Dindarlık Aile Sorunlarının Çözülmesine Nasıl

Transkript

Dindarlık Aile Sorunlarının Çözülmesine Nasıl
Dindarlık Aile İçi Geçimsizliğin Önlenmesine,
Çözümlenmesine ve Üstesinden Gelinmesine Nasıl Yardımcı Oluyor
Nathaniel M. Lambert
David C. Dollahite
Çeviren: Volkan Tekdemir
1
Family Relations, 55 (Ekim-2006), 439-449.
Dindarlık Aile İçi Geçimsizliğin Önlenmesine,
Çözümlenmesine ve Üstesinden Gelinmesine
Nasıl Yardımcı Oluyor1
Nathaniel M. Lambert2
David C. Dollahite3
4
Çev. Volkan Tekdemir
Özet: Bu çalışma, New England ve Kuzey Kaliforniya’da oturan, başlıca İbrahimi dinleri
(Hristiyanlık, Yahudilik, İslam) temsil eden 57 orta yaşlı ve dindar evli çiftle yapılan derinlemesine
görüşmelerin sonuçlarına dayanmaktadır. Çalışma, konuları yaratmak ve dindarlığın aile içi
geçimsizliği etkileme tarzlarını tanımlayan bir model oluşturmak için kuram oluşturmanın
(grounded theory)5 metotlarını kullanmaktadır. Çiftler, dindarlığın, evliliklerindeki geçimsizlikleri,
geçimsizlik sürecinin üç safhasında: “(a) sorunu önleme, (b) geçimsizliği çözümleme ve (c) ilişkinin
uzlaştırılması” etkilediği ifade ettiler. Uygulamacılar, dindar çiftlere, evlilik anlaşmazlıklarıyla
mücadele ederlerken, dini inanç ve uygulamalarına başvurmaları konusunda teşvik etmek yoluyla
yardımcı olabilirler.
Anahtar Kelimeler: Geçimsizlik (conflict), evlilik (marriage), önleme (prevention), uzlaşma
(reconciliation), dindarlık (religiosity), çözümleme (resolution).
Evlilik gibi anlamlı insan ilişkilerinde insanlar arasında geçimsizlik kaçınılmazdır (Canary,
Cupach, &Messman, 1995). Bilim adamları, “dinin, çiftlere, aile içi geçimsizlikler ortaya
çıktığında aile içi geçimsizliği idare edebilme yöntemleri için teolojik ilkeler
temellendirdiğini” öne sürdüler (Mahoney, Pargament, Murray-Swank, & Murray
Swank, 2003, p.223).
1
Makalenin orijinal ismi, How Religiosity Helps Couples Prevent, Resolve and Overcome Marital
Conflict’tir. Makale, Family Relations dergisinin 55. sayısında, 439-449. sayfalar arasında, Ekim2006’da yayınlandı. Makalenin yazarları, Nathaniel M. Lambert ve David C. Dollahite’dir.
2
Nathaniel M. Lambert, Brigham Young University, School of Family Life’de, doçent olarak görev
yapmaktadır.
3
David C. Dollahite, Brigham Young University, School of Family Life’de, profesör olarak görev
yapmaktadır.
4
Uludağ Ün. Sosyal Bil. Ens. Fels. Ve Din Bil. Ana Bil. Dalı Din Psikolojisi Bil. Dalı Doktora
Öğrencisi.
5
Grounded theory, Prof.Dr. Ali Yıldırım ve Prof Dr. Hasan Şimşek’in ortak kitabı olan Sosyal
Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, Ankara, 2006’da “kuram oluşturma” olarak çevrilmiştir.
2
Gerçekten araştırma bulguları, genellikle dindarlık ve aile içi geçimsizliğinin azalması
arasında güçlü ve pozitif bir ilişki olduğunu gösterdi (örn., Curtis & Ellison, 2002). Bu
çalışmanın amacı da bu ilişkinin “nasıllarını ve niçinlerini” keşfetmek oldu (Dollahite &
Marks, 2005).
Hackney ve Sanders (2003), dindarlığın birkaç tanımı olduğunu kaydetti. Bu çalışmanın
amaçları için, biz dindarlığı kişinin manevi inançları, dini uygulamaları ve bir cemaate
bağlılığı olarak tanımlıyoruz. Manevi inançların örnekleri, evliliğin ölümsüz doğasına
inancı; dua ve kutsal kitap çalışmasını içeren dini uygulama örneklerini kapsar. Dindarlık
görünüşleri, dini toplantılara katılımı, diğer dini topluluk aktivitelerine iştiraki veya bir
dini cemaate ekonomik yardım yapmayı kapsıyor.
Bu çalışmaya yol gösteren iki araştırma sorusu vardı; (a) yüksek ölçüde dindar (highly
religious) çiftler evliliklerindeki geçimsizliklerde dini inanç ve uygulamaların etkisini
algılıyorlar mı?, (b) dindarlık aile içi geçimsizlikleri ne ölçüde ve özelliklede nasıl
etkiliyor?
Geçmiş ve Önem
Evlilik anlaşmazlığı üzerine oluşan literatür çok geniştir; fakat yalnız birkaç çalışma
özellikle dinin, aile geçimsizliği üzerindeki etkisini ölçmüştür (Brody, Stoneman, Flor, &
McCrary, 1994; Curtis & Ellison, 2002; Dudley & Kosinski, 1990). Ayrıca mevcut
araştırmalar, tipik olarak, dindarlık ve aile içi geçimsizlik arasındaki ilişki sürecinde
gerekli olan sınırlı bakış açısını sağlayan dindarlık ve geçimsizlik ölçütünün (Mahoney
v.d., 1999) yalnız uzak bir ucunu (distal) (örn. daha yüzeysel) sağladığı için alanda
sınırlandırılma eğilimindedir. Özellikle dindar çiftler üzerine odaklanan nitel veriye,
dindarlığın, çiftlere aile içi geçimsizliği etkili bir şekilde yönetmede yardımcı olabileceği
özel yolları açıklığa kavuşturmada ihtiyaç duyulmaktadır.
Thomas ve Cornwall (1990), dini uygulamaların ve onların ilişki sistemlerinde ihtiyaç
duyulan özel etkileri üzerinde yapılan araştırmayla dikkat çektiler. Daha özel olarak,
Curtis ve Ellison (2002), aile içi geçimsizliklerin, evliliğin kalitesinin ve evliliğin
bozulmasının uzun vadeli yörüngelerini şekillendirmede, ne yazık ki yardımcı oyuncu
olarak kalan, dini faktörlerin olası rolüne işaret ettiler. Bununla birlikte din üzerine
küçük bir araştırma dindarlığın evlilik ve aile ilişkilerine nasıl ve niçin etki ettiğini tartıştı
(Dolahite & Marks, 2005).
Dindarlık ve Aile İçi Geçimsizlik
Eğer çiftler dini konularda birbirlerine bağlanmadılarsa aile içi geçimsizliklerde din,
dikkat edilmesi gereken bir kaynak olabilir. Curtis ve Ellison (2002), dini yapılara
katılımdaki farklılığın, daha sık aile içi geçimsizliklerle sürekli olarak bağlantılı olduğunu
buldular. Call ve Heaton (1997), evlilik bozulması riskinin, kadın düzenli olarak dini
törenlere katılıp, kocanın hiç katılmadığı durumlarda yaklaşık üç kat daha fazla olduğunu
ifade ettiler. Ellison, Bartkowski ve Anderson (1999), dini benzeşmezliğin yüksek oranda
aile içi şiddet riski ile ilişkili olduğunu buldular. Genel olarak bazı veriler, dindarlığın bazı
3
ifade tarzları ile otoriteryanizm, kötü muamele (abuse), ve kötü muameleye tolerans
gibi istenmeyen sonuçlar arasında bir ilişkiyi kanıtladı (Dollahite, Marks & Goodman,
2004). Bu bulgular önemli, çünkü bunlar, dinin, özellikle de dini benzeşimin
bulunmaması halinde, evlilikteki uyumsuzluğun bir kaynağı olabileceğini kanıtlıyor.
Tam tersine, din evlilik anlaşmazlıklarının çözümünde bir kaynak olabilir. Çiftlerde
birlikte dini katılım daha büyük geçimsizlik çözümüyle ilişkilendirildi (Dudley & Kosinski
1990). Brody v.d. (1994) de, kırsal kesimdeki Afro-Amerikan çiftleri için benzer bir
sonuca ulaştılar. Bu ilişki kısmen nikah benzerliklerinden dolayı daha kalıcı ve mutlu bir
evliliğe neden olan dini homojeni tarafından desteklenir (Lehrer & Chiswick 1993).
