Pusula - MigesMedia

Transkript

Pusula - MigesMedia
14 Haziran’da
önemli konularda
Halkoylamaları
yapılacak
SAYI: 15
2015 /05
AYLIK YAYIN
5
Kredinizi ucuzu
ile değiştirin
6
Pansiyon kasalar
rizikoda
7
En iyi eğitim
İsviçre’de
6
Yaşlılar daha fazla
çalışıyor
17
Salon ‘Kazım,
Kazım’ sesleriyle
coştu
14
Halkımız oy kullanmaya
büyük ilgi gösterdi
13
3
< EDİTÖR >
İçindekiler
Seçime katılım
rekora koşuyor
Evet yanlıştan dönüldü, randevu alarak oy
kullanılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde
%8’lerde kalan katılım, daha oy verme süresinin bitimine bir hafta kala dört katına
çıktı. Son hafta verilecek oylarla bu rakamın
1 milyona ulaşması bekleniyor. 2 milyon 867
bin seçmenin olduğu dikkate alınacak olursa bu oran ortalamanın üzerinde.
Uzun yıllardır İsviçre dışında yaşayan İsviçrelilerin kendi seçimleri için kullandığı oyların %15 civarında olduğu dikkate alındığında bu gerçekten oldukça yüksek bir rakam.
Yine İsviçre’de yaşayan İtalyan, Alman ve
Fransız göçmenler de kendi ülkelerinde yapılan seçimlere katılmakta ve katılım oranı
en iyi durumda bile %20`yi geçmemekte.
Tüm bu kıyaslamalardan yola çıkacak olursak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın
bu seçimde ne denli oy kullanmaya önem
verdiklerini görüyoruz.
7 Haziran’dan sonra açıklanacak olan kesin
katılım rakamlarına dayanarak mevcut durumun daha dikkatlice gözden geçirilmesi
gerekiyor. Çünkü seçime katılım yüksek
olsa da geliştirilmesi ve iyileştirilmesi gereken konular bulunuyor. STK`lar başta
olmak üzere, seçim sandıklarında çalışan,
konuya hakim olan uzman kişilerin mevcut sorunları aşmayı amaçlayan önerilerini
hemen seçim sonrası hazırlayarak mutlaka
gerekli mercilere iletmeleri gerekiyor.
IMPRESSUM
Mail adresleri ve cep
numaralarınızı bildirin!
Her geçen gün kendini geliştiren ve yenilikleri yakından takip eden gazeteniz Pusula,
yakın zamanda yeni bir projeye başlıyor.
Yeni projemizde hedefimiz altyapı çalışmalarını bir an evvel sonlandırıp gündemde
yer alan en önemli ve aktüel haberleri okurlarımıza anında ulaştırmak. Sizin de bildiğiniz gibi mevcut yayınımız aylık gazetemizle
sürmekte. Bu projeyle birlikte elektronik
ortamda sosyal medyayı da içine alan özel
bir sistem üzerinden yayınlarımızı devam
ettirmek istiyoruz. Etkinlikleri, halk oylamalarını, dünyadan haberleri ve röportajları
anında okumak ya da yapılan görüntülü haberleri sıcağı sıcağına takip etmek istemez
misiniz?
Turgut Karaboyun
[email protected]
Mail adreslerinizi ve cep telefonlarınızı [email protected] adresine göndererek
kayıt yaptırabilir sisteme dahil olabilirisiniz.
Bu ayki sayımızda hazırladığımız reklamda
da yer aldığı gibi, kayıt yaptıran okurlarımız
arasında yapacağımız çekilişle iki okurumuza Türk Hava Yolları’ndan uçak bileti hediye
edeceğiz.
Konuyla ilgili olarak yeni gelişmeleri ve kazanan okurlarımızın isimlerini gelecek sayımızda yayınlanacak olan haberlerden takip
edebilirsiniz.
Geht an alle PUSULA Mitglieder
VERLEGERADRESSE
Pusula Media GmbH
Chörenmattweg 2, 8965 Berikon
E-Mail: [email protected]
ABONNEMENT
ErscheInungsweIse: 12x Jährlich
Abo-Preis: CHF 29.- / Jahr
Abodienst: +41 44 576 60 80
E-Mail: [email protected]
WERBUNG / ANZEIGEN
Office: +41 44 576 60 80
E-Mail: [email protected]
CHEFREDAKTOR
Turgut Karaboyun
REDAKTIONSLEITER
Derya Edis
OFFICE PRAKTIKANTINNEN
Onur Akkurt
REDAKTION
Mehmet Akyol,
Hüseyin Türkkan,
Neslişah Çetin
GRAFIKDESIGN
ANL CREATIVE
www.anlcreative.com
Kredinizi ucuzu ile değiştirin
11
Gaziantep Polisgücü ülkemizi
temsil etti
11
Polisin yerini özel güvenlik alıyor
13
14 Haziran'da önemli konularda
Halkoylamaları yapılacak
14
Halkımız oy kullanmaya büyük ilgi
gösterdi
17
Salon 'Kazım, Kazım' sesleriyle
coştu
18
Hastalara yanlış ilaç veriliyor
18
Atom Çöplerinin Maliyeti 100
Milyar
19
İşsizlik oranı ne kadar olacak?
20
BU KARANFİLİ NÂZIM
GÖNDERDİ!..
21
23
24
Açık Lise hayat değiştiriyor
26
Ebru ÖZEL’le Sanata ve Ebruya
Dair Çok Özel Bir Söyleşi
28
İsviçre Türk Kadınları Derneği’nden
“Anneler Günü Kahvaltısı”
28
Neden?
29
Bern’de İstanbul ve Ondokuz Mayıs
Üniversiteleri YÖS Sınavları yapıldı
29
Winterthur usta tiyatrocuları
ağırladı
30
“Unutulmayan Nameler”
30
Zürih semalarına bir hoş sada daha
bıraktı
31
Alarm Yönetimi
32
“Yeniden doğsam, yaptığım her
şeyi yine yapardım”
35
İslam Kültür Merkezleri Birliği
St. Gallen şubesinin yeni binası
hizmete girdi
editör
Türkiye’de yapılacak Genel Seçimlerde ilk kez oy kullanacak olan
yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, Mayıs’ın ilk günlerinden
itibaren yurtdışı temsilciliklerde kurulan oy sandıklarına koştu.
Bize ulaşan son bilgiler, oy kullanmanın son haftasına girildiğinde
kullanılan oyların sayısının 675 bin olduğu yönünde.
5
6
6
7
9
9
10
11
DRUCKEREI
Theiler Druck AG
ÜBERSETZUNGSDIENST
Turka Lingua
FREIE JOURNALISTEN
Asiye Sınıcı, Mehmet Kuzu,
Gökçen Cingi, Fatih Ertuğrul
EDV / IT
Bülent Kabacaoğlu
www.activeip.ch
AUTOREN
Sunay Akın, Mehmet Akyol,
Hülya Rüst, Özlem Kalaca
VERTRETER
Istanbul: M. Ali Tuncer, Derya Edis
Ankara: Mehmet Kuzu
İNTERNET HABER
SORUMLUSU
Fatih Ertuğrul
PUSULA Gazetesi’nin tüm yayın hakları kendisine aittir. Yayınlanan reklamlardaki sorumluluk, reklamı veren firmaların kendine aittir. Hazırlanan haberlerden ve yazılardan, haberi hazırlayan kişiler ya da kaynak gösterilen kurumlar sorumludur. PUSULA’da kullanılan tüm haberlerin, fotoğrafların ve bilgilerin her hakkı PUSULA’ya aittir.
İzinsiz olarak kullanılması yasaktır. Aksi durumda, cezai uygulamalar için hukuki işlemler başlatılır.
Pansiyon kasalar rizikoda!
Yaşlılar daha fazla çalışıyor
En iyi eğitim İsviçre’de!
Göçmenlerin polise güveni tam!
Batı İsviçre daha mı suçlu?
Lobicilere sınır yok
Victorinex fiyatları yükseltti!
İsviçre ve altın
Yağmura rağmen herkes oradaydı
36
36
3 Boyutlu Baskı
38
Üç Enstruman Tek Ruh, 'Taksim
Trio'
39
41
42
45
Mayıs yıldızlar geçidi gibi geçti
(3D printing)
Kıyafet Kodu
En Kolay Kombinleme Önerileri
Nyon Paleo Festivali 40. Yılında
5
< EKONOMİ >
Kredinizi ucuzu ile değiştirin
eny Finance: En elverişli
kredi imkanı
Kredi almak insana bir özgürlük
sağladığı gibi sorumlulukta yükler.
Genelde uygun koşullarda ve doğru bir kurumdan alınan bir kredi ihtiyaçları karşılamak için doğru bir
adımdır. Bu anlamda eny Finance,
sizin ihtiyaçlarınıza uygun, kolayca
ve en uygun koşullarda sağlanacak
bir kredi sunan İsviçreli bir finans
kurumu olarak dikkat çekmektedir.
Buna ek olarak eny Finance sizlere
eğer varsa diğer bir kurumdan aldığınız mevcut kredinizi de değiştirme
ve ‘eny Credit’ olarak tek ve anlaşılır
bir kredi haline getirmeyi ucuz ve
basit bir şekilde sağlamaktadır.
‘eny Credit’ yeni bir kredi anlayışı ile
ortaya çıktı, online, hızlı ve uygun
koşulları bir araya getirdi. Bu hizmeti ile eny Finance İsviçre’de öncü bir
rol oynamakta. Bu yeni kredi imkanı
her bakımdan esnek, her kişiye göre
değiştirilmeye uygun özel şartlarda bir model sunmakta. İhtiyacınıza
göre 5000 ila 80000 Frank arasın-
daki bir kredi, %6.9 gibi sabit bir faiz
oranı ile aylık geri ödemelerle size
sunulmakta. Aynı zamanda aldığınız kredinin geri ödemesini 6 ila 120
ay arasında kaç ayda ödeyeceğinizi
kendiniz belirleyebilirisiniz.
eny Credit: Kredinizi ucuzu
ile değiştirin
Kredi ihtiyacı için çeşitli kurumlara müracaat edenler, bir kıyaslama
yapmanın ne kadar zor olduğunu
görmüşlerdir. Özellikle faiz miktarı
ve masrafların fazla olduğu açıktır.
eny Credit sizlere hem mevcut kredi borçlarınız hem de kredi kartları
borçlarınız için tek bir kredi imkanı
sunmakta. Üstelik bununla tam bir
şeffaflık sağlamakta, tüm borçlarınızı tek bir yerde toplayarak aylık
ödemelerinizde büyük tasarruflar
yapma imkanını vermektedir.
Kredi değiştirmede en çok
sorulanlar:
Aşağıda bu konuyla ilgili en çok sorulan soruları ve bunların cevaplarını
sizlere sunmak istiyoruz.
Kredi değiştirmeden önce bana
kredi veren kurumlara bilgi vermeliyi miyim?
Yasalar size herhangi bir kurumdan kredi alma özgürlüğü ile birlikte bunu değiştirme imkanını da
tanımakta. Ancak kredinizi değiştirmeden, mevcut kredinizin son
durumunu, borç miktarını istemeniz
tavsiye edilir. Kredinizi değiştirmeniz durumunda, bu borç miktarının
tümü eny Finance tarafından ödenir ve eski kredinizle ilgili herhangi
sorumluluğunuz kalmaz. Yapmanız
gereken tek şey bir ödeme kağıdı ile
birlikte, borcunuzun referans numarası ve hesap bilgilerini göndermeniz yeterlidir. Geriye kalan işlemler
eny Finance tarafından yerine getirilir.
Kredi kartını geri vermeden Kredi
kartı borçlarını da eny Credit ile
birleştirebilir miyim?
Elbette böyle bir durumda kredi
kartınızı geri vermenize gerek yoktur. eny Finance bu borcunuzu üstlenir ve bu borcunuzu eny Credit
ile daha uygun faizle ödeme imkanı
yaratır.
eny Credit’le yapacağınız
tasarruf
Her durumda eny Credit’e geçmeniz yaranıza olacak ve duruma göre
binlerce Frank tasarruf etmenizi
sağlayacaktır. Ufak bir miktardaki
kredi borcunuzu bile değiştirmeniz,
düşük faiz nedeniyle sizin yararınıza
olacaktır.
Mevcut kredi borcunuzu değiştirme
durumda ne kadar tasarruf edeceğinizi öğrenmek için www.enyfinance.ch adresine giriş yapmanız yeterli
olacaktır. Unutmayın aracı kredi
şirketleri sizi istedikleri faiz oranına
yönlendirip, çoğunlukla yüksek faizli
kredi almanızı sağlıyorlar.
eny Finance yapacağınız kredi başvurularında hiç bir aracı kredi şirketi
yoktur. Başvurularınızı internet sayfamız üzerinden yaparak %6.9 faiz
oranıyla kredinizi alabilir ve yüksek
tasarruflar yapabilirsiniz.
6
< GÜNCEL >
Pansiyon kasalar rizikoda!
Pansiyon kasalarda biriken primlerin 800 milyarı aştığı, geçen yıl sonuna kadar borsadaki yatırımlardan % 5 ile %8
arasında kar elde edilmesine rağmen durumun hiçte iç açıcı olmadığı açıklandı. Pansiyon Kasalar bilançolarını açıklarken
bu gelişmelere değinmiyor, eksi faiz nedeniyle daha rizikolu yatırımlara girdiklerini gizliyorlar.
G
eçen yıl Pansiyon Kasalarda
biriken primlerle yapılan yatırımlar, yasa ile belirlenen en az %1.75
faiz oranının üzerinde olması ile mali
durumunu düzeltmiş gibi gözüküyor. Söz konusu prim birikimlerinin
250 milyar Frank’ı borsaya, 280
milyar Frank’ı ise devlet tahvillerine
yatırılmış durumda. Gayrimenkule
yatırılan miktarın değeri ise 150 milyar Frank civarında.
2008 yılında Pansiyon Kasaların
borsaya yatırımlarının 170 milyar
Frank olduğunu hatırlatan uzmanlar,
borsa krizi ile bu yatırımın değerinin
110 milyara düştüğüne dikkat çekiyorlar. Eksi faiz nedeniyle devlet
tahvilleri ve gayri menkul gelirlerinin
düşmesi gündemde. Bu durumda
Pansiyon Kasalar, daha fazla gelir
getirici, ancak oldukça rizikolu başka yatırımlara yönelmeye başlamış
durumdalar.
Öte yandan Pansiyon kasaların ellerinde tuttukları 80 milyar Frank
civarındaki para, yine eksi faizler nedeniyle değer kaybetme tehlikesi ile
karşı karşıya. Bu durumun Pansiyon
Kasalara yılda 400 milyon Frank
civarında ek maliyet getirebileceği
hesaplanıyor.
Bunun sonucu olarak Pansiyon kasa
yöneticilerinin rizikolu yatırım fonlarına yönelmeleri gündeme geldi.
Zürih Belediyesi Pansiyon kasasının, elindeki prim birikiminin %11'
ni bir yatırım fonuna yatırması mali
çevrelerde şaşkınlık yarattı. Yine büyük Pansiyon Kasalardan biri olan
Novartis, işyeri Pansiyon Kasasıda
biriken primlerin % 7' sini benzer bir
yatırımda kullandığını açıkladı.
Negativzinsen treiben Pensionskassen ins Risikogeschäft
In der zweiten Säule stecken derzeit knapp 800 Milliarden Franken. Derzeit vermelden viele Pensionskassen Frohbotschaften. 2014 war ein gutes Börsenjahr. Ihr Sparvermögen
ist auf dem Papier um 5 bis 8 Prozent gewachsen. Aber übliche Geldinvestition rentiert kaum mehr. So rücken Hedgefonds und ausländische Infrastruktur in den Fokus.
Yaşlılar daha fazla çalışıyor
Diğer ülkelerle kıyaslandığında yaşlı insanların İsviçre’de daha fazla çalıştığı biliniyor. Avrupa ülkelerinde yaşlı insanların
çalışmalarını inceleyen bir araştırmaya göre 55 ile 64 yaş arasındaki insanlar, İsviçre’de daha yüksek oranda çalışıyor.
S
öz konusu araştırmaya göre bu
yaş grubunda olan insanların
%72' si çalışmaya devam ediyor. Sadece İsveç’te, İsviçre’ye göre daha
fazla (%74) çalışma imkanı buluyorlar. Fransa’da bu yaş grubunda olan
insanların yarısından daha azı (%47)
çalışmaya devam ediyor. Yunanistan ise %34 ile en az çalışma imkanı
buldukları ülke.
55 - 64 yaş grubunda çalışan erkeklerin oranı %79 gibi oldukça
yüksekken, kadınlarda bu oran %64
civarında. Bu sonuçlardan hareketle
araştırmayı yapan kurum, yaşlıların
çalışma hayatında kalma şansları-
nın devam ettiğine dikkat çekiyorlar. Benzer şekilde bu yaş grubunda
olan göçmenlerin çalışmaya devam
ettikleri de ortaya çıkan ilginç bir
durum.
55-64 yaş arası çalışanların ülkelere göre oranları
İngiltere
61
Danimarka
63
Estonya
51
Almanya
65
İsviçre
72
Norveç
72
İsveç
74
In der Schweiz arbeiten Ältere besonders häufig
Die Schweiz ist international top: Hierzulande arbeiten Menschen zwischen 55 und 64 Jahren besonders häufig. Das zeigen neue Zahlen von Eurostat.
7
< GÜNCEL >
En iyi eğitim İsviçre’de!
Dünya Ekonomik Forumu
tarafından yapılan bir
değerlendirme, İsviçre’nin
çalışanların eğitimi için ön
sırada yer aldığını, ancak
yaşlı çalışanlar arasında
işsizliğin yaygın olduğunu
göstermekte. Meslek eğitimi
konusunda en gelişmiş
sisteme sahip olduğu kabul
edilen İsviçre, en iyi eğitimi
görmüş çalışanlara sahip
ülkelerin başında geliyor.
Dünya Eğitim Kurumu (Unesco),
Dünya Sağlık Kurumu (WHO) ve
Dünya Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan 46 ayrı değerin incelemesini yapan Dünya Ekonomik
Forumu (WEF) tarafından her yıl
En iyi eğitim sıralaması
Ülke
Derece
Finlandiya
85,78
Norveç
83,84
İsviçre
83,58
Kanada
82,88
Japonya
82,74
İsveç
82,73
Danimarka
82,47
Hollanda
82,3
Yeni Zellanda
81,84
Belçika
81,12
Avusturya
81,02
İrlanda
80,59
68. Türkiye
61,09
Kaynak: WEF Human Capital Repport 2014
yayınlanan İnsan Kaynakları Raporu’na göre İsviçre bu yıl genel eğitim
sıralamasında ilk sıradan üçüncü sıraya düşmüş durumda. Buna karşın
çalışanların eğitimi konusunda hala
ilk sırada kalmaya devam ediyor.
En iyi eğitim sistemi olan ülke ise
geçen yıl Finlandiya oldu. Onu az
farkla Norveç ve İsviçre takip etmekte. Söz konusu sıralamada dikkat çeken konu ise eğitim sistemi ile
ülke gelir düzeyi arasındaki bağlantı.
Gelişmiş Avrupa ülkelerinde gelir
düzeyi ne kadar yüksek olursa eğitim sistemi de o kadar üst sıralarda
yer alıyor. Bunun istisnası ise ülke
gelirinin ilk sıralarda yer almasın
karşın Suudi Arabistan’ın 85. ve Kuveyt’in 93. sıralarda yer almaları. Bu
sıralamada 68. sırada yer alan Türkiye içinde benzeri şeyleri söylemek
mümkün.
Schweiz bildet Arbeitnehmer am besten aus
Ausbildung top, Beschäftigung älterer Menschen flop: Ein Bericht des Weltwirtschaftsforums zeigt, wie es um die Talent- und Arbeitsförderung in der Schweiz steht. . Die
Schweiz profitiere von einer sehr hohen Qualität des Bildungssystems und der Berufsausbildung, teilte das WEF mit. Besonders gut schneidet sie denn auch bei der Ausbildung
der Mitarbeitenden ab - diesbezüglich belegt sie im weltweiten Vergleich den ersten Platz.
< GÜNCEL >
9
Göçmenlerin
polise güveni
tam!
İsviçre’de yaşayan göçmenlerin polise duyduğu
güven İsviçreliler'e göre çok daha fazla çıktı.
Sadece polise değil, göçmenlerin mahkemelere
ve politik sisteme duyduğu güvende daha fazla!
Batı İsviçre
daha mı suçlu?
Her üç kişiden birinin göçmen veya göçmen kökenli İsviçreli
olduğu bu ülkede, göçmenlerin tavırları diğer ülkelere göre
oldukça farklı. Diğer ülkelerde göçmenlerin mevcut sisteme
karşı önemli oranda şüpheli yaklaşımları olduğu gözlemlenirken, İsviçre’de bunun tam tersi gözlemlenmekte. Hatta
sisteme güven yerli halktan çok daha fazla.
Federal İstatistik Müsteşarlığı tarafından mevcut verilere dayanılarak yapılan bir değerlendirme polise tam olarak güven
duyanların oranının %54 olduğunu gösteriyor. Göçmenler ve
göçmen kökenli olanlarda ise bu güven %75'in üzerine kadar
çıkıyor. Buna ek olarak mahkemelere (veya hukuk sistemine)
olan güven ise ortalama %46 iken, göçmenler arasında güven oranı %70 civarında.
Politik sisteme olan güven ise daha az, insanların sadece
%36'sı politik sisteme güven duyduklarını belirtirken, göçmenler için bu oran %50'yi aşıyor. Söz konusu değerlendirme bunun nedenleri konusunda bilgi vermiyor.
Söz konusu değerlendirmede göçmenler hakkında ilginç
bazı bulgularda var. Örneğin kişi başına düşen konut alanı
ortalama 12 m2 'den daha az. Gerek tek başına oturanlar gerekse de ailesi ile birlikte oturanlar için bu miktar geçerli.
Diğer taraftan dikkat çeken başka bir konu ise, göçmen
kökenli seçmenlerin 2010 ile 2013 yılları arasında seçimlere
katılma oranlarının yaklaşık %10 oranında azalmış olması.
Bu yıllar arasında seçime katılma oranının genellikle aynı
düzeyde kaldığı dikkate alındığında, %10'luk azalış oldukça
düşündürücü.
Ausländer vertrauen der Polizei viel mehr
Personen mit Migrationshintergrund haben grösseres Vertrauen in
die Polizei, die Gerichte und das politische System in der Schweiz als
Personen ohne Migrationshintergrund.
Her yıl düzenli olarak yayınlanan polis vakaları ile ilgili istatistiklere
göre, kişi başına işlenen suçlarda Romandie denilen batı İsviçre bölgesi
ön sırada yer alıyor. Basında yer alan bu rakamlara tepki gösteren
Waadt Kanton yönetimi, söz konusu verilerin farklı yöntemlerle
toplandığına dikkat çekerek, bu tablonun gerçekleri yansıtmadığını
belirtti.
Ç
eşitli kurumlar ise yapılan açıklamanın
doğru olduğunu belirterek bu tür uygulamaların düzeltilmesini istediler. Özellikle hırsızlık olaylarının kantonlara göre
farklı olarak kayıtlara geçmesi, sonuçların
yanlış yorumlanması sonucunu doğuruyor.
Son yıllarda önce Cenevre, daha sonra ise
Lozan İsviçre’nin en çok suç işlenen şehri olarak ilan edilmişti. Buna göre geçen
yıl 132.788 nüfusa sahip Lozan Şehri'nde
geçen yıl 22.211 suç işlenmiş. Yaklaşık 8
milyon insanın yaşadığı İsviçre’de işlenen
toplam suç sayısı ise 526.066. Toplam suç
oranı dikkate alındığında Lozan'da işlenen
suçlar ortalamanın çok üzerinde.
Ancak ayrıntılar dikkate alındığında, bu rakamların fazla bir anlamı olmadığı ortaya
çıkıyor. Waadt Kanton'u tarafından yapılan
açıklamada, hırsızlık olayları için kantonun
yasaları gereği hem meskene tecavüz,
hem de hırsızlık suçunun kayda geçirildiğine dikkat çekiliyor. Diğer kantonlar ise
hırsızlık olayını sadece hırsızlık suçu olarak
kayda geçiriyor. Benzer şekilde bir kavga
sırasında suçlu hakkında, yaralama, cana
kasıt ve benzeri suçlar için birden fazla suç
olayı kayda giriyor.
2014 yılında kayda geçen suçların yarısının hırsızlık olayı olduğu (234 470) dikkate
alındığında, söz konusu detayın, istatistiklerin yanlış anlaşılmasına neden olduğu
açıkça anlaşılıyor. Federal İstatistik Kurumu
tarafından yapılan açıklamadaysa, söz konusu durumun doğru olduğu kabul edildi.
