına ek olarak, “Çift-kullanımlı malzemeler ve teknolojiler” ile ilgili yapılan düzenlemeleri gözden geçirmek üzere, iki danışma toplantısıda da düzenlemektedir. “Çift-kullanım Kontrol Listesi”, nükleer silahlar ve yakıt çevrimi işlemlerinde olduğu kadar ve nükleer dışı amaçlarla da kullanılan malzeme, techizat ve teknolojileri listeler halinde sıralayan bir belgedir.. UAEA, gıda, tarım ve insan sağlığına dönük radyasyon ve izotop uygulamalarını araştırmak ve geliştirmek için FAO ile ortak çalışmalar yapmaktadır. FAO / IAEA Gıda ve Tarımda Nükleer Teknikler Ortak Bölümü, FAO’nun Tarım Departmanı ile UAEA’nın Nükleer Bilimler ve Uygulamalar Departmanı tarafından kurulmuştur. Bu Bölüm, FAO içinde AGE, Ajans içinde NAFA olarak anılır. FAO/IAEA Tarım ve Biyoteknoloji Laboratuarı, Ajans’ın Nükleer Bilimler ve Uygulamalar Departmanı’na bağlı olan Seibersdorf Laboratuarları (kısaca NAAL diye anılır) içinde yer alır. UAEA’nın parasal kaynakları iki ana gruba ayrılır; • Olağan Bütçe, • Gönüllü Katkılar. UAEA’nın çalışmaları için yapılan harcamaların büyük bir kısmı Olağan Bütçe’den karşılanır. Bu bütçe, Üye Ülkeler’in ekonomik durumlarına göre tayin edilen, üyelik paylarından oluşur. 2006 yılı bütçesi yaklaşık 360 000 000 ABD dolarıdır. Teknik İşbirliği Fonu (TİF) ise “Gönüllü Katkılar’’dan oluşur. Bu fonun 2006 yılındaki hedefi 77 500 000 ABD dolarıdır. Bu rakam, Üye Ülkeler’in vermeyi vadettikleri katkılarının toplamı olup, her zaman gerçekleşmeyebilir. STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 37 STRATEJ‹K ARAfiTIRMALAR DERG‹S‹ Dr. Necmi DAYDAY Bu kaynaklara ek olarak, Üye Ülkeler’den, Birleşmiş Milletler’den ve diğer uluslararası kuruluşlarca yapılan katkılardan oluşan bir Ekbütçe Fonu da vardır. Bu fon, 2006 yılı için yaklaşık 35 000 000 ABD doları kadardır.. Statüsü’nü kabul ettiğini yazılı olarak bildirdiği andan itibaren, üyelik geçerli olur. Bir ülkenin üyeliğe kabulü, Sekretarya tarafından diğer Üye Ülkelere, INFCIRC olarak adlandırılan, bir sirkülerle yazılı olarak bildirilir. 1984 yılında Olağan Bütçe’ye en büyük katkıları yapan ülkeler, bundan sonra bütçede reel artış kabul etmeyeceklerini bildirerek, UAEA Sekreteryası dahilinde “Sıfır Büyüme” diye adlandırılan, halen devam etmekte olan, bir sürece yol açtılar. O tarihten beri, teknik işbirliği dışındaki programların, birkaç istisna dışında, gerçekleştirilmesi için gereken finansal kaynaklarda hakiki manada hiçbir artış olmamıştır. Bu istisnalar da, Çernobil olayından sonra Nükleer Güvenlik Programı’na ayrılan fonlardaki orta düzeydeki artışlar ile bazı üye ülkelerin, kendi çıkarlarına uygun programlar (özellikle “Safeguards” ile ilşikili olanlar) için verdikleri ve belirli projelerle bağlanmış şartlı bağışlardan oluşmaktadır. UAEA’ya büyük parasal katkılarda bulunan Üye Ülkeler, bu yolla UAEA’nın çalışmalarını yönlendirme gayreti içinde olmaktadır. Halihazırda, UAEA’ya üye ülke sayısı 142’dir. Türkiye UAEA ilişkileri UAEA’nın kurucu üyesi olan Türkiye ile UAEA arasında, nükleer konularla ilgili, çeşitli anlaşmalar yapılmıştır. Bu anlaşmalar, yürürlüğe girdikleri tarihe göre, aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir: TÜRKİYE’NİN UAEA İLE NÜKLEER KONULARDA YAPTIĞI ANLAŞMALAR 2006 yılı Düzenli Bütçe’sinin ana kalemlerine ayrılan para