Untitled - Inexlibris

Transkript

Untitled - Inexlibris
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
FİRMALARIN AR-GE VE
İNOVASYON PERFORMANSININ
STRATEJİK ANALİZİ
Prof. Dr. Güler ARAS
Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN
Yrd. Doç. Dr. Özlem KUTLU FURTUNA
Dr. Aslı AYBARS
YAYIN NO: 2014-10
İstanbul, 2014
1
2
İSTANBUL TİCARET ODASI
Copyright © İTO (İstanbul Ticaret Odası)
Tüm haklar saklıdır. Bu yayının hiçbir bölümü, yazarın ve İTO’nun
önceden yazılı izni olmaksızın mekanik olarak, fotokopi yoluyla veya
herhangi bir şekilde çoğaltılamaz. Eserin bazı bölümleri veya paragrafları,
sadece araştırma veya özel çalışmalar amacıyla, yazarın adı ve İTO
belirtilmek suretiyle kullanılabilir.
ISBN 978-605-137-354-6 (Basılı)
ISBN 978-605-137-355-3 (Elektronik)
İTO ÇAĞRI MERKEZİ
Tel: 444 0 486
İTO yayınları için ayrıntılı bilgi
İleri Araştırmalar Koordinatörlüğü
Dokümantasyon Birimi’nden alınabilir.
Tel
: (212) 455 63 29
Faks
: (212) 512 06 41
E-posta: [email protected]
İnternet: www.ito.org.tr
Adres
: Reşadiye Caddesi No: 34112
Eminönü-Fatih/İstanbul
Odamız yayınlarına tam metin ve ücretsiz olarak
internet sitemizden ulaşabilirsiniz.
YAYINA HAZIRLIK, BASKI, CİLT
Özkaracan Matbaacılık
Tel: (212) 515 49 47 Faks: (212) 602 02 10
[email protected] www.ozkaracan.com.tr
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
FİRMALARIN AR-GE VE
İNOVASYON PERFORMANSININ
STRATEJİK ANALİZİ
3
4
İSTANBUL TİCARET ODASI
Prof. Dr. Güler ARAS
Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme
bölümü Finans Ana bilim dalında öğretim üyesi olup, 2014-2015 döneminde
Georgetown Üniversitesi McDonough School of Business’da (Washington,
Amerika) misafir profesör olarak bulunmaktadır. Aras, aynı zamanda YTÜ
Finans Kurumsal Yönetim ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi
kuruculuğunu yapmıştır ve bu merkezin direktörlüğünü yürütmektedir.
Güler Aras, 2010-2013 döneminde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dekanı olarak görev yapmış, 2006-2011 yılları arasında ise aynı üniversitede
Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürütmüştür. Aras, 2006
yılından itibaren DeMontfort Universitesinde (İngiltere) misafir profesör
olarak, her yıl düzenli olarak seminerler vermiş ve çeşitli uluslararası araştırma
projelerini yürütmüştür. Aras aynı zamanda, University Sains Malaysia`da
(Penang, Malezya) misafir profesör ve araştırmacı olarak uluslararası ortak
çalışmalar yürütmektedir. Güler Aras, uluslararası bir dergi ile Gower ve
Emerald tarafından yayınlanan üç ayrı uluslararası kitap serisinin editörlüğünü
yapmakta, birçok uluslararası akademik derginin yayın kurulunda bulunmakta,
uluslararası ve ulusal çok sayıda konferansın başkanlığını ve sürekli bilim
kurulu üyeliğini yürütmektedir.
Güler Aras’ın; finans, sürdürülebilirlik, kurumsal yönetim, kurumsal
sosyal sorumluluk, bankacılık, sermaye piyasası, kurumsal yatırımcılar,
stratejik sektör çalışmaları alanlarında yayınlanmış 11’i uluslararası olmak
üzere 21 kitabı, çok sayıda uluslararası kitapta bölümü, uluslararası ve ulusal
makaleleri ve tebliğleri olmak üzere 200’den fazla eseri bulunmaktadır.
Aras’ın önemli yayınlarından birisi 2009 yılında Gower tarafından İngiltere’de
yayınlanan “Durable Corporation; Strategy for Sustainable Business” olup
son kitaplarından bir diğeri ise ‘Governance and Social Responsibility;
International Perspectives,’ 2012 yılı Ocak ayında Palgrave McMillan
tarafından yayınlanmıştır. Aras`ın son çalışması olan Sustainable Markets
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
5
for Sustainable Business: A Global Perspective for Business and Financial
Markets adlı kitabı yayın aşamasındadır.
Aras, aynı zamanda çok sayıda mesleki organizasyonun, araştırma
merkezinin kurucu üyesi ve yönetim kurulu üyesidir. Ayrıca Uluslararası
Finansal Yönetim Enstitüsü - IMA Turkish Chapter - kurucu üyesidir ve
enstitünün başkanlık görevini yürütmüştür. Birçok ulusal ve uluslararası
konferansta misafir konuşmacı olarak yer alan Aras, aynı zamanda çeşitli
kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma komisyonlarında üye olarak görev
yapmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN
Haliç Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde 2005-2009 döneminde araştırma
görevlisi olarak çalışmıştır. 2009 yılından bu yana aynı üniversitede öğretim
üyesi olarak görevini sürdürmektedir. 1998 yılında Mimar Sinan Üniversitesi
İstatistik Bölümü’nden, 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme
Yönetimi yüksek lisans programından, 2009 yılında İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Sayısal Yöntemler doktora programından mezun
olmuştur. Çalışma alanları; parametrik ve parametrik olmayan regresyon analizi,
çok değişkenli istatistiki yöntemler, sınırlandırılmış bağımlı değişkenlerdir.
Tezcan, farklı üniversitelerde ve çeşitli alanlardan araştırmacılarla birlikte
ulusal ve uluslararası ortak çalışmalar gerçekleştirmektedir.
Yrd. Doç. Dr. Özlem KUTLU FURTUNA
Yıldız Teknik Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme
Bölümü Muhasebe Finansman Anabilim dalında 2005 yılında Araştırma
Görevlisi olarak göreve başlamıştır. 2013 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Muhasebe ve Finansman doktora programını tamamlayarak
doktor unvanını almıştır. 2014 yılı itibariyle Yıldız Teknik Üniversitesi’nde
öğretim üyesi olarak görevini sürdürmektedir.
6
İSTANBUL TİCARET ODASI
Öğr. Gör. Dr. Aslı AYBARS
2007-2010 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünde Araştırma görevlisi olarak çalışan
Aybars, 2010 yılından itibaren bu görevine Marmara Üniversitesi İşletme
Fakültesi İngilizce İşletme Bölümü Muhasebe Finansman Anabilim dalında
devam etmiştir. 2013 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Muhasebe ve Finansman doktora programını tamamlayıp, doktor unvanını
alan Aybars, Marmara Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi Doktor olarak
görevine devam etmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
7
İÇİNDEKİLER
Kısaltmalar Li̇ stesi̇ ............................................................................................. 11
Tablolar Li̇ stesi̇ .................................................................................................. 13
Şeki̇ ller Li̇ stesi̇ ................................................................................................... 16
Grafi̇ kler Li̇ stesi̇ ................................................................................................. 17
Sunuş.................................................................................................................. 19
Önsöz................................................................................................................. 21
Yöneti̇ ci̇ Özeti̇ .................................................................................................... 23
Executive Summary........................................................................................... 28
Gi̇ ri̇ ş................................................................................................................... 33
Bölüm 1............................................................................................................. 35
1. Kavramsal Çerçeve ve Hukuki Altyapı...................................................... 36
1.1. İnovasyon Tanımı................................................................................ 36
1.2. İnovasyon Çeşitleri.............................................................................. 38
1.3. Sınaî Mülkiyet Hakkı.......................................................................... 41
1.4. Ar-Ge Faaliyetleri................................................................................ 46
1.5. Ar-Ge Merkezi..................................................................................... 48
1.6. Ar-Ge İle İnovasyon Arasındaki İlişki................................................. 50
1.7. Hukuki Altyapı.................................................................................... 50
8
İSTANBUL TİCARET ODASI
Bölüm 2............................................................................................................. 53
2. Türkiye’deki Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi ve Uygulanan Teşvikler... 54
2.1.Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi............................................................. 54
2.2. Ar-Ge Faaliyetlerine Uygulanan Destek ve Teşvikler......................... 64
2.2.1. TÜBİTAK Tarafından Sağlanan Destekler................................ 65
2.2.2. TTGV Tarafından Sağlanan Destekler...................................... 66
2.2.3. KOSGEB Tarafından Sağlanan Destekler................................ 67
2.3. KOBİ’lere Verilen Teşvikler................................................................ 68
Bölüm 3............................................................................................................. 75
3. İnovasyonu Etkileyen Temel Faktörler...................................................... 76
3.1. Firma Ölçeğinin İnovasyona Etkisi..................................................... 76
3.2. Sektörel Farklılaşmanın İnovasyona Etkisi......................................... 79
3.3. Yabancı Sermayenin İnovasyona Etkisi.............................................. 80
3.4. Halka Açık Firmalarda Farklılaşma..................................................... 81
3.5. İnovasyon Türleri ve Firma Birliklerinin İnovasyona Etkisi.............. 83
Bölüm 4............................................................................................................. 87
4. Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri....................... 88
4.1. Küresel İnovasyon Endeksi................................................................. 89
4.2. AB İnovasyon Birliği Çalışması.......................................................... 93
4.3. İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri.............................................. 98
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
9
4.4. Küresel Rekabetçilik Raporu............................................................. 100
4.5. Dünyada Sınai Mülkiyet Hakları Açısından İnovasyon.................... 106
4.6. KOBİ’lerin Ar-Ge ve İnovasyon Kapasitesi ................................... .110
4.7. Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri.................................... 112
4.8. Türkiye’de İSO 500 Şirketlerinin Yenilik Yaratma Gücü................. 124
Bölüm 5........................................................................................................... 129
5. Reel Sektör Firmalarında AR-GE ve Finansal Performans
İlişkisinin Analizi............................................................................................ 130
5.1. İnovasyon Ölçüm Yöntemleri........................................................... 130
5.2. BİST’de İşlem Gören Reel Sektör Firmaları Üzerine Bir
Uygulama................................................................................................. 135
5.2.1.Ortalama Testleri (T Testi) Sonuçları....................................... 139
5.2.2. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelerin Analiz Sonuçları..... 141
5.2.3.Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelerin Analiz Sonuçları............. 144
5.2.4. Analizin Varsayımlarının İncelenmesi.................................... 148
5.3. Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi............................................. 150
Bölüm 6........................................................................................................... 153
6. Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik
Analizi............................................................................................................. 154
6.1. Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Açıdan
Değerlendirilmesi..................................................................................... 155
6.1.1. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Temel Sorunlar.......................... 155
10
İSTANBUL TİCARET ODASI
6.1.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Olumlu Yönler.......................... 159
6.1.3. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin İyileştirici Öneriler ile
Politikalar.......................................................................................... 160
6.2. Ar-Ge ve İnovasyon Performansına Yönelik Bir Strateji Önerisi..... 162
6.2.1. Mevcut Durum........................................................................ 163
6.2.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Kritik Tespitler.......................... 164
6.2.3. Strateji Geliştirme Hedefi........................................................ 166
6.2.4. Ar-Ge ve İnovasyonda Strateji Formülasyonu........................ 167
6.3. Strateji Hedef Sonuç.......................................................................... 168
Sonuç............................................................................................................... 169
Referanslar..................................................................................................... 174
Ekler................................................................................................................ 182
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
KISALTMALAR LİSTESİ
AB: Avrupa Birliği
ABD: Amerika Birleşik Devletleri
Ar-Ge: Araştırma ve Geliştirme
BAE: Birleşik Arap Emirlikleri
BAP: Bilimsel Araştırma Projeleri
BİST: Borsa İstanbul
BTYK: Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu
DFİF: Destek ve Fiyat İstikrar Fonu
EC: Avrupa Komisyonu
EPC: Avrupa Patent Sözleşmesi
EPO: Avrupa Patent Ofisi
EUROSTAT: Avrupa İstatistik Kurumu
GSMH: Gayri Safi Milli Hasıla
GSYİH: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
IMF: Uluslararası Para Fonu
INSEAD: Institut Européen d’Administration des Affaires
İSO: İstanbul Sanayi Odası
İTO: İstanbul Ticaret Odası
KOBİ: Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme
11
12
İSTANBUL TİCARET ODASI
KOSGEB: Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı
MÜSİAD: Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği
OECD: Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü
PCT: Patent İşbirliği Antlaşması
TCMB: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
TEYDEB: Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı
TPE: Türk Patent Enstitüsü
TTGV: Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı
TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu
TÜSİAD: Türk Sanayici ve İşadamları Derneği
TOBB: Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
TZE: Tam Zaman Eşdeğer
UN: Birleşmiş Milletler
USD: Amerikan Doları
WEF: Dünya Ekonomik Forumu
WIPO: Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı
WTO: Dünya Ticaret Örgütü
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
13
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1.1. Patent ile Faydalı Model Arasındaki Farklar................................ 44
Tablo 1.2. Sektörlere Göre Ar-Ge Merkezi Sayısı......................................... 49
Tablo 2.1. Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin Güçlü Olduğu Alanlara
İlişkin Temel Göstergeler............................................................................... 56
Tablo 2.2. Patent Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı.................................. 60
Tablo 2.3. Endüstriyel Tasarım Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı............. 61
Tablo 2.4. Marka Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı................................... 62
Tablo 2.5. Faydalı Model Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı..................... 63
Tablo 2.6. KOBİ Ar-Ge Desteklerinin Yıllar İtibariyle Gelişimi................... 69
Tablo 4.1. Küresel İnovasyon İndeksinde Yer Alan Bazı Ülkeler ve
Sıralamaları.................................................................................................... 92
Tablo 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Avrupa İnovasyon Birliği Puan Cetveli
Sonuçları........................................................................................................ 96
Tablo 4.3. Seçilmiş Ülkelerin İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri........ 99
Tablo 4.4. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Kapsamında
İnovasyon Faaliyetlerinin Düzeyi................................................................ 101
Tablo 4.5. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Sonuçları............. 103
Tablo 4.6. Fikri Mülkiyet Hakları Başvurularının Yıllar İtibariyle
Dağılımı....................................................................................................... 107
Tablo 4.7. Seçilmiş Ülkelerde KOBİ’lerin Ekonomideki Payı.....................111
14
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 4.8. Türkiye’deki Girişimlerde İnovasyon Faaliyetlerinin
Sektörel Dağılımı......................................................................................... 123
Tablo 4.9. İSO 500 İşletmelerinin 2005-2010 Dönemi Sınai
Mülkiyet Başvuru Sayıları........................................................................... 124
Tablo 4.10. Arçelik A.Ş.’nin Yıllar İtibariyle Patent Tescil Sayıları............ 125
Tablo 4.11. İSO 500 Firmalarının 2005-2007 Döneminde Sektörel
Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları................................... 127
Tablo 4.12. İSO 500 Firmalarının 2008-2010 Döneminde Sektörel
Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları.................................... 128
Tablo 5.1. Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Göstergelerinin Tarihsel
Gelişimi........................................................................................................ 131
Tablo 5.2. BİST’de Yer Alan İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı......... 136
Tablo 5.3. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlar..................................... 137
Tablo 5.4. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlara Ait Tanımsal
İstatistikler.................................................................................................... 138
Tablo 5.5. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Dağılımı....................... 139
Tablo 5.6. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Sektörel Dağılımı.......... 140
Tablo 5.7. İşletmelerin Finansal Oranlara Göre Karşılaştırılması............... 141
Tablo 5.8. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Faktör Analizi
Sonuçları...................................................................................................... 142
Tablo 5.9. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon
Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı)............................................................... 143
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
15
Tablo 5.10. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait Regresyon
Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı).............................................................. 144
Tablo 5.11. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Faktör Analizi
Sonuçları...................................................................................................... 145
Tablo 5.12. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi
Sonuçları (Borsa Performansı).................................................................... 146
Tablo 5.13. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi
Sonuçları. (Aktif Karlılığı)........................................................................... 147
Tablo 5.14. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait Regresyon Analizi
Sonuçları (Satış Karlılığı)............................................................................ 148
16
İSTANBUL TİCARET ODASI
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1.1. İnovasyon Çeşitleri........................................................................ 39
Şekil 1.2. Fikri Hakların Kapsamı................................................................. 41
Şekil 5.1. İnovasyon Endeksinin Hesaplanması......................................... 133
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
17
GRAFİKLER LİSTESİ
Grafik 2.1. Proje Başvurularında KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı.............. 70
Grafik 2.2. Proje Desteklerinde KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı............... 71
Grafik 2.3. Proje Başvurularının Firma Ölçeğine Göre Yıllar İtibariyle
Dağılımı......................................................................................................... 72
Grafik 2.4. Proje Desteklerinin Firma Ölçeğine Göre Yıllar İtibariyle
Dağılımı......................................................................................................... 73
Grafik 4.1. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının GSYİH
İçerisindeki Payı........................................................................................... 109
Grafik 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının Ar-Ge
Harcamaları İçerisindeki Payı...................................................................... 110
Grafik 4.3. Dünyada Yapılan Ar-Ge Harcamalarının Yüzdesi..................... 113
Grafik 4.4. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının GSYİH içindeki payı..... 114
Grafik 4.5. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Net Satışlar İçindeki
Payı.............................................................................................................. 116
Grafik 4.6. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Aktifler İçindeki Payı..... 117
Grafik 4.7. Bölgelere göre Ar-Ge Harcaması............................................... 119
Grafik 4.8. Bölgelere göre Ar-Ge Personeli................................................. 120
Grafik 4.9. İstihdam edilen Onbin Kişiye Düşen Ar-Ge Personeli.............. 120
Grafik 4.10. Türkiye’deki Girişimlerde Çeşitli İnovasyon
Faaliyetlerinin Yüzdesi................................................................................ 121
18
İSTANBUL TİCARET ODASI
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
19
SUNUŞ
Bir ülkenin ekonomik kalkınmasında Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin
önemi büyüktür. Yeni bir bilginin üretilmesi veya eldeki bilgilerin farklılaştırılarak bir araya getirilmesi, elde edilen verilerin kullanılarak kar elde edici
ürün ve hizmetlerin oluşturulması, oluşan ekonomik katma değer ile ülkemizin kalkınmasında ihtiyaç duyduğu en önemli itici güçtür.
Gelişme ve ilerlemenin hızlı ve sürekli olduğu dünyamızda gündemi takip edebilmek ve yaşama ayak uydurup yerimizi koruyabilmek için Ar-Ge ve
inovasyon önemli ve gereklidir.
Bugün dünyada gelişmiş ülkelerin ortak özelliği Ar-Ge yatırımlarının
yüksek oluşudur. Özellikle Japonya gibi sınırlı sayıda hammadde ve doğal
kaynaklara sahip bir ülkenin 2. Dünya Savaşı sırasında gösterdiği gelişme ArGe’nin kalkınma için ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.
Son yıllarda firmalarımızın Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına olan duyarlılığının artması ile ülkemizde de ilerlemeden bahsetmek açık bir şekilde
mümkündür. Ancak inovasyon konusunda yapılanlar henüz yeterli değildir.
Bu kapsamda, ülkemizde faaliyet gösteren işletmelerin inovasyon ve Ar-Ge
performanslarının değerlendirilmesi, bu değerlendirmeler sonucunda da politika ve stratejilerin oluşturulması daha da önemli hale gelmiştir.
Ar-Ge ve inovasyon konularında işletmelerimize vizyon sağlayacağına
inanılan “Firmaların Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi”
isimli yayınımızın üyelerimize ve tüm ilgililere faydalı olmasını diler, çalışmayı gerçekleştiren Prof. Dr. Güler ARAS, Yrd. Doç. Dr. Nuray TEZCAN,
Dr. Özlem KUTLU FURTUNA ve Dr. Aslı AYBARS’a teşekkür ederim.
Ömer BAL
Genel Sekreter
20
İSTANBUL TİCARET ODASI
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
21
ÖNSÖZ
Rekabetin arttığı ve sınırların ortadan kalktığı günümüz piyasa
koşullarında, sürdürülebilir üretimin temelinde Araştırma – Geliştirme (ArGe) ve inovasyon faaliyetleri bulunmaktadır. Türkiye, bu anlamda son yıllarda
farkedilir bir ilerleme kaydetmekle birlikte, gelişme henüz istenilen seviyede
değildir. Bu alanda ilerleme sağlamak için, öncelikle mevcut durumun
anlaşılarak, Ar-Ge ve inovasyonun önündeki sorunların tespit edilmesi ve
sonrasında da uygulanabilir bir stratejik yol haritasının varlığı büyük önem
taşımaktadır.
Bu çalışma ile amaçlanan, Türkiye’deki inovasyon ve Ar-Ge faaliyetleri
ile ilgili mevcut durumu bütün yönleriyle ortaya koyabilmektir. Bu kapsamda,
ayrıntılı literatür araştırması, sonrasında halka açık reel sektör firmalarının ArGe performanslarının analizi yapılmış ve ayrıca yapılan yüz yüze görüşmeler
yoluyla somut sonuçlara ulaşılmaya çalışılmıştır.
Bütün süreçte, inovasyon ile Ar-Ge alanında önde gelen ve farklı
sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ve kamu
kurumlarının temsilcileri bu konuda son derece önemli bilgi desteği
sağlamıştır. İlgili kurum ve kuruluşların, bilgi ve görüşlerinin en etkili şekilde
çalışmaya yansıtılmasında büyük hassasiyet gösterilmiştir.
Bu araştırmanın öncesinde araştırmacıların konu ile ilgili yaptığı çok
sayıda akademik çalışma ve katıldığı uluslararası konferanslarda elde edinilen
bilgiler, çalışmanın geliştirilmesinde ve olgunlaştırılmasında büyük fayda
sağlamıştır.
Araştırmanın gerçekleşmesinde, bize her türlü desteği veren ilgili kamu
kurumlarının temsilcilerine, reel sektörün değerli yöneticilerine ve ayrıca
çalışmanın yayın haline getirilmesine verdiği büyük destekten dolayı İstanbul
Ticaret Odası’nın (İTO) değerli yöneticilerine teşekkür ederim.
22
İSTANBUL TİCARET ODASI
Çalışmanın, ilgili kesimlere ve karar mercilerine ulaşması bu araştırmanın
temel amacına tam olarak ulaşması açısından son derece büyük önem
taşımaktadır. Bu anlamda, çalışmanın ilgili kesimlerce alınacak kararlara ışık
tutmasını dilerim.
Prof. Dr. Güler ARAS
Georgetown Üniversitesi
McDonough School of Business
Washington, DC
Ağustos 2014
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
23
YÖNETİCİ ÖZETİ
Firmaların Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi
“Bir şeyler görürsünüz ve ‘Neden?’ diye sorarsınız. Bense asla orada olmayan
bir şeyleri sezerim ve ‘Neden olmasın?’ derim. ”
G. Bernard Shaw
İ
novasyon (yenilik), son yıllarda iş, politika ve akademik çevrelerin
tartıştığı en önemli konulardan birisi haline gelmiştir. İnovasyon
sadece işletmelerin başarısı için değil, ülke ekonomisi için de son derece
önemlidir. Türkiye’de son yıllarda her ne kadar işletme düzeyinde inovasyon
faaliyetleriyle ilgili çalışmalar hız kazansa da gelinen noktanın henüz
istenilen düzeyde olmadığı açıktır. Mevcut durumun tespit edilerek, yapılması
gerekenlerin bilinmesi ve çalışmaların daha ileri düzeye taşınması, gerek
işletmeler, gerekse ülke ekonomisi açısından önemli katkılar sağlayacaktır.
Bu noktadan hareketle, çalışmada Türkiye’nin dünyadaki yerini
görebilmek ve bu alandaki hedeflerine ilişkin değerlendirme yapabilmek
için çok sayıda küresel endeks incelenmiş ve Türkiye’nin son yıllarda
yakaladığı olumlu büyüme trendine rağmen potansiyelinin çok altında kaldığı
gözlenmiştir.
• Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 142 ülke arasında;
2009 yılında 51. sırada iken, 2012 yılında 74. sıraya gerilemiş ve 2013
yılında ise tekrar 68. sıraya yükselmiştir.
• Avrupa İnovasyon Birliği Karnesi Raporu’na göre, 34 Avrupa
ülkesinin incelendiği raporda, 2013 yılında, inovasyon karnesi AB
ortalamasının oldukça altında olan ülkelerin yer aldığı “iddiasız
yenilikçiler” kategorisinde Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya ve
24
İSTANBUL TİCARET ODASI
Türkiye sıralamanın en sonundaki ülkeleri oluşturmaktadır.
• Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü
(OECD) ve Birleşmiş Milletler’in (UN) ortaklaşa düzenlemiş oldukları,
ülkelerin inovasyon kapasitesini ortaya koymak amacıyla oluşturulan
2010-2011 İnovasyon Kapasitesi Endeksi’nde Türkiye 131 ülke arasında
62. sırada yer almaktadır.
• Dünya Ekonomik Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli
olarak hazırladığı Küresel Rekabetçilik Raporu’nda ise 2013 yılında,
Türkiye 148 ülke arasında 43. sırada yer almaktadır.
Bu sonuçların elbette yapısal bazı nedenleri vardır. Türkiye, 1990 yılında
Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GSYİH) % 0,32’sini, 2013 yılında ise hala
sadece % 0,92’sini Ar-Ge çalışmalarına ayırmıştır. Cumhuriyetimizin 100. yılı
olan 2023 yılı için öngörülen Ar-Ge harcamasının milli gelir içindeki payının
% 3’e çıkması hedefinin ise, önümüzdeki yıllardaki yıllık % 18’lik bir artış
ile mümkün olacağı belirtilmektedir. Bu hedefe ulaşabilmek için, özellikle
reel sektörün çok daha yoğun Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri yürütmesi
kaçınılmazdır.
Bununla birlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB)
Sektör Araştırmalarına göre imalat sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık
3.500 firmanın 1996–2011 dönemine ait bilanço ve gelir tablolarından elde
edilen Ar-Ge harcamasının net satışlar içindeki payının, 2011 yılında % 0,31
ve aktifler içindeki payının da % 0,37 olarak son derece yetersiz olduğunu
söylemek mümkündür.
Çalışmada ayrıca, 180 halka açık reel sektör firmasının 2011 yılına ait
verileri kullanılarak bir uygulama gerçekleştirilmiştir. Bu yıl itibariye ArGe harcaması olan 82, Ar-Ge harcaması olmayan 98 firma tespit edilmiş
ve bu firmaların hangi finansal göstergelerde farklılaştığı belirlenmiştir.
Yapılan analiz sonucunda elde edilen bulgular, Ar-Ge harcamalarının olumlu
sonuçlarının uzun vadede firmalarda görülebildiğini göstermektedir. Elde
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
25
edilen bu sonuç aslında reel sektörün Ar-Ge ve inovasyonla ilgili uzun vadeli
stratejiler oluşturması gerektiğini göstermektedir. Reel sektörün kısa vadeli
sonuç beklemeyip, uzun vadeli stratejilere odaklanması ve bu bilinç ile hareket
etmesi son derece önemlidir.
Çalışma sürecinde ayrıca, Türkiye’deki inovasyon faaliyetlerinin nasıl
yürütüldüğü ve karşılaşılan sorunların tespiti amacıyla, inovasyon ile Ar-Ge
alanında önde gelen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin konuyla
doğrudan ilgili üst düzey yöneticileri ve kamu kurumlarının temsilcileri ile
mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Yapılan analizler ve mülakatlar sonucunda elde
edilen bulgular doğrultusunda, konuya ilişkin temel sorunlar somutlaştırılarak,
fırsatların değerlendirilmesine ve sorunların çözülmesine yönelik öneriler
geliştirilmeye çalışılmıştır.
Yapılan araştırmalar çerçevesinde, tespit edilen temel sorunları aşağıdaki
başlıklar altında özetlemek olanaklıdır:
• Teknolojik gelişme ve yeniliklerin yakından takip edilememesi,
yaratıcılığı engelleyen yapısal sorunlar nedeniyle geçmişten gelen bir ArGe ve inovasyon stratejisinin olmaması,
• Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri için ayrılan fonlar ile kamu kesiminin
sağladığı teşviklerin yetersizliği ve sağlanan destekler hakkındaki bilgi
eksikliği,
• Kamu kesimi, reel sektör ve üniversite işbirliğinin istenilen düzeyde
olmaması,
• Geleneksel sektörlerden çıkıp teknoloji yoğun ve yüksek katma değer
yaratan sektörlere geçişin yavaş olması,
• Sermaye yetersizliği nedeniyle inovatif fikirlerin ticarileştirilememesi
olarak sıralanabilir.
• Türkiye’de her ne kadar sorunların kaynağı büyük ölçüde biliniyorsa
26
İSTANBUL TİCARET ODASI
da, bunların çözümlenmesi ve bu alanda hızlı bir gelişme sürecinin
başlatılabilmesi hiç de kolay değildir. Bu kapsamlı araştırmanın
değerlendirmeleri sonucunda, iyileştirici öneriler olarak aşağıdaki
tespitler yapılmıştır:
• Ar-Ge ve inovasyonda stratejik odaklanmaya önem verilerek,
ekonomik kalkınmada öncelikli sektörler belirlenmelidir.
• Sınai mülkiyet haklarının korunması konusundaki düzenlemelerin
iyileştirilerek, cezai yaptırımlar uygulanmalı ve gerekli önlemler
alınmalıdır.
• Üniversite-reel sektör-kamu kesimi işbirliğinin gerçek anlamda
geliştirilmesi için örnek bir model oluşturulması ve farklı ölçekteki
firmalar arasındaki işbirliklerinin arttırılması son derece büyük önem
taşımaktadır.
• Girişimcilik odaklı üniversite ile kamu ve özel araştırma merkezlerinin
oluşturulması önemli yarar sağlayacaktır.
Yukarıda yer alan öneriler doğrultusunda, ilgili kesimlerin inovasyonun
Türkiye ekonomisini yukarıya taşıyacak temel faktörlerin başında olduğunun
farkında olmaları ve bu konuda gerekli aksiyonun bir an önce alınması büyük
önem taşımaktadır. Özellikle, son yıllarda yatırım ortamının iyileşmesi
yönünde gözlenen olumlu gelişmeler bu alandaki ilerlemede önemli rol
oynayacaktır.
Her ülkenin gelişme sürecinde olduğu gibi, Türkiye’nin de kendi
önceliklerine göre bir Ar-Ge ve inovasyon stratejisi belirleme zorunluluğu
vardır. Çalışmada yer alan değerlendirmeler ışığında, Türkiye’de Ar-Ge ve
inovasyon konusunda önerilen strateji formülasyonunda yer alması gereken
konular belirlenmiştir. Bu konular arasında ulusal politikalar ve yapılan
stratejik planlar çerçevesinde bölgesel kalkınma planları ile bölgesel inovasyon
sistemlerinin oluşturulması yer almaktadır. Ayrıca, yapısal sorunlar için kalıcı
önlemler alınarak, kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması gerekmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
27
Ar-Ge ve inovasyonda kamu kesiminin rolü ve gücü çok önemlidir.
İnovasyonun altyapısının oluşmasında en önemli unsurların başında kamu
kesiminin bu konudaki yaklaşımı gelmektedir. Dünyadaki uygulamalara da
bakıldığında kamunun öncülüğünde yapılan düzenlemeler, teşvikler, destekler
ile akademinin araştırma gücü küresel rekabet ortamı için uygun bir zemin
oluşturmaktadır.
Küresel rekabet ortamında ayakta kalabilmenin en önemli faktörü Ar-Ge
faaliyetlerine yapılan yatırımlar ve inovasyon düzeyidir. Türkiye’nin bu alanda
bekleme ya da yavaşlamaya lüksü yoktur. Türk ekonomisinin kalkınmasındaki
önemli rol Ar-Ge ve inovasyondan geçmektedir. Türkiye`nin iddiasız yenilikçi
ülkeler kategorisinden çıkarak, orta seviye yenilikçiler ve hatta inovasyon
liderleri kategorisine girecek potansiyelinin olduğu unutulmamalıdır.
Çalışmanın araştırmacıları tarafından bu alanda üretilen çok sayıda
makale ve uluslararası konferans tebliğleri ile elde edilen birikimler yürütülen
çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Uzun süren bir çalışma dönemi
sonucunda hazırlanmış olan bu araştırmanın konu ile ilgili bütün kesimlere
faydalı olmasını dileriz.
Prof. Dr. Güler ARAS
Georgetown Üniversitesi
McDonough School of Business
Washington, DC, ABD
28
İSTANBUL TİCARET ODASI
EXECUTIVE SUMMARY
Strategic Analysis of Innovation and R&D Performances of
Companies
“Some look at things that are, and ask why. I dream of things that never were
and ask why not. ”
G. Bernard Shaw
I
nnovation has become one of the most controversial issues in the
business, political, and academic environments during the last
few years. Companies’ engagement in innovative behavior has extreme
importance not only for the companies themselves, but also for the economy
of the countries they belong. Even though innovation at the company level
has gained momentum in Turkey during the last decade, the desired level of
investment has not been met yet. Determining the innovation agenda would
make a significant contribution to the evaluation of the current situation and
the improvement of the work done at both the firm and economy level. This
study was conducted in this context, and numerous global indices have
been analyzed to determine Turkey’s global positioning in innovation and
evaluating its recent and future objectives. The situation in Turkey however,
has been found to be well below its innovation potential despite the recent
progress in this field.
• Among the 142 countries listed in the Global Innovation Index,
Turkey was ranked as 51st in 2009, regressed to 74th in 2012 and was
68th in 2013.
• Based on the European Commission’s Innovation Union Scoreboard,
which evaluates 34 European countries, Bulgaria, Latvia, Lithuania,
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
29
Romania, and Turkey are listed at the bottom of the rankings of the
modest innovators’ performance group. This group includes countries
with innovation scores that are far below the average scores of those in
EU.
• As reported by the 2010-2011 Innovation Capacity Index, prepared by
the collaboration of International Monetary Fund (IMF), Organization for
Economic Co-operation and Development (OECD), and United Nations
(UN) with an intention to reveal the countries’ innovation capacity,
Turkey ranked 62nd among 131 countries.
• According to the Global Competitiveness Report, prepared annually
since 1979 by World Economic Forum, Turkey ranked 43rd among 148
countries in 2013.
The results have certain structural reasons. Turkey allocated 0.32% and
0.92% of its GDP to R&D activities in 1990 and 2013, respectively. The
long term objective of allocating 3% of national income to R&D by the year
2023, which marks the centenary of Turkish Republic, has been reported to be
possible only with an 18% increase in annual R&D expenditures. The simple
fact is that the private sector has helped in achieving this long term objective.
Moreover, it must be stated that the ratio of R&D to net sales and R&D
to total assets are extremely insufficient. These ratios are reported to be 0.31%
and 0.37% respectively, in 2011.This information is based on the statement of
financial position and financial performance of 3500 companies, during the
1996-2001 period, from the statistics department of the Central Bank of the
Republic of Turkey.
As a significant part of this study, an empirical analysis was conducted
using data available from 180 companies. As of 2011, where 82 firms were
classified as incurring R&D expenses, and 98 firms were detected to avoid
R&D investments. These firms were evaluated on the basis of selected
financial indicators. The results show that the positive impact from R&D on
30
İSTANBUL TİCARET ODASI
the company is a direct function of time. Thus, it is important that the real
sector focus on longer term strategies rather than settling for short term results.
Additionally, interviews have been conducted with the top managers
of companies that are significant players in innovation, the R&D arena, and
delegates of public institutions. These interviews reveal how innovation
activities are being conducted, and detect the problems encountered in Turkey.
Based on these findings, a strategic roadmap has been formulated for the
furthering of R&D and innovation in Turkey.
Based on the research conducted, the basic problems can be summarized
under the following headings:
• Lack of adequate harmonization, due to structural problems, that
hinder creativity
• Lack of vision for long-term R&D and innovation strategy, which
slow advanced technological development
• Lack of adequate funding for R&D, innovation activities, public
incentives, and insufficient knowledge about the funds that are being
provided.
• Inability to attain the desired level of collaboration among public
sector, private sector, and universities.
• Slow transition from traditional sectors to technology intensive
sectors that generate additional value.
• Inability to commercialize innovative ideas due to capital inadequacy.
Even though the origins of the problems in Turkey are already
known, launching an improvement process to deal with them is not an
easy task. Assessment of this comprehensive study provides the following
recommendations for improvement:
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
31
• Strategic concentration in R&D and innovation should be emphasized
together with the determination of sectors that have national priority for
development.
• Regulations regarding intellectual property rights should be increased
and penal sanctions and identity restrictive precautions should be
developed.
• A comprehensive and transparent model should be put together
to improve the cooperation among the public sector, private sector,
and universities. Keeping in mind that achieving collaboration among
different scaled companies has the utmost importance.
• Launching focused entrepreneurship entitities in universities, public
and private research centers will prove to be significantly beneficial.
This study clearly demonstrates the importance of innovation for all
interested parties as a factor that further develops the Turkish economy. The
developments observed in the area of investment environment enhancement
in recent years plays a significant role.
Turkey must generate a R&D and innovation strategy similar to other
nations passing through similar development stages. Depending on the
appraisals provided in this study, the issues that need to be sited among
Turkey’s R&D and innovation strategy have been determined. Regional
development plans and innovation systems emerging from national politics
and strategic plans are among these aforementioned issues. Furthermore,
permanent cautions for structural problems and facilitating measures should
be taken.
The public sector’s role and influence is very important for R&D and
innovation. The establishment of an innovation infrastructure requires a
heavily involved public sector. We see that government incentives and
support combined with academic research abroad, sets the tone for a globally
competitive innovation ecosystem.
32
İSTANBUL TİCARET ODASI
The best way to stay globally competitive is to direct investment into
R&D and innovation. Turkey cannot afford to be stagnant in this regard. It
should be emphasized that Turkey has the potential to be a moderate innovator.
Possibly even one of the leaders of innovation in our time, by moving out of
the modest innovators’ group.
The foundations of this study rests upon knowledge accumulated by
numerous papers written and conferences attended by the participating
academicians. This study that has been a long time in the making, and we
hope it will beneficial to everybody.
Prof. Dr. Güler ARAS
Georgetown University,
McDonough School of Business
Washington DC, USA
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
33
GİRİŞ
İnovasyon, son yirmi yılda önemi giderek artan ve çok kullanılan bir
kavram haline gelmiştir. Bunun en önemli nedeni, inovasyonun işletme ve
ekonomi için katma değer ve fayda sağlayan faktörlerin başında gelmesidir.
Özellikle rekabetin hızla arttığı günümüzde işletmelerin sektörlerinde
fark yaratarak hayatta kalabilmeleri sürekli gelişmelerini sürdürmeleri ve
değişime ayak uydurmaları ile mümkündür. Bu değişim ve gelişim sürecinde,
yürütülecek inovasyon faaliyetleri işletmelerin karlılık ve verimliliklerini
olumlu yönde etkileyerek piyasa değerlerini de arttırmaktadır.
Ülkemizde son yıllarda konu ile ilgili çok sayıda araştırma yapılmış,
çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından raporlar hazırlanmıştır. Konunun
artan önemi gerek akademiyi, gerekse iş dünyasını bu alanda daha kapsamlı
çalışmalar yapmaya yönlendirmiştir. Bununla birlikte henüz inovasyonla ilgili
verinin kısıtlı olması bu alanda yapılacak nitelikli çalışmaların önündeki en
önemli engeli oluşturmaktadır. Özellikle, işletme düzeyinde konu ile ilgili
sistematik verinin bulunmaması yapılan araştırma ve analizleri önemli ölçüde
kısıtlamaktadır. Bu çalışmada bu alandaki bilgi eksikliğini gidermek üzere
reel sektör firmalarının Ar-Ge ve inovasyon performansının stratejik açıdan
analizi yapılmıştır.
Çalışma altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, inovasyon ile ilgili
temel kavramlar, inovasyon çeşitleri, Ar-Ge ve inovasyon arasındaki ilişki,
sınai mülkiyet hakkı ve hukuki çerçeve ele alınmaktadır.
İkinci bölümde; öncelikli olarak ülkemizde Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimi
aktarılmış ve Ar-Ge harcamasının çıktıları olarak kabul edilen patent, faydalı
model gibi tescil yoluyla elde edilen kazanımların yıllara göre dağılımlarına
yer verilmiştir. Ayrıca bu bölümde Ar-Ge faaliyetlerine verilen teşvikler ve
sağlanan destekler yer almaktadır.
