B R D REN DESTANI: GÖKTEPE Didar ANNABERD YEV Metin

Transkript

B R D REN DESTANI: GÖKTEPE Didar ANNABERD YEV Metin
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
B R D REN
DESTANI: GÖKTEPE
Didar ANNABERD YEV*
Metin ARIKAN**
Atlarnn üzerinde gidebildikleri her yeri vatan kabul eden Türkmenler
için hayat, Vambery’nin de ifade etti i gibi cesurca ya ayp ölmekti. Vambery,
çölün onlar vah i ve rüzgâr gibi de i ken, bir ylan gibi acmasz ve bir deve
kadar sabrl yapt n belirtmektedir. Bu yüzdendir ki ünlü Türkmen airi
Mahtumkulu, “Ceyhun ile Bahr Hazar Aras, Çöl üstünden eser yeli Türkmen’in,”
demi tir.1 Kendi boy beyleri d ndaki beylere itaat etmeyi bile zül gören
Türkmenler için bir yere yerle mek, özgürlüklerinin ellerinden alnmasyla e
de erdi ve belli bir idare altnda te kilatlanmak da ayn manaya gelmekteydi. Bu
yüzden de boylar arasndaki çeki meler yüzyllar boyu sürüp gitmi , birlik olma
süreci çok uzun süreye yaylm tr. Boylar arasndaki mücadeleler bir yana,
Türkmenlerin ya adklar yurtlarn Asya’dan batya sefer ve göç yollar üzerinde
olmas da onlarn te kilatlanmalarn, bir araya gelip birlik olu turmalarn
engellemi ti. Türkmenlerin asabiyet uurunu a makta zorlandklarn, bu yüzden
de tarihlerinde iç mücadelelerin önemli yer tuttu unu ifade eden Ali Duymaz2,
bu iç mücadelelerin ksmen de olsa günümüze kadar devam etti ini
bildirmektedir. Ona göre bu mücadelelerin en çok görüldü ü, hem iç hem de d
ihtilaflarn ya and  18. yüzyl buhrann derinle ti i ve boylarn birli ini
savunan Devletmammet Azad, Mahtumkulu, Zelili gibi büyük ahsiyetlerin
yeti ti i bir dönem olmu tur. Aslnda bu buhranl durum Türk dünyasnn di er
topluluklarnda oldu u gibi 19. yüzylda da devam etmi tir. Bilindi i gibi
Ruslar hemen hemen bütün Türk topluluklarn bu yüzyl içinde hâkimiyetleri
altna alm lardr. Türkmenler için bu yüzylda ya anan en büyük dram hiç
üphesiz, dünya sava tarihinde de bir insanlk dramnn temsili haline gelen,
Göktepe sava  olmu tur. Bu sava ayn zamanda yaylmac taraf nezdinde
co kuyla kutlanan bir zaferin, kar sndaki bu yaylmacl a maruz kalanlar
tarafndan ne denli büyük ve onulmaz yaralar, deyim yerindeyse kanl bir
soykrm pahasna “kazanld n” da gözler önüne sermektedir. Türkmenlerin
dillere destan vasflar olan cesaretleri Rus yaylmacl  kar snda onlar
*
Ar . Gör., Ege Üniversitesi Türk Dünyas Ara trmalar Enstitüsü,
[email protected]
**
Yrd. Doç. Dr., Ege Üniversitesi Türk Dünyas Ara trmalar Enstitüsü, [email protected].
1
Vambery ve Mahtumkulu ile ilgili alntlar, Ahmet Annaberdiyev’in yaynlanmam yüksek
lisans tezinden alnm tr. Ahmet Annaberdiyev, Türkmen Milli Kimli i ve XIX. yüzylda
Türkmenlerin Sosyo-Ekonomik Yaps, stanbul Üniversitesi, stanbul 2000. (Yaynlanmam
Yüksek Lisans Tezi).
2
Ali Duymaz; “Sunu ”, Kara Yldrm (Tirgi Cumageldi), Ötüken Yaynevi, stanbul 1996, s. 6-7.
~ 397 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
demirden bir da gibi dimdik durmaya sevk ettiyse de, Rus ordusu için bu dönemde
ba arlarnn büyük payda  olan toplar ve ate li silahlar önünde bu demirden
da erimi , Türkmenlerin ocaklar sönerken ba rlar yangn yeri olmu tur.
Bu çal mada öncelikle Göktepe sava lar öncesi ve sonras geli meler
hakknda bilgi verildikten sonra sava a katlan Leonid Konstantinoviç
Artamonov’un (25 ubat 1859-1 Ocak 1932) anlarnn yer ald  ve 1884
ylnda iki bölüm halinde yaynlanan “1880-1881 Yllarnda General Skobelev
Komutasndaki Rus Birliklerinin Teke Türkmenlerini Fethi” adl kitabnn
“Tekelerin Fethi” adl ikinci bölümünün serbest çevirisi verilecektir.3
Rusya’nn Türkistan’a do ru izledi i geni leme siyaseti çerçevesinde
Orta Asya’da Hokand, Buhara ve Hive’nin i gallerinden sonra sra Türkmenlere
gelmi ti. Nitekim Ruslarn 1874 ylnda “Hazar Ötesi Bölgesi Valili ini”
kurduklarn ilan etmesi ve bunun hemen ertesinde Türkmenlerin iç i lerine
kar maya ba lamas Türkmen bölgesini i gal etme niyetinde olduklarn açkça
ortaya koymaya yetmi ti. Bu geli meler üzerine 1874 ylnda Türkmen lideri
Nurberdi Han ba kanl nda toplanan Türkmen Meclisi, son nefeslerini verene
kadar Ruslara direnme karar alm t. Bunun hemen ardndan Afganistan
emirli i vastasyla ngilizlerden ve ran’dan yardm talebinde bulunmu lar ancak
bu te ebbüslerinden umduklarn bulamam lard.4 Aslnda Steven Sabol’un5
ifade etti i gibi ngiltere ile Rusya arasnda bu bölgede yüzyln ba ndan beri
devam eden bir menfaat çeki mesi vard. O srada Türkmenlere yardm etmek
ngiltere’nin lehineydi; bunun için de özel temsilcileri Yüzba  George Napier
vastasyla ran üzerinden zaten bir takm faaliyetlerde bulunuyorlard ama
Rusya’nn bu faaliyetleri fark edip engellemesi ran’ etkisiz brakmaya yetmi ti.
ngiltere bu bölgedeki faaliyetlerinin amacn Hindistan’daki menfaatlerini
korumak ve kuzeyden gelebilecek potansiyel tehlikelere kar  tedbir almak
oldu unu açklyordu. Rusya ise topraklarnn geni lemesini do al bir süreç
olarak görüyordu; yani onlara göre i gal harekât son derece me ruydu. Zaten
Göktepe sava yla ilgili anlarn çevirdi imiz Artamonov, Göktepe sava nda
bir saldr sonucu 30006 Türkmenin öldürülmesi üzerine vicdan muhasebesi
3
Leonid Konstantinoviç Artamonov, Pokoreniye Turkmen-Tekintsev Russkimi Voyskami
Pod Naçalstvom Generala Skobeleva v 1880-81 gg. [1880-1881 Yllarnda General Skobelev
Komutasndaki Rus Birliklerinin Teke Türkmenlerini Fethi], Tipografiya M. M. Stasyuleviça,
St. Petersburg 1884.
4
Mehmet Saray, Türkmen Tarihi, Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi Serisi, stanbul, 1993, s. 2124
5
Steven Sabol, “Orta Asya'da Rus- ngiliz Rekabeti”, Türkler Ansiklopedisi, C. 18, Ankara
2002.
