Düş Gezginleri ve Kader Filmlerinde Seks İşçiliği/Fahişeliğin İnşası

Transkript

Düş Gezginleri ve Kader Filmlerinde Seks İşçiliği/Fahişeliğin İnşası
1992’den 2006’ya Seks İşçiliği: Düş
Gezginleri ve Kader Filmlerinde Seks
İşçiliği/Fahişeliğin İnşası
Tuğçe Gündüz
İstanbul Üniversitesi, Psikoloji Bölümü
Giriş
Son yıllarda bir emek hareketiyle literatüre giren ticari seks kavramı en sade
biçimde mal veya para karşılığı verilen cinsel hizmet olarak tanımlanabilir.
Ticari seksi icra eden kişi ise seks işçisi olarak adlandırılmaktadır. Ekonomik,
hukuki, sosyolojik ve psikolojik birçok boyutu olan bu konu bilim camiasından
çok aktivistlerin ilgi alanı gibi görünmektedir. Toplumsal cinsiyet kalıp
yargıları ve sınıflı toplumun kesişme noktalarından birinde bulunan seks
işçiliği/fahişelik bir emek kolu mudur yoksa bir yaşam biçimi mi? Bu sorunun
doğru cevabını aramaktan çok verilebilecek birden çok cevabın inceleneceği
bu çalışmada, önce seks işçiliği kavramı, seks işçiliği üzerine geliştirilen
fikirler ve güncel araştırmalara kısaca yer verecek ardından Düş Gezginleri
(Yılmaz, 1992) ve Kader (Demirkubuz, 2006) filmlerinde seks işçiliği /
fahişelik olgusunun sunuş biçimlerini karşılaştıracağım.
Seks İşçiliğine ilişkin kavramsal açıklamalar yapmadan önce yazı boyunca
fahişelik ve seks işçiliği arasındaki ideolojik çizginin neresinde durduğumu
belirtmem gerekiyor. Bir emek biçimi olarak seks işçiliğine ilişkin ilkesel karşı
duruşum olmamakla beraber, kadının işgücünün görünmez kılınmasıyla
baştan bir iktidar alanı olarak belirlenen ticarileştirilmiş seksin bir sömürü
düzeni kurduğunu düşünüyorum. Ancak her bir özgül durumun her bir
126| Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015
durumsal özellik dikkate alınarak yorumlanması gerekir. Yoksa cinsellik de
kullanım ve değişim değerlerini barındıran bir metaya dönüşebilir ve
dolayısıyla alınıp satılabilir veyahut takas edilebilir. Ticarileştirilmiş seksle
ilişkili görülebilecek birçok sorun aslında seksin metalaştırılmasından çok
seksüel hizmetin olgunlaşmamış şartlarda sunulmasını zorunlu kılan, sendikal
haklardan yoksun çalışma pratiğidir.
Seks işçiliği ve ticari seks kavramları emek temelli olup yalnızca cinsel
birleşmeyi değil cinsel birçok aktivitenin para veya mal karşılığı bir hizmet
olarak sunulmasını kapsar. Seks işçiliğinde ticarileştirilen cinsel birleşmenin
kendisi ya da erotik sohbet, masaj gibi cinsel birleşmenin olmadığı dolaylı
eylemler olabilir. Söz konusu hizmet belirli bir ücret karşılığında veyahut
hediyeler, kira, yemek karşılığında verilebilir (Harcourt ve Donovan,2004).
Ticarileştirilmiş seks üzerine geliştirilen fikirlerden önce konuyu tüm
yönleriyle ele alabilmek için bu sektörün aktörleri olarak kadın ve erkek
cinsiyetlerine ilişkin kavramları ve bu cinsiyetler arasındaki hiyerarşik
ilişkileri gözden geçirmek gerekiyor. İnsanoğlunun cinselliğine ilişkin en
bilinen açıklamalarda dahi kadının penis kıskançlığı, erkeğin konumunu
ulaşılması gereken bir mertebe olarak işaretler. Oysa ki normatif biçimde
annenin heteroseksüelliğiyle yüzleşen lezbiyen, seksüel manada başka
durumsal özellikler gösteren eşleşmelerin olanaklı olduğu bir dünyada belki
de anneyi tatmin etme konusunda penis kıskançlığına düşmeyecek ve kendini
daha donanımlı hissedecekti (Rubin, 1975). Bu durumda biyolojik bakımdan
kadın ve erkek olmanın doğumla beraber gelen birer doğal kategori olduğunu;
kadınlık ve erkekliğin ise toplumsal olarak inşa edildiğini söyleyebiliriz.
