yanlış algılanan fikir hareketi : feminizm

Transkript

yanlış algılanan fikir hareketi : feminizm
YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM
Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin
anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları, kulaktan dolma
bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da
feministlik kimi zaman bir hakaret olarak algılanmıştır. Öyleyse feminizm nedir? TDK
sözlüğünde feminizm kelimesinin anlamı şöyle verilmiştir: “Toplumda kadının haklarını
çoğaltma, erkeğinkiler düzeyine çıkarma, eşitlik sağlama amacını güden düşünce akımı, kadın
hareketi.”1
Türkiye’de
feminizmden
söz
edilirken
genellikle
“erkek
düşmanlığı”
ifadesi
kullanılmaktadır. Bu yargı toplumda feminizmin anlaşılamamasına ve bundan sonraki süreçte de
yanlış aktarılmasına neden olmuştur. Toplumda feminizmin anlaşılmamasının tek bir sebebi
1
http://www.tdk.gov.tr Erişim tarihi: 15.05.2016
vardır: Erkek egemen toplum zihniyeti. Ataerkil sistem tarihsel süreç içerisinde oluşmuş, çeşitli
iktidar biçimleriyle beslenerek bugüne kadar kendisini yenilemiş güçlendirilmiştir. İnsanlığın
geçmişten günümüze gelinceye kadar var olmuş tarihi de cinsiyet üzerine kurulmuştur. Tüm
dünyada ve ülkemizde egemen olan eril zihniyetin kadının tarihini görmezden gelmesi, kadın
araştırmalarının
da
geç
bir
tarihte
başlamış
olmasına
sebep
olmuştur.
Ataerkil toplum düzeninin, arkeolojik verilere göre neolitik toplumda kültürel döneme,
uygarlığa ilk geçişin gerçekleştiği Eski Mezopotamya’da kent devletlerinin ortaya çıkışıyla
birlikte görülen bir olgu olduğu belirlenmiştir. Ancak aralarında feminist araştırmacıların da
bulunduğu bazı tarihçiler, yörede erkek egemenliğinin kent devletlerinin ortaya çıkışından önceye
dayandığını öne sürmüşlerdir.2
En temel toplumsal ilişki olan kadın-erkek ilişkisi tüm toplumsal, siyasal, kültürel
ilişkilere kendi rengini vermiştir. Bu ilişki biçimlerinin en temel özelliği iktidar ve siyasete
2
Berktay, 2014: 80
dayanmış olmasıdır. Toplumsal yaşamda hakim olan ilişki kültürü egemenlik kültürüyle içiiçe
geçmiştir.3
Birey olarak insanın, tarihteki yeri belirlenirken hangi insan sorusu da ister istemez
gündeme gelmiştir. İnsanın somut kimliği sorgulanmaya başladı ve Aydınlanma’nın soyut ve
evrensel insan anlayışı, beyaz burjuva erkek Avrupalı kimliğini gizlemesi nedeniyle eleştirilerin
odak noktası oldu. “Kadın Tarihi” terimi deyiminin kendisi bile başlı başına, büyük harfle
tarihin evrensellik iddiasını sorgulayan bir nitelik taşır.4
Tarihin coğrafya, ekonomi, demografi, antropoloji, siyaset bilimi ve psikoloji gibi bilim
dallarıyla düzenli ilişkide bulunması gerektiğini savunup, onu tüm uzmanlık tarihlerinin toplamı
olarak gören daha bütüncül tarih anlayışları bile kadın söz konusu olduğunda yetersiz
kalmışlardır. Çünkü sayılan bilim dallarında da özne yine erkektir. Kadınlar bu nedenle tüm bilim
dallarının gözden geçirilip baştan yazılması gerektiği düşüncesini savunurlar. 5Kadının erkeğe
boyun eğişinin aşırı boyutlar kazanması, aşkı kurutmuş, evliliği köreltmiş ve cinsleri kendi