Scanzoni ve Arnett (1987), umumi ve özel dini faaliyetler aracılığıyla eşlerin sıklıkla bir
amaç duygusunu ve sevgi ve itina çevresinde dönen değerleri geliştirdiğini buldular.
Belki, dini katılım, aile içi geçimsizlikleri azaltan ilişkisel nitelikleri arttırmaktadır.
Curtis ve Ellison tarafından yapılan bir çalışma (2002), erkeklerin dini katılımı ile ailevi
tartışmaların sıklığı arasında tutarlı bir ters ilişki olduğunu ortaya çıkardı. Dini katılıma ek
olarak, çiftlerin dua etmesinin, karamsarlık, saygısızlık ve eşlerden birinin diğerine
duygusal reaksiyonu gibi husumetleri azalttığı bulundu (Butler, Stout & Gardner 2002).
Son olarak, diğer çalışmalar (örn. Holeman, 2003) dini inançların, çiftlere, geçimsizlikten
sonra birbirlerini affetmede yardımcı olduğunu gösterdi.
Bu çalışmalar, dindarlık ile aile içi geçimsizlik arasında deneysel olarak bir ilişki olduğunu
kanıtlamasına rağmen, bu ilişkinin nasıl ve niçin oluştuğunu sorgulamaya teşebbüs
etmediler ve geriye cevaplandırılmamış birçok soru bıraktılar. Son zamanlardaki tek
niteliksel araştırma (Marsh & Dallos, 2001), kısmen dinin, evli çiftlere, aile içi
geçimsizliklerini etkili bir şekilde idare etmede nasıl yardımcı olabileceği konusuna
değindi. Dua gibi dini uygulamaların Katolik çiftlere aile geçimsizlikleri esnasında
öfkelerini yönetmede yardımcı olduğunu buldular. Bu çalışma, din ve öfke kontrolü
konusunda bilinenlere yeni bir boyut eklemekle birlikte, dindarlık ve aile içi geçimsizlik
arasındaki ilişkinin olası anlamlarını ortaya çıkarmak için özellikle aile içi geçimsizliğe
odaklanan –dini arka planın geniş sahasından bireyleri örnekleyen- nitel araştırmalara
ihtiyaç duyulmaktadır.
Dindarlığın aile içi geçimsizliğin boyutlarına nasıl etki ettiğini incelemekle birlikte,
dindarlık ve aile içi geçimsizliğin aşamaları arasındaki ilişkiyle de ilgilendik. Bazı
araştırmacılar, geçimsizliği, dinamik ve aşamalar halinde gerçekleşen bir süreç olarak
tanımladılar. Örneğin Cristensen ve Pasch (1993), geçimsizlik aşamalarını, menfaatlerde
başlayan ilkel geçimsizlikten normale dönüşe kadar geniş ölçüde bir değişme olarak
tanımladılar. Diğer araştırmacılar daha dar bir şekilde öfkenin artması veya affetme
açısından geçimsizlik aşamalarının yapılanmalarına odaklandılar (Enright & Fitzgibbons,
2000). Bizim yaklaşımımız, geçimsizlik süreçlerini gelişmekte olan olarak tanımladığımız
ve özel öncül aşamalar tanımlamadığımız için daha akıcıdır. Daha doğrusu Kuram
oluşturmayla tutarlı olarak, geçimsizliğin dinamikleri katılımcılar tarafından tanımlandı
ve konu ile ilgili yorum, resmedilen her geçimsizlik aşamasının temelini oluşturdu.
Böylece, bu çalışmanın amacı aynı dini inancı paylaşan çiftler arasındaki aile içi
4
geçimsizlik süreci ile ilgili dindarlığın etkisini keşfetmek oldu. Dindarlığın çeşitli
veçhelerini; dini inançların, dini uygulamaların etkisini ve eş geçimsizliklerinin
yörüngeleri üzerindeki dinin müdahalesini sunan yoğun betimlemeleri toplama amacıyla
niteliksel yöntemler kullanıldı.
Yöntem
Katılımcılar
Katılımcılarla (2002)’de New England’da ve (2004)’te Kuzey Kaliforniya’da ikinci yazar
tarafından görüşüldü. İlgili değişkenlerin en ucunda bir örnek kullanarak daha fazla şey
öğrenilebileceğini savunan Boss (1980)’un savıyla uyumlu olarak, yüksek ölçüde dindar
(highly religious) ailelerin amaca yönelik bir örneklemini (Berg, 2001; Denzin & Lincoln,
1994) aradık. Amaç, mezhebe bakılmaksızın bir cemaate bağlılıkta birlikte hareket eden
(united) katılımcıları toplamaktı. Katılımcılar, başvurular arasından ve 38 hristiyan,
Yahudi ve İslami cemaatin liderlerinin, kendi cemaatlerinin üyelerini göz önünde
bulundurarak, özellikle uygun nitelikleri taşıyan üyeleri için, tavsiyelerinden oluşturuldu.
Üstelik, bizim örneklem oluşturma kriterimiz, belli bir sayıdaki görüşmeden sonra ilave
edilen yeni çiftlerin diğerlerin bildirdiklerini temelde tasdiklemeleri anlamına gelen
“kavramsal doyum”u (Lofland&Lofland 1995) sağlamak için yeterli sayıda katılımcıya
ulaşma amacını da taşıyordu.
Örneklem, üç ana tek tanrılı ya da bir başka ifadeyle ibrahimi dinin (Hristiyanlık,
Yahudilik ve İslam) her birini temsil eden 57 evli çiftten meydana geliyordu. Kocaların ve
eşlerinin yaş ortalaması sırasıyla 48 ve 45’ti. 57 çiftin 48’i Kafkasyalı, 9’u (%16) etnik
azınlıklardandı (2 Afro-Amerikalı, 4 Kafkas/Latin, 2 Doğu Hintli 1 Malezyalı/Kafkasyalı).
Örneklem, kocalarda ortalama 17 yıl, eşlerinde ortalama 16 yıl eğitim seviyesi ile iyi
eğitimliydi. Çiftler ortalama 21 yıllık evliydiler. Ortalamada katılımcılar haftada bir kez
dini törenlere katılıyorlardı ve gelirlerinin %7’si kadarıyla cemaatlere ve diğer dini
hedeflere yardımda bulunuyorlardı.
Çiftler aşağıdaki dini cemaatleri temsil etmekteydiler: (a) 6 Katolik, (b) 12 Yahudi, (c) 4
Müslüman, (d) 12 Yeni Hristiyan Geleneklerinden (New Christian Traditions) (Hristiyan
Bilim-Christian Science, Yahova Şahitleri-Jehovah’s Witness-, Mormonlar-Latter Day
Saint-, Yedinci-Gün Adventistleri-Seventh-Day Adventist-, Kardeşler-Friends), (e) 12
Protestan Ana Akımlarından (Episkopalyan, Presbiteryen, Kongregasyonalist, Lutheryan,
Metodist), (f) 8 Evanjelist Protestan (Baptist, Karizmatik Episkopal, Ortodoks
Presbiteryen, Misyoner Birliği’nden, Pentekostal) ve (g) 3 Ortodoks Hristiyan (2 Yunan
Ortodoksu ve eskiden Rusya Ortodoksu olan 1 Amerika’daki Ortodoks Kilise’sinden).
Metodoloji
İstenilen derinlemesine bilgiye ulaşmak için çiftleri, dindarlık ve evlilik arasındaki ilişkinin
farklı yönlerini tartışmaya teşvik etmek için yoğun görüşme (intensive inteviewing)
5
(Lofland & Lofland 1995) kullanıldı. Görüşmeler tipik olarak 1 saat sürdü. Çiftlere,
dindarlık ve anlaşmazlık hakkında bir direk sorunun (Tüm çiftler biraz anlaşmazlık yaşar.
Dini inançlarınızın ya da uygulamalarınızın aile içi geçimsizliği azaltma ya da ondan
kaçınmaya yardım etme usulleri var mıdır?) da dahil olduğu 15 soru soruldu. Gelgelelim
çiftler diğer sorulara cevaplarken de aile içi geçimsizliklerini ele aldılar. Önerilen sorular,
görünüş geçerliliği için, fakülte ve öğrenciler tarafından gözden geçirildi ve üç çiftle
deneme testi yapıldıktan sonra bu dönütü temel alarak küçük revizyonlar yapıldı. Tüm
çiftlere sorulan sorulara ek olarak, sorulan soruların açıklamaya ihtiyaç duyup
duymadığı takip edildi. Yönlendirici sorulardan özenle kaçınıldı (Strauss & Corbin, 1998).