34
İSTANBUL TİCARET ODASI
Üçüncü bölümde; firma ölçeği, sektörel farklılaşma, yabancı sermayenin
varlığı, halka açık olma gibi inovasyonu etkileyen faktörler literatürden
örnekler verilerek ele alınmıştır.
Çalışmanın dördüncü bölümünde; dünyada inovasyon ile ilgili
oluşturulmuş endeks ve raporlar açıklanarak, Türkiye’nin sıralamadaki yeri ve
dünya ülkelerinin patent başvurularındaki durumu hakkında bilgi verilmiştir.
Ayrıca Türkiye’de Ar-Ge harcamasının yıllara ve bölgelere göre durumu
açıklanmıştır.
Beşinci bölümde, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören işletmeler
üzerinde bir uygulama yer almaktadır. Reel sektörde faaliyet gösteren
işletmelerde Ar-Ge harcamalarının bir sonraki yılın karlılığı ve piyasa değerini
etkileyip etkilemediği çalışmanın bu bölümde araştırılmıştır.
Altıncı ve son bölümde ise; araştırma sonuçları ile yapılan mülakat ve
analizler sonucunda elde edilen bulgular ışığında, Türkiye’nin Ar-Ge ve
inovasyon performansının stratejik analizi yapılmıştır. Bu kapsamda, temel
sorunlar, avantajlar ve dezavantajlar değerlendirilerek tespitler yapılmış ve
çözüm önerileri sunulmuştur.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 1
KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE
HUKUKİ ALTYAPI
35
36
İSTANBUL TİCARET ODASI
1. Kavramsal Çerçeve ve Hukuki Altyapı
“Uygarlık yolunda başarı yenileşmeye bağlıdır. Sosyal yaşamda, ekonomik
yaşamda bilim ve fen alanında başarılı olmak için tek olgunlaşma ve ilerleme yolu
budur.”
Atatürk
İ
novasyon, günümüzün rekabet ortamında işletmelerin ayakta kalabilmek
için kaçınılmaz biçimde içinde oldukları bir süreçtir. Bu süreci kendileri
için en iyi şekilde yöneten işletmeler, kârlılık ve verimliliklerini arttırarak
ulusal ve uluslararası düzeyde sektörlerinde lider durumuna gelmektedir.
İnovasyon ile ilgili çalışmaların yürütülmesinde en önemli noktalardan biri,
konu ile ilgili kavramların anlaşılarak bilinç düzeyinin arttırılmasıdır.
1.1. İnovasyon Tanımı
İnovasyon kelime anlamı olarak, Latince “innovatus” dan gelmekte
ve “toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya
başlanması” olarak ifade edilmektedir1.
Günümüzde inovasyon ile ilgili çok sayıda tanım bulunmaktadır. Bu
konuda yapılan ilk tanım ünlü iktisatçı Shumpeter’a aittir. Schumpeter neoklasik iktisatın kabul ettiği üretim fonksiyonuna teknoloji ve ekonomik
unsurları ekleyerek, fonksiyonu genişletmiş ve inovasyon kavramını gündeme
getirmiştir. Schumpeter’a göre; bir icadın yenilik yaratabilmesi için mutlaka
üretim faaliyetine uygulanması gereklidir ve inovasyon herhangi bir keşif
veya icadın ticari alanda uygulanması ile mümkündür2.. İnovasyon, Türkçe’ye
yenilik olarak çevrilerek kullanılmasına rağmen bu ifade inovasyonun
anlamını tam olarak karşılamamaktadır. Yenilik ticari başarıya dönüştürüldüğü
sürece inovasyon olarak değerlendirilmelidir.
1
2
Elçi, Ş. (2006), İnovasyon Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı, 7. Baskı, s.1
Aydoğuş, O., Türkcan, B., Çalışkan, E. T., Kopurlu, B. S. (2009), Kriz Teorileri:
Kondratieff, Schumpeter ve Wallerstein, Working Paper, No:09/01, Ege Üniversitesi
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
37
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan
Oslo Kılavuzu’na3 göre inovasyon ve inovasyon faaliyetleri aşağıdaki biçimde
tanımlanmıştır:
“İnovasyon, işletme içi uygulamalarda, işyeri organizasyonunda veya dış
ilişkilerde yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş ürün (mal veya hizmet) veya
süreç, yeni bir pazarlama yöntemi ya da yeni bir organizasyonel yöntemin
gerçekleştirilmesidir”.
İnovasyon faaliyetleri ise, yeniliklerin uygulanmasına yol açan veya yol
açması öngörülen tüm bilimsel, teknolojik, organizasyonel, finansal ve ticari
adımlardır. Bazı yenilik faaliyetleri kendi başlarına yenilikçi iken, diğerleri
yeni faaliyetler olmamakla birlikte yeniliklerin gerçekleştirilmesi için
gereklidir. İnovasyon faaliyetleri aynı zamanda, özel bir yeniliğin geliştirilmesi
ile doğrudan ilişkili olmayan Ar-Ge’yi de içermektedir 4.
İnovasyon ile ilgili yapılan çeşitli tanımlar doğrultusunda inovasyonun
temel özelliklerini aşağıdaki biçimde özetlemek mümkündür5.
• İnovasyonda, çıktının yaratılması için girdilerin uygun bileşimine
gerek vardır.
• İnovasyon için kullanılan girdi, maddi ve maddi olmayan varlıklar
olabilir6.
• Bilgi, inovasyonun en temel girdisidir.
• İnovasyonu yaratan girdiler aktiflerdir.
3
4
5
6
Oslo Kılavuzu ile ilgili bilgi için EK 1’e bakınız
OECD (2005), Oslo Manuel, Guidelines For Collecting And Interpreting Innovation
Data, Third Edition, Çeviri: TÜBİTAK, Oslo Kılavuzu, “Yenilik Verilerinin Toplanması
ve Yorumlanması İçin İlkeler”
http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/kilavuzlar/Oslo_3_TR.pdf
Stone A., Rose S., Lal B., Shipp S. (2008), Measuring Innovation and Intangibles: A
Business Perspective, Science&Technology Policy Institute, II-1, II-7.
İnovasyon faaliyetlerinin yürütülebilmesi için kullanılan girdiler hem maddi (bilgi ve
iletişim teknolojisi altyapısı, üretim malzemeleri, üretim için kullanılan makine, bina ve
yapılar) hem de maddi olmayan varlıklar (patentler, veri tabanları, Ar-Ge çalışmaları,
organizasyonel süreçler, işgücünün sahip olduğu bilgi ve beceri) olabilir.
38
İSTANBUL TİCARET ODASI
• İnovasyon, ekonomik değerin yaratılması için gerçekleştirilen
faaliyetleri içermektedir.
• Yürütülen inovasyon süreci karmaşık bir süreçtir.
• İnovasyon faaliyetleri beraberinde risk taşımaktadır.
• İnovasyon sonucunda elde edilecek çıktılar, tahmin edilemezler.
• Bilgi, inovasyonun en temel çıktısıdır.
• İnovasyon; araştırma, geliştirme ve ticarileşme içermektedir.
İnovasyon ile ilgili yukarıda açıklanan özellikler, aynı zamanda inovasyon
ile ilgili ölçümlerin neden zor olduğunu da açıklamaktadır. İnovasyon
faaliyetleri; karmaşık, doğrusal olmayan, çok boyutlu ve çıktıları tam olarak
tahmin edilemeyen faaliyetlerdir. Bütün zorluklarına rağmen bu faaliyetler ile
ilgili tarafsız ölçümlerin yapılabilmesi için belli göstergeler kullanılmaktadır.
İnovasyon ile ilgili ölçümler genel olarak, toplam biçiminde ifade edilen
göstergeler ve parasallaştırma olmak üzere iki biçimde yapılabilir. Toplam
biçimde ifade etme yaklaşımında birkaç göstergeye ait değerler, toplam
inovasyon puanı oluşturmak için bir araya getirilmekte; parasallaştırma
yaklaşımında ise, inovasyon faaliyetlerinin dolar olarak değeri ölçülmektedir.
Her iki yöntemin de kendine göre avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır 7.
1.2. İnovasyon Çeşitleri
İşletmelerde yürütülen inovasyon faaliyetleri dört farklı kategoriye
ayrılmakta olup bu kategoriler Şekil 1.1’de açıklanmış ve örneklendirilmiştir8.
7
8
Stone A., v.d. (2008), III-2, III-5
OECD (2005), A.g.e., s.52-55
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
39
İnovasyon
Çeşitleri
Organizasyonda
İnovasyon
Üründe İnovasyon
Süreçte İnovasyon
Pazarlama
Alanında
İnovasyon
Şekil 1.1. İnovasyon Çeşitleri
Üründe İnovasyon: Mevcut özelliklere veya öngörülen kullanımlara
göre yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş bir mal veya hizmetin
ortaya konulmasıdır. Üründe inovasyon teknik özelliklerde, bileşenler ve
malzemelerde, birleştirilmiş yazılımda önemli derecede iyileştirmeleri
içermektedir. Ayrıca kullanıcıya kolaylık ve diğer işlevsel özelliklerin
geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır.
İlk mikroişlemciler ve dijital kameralar, yeni teknolojiler kullanılarak
üretilen yeni ürünlerin örnekleri olmuştur. Mevcut yazılım standartları ile
minyatürleştirilmiş hard sürücü teknolojisini bir araya getiren ilk taşınabilir MP3
oynatıcı, mevcut teknolojileri birleştiren yeni bir ürün olmuştur. Otomobillerde
ABS frenleme, GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) dolaşım sistemleri ve diğer
alt-sistem iyileştirmeleri, giyim eşyalarında nefes alabilir kumaşların kullanımı
da, ürün performansını iyileştiren yeni malzemeler kullanımını kapsayan bir ürün
inovasyonudur.
Süreçte İnovasyon: Yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş bir üretim
veya teslimat yönteminin gerçekleştirilmesidir. Bu yenilik, teknikler, teçhizat
ve/veya yazılımlarda önemli değişiklikleri içermektedir. Süreç yenilikleri,
birim üretim veya teslimat maliyetlerini azaltmak, kaliteyi artırmak veya yeni
yada önemli derecede iyileştirilmiş ürünler üretmeyi içermektedir.
40
İSTANBUL TİCARET ODASI
Bir üretim hattında yeni otomasyon teçhizatının uygulanması yada ürün
geliştirmek için bilgisayar destekli tasarım gerçekleştirilmesi, barkodlu veya
aktif RDT (Radyo Frekans Teşhisi) ile mal-izleme sisteminin uygulanması,
bir seyahat acentesinde yeni bir rezervasyon sisteminin uygulanması, bir
danışmanlık firmasında projelerin yönetimi için yeni tekniklerin geliştirilmesi.
Süreç inovasyonu, satınalma, muhasebe, hesaplama ve bakım gibi yardımcı
destek faaliyetlerindeki yeni veya önemli derecede iyileştirilmiş yazılım, teçhizat
ve teknikleri de kapsamaktadır.
Pazarlama Alanında İnovasyon: Ürün tasarımı veya ambalajlaması,
ürün konumlandırması, ürün tanıtımı (promosyonu) veya fiyatlandırmasında
önemli değişiklikleri kapsayan yeni bir pazarlama yöntemidir.
Yeni bir pazarlama kavramının parçası olan ürün tasarımındaki önemli
değişiklikler, ürün tasarım değişiklikleri, ürünün işlevsel veya kullanıcı
özelliklerini değiştirmeyen, ürün biçimindeki ve görünüşündeki değişiklikler,
gıda, içecek ve deterjan gibi ürünlerin ambalajlamasındaki değişiklikler, gıda
veya içecek ürünlerinin tadı, görünüşü ya da biçiminde önemli değişiklikler
yapılması, sinema veya televizyon programlarında ürün konumlandırması yada
ünlü kişilerin tavsiyelerinin kullanımı gibi önemli derecede farklı medya veya
tekniğin ilk kez kullanımı bir pazarlamada yapılan inovasyondur.
Organizasyonda İnovasyon: Firmanın ticari uygulamalarında, işyeri
organizasyonunda veya dış ilişkilerinde yeni bir organizasyonel yöntem
uygulanmasıdır. Organizasyonel yeniliklerin, idari maliyetlerini ve işlem
maliyetlerini düşürmek, işyeri memnuniyetini (ve dolayısıyla işçilik
üretkenliğini) iyileştirmek, ticari olmayan varlıklara (düzenlenmemiş dış
bilgiler gibi) erişim kazanmak ya da araç gereç maliyetlerini düşürmek
suretiyle firma performansını arttırması öngörülebilir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
41
Bilgi paylaşımı ve öğrenimi iyileştirmek amacıyla yeni uygulamaların
gerçekleştirilmesi, en iyi uygulamalar, dersler ve diğer bilgilere dair
veritabanlarının kurulması, arz zinciri yönetim sistemleri, ticari yenidenyapılandırma, güvenilir üretim ve kalite yönetim sistemleri gibi, genel üretim
veya arz faaliyetlerine yönelik yönetim sistemlerinin ilk kez yürürlüğe girmesi
organizasyonda yapılan inovasyona örnektir.
İşletmelerde inovasyon faaliyetlerinin uygulanabilmesi için en önemli
gereklilik, gerçekleştirilen faaliyetlerin işletme için yeni ya da önemli ölçüde
iyileştirilmiş faaliyetler olması ve işletmelerde fiili olarak uygulanmasıdır.
Bununla birlikte inovasyon faaliyetleri işletmeden işletmeye farklılık
göstermekte, bazı işletmeler derinlemesine Ar-Ge faaliyetleri yürütürken,
diğerleri ürün, süreç veya organizasyonlarında sürekli olarak iyileştirme
yapma yoluna gitmektedir.
1.3. Sınaî Mülkiyet Hakkı
İnsan aklının ürünleri, diğer bir ifade ile buluşları olarak tanımlanan fikri
haklar, telif hakları ve sınaî mülkiyet hakları olarak ikiye ayrılmaktadır.
Fikri Haklar
Sınai Haklar
Telif Hakları
Patent
Faydalı Model
Ticari Marka
Endüstriyel Tasarım
Coğrafi İşaret
Entegre Devre
Topoğrafyaları
Şekil 1.2. Fikri Hakların Kapsamı
42
İSTANBUL TİCARET ODASI
Telif hakkı ile edebiyat, müzik, güzel sanatlar ve sinema alanındaki
eserler korunurken, aynı zamanda, eser sahiplerinin hakları başkalarının
izinsiz kullanımına karşı korunmaktadır. Ayrıca, telif hakkı ile eser ve eser
sahibi kanun karşısında belirleyici kılınmakta; yine bu haklar ile eser sahipleri
eserleri karşılığında para kazanabilmektedir9.
Sınaî mülkiyet, insan yaratıcılığının, buluşlarının ve orijinal tasarımlarının
geliştirilmesi ve koruma altına alınmasıyla ilgili bir kavramdır.
Sınaî Mülkiyet hakkı, buluşların ve yeniliklerin, yeni tasarımların ve
özgün çalışmaların ilk uygulayıcıları adına ticaret alanında üretilen ve satılan
malların üzerlerindeki üreticisinin veya satıcısının ayırt edilmesini sağlayacak
işaretlerin sahipleri adına kayıt edilmesini ve böylece bu kişilerin ürünü
üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip olmalarını sağlayan gayri
maddi bir haktır. Sınai mülkiyet hakları, patentler, faydalı modeller, ticari
markalar, hizmet markaları, endüstriyel tasarımlar, coğrafi işaretler ve entegre
devrelerin topoğrafyaları kavramlarını kapsamakta ve teknolojik gelişme,
teknolojik geliştirmeyi özendirme, yabancı sermaye, uluslararası ilişkiler ve
Avrupa Birliği ile ilişkiler açısından önem taşımaktadır 10.
Patent, faydalı model, marka, endüstriyel tasarım, coğrafi işaret ve entegre
devre topografyalarından oluşan sınai mülkiyet haklarının Türkiye’deki tescili
Türk Patent Enstitüsü (TPE) 11 tarafından yapılmaktadır.
Yukarıda adı geçen ve sınai mülkiyet kapsamında yer alan varlıkların
tanımları aşağıda kısaca verilmiştir.
9
Karahan, S., Suluk, C., Saraç, T., Nal, T. (2011), Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları,
Genişletilmiş 3. Baskı, s.2
10 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, s.2
11 24 Haziran 1994 tarihinde, 544 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile
o dönemki adıyla Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı, özel bütçeye sahip TPE
kurulmuştur. 544 sayılı KHK’nın günümüz koşullarına uyumlu hale getirilmesi ve
kanunlaştırılması amacıyla 19 Kasım 2003 tarihinde “5000 Sayılı Türk Patent Enstitüsü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun” yürürlüğe girmiştir.
TPE (2011), 2012-2016 Stratejik Planı, Ankara
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
43
Patent: Sınai mülkiyet hakkında akla ilk gelen ve maddi olmayan duran
varlık kapsamına giren patentlerin varlığı özellikle üretim yapan işletmelerde
son derece önemlidir.
Patent, sınırlı bir yer ve süre için üçüncü kişiler tarafından buluşun
izinsiz olarak üretilmesini, kullanılmasını veya satılmasını engelleme yoluyla
sahibine tanınan tekel hakkıdır ve bu hakkı gösteren belgenin de adıdır12.
Buluş, teknoloji alanında belirli bir sorunun çözümüne ilişkin, teknik
özelliği olan fikir ürünüdür. Aynı teknik problemin her farklı çözümü farklı
bir buluştur. Buluş, teknik niteliğe haiz olmalıdır. Aksi takdirde sadece soyut
ve kavramsal düzeyde bir önermeden bahsedilebilir. Teknik nitelik ürünün
fiziksel niteliklerinden, faaliyetin niteliğinden ya da teknik nitelikte olmayan
bir faaliyette teknik araçların kullanılmasından kaynaklanabilir13.
Patent tescil işlemleri tekniğin bilinen durumunun aşılıp aşılmadığı
konusunda TPE tarafından inceleme yapılmasına göre, incelemeli ve
incelemesiz olarak iki biçimde yapılmaktadır. Türkiye’de patent başvuru
sürecinin nasıl işlediği Ek 1.’de gösterilmektedir.
Faydalı Model: Sınai mülkiyet hakkı veren ve tescil gerektiren diğer bir
belge ise faydalı modeldir.
Faydalı model, Türkiye’de ve dünyada yeni olan, sanayiye uygulanabilen
buluşların sahiplerine koruma sağlayan bir sistemdir.14
Faydalı model belgesi verilmesi işlemleri, patent verilmesine oranla, hem
zaman hem de masraf açısından daha elverişlidir. Faydalı model koruması
elde etme işlemlerinin basit ve ucuz olması nedeniyle özellikle KOBİ ile
araştırma kuruluşlarının buluş yapmaları ve bu buluşları sanayiye daha kolay
uygulamaları beklenmektedir. Ayrıca, buluşların çok kısa sürede rakipler
tarafından taklit edilerek haksız rekabetin önlenmesinde faydalı model
12 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model, s.3
13 A.g.e., s.3
14 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model, s.3
44
İSTANBUL TİCARET ODASI
belgesinin işletmelere büyük katkısı bulunmaktadır15.Patent ile faydalı model
arasındaki farklar Tablo 1.1’de verilmiştir.
Tablo 1.1. Patent ile Faydalı Model Arasındaki Farklar
Patent
Faydalı Model
Yenilik
+
+
Buluş Basamağı
+
-
Sanayiye Uygulanabilirlik
+
+
Usuller ve Bu Usuller Sonucu Elde Edilen Ürünler
+
-
Kimyasal Maddeler
+
-
Araştırma
+
-
İnceleme
+
-
Yayın
+
+
20/7 Yıl
10 Yıl
Koruma Süresi
Kaynak: www.tpe.gov.tr
Tablo 1.1’de görüldüğü gibi, faydalı model yenilik ve sanayiye
uygulanabilirlik içermekte bunula birlikte buluş basamağına ihtiyaç
duymamaktadır. Bir buluşun buluş basamağı içermesi, buluşun ilgili olduğu
teknik alanda uzman bir kişi tarafından, tekniğin bilinen durumundan “açık bir
şekilde” çıkartılamayacak nitelikte olması demektir. Ayrıca faydalı modelin
inceleme sürecinin olmaması nedeniyle, maliyeti patente göre daha azdır ve
kısa sürede belgelendirilmektedir. Türkiye’de faydalı model başvuru sürecinin
nasıl işlediği Ek 2’de gösterilmektedir.
Marka: Marka, bir teşebbüs tarafından sunulan mal ya da hizmetlerin
diğer teşebbüslerinkinden ayırt edilebilmesini sağlayan işaretlerdir. Malları
veya hizmetleri ayırmak için kullanılan ayırt edici kelimeler, harfler,
rakamlar, çizimler, resimler, şekiller, renkler, logolar, etiketler veya bunların
kombinasyonları marka olarak tescil edilebilir16.
15 A.g.e., s.3
16 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Marka, s.3
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
45
Bir markanın tescil edilmesi zorunlu olmamakla birlikte, tescil edilmiş
bir markanın sahibi çok sayıda avantaja sahip olmaktadır. Örnek olarak,
markanın izinsiz kullanılarak haksız rekabetten doğan kayıplar önlenmekte ve
ayrıca tescil edildikten sonra 10 yıllık bir süre ile korunan marka, her 10 yılda
bir bu tescilin yenilenmesi yoluyla süresiz bir korunma hakkı elde etmektedir.
Endüstriyel Tasarım: Ülkemizde tescili son yıllarda hızla artan diğer
bir inovasyon göstergesi ise endüstriyel tasarımdır. Endüstriyel tasarım TPE
tarafından aşağıdaki biçimde tanımlanmaktadır:
Günlük hayatımızın her anında bize eşlik eden, hayatımızı kolaylaştıran
her türlü ürün veya ürün parçaları; hayatımıza renk katan, estetik duyularımıza
hitap eden desenler, süslemeler endüstriyel tasarımdır. Su içtiğimiz bardak,
sinemaların tanıtım afişleri, giysilerimizin desenleri, hesap makinemiz,
klavyemiz, sandalyemiz, ceketimiz, arabamız, trafik levhaları, saatimiz,
termometre, oyuncaklar, ajandamızın sayfa düzeni, gözlüğümüz, çantamız
buna örnek verilebilir. O halde tasarım, bir ürünün tümü, bir parçası veya
üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme gibi insan
duyuları ile algılanan çeşitli unsur ve özelliklerinin oluşturduğu bütün olarak
ifade edilebilir 17.
Yukarıda yapılan endüstriyel tasarım tanımından anlaşılacağı gibi,
tasarımların tescil edilebilmesi için öncelikli olarak “ürün” tanımına uyması
gerekmektedir. Endüstriyel tasarımın tescil edilmesi ile üçüncü kişiler için bu
tasarımı kullanarak satması ve ticari amaçla kullanması engellenmiş olur.
Coğrafi İşaret: Coğrafi işaretler, belirli bir bölgeden kaynaklanan bir
ürünü tanımlayan ya da kalitesi, ünü veya diğer karakteristik özellikleri
itibariyle coğrafi kaynağına atfedilebilen bir bölgeyi işaret eden sınai mülkiyet
hakkıdır. Coğrafi işaretler, menşe adı ve mahreç işareti olarak iki farklı biçimde
ifade edilmektedir. Menşe adı, menşe adına konu ürünün üretimi, işlenmesi ve
diğer işlemlerinin tümüyle coğrafi sınırları belirlenmiş yöre, alan veya bölge
sınırları içinde yapılmasını gerektirir. Eskişehir Lületaşı, Çelikhan Tütünü ya
17 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Endüstriyel Tasarım, s.3
46
İSTANBUL TİCARET ODASI
da Ege Pamuğu menşe adına örnek olarak verilebilir. Mahreç işaretleri, her
zaman belirli bir nitelik ve kalite ile bağlantılı olmadan herhangi bir ürünün
coğrafi olarak kaynaklandığı yeri (ülke, bölge, yöre, şehir) gösterir. Damal
Bebeği, Isparta Halısı ve Siirt Battaniyesi örnek olarak verilebilir18.
Coğrafi işaretlerin, diğer sınai mülkiyet haklarından en önemli farkı; tek
bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tümünü birden
korumasıdır19.
Entegre Devre Topografyası: Çip, mikroçip, silikon çip, bilgisayar çipi
olarak da bilinen entegre devreler, nanometre boyutlarında üretilmiş elektronik
devrelerdir. Entegre devre, içeriğinde en az bir aktif eleman barındıran
ve ara bağlantılarından bir kısmının ya da tamamının bir parça malzeme
içerisinde ve/veya üzerinde kullanıldığı ara veya son formdaki bir ürün olarak
tanımlanmıştır. Entegre devreyi oluşturan tabakaların üç boyutlu dizilimini
gösteren görünüm ise entegre devre topoğrafyasını oluşturmaktadır20.
Entegre devreler, teknolojik gelişimin bu kadar hızlı gerçekleşmesinde
büyük rol oynamakta ve önemli ölçüde maddi destek ile zaman gerektirmektedir. Diğer bir ifade ile, entegre devre topoğrafyası tasarımı; bilgi birikimi,
eğitim ve tecrübe ile gerçekleştirilebilecek bir süreçtir. Bu nedenle, korunma
sağlanması oldukça önemli bir konudur21.
1.4. Ar-Ge Faaliyetleri
İnovasyon sürecinin ayrılmaz bir parçası olan Ar-Ge’nin tanımı Frascati
Kılavuzu’nda aşağıdaki biçimde yapılmaktadır.
“İnsan, kültür ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcının
arttırılması ve bu dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması
için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalar.”22.
18 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Coğrafi İşaret, s.3
19 A.g.e., s.4
20 TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Entegre Devre Topoğrafyası
21 A.g.e., s.4
22 OECD (2002), Frascati Kılavuzu, Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
47
5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun’da23 ise, Ar-Ge Faaliyeti benzer bir şekilde aşağıdaki gibi
tanımlanmaktadır:
Araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan
bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yeni süreç, sistem ve uygulamalar
tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı
çalışmaları, çevre uyumlu ürün tasarımı veya yazılım faaliyetleri ile alanında
bilimsel ve teknolojik gelişme sağlayan, bilimsel ve teknolojik bir belirsizliğe
odaklanan, çıktıları özgün, deneysel, bilimsel ve teknik içerik taşıyan
faaliyetlerdir.
Yukarıdaki tanımlardan da anlaşılacağı gibi, Ar-Ge çalışmaları bilgi
birikiminin arttırılması amacı ile yapılan, bilimsel niteliklere sahip, yaratıcı
ve sistematik çalışmalardır. Bu özellikteki çalışmaların yürütülebilmesi için,
nitelikli Ar-Ge personeli, önemli ölçüde kaynak ve destek gerekmektedir.
Ar-Ge ifadesi temel araştırma, uygulamalı araştırma ve deneysel
geliştirme olmak üzere üç faaliyeti kapsamaktadır.
Ar-Ge girdilerinin ölçümünde kullanılan en önemli iki kriter, Ar-Ge
personeli ve Ar-Ge harcamalarıdır. Ar-Ge personeli ile ilgili verilerin, Tam
Zaman Eşdeğer (TZE) ve Ar-Ge’ye tahsis edilen kişi-yıla indirgenmesi
sorunu ortaya çıkmakta ve bu sorunu çözmek için, verilerin fiziksel olarak
kişi bazında toplanması önerilmektedir. Ar-Ge harcamaları ise, dahili (sektör
veya istatistiki birim içinde yapılan) ve harici (sektör veya istatistiki birim
dışında yapılan) olarak ikiye ayrılmakta ve bu harcamaların kimler tarafından
finanse edildiği bilim politikalarının geliştirilmesi açısından oldukça önem
taşımaktadır 24.
Ar-Ge girdilerinin parasal olarak ölçümündeki temel zorluk ise, bunların
zaman içerisinde ülkeler arasındaki fiyat düzeylerinden etkilenmesidir.
Önerilen Standart Uygulama, Altıncı Basım, s.30
23 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx
24 OECD (2002), A.g.e., s.20-21
48
İSTANBUL TİCARET ODASI
Özellikle döviz kurlarındaki farklılıklar ve yüksek enflasyon bu konudaki
eğilimin gerçekçi biçimde ortaya konmasına engel olmaktadır. Bu durumu
önlemek amacı ile Ar-Ge istatistiklerinin hesaplanmasında satın alma
gücü paritesinin ve tam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) kullanılması
önerilmektedir25.
1.5. Ar-Ge Merkezi
İnovasyon çalışmalarının geliştirilmesinde büyük payı olan Ar-Ge
Merkezleri, 5746 Sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun’da,
“Dar mükellef kurumların Türkiye’deki işyerleri dâhil, kanunî veya iş
merkezi Türkiye’de bulunan sermaye şirketlerinin; organizasyon yapısı
içinde ayrı bir birim şeklinde örgütlenmiş, münhasıran yurt içinde Ar-Ge
faaliyetlerinde bulunan ve en az 50 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli
istihdam eden, yeterli Ar-Ge birikimi ve yeteneği olan birimler” olarak
tanımlanmaktadır.
Adı geçen kanuna göre, Ar-Ge Merkezi Belgesi kapsamında sağlanan
teşvik ve muafiyetler, işletmelere Ar-Ge bütçelerini arttırmaları için imkan
sağlamaktadır. Kanun kapsamında sağlanan teşvikler ile ayrıca, yabancı
yatırımcıların Ar-Ge Merkezlerini ülkemize taşımaları ve bu sayede, ülkemizin
bölgede Ar-Ge üssü haline gelmesi amaçlanmaktadır. 2008-2014 döneminde
209 işletme Ar-Ge Merkezi kurmak için başvuruda bulunmuş ve gerekli
nitelikleri taşıyan 172 işletmeye Ar-Ge Merkezi Belgesi verilmiştir. 2014
yılı itibariyle, faal olan 159 Ar-Ge Merkezi bulunmaktadır 26. Ar-Ge Merkezi
Belgesi’ne sahip işletmelerin sektörlere göre dağılımı Tablo 1.2’de verilmiştir.
25 A.g.e., s.21-22
26 T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri Hakkında Genel
Bilgiler,
https://biltek.sanayi.gov.tr/ARGE%20Merkezleri%20Dkmanlar/2014-AGM%20
bilgi%20notu-07%2006%202014.pdf
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
49
Tablo 1.2’den de görüleceği gibi, Otomotiv-Otomotiv Yan Sanayi, Bilgi
ve İletişim Teknolojileri ile Elektrik-Elektronik sektörleri en fazla Ar-Ge
Merkezi kuran sektörlerin başında gelmektedir.
Tablo 1.2. Sektörlere Göre Ar-Ge Merkezi Sayısı
Sektör
Ar-Ge Merkezi
Sayısı
Otomotiv Yan Sanayi
42
Kimya
12
Yazılım
11
Savunma Sanayi
11
Otomotiv
11
Makine ve Teçhizat İmalatı
11
Elektrik Elektronik
10
İlaç
9
Dayanıklı Tüketim Malları
8
Tekstil
7
Bilgi ve İletişim Teknolojileri
7
Havacılık
4
İklimlendirme
3
Cam ve Seramik Ürünleri
3
Gıda Sanayi
2
Enerji
2
Bankacılık ve Finans
2
Petrol ve Petrol Ürünleri
1
Perakendecilik
1
Lojistik
1
Deri ve Deri Ürünleri
1
Genel Toplam
159
Kaynak: T.C.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri
Hakkında Genel Bilgiler
50
İSTANBUL TİCARET ODASI
1.6. Ar-Ge ile İnovasyon Arasındaki İlişki
Günümüzde önemi giderek artan inovasyon kavramı Ar-Ge ile ilişkili
olmasına rağmen içerik olarak farklı bir kavramdır.
Bir işletmede yürütülen inovasyon faaliyeti her zaman Ar-Ge
gerektirmediği gibi, her Ar-Ge çalışması ticari bir başarıya dönüştürülmeyebilir.
Ar-Ge sonucu ortaya çıkan yenilikçi yaklaşımlar, girişimci bir bakış açısı ile
ele alındığında, bu yeniliklerin ticarileştirilmesi sonucunda inovasyon ortaya
çıkmaktadır.27
İnovasyonu destekleyen faaliyetlerden biri olarak kabul edilen ArGe çalışmaları ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülüp, katma değer
yaratılmadığı sürece inovasyondan bahsetmek mümkün değildir.28 Bunun
dışında, inovasyon ile icat (buluş) kavramlarının da birbiri ile karıştırılmaması
gerekir. Bir icadın, inovasyon olarak değerlendirilmesi için ticari başarı elde
etmesi gerekmektedir.
Uzun yıllar Ar-Ge çalışması yapan bir işletme, bu çalışmaları inovatif
bir çıktıya dönüştüremediği sürece kar ve verim artışı elde edemeyeceği gibi,
ayrıca bu duruma ek olarak Ar-Ge giderine katlanmış olacaktır. Bu durum ise,
işletme ve ülke düzeyinde kaynak israfına neden olmaktadır. Diğer taraftan,
yapılan binlerce proje içerisinde sadece birisinin dahi başarılı olması önemli
olmaktadır.
1.7. Hukuki Altyapı
Dünyada fikri ve sınai haklar ile ilgili olarak yapılan ilk çalışmalara 15.
yüzyılda rastlanmaktadır. İlk patent kanunu 1474 yılında kabul edilmiş, telif
hakkına dair ilk düzenleme 1709 yılında İngiltere’de yapılmıştır (Kraliçe
Anne Kanunu). Özellikle sanayi devriminden sonra diğer Avrupa ülkeleri de
patent kanunları çıkararak bu konuda öncülük etmişlerdir29.
27
MÜSİAD Araştırma Raporları (2012), Küresel Rekabet İçin Ar-Ge ve İnovasyon, Stratejik Dönüşüm Önerisi, İstanbul, s.56
28 Elçi, A.g.e., s.23
29 Karahan S. v.d., A.g.e. , s.23
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
51
Türkiye sınai mülkiyet korumasına önem veren ve bu alandaki mevzuatını
ilk oluşturan ülkeler arasında yer almasına rağmen, daha sonra sınai mülkiyet
hakkı ile ilgili düzenlemeler, istenen düzeyde olmamış ve uygulamada çeşitli
aksaklıklar yaşanmıştır. Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Dönemi göz önüne
alındığında sınai mülkiyet haklarının korunmasına ilişkin ilk düzenleme,
markaların korunmasına ilişkin kuralları belirleyen 1871 tarihli Alamet-i
Farika Nizamnamesi’dir. 1879 tarihli “İhtira Beratı Kanunu” patent alanında
dünyadaki ilk düzenlemeler arasında yer almaktadır.30 .
Cumhuriyet’in ilanından sonra, Sınai Mülkiyetin Korunması için
Uluslararası Bir Birlik Oluşturulması Hakkındaki Paris Sözleşmesi’ne 1925
yılında katılım sağlanmıştır. Daha sonra, 1947 yılında kurulan Milletlerarası
Patent Enstitüsü’ne (daha sonra Avrupa Patent Ofisine dönüşmüştür) 1955
yılında üye olunmuş, 1965 yılında 551 sayılı Marka Kanunu yürürlüğe
girmiştir. 1976 yılında Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (WIPO) Kuruluş
Anlaşması’na katılan Türkiye, böylece sınai mülkiyet hakları koruması
alanındaki önemli adımları atmıştır. Ayrıca, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu 1951 yılında çıkarılmış ve daha sonra çeşitli zamanlarda
yapılan değişikliklerle günümüze kadar gelmiştir. Bu kanunun amacı, fikir ve
sanat eserlerini meydana getirenler ile bu eserleri icra eden ve yorumlayan
sanatçıların manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak ve yapılacak
ihlallere karşı uygulanacak yaptırımları belirlemektir31.
Ülkemizde, sınai mülkiyet hakkı ile ilgili işleyiş, çoğunlukla Kanun
Hükmünde Kararnameler (KHK) ve yönetmelikler ile düzenlenmektedir.
KHK’lerin kanunlaştırılması yönünde yapılan çalışmalar karşılaşılan çeşitli
zorluklara rağmen sürdürülmektedir. Aşağıda sınai mülkiyet hakkı ile ilgili
olarak yürürlükte olan kanun ile KHK’lerin bazıları verilmektedir32.
30 TPE (2011), A.g.e., s.5
31 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf
32 TPE (2011), A.g.e., s.10
52
İSTANBUL TİCARET ODASI
• 5000 Sayılı TPE Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
• (19.06.1994 tarih ve 544 Sayılı KHK’nın değiştirilerek kabulüne
ilişkin Kanun)
• 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK
• 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında KHK
• 555 Sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında KHK
• 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK
• 5147 Sayılı Entegre Devre Topografyalarının Korunması Hakkında
Kanun
• 551 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 566 Sayılı KHK
• 551, 554, 555 ve 556 Sayılı KHK’larda değişiklik yapılmasına ilişkin
4128 Sayılı Kanun
• 551, 554, 555 ve 556 Sayılı KHK’larda değişiklik yapılmasına ilişkin
5194 Sayılı Kanun
• 5147 Sayılı Kanunda değişiklik yapılmasına ilişkin 5728 Sayılı Kanun
• 555 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 5805 Sayılı Kanun
• 556 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına ilişkin 5833 Sayılı Kanun
Sınai mülkiyet hakları, ceza veya hukuk davası yoluyla korunmasına
rağmen, Anayasa Mahkemesi patent, endüstriyel tasarım ve coğrafi işaretler
alanında tecavüz fiillerine ilişkin maddelerin bir kısmını cezai hükümler
yönünden iptal etmiştir. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu’nda yasal boşluklar
bulunmaktadır. Bugüne kadar cezai hükümlere ilişkin herhangi bir düzenleme
yasalaştırılamadığından, bu alanlarda ceza davası yoluyla hak aramanın önü
kapanmış olup, sadece hukuk davası yoluyla hak aranabilmektedir.33
Avrupa Birliği (AB) mevzuatına uyum sağlaması ve günümüz
ihtiyaçlarına cevap vermesi amacıyla Patent Haklarının Korunması Hakkında
KHK ile bazı kanun ve KHK’lerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı
2013 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuş olmasına rağmen
henüz yasalaşmamıştır ve konu ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.
33 TPE (2011), A.g.e., s.7
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 2
TÜRKİYE’DEKİ AR-GE FAALİYETLERİNİN
GELİŞİMİ VE UYGULANAN TEŞVİKLER
53
54
İSTANBUL TİCARET ODASI
2. Türkiye’deki Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi ve Uygulanan Teşvikler
“İlham gelmesini bekleyemezsiniz, ilhamı kovalamanız gerekmektedir.”
Jack London
A
r-Ge faaliyetlerinin önemi, dünyada son elli yılda anlaşılmış ve
bu konuda yapılan yatırımlar artarak günümüze kadar gelmiştir.
Bu faaliyetlere önem veren işletmeler sektörlerinde dünya sıralamasında
yer almıştır. Türkiye’de ise Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimi son yirmi yıla
dayanmaktadır. Bu süreç içinde Ar-Ge harcamalarına ayrılan pay giderek
artmasına rağmen, henüz istenen seviyede değildir.
Ar-Ge faaliyetleri inovasyon sürecinin önemli bir parçası olup bilgi
birikimine dayalı sistematik faaliyetlerdir. Bununla birlikte büyük miktarlarda
yatırım gerektirdiği için oldukça maliyetlidir. Bu nedenle, işletmelerin
inovasyon yapma sürecinde destek ve teşvikler ile cesaretlendirilmesi gerekmektedir.
2.1. Ar-Ge Faaliyetlerinin Gelişimi
Türkiye’de 1963 yılından bu yana dokuz tane beş yıllık kalkınma planı
uygulanmış ve son olarak 2014-2018 yıllarını kapsayan Onuncu Kalkınma
Planı yürürlüğe girmiştir. Uygulanan beş yıllık kalkınma planları çerçevesinde,
Ar-Ge faaliyetleri ile konuyla ilgili destek ve teşvikler farklı boyutlarda
gündeme gelmiştir.
