Onlar Orfeonlular

Transkript

Onlar Orfeonlular
25
Onlar Orfeonlular
Vildan Demir
[email protected]
mayıs
ankarader.indd 25
2012
Her kafadan bir ses çıksın istenmez normalde...
Burada her kafadan bir sesin çıkıyor olması
makbul, hep bir ağızdan söylenmeli çünkü...
Her birinden farklı bir ses çıkıyor olması da
tercih edilmez, ancak burada o da çok normal.
Çünkü kendi müziklerinin enstrümanları da yine
kendileri...
Çok sesli bir koro onlar, a capella yapıyorlar...
Onlar; Orfeonlular...Üstelik Ankara’da yaşıyorlar..
Biraz “Elfler”der gibi oldu, biliyorum.
Ama dinledikçe farklı bir dünya tanıdım,
sordukça inanın daha da meraklandım.
Başlarda,
farklı
mesleklerden
kişiler
amatörce bir araya gelip bir grup kurmuşlar diye
düşündüğüm için, koroya kendimi aldırmaya
çalıştım ve roportajın her aşamasında konuyu
açtım, şirinlikler yaptım.
Yaptım, ancak nafile... Çünkü
bu işi
profesyonelce yapıyorlar ve hem de Türkiye’yi
temsil etmek üzere sınır ötesine taşıyacak kadar
işi ilerletmiş durumdalar.
Çoğunun çocukluk yıllarına uzanan bir koro
geçmişi var. Bazıları TRT çocuk korosundan...
Alışkanlıklarını üzerinden atamadıklarından olsa
gerek büyüyünce de farklı korolarda yer almaya
devam etmişler.
1994 yılında 10 kişilik bir çekirdek ekip
ile kurmuşlar Orfeon’u. Her ne kadar Barok
dönemde, öksüz çocukların oluşturdukları koroya
verilen ad ise de Orfeon, onlar çok güçlü bağları
olan kocaman bir aile olmuşlar. Eğlendikleri
muhakkak ancak “ Orfeon hayatı yaşamak”
eğlenceli olduğu kadar, zor da...Orfeon, Haziran
1994’te çalışmalarına Şef İbrahim Yazıcı ile
başlamış ve faaliyetlerini Mayıs 1995-1999 tarihleri
arasında Şef Yiğit Aydın ile sürdürmüş. Koro,
Mayıs 1999’ dan bu yana Şef Elnara Kerimova
ile çalışmalarına devam ediyor. Neler yaptıklarını
ayrıntılı öğrenmek isterseniz www.orfeontr.com.
tr web adresine mutlaka göz atmalısınız. Neden
bu kadar birbirlerine bağlı olduklarının ipuçları da
orada saklı.
Fransız Kültür Derneği’nde yapılan “Dünya
Müzik Günü Kutlamaları” nda ilk konserlerini
vermişler. Daha sonra Macaristan ve Romanya ile
başlayan yarışmalara katılıp ödüller de geldikçe
tanınmaya başlamışlar. Biz Ankaralılar olarak
belki de en çok 27 Mart’ta Congresium’da
gerçekleştirdikleri Bobby McFerrin konseri ile
onları daha da merak eder olduk. İstanbullular da
en çok The Swingle Singers konseriyle…
Müzik yapan insanlar olarak Ankara’da
olmak nasıl bir durum, Ankaralılara ne kadar
ulaşabiliyorsunuz?
Oğuz
Mertdoğan
(Endüstri
Ürünleri
Tasarımcısı): Yapılan faaliyet çok da şehirle sınırlı
değil, sonuçta müzik yapıyoruz. Başka şehir ve
ülkelerde oluyor genelde konserlerimiz. Ankara’da
neredeyse beş yılda bir konser veriyoruz. Aslında
04.05.2012 17:07:58
26
Ankara’nın imkanları bizim gibi kalabalık bir grubu
bir araya getirmekte son derece avantajlı. Mesela
Ankara’da herkes provaya zamanında gelebiliyor.
Evet İstanbul şehir olarak müzik anlamında zengin
ama Ankara’da keşfedilmemiş çok fazla faaliyet var,
belki yeterince duyurulamıyor.
Gökçe (Müzik/Şan Öğretmeni): : Koro müziği
açısından avantajlı. Ankara’dan taşınan ve
İstanbul’da koro bulamayan çok arkadaşımız oldu.
Bu anlamda Ankara bu iş için tam anlamıyla pişme
yeri diyebiliriz.
Oğuz: Koro müziği yapıyoruz ve koro müziği
geniş çaplı bir hayran kitlesi olabilen bir yapı da değil.
Koro müziğine ilgi yeni yeni canlanıyor diyebiliriz.
-Hepiniz amatör değilsiniz sanırım, aranızda
konservatuar eğitimi alan var mı?
Gökçe: Grubumuzda opera, şan mezunları,
müzik öğretmenleri de var, ancak tamamen amatör
olarak müzik yapanlar da var aramızda. Hatta oran
olarak yarı yarıya diyebiliriz.
