as PDF - İstoç Ticaret Merkezi

Transkript

as PDF - İstoç Ticaret Merkezi
İSTOÇHayat
İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SAYI:31
TÜRKİYE AB’NİN BİR
PARÇASIDIR
DOĞANIN GİZEMİ
DALYAN, DEMRE,
SAKLIKENT…
DEVLER KAPIŞTI,
SPORTMENLİK KAZANDI
YAZ GELDİ
BAHÇELER ŞENLENDİ
İSTOÇ 2011 YILI OLAĞAN
GENEL KURULU YAPILDI
YENİ YÜZÜ VE İÇERİĞİYLE
İSTOC.COM.TR
BAŞYAZI
Değerli
İSTOÇ Ailesi,
B
u genel kurulda alınan önemli
kararlar neticesinde bize verdiğiniz
yetkilerle, kooperatifimizin birçok
kamu kurumundaki çözüm bekleyen konuları
sonuçlandırılarak, ferdileşme konusundaki
çalışmalarımızın önü açılacak ve ferdileşmeyi
tamamlamamıza imkan sağlanacaktır.
Bizlere vermiş olduğunuz yetkiler ile eskiden
olduğu gibi bugün de İSTOÇ menfaatlerini en
üstte tutarak hareket edeceğimizden, İSTOÇ için
en kârlı ve hayırlı olanı yapacağımızdan şüpheniz
olmasın.
Bizler sizlerin de desteği ile İSTOÇ’u daha da
iyi noktalara taşıyacağımızı biliyor ve bu azimle
çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Toplantımıza katılarak kooperatifimizin
meselelerine göstermiş olduğunuz ilgiye, bizlere
gösterdiğiniz destek ve güvene, alınan önemli
kararlardaki hassasiyetinize, Yönetim Kurulu
adına teşekkür ederim.
Nahit Kemalbay
İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli arkadaşlarım, bu vesileyle yaklaşan
ramazan ayının ve neticesinde mübarek Ramazan
Bayramı’nın sizler ve tüm İslam alemi için hayırlı
olmasını diler, sağlık, bereket ve mutluluk
getirmesi dileği ile saygı ve sevgilerimi sunarım.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
1
İÇİNDEKİLER
4
14
16
18
22
26
30
32
Haberler
Ekonomi Söyleşisi
Prof. Dr. Emre Alkin ile Türkiye ekonomisi üzerine konuştuk
Gayrimenkul
Fevzi Kostak’ın kaleminden gayrimenkul sektörü
Sektör İncelemesi
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER)
Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ile bahçe mobilyaları
sektörünü konuştuk.
Üyelerimizi Tanıyal›m
Gezi
Doğanın gizemi Dalyan, Demre, Saklıkent…
Hobi
Suda yaratılan mucize
Ünlü Söyleşisi
Hüseyin Turan: “Türkü dışında elimizde samimi bir şey kalmadı”
34
Lüks
36
Teknoloji
38
42
44
Spor
Devler kapıştı, sportmenlik kazandı
Kültür Sanat
Sağlık
Kulak, Burun, Boğaz, Baş, Boyun Cerrahisi Uzmanı
Doç. Dr. İsmail Koçak: “Alerji, savunma mekanizmasıdır”
47
Fuar Takvimi
48
Bulmaca
2 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
18
30
İÇİNDEKİLER
İSTOÇHAYAT
İSTOÇ TİCARET MERKEZİ YAYIN ORGANI
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 SAYI:31
İmtiyaz Sahibi
İSTOÇ Ticaret Merkezi Adına
Nahit Kemalbay
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Cumhur Savaşkan
14
32
Yayın Kurulu
Mehmet Duyulmuş
Salih Türkay
M. Mustafa Gönül
Mehmet Özcan
Necati Yaşar
34
Adres
İSTOÇ Ticaret Merkezi 34217
Bağcılar / İstanbul
Tel: (0212) 659 45 00
www.istoc.com.tr
[email protected]
Reklam için
0212 659 45 00 (4 Hat)
İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan
bedelsiz süreli yayın organıdır.
Yayına Hazırlık
Genel Yönetmen
Gürhan Demirbaş
Görsel Yönetmen
Yavuz Karakaş
Editör
Selda Yeşiltaş
Grafik&Tasarım
Tijen Kızıler
Düzeltmen Editör
Ersel Ergüz
Fotoğraf Editörü
Murat Güney
Fotoğraflar
Damla Salor, Nihat Malçuk
26
İletişim
Yazı işleri: (0216) 681 18 73
Pazarlama: (0216) 681 18 78
[email protected]
Baskı
Dünya Yayıncılık AŞ
Globus Dünya Basınevi
100.Yıl Mahallesi 34440 Bağcılar /İstanbul
Tel: 0212 629 08 08
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
3
KISA HABERLER
İSTOÇ 2011 Yılı
Olağan Genel Kurulu yapıldı
İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 9 Haziran Cumartesi günü geniş bir
katılımla Holiday Inn Hotel Mahmutbey’de yapıldı.
İSTOÇ 2011 Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 9 Haziran Cumartesi günü Holiday Inn
Hotel Mahmutbey’de yapıldı. İSTOÇ üyelerinin
yoğun katılımda bulunduğu toplantıda İSTOÇ
Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı ve di-
4 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
ğer yönetim kurulu üyeleri birer konuşma yaptı.
Zaman zaman tansiyonun yükseldiği toplantıda ortak yollar bulunarak kararlar oylandı. İSTOÇ üyelerinin büyük çoğunluğunun desteğini alan maddelerin oylanmasının ardından
Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı’nın
yaptığı konuşma sonrası dilek ve temenni faslıyla toplantı sona erdi. İSTOÇ 2011 Yılı Olağan
Genel Kurulu’nda alınan kararlar şöyle:
2011 Yılı Yönetim Kurulu Çalışma raporu,
Denetim Kurulu raporu, Bilanço, Gelir – Gider
hesapları görüşülerek müzakere edilmiş, Yö-
KISA HABERLER
İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı
Nahit Kemalbay
netim Kurulu çalışma raporu, Denetim Kurulu raporu, Bilanço, Gelir – Gider hesapları oy
çokluğu ile kabul edilerek Yönetim Kurulu iki
ret oyuna karşılık, Denetim Kurulu bir ret oyuna
karşılık oy çokluğu ile ibra edilmişlerdir.
2012 yılı çalışma programı ve tahmini bütçe okunarak müzakere edildi, ortakların genel
giderlere katılım paylarının ( Aidat ) artırılmadan
eski rakamlarla ödenmesine oy çokluğu ile
karar verildi, gecikmeli katılım giderleri (Aidat)
, Emlak vergisi ve tüm ortak ödemelerde uygulanacak vade farkının eskisi gibi aylık yüzde 2
olarak uygulanmasına, ayrıca ödemelerinde ortalama vade alınarak tahsilat yapılmasına da oy
çokluğuyla karar verildi.
2012 yılı tahmini bütçesi tüm kalemleri ile
birlikte 86.065.000 Türk Lirası olarak oy birliği
ile kabul edildi. Yönetim kuruluna bütçede fa-
Bağcılar Belediye Başkanı
Lokman Çağrıcı
sıllar arası aktarma yapma yetkisi oy birliği ile
kabul edildi.
Ortakların iş yeri tapularının şerhsiz olarak
verilebilmesi için tezyid-i bedel konusu ile ilgili
olarak TOKİ ile uzlaşma şartlarının görüşülmesi
ve karara bağlanması müzakere edildi. TOKİ
ile kooperatifin karşılıklı devam eden tezyid-i
bedel davalarının sulhen sonuçlandırılarak tapular üzerindeki TOKİ şerhlerinin kaldırılarak
ferdileşmeye geçilme aşamasına gelindiğinde
tapuların şerhsiz olarak verilmesinin temini için
bu hususta sulh şartlarını görüşerek yürüterek
sonuçlandırmaya, kooperatifin maliki olduğu
İstanbul ili Bağcılar ilçesi 2142 Ada 2 parsel
üzerindeki TOKİ lehine 15 milyon Türk Lirasına
kadar teminat ipoteği vermeye ve İSTOÇ’a rücu
ettirilen davaların toplam bedelinin yüzde 50’si
(3.000.000 TL’ye kadar) TOKİ’ye ödenecektir.
Henüz vatandaş ile (arsa sahibi) TOKİ arasında devam eden davalarda TOKİ’nin davayı
kaybetmesi halinde ödenecek bedelin yüzde
50’sinin ödeneceği 1 milyon Türk Lirası limitli
banka hesabının açılması, tapudaki tüm işlemleri takip ve sonuçlandırmaya bu konudaki tüm
sözleşmeleri imzalamaya, yapılacak işlem ve
taahhütleri takip ve neticelendirmeye, gerekli
vekâletnameleri düzenlemeye, resmi kurum ve
kuruluşlar ile belediye, tapu sicil müdürlüklerinde tüm iş ve işlemleri yapmaya takibe ve neticelendirmeye yönetim kurulunun tam yetkili
kılınmasına üç ret oyuna karşılık oy çokluğu ile
karar verildi.
2134 Ada 1 parsel İSTOÇ Saray’ın kiralanması ve gerektiğinde tapuya kiralama şerhi verilmesi konuları müzakere edildi. Kooperatifin
maliki olduğu 2134 Ada 1 parselde kayıtlı İSNİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
5
KISA HABERLER
İSTOÇ Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
Öner Yüksel
TOÇ Saray (AVM – OTEL) kiralama ve işletme
anlaşmalarının yapılmasına, bu antlaşmaların
tapuya şerh konulması hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesine, bu yetki doğrultusun-
6 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
İSTOÇ Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
Mehmet Duyulmuş
da tapu sicil müdürlüklerinde tüm iş ve işlemleri yapmaya takibe ve neticelendirmeye yönetim
kurulunun tam yetkili kılınmasına 10 ret oyuna
karşılık oy çokluğu ile karar verildi.
TEİAŞ’ın ticaret merkezinde bulunan 15-17
numaralı direkler arası yüksek gerilim hatlarının yer altına alınması ve site üzerindeki yüksek gerilim hatlarının kaldırılması hususunda
KISA HABERLER
İSTOÇ
Genel Müdürü
Necati Yaşar
İSTOÇ
Yönetim Kurulu Üyesi
Mustafa Uzun
çalışma yapılması, bu hususta yapılacak tüm
sözleşme şartlarının görüşülerek imza altına
alınmasına ve işin yaptırılmasına, tüm iş ve
işlemleri yapmaya, takibe ve neticelendirilmesi hususunda yönetim kuruluna oy birliği ile
yetki verilmiştir. Kooperatif ticaret merkezine
bağlantısı yapılan metro hattı için İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, yüksek
gerilim hatlarının yer altına alınması işlemleri
için TEİAŞ’a veya gerektiğinde diğer kamu
kurum ve kuruluşlarına, taahhüt ve / veya teminat verilmesi hususlarında yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verilmiştir.
Tapu verilmesi (Kooperatifin ve ortakların
ferdileştirilmesi) konusunda yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildi. Mülkiyeti kooperatife ait olan 2134 Ada 1 parseldeki (Metro
istasyon alanı) ,2143 Ada 1 parsel (planda
yeşil alan) plan doğrultusunda kullanmak
şartı ile gereğinde bu parsellerin bedelsiz
terk veya kullanım hakkının kamu kurumlarına (Belediye, TEK, Karayolları, İSKİ vb.) devredebilme yetkisi yönetim kuruluna oy birliği
ile verilmiştir.
Kooperatife yeni kayıt olacak ortakların
Denetim Kurulu
Üyesi
Yaşar Gönenç
ödemelerinde alınacak rakamın metrekare
bazında asgari 1.250.00 TL’den az olmaması
ve en fazla 48 ay vade yapılması oy birliği ile
kabul edildi.
Dilekler bölümünde Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı söz aldı, yönetim kuruluna bölgeye yapmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür etti, başarılarının devamını diledi.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
7
KISA HABERLER
Yeni yüzü ve içeriğiyle istoc.com.tr
Her geçen gün bir yenisi eklenen yeni plazalarla büyüyen ve canlanan İSTOÇ, 3 bine
yakın firma sayısıyla farklı ürün grupları ve
sektör yelpazesiyle ilgiyle izlenen bir ticaret merkezi. Ulusal ve uluslararası ticaretin
nabzının attığı dünyanın en büyük ticaret
merkezi İSTOÇ’un istoc.com.tr adresindeki resmi internet sitesi yenilenerek hizmete
girdi.
Site interaktif yapısıyla İSTOÇ’taki firmalara
yeni ufuklar açarak istoc.com.tr üzerinden
ikinci iş yerlerini açma imkânı sağlayacak.
8 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Eklenen birçok yeni özelliğiyle sadece İSTOÇ firmalarının üye olabildiği ve herkes tarafından takip
edilebilen bir ticaret ve iletişim platformu haline
dönüştürüldü. İSTOÇ pazar, seri ilanlar, haberler,
İSTOÇ TV, İSTOÇ rehber, İSTOÇ sohbet menüleriyle artık her türlü ihtiyaca cevap verebilen sitemiz,
İSTOÇ firmalarının ve yönetiminin katkılarıyla aktif
bir web sitesi konumunu aldı.
Site, üreticiyi ve tüketiciyi bir araya getirerek, zaman kaybını ortadan kaldırmaktadır. Üstelik hızlı
iletişim ve güvenli ticaret sağlamaktadır.
Siteye ilgi yoğun olup günlük giriş sayısı katlanarak
artmaktadır.
KISA HABERLER
istoc.com.tr özellikleri
İSTOÇ PAZAR
Tüketicilerin ilgiyle
takip edecekleri,
aradıkları ürünlere kısa
yoldan ulaşabilecekleri
ambalaj, aydınlatma,
balıkçılık malzemeleri,
banka, bilgisayar, bijuteri elektrikli ev aletleri,
elektronik, emlak, gıda,
hediyelik eşya, kargo
nakliye, kimya, kozmetik, kırtasiye, lokanta
büfe, matbaa malzemeleri, otomotiv, oyuncak,
plastik, promosyon,
sigorta, tekstil, temizlik, tıbbi malzeme, inşaat hırdavat, züccaciye ve
diğer sektör başlıkları altında toplanan İSTOÇ pazar, üyesi olan İSTOÇ firmalarına da oluşturacakları sanal vitrinler 30 adet ürünlerini
fotoğraflarıyla teşhir etme, ürünleri hakkında bilgi ve fiyat belirtme,
bu 30 adet üründe istedikleri zaman istedikleri değişiklikleri yapma,
web sitelerine yönlendirme, adres telefon numarası mail adresleri
gibi künye bilgilerini mevcut ve potansiyel müşterilerine duyurma gibi fırsatlar sunacaktır. Yani kısacası tüketici ve üretici İSTOÇ
pazar’da buluşacak.
İSTOÇ TV
Hazırlık aşaması devam eden İSTOÇ TV, İSTOÇ firmalarının tanıtım
videolarının izlenebileceği, ürünlerinin tanıtıldığı ve satıldığı, İSTOÇ
haberlerinin yer aldığı bir web TV olarak hizmet verecektir.
SERİ İLANLAR
İSTOÇ müşterilerinin ve İSTOÇ firmalarının gerek ürün, gerek eleman ve her türlü ihtiyaçlarının duyurulup toplanacağı, karşılıklı
iletişimi sağlayacak, zaman kaybını önleyecek bir havuz şeklinde
çalışacak olan seri ilanlar bölümü, ihtiyaçların bireysel ve kurumsal
kullanıcılar tarafından görülüp karşılanacağı elektronik ilan tahtası
şeklinde çalışacaktır.
İSTOÇ SOHBET
Sadece İSTOÇ firmalarının kendi firma isimleriyle dahil olabilecekleri
İSTOÇ sohbet, İSTOÇ içerisindeki iletişimi, sosyalleşmeyi ve ticareti
artıracağı gibi firmaların birbirleriyle iletişim halinde olmasını sağlayacak ve ticaret merkezinin dinamik bir yapıya kavuşmasına yardımcı
olacaktır.
FAYDALI LİNKLER
İSTOÇ firmaları ve site ziyaretçileri için sıkça ihtiyaç duyulan devlet daireleri, bankalar,
haber ve gazeteler, indirme
siteleri, eğlence ve oyun gibi
faydalı linkleri bulabileceğiniz,
günlük birçok ihtiyacımızı karşılayacak bir bölüm olarak hizmet verecektir.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
9
KISA HABERLER
İSTOÇ ikinci camisine kavuşuyor
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin ikinci camisi tamamlandı. Yetkililer, caminin resmi açılışının ramazan ayı içinde yapılacağını, şimdiden tüm
İSTOÇ camiasının ve vatandaşların teşriflerini beklediklerini belirtiyor.
Yol çalışması
devam
ediyor
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nin
kuzeyinden geçen ve ticaret merkezimize bağlantısı da yapılacak
olan otoban yol çalışması devam
ediyor. Bu yolun üzerindeki alt
geçit de bitmek üzere.
10 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
KISA HABERLER
Kapalı otoparkların düzenlenmesi ve üyelere tahsisi yapıldı
Oto Ticaret Merkezi Trafik Düzenleme Projesi
kapsamındaki çalışmalara devam ediliyor.
Blok giriş ve çıkışlarının düzenlenmesi ile başlayan uygulamada son olarak, kapalı otoparkların düzenlemesi de tamamlandı. Otoparklarda, yol ve araç park yerleri çizgileri, yol kasisleri
ve gerekli ikaz levhalarının yanı sıra, sitedeki
tüm galeri işyerlerine ait araç park yerleri işaretlenerek numara tabelalarının montesi de
tamamlandı. Bu kapsamda her iş yerinin park
alanı da belirlenmiş olup, site üye ve esnafının
fazla araçlarını, kendileri için belirlenmiş alanlara park etmeleri, hem diğer esnafın mağduriyetini önleyecek hem de site trafiğine olumlu
katkıda bulunacaktır. Yine Trafik Düzenleme
Projesi kapsamında, ana yolların bölünmesi
ile ilgili çalışmalara devam edilmektedir. Blok
dışı yollardaki parkların kaldırılması ile sitenin,
örnek bir galeri sitesi olması yönündeki çalışmalara devam edilecektir.