6
Artamonov’un aksine Kuropatkin, bu saldrda Türkmen kaybnn 3000 de il, 300’den fazla
oldu unu bildirmektedir. Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, Zavoyevaniye Turkmenii (Pohod
v Ahal-Teke v 1880-1881 g): S Oçerkom Voyennh Deystviy v Sredney Azii s 1839 po 1876
g. [Türkmenistan’n Fethi (1880-1881 yl Ahal-Teke Seferi): 1839’dan 1876 ylna kadar olan
~ 398 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
yaparcasna belki de vicdan azabn biraz hafifletmek için günlü üne öyle
yazacakt: “Ama bizim için de kolay de ildi. Yardm alacak yerimiz yoktu.
Çünkü denizden 600 mil çölün içerisine, dü man yurduna gelmi tik.
Develerimiz ölmü tü ve dolaysyla sadece yanmzda bulunan erzaklarla
yetinmeye çal yorduk. Her ölü ve yaralyla gün geçtikçe kan kaybediyorduk.
Nitekim dü man bu açl n üzerine bir de saldrlarn skla tracak olsayd yok
olmamz i ten bile de ildi.”
1879 tarihinde Türkmen bölgelerinin i galine karar verilmi ve Ruslar
General Lazerev komutanl nda 12500 ki ilik bir orduyu Hazar ötesine
göndermi ti. Ruslarn hem Hazar hem de Amuderya nehrinden saldraca  haberini
alan Türkmenler, ikiye bölünmü lerdi. Nurberdi Han 6000 ki ilik bir kuvvetle
Merv’de kalacak, büyük o lu Berdimrat Han ise 15000 ki ilik bir kuvvetle batda
Ruslara kar  sava acakt. Türkmenlerin stratejisi; do u cephesinde Merv’e kadar
bütün köy ve kasabalarn bo altlp Merv kalesinde toplanmas, bat cephesinde ise
Hazar kylarndan Göktepe’ye kadar olan bölgelerin bo altlp Göktepe kalesine
toplanmas ve o kalelerde dü man kar lamakt.7 Kuropatkin daha sonra kaleme
ald  anlarnda Türkmenlerin Göktepe kalesinde toplanmalarnn kendileri için
çok iyi oldu unu, bir seferde Tekelere büyük darbe vurup di er Türkmenlerin
dirençlerini krdklarn, Göktepe’de de il de Merv ve Tecen’de toplanacak
olurlarsa lojistik bakmndan i lerinin daha da zorla aca n yazm t. Tekelerin
Göktepe kalesinde toplu savunma karar almalarnda ngiliz konsolosu olarak
tandklar Me hedli Abbas Han’n ngilizlerin yardma gelece i haberini
vermesinin büyük etkisi olmu tu. ran hükümeti de Türkmenlerin bu karar
aldklarn Skobelev’e haber vermi ti lhani Yar Muhammet Han Skobelev’e
yazd  mektupta Tekelerin ölümüne sava maya karar verdiklerini, çocuk ve
e lerini yer alt s naklarnda saklayacaklarn, Ruslar kaleye iyice yakla nca kar 
saldrya geçeceklerini bildirmi ti.8
Her ne kadar baz geçitlerde Türkmenler Ruslar durdurmaya çal salar
da, Ruslarn üstün silah gücüne dayanamayp bunu ba aramam lar, Ruslar
Göktepe’ye do ru ilerlemeye devam etmi ti. Bu arada, seferin komutan
General Lazerev zehirlenme sonucu ölünce, yerine General Lomakin atanm t.
Ruslar, Göktepe ve Yengi kalelerini a r bombardmana maruz brakm ve üç
koldan Göktepe’ye taarruza geçmi lerdi. Rus askerleri Göktepe kalesinin harap
oldu u surlardan içeri girer girmez, Türkmenlerle gö üs gö üse korkunç bir
mücadele ba lam t. Mücadelede Türkmenler Ruslara a r zayiatlar verdirmi ,
Ruslar geri çekilmek zorunda kalm lard. Türkmen baskn olacak dü üncesiyle
geceyi korku ve panik içinde geçiren Rus askerleri, sabaha do ru Hazar
Orta Asya’daki Askeri Harekâtlar Raporuyla], V. Berezovskiy, St Petersburg 1899, s. 186.
Mehmet Saray; age., s. 21-24.
8
Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 147-149.
7
~ 399 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
kylarna geri çekilmi lerdi. Rus tarafnn 185 kayp verdi i bu sava I. Göktepe
sava  olarak bilinmektedir. Bu sava ta Türkmenler 4000 insann kaybetmi ,
bir o kadar da yaralanm tr. Bu kadar kayp vermesine ra men Türkmenlerin
kararl bir ekilde i gale kar  duru lar Ruslar korkutmu ve geri çekilmelerini
sa lam t. Ruslarn bu yenilgisi Avrupa ve Rusya’da büyük yank uyandrm t.
Aslnda Türkmenlerin kazand  bu zafer, Ruslar kamçlam , onlarn bu
co rafyadaki emellerine ula masna engel te kil etmemi ; onlar sadece biraz
yava latm t. Türkmen topraklarnn istilasna yönelik daha ciddi hazrlklar
yaplmaya ba lanm , seferin ba na 1877-78 Türk-Rus harbinde Plevne’de Osman
Pa a’ya kar  sava an ve Rusya’nn o zamanki en büyük komutanlarndan biri
General M. D. Skobelev tayin edilmi ti. Skobelev, Kafkaslardan yeni
birlikleriyle 1880 ylnda Hazar’ geçerek Türkmen topraklarna girmi ti. 188081 ylnda General Skobelev komutasnda gerçekle tirilen ikinci Göktepe
sava nda ise Türkmenlerin yine kararl bir ekilde savunma yapmalarna ra men
Ruslar üstün silah gücü ve toplarn kullanm sonucu ba arya ula m lard.9
Alex Marshall, General Skobelev’in top gücünün Do ulular korkutmadaki
etkisine güvendi ini ve Göktepe ku atmas srasnda petrol ya  doldurulmu
bombalar kullanarak napalm bombasnn bir prototipinden faydaland n
belirtmektedir. Skobelev’e göre böylece yerliler moral bakmdan çökertilmi
olacakt.10 Baz kaynaklara göre sava esnasnda 6500’den fazla, sava
sonrasndaki ya malama srasnda da 8000 Türkmen ehit edilmi ti. Baz
kaynaklarda toplam 28000,11 bizim çevirisini yapt mz kaynakta ise 20000
Türkmenin ehit oldu u bildirilmektedir. Nikolay vanoviç Grodekov’un 1883
ylnda yaynlanan eserinde12 Türkmen kalesinde 12000 çadrn bulundu u ve
esir alnan 5000 civarndaki kadn ile çocu un yannda sadece 600 Fars esirin
sa brakld , bunlarn d nda kalan bütün erkeklerin öldürüldü ü bilgisi yer
almaktadr. 12000 çadr dikkate alnd nda Türkmen kaybnn dile getirilenlerden
çok fazla oldu u da ihtimal dâhilindedir. Nitekim Kuropatkin, sava öncesi,
sava süreci ve sava sonrasnda Tekelerden ald  malumatlar çerçevesinde
Göktepede sava anlarn 20000-25000 ki i, kalede bulunanlarn toplamnn da
45000 oldu u bilgisini vermektedir. Ayrca Türkmenlerin elinde sadece 5000’e
yakn tüfek ve tabanca ile klç bulundu unu da ilave etmektedir.13
19. yüzyldaki Türkmen nüfusuyla ilgili çe itli rakamlar dile getirilmesine
ra men o dönemde Türkmen topraklarnda ya ad  kabul edilen 4000009
Mehmet Saray, age., s. 26-30.
Alex Marshall, The Russian General Staff and Asia 1800-1917, Routledge, New York, 2006.
