PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

Transkript

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi
İSTOÇ TİCARET MERKEZİ’NİN ÜCRETSİZ YAYIN ORGANIDIR.
EKİM - KASIM - ARALIK 2015 SAYI: 45
Yeni yılınız kutlu olsun...
ŞEVVAL SSAM:
ŞEVVAL
AM:
“Şarkıların bbirleştirici
“Şarkıların
irleştirici ggücüne
ücüne iinanıyorum”
nanıyorum”
TERMESSOS:
TERMESSOS:
Büyük İİskender’e
Büyük
skender’e ddirenen
irenen aantik
ntik kkent
ent
PROMOSYON, O
PROMOSYON,
OYUNCAK
YUNCAK vvee SSÜS
ÜS M
MALZEMELERİ
ALZEMELERİ
1 l İSTOÇHayat
başyazı
İSTİKRARI YAKALAMA
Türkiye kararını verdi ve seçimini yaptı. Tek partiye güçlü destek verip
göreve getirdi. Şimdi de yeni hükümetin hiçbir mazeret üretmeden başarı
hikâyesi yazmasına sıra geldi.
Hükümet programının olumlu yönleri var ancak herkesi çok şaşırtacak bir
yeniliği bulunmuyor. Ayrıca programın tarih verilerek takibinin yapılacağının
söylenmesi, niyetlerin iyi olduğunu görmek bakımından sevindirici... Yeni
bir dönemin başlayacağı yeni anayasayla, herkesin daha mutlu olacağı bir
Türkiye’yi dört gözle bekliyoruz.
Dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik olaylardan ülkemizin etkilenmemesi
mümkün değil. Refleksimizi her an gidişata göre yönlendirip olumsuz
rüzgârların etkisinden kurtulmaya çalışmalıyız. Bunun için de çok dikkatli
olmak zorundayız.
Her şeye rağmen üretime çok önem vermeliyiz. Bilhassa göz bebeğimiz
KOBİ’lerin desteklenmesi için herkesin seferber edilmesi gerekiyor.
Son olaylardan, gerek ülke bazında gerekse İSTOÇ iş âlemi olarak bizler
de etkilendik. Umarım bu süreç kısa sürer. Her şeye rağmen 2016’nın iyi
olacağını ümit ederek, geleceğimizin daha mutlu ve bol kazançlı; dünyanın
barışçı, savaşsız ve huzurlu olmasını canı gönülden dilerim.
2016 yılının bol kazançlı ve sağlıklı bir yıl olmasını dilerim.
Saygılarımla
NAHİT KEMALBAY
İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı
İSTOÇHayat l 2
20
18
45
IM-A
-KAS
EKİM
içindekiler
RAL
IK 20
15
4
34
36
38
3 l İSTOÇHayat
26
30
İmtiyaz Sahibi
İSTOÇ Ticaret Merkezi Adına
Nahit Kemalbay
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Cumhur Savaşkan
Yayın Kurulu
Mehmet Duyulmuş
Salih Türkay
M. Mustafa Gönül
Necati Yaşar
4 Haberler 18 Haber Mesleki ve teknik eğitimde yeni bir yaklaşım: “OkulSanayi İş Birliği İstanbul Modeli” 20 Sektör İnceleme Oyuncakçılar Derneği
(OYDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Kireçci ile oyuncak sektöründe
yaşanan gelişmeleri konuştuk. 22 Üyelerimizi Tanıyalım
26 Gezi Büyük İskender’e direnen antik kent: Termessos
30 Ünlü Söyleşisi Şevval Sam: “Şarkıların birleştirici gücüne inanıyorum”
34 Spor Görme engelli milli atlet Mustafa Küçük ile keyifli bir söyleşi
gerçekleştirdik. 36 Söyleşi İbrahim İlhami Koç: “Tesislerimizi engelli
vatandaşlarımıza ulaşılabilir hale getireceğiz” 38 İş Yaşamı İş hayatında
başarılı olmanın yolu doğru iletişimden geçiyor 40 Kültür Sanat
42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu
sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Parkinson ve Hareket
Hastalıkları Polikliniği Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek İnce Günal, parkinson
hastalığıyla ilgili sorularımızı yanıtladı.
47 Fuar Takvimi
Adres
İSTOÇ Ticaret Merkezi 34217
Bağcılar / İstanbul
Tel: (0212) 659 45 00
www.istoc.com.tr
[email protected]
Reklam için
Nilgün Arda
0212 659 45 00 (4 Hat)
İSTOÇ Hayat Dergisi
3 ayda bir yayımlanan
bedelsiz süreli yayın organıdır.
Yayına Hazırlık
Genel Yönetmen
Gürhan Demirbaş
Genel Yönetmen Yardımcısı
Eser Soygüder Yıldız
Görsel Yönetmen
Hakan Kahveci
Editör
Betül Topaklı
Grafik&Tasarım
Ömer Taylan Tuğut
Fotoğraf Editörü
Eren Aktaş
Kurumsal Satış Yöneticisi
Özlem Adaş
Tel: 0212 440 27 65
İletişim
Tel: 0212 440 27 63 - 0212 440 29 68
[email protected]
www.ajansdyayincilik.com
Baskı
Gezegen Basım Ltd. Şti.
www.gezegenbasim.com.tr
Tel: 0212 325 71 25
42
44
İSTOÇHayat l 4
İstanbul Milletvekili Mehdi Eker
haberler
İSTOÇ Oto Ticaret Merkezi’ni ziyaret etti
Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski
bakanı ve AK Parti 3. Bölge
İstanbul Milletvekili Mehdi Eker,
5 Ekim’de İSTOÇ’a ziyaret
gerçekleştirdi. İSTOÇ Başkanı
Nahit Kemalbay tarafından
karşılanan Mehdi Eker, yönetim
binasındaki İSTOÇ Yönetim
Kurulu ve iş adamlarıyla
görüşmesinin ardından, Nahit
Kemalbay ve beraberindeki
heyetle birlikte İSTOÇ Oto
Ticaret Merkezi’ni ziyaret etti.
Oto Ticaret Merkezi’nde
yoğun ilgiyle karşılanan Eker,
sohbet ettiği esnafın sorunlarını
da dinleyerek notlar aldı.
Esnafla birlikte çay içen Eker,
yakın ilgi ve alakalarından dolayı
tüm İSTOÇ Oto Market esnafına
teşekkür etti ve sorunların
çözümü için her zaman desteğe
hazır olacağı bilgisini verdi.
Eker, “Merkez kısa sürede
ülkemizin oto alım satımının
kalbi konumuna yükseldi.
Bu değerli projeyi, Bağcılar
bölgemize kazandırdıkları için
İSTOÇ Yönetimi’ne de teşekkür
ediyorum ve çalışmalarında
başarılar diliyorum’’ dedi.
İSTOÇ Oto Ticaret
Merkezi’de faaliyet gösteren
firmalar, ziyaretinden büyük bir
memnuniyet duydukları Mehdi
Eker’e teşekkür etti ve günün
anısına kendisine küçük araba
maketi hediye etti.
5 l İSTOÇHayat
Nahit Kemalbay ve Lokman Çağırıcı
açılış için bir araya geldi
İSTOÇ Başkanı Nahit Kemalbay, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ile
birlikte İSTOÇ İlkokulu’nun Yerli Malı Haftası etkinliğinin açılışına katıldı.
İSTOÇ İlkokulu’nun düzenlediği Tutum,
Yatırım ve Türk Malları Haftası etkinliğinin
açılışına, Bağcılar Belediye Başkanı
Lokman Çağırıcı ile İSTOÇ Yönetim
Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay birlikte
katıldı. Etkinlikte, öğrencilerin yanı sıra,
Bağcılar ve Küçükçekmece ilçeleri okul
müdürleri, öğretmenleri ve çok sayıda
veli de yer aldı. Program kapsamında
evlerde hazırlanan yöresel yemekler ikram
edilirken, öğrenciler de yöresel kıyafetler
giydi.
Tutum, Yatırım ve Türk Malları
Haftası etkinliği ile ilgili bilgi veren
İSTOÇ İlkokulu Okul Müdürü Olcay
Yılmaz, söz konusu hafta ile ilgili şunları
söyledi: “12-18 Aralık tarihlerinde her yıl
okullarda Tutum, Yatırım ve Türk Malları
Haftası olarak kutlanır. Biz de bu haftayı;
Karadeniz, Doğu ve Güney Doğu Anadolu
bölgelerimizden esinlenerek hazırladık.
Bölgelerimizin ruhunu yansıtan geleneksel
eşyaları kullandık. Velilerimiz bu bölgelere
ait yemekler hazırlayarak, misafirlerimize
ikram etti. Programımıza katılan Bağcılar
Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı’ya,
İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit
Kemalbay’a ve okul müdürlerimize, bizleri
bu davette yalnız bırakmadıkları için çok
teşekkür ediyorum.”
İSTOÇHayat l 6
İSTOÇ’ta “Vergide Elektronik Tebligat”
semineri düzenlendi
haberler
“Vergide Elektronik Tebligat” bilgilendirme semineri; İSTOÇ, İSO ve İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı iş birliğiyle İSTOÇ Yönetim binasında yapıldı.
İSTOÇ Yönetimi, İSTOÇ’ta faaliyet
gösteren işletmelerin ihtiyaç duydukları
alanlardaki konularla ilgili bilgilendirici
toplantılara ev sahipliği yapmaya devam
ediyor. Bu kapsamda, 1 Ocak 2016
tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan
E-Tebligat uygulaması için 22 Aralık 2015
tarihinde, İSTOÇ Yönetim binasında
“Vergide Elektronik Tebligat” semineri
yapıldı. İSTOÇ, İstanbul Sanayi Odası
(İSO) ve İstanbul Vergi Dairesi iş birliğiyle
yapılan seminerin açılış konuşmasını Nahit
Kemalbay yaptı. İSTOÇ hakkında bilgiler
veren Kemalbay, İSTOÇ olarak üyelere
ve topluma daha yakın olmak yönünde
çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Seminerde, İstanbul Vergi Dairesi
Başkanlığı Usul Grup Müdürü Halil Sencar,
E-Tebligat sistemini anlattı ve sistemi
kullanabilmek için başvuru aşamalarını
açıkladı. Sistemin avantajları ile ilgili
katılımcılara bilgi veren Sencar, sisteme
kayıt yaptırmayanların özel usulsüzlük
cezası ile karşılaşacağını hatırlattı.
İSO Sanayi Şubesi Müdürü Mehmet
Çavdar da konuşmasında, İSO’nun verdiği
temel hizmetler olan üyelik işlemleri,
kapasite raporu düzenlenmesi, muhtelif
ekspertiz raporları ve belgeler, yatırım teşvik
belgeleri, dış ticaret dolaşım belgeleri gibi
hizmetler hakkında bilgiler verdi.
Bilgilendirici seminer katılımcıların
sorularının cevaplanmasıyla sona erdi.
7 l İSTOÇHayat
Vergide Elektronik Tebligat’a
uymayanlara özel usulsüzlük cezası uygulanacak
1 Ekim 2015 tarihi itibarıyla ihtiyari olarak uygulamaya konulan E-Tebligat, 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla zorunlu
hale geldi. Bu tebliğle getirilen yükümlülüklere uymayanlar için özel usulsüzlük cezası uygulanacak.
Belirli kamu kurumları tarafından
gerçekleştirilen hukuki ya da idari işlemlerin
ilgilisine bildirilmesi için kullanılan yönteme
tebligat deniyor. Teknolojik gelişmelere
paralel olarak, halihazırda posta veya
memur yoluyla gerçekleştirilen tebligat
uygulamasında birtakım değişikliklere gidildi
ve Maliye Bakanlığı tarafından E-Tebligat
uygulaması başlatıldı.
Elektronik Tebligat, “213 sayılı Vergi
Usul Kanunu ve 456 sıra No’lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği hükümlerine göre,
tebliği gereken belgelerin, E-Tebligat
sistemiyle mükelleflerin elektronik
adreslerine tebliğ edilmesidir. Bu tebliğ,
fiziki ortamda yapılan tebligatla aynı sonucu
doğurur.
1 Ekim 2015 tarihi itibarıyla ihtiyari
olarak uygulanmaya başlanılan E-Tebligat,
1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla zorunlu olarak
uygulamaya konuldu. E-Tebligat’a ilişkin
yasal düzenleme, Vergi Usul Kanunu ile
yapılmış olup, Maliye Bakanlığı tarafından
ise, E-Tebligat’ta uyulacak usul ve esasları
belirlemek üzere, 456 Sıra No’lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği yayımlandı. Anılan
düzenlemeyle elektronik ortamda tebligat
ilgili kurum veya kişinin elektronik adresine
ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda
yapılmış sayılacak. Söz konusu tebliğle
kendisine elektronik ortamda tebligat
yapılacak kişiler aşağıdaki şekilde belirlendi:
• Kurumlar vergisi mükellefleri,
• Gelir vergisi mükellefleri,
• İsteğe bağlı olarak kendilerine
E-Tebligat yapılmasını talep edenler,
Anılan tebliğde herhangi bir ayrım
gözetmeksizin tüm kurumlar vergisi
mükellefleri için E-Tebligat zorunluluğu
getirilmiş bulunuyor. Gelir vergisi
mükellefleri içinse sınırlandırma getirilmiş
olup, ticari, zirai ve mesleki kazanç sahipleri
kapsama alındı. Bunlardan kazançları basit
usulde tespit edilenlerle gerçek usulde
vergiye tabi olmayan çiftçiler ise kapsama
şimdilik dahil edilmediler. Ancak tebliğde
bu şartları taşımayan kişilerin ise istemeleri
halinde ihtiyarı olarak bu düzenlemeden
yararlanabilecekleri belirtildi.
Zorunlu olarak E-Tebligat sistemine
geçmesi gereken mükellefler, 31 Aralık
2015 tarihine kadar bildirimde bulunarak
E-Tebligat adresi almak ve E-Tebligat
sistemine geçmek zorundalar. E-Tebligat
adresi almayanlar ve dolayısıyla E-Tebligat
sistemine geçmemiş olanlar hakkında
ise yine ilgili tebliğ hükümlerine bulunan
yaptırımlar uygulanacak.
E-Tebligat sistemine geçmesi
zorunlu olanlardan bu tebliğle getirilen
yükümlülüklere uymayanlar için VUK’un
148, 149 ve mükerrer 257. maddeleri
gereğince, aynı kanunun mükerrer 355.
maddesindeki cezai müeyyide yani özel
usulsüzlük cezası uygulanacak. 2015 yılı
için geçerli olan özel usulsüzlük cezaları
ise; 1.sınıf tüccarlar ile serbest meslek
erbapları için 1.300 TL, 2.sınıf tüccarlar
için 660 TL, diğerleri için de 330 TL olarak
belirlendi. Ceza uygulaması sonrasında
re’sen oluşturulan internet vergi dairesi
kullanıcı kodu, parola ve şifresi gerçek
kişilerde mükellefe, tüzel kişiler ile tüzel
kişiliği olmayan teşekküllerde doğrudan
kanuni temsilcisine tebliğ edilir ve E-Tebligat
adreslerine tebligat gönderimine başlanılır.
Yani yasal süresi içinde E-Tebligat adresi
almayan mükelleflerin ceza ödemek
suretiyle hem cebi yanacak hem de
Kanun gereği kendilerine tanımlanan
tebligat adresini re’sen kullanmak zorunda
olacaklar. Dolayısıyla mükellefler kendi
istekleri ile almasalar bile elektronik
adreslerine yapılacak tebligat geçerli olacak
ve sonuçları mükellefler için bağlayıcı
hüküm doğuracak.
E-Tebligat sisteminin faydaları
✔ Bilgi güvenliğini ve kişisel verilerin
korunmasını sağlar.
✔ Hizmet kalitesini artırır.
✔ Belgenin içeriğinin başkaları tarafından
değiştirilemeyeceğini garanti eder, güvenilirdir.
✔ Fiziki ortamda haftalarca süren tebligat
işlemi, elektronik tebligat sistemi ile saniyeler
içinde gerçekleştirilir.
✔ Elektronik tebligat sisteminde, tebligatın
ne zaman yapıldığını, gönderen kurumun ve
alıcının kim olduğunu, gönderilen tebligatın ve
eklerinin ne olduğunu, görüntülenebildiği için
herhangi bir ihtilafa yer bırakmaz.