Son olarak tüm katılımcıların isimleri takma isimlerle değiştirildi.
Tüm çift görüşmeleri her iki eşle de yürütüldü. Çiftlerle birlikte görüşme yapmak, anlamı
birlikte oluşturmaya imkan tanıdığı müddetçe evlilik etkileşimi üzerinde nitel bir
araştırma için kullanışlı olduğunu göz önünde bulunduruyoruz. Bununla birlikte Barbie
(2004)’nin, insanlarla bir arada yapılan mülakat, “sıklıkla meselenin araştırmacı
tarafından beklenilmeyecek ve bireysel görüşmeler tarafından gün ışığına
kavuşturulmayacak veçhelerinin açığa çıkartılmasını sağlar”(s.303), düşüncesinde de
hemfikiriz. Aynı zamanda Seymour, Dix ve Eardley (1995), müşterek mülakatın (joint
interviewing), her bir kişi tarafından elde tutulan bilginin farklı yönlerini ortaya
çıkardığını ve görüşülenlerden biri bir diğerinin eksikliklerini ve hafıza yanılgılarını
doldurduğu müddetçe müşterek mülakat ile daha eksiksiz veri üretildiğini ifade ettiler.
Birçok bilim adamının eşleri daha dürüst olmaya teşvik ettiği için eşlerle ayrı ayrı
mülakat yapmayı desteklediklerini ve güç ve cinsiyet konularına duyarlı olduklarını
biliyoruz (Seymour v.d., 1995). Bunun sıklıkla tercih edilen yaklaşım olduğunda hem
fikiriz; ancak, bu çalışma için aşağıda saydığımız sebeplerden dolayı çiftlerle birlikte
görüşmeyi seçtik: (a) eşlerin birbirleriyle olan ilişkilerini -anlaşmazlıkları da dahil olmak
üzere- tartışmalarını ve böylece birbirlerini doğrulayabilmeleri, birbirlerine hatırlatma
yapabilmelerini ve birbirlerinin bakış açılarını tamamlayabilmelerini sağlamak için (b)
(Müslüman ve bazı Ortodoks Yahudi çiftlerin durumlarında olduğu gibi) Kadınların erkek
mülakatçılarla yalnız kalmasına ilişkin farklı kültürel ve dini inanç ve uygulamalara
duyarlı olmak için.
Yine de bazı eşlerin ya da kocalarının çevrelerindeki güç ve cinsiyet konularından dolayı,
deneyimleri ve hisleri hakkında tamamen açık olamayabilecekleri bu yaklaşımın bir
sınırlılığıdır. Bu endişeye değinmek amacıyla, görüşmeci hem eşleri hem de kocaları her
soruyu yanıtlamaları, üzerinde yorum yapmaları veya birbirlerinin cevaplarına eklemeler
yapmaları için teşvik etti. Sonuç olarak, görüşmeler, değiştirmeyi, düzeltmeyi,
soruşturmayı ve eşlerin yorumlarına eklemeler yapmayı da kapsadı. İlginç bir biçimde
eşler, kocalarından daha çok, kocalarının yorumlarına, ekleme ve düzeltmeler yaptılar.
Analiz
Ses kaydı alınan görüşmeler yazıya aktarıldı ve doğruluğu kontrol edildi. Analizde
değiştirilmiş bir kuram oluşturma yaklaşımı kullanıldı (Strauss & Corbin 1998). Kuram
6
oluşturmanın kullanımı, teorinin araştırmacıların önyargılı görüşlerine değil, verilere
bağlı olarak yapılandırılmasına yardımcı olmaktadır. Verideki ana konuları keşfetmek
için açık kodlama ve konuları daha geniş kategorilerden daha aza sığdırmak için eksen
kodlama takip edilerek, ana konular arasındaki ilişkiyi yansıtmak için kavramsal bir
model geliştirildi.
Corbin ve Strauss’a göre (1990), benzer olay gruplamalarına hazırlayıcı bir şekilde
kavramsal tanımlamalar verildiği zaman, kuram oluşturmada ilk aşama, açık kodlamadır.
İkinci aşama olan eksek kodlama aşamasında, kategoriler ve alt kategoriler arasında
oluşan bağlantıları yeniden oluşturmaya (reconstruct) ve yapı çözmeye (deconstruct)
gayret sarf edildi. Tekrarlanan konuların orijinal listesi, (a) daha az yaygın ve daha az
göze çarpan konular elenerek (b) birbirine yakın konular daha kullanışlı bir sayıya
indirmek için birleştirilerek, daraltıldı. Daha sonra görüşmeler, yazarlar tarafından her
konuyu destekleyecek yeterli veriyi içerdiğine emin olmak için, yeniden gözden geçirildi;
sonuç olarak, bazı konular kaldırıldı. Daha sonra ilk sonuçların yanlışlığını kanıtlamak ve
incelemeyi engelleyip engellemediklerini belirlemek için bir denemede, “olumsuz
örnekleri” (“negative instance”) (Gilgun, 2005) sorgulamayı içeren, bulguları bozma
denemeleri yapıldı. Bu, önce temaların ve ilksel kavramlar geliştirilmesi, farklı veya ilave
konuların bulunması için bilinçli bir çaba sarf edilmesi ve buradan hareketle ilksel
kavramların aksinin ispatlanması veya bozulmasıdır. Nitel araştırmacıların bulgularını
daha değerli hale getirmeye çalışmasının tek yolu budur (Gilgun).
Sonuçlar
Dindar çiftlerin, evliliklerinde din ve geçimsizlik arasındaki bağlantıyı nasıl algıladıklarına
ışık tutan birkaç model ortaya çıktı. Analiz, dini inanç ve pratiklerin çiftlere (a)
ilişkilerindeki problemleri önlemede, (b) geçimsizlikleri çözmede ve (c) ilişkisel uzlaşma
doğrultusunda çalışmakta yardımcı olduğunu kanıtladı. Çiftler, dini inanış ve
katılımlarının onlara geçimsizliğin bu üç aşamasında yardımcı olduğunu kanıtladılar.
Geçimsizliğin üç ayrı aşamasına ilişkin spesifik çerçevemiz teorik varsayımlardan ziyade
verilerden ortaya çıktı.
Nitel araştırmacılar (LaRossa, 2005; Strauss & Corbin, 1998) çalışmanın esasının
yakalayan bir “çekirdek kavram” tanımlamayı öne sürdüler. Strauss ve Corbin, çekirdek
kavramı, “tüm diğer kategorilerin altında sınıflandırıldığı” özet bir cümlecik veya
kavramsal bir fikir olarak açıkladılar (s.146). Mevcut çalışmanın çekirdek kavramı,
dindarlığın aile içi geçimsizlikler için; önleme, çözme ve üstesinden gelmede güvenli bir
muhafaza kabı (safe container) gibi davrandığı idi. “Güvenli muhafaza kabı (safe
container)” terimi, dini inanç ve pratiklerin aile içi geçimsizliklerin etkilerini
önleyebileceği ve arabuluculuk yapabileceği güvenli bir çevre anlamına geldiği için
seçildi. Bu çekirdek kavramın her aşaması ayrı ayrı tartışılacak, daha sonra ana konularla
bağlantılı kavramsal bir model ve bu çekirdek kavramın örneklenmesi sunulacaktır.
Aşama I: Problemi Önleme
7
Çiftler, dinin etkisinin onlara (a) kutsal bir amaç ve vizyon geliştirmede ve (b) ilişkisel
erdemleri arttırmakta yardımcı olduğunu bildirdiler.
Konu 1: Ortak Kutsal Vizyon ve Amaç. Bu çalışmada çiftler için anlaşmazlığı önlemenin
en iyi yollarından biri paylaşılan kutsal bir vizyona ve amaca sahip olmaktı. Ortak vizyon,
evlilikteki stresi azaltarak ve evli eşleri birbirine yaklaştırarak aile içi geçimsizlikleri
azaltmada yardımcı oldu. Baptist bir sosyal hizmetler uzmanı olan Debby, şunu paylaştı:
Yaşadığınız hayat üzerinde ne kadar paylaşımda bulunursanız, o kadar az iç
geçimsizliklerin başlayacağını düşünüyorum. Bu yüzden, ortak bir inanca sahip
olmanın hem resmin bütününde hem de umarım daha küçük bir parçasında önemli
olduğunu düşünüyorum. Fakat, her nedense, inancım geçimsizliği nasıl göreceğimi
etkiliyor gibi geliyor.