11
Mehmet Saray, age., s. 26-31. Steven Sabol, “Orta Asya'da Rus- ngiliz Rekabeti”, Türkler
Ansiklopedisi, C. 18, Ankara 2002.
12
Nikolay vanoviç Grodekov, Voyna v Turkmenii; Pohod Skobeleva v 1880-1881 gg.
[Türkmenistan’da Sava ; 1880-1881 Yllarnda Skobelev’in Seferi], Tom I, Tipografiya V. S.
Bala eva, Sankt Petersburg, 1883, s. 26.
13
Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 149.
10
~ 400 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
700000? ki iden 20000 ile 40000 arasnda bir kayp hiç de azmsanacak bir
rakam de ildir.14 Bir de M. Annanepesov’un ifadesine göre 15 Göktepe’de
“Ata” boyuna mensup yüzlerce ilim ve din adam da ehit olmu tur. “Ata” boyuna
mensup olanlarn kökeni Hoca Ahmet Yesevi’ye dayandrlyor ve bu yüzden de
di er boylar arasnda saygn bir konumda görülüyorlard. Hanlar, komutanlar,
atalar, analar ve çocuklar yannda “ aman”, “Bah ”, “Pir” gözüyle baktklar
inanç önderlerinin kaybnn da Türkmenler için büyük bir ykm oldu u
anla lmaktadr.
Türkmenler için bu kadar önemli olan bir olayla ilgili olarak sözlü ya da
yazl pek fazla edebî eserle kar la lmamas da üzerinde durulmas gereken
ayr bir konudur. Tespit edilebilen ve Fikret Türkmen tarafndan “Göktepe
Sava lar ve Bunlarn Türkmenistan Halk iirindeki Akisleri”16 adl makalesinde
metinleri de verilen Kâtibi, Meteci, Misginglç, Guba air, Memmetmrat,
Tilkici ve lgeldi’ye ait on iki halk iiri d nda bu sava la ilgili olarak Sovyetler
birli i döneminde Gaypberdi, Berdi Kerbabayev, Garaca Burunov,
Abdülhalim/Abdulhakim Gulmuhammedov17un eserleriyle yine ayn dönemde
Ata Gov udov tarafndan “Perman” adl bir romann kaleme alnd  bilinmektedir.
Sovyetler Birli inin baskc politikalarndan nasibini alan bu roman da
yazldktan ancak 40 yl sonra orijinal halinden çok eksik bir ekilde
yaynlanabilmi tir. Ba mszlk döneminde “Gala” adl bir tiyatro eserinden de
bahsetmek mümkündür.18 Fikret Türkmen Göktepe konusunda fazla eser
braklmamasyla ilgili olarak ad geçen makalesinde “ stilac Çarlk Rusya ve
ardndan Sovyetler Birli i Türkmen’in kendi tarihine, kendi geçmi ine bakmasna
izin vermemi , ancak bah lar vastasyla kutsal bir sr aktarlyormu gibi
kulaktan kula a fsldayarak o günlerin hatralar aktarlabilmi tir.” demektedir.
Çarl n ve hemen ardndan Sovyetlerin baskc politikasnn yannda,
Ong’un19 ifade etti i gibi, sözlü gelenek temsilcisi sadece dinleyicinin bilmek
14
1897 ylnda Rusya imparatorlu u genelinde yaplan sayma göre toplam Türkmen nüfusu
382.487’i a mamaktadr. 1870’lerde Rus ve ngiliz kaynaklarnda Türkmen nüfusu ise toplam
1. 150.000 olarak gösterilirken Türkmen topraklarnda ya ayan nüfusun ancak 400.000 oldu u
görülmektedir. Grodekov’un verdi i bilgilere göre ise Rus i gali srasnda bölgede barnan
Türkmen says 700.000’i a maktayd. Daha geni bilgi için bk. Ahmet Annaberdiyev; agt., s.
10.
15
M Annanepesov, Türkmenistann Tarhndan Materiallar (XVIII Asr -XX Asr ba lar),
A gabat 1995. (Aktaran: Ahmet Annaberdiyev; agt., s. 38.)
16
Fikret Türkmen, “Göktepe Sava lar ve Bunlarn Türkmenistan Halk iirindeki Akisleri”, XII.
Türk Tarih Kongresi Bildirileri (12–17 Eylül 1994), TDK Basmevi, Ankara 1999, s. 385–
416.
17
Salim Çono lu, “Türkmen Edebiyatndan Ça da Türk Dünyas Edebiyatna Do ru” , Türkler
Ansiklopedisi, C. 19, Ankara 2002.
18
Berdi Saryev; “Yeni Türkmen Edebiyat”, Türkler Ansiklopedisi, C. 19, Ankara 2002.
19
Walter J. Ong, Sözü ve Yazl Kültür, Sözün Teknolojikle mesi, Metis Yaynlar, stanbul
2010, s. 65.
~ 401 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
istedi i geçmi i anlatmaktadr. Ona göre “siyasî zafer elde edenlerin soy
dökümleri” (biz bunu biraz genelle tirerek söyleyecek olursak geçmi
ya antlar, ba arlar, kahramanlklar vb.) elbette kaybedenlerden daha uzun
ömürlü olacaktr. Bir di er faktör de yine onun ifadesinden yararlanarak
söyleyecek olursak, geçmi in anlar, içinde bulunulan zamann tasarrufu
altndadr; yani içinde bulunulan zamann sosyal ve siyasî artlar geçmi te
olanlarn ne kadarn, hangi özellikleriyle hatrlanabilece ini de belirlemektedir.
Size a r kayplar verdiren, deyim yerindeyse a r travma ya atanlarn
hakimiyeti altnda ya yor olmanz ve en azndan bir yüz yl daha ya ayacak
olmanzn psikolojisi içerisinde halkn bilinçaltna att , hatrlamak istemedi i
olaylar konu edinen, hatrlatan sözlü veya yazl ürünlerin di er konularda
üretilenlerle en azndan saysal olarak mukayese edilemeyece i ortadadr.
Türkmenlerin sava tan yllar sonra bile Rus askerî müzi ini duyunca
gözya larn tutamad n çünkü Göktepe’de en az bir akrabasn kaybetmeyen
Türkmenin bulunmad n Sven Hedin20, “My Life as an Explorer” adl eserinde
ifade etmektedir. Bu artlar altnda Türkmenlerin Rus hâkimiyeti altnda
varlklarn sürdürebilmeleri, en temel psikolojik izahyla, ya anan kanl
bozgunun, güven kayb duyulan kutsal de erlerin hatrasna ket vurmay
ba armalarna ba lyd diyebiliriz. te Artamonov’un mücadeleye ili kin
anlarna verdi i “Türkmenlerin fethi” ifadesi, Türkmenler açsndan
bakld nda bir istila, bir i gal dahi de il, o zamana dek sahip bulunduklar
varlk bilincini yeni bir olu a dönü türen muazzam bir ykmdr.
Türkmenlerin Fethi (!)
1879 ylndaki Göktepe kalesindeki ilk yenilgilerinden sonra, Rus çar II.
Aleksandr Türkmen topraklarn i gal etmek için yeni bir ordu hazrlanmasn
emreder.
“Gelsinler bakalm lânet gâvurlar, gösterece iz onlara günlerini” eklinde
ifade ettikleri özgüvenleri sonucunda Tekeler eskisine nazaran daha fazla
ya malama yapmaya ba lam lard.
Cesareti sayesinde ünü Hive’ye ve hatta Tuna’nn ötesine ula an General
Skobelev’in ordunun ba na getirilmesi tüm subaylar ve askerler tarafndan
co kuyla kar lanm t.
Skobelev, Mays ayndan Kasm ayna kadar ufak bir birlikle Teke
Türkmenlerinin tüm saldrlarna direnmi ve Göktepe kalesinin i galine yönelik
yaplan hazrlklara engel te kil edecek her türlü Türkmen müdahalesini bertaraf
etmeyi ba arm t.