Beşinci Kalkınma Planı’nda (1985-89), “Türk Bilim Politikası 19832003” başlıklı bir uzun vadeli strateji geliştirilerek Ar-Ge faaliyetlerini
önceden belirlenmiş hedeflere yöneltmek ve bu kapsamda öncelikli sektörler,
alt sektörler ve alanların belirlenmesi hedeflenmiştir. Beşinci Kalkınma
Planı’nda ilk defa dile getirilen ve özellikle son iki plan döneminde önemli
ölçüde uygulamaya konmuş olan bir diğer politika ise; Ar-Ge’ye ayrılan
kaynakları altyapı imkanları elverişli araştırma kuruluşlarında yoğunlaştırarak
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
55
cazibe merkezlerinin yaratılması, özellikle üniversitelerin kuvvetli oldukları
alanlarda yetkinleşmeleri ve üniversite-sanayi işbirliğinin teşvik edilmesi
olmuştur34.
Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda (2007-2013) rekabet gücünün artırılması
çerçevesinde Ar-Ge ve yenilikçiliğin geliştirilmesi benimsenmiştir. Bu amaçla,
2013 yılı sonunda Ar-Ge harcamalarının Gayri Sâfi Yurtiçi Hâsıla (GSYİH)
içindeki payı %2 olarak hedeflenmiştir35. Aynı planda vurgulanan bir diğer
tespit ise; geçmişte konuyla ilgili politikaların oluşturularak benimsendiği
fakat bunların tam olarak hayata geçirilemediğidir36.
2014 yılı itibarıyla yürürlüğe giren Onuncu Kalkınma Planı’nda (20142018), Ar-Ge ile ilgili çalışmalara ağırlık verilmiştir. 2013 yılı sonunda ArGe harcamalarının GSYİH içindeki payı olarak öngörülen %2’lik hedefe
ulaşılamamış ve Onuncu Kalkınma Planı’nda, 2018 yılı sonunda Ar-Ge
harcamalarının GSYİH içindeki payı %1,8 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, ArGe harcamalarının özel sektördeki payının %60, Tam Zaman Eşdeğeri (TZE)
cinsinden Ar-Ge personeli sayısının 220.000 olması hedeflenmiştir37.
Ülkemizde son dönemde, geleceğe dönük proje ve planlarda Ar-Ge ve
inovasyon ile ilgili stratejik amaçlar ve hedefler belirlenerek kaynak aktarımı
yapılmıştır.
TPE tarafından yayınlanan 2012-2016 Stratejik Planı’nda dört stratejik
amaç bulunmaktadır. Bu amaçlardan bir tanesi “Sınai mülkiyet kültürünü
toplumun bütün kesimlerine yaymak ve sınai mülkiyetin ekonomik faydaya
dönüşmesini sağlamak” olarak belirlenmiştir. Bu doğrultuda inovasyon
kapasitesinin arttırılması ve yeniliklerin üretime dönüştürülmesi çalışmalarının
34 Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, s.13-14
35 T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) http://www.
kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/1/plan9.pdf
36 T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), A.g.e., s.30
37 T.C.Kalkınma Bakanlığı, (2013), Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) http://www.
kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/12/Onuncu_Kalkınma_Planı.
pdf
56
İSTANBUL TİCARET ODASI
teşvik edilmesi, ulaşılması gereken hedeflerden biri olarak belirlenmiştir38.
TÜBİTAK tarafından hazırlanan Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik
Stratejisi (UBTYS) 2011-2016’ da stratejik amaçlar, izlenecek olan yaklaşımları
temsil eden dikey eksenler ve bunlara hizmet edecek olan yatay eksenler
olmak üzere iki bölümde açıklanmıştır. Dikey eksendeki stratejik amaçlar
sırası ile; Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlarda hedef-odaklı
yaklaşımlar, Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin ivme kazanması gereken alanlarda
ihtiyaç-odaklı yaklaşımlar, Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin gelişmesinde
tabandan yukarı yaklaşımlar olarak belirtilmiştir39. Bu doğrultuda Ar-Ge ve
yenilik kapasitesinin güçlü olduğu alanlar, Ar-Ge harcaması, TZE araştırmacı
sayısı ve dış ticaret verileri baz alındığında otomotiv, makine imalatı ve bilgi
ve iletişim teknolojileri sektörleri olarak görülmektedir. Adı geçen sektörlere
ait temel göstergeler Tablo 2.1’de verilmiştir. Bu sektörlerde yoğun olarak
Ar-Ge harcaması ve BTY insan kaynağına yatırım yapıldığı görülmektedir40.
Tablo 2.1. Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesinin Güçlü Olduğu Alanlara
İlişkin Temel Göstergeler
Ar-Ge
Harcaması
(Milyon
TL)
TZE
Araştırmacı
Sayısı
İhracat
(Milyar$)
İthalat
(Milyar$)
Motorlu Kara Taşıtı ve
Römorklar İmalatı (Otomotiv)
717
2882
19
16
Başka Yerde Sınıflandırılmamış
Makine ve Teçhizat İmalatı
316
3216
10
17
Bilgi ve İletişim Teknolojileri)23
422
3678
3
12
Kaynak: TÜBİTAK (2010), UBTYS 2011-2016
38 TPE (2011), A.g.e., s.37-49
39 TÜBİTAK (2010), Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016, s.6,
40 A.g.e. s.17
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
57
Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin güçlü olduğu otomotiv, makine imalatı,
bilgi ve iletişim teknolojileri sektörleri aynı zamanda 2008-2014 döneminde
en çok Ar-Ge merkezi açan sektörlerdir.
Türkiye’de Ar-Ge ile ilgili araştırmalar son yirmi yıldan bu yana sürdürülmektedir. İlk Ar-Ge araştırması Mayıs 1991-Mayıs 1992 tarihleri arasında
1990 yılı referans alınarak “Araştırma ve Deneysel Geliştirme Taramaları İçin
Önerilen Standart Uygulama” adlı Frascati Kılavuzu’na uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Bu tarihten sonra bilgiler yıllık olarak derlenmiştir 41.
TÜBİTAK tarafından 2004 yılında yayınlanan 2003-2023 Strateji
Belgesi’nde, izlenecek stratejiler arasında “Ar-Ge’ye Kaynak Ayırma” bulunmakta ve bu amaçla Cumhuriyet’in 100. yılında Türkiye’nin olmak istediği
noktaya gelmesinde Ar-Ge çalışmalarının önemi vurgulanmaktadır.42 Aynı
belgede Ar-Ge’ye kaynak ayırma hedefleri aşağıdaki gibi belirlenmiştir 43
• Ar-Ge yoğunluğunu (yurt içi Ar-Ge harcamalarının gayri safi yurt içi
hasılaya oranı) 2013 yılına kadar, bugünkü % 0,64 olan değerinden %
2’ye çıkarmak,
• Reel sektör Ar-Ge fonlarının toplam Ar-Ge fonlarına oranını % 60’a
çıkarmak (bugün bu oran % 42,9’dur),
• Reel sektör Ar-Ge harcamalarının yurtiçi Ar-Ge harcamalarına oranını %65’e (bugün bu oran % 33,4’tür) çıkarmak,
41 TÜİK (2012), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması 2011”, Açıklamalar,
http://www.tuik.gov.tr/HbGetir.do?id=10931&tb_id=15
Ar-Ge araştırmalarında yapılan derlemeler ile ilgili ayrıntılar aşağıda belirtilmiştir.
Yükseköğretim sektöründe “Teknisyen ve dengi personel” ile “Diğer destek personeli”
ne ilişkin veri derlenmemektedir. Türkiye’de Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi
Hasıla (GSYİH) içindeki payının hesaplanmasında 2007 yılından itibaren 1998 baz
yıllı revize edilmiş GSYİH değeri kullanılmıştır. Yükseköğretim kesimi Ar-Ge personel
harcamalarının hesaplanmasında 2007 yılından itibaren brüt ücretler kullanılmaya
başlanmıştır.
42 TÜBİTAK (2004), Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji Belgesi,
(Versiyon 19)
43 A.g.e., s.39
58
İSTANBUL TİCARET ODASI
• Reel sektör imalat sanayii Ar-Ge harcamaları içinde “ileri teknoloji”
alanlarında yapılan harcamaların oranını % 40’a çıkarmak.
Ar-Ge harcamalarının çıktıları olarak nitelendirilen patent, ticari marka,
endüstriyel tasarım ve faydalı model tescil sayıları 1995 yılından itibaren
incelendiğinde, bahsi geçen her sinai mülkiyet hakkının son yıllarda önemli
gelişme gösterdiği görülmektedir. Aşağıda yer alan tablolar, TPE tarafından
1995-2013 tarihleri arasında yapılan patent, marka, faydalı model ve tasarım
tescillerinin gelişimi hakkında bilgi vermektedir.
İlgili tablolardaki veriler incelendiğinde, tüm sınai mülkiyet
başvurularında büyük artışların gerçekleştiği 2012 yılında, TPE tarafından
yapılan yerli ve yabancı patent tescillerinin 7.816; marka tescillerinin
55.020; faydalı model tescillerinin ise 2.299 olduğu görülmektedir. 2012
yılında bir önceki yıla göre yerli patent tescillerinde % 21,02, yerli marka
tescillerinde % 32,10 ve yerli faydalı model tescillerinde % 15,25 oranında
artış gerçekleşmiştir. Bu artışlarla Türkiye son yıllarda, Avrupa’da en çok
marka başvurusu yapılan ülke konumuna gelmiştir. İlgili tabloda, Türkiye’den
doğrudan geçerli olabilecek bir Avrupa patentinin elde edilme imkanı veren
başvurular EPC (European Patent Convention); -Avrupa Patent Sözleşmesibaşvuruları olarak adlandırılmış olup, uluslararası diğer bir başvuru sistemi
de PCT (Patent Cooperation Treaty) – Patent İşbirliği Antlaşması- olarak
adlandırılmıştır.
Aşağıdaki tablolardan birincisi olan Tablo 2.2, farklı sistemlerden
yapılan patent tescillerinin 1995-2013 yılları arasındaki gelişimini
göstermektedir. Bu yıllarda yabancı EPC patent tescillerinin yerli tescillere
göre daha yüksek olduğu ve aynı tabloda PCT yoluyla gelen tescillerin ise
en düşük seviyede olduğu görülmektedir. Özellikle 2007 yılında, bir önceki
yıla göre yerli patent tescillerindeki % 160,66’lık artış dikkat çekmektedir.
Bunun nedeni 2006 yılında yürürlüğe giren TÜBİTAK ve TPE işbirliği
kapsamındaki teşvik sisteminden yararlanılmasıdır44. Ayrıca, 2008 yılında
44
TPE (2012), 2011 Faaliyet Raporu, Strateji Geliştirme Müdürlüğü
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
59
yaşanan küresel krizin etkisi, yerli ve yabancı patent tescili artış oranındaki
düşüş ile gözlemlenmektedir. 2010 yılında ise % 1,78 ile son 10 yıldaki
tek düşüş görülmektedir. Aynı yıl, Fransa’da tescil edilen patent sayısında
% 0,2’lik bir düşüş yaşanırken; Çin, Hindistan, Amerika, Japonya, Kore
ve Rusya’da ise artış yaşanmaktadır. Bahsi geçen ülkelerdeki en yüksek
artış oranı % 28,9 ile Çin’de görülmektedir45. 2013 yılındaki yerli patent
tescillerinin toplamı 1.244 iken, yabancı patent tescillerinin toplamı 7.681,
genel toplam ise 8.925’dır. Görüldüğü üzere Türkiye’de başvurusu yapılan
ve sonrasında tescillenen patentlerin çoğunluğu yabancılara aittir. Yerli patent
tescilleri toplam başvurularının yaklaşık % 14’ünü meydana getirmektedir. Bu
durum Türkiye’nin teknoloji alanında dışa bağımlı olduğunu göstermektedir.
Ayrıca, genel artış oranının bir önceki yıla göre %14,19 olduğu ilgili
tabloda görülmektedir. Son yıllarda patent tescillerindeki bu önemli artışın
nedenlerinden bazıları firmaların Ar-Ge konusundaki gelişimleri ile üniversite
ve sanayi işbirliğinde gerçekleştirilen ortak çalışmaların yürütülmesi olabilir.
Tablo 2.3, endüstriyel tasarımın dosya ve tasarım bazlı tescil sayılarını
yıllar itibariyle göstermektedir. Toplam dosya ve tasarım sayısı tescillerinin
2013 yılında bir önceki yıla göre yaklaşık % 13 oranında arttığı görülmektedir.
Türkiye, marka başvurusu ve alınan tescil konusunda 1990’lı yılların
ortasından başlayarak önemli bir yol kat etmiştir. Tablo 2.4, marka tescillerinin
1995-2013 yılları arasındaki dağılımını göstermektedir. Özellikle, 2013
yılında toplam marka tescillerinin, 2012 yılına göre % 29 oranında arttığı
görülmektedir.
Tablo 2.5, faydalı model tescil sayılarının aynı dönemdeki gelişimini
göstermektedir. Burada dikkati çeken, yabancı faydalı model tescil sayılarının
son yılda, bir önceki yıla göre % 25 oranında azalış göstermiş olmasıdır.
45
WIPO (2011), World Patent Report
714
879
1068
2011
2012
2013
102
143
33
74
69
47
37
21
15
7
0
1
1
0
0
0
0
0
0
0
EPC
44
59
66
68
48
114
18
29
16
18
28
17
6
5
0
0
0
0
PCT
Kaynak: www.tpe.gov.tr
341
507
2009
253
2008
2010
89
183
59
2005
2006
52
2004
2007
44
74
41
2001
2002
17
2000
2003
31
23
7
1997
1999
47
1996
1998
58
TPE
1995
Yıl
Yerli
1244
1025
847
642
456
338
318
122
95
68
93
73
58
23
28
31
7
47
58
21,37
21,02
31,93
40,79
34,91
6,29
160,66
28,42
39,71
-26,88
27,4
25,86
152,17
-17,86
-9,68
342,86
-85,11
-18,97
-
Artış Oran
(%)
Toplam
43
28
56
83
93
96
130
142
210
225
226
349
237
267
301
340
443
554
705
TPE
68
53
67
110
149
154
202
410
525
686
685
1351
1814
846
796
403
0
0
0
PCT
7570
6710
5569
4675
4912
4281
4140
3631
2342
957
176
11
0
0
0
0
0
0
0
EPC
Yabancı
7681
6791
5692
4868
5154
4531
4472
4183
3077
1868
1087
1711
2051
1113
1097
743
443
554
705
13,11
19,31
16,93
-5,55
13,75
1,32
6,91
35,94
64,72
71,85
-36,47
-16,58
84,28
1,46
47,64
67,72
-20,04
-21,42
Artış Oran
(%)
Toplam
8925
7816
6539
5510
5610
4869
4790
4305
3172
1936
1180
1784
2109
1136
1125
774
450
601
763
14,19
19,53
18,68
-1,78
15,22
1,65
11,27
35,72
63,84
64,07
-33,86
-15,41
85,65
0,98
45,35
72
-25,12
-21,23
-
Genel
Genel
Toplam Artış Oran
(%)
60
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 2.2. Patent Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı
35543
41414
32397
35858
52386
68391
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Kaynak: www.tpe.gov.tr
34543
26963
2005
40757
18931
2004
2006
14542
2003
2007
10150
13502
10668
2000
2001
12355
1999
2002
9778
6676
1997
1998
5259
7190
1995
1996
Sayı
Yıl
30,55
46,09
10,68
-21,77
16,52
-12,79
17,99
28,11
42,43
30,18
7,7
33,02
-4,86
-13,65
85,07
-31,72
35,99
36,72
-
Artış Oranı
(%)
Yerli
4287
3680
2788
2806
3918
3195
3537
2953
2227
2094
1715
2337
2282
3678
5876
3241
5589
3589
3241
Sayı
16,49
31,99
-0,64
-28,38
22,63
-9,67
19,78
32,6
6,35
22,1
-26,62
2,41
-0,38
-37,41
81,3
-42,01
55,73
10,74
-
Artış Oranı
(%)
Yabancı
60
10511
8655
3413
8961
11589
8587
10726
4091
5482
6909
6053
3797
2134
2028
308
0
1
0
0
Sayı
21,44
153,59
-61,91
-22,68
34,96
-19,94
162,19
-25,37
-20,65
14,14
59,42
77,93
5,23
558,44
-
-
-
-
-
Artış Oranı (%)
Madrid Protokolü Başvuruları
14798
12335
6201
11767
15507
11782
14263
7044
7709
9003
7768
6134
4416
5706
6184
3241
5590
3589
3241
Toplam
19,97
98,92
-47,3
-24,12
31,62
-17,39
102,48
-8,63
-14,37
15,9
26,64
38,9
-22,61
-7,73
90,81
-42,02
55,75
10,74
-
Artış Oranı
(%)
83189
64721
42059
44164
56921
47325
55020
41587
34672
27934
22310
19636
14566
16374
18539
9917
15368
10779
8500
Genel
Toplam
28,53
53,88
-4,77
-22,41
20,28
-13,99
32,3
19,94
24,12
25,21
13,62
34,81
-11,04
-11,68
86,94
-35,47
42,57
26,81
-
(%)
Genel Artış
Oranı
Toplam
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
61
Tablo 2.3. Endüstriyel Tasarım Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı
18931
26963
34543
40757
35543
2004
2005
2006
2007
2008
Kaynak: www.tpe.gov.tr
68391
14542
2003
52386
13502
2002
2013
10150
2001
2012
10668
2000
35858
12355
1999
2011
6676
1998
41414
9778
1997
32397
7190
1996
2009
5259
1995
2010
Sayı
Yıl
30,55
46,09
10,68
-21,77
16,52
-12,79
17,99
28,11
42,43
30,18
7,7
33,02
-4,86
-13,65
85,07
-31,72
35,99
36,72
-
Artış Oranı
(%)
Yerli
4287
3680
2788
2806
3918
3195
3537
2953
2227
2094
1715
2337
2282
3678
5876
3241
5589
3589
3241
Sayı
16,49
31,99
-0,64
-28,38
22,63
-9,67
19,78
32,6
6,35
22,1
-26,62
2,41
-0,38
-37,41
81,3
-42,01
55,73
10,74
-
Artış Oranı
(%)
Yabancı
60
10511
8655
3413
8961
11589
8587
10726
4091
5482
6909
6053
3797
2134
2028
308
0
1
0
0
Sayı
21,44
153,59
-61,91
-22,68
34,96
-19,94
162,19
-25,37
-20,65
14,14
59,42
77,93
5,23
558,44
-
-
-
-
-
Artış Oranı (%)
Madrid Protokolü Başvuruları
14798
12335
6201
11767
15507
11782
14263
7044
7709
9003
7768
6134
4416
5706
6184
3241
5590
3589
3241
Toplam
19,97
98,92
-47,3
-24,12
31,62
-17,39
102,48
-8,63
-14,37
15,9
26,64
38,9
-22,61
-7,73
90,81
-42,02
55,75
10,74
-
Artış Oranı
(%)
83189
64721
42059
44164
56921
47325
55020
41587
34672
27934
22310
19636
14566
16374
18539
9917
15368
10779
8500
Genel
Toplam
28,53
53,88
-4,77
-22,41
20,28
-13,99
32,3
19,94
24,12
25,21
13,62
34,81
-11,04
-11,68
86,94
-35,47
42,57
26,81
-
(%)
Genel Artış
Oranı
Toplam
62
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 2.4. Marka Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı
376
704
678
964
1665
2148
1833
2148
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Kaynak: www.tpe.gov.tr
1993
257
2001
2013
145
2000
2241
160
1999
2012
141
1998
2021
113
1997
1946
0
1996
2010
0
2011
TPE
Yıl
1995
2245
1997
4
1948
2022
2151
1833
2148
1665
964
678
704
376
257
145
160
141
113
0
0
Toplam
4
2
1
3
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
PCT
Yerli
-11,05
15,25
-3,66
-6
17,35
-14,66
29,01
72,72
42,18
-3,69
87,23
46,3
77,24
-9,38
13,48
24,77
-
-
-
Artış Oranı
(%)
37
47
25
24
26
31
29
21
12
9
14
13
11
4
11
8
4
0
0
TPE
3
7
3
3
2
5
4
4
1
0
2
0
0
0
0
0
0
0
0
PCT
40
54
28
27
28
36
33
25
13
9
16
13
11
4
11
8
4
0
0
Toplam
Yabancı
-25,93
92,85
3,7
-3,57
-22,22
9,09
32
92,3
44,44
-43,75
23,07
18,18
175
-63,63
37,5
100
-
-
-
Artış Oranı
(%)
2037
2299
1976
2049
2179
1869
2181
1690
977
687
720
389
268
149
171
149
117
0
0
Genel
Toplam
-11,4
16,34
-3,56
-5,96
16,58
-14,3
29,05
72,97
42,21
-4,58
85,08
45,14
79,86
-12,86
14,76
27,35
-
-
-
Genel
Artış Oranı
(%)
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
Tablo 2.5. Faydalı Model Tescillerinin Yıllara Göre Dağılımı
63
64
İSTANBUL TİCARET ODASI
2.2. Ar-Ge Faaliyetlerine Uygulanan Destek ve Teşvikler
Türkiye’de gerek kalkınma planları gerekse uzun vadeli planlarda
öngörüldüğü gibi, işletmelerin inovasyon ve Ar-Ge yatırımları konusunda
bilinçlendirilerek, işletme ve ülke düzeyinde katma değer yaratılması öncelikli
konulardan biri durumuna gelmiştir. Daha önceki bölümlerde de belirtildiği
gibi Ar-Ge faaliyetleri büyük miktarda kaynak gerektiren çalışmalardır ve
işletmelerin tek başlarına böyle bir süreci yürütmeleri oldukça zordur. Bu
nedenle; TÜBİTAK, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) ve Küçük
ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
(KOSGEB) olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından işletmelere
destek sağlanmaktadır.
Ar-Ge ile ilgili çalışmaların teşvik edilmesi amacı ile 5746 Sayılı
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun
12 Mart 2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra 1 Nisan 2008
tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun amacı,
Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet
edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe
ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının
yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini,
teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin
geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik
yatırımlar ile Ar-Ge’ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye
yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli
işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmektir46.
Adı geçen kanunla, işletmelere sağlanan en önemli destek Ar-Ge
indirimidir. Buna göre, belli özellikteki işletmelerin yaptığı Ar-Ge harcamaları
ticari kazancın tespitinde % 100 oranında indirim konusu yapılmaktadır. Bu
duruma ek olarak, Ar-Ge indirimi dışında Gelir Vergisi Stopajı Teşviki, Sigorta
Primi Desteği, Damga Vergisi İstisnası, Teknogirişim Sermayesi Desteği adı
46 Ayrıntılı bilgi için bakınız. http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
65
altında destek, teşvik ve muafiyetler sağlanmaktadır. Konu ile ilgili olarak
ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununda ayrı ayrı düzenlemeler yapılmıştır.
2.2.1. TÜBİTAK Tarafından Sağlanan Destekler
Ülkemizde; kamu kurum ve kuruluşları ile reel sektör firmalarının
teknoloji ve yenilik üretmesi için teşvik edilmesi konusunda destek sağlayan
kurumların başında TÜBİTAK gelmektedir. Ayrıca yatırım teşviği ve Ar-Ge
indirimini kapsayan sanayi teşvikleri TÜBİTAK tarafından yürütülmektedir.
TÜBİTAK’ın reel sektöre yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde Ar-Ge
Destek Programlarının adları ve kodları aşağıda belirtilmektedir47.
• 1501- TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı
• 1503-TÜBİTAK Proje Pazarı Destekleme Programı
• 1505-TÜBİTAK Üniversite-Sanayi İşbirliği Destek Programı
• 1507-TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı
• 1511-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve
Yenilik Destekleme Programı.
• 1512-TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve
Yenilik Destekleme Programı
• Uluslararası ortaklı destek programları ise;
• 1509-TÜBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme
Programı
• AB 7. Çerçeve Programı
• Horizon 2020 (H2020) olarak sıralanabilir.
47 Ayrıntılı bilgi için bakınız.
http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-hazine-mustesarligiyatirim-tesviki
66
İSTANBUL TİCARET ODASI
Horizon 2020 Programı; AB 7.Çerçeve Programı’nın devamı olarak
AB tarafından yürütülmektedir. 71 Milyar Euro bütçeye sahip olan program
2014- 2020 yılları arasında yürürlükte olacaktır. Yeni Araştırma ve İnovasyon
Çerçeve Programı olan H2020, Araştırma Fonu Programı ile araştırmanın
güçlendirilmesi, inovasyonun teşvik edilmesi ve bilim insanları ile Sanayi
ve KOBİ’lerin AB destekli projeler için ihtiyaç duydukları fonların alınması
süreçlerinin kolaylaştırılması hedeflenmektedir48.
Yukarıda belirtilen tüm programlar proje bazlı olup, belli başvuru
koşullarına, farklı destek süresi ve destek miktarına sahip programlardır.
2.2.2. TTGV Tarafından Sağlanan Destekler
TTGV, özel ve kamu sektörü tarafından ortaklaşa olarak kurulmuş ve kar
amacı gütmeyen bir kuruluştur49. TTGV tarafından sağlanan desteklerin
amacı, işletmelerin teknoloji geliştirme kapasitelerini en üst düzeye
çıkarmak ve bu sayede ulusal, uluslararası düzeyde rekabet edebilen
işletmeler haline gelmelerini sağlamaktır.
TTGV; Ar-Ge destekleri kapsamında Teknoloji Geliştirme Projeleri
Desteği, Ticarileştirme Projeleri Desteği ve İleri Teknoloji Projeleri
Desteği adı altında üç program yürütmektedir.
1992 yılında başlatılan ve Türkiye’nin ilk Ar-Ge Projesi desteği olan
Teknoloji Geliştirme Projeleri Desteği, çeşitli kurum ve kuruluşlardan sağlanan
fonlar aracılığıyla sanayi ve yazılım kuruluşlarına destek sağlamıştır. Fakat
2010 yılından bu yana Destek ve Fiyat İstikrar Fonu’ndan (DFİF) kaynak
sağlanamadığı için bu programa başvuru yapılmamaktadır.
48 TÜBİTAK, (2012), H2020: Yeni AB Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı Bilgi Notu,
http://www.fp7.org.tr/tubitak_content_files///Horizon2020/Horizon_2020_BTYK_Bilgi_
Notu_26062012_v06.pdf
49 TTGV, 24 özel sektör, 5 kamu, 11 şemsiye kuruluş ve 15 gerçek kişinin biraya gelmesi
ile kurulmuş bir vakıftır. Türkiye Cumhuriyeti ve Dünya Bankası arasında imzalanmış
olan bir uluslararası borç anlaşması gereğince kurulmuş olduğu için, TTGV Kanunla
Kurulmuş Vakıf statüsüne sahip 4 Vakıf’tan biridir. TTGV Türkiye Cumhuriyeti’nin
Vakıflar ile ilgili tüm mevzuatına tabidir.
http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
67
Bir diğer program olan ve 2006 yılında başlatılan Ticarileştirme Desteği
Programına, prototip geliştirme aşamasını başarı ile tamamlamış sanayi
kuruluşları ve yazılım işletmeleri başvurabilmektedir. Bununla birlikte,
yeterli altyapı çalışması sağlanamadığından başvuru yapılmamaktadır.
TTGV tarafından sağlanan son destek programı olan İleri Teknoloji
Projeleri Desteği ise 2010 yılından itibaren uygulanmaya alınmış ve bu
destek ile vakıf tarafından belirlenen öncelikli teknoloji alanlarında yüksek
katma değer ve ileri seviyede yenilik içeren projelerin desteklenmesi
amaçlanmaktadır50.
2.2.3. KOSGEB Tarafından Sağlanan Destekler
KOSGEB, KOBİ’lerin etkinliğini ve rekabet gücünü arttırmak amacı
ile kurulmuştur. KOSGEB, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı bir kamu
kuruluşu olup çok sayıda ve farklı alanlarda destek programı yürütmektedir. ArGe, İnovasyon ve Endüstriyel Uygulama Destek Programı, bu programlardan
biri olup, amaçları aşağıda belirtilmektedir51.
• Bilim ve teknolojiye dayalı yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve
girişimcilerin geliştirilmesi,
• Teknolojik fikirlere sahip tekno-girişimcilerin desteklenmesi,
• KOBİ’lerde Ar-Ge bilincinin yaygınlaştırılması ve Ar-Ge kapasitesinin
artırılması, • Mevcut Ar-Ge desteklerinin geliştirilmesi,
• İnovatif faaliyetlerin desteklenmesi,
Ar-Ge ile inovasyon proje sonuçlarının ticarileştirilmesi ve endüstriyel
uygulamasına yönelik destek mekanizmalarına ihtiyaç duyulması.
Bu program dahilinde, Ar-Ge ve İnovasyon Programı için en az 12, en
çok 24 ay, Endüstriyel Uygulama Programı için en çok 18 ay, her iki program
için de kurul kararı ile 12 aya kadar ek süre verilebilmektedir.
50 http://www.ttgv.org.tr/tr/ar-ge-proje-destekleri
51 http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=6&refContent=68
68
İSTANBUL TİCARET ODASI
2.3. KOBİ’lere Verilen Teşvikler
KOBİ’lerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik’e
göre, yıllık net satış geliri ya da mali bilançosu 25 milyon TL’yi geçmeyen ve
çalışan sayısı 250’den az olan işletmeler KOBİ olarak tanımlanmaktadır. Aynı
yönetmeliğe göre, sermayesinin veya oy haklarının %25’inden fazlası kamu
kurum veya kuruluşunun kontrolünde olan işletmeler, bu tanımlamanın içinde
olsalar bile KOBİ tanımına girmemektedirler52.
KOBİ’lerin büyüme hedeflerini yerine getirebilmeleri için öz sermaye
karlılıklarını arttırmaları gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir. Karlılık artışında
önemli rol oynayan faktörlerden bazıları verimlilik artışı, markalaşma, aktif
devir hızındaki artış ve Ar-Ge harcamaları olarak sıralanabilir53. Piyasada
rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için katma değeri yüksek ürün üretmek
son derece önemlidir. Ancak Ar-Ge harcamaları doğru alanlara yöneltildiği
takdirde, pazar ihtiyaçlarına karşılık verilebilecek ve bahsi geçen karlılık
arttırıcı faktörler yerine getirilebilecektir. Küresel Rekabet için Ar-Ge ve
İnovasyon başlıklı araştırma raporuna göre Türkiye’de faaliyet gösteren
KOBİ’lerin sayısı 500.00’den fazla olmasına rağmen, 2010 yılı itibariyle
Ar-Ge ve inovasyon desteği alan KOBİ’lerin sayısının sadece 336 olduğu
belirtilmiştir54.
52 Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması
Hakkında Yönetmelik, (2005)
53 MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu (2012), “Küresel Rekabet İçin Ar-Ge ve
İnovasyon”
54 A.g.e.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
69
Tablo 2.6. KOBİ Ar-Ge Desteklerinin Yıllar İtibariyle Gelişimi
2007
2008
2009
2010
2011
2012
Desteklenen projelere
verilen hibe destek
tutarı (Milyon TL)
135,5
109,9
126,4
125,9
80,7
83,9
Hibe destek verilen
KOBİ sayısı
454
465
488
417
422
424
Hibe destek verilen
proje sayısı
517
557
606
536
546
562
İşletme başına
destek miktarı (TL)
52,029
73,517
84,990
205,898
201,283
327,815
Kaynak: TÜBİTAK (2012), KOBİ Ar-Ge Destekleri
Tablo 2.6; TÜBİTAK tarafından 2007-2012 yıllarında KOBİ’lere
sağlanan Ar-Ge desteklerini göstermektedir. Hibe destek verilen proje sayısı
son yılda artış göstermiştir. Aynı zamanda işletme başına verilen destek
miktarı da artmaktadır55. Bu durum toplam destek miktarının son yıllarda artış
göstermediğini belirtmektedir.
TEYDEB’in 2012 yılında yayınlamış olduğu TÜBİTAK Reel Sektöre
Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu’na
göre, 13.604 proje başvurusu yapılmış; bu başvuruların 8.371 adedi
desteklenmiş ve bunlardan 5.525 adedi tamamlanmıştır56.
55 TÜBİTAK (2012), “KOBİ Ar-Ge Destekleri Proje Raporu”
56 TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
70
İSTANBUL TİCARET ODASI
Grafik 2.1. Proje Başvurularında KOBİ’lerin Yıllar İtibariyle Payı
Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
KOBİ’lerin ve büyük ölçekli firmaların proje başvurularındaki payını
1995-2011 yılları itibariyle gösteren Grafik 2.1’de görüldüğü gibi, bu
başvurularda KOBİ’lerin payı, 1995-2001 yılları arasında % 49 iken, 20022006 yılları arasında % 66’ya yükselmiş, 2007-2011 yıllarında ise % 79’luk
düzeye ulaşmıştır. Ayrıca, toplam proje başvuruları 2007-2011 yılları arasında,
1995-2001 yıllarına göre yaklaşık 5 kat, 2002-2006 yıllarına göre ise yaklaşık
4 kat artmıştır. İlgili rakamlar firma bazında incelendiğinde, başvuru yapan
6.204 adet firmanın % 90’ını KOBİ’ler oluştururken, geri kalan % 10’luk
kısmını ise büyük ölçekli firmalar meydana getirmektedir57. Bu durum,
KOBİ’lerin son yıllarda inovasyona ve Ar-Ge yatırım projelerine verdikleri
önemi göstermektedir.
57 TEYDEB (2012), A.g.e.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
71
İtibariyle KOBİ’lerin
Payı
Grafik 2.2. Proje Desteklerinde
Yıllar İtibariyle Payı
1.313
2007 -2011
3.938
5.251
716
2002 -2006
1.169
1.885
683
1995 -2001
582
1.265
0
1.000
Destek kararı verilen proje sayısı
Büyük ölçekli firmalara destek kararı ve
2.000
3.000
4.000
5.000
6.000
KOBİ'lere destek kararı verilen proje sayısı
rilen proje sayısı
Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
İlgili rapora göre, destekleme kararı verilen proje sayısı 1995-2011 yılları
itibariyle incelendiğinde ise, KOBİ’lerin payının, 1995-2001 yıllarında % 46,
2002-2006 yıllarında % 63 ve 2007-2011 yıllarında ise % 75’e yükseldiği
görülmektedir.
72
İSTANBUL TİCARET ODASI
Grafik 2.3. Proje Başvurularının Firma Ölçeğine Göre
İtibariyle
Dağılımı
YıllarYıllar
İtibariyle
Dağılımı
1688
2011
363
2010
372
2009
376
2008
381
2007
1325
1755
1383
2001
1625
2285
1904
1498
329
2006
1169
711
265
2005
446
595
217
2004
378
503
160
2003
119
20 02
130
2001
343
418
299
374
244
333
141
192
2000
119
141
0
260
500
KOBİ proje başvurusu
1000
1500
Büyük ölçekli firmaların proje başvurusu
2000
2500
Toplam proje başvurusu
Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
Grafik 2.3. incelendiğinde, KOBİ proje başvuru sayısı, 2011 yılında,
2000 yılına göre yaklaşık 10 kat artarken, büyük ölçekli firmalarda bu artışın
yaklaşık 3 kat ile sınırlı kaldığı gözlemlenmektedir. Büyük ölçekli firmalarda
kaynak ve kalifiye personel sayısı KOBİ’lere göre fazla olmasına rağmen, bu
firmaların teşviklerden yeteri kadar faydalanmadığı görülmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
73
Grafik 2.4. Proje Desteklerinin Firma Ölçeğine Göre
Yıllar İtibariyle Dağılımı
2011
1070
258
2010
812
1075
264
2009
251
2008
249
2007
210
2006
207
2005
172
2004
94
1185
934
1199
950
732
522
534
327
449
277
374
117
2003
811
257
279
185
0
KOBİ desteklenen proje başvurusu
Toplam desteklenen proje sayısı
Büyük ölçekli firmaların desteklenen proje başvurusu
Kaynak: TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
Proje desteklerinin firma ölçeğine göre dağılımı incelendiğinde ise,
desteklenen KOBİ proje sayısı; 2011 yılında, 2000 yılına göre yaklaşık 3
kat artarken, büyük ölçekli firmaların desteklenen proje sayısı ise yaklaşık
4,5 katına çıkmıştır. Yukarıda yer alan grafiklerden görüleceği üzere, son
yıllarda KOBİ’lere verilen teşviklerde artış olmasına rağmen, istenilen düzeye
ulaşılamamıştır. Bunun nedenleri; teşvik mevzuatının karmaşıklığı, KOBİ’lerin
çoğunluğunun bu mevzuatın güncel halinden haberdar olmamaları, teşvik
belgesini alana kadar takip edilmesi gereken bürokratik sürecin uzunluğu ve
karmaşıklığı olarak sıralanabilir.
74
İSTANBUL TİCARET ODASI
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 3
İNOVASYONU ETKİLEYEN TEMEL
FAKTÖRLER
75
76
İSTANBUL TİCARET ODASI
3. İnovasyonu Etkileyen Temel Faktörler
“Hayalgücü, yaratıcılığın başlangıcıdır. Neyi arzu ederseniz onun hayalini
kurarsınız ve neyin hayalini kurarsanız sonunda onu elde edecek yaratıcılığı
bulursunuz.”
G. Bernard Shaw
İ
şletmelerin rekabet ortamında öne çıkabilmeleri için, kendilerini
diğerlerinden ayıran özelliklere sahip olmaları gerekmektedir.
İşletmelerin, artan rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri ve hedeflerine
ulaşabilmeleri için de sürekli olarak değişim ve yenilenme çok önemlidir.
Özellikle son yıllarda; inovasyon, rakiplere kıyasla çok çeşitli avantajlar
sağlayarak, işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlayan kritik bir unsur haline
gelmiştir.
Bu bölüm; firma ölçeğinin, sektörel farklılaşmanın, yabancı sermayenin,
işletmelerin halka açık olup olmamasının, inovasyon türleri ve firma
işbirliklerinin inovasyon faaliyetleri üzerindeki etkisini içermektedir.
3.1. Firma Ölçeğinin İnovasyona Etkisi
Firma ölçeklerinin farklılaşması, inovasyon düzeyine etki eden temel
faktörlerden birisidir. Özellikle, KOBİ’lerin, yapılarının küçük olması
itibariyle yenilikçi faaliyetlere daha yatkın oldukları bilinmektedir. Bu durum
KOBİ’lerin karar mekanizmalarının hızlı ve ilgili süreçlerin kısa olmasından
kaynaklı esnek bir yapıya sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla,
küçük ölçekteki firmalar büyük işletmelere göre inovasyon yapma konusunda
daha avantajlı bir duruma gelmektedir. Öte yandan, katlandıkları yüksek
maliyetler nedeniyle KOBİ’ler, büyük işletmelere göre daha az yatırım
yapabilecek güçtedirler. Konu rekabet açısından incelendiğinde ise, küçük
ölçekli işletmelerin büyük ölçekli olanlara göre inovasyon sayesinde daha
fazla fark ve katma değer yaratmaları beklenmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
77
2010 yılında, Türkiye’de yapılmış bir pilot çalışmada58 çalışan sayısı 0 ve
49 arasında değişen KOBİ’lerde teknolojik inovasyon faaliyetlerinde bulunma oranının yaklaşık % 20 olduğu, 250 ve 999 çalışanı bulunan işletmelerde
ise bu oranının % 40 düzeyine kadar çıktığı raporlanmıştır. Bir diğer çalışma
da benzer sonuca ulaşılmış ve işletme çalışan sayısındaki artışın inovasyon
başarısını olumlu yönde etkilediği gösterilmiştir59. Özellikle gelişmekte olan
ülkelerde, KOBİ’ler Ar-Ge bölümlerinin mevcut olmaması nedeniyle büyük
işletmeler ile işbirliğine gitme yolunu tercih etmektedirler. İlgili çalışmada,
yeniliğin özelliklerine yer verilmiş ve teknolojiyle inovasyonun Türkiye’de
faaliyet gösteren KOBİ’ler için önemi vurgulanmıştır. İnovasyon, örgütsel bir
faaliyet süreci olarak tanımlanmış, dolayısıyla tüm örgüt çalışanları tarafından
benimsenmesinin öneminden bahsedilmiştir. Yeniliğin gerçekleştirilebilmesi
için yeni ürünlerin geliştirilmesinin en az mevcut ürünlerin değiştirilmesi kadar gerekli olduğu belirtilmiştir. Bunun temelinde ilgili kavramın bir değişim
ve gelişim sürecini ifade etmesine yer verilmiştir. Katlanılan tüm çabalara
rağmen, pazara uyumda yaşanan sıkıntılar sebebiyle, her teknolojik yeniliğin
başarılı olması söz konusu değildir. Ayrıca, yenilik kavramının sadece ürün,
üretim ve kullanım alanları ile sınırlandırılmaması gerektiği, organizasyonun
her aşamasında yer alabildiğinden bahsedilmiştir. Son olarak da yeniliğin çıktılarını teşkil eden ürün ve süreçlerin, üretim fonksiyonu üzerindeki olumlu
niteliksel ve niceliksel etkisinden bahsedilmiştir.
