Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. İlklere İmza Attı

Transkript

Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. İlklere İmza Attı
ARALIK 2015 YIL 11 SAYI 121
Bir Planlama Başarısı
Komponent Atölyelerinin
Taşınmasında Faz 2
Tamamlandı
Ar-Ge Merkezi Yerli Uçak
Yolunda Geleceğe Hazır
İş Sağlığı Güvenliği
Açısından İşyerlerinde
Acil Durum
“Kategori A1 Temel
Eğitim Yetkisi” Alan
Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. İlklere
İmza Attı
GÜNDEM
Merhaba Arkadaşlar,
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesi olarak
hem Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA)
hem de Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden
(SHGM) Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi alan
ilk kuruluş olarak yeni bir başarıya imza attık.
A1 kategorisinde teorik ve pratik eğitimlerin
verilebilmesini ve A1 Lisans sınavlarının
yapılabilmesini kapsayan bu yetki ile bir teknisyen
adayından istenen üç yıllık deneyim süresi Temel
Eğitim Müdürlüğü’nde alınan eğitimlerden sonra
bir yıla kadar düşecek.
Eğitimin önemine her zaman değiniyoruz, bu
önemi pratiğe dökerek gösterdiğimiz için çok
mutlu ve gururluyuz. Bu yetkinin alınmasında
emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür
ederim.
Hepinizin bildiği gibi AHL tesislerindeki bazı
atölyeler 2014 yılında SAW tesislerine taşındı.
Bu kapsamda Kasım 2015’te ATE, İniş Takımları,
Radyo & IFE, Elektrik, Aletler, Harness, Integrated
Drive Generators (IDG), Akü, Kaplama, Özel
İşlemler ve Makine Atölyeleri ve bu atölyelerde
görev yapan 311 personel SAW tesislerindeki
modern atölyelerde çalışmaya başladı. Yeni
atölyelerimizde daha enerjik olacağımıza ve
daha yüksek motivasyonla hizmet vereceğimize
eminim.
Geride bıraktığımız iki ayda çok sayıda
uluslararası etkinlikte boy gösterdik. Bunların
ilki 6-8 Ekim tarihleri arasında Katar’ın başkenti
Doha’da gerçekleştirilen High Tech Port By
MÜSİAD Qatar oldu. 45 metrekarelik bir alanda
yer aldığımız bu organizasyon ile Türkiye’de
üretilen yüksek, ileri ve stratejik teknolojileri Katar
ve diğer Körfez ülkeleri ile buluşturduk.
13-15 Ekim tarihleri arasında, havacılık alanında
gelişen pazarlar, havayolu firmalarının ihtiyaçları,
gelir fırsatları, uçak bakımı gibi konuların ele
alınmasını sağlamak amacıyla İngiltere’nin
başkenti Londra’da gerçekleştirilen MRO
Europe 2015’e, 17-21 Ekim tarihleri arasında ise
Malezya’nın Penang şehrinde düzenlenen 112.
IATP Konferansı’na katıldık.
3-5 Kasım tarihleri arasında Singapur’da
düzenlenen, havacılık alanında gelişen pazarlar,
havayolu firmalarının ihtiyaçları, gelir fırsatları,
uçak bakımı gibi konuların ele alınmasını
sağlayan; Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu
firmaları ile dünyadaki diğer bakım firmaları
arasında görüşmeler gerçekleşmesini amaçlayan
MRO Asia 2015’e katılarak, Şirketimizi ve
ülkemizi Uzakdoğu pazarında temsil ettik.
Hemen ardından, 8-12 Kasım tarihleri arasında,
1986’da hayata geçen ve o zamandan beri
büyüyerek devam eden, iki katta toplam 150
metrekarelik bir alanda boy gösterdiğimiz Dubai
Airshow’a katıldık.
Kısa bir süre önce kutladığımız 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Cumhuriyetimizin
bize kazandırdıklarının ne kadar önemli ve değerli
olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyor,
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve
hürmetle anıyorum. Kendisinin gösterdiği yolda
tüm gücümüzle çalışıyor, “İstikbal göklerdedir”
sözünü şiar edinerek 2023 hedeflerine adım adım
ilerliyoruz.
Her zaman ve her yerde eğitimin önemli olduğunu
vurgulayan bir şirketin genel müdürü olarak tüm
öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü
kutlamak istiyor, bizim bugünlere gelmemizde
emeği olan tüm öğretmenlerimize şükranlarımı
sunuyorum.
Yeni yılın size iş hayatınızda ve aile hayatınızda
mutluluklar getirmesini dilerim.
Esen kalın,
Ahmet Karaman
Genel Müdür
01
02
İÇİNDEKİLER
14
04
04
10
14
27
10
Bizden Haberler
Havacılık Dünyasından
Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi
FAZ 2
36
27
SAHİBİ
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Ahmet Karaman
(Genel Müdür)
YAPIM
PAZARLAMA & KURUMSAL
İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ
Savtekin Özkan Öztürk
(Pazarlama & Kurumsal İletişim Müdürü)
36
38
40
42
44
Pınar Kaynak
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Ar-Ge
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)
İş Sağlığı, Güvenliği ve Çevre
Emine Akçakaya, Nur Banu Boz
(Yayın Kurulu)
Emniyet Köşesi
Figen Barışkan, İbrahim Eş,
Harun Toptaş
(Katkıda Bulunanlar)
Sağlık Rehberi
YAYIN
GODE İSTANBUL
Songül Kurnaz
(Yayın Grup Direktörü)
Bulmaca
Ulaş Atay
(Editör)
38
Murat Çimagil
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Hakan Büyükyazıcı
(Grafik Uygulama)
Baskı ve Cilt
Mavi Ofset
www.maviofset.com
42
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
04
BIZDEN HABERLER
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve İSO üyeleri biraraya geldi
T
ürk Hava Yolları Teknik A.Ş.,
İstanbul Sanayi Odası (İSO)
organizatörlüğünde, yerli üreticileri
cesaretlendirmek ve desteklemek
amacı ile çeşitli ürünleri Türkiye’de
faaliyet gösteren üretici firmalara
ürettirmeyi hedefliyor. Bu amaçla 9 Eylül
2015 tarihinde gerçekleştirilen toplantıya
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdür Danışmanı Halil Tokel, Savunma
Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği
(SAHA) İstanbul ve İSO Meclis Başkan
Yardımcısı Hasan Büyükdede ile birlikte
çeşitli üniversitelerden akademisyenler,
sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve
Türkiye’de üretim yapan firmaların
temsilcileri katıldı.
Hasan Büyükdede yaptığı açılış
konuşmasında “Türk Hava Yolları’nın
her yıl uçuş ağına yeni bir ülke eklemesi
ve uçuş seferlerini artırması Türkiye’de
faaliyet gösteren firmalarımızın diğer
ülkelerle faaliyet gösteren firmalarla
hızlı bir şekilde iletişime geçip ülkemiz
ürünlerinin dünyaya tanıtımına ve
ihracatımızın gelişmesine büyük katkı
sağlamaktadır. Türk Hava Yolları
dünyanın en fazla ülkesine sefer yapan
havayolu şirketi olarak uçuş ağındaki
ülke sayısını 110’a çıkarmıştır. Kârlı ve
istikrarlı büyümesiyle global pazar payını
son 10 yılda üç katına çıkaran ve son
beş yıldır da Avrupa’nın en iyi havayolu
seçilen Türk Hava Yolları’nın hizmet
kalitesi ve marka bilinirliliği her geçen
gün artmaktadır. Türk Hava Yolları’nın
büyümesi ile beraber Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’de büyümeye paralel olarak
gelişimini sürdürmektedir” dedi.
Türkiye olarak dünyanın ilk 10 sanayi
ülkesi arasına girme hedefleri olduğunu,
toplumların yaşam kalitesinin ve refah
düzeylerinin artmasının tamamen
sanayileşme ve üretime bağlı olduğunu,
bunun öncülerinin de sanayi kuruluşları
olduğunu ifade eden Halil Tokel ise
Türkiye’nin yurtdışına bağımlılığının
yerli sanayicilerin yerli üretimi arttırması
ile azalacağının ve bu şekilde yakın
zamanda Türkiye’nin güçlü bir ülke
olacağının altını çizdi. Tokel konuşmasını
“Güçlü bir ülke olmak
istiyorsak savunma sanayimiz
de havacılık sektörümüz de
milli olmak zorundadır. Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep
Tayyip Erdoğan’ın havacılık ve
sanayi için dediği gibi uçağımızı,
tankımızı, yüzde 100 yerli
yapacağız.”
şu şekilde sürdürdü: “Ülkemizde
2003-2013 yılları arasında Türkiye’de
Sivil Havacılık anlamında da önemli
gelişmeler olmuştur. Havacılık sektörü
yan sanayileri de doğuran bir sektördür.
2009 yılında Ulaştırma Bakanlığı’nın
yaptığı çalıştayda alınan bir kararla
2023’e kadar iki farklı tip bölgesel uçak
yapılacak şeklinde Türkiye Cumhuriyeti
resmi bir karar almıştır. Türkiye’nin
önümüzdeki 20 yılda uçak sayısı ikiye
katlanacaktır. Türkiye’de bu süreçte
ne gibi kazanım oldu? Bu süreçte
parça parça kazanımlarımız var. Her bir
kuruluş bu süreçte bir parça, bir sistem
üzerinde uzmanlaşma çalışmaları,
Ar-Ge çalışmaları yaptı. Bu çalışmaları
toparlanma ve bölgesel uçak yapma
projesi ile birleştireceğiz. Ekonomisi
büyük ilk 10 ülkeye baktığımızda
savunma sanayi ve havacılık
sektörlerinin önemli ölçüde gelişmiş
olduğunu görüyoruz. Güçlü bir ülke
olmak istiyorsak savunma sanayimiz
de havacılık sektörümüz de milli olmak
zorundadır. Sayın Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın havacılık
ve sanayi için dediği gibi uçağımızı,
tankımızı, yüzde 100 yerli yapacağız.
Bunu başarmamız gerekiyor. Onun için
havacılık sektörüne girmemiz ve sebat
etmemiz lazım.”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge
Başkanı Mesut Yılmaz da yaptığı
konuşmada “Tasarım Organizasyonu
Onayı” ve “Üretim Organizasyonu
Onayı” konularında katılımcıları
bilgilendirerek bu süreçlerin önemli
noktalarına işaret etti.
Konuşmaların ardından Türkiye’de
havacılık ile ilgili üretilmesi planlanan
ürünlerin sergilendiği alan gezildi,
incelemeler yapıldı.
05
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Dubai Airshow’a katıldı
P
aris ile Farnborough havacılık
fuarlarından sonra alanında
dünyanın en önemli 3’üncü
fuarı olan Dubai Airshow, 08-12
Kasım 2015 tarihleri arasında Dubai
World Central’da gerçekleştirildi. Bu
yıl 14’üncüsü yapılan ve 120 ülkeden
1.100’ün üzerinde firma ve 65 bin
ziyaretçinin katıldığı fuara, Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. ve iştirak şirketleri
Turkish Cabin Interior, Turkish Seat
Industry firmalarının yanı sıra TAI, TEI,
Havelsan, ASELSAN ve ROKETSAN da
katıldı.
Beş gün süren fuarı başta Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet
Karaman olmak üzere Genel Müdür
Yardımcısı (Mali & İdari İşler) Fazıl
Çiftçi, Satış Pazarlama Başkanı Özcan
Baştekin, Üretim Planlama ve Kontrol
Başkanı Yasin Birinci, Satış Müdürü
(I. Bölge) Altuğ Sökeli, Pazarlama &
Kurumsal İletişim Müdürü Savtekin
Özkan Öztürk, Malzeme Ticaret Şefi
Mustafa Özcan Yaman, Müşteri Destek
Şefi Kadir Selçuk Gürz, Bölge Satış Şefi
Mustafa Cüneyt Solakoğlu ve Ahmet
Hamdi Koç yerinde takip etti.
Fuar boyunca Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. standını ziyaret eden Air Arabia,
Royal Jet, Fly Dubai, Etihad Engineering
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Karaman Dubai Airshow’da
sektörün önde gelen basın ve yayın kuruluşlarına röportajlar verdi.
Maintenance, Kuwait Airways, Jazeera
Airways, Kenya Airways, Fly Nas,
Aviation Link, Aerovista, Aer Cap, Dubai
Aero Space gibi havacılık sektörünün
önemli temsilcileri ile ikili görüşmeler
gerçekleştirildi. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. diğer fuar ve organizasyonlarda
olduğu gibi Dubai Airshow’da da
gelecekte yapılacak olan bakımlar ve
müşterilere sunulacak teklifler için marka
bilincini müşteriler nezdinde tazelemiş
ve güçlendirmiştir.
06
BIZDEN HABERLER
Atölyelerin
yeni tesislere
transferi kutlandı
T
ürk Hava Yolları Teknik A.Ş. Sabiha
Gökçen Uluslararası Havalimanı
(SAW) yerleşkesinde yer alan yeni
tesisin faaliyete başlaması ile
birlikte Atatürk Havalimanı tesislerindeki
bazı atölyeler 2014 yılında SAW
tesislerine taşınmaya başlandı.
Kutlama törenine Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet
Karaman, Genel Müdür Yardımcıları Hüseyin Sağlam, Fazıl Çiftçi, Altan
Büyükyılmaz, Can Şaşmaz, Komponet Atölyeleri Başkanı İsmail Kılınç,
yöneticiler ve çalışanlar katıldı.
Bu kapsamda Kasım 2015’te
Komponent Atölyeleri Başkanlığı’nın
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü
(SHGM), Avrupa Havacılık Emniyet
Ajansı (EASA) ve Federal Havacılık
Kurulu (FAA) otoritelerinden başarılı bir
şekilde bakım ve onarım yetkisi olması
sonrasında FAZ-2 diye adlandırılan ATE,
İniş Takımları, Radyo & IFE, Elektrik,
Aletler, Harness, Integrated Drive
Generators (IDG), Akü, Kaplama, Özel
İşlemler ve Makina olarak 12 atölye
ve 311 personeli ile SAW tesislerinde
modern atölyelerini taşınarak faaliyete
geçti.
Atölyelerin taşınması pasta kesilerek
kutlandı. Kutlama törenine Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet
Karaman, Genel Müdür Yardımcısı
(Operasyon2) Hüseyin Sağlam, Genel
Müdür Yardımcısı (Mali & İdari İşler) Fazıl
Çiftçi, Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret)
Altan Büyükyılmaz, Komponet Atölyeleri
Başkanı İsmail Kılınç, yöneticiler ve
çalışanlar katıldı.
Son teknolojiye sahip, modern ünite
ve bakım ekipmanları ile donatılmış,
akıllı bina sertifikasına sahip SAW’daki
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. tesisleri
sayesinde iş hacminin oluşturduğu
ihtiyaçları karşılanmış, komponent
bakım ve onarım faaliyetlerine verimlilik
anlamında katkı sağlayacak adımlar
atılmış oldu. Buna paralel olarak;
takım, teçhizat ve makine parkurlarının
modernizasyonu da sağlanmış oldu.
07
Türk-Japon
dostluğu
gökyüzünde
O
smanlı Devleti, Türk-Japon ilişkilerini
geliştirmek ve dönemin Japon
imparatorunun gönderdiği nişana
daha büyük nişan ve hediyelerle
karşılık vermek amacı ile 125 yıl önce yola
çıkan Ertuğrul isimli fırkateynin dönüşü
sırasında Kushimoto’da geçirdiği kaza
sonrasında başlayan ve yıllar sonra İranIrak Savaşı esnasında Tahran’da mahsur
kalan 215 Japon vatandaşın Türk Hava
Yolları uçağı ile kurtarılması ile devam
eden dostluğa vefa örneği olarak Japonya
devletinin desteği ile hayata geçirilen
“Ertuğrul 1890” adlı sinema filminin
çekimleri tamamlandı.