✔ Fiziki ortamda yapılan tebligatlar ücretli iken
E-Tebligat ile yapılan tebligatlarda herhangi bir
masraf bulunmadığından bütçeye katkı sağlar.
✔ E-Tebligat sistemiyle yapılan tebligatlar;
kâğıt, zaman ve enerji tasarrufu sağladığı
için doğanın, yeşilin ve insanlığın en büyük
dostudur.
İSTOÇHayat l 8
Kaba inşaat ihalesi yapılan E3 Blok’un
2016 yılı içinde tamamlanması planlanıyor
haberler
Üç bodrum kat, zemin+beş normal kattan oluşan E3 Blok’un, şu anda fore kazık
ve hafriyat imalatları yapılıyor. Blok’un 2016 yılında tamamlanması hedefleniyor.
İSTOÇ Ticaret Merkezi 2141 Ada 7 parselde yapılacak
olan E3 Blok projesi için 22 Ağustos 2015 günü
Hürriyet Gazetesi’ne ihale ilanı verildi.
9 l İSTOÇHayat
E3 Blok projesi, ilçenin merkezinde
ticari anlamda son derece gelişme
gösteren bir mevkide yer alıyor. Mevki
itibarıyla ana arterler ve kitle ulaşım
araçlarının güzergahında, İSTOÇ
metrosuna yürüme mesafesinde,
büyük camiye yakın ve ilçe merkeziyle
irtibat kolaylığı bulunuyor.
E3 Blok’a ulaşım; İSTOÇ Ticaret
Merkezi’nde bulunan PTT hizmet
binası önündeki yoldan, cepheli E1
ve E2 Blok yüksek katlı iş merkezi
yanından, İSTOÇ Yönetim binası
karşısından ve önündeki yoldan
da giriş bağlantısı olacak şekilde
düzenlendi.
E3 Blok bünyesinde alt yol ve üst
yoldan cepheli 1120 metrekare ile
1165 metrekare arasında değişen
iki adet iki katlı dükkan yer alıyor.
1 No’lu Dükkan: Net 1.165 m2
kullanım alanlı, asansörlü, münferit
ısıtma ve soğutmalı 14 araçlık kapalı
otoparkta yeri mevcut. Dükkana
ulaşım alt yoldan PTT binası
yanından geçerek yapılmakta olup
kendi önünde 9 adet açık otoparkı
bulunuyor. Dükkanların bodrum
katta deposu var.
2 No’lu Dükkan: Net 1.120 m2
kullanım alanlı, asansörlü, münferit
ısıtma ve soğutmalı,13 araçlık
kapalı otoparkta yeri mevcut.
Dükkana ulaşım üst yoldan Yönetim
Binası karşısından yapılmakta olup,
kendi önünde 4 adet açık otopark
bulunuyor. Dükkanların girişin alt
katında deposu var.
İlgili iş yerlerine, kooperatifimiz
tarafından yapılacak olan açık artırma
ihale yolu ile üye kaydı yapılacak.
İlgilenen kişilerin kooperatifimize
müracaat ederek gerekli bilgileri
almalarını rica ederiz.
İSTOÇ Yönetim Binası İrtibat:
0 212 659 45 00
İSTOÇHayat l 10
Trafik sorununa çözüm bulmak
için geliştirilen proje uygulamaya konuldu
haberler
İSTOÇ’ta yaşanan trafik sorununa çözüm bulmak amacıyla konusunda uzman bir firma
tarafından geliştirilen proje, Ulaşım Trafik Kordinasyonu tarafından onaylanarak 34’üncü ve
35’inci Ada’da uygulanmaya başlandı.
İSTOÇ Yönetimi, İSTOÇ Ticaret
Merkezi’nde yaşanan trafik
sorununa çözüm bulmak amacıyla
konusunda uzman bir firmayla
anlaştı. Firma tarafından hazırlanan
proje, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanlığı’na sunuldu ve Ulaşım Trafik
Koordinasyonu tarafından onaylandı.
Söz konusu projeyle, yol sirkülasyonu
ve parklanma sorunlarına çözüm
getirilerek yoğun trafiğin son bulunması
hedefleniyor.
Söz konusu konuyla ilgili çalışmalar,
34’üncü ve 35’inci Ada arasındaki
yolda başlamış olup, bahsi geçen yolun
tek yönlü olarak hizmete açılması için
gerekli park çizgileri, tuzak, tabela
imalatları yapıldı. Uygulama, kademeli
olarak üst yollara doğru devam edecek.
Uygulamanın tamamlanmasıyla,
parklanma ve trafik sirkülasyonu önemli
ölçüde çözümlenecek olup trafik
düzeninin sağlanması için gerekli tabela,
işaret levhaları da yaptırılarak yollara
11 l İSTOÇHayat
konumlandırılacak. Türkiye’nin en çok
nüfus artışı olan Bağcılar ilçesinde
bulunan İSTOÇ’un çevresinden geçen
ve Başakşehir-İkitelli yoluna bağlanan
3. Köprü güzergahı yolu ve bu yoldan
Ticaret Merkezi’ne verilen giriş-çıkışlar,
trafik yoğunluğunun çözülmesinde
önemli rol oynayacak. Önümüzdeki
aylarda tamamlanarak açılacak olan
yol bağlantıları, şu aşamada geçici
olarak, Ticaret Merkezi çevre yoluna
verildiğinden, geçici bir süre için bu hat,
geçiş yolu olarak kullanılıyor. Bağlantı
yollarının tamamlanmasıyla giriş-çıkış
kapılarının oluşturulması ve site içi
trafik düzeninin UTK onaylı projesine
göre yapılmasıyla Ticaret Merkezi de
yaşanılır ve hareket edilebilir yollara ve
herkes tarafından çalışmak ve ziyaret
yapılması arzu edilir bir duruma sahip
olacak.
İSTOÇHayat l 12
İSTOÇ SARAY OTEL ve
AVM işletmecilerini arıyor
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde yapımı
devam eden İSTOÇ Saray Otel ve AVM
inşaatına dair ek bina kaba inşaatı
tamamlandı. Cephe ve çatı inşaatı
müteahhitlerinin taahhüdü altında
olan ince inşaat işlerinde tamamlama
aşamasına gelinerek, geçici kabul
süreçleri başlatıldı. Söz konusu imalatlar
tamamlanarak, üç ay gibi bir süre
zarfında müteahhitler tarafından kabul
yapılarak teslim alınması planlandı.
Bununla birlikte, otel ve AVM
işletmecilerine dair dosyalar
hazırlanıyor. Konu ile ilgili 2016 yılı başı
itibarıyla gazeteye ve görsel basına
ilan verilerek, işletmeyi yapmak isteyen
firmaların teklif vermesi için çalışmalara
başlanacak.
13 l İSTOÇHayat
35 katlı 400 odalı otel ile
toplam 93 bin metrekare
alanı olan AVM, yatırımın
yeni gözdesi...
İSTOÇHayat l 14
İSTOÇ’ta ortak alanların
işgal edilmesine izin verilmiyor
haberler
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde site sakinlerinin bir kısmıyla yönetim arasında ortak alanların işgal
edilmesinden dolayı mücadele yaşanıyor.
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde bazı
firmalar, faaliyetleri sırasında ortak alan
olarak ifade edilen iş yerlerinin otopark
alanlarına ve iş yerlerinin arkasında
bulunan yaya yollarına gündüz ve gece
mal koyarak işgal ediyor. Özellikle
yaya yollarına ve iş yerleri önlerine
yığdıkları mallar ve teşhir ettikleri ürünler
nedeniyle sitede yangın tehlikesi
yaratıp, güvenliği ciddi olarak tehdit
ediyor. Gündüz ve gece bırakılan mallar,
İSTOÇ’ta görüntü kirliliğine sebep
olduğu gibi imajını da olumsuz etkiliyor.
Otopark kısmına mal koyarak işgal
eden firmalar, doğal olarak araçlarını
yollara park ettiklerinden sitede gereksiz
yere trafik sıkışıklığına da sebep oluyor.
Söz konusu işgallerin engellenmesi,
mal ve can kaybına yol açmaması için,
gerek İstanbul Valiliği gerekse Bağcılar
Kaymakamlığı’nın kooperatife yazılı
talimatları bulunuyor.
21 Mayıs 2011 tarihinde yapılan 31.
Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda ortak
karar alınarak, ortak alanları işgal eden
firmalara para cezası kesme uygulaması
başlatılmıştır. Kesilen para cezalarının
15 l İSTOÇHayat
ödenmesi için ilk önce firmaya tebligat
gönderiliyor. Ödenmediği taktirde
ise icra işlemi başlatılıyor. Firma, icra
işlemine itirazda bulunduğu takdirde
dava açılıyor ve para cezasının tahsili
yoluna gidiliyor. Bu konuda açılan
davalar kooperatif tarafından kazanıldı.
Firmalar, para cezasının yanı sıra,
gecikme faizi de ödemek zorunda
kaldıkları gibi avukat vekalet ücreti,
icra ve dava masraflarını da karşılamak
zorunda kalıyor.
Yönetim olarak kooperatif tarafından
yapılan uygulamanın, bazı firmalara
uygulanmadığı söyleniyor. Bunlar
haksız suçlamalardır.
Yapılan uygulamalarda işgalin
çekilmiş olduğu tarihli resimler, itiraz
eden firmalara gösteriliyor ve işgal
ispat ediliyor. Ayrıca bu resimler, dava
konusu olan durumlarda mahkemeye
de delil olarak sunuluyor.
Şunu açıkça ifade etmek gerekir
ki; Yönetim firmalara ceza kesip
gelir elde etmek amacında değildir.
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde haksız
rekabeti önlemek, yangın ve güvenlik
açısından risk olabilecek durumları
ortadan kaldırmak, ortak alanları eşit
şekilde kullanılabilir hale getirmek,
trafik sıkışıklığı giderilmek isteniyor. Bu
konudaki mücadele aralıksız devam
edecek olup, gerekirse önümüzdeki
Genel Kurul Toplantısı’nda cezaların
artırılması yönünde yönetim üyelere
teklif getirecek.
Örnek olarak yayınlanmış olan
resimlere bakıldığında, yapılan ceza
uygulamasının ne kadar haklı olduğu
ortadadır. Kaldı ki komşu iş yerlerine ve
Ticaret Merkezi’ndeki diğer iş yerlerine
sebep olunacak ve verilecek bir zararın
yaratılması (yangın ve hırsızlık gibi)
buna sebep olan firma açısından telafisi
mümkün olmayacak maddi ve manevi
sonuçlar doğuracak.
Bu nedenle değerli site sakinlerini
faaliyetleri sırasında yukarıda belirtilen
hususlara önemle dikkat etmelerini;
kendi, komşu iş yerlerini ve Ticaret
Merkezi’ni riske sokmamalarını,
sonuç olarak da Ticaret Merkezi’nin
imaj kaybına uğramasına sebep
olmamalarını önemle rica ederiz.
İSTOÇHayat l 16
Reklam alanları
“AjansBu” tarafından kiralanacak
İSTOÇ Ticaret Merkezi ortak
kullanım alanları olan elektrik direkleri
ve bina yan cepheleri reklam alanlarının
işletilmesi, yönetim kurulunun aldığı
kararla AjansBu İletişim Tanıtım
Organizasyon Yayıncılık Sanayi ve Dış
Ticaret Ltd Şti tarafından yapılıyor.
Yan cephelerin reklam amaçlı
kullanılacak alanları, alt kısımlar
olarak öngörülmüş olup, üst
birinci kat seviyesinde bulunan
tüm reklamlar kaldırılacak ve yeni
yapılan düzenlemeler doğrultusunda
belirlenen alanlar, AjansBu tarafından
kiralanacak.
Site sakinleri için yönetim kurulu
tarafından belirlenen yıllık kira bedelleri;
tam boy anayol üzerinde bulunan yan
cepheler için 875 TL+KDV ve direkler
için 1.280 TL+KDV, adaların ara yolları
üzerinde bulunan yan cepheler için
705 TL+KDV ve direkler için 1.070
TL+KDV’dir.
İSTOÇ’lular Kızılay’a
kan bağışladı
Türk Kızılayı Başakşehir Kan Bağışı Merkezi,
yaşanan kan sıkıntısının önüne geçebilmek,
hasta ve hasta sahiplerinin mağduriyetini
önleyebilmek, ihtiyaç duyulan kanı gönüllü
ve karşılık beklemeyen bağışçılardan temin
edebilmek ve bu konuda toplumumuzda
duyarlılık oluşturabilmek amacıyla İSTOÇ
Camii’nde 25 Aralık tarihinde kan bağışı
organizasyonu düzenlendi.
Düzenlenen organizasyonda, İSTOÇ’lular
kan bağışına yoğun ilgi gösterdi. Kan bağışı
sonrasında, Kızılay yetkilileri katılımlarından
dolayı İSTOÇ esnafına teşekkür etti.
17 l İSTOÇHayat
İSTOÇ, güvenlikten taviz vermiyor
İSTOÇ’ta hidrolik gömme mantar bariyer uygulamaya konuluyor.
İSTOÇ Ticaret Merkezi’nde araç geçiş güvenliğinin
artırılması ve kontrolünün sağlanması amacıyla sitenin ana
kapıları olan Ticaret Merkezi’ndeki 11 No’lu kapı ve Oto
Ticaret Merkezi’ndeki 13 No’lu kapılara hidrolik gömme
mantar bariyer yapım işlerine başlandı. Bu uygulama, söz
konusu sistemin yapıldığı kapılarda olabilecek her türlü araçlı
hırsızlık gibi olayları önlemek için kesin bir çözüm olup, güçlü
ve hızlı kontrollü hidrolik sistemiyle, buton veya uzaktan
kumandayla uyumlu kullanım kolaylığı içeriyor.
Yeni yılınız kutlu olsun
Yeni yılınızı kutlar, 2016’nın ülkemiz ve tüm dünya için sağlık,
mutluluk, barıș ve sevgi dolu geçmesini temenni ederiz.
İSTOÇHayat l 18
Mesleki ve teknik eğitimde yeni bir yaklaşım
“Okul-Sanayi İş Birliği İstanbul Modeli”
64. Hükümetin 2016 yılı 134 No’lu Eylem Planı’nda, “Mesleki ve teknik eğitim kurumlarının yapısına,
iş piyasası aktörleri ve sektör temsilcileri dahil edilerek, sektörün mesleki ve teknik öğretimi
yönlendirmedeki etkisi artırılacaktır” açıklamasının yer aldığını söyleyen İstanbul İl Milli Eğitim Müdür
Yardımcısı Serkan Gür, bu kapsamda; ÇSGB, YÖK, KOSGEB, TOBB ve ilgili STK’larla iş birliği içinde
mesleki ve teknik eğitim okul/kurum yönetim modeli geliştirilmesinin hedeflendiğini dile getirdi.
haber
T
ürkiye’nin ekonomik
çerçevedeki uluslararası
rekabet gücünü
artırabilmenin en önemli
anahtarının, tüm sektörlerde
nitelikli insan gücü ihtiyacının
karşılanması yoluyla verimliliğin artırılması
olduğunu belirten İstanbul İl Milli Eğitim
Müdür Yardımcısı Serkan Gür, “Diğer
yandan üretim, hizmet ve tarım dahil tüm
sektörler yüksek teknolojinin kullanıldığı,
bilgi temelli ekonomik faaliyetlere
dönüşmüştür. Söz konusu faaliyetler,
iş gücünden beklenen nitelikleri
değiştirmiş ve artırmıştır. Bu değişime
yönelik ihtiyaçları karşılamanın en
önemli anahtarı, mesleki ve teknik eğitim
sisteminin güçlendirilmesidir” dedi.