20
Sven Hedin, My Life as an Explorer, Asian Educational Services, New Delhi 1996. (Birinci
Bask New York 1926.)
~ 402 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
General Mihail Dmitriyeviç Skobelev21
Kalenin fethedilmesine yönelik hazrlklar srasnda ordu skntl günler
geçirmi ti. Ancak liderimizin yüksek haysiyeti ve çal kanl , subaylarn ve
askerlerin bitmek bilmez gayretleri ve ortak davaya ba ll  sayesinde, Hazar
üzerinden gemiyle ve daha sonra at ve develerle çölleri a arak daha önceden
fethedilmi Teke vahas olan Bam kalesine 7 ay boyunca sürekli her türlü
cephane ta nm t.
Artk, Astrahan ve Kafkaslardan gemilerle malzemelerin geldi i Hazar
kylarna veya erzak ambarlarnn oldu u Bam’ya de il, denizi ve çölü arkamza
alarak dü man yurdunun derinliklerine ilerlemeye ba lam tk. Böylece, 26
Kasm günü ordu parça parça yürüyü e geçmi , tüm çevre yerle imlerindeki
Tekelerin aileleriyle beraber topland  ana kaleye do ru yönelmi tik.
Bam’dan do uya 100 kilometre ilerledikten sonra, 30 Kasm günü
Göktepe’ye 12 kilometre mesafede bulunan Ye en Batr kalesini ele geçirmi tik.
Ruslar ksa zaman zarfnda kar snda bulan Türkmenler ana kalelerine
kslm t. Ksa süre içerisinde ne yapacaklarn belirleyememi olmann tela 
ve tereddüdü içinde yarm gün kadar bekledikten sonra önceleri tek tek, ak ama
do ru ise kalabalk gruplar halinde kaleden çkmaya ba lam lard. Gece olunca
Tekeler naralar atp ate ederek bulundu umuz kampa saldrmay denemi lerdi
ancak ksa süre sonra geri püskürtülmü lerdi. Bundan sonraki iki gün boyunca
gece-gündüz ksa süreli taarruzlarda bulundular. Bizim gda bekledi imiz
haberini alan dü man, Rus kervanlarna saldrmak için kaleden en iyi 5000 atl
askerini yollam t.
Gerçekten de Tekeler büyük deve kervanmz ya malam ve böylece
Rus öncü birliklerini gdasz brakmay ba arm t. Bunun sonucunda, yeni
kervann gelmesini beklerken, gün boyu bir peksimet veya dü mandan
ya malanan kuzulardan bir parça ile idare etmek zorunda kalm tk. Atlara ise
yedirecek hiçbir ey yoktu. Bunun üzerine General Skobelev tüm süvarileri geri
21
Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 102.
~ 403 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
göndermi ti. Yarsndan fazlasn genç ve tecrübesiz askerlerin olu turdu u 800
ki ilik birli iyle Ye en Batr kalesine çekilen Skobelev bu askerlere e itim
vererek malzeme ve takviye gelmesini beklemeye ba lam t.
Ruslar pek çok kez dü mann ana kalesiyle ilgili bilgi toplamak amacyla
ke fe çkp kaleyi ve çevresini inceliyorlard. Topladklar bilgileri de eksiksiz
kayt altna alyorlard. Ruslarn bu seferleri sanrm Türkmenleri hayrete
dü ürüyordu. Bu ke ifleri önlemek amacyla yaplan pek çok saldr da Ruslar
tarafndan ba arl bir ekilde püskürtülüyordu. Her defasnda dü man Ruslarn
cesaretine hayran oluyordu.
Beyaz atl General Skobelev’in önderli indeki küçük birlik, e itimdeki
gibi bir düzen içerisinde hareket ediyor ve Tekelerin kamp ele geçirmek için
yaptklar tüm saldrlara kar  koyarak, güvenli bir ekilde kampa dönüyorlard.
Bundan fazlasn yapabilmemiz için saymz çok azd.
Bu arada ayn 12’si itibaryla Bam’dan takviye kuvvetler gelmeye
ba lam t. 15 Aralk günü Türkistan’daki sava larda büyük öhret kazanan
Albay Kuropatkin piyadeler ve Rus Kazaklarndan olu an 800 adam ve 2 topla
Türkistan’dan yardma gelmi ti. 700 kilometrelik çölü tek bir ki i bile
kaybetmeden a p gelen Türkistanl arkada lar sevinçle kar lanm lard.
Albay Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin22
General Skobelev’in 4 bine yakn adam toplanm t ve o önce Göktepe’ye
1.5 kilometre uzaklktaki Ya gala köyüne saldrmaya karar vermi ti.
20 Aralk sabah askerler kampn önüne dizilmi lerdi. Papaz, Rus
askerlerinin zaferi için dualar ediyordu. General Skobelev üç ayr koldan
dü mana do ru taarruza geçmi ti.
Albay Kuropatkin herkesten önce kendi birli iyle da yönüne yönelmi ti.
Albay Kozelkov komutasndaki di er birlik ise tam kar larna köyü alm ken,
22
Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 128.
~ 404 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
Skobelev ana kaleye do ru gidiyordu. Dü manlar üç koldan kendilerine yönelen
Rus birliklerinden hangisinin daha fazla tehlike te kil edece ini tahmin
edemedi inden tela a kaplm t. Bizimkiler her iki yönden köye saldrmaya
koyulmu ve ksa sürede paldr küldür kaleye kaçan dü man kovmu tu. Ancak
kav akta, Tekeleri bizim top ve tüfeklerden atlan yaylm ate i ve Rus Kazaklar
kar lam t.
Gece 03.00’te askerler, dü mann bulundu u Göktepe kalesinden sadece
bir kilometre uzaklktaki köye kamplarn kurmu lard. Askerlerimiz artk
gözlerini, üzerine çktklar yüksek hisardan a kn ve merakl gözlerle kendilerini
izleyen rengârenk kyafetler içerisindeki erkekli kadnl kalabal a, dikmi ti.
Tekelerde iki yl esir kalan Rus askeri Petin ile kaleden kaçmay ba aran
Farslar, dü mann ana kalesinin Dinli depe oldu unu, etrafndaki köyler ile
birlikte ise Göktepe olarak adlandrld  bilgisini bizlere aktarm lard. Kalenin
ortasnda üzerinde bir topun yerle tirildi i yüksek bir tepe vard. Kale uzunlu u
600 sajen (1 sajen 2,13 metre de erindeki uzunluk ölçüsü birimi), eni ise 400
sajendi. Kale duvarlarnn yüksekli i 3 sajen, alt kalnl  8 sajen, üst kalnl 
ise 2 araba s acak kadar 5 sajendi.
Kamptan, duvarn her tarafnda siperlerin ve önünde büyük bir hende in
oldu u görülebiliyordu.
General Skobelev krk bin Türkmenin savundu u kalenin iyi
gözlemlenebilmesi için, General Petruseviç komutasndaki birli e kalenin
çevresini dola masn emretmi ti.
21 Aralk günü sabaha do ru 04.00 civarnda Petruseviç kamptan
ayrlm , ak ama do ru ise Ruslarn yolunu bulut gibi örten dü man süvari
birliklerinin arasndan güvenli bir ekilde geçip kalenin öbür tarafna ula m t.
O gece General Skobelev askerî konseyi toplam , uzun tart malardan
sonra, kale duvarlarna ula ncaya kadar pek çok adammz kaybedebilece imiz
ihtimalini göz önüne alarak do rudan kaleye taaruza geçmeme; dü man
kur unlarndan korunmak için hendek (siper) kazp bu yolla kale surlarna
yakla ma ve sonra baskn yapma karar alnm t.
