2-3 mayıs 2011 tarihleri arasında bursa`da düzenlenen balkan

Transkript

2-3 mayıs 2011 tarihleri arasında bursa`da düzenlenen balkan
T.C.
BAġBAKANLIK
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü
TÜRK HABER AJANSLARINDA
BALKAN ÜLKELERĠ MEDYA FORUMU
BURSA, 2-4 MAYIS 2011
HABER DAĠRESĠ BAġKANLIĞI
Mayıs 2011
AA
02.05.2011
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: (1)
-''TÜRKİYE OLARAK BİZİM BALKANLARA POLİTİKAMIZ, HERKES İÇİN
GÜVENLİKTİR,
DÜZEYLİ SİYASİ DİYALOGDUR, KARŞILIKLI EKONOMİK İLİŞKİLERDİR''
-''KOMŞULARLA SIFIR PROBLEM, ÇOK İYİ İLİŞKİLER, TÜRKİYE'NİN DIŞ
POLİTİKASINDAKİ EN ÖNEMLİ UNSURLARDAN BİRİSİDİR. BİZ BUNUN
ÜZERİNE YENİDEN DIŞ POLİTİKAMIZI BELİRLEDİK VE İSTİKRARI KORUMAK
VE SAĞLAMLAŞTIRMAK İÇİN ÇOK CİDDİ ADIMLAR ATTIK''
-''BÜTÜN OLUMLU GELİŞMELERE RAĞMEN BALKANLAR, HALEN AVRUPA'NIN
EN KIRILGAN BÖLGESİDİR. AVRUPA'DA KALICI BARIŞ VE İSTİKRARIN TESİSİ
AÇISINDAN BÖLGE, HERKES İÇİN BİR SINAV NİTELİĞİNDEDİR''
-''TÜM BÖLGE ÜLKELERİNİN AVRUPA VE AVRUPA-ATLANTİK PERSPEKTİFİNİ
GÖNÜLDEN DESTEKLİYORUZ''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
''Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur,
karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir'' dedi.
Bursa'da, BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayelerinde, BaĢbakanlık BasınYayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢıĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı tarafından düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya
Forumu'' törenle baĢladı.
Arınç, burada yaptığı konuĢmaya, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan,
Karadağ, Kosova, Makedonya, Romanya, Sırbistan, Slovenva ve Yunanistan'dan gelen
medya temsilcileri ve siyasetçilere ''hoĢ geldiniz'' diyerek baĢladı. Arınç, organizasyonu
düzenleyen BYEGM ve SAM'a teĢekkür erken, Türkiye'nin, seçkin yazarları, yayıncıları ve
medya yöneticilerinin de bu toplantıya 2 gün boyunca renk katacaklarını ifade etti.
Konuklara seslenen Arınç, ''Bizler, ortak bir coğrafyanın ve tarihin mensuplarıyız.
Hatta bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanların tarihini hep beraber yazdık.
Balkanların kaderini birlikte inĢa ettik'' dedi.
Arınç, yüzlerce yıllık bu birlikteliğin, ortak bir kültüre yol açtığını vurgulayarak, Ģöyle
konuĢtu:
''Ortaya koyduğumuz eserlerle evrensel bilime, dünya medeniyetine ve dünya kültür
hayatına hep beraber katkılar da bulunduk. Aristo olmasaydı, bugünkü modern bilim olabilir
miydi? Eski Yunan tragedyaları olamasaydı, Shakespeare o dahiyane tiyatro eserlerini
ortaya koyabilir miydi? Büyük Ġskender olmadan bir dünya tarihinden söz edilebilir mi?
Sokullu Mehmet PaĢa'nın adını anmadan Osmanlı Ġmparatorluğu'nun ihtiĢamından
bahsedebilir miyiz? Özetle yüzlerce örnek söylenebilir. Bilimden sanata, kültürden
medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanoğlunun uğraĢ verdiği bütün alanlarda Balkan
coğrafyası, tarihe yön vermiĢ ve öncülük etmiĢtir.''
Dünya konjonktüründeki geliĢmelerin, geçen yüzyılda bu bölgeyi olumsuz biçimde
etkilediğine değinen Arınç, Ģöyle devam etti:
''Birinci ve ikinci dünya savaĢları, her yerde olduğu gibi bu bölgede büyük ve tamiri
mümkün olmayan acıların yaĢanmasına sebebiyet verdi. Bu süreçte Balkanlar, demir
perdeyle dünyaya kapandı. Yüzyıllar boyunca devam eden barıĢ ve huzur ortamına gölge
düĢtü. Çift kutuplu dünyanın çatıĢmacı ruhu, Balkanlarda kendini gösterdi, zaman zaman
büyük acılar yaĢanmasına neden oldu. Ancak bugün Balkanlar demokrasiyle buluĢtu. Artık
yepyeni bir dönem ve sürecin içindeyiz. Soğuk savaĢ döneminin çalkantılarını geride
bırakmıĢ, huzur ve istikrar arayan Balkanlar var.
KomĢularla sıfır problem, çok iyi iliĢkiler, bu Türkiye'nin dıĢ politikasındaki en önemli
unsurlardan birisidir. Biz bunun üzerine yeniden dıĢ politikamızı belirledik ve istikrarı korumak
ve sağlamlaĢtırmak için çok ciddi adımlar attık. Bütün olumlu geliĢmelere rağmen Balkanlar,
halen Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Avrupa'da kalıcı barıĢ ve istikrarın tesisi açısından
bölge herkes için bir sınav niteliğindedir. Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes
için güvenliktir, düzeyli siyasi diyalogdur, karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir. Bölgenin çok etnikli
çok kültürlü ve dinli sosyal dokusunun muhafazası olarak dört temel esasa dayanmaktadır.
Tüm bölge ülkelerinin Avrupa ve Avrupa-Atlantik perspektifini gönülden destekliyoruz. Balkan
politikamızı yürütürken, 'bölgesel sahiplenme' ve 'kapsayıcılık' ilkelerini esas almaktayız.
Bölge liderlerinin yakınlaĢma ve uzlaĢı çabalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz.''
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-BASIN-YAYIN VE ENFORMASYON GENEL MÜDÜRÜ KARAKAYA:
-''ÇAĞDAŞ MEDYAYA DÜŞEN GÖREV, FARKLI KESİMLER ARASINDAKİ
ORTAK NOKTALARA DEĞİNMEK, İNSANLAR, TOPLUMLAR VE ÜLKELER
ARASINDA EMPATİ KURMAYI KOLAYLAŞTIRACAK ZEMİN OLUŞTURMAKTIR''
-DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SAM BAŞKANI ARAS:
-''BU TOPLANTIYLA BALKANLARDA, YEPYENİ BİR UFKUN
ORTAYA ÇIKTIĞINI GÖRMEKTEYİZ''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat
Karakaya, çağdaĢ medyaya düĢen görevin ''farklı kesimler arasındaki çeliĢkilere değil ortak
noktalara değinmek, insanlar, toplumlar ve ülkeler arasında empati kurmayı kolaylaĢtıracak
zemin oluĢturmak'' olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde düzenlenen
''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'''nun açılıĢında konuĢan Karakaya, bu toplantı için Bursa'nın
seçilmesinin ''bu güzel kentin tarihi ve kültürel dokusunda, Balkan ülkelerinin hiç de yabancı
olmadığı koĢulları barındırmasından'' kaynaklandığını söyledi.
Karakaya, Bursa medyasının, ülkemiz medyası açısından da önemli bir rolü
bulunduğunu belirterek ''Yerel, bölgesel medya, bu Ģehrimizde büyük geliĢme göstermiĢtir.
Bursa, adeta bu bölgenin medya üssü konumundadır'' dedi.
Medyanın, kamuoyu üzerinde etkisini giderek artırdığını vurgulayan Karakaya,
günümüzde medya mensuplarına yeni görev ve sorumluluklar düĢtüğünü kaydederek, Ģöyle
konuĢtu:
'Medya, haber verme, bilgilendirme ve geleneksel iĢlevlerinin yanında eğitme,
sosyalleĢtirme ve algı oluĢturma gibi etki alanları da oluĢturmuĢtur. Yazılan bir haber, servis
edilen bir fotoğraf, sanal ortamda oluĢan bir blok ya da diğer sosyal kümelenmeler, ülke
kamuoyunu derinden etkileyebilmektedir. Böylesi bir zeminde çağdaĢ medyaya düĢen görev,
farklı kesimler arasındaki çeliĢkilere değil ortak noktalara değinmek, insanlar, toplumlar ve
ülkeler arasında empati kurmayı kolaylaĢtıracak zemin oluĢturmaktır. Balkan ülkelerinin
medya kuruluĢları olarak bizler, bu bölgenin kültürel zenginliğini tarihi ve sosyal renkliliğini,
tüm bölge insanının paylaĢabileceği bir medya ortamı yaratmaktır. Toplumların kardeĢlik ve
dostluk duygularını geliĢtirecek iletiĢim kanalları kurmalıyız. Medyanın bu önemli görevini
daha iyi yerine getirilebilmesi, akademisyenler ve ilgili diğer tüm kurumların iĢbirliği ile
mümkün olacaktır''
SAM BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ise DıĢiĢleri Bakanlığı olarak son yılların, kendileri
için adeta Balkan yılları gibi olduğunu kaydederek, ''Politikayı Ģekillendiren enstrümanların
biri de medya. Medya, hem toplumsal taleplerin sürece katılımını, dıĢ politikanın daha
demokratik ortamda yapılmasını sağlıyor hem de kurumlar arası kurduğu netvorklarla
sınırları aĢan ölçekte dıĢ politika üzerinde etkiler oluĢturan bir enstrüman. Bu toplantıyla
Balkanlarda yepyeni bir ufkun aslında ortaya çıktığını görmekteyiz. Önümüzdeki yıl Balkan
SavaĢlarının yüzüncü yılı. Balkan SavaĢları, Balkan ülkeleri için değiĢik anlamlar ifade
ediyor. Ancak Balkan SavaĢı'nın yüzüncü yılı tüm Balkanlar ve Türkiye için aynı anlamı ifade
ediyor. Kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını arayan bir coğrafyayız. Bu coğrafyada medyanın etkili
bir enstrüman olarak kullanılmasının yollarını, bu toplantıda arayacağız'' diye konuĢtu.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-AA YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE GENEL MÜDÜRÜ DR. BENGİ:
-''BALKAN HABER AJANSLARI BİRLİĞİ, BALKANLARIN
DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİ İÇİNDE ÖNEMLİ MİSYON ÜSTLENDİ''
-''ÖZYAĞCILAR, GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENDİ.
TÜRKİYE'YE BALKANLARI MAKEDONYA'YI TAŞIMAKLA KALMADI,
O COĞRAFYAYA TÜRKİYE'Yİ GÖTÜRDÜ''
-HIRVATİSTAN GAZETECİLER BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI BRAILO:
-''KÜRESEL KRİZ NEDENİYLE DÜŞÜK MAAŞLARIN VERİLMESİNİN YANI
SIRA PARTTIME, YARI ZAMANLAR OLMAK ÜZERE MEDYA ÇALIŞANLARI
İŞİNİ KAYBETTİ. MEDYA SEKTÖRÜ, YÜZDE 30-40 ORANINDA KÜÇÜLDÜ''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel
Müdürü Dr. Hilmi Bengi, Balkan Haber Ajansları Birliğinin Balkanların demokratikleĢme
süreci içinde önemli misyon üstlendiğini söyledi.
Bengi, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde,
BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı
Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde
düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun, ''Balkanlarda Medyanın Genel Görünümü''
konulu birinci oturumunun ''DemokratikleĢme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya'' baĢlıklı ikinci
bölümünün moderatörlüğünü üstlendi.
Bu bölümde de ağırlık olarak kültürlerin barıĢa ve demokrasiye katkısı, Balkanlar'da
demokratikleĢme sürecinde çok kültürlülüğün payı üzerinde durulacağını ifade eden Bengi,
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın sunuĢ konuĢmasında belirttiği gibi
medyanın kullandığı dilin çok önemli olduğunu vurguladı.
Bengi, oturumun ilk bölümünde, Kardak kriziyle ilgili medyanın rolü konusuna
değinildiğini belirterek, Ģöyle konuĢtu:
''Somut olarak o süreci yaĢadık. Balkanlar'da somut atılmıĢ bir adım var. Medya
konusunda önemli bir adım; Balkan Ülkeleri Haber Ajansları Birliği. Anadolu Ajansı olarak bu
birliğin kurucularındanız. Balkan Haber Ajansları Birliği, Balkanlar'ın demokratikleĢme süreci
içinde önemli misyon üstlendi. Kardak krizi sırasında birliğin eski genel sekreterinin sarf ettiği
bir cümle var; 'Anadolu Ajansı ve Yunanistan'ın ANA Ajansı sorumlu bir habercilik takip ettiler
ve bu sorumlu bir habercilik sayesinde krizin büyümesinin önüne geçildi.' Bu görüĢü, önemli
bir gözlem olarak ben de paylaĢıyorum.''
Burada, Balkanlar açısından önemli mekanda, Bursa'da, Balkanlar ile ilgili konuları
tartıĢırken, çok kültürlülük konusunun büyük önem arz ettiğini anlatan Bengi, Ģöyle devam
etti:
''Son zamanlarda özellikle sinema sektörünün, dizi piyasasının, bu çok kültürlülüğe
önemli katkının sağladığını düĢünüyorum. Geçtiğimiz dönemde 10 Kasım'da Makedonya'da
toplantı düzenlenmiĢti. Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürümüzün de bulunduğu
toplantı sırasında, Üsküp'te televizyonları açtığımızda, her kanalda bir Türk dizisiyle
karĢılaĢıyorduk. Aynı olay diğer kanallarda da söz konusuydu. Erdal Özyağcılar ile birlikte bir
seyahatimiz oldu. 'Yabancı Damat' dizisindeki baklava ustası Özyağcılar'ı Yunanlılar'ın nasıl
bağrına bastıklarını ben gördüm, Ģahit oldum.''
Bengi, çok kültürlülükte medya kadar sinema sektörünün de sanatçıların da çok
önemli katkılarının bulunduğunu dile getirerek, ''Özyağcılar, gerçekten çok önemli bir rol
üstlendi. Türkiye'ye Balkanları Makedonya'yı taĢımakla kalmadı, o coğrafyaya Türkiye'yi de
götürdü'' dedi.
-SĠNEMA SANATÇISI ERDAL ÖZYAĞCILARSinema sanatçısı Erdal Özyağcılar ise foruma katılmasının 3 önemli nedeni
bulunduğunu belirterek, ''Bunlardan ilki, Bursalı olmamdır. Doğma büyüme Bursalıyım'' dedi.
YaklaĢık 2 yıl önce ''Elveda Rumeli'' dizisi dolayısıyla Makedonya'ya gittiğini hatırlatan
Özyağcılar, Ģunları söyledi:
''2,5 yıl Manastır'da kaldım. 2,5 yıllık oralıyım. Onların sıcak ilgisi halen yüreğimde.
Üçüncü ana sebebim forumun Balkan ülkeleri forumu olmasıdır. Bu dikkatimi çekti. ĠĢim
arasında geldim. Yarın sete gideceğim. Burada olmaktan çok mutluyum. Balkanlar benim için
olduğu kadar ülkemiz insanları için de çok önemli bölge. Bursa, yeĢil Bursa geçmiĢimizde
olduğu kadar bugün de konumu itibarıyla önemli kent. Foruma katılan misafirlerle ara
sokaklarda dolaĢtığımızı düĢünelim. Aslında birbirimize nasıl benzediğimize tanık
olacaksınız. Ben Makedonya'da iken buna tanık oldum. Siz de tanık olacaksınız. Anadolu,
Rumeli, Balkanlar Ģeklinde bir sınırlama yapılsa da yaĢadığımız zaman dilimine, bugünün
toplumlarına baktığımızda tüm kültürlerin birbirinden fazlasıyla etkilendiğini, barıĢ içinde
yaĢamak zorunda olduğunu kolaylıkla görebiliriz.''
Özyağcılar, ''Yabancı Damat''ta baklavacı bir karakteri canlandırdığını da belirterek,
Ģöyle devam etti:
''Kızıma Yunanlı genç aĢık oldu. O dizide çok enteresan, Niko'yu hayatımızın merkezi
haline getirdik. Aynı zamanda yüzyılları paylaĢtığımız insanlarla yarattığımız ortak değerleri
de görebilmek ve gösterebilmek mümkün oldu. Ġsviçre'de tatlı festivaline gittim. Yunanlı bir
tatlıcı beni evine götürdü. 'Ben de geleneklerime bağlıyım. Ben de bağırıyorum sen bensin'
diyor. Ġsviçre'de tatlıcı Gaziantepli tatlıcıyla kendini yakın buluyor. KesiĢme noktaları var.
Sütçü Ramiz'i oynadım. Balkanlar'ın hatıra defterlerini açtık. Bizim hayatlarımız, kavga ve
ayrıĢmak üzere değil, barıĢ üzerine birlikte yaĢamak üzerine kurulu olmalı.''
Bir kuĢak öncesine kulak verildiğinde ne yazık ki, acılar, göçler, terk edilen vatanlar ve
geride bırakılanların görüleceğini ifade eden Özyağcılar, ''Artık acıları değil, sevgileri ve
dostlukları paylaĢmak zorundayız. Artık birbirimizi anlamaya çalıĢmalı ve ortak geleceği
beraber kurmak için çaba harcamalıyız'' dedi.
-HIRVATĠSTAN GAZETECĠLER BĠRLĠĞĠ BAġKAN YARDIMCISI BRAILOHırvatistan Gazeteciler Birliği BaĢkan Yardımcısı Luko Brailo da Hırvatistan'ın geçen
yüzyılda küçük bir ülke için basında büyük geliĢme gösterdiğini söyledi.
2000'li yıllarda özel televizyonların sayısının arttığını anlatan Brailo, 2000-2007 yılları
arasında medyadaki büyüme oranları ve reklam gelirlerindeki artıĢın kayda değer olduğunu
belirtti.
Brailo, küresel ekonomik kriz baĢladığında gazeteciler için sosyal yaĢamın zor hale
geldiğini dile getirerek, Ģöyle konuĢtu:
''Küresel kriz nedeniyle düĢük maaĢların verilmesinin yanı sıra parttime, yarı zamanlar
olmak üzere medya çalıĢanları iĢini kaybetti. Medya sektörü, yüzde 30-40 oranında küçüldü.
Sansasyonel gazetecilik iĢin merkezine oturdu. Reklam gelirlerinin tek yolunun sansasyonel
haberler olduğunu düĢünüp yanlıĢ karar verdiler. Bugün Hırvatistan'da günlük gazeteler gün
geçtikçe birbirine benziyor. Ciddi, toplumu yansıtan haberleri sansasyonel haberler
arasından çıkarmak zorlaĢtı.''
Medya sahiplerinin bir dönem çok güçlü erke sahip olduğunu anımsatan Brailo,
medya sahiplerinin, bu dönemde bir servet edindiklerini kabul etmediğini söyledi.
Brailo, medyanın altın çağında kaliteye önem verilmediğini belirterek, yatırımcıların
temel amacının hissedarlarına daha fazla para kazandırmak olduğunu ifade etti.
Hırvatistan'da siyasetin doğrudan etkisinin geçen 10 yılda azaldığını anlatan Brailo,
sözlerini Ģöyle sürdürdü:
''Medyadaki ayrıĢma, devlet, kamu sektörü medyası ve özel medya daha karmaĢık
hale geldi. Baktığınız zaman bazı haber ajansları ve devlet gazeteleri özelleĢtirildi.
Hırvatistan televizyonunun siyasi etkileri, 2000'li yılların baĢlarında azaldı. Ama tekrar siyasi
etki artmaya baĢladı. Hırvatistan televizyonunun genel müdürü kendi gazetecilerine hakaret
ettiği için görevden alındı. Vekaleten müdür atandı. Geçici vekalet döneminde bazı siyasi ve
sosyal konularda taraf olma durumu ortaya çıktı.''
Ülkesinde bazı gazetecilerin suikastlere uğradığını, öldürüldüğünü ve dövüldüğünü
ifade eden Brailo, ''Gazetecilere saldırılar sıklaĢtı ve bu bizi kaygılandırıyor. Adalet Bakanlığı
ÇalıĢma Grubu, medya hürriyetini kısıtlayıcı suçlara daha ağır cezalar getirilmesi konusunda
ceza kanununa 2006 yılında hüküm koydu'' dedi.
Brailo, Hırvatistan Gazeteciler Birliği'nin temel hedeflerinden birisinin Basın Yayın
Kanunu'nun değiĢtirilmesi olduğunu vurgulayarak, daha özgür basın yayın yasasına sahip
olmak istediklerini bildirdi.
Hırvatistan'da medyanın 2009'un ikinci yarısında yeniden canlandığını belirterek,
''Yeni skandallar ve BaĢbakanın istifasından sonra etkisini artırdı. Bir süre sonra, bazı
okuyucular skandallardan sıkıldı ve medya organlarına ilgisi azaldı. Hırvatistan medyası
ülkenin demokratikleĢmesine, insan haklarının korunmasına büyük katkı sağlamıĢtır. Bunlar,
yasama yürütme ve yargıdan daha çok medyanın sayesinde geliĢti'' diye konuĢtu.
-KARADAĞ POBJEDA GAZETESĠ GENEL YAYIN YÖNETMENĠ KUSOVACKaradağ Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac ise konuĢmasına
baĢından geçen bir olayı anlatarak baĢladı.
YaklaĢık 10 yıl önce genç bir baba iken bir akrabasının çocuklarını hangi milli kültürde
yetiĢtireceğini sorduğunu söyleyen Kusovac, Ģunları ifade etti:
''EĢim ve benim çok uluslu mesleğim sayesinde hangi kimliği seçeceğimi merak
ediyordu. 'Karadağ mı? Sırp mı?' diye sordu. 'Hepsi birden' dedim. Onların benliğine çok
kültürlülüğü inĢa edeceğimi söyledim. 'Bir kiĢi aynı anda Sırp ve Karadağlı' olamaz demiĢti.''
Kusovac, Balkanlar'da kültürel iĢbirliklerinin hacim olarak büyüdüğünü görmenin
mümkün olduğunu dile getirerek, Ģöyle devam etti:
''Yugoslavya 10 yıldır sürekli savaĢın eĢiğinde. Milyonlarca insan kültürler arası
evlilikler yapıyor. Bazı düĢmanlıkların halen var olduğunu söylemek, gerçeğin dıĢına çıkmak
anlamına gelmez. 15 yıldır savaĢın sona ermesinden bu yana yeni jenerasyon var. Daha
önce beslenmiĢ düĢmanlıkların, insanların aĢağılanması değiĢiyor. Eski Yugoslavya'da kan
banyosunun sona ermesi gerekiyor. YaklaĢık 5-10-15 yıl önce yönetim kademelerine gelmiĢ
yeni jenerasyon var. Hangi atmosferde yetiĢtiler ve bizi nereye götürecekler? Çünkü
gerçekten bütün farklılıkları içselleĢtirebilirlerse ve Balkan ulusalcılığın, milliyetçiliğin ektiği
kötü tohumları ortadan kaldırırlarsa gerçekten bizler sürekli olarak farklılıklarımızın zenginlik
oluĢturduğunu söylemekzorundayız.''
Medyanın bu anlamda etkin rol oynaması gerektiğini belirten Kusovac, ''BaĢka
problem de karĢımızda duruyor. Medya bu konularla ilgili değil. Sürekli olarak bugün
gerçekten ucuz bilgilerden bahsetmek mümkündür. Önemsiz bilgilerdir ve Ģu anda bütün
reklam unsurları söz konusu olduğunda medyanın içeriği, editoryal tarafından belirlenmiyor.
Ürünlerini piyasaya sürmeye çalıĢanların etkisiyle Ģekilleniyor. Özellikle sürekli olarak
pompalanan ucuz haberler, maliyet etkili değil'' dedi.