İnovasyonun, firmalar açısından önemi üç boyutta ortaya çıkmaktadır.
• Rekabet
• Verimlilik
• Büyüme
58 Binicioğulları, N. (2008), “Türkiye ve AB’de KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği için
Teknolojik Yeniliğin Önemi”. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek
Lisans Tezi
59 Örücü, E., Kılıç, R., Savaş, A. (2011), “KOBİ’lerde İnovasyon Stratejileri ve İnovasyon
Yapmayı Etkileyen Faktörler: Bir Uygulama”. Doğuş Üniversitesi Dergisi, 12(1), s. 58-73
78
İSTANBUL TİCARET ODASI
i) Rekabet
İşletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek için olması gereken stratejik
bir kavramdır. Günümüzde, rekabet avantajı sağlayan unsurlardan biri de
yenilikçiliktir. Rekabet konusunda birçok önemli çalışması olan Porter
(2004)60, günümüz rekabet ortamında işletmelerin başarılı olmasının
temelinde üretilen ürün, kalite ve güvenilirliğinin artmasının paralelinde, yeni
ürün çeşitlerinin artmasını da vurgulamıştır. Dolayısıyla, firmaların rekabet
düzeylerini belirleyen en önemli unsurlardan birinin yaratmış oldukları
ve pazara sundukları ürün olduğu söylenebilir. Bu bağlamda, dünyanın en
büyük piyasa değerine sahip olan şirketlerinden biri olan Apple firmasının,
2007 yılında piyasaya sunduğu iPhone ürünü örnek olarak gösterilebilir.
Apple firması, oldukça yenilikçi bir ürün olan iPhone’u piyasaya sürerek,
kendi pazarını oluşturmaya odaklanmış ve pazardan en yüksek payı elde
etmeyi hedeflemiştir. Bir başka örnek olarak Güney Kore’li Samsung firması
gösterilebilir. Samsung sahip olduğu yenilikçi strateji sayesinde teknolojik
inovasyon ile sayısız ürün üreterek küresel bir güce dönüşmeyi başarmıştır.
ii) Verimlilik
İşletmeler, yeni üretim süreçlerini geliştirip, maliyetlerini azaltarak,
verimliliklerini arttırma yolu ile avantaj elde edebilirler.
iii) Büyüme
İnovasyonun bir diğer önemi ise, şirketlerin büyüme süreci üzerinde
olumlu bir etkiye sahip olmasıdır.
Yapılan akademik çalışmalarda, genel olarak, KOBİ’lerin ürün yeniliklerinde, büyük ölçekli işletmelerin de süreç yeniliklerinde uzmanlaştıkları görülmektedir. Ürün bazında yapılan yeniliklerin süreç bazında yapılan yeniliklere göre daha fazla patent tescili aldığı görülmektedir. Bu nedenle, literatürde
bazı çalışmalarda, KOBİ’lerin daha yenilikçi olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
60 Porter, M. (2004),“Competitive Advantage”, Free Press, New Edition Books
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
79
3.2. Sektörel Farklılaşmanın İnovasyona Etkisi
İnovasyon konusunda sektörler arasında önemli farklılıkların olduğunu
öne süren çalışmalar mevcuttur. Son yıllarda inovasyon konusunda yapılan
çalışmalardan birisi olan Aras v.d. 201061, inovasyon alanında öne çıkan
otomotiv sektöründe faaliyet gösteren firmaların etkinlikleri ile inovasyon
kapasiteleri arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. 2005-2008 yılları arasında, İSO
500’de yer alan otomotiv firmalarını kapsayan çalışma sonuçlarına göre,
inovasyon kapasitesi ile firma etkinliği arasında anlamlı ve olumlu bir ilişki
bulunmuştur. Yani, inovasyon kapasitesi yüksek firmaların etkinliğinin de
daha yüksek olduğu görülmüştür.
WIPO 2011 Inovasyonun Değişen Yüzü Raporu’na göre62, dünya çapında
teknoloji sektörü bazında yapılan patent başvuru sayılarına bakıldığında,
özellikle bilgi işlem sektörünün 2006-2009 yılları arasında sahip olduğu
% 8.7’lik büyüme oranı ile ön sırada yer aldığı görülmektedir. Bir başka
önemli artış ise % 8.5 ile dijital iletişim sektöründe olmuştur. Nanoteknoloji
sektöründeki patent başvuru sayılarının büyüme hızı ise % 6.5 olarak
belirtilmiştir. 2006-2009 yılları arasında büyüme hızında en az artış olan
sektörün ise % 4.2 ile tekstil ve kağıt ürünleri sektörü olduğu belirtilmiştir.
Yine aynı raporda, ilgili veriler ülkeler açısından incelendiğinde ise, Kanada
ve ABD’nin bilgisayar teknolojilerinde en çok patent başvurusuna sahip
ülkeler olduğu görülmektedir.
Sektörel farklılaşmanın inovasyon ve marka performası üzerindeki
etkisini inceleyen çalışmada Weerawarden v.d. (2006)63 yöneticilerin sektörel
yapılanma üzerindeki algılarının örgütsel strateji ve davranışları etkilediğini
61 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship between Firm
Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish Automotive Industry
Using DEA and Panel Data Analysis”, International Conference on Global Trends in the
Efficiency and Risk Management of Financial Services Conference , Chania, Greece
62 WIPO (2011), “The Changing Face of Innovation Report”
63 Weerawarden, J., O’Cass, A., Julian C. (2006) “Does Industry Matter? Examining
the Role of Industry Structure and Organizational Learning in Innovation and Brand
Performance”, Journal of Business Research, No. 59, s. 37-45.
80
İSTANBUL TİCARET ODASI
göstermektedir. Bu etkileşim doğrultusunda rekabetin yoğun olduğu
sektörlerde, örgütsel öğrenmenin tetiklendiği ve yöneticilerin firmaların
inovasyonunu arttıran ihtiyari kararları daha sıklıkla aldıkları gözlemlenmiştir.
Dolayısıyla, rekabetçi sektörlerde faaliyet gösteren firmaların, inovatif
aktivitelere daha fazla yoğunluk verdikleri görülmektedir.
1998-2000 yılları arasında halka açık İngiliz şirketler üzerinde yapılan
bir çalışmada, şirket büyüklüğü, sektörel farklılaşma, piyasa değeri ve Ar-Ge
harcamaları arasındaki ilişki incelenmiştir64. Araştırmaya konu olan şirketler
imalat ve imalat dışı olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmış ve bu şirketler
Ar-Ge harcamaları bakımından sıralandığında bu harcamaların % 88’lik
kısmının en büyük ilk 10 alt sektör tarafından yapıldığı tespit edilmiştir. Yine
aynı çalışmada şirketler Ar-Ge yoğunluğu açısından incelendiğinde; eczacılık
ve biyoteknoloji, elektronik ve elektrik teçhizatı sektörlerinin toplam Ar-Ge
harcamalarının yaklaşık % 50’lik kısmını meydana getirdiği görülmektedir.
3.3. Yabancı Sermayenin İnovasyona Etkisi
Gelişmekte olan ülke ekonomileri için, yabancı sermaye yatırımlarının
etkisi oldukça önemlidir. Firmalar, inovasyon kapasitelerini arttırmak ve yeni
teknolojileri kullanma yeteneklerini geliştirmek için de yabancı sermaye
yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır. Literatürde yabancı sermayenin inovasyona
etkisi konusunu çeşitli yönleriyle araştıran çok sayıda çalışma mevcuttur.
Aras v.d. (2010)65, firmalardaki yabancı sermaye oranının inovasyon
kapasitesi üzerindeki etkisini araştırdığı çalışmada, 2009 yılına ait 144 halka
açık firmanın verisini kullanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, firmalarda
bulunan yabancı ortak payı inovasyon ile ilgili faaliyetleri etkilememektedir.
İnovasyon ile ilgili faaliyetleri olumlu olarak etkileyen tek değişkenin firma
büyüklüğünü ifade eden satışlar olduğu görülmüştür. Uygulama yılının 2008
64 Shah, S. Z. A., Stark, A. W., Akbar, S. (2008), “Firm Size, Sector and Market Valuation
of R&D Expenditures”. Applied Financial Economics Letters, No. 4, s. 87-91
65 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “Does Foreign Capital Impact Firm
Innovation Capacity?: An Emerging Market Perspective”. International Journal of Arts
& Sciences, No. 7, s.163-172.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
81
küresel krizinin etkilerinin hala hissedildiği bir yıl olması nedeniyle, elde
edilen sonuçların bu yönde olduğu görülmektedir.
Yabancı sermaye ve inovasyon arasındaki ilişkiyi inceleyen bazı
çalışmalarda ise farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan Falk (2008), 12 Avrupa
ülkesine ait 28.000 firmayı incelediği çalışmasında inovasyon performansı
ve yabancı yatırım arasında pozitif yönlü bir ilişki tespit etmiştir66. Dachs ve
Ebersberger (2009) tarafından yapılmış bir diğer araştırmada ise 1998-2000
yılları arasında 1.294 Avusturya şirketi incelenmiş ve şirketlerin inovatif
faaliyetleri ile yabancı sahiplik yapıları arasında bir bağlantı olmadığı rapor
edilmiştir. Bu bulguya ek olarak çok uluslu şirketlerin yapısında yer almanın,
inovasyon sürecinde karşılaşılan engelleri ortadan kaldırmaya yardımcı olduğu
belirtilmiştir67. Farklı sonuçların tespit edildiği bir diğer çalışma ise Almeida
ve Fernandes (2007) tarafından 2002-2005 yılları arasında gelişmekte olan 43
ülkeye ait şirketlerin verisi üzerinde yapılmıştır. İlgili çalışmanın sonuçları,
yerli ve azınlık yabancı payına sahip şirketlerin, çoğunluk yabancı payına
sahip şirketlere göre inovasyon yapma eğilimlerinin daha yüksek olduğunu
göstermiştir68. Bahsedilen araştırmaların bulguları incelendiğinde, bu alanda
yapılan çalışmaların, ilgili ülke, şirket ve zaman dilimi seçimlerine göre farklı
sonuçlara işaret ettiği, dolayısıyla inovasyon ile yabancı sahiplik arasındaki
ilişkinin yönüne dair net bir karar verilmesinin mümkün olmadığı söylenebilir.
3.4. Halka Açık Firmalarda Farklılaşma
Firmaların halka açıklık durumu ve inovasyon performansı arasındaki
ilişkiyi araştıran çalışmalar daha çok piyasa değeri üzerine odaklanmıştır.
İnovasyon faaliyetleri için genellikle Ar-Ge harcamaları, patent, ticari marka
66 Falk, M. (2008), “Effects of Foreign Ownership on Innovation Activities: Empirical
Evidence for Twelve European Countries”. National Institute Economic Review. No.
204, s. 85-97
67 Dachs, B., Ebersberger, B. (2009), “Does Foreign Ownership Matter for the Innovative
Activities of Enterprises?”. International Economics and Economic Policy, No. 6, s. 4157
68 Almeida, R., Fernandes A. M. (2007), “Openness and Technological Innovations in
Developing Countries: Evidence from Firm-Level Surveys”. IZA Discussion Paper, No.
2907
82
İSTANBUL TİCARET ODASI
gibi belirleyici bir değişken kullanılmış ve bu değişkenin analize konu olan
işletmeler için yarattığı değer incelenmiştir.
2000-2009 yılları arasında 14 Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren 1.748
halka açık şirket üzerinde yapılan çalışmada; Ar-Ge harcamalarının yaklaşık
% 60’ının; % 29,94 ve % 28.38’lik paylarla sırasıyla Almanya ve Fransa’da
yer alan işletmeler tarafından yapıldığı belirtilmiştir. Bir başka bulgu ise ilgili
harcamaların % 80’den fazla bir kısmının tüketim malları, sanayi malları,
teknoloji ve sağlık sektörlerinde yapıldığını göstermektedir. Çalışmanın
sonuçları, yapılan Ar-Ge harcamalarının firma değeri üzerindeki olumlu
etkisine işaret ederken; geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş ve aktifleştirilmiş
Ar-Ge harcamalarının da piyasa tarafından olumlu algılandığını göstermiştir.
Ülkeler arasındaki farklılaşmanın nedenleri; ülkelerin finansal sistemlerindeki
farklılaşma, hisse senedi piyasası gelişmişlik düzeyi, yatırımcı koruması
alanındaki uygulamalar, firma sahiplik yapısındaki yoğunlaşma düzeyi ve
kurumsal yatırımcı sahiplik payı olarak belirlenmiştir69.
ABD, Almanya ve Japonya’da yer alan halka açık şirketler üzerinde
1996-1998 yılları arasında yapılan bir başka araştırma da ise, hisse
senedi piyasası odaklı Amerikan finansal sistemi hakkında sahip olunan
firma miyopluğu, dolayısıyla uzun vadeli yatırımların azlığı hakkındaki
önyargı kırılmıştır. Bulgular, Amerikan şirketlerinin en az Japonya ve
Almanya’daki şirketler kadar Ar-Ge harcaması yaptığını göstermektedir.
Ayrıca, ABD’deki piyasa algısının diğer iki ülkedeki gibi pozitif olduğunu
fakat onlarda olduğu kadar güçlü olmadığını göstermektedir70.
1996-2002 dönemini kapsayan, halka açık 6.757 gözlem üzerinde
gerçekleştirilen bir diğer çalışma ise Ar-Ge harcamaları, patent ve ticari
69 Appolloni, M., Corigliano, R., Duqi, A., Torluccio, G. (2011), “The Market Value of
Innovation”. European Journal of Economics, Finance and Administrative Sciences, No.
36, s. 147-169
70 Bae, S. C., Kim, D. (2003), “The Effect of R&D Investments on Market Value of Firms:
Evidence from U.S., Germany, and Japan”. The Multinational Business Review, No. 3, s.
51-75
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
83
markanın firma değeri üzerindeki etkisini Tobin’s Q değişkenini kullanarak
incelemiştir. Sonuçlar, seçilmiş firma değeri göstergesi olan Tobin’s Q’nun
en büyük payının % 19.9 ile Ar-Ge harcamalarından meydana geldiğini ve
bunun sırasıyla % 8.1 ve % 4 .7 ile ticari marka ve patentler tarafından izlediği
belirtilmiştir71.
Aras vd. (2011)72 ise İSO 500 şirketleri içinde halka açık olan ve olmayan
şirketlerin finansal performanslarını karşılaştırılarak, halka açık şirketlerin ArGe harcamalarının borsa performanslarına etki edip etmediğini araştırmıştır.
Bu çalışmada, İSO tarafından belirlenen Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu listesinde yer alan 413 işletme arasında BİST imalat sanayi
sektöründe işlem gören işletmeler araştırma kapsamına alınmıştır. İnovasyon
ile ilgili faaliyetlere ait etkilerin en az bir yıl sonra işletme performansına etki
edeceği varsayımı altında yapılan analizde, işletmelerin borsa performansı
üzerine, Ar-Ge harcamaları ile birlikte, diğer finansal göstergelerin etkili
olup olmadığı da araştırılmıştır. Çalışma bulgularına göre, işletmelerin borsa
performanslarına etki eden tek değişkenin Ar-Ge faktörü olduğu görülmüştür.
Elde edilen sonuca göre, İMKB İmalat Sanayinde işlem gören firmaların,
Ar-Ge harcamalarının artışı, bu işletmelerin piyasa değerlerini olumlu yönde
etkilemektedir.
3.5. İnovasyon Türleri ve Firma İşbirliklerinin İnovasyona Etkisi
Çalışmanın ilk bölümlerinde de belirtildiği üzere, inovasyon konusu
ürün, süreç, organizasyon ve pazarlama faaliyetlerinde ortaya çıkabilir. Çeşitli
inovasyon türleri ile inovasyon performansını araştıran güncel çalışmalardan
biri olan Kamber (2010)73, çalışmasında inovasyon türlerinin inovasyon
71 Sandner, P. G. (2011), “The Market Value of R&D, Patents, and Trademarks”. Research
Policy, No. 7, s. 969-985
72 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2011), “Determining Relationship between
R&D and The Market Value: The Case of Turkey”, Applied Statistics 2011 International
Conference
73 Kamber, S. (2010), “İmalat Sanayinde İnovasyon: Sanayi Kuruluşlarında İnovasyon
Aktivitelerinin Inovasyon Performansı Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi
84
İSTANBUL TİCARET ODASI
performansı üzerindeki etkisini 2008 yılında Türkiye’nin ilk 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu arasında yer alan 110 imalat sanayi kuruluşu üzerinde incelemiştir.
Bu doğrultuda; ürün, süreç, organizasyon ve pazarlama inovasyon faaliyetleri
ile firmaların inovasyon performansı arasında olumlu bir etkinin var olup
olmadığı araştırılmıştır. Anket yöntemi kullanılarak yapılan analiz sonuçlarına
göre organizasyonel inovasyonun firmaların inovasyon performansını en çok
etkileyen bağımsız değişken olduğu tespit edilmiş, bu değişkeni sırasıyla takip
eden diğer değişkenlerin ise pazarlama, ürün ve süreç inovasyonları olduğu
belirtilmiştir. Aynı çalışmanın analiz sonuçları işbirliklerinin inovasyon
performansı üzerindeki olumlu etkisine işaret etmektedir.
İşbirliklerinin inovasyon faaliyetleri etkisinin incelendiği bir diğer
çalışmada, ODTÜ Teknokent’te yer alan şirketlerin üniversite ile yaptığı
işbirliklerinin, inovasyon eğilimleri üzerindeki etkisi araştırılmıştır. Çalışma
dahilinde yapılan analizde ODTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren 57 adet
şirket incelenmiştir. Anket sonucuna göre, şirketlerin ürün, hizmet ya da süreç
geliştirirken üniversiteyle işbirliği içinde bulunmalarının inovasyon yapma
eğilimlerini arttırdığını göstermiştir74.
Firmaların stratejik işbirlikleri, küresel yenilik yaratma performansları
ve finansal performansları arasındaki bağlantıyı inceleyen bir diğer çalışma
Sivakumar v.d. (2011)75 tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada stratejik
işbirlikleri özellikleri açısından ele alınmış ve bu bağlamda işbirlik tecrübeleri
başlığı altında firmaların gerçekleştirdiği işbirliği sıklığı ve sahip oldukları
işbirliği ortak sayıları değerlendirilmiştir. Bunlara ek olarak, işbirliği
ortaklarının çeşitliliği de yeni bilgi yaratma potansiyeli bakımından yeniliğe
katkıda bulunan unsurlar arasında değerlendirilmiştir. İşbirliği yönetiminin alt
74 Çelik, M. (2011), “Şirketlerin İnovasyon Yapma Eğilimlerinde Üniversite-Sanayi
İşbirliğinin Rolü ve ODTÜ Teknokent Örneği”. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi
75 Sivakumar, K., Roy, S., Zhu, J., Hanvanich, S., (2011), “Global Innovation Generation
and Financial Performance in Business-to-business Relationships: The Case of Crossborder Alliances in the Pharmaceutical Industry”, Academy of Marketting Science
Journal, No. 39, s. 757-776
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
85
başlığı olarak da yatay ve dikey işbirliklerinin yanı sıra proje ortaklıkları da
çalışmaya dahil edilmiştir.
Çalışmada 1985–2008 yılları arasında 20 halka açık Amerikan şirketinin
gerçekleştirdiği sınır ötesi işbirlikleri analiz kapsamına alınmış, yaratılan
küresel patentler global yenilik yaratma performansını gösterirken, Tobin’s
Q da finansal performans değişkeni olarak kullanılmıştır. Analiz sonuçları
işbirliği tecrübelerinin ve proje ortaklıklarının finansal performans üzerindeki
olumlu etkisini göstermiştir. Bu etkinin anlamlılığının ise küresel yenilik
yaratma potansiyelinin düşük ve orta seviyelerde olması durumunda daha
belirgin olduğu tespit edilmiştir. Buna ek olarak işbirliği ortak çeşitliliğinin
Tobin’s Q üzerindeki olumsuz etkisi gözlemlenmiş ve bu etkinin küresel
yenilik yaratma potansiyelinin arttığı durumlarda zayıfladığı gösterilmiştir.
İşbirliği tecrübelerinin küresel yenilik yaratma potansiyeli üzerindeki olumlu
etkisi de analiz bulguları arasındadır. Son olarak yenilik göstergesi ve finansal
performans arasında U şeklinde ters bir ilişki gözlemlenirken; iş birliği
tecrübelerinin, çeşitliliğinin, dikey işbirliklerinin ve proje ortaklıklarının
finansal performans üzerinde doğrudan anlamlı bir etkisine rastlanmamıştır.
Bu bölümde bahsi geçen faktörlerin, ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre
inovasyonu farklı yön ve seviyede etkilediği akademik çalışmalardan elde
edilen sonuçlarla gösterilmiştir. Literatürde yer alan bu sonuçlar, bir sonraki
bölümde ise Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri başlıklı
bölümde çeşitli raporlardan elde edilen bilgilerle desteklenmiştir.
86
İSTANBUL TİCARET ODASI
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 4
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SEÇİLMİŞ
İNOVASYON GÖSTERGELERİ
87
88
İSTANBUL TİCARET ODASI
4. Dünyada ve Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri
“Yaşamayı başaran; türlerinin ne en güçlüsü, ne de en zekisidir.
Yaşamayı başaran, değişime ayak uydurandır.”
Charles Darwin
İ
şletmelerin inovasyon faaliyetlerinde bulunmaları sadece o işletme için
değil, işletmenin içinde bulunduğu ülke ekonomisi için de son derece
önemlidir. Makroekonomik anlamda da inovasyonun büyüme, kalkınma ve
rekabet gücü üzerindeki etkilerinin incelenmesi ve sonuçların irdelenmesi
önem taşımaktadır. Bu nedenlerden dolayı; inovasyon, son yirmi yılda
akademik çevreler ile araştırmacıların son derece ilgisini çeken bir kavram
olmuştur ve gelecekte de olmaya devam edecektir.
Çalışmanın bu bölümünde, dünyada seçilmiş inovasyon göstergeleri
başlığı altında; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ile Avrupa Birliği (AB)
üyesi ülkelerdeki mevcut durum hakkında bilgi verilmiştir. Son aşamada ise,
konu Türkiye kapsamında irdelenmiştir.
Dünyada seçilmiş inovasyon göstergelerini yorumlarken genel kabul
görmüş kurumların yaptıkları çalışma çıktılarına referans vermek gerekir. Bu
çalışmalardan en önemlileri;
• Küresel İnovasyon Endeksi (Global Innovation Index),
• Avrupa Birliği - İnovasyon Birliği Çalışması (European UnionUnion Scoreboard Index)
• İnovasyon Kapasitesi Endeksi (Innovation Capacity Index)
• Küresel Rekabetçilik Raporu (The Global Competitiveness
Report) olarak belirtilmiştir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
89
4.1. Küresel İnovasyon Endeksi
2007’den bu yana her yıl Fransız işletme okulu INSEAD (Institut
Européen d’Administration des Affaires) tarafından yayınlanan Küresel
İnovasyon Endeksi76, yıllar itibariyle birçok ülkenin inovasyon göstergelerine
dayanılarak oluşturulmaktadır. İlgili rapor, ülkelerin inovasyon kapasitesi ve
inovasyon performansı alanlarındaki başarısını sayısal bir değere dönüştürmek
amacıyla oluşturulan bir endeks değerine dayanır. En son 2013 yılında
hazırlanan Küresel İnovasyon Endeks Raporu, INSEAD ve WIPO tarafından,
İnovasyonun Yerel Dinamikleri başlığı altında oluşturulmuştur.
Ülke düzeyinde değerlendirilen toplam endeks değeri, genel olarak
İnovasyon Girdi Endeksi ve İnovasyon Çıktı Endeksi bileşenleri olarak ikiye
ayrılmaktadır.
Küresel İnovasyon Endeksinin girdi ve çıktı bileşenleri aşağıdaki şekilde
belirlenmiştir.
İnovasyon girdi endeksini oluşturan bileşenler;
•
kurumlar,
•
beşeri kapasite,
•
bilgi ve iletişim teknolojileri ile altyapılar,
•
piyasa ilerlemesi ve
•
firma ilerlemesi
bölümleridir.
İnovasyon çıktı endeksini oluşturan bileşenler ise;
•
bilimsel çıktılar,
•
yaratıcı çıktılar ve
•
refah
bölümlerinden oluşmaktadır.
76
INSEAD ve WIPO (2014), “The Global Innovation Index 2013: The Local Dynamics
of Innovation”
90
İSTANBUL TİCARET ODASI
Endeks değerleri, bütün girdi ve çıktı bileşenlerine ait değişkenlerin,
ülkeler bazında çeşitli sayısal yöntemler kullanılarak oluşturulması ile
geliştirilmiştir. Bu bileşenlere göre ülkelerin inovasyon performansları
değerlendirilmektedir.
2011 yılında, 125 ülkenin verisine dayanılarak hazırlanan Küresel
İnovasyon Endeksi Raporu, 2012 yılında 141 ülke verisi ve 2013 yılında ise
142 ülke verisinin sonuçlarına göre oluşturulmuştur. Bu rapora göre yıllar
itibariyle ortaya çıkan ülke sıralamaları, Tablo 4.1.’de belirtilmektedir. 2013
yılında, ilk sırada yer alan ülke 66,59 puan ile İsviçre olurken, 142 ülke
arasında en sonda yer alan ülke ise Yemen olmuştur. İsviçre’yi 61,36 puan
ile İsveç; 61,25 puan ile İngiltere izlemiştir. 2009 yılında 7. sırada yer alan
İsviçre, 2010 yılında 4. sıraya yükselmiş, son üç yılda ise en üst sırada yerini
almıştır. Dikkati çeken bir diğer ülke ise, ABD’dir. 2009 yılında listenin ilk
sırasında yer alan ABD, 2010 yılında 11. sıraya gerilemiş, 2011 yılında ise
56,57 puan ile 7. sıraya yükselmiş, 2012 yılında 10. sıraya gerilemiş, 2013
yılında ise 5.sıraya yerleşmiştir.
Türkiye ise, 34,10 puan ile 74. sırada yer alarak, 2011 yılında en geride
yer alırken, 2013 yılında 36,03 puan ile 68.sıraya yükselmiştir. Türkiye; Peru
ve Endonezya gibi ülkelerin önünde yer alırken; Birleşik Arap Emirlikleri
(BAE), İtalya, Suudi Arabistan, Yunanistan ve Uruguay gibi ülkelerin de
gerisinde yer almaktadır. Bu ülkelerin, son yıllarda inovasyona ağırlık
verdikleri ve ciddi ilerlemeler sağladıkları görülmektedir. Özellikle; son yılda
BAE, 41,87 puan ile 38. sırada yer alarak, Arap ve Müslüman ülkeler arasında
inovasyon kapasitesi bakımından en başarılı ülke olarak raporlanmıştır.
İnovasyon girdileri ile çıktıları arasındaki endeks değerindeki sıralamaya
bakıldığında, Türkiye’nin inovasyon çıktı bileşenlerinde, inovasyon girdi
bileşenlerine göre daha güçlü olduğu görülmektedir. 142 ülke içerisinde,
inovasyon girdilerine göre 81. sıradayken, bilimsel ve yaratıcı inovasyon
çıktılarına göre ise 53. sırada yer almaktadır77.
77 INSEAD ve WIPO (2014), A.g.e.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
91
Endeksin alt bileşenlerine bakıldığında ise, Türkiye’nin yeni ürün
yaratmada ve patent yaratmada diğer ülkelere kıyasla daha güçlü fakat
eğitimde zayıf olduğu da görülmektedir.
142 ülkenin verileri değerlendirildiğinde, ülkelerin gelişmişlik düzeyi
arttıkça, küresel inovasyon endeksindeki yerlerinin de yükseldiğini söylemek
mümkündür.
92
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 4.1. Küresel İnovasyon İndeksinde Yer Alan
Bazı Ülkeler ve Sıralamaları
2013
2012
2011
2010
2009
İsviçre
1
1
1
4
7
İsve ç
2
2
2
2
3
İngilte re
3
5
10
14
4
10
Hollanda
4
6
9
8
ABD
5
10
7
11
1
Finlandiya
6
4
5
6
13
Hong Kong
7
8
4
3
12
Singapur
8
3
3
7
5
Danimarka
9
7
6
5
8
İrlanda
10
9
13
19
21
Kanada
11
12
8
12
11
Almanya
15
15
12
16
2
Norve ç
16
14
18
10
14
Kore
18
21
16
20
6
Fransa
20
24
22
22
19
Japonya
22
25
20
13
9
Male z ya
32
32
31
28
25
Katar
43
33
26
26
35
Porte kiz
34
35
33
34
40
İtalya
29
36
35
38
31
BAE
38
37
34
24
26
Suudi Arabistan
42
48
54
54
32
Make donya
51
62
67
77
89
Yunanistan
55
66
63
46
54
Uruguay
52
67
64
53
80
Türkiye
68
74
65
67
51
Pe ru
69
75
83
88
85
Me ksika
63
79
81
69
61
Endone z ya
85
100
99
72
49
C e z ayir
138
124
125
121
108
Sudan
141
141
124
-
-
Kaynak: INSEAD ve WIPO (2014) “The Global Innovation Index 2013: The Local
Dynamics of Innovation”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
93
4.2. AB İnovasyon Birliği Çalışması
AB, Avrupa 2020 Stratejisi kapsamında, 2010 tarihinde Yenilikçilik
Birliği başlıklı bildirimi kabul etmiştir. Bu bildirim, Avrupa 2020 Stratejisi
kapsamında oluşturulan yedi girişimden biridir78.
İlgili bildirim ile; GSMH’dan Ar-Ge’ye ayrılan payın, özellikle özel
sektörün Ar-Ge yatırımları için koşulların iyileştirilmesi amacıyla % 3
düzeyine getirilmesi ve yenilikçilik ölçümü için farklı ve kapsamlı bir
göstergenin geliştirilmesi amaçlanmıştır.
Genel olarak, İnovasyon Birliği’nin temel bileşenleri aşağıdaki
şekildedir79:
i) Avrupa İnovasyon Ortaklıkları (European Innovation Partnerships):
Ortak sorunların çözümünü amaçlayan bir yapının oluşturulmasını amaçlar
ii) İnovasyon Birliği Puan Cetveli (Innovation Union Scoreboard):
AB ülkelerinin inovasyon performanslarını ortaya koymak amacıyla 25
göstergenin birleştirilerek bir inovasyon puan cetvelinin oluşturulmasıdır.
2013 yılına ait sonuçlar, çalışmanın ilerleyen aşamalarında raporlanmıştır. Bu
yeni ölçüm metodu, Avrupa İnovasyon Puan Cetveli (European Innovation
Scoreboard) olarak yerini alacaktır.
iii) Finansmana Erişimin İyileştirilmesi: Yeni finansman olanaklarına
ulaşabilmek için, Girişim Sermayesi fonlarından Avrupa çapında daha fazla
yararlanılmasının sağlanmasıdır.
iv) Mevcut Araştırma İnsiyatiflerinin Geliştirilmesi: İlgili raporda,
Avrupa Araştırma Alanı’nın (European Research Area) 2014 yılına kadar
tamamlanacağı, 8. Çerçeve Programı Avrupa 2020 Stratejisi ile uyumlu olarak
şekilde tasarlanacağı bildirilmiştir. Avrupa Araştırma Konseyi ile Avrupa
Yenilikçilik ve Teknoloji Enstitüsü’nin daha fazla geliştirileceği belirtilmiştir.
78 T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (2011), AB Koordinasyon Genel Müdürlüğü, “Avrupa
Birliği İnovasyon Politikası Kapsamında Oluşturulan Yenilikçilik Birliği Girişimi”
79 A.g.e.
94
İSTANBUL TİCARET ODASI
v) Avrupa Tasarım Liderliği Kurulunun (European Design Leadership
Board) ve Avrupa Tasarım Mükemmeliyeti Etiketinin (European Design
Excellence Label) oluşturulması.
vi) Avrupa Kamu Sektörü İnovasyon Puan Cetvelinin (European Public
Sector Innovation Scoreboard) oluşturulması ve özellikle Sosyal Yenilikçiliğin
teşvik edilmesi raporda belirtilmiştir.
vii) Kamu alımlarında inovatif ürün ve hizmetlere yönelik bütçelerin
ayrılmasına da yer verilmiştir.
viii) Standardizasyon: İlgili raporda, inovasyonu teşvik etmek ve
aynı anda çalışabilirliği (inter-operability) temin etmek üzere standart
oluşturmanın hızlandırılması ile modernleştirilmesine dönük bir yasama
teklifi hazırlanmasıdır.
ix) Fikri Mülkiyet Hakları rejiminin modernleştirilmesi: Avrupa Birliği
Patentinin 2014 yılından itibaren hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
x) AB Yapısal Fonlarının ve Devlet Yardımlarının yenilikçiliği
destekleyecek şekilde yenilenmesidir.
İnovasyon Birliği’nin, yukarıdaki 10 bileşeninden biri olan ve 2. sırada yer
alan İnovasyon Birliği Puan Cetveli, AB üyesi ülkelerin inovasyon kapasitesine
ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır. Avrupa İnovasyon Birliği
Raporu80, AB üyesi 27 ülke ile Hırvatistan, İzlanda, Makedonya, Norveç,
Sırbistan, İsviçre ve Türkiye çerçevesinde yapılmış bir endeks çalışmasıdır.
Ayrıca, raporda AB üyesi 27 ülke ve birliğin küresel rakipleri olan ABD,
Japonya, Güney Kore, Singapur gibi uluslararası rekabette öne çıkan ülkelerin
de karşılaştırmalı sonuçlarına yer verilmiştir.
İlgili endeks; firma faaliyetleri ve inovasyon çıktıları şeklinde 3 ana
endeks bileşeni ve 8 inovasyon ölçütü altında toplam 25 farklı göstergeden
oluşmaktadır.
80 European Union, European Commision (2012), “Innovation Union Scoreboard 2011
Report”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
95
Üç ana endeks bileşeni aşağıdakilerden oluşmaktadır;
i.
Kolaylaştırıcı Araçlar (Enablers)
ii. Firma Faaliyetleri (Firm Activities)
iii. Çıktılar (Outputs)
i) Kolaylaştırıcı Araçlar (Enablers)
• İnovasyonun
içermektedir.
gerçekleşmesine
olanak
sağlayan
araçları
• İnsan kaynakları – doktora mezunlarının sayısı, iş hayatında
yüksek eğitimli bireylerin varlığı
• Açık ve mükemmel araştırma sistemleri – uluslararası bilimsel
yayınlar, bilimsel araştırma yayınlarının varlığı
• Finansman ve destek – hükümetlerin inovasyon faaliyetlerine
verdikleri destek, girişim sermayesi imkanları
ii) Firma Faaliyetleri (Firm Activities)
• Firma yatırımları – firmaların Ar-Ge harcamaları
• Girişimcilik – kamu-özel sektör bağlantıları ve KOBİ’lerin
inovasyon faaliyetleri
• Fikri haklar – patent başvuruları, endüstriyel tasarım
iii)Çıktılar (Outputs)
• İnovasyon üreten ve yüksek performans gösteren şirket sayısı
• Ekonomik etkiler- Ekonominin bütününe bu faaliyetlerin ne
ölçüde yarar sağladığı; inovasyon satış ve istihdam üzerindeki
etkisi gibi göstergeler kullanılmaktadır.
96
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 4.2. Seçilmiş Ülkelerin
Avrupa İnovasyon Birliği Puan Cetveli Sonuçları
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
AB 27
0,554
0,545
0,539
0,533
0,526
0,526
0,517
İsviçre
0,835
0,842
0,833
0,818
0,821
0,805
0,779
İsveç
0,750
0,752
0,755
0,766
0,753
0,767
0,746
Danimarka
0,728
0,722
0,724
0,704
0,688
0,718
0,727
Almanya
0,709
0,708
0,700
0,711
0,693
0,668
0,660
Finlandiya
0,684
0,685
0,691
0,708
0,687
0,642
0,643
Lüksemburg
0,646
0,627
0,595
0,651
0,624
0,622
0,610
Hollanda
0,629
0,644
0,596
0,595
0,590
0,575
0,570
İngiltere
0,613
0,618
0,620
0,599
0,600
0,625
0,620
İzlanda
0,593
0,604
0,603
0,616
0,586
0,573
0,543
Fransa
0,571
0,579
0,558
0,540
0,531
0,515
0,505
İtalya
0,443
0,446
0,441
0,429
0,424
0,423
0,413
Portekiz
0,410
0,402
0,438
0,426
0,412
0,372
0,340
Yunanistan
0,384
0,380
0,343
0,339
0,343
0,355
0,329
TÜRKİYE
0,224
0,221
0,213
0,208
0,200
0,191
0,181
Bulgaristan
0,188
0,191
0,239
0,216
0,205
0,192
0,173
Litvanya
0,221
0,234
0,230
0,213
0,215
0,205
0,191
Kaynak: European Union, European Commision (2014), “Innovation Union Scoreboard 2013
Report”
Tablo 4.2’de, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerin sonuçları
2007-2013 yılları itibariyle görülmektedir. Avrupa Komisyonu’nun
2014 yılında hazırladığı bu rapor, krizin etkilerini gösterdiği 2011 yılı ve
sonrasında AB ülkelerinin Ar-Ge ve inovasyon performansı ile ilgili de
detaylı sayısal bilgileri göstermektedir. Rapora göre 2012’de bazı ülkelerin
Ar-Ge harcamalarını önemli ölçüde azalttığı, bazı ülkelerin de inovasyona
büyük ölçüde yatırım yaptığı görülmektedir. 27 AB ülkesi ve 7 Avrupa ülkesi
olmak üzere, toplam 34 Avrupa ülkesinin incelendiği raporda, 16 ülkenin ArGe ve inovasyon puanlarının, AB ortalamasında ya da daha yüksek olduğu
görülmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
97
Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda üye ülkeler dört ana gruba
ayrılmaktadır81.
i) İnovasyon liderleri (innovation leaders) ;
İnovasyon performansları AB ortalamasının üzerinde olan ülkelerin
oluşturduğu gruptur. Bu grupta yer alan ülkeler; İsviçre, İsveç, Danimarka,
Finlandiya ve Almanya olarak raporlanmıştır.
ii) İnovasyon takipçileri (innovation followers);
AB ortalamasına yakın bir inovasyon performansı sergileyen ülkelerin
yer aldığı bu grupta ise; İngiltere, Belçika, Avusturya, İrlanda, Lüksemburg,
Fransa, Hollanda, Slovenya ve Estonya yer almaktadır.
iii) Orta seviye yenilikçiler (moderate innovators);
AB-27 ortalamasının altında performans sergileyen ülkelerin oluşturduğu
bu grupta, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan, Macaristan, İtalya, Malta, Polonya,
Portekiz, Slovakya ve İspanya yer almaktadır.
iv) İddiasız yenilikçiler (modest innovators);
İnovasyon puan cetvelinde, AB ortalamasının oldukça altında olan
ülkelerin yer aldığı bu gruptaki Bulgaristan, Letonya, Litvanya ve Türkiye
sıralamanın en sonundaki ülkeleri oluşturmaktadır. Tablo 4.2.’de, Türkiye’nin
2013 yılında, diğer inovasyon faaliyeti düzeyini çok az oranda iyileştirdiği
belirtilmektedir.
Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda, ülkelerin göreli olarak raporda yer
alan diğer ülkelere göre üstün olduğu ve zayıf olduğu alanlara da yer verilmiştir.
Türkiye’nin, diğer ülkelere göre üstün olduğu alanlar arasında82;
• açık, mükemmel ve cazip araştırma sistemleri,
• finansman ve destekler,
• inovasyon yapan kurumların sayısı ve ekonomik etkileri
olarak sıralanmaktadır.
81 European Union, European Commision (2014), A.g.e.
82 Karaata, E.S. (2012), “Bazı İnovasyon ve Bilgi Ekonomisi Ölçümlerinde Türkiye’nin
Konumu” TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu Yayınları.