İSTOÇ ve
Kızılay’dan
örnek
kan bağışı
kampanyası
Kızılay’ın 8 Haziran Cuma günü
düzenlediği kan bağışı kampanyasına İSTOÇ üyeleri de kan
vererek desteklerini esirgemedi.
Toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden İSTOÇ üyeleri,
kan bağışına destek vererek örnek bir davranış sergiledi.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
11
KISA HABERLER
MEGAMAN, Frankfurt
Light + Building 2012 Fuarı’nda Parladı
Megaman, enerji tasarruflu yeni LED aydınlatma ürünlerini Frankfurt
Lİght + Bulding Fuarı’nda, yeni ürünleriyle dizayn edilmiş ve ödül
almış standında tanıttı. Markanın Türkiye Distiribütörü Duyulmuş AŞ en
büyük aydınlatma fuarında Türkiye’yi temsil etti.
Akyüz Plastik, 10 yılı aşkın bir süredir katıldığı Ambiente
Fuarı’nda 5.0 Hall, A99 numaralı stantta ürünlerini
sergilemektedir.
Okyanus Mutfak, Frankfurt
AMBIENTE Fuarı’nda
Okyanus Mutfak Eşyaları San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. 2002 senesinden
bu yana züccaciye sektöründe faaliyet göstermektedir. 2009 senesinde yapmış olduğu yatırımlarla lüks plastik mutfak eşyaları üretimine de
başlamıştır. Sektöründe dünyanın sayılı uluslararası fuarlarından birisi
olan AMBIENTE Frankfurt fuarında da iki seneden beri ülkemizi gururla
temsil etmektedir. Yönetim kadrosunda bulundurduğu genç, dinamik
yapısı sayesinde üretim kapasitesi ve kalitesiyle sektöründe ilk sıralara yerleşmiştir. Tüm uluslararası fuarları yakından takip eden Okyanus,
“freecook” markasıyla dünyada aranan bir marka haline gelmiştir.
Gondol Plastik firması, Ambiente Fuarı’nda yerini aldı.
DUYURU!
“İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALAR, KATILDIKLARI FUARLARDAN FOTOĞRAFLARI
İSTOÇ YÖNETİMİNE GÖNDERDİĞİ TAKTİRDE BU BÖLÜMDE YER ALACAKLAR.”
12 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
KISA HABERLER
İlpen Kalemcilik
İSTOÇ’ta
İlpen Kalemcilik İSTOÇ mağazasının açılışı 14
Nisan 2012 Cumartesi günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta yoğun bir
katılım olduğu görüldü. İlpen Kalemcilik ve Promosyon İSTOÇ mağazası, İSTOÇ 25. Ada No:
169/171’de hizmet veriyor.
Bozdağlar
Hırdavat
İSTOÇ’ta
Bozdağlar Hırdavat İSTOÇ mağazasının açılışı 7 Nisan 2012 Cumartesi günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta
yoğun bir katılım olduğu görüldü. Bozdağlar Hırdavat İSTOÇ mağazası, İSTOÇ 8. Ada
No: 70-72-74-76’da hizmet veriyor.
İSTOÇ yönetimi olarak tüm üyelerimiz ve İslam âleminin ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı
kutlar, hayırlara vesile olmasını
temenni ederiz.
Kuveyt Türk İSTOÇ Şubesi açıldı
Kuveyt Türk İSTOÇ şubesinin açılışı 11 Nisan 2012 Çarşamba günü gerçekleştirildi. İSTOÇ yönetiminin de katıldığı açılışta yoğun bir katılım olduğu görüldü. Kuveyt Türk İSTOÇ
şubesi, İSTOÇ 17. Ada No: 162/168’de hizmet veriyor.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
13
EKONOMİ SÖYLEŞİSİ EMRE ALKİN
“Türkiye AB’nin bir parçasıdır”
“Son on yıldır Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, kendisiyle yarışan diğer merkez bankalarına karşı enflasyonu üstten ve alttan en fazla ıskalayan merkez bankası.”
A
ltının durumu, Yunanistan’ın Euro’dan
çıkma ihtimali, Türkiye’nin AB üyeliği ve
Merkez Bankası politikaları gibi pek çok
konuda fikirlerini paylaşan Prof. Dr. Emre Alkin,
Türkiye’nin büyümesine ilişkin olumlu bir tablo
çiziyor. Türkiye’nin 2023 yılı ihracat hedefine
ulaşacağına inancını da hatırlatan Emre Alkin ile
14 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
ekonomi konusunu masaya yatırdık ve 2012 yıl
sonu tahminlerini İSTOÇ Hayat okurları ile paylaşmasını istedik.
ziyor: On kişi dans ediyor, dokuz iskemle var
Altının durumuna ilişkin neler söylersiniz?
Yatırımcı neye yatırım yapmalı?
Altın ciddi profesyonellik gerektiren bir yatırım aracı oldu. Altınla yatırım yapmak şuna ben-
dığında kimsenin umurunda olmaz. Dolayısıyla
müzik durdu, kim ayakta kaldı. Büyük ağabey
ayakta kalırsa işler değişir ama küçük ayakta kalyatırımcılara, özellikle amatör yatırımcılara söyleyeceğim şey çok dikkatli olsunlar çünkü altında
artık al-sat çok zor. ABD Merkez Bankası’nın
EKONOMİ SÖYLEŞİSİ EMRE ALKİN
parasal genişlemeye gideceği söylentisi altının
düşmesini engelliyor. Türkiye’de altını belirleyen
ons fiyatı değil, direkt olarak dolar/TL. Bu sebeple altın çok zor bir yatırım aracı.
Yunanistan’ın Euro’dan çıkması ne demek,
ne fayda sağlayacak, nasıl çıkacak? Bu durum başka ülkelere sirayet edecek mi?
Yunanistan’ın Euro’dan çıkması intihardır.
Bu intiharın boyutları var. Bu milletler ne yaptıklarını bilmiyor. Drahmiye döndükleri gün yüzde 1’e
yakın spekülatif atak yiyecekler. Bugün borçlanmadan büyümek imkânsızsa drahmiye döndüğünde ne ile borçlanacak? Bu kadar dağınık bir
ekonomi, hiçbir gelir yaratmazken bir de kendi
ulusal paranıza dönmüşsünüz. Drahmi, Yunan
halkının son fakirleştirilme operasyonudur. Bu
büyük ihtimalle Avrupa’da yeni bir savaşı gündeme getirir. Euro artık bir parasal birlik kaldıracı
değil, siyasal birlik kaldıracı. Ne kadar çok ülkeyi
Euro’ya alırlarsa Avrupa Birliği de o kadar birlik
olacak. Belki günün birinde Türkiye’de bu birliğe
girmiş olacak.
1945 yılından beri Avrupa’da uzun süredir
ilk defa savaş olmuyor. Bütün bunları göz önüne aldığınızda, Yunanlılar laubali, Almanlar kayıtsız, Fransızlar romantik burada en karlı olanın
İsviçre ve İngiltere olduğunu görüyoruz. Çünkü
bunların parası kendilerine münhasır... Bu para
birliğinden çıkış, politik birliğin dağılmasıdır.
Yunanlılar istese de buna Avrupa kolay kolay
müsaade etmez. Dünya tarihinde iktisadi krize
girdi diye başlarına diktatör getiren tek coğrafya
burasıdır. ABD’de 29 bunalımı oldu hiç diktatörlüğe gitmek düşünülmedi. Almanya’da Hitler,
İtalya’da Mussolini gibi birçok diktatörü başa
getirdiler. Diktatörlükle kurtulsaydı zaten her
yer kurtulurdu. Dolayısıyla ben Avrupa Birliği’ni
önemsiyorum. Avrupa Birliği laik uygarlığı temsil
etmektedir.
Siz Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak
bakanlardansınız…
Türkiye, AB’nin bir parçasıdır. Bana sorduğunuzda ben Türk tarzında Avrupalıyım derim.
Aile yaşantımla, geçmişime saygımla Avrupalıyım. Avrupalılık, benden farklı olanı hoş
görmek değil, benden farklı
olanı eşit kabul etmektir. Farklı olanla beraber
ortak akla ulaşmaktır önemli olan. Ortak akıl da
herkesin aynı görüşte olması değildir. Avrupa
bunu kaçırdı. Biz neden onlarla aynı fikirde olalım ki onlar bizim de fikrimizi alsınlar beraber bir
fikir çıkaralım ortaya. AB’nin kuruluşu adaletlidir
fakat bugün uygulayanlar adaletsiz uyguluyor.
Merkez Bankası Başkanı 2012 yıl sonunda TL’ye yatırım yapmış olanlar kazançlı
çıkacak dedi. (2011 yıl sonu kuru 1,8980)
sözünü tutabilmesi için yıl sonu kurunun
2011 yılı kurunun altında kalması gerekir.
MB bunun için hangi enstrümanları kullanabilir? Merkez Bankası’nın alacağı önlemler
piyasaları nasıl etkiler?
2012 yılı kuru, 2011 yılı kurunun altında kalır. Merkez Bankası ve diğer merkez bankaları
anladılar ki döviz kurları üzerinde güçleri yok.
O yüzden artık politikalarını günlük belirlemeye
başladılar. Para miktarını sıkıştırıp gevşeterek gidiyorlar artık. Bence buraya kadar bizim kendi
merkez bankamız müthiş idare etti. Çok eleştiri
aldı ki ben de eleştirenlerdenim. Bugün Merkez
Bankası geçmişe göre paradigmalarını değiştirdi. Eskiden ihracatçıya “Kurdan medet umma”
diyordu. Şimdi de enflasyonu düşürmek için biz
“Kurdan medet umma” diyoruz. Kura kimse müdahale edemiyor ve kurla ilgili ne olacağını kimse bilmiyor. Böyle olunca eskiden kendi verdiği
öğüdü şimdi kendisinin tutması gerektiği de ortaya çıkıyor. Kuru düşüremiyor dolayısıyla enflasyon için kuru bahane etmemesi gerekiyor. Kura
rağmen enflasyonu düşürmesi lazım. O yüzden
Merkez Bankası’nın kanununda başta yazan fiyat istikrarı görevi aslında çok abartılı bir görev.
Çünkü Merkez Bankası tek başına fiyat istikrarı
sağlayacak güçte bir kurum değil. Merkez Bankası ve merkez bankaları parasal otorite olarak
güçlerini fazla önemsediler. Çok önemliler ama
düşündükleri kadar değil. Kaydi para ile nakdi
para arasındaki fark 15 katına çıkmış. Finans
kuruluşları tarafından yaratılan para, Türkiye’de
basılmış paranın 10-15 katı olmuş. Siz bunun
üzerinde güç kullanarak döviz kurunu
düşürmeye çalışıyorsunuz. Bu
ne kadar zor bir görev. O zaman senin birinci
görevini yerine getirme ihtimalin çok zayıf. Son
on yıldır Türk Merkez Bankası, kendisiyle yarışan diğer merkez bankalarına karşı enflasyonu
üstten ve alttan en fazla ıskalayan merkez bankası. Hal böyleyken madem göreviniz fiyat istikrarı, o zaman bu görevi yerine getirin. Dolayısıyla
Merkez Bankası’nın da kendi işine aşırı anlamlar
yüklememesi lazım.
2012 yıl sonu tahminlerinizi öğrenebilir
miyiz?
Büyüme hızı yüzde 2,5’ten aşağı olursa çok
şaşırırım. Fakat yüzde 4,1’den daha yüksek bir
büyüme hızı da bana sürpriz gelir. Enflasyon
oranının yüzde 8’den yukarı, yüzde 6,5’ten de
aşağı olacağını düşünmüyorum. Kredi büyümesinin de yüzde 10 ile 15 arası tamamlanacağını
düşünüyorum. Bu da zaten iç talebi belli ölçüde
canlı tutacaktır. Otomotiv sektörünün satışı son
çeyrekte toparlanabilir fakat şu an itibarıyla iyi
gitmiyor. İnşaat sektörü ayakta duruyor. Finansal faaliyetlerin de mecburiyetten dolayı devam
edeceğini düşünüyorum. Fakat yurt dışı finansmanla alakalı şu an yalnız Türkiye değil,
dünyanın da büyük sıkıntısı var. İhracat ilk
altı ay biraz kan kaybetti fakat sonra toparlanacağını tahmin ediyorum. 2023
yılında büyük bir hedefimiz var. Ben bu
hedefe ulaşılacağına inanıyorum.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
15
GAYRİMENKUL
Gayrimenkul sektörü,
Türkiye’nin büyümesine ve
istihdama pozitif katkı sağlıyor
“Ülkemizde gayrimenkul sektörü artan nüfus, bireylerin alım gücünün yükselmesi, devlet ve
bankaların sağladığı destek gibi etkenlere bağlı olarak hızla gelişiyor. Gayrimenkul sektörünün gelişimi, bir ülkenin gelişmekte olduğunun göstergesidir.”
T
ürkiye ekonomisinde giderek artan bir
paya sahip olan gayrimenkul sektörü,
birçok sektörle etkileşim halinde gelişmesini sürdürüyor. Bireylerden şirketlere tüm
toplumu etkileyen gayrimenkul sektörüne ilişkin bütün ayrıntıları Etika Danışmanlık ve Eğitim
Yönetim Danışmanı Fevzi Kostak, İSTOÇ Hayat
için anlattı.
Türkiye’de büyümenin en önemli destekçisi
olan ve 200’ün üzerinde alt sektörü destekle-
16 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
yen gayrimenkul sektörü, uzun süre denetimsiz
ve yetkinliği olmayan kişilerin kontrolü altında
kaldı. Kalitesiz inşaatlar, bilinçsiz emlakçılar, inşaat malzemelerinin kalitesizliği, yasaların takip
edilmemesi, kontrolsüz ve bilinçsiz büyüme,
riskli yerleşim alanlarına yapılan binalar, estetikten yoksun görüntüler, küçülen, dağınıklaşan
tarım arazileri ve daha birçok etken Türkiye’de
gayrimenkul sektörünü geri bıraktı. 1950 sonrası hızla gelişen büyük şehirler (özellikle Istanbul
ve Ankara) plansız yapılaşma sonucu çirkin beton yığınlarına dönüştü.
Yürünemeyen kaldırımlar, altyapısı bitmeyen yerleşim alanları, bitmek tükenmek bilmeyen asfalt çalışmaları, taşan kanallar, deprem
riski altındaki binlerce yapı, şehirlerde adeta rahat nefes alamayan insanlar yine plansızlıktan
dolayı yetersiz okul, hastane, park ve bahçeler,
oyun ve piknik alanları, yürüme ve bisiklet parkurları vb. birçok aktivite ve yaşam gerekliliklerinden yoksun bırakıldı.
“İlk kentsel dönüşüm hazırlıkları
deprem riski yüksek bölgelerde
gerçekleşseydi, bugüne kadar kent
merkezleri ve binlerce bina kurtulmuş
olacaktı”
Günümüzde kentsel dönüşüm planlarının
boş araziler üzerinde gerçekleşmesi kentin iç
bölgelerini adeta dönüştürülemez duruma getirdi. İlk kentsel dönüşüm hazırlıkları deprem riski yüksek bölgelerde gerçekleşseydi, bugüne
kadar kent merkezleri ve binlerce bina kurtulmuş olacaktı. Bu yanlıştan artık dönülemeyeceği görüldüğünden yeni bir yasa çıkararak, ağır
maddelerle insanlara “Ya binanı yap ya da yık”
diyerek zor bir yola itiyorlar. Insanlara bunca
ağır yükü yüklerken bile planlamadan yoksun
bir şekilde, sadece binanı yenile yeter denmesi
ne kadar doğru, ilerleyen zamanda göreceğiz.
Büyük kentlerin çoğunda merkezlerde özellikle
ilköğretim okulları talebi karşılayamazken sadece binaları yenilemek ne kadar akıllıca olacak
göreceğiz.
Devlet özellikle merkezlerde büyük projelerle yapması gereken toplu konut, okul, otopark,
sosyal alanları vb. alanlardan ve donatılardan
yoksun bir sürü benzer binalar inşa edecek.
Dönüşüm, aynı binanın dayanıklısının yapılması şeklinde olacağından sadece deprem odaklı
düşüncenin yanlışlığı da görülecektir.
Bazı küçük kuruluşlar ise bürokrasinin içinde boğulmaktadır. Alınması uzun süren izinlerin
nedenini belediyeler, talebin çok fazla olması
ve yetiştirememek olarak gösteriyor. O bölüme
eleman yetiştirmek ve vatandaşın işini ivedi bir
şekilde yerine getirmek, belediyelerin asli görevlerinden biridir ve bu durum, bu kurumlara
anlatılmalıdır.
GAYRİMENKUL
“Gayrimenkul hem kârlı hem de yüksek riskli iş grubunda yer alıyor”
Ayrıca kayıt dışı çalışan emlakçıların her
geçen gün artması, yetkin olmayan bir sürü insanın gayrimenkul sektörüne girmesine ve sektörün kirlenmesine sebep olmaktadır. Kayıt dışı
çalışan emlakçılar, emlak komisyon bedellerini
kendi kafalarına göre belirliyor ve bunun yanı
sıra, yabancı uyruklu müşterilere sahte satış evrakı düzenlemek, yanlış bilgi vermek, dolandırmak, aynı evin birkaç kişiye satılması vb. konularda karşımıza çıkıyor. Tüm bunların önlenmesi
için denetimlerin artırılması ve şikâyetlerin hızlı
bir biçimde sonuca bağlanması gerekmektedir.
Gayrimenkul sektörü hem kârlı hem de
yüksek riskli iş grubundadır. Bu riskler sadece
finansal riskler değildir. Ülkemizde karşılaşılan
ölümlü iş kazalarının yüzde 30’dan fazlası inşaat sektöründe gerçekleşmektedir. İkinci sırada ise madencilik gelmektedir. Birçok inşaat
firmasında iş güvenliği sadece iskele güvenliği
anlamına gelmektedir. İş güvenliğinin eğitim,
malzeme kalitesi, kişisel koruyucu donanım ve
bir şirket politikası olduğu tüm çalışanlara ve
sektöre gösterilmelidir.