Dini faaliyetleri birlikte paylaşmak aynı zamanda evlilikteki stres düzeyini de azaltıyor
gibi görünüyor. Bir Misyoner Birliği (Missionary Allience) öğretmeni olan Karen, bu
şekilde açıkladı:
Aynı tanrıya dua ettiğiniz zaman, O, size aynı cevapları verir. Kutsal kitabı
okuduğunuz zaman, evliliğiniz ve hayatınız için aynı cevapları alıyorsunuz ve sürekli
olarak bu fikirlerle besleniyor ve onlara inanıyorsunuz. Ve bu fikirleri takip etmeye
çalışıyorsunuz. Gerçekten inandığınız şeyleri yaptığınızı hissettiğinizde ve bunun
aileniz için en doğru ve en iyi şey olduğunu düşündüğünüzde daha az strese
girdiğinizi düşünüyorum… Ve bu sizi normalde yapmayacağınız kadar birlikte bir
şeyler yapmaya sevk ediyor. Ortak bakış açısı, bu iyidir.
Kari’nin dile getirdiği gibi, kutsal kitaplardan ruhsal rehberlik arayışı ve birlikte aynı
cevapları bulmak evlilik stresini azaltıyor. Dini bir arka planı paylaşmak yalnız ilişkilerdeki
stres miktarını azaltmıyor aynı zamanda çiftleri kaçınılmaz geçimsizliklerde daha etkili
anlaşmalar yapmaya hazırlayarak ilişki uyumunu da beraberinde getiriyor.
Konu 2: İlişki Erdemleri. Dindarlığın, aile içi geçimsizliği önlemede, çiftleri birleştirmede
ortak bir vizyon sağlamanın yanı sıra ilişki erdemleri olarak adlandırdığımız erdemleri
besleyerek de yardımcı olduğu görünüyor. Dini inanç ve bağlılıkları tarafından çiftlerden
birçoğuna, ilişkilerini iyileştiren ve aile içi geçimsizliklerini azaltan niteliklerini
geliştirmede, ilham verildi. Diğerkamlık ve koşulsuz sevgi özellikle vurgulandı. Misyoner
Birliğinden (Missionary Allience) bir bilgisayar teknisyeni Andy, “Gerçekten Tanrının
beni Kari’ye daha kabul edilebilir hale getirmek için hayatımın belli alanlarında pek çok
şey yaptığını hissediyorum” dedi.
Diğerkamlık, dini katılım tarafından canlandırılan en sık bahsedilen ilişki erdemlerinden
biriydi. Bir Latin Katoliği olan biyolog Alisia şöyle açıkladı:
Tanrının mesajından öğrendiğimiz prensip bencil olmamaktır. Alçakgönüllü olmak.
Başkaları için istemek ve bağışlamak. Ve tanrının damla damla akıttığı mesajlarından
biri “başka”larının olduğunu hatırlamamdır. Bu sizin başkalarına ihtiyacınızdan çok
başkaları için yapabileceklerinizdir.
8
Çiftlere daha diğerkam olmalarına yardım etmenin yanı sıra dini inanç ve bağlılıklar,
geçimsizliği önlemek için çok önemli olan koşulsuz sevgi niteliğini de doğurdu. Baptist
bir eğitimci olan Todd şöyle söyledi:
Tanrı bizi koşulsuz bir şekilde seviyor; ve biz birbirimizi insanlar aleminde koşulsuz
bir şekilde seviyoruz… Bu nedenle, Ben Mesih’in bize bunun bir örneğini gösterdiğini
ve bizim modelimiz olduğunu düşünüyorum.
Todd’un yorumu, Todd’un koşulsuz sevgiyi, bilinçli bir şekilde geliştirmeye çalıştığı kutsal
bir nitelik; eşiyle etkileşiminde kendisi için bir model olarak gördüğünü ortaya koydu.
Aşama II: Geçimsizliği Çözümleme (Conflict Resolution)
“Geçimsizliği çözümleme” terimi, bu çalışmanın amaçları açısından, çiftlerin, geçimsizlik
ortaya çıktığı anda ilişkilerindeki uyumu yeniden tesis etmek için çaba sarf etmesi olarak
tanımlandı. Çiftlere geçimsizliği çözümlemede yardımcı olan en yaygın üç dini inanç ve
uygulama vardı: (a) kutsal kitap öğretileri, (b) ibadetlere katılım, ve (c) dua.
Konu 3: Kutsal Kitap Öğretileri. Çalışma katılımcıları kutsal kitap öğretilerini sık sık
kendilerine geçimsizliği çözümlemekte yardımcı olan öğretiler olarak ele aldılar. Bazı
çiftler, geçimsizlik anlarında kutsal metinlere başvurduklarından bahsettiler. Kutsal
metinler, ayrıca başkalarına ilişkin faydalı örnekler de içeriyordu.
Müslümanların kutsal kitaplarından bazılarını (Kur’an, Hadis Külliyatı) andıktan sonra
Hintli bir Müslüman olan teknik yönetici İbrahim, “Biz bu üç bilgi kaynağına bakarız ve
herhangi bir geçimsizlik içine düşmüşsek bu kaynaklardan bir rehberlik arayışına gireriz”
dedi. Çiftler kutsal metinlere başvurduklarında sıklıkla evliliklerindeki uyumsuzluğu
etraflı bir şekilde ele almak için onlara yardımcı olacak özel öğretiler bulabiliyorlar.
Misyoner Birliğinden (Missionary Alliance) olan Öğretmen Kari, bunu şöyle açıkladı:
Dua ederseniz, Tanrıya yardım talebinde bulunursanız ve incilinizi okumaya devam
ederseniz, O, size, düşündüğünüzden tamamen farklı olarak, anlayışlı ve nazik
olmanız gerektiği gibi, diğerlerini düşünmek ve kendi nefsini savunmamak gibi,
şeyler söyleyecektir. Problemleri çözerek durumu düzeltmek için olan bakmak, bu
bazen korkunç bir durumdaymışız gibi görünebilir, fakat onlar için daha sonra
gerçekten iyi olacaktır.
Kari’nin yorumu, kutsal kitapların öğretilerinin kendisi üzerindeki etkilerinin gücünü ve
aile ilişkilerini düzeltmek için kendisine yaptığı katkıları açıklıyor.
Kutsal metinler ayrıca başkalarıyla ilişkilerde olumlu örnekler sağladılar. Yedinci-Gün
adventistlerinden (Seventh-Day Adventist) olan kıdemli sistem analisti Ed, kutsal
metinlerin örneklerinin kendisine eşiyle geçimsizliklerini çözmekte kendisine nasıl
yardımcı olduğunu şöyle açıkladı:
Fakat bir yetkiye sahip olduğunuzda en önemli şey, kendisine benzemeye
çalıştığınız müşfik bir Tanrıdır o zaman başkalarıyla ilgilenmenin yolunu sevginizi
9
tanımlayan kelimeye uzanabilirsiniz. Ve, buna karşı kendinizi ayarlayabilirsiniz. Ve,
bu genellikle bizi ortak bir zemine taşır.
Kutsal metinler, Ed ve diğer çalışma katılımcıları için, “kendilerini başkalarıyla
ilişkilerinde ölçtükleri bir standart oldu. Kutsal yazılar, çiftlere “öykünecekleri” rol
modeller sağladı.
Konu 4: Dini Katılım. Dini törenlere katılım, çiftlere, geçimsizliği çözmede, odak
noktalarını değiştirerek ve ciddi problemlere kafa yorabilmeleri için onlara gerekli olan
iç dayanıklılığı sağlayarak yardımcı oldu. Dini törenlere birlikte katılmakla, çiftler, çok
önemli olarak algıladıkları ufak tefek tartışmalarına odaklanmaktan kurtulabildiler. Önce
bu odak noktası değiştirildi, anlaşmazlığın sebepleri sıklıkla önemsiz bulunarak unutuldu
ya da reddedildi. Bir Mormon (Latter-Day Saint) olan diş hekimliği öğrencisi Stuart
deneyimini şöyle tanımladı:
Pazar sabahı kiliseden önce etrafımızdaki olaylar adeta telaşlı ve birbirimize karşı
çok iyi hissetmiyoruz ve küçük tartışmalar veya bazı ufak şeyler var. Ve kiliseye
girdikten sonra ve adeta sakinleştiriliyorsunuz ve ondan sonra ayine doğru geçmeye
başlıyorsunuz… Böylece bu sizi daha alçak gönüllü olmaya itiyor ve evde üzerine
tartıştığınız şeylerin hayatın bütünü içinde önemli olmayan küçük bir şey olduğunu
fark etmenizi sağlıyor. Bu, bağışlamak, hayata devam etmek ve güçlü bir ilişkiye
sahip olmak için çok önemli.