98
İSTANBUL TİCARET ODASI
Türkiye’nin inovasyon performansında, diğer ülkelere göre zayıf olduğu
alanlar ise;
• insan kaynakları,
• firmaların yatırımları ve
• fikri varlıklar şeklinde belirtilmektedir.
İlgili rapor, ülkelerin büyüme oranları ile ilgili de bilgi vermektedir.
Türkiye, büyüme oranları dikkate alındığında sergilediği yüksek orandaki
büyüme performansını aşağıdaki göstergeler ile sağlamıştır. Bu göstergeler;
• en çok atıf alan bilimsel yayınlar,
• işletmelerin Ar-Ge harcamaları
• topluluk ticari markaları (community trademark)
olarak sıralanmıştır.
Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’nda, İsviçre tüm AB ülkelerinin önüne
geçerek ilk sırada yer almıştır. Dikkati çeken diğer bir nokta ise, 2007-2013
yıllarını kapsayan dönemde, İsviçre’nin en yüksek sonuçları yakalayarak, en
üst sırada yer almasıdır.
Ayrıca ilgili raporda, özellikle 2008 küresel krizinin, AB ekonomisini
olumsuz etkilediği ve bunun sonucu olarak da AB ülkelerinin inovasyon
performanslarının, ABD, Güney Kore ve Japonya’nın oldukça gerisinde
kaldığı görülmektedir. AB ülkelerinin, bu ülkelerle rekabet etmekte güçlük
çektiği de belirtilmektedir. Özellikle, reel sektörde araştırmalara yeterli
kaynak ayrılmaması ve patent tescillerindeki azalış da dikkati çekmektedir.
4.3. İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri
IMF, OECD ve BM’nin ortaklaşa düzenlemiş oldukları 2010-2011
İnovasyon Gelişim Raporu’nda ise ülkelerin inovasyon kapasitesini ortaya
koymak amacıyla, İnovasyon Kapasitesi Endeksi oluşturulmuştur83.
83 IMF, OECD, BM (2012), “Innovation Capacity Index Rankings 2011, Innovation for
Development Report”.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
99
Endeks kapsamında 131 ülke yer almaktadır. İlk sırada İsveç 80,3 puan
ile yer alırken, Türkiye ise 50,2 puanla 62. sırada yer almaktadır. En son sırada
ise 27,4 puan ile Çad bulunmaktadır. Türkiye; İtalya, Portekiz, Malezya,
Suudi Arabistan ve Ukrayna gibi ülkelerin gerisinde yer alırken; Yunanistan
ve Endonezya gibi ülkelerin önünde yer almaktadır.
Tablo 4.3. Seçilmiş Ülkelerin İnovasyon Kapasitesi Endeks Değerleri
İsveç
İsviçre
Singapur
Finlandiya
ABD
Danimarka
Kanada
Hollanda
Tayvan
Lüksemburg
Kore
Japonya
Fransa
BAE
İtalya
Portekiz
Malezya
Suudi Arabistan
Ukrayna
TÜRKİYE
Yunanistan
Endonezya
Çad
Sıralama
2011
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
16
24
28
36
36
39
48
61
62
64
77
131
80,3
78,1
76,7
76,1
74,8
74,3
73,6
72,8
72,5
72,2
72,1
70,2
65,3
58,9
56,7
56,7
56,4
54,1
50,4
50,2
49,9
46,1
27,4
Kaynak: IMF, OECD, BM (2012), “Innovation Capacity Index Rankings
2011, Innovation for Development Report”
100
İSTANBUL TİCARET ODASI
4.4. Küresel Rekabetçilik Raporu
Dünya Ekonomik Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli
olarak hazırladığı Küresel Rekabetçilik Raporu da inovasyonda Türkiye’nin
yerini ortaya koyan çalışmalardan biridir. Ülkeler, rekabet düzeyini niceliksel
olarak ölçüp sıralayabilmek için Küresel Rekabet Endeksi’ni kullanmaktadır.
Ana endeks 12 grupta toplanmış birbirini tamamlayan verilerin oluşturduğu üç alt endeksten yararlanılarak hesaplanmaktadır84.
Alt endekslerden birincisi;
•
kurumsal yapılanma,
•
altyapı,
•
sağlık ve ilköğretim gibi verilerin bir araya
getirilerek oluşturulan Temel Gereklilikler bölümüdür.
İkinci alt endeks ise;
•
yükseköğretim ve iş başında eğitim,
•
mal piyasalarının etkinliği,
•
pazar büyüklüğü gibi verilerin birleşimi olan
Verimlilik Arttırıcılar bölümüdür.
Üçüncü alt endeks ise;
•
inovasyon,
•
işgücü piyasaları,
•
makroekonomik ortam ve
•
mali piyasaların gelişmişliği gibi verileri kapsayan
İnovasyon ve Çeşitlilik Faktörleri bölümüdür.
84 World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 2012-2013”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
101
Tablo 4.4. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Kapsamında
İnovasyon Faaliyetlerinin Düzeyi
2013
Sıra
Değer
2012
2011
Sıra
Sıra
İsviçre
1
5,67
1
1
Singapur
2
5,61
10
11
Finlandiya
3
5,54
3
4
Almanya
4
5,51
4
5
ABD
5
5,48
7
6
İsveç
6
5,48
5
2
Hollanda
8
5,42
6
9
Japonya
9
5,40
2
3
İngiltere
10
5,37
9
12
Katar
13
5,24
15
16
BAE
19
5,11
25
27
Suudi Arabistan
20
5,10
29
24
Fransa
23
5,05
18
17
Malezya
24
5,03
23
22
Endonezya
38
4,53
40
41
Polonya
42
4,46
57
59
Türkiye
43
4,45
50
58
İtalya
49
4,41
30
30
Portekiz
51
4,40
37
38
Hindistan
60
4,28
43
40
Kolombiya
69
4,19
56
56
Yunanistan
91
3,93
85
81
Cezayir
100
3,79
144
136
Kaynak: World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report
2012-2013”
102
İSTANBUL TİCARET ODASI
İlgili raporda, inovasyon alt başlığı altında, Türkiye, Malezya, Polonya
ve Endonezya gibi ülkelerin gerisinde yer almaktadır. Türkiye; Yunanistan,
İtalya ve Portekiz’in önünde yer alarak 148 ülke arasında 4,45 puanla son iki
yıla göre yükselerek, 43. sıraya yerleşmiştir.
Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi bazı Orta Doğu ve Kuzey Afrika
ülkelerinin sosyal ve politik sorunlarına rağmen inovasyon faaliyetlerinin
düzeyi kapsamında rekabet gücünün yüksek olması dikkat çekmektedir. Diğer
raporlarda olduğu gibi, bu raporda da Katar 13. sıra ile ilgili bölgede lider
durumdadır. Raporda son sırada ise 2,85 puanla Çad yer almaktadır.
Kuzey Avrupa ülkeleri inovasyon faaliyetleri düzeyinde rekabetçilik
özelliklerini devam ettirerek rekabet sıralamasında bir önceki yıl bulundukları
pozisyonu korurken, özellikle Güney Avrupa ülkelerinin sıralamadaki
yerlerinde ciddi bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Buna göre İtalya, Portekiz
ve özellikle Yunanistan gibi ülkeler zayıf rekabetçi ülkeler kategorisinde
değerlendirilmektedir.
Küresel rekabet ortamında ayakta kalmanın en önemli yolu Ar-Ge
faaliyetlerinin devamlılığı ve inovasyon faaliyetlerinin düzeyidir. İlgili
raporda ülkelerin rekabetçilik düzeyini ortaya çıkaran unsurlar; kurumların
etkinliği, altyapı, makroekonomik çevre, sağlık ve temel eğitim konularına
verilen önem, yükseköğrenim düzeyi, mal ve işgücü piyasalarının etkinliği,
finansal piyasaların yapısı, teknolojik altyapı ve piyasa büyüklüğü olarak
belirtilmiştir. Küresel Rekabet Endeksini oluşturan bu alt bileşenler bazında
ülkelerin sıralaması ise Tablo 4.5.’de belirtilmektedir. Bu tabloda yer alan
ülkelerin sıralaması, bir önceki tabloda yer alan ülkelerin inovasyon düzeyine
göre yapılmıştır.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
103
Ülkeler
İnovasyon
Kurumlar (1)
Altyapı (2)
Makroekonomik Çevre (3)
Sağlık ve Temel Eğitim (4)
Yükseköğrenim (5)
Mal Piyasalarının Etkinliği (6)
İşgücü Piyasaların Etkinliği (7)
Finansal Piyasalar (8)
Teknolojik Altyapı (9)
Piyasa Büyüklüğü (10)
Tablo 4.5. Seçilmiş Ülkelerin Küresel Rekabet Endeksi Sonuçları
İsviçre
1
5
5
8
8
3
7 1
9 6
39
Japonya
2
22
11 124 10
21
20 20 36 16 4 Finlandiya
3
3
23 24 1
1
18 15 4 10 54 Almanya
4
6 3
30 22
5
21 53 32 15 5
İsveç
5
6
19 13 14 7
12 25 10 1
34 Hollanda
6
7
7
41 5 6
6
17 20 9
20 ABD
7
41 14 11 34 8
23 6
16 11
1
İsrail
8
34 36 64 40 28 43 40 17 29 51 İngiltere
9
13 6
110 17 16 17 5
13 7
6
Avusturya
10
25 15 33 20
18 22 32 34 17 36 Singapur
11
1
2 17 3
2
1 2
2 5
37 Katar
15
4
31 2 23 33 10 14 14 27 58 Fransa
18
32
4
68
21
27
46
66
27
14
8
BAE
25
12
8
7
37
37
5
7
25
32
44
S.Arabistan
29
15
26
6
58
40
14
59
22
35
24
İtalya
30
97
28
102
25
45
65
127
111
40
10
Endonezya
40
72
78
25
70
73
63
120
70
85
16
Hindistan
43
70
84
99
101
86
75
82
21
96
3
Türkiye
50
64
51
55
63
74
38
124
44
53
15
Polonya
57
55
73
72
43
36
51
57
37
42
19
Yunanistan
85
111
43
144
41
43
108
133
132
43
46
Cezayir
144
141
100
23
93
108
143
144
142
133
49
Kaynak: World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 2012-2013”
104
İSTANBUL TİCARET ODASI
İnovasyon faaliyetlerinin düzeyi açısından, 148 ülke arasında 43. sırada
yer alan Türkiye’nin özellikle işgücü piyasasının etkinliği konusunda, göreli
olarak alt sıralarda yer aldığı görülmektedir.
Genel kabul görmüş kurumlar tarafından hazırlanan ve yukarıda yer
verilen çalışma çıktılarında, inovasyon faaliyetleri açısından ön sıralarda
yer alan ülkelerin durumlarını daha detaylı incelemek gerekir. Bu bağlamda,
OECD tarafından hazırlanan İnovasyon Politikaları Değerlendirmeleri
başlıklı raporlarda, inovasyonda lider ülkelerin Ar-Ge ve inovasyon süreç ile
performansları değerlendirilmiştir.
İlgili raporlardan 2009 yılında Güney Kore için oluşturulmuş çalışmaya
göre, İmitasyon, Transformasyon ve İnovasyon süreçleri başlıkları altında
sırasıyla 1960’lar ve 1970’ler, 1980’ler ve 1990’lar ve sonrasını kapsayan
dönemler belirlenmiştir. G. Kore’nin inovasyon politikası, ‘Ulusal İnovasyon
Sistemi 2004 Uygulama Planı’ başlıklı rapora göre ‘Yetişmek’ odaklı inovasyon
sisteminden, ‘Yaratıcı’ inovasyon sistemine geçiş sürecini benimsemiştir.
“Yetişme modeli” devletin iştirak ettiği araştırma kurumları ve küresel şirket
toplulukların önemli rol oynadığı büyük ölçekli stratejik teknoloji geliştirme
modelini benimserken, “Yaratıcı model” ise kamu ve özel sektör tarafından
katlanılan yüksek Ar-Ge harcamaları ile tüm sistemde bilgi akışını ve teknoloji
transferini benimsemiştir85.
Türkiye’de bilim ve teknoloji alanında politika belirlemek adına atılan ilk
adımlar G. Kore’ye paralel olarak 1960’lara dayanmaktadır. İlgili dönemde,
Türkiye’nin G. Kore’den daha zengin olmasına rağmen, G. Kore tarafından
uygulanmış olan etkin teknoloji politikaları, bu ülkenin günümüz koşullarında
ülkemizden kalkınma alanında daha yüksek başarı elde etmiş olmasının temel
nedenlerinden biridir86. Ayrıca, G. Kore’nin Ar-Ge faaliyetlerinin sektörel
gelişim ve ekonomik gelişme üzerindeki olumlu etkisinin hızlı olmasının en
85 OECD (2009), Reviews of Innovation Policy, S. Korea
86 Çalışır, M., Gülmez, A. (2007), “Güney Kore’nin Başarısının Arkasındaki Ar-Ge
Gerçeği ve Türkiye ile Bir Karşılaştırma”, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, Cilt:2,
sayı. 1, ss. 32-42
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
105
önemli nedeni; reel sektörün Ar-Ge harcamaları içerisindeki payında yaşanan
artıştır. Bu artış da toplam harcamaları arttırarak, reel sektör tarafından
geliştirilen ürünlerin uluslararası pazarlara girmesini sağlamıştır87.
G. Kore dışında, Küresel İnovasyon Endeksi, İnovasyon Birliği Puan
Cetveli, İnovasyon Kapasitesi Endeksi ve Küresel Rekabet Endeksi’nde
yıllardır üst sıralarda yer alan iki ülke ise; İsviçre ve İsveç’tir.
OECD tarafından İsviçre’nin inovasyon politikasının değerlendirilmesi
için hazırlanmış bir raporda, ilgili ülkenin bu alandaki güçlü yanları
vurgulanmıştır. İsviçre’de faaliyet gösteren Ar-Ge odaklı çok sayıda
uluslararası şirket bulunması ve inovatif KOBİ ölçeğinde şirketlere sahip
olması, bu ülkenin güçlü ve çok çeşitli bir Ar-Ge tabanı geliştirmesine katkıda
bulunmuştur. Endüstriyel araştırmanın üniversite tabanlı kamu araştırma
sektörüne ve çok gelişmiş bir araştırma altyapısına sahip olması da bu ülkenin
güçlü yönleri arasında yer almaktadır. Aynı raporda Ar-Ge ve inovasyon için
gerekli olan güvenilir hukuki altyapı, gelişmiş finansal sistem, eğitimli işgücü
gibi pek çok temel koşulun sağlanmış olması bu ülkenin Ar-Ge ve inovasyon
alanında gelişmişlik düzeyini arttırıcı etkenler arasında gösterilmektedir.
İsviçre’nin patent, yayın ve referanslar ile firmalar tarafından yapılan inovatif
faaliyetler alanında uluslararası arenada güçlü olduğu belirtilmiştir. Buna
rağmen, son on yıllık dönemde, Avrupa Ülkeleri’nin ve bazı diğer ülkelerin
bu alanda hızla yol kat etmesi nedeniyle, İsviçre’nin üstünlüğünün göreceli
olarak azaldığı tespit edilmiştir88.
OECD tarafından hazırlanan inovasyon değerlendirmeleri raporları
serisinden İsveç için hazırlanmış olan dökümanda, İsveç’in 19. yüzyılın
ortalarında sanayileşme sürecine başlarken görece fakir ve kaynağa dayalı
sanayilerden oluştuğu belirtilmiştir. Buna rağmen, günümüzde İsveç’in dünya
sıralamasında en inovatif ülkeler arasında sıralandığı görülmektedir. İsveç’in
87 Arslanhan, S., Kurtsal, Y. (2010), “Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere
Borçlu? Türkiye için Çıkarımlar”, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı
(TEPAV)
88 OECD (2006), Reviews of Innovation Policy, Switzerland
106
İSTANBUL TİCARET ODASI
inovasyon göstergeleri açısından uluslararası kıyaslamalarda üst seviyelerde
yer aldığı ancak İsviçre gibi gelişmiş ülkeler tarafından yakından takip edildiği
görülmektedir89.
Çin’in inovasyon sisteminin kökeni, fen ve teknoloji alanındaki
reformların daha geniş bir çerçeve olan ekonomik reformların arasına dahil
edilmesiyle başlayan süreç olan 1980’li yılların ortalarına dayanmaktadır.
Çin’deki inovasyon sürecini yavaşlatan faktörlerin arasında dikkati
çeken noktalardan biri eğitim sisteminin inovatif düşünce, yaratıcılık ve
girişimciliği teşvik etmesindense, pasif öğrenmeye ve sınav performansına
dayalı olmasıdır. Çin’deki piyasa aksaklıklarının uygun rekabet koşullarını
zedelediği ve dolayısıyla inovasyon faaliyetlerinin karşılığının yeteri kadar
alınamadığı OECD tarafından belirtilmiştir. Bunların yanı sıra kurumsal
yönetim uygulamalarının ise Çin iş dünyasının inovasyon kapasitesini ve
performansını arttırdığı vurgulanmıştır90. Çin’in bu alanda verdiği teşvikler,
Samsung’u teknoloji üssü kurmaya yönlendirmiştir. Bu durum, ülkenin
yatırım ortamının bu tür alanlardaki gelişmeyi de büyük ölçüde etkilediğini
göstermektir.
Ülkemizin de küresel endekslerdeki konumunun üst sıralara taşınabilmesi
için, yukarıda adı geçen inovatif ülkelerin bu konuda kaydettiği ilerlemeleri
yakından takip ederek, bu süreçte karşılaştıkları sorunları çözme yolunda
ilerlemesi gerekmektedir.
4.5. Dünyada Sınai Mülkiyet Hakları Açısından İnovasyon
Her yıl WIPO ticari marka, patent, endüstriyel tasarım ve faydalı model
başvuru sayılarına ait istatistiksel verileri toplamak adına ulusal ve bölgesel
fikri mülkiyet ofisleri ile görüşüp anket sonuçlarını raporlamaktadır. İlgili
kuruluşun yayınladığı en güncel veriler 2012 yılına aittir.
Tabloda 4.6’da yer alan veriler 100’den fazla ofise ait fiili başvuru
rakamlarına dayanmakta olup, veri eksikliğinin söz konusu olduğu durumlarda
89
90
OECD (2013), Reviews of Innovation Policy, Sweden
OECD (2007), Reviews of Innovation Policy, China
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
107
ise tahminlere dayandırılmıştır. 2008-2009 yılları arasında, ticari marka ve
patent ofislerine yapılan başvurularda önemli düşüş olduğu görülürken,
endüstriyel tasarım ve faydalı model başvuru sayılarının ise bir önceki yıla göre
yükseldiği görülmektedir. 2009-2010 yıllarına ait rakamlar incelendiğinde ise,
tüm göstergelerde bir artış olduğu ve özellikle faydalı model başvuru sayısının
% 24,3 ile en yüksek artışı sergilediği belirtilmektedir. 2012 yılında ise tüm
göstergelerde önemli artış dikkati çekmektedir.
Tablo 4.6. Fikri Mülkiyet Hakları Başvurularının
Yıllar İtibariyle Dağılımı
2007
2008
2009
2010
2012
(bin)
(bin)
(bin)
(bin)
(bin)
Ticari
Marka
5.490
5.473
5.185
5.588
6.577
Patent
1.866
1.915
1.846
1.979
2.347
Endüstriyel Tasarım
769
557
587
669
1216
Faydalı
Model
300
313
399
496
827
Kaynak: WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report, WIPO Economics and Statistics
Services”
Patent başvuruları açısından bakıldığında, patent aktivitelerinin
ekonomiler arasındaki farklılıkları, ilgili ekonomilerin büyüklük ve gelişmişlik
düzeyini yansıtır. Ülkeler arası kıyaslamayı mümkün kılmak adına kullanılan
göstergeler arasında patent başvurularının GSYİH içindeki payı ve özel
sektörün Ar-Ge harcamalarının düzeyi örnek olarak gösterilebilir.
1995’ten itibaren özel sektördeki Ar-Ge harcamalarının yerli patentlerden
daha hızlı artması, yerli patent başvurularının Ar-Ge harcamaları içindeki
payının azalan bir eğilim göstermesine sebep olmuştur. İncelenen ülkelerin
108
İSTANBUL TİCARET ODASI
büyük bir kısmının yerli patent başvurularının GSYİH ve Ar-Ge harcamaları
içerisindeki payının 2011 yılında, 2001 yılına göre daha düşük olduğu
görülmektedir.
Aşağıda yer alan grafikler, seçilmiş ülkelerin 2011 yılı sonu itibariyle,
yerli patent başvurularının GSYİH ve Ar-Ge harcamaları içerisindeki payını
göstermektedir. Grafiklerden de görüldüğü üzere ortalama patent aktivitesi
yoğunluğu oranı ülkeler arasında önemli ölçüde değişkenlik göstermiştir.
WIPO 2012 Fikri Mülkiyet İstatistikleri Raporu’na göre, yerli patent
başvurularının GSYİH içerisindeki payı G. Kore için 100,7 iken Türkiye için
sadece 3,3 olarak belirtilmiştir. Söz konusu oran Japonya’da 73,4; Çin’de ise
41,8 olarak belirtilmiştir. Ar-Ge faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yenilikler
yalnızca patent sistemi ile korunduğundan, rekabet gücü kazanmış şirketlerin
patent başvuruları da yüksek düzeydedir.
Grafik 4.2’de görüldüğü gibi, yerli patent başvurularının Ar-Ge
harcamaları içindeki payı ise G. Kore için 3,7 iken Türkiye için 1,3 olmuştur.
Son 10 yıllık dönemde, yerli patent başvuruları ve GSYİH benzer oranda arttığı
için yerli patent başvurularının GSYİH içindeki payı görece sabit kalmıştır91.
İlgili grafiklerde rapor edilmiş ülkeler arasında yerli patent başvuru
rakamlarının en yüksek olduğu ülke Çin’dir. Çin, yerli patent başvurularının
GSYİH ve Ar-Ge harcamaları içerisindeki payına göre ilk üç ülke arasında
yer almaktadır. Yerli patent başvuru sayıları incelendiğinde ise ABD 2. sırada
yer almaktadır. Fakat ABD’deki Ar-Ge harcamalarının büyüklüğü göz önüne
alındığında ABD’nin yerli patent başvurularının bu harcamalar içerisindeki
payının 0,9 olduğu belirtilmiştir. Bu oran ile; G. Kore, Çin, Japonya ve hatta
Türkiye’den de alt sıralarda yer almaktadır. Rusya, İtalya ve Türkiye gibi
görece az sayıda yerli patent başvuruları bulunan ülkeler, Ar-Ge harcamalarına
göre düzenlenmiş göstergeler kullanıldığında daha üst sıralarda yer almaktadır.
91 WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and Statistics
Services
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
Grafik 4.1. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent Başvurularının
GSYİH İçerisindeki Payı
TÜRKİYE
3.3
Kanada
3.8
İtalya
5.5
Romanya
5.6
Ukrayna
9.1
İngiltere
9.9
Fransa
İsveç
12.4
16.9
Finlandiya
18.5
Danimarka
18.7
ABD
18.7
Almanya
26.0
İsviçre
26.6
Çin
41.8
Kaynak: WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report”
110
109
110
İSTANBUL TİCARET ODASI
Grafik 4.2. Seçilmiş Ülkelerin Yerli Patent
Başvurularının Ar-Ge Harcamaları İçerisindeki Payı
Finlandiya
0.7
Norveç
0.8
Fransa
0.9
İngiltere
0.9
ABD
0.9
Slovenya
0.9
İtalya
1.2
TÜRKİYE
1.3
Almanya
1.4
Hollanda
1.5
Rusya
1.9
Ukrayna
2.1
Japonya
2.9
Polonya
3.2
Çin
3.5
G. Kore
3.7
0
1
2
3
4
Kaynak: WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report”
4.6. KOBİ’lerin Ar-Ge ve İnovasyon Kapasitesi
KOBİ’lerin tüm dünyada toplam istihdam ve katma değer içindeki payı
oldukça yüksektir. Tablo 4.7 ülkeler itibariyle, imalat sanayindeki işletmelerin
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
111
sayısı ve istihdamın işletme büyüklüğüne göre dağılımını göstermektedir.
Seçilmiş ülkelere ait göstergeler incelendiğinde, KOBİ’lerin ekonomideki
paylarının çok yüksek olduğu ve birbirine yakın seviyede olduğu fark
edilmektedir. Katma değer içindeki paylar incelendiğinde ise, Türkiye’de bu
oranın düşük olduğu gözden kaçmamalıdır. Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin
artması ile birlikte, bu oranın da giderek yükseleceği kuşkusuzdur.
Tablo 4.7. Seçilmiş Ülkelerde KOBİ’lerin Ekonomideki Payı
Ülke
A.B.D.
Hindistan
Japonya
G. Kore
Brezilya
Malezya
AB 27
İngiltere
Almanya
İtalya
Türkiye
Tüm işletmeler
Toplam istihdam
Katma değer
içindeki payı (%)
içindeki payı (%)
içindeki payı (%)
98,90
97,30
98,20
99,90
99,90
99,90
99,80
99,60
99,50
99,90
99,90
57,90
66,90
66,00
87,70
67,00
65,20
67,40
54,10
60,40
81,10
78,00
50,00
49,30
49,20
31,20
57,70
51,00
53,60
71,30
55,00
Kaynak: KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı”
Günümüzde KOBİ’lerin yenilik faaliyetleri ve yönetim becerilerinin
gelişmiş ülkelere kıyasla yeterli olmadığı görülmektedir.
Türkiye’deki KOBİ’lerin yenilik faaliyetlerinin istenilen düzeye
ulaşabilmesi için yapılan girişimlerden biri 2011-2013 KOBİ Stratejisi
ve Eylem Planı’dır (KSEP)92. Bu planın genel amacının “Küçük işletme
ihtiyaçlarına duyarlı iş ortamında, erişilebilirliği ve niteliği yüksek hizmet ve
desteklerle KOBİ’lerin üretim, yatırım miktarı ile katma değerini arttırmak
92
KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı”
112
İSTANBUL TİCARET ODASI
ve büyümelerini sağlamak” olduğu belirtilmiştir. İlgili plan çerçevesinde
izlenilen stratejiler, beş temel başlık altında sınıflandırılmıştır. Bu stratejiler;
• Stratejik Amaç 1:Girişimciliğin geliştirilmesi ve desteklenmesi
• Stratejik Amaç 2: KOBİ’lerin yönetim becerilerinin ve kurumsal
yetkinliklerinin geliştirilmesi
• Stratejik Amaç 3: İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi sürecinde
KOBİ’lerin gözetilmesi
• Stratejik Amaç 4: KOBİ’lerin Ar-Ge ve yenilik kapasitesinin
geliştirilmesi
• Stratejik Amaç 5: KOBİ’lerin ve girişimcilerin finansmana
erişimlerinin kolaylaştırılmasıdır.
4.7. Türkiye’de Seçilmiş İnovasyon Göstergeleri
Literatürde, ülkelerin Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki paylarına
göre ayrıldığı dört ayrı grup bulunmaktadır. Bu gruplar;
• Teknolojide lider ülkeler; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki
payı % 1,5’in üzerinde olan ülkeler,
• İleri teknoloji ülkeleri; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı %
1–1,5 arasındaki ülkeler,
• Orta derecede teknolojiye sahip ülkeler; Ar-Ge harcamalarının
GSYİH içindeki payı % 0,5-1,0 arasındaki ülkeler,
• Düşük teknoloji ülkeleri; Ar-Ge harcamalarının GSYİH içindeki payı
% 0,5’in altında olan ülkeler.
Türkiye’deki Ar-Ge harcamalarının durumunu ortaya koymadan önce,
dünyadaki Ar-Ge harcamaları ve Türkiye’nin göreli olarak konumu hakkında
bilgi vermek gerekir. Grafik 4.3, dünyada 2013 yılında yapılan toplam Ar-Ge
harcamalarının içinde ülkelerin yüzdelerini vermektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
113
Grafik 4.3. Dünyada Yapılan Ar-Ge Harcamalarının Yüzdesi
Kaynak: Global R&D Funding Forecast (2014), Battelle- The Business of Innovation Reports
2014 Global R&D Funding Forecast Raporu’na93 göre, 2013 yılında
dünyada toplam 1.517 milyar USD Ar-Ge harcaması yapılmıştır. Bu
harcamaların 447 milyar USD’sini, % 29,47’lik pay ile ABD gerçekleştirmiştir.
ABD’yi sırasıyla, 232 milyar USD ile Çin, 160 milyar USD ile Japonya, 92
milyar USD ile Almanya, 59 milyar USD ile Güney Kore ve 52 milyar USD
ile Fransa takip etmektedir. Türkiye’nin yaptığı toplam Ar-Ge harcaması ise
yaklaşık 9,4 milyar USD olarak belirtilmiştir. ABD, Türkiye’nin yaklaşık 48
katı, Çin ise Türkiye’nin yaklaşık 25 katı kadar Ar-Ge harcaması yapmaktadır.
TÜİK Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2012 Raporu94 sonuçlarına göre,
Türkiye’de Gayrisafi Yurtiçi Ar-Ge harcaması 2012 yılında bir önceki yıla
göre % 17,1 artarak 13.062 milyon TL olarak hesaplanmıştır95. Grafik 4.4.
1990–2012 yılları arasında Türkiye’deki Ar-Ge harcamasının, GSYİH içindeki
93 Global R&D Funding Forecast (2014), “The Business of Innovation Reports”
94 2012 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması sonuçları; kamu kuruluşları, vakıf üniversiteleri
ve ticari sektördeki anket sonuçları ile devlet üniversitelerinin bütçe ve personel
dökümlerine dayalı olarak oluşturulmuştur.
95 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
114
İSTANBUL TİCARET ODASI
payını göstermektedir. Söz konusu oran, 1990 yılında % 0,32 iken, 2012 yılında
en yüksek düzeyine % 0,92’ye ulaşmıştır. Yukarıdaki sınıflandırma dikkate
alındığında, Türkiye’nin orta derecede teknolojiye sahip ülkeler arasında
olduğu söylenebilir. 1990–2012 dönemleri arasında, Ar-Ge harcamalarının
milli gelire oranının inişli çıkışlı bir seyir izlediği dikkati çekmektedir. Bu
eğilim, ekonominin büyüme trendine de benzemektedir. 1990’lı yılların ikinci
yarısında başlayan yükseliş, 2001 krizi ile bir miktar durmuş, son üç yılda
ise tekrar yükselişe geçmiştir. Bu durum, kriz zamanlarında hükümetlerin bu
harcamalarda kesintiye gittiklerini göstermektedir. 2009 yılında ekonomide
yaşanan durgunluğa rağmen, bu harcamalarda yaşanan sıçrama da önemlidir.
Son yıllarda yaşanan bu yükselmede, devletin Ar-Ge faaliyetlerine
yapılan harcamaları desteklemesi en büyük etkendir. Devlet, bir taraftan
kamunun Ar-Ge harcamalarına hız verirken, bir taraftan da reel sektöre
verdiği Ar-Ge teşviklerini arttırmıştır. Mart 2008’de çıkarılan Ar-Ge teşvik
yasası ile birlikte, durgunluk sonrasında reel sektörün bu harcamalara daha da
hız vereceği düşünülmektedir. Fakat yine de bu oran, Avrupa ortalamasının
çok altındadır.
Grafik 4.4. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının GSYİH içindeki payı
GSYİH içindeki payı
1.00
0.92
0.90
0.85
0.80
0.70
0.63
0.60
0.53
0.50
0.40
0.30
0.32
0.49
0.49
0.45
0.44
0.50
0.64
0.59
0.54
0.53
0.72
0.58
0.48
0.52
0.36 0.36
0.20
0.10
0.00
Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme- Faaliyetleri Araştırması, 2012”
0.73
0.86
0.84
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
115
TÜBİTAK Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu’nda ise, 20002012 yılları arasındaki Ar-Ge harcamasının yıllık ortalama artışı hesaplanarak
bir öngörüde bulunulmuştur. İlgili yıllardaki artışın % 13 olduğu belirtilmiş,
bu eğilimin 2023 yılına kadar devam etmesi varsayıldığında ise 2023 yılında
Ar-Ge harcamasının GSYİH içindeki payının % 1,82 olacağı öngörülmüştür96.
İlgili raporda, Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılı için öngörülen
Ar-Ge harcamasının milli gelir içindeki payının % 3’e çıkması hedefinin
ise, önümüzdeki yıllardaki Ar-Ge harcamalarında yıllık %18’lik bir artış
ile mümkün olacağı belirtilmiştir. Ayrıca, Ar-Ge yoğunluğu oranının % 3’e
ulaşması için, Ar-Ge harcamasının en az 85 milyar TL’ye ulaşması gerektiği
de belirtilmiştir. Bu hedeflere ulaşabilmek için gerekli olan en az 85 milyar
TL Ar-Ge harcamasının, üçte ikisinin reel sektör tarafından gerçekleştirilmesi
gerektiği belirtilmiştir.
2012 yılındaki, Ar-Ge harcamalarının dağılımı ise aşağıdaki şekilde yer
almaktadır97.Ar-Ge harcamalarının;
•
% 45,1’i ticari kesim
•
% 43,9’u yükseköğretim kesimi
•
% 11’i kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir.
2012 yılındaki
incelendiğinde ise;
Ar-Ge harcamaları, finanse eden kesimler itibariyle
Ar-Ge harcamalarının;
•
% 46,8’inin ticari kesim
•
% 28,2’sinin kamu kesimi ve
•
% 21,1’nin yükseköğretim kesimi
•
% 3,4’ünün yurtiçi diğer kaynaklar ve
•
%0,6’sının ise yurtdışı kaynaklar tarafından finanse
edildiği belirtilmiştir98.
96 TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu”
97 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
98 A.g.e.
116
İSTANBUL TİCARET ODASI
Özel sektörün, Ar-Ge harcamalarını yıllar itibariyle daha detaylı
inceleyebilmek adına, TCMB’nin Sektör Araştırmaları Birimi tarafından
imalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların bilgileri de çalışmaya dahil
edilmiştir. Yaklaşık 3.500 firmanın 1996–2011 dönemine ait bilanço ve gelir
tablolarından elde edilen veriler Grafik 4.5 ve 4.6’da gösterilmektedir.
Grafik 4.5. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının
İçindeki
Payı
NetSatışlar
Satışlar
İçindeki
Payı
0.0050
0.0045
0.0040
0.0043
0.0038
0.0032
0.0030
0.0025
0.0020
0.0034
0.0038
0.0035
0.0040
0.0037
0.0034
0.0030
0.0031
0.0028
0.0029
0.0031
0.0031
0.0024
0.0022
0.0015
0.0010
0.0005
0.0000
1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011
Kaynak: www.tcmb.gov.tr
Grafik 4.5’te görüldüğü üzere, Ar-Ge harcamalarının net satışlara oranı,
2000 yılında % 0,43 seviyesi olan en yüksek değere ulaşmıştır. Bu gösterge,
2001 yılından itibaren ise hafif bir düşüş eğiliminde olurken, 2005 yılında
tekrar % 0,40 seviyesine yükselmiştir. Son yıllarda ise, % 0,31 seviyelerinde
seyretmektedir. Bu eğilim, özel sektörün yaptığı Ar-Ge harcamalarının net
satışlar içindeki payının istikrarlı olduğunu gösterebilir. Aynı zamanda, imalat
sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 3.500 firmanın Ar-Ge harcaması ile net
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
117
satışlar düzeyinin artış ve azalış eğilimlerinin benzer olduğu sonucuna da
ulaşılabilir.
Grafik 4.6. Yıllar İtibariyle Ar-Ge Harcamasının Aktifler İçindeki Payı
0.0060
0.0051
0.0050
0.0044
0.0040
0.0030
,
0.0047
0.0045
0.0040
0.0030
0.0047
0.0037
0.0041
0.0038
0.0036
0.0037
0.0034
0.0033
0.0031
0.0027
0.0020
0.0010
0.0000
1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011
Kaynak: www.tcmb.gov.tr
Grafik 4.6 ise, ilgili döneme ait Ar-Ge harcamalarının aktiflere oranını
göstermektedir. Bu gösterge ise en yüksek seviye olan % 0,51 düzeyine 2000
yılında ulaşmıştır. 2008 küresel krizinin etkisiyle, oran azalırken; 2011 yılında
ise, bu oranın artarak % 0,37 seviyesine geldiği görülmektedir. Özellikle 2011
yılında, imalat sektöründe faaliyet gösteren firmaların aktiflere oranla Ar-Ge
harcamalarını arttırdığını söylemek mümkündür.
Söz konusu firmalara ait Ar-Ge harcamasının net satışlar içindeki payının
eğilimi, Ar-Ge harcamasının aktifler içindeki payının seyri ile paralellik
göstermektedir. Her iki tabloda da görüleceği üzere, 2000’li yıllarda artış
gösteren oran, 2008 yılında düşüş eğilimine girmiş, son yıllarda ise tekrar
artış eğilimine girmiştir.
118
İSTANBUL TİCARET ODASI
Dikkati çeken bir diğer konu ise, büyük ölçekli işletmelerin bir kısmının
yüksek satış rakamları elde etmesine rağmen, mali tablolarında Ar-Ge
harcamalarının yer almamasıdır. Örneğin, Enerji Bakanlığı şirketlerinden
Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ)’ın 2011 yılında 26 milyar 611
milyon TL satış geliri elde etmesine rağmen, şirketin aynı dönemdeki Ar-Ge
harcamalarının hiç olmadığı raporlanmıştır99.
TÜİK İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması100, Türkiye’de 2012
yılında yapılan Ar-Ge harcamalarının toplamını 13.062 milyon TL olarak
belirtmektedir. En yüksek Ar-Ge harcamasının olduğu bölge 3.719 milyon TL
ile Batı Anadolu bölgesi iken, bu rakamın toplam içindeki payı % 28,48 olarak
raporlanmıştır. Ar-Ge harcamalarının bölgesel dağılımında Batı Anadolu’nun
ilk sırada yer alması, başkent Ankara’nın bu bölgede bulunmasından
kaynaklanmaktadır. TÜİK’in verilerine göre, 2011 yılında ise aynı bölgede
3.147 milyon TL Ar-Ge harcaması yapılmıştır. Aynı rapora göre, ikinci sırada,
Doğu Marmara % 20,58’lik pay ile yer almaktadır. Tek bir bölge olarak kabul
edilen İstanbul ise % 19,96’lık pay ile üçüncü sırada yer almaktadır.
99 http://kobidestek.org/26-milyar-liralik-botasin-ar-ge-harcamasi-sifir
100 TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
119
Grafik 4.7. Bölgelere göre Ar-Ge Harcaması (milyon TL)
13 062
TÜRKİYE
Batı Anadolu
3 719
İstanbul
2 607
Doğu Marmara
2 688
1 261
Ege
Akdeniz
718
Batı Marmara
357
Orta Anadolu
388
Güneydoğu Anadolu
332
Batı Karadeniz
322
Ortadoğu Anadolu
276
Doğu Karadeniz
182
Kuzeydoğu Anadolu
207
2 000
4 000
6 000
8 000
10 000
12 000
14 000
Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
İlgili raporda, Ar-Ge ile ilgilenen kurumlar özel kesim, kamu kesimi
ve üniversiteler olarak üç bölümde incelenmektedir. Ar-Ge faaliyetlerinde
çalışan personel sayısına bakıldığında ise, 2012 yılında Türkiye’de Ar-Ge
faaliyetlerinde 184.301 kişinin çalıştığı belirtilmiştir. Bu kişilerin % 60’ı
üniversitelerde, % 31’i özel sektörün Ar-Ge bölümlerinde ve % 9’u da kamu
kurumlarında istihdam edilmektedir. Ar-Ge personel sayısına göre ise %
22,83 ile Batı Anadolu bölgesi ilk sırada yer almaktadır. Bu bölgeyi, % 21,81
ile İstanbul ve % 15,43 ile Doğu Marmara bölgeleri izlemektedir.
120
İSTANBUL TİCARET ODASI
Grafik 4.8. Bölgelere Göre Ar-Ge Personeli
184 301
TÜRKİYE
Batı Anadolu
42 089
İstanbul
40 197
Doğu Marmara
28 438
20 630
Ege
Akdeniz
Batı Marmara
Orta Anadolu
Güneydoğu Anadolu
11 873
6 149
7 762
6 035
Batı Karadeniz
6 619
Ortadoğu Anadolu
5 524
Doğu Karadeniz
4 457
Kuzeydoğu Anadolu
4 528
50 000
100 000
150 000
200 000
Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
Kişi başına düşen Ar-Ge harcaması miktarı bir ülkenin bilim ve teknolojiye
verdiği önemi gösteren bir unsurdur. Ar-Ge çalışanlarının sayısının toplumun
geneline ve istihdam edilenlerin sayısına oranı da önemli bir göstergedir. 2011
yılında istihdam edilen on bin kişiye düşen TZE Ar-Ge personeli sayısı 39
iken, 2012 yılında bu rakam artış göstererek 42.4’e ulaşmıştır.