Tüm bu eksikliklerin ve yanlışların yanı sıra
gayrimenkul sektörünün Türkiye’nin büyümesine ve işsizliğe pozitif anlamda bir katkı sağladığı unutulmamalıdır. Geçmiş yıllarda sadece
Karadeniz insanına özgü gibi görülen gayrimenkul sektörü günümüzde her bölgeden ve
her kentten büyük kuruluşları içine çekmektedir. Bu kuruluşların çoğunun kurumsallaşmadan yoksun düzensiz yapılar olduğu gerçeğini
bir tarafa bırakırsak, büyük sermayeli ve her büyüklükte yatırımı yapabilecek donanıma sahip
olduklarını unutmamak gerekir. Bu kuruluşlar
ilçe merkezlerinde devletin planlaması doğrultusunda faaliyet gösterebilseler çok daha verimli olabileceklerdir.
Günümüzde İstanbul ve bazı şehirlerde satılmayı bekleyen binlerce ev olduğunu biliyoruz
ama makro ölçekte baktığımızda nüfusa göre
konut açığı devam ediyor. Bu talep daralmasının birkaç yıl devam edeceği görülüyor. Birçok
yatırımcı yeni projelere girebilmek adına fiyat
indirimleri yapıyor ve çeşitli kampanyalar yürütüyor. Bankaların düşük faizli kredi vermesi
konut sektöründe satışları hızlandırmıştı ancak
günümüzde insanlar faizsiz konut talebinde bulunuyor. Projelerin büyüklüğü ne olursa olsun,
ilerleyen günlerde faizsiz ve taksitli satışların yoğun görüleceği bir ortama gittiğimiz görülüyor.
Gayrimenkul sektörünün unutulmaması gereken en önemli konu başlığı, etkilediği diğer
alt sektörlerdir. Gayrimenkul sektörü, alt sektörlerle birlikte hareket etme kabiliyeti göstermelidir. Mobilya tasarımından elektronik eşyaya kadar tüm sektörlerle iletişim halinde bulunmalı,
görüş alışverişi yapmalıdır.
“Türkiye’de 2023 yılına kadar 10 milyon konut yapılması öngörülüyor”
Türkiye’de 2023 yılına kadar 10 milyon konut yapılması öngörülüyor. Son çıkan yasayla
bunun neredeyse yüzde 80’i özel sektör, geri
kalanı ise devlet eliyle yapılacaktır. Bu düzenleme sebebiyle binlerce insanın mutsuz ve huzursuz olacağı kesindir. Daha mutlu bir gelecek
için mülk sahiplerini mutsuz etmeyen planlamaların mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor.
Binası depreme dayanıksız insanların binalarını
kendi yapma imkânı yoktur. Dahası yıkılması
gereken birçok bina inşa halindeyken diğer
yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gereken
binaları inşa edecek kimse bulunmayacaktır.
Satışlar azalacak ve birçok insan mağdur duruma düşecektir. Özellikle bu duruma dikkat edilmesi, geleceğin Türkiyesi’nin şekillenmesinde
önem arz edecektir.
2023 vizyonunda, Türkiye’nin dünya inşaat malzemesi ihracatında 100 milyar doları
bulması çok da zor olmayacaktır. Yurt dışı müteahhitlik gelirleri 150 milyar doları bulacaktır.
İç pazar büyüklüğü ise 200 milyar doları geçecektir. Türk inşaat sektörü, yurt dışında firma
satın almanın yanı sıra büyük projelere, yurt dışı
büyük ortaklarla girmek için yollar aramalıdır.
2023 yılına girildiğinde kendi köprüsünü planlayan ve inşa eden firmalarımızın olması kimseyi
şaşırtmamalıdır.
Neredeyse her sektörde ilişkisi bulunan
gayrimenkul sektörünün önemi Türkiye’de yeterince anlaşılamamıştır. Kendi sektörüyle ilgili
çıkacak bir yasada bile birlikte hareket etme,
görüş belirtme yeteneğinden yoksundur. Tüm
bunlardan çıkış ve başarılı bir gelecek için
sektörün tüm bireylerinin katılımının sağlana-
bileceği ortamlar ve kurumlar oluşturulmalıdır.
Kurumsallaşma yolunda tüm şirketlere eğitim
ve yönetim desteği verilmelidir. Kuruluşların
geleceği ve başarısının temel anahtarı kurumsallaşmadır. Kurumsallaşma becerisini gösteremeyen her kuruluş kendini bir krizin içinde
bulacak ve ticari yaşamı sonlanacaktır.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
17
SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI
Türk mobilyası
ihracat haritasını
genişletecek
“Türk mobilyası” stilinin
oluşturulması ve tasarım
yatırımlarının sürdürülmesi
markalaşma açısından büyük
önem taşıyor. Markalaşmak
için yapılacak en önemli
yatırım, tasarım ve
Ar-Ge yatırımlarıdır.
A
r-Ge, markalaşma ve yatırımlarla Türk mobilya sektörünün hak ettiği noktalara ulaşacağını söyleyen Türkiye Mobilya Sanayicileri
Derneği (MOSDER) Başkanı Ramazan Davulcuoğlu,
bunun için sektör temsilcilerinin çabasının da önemli
olduğunu söylüyor. MOSDER Başkanı Ramazan Davulcuoğlu ile bahçe mobilyaları sektörünü konuştuk.
Öncelikle MOSDER hakkında kısaca bilgi vererek, sektöre katkılarından bahseder misiniz?
Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER)
mobilya sektörünün öncü 42 markasını tek çatıda
toplayarak, sektörün neredeyse yüzde 50’sini temsil etmektedir. MOSDER, dünyanın en önemli 3.
mobilya fuarı olan İstanbul Mobilya Fuarı (İMOB)
ile Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki mobilya
profesyonellerini her yıl bir araya getiriyor. Sektörün
global ölçekteki konumunu koruması için çalışmalarını sürdüren MOSDER, her yıl Ulusal Ev Mobilyaları
Tasarım Yarışması ile sektörde sinerji oluşturuyor.
Markalaşma konusuna sektör açısından değinecek olursak neler söylersiniz?
Mobilya sektörü, yeniliklere açık yapısı, kalite ve
tasarımı birleştiren üretimi sayesinde dünya çapında beğeni topluyor ve ihracat hacmimiz genişliyor.
“Türk mobilyası” stilinin oluşturulması ve tasarım
yatırımlarının sürdürülmesi markalaşma açısından
büyük önem taşıyor. Markalaşmak için yapılacak en
önemli yatırım, tasarım ve Ar-Ge yatırımlarıdır. Ayrıca
yurtdışına ürün ihracatı yaparken fason üretim yerine
kendi marka ismimizle ürün ihracatı gerçekleştirmek
de diğer bir unsurdur. Türkiye’de genç ve eğitimli tasarımcıların yer alması da nitelikli insan kaynağı ile
18 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
19
SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI
Mobilya sektörü
üretim hacmi ve ithalat ihracat rakamları
Türkiye verileri
Üretim
Tüketim
(Milyar $)
(Milyar $)
2008
4,8
7
2009
5,25
7,5
2010
5,6
8
düşünüyoruz. Ülkemizin dış ülkelere adını duyur-
2011
6
9
ması ve ticari ilişkilerimizi arttırmak için çalışmala-
Yıl
hareket ederek, marka olmamızı mümkün kılıyor.
Dolayısıyla gelecek kısa bir süre içerisinde “Türk
mobilyası”nın ihracat haritasını genişleteceğini
rımızı hız kesmeden sürdürüyoruz.
Dünya verileri
2010
(Milyon $)
Dünya Mobilya Üretimi
376,004
Dünya Mobilya Tüketimi
369,416
Dünya Mobilya İhracatı
109,980
Dünya Mobilya İthalatı
103,796
Merdiven altı diye tabir edilen kayıt dışılığın
bahçe mobilyaları sektörüne etkisi ne şekilde
olmaktadır?
Ülkemizde bahçe mobilyaları daha çok ithal
edilen bir ürün olduğu için merdiven altı üretim
ile bir ilişkisi bulunmamaktadır.
20 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Sektörün yaşamakta olduğu sıkıntılara ilişkin
neler söylersiniz?
Sektörümüzün hedeflediğimiz ihracatının iki
katına çıkmasını engelleyen önümüzdeki en büyük engel, navlun maliyetlerinin yüksek olması.
Özellikle birçok uzak pazara gönderilen konteynerin içindeki ürün maliyeti ile konteynerin navlun
maliyeti başabaş gelmekte ve ürün bedelini yükseltmektedir. Bu da fiyatlarımızın rekabetçi olmasını engellemektedir. Mobilya, havaleli bir ürün olduğu için çok yer kaplamakta. Eğer devlet navlun
teşviği verirse ihracatımızı bir anda iki katına çıkarabilir ve birçok yeni ve uzak ülkeye rahatlıkla mobilyalarımızı ihraç edebiliriz. Türk mobilyacıları ola-
SEKTÖR BAHÇE MOBİLYALARI
rak son iki yıldır ihracatta üst üste yüzde 20 reel
büyüme sağladık. 2012 yılı içinde yine yüzde
20 büyüme ile 2 milyar dolar sınırını geçmeyi
hedefliyoruz. Bu ivme sayesinde, MOSDER’in
çalışmaları ve sektörümüzün dinamizmi ile 5 yıl
içinde, 3 milyar dolar sınırını geçerek ABD’nin
ardından 7. sıraya oturmayı öngörüyoruz.
Sektörün gelişmesi adına neler yapılabilir?
Günden güne ihracatı büyüyen Türkiye,
mobilya sektöründe dünyada iddialı bir noktaya ulaşmanın eşiğinde. Türkiye’nin mobilya
ihracatının 2 milyar dolar sınırından 3 milyar
dolara ulaşması ve böylece ABD’nin arkasından Kanada’nın yerine 7. sıraya çıkması
hedefleniyor. Navlun desteğinin sağlanması
halinde ise, çok kısa sürede bu rakam realize
edilebilecek. Devletin ihracatta navlun ücretlerinin bir kısmının karşılanması konusunda
destek vermesi halinde, istihdamda ve ihracatta büyük artış olacağını öngörüyoruz.
Ayrıca yurtdışına ürün ihracatı yaparken
fason üretim yerine kendi marka ismimizle
ürün ihracatı gerçekleştirmek de diğer bir
önemli unsur. Türkiye’deki genç eğitimli tasarımcılar ve nitelikli insan kaynakları ile hareket
edersek, marka olmamız mümkün kılınacaktır. Dolayısıyla kısa bir süre içerisinde “Türk
mobilyası”nın ihracat haritasını genişleteceğini düşünüyoruz.
İHRACAT YAPILAN İLK 10 ÜLKE
No Ülke Adı
2011
Toplam İhracat
Dolar Değeri İçindeki Payı
1
IRAK
286.526.417
0,17
2
ALMANYA
168.840.595
0,10
3
İRAN
110.754.208
0,07
4
AZERBAYCAN-NAHÇ.
108.545.375
0,07
5
FRANSA
91.393.052
0,06
6
TÜRKMENİSTAN
76.188.125
0,05
7
HOLLANDA
56.552.284
0,03
8
RUSYA FEDERASYONU 49.145.990
0,03
9
SUUDİ ARABİSTAN
10 İNGİLTERE
42.622.461
0,03
40.786.212
0,02
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
21
ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
Irak Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Irak:
Çalışmak ve Proje Üretmek Sihirli Anahtarımız
“Yıllık yüzde 12-15 sektörel büyüme hızı, yedi milyon tondan fazla kapasiteyle
Avrupa’da üçüncü sıraya geleceğimiz bir sektörün dikkate alınması gerekir.”
1
967 yılında kurulan Irak Plastik, o günden bu yana sektörde fark yaratmak için
çalışmalar yürütüyor. Çalışmanın ve proje üretmenin önemini her fırsatta vurgulayan
Irak Plastik Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Irak
ile sektörün durumunu ve Türk ekonomisini
konuştuk.
Öncelikle kısaca kendinizi ve firmanızı
tanıtır mısınız?
1963 Trabzon Sürmene doğumluyum.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Evli ve dört çocuk babasıyım. 1963 yılında
ailece İstanbul’a taşındık. Babam Dursun Irak,
Küçük Mustafa Paşa’da plastik oyuncak üretimiyle plastik sektörüne adım atmış. Yenikapı’da
başlayan işimiz ardından Demirkapı, en son
Güngören’de atölyede devam etmiş. Oyuncak
ve mutfak gereçleri üretimiyle başlayan plastik
sektörüne girişimiz, 1967 yılında Irak Plastik
AŞ’nin kurulmasıyla bugünlere geldi.
1993 yılında, Hadımköy’de 18 bin metrekare kapalı alanda fabrikamızı kurduk ve aynı
zamanda bahçe mobilya üretimine de başladık.
Bahçe mobilyasına girişimiz işimizin dönüm
noktasıdır.
2003 yılından itibaren Alkoop Sanayi
Sitesi’nde fason atölyelerimizi oluşturduk. 2004
22 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
yılında Kahramanmaraş’a bahçe mobilya ürünleri için fabrika kurduk. 2008 yılında, Rusya’nın
Novorossik şehrinde mutfak ürünleri üreten
fabrikamızı hizmete açtık. Yeni genel merkezimiz ise 1 Şubat 2011 yılında İSTOÇ Oto Ticaret
Merkezi’nde Irak Plaza’da hizmete girdi. Tahtakale ve İSTOÇ çarşıda mağazalarımız faaliyetlerini sürdürmektedir.
2009 yılında talihsiz bir olay yaşadık ve fabrikamız tamamen yandı. Fabrikamızın yerine
başlayan inşaat, 2012 yılının ikinci yarısında
son teknolojiyle hizmete girecektir. Bu olay
bizim için bir dönüm noktasıdır. Yangın günü
daha iyisini yapacağımıza söz verdik. Başta
Dursun Irak ve ailemizin birlik, beraberliği dayanışması tabii ki müşterilerimizin destekleriyle
bugünleri gördük, daha da güçlü olarak sıkıntılı
günleri geride bıraktık. Irak Plastik AŞ, sektöründe Türkiye’nin önder kuruluşudur. Konumuz olan mutfak ürünleri ve bahçe mobilyası
gibi iki önemli grupta 350-400’e yakın çalışanımızla hizmet vermekteyiz.
Holiday Bahçe Mobilyaları, Home Design
mutfak ürünleri, Garden Design saksı çeşidimiz, Baby Design bebek grubumuz, markalarımızı oluşturmaktadır. 2012-2013 yılında bu
ürünlerimize yeni ürün grupları eklenecektir.
AR-GE çalışmalarımız sonuçlarını vermektedir.
Farklı ürünlerimizle mutfak ve bahçelerimizde
fark yaratmak için çalışmalarımız, araştırmalarımız devam etmektedir. Farklı ve kaliteli ürün
yaratmak için yoğun zaman harcanarak çok
önemli arşiv ve projeler hazırlanmıştır. Tüketici, parasını, ihtiyaçlarını karşılayacak kaliteli ve
farklı ürünlere harcamak istemektedir. Firma
olarak tüketicinin ihtiyaçlarını iyi tespit ediyoruz
ve harcamasının karşılığını ürünlerimizde bulacaklarını söylüyoruz. 2012 yılının yazında bitireceğimiz yeni fabrikamızın inşaatından sonra
planlarımızı uygulamaya koyacağız.
İç piyasa tüketici ihtiyaçlarını tespit ederek
bu ihtiyaçlara cevap verirken, dış piyasayı da
aynı şekilde araştırıyor ve dış pazarın istediği
ürünleri, kaliteyi sağlamaya çalışıyoruz.
Dış pazarda 104 ülkeye ihracat yapan firmamız, dünya ekonomisinde yaşanan kriz ve
Arap Baharı ile yaşanan pazar daralmasını
önlemenin yöntemini daha çok yere ulaşma,
orta vadeli planlama ve farklı ürün yatırımıyla
aşmaktadır. Yurt içinde ve yurt dışında katıldığımız fuarlar hem pazarımızı genişletmekte hem
de yeni ürün çeşitliliğinde ufkumuzu açmaktadır. Krizde büyümek ve krizi yönetmek için
dinamik olmalıyız. Sihirli anahtarımız çalışmak,
çok çalışmak ve proje üretmektir. Hazırladığımız projeleri, planladığımız çerçevede adım
adım hayata geçiriyoruz.
Sektörün durumuna ilişkin neler
söylersiniz?
1960’lı yıllara dayanan sektörümüz 80’li ve
90’lı yıllarda hızlı büyüme göstermiştir.
Son yıllarda sektörün hem mikro hem de
makro ölçekte vizyon ve stratejik planlama eksikliğinden dolayı bir daralmayla karşı karşıya
kaldığı, plansız büyümenin sancılarını yaşamaya başladığı gözlemlenmektedir. Özellikle
aynı işi yapan birçok firmanın sektörde faaliyet
göstermesi çok şiddetli maliyet odaklı rekabete neden olmaktadır. Bir sektörü etkileyen
temel değişkenler girdi koşulları, firma strate-
ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
jisi, rekabet yapısı, talep koşullarıdır, dış etken
ise devlettir. Bu faktörler sektöre dinamik yapı
kazandırmaktadır.
Bu faktörlerin rekabete katkı oranının dengesi ve birbirini etkilemesi, firmalarda maliyet
odaklı rekabeti ortaya çıkaracaktır. Maliyet odaklı rekabetin tek geçerli çıkış yolu müşteri odaklı
olmak, müşteri memnuniyeti ve farklılaşmadır.
Sektörümüz, yedi bine yakın küçük büyük ölçekli işletme, 200 bine yakın çalışanıyla ülkemiz için
önemli bir sektördür.
Sıkıntılarımızın başında ham maddenin ithali
gelmektedir. Petkim yetersiz ve pahalı kalmaktadır. Yerli, yabancı petrokimya yatırımlarının
desteklenmesi gerekmektedir. Ayrıca eğitimli
plastik sektörü elemanı bulamıyoruz. Dolayısıyla
bu konunun da desteklenmesi gerekmektedir.
Yıllık yüzde 12-15 sektörel büyüme hızı, yedi milyon tondan fazla kapasiteyle Avrupa’da üçüncü
sıraya geleceğimiz bir sektörün dikkate alınması
gerekir.