Aralık ayı içinde hem Japonya’da
hem de Türkiye’de vizyona girecek
olan filme karşılık Türk Hava Yolları da
Airbus A330 tipindeki bir uçağının adını
“Kushimoto” olarak değiştirdi. Ayrıca
uçağın gövdesi Tahran’da mahsur kalan
Japon vatandaşları kurtaran DC-10 tipi
uçağın renklerine boyanarak vefa örneği
gösterildi.
08
BIZDEN HABERLER
Türk Hava
Yolları dünyayı
yatırıma davet
ediyor
Ü
st üste beşinci kez “Avrupa’nın En
İyi Havayolu” seçilen, 111 ülkede
toplam 280’den fazla noktaya
uçarak ülkemizin tanıtımına büyük
katkı sağlayan Türk Hava Yolları bir ilke
imza atarak, TC-JIZ tescilli Airbus 330
tipi yolcu uçağının gövdesine “Invest in
Turkey” (Türkiye’ye Yatırım Yapın) yazdı.
Uçağın, uçtuğu noktalarda uluslararası
yatırımcıları ülkemize yatırım yapmaya
davet etmesi amaçlanıyor.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Atatürk
Havalimanı yerleşkesinde düzenlenen
tanıtım toplantısına Türk Hava Yolları
Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı
İlker Aycı, Başbakanlık Türkiye Yatırım
Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA)
Başkanı Arda Ermut, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet
Karaman, genel müdür yardımcıları,
yöneticiler, çalışanlar ve basın
mensupları katıldı. Tanıtım toplantısında
konuşan İlkerAycı “İlk kez bir uçağın
gövdesine “Invest in Turkey” (Türkiye’ye
Yatırım Yapın) yazıldı. Uçağımızın
gövdesine yazdığımız “Invest in Turkey”
davetimiz ile dünyanın ilgisini Türkiye’ye
yatırım yapmaya çekmek istedik. Bu
yazı uçakla dünyayı dolaşacak ve
yabancı yatırımcıları Türkiye’ye davet
edecek”dedi. Daha önce de Atatürk
Hava Limanı Dış Hatlar Terminalı CIP
Salonu’ndaki kablosuz internet şifresini
“investinTurkey”yaparak yabancı
yatırımcıları Türkiye’ye yatırım yapmaya
çağıran Türk Hava Yolları şimdi bu daveti
gökyüzüne taşıdı.
Türk Hava Yolları’nın yaptığı bu jestin
kendileri için büyük bir motivasyon
kaynağı olduğunu ifade eden TYDTA
Başkanı Arda Ermut ise sözlerine
şu şekilde devam etti: “Bayrağımızı
dünya göklerinde başarı ile taşıyan
Türk Hava Yolları ile ülkemize yönelik
girişimlerin çözüm ortağı olma misyonu
üstlenmiş olan Yatırım Ajansımız gibi
iki güzide kurum arasındaki sinerji
giderek güçleniyor.” Elmut ayrıca
dünyanın dört bir yanında etkinliklere
imza atan bir kurum olarak “Invest in
Turkey” sloganını göklere taşıyacak olan
uçağın yükselişinin kendileri için gurur
vesilesi olacağını, ülkemizin tanıtımına
yaptığı katkı nedeniyle Türk Hava Yolları
Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı
İlker Aycı’ya teşekkür ettiklerini belirtti.
09
ICAO Yetkilileri Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti
TSI dünyaya açılıyor
Uluslararası Sivil Havacılık
Örgütü (ICAO) Daimi
Temsilcileri, Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret
etti. Temsilcilere Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. ile ilgili
tanıtım yapıldı; hangarlar ve
atölyeler gezdirilerek şirketin
kabiliyetleri hakkında bilgi
verildi.
High Tech Port by MÜSİAD
Qatar’da Teknik A.Ş. etkisi
Katar’ın başkenti Doha’da 6-8 Ekim 2015 tarihleri
arasında gerçekleştirilen High Tech Port by MÜSİAD
Qatar fuarına Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. iştirak
şirketleri ile birlikte katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın himayesinde gerçekleştirilen High Tech Port
by MÜSİAD Qatar fuarında Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
ile birlikte ASELSAN, Havelsan, TAI, ROKETSAN, BMC
gibi toplam 67 firma yer aldı.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin iştiraki TCI iler Katar
Havayolları arasında gerçekleştirilen görüşmelerde dünya
standartlarına göre daha hafif olan TCI üretimi yüzde 100
yerli galleylerin kullanılması yönünde çalışmalar başlatıldı.
Üç günlük fuar süresince Türk şirketleri 600 iş görüşmesi
ve 500 milyon dolarlık iş hacmi gerçekleştirdi.
T
SI (Uçak Koltuk Üretimi Sanayii ve Ticaret A.Ş. Turkish Seats Industries), Türkiye’nin 2023 vizyonu
doğrultusunda “İlk Yüzde 100 Türk Uçağı Üretimi”
hedefi kapsamında Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ve Assan Hanil Otomotiv tarafından 2012 yılında
kuruldu. “Global Düşündük Yerli Ürettik” sloganıyla yola
çıkan şirket, ürettiği ilk uçak koltuklarını Türk Hava Yolları’nın
Boeing737-800 uçağına döşemişti.
Ülkemizin ilk ve tek yerli uçak koltuğu üreticisi olan TSI
Aviation Seats’in geniş gövde uçaklar için tasarlayıp
ürettiği Skysofa model koltuklar, Türk Hava Yolları filosuna
2016 yılında katılacak A330-300 tipi uçaklara Airbus’ın
Fransa’nın Toulouse şehrindeki fabrikasında Kasım 2015’te
takıldı. Airbus Genel Merkezi’nde 18 Kasım 2015 tarihinde
gerçekleştirilen A330-300 Üst Yönetim Proje Toplantısı’nda,
projenin, yüksek kalite standartlarına ve zamanında teslimat
beklentilerine uygun bir şekilde tamamlandığı ve TSI’ın
kalite denetimlerini A seviyesinde başarı ile gerçekleştirdiği
açıklandı.
Airbus, bu yüksek performansı göz önünde bulundurarak,
TSI’ı Türk Hava Yolları dışındaki havayolu şirketlerinin A330300 uçaklarının koltuklarını tedarik etmek üzere potansiyel
üretici olarak düşündüğünü belirtti ve konunun karşılıklı
değerlendirilmesi için Aralık 2015’te gerçekleştirilecek
toplantıya davet etti.
10
HAVACILIK DÜNYASINDAN
n
n
i
F
dan
’
a
s
n
tha
Luf
lk
i
n
ı
’
air
0
5
3
A
Z
odiac Aerospace, yeni tesisi Zodiac Aerospace Services Middle
East’i 9 Kasım’da Dubai Airshow’da gerçekleştirdiği törenle açtı.
Zodiac Aerospace Services CEO’su Christophe Bernardini, Dubai
South’ta 4.500 metrekarelik alan üzerine kurulan yeni tesisin,
bölgedeki müşterilerine daha iyi servis imkânı sunacağını, takviye onarım
ve lojistik kabiliyetleri kazanılması ile birlikte servislerinde lead time’ın
kısalmasına katkı sağlayacağını vurguladı. Zodiac Aerospace Services
Middle East, koltuk, oksijen ekipmanları, aviyonik ve elektronik sistemler,
yakıt sistemleri, slide ve galley ürünleri alanlarında hizmetler verecek.
Şirket ayrıca 100’den fazla kişiye iş sağlamayı ve bölgede havacılık
sektörünün gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Kaynak: aerotime.aero
o
k
a
ağın
ç
u
B
XW
Zodiac Aerospace
yeni tesisini Dubai’de açtı
t
n
e
n
mpo
i
ğ
e
t
des
A
irbus A350 XWB uçağını Avrupa
operasyonlarında kullanacak olan ilk
havayolu şirketi olan Finnair, Lufthansa
Technik ile A350 için 12 yıllık komponent
destek anlaşması imzaladı. Ayrıca bu anlaşma
Lufthansa Technik’in A350 XWB komponent
destek adına imzalanmış ilk anlaşma oldu.
Finnair Teknik Operasyon Genel Müdür
Yardımcısı Jari Huntinen konu ile ilgili şunları
söyledi: “Yeni A350 XWB büyüme stratejilerimiz
arasında çok merkezi ve önemli bir konumda
olmakla birlikte komponent destek anlaşması;
uçağın teslimi ile birlikte yapmış olduğumuz
ileriye dönük önemli bir harekettir.”
Huntinen bunlara ek olarak; dünya
standartlarında hizmet, verimlilik, tamir
servislerindeki yüksek güvenilirlik ve toplam
maliyetlerdeki uygunluğun, Lufthansa Technik’i
seçmelerindeki en önemli faktörler olduğunu ve
bu anlaşmayı yapmış olmaktan çok memnun
olduklarını belirtti.
Exclusive Total Component Support (TCS)
anlaşması, A350 XWB komponentlerinin
bakımlarını kapsıyor. Bu anlaşmadan önce
Finnair’in halihazırda Lufthansa Technik ile V2500
motoru ve APS3200 yardımcı güç üniteleri (APU)
için komponent servis anlaşmaları bulunuyor.
Finnair’ın Helsinki Havalimanı’nda bulunan bakım
merkezi, Finnair’ın filosundaki uçakların ve yeni
A350 XWB’nin hat bakımından sorumlu olarak
faaliyetlerini sürdürüyor. Halihazırda 19 adet A350
XWB siparişi bulunan Finnair’e bu uçakların ilk
dördünün 2015’in ikinci yarısında, yedisinin 2016
ve 2017 yılları içerisinde, geri kalan sekiz uçağın
ise 2023 yılına kadar teslim edilmesi planlanıyor.
Kaynak: lufthansa-technik.com
Mitsubishi Regional Jet (MRJ) ilk
uçuş için Japonya’da onayı aldı
M
ST Aerospace ile SAS iniş takımı
bakım hizmeti anlaşması imzaladı
S
ingapore Technologies Aerospace Ltd (St Aerospace),
Kuzey Avrupa’nın en büyük havayolu şirketlerinden
biri olan Scandinavian Airlines (SAS) ile yaklaşık değeri
35 milyon dolar olan sekiz yıllık bir anlaşma imzaladı.
Anlaşma kapsamında ST Aerospace, SAS filosundaki Boeing
737 600/700/800 ve Bombardier CRJ900 tipi uçakların iniş
takımlarına geniş kapsamlı bakım, onarım ve exchange
servislerinin hizmeti sağlayacak.
itsubishi Aircraft şirketi tarafından üretilen 70-90
arası yolcu kapasiteli MRJ (Mitsubishi Regional
Jet), Japon Ulaştırma Bakanlığı tarafından ilk
uçuş için onay aldı. İlk uçuş kasım ayının ikinci
haftasında yapıldı. Aslında bu uçuşun ekim ayında
yapılması planlanmıştı. Ancak uçağın rudder pedalındaki
teknik bir problem nedeniyle iki haftalık bir gecikme
yaşandı. Konu ile ilgili yapılan açıklamada, pedal yapısının
değiştirilmesi gerektiği, bu işlem yapılmadan uçuşa
çıkılamayacağı ve uçuş tarihinin bir süre ertelendiği
duyurulmuştu. Rudder pedalının değiştirilmesinin
ardından şirket ilk uçuş için duyurusunu yaptı.
Mitsubishi, yaşanan aksaklığa rağmen uçağın öngörülen
teslimat tarihinde gecikme yaşanmayacağını, 2017 yılının
ikinci çeyreğinde teslimatın gerçekleştirileceğini açıladı.
Kaynak: flightglobal.com
2005 yılından bu yana, SAS’ın filosundaki Boeing 737NG tipi
uçakların iniş takımları bakımını gerçekleştiren ST Aerospace,
bu yeni anlaşma ile anlaşmasının sınırlarını genişletti. Böylece
10 yıl önce SAS’ın filosundaki MD-80’lere iniş takımı hizmeti
vermeye başlayan ST Aerospace ile SAS arasındaki uzun
süreli işbirliği pekişti. Aradan geçen yıllarda SAS filosundaki
CFM56 ailesi motor bakımlarını da üstlenen ST Aerospace,
SAS’a 737CL,737NG, MD-80, A320, A340 ve Bombardier
Q400 tipi uçaklarda komponent destek hizmeti verdi.
Kaynak: staero.aero
n
e
d
n
’
i
s
i
m
e
d
a
k
A
i
ş
i
m
r
i
t
a
i
p
ğ
i
E
s
ş
s
t
u
e
ç
J
U
s
s
s
e
e
t
n
a
i
s
u
B
Emir
E
0
0
1
m
o
n
e
h
10 P
E
mbraer Executive Jets, Emirates Uçuş
Eğitim Akademisi’nin -beşi ekleme
opsiyonlu olmak üzere- toplam 10 adet
Phenom 100E Business Jets sipariş
ettiğini açıkladı. Uçuş akademilerinin ihtiyaç
duyduğu ve duyabileceği bütün gereksinimleri
en gelişmiş teknolojileri kullanarak sağlayan
Phenom 100E, Embraer’in ticari uçak
üretimindeki 45 yıllık tecrübesinin en
yüksek verimlilik verecek şekilde tasarıma
yansımasıdır. Müşterilerine en gelişmiş
kokpit dizaynı, düşük seviyeli operasyon ve
bakım maliyeti gibi özellikler sunan uçak,
eğitim uçakları arasında dikkat çekiyor.
Phenom 100E’yi eğitim amaçlı kullanacak ilk
firma Emirates değil. Uçak ABD, Finlandiya
ve Avustralya’daki uçuş akademilerinde
halihazırda bu amaçla kullanılıyor. Emirates
Uçuş Eğitim Akademisi logosu giydirilmiş 1
adet Phenom 100E, bu siparişin bir kutlaması
olarak, 8-12 Kasım 2015 tarihleri arasında
Dubai Airshow’da sergilendi.
Kaynak: aviationpros.com
11
12
HAVACILIK DÜNYASINDAN
r
o
y
i
l
i
d
e
m
i
l
s
e
t
n
a
d
n
ı
f
a
r
a
t
ru CFM
o
t
o
m
B
1
P
A
E
L
k
l
i
e
Boeing’
C
FM International, 2015 yılı bitmeden
görücüye çıkması ve ilk uçuşunu
2016 yılının başında yapması
planlanan Boeing 737 MAX uçağında
kullanılacak olan ilk gelişmiş LEAP-1B
motorunu kasım ayı içinde Boeing’e
teslim etti. “Boeing 737 MAX için ilk
LEAP-1B motorunun teslim edilmesi
CFM International ile gerçekleşecek daha
başarılı işbirliklerinin müjdecisidir” diyen
737 MAX Genel Müdür Yardımcısı Keith
Leverkuhn sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bu motor, müşterilerimize vaat ettiğimiz
bütün özellikleri taşıyacak.
Bu motorla dar gövde uçak sektörü
pazarında müşterilerimize; yakıt
tasarrufu, yüksek güvenilirlik ve düşük
bakım maliyeti sağlayacak ve sektörde
öncü olacağız.” LEAP-1B motoru, yeni
jenerasyon uçaklar için sektördeki en
gelişmiş, en güvenilir ve yakıt tasarrufu
konusunda en ileri motor olma vaadi ile
piyasaya çıkmaktadır. Motor içerisinde;
sektörde daha önce kullanılmamış, 3D
örülmüş karbon fiber kompozit pervane
kanadı ve kasa, türünün tek örneği
döküntü süzgeç sistemi, 4. jenerasyon 3D
aerodinamik, seramik kalıp kompozitlerin
(CMCs) ilk kez ticari amaçlı kullanımı,
yenilikçi yakma hücresi dizaynı, hafif
titanyum aluminide airfoil gibi birçok
yeniliği bulabilmek mümkün. Önemli bir
not; kullanılan bu komponentlerin daha
hafif ve sürekli olması yüzde 15’e varan
yakıt tasarrufu sağlıyor.