23 Aralk günü General Skobelev kaz çal malarn ba latm ve kalenin
çevresini dola arak dü mann dikkatini ba ka yöne çekmek için General
Petruseviç birli iyle yola koyulmu tu.
Güçlü ve yo un sis arasnda General Petruseviç’in Rus Kazaklar ve
süvarilerden olu an birli i iki top e li inde a açlarla çevrili muhkem hisara
do ru ilerlemeye ba lam t. Ana kalenin etraf böyle savunma amaçl daha
küçük muhkem hisarlarla çevriliydi.
Tekeler, devriyelerinden Ruslarn bu harekâtn ö renmi , hisara ve fazla
yüksek olmayan toprak duvarlarla çevrili çallk alana konu lanm lard. Yo un
sisten de faydalanp Ruslarn neredeyse 20 adm mesafeye kadar yakla masna
~ 405 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
izin vermi ler ve beklenmeyen ölümcül yaylm ate ine ba lam lard. General
Petruseviç, 3 subay ve 30 süvari annda ölmü ve atlarndan yere yuvarlanm lard.
Adamlarmz çok a rm t ve yo un siste neler olup bitti ini anlamakta güçlük
çekiyorlard.
Hayatta kalan Albay Eristov eline klcn alp: “Atlarnzdan inin! Saflara
dizilin!.. diye ba rp, süvarilere komuta ederek hisara do ru hücum etmi ,
Tekeler de kaplar kapatp klçlaryla bizimkileri geri püskürtmeye çal yorlard.
Cesur Albay, süvarileri ve Rus Kazaklaryla üç defa taarruz etmi ve en son
üçüncü denemede öfkeli süvariler hisara girebilmi ti. 300 den fazla Türkmeni (o
srada) süngüleyerek öldürmü lerdi.
Generalin vücudu elden ele dolanyordu. Ksa sürede komutann öldü ünü
anlayan Tekeler, her ne pahasna olursa olsun bu ba arlaryla sonradan övünmek
için cesedi ele geçirmek istemi lerdi. Her iki tarafn hrs o kadar büyüktü ki
yarallar bile kendi aralarnda sava yorlard. Bizimkilerin imdadna piyadeler
yeti irken, Tekelere de kaleden yardm geliyordu. Ancak, ölü ve yarallar
toplandktan sonra süvariler ve Rus Kazaklar hisardan uzakla maya karar
vermi lerdi.23
Birlik, ba lar önlerinde a r admlarla, atlarnda komutanlarnn ve
arkada larnn cesetlerini, omuzlarnda ise yaral yolda larn ta yarak kampa
do ru yola koyulmu tu. Toplu mezar kazlmas ö leden sonray bulmu , papaz
bu arada ölüler adna dua ediyordu. General Skobelev merhum General
Petruseviç’in naa n öptükten sonra ilk olarak kendisi bir avuç topra  onun
mezarna atm t.
Askerler vefat eden karde lerini avuç avuç toprak atarak gömmü ler ve
papaz son kez ölenleri ebediyete u urlarken bütün toplar dü man kalesinin
duvarlarn dövmeye ba lam t bile. Ksa süre sonra kaleden gelen ac ve
a lamakl ç lklar, att mz toplarn bo a gitmedi ini anlamamz sa lam t.
Bu olaydan sonra, Tekelerin kalelerine saldrmamza izin vermeyecekleri
ortaya çkm t. Küçücük bir kale için bu kadar mücadele ettiklerine göre ana
kalede bulunan e ve çocuklar u runa canla ba la sava acaklar açkt.
Teke ordusunun komutanl n cesur ve akll Övezmrat Dkma Serdar
yürütüyordu.
23
Kuropatkin ise anlarnda o günkü sava ta (23 Aralk) Ruslarn bir general, bir binba , bir
yüzba  ve 19 askerini kaybetti ini, 50 askerin de yaraland n bildirmektedir. Aleksey
Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 162. Bundan sonra bu metinle (Artamonov) ilgili yaplacak
açklamalar Kropatkin’in metnine aittir.
~ 406 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
Türkmen Birliklerinin Komutan Dkma Serdar24
Dkma Serdar bir yl önce Ruslara s nm , birkaç ay Rus kampnda
kalp insanlarmz ve gücümüz hakknda bilgi sahibi olduktan sonra tekrar
memleketine dönmü tü. O, ordusunu Türkmen boylarna göre dört bölü e ayrp
her birine kalenin bir cephesini koruma talimat vermi ti. Rus toplarnn ate iyle
kalede pek çok ki inin ölmesi üzerine ailelerini kaleden çöle götürmek için izin
isteyen Türkmenlere, sava esnasnda her birinin ailelerinin yanna gitmek
isteyebilece i ve dolaysyla kalelerini cesurca savunamayacaklar dü üncesiyle
izin vermemi ve bunu yasaklam t. Onlarla beraber aileler de muzdarip olursa,
Ruslara kar  daha fazla hiddetlenilecekti.
Günler artk a r kaz çal malaryla geçiyordu. Askerler siper kazp hzl
bir ekilde dü mana kar  ilerliyor, çok fazla yoruluyorlard. Mermiler ya mur
gibi üzerimize ya p dururken kuru ve sert topra  kazmak zorundaydlar.
Neredeyse uyumaya bile zaman yoktu. Çünkü birileri gündüz çal p geceleri
nöbet tutarken, di erleri tam tersi durumdan sorumluydu. Kaz i leri için çok
fazla ki iye ihtiyaç vard ancak yeteri sayda adammz yoktu.
Böylece 28 Aralk gecesi siperlerle kaleye 150 sajen kadar ilerlemi tik.
Gece karanlkt, ay geç yükselmi ti. En ileri siperlerde, hararetli ekilde
çal malar yürütülüyordu. Çünkü hava aydnlanmadan, kalenin tam kar 
kö esinde uzun bir siper kazlmaya çal lyordu. Bitkin nöbetçi de imini
beklerken uyuklam t.
Aniden gecenin sessizli ini korkunç bir ç lk bozmu tu. Binlerce
Türkmen “Allah”, “Muhammet”, “Ali” diye naralar atp ba ryordu. 10000 Teke
siper kazanlara sessizce yakla p, klçlarla saldrm t. a kna dönen askerler
arka siperlere do ru kaç yordu, dü man da pe lerine dü mü tü. Dü mann
büyük kalabal n yaylm ate i bile durduramam t. Dü man siperdeki herkesi
klçtan geçirip bir topçu birli inin ve birkaç piyadenin bulundu u kampa do ru
ko maya ba lam t. General Skobelev, siperlerdekilere yardma gelen piyadeleri
24
Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin, age., s. 105.
~ 407 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
brakp hemen oraya gelmi ti. Topçulara ba larnn üzerinden ate etmeleri emrini
vermi ti.25
Bu arada siperlerde korkunç katliam ya anyordu. Ancak toplarn oldu u
bölümde bizimkiler dü mana teslim olmuyorlard.
Te men Yurenyev, iki top ate iyle dü man kar lam , bu da askerlere
moral olmu tu. Ancak dü man toplara yap p üzerine trmanyor, askerler
namlu temizleme frçalaryla klçlarla onlar geri püskürtüp toplar dü mana
vermemeye çal yor ve yardm bekliyorlard.
Her yönden ya an top at larndan ve kamptan gelen piyade deste inden
sonra dü man, cesetler arasndan kendi ölülerini alp kaleye geri çekilmeye
ba lam , saldr püskürtülmü tü.
Pek çok yerde çat malar devam ediyordu. General Skobelev ise siperleri
dola p, korkunç karga adan kurtulan ve sabaha kadar i lerini tamamlamaya çal an
askerleri teskin edip sakinle tirmeye çal yordu. General’in emriyle siperlerde
müzik çalnmaya ba lam t. Ölülerimizi toplamak için ise özel ekip gönderilmi ti.