Kurum, açıklanan rakamların yanıltıcı olmaması için çalışmalar yaptıklarını, konunun
medya tarafından tam olarak anlaşılmadan,
sansasyon aracı yapılmasından kendilerininde rahatsız olduklarını vurguladı.
Hohe Kriminalität in Romandie?
In den Städten und in der Romandie werden, gemessen an der Einwohnerzahl, am meisten Straftaten
verübt. Die Waadt beschuldigt andere Kantone, bei der Erhebung der Daten für die polizeiliche
Kriminalitätsstatistik zu schummeln. Die Betroffenen dementieren, das Bundesamt für Statistik gibt
Verbesserungspotenzial zu. Bei der Erfassung von Diebstahldelikten gibt es unter den Kantonen
grosse Unterschiede.
10
< POLİTİKA >
Lobicilere sınır yok
İsviçre parlamentosunda bir milletvekilinin, Kazakistan konusunda verdiği soru önergesini kendisinin
yazmadığının ortaya çıkması, meclisteki lobi çalışmalarını yeniden gündeme getirdi. Meclis’teki lobi
çalışmalarını şeffaf hale getirmeyi amaçlayan bir öneri daha parlamentoya sunuldu. Meclis daha önce
gündemine getirilen sayısız öneriyi ise gereksiz bularak reddetmişti.
Keine Begrenzung
für Lobbyisten
Es gehört zur Demokratie, dass sich Interessenvertreter in wichtige
politische Entscheidungen einbringen können.
Niemand bestreitet, dass
dafür ein intensiver Kontakt zu Parlamentariern
nötig ist. Dass Lobbyisten allerdings weitgehend im Verborgenen
agieren können und
Hunderte von ihnen uneingeschränkten Zugang
zum Bundeshaus haben,
soll nach Ansicht einiger
Parlamentarier nun ein
Ende haben.
Her ülkede olduğu gibi Meclis’teki lobi
çalışmaları parlamenter sistemin ayrılmaz bir parçası olarak kabul ediliyor.
Ancak bu çalışmaların açık ve kişisel çıkarlara dayalı olmaması gerektiği de kabul ediliyor. Kazakistanlı bir politikacının
ticari bir firma üzerinden hazırlattığı soru önergesinin meclise sunulması ise bu sınırları aşmakta diyen
meclis üyeleri ise oldukça fazla.
Son yıllarda meclise bu konuda sunulan önerilerin reddedilmesi ise
politik çevreler tarafından oldukça
düşündürücü olarak kabul ediliyor.
2011 yılında Meclise getirilen bir
öneriyle, lobi çalışması yürütenle-
rin isimlerinin kayıt altına alınması istemi
reddedildi. SP' nin bu önerisini SVP' li bir
üyenin, eski meclis üyelerinin lobi çalışmalarının kayıt altına alınmasını istemesi
takip etti.
Ertesi yıl ise başka bir üye, lobicilerin
meclise sürekli girişlerini kısıtlama talebinde bulundu. 1700 kişinin bu çalışmalar için sürekli mecliste olması eleştirilere
neden olmuştu, ancak bu öneride kabul
görmedi. Bunun üzerine meclisteki lobi
çalışmalarını bir yönteme bağlanılması için çalışma başlatıldı. Meclis
komisyonu tarafından bu yönde
hazırlanan bir öneri uzun tartışmalara neden oldu, ancak meclis tarafından çoğunlukla reddedildi.
En son geçen yıl yine SP tarafından meclise getirilen öneriyi meclis, ‘gereksiz’ buldu ve gündemine
almadı.
< GÜNCEL >
Victorinex
fiyatları
yükseltti!
İsviçre Frank’ının değer kazanması pek çok geleneksel firma gibi Victorinex’i de güç durumda
bıraktı. Turizm sektöründe önemli bir yeri olan
firma, diğerlerinden farklı olarak fiyatları düşürmek yerine arttırmayı tercih etti!
O
cak ayında yaşanan kur şokunun ardından pek çok firma,
Euro ucuzladığı için fiyatlarda ‘Euro indirimi’ yapmaya
başladı. AB ülkelerinden gelen malların fiyatları ucuzladığı için
yapılan indirime karşı İsviçre’de üretilen malların pahalı kalması
sonucu, fiyat indirimi kısmen de olsa bu mallara yansıdı.
İhracat yapan firmalar, rekabet
koşulları nedeni ile mallarını İsviçre dışına daha ucuza satmaya başladılar. Bu nedenle pek
çok işyeri üretimi azaltma ve
işyerini kapatma gibi yöntemlere başvurdu. Ancak bir dünya
markası olan Victorinox firması ise hiç alışık olmadığımız bir
yöneteme başvurdu. Ürettiği
bıçak ve benzeri ürünlerin kalitesine güvenen firma, AB ülkelerine yaptığı ihracat için fiyatları
%10 ile %20 arasında zam yaptığını açıkladı.
Firma yönetiminden yapılan açıklamaya göre, kalitenin bir karşılığı olduğu, aynı kalite için daha az fiyat talep etmenin yanlış
olduğu belirtiliyor. Euro ile yapılan satışlarda fiyat yükseltmenin
kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken firma, bugüne kadar bu nedenle satışlarda bir azalma olmadığını da belirtiyor.
Victorinox erhöht die Preise
Die Aufhebung des Euro-Mindestkurses hinterlässt beim Schweizer Traditionsunternehmen Victorinox Spuren. Der starke Franken
drückt beim Schweizer Traditionsunternehmen die Margen. Nun
gibt Firma Gegensteuer.
11
Polisin yerini özel
güvenlik alıyor
Özel güvenlik firmalarının her geçen gün artarak, polisin yaptığı
işleri yapmaya başlaması, beraberinde eleştirileride getirdi. Park
yerlerinde ceza kesme ile başlayan özel güvenlik, daha sonra belli
alanlarda bekçilik yapılması işini de üstlendi. Son olarak özel
güvenlik firmalarının bazı küçük köylerde gece asayişi sağlamaya
başladıkları da gazete haberlerine yansıdı.
B
asel Land Kantonu'nda bu yılın başında
yürürlüğe giren yeni polis kurallarına göre, diğer
bazı kantonlarda olduğu
gibi, köylerde asayişi sağlamak artık yerel yönetimin
sorumluluğu altında. Bu
durumda yerel yönetimler
kendi polislerini temin etmek veya Kanton polisine
bu hizmet için para ödemek
zorunda. Ancak belediye
bütçeleri çoğu yerde buna yetmiyor.
Bu nedenle bazı köyler, asayişi sağlamak için özel güvenlik firmalarını görevlendirmeye başladı. Bu durumda
şikayetler yine kanton polisine yapılıyor.
Sadece olaya müdahale etme özel güvenlik tarafından yapılıyor. Olay sonında
gözaltına alma veya arama yapma gibi
konular esas olarak kanton polisi tarafından yapılıyor.
Sayıları 800' e varan özel güvenlik firmalarında çalışanların sayısı ise geçtiğimiz yıl sonunda 20.000 civarına kadar
yükseldi. Son yıllarda çalışan sayısının
her yıl en az %5 miktarında arttığı belirtiliyor. Yasalar özel güvenlik mensuplarının çalışmalarının sınırlarını belirliyor.
Ancak özel güvenlik mensuplarının yetkileri ile polis yetkileri arasındaki sınır
belli durumlarda tam olarak tespit edilemiyor.
Park cezası yazılması konusundan çıkan
anlaşmazlıklar, bir binanın bekçiliğini yaparken özel güvenlik görevlisinin yaptığı
müdahaleler, zaman zaman tartışmalara
neden oluyor. Hukukçularsa, köylerde
asayişi temin etmek için görevlendirilen
özel güvenlik görevlilerinin yaptıkları
müdahalelerin daha büyük sorunlara yol
açacağını dile getiriyor.
Sicherheitsdienste verdrängen Polizisten
Private Sicherheitsfirmen übernehmen mehr und mehr Aufgaben der Polizei. Nach der Verteilung von Bussenzetteln und der Bewachung von Arealen folgt nun im Baselbiet die Übernahme des nächtlichen Pikettdienstes in Dörfern. Kritik wird laut.
Gaziantep Polisgücü ülkemizi temsil etti
22 Mayıs Cuma günü Wettingen’de gerçekleştirilen EuroChallenge 1'de Türkiye’yi temsil eden Gaziantep Polisgücü Hokey
takımı son maçında Çek Cumhuriyeti ekiplerinden HC Bohemians Prague'ye 5-3 mağlup olarak turnovaya veda etti.
Ülkemizden sadece Polisgücü Hokey takımının katıldığı
EuroChallenge 1 şampiyonasında Türkiye’yi başarılı bir
şekilde temsil eden Gaziantep
Polisgücü Hokey takımı, üçüncülük maçında Çek Cumhuri-
yeti ekiplerinden HC Bohemians Prague'ye mağlup olarak
bu turnuvayı tamamladı. Bu
maçlar sonrasında şampiyonayı tamamlayan takımımız,
bundan sonraki turnuvalara
hazırlanacak.
13
< ÖZEL HABER >
14 Haziran'da önemli
konularda Halkoylamaları
yapılacak
Bu yıl ikinci sefer 14 Haziran'da yapılacak olan Federal Halkoylamasında 4 ayrı öneri gündemde.
Aylardır üzerinde tartışmalar yürütülen Radyo ve Televizyon harçlarının herkes tarafından ödenmesi
konusu yanı sıra, miras vergisi, burs yasası ve suni döllenmenin kontrolü de halkın oyuna sunuluyor.
1
2
3
4
Abstimmungen vom 14. Juni 2015
Schwangerschaften, Stipendien, Erbschaften und Medienkonsum: Vorlagen zu diesen vier Themenbereichen
stehen am 14. Juni 2015 zur Abstimmung. Konkret geht es
um eine Änderung der Bundesverfassung und des Fortpflanzungsmedizin-Gesetzes, die "Stipendien-Initiative"
und eine Totalrevision des Gesetzes zu den Ausbildungsbeiträgen, um die Volksinitiative "Millionen-Erbschaften
besteuern für unsere AHV (Erbschaftssteuerreform)"
sowie um eine Änderung des Bundesgesetzes über Radio
und Fernsehen (RTVG).
İ
sviçre Anayasası, vatandaşların bilgilendirilmesi görevini
öncelikle devletin resmi televizyon ve radyosuna vermekte.
Bu hizmete karşılık vatandaşlardan bir vergi veya harç alınmasını öngörmekte. Söz konusu harç bugüne kadar sadece
radyo ve televizyon kullanan
vatandaşlardan (bu arada elbette göçmenlerden) alınıyordu.
Bu harcın alınması için yine devlet tarafından kurulan Bilag adlı kurum, yaptığı
uygulamalar nedeni ile sürekli eleştirilere konu olmaktaydı. Özellikle radyo
ve televizyon kullanıcılarının
tespiti için yapılanlar pek çok
kişi için bir yük haline gelmişti.
Bu soruna bir son vermek için
meclis tarafından yapılan yasa
değişikliği ile bir yandan harcın
miktarının azaltılması, bir yandan da ülkede yaşayan bütün
insanlardan harç alınması gündeme geldi.
Hükümet ve Parlamentoda kabul edilen bu değişikliğe karşı
çıkan bazı çevreler, gerekli imzayı toplayarak konunun halkoylamasına götürülmesini sağladılar. Söz konusu yasa değişikliği
hemen hemen tüm parti ve politik çevreler
tarafından destekleniyor. Ancak halkoylamasının sonucu hakkında yapılan tahminler,
değişikliğin kabul edilme şansının az olduğu
yönünde.
Kamuoyunu son günlerde meşgul eden ikinci
konu ise miras vergisindeki değişiklik önerisi.
Sendikalar ve sol partiler tarafından öneri, 2
milyondan fazla olan mirasların vergilendirilmesini öngörüyor. Toplanan bu vergilerin beşte birinin ise emeklilik sigortasına devredilmesi söz konusu. Yılda 2 milyar Frank ek gelirle
emeklilik sigortasının açıkları kapatılabilecek.
Öneriyi getirenlerin en büyük gerekçesi ise,
şimdiye kadar kantonlara bırakılmış olan miras
vergisinin federal devlete devredilmesi gerektiği. Varlıklı kişileri kendi kantonlarına çekmek
isteyen kantonların, sürekli olarak miras vergisini düşürmeleri ile günümüzde bu vergi neredeyse ortadan kalkmış durumda. Hükümet ve
Parlamento bu öneriyi reddetti. Bu adaletsiz
duruma son vermeyi amaçlayan önerinin kabul görmemesi ise kimseyi şaşırtmayacak.
Benzer şekilde bugüne kadar kantonlara bırakılmış olan burs sorunu, yasada yapılan değişiklikle federal devlete devredilmek isteniyor.
İsviçre’deki öğrenci kurumları tarafından hazırlanan öneri ile burs konusunda kantonlar
arasındaki eşitsizlik ortadan kaldırılmak isteniyor. Aynı zamanda burs miktarının arttırılması
da söz konusu.
Mevcut durumda kantonlar yılda 334 milyon
Frank burs vermekte, buna ek olarak Federal devletin bursları 25 milyon civarında. Yasa
değişikliği ile bu miktarın 400 milyon Frank’a
çıkması söz konusu olacak. Bu öneri genel
olarak kabul görmekle birlikte, bazı çevreler
göstermelik de olsa bu öneriye karşı çıkmaya
devam ediyor.
Oylamaya sunulanlar arasında en az tartışma konusu ise, suni döllenme ile çocuk sahibi
olma konusunda. Diğer Avrupa ülkelerinden
farklı olarak İsviçre bu konuda oldukça liberal
bir durumda. Çocuk sahibi olmak isteyen eşlere tanınan imkanlar diğer ülkelere göre daha
geniş. Bu nedenle İsviçre’de aynı zamanda bir
‘çocuk turizmi ‘de ortaya çıkmış durumda. Hükümet tarafından hazırlanan yasa değişikliği
bu konuda bir adım daha atarak, döllenmenin
ana rahmine yerleştirilmeden önce kontrol
edilmesine de olanak tanıyor.
Böylece embriyonda belli hastalıkların olup olmadığı kontrol edilebilecek. İlk bakışta son derece mantıklı gelen bu durum, insan genlerine
bir müdahale anlamına da geleceği için etik
olarak sakıncalı bulunuyor.
14
< GÜNCEL >
Halkımız oy kullanmaya
büyük ilgi gösterdi
7 Haziran 2015' te Türkiye’de yapılacak olan Genel Seçimler’e İsviçre’de kayıtlı seçmenler ilk günden
itibaren büyük ilgi gösterdi. Geçen yıl Ağustos ayında yapılan seçimlere kıyasla ilgi, özellikle
randevulu sistem kaldırıldığı için daha fazla. 54 ülkedeki 112 temsilcilikte yaklaşık 2.8 milyon kayıtlı
seçmen bulunuyor. İsviçre’de kayıtlı 91.000 seçmen ise Bern, Cenevre ve Zürih’teki temsilciliklerde 31
Mayıs’a kadar oy kullandı.
Yüksek Seçim Kurulu’nca (YSK), 7 Haziran’da yapılacak milletvekili genel seçimi
için 54 ülkedeki 112 temsilcilikte sandıklar
kuruldu. İsviçre’de de ikisi T.C. Bern Büyükelçiliği binasında, biri Cenevre Başkonsolosluğu’nda, diğer dördü Zürich Başkonsolosluğu’nda olmak üzere toplam yedi
sandık kuruldu.
Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenen son verilere göre, İsviçre'de seçmen
niteliği taşıyan 91 bin 647 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşarken, 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu kullananların
sayısı 8 bin 790’da kaldı. Randevusuz sistemle bu oy oranının ne kadar yükseleceği
merak konusu.
Sandıkların kurulduğu ilk gün Zürih Başkonsoloğuna giderek oy verme işlemlerini
yakından takip edip hem yeni uygulamalar
hem de seçimlerle ilgili olarak vatandaşlarımızın görüşlerini aldık.
T.C. Zürih Başkonsolosluğu Atatürk Salonu`nda saat 10.00`da seçmenleri bizzat
karşılayan Başkonsolos Aslı Oral, ilgililerce
bütün hazırlıkların tamamlandığını, daha
fazla seçmenin kolayca oy kullanabileceği
bir ortamın sağlandığını belirterek vatandaşlara huzurlu bir seçim süreci diledi.
Seçim Bina Sorumlusu Muavin Konsolos
Abuzer Köse' de gazetemize yaptığı açıklamada: “Geçen yıl, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Konsolosluğumuz dışında büyükçe
bir mekan kiralanmıştı. Orada 22 sandık
açılıp dört gün boyunca oy kullanıldı. Bu
belirlemeler Ankara`da Yüksek Seçim Kurulu`nca yapılıyor. Vatandaş sayısı ve binanın uygunluğu kriterleri çerçevesinde
değerlendirme yapıyorlar. Bu yıl Başkonsolosluğumuzda yapılmasını uygun gördüler.
Zürich Başkonsolosluğu seçim bölgesinde
yaklaşık 60 bin seçmenimizin 4 sandıkta
oy kullanması öngörüldü. Bunun da yine
oradaki parametrelere uygun olarak 24 gün
sürmesine karar verdiler. Vatandaşlarımız
bugün, 8 Mayıs 2015 Cuma günü oy kullanmaya başlamış bulunuyorlar. İlk izlenim o
ki, beklentimiz de buydu zaten, parti temsilcilerimiz ve vatandaşlarımız çok sağduyulu davranıyorlar. Şu ana kadar herhangi
bir sorun yaşamadık. Umarız huzurlu ve sonuçlarının memleketimize hayırlı olmasını
dilediğimiz bir seçim süreci geçiririz,” dedi.
sonra da hep kullanacağım. Özellikle gençlerin oy kullanması gerektiğini düşünüyorum,” diyerek düşüncelerini dile getirdi.
Vatandaşlarımız genel olarak seçimler ve
yeni seçim sistemi hakkında ne düşünüyor?
İlk gün Basel`den gelerek oyunu kullanan
Ali Matur da: “Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki randevulu sisteme göre şu an uygulanan sistem, yani Başkonsolosluğumuzda
oy kullanıyor olmamız, daha iyi oldu. Demokrasinin tam olarak sağlanabilmesi için
yeni yöntemler geliştirmeli, katılımın daha
yüksek olmasını sağlamalıyız. Katlımın yüksek olacağı bir seçim, demokrasinin daha
sağlamlaşacağı ve geleceğin daha da demokratça ve barış içerisinde yaşanacağı
anlamına gelir,” dedi.
8 Mayıs’ta sabahın erken saatlerinde Başkonsolosluk binası önüne gelerek oy kullanmak için bekleyen vatandaşlarımız oldu.
Zürih`te yaşayan yirmi sekiz yaşındaki Deniz Sartekin' de onlardan biriydi. Yaşamında ikinci kez oy kullandığını belirten Deniz
Sartekin “Oy kullanma hakkım var ve ben
bu hakkımı kullanmak istiyorum. Bundan
Oyunu sandığa atar atmaz heyecanını bizimle paylasan Ali Civandağ ise: “Seçimler
ülkemizin geleceği ve doğacak çocuklarımız için hayırlı olsun. Çünkü ülkemiz
güneşiyle, doğasıyla, dört mevsimiyle, üç
tarafının deniz oluşuyla, genç nüfusuyla,
coğrafyasıyla çok artı değerleri olan bir
ülke. İnşallah ileriki dönemlerde bizim ül-
< GÜNCEL >
kemiz de gelişmiş ülkeler düzeyine
erişir. İnsanlarımızın çalışmak için
yurtdışına göç etmesindense, dışarıdan bir çok insanın bizim ülkemize gidip çalışmasını arzu ediyorum.
Çünkü nice güzel insanımız yurtdışında gençliğini tüketti. Ülkemin
artıları çok; geleceği güzel olsun,”
dedi. Civandağ, yeni uygulama hakkında da “Randevulu sisteme göre
konsoloslukta oy kullanmak elbette
daha iyi oldu. Bu şekilde bir aşama
kaydedildi. Ancak bu sistemi daha
da geliştirmek gerekiyor. İsviçre’deki
oy kullanma sistemini baz aldığımız
zaman görüyoruzki o insanlar posta
ile oy kullanabiliyorlar. Seçimler yüzünden insanların üretimi durmuyor,
yaşam devam ediyor. İsviçreliler için
oy kullanmak çok basit bir iş. Evlerine kadar gelen pusulalara tercihlerini işaretleyip zarfa koyuyor ve
postaya veriyorlar, o kadar. Bizim
insanlarımız da umarım o günleri
görür,” diye konuştu.
Seçimlerle ilgili endişelerini dile getiren Hüseyin Gögen; “Seçimlerin
demokratik bir ortamda gerçekleşmediği kesin. Çünkü Yüksek Seçim
Kurulu kendinden olan diğer üç
partinin görevlilerinin, görevleriyle
birlikte atamalarını yapabiliyor da
dışarıda kalan, mecliste grubu olan
bir parti adına, bir görevli dahi kabul
etmiyor. Bunun ne kadar demokratik olduğunu iyi biliyoruz. Buna rağmen, her koşulda Cumhurbaşkanlığı
seçiminden biraz daha rahat bir
oy kullanma sistemi geliştirmişler.
Ama güven veren bir seçim sistemi
olmadığını kesinlikle söyleyebiliriz.
Çünkü bizim burada kullandığımız
oyların garantisinin olup olmadığını
bilmiyoruz. Eğer bizim oylarımız burada gerçekten sayılmıyorsa neden
oy kullandırıyorlar? Neden götürüp
gümrükte açıyorlar? Bir devletin
kendi atadığı memura itimadı yoksa biz o devlete nasıl güvenelim?
Eğer gerçekten burada oy kullanıyorsak, ben Türk olmama rağmen
bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak, kendi oyumun nereye gittiğini bilmek istiyorum. Bu temelde
gerçekten bir ciddiyetsizlik olduğuna inanıyorum. Konsolosluğumuzun
bu konuya müdahale etmesi gerekir.
Halk olarak şuna müdahale etmek
istiyoruz: Bizi zora sokmak yerine
gerçekten rahatlatan koşulları yaratmak zorundalar. Oylarımız her
akşam burada sayılsın. Tutanaklar
tutulsun. Sonra ülkeye bildirelim.
Gerçekten ciddi anlamda herkes
bilmek ister. Eğer ülkedekilerin, bugünkü iktidarın ya da o devletin bize
güveni yoksa biz onlara nasıl güvenelim? Yani bu temelde gerçekten
büyük kaygılarımız var,” dedi.
15
Oy kullanırken hiçbir zorlukla karşılaşmadığını ifade eden Recep
Üzmez' de düşüncelerini; “Oyumu
kolayca kullandım. İlk iki saatte yaklaşık yüz vatandaşımız oy kullandı.
İnsanlar birbirlerine karşı daha hoşgörülü davrandılar. Oy kullanma ortamına herhangi bir eleştirim yok.
Genel olarak seçimleri değerlendirecek olursak, tabii ki antidemokratik bir merkezden kaynaklanan bir
durum var. % 10 barajı, insanların
iradesinin yönetime yansıması konusunda son derece antidemokratik
bir uygulama. Biz oylarımızla inşallah toplumu daha demokratik bir
ortamda özgürce kendini ifade edeceği bir noktaya getireceğiz. Tüm
dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de tüm insanların, tüm görüşlerin, tüm inançların kendilerini rahat
ifade edebileceği, rahat örgütlenebileceği ve aynı zamanda tepkilerini
demokratik zeminde hayata geçirebileceği ve kendi emeğine sahip
çıkacağı ve aynı zamanda sömürüye
ve baskıya karşı mücadelesini geliştirebileceği bir ortamın olması gerektiğine inanıyorum,” şeklinde dile
getirdi.
< POLİTİKA >
Kazım daha maçın hemen başında vurduğu
kroşelerle rakibi Guido Kessler’i darmadağın
edip ona büyük bir şok yaşattı.
17
Salon 'Kazım,
Kazım' sesleriyle
coştu
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve 4500 seyircinin takip ettiği Fight Night III akşamında temsilcimiz Kazım Çarman rakibi
İsviçreli sporcu Guido Kessler’i yenerek bizlere büyük bir gurur yaşattı.
2
3 Mayıs akşamı Olten Stadthalle’yi dolduran binlerce seyirci
nefesini tutup saat 22:00’de başlayacak olan maçı bekledi. Tüm dünyadan önemli Kıck Boks sporcularının katıldığı akşamda temsilcimiz
Kazım Çarman ile Guido Kessler
arasındaki mücadele ve şov gerçekten görülmeye değerdi. Maç öncesi
röportaj için yakaladığımız Kazım ve
kondisyon Antrönörü Kubilay Türkyılmaz, 'aylardır bu akşam için yoğun bir antrenman programı yapıp
gece gündüz çalıştıklarını, kazanmaktan başka birşey düşünmediklerini,' söylediler.