Kaynak: safran-group.com
Etihad, IBM’den 700 milyon dolarlık
sistem desteği alacak
E
tihad Havayolları, IBM’den 700 milyon dolarlık sistem desteği almaya
hazırlanıyor. Böylece firma en önemli stratejik işbirliklerinden biri olan bu
anlaşmayla, şirketin ortak uçuş gerçekleştirdiği tüm havayolları ve grup
şirketleri bulut bazlı son teknoloji ve hizmetlerden yararlanabilecek. IBM’in
sağlayacağı hizmetler ile konuk deneyimini geliştirerek, dünya standartlarında
altyapı ile verimliliği artıracak anlaşma kapsamında, Ortadoğu’nun en gelişmiş
teknoloji tesislerinden biri olacak olan Abu Dabi’de kurulacak bulut bilgi merkezi
IBM tarafından yönetilecek. Etihad Havayolları’nın mevcut bilgi merkezi,
bilgi teknolojileri altyapısı, uygulamaları ve güvenlik operasyonları da bu yeni
merkeze taşınacak. Bu yaklaşım, iş sürekliliği sağlamanın yanı sıra havayolunun
bilgi teknolojileri kaynaklarını daha verimli yönetme ve ölçme imkânı
sağlayacak. Anlaşmanın bir parçası olarak, yaklaşık 100 Etihad Havayolları
bilişim teknolojisi çalışanı IBM’e geçiş yaparak, bilgi teknolojileri alanındaki
deneyimlerini geliştirme fırsatı yakalayacak. IBM ve Etihad Havayolları, IBM’in
global araştırma kapasitesini ve Etihad’ın sektördeki uzmanlığını kullanarak
daha fazla kişiselleştirilmiş seyahat çözümleri geliştirmek amacıyla Abu Dabi’de
ortak bir teknoloji ve inovasyon kurulu oluşturacak. Kurul, sunacağı yeni
teknolojiler ile Etihad Havayolları ve konuklarının yanı sıra Abu Dabi için de
değer üretmeye odaklanacak.
Kaynak: kokpit.aero
14
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
özveri ile inşa ettiği yeni bir
başarıyla bir kez daha adından
söz ettirdi. Eylül ayında
EASA’dan Kategori A1 Temel
Eğitim Yetkisi aldıklarını ve
bu yetki ile havacılıkta yeni
bir devrin mimarı olduklarını
söyleyen Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Eğitim Başkanı
Caner Şentürk, EASA tarafından
Türkiye’de yetkilendirilen ilk
kuruluş olduklarına dikkat çekti.
G
eçtiğimiz eylül ayında “Kategori
A1 Temel Eğitim Yetkisi” alan Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. Temel
Eğitim Müdürlüğü, hem Avrupa
Havacılık Emniyeti Ajansı (European
Aviation Safety Agency- EASA) hem de
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden
(SHGM) Kategori A1 Temel Eğitim Yetkisi
alan ilk kuruluş oldu. A1 kategorisinde
teorik ve pratik eğitimlerin verilebilmesini
ve A1 Lisans sınavlarının yapılabilmesini
kapsayan bu yetki ile bir teknisyen
adayından hava aracı bakım lisansı için
istenen üç yıllık deneyim süresi, Temel
Eğitim Müdürlüğü’nde alınan eğitimlerden
sonra bir yıla kadar düşecek. Bu
gelişmeyi, Türkiye’deki havacılık
sektöründe devir açan bir yetki olarak
nitelendiren, bu çalışmanın mimarlarından
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Eğitim
Başkanı Caner Şentürk, EASA tarafından
Türkiye’de yetkilendirilen ilk kuruluş
olduklarını vurguladı.
“HAVACILIKTA YENI BIR
DEVRIN MIMARI OLDUK”
15
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin EASA Part 147/SHY 147 yetkileri dahilinde pratik eğitimler için kullanılacak Boeing 737-300 eğitim uçağı
Bu yetki belgesi Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’ye ne tür avantajlar sağladı?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin esas faaliyet
alanı hava aracı ve/veya komponentleriyle ilgili
bakım, onarım ve yenileme çalışmalarıdır. Biz
bu kapsamı Part 145/SHY-145 faaliyeti olarak
nitelendiriyoruz. Fakat Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin içerisindeki organizasyonlar sadece
bakım, onarım ve yenileme faaliyetleri ile sınırlı
kalmıyor. Part 147/SHY-147 kapsamında ikinci
bir organizasyon olan “Hava Aracı Bakım Eğitimi
ve Sınav Kuruluşu” var. Bakım eğitimi ve sınav
kuruluşu kapsamında zaten halihazırda birtakım
yetkilere sahiptik. Fakat teknisyenlerimizi lisansa
hazırlayan süreç olarak tanımlayabileceğimiz
“temel eğitim” yetkimiz yoktu. Türkiye’nin
-dolayısıyla şirket olarak bizim- en büyük
sıkıntılarımızdan biri lisanslı teknisyen açığıydı.
Bu yetkinin bizim Şirketimiz için en büyük
avantajı, bu konudaki önemli açığın
kapanmasına katkı sağlayacak olmasıdır.
İlave olarak yetkinin sağladığı imtiyazlar ile
bizim bakım eğitimi ve sınav kuruluşumuzdan
sertifika alan kişiler için lisans başvurusunda
istenen üç yıllık tecrübe süresi yerine bir yıllık
tecrübe süresi geçerli olacak. Dolayısıyla
teknisyenlerimize çok daha kısa sürede hava
aracı bakım lisansı aldırmamız mümkün olacak.
Bunlar bu yetkinin hem havacılık sektörüne
hem de Şirketimize sağlayacağı avantajlar.
Diğer taraftan Şirketimizdeki bakım eğitimi ve
sınav kuruluşu; sahip olduğu yetkiler, teknoloji,
donanım, eğitmen yelpazesi vb. yönlerden
havacılık sektöründe oldukça iddialı bir kuruluş
olmaya ve uluslararası platformlarda Şirketimize
ilave bir prestij kazandırmaya başladı. Dış
müşterilere verilecek eğitimlerin de Şirketimize
maddi getirisi olacaktır. Bu belge ile havacılıkta
yeni bir devrin mimarı olduk.
Peki böylesine bir eksiklik söz
konusuyken bu açığı neden
kapatamıyoruz? Havacılık mı çok
hızlı büyüyor, yoksa teknisyen mi
yetiştiremiyoruz?
Burada havacılığın çok hızlı büyüyor
olmasının tabii ki büyük rolü var. Fakat en
büyük sıkıntılardan biri yetkili bakım eğitimi
kuruluşlarının eksikliği (burada özellikle yetkili
sözcüğünün altını çizmek istiyorum). Şöyle ki,
Türkiye’ye baktığımızda havacılıkla ilgili eğitim
veren çok sayıda okul olduğunu görüyoruz. Ama
buradaki temel problem, okulların yetkili/onaylı
bakım eğitimi kuruluşu olmamaları. Havacılık
kuralları gereği, onaylı bakım eğitimi ve sınav
kuruluşu olabilmek için birtakım gereklilikleri
yerine getirebilmek, bu gerekliliklerde tarif
edilen şartları, altyapıyı oluşturmanız gerekiyor.
Tecrübeli eğitmenler, pratik eğitim ortamları,
uçağa erişebilirlik, hatta sadece eğitime ayrılmış
uçaklar, bu konuyla ilgili yapılacak yatırımlar vs.
düşünüldüğünde, şartların zorluğunu daha kolay
anlamak mümkün. Okullar yetkili olmadıkları
için, öğrenciler de maalesef yetkinin sağladığı
imtiyazları haiz olmadan bu okullardan mezun
oluyorlar. Bu durum hem havacılık sektörü hem
de teknisyenler için zaman kaybını beraberinde
getiriyor. Çünkü lisans alma sürecindeki en
önemli kriter “tecrübe süresi”. Teknisyenlerin
Kategori B1 Lisansı alabilmesi için beş yıllık
bir tecrübeye sahip olmaları ve bu tecrübe
“Eğitim kurumu
olma misyonumuzu
ortaya koyduk”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çok
uzun yıllardan bu yana bir okul
niteliğinde. Sektörde yetişen
teknisyenlerin birçoğunun buradan
geçtiğini çok rahat söyleyebiliriz.
Bizim yetiştirdiğimiz teknisyenler
sadece Türkiye’deki bakım
sektörü ile sınırlı kalmıyor, değişik
ülkelere de gidiyor. Aslında burada
Ortadoğu’yu da besleyen bir
yapıdan söz ediyoruz. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin bugüne kadar
ki fonksiyonu lisanslı teknisyenlere
uçağı iyi öğreten bir okul olmasıydı.
Fakat lisanssız teknisyenleri
sektöre hazırlayan “Temel Eğitim
Yetkisi” yoktu. Zaten temel sıkıntı
da lisanslı teknisyen sayısının
giderek azalması. Çünkü havacılıkta
kuralların her geçen gün artması
sonucunda bugün lisans almak
eskiye göre çok daha zor. Bir
taraftan lisans almak zorlaşırken,
diğer yandan sektör hızla gelişti
ve büyüdü. Biz de ortaya çıkan bu
açığı kapatabilmek amacıyla bu
yola çıktık.
16
Sadece pratik
eğitimlerimizde
kullanılacak
gerçek
ekipmanların yer
aldığı Mekanik
Atölyesi
“Burayı sadece Türk
Hava Yolları Teknik
A.Ş.’ye lisanslı
eleman sağlayan
bir organizasyondan
ziyade, daha geniş
bir alana hitap eden
bölgesel bir ekol
haline dönüştürmeyi
hedefliyoruz.”
süresini de Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü’ne ibraz etmesi gerekiyor.
Yetkili bir bakım eğitimi kuruluşundan
mezun bir kişide bu süre iki yıla düşüyor.
İlave olarak lisans sürecinde gerekli
modüllerin tamamlanması, sınavlarının
otoritelerce kabul görmesi gibi birçok
ayrıntı yine yetkiyle ilgili. İşte Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. olarak EASA’dan
aldığımız yetkinin sağladığı en önemli
avantaj bu tecrübe süresini azaltıyor
olması, lisans sürecinde istenen bütün
modüllerin gereği teorik ve pratik
eğitimlerin, sınavların otoritelerce kabül
görmesi. Bu yetki ile beraber normalde
üç yıl olan tecrübe süresi bizim
yetkimiz kapsamında yetiştirdiğimiz
öğrencilerde bir yıla kadar iniyor ve bu
bir yıl sonrasında öğrenciler lisansa
başvuru yapabiliyor. Diğer taraftan hava
aracı bakım-onarım sektörünün önde
gelen isimlerden biri olan Şirketimizde
teknisyenlere verilen eğitimin sağladığı
yetkinliğin en üst seviyede olduğu da
hatırlatmak isterim.
EASA’dan aldığınız bu yetkinin
Türkiye havacılık sektörü
açısından önemi nedir?
Esas faaliyet alanı hava aracı bakımonarımı olan Şirketimizin, bakım eğitimi
konusuna hassasiyet göstererek
ve kararlı bir şekilde temel eğitim
konularına girerek, Kategori A1
Yetkisi’ni alması, Türk sivil havacılık
sektöründe devir açan bir durum. Bu
yetkinin alınması ile bakım eğitimi ve
sınav kuruluşu olarak, EASA tarafından
Türkiye’de yetkilendirilen ilk kuruluş
olduk. Bu, Avrupa’da Türkiye açısından
bir ilk. Bundan sonraki süreçte Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak kendi
teknisyenlerimize en iyi kadro ile
eğitim verme şansına sahip olurken,
bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler hem
Avrupa’daki herhangi bir sivil havacılık
otoritesine hem de Türkiye’deki sivil
havacılık otoritesine daha kısa sürede
lisans başvurusunda bulunabilecek.
17
Pratik eğitim için hazırlanmış atölyeler
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
böyle bir atılıma neden gerek
duydu?
Bugüne kadar bakım, onarım ve
yenileme konusunda temel eğitim
verme yetkisine sahip olmayan Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş., ihtiyaç
duyduğu teknik eleman ihtiyacını
okullardan karşılamaya çalışıyordu.
Fakat okullardan sağlanan öğrencilerin
yetkilenme süreçleri çok uzun bir
zamana yayıldığı için bu yöntem
taleplere cevap veremedi; çok hızlı
gelişme gösteren havacılık sektöründe
teknik eleman açığı ciddi bir problem
olarak kendini gösterdi. Dolayısıyla bu
durum bizim için bir karar değişikliğini
de beraberinde getirdi. “Kendi
teknisyenimizi kendimiz yetiştirmeliyiz”
dedik ve radikal bir karar aldık. Bu
konuda yönetimin de tam desteğiyle
yola çıktık. Dolayısıyla bakım onarım
alanında sektörün ihtiyacı olan
teknisyen açığını kapatabilmenin tek
yolu bizim bu işe bizzat girmemizle
oldu.
Bu yetkilenme sürecinin
kilometre taşlarından bahseder
misiniz?
Şirketimiz temel eğitim yetkisinin
alınması ile ilgili kararı bir yıl önce verdi
ve bu süreçte çok sıkı çalışıldı. Yetki ile
ilgili olan gerekliliklerin tam anlamıyla
sağlanması, bunların hepsinin altının
mükemmel bir şekilde doldurulması
gerekiyordu. Nihayetinde 9 Eylül
2015’te EASA’dan, 15 Eylül 2015’te
de SHGM’den yetkiyi aldık. Bu kadar
kararlıyken, bunca imkâna sahipken
ve yönetimden her tür desteği
almışken bu süreç yaklaşık olarak
bir yıl sürdü. Bizde bunca imkân ve
altyapı varken ve söz konusu süreçte
bu kadar zorlanmışken, okulların bu
işi yapamamasının nedenini daha iyi
anlayabiliyoruz.
Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak
adına kısa, orta ve uzun vadede
ne tür planlarınız var?
Bu yetkinin alınması ciddi anlamda
bir ekip çalışması gerektirdi. Çok
tecrübeli bir ekip ve yönetimin
kararlılığı sonucunda bu yetkiyi aldık.
Ama bu yetkinin ve başarının devam
ettirilmesi bizim için daha da önemli.
Bu yetkiyi alma sürecinde ekibimizi
oluştururken deneyim seviyesi
yüksek arkadaşlarımızla aynı masanın
etrafında toplanmaya gayret ettik.
Yetkinin alınmasında da bu uzman
kadro son derece etkili oldu.
Bu başarının idame ettirilmesi
sürecinde de mevcut kadromuza
başka tecrübeli arkadaşlarımızı da
dâhil ederek, eğitmen kadromuzu
daha da güçlendirme yolunda
çabamız var. 5 Ekim 2015 itibarıyla
24 öğrencimizle eğitimlere start
verdik. Bundan sonraki süreçde hem
yurtiçinden hem de yurtdışından
öğrencilere eğitim vermeyi
amaçlıyoruz. Burayı sadece Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’ye lisanslı eleman
sağlayan bir organizasyon yapısı
değil, daha geniş bir alana hitap eden
bölgesel bir eğitim merkezi haline
dönüştürmeyi hedefliyoruz. Bunun
sonucu olarak da kaliteli bir eğitimle,
hava aracı bakım eğitimi alanındaki
pastadan önemli ölçüde pay almayı
planlıyoruz. Diğer yandan ayaklarımızı
yere daha sağlam basabilmek adına
sahip olduğumuz kaynakları ve
atölyeleri güçlendiriyoruz. Sadece bu
amaca yönelik bir Boeing 737 eğitim
uçağı bile satın aldık.