Dünyada üretim ve hizmet ekonomileri
güçlü olan Almanya, Finlandiya ve
Fransa gibi ülkelere bakıldığında bu
ülkelerin, mesleki ve teknik eğitimde,
okul-sanayi iş birliğine dayalı bir model
uyguladıkları ve başarılı sonuçlar elde
ettiklerinin görüldüğü bilgisini veren Gür,
bu noktadan hareketle sektörlerin ihtiyacı
olan nitelikli iş gücünün sağlanabilmesi,
mesleki ve teknik eğitim alanındaki tüm
paydaşların sistemdeki rollerini gözden
geçirmelerini ve sorumluluk çerçevelerini
yeniden oluşturmalarını gerektirdiğine
dikkat çekti. Mesleki ve teknik eğitimin,
birçok sektörde yüzlerce meslek grubuna
nitelikli iş gücü sağlamaya yönelik bir
eğitim alanı olduğuna değinen Gür,
“Ancak geçmiş yıllarda alınan yanlış
kararlar nedeniyle hak ettiği ilgiyi ve
desteği kaybeden mesleki ve teknik
eğitimin sorunları: Okul-Sanayi İşbirliği;
Öğretmen Yetiştirme ve Öğretmen
Niteliği; Alt Yapı ve Donanım; Program
Geliştirme, Mesleki Yönlendirme ve
Tanıtım; İstihdam; Toplumsal Algı;
İşletmelerdeki Beceri Eğitimi; Kalite
Okul Sayısı
Öğretmen Sayısı
Öğrenci Sayısı
Güvence ve Akreditasyon Sistemi
başlıkları altında toplanabilir” diye
konuştu.
Mesleki ve teknik eğitimin
ihtiyaçlarının karşılanması ve sorun
alanlarının çözümü için İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürlüğü tarafından “Okul–
Sanayi İşbirliği İstanbul Modeli” projesi
TÜRKİYE
İSTANBUL
YÜZDE (%)
3.301
320
9,70
145.249
20.955
14,43
1.707.746
322.764
18,90
Tablo 1: Türkiye ve İstanbul’da Mesleki ve Teknik Eğitim
19 l İSTOÇHayat
geliştirildiğini aktaran Gür, nitelikli iş
gücüne ihtiyacı olan sektör temsilcisi
tüm işletme ve kurumların; odalar, sivil
toplum kuruluşları ve üniversitelerin iş
birliğiyle yürütülmeye başlandığını dile
getirdi. Serkan Gür, “Bu kapsamda,
9 Ekim 2015 tarihinde İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürlüğü-İstanbul Çalışma ve
İş Kurumu İl Müdürlüğü-İstanbul Sanayi
Odası arasındaki iş birliği protokolünü,
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Ahmet Erdem
ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal
Bahçıvan imzaladı” şeklinde konuştu.
64. Hükümetin 2016 Yılı 134 ve
206 No’lu Eylem Planları’nda “Mesleki
ve teknik eğitim kurumlarının yönetim
yapısına, iş piyasası aktörleri ve
sektör temsilcilerinin dahil edilerek
sektörün mesleki ve teknik öğretimi
yönlendirmedeki etkisinin artırılması” ile
“Meslek lisesi ve üniversite öğrencilerinin
staj yapmalarını özendirici tedbirlerin
alınması”nın yer aldığını söyleyen Gür,
“Hükümetimizin mesleki ve teknik eğitime
verdiği önem, geliştirdiğimiz projemizin
uygulanması konusunda bizleri daha da
motive etti” dedi.
“Okul-Sanayi İş Birliği İstanbul Modeli”
nasıl uygulanacak?
İstanbul’daki mesleki ve teknik eğitim
veren okullar, başta sanayi ve ticaret
odaları meslek komiteleri olmak üzere
bütün sivil toplum kuruluşları ve özel
sektörle entegre edilecek. Model
kapsamınca hazırlanan ve okul-sektör ile
karşılıklı imzalanacak iş birliği protokolü ile
üç konuda iş birliği yapılması hedefleniyor.
Bunlar:
1. Teknolojik İş Birliği: Okullardaki
laboratuvar ve atölyelerle buralarda
bulunan donanım, teknolojik altyapıyı
oluşturuyor. Teknolojik altyapı ihtiyaçları
konusunda yapılacak iş birliğinin,
sektöre nitelikli teknik eleman yetiştiren
öğretmenlere ve sektöre kazandırılması
öngörülen öğrencilere güncel olanaklarla
daha iyi bir eğitim-öğretim ortamı
sağlaması bekleniyor.
2. Deneyim Paylaşımı: İşletmelerin,
okula giderek ya da iş yerinde öğretmen
ve öğrencilere, ilgili meslek alanındaki
güncel uygulama ve yeniliklere dair
deneyimlerini paylaşmasını; alan tanıtım,
konferans, saha inceleme ve fuar gibi
organizasyonlarda okulla yapacağı
iş birliğini içerir. Böylelikle, güncel
uygulamalar ve yenilikler konusunda
birinci elden, iş üzerinde bilgi edinilmesi
amaçlanıyor.
3. İstihdam Odaklı İş Birliği: Öğrencilere,
formal eğitimle sağlanan teorik bilgilerin
uygulamaya taşınması ve uygulamaların
gözlemlenmesi amacıyla paylaşılan iş
yeri deneyimlerinin işletmelerin, istihdam
politikalarında etkili olması bekleniyor.
İşletmenin, staj döneminde, kendi
şekillendirdiği öğrenciyi mezuniyetini
takiben istihdam etme oranının artırılması
hedefleniyor.
Yıllardır herkes tarafından rahatça
tespit edilip, ortaya konulan mesleki
ve teknik eğitim sorunlarının çözüm
kümesini aslında çok basit olarak okulsanayi iş birlikleri oluşturuyor. Bu anlamda
sektörel bazda iş piyasasının kendi
ihtiyacı olan insan gücüne sahip çıkması
hızla değişen, gelişen ve büyüyen yeni
Türkiye koşullarında önemli bir zorunluluk.
Yürekten inanıyoruz ki mesleki ve teknik
eğitim sistemimiz ve iş piyasamız yeni
yaklaşım çerçevesinde en kısa sürede
birleşecek ve güçlenerek, durmadan
yoluna devam edecek.
Söz konusu projeyle okulların ve işletmelerin
kazanımları şu şekilde sıralanabilir:
Okulların Kazanımları
İşletmelerin Kazanımları
-Eğitim güncel bilgi ve teknolojiyle yapılır.
-Mesleki ve teknik eğitim konusundaki
toplumsal algı olumlu yönde değişir.
-Öğretmen nitelikleri artar.
-Öğrenci nitelikleri artar
-Nitelikli insan gücüne ulaşır.
-İnsan kaynağı oluşturma maliyetleri azalır.
-Üretim maliyetleri azalır.
-Rekabet gücü artar.
-Marka değeri yükselir.
-Kurumsal kültüre katkı sağlanır.
İSTOÇHayat l 20
“Oyuncak, ‘oyuncak’ satan yerden alınmalı”
sektör - inceleme
Ebeveynlerin çocuklarına; sokaktan, tezgahtan ve pazardan oyuncak satın almamaları gerektiğini
söyleyen OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Kireçci, “Oyuncağı oyuncak satan yerlerden yani
oyuncakçıdan ya da marketlerden satın almalılar. Yakınlarında oyuncak satan resmi bir kurum
bulunmadığı için bu gibi yerlerden alıyorlarsa aldıkları ürünün etiketine mutlaka bakmalılar” dedi.
Yakup Kireçci
OYDER Yönetim Kurulu Başkanı
Oyuncakçılar Derneği’nin (OYDER)
sadece üretici ya da ithalatçıların
toplandığı bir dernek olmadığını aynı
zamanda bütün sektörü kapsadığını
dile getiren Yönetim Kurulu Başkanı
Yakup Kireçci, yakında dernek isminin
Türkiye Oyuncakçılar Derneği (TOYDER)
olarak değişeceği bilgisini verdi.
Türkiye’nin oyuncak çeşitliliğinin dünya ile
kıyaslandığında gayet başarılı olduğunu
belirten Kireçci, “Avrupa’da bulunan
oyuncakların yüzde 90’ı Türkiye’de
de bulunuyor. Ancak zeka geliştirici
ve el becerisi kabiliyetini geliştiren
oyuncaklarda biraz daha gerideyiz.
Türkiye’de çocukların gelişiminin önemini
bilen bir kitle oluşuyor. Bu kitle arttıkça
oyuncağa bakışımız da değişecek. Bu
konuda da Avrupayı yakalayacağımıza
inanıyorum” diye konuştu. Yakup Kireçci
ile oyuncak sektörünü konuştuk.
Yılbaşında oyuncak sektöründe nasıl
bir hareket yaşandı?
Yılbaşı, oyuncak sektörü için, 12 ayın
sultanı diye tabir edebileceğimiz bir ay.
Yapılan hazırlıklar, sektördeki firmaların
cirolarını yükselttiği gibi çocukların da
yüzünü güldürdü. Bu yıl da her yıl olduğu
gibi yılbaşı için oyuncak sektöründe gözle
görülür bir hareketlilik yaşandı. Ancak
Türkiye pazarının içinde bulunduğu
konjektör, yaşanan ekonomik ve siyasi
olaylar her sektörü etkilediği gibi oyuncak
sektörünü de biraz etkiledi. Söz konusu
durumlara rağmen yılbaşı her yıl olduğu
gibi bu yıl da oyuncak sektörünü
hareketlendirdi.
Bu dönemde sektörün cirosunda bir
artış yaşanıyor mu?
Sektörün cirosunda artış yaşanıyor.
Ancak bu artışta fiyatların yükselmesi etkili
oluyor. Bu yıl geçen yıla kıyasla oyuncak
fiyatlarında minimum yüzde 15 ile yüzde
20 arasında bir artış oldu. Bu durum da
otomatik olarak ciroları artırdı. Adetsel
bazda baktığımızda ise beklentilerimizin
altındayız.
Yılbaşı için tüketiciler ne tür
oyuncakları tercih etti?
Tercih edilen oyuncaklar genelde; dikkat
çekici, büyük ve pahalı oyuncaklar oldu.
Özellikle de bütün yıl boyunca çocukların
ebeveynlerinden istediği oyuncaklar bu
dönemde tercih edildi.
Oyuncak sektörü 2015 yılını üretim,
ihracat, ithalat ve kapasite kullanım
rakamları açısından nasıl geçirdi? Yıl
sonu için neler söylemek istersiniz?
Seçimler ve Türkiye’nin yaşadığı farklı
sıkıntılar nedeniyle sektör için 2014 yılı
zorlu geçti. 2015 yılına; üretici, ithalatçı
ve perakendeci olarak büyük bir ümitle
girdik. 2015 yılının ilk günlerinde özellikle
21 l İSTOÇHayat
için veren bir milletiz. Oynaması, zeka
ve el becerisini geliştirmesi için değil.
Ancak Türkiye’nin kültür düzeyi gelişiyor,
üniversite gençliğinin yanı sıra, üniversite
mezunu ebeveynler de artıyor. Bu
gelişmeyle çocukların gelişiminin önemini
bilen bir kitle oluşuyor. Bu kitle arttıkça
oyuncağa bakışımız da değişecek. Burada
da Avrupayı yakalayacağımıza inanıyorum.
sektörde ithalatçı firmalar için çıkan
Gümrük Bakanlığı’nın belirlediği yeni
bir tebliğle gümrüklerde yeni bir sistem
başladı. Normal şartlarda ürünlerin kontrolü
çok ciddi olarak Dış Ticaret Müsteşarlığı
tarafından yapılıyordu. Bu sistemin dışında
Gümrük Bakanlığımız da gelen tüm
oyuncakların Devlet Laboratuvarı tarafından
kontrolünü istedi. Bu da sektörümüze üçdört aylık bir zaman kaybettirdi ve piyasada
ürün oluşumunu engelledi. Dernek olarak
yaptığımız çalışmalarla bu kaosun önüne
geçtik. Ancak bu sıkıntı hâlâ devam ediyor.
Bunların yanı sıra; yaşanan seçimler,
seçim iptalleri ve terör gibi olaylar sektörün
daralmasına neden oldu ve gelişimine
zarar verdi.
2016 yılında sektörü neler bekliyor?
2016 yılına büyük bir hevesle girdik. Tabii
ki beklentimiz, büyümek. Bu büyümeyi
sadece üretim, ithalat ve perakende de
değil, ürün çeşitliliğinde de hedefliyoruz.
Başta Avrupa olmak üzere dünyaya farklı
ürünler sunabilmek adına, yeni oyuncu
ve üretici firmaların piyasaya girmesini
hedefliyoruz. Bir ay sonra dünyanın en
büyük oyuncak fuarı Almanya Nünberg’te
yapılacak. Biz de bu fuara 30 firmayla
katılıyoruz. Bu temsiller sayesinde
Türkiye’deki oyuncak sektörü özellikle de
üretim sektörünün daha çok artacağına
inanıyoruz. 2016’da bunun daha da
yükselmesi için hedeflerimiz var.
Türk oyuncak sektörünü ürün
çeşitliliği bakımından Avrupa’daki
ülkelerle kıyaslarsanız neler söylemek
istersiniz?
Türkiye’nin oyuncak çeşitliliğini dünya ile
kıyasladığımızda gayet başarılı olduğunu
söyleyebilirim. Avrupa’da bulunan
oyuncakların yüzde 90’ı Türkiye’de
bulunuyor. Ancak zeka geliştirici ve el
becerisi kabiliyetini geliştiren oyuncaklarda
biraz daha gerideyiz. Bu tür oyuncaklarda
da gelişirsek, Avrupa’dan hiçbir farkımız
kalmayacak. Avrupa’dan artımızın olduğu
kısımlar da var. Kaçak, sahte ve lisanssız
oyuncaklar Avrupa’da bulunmuyor.
Türkiye’de oyuncağa bakış açısı nasıl?
Türkiye çok ciddi genç nüfusa sahip. Her
yıl 1,5 milyon çocuk sektöre dahil oluyor.
Türkiye, oyuncak sektörü gelişiminde alım
gücü ve kültür düzeyinden dolayı Avrupa
ve dünyanın gerisinde bulunuyor. Çünkü
biz oyuncağı çocuklarımızı susturmak
Çin’de üretilen oyuncaklar için neler
söylemek istersiniz?
Türkiye’de işini doğru yapan çok sayıda
üretici ve ithalatçı firma var. Küçük
miktarda da işini doğru yapmayan firma
bulunuyor. Bu kişilerin yaptıkları üretim
ve ithalat sektörde kirlilik oluşturuyor.
Basında Çin meşeli ürünlerin çocuklara
zarar verdiği yönünde yazılar yer aldı.
Biz bunun karşısındayız. Dünyada
tüketilen ürünlerin yüzde 40’a yakını
Çin’de üretiliyor. Çin’de merdiven altı
fabrikada üretim yaptırabileceğiniz gibi
merdiven altı olmayan fabrikada da üretim
yaptırabilirsiniz. O bakımdan Çin’den gelen
her şey kötüdür diye bir şey söz konusu
değil. Çin’de üretilen ürünlerin yüzde 20’si
kötü. Çin hükümeti bunu düzeltmek için
çaba harcıyor. Ancak yüzde 80’i kaliteli
ürünler.
Ebeveynler çocuklarına oyuncak
alırken nelere dikkat etmeli?
Ebeveynler, çocuklarına, doğru ve kaliteli
ürün vermek istiyorsa oyuncağı oyuncak
satan yerden yani oyuncakçıdan ya da
marketlerden satın almalılar. Sokaktan,
tezgahtan ve pazardan oyuncak
almasınlar. Yakınlarında oyuncak satan
resmi bir kurum bulunmadığı için bu
gibi yerlerden alıyorlarsa aldıkları ürünün
etiketine baksınlar. İlk olarak aldıkları
ürünün üzerinde CE işareti olmalı. Ancak
sahteciler bunu da basıyor. İkincisi, ithalatçı
ve üreticinin adresi ve telefonu mutlaka
bulunmak zorunda. Eğer ürünün üzerinde
bu tür bilgiler yoksa o ürünü kesinlikle
almamalılar. O ürün; sahte, kaçak, lisansız
ve sağlığa zararlıdır. Çocuğunuza aldığınız
ürünlerde mutlaka üretici ve ithalatçının
ismi olmalı.
İSTOÇHayat l 22
Orca Süs Ortağı Can Kuvvetli:
“İSTOÇ’ta ticaret yapmak bize
rahatlık ve farklılık getirdi”
İSTOÇ Ticaret Merkezi’ndeki şubelerini 2007 yılında açtıklarını belirten
Can Kuvvetli, “Tahtakale’den sonra bu merkezde ticaret yapmak bize
kolaylık, rahatlık ve farklılık getirdi. İSTOÇ; konumu, ticari yapısı,
güvenliği ve sahip olduğu belirli standartlarla bizim için birçok avantaj
sağlıyor” diyor.