Maç saati geldiğinde ilk anons edilen sporcu Guido Kessler oldu, seyircinin meraklı bakışları arasında ringe
gelen sporcu başına geleceklerden
habersizdi. Kazım Çarman isminin
anons edilmesinin ardından salonda bulunan seyircilerden büyük bir
ses yükseldi, "Kazım, Kazım, Kazım!" İnanılmaz bir tezahürat ve sevgi gösterisiyle karşılanan Kazım'ın
önünde kızı Elin Çarman, elinde
taşıdığı Türk bayrağı ve Leona Abduli’nin taşıdığı Arnavut bayrağı
ile podyumda ilerlerken, arkasında
geleneklerimizi yansıtan davul ve
zurna eşliğinde muhteşem bir ritüelle ringe ulaştı. Sporcuların ringe
gelmesiyle birlikte İsviçre ve Türkiye milli marşları çalındı. Milli marşların ardından maça geçildi. Herkes
merak içinde karşılaşma ne olacak
kim galip gelecek diye düşünürken
Kazım daha maçın hemen başında vurduğu kroşelerle rakibi Guido
Kessler’i darmadağın edip ona büyük şok yaşattı. 3 raund boyunca
Kazım’ın darbeleriyle kendinden
geçen Guido Kessler maç boyunca
baskın olamadı. Kazım neredeyse
hiçbir darbe almadan mücadeleyi
galibiyetle noktaladı.
Aylarca disiplini elden bırakmayıp hep
çalışan Kazım’ın ödülü galibiyet oldu.
Maç öncesi yaptığımız röportajda,
'kazanmak için geldim' diyen Kazım, maçın ardından kazanmanın
verdiği huzur ve sevinçle karşımızdaydı. "Yoğun bir çalışmanın ardından maçı kazanmanın mutluluğunu
yaşıyoruz," diyen Kazım, bu zorlu
yolculukta kendisine destek veren
Kubilay Türkyılmaz’a, Brother-Gym
sahiplerine, yakın arkadaşları Frizur
- Besart Abduli kardeşlere ve medya
desteğinden dolayı gazetemiz Pusula’ya teşekkür etti. 'Bu maçı geride
bıraktım,' diyen Kazım,' artık önümde gerçekleştirmem gereken yeni
sinema projelerim var, biraz dinlenip
yeniden beyaz perdede hayranlarımla buluşacağım,' şeklinde görüş
belirtti. Bizi en iyi şekilde temsil edip
gururlandıran arkadaşımız Kazım
Çarman’a bundan sonraki yaşamında başarılar diliyoruz. Pusula ekibi
olarak hep yanında olacağız.
Erkan Varol
rakibine
yenildi
Fight Night III
akşamında sadece Kazım
değil yıllardır aldığı başarılı sonuçlarla dikkat Kazım’ın galibiyeti antrönörü Kubilay
çeken ve Kafkas Türkyılmaz’ı da sevindirdi.
Kartalı lakabı
yıldan beri seyirci sayısında görülen
takılan Erkan
Varol’da mücadele verdi. FoodCen- ciddi artış sebebiyle organizatörler
ter sponsorluğunda ringe çıkan ve gelecek yıl yeniden organizasyonu
gecenin geç saatlerinde gerçekleş- Olten Stadthalle’de yaparak, turtirilen maç sonunda Yunan rakibine nuvayı geleneksel hale getirmenin
üstünlük kuramayan Erkan Varol, planlarını yapıyorlar. Son 3 yıldır
medya sponsoru olarak destek
karşılaşmayı mağlubiyetle kapadı.
verdiğimiz Fight Night akşamlarını
Bu yıl dünyanın değişik ülkelerinden organize eden Brother-Gym kulükatılan 22 önemli sporcuyla Fight bü sahipleri Frizur ve Besart Abduli
Night III akşamı geçtiğimiz yıllara kardeşlerin de başarılarının devamıgöre daha büyük bir ilgi gördü. İlk nı diliyoruz.
18
< GÜNCEL >
Hastalara yanlış ilaç veriliyor
Hastanede yatan her on hastadan birine yanlış ilaç verildiği açıklandı. Hastaların sağlığına zarar veren bu durumun önüne
geçilmesi için, verilen ilaçların kayda geçirilmesi ve düzenli kontrol edilmesi gerektiği belirtiliyor.
İ
sviçre Hasta Güvenliği Vakfı adına
yapılan açıklamaya göre, hastanelerde yanlış ilaç verilen hastalarının sayısının tahmin edilenin çok üstünde olduğuna dikkat çekiliyor. Bu
nedenle ‘güvenlikli ilaç’ adı altında
bir program başlattıklarını açıklayan
vakıf yöneticileri, Federal Devlet’in
de programı desteklediğini dile getirdiler.
Söz konusu program çerçevesinde
Vakıf yönetimi hastanelerle birlikte,
hastanın yatış tarihinden itibaren
kendisine verilen tüm ilaçların kayda geçirilmesini sağlamak istiyorlar.
Buna ek olarak hastaya her yeni ilaç
verilişinde, hazırlanacak listelere ba-
kılmasının da zorunlu hale gelmesinin bir gereklilik olduğu, sistemli çalı-
şabilmek için bir bilgisayar programı
geliştirmekte olduklarını açıkladılar.
Her yıl hastanelerde yatmakta olan
20.000 hastaya yanlış ilaç verildiğine dikkat çeken vakıf yönetimi, söz
konusu programla bu yanlışların
en az üçte birine engel olabilmeyi
amaçlıyor. Geçen yıl yapılan uluslararası bir ankette, hastaneye yatan
her yirmi hastadan birine yanlış ilaç
verildiği ortaya çıkmıştı. Özellikle
küçük hastanelerde yanlış ilaç kullanımının daha yaygın olduğu, kullanılan ilaçların sistematik olarak kayda
geçirilmemesinin bu sonucu ortaya
çıkardığı belirtilmişti.
Bu konuda hasta olarak dikkat edilmesi gereken konuları ise www.
patientensicherheit.ch adlı siteden
edinebilirsiniz.
Jeder zehnte Patient kriegt falsche Medis
In Schweizer Spitälern erleidet fast jeder zehnte Patient medikamentenbedingte Schäden. Viele solcher Fehler liessen sich vermeiden, wenn die Medikamente beim Eintritt
systematisch erfasst und später überprüft würden.
Atom Çöplerinin Maliyeti
100.000.000.000
Nükleer santrallerin yanı sıra endüstri, deney ve
sağlık sektörlerinden çıkan radyoaktif artıkların
maliyetinin hesaplanandan çok daha fazla
olduğu ileri sürüldü. Hükümet tarafından yapılan
açıklamada gelecek yıllar için yılda 300 milyon
olduğu öngörülen masrafların, en azından 1.1
milyar Frank olacağı tahmin ediliyor.
E
lektrik enerjisi üreten nükleer santrallerin kapatılması için gerekli olan
masraflar da yine Hükümet tarafından,
20 milyar olarak hesaplandı. Ancak bağımsız gözlemcilere göre bu masraflar
toplamda en az 100 milyar Frank olacak.
Bu hesaplamayı yapan uzmanlara göre,
söz konusu miktar bugün tahmin edilen
en düşük miktar. Hükümetin mevcut
radyoaktif atıkların maliyeti için bugün
beş misli daha az maliyet hesapladığına dikkat çeken uzmanlar, bu miktarın
daha da artmasının mümkün olduğunu
söylüyorlar.
Radyoaktif çöplerin geleceği konusunda kesin bir belirlemede bulunmanın
bilimsel olarak mümkün olmadığını belirten pek çok uzman, geçen süre içerisinde bugün ön görülmeyen masrafların
ortaya çıkmasına kesin gözü ile bakmaktalar.
Atom santralarının yapılmaya başlandığı 1970' li yıllarda, radyoaktif çöplerin
maliyetinin 2 ile 3 miyar Frank civarında
olmasının hesaplandığı, ancak geçen
süre içerisinde bu miktarın her yıl arttığı biliniyor. Bunun en önemli nedeni ise
söz konusu radyoaktif artıkların geçici
olarak belli yerlerde depolanması ve
artıkların tehlikesiz hale getirileceği bir
yöntemin ise henüz bulunmamış olması.
Söz konusu masrafların bir kısmı bugün
elektrik fiyatlarına eklenen ek bir vergi ile karşılanmakta. Ancak bu miktarın
artması ile elektrik fiyatlarının ne olacağı konusunda kimse henüz bir tahminde
bulunamıyor.
Atom-Müll kostet uns 100 Milliarden!
Sondermüll ist teuer. Für die Entsorgung radioaktiver Rückstände aus Medizin, Forschung und
Industrie in den nächsten Jahrzehnten beispielsweise rechnete der Bundesrat mit 300 Millionen Franken. Am Mittwoch gab er bekannt: Es kostet 1,1 Milliarden mehr!
< GÜNCEL >
19
İşsizlik oranı ne kadar olacak?
İşsizlik oranı ile ilgili açıklanan son rakamlara göre işsizlik son bir ayda %3.3 oranına kadar gerilemiş durumda. Nisan ayı
içerisinde işsizlerin sayısı 4000 civarında azalarak 141.131'e kadar düştü. Ancak bu durum çalışma hayatındaki sorunların
ortadan kalkacağını göstermiyor. Tam tersine önümüzdeki aylarda işsiz sayısının 40.000 daha artarak, işsizlik oranının
Almanya ve Avusturya seviyelerine çıkması bekleniyor.
İ
şsiz sayısının mevsimlik olarak
azalmasının normal olduğunu
açıklayan resmi makamlar, yüksek
kur nedeni ile işyerini kapatma kararı alan veya işçi sayısını azaltmayı
planlayan işyerlerinden çıkarılacak
işçilerle işsiz sayısının hızla artmasından endişe ediyorlar.
veya bu hakkı kullanmış olanların
da dikkate alınması halinde, işsizlik
oranının %4' ün üzerinde olduğuna
dikkat çekiyorlar. Bir diğer dikkat
çekilen konuysa, Nisan ayı içerisinde
400 işyerinde çalışan yaklaşık 3600
işçinin kısa süreli çalışan işçiler olması.
Öte yandan açıklanan işsiz rakamlarının aldatıcı olduğuna dikkat çeken
ekonomi çevreleriyse, işsiz sayısının
çok daha fazla olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca, açıklanan rakamların
sadece işsizlik parası alan kişileri
kapsadığı, işsizler için düzenlenen
programa katılanların ve işsizlik parası alma hakkını elde edemeyen
Komşu ülkeler olan Almanya ve
Avusturya’da da işsizlik oranı bu civarda. Buna ek olarak Frank’ın mevcut değerini korumaya devam etmesi halinde pek çok işyerinin daha
üretimi kısacağına da dikkat çekilmekte. Ekonomi çevrelerinde yapılan bir anket, yaklaşık 9000 işyerinin yıl sonuna kadar çalışan sayısını
yor. Merkez Bankası ise sadece kısa
süreli olarak döviz kuruna müdahale
etme niyetinde olduğunu açıkladı.
Ancak yapılan bu müdahaleler yüksek kura etki etmiyor.
azaltmayı planladığını gösteriyor.
Hükümetin ve Merkez Bankası’nın
döviz kuru konusunda somut bir
girişimde bulunmaması durumun
belirsizliğinin artmasına neden olu-
Öte yandan İsviçre Merkez Bankası ilk çeyrekte 32 milyar dolar zarar
ettiğini açıkladı. Bankanın bu zararında yüksek kur kaybı etkili oldu.
Sadece yabancı para pozisyonlarındaki kayıp, toplamın yüzde 90'ının
üzerinde. Bankanın altın rezervlerinde de 1 milyar Franklık bir düşüş yaşandı. İsviçre Merkez Bankası Ocak
ayında beklenmedik bir karara imza
atarak piyasalara müdahalesine son
vermişti.
Rätselraten um die Arbeitslosenzahlen
Kein Grund für Freude auf dem Arbeitsmarkt Schweiz. Die Arbeitslosenquote sank zwar auf 3,3 Prozent, aber Konjunkturaussichten und der starke Franken zeichnen ein düsteres Bild. Bis Ende Jahr seien «mindestens 40'000 Stellen» gefährdet und schon bald haben wir eine höhere Arbeitslosenquote als Deutschland und Österreich.
20
< KÖŞE YAZISI >
SUNAY AKIN’LA HAYAT DEYİNCE
BU KARANFİLİ
NÂZIM GÖNDERDİ!..
Geride kırmızı karanfiller bırakarak ayrıldılar, Nâzım Hikmet’in mezarından. Şairin
ölüm yıldönümü olan 3 Haziran’da, mezarı başındaki anma etkinliğine katılanlar
Novadeviç Mezarlığı’nın kapısına doğru yürürlerken, ben, girişteki tabeladan yerini tespit
ettiğim kozmonotları bulmak üzere iç kısımlara doğru ilerlemeye başladım!..
Onlar ki, burada, Nâzım Hikmet’le aynı mezarlıkta yatmaktadırlar. Koca şair, hayatının son yıllarında yazdığı şiirlerinde onlara mutlaka yer vermiştir. Nâzım, Rusya ve Amerika arasındaki
uzay yarışını yakından takip ediyordu; bu nedenle, şiirlerinde bir
yıldız gibi kayarak düşen imgelere rastlarız, uzay yolculuğuyla
ilgili haberlere dair. İşte onlardan biri, 1960 yılının şubat ayında
yazılmış “Sabah Karanlığı” adlı şiirden birkaç dize:
sonra bu sabah saat altıda
üçüncü suputnik
dönerken yeryüzünü 8879 kere
açılır yastıkta kocaman gözleri gülümün.
Mezarı başında durduğum ilk kozmonot Sergey Nikolayeviç
Anohin oldu… 11 Ağustos 1962’de Vostok 3’ü kumanda eden
Nikolayeviç, bir gün sonra uzaya fırlatılan Pavel Popoviç yönetimindeki Vostok 4 ile birbirlerine beş kilometre kadar yaklaşarak,
uzayda ilk kez birden fazla insanın aynı anda bulunması gibi tarihi bir çokluğa imza atmışlardır. Nâzım aynı yıl yazdığı “Severmişim Meğer” şiirinde şu soruları soracaktır:
kosmos adamlarına sorularım var
çok daha iri iri mi gördüler yıldızları
kara kadifede koskocaman cevahirler miydiler
turuncuda kayısılar mı
kibirleniyor mu insanlar yıldızlara biraz daha
yaklaşınca
renkli fotoğraflarını gördüm kosmosun Ogonyok
dergisinde.
Bir gazetede çıkan haber ya da bir dergide gördüğü fotoğraflar… Nâzım Hikmet’in şiirlerinde uzay konulu tüm dizeleri bulup
çıkaran ben, şimdi de, şairin yattığı mezarda ona komşu olan
kozmonotları arıyorum… Başında uzay kaskı olan bir heykel
görüyorum birden ve hızlı adımlarla ona doğru yürüyorum...
Gherman Stepanovich Titov’un mezarı bu! Demek, o da Nâzım
Hikmet ile aynı mezarlığa gömülü… Onun adını ilk kez duyuyor
olabilirsiniz ama, Yuri Gagarin hastalansaydı ya da uçuşuna engel bir durum tespit edilseydi tüm dünya Stepanovich Titov’un
adını ezberleyecekti! Çünkü Titov, uzaya gönderilecek ilk insanlar arasında yapılan seçmelerde 19 kozmonot arasında ilk ikiye
girmeyi başarmış ve Gagarin’in yedeği olarak onunla aynı eğitimi almıştır. 12 Nisan 1961 günü yapılan ünlü uçuşta, Gagarin
uzay gemisine binene kadar Titov ona eşlik etmiştir. Bir terslik
anında uzaya çıkan ilk insan Titov olacaktı ama o, Gagarin’e başarılar dileyerek dünyada kalacaktır.
Çok değil, Gagarin’den üç ay sonra Titov, 6 Ağustos günü fırlatılan Vostok 2 ile uzaya çıkacaktır. Bu uçuşta Titov’un görevi,
Sputnik 5 ile gönderilen Belka ve Strelka adlı köpeklerin uçuşunu tekrarlayarak dünyanın çevresinde on yedi tur yapmaktır.
Ne var ki, bu yolculukta Titov rahatsızlanacak ve kozmonotlar
ile astronotlarda çokça görülecek olan bir hastalığın ilk belirtile-
rini verecektir. Bu hastalık, iç kulağın dengesini kaybetmesinden
doğan uzay tutmasıdır.
Titov’un uzaya çıktığı günlerde Nâzım Hikmet, hayatının en
uzun uçak yolculuğuna hazırlanmaktadır. Şairin yaşadıklarını
“Havana Röportajı” şiirinde okuruz. Şiir, uçakla başlar:
Pırağ-Havana uçağı Küba bale takımını bekliyor
sosyalist şehirlerde dans ettiler altı ay
sıcak denizlerdeki adalardan çığlıklarla kalkan renkli
kuşlardır
alışamadım bir türlü
uçak yerden kesilirken kazaların çeşidi gelir aklıma
hele kemeri bağlarken
Novadeviç Mezarlığı’nda kozmonotları ararken büyüleyici, çarpıcı, insanı yanına çağıran mezarlarla karşılaşıyorum. Mezar
taşları ve heykeller o kadar etkileyici ki, mezarların arasındaki
yollar bir müzenin koridorlarını andırıyor. Bir mezarın üstünde,
yerden çıkan iki elin avuçları arasında duran kırmızı camı görünce, oraya doğru yürüdüm. Aleksandr Nikolayeviç’in mezarıdır
bu; Bakulev Hastanesi’nde cerrahlık yapan Aleksandr Nikolayeviç!
Nâzım Hikmet kozmonot Nikolayeviç’in ve Titov’un başarılarından haberdardı… Ama, şairin ölümünden sonra da Novadeviç
Mezarlığı’na gömülen kozmonotlar var. Pavel İvanoviç Belyavey
onlardan biridir. 18 Mart 1965 tarihinde Voskhod 2 uzay aracını
yöneten Belyavey’in yanında Aleksey Leonov da vardır. Leonov,
uzayda yürüyen ilk insan olacaktır.
Timofeyevich Beregovoy, 26 Ekim 1968’de, Soyuz 3 aracını, kendisini uzayda insansız beklemekte olan Soyuz 2’ye bir metre kadar yaklaştırmış olsa da kenetlenme gerçekleşemez. Kozmonot,
hayatı boyunca bu başarısızlıktan sorumlu tutulacak ve bunun
acısını gömüleceği Novadeviç Mezarlığı’na kadar yüreğinde taşıyacaktır.
Kırmızı karanfiller bıraktım, 3 Haziran 2009 sabahı, Moskova’daki Novadeviç Mezarlığı’ndaki kozmonotların mezarlarına… Alın,
dedim; bu karanfilleri size Nâzım Hikmet gönderdi… O, hayatı
boyunca başını gökyüzüne her bakışında sizleri düşündü, yüreği sizlerle attı… O da, siz de “yarin yanağından gayri her yerde,
her şeyde hep beraber” diyenlerdensiniz… Bu kadar çiçeği ne
yapsın şair? Herkes mezarı başından gidince, “Sunay bu karanfilleri yıldızları bir demet yapıp insanlara sunan kozmonotlara
götür,” dedi…
Dağıttım Nâzım’ın mezarındaki karanfilleri teker teker, kozmonotlara, doktorlara, tiyatroculara, mühendislere, yazarlara, müzisyenlere…
Nâzım, hayatının en mutlu 3 Haziran’ını yaşadı!..
Sunay Akın
[email protected]
21
< GÜNCEL >
Açık Lise hayat değiştiriyor
Açık Öğretim Lisesi Batı Avrupa programı 2015 yılı 2. dönem sınavları 9-10 Mayıs tarihlerinde Avrupa’da 6 ülke 11
merkezde gerçekleştirildi. Bu merkezlerden biri de İsviçre’nin Bern şehriydi.
A
vrupa’da Batı Avrupa Programına devam eden lise öğrencilerinin sayısı 2000 civarında. İlk kez
geçen yıl Bern’e alınan sınavlarda da
öğrenci sayısı 175’ti. Bu sayı bir yılda
bir buçuk katına yükselerek, 20142015 öğretim yılında 265 oldu. Küçük bir ülke olmasına ve Türk nüfusu
diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha
az olmasına rağmen, İsviçre’de sınava giren öğrenci sayısı Avrupa’daki
genel öğrenci sayısının % 10’unu aşmış durumda.
Bu ilginin kaynağını bulabilmek için
Bern’de sınava giren öğrenci ve velilere neden Açık Liseye devam ettiklerini sorduk ve konuyla ilgili görüşlerini aldık.
Süleyman Soybaş’ın oğlu önümüzdeki yıl Automatiker olarak mesleğe başlayacak. Soybaş, “İlerde
İsviçre’de eğitimini sürdürme şansı
olmazsa bir alternatifi olsun istedik.
Türkiye’deki üniversiteler üzerinden
tekrar İsviçre’ye gelerek burada
üniversite okuyabilir. Hayata iyi devam edebilecek bir ferd yetiştirmek
istiyoruz,” diyor. Açık Lisenin onlar
için tek zorluğunun Zürih’ten Bern’e
gelmek olduğunu söyleyen baba:
“İki günümüzü çocuklarımız için
feda ediyoruz. Bunu seve seve yapıyoruz.” diyor ve ekliyor: “Biz yine
de şanslıyız. Burada görüyoruz ki
insanlar Tessin’den, İtalya’dan, Fransa’dan çocuklarını getiriyorlar, otellerde kalıyorlar. Sınavların İsviçre’de
yapılıyor olması bizim için avantaj.”
Emre Güler (17), babasının geçici
görevi nedeniyle İsviçre’ye gelmiş.
Açık Lise’den bu dönem mezun
oluyor. Güler, “Batı Avrupa Açık
Lise Programında okuduğum için
üniversitelerin (YÖS) Yabancı Öğrenci Sınavı’na girme hakkım oldu.
Amacım İstanbul ya da Ankara’da
hukuk okumak. Açık Lise olmasaydı
Türkiye’de almaya başladığım lise
öğrenimim yarım kalacaktı ya da ailemden ayrı yaşayarak Türkiye’de liseye gidecektim. Açık Lise hayatımı
değiştirdi,” diyor.
Olten’dan gelen iki kız kardeşten
Melek Tonus üç, Yasemin Karanfil
bir çocuk annesi. İkisi de İsviçre’de
meslek eğitimlerini yarım bırakmışlar ve bir gün tesadüfen internette
Açık Liseyle karşılaşmışlar. Onların
amacı çocuklarına iyi örnek olmak.
Sürekli “Derslerinizi yapın!” demek
yerine “Ben ders çalışıyorum.” dediklerini ve çocukların da ders çalışmaya başladığını ifade ediyorlar.
Melek Tonus, “On sekiz senedir okul
hayatım yoktu. Evlendik, çoluk çocuğa karıştık. Özellikle annelere tavsiye ediyorum. Çünkü anne okurken
çocuğu da yararlanıyor,” diyor. Yasemin Karanfil de, “Eşinden boşanmış
ya da eşi vefat etmiş kadınlarımız
pasif bir şekilde evde oturuyorlar.
Açık Liseyi özellikle bu bayanlara
tavsiye ediyorum,” diyor. Her iki kardeş de üniversite okumak istiyor.
Aslı Bekri Bettlach’ta Sekundarschule’den sonra İsviçre’de herhangi
bir eğitim alamamış. Açık Liseyi bir
arkadaşından öğrenmiş. “Meslek
eğitimim olmadığı için Açık Liseye
başlamıştım. Daha sonra beklediğimden daha fazla imkan sağladığını öğrendim. Liseden sonra Açık
Öğretim Fakültesini bitirmek ve İsviçre’de pedagojik formasyon almak
istiyorum,” diyor ve Türkiye dönmeyi düşünen ailelerin çocuklarına Açık
Liseye gitmelerini tavsiye ediyor.
Cemil Örgen (33) Lichtesntein’da
lojistik menajeri. Liseden sonra İlahiyat okuyarak mesleğinin yanında
din görevlisi de olmak istiyor. Açık
Liseye başlarken “Nasıl yapacaksın
hem aile hem iş hem eğitim?” diyenler olmuş. Matematik, fizik, kimya gibi derslerde başarısız olmaktan
korkuyormuş ama “Kaybedecek bir
şeyim yok,” demiş ve ilk sınavlarda
yirmi kredi alınca motivasyonu yükselmiş.
Ahmet Yılmaz (39) Basel’den geliyor. 1998’de İsviçre’ye ilkokul mezunu olarak gelmiş. Medresede dini
eğitim aldığı için İsviçre’de çeşitli
camilerde görev yapmış. Şu anda da
Kur’an Kursu öğretmenliği yapıyor.
Dinimizin bile ilk emri “Oku”, diyen
Yılmaz, öğrencilerine iyi bir model
olmak istiyor. Şu an lisede ikinci dönemini okuyor. İlahiyat okumayı hedefleyen Yılmaz, “Müslüman Türkler
olarak iyi yerlerde olmamız lazım.