Bu atölyeleri güçlendirmek
adına neler yapıyorsunuz?
Temel eğitim kapsamında Kategori
A1 yetkisini aldık. Hedefimiz Kategori
B1 Yetkisi’ni alabilmek. Bu anlamda
A1 kategorisine ilişkin yetkiyi aldıktan
sonra zaman kaybetmeden B1’e
yönelik çalışmalara giriştik. Atölyelerde
B1’e ilişkin gereklilikleri hazırlamaya
başladık. Yapı itibarıyla bakıldığında
A1 kategorisindeki gerekliliklerle B1
kategorisindeki gereklilikler biraz daha
farklı. B1’e ilişkin kapsamın biraz daha
geniş olmasından kaynaklı olarak biz
de atölyeleri genişletmeye çalışıyoruz.
18
“EASA’DAN
ÖNCE
KALITEYI
BIZ
KONTROL
ETTIK”
Türk Hava Yolları Kalite
Güvence Başkanlığı, temel
eğitim yetkisinin alınmasıyla
sonuçlanan çalışmaların
hem bakım hem de eğitim
ortamında ara yüzü olarak
görev üstlendi. Kalite
Güvence Başkanlığı’nın
EASA’dan önce Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin kendi
içindeki kalitesini kontrol
ettiğini söyleyen Kalite
Güvence Başkanı Sadi
Diler, söz konusu süreçte
titiz bir çalışma prensibi
benimsediklerini ifade etti.
K
alite Güvence Başkanlığı olarak
A1 Yetkisi’nin alınmasında;
gerekli olan çalışmaların kalite
anlamında denetlemelerini
yaptıklarını dile getiren Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite Güvence
Başkanı Sadi Diler, bu belge ile Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kendi
bünyesindeki personeline; teorik, pratik
ve işbaşı eğitimlerini vererek, lisansını
almış ve yetkilendirilmiş olarak işe
başlamalarını sağlayacağını söylüyor.
Kalite Güvence Başkanlığı olarak
A1 Yetkisi’nin alınması sürecine
nasıl dâhil oldunuz ve nerelerde,
ne gibi katkılarda bulundunuz?
Şirket genelinde Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin tüm kalite konuları ve otoriteler
ile olan ilişkileri Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. Kalite Güvence Başkanlığı’nın
koordinasyonunda yürütülüyor.
Dolayısıyla A1 Yetkisi’nin alınmasında;
gerekli olan çalışmaların kalite olarak
denetletmelerini, bu yetki içerisinde
ders verecek olan öğretmenlerin
yetkilendirilmelerini ve otoriteler ile olan
süreçte bu sürecin yönetmeliklere uygun
bir şekilde yürütüldüğünden öncelikli
olarak Şirketin kalite güvencesi altında
emin olduğumuzu ve bu yetkiyi onlardan
talep ettiğimizi beyan etme görevini
yürüttük.
Sonuç olarak bizim buradaki esas
görevimiz hem bakım hem de eğitim
ortamı için bir arayüz yapmaktı. Aslında
EASA’dan önce kendi içimizdeki kaliteyi
kontrol ettik diyebiliriz.
EASA tarafından yapılan
denetlemeler sonrasında sıfır hata
çıktığı söyleniyor. Buradan yola
çıkarak Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. kanadında sıkı bir çalışmanın
esas alındığını söyleyebilir miyiz?
Evet. EASA yaptığı denetleme
sonrasında direk onay verdi. Tabii bu
süreçte Eğitim Başkanlığı’nın titiz bir
çalışması oldu. Öğretmenler özellikle
tecrübeli ve bakım kültürü almış
deneyimli kişilerden oluşuyordu.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. gerçekten
son derece iyi imkânlara sahip bir şirket.
Otoritelerin görevlendirmiş olduğu çoğu
okulda bu imkânlar maalesef yok. Kimisi
simülatörle pratik eğitimlerini yaptırıyor,
kimisi ise başka bir bakım kurumuna
öğrencilerini götürerek eğitimlerini
yaptırıyor; bizim öğrencilerimiz ise
sınıftan çıkıyor canlı bakım ortamına
giriyor. Eğitim, teorik ve pratik olarak bir
arada yapılıyor.
Gelecek sonbahar için alınması
planlanan B1 ve B2 yetkileri ile
ilgili gerçekleşecek sürece dâhil
olacak mısınız?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin gerek
bakım yetkisi, gerekse de eğitim yetkisi
devam ettiği sürece Kalite Güvence
Başkanlığı bu işlerin içerisinde ayrılmaz
bir parça olarak yer alacak. “Yetki
belgesi alındı görev sona erdi” diye bir
husus yok.
Kalite Güvence Başkanlığı olarak
bu yetkinin alınması sürecinde
mesleki anlamda öğrendiğiniz
yeni şeyler oldu mu?
A1 Temel Eğitim Yetkisi, Türkiye’de
hem Sivil Havacılık Kurumu tarafından
hem de EASA tarafından verilmiş ilk
yetki olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla
kuralların uygulanması aşamasında
öğrendiğimiz şeyler mutlaka oldu ve
biz de kendimizi o anlamda geliştirdik
diyebiliriz. Özellikle bizim bu aşamada
gördüğümüz, öğretmenlerin heyecanı
ve eğitim yetkisinin alınması esnasında
gösterdikleri gayret gerçekten
fevkaladeydi.
19
“TÜRK
SIVIL
HAVACILIĞININ
YETKINLIĞI
ARTIYOR”
Kalite Bölümü olarak
Kategori A1 Temel Eğitim
Yetkisi’nin alınmasında
bağımsız bir kontrol
mekanizması rolünü
üstlendiklerini söyleyen Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. Kalite
Müdürü İbrahim Serdar
Hoşgel, bu adımın Türk
sivil havacılığının emniyet
kültürünü, tecrübesini ve
yetkinliğini artıracak bir yapı
olacağını vurguluyor.
K
ategori A1 Temel Eğitim
Yetkisi’nin alınması sürecinde
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Temel Eğitim Müdürlüğü’ne
destek veren Kalite Bölümü,
kurallara uygun bir şekilde başvuruların
yapılmasında ve sistemin kurulmasında
aktif olarak rol alan birimlerden biri.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin kalite
kanadı olarak olarak kendilerini hiçbir
zaman Eğitim Başkanlığı’nın dışında
görmediklerini dile getiren Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. Kalite Müdürü
İbrahim Serdar Hoşgel, “Bu belgenin
alınmasında; Eğitim Başkanlığı kurallara
karşı sorumluyken, biz de o kuralların
uygulandığını göstermeye karşı sorumlu
olduk” diyor.
Yetki belgesi ile ilgili söz konusu
süreç nasıl başladı? Kalite Bölümü
olarak siz bu sürecin neresinde yer
aldınız?
Asıl süreç teknik eğitime odaklanmış
bir Eğitim Müdürlüğü’nün Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. bünyesinde kurulması
ile başladı. Bu noktaya kadar gelinen
zaman diliminde teknik eğitim ile ilgili
kararlar iki ayrı noktadan alınıyordu.
Fakat iki müdürlük birleşince, kararlar
artık tek noktadan daha efektif bir şekilde
alınmaya başlandı. Hem teknik eğitimin
hem de temel eğitimin Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin ana faaliyet alanında yer
almasından kaynaklı olarak, söz konusu
adımın Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
tarafından atılması daha uygun bulundu ve
böylece süreç başlamış oldu. Yönetimin
de doğrudan destek vermesi ile Eğitim
Başkanlığı altında uzman bir ekip kuruldu.
Kalite birimi olarak yeni kurulan ekibin
heyecanına ortak olduk ve başvuruların
kurallara uygun bir şekilde yapılmasını ve
sistemin kurulmasını sağladık.
Bu süreçte Eğitim Bölümü ile
aranızda nasıl bir iletişim ve iş
bölümü vardı?
Aslında biz kendimizi hiçbir zaman Eğitim
Bölümü’nün dışında görmedik. Eğitim
birimi kurallara karşı sorumluyken, biz
de o kuralların uygulandığını göstermeye
karşı sorumluyduk. Kendimizi bazen
otoritenin bazen de operasyonel
ünitenin yerine koyduk. Hedeflerine
doğru yürüyen Eğitim Bölümü’nü
destekleyerek, yön vererek varmak
istediği noktaya ulaşmasını sağladık, yani
elimizden geldiğince bağımsız bir kontrol
mekanizması rolü üstlendik.
Bu başarının korunması ve
uygulanması da bir o kadar önemli.
Kesinlikle. Bu iyi bir başlangıç oldu. Bu
başlangıçla beraber Eğitim Başkanlığı
bünyesinde yer alan Temel Eğitim
Müdürlüğü koşmaya devam edecek.
Çünkü bu noktadan sonra durmak, işi
yarım bırakmak anlamına gelir. Sivil
havacılık kuralları çerçevesinde her türlü
lisans kategorisinde kendi teknisyenimizi
yetiştirmek önceliklerimiz arasında. Daha
sonra da tabii ki Türk havacılık sektörüne
eleman yetiştirmek istiyoruz. Çünkü
buraya gelecek adaylar sadece Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. mensuplarından
oluşmayacak. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin deneyimi dışarıdan gelen
adaylara da yansıyacak. Dolayısıyla
aslında bu adım, Türk sivil havacılığının
emniyet kültürünü, tecrübesini ve
yetkinliğini artıracak bir yapı olacak.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
havacılık sektöründe önemli bir
yere sahip. Şirket bu konumunu bir
de eğitim ekolü yaratma çabası ile
destekliyor demek doğru olur mu
sizce?
Bugün havacılıkla ilgili özel şirketlerde
çalışan orta ve üst düzey yöneticilerin
büyük bir kısmı bu ekolden yetişme
zaten. İlk deneyimlerini burada
kazanan ve bugün Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü’nden yöneticilik yapan isimler
de var. Dolayısıyla bu doğru bir tespit
olur. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. için
hem insan gücü yetiştiren bir kurum hem
de bir okul diyebiliriz.
20
EĞITIMDE
VIZYON
DEĞIŞIKLIĞI
Temel eğitimin bir parçası
olan pratik eğitimin
yapılabilmesi amacıyla çeşitli
pratik eğitim atölyelerinin
kurulmasını sağladıklarının
altını çizen 147 Temel Eğitim
(Aviyonik) Şefi Salih Aygün,
eğitimin, Temel Teorik
Eğitim, Temel Pratik Eğitim
ve Deneyim Kaydı olmak
üzere üç aşamalı olarak
yürütüleceğini belirtiyor.
E
ğitim, özellikle uçak bakım
teknisyeni eğitimi, havacılık
camiasının olmazsa
olmazlarındandır. Her geçen
gün değişen teknolojileri takip
etmek ve bu teknolojilere uygun eğitim
almak/vermek çok büyük önem arz
eder. Dünya çapında birçok eğitim
kuruluşu bu alanda eğitimler veriyor
ve havacılık sektörüne yeni isimler
kazandırıyor. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. 147 Temel Eğitim Müdürlüğü olarak
biz de bu oluşuma katkıda bulunuyoruz.
Bu nedenle birimimiz tesislerinde
(özellikle IST-2 tesislerindelerinde) temel
eğitimin bir parçası olan pratik eğitimin
yapılabilmesi amacıyla çeşitli pratik
eğitim atölyelerinin kurulmasını sağladık.
Ayrıca sadece temel eğitimde kullanmak
üzere bir adet B737-300 uçağına
sahibiz.
Uçak bakım teknisyeni olarak uçaklar
üzerinde çalışabilmek için A, B1, B2,
B3 veya C kategorilerine ait bir uçak
bakım teknisyeni lisansına sahip olmak
gerekiyor. Bu lisans tipleri için farklı
sürelerde teorik ve pratik eğitimler
almak, deneyim sahibi olmak gerekiyor.
A kategori lisansının alt kırılımı olan
A1 Lisansı; sahibine gerekli şartları
taşıması halinde “Türbin Motorlu Uçak”
kategorisindeki tüm uçaklarda yetkileri
çerçevesinde çalışma imkânı veriyor.
“Eğitim kuruluşlarının sayısını
artırmamız gerekiyor”
Bu ve benzeri lisans tipleri için gereken
modül eğitimleri, sınavlar ve sertifikalar
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM)
ve/veya Avrupa Havacılık Emniyeti
Ajansı’ndan (EASA) onaylı kuruluşlardan
veya ülkemizdeki temsilcilerinden
alınmakta idi. Boeing firmasının 2015
yılında yayımladığı bir makalede; 20152034 yılları arasında dünya uçak filosuna
yaklaşık 38 bin yeni uçağın katılacağı
ve buna bağlı olarak dünya çapında
600 bin, Avrupa çapında ise 100 bin
uçak teknisyenine ihtiyaç duyulacağı
öngörülüyor. Bu rakamı karşılayabilmek
için eğitim kuruluşlarının sayısını
artırmak gerektiği de aşikâr. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. olarak; “A1” kategori
uçak bakım teknisyeni lisansı almaya
yönelik Temel Eğitim birimi açılması
yönünde yapılan girişimler ve hazırlıklar
neticesinde, hem Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğü (SHGM) ve hem de Avrupa
Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA)
tarafından yetki ve onaylar alınarak
ilk “A1” kategori eğitime 5 Ekim 2015
tarihinde başlamış bulunuyoruz.
Eğitim üç aşamalı olarak
yürütülecek:
Temel Teorik Eğitim: Yaklaşık 50 gün
sürecek modül eğitimleridir [M1, 2, 3,
5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 15, 17 (12 adet)].
Çeşitli eğitmenler tarafından sınıf
ortamında düzenlenecektir. Teorik
eğitim ve sınavlardan oluşmaktadır.
Temel Pratik Eğitim: Yaklaşık 75 gün
sürecek M6, 7, 11, 15 ve 17 içerisinden
seçilen uygulama eğitimlerinden
meydana getirilmiştir. Atölyelerde,
uçak bakım ortamında, hat bakımda ve
sentetik eğitim simülasyon sınıflarında
uygulanacaktır. Bu iki eğitim sonunda
sertifika (Certificate of Recognition CoR) verilecektir.
Deneyim Kaydı: Bu aşama yaklaşık
1 yıl sürecek. Adaylar eğitimlerini
tamamladıktan sonra gerçek bakım
ortamında (SHY ya da EASA Part-145)
çalışacak ve yaptığı işleri kaydedecek.
İlgili aday, sertifika ve Kayıt Defteri
(Logbook) ile ister SHGM’ye isterse
EASA’ya başvurarak başlangıçtan
yaklaşık 1,5 yıl içinde Uçak Bakım
Lisansı’nı (AML) alacaktır. Daha sonra
çalıştığı/çalışacağı uçaklar hakkında
alacağı kısa teorik ve pratik eğitimden
sonra kriterlerin uygunluğu çerçevesinde
Kalite Güvence Başkanlığı tarafından
uçak üzerinde hat bakım faaliyetleri
yapmaya yetkili olarak onaylanacaktır.
Bu eğitimler aracılığıyla yurtiçi ve
yurtdışında sayılı eğitim kuruluşları
arasına girmeyi, yetkili ve bilgili uçak
bakım teknisyenleri yetiştirmeyi ve ülke
ekonomisine maksimum düzeyde katkı
sağlamayı amaçlıyoruz.
22
“TEKNIK EĞITIMDE BIR
EKOL YARATIYORUZ”
Kaliteli adımlarla Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş’ye yakışır bir eğitim
merkezi oluşturmak isterken,
Türkiye’deki havayolu teknik
kuruluşlarına ve okullara da destek
olmayı amaçladıklarını dile getiren
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Teknik
Eğitim Müdürü Dr. Rahmi Aykan,
temel eğitimle ilgili alınan yetkinin,
teknik eğitimde ekol yaratma çabası
olduğunun altını çiziyor.