Sonradan edinilen erkekliğe ilişkin bir kavram olarak hegemonik erkekliği
ortaya atan Connell (1998) de bahsettiğimiz inşanın toplumsal pratiğin kişisel
tarihiyle oluşturulduğunu söyler. Kavram tek tek kişilerdense yaratılmış bir
erkekliğin olası gücüne işaret eder. Bu güç erkekliğin performansında çoğu
zaman iktidar olmanın yapı taşı olarak işlev görür. Cinsellik alanı için erkeğin
hak ve sorumluluklarının, ticarileştirilmiş seks için ise hizmet veren – alan ya
da aracı olarak hizmeti sağlayan konumunun yine hegemonik erkekliğin
iktidarınca şekillendirdiğini söyleyebiliriz.
Seks işçiliği ve ticari bir eylem olarak seksi yorumlarken iki ana bakış
açısından bahsetmemiz mümkündür. İlki radikal feministlerin ticari seksin
yasaklanmasına ilişkin görüşleridir. Radikal feministler ticarileştirilenin seks
değil kadın bedeni ve kadının duygusal-cinsel bütünlüğü olduğunu öne
sürerler (Okutan, 2012). Ticari seks olarak nitelendirilen aslında erkeğin
çeşitli sebep ve şekillerle kendi hazlarını doyurmak için kadını sömürmesidir.
Bu bağlamda seks ticari bir eylemden çok bir köleleştirme biçimi olarak
algılanır ve hukuki yaptırımlarla önüne geçilmesi gereken bir sömürü düzeni
olarak görülür. Diğer görüş ise ticari seksin toplumsal cinsiyet ve sosyal
altyapılarının yanı sıra ekonomik bir boyutunun da olduğunu vurgulayarak
yasaklanmaktan ziyade düzenlenmesine ilişkin yasal zemin oluşturulması
gerektiği fikridir (Ditmore, 2006). Bu fikre göre yasaklama durumunda ticari
seks kategorik olarak ortadan kalkmayacak yalnızca kayıt dışı biçimde devam
edecektir. Söz konusu ticari alanın boşalmayıp yerine kayıt dışı biçimde
devam etmesi ise yine en fazla seks işçilerine zarar verecek şeklinde
yorumlanmaktadır (Ördek, 2011).
Seks işçiliğinin konu edildiği çalışmalarda genel olarak seks işçilerinin
mesleklerini sosyal ve profesyonel olarak nasıl deneyimledikleri araştırılırken
olumlu ve olumsuz uçlarda çeşitli sonuçlara ulaşılmış. Söz konusu uçların
hangisinde bulunulduğunun belirleyicisi olarak çalışmanın yapıldığı ülkenin
Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 |127
sosyal ve ekonomik koşulları belirleyici gibi görünüyor. Kimi çalışmalarda
fiziksel ve cinsel şiddetin seks işçiliği yapmanın doğal bir parçası gibi algılanıp
bu durumla nasıl başa çıkıldığı açıklanırken (Fick, 2005; Batı, 2008),
kimilerinde ise seks işçiliğinin artık yarı zamanlı ve serbest meslek
gruplarından biri olarak orta sınıf tarafından icra edilmekte olduğu
vurgulanmıştır (Bernstein, 2007; Kontula 2008). Ayrıca çalışmalar ticari
seksin bir damgalama aracı olup olmayacağının seksin toplumsal yeri
tarafından yordandığını göstermektedir (Fick,2005; Bernstein,2007; Batı,
2008; Kontula, 2008). Yani cinselliğin başlı başına tabu olarak görüldüğü
toplumlarda seks işçiliği de yerilmekte, seks işçileri toplumsal olarak
dışlanmanın yanı sıra işlerini yaparken polisin keyfi cezaları, müşterilerin
tehditleri, patronların zorlayıcı uygulamaları gibi bir takım kötü muamelelere
maruz kalmaktadırlar. Oysa ekonomisi gelişmiş ve sosyal devlet anlayışının
bir parçası olarak eğitim, sağlık gibi birçok hizmete ulaşmakta sıkıntı
yaşanmayan ülkelerde seks işçilerinin diledikleri zaman bırakıp dilediklerinde
sektöre geri dönebilecekleri ve bu durumun sosyal bir belirleyici olarak işlev
görmediği anlaşılmaktadır (Bernstein, 2007).