Balkanlar'da 10-15 yıl içinde birçok medya iĢbirliği projelerinin baĢlatıldığını da belirten
Kusovac, sözlerini Ģöyle tamamladı:
''Ulusal engellerin kaldırılmasına yönelik çeĢitli projelerin zengin olduğunu
söyleyebilirim, ama elle tutulur baĢarıya ulaĢılamadı. Bu konferansın bizlere katacağı
kazanımların çok büyük olacağını düĢünüyorum. Medya projeleri anlamında konuĢursak,
programlar sayesinde birçok Ģeyi gerçekleĢtirebiliriz. Ġyi bir program olursa Yunanlı olsun,
Sırp olsun, Karadağlı olsun gerçekten hoĢgörüsüzlüğü ortadan kaldıracağımızı
düĢünüyorum. Programı düzenleyenlere çok teĢekkür ediyorum.''
-HĠLMĠ BENGĠ'NĠN KAPANIġ KONUġMASIDr. Hilmi Bengi, bu bölümün kapanıĢında, Özyağcılar'ın çok önemli bir tanımlama
yaptığını belirterek, ''Balkanlar'ın hatıra defterleri açıldı gerçekten. Gerçekten hatıralarımız
var. Bu hatıraları açtığı için Özyağcılar'a, dizi yapımcılarına ve oyunculara teĢekkür ediyoruz''
dedi.
Bu oturumda çok kültürlülük, demokratikleĢme ve medya konusunu ele aldıklarını
ifade eden Bengi, ''Balkan Medya Forumu'nu düzenlediği için BYEGM ve SAM'a teĢekkür
ediyoruz. Medyanın kapsamı içine sanatçıları da dahil ettik. Bu forumun kalıcı yapıya
dönüĢtürülmesini arzu ediyorum. ĠnĢallah, BYEGM öncülüğünde Balkan Medya Birliği'nin
tesisi için adım atılır diye sözlerimi bitiyorum'' dedi.
Oturumun ardından Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Dr. Hilmi
Bengi, Erdal Özyağcılar ve Kusovac'a, Bursa Valisi ġahabettin Harput da Brailo'ya plaket
verdi.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-FORUMUN İLK GÜNÜ, ''AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ ÇERÇEVESİNDE MEDYA''
KONULU OTURUMUN ''BALKANLAR'DA BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMA,
ORTAK DEĞERLER VE MEDYA'' BAŞLIKLI BÖLÜMÜYLE TAMAMLANDI
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve
DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun ilk günü, ''Avrupa Birliği
Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu oturumun ''Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Bir Arada YaĢama,
Ortak Değerler ve Medya'' baĢlıklı bölümüyle tamamlandı.
Moderatörlüğünü eski milletvekillerinden, gazeteci yazar Süleyman Gündüz'ün yaptığı
bölüme Hırvatistan'dan katılan gazeteci Denis KulyiĢ, Bosna-Hersek'in çok kültürlü, dinli ve
milliyetli bir ülke olduğunu ifade ederek, ülkedeki düzenin, yaĢayan üç milletin uzlaĢmasıyla
sağlanabileceğini dile getirdi.
Oslobocenye Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel Omeragiç,
gazetede, bölgesel iĢ birliği ve Bosna-Hersek'in AB ile bütünleĢmesine vurgu yaptıklarını
belirterek, bu konuları olabildiğince sayfalarına taĢıdıklarını bildirdi.
Dnevni Avaz Gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürü Ġndira Çatiç ise Bosna-Hersek'in iki otonom
yapıdan oluĢtuğunu dile getirdi. Çatiç, ''Bosna-Hersek'te yaĢamak kolay değil çünkü devletin
bir kısmı, devleti görmezden geliyor'' dedi.
Bosna-Hersek'te yaĢanan acı savaĢa da değinen Çatiç, bölgedeki insanların halen
komĢularına yönelik tam anlamıyla açılmadığını kaydetti.
Bursa'da yayımlanan Olay gazetesinin köĢe yazarı Ahmet Emin Yılmaz ise Bosna
Hersek'te birlikte yaĢama anlayıĢın daha da geliĢtirilmesi durumunda ısrarla vurguladıkları bir
arada yaĢama kültürünün daha da anlam kazanacağını belirterek, ''YaĢanan zenginliklere
toplumsal açıdan farklı kazanımlar getireceğini düĢünüyorum. Hatta yerel medyanın, sivil
toplum örgütlerinin kültürel organizasyonlarında daha da etkili hale gelmesinin gerekli
olduğunu günümüzün yaĢama koĢullarına bakarak söyleyebilirim'' diye konuĢtu.
Oturumda, Sırbistan'ın Resmi Haber Ajansı Tanyug'un Genel Müdür Yardımcısı
Tatyana Trikiç Vasilyeveiç de bir konuĢma yaptı.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-BOSNA-HERSEK TV1 EDİTÖRÜ VE SPİKERİ DELIÇ:
-''AB, TÜRKİYE'Yİ ONLARCA YILDIR HAKSIZCA EŞİKTE OYALAMAKTADIR.
KÜLTÜREL, TARİHİ, ÖN YARGILI OLAYLARIN ETKİSİ BÜYÜKTÜR. BİZİM
BÖLGEMİZDEKİ ÜLKELERİN, ÖZELLİKLE TÜRKİYE VE BOSNA-HERSEK'İN
ENTEGRASYONU SAĞLANMALIDIR''
-SİYASET, EKONOMİ VE TOPLUM ARAŞTIRMALARI VAKFI'NDAN TURHAN:
-''BALKANLAR KONUSUNDA AB'NİN TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE
ÇALIŞMASI DA ŞART. TÜRKİYE'NİN TARİHİ DENEYİMİNDEN, OSMANLI
MİRASINDAN YARARLANMAK GEREKİYOR''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bosna-Hersek TV1 editörü ve spikeri Emina Deliç, ''AB,
Türkiye'yi onlarca yıldır haksızca eĢikte oyalamaktadır. Kültürel, tarihi, ön yargılı olayların
etkisi büyüktür. Bizim bölgemizdeki ülkelerin, özellikle Türkiye ve Bosna-Hersek'in
entegrasyonu sağlanmalıdır'' dedi.
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen
''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' çerçevesinde, ''Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya''
konulu oturum gerçekleĢtirildi.
Oturumda söz alan Bosna-Hersek TV1 editörü ve spikeri Emina Deliç, Türkiye'deki
gazetecilerle birlikte çok güçlü iradelerinin olduğunu belirterek, ''ÇalıĢırken aynı duygusal
tepkileri gösteriyoruz'' dedi.
Türkiye'yi ziyaret etmenin, içinde her zaman heyecan uyandırdığını ifade eden Deliç,
''Küçük kız iken Ġstanbul'u ziyaretimde aynı dili konuĢtuğumuzun farkına vardım. BoĢnakça
kelimelerle karĢılaĢtım. Sonra babam, Türkçe'den BoĢnakça'ya giren kelimeler olduğunu
söyledi. Gerçekten de öyle, aynı dili konuĢuyormuĢuz gibiyim. 'Binbir Gece' dizisinin bütün
bölümlerini seyredemediğim için Türkçe konuĢamayacağım'' diye konuĢtu.
Deliç, Türkiye ve Bosna-Hersek'in ortak bir geçmiĢi paylaĢtığını vurgulayarak,
bölgedeki ülkelerin güçlü, dostane iliĢkilerle birbirine bağlı olduğunu, ancak bazı problemlerin
de yaĢandığını söyledi.
Bosna-Hersek'in savaĢ sonrası oldukça zor bir ekonomik kriz yaĢadığını dile getiren
Deliç, 1994-1995 yıllarında Bosna-Hersek'e gösterilen saldırılardan çok yara alındığını,
bunun etkilerinin sürdüğünü anlattı.
Avrupa'da istikrar ve barıĢın olması, bunun için de AB'nin bölgedeki tüm ülkelere tam
üyelik persfektifiyle yaklaĢması gerektiğini anlatan Deliç, Ģöyle devam etti:
''AB, özellikle Bosna-Hersek'te Müslümanlara yönelik soykırım ve katliamların
hesabını bile sormamıĢtır. Bosna-Hersek'te birçok kiĢi, AB'ye doğru yaklaĢımı, kendi tarih ve
kültürünü koruyarak bakıyor. AB'de Avrupalı Müslümanlara karĢı ikinci sınıf vatandaĢ
yaklaĢımı var. AB, Türkiye'yi onlarca yıldır haksızca eĢikte oyalamaktadır. Kültürel, tarihi, ön
yargılı olayların etkisi büyüktür. Bizim bölgemizdeki ülkelerin, özellikle Türkiye ve BosnaHersek'in entegrasyonu sağlanmalıdır.''
Deliç, Bosna-Hersek'in futbol federasyonuna yönelik de farklı tutumlar sergilendiğini
belirterek, ''Avrupa ve dünya futbol Ģampiyonalarına Bosna Hersek takımı giremiyor.
Dünyada kulüpleri ve milli takımı, uluslararası müsabakalardan men edilmiĢ federasyon
sadece Bosna Hersek'tir. Bu da Sırp Cumhuriyetinin uygulamalarından kaynaklanıyor.
Burada barıĢtan, demokrasiden bahsedilirken, bazen ne yazık ki, çatıĢmalar ve engellemeler
yüzünden Balkanlar kelimesi savaĢ anlamına gelmiĢtir'' diye konuĢtu.
Emina Deliç, Balkan Ülkeleri Medya Forumu gibi etkinliklerin barıĢın tesisi ve
demokrasinin sağlanması konusunda mükemmel fırsatlar olduğunu ifade ederek, diyalog ve
demokrasi kültürü oluĢması açısından büyük önem taĢıdığını anlattı.
-DR. FATMA SEL TURHAN'IN KONUġMASISiyaset, Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfı'ndan Dr. Fatma Sel Turhan ise AB'de
son dönemde yaĢanan ekonomik krizler nedeniyle ciddi geniĢleme yorgunluğu yaĢandığını
bildirdi.
Bu konuda batı medyasında sık sık yazılar yer aldığını belirten Turhan, batı
Balkanların birliğe dahil olması konusunda olumsuz tavır gözlendiğini söyledi. Böyle bir
geniĢlemenin birlik üzerinde ilave yük olacağı konusunda fikirlerin hakim olduğunu dile
getiren Turhan, Ģöyle konuĢtu:
''Batı, Balkanlara yönelik geliĢmeler, bölgenin yararına yapılanları bitmek bilmeyen
yük gibi görülüyor. AB'nin sürdüğü Ģartlar halka yeni yükler yüklediği için eskisi gibi heyecan
yaratmıyor. Halkı birbirinden uzaklaĢtırdığı ve iliĢkileri azalttığı söyleniyor. AB de batı
balkanların üyeliği konusunda ciddi çaba sarf etmek zorunda. Batı Balkanların üyeliği, AB'nin
güvenliğinin sağlanması anlamına geliyor. Bölgede ciddi değiĢikliklere yol açacağı bir gerçek.
Balkanların istikrarı demek, AB'nin güven içinde olması demek. AB, geniĢleme
yorgunluğundan silkinip Balkanlarla ilgili sorunlara değinmelidir.''
Turhan, bu noktada medyaya önemli görevler düĢtüğünü vurgulayarak, ''Ġçerdeki
yabancı, kenar, arka bahçe gibi Balkan tanımlamalarından sıyrılıp batı medyasının bölgeyi
Avrupa'nın bir parçası gibi görmesi gerekiyor. Parçası değil de uzantısı gibi bir dil kullanılıyor.
Balkan konusunda AB'nin Türkiye ile iĢbirliği içinde çalıĢması da Ģart. Türkiye'nin tarihi
deneyiminden, Osmanlı mirasından yararlanmak gerekiyor'' dedi.
-ARNAVUTLUK'TAN GAZETECĠArnavutluk'tan Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi de Arnavut
nüfusunun kendini Avrupa'nın, AB'nin bir parçası olarak görmek istediğini söyledi. Bu
durumun uzak göründüğünü ifade eden Raxhimi, ''Üyelik için biraz vakit gerekiyor ama olup
olmayacağı da belli değil'' dedi.
Medyanın Arnavutluk'un AB ile ilgili gerçek durumu konusunda değerlendirme ya da
tartıĢmasının olmadığını dile getiren Raxhimi, Ģunları kaydetti:
''Brüksel'de Arnavutluk medyasının sadece 3 muhabiri var. Ülke katılım anlaĢmasını
sağlamıĢtır ancak medyada kamuoyunu bilgilendiren haber yayımlanmamıĢtır. AB, artık
günümüzün jeopolotik faktörlerinden biridir, özellikle balkanlar açısından. AB'nin,
Balkanlardaki iç politikada da etkisi var. Medyada, AB'nin bize katacağı konular, bizim
katkılarımız nedir, bunların derinlerine inilmiyor. Bu konuda haberler, 'AB Ģunu söylüyor;
Arnavutluk Bakanı Ģunu söylemiĢ' gibi birinci ağızdan nakil Ģeklinde yapılıyor. Yorum ve
kanaat oluĢturmak yerine birinci ağızdan haber yapılıyor.''
Arnavutluk'ta tartıĢmalı seçimlerin yapıldığını vurgulayan Raxhimi, ''AB, bunu temel
sorun olarak görüyor. AB'nin tutumuyla ilgili haberler yapılıyor tabii ki. Halk, çok uzaktaki
imparatorluğun gelip kendilerini içine almasını bekliyor. Alınca da nasıl olacak bilmiyoruz''
diye konuĢtu.
-''BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU'' BAŞLADI
-BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ'IN HİMAYESİNDE DÜZENLENEN
FORUM, ÜLKE TANITIM ŞENLİĞİ VE FOTOĞRAF SERGİSİ
AÇILIŞIYLA BAŞLADI
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bursa'da, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent
Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM)
ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca düzenlenen
''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' baĢladı.
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, forum çerçevesinde düzenlenen
ülke tanıtım Ģenliği ve fotoğraf sergisinin açılıĢında yaptığı konuĢmada, bugün Bursa'da çok
önemli konukların olduğunu ve çok güzel bir toplantı yapılacağını söyledi.
Ġki gün sürecek olan toplantının baĢlangıcında bulunduklarını ifade eden Arınç, Ģöyle
konuĢtu:
''Bildiğiniz gibi DıĢiĢleri Bakanlığımız, Basın Yayın ve Enformasyon Genel
Müdürlüğümüzün yani benim uhdemdeki bakanlığımızın müĢtereken hazırladıkları Balkan
Ülkeleri Medya Forumunu bugün baĢlatıyoruz. Bu vesile ile hem gösteriler yapılacak
toplantının baĢında hem de gördüğünüz standlarda sergiler açılacak ve bu sergileri hep
beraber gezeceğiz. Toplantımızın baĢında gösterdiğiniz ilgiye, heyecana, coĢkuya çok
teĢekkür ediyorum. 11 ülkeden çok değerli medya mensuplarımız var. Radyo-televizyon
yayıncıları var. Türkiye'den katılan, her birini çok yakinen tanıdığınız değerli medya
mensuplarıyla ortak toplantılar yapacağız. Ġki günlük toplantımıza ev sahipliği yapan değerli
Bursa Valiliğimize baĢta Sayın Valimiz olmak üzere BüyükĢehir Belediye BaĢkanlığımıza ilgili
kurum ve kuruluĢlara çok teĢekkür ediyorum. AçılıĢımız hayırlı olsun.''
Forumun açılıĢ kurdelesi Arınç, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan
Devlet Bakanı Süleyman Uglyanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü
Murat Karakaya ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı (SAM) Prof. Dr.
Bülent Aras ve Bursa Valisi ġahabettin Harput tarafından kesildi.
Arınç ve beraberindekiler daha sonra kurulan standları gezerken mehter takımı ve
halk oyunları ekibi gösteri sundu.
Forumun ilk günü olan bugün, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
yanı sıra Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, SAM BaĢkanı Prof.
Dr. Bülent Aras, Bursa Valisi ġahabettin Harput ve BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep
Altepe'nin açılıĢ konuĢmalarının ardından ''Balkanlarda Medyanın Genel Görünümü' konulu
ilk oturum yapılacak.
BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ġbrahim Kalın'ın
açılıĢ konuĢmasını yapacağı oturumun ''Demokratik BarıĢ ve Medya'' konulu ilk bölümünde,
Türkiye adına Prof. Dr. Yasin Aktay, Sabah Gazetesi KöĢe Yazarı Nur Batur, Yunanistan'dan
Uluslararası Gazeteciler Federasyonu Üyesi ve gazeteci Nikos Megrelis, Bulgaristan'dan 24
Chasa gazetesi dıĢ politika muhabiri Georgi Milkov, Romanya'dan da Nine O'Clock Genel
Yayın Yönetmeni Gabriela Bogdan değerlendirmelerde bulunacak.
''DemokratikleĢme Süreci, Çok Kültürlülük ve Medya'' konulu ikinci bölümde ise
Türkiye adına Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi
Bengi, Sinema Sanatçısı Erdal Özyağcılar, Hırvatistan'dan Novi List gazetesinden Luko
Brailo, Sırbistan'dan Politika gazetesi dıĢ politika yorumcusu Bosko Jaksic, Karadağ adına
Pobjeda gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Srdjan Kusovac birer konuĢma yapacak.
''Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu ikinci oturumunun ''AB Üyelik
Süreci ve Medya'' baĢlıklı ilk bölümünde Türkiye'den Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz
Aktar, Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız, Makedonya'dan Üsküp
Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yasna Baçovska, Slovenya'nın Dnevnik gazetesinden
Ervin Hladnik Milharcic, Karadağ'dan Vijesti gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihailo
Markoviç bilgiler aktaracak.
Oturumun ikinci bölümünde, Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi uzmanı Dr.
Abdullah Özkan ve Siyaset, Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfından Dr. Fatma Sel
Turhan'ın yanı sıra Arnavutluk'un Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi,
Kosova'dan BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakiqi, Bosna-Hersek'tan TV1
editörü ve spikeri Emina Delic, ''AB Üyelik Süreci ve Medya'' konusunda değerlendirme
yapacak.
''Balkanlar'da BarıĢ Ġçerisinde Bir Arada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya'' konulu
son bölümde ise gazeteci yazar Süleyman Gündüz, Bursa Olay gazetesi köĢe yazarı Ahmet
Emin Yılmaz, Türkiye'ye yönelik konuĢmasından sonra Hırvatistan'dan gazeteci Denis
Kuljis, Bosna-Hersek'ten Oslobodenje gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel
Omeragic ve Dnevni Avaz gazetesi Yazı ĠĢleri Müdürü Ġndira Catic konuĢacak.
AkĢam, Çelik Palas Oteli'nde gala yemeği verilecek.
-YARINKĠ OTURUMLARYarın gerçekleĢtirilecek ''Bölgesel Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde
Medyanın
Konumu'' konulu birinci oturumun ''Bölgesel BarıĢ, Ġstikrar ve Medya'' konulu ilk bölümünde,
Türkiye'den Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Sedat Laçiner,
Bulgaristan'dan TV7 Televizyonu program yapımcısı Emil Koshlukov, Yunanistan'dan
Angelioforos gazetesini temsilen Bali Kiryaki, Romanya'dan da MEDIAFAX dıĢ politika
editörü Miruna Badea bilgiler sunacak.
Oturumun ''Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya'' konulu ikinci
bölümünde ise Türkiye'den DıĢiĢleri Bakanlığı SAM BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras, TVNET
DıĢ Haberler editörü Yasemin Akyol, Kosova'dan gazeteci Valjeta Kosumi, Sırbistan'dan
VREME dergisi Ģef editörü Dragoljub Zarkovic değerlendirmelerde bulunacak.
''Geleceğin Kurgulanmasında Medyaya DüĢen Sorumluluk: Balkan Ülkeleri Medya
Platformu'' konulu ikinci oturumda ise CNN Türk'ten Yavuz Oğhan,
Arnavutluk'tan
akademisyen Enika Abazi, Hırvatistan'dan televizyon muhabiri
Ġndira Biscevic,
Makedonya'dan da Üsküp Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Goce Naumovski konuĢma
yapacak.
Aynı günün akĢamı düzenlenecek kapanıĢta sonuç bildirisi okunacak ve katılım
sertifikası dağıtım töreni düzenlenecek.
4 Mayıs ÇarĢamba günü ise Balkan Ülkeleri Basın Hatıra Ormanı oluĢturulacak.
Konuk heyet, Bursa'nın tarihi ve turistik mekanlarını ziyaret edecek.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ:
-''ARTIK, TARİHSEL DÜŞMANLIKLAR VE NEFRET ÜZERİNE OLUŞTURULAN
POLİTİKALAR İLE BÖLGESEL BARIŞ VE HUZUR ORTAMINI YAKALAMAK
MÜMKÜN DEĞİLDİR''
-''HÜKÜMET OLARAK ÜLKEMİZDE YAŞAYAN BAŞTA RUMLAR OLMAK ÜZERE,
TÜM AZINLIK VE FARKLI İNANCA MENSUP VATANDAŞLARIMIZIN,
İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞAMASI VE İHTİYAÇLARININ KARŞILANMASI İÇİN
ÇOK CİDDİ ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTİRDİK''
-''YAPMIŞ OLDUĞUMUZ KANUN, YÖNETMELİK VE MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ
İLE AZINLIK VAKIFLARINA AİT OLAN MALLAR İADE EDİLMEYE BAŞLANMIŞ,
TARİHİ NİTELİKTEKİ KİLİSELER İBADETE AÇILMIŞ, DİN ADAMI İHTİYACININ
KARŞILANMASININ ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMIŞTIR''
-''AYNI COĞRAFYAYI PAYLAŞAN BİZLER BÜTÜN ENERJİMİZİ, KISIR
ÇEKİŞMELER, FAYDASIZ İNATLAŞMALAR, RASYONEL OLMAYAN TALEPLER
VE TARİHSEL DÜŞMANLIKLARI SÜRDÜRMEK YERİNE, İNSANLARIMIZIN,
DEMOKRASİDEN, ÖZGÜRLÜKLERDEN, HUZUR VE REFAHTAN PAY ALMALARI
İÇİN KULLANMALIYIZ''
-''İLİŞKİLERİMİZE KORKULARIMIZ, KOMPLEKSLERİMİZ DEĞİL, ÜMİTLERİMİZ
VE ÖZGÜVENİMİZ YÖN VERMELİDİR''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
''Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve
huzur ortamını yakalamak mümkün değildir'' dedi.
Arınç, ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nda yaptığı konuĢmada, Türkiye'nin
Yunanistan ile iliĢkilerine dikkati çekerek, Balkan ülkeleri arasındaki yakınlaĢma ve uzlaĢı
çerçevesinde bu ülke ile olan iliĢkileri de yeniden gözden geçirdiklerini söyledi.
Arınç, BaĢbakan Erdoğan'ın Türk-Yunan iliĢkilerine yeni bir ivme kazandırılması
amacıyla BaĢbakan Papandreu'ya Ekim 2009'da gönderdiği mektupla baĢlayan yeni bir
vizyonla ortaklık hedefleyen sürecin, iki ülke baĢbakanlarının eĢ baĢkanlığında ''Yüksek
Düzeyli ĠĢbirliği Konseyi''nin oluĢturulmasıyla neticelendirildiğini belirtti.
Yunanistan ile iliĢkilerin her alanda geliĢtirilmesi ve çeĢitlendirilmesinin hükümetin
öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Arınç, ''Türkiye ve Yunanistan arasında karĢılıklı
saygı ve anlayıĢ temelinde geliĢtirmeye çaba gösterdiğimiz iliĢkiler, bölgesel barıĢ, istikrar
ve güvenlik açısından da önem taĢımaktadır. Bu çerçevede 2010 yılı, Yunanistan ile
1999'dan bu yana sürdürmekte olduğumuz ikili iĢbirliği ve diyalog sürecine yeni bir ivme
kazandırılması yönünde önemli geliĢmelere sahne olmuĢtur'' diye konuĢtu.