T
ürkiye’de havacılıkla ilgili eğitim
veren okulların mutlaka eğitim
hangarının ve teknisyen yetiştirme
amaçlı uçağının bulunması
gerektiğini önemle vurgulayan
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Teknik Eğitim
Müdürü Dr. Rahmi Aykan, bu yöntemin
Avrupa’da yıllardır uygulandığını ifade ediyor.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. olarak bu
eğitim modelinin Türkiye’de de kurulması
gerektiğine inanarak yola çıktıklarını dile
getiren Aykan, yönetimin bu konuda kesin
iradesini ortaya koyarak, hangar tahsis
ederken, bir yolcu uçağını da eğitim
amaçlı olarak teknisyen eğitimine ayırdığını
söylüyor.
Temel eğitim yetkisinin alınmasına
neden gerek duyuldu?
Sadece Türkiye’de değil dünyada ciddi
bir uçak teknisyeni açığı söz konusuyken,
yönetimimiz bu duruma bir çözüm
bulunması gerektiği fikrinden yola çıkarak,
konu ile ilgili bir araya geldi. Dünyadaki
örnekler ve Türkiye’deki okulların durumu
incelendi ve ancak kendi temel eğitim
merkezimizin kurulması ile bu açığın
kapatılacağı kanaatine varıldı. Avrupa’da
bizim alanımızda tekniği güçlü olan
23
Lufthansa, Air France ve SAS gibi
örnekler yer alıyor. Bunlar EASA’nın
yeni sisteminde kendi teknisyenlerini
kendileri yetiştiriyor. Bu eğitim programı
kapsamında sahadaki tecrübe, daha
çok uçak üzerinde çalışmayı gerektiren
pratik uygulamaları içeriyor. Avrupa’da
bu uygulamaları yapmaya çalışan
okullar söz konusu fakat onlar da
birtakım sorunlarla karşı karşıya kalıyor.
Türkiye’de de yıllardır bu konu okullara
bırakıldı ve çalışmalar yapmaları istendi.
Ancak eğitim için bir hangarınız yoksa
ve eğitim verecek teknik öğretmenleriniz
gerekli donanıma sahip değilse, bu
eğitimi vermeniz pek mümkün değil.
Bu nedenle yönetimimiz, bu teknisyen
sıkıntımızı kısa yoldan ve etkin bir
şekilde gidermenin, kendi temel eğitim
merkezimizin açılması ile mümkün
olacağı kanaatine vardı.
Bu yetkiyi nasıl aldınız?
Bu yetkinin alınması sürecinde gerek
Şirketimizde gerekse Türkiye’de
sivil havacılık nezdinde ve okullarla
görüşmelerimizde eğitim hangarının
çok önemli olduğunu gördük. Bir temel
eğitim merkezinde hangar ve bunun
yanında teknisyen yetiştirme amaçlı
uçak bulunması gerekiyor. Bu Avrupa’da
yıllardır yapılan bir eğitim modeli ve
artık bunun Türkiye’de de kurulması
gerektiğine inanıyorduk. Bizim bu
inancımıza destek olan yönetimimiz
önce eğitim amacıyla teknisyen
yetiştirmek üzere bize hangar tahsis
etti, daha sonra da bir yolcu uçağını
teknisyen eğitiminde kullanılmak üzere
ayırdı. Yetki alma sürecinde bu iki
konu gerçekten çok önemliydi. Ayrıca
bu konuda gerçekten gönüllü olarak
kadroda yer alan ve motive olmuş bir
ekibimiz vardı.
Bundan sonrası ile ilgili
beklentileriniz ve planlarınız
arasında neler yer alıyor?
Gelecek sonbaharında B1 ve B2
yetkilerini almayı planlıyoruz. Aslında
mevcut altyapımız (uçak, hangar
ve eğitmen kadrosu) B1 ve B2 için
de uygun. Ancak A1 Yetkisi’ni tam
anlamıyla sindirerek ilerlemek istiyoruz.
Şu anda hat bakım teknisyenleri
konusunda yoğun bir eğitim programına
başlıyoruz. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’ye yakışır bir eğitim merkezi
oluşturmak isterken, Türkiye’deki
havayolu teknik kuruluşlarına ve
okullara destek olmayı amaçlıyoruz.
Bu çalışmanın bir model olmasını
da istiyoruz. Türk Hava Yolları’nın
ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
Türk havacılığına şu ana kadar yaptığı
ağabeylik görevini daha sistematik bir
yönde devam ettirmek asıl hedefimiz.
Eğitimlerde esas alınan kriterler
var mı?
Bir uçak teknisyeninin mesleki
yeterliliğinin üç temel göstergesi
vardır; bilgi, beceri ve tutum. Biz
de vereceğimiz eğitimlerde bilgi ve
becerinin yanı sıra tutumu da altı
aylık sürece dâhil ederek, bu kültürü
aşılamayı düşünüyoruz. Eğitim
programımızda bu üç kriter mutlaka
olacak. Bu üç kriterle birlikte beş de
hedefimiz var. Bunlar; emniyet kültürü,
okuma, doğru araç (tool) kullanımı,
yapılan işin raporlanması ve işin düzgün
yapılması. Eğitimin detaylarını bu beş
hedef etrafında oluşturmaya çalışıyoruz.
“Türk Hava Yolları’nın ve Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin Türk havacılığına
şu ana kadar yaptığı ağabeylik
görevini daha sistematik bir yönde
devam ettirmek asıl hedefimiz.”
Temel eğitimler altı farklı
modelle şekillenecek
Temel Eğitim Yetkisi’ni aldıktan sonra zaman
kaybetmeden vereceği eğitimlerle ilgili çalışmalara
başlayan Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. eğitimlerini altı
model etrafında şekillendirdi:
• 1 Nolu Program: 19 yaşını doldurmuş, en az lise
mezunu olan ve A2 seviyesinde İngilizcesi bulunan
adaylara hitap eden bir program. Uçak teknisyeni
olmak isteyen kişiler bu programla ve 8-9 bin euro
karşılığında bir buçuk yıl içinde uçak teknisyenliği
lisansı alırken, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. bu
program sonucunda yüzde 90-95 iş garantisi
veriyor.
• 2 Nolu Program: Belli bir tecrübesi olan, sektörde
çalışan teknisyenlere yönelik olan, 6-7 bin euro
karşılığında verilecek 6 aylık eğitim programını
içeriyor.
• 3 Nolu Program: Pratik açıdan tecrübesi
olduğunu düşünen ve teorik anlamda eksikliklerini
tamamlamak isteyenlere yönelik bir eğitim
programı. Adaylar yaklaşık 3 bin euro karşılığında iki
buçuk aylık bir programdan geçiyor.
• 4 Nolu Program: Teknik konuda eğitim almış,
sahada tecrübesi olan, sadece hazırlık eğitimi almak
isteyen teknisyenlere yönelik 25 günlük bir program.
• 5 Nolu Program: Teorik ve pratik anlamda her
türlü eğitimi almış, sadece sınava girmek isteyen
adaylara hitap ediyor.
• 6 Nolu Program: Kişiye özel programları içeriyor.
24
RÖPORTAJ
“ÜLKEMIZIN HAVACILIK ALANINDAKI
TEMELINI SAĞLAMA ALDIK”
Temel Eğitim Bölümü kuruluş
aşamasındayken bazı değerli
yöneticilerimiz A1 Yetki Belgesi için
eğitim ve teknik destek yardımı
istediğinde, eğitime ayrı bir önem veren
biri olarak seve seve kabul ettim.
Ergün Karcı / Proje Yöneticisi
Uçak Bakım Atölyeler Müdürlüğü (IST-2)
Ülkemiz havacılıkta hızla gelişme
gösteriyor. Teknik, bakım ve eğitim
ekibi olarak biz de bu gelişmeye
ayak uydurmak zorundayız. Bu
süreçte bizlere çok büyük görevler
ve sorumluluklar düşüyor. Havacılık
sektörünün bilgili, tecrübeli, akıllı,
kaliteli, vatanını seven, sağlam gençlere
ihtiyacı var. İşte durum karşısında
üstlendiğimiz temel eğitimdeki
sorumluluk görevimizi doğru ve kaliteli
bir şekilde yaparak gençlerimizin
yetişmesinde faydalı olabileceğimize
inanıyorum. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş., Temel Eğitim Bölümü’nü kurarak
hem kendi temelini hem de ülkemizin
havacılık alanındaki temelini sağlama
almış oldu. Öğrencilere bilginin yanında
tecrübe ve pratiği de aşılamak, onların
temelinin daha sağlam olmasını sağlar.
İşte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Temel Eğitim Bölümü’nün en büyük
avantajı budur. Çünkü temel eğitim
eğitmenlerinin bakıma yönelik pratiğe
ve iş tecrübesine sahip olmaları
eğitimin kalitesinin artmasını sağlayan
en büyük etkendir. Bu işin başında
bulunan yöneticilerin ve onlara destek
veren üst yöneticilerin bu eğitime bakış
açıları, gelecekte daha da kaliteli ve
modern bir eğitim akademisi olacağını
işaret ediyor.
“TECRÜBE VE BILGI PAYLAŞTIKÇA
GÜZEL VE DEĞERLIDIR”
“Tecrübe ve bilgi paylaştıkça güzel
ve değerlidir” düsturundan yola
çıkarak, uçak bakımındaki 30 yıllık
tecrübe ve bilgimi, şirketimizde yeni
göreve başlayacak olan teknisyen
adaylarına aktarabilmek için 147
Temel Eğitim Müdürlüğü bünyesinde
kurulan Mekanik Pratik Atölyesi’nin
oluşturulması, yapılandırılması,
pratik eğitim taslaklarının öğrencilere
anlatılması ve uygulatılması görevlerini
üstlendim.
Resul Kocabaş / Temel Eğitim Öğretmeni
147 Temel Eğitim Müdürlüğü
Bu yetki belgesi ilk defa Avrupa
Sivil Havacılık Otoritesi olan Avrupa
Havacılık Emniyeti Ajansı’ndan (EASA)
ve Türkiye Sivil Havacılık Otoritesi olan
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden
(SHGM) aynı anda alınan bir yetki
belgesidir. Bu bağlamda Temel Eğitim
Müdürlüğümüz bundan sonraki
süreçlerde hem Şirketimizin hem de
Türk sivil havacılığının lisanslı teknisyen
ihtiyacına katma değer sağlayacaktır.
Teknisyen adayı öğrencilerimize
125 günlük eğitim programımızda;
Aeroplane-Safety, Aeroplane Avionics,
Aeroplane Airframe, Aeroplane
Powerplant, Aeroplane Cabin,
Servicing ve Söküm-Takım gibi teorik
ve pratik eğitimler verilecektir. Normal
şartlarda A1 yetkili teknisyen olabilmek
için gerekli olan 3 yıllık tecrübe süresi,
alınan bu yetki ile 1 yıla inmiştir. Bu
vesile ile sadece şirketimizin teknisyen
ihtiyacını karşılamakla kalmayıp
daha kısa sürede daha bilgili ve
tecrübeli teknisyenlerimizin yetişmesi
hedeflenmektedir.
25
“BÜYÜK HEDEFLERE ULAŞMAK
IÇIN EĞITIME DEĞER VERILIYOR”
motor, mekanik ve aviyonik), eğitimi
verecek olan eğitmenlerin (teorik ve
pratik) yetkilendirilmesi, kullanılacak olan
eğitim dokümanlarının ve sunumlarının
hazırlanması ve yeterli sayıda sınav
sorusunun hazırlanması gerekiyor.
Selçuk Güncan / Temel Eğitim Şefi
147 Temel Eğitim Müdürlüğü
2001 yılından itibaren Türk Hava Yolları
Eğitim Başkanlığı’na bağlı Teknik
Eğitim Müdürlüğü’nde Tip Eğitmeni,
2009 yılından itibaren de Tip Eğitim
Şefi olarak görev yapmaktaydım.
Ocak 2015’ten itibaren Teknik Eğitim
Müdürlüğümüz Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’ye bağlandı ve Temel Eğitim
Müdürlüğü’nün kurulmasına karar
verildi. Böyle bir yapının Şirketimiz
bünyesinde kurulacak olmasını,
Şirketimize ve ülkemize sağlayacağı
katma değerin oldukça yüksek olacağını
bilerek, arkamızda kapanmayacak bir
defter bırakma noktasında kayıtsız
kalamazdım ve yeni kurulan 147 Temel
Eğitim Müdürlüğü’ne geçiş yaptım.
Bu birimin kurulabilmesi için öncelikle
bağlı olacağımız EASA Part 66/147
ve SHY-66/147 kurallarını bilmek
gerekiyor. Bu kurallar dâhilinde, teorik
ve pratik eğitim ihtiyaçlarını belirledik
ve hatta gerçek çalışma ortamında
teknisyenlerimizin nelere ihtiyaç
duyduklarını ve duyacaklarını araştırarak
EASA ve SHGM’nin kurallarına
eklemeler yaptık.
Temel eğitim yetkisinin alınabilmesi
ve görevlerin gerçekleştirilebilmesi
için ilgili atölyelerin kurulması (yapısal,
Bu gereklilikler dâhilinde eğitim ihtiyaçlar
analizinin hazırlanması, eğitmenlerimizin
yetkilendirilmesi, dokümanlarımızın
sağlanması ve uygunluğu; sınav sorularının
hazırlanması, kontrolü ve uygunluğu
konusunda müdürümüz Rahmi Aykan ve
diğer eğitmen arkadaşlarımız ile birlikte
çalışmalar yaptık. Tüm bu çalışmalarımızın
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. kalite
birimimiz tarafından denetlendiğinin
ve öncelikle onlardan geçer not
aldığımızın unutulmaması gerekiyor.
Tüm bu çalışmalar ile paralel yürütülerek
oluşturduğumuz kendi el kitabımız olan
MTOE’mizi (BEKAD) hazırlayıp hem EASA
hem de SHGM’ye başvuruda bulunduk ve
bu kurumların yaptığı denetlemelerden de
tam not aldık.
Yetki belgesinin katkıları
Alınan bu yetki, A1 kategorisinde teorik
ve pratik eğitimlerin verilebilmesini ve
A1 lisans sınavlarının yapılabilmesini
kapsıyor. Böylece ilgili teknik eğitimleri
almamış bir teknisyen adayından istenen
üç yıllık deneyim süresi 147 Temel Eğitim
Müdürlüğümüzde alınan eğitimlerden
sonra 1 yıla düşüyor.
Verilecek eğitimler ile hem daha
donanımlı ve daha kalifiye teknisyen
adaylarımızın yetiştirilmesi sağlanacak
hem de verilen eğitimlerin sağladığı
sertifikasyonlarla, kurallar gereği
teknisyenlerin çok daha kısa tecrübe
süreleri sonrasında yetkilendirilebilmeleri
mümkün olacak.Pratik eğitimlerimizin
büyük bir bölümünü, yönetimimizin büyük
katkılarıyla Müdürlüğümüz envanterine
dâhil ettiğimiz B737-300 tipi uçağımızda
yapacak olmamız, hem koyulan hedeflerin
büyüklüğünü hem de Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. yönetiminin eğitime verdiği
değeri anlatması açısından önemlidir.
Maruf Demir / Teknisyen
147 Temel Eğitim Müdürlüğü
“YETKI
BELGESININ
ÖNEMLI
KATKILARI
OLACAĞINA
INANIYORUM”
Yetkinin alınması sürecinde Turbo
Prop ve CFM-56-3 motorların
satın alınması gerektiğini
yöneticilerimizle paylaştım. Bu
motorlar bugün envarterimizde
yer alıyor. Eğitim için gerekecek
olan ve şu anda boyanmakta
olan TC-TTT uçağının bize çok
faydalı ve uygun olduğunu ifade
ettim. Müdürümüz Rahmi Aykan
ve Şefimiz Selçuk Güncan
düşüncelerime katılarak uçağın
alınmasını sağladı.