Mühendislik, avukatlık, doktorluk
gibi nüfuzlu meslekler edinmemiz
gerekiyor,” diyor. Kitapların geç gelmesinin öğrencileri biraz zorladığını
ifade eden Yılmaz, sınavlara nasıl
hazırlandığını gülümseyerek anlatıyor: “Kimyayı Youtube’tan çalışıp
geçtim; ben de şaşırdım!”
İbrahim Esenli Graubünden’den geliyor. Oğlu elektrik üzerine meslek
yapıyor, aynı zamanda Açık Lise
okuyarak ilerde Türkiye’de üniversiteye gitmek istiyor.
Renan’dan gelen Serkan Gökçe’nin
oğlu seneye İsviçre’de Gymnasium’a başlayacak. Üniversite okumak, bankacı olup İsviçre’de yaşamak istiyor. İdealini riske atmamak
için Açık Liseye ye devam ediyor.
Fırat Akalın(34), iki yıldır Biel’den
gelerek sınavlara giriyor. “Zamanında eğitim alamamıştım. Açık Lisede
7’den 77’ye herkes öğrenimini sürdürebiliyor.” diyor. Hedefinin ileride
bir sosyolog olarak İsviçre’de yaşamını sürdürmek olduğunu ifade
eden Akalın, “İnsanlarımızın entegrasyon sorunları olduğunda, onlara
yardımcı olabilmek istiyorum,” diye
ekliyor.
Eğer siz de lise mezunu değilseniz
2015 Ağustos’unda yeni kayıt dönemini kaçırmayın deriz.
Bilgi için: http://www.anadolu-uni.
de/index.htm
https://www.facebook.com/AnadoluUniversitesiBatiAvrupaBurosu?fref=ts
< KÖŞE YAZISI >
İsviçre
ve altın
Gazetelerde yer alan haberlere göre Nisan ayında Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı
ülke İsviçre. İsviçre’ye yapılan 1 milyar 203 milyon dolarlık ihracatın tamamına yakını
altından geldi. İsviçre, Mart ayında da en fazla ihracat yapılan ülke olmuştu. Bu
ülkeye yapılan ihracat, söz konusu ayda geçen yılın aynı ayına göre 20 kattan fazla
artarak 1 milyar 364 milyon dolara yükselmişti. Bunun 1 milyar 275 milyon dolarlık
bölümü altın ihracatından oluştu.
Şubat ayında ise İngiltere, 1 milyar 108 milyon dolar
ile geçen ay en fazla ihracat yapılan ülke olmuştu. Bu
ülkeyi 1 milyar 83 milyon dolarla İsviçre, 1 milyar 31
milyon dolarla Almanya ve 755 milyon dolarla Irak
izledi. TÜİK verilerine göre Ocak ayında da büyük
bölümü İsviçre’ye olmak üzere yaklaşık 1.7 milyar dolarlık altın ticareti gerçekleştirilmişti.
Geçen yılın rakamlarına göre, 2014 yılının Ocak-Kasım döneminde oluşan altın ticaretinin hangi ülkelerle yapıldığına baktığımızda, en çok ihracat 2 milyar
334 milyon dolarla İsviçre’ye, en çok ithalat da yine
2 milyar 577 milyon dolarla İsviçre’den gerçekleştirilmiş.
Genel olarak Dünya’da altın ticaretine bakıldığında
ise İsviçre hep ön planda yer alıyor. İngiltere topladığı ham altınları İsviçre’ye gönderiyor. Burada işlenen
altınlar Çin ve Hindistan’a giriyor. Altın toplayan diğer bir ülke ise Rusya.
İsviçre verilerine göre, Çin’e olan altın sevkiyatı Şubat'tan Mart'a hemen hemen ikiye katlanıp 46.4 tona
çıktı. İsviçre’nin Hindistan’a altın ihracatı ise son dört
ayın en yüksek değeri olan 72,5 tona ulaştı. Öte yandan, İsviçre’nin Hong Kong’a altın ihracatı ise Mart
ayında yaklaşık dörtte bir oranında azalıp 30 tona
geriledi.
İsviçre’nin altın ihracatı Mart ayından toplamda yüzde 65 oranında artıp 223.3 tona çıktı. Bu, en azından
son iki yılın en yüksek değeri. Öte yandan, ithalat da
yüzde 51 oranında artarak 281.6 tona ulaştı. İngiltere’den ithalat ise altı kat artarak 97.2 tona yükseldi.
Rusya Mart ayında 31.1 ton altın satın aldı. Bu da Rusya’nın yakın zamanda satın aldığı miktarın yaklaşık
üç katı. Bununla birlikte, altın alımı Ocak ve Şubat'ta
yavaşladı. Rusya’nın altın birikimi 2009 yılının ortalarından beri iki katın üzerine çıkarken, 2005 yılından
bu yana da üçe katlanmış oldu. Rusya’nın elindeki
altınlar 1.200 tona ulaşmış bulunuyor. Bu miktarla
Rusya; ABD (8.100 ton), Almanya (3.400 ton), İtalya
(2.500 ton) ve Fransa’nın (2.400 ton) ardından dünyada en çok altına sahip olan beşinci ülkesi.
Rusya’nın elindeki altınlar Çin’inkinden 100 ton daha
fazla gözüküyor ancak Çin’in elinde resmi olarak bildirdiğinden daha fazla altın olabileceğine dair şüpheler var. Nitekim Çin Merkez Bankası 2009 yılından
beri rezervleriyle ilgili olarak resmi bir açıklama yapmış değil. Hindistan ise yaklaşık 558 ton altına sahip.
Bu da toplam rezervinin yaklaşık yüzde 7’si. Hindistan’ın altın ithalatı ticaret açığının yaklaşık üçte birine denk düşüyor.
Bu altın trafiğinin anlamı üzerine piyasalarda oldukça
yaygın tartışmalar var. Bunlar ayrı bir konu, ama İsviçre altın trafiğinde önemli bir köşe tutmuş durumda. Atın alışverişlerinden de önemli oranda kar elde
ettiği açık. 'İsviçre her şeye rağmen niye hep ön sıralarda yer alıyor?' sorusunun cevabı birazda buralarda
gizli
23
Mehmet Akyol
[email protected]
24
< KÖŞE YAZISI >
Havanın yağmurlu olmasına rağmen katılım yoğun oldu.
Yağmura rağmen
herkes oradaydı
Turnuvanın Şampiyonu Seon Ataspor takımı bir arada.
Solothurn Türk Spor Kulübü tarafından organize edilen ve ve
her yıl Pfingstmontag günü organizasyonu yapılan piknik, kötü
hava şartları ve yağmura rağmen 500 dolayında vatandaşımızın
katımıyla gerçekleştirildi.
25 Mayıs günü Solothurn şehrinde bulunan Brühl adlı spor sahasında organize
edilen piknik sabahın erken saatlerinde
kahvaltı ile başladı. Organizasyon kapsamında gerçekleştirilen Veteran takımlar futbol turnuvası da saat 11:00’de
start aldı. Kazanmanın veya kaybetmenin olmadığı, dostluk temalı turnuvaya,
ev sahipliği yapan Solothurn Türk Spor
Kulübü’nün yanısıra Seon Ataspor, Türkiyemspor, FC Galatasaray Zürich, FC
Türk Olten ve Aarau Türkgücü takımları katıldılar. Yapılan maçların ardından
turnuvanın şampiyonu Seon Ataspor
olurken, ikinci sırada da FC Türk Olten
takımı yer aldı. Aarau Türkgücü takımı
üçüncü, Solothurn Türk Spor Kulübü de
dördüncü sırayı aldı. Turnuvaya katılan
takımlara verilen kupaların yanısıra organizasyonun sponsoru Mimarı GmbH
tarafından hazırlanan çeşitli hediyeler
taktim edildi.
Hava şartlarının kötü olmasından dolayı
planlanan voleybol turnuvaları gerçekleştirilemedi. Organizasyon kapsamında çocuklar için hazırlanan bölümlerde
minikler hoşça vakit geçirirken, kurulan
yemek stantlarında hazırlanan ızgara
çeşitleri, çeşitli poğaça, börek ve tatlıların satışları yapıldı. Özel olarak hazırlanan Erzurum Semaver Çayı da
katılımcıların büyük ilgisini gördü. Kekik Ocakbaşı tarafından açılan Maraş
Dondurması standı ise hiç boş kalmadı.
Özellikle minik katılımcıların büyük rağbet gösterdiği dondurma standında Şahin ustanın yaptığı şovlar büyük beğeni
ile takip edildi.
Düzenlenen etkinliğin ardından Solothurn Türk Spor Kulübü Başkanı Ensar Dağcı’nın görüşlerini aldık. Başkan
Dağcı 22 yıldır bu organizasyonların kulüp bünyesinde devam ettiğini ve artık
geleneksel bir hal aldığını, her yıl Pfingstmontag günü düzenlenen piknik ile
bölge halkının bir araya geldiğini söyledi. Kulüp bünyesinde bulunan sporcu
ve üyelerin katkılarıyla bu organizasyonların gerçekleştirildiğini dile getiren
Dağcı, amacımız her yıl etkinliklerimizi
devam ettirmek, dedi.
Kekik Ocakbaşı tarafından açılan Maraş
Dondurması standı ise hiç boş kalmadı.
Pikniğe katılan vatandaşlarımız bir araya gelip
Karadeniz müziği eşliğinde halaylar çektiler.
Veteran takımların mücadelesi izleyenlere zevkli anlar yaşattı.
26
< SÖYLEŞİ >
Ebru ÖZEL’le
Sanata ve Ebruya
Dair Çok Özel Bir
Haber: Zeliha Demircioğlu
Söyleşi
Ebru Hanım, sanatla olan bağınız ne zaman ortaya çıktı, nasıl gelişti? Ailenizde resimle ilgilenen başka birileri de var mı?
Sanat, yüreğimizin keşfedilmemiş
köşelerine açılan bir kapı. Bu nedenle
olacak, sanat atölyeleri insanda
bambaşka heyecanlar uyandırır.
Toprakta nisan kokusu, elimizde
fotoğraf makinesi Uzwil sokaklarında
ilerliyoruz. Bütün gece yağan
yağmurun ardından damlacıklar
bahar dallarında titreşiyor. Çiçekler,
kurutması için yüzlerini ışık
huzmelerine cevirmiş. Toprak, su,
güneş ve çiçek... İşte hayatın özünü
tüm saflığı ve güzelliğiyle bünyesinde
barındıran geleneksel sanatımız,
EBRU...
Atölyeye ulaştığımızda her hali
sanatı kadar zarif ve naif olan genç
sanatçımız ve değerli ailesi bizi kapıda
karşılıyorlar.
Ebru Özel İsviçre’de doğmuş, büyümüş.
Buna rağmen öz be öz kültürümüz,
onun yüreğinde ebru aşkıyla kendine
bir yer edinerek İsviçre’de, bu
yaban ellerde, filizlenip yeşermiş.
Sanatçımızla gerçekleştirdiğimiz
röportajı keyifle okuyacağınızı
umuyoruz.
Babam resim yapmayı çok severdi. Küçükken
onunla karakalem çalışırdık. Resim yeteneği
bana ondan geçmiş olmalı. Daha sonra okula
başladığım ilk yıllardan itibaren öğretmenlerim
beni çok desteklediler, kesinlikle sanat alanında
eğitim almalısın, dediler. Söyledikleri gibi resim
eğitimi almak kısmet olmadı; Kauffrau yaptım
ama başka yollardan yine resme devam ettim.
Bob Ross yağlıboya öğretmeniyim ve Gestaltungspädagogin’im; yetişkinlere el işi dersleri veriyorum. Ayrıca dört yıldır yağlıboya, iki yıldır da
ebru kursları düzenliyorum.
Evet, ismi ile müsemma olmak bir ayrıcalık
olsa gerek. Yağlıboya tablolarınız da var, ama
biz sizi daha çok ebru sanatıyla bütünleşmiş
bir sanatçımız olarak tanıyoruz. Ebru Özel’in
ebru sanatı serüvenini bizimle paylaşır mısınız?
Sizin de söylediğiniz gibi öncelikle ismimden
dolayı ebruya bir merakım vardı. Ancak ebruyla
gerçek anlamda tanışmam ortaokul çağlarında
oldu. Okulda öğretmenimiz bir ödev vermişti,
Türkiye’yle ilgili bir sunum hazırlayacaktım. Türk
tarihini kaynaklardan araştırırken ebru sanatıyla
da karşılaştım ve onu da araştırmaya başladım.
Günün birinde İstanbul’da Sahaflar’da tesadüfen
bir ebru lalesi buldum. O gün bugündür ebru sanatına hayranım.
Daha sonra İsviçre’de ve Almanya’da ebru kursu
olup olmadığını araştırdım. O tarihlerde Avrupa’da yalnız Berlin’de ebru kursu vardı. Berlin’e
gitmem mümkün görünmüyordu. Ben de en iyisi
İstanbul’a gideyim, dedim ve içimdeki ebru öğrenme hevesiyle yollara düştüm. Orada Hikmet
Barutçugil Hoca’dan ders aldım. Sonra da kendi
gayretimle öğrendiklerimi sürekli geliştirmeye
çalıştım. Ebru yapmak beni çok mutlu ediyor.
Bu arada katıldığınız sergiler oldu mu?
Daha önce yağlıboya ve akrilik çalışmalarımla kişisel bir sergi açmıştım.
Ebru sanatıyla da Gossau’da üç gün süren ortak
bir sergiye katıldım. Orada hem ebru sanatını tanıttım hem de sergide eserlerim yer aldı.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenecek olan Kunstmarkt-St. Gallen’a da her sene katıldım. Bu
sergide de ebru sanatını uygulamalı olarak tanıtıyorum. Kunstmarkt’ı ziyaret edenler genelde sanata gönül vermiş insanlar. Onların diğer
etkinliklerden çok ebruyla ilgilenmeleri beni son
derece mutlu ediyor.
< SÖYLEŞİ >
Türkiye’de düzenlenen ebru günlerine de her yıl katılıyorum. 4. Dünya
Ebru Günü, önümüzdeki Eylül ayında Yalova’da düzenlenecek.
Ortak sergilerin yanı sıra ileride kişisel sergilere ağırlık vermek istiyorum. En çok istediğim şeylerden biri
de Zürich Başkonsolosluğu’nda bir
sergi açmak.
İsviçre’deki Türklerin ve İsviçreliler'in ebruya yaklaşımlarını ve ilgilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İsviçreliler'den çok yoğun ilgi görüyorum. Yaptığımız gösterilerde etrafımızda kalabalık bir grup oluşuyor.
Yabancılar ebru sanatına hayran ka-
bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Ebru sanatı bu şekilde korumaya
alınmış oldu. Bu çok gurur verici. Bu
gelişme genel anlamda tüm Türk
sanat dallarının dünyada daha çok
tanınmasını sağlayacaktır.
Sanat gönül işi, sevgiyle yoğrulmuş emek! Sizin en gönül vererek
yaptığınız çalışmalar neler?
Çiçekleri çok seviyorum. Yağlıboyada da ebruda da hep çiçek çalışıyorum. Laleler, karanfiller... En çok da
gülleri seviyorum.
Ebrunun belirli kalıpları, kuralları
olan geleneksel ve gelenekçi bir
kartlar, ebru kelebekli nikah şekerleri
gözümüze ilişiyor.)
Sizce psikoterapi ya da ergoterapi
gibi alanlarda ebrudan yararlanılabilir mi?
Resim yaparken konsantre oluyorsunuz, kendinizi işinize veriyorsunuz
ve renkler, o fırçadan damlayan boyalar sizi bambaşka bir aleme taşıyor. Müzikle birlikte, özellikle Türk
Klasik Müziği ya da ney eşliğinde
ebru yaptığınızda kendinizden geçiyorsunuz. Ebru yağlıboyadan daha
farklı, daha dinlendirici bir etkiye
sahip. Ebruda teknede bir resim yapıyorsunuz, onu kâğıda aktarıp kâğıdınızı teknenizden çeker çekmez
hemen yeni bir resme başlayabiliyorsunuz. Yağlıboyada olduğu gibi
statik bir şekilde bir noktaya sabitlenip kalmıyorsunuz.
Ebru sizi gündelik hayattan uzaklaştırıp rengarenk bir dünyaya götürüyor. Güzel olan o; hayatı monotonluktan kurtarması!...
Ne dersiniz, sizce isteyen herkes
ebru yapabilir mi? Ebru yapmak
isteyen bu konuda hiç deneyimi
olmayan insanlara neler tavsiye
edersiniz, ebruya nasıl başlayabilirler?
Ebru malzemeleri yalnız Türkiye’de,
özellikle İstanbul’da bulunuyor. Çünkü yalnız bu sanat için üretilmiş özel
malzemeler: Öd, at kılı fırçalar, toprak boyalar vs.
Ebru yapmak isteyenler, malzemelerini ya İstanbul’dan temin edebilirler
ya da bizim kurslarımıza gelerek,
buradaki malzemelerle ebru yapabilirler.
lıyorlar. “Boya nasıl suyun yüzeyinde
kalıyor? Hangi malzemeleri kullanıyorsunuz? Nasıl yapıyorsunuz?...”
Her şeyi tek tek soruyorlar ve hemen kendileri de denemek istiyorlar.
Genelde İsviçreliler zemin yapmayı
tercih ediyor. Fonları cilt yapımında
kullanıyorlar. Türkler daha çok çiçek
ya da hat figürleri içeren çalışmaları
tercih ediyorlar.
Geçtiğimiz Kasım ayında UNESCO’nun ebruyu Dünya Somut Olmayan Kültürel Miras listesine
dahil etmesi sanat camiasını ve
hepimizi son derece mutlu etti. Siz
sanat olduğunu biliyoruz. Sizin ebruda hiç denenmemişleri denemek
gibi farklı bir yaklaşımınız var mı?
Sanata sınırlama getirmek bence
yanlış olur. Klasik ebruya yenilikler
kazandırılabilir. Ben de ara sıra farklı
çiçekler, farklı ebrular yapmayı deniyorum. Ebru eserlerini ciltleme ya
da tablolar dışında nerelerde kullanabileceğimizin arayışı içindeyim.
Ebruyu gündelik hayatta kullandığımız eşyalara uygulayarak daha çok
tanıtmayı hedefliyorum. (O arada
atölyenin bir köşesinde, ebru kurutma tezgâhı üzerindeki ebruyla bezenmiş minik kutular, kitap ayraçları,
27
Yalnız ebru sanatında, teknem hazır,
fırçam var, ben ebru yapmaya başlayabilirim, demek yeterli olmuyor. Su
ayarı, boya ayarı gibi teknik konuları
öğrenmek gerekiyor. Ebru maalesef
eğitim almadan uygulanabilecek bir
sanat değil.
Evet, neredeyse bütün geleneksel
sanatlarımızda olduğu gibi ebruda da usta-çırak usulü eğitim şart
diyorsunuz. Peki sizin idol olarak
gördüğünüz, çok beğendiğiniz
ebru sanatçıları kimlerdir Ebru Hanım?
Atilla Can’ın çalışmalarını çok beğeniyorum. Hikmet Barutçugil de çok
değerli bir ebru sanatçısı. İkisi de
aynı zamanda hocamdır; onların resimlerine hayranım.
Son olarak bize kurslarınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Ebruya ilgi duyan okurlarımız size nasıl
ulaşabilirler? Sizden nasıl ders alabilirler? Kurs ücretleri nasıl?
Şu anda çeşitli atölyelerde ebru ve
yağlıboya kursları veriyorum. Kendi
atölyemde (Uzwil), Dacatelier St.
Gallen’da ve Migros Klubschule’de
kurslarımız var.
Ebru sanatına ilgi duyanların kurdukları özel atölyeler olursa oralara
giderek de kurslar veriyorum.
Yağlıboya kursları, malzeme dahil,
bir gün 250 Frank. Sabah 09.00’dan
akşam 17.00’ye kadar çalışıyoruz ve
sonunda kişinin kendisine ait yağlıboya bir tablo ortaya çıkıyor.
Ebru kursları saatlik oluyor. Özel
kurslar, malzeme dahil saati 30
Frank. Ebru grup kurslarında saatliği
yetişkinlere 20, çocuklara 15 Frank.
Bilgi almak isteyenler www.ebrush.
ch internet adresinden ya da Facebook üzerinden benimle iletişime
geçebilirler.
28
< GÜNCEL >
Neden?
Eylem Demir Şentürk / [email protected]
Psikoloji eğitimimi tamamladığımdan beri çevremdeki kadınların "Neden?" sorusu ile çok
karşılaşıyorum. Neden beni sevmedi? Neden bana değer vermedi? Bunca yıl ona saçımı
süpürge ettim, çocuk verdim; çalışmadım, çocuk büyüttüm, ne dediyse yaptım. Neden
kıymetimi bilmedi? Neden beni terk etti?
C
evabı çok basit "Siz buna izin
verdiğiniz için!"
Eylem Demir Şentürk kimdir?
Eylem Demir Şentürk 1977 yılında
Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde doğdu ve 12 yaşında İsviçre’ye
geldi. Orta ve lise öğrenimini
tamamladıktan sonra bankacılık
eğitimi aldı ve 2000 yılında ilaç
sektörüne geçiş yaptı. On dört yıl
ilaç sektöründe çalıştıktan sonra
İngiltere’de ve Amerika’da farklı
üniversitelerde ilaç ruhsatlandırması üzerine eğitim gördü. İki
çocuk annesi olan Eylem Demir
Şentürk 2014 yılında kurduğu
danışma şirketiyle ilaç sektörüne
danışmanlık yapmakla birlikte
İngiltere Liverpool Üniversitesinde
Psikoloji eğitimini tamamladı ve
halen psikoloji alanında yüksek
lisans yapıyor.
Siz de kendinizden önce eşinizi
veya sevgilinizi düşünüyor musunuz? Ona en güzel sofraları hazırlıyor, en iyi şekilde hizmet ediyor, yeri
geldiğinde kendinizden önce onun
için alışveriş ediyor; işte zaten yoruluyor, bide evde yorulmasın diye
evin tüm işlerini ve çocuk eğitimini üstleniyor musunuz? Çocuklara
koşturmaktan kuaföre gitmeye, bakım yaptırmaya zaman bulamıyor
musunuz? Eşim, çocuklarım mutlu
olsun, onlar mutlu olursa ben de
mutlu olurum, diye düşünüyor musunuz? Sevgiliniz sizi sevsin diye
onun tüm davranışlarını koşulsuz
şartsız kabul ediyor musunuz? Siz
bunca şey yapmanıza rağmen eşiniz veya sevgiliniz günün birinde
sizi terk mi etti? Hatta üstüne üstlük
giderayak bir de sizi mi suçladı?
Kadın üretkendir, çalışkandır, koruyucudur, azimlidir ama aynı zamanda anaçtır, yufka yüreklidir, kendinden önce sevdiklerini düşünür. Eğer
“Neden?” sorusuna cevap arıyorsanız altında zamanla ezildiğiniz
fedakarlıklara, kepçe kepçe dağıtıp
minicik minicik aldığınız sevgilere
ve değerlere bakın. Bakın ki dengesizliği görün artık!
Siz saçınızı süpürge ederken, sevgiliniz veya eşiniz sizin süpürge
oluşunuzdan ne kadar haberdardı?
Siz eşinizin mutluluğunu kendi mutluluğunuzdan daha çok düşünürken
o sizin mutsuzluğunuzun ne kadar
farkında idi?
Sevilmek ve değer görmek, önce
kendini sevmekten, kendi değerlerinin farkına varmaktan ve kendi
kıymetini bilmekten geçer. Kendi
kıymetinizi bilin, kendi değer yar-
gılarınızdan ve kurallarınızdan asla
ödün vermeyin çünkü, ödün verdikçe siz siz olmaktan çıkıp bir kuklaya
dönüşür ve başkaları için yaşarsınız.
Kendinize zaman ayırın; sizi mutlu
edecek meşgaleler, hobiler bulun.
Önce siz mutlu olun ki mutluluğunuzu ailenize ve çevrenize dağıtabilesiniz. Unutmayın! Siz kendinizi
sevdikçe, değer verdikçe, kendi
kıymetinizi bildikçe kendinize olan
özgüveniniz artacak. Özgüveniniz
arttıkça kıymet vereniniz, değer
vereniniz ve seveniz de artacak ve
böylelikle size kimsenin zarar vermesine izin vermeyeceksiniz.
Gün değişim günü! Hep beraber
değişmeye ne dersiniz? Haydi o zaman ne duruyoruz? Hareketlenelim.
Nerede hareket orada bereket!
Sevgiler...
İsviçre Türk Kadınları Derneği’nden
“Anneler Günü Kahvaltısı”
TFS İsviçre Türk Kadınları Derneği`nin her yıl düzenlediği geleneksel “Aile Kahvaltısı” ve
Anneler Günü bu sene aynı tarihe denk geldi.