-''AZINLIK VE FARKLI ĠNANCA MENSUP VATANDAġLAR''Arınç, Sırbistan ile de ciddi diplomatik temaslar baĢlatarak iki ülke arasındaki iliĢkileri
geliĢtirecek adımlar attıklarını ifade ederek, Ģunları kaydetti:
''Yine aynı anlayıĢla, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kosova, Makedonya, Bulgaristan,
Slovenya, Romanya, Karadağ ve Arnavutluk ile iliĢkilerimizi de aynı düĢünce doğrultusunda
geliĢtirmekteyiz. Bütün bunlara ilaveten, hükümet olarak ülkemizde yaĢayan baĢta Rumlar
olmak üzere, tüm azınlık ve farklı inanca mensup vatandaĢlarımızın, inançlarını özgürce
yaĢaması ve ihtiyaçlarının karĢılanması için çok ciddi çalıĢmalar gerçekleĢtirdik. YapmıĢ
olduğumuz kanun, yönetmelik ve mevzuat değiĢiklikleri ile azınlık vakıflarına ait olan mallar
iade edilmeye baĢlanmıĢ, tarihi nitelikteki kiliseler ibadete açılmıĢ, din adamı ihtiyacının
karĢılanmasının önündeki engeller kaldırılmıĢtır.''
Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ
ve huzur ortamını yakalamak mümkün değildir. Aynı coğrafyayı paylaĢan bizler bütün
enerjimizi, kısır çekiĢmeler, faydasız inatlaĢmalar, rasyonel olmayan talepler ve tarihsel
düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın, demokrasiden, özgürlüklerden, huzur ve
refahtan pay almaları için kullanmalıyız. ĠliĢkilerimize korkularımız, komplekslerimiz değil,
ümitlerimiz ve özgüvenimiz yön vermelidir. Biz içinde akraba ve soydaĢ topluluklarımızın da
yaĢadığı Balkanları, kendi evimiz gibi görmekteyiz.''
-''MEDYANIN TARĠHĠ SORUMLULUĞU''Balkan ülkelerinin ve halklarının bu yeni dönemdeki karĢılıklı iliĢkilerini geliĢtirmede,
dostluğun ve kardeĢliğin yeniden tesisinde, modern dünyanın en güçlü aracı olan medyanın
tarihi bir sorumluluğu olduğunu ifade ederek, Ģöyle devam etti:
''ĠĢte bugün bu sorumluluğun gereğini konuĢmak ve birlikte tartıĢmak
üzere
buradayız, aynı çatı altındayız. Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında yine bana bağlı olan
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun ev sahipliğinde Güneydoğu Avrupa Kamu Hizmeti
Medyası Birliği Toplantısı'nı gerçekleĢtirdik. Kamu yayıncılığında yeni arayıĢların tartıĢıldığı
o toplantının ardından gerçekleĢen bu toplantı bir ilk olma özelliğini taĢımaktadır. Buradan
ortaya çıkacak fayda
öncelikle yüz yüze gelmemizdir, birbirimizin gözünün içine
bakmamızdır. Soğuk SavaĢ dönemlerinde, aramızda demir perdelerin olduğu zamanlarda
bu imkanlardan
bile mahrum kaldık. KiĢisel, toplumsal tecrübelerimizi birbirimize
aktaramadık. Aynı tarihi tecrübeye sahip, aynı coğrafyanın, aynı kültürel haritayı paylaĢan
devletlerin, politikacıları, aydınları, yazarları, gazetecileri olarak uzun yıllar birbirimizden
haberdar olamadık.''
Arınç, bugün sınırları olmayan küresel bir dünyada yaĢadığımıza dikkati çekerek,
Ģöyle dedi:
''Bütün mesafeler ortadan kalktı. ĠletiĢim ve ulaĢtırma teknolojilerindeki geliĢmeler
uzak mesafeleri yakınlaĢtırdı. Adına 'küreselleĢme', 'enformasyon çağı', 'bilgi çağı' denilen
bu yeni dönem, bizden yeni bir dikkat, yeni bir sorumluluk göstermemizi gerektiriyor. Ġnsani
ve evrensel değerleri daha çok gözetmemiz gereken bir sorumluluk. Ekonomik olarak güçlü
ülkelerin, büyük çıkar gruplarının medya alanında da güçlü organizasyonlar kurması bilgiye,
habere eriĢimi kolaylaĢtırıyor, ama dezenformasyonu, bilgi
yetmiyor.''
kirliliğini ortadan kaldırmaya
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA PLATFORMU
-YUNANLI GAZETECİ MEGRELIS:
-''GAZETECİLER HER ZAMAN BARIŞI DESTEKLEYEN VE SAVAŞI İSTEMEYEN
KİŞİLER OLMALIDIR''
-BULGAR GAZETECİ MİLKOV:
-''BALKANLAR'DA ETNİK HOŞGÖRÜNÜN SAĞLANABİLMESİ MEDYANIN
YAPABİLECEĞİ BİR ŞEYDİR''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis, gazetecilerin
propaganda yapmaması ve terörizme kökeni ne olursa olsun karĢı olması gerektiğini ifade
ederek, ''Gazeteciler her zaman barıĢı destekleyen ve savaĢı istemeyen kiĢiler olmalıdır''
dedi.
Balkan Ülkeleri Medya Platformu kapsamında, ''Demokraside BarıĢ ve Medya''
konulu oturum Doç. Dr. Yusuf Tekin moderatörlüğünde yapıldı.
Oturuma katılan Sabah gazetesi köĢe yazarı Nur Batur, yaptığı konuĢmada, Balkan
ülkeleri arasında diyaloğun ne kadar önemli olduğunu bizzat yaĢayarak ve içinde o diyaloğu
kurmaya çalıĢan bir gazeteci olarak bu formun Balkan ülkeleri arasında köprü oluĢturmasını
istediğini söyledi.
Batur, sadece Balkanlarda değil, barıĢın aslında bütün dünyada bir hayal, rüya
olduğunu ifade ederek, Ģöyle konuĢtu:
''Kısa geçmiĢe baktığımız takdirde bugün barıĢtan bahsediyoruz, ama savaĢ o kadar
yakın ki Balkanlar'daki savaĢın 100. yılı yakında anılacak. Acı yıllardı. Ben 2 yıl önce
Bosna'ya gittim. Orada yaĢanan acıyı hakikaten görüyorsunuz ve savaĢın hakikaten ne
kadar acı bir Ģey olduğunu görüyorsunuz. SavaĢ çok uzak değil. Hele etnik, din, dil
ayrılıklarının olduğu coğrafyada savaĢ çok uzak değil. Demokratik barıĢın temelleri
Avrupa'da atıldı. Demokratik barıĢ teorisi Avrupa'da baĢarı kazandı. 56 yıldır, Ġkinci Dünya
SavaĢı'ndan beri Avrupa, Batı Avrupa öyle bir noktaya geldik ki artık kimse savaĢı
düĢünmüyor. Demokrasi, insan hakları ve ortak çıkarlar doğrultusunda Avrupa'da bu
oluĢturulabildi. Soğuk savaĢ sonrasında Avrupa, bu eksen, bu temeller üzerinde barıĢı
kurmakta baĢarı sağlayabildi.''
-''HABER YERĠNE PROVOKASYONU SEÇTĠLER''Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis ise geçmiĢ yıllarda Yunan medyasında yaĢanan bir
olayı hatırlattı.
BaĢbakan Erdoğan'ın Yunanistan programının iptal olmasına rağmen 3 Yunan
gazetesinin bu ziyaretin olduğu ve kötü Ģekilde geçtiğini yazdığını aktardı. YaĢanan olayla
bu gazetecilerin inandırılıcılığının zedelendiğini dile getiren Megrelis, Kardak krizine de
değindi.
Megrelis, 1996'da gazetecilerin haber yapmak yerine provokasyonu seçtiklerini ifade
ederek, ''Ucuz, vatansever sloganlarla iki ülkeyi savaĢın eĢiğine getirdiler. Bu iki ülke
açısından, gazeteciliğe kara bir leke olarak
düĢmüĢtür. Gazeteciler propaganda
yapmamalıdır. Terörizme kökeni ne olursa olsun karĢı olmalıdır. Gazeteciler her zaman
barıĢı destekleyen ve savaĢı istemeyen kiĢiler olmalıdır'' diye konuĢtu.
Bulgar gazeteci Georgi Milkov ise Balkanlar'ın etnik tansiyonu yüksek bir yer
olduğuna dikkati çekti. Gazetecilerin Balkanlar'daki etnik çatıĢmaları
tarafsız olarak
yansıtması gerektiğini ifade eden Milkov, ''Balkanlar'da etnik hoĢgörünün sağlanabilmesi
medyanın yapabileceği bir Ģeydir. Daha istikrarlı bir ortam yaratmak için çalıĢmalıyız'' dedi.
Romanya'dan gazeteci Gabriela Bogdan da demokratik barıĢın sağlanmasında
gazetecilere önemli görevler düĢtüğünü belirtti. Bogdan, ''Medya haberlerinde savaĢ
çığırtkanlığı yapan ifadelerden uzak durulmalı. Objektif ve tarafsız haberler yapılmalı.
Medyanın barıĢı sağlayacak değerleri desteklemesi gerekiyor'' ifadelerini kullandı.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-VATAN GAZETESİ KÖŞE YAZARI AKTAR:
-''TÜRKİYE'NİN AB'YE ÜYELİK MESELESİ PEDAGOJİ İLE SANSASYON
ARASINDA BİR YERDE DURUR''
-''MEDYA, AB İLİŞKİSİNDE DAHA DUYGUSAL BİR YERDE DURUYOR. BU İLİŞKİ
KOPMADIKÇA DA MEDYANIN BU TAVRI DEVAM EDECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR''
-TRAKYA ÜNİVERSİTESİ REKTÖR YARDIMCISI KIRGIZ:
-''AB'YE GİRİŞ SÜRECİNDE MEDYANIN AYRI VE ÖNEMLİ BİR YERİ OLDUĞU
AÇIK''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz Aktar, Türkiye'nin
Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliği meselesinin ''pedagoji ile sansasyon arasında bir yerde''
durduğunu söyledi.
Aktar, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ''AB Üyeliği Çerçevesinde Medya'' konulu
2. oturumun, ''AB Üyelik Süreci ve Medya'' baĢlıklı bölümünde yaptığı konuĢmada,
Türkiye'nin AB'nin üyelik konusunda en eski adayı olduğunu belirtti.
Türkiye'de AB konusunda bilgiye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Aktar, ''Türkiye'nin
AB'ye üyelik meselesi pedagoji ile sansasyon arasında bir yerde durur. Dolayısıyla basın da
öyledir haliyle. Neden pedagoji? Aslında AB yanlıĢ bilinen bir konu. Bu konuda muazzam bir
bilgiye ihtiyaç var ve basın bunu karĢılamıyor. Onun rolü mü? Belli değil. Sanmıyorum, onun
rolü olduğunu'' dedi.
Aktar, bu iĢin sansasyon kısmının basın tarafından çok sevildiğini vurgulayarak, Ģöyle
konuĢtu:
''Görsel, iĢitsel, yazılı, sanal basın sürekli bu meseleyi senelerdir (Seviyorlar mı?
Sevmiyorlar mı? Alacaklar mı? Almayacaklar mı?) boyutunda yayınlıyor. Türkiye'de halk
arasında belirgin bir Ģey vardır. AB üyeliği iyidir, ama bizi almazlar. Çok yaygındır bu. Bütün
kanaat yoklamalarından bu çıkar. Bunun gerçekliği var tabi. Zaman içinde de doğru olduğu
ortaya çıktı açıkçası. Ama bu algı iliĢkinin neredeyse belirleyicisi haline geldi. Bu iyi bir Ģey
değil. Bu pencereden baktığımızda medya, AB iliĢkisinde daha duygusal bir yerde duruyor.
Bu iliĢki kopmadıkça da medyanın bu tavrı devam edecek gibi gözüküyor.''
Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız da Türkiye ile Balkan
ülkeleri arasında geçmiĢten gelen köklü bir iliĢki olduğunu vurguladı. Kırgız, Ģunları kaydetti:
''Bu coğrafyada bazen Balkan ülkeleri AB üyesi olurken, bazıları da bizim gibi bu
süreci yaĢamaktadır. Bu sürece girenler giremeyenlere yardımcı olabilirler. AB'ye giriĢ
sürecinde medyanın ayrı ve önemli bir yeri olduğu açık. Medya savaĢ çığırtkanlığı veya
olumsuzluk pompalama yerine dil ve üslubunu değiĢtirerek barıĢa katkı sunma yolunda
üzerine düĢenden fazlasını yapabilir. Bugün barıĢı korumak için artık devletler yöntem
değiĢtirmiĢlerdir. Artık birtakım güçleri kullanmak yerine yumuĢak güç tabir ettiğimiz baĢta
medya olmak üzere bilimsel kuruluĢları, kültürel iliĢkileri ve özellikle de sivil toplum
kuruluĢlarını ön plana çıkarmaktadırlar. ĠĢte biz bu noktada medyadan olabildiğince
yararlanmalıyız.''
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-BURSA VALİSİ HARPUT: ''DEMOKRASİNİN EN TEMEL UNSURLARINDAN BİRİ
HÜR BASINDIR''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Bursa Valisi ġahabettin Harput, ''Demokrasinin en temel
unsurlarından biri hür basındır'' dedi.
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''
törenle baĢladı.
Vali Harput, törende yaptığı konuĢmada, böyle bir organizasyonun Bursa'da
düzenlenmesinden mutluluk duyduklarını söyledi.
''Böyle bir organizasyonun Bursa'da düzenlenmesinde büyük pay sahibi olan Devlet
Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a, DıĢiĢleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na,
BYEGM ve SAM baĢkanlarına ve diğer katkısı bulunanlara Ģükranlarımı sunuyorum'' diyen
Harput, Bursa'nın Türkiye hariç 11 ülkeden katılan çok sayıda medya ve bilim insanıyla
müstesna günlerinden birini yaĢadığını belirtti.
Harput, Osmanlı Ġmparatorluğu'nu kuran Bursa'nın 6 bin 500 yıllık tarihinde Roma,
Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti'nde hep önemli misyonlar üstlendiğini
ifade ederek, ''Bursa, özellikle Osmanlı Ġmparatorluğu'nun 6 padiĢahı ile birlikte pek çok
muhteĢem eserini bütün canlılığıyla sinesinde saklar. Bursa ayrıca doğa harikası kültür
Ģehri, ipek Ģehri, su Ģehri, termal Ģehri, tarım Ģehri ve tekstil Ģehridir'' diye konuĢtu.
Bursa'nın tanındıkça Balkanlar ile arasındaki benzerliğin daha iyi görülebileceğini
belirten Vali Harput, Ģunları söyledi:
''Balkanlarda kalıcı barıĢın tesisi için etkili enstrüman olan medya forumunun
Bursa'da yapılmasının farklı bir anlamı daha var. Bursa, Balkan coğrafyasının minyatürüdür.
Bütün balkan ülkelerinden Bursa'da yüz binlerce insan yaĢıyor. Son asırda büyük acılar
yaĢayan ve büyük değiĢim geçiren Balkanlarda medyanın yaĢanan olaylar ıĢığında
geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey olmalıdır. Demokrasinin en temel
unsurlarından biri hür basındır. Basının günümüz dünyasında ekonomiden siyasete,
turizmden ticarete, sosyal ve kültürel alanlardan demokrasi ve barıĢa kadar her alanda ne
kadar önemli bir görev yüklendiği ve yürüttüğü herkesçe bilinir. Özellikle bugün insanlığın en
çok ihtiyaç duyduğu huzur, güven, barıĢ, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler noktasında
baĢta Balkanlar olmak üzere bütün dünyada basına çok önemli roller ve görevler
düĢmektedir. Basının bu anlamda zor ama Ģerefli olan bu görevi en iyi Ģekilde yapması
basının saygınlığını ve güvenirliğini daha da arttıracaktır. Bu anlamda
geleceğin
kurgulanmasında basına çok önemli görevler düĢmektedir. Balkanlar baĢta olmak üzere
geçmiĢte yaĢanan acı ve ızdırapların bir daha yaĢanmaması için, gelecekte huzur ve barıĢ
dolu bir dünyada yaĢamak için basının gücünden faydalanmak hepimiz için herkes için
fevkalade önemlidir.''
-''BURSA, BALKANLAR'IN GÜZEL BĠR ÖZETĠ''BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr. Ġbrahim Kalın da bu
toplantının Bursa'da yapılıyor olmasının ayrı bir önem arz ettiğini çünkü Bursa'nın hem
topoğrafyası hem de insan coğrafyası itibariyle Balkanlar'ın güzel bir özeti olduğunu belirtti.
Balkanlar bölgesinin her ne kadar yüzlerce yıl savaĢlarla anılsa da uluslararası
literatüre olumsuz manada girse de aslında tarihin en zengin, en çoğulcu, en estetik, en
insancıl Ģehirlerinin yine bu coğrafyada kurulduğunu kaydeden Kalın, ''Bir Üsküp'e, bir Saray
Bosna'ya, bir PriĢtina'ya baktığınızda oralarda bir Bursa'nın, bir Sivas'ın, bir Mardin'in, bir
Safranbolu'nun izlerini hissedersiniz'' dedi.
Kalın, algının gerçekliğin önüne geçtiği bu çağda medyayı ihmal etmenin mümkün
olmadığını ifade ederek, ''Ama özellikle Balkan medyasının burada bir araya gelmesi ayrı bir
önem arz ediyor. Zira, ortak dil inĢa etmeden sorunlarımıza ortak çözüm bulmamız mümkün
değil. Ortak bir dili nasıl inĢa edeceğiz, ancak ortak bir gönül, zihin, fikir dünyası inĢa ederek.
Hazreti
Mevlana ne güzel söylemiĢ, insanların gönüllerinin bir olması aynı dili
konuĢmalarından daha önemlidir'' diye konuĢtu.
Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise Balkanlar'ın her köĢesinde
yaĢayan insanların mutlaka Bursa'da akrabaları olduğunu bildirdi.
Bursa'nın her sokağı için ayrı kitap yazılacak kadar önemli bir kent olduğunu
söyleyen Altepe, aynı zamanda hangi sokağa girilse ucunun mutlaka Balkanlar'a çıktığını
kaydetti.
Altepe, Bursa'nın Balkanlarla bütünleĢmiĢ aynı zamanda Osmanlıyı kuran, Osmanlı
Ġmparatorluğu'nun da ilk kurduğu Ģehir olduğunu belirterek, Ģunları söyledi:
''Bursa ile birlikte ilk adımlar Trakya ve Balkanlar'a atılmıĢ. Kültürlerimiz aynı. Hatta
eserlerimizin isimleri bile birbirleriyle benzeĢiyor. Yüzyıllardır dostluk içinde, kardeĢlik içinde
birçok farklı özelliğimiz olsa bile kardeĢ gibi yaĢamasını bildik. Beraber üzüldük, beraber
sevindik. Aynı kaderi paylaĢtık tüm bu milletlerle. ġimdi bunların yeniden canlanması bize
mutluluk veriyor. Balkanlar'la ilgili faaliyetlerimizi hızla devam edeceğiz.''
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: (3)
-''2002 YILINDAN BU YANA AK PARTİ İKTİDARI, DEMOKRATİK VE EKONOMİK
İSTİKRAR ÇITASINI EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMIŞ, BİREYSEL ÖZGÜRLÜKLER,
TEMEL İNSAN HAKLARI VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ALANINDA TARİHİ ADIMLAR
ATMIŞTIR''
-''BİLGİ VE HABER BİR GÜÇTÜR, ONU KİM ELİNDE BULUNDURUYOR İSE
DİĞERLERİNDEN DAHA AVANTAJLI KONUMDADIR''
BURSA (A.A) - 02.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
2002 yılından bu yana AK Parti iktidarının, demokratik ve ekonomik istikrar çıtasını en üst
düzeye çıkardığını, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın özgürlüğü alanında
tarihi adımlar attığını söyledi.
Arınç, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda yaptığı konuĢmada, iletiĢim ağlarını, bilgi
akıĢ modellerini çağın ihtiyaçlarına göre yenilerken, insani değerleri tahrip edici küresel
saldırılara karĢı korumak, kültürü ve evrensel değerleri savunmak zorunda olduklarını
kaydetti.
Medyanın da dünya ile rekabetin gerisinde kalmaması gerektiğini anlatan Arınç,
''Medyamız, dünyanın bizi, ülkelerimizi, kültürümüzü doğru anlamasına öncülük etmelidir.
Bugün multimedya Ģirketleri, kitlesel medya döneminden kiĢisel
medya dönemine
geçmektedir'' dedi.
Türkiye'nin, demokrasi çıtasını yükselterek bu anlamda hukuk düzeninde büyük
adımlar attığını belirten Arınç, bilgi edinme hakkının, bütün vatandaĢlar için hukuki
güvenceye kavuĢturulduğunu anlattı.
''2002 yılından bu yana AK Parti iktidarı, demokratik ve ekonomik istikrar çıtasını en
üst düzeye çıkarmıĢ, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın özgürlüğü alanında
tarihi adımlar atmıĢtır'' diyen Arınç, Ģöyle devam etti:
''Ġçeride demokratik istikrara ve ekonomik kalkınmaya paralel olarak dıĢarıdaki
itibarını da en üst düzeye taĢımıĢtır. Türkiye'de bugün, 163'ü yaygın, 73'ü bölgesel, 2 bin
368'i yerel olmak üzere toplam 2 bin 604 gazete; 3 bin 469 dergi ile toplam 6 bin 73 süreli
yayın; 24'ü yaygın, 15'i bölgesel, 210'u yerel, 77'si kablolu, 143'ü uydu olmak üzere ve
TRT'nin 11 kanalı ile toplam 480 televizyon; 35'i yaygın, 98'i bölgesel, 931'i yerel, 53'ü uydu
olmak üzere ve TRT'nin 12 kanalı ile toplam bin 129 radyo kanalı ile çok canlı ve dinamik bir
medya ortamına sahiptir. Tabii bunlara internet medyasını da eklememiz gerekmektedir.
Bugün hanelerin yüzde 41.6'sında, giriĢimlerin de yüzde 90.9'unda internet kullanılmaktadır.
2004 yılında özgürlükçü bir Basın Kanunu yürürlüğe koyduk. Radyo Televizyon Yasası'nı,
Avrupa Sınır Ötesi Yayıncılık AnlaĢması ve AB standartlarına uygun olarak yeniledik. Ayrıca
internet yayıcılığıyla ilgili de bir yasal düzenleme de Ģu an hükümetimizin gündemindedir.
Siz medya mensupları, bir konuyu biz siyasetçilerden daha iyi bilirsiniz. Bilgi ve haber
bir güçtür, onu kim elinde bulunduruyor ise diğerlerinden daha avantajlı konumdadır. Bu
anlamda da dünyada bir tekelleĢme söz konusudur. Dünyanın en büyük medya Ģirketleri,
birkaç gurubun tekelindedir. Dünya siyasetine yön verme açısından medyanın ne kadar
büyük bir stratejik değeri olduğunu hepimiz bilmekteyiz.''
-SOSYAL PAYLAġIM SĠTELERĠArtık ''Sosyal Medya'' olarak tanımlanan ''networklar, paylaĢım siteleri'' gerçeği ile
karĢı karĢıya olduklarını vurgulayan Arınç, bu sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Mısır,
Libya, Yemen, Suriye ve hatta bazı Balkan ülkelerindeki toplumsal hareketleri baĢlatma ve
yönlendirmede ne kadar etkili olduğunun da yakından gözlemlediklerini kaydetti.
Bülent Arınç, artık internet ve cep telefonunun olduğu bir ortamda hiçbir olayın gizli
kalmadığını, hiçbir sınırın orada olup biteni saklamaya gücünün yetmediğini belirterek, ''Ben
bu toplantıda, sosyal paylaĢım sitelerinin iĢlevinin de ciddi anlamda tartıĢılıp, analiz
edilmesini hepinizden talep ediyorum'' dedi.
Dünyanın doğru ve tarafsız haberlere ihtiyacı bulunduğunu ifade eden Arınç, Ģöyle
konuĢtu:
''Toplumlarımızın, ülkelerimizin birbirlerini anlaması, barıĢçı politikalar belirlemesinde
medyanın kullandığı dil, son derece önemlidir. Sizlerden beklentimiz, kullandığınız dil
ülkelerimizi, insanlarımızı ayrıĢtıran, düĢmanlıkları körükleyen değil, birbirine yaklaĢtıran,
iĢbirliklerini arttıran, huzur ve barıĢa hizmet eden bir nitelikte olmalıdır. Yorumlarınız,
objektifleriniz hep doğruya ve barıĢa odaklanmalıdır. Bizler, balkanlardaki kardeĢ ülkeler
olarak medya konusunda ciddi iĢbirlikleri oluĢturabiliriz.