Bu örnek, dini törenlere katılımın çiftlerin dikkatini ufak tefek tartışmalardan çiftler
tarafından esas olarak algılanan konulara çekmektekini rolünü açıklıyor. Bu sıklıkla
kişinin eşi hakkındaki algısında olumlu bir değişimle ve güncel anlaşmazlıkların
önemsizliğinin farkına varılmasıyla sonuçlandı.
Geçimsizlikler yapısı itibariyle daha ciddi olduğunda, dini törenlere katılım, çiftlere
sorunların üzerine eğilmek ve sorunu çözmek için ihtiyaç duydukları dayanıklılığı sağladı.
Kendi işinden emekli bir presbiteryan olan Sophie, evliliğinde gerginlikler yaşadığı
zamanlarda, dini törenlere katıldığında kendi içinde olanları şöyle nakletti:
Doğrusu bunu yapabildiğim saat, kelimenin tam anlamıyla bir değişim geçirdiğimi
hissediyorum. İyi olduğumu düşündüğüm, törenin sonunda daha iyi hissettiğim
yerde, bunu şimdi yapabileceğimi düşündüğüm yerde, bana olan bir şeyler var.
Oraya kahrolası bir çılgın gibi gitmeme rağmen, her nedense çılgınlık uçup gidiyor
ve bu tür şeyler, bu ayetler, pasajlar, kıssalar nasıl daha nazik ve hoşgörülü olmak
isteyeceğimizin hatırlatıcılarıdırlar.
İster herhangi önemsiz isterse daha ciddi olsun geçimsizlik olduğunda dini törenlere
katılım çiftlere geçimsizliklerini çözmede dikkatlerini daha önemli konulara çekerek ya
da onlara sorunları çözmek için ihtiyaç duydukları kişisel dayanıklılığı sağlayarak
yardımcı oldu.
Konu 5: Çiftlerin Dua Etmesi. Dua aile içi geçimsizliğin çözülmesindeki diğer yollardandı.
Bazı çiftler duanın öfkeyi bastırmasından ve açık iletişime imkan tanımasından
10
bahsettiler. Ortodoks Hristiyan bir ev hanımı olan Anne, geceleri yaptıkları dua
ibadetinin kendilerine birbirlerine yönelik öfkelerini ortadan kaldırmalarında nasıl
yardımcı olduğundan bahsetti:
Eğer birbirimize birkaç saatten beri çok kızgınsak, ancak yatma zamanımız
geldiğinde ve uyumak istediğimizde, dua etmek isteriz, ikona köşesinde durup,
birlikte dua ederken birbirinize karşı çok kızgın bir şekilde durabilmek çok zordur.
Bu yüzden doğrusu dua ettikten sonra yatmaya giderken birbirimize niçin çok kızgın
olduğumuzu hatırlamıyorum bile.
Diğer çiftlerde duanın aralarında açık iletişime imkan tanımakta yardımcı olduğunu
buldular. Porto Ricolu bir Pentekostal olan polis memuru Alex, duanın, eşi ve kendisi
arasındaki iletişimi nasıl açık hale getirdiğini tanımladı:
Kriz gelecekti. Birlikte dua etmeye ihtiyacımız olduğunu hissetmiştik; aramızda
iletişim eksikliği olduğunu hissetmiştik. Son zamanlarda gerçekleşen bir olgu olarak.
Böylece birlikte dua ettik. Bizi ayırmaya çalışan şeyleri hissettiğimiz zaman…birlikte
dua edeceğiz…(ve) bu güçlendiriyor ya da en azından sorunu azaltıyor.
Bu çiftler için dua, tartışmalar esnasındaki öfke ifadelerini azaltarak ve iletişimi
geliştirerek aile içi geçimsizliği azaltıyor.
Aşama III. İlişkisel Uzlaştırma
Bu çalışmanın amaçları için, ilişkisel uzlaştırma, aktif geçimsizliğin çözümünden sonra
ilişkilerinin tatlıya bağlanması için çiftlerin denemelerde bulunması olarak tanımlandı.
Birkaç çift, duanın, uzlaşmada kendileri tarafından bir araç olarak kullanıldığını ifade
ettilerse de esasen çiftler geçimsizliği çözmek için dua ettiler. Dini bağlanma çiftlere
ilişki ebediliğine (relationship permanence) bağlılıklarını arttırarak ve bağışlama
istekliliğini tetikleyerek yardımcı olduğu görünüyor.
Konu 6: Daimi ilişkiye bağlılık. Çiftler, dini inançlarının ilişki ebediliğine (relationship
permanence) bağlılıklarını arttırdıklarını ifade ettiler. “Tanrı boşanmadan nefret eder”
veya “evlilik ebedidir” çiftlerin ilişki ebedilğine ilişkin ortak ifadelerinden bazılarıydı. Bu
bağlılık, çiftlerin birbirleriyle uzlaşmaları için ve zor zamanlar üzerinde kafa yormak için
bir istek oluşturdu.
Bu görüşmeler problem nasıl doğarsa doğsun ilişkiye olan bağlılığın altını çizdi. Mormon
(Latter-Day Saint) bir din eğitimcisi olan Jason, geçimsizlik zamanlarındaki bağlılığı
hakkında şunları ifade etti:
Ve, böylece bu hayat biçimine bir bağlılıktır. Bu yalnızca buraya ve şimdiye bir
bağlılık değildir, bu “pekala artık daha fazla seni sevemeyeceğim; (ya da) eğer bunu
kabul etmiyorsan topla bavulunu” deyip pes etmemeye ve işlerin yürümesine bir
bağlılıktır.
Jason’un ilişkisel bağlılığı, dini inancının, ona, evliliği sonlandırırken yalnızca, şimdi ve
burada, olmadığını göstererek yardım etmesiyle arttı. Birçok çift ebedi bir ilişkiye
11
bağlandıkları ve ilişkisel iyileşmeye ve uzlaşmaya eğildiklerinden dolayı anlaşma yaptılar.
Lutheryan bir ev hanımı olan Elisabeth böylesi bir yaklaşımı açıkladı:
Karar verdiğimiz yegane şeyin evliliğin ebedi olduğunu ve hiç kimsenin öylece
bırakamayacağını düşündüm, siz bunu yürütmek zorundasınız. Bazı anlaşmalara
varmak zorunda kalacaktık çünkü hiç kimse bırakıp gidemez… (Yorum) doğrusu bu
bizi anlaşmak için hiçbir şey yapmamak yerine bunun için bir şeyler yapmaya
zorluyor.
Lutheryan bir sigortacı olan Kira, inancının onu gayret göstermeye ve sorunlardan
kaçmak yerine onların üzerine eğilmeye teşvik ettiğini ifade etti: “Birbirinize karşı öfkeli
olma ya da sert olma seçeneği yok. Bu sizi çaba göstermeye zorluyor.” Böylece,
çalışmadaki çiftlerin çoğu, dini inançları tarafından güçlendirilen ilişki ebediliğine
bağlılıklarının onlara geçimsizlikleri üzerinde kafa yormalarına ve eşleriyle uzlaşmalarına
yardımcı olduğunu buldular. Gerçekten çiftlerin çoğu, evliliğe güçlü bir bağlılık
olmaksızın evli kalamayacaklarını ve dini inanç ve uygulamaların onlara geçimsizliği
çözmede yardım sağladığını ifade ettiler.
Konu 7: Bağışlama İstekliliği. Dindarlık, ibadetler, kutsal metinler aracılığıyla ve kutsal
bağışlamanın bir karşılığı olarak bağışlayıcılığı besliyor. Bazı çiftler bağışlamayı
ibadetlerinin canlı bir parçası olarak tanımladılar. Bir Ortodoks Hristiyan olan finansal
analist Neil, ailesinin Pazar rutinlerinden olan ayinden önce birbirlerinden bağışlama
talebinden bahsetti: “Her Pazar arabayla kiliseye gideriz. Her birimiz bireysel olarak
birbirimize sorarız, ailenin her bir üyesi bir diğerinden bağışlanma talebinde bulunur.”
