2-3 mayıs 2011 tarihleri arasında bursa`da düzenlenen balkan
Transkript
2-3 mayıs 2011 tarihleri arasında bursa`da düzenlenen balkan
T.C. BAġBAKANLIK Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü TÜRK HABER AJANSLARINDA BALKAN ÜLKELERĠ MEDYA FORUMU BURSA, 2-4 MAYIS 2011 HABER DAĠRESĠ BAġKANLIĞI Mayıs 2011 AA 02.05.2011 -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: (1) -''TÜRKİYE OLARAK BİZİM BALKANLARA POLİTİKAMIZ, HERKES İÇİN GÜVENLİKTİR, DÜZEYLİ SİYASİ DİYALOGDUR, KARŞILIKLI EKONOMİK İLİŞKİLERDİR'' -''KOMŞULARLA SIFIR PROBLEM, ÇOK İYİ İLİŞKİLER, TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASINDAKİ EN ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİSİDİR. BİZ BUNUN ÜZERİNE YENİDEN DIŞ POLİTİKAMIZI BELİRLEDİK VE İSTİKRARI KORUMAK VE SAĞLAMLAŞTIRMAK İÇİN ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATTIK'' -''BÜTÜN OLUMLU GELİŞMELERE RAĞMEN BALKANLAR, HALEN AVRUPA'NIN EN KIRILGAN BÖLGESİDİR. AVRUPA'DA KALICI BARIŞ VE İSTİKRARIN TESİSİ AÇISINDAN BÖLGE, HERKES İÇİN BİR SINAV NİTELİĞİNDEDİR'' -''TÜM BÖLGE ÜLKELERİNİN AVRUPA VE AVRUPA-ATLANTİK PERSPEKTİFİNİ GÖNÜLDEN DESTEKLİYORUZ'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur, karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir'' dedi. Bursa'da, BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde, BaĢbakanlık BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢıĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı tarafından düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' törenle baĢladı. Arınç, burada yaptığı konuĢmaya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenva ve Yunanistan'dan gelen medya temsilcileri ve siyasetçilere ''hoĢ geldiniz'' diyerek baĢladı. Arınç, organizasyonu düzenleyen BYEGM ve SAM'a teĢekkür erken, Türkiye'nin, seçkin yazarları, yayıncıları ve medya yöneticilerinin de bu toplantıya 2 gün boyunca renk katacaklarını ifade etti. Konuklara seslenen Arınç, ''Bizler, ortak bir coğrafyanın ve tarihin mensuplarıyız. Hatta bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanların tarihini hep beraber yazdık. Balkanların kaderini birlikte inĢa ettik'' dedi. Arınç, yüzlerce yıllık bu birlikteliğin, ortak bir kültüre yol açtığını vurgulayarak, Ģöyle konuĢtu: ''Ortaya koyduğumuz eserlerle evrensel bilime, dünya medeniyetine ve dünya kültür hayatına hep beraber katkılar da bulunduk. Aristo olmasaydı, bugünkü modern bilim olabilir miydi? Eski Yunan tragedyaları olamasaydı, Shakespeare o dahiyane tiyatro eserlerini ortaya koyabilir miydi? Büyük Ġskender olmadan bir dünya tarihinden söz edilebilir mi? Sokullu Mehmet PaĢa'nın adını anmadan Osmanlı Ġmparatorluğu'nun ihtiĢamından bahsedebilir miyiz? Özetle yüzlerce örnek söylenebilir. Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanoğlunun uğraĢ verdiği bütün alanlarda Balkan coğrafyası, tarihe yön vermiĢ ve öncülük etmiĢtir.'' Dünya konjonktüründeki geliĢmelerin, geçen yüzyılda bu bölgeyi olumsuz biçimde etkilediğine değinen Arınç, Ģöyle devam etti: ''Birinci ve ikinci dünya savaĢları, her yerde olduğu gibi bu bölgede büyük ve tamiri mümkün olmayan acıların yaĢanmasına sebebiyet verdi. Bu süreçte Balkanlar, demir perdeyle dünyaya kapandı. Yüzyıllar boyunca devam eden barıĢ ve huzur ortamına gölge düĢtü. Çift kutuplu dünyanın çatıĢmacı ruhu, Balkanlarda kendini gösterdi, zaman zaman büyük acılar yaĢanmasına neden oldu. Ancak bugün Balkanlar demokrasiyle buluĢtu. Artık yepyeni bir dönem ve sürecin içindeyiz. Soğuk savaĢ döneminin çalkantılarını geride bırakmıĢ, huzur ve istikrar arayan Balkanlar var. KomĢularla sıfır problem, çok iyi iliĢkiler, bu Türkiye'nin dıĢ politikasındaki en önemli unsurlardan birisidir. Biz bunun üzerine yeniden dıĢ politikamızı belirledik ve istikrarı korumak ve sağlamlaĢtırmak için çok ciddi adımlar attık. Bütün olumlu geliĢmelere rağmen Balkanlar, halen Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Avrupa'da kalıcı barıĢ ve istikrarın tesisi açısından bölge herkes için bir sınav niteliğindedir. Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur, karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir. Bölgenin çok etnikli çok kültürlü ve dinli sosyal dokusunun muhafazası olarak dört temel esasa dayanmaktadır. Tüm bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik perspektifini gönülden destekliyoruz. Balkan politikamızı yürütürken, 'bölgesel sahiplenme' ve 'kapsayıcılık' ilkelerini esas almaktayız. Bölge liderlerinin yakınlaĢma ve uzlaĢı çabalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz.'' -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -BASIN-YAYIN VE ENFORMASYON GENEL MÜDÜRÜ KARAKAYA: -''ÇAĞDAŞ MEDYAYA DÜŞEN GÖREV, FARKLI KESİMLER ARASINDAKİ ORTAK NOKTALARA DEĞİNMEK, İNSANLAR, TOPLUMLAR VE ÜLKELER ARASINDA EMPATİ KURMAYI KOLAYLAŞTIRACAK ZEMİN OLUŞTURMAKTIR'' -DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SAM BAŞKANI ARAS: -''BU TOPLANTIYLA BALKANLARDA, YEPYENİ BİR UFKUN ORTAYA ÇIKTIĞINI GÖRMEKTEYİZ'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, çağdaĢ medyaya düĢen görevin ''farklı kesimler arasındaki çeliĢkilere değil ortak noktalara değinmek, insanlar, toplumlar ve ülkeler arasında empati kurmayı kolaylaĢtıracak zemin oluĢturmak'' olduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'''nun açılıĢında konuĢan Karakaya, bu toplantı için Bursa'nın seçilmesinin ''bu güzel kentin tarihi ve kültürel dokusunda, Balkan ülkelerinin hiç de yabancı olmadığı koĢulları barındırmasından'' kaynaklandığını söyledi. Karakaya, Bursa medyasının, ülkemiz medyası açısından da önemli bir rolü bulunduğunu belirterek ''Yerel, bölgesel medya, bu Ģehrimizde büyük geliĢme göstermiĢtir. Bursa, adeta bu bölgenin medya üssü konumundadır'' dedi. Medyanın, kamuoyu üzerinde etkisini giderek artırdığını vurgulayan Karakaya, günümüzde medya mensuplarına yeni görev ve sorumluluklar düĢtüğünü kaydederek, Ģöyle konuĢtu: 'Medya, haber verme, bilgilendirme ve geleneksel iĢlevlerinin yanında eğitme, sosyalleĢtirme ve algı oluĢturma gibi etki alanları da oluĢturmuĢtur. Yazılan bir haber, servis edilen bir fotoğraf, sanal ortamda oluĢan bir blok ya da diğer sosyal kümelenmeler, ülke kamuoyunu derinden etkileyebilmektedir. Böylesi bir zeminde çağdaĢ medyaya düĢen görev, farklı kesimler arasındaki çeliĢkilere değil ortak noktalara değinmek, insanlar, toplumlar ve ülkeler arasında empati kurmayı kolaylaĢtıracak zemin oluĢturmaktır. Balkan ülkelerinin medya kuruluĢları olarak bizler, bu bölgenin kültürel zenginliğini tarihi ve sosyal renkliliğini, tüm bölge insanının paylaĢabileceği bir medya ortamı yaratmaktır. Toplumların kardeĢlik ve dostluk duygularını geliĢtirecek iletiĢim kanalları kurmalıyız. Medyanın bu önemli görevini daha iyi yerine getirilebilmesi, akademisyenler ve ilgili diğer tüm kurumların iĢbirliği ile mümkün olacaktır'' SAM BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ise DıĢiĢleri Bakanlığı olarak son yılların, kendileri için adeta Balkan yılları gibi olduğunu kaydederek, ''Politikayı Ģekillendiren enstrümanların biri de medya. Medya, hem toplumsal taleplerin sürece katılımını, dıĢ politikanın daha demokratik ortamda yapılmasını sağlıyor hem de kurumlar arası kurduğu netvorklarla sınırları aĢan ölçekte dıĢ politika üzerinde etkiler oluĢturan bir enstrüman. Bu toplantıyla Balkanlarda yepyeni bir ufkun aslında ortaya çıktığını görmekteyiz. Önümüzdeki yıl Balkan SavaĢlarının yüzüncü yılı. Balkan SavaĢları, Balkan ülkeleri için değiĢik anlamlar ifade ediyor. Ancak Balkan SavaĢı'nın yüzüncü yılı tüm Balkanlar ve Türkiye için aynı anlamı ifade ediyor. Kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını arayan bir coğrafyayız. Bu coğrafyada medyanın etkili bir enstrüman olarak kullanılmasının yollarını, bu toplantıda arayacağız'' diye konuĢtu. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -AA YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜ DR. BENGİ: -''BALKAN HABER AJANSLARI BİRLİĞİ, BALKANLARIN DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİ İÇİNDE ÖNEMLİ MİSYON ÜSTLENDİ'' -''ÖZYAĞCILAR, GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENDİ. TÜRKİYE'YE BALKANLARI MAKEDONYA'YI TAŞIMAKLA KALMADI, O COĞRAFYAYA TÜRKİYE'Yİ GÖTÜRDÜ'' -HIRVATİSTAN GAZETECİLER BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI BRAILO: -''KÜRESEL KRİZ NEDENİYLE DÜŞÜK MAAŞLARIN VERİLMESİNİN YANI SIRA PARTTIME, YARI ZAMANLAR OLMAK ÜZERE MEDYA ÇALIŞANLARI İŞİNİ KAYBETTİ. MEDYA SEKTÖRÜ, YÜZDE 30-40 ORANINDA KÜÇÜLDÜ'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Balkan Haber Ajansları Birliğinin Balkanların demokratikleĢme süreci içinde önemli misyon üstlendiğini söyledi. Bengi, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun, ''Balkanlarda Medyanın Genel Görünümü'' konulu birinci oturumunun ''DemokratikleĢme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya'' baĢlıklı ikinci bölümünün moderatörlüğünü üstlendi. Bu bölümde de ağırlık olarak kültürlerin barıĢa ve demokrasiye katkısı, Balkanlar'da demokratikleĢme sürecinde çok kültürlülüğün payı üzerinde durulacağını ifade eden Bengi, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sunuĢ konuĢmasında belirttiği gibi medyanın kullandığı dilin çok önemli olduğunu vurguladı. Bengi, oturumun ilk bölümünde, Kardak kriziyle ilgili medyanın rolü konusuna değinildiğini belirterek, Ģöyle konuĢtu: ''Somut olarak o süreci yaĢadık. Balkanlar'da somut atılmıĢ bir adım var. Medya konusunda önemli bir adım; Balkan Ülkeleri Haber Ajansları Birliği. Anadolu Ajansı olarak bu birliğin kurucularındanız. Balkan Haber Ajansları Birliği, Balkanlar'ın demokratikleĢme süreci içinde önemli misyon üstlendi. Kardak krizi sırasında birliğin eski genel sekreterinin sarf ettiği bir cümle var; 'Anadolu Ajansı ve Yunanistan'ın ANA Ajansı sorumlu bir habercilik takip ettiler ve bu sorumlu bir habercilik sayesinde krizin büyümesinin önüne geçildi.' Bu görüĢü, önemli bir gözlem olarak ben de paylaĢıyorum.'' Burada, Balkanlar açısından önemli mekanda, Bursa'da, Balkanlar ile ilgili konuları tartıĢırken, çok kültürlülük konusunun büyük önem arz ettiğini anlatan Bengi, Ģöyle devam etti: ''Son zamanlarda özellikle sinema sektörünün, dizi piyasasının, bu çok kültürlülüğe önemli katkının sağladığını düĢünüyorum. Geçtiğimiz dönemde 10 Kasım'da Makedonya'da toplantı düzenlenmiĢti. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürümüzün de bulunduğu toplantı sırasında, Üsküp'te televizyonları açtığımızda, her kanalda bir Türk dizisiyle karĢılaĢıyorduk. Aynı olay diğer kanallarda da söz konusuydu. Erdal Özyağcılar ile birlikte bir seyahatimiz oldu. 'Yabancı Damat' dizisindeki baklava ustası Özyağcılar'ı Yunanlılar'ın nasıl bağrına bastıklarını ben gördüm, Ģahit oldum.'' Bengi, çok kültürlülükte medya kadar sinema sektörünün de sanatçıların da çok önemli katkılarının bulunduğunu dile getirerek, ''Özyağcılar, gerçekten çok önemli bir rol üstlendi. Türkiye'ye Balkanları Makedonya'yı taĢımakla kalmadı, o coğrafyaya Türkiye'yi de götürdü'' dedi. -SĠNEMA SANATÇISI ERDAL ÖZYAĞCILARSinema sanatçısı Erdal Özyağcılar ise foruma katılmasının 3 önemli nedeni bulunduğunu belirterek, ''Bunlardan ilki, Bursalı olmamdır. Doğma büyüme Bursalıyım'' dedi. YaklaĢık 2 yıl önce ''Elveda Rumeli'' dizisi dolayısıyla Makedonya'ya gittiğini hatırlatan Özyağcılar, Ģunları söyledi: ''2,5 yıl Manastır'da kaldım. 2,5 yıllık oralıyım. Onların sıcak ilgisi halen yüreğimde. Üçüncü ana sebebim forumun Balkan ülkeleri forumu olmasıdır. Bu dikkatimi çekti. ĠĢim arasında geldim. Yarın sete gideceğim. Burada olmaktan çok mutluyum. Balkanlar benim için olduğu kadar ülkemiz insanları için de çok önemli bölge. Bursa, yeĢil Bursa geçmiĢimizde olduğu kadar bugün de konumu itibarıyla önemli kent. Foruma katılan misafirlerle ara sokaklarda dolaĢtığımızı düĢünelim. Aslında birbirimize nasıl benzediğimize tanık olacaksınız. Ben Makedonya'da iken buna tanık oldum. Siz de tanık olacaksınız. Anadolu, Rumeli, Balkanlar Ģeklinde bir sınırlama yapılsa da yaĢadığımız zaman dilimine, bugünün toplumlarına baktığımızda tüm kültürlerin birbirinden fazlasıyla etkilendiğini, barıĢ içinde yaĢamak zorunda olduğunu kolaylıkla görebiliriz.'' Özyağcılar, ''Yabancı Damat''ta baklavacı bir karakteri canlandırdığını da belirterek, Ģöyle devam etti: ''Kızıma Yunanlı genç aĢık oldu. O dizide çok enteresan, Niko'yu hayatımızın merkezi haline getirdik. Aynı zamanda yüzyılları paylaĢtığımız insanlarla yarattığımız ortak değerleri de görebilmek ve gösterebilmek mümkün oldu. Ġsviçre'de tatlı festivaline gittim. Yunanlı bir tatlıcı beni evine götürdü. 'Ben de geleneklerime bağlıyım. Ben de bağırıyorum sen bensin' diyor. Ġsviçre'de tatlıcı Gaziantepli tatlıcıyla kendini yakın buluyor. KesiĢme noktaları var. Sütçü Ramiz'i oynadım. Balkanlar'ın hatıra defterlerini açtık. Bizim hayatlarımız, kavga ve ayrıĢmak üzere değil, barıĢ üzerine birlikte yaĢamak üzerine kurulu olmalı.'' Bir kuĢak öncesine kulak verildiğinde ne yazık ki, acılar, göçler, terk edilen vatanlar ve geride bırakılanların görüleceğini ifade eden Özyağcılar, ''Artık acıları değil, sevgileri ve dostlukları paylaĢmak zorundayız. Artık birbirimizi anlamaya çalıĢmalı ve ortak geleceği beraber kurmak için çaba harcamalıyız'' dedi. -HIRVATĠSTAN GAZETECĠLER BĠRLĠĞĠ BAġKAN YARDIMCISI BRAILOHırvatistan Gazeteciler Birliği BaĢkan Yardımcısı Luko Brailo da Hırvatistan'ın geçen yüzyılda küçük bir ülke için basında büyük geliĢme gösterdiğini söyledi. 2000'li yıllarda özel televizyonların sayısının arttığını anlatan Brailo, 2000-2007 yılları arasında medyadaki büyüme oranları ve reklam gelirlerindeki artıĢın kayda değer olduğunu belirtti. Brailo, küresel ekonomik kriz baĢladığında gazeteciler için sosyal yaĢamın zor hale geldiğini dile getirerek, Ģöyle konuĢtu: ''Küresel kriz nedeniyle düĢük maaĢların verilmesinin yanı sıra parttime, yarı zamanlar olmak üzere medya çalıĢanları iĢini kaybetti. Medya sektörü, yüzde 30-40 oranında küçüldü. Sansasyonel gazetecilik iĢin merkezine oturdu. Reklam gelirlerinin tek yolunun sansasyonel haberler olduğunu düĢünüp yanlıĢ karar verdiler. Bugün Hırvatistan'da günlük gazeteler gün geçtikçe birbirine benziyor. Ciddi, toplumu yansıtan haberleri sansasyonel haberler arasından çıkarmak zorlaĢtı.'' Medya sahiplerinin bir dönem çok güçlü erke sahip olduğunu anımsatan Brailo, medya sahiplerinin, bu dönemde bir servet edindiklerini kabul etmediğini söyledi. Brailo, medyanın altın çağında kaliteye önem verilmediğini belirterek, yatırımcıların temel amacının hissedarlarına daha fazla para kazandırmak olduğunu ifade etti. Hırvatistan'da siyasetin doğrudan etkisinin geçen 10 yılda azaldığını anlatan Brailo, sözlerini Ģöyle sürdürdü: ''Medyadaki ayrıĢma, devlet, kamu sektörü medyası ve özel medya daha karmaĢık hale geldi. Baktığınız zaman bazı haber ajansları ve devlet gazeteleri özelleĢtirildi. Hırvatistan televizyonunun siyasi etkileri, 2000'li yılların baĢlarında azaldı. Ama tekrar siyasi etki artmaya baĢladı. Hırvatistan televizyonunun genel müdürü kendi gazetecilerine hakaret ettiği için görevden alındı. Vekaleten müdür atandı. Geçici vekalet döneminde bazı siyasi ve sosyal konularda taraf olma durumu ortaya çıktı.'' Ülkesinde bazı gazetecilerin suikastlere uğradığını, öldürüldüğünü ve dövüldüğünü ifade eden Brailo, ''Gazetecilere saldırılar sıklaĢtı ve bu bizi kaygılandırıyor. Adalet Bakanlığı ÇalıĢma Grubu, medya hürriyetini kısıtlayıcı suçlara daha ağır cezalar getirilmesi konusunda ceza kanununa 2006 yılında hüküm koydu'' dedi. Brailo, Hırvatistan Gazeteciler Birliği'nin temel hedeflerinden birisinin Basın Yayın Kanunu'nun değiĢtirilmesi olduğunu vurgulayarak, daha özgür basın yayın yasasına sahip olmak istediklerini bildirdi. Hırvatistan'da medyanın 2009'un ikinci yarısında yeniden canlandığını belirterek, ''Yeni skandallar ve BaĢbakanın istifasından sonra etkisini artırdı. Bir süre sonra, bazı okuyucular skandallardan sıkıldı ve medya organlarına ilgisi azaldı. Hırvatistan medyası ülkenin demokratikleĢmesine, insan haklarının korunmasına büyük katkı sağlamıĢtır. Bunlar, yasama yürütme ve yargıdan daha çok medyanın sayesinde geliĢti'' diye konuĢtu. -KARADAĞ POBJEDA GAZETESĠ GENEL YAYIN YÖNETMENĠ KUSOVACKaradağ Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac ise konuĢmasına baĢından geçen bir olayı anlatarak baĢladı. YaklaĢık 10 yıl önce genç bir baba iken bir akrabasının çocuklarını hangi milli kültürde yetiĢtireceğini sorduğunu söyleyen Kusovac, Ģunları ifade etti: ''EĢim ve benim çok uluslu mesleğim sayesinde hangi kimliği seçeceğimi merak ediyordu. 'Karadağ mı? Sırp mı?' diye sordu. 'Hepsi birden' dedim. Onların benliğine çok kültürlülüğü inĢa edeceğimi söyledim. 'Bir kiĢi aynı anda Sırp ve Karadağlı' olamaz demiĢti.'' Kusovac, Balkanlar'da kültürel iĢbirliklerinin hacim olarak büyüdüğünü görmenin mümkün olduğunu dile getirerek, Ģöyle devam etti: ''Yugoslavya 10 yıldır sürekli savaĢın eĢiğinde. Milyonlarca insan kültürler arası evlilikler yapıyor. Bazı düĢmanlıkların halen var olduğunu söylemek, gerçeğin dıĢına çıkmak anlamına gelmez. 15 yıldır savaĢın sona ermesinden bu yana yeni jenerasyon var. Daha önce beslenmiĢ düĢmanlıkların, insanların aĢağılanması değiĢiyor. Eski Yugoslavya'da kan banyosunun sona ermesi gerekiyor. YaklaĢık 5-10-15 yıl önce yönetim kademelerine gelmiĢ yeni jenerasyon var. Hangi atmosferde yetiĢtiler ve bizi nereye götürecekler? Çünkü gerçekten bütün farklılıkları içselleĢtirebilirlerse ve Balkan ulusalcılığın, milliyetçiliğin ektiği kötü tohumları ortadan kaldırırlarsa gerçekten bizler sürekli olarak farklılıklarımızın zenginlik oluĢturduğunu söylemekzorundayız.'' Medyanın bu anlamda etkin rol oynaması gerektiğini belirten Kusovac, ''BaĢka problem de karĢımızda duruyor. Medya bu konularla ilgili değil. Sürekli olarak bugün gerçekten ucuz bilgilerden bahsetmek mümkündür. Önemsiz bilgilerdir ve Ģu anda bütün reklam unsurları söz konusu olduğunda medyanın içeriği, editoryal tarafından belirlenmiyor. Ürünlerini piyasaya sürmeye çalıĢanların etkisiyle Ģekilleniyor. Özellikle sürekli olarak pompalanan ucuz haberler, maliyet etkili değil'' dedi. Balkanlar'da 10-15 yıl içinde birçok medya iĢbirliği projelerinin baĢlatıldığını da belirten Kusovac, sözlerini Ģöyle tamamladı: ''Ulusal engellerin kaldırılmasına yönelik çeĢitli projelerin zengin olduğunu söyleyebilirim, ama elle tutulur baĢarıya ulaĢılamadı. Bu konferansın bizlere katacağı kazanımların çok büyük olacağını düĢünüyorum. Medya projeleri anlamında konuĢursak, programlar sayesinde birçok Ģeyi gerçekleĢtirebiliriz. Ġyi bir program olursa Yunanlı olsun, Sırp olsun, Karadağlı olsun gerçekten hoĢgörüsüzlüğü ortadan kaldıracağımızı düĢünüyorum. Programı düzenleyenlere çok teĢekkür ediyorum.'' -HĠLMĠ BENGĠ'NĠN KAPANIġ KONUġMASIDr. Hilmi Bengi, bu bölümün kapanıĢında, Özyağcılar'ın çok önemli bir tanımlama yaptığını belirterek, ''Balkanlar'ın hatıra defterleri açıldı gerçekten. Gerçekten hatıralarımız var. Bu hatıraları açtığı için Özyağcılar'a, dizi yapımcılarına ve oyunculara teĢekkür ediyoruz'' dedi. Bu oturumda çok kültürlülük, demokratikleĢme ve medya konusunu ele aldıklarını ifade eden Bengi, ''Balkan Medya Forumu'nu düzenlediği için BYEGM ve SAM'a teĢekkür ediyoruz. Medyanın kapsamı içine sanatçıları da dahil ettik. Bu forumun kalıcı yapıya dönüĢtürülmesini arzu ediyorum. ĠnĢallah, BYEGM öncülüğünde Balkan Medya Birliği'nin tesisi için adım atılır diye sözlerimi bitiyorum'' dedi. Oturumun ardından Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dr. Hilmi Bengi, Erdal Özyağcılar ve Kusovac'a, Bursa Valisi ġahabettin Harput da Brailo'ya plaket verdi. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -FORUMUN İLK GÜNÜ, ''AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ ÇERÇEVESİNDE MEDYA'' KONULU OTURUMUN ''BALKANLAR'DA BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMA, ORTAK DEĞERLER VE MEDYA'' BAŞLIKLI BÖLÜMÜYLE TAMAMLANDI BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun ilk günü, ''Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu oturumun ''Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Bir Arada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya'' baĢlıklı bölümüyle tamamlandı. Moderatörlüğünü eski milletvekillerinden, gazeteci yazar Süleyman Gündüz'ün yaptığı bölüme Hırvatistan'dan katılan gazeteci Denis KulyiĢ, Bosna-Hersek'in çok kültürlü, dinli ve milliyetli bir ülke olduğunu ifade ederek, ülkedeki düzenin, yaĢayan üç milletin uzlaĢmasıyla sağlanabileceğini dile getirdi. Oslobocenye Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel Omeragiç, gazetede, bölgesel iĢ birliği ve Bosna-Hersek'in AB ile bütünleĢmesine vurgu yaptıklarını belirterek, bu konuları olabildiğince sayfalarına taĢıdıklarını bildirdi. Dnevni Avaz Gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürü Ġndira Çatiç ise Bosna-Hersek'in iki otonom yapıdan oluĢtuğunu dile getirdi. Çatiç, ''Bosna-Hersek'te yaĢamak kolay değil çünkü devletin bir kısmı, devleti görmezden geliyor'' dedi. Bosna-Hersek'te yaĢanan acı savaĢa da değinen Çatiç, bölgedeki insanların halen komĢularına yönelik tam anlamıyla açılmadığını kaydetti. Bursa'da yayımlanan Olay gazetesinin köĢe yazarı Ahmet Emin Yılmaz ise Bosna Hersek'te birlikte yaĢama anlayıĢın daha da geliĢtirilmesi durumunda ısrarla vurguladıkları bir arada yaĢama kültürünün daha da anlam kazanacağını belirterek, ''YaĢanan zenginliklere toplumsal açıdan farklı kazanımlar getireceğini düĢünüyorum. Hatta yerel medyanın, sivil toplum örgütlerinin kültürel organizasyonlarında daha da etkili hale gelmesinin gerekli olduğunu günümüzün yaĢama koĢullarına bakarak söyleyebilirim'' diye konuĢtu. Oturumda, Sırbistan'ın Resmi Haber Ajansı Tanyug'un Genel Müdür Yardımcısı Tatyana Trikiç Vasilyeveiç de bir konuĢma yaptı. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -BOSNA-HERSEK TV1 EDİTÖRÜ VE SPİKERİ DELIÇ: -''AB, TÜRKİYE'Yİ ONLARCA YILDIR HAKSIZCA EŞİKTE OYALAMAKTADIR. KÜLTÜREL, TARİHİ, ÖN YARGILI OLAYLARIN ETKİSİ BÜYÜKTÜR. BİZİM BÖLGEMİZDEKİ ÜLKELERİN, ÖZELLİKLE TÜRKİYE VE BOSNA-HERSEK'İN ENTEGRASYONU SAĞLANMALIDIR'' -SİYASET, EKONOMİ VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI'NDAN TURHAN: -''BALKANLAR KONUSUNDA AB'NİN TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMASI DA ŞART. TÜRKİYE'NİN TARİHİ DENEYİMİNDEN, OSMANLI MİRASINDAN YARARLANMAK GEREKİYOR'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bosna-Hersek TV1 editörü ve spikeri Emina Deliç, ''AB, Türkiye'yi onlarca yıldır haksızca eĢikte oyalamaktadır. Kültürel, tarihi, ön yargılı olayların etkisi büyüktür. Bizim bölgemizdeki ülkelerin, özellikle Türkiye ve Bosna-Hersek'in entegrasyonu sağlanmalıdır'' dedi. Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' çerçevesinde, ''Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu oturum gerçekleĢtirildi. Oturumda söz alan Bosna-Hersek TV1 editörü ve spikeri Emina Deliç, Türkiye'deki gazetecilerle birlikte çok güçlü iradelerinin olduğunu belirterek, ''ÇalıĢırken aynı duygusal tepkileri gösteriyoruz'' dedi. Türkiye'yi ziyaret etmenin, içinde her zaman heyecan uyandırdığını ifade eden Deliç, ''Küçük kız iken Ġstanbul'u ziyaretimde aynı dili konuĢtuğumuzun farkına vardım. BoĢnakça kelimelerle karĢılaĢtım. Sonra babam, Türkçe'den BoĢnakça'ya giren kelimeler olduğunu söyledi. Gerçekten de öyle, aynı dili konuĢuyormuĢuz gibiyim. 'Binbir Gece' dizisinin bütün bölümlerini seyredemediğim için Türkçe konuĢamayacağım'' diye konuĢtu. Deliç, Türkiye ve Bosna-Hersek'in ortak bir geçmiĢi paylaĢtığını vurgulayarak, bölgedeki ülkelerin güçlü, dostane iliĢkilerle birbirine bağlı olduğunu, ancak bazı problemlerin de yaĢandığını söyledi. Bosna-Hersek'in savaĢ sonrası oldukça zor bir ekonomik kriz yaĢadığını dile getiren Deliç, 1994-1995 yıllarında Bosna-Hersek'e gösterilen saldırılardan çok yara alındığını, bunun etkilerinin sürdüğünü anlattı. Avrupa'da istikrar ve barıĢın olması, bunun için de AB'nin bölgedeki tüm ülkelere tam üyelik persfektifiyle yaklaĢması gerektiğini anlatan Deliç, Ģöyle devam etti: ''AB, özellikle Bosna-Hersek'te Müslümanlara yönelik soykırım ve katliamların hesabını bile sormamıĢtır. Bosna-Hersek'te birçok kiĢi, AB'ye doğru yaklaĢımı, kendi tarih ve kültürünü koruyarak bakıyor. AB'de Avrupalı Müslümanlara karĢı ikinci sınıf vatandaĢ yaklaĢımı var. AB, Türkiye'yi onlarca yıldır haksızca eĢikte oyalamaktadır. Kültürel, tarihi, ön yargılı olayların etkisi büyüktür. Bizim bölgemizdeki ülkelerin, özellikle Türkiye ve BosnaHersek'in entegrasyonu sağlanmalıdır.'' Deliç, Bosna-Hersek'in futbol federasyonuna yönelik de farklı tutumlar sergilendiğini belirterek, ''Avrupa ve dünya futbol Ģampiyonalarına Bosna Hersek takımı giremiyor. Dünyada kulüpleri ve milli takımı, uluslararası müsabakalardan men edilmiĢ federasyon sadece Bosna Hersek'tir. Bu da Sırp Cumhuriyetinin uygulamalarından kaynaklanıyor. Burada barıĢtan, demokrasiden bahsedilirken, bazen ne yazık ki, çatıĢmalar ve engellemeler yüzünden Balkanlar kelimesi savaĢ anlamına gelmiĢtir'' diye konuĢtu. Emina Deliç, Balkan Ülkeleri Medya Forumu gibi etkinliklerin barıĢın tesisi ve demokrasinin sağlanması konusunda mükemmel fırsatlar olduğunu ifade ederek, diyalog ve demokrasi kültürü oluĢması açısından büyük önem taĢıdığını anlattı. -DR. FATMA SEL TURHAN'IN KONUġMASISiyaset, Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfı'ndan Dr. Fatma Sel Turhan ise AB'de son dönemde yaĢanan ekonomik krizler nedeniyle ciddi geniĢleme yorgunluğu yaĢandığını bildirdi. Bu konuda batı medyasında sık sık yazılar yer aldığını belirten Turhan, batı Balkanların birliğe dahil olması konusunda olumsuz tavır gözlendiğini söyledi. Böyle bir geniĢlemenin birlik üzerinde ilave yük olacağı konusunda fikirlerin hakim olduğunu dile getiren Turhan, Ģöyle konuĢtu: ''Batı, Balkanlara yönelik geliĢmeler, bölgenin yararına yapılanları bitmek bilmeyen yük gibi görülüyor. AB'nin sürdüğü Ģartlar halka yeni yükler yüklediği için eskisi gibi heyecan yaratmıyor. Halkı birbirinden uzaklaĢtırdığı ve iliĢkileri azalttığı söyleniyor. AB de batı balkanların üyeliği konusunda ciddi çaba sarf etmek zorunda. Batı Balkanların üyeliği, AB'nin güvenliğinin sağlanması anlamına geliyor. Bölgede ciddi değiĢikliklere yol açacağı bir gerçek. Balkanların istikrarı demek, AB'nin güven içinde olması demek. AB, geniĢleme yorgunluğundan silkinip Balkanlarla ilgili sorunlara değinmelidir.'' Turhan, bu noktada medyaya önemli görevler düĢtüğünü vurgulayarak, ''Ġçerdeki yabancı, kenar, arka bahçe gibi Balkan tanımlamalarından sıyrılıp batı medyasının bölgeyi Avrupa'nın bir parçası gibi görmesi gerekiyor. Parçası değil de uzantısı gibi bir dil kullanılıyor. Balkan konusunda AB'nin Türkiye ile iĢbirliği içinde çalıĢması da Ģart. Türkiye'nin tarihi deneyiminden, Osmanlı mirasından yararlanmak gerekiyor'' dedi. -ARNAVUTLUK'TAN GAZETECĠArnavutluk'tan Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi de Arnavut nüfusunun kendini Avrupa'nın, AB'nin bir parçası olarak görmek istediğini söyledi. Bu durumun uzak göründüğünü ifade eden Raxhimi, ''Üyelik için biraz vakit gerekiyor ama olup olmayacağı da belli değil'' dedi. Medyanın Arnavutluk'un AB ile ilgili gerçek durumu konusunda değerlendirme ya da tartıĢmasının olmadığını dile getiren Raxhimi, Ģunları kaydetti: ''Brüksel'de Arnavutluk medyasının sadece 3 muhabiri var. Ülke katılım anlaĢmasını sağlamıĢtır ancak medyada kamuoyunu bilgilendiren haber yayımlanmamıĢtır. AB, artık günümüzün jeopolotik faktörlerinden biridir, özellikle balkanlar açısından. AB'nin, Balkanlardaki iç politikada da etkisi var. Medyada, AB'nin bize katacağı konular, bizim katkılarımız nedir, bunların derinlerine inilmiyor. Bu konuda haberler, 'AB Ģunu söylüyor; Arnavutluk Bakanı Ģunu söylemiĢ' gibi birinci ağızdan nakil Ģeklinde yapılıyor. Yorum ve kanaat oluĢturmak yerine birinci ağızdan haber yapılıyor.'' Arnavutluk'ta tartıĢmalı seçimlerin yapıldığını vurgulayan Raxhimi, ''AB, bunu temel sorun olarak görüyor. AB'nin tutumuyla ilgili haberler yapılıyor tabii ki. Halk, çok uzaktaki imparatorluğun gelip kendilerini içine almasını bekliyor. Alınca da nasıl olacak bilmiyoruz'' diye konuĢtu. -''BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU'' BAŞLADI -BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ'IN HİMAYESİNDE DÜZENLENEN FORUM, ÜLKE TANITIM ŞENLİĞİ VE FOTOĞRAF SERGİSİ AÇILIŞIYLA BAŞLADI BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bursa'da, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' baĢladı. Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, forum çerçevesinde düzenlenen ülke tanıtım Ģenliği ve fotoğraf sergisinin açılıĢında yaptığı konuĢmada, bugün Bursa'da çok önemli konukların olduğunu ve çok güzel bir toplantı yapılacağını söyledi. Ġki gün sürecek olan toplantının baĢlangıcında bulunduklarını ifade eden Arınç, Ģöyle konuĢtu: ''Bildiğiniz gibi DıĢiĢleri Bakanlığımız, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün yani benim uhdemdeki bakanlığımızın müĢtereken hazırladıkları Balkan Ülkeleri Medya Forumunu bugün baĢlatıyoruz. Bu vesile ile hem gösteriler yapılacak toplantının baĢında hem de gördüğünüz standlarda sergiler açılacak ve bu sergileri hep beraber gezeceğiz. Toplantımızın baĢında gösterdiğiniz ilgiye, heyecana, coĢkuya çok teĢekkür ediyorum. 11 ülkeden çok değerli medya mensuplarımız var. Radyo-televizyon yayıncıları var. Türkiye'den katılan, her birini çok yakinen tanıdığınız değerli medya mensuplarıyla ortak toplantılar yapacağız. Ġki günlük toplantımıza ev sahipliği yapan değerli Bursa Valiliğimize baĢta Sayın Valimiz olmak üzere BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığımıza ilgili kurum ve kuruluĢlara çok teĢekkür ediyorum. AçılıĢımız hayırlı olsun.'' Forumun açılıĢ kurdelesi Arınç, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı (SAM) Prof. Dr. Bülent Aras ve Bursa Valisi ġahabettin Harput tarafından kesildi. Arınç ve beraberindekiler daha sonra kurulan standları gezerken mehter takımı ve halk oyunları ekibi gösteri sundu. Forumun ilk günü olan bugün, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yanı sıra Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, SAM BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras, Bursa Valisi ġahabettin Harput ve BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe'nin açılıĢ konuĢmalarının ardından ''Balkanlarda Medyanın Genel Görünümü' konulu ilk oturum yapılacak. BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ġbrahim Kalın'ın açılıĢ konuĢmasını yapacağı oturumun ''Demokratik BarıĢ ve Medya'' konulu ilk bölümünde, Türkiye adına Prof. Dr. Yasin Aktay, Sabah Gazetesi KöĢe Yazarı Nur Batur, Yunanistan'dan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Üyesi ve gazeteci Nikos Megrelis, Bulgaristan'dan 24 Chasa gazetesi dıĢ politika muhabiri Georgi Milkov, Romanya'dan da Nine O'Clock Genel Yayın Yönetmeni Gabriela Bogdan değerlendirmelerde bulunacak. ''DemokratikleĢme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya'' konulu ikinci bölümde ise Türkiye adına Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Sinema Sanatçısı Erdal Özyağcılar, Hırvatistan'dan Novi List gazetesinden Luko Brailo, Sırbistan'dan Politika gazetesi dıĢ politika yorumcusu Bosko Jaksic, Karadağ adına Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac birer konuĢma yapacak. ''Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu ikinci oturumunun ''AB Üyelik Süreci ve Medya'' baĢlıklı ilk bölümünde Türkiye'den Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz Aktar, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız, Makedonya'dan Üsküp Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yasna Baçovska, Slovenya'nın Dnevnik gazetesinden Ervin Hladnik Milharcic, Karadağ'dan Vijesti gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihailo Markoviç bilgiler aktaracak. Oturumun ikinci bölümünde, Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi uzmanı Dr. Abdullah Özkan ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfından Dr. Fatma Sel Turhan'ın yanı sıra Arnavutluk'un Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi, Kosova'dan BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakiqi, Bosna-Hersek'tan TV1 editörü ve spikeri Emina Delic, ''AB Üyelik Süreci ve Medya'' konusunda değerlendirme yapacak. ''Balkanlar'da BarıĢ Ġçerisinde Bir Arada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya'' konulu son bölümde ise gazeteci yazar Süleyman Gündüz, Bursa Olay gazetesi köĢe yazarı Ahmet Emin Yılmaz, Türkiye'ye yönelik konuĢmasından sonra Hırvatistan'dan gazeteci Denis Kuljis, Bosna-Hersek'ten Oslobodenje gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel Omeragic ve Dnevni Avaz gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürü Ġndira Catic konuĢacak. AkĢam, Çelik Palas Oteli'nde gala yemeği verilecek. -YARINKĠ OTURUMLARYarın gerçekleĢtirilecek ''Bölgesel Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde Medyanın Konumu'' konulu birinci oturumun ''Bölgesel BarıĢ, Ġstikrar ve Medya'' konulu ilk bölümünde, Türkiye'den Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Bulgaristan'dan TV7 Televizyonu program yapımcısı Emil Koshlukov, Yunanistan'dan Angelioforos gazetesini temsilen Bali Kiryaki, Romanya'dan da MEDIAFAX dıĢ politika editörü Miruna Badea bilgiler sunacak. Oturumun ''Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya'' konulu ikinci bölümünde ise Türkiye'den DıĢiĢleri Bakanlığı SAM BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras, TVNET DıĢ Haberler editörü Yasemin Akyol, Kosova'dan gazeteci Valjeta Kosumi, Sırbistan'dan VREME dergisi Ģef editörü Dragoljub Zarkovic değerlendirmelerde bulunacak. ''Geleceğin Kurgulanmasında Medyaya DüĢen Sorumluluk: Balkan Ülkeleri Medya Platformu'' konulu ikinci oturumda ise CNN Türk'ten Yavuz Oğhan, Arnavutluk'tan akademisyen Enika Abazi, Hırvatistan'dan televizyon muhabiri Ġndira Biscevic, Makedonya'dan da Üsküp Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Goce Naumovski konuĢma yapacak. Aynı günün akĢamı düzenlenecek kapanıĢta sonuç bildirisi okunacak ve katılım sertifikası dağıtım töreni düzenlenecek. 4 Mayıs ÇarĢamba günü ise Balkan Ülkeleri Basın Hatıra Ormanı oluĢturulacak. Konuk heyet, Bursa'nın tarihi ve turistik mekanlarını ziyaret edecek. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: -''ARTIK, TARİHSEL DÜŞMANLIKLAR VE NEFRET ÜZERİNE OLUŞTURULAN POLİTİKALAR İLE BÖLGESEL BARIŞ VE HUZUR ORTAMINI YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR'' -''HÜKÜMET OLARAK ÜLKEMİZDE YAŞAYAN BAŞTA RUMLAR OLMAK ÜZERE, TÜM AZINLIK VE FARKLI İNANCA MENSUP VATANDAŞLARIMIZIN, İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMASI VE İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI İÇİN ÇOK CİDDİ ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRDİK'' -''YAPMIŞ OLDUĞUMUZ KANUN, YÖNETMELİK VE MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ İLE AZINLIK VAKIFLARINA AİT OLAN MALLAR İADE EDİLMEYE BAŞLANMIŞ, TARİHİ NİTELİKTEKİ KİLİSELER İBADETE AÇILMIŞ, DİN ADAMI İHTİYACININ KARŞILANMASININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMIŞTIR'' -''AYNI COĞRAFYAYI PAYLAŞAN BİZLER BÜTÜN ENERJİMİZİ, KISIR ÇEKİŞMELER, FAYDASIZ İNATLAŞMALAR, RASYONEL OLMAYAN TALEPLER VE TARİHSEL DÜŞMANLIKLARI SÜRDÜRMEK YERİNE, İNSANLARIMIZIN, DEMOKRASİDEN, ÖZGÜRLÜKLERDEN, HUZUR VE REFAHTAN PAY ALMALARI İÇİN KULLANMALIYIZ'' -''İLİŞKİLERİMİZE KORKULARIMIZ, KOMPLEKSLERİMİZ DEĞİL, ÜMİTLERİMİZ VE ÖZGÜVENİMİZ YÖN VERMELİDİR'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve huzur ortamını yakalamak mümkün değildir'' dedi. Arınç, ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nda yaptığı konuĢmada, Türkiye'nin Yunanistan ile iliĢkilerine dikkati çekerek, Balkan ülkeleri arasındaki yakınlaĢma ve uzlaĢı çerçevesinde bu ülke ile olan iliĢkileri de yeniden gözden geçirdiklerini söyledi. Arınç, BaĢbakan Erdoğan'ın Türk-Yunan iliĢkilerine yeni bir ivme kazandırılması amacıyla BaĢbakan Papandreu'ya Ekim 2009'da gönderdiği mektupla baĢlayan yeni bir vizyonla ortaklık hedefleyen sürecin, iki ülke baĢbakanlarının eĢ baĢkanlığında ''Yüksek Düzeyli ĠĢbirliği Konseyi''nin oluĢturulmasıyla neticelendirildiğini belirtti. Yunanistan ile iliĢkilerin her alanda geliĢtirilmesi ve çeĢitlendirilmesinin hükümetin öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Arınç, ''Türkiye ve Yunanistan arasında karĢılıklı saygı ve anlayıĢ temelinde geliĢtirmeye çaba gösterdiğimiz iliĢkiler, bölgesel barıĢ, istikrar ve güvenlik açısından da önem taĢımaktadır. Bu çerçevede 2010 yılı, Yunanistan ile 1999'dan bu yana sürdürmekte olduğumuz ikili iĢbirliği ve diyalog sürecine yeni bir ivme kazandırılması yönünde önemli geliĢmelere sahne olmuĢtur'' diye konuĢtu. -''AZINLIK VE FARKLI ĠNANCA MENSUP VATANDAġLAR''Arınç, Sırbistan ile de ciddi diplomatik temaslar baĢlatarak iki ülke arasındaki iliĢkileri geliĢtirecek adımlar attıklarını ifade ederek, Ģunları kaydetti: ''Yine aynı anlayıĢla, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kosova, Makedonya, Bulgaristan, Slovenya, Romanya, Karadağ ve Arnavutluk ile iliĢkilerimizi de aynı düĢünce doğrultusunda geliĢtirmekteyiz. Bütün bunlara ilaveten, hükümet olarak ülkemizde yaĢayan baĢta Rumlar olmak üzere, tüm azınlık ve farklı inanca mensup vatandaĢlarımızın, inançlarını özgürce yaĢaması ve ihtiyaçlarının karĢılanması için çok ciddi çalıĢmalar gerçekleĢtirdik. YapmıĢ olduğumuz kanun, yönetmelik ve mevzuat değiĢiklikleri ile azınlık vakıflarına ait olan mallar iade edilmeye baĢlanmıĢ, tarihi nitelikteki kiliseler ibadete açılmıĢ, din adamı ihtiyacının karĢılanmasının önündeki engeller kaldırılmıĢtır.'' Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve huzur ortamını yakalamak mümkün değildir. Aynı coğrafyayı paylaĢan bizler bütün enerjimizi, kısır çekiĢmeler, faydasız inatlaĢmalar, rasyonel olmayan talepler ve tarihsel düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın, demokrasiden, özgürlüklerden, huzur ve refahtan pay almaları için kullanmalıyız. ĠliĢkilerimize korkularımız, komplekslerimiz değil, ümitlerimiz ve özgüvenimiz yön vermelidir. Biz içinde akraba ve soydaĢ topluluklarımızın da yaĢadığı Balkanları, kendi evimiz gibi görmekteyiz.'' -''MEDYANIN TARĠHĠ SORUMLULUĞU''Balkan ülkelerinin ve halklarının bu yeni dönemdeki karĢılıklı iliĢkilerini geliĢtirmede, dostluğun ve kardeĢliğin yeniden tesisinde, modern dünyanın en güçlü aracı olan medyanın tarihi bir sorumluluğu olduğunu ifade ederek, Ģöyle devam etti: ''ĠĢte bugün bu sorumluluğun gereğini konuĢmak ve birlikte tartıĢmak üzere buradayız, aynı çatı altındayız. Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında yine bana bağlı olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ev sahipliğinde Güneydoğu Avrupa Kamu Hizmeti Medyası Birliği Toplantısı'nı gerçekleĢtirdik. Kamu yayıncılığında yeni arayıĢların tartıĢıldığı o toplantının ardından gerçekleĢen bu toplantı bir ilk olma özelliğini taĢımaktadır. Buradan ortaya çıkacak fayda öncelikle yüz yüze gelmemizdir, birbirimizin gözünün içine bakmamızdır. Soğuk SavaĢ dönemlerinde, aramızda demir perdelerin olduğu zamanlarda bu imkanlardan bile mahrum kaldık. KiĢisel, toplumsal tecrübelerimizi birbirimize aktaramadık. Aynı tarihi tecrübeye sahip, aynı coğrafyanın, aynı kültürel haritayı paylaĢan devletlerin, politikacıları, aydınları, yazarları, gazetecileri olarak uzun yıllar birbirimizden haberdar olamadık.'' Arınç, bugün sınırları olmayan küresel bir dünyada yaĢadığımıza dikkati çekerek, Ģöyle dedi: ''Bütün mesafeler ortadan kalktı. ĠletiĢim ve ulaĢtırma teknolojilerindeki geliĢmeler uzak mesafeleri yakınlaĢtırdı. Adına 'küreselleĢme', 'enformasyon çağı', 'bilgi çağı' denilen bu yeni dönem, bizden yeni bir dikkat, yeni bir sorumluluk göstermemizi gerektiriyor. Ġnsani ve evrensel değerleri daha çok gözetmemiz gereken bir sorumluluk. Ekonomik olarak güçlü ülkelerin, büyük çıkar gruplarının medya alanında da güçlü organizasyonlar kurması bilgiye, habere eriĢimi kolaylaĢtırıyor, ama dezenformasyonu, bilgi yetmiyor.'' kirliliğini ortadan kaldırmaya -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA PLATFORMU -YUNANLI GAZETECİ MEGRELIS: -''GAZETECİLER HER ZAMAN BARIŞI DESTEKLEYEN VE SAVAŞI İSTEMEYEN KİŞİLER OLMALIDIR'' -BULGAR GAZETECİ MİLKOV: -''BALKANLAR'DA ETNİK HOŞGÖRÜNÜN SAĞLANABİLMESİ MEDYANIN YAPABİLECEĞİ BİR ŞEYDİR'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis, gazetecilerin propaganda yapmaması ve terörizme kökeni ne olursa olsun karĢı olması gerektiğini ifade ederek, ''Gazeteciler her zaman barıĢı destekleyen ve savaĢı istemeyen kiĢiler olmalıdır'' dedi. Balkan Ülkeleri Medya Platformu kapsamında, ''Demokraside BarıĢ ve Medya'' konulu oturum Doç. Dr. Yusuf Tekin moderatörlüğünde yapıldı. Oturuma katılan Sabah gazetesi köĢe yazarı Nur Batur, yaptığı konuĢmada, Balkan ülkeleri arasında diyaloğun ne kadar önemli olduğunu bizzat yaĢayarak ve içinde o diyaloğu kurmaya çalıĢan bir gazeteci olarak bu formun Balkan ülkeleri arasında köprü oluĢturmasını istediğini söyledi. Batur, sadece Balkanlarda değil, barıĢın aslında bütün dünyada bir hayal, rüya olduğunu ifade ederek, Ģöyle konuĢtu: ''Kısa geçmiĢe baktığımız takdirde bugün barıĢtan bahsediyoruz, ama savaĢ o kadar yakın ki Balkanlar'daki savaĢın 100. yılı yakında anılacak. Acı yıllardı. Ben 2 yıl önce Bosna'ya gittim. Orada yaĢanan acıyı hakikaten görüyorsunuz ve savaĢın hakikaten ne kadar acı bir Ģey olduğunu görüyorsunuz. SavaĢ çok uzak değil. Hele etnik, din, dil ayrılıklarının olduğu coğrafyada savaĢ çok uzak değil. Demokratik barıĢın temelleri Avrupa'da atıldı. Demokratik barıĢ teorisi Avrupa'da baĢarı kazandı. 56 yıldır, Ġkinci Dünya SavaĢı'ndan beri Avrupa, Batı Avrupa öyle bir noktaya geldik ki artık kimse savaĢı düĢünmüyor. Demokrasi, insan hakları ve ortak çıkarlar doğrultusunda Avrupa'da bu oluĢturulabildi. Soğuk savaĢ sonrasında Avrupa, bu eksen, bu temeller üzerinde barıĢı kurmakta baĢarı sağlayabildi.'' -''HABER YERĠNE PROVOKASYONU SEÇTĠLER''Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis ise geçmiĢ yıllarda Yunan medyasında yaĢanan bir olayı hatırlattı. BaĢbakan Erdoğan'ın Yunanistan programının iptal olmasına rağmen 3 Yunan gazetesinin bu ziyaretin olduğu ve kötü Ģekilde geçtiğini yazdığını aktardı. YaĢanan olayla bu gazetecilerin inandırılıcılığının zedelendiğini dile getiren Megrelis, Kardak krizine de değindi. Megrelis, 1996'da gazetecilerin haber yapmak yerine provokasyonu seçtiklerini ifade ederek, ''Ucuz, vatansever sloganlarla iki ülkeyi savaĢın eĢiğine getirdiler. Bu iki ülke açısından, gazeteciliğe kara bir leke olarak düĢmüĢtür. Gazeteciler propaganda yapmamalıdır. Terörizme kökeni ne olursa olsun karĢı olmalıdır. Gazeteciler her zaman barıĢı destekleyen ve savaĢı istemeyen kiĢiler olmalıdır'' diye konuĢtu. Bulgar gazeteci Georgi Milkov ise Balkanlar'ın etnik tansiyonu yüksek bir yer olduğuna dikkati çekti. Gazetecilerin Balkanlar'daki etnik çatıĢmaları tarafsız olarak yansıtması gerektiğini ifade eden Milkov, ''Balkanlar'da etnik hoĢgörünün sağlanabilmesi medyanın yapabileceği bir Ģeydir. Daha istikrarlı bir ortam yaratmak için çalıĢmalıyız'' dedi. Romanya'dan gazeteci Gabriela Bogdan da demokratik barıĢın sağlanmasında gazetecilere önemli görevler düĢtüğünü belirtti. Bogdan, ''Medya haberlerinde savaĢ çığırtkanlığı yapan ifadelerden uzak durulmalı. Objektif ve tarafsız haberler yapılmalı. Medyanın barıĢı sağlayacak değerleri desteklemesi gerekiyor'' ifadelerini kullandı. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -VATAN GAZETESİ KÖŞE YAZARI AKTAR: -''TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİK MESELESİ PEDAGOJİ İLE SANSASYON ARASINDA BİR YERDE DURUR'' -''MEDYA, AB İLİŞKİSİNDE DAHA DUYGUSAL BİR YERDE DURUYOR. BU İLİŞKİ KOPMADIKÇA DA MEDYANIN BU TAVRI DEVAM EDECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR'' -TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI KIRGIZ: -''AB'YE GİRİŞ SÜRECİNDE MEDYANIN AYRI VE ÖNEMLİ BİR YERİ OLDUĞU AÇIK'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz Aktar, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği meselesinin ''pedagoji ile sansasyon arasında bir yerde'' durduğunu söyledi. Aktar, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ''AB Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu 2. oturumun, ''AB Üyelik Süreci ve Medya'' baĢlıklı bölümünde yaptığı konuĢmada, Türkiye'nin AB'nin üyelik konusunda en eski adayı olduğunu belirtti. Türkiye'de AB konusunda bilgiye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Aktar, ''Türkiye'nin AB'ye üyelik meselesi pedagoji ile sansasyon arasında bir yerde durur. Dolayısıyla basın da öyledir haliyle. Neden pedagoji? Aslında AB yanlıĢ bilinen bir konu. Bu konuda muazzam bir bilgiye ihtiyaç var ve basın bunu karĢılamıyor. Onun rolü mü? Belli değil. Sanmıyorum, onun rolü olduğunu'' dedi. Aktar, bu iĢin sansasyon kısmının basın tarafından çok sevildiğini vurgulayarak, Ģöyle konuĢtu: ''Görsel, iĢitsel, yazılı, sanal basın sürekli bu meseleyi senelerdir (Seviyorlar mı? Sevmiyorlar mı? Alacaklar mı? Almayacaklar mı?) boyutunda yayınlıyor. Türkiye'de halk arasında belirgin bir Ģey vardır. AB üyeliği iyidir, ama bizi almazlar. Çok yaygındır bu. Bütün kanaat yoklamalarından bu çıkar. Bunun gerçekliği var tabi. Zaman içinde de doğru olduğu ortaya çıktı açıkçası. Ama bu algı iliĢkinin neredeyse belirleyicisi haline geldi. Bu iyi bir Ģey değil. Bu pencereden baktığımızda medya, AB iliĢkisinde daha duygusal bir yerde duruyor. Bu iliĢki kopmadıkça da medyanın bu tavrı devam edecek gibi gözüküyor.'' Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız da Türkiye ile Balkan ülkeleri arasında geçmiĢten gelen köklü bir iliĢki olduğunu vurguladı. Kırgız, Ģunları kaydetti: ''Bu coğrafyada bazen Balkan ülkeleri AB üyesi olurken, bazıları da bizim gibi bu süreci yaĢamaktadır. Bu sürece girenler giremeyenlere yardımcı olabilirler. AB'ye giriĢ sürecinde medyanın ayrı ve önemli bir yeri olduğu açık. Medya savaĢ çığırtkanlığı veya olumsuzluk pompalama yerine dil ve üslubunu değiĢtirerek barıĢa katkı sunma yolunda üzerine düĢenden fazlasını yapabilir. Bugün barıĢı korumak için artık devletler yöntem değiĢtirmiĢlerdir. Artık birtakım güçleri kullanmak yerine yumuĢak güç tabir ettiğimiz baĢta medya olmak üzere bilimsel kuruluĢları, kültürel iliĢkileri ve özellikle de sivil toplum kuruluĢlarını ön plana çıkarmaktadırlar. ĠĢte biz bu noktada medyadan olabildiğince yararlanmalıyız.'' -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -BURSA VALİSİ HARPUT: ''DEMOKRASİNİN EN TEMEL UNSURLARINDAN BİRİ HÜR BASINDIR'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bursa Valisi ġahabettin Harput, ''Demokrasinin en temel unsurlarından biri hür basındır'' dedi. Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' törenle baĢladı. Vali Harput, törende yaptığı konuĢmada, böyle bir organizasyonun Bursa'da düzenlenmesinden mutluluk duyduklarını söyledi. ''Böyle bir organizasyonun Bursa'da düzenlenmesinde büyük pay sahibi olan Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a, DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na, BYEGM ve SAM baĢkanlarına ve diğer katkısı bulunanlara Ģükranlarımı sunuyorum'' diyen Harput, Bursa'nın Türkiye hariç 11 ülkeden katılan çok sayıda medya ve bilim insanıyla müstesna günlerinden birini yaĢadığını belirtti. Harput, Osmanlı Ġmparatorluğu'nu kuran Bursa'nın 6 bin 500 yıllık tarihinde Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'nde hep önemli misyonlar üstlendiğini ifade ederek, ''Bursa, özellikle Osmanlı Ġmparatorluğu'nun 6 padiĢahı ile birlikte pek çok muhteĢem eserini bütün canlılığıyla sinesinde saklar. Bursa ayrıca doğa harikası kültür Ģehri, ipek Ģehri, su Ģehri, termal Ģehri, tarım Ģehri ve tekstil Ģehridir'' diye konuĢtu. Bursa'nın tanındıkça Balkanlar ile arasındaki benzerliğin daha iyi görülebileceğini belirten Vali Harput, Ģunları söyledi: ''Balkanlarda kalıcı barıĢın tesisi için etkili enstrüman olan medya forumunun Bursa'da yapılmasının farklı bir anlamı daha var. Bursa, Balkan coğrafyasının minyatürüdür. Bütün balkan ülkelerinden Bursa'da yüz binlerce insan yaĢıyor. Son asırda büyük acılar yaĢayan ve büyük değiĢim geçiren Balkanlarda medyanın yaĢanan olaylar ıĢığında geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey olmalıdır. Demokrasinin en temel unsurlarından biri hür basındır. Basının günümüz dünyasında ekonomiden siyasete, turizmden ticarete, sosyal ve kültürel alanlardan demokrasi ve barıĢa kadar her alanda ne kadar önemli bir görev yüklendiği ve yürüttüğü herkesçe bilinir. Özellikle bugün insanlığın en çok ihtiyaç duyduğu huzur, güven, barıĢ, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler noktasında baĢta Balkanlar olmak üzere bütün dünyada basına çok önemli roller ve görevler düĢmektedir. Basının bu anlamda zor ama Ģerefli olan bu görevi en iyi Ģekilde yapması basının saygınlığını ve güvenirliğini daha da arttıracaktır. Bu anlamda geleceğin kurgulanmasında basına çok önemli görevler düĢmektedir. Balkanlar baĢta olmak üzere geçmiĢte yaĢanan acı ve ızdırapların bir daha yaĢanmaması için, gelecekte huzur ve barıĢ dolu bir dünyada yaĢamak için basının gücünden faydalanmak hepimiz için herkes için fevkalade önemlidir.'' -''BURSA, BALKANLAR'IN GÜZEL BĠR ÖZETĠ''BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ġbrahim Kalın da bu toplantının Bursa'da yapılıyor olmasının ayrı bir önem arz ettiğini çünkü Bursa'nın hem topoğrafyası hem de insan coğrafyası itibariyle Balkanlar'ın güzel bir özeti olduğunu belirtti. Balkanlar bölgesinin her ne kadar yüzlerce yıl savaĢlarla anılsa da uluslararası literatüre olumsuz manada girse de aslında tarihin en zengin, en çoğulcu, en estetik, en insancıl Ģehirlerinin yine bu coğrafyada kurulduğunu kaydeden Kalın, ''Bir Üsküp'e, bir Saray Bosna'ya, bir PriĢtina'ya baktığınızda oralarda bir Bursa'nın, bir Sivas'ın, bir Mardin'in, bir Safranbolu'nun izlerini hissedersiniz'' dedi. Kalın, algının gerçekliğin önüne geçtiği bu çağda medyayı ihmal etmenin mümkün olmadığını ifade ederek, ''Ama özellikle Balkan medyasının burada bir araya gelmesi ayrı bir önem arz ediyor. Zira, ortak dil inĢa etmeden sorunlarımıza ortak çözüm bulmamız mümkün değil. Ortak bir dili nasıl inĢa edeceğiz, ancak ortak bir gönül, zihin, fikir dünyası inĢa ederek. Hazreti Mevlana ne güzel söylemiĢ, insanların gönüllerinin bir olması aynı dili konuĢmalarından daha önemlidir'' diye konuĢtu. Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise Balkanlar'ın her köĢesinde yaĢayan insanların mutlaka Bursa'da akrabaları olduğunu bildirdi. Bursa'nın her sokağı için ayrı kitap yazılacak kadar önemli bir kent olduğunu söyleyen Altepe, aynı zamanda hangi sokağa girilse ucunun mutlaka Balkanlar'a çıktığını kaydetti. Altepe, Bursa'nın Balkanlarla bütünleĢmiĢ aynı zamanda Osmanlıyı kuran, Osmanlı Ġmparatorluğu'nun da ilk kurduğu Ģehir olduğunu belirterek, Ģunları söyledi: ''Bursa ile birlikte ilk adımlar Trakya ve Balkanlar'a atılmıĢ. Kültürlerimiz aynı. Hatta eserlerimizin isimleri bile birbirleriyle benzeĢiyor. Yüzyıllardır dostluk içinde, kardeĢlik içinde birçok farklı özelliğimiz olsa bile kardeĢ gibi yaĢamasını bildik. Beraber üzüldük, beraber sevindik. Aynı kaderi paylaĢtık tüm bu milletlerle. ġimdi bunların yeniden canlanması bize mutluluk veriyor. Balkanlar'la ilgili faaliyetlerimizi hızla devam edeceğiz.'' -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: (3) -''2002 YILINDAN BU YANA AK PARTİ İKTİDARI, DEMOKRATİK VE EKONOMİK İSTİKRAR ÇITASINI EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMIŞ, BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER, TEMEL İNSAN HAKLARI VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA TARİHİ ADIMLAR ATMIŞTIR'' -''BİLGİ VE HABER BİR GÜÇTÜR, ONU KİM ELİNDE BULUNDURUYOR İSE DİĞERLERİNDEN DAHA AVANTAJLI KONUMDADIR'' BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 2002 yılından bu yana AK Parti iktidarının, demokratik ve ekonomik istikrar çıtasını en üst düzeye çıkardığını, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın özgürlüğü alanında tarihi adımlar attığını söyledi. Arınç, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda yaptığı konuĢmada, iletiĢim ağlarını, bilgi akıĢ modellerini çağın ihtiyaçlarına göre yenilerken, insani değerleri tahrip edici küresel saldırılara karĢı korumak, kültürü ve evrensel değerleri savunmak zorunda olduklarını kaydetti. Medyanın da dünya ile rekabetin gerisinde kalmaması gerektiğini anlatan Arınç, ''Medyamız, dünyanın bizi, ülkelerimizi, kültürümüzü doğru anlamasına öncülük etmelidir. Bugün multimedya Ģirketleri, kitlesel medya döneminden kiĢisel medya dönemine geçmektedir'' dedi. Türkiye'nin, demokrasi çıtasını yükselterek bu anlamda hukuk düzeninde büyük adımlar attığını belirten Arınç, bilgi edinme hakkının, bütün vatandaĢlar için hukuki güvenceye kavuĢturulduğunu anlattı. ''2002 yılından bu yana AK Parti iktidarı, demokratik ve ekonomik istikrar çıtasını en üst düzeye çıkarmıĢ, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın özgürlüğü alanında tarihi adımlar atmıĢtır'' diyen Arınç, Ģöyle devam etti: ''Ġçeride demokratik istikrara ve ekonomik kalkınmaya paralel olarak dıĢarıdaki itibarını da en üst düzeye taĢımıĢtır. Türkiye'de bugün, 163'ü yaygın, 73'ü bölgesel, 2 bin 368'i yerel olmak üzere toplam 2 bin 604 gazete; 3 bin 469 dergi ile toplam 6 bin 73 süreli yayın; 24'ü yaygın, 15'i bölgesel, 210'u yerel, 77'si kablolu, 143'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 11 kanalı ile toplam 480 televizyon; 35'i yaygın, 98'i bölgesel, 931'i yerel, 53'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 12 kanalı ile toplam bin 129 radyo kanalı ile çok canlı ve dinamik bir medya ortamına sahiptir. Tabii bunlara internet medyasını da eklememiz gerekmektedir. Bugün hanelerin yüzde 41.6'sında, giriĢimlerin de yüzde 90.9'unda internet kullanılmaktadır. 