RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZ RAPORU

Transkript

RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZ RAPORU
RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ
EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZ
RAPORU
OCAK 2013
1
SUNUŞ
2015 yılı GE 06 sözleşmesi gereği ülkemizde de sayısal yayıncılığa geçişi işaret etmektedir.
Sadece teknolojik değişimle sınırlı kalmayan sayısal dünya, sektör çalışanları için de
yaşanacak değişime adapte olma gerekliliğini doğurmuştur. İş gücünün çağdaş yayıncılık
anlayışıyla ve sayısal teknoloji ile yaşanacak değişime uygun donanıma kavuşturulması
sektörün uluslararası yayıncılık standartlarına uygunluğunu sürdürmek için de
gerekmektedir.
Bu bağlamda RATEM tarafından yürütülen ve İSTKA tarafından desteklenen “Radyo
Televizyon Sektörü Eğitim İhtiyaç Analizi Projesi” sektörün ihtiyaç duyduğu eğitim ihtiyacının
ve içeriğinin saptanmasına yöneliktir.
Ayrıca, çağdaş yayıncılık anlayışıyla ve sayısal yayıncılık donanımına sahip işgücünün
yetiştirilmesi amacıyla yürütülmekte olan RATEM Akademi’nin kurulum sürecinin de sağlıklı
ilerlemesi adına eğitim ihtiyacı analiz çalışmasının sonuçları son derece önemlidir.
RATEM tarafından sürdürülen proje kapsamında oluşturulan ekip ve çalışmalara akademik ve
mesleki birikimleri ile katkıda bulunan danışman kadrosu şu şekildedir:
Yusuf GÜRSOY
Cihan Başar SAMANCI
Pelin EMEKSİZ
Didem UYAR
Prof. Dr. Mehmet KESİM
Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN
Yrd. Doç. Dr. Nalan BÜKER
RATEM Akademi Başkanı
Proje Koordinatörü
Proje Asistanı
Proje Sekretarya Sorumlusu
Proje Danışmanı
Anadolu Üniversitesi AÖF Üyesi
Proje Danışmanı
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
Proje Danışmanı
2
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ
ÇALIŞTAY KATILIMCILARI
GİRİŞ
ANALOGDAN SAYISALA RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI
YENİ NESİL YAYINCILIK VE İZLEYİCİ
RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ İŞGÜCÜ PROFİLİ
RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZİ PROJESİ
ÇALIŞMA YÖNTEMİ
A. Birinci Çalıştay:
B.
İkinci Çalıştay:
C.
Üçüncü Çalıştay:
D. Dördüncü Çalıştay:
RADYO VE TELEVİZYON SEKTÖRÜ EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZİ PROJESİ
ÇALIŞTAY BULGULARI VE DEĞERLENDİRME
123-
Sayısal Vericiler ve İşgücü
Çoklayıcı (Multipleks) İşletmeleri ve İşgücü
Program Üretimi Sürecinde İşgücü
SONUÇ
KAYNAKÇA
3
ÇALIŞTAY KATILIMCILARI
RATEM AKADEMİ ofisinde sektör temsilcileri ve yöneticilerinin katkılarıyla
(11.10. 2012 / 18. 10. 2012 /14.12.2012 / 26.12.2012) tarihlerinde gerçekleştirilen çalıştaylar
sırasında katılımcıların konuya ilişkin görüş ve önerilerine “Radyo Televizyon Sektörü Eğitim
İhtiyaç Analiz Raporu”nda yer verilerek değerlendirilmiştir.
Çalıştay katılımcıları sektör temsilcileri arasından belirlenmiş olup ve aşağıda
listelenmiştir:
Volkan ÖZTÜRK
Erkal FİLİZ
Murat SOYSAL
Muzaffer Şafak
Mehmet KARAKOÇ
Özlem KARACAN
İbrahim CÜCİOĞLU
M. Hilmi ÖNGER
Levent ÖZKÖKELİ
Uğur SAVCIÖZEN
Elif TARAKÇI
RTÜK Başkan Yardımcısı
Lig TV Teknik Müdürü
RTÜK İstanbul Bölge Temsilcisi
Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı
Show TV Teknik Operasyon Müdürü
ATV İşletme Müdürü
Anten A.Ş Genel Müdür Yardımcısı
Al Jazeera Türk Haber Operasyon Müdürü
Samanyolu TV Vericiler Müdürü
Show TV Uydu Haberleşme Sistemi Müdürü
Doğuş Yayın Grubu Eğitim ve Gelişim Yönetmeni
4
GİRİŞ
Türkiye Radyo-Televizyon Sektörü 25 yıla yaklaşan özel yayıncılık geçmişi ile hızla gelişen ve
büyüyen dinamik bir sektör olma özelliği taşımaktadır. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu
tarafından sürdürülen radyo-televizyon yayınlarındaki devlet tekeli 1989 yılında yurtdışından
Türkiye’ye dönük olarak yayın yapan Magic Box adlı televizyon kanalı ile fiilen kırılmıştır.
1982 Anayasası’nın 133’üncü maddesinin “Radyo ve televizyon istasyonları, ancak devlet
eliyle kurulur ve idareleri tarafsız bir kamu tüzel kişiliği halinde düzenlenir” şeklindeki
hükmüne rağmen uydu yayıncılığının sağladığı imkânları kullanarak başlatılan özel televizyon
yayınları uzunca bir süre yasal bir statü kazanamamıştır. Özel radyo yayınları da, 1992 yılında
yine yasal olmayan bir statüde başlamış olup ve hızla yayılarak geniş bir dinleyici kitlesi
oluşturulmuşur. Özel radyoların kapatılması yolundaki girişimler yoğun bir kamusal tepki ile
karşı karşıya kalınca Anayasa değişikliği yolundaki çalışmalar da hız kazanmıştır.
Yasal düzenlemelerin sadece kamusal yayıncılığa izin verdiği bu tartışmalı dönem, önce
Anayasa’nın ilgili maddesinin değiştirilmesi ve ardından da 3984 sayılı Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 1994 yılında yürürlüğe girmesi ile
resmiyet kazanmış oldu.
TRT dışında özel sektörün de yayıncı olarak ülkemizde yer almasıyla birlikte, sektörün
düzenlenip denetlenmesi amacıyla RTÜK kurulmuştur. Bu gelişmelere paralel olarak 1994 ve
1996 yılında fırlatılan Turksat-1B ve Turksat-1C uydularının hizmete girmesiyle pek çok
yayıncı ve program kanalı doğmuştur. Karasal yayıncılık maliyetlerine oranla uydu yayıncılık
maliyetlerinin düşük olması uyduya yönelimi arttırmıştır. Bugün için ülkemizde 3984 sayılı
yasa çerçevesinde, 1995 yılında RTÜK’ten gerekli izinlerini almış, 24 Ulusal, 15 Bölgesel, 210
5
Yerel TV yayını ve 35 Ulusal, 98 Bölgesel, 929 Yerel radyo yayını karasal ortamda yayın
yapabilmektedir. 1
RTÜK’ün kurulduğu 1994 yılından günümüze kadar 1995, 1997 ve 2001 yıllarında olmak
üzere üç defa ihaleye çıkılmak suretiyle yayıncılık spektrumunda kullanılan frekanslar tahsis
edilmek istenmişse de hukuki sebeplerle bir türlü gerçekleştirilememiştir. Bu düzenlemelerin
yapılamaması nedeniyle oldukça önemli bir meblağda kamu zararı doğmuştur. RTÜK analog
karasal radyo ve televizyon frekanslarını tahsis etmeye ve ihale etmeye çalışırken, yayıncı
kuruluşlar da dijital uydu yayıncılığına hazırlık çalışmalarını tamamladılar.
3 Mart 2011 tarihli ve 27863 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6112 Sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun dijital karasal
yayıncılığa geçiş ile ilgili çalışmaları da düzenlemektedir. 2014 yılına kadar tamamlanması
öngörülen bu çalışmalar kapsamında dijital frekansların tahsisi ve ihalesi ile yayınların ortak
dijital karasal vericiler üzerinden sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Çalışmalar
tamamlandığında, uydu, kablo ve platformlar üzerinden dijital olarak gerçekleştirilen yayınlar
karasal vericiler üzerinden de dijital hale gelecek ve analog yayıncılık devri kapanmış
olacaktır.
Bütün bu değişime teknik altyapı kadar insan kaynağının da uyum sağlaması gerekmektedir.
Halen içeriğini dijital olarak üreten ve değişik ortamlarda dijital olarak yayınlayan yayıncı
kuruluşlarda çalışan personelin eğitim ihtiyacı 2014 yılından itibaren daha da artacaktır.
Radyo ve televizyon yayınların analog sinyal olarak başladığı günlerden bu yana sinyalin
iletilmesinde kullanılan üç ortam yani karasal, kablo ve uydu ortamları olmuştur.
1
Karaoğlu, Mustafa (2011),Dünya’da ve Türkiye de Sayısal Karasal TV Yayıncılığı (DVB-T & DVB-T2), sf:154
http://www.rtuk.org.tr/upload/ut/37.pdf Erişim Tarihi (15.11.2012)
6
ANALOGDAN SAYISALA
RADYO VE TELEVİZYON YAYINCILIĞI
1970’li yıllar elektronik teknolojisinde ve buna bağlı olarak televizyon teknolojisinde de
önemli gelişmelere sahne olmuştur. Tüplerin yerini transistorlar (yarı iletkenler) ve daha
sonra da mikroçipler alınmıştır. Radyo Televizyon Yayıncılığı alanında da 20. Yüzyılın son
çeyreğinden bu yana yaşanan teknolojik gelişimlere paralel önemli gelişmeler
yaşanmaktadır. Sayısal teknolojiyle birlikte değişim süreleri kısalmış ve sektör neredeyse her
yeni gün yeni bir ürünle tanışır hale gelmiştir.