Haftalık olarak birbirini bağışlama fırsatına sahip olmanın bu çiftin aile içi geçimsizliğini
azalttığı ortaya çıktı.
Çiftler bununla birlikte kutsal metinlerden affetmenin önemini öğrendiler. Mormon bir
diş hekimliği öğrencisi olan Stuart şöyle dedi:
Mesih’in temel öğretilerinden biri bağışlamaktır. Eğer bağışlanılan olmak
istiyorsanız, İncil, başka insanları bağışlamaya ihtiyacımız olduğunu öğretiyor. Ve,
açık bir şekilde biz mükemmel değiliz ve bağışlanmak istiyoruz, ve bu yüzden
ikimizin de bu fikri veya prensibi evlilik ilişkimize getirdiğini düşünüyorum ve başka
insanları bağışlamaya istekli olmak zorunda olduğumuzu anlıyoruz ve…
Son olarak, dindar çiftler, tanrının onları bağışlamasına şükranın dışında artmış bir
bağışlama istekliliğine sahiptir. Baptist bir üniversite papazı olan Shawn, bunu şöyle
açıkladı:
Bağışlama ve nezaketi biz Tanrıdan aldığımız için birbirimize sunabiliriz. Ve, bununla
birlikte iyilik dolu, bağışlayıcı bir yolda birlikte yaşabilmemizin kaynağı olarak
O’ndan faydalanabiliriz.
Böylece, dindarlık, ibadetlere katılan, dini metinleri okuyan ve Tanrıya şükranın dışında
bir bağışlama arzusu geliştiren çiftlerin bağışlama istekliliğini arttırdı.
Tartışma
12
Bu bölüm kavramsal bir model ve çalışmanın bulgularının, din ve aile içi geçimsizlik
alanında yapılan önceki çalışmalara nasıl bağlantı kurduğunu kanıtlayan daha kapsamlı
bir literatür birleştirmesi sunmaktadır. Kuram oluşturmadan faydalanıldığından dolayı
belirli bir olası hipotez oluşturmadık sadece sunulmuş kavramlar ve konular yerine
verinin içinden kavramları ve konuları bulduk. Bu nedenle, kuram oluşturmayı kullanan
çalışmaların tartışma bölümlerinde sunulan Matthew’un tavsiyelerine uygun olarak, bu
çalışmanın bulguları ile bağlantılı olan ya da bulguları doğrulayan literatürdeki bulguları
tartışıyoruz.
Kavramsal Model
Figür 1, dini inanç ve pratik ile geçimsizliğin tanımlanmış üç aşaması arasındaki ilişkiyi
resimlendiren kavramsal bir model sunuyor. Çiftler, dini inanç ve uygulamaların aile içi
geçimsizliklerinin üç aşamasını ya da anını etkilediğini bildirdiler: (a) problemi önleme,
(b) geçimsizliği çözümleme, (c) uzlaşma. Dini inançlar, aile içi geçimsizliğin tüm
aşamalarını etkiliyor görünmektedir. Özellikle, çiftlerin dini inançları, ortak amaçlarını,
ilişki değerlerini, ebediliğe bağlılıklarını ve bağışlama istekliliklerini etkileyen dini
uygulamalarını etkiliyor görünmektedir. Örneğin, katılımcıların Tanrıyla dua aracılığı ile
konuşabildiklerine dair dini inancı, aile içi geçimsizliği çözme ve üstesinden gelme aracı
olarak duaya olan güvenlerini etkiliyor görünmektedir. Figür 1’de resmedildiği gibi, dini
inanç ve uygulamalar, önlenebilen, çözülebilen ve üstesinden gelinebilen aile içi
geçimsizlikler için güvenli bir muhafaza kutusu (safe container) olarak rol oynamaktadır.
Sorunu Önleme
(Geçimsizlik
Öncesinde)
Dini
İnançlar
Ortak
Amaç
Amaç
Geçimsizliğin
Çözümlenmesi
(Geçimsizlik
Esnasında)
Dini
Amaç
Uygulamalar
İlişkisel Uzlaşma
(Geçimsizlikten
sonra)
Ebediliğe
Amaç
Bağlılık
İlişki
Erdemleri
Bağışlama
İstekliliği
Amaç
Amaç
Önlenmiş
Sorunlar
Çözümlenmiş
Geçimsizlikler
Uzlaştırılan
İlişkiler
Figür 1. Dindarlığın Aile İçi Geçimsizliğin Çeşitli Aşamalarındaki Etkisi.
Önleme, çözümlemeAmaç
ve uzlaşmayı ayıran iki çizgi, yapay bir şekildeAmaç
dayatılan ayrılıkların
nüfuz edebilen doğalarını temsil etmek için noktalandı. Örneğin, çiftlerin çok sık dini
uygulamaların, geçimsizliği çözmekte bir yardımcı olduğundan bahsetmesine rağmen
bazı katılımcılar dini uygulamaların aile içi geçimsizliği önleyiciliği hakkında konuştular.
13
Bu model, bir bütün olarak örneklemin bulgularının bir özetini sunuyor ve yine bu
model çalışmadaki tüm inançlara uygun olmayabilir.
Aşağıdaki bölümde, üç aşama, yedi konu ve aralarındaki bağlantılar aile içi geçimsizlik ve
din üzerine olan literatürdeki bulgularla birlikte tartışılacak.
Dindarlık ve Geçimsizliği Önleme
Birtakım çalışmalar çiftlerin aile içi geçimsizliği önlemedeki farklı yollarını naklettiler
(örn. Markman, Whitton & Kline, 2004) fakat dindarlığın evlilikteki geçimsizliğe yardımcı
olabileceği özel yolları analiz etmediler. Şimdiki çalışma, bu soru için ihtiyaç duyulan bazı
açıklamaları sağlıyor ve diğer çalışmaların sonuçları tarafından destekleniyor. Örneğin,
ortak dini arka plan, bu çalışmada çiftlerin ortak bakış açılarına katkı yapıyor. RosenGrandon, Myers ve Hattie (2004) de ortak bakış açısının, geçimsizliğin yönetildiği
ilişkinin bir niteliği olduğunu buldular.
Geçimsizliğin önlenmesiyle bağlantılı diğer anahtar bulgu, çiftlerin sıklıkla dini
bağlılıklarının onlara geçimsizlik-engelleyici değerleri geliştirmekte yardımcı olduğunu
vurgulamalarıdır. Dudley ve Kosinski (1990) tarafından dindarlığın evlilik üzerindeki
etkileri hakkında tanımlanan ana konulardan biri, dini katılımın çiftlere “başkalarının
ihtiyaçları hakkında düşünme, daha sevgi dolu ve bağışlayıcı olma, birbirine saygıyla
davranma ve geçimsizlik çözme” (s.82) konularında daha sık yardımcı olmasıydı. Diğer
araştırmacılar da diğerkamlık gibi bir değerin, evlilikteki samimiyet için nasıl önemli
olduğunu vurguladılar (örn. Wallernstein & Blakeslee, 1995). Şimdiki çalışma ilişki
değerlerini evlilikteki geçimsizliğin önlenmesine bağlayarak eşsiz bir katkı yapmaktadır.
Gelecek araştırma, bu bağlantıyı doğrulamayı aramalıdır.
Dini Öğretiler ve Uygulamalar Aracılığıyla Geçimsizliği Çözümleme
Bu çalışmadaki çiftler, kutsal metin öğretilerinden ve dini uygulamalardan
evliliklerindeki geçimsizlikleri çözümlemek için faydalandılar. Bazı çalışmalar Hristiyan
danışmanlığının bir parçası olarak kutsal metinlerin rolüne değinmiş olmalarına rağmen
(örn. Ripley, Worthington & Berry, 2001) kutsal metinler ve onların evlilik ve aile
üzerindeki etkileri üzerinde odaklanan araştırmalarda bir eksiklik vardır. Şimdiki
araştırma bulguların dar tabanına ekleme yapmasına rağmen, gelecek araştırmaların
sadece kutsal metinlerin aile içi geçimsizliği nasıl etkilediğini değil aynı zamanda dinlerin
farklı bir çeşidi olarak kutsal metinlerin evlilik ve aile hayatı için rolünü soruşturmalıdır.