üye tanıtımı
Avrupa’ya 1986-1990 yılları arasında
yaptıkları ticaret ve fuar ziyaretlerinde,
önemli bir sektör olan dekorasyon ve parti
ürünlerindeki ticari hareketliliğin ilgilerini
çektiğini söyleyen Orca Süs Ortağı Can
Kuvvetli, “Bu tarz ürünlerin ticareti kısıtlı
olarak, İstanbul merkezli Tahtakale’de
yapılıyordu. Ancak çeşitlilik olarak yeterli
değildi. Bu düşünceyle bu tarz ürünlerin
ithalatına başladık” dedi. Türkiye’de
yaşanan ekonomik gelişmelerle birlikte
dekorasyon ve parti ürünlerine olan
talebin de arttığına dikkat çeken Can
Kuvvetli ile Orca Süs’ün yanı sıra, Türkiye
ekonomisi üzerine konuştuk.
Kısaca kendiniz ve firmanız hakkında
bilgi verir misiniz?
1969 yılında Sivas’ta doğdum. 1994
yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi
İşletme Fakültesi İktisat Bölümü’nden
mezun oldum. Ticari faaliyetlerimize
ihracatçı firma olarak İstanbul’da başladık.
1986-1990 yılları arasında Avrupa’da
yaptığımız ticaret ve fuar ziyaretlerinde,
önemli bir sektör olan dekorasyon ve
parti ürünlerindeki ticari hareketlilik
ilgimizi çekti. Bu tarz ürünlerin ticareti
kısıtlı olarak, İstanbul merkezli
Tahtakale’de yapılıyordu. Ancak
çeşitlilik olarak yeterli değildi. Bu
düşünceyle bu tarz ürünlerin
ithalatına başladık. İthal
ettiğimiz ürünlerde belirli bir
satış hacmine ulaştıktan
sonra 1994 yılında sim
garland ve metalize kağıt
süs grubunda üretimimiz
başladı. Ürün grubumuzu ithal ürünlerle
zenginleştirdik. Ürünlerimizdeki tasarım ve
dizayn tamamen firmamıza ait.
Sektörünüz ile ilgili düşüncelerinizi
paylaşır mısınız?
Ülkemizde yaşanan ekonomik gelişmelerle
birlikte dekorasyon ve parti ürünlerine
olan talep de artıyor. Henüz sektör olarak
belirli bir ölçekte olmasa da son dört yıldır,
bu ürünlerin satışını yapan mağazaların
sayısının arttığını görüyoruz. Bu durum
bizim için önemli bir dönüm noktası.
Can Kuvvetli
Orca Süs
olarak, ürünlerimizde kalite, sağlık ve
fiyat konularını çok önemsiyor ve belirli
standartlar uyguluyoruz. Sektörümüzde
yer alan diğer firmaların da aynı hassasiyeti
göstermeleri gerektiğini düşünüyoruz.
Gösterilecek hassasiyetle sektörün sağlıklı
olarak büyüyeceğini düşünüyoruz.
Avrupa nüfusuna ve bu ürünlerin pazar
büyüklüğüne bakarak, Türkiye’nin henüz
yolun başında olduğunu söyleyebilirim.
Ülkemizin genç nüfusu her konuda olduğu
gibi faaliyet gösterdiğimiz sektör için
de pozitif bir etkiye sahip. Bu ürünlerin
talebiyle birlikte satış kanallarının artışı bazı
sorunları da gündeme getirdi. Özellikle
ithal ürünlerde yaşanan talep artışıyla
birlikte ürün standartları ve kalitesinde
sorunlar yaşanmaya başladı. Bu durumu
gelecekte sektörümüz için önemli bir
gündem maddesi olarak görüyoruz. Firma
İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili
düşünceleriniz neler?
İSTOÇ Ticaret Merkezi’ndeki şubemizi
2007 yılında açtık. Tahtakale’den sonra
bu merkezde ticaret yapmak bizim için
kolaylık, rahatlık ve farklılık oldu. İSTOÇ;
konumu, ticari yapısı, güvenliği ve sahip
olduğu belirli standartlarla bizim için
birçok avantaj sağlıyor. Fakat son iki yıldır
yaşanan trafik yoğunluğu, İSTOÇ’ta sıkıntı
yaratıyor. Söz konusu sorunun daha da
büyümeden önlemlerin alınması gerektiğini
düşünüyorum. Yine de her şeye rağmen
yönetimin başarılı çalışmaları sayesinde
İSTOÇ’ta rahat ve güvenli bir ortam
oluşuyor. İSTOÇ’ta ticaret yapmaktan
dolayı mutluyuz.
23 l İSTOÇHayat
üye tanıtımı
Kara Hediyelik Eşya Satış Sorumlusu Kazım Pekkirişci:
“Lisanslı çocuk karakterleri
sektörün itici gücü”
Türkiye’de son 10 yılda lisanslı çocuk karakterlerinde epey yol
katedildiğini söyleyen Kazım Pekkirişci, “Söz konusu oyuncaklar,
sektörün itici gücü. Her geçen gün gelişmeye devam ediyor”
yorumunu yapıyor.
Sektörünüzün son dönemdeki
durumunu değerlendirir misiniz?
Sektörde, yerli ve ithal ürünlerin doğru
harmanı, perakendeye de ilave etkiler
yaratabiliyor. İthal ürünlerin pazarda
yarattığı çeşitlilik, yerli üretim ürünlerimize
vizyon ve renk katıyor. Sektörün itici
gücü olan lisanslı çocuk karakterleri,
Türkiye’de son 10 yılda epey yol katetti.
Halen gelişmeye devam ediyor. Teknoloji
ve uzman kişi/kuruluşların desteği
alınarak, eğitici oyuncakların geliştirilmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Montaigne’nin
dediği gibi “Oyuncak, bir çocuğun ilk ciddi
uğraşısıdır.”
Kara Hediyelik Eşya, ithalat ve ihracat
yapmak amacıyla, 2006 yılında İstanbul’da
kurulmuş. 2008 yılında Çin Halk
Cumhuriyeti’nden bijuteri ürünleri ithal
ederek, organize perakendeye sunan
firma, takip eden yıllar içinde faaliyet
alanına, yurt içi organize perakende
için oyuncak tedarikiyle devam etmiş.
Halen aktif olarak birçok süpermarket
için oyuncak kategorisinde faaliyet
gösterdiklerini belirten Kara Hediyelik Eşya
Satış Sorumlusu Kazım Pekkirişci, “Kara
Hediyelik Eşya, organize perakendeye
olan inancıyla, 2011 yılı itibarıyla şirketin
ana faaliyet konusunu, zincir market ürün
tedariki olarak belirledi” diyor.
Kısaca kendinizden ve firmanızdan
bahseder misiniz?
1980 yılında Konya’da doğdum. Üniversite
eğitimimi İtalya’da güzel sanatlar üzerine
tamamladım. Ancak sonrasında Türkiye’ye
geri döndüğümde, önce kuyumculuk
sonra da oyuncak ticareti yapmaya
başladım. Kara Hediyelik Eşya, ithalat ve
ihracat yapmak amacıyla, 2006 yılında
İstanbul’da kuruldu. 2008 yılında Çin Halk
Cumhuriyeti’nden bijuteri ürünleri ithal
ederek, organize perakendeye sunan
firma, takip eden yıllar içinde faaliyet
alanına yurt içi organize perakende için
oyuncak tedarikiyle devam etti. Halen aktif
olarak birçok süpermarket için oyuncak
kategorisinde faaliyetlerini yürütüyor. Kara
Hediyelik Eşya, organize perakendeye
olan inancıyla, 2011 yılı itibarıyla şirketin
ana faaliyet konusunu, zincir market ürün
tedariki olarak belirledi.
İSTOÇ Ticaret Merkezi ile ilgili
görüşleriniz neler?
İSTOÇ’un gelişimini büyük bir heyecanla
takip ediyoruz. Lokasyon avantajıyla
(havaalanı, sanayi bölgesi ve otoban
bağlantıları) birçok iş kolunun gelişmesine
katkı sağlıyor. Halen yapımı süren bağlantı
yolları sonrası, daha da iyi olacağını
düşünüyoruz.
Kazım Pekkirişçi
Kara Hediyelik Eşya
Türkiye ekonomisi hakkındaki genel
görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Türkiye ekonomisinin gün geçtikçe daha
da iyiye gideceğini ümit ediyoruz. Aktif
durumun iyileştirilmesi için yapılan tüm
hamleler, gelecek dönem içinde daha da
net gözlemlenebilir.
İSTOÇHayat l 24
Öz Malatya Pazarı Oyuncak Yetkilisi Engin Güneş:
“Oyuncak sektöründe yer almanın
önemi ve ciddiyetinin bilincindeyiz”
üye tanıtımı
Öz Malatya Pazarı olarak 2004 yılından bu yana İSTOÇ Ticaret
Merkezi’nde toptan satış faaliyetleri yaptıklarını dile getiren Engin
Güneş, “Firmamız, kurulduğu günden bu yana oyuncak sektöründe
kaliteli ürün sunma politikasından taviz vermeden dürüst, güvenilir
ve ilkeli bir ticareti kendine prensip edindi” diye konuşuyor.
Oyuncak sektöründe yer almanın
önemi ve ciddiyetinin bilincinde olan
Öz Malatya Pazarı, kaliteli ve sağlıklı
oyuncaklar sunmaya devam ediyor.
Oyuncak sektöründe son yıllarda
özelikle 2015 yılının başından itibaren
gümrük mevzuatlarının değişmesiyle
birlikte, döviz kurundaki artış ve
Türkiye’de yaşanan olayların ekonomiye
etkilemesiyle ithalatçı-toptancı-perakende
zincirlemesinde sıkıntılı bir dönem
yaşandığına değinen Öz Malatya Pazarı
Oyuncak Yetkilisi Engin Güneş ile firma
faaliyetleri ve oyuncak sektörü hakkında
konuştuk.
Kısaca kendinizi ve firmanızı tanıtır
mısınız?
Adım, Engin Güneş. 35 yaşındayım
ve Malatyalıyım. Öz Malatya Pazarı
olarak 2004 bu yana İSTOÇ Ticaret
Merkezi’nde toptan satış faaliyetleri
yapıyoruz. Firmamız, kurulduğu günden
bu yana oyuncak sektöründe kaliteli
ürün sunma politikasından taviz
vermeden dürüst, güvenilir ve ilkeli bir
ticareti kendine prensip edindi. Oyuncak
sektöründe yer almanın önemi ve
ciddiyetinin bilincindeyiz. Geleceğimiz
olan çocuklarımız için kaliteli ve sağlıklı
oyuncaklar sunmaya devam edeceğiz.
dürüst, güvenilir ve ilkeli bir ticareti
kendine prensip edindi. Oyuncak
sektöründe yer almanın önemi ve
ciddiyetinin bilincindeyiz. Geleceğimiz
olan çocuklarımız için kaliteli ve sağlıklı
oyuncaklar sunmaya devam edeceğiz.
Sektörünüzün son yıllarda gösterdiği
gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Oyuncak sektöründe son yıllarda
özelikle de 2015 yılının başından itibaren
gümrük mevzuatlarının değişmesiyle
birlikte, döviz kurundaki artış ve
Türkiye’de yaşanan olayların ekonomiye
etkilemesiyle ithalatçı-toptancı-perakende
Engin Güneş
Öz Malatya Pazarı Oyuncak
zincirlemesinde sıkıntılı bir dönem
yaşanıyor.Yaşananlardan ülke olarak ders
alıp, bu sıkıntıların üstesinden gelmeyi
temenni ediyorum.
Türkiye ekonomisi hakkındaki genel
görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Türkiye ekonomisinin vatandaşa yansıyan
kısmına bakıldığında adil olmadığını
görüyoruz. Devlet, her şeyin normal
seyrettiğini ve kişi başı gelirin yüksek
olduğunu söylüyor. Ekonomimiz çöküş
içinde ve insanlarımız borç içinde
bulunuyor. Gelir gider düzeyini dengede
tutamıyoruz. Devletimizin vergilerle ayakta
durduğunu ve bunun vatandaşa yansıyan
bölümünün yükünün ağır olduğunu
görebiliyoruz. Kısaca ekonomimiz bazı
ülkelere nazaran iyi gözükse de sıkıntılı bir
süreç yaşıyor.
25 l İSTOÇHayat
Burç Tanıtım Promosyon Satış ve Pazarlama Yetkilisi Metin Budak:
“Sektörde elektronik ve dijital
ürünlere ilgi artıyor”
Son yıllarda sektörde elektronik ve dijital ürünlere kayma
yaşandığını aktaran Metin Budak, “Teknolojik ürünlerin günlük
hayatımızda çokça yer almasıyla birlikte buna paralel promosyon
ürün ihtiyaçları doğuyor. Her yıl klasik promosyon ürünleri
dağıtmaktan sıkılan müşteriler, yeni ürün arayışlarına gidiyor” diyor.
yıllarda artarak devam ediyor. Ancak
satılan ürünlerin çok az bir kısmı,
yerli ürünlerden oluşuyor. Ayrıca
sektörümüzde yapılan fuarların
desteklenerek büyütülmesi ve
çoğaltılması gerekiyor.
Firmanız hakkında kısaca bilgi
verir misiniz?
Burç Promosyon, sektörde 15 yıllık
tecrübeye sahip Nokta Promosyon
şirketinin markalarından biridir.
Özellikle Çin’den promosyon ithalatı
yapmakla birlikte, her türlü bez ve
imperteks kumaştan çanta imalatı da
gerçekleştiriyor. Müşteri yelpazemiz çok
geniş. Her sektörden her türlü ölçekte
müşteri, portföyümüz içinde yer alıyor.
Sektörünüzün son yıllarda gösterdiği
gelişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yıllarda sektörümüzde elektronik
ve dijital ürünlere kayma yaşanıyor.
Teknolojik ürünlerin günlük hayatımızda
çokça yer almasıyla birlikte buna paralel
promosyon ürün ihtiyaçları doğuyor.
Her yıl klasik promosyon ürünleri
dağıtmaktan sıkılan müşteriler, yeni ürün
arayışlarına gidiyor. Bu ihtiyacı iyi anlayan
sektör firmaları, dünyadaki promosyon
ürün fuarlarını takip ederek, yeni ürünleri
müşterilerine kazandırıyor. Ülkemizde
yerli üretim promosyon ürünleri son
İSTOÇ ile ilgili görüşlerinizi
öğrenebilir miyiz?
İSTOÇ yönetiminin yaptığı hizmet ve
etkinlikleri takip ediyoruz. Özellikle
son zamanlarda İSTOÇ’ta yaşanan
trafik yoğunluğuyla ilgili çözümleri ve
uygulamaları başarılı buluyoruz.
Türkiye ekonomisi hakkındaki
düşünceleriniz neler?
Türkiye ekonomisinin üzerinde
şu aralar kara bulutlar dolaşıyor.
Son zamanlarda yaşanan siyasi ve
uluslararası bazı durumları, üzüntü
ve kaygıyla takip ediyoruz. Bu tür
durumlar ekonomik olarak belki
de en fazla promosyon sektörünü
etkileyecek. Firmalar, bütçelerinden
ilk kesintiyi, hediye edeceği yani
bizden satın alacağı ürünlerden
yapıyor. Zorda olsa geleceğe umutla
bakmak ve ticari hayatımıza cesurca
devam etmek zorundayız. Gelecek
korkusuyla yatırım ve harcama
yapmaktan korkmak ve yerimizde
saymak, kendimize ve ülkemize
yapacağımız bir kötülük olacak.
üye tanıtımı
Burç Promosyon’un sektörde 15 yıllık
tecrübeye sahip Nokta Promosyon
şirketi markalarından biri olduğunu
söyleyen Burç Tanıtım Promosyon
Satış ve Pazarlama Yetkilisi Metin
Budak, “Son yıllarda sektörümüzde
elektronik ve dijital ürünlere kayma
yaşanıyor. Teknolojik ürünlerin günlük
hayatımızda çokça yer almasıyla birlikte
buna paralel promosyon ürün ihtiyaçları
doğuyor. Her yıl klasik promosyon
ürünleri dağıtmaktan sıkılan müşteriler,
yeni ürün arayışlarına gidiyor” diyor.
Bu ihtiyacı iyi anlayan sektör
firmalarının, dünyadaki promosyon
ürün fuarlarını takip ederek, yeni
ürünleri müşterilerine kazandırdıklarına
değinen Metin Budak ile faaliyet
gösterdikleri sektörün yanı sıra, Türkiye
ekonomisi hakkında konuştuk.