Ülkemizde ilk özel televizyonun yayına başladığı 1990’lı yıllarda, dünyada karasal vericilerden
sayısal yayın yapılması fikri tartışılmaya başlanmış ve haberleşme, iletişim ve yayıncılık
alanlarında kullanılan teknoloji hızlı bir biçimde evrim geçirmiştir. Özellikle NHK Japon Yayın
Kuruluşu bu alanda yoğun çalışmalarını yürütmektedir. Özellikle HD yayın teknolojisi
üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda kendi geliştirdikleri Hi-Vision sistemi ile 2000’li yılların
başında bu yana uydu ve karasal olarak yayın yapmaktadırlar. Daha sonraki yıllarda ABD ve
Avrupa’da yapılan çalışmalar sonucunda üç farklı “Sayısal Televizyon Yayın Sistemi” ortaya
çıkmıştır.
1. DVB (Dijital Video Broadcasting)- Avrupa
2. ATSC (Advanced Television System Committee)- ABD
3. ISDB ( Integrated Services Digital Broadcasting)- Japonya
Türkiye DVB Avrupa Dijital Yayın Standardı’nı kabul etmiştir. DVB Yayın standardı özet
olarak aşağıdaki alt standartları içermektedir.
1.
2.
3.
4.
DVB-T (Digital Video Broadcasting Terrestrial)- Sayısal Karasal Yayıncılık
DVB-S (Digital Video Broadcasting Satellite)- Sayısal Uydu Yayıncılığı
DVB-C (Digital Video Broadcasting Cable)- Sayısal Kablo Yayıncılığı
DVB-H (Digital Video Broadcasting Handheld)- Sayısal Mobil Televizyon Yayıncılığı
7
Analog yayın sistemlerine göre ses ve görüntü kalitesinin üstünlüğünün yanı sıra, eş zamanlı
olarak çeşitli bilgilerin de aktarılabilir olması, frekans spektrumu kullanımın da sunduğu
avantajlar, daha ekonomik koşullardaki program üretimi vb. nedenler dünyada sayısal
yayıncılığa geçiş için etkili olmuştur. Sayısal olarak üretilen görsel işitsel sinyalin yani radyo ve
televizyon yayınlarının iletiminde de karasal, uydu ve kablo televizyon yayın ortamlarının
kullanımına devam edilmektedir.
1987’de Eureka–147 adıyla kurulan Sayısal Radyo oluşumu bir Avrupa projesidir. 1994 yılında
Avrupa Yayın Birliği (EBU) Avrupa’da bir DAB (Digital Audio Broadcasting - Sayısal Radyo
Yayıncılığı) platformu kurulmasını önermiş ve Ağustos 1995’te EuroDAB Forum olarak
kurulmuştur. Üye ülkelere Avrupa’da olmayan ülkelerin de katılmasıyla oluşumun adı Ocak
1997’de WorlDAB olarak değiştirilmiştir.2
Ülkemizde 23 Şubat 1999 tarih 1999/28 sayılı Başbakanlık genelgesi ile Sayısal karasal yayın
teknolojisine geçiş için çalışmaların başlatılması istenilmiştir. Süreç RTÜK koordinatörlüğünde
ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşların katılımı ile yürütülmüştür. 21 Mayıs 2002 tarihli resmi
gazetede yayımlanan 4756 sayılı kanun ile ilk etapta RTÜK’te olan frekans planlama yetkisi
RTÜK’ten alınarak Telekomünikasyon Kurumuna devredilmiştir.
15 Mayıs ve 16 Haziran 2006 arasında yapılan (RRC–06) konferansı 1200 katılımcı ile
toplanmış ve VHF/UHF bantlarında bulunan karasal yayın hizmetleri için 17 Haziran 2007’de
yürürlüğe girecek yeni antlaşma (GE–06) hazırlanmıştır. (Şekil 1) 3 Türkiye’nin, Avrupa Birliği
uyum sureci çalışmaları kapsamında, telekomünikasyon alanındaki düzenlemeler itibari ile
Avrupa ile uyumlu olması mecburiyeti bulunmaktadır.
2
Yiğit, Yasin,(2012) Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığının Planlanmasına İlişkin Kriterler, sf : 1,
http://www.rtuk.org.tr/upload/UT/52.pdf sf: Erişim Tarihi: 24.1.2013
3
Karaoğlu A.g.k. sf:122
8
Şekil 1 RRC-06 Konferansına konu sayısal karasal frekans planlama alanı
9
Haziran 2007 de yürürlüğe giren (GE-06)4 antlaşması neticesinde 2015 yılı itibariyle frekans
spektrumunda analog yayınlar boşalacak ve onların yerini tamamen sayısal karasal yayıncılık
ve diğer ilintili hizmetler alacaktır. Sayısal karasal TV yayıncılığına geçiş politika kararı, esasen
29 Mart 2005 tarihli 2005/1 sayılı HYK toplantısında alınmıştır. Sayısal karasal yayıncılığa
geçiş için ülkemizin politika kararının HYK tarafından oluşturulması ile birlikte; TV için ayrılan
bütün frekanslarda, RRC–06 sonuçlarını da gözeten bir planın yeniden yapılması gerekli
olmuştur. Yetki karmaşası ve frekans ihalesinin bir turlu yapılamamış olması nedeniyle
ülkemizi sayısal karasal yayıncılığa geçiş sürecini oldukça zorlaştırmaktadır.
Var olan 3984 sayılı kanunun sayısal yayıncılık konusunda yetersiz kalması nedeniyle
değiştirilmesi gerekmiş ve 3 Mart 2011 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan 6112 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun ile yürürlükten
kaldırılmıştır. 6112 sayılı kanunun geçici 4. maddesinin 5. fıkrasına göre RTÜK, sayısal karasal
yayıncılık frekans planlamasını ve uygulama takvimini, kanunun yayımından itibaren bir yıl
içerisinde yapmakla yükümlü tutularak, analogdan sayısal geçiş için bir anlamda yol haritası
belirlenmek istenmiştir. 5 17 Ekim 2010 tarihinde RTÜK tarafından IPTV yayın lisans ve izin
yönetmeliği çıkartılarak IPTV yayınlarının başlaması için gerekli olan düzenleme yapılmıştır.
İlk IPTV uygulaması TT net tarafından Şubat 2011’de ”Tivibu” ile başlatılmıştır.
Ülkemizde kablo ve uydu ortamları kullanılarak sayısal yayınlar iletilmektedir.6 Hatta uydu
ortamında artık analog yayıncılığa son verilmiş, bütün yayınlar sayısallaşmıştır. Bireysel
sahiplikle kentlerin dokusuna yayılmış olan bir anlamda görsel kirlenmenin de kaynağı çanak
antenler sayesinde konutların pek çoğuna uzunca bir süredir sayısal yayın ulaşmaktadır. 2013
yılında Karasal Sayısal Televizyon Yayın Lisansı sıralama ihalesi yapılacaktır.
4
5
6
GE-06 : Sayısal Karasal Frekans Planı- Cenevre - Cenevre Antlasması- 2006
Karaoğlu, Agk, sf:154-159
RTÜK’ ün 2009 yılı “izleyici Eğilimleri Araştırması–2 “sonuçlarına göre izleyenler TV yayınlarına erişim sürecinde % 67,3
uydu, % 8,9 kablo, %1,6 sayısal platform ve % 29,9 analog karasal ortam kullanılmaktadır.
10
YENİ NESİL YAYINCILIK VE İZLEYİCİ
Sayısal teknolojinin sunduğu imkânlar, sadece daha kaliteli ses ve görüntü elde edilmesi ile
sınırlı kalmayıp, kullanılan ses ve görüntü sıkıştırma formatları sayesinde aynı kanal
üzerinden daha fazla sayıda programı aktarma imkânı sunmakta ve etkileşimli uygulamalar
sayesinde ise izleyenin aynı zamanda katılımcı olabilmesini sağlamaktadır.
Günümüzde yaşanan teknolojik ilerlemelere bağlı olarak yayın ortamlarına web TV, IPTV,
mobil TV gibi yeni alternatif platformlar da eklenmektedir.7
Yayıncılık sektöründe hızla yaşanan değişimin bir gerekçesi teknolojik gelişme olarak
tanımlanabilir ancak söz konusu olan farklı oyuncuların bir arada olduğu oldukça kapsamlı bir
pazar bulunmasıdır. Düzenleyici otoriteler, içerik sağlayıcılar, multipleks işletmecileri, ağ
operatörleri, donanım üreten ve tedarik eden firmalar ve tabi ki izleyiciler sözü edilen pazarın
oyuncularıdır.
Özel yayın kuruluşları için yaşamlarının devamlılığı elde edecekleri reklam geliriyle doğru
orantıldır. Reklam geliri ise izleyici tercihinin yüzdesiyle, yani rating sonuçlarıyla doğru
orantılıdır.
Bu denkleme bakıldığında, hem içerik seçiminde hem de yayınlara erişim için ortam ve
yöntem seçiminde karar verici olan izleyicinin, günümüz ekonomik koşullarında görsel işitsel
ürün tüketimine ilişkin kararlarıyla ticaretin şeklini de etkilemektedir.
Araştırmalara göre, bugün için yüzdesel olarak küçük değerlerde bir topluluktan söz ediyor
olsalar da zamanının büyük kısmını televizyon karşısında geçirmek yerine internet erişimi
sunan bilgisayarın başında geçirenlerin oranı ve harcadıkları süre hızla artmaktadır.
7
Yeni Yayın ortamları konusunda detaylı bilgi için: Erdem, Hasan Ali, (2011) Yeni Medya Hizmetleri ve Düzenlemeleri,
http://www.rtuk.org.tr/upload/ut/27.pdf Erişim Tarihi: 28.12.2012
11
Şekil 2 Avrupa’da internet erişimi olan haneler
Avrupa Birliği’ndeki 27 ülkede evden internete erişim 2004’de %40 iken, 2011’de bu oran
%75’e yükselmiştir. Ülke temelli bakıldığında ise, en yüksek oran %94 ile Hollanda’nın
olmakla beraber Türkiye’de oran giderek yükselmektedir (Şekil 2).8 TÜİK’in 2010 yılı Hane
8
http://www.slideshare.net/MediaComInsights/mediacom-view-avrupa-dijital-raporu-future-foundationsbahar-2012 Erişim Tarihi : 10.12.2012
12
halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarına göre ise, Türkiye’de hanelerin
internete erişim oranı %41,6’dır.