Grafik 4.9. İstihdam Edilen Onbin Kişiye Düşen Ar-Ge Personeli
50.0
45.0
42.4
40.0
35.0
30.6 31.7
30.0
25.0
24.5
20.0
15.0
10.0
18.1
34.6
36.2
38.5
26.7
20.4
12.9 13.6
5.0
0.0
2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
Kaynak: TÜİK (2013), “Araştırma-Geliştirme Faaliyetleri Araştırması, 2012”
121
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
TÜBİTAK Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu’nda, 2023
yılında % 3 Ar-Ge yoğunluğuna ulaşabilmek için, araştırmacı sayısının da
Ar-Ge harcamalarına göre artış göstermesi gerekmektedir. Grafik 4.9’dan da
görüleceği üzere, istihdam edilen on bin kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısı
yıllar itibariyle artış göstermekle birlikte, yeterli değildir. İlgili raporda, yıllar
itibariyle olan artışın devam etmesi halinde, 2023 yılında istihdam edilen on
bin kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısının 300 olması hedeflenmektedir101.
Türkiye için diğer bir önemli gösterge ise ülkemizdeki girişimlerdeki
inovasyon faaliyetlerinin yüzdesidir. Aşağıdaki grafik; pazarlama,
organizasyon, teknoloji, süreç ve ürün yeniliği yapan girişimlerin yüzdesi ile
ilgili bilgi vermektedir.
Grafik 4.10. Türkiye’deki Girişimlerde
Çeşitli İnovasyon Faaliyetlerinin Yüzdesi
Pazarlama yeniliği yapan
34,7
Organizasyon yeniliği yapan
31,7
Organizasyon ve/veya pazarlama yeniliği…
Teknolojik yenilik faaliyeti sonuçsuz kalan
43
3,7
Teknolojik yenilik faaliyeti devam eden
14,2
Süreç yeniliği yapan
20,4
Ürün yeniliği yapan
17,7
Ürün ve/veya süreç yeniliği yapan
27
Teknolojik yenilik faaliyeti yürüten
27
Yenilik faaliyeti yürüten
48,5
0
10
20
30
40
50
60
Kaynak: TÜİK (2013) “2010-2012 Yenilik Araştırması”
TÜİK’in 2013 tarihinde yayınladığı 2010-2012 Yenilik Araştırması,
Türkiye’de yürütülen inovasyon faaliyetlerinin güncel durumu ile ilgili
bilgiler sunmaktadır102. İlgili rapor sonuçlarına göre, süreç inovasyonu
101 TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu”
102 TÜİK tarafından 2013 yılında yapılan “Yenilik Araştırması”, OECD Metodolojisine
122
İSTANBUL TİCARET ODASI
yapan girişimlerin yüzdesi % 20,4 iken, ürün inovasyonu yapan girişimlerin
yüzdesi ise % 17,7’dir. İnovasyon türleri kapsamında ise girişimlerin %
27’si teknolojik inovasyon faaliyetinde bulunmuştur. Teknolojik inovasyon
faaliyeti kapsamında girişimlerin % 27’si ürün veya süreç inovasyonu
yaparken, teknolojik inovasyon faaliyeti devam eden girişimlerin oranı ise %
14,2, teknolojik inovasyon faaliyeti sonuçsuz kalan girişimler ise %3,7 olarak
görülmektedir103.
İlgili rapora göre, ürün ve/veya süreç yeniliği faaliyetinde bulunan
girişimler en önemli bilgi kaynağı olarak % 30,3 ile özel sektördeki müşterileri
göstermiştir. Bunu % 28,9 ile kurum içi kaynaklar, % 26 ile makine, teçhizat,
malzeme ve yazılım sağlayıcıları, % 14 ile rakip girişimler ve aynı sektördeki
diğer girişimler izlemiştir.
Grafik 4.10.’da girişimlerin % 31,7’sinin organizasyon inovasyonu
yaptığı görülmektedir. Girişimleri, ilgili inovasyon alanına yönlendiren
faktörlerin başında ürün/hizmet kalitesinin geliştirilmesinin yer aldığı
belirtilirken, bunu müşteri/tedarikçi ihtiyaçlarının cevaplanmasının takip ettiği
raporlanmıştır. İlgili grafikte, girişimlerin % 34,7’sinin pazarlama inovasyonu
yaptığı görülmektedir. Girişimleri, bu alandaki inovatif faaliyetlere yönelten
etkenlerin başında pazar payını korumak/arttırmak gelirken, bunu ürünlerin
yeni müşteri grubuna tanıtılması izlemektedir.
TÜİK Yenilik Araştırması 2013 Raporu, yenilik faaliyeti yürüten girişimlerin oranını, ekonomik faaliyet kollarına göre raporlamıştır. Ekonomik
faaliyetler, sanayi ve hizmet ana sektörleri olarak ikiye ayrılmıştır. Tablo
4.8, ilgili sektörler bazında inovasyon faaliyetlerini yürüten girişimlerin dağılımını 2008-2010 ve 2010-2012 dönemlerine ait veriler ile göstermektedir.
Ekonomik faaliyetler kapsamında sanayi sektörü incelendiğinde, inovasyon
faaliyetinin en yüksek olduğu alt sektörün, % 50,3 ile hizmet sektörü olduğu
uygun olarak Oslo Kılavuzu’na dayanan “Topluluk Yenilik Anketi Model Soru
Kâğıdı’nın” uyarlanması ile iki yılda bir üç yıllık dönemlere ilişkin olarak yapılmaktadır.
İlgili rapor, 2010–2012 dönemini kapsamaktadır.
103 TÜİK (2013), “Yenilik Araştırması, 2012”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
123
görülmektedir. Aynı dönemde, bu sektöre ait alt sektörlere ilişkin veriler incelendiğinde ise, inovasyon yürüten işletmelerin oranının en yüksek olduğu
alt sektörün % 88,1 ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin olduğu
belirtilmiştir.
Tablo 4.8. Türkiye’deki Girişimlerde
İnovasyon Faaliyetlerinin Sektörel Dağılımı
Ekonomik Faaliyet Kolları ve Büyüklük Grupları
2008-2010
2010-2012
Genel
51.4
48.5
Sanayi
52.2
49.8
Madencilik ve taşocakçılığı
32.5
37.7
İmalat sanayi
53.0
50.4
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretim ve dağıtımı
39.9
39.1
Su temini, kanalizasyon, atık yönetim ve iyileştirme
faaliyetleri
36.6
35.5
Hizmet
50.3
50.3
Toptan ticaret
54.4
49.7
Ulaştırma ve depolama
40.0
40.1
Bilgi ve iletişim
54.6
67.0
Finans ve sigorta faaliyetleri
41.0
45.2
Mimarlık ve mühendislik faaliyetleri, teknik test ve analiz
faaliyetleri
47.2
39.8
Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetler
84.0
88.1
Kaynak: TÜİK (2013), “2010-2012 Yenilik Araştırması”
İlgili tablodaki veriler, büyüklük bazına göre değerlendirildiğinde,
inovasyon faaliyeti yürüten işletmelerin oranının yaklaşık % 50 ile %
70 arasında olduğu ve işletme ölçeğiyle doğru orantılı olarak değiştiği
görülmektedir. 2010–2012 yıllarını içeren dönemde 10 ve daha fazla çalışanı
olan girişimlerin yaklaşık yarısı inovasyon faaliyetinde bulunmuştur.
124
İSTANBUL TİCARET ODASI
Bu kapsamda;
•
10–49 arası çalışanı olan işletmelerin % 49,4’u,
•
50–249 arası çalışanı olan işletmelerin % 58,9’u ve
• 250 ve daha fazla çalışanı olan işletmelerin ise % 69,7’si
inovasyon faaliyetinde bulunmuştur.
4.8. Türkiye’de İSO 500 Şirketlerinin Yenilik Yaratma Gücü
Günümüz bilgi ekonomilerinde, bilgi ve onun ticari ürün ve süreç
haline dönüşmüş hali, başarı için en önemli girdilerden biri haline gelmiştir.
Dolayısıyla, bilgiyi satılabilir bir varlık haline getiren fikri mülkiyet
hakları, şirketlerin büyümesinde, verimliliklerinin artmasında, finansal
performanslarının iyileşmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda
da, son yıllarda, şirketlerin mali tablolarında, sahip olunan varlıklar içinde
gayri maddi varlıkların oranında büyük artışlar olduğu görülmektedir.
Şirketlerin rekabet güçlerinin artmasında, finansal sermayenin yanında
yenilikçi göstergelerinin de artması kaçınılmazdır.
İSO tarafından yayınlanan ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinin ilk
sıralarında da, Türkiye’de en çok patent alan şirketlerin olması, bu durumu
doğrulamaktadır. Tablo 4.9, 2005-2010 tarihleri arasında her yıl Türkiye’nin
birinci 500 işletmesi listesine giren işletmelerin inovasyon göstergelerine ait
başvuru sayılarını göstermektedir.
Tablo 4.9. İSO 500 İşletmelerinin
2005-2010 Dönemi Sınai Mülkiyet Başvuru Sayıları
2005
2006
2007
2008
2009
2010
Patent
24
22
129
101
109
115
Ticari Marka
734
844
1.080
1.162
423
284
Faydalı Model
21
59
64
45
17
18
Endüstriyel Tasarım
236
312
395
402
862
1.020
Kaynak: www.tpe.gov.tr
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
125
Yukarıdaki tablo incelediğinde, Türkiye’nin ilk 500 şirketinde bile
inovasyon alanında fazla yatırım yapılmadığı görülmektedir. 2007 yılında
şirketlerin patent tescil sayısı en yüksek iken, bu sayı 2008 krizin etkisiyle
düşme eğilimi göstermiştir. 2007 yılında, Arçelik şirketi, 112 patent tescil
sayısı ile patent tescil sayısı bakımından en üst sırada yer almaktadır. 2008
yılında ise Şölen Çikolata Gıda San. ve Tic. A.Ş. 145 ticari marka tescil sayısı
ile en üst sırada yer almaktadır.
Türkiye’den yapılan patent başvurularının, üçte birini gerçekleştirerek bu
konuda lider olan Arçelik, WIPO’da en çok uluslararası patent başvurusuna
sahip ilk 500 şirket arasındaki tek Türk şirketi olarak 2010 yılında 95. sırada
yer almıştır. 2010 yılında, önceki yıllara paralel olarak 142 adet patent
başvurusu gerçekleştirmiştir. Şirket, 2010 yılında TPE tarafından verilen;
en çok patent başvurusu yapan şirket, en çok patent tescili alan şirket ve en
çok uluslararası patent başvurusu yapan şirket ödüllerini de almıştır. Tablo
4.10’da Arçelik A.Ş.’nin 2005-2010 yılları arasında tescil ettirdiği patent
sayıları belirtilmektedir. Arçelik A.Ş., 2010 yılında İSO 500 firmalarının
tescil ettirdikleri toplam patent sayısının tek başına % 80’ini tescil ettirerek
liderliğini sürdürmüştür.
Tablo 4.10. Arçelik A.Ş.’nin Yıllar İtibariyle Patent Tescil Sayıları
2005
2006
2007 2008
2009
2010
Patent Tescil Sayısı
17
15
112
83
93
Toplam İçindeki Pay (%)
70.83
68.18 86.82 66.34
76.15
80.87
67
Kaynak: www.tpe.gov.tr
Arçelik, 1990 yılından bu yana hız kesmeden sürdürdüğü Ar-Ge ve
teknoloji yatırımları ile uluslararası pazarlarda da sektörünün önde gelen
şirketlerinden biri olmuştur. Son yıllarda, özellikle değişen çevre bilinci, enerji
alanındaki kısıtlamalar, diğer sektörlerdeki gelişmeler birçok yeni özelliğin ve
126
İSTANBUL TİCARET ODASI
tasarruflu ürünlerin piyasaya sunulmasını arttırarak, beyaz eşya ürünlerinde
enerji ve su tüketimlerinde çok hızlı bir iyileşme sağlanmıştır. Bu iyileşme ve
düzenlemelerin arkasında da yoğun Ar-Ge faaliyetlerinin payı kaçınılmazdır.
Sektörel açıdan, İSO 500 firmalarının inovasyon göstergelerinin 20052010 yılları itibariyle değişimi Tablo 4.11 ve Tablo 4.12’de görülmektedir.
Tüm sektörler incelendiğinde, en çok patent tescilinin 2007 yılında, 129
tescil ile gerçekleştiği görülmektedir. İlgili patent tescillerinin 114’ü Arçelik
A.Ş.’nin de içinde bulunduğu Metal Eşya, Makine ve Teçhizat sektörü
tarafından gerçekleştirilmiştir. Geri kalan patent tescillerinin en yüksek
olduğu sektörler ise Kimya, Petrol Ürünleri, Lastik ve Plastik Sektörü, Taş ve
Toprağa Dayalı Sektör ve Otomotiv Sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir.
Toplam ticari marka tescilinin ise 1.161 tescil sayısı ile 2008 yılında yapıldığı
görülmektedir. Özellikle, Gıda, İçki ve Tütün sektörü 565 ticari marka tescili
ile tüm sektörlerdeki tescillerin yaklaşık % 50’sini gerçekleştirmiştir. Faydalı
model tescil sayılarının ise diğer göstergelere göre oldukça düşük olduğu
söylenebilir. En çok endüstriyel tasarım tescilinin 2010 yılında, 1.020 tescil ile
gerçekleştiği görülmektedir. İlgili endüstriyel tasarım tescillerinin yarısından
fazlasının Dokuma, Giyim Eşyası, Deri ve Ayakkabı Sektörü tarafından
gerçekleştirildiği görülmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
127
Tablo 4.11. İSO 500 Firmalarının 2005-2007 Döneminde
Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları
2005
2006
2007
P
TM
FM
ET
P
TM
FM
ET
P
T
FM
ET
Madencilik ve
Taşocakçılığı
0
2
0
0
0
0
0
0
0
2
0
0
Gıda, İçki ve Tütün
Sanayi
0
223
1
25
0
343
0
43
0
461
1
32
Dokuma, Giyim
Eşyası, Deri ve
Ayakkabı Sanayi
0
51
0
53
0
80
1
67
0
76
3
60
Orman Ürünleri ve
Mobilya Sanayi
0
15
1
64
0
30
0
63
0
46
0
146
Kağıt, Kağıt
Ürünleri ve Basım
Sanayi
0
9
0
3
0
11
0
4
0
12
0
7
Kimya, Petrol
Ürünleri, Lastik ve
Plastik Sanayi
2
254
11
22
1
230
15
25
8
304
12
18
Taş ve Toprağa
Dayalı Sanayi
4
3
0
25
1
22
5
61
4
29
3
66
Metal Ana Sanayi
1
22
0
1
0
17
1
3
0
24
4
2
Metal Eşya,
Makine ve Teçhizat
17
115
8
36
19
74
9
33
114
83
16
28
Otomotiv Sanayi
0
35
0
7
1
34
27
12
3
41
25
33
Diğer İmalat
Sanayi
0
2
0
0
0
1
0
1
0
2
0
2
Elektrik Sektörü
0
3
0
0
0
1
1
0
0
0
0
0
Toplam
24
734
21
236
22
843
59
312
129
1.080
64
394
P: Patent, TM: Ticari Marka, FM: Faydalı Model, ET: Endüstriyel Tasarım
Kaynak: www.tpe.gov.tr
128
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 4.12. İSO 500 Firmalarının 2008-2010 Döneminde
Sektörel Bazda İnovasyon Göstergelerine Ait Tescil Sayıları
2008
2009
2010
P
TM
FM
ET
P
TM
FM
ET
P
T
FM
ET
Madencilik ve
Taşocakçılığı
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
Gıda, İçki ve Tütün
Sanayi
0
565
0
24
0
65
0
20
0
36
0
8
Dokuma, Giyim
Eşyası, Deri ve
Ayakkabı Sanayi
3
89
0
43
1
41
1
539
0
42
0
604
Orman Ürünleri ve
Mobilya Sanayi
0
59
1
174
0
1
0
31
0
3
3
1
Kağıt, Kağıt
Ürünleri ve Basım
Sanayi
0
10
0
3
1
8
0
18
0
11
1
3
Kimya, Petrol
Ürünleri, Lastik ve
Plastik Sanayi
4
258
4
8
5
229
8
10
3
128
3
13
Taş ve Toprağa
Dayalı Sanayi
1
35
0
77
2
3
0
159
2
15
0
64
Metal Ana Sanayi
4
33
1
2
0
11
1
0
93
19
1
281
Metal Eşya, Makine
ve Teçhizat
77
56
5
45
89
53
2
61
6
8
8
10
Otomotiv Sanayi
11
51
30
23
10
10
4
7
10
17
2
35
Diğer İmalat Sanayi
1
5
0
2
1
1
0
17
1
5
0
0
Elektrik Sektörü
0
0
4
0
0
1
0
0
0
0
0
1
101
1.161
45
401
109
423
16
284
18
1.020
Toplam
862 115
P: Patent, TM: Ticari Marka, FM: Faydalı Model, ET: Endüstriyel Tasarım
Kaynak: www.tpe.gov.tr
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 5
REEL SEKTÖR FİRMALARINDA
AR-GE VE FİNANSAL PERFORMANS
İLİŞKİSİNİN ANALİZİ
129
130
İSTANBUL TİCARET ODASI
5. Reel Sektör Firmalarında Ar-Ge ve Finansal Performans İlişkisinin
Analizi
“Ölçemediğiniz hiçbir şeyi kontrol edemez, kontrol edemediğiniz hiçbir şeyi
yönetemezsiniz”
Peter Drucker
G
ünümüzde inovasyonun işletmeler üzerindeki artan önemine paralel
olarak, literatürde şirketlerin inovasyon ve Ar-Ge performansının
ölçülüp, değerlendirilmesine yönelik birçok çalışma yer almaktadır. Çeşitli
çalışmalarda, inovasyon göstergesi olarak; işletmelerin patent tescil sayıları,
Ar-Ge harcamalarının miktarı veya toplam maliyetler içindeki payı ve Ar-Ge
bölümünde istihdam edilen personel sayısı kullanılmaktadır. Bu bölümde,
ilk olarak inovasyon ölçüm yöntemleri hakkında bilgi verilerek, daha sonra
Türkiye’de halka açık şirketler üzerinde bir uygulama yapılmıştır. Bu çerçevede, inovasyon göstergesi olarak, işletmelerin Ar-Ge harcamalarının toplam
aktife, toplam satış hasılatına ve özkaynaklara oranlanması ile elde edilen değişkenler kullanılmıştır.
5.1. İnovasyon Ölçüm Yöntemleri
Bilim, Teknoloji ve İnovasyon göstergelerinin tarihsel gelişimi, inovasyon ölçüm yöntemleri hakkında temel bilgiler vermektedir. Millbergs ve
Vonortas’ın 2006 yılında yaptığı çalışmada, Bilim, Teknoloji ve İnovasyon
(STI) göstergelerinin tarihsel gelişimi dört ayrı evre dahilinde değerlendirilmiştir104:
Birinci evreyi meydana getiren göstergeler; Ar-Ge yatırımları, eğitim harcamaları, sermaye yatırımları, Ar-Ge personeli, üniversite mezunları ve teknoloji yoğunluğu gibi girdiler olarak tanımlanmaktadır.
İkinci evre göstergeleri, birinci evre göstergelerini tamamlayıcı nitelikte
olup, patent sayıları, bilimsel yayınlar, yeni ürün ve süreçler, yüksek teknolojiye dayalı ticaret gibi bilim ve teknoloji faaliyetlerinin ara çıktılarından mey104 Milbergs E., Vonortas N. (2006), “Innovation Metrics:Measurement to Insight”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
131
dana gelmektedir.
Üçüncü evre göstergeleri, anket ve halka açık bilgiye dayalı olarak oluşturulan, daha geniş kapsamlı inovasyon göstergeleri ve endekslerine odaklanmaktadır. Bu süreçte temel hedef, bir ülkenin inovasyon faaliyet kapasitesinin
diğerleriyle kıyaslanıp, sıralanmasıdır. Uluslararası veri karşılaştırılmasında
yaşanan güçlükler ve hizmet sektöründeki inovasyonun anketlere dahil edilmesi konusundaki sorunlar, bu evredeki temel sıkıntıları meydana getirmektedir.
Dördüncü evre göstergeleri ise bilgi kıstasları, şebekeler gibi göstergelerden oluşmaktadır. Bu evrede, inovasyon koşulları henüz oluşum aşamasındadır.
Tablo 5.1’de, söz konusu dört evre ve göstergelerin gelişimi yıllar itibariyle özetlenmektedir.
Tablo 5.1. Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Göstergelerinin Tarihsel Gelişimi
Birinci Evre
Girdi Göstergeleri
(1950-1960’lar)
İkinci Evre
Çıktı
Göstergeleri
(1970-1980’ler)
Ar-Ge Harcamaları
Bilgi Teknolojileri
Personeli
Patent
Bilimsel
Yayınlar
Sermaye
Yeni Ürünler
Teknolojik
Yoğunluk
Kalite
Değişikliği
Üçüncü Evre
İnovasyon
Göstergeleri
(1990’lar)
İnovasyon
anketleri
Endeksler
İnovasyon
kapasitesi
kıyaslaması
Dördüncü Evre
Süreç Göstergeleri
(2000’ler)
Bilgi
Maddi Olmayan Varlıklar
Şebeke
Talep
Kümeler
Yönetim Teknikleri
Risk/Getiri
Sistem Dinamikleri
Kaynak: Millbergs ve Vonartas (2006)
132
İSTANBUL TİCARET ODASI
Son yıllarda, ülkelerin inovasyon yapabilme potansiyelini değerlendirmek
adına, kapsamlı bir İnovasyon Kapasitesi Endeksi oluşturulmuştur. Claros
ve Mata (2011), bu endeksi oluştururken, beş ana unsuru dengeli bir şekilde
değerlendirmeye dahil etmişlerdir.
Bu unsurları aşağıdaki şekilde sıralamışlardır105:
• Kurumsal Çevre
• Beşeri sermaye, eğitim ve sosyal çevre
• Düzenleyici ve yasal çerçeve
• Araştırma ve Geliştirme
• Bilgi ve iletişim teknolojilerine uyum olarak sınıflandırılabilir.
Claros ve Mata, yukarıda yer alan beş ana unsurun, ilgili endekste hangi
oranda ağırlıklandırılacağını, üzerinde çalışılan 131 ülkenin gelişmişlik
düzeyine göre belirlemiştir.
İnovasyon endeksi oluşturulmasına ilişkin bir diğer çalışma ise Stone
v.d. (2008) tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada inovasyon endeksinin
hesaplanmasında kullanılan faktörler dört temel başlık altında listelenmiştir.
Bu başlıklar; şekil 5.1.’de detaylı bir biçimde listelenmiştir106.
105 Claros, A.L. Mata, Y. N. (2011), Policies and Institutions Underpinning Country
Innovation: R esults from the Innovation Capacity Index, EFD-Global Consulting
Network
106 Stone A., v.d., A.g.e.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
133
İnovasyon
Endeksinin
Hesaplanmasında
Kullanılan
Faktörler
Makro Ekonomi
Ülke ekonomisi
Uluslararası ticaret
Uluslararası
yatırım
İstihdam
Fiyat genel düzeyi
Devlet/Yönetim
Kamu finansmanı
Maliye politikas
Kurumsal
çerçeve
İş kanunu
Toplumsal
çerçeve
İş Ortamı/Ticaret
Verimlilik ve
etkinlik
İşgücü
Finansman
Yönetim
uygulamaları
Davranış biçimi ve
değerler
Altyapı ve
Kaynaklar
Temel altyapı
Teknolojik altyapı
Bilimsel altyapı
Sağlık&Çevre
Eğitim
Şekil 5.1. İnovasyon Endeksinin Hesaplanması
OECD tarafından 2008 yılında yayınlanmış olan Handbook on
Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide isimli
kılavuzda107, inovasyonu ölçmek amacıyla oluşturulan birleşik göstergelerin
avantaj ve dezavantajlarına yer verilmiştir.
Avantajları;
• Karışık ve çok boyutlu göstergeleri, karar verici için tek bir
değişkene indirger.
• Yorumlanması daha kolaydır.
• Ülkelerin yıllar içindeki gelişiminin değerlendirilmesini sağlar.
• Tek bir göstergede, daha fazla bilginin yer almasını mümkün
kılar.
• Kamuya açık iletişim sayesinde hesap verilebilirliği arttırır.
• Kullanıcıların, karmaşık boyutları etkin bir şekilde kıyaslamasına
imkan sağlar.
107 OECD and European Community Joint Research Centre (2008), Handbook on
Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide
134
İSTANBUL TİCARET ODASI
Dezavantajları;
• İlgili endeksler, yanlış bir şekilde oluşturulup yorumlanırsa,
yanıltıcı sonuçlara sebebiyet verebilir.
• İstenilen politikaların kullanılması adına suistimal edilebilir.
• Seçilen kıstaslar ve ağırlıklar, politik tartışmalara sebebiyet
verebilir.
• Ölçülmesi zor olan performans boyutları göz ardı edilirse,
isabetsiz politikalara yol açabilir.
OECD ve Avrupa Komisyonu’nun birlikte çalışmasıyla oluşturulan Oslo
Kılavuzu’nda, inovasyon tanımı ve inovasyon ölçüm metotlarıyla ilgili birçok
standart ortaya konulmuştur. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, bu kılavuzda
yer alan standartlar doğrultusunda, kendi ülkelerinde bulunan işletmelere
inovasyon anketi düzenlemektedir. Dünya Bankası, INSEAD, Economist
Intelligence Unit ve Avrupa Komisyonu tarafından gerçekleştirilen inovasyon
anketleri, ülkemizde de TÜİK tarafından birçok işletmeye uygulanmaktadır.
Akademik literatürde ise işletmelerin inovasyon kapasitesini belirlemek
amacıyla çok sayıda ölçü kullanılmakta, bununla birlikte tek bir göstergenin
kullanılması farklı sektör ve faaliyet alanında yer alan işletmelerin
karşılaştırılmasında sakınca yaratmaktadır. Bu durumun sonucu olarak, farklı
inovatif faaliyetleri göz önünde bulunduran birleşik bir ölçü kullanılması gerekli
hale gelmiş ve bu amaçla çalışmalarda inovasyon endeksi oluşturulmuştur.
Firma bazında oluşturulan inovasyon endeksinin oluşturulması
konusundaki ilk çalışmalardan biri Feeny ve Rogers (2001) tarafından
yapılmıştır108. Bu çalışmada Avustralya’da faaliyet gösteren firmaların
inovasyon kapasiteleri çok yönlü olarak ölçülmeye çalışılmış ve böylece
firmaların inovatif faaliyetleri ve performansları arasındaki ilişki detaylı
olarak araştırılmıştır.
108 Feeny, S., Rogers, M., (2001), Innovation and Performance: Benchmarking Australian
Firms’, Melbourne Institude Working Paper, No. 7/01.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
135
Türkiye’de inovasyon endeksine ilişkin çalışmalar yapılmıştır. Bu
çalışmalardan biri olan Aras v.d. 2010109, 2005 ve 2009 yılları arasında, İSO
500’de yer alan firmaların inovasyon kapasitelerini ölçmek amacı ile patent,
ticari marka, faydalı model ve endüstriyel tasarım tescil sayılarını panel veri
analiz yöntemi ile ağırlıklandırarak bir endeks oluşturmuştur. Yapılan panel
veri analizinde, bağımlı değişken olarak aktif devir hızı, bağımsız değişken
olarak patent, ticari marka, faydalı model ve endüstriyel tasarım sayıları ile
kontrol değişkeni olarak kaldıraç oranı ve ihracat miktarı kullanılmıştır. Analiz
sonucunda elde edilen denklemin katsayıları inovasyon ile ilgili faaliyetlerin
aktif devir hızı üzerindeki ortalama etkisini gösterdiği için, istatistiki olarak
anlamlı olan katsayılar inovasyon endeksinin oluşturulmasında kullanılmıştır.
5.2. BİST’de İşlem Gören Reel Sektör Firmaları Üzerine Bir Uygulama
Çalışmanın bu bölümünde, Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören reel
sektör firmalarının Ar-Ge harcamaları ile finansal performansları, piyasa
değerleri ve karlılıkları arasında bir ilişki olup olmadığını araştırılmıştır.
Ayrıca Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler çeşitli finansal oranlar
bakımından karşılaştırılarak Ar-Ge harcamalarının işletme performansında
istatistiki olarak anlamlı bir fark yaratıp yaratmadığı incelenmiştir.
Bu amaçla, 2010 ve 2011 yıllarında BİST’de işlem gören 214 reel sektör
firması çalışmaya dahil edilmiştir. Reel sektörde yer alan firmaların ağırlıklı
olduğu veri setinin sektörlere göre dağılımı Tablo 5.2’de yer almaktadır.
Çalışmadaki en önemli kısıt, inovasyon ve Ar-Ge harcamaları ile ilgili
verinin sınırlı olmasıdır. İşletmeler bazında Ar-Ge personeli hakkında
ayrıntılı bilgi bulunmadığı için sadece Ar-Ge harcaması ile ilgili finansal oran
hesaplanmıştır.
109 Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship between Firm
Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish Automotive Industry
Using DEA and Panel Data Analysis”, International Conference on Global Trends in the
Efficiency and Risk Management of Financial Services, Greece, Chania
136
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.2. BİST’de Yer Alan İşletmelerin Sektörlere Göre Dağılımı
Kod SEKTÖR
1 MADENCİLİK
2 İMALAT SANAYİ
İşletme Sayısı
2
143
21 GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN
21
22 DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ
15
23 ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA
3
24 KAĞIT VE KAĞIT ÜRÜNLERİ, BASIM VE YAYIN
14
25 KİMYA, PETROL, KAUÇUK VE PLASTİK ÜRÜNLER
24
26 TAŞ VE TOPRAĞA DAYALI SANAYİ
26
27 METAL ANA SANAYİ
13
28 METAL EŞYA, MAKİNE VE GEREÇ YAPIM
24
29 DİĞER İMALAT SANAYİ
3
3 ELEKTRİK, GAZ VE SU
4
4 İNŞAAT VE BAYINDIRLIK
3
5 TOPTAN ve PERAKENDE TİCARET OTEL VE LOKANTALAR
24
51 TOPTAN TİCARET
3
52 PERAKENDE TİCARET
16
53 LOKANTA VE OTELLER
5
6 ULAŞTIRMA, HABERLEŞME VE DEPOLAMA
4
61 ULAŞTIRMA
3
62 HABERLEŞME
1
7 EĞİTİM, SAĞLIK SPOR ve DİĞER SOSYAL HİZMETLER
6
71 TIBBİ VE DİĞER SAĞLIK HİZMETLERİ
1
72 SPOR HİZMETLERİ
4
73 EĞLENCE HİZMETLERİ
1
8 HOLDİNGLER VE YATIRIM ŞİRKETLERİ
18
9 TEKNOLOJİ
10
91 BİLİŞİM
9
92 SAVUNMA
1
TOPLAM
214
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
137
Çalışmada işletmelerin borsa performansı ve finansal performanslarını
değerlendirmek için kullanılan oranlar; seçilmiş karlılık oranları, likidite
oranları, kaldıraç oranları, borsa performası oranları ve Ar-Ge harcamalarına
ilişkin oranlar olarak belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan finansal oranlar
Tablo 5.3’de verilmiştir.
Tablo 5.3. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlar
Değişkenler
Kısaltma
Tanım
Borsa Performansı
PDDD(t)
Piyasa Değeri/Defter Değeri
Aktif Karlılığı
AK(t)
Kar/Aktif Toplamı
Satış Karlılığı
SK(t)
Kar/Satışlar
Ar-Ge Harcaması
ArgeA(t-1)
Ar-Ge Har. /Aktif Toplamı
Ar-Ge Harcaması
ArgeS(t-1)
Ar-Ge Har. /Net Satışlar
Ar-Ge Harcaması
ArgeÖ(t-1)
Ar-Ge Har. /Özkaynak
Satışların Karlılığı
SK(t-1)
Net Kar/Net Satışlar
Özkaynak Karlılığı
ÖK(t-1)
Net Kar/Özkaynaklar
Aktif Karlılığı
AK(t-1)
Net Kar/Aktif Toplamı
Cari Oran
CO(t-1)
Dönen Varlıklar/Kısa Vadeli Borçlar
Likidite Oranı
LO(t-1)
Dönen Varlıklar-Stoklar/Kısa Vadeli Borçlar
Nakit Oranı
NO(t-1)
Para ve Para Benzeri Değerler/Kısa Vadeli
Borçlar
Kaldıraç
BAktif(t-1)
Toplam Borç/Aktif Toplamı
Kaldıraç
BÖzkaynak(t-1)
Toplam Borç/Özkaynak
Kaldıraç
UVBÖzkaynak(t-1) Uzun Vadeli Borç/Özkaynak
Bağımlı Değişken
Bağımsız Değişken
138
İSTANBUL TİCARET ODASI
İşletmelere ait finansal oranlar incelendiğinde borsa performansının
göstergesi olan PDDD oranı ve özellikle kaldıraç oranlarında uç değerlere
rastlanmıştır. Analiz sonuçlarını yanıltması nedeni ile bu işletmeler
belirlenerek çalışma dışında bırakılmıştır. Bu nedenle çalışmanın başında 214
işletme mevcutken, aykırı değerlerin (outliers) çıkarılması sonucu işletme
sayısı 180’e inmiştir. Değişkenlere ait tanımsal istatistikler Tablo 5.4.’ de yer
almaktadır.
Tablo 5.4. Çalışmada Kullanılan Finansal Oranlara Ait
Tanımsal İstatistikler
Değişkenler (Finansal
Standart
N
Minimum
Maksimum
Ortalama
ArgeA
180
0.0000
0.2509
0.0044
0.0208
ArgeS
178
0.0000
0.4508
0.0067
0.0378
ArgeÖ
180
0.0000
0.2982
0.0080
0.0277
BÖzkaynak
180
-4.7900
6.7300
1.1219
1.3459
BAktif
180
0.0200
2.3100
0.4618
0.2732
UVBÖzkaynak
180
-1.5500
4.2100
0.2906
0.5230
CO
180
0.1800
15.1600
2.2755
2.1679
LO
180
0.1000
15.1600
1.7340
1.9018
NO
180
0.0000
7.3400
0.6277
1.1247
AK
180
-0.7800
0.4800
0.0267
0.1173
ÖK
180
-0.7700
1.6300
0.0644
0.2253
SK
178
-1.2100
2.2400
0.0673
0.3037
PDDD2011
176
0.2600
4.5100
1.5005
0.9436
AK2011
180
-1.1900
0.5300
0.0329
0.1310
ÖK2011
180
-1.2000
0.6100
0.0432
0.2377
SK2011
178
-0.9800
8.9100
0.0975
0.7178
Oranlar)
Sapma
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
139
5.2.1.Ortalama Testleri (t Testi) Sonuçları
Çalışma kapsamında bulunan BİST’de işlem gören işletmelerin bir
bölümünün Ar-Ge harcaması bulunmamaktadır. Bu işletmelerin 2010 ve
2011 yıllarına göre dağılımı Tablo 5.5’de yer almaktadır. 2010 yılında Ar-Ge
harcaması olmayan 95 işletme bulunurken, bu sayı 2012 yılında 98 olmuştur.
Dolayısıyla toplam 180 işletmeden Ar-Ge harcaması olan işletmeler 2010’da
85 iken, bir sonraki inceleme yılında 82 olarak görülmektedir.
Tablo 5.5. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Dağılımı
İşletmeler
Yıllar
2010
2011
Ar-Ge Harcaması Olmayanlar
95
98
Ar-Ge Harcaması Olanlar
85
82
Toplam
180
180
Ayrıca 2010 ve 2011 yıllarında Ar-Ge harcaması olan ve olmayan
işletmelerin sektörlere göre dağılımı Tablo 5.6’da verilmektedir. Çalışma
kapsamında işletmelerin bulundukları bazı sektörlerde Ar-Ge’ye fon ayıran
hiç bir işletme bulunmadığı gibi, bazılarının ağırlıklı olarak Ar-Ge yapan
işletmelerden oluştuğu görülmektedir. Özellikle metal eşya, makine ve gereç
yapım sektörü başta olmak üzere, sırasıyla kimya, petrol, kauçuk ve plastik
ürünler, taş ve toprağa dayalı sanayi, dokuma giyim eşyası ve deri sektörleri,
gıda, içki, tütün ve bilişim sektörleri daha çok Ar-Ge yapan işletmelerin
bulunduğu sektörlerin başında gelmektedir.
140
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.6. Ar-Ge Harcamasına Göre İşletmelerin Sektörel Dağılımı
Kod SEKTÖR
Ar-Ge
Harcaması
Olan İşletme
Sayısı
Ar-Ge
Harcaması
Olmayan
İşletme Sayısı
1
MADENCİLİK
-
2
3
ELEKTRİK, GAZ VE SU
1
1
21
GIDA, İÇKİ VE TÜTÜN
7
9
22
DOKUMA, GİYİM EŞYASI VE DERİ
9
5
23
ORMAN ÜRÜNLERİ VE MOBİLYA
2
1
24
KAĞIT VE KAĞIT ÜRÜN., BASIM VE YAYIN
4
9
25
KİMYA, PETROL, K. VE P. ÜRÜNLER
12
11
26
TAŞ VE TOPRAĞA DAYALI SANAYİ
13
10
27
METAL ANA SANAYİ
5
7
28
METAL EŞYA, MAKİNE VE GEREÇ YAPIM
17
3
29
DİĞER İMALAT SANAYİ
2
1
4
İNŞAAT VE BAYINDIRLIK
-
2
51
TOPTAN TİCARET
-
3
52
PERAKENDE TİCARET
1
9
53
LOKANTA VE OTELLER
-
4
61
ULAŞTIRMA
-
2
62
HABERLEŞME
-
1
72
SPOR HİZMETLERİ
-
3
8
HOLDİNGLER VE YATIRIM ŞİRKETLERİ
6
8
91
BİLİŞİM
5
4
92
SAVUNMA
1
-
TOPLAM
85
95
2010 yılı için Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler çeşitli
finansal oranlar açısından karşılaştırılmıştır. Yapılan t-testinin sonuçlarına
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
141
göre, 2010 yılında Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler borsa
performansı ve aktif karlılığı bakımından farklılaşırken, 2011 yılında ise, Ar-Ge
harcaması yapan ve yapmayan işletmelerin yalnızca aktif karlılığı bakımından
farklılaştığı Tablo 5.7’den görülmektedir. Bir diğer ifade ile, Ar-Ge harcaması
yapan ve yapmayan işletmelerin diğer finansal oranlar bakımından aralarında
istatistiki olarak anlamlı bir fark olmadığı anlaşılmaktadır.
Tablo 5.7. İşletmelerin Finansal Oranlara Göre Karşılaştırılması
t Testi Sonuçları
Finansal
Oran
t Değeri
Serbestlik
Derecesi
p değeri
2010
PDDD
AK
1.8640
-1.7680
176
178
0.064*
0.076*
2011
AK
-2.3000
178
0.023**
* p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01
5.2.2. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelerin Analiz Sonuçları
Çalışmanın ikinci aşamasında, Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan
işletmeler ayrılarak her iki veri seti için faktör ve çoklu regresyon analizi
yapılmıştır.
Analizde çok sayıda ve birbiriyle ilişkisi olan finansal oranın kullanılması
nedeni ile ilk olarak faktör analizi uygulanmış ve finansal oranların birbirinden
bağımsız faktörlere dönüşmesi sağlanmıştır.
Öncelikli olarak 2010 yılında Ar-Ge harcaması yapmayan 95 işletme
ele alınmıştır. Faktör analizi sırasında kavramsal anlamlılığı bozduğu için 2
değişken analizden çıkarılmış ve sonuç olarak 7 değişkenden 3 faktör elde
edilmiştir. Faktör analizinin sonuçları Tablo 5.8’de verilmektedir.