İSTOÇ Ticaret Merkezi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
İSTOÇ Ticaret Merkezi, İstanbul’un değil
yurdumuzun ticaret merkezi olmuştur. Ciddi bir
ciro dönmektedir. Önemli bir eksiğimiz misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz otel ve restorant gibi
yerlerin olmamasıdır. Diğer bir beklentimiz çarşı
içi trafiğin düzenlenmesidir. Kısa bir süre sonra
ticaret merkezimiz yetmeyecektir.
Son olarak Türk ekonomisinin bugünkü
durumuna ilişkin neler söylersiniz?
Ekonomimiz her zaman olduğu gibi dış krizin etkisinde kalıyor. İstihdam verilerinden iyi
durumda olduğumuz gözlenmekte. İşsizliğin
azalması iyi bir görüntü oluşmasına yol açıyor.
En önemli sıkıntımız olan cari açığı da ihracatımızı artırarak yenebiliriz. İç piyasada çekte hapis
cezasının kaldırılması iyi olmadı firmalar bundan
çok sıkıntı çekmektedir. Kendi sektörümüzde
yazın geç gelişi sezon açılışını geciktirmiştir. Bu
yıl turist sayısının az olduğu, gözlenmektedir.
Çok ciddi boyutta olmasa da piyasalarda sıkıntı
vardır. Firmaların ihracata önem vermeleri gerekmektedir. Ekonomimizi kalkındıracak en önemli
unsur olarak ihracatı görmekteyiz.
Doruk Sulama Sistemleri Kurucusu Pirağa Yılmaz:
Biz Sadece Para Kazanmak
İçin Çalışmıyoruz
“Peyzaj düzenlemesi yaparken kullanılacak bitkilerin
birbiriyle uyumu, güneş görme, çiçek açma durumu,
toprak ve su ihtiyaçları gibi daha birçok özelliği bilinerek bir peyzaj projesinin çizilmesi gerekmektedir.”
P
eyzaj sektörünün çeşitli sorunları
olduğunu, yeterli çabayla bu sorunların üstesinden gelinebileceğini
söyleyen Doruk Sulama Sistemleri firmasının kurucusu Pirağa Yılmaz ile sektörün
durumunu, Türk ekonomisini ve İSTOÇ Ticaret Merkezi’ni konuştuk.
Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtabilir
misiniz?
İsmim Pirağa Yılmaz. 1970 Trabzon
Şalpazarı doğumluyum. İlk ve ortaöğrenimimi Trabzon’da tamamladım. Trakya
Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi’ni
bitirdim. Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü’nde yüksek lisans yaparak ziraat
yüksek mühendisi unvanını aldım. Yüksek
lisans yıllarında özel bir firmada sulama sistemleri, şehir isale hatları, altyapı projelerinin yapılması ve uygulanması konularında
çalışmaya başladım. Beş yıl kadar bu firmada çalıştıktan sonra Doruk Sulama Sistemleri Ziraat İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adında
kendi firmamı kurdum.
Firmamız önceleri otomatik sulama sistemlerinin projelenmesi ve uygulanmasıyla
işe başladı. Daha sonraları şehir isale hatları, yangın hatları, futbol sahaları yapımı gibi
işlere girerek faaliyet alanını genişletti. Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu’na 10 yıl
boyunca çim sahaların bakımı ve denetlenmesi konusunda danışmanlık yaptım. Azerbaycan Futbol Federasyonu’na futbol sahalarının sulanması ve bakımı konusunda
danışmanlık yapmaktayım. Bu faaliyetlerin
yanında son yedi yıldır bahçe malzemeleri
temini, sulama malzemeleri temini, çim ve
sebze tohumları, gübreler, zirai ilaç ve alet
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
23
ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
•
•
•
•
bayiliği gibi alanlarda yoğunlaşarak, İSTOÇ
14 ada numara 32’de bahçe marketi olarak
hizmet vermekteyiz.
Sektörün durumuna ilişkin neler
söylersiniz?
Bizim sektörümüz peyzaj sektörü. Son yıllarda yeşile verilen önem her geçen gün artmaktadır. Ancak ne yazık ki kalite aynı oranda
artmamaktadır. İnsanlar bahçe kurmak istiyor,
sulama sistemi kurmak istiyor ama bunun bir
mühendislik, mimarlık işi olduğunu bilmiyor.
Peyzaj düzenlemesi yaparken kullanılacak
bitkilerin birbiriyle uyumu, güneş görme, çiçek açma durumu, toprak ve su ihtiyaçları
gibi daha birçok özelliği bilinerek bir peyzaj
projesinin çizilmesi gerekmektedir. Sulama
sistemi kurulurken bitkilerin durumuna göre
damlama sulama, yağmurlama sulama gibi
sistemler seçilmeli, sistemin pompa hesapları, boru çapı hesapları, borulardaki yük kayıp
hesapları, toprağın infiltrasyon hesapları yapılarak sulama projeleri yapılmalı. İnsanlarımıza
bunu anlatmakta zorlanıyoruz. Son yıllarda insanlarımız sadece fiyata bakmaktadır.
Kısaca sektörümüz büyümekte, rekabet artmakta, kâr marjları düşmektedir. Bizim işlerimiz sezonluk olduğundan artan
24 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
rekabet şartlarından dolayı birçok firma zor
durumdadır. Düşen kârlar yüzünden firma
sahipleri peyzaj mimarı ve ziraat mühendisi
çalıştıramamaktadır.
İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi paylaşır mısınız?
İSTOÇ Ticaret Merkezi, yeşil ortamıyla
çalışana huzur veren bir yer. 1991 yılından
beri İSTOÇ’u bilen biri olarak, son yıllarda hak
ettiği değeri bulmaya başlamıştır. İSTOÇ’ta
ticaret hacmi her geçen gün artmaktadır.
Tahtakale esnafının gelmesiyle son iki yıldır
gözle görülür bir değişim yaşanmaktadır.
İstanbul’da yeni bir İSTOÇ kurulma şansı yok.
Bu nedenle İSTOÇ’un geleceğini çok parlak
görüyorum. İSTOÇ sadece Türkiye için değil
Orta Doğu, Orta Asya, Balkan ülkeleri ve Avrupa için de önemli bir ticaret merkezi olmaya
başlamıştır. Bunların yanında eksik gördüğüm yanları vardır.
• Yeterli tanıtım yapılmadığı kanaatindeyim.
• Metro istasyonu bir an önce açılarak
ulaşım rahatlatılmalıdır.
• Ada başlarına firmaları gösteren büyük tabelalar yapılarak, müşteriler
yönlendirilmelidir.
• Dükkânlar zamanında işletmeye uygun
yapılmadığından, herkes kendi kafasına
göre dükkân cepheleri yapmaktadır.
İSTOÇ bir çalışma yaparak dükkân cepheleri tek tip yapılmalıdır.
Tır ve kamyonların yük indirme ve
bindirmeleri akşam 19.00’dan sabah
07.00 saatleri arasına alınarak ticaret
rahatlatılmalıdır.
Dükkân önlerine konulan mallar burayı pazar yerine çeviriyor. Bu sorun
çözülmelidir.
Otopark problemi başladı, bu soruna
şimdiden çözüm aranmalıdır.
Giriş çıkış trafiği çözümlenmelidir.
Türkiye ekonomisi hakkında genel görüşünüz nedir?
Türkiye ekonomisi son yıllarda dünyada
hüküm süren krizden fazla etkilenmeden bugünlere geldi. 2012 yılında krizin etkileri görülmeye başladı. Bu yıl cirolarda bariz düşmeler
başladı. Piyasalarda önemsenecek miktarda
durgunluk görülmektedir. Bunda, hükümetin
çıkardığı çekte hapis cezasını kaldırma ve
evlere haciz götürememe yasasının etkisinin
önemli ölçüde olduğunu düşünüyorum. Piyasada karşılıksız çek azalmışken bu yasayı
çıkarmanın kime faydası oldu, anlamıyorum.
Bu yasayı çıkaranlar hırsızdan yana mı! Yoksa
malı çalınandan mı? Çekini ödeyemeyen iyi
niyetli insanlar vardır elbet. Devlet bu durumu
inceler, ona göre iki, üç veya dört yıl süre verir,
taksit yapar. Kötü durumda olana da iflası verilir, sorun çözülür. Adam çeklerini ödemiyor,
başkası adına iş yapıyor, lüksünden taviz vermiyor. Bu durum bana göre hukuk dışı işleri
çoğaltır.
İkinci mesele, bu yıl bilindiği gibi birçok
ülkede ekonomik sıkıntı var. Bizim ülkemiz kör topal giderken şimdi de Türk Ticaret Kanunu’nu değiştirmeye kalkıyorlar. Bu
yasa yürürlüğe girerse ekonomik sıkıntıların
daha da derinleşeceğini düşünüyorum. Yetkililerimiz bu yasaları çıkarırken, esnafının, iş
adamının fikirlerini alırsa daha iyi olur diye
düşünüyorum.
ÜYELERİMİZİ TANIYALIM
Parite Sanayi ve Ticaret Sahiplerinden Ahmet Tüysüz:
Sektörde Kimseyle Rakip Değiliz
“Sektördeki sıkıntımız her sektörde oluğu gibi haksız rekabet.
Merdiven altı firmaları sektöre zarar veriyor.”
H
aksız rekabet ve merdiven altı üretimin birçok sektöre olduğu gibi faaliyet
gösterdikleri sektöre de zarar verdiğini
söyleyen Parite Sanayi ve Ticaret firması sahiplerinden Ahmet Tüysüz ile sektörün durumunu, Türkiye ekonomisini ve İSTOÇ Ticaret
Merkezi’ni konuştuk.
Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtabilir
misiniz?
Firmamız 1950 yılında babamız tarafından
Erzurum Aşkale’de kuruldu. Daha sonra dört yıl
Sakarya’da beyaz eşya sektöründe çalıştık. Bugün firma sahipleri Ahmet Tüysüz ve Mehmet
Tüysüz olarak Parite markamızla imalat yaparak
sektörde yer almaktayız.
Sektöre 1994 yılında girdik ve bugün sektörde 200 çeşit üzerinde mal üreterek, market
zincirlerine hizmet vermekteyiz. Öz sermayeyle
büyüyen bir firmayız. Biz sektörde kimseyle rakip değiliz, herkes meslektaşımız. Paylaşmayı
bilen firmayız; herkes kazansın, herkes evine ekmeğini götürsün niyetindeyiz. Önceden niyetin
hayırlı ise akıbetin de hayırlı olur diyenlerdeniz.
Markamızı dünya markası haline getirmenin
peşindeyiz. Bunu hızlı değil basamak basamak,
istikrarı elden bırakmadan, disiplinli ve düzenli
olarak yapıyoruz. Sektördeki en önemli sloganımız; Yenilenmezsen yenilirsin! Bu bir Ahmet
Tüysüz lafıdır.
Sektöre örnek ve öncü olmak hedefindeyiz.,
Bir sloganımız da “Paritede kalite, kalitede parite.
Her şey olmak için bir şey yapmıyoruz, bir şey
olmak için her şeyi yapıyoruz.
Sektörünüzdeki durum ve sektör hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Sektördeki sıkıntımız her sektörde oluğu
gibi haksız rekabet. Merdiven altı firmaları sektöre zarar vermektedir. Aksine birleşip büyüyebilseler sektöre yeni bir kan gelir. Sektörde birleşip
büyümeliyiz, ancak biz bunu beceremiyoruz. Bir
Türk dünyayı yener, iki Türk birbirini yer misali
davranıyoruz. Dikkat edin, Türk firmaları daha
çok zirvedeyken batar, sebebi ise üniversitelerle uyumlu çalışmamalarıdır. Doğru malı doğru
yerde, doğru insana satarsan başarı gelir. Sektörde artık mal çok eskisi gibi değil, ancak tasarımı olan firmalar başarılı oluyor. Tasarım ayağı
olmayan firma başarılı olamaz. En önemlisi ise
kötü hırs, dengesiz ticaret firmayı batırır.
retlerini yapması lazım, bu konuda çok eksiklik
var. Yönetim istatistiki araştırmaları yapmalı, esnafla bütünleşmeli. Bunun yanında çevre düzenlemesi yapılmalı. Site içi asfalt çok kötü durumda sitenin yeniden asfaltlanması gerekiyor.
Dışarıdaki malların teşhir edildikten sonra içeri
alınması ve firmaların çevrelerini düzenlemeleri,
güzelleştirmeleri gerekmektedir. İSTOÇ’u büyük
bir AVM haline getirmeli ve sürekli tanıtımlarını
yapmalıyız.
İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili görüşlerinizi
paylaşır mısınız?
İSTOÇ giderek büyüyor, gelişiyor, ticaretin
merkezi olma yolunda ilerliyor ama İSTOÇ da
yenilenmelidir. İSTOÇ reklam yapmalıdır, reklam konusunda, tanıtım konusunda büyük eksikliklerimiz var. Sektörel bazda firmaların aynı
adalarda yer alması sağlanabilseydi bu durum
firmalara katkı sağlardı. Yönetimin esnaf ziya-
Türkiye ekonomisi hakkındaki genel görüşünüz nedir?
Türkiye ekonomisi gerçekten hızla büyüyen
bir ekonomi. Merdiven altı imalatçıların sektörde
birleşerek bu büyümeye ayak uydurması lazım.
Firmalar olarak bize düşen görev ise araştırmacı,
yenilikçi ve girişimci olmak, dünya ekonomisini
yakından takip edip günün şartlarına göre pozisyonlarımızı alıp istikrarlı büyümeyi sağlamaktır.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
25
GEZİ
Doğanın gizemi
Dalyan, Demre, Saklıkent…
26 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
GEZİ
Caretta caretta kaplumbağalarıyla Dalyan, St. Nichalas’ın
(Noel Baba) varlığıyla her daim hatırlanan Demre ve bir kanyon içine
gizlenerek gizemini koruyan Saklıkent’e gidiyoruz.
Türkiye’de her bölge kendine has özellikleriyle tatilcilere birçok seçenek sunuyor.
Tatil anlayışınız deniz, kum, güneşten ibaret değilse, birçok seçenek içinde
görülmeye değer yerlerden biri de aynı anda gezilmesini önerdiğimiz
Dalyan, Demre ve Saklıkent… Hâlâ tatile çıkamamış olanlar için…
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
27
GEZİ
Dalyan Deltası
Dalyan’a gelip de deltada tekne turu yapmadan dönmek olmaz. Doğa harikası Dalyan
Deltası’nın nefes kesici panoramasında, dev bir
labirentin içindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz.
Çamur Banyosu
Dalyan buram buram tarih
kokuyor
Kendine has bir büyüsü var Dalyan’ın… Öyle
ki bir giden bir daha dönmek istemiyor. Zaten
çok fazla ziyaretçisi de olmuyor bu şirin, tarihi
beldenin. Az ama öz insan geliyor buraya. Gelenler de neden burada olduklarının çok net farkında. Fakat adı tarih kokan bu belde, yavaş yavaş
tarihi güzelliklerini kaybediyor. Örneğine birçok
yerde rastlanılan tarihi dokuyu yitirme durumunu
Dalyan’da da görüyoruz. Üzülmemek elde değil.
Seksenli yılların sonuna gelinmesiyle denizkaplumbağaları ve İztuzu Sahili’nin çevreci mücadelenin en büyüklerinden birine konu olduğunu görüyoruz. “Caretta carettalar”ın yumurta
bıraktığı İztuzu Plajı, Dalyan Deltası’nın labirentlerini denizin sonsuza uzanan düzlüğünden ayıran 5 bin 400 metrelik bir kum oku.
Mutlaka görmelisiniz!
Caretta caretta
Dünyada soyu tükenmekte olan canlılar listesinde yer alan bu sevimli deniz kaplumbağaları,
yumurtalarını bırakmak için Dalyan’daki İztuzu
Plajı’na geliyor. Fransa, İtalya ve Uzak Doğu ülkelerinde lüks yiyecek olarak tüketilmesinin yol
açtığı aşırı avlanma Caretta caretta neslinin neredeyse sonunu hazırlıyor.
Yumurtadan çıkan yavrular doğal bir içgüdüyle denizden yansıyan ışığa doğru hareket
ederek yaşayacakları yöne ilerliyor. Ancak yine
de birçoğu yolunu şaşırıp susuzluktan ölüyor.
Denize ulaşanların birçoğu da yengeçlere, balıklara ve kuşlara yem olmaktan kurtulamıyor.
28 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Köyceğiz Gölü’nün Dalyan Deltası ile birleştiği noktaya yakın bir yerde güzellik çamuru var.
Burası Dalyan iskelesinden kalkan günlük turların
ilk uğradıkları nokta aynı zamanda. Rivayete göre
çamurun üzerinizde kuruması sonucu teniniz
GEZİ
geriliyor ve kırışıklıklar birkaç seans devam edildiği takdirde azalyor. Ayrıca kaynağın, romatizmaya, bel rahatsızlıklarına, siyatiğe de iyi geldiği
söyleniyor.
İztuzu Plajı
Caretta carettaların güvenip, yavrularını emanet ettikleri ender plajlardan birisi İztuzu Plajı.
Dünyada doğallığını koruyan ikinci plaj olma ödülüne de sahip İztuzu, tam bir doğa harikası. Bir tarafı tatlı su, diğer tarafı Akdeniz olan bu kumsalın
bir benzeri yok.
Kaya Mezarları
Dalyan’da bulunan kral mezarlarını gördüğünüzde, uygarlığın büyüklüğü karşısında şaşıracaksınız. Zamanın tüm acımasızlığına karşı bin
yıllardır ayakta kalan, geçmişin sırlarını geleceğe
taşıyan ölümsüz kral mezarları... Kral mezarlarına
baktığında taşların dile geldiğini düşünüyor insan.
Arkeologlara göre ise bu mezarlar antik Kaunos
kentinin zenginliği ve gücünün bir göstergesi.