Ülkemiz, hem özel sektör yayıncılığı hem de kamu yayıncılığı açısından Medya
konusunda güçlü bir geleneğe sahiptir. Bu tecrübe ve birikim karĢılıklı iĢbirliği için oldukça
önemlidir. Zaten, kamu yayıncılığı yapan TRT, artık uluslararası ölçekte yayıncılık yapmaya
baĢlamıĢtır. Özel sektör tarafından iĢletilen medya sektörümüz de oldukça güçlü ve tarihi bir
tecrübeye sahiptir. Özellikle Ģu an misafir olarak sizleri ağırlayan Bursa, Türkiye'nin en güçlü
özel sektör medya kuruluĢlarına da ev sahipliği yapmaktadır. Bursa aynı zamanda
Balkanlardan göç ederek buraya yerleĢen nüfusun yoğun olduğu tarihi bir Ģehirdir. Dolayısı
ile Bursa medyası ile Balkan medyası ciddi iliĢkiler ve iĢbirlikleri geliĢtirebilir.''
-BURSA'NIN ÖZELLĠKLERĠArınç, konuĢmasının son bölümünde konuklara Bursa'yı da anlatarak, kentin Ġstanbul,
Ankara ve Ġzmir'den sonra Türkiye'nin dördüncü ili olduğunu söyledi.
Ağır sanayi, endüstri ve tarım kenti olma özelliğine sahip Bursa'nın, aynı zamanda
tarihi bir Ģehir olduğunun altını çizen Arınç, Ģunları kaydetti:
''Osmanlı Ġmparatorluğu'nun kuruluĢ temellerinin atıldığı ve uzun süre Osmanlı'ya
baĢkentlik yapan Bursa'nın bir baĢka önemli özelliği ise Anadolu ve Balkanlar arasında tarihi
bir köprü konumunda olmasıdır. Bursa, 14. yüzyıldan bugüne Balkan ülkeleri ile sıkı
bağlarını sürdürmüĢtür. Bugün, ülkemizde Balkan ülkelerinden göç edenlerin en yoğun bir
Ģekilde yaĢadığı birinci ildir Bursa... Burada yaĢayan hemen herkesin, Balkanlarda mutlaka
bir yakını vardır. Sizler de sokaklarına çıktığınızda, insanları ile konuĢtuğunuzda kendinizi,
kendi
topraklarınızda, kendi insanlarınızın arasında hissedecek, yabancılık
çekmeyeceksiniz. Bursa, aynı zamanda birçok medeniyete ev sahipliği yapmıĢ tarih ve
kültür Ģehridir. Burada her medeniyetin izine rastlamanız mümkün. Hristiyanlık tarihinde
önemli bir yeri olan Ġznik konsülü, bu topraklarda toplanmıĢtır. Osmanlı padiĢahları ve birçok
Ġslam bilginin türbeleri, bu Ģehirde bulunmaktadır. Türk-Ġslam mimarisinin en nadide
eserlerine Bursa ev sahipliği yapmaktadır.
Ülkemizin en önemli kayak merkezi olan Uludağ, Avrupa'nın en modern tesislerine
sahiptir. Bu kısa ziyaretinizde Bursa'yı da dolaĢmanızı ve bu tarih ve kültür atmosferini
teneffüs etmenizi, ayrıca bu tarihi Ģehri, kendi yorumlarınız, kendi fotoğraf kareleriniz, kendi
görüntüleriniz ile kendi ülkelerinize de taĢımanızı, dünyaya tanıtmanızı istiyorum. Ben bu
forumun, aynı tarihi geçmiĢe sahip, aynı coğrafyanın insanları olarak ülkelerimizin,
insanlarımızın, yakınlaĢmasına, karĢılıklı iletiĢimde birbirimizi tam ve doğru anlamada
iĢbirliği ve dayanıĢmamızın daha çok artmasına vesile olmasını diliyorum. Ġnanıyorum ki
burada yapılacak tartıĢmalar ve müzakereler geleceğin
dünyasında ülkelerimize ve
halklarımıza yol gösterici olacaktır.''
KonuĢmanın ardından Kırgızistan-Türkiye Manas Üniveristesi Rektör Vekili
Sebahattin Balcı, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya'ya ''Ata yurdumuz Kırgızistan'' adlı tablo hediye
etti.
03.05.2011
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-FORUMUN İKİNCİ GÜNÜ, ''BÖLGESEL GÜVENLİK VE İSTİKRARIN TESİSİNDE
MEDYANIN KONUMU'' KONULU OTURUMUN ''BÖLGESEL BARIŞ, İSTİKRAR VE
MEDYA'' BAŞLIKLI BÖLÜMÜYLE BAŞLADI
-ÇOMÜ REKTÖRÜ PROF. DR. LAÇİNER:
-''BÖLGESEL BARIŞTAN BAHSEDEBİLMEMİZ İÇİN OLMASI GEREKEN NEDİR?
BÖLGE OLMANIZ GEREKİR''
BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve
DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''nun ikinci günü, ''Bölgesel
Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde Medyanın Konumu'' konulu oturumun ''Bölgesel BarıĢ,
Ġstikrar ve Medya'' baĢlıklı bölümüyle baĢladı.
Moderatörlüğünü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr.
Sedat Laçiner'in yaptığı bölüme katılan Bulgaristan TV7 Televizyonu Program Yapımcısı
Emil Koshlukov, Avrupalıların, Balkanlar'ı, içinde küçük devletlerin
düĢman olarak
bulunduğu bir bölge olarak değerlendirdiğini söyledi.
Dünyada birçok kiĢinin Balkan ülkelerinin yerini ve ismini tam olarak bilmediğini
anlatan Koshlukov, ''Bu gibi forumlarda geçmiĢi yeniden düĢünmeyi ve tarihin doğru
sayfalarını bulmamız lazım. Ben, Balkanlar için bir yol olduğunu düĢünüyorum. Bizim kendi
yerimizi, yani Balkanlar'ı bulmamız ve komĢuluk iliĢkilerimizi iyi geliĢtirmemiz lazım'' dedi.
-YUNAN GAZETECĠ BALĠ KĠRYAKĠ'NĠN KONUġMASIYunanistan'ın Angelioforos gazetesinden Bali Kiryaki ise Bursa'nın çok güzel bir Ģehir
olduğunu ve bu forumda bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi.
Balkanlar'da yaĢayanların komĢu ülkeler hakkında fazla bilgiye sahip olmadıklarını,
bu ülkeler hakkında okullardaki tarih derslerinde öğretilenlerin ise ''iyi biziz, kötü onlar''
olduğunu anlatan Kiryaki, bu görüĢlerin artık silinmesi gerektiğini vurguladı.
Kiryaki, Balkan ülkelerinde yaĢayanların birbirlerini ziyaret etmediklerinin de aĢikar
olduğunun altını çizerek, ''Birbirimiz hakkında bir Ģeyler öğrenmek için yanıp tutuĢmuyoruz.
Burada hepimizin üzerine düĢen görevler var. Bu görevleri de medya mensupları olarak
bizler yerine getirmeliyiz'' diye konuĢtu.
-RUMEN GAZETECĠ MĠRUNA BADEA'NĠN KONUġMASIRomanya Mediafax DıĢ Politika Editörü Miruna Badea da oldukça zor bir konuya
konuĢmacı olarak katıldığını ifade ederek, Balkanlar'ın yıllardır bir çatıĢma ortamı olarak
bilindiğini vurguladı.
Diyalog olduğu sürece her konuda istikrarın elde edilebileceğine değinen Badea, bu
yönde medyanın büyük bir görev üstlenmesi ve bu kapsamda da bölge hakkında
bilgilendirmenin en doğru Ģekilde yapılması gerektiğini kaydetti.
-TRT DIġ YAYINLAR DAĠRESĠ BAġKAN VEKĠLĠ KÖKSOYTRT DıĢ Yayınlar Dairesi BaĢkan Vekili Süleyman Köksoy da katılımcılara TRT ve
görev yaptığı bölüm hakkında bilgiler verdi.
Daire BaĢkanlığının 74 yıllık bir mazisinin bulunduğunu, 8 Ocak 1937'de Hatay
sorunu nedeniyle Arapça olarak yayına baĢladıklarını söyleyen Köksoy, ''Arapça olarak
baĢladığımız dıĢ yayınlar, bugünlere kadar geldi. ġu anda Türkçe dahil 32 dilde hem radyo
yanını hem de internet yayınımız var. Açılmak durumundayız. Dünyada en fazla dilde
yabancı yayın yapan kuruluĢlar arasında 5'inci sıradayız. Bunu daha da geliĢtirebiliriz.
Bunun için imkanımız da var'' dedi.
Bu tür etkinliklerin kendilerini heyecanlandırdığını, DıĢ Yayınlar Dairesi olarak buraya
''koĢa koĢa'' geldiklerini ifade eden Köksoy, medya kuruluĢları olarak bir araya gelinmesi ve
ortak hareket edilmesi gerektiğini anlattı.
-ÇOMÜ REKTÖRÜ PROF. DR. SEDAT LAÇĠNER'ĠN KONUġMASIOturumun son bölümünde söz alan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner,
Balkanlar'ın dünyanın en eski yerleĢim yerlerinden biri olduğunu ancak eski bir yerleĢim
yerinin burayı bir bölge haline getirmediğini kaydetti.
Bunun için çağın her döneminde gayret sarf edilmesi, emek harcanması gerektiğini
vurgulayan Laçiner, Ģunları söyledi:
''Çünkü birlikte yaĢamak emek istiyor. Yani aĢık olduğunuz bir kadınla
bile
evlendikten sonra emek göstermezseniz o yuva dağılıyor, boĢanıyorsunuz. Bölgesel
barıĢtan bahsedebilmemiz için olması gereken nedir? Bölge olmanız gerekir. Balkanlar Ģu
anda pek çok açıdan bir coğrafyanın adı gibi. Tarihsel, dilsel, kültürel olarak birçok benzerliği
olmasına rağmen bilinç dıĢı, farkındalık dıĢılık var. Eğer farkında değilseniz kardeĢinizle bile
çok büyük kavgalar yaĢayabilirsiniz ve o birliktelik olmaktan çıkar. Yani önce bölge olması
gerekiyor. Bir 'Balkanevi'nin inĢa edilmesi gerekiyor. O görev de tabii ki o bölgede
yaĢaĢanlara düĢüyor. Bir 'Balkanevi'nin inĢa edilebilmesi için ilk yapılması gereken bir
kimliğin, bir bilincin yani 'burası bizim evimiz' düĢüncesinin insanlar içine yerleĢmesi,
kiĢiselleĢtirilmesi, onların malı haline gelmesi gerekli. Bu, bir anda olacak bir Ģey değil. Tabii
ki biz burada bir süreçten bahsediyoruz. Tohumlar atıldıktan sonra ikinci safha iliĢkilerin
artmasıdır.''
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
-TVNET DIŞ HABERLER EDİTÖRÜ AKYOL:
-''MEDYANIN BELİRLİ ETİK İLKELERE UYGUN HAREKET ETMESİ
GEREKMEKTEDİR''
-CNN TÜRK HABER KOORDİNATÖRÜ YAVUZ OĞHAN:
-''BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU GİBİ
PLATFORMLAR ASLINDA
ÜLKELERİN BİRBİRLERİNİ ANLAMASIDIR, GAZETECİLER VASITASIYLA.
BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve
DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu'' kapsamında ''Uluslararası
Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya'' ve ''Geleceğin Kurgulanmasında Medyaya
DüĢen Sorumluluk'' baĢlıklı oturumlar gerçekleĢtirildi.
Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras'ın moderatörlüğünü
yaptığı ''Uluslararası Kurumlar, Bölgesel BarıĢ GiriĢimleri ve Medya''oturumunda konuĢan
TVNET DıĢ Haberler Editörü Yasemin Akyol, medyanın belirli etik ilkelere göre hareket
etmesi gerektiğini söyledi.
Medyanın modern toplumdaki yeni ve önemli rolünü yerine getirebilmesi için,
enformasyon, iletiĢim ve imgeye dayalı bu yeni kültürün karmaĢık sistemini anlamanın
zorunlu hale geldiğini kaydeden Akyol, ''Aksi takdirde yurttaĢların, edilgenliğin rahatlığından
hoĢlanmaları nedeniyle ve medyanın köleleri haline gelmeleri sonucunda, kiĢisel kanılar,
heyecan veren gazete baĢlıklarının ve reklam sloganlarının oltasına takılabilirler. Bu nedenle
medyanın belirli etik ilkelere uygun hareket etmesi gerekmektedir''dedi.
Akyol, enformasyonun temel bir hak olarak kabul edilmediği takdirde onun özel bir
hizmet olarak benimsenmesi karĢısında herhangi bir alternatif bulmanın çok zor olacağını
kaydederek, Ģöyle konuĢtu:
''Kısaca sonuçta enformasyon, yalnızca pazarın yasalarına tabi olan ve medya
sahiplerinin, editörlerin ve gazetecilerin özel çıkarları doğrultusunda zorla kabul ettirilen bir
meta haline dönüĢür. Enformasyonun temel bir hak olarak kabul edilmesi, medyanın, medya
sahiplerinin, editörlerin ve gazetecilerin enformasyonu kendi mülkleri olarak kullanmalarını
engeller. YaĢadığımız bilgi çağında normlar ve değerler için verilen mücadele ve salt siyasal
arenada kazanılmaz. Ġnsan algılamasını etkileyen araçlar üstündeki kontrole karĢı verilecek
mücadeleyi kazanmaktır asıl olan. Çünkü post-modernizm için imaj her Ģeydir, imaj üreten
endüstriler, medya, gerçek kudret ve nüfus merkezleridir. Mevcut küresel bilgi ve imaj
endüstrisinin alternatif imaj ve bilgi ağı ile etkisizleĢtirilmesi, kültürel özerkliği ve hakikiliği
güçlendirmenin özüdür. Bilginin kudret haline geldiği bu dünyada, her toplumun çocukları,
hem kendi
geçmiĢlerinin öykülerini dinleyebilme, hem de çağdaĢ kültürün yarınına
damgalarını vurabilme Ģansına sahip olmalıdır''
Oturumda Sırbistan Vreme Dergisi ġef Editörü Dragoljub Zarkoviç ve Kosovalı
gazeteci Valjeta Kosumi de birer konuĢma yaptı.
-''GELECEĞĠN KURGULANMASINDA MEDYAYA DÜġEN SORUMLULUK''
CNN Türk Haber Koordinatörü Yavuz Oğhan'ın moderatörlüğünü yaptığı ''Geleceğin
Kurgulanmasında Medyaya DüĢen Sorumluluk'' oturumundaki konuĢmasında,
son
dönemlerde Orta Doğu'daki olayların en çok konuĢulan konular arasında olduğuna dikkati
çekerek, ''Yeni medya, toplumları çok ciddi anlamda etkiliyor. Türkiye'den bir kaç örnekle
bunları anlatmak mümkün. Bir Ermenistan örneği var. Ermenistan, Türkiye ile ciddi sıkıntılar
yaĢayan bir ülke. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra diğer ülkelerin de soykırım iddialarını
kabul edilmesi iki ülke arasındaki iliĢkileri çok ciddi etkiledi. Ama bundan bir kaç yıl önce iki
ülke cumhurbaĢkanı iliĢkileri normalleĢtirmek için önemli bir adım attılar. Tabi siyasi bir risk
aldılar. Tabi bunu alırken medyanın da toplumun da kendilerinde göstereceği tepkiyi tam
olarak bilmiyorlardı. O süreçte medya bunda çok olumlu bir etki de yarattı. Özellikle Türkiye
tarafında, hükümete de cumhurbaĢkanına da çok ciddi destek geldi'' dedi.
Bu dönemde süreç ilerlerken devreye Azerbaycan'ın girdiğini hatırlatan Oğhan, Ģöyle
konuĢtu:
''Medyanın Türkiye'nin dıĢ politikası üzerindeki etkisini burada gördük.
Azerbaycan'dan milletvekilleri geldi. Türkiye'de gazetecilere röportajlar verdiler. Türkiye'nin
Ermenistan ile iĢ birliğine gitmesinin ülkelerini çok zor durumda bırakacağını söylediler.
Türkiye'deki kamuoyunun o gönül birliğinden de yararlandılar. Ardından Türkiye'de tepkiler
yükseldi. Hükümet duyarsız kalamadı ve sonrasında o protokoller askıya alındı. Buradaki
durum medyaya rağmen ama tabi ki medyanın da etkisiyle birlikte ülkenin dıĢ politikasının
bir Ģekilde Ģekillenmesiydi. Balkan Ülkeleri Medya Forumu gibi platformlar, aslında ülkelerin
birbirlerini anlamasıdır, gazeteciler vasıtasıyla daha çatıĢmacı bir dil kullanımının önüne
geçiliyor. BarıĢçı bir üslup kullanılmasını sağlıyor. Neticede de ülkeler arasındaki iliĢkiler
olumlu etkileniyor.''
Bu oturuma katılan Arnavutluk'tan Akademisyen Enika Abazi,
Hırvatistan'dan
Televizyon Muhabiri Ġndira BiĢçeviç, Makedonya'dan gazeteci Erol Rizalov ile Sırbistan
Politika Gazetesi DıĢ Politika Yorumcusu BoĢko YakĢıç, birer konuĢma yaptı.
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ
-SONUÇ BİLDİRGESİNİN OKUNDUĞU KAPANIŞ TOPLANTISINA, DEVLET
BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ DA KATILDI
-SONUÇ BİLDİRGESİNDEN:
-''FORUM KATILIMCISI MEDYA MENSUPLARI OLARAK, PAYLAŞTIĞIMIZ
İDEALLERİN ÜLKELERİMİZİN MEDYA KURULUŞLARI ARASINDA SAĞLIKLI VE
SÜREKLİLİK TAŞIYAN İLİŞKİLERLE ÇOK DAHA HIZLI BİR ŞEKİLDE
GERÇEKLİK
KAZANACAĞINI
DÜŞÜNEREK,
BU
YÖNDE
AZİM
VE
KARARLILIĞIMIZI KAMUOYLARIMIZA DEKLARE EDİYORUZ''
-''İLETİŞİM HAKLARININ SÜREKLİ AÇIK TUTULMASINI TEMİNEN BÖLGE
MEDYA TEMSİLCİLERİNİN ORTAK BİR PLATFORM ALTINDA ÖRGÜTLENMESİ
ÇABALARININ
DESTEKLENMESİ
YÖNÜNDE
ORTAK
ÇALIŞMA
BAŞLATILMASINI ÖNERİYORUZ''
BURSA (A.A) - 03.05.2011 - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve
DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca Atatürk Kongre ve
Kültür Merkezi'nde yapılan ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''
sonuç bildirgesinin
okunmasının ardından sona erdi.
Forumun sonuç bildirgesi SAM BaĢkan Yardımcısı Oğuz AteĢ tarafından Ġngilizce
olarak okundu. 7 maddelik sonuç bildirgesinde, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun ilgili
ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları temsilcileri ve akademisyenlerin geniĢ katılımıyla
2-3 Mayıs 2011 tarihlerinde Bursa'da gerçekleĢtirildiği belirtilerek, Ģunlar kaydedildi:
''Asya ile Avrupa arasında köprü iĢlevi üstlenen, tarihsel ve kültürel ortak değerleri
paylaĢan bir coğrafya olan Balkanlar'ın medya temsilcileri olarak;
- Demokrasi bilinci ile geleceği yönlendiren, çok kültürlü hoĢgörü
ortamını
benimseyen, Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleĢmiĢ, barıĢçıl bir
Balkanlar idealini
paylaĢıyoruz.
- Bölge ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde, medyanın sahip
olduğu gücü, halkların mutluluk ve refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını
taĢıyoruz.
- Günümüz toplumlarının, birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik
sistemde, insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde, çok kültürlü bir
yapıyı benimsenmesi gerektiğine inanıyoruz.
- Avrupa Birliğinin 'birlikte yaĢam' felsefesi baĢta olmak üzere, Ġnsan Hakları Evrensel
Beyannamesi'nden, Helsinki Nihai Senedi'ne ve Avrupa Ġnsan Hakları SözleĢmesi'ne kadar,
çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen basın özgürlüğünün önemini
vurguluyoruz.
- Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının dayanıĢma içinde iliĢkilerini
geliĢtirmelerinin, Balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa genelinde bölgesel ve uluslararası
iĢ birliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını
ifade ediyoruz.
- Forum katılımcısı medya mensupları olarak, paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin
medya kuruluĢları arasında sağlıklı ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde
gerçeklik kazanacağını düĢünerek, bu yönde azim ve kararlılığımızı kamuoylarımıza deklare
ediyoruz.
- ĠletiĢim haklarının sürekli açık tutulmasını teminen bölge medya temsilcilerinin ortak
bir platform altında örgütlenmesi çabalarının desteklenmesi
yönünde ortak çalıĢma
baĢlatılmasını öneriyoruz.
Kabul ettiğimiz ''Sonuç bildirgesi'' halklarımızın barıĢ dolu bir bölgede, istikrarlı ve
müreffeh bir dünya için ortak çaba gösterme konusundaki güçlü iradesinin bir göstergesi
olacaktır.''
Bildirgenin okunması sırasında yabancı bir katılımcının bir maddeye itiraz etmesi ve
bildirgenin altına imzasını atamayacağını söylemesi üzerine AteĢ, sonuç bildirgesinin
çoğunluğun katılımıyla hazırlandığını ve kabul edildiğini kaydetti.
Sonuç bildirgesinin okunduğu kapanıĢ toplantısına, Devlet Bakanı ve BaĢbakan
Yardımcısı Bülent Arınç ve Bursa Valisi ġahabettin Harput da katıldı.
04.05.2011
-BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU'NUN ARDINDAN
-SIRBİSTAN'IN BOŞNAK ASILLI DEVLET BAKANI UGLYANİN:
-''BU FORUM DOĞRU ZAMANDA YAPILAN DOĞRU İŞTİR''
-''BALKANLAR'DAKİ KRİZ ÜRETİCİLERİ, GEÇMİŞTE ANAHTAR MEKANİZMA
OLARAK MEDYAYI KULLANDI''
BURSA (A.A) - 04.05.2011 - Zlatan Kapiç - Sırbistan'ın BoĢnak asıllı Devlet Bakanı
Süleyman Uglyanin, Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun doğru
zamanda yapılan doğru bir iĢ olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın himayesinde, BaĢbakanlık
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığınca, Bursa Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde
düzenlenen ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu''na katılan Uglyanin, bu forumun önemine iĢaret
etti.
Uglyanin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Balkan Ülkeleri Medya Forumu, doğru
zamanda yapılan doğru iĢtir'' dedi.
GeçmiĢ dönemlerde medyanın Balkanlar'da kriz üretmeye yönelik kullanıldığını ifade
eden Uglyanin, ''Balkanlar'daki kriz üreticileri anahtar mekanizma olarak medyayı kullandı''
ifadesini kullandı.
Balkanlar'da medyanın geçmiĢ dönemlerde ''çirkin olayları'' sergilediği, cinayet, nefret
ve benzer konulara geniĢ yer verdiğine dikkati çeken Uglyanin, ilerideki dönemlerde
medyanın rolünün değiĢmesi gerektiğini dile getirdi.
Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katılan gazetecilerin geçmiĢte ne yaptıkları ve
ileride ne yapmaları gerektiği konusunda önemli bir etkinlik olduğunu belirten Uglyanin,
medyanın bölgesel iĢbirliklerin geliĢmesindeki öneminin altını çizerek, ''Bu konuda baĢarılı
olmamız için medya kuruluĢları mantığını değiĢtirmelidir'' diye konuĢtu.