Yetki belgesinin çok önemli
katkıları olacağı inancındayım.
Çünkü yöneticilerimiz bize hiçbir
eğitim kuruluşunda olmayan
imkânları, alınan uçak ve faal
konumda olan motorlar ile
sağladı. Ayrıca eğitmenlerimizin
deneyim ve azimleri sayesinde
yeni bir dönemin başladığını hep
beraber göreceğiz.
26
RÖPORTAJ
“MEZUNLAR ARTTIKÇA BU EĞITIMLERIN
FAYDASI DAHA ÇOK ANLAŞILACAK”
İşe başladığım ilk yıllarda, sektöre
yeni başlayan ve genelde meslek
lisesi çıkışlı teknisyen adayları uçak
bakımda birkaç ay çalıştıktan sonra
eğitime alınırdı. Bu eğitim iki bölümden
oluşur, A kursu ve B kursu şeklinde
ifade edilirdi. Zaman içinde bu kurslar
birleştirilerek yaklaşık 40 gün süren
Uçak Teknik Temel Eğitimi adı ile devam
etti. Eğitim Müdürlüğü eğitmenleri
olarak bu geleneği daha da geliştirerek
sürdürmeye çalıştık. O zamanlar bu
eğitimi başarı ile bitirenler Uçak Tip
Eğitimleri’ne katılabiliyorlardı. Altyapısı
düzgün olan adaylar tip eğitiminde
ve bitiminden sonraki aşamalarda
girdikleri lisans sınavlarında ve uçak
bakımında başarılı oluyorlardı. Sivil
havacılık okullarının açılması ve mezun
vermesinin sonrasında kısmen ara
verilen temel eğitim, bu defa 147 Temel
Eğitim Müdürlüğü olarak yapılandırılarak
çok daha kapsamlı bir şekilde
eğitimlerine başladı. Şunu hemen
söylemek gerekli, yeniden yapılandırılan
Eğitim Müdürlüğümüzde, Genel
Müdürümüzden Eğitim Müdürümüze
kadar olan yöneticilerimizin bu eğitim
faaliyetine inanmaları ve yüksek katkıda
bulunmaları ile eğitim faaliyetlerine
başlandı. Eğitimleri başlatabilmek
için EASA ve SHGM’ye yapılan
izin taleplerimizin ardından yapılan
denetlemeleri de hatasız bir şekilde
atlattık; bugün iki ayrı sertifikamız var.
Bu anlamda yeni bir proje başlatıldı;
EASA Part 147 / SHY 147 Kategori
A1 Teknisyeni Eğitimi. Bu eğitim için
atölyeler kuruldu ve kısmen devam
ediyor. Proje 385 günlük bir paketten
oluşuyor. Bunun 50 günü teorik eğitim
ve sınavlardan, 75 günü pratik eğitim
ve değerlendirmeden, 260 günü ise
gerçek bakım ortamında tecrübe
kazanılmasından oluşuyor. Bütün
öğretmenler çeşitli modül eğitimlerinde
ve bazı pratik eğitimlerde görev aldık.
Ben Eğitimde Modül 3 Temel Elektrik/
Modül 9 Human Factor/Modül 11
içinde chapter 24-26-33 konularında
derse giriyorum. Yaptığımız bütün bu
faaliyetlerin, şirket içinde ve dışında
duyurulması gerektiğine inanıyor, tanıtım
görevini de yürütmeye çalışıyorum.
Bu amaçla afiş ve broşürlerle ve
Mehmet Salih Gezgin / Teknik Öğretmen
147 Temel Eğitim Müdürlüğü
dâhili TV yayınları ile şirket içinde
farkındalık yaratmaya çalıştık. Bundan
sonra da şirket dışında okullara,
havacılık kuruluşlarına ve yabancılara
tanıtmak, Şirketimizin web sitelerinden
kendimizi ve eğitimlerimizi anlatmayı,
hatta havacılık fuarlarına katılmayı
hedefliyoruz. Mezunlarımızın sayısı
arttıkça bu eğitimin faydalı ve maliyet
düşüren etkilerini hep birlikte göreceğiz.
27
Bir
Planlama
Başarısı
Komponent Atölyelerinin taşınmasında
FAZ 2 TAMAMLANDI
“BİR AY ZARFINDA HİÇBİR MÜŞTERİMİZİ
ZOR DURUMDA BIRAKMADIK”
K
omponent Atölyelerimizin
AHL’den SAW tesislerine taşınma
planı üç faz olarak düşünülmüştü.
Faz 1 kısmı Haziran-Temmuz
2014 döneminde gerçekleşmişti.
Başkanlığa bağlı 11 atölyenin
taşınmasını kapsayan Faz 2 kısmı
ise Ekim 2015’te planlandığı şekilde
gerçekleştirildi. AHL tesislerimizdeki
hizmetlerimizi 5 Ekim itibarıyla
durdurarak 15 gün gibi kısa bir sürede
taşınma işlemini tamamladık.
Kalite Güvence Başkanlığımızın da
gözetiminde gerçekleştirilen başarılı
bir taşınma dönemi sonrasında, EASA
denetimine hazırlık safhası ve ardından
üç günlük EASA denetiminin başarıyla
geçilmesi ile Faz 2 diye adlandırdığımız
İniş Takımları, ATE, IDG & Generator,
Özel İşlemler, Makine, Radyo & IFE,
Harness, Elektrik, Kaplama, Aletler,
Akü ve Kalibrasyon atölyelerimiz SAW
tesislerindeki yeni binalarında hizmet
vermeye başladı.
Denetim sırasında yeni tesislerimizi
mükemmel bulduğunu ifade eden
EASA yetkilileri, çok kısa sürede
geçirdiğimiz başarılı geçiş sürecinden
dolayı bize teşekkür ettiler. Hatta
kapanış toplantısında, son dört yılda
kat ettiği mesafe ile Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin dünyanın önde gelen
MRO şirketleri arasında yer aldığını
vurguladılar. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin bu başarıya ulaşması bir
ekip çalışmasının sonucudur. İlgili iş
arkadaşlarımızın, paydaşlarımızın ortak
bir mücadelesi sonucu bu başarıyı
yakaladık. Bu vesileyle bize destek
veren tüm bölüm yöneticilerine ve
personeline çok teşekkür ediyorum.
Bir noktayı özellikle vurgulamak
istiyorum; taşınma sürecimizde
atölyelerimiz bir ay kadar kapalı kaldı.
Bu süre zarfında, başta Türk Hava Yolları
filosu olmak üzere, hiçbir müşterimizi zor
durumda bırakmadık, mağdur etmedik.
Komponent Atölyeleri Başkanlığı
taşınma öncesi çevrim yedeklerimiz
konusunda çalışma yapmıştı.
Komponent Hizmetleri Başkanlığımız
da ihtiyaç halinde gerek tamir gerek ise
exchange hizmetlerini çok iyi yönetti. Bir
ay boyunca hat bakım ya da uçak bakım
bölümlerinde hiçbir uçağı gereğinden
uzun bir süre komponentsiz bırakma
durumumuz olmadı. Bu süreci aksaklık
yaşanmadan atlatmayı önemsediğimi
ifade etmek isterim.
Büyükler arasında yerini aldı
Türkiye’deki en büyük uçak bakım
merkezi olan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş., Sabiha Gökçen Uluslararası
Havalimanı yerleşkesindeki yeni yerine
taşınarak bölgesindeki en büyük MRO
firmaları arasına girmiş oldu.
Uçak bakım hizmetlerimizde zaten belli
bir kapasiteye ulaşmış durumdayız.
Komponent Atölyelerimizin de AHL’den
SAW’a taşınması ile takım teçhizat
kapasitemiz ve kapalı alan kapasitemizi
arttırmış olduk. Mükemmel ve modern
Hüseyin Sağlam / Genel Müdür Yardımcısı (Operasyon 2)
bir tesise kavuşmamızla birlikte yeni
komponent atölyelerimiz, daha hızlı ve
daha kaliteli hizmet verme hedeflerimiz
doğrultusunda faaliyetlerine başladı.
Atölyelerimizdeki yeni ve modern
tezgâhlar, test ekipmanları ve takım
yatırımları ile de stratejik hedeflerimizi
daha erken yakalama şansı bulacağız.
Mevcut kabiliyetlerimizi ve insan
kaynağımızı da artırarak Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin komponent
bakım, tamir ve pool servisi gelirlerini
çok daha yüksek seviyelere taşıyacağız.
Taşınma süresince desteklerini
esirgemeyen, başta Genel Müdürümüz
Ahmet Karaman’a, tüm yöneticilerimize
ve çalışma arkadaşlarıma teşekkür
ederim.
28
Komponent Atölyelerinin, Atatürk Havalimanı (AHL) tesislerinden Sabiha Gökçen Havalimanı
(SAW) tesislerine taşınmasının ikinci fazı, bir ay gibi kısa bir sürede, son derece başarılı bir
şekilde tamamlandı. Bir planlama başarısı olarak dikkat çeken Faz 2 taşınma süreci ile ilgili,
süreçte emeği geçen bazı yönetici ve çalışanların görüşlerini aldık.
“BU SÜRECI
BAŞARILI ŞEKILDE
GEÇMEMIZIN
ARKASINDA PLANLI
VE PROGRAMLI
ÇALIŞMAK YATIYOR”
İsmail Kılınç / Komponent Atölyeleri Başkanı
Faz 2 hakkında bilinmesi
gerekenler
• Taşınma süreci toplam 1 ay
sürdü.
• 12 atölye Atatürk
Havalimanı’ndan Sabiha Gökçen
Havalimanı’na taşındı.
• Taşınma işlemi sırasında
yaklaşık 100 tır kullanıldı.
• Elektrik Atölyesi’nin kapasitesi
yüzde 60, Akü Atölyesi’nin
kapasitesi ise yaklaşık yüzde 90
oranında arttı.
K
omponent Atölyeleri Başkanlığımız,
yoğun bir çalışma sonrasında
SAW Faz 2 taşınma sürecini
tamamlayarak AHL tesislerinden
SAW tesislerine taşındı.
Komponent Atölyeleri Başkanlığı, Faz
2 taşınma süreci kapsamında 1 ay
gibi kısa bir sürede SAW tesislerindeki
atölye binasına taşınmış; buna ek olarak
SHGM, EASA ve FAA otoritelerinden
de 6 Kasım 2015 itibarıyla Komponent
Bakım & Onarım Yetkisi’ni başarılı
bir şekilde almıştır. Bu kadar kısa
zamanda taşınmamız ve sonrasında
yetki belgelerini almamız çok başarılı bir
sürecin sonucunda gerçekleşmiştir. İniş
Takımları & Mekanik Atölyeler Müdürlüğü
ile Aviyonik Komponent Atölyeler
Müdürlüğü’ne bağlı İniş Takımları,
ATE, IDG & Generator, Özel İşlemler,
Makina, Radyo & IFE, Harness, Elektrik,
Kaplama, Aletler, Kalibrasyon ve Akü
Atölyelerinden oluşan toplam 12 atölye,
311 personeli ile SAW tesislerindeki
modern atölyelerde faaliyete başlamıştır.
Çalışma arkadaşlarımız taşınma
sürecinden yıllar önce projelerini yapmıştı
ve taşınma süreci hazırdı. Zaten bu kadar
kısa sürede bu süreci başarılı şekilde
geçmemizin arkasında planlı ve programlı
çalışmak yatıyor. Bugün itibarıyla Atatürk
Havalimanı tesislerinde; Pnömatik, Yakıt,
Motor, APU, Lastik & Fren, Regülator
& Tüp Dolum, Kaynak, Makine, Özel
İşlemler, Kimya Laboratuvarı, Kalibrasyon
ve Slide olmak üzere 12 atölyemiz, 350
personelimizle komponent bakım ve
onarım faaliyetlerimize devam etmektedir.
Şirketimizin büyüyen iş hacminin yarattığı
ihtiyaçlar karşılanmış; komponent
bakım ve onarım faaliyetlerine verimlilik
anlamında katkı sağlayacağına
inandığımız adımlar atılmıştır. Takım,
teçhizat ve makina parkurumuzun güncel
ve ileri teknoloji ile modernizasyonu
gerçekleştirilmiş; modern tesis ve
ekipmanlarla çalışmak personelimiz
üzerinde olumlu bir motivasyon ve güven
sağlamıştır. Bu süreçte bizlere katkı
sağlayan tüm çalışma arkadaşlarımıza
teşekkür ediyorum.
29
“TAŞINMA HER BAKIMDAN POZİTİF BİR ETKİ VE
YENİ BİR SİNERJİ YARATTI”
A
tölyelerimizde, başta atölye
şeflerimiz, mühendislerimiz,
başteknisyen ve teknisyenlerimiz,
taşeron çalışanlarımız olmak
üzere, herkes büyük bir özveri ile
çalışarak kısa bir süre içinde başarılı bir
taşınma sürecine imza attı. Bu şekilde
taşınma sürecinde planladığımız bütün
aksiyonlarımızı 1 ayda gerçekleştirmiş
olduk. AHL tesislerinde kalan Motor,
APU, Yakıt, Oksijen, Slide Atölyeleri
de önümüzdeki yıl Faz 3 süreci
kapsamında Geniş Gövde Hangarı’nın
altına taşınacak. Bir tesisin mevcut
yerleşim yerinden çok farklı bir alana
intikali teknik anlamda önemli bir
lojistik çalışmayı gerekli kılıyor. Bununla
beraber, takım, teçhizat, ekipman,
makine, personel gibi tüm unsurları,
mevcut bütünlüğü koruyacak şekilde
yeni çalışma alanlarında organize etmek
gerekiyor. Sonrasında bu atölyelerde
faaliyete geçebilmek için EASA, FAA,
SHGM otoritelerinin onayları gerekiyor.
Sadece taşınma değil, teknolojik
seviyenin yükselmesi de önemli
Faz 2 kapsamında Komponent
Atölyelerimizi AHL tesislerimizden
SAW tesislerimize 90 tır ile naklettik.
Lojistik olarak hiçbir şekilde tırlar
haricinde yardım ve destek almadık.
Yapısal bütünlükte daha da verimli
olacak şekilde atölyelerimizi organize
ettik. Bu esnada tüm çalışanlarımızın
göstermiş olduğu büyük özveriyi
göz ardı etmemeliyiz. En önemlisi
ekipmanlarımızı yenileyerek
atölyelerimizin teknolojik seviyelerini
yükseltmemiz oldu. Kaplama, Makina,
Kaynak ve Özel İşlemler Atölyelerimizde
teknolojik yenileme oranı yüzde 100’e
yaklaştı.Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
SAW tesisleri tüm atölyelerin bir arada
olacağı şekilde organize edildi. Genel
Müdürlüğümüzün SAW tesislerinde
olması ve hizmetin tek noktadan, bir
bütünlük içerisinde verilmesinin önemli
olduğunu düşünüyorum. Atölyelerimizin
birbirleri ile ilgili proses süreçleri olduğu
için farklı yerlerde bulunmaları kayıplara
neden oluyordu. Taşınma, atölyelerin
birbirleri ile olan prosesleri açısından da
bir entegrasyon sağladı.
Büyük bir yatırımı SAW tesislerimizde
yapmış olmamız, müşterilerimizi SAW
tesislerimizde ağırlamamız sonucunda,
bizi ziyaret eden müşterilerimizde
bıraktığımız olumlu intiba, İniş Takımları
Atölyemize yoğun iş taleplerinin
gelmesine vesile oldu. Bugün dünyanın
birçok ülkesinden iniş takımlarının
tamirinin atölyelerimizde yapılmasına
yönelik talepler gelmeye devam
ediyor ve ihalelerde ilk sıralarda
yer alıyoruz. Maalesef şu an belli
slotları karşılayabiliyoruz. Yetişmiş
teknisyenlerimizi kısa bir zaman
zarfında çoğaltarak, yeni slotlar açarak,
ihtiyaçlara cevap verebilir duruma
geleceğiz. SAW tesislerimiz buna müsait
bir altyapıya sahip. Arkadaşlarımızın
SAW tesislerine intibakı zor olmadı.