Sultaniye Kaplıcası
Eşsiz doğal güzelliklerinin yanı sıra şifa veren
yer olarak da biliniyor Sultaniye Kaplıcası... Dünyanın birçok yerinden gelenler, bu kaplıcaların
çeşitli hastalıklarına iyi geldiğini söylüyor. Kaplıca
suyunun bel ağrısı, romatizma, siyatik, nefrit, lumbago, nevtalfi, cilt ve kadın hastalıkları tedavisinde etkili olduğu da rivayetler arasında...
Yüce Ana tanrıçasının yeri:
(Demre) Myra
Likya’nın en önemli şehirlerinden birisi olarak bilinen Demre’nin kuruluşu çok eski tarihlere
dayanıyor. Hıristiyan dünyasının büyük ilgisini çeken bu ilçe her yıl Noel Baba etkinliklerine sahne
oluyor. Likya’nın en büyük tiyatrosundan kalanlar
halen bölgenin önemli özellikleri arasında gösteriliyor. Likya’nın en iyi korunmuş tiyatrosunda halen birçok festival ve oyun sahneleniyor.
Kekova
Binlerce yıllık kalıntıları ve şehirleriyle yıllardır
milyonlarca turistin ilgisini çeken Kekova, aynı
zamanda her yıl binlerce yatın demirlediği eşsiz
koylarıyla yatlara adeta doğal bir liman, barınak
oluyor.
Andriake
Myra’nın liman kenti olarak bilinen Andriake,
Myra’ya beş dakika uzaklıkta olan Çayağzı’nda
bulunuyor. Her ne kadar Myra’nın liman kenti
olarak bilinirse de Myra’nın yanında müstakil bir
şehir görünümünde.
Simena (Kaleköy)
Simena’ya kara yolu bağlantısı olmayıp genellikle Çayağzı’ndan deniz yoluyla ulaşım sağlanıyor. Kalenin kuzeyinde kaya mezarlarında
görülen Likya dilindeki yazıtlar, şehrin eksikliğini
gösteriyor. Likya’nın birlik kentlerinden biri olduğu ve bağımsızlığı, sikkelerinden anlaşılıyor.
Theimussa
(Kale iskelesi-Üçağız)
Burası aynı zamanda tekneler için iyi bir barınak. Üç tarafı yeşil teknelerle çevrili Üçağız Koyu
doğal bir liman görünümünde. Koyun kuzey kıyısında yer alan Üçağız Köyü’nün içindeki kalıntılar
ise Theimussa antik kentine ait.
St. Nicholas (Noel Baba)
Bütün dünyada “Noel Baba” adıyla tanınan,
Avrupa ülkelerinde çoğunlukla Santa Klaus olarak bilinen Aziz Nicholas, Anadolu’da yaşamış
bir din adamı. Günümüz İtalyası’nın Sicilya Adası, Napoli, Bari, Almanya’nın Frieburg ve hatta
Amerika’da New York kentinin koruyucu azizi
olma derecesine varan önemi, her yılın 6 Aralık
günü yapılan anma törenleri ile daha da pekişiyor.
Sura ve Cyaneae-Kyaenai
(Yavi veya Yuva Köyü)
Myra’ya yakın bir harabe yeri Sura... Çayağzındaki Andriake harabelerinin hemen üzerinde
olup Kaş’a giden yol bugün Sura antik kentinin
içinden geçiyor. Kyaenai ismi ise koyu mavi anlamına geliyor ve “Çınlayan Kayalar” adıyla da anılıyor. Bunun nedeni, rüzgarın buradaki kayalara
çarparak çınlaması olarak düşünülür.
Kanyon içindeki gizem:
Saklıkent
Bir kanyon içine gizlenmiş bu doğa harikası
sarp kayalıkları, çınar ağaçları ve coşkulu kaynak
suları ile doğa tutkunları için yürüyüş olanakları
sunuyor. Türkiye’nin en büyük kanyonu olma
özelliğini taşıyan Saklıkent’e ilk defa gidenler
böylesi bir güzelliği geç keşfettiği için kendilerine kızabilir. Unutmadan suyunun oldukça
soğuk olduğunu, boğucu yaz sıcaklarında gittiğinizde büyük bir keyifle fark edebilir, dönmek
istemeyebilirsiniz.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
29
HOBİ
Suda
yaratılan
mucize
Suyun üzerinde
yürüyemezsiniz... Suyu
koklayamazsınız... Suyu
avcunuza alıp şekle
sokamazsınız... Mucizeler
yaratmak olası değildir
günümüz dünyasında... Ama
bir fırça ve boyayla, aklınızdan
geçeni suya çizebilirsiniz.
Yeni açmış bir çiçek, toprağa
düşen damla ya da parıldayan
bir güneş resmedebilirsiniz.
Günümüz dünyasının
mucizevi bir sanatıdır ebru...
Mevlana’nın “Su nakış tutmaz
diyen beri gelsin” sözünü
haklı çıkarırcasına, suya
imzanızı atar, dilediğiniz gibi
saklarsınız.
Yazı: Banu Sarı Arslan
E
bru sanatı, yoğunluğu artırılmış sıvı üzerine, topraktan elde edilmiş boyaların
serpilmesi ve şekillendirilmesi esasına
dayanıyor. Daha sonra, elde edilen renk ve desenler kâğıt üzerine aktarılıyor. Her ebru kendine özgü ve tekrarı mümkün değil. Bu özellik,
30 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
HOBİ
sanatın kendisini de benzersiz kılıyor. Bütün el
sanatları gibi ebru yapımı da sabır ve emek isteyen bir uğraş. Sabrınız ve emeğiniz, bir “ödül”
olarak size geri dönüyor.
Ebru yapmanın incelikleri
Ebru, “bulut” anlamına gelen Farsça bir
sözcük. Ortaya ilk olarak ne zaman ve nasıl çıktığı yönünde net bir bilgi yok. Ancak köklerinin
9. yüzyıla dayandığı belirtiliyor. Ebru hakkında
Türkçe kaleme alınmış en eski eser, 1615’ten
sonra yazılan “Tertib-i Risale-i Ebri.” Bu kitapçıkta
isminden bahsedilen Şebek Mehmet Efendi’nin
bilinen en eski ebrucu olduğu kabul ediliyor.
Ebru yapımında ustalık kadar, kaliteli ve doğal
malzemeler kullanılması da önemli. Islanınca yırtılmaması için birinci hamur kâğıt tercih etmek,
su koyulan teknenin çinko, çelik, cam veya alüminyumdan olacağını bilmek gerekiyor.
Ebrunun yapılabilmesi için üzerine boya
serpiştirilecek olan su, belirli bir kıvamda olmalı.
Kıvamını sağlamak için kullanılan malzemelerden en iyi sonuç veren ise kitre veya denizkadayıfı. Bunların dışında salep, nişasta, ayva çekirdeği veya keten tohumu da tercih ediliyor. Suya
damlatılan boyaların suyun dibine çökmeden
yayılmasını sağlamak için sığır ödü kullanılıyor.
Öd miktarının çok iyi ayarlanmış olması gerekli.
Aksi takdirde boya suyun dibine çökerek kâğıt
üzerinde kalıcı olmuyor.
Ebru fırçası, boyaların sıvı üzerine serpilmesi için kullanılır. Fırça, yeterli miktardaki at
kılının gül dalına sarılmasıyla yapılıyor. Fırçanın
yapılmasında at kılının kullanılmasının en önemli nedeni, bu malzemenin sert ve düz olması.
Böylece, boyalar sıvının üzerine istenildiği gibi
serpiliyor. Fırça sapının yapımında ise sağladığı
esneklik nedeniyle gül dalı tercih ediliyor.
Ebru yapımında kullanılan boyaların doğal
olması ve yağ içermemesi gerekli. Çünkü bu
durumda boya suyun içinde eriyerek kâğıda
tutunamaz. Ebrunun en önemli malzemelerinden biri ise “biz.” Hem boyayı suya damlatmak
hem de boyaya şekil vermek için kullanılan alet,
çeşitli kalınlıktaki iğne, tel veya çivilerden yapılabilir. Önemli olan bizin paslanmaz bir malzemeden olması.
Ebru suyunun hazırlanmasında genel bir
ölçü yok. İki litre suya yaklaşık iki çorba kaşığı
kitre ilave edilerek üç, dört gün kadar kitrenin
şişmesi bekleniyor. Boza kıvamına yakın olan
kitreli su, bir tülbentten geçirilerek süzülüyor ve
köpürmesini engellemek için yavaş yavaş tekneye aktarılıyor. Ardından, önceden hazırlanmış
olan boya, fırça veya biz yardımıyla teknenin
içindeki suyun üzerine damlatılıyor ya da serpiliyor. Boyaların nasıl damlatılacağı, biz veya fırçanın ne şekilde kullanılacağı, yapılacak ebrunun
türüne göre farklılık gösteriyor. Son aşamada
kâğıt, teknenin üzerine serilerek su üzerinde
oluşan desenin kâğıda geçmesi sağlanıyor.
Birkaç saniye suyun üzerinde bekletilen kâğıt
kaldırılarak kuruması için iki ucundan asılıyor.
Ebru çeşitleri
Battal ebru: Tüm ebru türlerinin temeli olarak
kabul edilen bu ebru türünde, boyalar koyudan
açık renge doğru serpilir. Bir ebrucunun ustalığının, yaptığı battal ebrulardan belli olduğu
söylenir.
Gel-git ebru: Battal ebru üzerine daldırılan bizin soldan sağa veya yukarıdan aşağıya doğru
gezdirilmesiyle elde edilir.
Taramalı ebru: Bir gel-git ebru türüdür. Gel-git
ebru yatay yapılmışsa biz dikey, dikey yapılmış
ise yatay olarak gezdirilir.
Taraklı ebru: Battal veya gel-git ebru üzerine
bir tarak yardımıyla gel-gitler yapmak suretiyle
yapılan ebru türüdür.
Neftli battal ebrusu: Battal ebrusunda en son
olarak serpilecek boyanın içine yeteri kadar
“neft” katılması sonucunda meydana gelen
ebru desenidir. Neftli boya yüzeye serpildikten
sonra, yüzeyde hava kabarcıklarına benzer desenler meydana getirdiği için farklı bir güzellik
meydana gelir.
Çiçekli ebru: Hattat Necmeddin Okyay tarafından bulunan ebru çeşididir. Aynı rengin üç
farklı tonuyla zemininin üstüne, bizin ucundan
boya damlatılır. Belli bir büyüklüğe gelen dairesel boyalar, farklı kalınlıklardaki bizler yardımı
ile desenlendirilerek çiçek şekline benzetilir.
Yazılı ebru: Yine, Hattat Okyay’ın buluşu olan
bu ebru türü, kâğıt üstüne zamk ile yazı yazılıp
yazının kurutulması, daha sonra kâğıdın ebrulanması tekniğine dayanır.
Şal ebrusu: Oluşturulan desenler şala
benzediği için bu ismi almıştır. Gel-git ebru
ile oluşturulan desenlerin bir biz yardımıyla dairesel hareketlerle karıştırılması veya teknenin
çaprazına doğru geniş aralıklı gel-git hareketleri yapılmasıyla elde edilir.
Bülbül yuvası ebru: Tekne yüzeyine serpilen
boyaların bir biz yardımı ile büyükten küçüğe
doğru dairesel hareketler yaparak şekillendirilmesiyle oluşur.
Hafif ebru: Özellikle hattatların üzerine yazı
yazması için elverişli olan açık veya soluk renkli
bir ebru türüdür. Kullanılan boyaya daha fazla
su ve öd karıştırılmasıyla daha soluk ve açık
renkler elde edilir.
Hatib ebrusu: Ebru üstatlarından Ayasofya
Camisi Hatibi Mehmet Efendi tarafından bulunan bu nedenle hatib ebrusu olarak anılan bir
türdür. Herhangi bir ebru türü üzerine bir biz
veya damlalık kullanılarak boya damlatılması,
ardından bu boyanın üzerine ikinci, üçüncü
veya dördüncü boyanın damlatılması suretiyle
elde edilir. Ardından bu iç içe geçen dairelere
biz ile şekil verilerek elde edilir.
Kumlu ebru: Tekne yüzeyine serpilen boyaların kum gibi dağılması ile meydana gelen ebru
çeşididir.
Ebru terapisi insan ruhunu
beslemenin yanı sıra, hem kişisel
motivasyonu hem de bireyler
arasında inşa edilmesi gereken
birbirine karşı inancı olumlu
yönde geliştiriyor. Bu sayede
kişisel çıkarlar, yerini beraberlik
olgusuna bırakıyor. İnsanları
günlük iş yaşamındaki stresten
uzaklaştıran ebru, katılımcıların
iç dünyalarını keşfetmesine
yardımcı oluyor.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
31
ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ HÜSEYİN TURAN
Türkü dışında elimizde
samimi bir şey kalmadı
S
on albümü “Dolu”yu 2012 yılında piyasaya çıkaran, albümünün adı gibi dolu
dolu birçok türkü seslendiren Hüseyin
Turan, müzik dünyasına dair umutlu olmak isteyenlerden. Etkileyici sesi, sempatik tarzıyla
tanıdığımız Hüseyin Turan ile kekemeliğini, albümünü ve müzik sektörünü konuştuk.
O yıllarda üniversite tercihlerimi yaparken
boşta kalmamak için daha düşük puanla girilen muhasebe bölümünü de yazmıştım. Yoksa
bana uyan ve sevdiğim bir meslek değil. Yıllar
sonra çıkan afla orayı da bitirdim.
Kekeme olmanız iyi bir türkücü olmanıza
Muhasebe eğitimini yarıda bıraktınız. Mu-
engel olmadı. Bu tarz sorunlar yaşayan in-
hasebe size ne kadar uyuyordu ki o bölüme
sanlara örnek teşkil ediyorsunuz. Bu gibi sı-
girdiniz? Yoksa bu eğitimi almanızda aileniz
kıntılar yaşayan insanlara neler önerirsiniz?
mi yönlendirici oldu?
Özgüvenli olmak ne kadar önemli burada?
Tabii ki başta özgüven şart... Özgüven her
insan için olması gereken bir yetenek bence.
Ben ömrüm boyunca bunu sıkıntı yapmadım.
Hatta bu yönümle dalga geçerek beni sıkıntıya
sokacak şeyleri aştım diyebilirim. Bununla ilgili
sıkıntısı olanlara önerim şu ki yaşın küçük olması tedavi açısından önemlidir. Büyük yaşta olup
aşamayanlar içinse, bunun, kendilerinin gözü
kulağı gibi bir parçaları olduğunu kabullenmeleri gerekli.
Türküyü “benim için türkü; cennet kadar
sır, insan kadar zahirdir” diye özetliyorsunuz. Neden türkü bu denli önemli?
Türküler öz kültürümüzün bir parçası ve üstüne titrenmesi gereken güzelliklerimizden bir
tanesi. Yüzyılların süzgecinden geçip şimdiki
durumuna erişmişler. Halkın tarihini ve bakış
acısını yansıtırlar. Kısacası samimi olan başka
bir şeyimiz kalmadı elimizde. Kendi iç dinamiğimiz acısından türkülerimiz çok önemli diye
düşünüyorum.
Bugünün müzik algısına baktığımızda türkü
nerede duruyor?
Günümüzde insanların beğenileri tüketim
hızımızla doğru orantılı olarak çok hızlı bir şekilde değişti. Geldiğimiz noktada müziğin yozlaşmasının yanı sıra, türküler de kendi içinde çok
yozlaştı. Değişen koşullar ve basitleşme beraberinde hiçbir içeriği olmayan boş ürünler ortaya
çıkardı.
“Müziğin ve müzik sektörünün bir dibe vuruş
yaşadığını düşünüyorum. Bu dibe vuruştan daha iyi
şeylerin çıkacağını düşünüyorum. Yani bu kültür
emperyalizmi bir gün son bulacaktır.”
32 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Ardı ardına şarkıcılar ve yeni, içleri boşaltılmış şarkılar çıktıkça bazı değerler unutuluyor. Siz gençlere bu konuda nasıl seslenmeyi doğru buluyorsunuz?
Gençlerimizin büyük çoğunluğu bu kültürden habersiz. Ne zaman bu başarıldı açıkçası
ben de gözlemleyemedim. Bir anda bütün beğeniler değişti. Böylesi geçiş dönemlerinde bu
ÜNLÜ SÖYLEŞİSİ HÜSEYİN TURAN
KISA-KISA
Şehir: İş
Koku: Fark
Vazgeçemem: Türküler
Türkü: Aşk Hali
Türkücü: Sorumluluk
Tat: Dünya
Aşk: Yaratma
Dost: Zenginlik
Hedef: Burnumuzun ucu
Aile: Anlam
Renk: Aydınlık
Korku: Başlangıç
Hayvan: İnsan
Film: Yaşamak
hep olur. Ben kendi adıma müziğin ve müzik
sektörünün bir dibe vuruş yaşadığını düşünüyorum. Bu dibe vuruştan daha iyi şeylerin çıkacağını düşünüyorum. Yani bu kültür emperyalizmi
bir gün son bulacaktır.
Bugünün Türkiyesi’nde yarına bırakılacak
en değerli şey nedir?
Yarına bırakacağımız en değerli hazinemiz
kültürümüz. Bunu başarırsak bu ülkenin yasama şansı da o derece artacaktır. Yeni nesillerin
bunu idrak edeceğini umuyorum.
Son albümünüz Dolu nasıl tepkiler aldı?
Benim her albümümde, albümün imzası di-
yebileceğimiz eserler olur. Dolu albümünde de
bu eser bunu karşılıyor. Gerçekten söz olarak
da müzik olarak da zor ve algılanmasının da
aynı zorlukta olacağını düşündüğüm bir eser.
Önümüzdeki dönem konser rotalarınız
nereler?
Konserlerimizi huseyinturan.com ve Facebook sayfalarımızdan duyuruyoruz. Yoğun bir
festival takvimimiz var. Elimizden geldiğince
yurdun her yerine gitmeye çalışıyoruz.
Sanatçılar aktif oldukları dönemde bilinir,
para kazanırlar. Siz kendinizi ilerisi için nasıl
garantiye alıyorsunuz?
Benim şirketimden dolayı BAĞ-KUR emekliliğim olacak. Ayrıca da özel bir kurumun bireysel emeklilik primlerini ödüyorum.
Öfkeli misiniz? En çok nelere öfkelenirsiniz
ve öfkenizi nasıl yatıştırırsınız?