Yöntem
Bu çalışmada Düş Gezginleri ve Kader filmlerinde inşa edilen seks
işçiliğini/fahişeliği üyelik kategori analiziyle (Membership Category Analysis)
incelemeye çalışacağım. Analiz için Düş Gezginleri ve Kader filmlerini seçme
sebebim ise her iki filmde de seks işçilerinin sosyopolitik konumlarına yer
verilmiş olmasıdır. Seks işçiliği yukarıda da bahsettiğim üzere kadınlık ve
erkekliğin sergilendiği bir alan olarak cinselliğin toplumsal kurulumunu içerir.
Hangi kimliğin içinin nasıl doldurulacağı kişinin performanslarının yanı sıra
toplumsal inşalarca da hazırlanmış biçimde sunulur. Her iki filmin de sunduğu
arka plan ana karakterlerin ilişkisel yani kendiliğinden şekillenen
yaşamlarının yanı sıra önceden içi doldurulmuş kimlikleriyle karşıladıkları bir
yapısal bütünlüğü de işaret eder.
Filmlerde seks işçiliğine/fahişeliğe yönelik standart ilişkisel çiftleri
(standardized relational pair) saptamaya çalışacak ve buradan doğru seks
işçiliğinin / fahişeliğin nasıl inşa edildiği ve ne tarz anlamlarla içinin
doldurulduğunu anlamaya çalışacağım.
Üyelik kategori analizi etnometodolojik temellere dayanan yorumlayıcı bir
analiz biçimidir. Bu analiz, herhangi bir fenomen hakkında konuşurken belirli
ilişkiler kurduğumuzu ve bu ilişkilerin bir takım araçlarla inşa edildiğini öne
sürer (Lepper,2000). İnsanlar sosyal bir edim olan konuşmalarını boş bir
temel üzerine konulan tek tek kelimelerle kurmazlar. Her bağlamın anlama
meyil veren bir etkisi olduğu gibi konuşmaları oluşturan kelimelerin
kendilerinin anımsatmak, kapsamak, hak vermek/sorumluluk yüklemek gibi
birden çok işlevi vardır. Üyelik kategori analizi de toplumsal olanın,
konuşmanın içinden gündelik sosyalliğe doğru ve yine aynı kanallardan ters
yöne karşılıklı etkisini işaret eder. Standart ilişkisel çifler ise söz konusu
ilişkilerin kurulumundaki araçlardan bir tanesidir ve fenomenlerin birbirine
uygunluğuna ve kelimeler arasındaki kuvvetli ya da zayıf ağlara ilişkindir.
Örneğin anne organik olarak çocuk çiftini karşımıza çıkarır (Lepper,2000).
Düş Gezginleri Filmi
Düş Gezginleri tanışıklıkları ilkokul yıllarına dayanan iki kadının yıllar sonra
küçük bir kasabada karşılaşmalarına ve ardından aralarında devam eden aşk
ilişkisine dayanmaktadır. Nilgün kentli bir ailenin doktor kızı ve Havva tüm
128| Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015
yakınlarından kopmuş bir seks işçisi/fahişedir. Genç kadınların arasındaki
ilişkinin bir ucu lezbiyenlik diğeri sınıfsal çatışmalar içinde gelip gitmektedir.
Kader Filmi
Kader ise tesadüfen tanışan Uğur ve Bekir arasında yaşanan ilişkiyi konu alır.
Babası felç olan Uğur’un annesi başka bir adamla ilişki içindedir ve ailenin
geçimini bu adam sağlar. Bekir ise sıradan orta sınıf bir ailenin itaatkâr
oğludur. Ancak olaylar gelişir ve Uğur’la Bekir’in yolları birleşir.
14 yıl arayla çekilmiş olan her iki filmin de ana karakterleri seks
işçiliği/fahişelik yapmaktadırlar. Aşağıda önce filmlerden yapılan alıntılar
üzerinden her iki filmde seks işçiliği/fahişeliğin sunumunu paylaşacak ve
ardından 1992 ve 2006 yılları arasında seks işçiliği/fahişelik yapan kadınların
bir ilişki içinde bulunuşları ve sosyal varoluşları bakımından benzerlik ve
farklılıkları tartışacağım.