Dünyanın en büyük uçak bakım
merkezlerinden birinde çalışmak her
bakımdan pozitif bir etki ve yeni bir
sinerji yarattı.
“Müşterilerimiz sayesinde iniş
takımlarında ilave istihdamlar
sağlayacağız”
Komponent Atölyelerinin yerleşim
projelerinde, atölyelerin dizayn ve
konumlandırılması aşamalarında,
mimarlarla birlikte çalışmalarımız oldu.
Bu tesisler dizayn edilirken, proje
aşamasında da sürekli görev aldık. SAW
tesislerinde şu an AHL’de yaptığımız
üretimin çok üzerinde bir üretim
öngörüyoruz. Yurtdışından buraya
taşıyacağımız müşterilerimiz sayesinde
iniş takımlarında ilave istihdamlar
sağlayacağız. Bununla birlikte
yurtdışından da büyük bir döviz girdisi
gerçekleştirmiş olacağız. Dünyanın
sayılı MRO faaliyet alanlarından olan bu
tesislerimiz aynı zamanda basketbol,
Siyami Çınar / İniş Takımları ve Mekanik Atölyeler Müdürü
halı saha, voleybol, tenis, fitness
imkânlarıyla, çalışanlarımızın daha
zinde ve sağlıklı bir yaşam sürmesine
olanak da tanıyor. SAW tesislerimizin
faaliyete geçmesinde, başta üst
yönetimimiz olmak üzere, bütün çalışma
arkadaşlarımızın çok büyük katkısı
var. Ekip ruhu ile hareket ederek bu
taşınmayı gerçekleştirdik. Bireysel bir
başarı değil, yöneticilerimizin kararlılığını
ve desteğini gören çalışanlarımızın
başardığı bir süreç bu.
EASA yetkilileri de görüşmelerimizde
memnuniyetlerini dile getirdi. Bizler
nihayetinde yurtdışına, Avrupa
Birliği ülkelerinin uçaklarına da
hizmet veriyoruz. Bundan dolayı
böyle tam teşekküllü teknolojik
bir tesisten kendilerinin mahrum
kalmalarını istemediler. Denetimlerin
gerçekleşmesinin ertesi günü
EASA sertifikamızı verdiler. Tüm
çalışanlarımıza, bizi denetleyen
otoritelere ve bize destek veren bütün
yöneticilerimize teşekkür ederim.
30
“HANGİ MASANIN NEREYE GELECEĞİ
AYLAR ÖNCESİNDEN BELLİYDİ”
B
ölümümüze bağlı Radyo, IFE,
Aletler, Elektrik, Akü, IDG
Jeneratör, Kalibrasyan, ATE,
Harness Atölyeleri ve 217
personel ile hizmet veriyoruz. Tüm
bu atölyelerimizi SAW tesislerine taşıdık.
Atölyelerimizin taşınması sıradan bir
taşınma olarak algılanmamalı. Çünkü
217 personelimizin çalışma zamanının
ve yerlerinin değişmesi önemli bir
olay. Bununla birlikte AHL’deki
tesislerimizdeki fiziksel şartların
yetersizliğinden kurtularak, yeni ve son
derece modern bir bakım merkezine
taşınmış olmaktan dolayı çok mutluyuz.
Biz de Türk Hava Yolları’nın büyümesine
yeni bakım merkezimizde çok daha
rahat büyüme gerçekleştirerek ayak
uyduracağız. Yeni bir tesiste çalışıyor
olmamız yeni bir sinerji sağladı. Aviyonik
Komponent Atölyeleri Müdürlüğü olarak
32 tır ile beş günde taşındık.
Yine beş gün gibi kısa bir sürede de
atölyelerimizi yerleştirdik; yaklaşık 20
gün içinde hazır hale geldik. Sonrasında
FAA, EASA, SHGM tarafından
gerçekleştirilen denetimlerle de alnımızın
akı ile çıktık. Taşınma sürecinde tüm
çalışanlarımızın büyük emekleri ve
katkıları var. Yaklaşık bir ay gibi bir
zaman atölyelerimiz kapalı kaldığı için
komponent hizmeti veremedik.
Bu taşınma süreci öncesinde büyük bir
çalışma yapıldı. Atölyelerimizdeki tüm
komponentleri sıfırlayarak depodaki
faal komponent sayılarını maksimuma
çıkardık.
Depolarımızda bulunan yaklaşık 5 bin
kalem malzemeyi SAW tesislerimizdeki
depoya transfer ettik. Bu da önemli bir
operasyondu.
Taşınma sürecinde kapalı kalan
atölyelerimiz yerine Komponent Hizmetleri
Başkanlığı’nın üstün gayretleri ile hizmet
verdiğimiz tüm uçaklara komponent
sağlayarak servis vermeye devam ettik.
Serkan Kobak / Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürü
Operasyonlar için belli bir yedek
komponent hazır durumdadır. Fakat
bizler taşınacağımızı aylar öncesinden
detaylı bir şekilde planlamıştık.
Tedbirlerimizi de ona göre aldık.
Taşınma sürecinden aylar önce hangi
masanın nereye geleceğinin planını
yaptık. Taşınma sonrasında sadece
yerlerine yerleştirdik. Bu taşınma süreci
gerçekten büyük bir operasyondu.
Atölyelerimizde 180’e yakın çok özel
ESD masaların, onlarca tezgâhın
bağlantıları yapıldı. 20 gün boyunca,
sadece 20-25 kişi elektrik bağlantıları
için çalıştı. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
SAW tesislerinin, çalışanlarımıza ve
ülkemize hayırlı olmasını dilerim.
Aviyonik Komponent Atölyeleri
Müdürlüğü Akü Atölyesi batarya
charger/analayser cihazları
31
“TAM KAPASİTE SONRASI DÜNYADA İLK BEŞ
ARASINA GİRECEĞİMİZİ UMUYORUM”
İ
niş Takımları Atölyesi’ni 27 tır ile transfer ettik. Çok ciddi plan dâhilinde çalıştık;
tırların ölçüleri aldık, SAW tesislerine bir günde kaç tır gönderebileceğimizi
hesapladık ve günlük üç tır ile dokuz günde hedefimize ulaşma planı yaptık.
ALH tesislerinde iş yükü azaldıkça, çalışan arkadaşlarımızı SAW tesislerimize
yönlendirdik.
Sabri Taştemel / Başteknisyen
İniş Takımları & Mekanik Atölyeleri Müdürlüğü
SAW tesislerindeki İniş
Takımları Atölyesi tam
kapasite ile çalışmaya
başladığında AHL
tesislerine göre üç kat
kapasite arttırma imkânı
sağlanmıştır
Sandık sandık, sehpa sehpa, metrekare hesaplarını yaparak tırlarımızı hazırladık.
Yorucu bir süreçti. Fakat planlı bir şekilde, herhangi bir sorun, karmaşa, kaza
yaşamadan yerleşimimizi sağladık. Her sene artan uçak sayısına paralel olarak
iş hacmimizin de büyüyeceğini düşünerek tüm tezgâhlarımız yenilendi. Tesisimiz
dünyanın en büyük uçak bakım merkezleri arasında ilk sıralarda olduğu için
iş hacmimiz genişleyecek. Bu nedenle bu iş hacmini karşılayacak yetişmiş
teknisyenlere sahip olmamız çok önemli. Yöneticilerimiz de bu konuda bir çalışma
yürütüyor. Tam kapasite ile çalışmaya başladıktan sonra dünyanın ilk beş büyük
firması arasına gireceğimizi umuyorum.
32
“BU TAŞINMAYI, TÜRK
HAVA YOLLARI TEKNİK
A.Ş.’NİN ÜSTÜNE
YAKIŞANI GİYMESİ
OLARAK GÖRÜYORUM”
Atölyelerin yerleşimi görsel işleyiş sağlanacak şekilde düzenlendi
Ömer Haşim Yörük / Atölye Mühendisi
Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü
M
üdürlerimiz, teknisyenlerimiz ve
çalışma arkadaşlarımızla birlikte
dışarıdan -tırlar hariç- bir hizmet
almaksızın başarılı bir taşınma süreci
gerçekleştirdik. Atölyemizin tüm
cihazlarının sökülmesi, tırlara yerleştirilmesi,
SAW tesislerinde tekrar boşaltılması süreçleri,
kendi teknisyenimiz, kendi mühendisimiz
ve çalışma arkadaşlarımız tarafından bir aile
sıcaklığında gerçekleştirildi. Hep birlikte, beş
gün gibi kısa zamanda, müdürlüğümüze bağlı
atölyelerimizi 35 tırla taşıdık. Taşındığımız SAW
tesisleri, havalandırmasından, ışıklandırmasına
kadar her şeyi ile ihtiyaçlarımızın üzerinde bir
tesis. Tüm samimiyetimle ifade etmek isterim
ki; Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine
yakışan bir tesiste çalışıyor olmaktan dolayı
mutluyum. SAW tesislerine taşınmayı, Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin üstüne yakışanı
giymesi olarak görüyorum. Taşınma ile birlikte
kalite, hizmet, performans ve motivasyon
anlamında tüm çalışma arkadaşlarımızla bir üst
seviyeye çıkmış olduğumuzu söyleyebilirim.
Yeni tesisimiz bize, kabiliyet yelpazemizi daha
kolay ve hızlı bir şekilde geliştirme imkânı
sunuyor.
“SAW TESİSLERİ İHTİYAÇLARIMIZI HER
BAKIMDAN FAZLASI İLE KARŞILIYOR”
İ
Süleyman Akyol / Teknisyen
Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü
ST-1 diye adlandırdığımız
tesislerimiz, artan bakım
faaliyetlerimizi karşılamaya
artık cevap veremediği için,
her bakımdan ihtiyaçlarımızı
fazlası ile karşılayacak olan SAW
tesislerimize taşındık. Onlarca
tırı tek tek yükledik. Bu tırların
SAW tesislerinde boşaltılarak,
içlerindeki tüm malzemenin X-ray
cihazından geçirilmesi, tekrar
tıra yüklenmesi, daha sonra
tekrar boşaltılarak atölyelere
yerleştirilmesi gerçekten ciddi
bir çalışma gerektiriyordu.
Bunları başarı ile gerçekleştirdik.
Şu anda görev yapmakta
olduğumuz tesisler çalışılabilir
olmasının yanı sıra sosyal
olanakları ile de yaşam merkezi
konumunda.
33
HEDEF İLK YIL 200, İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ
YILLARDA 300 İNİŞ TAKIMI
İ
niş Takımları Atölyesi olarak SAW tesislerinden, önce fiziki şartlar nedeniyle
İST-1’de bulunan eski hangarda bir alana taşınmıştık. Filonun büyümesi, gelişen
iş hacmi nedeni ile AHL tesislerimizde bulunan İniş Takımları Atölyemiz yetersiz
durumdaydı. SAW tesisleri faaliyete geçtikten sonra bize ayrılan atölyemize
taşındık. Burada AHL’deki kapalı alan kapasitemizin üç katı genişliğinde bir
atölyeye sahip olduk.
SAW tesislerimize taşınma sonrasında, personel sayımızın artması ile birlikte ilk sene
yıllık 200, ikinci ve üçüncü yıllarımızda ise 300’er iniş takımının tamir ve bakımını
yapmayı amaçlıyoruz.
Hakan Özüduruk / Başteknisyen
İniş Takımları & Mekanik Atölyeleri Müdürlüğü
Fiziki şartlardan dolayı AHL’de yapamadığımız Boeing 777 uçaklarına ait iniş
takımlarının bakımlarını kabiliyet listemize aldık ve bunlarla ilgili tüm bakımları yeni
tesisimizde gerçekleştirebileceğiz.
“MÜŞTERİLERİMİZ ARTTIKÇA KAZANCIMIZ
DA AYNI ORANDA ARTACAK”
K
omponent bakımları uçak bakımında çok önemlidir. Bir yandan komponent
bakımları, bir yandan da pool anlaşmalarımız olduğu için hizmet vermeye ara
verme olanağımız yoktu. Bu nedenle kısa sürede taşınmamız çok önemliydi.
Bizler yetkili otoritelerden onay aldıktan sonra kendilerini Şirketimizde
gezdirdiğimizde çok etkilendiler ve şaşırdılar. Taşınma sürecinin başka tesislerde çok
daha uzun sürede gerçekleşebileceğini ifade ettiler. Taşınmadan önce masalarımızın,
cihazlarımızın tamamının yerleşim planının simülasyon çalışmalarını yaptığımız için
başarılı bir taşınma sürecini gerçekleştirdik.
Özgür Arayıcı / ATE Atölye Şefi
Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü
Bu, AHL tesislerimizde çalışan arkadaşlarımızın uzun zaman süren taşınma
beklentisinin sona ermesini de sağladı. SAW tesislerimizde test cihazlarımızın ve
tool’larımızın sayısı artırarak kabiliyetlerimizi geliştirme imkânı bulduk.
Hizmet verdiğimiz müşterilerimiz arttıkça kazancımız da aynı oranda artacak.
34
“ZAMANI OPTİMUM
KULLANMAYA ODAKLANDIK VE
BUNDA BAŞARILI DA OLDUK”
B
PCB’lerin inspection’larında kullanılan modern mikroskop cihazı
ütün arkadaşlarımızın
özverili gayretleri ile
gerçekleştirilen taşınma
süreci gerçekten zorlu bir
süreçti. Atölyemiz başarılı bir
şekilde taşınmasını gerçekleştirdi
ve SAW tesislerindeki yeni yerimize
yerleştik. Bulunduğumuz AHL
lokasyonundaki teçhizatların
sökülmesi ve yeni tesislerimize
yerleşmemiz sadece bir ay gibi
kısa bir zaman aldı.Taşınma
sürecinde zamanı optimum
kullanmaya odaklandık ve
bunda başarılı da olduk. Elektrik
Atölyesi’nin kapasitesi yüzde 60,
Akü Atölyesi’nin kapasitesi ise
yaklaşık olarak yüzde 90 oranında
artmış durumda. Çalışma alanımızın
genişlemesi, daha çok teknisyen
çalıştırmak, daha fazla komponente
sahip olmak, dolayısıyla daha
fazla müşteriye hizmet verebilmek
anlamına geliyor.
Levent Halil Yılmaz / Elektrik Atölyesi Şefi
Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü
“BU YENİLİK BİZLERE YENİ BİR
ENERJİ DE VERDİ”
T
Genel müdür yardımcısından teknisyenine
Faz 2 sürecinde emeği geçen herkes
Atatürk Havalimanı tesislerinden Sabiha
Gökçen Havalimanı tesislerine taşınmanın
kendilerine enerji verdiğini ve yepyeni bir
sinerji sağladığını dile getiriyor.
aşınma sürecinde tırlara
yüklenecek tüm malzemenin
hazırlanması ile ilgilendim.
Tüm çalışma arkadaşlarımın
taşınma öncesi ve sonrasında
ciddi katkıları oldu. Gerek teknolojik
altyapısı gerek fiziki yapısı ile
herkesin olumlu yönde etkileneceği
bir tesis olan SAW tesisleri her
bakımdan AHL tesislerinden farklı
bir yapıya sahip. Dünyanın en
modern uçak bakım merkezine
taşınmış olmaktan dolayı mutluyum.
Bu yenilik bizlere yeni bir enerji de
verdi. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
ailesine hayırlı olmasını dilerim.