T F S ( Tü r k i s c h e r Fra u e nve re i n
Schweiz) eski ve yeni Yönetim Kurulu üyeleri Zürih’te bulunan GZ
Riesbach'ta, 10 Mayıs’ta bir kahvaltı
düzenledi. Kahvaltıya yüz otuz civarında misafir katıldı. İsviçre’deki
diğer dernek yöneticileri de bu anlamlı günde İsviçre Türk Kadınları
Derneği’ne katılımlarıyla destek verdiler.
Kahvaltıdan sonra Ülkü ve Hakan
Can çifti canlı performanslarıyla katılımcılara güzel bir müzik ziyafeti
sundu.
Etkinlik sonunda misafirler “Program harikaydı. Dernek üyeleri beş
yıldızlı otelleri kıskandıracak zenginlikte bir büfe hazırlamışlar.” diyerek
memnuniyetlerini dile getirdiler.
22 Mart 2016'da Fatma Jäggli'den
TFS'in bayrağını teslim alan yeni
başkan Meziyet Yarar' da erkeklerin
organizasyona katkılarından bahsederek “ Onların yardımı ve desteği
olmasa kahvaltımız bu kadar başarılı
olmazdı,” dedi ve emeği geçenlere
teşekkür etti. Yarar, “Sonuçta herkes
o kadar mutlu ve memnun ayrıldı ki
bu kadar zahmete değdi.” diye konuştu.
Anneler Günü gibi özel bir gün için
Kadınlar Derneği'nin böyle bir etkinlik düzenlemiş olması günü daha
da anlamlı kılıyor. Ayrıca eski ve yeni
Yönetim Kurullarının el ve gönül birliğiyle bir etkinliğe imza atmış olmaları, bu şekilde verdikleri birlik bera-
berlik mesajı da herkes tarafından
takdirle karşılandı.
T F S ( Tü r k i s c h e r Fra u e nve re i n
Schweiz) İsviçre Türk Kadınları Derneği’ne ve yeni Yönetim Kuruluna
bundan sonraki faaliyetlerinde de
başarılar diliyoruz.
Biz de Pusula ailesi olarak bütün
annelerimizin ellerinden hürmetle
öperiz.
< GÜNCEL >
29
Bern’de İstanbul
ve Ondokuz Mayıs
Üniversiteleri YÖS
Sınavları yapıldı
İsviçre’den katılanların yanı sıra İtalya, Almanya,
Fransa gibi çevre ülkelerden gelen öğrenciler,
Burgdorf’ta 16 Mayıs Cumartesi günü İstanbul
Üniversitesi, 17 Mayıs Pazar günü Ondokuz
Mayıs Üniversitesi YÖS-Yabancı Uyruklu Öğrenci
Sınavlarına girdiler.
Cumartesi günkü İstanbul Üniversitesi sınavına onyedi öğrenci
katılırken; Pazar günü gerçekleşen Ondokuz Mayıs Üniversitesi
sınavına otuz bir öğrenci katıldı. Sınavlara yabancı uyruklulardan çok, YÖS hakkından yararlanmak isteyen ve Avrupa’daki
okullardan lise düzeyinde diploma almış ya da Açık Öğretim
Lisesi Batı Avrupa Programını tamamlamış Türk vatandaşlarının
ilgi gösterdiği görüldü.
Her iki sınav da Matematik, Geometri ve Genel Yetenek (IQ) soruları olmak üzere toplam seksen soru soruldu. Sınav sonunda
adaylar özellikle İstanbul Üniversitesi sorularının zor olduğunu
dile getirdiler. Ailelerin büyük bir kısmı ise Matematik sorularının Türkiye’deki eğitim sistemine göre hazırlanmış olmasını
eleştirerek Avrupa’da eğitim alan gençler için sınavların ağır olduğunu ifade ettiler.
100 puan üzerinden değerlendirilecek olan sınavların sonuçları Haziran ayının ilk haftasında internet üzerinden adaylara
bildirilecek. Öğrenciler aldıkları puanlarla yalnız İstanbul ya da
Ondokuz Mayıs Üniversitelerine değil, sonuçları kabul eden
Türkiye’deki yüzden çok üniversiteye ve Almanya, Avusturya
gibi bazı Avrupa ülkelerinde bulunan üniversitelere de başvuru
yapabilecekler.
Bern’de YÖS’e giren öğrencilerin hedefleri arasında Tıp, Hukuk,
Eğitim Fakülteleri; Tasarımcılık gibi bölümler yer alıyor.
Winterthur usta
tiyatrocuları
ağırladı
Yargının siyasallaştığı üç tarihi olayı Sokrates, Galileo, Sacco ve
Vanzetti’nin yaşamları üzerinden sahneye taşıyan “Adalet, Sizsiniz”
oyunu 24 Mayıs Pazar günü Winterthur’da bulunan Hotel Toss’e ait
tiyatro salonunda gerçekleştirildi.
C
HP İsviçre Birliği tarafından organize
edilen Rutkay Aziz ve Taner Barlas’ın
birlikte rol aldıkları, Ümit Denizer’in yazdığı ödüllü tiyatro oyununu yaklaşık 200
dolayında vatandaşımız izledi. Tiyatro
öncesinde bir açılış konuşması yaparak
seyirciyi selamlayan CHP İsviçre Birliği
Başkanı Salman Coşkun, kısa süre içinde
organize ettikleri tiyatroya katılan ve destek veren herkese teşekkür etti.
Usta oyuncular Rutkay Aziz ile Taner Barlas’ın Ümit Denizer ile birlikte kurdukları,
adını, Muhsin Ertuğrul hocalarının yazılarına “Perdeci” imzasını atmasından
esinlenerek koydukları “Perdeci Oyuncuları”nın ilk oyunu “Adalet, Sizsiniz” tiyatro dalında 2012 Cevdet Kudret Edebiyat
Ödülü’ne layık görülmüştü.
Tek perdelik oyunda M.Ö. 5. yüzyılda
Atina’da, Beş Yüzler Meclisi’nin ölüme
mahkûm ettiği düşünür Sokrates, 1633
yılında Roma’da, Engizisyon’un müebbet
hapse mahkûm ettiği bilim adamı Galileo
ve 1927 yılında Boston’da, adaletin ölüme mahkûm ettiği iki İtalyan göçmen işçi
Sacco ile Vanzetti’nin hikayeleri, Rutkay
Aziz ve Taner Barlas muhteşem yorumlarıyla aktarıldı.
Tarihe geçmiş bu masumların itibarlarının, haksız mahkûmiyet kararlarının kaldırılmasıyla, yıllar sonra iade edildiğini vurgulayan oyunun yönetmenliğini, “Perdeci
Oyuncuları” ekibi yaparken, sahne tasarımı ve kostümleri Metin Deniz imzasını,
kukla uygulamaları ise Bülent İşcan tarafından gerçekleştirilmiş.
30
< GÜNCEL >
“Unutulmayan Nameler”
Zürih semalarına bir hoş seda
daha bıraktı
Zürih Türk Musiki Cemiyeti 17 Mayıs 2015’te Erlenbach’ta ikinci konserini gerçekleştirdi. Pazar günü öğleden sonra
olmasına ve hava güzel olmasına rağmen Unutulmayan Nameler Türk Sanat Müziği Konseri'ne ilgi hayli yoğundu.
Üç yüzün üzerinde misafirin katıldığı konserde Zürih Kültür ve Tanıtma Ataşesi Hilal Demirel ve Zürich
Başkonsolosu Aslı Oral’ın eşi Can
Oral'da dinleyiciler arasında yer aldı.
müzik eğitimini İstanbul Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı Türk Müziği
Nazariyatı bölümünde tamamlamış.
Sanatçının kendisine ait bir albümü
bulunuyor.
Sunuculuğunu Edebiyat Öğretmeni Zeliha Demircioğlu’nun yaptığı
konser iki bölümden oluşuyordu. İlk
bölümde koroyla başlayan konserin
ikinci bölümünde Zürich Türk Musiki Cemiyeti Eğitmeni ve Koro Şefi
Funda Öztürk' de sahne alarak dinleyicilere unutulmaz anlar yaşattı.
Sesi, sanatı ve kişiliğiyle İsviçre’de
yaşayan Türk halkı tarafından çok
sevilen ve beğenilen Funda Öztürk,
2015 Kasım ayında kurulan Zürih
Türk Musiki Cemiyeti Türk Sanat
Müziği Korosu’nda yaklaşık kırk kişi
bulunuyor. Her pazar Dübendorf’ta
toplanarak çalışmalarını gerçekleştiren koroya Fırat Yiğitbaş müziğiyle
eşlik ediyor. Cemiyet her konserine
farklı makamdaki yeni bir repertuarla hazırlanıyor.
Zürih Türk Musiki Cemiyeti bir son-
raki konserini 15 Kasım 2015’te gerçekleştirecek. Başkanlığını Mustafa
Kabagöz’ün yürüttüğü Cemiyet’in
bundan sonraki hedefleri ise 2016
sonbaharında Zürih Tonhalle’de bü-
yük bir konser gerçekleştirmek ve
Avrupa’nın farklı yerlerinde konserler vermek. (www.zurichturkmusikicemiyeti.org)
31
< GÜNCEL >
Kurucu Mahmut Saraç, Genel Müdür Abdullah Toprak (sağda) Belçika’dan müşterilerle toplantı halinde
Alarm Yönetimi
Başlığı okuyunca konumuzun çalışanlarda veya ailerlerde kriz yönetimiyle ilgili olduğunu düşünmüş olabilirsiniz.
Konumuz her yıl binlerce kişinin hayatını kurtaran alarm yönetim sistemleriyle ilgili.
Haber: Onur Cebeci / [email protected]
Türkiye’de sanayi ve hizmet sektöründe dünyaya açılmış başarılı bir
çok firmamız var. Fakat bilişim (bilgisayar ve iletişim) sektöründeki başarılı firmalarımız sayısı göreceli çok
daha az. Benzer şekilde İsviçre’de
de bir çok başarılı girişimcimiz var.
Fakat ileri teknoloji üreten ve bilişim
sektöründe faaliyet gösterenlerin
sayısı çok az. Mahmut Saraç’ın kurduğu ATT (AudioText Telecom) AG
bunlardan birisi. Teknoloji söyleşimizin ikincisini Mahmut Saraç ile gerçekleştirdik.
ATT AG alarm yönetim sistemleri
üreten bir firma. Örneğin, hastane-
Test Laboratuarı
de yatan bir hasta kendisini kötü
hissetiği anda başucunda bulunan
alarm düğmesine basıyor. Daha
önce alarm yönetim sistemine girilen senaryolar çerçevesinde önce
o katın sorumlusu hemşirenin telefonuna hastanın bilgileri (kat, oda,
isim vs.) iletiliyor. Hemşire de gelen
mesajı onaylayarak hastaya gidiyor.
Eğer o katın hemşiresi belirli bir süre
içerisinde gelen mesaja cevap veremezse, alt ve üst kattaki hemşireler
aranıyor. Bütün bu senaryo alarm
yönetim sistemini oluşturan donanım, yazılım ve hastanenin telefon
santrali ile yapılan entegrasyon sayesinde gerçekleşiyor. Bu senaryoya
benzer daha birçok alarm senaryosu
mevcut ve ATT AG’nin ürünü bütün
ihtiyaçlara cevap verebiliyor.
Şirketin kurucularından Bilgisayar
Mühendisi Mahmut Bey'in verdiği
bilgilere göre, firması sektöründe İsviçre’de 2. sırada. Bu başarıya giden
yol tabii ki kolay olmamış. ATT AG
(www.attag.ch) 1995 yılında Mahmut Beyin önderliğinde kurulmuş.
Önce şu anda bize çok olağan gelen
telefonda sesli menüler konusunda çalışmaya başlayan firma daha
sonra alarm yönetimi alanında özelleşerek 1997 yılında başarılı ürünleri
AMX’i (Alarm Management Exchange) piyasaya sürmüş. AMX ürünü
bu güne kadar İsviçre’de 450’nin
üzerinde, Danimarka, Avusturalya,
Belçika gibi ülkelerde de 20’nin üzerinde kurulmuş.
Bu üründe bir çok farklı teknoloji bir
arada sunulmakta: Farklı standartlar üzerinden santrallerle bağlantı,
mobil uygulamalar, SMS (kısa mesaj), e-posta, SNMP, telsiz telefona
sesli mesaj, panaller vs. Bir bilgisayar üzerinden aynı anda 360 kişiye
kadar çok dilli arama yapıp, meşgulde araya girme veya konuşmayı
kesme özellikleriyle müşteriye özel
çözümler sunabilen bir yapıya sahip.
Kurucu Mahmut Saraç
İletişim sektöründeki bir çok firma
ile (Alcatel-Lucent, Siemens/Unify,
Avaya, Mittel, Acsom gibi) entegrasyonlarını tamamlamış ve sertifikasyonlarını almış. Ayrıca, İsviçre genelinde Swisscom, Sunrise, swisspro
gibi partnerlerle birlikte çalışılmakta.
Teknoloji alanındaki bu ve benzeri başarılar bizleri sektörde bilinen
adıyla start-up’lar kurmaya, yeni
kurulmuş, genç teknoloji firmalarını
desteklemeye teşvik etmeli. Türkiye’nin de sağladığı avantajları İsviçre’nin sunduğu imkanlarla harmanlayarak başarıyı yakalayabiliriz.
32
< SÖYLEŞİ >
“Yeniden doğsam,
yaptığım her şeyi yine
yapardım”
Usta oyuncu Zeki Alasya hayatını kaybetti. Alasya, karaciğer hastalığı sebebiyle 22 Nisan 2015
tarihinden beri Koç Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi görüyordu. Sanatçının 8 Mayıs’da 10:30 sularında
vefat ettiği haberi gönüllere bomba gibi düştü. Vefatı, bütün Türkiye’yi yasa boğarken, büyük bir
şaşkınlık da yarattı. Çünkü belki de üstadın belleklerde gülen yüzüyle hatırlanmak istemesinden dolayı,
hasta olduğunu kimse bilmiyordu. Geçtiğimiz yıllarda kendisiyle yaptığımız bir söyleşiyi hatırlayıp
bizde Pusula ailesi olarak büyük bir hüzün yaşadık. İşte arkadaşımız Mehmet Ali Tuncer'in yaptığı
söyleşiden alıntılarla Alasya size bir kez daha neden unutulmaz olduğunu anlatacak. Onu dinlerken
kendi yaşamınıza dair çok şey görüp, herşeye rağmen gülümseyen güzel yürekli bu adamı daha şimdiden
ne çok özledik diye düşüneceksiniz... Rahat uyu büyük usta....
"Darbeler gördük, yeni
anayasalar yapıldı. Fakat
şunu da belirtmeliyim
ki tiyatronun en güzel
zamanlarını biz o 20 yıl
içinde yaşadık"
Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorsunuz. Tiyatroya bundan 50 yıl
önce 1963 yılında profesyonel olarak
ilk adımımı attım. İlk oyunumu Arena tiyatrosunda oynadım. Sonrasında 1965 yılında Ulvi Uras tiyatrosuna
geçtim, belli çalışmaların ardından
tiyatroyu Metin Akpınar ile sürdürme kararı aldık. Karşımıza Haldun
Taner gibi önemli bir tiyatrocu çıktı
ve bizi kabare yapmaya yönlendirdi.
1967 ile 1897 yılları arasında tam 20
yıl boyunca kabareler oldukça
başarılı bir şekilde devam etti. Bu zaman
içinde sevindiğimiz,
üzüldüğümüz günler geçirdik. Darbeler
gördük, yeni anayasalar yapıldı. Fakat şunu
da belirtmeliyim ki
Tiyatro`nun en güzel
zamanlarını biz o 20
yıl içinde yaşadık. Sonra' dan Metin'le düşün-
ce ayrılığı yaşamaya başlayınca başlamış olduğumuz tiyatro serüvenine
ara verdik. O dönemde yıllık ortalama 650 bin seyirciye oynuyorduk.
"Sanırım televizyonda
daha başarılı olduk"
Tiyatro oyunları ve kabareler devam
ederken yanı sıra oldukça sıkıntı
çektiğimiz konular da oluyordu. Mesela Anadolu`ya gidip istediğimiz
oyunu o tarihlerde sergileyemiyorduk. Oynadığımız kabarelerin kalabalık kadrolara sahip olması, dekor
ve kostümlerin taşınması oldukça
maliyetliydi. Gittiğimiz şehirlerde
yaptığımız masrafları çıkaramıyorduk. Hatta şunu da söyleyeyim bizim zamanımızda bırakın Anadolu
şehirlerini Ankara`da bile doğru
dürüst bir tiyatro salonu yoktu. Biraz ara verelim bu arada da Televizyonda birşeyler yapalım dedik.
Fakat bu vermiş olduğumuz ara bir
nevi tiyatronun bitmesine de sebep
oldu. Çünkü televizyonda çok yoğun
çalışmalar yapıp, seyircimize değişik
oyunlar sergiliyorduk. 1 yıl boyunca Türkiye`nin değişik şehirlerini
dolaşarak sahneye koyduğumuz
oyunlar artık 1 gecede ekran başın-
< SÖYLEŞİ >
33
çok önemlidir. Şu an Türvak eğitim
okulunda oyunculuk bölümü başkanlığı yapıyorum. Yaptığım klasik
bir öğretmenlik değil. Herşeyi öğrendiğinizi düşündüğünüz bir gün
yeni şeyler öğreniyorsunuz. Ben de
halen öğrencilerimden bir şeyler öğreniyorum. Aynı zamanda birikim ve
tecrübelerimi onlarla paylaşıyorum.
Oyunculuk, tiyatro, sanat bunlar çok
ayrı tecrübelerle gelişiyor. Elimden
geldiğince bizden sonraki kuşaklara
bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum.
"Pusula okurları
ülkelerinden Türkiye’den kopmasınlar..."
da milyonlar tarafından izlenir hale
gelmişti. Sanırım televizyonda daha
başarılı olduk.
İlk film teklifi Ertem Eğilmez tarafından geldi. Bize Haluk Akcatepe ile
haber göndererek "Sev Kardeşim"
adlı bir film projesinde oynamamızı istemişti. Metin filmlerde oynamak istemiyordu ama ben bu fırsatı
kaçırmak istemedim. Tarık Akan,
Hülya Koçyiğit, Adile Naşit ve Münir Özkul gibi usta isimlerle birlikte
aynı filmde yer almıştım. Sonraki
dönemlerde Metin`le ikili filmlerimiz
çok tuttu. Bir çok ünlüyle bir araya
geldiğimiz inanılmaz projelerde yer
aldık. Sonraki dönemde de tiyatroya dönme şansımız hiç olmadı. Hep
televizyonda ya da sinemada kaldık.
"Aa, alışverişinizi kendiniz
mi yapıyorsunuz?"
Yaşama biçimi olarak o şöhrete uygun hiç yaşamadım. Çok paralı olduğum dönemler oldu. O zamanlar
da özel şoförüm olmadı, uşaklarım
olmadı. Hâlâ markette görürler “Aa,
alışverişinizi kendiniz mi yapıyorsunuz?” Kim yapacak! Ben Şehzadebaşı doğumluyum, yirmi küsur
yaşına kadar orada yaşadım. Lüks
hayatın olduğu yerler değil oraları
ve ben onu sevdim galiba. Şehzadebaşı’ndaki hayatım benim zenginliğim oldu sonra. Yakaladığım
güzellikler hep çok işime yaradı. Mesela Robert Kolej’inde okuyordum.
Orada okumak bir zenginlik göstergesidir. Pahalı bir okuldur. Babamın
zoruyla gittim, iyi de oldu. O dönemde tabelacılık yapıyordum. Bir
gün merdivenin üstünde bir dükkâ-
nın tabelasını yazıyorum, Kolej’den
arkadaşlarım gördüler beni. O suratlarını görmeliydiniz. Çok tuhaflarına gitti ama ben hiç gocunmadım
bundan. Öyle bir rahatsızlık hayatım
boyunca duymadım. Duymayınca
da o yaşama biçimini seçmem gayet
doğal.
"Mütevaziliğimi babamdan
almışım..."
Babam son derece mütevazi bir
adamdı. Üniversitede profesördü.
Sonra bir sebeple okuldan atıldı. Eczacı-kimyager olmasına rağmen eczacılık yapmadı ve inatla lise öğretmenliği yaptı. Üç dört okulda birden
çok düşük ücretlerle çalışıyordu.
Babam böyle rahat bir hayatı çok
fazla önermedi bana. Çok mesafeli
bir baba oğul ilişkimiz vardı. Kaldı ki
babam öldüğü zaman on beş yaşındaydım. Adam gibi oturup konuşma
fırsatı bulamadık. Bundan hep eziklik duymuşumdur.
"Keşkeler beni
bozmuyor..."
Ben keşke diyorum, dehşete kapılıyorlar. Bakın bu evi 3 yıl evvel aldım.
Şimdi 70 yaşındayım. Banka kredisiyle aldım. Nasıl öderim, ödemem
bilmiyorum, inşallah öderim. Bugüne kadar peki hiç mi para kazanmadım? Cumhuriyet döneminin iyi kötü
en çok para kazanan oyuncularındanım. Ama olmadı, istemedim. Elim
çok açık. Çocuğum Zeynep sekiz
yaşına gelinceye ve insanlar böyle
artık hadi hadi deyinceye dek ev almak aklıma gelmedi. Sonra bir tane
ev aldım, iyi ki de aldım, Zeynep
oturuyor onda. Ama ben hep kirada oturdum. Düşünün 3 yıl öncesine kadar kirada oturuyordum. Tabii
keşkeleriniz olacak ama bir daha
dünyaya gelseniz falan gibi sorular sorulsa bana, “Yaptığım her şeyi
yine yaparım” derim. (Kahkahalarla gülüyor). Yaşama biçimiyle Zeki
Alasya benim sevdiğim bir adam.
Yeniden doğarsam bütün tersliklere,
üzüntülere, sıkıntılara rağmen ben
yine Zeki Alasya olmak isterim.
"Elimden geldiğince bizden sonraki kuşaklara
bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum"
Bildiklerinizi başkalarıyla paylaşmak
Bir kere şunu mutlaka söylemeliyim
İsviçre çok farklı güzel bir ülke. Çevresiyle, kalitesiyle, potikasıyla dünyanın örnek aldığı özel bir konumu
var. Orada yaşayan tüm halkımıza
ufak bir tavsiyem var. Ülkelerinden
Türkiye`den kopmasınlar, kültürümüzü takıp etsinler. Örflerimiz adetlerimiz hepimiz için çok önemli. Bu
kültürü dünyanın neresinde olursak
olalım hep birlikte yaşatmalıyız. Yaşatırken de bulunduğumuz ülkeye
ayak uydurmalı ve oralarda ülkemizi
en iyi şekilde temsil etmeliyiz. Tüm
Pusula okurlarına Türkiye`den kucak dolusu sevgi ve saygılarımı gönderiyorum. Umarım yakın zamanda
onlarla birlikte olma şansımız olur.
Usta, yaptığımız söyleşide dile getirdiklerinin gönüllerimizde çoğalarak büyüdüğünü biliyordur diye
düşünüyoruz. Yüreğimiz yokluğuyla
burkulsa da, Onun yaptığı gibi bütün kalbimizle gülümsüyoruz veda
ederken...
35
< KÜLTÜR SANAT >
İslam Kültür Merkezleri
Birliği St. Gallen şubesinin
yeni binası hizmete girdi
VİKZ Genel Başkanı
Mehmet Turan
St. Gallen’de ilk kez 1979 yılında teşkilatlanan İslam Kültür Merkezleri Birliği, kuruluşundan bu yana, 36 yıllığına
kiralamış olduğu bir binada hizmet vermekteydi. 2012 yılında satın alınan yeni binanın tadilatı geçtiğimiz yıl içerisinde
tamamlanarak, 26 Nisan 2015 tarihinde Olma Halle’de düzenlenen bir törenle hizmete açıldı.
Çok sayıda vatandaşımızın katılımıyla gerçekleştirilen açılış töreninde, Zürich Başkonsolosu Aslı Oral ve
VİKZ Teşkilatı Başkanı Mehmet Duran birlikte kurdele kestiler.
faaliyetlere ağırlık veriyoruz. Onların milli ve manevi değerlerine sahip
çıkan, iyi bir nesil olarak yetişmeleri
için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.” diye konuştu.
hitap ederek “Bugün bu vazifeleri
ifa eden insanlarımızın yerini dolduracak nesillerin iyi yetiştirilmesi hususunda hanımlara büyük görevler
düşüyor.” dedi.
Törende İslam Kültür Merkezleri
Birliği adına konuşma yapan Avukat Abdullah Karakök, Teşkilatın
hizmetlerine ve kuruluş amaçlarına
değinerek “Merkezimiz İsviçre’de
yaşayan bütün Müslümanlara hizmet vermek amacıyla kurulmuştur.