Analiz
Düş Gezginleri’nde Seks İşçiliği/Fahişelik:
Alıntı 1:
Mama:Mesai saatinde olmaz izin gününde bol bol konuşursunuz.
Nilgün:Vizitesini ödüyorum.
Mama:Sen o parayı al da.. Terbiyesize bak be. Ulan burası karı kerhanesi mi
haa?
Havva:Anne büyütme şimdi 5 dakka fazla sürmez.
Altıntı 1’de Nilgün Havva’yla konuşmak için çalıştığı kerhaneye gider ve
yukarıdaki diyalog yaşanır. “karı kerhanesi mi?” demek kerhanenin erkeklere
ait olduğunu yani kerhanenin ilişkisel çiftinin kadın değil erkek olduğunu
gösterir. Mama’nın öfkeyle karışık ünlemvari sorusu bir çalışma mekânı
olarak kerhanede hizmet alanın kadın olamayacağını kanıtlar, öyleyse ilişki
çiftinin hizmet alanı olarak ilk öğesi kerhane ve hizmet alan yani cinselliği
satın alabilen aktif özne olarak ikinci öğesi ise erkektir. Öte yandan “mesai”nin
çifti görüşme değil çalışmadır. Dolayısıyla bu iki parça bir arada
yorumlandığında seks işçiliği/fahişelik işçinin kadın müşterinin erkek olduğu
bir meslektir ve esnetilemez.
Alıntı 2:
Nilgün:Saçmaladığım filan yok. Pas vermesen sulanmazdı sana.
Havva:Sulanmadı ki dostça konuşuyoduk.
Nilgün:El ele göz göze. Herkesin içinde bi öpüşmediğiniz kaldı be. O kerhane
karıları gibi davrandın.
Havva:Nilgün yeter.
Nilgün:Orospusun işte.
Alıntı 2’de katıldıkları bir davette Havva’nın bir erkekle sohbet etmesinin
ardından Nilgün’le aralarında geçen diyolog verilmiştir. “Orospunun” ilişkisel
çiftlerinden biri pas verendir. Demek ki orospuluk pas veren gibi veyahutta
Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 |129
kolay elde edilebilir gibi kişisel özelliklerle ilişkili görülebilir. Dolayısıyla
orospuluk yalnızca bir meslek değil, icra edilmesi durumunda belirli bir takım
kişilik özelliklerinin de barındırılması gereken bir yaşama biçimidir.
Alıntı 3:
Nilgün:Utanmıyorsun değil mi memeni açmaya?
Havva: O bir kadın hem de ressam.
Nilgün: Ressammış orospunun teki be!
Havva: Nilgün doğru konuş.
Nilgün: Yattınız değil mi onunla da seviştin değil mi?
Havva: Sarhoşsun sen sabaha konuşuruz hadi gel..
Nilgün: Dokunma bana. Herşeyine katlandım bugüne kadar be. Bayağılığına,
zevksizliğine, o arabesk şarkılarına…Şu iğrenç dantellerine. Kabahat bende.
Orospudan hanımefendi yapmaya kalkan benim.
Havva komşuları olan bir ressama nü modellik eder ve akabinde Nilgün’le
ettikleri kavga alıntı 3’te paylaşılmıştır. Bu alıntı üzerinden bir sıra ipucunu
analize dâhil ederek alıntı 2’dekine benzer biçimde “orospu”nun ilişkisel
çiftinin hanımefendilik olamayacağı görünür. Aynı 2. alıntıda gördüğümüz gibi
seks işçiliği/fahişelik belirli bir alanda belirli zaman dilimlerinde
gerçekleştirilen ekonomik bir faaliyet değil aksine günlük sosyal yaşamda da
pratikleri belirleyen bir yaşam biçimi olarak sergilenmiştir. Orospuluğa
yapılan olumsuz sosyal referansı Nilgün’ün “orospunun teki be!” tepkisine
Havva’nın “Nilgün doğru konuş.” şeklinde verdiği cevap kanıt gösterilebilir.