142
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.8. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait
Faktör Analizi Sonuçları
Faktör Adı
Likidite Faktörü
Karlılık Faktörü
Kaldıraç Faktörü
Finansal Oranlar Faktör Yükleri
LO
CO
NO
SK
AK
UVBÖzkaynak
0.974
0.968
0.935
0.927
0.911
0.900
BÖzkaynak
0.886
Madde
Sayısı
Varyans
(%)
3
40.14
2
24.57
2
23.56
Toplam
88.27%
KMO Ölçüsü
0.668
Bartlett’s Test
Yaklaşık Ki-Kare
512.822
Serbestlik
Derecesi
Anlamlılık
Açıklanan
21
0.0000
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Ölçüsü verilerin faktör analizine uygun olup
olmadığını test eden bir ölçü olup, alt sınırı 0,50’dir. 0,668 çok yüksek bir
oran olmamasına rağmen kabul edilebilir bir değerdir.
Faktör analizinde “Varimax” adı verilen dik döndürme yöntemi kullanılmış
ve açıklanan varyans oranı % 88,27 olarak bulunmuştur. Elde edilen faktörler
sırası ile “Likidite”, “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörleridir.
Çalışmanın ikinci aşamasında faktör analizi sonucu elde edilen faktörler
ile işletmelerin 2011 yılına ait “Borsa Performansı” (Piyasa Değeri/
Defter Değeri) arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile
araştırılmıştır. Analiz sonucuna göre, işletmelerin “Likidite”, “Karlılık” ve
“Kaldıraç” durumlarının bir sonraki yılın borsa performansını etkilemediği
görülmüştür.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
143
Çalışmanın devamında, faktör analizi ile elde edilen faktörler ile 2011
yılına ait “İşletme Karlılığı ” arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon
analizi ile araştırılmıştır. Karlılık için hem aktif karlılığı, hem de satış karlılığı
ele alınmıştır. Elde edilen sonuçlar aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Tablo 5.9. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait
Regresyon Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı)
Bağımlı Değişken: Aktif Karlılığı
Regresyon
Katsayısı
Standart
Hata
t değeri
p
değeri
0.022***
0.0039
2.745
0.007
Likidite Faktörü
0.015*
0.0086
1.906
0.060
1.001
Karlılık Faktörü
0.029***
0.0028
3.261
0.002
1.001
Kaldıraç Faktörü
-0.014*
0.0071
-1.666
0.099
1.001
Sabit Terim
Gözlem Sayısı
F değeri
91
6,005***
R
0.412
Rkare
0.17
D-W İstatistiği
1.948
VIF
* p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01
Regresyon analizine göre, kurulan model istatistiki olarak anlamlıdır
ve çoklu korelasyon katsayısı 0,412 bulunmuştur. Tüm faktörler istatistiki
olarak anlamlıdır. Likidite ve karlılık faktörleri, aktif karlılığını pozitif yönde
etkilerken, kaldıraç faktörü negatif olarak etkilemektedir.
144
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.10. Ar-Ge Harcaması Olmayan İşletmelere Ait
Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı)
Bağımlı Değişken: Satış Karlılığı
Regresyon
Katsayısı
Standart
Hata
t değeri
p-değeri
0.028*
0.017
1.681
0.0960
Likidite Faktörü
0.054***
0.017
3.192
0.0020
1.005
Karlılık Faktörü
0.082***
0.018
4.438
0.0000
1.013
Kaldıraç Faktörü
-0.0270
0.017
-1.569
0.1200
1.008
Sabit Terim
Gözlem Sayısı
F değeri
89
10.667***
R
0.521
Rkare
0.2710
D-W İstatistiği
VIF
2.053
* p<0.10; ** p<0.05;
*** p<0.01
Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak
anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,521 olarak bulunmuştur. Likidite
ve karlılık faktörleri istatistiki olarak anlamlı ve satış karlılığını pozitif yönde
etkilerken, kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı değildir.
5.2.3. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelerin Analiz Sonuçları
Çalışmada çok sayıda ve birbiriyle ilişkisi olan finansal oranın kullanılması
nedeni ile ilk olarak faktör analizi uygulanmış ve finansal oranların birbirinden
bağımsız faktörlere dönüşmesi sağlanmıştır.
Öncelikli olarak 2010 yılında Ar-Ge harcaması olan 85 işletme ele
alınmıştır. Faktör analizi sırasında kavramsal anlamlılığı bozduğu için 1
değişken analizden çıkarılmış ve sonuç olarak 11 değişkenden 4 faktör elde
edilmiştir. Faktör analizinin sonuçları aşağıdaki tabloda verilmektedir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
145
Tablo 5.11. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait
Faktör Analizi Sonuçları
Faktör Adı
Ar-Ge Faktörü
Likidite Faktörü
Karlılık Faktörü
Kaldıraç Faktörü
Açıklanan
F i n a n s a l F a k t ö r Madde
Va r y a n s
Oranlar
Yükleri Sayısı
(%)
ArgeA
0.992
ArgeS
0.980
3
26.31
ArgeÖ
0.963
LO
CO
NO
AK
ÖK
SK
UVBÖzkaynak
BÖzkaynak
0.925
0.949
0.842
0.929
0.919
0.874
0.946
0.869
3
24.37
3
22.94
2
16.35
Toplam
89.97%
KMO Ölçüsü
0.598
Bartlett’s Test Yaklaşık Ki-Kare
1207.487
Serbestlik Derecesi
55
Anlamlılık
0.0000
KMO Ölçüsü 0,598 olarak bulunmuştur. Bu değer çok yüksek bir oran
olmamasına rağmen kabul edilebilir bir değerdir.
Faktör analizinde “Varimax” adı verilen dik döndürme yöntemi kullanılmış
ve açıklanan varyans oranı % 89,97 olarak bulunmuştur. Elde edilen faktörler
sırası ile “Ar-Ge”, “Likidite”, “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörleridir.
Çalışmanın ikinci aşamasında faktör analizi sonucu elde edilen faktörler
ile işletmelerin 2011 yılına ait “Borsa Performansı” (Piyasa Değeri/
Defter Değeri) arasında bir ilişki olup olmadığı çoklu regresyon analizi ile
araştırılmıştır.
146
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.12. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait
Regresyon Analizi Sonuçları (Borsa Performansı)
Bağımlı Değişken: Piyasa Değeri/Defter Değeri
Regresyon Standart
t
Katsayısı
Hata
değeri
Sabit Terim
p
değeri
VIF
1.368***
0.0780
17.629
0.0000
Ar-Ge Faktörü
0.0760
0.0780
0.980
0.3300
1.000
Likidite Faktörü
0.0540
0.0780
0.701
0.4850
1.000
Karlılık Faktörü
0.1570**
0.0780
2.007
0.0480
1.000
Kaldıraç Faktörü
0.3190***
0.0780
4.112
0.0000
1.000
Gözlem Sayısı
83
F değeri
5.619
R
0.471
Rkare
0.2210
D-W İstatistiği
1.827
* p<0.10; ** p<0.05;
*** p<0.01
Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak
anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,471 olarak bulunmuştur.
Analiz sonucuna göre, işletmelerin “Karlılık” ve “Kaldıraç” faktörlerinin
bir sonraki yılın borsa performansını etkilediği görülmüştür.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
147
Tablo 5.13. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait
Regresyon Analizi Sonuçları (Aktif Karlılığı)
Bağımlı Değişken: Aktif Karlılığı
Regresyon
Katsayısı
Standart
Hata
t değeri
p
değeri
0.057***
0.008
17.629
0.0000
0.0290
0.028
0.980
0.3110
1.439
Likidite Faktörü
0.020***
0.007
0.701
0.0030
1.016
Karlılık Faktörü
0.057***
0.007
2.007
0.0000
1.142
Kaldıraç Faktörü
-0.034***
0.007
4.112
0.0000
1.289
Sabit Terim
Ar-Ge Faktörü
Gözlem Sayısı
81
F değeri
28.172
R
0.771
Rkare
0.5940
D-W İstatistiği
1.915
VIF
* p<0.10; ** p<0.05; ***p<0.01
Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak
anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,771 olarak bulunmuştur. Likidite
ve karlılık faktörleri istatistiki olarak anlamlı ve aktif karlılığını pozitif yönde
etkilerken, kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı fakat aktif karlılığını
negatif yönde etkilemektedir. Ar-Ge faktörünün aktif karlılığına etkisi
bulunmamaktadır.
148
İSTANBUL TİCARET ODASI
Tablo 5.14. Ar-Ge Harcaması Olan İşletmelere Ait
Regresyon Analizi Sonuçları (Satış Karlılığı)
Bağımlı Değişken: Satış Karlılığı
Regresyon
Katsayısı
Standart
Hata
t değeri
p değeri
0.044***
0.016
2.702
0.0080
Ar-Ge Faktörü
0.0020
0.060
0.041
0.9670
1.439
Likidite Faktörü
-0.0180
0.014
-1.286
0.2020
1.016
Karlılık Faktörü
0.131***
0.015
8.752
0.0000
1.142
Kaldıraç Faktörü
-0.034*
0.016
-1.808
0.0740
1.289
Sabit Terim
Gözlem Sayısı
VIF
81
F değeri
23.471
R
0.741
Rkare
0.5490
D-W İstatistiği
1.819
* p<0.10; ** p<0.05; *** p<0.01
Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, kurulan model istatistiki olarak
anlamlıdır ve çoklu korelasyon katsayısı 0,741 olarak bulunmuştur. Karlılık
faktörü istatistiki olarak anlamlı ve satış karlılığını pozitif yönde etkilerken,
kaldıraç faktörü istatistiki olarak anlamlı fakat satış karlılığını negatif
yönde etkilemektedir. Ar-Ge ve likidite faktörlerinin satış karlılığına etkisi
bulunmamaktadır.
5.2.4. Analizin Varsayımlarının İncelenmesi
Regresyon analizi ile elde edilen sonuçların tahmin ve yorumlarda
kullanılabilmesi için belli varsayımların sağlanıp sağlanmadığı çeşitli
yöntemlerle test edilmelidir. Çoklu regresyon analizinin belli başlı varsayımları
ise aşağıda belirtilmiştir:
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
149
• Hata terimleri arasında otokorelasyon olmamalıdır.
• Hata terimlerine ait varyanslar eşit olmalıdır (Eş varyanslılık).
• Bağımsız değişkenler arasında çoklu doğrusal bağlantı
olmamalıdır.
• Hatalar normal dağılıma uymalıdır.
Hata terimleri arasında otokorelasyon olup olmadığı Durbin- Watson
testiyle araştırılabilir. Bu amaçla kurulan hipotezler
ρ ; hata terimleri arasındaki otokorelasyonu göstermek üzere
H o : ρ = 0 (Otokorelasyon yok)
H1 : ρ ≠ 0 (Otokorelasyon var)
biçiminde olup, % 5 anlamlılık düzeyinde test edildiğinde, H 0 hipotezi
kabul edilmiş ve regresyon modellerinde otokorelasyon olmadığına karar
verilmiştir.
Bir diğer varsayım olan hata terimlerinin eş varyansa sahip olması,
standartlaştırılmış hatalar ile bağımlı değişenin tahmini değerleri arasında
serpilme diyagramı incelenerek araştırılmıştır. Yapılan incelemede eş
varyanslılığın olmadığı görülmüştür.110
Çoklu doğrusal bağlantının varlığı, “Varyans Artış Faktör (VIF)”
değerleri incelenerek araştırılmıştır. Varyans artış faktörleri, tahmini regresyon
katsayılarına ait varyansların, bağımsız değişkenler doğrusal olarak birbirlerine
bağımlı olmadığı duruma kıyasla ne kadar arttığını gösteren değerlerdir.111
VIF değerlerinin 5’ten küçük olduğu durumlarda çoklu doğrusal bağlantının
olmadığı kabul edilmektedir. Regresyon analizi sonucunda elde edilen VIF
değerleri incelendiğinde ise, hiçbirinin sınır değeri aşmadığı görülmektedir.
110 Orhunbilge Neyran (2002), Uygulamalı Regresyon ve Korelasyon Analizi, İkinci Baskı,
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayın No: 281, s. 230
111 A.g.e., s.241
150
İSTANBUL TİCARET ODASI
İncelenmesi gereken son varsayım, hataların normal dağılıma uyup
uymadığıdır. Bu amaçla, Kolmogorov-Simirnov testi yapılmış ve hataların
normal dağılıma uyduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklandığı gibi, çoklu regresyon analizinin gerektirdiği tüm
varsayımların sağlandığı görülmektedir. Bu durumda elde edilen sonuçların,
tahmin ve yorumlarda kullanılabilmesi mümkün olmaktadır.
5.3. Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Yapılan t testi, faktör analizi ve çoklu regresyon analizi sonucu elde edilen
sonuçlar aşağıda özetlenmektedir.
• Ar-Ge harcaması yapan ve yapmayan işletmeler yalnızca piyasa
değeri ve aktif karlılığı bakımından farklılaşmaktadır.
• Ar-Ge harcaması yapmayan işletmeler için faktör analizi sonucunda
likidite, karlılık ve kaldıraç olmak üzere 3 faktör elde edilmiş ve bu
faktörler ile 2011 yılının piyasa değeri arasında ilişki olmadığı, bununla
birlikte adı geçen faktörlerin aktif karlılığını etkilediği görülmektedir. Satış
karlılığını etkileyen faktörlerin likidite ve karlılık olduğu belirlenmiştir.
• Ar-Ge harcaması yapan işletmeler için faktör analizi sonucu ArGe, likidite, karlılık ve kaldıraç olmak üzere 4 faktör elde edilmiş ve
bu faktörler ile 2011 yılının piyasa değeri arasında ilişki olup olmadığı
araştırılmış; sonuç olarak karlılık ve kaldıraç faktörlerinin piyasa değerini
etkilediği görülmüştür. Ayrıca, adı geçen faktörlerden likidite, karlılık ve
kaldıraç faktörleri ile aktif karlılığı arasında; karlılık ve kaldıraç faktörleri
ile satış karlılığı arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki olduğu
belirlenmiştir. Ar-Ge faktörünün ise; bir sonraki yılın piyasa değerini ve
karlılığını etkilemediği görülmüştür.
Sonuç olarak; BİST’de işlem gören ve uygulama kapsamında bulunan
firmalar çeşitli finansal göstergeler açısından karşılaştırıldığında, piyasa değeri
ve aktif karlılığı bakımından farklılaştıkları gözlenmektedir. Ar-Ge harcaması
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
151
yapmayan işletmelerde likidite, karlılık ve kaldıracın bir sonraki yılın piyasa
değerini etkilemediği bununla birlikte karlılığı etkilediği belirlenmiştir. ArGe harcaması yapan işletmelerde ise; karlılık ve kaldıraç faktörlerinin bir yıl
sonraki piyasa değerini ve karlılığı etkilediği görülmüştür. Diğer bir ifade
ile Ar-Ge harcaması yapan işletmelerde karlılık ve kaldıraçtaki iyileşme
piyasa değerini ve karlılığı arttırmaktadır. Analizden elde edilen bir diğer
önemli sonuç ise, yapılan Ar-Ge harcamasının bir yıl sonraki piyasa değerini
ve karlılığı etkilememesidir. Bu durum, Ar-Ge harcaması ile elde edilmesi
beklenen sonuçların kısa vadede gerçekleşmeyeceğinin ve işletmelerin bu
konuda sabırlı olmaları gerektiğinin göstergesidir.
152
İSTANBUL TİCARET ODASI
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
BÖLÜM 6
TÜRKİYE’NİN AR-GE VE İNOVASYON
PERFORMANSININ
STRATEJİK ANALİZİ
153
154
İSTANBUL TİCARET ODASI
6. Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi
“.........Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Mevlana
B
u bölümde, bir önceki bölümde yapılan analiz sonuçları, literatürde
yer alan araştırma sonuçlarından edilen bilgiler ve saha çalışması
kapsamında yapılmış olan mülakat sonuçlarının birlikte değerlendirilmesi
sonucu konu ile ilgili stratejik bir plan ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Türkiye’deki inovasyon faaliyetlerinin nasıl yürütüldüğü ve karşılaşılan
sorunların tespiti amacıyla, inovasyon ile Ar-Ge alanında önde gelen, farklı
sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst düzey yöneticileri ve ilgili kamu
kurumlarının temsilcileri ile mülakatlar gerçekleştirilmiştir. Bu bölümde
sunulan Stratejik Yol Haritası, gerçekleştirilen araştırmalar sonrasında elde
edilen bulgular ile Türkiye’de bu konuda lider konumda olan yöneticiler ve
ilgili kamu kurumlarının yöneticileri ile yapılan mülakatların değerlendirilmesi
sonucunda oluşmuştur.
Bu çerçevede, konunun bütün tarafları olan özel sektör, kamu ve
üniversiteler kapsamında yapılan değerlendirme, aslında bu çalışmada
ulaşılmak istenen hedeflerin temelini oluşturmaktadır. Şu ana kadar bu
alanda yapılan benzer çalışmalar genellikle uzaktan bilgi edinme yöntemi
ile hazırlanmak zorunda olduğundan, bu çalışma, kullanılan çok boyutlu
metodoloji sayesinde uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri ve sorunların
yansıtılmasındaki yetersizlikleri de gidermeyi amaçlamaktadır.
Çalışma kapsamında, bu araştırmanın araştırmacıları, yüz yüze yapılan
yoğun görüşmeler sonrasında konu ile ilgili fiili durumu ve gerçek sorunları
tespit ederek, son derece değerli bilgilere ulaşmışlardır.
Bu çerçevede, stratejik planın sunumunda öncelikli olarak, ülkemizde ArGe ve inovasyona ilişkin temel sorunlar, olumlu yönler ve iyileştirici öneriler
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
155
hakkında bilgi verilerek, ülkemizin Ar-Ge ve inovasyon performansı stratejik
açıdan değerlendirilmiştir. Sonrasında ise, Ar-Ge ve inovasyonun mevcut
durumu ortaya konularak, yüz yüze yapılan mülakatlar sonucunda elde edilen
bilgiler doğrultusunda konuya ilişkin kritik tespitler yapılmıştır. Son aşamada
ise, strateji geliştirme hedefi ve konuya ilişkin strateji formülasyonu ortaya
konularak bir strateji önerisi hazırlanmıştır.
6.1. Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Açıdan
Değerlendirilmesi
Türkiye’de Ar-Ge ve inovasyonun önemi son derece geç anlaşılmış,
gelişmenin ve ekonomik büyümenin yolunun buradan geçtiği geç
farkedilmiştir. Bununla bağlantılı olarak, hazırlanan kalkınma planlarında bu
konuya ilişkin stratejiler çoğu zaman eksik kalmış ve bu alanda uygulanabilir
bir stratejik yol haritası oluşturulamamıştır.
Bütün bunlarla birlikte son yıllarda bu konuda önemli bir bilinçlenme
artışı gözlenmekte ve gerek kamu da, gerekse özel kesimde ciddi mesafe
alınmaya başlandığı görülmektedir. Bu bölümde Ar-Ge ve inovasyona ilişkin
temel stratejilerin belirlenebilmesi için öncelikle temel sorunların belirlenmesi
yoluna gidilmiş ve ardından, mevcut koşullar içinde bu alandaki avantajlar
ortaya konularak, konuya ilişkin iyileştirici önerilere yer verilmiştir.
6.1.1. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Temel Sorunlar
Önceki bölümlerde elde edilen sonuçlar, Türkiye’nin inovasyon yapabilen
ve teknoloji üretebilen bir ülke olması için geçmek zorunda olduğu uzun ve
zorlu bir yapısal dönüşümün varlığını göstermektedir. Özellikle bu çalışmanın
beşinci bölümünde yer alan analiz sonuçlarına göre de, reel sektörde faaliyet
gösteren firmaların Ar-Ge giderlerinin, bir sonraki yılın piyasa değeri ile aktif ve
satış karlılığını etkilemediği sonucuna da ulaşılmıştır. Bu durumda, kısa vadede
katlanılan Ar-Ge giderlerinin, şirketlerin karlılığına doğrudan yansımadığını
göstermektedir. Bu durum öncelikle bu alandaki yatırımların uzun vadeli
olduğunun anlaşılmasının, buna göre beklentilerin oluşturulmasının ve uzun
vadeli stratejiler yapılmasının önemini göstermektedir.
156
İSTANBUL TİCARET ODASI
Bu bilgilerden yola çıkarak Türkiye’nin, Ar-Ge yatırımlarının ve
inovasyon kapasitesinin yeterli düzeyde olmamasının nedenlerini aşağıdaki
başlıklar altında özetleyebiliriz;
i) Geçmişten gelen Ar-Ge ve inovasyon stratejisinin olmaması
Ar-Ge ve inovasyona ilişkin temel sorunların başında, ülkemizde bu
konuda stratejik odaklanmanın eksikliği gelmektedir. Ar-Ge ve inovasyon
konusunda toplum bilincinin giderek artmasına rağmen, istenilen düzeyde
bilinçli farkındalığın gelişmemiş olması önemli sorunların başında gelmektedir.
İşletmeler açısından bakıldığında ise, bu tür faaliyetlerin etkisini uzun bir
süre sonra göstereceği inancının yaygın olması ve kısa vadeli beklentilerin
ön planda olması nedeniyle bu alanın uzun yıllardır ihmal edilmesine neden
olmuştur.
ii) Yetişmiş nitelikli işgücü eksikliği
Eğitim sisteminde bu konulara yeterince yer verilmemesi, yaratıcılığı
teşvik edecek bir öğretim sisteminin uygulanamaması ve uzmanlaşmaya
yönelik eğitim ve eğilimin eksikliği bu konudaki sıkıntıları arttırmaktadır.
İşbirlikçi, yaratıcı, meraklı, yüksek motivasyonlu genç mühendislerin
yurtiçinde cazip iş imkanları yada uygun çalışma olanakları bulamayarak,
yurtdışına yerleşmeleri (beyin göçü) nitelikli işgücü eksikliği sorununu daha
da büyütmektedir.
iii) Ekonomik durumdan kaynaklanan sorunlar ve bu faaliyetler için
ayrılan fonların yetersizliği
Küresel ekonomide yaşanan sıkıntılar ve ekonomideki belirsizliklerin
yarattığı çekingenlik, yatırım ortamı için uygun koşulların yaratılamamasına
neden olmaktadır. Halka açılma yoluyla finansman imkanının sınırlı olması,
risk sermayesi ve özel sermayeli fonların yeterince gelişmiş olmaması da
bu faaliyetler için ayrılan fonların yetersiz olmasına sebebiyet vermektedir.
Söz konusu olumsuzluklar, şirketlerin bu tür faaliyetleri kısa vadeli olarak
düşünüp, bütçeden yeterli pay ayırmamasına da neden olmaktadır.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
157
iv) Kamu kesiminin sağladığı teşviklerin yetersizliği
Son yıllarda bu konulara verilen önem ve teşvikler dikkat çekici
boyutlardadır. Fakat, ağır işleyen bürokratik sistemler, hukuki alt yapı
eksikliği ile iş yapma ve karar alma süreçlerinin yavaş olması ise sistemi
olumsuz etkilemektedir. Fikri mülkiyet haklarıyla ilgili koruyucu yasal
düzenlemelerin eksikliği, mevzuat ve hukuksal değişikliklerin işletmelerce
yeterince takip edilememesi ve beraberinde hukuk sisteminin yavaşlığı da
teşviklerden istenilen düzeyde yararlanılmamasına sebep olmaktadır. Ayrıca,
uluslararası hukuki düzenlemelere uyumun yetersizliği de, yurtdışı sınai
mülkiyet haklarının tescil sayılarının istenilen düzeyde olmamasına neden
olmaktadır.
Yapılan mülakatlar sonucunda elde edilen bilgiler doğrultusunda,
fikirlerin korunma altına alınması ile ilgili uygulamadaki eksiklikler ve teşvik
sisteminin yavaş işlemesi, alanında önde gelen inovatif şirketlerin özellikle
belirttikleri temel sorunların arasındadır. Teşviklerle ilgili bilginin yetersizliği,
teşviklerin etkin kullanılamaması ve teşviklerle ilgili denetimin eksikliği de
diğer sorunların başında gelmektedir.
v) Üniversite-sanayi işbirliğinin istenilen seviyede olmaması
İstenilen sayı ve yetkinlikte araştırma merkezi, enstitü ve kurumların
bulunmaması, teknoparkların yeterince etkin kullanılamaması ve ortak iş
yapma kültürünün yetersizliği de temel problemler arasında yer almaktadır.
İş dünyası ile yapılan görüşmeler, üniversitede görev yapan öğretim
üyeleri ve sanayi arasındaki ilişkinin zayıflığını ve iki tarafın da bu ilişkiyi
kısa vadeli olarak değerlendirdiğini göstermektedir. Aynı zamanda, işletmelere
danışmanlık ile eğitim sağlayan mekanizmaların yeterli olmaması ve bu
alandaki gelişmelere uyum sürecinin gerekli hızda olmaması da özel sektörün
sorunları arasındadır.
158
İSTANBUL TİCARET ODASI
vi) Teknolojik gelişme ve yeniliklerin yakından takip edilememesi ve
yaratıcılığı engelleyen yapısal sorunlar
İlköğretimden itibaren uygulanan eğitim sisteminin bireysel yaratıcılığı
geliştirmeye uygun olmaması, inovasyon yapma yeteneğini engelleyen temel
sorunların başında gelmektedir. Eğitim sisteminin yaratıcılığı ve araştırmayı
teşvik etmede yetersiz kalması aynı zamanda teknolojik gelişimin hızına ayak
uydurmayı da engellemektedir.
vii) Geleneksel sektörlerden çıkıp, yüksek katma değer yaratan
sektörlere geçiş sürecinin iyi planlanamaması
Ar-Ge ve inovasyona ilişkin sorunlardan birisi de, ülkemizde teknoloji
kullanımındaki dışa bağımlılık ve sektörel boyutta strateji eksikliğinin
varlığıdır. Her sektörde Ar-Ge ve inovasyona yoğunlaşmak mümkün
olamayacağından, sektörel odaklanma gerekmektedir. Bu sorun, ülkemizin
küresel alanda rekabet edebileceği sektörlerin belirlenmesini ve beraberinde
kaynak ile teşviklerin bu sektörlere aktarılmasını zorunlu kılmaktadır.
viii) İnovatif fikirlerin ticarileşmesine ilişkin sorunlar
İnovatif fikirlerin ticarileşmesinin önündeki engellerin başında, fikirleri
gerçekleştirmek ve yatırıma donüştürmek için sermaye kaynaklarının
yeterli olmaması gelmektedir. Ar-Ge ve inovasyon konusundaki desteklerin
tamamının ticarileşme kapasitesi olan projelere yönlendirilemediği de
mülakatlar sonucunda tespit edilmiştir.
ix) Ar-Ge ve inovasyona yönelik ulusal finansal destek
mekanizmalarının yeterince bilinmemesi
Son yıllarda sağlanan teşviklerin artmasına rağmen, yapılan araştırmalar
ticarileştirilebilecek inovatif fikirleri olanların ya da Ar-Ge kapasitesi olan
işletmelerin bu kaynaklara hızlı ve etkin ulaşma yollarını bilmediklerini
göstermiştir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
159
6.1.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Olumlu Yönler
Çalışmada elde edilen bulgular ve yapılan saha araştırmaları sonucunda
elde edilen bilgiler doğrultusunda, Ar-Ge ve inovasyona ilişkin yukarıda bahsi
geçen kısıtlara ve zorluklara karşılık, bu alanda avantajlı olduğumuz hususlar
da bulunmaktadır. Bunları aşağıdaki şekilde sıralamak olanaklıdır:
i) Türkiye’nin bölgesel bir çekim merkezi olması
Türkiye’nin coğrafi konumu nedeniyle geniş ve ulaşılabilir bir pazara
sahip olması ve dolayısıyla yabancı sermaye çekme olasılığının yüksek olması,
Ar-Ge yapma potansiyelini arttıran önemli faktörlerden birisidir. Yabancı
sermayeli şirketlerin, sahip oldukları vizyon ve altyapı nedeniyle inovasyona
yatırım yapma eğilimlerinin yüksek olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla,
ülkemize gelen yabancı sermaye yatırımları, inovasyon kapasitesini arttıracak
ve yerli şirketlerin pazardaki rekabet güçlerini koruyabilmek adına bu konuya
daha çok yönelmelerini beraberinde getirebilecektir.
ii) Ar-Ge ve inovasyon konusunda son yıllarda verilen teşviklerin ve
motivasyonun artması
Bu alanda verilen teşviklerin son dönemlerde belirgin bir şekilde arttığı
gözlemlenmektedir. Özellikle, TÜBİTAK’ın KOBİ’lere verdiği destek
miktarındaki artış dikkat çekici boyuttadır. Son yıllarda yaşanan diğer bir
olumlu gelişme de, KOBİ’lerin teşvikler alanındaki düzenlemelerden haberdar
olabilmeleri ve farkındalıklarını arttırabilmeleri için düzenli olarak ticaret
odaları tarafından gerçekleştirilen toplantı ve eğitim programlarındaki artıştır.
iii) Kamu algısındaki olumlu gelişmeler ve medyanın bu bilincin
yaygınlaşmasına olumlu etkisi
Kamuoyunda inovasyona yönelik özendirici faaliyetlerin artması,
üniversiteler çapında sosyal inovasyon alanında yarışmaların düzenlenmesi
ve girişimciliğin özendirilmesi gibi gelişmeler kamu algısını olumlu yönde
etkilemektedir. Özellikle bu tür faaliyetlerin medya tarafından geniş kitlelere
160
İSTANBUL TİCARET ODASI
duyurulması ve sosyal medyanın etkin olarak kullanımı başarı hikayelerinin
paylaşılmasını sağlamaktadır.
iv) Yasal altyapı ve düzenlemelerin iyileştirilmesi
Son yıllarda yavaş işleyen mevzuatın iyileştirilmesi konusunda önemli
adımlar atılmış olup süreçlerin hızlanması ve kolaylaşması adına tedbirlerin
alındığı görülmektedir.
v) Teknopark ve araştırma merkezlerinin sayısının artması
2001 yılında teknoparkların kurulmasıyla ilgili yasa ile başlayan süreç
beraberinde teknopark sayısının artışını getirmiştir. Teknopark bünyesinde
kurulan şirketlerin geliştirilmesi konusunda da önemli adımlar atılmıştır.
Üniversite sayısının artması ile birlikte araştırma merkezlerinin sayısının ve
niteliğinin de artması süreci olumlu yönde etkilemektedir.
vi) Özel sektörün Ar-Ge ve inovasyona verdiği önemin ve bunun için
ayrılan fonların arttırılması
Çalışmanın ilgili bölümlerinde, inovasyonun şirketlerin rekabet gücünü
arttırdığına ilişkin bilgiler verilmiştir. Reel sektörde bu çerçevede artan bilinç
sayesinde uzun vadede, inovasyonun önemi kavranıp, bu alana ayrılan fonların
büyüklüğü artmaya başlamıştır.
vii) Danışmanlık sisteminin daha etkin kullanımı
Bu alanda takip edilmesi gereken süreçler, teşvikler, dünyadaki gelişmeler artık işletmelerin daha donanımlı olmalarını gerektirmektedir. Bu anlamda
danışmanlık sisteminin sürecin başından itibaren daha fazla önem kazandığı
görülmektedir.
6.1.3. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin İyileştirici Öneriler ile Politikalar
Ar-Ge ve inovasyona ilişkin karşı karşıya bulunulan temel sorunlar, mevcut avantajlar ve olumlu yönler birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’de ArGe ve İnovasyona ilişkin daha somut, uygulanabilir öneriler ile politikalar
geliştirebilmek olanaklıdır.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
161
Bu alandaki iyileştirici öneri ve politikalar aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
• Daha fazla uluslararası yatırım çekebilmek için, yabancı yatırımların,
fikri ve sinai mülkiyet haklarının etkin bir şekilde korunması gerekmektedir. Bu durum, cezai yaptırımların arttırılması ve parasal cezaların yanı
sıra hüviyeti kısıtlayıcı önlemlerin de alınarak caydırıcılığın arttırılması
ile mümkün olabilir.
• Fikri ve sınai mülkiyet hakları konusundaki regülasyonlar arttırılırken, yaratıcılığın engellenmemesi gerekmektedir.
• Ar-Ge merkezlerinin sayısı son yıllarda artış göstermesine rağmen
henüz istenilen düzeyde değildir. Entegrasyonların, küçük şirketlerin ArGe faaliyetlerini destekleme ve arttırma etkisi olduğu için, ortak teknoloji
kullanımını sağlayacak kümelenmeler, ortak teknoparklar yaygınlaştırılmalıdır.
• Taklit ürünlerle mücadeleye önem verilmesi son derece önemlidir.
Ruhsat verilmesi aşamasında, çok sıkı denetim yapılmasına rağmen, ilerleyen yıllarda ürünün aynı içerikli üretilip üretilmediğinin kontrolünün
yapılmasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi gerekmektedir.
• KOBİ’lerle, sanayi-üniversite arasındaki ilişkiyi daha fazla geliştirecek
yeni bir işbirliği sistemin kurulması gerekmektedir. Üniversiteler,
KOBİ’ler ve reel sektör arasındaki ekileşimin arttırılması gerekmektedir.
• Üniversitelerde, fikri mülkiyet konunda yüksek lisans programlarının
yaygınlaştırılması, lisans müfredatlarında bu konulara daha fazla önem
verilmesi ile konuyla ilgili etkinlik, seminer ve çalıştayların düzenlenmesi
gerekmektedir.
• Ülkemizdeki patentli başvurulardaki fikri sınai mülkiyetin daha fazla
ticarileştirilerek piyasaya kazandırılması gerekmektedir. Türkiye’deki
reel sektör üreticileri, inovasyonun ticari tarafına daha fazla ağırlık
vermektedirler.
162
İSTANBUL TİCARET ODASI
• Üniversite müfredatlarında reel sektörün ihtiyaçlarına yönelik derslerin
eklenmesi ve nitelikli Ar-Ge çalışanı sayısının arttırılmasına ihtiyaç
vardır. Mülakata dahil edilen ve sektörde önde gelen işletmelerden birinin,
sektörde cam mühendisliği alanından mezun kişilerin bulamamasındaki
sıkıntı durumu gözler önüne sermektedir.
• İnovasyon ve Ar-Ge faaliyetlerinin işletmelerin sürdürülebilir
performansı ile ilişkisi son derece önemlidir. Bu konuya yönelik akademik
çalışmaların arttırılması gerekmektedir.
• Mevzuatın iyileştirilmesi ve düzenlemelerin daha pratik hale
getirilmesi son derece önemlidir.
• Ar-Ge ve inovasyonda stratejik odaklanma konusu kritik önem
taşımaktadır. Geleneksel sektörlerden çıkıp, yüksek katma değer yaratan
sektörlere odaklanmak gerekmektedir. Sektör stratejisi konusunun
üzerinde durularak hangi alanlarda Ar-Ge ve inovasyonun teşvik edilmesi
gerektiği ve bu alandaki eksiklikler belirlenmelidir. Çalışmanın önceki
bölümlerinde de belirtildiği üzere, dünyadaki Ar-Ge harcamalarının
sektörel dağılımına göre ilk sıralarda yer alan sektörler olan ilaç,
biyoteknoloji, teknolojik ekipman ve elektronik gibi yüksek katma değer
üreten sektörlere odaklanmak gerekmektedir.
• Üniversite ve kamu araştırma merkezleri, girişimciliği merkeze alan
yeni bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır.
• Büyük ölçekli firmalar ile küçük ölçekli firmalar arasındaki
işbirliklerinin arttırılıp, inovasyon konusunda bilgi alış verişinin
sağlanması gerekmektedir.
6.2. Ar-Ge ve İnovasyon Performansına Yönelik Bir Strateji Önerisi
Ar-Ge ve inovasyon performansının stratejik açıdan değerlendirilmesinden sonra bu bölümde, Türkiye’nin, küresel rekabette yerini alması ve mevcut
durumdaki koşullarını iyileştirmeye katkı sağlayacak bir strateji önerisi geliş-
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
163
tirilmeye çalışılmıştır. Strateji formülasyonu, öncelikle mevcut durumun tam
olarak tespit edilmesi, sorunların ortaya konulması ve ardından çözümlerin
geliştirilmesine yöneliktir. Bu aşamada temel hedef, mevcut durum ve yapılan
araştırmaların tümü göz önüne alınarak sorunların tespit edilip, çözüme ulaşılmasını sağlamaktır.
6.2.1. Mevcut Durum
Çalışmanın dördüncü bölümünde yer alan dünyada inovasyon
göstergelerinin durumu başlıklı bölümde, bu alanda yayınlanmış birçok
rapor incelenmiş ve ilgili raporlarda ülkemizin son yıllarda yakaladığı olumlu
büyüme seyrine rağmen potansiyelinin çok altında kaldığı belirtilmiştir.
Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 141 ülke arasında,
2009 yılında 51. sırada yer alırken, 2012 yılında listede yer alan ülkelere göre
inovasyon kapasitesi 74. sıraya gerilemiş, 2013 yılı sonunda ise 68. sıraya
yükselmiştir. Avrupa İnovasyon Birliği Raporu’na göre, 27 AB ülkesi ve 7
Avrupa ülkesi olmak üzere, toplam 34 Avrupa ülkesinin incelendiği raporda,
2013 yılında Türkiye sonuncu sırada yer almaktadır. IMF, OECD ve BM’in
ortaklaşa düzenlemiş oldukları 2010-2011 İnovasyon Gelişim Raporu’nda
ise 131 ülke arasında 62. sırada yer almaktadır. Ayrıca, Dünya Ekonomik
Forumu’nun 1979 yılından itibaren her yıl düzenli olarak hazırladığı Küresel
Rekabetçilik Raporu’nda ise 2013 yılında, 144 ülke arasında 43. sırada yer
almaktadır.
Türkiye’de son yıllarda, şirketlerin fikri ve sınai mülkiyet haklarının
etkin bir şekilde korunması konusu oldukça önem taşımaya başlamıştır.
Sürdürülebilir büyümenin gerçekleşmesi ve güvenli bir yatırım ortamının
sağlanabilmesi için patent, faydalı model, endüstriyel tasarım ve ticari marka
kapsamındaki sınai hakların korunması gerekmektedir. Ancak bu haklar
korunduğu taktirde potansiyeli yüksek olan yabancı yatırımların düzeyi de
artacaktır.
164
İSTANBUL TİCARET ODASI
Çalışmanın ilgili bölümlerinde de detaylı olarak değinilen TPE verilerine
göre, sınai mülkiyet haklarına yapılan başvuruların yaklaşık % 10’u belgeye
dönüşürken, bu başvuruların ancak % 2’si reel sektöre aktarılmaktadır. Patent
başvuru rakamları incelendiğinde, ülkemizin potansiyelini kullanamadığı
ve Güney Kore’nin 20 yıl önceki durumunda olduğu görülmektedir. Son
yıllarda ise, yurt dışından TPE’ye yapılan patent başvuruları ile Türkiye’den
yurt dışındaki patent ofislerine yapılan başvurular arasındaki değişim
incelendiğinde, bu başvurular arasındaki farkın gittikçe azaldığı görülmektedir.
Bu durum, uluslararası şirketlerin ve ülkemizdeki yerel şirketlerin korunma
taleplerinin TPE tarafından karşılandığını göstermektedir. TPE verilerine göre,
2000 yılında ülkemizden yurt dışı patent ofislerine yapılan başvuru sayısı 70
iken, yurtdışından TPE’ye yapılan başvuru sayısı ise 3.000’dir. İlgili rakamlar
2011 yılı itibariyle incelendiğinde, sırasıyla 541 ve yaklaşık 6.000 civarında
olduğu raporlanmıştır. Ticari marka başvurularında ise, 2011 yılı itibariyle
ülkemizde 118.000 marka başvurusu yapıldığı ve bu rakam ile Avrupa’da en
çok marka başvurusu yapan ülke olduğumuz belirtilmektedir. Her ne kadar
ticari marka başvurusu yüksek olsa da, tescil konusunda istenilen düzeye
gelemediğimiz fark edilmektedir. Rakamlar, endüstriyel tasarım başvurusu
açısından incelendiğinde, Avrupa’da başı çeken ilk üç ülke arasında yer
aldığımız gözlemlenmektedir.