Metin Budak
Burç Tanıtım Promosyon
sar
eri
İSTOÇHayat l 26
e
’
r
e
d
n
e
k
s
İ
k
Büyü
t
n
e
k
k
i
t
n
a
direnen
Termessos
Pisidya bölgesinin “Milyas”olarak anılan güneybatı bölümünde konumlanan
Termessos, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi’lerin soyundan gelme
Solym’ler tarafından kurulmuş. Kentin tarih sahnesine çıkışı, Büyük İskender’in
MÖ 333’te kenti kuşatması ve Termesosluların güçlü bir savunma yaparak kenti
teslim etmemesiyle oluşuyor.
27 l İSTOÇHayat
Termessos, Antalya’nın 30 kilometre
kuzeybatısında, Korkuteli Yolu üzerinde
yer alıyor. Deniz seviyesinden ortalama
1150 metre yükseklikte, Güllük Dağı’nın
güneybatısında doğal bir platform
üzerine kurulan kent, birçok vahşi
bitkinin arasında saklanmış ve sık
çam ormanlarıyla sınırlanmış. Büyük
İskender’in kuşattığı ancak alamadığı
nadir şehirlerden biri olan kent, huzur
veren ve el değmemiş görünümüyle
diğer antik şehirlerden daha farklı ve
etkileyici bir görünüme sahip.
Türkiye’nin en iyi korunmuş antik
kentlerinden biri olan Termessos’taki çift
“s”, şehrin Anadolu insanları tarafından
kurulduğuna dair dil bilimsel bir kanıt
sağlıyor. Strabo’ya göre, Pisidia halkı
olan Termessos sakinleri kendilerini
Slymi olarak çağırırlardı. Yaşadıkları
dağa da verilen bu isim, sonraki yıllarda
Zeus’la özdeşleştirilen ve burada da
Zeus Solymes kültürünün yükselmesine
sebep olan Anadolu tanrılarından
olan Solymes’den geliyor. Termessos
madeni paralarında genelde bu tanrı
var ve paralara adı verilmiş. Tarih
sahnesinde bu şehirle ilk karşılaşmamız
meşhur Büyük İskender kuşatmasıyla
bağlantılı. Bu olayla ilk ilgilenen ve
Termessos’un stratejik önemini
kaydeden eski tarihçilerden biri olan
Arrianos, şehri kuşatan başa çıkılamaz
doğal engellerden dolayı şehrin küçük
bir birlikle bile savunulabileceğini
belirtmiş. İskender, Pamphylia’dan
Frigya’ya geçmek istemişti ve Arrianos’a
göre Frigya’ya yol Termessos’tan
geçiyordu. Gerçekten de, daha alçak
ve kolay geçitler varken İskender’in
neden o kadar sarp olan Yenice
geçidini tırmanmayı seçtiği hâlâ tartışma
konusu. Perge’deki düşmanlarının
İskender’i yanlış yola gönderdiği de
söylenir. İskender, Termessosluların
kapattığı geçidi geçmek için oldukça
çaba ve zaman harcamış ve bu
sinirle geri dönerek Termessos’u
kuşatmış. Muhtemelen Termessos’u
zaptedemeyeceğini bildiğinden,
İskender hücuma geçmemiş fakat
bunun yerine kuzeye doğru yürümüş ve
öfkesini Sagalassos’dan çıkarmış.
Termessos, açıkça bir liman şehri
değildi, ancak toprakları güneybatıda
Antalya Körfezi boyunca uzanırdı.
Şehrin denize olan bu bağlantısından
dolayı şehir, Ptolemyler tarafından
alınmış. Daha 40 yıl önce İskender’in
güçlü dönemlerinde bile direnen bir
şehrin, Mısır egemenliğini kabul etmesi
çok şaşırtıcı. Likya’nın Araxa şehrinde
bulunan bir yazıt, Termessos hakkında
İSTOÇHayat l 28
gezi
önemli bilgi veriyor. Bu yazıta göre,
MÖ 200’lerde Termessos bilinmeyen
sebeplerden dolayı Likya şehirleri birliği
ile savaştaydı ve MÖ 199’da Termessos
kentini tekrar Pisidialı komşusu İsinda
ile savaşta buldu. Bu dönemde MÖ 2.
yüzyılda Küçük Termessos kolonisinin
şehrin yanında kurulduğu görülüyor.
Termessos, eski düşmanı Serge ile daha
iyi mücadele edebilmek için Pergamum
Kralı II Attalos ile dostça ilişkiler içine
girdi. II. Attalos da bu dostluğun anısına
Termessos’da iki katlı bir stoa (Antik
Yunanistan mimarisinde bir sokak ya da
agoranın yanında yer alan, üstü kapalı,
sütunlu galerilere verilen ad) inşa ettirdi.
Bağımsızlığına MÖ 71’de kavuştu
Termessos, Roma’nın müttefikiydi ve
böylelikle MÖ 71’de Roma Senatosu
tarafından bağımsızlığı kabul edildi. Bu
kanuna göre, Termessos’un özgürlüğü
ve hakları garanti altına alındı. Bu
bağımsızlık, Galatia Kralı Amyntas ile
yapılan ittifak haricinde (MÖ 36-25 yılları
hükümdarlık sürdü) uzunca bir süre
devam etti. Termessos’un bağımsızlığı,
“Autonomous” (Özerk) adını taşıyan
madeni parasıyla da belgelendi. Kente,
ana yoldan sarp bir yolla ulaşılıyor.
Bu yoldan geçen biri, etrafında
Termessosluların “Kral Caddesi” olarak
isimlendirdikleri eski yolun yanı sıra,
Helenistik Dönem istihkam duvarlarının,
sarnıçların ve diğer birçok kalıntının
bulunduğu meşhur Yenice Geçiti’ni
görebilir. Termessos halkının katkılarıyla
MÖ 2. yüzyılda yapılan Kral Caddesi,
yükselen şehrin duvarlarının yanından
geçer ve düz bir yol şeklinde şehrin
merkezine kadar uzanır. Şehir kapısının
doğusundaki duvarlarda zarlarla
kehanet içeren oldukça enteresan
yazıtlar vardır. Roma İmparatorluğu
tarihi boyunca bu tür büyüler, sihirler ve
batıl inançlar yaygındı. Büyük olasılıkla
Termessoslular, geleceği tahmin etmeye
oldukça meraklıydılar. Bu tür yazıtlar,
genellikle dört beş satır uzunluğundadır
ve zarlarla belirlenen sayıları içerir.
Kehanet için tanrının adı istenir ve
kehanetin içeriği o tanrının öğütleri
29 l İSTOÇHayat
Termessos’ta değişik
büyüklüklerde ve
çeşitlerde altı tapınak
var. Bunlardan dört
tanesi odeonun yanında
kutsal olduğu tahmin
edilen alanda bulunmuş.
Bu tapınaklardan ilki
odeonun tam arkasında
yer alıyor ve gerçekten
görkemli bir duvarcılık
işçiliği sergiliyor. Bu
tapınağın şehrin asıl
tanrısı Zeus Solymeus’a
ait olduğu ileri sürülüyor.
Ancak ne yazık ki, geriye
5 metre yüksekliğindeki
tapınağın iç duvarlarından
başka çok az şey kalmış.
içinde verilir. Resmi binaların bulunduğu
Termessos şehri, iç duvarların az
ilerisindeki düz arazide yer alıyor. Bu
yapılardan en dikkat çekici olan
çok özel mimari özelliklere sahip
bulunan agoradır. Açık hava pazar
yeri olan bu yapının zemini taş bloklar
üzerinde yükselmiş ve kuzeybatısında
beş büyük sarnıç oyulmuş. Agora
üç yandan stoalarla çevrilmiş. İki katlı
stoada bulunan bir yazıta göre, stoa,
Pergamum Kralı II. Attalos tarafından
dostluklarının kanıtı olarak Termessos’a
hediye edilmiş. Kuzeydoğu stoa,
muhtemelen Attalos’un stoası taklit
edilerek, Osbaras isimli varlıklı bir
Termessoslu tarafından yaptırılmış.
Agoranın kuzeydoğusunda bulunan
kalıntıların gymnasyuma ait olduğu
düşünülüyor. Ancak sık ağaçların
arasından bunu anlamak zor. İki katlı
stoa içerde tonozlu odalarla çevrelenmiş
avludan oluşuyor. Bu yapı, MS 1.
yüzyılı işaret ediyor. Tiyatro ova üzerine
kurulmuş Agoranın hemen doğusunda
tiyatro var. Pamphylia Ovası’nın üzerinde
manzaraya hakim olan tiyatro hiç
şüphesiz Termessos Ovası’nın en göz
alıcı yapısı. Helenistik Dönem, tiyatro
planını koruyan bu tiyatro, Roma
tiyatrosunun en belirgin özelliklerini
sergiliyor. Helenistik caeva ya da yarım
dairesel oturma alanı, diazoma ile ikiye
ayrılıyor. Diazomanın üzerinde sekiz,
aşağısında 16 oturma sırası var. Tiyatro,
yaklaşık 4-5 bin seyirci kapasitesine
sahip. Geniş kemerli giriş yolu, cavea
ile agorayı bağlıyor. Güney paradosa
daha sonraları kemer yapılmışsa da
kuzey parados orijinalindeki gibi üstü
açık olarak bırakılmış. Sahne binası
MS 2. yüzyılın özelliklerini gösteriyor.
Bunun arkasında sadece uzun, dar bir
oda var. Burası, görkemli bir şekilde
süslenmiş cepheyi kesen beş kapı
ile oyunun sahnelendiği podyuma
bağlanıyor. Sahnenin altında vahşi
hayvanların dövüşe çıkarılmadan
önce tutuldukları beş küçük oda var.
Günümüzde içi toprak ve moloz dolu
olan harabedeki oturma düzeni ya da
oturma kapasitesini değerlendirmek
pek mümkün değil. Oturma kapasitesi
600-700 kişilik. Molozların arasından,
renkli mermer parçaları çıkartılmış.
Bu da iç duvarların mozaiklerle süslü
olabileceğini gösteriyor. Bu güzel
yapının, bouleuterion ya da konsey
odası olarak hizmet vermiş olması da
mümkün.
İSTOÇHayat l 30
ünlü söyleşisi
31 l İSTOÇHayat
Şarkıların birleştirici
gücüne inanıyorum”
“Sanatçı olmanın dili, dini, ırkı yoktur” diyen Şevval Sam’a, kendisinden bahsetmesini
istediğimizde; “İnsanın kendini tarif etmesi zor, torpil geçmesi muhtemeldir. Ben bile yeni
yeni tanıyorum kendimi” diyor. Türkiye’de doğmuş olmanın avantaj olduğuna fakat sanatın
dönüştürücü ve iyileştirici gücünün daha fazla keşfedilmesi gerektiğine değinen Şevval Sam ile
keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizce Şevval Sam kimdir? Bize biraz
kendinizden bahseder misiniz?
İnsanın kendini tarif etmesi zor, torpil
geçmesi muhtemeldir. Ben bile yeni yeni
tanıyorum kendimi...
Müzik tutkunuzu nasıl tanımlarsınız?
Tutkular, insanı hayata bağlayan
unsurlardır. Olmadan yaşayamazsınız.
Müzik de böyle benim için..
Sizi siz yapan vazgeçemeyeceğiniz
özellikleriniz nelerdir?
İnsan 40’larına gelince meseleye biraz
daha farklı bakıyor. Sizi siz yaptığını
düşündüğünüz ve kimlik edindiğiniz
tüm muhafazakâr bakış açılarından bu
yaşlarda vazgeçmeye başlıyorsunuz.
Ancak vazgeçemeyeceğim özelliklerim
yok değil. Bunlar; sanat algım ve tabiat
aşkım olabilir.
Şarkı söylemek sizin için ne ifade
ediyor?
Şarkı söylemek benim için ana dilimde
konuşmak gibi.
Yaptığınız müziklerin insanlar
üzerindeki etkisini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Müzik, evrensel bir dil ve hangi kültüre
ait olursa olsun bir başkasının kalbine
ulaşmak için kimlik sormuyor. Sanat
bu bilince erişmenin en estetik yolu.
Bu yüzden şarkıların birleştirici gücüne
inanıyorum.
Türkiye’de sanatçı olmanın ne gibi
avantaj ve dezavantajları var?
Sanatçı olmanın dini, dili, ırkı ve cinsiyeti
yoktur. Sanat da sanatçı da evrenseldir.
Sanatçı olarak doğduysanız, heykeltıraş
Köylü Ekrem de olabilirsiniz, Picasso
da... Sanat nerede olursa olsun kendini
ifade etmek ister. Kaynaklar açısından
bu topraklarda doğmuş olmak avantaj
ancak ifade noktasında pek de avantajlı
sayılmayız. Sanat algısı gelişmiş bir
toplum olamadığımızı düşünüyorum.
Bu yüzden genelde eğlence odaklıyız
gibi. Oysa ki sanatın dönüştürücü
ünlü söyleşisi
i kültüre ait
ng
ha
ve
l
di
r
bi
el
ns
re
ev
,
ik
Şevval Sam, “Müz
aşmak için kimlik
ul
e
in
lb
ka
ın
ın
as
şk
ba
r
bi
n
olursa olsu
estetik yolu. Bu
en
in
en
m
iş
er
ce
lin
bi
bu
t
sormuyor. Sana
ne inanıyorum” diyor.
cü
gü
ci
iri
şt
rle
bi
rın
ıla
rk
şa
yüzden
İSTOÇHayat l 32
KENDİNİZİ İYİ HİSSETMEK İÇİN
NELER YAPARSINIZ?
www.magdergi.com
Mizah dergileri okuyorum.
Ben gerçek bir mizah âşığıyım.
Güldürerek eleştirmek karşısında
saygıyla eğiliyorsunuz. Mizah
zekâyla doğru orantılı. Mizahi bakış
açısında gördüğüm zekâ beni çok
iyi hissettiriyor. Tabiatın içinde ve
sağlıklı olmak da iyi hissettiriyor. Çok
sosyal biri sayılmam ama hayata
dair konuşabileceğim birileriyle bir
arada olmak iyi geliyor. Hayatın
içinde olmayı seviyorum. Benim
için dünyanın bütün dinleri, bütün
felsefeleri ve ideolojileri içinde insan
olmayı öğreten unsurlar var. Bilginin
çeşitliliği ve yeni şeyler öğreniyor
olmak beni iyi hissettiriyor. Bu
öğrencilik hiç bitmeyecek gibi.
33 l İSTOÇHayat
“Müzikte
gezgin
ruhluyum.
Değil tek bir
şarkı, tek bir tarzda
bile kendimi ifade
etmem zor. Söylediğim
tüm şarkılarda bana dair
bir şeyler var.”
ve iyileştirici gücünü daha fazla
keşfetmemiz gerekiyor.
Şevval Sam kendini bir şarkı ile ifade
edecek olsa hangisini seçerdi?
Değil tek bir şarkı, tek bir tarzda bile
kendimi ifade etmem zor. Müzikte gezgin
ruhluyum. Söylediğim tüm şarkılarda
bana dair bir şeyler var.
Yeni albümünüz “Toprağın
Kokusu”nu haziran ayında çıkardınız.
Albümünüz hakkında bilgi alabilir
miyiz sizden?
Bugüne kadar çok farklı projelerde yer
aldım; arabesk çok farklı bir albümdü,
tango daha farklı. Bunlar benim keşif
alanlarımdı, kendimi keşfetme sürecimdi.
Bu albümse, sahnede de kendimi en çok
ifade ettiğim tarzda oldu. Toprak Kokusu,
aynı zamanda benim hayatı algılayış
biçimimi de temsil ediyor. Toprağın bize
ait değil, bizim toprağa ait olduğumuza
inanıyorum. Yaşadığımız kültürle
beslendik ve kaynağımız bu coğrafya. O
halde biz bu topraklara aitiz. Bu albüm
de kendini bu topraklara ait hissedenlerin
albümü.
Albümde birçok farklı dilde şarkı
söylediniz. Bunun bir nedeni var
mıydı?
Benim bu albümdeki amacım, barış
içinde yaşadığımız zamanları hatırlatmak.
Ben şarkılarımı barış için söylüyorum,
neden korkayım ki? Bir şeyin içinde
sevgi varsa, korku olamaz benim için. Bu
albümü de büyük sevgiyle yaptım. İşin
içine korku katsaydım, samimi olmazdı.