miktarları, milyon Avro cinsiden, şöyledir: • Nükleer güç, yakıt çevrimi ve nükleer bilim 26 679 • Gelişme ve çevre korunması için nükleer teknikler 30 436 • Nükleer güvenlik ve emniyet 22 272 • Nükleer denetimler (Safeguards) 106 336 • Enformasyon destek hizmetleri 15 992 • Gelişme için teknik işbirliği yönetimi 15 396 • Genel yönetim 51 259 Bu dökümden de anlaşılacağı üzere, bütçenin büyük bir bölümü nükleer denetim harcamalarına gitmektedir. Buna karşılık, gelişmekte olan üye ülkelerin ihtiyaçları olan programlar için ayrılan toplam para ancak 57 000 Avro kadardır. 2005 yılında, 156 ülkede yürürlükte olan 232 Safeguards Antlaşması gereği olarak yapılmış olan, 2142 Safeguards Denetimi için harçanan para, 121.1 milyon doları Olağan Bütçe’den ve 14.5 milyon doları da Ek Bütçe’den olmak üzere, toplam 135.6 milyon dolardır. Bu durum ve nükleer denetim giderlerinin Olağan Bütçe’den, teknik yardımların ise gönüllü katkılar yoluyla karşılanması,Guvernörler Meclisi’nde ve Genel Kurul’da bulunan gelişmekte olan ülkeler tarafından daima eleştiri konusu olmaktadır. UAEA’ya üye kabulü UAEA’ya üye olmak isteyen bir ülke bu arzusunu Genel Direktör’e bildirir. Genel direktör bu isteği Guvernörler Meclisi’nin görüşlerine sunar. Guvernörler Meclisi’nin olumlu görüşü de Genel Kurul’un onayına sunulur. Bir ülke üyeliğe kabuledildiğinde, UAEA’nın 38 STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 Türkiye ile UAEA arasındaki ilişkiler, bu anlaşmalar altında, güvenlik denetimleri ile teknik yardım ve işbirliği çerçevesinde gerçekleştirilmektedir. UAEA’nın Türkiye’deki Güvenlik Denetimleri Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve UAEA arasında NPT’ye ilişkin olarak güvenlik denetimi uygulanmasına dair anlaşma ile bu anlaşmaya ek protokolün metinleri, Ajans’ın INFCIRC/295 ve INFCIRC/295 /Addendum.1 sirkülerlerinde yazılıdır.Bu anlaşmanın 1. Maddesi’ne göre, Türkiye’nin temel taahhüdü; ‘’ Türkiye Andlaşmanın III. Maddesinin 1. paragrafına göre, bu anlaşma hükümlerine uygun olarak ülke sınırları içinde, kazai yetki veya kontrolu altında bulunan herhangi bir yerdeki bütün barışçıl nükleer faaliyetlerde kullanılan kaynak veya özel bölünebilir maddelerin güvenlik denetimini, bu tip maddelerin nükleer silahlara veya diğer nükleer patlayıcı aygıtlara dönüştürülmediğini doğrulamak amacıyla kabul etmeyi taahhüt eder.’’ Burada sözü geçen Andlaşma, NPT Andlaşmasıdır. ULUSLARARASI ATOM ENERJ‹S‹ AJANSI (UAEA) UAEA tarafından Güvenlik Denetimi’nin uygulanması ile ilgili olarak anlaşmanın 2. Maddesi, Ajans’a yetki ve yükümlülükler getirmektedir; “Ajansın bu anlaşma hükümlerine uygun olarak,Türkiye’nin sınırları içinde, kazai yetki veya kontrolu altında bulunan herhangi bir yerdeki bütün barışçıl nükleer faaliyetlerde kullanılan kaynak veya özel bölünebilir maddelerin güvenlik denetiminin bu tip maddelerin nükleer silahlara veya diğer nükleer patlayıcı aygıtlara dönüştürülmediğini doğrulamak amacıyla uygulanmış olmasını sağlamak için yetki ve yükümlülükleri olacaktır.’’ Bu anlaşmanın öngördüğü güvenlik denetiminin uygulanmasında Türkiye ve Ajans arasında, güvenlik denetimi uygulamalarını kolaylaştırıcı yönde işbirliği yapılması gereği hükme bağlanmıştır. Bu uygulamalarda Ajans, Uluslararası nükleer maddelerin alışverişini de içerecek şekilde Türkiye’nin ekonomik ve teknik gelişimini veya barışçıl nükleer faaliyetler alanındaki uluslar arası işbirliğini sınırlandırmaktan kaçınacak, Türkiye’nin barışçıl nükleer faaliyetlerine ve özellikle tesislerin işletilmelerine gereksiz müdahalelerden kaçınacak, ve Nükleer faaliyetlerin ekonomik ve güvenlik yürütülmeleri için gereken ihtiyatlı yönetim uygulamalarına uygun olacak şekilde tasarımı yapılmış olarak yerine getirecektir. Denetimler, Türkiye’nin onayını almış Ajans müfettişleri tarafından yerine getirilir ve nükleer tesis kapsamına giren, aşağıda ayrıntıları verilen iki tesiste, yılda bir yapılmaktadır. Teknik Yardım ve İşbirliği Nükleer Güç, Nükleer Yakıt Çevrimi, Radyoaktif Atık Yönetimi, Tarım ve Hayvancılık, İnsan sağlığı, Endüstri ve Temel Bilimler, Fizik ve Kimya, Radyasyondan Korunma, Nükleer Santrallerin Güvenliği konularındaki projeler desteklenmektedir. Teknik Yardım ve İşbirliği Programı kapsamında yürütülen projeler üç gruba ayrılır: Ulusal Projeler; Bölgesel Projeler, Bölgelerarası Projeler Ulusal Projeler; Ulusal Teknik yardım Projeleri, nükleer tekniklerin uygulanması, geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amacıyla, iki yıl veya daha uzun süreli olmak üzere, ülkenin kalkınma plan ve programlarına katkı sağlayacak özellikte ve ulusal gelişme planlarıyla uyumlu, sonuçları doğrudan halka yansıyabilecek uygulama özellikli projelerdir. Bu kapsamda Ajans, 1977-2004 yılları arasında, Türkiye’ye toplam 80 ulusal projeye destek vermiştir. 1958 – 2003 yılları arasında, Teknik İşbirliği Programına Türkiye’nin ödediği toplam aidat yaklaşık 15 356 000 $ olmuştur. Bölgesel Projeler Bu projeler, üye ülkelerin aralarında model oluşturma ve genel kabul gören konularda birleşmelerini sağlayarak etkinlik ve geçerliliğini artırmayı amaçlar. Bu amaçla, Ajans üye ülkeleri coğrafi konum temelinde beş gruba ayırmıştır. Ülkemiz bu gruplardan, Avrupa Bölgesine dahildir. Bu bölge, aralarında ülkemizin de yer aldığı, 31 ülkeden oluşmaktadır: Ajans, bu çerçevede; Arnavutluk, Ermenistan, Azerbeycan, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Gürcistan, Yunanistan, Macaristan, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Malta, Polonya, Portekiz, Moldova Cumhuriyeti, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan ve Karadağ, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Makedonya, Türkiye, Ukrayna, Özbekistan. Ülkelerin kalkınma plan ve programlarına katkı sağlayan, Türkiye 1977 – 2004 yılları arasında, 48 bölgesel Projede yeralmıştır. Ulusal gelişme planlarıyla uyumlu, Sonuçları doğrudan halka yansıyabilecek, Uygulanabilir özellikli projelere destek sağlamaktadır. Ajans, Teknik Yardım ve İşbirliği Programı kapsamında; Bölgelerarası Projeler . UAEA’dan üye ülkelerde atom enerjisinin barışçıl amaçlarla kullanımını sağlamak üzere Teknik Yardım ve İşbirliği Programı kapsamında; alet-ekipman, uzman, eğitim kursları niteliğinde ayni yardımlar, Araştırma Kontratı Programı kapsamında ise nakdi yardımlar sağlanmaktadır. Bu tip projeler; değişik coğrafik bölgelerdeki birden fazla üye ülkenin ortak problemlerine ve yaygın ihtiyaçlarına cevap vermek üzere UAEA tarafından oluşturulan projelerdir.1999–2005 döneminde, Türkiye 5 bölgelerarası projeye dahil olmuştur. STRATEJ‹K ÖNGÖRÜ SAYI: 10 2007 39