Literatür, ailevi mutluluk ile ilişkilendirilen, dini törenlere katılım gibi ortak ibadet
faaliyetleri ile bağlantılandırılan çok dikkat çekici değişkenleri önermektedir. Dudley ve
Kosinski (1990), kiliseye katılımın geçimsizliği çözme kabiliyetinde bir artışla ilişkili
olduğunu buldu. Birçok dini topluluklar güçlü bir şekilde boşanmadan caydırıyor, evliliği
güçlendirme programlarını destekliyor ve kiliseye katılımın evlilikteki geçimsizliği
çözümlemede çiftlere niçin yardımcı olabildiğini kısmen açıklayabilecek olan dini
danışmanlık (pastoral counseling) hizmetini (McManus & McManus, 2003) sunuyor.
14
Şimdiki çalışmanın sonuçları, duanın, evlilikteki açık iletişimi desteklediğini kanıtlıyor. Bu
çalışmaya benzer sonuçları Butler v.d. (2002) duanın çiftlere empati ve artmış bir
kendini değiştirme isteği konusunda olanak sağlıyor ve uzlaşma ve problem çözme
konusunda çiftlerin sorumluluk almasını teşvik ediyor. Ayrıca, Greenberg ve Johnson
(1998) duanın geçimsizliğin çözümlenmesine olanak sağlayan ilişkisel yumuşamaya
önemli katkısı olduğunu buldular.
Din ve Uzlaşma
Bu çalışma, devamlılığa bağlılığın çiftleri uzlaşmaya teşvik ettiğini gösteriyor çünkü, din
çiftleri boşanmanın imkan dahilinde olduğunu düşünmemeleri ve fakat ilişkilerini
sürdürmeleri konusunda düşünmeleri konusunda etkilemektedir. Holeman’ın (2003)
çalışmasındaki tüm çiftler, her iki çiftin de uyumun yeniden sağlanması için uzlaşma
sürecini işletmesi gerektiğini tasdik ettiler. Bu nedenle dinin çiftlerin ilişkilerinin
daimiliğine bağlılığı üzerindeki etkisi uzlaşma için önemlidir.
Uzlaşma sürecinin başlamasında daimiliğe söz vererek bağlanma önemli olmasına
rağmen, birbirini bağışlama istekliliği ilişkisel sağlık için çok önemlidir. Bu çalışmadaki
bulgularla birbirini tutan bir şekilde, Holeman (2003) dindar çiftlerin, Tanrıya şükran
dışında başkalarını bağışlıyor olmakla motive olduklarını buldu. Şimdiki çalışma yalnız
ilişkisel uzlaşma üzerinde dinin etkisini üzerinde çalışan diğer çalışmaların bulgularını
doğrulamakla kalmıyor aynı zamanda bu bağlantının nasıl ve niçin oluştuğuna dair bir
derinlik ve açıklama sağlıyor. Genel olarak, dini inanç ve uygulamalar aile içi
geçimsizliğin önlenmesinde, çözümlenmesinde ve üstesinden gelinmesinde güvenli bir
muhafaza kabı olarak fonksiyon arz ediyor.
Sınırlılıklar
Bu çalışmadaki örneklem, kasten ibrahimi dinlere mensup oldukça dindar çiftlerle
sınırlandırıldı ve diğer dinleri ve daha az dindar olan insanlara uygulanamaz. Kendisiyle
görüşme yapılan çiftler ortalama 21 yıldır evliydiler; araştırma, çok geçimsiz ailelerin
birçoğu sona ermesine rağmen ortalama olarak geçimsizlik yaşayan ailelerin zamanla
iyileşme eğiliminde olduğunu kanıtladı. Bu yüzden, evliliğin uzunluğu, örneklenmiş
olandaki aile içi geçimsizliğin aşamalarını pekiştiren dindarlıktan daha çok ya da daha
fazla bir şey olabilir. Buna ek olarak, çalışmadaki katılımcılar, orta gelirli, yüksek eğitimli
Kafkasyalılardı; bu sebeple, gelecekteki araştırmaların düşük gelirli çiftlerde, diğer
milletlerde ya da her iki değişkende de dindarlığın aile içi geçimsizliğe etkilerini
açıklamasına ihtiyaç vardır.
Uygulayıcılar için Öneriler
Geçimsizliği önlemede çiftlere ve ailelere yardım etmede dindarlığın entegre edilmesi
üzerine fikirler konusunda Carlson ve Ericson’un (2002) maneviyat ve aile terapisi
üzerine düzenlenmiş kitabı iyi bir kaynaktır. Farklı inançlara mensup insanlar tarafından
rağbet gören bakış açılarının ve uygulamaların büyük çeşitliliğe saygı gösterdiğimiz için
dini liderlere, aile içi geçimsizliğin üzerine eğilmek için kendi cemaatlerindeki çiftlere
15
nasıl yardımcı olacakları konusunda tavsiye vermek konusunda kararsızdık. Çalışmanın,
ortamların ve sorunların çeşitlilik arz etmesinden dolayı biz, eğitimcilere ve
danışmanlara dini sorunlar üzerinde çiftlerle çalışmaları hakkında öneriler sunmak
konusunda istekli değiliz. Ancak, bu uyarılara rağmen, dindar çiftlerle çalışan
uygulamacılar için çok değerli olabilecek bazı genel fikirler önerebiliriz.
Genel Öneriler
Şimdiki çalışmanın sonuçları, dini inançların, bağlılıkların, uygulamaların ve cemaatlerin
çiftler ve çiftlerle birlikte çalışan uygulamacılara geçimsizliği önleme ve çözümlemede
önemli kaynaklar olduğunu öne süren diğer araştırmalar doğruluyor ve genişletiyor.
Eğitimciler ve klinik uzmanlar, dindar çiftleri, dini inançlarını kendilerine aile içi
geçimsizliği önlemek, üzerine eğilmek ve uzlaşmakta yardımcı olması için düzenlemeleri
için teşvik etmelidirler. Çiftlere yardımcı olmak için onların dini liderlerine, metinlerine,
uygulamalarına ve cemaatlerine başvuran uygulamacılar, çiftlerin aile içi geçimsizliklere
kalıcı önlemler ve çözümler bulmalarına yardımcı olmada daha büyük bir şansa
sahiptirler.
Problemi Önleme. Dini inanç ve uygulama çiftlere, evlilikteki stresi azaltarak ve çiftleri
birleştirerek aile içi geçimsizliği azaltan kutsal bir bakış açısını ve amacı geliştirmekte
onlara yardımcı olma yoluyla geçimsizliği önlemede yardımcı oldu. Uygulamacılar, ideal
olarak dinsel uyum yönünde çiftlere ilham veren ve onları motive edebilen aşkın ruhi ve
dini fikir ve idealler dizisinde köklerini salan ortak bir bakış açısını yaratmada ve
sürdürmede çiftlere yarımcı olmaya çalışabilirler. Uygulamacılar, ailevi ihtilafları
önlemek için onlara yardımcı olabilecek dini inançlarının yönlerini açıklamakta çiftlere
yardımcı olabilirler. Geçimsizlik aynı zamanda diğerkamlık ve şartsız sevgi gibi ilişki
değerlerini geliştirmek üzerine yapılan dini vurgular aracılığıyla önlenir. Bu çalışmada
bulunan ilişkisel değerlere önem vererek, uygulamacılar çiftlere ilişkilerindeki
geçimsizliği büyük olasılıkla önleyen değerleri geliştirmekte yardımcı olmalıdır.
Fowers’in (2000) evlilik değerleri üzerine çığır açan çalışması önerilir.
Geçimsizliği Çözümleme. Dini uygulamalar, geçimsizliği çözümlemede, esasen, kutsal
metinlerin öğretileri, dini törenlere katılım ve çiftlerin dua etmesi yoluyla yardımcı
olmaktadır. Çiftler geçimsizlik anında kutsal metinlere başvurduklarında sıklıkla
başkalarıyla karşılıklı etkileşime dair yararlı örnekler bulduklarını ifade ettiler. Dini
törenlere katılım, çiftlere odaklarını değiştirerek ve ciddi problemleri etraflıca ele
alabilmek için ihtiyaç duydukları iç dayanıklılığı sağlayarak geçimsizliği çözümlemekte
yardımcı oluyor. Çiftler, duanın öfkeyi bastırdığını ve mümkün olan açık iletişimi
sağladığını ifade ediyorlar. Uygulamacılar, çiftlere, aile içi geçimsizliklerinde onlara
yardımcı olabilecek dini uygulamaların (örn. dua, katılım) ve dini metinlerin (örn. kutsal
metinler, dini liderlerin yazıları) özel yanlarını dikkate alarak yardımcı olabilirler.