Gün aydnland nda korkunç manzara gözlerimizi yuvalarndan
çkaracak derecedeydi. Her tarafta ba lar kesilmi çplak vücutlar, kopmu eller
ve bacaklar vard.26
Öncü Türkmenler sava rken arkadan gelenler yarallar ve ölüleri soyup
tannmaz hale getirmi lerdi. Cesetlerle yüklü arabalar kampa do ru a r a r
hareket etti inde cesetlerden szan kan çe me gibi tekerleklerden topra a
dökülüyordu. Bu can yakan katar gören askerler çocuklar gibi a lyorlard. O
talihsiz gece Ruslar bir tabur asker, top ve pek çok tüfek kayp vermi ti. General
Skobelev ayn gece sabaha kar  ana kaleden 50 sajen mesafedeki Tekelerin ilk
hisarlarna saldrmaya karar vermi ti.
25
28 Aralk günü komutanlarn bir araya geldi i bir toplantda Dkma Serdar gece baskn
düzenlemeyi önermi , teklif kabul edilince de 4000 ki i baskna katlmak için gönüllü
olmu tur. Türkmenlerin aralarnda çok fazla sayda Merv’den gelen Teke boyuna mensup ki i
vard ve birkaç da kadn bulunuyordu. Hepsi Ruslar yenmeden dönmeyeceklerine ant içmi ti.
s. 165. (Kuropatkin’in bu bilgiye nasl sahip oldu u bilinmemekle birlikte bu bilgilerin
genellikle sava tan sonra ele geçirilen ranl esirlerden elde edildi ini Artamonov’un
anlarndan ö reniyoruz.)
26
28 Aralk Türkmen basknnda verilen kayp öyledir: Toplam 5 kurmay ve alt rütbeli subayla,
91 asker kaybedilmi , biri subay, 30’u alt rütbeli subay olmak üzere toplam 127 yaral. Ölülerin
hepsi klçtan geçirilmi ti. Yarallarn da klç darbesiyle yaralandklar anla lmaktadr. Ölülerin pek
ço unun ba  klçla gövdelerinden ayrlm t ve kaz a oturtulmu lard. Saldran Türkmenlerin
ço u klç kullanyorlard ve klç kullanmakta maharetliydiler. Üzerilerinde elbiseleri bile
yoktu, ayaklar çplakt… Tekelerin sava boyunca en ba arl basknlar buydu. Kayplar
önemsenmeyecek kadar azd. Ayrca Tekelerin cesur baskn sonucu a r kayplar verilip alay
sanca  ile topun Türkmenler tarafndan ele geçirili inin Rus askerleri üzerinde yaratt  olumsuz
etkiyi gizlememek gerek. s. 170, 167, 175.
~ 408 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
Ayn gece askerler taaruza geçme emrini aldlar ve sessizce belirtilen
yere do ru kamptan ayrldlar. Topçular sabahtan beri hisarlar vuruyordu,
ö leden sonra ikide ise taarruzla bunlar ele geçirmi ti. Bizimkiler dü mana çok
yakn bulmu lard kendilerini. Ykntlar arasndan apkan gösterdi in an
birkaç mermiyle vurulabilecek kadar çok yakna gelmi tik.
Bu arada özel ekip ölüleri toplu mezara gömüyordu. Kampmz ise
gerekti inden çok fazla siperlere yakla m t. Tekeler istedikleri an kaleden
kampa ate edebilecek ve istedi i insan veya hayvan vurabilecekti.27
30 Aralk gecesi dü man tekrar anszn bize saldrmay denemi ti ve onlar
bu defa da ba arl olmu lard. Çünkü bizimkiler a r ypranm ve yorgun
haldeydiler. Tekeler ay do uncaya kadar hiçbir eyin görünmeyece i zifiri
karanlkta siperlerimize saldrm lard. Siperlerin orta ve sa cephelerinde a r
kayplar vererek püskürtülmü lerdi. Ancak dü mann az beklendi i sol cephede,
nöbetçiler klçtan geçirilmi , Türkmenler toplarn oldu u bölüme girmi lerdi.
Topçular onlara ate le kar lk vermi lerdi ama onlar da klçtan geçiren
Tekeler, sonunda birini canl olarak yakalayabilmi lerdi. Destek gelinceye
kadar, topçu Agafon Nikitin’i esir alan dü man bir topu da yanlarna alarak
kalelerine dönmü lerdi.
Esir dü en Rus topçusunu görebilmek için kalede bulunan bütün halk
toplanm t.
Nikitin’e “Seni, toplarnzn nasl ate lendi ini bize göstermen için esir
aldk” deyip, ele geçirilen topu getirmi lerdi. Ama o ba n sallayp bunu
yapmayaca n kararl bir ekilde göstermi ti. Onu ikna edemeyeceklerini
anlaynca krbaçlam lard. Nikitin bu i kenceye metanet içinde dayanm ve
dü mann srarlarna ra men isteklerini reddetmi ti. Buna öfkelenen dü man
onu ate in üzerine yatrp ayaklaryla bastrm t. Nikitin bu i kencelere de
dayanm ve sonunda Tekelerin darbeleriyle hayatn kaybetmi ti. Bir Rus
askerinin kendi arkada larna ba ll  ve cesareti Türkmenleri oldukça çok
etkilemi olmalyd.
Bütün bunlar bize, ku atmadan sonra Fars mahkûmlar anlatm t.
Bu arada bizim siperler hzl bir ekilde ilerliyordu ve dü man kalesine 25
sajen kadar yakla m tk. Artk dü man sadece ba ya da gözlerden vuruyordu.
27
30 Aralk ak am kaleden yine “hepimiz saldralm”, “hep beraber gidelim” sesleri duyuluyordu.
Tüm önlemleri alm tk. 28 Aralk ba ars, Tekeleri cesaretlendirmi ti. Dkma Serdar’n
ça rsyla yine 4 ile 6 bin asker bir araya gelmi ti. Aralarnda ele geçecek ganimetleri toplamak
için elleri torbal çok fazla kadn da vard. Bu defa esas darbeyi bizim sol kanadmza vurmaya
karar vermi lerdi.. s. 177. Bu basknda 52’si alt rtbeli olmak üzere 53 subay yitirilmi , 2 si en
alt rütbeli olmak üzere 98 alt rütbeli subay yaralanm t. Ölülerin yine hepsinin ba lar
kesilmi ti. s. 178-179.
~ 409 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
Ancak, cesur bir Astsubay Konstantinov gidip dü manla aradaki mesafeyi
ölçebilmi ti.
Adam kaybn mümkün oldu unca en aza indirmeyi dü ünen General
Skobelev, surlarn altna mayn dö emeyi emretmi ti. Bunun üzerine
istihkâmclar en ön siperlerden çukur açp surlarn altna do ru yer alt geçitleri
kazmaya ba lam lard.
çok çok zordu. Yerin altnda 15 dakikadan fazla
çal lmyor çünkü havaszl a askerler dayanamyorlard. Bu sebepten sk sk
de i im yapmak gerekiyor ve dolaysyla i ler de çok yava lyordu.
Tekeler, bizim yeraltn kazd mz fark etmi lerdi ancak bunun
amacnn ne oldu unu anlayamam lard. Onlar, bizim yer alt geçitleriyle
kalenin içinden çkaca mz dü ünüyorlar ve bu nedenle Rus çkacak
dü üncesiyle kalenin ortasn devaml gözetliyorlard.