Bazı konulardaki ''suçlu veya suçsuz'' tespitlerinin mahkeme ve savcılıkların iĢi
olduğunu söyleyen Uglyanin, ''Medya, iĢbirliği ve diyaloğun hizmetinde olmalı. Bir zamanlar
olduğu gibi devlet güvenliği ile ilgilenen ajansların iĢini yapmamalıdır'' görüĢünü aktardı.
Sırbistan hükümetinde Devlet Bakanı olarak Sırbistan ile Türkiye arasındaki iĢbirliği
ile ilgilendiğini kaydeden Uglyanin, gelecek yıl düzenlenecek medya forumunun Belgrad'ta
yapılması için gayret sarf edeceklerini yineledi.
Son zamanlarda Kosova temsilcilerin katıldığı etkinliklerde Sırbistan temsilcilerinin
yer almadığını hatırlatan Uglyanin, Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda ise farklı bir geliĢme
yaĢandığının altını çizerek, ''Burada herkesin
katılımını gördüğüm için memnunum.
Kosova'dan katılımcıların gelmesi gerekiyordu ve geldiler. Belgrad'dan da gelindi. Bir tek
Voyvodina Özerk Bölgesi'nin temsilcisi eksikti ve gelseydi daha iyi olurdu'' dedi.
CİHAN
02.05.2001
"AB’DE HALEN MÜSLÜMANLARA İKİNCİ SINIF VATANDAŞ OLARAK BAKILIYOR"
BURSA (CĠHAN) - Bosna Hersekli Gazeteci Emina Deliç, AB'de Müslümanlara ikinci
sınıf vatandaĢ olarak bakıldığını belirterek, Türkiye'yi yıllardır haksızca kapıda bekletildiğini
savundu.
Bursa'da 12 ülkenin katılımı ile düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda 'AB
Üyelik Süreci ve Medya' konusu iĢlendi. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel
Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen Balkan
Ülkeleri Medya Forumu 2 gün sürecek. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde
düzenlenen ve 150'den gazla gazetecinin katıldığı forumun öğleden sonraki bölümünde AB
üyeliği ve medyanın durumu ele alındı. 'AB Üyelik Süreci ve Medya' konulu oturumda,
Balkan ülkelerinde AB üyelik süreci ve medyanın rolü üzerinde duruldu.
"AB TÜRKĠYEDEN YARARLANMALI"
Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi Uzmanı Dr. Abdullah Özkan'ın sunduğu
oturumda AB üyelik sürecinde ülkelerde yapılanlar ele alındı. Siyaset, Ekonomi ve Toplum
AraĢtırmaları Vakfından Fatma Sel Turhan, AB'nin üyelik yorgunluğunu bırakarak artık
Balkanlar üzerine yoğunlaĢması gerektiğini belirterek, "AB özellikle Balkanlar üzerine
eğilmeli. Bura da da Osmanlı kültüründen yararlanmalı. Bunun en önemli yollu ise
Türkiye'dir. AB bu kapsamda Türkiye'den yararlanması gerekir." Ģeklinde konuĢtu.
"AB'DE HALEN MÜSLÜMANLARA ĠKĠNCĠ SINIF OLARAK BAKILIYOR"
Bosna Hersek'ten katılan Televizyon editörü ve spiker Emina Deliç, Bosna Hersek'te
Türkiye kültürünü yoğun olarak hissettiklerini belirtti. Bosna Hersek ve Türkiye ile Balkan
ülkelerin aynı geçmiĢi paylaĢtığına dikkat çeken Emina Deliç, "Burada maalesef bazı
sıkıntılarda yaĢanmakta. Özellikle 1994-5'li yıllarda Bosna'da yapılan saldırılar sonucunda
yaĢanan acılara hala hissediliyor. Tabiî ki AB'de istikrar ve barıĢın olduğundan söz edilemez.
AB yabancı dıĢ politika ve güvenlik politikasını uygulayacak politikalar uygulayamamıĢtır. Bu
gün milliyetçilik halen bölgemiz için tehdit olmakta. Halen Bosna'da AB'ye bakıĢ bu
yöndedir." dedi.
AB'de halen Müslümanlara ikinci sınıf vatandaĢ olarak bakıĢ açısının hakim olduğuna
dikkat çeken Emina Deliç, ayrıca AB'nin halen Türkiye'yi yıllardır haksızca kapıda beklettiğini
sözlerine ekledi. Arnavutluk'tan gelen Altın Raxhimi ise, Arnavutların da AB'ye üye olmak
istemelerine rağmen bunun biraz zaman alacağını kaydetti. AB çerçevesinde medyanın
durumuna dikkat çeken Altın Raxhimi, "Balkanlar açısından AB çok önemli bir konumda. Bu
nedenle bizlerde AB'ye girmek istiyoruz ancak bunun biraz daha zor olduğunu biliyoruz."
Ģeklinde konuĢtu.
Arnavutlukta medya açısından durumun hiçte iyi olmadığının altını çizen Altın
Raxhimi, "Medyanın ciddi bir biçimde yerel konularla ilgilendiğini söyleyemem. Aslına
bakarsanız insanları karanlığa götürmek için medya bunu bilinçli olarak yapmıyor. Eğer
AB'ye üyelik çok yakın olsa daha iyi haberler olurdu." dedi.
"KOSOVA'NIN YÜZDE 95'Ġ AB ÜYELĠĞĠNĠ DESTEKLEMEKTE"
Kosova BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakioi ise, Kosova'da AB
entegrasyonu konusunda önemli adımlar atıldığını belirterek, "Bugüne kadar bütün
kurumlarda AB entegrasyon bölümleri oluĢturuldu. Kosova hükümeti AB yasalarına uyum
konusunda programını hazırladı. Her ülkenin kendine has olduğu gibi Kosova'nın da buna
göre özellikleri var. Kosova'nın yaklaĢık 2 milyon nüfusu var. Nüfusun yüzde 95'i AB
üyeliğinin desteklemektedir." dedi.
SIRP GAZETECİ: BARIŞTAN YANA OLACAKSAK, KİN VE NEFRET DİLİNİ
BIRAKMALIYIZ
BURSA (CĠHAN) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda
"Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Birarada YaĢama, Ortak Değerler ve Medya" konusu iĢlendi.
BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu devam ediyor.
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve Gazeteci Yazar Süleyman
Gündüz'ün sunuculuğunu yaptığı günün son oturumunda, "Balkanlar'da BarıĢ Ġçinde Birarada
YaĢama, Ortak Değerler ve Medya" konusu ele alındı. Süleyman Gündüz, yaptığı
konuĢmada, Anadolu'da yaĢayan insanların anne, baba ve diğer akrabalarından dolayı
hemen her bölgeden bir bağının olduğunu belirtti. Gündüz, bunun da kültürel farklıkların bir
kültürel zenginliğe nasıl dönüĢtüğünün bir göstergesi olduğunun altını çizdi.
"KÜLTÜREL MĠRAS MĠLLETLER ARASINDAKĠ EN KISA YOLDUR"
Bursa Olay Gazetesi yazarlarından Ahmet Emin Yılmaz da Bursa'nın, çok farklı
yerlerden gelen insanların oluĢturduğu bir demografik yapısı olduğunu belirterek,
"Anadolu'nun hemen her ilçesinden ve Balkanlardan gelen insanlar, birlikte Bursa'da
yaĢamaktalar. Bu durum, aynı zamanda kent kültürü açısından büyük kazanımlar sunmakta."
dedi. Mutluluğun sırrının, birlikte yaĢamayı öğrenmekten geçtiğini anlatan Yılmaz, Balkanlar
üzerinde de kültürel değerlerin yanı sıra, ülkelerin siyasi ve stratejik durumunun bunda etkili
olduğunu söyledi. Ahmet Emin Yılmaz, kültürel mirasın farklı milletler arasındaki en kısa ama
en ekili yol olduğunu sözlerine ekledi.
Hırvatistan'dan Denis Kuljis de Hırvatistan'da medyanın Balkanlar'da büyük bir geçiĢ
dönemi yaĢadığının altını çizerek, "Balkanlar'da, Avrupa'nın ota doğusuna bakarsak burada
çok uluslu bir yapı var. Buralarda etnik problemler Tito'nun son mirasıdır. Balkanlar'da etnik
söylemlerin sorunlara yol açtığını görüyoruz. Osmanlılar ve Avusturya Macaristan
imparatorlukları ile Tito'nun döneminde dahi çok fazla etnik sorun olmamıĢtır. Yugoslavya'nın
dağılmasından sonra milliyetçi liderlerden dolayı burada sorunlar yaĢanmaya baĢlandı.
Özellikle buralarda milliyetçi liderlerden dolayı kolay kolay barıĢ gelmiyor. Aynı geçiĢ dönemi
sorunları Slovenya hariç bütün Yugoslavya ülkelerinde yaĢanmıĢtır. Bu nedenle Slovenya
2004 yılında AB'ye katılmıĢtır. Ayrıca, burada medya savaĢtan dolayı liderler tarafından
kullanıldı." dedi. Özellikle yaĢanan savaĢ sürecinde medyanın, bazı ekonomik kuruluĢların
güdümüne gerdiğini anlatan Denis Kuljis, "Bunlardan birinin de Sırbistan'da MiloĢeviç isimli
diktatör tarafından medya kullanıldı. Daha sonra medyanın dönüĢümü Yugoslavya'daki gibi
bir süreç izledi." Ģeklinde sözlerini tamamladı. Bosna Hersekli Gazeteci Daniel Omeragic de
Bosna Hersek'teki siyasi durumdan itibaren baĢladığı konuĢmasında, AB üyeliği ve Nato
ittifakına katılım konusunda bir sunum yaptı. AB üyeliği ile ilgili olarak kendilerinin de bu
yolda olduğunu belirten Omeragic, "ġu andaki istikrarlı ortaklık ve AB müzakereleri ile ilgili
çalıĢmalarımız sürüyor. Biz de basın olarak bu konudaki üzerimize düĢeni yapmaya
çalıĢıyoruz." dedi.
Yine Bosna Hersekli gazeteci Ġndira Catic ise birlikte yaĢamayı öğrenmek gerektiğine
dikkat çekerek, "Ancak bugün bunu yapmak pek mümkün değil. Çünkü ülkede yaĢayan
insanların bir kısmı devleti tanımamakta. Özellikle son yıllarda meydana gelen olayların
ardından yüzyıllardır bir arada yaĢayan insanlar ideolojik etnik, dini ve ideolojik nedenlerden
dolayı sorunlar çıkmaya baĢlamıĢtır." dedi.
Bosna'da yaĢayan Müslümanların, rahat bir Ģekilde kendilerini komĢularına
açamadığının altını çizen Ġndira Catic, "Bu sorunların aĢılmasında zamana ihtiyaç var.
Uluslararası topluma görevler düĢüyor. Ayrıca, medya da insanların birlikte yaĢayabileceği
konusunu anlatmalı. 1992'de yaĢananları hepimiz biliyoruz. Ama bu gün insanların çok daha
iyi geçindiklerini söyleyebiliriz." Ģeklinde konuĢtu.
"BARIġTAN SÖZ EDECEK ĠSEK NEFRET DĠLĠNĠ BIRAKMALIYIZ"
Sırbistan'dan Tatyana Trikic Vasilyevic de birlikte yaĢamak için bir sürü sebep
olduğunun altını çizerek, "Öncelikle Balkanlar'da ortak yaĢamanın nasıl olacağını iyi
görmemiz lazım. Balkanlar'da son yıllarda yaĢanan savaĢın dıĢında buradaki insanların
birbirleri ile yaĢadığını da görmeliyiz. Buradaki insanlar arasında evlilikler yapılmıĢ." dedi.
Vasilyevic, Balkanlarda uzun zaman birlikte yaĢayan insanların öncelikle günümüz gerçekleri
ile karĢılaĢması ve birlikte yaĢama gücünü kuvvetlendirmek gerektiğini söyledi. Artık kin ve
nefret söylemlerinin bırakılması gerektiğinin altını çizen Tatyana Trikic Vasilyevic, "Medya,
eğer barıĢtan yana olmak istiyorsa, bu kin ve nefret dilini bırakmalı. Bizler çocuklarımızı
önyargıdan kurtarmak istiyorsak önyargılarımızdan kurtulmalıyız." Ģeklinde konuĢtu. Tatyana
Trikic Vasilyevic, ayrıca, bunların aĢılmasında da medyanın büyük önemi olduğunu sözlerine
ekledi.
- “MEDYA RESMİ İDEOLOJİNİN SÖZCÜSÜ DEĞİLDİR”
BURSA (CĠHAN) - Medyanın resmi ideolojinin sözcüsü değil barıĢtan yana olması
gerektiğine dikkat çeken gazeteciler, "Balkanlarda dostluğun temeli, birlikte yaĢamayı
öğrenmekten geçer." dedi.
Balkan Ülkeleri Medya Forumu Bursa'da baĢladı. "Balkanlarda Kalıcı BarıĢın Tesisi
Ġçin Etkili Bir Enstruman Olarak Medya" içerikli foruma Balkan ülkelerinden 150'ye yakın
gazeteci katıldı. Sunuculuğunu Doç. Dr. Yusuf Etkin'in yaptığı birinci oturumda 'Demokratik
BarıĢ ve Medya' konusu ele alındı. Doç. Dr. Yusuf Etkin, bu yüzyılın barıĢ çağı olacağının
altını çizerek, "Ülkeler, baĢta içeride olmak üzere dıĢarıda da bunu tesis etmek zorundalar.
Farklılıkları bir zenginlik gibi görüp birlikte yaĢamayı öğrenme bir zorunluluk gibi görünüyor.
Medyanın da resmi ideolojiyi kullanmak yerine barıĢın dilini kullanması gerekir." diye
konuĢtu. Yunanistan'dan katılan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu üyesi Nikos Megrelis
de programa davet edildiği için konuĢmasına teĢekkür ederek baĢladı. Sunumunda,
gazetecilik prensiplerinden söz eden Nikos Megrelis, "Özellikle yurt dıĢından haber verirken
medyanın tutumuna dikkat çekmek istiyorum. Gazeteci her zaman objektif olmalıdır. Ben Irak
savaĢında da bulunup görev yaptım. Ama her zaman savaĢanlardan farklı olduğumu
anlamak ve doğru habercilik yapmak için; kendi kendime 'Ben onlardan biri değilim, ben
onlardan biri değilim.' dedim." Ģeklinde konuĢtu.
"YAPILMAYAN TOPLANTIYI HABERLEġTĠRDĠLER"
Ġlginç bir anısını anlatan Nikos Megrelis, "YaklaĢık bir yıl önce bir toplantı
düzenlenecekti, Türkiye BaĢbakanı Sayın Erdoğan ile Karamanlis arasında. Toplantı
cumartesi Atina'da düzenlenecekti. 3 tane pazar gazetesi birbirine benzer Ģekilde bunu
haberleĢtirdi. Bütün bu haberlerin ulaĢtığı sonuç benzerdi, yani, toplantıdaki durum kötü idi.
Ġki liderin toplantıyı Ģüpheli yaklaĢımla terk ettiklerini yazıyorlardı. Asla gerçekleĢmeyen bir
toplantı gazetelerde yayınlandı. Çünkü BaĢbakan Erdoğan gezisini iptal etmek zorunda kaldı.
Ama bazı Yunan gazeteciler o toplantıyı masa baĢından yazdı. Gerçekle iliĢkisi olmayan bir
haberi masa baĢından yazdı." diye ifade etti.
"GAZETECĠ HÜKÜMETĠN HOPARLÖRÜ DEĞĠLDĠR"
Bu olayda, Yunan gazetelerinin, hükümet elemanları tarafından kullanıldığını anlatan
Nikos Megrelis, "Gazeteci, hükümetin hoparlörü değildir. Bu haber bazı yayın gruplarının
Yunan medya kuruluĢlarının inanılırlığına büyük darbe vurdu." Ģeklinde anlattı.
"KARDAK'I GAZETECĠLER PROVOKE ETTĠ"
Türkiye ile Yunanistan arasında yaĢanan Kardak krizini de gazetecilerin provoke
ettiğini anlatan Yunanlı gazeteci Nikos Megrelis, Ģunları söyledi: "Kardak olayında bazı
medya organları olayı provoke etti. Kardak'ta neredeyse iki ülke savaĢın eĢiğine geldi. Her iki
ülkede de gazeteciler olayı provoke etti. Benim Ģahsi kanaatimce her iki ülke açısından bu
olay kara bir lekedir." Gazetecilerin; nefretin, tahammülsüzlüğün artırılmasına karĢı olması
gerektiğinin altını çizen Nikos Megrelis, "Gazeteciler, insanlara saygıyı desteklemeli. Dini, dili
rengi, ırkı ne olursa olsun insan haklarına saygıyı teĢvik etmelidir. Ben gazetecilik açısından
3 prensibin altını çizmek istiyorum. Birincisi; gazeteci propagandaya karĢıdır. Çünkü
propaganda ve gazetecilik birlikte düĢünülemez. Gazeteci bilgi eriĢim ve özgürlük için
mücadele etmelidir. Gazeteciler rejimler, intihar bombacıları tarafından oluĢturulan rejime
karĢı çıkmalı ve kamuoyunun hoĢgörüsüne sözcü almalı. Her zaman barıĢı desteklemeli,
savaĢı değil." Ģeklinde sözlerini tamamladı.
"BOSNA'DAKĠ ETNĠK ÇATIġMAYI GAZETECĠLER ALEVLENDĠRDĠ"
Bulgaristan'dan Georgi Mılkov ise Irak ve Afganistan'da görev yaptığını anlatarak;
"Balkanlar'daki çatıĢmalarda da çalıĢtım. Avrupalı gözünden Balkanlar'a baktığımızda burada
gerçekleĢen yüzlerce anlaĢmazlık, çatıĢmalar ve son olarak Yugoslavya bölgesindeki
olaylara bakarsak, bura her zaman karıĢıklıkların yeri olarak anılmıĢtır. Etnik tansiyonun
oldukça yüksek olduğu bir bölgeden bahsediyoruz. Gerçekten bu muhteĢem coğrafyanın her
zaman bu tür karıĢıklıklarla anılmasından rahatsızlık duyuyorum." dedi. Sosyal çokluluğun
kabul edildiği ve bütün bu yıkıcı ulusal düĢmanlıkların bir yana bırakıldığı barıĢçıl bir ortamı
görmek istediklerini anlatan Georgi Mılkov, Ģöyle devam etti: "Tabi biz basın olarak ana
sorumluluğumuz gereği Balkanlar'daki etnik çatıĢmaları yansız bir Ģekilde aktarmalıyız.
Çünkü gerçekten savaĢ suçları açısından Kosova'da ve diğer alanlarda evlerinden edilmiĢ ve
sürekli iĢkenceye tabi tutulmuĢ insanlarla yine gazeteciler vardı. Bizler her zaman savaĢın
karĢısında durup barıĢın yanında olmalıyız." Bosna'da yaĢanan olayları doğru aktarmak için
objektif olmak gerektiğine dikkat çeken Mılkov, "Bütün muhabirler ne yazık ki bu prensiplere
sadık bir Ģekilde hareket etmemiĢlerdir. Etnik gerilimi daha da alevlendiren haberler
yapmıĢlardır. Bunun da acı sonuçları olmuĢtur. Haber kaygısı ile bu etnik savaĢları
tırmandırmıĢlardır." Ģeklinde konuĢtu.
"BALKANLARDA DOSTLUĞUN TEMELĠ BĠRLĠKTE YAġAMAYI ÖĞRENMEKTEN
GEÇER"
Romanya'dan Gabriela Bogdan ise medyanın demokratik barıĢ açısından çok önemli
olduğuna
dikkat
çekerek,
"Çünkü
medya
demokrasinin
bekçisidir.
Medya
demokratikleĢmenin teĢvikini sağlayacaktır. Medyanın sosyal halk üzerinde önemi çok
büyüktür. Demokrasi açısından da bu çok önemli. BarıĢ, Balkanlar'da yakın bir tarihte
görülebilir. AĢırı milliyetçi yaklaĢım bunda etkili idi. Eski Yugoslavya'nın dağılmasından sonra
burada etnik kıyımlar yaĢandı. BarıĢçıl bir ortam, sağlıklı bir kültürel yapıya kavuĢmakla
mümkündür." dedi. Farklılıklar ve çeĢitlilik ile birlikte yaĢamanın iletiĢim ile öğrenileceğinin
altını çizen Gabriela Bogdan, Ģöyle dedi: "Ġnsanların birlikte yaĢamasına vurgu yapılmalı
medya tarafından. Medya savaĢçı yaklaĢımlara kapalı olmalı. Bölgede demokratik barıĢın
sağlanmasında bölge medya organlarının katkısı ile doğru ve objektif haber vermesi ile olur.
Medya, barıĢçıl bir haber anlayıĢı ve cesaretine sahip olmalıdır. Kötüye karĢı her zaman iyiyi
desteklemelidir." Medyanın bütün etnik grupların sözcüsü olması gerektiğinin altını çizen
Gabriela Bogdan, sözlerini Ģöyle noktaladı: "Balkanlar'da Dobruca'da bir mozaik gibi etnik
çeĢitlilik vardır. Bunlar uzun yıllardır burada barıĢ içinde yaĢamaktadırlar. Bu durum diğerleri
için de örnek olmalıdır. Balkanlarda dostluğun temeli ise birlikte yaĢamayı öğrenmekten
geçer." Gazeteci Nur Batur ise medyanın dostluk ve kardeĢlik açısından önemine dikkat
çekerek, bu çağın barıĢ çağı olacağını söyledi.
- ARINÇ: TARİHSEL DÜŞMANLIKLARLA HUZUR ORTAMINI YAKALAMAK
MÜMKÜN DEĞİL
BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Artık,
tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ ve huzur
ortamını yakalamak mümkün değildir." dedi.
Arınç, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢıĢleri
Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı tarafından Bursa'da düzenlenen
'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katıldı. Kosova Devlet Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ
Devlet Bakanı Rafet Husovic, Sırbistan Devlet Bakanı Süleyman Ugljanin'in de katıldığı
forumun açılıĢında konuĢan Arınç, Balkanların tarihinin hep birlikte yazıldığını ve kaderinin
birlikte inĢa edildiğini söyledi. Balkanlarda bir zamanlar var olan çatıĢmaların artık son
bulduğunu hatırlatan Arınç, Türkiye olarak komĢularla sıfır problem, çok iyi iliĢkiler kurmayı
amaçladıklarını dile getirdi. Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Balkanlar, halen Avrupa'nın en kırılgan
bölgesidir. Avrupa'da kalıcı barıĢ ve istikrarın tesisi açısından bölge herkes için bir sınav
niteliğindedir. Türkiye olarak bizim Balkanlara politikamız, herkes için güvenliktir, düzeyli
siyasi diyalogdur, karĢılıklı ekonomik iliĢkilerdir. Bölgenin çok etnikli çok kültürlü ve dinli
sosyal dokusunun muhafazası olarak dört temel esasa dayanmaktadır. Tüm bölge ülkelerinin
Avrupa ve Avrupa-Atlantik perspektifini gönülden destekliyoruz. Balkan politikamızı
yürütürken, 'bölgesel sahiplenme' ve 'kapsayıcılık' ilkelerini esas almaktayız. Bölge
liderlerinin yakınlaĢma ve uzlaĢı çabalarını takdirle izliyor ve destekliyoruz." Türkiye'nin
Yunanistan ile iliĢkilerine de değinen Arınç, ikili iliĢkilerin iyi niyetle her alanda geliĢtirilmesine
çalıĢıldığını ifade etti. Arınç, aynı Ģekilde Sırbistan, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kosova,
Makedonya, Bulgaristan, Slovenya, Romanya, Karadağ ve Arnavutluk ile iliĢkilerin
geliĢtirildiğini vurguladı.