Birileri tepki gösterecekse göstersin,
kızacaksa kızsın. Kızan kişi, barış
istemiyor demektir. Barışı istemeyenlerle
paylaşacak bir şey bulabileceğimi
sanmıyorum. Zulmün ve merhametin
dili, dini, ırkı, cinsiyeti yoktur. Önce insan
olmanın ne anlama geldiğini sorgulamak
gerekiyor.
Peki, ekranlarda ne zaman
görebileceğiz sizi?
Oyunculuğu özledim. Oyunculuk,
bir açıdan insana dair bir laboratuvar
çalışması. Kendi varlığınızı keşfetme
sürecinde bir araç da olabiliyor. Öte
yandan son derece güvenli bir ortamda,
birden fazla hayat yaşama imkanı
buluyorsunuz. Romantizm mesela…
Oyunculuk size, canınızı yakma riski
olmadan, duygularınızı kucaklayacak bir
fırsat veriyor. Teklifler mütemadiyen oldu
ancak beni heyecanlandıracak, bana
heyecan veren bir senaryoya rastlamadım.
Belki de zamanı değildi, bilmiyorum.
Ancak bu yıl, üzerine kafa yoracağım bir
hikaye olacak gibi görünüyor.
spor
İSTOÇHayat l 34
l
e
n
o
y
s
e
f
o
r
p
a
d
r
o
p
s
Bireysel
.
.
.
ı
d
r
a
ş
a
b
e
v
i
d
e
t
s
i
k
olma
Görme engelli milli atlet Mustafa
Küçük, “Takım sporlarında sporcuların
performansları gözlemleyen kişinin
kanaatine kaldığı için, kişisel sorunlar
nedeniyle objektif değerlendirme
yapılamadığını düşünüyorum. Bu
nedenle ölçülebilen ve kişi kanaatine
kalmayan bir bireysel sporda
profesyonel olmak istedim” diyor.
35 l İSTOÇHayat
Görme problemi doğuştan gelen
Mustafa Küçük, spor hayatına lise okul
takımında futbol oynayarak başlamış.
Futbol oynamaya amatör kümede
devam eden Küçük, sakatlanınca
futbolu bırakmak zorunda kalmış. 2002
yılında ise görme engellilerin yaptığı
sporla tanışmış. Futbol oynamaya bir
süre daha devam etmiş. 2004 yılında
katıldığı atletizm şampiyonasında göze
çarpınca atletizme yönelmiş. Arada
farklı spor dallarıyla da amatör olarak
ilgilenmiş ancak 2008 yılından bu yana
sadece atletizmle uğraşıyor. “İki Avrupa
dördüncülüğü, bir Avrupa beşinciliği, bir
dünya yedinciliği elde ettim. Katıldığım
diğer uluslararası yarışların hemen
hepsinde ilk üç içinde yer aldım. 2009
yılından beri ulusal yarışlarda zirvedeki
yerim değişmedi” diyen görme engelli
milli atlet Mustafa Küçük ile keyifli bir
söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1984 yılında Artvin Şavşat’da doğdum.
İlkokulu Artvin’de okudum. Orta ve lise
öğrenimimi ise Bursa’da tamamladım.
Yüksek öğrenimime Uludağ Üniversitesi
Spor Bilimleri Fakültesi Antrenörlük
Eğitimi Bölümü’nde devam ediyorum.
Görme problemim doğuştan geliyor.
Profesyonel hedeflerimle ilgili
çalışmalarıma devam ediyorum.
Spor hayatınıza ne zaman ve nasıl
başladınız?
Spor hayatım, lisede okul takımında
futbol oynayarak başladı. Daha sonra
amatör kümede devam etti. Ancak
antrenmanlar geceye kayıyordu. Bu
durum beni görme konusunda daha
da zorladığı için riskli bir şekilde futbol
oynamaya devam ettim. Sonrasında ise
sakatlanarak bırakmak zorunda kaldım.
2002 yılında ise görme engellilerde
sporla tanıştım. Futbol oynamaya bir
süre daha devam ettim. 2004 yılında
katıldığım atletizm şampiyonasında
göze çarpınca atletizme yöneldim.
Arada farklı spor dalları ile de amatör
olarak ilgilendim ancak 2008 yılından
bu yana sadece atletizmle uğraşıyorum.
takım seçme yarışmaları sonucunda
elde ettiğim başarıyla Milli Takım
kadrosuna alındım ve Brezilya’da
yapılan Dünya Oyunları’nda yarışarak
yedinci oldum.
Atletizmi tercih etmenizin bir
nedeni var mı?
Elbette var. Takım sporlarında
sporcuların performansları gözlemleyen
kişinin kanaatine kaldığı için,
kişisel sorunlar nedeniyle objektif
değerlendirme yapılamadığını
düşünüyorum. Bu nedenle ölçülebilen
ve kişi kanaatine kalmayan bir bireysel
sporda profesyonel olmak istedim.
Elde ettiğiniz başarılar hakkında
bilgi verir misiniz?
İki Avrupa dördüncülüğü, bir Avrupa
beşinciliği, bir dünya yedinciliği elde
ettim. Katıldığım diğer uluslararası
yarışların hemen hepsinde ilk üç içinde
yer aldım. 2009 yılından beri ulusal
yarışlarda zirvedeki yerim değişmedi.
Başka hangi sporları yapıyorsunuz?
Şu an sadece atletizm yapıyorum ancak
daha önce futbol, satranç ve judo gibi
branşlarla da ilgilendim.
Milli takım kadrosuna alınmanız
nasıl oldu?
2007 yılında Samsun’da yapılan milli
Roma’da düzenlenen Paralimpik
Atletizm Şampiyonası’nda iki
dalda birinci olarak büyük bir
başarıya imza attınız. Söz konusu
başarı hakkında neler söylemek
istersiniz?
İtalya’nın Grosetto kasabasında
yapılan yarışla ilgili olarak şunları
söyleyebilirim: Dünya şampiyonası
öncesi önemli bir yarıştı. Kendimi iyi
hissediyordum. Oraya da hazır olarak
gittim. Hem iki birincilik hem de dünya
şampiyonası biletini alarak döndüm.
Bunun için çifte mutluluk yaşıyorum
diyebilirim. Diğer bir güzel haber de
şans oyunları platformu Bilyoner.
com’un başarılarım karşısında
büyük bir jest yapması ve 2016 Rio
Olimpiyatları’na kadar sponsorum
olması oldu. Bilyoner.com’un değerli
desteğiyle daha sağlam ve emin
adımlarla yoluma devam ediyorum.
Başarılarınız sonucunda nasıl
tepkiler alıyorsunuz?
Son derece gurur verici tepkiler
alıyorum ve bu beni çok mutlu ediyor.
Gerek aile ve sosyal çevremde
gerekse okul ortamında örnek
gösterilen bir insan ve sporcu oldum.
Bu durum beni çok mutlu ediyor.
İşime daha severek sarılıyorum.
Atletizmden arta kalan
zamanlarda neler yaparsınız?
Genelde okulda öğrenci
arkadaşlarımla deneyimlerimi
paylaşarak, onlara rol model olmaya
çalışıyorum. Diğer zamanlarda sporla
ilgili araştırma ve makaleler okuyarak,
bilgi birikimimi artırmaya çalışıyorum.
Fırsat buldukça okuldaki hocalarımla
fikir alışverişinde bulunup, durum
değerlendirmesi yapıyorum.
söyleşi
İSTOÇHayat l 36
“Tesislerimizi engelli vatandaşlarımıza
ulaşılabilir hale getireceğiz”
“Engelliler Hakkında Kanun”un erişilebilirlikle ilgili hükümlerinin uygulanmasını sağlamak
üzere hazırlanan “Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Yönetmeliği”nin 20 Temmuz 2013’te
yürürlüğe girdiğini söyleyen İbrahim İlhami Koç, “Biz de bu konudaki hazırlıklarımızı üç ay
içinde tamamlayacağız” dedi.
İ
stanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor
İl Müdürü İbrahim İlhami Koç’la 3
Aralık Dünya Engelliler Günü’nde
bir araya geldik. Engelli sporculara
verdiği destekle tanınan Koç,
gerçekleştirdiği projelerle; engellileri
hayata bağlıyor, yaşama sevinciyle
dolmalarını sağlıyor ve hayat standartlarını
geliştiriyor. “Engelli sporcularımıza
verilen destek, sporcularımızın azmi ve
hırsıyla bütünleşince başarı da geliyor.
Biz de engellilere yönelik çalışmalarımıza
bu bilinçle devam ediyoruz” diyen
İbrahim İlhami Koç ile keyifli bir söyleşi
gerçekleştirdik.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
1964 yılında İstanbul’da doğdum. İlk-orta
ve liseyi İstanbul ve Samsun’da okudum.
Üniversiteyi Marmara Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Öğretmenliği bölümünü
bitirerek tamamladım. Futbol, tenis ve
badminton başta olmak üzere birçok spor
dalında antrenörlük yaptım. 1993 yılında
Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur
Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor
Öğretmenliği Bölümü’nde akademisyen
olarak görev yaptım. 2006 yılında
Süleyman Demirel Üniversitesinden
ayrılarak, Burdur Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi’nde yeni görevime başladım.
Kasım 2011-Ekim 2013 tarihleri arasında
Mersin Gençlik Hizmetleri ve Spor İl
Müdürlüğü yaptıktan sonra İstanbul
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü
görevine atandım. 17. Akdeniz Oyunları
Genel Koordinatör Yardımcılığı görevini
yürüttüm. Evli ve iki kız çocuğu
babasıyım.
İstanbul Gençlik Hizmetleri ve
Spor İl Müdürlüğü olarak yaptığınız
çalışmalardan kısaca bahseder
misiniz?
İstanbul’da 2 milyon 525 bin civarında
öğrenci bulunuyor. Göreve geldiğimde,
2 milyon öğrenciden yaklaşık 40 bininin
spor yaptığını gördüm. Bu sayının
artması gerektiğini düşündüm. Gerekli
çalışmaları yaparak, söz konusu sayıyı
iki yıl içinde 2OO bine çıkardık. Bu yılki
temel hedefimiz, 250-300 bin öğrenciye
ulaşmak. Hatta bir sürpriz yapıp 350-400
bine de çıkarabiliriz. İstanbul’da 1700
37 l İSTOÇHayat
kulübümüz var. Özel spor tesislerimiz
bulunuyor. Bunların İstanbul halkına iyi
hizmet vermesi için çalışmalar yapıyoruz.
Örneğin, 140’a yakın işletmeyi şartları iyi
olmadığı için kapattık. Madde bağımlılığı
olan gençlere yönelik de çalışmalar
yapıyoruz. Çünkü sportif faaliyetler
yapılması rehabilitasyon anlamında önem
arz ediyor. Madde bağımlısı çocukları
eğitip, onlara seminerler veriyoruz.
Söz konusu çocuklarımızdan Türkiye
şampiyonları çıkıyor.
Engellilerin hayatı spordan önce
ve sonra diye ikiye ayrılıyor. Sizce
spor, engellilerin hayatını nasıl
değiştiriyor?
Sporun iyileştirici (rehabilite edici)
özelliğinin olduğunu bilhassa engelli
vatandaşlarımız üzerinde gözlemliyoruz.
Doğru tekniklerle, doğru planlama, sabır
ve devamlılıkla yürüyemez denilen engelli
bireylerin spor sayesinde bu engellerini
ortadan kaldırdığına şahit olduk. Tabii
bunlar sporun biyolojik etkileri... Bir
de bunun yanında psikolojik anlamda
yaptığı etkiler var. Sporun kişiler arasında
iletişimi, etkileşimi ve iş birliğini artırdığını
biliyoruz. Öz güven sıkıntısı yaşayan,
sosyalleşme problemi olan daha net
ifade edecek olursak evden çıkmayan
veya çıkamayan engellilerimize spor
yaptırarak, bu süreci çok hızlı bir şekilde
aşmalarına yardımcı oluyoruz. Bu niyetle
yola çıkan bizleri, uluslararası spor
müsabakalarında temsil eden birçok
milli paralimpik sporcumuz bulunuyor.
Her birinin müthiş hayat hikayesi var. Bu
süreçte yine engelli vatandaşlarımıza
destek vermek amacıyla “Engel YOK!”
programını projelendirdik. Programda,
bu hayat hikayelerinden bahsediliyor.
TRT Spor’un da destekleriyle sporun
engellilerin hayatını nasıl değiştirdiğini
herkese anlatabilme fırsatı bulduk.
Engelli sporculara verilen destekler
hakkında bilgi verir misiniz? Bu
kapsamda geliştirilen projeler neler?
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından
İstanbul Gençlik Hizmetleri ve Spor İl
Müdürlüğü bünyesinde
faaliyet gösteren engelli
spor kulüplerine (bedensel,
görme, işitme engelli ve
özel sporcular), 517 bin
TL’lik yardım yapıldı. Engelli
spor kulüpleri aracılığıyla
başarılı sporcularımız gün
yüzüne çıktı.
“Spor İçin Engel
Tanımıyoruz” projesi
İbrahim İlhami Koç
kapsamında, Gençlik ve
İstanbul Gençlik Hizmetleri
i
tl i ve S
Spor İl Müdü
Müdürü
ü
Spor Bakanlığı tarafından
özel olarak dizayn ettirilen
başladığı otobüsler, engellilere göre özel
“Engelli Sporcu Otobüsü”nü, engelli
olarak tasarlandı. Tek koltuklu, 28 engelli,
sporcuların hizmetinde kullanılmak
altı refakatçi toplam 34 kişi kapasiteli
üzere İstanbul Gençlik Hizmetleri
otobüsler, tamamen engelli sporcuların
ve Spor İl Müdürlüğü olarak teslim
kullanımına uygun olarak tasarlandı.
aldık. Dört engel grubunun (görme,
Engelli bireyler ve sporcular için özel
işitme, bedensel engelli ve özel
sporcular) spor aktivitelerini rahatlıkla
olarak tasarlanan otobüsler, Türkiye’de
ve huzurla yapabilmeleri amacıyla
üretilen ilk uluslararası seyahat kapasiteli
engelli sporcularımızın hizmetine
otobüs olma özelliğini de taşıyor.
sunulan otobüslerle bir engeli daha
Koridora yerleştirilen ve bağımsız
aştık. Proje; engellilerin hayata
tekerlekli sandalye hareketi için zemini
bağlanmasına, yaşama sevinciyle
sıfırlayan sökülebilir podyumlar, araç
dolmasına ve hayat standartlarının
zeminine çıkan tekerlekli sandalye
geliştirilmesine katkıda bulunmak için
kullanıcılarının hızla koltuklara transfer
başlatıldı. Engelli sporcularımıza verilen
olabilmelerini sağlıyor.
destek, sporcularımızın azmi ve hırsıyla
bütünleşince başarı da geliyor. Biz de
İstanbul’daki engelli sporcular
engellilere yönelik çalışmalarımıza bu
İşitme Engelliler
bilinçle devam ediyoruz. “Spor İçin Engel
• Lisanslı sporcu sayısı 1166 (922 erkek - 244 bayan)
Tanımıyoruz” projesi kapsamında Gençlik
• Faal sporcu sayısı 163 (161 erkek - 2 bayan)
ve Spor Bakanlığınca alınan otobüslerden
• Toplam kulüp sayısı 22
biri İstanbul ilimizde diğerleri de Kocaeli,
Ordu, Samsun, Batman, Sivas, Çorum,
Bedensel Engelliler
Rize, Trabzon ve Ankara’da hizmet
• Lisanslı sporcu sayısı 704 (578 erkek - 126 bayan)
• Faal sporcu sayısı 248 (206 erkek - 42 bayan)
verecek.
• Toplam kulüp sayısı 46
“Engelliler Hakkında Kanun”un
erişilebilirlikle ilgili hükümlerinin
Özel Sporcular
uygulanmasını sağlamak üzere
• Lisanslı sporcu sayısı 1506 (1154 erkek - 352
hazırlanan “Erişilebilirlik İzleme ve
bayan)
Denetleme Yönetmeliği” 20 Temmuz
• Faal sporcu sayısı 330 (263 erkek - 67 bayan)
2013’te yürürlüğe girdi. Biz de bu
• Toplam kulüp sayısı 33
konudaki hazırlıklarımızı üç ay içinde
tamamlayacağız.
Görme Engelliler
Peki, bu otobüsler nasıl tasarlandı?