Ne yazk ki yeni yl herkes üzüntülü kar lam t. Saflarmzda pek çok
eksik vard. Her gün dü man mermisiyle kamptaki insanlarmz sinek gibi
avlanyordu. Siperlerdekiler hakknda ise söylenecek söz yoktu. Tekeler pek
çok atmz vurmu tu, kalanlar ise yiyecek bir ey olmad ndan açlktan
ölüyorlard. Günlük ekmek tüketimi eskisinin yarsna inmi ti. S r eti
neredeyse kalmam t. Su içti imiz çe melerde ise daha sonra insan cesetleri
bulunmu tu. Develerimiz de neredeyse ölecek haldeydiler. Nitekim yüzlerce mil
uzaklkta bulunan Bam ve di er yerlerdeki depolardan gda ta yabilecek hiç
bir eyimiz kalmam t. A r hafriyat ve sürekli endi e, adamlarmz a r
derecede ypratm t. Yarallar ise her an gelmeye devam ediyordu.
Kontes Milyutin ve Anna Stryakova adl iki hem ire tüm kale ku atmas
süresince dinlenmek nedir bilmeden kampta yarallara ve ölmek üzere olanlarla
ilgileniyorlar, onlar tedavi etmeye çal yorlard. Bu arada Tekelerin yardmna
Merv’de ya ayan Türkmenlerden yardm gelmi ti.
Ocak aynn 3’ünden 4’üne geçilen gece uzun zaman beklenen Mervli
konuklarn gelmesiyle dü man kalesinden sevinç ç lklar duyulmaya ba lam t.
Kampta, saldr için hazr bulunulmas emri verilmi ti. Hakikaten
yanlmam tk. 4 Ocak günü güne batar batmaz, Tekeler kalabalk halinde
kaleden çkp siperlerimize cesurca saldrm t. Ancak bu defa askerlerimiz
dü man çok iddetli bir ate le kar lam t. Dü mann 3000’e kadar adam o
anda ölmü tü. Hayatta kalanlarsa arkalarna bakmadan, hatta yarallarn bile
almadan kaleye do ru kaçm t.
Bu sefer bütün eski saldrlarn ve ehit dü en askerlerimizin öcünü
Tekelerden alm tk.
Bütün gece Teke kadnlarnn ölüler için a lamalar ve a tlar duyulmu tu.
Ama bizim için de kolay de ildi. Yardm alacak yerimiz yoktu. Çünkü
denizden 600 mil çölün içerisine, dü man yurduna gelmi tik. Develerimiz
~ 410 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
ölmü tü ve dolaysyla sadece yanmzda bulunan erzaklarla yetinmeye
çal yorduk. Her ölü ve yaralyla gün geçtikçe kan kaybediyorduk. Nitekim
dü man bu açl n üzerine bir de saldrlarn skla tracak olsayd yok olmamz
i ten bile de ildi. Surlar ykmadan, kaleye saldrya geçmeye karar vermek,
çlgnca olurdu. Çünkü dü man hâlâ kendine güveniyordu ve ba arsz olmamz
durumunda hepimiz ölebilirdik. Saldrdan sonra, siperlerimizin önlerinde çok
fazla dü man cesedi yatyordu. Cesetler zaman geçtikçe çürüyor ve özellikle
rüzgâr bize do ru esince yaylan korkunç pis koku bize ula yordu.
General Skobelev tercümana Tekelere “belirli süreli ine bar ilan
edilmesini, kendi adamlarnn cesetlerini kaldrmak isteyip istemediklerini
sormasn ve e er kabul ederlerse, beyaz bir i aret asmalarn söylemesini
emretmi ti.
Tekelere tercüman aracl yla General Skobelev’in “Ölülerin cesetlerinin
kaldrlmas için belirli süreli ine ate kes ilan edilmesi” teklifi iletilmi ti. Bu
teklifi kabul etmeleri halinde Tekelerden beyaz bir bayrakla i aret vermeleri de
istenmi ti. Çok uzun süre beklemeden kaleden beyaz bir bezin salland 
görüldü ve General Skobelev ate kes ilan etti. Kar  tarafta kale duvar üzerine
çkan krmz kyafetli Teke komutanlar da “Ruslara ate edilmeyecek. E er
ate edilirse hanmz onu astracak.” eklinde emirler ya dryorlard. Tekeler
ate i kesip kalabalk halinde d arya çkt. Ön siperlerde bulunan askerlerimiz
siperlerinden çkp gelen Tekeleri e ilerek selamlarken Tekeler de kalpaklarn
çkarp kar lk vermi lerdi.
General Skobelev ön siperlere gelip Teke hanlar ile diyaloga geçmi
“Sizin gibi cesur bir halk yok edecek olmak beni üzüyor. Çar’a boyun e in ve
kaleyi teslim edin” diyordu.28
Ancak Tekeler bu teklifi kesin olarak reddedip, Ruslarla son damla
kanlarna kadar sava acaklarn bildirdiler. Cesetleri toplamay da reddettiler.
Belki de bizim ihanet edece imizi dü ünmü lerdi. General Skobelev: “E er
direnmeye devam edecekseniz, Tanr bizim yanmzda olacaktr, o zaman sava 
ilk siz ba latn” dedi. Teke tarafndan ilk at yapld. General Skobelev
bizimkilere siperlere girmeyi emretti ve iki taraftan da iddetli bir ekilde ate
açlmaya ba lad. Artk bu i in sonunun iyi bitmeyece i herkese malum
olmu tu. 11 Ocak gecesi tünel kazclarn komutan generale dü man surlarnn
altna 78 pud (1 pud = 16 kg) barut yerle tirilece ini rapor etmi ti. General
Skobelev taaruza geçme kararn alm ve askerlere hazr olmalarn emretmi ti.
28
Bu arada Mahtumkulu Han’n çadrnda Türkmen ileri gelenleri toplanm t. Ço unluk teslim
olma taraftaryd. Ancak Dkma Serdar bunun için çok geç kalnd n söylüyordu. Çadrn
d nda toplanan gençler, boyun e me kararn duyunca, içeriye girip bar görü melerine izin
vermeyeceklerini bildirmi ler ve bunun üzerine Ruslara boyun e meme karar çkm t. s. 188-189.
~ 411 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
11 Ocak günü kampta trompet ve davul çalnmaya ba lanm t. Herkes
ortak duaya ça rlyordu. Kampta dü man mermileri altnda askerlerimiz
dizilmi ti ve rahip Rus askerlerinin zaferi için dua ediyordu. General Skobelev
de askerlerine bir konu ma yapm t.
Herkesin yüzü mutluluktan sanki parlyordu ve birbirlerini kutluyordu.
Çünkü herkes, bir gün sonra 23 gündür devam eden aclarn bir ekilde son
bulaca n artk biliyordu. Askerler birbirleriyle öpü üp ölümlerine hazrlanyordu.
Bütün gece kimse gözünü krpmam t. Herkes son güne hazrlklyd.
Kampta sessizlik hüküm sürüyordu. Sadece çakallarn farkl farkl ulumalar
duyuluyordu.
Askerler siperlerde ate ba nda sessizce konu uyorlard. Piyadeler
süngülerini süvariler ise klçlarn bileylerken topçular toplarn hazrlyordu.
leri siperlerde i ler hzlandrlm t. Surlarn altnda hazrlanan çukur
barutla dolduruluyor ve patlatlmaya hazrlanyordu.
1881 ylnn 12 Ocak günü, sabaha kar  saat 03.00’te, askerlere taarruza
geçmek için gizlice kendi görev bölgelerine da lma emri verilmi ti.
Önce piyadeler ve onlarn ardndan tekerlekleri keçeyle sarl top
arabalar harekete geçmi ti. Ancak afak söktü ünde kaleden ba r lar, emirler
duyulmaya ba lam t. Tekeler bizim harekâtmz fark etmi lerdi ve bir
tersli in oldu unu sezmi çesine herkesi Ruslarla son muharebeye ça ryorlard.
Sabah 07.00’da tüfekli çat ma ba lad. Cesur Albay Gaydarov’un
müfrezesi kalenin yan tarafnda görünür görünmez, Tekeler Ruslarn taarruza
geçmeye çal tklarnn farkna varm lard. Bu yüzden ba r lar daha da
yo unla m ve büyük bir kalabalk surlarn o tarafna y lm t.