"TARĠHSEL DÜġMANLIKLARLA HUZURU YAKALAMAK MÜMKÜN DEĞĠL"
Artık, tarihsel düĢmanlıklar ve nefret üzerine oluĢturulan politikalar ile bölgesel barıĢ
ve huzur ortamını yakalamanın mümkün olmadığını ifade eden Arınç, Ģöyle devam etti: "Aynı
coğrafyayı paylaĢan bizler bütün enerjimizi kısır çekiĢmeler, faydasız inatlaĢmalar, rasyonel
olmayan talepler ve tarihsel düĢmanlıkları sürdürmek yerine, insanlarımızın, demokrasiden,
özgürlüklerden, huzur ve refahtan pay almaları için kullanmalıyız. ĠliĢkilerimize korkularımız,
komplekslerimiz değil, ümitlerimiz ve özgüvenimiz yön vermelidir. Biz, içinde akraba ve
soydaĢ topluluklarımızın da yaĢadığı Balkanları, kendi evimiz gibi görmekteyiz."
"MEDYANIN TARĠHĠ SORUMLULUĞU"
Balkan ülkelerinin ve halklarının bu yeni dönemdeki karĢılıklı iliĢkilerini geliĢtirmede,
dostluğun ve kardeĢliğin tesisinde medyanın rolüne de değinen Arınç, Ģunları kaydetti: "ĠĢte
bugün bu sorumluluğun gereğini konuĢmak ve birlikte tartıĢmak üzere buradayız, aynı çatı
altındayız. Geçtiğimiz nisan ayının ortalarında yine bana bağlı olan Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu'nun ev sahipliğinde Güneydoğu Avrupa Kamu Hizmeti Medyası Birliği
Toplantısı'nı gerçekleĢtirdik. Kamu yayıncılığında yeni arayıĢların tartıĢıldığı o toplantının
ardından gerçekleĢen bu toplantı bir ilk olma özelliğini taĢımaktadır. Buradan ortaya çıkacak
fayda, öncelikle yüz yüze gelmemizdir, birbirimizin gözünün içine bakmamızdır. Soğuk SavaĢ
dönemlerinde, aramızda demir perdelerin olduğu zamanlarda bu imkanlardan bile mahrum
kaldık. KiĢisel, toplumsal tecrübelerimizi birbirimize aktaramadık. Aynı tarihi tecrübeye sahip,
aynı coğrafyanın, aynı kültürel haritayı paylaĢan devletlerin, politikacıları, aydınları, yazarları,
gazetecileri olarak uzun yıllar birbirimizden haberdar olamadık."
Türkiye'nin, demokrasi çıtasını yükselterek, hukuk düzeninde büyük adımlar attığının
altını çizen Arınç, 2002 yılından bu yana AK Parti iktidarının, demokratik ve ekonomik istikrar
çıtasını en üst düzeye çıkardığını, bireysel özgürlükler, temel insan hakları ve basın
özgürlüğü alanında tarihi adımlar attığını ifade etti. Türkiye'nin; içeride demokratik istikrara ve
ekonomik kalkınmaya paralel olarak dıĢarıdaki itibarını da en üst düzeye taĢıdığına iĢaret
eden Arınç, "Türkiye'de bugün 163'ü yaygın, 73'ü bölgesel, 2 bin 368'i yerel olmak üzere
toplam 2 bin 604 gazete; 3 bin 469 dergi ile toplam 6 bin 73 süreli yayın; 24'ü yaygın, 15'i
bölgesel, 210'u yerel, 77'si kablolu, 143'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 11 kanalı ile toplam
480 televizyon; 35'i yaygın, 98'i bölgesel, 931'i yerel, 53'ü uydu olmak üzere ve TRT'nin 12
kanalı ile toplam bin 129 radyo kanalı ile çok canlı ve dinamik bir medya ortamına sahiptir.
Tabii bunlara internet medyasını da eklememiz gerekmektedir. Bugün hanelerin yüzde
41.6'sında, giriĢimlerin de yüzde 90.9'unda internet kullanılmaktadır. 2004 yılında özgürlükçü
bir basın kanunu yürürlüğe koyduk. Radyo Televizyon Yasası'nı, Avrupa Sınır Ötesi
Yayıncılık AnlaĢması ve AB standartlarına uygun olarak yeniledik. Ayrıca, internet
yayıncılığıyla ilgili de bir yasal düzenleme de Ģu an hükümetimizin gündemindedir." Ģeklinde
konuĢtu. KonuĢmanın ardından, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniveristesi Rektör Vekili
Sebahattin Balcı, Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya'ya Kırgızistan'ın yaylalarını gösteren tablo
hediye etti.
- “AB, KENDİNİ İRAN, IRAK VE SURİYE'YE KOMŞU YAPACAK TÜRKİYE’Yİ
ALMAZ”
BURSA (CĠHAN) - Slovenyalı gazeteci Ervin Hladnik Milharcic, Avrupa Birliği (AB)'nin,
Türkiye'yi üye yaptığında Ġran, Irak ve Suriye'ye komĢu olacağını belirterek, "AB homojen bir
yer değil. Çok zayıf liderleri var. Hemen korkabilirler. Bu nedenle herkesi almazlar." dedi.
Bursa'da, 12 ülkenin katıldığı 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda, Türkiye'nin AB üyeliği ele
alındı. BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı
Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle düzenlenen, iki günlük Balkan Ülkeleri Medya Forumu
devam ediyor. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Foruma,
Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubu katılıyor.
Forum kapsamında, öğleden sonraki bölümde, 'Avrupa Birliği Üyeliği Çerçevesinde Medya'
konusu ele alındı. Oturum kapsamında, 'AB Üyelik Süreci ve Medya' konusunu ele alan
gazeteciler, Türkiye'nin üstlendiği role vurgu yaptı.
"GÜMRÜK BĠRLĠĞĠ'NĠN, KARINDAN ÇOK ZARARI OLDU"
Oturumu yöneten gazeteci Cengiz Aktar, AB ile ilgili en keyif verici olan yanın, AB
üyeliği sürecinde yaĢandığını belirterek, "Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri AB üyeliği yolunda
hep kendileri AB'den bir Ģey beklerken, kendilerinin ne vereceklerini hiç düĢünmüyorlar. Ama
Türkiye'nin ne kazanacağından çok ne vereceğini biz iyi biliyoruz. Bu nedenle bu süreç
ondan dolayı çok sorunlu geçiyor." dedi.
Türkiye'de, "AB iyi bir Ģeydir ama bizi AB'ye almazlar" kanaatinin hakim olduğunun altını
çizen Aktar, bunun aĢırılığının da iyi olmayacağını söyledi. Gümrük Birliği'nin, Türkiye'ye
getirisinden çok götürüsünün çok daha fazla olduğunun altını çizen Cengiz Aktar, "Gümrük
Birliği'nin; açıkça söylüyorum, Türkiye'ye getirisinden çok götürüsü olmuĢtur. Çünkü Gümrük
Birliği balık tutmayı öğretir, satmayı değil. Çünkü pazarlamayı Gümrük Birliği üzerinden
yaparsınız. Bunda da AB üyeliğinin gerçekleĢmemiĢ olması etkili." Ģeklinde konuĢtu.
"AB HOMOJEN DEĞĠL"
Slovenya'dan katılan Ervin Hladnik Milharcic de Slovenya'da AB yolunda medyanın da
kamuoyu ile aynı söylemi gerçekleĢtirdiğini anlattı. Slovenya'da bir tek AB yolunda milli
mutabakat sağladıklarını anlatan Milharcic, medyanın da buna ayak uydurduğunu belirterek,
"Biz Avrupalılar olarak skandalı seviyoruz. Yani biz hep kötüyü araĢtırıyoruz. Yani hep kötü
olayın haber olacağı kanaatindeyiz." dedi.
AB'nin, medyada önemli bir etki yaptığını anlatan Ervin Hladnik Milharcic, "Avrupa,
hep Avrupa olarak adlandırılır. Bütün politikalar AB yolunda atılır. Bütün konular AB yolunda
hiç tartıĢılmadan geçti. Ben buna karĢıyım, çünkü her Ģeyin biraz tartıĢılması gerektiğine
Ġnanıyorum. Gazetecilik, biraz araĢtırmacı ve Ģüpheci olmalı." Ģeklinde konuĢtu.
Slovenya'nın, AB'ye giriĢ sürecinde AB'ye katkısını ele aldığını anlatan Slovenyalı gazeteci
Milharcic, "2004 yılında AB'ye girdiğimizde büyük bir iyimserlik vardı. Ancak bizim Slovenya
olarak, AB'ye ne katacağımızı kimse düĢünmüyordu." diye konuĢtu. Her hangi bir ülke için
AB'ye üye olmanın geliĢmeye katkı sağlayacağının altını çizen Ervin Hladnik Milharcic, "Sizin
de bu konuda belli hedefiniz var. Ancak biz toptan bir Ģekilde Ģüpheci olmayı unuttuk. AB,
Orta Avrupa'nın baĢına gelen en güzel Ģey olabilir. AB'ye girme ne getirir, ne götürür gibi
soruları sormamız lazımdı. ġu anda kendinize bakarsanız, AB yolunda büyük bir aĢama
kaydettiğinizi göreceksiniz." Ģeklinde değerlendirmede bulundu.
"AB HOMOJEN BĠR YAPI DEĞĠLDĠR"
AB ülkelerinden vize alınamadığı yolund ki bir soru üzerine; kendisinin de 2004'e
kadar vize almakta zorlandığını belirten Ervin Hladnik Milharcic, "Ben de zaten bu mantıktan
bahsediyorum. Yani AB'ye girdikten sonra ülke olarak bir çok Ģey kazanıyorsunuz. Avrupa
geniĢlemeden bahsettiğinde bu çok pozitif bir güçtür. Türkiye AB'ye girdiğinde AB; Ġran, Irak
ve Suriye ile komĢu olacak. AB sadece güzel bir yer değil. Burada Yahudi düĢmanlığı, diğer
düĢmanlıklar var. Bunlar AB'de bir gerçek. AB'nin bu konuda kendi kendini eğitmesi çok uzun
zaman alacak. Zaten AB homojen değil. Çok zayıf liderleri var. Hemen korkabilirler. Bu
nedenle herkesi almazlar. Bu, zaten bir Balkan konseptidir." Ģeklinde sözlerini tamamladı.
Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız da Trakya Üniversitesi olarak
Balkanlar'da kalıcı bir barıĢ sağlanması açısından yaptıklarını ele aldı.
- "BALKANLAR’DA KALICI BARIŞ İÇİN MEDYA ÖNEMLİ BİR ENSTRÜMAN"
BURSA (CĠHAN) - Bursa'da baĢlayan 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu' devam ediyor.
"Balkanlarda Kalıcı BarıĢın Tesisi Ġçin Etkili Bir Enstüman Olarak Medya" konusunda
düzenlenen forum kapsamında, 'DemokratikleĢme süreci, çok kültürlülük ve medya' konusu
ele alındı. Anadolu Ajansı Genel Müdürü Hilmi Bengi'nin yönettiği 'DemokratikleĢme Süreci,
Çok Kültürlülük ve Medya' konulu oturumda, Balkanlarda kalıcı barıĢın tesisi için medyanın
çok önemli olduğu üzerinde duruldu. Türkiye'nin, Balkanlar'da bir çok hatıra defteri
bulunduğunu anlatan Hilmi Bengi, "Balkanlar'da kalıcı bir barıĢın tesisi için önemli olan
enstrümanların baĢında medya geliyor. Bu nedenle ben bu forumun kalıcı bir yapıya
dönüĢtürülmesi gerektiğine inanıyorum." dedi. Sinema Sanatçısı Erdal Özyağcılar ise
kendisinin de Bursalı olduğunu belirterek konuĢmasına baĢladı. Elveda Rumeli dizisi için 2,5
yıl Makedonya'da kaldığını anlatan Erdal Özyağcılar, bu daveti aldığında düĢünmeden
geldiğini söyledi. Balkanlar'ın yüzyıllardır birlikte yaĢanılan, insanlarla paylaĢılan bir yer
olduğunu anlatan Özyağcılar, "Aslında ne kadar birbirimize benzediğimizi Makedonya'da
kaldığımız sürede daha iyi anladım. Ben orada Bursa'da dolaĢıyor gibi hissediyordum
kendimi." diye konuĢtu. Coğrafyanın ve fiziki değerlerin ayrıĢmaya tabu tutulmasından sonra
huzursuzlukların baĢ gösterdiğinin altını çizen Özyağcılar, "Ne zaman fiziki ve doğal değerleri
ayırmıĢız o zamana huzursuzluklar baĢlamıĢ. Bize en uzak kültürlerden baĢlamak üzere,
bütün kültürler birbirinden etkilenmiĢtir. Ülkelerden din, dil, tarih ve etnik çok kültürlülüğü
bireysel özgürlükler bazında toplumsal ve bireysel bazda zenginlik olarak kabul edenler daha
baĢarılı olur." Ģeklinde konuĢtu. Oynadığı dizilerde Balkanlar'da yaĢayanlar ile Türk
toplumunun birbiine ne kadar benzediğini daha iyi anladığının altını çizen Erdal Özyağcılar,
"Biz orada Balkanların hatıra defterlerini açtık. Bu insanların aynı kaderi oynadıklarını
gördük. Planlarımız barıĢ içinde yaĢama üzerine olmalı." diye ifade etti.
"MEDYA, SANATÇI ĠLE MAGAZĠNCĠLERĠN KAVGASINDAN ĠBARET DEĞĠL"
Medyanın isesanatçılarla magazincilerin kavgasından ibaret olmadığını ifade eden
Erdal Özyağcılar, Ģunları söyledi: "Medya; toplumların, halkların vazgeçemeyeceği bir güç.
Medya olmasa geçmiĢi ve geleceği kimse bilemez. Medya halkın yönetimi denetlemesine,
demokrasinin geliĢmesine öncülük etmeli ve halkın sözcüsü olmalı. Bugün bir kuĢak
öncesine kulak verdiğimizde ne yazık ki büyük çoğunlukla acıları ve geri bırakılanları duyarız.
Artık acıları değil, sevgileri ve dostlukları paylaĢmalı ve ortak bir geleceği kurmak için
çalıĢmalıyız."
"GAZETECĠLĠK SERMAYE KAYGISI ĠLE YAPILMAMALI"
Hırvatistan'dan katılan gazeteci Luko Brailo da Hırvatistan'da gazeteciliğin durumu
hakkında bilgi verdi. Hırvatistan'da gazeteciliğin sermayenin eline geçtiğine dikkat çeken
Luko Brailo, artık gazetecilik değil, birilerinin sözcülüğünün yapıldığına atıfta bulundu. Bugün
Hırvatistan'da artık gazetelerin birbirine benzemeye baĢladığına dikkat çeken Luko Brailo,
"Bilgi, artık özel medya kuruluĢları tarafından gözardı edilmekte. Gazeteciliği, artık siyasilerin
bir denetleyicisi gibi görmek mümkün değil, artık medyanın altın çağında bir sermaye elde
ettiklerini kabul etmemekteler. Bu iĢten yüzde 20'lerde gelir ede ederken, gazeteciliğin
önemine dikkat etmemekteler. Artık gazetecilik haber değil, kar kaygılı yapılıyor." dedi.
"BALKANLARDAKĠ KAN BANYOSU ARTIK BĠTMELĠ"
Karadağ'dan Srdjan Kusova ise sözlerine bir anısını anlatarak baĢladı. Srdjan
Kusova, 10 yıl önce bir kiĢinin kendisine çocuklarını hangi kimlikle yetiĢtireceğini sorduğunu
anlattı. Kusova, Ģöyle dedi: "Ben de ona çocuklarımı hepsine uygun olarak yetiĢtireceğimi
söyledim. Balkanlarda kimsenin iki kökene sahip olmadığı için bu cevabım ĢaĢkınlık
oluĢturdu. Balkanlar hala tek din, tek milliyet ya da yapının diğerini dıĢladığı bir ortamdır.
Balkanlar'da çok kültürlü bir yapının önplana atıldığını görmek mümkün. Yugoslavya sürekli
son yıllarda savaĢın eĢiğinde." Eski Yugoslavya'daki kan banyosunun artık sona ermesi
gerektiğini aktaran Srdjan Kusova, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "ġu anda bu ülkeleri
yönetenlerin hangi atmosferde yetiĢtikleri, bizi nereye götürecekleri açısından son derece
önemli. Balkan milliyetçilerin ektikleri kötü tohumları silebilirlerse burada huzur gelir. Bu
farklılıkların zenginlik olarak ele alınması çok önemli." Medyanın da bu konularda önemli rol
alması gerektiğinin altını çizen Srdjan Kusova, "Ama medya bu konularla pek ilgili değil,
bunlardan birinci neden yabancı düĢmanlığı, diğeri ise son yıllarda medyanın içindeki süreç.
Modern teknolojiler medya üzerinde büyük etkisi var. ġu anda içinde bulunduğumuz zaman
çok hızlı hareket ediyor. ġu anda tabloid medya unsurları ortaya çıkmıĢ. Bu reklam konusu
ortaya çıktığından medya kendilerinin ortaya çıkardığını pazarlama kaygısı ile hareket edip
birilerinin yönlendirmesi ile hareket ediyor. Ucuz haberleri topluma pompalamakta. Kar amacı
güden Ģirketler bunda etkili." Ģeklinde konuĢmasını noktaladı.
- ARINÇ: TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR, LANETLİYORUZ
BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bin Ladin'in
öldürülmesiyle ilgili Pakistan'ın mutlaka açıklama yapması gerektiğini söyledi. Arınç, "Terör
insanlık suçudur. Ġnsana yönelik her türlü saldırıyı lanetliyoruz." dedi.
Bursa'da düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Medya Forumu'na katılan Arınç, gazetecilerin
konu hakkındaki sorularını cevapladı. ABD BaĢkanı Obama'nın bir konuĢma yaparak Ladin'in
öldürüldüğünü duyurduğunu hatırlatan Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Pakistan'da Bin Ladin'in
yapılan operasyonla öldürüldüğü bildiriliyor. Bu konuda Pakistan hükümetinin bir
açıklamasına ihtiyacımız var. Bu operasyon ya Pakistan'ın yaptığı, ya da ABD ile birlikte
yapılan operasyon olmalı. Bunun takip edilmesinde yarar var. Terör ve terörizm konusunda
hükümetimizin görüĢleri açıktır. Terörün insanlık dıĢı olduğunu kabul ediyoruz. Terörün dini,
rengi, ırkı söz konusu olamaz. Ġnsanları öldürmeyi amaçlayan ve gayesi ne olursa olsun terör
eylemlerini desteklememiz kesinlikle mümkün değil. Terörle mücadele eden bir ülke bunu tek
baĢına yapması mümkün değil. Böyle mücadelenin ortak bir platformda verilmesi, bütün
ülkeler tarafından desteklenmesi gerekir."
"ĠNSANA HER TÜRLÜ SALDIRIYI LANETLĠYORUZ"
Müslümanların terörle anılmasının kendilerini rahatsız ettiğini ifade eden Arınç,
sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Çünkü Ġslam, barıĢ dinidir, sulhtur, barıĢtır. Ġnsana olan sevgidir.
Hangi amaca uygun olursa olsun insanların masum bir Ģekilde öldürmeyi kabul eden bu
anlayıĢı Müslümanlık kabul etmez. Ama kıyafetlerine, düĢüncelerine bakarak Müslümanları
terörist gözüyle göstermek, dünyada karĢılaĢtığımız en olumsuz davranıĢlardan birisidir. Biz
terörle mücadele ediyoruz, terörü desteklemiyoruz. Dolayısıyla Türkiye'de terör örgütü Elkaide ile ilgili güvenlik güçlerimiz zaman zaman operasyon yapmakta ve sorgulamalar
gerçekleĢtirmektedir. Bu tür örgütlerin yaptıkları eylemler bugüne kadar hepimizi üzmüĢtür ve
endiĢeye sevk etmiĢtir. Tabi 11 Eylül saldırısının El-kaide tarafından yaptırıldığı iddia
edildiğine göre, bunun üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bugüne kadar niçin müsamaha
edilmiĢ, göz yumulmuĢtur. Bunlar belki kamuoyunda tartıĢılacak hususlardır. Umarız bundan
sonra terör amaçlı olaylar yaĢanmaz. Ġnsana yönelik her türlü saldırıyı lanetliyoruz ve
bununla mücadeleyi de sürdürüyoruz."
- 'BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU' BAŞLADI
BURSA (CĠHAN) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın
himayesinde, BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü ve DıĢiĢleri
Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanlığı'nca düzenlenen 'Balkan Ülkeleri Medya
Forumu' Bursa'da baĢladı.
Forumun açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yanı sıra, Kosova Devlet
Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husovic, Sırbistan Devlet Bakanı
Süleyman Ugljanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat
Karakaya, DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras,
Bursa Valisi ġahabettin Harput, BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ve çok sayıda
Balkan basını temsilcisi katıldı.
Ülke tanıtım stantları ve fotoğraf sergisini gezen Devlet Bakanı ve BaĢbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, açılıĢ kurdelesini konuk bakanlarla birlikte kesti. Arınç, burada
yaptığı konuĢmada, toplantıya gösterilen ilgiye ve heyecana teĢekkür etti. 11 ülkeden medya
mensuplarının programa katıldığını belirten Arınç, Ģöyle konuĢtu: "Radyo-televizyon
yayıncıları var. Türkiye'den katılan, her birini çok yakinen tanıdığınız değerli medya
mensuplarıyla ortak toplantılar yapacağız. AçılıĢımız hayırlı olsun."
FORUMDA HANGĠ KONULAR KONUġULACAK?
Mehter ve halk oyunu gösterilerinin yapıldığı açılıĢ töreninin ardından forumun devam
edeceği salona geçildi. Forumun ilk gününde 'Balkanlarda medyanın genel görünümü' konulu
ilk oturum yapılacak. BaĢbakan BaĢmüĢaviri, Kamu Diplomasisi Koordinatörü Doç. Dr.
Ġbrahim Kalın'ın açılıĢ konuĢmasını yapacağı oturumun 'Demokratik barıĢ ve medya' konulu
ilk bölümünde, Türkiye adına Prof. Dr. Yasin Aktay, Sabah gazetesi köĢe yazarı Nur Batur,
Yunanistan'dan gazeteci Nikos Megrelis, Bulgaristan'dan 24 Chasa gazetesi dıĢ politika
muhabiri Georgi Milkov, Romanya'dan Nine O'Clock Genel Yayın Yönetmeni Gabriela
Bogdan konuĢma yapacak.
'DemokratikleĢme süreci, çok kültürlülük ve medya' konulu ikinci bölüme ise AA
Yönetim Kurulu BaĢkanı ve Genel Müdürü Dr. Hilmi Bengi, sinema sanatçısı Erdal
Özyağcılar, Hırvatistan'dan Novi List gazetesinden Luko Brailo, Sırbistan'dan Politika
gazetesi dıĢ politika yorumcusu Bosko Jaksic, Karadağ adına Pobjeda gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Srdjan Kusovac konuĢmacı olarak katılacak.
'Avrupa Birliği üyeliği çerçevesinde medya' konulu ikinci oturumunun 'AB üyelik süreci
ve medya' baĢlıklı ilk bölümünde Türkiye'den Vatan gazetesi köĢe yazarı Cengiz Aktar,
Trakya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Timur Kırgız, Makedonya'dan Üsküp
Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasna Baçovska, Slovenya'nın Dnevnik gazetesinden
Ervin Hladnik Milharcic, Karadağ'dan Vijesti Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihailo
Markoviç birer konuĢma yapacak.
Oturumun ikinci bölümünde, Türk Asya Stratejik AraĢtırmalar Merkezi uzmanı Dr.
Abdullah Özkan ve Siyaset Ekonomi ve Toplum AraĢtırmaları Vakfı'ndan Dr. Fatma Sel
Turhan'ın yanı sıra Arnavutluk'un Balkan Insight internet gazetesinden Altın Raxhimi,
Kosova'dan BaĢbakanlık Halkla ĠliĢkiler Koordinatörü Ġsmet Cakiqi, Bosna-Hersek'tan TV1
editörü ve spikeri Emina Delic değerlendirmelerde bulunacak.
'Balkanlar'da barıĢ içerisinde bir arada yaĢama, ortak değerler ve medya' konulu son
bölümde ise gazeteci yazar Süleyman Gündüz, Bursa Olay gazetesi köĢe yazarı Ahmet
Emin Yılmaz, Hırvatistan'dan gazeteci Denis Kuljis, Bosna-Hersek'ten Oslobodenje gazetesi
Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Daniel Omeragic ve Dnevni Avaz gazetesi Yazı ĠĢleri
Müdürü Ġndira Catic konuĢacak.