-Gökçe, siz Orfeaon’da söylemeye ne zaman
başladınız?
Gökçe: Grup 1999’da şef Elnara Kerimova ile
çalışmaya başladığı sırada bir soprana ihtiyacı
olduğu haberi bana ulaştı. Ben o sırada üniversitede
öğrenciydim.O günden bu yana Orfeon’dayım.
-Tuğba, siz Orfeon’un kurucu üyelerindensiniz
ve uzun bir süredir gruptasınız. Yürütemeyebilirim
dediğiniz zamanlar oldu mu?
Tuğba (Beslenme Uzmanı): Kopamıyorsunuz
bundan. Ben iki sene ayrılmak zorunda kaldım,
doğum yaptığım için; ancak bir süre sonra
geri geldim. Müzik yapmak çok farklı bir şey.
Tekrar başladığınızda
hiç ara vermemiş gibi
hissediyorsunuz. Orfeon devam ettikçe o ruh hali
kesinlikle devam eder diye düşünüyorum.
-Sizin Orfeon’a girişiniz nasıl oldu Cüneyt?
Cüneyt (Mali Müşavir): Aslında ben 2000 yılında
eş durumundan Orfeon’a katıldım diyebilirim.
90’lı yılların başlarında eşim Özge ile TRT gençlik
korosunda tanıştık. Özge Orfeon’da, ben başka bir
koroda söylüyordum. Sadece eş durumundan değil
tabi, Orfeon’un her geçen gün daha ileri gitmesi
ve profesyonelleşmesi de benim için önemliydi.
Orfeon Avusturya’dan yeni dönmüş ve Dünya Koro
Olimpiyatları’nda dört gümüş madalya kazanmışlardı
ve biz ondan sonra nişanlandık. Çocuklarımızın da
Orfeon’da söyleyebileceği güne kadar Orfeon’da
ankarader.indd 26
devam edeceğiz, hedefimiz bu.
-Özge, siz gruba nasıl katıldınız? İlerde oğlunuz
Can’ın da içinde olacağı minik
Orfeonlular grubu da kurulabilir mi?
Özge:
(Müzik-Öğretim
Görevlisi)
Organizatörümüz İlker ve eşi Gözde de koro üyesi.
Onların bebekleri, Tuğba’nın oğlu, bir sürü bebeğimiz
var. Giderek daha büyük bir aile oluyoruz.16 yıl
müzik öğretmenliği yaptıktan sonra bu sene Gazi
Üniversitesi’nde Ses Eğitimi Bölümü’nde öğretim
görevlisi olarak çalışmaya başladım. 1999’da Elnara
Hoca, Belçika’da yapılacak yarışma için acilen alto
sese ihtiyaç var dediğinde Orfeon’u duydum ve
geldim.
-Ben de size katılmak istiyorum desem... Koroya
katılmak isteyenler için ne gibi ölçütleriniz var? Müzik
geçmişimin olması gerekli mi?
Oğuz: İnternet sitemizdeki ilgili formu doldurup
başvurabiliyorsunuz.
Daha
sonra
mülakata
alınıyorsunuz. Bir sonraki adımda şefimiz ile birlikte
bir araya gelinip önce ses açılıyor, egzersiz yapılıyor
ve ardından sizin tercih etiğiniz bir şarkıyı söylemeniz
isteniyor. Nota bilgisi solfej ve deşifre bilginize
bakılıyor.
-Eyvah ben burada elendim galiba...
Oğuz: İşte o kısımda çok kişi eleniyor maalesef.
Özge: Solfej bizde önemli çünkü parçayı alır
almaz bakmaya fırsatımız olmadan deşifre ediyor
olmamız gerekiyor. Bunu yapamıyor olmanız
sizi oldukça zorlar. Ancak biz sizi çalıştırırız eğer
gelirseniz.
Oğuz: Solfej ve deşifre bilgisi olsun istiyoruz ama
sonuçta amatör bir koroyuz, istisnalar yok değil.
Bu bilgiye sahip olmadan başlayan arkadaşlarımız
da oldu. Hatta “çalışma anında sizler gibi deşifre
etmem mümkün değil ancak bir sonraki çalışmada
doğru olarak söyleceğim” diye başlayan ve bunu
layığıyla yapan bir bankacı arkadaşımız da oldu.
-Orfeon’da diğerlerinden farklı olan ne var? Neyi
farklı yapıyorsunuz?
Gökçe: Koro müziği aslında elde dosyalarla sahneye
çıkılan ve durağan olarak icra edilen bir türdür.
Orfeon bu anlayışı yıktı ve aslında bir başlangıç yaptı.
Biz ezberden okuyoruz ve sahnede durağan değiliz.
Şarkı söylerken hareket de ediyoruz, dans ediyoruz.
Orfeon Türkiye’de bu konuda bir öncü.
-Aranızda farklı mesleklerden insanlar var.