İzleyici için teknolojik gelişmeye
paralel olarak hızla artan ortam
seçeneklerine ilişkin sayısal veriler,
yayıncılık sektörünün geleceğine
ilişkin bilgileri de içermektedir. Bu
bağlamda 2012 yılında İnternet
erişimli ürünlere olan talep
eğrisinde PC’ye göre tablet ve akıllı
telefonlara yöneliş artmaktadır.
Gelecekte ise bu yöndeki eğilimin
hızla artarak devam edeceği
öngörülmektedir (Şekil 3) 9
Şekil 3 Internet erişimi sunan ortamlar
Verilerden de görülebileceği gibi geniş bant uygulamasıyla birlikte mobil ortamlar üzerinden
yayınların izlenirliğine olan talep de hızla artacak ve yayıncılık anlayışında süren değişim yeni
medya ortamları içinde mobil ortamlara doğru hızla eğilim gösterecektir.
9
http://www.businessinsider.com/the-future-of-mobile-deck-2012-3?op=1 Erişim Tarihi:18.12.2012
13
Business Insider (2012) da yer alan
geniş bant erişimli kullanıcıların
internet
erişimi
konusundaki
tercihlerine ve Avrupa’da ulaşacağı
kullanıcı sayısına ilişkin 2015 yılına
ait tahmini verilerin yer aldığı tablo
yayıncılık konusunda yatırımcılar
ve içerik sağlayıcılar için rehber
niteliğindedir. (Şekil4)
Şekil 4 Mobil İnternet Erişimi
Akıllı telefonların ve tabletlerin yanı sıra, hızlı ve yüksek kaliteli içeriğe ulaşmayı sağlayan 3G
ve 4G bağlantılarının da çok sayıda kişi tarafından kullanılması, tüm multimedya içeriklerinin
mobil cihazlara da uyarlanmasının, hatta sadece mobile uygun içerik üretilmesinin yolunu
açmıştır.
Yayıncılık sektörünün geleceğine ilişkin yol haritasının oluşumunda referans olabilecek bir
diğer araştırma verisi ise mobil internet erişimi olan, akıllı telefon kullanıcılarının
aktivitelerine ilişkindir.
14
Şekil 5 Avrupa’da cep telefonlarından gerçekleştirilen aktivite yüzdesi
Mediacom 2012 yılı Avrupa araştırma verilerine göre (Şekil 5)10 mobil internet erişimine açık
cep telefonlarını kullananlar arasında canlı veya arşiv televizyon programı izleme eğilimleri
tabloda ayrı yüzdeler biçiminde yer almaktadır. TV izlemek olarak yüzdelerin birleştirmesi
durumunda % 20 ler oranında bir değere ulaşılmaktadır.
10
http://www.slideshare.net/MediaComInsights/mediacom-view-avrupa-dijital-raporu-future-foundationsbahar-2012 Erişim tarihi:18.1.2013
15
Şekil 6 Tablet Üzerinden Ödeme Yapılarak Erişilen İçerik
2011 yılı Nielsen araştırma verilerine göre “Tablet” sahiplerinin, akıllı telefon sahiplerine göre
mobil içerikleri satın almaya daha eğilimli olduğu saptanmıştır. “Tablet ”de ödeme yapılarak
erişilen içerik türlerine ilişkin ABD, İtalya, İngiltere ve Almanya sonuçlar tabloda yer
almaktadır. (Şekil 6) 11
11
http://www.slideshare.net/MediaComInsights/mediacom-view-mobilin-gelecei
16
İnternet reklamları IAB Europe Adex raporlarına göre 2008 yılında Amerika’da 16,8 milyar
Avro, Avrupa’da 13,2 milyar Avro olarak gerçekleşmiş; 2009’da bu rakamlar Amerika’da
krizin etkisiyle 16,3 milyar Avroya düşmüş, Avrupa’da ise 14,7 milyar avroya yükselmiştir.
İnternet reklamları İngiltere, Danimarka gibi gelişmiş Avrupa ülkeleri de toplan reklam
yatırımlarının %25’inden fazlasına ulaşırken, Türkiye’de hızlı gelişime rağmen hâlâ %10’un
altındadır.12
Reklamcılar
Derneği
2010 yılı verilerine göre,
ülkemizde Televizyonun
reklam pastasından aldığı
pay
neredeyse
değişmezken açık hava
ve internet, 2006’dan
itibaren payını en hızlı
artıran
medyalardır.
13
(Şekil 7)
Şekil 7 Türkiye’de Reklam Gelirinin Mecralara Göre Dağılımı Yüzdesi
İnternette olduğu gibi mobil mecrada da kullanıcı gelirine dayanan modelden beklenti sınırlı
gözükmekte, asıl gelirin reklamdan gelmesi umulmaktadır. Dünyada çok hızlı büyüyen ve
12
http://www.tesev.org.tr/Upload/Publication/e68b9189-3135-437a-a5c2a14f95f2b8db/Turkiye%20Medyanin%20Ekonomi%20Politigi%2006_2011.pdf sf :78 Erişim tarihi: 15.1.2013
13
A.g.k sf :45
17
2013’de 10 milyar doları bulması beklenen mobil reklam gelirlerinin (2007’de 1,4 milyar,
2008’de 2,7 milyar dolar) Türkiye’deki oranı henüz çok küçüktür.14
Sayısal teknolojinin sunduğu imkânlarla biçimlenen yeni donanımlar beraberinde yaşam
konforu ve alışkanlıklarda da değişimlere neden olmaktadır.
Özellikle internet erişiminin artması ile televizyon yerine internet başında harcanan zamanın
artmasına neden olmaktadır. Bu durum televizyon sektörüne zarar veren, çöküşüne neden
olan elbette televizyon sektörünün çöküşü olarak düşünülmemeli. Milyon dolarlık
yatırımların yapıldığı bu endüstri hızla izleyici beklentilerine uygun olarak dönüşüm
becerisine de sahip görünüyor.
Yeni nesil televizyon olarak adlandırılan televizyonun teknolojik olarak sahip olacağı
özellikleri sıralarsak:
 Yeni nesil televizyon, kullanıcı özelinde tanımlanabilen bir kimlik bilgisine sahip olacak
ve internet erişim özelliğini barındıracaktır.
 Kullanıcılar kişiselleştirilmiş yayın akışlarını oluşturabileceklertir.
 Kişisel yayın akışı oluşumunda sadece televizyon kanalları değil, web yayıncıları veya
kişisel içerik üreticilerinden de tercih yapılabilecektir.
 Kullanıcılar televizyon izlemek için illaki televizyona sahip olmalarına gerek yoktur.
Yayın akışını okuyabilen ve ekranı olan her tür donatı televizyon izleme için
kullanılabilecek
 Kullanıcılar diledikleri zaman, diledikleri yerde kendi yayın akışlarını izleme olanağına
sahip olabilecek15
14
15
A.g.k. sf:80
http://www.slideshare.net/beingpractical/the-future-of-television-
18
Kişiye özel yayın akışını oluşturan izleyici için içerik üreticilerinin sadece televizyon
kanallarıyla sınırlı kalmayacağı geleceğin yayıncılığı reklam gelirlerinin de paylaşımında son
derece çekişmeli bir süreci de işaret etmektedir.
Tercih edilerek geniş kitlelere ulaşmayı başarabilen içerikleri üretenler ve yayınlayanların
hem değişen yayıncılık teknoloji ve ortamlarını hem de içerik üretim sürecinin inceliklerini iyi
bilmesinin gerekliliği kaçınılmaz olmaktadır.
Geleneksel yayıncılık olarak tanımlayabileceğimiz analog yayıncılıkta televizyon kanalı yani
yayıncı hem içeriği oluşturmak hem de kendi işletmesindeki vericilerle izleyicisine
ulaştırmaktan sorumluydu. Oysa yeni sayısal karasal yayıncılık modelinde üç ayrı birimin veya
işletmenin yayıncılık sürecinde bir arada faaliyet sürdürdüğü görülmektedir. (Şekil 8)16
Şekil 8 Sayısal karasal yayıncılıkta işletmeler
Bunlardan birincisi “program sağlayıcı” olarak tanımlanan içerik üreticileri, diğeri birim olan
“çoklayıcı” ise birden fazla program sağlayıcısından gelen içeriğin sayısallaştırılarak çoğullama
16
http://www.deloitte.com/assets/DcomTurkey/Local%20Assets/Documents/turkey_tr_tmt_sayisaltvyayincilik_200911.pdf (sf14) Erişim tarihi:28.1.2013
19
(multiplexing) işlevini yerine getirmektedir. Son birim olan vericiler sayısallaşmış içeriğin
izleyicilerin televizyonlarına aktarımını sağlamaktadır.
Bu amaçla ülkemizde 6112 sayılı yasa gereği işletmelerin yapılanması gerçekleştirilmektedir.
Program sağlayıcının zorunlu faaliyet alanı olmaktan çıkan sinyalin iletim sürecine ilişkin yeni
yapılanmalar daha fazla sayıda içerik sağlayıcının rekabet içinde yer alabileceğinin de
işaretidir.
RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ İŞGÜCÜ PROFİLİ
Tüm meslek gruplarının yaşanan değişime paralel olarak sürekli eğitim desteğine ihtiyaç
duyduğu gerçeği kaçınılmazdır. Mesleki eğitim gerekliliğinin temelinde mesleğin uygulanması
sırasında uyulması gereken kuralların öğrenilmesi, becerilerin geliştirilmesi, pratik yapılması,
mesleki ilkelerin benimsenmesi ve uygulanması gibi temel nedenler sıralanabilir. Toplumsal
değişim, teknolojik ilerlemeler ve değişen ihtiyaçlar yeni nesil mesleklerin doğmasına neden
olmakta bunun yanı sıra kimi mesleklerinde teknolojik ilerlemeye bağlı olarak yaşanan
değişimlere adapte olması gerekliliği söz konusudur. Medya sektörünün "herkese açık bir
meslek" olması nedeniyle ülkemizde bu meslek grubunun çalışanlarının eğitim açısından
ortak standartlara sahip olmadığı bir gerçektir. Genel olarak radyo ve televizyon
işletmelerinin büyüklük açısından çok geniş bir farklılık göstermesi nedeniyle mesleki unvan
tanımları, aynı işi yaptığı varsayılan kişilerin donanım farklılıkları çok belirgin olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Bu gerçekliğin ardındaki nedenlerden biri de ülkemizdeki özel yayıncılık serüveninin yasal
olmayan başlangıç yapılanmasının neden olduğu çarpıklıkların izlerinin halen yaşanır olması
ve gelişmiş ülkelerde var olan yayıncılık düzenlemelerinden pek çoğunun halen ülkemizde
istenilen düzeyde tamamlanamamış olmasıdır. Bunların yanı sıra iş gücünün niteliklerinin ve
meslek tanımlarının da belirlenememiş olmasının etkisinden de söz edilebilir.
20
Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından Eylül 2009 da gerçekleştirilen ve İstihdam ve
Meslekî Eğitim İlişkisinin Güçlendirilmesi Eylem Planı’nın hazırlanmasına temel oluşturan
toplantıda



Ülkemizde mesleksizlik sorunu olduğu, işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılması
gerektiği,
Örgün ve yaygın teknik ve mesleki eğitim ve öğretimin nicel ve nitel olarak yetersizliği,
Mesleki ve teknik eğitim programlarının eş zamanlı olarak ulusal meslek standartları
ile uyumlu hale getirilmesi gerektiği
gibi konu başlıklarında saptamalarda bulunulmuştur.
Bu bağlamda mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilmesi,
eğitim istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, Ulusal Yeterlilik Çerçevesinin oluşturulması, hayat
boyu öğrenme anlayışının aktif işgücü piyasasında etkin olarak uygulanması konularını
barındıran “İstihdam ve Meslekî Eğitim İlişkisinin Güçlendirilmesi Eylem Planı” hakkındaki
Bakanlar Kurulu kararı, Temmuz 2010 Resmi Gazete de yayımlanmıştır. 17
Mesleğin tanımlanabilmesi ve kapsamının uluslararası referanslar da dikkate alınarak
çizilebilmesi için öncelikle, Ulusal yeterliliklere girdi teşkil eden ulusal meslek standartlarının
oluşturulması gereklidir. Ulusal meslek standartları, çalışanlara, eğitimcilere, işverenlere, ilgili
bütün kesimlere, bir mesleğin başarı ile yürütülebilmesi için gerekli olan bilgi, beceri, tavır ve
tutumlar hakkında bilgi sağlamaktadır.
Radyo ve Televizyon sektörüne ilişkin ilk Ulusal Meslek Standardı belirleme çalışmaları,
Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği (RATEM) tarafından 7 meslek18 için başlatılmıştır.
15.09.2012 tarih ve 28412 sayılı resmi gazetede yayınlanan standartları takiben 7 meslek için
17
http://www.myk.gov.tr/index.php/tr/duyurular/38-meslek-standartlar-dairesi-bakanl/594-stihdam-vemesleki-eitim-likisinin-gueclendirilmesi-eylem-plan-hayata-geciyor Erişim Tarihi 4.1.2013
18
Meslekler ve UMS konusunda ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.ratem.org/web/h166.html
21
yeterliliklerinin belirlenmesi ve bu mesleklere ilişkin AB ülkelerinde de geçerli olacak
sertifikasyon yapılması çalışmaları da halen sürdürülmektedir.
Medya sektörü çalışanlarının genel görünümünü ve eğitim durumunu sergileyecek sayısal
veriler ne yazık ki sistematik biçimde derlenememekte ve sektörün tümünü kapsamaması
nedeniyle sayısal olarak ifade edilememekle birlikte sektör çalışanlarının çoğunluğunun
“alaylı” tabir edilen statüdeki kişilerden olduğu bilinmektedir.
Medya sektöründe görev alan kadroların meslekle ilgili eğitimi için ülkemizde, yükseköğretim
düzeyinde İletişim Fakülteleri bünyesindeki bölümler yanı sıra Güzel Sanatlar Fakültelerindeki
Sinema ve Televizyon Bölümleri bulunmaktadır. Ayrıca ara eleman yetiştiren meslek liseleri
ve medya sektöründe görev alacak teknik kadroların eğitimini hedefleyen iki yıllık meslek
yüksekokullarında medya kapsamlı programlar söz konusudur. Sayısal olarak ön lisans ve
lisans eğitimi veren eğitim kurumlarının sayısı ve kontenjanları dikkate alındığında sektörün
işgücü ihtiyacının karşılanmasında eğitilmiş insan gücü konusunda sıkıntının olması söz
konusu değil diye düşünülebilir. Eğitimin, istihdam ile uyumlu olması ve belirli meslek
standartların korunması hem ulusal başarı hem de uluslararası ölçekte işbirlikleri adına da
son derece önemlidir.
Ancak, “Radyo Televizyon Sektörü Eğitim İhtiyaç Analizi Projesi” kapsamında gerçekleşen
çalıştaylara katılan yayıncılık sektöründe yetkili isimlerin ve TV kanalları İK sorumlularının
açıklamalarından anlaşılmaktadır ki, sektörün farklı birimleri için MYO ve fakülte mezunu
olsalar bile, arzulanan vasıflarda işgücü bulmakta sorun yaşanmaktadır. Birim yöneticileri işe
aldıkları kişiyi (kanalları özelinde biçimlenmiş iş tanımına uygun) iş başında eğitime tabi
tutma ihtiyacı duymaktadırlar. Eğitim iş başında verildiği halde, yayıncılık anlayışının
yerleşmemiş olmasından kaynaklanan kimi sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Üretim anında, ürüne yaratıcı ve estetik katkı sunacak bakış ve özenin çalışanlar tarafından
her zaman sunulamadığı aktarılmıştır. Bunun nedenleri, iki temel başlık altında toplanabilir.
22
Birinci neden görsel işitsel üretime ilişkin temel bilginin ve prensiplerin işe başvuranlar
tarafından bilinmemesidir. Bir diğer neden ise yoğun çalışma şartları, düşük ücret politikaları
ve televizyon kanalı yetkililerinin de konuya bakış açıları olarak vurgulanmıştır. Bunun
sonucunda yayınlanan programlarda her zaman uluslararası teknik ve estetik standartlar
yakalanamadığı gibi, zaman ve maddi kayıplarla da karşılaşılmaktadır. 19
Elbette ülkemizde mesleki eğitim veren Fakülte, Meslek Yüksek Okulları ve onların oldukça
çok sayıda mezunları olmasına rağmen medya ve yayıncılık sektörünün işgücü tercihini
“alaylılardan yana kullanılmış olmasının bugün sözü edilen mesleki donanım ve yayıncılık
bilinci eksiklerinin tek başına nedeni olarak kabul edilmesi doğru olmayabilir.
Ülkemizde özellikle medya sektörüne yönelik eğitim veren üniversitelerin ve MYO’ ların ders
programlarına ve eğitim içeriklerine bakıldığında, mesleki derslerin “teorik ve pratik”
konularının nasıl düzenlenmesi gerektiğine dair belirsizlik söz konusu olduğu görülmektedir.
Kimi üniversitelerde sektörün ihtiyaç duyduğu donanımın kazandırılmasına yönelik ders
programları yapılamamaktadır. Bunun ardındaki temel neden, kadrolu öğretim kadrosunun
yetenek ve yeterlilikleri ile sınırlı kalan ders planlamalarının yapılması yaklaşımıdır.
Programlarda var olan mesleki derslerin ise ihtiyaç duyulan sürenin, uygulama alanların,
ekipmanların ve eğitimcilerin yetersizliğinin de etkisiyle olması gerektiği biçimde
gerçekleştirilemediğine yönelik gerçekler de göz ardı edilememelidir. 20 Özellikle sayısal
19
RATEM - İSTKA “Radyo Televizyon Sektörü Eğitim İhtiyaç Analizi Projesi” çalıştay
tutanakları.
20
Altun Abdülrezzak “Yerel Medya Çalışanlarının Eğitim İhtiyacı ve Yerel Medya Enstitüsü” Sf 4, Erişim tarihi ( 25.12.2012)
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/23/667/8497.pdf
Altun, adı geçen çalışmasında konuya ilişkin olarak şu kaynakları adres göstermektedir :
Özbek, Meral (1992), "İletişim Eğitimi Üzerine." İLEF Yıllık 1992: 307-328
Mutlu, Erol (1992). "Kitle İletişim Kuramları Ve Türkiye'deki Basım Yayım Eğitimi." Ankara Üniversitesi Basım Yayın Yüksek
Okulu Yıllık 1991-1992:119-142.
Mutlu, Erol (1998) "Tartışma: İletişim Eğitimi." Kültür ve İletişim 1 (2):16-27.
Mutlan, Mahmut (1998). 'Tartışma: İletişim Eğitimi." Kültür ve İletişim 1(2): 28-35.
Nalçaoğluı, Halil (1998). "Tartışma: İletişim Eğitimi." Kültür ve İletişim 1 (2): 13-15.
23
yayıncılık sürecine ilişkin derslerin ve içeriklerin müfredatlar da henüz yer almadığı
görülmektedir. Değişen teknolojiye uygun olarak ders içeriklerinin ve okullardaki sınırlı
ekipman ve stüdyo altyapısının kolayca değişememesi nedeniyle uygulamalı eğitimler
sektörle paralellik sağlayamamaktadır.