AkĢam da Çelik Palas Oteli'nde gala yemeği verilecek. Forum, yarın yapılacak
oturumlarla devam edecek.
03.05.2011
'BALKAN
ÜLKELERİ
OLUŞTURULACAK
GAZETECİLERİ
HATIRA
ORMANI'
BURSA’DA
ANKARA (CĠHAN) - BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, bir
süre önce baĢlattığı ve Ģimdiye kadar 15 ilde ve 20 yerde gerçekleĢtirilen hatıra ormanı
projesine devam ediyor.
Bursa'da düzenlenen "Balkan Ülkeleri Medya Forumu" çerçevesinde Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ile Bursa Valiliği tarafından "Basın-Yayın ve
Balkan Ülkeleri Gazetecileri Hatıra Ormanı" oluĢturuluyor. Yakın bir zamanda yapılacak ağaç
dikim törenine Türkiye ile birlikte 12 Balkan ülkesinden 500'ü aĢkın medya temsilcisi,
siyasetçi ve akademisyenden oluĢan davetlinin yanı sıra Bursa medyasından geniĢ bir
katılımın sağlanması bekleniyor.
- SEDAT LAÇİNER: BALKANLAR’DA KALICI BARIŞ VE İSTİKRARIN ABC’Sİ
BURSA (CĠHAN) - 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner, Balkanlar'ın
kalıcı bir barıĢ ve istikrara kavuĢmasının ABC'sinin iletiĢim olduğunu belirtti.
Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu, ikinci gününde de devam etti.
BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırma Merkezi iĢbirliğiyle Bursa'da düzenlenen iki günlük Balkan Ülkeleri Medya
Forumu'nun ikinci gününde, Balkanlarda istikrar ve medya konusu ele alındı. "Bölgesel
Güvenlik ve Ġstikrarın Tesisinde Medyanın Konumu' temasının ele alındığı forumda 'Bölgesel
BarıĢ, Ġstikrar ve Medya' tartıĢıldı.
Oturum baĢkanlığını yapan 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner,
Balkanlar'ın, en eski yerleĢim yerlerinden biri olmasına rağmen yaĢanacak bir bölge
olamadığını belirtti. Balkanlar'ın Kafkaslar gibi en kadim ve en eski yerleĢim yerlerinden bir
tanesi olduğunu anlatan Sedat Laçiner, "Ne yazık ki çok eski bir yerleĢim yeri olmak sizi bir
bölge haline getirmiyor. Bunun için çok emek sarfetmeniz gerekiyor. Çünkü birlikte yaĢamak
emek istiyor." dedi. Milyonlarca insanı bir arada tutan ülkeler için bunun daha güç olduğunu
anlatan Laçiner, "Balkanlarda istikrardan bahsediyoruz. Balkanlar Ģu anda en çok savaĢların
yaĢandığı bir bölge. Tarihsel, kültürel ve dinsel olarak birçok benzerlikler olmasına rağmen
savaĢlar yaĢanıyor." Ģeklinde konuĢtu. Öncelikle bunun önüne geçmek için farkında olmak
gerektiğinin altını çizen Laçiner, Ģunları söyledi: "Önce bölge olmak gerekiyor. Buranın bir ev
olduğu anlaĢılmalı, bir kimliğin, bilincin oluĢması lazım. Ġnsanların içine yerleĢmesi lazım. Bu
bir anda olacak bir Ģey değil. Tabi ki bir süreçten bahsediyoruz. Bunun uzun sürede
oluĢacağı bir süreçten." Burada ikinci safhanın ise iliĢkilerin artması olduğuna dikkat çeken
Laçiner, sözlerini Ģöyle sürdürdü: "Buralarda ekonomik, sosyal ve kültürel iliĢkilerde çok
yakın olmalarına rağmen bu ülkeler arasında iliĢkilerin çok az olduğunu görüyoruz. Bunun
siyasi, dini ve etnik gibi farklı nedenleri var. Ayrı bir ulus olma kaygısından dolayı çıkan
savaĢlar var. Yanındaki komĢusundan nefret etme, düĢman olma, onu kötü adam görme
üzerine kurulu anlayıĢlar var. Bunda da bir geri dönüĢüm, kimliğine zarar vermeden
sağlamak gerekiyor." Balkanlar'da iĢbirliğinin kalıcı hale gelmesi için bir kurumsallaĢmanın
oluĢması gerektiğine dikkat çeken Laçiner, "Her Ģeyi ile komĢusunun kötü olmadığını
görmeli. Balkanlar'da yaĢayanların birbirini tanıması lazım. Çıkarların farklılaĢması, tehdidin
azalmasına zemin hazırlar. Bir Yunan ile Türk, bir Bulgar ile bir Hırvat 'bu Balkanlar bizim
evimiz, çıkarlarımız aynı, birbirimizden vazgeçemeyiz' dedikleri zaman barıĢa mecbur oluyor.
Burada biz duygusunun atması burada barıĢın gelmesini sağlayacaktır." dedi. Balkanlar'da
Balkanlı bilincinin oluĢmadığını ve burada yaĢayanların birbirini anlamak yerine 'iyi' veya
'kötü' olarak değerlendirdiğine dikkat çeken Prof. Laçiner, "Bu ilk toplantıyı ben çok
önemsiyorum. Devletler arasındaki bu tür toplantıları daha da artırmak lazım. Bu tür
toplantılara, devletin yanında sivil toplum kuruluĢlarının da desteğini katmak lazım. Ġnsanlar
konuĢa konuĢa anlaĢır. KonuĢmayanlar ise önce küser sonra da savaĢır." Ģeklinde konuĢtu.
"MEDYANIN ZEHĠRLĠ DĠLĠ VAR"
Gazetelere bakıldığında, Türk ve Balkanlardaki gazetelerde kısmi iyileĢme olmasına
rağmen, bir zehirli ve yıkıcı dilin hakim olduğunu vurgulayan Prof. Laçiner, sözlerini Ģöyle
tamamladı: "Medyada kötü ve iyi anlayıĢı hakim bu konuda. Bir ulusu kötü veya iyi sayan bir
anlayıĢ var. Önce bu süreci Balkan medya kurumlarının yaĢaması lazım. Biz Balkanlıyız,
burası bizim evimiz. Burada birbirimiz ile birlikte yaĢamalıyız Ģeklindeki iĢbirliğini
sağlayabilirlerse, Balkanlı olduğunu fark edip bu Ģekilde çalıĢırlarsa bu sürece katkı
sağlarlar."
Balkanların, küçük ama birbirine düĢman devletlerle dolu olduğunun altını çizen
Bulgaristanlı gazeteci Emil Koshlukov ise Balkanlar'da yaĢayanlar olarak 'Balkanlar'ı
batılıların görmek istediği gibi değerlendirme' yanlıĢına düĢüldüğünü belirtti. Balkanlar'da
Ģimdi 39 ülkenin bulunduğunu anlatan Koshlukov, kiĢi baĢına en çok devlet düĢen bölgenin
Balkanlar olduğunu vurgulayarak, "Burada iki büyük imparatorluğun mirasından söz
edebiliriz. Bunlardan biri Osmanlı Ġmparatorluğu, ikinci ise Sovyet Rusya. Balkanlar'daki
Ģimdiki devletler Sovyetlerin harabeleri üzerine kuruldu. Osmanlı dönemi yönetimi altıdaki
istikrar ve barıĢtan söz etmek gerekiyor." dedi. Bölgede ulusal anlayıĢın hakim olduğuna
dikkat çeken Koshlukov, bundan kurtulmak gerektiğine dikkat çekerek, birlikte yaĢamayı
kolaylaĢtıracak yeni forumlara ihtiyaç olduğunu anlattı. Balkanlarda 'Biz ve onlar' anlayıĢı ile
hareket edildiğini anlatan Emil Koshlukov, "Birçok Balkan ülkelerinden komünizm döneminde
'bize karĢı onlar anlayıĢı vardı ama Ģimdi 'biz ve onlar' anlayıĢı var. Burada sadece medya
değil, eğitim kurumları da bu konuda iyi bir rol oynamalıdır." Ģeklinde konuĢtu. Balkanlar'da
sıfırdan baĢlamak diye bir Ģeyin söz konusu olmadığını anlatan Emil Koshlukov, Slav ırkı
olarak hep ezilen ve ikilem içinde kalan taraf kendilerini olduğunu ve hiçbir kimseye
yaranamadıklarını sözlerine ekledi.
"BĠRBĠRĠMĠZĠ TANIMIYORUZ"
Yunanistan'dan Bali Kiryaki de Bursa'da bulunmaktan çok mutlu olduğunu belirterek,
"Burada benim kanaatimce medyanın rolü Balkanlar'da istikrar konusunda çok önemli.
Medyanın tek bir Ģeyi, anlayıĢın teĢvikini sağlayabileceğini sanmıyorum. BaĢkalarına saygı
önemli. Ama biz daha çok diğerlerinin ne söylediğini anlamak için çaba göstermeliyiz." dedi.
Balkanlar'da komĢularımız hakkında 'Biz iyiyiz, diğerleri ise kötü' anlayıĢının hakim olduğuna
dikkat çeken Bali Kiryaki, "Doğru soruyu sorup kulaklarımızı açarak diğerlerini dinlemek en
öncelikle konudur. Böylelikle halkta bu insanların ne anlattığını anlasın. Birbirimizin ülkelerini
sık ziyaret etmediğimiz aĢikar. Bu nedenle normal insanların ne düĢündüğünü bilemiyoruz.
Ancak politik elitlerle muhatap olup bize gösterilen yerleri geziyoruz." Ģeklinde konuĢtu.
Medyanın küçük ülkelere önem göstermediğinin altını çizen Bali Kiryaki, bu nedenle küçük
ülkelerde neler olduğunu ve onların ne düĢündüğünü anlamanın mümkün olmadığını söyledi.
Önyargıları yıkmak gerektiğine dikkat çeken Bali Kiryaki, Ģunları kaydetti: "Biz kolay yolu
seçmemeliyiz. Hükümetlerin bize dayattığı bilgileri topluma dayatmamalıyız. Toplumun
bizden istediği gibi yazmamalıyız. Görevimiz doğruları yazmak, çünkü biz rahip değiliz."
Romanya'da Miruna Badea da kendisinin bölgesel istikrar konusunda iyimser olduğunun
altını çizerek, Ģunları söyledi: "Balkanlar her zaman çatıĢmaların ortasında kaldı. Biz
demokrasi denen Ģeyin peĢinde koĢarken daha çok sorun yaĢadık bunu da bir türlü
anlayamadım. Diyalog olması durumunda istikrar da elde edebilirsiniz. Burada çeĢitli
tartıĢma biçimleri var. ÇeĢitli açılımlar var. Bunun yanında ikili iĢbirlikleri de var bölgede.
Burada unutmak istemediğim konu AB'nin etkisi." Yazma görevi ile barıĢa katkı arasındaki
insanlık görevine dikkat çeken Miruna Badea, geliĢen teknoloji ile kamuoyunun da seçim
yapabilme imkanına da kavuĢtuğunu sözlerine ekledi. TRT DıĢ Yayınlar BaĢkan Vekili
Süleyman Köksoy ise TRT'nin Ģu anda 32 dilde internet ve radyo yayını olduğunu söyledi.
Köksoy, Mevlana'nın Pergel anlayıĢı ile bir ayağını Türkiye'de sabitleyip diğer ayağını ise
dünyada gezdirdiğini söyledi. Süleyman Köksoy, tarihi ve coğrafi sorumluluğun ise bundan
kendilerini zorladığını söyledi. Türk milleti olarak çok önemli bir tarihi mirasa sahip olduğunu
anlatan Süleyman Köksoy, bu konuda yeniden komĢu ve akraba topluluklarla bir araya
gelmenin önemine dikkat çekti.
- KOSİR: BALKAN MEDYASININ ASIL SORUNU, GERÇEK HABERCİLERİN
ELİNDE OLMAMASI
BURSA (CĠHAN) - Slovenyalı gazeteci Darijan Kosir, Balkanlardaki gazetelerin, barıĢ
konusunda baĢarısız olduğunu belirterek, "Bence bu konuda medyada büyük bir kriz
yaĢanıyor. Bunun baĢı Balkanlar'daki medyanın sahipleri ile ilgili problem. Medyanın baĢında
politikacılar, yarı devlet kuruluĢları, yerel devlet kuruluĢları ve ekonomik güçler var. Medyaya
sadece haberci ve gazeteciler sahip olabilmeli.' dedi.
Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda ikinci gün medya ele alındı.
BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik
AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen iki günlük Balkan Ülkeleri Medya
Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde 12 ülkeden 150'den fazla basın
mensubunun katılımı ile yapılıyor. Bugünkü oturumda, "Uluslararası Kurumlar, Bölgesel
BarıĢ GiriĢimleri ve Medya' konulu ikinci oturumda ise katılımcılar medyanın uluslararası
rolüne dikkat çekti. Oturum baĢkanlığını yapan Prof. Dr. Bülent Aras, günümüzün
dünyasında sorunların bölgeselin dıĢında uluslararası olarak yaĢandığını belirterek, "Artık
dünyanın bir yerinde yaĢanan sorun dünyanın diğer ucunda da yaĢanabiliyor. Devletlerin bu
sorunların çözümünde medyanın etkisi büyük oranda etkili olmakta. Medyanın rolünü burada
göz ardı edemeyiz." dedi. Kosova'dan Valjeta Kosumi de Kosova'da faaliyetini sürdüren
uluslararası kuruluĢların çalıĢmalarına vurgu yaparak, bu kuruluĢların Kosova'daki barıĢ ve
istikrarın önemine dikkat çekti. Medyanın, insanlar üzerinde büyük etkisi olduğunun altını
çizen Kosumi, bunu iyi değerlendirmek gerektiğini belirtti. Kosumi, uluslararası sivil toplum
örgütlerinin bölgesel yapılanmaları üzerine büyük etkisi olduğunun altını çizdi.
"MEDYAYA GAZETECĠLER SAHĠP OLMALI"
Slovenya'dan Darijan Kosir de barıĢın ve istikrarın tesisinde medyanın rolünden
bahsedildiğini belirterek, "Peki medya bunu nasıl üstlenecek. Bence bu konuda büyük bir kriz
yaĢanıyor. Bunun birincisi, Balkanlar'daki medyanın sahipleri ile ilgili bir problem. Burada
baktığımızda politikacılar, yarı devlet kuruluĢları, yerel devlet kuruluĢları ve ekonomik güç
sahipleri medyanın sahibi olmuĢ. Bence medyaya sadece haberci ve gazeteciler sahip
olabilmeli. Ġkincisi ise medyanın kendi sorunu. Bugün gerekli bilgiyi vermekte çekingeniz.
Ayrıca, ekonomik kriz var. Bugün medya sahipleri ekonomik krizden dolayı çalıĢanların
maaĢını kestiler. Dördüncüsü ise medyanın kendi içindeki kriz. Medyadaki profesyonellik
krizi. Bir diğer sorun ise basın yayın kanunu. Balkanlar'da bu konuda tam bir bilinmezlik var."
dedi. Balkanlarda batı ülkelerinden iki katı daha fazla sorun olduğunun altını çizen Darijan
Kosir, öncelikle sadece iĢi gazetecilik olan medya patronları bulmak gerektiğine dikkat çekti.
Kosir, bunların çözülmesi durumunda, Balkanlar'da barıĢ ve istikrarın daha kolay elde
edileceğini sözlerine ekledi.
"BALKANLARDA HALEN TOPLUMLAR BĠRBĠRĠNĠ DÜġMAN GÖRÜYOR"
Sırbistan'dan Dragoljub Zarkovic de konuĢmasında, Balkanlar'da Sırbistan ve
Hırvatistan'da yaĢanan soykırımlar ve savaĢ suçlarının ardından, soykırım mahkemelerinin
bunları aydınlatmada baĢarısız olduğunu anlattı. Bu bölgede halkların birbirini halen daha
düĢman olarak gördüğünün altını çizen Zarkovic, Ģunları ifade etti: "Bunun nedenleri
çeĢitlidir. Özellikle savaĢ suçları mahkemeleri halkla irtibat kurmayı çok geç algıladılar.
Ayrıca, bunda medyanın da etkisi vardır, çünkü medya, sermaye sahipleri ve politikacıların
elindedir. Hiçbir Balkan ülkesinde savaĢ suçlusunu mahkemeye çıkarma gücü yoktur.
Mesela MiloĢeviç'in medya üzerindeki etkisi halen devam ediyor." Balkanlar'da yaĢanan
savaĢlarda hiç kimsenin hedefine ulaĢmak için hiçbir Ģeyden kaçınmadığına dikkat çeken
Dragoljub Zarkovic, artık burada bulunan toplumları bir araya getirmenin pek kolay
olmayacağını söyledi. Zarkovic, 20 sene evvel medyanın kolayca ateĢleri tutuĢturup savaĢ
çıkaracak güçte olduğunu dile getirdi. Dragoljub Zarkovic, "Medyanın barıĢ için hedefi yoktu.
Ama ülkelerimizde bunu değiĢtirmek için çalıĢmalıyız. Bu da pek kolay değil." Ģeklinde
konuĢtu.
- BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ
BURSA (CĠHAN) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi.
Toplantının kapanıĢ törenine katılan Devlet bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
medya forumunun sonuç bildirgesini bakanlık olarak değerlendireceklerini söyledi. Ġki gün
süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun kapanıĢ töreninde konuĢan Arınç, "Biz burada
konuĢulanlarla alınan sonuçları en iyi Ģekilde değerlendireceğiz. Umarım bu
organizasyonlardan memnun olmuĢsunuzdur. Bursa tarihi ve kültürü çok derin bir ilimizdir.
Halkımız sizi kucakladı. Sizin misafirliğinizden çok memnun kaldı. Gittiğiniz yerlere Bursa'dan
selam iletiniz. Sonuç bildirgesi de çok olumlu. Bakanlık olarak sonuç bildirgesinin takipçisi
olacağız." dedi.
Forumun sonuç bildirgesini DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkan
Yardımcısı Oğuz AteĢ'in okuduğu sonuç bildirgesinde Ģu görüĢlere yer verildi:
"Balkan Ülkeleri Medya Forumu, ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları
temsilcileri ve akademisyenlerin geniĢ katılımıyla 2-3 Mayıs 2011 tarihlerinde Bursa'da
gerçekleĢtirilmiĢtir. Asya ve Avrupa arasında köprü iĢlevi üstlenen tarihsel ve kültürel ortak
değerleri paylaĢan bir coğrafya olan Balkanların medya temsilcileri olarak, demokrasi bilinci
ile geleceğini yönlendiren çok kültürlü hoĢgörü ortamını benimseyen Avrupa-Atlantik
yapılarıyla bütünleĢmiĢ barıĢçıl bir Balkanlar idealini paylaĢıyoruz. Bölge ülkeleri arasında
ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde medyanın sahip olduğu gücü hakların mutluluk ve
refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını taĢıyoruz.
Günümüz toplumlarının birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik
sistemde insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde çok kültürlü bir
yapıyı benimsemesi gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliği'nin birlikte yaĢam felsefesini baĢta
olmak üzere insan hakları evrensel beyannamesinden Helsinki, Nihai Senedine ve Avrupa
Ġnsan Hakları SözleĢmesine kadar çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen
basın özgürlüğünün önemini vurguluyoruz. Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının
dayanıĢmasına içerisinde iliĢkilerini geliĢtirmelerinin balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa
genelinde bölgesel ve uluslar arası iĢbirliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının
güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını ifade ediyoruz. Forum Katılımcısı medya
mensupları olarak paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin medya kuruluĢları arasında sağlıklı
ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde gerçeklik kazanacağını düĢünerek bu
yönde kararlılığımızı kamuoyuna deklare ediyoruz. ĠletiĢim kararlarının sürekli açık
tutulmasının teminen bölge medya temsilcilerinin ortak bir platform altında örgütlenmesi
çabalarının desteklenmesi yönünde ortak çalıĢma baĢlatılmasını öneriyoruz."
Öte yandan bir katılımcı sonuç bildirgesinin birlikte yaĢam maddesine itiraz etti.
KonuĢmaların ardından Bülent Arınç, katılımcılara plaket verdi.
IHLAS
02.05.2011
- BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU BURSA'DA BAŞLADI
- BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ:
- "SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ MERCEK ALTINA ALINMALIDIR"
- ÖĞRENCİLER ARINÇ'A KOLLARINI İMZALATTI
BURSA (ĠHA) - Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun
açılıĢına katılan BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, ülkelerde toplumsal
hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin mercek altına
alınması gerektiğini söyledi.
BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı
Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen ve iki gün sürecek olan Balkan
Ülkeleri Medya Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde baĢladı. Türkiye'nin
de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubunu ağırlayan forumun
açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Kosova Kamu Yönetimi
Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı
Süleyman Uglyanin de katıldı. Kurdeleyi kesen Arınç, ardından kitap stantlarını gezerek
yetkililerden bilgi aldı. Tören alanındaki Ġlköğretim öğrencileri Arınç'a defterlerini ve kollarını
imzalatabilmek için birbirleriyle yarıĢtı.
Arınç, toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım
sitelerinin önemine dikkat çekerek, "Sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Libya, Mısır ve Balkan
ülkelerinde toplumsal hareketi baĢlatmakta ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Artık hiçbir
olay gizli kalmıyor. Hiçbir sınır orada olanların gizli kalmasını sağlamıyor. Ben bu toplantıda
sosyal paylaĢım sitelerinin de masaya yatırılmasının faydalı olacağını düĢünüyorum.
Medyanın dili çok önemli. Sizden beklentimiz, diliniz, düĢmanlıkları kürekleyen değil, birbirine
yaklaĢtıran bir dil olmalı. Yorumlarınız hep doğruya ve barıĢa yöneltmeli" dedi.
Balkanlar'ın Avrupa'nın en kırılgan bölgesi olduğunu ifade eden Arınç, "Bizler ortak bir
coğrafyanın ve tarihin insanıyız. Bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanlar'ın kaderini
birlikte yazdık. Bu birliktelik ortak bir kültüre yol açtı. Dünya medeniyetine katkı sundu.
Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanın uğraĢ verdiği tüm
alanlarda Balkan coğrafyası tarihe yön vermiĢtir. Dünya savaĢları, bu bölgede büyük acılar
yaĢattı. Balkanlar demir perdeyle dünyaya kapandı. BarıĢa gölge düĢtü. Bugün Balkanlar
demokrasiyle buluĢtu. Artık yepyeni bir dönemin içindeyiz. Artık soğuk savaĢ döneminin
çalkantılarını geride bırakmıĢ, huzur arayan bir Balkanlar var önümüzde. KomĢularıyla sıfır
problem Türkiye'nin dıĢ iliĢkilerdeki hedefidir. Ġstikrarın sağlamlaĢtırılması için elimizden
geleni yapıyoruz. Balkanlar Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Burası herkes için sınav
niteliğindedir" diye konuĢtu .
Türkiye'nin komĢuları ve dünya ülkeleriyle olan iliĢkilerini geliĢtirdiğini anlatan Arınç,
sözlerini Ģöyle sürdürdü:
"Hükümet olarak ülkemizde azınlıkların özgürce yaĢamaları için ciddi çalıĢmalar
yaptık. Yaptığımız kanunlarla azınlık vakıflarına ait tüm mallar iade edilmeye, kiliseler ibadete
açılmaya baĢladı. Kısır çekiĢmeler, rasyonel olmayan talepler ve tarihi düĢmanlıkları
sürdürmek yerine, insanlarımızın huzur ve refahtan daha çok pay almaları için çalıĢmalıyız.
Biz Balkanlar'ı kendi evimiz gibi görmekteyiz".
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, formun düzenlenmesinde
emeği geçen herkese teĢekkür etti. Stratejik AraĢtırma Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras
ise, Balkan savaĢlarının yüzüncü yılında savaĢtan kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını aradıklarını
söyledi.