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın belirli
aralıklarla tüm illere göndermeye
• Lisanslı sporcu sayısı 357 (86 erkek - 271 bayan)
• Faal sporcu sayısı 44 (33 erkek - 11 bayan)
• Toplam kulüp sayısı 12
İSTOÇHayat l 38
İş hayatında başarılı olmanın
yolu “doğru iletişim”den geçiyor
ha
rM
a d a z lı
İş hayatımız doğal olarak birçok ilişkiyi içerir. Yönetici-çalışan, çalışan-yönetici, müşteribiz, biz-müşteri. Başarı ve performansımız ise bütün bu ilişkilerin iyi yönetilmesine
bağlıdır. Kariyerinizdeki ışığınızı, gerek ekibinizin parçası olan çalışanlarınız gerekse
yöneticileriniz ve müşterilerinizle olan iletişiminizle yakalayabilirsiniz. Bu sebeple,
ister yönetici ister çalışan isterseniz müşteri olun sağlıklı iletişim kurmanın yollarını
bulmalısınız.
Şantiyede başlayan ve anlık karar verip “yazılımcı” unvanı ile değiştirdiği 30 yıllık
kariyer yolculuğunu Türkiye’nin önde gelen firmalarından birinde Yazılımdan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcılığı unvanı ile tamamlayan Bahar Madazlı, iş hayatında başarı
ışığını yakalamak isteyenlere ve özellikle gençlere deneyimlerini aktardığı “Yoldan
Çekilin Hedefteyim” adlı ilk kitabını kaleme aldı. Kitabında; yönetici, çalışan ve müşteri
olarak uzun yıllara dayanan deneyimlerini açık yüreklilikle aktaran Yazar Bahar Madazlı,
ilişki yönetimi ile ilgili önerilerde bulundu.
Ba
Profesyonel hayatın kariyer basamaklarında ilerlemenin veya ilerleyememenin
en büyük etkeninin doğru iletişim olduğunu söyleyen Yazar Bahar Madazlı,
“İletişim doğrudan başarımızı etkileyen ve hedeflerimize çok daha kısa süre
içinde varmamızı sağlayan bir faktördür” diyor.
39 l İSTOÇHayat
söyleneceği hususunda fikir yürütebilir. Hatta dikkatinizi yoğunlaştırıp
karşınızdaki kişinin verilen mesajı alıp almadığını kontrol edebilirsiniz.
5- İster yönetici, ister kariyerin başında biri olun,
mutlaka görüntünüze önem verin!
1- Çalışanlarınızla güçlü ilişki kurmak için onların
fikirlerini önemsediğinizi hissettirin!
Çalışanlar, yöneticisinin düşüncelerine ve önerilerine ne kadar
çok önem verdiğini hissetmeleri gerekir. Yönetici, bir konuyla ilgili
düşüncesini kararlı bir şekilde belirtmesi yerine bir öneri olarak
sunabilirse, çalışanlarının önerilerini dikkate alacağının mesajını
vermiş olur. Bu durum çalışanlarında aidiyet duygusu yaratmasını
sağlar. Böylelikle, çalışanlarında “hata yapabilirim” korkusunu yok
ederken; onların güvenini de kazanır.
2- Müşterinizi dinleyin!
Hangi sektörde faaliyet gösterirseniz gösterin değişmeyen bir
kural vardır. Sadece müşterinizi dinlemek. Bunu yaparken de sizin
ne düşündüğünüzün önemi olmadığına odaklanın. Müşterinizi
dinlediğiniz taktirde müşteriniz, beklentilerini yaratmanız gereken
ürünün veya projenin özelliklerini belirtir. Sadece dinlemekle bile
müşterinizi mutlu edebilir hatta işin en zor kısmını atlatmanıza
yardımcı olabilirsiniz. Yeter ki müşterinize gerçekten ilgilendiğinizi
belli edin. Müşterinin kendisini değerli hissetmesiyle ona, işi iyi bir
şekilde tamamlayacağınızın güvenini verirsiniz.
3- Müşteriyseniz; talebinizi, isteklerinizi net ve açıkça
ortaya koyun!
Kimi zaman sizin müşterileriniz olur, kimi zaman da siz müşteri
konumunda olursunuz. Müşteri olduğunuz zaman beklentilerinizi
ve işin sınırlarını açıkça belirtmelisiniz. Sonuçta birlikte çalıştığınız
diğer firmayı, siz yönlendiriyorsunuz. Net bir şekilde taleplerinizi
sunmalısınız ki işin sonucunda doğru ürün veya hizmet ortaya çıksın.
Böylelikle, siz de zaman ve iş tasarrufu sağlamış olursunuz.
4- Yönetici olarak kendinize özgü iletişim sisteminizi
kurun!
Profesyonel hayatınızın ilk yıllarında iletişimin gücünü öğrenmek
için mutlaka bir akıl hocasına ihtiyacınız olur. Bunu çok rahat
bulabilirsiniz. Yıllar geçtikçe akıl hocalarından uzaklaşıp, siz yönetici
konumuna geldiğinizde de kendinize has bir iletişim sistemi
yakalarsanız. Vermek istediğiniz mesajınızı doğru bir şekilde ifade
edebilmek için olayları basite indirgeyerek sunabilirsiniz. En iyi nasıl
Yapılan araştırma sonuçlarına göre, söylediğimiz sözlerle
karşımızdakini ancak yüzde 7 oranında ikna edebiliriz. Bu iknada
hareketlerimizin oranı yüzde 7, ses tonumuzun oranı yüzde 38’dir.
Geri kalan yüzde 55’i ise görüntümüz oluşturur. Yani insanlar
ile ilk karşılaşmamızda bize dinleyebilmelerini sağlayan aslında
giyim kuşamımızdır. Önce giysilerimizle karşılanır, bilgilerimizle de
uğurlanırız.
6- Yaratıcılığı desteklerseniz, bir adım öne geçersiniz!
Çalışma biçiminiz ne kadar sıradanlığı hedeflerse o kadar lider
olma şansını yok edersiniz. Yaratıcılık ise sunduğunuz hizmet veya
ürünü farklılaştırmanıza ve bir adım öne geçmenizi sağlar. Bunun
için çalışanlarınızın yaratıcılığına imkan sağlayacak iletişimin gücünü
hep kullanmalıyız. Mutlaka çalışanlarımızı dinlemeliyiz. Bu sebeple
çalışanlarınıza fikir sormanız sizi zayıf göstermez, ileri görüşlü bir
lider konumunda algılanmanızı sağlar. Yönetici olarak sizin göreviniz
çalışanınızı rakip görmektense onların önlerini açarak başarıyı
yakalamaktır. Demoralize olduklarında cesaret artırıcı konuşmalarla
onları motive etmek de görevlerinizin en önemlilerindendir.
7- Kararlarınızın arkasında durun ve söz verdiğiniz
konuları yerine getirin!
Gerek çalışan gerekse yönetici bir konu için söz verdiyse dediğini
mutlaka yerine getirmelidir. İnsanların size güvenmesi, iş hayatındaki
başarının anahtarıdır. Sözlerinizi yerine getirmeniz imajınızı olumlu bir
noktaya taşırken, sizinle iş yapmak ve birlikte çalışmak isteyenlerin
sayısı artar. Bu da sizin itibarınızı olumlu olarak etkiler.
8- Yönetici, çalışan demeyip çözüm ve uyarına önem
verin!
Ekibinizin uyarı ve çözümlerine kulak verirseniz, başarısız olma
şansınız azalır. Basit ve sıradan olduğunu düşündüğünüz, gözden
kaçırdığınız fikirler, hiç beklenmedik bir zamanda size yardımcı
olabilir. Çalışanlarınızla ilgilenmeyi ihmal etmeyin. Fikirlerine değer
verin. Belki aradığınız çözümler o derslerin içinde gizlidir.
9- Başarının ekip işi olduğunu unutmayın!
Arada tatlı rekabetler olsa bile hedefe birlikte ulaşılacağına
inanmalıyız. Geride kaldığımız zamanlarda bile ekip arkadaşlarımızın
açığımızı kapatacağını ve arkamızdan yetişeceğini bilmenin
rahatlığına sahip olup, işimize odaklanmalıyız.
İSTOÇHayat l 42
Egzersiz yapmak ve
doğru beslenmek için
20 neden!
Fonksiyon Manuel Terapi ve Fizyoterapi Kliniği’nin Kurucusu Uzman Fizyoterapist Elif Özkaleli Vardar, egzersiz yapmanın ve
doğru beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Kişisel ihtiyaçlarımızı, hayatımızı ve fiziksel aktivitelerimizi sağlıklı bir şekilde
devam ettirebilmek için egzersizin ve yeme alışkanlıklarımızın son derece önemli olduğunu vurgulayan Elif Özkaleli Vardar,
bunun sebeplerini 20 maddeyle açıklıyor.
1. Antidepresan görevi görür
Egzersiz yapan kişiler, dört ay sonunda, yüzde 60-70 oranında
depresyondan kurtuluyor.
2. Metabolik sendrom riskini azaltır
Egzersizlerin, tüm metabolik hastalıkları engelleyen yüzde 100
etkili mucizevi bir ilaç olduğu ve neredeyse hiçbir yan etkisinin
olmadığı kanıtlandı.
3. PMS semptomlarını azaltır
Yapılan çalışmalarda, genç kızların haftada üç gün yaptıkları 60
dakikalık kardiyo egzersizleri sonunda, depresyon ve sinirlenme
konularında gözle görülür bir iyileşme kaydedildi.
4. Stresi ve anksiyeteyi düşürür
Doğru beslenme ve egzersizlerin, alerjik semptomları ortadan
kaldırmada ve kortizolü temizleyerek, stres hormonunu
azaltmada etkili olduğu gözlemlendi. Tayland’da yapılan
araştırmalarda, günlük 30 dakikalık yürüyüşün; hapşırma,
kaşınma ve burun akması gibi alerjik semptomlarda yüzde 90
iyileşme sağladığı kaydedildi.
5. Kalbi güçlendirir
Amerikan Kalp Vakfı’na göre, egzersiz yapmak kalp kaslarını
güçlendiriyor, kalp krizi riskini ve buna bağlı oluşan diğer
problemleri ortadan kaldırıyor. Ayrıca kardiyovasküler sendromu
yüzde 30 oranında iyileştiriyor.
Elif Özkaleli Vardar
Fizyoterapist
6. Kötü alışkanlıklara karşı direnç sağlar
Bilimsel çalışmalara göre, egzersiz sonucunda salgılanan
endorfin hormonunun; şeker, sigara, uyuşturucu gibi alışkanlıkları
engellemede etkili olduğu kanıtlandı.
7. Gözlerinizi korur
Son dönemde yapılan araştırmalarda, gözleri korumanın ve
yaşlanmaya bağlı görme bozukluklarını engellemenin en iyi
yolunun, düzenli kardiyovasküler egzersizler olduğu ispat edildi.
8. Kemikleri güçlendirir
Yapılan araştırmalarda, kemik yoğunluğunu geliştirmenin
yanı sıra, kırılma riskini ve ileri yaşlarda görülen osteoporoz
rahatsızlığını engellemenin en iyi yolunun koşu veya dans gibi
aktiviteler olduğu ortaya çıktı.
9. Paradan tasarruf etmeyi sağlar
Spor merkezleri paralı olabilir. Fakat sağlığınıza yatırım yapmak
akıllı bir tercihtir. Fortune 500’de yer alan bir şirketin yaptığı
araştırmaya göre, egzersizler dahil sağlıklı yaşam için yapılan
her 1 dolarlık harcama, ortalama 2,71 dolarlık gelecekteki sağlık
harcamasından tasarruf sağlar.
10. Doğurganlığı olumlu yönde etkiler
Harvard Üniversitesi araştırmalarına göre, egzersiz yapan
erkeklerde sperm kalitesinin daha iyi olduğu kanıtlandı. Ayrıca
27 bin kadın üzerinde yapılan bir araştırmada, spor yapan
kadınlarda doğurganlık oranında iyileşme ve düşük ihtimalinde
gözle görülür bir azalma kaydedildi. Araştırmacılar, kadınların
haftada üç kez ve 1 saatliğine egzersiz yapmasını öneriyor.
11. Cinsel hayatınızı iyileştirir
Egzersiz yapmak cinsel yaşantınıza da olumlu etki eder. Erkekler
üzerinde yapılan araştırmalarda, egzersiz yapmanın ereksiyon
bozukluklarını önlemede ve orgazm kalitesini artırmada etkili
olduğu kanıtlandı. Kadınlarda ise doğru beslenmek ve sağlıklı
besinler tüketmek doğurganlık oranını artırıyor.
12. Uyku bozukluklarının düzelmesine yardımcı olur
İyi uyku, sağlıklı yaşamın en önemli ön koşullarından biridir.
Araştırmalara göre, düzenli olarak egzersiz yapan kişiler, uyku
bozukluklarını daha az yaşıyor ve daha iyi bir uyku kalitesine
kavuşuyor.
13. Yaşlanma karşıtıdır
Araştırmalar, aynı yaştaki insanlar arasında egzersiz yapanların
yapmayanlara göre daha genç hücrelere sahip olduğunu
ortaya koyuyor. Yakın bir döneme kadar, bu yönde bir etki
kanıtlanamamışken, son dönemde yapılan bir araştırmaya göre,
ortalama egzersiz yapan kişilerin, egzersiz yapmayanlara göre
yüzde 10 daha uzun kromozoma sahip olduğu tespit edildi.
14. Kötü huylu yağlardan kurtulmayı sağlar
Günümüzün dünyasında yağlar bir numaralı düşman olarak
görülüyor. Karın bölgesindeki yağlanmaların en önemli sebebi,
egzersiz yapmamaktır. Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen bir
araştırmada, yoğun egzersizle karın bölgesindeki yağlardan daha
hızlı biçimde kurtulmanın mümkün olduğu kanıtlandı.
15. Zihinsel zindelik sağlar
Kasların gelişmesi aynı zamanda beyin hücrelerini olumlu yönde
etkiler. Egzersizlerin etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada, egzersiz
yapmanın hafızanın gelişimi, hızlı öğrenme gibi etkilerinin olduğu
gözlemlendi.
16. Kronik ağrılarla başa çıkmaya yarar
Yakın tarihli bir araştırmada, ortalama bir egzersiz programıyla
kronik ağrısı olan kişilerde kısa ve uzun vadeli iyileşmeler
kaydedildi.
17. Dirençli bir bağışıklık sistemi sağlar
Yapılan araştırmalarda, haftada üç kez yapılan egzersizler ve beş
gün boyunca tüketilen sebze ve meyveler sayesinde bağışıklık
sisteminin güçlendiği görüldü.
18. DNA’yı onarır
Sağlıklı beslenmenin iyi DNA’yı aktive edip, kötü DNA’yı
devreden çıkardığı, yeni yapılan çalışmalarla ortaya konuldu.
Beslenmeye dikkat ederek, insanlar kalp rahatsızlıklarından
korunurken, çocuklarının kalıtsal problemlere maruz kalmasını
engellemiş oluyor.
19. İrritabl barsak sendromunu iyileştirir
İrritabl Barsak Sendromu (IBS) kesintili ağrı, kasılma ve ishal gibi
belirtilerle ortaya çıkıyor. Yeni yapılan araştırmalar, düzenli ve
probiyotik beslenmenin IBS’e yakalanma riskini önemli ölçüde
azalttığını gösterdi. Probiyotik beslenmede, sadece yoğurt değil;
kaffir limi bitkisi, kore kimçisi ve kambu çayı tüketmek gerektiğini
unutmamak gerekiyor.
20. Gelecekteki çocukların daha zeki olmasını sağlar
Pediyatrik bir çalışma sonucunda, omega-3 yağ asidi ve DHA
içeren besinler tüketen hamilelerde, çocukların yaşıtlarına
göre ilerlemiş bir IQ düzeyine kavuştuğu kanıtlandı. Diğer bir
araştırmaya göre, DHA ve balık tüketmenin çocukların zihinsel
gelişimini olumlu yönde etkilediği görüldü.
sağlık
İSTOÇHayat l 44
Beyin pili
parkinson hastalığında
yaşam kalitesini
geri getiriyor
KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Parkinson ve Hareket Hastalıkları Polikliniği Nöroloji Uzmanı
Prof. Dr. Dilek İnce Günal, “Parkinson hastalığı ilaçlarının faydasını görememeye başlayan ve
ilaç yan etkileri ile sorunları olan hastalar cerrahi tedaviye (beyin pili) aday hastalardır” diyor.