Artk toplar ate e ba lam t. General Skobelev topçulara duvarda delik
açmalarn emretmi ti. Toplar mermileri surlar dövüyor, adeta kükrüyorlard.
Surlar bir süre dayansa da, 2 saatlik at tan sonra, birkaç yerden çatlaklar
olu maya ba lam t. 10 sajen geni likte çökmeyle beraber dökülmeye de
ba lam t.
Yo un bir duman tüm çevreyi kaplam t. Nefes almak zorla yordu.
Tekeler surlarda açlan delikleri çe itli eylerle ve toprakla kapatmaya çal yor
ancak atlan toplar onlarn bu çabalarn sonuçsuz brakyordu. Bu arada,
piyadeler ön siperlerde toplanp, saldr i aretini bekliyorlard.
Aniden, herkes, altmzdaki topra n salland n hissetti. Mayn patlatlm t.
Büyük bir duman bulutu, surlarn ve insanlarn parçalar gökyüzüne yükselmi ti.
Her iki taraf da bir dakikal na sessizlik kaplam t.
Ura! Ura! Ura!.. Allah! Muhammet, Allah!.. Ruslar iki taraftan kaleye
taaruza geçti. Kuropatkin, askerlerini maynn ykt  sura do ru cesurca sevk
~ 412 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
etmi ve iddetli gö üs gö üse mücadeleden sonra duvarn o bölümünü ele
geçirmi ti. Topçularn ykt  surlara ise Kont Orlov Denisov komutasndaki
birlikler sevk edilmi ti. Ruslar burada tüfek ate leri, klç ve uzun mzraklarla
kar lanm lard. Ölen ya da ölümcül yaras olan subay ve askerler hendeklere
atlyordu. Ön siperlerde duran General Skobelev, oraya hemen destek gönderdi
ve atyla surlara do ru ilerledi. Tekrar “Ura!” naralar ve Ruslar Tekeleri
kalenin içine do ru püskürtüp surlarn bu duvarn ele geçirmi lerdi.
“Topçular! Topçular buraya!” diye askerler ba r yordu.
Toplar, Rus ve dü man cesetlerinin gö üsleri üzerinden geçirilip duvara
do ru götürüldüler. Topçular duvarda toplar hemen döndürüp, kalede çlgna
dönen dü mana ölümcül ate e ba lam lard. Tüfek ve top at lar ile uurlarnn
kaybolmasn sa layan mayn patlamas, dü mann düzensiz bir ekilde kaleden
çöle do ru kaçmalarna yol açm t. Rus Kazaklar ve süvariler kaçanlar
kovalamaya ba lam t. Toplarmz çok fazla Tekeyi öldürmü tü. Ama
süvarilerimiz de az can alm de ildi. Kalenin ku atlmasndan ba layarak son
kanl güne kadar 20.000 Teke öldürülmü tü.
Çok geçmeden, kalenin içindeki yüksekçe tepenin üzerine imparatorluk
bayra  çekilmi ti. “Ura” sesleri çevreyi kaplam t. Kale fethedilmi ti. Sadece,
kale içindeki yeralt s naklarnda saklanan yi itlerle yaplan gö üs gö üse
çarp malar sabaha kadar sürmü tü.29
Ak am geç vakitlerde kaçanlarn ardna dü en birlikler geri dönmü tü.
Topçular, kaçan Tekeler tarafndan terk edilen çocuklar top arabalarna bindirip
getirmi lerdi.
6.000’den fazla kadn ve çocuk esir alnm t. General Skobelev, esirleri
koruma altna aldrp onlara dokunulmamasn emretmi ti. Son saldr 600
adammza mal olmu tu. 23 günde ise 6000 adammzdan toplam 100 subay ve
1500 askeri kaybetmi tik. Saldrdan önceki gece gibi bu gece de kimse gözünü
yummam t. Ba mzdan geçenlerden, ya adklarmzdan ve gördüklerimizden
a r ypranm tk.
Sabahleyin askerler kalede braklan çocuklar toplamaya ba lam ve
yaral dü man askerlerini tedaviye ba lam lard. Kuropatkin önderli indeki
birliklerimiz ise do uya do ru ilerleyip Ashabad’ (A gabat) ele geçirmi ti.
23 Ocak günü ise, Teke elçileri Rus Çar’na ba llklarn bildirmek için
General Skobelev’in huzuruna gelmi lerdi.
29
Ykntlar arasnda, kale duvarlarnda, çadrlar arasnda ve yeralt s naklaryla meydandaki
dü man cesetlerin olu turdu u y nlar sanki Tekelerin canla ba la savunma yaptklarna
ahitlik eder gibiydi. Ruslarn kayb 34 subay ve 364 alt rütbeli askerdir. Türkmenlerin kayb
ise 6000’i a maktadr. s. 207, 211.
~ 413 ~
Prof. Dr. Fikret Türkmen Kitab
KAYNAKLAR
ANNABERD YEV Ahmet; Türkmen Milli Kimli i ve XIX. yüzylda Türkmenlerin SosyoEkonomik Yaps, stanbul Üniversitesi, stanbul, 2000. (Yaynlanmam Yüksek Lisans
Tezi)
ANNANEPESOV M., Türkmenistann Tarhndan Materiallar (XVIII ASIR-XX asrn
ba lar), A gabat, 1995.
ARTAMONOV Leonid Konstantinoviç; Pokoreniye Turkmen-Tekintsev Russkimi Voyskami
Pod Naçalstvom Generala Skobeleva v 1880-81 gg., Tipografiya M. M. Stasyuleviça,
St. Petersburg, 1884.
ÇONO LU Salim, “Türkmen Edebiyatndan Ça da Türk Dünyas Edebiyatna Do ru” ,
Türkler Ansiklopedisi, C. 19, Ankara 2002, s. 860-871.
DUYMAZ Ali; “Sunu ”, Kara Yldrm (Tirgi Cumageldi), Ötüken Yaynevi, stanbul, 1996.
GRODEKOV Nikolay vanoviç, Voyna v Turkmenii; Pohod Skobeleva v 1880-1881 gg., Tom
I, Tipografiya V. S. Bala eva, Sankt Petersburg, 1883.
HEDIN Sven, My Life as an Explorer, Asian Educational Services, New Delhi 1996. (Birinci
Bask New York 1926.)
KUROPATK N Aleksey Nikolayeviç; Zavoyevaniye Turkmenii (Pohod v Ahal-Teke v 18801881 g): S Oçerkom Voyennh Deystviy v Sredney Azii s 1839 po 1876 g., V.
Berezovskiy, St Petersburg, 1899.
MARSHALL Alex, The Russian General Staff and Asia 1800-1917, Routledge, New York,
2006.
ONG Walter J., Sözü ve Yazl Kültür, Sözün Teknolojikle mesi, Metis Yaynlar, stanbul,
2010.
SABOL Steven, “Orta Asya'da Rus- ngiliz Rekabeti”, Türkler Ansiklopedisi, C. 18, Ankara,
2002, s. 587-595.
SARAY Mehmet, Türkmen Tarihi, Yeni Türk Cumhuriyetleri Tarihi Serisi, stanbul, 1993.
SARIYEV Berdi, “Yeni Türkmen Edebiyat”, Türkler Ansiklopedisi, C. 19, Ankara 2002, s.
849-859.
TÜRKMEN Fikret, “Göktepe Sava lar ve Bunlarn Türkmenistan Halk iirindeki Akisleri”, XII.
Türk Tarih Kongresi Bildirileri (12–17 Eylül 1994), TDK Basmevi, Ankara, 1999, s.
385–416.
~ 414 ~

Benzer belgeler