Bursa Valisi ġahabettin Harput, Bursa'yı tanıdıkça Balkanlar arasındaki benzerliklerin
görüleceğini ifade ederek, "Balkanlar'da kalıcı barıĢ için bu medya forumunun Bursa'da
yapılması çok önemli. Bursa, Balkan ülkelerinin küçük bir minyatürüdür. Son asırda büyük
acılar yaĢayan Balkanlar'da medyanın geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey
olacaktır" dedi.
Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise, forum için Bursa'nın
seçilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.
- BAŞKAN ALTEPE:
- “BALKANLARI ŞANTİYEYE ÇEVİRDİK”
- BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI RECEP ALTEPE, SON 6-7 YILDA
TİKA’NIN YANI SIRA KENDİLERİNİN YAPTIĞI YATIRIMLARLA BALKANLAR’IN
HER KÖŞESİNİN ŞANTİYEYE DÖNDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ
BURSA (ĠHA) - Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç‟ın himayesinde,
BaĢbakanlık Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü (BYEGM) ve DıĢiĢleri Bakanlığı
Stratejik AraĢtırmalar Merkezi (SAM) BaĢkanlığı‟nca düzenlenen „Balkan Ülkeleri Medya
Forumu‟ Bursa‟da baĢladı. Toplantının açılıĢında konuĢan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı
Recep Altepe, TĠKA‟nın yanı sıra son 6-7 yılda yaptıkları yatırımlarla Balkanlar‟ın her
köĢesinin Ģantiyeye döndüğünü söyledi. Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi‟nin ev
sahipliği yaptığı „Balkan Ülkeleri Medya Forumu‟nun açılıĢ törenine Devlet Bakanı ve
BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet
Bakanı Süleyman Uglyanin, BaĢbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat
Karakaya, DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras ve
Bursa Valisi ġahabettin Harput ile Balkan ülkelerinden gelen basın mensupları katıldı.
Kongre merkezi önünde kurulan stantları gezen BaĢbakan Yardımcısı Arınç ve
beraberindekiler, BüyükĢehir Belediyesi standını da gezerek, belediye yayınlarından aldı.
Forumun açılıĢ töreninde konuĢan BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, tarihi kültürel
miras çalıĢmaları kapsamında Balkanlar‟ı Türkiye‟de ayrı düĢünmenin mümkün olmadığını
söyledi. Tarih baĢkenti olan Bursa nüfusunun yüzde 50‟sinden fazlasının Balkan
göçmenlerinden oluĢtuğunu hatırlatan BaĢkan Altepe, Ģehirdeki her sokağın bir ucunun
Balkanlar‟a çıktığını hatırlattı. Kosova ve Üsküp‟ün Ġstanbul‟dan 64 yıl önce fethedildiğini dile
getiren BaĢkan Altepe, “Balkanlar Bursa‟dan giden komutanlar tarafından fethedildi. Farklı
dili konuĢsak da yıllarca kardeĢlik içinde yaĢamasını bildik. Bu nedenlerle dost olması
gereken öncelikli devletler biziz. Özellikle son 6-7 yılda sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetler,
aĢure ve sünnet Ģölenleri gibi çeĢitli organizasyonlarla kardeĢlik bağlarımızı daha da
kuvvetlendirmeye çalıĢıyoruz. TĠKA‟nın çalıĢmalarının yanında bizimde de bölgede
yaptığımız tarihi kültürel miras çalıĢmalarıyla balkanların her köĢesi Ģantiyeye döndü. Biz
sadece vermek için, birliği sağlamak için bölgedeki çalıĢmalarımızı devam ettireceğiz” diye
konuĢtu.
- BAKAN ARINÇ SOSYAL MEDYAYI PAD BİLGİSAYARDAN TAKİP EDİYOR
- BURSA'DAKİ BALKAN MEDYA PLATFORMU'NDA BAZI ÜLKELERDE
İHTİLALLERİN BAŞLANGICINA SEBEB OLAN SOSYAL MEDYANIN ÇAĞIMIZIN
YENİ BİR KAVRAMI OLDUĞUNU ANLATAN BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT
ARINÇ, AKŞAM GALA YEMEĞİNDE SERVİS ARASINDA IPAD'İNDEN
SİTELERDE ÇIKAN HABERLERİNİ OKUDU, TWİTTER'DA KENDİSİNİ TAKİP
EDENLERİ BİLGİLENDİRDİ
BURSA (ĠHA) - BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Bursa'daki
Balkan Medya Platformu'nun açılıĢ konuĢmasında çağımızın yeni kavramı olan sosyal
medya gerçeğine dikkat çekti. Arınç, akĢam gala yemeğinde de Ģahsi pad bilgisayarından
günlük haberleri kontrol edip twitter'daki mesajlara baktı.
Devlete ait yayıncı kuruluĢlardan sorumlu BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Çelikpalas Otel'deki Balkan Medya Platformu Gala Yemeği'nde ara sıcak ile ana yemek
arasındaki servis boĢluğunu değerlendirip ipad ile günlük haberleri ve twitter yazıĢmalarını
kontrol etti. Emeklilerin bir talebini Meclis'te konu görüĢülürken twitter'dan alıp çözümüne
katkı sağlayan Bülent Arınç, yeni seçim bölgesi Bursa'da da vatandaĢların twitter üzerinden
kendisine ulaĢtırdığı problemlerin çözümüne çalıĢıyor.
Bakan Arınç'ın pad bilgisayarı maharetli bir Ģekilde kullanmasını takip eden Bursa
BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ile Vali ġahabettin Harput ise günlük
hayatlarında mobil veya masa üstü bilgisayar kullanmıyor.
Bülent Arınç'a twitter.com/bulentarinc adresinden ulaĢılabiliyor. Bakan gün içerisinde
ve gece fırsat buldukça fanlarına ve kendini takip edenlere cevap yazıyor, meselelerin halli
için çalıĢma baĢlatıyor.
- BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU BURSA'DA BAŞLADI
- BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ:
- "SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ MERCEK ALTINA ALINMALIDIR"
- ÖĞRENCİLER ARINÇ'A KOLLARINI İMZALATTI
BURSA (ĠHA) - Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nun
açılıĢına katılan BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, ülkelerde toplumsal
hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım sitelerinin mercek altına
alınması gerektiğini söyledi.
BaĢbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü ile DıĢiĢleri Bakanlığı
Stratejik AraĢtırma Merkezi iĢ birliğiyle Bursa'da düzenlenen ve iki gün sürecek olan Balkan
Ülkeleri Medya Forumu, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde baĢladı. Türkiye'nin
de aralarında bulunduğu 12 ülkeden 150'den fazla basın mensubunu ağırlayan forumun
açılıĢına BaĢbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, Kosova Kamu Yönetimi
Bakanı Mahir Yağcılar, Karadağ Devlet Bakanı Rafet Husoviç, Sırbistan Devlet Bakanı
Süleyman Uglyanin de katıldı. Kurdeleyi kesen Arınç, ardından kitap stantlarını gezerek
yetkililerden bilgi aldı. Tören alanındaki Ġlköğretim öğrencileri Arınç'a defterlerini ve kollarını
imzalatabilmek için birbirleriyle yarıĢtı.
Arınç, toplumsal hareketin baĢlamasında son derece etkili olan sosyal paylaĢım
sitelerinin önemine dikkat çekerek, "Sosyal paylaĢım sitelerinin Tunus, Libya, Mısır ve Balkan
ülkelerinde toplumsal hareketi baĢlatmakta ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Artık hiçbir
olay gizli kalmıyor. Hiçbir sınır orada olanların gizli kalmasını sağlamıyor. Ben bu toplantıda
sosyal paylaĢım sitelerinin de masaya yatırılmasının faydalı olacağını düĢünüyorum.
Medyanın dili çok önemli. Sizden beklentimiz, diliniz, düĢmanlıkları kürekleyen değil, birbirine
yaklaĢtıran bir dil olmalı. Yorumlarınız hep doğruya ve barıĢa yöneltmeli" dedi.
Balkanlar'ın Avrupa'nın en kırılgan bölgesi olduğunu ifade eden Arınç, "Bizler ortak bir
coğrafyanın ve tarihin insanıyız. Bizler, yüzlerce yıl birlikte yaĢayarak Balkanlar'ın kaderini
birlikte yazdık. Bu birliktelik ortak bir kültüre yol açtı. Dünya medeniyetine katkı sundu.
Bilimden sanata, kültürden medeniyete, hukuktan teknolojiye kadar insanın uğraĢ verdiği tüm
alanlarda Balkan coğrafyası tarihe yön vermiĢtir. Dünya savaĢları, bu bölgede büyük acılar
yaĢattı. Balkanlar demir perdeyle dünyaya kapandı. BarıĢa gölge düĢtü. Bugün Balkanlar
demokrasiyle buluĢtu. Artık yepyeni bir dönemin içindeyiz. Artık soğuk savaĢ döneminin
çalkantılarını geride bırakmıĢ, huzur arayan bir Balkanlar var önümüzde. KomĢularıyla sıfır
problem Türkiye'nin dıĢ iliĢkilerdeki hedefidir. Ġstikrarın sağlamlaĢtırılması için elimizden
geleni yapıyoruz. Balkanlar Avrupa'nın en kırılgan bölgesidir. Burası herkes için sınav
niteliğindedir" diye konuĢtu .
Türkiye'nin komĢuları ve dünya ülkeleriyle olan iliĢkilerini geliĢtirdiğini anlatan Arınç,
sözlerini Ģöyle sürdürdü:
"Hükümet olarak ülkemizde azınlıkların özgürce yaĢamaları için ciddi çalıĢmalar
yaptık. Yaptığımız kanunlarla azınlık vakıflarına ait tüm mallar iade edilmeye, kiliseler ibadete
açılmaya baĢladı. Kısır çekiĢmeler, rasyonel olmayan talepler ve tarihi düĢmanlıkları
sürdürmek yerine, insanlarımızın huzur ve refahtan daha çok pay almaları için çalıĢmalıyız.
Biz Balkanlar'ı kendi evimiz gibi görmekteyiz".
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, formun düzenlenmesinde
emeği geçen herkese teĢekkür etti. Stratejik AraĢtırma Merkezi BaĢkanı Prof. Dr. Bülent Aras
ise, Balkan savaĢlarının yüzüncü yılında savaĢtan kalıcı barıĢa geçiĢin yollarını aradıklarını
söyledi.
Bursa Valisi ġahabettin Harput, Bursa'yı tanıdıkça Balkanlar arasındaki benzerliklerin
görüleceğini ifade ederek, "Balkanlar'da kalıcı barıĢ için bu medya forumunun Bursa'da
yapılması çok önemli. Bursa, Balkan ülkelerinin küçük bir minyatürüdür. Son asırda büyük
acılar yaĢayan Balkanlar'da medyanın geleceğe ve dünya barıĢına söyleyeceği çok Ģey
olacaktır" dedi.
Bursa BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe ise, forum için Bursa'nın
seçilmesinin çok anlamlı olduğunu ifade etti.
- BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU
- YAZAR NUR BATUR:
- "BALKANLAR'DA KALICI BARIŞIN TESİS EDİLMESİNİN AB ÇATISI ALTINDA
GERÇEKLEŞECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
- "TÜRKİYE İLE YUNANİSTAN, BARIŞ VE İŞ BİRLİĞİ YOLUNDA ALMANYAFRANSA'YI ÖRNEK ALMALI"
BURSA (ĠHA) - Bursa'da düzenlenen Balkan Ülkeleri Medya Forumu'nda konuĢan
Sabah Gazetesi yazarı Nur Batur, "Almanya-Fransa yıllarca savaĢıp daha sonra ortak
çıkarlarda buluĢabildiyse, Türkiye ve Yunanistan da aynısını yapabilir" dedi. Bugün gelinen
noktada, demokratik barıĢ teorisinin Avrupa'da baĢarıya ulaĢtığını ifade eden Batur, "56 yıldır
Avrupa öyle bir noktaya geldi ki, artık kimse savaĢı düĢünmüyor. Demokrasi, insan hakları ve
ekonomik ortak çıkarlar doğrultusunda Avrupa'da barıĢ oluĢturulabildi" diye konuĢtu. TürkYunan yakınlaĢması baĢladığı zaman, hep Fransa-Almanya modeli üstünde durulduğunu
belirten Batur, Ģunları söyledi: "Almanya-Fransa yıllarca savaĢıp daha sonra ortak çıkarlarda
buluĢarak barıĢ ve iĢ birliği yolunu açabildiyse, Türkiye ve Yunanistan'da aynısını yapabilir.
Avrupa Birliği, soğuk savaĢtan sonra eski doğu bloku ülkelerini içine alarak bugün 27 ülkeye
ulaĢtı. Gerçekten demokratik barıĢ teorisinin baĢarıya ulaĢtığı bir platform, dünya coğrafyası
haline geldi. Balkanlar'a baktığımız zaman, ne yazık ki aynı tabloyu göremedik. Soğuk
savaĢın ardından demokratik barıĢ teorisinin uygulandığı ilk alanlardan birisi belki Balkanlar
idi. Orta Asya coğrafyasında Sovyetler'in dağılmasının ardından birçok bağımsız ülke oluĢtu,
fakat demokrasiden tam anlamıyla söz etmek mümkün değil. Balkanlar'da ise giderek daha
güçlenen demokratik geleneğin yerleĢmeye baĢladığını görüyoruz. Çok yakın tarihte Bosna
çok kanlı bir sınav geçirdi. Bugün gelinen noktada çok ciddi köprüler oluĢmaya baĢladı.
Bunun en büyük örneği Türkiye-Yunanistan iliĢkileri. Kardak krizinde iki ülke savaĢın
eĢiğinden döndü. Her an bir silah patlayabilirdi, bir savaĢ gerçekten bütün bölgeyi sarabilirdi.
Sonrasında yaĢanan ikinci büyük krizde, Türkiye Yunanistan iliĢkilerinin dibe vurduğunu
görüyoruz. O noktada demokrasilerin ve halkların devreye girdiğini hissettim. Demokratik
ülkelerde halklar savaĢ istemiyor. Onun için siyasiler ister istemez belirli bir inisiyatif almak ve
diyalog baĢlatmak mecburiyetinde kalıyor. 1999 ve 96 krizinde halkların savaĢ istemediği çok
net bir Ģekilde ortaya çıktı".
"SĠYASĠLER ÇOK CESUR ADIMLAR ATTI"
Siyasilerin gerçekten çok cesur adımlar attığını ve inisiyatif aldığını anlatan Batur, Ģu
görüĢleri dile getirdi: "Diyalog köprüsü kurdular. O gün aslında uygulanan stratejinin temeli,
siyasi meseleleri dondurmak, daha sonra bunları çözecek bir siyasi ve ekonomik atmosfer
oluĢturmaktı. Siyasi ve askeri diyalog kuruldu. Daha sonra ekonomik ve sosyal alanda
müthiĢ bir yakınlaĢma baĢladı. ĠĢte o noktada medyanın rolü çok büyüktü. Ġki ülkede de
milliyetçi medyadan söz etmek mümkün. Eğer medya milliyetçi akıma kapılsaydı buralara
gelemezdik. O milliyetçi akımın içerisinde ortak çıkarların barıĢtan geçtiğini düĢünen medya
mensupları bir araya geldik ve o yolu açabildik. Bugün Türk-Yunan iliĢkilerinde meseleler
çözülmese de, gelinen noktayı ben hala baĢarılı olarak görüyorum. Bugün artık Türkiye ile
Yunanistan arasında savaĢ olabileceğini düĢünmek çok zayıf bir ihtimal. Kimse savaĢı
istemiyor, ama sorunlarda çözülmüĢ değil. Ekonomik ve ticari iliĢkilere baktığımız zaman
1999 yılında 400 milyon dolar olan iliĢkiler bugün 3 milyar dolara ulaĢmıĢ durumda".
"BALKAN ÜLKELERĠ ARASINDA 20 YIL ÖNCEKĠ ATMOSFER YOK"
Balkanlar'da da aynı atmosfere ihtiyaç olduğunu söyleyen Batur, "Bugün Balkan
ülkeleri arasında 20 yıl önceki atmosfer yok. Burada medyanın çok büyük rolü var. Ortak
çıkarların olduğunu vurgulayacak bir strateji uygulamak ve o üslubu geliĢtirmek gerekiyor.
Bunun temelleri sadece barıĢ değil ortak çıkarlar. AB'nin kurulduğu dönemde nasıl Fransa ve
Almanya ortak çıkarlarda buluĢup, medya bunu desteklediyse, aynı Ģekilde Balkanlar'da da
medyanın bu rolü oynayabileceğini düĢünüyorum. Balkanlar'da kalıcı barıĢın tesis
edilmesinin, AB çatısı altında olabileceğini, Avrupa'nın kurulduğu temeller üstünde
kurulabileceğini düĢünüyorum" Ģeklinde konuĢtu.
03.05.2011
- BALKAN ÜLKELERİ MEDYA FORUMU SONA ERDİ
- BAŞBAKAN YARDIMCISI VE DEVLET BAKANI BÜLENT ARINÇ:
- "BURSA'YA TURİST OLARAK DA BEKLERİZ"
BURSA (ĠHA) - Bursa'da 2 gün süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi.
BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, foruma katılanları Bursa'ya turist olarak da davet etti.
Bursa'da 12 ülkenin katıldığı Balkan Ülkeleri Medya Forumu sona erdi. Forumun
kapanıĢ konuĢmasını yapan Devlet Bakanı ve BaĢbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Biz
burada konuĢulanlarla alınan sonuçları en iyi Ģekilde değerlendireceğiz. Umarım bu
organizasyonlardan memnun olmuĢsunuzdur. Bursa tarihi ve kültürü çok derin bir ilimizdir.
Halkımız sizi kucakladı. Sizin misafirliğinizden çok memnun kaldı. Gittiğiniz yerlere Bursa'dan
selam iletiniz. Bursa'ya turist olarak da bekleriz. Sonuç bildirgesi de çok olumlu. Bakanlık
olarak sonuç bildirgesinin takipçisi olacağız" dedi.
Vali ġahabettin Harput ise, "Bursa ve Türkiye için tarihi bir organizasyondu.
Organizasyonu en iyi Ģekilde sunmak için elimizden geleni yaptık. Bu güzelliği Bursa'mıza
kazandırdıkları için teĢekkür ediyorum" diye konuĢtu.
DıĢiĢleri Bakanlığı Stratejik AraĢtırmalar Merkezi BaĢkan Yardımcısı Oğuz AteĢ, 2 gün
süren Balkan Ülkeleri Medya Forumu Sonuç Bildirgesi'ni okudu. Balkan Ülkeleri Medya
Forumu'nun ilgili ülkelerden kamu ve özel basın kuruluĢları temsilcileri ve akademisyenlerin
katılımıyla gerçekleĢtirildiğini ifade eden AteĢ, "Asya ve Avrupa arasında köprü iĢlevi
üstlenen tarihsel ve kültürel ortak değerleri paylaĢan bir coğrafya olan Balkanların medya
temsilcileri olarak, demokrasi bilinci ile geleceğini yönlendiren çok kültürlü hoĢgörü ortamını
benimseyen Avrupa-Atlantik yapılarıyla bütünleĢmiĢ barıĢçıl bir Balkanlar idealini
paylaĢıyoruz. Bölge ülkeleri arasında ileriye yönelik ortak bir geleceğin tesisinde, medyanın
sahip olduğu gücü halkların mutluluk ve refahının geliĢtirilmesi yönünde kullanacağı inancını
taĢıyoruz. Günümüz toplumlarının birlikte yaĢam felsefesinin benimsendiği bir demokratik
sistemde insan haklarına saygı, düĢünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde çok kültürlü bir
yapıyı benimsemesi gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliğinin birlikte yaĢam felsefesi baĢta
olmak üzere insan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden Helsinki Nihai Senedi'ne ve Avrupa
Ġnsan Hakları SözleĢmesi'ne kadar çağdaĢ değerleri içeren her türlü belgede dile getirilen
basın özgürlüğünün önemini vurguluyoruz. Forumda yer alan ülkelerin medya mensuplarının
dayanıĢma içerisinde iliĢkilerini geliĢtirmelerinin Balkanlar da dahil olmak üzere Avrupa
genelinde bölgesel ve ulusla arası iĢ birliğinin geliĢtirilmesinde ve demokratik yapının
güçlendirilmesinde itici güç oluĢturacağını ifade ediyoruz. Forum katılımcısı medya
mensupları olarak paylaĢtığımız ideallerin ülkelerimizin medya kuruluĢları arasında sağlıklı
ve süreklilik taĢıyan iliĢkilerle çok daha hızlı bir Ģekilde gerçeklik kazanacağını düĢünerek bu
yönde kararlılığımızı kamuoyuna deklare ediyoruz. ĠletiĢim kararlarının sürekli açık
tutulmasının teminen, bölge medya temsilcilerinin ortak bir platform altında örgütlenmesi
çabalarının desteklenmesi yönünde ortak çalıĢma baĢlatılmasını teklif ediyoruz" dedi.
Arınç, törene katılan ülke temsilcilerine ve derneklere plaket verdi. Plaketini almaya
yöresel kıyafetleriyle çıkan bir Kırım Türk'ü herkesin ilgi odağı oldu. Arınç, törenin sonunda
foruma katılanlarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
- BALKANLARDAN İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISI
- BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI RECEP ALTEPE, BURSA'NIN KOSOVA'YA
DESTEĞİNİN SÜRECEĞİNİ BELİRTTİ
- KOSOVA KAMU YÖNETİM BAKANI MAHİR YAĞCILAR İLE PRİŞTİNE
BELEDİYESİ BAŞKAN VEKİLİ ENGİN BEYOĞLU, BURSA'DAN GÖRDÜKLERİ
DESTEĞİN VE İŞ BİRLİĞİNİN ARTMASINI İSTEDİ
BURSA (ĠHA) - BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, Bursa'nın her zaman
Balkanların yanında olduğunu söyleyerek, Kosova'nın geliĢmesi için gereken desteğin
verileceğini belirtti.
BüyükĢehir Belediye BaĢkanı Recep Altepe, Kosova Kamu Yönetim Bakanı Mahir
Yağcılar ile Gönül Dostları Sofrası'nda bir araya geldi. Bursa'da gerçekleĢtirilen 'Balkan
Ülkeleri Medya Forumu' sebebiyle Bursa'ya gelen Yağcılar, BaĢkan Altepe'ye Kosova'daki
siyasi durum hakkında bilgi verdi.
BaĢkan Altepe'ye, örnek ev sahipliğinden dolayı teĢekkür eden Kosova Kamu
Yönetim Bakanı Mahir Yağcılar, "Bursa, önemli bir güç, BüyükĢehir Belediyesi de önemli bir
belediye. Kosova'daki belediyelerle iĢbirliği yapılıyor. Bursa'da hemĢerilerimizin yaĢadığını
biliyoruz. Geçen dönemde gerçekleĢtirilen iyi iliĢkilerin gelecek dönemde de devam
edeceğine inanıyorum" dedi.
Yağcılar, daha sonra BaĢkan Altepe'ye Kosova haritası modelli bir tablo hediye etti.
BaĢkan Altepe de, Balkan ülkelerinden gelen yöneticileri Bursa'da ağırlamanın heyecanını
yaĢadıklarını ifade ederek, "Kosova, dost ve kardeĢ ülkemiz. Kosova ile sık sık program
yapıyoruz, etkinliklere katılıyoruz. KardeĢ kurumlar arasındaki iliĢkiler günde güne artıyor.
Yapılacak iĢleri görüĢüyoruz. El birliğiyle Kosova'nın geliĢmesi için elimizden geleni
yapıyoruz" diye konuĢtu.
Öte yandan Bursa'nın kardeĢ Ģehri Kosova'nın baĢkenti PriĢtine'nin Belediye BaĢkan
Vekili Engin Beyoğlu da, BaĢkan Altepe ile dostluk bağlarının güçlendirilmesi için neler
yapılabileceğini konuĢtu. BaĢkan Altepe, Bursa ile PriĢtine arasında okullar, spor kulüpleri
veya sivil toplum kuruluĢları bazında kardeĢlik iliĢkilerinin geliĢtirileceğini ve farklı çalıĢmalar
yapılabileceğini vurguladı.

Benzer belgeler