İlişkisel Uzlaşma. Çiftler, ilişkisel uzlaşmanın ilişki devamlılığına bağlılık ve bağışlama
istekliliği yoluyla olanak sağlandığından bahsettiler. Çoğu çiftler, ilişkilerinin
devamlılığına bağlı olduklarından dolayı uzlaşmaya ve ilişkilerini iyileştirmeye daha çok
16
eğildiklerini ifade ettiler. Bununla birlikte, dindarlığın onlara ibadetler, kutsal metinler
ve kutsal bağışlayıcılığa şükür vasıtasıyla yardım ettiğini ifade ettiler. Hem bu çalışmanın
sonuçları hem de bağışlayıcılığın gücü üzerinde gelişmekte olan literatür temelinde,
uygulamacıların çiftlere yardım ederken yapabilecekleri en önemli şeylerden biri,
yaratıcı bir şekilde, çiftlerin evliliklerinin anlamlı ve büyüyen bir parçası olan kişisel ve
ilişkisel bağışlayıcılığı yaratan çiftlerin dini bağlamından yararlanmalarıdır. Özetle,
uygulamacılar, dindar çiftleri, geçimsizliği önleyen, geçimsizliği çözümleyen ve aile içi
geçimsizlik sonrasında birbirlerini bağışlamalarını sağlayan bir kaynak olarak dinlerinden
faydalanmaya teşvik etmelidirler.
Kaynaklar
Babbie, E. (2004). The practice of social research (10th ed.). Belmont, CA: Wadsworth.
Berg, B. (2001). Qualitative research methods. Boston, MA: Allyn & Bacon.
Boss, P. (1980). The relationship of wife’s sex role perceptions, psychological father
presence, and functioning in the ambigious father-abscent MIA family. Journal of
Marriage and Family, 42, 541-549.
Brody, G. H., Stoneman, Z., Flor, D., &MacCrary, C. (1994). Religion’s role in organizing
family relationship: Family process in rural, two-patent African-American families.
Journal of Marriage and the Family, 56, 878-888.
Butler, M. H., Stout, J. A., & Gardner, B. C. (2002). Prayer as a conflict resolution ritual:
Clinical implications of religious couple report of relationship softening, healing
perspective, and change responsibility. American Journal of Family Therapy, 30(1),
19-37.
17
Call, V. R., & Heaton, T. B. (1997). Religious influence on marital stability. Journal fort he
Scientific Study of Religion, 36, 382-399.
Canary, D., Cupach, W., & Messman, S. (1995). Relationship Conflict. Thousand Oaks,
CA: Sage.
Carlson, T. D., & Erickson, M. J. (edt.). (2002). Spritualty and family Therapy. New York:
Haworth.
Christensen, A., & Pasch, L. (1993). The sequence of marital conflict: An analysis of
seven phases of marital conflict in distressed and non-distressed couples. Clinical
Pyschology, 13(1), 3-14.
Corbin, J., & Strauss, A. (1990). Basics of qualitative research: Grounded theory
procedures and techniques. Thausand Oaks, CA: Sage.
Curtis, K. T., & Ellison, C. (2002). Religious heterogamy and marital conflict. Journal of
Family Issues, 23, 551-576.
Denzin, N. K., & Lincoln, Y. S. (Edt.). (1994). The handbook of qualitative research.
Thousand Oaks, CA: Sage.
Dollahite, D. C. & Marks, L. D. (2005). How highly religious families strive to fulfill sacred
purposes. In V. L. Bendston, D. Klein, A. Acock, K. Allen, & P. Dilworth Anderson
(Edt.), Sourcebook of family theory and research (ss. 533-541). Thausand Oaks, CA:
Sage.
Dollahite, D. C., Marks, L. D., & Goodman, M. (2004). Religiosity and families: Relationla
and spritual linkages in a diverse and dynamic cultural context. In M. J. Coleman & L.
H. Ganong (Edt.), The handbook of contemporary families: Considering the past,
contemplating the future (ss. 411-431). Thousand Oaks, CA: Sand.
Dudley, M. G., & Kosinski, F. A. (1990). Religiosity and marital satisfaction: A research
note. Review of Religious Research, 32(1), 78-86.
Ellison, C. G., Bartkowski, J. P., & Anderson, K. L. (1999). Are there religious variations in
domestic violence? Journal of Family Issues, 20(1), 87-113.
Enright, R. D., & Fitzgibbons, R. P. (2000). Helping elients forgive: An emprical guide for
resolving anger and restoring hope. Washington, DC: American Pyschological
Association.
Fowers, B. J. (2000). Beyond the myth of marital happiness: How embracing the virtues
of loyalty, generosity, justice, and courage can strengthen your relationship. San
Francisco: Jossey-Bass.
18
Gilgun, J. F. (2005). Deductive qualitative analysis and family theory building. In V. L.
Bengtson, D. Klein, A. Acock, K. Allen, & P. Dilworth-Anderson (Edt.), Sourcebook of
family theory and research (ss. 83-84). Thousand Oaks, CA: Sage.
Greenberg, L. S., & Johnson, S. M. (1998). Emotionally focused therapy for couples. New
York: Guildford Press.
Hackney, C., & Sanders, G. (2003). Religiosity and mental health: A meta-analysis of
recent studies. Journal for the Scientific Study of Religion, 42(1), 43-55.
Holeman, V. T. (2003). Marital reconciliation: A long and winding road. Journal of
Psychology and Christianity, 22(3), 30-42.
LaRossa, R. (2005). Grounded theory methods and qualitative family research. Journal
of Marriage and Family, 67, 837-857.
Lehrer, E. L., & Chiswick, C. U. (1993). Religion as a determinant of marital stability.
Demography, 30, 385-404.
Lofland, J., & Lofland, L. H. (1995). Analyzing social settings: A guide to qualitative
observation and analysis. Belmont, CA: Wadsworth.
Mahoney, A., Pargament, K. I., Jewell, T., Swank, A. B., Scott, E., & Emery, E., (1999).
Marriage and the spritual realm: The role of proximal and distal religious constructs
in marital functioning. Journal of Family Psychology, 13, 321-338.
Mahoney, A., Pargament, K. I., Murray-Swank, A., & Murray-Swank, N. (2003). Religion
and sanctificiation of family relationships. Review of Religious Research, 44, 220-236.
Markman, H. J., Whitton, S. W., & Kline, G. H. (2004). Use of an emprically based
marriage education program by religious organizations: Results of a dissemination
trial. Family Relations: Interdisciplinary Journal of Applied Family Studies, 53, 504512.
Marks, L. D. (2004). Sacred practices in highly religious families: Christian, Jewish,
Mormon, and Muslim perspectives. Family Process, 43, 217-231.
Marsh, R. D., & Dallos, R. (2001). Roman Catholic couples: Wrath and religion. Family
Process, 40, 343-460.
Matthews, S. H. (2005). Crafting qualitative research articles on marriages and families.
Journal of Marriage and Family, 67, 799-808.
McManus, M., & McManus, H. (2003). How to create an America that saves marriages.
Journal of Psychology & Theology, 31, 196-207.
Retzinger, S. M. (1997). Shame-rage in marital quarrels. In M. R. Lansky & A. P. Morrison
(Edt.), The widening scope of shame (ss. 297-312). Hillsdale, NJ: Analytic Press.
19
Ripley, J. S., Worthington, E. L., Jr., & Berry, J. W. (2001). The effects of religiosity on
preferences and expectations for marital therapy among married Christians.
American Journal of Family Therapy, 29(1), 39-58.
Rosen-Grandon, J. R., Myers, J. E., & Hattie, J. A. (2004). The relationship between
marital characteristics, marital interaction process, and marital satisfaction. Journal
of Counseling and Development, 82(1), 158.
Scanzoni, J., & Arnett, C. (1987). Enlarging the understnading of marital commitment via
religious devoutness, gender role preferences, and locus of marital control. Journal
of Family Issues, 8(1), 136-156.
Seymour, J., Dix, G., & Eardley, T. (1995). Joint accounts: Methodology and practice in
research interviews with couples. New York: University of York, Social Policy
Research Unit.
Strauss, A., & Corbin, J. (1998). Basics of qualitative research: Techniques and
procedures for devoloping grounded theory. Newbury Park, CA: Sage.
Thomas, D. L., & Cornwall, M. (1990). Religion and family in the 1980s: Discovery and
development. Journal of Marriage and Family Therapy, 52, 983-992.
Wallernstein, J. S., & Blakeslee, S. (1995). The good marriage: How and why love lasts.
New York: Houghton Mifflin.
20

Benzer belgeler