Asıl işleriniz ile koroyu bir arada yürütürken sıkıntı
04.05.2012 17:08:02
27
Cüneyt: Yurtdışında insanlar Türkiye’de yapılan
ankarader.indd 27
müzikleri daha çok duymak istiyorlar.
Kendi
müziğimizi onların sounduna daha yakın nasıl
dinletebiliriz ve modernize edebiliriz diye düşünerek
harekete geçtik. Birlikte konser verdiğimiz
The Swingle Singers grubunun kurucusu ve
aranjörlerinden Jonathan Rathbone’e albümler
gönderip 4 tane parçayı bizim için düzenlemesini
istedik, ücretini de biz kendimiz ödedik. İki
albümümüz var ikinci albümümüzde bizim için
düzenlemeleri yapılan o parçaları dinleyebilirisiniz.
İlerde parçaların tamamının düzenlemeleri bizim
için yapılmış yeni bir albüm çıkarma projemiz var.
Son olarak söylemek istediğiniz birşey var mı
veya duyurmak istediğiniz?
Özge: Bizden sonra başlayan ve bu yolda
ilerleyen, Türk kültürünü tanıtmak için çaba gösteren
güzel oluşumlar var artık ve bu beni çok sevindiriyor.
Öncü olmak inanılmaz keyifli. Elnara Hoca’nın
da inanılmaz katkıları oldu bu güzel çalışmalara.
Organizatörümüz İlker birçok organizasyonda
dünyaya açılmamızı sağladı. Şu an aramızda yoklar
ama onlara çok teşekkür ediyoruz.
Tuğba: Kalpten gelen duygularla bu işi
gerçekleştiriyoruz. Herkesin bu oluşuma katkısı var,
herkes çok çalışıyor, herkes buna dahil, şu an siz
bile bunun bir parçasısınız. Bizim aldığımız yolda bu
anlamda yapılan herşey çok kıymetli.
Sohbet sırasında sürekli eski dostlarını ve o
gün aramızda bulunamayan arkadaşlarını anarak
teşekkür ettiklerini bilmenizi isterim.
Ama en çok teşekkür, bize kendi yaptığı müziğiyle
eşlik eden en küçük Orfeon: Can’a..
Annesinin sözünü dinleyip röportaj süresince
koltuğundan kalkmadığı ve bize değerli oyun
zamanından önemli bir parça ayırdığı için...
Geçmişte ve gelecekte grup üyesi olan ve olacak
tüm Orfeon ailesine başarılar ve sonsuz teşekkürler.
mayıs
2012
yaşamıyor musunuz
Oğuz:
Yurtdışında
konserlerimiz
oluyor.
Provalarda değil de konserlerde izin alamayışımız
bizi zora sokabiliyor.
Tuğba: Ben yıllarca- son iki sene haricindeizinlerimi koronun konser ve festivallerine göre
ayarladım. Önce proje belli olur, sonra kendi özel
programımız. Turnelerde her ne kadar gezmek için
aslında çok az zamanımız olsa da tatillerimizi bu
şekilde geçiriyor sayılırız.
-Bu kadar kalabalık kadroya sahip bir grup,
herhangi bir yere bağlı çalışmıyorsa, finansal olarak
nasıl ayakta kalabiliyorsunuz? Sponsorunuz var mı?
Cüneyt: En zor kısmı orası işte...
Özge: Sponsor arayışı içine giriyoruz maalesef. Bazen
yeterli destek bulamıyor ve kendi imkanlarımızla
yürütüyoruz çalışmalarımızı. Orfeon a capella müzik
yapıyor, hiç mi enstrüman kullanmıyorsunuz?
Müziğinizi biraz anlatmanız gerekirse eğer...
Oğuz: Müziğimizi kendimiz seslendiriyoruz ama
koro içinden, bazen de dışardan müzisyen arkadaşlar
enstümanlarıyla bize katılıyor. Londra konserimizde
ney ve kanun gibi enstrümanlar bize eşlik etmişti
ve çok beğenildi. Ondan sonra verdiğimiz tüm
konserlerimizde bir iki parçada yine enstrümanlar
bize eşlik etti.
Tuğba: Zaman içinde tercihlerimiz de müziğimiz
de değişti. Bizi ilk tanıtan da bu oldu. Zor eserleri
seçip onu söylemek iddiasındaydık ve bunu başardık.
Oğuz: Repertuarımızda en çok çağdaş eserler
vardı. Şimdi yelpaze çok geniş; jazz da var, türkü
de var madrigal de var. Orfeon yurtdışında konsere
çıktığı zaman mutlaka folklorik bir şeyler sunuyor.
Son 10 yıldır bu şekilde tanınıyoruz.
Gökçe: Bunun yanısıra Orfeon’un söylediği
şarkıların çoğunun düzenlemelerini Orfeon’a özel
olarak yeniden yaptırdık.
04.05.2012 17:08:11

Benzer belgeler