Demek ki birini ‘orospu’ ile işaretlemek doğru/uygun değildir.
Kader’de Seks İşçiliği/Fahişelik:
Alıntı 1:
Bekir:Ne kayması manyak lan doğru konuş
Bekir’in arkadaşı 1:Delikanlı adam değil misin olum. Olur olur. Mahallede
yemeyen bi sen kaldın zaten.
Bekir’in arkadaşı 2:Bulaşma öyle tiplere başına bela alırsın sonra.
Bekir:Niye
Bekir’in arkadaşı 2:Niyesi var mı oğlum o Uğur’u da anasını da Cevat yiyo.
Alıntı 1’de Bekir’in Uğur’u tanıdıktan sonra arkadaşlarıyla görüştüğü sahne
paylaşılmıştır. “delikanlı”nın ilişkisel çifti olarak işaretlenen cinsel birliktelik
gibi görünmektedir. Yani cinsel yakınlaşma teşebbüsleri delikanlı olmaya içkin
şekilde işaretlenmiştir. Öyleyse cinsellik delikanlılığın doğal bir hakkıdır ve
delikanlılar ticarileştirilmiş seksi istedikleri biçimde tüketebilirler.
Alıntı 2:
Uğur: Anne!
Anne: Çekil yolumdan.
130| Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015
Uğur: Saçmalama bak kendini rezil ediceksin yine.
Anne: Uğur çekil yolumdan karışma.
Uğur: Bak benim karıştığım filan yok senin de bizi rezil etmeye hakkın yok.
Anne: Çekil yolumdan be orospu kimsin sen!
Uğur: Annee!! Yeter artık yeter.
Anne: Karışma dedim ya öldürcem o orospu çocuğunu.
Uğur: Bıktım senden be. Senin gibi anne olmaz olsun aşağılık fahişe.
Alıntı 2’de Uğur’un annesiyle kavgası görülüyor. Burada “fahişe”nin ilişkisel
çiftinin bulunmasından çok anneyle ilişkilenememesi dikkati çekiyor. Yani
fahişelik ile anneliğin bir takım birbirine uygun olmayan özellikleri vardır.
Demek ki fahişelik belirli zaman dilimlerinde yapılan bir iş değil giyilen bir
giysidir ve bu giysi annelikle örtüşmemektedir.
Alıntı 3:
Bekir:Gözümü bi açtım bu orospu karşımda. Öyle duruyo. Ayağında çorap yok.
Şöyle basma bi etek dize kadar. Üzerinde ince bi buluz. Saçlar filan on numara
anlıcaan. Onun bunun fiyatını sordu. Makara yapıp dalga geçmeye kalktı benle.
Bişey demedim. Efendi çocuğuz biz tabi ozamanlar. Ama efendilik de biyere
kadar de mi. Ben buna hadi kızım dedim kaybol. Yook. Öyle mi öyle. Çektim bunu
yazaneye dayadım malı. Nası bağartıyorum ama biliyo musun. Ver allahım ver
ver allahım ver. O bağardıkça ben kara murat. O bağardıkça ben kara murat.
3. alıntıda Bekir’in yıllar sonra Uğur’la karşılaşmalarını nasıl anlattığı
paylaşılmıştır. Alıntıda “efendi”nin ilişkisel çiftinin cinsel içerikli herhangi bir
öğeyle yan yana gelemeyeceği ima edilmiştir. Bu durumda efendi bir adam bir
seks işçisi/fahişeyle birlikte olmaz ya da alıntıda da görüldüğü gibi efendiliği
bir kenara bırakıp ancak bu şekilde söz konusu eylemleri gerçekleştirebilir.
Öyleyse buradan hareketle yine seks işçileri/fahişelerle beraber olacak kişiler
için de belirli kişilik özelliklerinin seçilmiş olduğu yorumunu yapabiliriz.
Tartışma
Hem Düş Gezginleri hem de Kader’de cinsellik hegemonik erkekliğin icraat
alanlarından biri olarak sergilenmiştir. Kadın cinselliği hizmet olarak
sunduğunda dahi aktif olan bir aktör değildir aksine kadına yüklenenler daha
çok değişmesi mümkün kılınmayan kişilik özellikleri ve yapıp
yapamayacaklarını belirleyen yeni sınırlardır. Örneğin her iki filmde de bir
seks işçisi/fahişenin anne, sevgili, hanımefendi olamayacağı olsa dahi bu
rollerin gerekliliklerini yerine getirmekten yoksun olduğu sergilenmektedir.