Her insan kadar öfkem var tabi ki. Ama öfke
kontrolü konusunda iyiyimdir. Tavsiyem öfkelendiğinizde, burun deliklerinizin birinden derin
nefes alıp diğerinden bu nefesi boşaltın ve bu nefese odaklanın. Öfkeniz saniyeler içinde geçiyor.
Bu işi yapmıyor olsaydınız hangi mesleği
seçerdiniz?
Başka meslek düşünemiyorum. Türkü söylemek benim için yaşam biçimi aynı zamanda.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
33
LÜKS
570 HP’lik
Türkiye’de!
Ferrari 458 Spider
Tofaş çatısı altında Ferrari ve Maserati markalarının Türkiye distribütörlüğünü
yürüten FerMas, Ferrari’nin en yeni modeli 458 Spider’ı 540 bin eurodan başlayan
anahtar teslim satış fiyatıyla Türkiye’de ilk müşterilerine teslim etmeye başladı.
İlk olarak 2011 yılında Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtılan ve o dönemden bu
yana ülkemizde yedi adet sipariş alan Ferrari 458 Spider, İtalyan lüks spor
otomobil üreticisi Ferrari’nin yenilikçi V8 motor ve üstün tasarım özellikleriyle ön
plana çıkan en yeni modeli olmasıyla dikkat çekiyor.
34 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
LÜKS
F
errari’nin arkadan itişli ve orta-arka motorlu spor otomobil
serisinin evrimini simgeleyen
yeni modeli Ferrari 458 Italia modelinin
katlanabilir metal tavanlı versiyonu olarak
ön plana çıkan Ferrari 458 Spider, yeni
yıl itibarıyla ülkemizde de satışa sunuldu.
540 bin eurodan başlayan anahtar teslim satış fiyatıyla dikkat çeken Ferrari 458
Spider’dan yedi adet sipariş alan FerMas,
ilk müşterilerine araçlarını teslim etmeye
başladı. 1430 kilogramlık boş ağırlığa sahip olan Ferrari 458 Spider, 570 HP güç
ve 540 Nm tork üreten V8 motoru ve çift
kavramalı, direksiyon üzerinden vites değiştirme imkânı sunan F1 tipi şanzımanıyla
sıra dışı performans verilerine imza atıyor.
0-100 km/s hızlanmasını 3,4 saniyenin altında tamamlayan Ferrari 458 Italia, 320
km/s’lik son hız değeri ve 100 kilometrede
ortalama 11,8 litrelik yakıt tüketimiyle de
çarpıcı sonuçlara imza atabiliyor.
Ferrari 458 Spider’ın Katlanabilir Metal
Tavanı 14 Saniyede Açılıyor!
Pininfarina imzalı tasarıyla dikkat çeken Ferrari 458 Spider, aynı zamanda hem
katlanabilir metal tavanlı hem de orta-arka
konumlu motora sahip ilk spor otomobil olmasıyla da ön plana çıkıyor. Ferrari patentli
ve tamamen alüminyumdan üretilen katlanabilir “hard-top” tavan, geleneksel “softtop” tavanlara göre 25 kilogram daha hafif
olmasıyla da dikkat çekiyor. Ayarlanabilir
elektrikli rüzgâr kesiciyle donatılan Ferrari
458 Spider, 200 km/s’nin üzerindeki hızlarda bile araç içindeki yolcularının rahatlıkla sohbet edebilmesine olanak tanıyor.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
35
TEKNOLOJİ
Samsung ES8000’in Akıllı İçeriğiyle Sınırsız Eğlencenin Kapılarını Aralayın
Tüketici elektroniğinin yenilikçi ve lider gücü Samsung Electronics geçtiğimiz günlerde piyasaya
sunduğu Smart TV Samsung ES8000 ile anında ve sınırsız eğlence sunuyor. Kavisli şık ayak tasarımı
ile tamamlanarak ekran boyutu 65 inçe kadar büyütülen Samsung ES8000’in içindeki çift çekirdekli
işlemci sayesinde kullanıcılar bir yandan web üzerinde gezinirken, diğer yandan birkaç uygulamayı
çalıştırabilir veya indirme işlemi yapabilir. Ayrıca, binlerce kullanıcının tercih ettiği TV uygulamaları
platformu olan Samsung Apps üzerinden de çeşitli içeriklere ulaşabilmek mümkün.
Samsung Smart TV ES8000: Üstün Kalite ve Akıllı İçerik (Smart Content)
Hem Global hem de lokal sınırsız içerik ve uygulamaların yer aldığı Smart Hub ile Samsung Smart
TV Eğlence dünyasında yeni bir çığır açıyor. Samsung Smart TV’nin odağında, tüketicilerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak üzere zengin ve kişiselleştirilmiş bir içerik sunmak var. Facebook, Twitter,
Angry Birds, Discovery Channel da dâhil olmak üzere şu anda dünya çapında bulunan 1.400’den
fazla Smart TV uygulamasına ek olarak Türkiye’de erişilebilen Warner Bros., RHI Entertaintment,
Walt Disney ve National Geographic 3D içerikleri ile, CNN Türk; İşTV gibi yüzlerce uygulama da Türk
kullanıcıların hizmetine sunuluyor. Üstelik Samsung’un AllShare özelliği sayesinde tüketiciler tüm bu
içeriklere diğer akıllı cihazlarından da erişebiliyor.
Samsung, sadece yerel değil global içeriklere de yer vererek tüketicilerin ihtiyaçlarına daha iyi cevap
veriyor. Samsung 2012’de AllShare hizmetini yenileyerek, içeriğin, konumu fark etmeksizin bir cihazdan
diğer bir cihaza veya Cloud’a aktarılmasını mümkün kılan “AllShare Play”e dönüştürdü. AllShare Play
tüketicilerin içeriği manuel olarak Cloud’a aktarmalarını veya Smart TV ya da diğer mobil cihazlarından içerik aktarmalarını mümkün kılıyor. AllShare Play ayrıca sınırlı
boyutta çevrimiçi depolama donanımına da sahip olacak.
Stil Sahibi Bayanlar için
Pentax LS465
İster Film
İzle İster
Sunum Yap
Yeni PENTAX Optio LS465 dijital fotoğraf makinesi adeta bayanlara özel olarak
tasarlandı. Günlük yaşamda rahatça yanınızda taşıyabileceğiniz LS465, asla ağırlığını
hissettirmiyor. En ufak el çantasına bile rahatça sığabilen kompakt boyutu, pembe,
mor ve siyah rengi seçenekleriyle oldukça şık ve dikkat çekici… Üstün Pentax teknolojisinin bir ürünü LS465, fotoğraf makinelerini yanlarından ayırmak istemeyen ama
aynı zamanda modaya ve tarzlarına uygun bir seçim yapmak isteyen bayanlara en
kaliteli fotoğrafları ve eğlenceli filmleri zahmetsizce çekebilme fırsatı da sunuyor.
LG’nin 3D projektörü BX327, sunumlarda fark yaratıyor,
kullanıcılara kusursuz film izleme keyfi sunuyor.
LG, kusursuz görüntü kalitesi sağlayan yeni 3D projektörü BX327 ile sunum, işinin bir parçası olan kişilerin tüm
gereksinimlerini karşılıyor. Hafif ve portatif projektör, yüksek
çözünürlüğüyle net ve pürüzsüz görüntülü sunum deneyimine yeni bir boyut kazandırıyor.
DLP teknolojisi kullanan projektör renklerin dağılmasını
engelleme özelliğine sahip. Renkleri canlı ve parlak gösteren BX327, DLP teknolojisi ile yüksek görüntü kalitesi sağlıyor ve sunumlarda fark yaratmasının yanı sıra kusursuz
film izleme keyfi sunuyor. Ergonomik ebatlı ve şık tasarımlı
ürün, USB memory ve harici hard disk ile çalışabiliyor. Dolayısıyla film izlemek için ekstra olarak dizüstü bilgisayar veya
DVD’ye gerek kalmıyor. BX327 projektör, sesin güçlü şekilde oda içine yayılmasını sağlayan 5W stereo speaker ile
evde film izleme deneyimini keyiflendiriyor.
Projektör, birçok 3D formatıyla uyumlu çalıştığı için kullanıcılara içerik açısından kolaylık sağlıyor. İşi gereği gün
içinde sunum yapması gereken kişilerin vazgeçilmezi olmaya aday LG BX327 projektörün Türkiye’de satış fiyatı 1349
TL olarak belirlendi.
36 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
TEKNOLOJİ
Eğlence için Etkin Güç
Yeni Satellite P-serilerinde bulunan tüm modeller en
son Intel® işlemciler ve yeni nesil NVIDIA® grafik teknolojileri ile güçlendirilmiş. Bunlar, çoklu görev ve yüksek
çözünürlüklü multimedya uygulamalarını kapsayan en
zor hesaplamaları gerçekleştirecek yeterli gücü sağlar.
Dizüstü bilgisayarlar geniş HDD kapasitesi veya Solid
State (SSD) bellek destekli opsiyonel Hibrid HDD donanımıyla yanıt süresini ve uygulama yüklemesini hızlandırarak P-serisinin performansını daha da artırır. Bazı Satellite
P855 modellerinde 15.6’’ geniş ekran Full-HD TruBrite™
3D görüntü destekli, gözlüksüz 3D teknolojisi bulunuyor.
Bu cihazlar, gerçek 3D görüntü deneyimini 3D ve Blu-ray
filmleri izlerken veya 3D oyunları oynarken 3D gözlüğe gerek olmadan yaşatır.
Samsung GALAXY S III, Türkiye’de Satışta!
GALAXY S III, cihaz ile kullanıcı arasındaki
etkileşim deneyimine yeni boyutlar kazandırıyor.
Yüzünüzü, sesinizi ve hareketlerinizi algılayacak
kadar akıllı olan GALAXY S III, daha kullanışlı ve
doğal bir kullanıcı deneyimi sağlayacak şekilde
kullanıcıya göre kendini adapte ediyor. Yenilikçi “Akıllı Bekleme” özelliği sayesinde GALAXY
S III, telefonunuzu kullandığınızda bunu anlıyor
(kitap okumak, Web üzerinde gezinmek gibi);
bu durumda ön kamera gözlerinizi belirliyor ve
telefon ekranı parlak ışık düzeyini koruyarak izleme zevkinizi sürekli kılıyor.
GALAXY S III yalnızca yüzünüzü ve sesinizi
tanımakla kalmaz, aynı zamanda hareketlerinizi
de anlayarak en üst düzeyde kullanım kolaylığı
sunar. Örneğin, birine mesaj yazarken vazgeçip
telefon etmeye karar verirseniz, telefonunuzu
Kolayca ve Anında Paylaşım
kulağınıza götürdüğünüzde “Akıllı Arama” numarayı çevirecektir.
‘Akıllı uyarı’ özelliği sayesinde, GALAXY S III
cevapsız çağrılar ve yeni mesajlarla ilgili sizi bilgilendirmek için kısa bir titreşimle uyarır.
Samsung GALAXY S III yalnızca tek bir kişinin tadını çıkaracağı kişisel bir cihaz değildir;
akıllı telefonun sağladığı yararları nerede olursanız olun ailenizle ve arkadaşlarınızla birlikte
yaşamanızı ve paylaşmanızı sağlar. GALAXY S
III, Android™ Beam üzerine geliştirilen yeni ‘S
Beam’ ile başka bir GALAXY S III telefonuna dokunarak 1GB boyutundaki bir filmi yaklaşık üç
dakikada, 10MB’lık bir müzik dosyasını yaklaşık
iki saniyede paylaşabilmenize olanak sağlar, üstelik Wi-Fi veya hücresel bir sinyal olmasa bile!
‘Arkadaş fotoğrafı paylaşma’ işlevi de doğrudan
doğruya kameradan çekilen veya fotoğraf galerisinde bulunan bir resmi kolayca ve eş zamanlı
olarak resimdeki tüm arkadaşlarınızla paylaşabilme olanağını sunar.
ACER ile Her Yerde İnternet
Aspire S3 Ultrabook inanılmaz inceliği ve hafifliği, 4 kat hızlı internet bağlantısı, uyku modunda 50 güne kadar süren pil ömrü, hızlı işlemcisi
ve geniş sabit disk kapasitesiyle Acer Aspire S3
dizüstünde devrim yaratıyor. Iconia A100 tabletle
E-kitap okumak, film seyretmek, oyun oynamak,
sosyal ağlarda gezinmek ya da multimedya keyfi
yaşamayı hak ediyorsunuz. 2. nesil Aspire One
Happy internette gezinmek, fotoğraf ve video
görüntülemek ve iş için araştırmalar yapabilmek
için kablolu ve kablosuz bağlanabilirlik seçenekleri sunuyor.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
37
SPOR
Devler Kapıştı, Sportmenlik Kazandı
2011-2012 sezonu tüm spor dallarında acı tatlı anılar bıraktı. Kimi olumsuzluklar
yaşansa da sonuç her takımın yüzünü güldürdü. Özellikle futbolda birlik ve beraberliğe
en çok ihtiyaç duyulan bir sezon sonunda, sahaları coşturan takımlar kupaları
kaldırırken, taraftarlara da tatlı bir rekabete sahne olacak yeni sezonu beklemek kaldı.
Süper Lig’de son söz
Galatasaray’ın
38 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
SPOR
Süper Lig’de Galatasaray şampiyonluğa ulaştı. Tarihinin 18.şampiyonluğunu elde eden
Sarı-Kırmızılı ekip, şampiyonluğu kazanırken zorlu bir tünelden geçti.
B
ir önceki sezonu üç teknik adamla tamamlayan ve tarihinin en kötü sezonlarından birine imza atarak taraftarını
üzen Galatasaray, 2011-12 sezonuna baştan
aşağı yenilenerek girdi. Mayıs ayında yapılan
kongrede başkanlığa seçilen Ünal Aysal’ın ilk icraatlarından biri takımın başına, kulübün efsane
isimlerinden Fatih Terim’i getirmek oldu. “İmparator” lakaplı Terim, takımla çalışmalara hemen
başlasa da temmuz ayına kadar atılmayan imza
kafalarda soru işareti yarattı. Tecrübeli teknik
adam, 1 Temmuz günü imza töreninde basının
karşısına çıktı ve “Ben imzamı 1972’de atmıştım’’
diyerek taraftarları rahatlattı. Fatih Terim transfer
çalışmalarına hızlı girdi. Birçok oyuncu takımdan
gönderildi. Yeni isimler transfer edildi. Takım
baştan aşağı yenilendi. Terim, takımı kaptan
Arda’nın üzerine kurmayı planlarken, beklemediği bir gelişmeyle karşılaştı. Arda Turan, sezonun
başlamasına kısa bir süre kala Atletico Madrid’e
transfer oldu. Sarı-Kırmızılı ekip, Olympiakos’tan
Riera’yı alarak Arda’nın boşluğunu doldurmaya
çalıştı. galatasaray, sezona hem kulübün hem
de Fatih Terim’in iyi anılarının olmadığı Olimpiyat
Stadı’nda başladı. Olimpiyat Stadı’nın Galatasaray için şanssızlığı ligin ilk haftasında da devam
etti. İstanbul Büyükşehir Belediyespor karşısında
alınan 2-0’lık yenilgi taraftarların kafasında “Acaba yine aynı senaryo mu” sorusunun oluşmasına neden oldu. O gün ilk 11’de yer alan Çağlar,
Servet, Gökhan Zan ve Sabri sezon içinde fazla
forma şansı bulamamaya başlayacak, Kazım ise
devre arasında Olympiakos’a gönderilecekti. Galatasaray ilk 8 haftayı 4 galibiyetle kapatarak vasat bir tablo çizecekti. 8. haftada oynanan Gaziantepspor maçında alınan 4-2’lik yenilgi, Terim’in
taşları yerinden oynatmasına neden oldu. TT
Arena’da oynanan karşılaşmada sakatlanan
Gökhan Zan ve onun yerine girmesine rağmen
kısa bir sonra kırmızı kart görerek cezalı duruma
düşen Servet Çetin’in yerine bir sonraki maçta
yeni bir isim forma giyecekti: Semih Kaya. Kayserispor ile Kadir Has Stadı’nda oynanan maçta
formayı kapan Semih, o maçta gösterdiği performansla takımın değişilmez isimlerinden biri oldu.
Ujfalusi ile iyi bir ikili oluşturan genç futbolcu,
Galatasaray’ın sezonu 24 golle ligin en az gol yiyen takımı olarak kapatmasında başrolü oynadı.
Kayserispor maçından sonra, Mersin İdman Yurdu ve Beşiktaş maçlarında alınan 0-0’lık sonuçlar ise Terim’in hamlesini bu sefer hücum hattı
üzerinde yapmasını sağladı. Terim, 12. haftadaki
Sivasspor maçına çift forvetle çıkarak Elmander
ve Baros’u sahaya beraber sürdü. Kariyerinin en
verimli sezonlarından birini yaşayan Elmander
o maçta kırmızı kart görse de oynadığı futbolla
verimini artırmış, Milan Baros da attığı golle takımına katkıda bulunmuştu. Üst üste aldığı puanlarla üst sıralara tırmanan Sarı-Kırmızılı takım,
liderliği ezeli rakibi Fenerbahçe’yi TT Arena’da
3-1 yenerek ele geçirdi. Terim, bu maçta da beklenmeyen bir hamle yapmış, genç Emre Çolak’ı
sahaya sürmüştü. Emre, gösterdiği performansla
herkesi şaşırtarak derbinin kahramanlarından
biri olurken, ilerleyen haftalarda devamlı olarak
ilk 11’de yer buldu. Galatasaray, derbi galibiyetiyle gelen liderliği korumayı son haftaya kadar başarırken, gösterdiği performansla herkesin takdirini kazandı. Sarı-Kırmızılı takım, normal sezonda
9 maçlık galibiyet, 14 maçlık yenilmezlik, 7 maç
deplasmanda gol yememe serileri yakaladı. Sezon başında Lazio’dan transfer edilen Fernando
Muslera, 17 maç gol yemeyerek Galatasaray’da
daha önce forma giymiş Güney Amerikalı kaleciler Faryd Mondragon ve Claudio Taffarel’in rekorlarını kırdı. Galatasaray 34 haftayı, 77 puanla
lider bitirdi. 69 gol atarak ligin en çok gol atan
takımı, 24 gol yiyerek ligin en az gol yiyen ekibi
oldu. Sadece 3 kez mağlup oldu. Bu 3 yenilgi
de Anadolu takımlarına karşı alındı. İstanbullu
ezeli rakiplerine karşı oynadığı 4 maçta da yenilgi yüzü görmedi. Trabzonspor’u deplasmanda
3-0 mağlup ederken, TT Arena’da 1-1 berabere
kaldı. Başarıda en büyük pay sahiplerinden birisi
Selçuk İnan’dı. Sezon başında Trabzonspor’dan
transfer edilirken aldığı ücret nedeniyle polemik
konusu olan 26 yaşındaki futbolcu, oynadığı
futbolla bu tartışmalara kısa süre içinde noktayı
koydu. Selçuk, normal sezonda 33 maçta 11
gol kaydederken, serbest vuruşlardaki başarısıyla Hagi’den sonra duran toplardan gol özlemi
çeken Galatasaray taraftarının kahramanı oldu.