Mesleki uzmanlıklara yönelik alanlarda eğitim verildiği halde ders içeriklerinin, kaynak
kitapların ve eğitici kadroların vasıflarının standartlaştırılamamış olmasının ardında, radyo
televizyon meslek standartlarının ve yeterliliklerinin ülkemizde henüz tamamlanmamış
olması da etkilidir. Eğitilmiş işgücü, toplumsal ve ekonomik gelişme adına son derece
kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Günümüzde yaşam boyu öğrenme yaklaşımının ülkemizde de
benimsendiği ve yaygınlık kazandığı da göz ardı edilmemelidir. 21
Eğitim kavramıyla birlikte geçmişte akla sadece okullar gelmekteydi. Çağın hızla değişen
üretim biçimi ve işgücü profili çalışanlar dâhil eğitimin sürekliliğini gerekli kılmıştır. Bu
nedenle okullar dışında kimi resmi kurum ve kuruluşun, belediyelerin açtığı sertifika bazlı
eğitimlerin yanı sıra kimi ürün pazarlama firmalarının artık satış sonrasında ürün kullanımına
yönelik eğitim şartlarını kapsayacak biçimde çalıştığını gözlemekteyiz.
Dağtaş, Erdal (2003). "Gazetecilik Eğitiminde Kuram ve Uygulama İkilemi: Türkiye'deki İletişim Fakülteleri Üzerine Bir
Araştırma." İletişim Bahar (17): 143-200
21
Milli Eğitim Bakanlığı Bünyesinde “Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü” kurulmuştur.
http://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/index.html
24
RADYO TELEVİZYON SEKTÖRÜ EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZİ
PROJESİ
ÇALIŞMA YÖNTEMİ
Radyo-televizyon sektörünün dijital yayıncılığa geçişle birlikte artacak olan eğitim ihtiyacını
belirlemek amacıyla sektör temsilcileri, proje danışmanları ve yöneticilerinin katıldığı
çalıştaylar düzenlenmiştir.
Çalıştay üyeleri değişik yayın kuruluşlarını temsil edecek kişiler arasından yapım, yayın ve
iletim aşamaları dikkate alınarak belirlenmiştir. Üç ayrı çalıştay düzenlenmiş ve bu
görüşmelerde yapım, yayın ve iletim aşamalarına ilişkin eğitim ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların
giderilmesine yönelik eğitim programları ele alınmıştır.
A. Birinci Çalıştay:
11.10. 2012 tarihinde düzenlenen Birinci Çalıştay’a aşağıdaki temsilciler katılmıştır:
Volkan ÖZTÜRK
Erkal FİLİZ
Yusuf GÜRSOY
Cihan Başar SAMANCI
Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN
Yrd. Doç. Dr. Nalan BÜKER:
Didem UYAR
RTÜK Başkan Yard.
Lig TV Teknik Müdürü
Genel Koordinatör
Proje Koordinatörü
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Sekretarya Sorumlusu
Birinci Çalıştay’a katılan sektör temsilcileri ile iletim (transmisyon) aşaması ile ilgili mevcut
durum tartışılmış ve iletim personeline yönelik eğitim ihtiyaçları belirlenmeye çalışılmıştır.
25
RTÜK Başkan Yardımcısı Volkan Öztürk sayısal yayıncılığa geçişle RTÜK tarafından yürütülen
çalışmalar ve takvim konusunda bilgiler vermiştir.
Avrupa ülkeleri içinde frekans planlaması ve ihalesi yapılmayan tek ülke olarak Türkiye’nin
kaldığını ve RTÜK tarafından sürdürülen çalışmaların son aşamaya getirildiğini belirten
Volkan Öztürk, dijital karasal yayıncılığa geçişle birlikte kalitenin artacağını ve lisanslı
yayıncılık dönemine geçileceğini belirtti.
Mart 2013’e kadar frekans planlaması ve ihalelerinin tamamlanacağını belirten Öztürk,
yayıncı sayısının azalacağını ve sektörün yalınlaşacağını ifade etti. Bütün bu gelişmelerin
yayıncıları olumlu yönde etkileyeceğini savunan Öztürk; “Karasal yayıncılıktan farklı olarak
dijital yayıncılıkta vericilerin ortak olması verici yatırım maliyetlerini düşürecektir. Vericilerin
bakım-onarım harcamaları ve personel giderleri de azalacaktır.” tespitinde bulundu.
Vericilerin yayın kuruluşlarının ortaklığı ile kurulan Anten A.Ş. personeli tarafından
işletileceğini belirten Öztürk, Anten A.Ş. bünyesinde oluşturulan ekibin eğitim almaya
başladığını ve vericiler devreye girene kadar verici eğitimlerinin tamamlanacağını söyledi.
Bu alanda çalışacak personelin sadece kullanılacak verici ile ilgili eğitim almasının yeterli
olmayacağını ifade eden Öztürk, bu alanda çalışacak olanların temel yeterliliklere sahip
olması gerektiği üzerinde durdu.
Bu çerçevede aranması gereken yeterlilikleri şu şekilde listeledi:




Öncelikle bilgisayar kullanıcısı olmalı.
Okuduğunu anlayabilecek ölçüde İngilizce bilmeli.
Teknik resim bilgisi olmalı.
Bir şemanın nasıl okunduğunu bilmeli.
26
Eğitim programlarında ise aşağıdaki konulara yer verilmesi gerektiği üzerinde durdu:






Analog-Dijital karşılaştırması
DVB ve DVB T2 karşılaştırması
Ölçme ve kalibrasyon
Temel mekanik ve elektronik
Temel haberleşme
Dijital Yayıncılık
Birinci Çalıştay’a sektör temsilcisi olarak katılan LİG TV Teknik Müdürü Erkal Filiz, Türkiye’de
yayıncıların uzunca bir süredir zaten dijital yayıncılığa geçtiğini sadece karasal vericiler için
yayınlarını analog sinyale dönüştürdüklerini bu nedenle personellerinin sayısal yayıncılık
alanında yetişmiş olduğunu belirtti.
Vericilerde çalışacak personelin sadece vericiler konusunda değil, sayısal yayıncılık
konusunda da eğitim alması gerektiğini savunan Filiz, Sayısal Yayıncılığa Giriş dersinin herkes
tarafından alınması gerektiğini belirtti.
Temel eğitimin dışında kablo, karasal, uydu gibi alanlarda ayrıca eğitimler verilmesi
gerektiğini belirten Filiz, teorik eğitimlerin yanı sıra işbaşı eğitimi ve cihaz eğitiminin de
önemli olduğunu belirtti.
Erkal Filiz’in önerdiği eğitim konu başlıkları şunlardır:





Montaj-bakım
Montaj-elektrik, elektronik, mekanik
Monitoring
DVB-T2
Sıkıştırma
27
B. İkinci Çalıştay:
18. 10. 2012 tarihinde düzenlenen İkinci Çalıştay’a aşağıdaki temsilciler katılmıştır:
Murat SOYSAL
Muzaffer Şafak
Mehmet KARAKOÇ
Özlem KARACAN
Yusuf GÜRSOY
Cihan Başar SAMANCI
Prof. Dr. Mehmet Kesim
Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN
Yrd. Doç. Dr. Nalan BÜKER:
Didem UYAR
RTÜK İstanbul Bölge Temsilcisi
Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı
Show TV Teknik Operasyon Müdürü
ATV İşletme Müdürü
Genel Koordinatör
Proje Koordinatörü
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Sekretarya Sorumlusu
Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı Muzaffer Şafak, sayısal yayıncılıkla ilgili geçiş
sürecinde kanalların rekabet ortamını da göz önünde bulundurarak bütün mesleklerin
geliştirilmesi için gayret göstermesi gerektiğini belirtti. Sayısal yayıncılığa geçişin daha hızlı ve
düzenli sürdürülmesi gerektiği üzerinde duran Şafak, gelişen yayıncılığın bazı konuları daha
da önemli hale getirdiğini belirtti. Bu doğrultuda ışık kullanımın önemi üzerinde duran Şafak,
ışık eğitiminin ayrıca önem kazandığını belirtti. Benzer bir durumun ses için de geçerli
olduğunu savunan Şafak, ses ve ışık üzerine eğitim programları hazırlanması gerektiği
üzerinde durdu.
Multipleks işletmesinin yayıncılık alanında yeni uzmanlara ihtiyaç oluşturduğunu
uzmanların iyi eğitilmiş olması gerektiği üzerinde duran Şafak, bu konuda
programlarına ihtiyaç olduğunu belirtti. Benzer bir durumun IPTV ve Smart TV için
konusu olduğunu belirten Şafak, bu yeni alanların çoğunluğu alaylı personele
programları ile öğretilmesi gerektiği üzerinde durdu.
28
ve bu
eğitim
de söz
eğitim
RTÜK İstanbul Bölge Müdürü Murat Soysal ise eğitim kadar mesleki standartları belgeleyecek
olan sertifikasyonun da önemli olduğu üzerinde durdu. Eğitim programları kadar
sertifikalandırma konusunun da tartışılması gerektiğini belirten Soysal, sertifikalandırmanın
nasıl yapılacağının detaylarını belirlemek gerektiğini ifade etti.
ATV İşletme Müdürü Özlem Karacan, çalıştırdıkları personelin genellikle okullarda yeterli
eğitim almadıklarını, bu nedenle kurum bünyesinde eğitim verdiklerini belirtti ve mesleki
standartları sahip olunduğunu belgeleyen sertifikanın önemli ve gerekli olduğu üzerinde
durdu.
Show TV Teknik Operasyon Müdürü Mehmet Karakoç, herkesin mesleğiyle ilgili teknik bilgiye
sahip olmadığını ancak ihtiyacı olanın teknik bilgiye sahip olduğunu ifade etmiştir.
Herkesin ortak bir teknik bilgiye sahip olması gerektiği üzerinde duran Karakoç, sayısal
yayıncılık konusunda temel bir eğitim programının uygulanması gerektiğini belirtti.