Aradan geçen 14 yıla rağmen filmlerde seks işçiliği/fahişeliğe geliştirilen
bakışta bir değişiklik olmadığını söyleyebiriz. Seks işçisi/fahişe mağdur
görülmekle beraber taşıdığı bir takım özellikler sebebiyle aynı zamanda kendi
mağduriyetinin de sebebidir. Yani seks işçisi/fahişe değişmesi gereken,
kendini yenilemesi gereken, kusurlu olandır. Buna karşın kendi kaderini tayin
edecek gücü yoktur.
Filmlerde sunulan seks işçisi/fahişe kimliklerini mevcut literatür, hukuki
zemin ve sosyal koşullar çerçevesinde tartışmak gerekirse filmlerin analizi
boyunca neden seks işçisi ve fahişe kavramlarını birbiri yerine kullandığımı
bildirmem gerekir. Daha önce açıkladığım üzere seks işçiliği emek temelli bir
Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 |131
kavramdır ve kişinin iradesiyle cinselliğin bir hizmet olarak sunulmasını ifade
eder. Ancak cinselliğin kendisinin tabu olduğu, kadının mevcut kültürel
sermayesiyle edinebileceği bir mesleğin olmadığı, emeğinin ekonomik
karşılığını alamadığı ve belirli yaşam koşulları için ticari seksten başka
alternatiflerin bulunmadığı bir sosyal gerçeklikte seks işçiliğinin tamamen
özgür seçime dayalı biçimde icra edildiğini söylemek temelsiz kalacaktır.
Bununla beraber seks işçiliğinin kategorik olarak imkânsız olduğu, her daim
mağdur bir grubun kendi alt kültürünü oluşturarak ekonomik çarkların
kölesine dönüşmesi fikri de gerçekçi değildir. Ticari seks dâhil olmak üzere
hizmet sektörünün her bir kolu aynı koşullarda özel alana yaklaşır ve buna
karşılık kamusal bir etkinlik olarak varoluşunu sürdürür. Bu bakımdan
terapistlik, yaşam koçluğu, imaj danışmanlığı gibi meslekler kişisel sınırların
oldukça açık olduğu ve hizmet alan ve hizmet veren kişilerin birbirlerinin özel
alanlarına girip çıktığı hizmet alanlarıdır. Cinsellik de aynı bahsedilen alanlar
gibi sosyal şartların olgunlaştırılması ve hukuki zeminin oluşturulmasıyla
ticarileştirilebilir. Ancak her iki filmde de seks işçiliği ve fahişelik arasında
gidip gelen bir anlatımla karşılaşıyoruz. Alıntılar üzerinde saptanan ilişkisel
çiftler arasında mesai gibi kavramlarla çalışma alanına dair referanslar varken
aynı zamanda hanımefendilikle bağdaşmayan kişisel özelliklere de vurgu
yapıldığını görüyoruz. Dolayısıyla hem Düş Gezginleri hem de Kader
ticarileştirilmiş seksi sunan karakterleri hem fahişe hem de seks işçisi olarak
sunmuştur.
Cinselliğin ticarileştirilmesinin kadının cinselliği üzerinden gerçekleştirilmesi
tartışmaları ise ancak yukarıda bahsettiğim koşulların sağlanmasıyla anlam
kazanacak gibi görünüyor. Gerekli yasal düzenlemenin olmayışı erkek seks
işçiliğinin görünür olmamasının sebeplerinden biri olarak gösterilebilir.
Türkiye’deki uygulamaya göre “Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabii
Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla
Mücadele Tüzüğü”nde genel kadın tanımlaması yapılırken erkek seks işçiliğine
ilişkin hiç bir düzenleme bulunmuyor (Demir, 2009). Öte yandan ticari seksin
yasaklanması söz konusu sektörün tümden ortadan kalkacağı ve sektör
çalışanlarının başka iş imkânlarından faydalanabileceği anlamını taşımaz.
Aksine seks işçiliği/fahişelik merdiven altı biçimlerde devam etmeye
sürüklenir ve görünmezlik zaten hali hazırda bulunan önyargı ve ayrımcılığı
bir kısır döngüye dönüştürür.