Ülkemizin, Ar-Ge ve inovasyon açısından bir arayış içerisinde olduğu,
küresel arenada iddiasız yenilikçi ülkeler kategorisinde yer almasına rağmen
orta derecede yenilikçi ülkeler kategorisine doğru yükseldiği söylenebilir.
6.2.2. Ar-Ge ve İnovasyona İlişkin Kritik Tespitler
Ar-Ge ve inovasyonda kritik tespitleri ortaya koymak, strateji geliştirme
hedefini oluşturmada ve sonrasında da bu konuda strateji formülasyonunu
belirlemede önemli rol oynamaktadır.
Çalışmanın ilgili bölümlerinde de detaylı olarak yer verildiği üzere,
TÜBİTAK’ın yayımladığı Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
165
Strateji Belgesi’nde112 ülkenin öncelikli sektörleri belirlenmiştir. Bu rapora
göre, öncelikli sektörler; bilgi ve iletişim teknolojileri, biyoteknoloji ve
gen teknolojileri, nanoteknoloji, mekatronik, üretim süreç ve teknolojileri,
malzeme teknolojileri, enerji ve çevre teknolojileri, tasarım teknolojileri olmak
üzere 8 ana başlık altında toplanmıştır. TÜBİTAK’ın belirlediği alanlardan,
rekabet gücümüzü arttıran önceliklerin belirlenmesi gerekmektedir.
Çalışmanın araştırma bölümünde ve reel sektörde inovasyonda lider
şirketlerle yapılan görüşmelerde ortaya çıkan kritik noktaları aşağıdaki şekilde
özetlemek mümkündür;
• Şirketler, Ar-Ge ve inovasyon konusunun ticarileşme kısmının ön
plana çıkarılmasını beklemektedir. Zira inovasyon para getiren yenilik
olarak ifade edilmektedir113.
• Şirketlerin tescil edilmiş patent sayılarının istenilen düzeyde olmamasının nedeni, patent tescil süresinin uzun sürmesi ve maliyetinin yüksek
olması olarak belirtilmektedir. Patent tescil sürecinde iyileştirmeye ve
teşviklere ihtiyaç vardır.
• Yönetsel inovasyon alanında yapılan faaliyetler mevcut çalışma verimini önemli ölçüde arttırmakta ve çalışanı motive etmektedir.
• İnovatif olmaya aday şirketlerin çalışan yeniliğini de ön planda tutmaları gerekmektedir.
• Bürokrasi, inovasyondan en uzak olması gereken konu olmalıdır. Bürokrasinin, inovasyonu yavaşlatan en zorlayıcı faktör olduğu gözlemlenmiştir.
• “İcat, ihtiyaçtan doğar” fikri son derece önemlidir. Bu fikir, pazarlama ile Ar-Ge bölümlerinin işbirliğini ve müşteri odaklı olması gerekliliğini göstermektedir114.
112 TÜBİTAK (2004), A.g.e.
113 Mülakat aşamasında görüşülen bir kurum yöneticisi her yıl düzenlediği “fikir
yarışmalarının”, ödül sistemi olarak değerlendirildiğini belirtmiştir.
114 Türkiye”nin önde gelen Ar-Ge şirketi tarafından ürün geliştirme fikirlerinin tamamen
166
İSTANBUL TİCARET ODASI
• Ürün alanında yapılan inovasyonda, uzun vadeli ürün haritalarının
oluşturulmasının gerekli ve önemli olduğu gözlemlenmiştir.
• İnovasyonun, reel sektör tarafından kısa vadeli olarak algılanmaması
gereklidir. Özel sektörün önde gelen şirketleri bu konuda uzun süreli fon
ayrılması gerektiğinin bilincindedir. Bu bilincin diğer firmalara yaygınlaştırılması önem taşımaktadır.
• Ar-Ge sürekli bir süreçtir. Sonraki yıllarda üretilecek olan ürünlerin
altyapısının çok önceden hazır olması gereklidir.
• Firmaların kendi aralarındaki rekabet kaynaklı gizlilik son derece
önemlidir ve şirketlerin bunlara karşı çok hassas oldukları gözlenmiştir.
Bu çalışmanın mülakat aşamasında, şirketlerin bu konudaki hassasiyetine
de azami dikkatle yaklaşılmıştır.
• Çalışmanın analiz sonuçlarından da görüleceği üzere, Ar-Ge
harcamalarının firmalarda olumlu etkilerinin görülmesi için zamana
ihtiyaç vardır. Özel sektörün de hemen sonuç beklemeyip, uzun vadeli
stratejilere odaklanıp, bu bilinç ile hareket etmesi gerekmektedir.
• İnovatif faaliyetler, finansal kaynak ihtiyacını gerektireceğinden,
inovatif firmalar için finansmana erişimin güçlendirilmesi amacıyla yeni
finansman yöntemleri geliştirilmelidir.
• İnovasyon bir kurum kültürü olarak benimsenmelidir. Bu nedenle, bu
vizyona sahip yöneticilerin varlığı gerekmektedir.
6.2.3. Strateji Geliştirme Hedefi
Ar-Ge ve inovasyon performansının geliştirilmesi ile amaçlanan;
• Reel sektörün küresel rekabet gücünü arttırmak,
• Üretimde - süreçte - hizmette hız, kalite ve verimliliği arttırmak,
müşterilerle dogru iletişim sonucu onların ihtiyaçlarını doğru anlamalarından
kaynaklandığını belirtmiştir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
167
• Teknoloji kullanımını yaygınlaştırmak ve arttırmak,
• İnovasyon ve Ar-Ge’de mevcut durumu ileriye taşımak,
• Katma değeri yüksek alanlara yönelinmesini sağlamak,
• Nihayet ülkenin refah düzeyini arttırmak ve,
• İddiasız yenilikçi ülkeler kategorisinden orta derecede yenilikçi
ülkeler kategorisine yükselmeyi hedeflemektir.
6.2.4. Ar-Ge ve İnovasyonda Strateji Formülasyonu
• Üniversitelerde Ar-Ge merkezlerinin daha etkin hale gelmesi ve
etkinleştirmeyi destekleyecek mekanizmaların artması sağlanmalıdır.
• Öne çıkan sektörlerin titizlikle belirlenip, bu sektörlere yönelik
çalışmaların yoğunlaşması, öncelikli teşvik ve desteklerin verilmesi
gerekmektedir.
• Sürdürülebilir rekabetin sağlanması için ucuz işgücü ve ihracat yapısı
ile düşük teknoloji kullanan bir sistemden, orta ve daha yüksek teknoloji
yapısına geçişin sağlanması gerekmektedir.
• Küresel rekabette üstün olduğumuz alanlar doğrultusunda ulusal
hedefler belirlenmelidir. Teknolojide üstün olabileceğimiz alanlar için
öngörü ve gelişim planları yapılmalıdır.
• Temel hedeflere ulaşmak için iyileştirici, geliştirici ve rekabetçi
koşullar sürekli izlenmelidir.
• Uzun vadeli stratejik hedefler belirlenmeli ve buna yönelik planlar
yapılmalıdır.
• Yapısal sorunlar için kalıcı önlemler alınarak, kısa vadeli sorunların
çözümü ve kolaylaştırıcı tedbirlerin alınması sağlanmalıdır.,
• Kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları ile uyum sağlanmalı ve
ortak hedefler geliştirilmedir.
168
İSTANBUL TİCARET ODASI
• Ulusal politikalar ve stratejik planlar doğrultusunda hazırlanacak
bölgesel kalkınma planları ve sonucunda bölgesel inovasyon sistemleri
oluşturularak, somut politikalar belirlenmelidir.
• İş dünyasına daha yakın ve birlikte iş yapan bir akademik çevrenin
varlığı sağlanmalıdır.
6.3. Strateji Hedef Sonuç
“Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi” ile elde edilmesi
beklenen sonuç, bu stratejilerin hayata geçirilmesi ile;
• Reel sektörün rekabet gücünün artması,
• Küresel rekabet potansiyelinin artması,
• Ekonomik iyileşmenin sağlanması ve
• Milli refahın artmasını sağlamaktır.
Bir şirket, bir sektör, bir ekonomi ve bir ülke için en temel sorun
ilerleyeceği hedefin ve yönün bilinmemesi ya da nasıl ilerleyeceğinin
belirlenmemiş olmasıdır. Stratejiler ve stratejik yol haritaları doğru hedefin ve
rotanın belirlenmesinde temel yol göstericiler olarak başarıya ulaştıracak çok
değerli araçlardır.
Türkiye ekonomisinin, hedeflenen şekilde gelişmiş ülkeler seviyesine
ulaşması ve dünyanın başlıca ekonomileri içerisinde yer alması için bu alanda
doğru stratejilerin hayata geçirilmesi son derece önemlidir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
169
SONUÇ
“Yenilik , ekonomik refah için temel bir faktördür.”
Michael Porter
İ
novasyon, en genel tanımıyla yeni ya da önemli derecede iyileştirilmiş
ürün, süreç veya pazarlama ya da organizasyon alanında yapılan
yeniliklerdir. Yapılan bir yeniliğin inovasyon olarak adlandırılması için ticari
alanda mutlaka uygulanması gerekmektedir. Ar-Ge ise inovatif yaratıcı ve
sistematik çalışmalar bütünüdür. Bilimsel, teknolojik, özgün ve uygulanabilir
hedeflere ulaşmanın yol haritasıdır.
Günümüzde inovasyon ve Ar-Ge, sürdürülebilir büyüme ve kalkınma için
vazgeçilmez unsurlardan birisidir. Dünyada Ar-Ge ve inovasyon konusunda
önde gelen ülkelerin aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomileri
arasında yer alması bu faaliyetlerin ülke ekonomileri açısından önemini
göstermektedir. Ar-Ge ve inovasyonun işletmeler ve ülke düzeyinde rekabet
avantajı sağlaması orta ve uzun vadeli stratejik planlarda temel olarak yer
almasını gerektirmektedir.
İnovasyon aynı zamanda mevcut kültürün değişimini gerektiren bir
süreçtir. Bu süreçte, öncelikli olarak değişime olan ihtiyacın anlaşılarak
iyi yönetilmesi ve işletmelerin ihtiyacına uygun hale getirilmesi gereklidir.
Bununla birlikte, inovasyon süreci uzun süreli, karmaşık ve maliyetli olduğu
için işletmelerin bu süreci tek başlarına yürütmeleri çoğu zaman mümkün
değildir. Bu nedenle kamu ve diğer ilgili kurumlar tarafından işletmelerin
desteklenmesi son derece önemlidir.
Bu çalışmada temel olarak, Türkiye’de inovasyon ve Ar-Ge
faaliyetlerinin hangi aşamada olduğu karşılaştırmalı ve analitik olarak değişik
metodolojilerden yararlanılarak araştırılmış, kısa ve uzun vadeli planlar
170
İSTANBUL TİCARET ODASI
çerçevesinde belirlenen hedeflere ulaşmak için hangi stratejilerin izlenmesi
gerektiği konusunda öneriler geliştirilmiştir.
Türkiye’de son yirmi yıldan bu yana Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerinin
ve buna bağlı olarak patent, marka ve faydalı model tescil sayılarının artmakta
olduğu gözlemlenmektedir. Bununla birlikte, inovasyon faaliyetlerinin ve ArGe yatırımlarının ülkelerarası karşılaştırma yapıldığında son derece sınırlı
olduğu bir gerçektir.
İnovasyon ile ilgili küresel endeksler ve raporlarda Türkiye’nin yerine
bakıldığında, farklı endekslerde benzer sonuçlara ulaşılmaktadır. WIPO 2012
Fikri Mülkiyet İstatistikleri Raporu’nda, yerli patent başvurularının GSYİH
içerisindeki payı Güney Kore’de 100,7 iken, Türkiye’de sadece 3,3 olduğu
görülmektedir. Söz konusu oran Japonya’da 73,4; Çin’de ise 41,8’dir. ArGe faaliyetleri sonucu ortaya çıkan yenilikler yalnızca patent sistemi ile
korunduğundan, rekabet gücü kazanmış şirketlerin patent başvuruları oldukça
yüksektir. İlgili raporda, yerli patent başvurularının Ar-Ge harcamaları
içindeki payı ise, Güney Kore için 3,7 iken Türkiye için 1,3 olmuştur.
Dünyadaki Ar-Ge harcamalarının dağılımına bakıldığında ise, 2012
yılında Türkiye’nin toplam 13,62 milyar TL Ar-Ge harcaması yaptığı
görülmektedir. Bu rakam, ABD’de Türkiye’nin yaklaşık 48 katı, Çin’de ise
yaklaşık 20 katıdır. Aslında bu durum analiz edildiğinde bu alana ayrılan
fonların ve teşviklerin yetersizliği temel sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu durum aslında, bu faaliyetlerin ilgili tüm taraflarca desteklenmesi gerektiği
gerçeğini de beraberinde getirmektedir.
Türkiye, Küresel İnovasyon Endeksi’nde yer alan 142 ülke arasında 2009
yılında 51. sırada iken, 2012 yılında 74. sıraya kadar gerilemiş ve 2013 yılında
tekrar 68.sıraya yükselmiştir. Avrupa İnovasyon Birliği Karnesi Raporu’na
göre, 34 Avrupa ülkesi içerisinde, inovasyon karnesi AB ortalamasının
oldukça altında olan ülkelerin yer aldığı “iddiasız yenilikçiler” kategorisinde
Bulgaristan, Letonya, Litvanya ve Romanya’nın içinde bulunduğu grupta yer
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
171
almaktadır. Bu düzey Türkiye’nin içinde olmak istediği son noktadır.
İşletmelerin bu alandaki durumuna bakıldığında ise, inovasyon ve Ar-Ge
faaliyetlerinin firma ölçeği, sektör, firmaların sermaye yapıları, hatta firma
kültürüne göre farklılaştığı görülmektedir.
Çalışmanın analiz kısmında, halka açık 180 reel sektör firmasının
2010 ve 2011 yıllarına ait verileri analiz edilerek, Ar-Ge harcaması yapan
ve yapmayan işletmelerin hangi finansal göstergelerde farklılaştığı ortaya
konulmuş ve bu firmaların, Ar-Ge performansları değerlendirilmiştir. Yapılan
analiz sonucuna göre, Ar-Ge harcamalarının firmaların performanslarını kısa
vadede etkilemediği görülmüştür. Bu durum, Ar-Ge ile ilgili çalışmaların ve
Ar-Ge yatırımlarının sonuçlarının uzun vadede ortaya çıktığını göstermektedir.
Dolayısıyla buradan çıkarılacak sonuç, reel sektörün, uzun vadeli stratejilere
odaklanması ve bu bilinç ile hareket etmesi gerektiğidir. Ayrıca, Ar-Ge
alanında önde gelen ve farklı sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin üst
düzey yöneticileri ile yüz yüze yapılan görüşmeler de uygulamadan elde
edilen sonuçları desteklemektedir.
• Çalışmada yapılan araştırma ve analiz sonuçlarına göre bir stratejik
yol haritası önerilmektedir. Bu çerçevede Ar-Ge ve inovasyonda kritik
noktalar ortaya konularak, strateji geliştirme hedefleri belirlenmiş ve
strateji formülasyonu oluşturulmuştur. Bu çalışma sonucunda öncelikle
tespit edilen temel kritik noktalar aşağıdaki şekilde özetlenebilir;
• Ar-Ge sürekli bir süreçtir. Sonraki yıllarda üretilecek olan ürünlerin
çok önceden altyapısının hazır olması gereklidir. Ayrıca, ürün alanında
yapılan inovasyonda, uzun vadeli ürün haritalarının oluşturulmasının
gerekli ve önemli olduğu gözlemlenmiştir.
• İşletmelerin tescil edilmiş patentlerinin olmamasının nedeni olarak,
patent tescil süresinin uzun sürmesi ve maliyetinin yüksek olması
belirtilmektedir. Patent tescil sürecinde iyileştirmeye ve teşviklere ihtiyaç
vardır.
172
İSTANBUL TİCARET ODASI
• Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri, finansal kaynak ihtiyacını
gerektireceğinden, firmalar için fon kaynaklarına erişimin güçlendirilmesi
amacıyla yeni finansman modelleri geliştirilmelidir.
• Ar-Ge ve inovasyon, reel sektör tarafından kısa vadeli bir faaliyet ve
yatırım olarak algılanmamalıdır. Özel sektörün önde gelen şirketleri bu
konuda uzun süreli fon ayrılması gerektiğinin bilincindedir. Bunun diğer
firmalara yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır.
• Yönetsel inovasyon alanında yapılan faaliyetler mevcut çalışma
verimini önemli ölçüde arttırmakta ve çalışanı motive etmektedir. Aynı
zamanda, firmaların inovasyon potansiyelini arttırmak için çalışan
yeniliğini ön planda tutmaları önemlidir.
• İnovasyonun bir kurum kültürü olarak benimsenmesi önemlidir.
Bu vizyona sahip yöneticilerin varlığı ulaşılacak sonucu önemli ölçüde
etkilemektedir.
Çalışmada bu tespitler ışığında strateji geliştirme hedefleri oluşturulmuştur.
Strateji geliştirmede temel amaç, reel sektörün rekabet gücünü arttırmak ve
bu sayede Türkiye ekonomisinin küresel rekabette güçlenmesini sağlamaktır.
Bu açıdan, çalışmada Türkiye’nin sanayileşme sürecine çok geç entegre
olmuş bir ülke olarak, katma değeri yüksek alanlara yönelmesi gerektiğinin
altı çizilmiştir.
Geliştirilen strateji formülasyonunda, kamu, özel sektör ve ve akademi
arasında uyumlu ve sürdürülebilir bir işbirliğinin sağlanması, ortak hedefler
geliştirilmesi ve yapısal sorunlar için kalıcı önlemlerin alınması gerektiği
önemle vurgulanmıştır. Ar-Ge ve inovasyon performansının geliştirilmesinin
temelinde uygulanabilir bir stratejik yol haritasının varlığının önemi
unutulmamalıdır. Çok defa stratejik yol haritaları hazırlansa da bunlar
gerektiği şekilde uygulamaya geçirilememekte, sürekliliği ve denetiminin
sağlanmasında ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Ar-Ge ve İnovasyon Performansının Stratejik Analizi ile elde edilmesi
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
173
beklenen sonuç, geliştirilen stratejilerin hayata geçirilmesi ile, reel sektörün
rekabet gücünün arttırılması, küresel rekabette güçlenerek, sürekli ekonomik
gelişmenin sağlanması ve sonuç olarak milli refahın artması olarak belirtilebilir.
Türkiye ekonomisinin, hedeflenen şekilde dünyanın ilk 10 ekonomisi
içerisinde yer alması için bu stratejilerin hayata geçirilmesi kaçınılmazdır.
174
İSTANBUL TİCARET ODASI
REFERANSLAR
Almeida, R., Fernandes A. M. (2007), “Openness and Technological
Innovations in Developing Countries: Evidence from Firm-Level Surveys”.
IZA Discussion Paper, No. 2907
Appolloni, M., Corigliano, R., Duqi, A., Torluccio, G. (2011), “The Market
Value of Innovation”. European Journal of Economics, Finance and
Administrative Sciences, No. 36, s. 147-169
Aras, G., (2015), Sustainable Markets for Sustainable Business A Global
Perspective for Business and Financial Markets, Aldershot; Gower,
(Forthcoming)
Aras, G., D. Crowther (2012), Business Strategy and Sustainability, Emerald
Book Series Developments in Corporate Governance and Responsibility
Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “The Relationship
between Firm Efficiency and Innovation Capacity: An Application on Turkish
Automotive Industry Using DEA and Panel Data Analysis”, International
Conference on Global Trends in the Efficiency and Risk Management of
Financial Services, Chania, Greece
Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2011), “Determining Relationship
between R&D and The Market Value: The Case of Turkey”, Applied Statistics
2011 International Conference, Slovenia
Aras, G., Aybars, A., Kutlu, Ö., Tezcan, N. (2010), “Does Foreign Capital
Impact Firm Innovation Capacity?: An Emerging Market Perspective”.
International Journal of Arts & Sciences, No. 7, s.163-172
Aras, G., D. Crowther (2010), “Sustaining Business Excellence”, Total Quality
Management and Business Excellence, Vol 21, No. 5, pp. 565-576
Aras, G., D. Crowther (2019), Making Sustainable Development Sustainable”;
Management Decision, Vol.47 Issue 6 pp 975-988
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
175
Aras, G., D. Crowther (2010), The Durable Corporation: Strategies for
Sustainable Development; Aldershot; Gower
Arslanhan, S., Kurtsal, Y. (2010), “Güney Kore İnovasyondaki Başarısını
Nelere Borçlu? Türkiye için Çıkarımlar”, Türkiye Ekonomi Politikaları
Araştırma Vakfı (TEPAV)
Aydoğuş, O. Türkcan, B. Tunalı Çalışkan, E. Kopurlu, B.S. (2009), Kriz
Teorileri: Kondratieff, Schumpeter ve Wallerstein, Working Paper, No:09/01,
Ege Üniversitesi
Bae, S. C., Kim, D. (2003), “The Effect of R&D Investments on Market
Value of Firms: Evidence from U.S., Germany, and Japan”. The Multinational
Business Review, No. 3, s. 51-75
Binicioğulları, N. (2008), “Türkiye ve AB’de KOBİ’lerin Rekabet Edebilirliği
için Teknolojik Yeniliğin Önemi”, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi
Çalışır, M., Gülmez, A. (2007), “Güney Kore’nin Başarısının Arkasındaki ArGe Gerçeği ve Türkiye ile Bir Karşılaştırma”, Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi
Dergisi, Cilt:2, sayı. 1, ss. 32-42
Çelik, M. (2011), “Şirketlerin İnovasyon Yapma Eğilimlerinde ÜniversiteSanayi İşbirliğinin Rolü ve ODTÜ Teknokent Örneği”. Marmara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi
Claros, A.L. Mata, Y. N. (2011), Policies and Institutions Underpinning
Country Innovation: Results from the Innovation Capacity Index, EFD-Global
Consulting Network
Dachs, B., Ebersberger, B. (2009), “Does Foreign Ownership Matter for the
Innovative Activities of Enterprises?”. International Economics and Economic
Policy, No. 6, s. 41-57
Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013) Bilim ve Teknoloji Özel İhtisas
Komisyonu Raporu, s.13
176
İSTANBUL TİCARET ODASI
Elçi, Ş. (2006), İnovasyon Kalkınmanın ve Rekabetin Anahtarı, 7. Baskı, s.1
European Union, European Commision (2012), “Innovation Union Scoreboard
2011 Report”
European Union, European Commision (2014), “Innovation Union Scoreboard
2013 Report”
Global R&D Funding Forecast (2014), Battelle- The Business of Innovation
Reports
Falk, M. (2008), “Effects of Foreign Ownership on Innovation Activities:
Empirical Evidence for Twelve Europeran Countires”. International Journal
of Arts& Sciences, No.7, s.163-172
Feeny, S., Rogers, M., (2001), “Innovation and Performance: Benchmarking
Australian Firms”, Melbourne Institude Working Paper, No. 7/01
IMF, OECD, BM. (2012), “Innovation Capacity Index Rankings 2011,
Innovation for Development Report”
INSEAD ve WIPO (2014), “The Global Innovation Index 2013: The Local
Dynamics of Innovation”
Kamber, S. (2010), “İmalat Sanayinde İnovasyon: Sanayi Kuruluşlarında
İnovasyon Aktivitelerinin İnovasyon Performansı Üzerindeki Etkilerinin
İncelenmesi”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi
Karaata, E.S. (2012), “Bazı İnovasyon ve Bilgi Ekonomisi Ölçümlerinde
Türkiye’nin Konumu”. TÜSİAD Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu
Yayınları
Karahan, S., Suluk,C., Saraç, T., Nal, T. (2011), “Fikri Mülkiyet Hukukunun
Esasları”, Genişletilmiş 3. Baskı, s.2
KOSGEB (2011), “2011-2013 KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
177
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve
Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik (2005)
Milbergs E., Vonortas N. (2006), “Innovation Metrics: Measurement to
Insight”
MÜSİAD Bilim ve Teknoloji Komisyonu (2012), “Küresel Rekabet için ArGe ve İnovasyon”.
OECD (2009), Reviews of Innovation Policy, S. Korea
OECD (2006), Reviews of Innovation Policy, Switzerland
OECD (2013), Reviews of Innovation Policy, Sweden
OECD (2007), Reviews of Innovation Policy, China
OECD (2005), Oslo Manuel, Guidelines For Collecting And Interpreting
Innovation Data, Third Edition, Çeviri: TÜBİTAK, Oslo Kılavuzu, “Yenilik
Verilerinin Toplanması ve Yorumlanması İçin İlkeler”
http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/kilavuzlar/Oslo_3_
TR.pdf
OECD (2002), Frascati Kılavuzu, Araştırma ve Deneysel Geliştirme
Taramaları İçin Önerilen Standart Uygulama, Altıncı Basım, s.30
OECD and European Community Joint Research Centre (2008), Handbook
on Constructing Composite Indicators: Methodology and User Guide
Orhunbilge, N. (2002), “Uygulamalı Regresyon ve Korelasyon Analizi”,.
İkinci Baskı, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayın No: 281, s. 230
Örücü, E., Kılıç, R., Savaş, A. (2011), “KOBİ’lerde İnovasyon Stratejileri ve
İnovasyon Yapmayı Etkileyen Faktörler: Bir Uygulama”. Doğuş Üniversitesi
Dergisi, 12(1), s. 58-73
Porter, M. (2004), “Competitive Advantage”, Free Press, New Edition Books
178
İSTANBUL TİCARET ODASI
Sandner, P. G. (2011), “The Market Value of R&D, Patents, and Trademarks”.
Research Policy, No. 7, s. 969-985
Sivakumar, K., Roy, S., Zhu, J., Hanvanich, S. (2011), “Global Innovation
Generation and Financial Performance in Business-to-business Relationships:
The Case of Cross-border Alliances in the Pharmaceutical Industry”, Academy
of Marketting Science Journal, No. 39, s. 757-776
Shah, S. Z. A., Stark, A. W., Akbar, S. (2008), “Firm Size, Sector and Market
Valuation of R&D Expenditures”. Applied Financial Economics Letters, No.
4, s. 87-91
Stone A., Rose S., Lal B., Shipp S. (2008), “Measuring Innovation and
Intangibles: A Business Perspective”, Science & Technology Policy Institute
T.C.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2014), Ar-Ge Merkezleri Hakkında
Genel Bilgiler,
https://biltek.sanayi.gov.tr/ARGE%20Merkezleri%20Dkmanlar/2014AGM%20bilgi%20notu-07%2006%202014.pdf
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (2011), AB Koordinasyon Genel Müdürlüğü,
“Avrupa Birliği İnovasyon Politikası Kapsamında Oluşturulan Yenilikçilik
Birliği Girişimi”
T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013)
http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/1/plan9.
pdf
T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2013), Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) http://
www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/12/Onuncu_
Kalkınma_Planı.pdf
TEYDEB (2012), “TÜBİTAK Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Destek
Programlarına İlişkin İstatistikler Raporu”
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
179
TÜBİTAK (2010), Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016,
s.6
http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/BTYPD/strateji_belgeleri/
UBTYS_2011-2016.pdf
TÜBİTAK (2004), Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları 2003-2023 Strateji
Belgesi, (Versiyon 19)
http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/vizyon2023/Vizyon2023_
Strateji_Belgesi.pdf
TÜBİTAK (2012), “Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Hedefleri Raporu”
TÜBİTAK (2012), “KOBİ Ar-Ge Destekleri Proje Raporu”
TÜBİTAK (2012), “H2020: Yeni AB Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı
Bilgi Notu”,
http://www.fp7.org.tr/tubitak_content_files///Horizon2020/Horizon_2020_
BTYK_Bilgi_Notu_26062012_v06.pdf
TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları http://www.turkpatent.gov.tr/
dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/GenelTanitBro.pdf
TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Patent/Faydalı Model http://www.
turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/PatentFM.pdf
TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Marka http://www.turkpatent.gov.
tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Marka.pdf
TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Endüstriyel Tasarım
http://www.turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Endstriyel_
Tasr.pdf
TPE, Resmi Yayınları,Bilgi Kitapçıkları, Coğrafi İşaretler http://www.
turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/Cografiisaretler.pdf
180
İSTANBUL TİCARET ODASI
TPE, Resmi Yayınları, Bilgi Kitapçıkları, Entegre Devreler
http://www.turkpatent.gov.tr/dosyalar/yayinlar/bilgikitapciklari/
EntegreDevre.pdf
TPE (2011), 2012-2016 Stratejik Planı, Ankara http://www.tpe.gov.tr/portal/
duyurular/TPE_SP_2012_2016.pdf
TPE (2012), 2011 Faaliyet Raporu, Strateji Geliştirme Müdürlüğü
TÜİK (2012), “Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2011”
TÜİK (2013), “Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması, 2012”
TÜİK (2013), “Yenilik Araştırması, 2012”
Weerawarden, J., O’Cass, A., Julian C. (2006). “Does Industry Matter?
Examining the Role of Industry Structure and Organizational Learning in
Innovation and Brand Performance”, Journal of Business Research, No. 59,
s. 37-45
WIPO (2011), “World Patent Report”
WIPO (2011), “The Changing Face of Innovation Report”
WIPO (2012), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and
Statistics Services
WIPO (2013), “Intellectual Property Statistics Report”, WIPO Economics and
Statistics Services
World Economic Forum (2013), “The Global Competitiveness Report 20122013”
http://www.tpe.gov.tr
http://www.tcmb.gov.tr
http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-hazinemustesarligi-yatirim-tesviki
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
181
http://www.mevzuat.gov.tr/Kanunlar.aspx
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.5846.pdf
http://www.tubitak.gov.tr/tr/destekler/sanayi/sanayi-tesvikleri/icerik-tcmaliye-bakanligi-ar-ge-indirimİ
http://www.ttgv.org.tr/tr/kisaca-ttgv
http://www.ttgv.org.tr/tr/ar-ge-proje-destekleri
http://www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=6&refContent=68
http://kobidestek.org/26-milyar-liralik-botasin-ar-ge-harcamasi-sifir
182
İSTANBUL TİCARET ODASI
EKLER
EK 1: Oslo Kılavuzu
İnovasyonun ölçülmesi amacıyla uluslararası alanda karşılaştırılabilir
verilerin elde edilmesi için çeşitli kılavuzlar geliştirilerek kullanıma
sunulmuştur. OECD ülkelerinde inovasyon ile ilgili ölçümler için ilk defa
1960’lı yıllarda çalışmalar yapılmış, Ar-Ge konusunda nasıl bilgi toplanması
gerektiği ve bu konuda izlenmesi gereken yöntem 1963 yılında Frascati
Kılavuzu’nun (Frascati Manual) birinci baskısı ile açıklanmıştır. O tarihten
bu yana, yayınlanan çeşitli kılavuzlar Frascati Ailesi (Frascati Family) olarak
bilinmektedir. Bu kılavuzlardan biri olan Oslo Kılavuzu (Oslo Manual)
inovasyon faaliyetlerinin tanımlanarak diğer faaliyetlerden ayırt edilmesi ve
anlaşılması amacıyla OECD tarafından hazırlanmıştır. Oslo Kılavuzunun ilk
baskısı 1992 yılında, ikinci baskısı ise 1996 yılında yayınlanmıştır. Bu baskıda,
inovasyon sürecinin daha iyi anlaşılması için çeşitli kavram ve tanımlamalar
ile izlenmesi gereken yöntem verilmiş ve saha araştırmalarına ait tecrübelerin
güncellenmesi vurgulanmıştır. Kılavuz ayrıca, karşılaştırılabilir göstergelerin
geliştirilmesini ve bu göstergeler ile ilgili analitik ve politik problemlerin
tartışılmasını amaçlamaktadır. Oslo Kılavuzu’nun güncellenmiş son baskısı
2005 yılında yayınlanmıştır. Günümüzde Oslo Kılavuzu, OECD üyesi olan ve
olmayan 50’den fazla ülkede kullanılmaktadır. Kılavuz, Ar-Ge harcamalarından
daha çok inovasyon faaliyetlerinin boyutu ve diğer harcamalara ait verinin
toplanmasına dair bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Bilim ve Teknoloji
Yüksek Kurulu (BTYK) 10 Mart 2005 tarihli 11. toplantısında “Frascati,
Oslo ve Canberra Kılavuzları’nın, tüm kamu kurum ve kuruluşlarında Ar-Ge
istatistiklerinin toplanması, Ar-Ge ve Ar-Ge desteği kapsamına giren konuların
belirlenmesi ve ilgili diğer hususlarda referans olarak kullanılmasına” karar
vermiştir.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
EK 2: Patent Başvuru Süreci
EK 2: Patent Başvuru Süreci
PATENT
BAŞVURUSU
ŞEKİL
İNCELEME
Eksiklik Var
DÜZELTME (3 AY)
Eksiklik Yok
ARAŞTIRMA
TALEBİ
(15 AY)
Hayır
GERİ ÇEVİRME
ARAŞTIRMA
SİSTEM
TERCİHİ (3 AY)
YAYIN (6 AY)
GÖRÜŞ
BİLDİRME
İNCELEMELİ
SİSTEM
İNCELEMESİZ
SİSTEM
İNCELEMESİZ
PATENT
BELGESİ
2 YIL
Talep Edilirse
DETAYLI
İNCELEME
1-3 KEZ
Raporlu Olumlu
İNCELEMELİ PATENT
BELGESİ 20 YIL
Kaynak: www.tpe.gov.tr
Kaynak: www.tpe.gov.tr
Raporlu Olumsuz
RED
183
184
İSTANBUL TİCARET ODASI
EKEK
3: Faydalı
Model
Başvuru
Süreci Süreci
3: Faydalı
Model
Başvuru
FAYDALI MODEL BESGESİ
BAŞVURUSU
Eksiklik Var
DÜZELTME (3 AY)
Eksiklik Yok
ŞEKİL
İNCELEME
ERKEN YAYIN
TALEBİ
Hayır
DÜZELTME (3 AY)
İTİRAZLAR
GÖRÜŞ BİLDİRİMİ 3 AY
FAYDALI MODEL
BELGESİ 10 YIL
Kaynak: www.tpe.gov.tr
Kaynak: www.tpe.gov.tr
193
18 AY
BEKLETİLİR
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
185
İTO YAYINLARI (2012)
2012-1 Kur’an Hat ve Tezhibinden Parıltılar
2012-2 Osmanlı Ticaret ve Sanayi Albümü (2.bs)
2012-3 The Colorful Treasures of İstanbul: From Byzantine Mosaics To
Ottoman Ceramic Tiles
2012-4 Fiyat İndeksleri (=Price Indices)
2012-5 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu: “Ticari İşletme” ve “Ticaret
Şirketleri”ne Getirilen Yenilikler
2012-5 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu: “Ticari İşletme” ve “Ticaret
Şirketleri”ne Getirilen Yenilikler (güncelleştirilmiş 2.bs.)
2012-6 Makroekonomik Göstergeler (=Macroeconomic Indicators)
2012-7 Vakıflarda Vergi Muafiyeti ve Vergi Teşvikleri
2012-8 Haberlerden Yansıyan İTO 2011
2012-9 İstanbul Ticaret Odası Tahkim-Uzlaştırma-Hakem Bilirkişilik
Yönetmeliği
2012-9 / 10 İstanbul Ticaret Odası Tahkim-Uzlaştırma-Hakem Bilirkişilik
Yönetmeliği - İstanbul Chamber of Commerce Regulation on
Arbitration-Conciliation-Expert Arbitration)
2012-12 Dünden Yarına Bugünün Sözleri
2012-13 İlan-ı Ticaret : Resimli İlanlar Perspektifinde Osmanlı’dan
Cumhuriyet’e İstanbul Ticari Hayatı (2.bs)
2012-14 İTO’dan Yükselen Nağmeler (cd-rom)
2012-15 Ekonomik Rapor: 2011 Yılında Türkiye ve Dünya Ekonomisi
2012-16 Economic Report: Turkish and World Economy in 2011
2012-17 Yolu İstanbul’dan Geçen Kervan’ın Sarayları (2.bs.)
2012-18 KOBİ’ler İçin Şirket Anayasasının Önemi ve Oluşturulması
2012-19 Türkiye’de Ticaretin Öncü Kuruluşu İstanbul Ticaret Odası: 1923 1960
2012-20 İstanbul Ticaret Odası Yayın Kataloğu : 1885 - 2012
2012-21 2011 Yılı İstanbul Küçük Sanayi Kapasite Kullanım Araştırması
186
İSTANBUL TİCARET ODASI
2012-22 Rakamlarla Türkiye Ekonomisi
2012-23 Kaybolan Meslekler ve Son Ustalar – II
2012-24 AB’de ve Türkiye’de Nüfusun Yaşlanmasının Ekonomik ve Sosyal
Sonuçları (digital baskılı-çoğaltma)
2012-25 Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinin Dönüşümü
2012-26 Turkey in Figures
2012-27 Şerefeden Seyrİstanbul (=View of İstanbul From Minaret Balcony)
2012-28 Sektörel Olarak Komşu Ülkelerde Türkiye’nin İhracat Potansiyeli
2012-29 Türkiye’de Yayın Hayatı
2012-30 Başarılı Vergi Mükellefleri (cd-kitap)
2012-31 Türkiye’de İnşaat Sektörü ve Dünyadaki Yeri
2012-32 Medeniyet ve Değerler: Açık Medeniyet – İstanbul Yaklaşımı
2012-33 Civilizations and Various
2012-35 İstanbul’un Ekonomik ve Sosyal Göstergeleri
2012-36 Social and Economic Indicators of İstanbul
2012-37 Avusturya Örneğinde Mesleki Eğitim Sistemi ve Odaların Etkinliği
2012-38 Bir Finansal Enstrüman Olarak Sukuk: Katılım Bankalarına Uyum
Modellemesi
2012-40 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu: Yenilikler ve Değişiklikler
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
187
İTO YAYINLARI (2013)
2013-3 Makro Ekonomik Göstergeler
2013-4 Hayallerini Uçuran Adam: Nuri Demirağ
2013-5 İstanbul’un Rengi Erguvan (2.bs.)
2013-6 Fiyat İndeksleri
2013-8 İstanbul Halkının Konut Eğilimleri Araştırması
2013-9 Başarılı Vergi Mükellefleri 2011
2013-10 Noktalar ve Çizgiler Arasında Hasan Çelebi
2013-11 Teşvik Serisi: Yatırımlarda Devlet Yardımları (gnşl.2.bs)
2013-15 Haberlerden Yansıyan İTO: 2012
2013-16 Ekonomik Rapor
2013-17 Economic Report
2013-22 Company Establishment and Registration Procedures in Turkey
2013-23 Les Procédures de Création d’Entreprise en Turquie
2013-24 Yabancı Sermayeli Yatırımcılar İçin Rehber (Arapça)
2013-25 Yabancı Sermayeli Yatırımcılar İçin Rehber (Rusça)
2013-26 Ticaretin Efsanesi (2.bs.)
2013-27 İstanbul’un Renkli Hazineleri: Bizans Mozaiklerinden Osmanlı
Çinilerine (2.bs.)
2013-28 The Colorful Treasures of İstanbul: From Byzantine Mosaics to
Ottoman Ceramic Tiles (2.bs.)
2013-29 Bacıyan-ı Rum’dan Günümüze Türk Kadınının İktisadi Hayattaki
Yeri (2.bs.)
188
İSTANBUL TİCARET ODASI
İTO YAYINLARI (2014)
2014-1 2014-2 2014-3 2014-5 2014-6
2014-17
2014-18
2014-19
Üsküb’ün Tarih ve Kültür Nişanesi: Fatih Sultan Mehmet Köprüsü
Balkan Çarşıları
Bahçekapı: Kadim Ticaretin Bahçekapı ve Çevresindeki Serüveni
Uncitral Tahkim Kuralları
Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırım İkliminin
İyileştirilmesi Üzerine Görüş ve Öneriler
İşyerleri Personel Toplu Taşıma Projesi
Uluslararası Sözleşmelerde Elektronik İletilerin Kullanılması
Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması
Türk Sinemasının Durum Analizi
Türk Sinema Tarihi'nde Tüccar ve Ticaret
Reklam Yönetimi

Aralık 2014 itibariyle
2014-11 2014-14
NOT: YAYINLARIMIZA İNTERNET SİTEMİZDEN TAM METİN OLARAK ÜCRETSİZ ULAŞILABİLMEKTEDİR.
FİRMALARIN AR-GE VE İNOVASYON PERFORMANSININ STRATEJİK ANALİZİ
189

Benzer belgeler