Bilhassa çocuk ve gençlere yönelik
Zürich Başkonsolosu Aslı Oral da
yaptığı konuşmada İslam Kültür
Merkezi’nin hizmetlerinin İsviçre’de
yaşayan Türk ve Müslümanlar için
çok önemli olduğunu, bu merkezlerin gençlerin ve çocukların yetiştirilmesinde büyük rol oynadığını ifade
etti. Oral, konuşmasında bayanlara
Yaradılış gayesinin ne olduğu hususunu Ayet-i Kerime ve Hadis-i Şeriflerle izah eden VİKZ Genel Başkanı
Mehmet Duran da “Asıl iş bir yığın
maddi yatırımlar yapılarak hazırlanan bu binalarımızda çocuklarımıza
dini ve milli eğitimlerini en iyi şekilde verebilmek.” dedi.
Daha sonra St. Gallen Camii Görevlisi Mustafa Sezgin, katılımcılara bina
ile ilgili bilgiler verdi. Sezgin, 2012
yılı Eylül ayında satın alınan Farbgutstr 2 9008 St.Gallen adresindeki binanın, 1000 m2 arsa alanı olup
300 m2 üzerinde oturum ve 1150 m2
kullanım alanı bulunğunu; tadilat ve
tamirat ruhsatı alınmak suretiyle bir
sene içerisinde inşaatının tamamla-
narak iskan ve kullanım ruhsatlarının
da alındığını ifade etti.
Program Hafız Abdurrahman Bozan’ın dinleyenlerde hayranlık uyandıran Kuran-ı Kerim tilavetinin ardından “Kuran-ı Kerim’i Güzel Okuma
Yarışması” ile devam etti. İsviçre İslam Kültür Merkezleri Birliğine bağlı
camilerde okuyan öğrencilerin katıldığı yarışmada, jüri değerlendirmesi
sonucunda, birinciliği Melih Kemal
Sezgin, ikinciliği Fatih Gültepe ve
üçüncülük ödülünü de Yusuf Avdağ
isimli öğrenciler aldı. Program ödül
töreniyle sona erdi.
Salondan ayrılırken memnuniyetlerini dile getiren vatandaşlar “Tören
çok güzel bir atmosfer içerisinde
geçti. Programda, ayrıca Cami ve
Kültür Merkezi’mizin hizmete açılmasında emeği geçen herkese çok
teşekkür ediyoruz." dediler.
36
< BİLİM / TEKNOLOJİ >
Hazırlayan: Onur Cebeci / [email protected]
3 Boyutlu Baskı
(3D printing)
3 boyutlu baskı bir çoğumuzun aklına gelmeyen
kullanım alanları bulacak. Aşağıdaki örneği okuyunca
çok şaşıracak, bir o kadar da sevineceksiniz.
Türkiye'de özel sigortası olan annelerin
gittikleri hastanelerde veya muayenehanelerde yaşadıkları artık olağan. Kadın
hastalıkları ve doğum uzmanı doktor anne
karnındaki bebeğin gelişimini izlemek ve
herhangi bir sorun olup olmadığını görmek için son model ultrason ile bebeği
dikkatlice inceler. Sonrasında ultrasonun 3
boyutlu özelliğini çalıştırır ve ekranda bebeğin 3 boyutlu görüntüleri belirir. Bu görüntüler anne ve babanın çok hoşuna gider. Bu üç boyutlu görüntülerden bebeğin
erkek mi yoksa kız mı olduğunu anlamak
da hoş bir çabadır. Bu görüntüler ayrıca
CD'ye aktarılır ve evde de bakabilmeleri
için ebeveynlere teslim edilir.
Şimdi bunun bir adım ötesine geçildi. Son
yıllarda çok hızlı gelişen 3 boyutlu baskı
teknolojisi ile anne karnındaki bebeğin 3
boyutlu 'çıktısı' alınabiliyor. Böylece artık
anneler karınlarındaki bebeklerini daha
doğmadan kucaklarına alabiliyorlar. Bu
durumu bebeğin 3 boyuntulu görüntülerini görebilen birisi olarak çok normal karşılayabilirsiniz. Peki bu fırsat kör bir anne
için ne ifade ederdi?
Aşağıdaki resim ve linki (http://www.
adweek.com/adfreak/huggies-3-d-printed-fetus-so-blind-mom-could-see-herultrasound-164511) takip ettiğinizde izleyeceğiniz video bu sorunun cevabını çok
güzel bir şekilde veriyor. Japon ve Amerikalı bir firma tarafından geliştirilip, kullanıma sunulan hizmet ile anne karnındaki
bebeğin 3 boyutlu minik bir çıktısı alınabiliyor. Peki 3 boyutlu baskı nasıl çalışıyor?
Öncelikle mimarların, inşaat mühendislerinin evleri tasarlarken yaptıkları gibi çıktısını alacağınız nesnenin üç boyutlu tasarımı
bilgisayar destekli tasarım (CAD – Computer Aided Design) uygulamaları kullanarak
tasarlanır. Üç boyutlu tasarımı içeren bir
çizim dosyası (.stl veya .obj uzantılı) ortaya çıkıyor. Sonra bu tasarım uygulama
tarafından yüzlerce ve binlerce ince katmanlara dilimlenir. Her bir katman çok incedir – örneğin 0,1 mm. Üç boyutlu yazıcı
bu verileri kullanarak nesnenin katmanlarını örer. Her bir katmanın üstüne bir sonraki katmanı ekleyerek nihai nesneyi üretir.
Normal yazıcılarda kullanılan kağıt yerine
üç boyutlu yazıcılar PLA denilen plastik bir
hammadde kullanır.
3 boyutlu baskı teknolojisinin şu anda yoğun olarak kullanıldığı alanlar şunlardır:
- Ürün Geliştirme ve Tasarım: Maket yapımı ve yeni ürün tasarımı için.
- Mimarlar ve İnşaat firmaları: Yeni bir
projenin maketini ucuz ve hızlıca elde
etmek için.
- Yedek Parça ve Sanayi: Herhangi bir
ürünün veya makinenin parça tasarımı
için.
- Medikal Uygulamalar: Protezler, plastik
alçı vs. üretmek için.
- Oyuncak Sektörü: Özelleştirilmiş oyuncaklar için.
3 boyutlu yazıcıların fiyatları 750 CHF'den
başlamakta. Ayrıca üç boyutlu çıktı hizmetini veren firmalar da mevcuttur. Yani çıktı
başına ücret ödeyebileceğiniz bir hizmet.
Yakın gelecekte 3. boyut hayatımıza iyice
girmeye başlayacak. Peki 4. ve 5. boyutlar?
38
< KÜLTÜR SANAT >
Üç Enstruman Tek Ruh,
'Taksim Trio'
Geçtiğimiz günlerde İsviçre'ye tekrar gelen Taksim Trio ile müzik dolu samimi bir sohbet
gerçekleştirdik. İsmail Tunçbilek, Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici ile yaptığımız bu güzel
sohbeti sizinle de paylaşıyoruz.
Haber: Onur Akkurt
Konser için teşekkür ediyoruz . İsviçre'ye hoş geldiniz.
teki taksimden, hem de İstanbul'un
Türkiye'nin göbeği olan Taksim'den
geliyor.
Biz teşekkür ederiz. Hoş bulduk.
Grubunuzun adı Taksim Trio, Trio
ismi grubunuzun üç kişi olmasından geliyor da neden Taksim?
Müzik dilindeki Taksim mi? İstanbul'un kalbi olan Taksim mi?
Taksim hem İstanbul'un kalbi olan
Taksim'den geliyor, hem de müzik
dilinden geliyor. Çünkü Türk Sanat
Müziğinde Taksim etmek, sunmak
anlamında. Hicaz taksimler uşak
taksimler, yani makamsal taksimler, sunuş, açış gibi doğaçlama gibi
farklı formları vardır. Hem müzik-
Her biriniz kendi enstrümanlarınızda Türkiye'nin ve hatta dünyanın
en önde gelen isimlerindensiniz.
Ancak yine de birlikte hareket
edebilmek ve birlikte bir şeyler
üretebilmek bambaşka bir şey olmalı. Bu uyumu yakalamanın bir
sırrı var mı? Nasıl tek bir vücut gibi
hareket edebiliyorsunuz?
Şöyle bir şey, yani üç tane farklı
enstrümanı çalan adamın tek ruhla
müzikal bir birleşimi bu. Birbirinin
yaptığı müziğe aşık üç adamız. Yani
ben mesela Aytaç'ın kanun çalışına
aşığım. İsmail benim klarnet çalışıma. Ben İsmail'in çalışına. İsmail
Aytaç'ın çalışına derken böyle enteresan bir oluşum. Bu ve bir taraftan
eskiden Voltran diye çizgi film vardı ya, bir kaç parça bir araya gelip
Voltran'ı oluşturuyordu. Biz de trio
olarak Voltran'ı oluşturuyoruz. Aslında olayın en güzel tarafı. Sırtımızda
ve arkamızda kimsenin desteğini
hissetmeden, önümüze ya da yanımıza hiç bir felsefeyi almadan, sadece müzikal anlayışımızla dünyanın
dört bir yanında konserler veriyoruz.
Bunda kimsenin payı yok, sadece
enstrümanlarımızın ve bizim payımız var. Tabii ki bizim çalıştığımız
Stageart, Gerçek yapım. Alp Okçu,
Rıza Okçu, Gerçek Taşdoğdu gibi in-
sanlar bizim yanımızdalar ama, asıl
önemli olan şey bizim sımsıkı tuttuğumuz, hayatımızla aynı paralelde
hareket eden enstrümanlarımıza
verdiğimiz duygu ve aşktan ibaret.
Dünya'nın dört bir yanında, ülkemizi
temsil ediyoruz. Çok özel salonlarda
çalıyoruz. Çok özel festivallerde çalıyoruz. Hani hep şikayet ediyorlar
ya, Edirne'den sonra kimse ülkemizi
temsil edemiyor diye. Biz bunu en
güzel şekilde yaptığımızı düşünüyoruz. Bunun çok haber olmaması belki bizim de hatamız. Arkamızda çok
fazla doküman götüremiyoruz. İşte
sadece çalmayı düşünen üç tane
adamı düşünürseniz, buradaki mesela bu... Konser, gelen dinleyicilerin
hafızasına kazınıyor ve kalıyor.
39
< MÜZİK / MAGAZİN >
Çaldığınız
enstrümanlar batıya
çok da yakın değil.
Dolayısıyla Batı'da
müziğiniz
nasıl karşılanıyor,
onlara ne
hissettiriyorsunuz?
Aslında mesela kanun enstrümanı
biraz daha Ortadoğu'nun, ama biz
de Türkler olarak sahipleniyoruz.
Hala kimin olduğu belli değildir
ama, mühim olan kanun enstrümanını kim güzel temsil edebiliyor ve
dünyaya kim daha iyi tanıtabiliyor.
Dolayısıyla bu kanun enstrümanının
yaşayan en önemli çalıcılarından bir
tanesi Aytaç Doğan'dır. O yüzden
tüm Ortadoğu'da, Balkanlar'da da,
kendi coğrafyamızda ve hatta dünyanın neresine gidersek gidelim
bağlamadan ve klarnetten daha çok
ilgi çeken enstrüman kanundur. O
yüzden kanunun kitabını tekrar yazıp bu enstrümanda Türk müzisyeni
olarak en güzel temsil eden yega-
ne adam Aytaç Doğan'dır. Bağlama enstrümanıda bizim geleneksel
enstrümanımız. Halk müziğimizin
yegane vazgeçilmezi. Ama bunu
farklı bir şekilde yorumlayan bir
adam İsmail Tunçbilek. Bunun içine
gitar tınıları, daha farklı caz akorları, flamen akorlar katıp, daha farklı
yorumlara açan İsmail Tunçbilek'tir.
Bağlama enstrümanının gerçekten
de bu yaşadığımız dönemde en
güzel temsilcilerindendir. Klarnet
ise 1900'lü yılların başında Şükrü
Tınar'la Türk müziğine girmiş. Çok
kısa bir zamanda Türk müziğinin
temel enstrümanlarından biri haline
almış. Ben de bunun yaşadığımız
dönemde kendime göre temsilcilerindenim. Ama en önemli şey, biz
üçümüz bir araya geliyoruz. Kimse kimseden daha baskın olmuyor.
Herkes birbirine aşık, herkes birbirini
dinliyor. Bütün mesele üç kişinin birbirini dinlemesinden geçiyor. Çünkü
iki kişi birbiriyle muhabbet edebilir.
Ama üçüncü kişi araya girdiği zaman uyumsuzluklar olabilir. Biz de o
olmuyor.
Ben de sabahtan beri sizin için sorular hazırlamıştım. Şimdi o basmakalıp sorulardan vazgeçiyorum.
Üç kişisiniz, yani trio. Dördüncü ya
Arkadaşımız Onur Akkurt, Taksim Trio Grubu sanatçıları İsmail
Tunçbilek, Aytaç Doğan ve Hüsnü Şenlendirici ile biraraya geldi.
da beşinci olur mu? Ya da bu ruhu
yakalayan başka birileri var mı etrafınızda?
Yani zor ya. Arada başka çalışmalar
yaptık. Mesela bundan üç buçuk yıl
kadar önce İstanbul Jazz Festivali'nde Aya İrini'de Zakir Hüseyin ile
birlikte bir çalışma yaptık. Üç artı
bir idi o. Taksim Trio'ya çok yakışan
bir çalışmaydı bence. Zakir Hüseyin
bir çok müziksever için, müzikten
anlayan insan için ve tabii ki bizim
için yaşayan bir efsanedir dünyada.
Daha geçen sene yaklaşık bir ay
oldu olmadı, Zorlu Center'da, Trilok
Gurtu, Dorantes ve Carlos Benavent
ile bir çalışma yaptık 3+3 diye. Buna
benzer çalışmalar olabilir ama biz
aramıza öyle fazla kimseyi sokmak
istemiyoruz. Bu üç artı bir, üç, beş,
yedi, dokuz, bir bakarsın bir filarmoni ile çalarız. Bizim için en güzel
şeylerden bir tanesi de bu tür yerlerde çalmak. Mesela geçen sene de
Köln Filarmoni salonunda çaldık. Bu
da bizim için ayrı bir keyif oldu. Her
şekilde yine memleketimizi temsil
ediyoruz..
Taksim Trio, Pusula okurları adına bu
güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum.
Biz teşekkür ederiz.
Nossa’da yıldızlar geçidi
devam etti
İsviçre’nin en hızlı mekanlarından biri olan Nossa, Mayıs ayında da ağırladığı sanatçılar ve eğlencelerle adından söz ettirdi.
Jet Enerji içeceğinin sponsorloğunda her hafta getirdiği ünlü sanatçılarla halkımıza hizmet veren Nossa
Event’s Club Mayıs ayı boyunca
ağırladığı birbirinden özel isimlerle
eğlenceyi zirveye taşıdı. Yılmaz Morgül, Tarık Mengüç, Selçuk Balcı, Ankaralı Coşkun, Yusuf Harputlu, Gökhan Güney gibi ünlü isimlerin verdiği
konserlerle müşterilerini ağırlayan
Nossa, 15 Mayıs akşamı da Asena’nın unutulmaz danslarıyla coşkuyu üst seviyede tutmayı başardı.
Yaz sezonunun sona ermesinin ardından yeni konserlere ev sahipliği
yapacak olan Nossa Event’s Club,
sadece yaptığı eğlencelerle değil,
müşterilerine sunduğu yemek çeşitleri ve zengin ikramlarla da adından
söz ettiriyor.
İşletmenin sahibi Orhan Öztaş, 'yeni
açılan mekanın zaman içinde daha
kaliteli hizmet verebilmesi için hazırlıkların sürdüğünü, yakında organize edecekleri yeni konserler ve
etkinliklerle halkımıza en iyi hizmeti
verebilmek için çalıştıklarını belirtti.
350 kişilik kapasitesi ile özel günlerin ve eğlencelerin adresi olabilmek
için çalıştıklarını belirten Öztaş, her
konuda halkımızın yanındayız, onlar
ne isterse elimizden geldiğince yapmaya gayret ediyoruz,' dedi.
41
< KÖŞE YAZISI >
MODERN GÖRGÜ KURALLARI
Kıyafet Kodu
İş hayatında profesyonel bir imaj yaratmak istiyorsanız, çalıştığınız şirketin kurumsal
kimliğine ve kültürüne uygun bir şekilde giyinmeye özen göstermelisiniz.
İş adamı kıyafet kodu:
Genel olarak, bir iş adamı kıyafetini
iş yerine, iş partnerlerine ve katıldığı
toplantılara göre seçmelidir.
Takım elbiseler: Lacivert, gri, siyah,
iş yaşamında en çok tercih edilen
renklerdir. Kahverengi bazı muhafazakar branşlarda (banka, sigorta şirketleri gibi) kabul görmez. İçerisinde
saatler geçirilen bir takım elbisenin
buruşmayan, kaliteli kumaşlardan dikilmiş ve rahat kesimli olmasına özen
göstermek gerekir. Resmi davetlerde
koyu renk takım elbise (yelekli veya
yeleksiz) giymek çok doğru bir seçim
olur.
Ceket: İş adamı ceketini - ev sahibi
buna müsaade etmeden - çıkarmaz.
Çift sıra düğmeli (kruvaze) ceketlerde düğmeler her zaman kapalıdır. Tek
sıra düğmeli ceketlerde en üst düğme kapalıdır. Otururken düğmeler
açılabilir. Ayağa kalkıldığında düğmeler tekrar iliklenir.
Kravatlar: Bağlandıktan sonra ne çok
kısa, ne de çok uzun olmalıdır. Kravatın uzunluğu kemer tokasının ortasına gelmelidir. Çizgili, küçük desenli
veya tek renk kravatlar tercih edilmelidir
Ayakkabılar ve çoraplar: Ayakkabılar, iş çantası ve kemer aynı renkten
ve deriden olmalıdır. Bağcıklı ayakkabılar doğru bir tercih olur. Çoraplar,
ayakkabılarla veya pantolonla aynı
renkte olmalıdır.
Takılar: Kaliteli bir saat, sade kol
düğmeleri ve en fazla iki yüzük kıyafetinizi tamamlar.
Vücut bakımı: Saçlar ve sakallar her
zaman bakımlı olmalıdır. Kötü vücut
kokularına karşı önlemler alınmalıdır.
İş kadını kıyafet kodu
Kadınlar erkeklere kıyasla, modada
daha çok imkana sahiptirler. Özel
davetlerde, balolarda, kokteyllerde
canlı renkler, dekolte kıyafetler, kısa
etek giyebilirler. Fakat iş hayatında,
çalıştıkları kurumlara uygun giyinmelidirler. İş hayatında güvenilir ve ciddi
görünmek zorundadırlar. Fazla spor,
dekolte, romantik ve rahat kıyafetlerden kaçınmalıdırlar. İş kıyafetleri için,
kostüm veya pantolonlu takımlar tercih edilmelidir.
Kostüm veya pantolon takım için:
Koyu renkler, gri, lacivert, bej, kahverengi ve siyah uygun renklerdir.
Kombinasyon imkanları: Tek renk
veya desenli bluzler, gömlekler, toplar, ince yün kazaklar, twin-setler.
İş kadınları için, ince askılı kıyafetler,
derin dekolte yakalar, mini etekler,
çok düşük belli pantolonlar, göbeği
açık bırakan toplar, fırfırlar, püsküller,
derin yırtmaçlar, hayvan derisi desenler, şeffaf kumaşlar uygun değildir.
Kolsuz bir bluz taşıyan iş kadını, ceketini çıkarmamalıdır.
Ayakkabı ve çoraplar: Sandaletler,
burnu çok açık ayakkabılar uygun olmaz. İş kadını, görüşmelerde ve resmi
davetlerde her zaman çorap giymelidir. Desenli, renkli ve kalın çoraplardan kaçınmalıdır.
Çanta: Ayakkabı ve kemerle uyum
sağlamalıdır.
Make-up: Makyaj görünmeyecek kadar sade olmalıdır.
Parfüm: Fazla ağır, bayıltıcı kokulardan kaçınmalı ve fark edilmeyecek
kadar az kullanılmalıdır.
Saçlar: Bakımlı ve toplu olmalı. Çok
uzun, dalgalı saçlar sadece gece davetlerinde açık bırakılabilir.
Kıyafetlerin herzaman ütülü, temiz
ve bakımlı olmasına özen gösterilmelidir.
Hülya Rüst
[email protected]
42
< MODA >
Hazırlayan: Neslişah Çetin
Geçtiğimiz 2 ay sezon kodlarını çözüp A’dan Z’ye bu sezon
neler giyeceğiz tek tek inceledik. Bu ayki yazıdaysa, tüm
bu trendleri harmanlayarak nasıl kolay kombinler yaparız
sorusunu cevaplayacağız.
O zaman başlıyoruz…
Denim Ceket & Kalem Etek
Denim ceketler uzun zamandır ortalarda yoktu. Bu sezon farkettiyseniz tüm markalar koleksiyonlarına ek olarak, bir de denim
koleksiyon çıkardılar ve şu an neredeyse hepimiz bu akımın bir
parçasıyız.
Sadeleşme yolunda vazgeçilmez olan denim parçaları hem spor,
hem de şık olarak kombinlemek çok kolay.
Bu sezonunun öne çıkan parçası denim ceketleri, en kolay ve her
ortama uydurmanın en pratik yolu kalem etekle beraber kullanmaktır. Nasıl mı diyorsanız?
1-Şık bir eteği, bir denim ceketle kombinleyip altına spor ayakkabı
giymek bu sene çok moda. Hem de iş sonrası programları için biçilmiş kaftan. Hem spor hem şık…
2-Denim Ceket sadece mavi değildir. Her ne kadar en popüleri o
olsa da, başka renklerde de bulmak mümkün. Desenli bir kalem
eteği renkli denim ceket ve dolgu topuk bir ayakkabıyla kullanarak imzanızı atmanız mümkün. Dolgu topuklar, hem topuklardan
vazgeçemeyen hem de spor şıklığı yakalamak isteyenler için olmazsa olmaz.
Denim Ceket & Kalem Etek
3-Benim bu kış sezonunda ki rengim kesinlikle mordu. Yaz sezonunda bu sevdam daha da artarak devam ediyor. Lila renkli ya da
43
< MODA >
Elbiseler
Yaz aylarında giymeyi en sevdiğiniz şey nedir diye sorsam, 100
kişiden minimum 80’ni elbise cevabını verir. Çünkü sıcaklarla baş
etmede en büyük yardımcımızdır onlar. En kolay kombin önerilerini sıralarken bu kurtarıcılara yer vermemek mümkün değil.
Sezondan sizin için seçtiğim elbise kombinleri, favori desenler ve
modellerden oluşuyor.
1- Etnik desenler taşıyan bu salaş elbise ister plajda ister günlük
hayatta çok rahat kullanılabilir. Ben topuklu bir ayakkabı tercih
etsem de, siz dilerseniz sandalet dilerseniz spor ayakkabı kullanabilirsiniz.
2- Beyaz dantel elbiseler bu sene yine bir numarada. Dantelle
bezenmiş midi boydaki elbiseler haftanın her gününde her ortama uygun. Sadece uygun ayakkabıyı seçmeniz yeterli. Ben bu
yazın favorisi espadrillerle kombinlemeyi tercih ettim. Özellikle
son dakika buluşmalarında bizi kurtarmaya hazır.
romantik esintiler taşıyan kalem bir eteği, sadeliğin simgesi beyaz bir denim ceketle kombinleyip hem doğal hem de taze bir
görüntü oluşturabilirsiniz. Bir kaç sezondur ayakkabılarda karşılaştığımız çiçek bahçeleri ise bir başka dikkat çekici akım. Romantik bir akşam yemeği ya da hafta sonu kaçamağında kendini
prenses gibi hissetmek isteyenler için vazgeçilmez.
Yarım Üst & Mini Şort
Yazın hiç çıkarmadığımız parçalardan biridir şortlar. Hele ki bu
sene 80’ler akımına kapılan moda dünyası denimden başlayarak
her çeşit şortu hayatımızın bir parçası haline getirmeye hazır.
Şortları her şeyle kombinlemek mümkün olsa da, bu sezon en
çok göreceğimiz versiyonu yarım üstlerle kullanılmış hali. Ben de
sizin için çok kolay bulabileceğiniz parçalardan bir kaç kombin
hazırladım.
Bakalım, bu sezon şortları nasıl kullanacağız…
1- Tabii ki kot şortlar vazgeçilmez ve en kolay bulabileceğimiz
parçaların başında geliyor. Yüksek bel dar kot şortlar benim favorim. Vücut tipinize göre dilediğiniz modelde seçmek tamamen
sizin tercihiniz. Benim kot şort kombin önerimde, yarım üst olarak dar, omzu açık bir bluz yer alıyor. Bu görünümü yumuşatmak
içinde, neon renklerde bir babet uğraşmadan bir kombin oluşturmama yardımcı oluyor.