Yardımcı antrenör Hasan Şaş, yıldız futbolcuyu
bir yemek esnasında ikna ederek belki de Süper
Lig’in kaderinin yaz aylarından çizilmesini sağladı. Normal sezonda fırtına gibi esen ve en yakın
rakibi Fenerbahçe’ye 9 puan fark atan Galatasaray, Süper Final’de ise oldukça zorlandı. Normal
sezonun bitimine 1 maç kala yaşanan Melo-Riera kavgasını kriz haline getirmeden sonlandıran
Terim, yağmur nedeniyle iki gün sonraya ertelenen Beşiktaş deplasmanında bu iki futbolcudan da yararlandı. İnönü’den biri Melo’nun golü
olmak üzere 2-0’lık skorla dönen Galatasaray
için, bir sonraki hafta Fenerbahçe karşısında alınan yenilgi hesapların değişmesine neden oldu.
Fenerbahçe’nin nefesini ensesinde hisseden
Galatasaray, sezonun son maçına Kadıköy’de
çıktı. 1999’dan beri rakibini Kadıköy’de yenemeyen Galatasaray, kendisine yeten beraberlikle
Şükrü Saracoğlu Stadı’ndan ayrılarak 2011-12
sezonunun şampiyonu oldu. Sarı-Kırmızılı takımda Selçuk sezonu 13 golle tamamlarken, Johan
Elmander ve Juventus’tan kiralık olarak takıma
kazandırılan ama kısa sürede taraftarın sevgilisi
olan Felipe Melo 12’şer gol attı. Sezonun devre
arasında Galatasaray’a geri dönen Necati Ateş
ile Milan Baros ise 8’er gol atarak şampiyonlukta
pay sahibi olan isimler oldu.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
39
SPOR
Şampiyonluğun Rengi
Siyah-Beyaz
Beşiktaş; dar kadrosuna, sakatlıklara,
takımdan ayrılanlara ve sezon içinde birçok
badire atlatılmasına rağmen yılmadan
çalışmanın karşılığını almasını bildi.
S
ezon başında eski Basketbol Şube Sorumlusu Şeref
Yalçın’la başantrenör Ergin
Ataman’ın kafa kafaya vererek kurduğu ekip, Milangaz gibi bir markayı da yanına aldı. Beşiktaş, sezon
başında NBA’de yaşanan lokavttan
yararlandı, Deron Williams’ı transfer ederek güçlü bir takım havası
oluşturdu. Bu gelişme ‘şov’ olarak
değerlendirilse de yıldız basketbolcunun performansı Türkiye’ye
tatile gelmediğini göstermeye yetti. NBA’de işlerin yola girmesiyle
birlikte Deron ve Semih Erden’in
ABD’ye dönmesi, birçok soruyu da
peşi sıra getirdi. “Deron Williams ve
Semih Erden’i kaybeden Beşiktaş,
ne yapacaktı?” Beşiktaş’ın ilk hamlesi ilginçti. Sakatlığından dolayı 6
ay oynamayan ve hiçbir kulübün yüzüne bakmadığı Pops Bonsu-Mensah kadroya dâhil edildi. Böylece
Semih’in yokluğu giderilmişti. Peki,
Deron’un yeri nasıl dolacaktı? Kartal, çözümü 33 yaşındaki Porto Rikolu oyun kurucu Carlos Arroyo’da
buldu. Arroyo’nun Türkiye’yi emeklilik için seçtiği iddiaları dolaşmaya
başlasa da Portorikolu gençlerden
iki kat daha fazla çalıştı, takımın liderliğini üstlendi. Mensah da sanki
sakatlık geçirmemiş gibi formunun
zirvesinde bir oyun ortaya koydu.
Bu gelişmelerin ışığında sezon
finaline yaklaşıldı. İlk sınav Türkiye Kupası’ydı. Konya’nın yolunu
tutan Siyah-Beyazlılar yarı finalde
Galatasaray Medical Park’ı, finalde
Banvit’i yere sererek ilk kupayı müzesine taşıdı. Fakat Can Akın’dan
gelen sakatlık haberi, dar olan Türk
rotasyonunu olumsuz etkiledi. Bu
40 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
deprem sırasında Beşiktaş’ta yönetim değişmiş, yeni başkan ve hedefler belirlenmişti. Ama Şeref Yalçın
yine takımıyla birlikte yola devam
ediyordu. Rota şimdi Koraç’a, yeni
adıyla EuroChallenge Cup’ı kazanmaya çevrilmişti. Turnuvada finalfour’a kalan Beşiktaş, ilk maçta
ev sahibi Szolnoki, finalde Fransız
Elan Chalon’u geçerek kupa koleksiyonunu ikilemiş oldu. Gözler
artık lig şampiyonluğundaydı. Ligi
dördüncü bitiren Beşiktaş, çeyrek
finalde Fenerbahçe Ülker’le eşleşti.
Sarı-Lacivertlileri 2-0 deviren Kartal,
yarı finalde Galatasaray Medical
Park’a rakip oldu. Beşiktaş, Türkiye
Kupası’nda yendiği Sarı-Kırmızılıları
da 3-1’le saf dışı bıraktı. Finalde,
Banvit’i eleyen Türk basketbolunun lokomotifi Anadolu Efes vardı.
Mutlu sona da az kalmıştı. İlk iki
karşılaşma Efes’in sahasında oynanacaktı. Beşiktaş, rakip salondaki
ilk 2 maçı kazanarak 2-0’lık avantaj
elde etti. Kartal, kazanmaya devam
ederken; FIBA’dan da sevindirici
haber geldi. Beşiktaş, artık devlerin
bulunduğu THY Avrupa Basketbol
Ligi’nde direkt boy gösterecekti.
Seride üçüncü mücadeleyi kaybeden Beşiktaş, bir sonraki müsabakada durumu 3-1’e taşıdı. Parkeye
7 oyuncuyla çıkmak zorunda kalan
Beşiktaş, 5. maçta yine takıldı: 3-2.
Artık gözler 6. karşılaşmadaydı. Beşiktaş kazanırsa şampiyon olacak,
kaybederse psikolojik üstünlüğü
Efes’e devredecekti. Kırılma noktası pozisyonundaki randevuda Kartal, Efes’i 80-76 devirerek sezonu 3
kupayla bitirdi. Tarih artık Beşiktaş’ı
yazıyordu...
SPOR
Fileler Eczacıbaşı VitrA ile Dalgalandı
Aroma Bayanlar Voleybol Birinci Ligi final serisinde Vakıfbank Türk Telekom karşısında
2 galibiyet alarak seriyi 2-0 kazanan Eczacıbaşı VitrA, lig tarihindeki 23. şampiyonluğunu elde etti.
T
ürk voleybolunun köklü takımlarından
olan ve birinci ligin adeta ‘’demirbaş’’ı
haline gelen kulüp, lig tarihindeki 33
elde etmiş oldu. 2011-2012 sezonu normal lig
konuk takım olduğu serinin ilk maçını 24-26, 25-
etabını 20 galibiyet, 2 yenilgi ve 61,20 puanla
18, 25-23, 18-25 ve 6-15’lik setlerle 3-2 kazandı
2. sırada tamamlayan Eczacıbaşı VitrA, final se-
ve seride 1-0 öne geçti. İkinci maçta rakibine
sezonda 23. kez şampiyonluk kupasını mü-
risinde Vakıfbank Türk Telekom, İller Bankası
25-21, 21-25, 25-19, 24-26 ve 15-9’luk setlerle
zesine götürdü. Eczacıbaşı VitrA böylece,
ve Nilüfer Belediye ile (B) Grubu’nda yer aldı.
3-2 üstünlük sağlayan Eczacıbaşı VitrA, seriyi 2-0
Fenerbahçe’nin 3 sezonluk şampiyonluk serisini
Grubunu 3 galibiyet ve 9 puanla namağlup bi-
kazanarak 23. kez şampiyonluğunu ilan etti. Bu
de sonlandırmış oldu. Lig tarihinden önce de 5
tiren Eczacıbaşı VitrA, yarı finalde Galatasaray’ı
iki takım geçen sezon da yarı finalde eşleşmiş
kez Türkiye birincisi olan turuncu-beyazlı kulüp,
3-1 yenerek finale yükseldi. Final serisinde Vakıf-
ve Eczacıbaşı’nı 3-2’lik skorlarla 2-0 yenen Vakıf-
böylece toplamda 28 kez Türkiye şampiyonluğu
bank Türk Telekom ile eşleşen Eczacıbaşı VitrA,
bank, finale yükselmişti.
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
41
KÜLTÜR SANAT
Sezen Aksu Acoustic Band
Mustafa Ceceli
Tarih : 13 Temmuz 2012 21.00
Yer : Via/Port, İstanbul
Sezen Aksu imzası taşıyan “Unutamam” adlı
eseri seslendirmesiyle tüm dikkatleri üzerine çeken ve ‘En İyi Çıkış Yapan Solist’, ‘En İyi Çıkış
Yapan Video Klip’ ödüllerini alan Mustafa Ceceli, müzik kariyerine genç yaşta başlayanlardan.
6 yaşındayken piyano eğitimi alan Ceceli, solo
albümünü çıkarmadan önce yaptığı aranjelerle
büyük ilgi topladı. Çakkıdı şarkısı Türk Pop Müziğine yeni bir soluk getirdi ve yoğun ilgi gördü.
Ardından Kenan Doğulu, Sezen Aksu, Cenk Eren,
Nükhet Duru, Sertab Erener, Ozan Doğulu, Emre
Altuğ, Hande Yener, Ajda Pekkan, Emel, Sıla, Levent Yüksel, Serdar Ortaç, Bengü, Gülşen, Murat
Boz, Ziynet Sali gibi önemli müzisyenlerle çalışan
Ceceli, yaptığı aranjelerle hızlı yükselişini devam
ettirdi. “Unutamam” ile müzik listelerinde uzun
süre zirvede kalmasının ardından Ceceli, ilk olarak
“Limon Çiçekleri” isimli single›ını çıkardı, ardından
kendi adını taşıyan ilk solo albümüyle sevenlerinin karşısına çıktı. 16. Kral TV Müzik ödülleri ve
37. Altın Kelebek ödülleri gecesinde ‘En İyi Erkek
Sanatçı’, ‘En İyi Albüm’, ‘Yılın En İyi Çıkış Yapan
Şarkısı’ ve ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ ödüllerine
layık görülen şarkıcının, söylediği her şarkı müzik
listelerinde zirvede kalmayı başarırken, konserleri
de sevenleri tarafından büyük ilgi görüyor. Romantizm ve eğlenceyi bir arada yaşamak isteyenleri muhteşem bir performans bekliyor.
Tarih : 14 Temmuz 2012 21.00
Yer: Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava
Sahnesi, İstanbul
“Sezen Aksu Acoustic Band”, müziğin en
saf ve samimi hali ile icra edildiği, anlık doğaçlamaların ve yorumların dünya standartlarında bir
müzikal altyapı ile sunulduğu özel bir “Performans Serisi” olarak tasarlandı.
Bugüne kadar aralarında New York Carnegie Hall, Londra - Royal Albert Hall
gibi önemli konser salonlarında, Oslo Music
Festival, Bremen Jazzahead Festival gibi organizasyonlarda ve Stockholm, Berlin, Paris ve Zürih dâhil olmak üzere pek çok şehirde
izleyicisiyle buluşan bu müzik ziyafeti, Temmuz’da BKM organizasyonuyla Cemil Topuzlu
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda.
Sharon Jones &
The Dap - Kings
Tarih : 17 Temmuz 2012 21.00
Santralistanbul Kıyı Amfi, İstanbul
Soul ve funk’ın efsanevi ismi, James Brown’ın en önemli mirasçısı,
Mark Ronson ve Amy Winehouse
gibi sanatçıların öncüsü Sharon Jones, birlikte muhteşem sahne performanslarını gerçekleştirdiği grubu The
Dap - Kings ile bu sefer de İstanbul’u
hareketlendirmeye hazırlanıyor. Bugüne kadar dünyanın birçok festivalinde
sayısız konser veren ekip, “soul” kardeşleri Prince’in birçok konserinde de
sahneye enerji kattı. Sharon Jones & The Dap Kings, İstanbul Caz Festivali’nde coşkulu ve
dans dolu bir gecede müzikseverlerle buluşacak.
İncesaz
Tarih : 11 Ağustos 2012 21.30
Yer : Turkcell Kuruçeşme Arena, İstanbul
Bu yıl, 15. yaşını kutlayan, yaşadığımız yılların İstanbul müziğini yapan İncesaz
Grubu’nun 11 Ağustos’ta gerçekleşecek konserinin başlıca konusu da tabii ki “İstanbul”
olacak. Daha önce yayınlanmamış tarihî görüntülerin eşliğinde ve İstanbullu şairlerin mısralarıyla birlikte İncesaz, 11 Ağustos Cumartesi akşamı, o geceye özel olarak hazırlanmış konsept ve sürpriz konuklarla Turkcell Kuruçeşme Arena’da Boğaz’ın ışıkları altında
İstanbul’u anlatacak.
42 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
KÜLTÜR SANAT
Sanat Dünyasında Yedi Gün
Sarah Thorton
Yapı Kredi Yayınları
Müzayede’de Christie’s müzayede evinde bir akşam satışına,
Eleştiri Dersi’nde CalArts’ta bir seminer dersine konuk oluyor,
E
FFuar’da Basel Sanat Fuarı’ndaki seçkin müşterileri izliyor, Ödül’de
Tate’in düzenlediği Turner Ödülü’nün arkasındaki rekabeti anlatıT
yor, Dergi’de Artforum dergisi ve eleştirmenlerini tanıtıyor, Atölye
yo
Ziyareti’nde Takashi Murakami’nin atölyesindeki eğlenceye katılıZ
yor ve Bienal’de Venedik Bienali’ndeki küratörlerin ve sanatçıların
yo
dünyasını gözler önüne seriyor.
d
Sanatı lüks bir tüketim ürünü ya da eğlence aracı olarak gören insanlara, entelektüel bir eylem, bir iş, hatta alternatif bir din
olarak tanımlayanların katılımıyla kitap renkli karakterlerle dolu bir
dünya gezisine dönüşüyor.
Sanat Dünyasında Yedi Gün kitabı, çağdaş sanat dünyasındaki yaratıcılık, zevk, karar, statü, para ve güzellik arayışının dinamiklerini anlamanın en eğlenceli yolu!
Sahte
Mehmet Erte
Yapı Kredi Yayınları
Ömer Kumsal aklından zoru olanlar için akıllara zarar bir metitinle roman okurlarını şaşırtıyor. Kahramanın yazar, maceranın da
eedebî kalıplar ve kavrayışlara karşı verilen bir mücadele olduğu
bu romanı yazmak işi “okur”a düşmüş. Ön kapakta gördüğünüz
b
““Mehmet Erte” adı sizi şaşırtmasın, o bu romanın ilk okuru. Başınabuyruk bir şekilde yol alan yazar her konuda nasıl düşünmesi,
n
okuması gerektiğini okura dikte ediyor.
o
Bu romanın gerçekte edebî kavrayışlarla ve “okur”la derdi olmayabilir. Belki de sadece bir gevezeliktir. Ama bunun bir arka
kapak yazısında itiraf edilmesi alışıldık bir durum olmadığı için
sizlerin ilgisini çekecek laflar bulmaya çalışıyoruz. Gevezelikten
hoşlanan kimselerdenseniz, ilk paragrafta hoşunuza gideceğini
düşünerek yazdıklarımızı boşverin de hemen kitabı karıştırın. Sayfalar arasında yazarın “insan nasıl kendisi olur”, “ruh ve beden
çatışması/ayrılığı-birliği”, “evrensel uyum-uyumsuzluk”, “inanç ve
arzu ikilemi arasındaki bireyin çelişkisi”, “geçip giden zaman ile
bellekteki zamanın sürtüşmesi”, “tarih’e katılma çabasındaki insanın huzursuzluğu”, “kader” gibi konuları işleyen bir roman kaleme
alacağı vaadine rastlarsanız ona güvenin ve bütün bu ciddi meselelerin eğlencenize mani olacağından korkmayın.
Arka kapakta bu metnin yer almasına izin veren (ya da arka
kapağa koyduğu notla sizi buraya getiren) yayıncımıza teşekkür
ederiz. Anladığınız üzere bu metin Ömer Kumsal tarafından kaleme alındı. Daha doğrusu Kumsal’ın dikte ettiği şekilde Mehmet
Erte tarafından.
Cadılar
Erika Bartos
Yapı Kredi Yayınları
Bir yaz akşamı gökyüzünde
cadıların uçuşmaya başladığını
gören Sevecen ile Tomurcuk
çok korkarlar. Sonra o cadıların, şaka yapmaya çalışan
arkadaşları olduğunu anlayıp
onlara güzel bir ders vermeye karar verirler. Uğurböceği Sevecen ile Salyangoz Tomurcuk’un arkadaşları Kelebek Peri ile Arıcık Baltazar’ın eşlik ettiği bu
okul öncesi kitabına çocuklar yine bayılacaklar.