C. Üçüncü Çalıştay:
14.12.2012 tarihinde düzenlenen Üçüncü Çalıştay’a aşağıdaki kişiler katılmıştır:
İbrahim CÜCİOĞLU
M. Hilmi ÖNGER
Levent ÖZKÖKELİ
Uğur SAVCIÖZEN
Elif TARAKÇI
Muzaffer ŞAFAK
Yusuf GÜRSOY
Cihan Başar SAMANCI
Prof. Dr. Mehmet Kesim
Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN
Yrd. Doç. Dr. Nalan BÜKER
Anten A.Ş Genel Müdür Yard. (Teknik)
Al Jazeera Türk Haber Operasyon Müdürü
Samanyolu TV Vericiler Müdürü
Show TV Uydu Haberleşme Sistemi Müdürü
Doğuş Yayın Grubu Eğitim ve Gelişim Yönetmeni
Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı
Genel Koordinatör
Proje Koordinatörü
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
29
Didem UYAR
Proje Sekretarya Sorumlusu
Show TV Uydu Haberleşme Sistemleri Müdürü Uğur Savcı Özen, okullarda verilen eğitimin
uydu haberleşme sistemleri konusunda yeterli olmadığını, bu nedenle her kurumun bu
alanda kendi elemanlarını yetiştirmeye çalıştığını belirtti. Temel bilgilere sahip bir kişinin
ancak bir yıl eğitim aldıktan sonra sahada çalışabildiğini belirten Özen, yeterli bilgi ve
deneyime sahip olmayan çalışanların kendi kanalına ya da başka bir kanala zarar verdiğini
ifade ederek bu alanda çalışanların iyi bir eğitim almaları ve sertifikalandırılmaları gerektiği
üzerinde durdu. Uyduya ya da uplink’e çıkışta çok büyük teknik sorunlar yaşandığını belirten
Özen, kanalların genellikle birbirlerinin yayınını bozduğunu belirtti.
Kanal 7 Planlama ve Teknik Daire Başkanı Muzaffer Şafak da operatörler eğitimli değilse uydu
çıkışlarında yaşanan teknik sorunların, arttığını ve bunun da başkalarının yayınlarını
bozduğunu belirtti. TÜRKSAT öncülüğünde yürütülen çalışmaların bu konudaki sorunları
büyük ölçüde çözdüğünü yine de operatörlerin çok iyi eğitilmiş olmaları gerektiğini vurguladı.
Eğitim programlarının stüdyo temelli olması gerektiğini de ifade eden Şafak, kameraman,
sesçi, ışıkçı gibi mesleklerle ilgili yapıcı eğitimlerin verilmesi gerektiğini ileri sürdü.
Al Jazeera Türk Haber Operasyon Müdürü M. Hilmi Önger, çalıştığı kurum satılınca 220
çalışanın teknik bir komite tarafından mülakata alındığını ve sadece 37 kişinin mülakatı
geçebildiğini belirterek yayıncılık alanında çalışanların yeterliliklerinin sorgulanması ve
ölçülmesi gerektiğini belirtti. İş tanımlarının ve standartlarının tanımlı olmadığını belirten
Önger, işi bilmeyenlerin bilmediklerinin de farkında olmadığını ifade etti.
Samanyolu TV Vericiler Müdürü Levent Özkökeli, DVB-T yayıncılıkla ilgili Türkçe kaynak
konusunda çok büyük bir eksiklik olduğunu, bunun da kendisini geliştirmek isteyen personel
açısından engel olduğunu ifade etti. Yeni teknolojilerle ilgili Türkçe kaynakların
oluşturulmasının ve e-öğrenme portallarının kurulmasının önemli olduğuna dikkat çekti.
30
Anten A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Cücioğlu, özel yayıncılar tarafından kurulacak bir işletme
tarafından tek elden yürütülmesi planlanan dijital karasal yayıncılık çalışmalarının şu an
deneme safhasında olduğunu ve aşama aşama karasal yayınların da dijitalleşeceğini belirtti.
Bu süreçte eğitim açısından da eksikliklerin tamamlanması gerektiğini ifade eden Cücioğlu,
multiplex işletmeciliği, SFN Network, dijital vericiler alanında eğitim programları geliştirilmesi
gerektiği üzerinde durdu.
Doğuş Yayın Grubu Eğitim ve Gelişim Yönetmeni Elif Tarakçı, Doğuş Grubu’nun işe alımlarda
simülasyon programı kullanmaya başladığını ve bu yolla adayın yayıncılık alanındaki mesleki
standartlara ve yeterliliklere uygun olup olmadığını ölçmeye çalıştıklarını belirterek her
mesleğin standartlarının belirlenmesinin ve bu standartlara uygun eğitim programlarının
hazırlanmasının önemi üzerinde durdu.
D. Dördüncü Çalıştay:
26.12.2012 tarihinde düzenlenen Üçüncü Çalıştay’a aşağıdaki kişiler katılmıştır:
Mehmet KARAKOÇ
Yusuf GÜRSOY
Cihan Başar SAMANCI
Prof. Dr. Mehmet Kesim
Prof. Dr. Peyami ÇELİKCAN
Yrd. Doç. Dr. Nalan BÜKER
Didem UYAR
Show TV Teknik Operasyon Müdürü
Genel Koordinatör
Proje Koordinatörü
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Danışmanı
Proje Sekretarya Sorumlusu
Show TV Teknik Operasyon Müdürü Mehmet KARAKOÇ neredeyse tüm kanalların IT
yayıncılık sistemlerini kullanmaya başladığını belirtirken IT teknolojisine ilişkin eğitilmiş
kadroların istihdamının yayın kuruluşlarında hızla arttığına değinmiştir. Ancak bilgi işlem
konusunda eğitimli kişilerin yayıncılık eğitimi almamış olmaları nedeniyle özellikle “zaman”
kavramının yayıncı için öneminin kavranamadığı konusunu paylaştı. Bir diğer saptaması ise
31
Bilgi işlem sorumluluğunun mühendislik düzeyinde eğitim almış kişilerde olmasının gerekli
olduğu halde ülkemizde teknisyen düzeyindeki kişilerin görevlendirilmekte olduğuna dikkat
çekti. Analog cihazların halen kullanılıyor olması nedeniyle herhangi bir arıza durumunda
ölçü bakım laboratuvarı çalışanlarının müdahale ettiğini belirtti. Ancak eğer sorun bilgisayar
tabanlı bir cihaz kaynaklı ise, örneğin kayıtçı, bu kez bilgi işlem çalışanlarının müdahale
ettiğini belirtti.
Teknolojinin temel eğitiminin alınmamış olması nedeniyle kullanımında da sınırlı kalındığını
dile getiren Karakoç, sayısal teknoloji ile kullanımına giren kimi cihazların amacı dışında
kullanılmaya çalışıldığına da değinmiştir. Konuyla ilintili olarak “color correction” cihazının
yanlış renk bilgisiyle çekilmiş görüntüleri düzeltmek amacıyla sıklıkla kullanıldığı örneğini
paylaşmıştır.
Karakoç özellikle çekim sürecinin yapım, yönetim kadrolarında görev alanlarında sayısal
teknoloji konusunda bilgi sahibi olması gerektiğini, aksi durumlarda teknik ekip çalışanları
veya operatörlere taleplerini aktarmada sorun yaşadıkları konusuna da değindi. Stüdyo
kadrolarında görev alan personelin sayısal teknoloji ile birlikte görev tanımlarının değiştiğini
veya yeni iş kollarının da yayıncılık sürecine dahil olduğunu belirterek görev tanımlarının
standart hale getirilmesinin önemine değindi.
32
RADYO VE TELEVİZYON SEKTÖRÜ
EĞİTİM İHTİYAÇ ANALİZİ PROJESİ
ÇALIŞTAY BULGULARI VE DEĞERLENDİRME
2015’e kadar tamamlanacak süreç sonucunda, ülkemizde de Karasal Televizyon
Yayıncılığında tamamen sayısal teknolojinin kullanılacak olması yayın hizmetleri bağlamında
pek çok değişimi de beraberinde getirmektedir.
Bugün için aslında televizyon izleyenlerinin büyük kısmı televizyon yayınlarını üyesi oldukları
platformlar veya kablolu sistemlerle veya bireysel olarak sahip oldukları çanak antenleri
aracılığı ile sayısal olarak almaktadır. Bu nedenle başlangıçta TV yayıncılığı sektöründe
devamında radyo yayıncılığında da yaşanacak yapısal değişiklikler getirecek esas değişim
yayınların sayısallaşması ile sınırlandırılmamalı. Aslında sıkıştırma standartlarının gelişmesi ve
aktarım hızlarının artması sayesinde görsel işitsel yayınların iletilebileceği yeni ortamların
oluşması süreci yeni iş modellerini de beraberinde getirmektedir. Buna bağlı olarak da yeni
yayıncılık teknolojileri ile yayıncılık sektöründe görev alacak sayısal teknolojinin dilini ve
özelliklerini bilen eğitimli işgücüne de ihtiyaç hızla artmaktadır.
Yeni iletişim ortamlarında artık görsel işitsel ürünlerin izleyici ile buluşma biçimlerinde yere
ve zamana bağlı olma anlayışı neredeyse tamamen ortadan kalmış durumdadır. Televizyon
yayıncılığı kitlesel yayınlardan kişisel yayınlara doğru değişim geçirmektedir. Teknolojik
gelişim kişiye özel, isteğe bağlı hizmetlerin de yayıncılık anlayışında yer bulduğu çoklu
ortamlarla sektördeki rekabeti de son derece arttırmaktadır. Teknolojinin biçimlendirdiği
yeni yayıncılık anlayışı daha fazla sayıda yaratıcı içerik üreticilerine ve operasyonlarda görev
alacak eğitimli iş gücüne olan ihtiyacı da arttırmaktadır. Eğitimli iş gücü en az teknolojik
yatırım kadar yayıncı için rekabetin temel unsurlarından biri olma özelliğindedir.