2- Hatırlarsınız pötikarelerden çok bahsettim… Yüksek bel kumaş bir şortla kombinleyeceğiniz pötikareli bir büstiyer sizi yaz
akşamlarının yıldızı yapacak. Yüksek dolgu topuklu ayakkabıyla
da, hem bacak boyunuz yükselecek hem de 80’lere bir göz kırpmış olacaksınız.
3- Gerçekten festivalde olmayabiliriz ama kim demiş bu trendi
kullanamazsın diye. Tabii ki festival parçalarımızı alıp kendi festivalimizi sokaklarda yaşayabiliriz. Yüksek bel süet bir şort, beyaz
bir örgü yarım üst ve tabii gladyatör sandaletler. İşte bu kadar
basit.
3- Yaz mevsiminin bir diğer adı bence düğün mevsimi. Eminim
bu yaz birden fazla davetiyeniz var ve ne giysem derdine çoktan
düştünüz. Düğünlerde genelde abiye elbiseler tercih edilse de,
küçük davetlerde ve deniz kenarı partilerinde abiye elbise giymek yazın biraz zor oluyor. Bu yüzden size fikir verebilecek bir
kombin hazırladım. Desenli kalem bir elbise ve yine rahat dans
etmeniz için kalın topuklu ama elbiseyle zıt renklerde ki bir topuklu ayakkabı. Ve hazırsınız…
En pratik kombin önerilerinde bu ay, 3 farklı kombini inceledik.
Her zaman dediğim gibi, bunlarla sınırlı kalmayıp kendi imzanızı
atmak için hayal gücünüzden yardım almayı ihmal etmeyin.
Temmuz ayında görüşmek üzere…
< KÜLTÜR SANAT >
45
Nyon Paleo Festivali 40. Yılında
Aralarında Robbie Williams, Kings Of Leon, Sting, Robert Plant, Joan Baez gibi ünlü sanatçıların bulunduğu Nyon
Festivali bu yıl 20 Temmuz’da başlayacak. Avrupa’nın en büyük 10 açık hava festivalinden biri olan Paleo 1976 yılında
küçük bir halk müziği festivali olarak başladı.
Nyon belediyesinin verdiği destek
ile Colovray çayırlığında yapılan
açık hava festivali her yıl üç gün
sürerken, bu yıl 40. Yılı kutlamaları
kapsamında dört güne çıkarıldı. 15
dönümlük bu çayırda dinleyiciler
festival boyunca çadırlarını kurarak
oradan çıkmıyor. Son yıllarda giderek artan bu tür açık hava festivalleri
Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yaz
ayları boyunca yapılıyor. Bu festivallerin en ünlüleri ise şunlar:
1. Sonar (İspanya / Barcelona) 1820 Haziran
Katılan Sanatçılar: The Chemical
Brothers, Skrillex, Duran Duran,
A$AP Rocky, FKA Twigs, Flying Lotus, Hot Chip, Laurent Garnier, The 2
Bears
Fiyat: 180 Euro
Barcelona'nın kent merkezinde düzenlenen etkinlik, elektronik dansla
kendinden geçmek isteyen herkesi
bekliyor. Direkt Barcelona uçağına
atlayıp şehre vardığınızda kolayca
ulaşabileceğiniz etkinlik alanı, festivalin en önemli artısı.
2. Rock Werchter (Belçika / Leuven) 25-28 Haziran
Katılan Sanatçılar: Alabama Shakes, Death Cab For Cutie, FKA Twigs, Foo Fighters, Hozier, James Bay,
Jungle, Kasabian, Muse, Sam Smith
Fiyat: 226 Euro
Merkezden biraz uzak olan Leuven'e
trenle gidiş dönüş seferlerle ulaşmak
mümkün. İlki 1974'te düzenlenen
efsane bir etkinlik olan Werchter,
80.000 kişiden fazla seyircinin katıldığı bir festival. Etkinlik alanının
görüntüsü ihtişamıyla dikkat çekiyor.
3. Roskilde (Danimarka / Roskilde) 27 Haziran - 4 Temmuz
Katılan Sanatçılar: Paul McCartney,
Pharrell Williams, Muse, Florence
&amp; The Machine, Disclosure
Fiyat: 275 Euro
Konpenhag'dan trenle 30 dakikada
ulaşılabilen etkinlik alanı 1970'ler-
den beri Danimarka'nın gözde hafta
sonu eğlencelerine ev sahipliği yapıyor. Yüzlerce grubun 100.000 kadar
seyircinin karşısına çıktığı sahnesiyle
Avrupa'nın en büyük etkinliklerinden biri olarak Roskilde sıcak yaz
günlerinde serinletici bir atmosfer
sunuyor.
4. NOS Alive (Portekiz / Lizbon)
9-11 Temmuz
Katılan Sanatçılar: Muse, Disclosure, The Prodigy, Sam Smith, Mumford &amp; Sons, Alt-J, Mogwai,
Chromeo
Fiyat: 110 Euro
Lizbon'a ulaştıktan sonra kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz etkinlik alanı, bu festivali cazip kılan en önemli
unsur. Lizbon'un sıcak sahillerine de
15 dakikalık yürüyüş mesafesi etkinlik öncesi ve sonrasında okyanus
sularına kendinizi bırakmanıza olanak sağlıyor. Eskiden Optimus Alive
olarak anılan etkinlik kısa bir aradan
sonra yeni adıyla yaz aylarına damga vurmaya hazırlanıyor.
5. Exit (Sırbistan / Novi Sad) 9-12
Temmuz
Katılan Sanatçılar: Faithless, The
Prodigy, Clean Bandit, Fear Factory,
Napalm Death
Fiyat: 133 Dolar
Budapeşte ve Belgrad üzerinden
rahatlıkla ulaşım araçları bulabileceğiniz festival alanı, tarihi bir kale
üstünde yer alıyor. Danube şehri
manzarasına karşı yüksek ses tutkunlarına kucak açan etkinlik, bazı
Balkan turları dahilinde ziyaret edilebilecek bir nokta konumunda.
6. Sziget (Macaristan / Budapeşte
Obuda Adası) 10-17 Ağustos
Katılan Sanatçılar: Robbie Williams,
Florence &amp; The Machine, Alt-J,
The Ting Tings
Fiyat: 230 Euro
Budapeşte'ye uçakla sağlayacağınız
bir ulaşım sayesinde etkinlik alanına
ulaşabiliyorsunuz. Glastonbury festivalinin bir alternatifi olan Sziget,
etkinlik alanının çevresindeki barlarıyla da oldukça cazip bir atmosfer
sunuyor.
7. Oya (Norveç / Oslo) 11-15 Ağustos
Katılan Sanatçılar: Beck, Mastodon,
The War on Drugs, Ride, Future Islands, Sunn O, Years &amp; Years
Fiyat: 110 Dolar
Kent merkezine yürüme mesafesindeki festival adıyla da sanki bir
Türk kızı için düzenleniyormuş havası vermiyor gibi değil. Adınız Oya
ise ya da sevgilinizin adı Oya ise, bu
festivale katılmak ayrı bir tat olabilir.
Oslo şehrinin fiyortlarla ve ormanlarla çevrili atmosferinde size bir
piknik havası yaşatacak Oya festivali
yakınlarında bulunan opera salonu
ve müzeyle de bir kültür gezisine
dönüşebilir.
8. Electric Picnic (İrlanda / Stradbally Hall) 4-6 Eylül
Katılan Sanatçılar: Florence &amp;
The Machine, Underworld, Manic
Street Preachers, Hot Chip, Ride, My
Morning Jacket
Fiyat: 195 Euro
Dublin'e ulaştıktan sonra güneye
doğru giden otobüslerden herhangi
biriyle etkinlik alanına ulaşabiliyorsunuz. 2004'ten beri düzenlenen
festival, ilginç kalıntıların olduğu bir
alan üstüne kurulu. Yarısı toprağa
gömülü bir piyano, yere dik şekilde
gömülmüş bir araba festival alanında görebileceğiniz gariplikler arasında. Genelde yağmur yağdığı için bu
festivale bir yağmurlukla katılmak
mantıklı olabilir. Yerler çamur içinde
olduğundan, bu festivale katılırken
bot giymek de ayrı bir gelenek ve
gösteriş meselesi. Bir not: Festivale
çılgın İngiliz kızları özellikle rağbet
gösteriyor.
9. Outlook (Hırvatistan / Pula) 2-6
Eylül
Katılan Sanatçılar: Jurassic 5, Roni
Size Reprazent, Trojan Sound System, Run The Jewels, Madlib, Wiley,
Goldie
Fiyat: 140 Pound
Pula, Zagreb ve hatta Venedik'ten
rahatlıkla konser alanına ulaşmak
mümkün. Hırvatistan sahillerinin en
güzel köşesine kurulu festival alanıyla göz dolduran Outlook, denize
girmek isteyenler için bir nevi yaza
veda etkinliği konumunda.
10. Paleo (İsviçre / Nyon) 20-26
Temmuz
Katılan Sanatçılar: Village du Monde ve İsviçre yerel müzik grupları
Fiyat: 210 Frank
Yaklaşık 6 gün boyunca süren İsviçre'nin en büyük açık hava etkinliği
olan bu festivalde 230.000 kişilik
seyirci kapasitesi bulunuyor. Yaklaşık
170 farklı sanatçı ve grubun sahneye
çıktığı etkinlikte 200'den fazla yiyecek firması stand açıyor. Avrupa'nın
en büyük festivallerinden biri olan
Paleo, az bilinen bir festival olmasına
karşın 2000 yılından beri en çılgın
eğlencelerin merkezi konumunda.
Paleo Nyon wird 40
Robbie Williams, Kings Of Leon, Sting, Robert Plant, Joan Baez stehen auf dem Programm des 40. Paléo Festival Nyon im Zeichen eines Geburtstags, der sowohl Legenden als
auch spannende Entdeckungen von hier und anderswo vereinigt. Das Jahr für Jahr um die Welt ziehende Village du Monde lässt sich 2015 im strahlenden Fernen Osten nieder.
MACA
46
< BULMACA >
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Merdiven
S
K
M E
L
İ
Bitim
O N
Bebek
yiyeceği
Yarı yanmış
odun
S
M E
A
Gece
bekçisi
M
İ
A
Önemli bir
günün öncesi
Zaviye
İnsan
topluluğu
Yolcu evi
Dar karşıtı
İlkel silah
10
EL‹F fiAFAK
11
34 BULMACA
12
13
15
16
17
34 BULMACA
KARE BULMACA
18
19
20
B
O
A
L
K
Sorun
Bir çevre
vakfı
M
T
E
E
S
L
M E
A
L
Yarı
memnunluk
anlatır
Avrupa Birliği
(kısa)
A
Ç
A
R
I
Z
A
Avrupa Uzay
füzesi
İ
K
Yanardağ
püskürtüsü
L
A
F
Bir tür başlık
B
Tabak çanak
yapılan bir
madde
M E
Bir tatlı
B
E
R
L
A
M
İ
Y
İstem
A
L
K
Kovuk
İ
N
Boşa dönen
kasnak
İ
M A
R
E
A
V
A R
A
Kas
Nezir
A
D
A
Tavır
E
D
İ
Yoksul aşevi
Büyük
kemik
A
Sözleşme
O
R
A
M
A
Ağırlık,
hareketsizlik
Kâğıt
tutturacağı
A
T
A
Holmiyumun
simgesi
Fasıla
Yazı
Beygir
A
N
İ
V
E
L
A
T
A
L
E
Olumsuzluk
öneki
H O
4
Balık havuzu
O
Astatın
simgesi
Birinci
sırada
Rey
Erkek unvanı
Dünya
E
KARE BULMACA
1
SOLDAN SA⁄A
1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde
bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürültücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plakası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa)
- Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k arayan
1 s›nda
2 ki daire3- Sahibi 4bilinmeyen
5 müzik 6eseri - Ba€
7 budama
8 ya yara9
e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri keSOLDAN SA⁄A
mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenle1
1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelyen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl saye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde
ati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat›
bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürülnaz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu 2
tücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plaBal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - Avrukası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa)
pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14.
- Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k araBir kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› 3
s›ndaki daire - Sahibi bilinmeyen müzik eseri - Ba€ budamaya yarayan
Tak›m (K›sa) - Eski dilde yüz, surat. 15. Radyumun simgesi - Kasna€a
1 e€ri2 b›çak. 7.3Bir nota4- Cet - Ki5fli. 8. Sakat,
6 hasta7l›kl› - Bir8nota - ‹ri9ke- 10
11 geril
12 kuma
13fla i€ne14
15
16
17
18
19
ya da t›€la yap›lan bir tür nak›fl - Demir üzerinSOLmifl
DAN SA⁄A
4
mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenledeFo
ki to€
oksit
meya-za
Bü
16. pro
Fiyafes
t› be
lirlen
mifl
Gunt
meSOLDAN SA⁄A
1.
raflen
taki
r ro.
- ABD
yonel
bas
ket-bol
ligiher
- ‹riGrass'›n
taneli befilzel
1
yen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sade 2.
al›Ge
nançici,
ünlü
roma
Ge€ifl
nelken
likleistek
içine- Kur
sulutufley
konumü
lanzime
1. Foto€raftaki yazar - ABD profesyonel basketbol ligi - ‹ri taneli bezelye.
düflün
cen›.
siz17.
ce, de
lufller
- Türk
€intal
de
ati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat›
vb.den
p›l“…
m›flAral
çukur
kapmet
- Bir
Samüz)
niyede
1 z›julka
lük
ifll›k,
yapan
birye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde
bir
usul.ya3.
“ (Rah
li kamey
rikave
tür-cü
- A€
laba
gürül
5
naz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu mo
to
run
güç
bi
ri
mi
Cey
lan
Ku
la
€›n
du
ya
bil
di
€i
tit
re
flim.
18.
Be
yaz
bir usul. 3. “… Aral “ (Rahmetli karikatürcümüz) - A€z› kalabal›k, gürültücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru pla2
Bal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - AvruGözle5.
ri gör
me--Ma
Kühal
çükli kör
- “…DeNa
“ (Rah
li sa
tücü - Yap›m. 4. Bildik, tan›d›k - Afrika'da bir ülke - Anahtar - Peru plakası.
Afrime
ka'dyen
a bir- Öde
›rmak
- ‹sfez
tanbul
nizflitOto
büslemet
ri (K›
sa)pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14.
ç›m›z).
müfl
l›€›n›n
kükiçüko
۟nak
- Arap
farem
besinile
dese
bir
harf
Sikası. 5. Afrika'da bir ›rmak - Mahalli - ‹stanbul Deniz Otobüsleri (K›sa)
-nat
Bol
renkli19.
birGü
tür
keleba
bek.
6. Es
lardaalha
lam
l›k -ara
6
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Bir kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› irt ildaçekisi.da20.
larhi
dan
ri me
- Evyen
renmü
- Bir
sin
debu
si da
- Vi
laya
yet.yarayan
- Bol renkli bir tür kelebek. 6. Eski konaklarda harem ile selaml›k aras›n
ire Ay
- Sa
bi bibilin
zik be
ese
ri mad
- Ba€
ma
3
Ta
k›mDAN
(K›sa)SA⁄A
- Eski dilde yüz, surat. 15. Radyumun simgesi - Kasna€a
s›ndaki daire - Sahibi bilinmeyen müzik eseri - Ba€ budamaya yarayan
SOL
e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri ke7
ge
kuta
ma
i€ne
dapro
t›€fes
la ya
lanbas
birket
tür
1
e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri ke1. ril
Fomifl
to€raf
kifla
yaza
r - ya
ABD
yop›
nel
bolnalik›fl
gi --‹riDetamir
neliüze
berin
zelmik.
9. Dev
let meAfiA⁄IYA
murlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenleYUKA
RIDAN
4
de
ki
ok
sit
len
me
Bü
ro.
16.
Fi
ya
t›
be
lir
len
mifl
Gunt
her
Grass'›n
fil
me
mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenleye. 2. Geçici, düflüncesizce, de€iflken istek - Kurtulufl - Türk müzi€inde
yen
tem
zel-ge
Kumifl
zey Mil
Atlan
- Yay
silahı.
Günefl
sa1. Tesis
leviz
yonvecaçim›
Bir-lefl
lettik
ler Pak
G›dat› ve
Tar›m
Örgü10.
tü'nün
k›salt
de
nan3.ün
roma
n›. 17.
Ge
içicü
nemüz)
sulu- fley
nul›k,
lan gü
merül
talyen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sabir al›
usul.
“…lüAral
“ (Rah
met
linel
karilikkaletür
A€z›ler
kako
laba
ati
ile bafl
11.lerAyak
b› ka
b›n›n
çar›l
p›m›fl
- Diyer.
van 2.
ede
biya
ma-s›El- Ifl›k
ak›s›ilebigös
rimiter
- me.
Bahçe
de çika
çek
dikl›me
ye ay
Lan
tat›8
2
vb.den
yap›m.
p›lm›fl
Bir- Af
mey
ved-a Sa
yeke
de- 1Anah
jullük
yapan
birati - El ile bafl ile gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat›
tücü - Ya
4. çu
Bilkur
dik,kap
tan›-d›k
rika'
birniül
tarifl- Pe
ru pla
na
z›m
öl
çü
sü.
12.
‹d-rar
lagar
vül›,
cutflim
tanflek
at›li,
langök
azot
lurülmad
desa-€a
Giy
si ko
lu
-l›
n›n
sim
ge
si
Ku
zey
Rüz
gü
tü
lü,
nak
ya
€›fl
5
mo
torun
- Ku
lali€›n
dutan
yabil
€i niz
titreOto
flim.
18.
yaz
naz›m ölçüsü. 12. ‹drarla vücuttan at›lan azotlu madde - Giysi kolu kası.
5. Afgüç
rika'bi
darimi
bir -›rCey
maklan- Ma
hal
- ‹s
buldiDe
büs
leriBe(K›
sa)Ba
l›kola
avla
ta, odun
fl›ye
mak
ta kul
n›lan
Avan
ruhava
y› mak
- Tuzak.
3. Birtafle
olan
düflla
kün
lük,bü
tiryük
yakika
liky›k.
- Bir13.
düSu
flün-ce
Göz
ri görlime
yen
me 6.
- Kü
çük
flitile
“ (Rah
met
saBal›k avlamakta, odun tafl›makta kullan›lan büyük kay›k. 13. Su - Avru- Bollerenk
tür -keÖde
ki kokör
nakfez
lar-da“…
haNa
selam
l›kliara
Futbir
bolyaBirdali€ibir(K›
- Ellema,
armut
ru
- Hava
kijik
sude
r›.de
14.
latan
cüm
lik15
söz
- Yeku
fli16
l›rsu
mak'›n
mida
tolo
ki
9
3
1 nat
2ç›m›z).
3bir-GüSa
4lebibek.
5Es
6Arap
7rem
8biryaharf
9Si- 10
11 pa
12
13 kaçsa)14
17
18buvirhaler
19
19.
müfl
l›€›me
n›nyen
kümü
çü€ü
fa
besin
dema
pa Futbol Birli€i (K›sa) - Elma, armut kurusu - Havadaki su buhar›. 14.
s›nda
ki daire
hibi ba
lin
zik- ese
ri al
- Ba€
buda
yara-yan
Bir
ninme
k›z
kar4.de
ninara
yac›da
bayan
h›s›m
lara
r›nyan
danme
bika
rinin
koca
s› ad› -kim
Kafisegel
yen.
Taflifl›t
n› dur
durma
ya ya
nizma
- De
6
irt
il
çe
si.
20.
Ay
lar
dan
bi
ri
Ev
ren
Bir
be
sin
mad
de
si
Vi
la
yet.
Bir
kim
se
nin
k›z
kar
de
fli
nin
ya
da
ba
yan
h›
s›m
la
r›n
dan
bi
ri
nin
ko
ca
s›
SOLDAN SA⁄A
e€ri b›çak. 7. Bir nota - Cet - Kifli. 8. Sakat, hastal›kl› - Bir nota - ‹ri keTa
sa)da- tra
Esvers
ki dil
sudö
rat.
mun
gesi
- Kas
nale
€amirk›m
yol(K›
lar›n
lede
rinyüz,
alt›na
fle15.
nenRad
tafl yu
k›r›k
lar›sim
- Bir
ilimiz
- Ge
10
4
1
Tak›m
(K›
sa)
- Es
yüz,
rat.
15. bas
Radket
yubol
munligi
sim
gesi
- Kas
€a1.
Foto€
raf
taki
yaki
zardil- de
ABD
prosu
fes
yonel
- ‹ri
tane
li bena
zel
mik. 9. Devlet memurlar›n›n maafllar›n›n derece ve tutarlar›n› düzenlege
rilmifl
ma
fla- i€
yasay
da g›t›€gös
la ya
lan- bir
türgüna“ k›fl
- De
mir
rincek.
5. S›zku
lan
ma
Uyne
ma,
terp›me
“.. Ez
(Halk
mü
zi€iüze
sanat
7
geril
i€ce
nesiz
yace,
dade
t›€€ifl
laken
yap›islan
türtuna
k›fl- -Türk
Demir
rin
ye.
2.mifl
Geçiku
ci,ma
düfla
flün
tekbir
- Kur
lufl
müüze
zi€in
deyen KA
sistem
ve çizel
ge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sade
ki ok
lenme
ro.€›m
16.s›zFibü
yat›yük
beillir-len
mifl -taGunt
heryer
Grass'›n
YU
RIDAN
AfiA⁄IYA
ç›s›).
6. sit
‹syan
eden- Bü
- Ba
Ege’de
rihi bir
- Sivasfililme
çede
oksit3.len
- Bü
ro. 16.
len
- Gunt
Grass'›n
mebir
“…me
Aral
“ (Rah
metFiliyakat›ribe
kalir
tür
cümifl
müz)
- A€z›her
kala
bal›k, güfilrül
atiTe
- le
Elviz
ileyon
baflcaile
terlefl
me.
kab›
kal›veb›n›n
çap›
Ditü'nün
van ede
ya-t›
de
al›“…
nanSeün
roma
n›. 17.
liknat
le ç›içis›)ne- su
lu d›k,
fleyler
lanlam›n
metal
1.
m›gös
- Bir
mifl11.MilAyak
letler
G›da
Tar›m
Ör-gü
k›bi
salt
si. 7.
silü
güzel
“(Halk
müGe
zinel
€i sa
‹nan
öyleko
dirnuan
da
K kiusul.
11
5
2
decüal›-nan
ünlü4.ro
ma
n›.ta17.
Genel
le diçi
lu fley
ler tar
konu- lan
taltü
Yap›m.
Bil
dik,
n›d›k
- Aflik
rika'
a ne
bir su
ülke
- Anah
Perume
pla
naz›m
ölçüak›
sü.s›12.
la vü
landikazot
de -yer.
Giy2.
si Lan
kolutavb.den
p›lm›fl
çukur
Bir
Sani
yede
1 çük
jullük
bir
ma
s› - Ifl›k
biri‹d
mirar
- Bah
çecut
lertan
de çiat›
çek
melu
ye mad
ayr›lm›fl
- Giy
silerin
burukap
fluk-luk
lar›mey
n› givede-ren
alet
- Kü
maifl€aya
ra.pan
8. Bir
sözcük ya
8
A
vb.den5.ya
m›fl
kur
kap -- Bir
mey
Sani
yeDe
de niz
1 jul
lükbüs
ifl leyaripan
bir
kası.
Afp›l
rika'
daçu
bir
›rmak
Mahal
li ve
- ‹s- tan
bul
Oto
(K›sa)
Bal›k
avge
lasi
mak
ta,zey
odun
tafl›gar
mak
kul
lali,
n›lan
kalü,
y›k.sa13.
Su - ya
Av€›fl
rul›mo
rimi
Ceyku
lanfla-€aKuve
la€›n
yabilhüc
di€iretityerege
flim.
yaz
n›n
sim
- Ku
- Rüz
l›, ta
flim
flek
gökbügüyük
rültü
€anak
arato
zi run
ölçügüç
sü -biKu
flak-tan
hücdu
reden
çen18.
kaBe
l›t›m
salVBol
torun
rimike- le
Cey
lan6.- Es
Kukilako
€›nnak
dular
yabil
€irem
titreile
flim.
18. Be
-mo
renkgüç
li birbitür
bek.
dadiha
selam
l›kyaz
arapava
Fut
bol
€i (K›
ardüfl
mutkün
kuru
sutir- ya
Hakiva
hace
r›. an
14.Göz
- Öde
çükbakör
- sim
“… Na
“ la
(Rah
ha
ola
y› -Bir
Tulizak.
3.sa)
Bir-fleElyema,
olan
lük,
likda-kiBirsudübu
flün
ö€e le- riDögör
fleme
me,yen
taban.