2004 yılında özgürlükçü bir Basın Kanunu yürürlüğe koyduk. Radyo Televizyon Yasası'nı, Avrupa Sınır Ötesi Yayıncılık AnlaĢması ve AB standartlarına uygun olarak yeniledik. Ayrıca internet yayıcılığıyla ilgili de bir yasal düzenleme de Ģu an hükümetimizin gündemindedir. Siz medya mensupları, bir konuyu biz siyasetçilerden daha iyi bilirsiniz. Bilgi ve haber bir güçtür, onu kim elinde bulunduruyor ise diğerlerinden daha avantajlı konumdadır. Bu anlamda da dünyada bir tekelleĢme söz konusudur. Dünyanın en büyük medya Ģirketleri, birkaç gurubun tekelindedir. Dünya siyasetine yön verme açısından medyanın ne kadar büyük bir stratejik değeri olduğunu hepimiz bilmekteyiz.'' -SOSYAL PAYLAġIM SĠTELERĠArtık ''Sosyal Medya'' olarak tanımlanan ''networklar, paylaĢım siteleri'' gerçeği ile karĢı karĢıya olduklarını vurgulayan Arınç, bu sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye ve hatta bazı Balkan ülkelerindeki toplumsal hareketleri baĢlatma ve yönlendirmede ne kadar etkili olduğunun da yakından gözlemlediklerini kaydetti. Bülent Arınç, artık internet ve cep telefonunun olduğu bir ortamda hiçbir olayın gizli kalmadığını, hiçbir sınırın orada olup biteni saklamaya gücünün yetmediğini belirterek, ''Ben bu toplantıda, sosyal paylaĢım sitelerinin iĢlevinin de ciddi anlamda tartıĢılıp, analiz edilmesini hepinizden talep ediyorum'' dedi. Dünyanın doğru ve tarafsız haberlere ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Arınç, Ģöyle konuĢtu: ''Toplumlarımızın, ülkelerimizin birbirlerini anlaması, barıĢçı politikalar belirlemesinde medyanın kullandığı dil, son derece önemlidir. Sizlerden beklentimiz, kullandığınız dil ülkelerimizi, insanlarımızı ayrıĢtıran, düĢmanlıkları körükleyen değil, birbirine yaklaĢtıran, iĢbirliklerini arttıran, huzur ve barıĢa hizmet eden bir nitelikte olmalıdır. Yorumlarınız, objektifleriniz hep doğruya ve barıĢa odaklanmalıdır. Bizler, balkanlardaki kardeĢ ülkeler olarak medya konusunda ciddi iĢbirlikleri oluĢturabiliriz. Ülkemiz, hem özel sektör yayıncılığı hem de kamu yayıncılığı açısından Medya konusunda güçlü bir geleneğe sahiptir. Bu tecrübe ve birikim karĢılıklı iĢbirliği için oldukça önemlidir. Zaten, kamu yayıncılığı yapan TRT, artık uluslararası ölçekte yayıncılık yapmaya baĢlamıĢtır. Özel sektör tarafından iĢletilen medya sektörümüz de oldukça güçlü ve tarihi bir tecrübeye sahiptir. Özellikle Ģu an misafir olarak sizleri ağırlayan Bursa, Türkiye'nin en güçlü özel sektör medya kuruluĢlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bursa aynı zamanda Balkanlardan göç ederek buraya yerleĢen nüfusun yoğun olduğu tarihi bir Ģehirdir. Dolayısı ile Bursa medyası ile Balkan medyası ciddi iliĢkiler ve iĢbirlikleri geliĢtirebilir.'' -BURSA'NIN ÖZELLĠKLERĠArınç, konuĢmasının son bölümünde konuklara Bursa'yı da anlatarak, kentin Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir'den sonra Türkiye'nin dördüncü ili olduğunu söyledi. Ağır sanayi, endüstri ve tarım kenti olma özelliğine sahip Bursa'nın, aynı zamanda tarihi bir Ģehir olduğunun altını çizen Arınç, Ģunları kaydetti: ''Osmanlı Ġmparatorluğu'nun kuruluĢ temellerinin atıldığı ve uzun süre Osmanlı'ya baĢkentlik yapan Bursa'nın bir baĢka önemli özelliği ise Anadolu ve Balkanlar arasında tarihi bir köprü konumunda olmasıdır. Bursa, 14. yüzyıldan bugüne Balkan ülkeleri ile sıkı bağlarını sürdürmüĢtür. Bugün, ülkemizde Balkan ülkelerinden göç edenlerin en yoğun bir Ģekilde yaĢadığı birinci ildir Bursa... Burada yaĢayan hemen herkesin, Balkanlarda mutlaka bir yakını vardır. Sizler de sokaklarına çıktığınızda, insanları ile konuĢtuğunuzda kendinizi, kendi topraklarınızda, kendi insanlarınızın arasında hissedecek, yabancılık çekmeyeceksiniz. Bursa, aynı zamanda birçok medeniyete ev sahipliği yapmıĢ tarih ve kültür Ģehridir. Burada her medeniyetin izine rastlamanız mümkün. Hristiyanlık tarihinde önemli bir yeri olan Ġznik konsülü, bu topraklarda toplanmıĢtır. Osmanlı padiĢahları ve birçok Ġslam bilginin türbeleri, bu Ģehirde bulunmaktadır. Türk-Ġslam mimarisinin en nadide eserlerine Bursa ev sahipliği yapmaktadır. Ülkemizin en önemli kayak merkezi olan Uludağ, Avrupa'nın en modern tesislerine sahiptir. Bu kısa ziyaretinizde Bursa'yı da dolaĢmanızı ve bu tarih ve kültür atmosferini teneffüs etmenizi, ayrıca bu tarihi Ģehri, kendi yorumlarınız, kendi fotoğraf kareleriniz, kendi görüntüleriniz ile kendi ülkelerinize de taĢımanızı, dünyaya tanıtmanızı istiyorum. Ben bu forumun, aynı tarihi geçmiĢe sahip, aynı coğrafyanın insanları olarak ülkelerimizin, insanlarımızın, yakınlaĢmasına, karĢılıklı iletiĢimde birbirimizi tam ve doğru anlamada iĢbirliği ve dayanıĢmamızın daha çok artmasına vesile olmasını diliyorum. Ġnanıyorum ki burada yapılacak tartıĢmalar ve müzakereler geleceğin dünyasında ülkelerimize ve halklarımıza yol gösterici olacaktır.'' KonuĢmanın ardından Kırgızistan-Türkiye Manas Üniveristesi Rektör Vekili Sebahattin Balcı, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya'ya ''Ata yurdumuz Kırgızistan'' adlı tablo hediye etti. 03.05.2011 -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -FORUMUN İKİNCİ GÜNÜ, ''BÖLGESEL GÜVENLİK VE İSTİKRARIN TESİSİNDE MEDYANIN KONUMU'' KONULU OTURUMUN ''BÖLGESEL BARIŞ, İSTİKRAR VE MEDYA'' BAŞLIKLI BÖLÜMÜYLE BAŞLADI -ÇOMÜ REKTÖRÜ PROF. DR. LAÇİNER: -''BÖLGESEL BARIŞTAN BAHSEDEBİLMEMİZ İÇİN OLMASI GEREKEN NEDİR? BÖLGE OLMANIZ GEREKİR'' BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun ikinci günü, ''Bölgesel Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde Medyanın Konumu'' konulu oturumun ''Bölgesel BarıĢ, Ġstikrar ve Medya'' baĢlıklı bölümüyle baĢladı. Moderatörlüğünü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner'in yaptığı bölüme katılan Bulgaristan TV7 Televizyonu Program Yapımcısı Emil Koshlukov, Avrupalıların, Balkanlar'ı, içinde küçük devletlerin düĢman olarak bulunduğu bir bölge olarak değerlendirdiğini söyledi. Dünyada birçok kiĢinin Balkan ülkelerinin yerini ve ismini tam olarak bilmediğini anlatan Koshlukov, ''Bu gibi forumlarda geçmiĢi yeniden düĢünmeyi ve tarihin doğru sayfalarını bulmamız lazım. Ben, Balkanlar için bir yol olduğunu düĢünüyorum. Bizim kendi yerimizi, yani Balkanlar'ı bulmamız ve komĢuluk iliĢkilerimizi iyi geliĢtirmemiz lazım'' dedi. -YUNAN GAZETECĠ BALĠ KĠRYAKĠ'NĠN KONUġMASIYunanistan'ın Angelioforos gazetesinden Bali Kiryaki ise Bursa'nın çok güzel bir Ģehir olduğunu ve bu forumda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Balkanlar'da yaĢayanların komĢu ülkeler hakkında fazla bilgiye sahip olmadıklarını, bu ülkeler hakkında okullardaki tarih derslerinde öğretilenlerin ise ''iyi biziz, kötü onlar'' olduğunu anlatan Kiryaki, bu görüĢlerin artık silinmesi gerektiğini vurguladı. Kiryaki, Balkan ülkelerinde yaĢayanların birbirlerini ziyaret etmediklerinin de aĢikar olduğunun altını çizerek, ''Birbirimiz hakkında bir Ģeyler öğrenmek için yanıp tutuĢmuyoruz. Burada hepimizin üzerine düĢen görevler var. Bu görevleri de medya mensupları olarak bizler yerine getirmeliyiz'' diye konuĢtu. -RUMEN GAZETECĠ MĠRUNA BADEA'NĠN KONUġMASIRomanya Mediafax DıĢ Politika Editörü Miruna Badea da oldukça zor bir konuya konuĢmacı olarak katıldığını ifade ederek, Balkanlar'ın yıllardır bir çatıĢma ortamı olarak bilindiğini vurguladı. Diyalog olduğu sürece her konuda istikrarın elde edilebileceğine değinen Badea, bu yönde medyanın büyük bir görev üstlenmesi ve bu kapsamda da bölge hakkında bilgilendirmenin en doğru Ģekilde yapılması gerektiğini kaydetti. -TRT DIġ YAYINLAR DAĠRESĠ BAġKAN VEKĠLĠ KÖKSOYTRT DıĢ Yayınlar Dairesi BaĢkan Vekili Süleyman Köksoy da katılımcılara TRT ve görev yaptığı bölüm hakkında bilgiler verdi. Daire BaĢkanlığının 74 yıllık bir mazisinin bulunduğunu, 8 Ocak 1937'de Hatay sorunu nedeniyle Arapça olarak yayına baĢladıklarını söyleyen Köksoy, ''Arapça olarak baĢladığımız dıĢ yayınlar, bugünlere kadar geldi. ġu anda Türkçe dahil 32 dilde hem radyo yanını hem de internet yayınımız var. Açılmak durumundayız. Dünyada en fazla dilde yabancı yayın yapan kuruluĢlar arasında 5'inci sıradayız. Bunu daha da geliĢtirebiliriz. Bunun için imkanımız da var'' dedi. Bu tür etkinliklerin kendilerini heyecanlandırdığını, DıĢ Yayınlar Dairesi olarak buraya ''koĢa koĢa'' geldiklerini ifade eden Köksoy, medya kuruluĢları olarak bir araya gelinmesi ve ortak hareket edilmesi gerektiğini anlattı. -ÇOMÜ REKTÖRÜ PROF. DR. SEDAT LAÇĠNER'ĠN KONUġMASIOturumun son bölümünde söz alan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Balkanlar'ın dünyanın en eski yerleĢim yerlerinden biri olduğunu ancak eski bir yerleĢim yerinin burayı bir bölge haline getirmediğini kaydetti. Bunun için çağın her döneminde gayret sarf edilmesi, emek harcanması gerektiğini vurgulayan Laçiner, Ģunları söyledi: ''Çünkü birlikte yaĢamak emek istiyor. Yani aĢık olduğunuz bir kadınla bile evlendikten sonra emek göstermezseniz o yuva dağılıyor, boĢanıyorsunuz. Bölgesel barıĢtan bahsedebilmemiz için olması gereken nedir? Bölge olmanız gerekir. Balkanlar Ģu anda pek çok açıdan bir coğrafyanın adı gibi. Tarihsel, dilsel, kültürel olarak birçok benzerliği olmasına rağmen bilinç dıĢı, farkındalık dıĢılık var. Eğer farkında değilseniz kardeĢinizle bile çok büyük kavgalar yaĢayabilirsiniz ve o birliktelik olmaktan çıkar. Yani önce bölge olması gerekiyor. Bir 'Balkanevi'nin inĢa edilmesi gerekiyor. O görev de tabii ki o bölgede yaĢaĢanlara düĢüyor. Bir 'Balkanevi'nin inĢa edilebilmesi için ilk yapılması gereken bir kimliğin, bir bilincin yani 'burası bizim evimiz' düĢüncesinin insanlar içine yerleĢmesi, kiĢiselleĢtirilmesi, onların malı haline gelmesi gerekli. Bu, bir anda olacak bir Ģey değil. Tabii ki biz burada bir süreçten bahsediyoruz. Tohumlar atıldıktan sonra ikinci safha iliĢkilerin artmasıdır.'' -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU -TVNET DIŞ HABERLER EDİTÖRÜ AKYOL: -''MEDYANIN BELİRLİ ETİK İLKELERE UYGUN HAREKET ETMESİ GEREKMEKTEDİR'' -CNN TÜRK HABER KOORDİNATÖRÜ YAVUZ OĞHAN: -''BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU GİBİ PLATFORMLAR ASLINDA ÜLKELERİN BİRBİRLERİNİ ANLAMASIDIR, GAZETECİLER VASITASIYLA. BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' kapsamında ''Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya'' ve ''Geleceğin Kurgulanmasında Medyaya DüĢen Sorumluluk'' baĢlıklı oturumlar gerçekleĢtirildi. Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras'ın moderatörlüğünü yaptığı ''Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya''oturumunda konuĢan TVNET DıĢ Haberler Editörü Yasemin Akyol, medyanın belirli etik ilkelere göre hareket etmesi gerektiğini söyledi. Medyanın modern toplumdaki yeni ve önemli rolünü yerine getirebilmesi için, enformasyon, iletiĢim ve imgeye dayalı bu yeni kültürün karmaĢık sistemini anlamanın zorunlu hale geldiğini kaydeden Akyol, ''Aksi takdirde yurttaĢların, edilgenliğin rahatlığından hoĢlanmaları nedeniyle ve medyanın köleleri haline gelmeleri sonucunda, kiĢisel kanılar, heyecan veren gazete baĢlıklarının ve reklam sloganlarının oltasına takılabilirler. Bu nedenle medyanın belirli etik ilkelere uygun hareket etmesi gerekmektedir''dedi. Akyol, enformasyonun temel bir hak olarak kabul edilmediği takdirde onun özel bir hizmet olarak benimsenmesi karĢısında herhangi bir alternatif bulmanın çok zor olacağını kaydederek, Ģöyle konuĢtu: ''Kısaca sonuçta enformasyon, yalnızca pazarın yasalarına tabi olan ve medya sahiplerinin, editörlerin ve gazetecilerin özel çıkarları doğrultusunda zorla kabul ettirilen bir meta haline dönüĢür. Enformasyonun temel bir hak olarak kabul edilmesi, medyanın, medya sahiplerinin, editörlerin ve gazetecilerin enformasyonu kendi mülkleri olarak kullanmalarını engeller. YaĢadığımız bilgi çağında normlar ve değerler için verilen mücadele ve salt siyasal arenada kazanılmaz. Ġnsan algılamasını etkileyen araçlar üstündeki kontrole karĢı verilecek mücadeleyi kazanmaktır asıl olan. Çünkü post-modernizm için imaj her Ģeydir, imaj üreten endüstriler, medya, gerçek kudret ve nüfus merkezleridir. Mevcut küresel bilgi ve imaj endüstrisinin alternatif imaj ve bilgi ağı ile etkisizleĢtirilmesi, kültürel özerkliği ve hakikiliği güçlendirmenin özüdür. Bilginin kudret haline geldiği bu dünyada, her toplumun çocukları, hem kendi geçmiĢlerinin öykülerini dinleyebilme, hem de çağdaĢ kültürün yarınına damgalarını vurabilme Ģansına sahip olmalıdır'' Oturumda Sırbistan Vreme Dergisi ġef Editörü Dragoljub Zarkoviç ve Kosovalı gazeteci Valjeta Kosumi de birer konuĢma yaptı. -''GELECEĞĠN KURGULANMASINDA MEDYAYA DÜġEN SORUMLULUK'' CNN Türk Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan'ın moderatörlüğünü yaptığı ''Geleceğin Kurgulanmasında Medyaya DüĢen Sorumluluk'' oturumundaki konuĢmasında, son dönemlerde Orta Doğu'daki olayların en çok konuĢulan konular arasında olduğuna dikkati çekerek, ''Yeni medya, toplumları çok ciddi anlamda etkiliyor. Türkiye'den bir kaç örnekle bunları anlatmak mümkün. Bir Ermenistan örneği var. Ermenistan, Türkiye ile ciddi sıkıntılar yaĢayan bir ülke. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra diğer ülkelerin de soykırım iddialarını kabul edilmesi iki ülke arasındaki iliĢkileri çok ciddi etkiledi. Ama bundan bir kaç yıl önce iki ülke cumhurbaĢkanı iliĢkileri normalleĢtirmek için önemli bir adım attılar. Tabi siyasi bir risk aldılar. Tabi bunu alırken medyanın da toplumun da kendilerinde göstereceği tepkiyi tam olarak bilmiyorlardı. O süreçte medya bunda çok olumlu bir etki de yarattı. Özellikle Türkiye tarafında, hükümete de cumhurbaĢkanına da çok ciddi destek geldi'' dedi. Bu dönemde süreç ilerlerken devreye Azerbaycan'ın girdiğini hatırlatan Oğhan, Ģöyle konuĢtu: ''Medyanın Türkiye'nin dıĢ politikası üzerindeki etkisini burada gördük. Azerbaycan'dan milletvekilleri geldi. Türkiye'de gazetecilere röportajlar verdiler. Türkiye'nin Ermenistan ile iĢ birliğine gitmesinin ülkelerini çok zor durumda bırakacağını söylediler. Türkiye'deki kamuoyunun o gönül birliğinden de yararlandılar. Ardından Türkiye'de tepkiler yükseldi. Hükümet duyarsız kalamadı ve sonrasında o protokoller askıya alındı. Buradaki durum medyaya rağmen ama tabi ki medyanın da etkisiyle birlikte ülkenin dıĢ politikasının bir Ģekilde Ģekillenmesiydi. Balkan Ülkeleri Medya Forumu gibi platformlar, aslında ülkelerin birbirlerini anlamasıdır, gazeteciler vasıtasıyla daha çatıĢmacı bir dil kullanımının önüne geçiliyor. BarıĢçı bir üslup kullanılmasını sağlıyor. Neticede de ülkeler arasındaki iliĢkiler olumlu etkileniyor.'' Bu oturuma katılan Arnavutluk'tan Akademisyen Enika Abazi, Hırvatistan'dan Televizyon Muhabiri Ġndira BiĢçeviç, Makedonya'dan gazeteci Erol Rizalov ile Sırbistan Politika Gazetesi DıĢ Politika Yorumcusu BoĢko YakĢıç, birer konuĢma yaptı. -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ -SONUÇ BİLDİRGESİNİN OKUNDUĞU KAPANIŞ TOPLANTISINA, DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ DA KATILDI -SONUÇ BİLDİRGESİNDEN: -''FORUM KATILIMCISI MEDYA MENSUPLARI OLARAK, PAYLAŞTIĞIMIZ İDEALLERİN ÜLKELERİMİZİN MEDYA KURULUŞLARI ARASINDA SAĞLIKLI VE SÜREKLİLİK TAŞIYAN İLİŞKİLERLE ÇOK DAHA HIZLI BİR ŞEKİLDE GERÇEKLİK KAZANACAĞINI DÜŞÜNEREK, BU YÖNDE AZİM VE KARARLILIĞIMIZI KAMUOYLARIMIZA DEKLARE EDİYORUZ'' -''İLETİŞİM HAKLARININ SÜREKLİ AÇIK TUTULMASINI TEMİNEN BÖLGE MEDYA TEMSİLCİLERİNİN ORTAK BİR PLATFORM ALTINDA ÖRGÜTLENMESİ ÇABALARININ DESTEKLENMESİ YÖNÜNDE ORTAK ÇALIŞMA BAŞLATILMASINI ÖNERİYORUZ'' BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' sonuç bildirgesinin okunmasının ardından sona erdi. Forumun sonuç bildirgesi SAM BaĢkan Yardımcısı Oğuz AteĢ tarafından Ġngilizce olarak okundu. 7 maddelik sonuç bildirgesinde, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları temsilcileri ve akademisyenlerin geniĢ katılımıyla 2-3 Mayıs 2011 tarihlerinde Bursa'da gerçekleĢtirildiği belirtilerek, Ģunlar kaydedildi: ''Asya ile Avrupa arasında köprü iĢlevi üstlenen, tarihsel ve kültürel ortak değerleri paylaĢan bir coğrafya olan Balkanlar'ın medya temsilcileri olarak; - Demokrasi bilinci ile geleceği yönlendiren, çok kültürlü hoĢgörü ortamını benimseyen, Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleĢmiĢ, barıĢçıl bir Balkanlar idealini paylaĢıyoruz. - Bölge ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde, medyanın sahip olduğu gücü, halkların mutluluk ve refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını taĢıyoruz. - Günümüz toplumlarının, birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik sistemde, insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde, çok kültürlü bir yapıyı benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz. - Avrupa Birliğinin 'birlikte yaĢam' felsefesi baĢta olmak üzere, Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden, Helsinki Nihai Senedi'ne ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi'ne kadar, çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen basın özgürlüğünün önemini vurguluyoruz. - Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının dayanıĢma içinde iliĢkilerini geliĢtirmelerinin, Balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa genelinde bölgesel ve uluslararası iĢ birliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını ifade ediyoruz. - Forum katılımcısı medya mensupları olarak, paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin medya kuruluĢları arasında sağlıklı ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde gerçeklik kazanacağını düĢünerek, bu yönde azim ve kararlılığımızı kamuoylarımıza deklare ediyoruz. - ĠletiĢim haklarının sürekli açık tutulmasını teminen bölge medya temsilcilerinin ortak bir platform altında örgütlenmesi çabalarının desteklenmesi yönünde ortak çalıĢma baĢlatılmasını öneriyoruz. Kabul ettiğimiz ''Sonuç bildirgesi'' halklarımızın barıĢ dolu bir bölgede, istikrarlı ve müreffeh bir dünya için ortak çaba gösterme konusundaki güçlü iradesinin bir göstergesi olacaktır.'' Bildirgenin okunması sırasında yabancı bir katılımcının bir maddeye itiraz etmesi ve bildirgenin altına imzasını atamayacağını söylemesi üzerine AteĢ, sonuç bildirgesinin çoğunluğun katılımıyla hazırlandığını ve kabul edildiğini kaydetti. Sonuç bildirgesinin okunduğu kapanıĢ toplantısına, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Bursa Valisi ġahabettin Harput da katıldı. 04.05.2011 -BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU'NUN ARDINDAN -SIRBİSTAN'IN BOŞNAK ASILLI DEVLET BAKANI UGLYANİN: -''BU FORUM DOĞRU ZAMANDA YAPILAN DOĞRU İŞTİR'' -''BALKANLAR'DAKİ KRİZ ÜRETİCİLERİ, GEÇMİŞTE ANAHTAR MEKANİZMA OLARAK MEDYAYI KULLANDI'' BURSA (A.A) - 04.05.2011 - Zlatan Kapiç - Sırbistan'ın BoĢnak asıllı Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin, Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun doğru zamanda yapılan doğru bir iĢ olduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca, Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''na katılan Uglyanin, bu forumun önemine iĢaret etti. Uglyanin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu, doğru zamanda yapılan doğru iĢtir'' dedi. GeçmiĢ dönemlerde medyanın Balkanlar'da kriz üretmeye yönelik kullanıldığını ifade eden Uglyanin, ''Balkanlar'daki kriz üreticileri anahtar mekanizma olarak medyayı kullandı'' ifadesini kullandı. Balkanlar'da medyanın geçmiĢ dönemlerde ''çirkin olayları'' sergilediği, cinayet, nefret ve benzer konulara geniĢ yer verdiğine dikkati çeken Uglyanin, ilerideki dönemlerde medyanın rolünün değiĢmesi gerektiğini dile getirdi. Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katılan gazetecilerin geçmiĢte ne yaptıkları ve ileride ne yapmaları gerektiği konusunda önemli bir etkinlik olduğunu belirten Uglyanin, medyanın bölgesel iĢbirliklerin geliĢmesindeki öneminin altını çizerek, ''Bu konuda baĢarılı olmamız için medya kuruluĢları mantığını değiĢtirmelidir'' diye konuĢtu. Bazı konulardaki ''suçlu veya suçsuz'' tespitlerinin mahkeme ve savcılıkların iĢi olduğunu söyleyen Uglyanin, ''Medya, iĢbirliği ve diyaloğun hizmetinde olmalı. Bir zamanlar olduğu gibi devlet güvenliği ile ilgilenen ajansların iĢini yapmamalıdır'' görüĢünü aktardı. Sırbistan hükümetinde Devlet Bakanı olarak Sırbistan ile Türkiye arasındaki iĢbirliği ile ilgilendiğini kaydeden Uglyanin, gelecek yıl düzenlenecek medya forumunun Belgrad'ta yapılması için gayret sarf edeceklerini yineledi. Son zamanlarda Kosova temsilcilerin katıldığı etkinliklerde Sırbistan temsilcilerinin yer almadığını hatırlatan Uglyanin, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda ise farklı bir geliĢme yaĢandığının altını çizerek, ''Burada herkesin katılımını gördüğüm için memnunum. Kosova'dan katılımcıların gelmesi gerekiyordu ve geldiler. Belgrad'dan da gelindi. Bir tek Voyvodina Özerk Bölgesi'nin temsilcisi eksikti ve gelseydi daha iyi olurdu'' dedi. CİHAN 02.05.2001 "AB’DE HALEN MÜSLÜMANLARA İKİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK BAKILIYOR" BURSA (CĠHAN) - Bosna Hersekli Gazeteci Emina Deliç, AB'de Müslümanlara ikinci sınıf vatandaĢ olarak bakıldığını belirterek, Türkiye'yi yıllardır haksızca kapıda bekletildiğini savundu. Bursa'da 12 ülkenin katılımı ile düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda 'AB Üyelik Süreci ve Medya' konusu iĢlendi. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu 2 gün sürecek. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve 150'den gazla gazetecinin katıldığı forumun öğleden sonraki bölümünde AB üyeliği ve medyanın durumu ele alındı. 'AB Üyelik Süreci ve Medya' konulu oturumda, Balkan ülkelerinde AB üyelik süreci ve medyanın rolü üzerinde duruldu. "AB TÜRKĠYEDEN YARARLANMALI" Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Uzmanı Dr. Abdullah Özkan'ın sunduğu oturumda AB üyelik sürecinde ülkelerde yapılanlar ele alındı. Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfından Fatma Sel Turhan, AB'nin üyelik yorgunluğunu bırakarak artık Balkanlar üzerine yoğunlaĢması gerektiğini belirterek, "AB özellikle Balkanlar üzerine eğilmeli. Bura da da Osmanlı kültüründen yararlanmalı. Bunun en önemli yollu ise Türkiye'dir. AB bu kapsamda Türkiye'den yararlanması gerekir." Ģeklinde konuĢtu. "AB'DE HALEN MÜSLÜMANLARA ĠKĠNCĠ SINIF OLARAK BAKILIYOR" Bosna Hersek'ten katılan Televizyon editörü ve spiker Emina Deliç, Bosna Hersek'te Türkiye kültürünü yoğun olarak hissettiklerini belirtti. Bosna Hersek ve Türkiye ile Balkan ülkelerin aynı geçmiĢi paylaĢtığına dikkat çeken Emina Deliç, "Burada maalesef bazı sıkıntılarda yaĢanmakta. Özellikle 1994-5'li yıllarda Bosna'da yapılan saldırılar sonucunda yaĢanan acılara hala hissediliyor. Tabiî ki AB'de istikrar ve barıĢın olduğundan söz edilemez. AB yabancı dıĢ politika ve güvenlik politikasını uygulayacak politikalar uygulayamamıĢtır. Bu gün milliyetçilik halen bölgemiz için tehdit olmakta. Halen Bosna'da AB'ye bakıĢ bu yöndedir." dedi. AB'de halen Müslümanlara ikinci sınıf vatandaĢ olarak bakıĢ açısının hakim olduğuna dikkat çeken Emina Deliç, ayrıca AB'nin halen Türkiye'yi yıllardır haksızca kapıda beklettiğini sözlerine ekledi. Arnavutluk'tan gelen Altın Raxhimi ise, Arnavutların da AB'ye üye olmak istemelerine rağmen bunun biraz zaman alacağını kaydetti. AB çerçevesinde medyanın durumuna dikkat çeken Altın Raxhimi, "Balkanlar açısından AB çok önemli bir konumda. Bu nedenle bizlerde AB'ye girmek istiyoruz ancak bunun biraz daha zor olduğunu biliyoruz." Ģeklinde konuĢtu. Arnavutlukta medya açısından durumun hiçte iyi olmadığının altını çizen Altın Raxhimi, "Medyanın ciddi bir biçimde yerel konularla ilgilendiğini söyleyemem. Aslına bakarsanız insanları karanlığa götürmek için medya bunu bilinçli olarak yapmıyor. Eğer AB'ye üyelik çok yakın olsa daha iyi haberler olurdu." dedi. "KOSOVA'NIN YÜZDE 95'Ġ AB ÜYELĠĞĠNĠ DESTEKLEMEKTE" Kosova BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakioi ise, Kosova'da AB entegrasyonu konusunda önemli adımlar atıldığını belirterek, "Bugüne kadar bütün kurumlarda AB entegrasyon bölümleri oluĢturuldu. Kosova hükümeti AB yasalarına uyum konusunda programını hazırladı. Her ülkenin kendine has olduğu gibi Kosova'nın da buna göre özellikleri var. Kosova'nın yaklaĢık 2 milyon nüfusu var. Nüfusun yüzde 95'i AB üyeliğinin desteklemektedir." dedi. SIRP GAZETECİ: BARIŞTAN YANA OLACAKSAK, KİN VE NEFRET DİLİNİ BIRAKMALIYIZ BURSA (CĠHAN) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda "Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Birarada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya" konusu iĢlendi. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu devam ediyor. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve Gazeteci Yazar Süleyman Gündüz'ün sunuculuğunu yaptığı günün son oturumunda, "Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Birarada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya" konusu ele alındı. Süleyman Gündüz, yaptığı konuĢmada, Anadolu'da yaĢayan insanların anne, baba ve diğer akrabalarından dolayı hemen her bölgeden bir bağının olduğunu belirtti. Gündüz, bunun da kültürel farklıkların bir kültürel zenginliğe nasıl dönüĢtüğünün bir göstergesi olduğunun altını çizdi. "KÜLTÜREL MĠRAS MĠLLETLER ARASINDAKĠ EN KISA YOLDUR" Bursa Olay Gazetesi yazarlarından Ahmet Emin Yılmaz da Bursa'nın, çok farklı yerlerden gelen insanların oluĢturduğu bir demografik yapısı olduğunu belirterek, "Anadolu'nun hemen her ilçesinden ve Balkanlardan gelen insanlar, birlikte Bursa'da yaĢamaktalar. Bu durum, aynı zamanda kent kültürü açısından büyük kazanımlar sunmakta." dedi. Mutluluğun sırrının, birlikte yaĢamayı öğrenmekten geçtiğini anlatan Yılmaz, Balkanlar üzerinde de kültürel değerlerin yanı sıra, ülkelerin siyasi ve stratejik durumunun bunda etkili olduğunu söyledi. Ahmet Emin Yılmaz, kültürel mirasın farklı milletler arasındaki en kısa ama en ekili yol olduğunu sözlerine ekledi. Hırvatistan'dan Denis Kuljis de Hırvatistan'da medyanın Balkanlar'da büyük bir geçiĢ dönemi yaĢadığının altını çizerek, "Balkanlar'da, Avrupa'nın ota doğusuna bakarsak burada çok uluslu bir yapı var. Buralarda etnik problemler Tito'nun son mirasıdır. Balkanlar'da etnik söylemlerin sorunlara yol açtığını görüyoruz. Osmanlılar ve Avusturya Macaristan imparatorlukları ile Tito'nun döneminde dahi çok fazla etnik sorun olmamıĢtır. Yugoslavya'nın dağılmasından sonra milliyetçi liderlerden dolayı burada sorunlar yaĢanmaya baĢlandı. Özellikle buralarda milliyetçi liderlerden dolayı kolay kolay barıĢ gelmiyor. Aynı geçiĢ dönemi sorunları Slovenya hariç bütün Yugoslavya ülkelerinde yaĢanmıĢtır. Bu nedenle Slovenya 2004 yılında AB'ye katılmıĢtır. Ayrıca, burada medya savaĢtan dolayı liderler tarafından kullanıldı." dedi. Özellikle yaĢanan savaĢ sürecinde medyanın, bazı ekonomik kuruluĢların güdümüne gerdiğini anlatan Denis Kuljis, "Bunlardan birinin de Sırbistan'da MiloĢeviç isimli diktatör tarafından medya kullanıldı. Daha sonra medyanın dönüĢümü Yugoslavya'daki gibi bir süreç izledi." Ģeklinde sözlerini tamamladı. Bosna Hersekli Gazeteci Daniel Omeragic de Bosna Hersek'teki siyasi durumdan itibaren baĢladığı konuĢmasında, AB üyeliği ve Nato ittifakına katılım konusunda bir sunum yaptı. AB üyeliği ile ilgili olarak kendilerinin de bu yolda olduğunu belirten Omeragic, "ġu andaki istikrarlı ortaklık ve AB müzakereleri ile ilgili çalıĢmalarımız sürüyor. Biz de basın olarak bu konudaki üzerimize düĢeni yapmaya çalıĢıyoruz." dedi. Yine Bosna Hersekli gazeteci Ġndira Catic ise birlikte yaĢamayı öğrenmek gerektiğine dikkat çekerek, "Ancak bugün bunu yapmak pek mümkün değil. Çünkü ülkede yaĢayan insanların bir kısmı devleti tanımamakta. Özellikle son yıllarda meydana gelen olayların ardından yüzyıllardır bir arada yaĢayan insanlar ideolojik etnik, dini ve ideolojik nedenlerden dolayı sorunlar çıkmaya baĢlamıĢtır." dedi. Bosna'da yaĢayan Müslümanların, rahat bir Ģekilde kendilerini komĢularına açamadığının altını çizen Ġndira Catic, "Bu sorunların aĢılmasında zamana ihtiyaç var. Uluslararası topluma görevler düĢüyor. Ayrıca, medya da insanların birlikte yaĢayabileceği konusunu anlatmalı. 1992'de yaĢananları hepimiz biliyoruz. Ama bu gün insanların çok daha iyi geçindiklerini söyleyebiliriz." Ģeklinde konuĢtu. "BARIġTAN SÖZ EDECEK ĠSEK NEFRET DĠLĠNĠ BIRAKMALIYIZ" Sırbistan'dan Tatyana Trikic Vasilyevic de birlikte yaĢamak için bir sürü sebep olduğunun altını çizerek, "Öncelikle Balkanlar'da ortak yaĢamanın nasıl olacağını iyi görmemiz lazım. Balkanlar'da son yıllarda yaĢanan savaĢın dıĢında buradaki insanların birbirleri ile yaĢadığını da görmeliyiz. Buradaki insanlar arasında evlilikler yapılmıĢ." dedi. Vasilyevic, Balkanlarda uzun zaman birlikte yaĢayan insanların öncelikle günümüz gerçekleri ile karĢılaĢması ve birlikte yaĢama gücünü kuvvetlendirmek gerektiğini söyledi. Artık kin ve nefret söylemlerinin bırakılması gerektiğinin altını çizen Tatyana Trikic Vasilyevic, "Medya, eğer barıĢtan yana olmak istiyorsa, bu kin ve nefret dilini bırakmalı. Bizler çocuklarımızı önyargıdan kurtarmak istiyorsak önyargılarımızdan kurtulmalıyız." Ģeklinde konuĢtu. Tatyana Trikic Vasilyevic, ayrıca, bunların aĢılmasında da medyanın büyük önemi olduğunu sözlerine ekledi. - “MEDYA RESMİ İDEOLOJİNİN SÖZCÜSÜ DEĞİLDİR” BURSA (CĠHAN) - Medyanın resmi ideolojinin sözcüsü değil barıĢtan yana olması gerektiğine dikkat çeken gazeteciler, "Balkanlarda dostluğun temeli, birlikte yaĢamayı öğrenmekten geçer." dedi. Balkan Ülkeleri Medya Forumu Bursa'da baĢladı. "Balkanlarda Kalıcı BarıĢın Tesisi Ġçin Etkili Bir Enstruman Olarak Medya" içerikli foruma Balkan ülkelerinden 150'ye yakın gazeteci katıldı. Sunuculuğunu Doç. Dr. Yusuf Etkin'in yaptığı birinci oturumda 'Demokratik BarıĢ ve Medya' konusu ele alındı. Doç. Dr. Yusuf Etkin, bu yüzyılın barıĢ çağı olacağının altını çizerek, "Ülkeler, baĢta içeride olmak üzere dıĢarıda da bunu tesis etmek zorundalar. Farklılıkları bir zenginlik gibi görüp birlikte yaĢamayı öğrenme bir zorunluluk gibi görünüyor. Medyanın da resmi ideolojiyi kullanmak yerine barıĢın dilini kullanması gerekir." diye konuĢtu. Yunanistan'dan katılan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu üyesi Nikos Megrelis de programa davet edildiği için konuĢmasına teĢekkür ederek baĢladı. Sunumunda, gazetecilik prensiplerinden söz eden Nikos Megrelis, "Özellikle yurt dıĢından haber verirken medyanın tutumuna dikkat çekmek istiyorum. Gazeteci her zaman objektif olmalıdır. Ben Irak savaĢında da bulunup görev yaptım. Ama her zaman savaĢanlardan farklı olduğumu anlamak ve doğru habercilik yapmak için; kendi kendime 'Ben onlardan biri değilim, ben onlardan biri değilim.' dedim." Ģeklinde konuĢtu. "YAPILMAYAN TOPLANTIYI HABERLEġTĠRDĠLER" Ġlginç bir anısını anlatan Nikos Megrelis, "YaklaĢık bir yıl önce bir toplantı düzenlenecekti, Türkiye BaĢbakanı Sayın Erdoğan ile Karamanlis arasında. Toplantı cumartesi Atina'da düzenlenecekti. 3 tane pazar gazetesi birbirine benzer Ģekilde bunu haberleĢtirdi. Bütün bu haberlerin ulaĢtığı sonuç benzerdi, yani, toplantıdaki durum kötü idi. Ġki liderin toplantıyı Ģüpheli yaklaĢımla terk ettiklerini yazıyorlardı. Asla gerçekleĢmeyen bir toplantı gazetelerde yayınlandı. Çünkü BaĢbakan Erdoğan gezisini iptal etmek zorunda kaldı. Ama bazı Yunan gazeteciler o toplantıyı masa baĢından yazdı. Gerçekle iliĢkisi olmayan bir haberi masa baĢından yazdı." diye ifade etti. "GAZETECĠ HÜKÜMETĠN HOPARLÖRÜ DEĞĠLDĠR" Bu olayda, Yunan gazetelerinin, hükümet elemanları tarafından kullanıldığını anlatan Nikos Megrelis, "Gazeteci, hükümetin hoparlörü değildir. Bu haber bazı yayın gruplarının Yunan medya kuruluĢlarının inanılırlığına büyük darbe vurdu." Ģeklinde anlattı. "KARDAK'I GAZETECĠLER PROVOKE ETTĠ" Türkiye ile Yunanistan arasında yaĢanan Kardak krizini de gazetecilerin provoke ettiğini anlatan Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis, Ģunları söyledi: "Kardak olayında bazı medya organları olayı provoke etti. Kardak'ta neredeyse iki ülke savaĢın eĢiğine geldi. Her iki ülkede de gazeteciler olayı provoke etti. Benim Ģahsi kanaatimce her iki ülke açısından bu olay kara bir lekedir." Gazetecilerin; nefretin, tahammülsüzlüğün artırılmasına karĢı olması gerektiğinin altını çizen Nikos Megrelis, "Gazeteciler, insanlara saygıyı desteklemeli. Dini, dili rengi, ırkı ne olursa olsun insan haklarına saygıyı teĢvik etmelidir. Ben gazetecilik açısından 3 prensibin altını çizmek istiyorum. Birincisi; gazeteci propagandaya karĢıdır. Çünkü propaganda ve gazetecilik birlikte düĢünülemez. Gazeteci bilgi eriĢim ve özgürlük için mücadele etmelidir. Gazeteciler rejimler, intihar bombacıları tarafından oluĢturulan rejime karĢı çıkmalı ve kamuoyunun hoĢgörüsüne sözcü almalı. Her zaman barıĢı desteklemeli, savaĢı değil." Ģeklinde sözlerini tamamladı. "BOSNA'DAKĠ ETNĠK ÇATIġMAYI GAZETECĠLER ALEVLENDĠRDĠ" Bulgaristan'dan Georgi Mılkov ise Irak ve Afganistan'da görev yaptığını anlatarak; "Balkanlar'daki çatıĢmalarda da çalıĢtım. Avrupalı gözünden Balkanlar'a baktığımızda burada gerçekleĢen yüzlerce anlaĢmazlık, çatıĢmalar ve son olarak Yugoslavya bölgesindeki olaylara bakarsak, bura her zaman karıĢıklıkların yeri olarak anılmıĢtır. Etnik tansiyonun oldukça yüksek olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Gerçekten bu muhteĢem coğrafyanın her zaman bu tür karıĢıklıklarla anılmasından rahatsızlık duyuyorum." dedi. Sosyal çokluluğun kabul edildiği ve bütün bu yıkıcı ulusal düĢmanlıkların bir yana bırakıldığı barıĢçıl bir ortamı görmek istediklerini anlatan Georgi Mılkov, Ģöyle devam etti: "Tabi biz basın olarak ana sorumluluğumuz gereği Balkanlar'daki etnik çatıĢmaları yansız bir Ģekilde aktarmalıyız. Çünkü gerçekten savaĢ suçları açısından Kosova'da ve diğer alanlarda evlerinden edilmiĢ ve sürekli iĢkenceye tabi tutulmuĢ insanlarla yine gazeteciler vardı. Bizler her zaman savaĢın karĢısında durup barıĢın yanında olmalıyız." Bosna'da yaĢanan olayları doğru aktarmak için objektif olmak gerektiğine dikkat çeken Mılkov, "Bütün muhabirler ne yazık ki bu prensiplere sadık bir Ģekilde hareket etmemiĢlerdir. Etnik gerilimi daha da alevlendiren haberler yapmıĢlardır. Bunun da acı sonuçları olmuĢtur. Haber kaygısı ile bu etnik savaĢları tırmandırmıĢlardır." Ģeklinde konuĢtu. "BALKANLARDA DOSTLUĞUN TEMELĠ BĠRLĠKTE YAġAMAYI ÖĞRENMEKTEN GEÇER" Romanya'dan Gabriela Bogdan ise medyanın demokratik barıĢ açısından çok önemli olduğuna dikkat çekerek, "Çünkü medya demokrasinin bekçisidir. Medya demokratikleĢmenin teĢvikini sağlayacaktır. Medyanın sosyal halk üzerinde önemi çok büyüktür. Demokrasi açısından da bu çok önemli. BarıĢ, Balkanlar'da yakın bir tarihte görülebilir. AĢırı milliyetçi yaklaĢım bunda etkili idi. Eski Yugoslavya'nın dağılmasından sonra burada etnik kıyımlar yaĢandı. BarıĢçıl bir ortam, sağlıklı bir kültürel yapıya kavuĢmakla mümkündür." dedi. Farklılıklar ve çeĢitlilik ile birlikte yaĢamanın iletiĢim ile öğrenileceğinin altını çizen Gabriela Bogdan, Ģöyle dedi: "Ġnsanların birlikte yaĢamasına vurgu yapılmalı medya tarafından. Medya savaĢçı yaklaĢımlara kapalı olmalı. Bölgede demokratik barıĢın sağlanmasında bölge medya organlarının katkısı ile doğru ve objektif haber vermesi ile olur. Medya, barıĢçıl bir haber anlayıĢı ve cesaretine sahip olmalıdır. Kötüye karĢı her zaman iyiyi desteklemelidir." Medyanın bütün etnik grupların sözcüsü olması gerektiğinin altını çizen Gabriela Bogdan, sözlerini Ģöyle noktaladı: "Balkanlar'da Dobruca'da bir mozaik gibi etnik çeĢitlilik vardır. Bunlar uzun yıllardır burada barıĢ içinde yaĢamaktadırlar. Bu durum diğerleri için de örnek olmalıdır. Balkanlarda dostluğun temeli ise birlikte yaĢamayı öğrenmekten geçer." Gazeteci Nur Batur ise medyanın dostluk ve kardeĢlik açısından önemine dikkat çekerek, bu çağın barıĢ çağı olacağını söyledi. - ARINÇ: TARİHSEL DÜŞMANLIKLARLA HUZUR ORTAMINI YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞİL BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve huzur ortamını yakalamak mümkün değildir." dedi. Arınç, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢıĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı tarafından Bursa'da düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katıldı. Kosova Devlet Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husovic, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Ugljanin'in de katıldığı forumun açılıĢında konuĢan Arınç, Balkanların tarihinin hep birlikte yazıldığını ve kaderinin birlikte inĢa edildiğini söyledi. Balkanlarda bir zamanlar var olan çatıĢmaların artık son bulduğunu hatırlatan Arınç, Türkiye olarak komĢularla sıfır problem, çok iyi iliĢkiler kurmayı amaçladıklarını dile getirdi. Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Balkanlar, halen Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Avrupa'da kalıcı barıĢ ve istikrarın tesisi açısından bölge herkes için bir sınav niteliğindedir. Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur, karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir. Bölgenin çok etnikli çok kültürlü ve dinli sosyal dokusunun muhafazası olarak dört temel esasa dayanmaktadır. Tüm bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik perspektifini gönülden destekliyoruz. Balkan politikamızı yürütürken, 'bölgesel sahiplenme' ve 'kapsayıcılık' ilkelerini esas almaktayız. Bölge liderlerinin yakınlaĢma ve uzlaĢı çabalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz." Türkiye'nin Yunanistan ile iliĢkilerine de değinen Arınç, ikili iliĢkilerin iyi niyetle her alanda geliĢtirilmesine çalıĢıldığını ifade etti. Arınç, aynı Ģekilde Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kosova, Makedonya, Bulgaristan, Slovenya, Romanya, Karadağ ve Arnavutluk ile iliĢkilerin geliĢtirildiğini vurguladı. "TARĠHSEL DÜġMANLIKLARLA HUZURU YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞĠL" Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve huzur ortamını yakalamanın mümkün olmadığını ifade eden Arınç, Ģöyle devam etti: "Aynı coğrafyayı paylaĢan bizler bütün enerjimizi kısır çekiĢmeler, faydasız inatlaĢmalar, rasyonel olmayan talepler ve tarihsel düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın, demokrasiden, özgürlüklerden, huzur ve refahtan pay almaları için kullanmalıyız. ĠliĢkilerimize korkularımız, komplekslerimiz değil, ümitlerimiz ve özgüvenimiz yön vermelidir. Biz, içinde akraba ve soydaĢ topluluklarımızın da yaĢadığı Balkanları, kendi evimiz gibi görmekteyiz." "MEDYANIN TARĠHĠ SORUMLULUĞU" Balkan ülkelerinin ve halklarının bu yeni dönemdeki karĢılıklı iliĢkilerini geliĢtirmede, dostluğun ve kardeĢliğin tesisinde medyanın rolüne de değinen Arınç, Ģunları kaydetti: "ĠĢte bugün bu sorumluluğun gereğini konuĢmak ve birlikte tartıĢmak üzere buradayız, aynı çatı altındayız. Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında yine bana bağlı olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun ev sahipliğinde Güneydoğu Avrupa Kamu Hizmeti Medyası Birliği Toplantısı'nı gerçekleĢtirdik. Kamu yayıncılığında yeni arayıĢların tartıĢıldığı o toplantının ardından gerçekleĢen bu toplantı bir ilk olma özelliğini taĢımaktadır. Buradan ortaya çıkacak fayda, öncelikle yüz yüze gelmemizdir, birbirimizin gözünün içine bakmamızdır. Soğuk SavaĢ dönemlerinde, aramızda demir perdelerin olduğu zamanlarda bu imkanlardan bile mahrum kaldık. KiĢisel, toplumsal tecrübelerimizi birbirimize aktaramadık. Aynı tarihi tecrübeye sahip, aynı coğrafyanın, aynı kültürel haritayı paylaĢan devletlerin, politikacıları, aydınları, yazarları, gazetecileri olarak uzun yıllar birbirimizden haberdar olamadık." Türkiye'nin, demokrasi çıtasını yükselterek, hukuk düzeninde büyük adımlar attığının altını çizen Arınç, 2002 yılından bu yana AK Parti iktidarının, demokratik ve ekonomik istikrar çıtasını en üst düzeye çıkardığını, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın özgürlüğü alanında tarihi adımlar attığını ifade etti. Türkiye'nin; içeride demokratik istikrara ve ekonomik kalkınmaya paralel olarak dıĢarıdaki itibarını da en üst düzeye taĢıdığına iĢaret eden Arınç, "Türkiye'de bugün 163'ü yaygın, 73'ü bölgesel, 2 bin 368'i yerel olmak üzere toplam 2 bin 604 gazete; 3 bin 469 dergi ile toplam 6 bin 73 süreli yayın; 24'ü yaygın, 15'i bölgesel, 210'u yerel, 77'si kablolu, 143'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 11 kanalı ile toplam 480 televizyon; 35'i yaygın, 98'i bölgesel, 931'i yerel, 53'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 12 kanalı ile toplam bin 129 radyo kanalı ile çok canlı ve dinamik bir medya ortamına sahiptir. Tabii bunlara internet medyasını da eklememiz gerekmektedir. Bugün hanelerin yüzde 41.6'sında, giriĢimlerin de yüzde 90.9'unda internet kullanılmaktadır. 2004 yılında özgürlükçü bir basın kanunu yürürlüğe koyduk. Radyo Televizyon Yasası'nı, Avrupa Sınır Ötesi Yayıncılık AnlaĢması ve AB standartlarına uygun olarak yeniledik. Ayrıca, internet yayıncılığıyla ilgili de bir yasal düzenleme de Ģu an hükümetimizin gündemindedir." Ģeklinde konuĢtu. KonuĢmanın ardından, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniveristesi Rektör Vekili Sebahattin Balcı, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya'ya Kırgızistan'ın yaylalarını gösteren tablo hediye etti. - “AB, KENDİNİ İRAN, IRAK VE SURİYE'YE KOMŞU YAPACAK TÜRKİYE’Yİ ALMAZ” BURSA (CĠHAN) - Slovenyalı gazeteci Ervin Hladnik Milharcic, Avrupa Birliği (AB)'nin, Türkiye'yi üye yaptığında Ġran, Irak ve Suriye'ye komĢu olacağını belirterek, "AB homojen bir yer değil. Çok zayıf liderleri var. Hemen korkabilirler. Bu nedenle herkesi almazlar." dedi. Bursa'da, 12 ülkenin katıldığı 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda, Türkiye'nin AB üyeliği ele alındı. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen, iki günlük Balkan Ülkeleri Medya Forumu devam ediyor. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Foruma, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubu katılıyor. Forum kapsamında, öğleden sonraki bölümde, 'Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya' konusu ele alındı. Oturum kapsamında, 'AB Üyelik Süreci ve Medya' konusunu ele alan gazeteciler, Türkiye'nin üstlendiği role vurgu yaptı. "GÜMRÜK BĠRLĠĞĠ'NĠN, KARINDAN ÇOK ZARARI OLDU" Oturumu yöneten gazeteci Cengiz Aktar, AB ile ilgili en keyif verici olan yanın, AB üyeliği sürecinde yaĢandığını belirterek, "Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri AB üyeliği yolunda hep kendileri AB'den bir Ģey beklerken, kendilerinin ne vereceklerini hiç düĢünmüyorlar. Ama Türkiye'nin ne kazanacağından çok ne vereceğini biz iyi biliyoruz. Bu nedenle bu süreç ondan dolayı çok sorunlu geçiyor." dedi. Türkiye'de, "AB iyi bir Ģeydir ama bizi AB'ye almazlar" kanaatinin hakim olduğunun altını çizen Aktar, bunun aĢırılığının da iyi olmayacağını söyledi. Gümrük Birliği'nin, Türkiye'ye getirisinden çok götürüsünün çok daha fazla olduğunun altını çizen Cengiz Aktar, "Gümrük Birliği'nin; açıkça söylüyorum, Türkiye'ye getirisinden çok götürüsü olmuĢtur. Çünkü Gümrük Birliği balık tutmayı öğretir, satmayı değil. Çünkü pazarlamayı Gümrük Birliği üzerinden yaparsınız. Bunda da AB üyeliğinin gerçekleĢmemiĢ olması etkili." Ģeklinde konuĢtu. "AB HOMOJEN DEĞĠL" Slovenya'dan katılan Ervin Hladnik Milharcic de Slovenya'da AB yolunda medyanın da kamuoyu ile aynı söylemi gerçekleĢtirdiğini anlattı. Slovenya'da bir tek AB yolunda milli mutabakat sağladıklarını anlatan Milharcic, medyanın da buna ayak uydurduğunu belirterek, "Biz Avrupalılar olarak skandalı seviyoruz. Yani biz hep kötüyü araĢtırıyoruz. Yani hep kötü olayın haber olacağı kanaatindeyiz." dedi. AB'nin, medyada önemli bir etki yaptığını anlatan Ervin Hladnik Milharcic, "Avrupa, hep Avrupa olarak adlandırılır. Bütün politikalar AB yolunda atılır. Bütün konular AB yolunda hiç tartıĢılmadan geçti. Ben buna karĢıyım, çünkü her Ģeyin biraz tartıĢılması gerektiğine Ġnanıyorum. Gazetecilik, biraz araĢtırmacı ve Ģüpheci olmalı." Ģeklinde konuĢtu. Slovenya'nın, AB'ye giriĢ sürecinde AB'ye katkısını ele aldığını anlatan Slovenyalı gazeteci Milharcic, "2004 yılında AB'ye girdiğimizde büyük bir iyimserlik vardı. Ancak bizim Slovenya olarak, AB'ye ne katacağımızı kimse düĢünmüyordu." diye konuĢtu. Her hangi bir ülke için AB'ye üye olmanın geliĢmeye katkı sağlayacağının altını çizen Ervin Hladnik Milharcic, "Sizin de bu konuda belli hedefiniz var. Ancak biz toptan bir Ģekilde Ģüpheci olmayı unuttuk. AB, Orta Avrupa'nın baĢına gelen en güzel Ģey olabilir. AB'ye girme ne getirir, ne götürür gibi soruları sormamız lazımdı. ġu anda kendinize bakarsanız, AB yolunda büyük bir aĢama kaydettiğinizi göreceksiniz." Ģeklinde değerlendirmede bulundu. "AB HOMOJEN BĠR YAPI DEĞĠLDĠR" AB ülkelerinden vize alınamadığı yolund ki bir soru üzerine; kendisinin de 2004'e kadar vize almakta zorlandığını belirten Ervin Hladnik Milharcic, "Ben de zaten bu mantıktan bahsediyorum. Yani AB'ye girdikten sonra ülke olarak bir çok Ģey kazanıyorsunuz. Avrupa geniĢlemeden bahsettiğinde bu çok pozitif bir güçtür. Türkiye AB'ye girdiğinde AB; Ġran, Irak ve Suriye ile komĢu olacak. AB sadece güzel bir yer değil. Burada Yahudi düĢmanlığı, diğer düĢmanlıklar var. Bunlar AB'de bir gerçek. AB'nin bu konuda kendi kendini eğitmesi çok uzun zaman alacak. Zaten AB homojen değil. Çok zayıf liderleri var. Hemen korkabilirler. Bu nedenle herkesi almazlar. Bu, zaten bir Balkan konseptidir." Ģeklinde sözlerini tamamladı. Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız da Trakya Üniversitesi olarak Balkanlar'da kalıcı bir barıĢ sağlanması açısından yaptıklarını ele aldı. - "BALKANLAR’DA KALICI BARIŞ İÇİN MEDYA ÖNEMLİ BİR ENSTRÜMAN" BURSA (CĠHAN) - Bursa'da baĢlayan 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu' devam ediyor. "Balkanlarda Kalıcı BarıĢın Tesisi Ġçin Etkili Bir Enstüman Olarak Medya" konusunda düzenlenen forum kapsamında, 'DemokratikleĢme süreci, çok kültürlülük ve medya' konusu ele alındı. Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Bengi'nin yönettiği 'DemokratikleĢme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya' konulu oturumda, Balkanlarda kalıcı barıĢın tesisi için medyanın çok önemli olduğu üzerinde duruldu. Türkiye'nin, Balkanlar'da bir çok hatıra defteri bulunduğunu anlatan Hilmi Bengi, "Balkanlar'da kalıcı bir barıĢın tesisi için önemli olan enstrümanların baĢında medya geliyor. Bu nedenle ben bu forumun kalıcı bir yapıya dönüĢtürülmesi gerektiğine inanıyorum." dedi. Sinema Sanatçısı Erdal Özyağcılar ise kendisinin de Bursalı olduğunu belirterek konuĢmasına baĢladı. Elveda Rumeli dizisi için 2,5 yıl Makedonya'da kaldığını anlatan Erdal Özyağcılar, bu daveti aldığında düĢünmeden geldiğini söyledi. Balkanlar'ın yüzyıllardır birlikte yaĢanılan, insanlarla paylaĢılan bir yer olduğunu anlatan Özyağcılar, "Aslında ne kadar birbirimize benzediğimizi Makedonya'da kaldığımız sürede daha iyi anladım. Ben orada Bursa'da dolaĢıyor gibi hissediyordum kendimi." diye konuĢtu. Coğrafyanın ve fiziki değerlerin ayrıĢmaya tabu tutulmasından sonra huzursuzlukların baĢ gösterdiğinin altını çizen Özyağcılar, "Ne zaman fiziki ve doğal değerleri ayırmıĢız o zamana huzursuzluklar baĢlamıĢ. Bize en uzak kültürlerden baĢlamak üzere, bütün kültürler birbirinden etkilenmiĢtir. Ülkelerden din, dil, tarih ve etnik çok kültürlülüğü bireysel özgürlükler bazında toplumsal ve bireysel bazda zenginlik olarak kabul edenler daha baĢarılı olur." Ģeklinde konuĢtu. Oynadığı dizilerde Balkanlar'da yaĢayanlar ile Türk toplumunun birbiine ne kadar benzediğini daha iyi anladığının altını çizen Erdal Özyağcılar, "Biz orada Balkanların hatıra defterlerini açtık. Bu insanların aynı kaderi oynadıklarını gördük. Planlarımız barıĢ içinde yaĢama üzerine olmalı." diye ifade etti. "MEDYA, SANATÇI ĠLE MAGAZĠNCĠLERĠN KAVGASINDAN ĠBARET DEĞĠL" Medyanın isesanatçılarla magazincilerin kavgasından ibaret olmadığını ifade eden Erdal Özyağcılar, Ģunları söyledi: "Medya; toplumların, halkların vazgeçemeyeceği bir güç. Medya olmasa geçmiĢi ve geleceği kimse bilemez. Medya halkın yönetimi denetlemesine, demokrasinin geliĢmesine öncülük etmeli ve halkın sözcüsü olmalı. Bugün bir kuĢak öncesine kulak verdiğimizde ne yazık ki büyük çoğunlukla acıları ve geri bırakılanları duyarız. Artık acıları değil, sevgileri ve dostlukları paylaĢmalı ve ortak bir geleceği kurmak için çalıĢmalıyız." "GAZETECĠLĠK SERMAYE KAYGISI ĠLE YAPILMAMALI" Hırvatistan'dan katılan gazeteci Luko Brailo da Hırvatistan'da gazeteciliğin durumu hakkında bilgi verdi. Hırvatistan'da gazeteciliğin sermayenin eline geçtiğine dikkat çeken Luko Brailo, artık gazetecilik değil, birilerinin sözcülüğünün yapıldığına atıfta bulundu. Bugün Hırvatistan'da artık gazetelerin birbirine benzemeye baĢladığına dikkat çeken Luko Brailo, "Bilgi, artık özel medya kuruluĢları tarafından gözardı edilmekte. Gazeteciliği, artık siyasilerin bir denetleyicisi gibi görmek mümkün değil, artık medyanın altın çağında bir sermaye elde ettiklerini kabul etmemekteler. Bu iĢten yüzde 20'lerde gelir ede ederken, gazeteciliğin önemine dikkat etmemekteler. Artık gazetecilik haber değil, kar kaygılı yapılıyor." dedi. "BALKANLARDAKĠ KAN BANYOSU ARTIK BĠTMELĠ" Karadağ'dan Srdjan Kusova ise sözlerine bir anısını anlatarak baĢladı. Srdjan Kusova, 10 yıl önce bir kiĢinin kendisine çocuklarını hangi kimlikle yetiĢtireceğini sorduğunu anlattı. Kusova, Ģöyle dedi: "Ben de ona çocuklarımı hepsine uygun olarak yetiĢtireceğimi söyledim. Balkanlarda kimsenin iki kökene sahip olmadığı için bu cevabım ĢaĢkınlık oluĢturdu. Balkanlar hala tek din, tek milliyet ya da yapının diğerini dıĢladığı bir ortamdır. Balkanlar'da çok kültürlü bir yapının önplana atıldığını görmek mümkün. Yugoslavya sürekli son yıllarda savaĢın eĢiğinde." Eski Yugoslavya'daki kan banyosunun artık sona ermesi gerektiğini aktaran Srdjan Kusova, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "ġu anda bu ülkeleri yönetenlerin hangi atmosferde yetiĢtikleri, bizi nereye götürecekleri açısından son derece önemli. Balkan milliyetçilerin ektikleri kötü tohumları silebilirlerse burada huzur gelir. Bu farklılıkların zenginlik olarak ele alınması çok önemli." Medyanın da bu konularda önemli rol alması gerektiğinin altını çizen Srdjan Kusova, "Ama medya bu konularla pek ilgili değil, bunlardan birinci neden yabancı düĢmanlığı, diğeri ise son yıllarda medyanın içindeki süreç. Modern teknolojiler medya üzerinde büyük etkisi var. ġu anda içinde bulunduğumuz zaman çok hızlı hareket ediyor. ġu anda tabloid medya unsurları ortaya çıkmıĢ. Bu reklam konusu ortaya çıktığından medya kendilerinin ortaya çıkardığını pazarlama kaygısı ile hareket edip birilerinin yönlendirmesi ile hareket ediyor. Ucuz haberleri topluma pompalamakta. Kar amacı güden Ģirketler bunda etkili." Ģeklinde konuĢmasını noktaladı. - ARINÇ: TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR, LANETLİYORUZ BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bin Ladin'in öldürülmesiyle ilgili Pakistan'ın mutlaka açıklama yapması gerektiğini söyledi. Arınç, "Terör insanlık suçudur. Ġnsana yönelik her türlü saldırıyı lanetliyoruz." dedi. Bursa'da düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katılan Arınç, gazetecilerin konu hakkındaki sorularını cevapladı. ABD BaĢkanı Obama'nın bir konuĢma yaparak Ladin'in öldürüldüğünü duyurduğunu hatırlatan Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Pakistan'da Bin Ladin'in yapılan operasyonla öldürüldüğü bildiriliyor. Bu konuda Pakistan hükümetinin bir açıklamasına ihtiyacımız var. Bu operasyon ya Pakistan'ın yaptığı, ya da ABD ile birlikte yapılan operasyon olmalı. Bunun takip edilmesinde yarar var. Terör ve terörizm konusunda hükümetimizin görüĢleri açıktır. Terörün insanlık dıĢı olduğunu kabul ediyoruz. Terörün dini, rengi, ırkı söz konusu olamaz. Ġnsanları öldürmeyi amaçlayan ve gayesi ne olursa olsun terör eylemlerini desteklememiz kesinlikle mümkün değil. Terörle mücadele eden bir ülke bunu tek baĢına yapması mümkün değil. Böyle mücadelenin ortak bir platformda verilmesi, bütün ülkeler tarafından desteklenmesi gerekir." "ĠNSANA HER TÜRLÜ SALDIRIYI LANETLĠYORUZ" Müslümanların terörle anılmasının kendilerini rahatsız ettiğini ifade eden Arınç, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Çünkü Ġslam, barıĢ dinidir, sulhtur, barıĢtır. Ġnsana olan sevgidir. Hangi amaca uygun olursa olsun insanların masum bir Ģekilde öldürmeyi kabul eden bu anlayıĢı Müslümanlık kabul etmez. Ama kıyafetlerine, düĢüncelerine bakarak Müslümanları terörist gözüyle göstermek, dünyada karĢılaĢtığımız en olumsuz davranıĢlardan birisidir. Biz terörle mücadele ediyoruz, terörü desteklemiyoruz. Dolayısıyla Türkiye'de terör örgütü Elkaide ile ilgili güvenlik güçlerimiz zaman zaman operasyon yapmakta ve sorgulamalar gerçekleĢtirmektedir. Bu tür örgütlerin yaptıkları eylemler bugüne kadar hepimizi üzmüĢtür ve endiĢeye sevk etmiĢtir. Tabi 11 Eylül saldırısının El-kaide tarafından yaptırıldığı iddia edildiğine göre, bunun üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar niçin müsamaha edilmiĢ, göz yumulmuĢtur. Bunlar belki kamuoyunda tartıĢılacak hususlardır. Umarız bundan sonra terör amaçlı olaylar yaĢanmaz. Ġnsana yönelik her türlü saldırıyı lanetliyoruz ve bununla mücadeleyi de sürdürüyoruz." - 'BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU' BAŞLADI BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanlığı'nca düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu' Bursa'da baĢladı. Forumun açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yanı sıra, Kosova Devlet Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husovic, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Ugljanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras, Bursa Valisi ġahabettin Harput, BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ve çok sayıda Balkan basını temsilcisi katıldı. Ülke tanıtım stantları ve fotoğraf sergisini gezen Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açılıĢ kurdelesini konuk bakanlarla birlikte kesti. Arınç, burada yaptığı konuĢmada, toplantıya gösterilen ilgiye ve heyecana teĢekkür etti. 11 ülkeden medya mensuplarının programa katıldığını belirten Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Radyo-televizyon yayıncıları var. Türkiye'den katılan, her birini çok yakinen tanıdığınız değerli medya mensuplarıyla ortak toplantılar yapacağız. AçılıĢımız hayırlı olsun." FORUMDA HANGĠ KONULAR KONUġULACAK? Mehter ve halk oyunu gösterilerinin yapıldığı açılıĢ töreninin ardından forumun devam edeceği salona geçildi. Forumun ilk gününde 'Balkanlarda medyanın genel görünümü' konulu ilk oturum yapılacak. BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ġbrahim Kalın'ın açılıĢ konuĢmasını yapacağı oturumun 'Demokratik barıĢ ve medya' konulu ilk bölümünde, Türkiye adına Prof. Dr. Yasin Aktay, Sabah gazetesi köĢe yazarı Nur Batur, Yunanistan'dan gazeteci Nikos Megrelis, Bulgaristan'dan 24 Chasa gazetesi dıĢ politika muhabiri Georgi Milkov, Romanya'dan Nine O'Clock Genel Yayın Yönetmeni Gabriela Bogdan konuĢma yapacak. 'DemokratikleĢme süreci, çok kültürlülük ve medya' konulu ikinci bölüme ise AA Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, sinema sanatçısı Erdal Özyağcılar, Hırvatistan'dan Novi List gazetesinden Luko Brailo, Sırbistan'dan Politika gazetesi dıĢ politika yorumcusu Bosko Jaksic, Karadağ adına Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac konuĢmacı olarak katılacak. 'Avrupa Birliği üyeliği çerçevesinde medya' konulu ikinci oturumunun 'AB üyelik süreci ve medya' baĢlıklı ilk bölümünde Türkiye'den Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz Aktar, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız, Makedonya'dan Üsküp Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasna Baçovska, Slovenya'nın Dnevnik gazetesinden Ervin Hladnik Milharcic, Karadağ'dan Vijesti Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihailo Markoviç birer konuĢma yapacak. Oturumun ikinci bölümünde, Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi uzmanı Dr. Abdullah Özkan ve Siyaset Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfı'ndan Dr. Fatma Sel Turhan'ın yanı sıra Arnavutluk'un Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi, Kosova'dan BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakiqi, Bosna-Hersek'tan TV1 editörü ve spikeri Emina Delic değerlendirmelerde bulunacak. 'Balkanlar'da barıĢ içerisinde bir arada yaĢama, ortak değerler ve medya' konulu son bölümde ise gazeteci yazar Süleyman Gündüz, Bursa Olay gazetesi köĢe yazarı Ahmet Emin Yılmaz, Hırvatistan'dan gazeteci Denis Kuljis, Bosna-Hersek'ten Oslobodenje gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel Omeragic ve Dnevni Avaz gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürü Ġndira Catic konuĢacak. AkĢam da Çelik Palas Oteli'nde gala yemeği verilecek. Forum, yarın yapılacak oturumlarla devam edecek. 