Ejder Çocuk
Beatrice Masini
Can Yayınları
Otuzun üzerinde kitaba imza atan ve
birçok dile çevrilmiş olan İtalyan yazar Beatrice Masini’nin “Güzel, Açıkgöz, Cesur
Kızlar” dizisi, Ejder Çocuk kitabıyla devam
ediyor…
Beatrice Masini, “Güzel, Açıkgöz, Cesur Kızlar” dizisindeki her kitabında belki
farklı bir hikâye anlatıyor, ama hepsinin
merkezinde güzel, açıkgöz ve cesur kızlar yer alıyor. İlk kitap Yalancı Aynalar’da küçük prenses Agata, ikinci kitap Kocaman Ayaklı Çocuk’ta
bayrak direği uzunluğundaki ayaklara sahip Menta,
üçüncü kitap Kral Kızının Armağanı’nda da uzak bir
ülkenin iyi yürekli ve bilge kralının en küçük çocuğu
olan Uma’yla tanışmıştık; Ejder Çocuk’ta ise Yeşil Balıklar Ülkesi’nden Min’le karşılaşıyoruz.
“Yeşil Balıklar Ülkesi’nde, buradan çok ama çok
uzakta, Min adında bir çocuk yaşarmış ve kendisi
yeryüzünde görülmüş görülecek belki de en kötü
kalpli kızmış. En azından böyle düşünüyormuş tüm
o eziyetlerine ve kibrine katlanmak zorunda kalan
talihsiz okul ve oyun arkadaşları. Hayır, kaba kuvvet
kullanan bir çocuk değilmiş Min; onun özelliği diğerlerine kötülük yapmak için dilini kullanmasındaymış.
Hain, kırıcı ve acı veren şeyler söylemesindeymiş,
başka bir deyişle.”
Fakat bir keresinde alayın dozunu iyice kaçırır ve
sonunda ceza alır Min. Tam bir yıl boyunca tüm dünyayı bir ejderha görünümünde dolaşacaktır…
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
43
SAĞLIK
Alerji,
savunma mekanizmasıdır
Alerji, çevremizdeki birçok proteine vücudumuzun verdiği tepkidir.
Vücudun verdiği tepki genelde yüzey tabakalarında görülür. Burun
dokusu ve mukozası hassastır. Doğada bu tip proteinler genelde
polenler, ev akarları, bazı ağaç ve bitkilerin yapıları insan vücudunda
istenmeyen olarak kabul edilir ve alerji yaparak kovulmaya çalışır.
44 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
SAĞLIK
B
elki de birçok insanın ıskaladığı organların başında gelir kulakburun-boğaz. Fakat o kadar da
ciddiye almadığımız, rutin kontroller yaptırmadığımız bu organlar ölümcül hastalıklar
doğurabiliyor. Alerjiden baş boyun kanserlerine, boğaz reflüsünden burun kanamasına
birçok hastalığın sebepleri, belirtileri ve tedavi
yollarını Kulak, Burun, Boğaz, Baş, Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Koçak ile konuştuk.
Her hastalığın rutin kontrol dönemi vardır. KBB uzmanlarına hastalar hangi sıklıkla
gelmeli?
Eğer bir hastalık senede bir kez oluyorsa, en
az iki kontrole gelmeli, senede iki kez tekrar ediyorsa, dört kez kontrole gelinmelidir. Senede üç
kez tekrar ediyorsa senede altı kontrol gerekir.
Bir de tedavi süreci var. Tedavi sonrası hastalığın şekillenmesine göre de bir yol çizmek lazım.
Bazı hastalıklar akuttur, bu hastalıkları o anda
görüp takibini saatler içerisinde yapmak gerekir. Bazı hastalıklar vardır beş yılda bir olur bu
hastalıkları da birkaç yılda bir görmek yeterlidir.
Bir hastalık başlar, ilerler ve bir sonuca gider.
Ya düzelir ya da düzelmez ve kişinin hayatına
mal olur.
Size en fazla hangi rahatsızlıktan dolayı
geliyorlar ve bazı hastalıklar kişinin hayatına
mal olur dediniz. Nedir bu hastalıklar?
Özellikle KBB rahatsızlıklarında en büyük
yaşam yitim sebebi baş-boyun kanserleridir.
Bunun en temel sebepleri sigara kullanımı, alkol kullanımı, kötü yaşam koşulları, uykusuzluk,
vücut direncinin düşüklüğü ve yaş ilerlemesidir.
Bir kişinin yüksek miktarda sigara içmesi, beraberinde alkol alıyor olması, kimyasal yaşam koşulları, uykusuzluk, geçirilen hastalıklar, yeterli
protein tüketmeme, yemek öğünlerini atlatma,
kahve, çay gibi içeceklerin tüketilmesi kanseri
tetikler. Bir de genetik faktörler etkilidir.
semptom verir. Örneğin gırtlaktaysa ses kısıklığı, yutma güçlüğü ve solunun zorluğu yapar. Yutaktaysa yutma güçlüğü, kulak ağrısı yapar. Ağız
çene ve dil bölgesindeyse, dil hareketlerinde
kısıtlanma ve iyileşmeyen yara olarak kendisini
gösterir. Dudaktaysa özellikle güneşin temas ettiği bölgelerde yara ve kabuklanma olarak kendisini gösterir. Burun içindeyse burun tıkanıklığı,
baş ağrısı, burun akıntısı ve burun kanamaları
şeklinde kendisini gösterir. Kulaktaysa -ki çok
nadirdir- daha çok kulak tıkanıklığı ve baş ağrısıyla kendisini belli eder.
Bu belirtileri gördüğümüzde hemen doktora koşmalı mıyız?
Evet, kesinlikle. Bir kişinin herhangi bir yakınma sebebi, doktora görünme sebebidir. Bazı
hastalıklar geç, bazıları da erken semptom verir.
Şikayetler artıyorsa ve herhangi bir ilaç tedavisine yanıt vermiyorsa o zaman kanseri araştırmak
gerekir.
Biraz da alerji ve bahar nezlesi konusuna
değinirsek, bahar nezlesi ve alerjinin son
yıllarda arttığı gözlemleniyor. Neden son
yıllarda bu kadar arttı?
Aslında son yıllarda arttı mı bunu bilemiyoruz çünkü insanın genetik yapısı pek değişmedi. Alerji, çevremizdeki birçok proteine vücudumuzun verdiği tepkidir. Vücudun verdiği tepki
genelde yüzey tabakalarında görülür. Burun dokuzu ve mukozası hassastır. Doğada bu tip proteinler genelde polenler, ev akarları, bazı ağaç
ve bitkilerin yapıları insan vücudunda istenmeyen olarak kabul edilir ve alerji yaparak kovulmaya çalışır. Alerji savunma mekanizmasıdır.
Alerji, burun dokusunun, kalınlaşması, şişmesi,
salgı üretmesi, arka arkaya hapşırmalar le ortaya çıkan bir hastalıktır. Yalnız burunda olmaz bazen de kulak ve gözlerde kaşıntı ve şişme olarak
kendisini gösterir.
Bu rahatsızlığın görülme sıklığı nedir?
Baş-boyun kanserlerinin Türkiye’de görülme oranları yurt dışı ile aynıdır.
Polenlerin etkisi herkeste aynı şekilde mi
görülür?
Herkesin farklı bir tepkisi vardır ama alerjinin
etkisi hemen hemen aynıdır.
Baş-boyun kanserinin belirtileri nelerdir?
Baş-boyun kanserleri bulunduğu yere göre
Tedavi yolu nedir?
Öncelikle kaçınma. Neye alerjimizin olduğu-
nu bilmek zorundayız. O noktada da bize yardımcı olan testler vardır. En fazla ise ev akarları
ile karşılaşırız. Sene boyunca özellikle giyecekler arasına sıkışırlar ve siz o giyecekleri çıkardığınızda havaya yayılarak burundan soluduğunuzda ortaya çıkarlar. Ev akarları sene boyunca,
özellikle kış dönemlerinde alerji yaratırlar. Kaçınma dışında alerji tedavilerinde kullanılan ilaçlar
ve spreyler vardır. Bunlar da tedavide kullandığımız yöntemlerdir.
İnsanlar zaman zaman burun kanaması
şikayeti yaşarlar. Bunun sebepleri nelerdir?
Burun kanaması, birçok sebebe bağlıdır.
Çocuklarda ve ileri yaşlarda burun kanamaları
birbirinden farklıdır. Çocuklarda burun kanaması en sık yapısal olarak görülür ve burun kanalları burnun uç bölgesinde toplandığı için çok sık
yaşanır. Bir çoğu normaldir ve ergenliğe kadar
devam eder. İleri yaşlarda kanamanın en sık sebebi yüksek tansiyon ve damarlardaki çatlama
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
45
SAĞLIK
Asitli içecekler, kahve, kola, çay, çikolata, yoğurt, ayran gibi yiyecek ve içecekler boğazdaki
tahrişi artırır. Stres mide asidini artırarak boğazdaki asit oranını artırır. Ortamın klimalı olması,
az sıvı tüketimi, düzensiz beslenme, gece tok
yatma gibi şeyler gece asit gelmesine, boğazın
asitten etkilenmesine ve bahsettiğimiz bu rahatsızlığın görülmesine sebep olur. Boğaz reflüsü
astım gibi hastalıklarla çok karışır çünkü tüm bu
belirtilerin yanı sıra bir de kuru öksürük yapar.
Boğaz reflüsü sabahları seste kalınlaşma, boğazda yanma, sürekli genizde akıntı ve gitmeyen balgam hissi yapar. Bunun dışında bazen
burun tıkanıklığı ve horlama da eklenebilir.
Boğaz reflüsünün tedavisi nasıldır?
Yemek kalitesi düzenlenir ve asitsiz yiyecekler önerilerek klimalı ortamlardan uzak tutulur.
Tok yatma alışkanlığı da düzeltilir. Bunlarla fayda görülemezse o zaman ilaç tedavisi gerekir.
İlaçta da mide asidini azaltan ve boğazdaki asidi azaltan ilaçlar kullanılır.
Biraz da kulak rahatsızlıklarından
bah- sedersek, en sık yaşadığımız işitme
problemi nedir?
Özellikle yaz dönemi yaşadığımız işitme problemleriskindeki artıştır. Özellikle kolesterol ve şeker
hastalarında olabilir, bazen de çok tehlikeli bir
şekilde karşımıza çıkabilir. Bazen de alerjiye,
travmalara, çarpmalara karşı kanamalar görülebilir. Bazen bu kanamalar önemsizken bazen
ciddi sonuçlar doğurabilir.
Toplumda “Burun kanaması iyidir, beyin
kanamasını önler” inanışı vardır. Bu ne
kadar doğru?
Aslında çok yanlış değil. Yüksek tansiyon
olan kişilerde tansiyonu düşürmenin iki yolu
vardır bunlardan bir tanesi ilaç kullanarak tansiyonu düşürmek ikincisi de vücuttan kan çekmektir. “Her burun kanaması iyidir” demek çok
zor ama burun kanamalarında bazen de tedavi
gerekir çünkü hayati risk olabilir.
46 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012
Boğazımızda görülen rahatsızlıklar
nelerdir? Özelikle meslek gruplarının yaşadığı sorunlar nelerdir?
Boğaz problemleri genellikle boğazın tahriş olması
sonucu oluşur. Bizler boğaz
problemlerine genellikle farenjit deriz. Yutkunurken ve
nefes alırken ağrı ve ateş yapar.
Kış döneminde enfeksiyonlara bağlı farenjitti çok görürüz. Fakat boğazdaki problemlerin en sık karşılaştığımız sebebi boğaz reflüsüdür. Boğaz reflüsü boğazdaki asit oranının
artmasıdır. Boğazdaki asit oranı arttıkça boğaz
tahriş olur ve tahriş olduğunda doku hem kızarır
hem de şişer. Biz o kızarıklığı kuruluk olarak, şişliği de gitmeyen balgam hissi olarak hissederiz.
Boğaz reflüsü toplumun yüzde 80’inde görülür.
rinin en büyük sebebi,
kulak kiridir. Kulaktaki
salgı bazen çok üretilir
ve zamanla işitme algısına sebep olur. Tedavisi
çok basittir ya vakumla
ya da mekanik bir aletle
otoskop altında bu biriken
kirler temizlenir. Her yıl veya
iki senede bir bunun yapılması
gerekmektedir. Bunun dışında yaz
döneminin bir diğer problemi mantardır. Ortak
havuzlardan kapılır ve mantar enfeksiyonu, dış
kulak yolunda tıkanıklık buna bağlı işitme kaybı
ve kulakta sıvı veya beyaz pis bir akıntı, kulakta
kaşıntı gibi problemler yaratır.
FUAR TAKVİMİ
YURT İÇİ FUARLAR
Organizatör
Fuar Adı
Konu
Tarih
Yer
Eket Fuarcılık
Vakıf Fuarcılık
CNR EXPO
LİFE Medya
İstanbul Fuarcılık
MİNT Fuarcılık
E Uluslararası Fuar
E Uluslararası Fuar
Aktif Fuarcılık
CNR EXPO
Demos Fuarcılık
Demos Fuarcılık
Hannover Messe
Hannover Messe
Hannover Messe
Medya Fors
Tüyap
Domino Fuarcılık
CNR EXPO
E Uluslararası Fuar
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Tüyap
Tüyap
Pozitif Fuarcılık
NTSR Fuar
Sentez Uluslararası Fuar
İnterteks
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Marmara Tanıtım
Eket Fuarcılık
NTSR Fuar
Eğitim
Basılı Sesli
Helal Usul
Züccaciye
Çevreye Duyarlı Ürünler
Sivil Havacılık
Gıda Ürünleri
Ambalaj, Paketleme
Geleceğin Şehirleri
Boya Sanayi
Tesettür Giyim
Bijuteri, Takı
Demir - Çelik
Demir Dışı Metaller
Döküm Ürünleri
Bayilik, Distribütör
Kauçuk Endüstrisi
Petrol ve Doğalgaz
Hazır Giyim ve Moda
Promosyon Ürünleri
Güvenlik Sistemleri
Yangın, Acil Durum
İş Güvenliği
Bilgi Data
Akıllı Binalar
Ambalaj Makineleri
Gıda ve İçecek
Ayakkabı Yan Sanayi
Motor ve Yelkenli
Profesyonel Temizlik
Profesyonel Promosyon
LED Sistemleri
Elektronik Komponent
Elektrik Çevrimi
Eğitim Malzemeleri
Motor ve Yelkenli Tekneler
Üniversiteler ve Eğitim Kurumları
Basılı Sesli, Görüntülü Yayınlar
Helal Gıda ve Meşrubatlar
Cam Ürünler, Çelik Mutfak
Enerji ve Çevreye Duyarlı Ürünler
Sivil Uçak ve Helikopterler
Süt, Et, Şekerleme, Konserve
Ambalaj ve Makineleri
Kentsel Dönüşüm, ICT
Boya ve Hammaddeler
Tekstil, Türban Modelleri
Bijuteri, Moda Aksesuarları
Demir - Çelik ve Döküm
Demir Dışı Metaller
Metalden Mamul Her Türlü Döküm
Gıda, Bilişim, Tekstil
Kauçuk Endüstrisi
Jeoffizik, Sismik, Boru
Bay Bayan Çocuk Hazır Giyim
Saat ve Takvim, Anahtarlık
Güvenlik Sistemleri Hizmetleri
Yangın Söndürme Sistemleri
İş Güvenliği Ekipmanları
Ağ Güvenliği, Veri Güvenliği
Bina Otomasyon ve Yönetim
Ambalaj Makineleri
Sıvı Gıda, Et, Süt
Ayakkabı Yan Sanayi
Motor ve Yelkenli Tekneler
Temizlik Makineleri
Reklam, Tanıtım, Pazarlama
LED Sistemleri, Teknolojileri
Elektronik Komponent
Elektrik Çevrimi, Elektrik İletimi
Eğitim Malzemeleri
Motor ve Yelkenli Tekneler
18-21 Temmuz
26 Temmuz-14 Ağustos
30 Ağustos-2 Eylül
5-9 Eylül
6-9 Eylül
6-9 Eylül
6-9 Eylül
6-9 Eylül
13-14 Eylül
13-15 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
13-16 Eylül
17-19 Eylül
20-22 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
20-23 Eylül
21-23 Eylül
27-29 Eylül
27-30 Eylül
27-30 Eylül
27-30 Eylül
27-30 Eylül
27-30 Eylül
29 Eylül-7 Ekim
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
YURT DIŞI FUARLAR
Organizatör
Fuar Adı
Konu
Tarih
Yer
Eastpo 2012
Eastpo 2012
Komaf 2012
Indo Livestock 2012
Expoevangelica
Bread And Butter
Pitti Immagine Filati
Makina ve Teknik
Makina ve Teknik
Makina ve Teknik
Havacılık
Kitap
Tekstil
Tekstil
Makina Aletleri
Takım Tezgâhları
Kore Makine
Hayvancılık ve Yem Sanayi
Hristiyanlık ve Dini Servisler
Tekstil
Tekstil, Kumaş ve Ev Tekstili
3-6 Temmuz
3-6 Temmuz
3-7 Temmuz
4-6 Temmuz
4-7 Temmuz
4-6 Temmuz
4-6 Temmuz
Şanghay
Şanghay
Cakarta
Ceara
Berlin
Floransa
Floransa
NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT
47
BULMACA
SUDOKU
BULMACA
1’den 9’a kadar olan rakamları panoya yerleştirin. Her satır ve sütun 3x3’lük 9 kare’den oluşmaktadır.
9’luk kutularda her rakamdan 1 adet olmalıdır.
Yanıtları www.istoc.com.tr adresinde bulabilirsiniz.
48 İSTOÇHAYAT NİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012

Benzer belgeler

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi Biraz da kendi özelimize İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’mizin gidişatına bakarsak İSTOÇ’un güncel sorunları Yönetimimiz tarafından aksatılmadan

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi maliki olduğu 2134 Ada 1 parselde kayıtlı İSNİSAN-MAYIS-HAZİRAN 2012 İSTOÇHAYAT

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi Devler kapıştı, sportmenlik kazandı Kültür Sanat

Detaylı