Dünyada insan ticaretine ilişkin çeşitli düzenlemeler olmakla beraber ticari
sekse ilişkin hazırlanan yasal mevzuatların üç ana grup altında toplandığı
söylenebilir. Bu grupları yasaklayıcı, düzenleyici, yasallaştıran ve suç
olmaktan çıkaran olarak sıralayabiliriz. İsimlerinden de anlaşılacağı üzere
yasaklayıcı yasalar seks işçiliğini ahlâki olarak reddeder ve ticari sekse çeşitli
cezalar öngörür, düzenleyici yasalar hangi şartlarda seks işçiliği
yapılabileceğinin sınrlarını belirler, yasallaştıran ve suç olmaktan çıkaran
yasalar ise seks işçilerine örgütlenebilme imkânları gibi çeşitli yeni imkânlar
sağlar (Çokar ve Kayar, 2011; Küntay ve Çokar, 2007). Ticari seks konusu
özelinde kadın – erkek arasında gün geçtikçe çeşitli biçimlerde desteklenerek
devam eden sosyal uçurumdan kurtulabilmenin yolu, seks işçiliğini yasal
olarak tanımak ve bir meslek grubu olarak haklarını teslim etmekten geçiyor
gibi görünüyor.
Kaynakça
Batı, U. (2008). Hayatın arka sokakları: Seks işçilerine karşı toplumsal şiddet.
Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 10;2, 200-230.
132| Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015
Bernstein, E. (2007). Sex work for the middle classes. Sexualities 10: 473-488.
Connell, R. W. (1998). Toplumsal cinsiyet ve iktidar. (C. Soydemir, Çev.).
İstanbul: Ayrıntı. (Orijinal basım:1987.)
Çokar, M. ve Kayar, H. Y. (2011). Seks İşçilerive Yasalar Türkiye’de Yasaların
Seks İşçilerine Etkileri ve Öneriler 2011. İstanbul: İKGV.
Demir, S. D. (2009). Kadın seks işçiliğinin hukuki mevzuat çerçevesinde
incelenmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi/Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Demirkubuz, Z. (2006). Kader. T.C.:Mavi Film, İnkas Film.
Ditmore, M. H. (2006). Encyclopedia of prostitution and sex work. Westport,
Connecticut, London: Greenwood Press.
Fick, N. (2005). Coping with Stigma, Discrimination and Violence: Sex
Workerstalk About Their Experiences 2005. Netherland:SWEAT.
Harcourt, C. ve Donovan, B. (2004). The many faces of sex work. Sex Transm
Infect. 81:201–206.
Kontula, A. (2008). The sex worker and her pleasure. Current Sociology 56:
605-620.
Küntay, E. ve Çokar, M. (2007). Ticari Seks Medya Dosyası 2007. İstanbul:
CETAD.
Lepper, G. (2000). Categories in Text and Talk. London: Sage.
Okutan, E.(2012). Trafficking in persons in theory and practice: Case of Turkey
(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Hacettepe Üniversitesi: Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Ördek, K (2011) (Haz.). Seks işçiliği ve insan hakları sempozyumu kitabı.
Ankara:Ayrıntı Basımevi.
Rubin, G. (1975). The traffic in women: Notes on the “political economy” of
sex. Reiter, R. R. (1975) (ed.). Toward an Anthropology of Women içinde (157210). London ve NewYork: Monthly Review Press.
Yılmaz, A. (Yönetmen).(1992). Düş Gezginleri. T.C.:Yeşilçam Filmcilik.
1992’den 2006’ya Seks İşçiliği: Düş Gezginleri ve Kader Filmlerinde Seks İşçiliği
/ Fahişeliğin İnşası
Tuğçe Gündüz
Son yıllarda bir emek hareketiyle literatüre giren ticari seks kavramı en sade biçimde
mal veya para karşılığı verilen cinsel hizmet olarak tanımlanabilir. Ticari seksi icra
eden kişi ise seks işçisi olarak adlandırılmaktadır. Ekonomik, hukuki, sosyolojik ve
psikolojik bir çok boyutu olan bu konu bilim camiasından çok aktivistlerin ilgi alanı
gibi görünmektedir. Oysa sosyal bir gerçeklik olarak karşımızda bulunan ticari seks
olgusu hem disiplinlerarası çok boyutlu yapısı gereği hem de geleneksel asimetrik
kadın-erkek ilişkilerinin perçinlendiği sosyal bir düğüm olarak çalışılması oldukça
önemli bir konudur.
Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 |133
Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları ve sınıflı toplumun kesişme noktalardan birinde
bulunan seks işçiliği/fahişelik bir emek kolu mudur yoksa sürüklenilen bir yaşam
biçimi mi? Bu soruya doğru cevap bulmaya çalışmaktan çok verilen alternatifli
cevapların inceleneceği bu çalışmada, önce seks işçiliği kavramı, seks işçiliği üzerine
geliştirilen fikirler ve güncel araştırmalar kısaca tartışılacak ardından Düş Gezginleri
(1992) ve Kader (2006) filmlerinde seks işçiliği / fahişelik olgusunun sunuş biçimleri
sosyal psikoloji perspektifiyle karşılaştırılacaktır. Ayrıca konudan ayrı görülemeyecek
olan kadın emeği ve kadının kamusal ve özel alanda gidip gelen yeri tartışmanın ana
aksını oluşturacaktır.
Anahtar kelimeler: seks işçiliği, ticarileştirilmiş seks, üyelik kategori analizi
Ji sala 1992’yan heta sala 2006’an karkeriya zayendî:Di fîlmên Düş Gezginleri û
Kader De Karkeriya Zayendî / Avakirina Fahîşetiyê
Tuğçe Gündüz
Van salên dawîn bi tevgereke kedê re têgiha karkeriya zayendî ket literaturê. Ev têgih
bi awayê herî sade dikare wek di gerewa mal an jî pere de pêşkêşkirina xizmeta
zayendî bê pênasekirin. Yên ku têkiliyên zayendî li gor pîvanên bazirganiyê datînin jî
wek karkerên zayendî tên binavkirin. Gelek rehendên vê mijarê yên aborî, hiqûqî,
civakî û derûnî hene, wisa xuya dike ku di nav çîna zanistê de qad bala gelek
çalakvanan dikişîne. Lê diyardeya têkiliya zayendî ya bazirganî ya ku wek rastiyeke
civakî li hemberî me disekine, hem ji ber ku qada xebatê ya gelek zanistan e û hem jî ji
ber ku girêyeke ku têkiliyên jin û mêran ên asîmetrîk ên kevneşopî tê de xurt dibin e,
xebata di vê qadê de pir girîng e.
Karkeriya zayendî/ fahîşetî li ser xaleke hevbir a kalibên darazên zayenda civakî û
civaka bi çîn cih digire, gelo qadeke kedê ye yan jî awayekî jiyanê yê ku mirov bê dilê
xwe dikevinê ye? Ji bersivdayîneke rast a vê pirsê zêdetir dê di vê xebatê de bersivên ji
hev cihê bên vekolandin. Pêşiyê dê bi kinasî têgiha karkeriya zayendî, ramanên der
bare karkeriya zayendî de û lêkolînên nû bên nîqaşkirin. Paşê jî awayê pêşkêşkirina
karkeriya zayendî/fahîşetiyê yê di fîlmê Düş Gezginleri (1992) û Kader (2006) de bi
perspektîfeke derûnnasiya civakî dê bên rûberkirin. Dîsa mijarên wek keda jinê û cihê
jinê yê di qada giştî û taybet de ku ji vê mijarê cihê nikarin cuda bên dîtin dê navenda
nîqaşê bin.
From 1992 to 2006 sex work: Construction of sex workers/prostitute in
Düş Gezginleri and Kader movies
Tuğçe Gündüz
We can simply describe the concept commercial sex, which has a relatively new place
in literature as a labor term, a sexual service given in return of monetary or other kind
of payment. The performer of commercial sex is named as sex worker. Commercial sex
has economical, legal, psychological, sociological aspects in which academicians are
not interested as much as activists do.
Is commercial sex or sexual services, as intersection point of class society and gender
stereotypes, a labor branch or life style of a victimized person? In this study, instead of
answering this question I am going to try to find alternative answers by analyzing Düş
Gezginleri (1992) and Kader (2006) movies with social psychology perspective.
Moreover, women’s work and public visibility of women are the main pillar of the
discussion.
Key words: sex work, commercial sex, membership category analysis