9.me
Pul-luKübir
l›k fez
- Ke
hayflitvan
r›namet
vulirusa
lan12
6
3
Göz
le
ri
gör
me
yen
Öde
me
Kü
çük
kör
fez
“…
Na
flit
“
(Rah
met
li
sa
s›n
da
ki
da
ire
Sa
hi
bi
bi
lin
me
yen
mü
zik
ese
ri
Ba€
bu
da
ma
ya
ya
ra
yan
Bir
kim
se
nin
k›z
kar
de
fli
nin
ya
da
ba
yan
h›
s›m
la
r›n
dan
bi
ri
nin
ko
ca
s›
nat
ç›
m›z).
19.
Gü
müfl
ba
l›
€›
n›n
kü
çü
۟
Arap
al
fa
be
sin
de
bir
harf
SiA
latan bir ya da birkaç cümlelik söz - Yeflil›rmak'›n mitolojik devirlerdeki
damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri bu
9
natriç›b›
m›z).
Gümüfl
l›€›n›n
- Arap
bel›sin
de bir
Sie€
çak.19.
7. Bir
nota ba
- Cet
- Kikü
fli. çü
8.۟
Sakat,
hasaltafal›k
- Bir
notaharf
- ‹ri- ke
Tak›m
sa)me
- Es
ki 4.dilTadefl›tyüz,
Radyayuya
mun
sim
geka
siniz
- Kas
€airt
ilçebü
si.yük
20. ya
Ayp›lar- dan
ri -ziEv
Birma
bekam.
sin mad
sivan
- Vilalarayet.
ad›
- Ka(K›
fi gel
yen.
arac›sun›rat.
dur15.
durma
rayan
me
ma -naDe
lunan
Türkbimü
€inren
de -bir
11. de
Hay
yem olaL
13
7
4
irt ilçe
20.
larmur
danlabir›rin›n
- Ev
- r›
Bir
sin
mad
Vir›lan›yet.
mik.
9.si.
Dev
letAyme
maren
aflla
n›nbede
rece
vede
tusitar- la
düzenlegerilyol
mifl
kuda
matra
flavers
i€neleya
lan tafl
bir k›tür
- De
mir
lar›n
rinda
alt›t›€
naladöya
flep›nen
r›kna
lar›k›fl- Bir
ilimir
miz üze
- Gerin
lerak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flar10
yen sistem ve çizelge - Kuzey Atlantik Pakt› - Yay silahı. 10. Günefl sadeki 5.
okS›z
sitlen
me -- Uy
Büma,
ro. 16.
Fiya
t› ter
belir
Gunt
her Grass'›n
mecek.
lanma
sayg›
gös
melen
- mifl
“.. Ez-gü
“ (Halk
müzi€i safilnat
k›s› KA
- FaRI
al,DAN
aktif. 13.
Kal›n kumafl - Bir say› - Platinin simgesi - Kalça keYU
AfiA⁄IYA
N
EL‹F
fiAFAK 1.
ati
El ile
ile AfiA⁄IYA
gösterme. 11. Ayakkab› kal›b›n›n çap› - Divan edebiyat›
des›).al›6.nan
ünlü
roma
n›.€›m
17.s›zGebü
nel
likille-içi
ne suta
lurifley
leryer
konu
lan
talç›
‹syan
eden
- Ba
yük
Ege’de
hi bir
- Si
vasme
ilçe
miTe
€i.le14.
O yer
biyat
birMil
fleyin
terG›
sini
rekÖryagü
p›tü'nün
lan alayk›salt
- BirYU-KA
RIbafl
DAN
vizyon
ca-m›Ede
- Bir
lefltamifl
letler
dasöy
ve le
Taye
r›m
14
8
5
na
z›m
ölçü
12.-‹dBir
rarlefl
lamifl
vücut
at›lan
lur›m
madÖrdegü-tü'nün
Giysi k›
kosalt
lu vb.den
p›lsim›fl
çukur
kapmü
- Bir
veç›-s›)Sa-ni‹nan
yeded›k,
1 jul
lük
yalapan
si.
7. “…yaSe
güzel
“(Halk
zi€i mey
sanat
öyle
diriflan
m›nbir
da
ilimiz.
çe-siBah
- Ba€
vedebah
çeler
deme
ekil
için yer.
ayr›l2.
m›fl
1.İ Te
leviz
yonsü.
cam›
Miltan
letler
G›daazot
ve Ta
ma
s› - 15.
Ifl›kSam
ak›s›sun
biriilmi
çeler
çiçek
dik
yemek
ayr›lm›fl
Lantop
ta11
Ba
l›k
av
la
mak
ta,
odun
ta
fl›
mak
ta
kul
la
n›
lan
bü
yük
ka
y›k.
13.
Su
Av
ru
mo
to
run
güç
bi
ri
mi
Cey
lan
Ku
la
€›n
du
ya
bil
di
€i
tit
re
flim.
18.
Be
yaz
sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir
rak par
nu ka
makgü
için
lan ifla
ret.l›
ma
n›n
simça
ges›
si --Bir
Kufle
zeyyin- do€
Rüzru
garlul›,€uflim
flekn›t
li,lagök
rülya
tün›
lü,nasaya€ap›nak
ya€›fl
H s› - Ifl›k ak›s› birimi - Bahçelerde çiçek dikmeye ayr›lm›fl yer. 2. Lanta
pa Fut
€i zey
(K›sa)
- Elgar
ma,
mut
su gü
- Ha
haya
r›.€›fl
14.l›
Göz
le
ri
gör
me
yen
Öde
me
Kü
çük
kör
fez
“…
Na
flit
“
(Rah
met
li
sa
ara
zi
öl
çü
sü
Ku
flak
tan
ku
fla
€a
ve
hüc
re
den
hüc
re
ye
ge
çen
ka
l›
t›m
sal
16.
Ar
jan
tin
pla
kası
‹sim
Göz
de
ak
bas
ma,
per
de
Dal
ga
l›
pa
r›l
t›
l›
ku
15
n›n
simbol
gesiBir- liKu
- Rüz
l›, ar
flim
flekku
li, ru
gök
rülva
tüda
lü,kisasu€abu
nak
hava olay› - Tuzak. 3. Bir fleye olan düflkünlük, tiryakilik - Bir düflünce an9
6
A kimsenin k›z kardeflinin ya da bayan h›s›mlar›ndan birinin kocas› Bir
natç›-m›z).
€›n›n
€ül›k- Arap
alfabe
delabir
- lan
Siö€e
Döfle19.
me,Gütamüfl
ban. ba
9.l›Pul
lu kü
birçüba
- Kesim
haysin
van
r›naharf
vuru
mafl.
ya - cüm
Bal›kleak›
Erzurum
ba€
lande
t›s›vir
n›ler
sa€
ha
va olay› - Tuzak. 3. Bir fleye olan düflkünlük, tiryakilik - Bir düflünce an
12
la
tan 17.
bir Öbür
ya da dün
birkaç
lik n›
söz- -Bay
Yeburt
flil›rmak'›n
mito
lojik
delakiVtan
Ta
k›mbir
(K›ya
sa)da- Es
de yüz,
rat.- Ye
15.flil›r
Rad
yumunmisim
Kas
irt ilçe
20.ram
Aylar
biriru-lan
Evren
- Bir
besin
- Vi
layet.
dam
gasi.
- Bay
lardan
da ku
süslü
kemer.
10.mad
‹çinde
desibir
çok
ifl yeri buyan-ge
- Bir
tüc›- n›
‹çidur
ne dur
bal ma
konu
neme
- Na
maz
r›s›la
birki
kaçdilcüm
leliksu
söz
mak'›n
tologe
jikside- vir
lerna
de€a
ki
ad›
Kaçit
fi gel
memey
yen.ve.
4. 18.
Tafl›tKöara
yalan
yaratek
yan
kaniz
maça€
- De
16
10
7
ge
neTayafl›tda
yap›dur
lanma
biryatür
nayan
k›flme
- De
üze- rin
lunan büyük yap› - Türk müzi€inde bir makam. 11. Hayvanlara yem ola- Veril
y› kal
d›ral
ma,
19.tafl
Ser
yer›--Kü
bitki- Ge
- De
ad›
Kafi ku
gelma
mefla
yen.i€4.
arat›€
c›la
n› dur
yara
kamir
nizma
DeE ril- mifl
mir
yolmifl
lar›nbir
da yar
trag›
vers
lerin
t›naboz
döma.
flenen
k›ma
r›kla
Birçük
ilimiz
le13
dekiyol
oklasitr›n
len
Büle
ro.rin16.
yat›döbe
lentafl
miflk›-r›kGunt
filme
rak
verilen
bir bitki
- Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flarnizle5.
rinS›z
çelan
kilme
le ma,
yurtsay
lanma
ya ter
elveme
rifl-li “..
duEz
rugü
ma“ge
len k›mü
y› zi
fle€irisa
di.nat
20.mir
dame
tra-vers
alt›Fina
flelir
nen
lar› her
- BirGrass'›n
ilimiz - Ge
leYUKA
RIDAN
AfiA⁄IYA
cek.
masiy
- Uy
g› gös
(Halk
N
de
al›
nan
ün
lü
ro
ma
n›.
17.
Ge
nel
lik
le
içi
ne
su
lu
fley
ler
ko
nu
lan
me
tal
k›
akca
tif.m›
13.- Ka
mafl
tinin
getü'nün
si - Kalk›
çasalt
keGüs›).
refl6.te‹sbir
çük
y›kbü- yük
Büyük
lük -taAs
ya’da
bir -bafl
kent.ilçecek. 5. S›zlanma - Uyma, sayg› gösterme - “.. Ezgü “ (Halk müzi€i sanat1.s›Te-leFa
vizal,
yon
Birl›n
leflku
mifl
Mil-letBir
lersaG›y›da- Pla
ve Ta
r›msim
Örgü
ç›
yanoyun
eden- Kü
- Ba
€›myas›z
il - söz
Ege’de
rihi
bir yer
Sivas
17
11
8
T
vb.den
çukur
- Bir
meyilve- -Ege’de
Saniyetade
jullük
panilçe
birmi
yers›- biEde
biyat
ta bir
flede
yinçiter
sini
rek
yap›lan
- Bir
ç›
s›). 6. ya
‹sp›l
yanm›fl
eden
- Bakap
€›ms›z
büyük
rihi1 bir
yer ifl
- Siyavas
ma€i.
s› -14.
Ifl›kO ak›
rimi
- Bah
çeler
çek
diksöy
meleyeyeay
r›lm›fl
yer. alay
2. Lan
tasi. 7. “… Sesigüzel “(Halk müzi€i sanatç›s›) - ‹nand›k, öyledir anlam›nda
14
mo7.
torun
güç
bizel
rimi“(Halk
- Ceylan
- €i
Kusa
lanat
€›nç›du
di€id›k,
titre
Bem›n
yazdaili
miz.
sun
si -gar
Ba€
bah
de ekil
mek
m›flyatop
si.
“… Se
sigü
müzi
s›)ya-bil
‹nan
öyflim.
ledir18.
anla
n›n
sim15.
gesiSam
- Ku
zeyilçe
- Rüz
l›, ve
flim
flekçeli,lergök
gürül
tülü,için
saay
€ar›l
nak
€›fl-l›
sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir
Göz
leri -gör
meluk
- Kü
fez alet
- “…- Na
(Rah
li sa
rak
yinBir
do€
€unudüfl
kakün
n›tlalük,
maktiriçin
p›lan
18
Giyme
sileyen
rin -buÖde
rufluk
lar›çük
n› gikör
deren
Küflit
çük“ ma
€amet
ra. 8.
Birsöz
havapar
olaça
y›s›- -TuBir
zak.fle3.
fleru
yeluolan
yakiya
likn›-na
Biryadü
flünifla
ce ret.
anT cük
arazi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal
12
9
natç›
m›z). 19. Gümüfl bal›€›n›n küçü€ü - Arap alfabesinde bir harf - Si16.
Arbir
jantin
plakası
- ‹sim
bas
perdemi
- Dal
pavir
r›ller
t›l›de
kukiara
15
latan
ya da
birkaç
cüm-leGöz
lik de
sözak- Ye
flima,
l›rmak'›n
tologa
jikl› de
ö€e - Döfleme, taban. 9. Pullu bir bal›k - Kesim hayvanlar›na vurulan
A zi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal
irt ilçe
si. fle
20.me,
Aylar
dan bi
- Ev
Bir
madhay
desivan
- Vi
yet.vurulan
mafl.
17.fi Öbür
Bafl›t
l›kara
ak›c›n›n›-dur
Bay
burt
s›n›
laö€e
- Dö
taban.
9.riPul
luren
bir -ba
l›kbe
- sin
Kesim
lala
r›na
ad› - Ka
gelmedün
yen.ya4.-Ta
dur
maEr
yazu
yarum
rayanba€
melan
kat›niz
masa€
- De
damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri buK
19
KARE
BULMACA
13
10
yan
ge
- Bir
mey
ve. le
18.
- ‹çi
bal
ko
- Na
Bulmacayı
doğru
gönderen
arasında
yapacağımız
çekiliş
Aarburg’ta
yeni
damga - Bayramlarda kurulan süslü ke
mer. 10. ‹çinde bir
çok ifl yeriçözüp
bumirokurlarımız
yolçit
lar›n
da tra
vers
rinKö
altü
t›na
döne
flenen
taflnuk›lan
r›ktek
lar›ne
- Bir
ilimaz
miz -ça€
Ger›les›-ile bir okurumuza
lunan büyük
yap› - Türk müzi€in
de biraçılan
makam. 11.Kekik
HayvanlaOcakra yem ola16
SOL
DAN
SA
⁄A:
A
EL‹F
fiAFAK
Ve
ril
mifl
bir
yar
g›
y›
kal
d›r
ma,
boz
ma.
19.
Ser
ma
ye
Kü
çük
bit
ki
De
lu
nan
bü
yük
ya
p›
Türk
mü
zi
€in
de
bir
ma
kam.
11.
Hay
van
la
ra
yem
ola
YUKARIDAN AfiA⁄IYA
cek. 5. S›zlanma - Uyma, sayg› gösterme - “.. Ezgü “ (Halk müzi€i sanat
rak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flarbaşında
kişilik
akşam
hediye
ediyoruz.
Geçen
ayrutama
2rihikişilik
okurumuzun
adı
Ömer
Örskaya
/ Aesch.
Elif
fia
fak
- NBA
Ara
2.
Kap
ris
Re
-k›Bo
Tekin - Far-niz
M
İ- Bir sa
İ y› - Pla
M tinin sim
T gesiA - Kalça
O ke- B
lerin
çeyan
kilme
siyle
yurt
lan
ma
yayük
elve
rifl
li du
gebir
lenyer
k›y›- Si
fleyemek
ridi.ilçe
20.- kazanan
rakTeve
len
Yaplefl
ma,
etme
- Bir
ru
ta
s›.r›m
12.2
Por
kizha
halk
flarla-henk. 3.yemeği
1.
leriviz
yonbircabit
m›ki1.
--Bir
mifl
Mil
let
ler-so
G›
daka.
vek›Ta
Ör
gü-tetü'nün
salt
ç›
s›).
6.
‹s
eden
Ba
€›m
s›z
bü
il
Ege’de
vas
k›
s›
Fa
al,
ak
tif.
13.
Ka
l›n
ku
mafl
20
14
faKa
ra l›n
- ‹mal.
4. -Afli
na
Ugan
da - sim
Açar
Pe.
5.ça
Nilke- Yerel11
- ‹DO - Adela.Güreflte bir oyun - Küçük yay›k - Büyük sözlük - Asya’da bir baflkent.
E bir
R fle
Ryinİ terNsiniT söy
Eleye
K rek
İ ya
Np›lan
D alay
O R- Bir O
k›
al, ak›
aktif.
13.
kuçe
mafl
Bir
sa-y›dik
- Pla
ge-siyer.
- Kal
ma
s› bi
rimi
- Bah
lerde
çiçek
metiyenin
ayr›l
m›fl
2. Lan
ta- adresimize
si.
7. “… Sesigüzelçekilişe
“(Halk müzikatılabilirsiniz.
€i sanatç›s›) - ‹nand›k, öyAdresimiz:
ledir anlam›nda Pusula Gazetesi,
mi€i. 14. OChörenmattweg
yer - EdebiZyatta
Bulmaca
çözümlerini
yollayarak
2, 8965
Berikon
17
As›s›- -FaIfl›k
6.
Ma
be
yin
Ano
nim
Ta
ra.
7.
Fa
nAta
Zat.
8.
Alil
La
Oma
ca.
9.
A ve
S bah
M çe
Alerde TekilOmek
K için
A ayr›lSm›fl
K top
A- L
mi
14.geOsiyer
- zey
Edebi
birl›,fle
yinflek
terli,sini
söygü
lerül
yerek
p›lan
alayya-€›fl
Birl›
n›n€i.sim
- Ku
- yat
Rüztagar
flim
gök
tülü,yasa
€anak
sözcük - Giysilerin buruflukluklar›n› gideren alet - Küçük ma€ara. 8. Bir
ilimiz. 15. Samsun ilçesi -T Ba€
Barem - NATO - Ok. 10. Basite - ‹flaret. 11. Lorta - Aruz. 12. Üre - Yen
T
İ kan›t
T lamak
R Eiçin
N yan›na
M yaEp›lan
L ifla
İ ret.
K
ili
15.
sun3.ilçe
- ye
Ba€
ve düfl
bahkün
çeler
detir
ekil
m›fl
hamiz.
va ola
y› -Sam
Tuzak.
Birsifle
olan
lük,
yamek
kilik -için
Biray
dür›lflün
cetop
anarazi ölçüsü - Kuflaktan kufla€a ve hücreden hücreye geçen kal›t›msal
rak parças› - Bir fleyin Kdo€AruluF€unu
15
12
- Alamana. 13 Ma - UEFA - Kak - Nem. 14. Eniflte - Tk - Ru. 15. Ra A
Y
A
U
L
A
H
S
O
N
rak
s› -da
Birbir
flekaç
yin cüm
do€ru
nu ka
n›tflilal›rmak
için mi
yato
n›na
iflade
ret.
18
latanpar
birçaya
lelu
lik€usöz
- Ye
mak'›n
lojikyap›
delan
virler
ki
ö€e - Döfleme, taban. 9. Pullu bir bal›k - Kesim hayvanlar›na vurulan
16. Arjantin plakası - ‹sim - Gözde ak basma, perde - Dalgal› par›lt›l› ku- M
Süzeni - Pas - Ofis. 16. Fiks - Teneke Trampet. 17. Tas - Üzüm - Vat A ak›
D n›E - M
K Aba€
MlanEt›s›n› sa€
O la
T- E
16.
jan
plakası
- ‹sim
-ara
Gözc›de
ak bas
ma,
de - Dal
gaka
l› niz
par›l
l›- De
kuad› -ArKa
fi tin
gelme
yen.Ahu
4.
Ta-fl›t
n› Ak
dur
dur
maya-per
ya
me
mat›19.
mafl. 17. Öbür dünya -KBal›k
BayEburt Erİzurum
Ses.
18.
- Ama
‹tara-yan
Koy
- Adile.
Aterina13
- Mim - Eruh.damga - Bayramlarda kurulan süslü kemer. 10. ‹çinde birçok ifl yeri bu16
A-T
A bal ko
AnuK
A ça€
S r›Es› S
mafl.
17.
Öbür
dünvers
ya -leHaziran
Ba
- fle
Bay
burt
s›n›-sa€
lamir yol
lar›n
da tra
rinl›kalak›
t›na-n›dö
nen
r›krum
lar› ba€
- Birlanilit›miz
Gele
lunan büyük yap› - Türk müzi€inde bir makam. 11. Hayvanlara yem olayan geçit - Bir meyve. 18. LKötü
‹çine
lan tekRne -A Namaz
20.
Kainat
- tafl
EtEr-k›zu
‹l.
19
T d›r
A ma,
N bozma.
N A19.LSermaKye A
Mçükİ bit
Lki - De
M- E
yan
Birma
mey
ve.ma,
18. say
Kötü
‹çiter
ne me
bal -ko“..nuEz
lan
ne - Na
r›s›cek.ge
5.çit
S›z-lan
- YUKARIDAN
Uy
g› -gös
gütek
“ (Halk
mümaz
zi€i ça€
sanat
rak verilen bir bitki - Yapma, etme - Bir soru tak›s›. 12. Portekiz halk flar- Verilmifl bir yarg›y› kal
- Kü
AfiA⁄IYA:
14
S
I
34 BULMACA
9
O
Sürat
20
8
Yasaklama
A H
19
7
A
Çardak
18
6
Beyaz
Su
17
34 BULMACA
Çoban
çalgısı
Bir Türk
müziği
makamı
Karadeniz
teknesi
Binek
hayvanı
G
Ü
S
K
Ü
D
Z
U
T
N
A
V
İ
E
P
I
R
T
I
K
R
A
G
İ
R
E
V
R
A
M
A
L
Y
O
İ
G
G
E
I
V
R
O
Z
B
İ
F
R
N
İ
A
S
L
E
D
I
D
A
İ
B
İ
N
L
L
Y
A
L
K
Ğ
D
M
U
R
A
E
A
T
İ
I
R
A
T
K
E
N
O
B
İ
P
M
M
T
İ
N
S
T
E
T
R
M
E
S
A
A
S
İ
S
U
N
L
M
B
Z
K
I
U
I
N
A
E
N
ÇÖZÜMLER
O
Ticari mal
Kalıtım
Üst resimdeki
aktris
Bir yumurta
pişirilişi
Ayak direme
Eski on para
İşaret
Bir sinir
hastalığı
A
R
İsim
Büyük ev
Ton balığı
Norveç’in
başkenti
Ad. ün
ZERRİN TEKİNDOR
T
R
E
T
T
A
Ç
İ
Yeterli
S
A
Rutenyumun
simgesi
Demiryolu
katarı
Z
E
K
Antalya’da
bir ilçe
Görerek
Sırlı cam
Radyumun
simgesi
Taşıt dizisi
A
Çardak
Gece
bekçisi
T
Atın ayağına
çakılan demir
Olgun
Yasaklama
Issız, köşe
bucak
Bisiklet
oturmalığı
Sürat
İnsan
topluluğu
16
Çoban
çalgısı
K
Sorun
Su
Yolcu evi
15
İlkel silah
H
Bitim
Bebek
yiyeceği
Yerine koyma
Temiz,
namuslu
Yarı yanmış
odun
Eşkıya,
haydut
Yerli
Romanya
halkı
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹
Dar, kalınca
tahta
Merdiven
Hükümdar
Bağışlanma
dileme
Avuç içi
Basamak Tam olmamış
meyve
Seher vakti
Latife
M
Saç
tutturacağı
14
Dar karşıtı
Beyaz
Köpeğin
boynuna
takılır
6
1
20
7
1
8
2
9
6-12 ARALIK 2012 ZA
3 MAN11
10
10
4
11
5
12
6
20
13
7
EL‹F fiAFA
14
A
N
8
15
E
D
9
16
10
N
K
17
11
E
A
18
12
D
R
19
13
N
K
EL‹F
20 fiAF
SÖZCÜK AVI
F
5
KARE BULMACA
KARE BULMACA
E
2
3
10
6-12 ARALIK 2012 ZAMAN11
4
34 BULMACA
ÇÖZÜMLER
1
34 BULMACA
KARE BULMACA
1
A
O
O R
16
5
8
N D
Ton balığı
15
4
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹
Norveç’in
başkenti
14
3
KARE BULMACA
A
13
2
rgütü'nün k›saltm›fl yer. 2. Lantaü, sa€anak ya€›fll›
- Bir düflünce anlojik devirlerdeki
mekanizma - DeBir ilimiz - Gelealk müzi€i sanatr yer - Sivas ilçeyledir anlam›nda
ük ma€ara. 8. Bir
geçen kal›t›msal
anlar›na vurulan
birçok ifl yeri buvanlara yem olaPortekiz halk flarmgesi - Kalça keyap›lan alay - Bir
için ayr›lm›fl topna yap›lan iflaret.
algal› par›lt›l› kua€lant›s›n› sa€lae - Namaz ça€r›s›
Küçük bitki - Deen k›y› fleridi. 20.
a bir baflkent.
İsim
12
1
- ‹ri taneli bezel- Türk müzi€inde
kalabal›k, gürülahtar - Peru plaOtobüsleri (K›sa)
ile selaml›k araudamaya yarayan
Bir nota - ‹ri kearlar›n› düzenlehı. 10. Günefl sa- Divan edebiyat›
de - Giysi kolu ›k. 13. Su - Avruaki su buhar›. 14.
n birinin kocas› mgesi - Kasna€a
- Demir üzeriner Grass'›n filme
er konulan metal
ullük ifl yapan bir
eflim. 18. Beyaz t “ (Rahmetli sande bir harf - Si- Vilayet.
Ad. ün
11
Bir çevre
vakfı
17
A
18
V
A
L
19
SÖZCÜ
N
Bir Türk
müziği
makamı