Altmış yaş ve üzeri kişilerde, özellikle
erkeklerde daha çok görülen parkinson
hastalığı yaşam kalitesini ciddi anlamda
etkiliyor. Sinir hücresi erken ölümü ile
ortaya çıkan bir hastalık olan parkinson;
başta titreme, hareket yavaşlığı, denge
ve davranış değişiklikleri ile kendini
gösteriyor. KadıköyŞifa Ataşehir
Hastanesi Parkinson ve Hareket
Hastalıkları Polikliniği Nöroloji Uzmanı
Prof. Dr. Dilek İnce Günal, beyin pili
sayesinde parkinson hastalığının neden
olduğu yaşam kalitesi kaybının telafi
edilebileceğini anlatıyor.
Parkinson hastalığı nedir?
Hareket yavaşlığı, titreme, hastalık
ilerledikçe denge sorunları ve davranış
değişiklikleri ile kendini gösteren ve sinir
hücresi erken ölümüyle ortaya çıkan bir
nörolojik hastalık olan parkinson, altmış
yaş ve üzeri kişilerde ve erkeklerde daha
sık görülüyor. Parkinson hastalığının
nedeni tam bilinmemekle birlikte genetik
yatkınlığı olan bireylerde bazı toksik
maddelere maruz kalmayla ortaya çıktığı
düşünülüyor.
Parkinson hastalığı ve tedavisi,
üzerinde en çok araştırma yapılan
nörolojik hastalıklardan biridir. Özellikle
hastalık ilerledikçe mevcut ilaç
tedavisiyle zorlanılıyor. Bu aşamada son
yıllarda farklı tedavi alternatifleri hastalara
uygulanıyor. Bu tedaviler içinde derin
beyin stimülasyonu (beyin pili), hasta
memnuniyeti en yüksek olan tedavi
yöntemidir. Hastanın belirlenen beyin
bölgelerine yerleştirilen özel elektrotlar
ile beyin hareket merkezinin çalışması
kontrol ediliyor. Farklı şiddet ve dalga
boyu ayarları yapılarak en iyi düzelme
sağlayan parametreler saptanıyor. İlk pil
ayarları yapıldıktan sonra hasta, üç-altı
45 l İSTOÇHayat
ay aralarla pil ayarlarını kontrol ettirmek
için nöroloji uzmanı ile görüşüyor.
Beynin subtalamik alanına yerleştirilen
elektrotlar sonunda hastanın ilaç sayısı,
yüzde 70 azalıyor ve ilaçlardan aldığı
verim dramatik artıyor. Beyin pili tedavisi
sonrasında hastaların yaşam kalitesi
belirgin yükseliyor ve parkinson için
kullandıkları ilaç sayısı çok azaldığı için
bu ilaçlara bağlı yan etkiler kayboluyor.
Parkinson hastası nasıl beslenmeli?
Parkinson hastalığının erken
dönemlerinden itibaren hastalarımız
kabızlıktan yakınır. Bu hastalık, bağırsak
kontrolünden sorumlu olan otonomik
sinir sistemini de etkilediği için kabızlık
oldukça sıktır. Bazı kişilerde ise kabızlık
parkinson bulguları olan titreme ve
yavaşlıktan önce başlayabilir. Bu
nedenle dışkı sıklığını ayarlamak ve
dışkının sertleşmesini engellemek
için belli beslenme kurallarına uymak
gerekir. Günaşırı tuvalete çıkmak ve yarı
katı-şekilli bir dışkılama normal olarak
kabul edilir.
Kabızlık nasıl önlenebilir?
En az 10 bardak su (çay-limonatasoda dahil) içmek gerekir. Özellikle
levodopa içeren ilaçlar bir bardak su ile
içilir. Fiziksel egzersiz örneğin yürüyüş
önemlidir. Günde 30-45 dakika yürüyüş
yapmak kabızlığı kontrol eder. Lifli
gıdalar tüketilmelidir. Beyaz ekmek
yerine tahıllı ekmek yenmeli. Sebze
yemekleri her öğüne dağıtılmalıdır.
Meyve suyu değil, meyvenin kendisini
tüketin. Pirinç, makarna ve patates
tüketimini sınırlandırın. Hamur işi
gıdalardan uzak durun. Günde bir-iki
bardak bitki çayı için.
İlaçlara özel beslenme var mı?
Levodopa, sindirim sisteminden
emilirken, eğer proteinlerle karşılaşırsa,
emilemiyor ve etkisiz hale geliyor. Bu
nedenle levodopa preparatı kullanan
hastalarımızın aşağıdaki kurallara dikkat
etmesi önem arz ediyor.
• İlaçlarını yemeklerden bir saat
önce ve bir saat sonra alacak şekilde
ayarlamaları gerekir.
• İlaçları bir bardak su ile içmek,
mümkünse içtikten sonra odada
dolaşmak emilimini hızlandırır.
• İlaç saatleri her gün sabit saatlerde
olmalı, yemek saatleri ona göre
ayarlanmalıdır.
Doktorunuz ilaçlardan aldığı verimi
arttırmak için size “parkinson diyeti”
önerebilir. Bu diyetin amacı, sabah ve
öğlen öğünlerinde protein içeren gıdaları
tüketmemektir. Et, süt, yumurta, ayran,
yoğurt ve sütlü tatlılar akşam öğünlerine
kaydırılır. Bu uygulamanın amacı,
levodopa içeren ilaçlardan faydalanımı
arttırmaktır.
Hastalar vitamin kullansın mı?
B12 vitamini, levodopa kullanımı ile
beraber düşmeye meyil eder. B12
düşmesiyle, unutkanlıkta önemli olan
homosistein denilen maddenin artması
ilişkilidir. Bu nedenle hastalarımızın
belli aralıklarla kan, B12, folikasit ve
homosistein düzeylerini ölçeriz.
B12 vitamin takviyesini ayda bir
kez kalçadan iğneyle yapmak daha
verimlidir. Çünkü ağızdan alınan
preparatlarda emilim problemi
yaşanabilir. Daha da önemlisi B12
vitamin kompleksleri levodopa içeren
ilaçların etkinliğini azaltır.
Çalışmalar, Co ezim Q10 ve mavimsi
(yaban mersini, siyah üzüm gibi) renkli
meyvelerin hücre yaşlanması açısından
faydalı olduğunu destekler.
Bakla yemek zararlı mı?
Yeşil bakla, dopamin içerir ve levodopa
kullanan hastalarda, büyük porsiyon ve
yoğurt konmadan yenirse, zehirlenme
benzeri bulgu yapar. İlaç olarak kullanımı
zor olan bakla pratikte tedaviye olumlu
etki göstermez.
Yukarıda bahsedilen levodopa içeren
ilaçlarla beraber alınan fazla miktardaki
bakla, aynen zehirlenme bulgularına
benzeyen şikayetlere yol açar. Bu
nedenle parkinson hastalarının baklayı
tüketirken, çok dikkatli ve bilinçli olmaları
Prof. Dr. Dilek İnce Günal
gerekir. Bakla yaprağının 40 gramında
130 miligram saf levodopa vardır.
Parkinson ilaçlarıyla birlikte bilinçsizce
yenilen bakla, hastalarımızı acil servislere
gidecek duruma getirebilmektedir.
Acil hekimleri, detaylı bir sorgulamayla
sorunu tespit edebilirler. Benim
hastalarıma önerim, bu sebzeyi yerken
porsiyonları çok küçük tutmaktır.
Baklanın hastalığınıza sağlayacağı fayda
sizin ilaçlarınızdan daha mucizevi bir
fayda değildir.
Hangi hastalar beyin pili ameliyatı
olabilirler?
• Derin beyin stimülasyonu (DBS)
veya beyin pili ameliyatları parkinson
hastalığı ve esansiyel tremor hastalarına
uygulanır.
• Parkinson hastalığı ilaç tedavisi ile
bulgularında geçmişte olan iyilik halinin
kaybolduğu hastalar.
• Parkinson hastalığı tedavisinde
kullanılan ilaçları geçmişte kullanmasına
rağmen, son yıllarda ilaç yan etkileri
nedeniyle hayat kalitesinde bozulma
olan hastalar.
• Hastanın yaşının 75 ve üzeri olması
cerrahi sırasında elektrota bağlı kanama
ve diğer komplikasyonlar için risk teşkil
eder.
• Kontrolsüz diyabet, kontrolsüz yüksek
sağlık
İSTOÇHayat l 46
tansiyon ve ağır kalp hastalıkları olan
hastalar cerrahi için uygun değildir.
• Orta ve ağır şiddette hafıza problemleri
yaşayan hastalar cerrahi için uygun
değildir.
Beyin pili nasıl takılır?
• Öncelikle hastanın cerrahi tedaviye
uygun olup olmadığı ilgili nöroloji uzmanı
tarafından belirlenir. Bu aşamada beyin
cerrahisi ve psikiyatri ile görüşmeler
yapılır.
• Ameliyattan üç gün önce hastaneye
kabul edilen hasta bu dönemde anestezi
uzmanı tarafından değerlendirilir.
• Ameliyat öncesinde hastanın
ilaçları belli bir düzende azaltılır ve
ameliyat sabahı beyin haritalaması için
kullanılan bir çerçeve (frame) hastaya
lokal anestezi ile takılır. Hastanın MR
görüntüleri alınır ve son hesaplamalar
yapılır. Hasta ameliyathaneye alınır.
• Hasta uyutulmadan elektrotların
ince ayarları muayene ederek ve
elektrofizyolojik kayıtlayarak belirlenir.
• Sistemin enerji kaynağı cilt altına
yerleştirilirken hasta, anestezi uzmanı
tarafından uyutulur.
• Ameliyathaneye girme ve çıkma
arasındaki süre hastaya göre değişmekle
birlikte üç-beş saattir.
• Ameliyat sonrası ilk gece hasta tedbir
gereği yoğun bakım ünitesinde izlenir.
• Ameliyattan sonra taburculuk üç-beş
gün içinde gerçekleşir. Dikişler, 10’uncu
günde alınır.
• Pil ayarlarının yapılması ameliyattan
sonra birinci hafta için planlanır.
Takip eden haftalar için hasta, 7-10
gün aralarla kontrole çağrılır. Dört-altı
haftadan sonra vizitler (hasta kontrolleri),
aylık veya üç aylık gerçekleşir.
47 l İSTOÇHayat
TO
O ÇHa
a ya
y t
2016 YILI YURT İÇİ FUARLARI
Organizatör
Eylül Fuar Organizasyon
Tüyap Tüm Fuarcılık
Tüyap Bursa
Tan Fuarcılık
Patika Tanıtım
Tüyap Tüm Fuarcılık
İstanbul Fuarcılık
Pyramids Grup
Pozitif Fuarcılık
Patika Tanıtım
İZFAŞ
Tüyap İhtisas
HKF Fuarcılık
Anfaş Antalya
Aktif Fuarcılık
Kalite Fuarcılık
Efor Ege Fuarcılık
Info Uluslararası
Pozitif Fuarcılık
Anadolu Expo
Afanya Fuarcılık
İZFAŞ İzmir Fuarcılık
Reed Tüyap
Interteks
UBM Rotaforte
Hannover Messe
Senexpo
SNS Fuarcılık
Fuar Adı
Kitap Fuarı
İSMOB İstanbul Mobilya Fuarı
Junioshow
7. Enerji Verimliliği Fuarı
Fashionist Abiye, Gelinlik Fuarı
Avrasya Tarım Fuarı 2016
CNR IMOB 2016
Avrasya Ayd. ve Elektrik Fuarı
Mersin Agrodays
Evlilik Dünyası 2016
Konu
Kitap ve süreli yayınlar
Ev ve ofis mobilyaları
Bebe ve çocuk hazır giyim
Yenilenebilir enerji
Abiye, gelinlik, damatlık
Tarım ve tarımsal mekanizasyon
Her türlü ev ve ofis mobilyası
Aydınlatma, elektrik, güvenlik
Tarım, tarım makineleri
Ev ve evlilik hazırlıkları
Tarih
8-17 Ocak
12-17 Ocak
13-17 Ocak
14-16 Ocak
14-16 Ocak
21-24 Ocak
26-31 Ocak
27-30 Ocak
28-31 Ocak
29-31 Ocak
Yer
Ankara
İstanbul
Bursa
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Antalya
Mersin
İstanbul
İF Wedding Fashion İzmir
İFEXPO 2016
Drinkteg İstanbul
Anfaş Food Product
Bursa Evlilik Fuarı
Beton Ankara 2016
MODEKO 2016
EV-DEKOR 2016
CNR Kitap Fuarı
İdeal Ev Fuarı
İstanbul Buluşlar Fuarı
Shoexpo
İstanbul Pencere 2016
Güzellik ve Bakım 2016
İstanbul Jewely Show
Win Electrotech
Lighttech
23. Mesir Sanayi ve Ticaret
Gelinlik, damatlık ve abiye
İç giyim, çorap, mayo, pijama
İçecek teknolojileri
Yiyecek ürünleri, ambalaj
Düğün ve evlilik
Beton, çimento, agrega
Mobilya, dekorasyon
Elektrikli ev eşyaları
Yayıncılık, e-Yayıncılık
Evlilik sağlık, kozmetik
Bireysel buluşlar, patent
Ayakkabı ve çanta
Pencere, panjur, cephe
Güzellik, bakım, saç, kozmetik
Takılar, taşlar, saatler
Enerji, elektrik ve elektronik
Aydınlatma, tesisat, elektrik
Genel sanayi ve ticaret ürünleri
2-5 Şubat
4-6 Şubat
4-6 Şubat
10-13 Şubat
11-14 Şubat
18-20 Şubat
24-28 Şubat
25-28 Şubat
26 Şubat-6 Mart
3-6 Mart
3-6 Mart
7-10 Mart
9-12 Mart
10-13 Mart
10-13 Mart
17-20 Mart
17-20 Mart
22-27 Mart
İzmir
İstanbul
İstanbul
Antalya
Bursa
Ankara
İzmir
Ankara
İstanbul
İzmit
İstanbul
İzmir
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Manisa
Tarih
6-9 Ocak
10-13 Ocak
21-23 Ocak
9-11 Şubat
12-16 Şubat
14-17 Şubat
1-3 Mart
15-18 Mart
16-18 Mart
Yer
Kazablanka
Tahran
Hindistan
Türkmenistan
Almanya
İtalya
BAE
Güney Afrika
Meksika
2016 YILI YURT DIŞI FUARLARI
Organizatör
ITO
Meridyen
Selten
Meridyen
IMMIB
ITKIB
TG Ekspo
Senexpo
IBB
Fuar Adı
Fas 1. Türk İhraç Ürünleri
Midex 2016
Food Hospitality World 2016
7. Türkmenistan Türk İhr.Ürünleri
Ambiente 2016
Micam Shoevent 1
Middle East Electricity
Propak Africa 2016
Expo Antad
Konu
Sanayi ve ticaret
Ev dekorasyonu ve iç dizayn
Gıda, gıda ürünleri, yiyecek
Genel ticaret
Mutfak ve ev eşyaları
Ayakkabı
Elektrik elektronik
Ambalaj ve ambalaj makinaları
Genel Ticaret

Benzer belgeler

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi vatandaşlarımıza ulaşılabilir hale getireceğiz” 38 İş Yaşamı İş hayatında başarılı olmanın yolu doğru iletişimden geçiyor 40 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak bilg...

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi var. Dükkanların girişin alt katında deposu bulunuyor. E3 Blok projesi, ilçenin merkezinde ticari anlamda son derece gelişme

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi başarılı olmanın yolu doğru iletişimden geçiyor 40 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Parkinson v...

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi İSTOÇ Hayat Dergisi 3 ayda bir yayımlanan bedelsiz süreli yayın organıdır. Yayına Hazırlık

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi başarılı olmanın yolu doğru iletişimden geçiyor 40 Kültür Sanat 42 Bunları biliyor musunuz? Hayatınızı kolaylaştıracak bilgiler bu sayfalarda... 44 Sağlık KadıköyŞifa Ataşehir Hastanesi Parkinson v...

Detaylı

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi

PDF İndir - İstoç Ticaret Merkezi Kayhan’a sorduk. 48 Fuar Takvimi

Detaylı