33
6112 sayılı Radyo Televizyon Kuruluşları ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunla, medya
sahipliği ve yabancı sermayenin yayıncılık sektöründe payının yeniden düzenlenmesinin de
etkisiyle ülkemizde yabancı yayın kuruluşlarının yapılanmaları ve var olan yayıncılık
standartları konusundaki beklentilerinin ve anlayışlarının da sektöre yansıması eğitimli işgücü
ihtiyacını bir kez daha göstermektedir.
Yapılan çalıştaylar ve Ratem ekibinin danışman kadrosuyla gerçekleştirdiği değerlendirme
toplantılarında, yayıncılık sürecinin bütünü hem işletmeler bazında hem de meslekler
bazında ayrıntısına inilerek irdelenmeye çalışılmıştır. Kimin hangi konuda ve hangi düzeyde
eğitim ihtiyacının olduğu arayışında “aslında sayısal yayıncılıkta sistemin tamamen değişiyor
olması nedeniyle tüm kademelerde görev yapan personelin yayıncılık konusunda eğitilmesi
gerektiği ihtiyacının” altı çizilmiştir.
Bu konuda gerçekleştirilen çalışma toplantıları ve çalıştaylar sonrasında elde edilen bulgular
yeni karasal yayıncılık modeli bileşenleri bazında gruplandığında:
1- Sayısal Vericiler ve işgücü
Günümüzde
mevcut
olan
analog
sistemlerin yer aldığı karasal yayıncılıkta
Yayıncı kuruluş tarafından uyduya çıkılan
sinyalin
dağıtımında
işletmeciliğinin
kanallar bazında sürdürüldüğü verici
istasyonları kullanılmaktaydı. (Şekil 9)22
22
İbrahimŞekil
İlker CÜCİOĞLU,
Erişim
Tarihi:24.12.2012)
www.ict-media.com/etkinlikler/sayisalagecis/CUCIOGLU.ppt
9 Karasal
Analog
Yayıncılık
34
2015 yılında tamamlanması hedeflenen sayısal karasal yayıncılığa geçişle birlikte karasal
yayınların tüm kanallar adına tek bir kuleden yapılmasını sağlamak amacıyla TRT ve özel
kanallardan oluşan 16 yayıncı kuruluşun bir araya gelmesiyle birlikte Verici Tesis ve İşletim
şirketi olan ANTEN A.Ş. kurulmuştur.
“Başlıca amaç ve konusu, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri
Hakkında Kanun (6112 s. Kanun) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından
hazırlanan ikincil mevzuat çerçevesinde gerekli izinleri almak koşulu ile radyo ve televizyon
vericileri için anten taşıyıcı yapıları (direk, kuleler ve benzeri), radyo ve televizyon yayınlarının
iletim ve naklinde kullanılan vericileri ve yayın teçhizatını kurmak, işletmek, bakım ve
onarımlarını yapmak, söz konusu vericiler ve yayın teçhizatı ile lisans veya yayın izni veya
geçici yayın izni sahibi radyo ve televizyon yayıncılarının yayınlarını iletmektir.”23
Anten A.Ş. kurulumunda açıklıkla ifade edildiği üzere televizyon kanallarının ortaklaşa yayın
çıkışları, tüm ülke geneline yaklaşık 800 adet kurulması planlanan yeni sayısal verici ile
gerçekleştirilecek. Bu vericilerde çalışacak personel eskiden olduğu gibi tek bir kanalın
yayınlarından sorumlu olmayacaktır. Kontrol edilmesi ve izlenmesi (monitoring) gereken
sinyalin özellikleri ve yeni kurulan vericilerin donanımları da tamamen değişecektir. Sayısal
verici istasyonlarında çalışacak personelin sayısal yayıncılık ve yeni teknolojiler bağlamında
eğitim ihtiyacının olduğu vurgulanmıştır.
Tekniker, teknisyen ve mühendis kadrolarında vericilerde görev alacak personel için elbette
görev ve sorumluluklarına bağlı olarak eğitim ihtiyacı değişmektedir. Bununla birlikte:



23
Temel Elektrik Bilgisi
Bilgisayar Eğitimleri
İletişim Becerileri (Yazışma- Dosyalama- Arşiv)
http://www.antenas.com.tr/yasal_bilgiler.htm Erişim tarihi: 15.1.2013
35







Basit mekanik bilgisi (Acil müdahale bazında)
Ölçü Bakım (Sayısal cihazların kullanımı-kalibrasyon ayarları)
Teknik Resim (Şema okuma ve basit şema çizim becerisi)
Temel Haberleşme
Yayıncılık Felsefesi ve Meslek Etiği
Temel Mesleki İngilizce
Fikri Haklar ve Çevre Bilinci
Çalışma toplantısına katılan ve konunun yetkilisi isimler tarafından vericilerde çalışacak
teknisyen düzeyindeki personelin yukarda sıralanan konu başlıklarında eğitilmiş olmalarının
gerekliliği vurgulanmıştır.
2- Çoklayıcı (Multipleks) İşletmeleri ve işgücü
6112 sayılı kanunda Çoklayıcı
(Multipleks) işletmecisi: Karasal
ortamdan sunulacak birden fazla
yayın hizmetinin, bir veya birden çok
sinyal hâline gelecek şekilde
birleştirilerek,
medya
hizmet
sağlayıcı kuruluşlar ile altyapı
işletmecisi veya verici tesis ve işletim
şirketi arasında iletimini sağlayan
kuruluş olarak tanımlanmakta.
Şekil 9 Sayısal Karasal Yayıncılık
36
Anten A.Ş. Genel Md. Yardımcısı İbrahim Cücioğlu “RTÜK tarafından Türkiye de 9 multipleks
işletmesinin öngörüldüğünü ve 4 tanesinin Ulusal kanallar için hizmet vermesinin
öngörüldüğünü” dile getirmiştir. 24Sayısal yayıncılıkta multipleks işletmesi ikiye ayrılır.
Sinyalin içerik sağlayıcı kaynaktan vericiye aktarımı ayrı işletme operatörüne, vericiden
alınması ise yine ayrı bir işletmenin sorumluluğundadır. Yayıncılık sürecinde biri diğerinden
daha az önemli sayamayacağımız pek çok iş ve sorumluluk olmakla birlikte multipleks
işletmecisi kurumlarda görev alacak personelin son derece önemli sorumlulukları olacaktır.
Halen TV kanallarında görsel işitsel sinyalin uyduya aktarımında yaşanmakta olan sorunları
dile getiren katılımcıların ortak beklentisinin sinyalin aktarımında görev alacak tüm
personelin öncelikle teknik konularda eğitimlerinin şart olduğu görüşüdür.
3-
Program Üretimi Sürecinde İşgücü
Ülkemizde ulusal yayın yapan kanalların tamamı ve yerel kanalların da büyük çoğunluğu
zaten sayısal teknolojiye uygun teknik alt yapı ve ekipmanlara sahiptir. Elbette teknolojinin
yenilenmesi ve değişmesi sürecinde bu ekipmanları kullanan sadece teknik elemanların
işleyiş anlamında bilgi sahibi olması yeterli değildir. Yapım ve yönetim kadrolarında görev
alan çalışanların da sayısal teknolojinin neden olduğu yeni iş akışını, donanım özelliklerini,
sağladığı kolaylıkları, vb. öğrenmesi yapımın kalitesi ve maliyeti adına son derece önemlidir.
Çalıştay toplantılarına katılanlar tarafından da ifade edildiği üzere yayıncılığın ekip işi olması
nedeniyle herkesin birbirinin iş ve sorumluluklarını bilmesi son derece önemlidir. Bunun yanı
sıra teknik kadrolarda görev alanlar ile yapım kadrolarında çalışanların ortak bir dil ve
terminoloji kullanması sürecin sağlıklı işleyişi adına önemlidir. Teknik kadroların ekipmanların
yenilenmesiyle birlikte değişime mecburen hızla adapte olduklarını ancak özellikle yapım ve
yönetim kadrolarında halen görev yapan ekibin adaptasyon konusunda zorluk yaşadığı dile
getirilmiştir.
24
İbrahim İlker CÜCİOĞLU,Erişim Tarihi:24.12.2012) www.ict-media.com/etkinlikler/sayisalagecis/CUCIOGLU.ppt
37
Ekipman kullanımında deneme yanılma yoluyla ilerlemek yerine uzman kadroların vereceği
eğitimin, teknolojinin etkin kullanımının sağlanması profesyonel iş anlayışının temel
işaretlerinden biridir. Profesyonel iş kalitesi denildiğinde ürün olarak tanımlayabileceğimiz
görsel işitsel veriye ilişkin estetik unsurların da hassasiyetle ele alınmış olması gerekmektedir.
Üretim sürecinde kullanılan donanımın, üretilen sinyalin taşınmasının ve evlerde kullanılan
televizyon alıcılarının yüksek çözünürlük oranları nedeniyle artık yapım sürecinde oluşan
görsel ve işitsel veriyle ilgili her tür hata örneğin kötü ışık, dekorlardaki zedelenmeler, makyaj
sorunları, sorunlu ses sinyali vb. seyirci tarafından çok daha kolay fark edilmektedir. Bu
nedenle yapım kadrolarında görev alan sanat departmanı çalışanlarının (dekor, kostüm,
makyaj), ışık ekiplerinin, kameramanların ve sesçilerin sayısal yayıncılık konusunda
eğitilmelerinin gerekliliğine değinilmiştir.
Yapımcı ve yönetmenler için program yayınında bugüne kadar var olan (karasal, kablo ve
uydu) ortamlar dışında yeni yayın ortamları ve özelliklerine ilişkin bilgi sahibi olmalarının
gerekliliği üzerinde durulmuştur.