03.05.2011 'BALKAN ÜLKELERİ OLUŞTURULACAK GAZETECİLERİ HATIRA ORMANI' BURSA’DA ANKARA (CĠHAN) - BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, bir süre önce baĢlattığı ve Ģimdiye kadar 15 ilde ve 20 yerde gerçekleĢtirilen hatıra ormanı projesine devam ediyor. Bursa'da düzenlenen "Balkan Ülkeleri Medya Forumu" çerçevesinde Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile Bursa Valiliği tarafından "Basın-Yayın ve Balkan Ülkeleri Gazetecileri Hatıra Ormanı" oluĢturuluyor. Yakın bir zamanda yapılacak ağaç dikim törenine Türkiye ile birlikte 12 Balkan ülkesinden 500'ü aĢkın medya temsilcisi, siyasetçi ve akademisyenden oluĢan davetlinin yanı sıra Bursa medyasından geniĢ bir katılımın sağlanması bekleniyor. - SEDAT LAÇİNER: BALKANLAR’DA KALICI BARIŞ VE İSTİKRARIN ABC’Sİ BURSA (CĠHAN) - 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Balkanlar'ın kalıcı bir barıĢ ve istikrara kavuĢmasının ABC'sinin iletiĢim olduğunu belirtti. Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu, ikinci gününde de devam etti. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢbirliğiyle Bursa'da düzenlenen iki günlük Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ikinci gününde, Balkanlarda istikrar ve medya konusu ele alındı. "Bölgesel Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde Medyanın Konumu' temasının ele alındığı forumda 'Bölgesel BarıĢ, Ġstikrar ve Medya' tartıĢıldı. Oturum baĢkanlığını yapan 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Balkanlar'ın, en eski yerleĢim yerlerinden biri olmasına rağmen yaĢanacak bir bölge olamadığını belirtti. Balkanlar'ın Kafkaslar gibi en kadim ve en eski yerleĢim yerlerinden bir tanesi olduğunu anlatan Sedat Laçiner, "Ne yazık ki çok eski bir yerleĢim yeri olmak sizi bir bölge haline getirmiyor. Bunun için çok emek sarfetmeniz gerekiyor. Çünkü birlikte yaĢamak emek istiyor." dedi. Milyonlarca insanı bir arada tutan ülkeler için bunun daha güç olduğunu anlatan Laçiner, "Balkanlarda istikrardan bahsediyoruz. Balkanlar Ģu anda en çok savaĢların yaĢandığı bir bölge. Tarihsel, kültürel ve dinsel olarak birçok benzerlikler olmasına rağmen savaĢlar yaĢanıyor." Ģeklinde konuĢtu. Öncelikle bunun önüne geçmek için farkında olmak gerektiğinin altını çizen Laçiner, Ģunları söyledi: "Önce bölge olmak gerekiyor. Buranın bir ev olduğu anlaĢılmalı, bir kimliğin, bilincin oluĢması lazım. Ġnsanların içine yerleĢmesi lazım. Bu bir anda olacak bir Ģey değil. Tabi ki bir süreçten bahsediyoruz. Bunun uzun sürede oluĢacağı bir süreçten." Burada ikinci safhanın ise iliĢkilerin artması olduğuna dikkat çeken Laçiner, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Buralarda ekonomik, sosyal ve kültürel iliĢkilerde çok yakın olmalarına rağmen bu ülkeler arasında iliĢkilerin çok az olduğunu görüyoruz. Bunun siyasi, dini ve etnik gibi farklı nedenleri var. Ayrı bir ulus olma kaygısından dolayı çıkan savaĢlar var. Yanındaki komĢusundan nefret etme, düĢman olma, onu kötü adam görme üzerine kurulu anlayıĢlar var. Bunda da bir geri dönüĢüm, kimliğine zarar vermeden sağlamak gerekiyor." Balkanlar'da iĢbirliğinin kalıcı hale gelmesi için bir kurumsallaĢmanın oluĢması gerektiğine dikkat çeken Laçiner, "Her Ģeyi ile komĢusunun kötü olmadığını görmeli. Balkanlar'da yaĢayanların birbirini tanıması lazım. Çıkarların farklılaĢması, tehdidin azalmasına zemin hazırlar. Bir Yunan ile Türk, bir Bulgar ile bir Hırvat 'bu Balkanlar bizim evimiz, çıkarlarımız aynı, birbirimizden vazgeçemeyiz' dedikleri zaman barıĢa mecbur oluyor. Burada biz duygusunun atması burada barıĢın gelmesini sağlayacaktır." dedi. Balkanlar'da Balkanlı bilincinin oluĢmadığını ve burada yaĢayanların birbirini anlamak yerine 'iyi' veya 'kötü' olarak değerlendirdiğine dikkat çeken Prof. Laçiner, "Bu ilk toplantıyı ben çok önemsiyorum. Devletler arasındaki bu tür toplantıları daha da artırmak lazım. Bu tür toplantılara, devletin yanında sivil toplum kuruluĢlarının da desteğini katmak lazım. Ġnsanlar konuĢa konuĢa anlaĢır. KonuĢmayanlar ise önce küser sonra da savaĢır." Ģeklinde konuĢtu. "MEDYANIN ZEHĠRLĠ DĠLĠ VAR" Gazetelere bakıldığında, Türk ve Balkanlardaki gazetelerde kısmi iyileĢme olmasına rağmen, bir zehirli ve yıkıcı dilin hakim olduğunu vurgulayan Prof. Laçiner, sözlerini Ģöyle tamamladı: "Medyada kötü ve iyi anlayıĢı hakim bu konuda. Bir ulusu kötü veya iyi sayan bir anlayıĢ var. Önce bu süreci Balkan medya kurumlarının yaĢaması lazım. Biz Balkanlıyız, burası bizim evimiz. Burada birbirimiz ile birlikte yaĢamalıyız Ģeklindeki iĢbirliğini sağlayabilirlerse, Balkanlı olduğunu fark edip bu Ģekilde çalıĢırlarsa bu sürece katkı sağlarlar." Balkanların, küçük ama birbirine düĢman devletlerle dolu olduğunun altını çizen Bulgaristanlı gazeteci Emil Koshlukov ise Balkanlar'da yaĢayanlar olarak 'Balkanlar'ı batılıların görmek istediği gibi değerlendirme' yanlıĢına düĢüldüğünü belirtti. Balkanlar'da Ģimdi 39 ülkenin bulunduğunu anlatan Koshlukov, kiĢi baĢına en çok devlet düĢen bölgenin Balkanlar olduğunu vurgulayarak, "Burada iki büyük imparatorluğun mirasından söz edebiliriz. Bunlardan biri Osmanlı Ġmparatorluğu, ikinci ise Sovyet Rusya. Balkanlar'daki Ģimdiki devletler Sovyetlerin harabeleri üzerine kuruldu. Osmanlı dönemi yönetimi altıdaki istikrar ve barıĢtan söz etmek gerekiyor." dedi. Bölgede ulusal anlayıĢın hakim olduğuna dikkat çeken Koshlukov, bundan kurtulmak gerektiğine dikkat çekerek, birlikte yaĢamayı kolaylaĢtıracak yeni forumlara ihtiyaç olduğunu anlattı. Balkanlarda 'Biz ve onlar' anlayıĢı ile hareket edildiğini anlatan Emil Koshlukov, "Birçok Balkan ülkelerinden komünizm döneminde 'bize karĢı onlar anlayıĢı vardı ama Ģimdi 'biz ve onlar' anlayıĢı var. Burada sadece medya değil, eğitim kurumları da bu konuda iyi bir rol oynamalıdır." Ģeklinde konuĢtu. Balkanlar'da sıfırdan baĢlamak diye bir Ģeyin söz konusu olmadığını anlatan Emil Koshlukov, Slav ırkı olarak hep ezilen ve ikilem içinde kalan taraf kendilerini olduğunu ve hiçbir kimseye yaranamadıklarını sözlerine ekledi. "BĠRBĠRĠMĠZĠ TANIMIYORUZ" Yunanistan'dan Bali Kiryaki de Bursa'da bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirterek, "Burada benim kanaatimce medyanın rolü Balkanlar'da istikrar konusunda çok önemli. Medyanın tek bir Ģeyi, anlayıĢın teĢvikini sağlayabileceğini sanmıyorum. BaĢkalarına saygı önemli. Ama biz daha çok diğerlerinin ne söylediğini anlamak için çaba göstermeliyiz." dedi. Balkanlar'da komĢularımız hakkında 'Biz iyiyiz, diğerleri ise kötü' anlayıĢının hakim olduğuna dikkat çeken Bali Kiryaki, "Doğru soruyu sorup kulaklarımızı açarak diğerlerini dinlemek en öncelikle konudur. Böylelikle halkta bu insanların ne anlattığını anlasın. Birbirimizin ülkelerini sık ziyaret etmediğimiz aĢikar. Bu nedenle normal insanların ne düĢündüğünü bilemiyoruz. Ancak politik elitlerle muhatap olup bize gösterilen yerleri geziyoruz." Ģeklinde konuĢtu. Medyanın küçük ülkelere önem göstermediğinin altını çizen Bali Kiryaki, bu nedenle küçük ülkelerde neler olduğunu ve onların ne düĢündüğünü anlamanın mümkün olmadığını söyledi. Önyargıları yıkmak gerektiğine dikkat çeken Bali Kiryaki, Ģunları kaydetti: "Biz kolay yolu seçmemeliyiz. Hükümetlerin bize dayattığı bilgileri topluma dayatmamalıyız. Toplumun bizden istediği gibi yazmamalıyız. Görevimiz doğruları yazmak, çünkü biz rahip değiliz." Romanya'da Miruna Badea da kendisinin bölgesel istikrar konusunda iyimser olduğunun altını çizerek, Ģunları söyledi: "Balkanlar her zaman çatıĢmaların ortasında kaldı. Biz demokrasi denen Ģeyin peĢinde koĢarken daha çok sorun yaĢadık bunu da bir türlü anlayamadım. Diyalog olması durumunda istikrar da elde edebilirsiniz. Burada çeĢitli tartıĢma biçimleri var. ÇeĢitli açılımlar var. Bunun yanında ikili iĢbirlikleri de var bölgede. Burada unutmak istemediğim konu AB'nin etkisi." Yazma görevi ile barıĢa katkı arasındaki insanlık görevine dikkat çeken Miruna Badea, geliĢen teknoloji ile kamuoyunun da seçim yapabilme imkanına da kavuĢtuğunu sözlerine ekledi. TRT DıĢ Yayınlar BaĢkan Vekili Süleyman Köksoy ise TRT'nin Ģu anda 32 dilde internet ve radyo yayını olduğunu söyledi. Köksoy, Mevlana'nın Pergel anlayıĢı ile bir ayağını Türkiye'de sabitleyip diğer ayağını ise dünyada gezdirdiğini söyledi. Süleyman Köksoy, tarihi ve coğrafi sorumluluğun ise bundan kendilerini zorladığını söyledi. Türk milleti olarak çok önemli bir tarihi mirasa sahip olduğunu anlatan Süleyman Köksoy, bu konuda yeniden komĢu ve akraba topluluklarla bir araya gelmenin önemine dikkat çekti. - KOSİR: BALKAN MEDYASININ ASIL SORUNU, GERÇEK HABERCİLERİN ELİNDE OLMAMASI BURSA (CĠHAN) - Slovenyalı gazeteci Darijan Kosir, Balkanlardaki gazetelerin, barıĢ konusunda baĢarısız olduğunu belirterek, "Bence bu konuda medyada büyük bir kriz yaĢanıyor. Bunun baĢı Balkanlar'daki medyanın sahipleri ile ilgili problem. Medyanın baĢında politikacılar, yarı devlet kuruluĢları, yerel devlet kuruluĢları ve ekonomik güçler var. Medyaya sadece haberci ve gazeteciler sahip olabilmeli.' dedi. Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda ikinci gün medya ele alındı. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen iki günlük Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubunun katılımı ile yapılıyor. Bugünkü oturumda, "Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya' konulu ikinci oturumda ise katılımcılar medyanın uluslararası rolüne dikkat çekti. Oturum baĢkanlığını yapan Prof. Dr. Bülent Aras, günümüzün dünyasında sorunların bölgeselin dıĢında uluslararası olarak yaĢandığını belirterek, "Artık dünyanın bir yerinde yaĢanan sorun dünyanın diğer ucunda da yaĢanabiliyor. Devletlerin bu sorunların çözümünde medyanın etkisi büyük oranda etkili olmakta. Medyanın rolünü burada göz ardı edemeyiz." dedi. Kosova'dan Valjeta Kosumi de Kosova'da faaliyetini sürdüren uluslararası kuruluĢların çalıĢmalarına vurgu yaparak, bu kuruluĢların Kosova'daki barıĢ ve istikrarın önemine dikkat çekti. Medyanın, insanlar üzerinde büyük etkisi olduğunun altını çizen Kosumi, bunu iyi değerlendirmek gerektiğini belirtti. Kosumi, uluslararası sivil toplum örgütlerinin bölgesel yapılanmaları üzerine büyük etkisi olduğunun altını çizdi. "MEDYAYA GAZETECĠLER SAHĠP OLMALI" Slovenya'dan Darijan Kosir de barıĢın ve istikrarın tesisinde medyanın rolünden bahsedildiğini belirterek, "Peki medya bunu nasıl üstlenecek. Bence bu konuda büyük bir kriz yaĢanıyor. Bunun birincisi, Balkanlar'daki medyanın sahipleri ile ilgili bir problem. Burada baktığımızda politikacılar, yarı devlet kuruluĢları, yerel devlet kuruluĢları ve ekonomik güç sahipleri medyanın sahibi olmuĢ. Bence medyaya sadece haberci ve gazeteciler sahip olabilmeli. Ġkincisi ise medyanın kendi sorunu. Bugün gerekli bilgiyi vermekte çekingeniz. Ayrıca, ekonomik kriz var. Bugün medya sahipleri ekonomik krizden dolayı çalıĢanların maaĢını kestiler. Dördüncüsü ise medyanın kendi içindeki kriz. Medyadaki profesyonellik krizi. Bir diğer sorun ise basın yayın kanunu. Balkanlar'da bu konuda tam bir bilinmezlik var." dedi. Balkanlarda batı ülkelerinden iki katı daha fazla sorun olduğunun altını çizen Darijan Kosir, öncelikle sadece iĢi gazetecilik olan medya patronları bulmak gerektiğine dikkat çekti. Kosir, bunların çözülmesi durumunda, Balkanlar'da barıĢ ve istikrarın daha kolay elde edileceğini sözlerine ekledi. "BALKANLARDA HALEN TOPLUMLAR BĠRBĠRĠNĠ DÜġMAN GÖRÜYOR" Sırbistan'dan Dragoljub Zarkovic de konuĢmasında, Balkanlar'da Sırbistan ve Hırvatistan'da yaĢanan soykırımlar ve savaĢ suçlarının ardından, soykırım mahkemelerinin bunları aydınlatmada baĢarısız olduğunu anlattı. Bu bölgede halkların birbirini halen daha düĢman olarak gördüğünün altını çizen Zarkovic, Ģunları ifade etti: "Bunun nedenleri çeĢitlidir. Özellikle savaĢ suçları mahkemeleri halkla irtibat kurmayı çok geç algıladılar. Ayrıca, bunda medyanın da etkisi vardır, çünkü medya, sermaye sahipleri ve politikacıların elindedir. Hiçbir Balkan ülkesinde savaĢ suçlusunu mahkemeye çıkarma gücü yoktur. Mesela MiloĢeviç'in medya üzerindeki etkisi halen devam ediyor." Balkanlar'da yaĢanan savaĢlarda hiç kimsenin hedefine ulaĢmak için hiçbir Ģeyden kaçınmadığına dikkat çeken Dragoljub Zarkovic, artık burada bulunan toplumları bir araya getirmenin pek kolay olmayacağını söyledi. Zarkovic, 20 sene evvel medyanın kolayca ateĢleri tutuĢturup savaĢ çıkaracak güçte olduğunu dile getirdi. Dragoljub Zarkovic, "Medyanın barıĢ için hedefi yoktu. Ama ülkelerimizde bunu değiĢtirmek için çalıĢmalıyız. Bu da pek kolay değil." Ģeklinde konuĢtu. - BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ BURSA (CĠHAN) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi. Toplantının kapanıĢ törenine katılan Devlet bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, medya forumunun sonuç bildirgesini bakanlık olarak değerlendireceklerini söyledi. Ġki gün süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun kapanıĢ töreninde konuĢan Arınç, "Biz burada konuĢulanlarla alınan sonuçları en iyi Ģekilde değerlendireceğiz. Umarım bu organizasyonlardan memnun olmuĢsunuzdur. Bursa tarihi ve kültürü çok derin bir ilimizdir. Halkımız sizi kucakladı. Sizin misafirliğinizden çok memnun kaldı. Gittiğiniz yerlere Bursa'dan selam iletiniz. Sonuç bildirgesi de çok olumlu. Bakanlık olarak sonuç bildirgesinin takipçisi olacağız." dedi. Forumun sonuç bildirgesini DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkan Yardımcısı Oğuz AteĢ'in okuduğu sonuç bildirgesinde Ģu görüĢlere yer verildi: "Balkan Ülkeleri Medya Forumu, ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları temsilcileri ve akademisyenlerin geniĢ katılımıyla 2-3 Mayıs 2011 tarihlerinde Bursa'da gerçekleĢtirilmiĢtir. Asya ve Avrupa arasında köprü iĢlevi üstlenen tarihsel ve kültürel ortak değerleri paylaĢan bir coğrafya olan Balkanların medya temsilcileri olarak, demokrasi bilinci ile geleceğini yönlendiren çok kültürlü hoĢgörü ortamını benimseyen Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleĢmiĢ barıĢçıl bir Balkanlar idealini paylaĢıyoruz. Bölge ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde medyanın sahip olduğu gücü hakların mutluluk ve refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını taĢıyoruz. Günümüz toplumlarının birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik sistemde insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde çok kültürlü bir yapıyı benimsemesi gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliği'nin birlikte yaĢam felsefesini baĢta olmak üzere insan hakları evrensel beyannamesinden Helsinki, Nihai Senedine ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesine kadar çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen basın özgürlüğünün önemini vurguluyoruz. Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının dayanıĢmasına içerisinde iliĢkilerini geliĢtirmelerinin balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa genelinde bölgesel ve uluslar arası iĢbirliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını ifade ediyoruz. Forum Katılımcısı medya mensupları olarak paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin medya kuruluĢları arasında sağlıklı ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde gerçeklik kazanacağını düĢünerek bu yönde kararlılığımızı kamuoyuna deklare ediyoruz. ĠletiĢim kararlarının sürekli açık tutulmasının teminen bölge medya temsilcilerinin ortak bir platform altında örgütlenmesi çabalarının desteklenmesi yönünde ortak çalıĢma baĢlatılmasını öneriyoruz." Öte yandan bir katılımcı sonuç bildirgesinin birlikte yaĢam maddesine itiraz etti. KonuĢmaların ardından Bülent Arınç, katılımcılara plaket verdi. IHLAS 02.05.2011 - BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU BURSA'DA BAŞLADI - BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ: - "SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ MERCEK ALTINA ALINMALIDIR" - ÖĞRENCİLER ARINÇ'A KOLLARINI İMZALATTI BURSA (ĠHA) - Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun açılıĢına katılan BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, ülkelerde toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin mercek altına alınması gerektiğini söyledi. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen ve iki gün sürecek olan Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde baĢladı. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubunu ağırlayan forumun açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin de katıldı. Kurdeleyi kesen Arınç, ardından kitap stantlarını gezerek yetkililerden bilgi aldı. Tören alanındaki Ġlköğretim öğrencileri Arınç'a defterlerini ve kollarını imzalatabilmek için birbirleriyle yarıĢtı. Arınç, toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin önemine dikkat çekerek, "Sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Libya, Mısır ve Balkan ülkelerinde toplumsal hareketi baĢlatmakta ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Artık hiçbir olay gizli kalmıyor. Hiçbir sınır orada olanların gizli kalmasını sağlamıyor. Ben bu toplantıda sosyal paylaĢım sitelerinin de masaya yatırılmasının faydalı olacağını düĢünüyorum. Medyanın dili çok önemli. Sizden beklentimiz, diliniz, düĢmanlıkları kürekleyen değil, birbirine yaklaĢtıran bir dil olmalı. Yorumlarınız hep doğruya ve barıĢa yöneltmeli" dedi. Balkanlar'ın Avrupa'nın en kırılgan bölgesi olduğunu ifade eden Arınç, "Bizler ortak bir coğrafyanın ve tarihin insanıyız. Bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanlar'ın kaderini birlikte yazdık. Bu birliktelik ortak bir kültüre yol açtı. Dünya medeniyetine katkı sundu. Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanın uğraĢ verdiği tüm alanlarda Balkan coğrafyası tarihe yön vermiĢtir. Dünya savaĢları, bu bölgede büyük acılar yaĢattı. Balkanlar demir perdeyle dünyaya kapandı. BarıĢa gölge düĢtü. Bugün Balkanlar demokrasiyle buluĢtu. Artık yepyeni bir dönemin içindeyiz. Artık soğuk savaĢ döneminin çalkantılarını geride bırakmıĢ, huzur arayan bir Balkanlar var önümüzde. KomĢularıyla sıfır problem Türkiye'nin dıĢ iliĢkilerdeki hedefidir. Ġstikrarın sağlamlaĢtırılması için elimizden geleni yapıyoruz. Balkanlar Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Burası herkes için sınav niteliğindedir" diye konuĢtu . Türkiye'nin komĢuları ve dünya ülkeleriyle olan iliĢkilerini geliĢtirdiğini anlatan Arınç, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Hükümet olarak ülkemizde azınlıkların özgürce yaĢamaları için ciddi çalıĢmalar yaptık. Yaptığımız kanunlarla azınlık vakıflarına ait tüm mallar iade edilmeye, kiliseler ibadete açılmaya baĢladı. Kısır çekiĢmeler, rasyonel olmayan talepler ve tarihi düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın huzur ve refahtan daha çok pay almaları için çalıĢmalıyız. Biz Balkanlar'ı kendi evimiz gibi görmekteyiz". Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, formun düzenlenmesinde emeği geçen herkese teĢekkür etti. Stratejik AraĢtırma Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ise, Balkan savaĢlarının yüzüncü yılında savaĢtan kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını aradıklarını söyledi. Bursa Valisi ġahabettin Harput, Bursa'yı tanıdıkça Balkanlar arasındaki benzerliklerin görüleceğini ifade ederek, "Balkanlar'da kalıcı barıĢ için bu medya forumunun Bursa'da yapılması çok önemli. Bursa, Balkan ülkelerinin küçük bir minyatürüdür. Son asırda büyük acılar yaĢayan Balkanlar'da medyanın geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey olacaktır" dedi. Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise, forum için Bursa'nın seçilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti. - BAŞKAN ALTEPE: - “BALKANLARI ŞANTİYEYE ÇEVİRDİK” - BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI RECEP ALTEPE, SON 6-7 YILDA TİKA’NIN YANI SIRA KENDİLERİNİN YAPTIĞI YATIRIMLARLA BALKANLAR’IN HER KÖŞESİNİN ŞANTİYEYE DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ BURSA (ĠHA) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç‟ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı‟nca düzenlenen „Balkan Ülkeleri Medya Forumu‟ Bursa‟da baĢladı. Toplantının açılıĢında konuĢan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, TĠKA‟nın yanı sıra son 6-7 yılda yaptıkları yatırımlarla Balkanlar‟ın her köĢesinin Ģantiyeye döndüğünü söyledi. Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi‟nin ev sahipliği yaptığı „Balkan Ülkeleri Medya Forumu‟nun açılıĢ törenine Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ve Bursa Valisi ġahabettin Harput ile Balkan ülkelerinden gelen basın mensupları katıldı. Kongre merkezi önünde kurulan stantları gezen BaĢbakan Yardımcısı Arınç ve beraberindekiler, BüyükĢehir Belediyesi standını da gezerek, belediye yayınlarından aldı. Forumun açılıĢ töreninde konuĢan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, tarihi kültürel miras çalıĢmaları kapsamında Balkanlar‟ı Türkiye‟de ayrı düĢünmenin mümkün olmadığını söyledi. Tarih baĢkenti olan Bursa nüfusunun yüzde 50‟sinden fazlasının Balkan göçmenlerinden oluĢtuğunu hatırlatan BaĢkan Altepe, Ģehirdeki her sokağın bir ucunun Balkanlar‟a çıktığını hatırlattı. Kosova ve Üsküp‟ün Ġstanbul‟dan 64 yıl önce fethedildiğini dile getiren BaĢkan Altepe, “Balkanlar Bursa‟dan giden komutanlar tarafından fethedildi. Farklı dili konuĢsak da yıllarca kardeĢlik içinde yaĢamasını bildik. Bu nedenlerle dost olması gereken öncelikli devletler biziz. Özellikle son 6-7 yılda sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetler, aĢure ve sünnet Ģölenleri gibi çeĢitli organizasyonlarla kardeĢlik bağlarımızı daha da kuvvetlendirmeye çalıĢıyoruz. TĠKA‟nın çalıĢmalarının yanında bizimde de bölgede yaptığımız tarihi kültürel miras çalıĢmalarıyla balkanların her köĢesi Ģantiyeye döndü. Biz sadece vermek için, birliği sağlamak için bölgedeki çalıĢmalarımızı devam ettireceğiz” diye konuĢtu. - BAKAN ARINÇ SOSYAL MEDYAYI PAD BİLGİSAYARDAN TAKİP EDİYOR - BURSA'DAKİ BALKAN MEDYA PLATFORMU'NDA BAZI ÜLKELERDE İHTİLALLERİN BAŞLANGICINA SEBEB OLAN SOSYAL MEDYANIN ÇAĞIMIZIN YENİ BİR KAVRAMI OLDUĞUNU ANLATAN BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ, AKŞAM GALA YEMEĞİNDE SERVİS ARASINDA IPAD'İNDEN SİTELERDE ÇIKAN HABERLERİNİ OKUDU, TWİTTER'DA KENDİSİNİ TAKİP EDENLERİ BİLGİLENDİRDİ BURSA (ĠHA) - BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Bursa'daki Balkan Medya Platformu'nun açılıĢ konuĢmasında çağımızın yeni kavramı olan sosyal medya gerçeğine dikkat çekti. Arınç, akĢam gala yemeğinde de Ģahsi pad bilgisayarından günlük haberleri kontrol edip twitter'daki mesajlara baktı. Devlete ait yayıncı kuruluĢlardan sorumlu BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Çelikpalas Otel'deki Balkan Medya Platformu Gala Yemeği'nde ara sıcak ile ana yemek arasındaki servis boĢluğunu değerlendirip ipad ile günlük haberleri ve twitter yazıĢmalarını kontrol etti. Emeklilerin bir talebini Meclis'te konu görüĢülürken twitter'dan alıp çözümüne katkı sağlayan Bülent Arınç, yeni seçim bölgesi Bursa'da da vatandaĢların twitter üzerinden kendisine ulaĢtırdığı problemlerin çözümüne çalıĢıyor. Bakan Arınç'ın pad bilgisayarı maharetli bir Ģekilde kullanmasını takip eden Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ile Vali ġahabettin Harput ise günlük hayatlarında mobil veya masa üstü bilgisayar kullanmıyor. Bülent Arınç'a twitter.com/bulentarinc adresinden ulaĢılabiliyor. Bakan gün içerisinde ve gece fırsat buldukça fanlarına ve kendini takip edenlere cevap yazıyor, meselelerin halli için çalıĢma baĢlatıyor. - BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU BURSA'DA BAŞLADI - BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ: - "SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ MERCEK ALTINA ALINMALIDIR" - ÖĞRENCİLER ARINÇ'A KOLLARINI İMZALATTI BURSA (ĠHA) - Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun açılıĢına katılan BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, ülkelerde toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin mercek altına alınması gerektiğini söyledi. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen ve iki gün sürecek olan Balkan Ülkeleri Medya Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde baĢladı. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubunu ağırlayan forumun açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin de katıldı. Kurdeleyi kesen Arınç, ardından kitap stantlarını gezerek yetkililerden bilgi aldı. Tören alanındaki Ġlköğretim öğrencileri Arınç'a defterlerini ve kollarını imzalatabilmek için birbirleriyle yarıĢtı. Arınç, toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin önemine dikkat çekerek, "Sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Libya, Mısır ve Balkan ülkelerinde toplumsal hareketi baĢlatmakta ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Artık hiçbir olay gizli kalmıyor. Hiçbir sınır orada olanların gizli kalmasını sağlamıyor. Ben bu toplantıda sosyal paylaĢım sitelerinin de masaya yatırılmasının faydalı olacağını düĢünüyorum. Medyanın dili çok önemli. Sizden beklentimiz, diliniz, düĢmanlıkları kürekleyen değil, birbirine yaklaĢtıran bir dil olmalı. Yorumlarınız hep doğruya ve barıĢa yöneltmeli" dedi. Balkanlar'ın Avrupa'nın en kırılgan bölgesi olduğunu ifade eden Arınç, "Bizler ortak bir coğrafyanın ve tarihin insanıyız. Bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanlar'ın kaderini birlikte yazdık. Bu birliktelik ortak bir kültüre yol açtı. Dünya medeniyetine katkı sundu. Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanın uğraĢ verdiği tüm alanlarda Balkan coğrafyası tarihe yön vermiĢtir. Dünya savaĢları, bu bölgede büyük acılar yaĢattı. Balkanlar demir perdeyle dünyaya kapandı. BarıĢa gölge düĢtü. Bugün Balkanlar demokrasiyle buluĢtu. Artık yepyeni bir dönemin içindeyiz. Artık soğuk savaĢ döneminin çalkantılarını geride bırakmıĢ, huzur arayan bir Balkanlar var önümüzde. KomĢularıyla sıfır problem Türkiye'nin dıĢ iliĢkilerdeki hedefidir. Ġstikrarın sağlamlaĢtırılması için elimizden geleni yapıyoruz. Balkanlar Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Burası herkes için sınav niteliğindedir" diye konuĢtu . Türkiye'nin komĢuları ve dünya ülkeleriyle olan iliĢkilerini geliĢtirdiğini anlatan Arınç, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Hükümet olarak ülkemizde azınlıkların özgürce yaĢamaları için ciddi çalıĢmalar yaptık. Yaptığımız kanunlarla azınlık vakıflarına ait tüm mallar iade edilmeye, kiliseler ibadete açılmaya baĢladı. Kısır çekiĢmeler, rasyonel olmayan talepler ve tarihi düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın huzur ve refahtan daha çok pay almaları için çalıĢmalıyız. Biz Balkanlar'ı kendi evimiz gibi görmekteyiz". Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, formun düzenlenmesinde emeği geçen herkese teĢekkür etti. Stratejik AraĢtırma Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ise, Balkan savaĢlarının yüzüncü yılında savaĢtan kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını aradıklarını söyledi. Bursa Valisi ġahabettin Harput, Bursa'yı tanıdıkça Balkanlar arasındaki benzerliklerin görüleceğini ifade ederek, "Balkanlar'da kalıcı barıĢ için bu medya forumunun Bursa'da yapılması çok önemli. Bursa, Balkan ülkelerinin küçük bir minyatürüdür. Son asırda büyük acılar yaĢayan Balkanlar'da medyanın geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey olacaktır" dedi. Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise, forum için Bursa'nın seçilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti. - BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU - YAZAR NUR BATUR: - "BALKANLAR'DA KALICI BARIŞIN TESİS EDİLMESİNİN AB ÇATISI ALTINDA GERÇEKLEŞECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM" - "TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN, BARIŞ VE İŞ BİRLİĞİ YOLUNDA ALMANYAFRANSA'YI ÖRNEK ALMALI" BURSA (ĠHA) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda konuĢan Sabah Gazetesi yazarı Nur Batur, "Almanya-Fransa yıllarca savaĢıp daha sonra ortak çıkarlarda buluĢabildiyse, Türkiye ve Yunanistan da aynısını yapabilir" dedi. Bugün gelinen noktada, demokratik barıĢ teorisinin Avrupa'da baĢarıya ulaĢtığını ifade eden Batur, "56 yıldır Avrupa öyle bir noktaya geldi ki, artık kimse savaĢı düĢünmüyor. Demokrasi, insan hakları ve ekonomik ortak çıkarlar doğrultusunda Avrupa'da barıĢ oluĢturulabildi" diye konuĢtu. TürkYunan yakınlaĢması baĢladığı zaman, hep Fransa-Almanya modeli üstünde durulduğunu belirten Batur, Ģunları söyledi: "Almanya-Fransa yıllarca savaĢıp daha sonra ortak çıkarlarda buluĢarak barıĢ ve iĢ birliği yolunu açabildiyse, Türkiye ve Yunanistan'da aynısını yapabilir. Avrupa Birliği, soğuk savaĢtan sonra eski doğu bloku ülkelerini içine alarak bugün 27 ülkeye ulaĢtı. Gerçekten demokratik barıĢ teorisinin baĢarıya ulaĢtığı bir platform, dünya coğrafyası haline geldi. Balkanlar'a baktığımız zaman, ne yazık ki aynı tabloyu göremedik. Soğuk savaĢın ardından demokratik barıĢ teorisinin uygulandığı ilk alanlardan birisi belki Balkanlar idi. Orta Asya coğrafyasında Sovyetler'in dağılmasının ardından birçok bağımsız ülke oluĢtu, fakat demokrasiden tam anlamıyla söz etmek mümkün değil. Balkanlar'da ise giderek daha güçlenen demokratik geleneğin yerleĢmeye baĢladığını görüyoruz. Çok yakın tarihte Bosna çok kanlı bir sınav geçirdi. Bugün gelinen noktada çok ciddi köprüler oluĢmaya baĢladı. Bunun en büyük örneği Türkiye-Yunanistan iliĢkileri. Kardak krizinde iki ülke savaĢın eĢiğinden döndü. Her an bir silah patlayabilirdi, bir savaĢ gerçekten bütün bölgeyi sarabilirdi. Sonrasında yaĢanan ikinci büyük krizde, Türkiye Yunanistan iliĢkilerinin dibe vurduğunu görüyoruz. O noktada demokrasilerin ve halkların devreye girdiğini hissettim. Demokratik ülkelerde halklar savaĢ istemiyor. Onun için siyasiler ister istemez belirli bir inisiyatif almak ve diyalog baĢlatmak mecburiyetinde kalıyor. 1999 ve 96 krizinde halkların savaĢ istemediği çok net bir Ģekilde ortaya çıktı". "SĠYASĠLER ÇOK CESUR ADIMLAR ATTI" Siyasilerin gerçekten çok cesur adımlar attığını ve inisiyatif aldığını anlatan Batur, Ģu görüĢleri dile getirdi: "Diyalog köprüsü kurdular. O gün aslında uygulanan stratejinin temeli, siyasi meseleleri dondurmak, daha sonra bunları çözecek bir siyasi ve ekonomik atmosfer oluĢturmaktı. Siyasi ve askeri diyalog kuruldu. Daha sonra ekonomik ve sosyal alanda müthiĢ bir yakınlaĢma baĢladı. ĠĢte o noktada medyanın rolü çok büyüktü. Ġki ülkede de milliyetçi medyadan söz etmek mümkün. Eğer medya milliyetçi akıma kapılsaydı buralara gelemezdik. O milliyetçi akımın içerisinde ortak çıkarların barıĢtan geçtiğini düĢünen medya mensupları bir araya geldik ve o yolu açabildik. Bugün Türk-Yunan iliĢkilerinde meseleler çözülmese de, gelinen noktayı ben hala baĢarılı olarak görüyorum. Bugün artık Türkiye ile Yunanistan arasında savaĢ olabileceğini düĢünmek çok zayıf bir ihtimal. Kimse savaĢı istemiyor, ama sorunlarda çözülmüĢ değil. Ekonomik ve ticari iliĢkilere baktığımız zaman 1999 yılında 400 milyon dolar olan iliĢkiler bugün 3 milyar dolara ulaĢmıĢ durumda". "BALKAN ÜLKELERĠ ARASINDA 20 YIL ÖNCEKĠ ATMOSFER YOK" Balkanlar'da da aynı atmosfere ihtiyaç olduğunu söyleyen Batur, "Bugün Balkan ülkeleri arasında 20 yıl önceki atmosfer yok. Burada medyanın çok büyük rolü var. Ortak çıkarların olduğunu vurgulayacak bir strateji uygulamak ve o üslubu geliĢtirmek gerekiyor. Bunun temelleri sadece barıĢ değil ortak çıkarlar. AB'nin kurulduğu dönemde nasıl Fransa ve Almanya ortak çıkarlarda buluĢup, medya bunu desteklediyse, aynı Ģekilde Balkanlar'da da medyanın bu rolü oynayabileceğini düĢünüyorum. Balkanlar'da kalıcı barıĢın tesis edilmesinin, AB çatısı altında olabileceğini, Avrupa'nın kurulduğu temeller üstünde kurulabileceğini düĢünüyorum" Ģeklinde konuĢtu. 03.05.2011 - BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ - BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ: - "BURSA'YA TURİST OLARAK DA BEKLERİZ" BURSA (ĠHA) - Bursa'da 2 gün süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi. BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, foruma katılanları Bursa'ya turist olarak da davet etti. Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi. Forumun kapanıĢ konuĢmasını yapan Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Biz burada konuĢulanlarla alınan sonuçları en iyi Ģekilde değerlendireceğiz. Umarım bu organizasyonlardan memnun olmuĢsunuzdur. Bursa tarihi ve kültürü çok derin bir ilimizdir. Halkımız sizi kucakladı. Sizin misafirliğinizden çok memnun kaldı. Gittiğiniz yerlere Bursa'dan selam iletiniz. Bursa'ya turist olarak da bekleriz. Sonuç bildirgesi de çok olumlu. Bakanlık olarak sonuç bildirgesinin takipçisi olacağız" dedi. Vali ġahabettin Harput ise, "Bursa ve Türkiye için tarihi bir organizasyondu. Organizasyonu en iyi Ģekilde sunmak için elimizden geleni yaptık. Bu güzelliği Bursa'mıza kazandırdıkları için teĢekkür ediyorum" diye konuĢtu. DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkan Yardımcısı Oğuz AteĢ, 2 gün süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu Sonuç Bildirgesi'ni okudu. Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları temsilcileri ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleĢtirildiğini ifade eden AteĢ, "Asya ve Avrupa arasında köprü iĢlevi üstlenen tarihsel ve kültürel ortak değerleri paylaĢan bir coğrafya olan Balkanların medya temsilcileri olarak, demokrasi bilinci ile geleceğini yönlendiren çok kültürlü hoĢgörü ortamını benimseyen Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleĢmiĢ barıĢçıl bir Balkanlar idealini paylaĢıyoruz. Bölge ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde, medyanın sahip olduğu gücü halkların mutluluk ve refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını taĢıyoruz. Günümüz toplumlarının birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik sistemde insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde çok kültürlü bir yapıyı benimsemesi gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliğinin birlikte yaĢam felsefesi baĢta olmak üzere insan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden Helsinki Nihai Senedi'ne ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi'ne kadar çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen basın özgürlüğünün önemini vurguluyoruz. Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının dayanıĢma içerisinde iliĢkilerini geliĢtirmelerinin Balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa genelinde bölgesel ve ulusla arası iĢ birliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını ifade ediyoruz. Forum katılımcısı medya mensupları olarak paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin medya kuruluĢları arasında sağlıklı ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde gerçeklik kazanacağını düĢünerek bu yönde kararlılığımızı kamuoyuna deklare ediyoruz. ĠletiĢim kararlarının sürekli açık tutulmasının teminen, bölge medya temsilcilerinin ortak bir platform altında örgütlenmesi çabalarının desteklenmesi yönünde ortak çalıĢma baĢlatılmasını teklif ediyoruz" dedi. Arınç, törene katılan ülke temsilcilerine ve derneklere plaket verdi. Plaketini almaya yöresel kıyafetleriyle çıkan bir Kırım Türk'ü herkesin ilgi odağı oldu. Arınç, törenin sonunda foruma katılanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi. - BALKANLARDAN İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISI - BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI RECEP ALTEPE, BURSA'NIN KOSOVA'YA DESTEĞİNİN SÜRECEĞİNİ BELİRTTİ - KOSOVA KAMU YÖNETİM BAKANI MAHİR YAĞCILAR İLE PRİŞTİNE BELEDİYESİ BAŞKAN VEKİLİ ENGİN BEYOĞLU, BURSA'DAN GÖRDÜKLERİ DESTEĞİN VE İŞ BİRLİĞİNİN ARTMASINI İSTEDİ BURSA (ĠHA) - BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, Bursa'nın her zaman Balkanların yanında olduğunu söyleyerek, Kosova'nın geliĢmesi için gereken desteğin verileceğini belirtti. BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, Kosova Kamu Yönetim Bakanı Mahir Yağcılar ile Gönül Dostları Sofrası'nda bir araya geldi. Bursa'da gerçekleĢtirilen 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu' sebebiyle Bursa'ya gelen Yağcılar, BaĢkan Altepe'ye Kosova'daki siyasi durum hakkında bilgi verdi. BaĢkan Altepe'ye, örnek ev sahipliğinden dolayı teĢekkür eden Kosova Kamu Yönetim Bakanı Mahir Yağcılar, "Bursa, önemli bir güç, BüyükĢehir Belediyesi de önemli bir belediye. Kosova'daki belediyelerle iĢbirliği yapılıyor. Bursa'da hemĢerilerimizin yaĢadığını biliyoruz. Geçen dönemde gerçekleĢtirilen iyi iliĢkilerin gelecek dönemde de devam edeceğine inanıyorum" dedi. Yağcılar, daha sonra BaĢkan Altepe'ye Kosova haritası modelli bir tablo hediye etti. BaĢkan Altepe de, Balkan ülkelerinden gelen yöneticileri Bursa'da ağırlamanın heyecanını yaĢadıklarını ifade ederek, "Kosova, dost ve kardeĢ ülkemiz. Kosova ile sık sık program yapıyoruz, etkinliklere katılıyoruz. KardeĢ kurumlar arasındaki iliĢkiler günde güne artıyor. Yapılacak iĢleri görüĢüyoruz. El birliğiyle Kosova'nın geliĢmesi için elimizden geleni yapıyoruz" diye konuĢtu. Öte yandan Bursa'nın kardeĢ Ģehri Kosova'nın baĢkenti PriĢtine'nin Belediye BaĢkan Vekili Engin Beyoğlu da, BaĢkan Altepe ile dostluk bağlarının güçlendirilmesi için neler yapılabileceğini konuĢtu. BaĢkan Altepe, Bursa ile PriĢtine arasında okullar, spor kulüpleri veya sivil toplum kuruluĢları bazında kardeĢlik iliĢkilerinin geliĢtirileceğini ve farklı çalıĢmalar yapılabileceğini vurguladı.