gözlerinde erişmeleri gereken düzeye ulaşmaktan alıkoymuştu. Bu düşünce, kadınların
kurtuluşunun ancak kendilerince sağlanabileceği sonucuna götürdü. Bu daha sonra gelişen ve
bugüne değin canlılığını koruyan feminist hareketlerin habercisi olan çok önemli bir düşünceydi.6
17. yüzyılda eşit haklar talebiyle ortaya çıkan feminizm Fransız Devrimi’nin ardından
sesini etkili bir şekilde duyurmaya başladı. 1. Dalga Feminizm Hareketi içerisindeki kadınların
hareket noktası eşitlik olmuştu. Eşitlik mücadelesi yasaların değişimiyle etkili olmaya başladı ve
kadınlar birçok ülkede oy hakkı elde ettiler. 2. Dalga Feminist Hareket ise 1. ve 2. Dünya
http://www.feministatolye.org Erişim tarihi: 19.05.2016
Berktay, 2015:18
5
Çakır, 1996 :13
6
Mıchel, 1993:79
3
4
Savaşları sonrası ortaya çıkarak, cinsiyet ayrımcılığını temel almıştır. Kadınlar, hayatın her
alanında cinsiyet ayrımcılığını irdelemeye yönelik politikalar geliştirmişlerdir. Feminist Dalga
Hareketleri, feminizmin türlerinin de ortaya çıkmasını sağlamıştır. Sosyalist feminizm, radikal
feminizm, Marksist feminizm, ekofeminizm, liberal feminizm, lezbiyen feminizm gibi birçok
dallara ayrılmıştır.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de feminizm hakkında ön yargılar belli kesimlerce
maalesef devam etmektedir. Ancak kadın araştırmaları ve toplumsal cinsiyet konularına verilen
önemin artması, feminizmin de daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır. Feminizm, son yıllarda
ülkemizde şu düşünceler için mücadele eder: “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum”, çalışmak
isteyen kadına “evdeki işler yetmiyor mu”, “dekolte giyen kadın tecavüzü hak ediyordur”, “
hamile kadının sokakta ne işi var” gibi ithamlardır. Unutulmamalıdır ki cinsiyetlerin eşitliğine
inanan herkes feministtir. Feminizm gereklidir çünkü kadın kendi ile ilgili kararları sadece
kendisi vermelidir. Modern feminist akımın en önemli isimlerinden Simone de Beauvoir’nın
söylediği gibi: “Kadınların ifade edeceği bir dünya olması için, onlar, öncelikle bu dünyada yer
almalıdır; baskıcı ya da baskı altında, yılgın ya da isyankar, insanlar arasında bir insan olarak.”
KAYNAKÇA
Berktay, F. (2014). Tek Tanrılı Dinler Karşısında Kadın, İstanbul: Metis Yayınları
Berktay, F. (2015). Tarihin cinsiyeti, İstanbul: Metis Yayınları
Çakır, S. (1996). Osmanlı kadın hareketi, İstanbul: Metis Yayınları
Mıchıel, A. (1993). Feminizm, İstanbul: İletişim Yayınları
http://www.tdk.gov.tr Erişim tarihi: 15.05.2016
http://www.feministatolye.org Erişim tarihi: 19.05.2016

Benzer belgeler

CİNSEL KİMLİKLER Nefertiti`den Emily Dickinson`a Sanat ve Çöküş

CİNSEL KİMLİKLER Nefertiti`den Emily Dickinson`a Sanat ve Çöküş geldiği Hekate’nin tekinsiz kavşağıdır. Erotizm, hayaletlerin kol gezdiği bir âlemdir. Soluk yüzlerin ötesindeki, hem lânetli hem tılsımlı bir yerdir. Bu kitap, kültürün en iyi dileklerimize aykırı...

Detaylı

Bu PDF dosyasını indir

Bu PDF dosyasını indir ülkeleri söz konusu olduğunda, kadının toplumda geri kalmış olmasını başta eğitim hakkı olmak üzere “haklar”dan mahrum bırakılmalarına bağlamışlardır. Lord Cromer örneğinde olduğu gibi kadınların e...

Detaylı