Yeni yayıncılık sistemleriyle beraber iş tanımları da değişim göstermektedir. Örneğin kontrol
odasında daha önce KJ operatörü olarak görev alan kişi bugün için yayının tüm grafik
işlerinden sorumludur. Sayısal olarak görsel işitsel verinin kaydının yapıldığı ortamın artık elle
tutulabilir bir ortam olmaması nedeniyle artık program kaydından sorumlu kişilere “VTR”
operatörü değil, “server” operatörü denilmektedir. Yapım ekibinin kurulmasında artık
yayınların web üzerinden de takibinin hedeflendiği yeni yayıncılık sürecinde IT operatörünün
takımın bir parçası olarak görev yapması gerekiyor.
Bir başka önemli değişim programların yapım sonrası ( post prodüksiyon ) çalışmaları için söz
konusu. Kurgu odası olarak düzenlenen mekanlar bugün artık yerini neredeyse tamamen
kişisel bilgisayarlar üzerinden, sadece yazılım gereksinimlerinin karşılanmasıyla
çözümlenebileceği yerler halini aldı. Kurgu bilmek sadece kurgu operatörlerine ait bir
38
donanım olmaktan çıkıyor. Bugün özellikle haber kameramanlığı yapan pek çok kişinin
çektiği haberin kurgusunu da yapacak donanımda olması bekleniyor. Bu nedenle
kameramanların sadece görüntü ve ses kaydını standartlara uygun yapmayı öğrenmenin yanı
sıra kurgu yapmayı ve hatta 3G türü cihazları kullanarak haberi canlı yayına vermeyi
öğrenmeleri de gerekiyor.
Çalıştay’lar sırasında öncelikle stüdyolarda görev yapan yapım, yönetim kadroları yanı sıra,
teknik ekip kadrolarının (kameraman, ışık, ses vb.) sayısal yayıncılık konusunda, yapımların
içerik ve estetik standartlarının yükseltilmesi adına eğitilmesine olan ihtiyaç dile getirilmiştir.
Halen ulusal bazda yayın yapan televizyon kanallarının yayınlarında, “programlar arası
geçişte duyulan ses sinyali seviye farklılıkları”nın standartlar temelinde bilgi eksikliğine işaret
eden en basit örnek olarak değinilmiştir.
Çalıştaylar sırasında televizyon kanalları arasında kimi meslek grupları için ( yapımcı, editör,
yönetmen, yapım sorumlusu gibi) görev tanımlarının farklı yapıldığı da tespit edilmiştir.
SONUÇ
Yaklaşık yarım yüzyıl radyo ve televizyon sistemlerin işletilmesinde önemli teknik değişiklikler
olmadı. Bu nedenle belirli seviyelerde eğitim gören kişiler, uzun yıllar bu bilgi birikimi ile
mesleklerini devam ettirdiler. Temel eğitimi almış kişilerin rehberliğinde kurulan kadrolarla
yayıncılık gerçekleştirildi. Ancak “Sayısallaşan Dünya” da değişim süreleri kısaldı. Bu hızlı
gelişme ve değişimden, radyo ve televizyon dünyasında çalışan yöneticilerden başlayarak
operasyon kadrolarına kadar herkesin “sayısal yayıncılık” ile ilgili sürekli olarak eğitim alma
gereğini doğurmaktadır.
Meslek örgütü yetkilileri, akademisyenler ve yayıncılık sektörü temsilcilerinin katılımıyla
yürütülen çalıştaylar kapsamında radyo-televizyon sektörünün eğitim ihtiyaç analizi yapılarak
aşağıdaki veriler toplanmıştır:
39
 Radyo-televizyon sektörü yayıncılık alanındaki gelişmeleri yakından takip edip hızla
uyum sağlamakla beraber, personel eğitimini güncellemek konusunda sorunlar
yaşamakta.
 Dijital yayıncılığa geçiş eğitim ihtiyaçlarını daha da yoğunlaştırmakta.
 Dijital yayıncılık mevcut mesleklerin tanımlarını değiştirdiği gibi yeni meslekler de
ortaya çıkarmakta. Meslek tanımlarının ve standartlarının belirlenmesi ve buna uygun
eğitim programlarının oluşturulması gerekmekte.
 Yayıncılık alanındaki mesleklerin sertifikalandırılması kalitenin yükseltilmesi açısından
önemli görülmekte.
 Yayıncılık alanındaki herkesin “Temel Sayısal Teknoloji”, “Sayısal Yayıncılık” ve
“Yayıncılık Felsefesi ve Kültürü” konusunda eğitim alması gerekli.
Çalıştaylar kapsamında eğitimle ilgisi çerçevesinde aşağıdaki hususlarda mutabakat
sağlanmıştır:





Meslekler tanımlanmalı ve standartları belirlenmeli
Meslekler sertifikalandırılmalı
Standartlara uygun eğitim programları geliştirilmeli
Yayıncılıkla ilgili Türkçe kaynaklar oluşturulmalı
E-öğrenme yöntemleri devreye sokulmalı
Eğitim ihtiyacı sadece yayıncılar için değil, yayıncılık sektörü için düzenleme ve denetleme
görevinde bulunan tüm kadroların da teknolojiye adapte olabilmeleri ve sürecin verimli
yürütülebilmesi için gerekli görülmektedir.
40
Çalıştaylar sırasında pek çok katılımcının “Sayısal Teknoloji”, “Yeni Yayın Ortamları” “ Sayısal
Görsel-İşitsel Standartlar” gibi eğitimler yanında, tüm kadroların “Yayıncılık Felsefesi ve
Kültürü”, konusunda eğitim alması gerektiğine dair yaklaşım sergiledikleri saptanmıştır.
Ayrıca her bir meslek tanımına ve sorumluluğa bağlı olarak kullanımı bilinmesi gereken
cihazların çalışma prensiplerinin detaylarıyla öğrenilmesinin gerekliliği yanı sıra mesleki
gelişmeleri takip edebilmek için temel İngilizce bilgisinin gerekliliğine de değinilmiştir.
Gerek stüdyoda görev yapan gerekse ENG-EFP çekimlerde görev alan tüm çalışanların:




















Temel bilgisayar eğitimi
İletişim becerisi
Yayıncılık Terminolojisi
Yayın ortamları (Sayısal karasal, uydu, kablo, IPTV, web TV, Hbb TV…)
Yayın Teknolojileri
İnteraktif Yayıncılık Bilgisi,
Görsel İşitsel sinyal standartları, dijital kayıt formatları,
Temel aydınlatma kuralları (ENG ve stüdyo ışığı)
Ses bilgisi (Kayıt standartları, Mikrofon, Mikserin kullanımı ve Miksaj)
Kurgu dili ve temel kurallar
Sayısal Arşivleme tekniği, dosya aktarım ve veri paylaşımı,
Temel Ağ teknolojisi ve yayıncılık
Program fikri oluşturma ve projelendirme,
Sayısal yayıncılığa uygun içerik geliştirme
Program Bütçesinin hazırlanması,
Kamera kurulum projesi, ışık ve ses kurulum projelerinin hazırlanması,
Grafik ve animasyon öğelerin kullanımı
Çekim ölçekleri ve temel çerçeve bilgisi
Stüdyo donanımları ve iş akışı
Çoklu kamera tekniği (Program akışı ve kamera kartı hazırlanması)
41









Medya etiği, Yasal süreçler, Telif Hakları
Dijital Görüntü Estetiği
Dijital Meslekler
Çoklu Ortam Uygulamaları
Çoklayıcı (Multiplex) İşletmeciliği
Dijital Vericiler
SFN Network
Uydu ve Uplink
Temel Haberleşme Teknikleri
Gibi konularda temel eğitimleri almış olmalarının gerekliliğine değinilmiştir.
42
KAYNAKÇA
1- Karaoğlu, Mustafa (2011),Dünya’da ve Türkiye de Sayısal Karasal TV Yayıncılığı (DVB-T
& DVB-T2), sf:154 http://www.rtuk.org.tr/upload/ut/37.pdf
Erişim Tarihi
(15.11.2012)
2- Erdem, Hasan Ali, (2011) Yeni Medya Hizmetleri ve Düzenlemeleri,
http://www.rtuk.org.tr/upload/ut/27.pdf Erişim Tarihi: 28.12.2012
3- İbrahim
İlker
CÜCİOĞLU,”Sayısal
Geçiş”
www.ictmedia.com/etkinlikler/sayisalagecis/CUCIOGLU.ppt Erişim Tarihi:24.12.2012
4- Altun, Abdülrezzak (2011) “Yerel Medya Çalışanlarının Eğitim İhtiyacı ve Yerel Medya
Enstitüsü” Sf 4,
5- http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/23/667/8497.pdf Erişim tarihi ( 25.12.2012)
6- Yasin Yiğit, 2012) Sayısal Karasal Televizyon Yayıncılığının Planlanmasına İlişkin
Kriterler, sf: 1, http://www.rtuk.org.tr/upload/UT/52.pdf sf: Erişim Tarihi: 24.1.2013
7- http://www.slideshare.net/MediaComInsights/mediacom-view-avrupa-dijital-raporufuture-foundations-bahar-2012 Erişim Tarihi: 10.12.2012
8- http://www.businessinsider.com/the-future-of-mobile-deck-2012-3?op=1
Erişim
Tarihi:18.12.2012
9- http://www.myk.gov.tr/index.php/tr/duyurular/38-meslek-standartlar-dairesibakanl/594-stihdam-ve-mesleki-eitim-likisinin-gueclendirilmesi-eylem-plan-hayatageciyor Erişim Tarihi 4.1.2013
10- http://www.antenas.com.tr/yasal_bilgiler.htm Erişim tarihi: 15.1.2013
11- http://www.deloitte.com/assets/DcomTurkey/Local%20Assets/Documents/turkey_tr
_tmt_sayisaltvyayincilik_200911.pdf Erişim tarihi: 28.1.2013)
12- http://www.ratem.org/web/h166.html
43

Benzer belgeler