Melek Özkahraman Bozdağ / Teknisyen
Aviyonik Komponent Atölyeleri Müdürlüğü
35
“TAŞINMA BİZİM İÇİN ÖNEMLİ BİR KAZANIM OLDU”
T
ürk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin tüm atölyelerin inşaat ve emlakla ilgili olan,
mimari, inşai, elektrik, mekanik gibi bütün projelerinin altyapısında görev
aldım. Bununla birlikte Komponent Atölyelerinin tüm koordinasyonunda
bulunmakla birlikte Uçak Bakım Atölyelerine proje anlamında yardımcı
oldum. Komponent Atölyelerinin Faz 1 taşınma sürecinde de görev
almıştım. Faz 2 taşınması sürecinin tamamında SAW tesislerinde görev
aldım. Geniş Gövde Hangarı’na taşınacak olan Faz 3 taşınması ile ilgili altyapı
çalışmalarına başladık. Komponent Atölyelerinin SAW tesislerine taşınması
gerçekten yorucu olmakla birlikte Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesi adına çok
önemli bir kazanım oldu.
Önder Beyret / Teknisyen
Komponent Mühendislik & Planlama Müdürlüğü
Taşınma süreci öncesinde yaklaşık 3 yıl taşınmanın altyapısı ile ilgili çalışmalar
yaptık. Eklemelerle birlikte yaklaşık olarak 100 tır bir hafta gibi kısa bir zamanda,
iki vardiya şeklinde SAW tesislerine taşındı. Tüm parçalar önce tırlardan
boşaltılarak X-ray cihazlarından geçti, daha sonra tekrar tırlara yüklendi ve
atölyelerin önüne götürülerek boşaltıldı ve yerlerine yerleştirildi. Taşınma
sürecinde bizleri yalnız bırakmayan tüm atölyelere, yöneticilerime ve çalışma
arkadaşlarıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim.
SAW tesislerinde yer
alan atölyeler modern ve
son teknoloji cihazları ile
donatıldı
36
AR-GE
Ar-Ge Merkezi Yerli Uçak Yolunda
Geleceğe Hazır
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi olarak 2023 vizyonu hedefi
doğrultusunda adım adım ilerlediklerini ifade eden Ar-Ge Müdürü Sedat
Karakaş, Türkiye’nin önemli projelerinden milli uçağımız TRJ 628’in bazı
aviyonik sistemlerinin tasarımı ve entegrasyonu konusunda ASELSAN,
TAI, TÜBİTAK, HAVELSAN gibi firmalarla yakın temas halinde olduklarını
belirterek çalışmaların hızla devam ettiğini belirtti.
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
tarafından onaylı bir Ar-Ge
Merkezi’ne sahip bir kurum olan
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.,
Şirketimiz ve ülkemiz adına
önemli hizmetler vermeye çalışıyor;
atölyelerimizin, özellikle Komponent
Atölyeleri ve Uçak Bakım Başkanlığı’nın
ihtiyaç duyduğu test ekipmanlarının ve
tool’ların tasarımını ve üretimini takip
ediyoruz. Bunlar elektrikle, yazılımla,
donanımla veya tamamen mekanikle
ilgili bir sistemin tasarımı ve üretimi
olabiliyor. Şu anda Ar-Ge bünyesinde
bu kapsamda irili ufaklı 30’a yakın tool
ve test sisteminin tasarımı ve üretimi
yapıldı ve tamamlanarak atölyelerimizde
kullanılmaya başlandı.
Test sistemlerinin geliştirilmesinin
haricinde, ana işlev olarak uçaklara özgü
sistemler geliştiren ve bu sistemlerin
alt komponentlerinin tasarımını yapan;
bunlar üzerine Ar-Ge faaliyetleri
yapılması, üretilmesi ve testlerinin
gerçekleştirilmesi ve daha sonra da
EASA’dan Tasarım Organizasyonu
Onayı’nı (DOA) alan Şirketimiz; Tasarım
Geliştirme ve Projeler Müdürlüğümüz
ile birlikte bunların uçaklara entegre
edilmesini gerçekleştiriyor.
Özellikle şu anda Türkiye’nin en
büyük projelerinden biri olan bölgesel
uçak konularında da yakın temas
içerisinde olduğumuz Savunma Sanayi
Müşteşarlığı ile temaslarımız devam
ediyor. Bölgesel uçağımızın tasarımını
ve üretimini tamamen üstlenecek,
sahibi Türk olan ABD merkezli
uzay ve havacılık sistemleri şirketi
Sierra Nevada Corporation (SNC) ve
SNC’nin Ankara’daki firması (TRJet) ile
temas halindeyiz.
Ülkemizin önemli projelerinden olan
2023 hedefleri doğrultusunda yapılacak
olan milli uçağımız TRJ 628’in bazı
aviyonik sistemlerinin tasarımı ve
entegrasyonu konusunda faaliyet
37
Türk Hava Yolları verdi. Bundan sonra
fuarlarda -özellikle IFE Hamburg
Fuarı’nda- standımızla yer alacak
ve geliştirdiğimiz sistemleri dünyaya
tanıtacağız. Amacımız sadece Türk
Hava Yolları’na değil, yerli ve yabancı
tüm havayolu şirketlerine bu sistemi
satmak olacak. Pegasus, Onur Air, Atlas
Global gibi yerli havayolu firmaları ile bu
yöndeki görüşmelerimiz devam ediyor.
Uçak motorları artık yerli yapım
cihazlarla yıkanıyor
Yazılımı, donanımı ve tasarımı Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi
tarafından gerçekleştirilen “uçak
motoru yıkama cihazı”, A Bakım
Müdürlüğümüze teslim edildi. Bu
cihazdan önce tamamen manuel olarak,
araç yıkama benzeri cihazlarla, motorun
ön kısmına basınçlı su göndererek
yıkama işlemi yapılmaktaydı.
göstermek istiyoruz. Bu kapsamda
ASELSAN, TAI, TÜBİTAK, HAVELSAN
gibi firmalarla yakın temas halindeyiz.
Özellikle yerli uçağın ilk adımı olacağını
öngördüğümüz ve tahminen 2019
yılında ilk uçuşunu gerçekleştirecek
olan TRJ 328 uçağına Ar-Ge Müdürlüğü
olarak geliştirdiğimiz IFE (Kablosuz
Kabiniçi Eğlence Sistemi / Wireless
In-Flight Entertainment System) ile
Wireless Quick Access Recorder
(WQAR) adı verilen kendi geliştirdiğimiz
elektronik üniteleri takmamız mümkün
gözüküyor.
Üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığımız
bu projelerimizin yanı sıra askeri
projelerden C-130 Herkül askeri
kargo uçaklarında Flight Management
System’in (FMS) ana bilgisayarı olan
Flight Management Computer’in (FMC)
geliştirilmesi hakkında TAI ile temas
halindeyiz.
Yerli IFE Sistemi’ni Türk Hava
Yolları uçağına takarak bir ilke
imza attık
Sistem tasarımı yüzde 100 milli olan
kablosuz IFE Sistemimiz, Türk Hava
Yolları’nın Boeing 737-800 TC-JFO
kuyruk tescilli uçağına takıldı. Sistemin
geliştirilmesini, testlerinin yapılmasını
ve uçağa takılır hale getirilmesini
Ar-Ge Merkezi sağladı. Özellikle
uçaktan sağlanan bazı parametrelerin
çözümlenerek, sistem ana sunucusu
ile iletişime geçmesi konusunda yoğun
çalışmalar yapıldı. Sistemin yazılım
kısmı ise HAVELSAN tarafından
geliştirildi. Kablosuz IFE Sistemi’nin
uçağa sertifikasyonu, entegrasyonu ve
STC (Supplemental Type Certificates /
Ek Tip Sertifikası) alınması ise Tasarım
Geliştirme ve Projeler Müdürlüğü
tarafından yapıldı.
Artık Boeing 737-800 uçaklarının
tamamına Avrupa Sivil Havacılık
otoritesinden almış olduğumuz sertifika
ile birlikte entegrasyon yapabiliriz.
Türkiye’de ilk defa Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nin milli
imkânlarla geliştirdiği Kablosuz IFE
Sistemi’ne, yolcular; cep telefonları,
tablet ya da dizüstü bilgisayarlarla
uçağın içindeki modemlere bağlanarak
film izleyebiliyor, müzik dinleyebiliyor
ve uçağın gidiş koordinatlarını belirten
haritaya kablosuz olarak ulaşılabiliyor
olması yolcu memnuniyeti açısından da
çok önemli.
Eğer otomatik olarak bu işi yapmak
istersek dışarıdan satın almak zorunda
olduğumuz uçak motoru yıkama
hizmetinin son derece önemli bir konu
olduğunu düşünüyoruz. Çünkü diğer
firmalar bu tarz otomatik uçak motoru
yıkama işini cihazın satışını yaparak
değil, uçak motoru yıkama hizmeti
vererek yapıyor. Yıkama başına 2 bin
euro alan firmalar var. Bunlar yıl içinde
milyon dolarları bulan maliyetler olarak
karşımıza çıkıyor. Kendi geliştirdiğimiz
uçak motoru yıkama cihazı beş motor
tipi için kullanıma hazır durumda.
Mevcut olan cihaz bir römork tarafından
çekilerek uçak motorunun yanına
getiriliyor. Bunun yeni bir versiyonu
olan otomobilin -şu anda Ford Transit
düşünülüyor- üzerine komple ünite
olarak yerleştirmeyi ve tasarlamayı
da yakın zamanda gerçekleştirmeyi
düşünüyoruz. Ayrıca Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. olarak bu konuda
patent başvurumuz onaylandı, tescil
aşamasındayız.
Bununla birlikte Türkiye’de bu tip bir
STC’ye sahip tek firma olmamız da çok
önemli. Ayrıca alınan bu STC sayesinde
Part-21 yetkimiz genişletildi ve
herhangi bir uçağa aviyonik bir sistem
entegrasyonu yapabilecek seviyeye
geldik. Halihazırda şirket olarak EASA’ya
başvurup STC aldığımız 4-5 sistemimiz
de mevcut. Yaptığımız çalışmaları
uçaklara takma fırsatını bize ilk olarak
Yapılan bütün bu tasarım ve üretimler
sayesinde ülkemizin 2023 hedefleri
doğrultusunda dışarıya bağımlılığını
en aza indirerek Şirketimizi ve ülkemizi
kalkındırmayı hedefliyoruz. Özellikle
katma değeri yüksek ve teknolojik olarak
daha fazla öneme sahip işler üzerinde
çalışmalarımızı yoğunlaştırarak yüksek
hedeflere ve başarılara imza atma azmi
ve gayreti içerisindeyiz.
38
n
a
d
n
ı
m
s
u
ı
r
ç
u
A
D
i
l
ğ
i
li
İŞ SAĞLIĞI, GÜVENLİĞİ VE ÇEVRE
İş
c
n
A
e
v
e
ü
d
G
n
ı
i
r
ğ
ı
e
l
l
Sağ
yer
İş
G
enel olarak acil durum insan, mal ve
çevreyi korumak için acil müdahaleyi
gerektiren ve yerel imkânlar ile baş
edilebilen olayların sonuçları olarak
ifade edilmektedir. İşyerinde acil durum
ise şirket çalışanlarının, şirket sahasında
çalışan yüklenici firma personelinin,
ziyaretçilerin veya yakın tesis ya da
yerleşim merkezlerinde bulunanların
yaralanmasına veya can kaybına neden
olabilen, tesisin üretimini kısmen veya
tamamen durdurabilen, tesise veya doğal
çevreye zarar veren, tesisin finansal
yapısını veya toplumdaki imajını tehdit
eden planlanmamış olaylardır.
Acil durum yönetimi ülkemizde her
türlü doğal afet, iş kazası, trafik kazası,
sabotaj, yangın, patlama, teknolojik
riskler, çevresel felaketler vb. yaşanan
olaylar sonrasında oldukça sorgulanan
bir konudur. Oysa ilk akla gelen can ve
mal güvenliği açısından ciddi sonuçlar
doğurduğu bilinmektedir. Böylesine bir
konuda yaşanan acil durumlarda önleyici
çalışmaların farkındalığın öneminden
sıklıkla bahsedilir. Özünde teknik ve
sosyal boyutuyla mühendislik, sosyal
bilimler ve idari bilimlerin kapsadığı
birçok disiplinin ortak öngörüsüyle
tedbir ve müdahale çalışması ile başarılı
olunabilmektedir.
İşyerlerinde yaşanabilecek acil durumlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
• Yangın
• Deprem
• Sel ya da Su Baskını
• Yoğun Kar Yağışı
• Toplu Gıda Zehirlenmesi
• Fırtına
• Heyelan
• Kimyasal Madde Kazaları
• Parlayıcı ve Patlayıcı Madde Kazaları
• Radyasyon Kazaları
• Anarşik Olaylar
• İletişim Sistemini Çökmesi
• Bilgisayar Sisteminin Çökmesi
• Ana Müşteri veya Tedarikçilerin Kaybedilmesi
• Büyük Üretim Arızaları
• Enerji Kesilmesi
• Sabotaj
• İş Kazası
• Salgın Hastalık
• Trafik Kazası
• Aşırı Sıcak veya Soğuk
Acil durumlara hazırlıklı olmayan
organizasyonlar, işletmeler, hatta
kamu otoriteleri acil hallerde can ve
mal kayıpları fazla olmakta ve önem
arz eden ihtiyaçlarının kısa süreli ve
etkili yöntemlerle yerine getirilmesi
çoğu zaman mümkün olmamaktadır.
Bu bağlamda karşılaşılabilecek
tehlikeler ve bunların sonucu olan
risklerin bilinmesi açısından nasıl
davranılması gerektiğinden başlayarak,
nasıl organize olunması gerektiği
ve bir dizi nasıl, nereden ve hangi
yöntemle karşılayacaklarını önceden
planlanlanması gerekmektedir. İşveren
tedbirler konusunda risklerden korunma
ilkelerine uygun ve toplu korumayı esas
alır. Özetle acil durum yönetiminin dört
aşaması olarak tarif edilen;
• Hazırlıklı olma,
• Zararları azaltma,
• Erken müdahale,
• Eski haline getirme/iyileştirme
koşullarına uygun olarak etkin bir
sistemi esas alan planlar, prosedürler,
kontrol listeleri, formlar, talimatlar ve
en radikal senaryolardan oluşan yapıyı
inşa etmelidir. Kısacası acil durumlarda
can güvenliğinin yalnızca tek bir tedbire
dayandırılmayacağı biçimde gerekli
önlemler tasarlanır.
39
Biz neler yapıyoruz?
Bu kapsamda kanun ve yönetmelik gereklilikleri gözetilerek şirket genelinde eğitimler verilmekte, tatbikatlar
düzenlenmekte, ekipmanların denenmesi gerçekleştirilmekte ve yaşanan kazaların/olayların şirket genelinde
bilgilendirilme amaçlı duyurulması, gözlemlenen aksaklıkların gözetim formları düzenlenerek ilgililerle paylaşılması ve
takibinin yapılması fiili olarak uygulanmaktadır. Çalışanların gözlem ve düşüncelerini paylaşmaları, süreçlerin daha sağlıklı
yürütülmesini pekiştirmektedir.
Şirketimizin tüm tesisleri için ayrı ayrı hazırlanmış Acil Durum Planları’na tds.thyteknik.com adresi altında sırasıyla
Internal Publications/Turkish Technic Quality System Manuals/3.1- TS 17025 Documents/3.2- HSEM - Health, Safety and
Environment Manual izlenerek ulaşılabilmektedir.
SAW tesislerindeleri’nde mevzuat gereği yapılması gereken acil durum tatbikatı Ekim 2015’te gerçekleştirilmiştir.
İşyerlerinde Acil Durumlar
Hakkında Yönetmelik
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Yasası’nın 11’inci maddesine göre
işverenler; çalışma ortamı, kullanılan
maddeler, iş ekipmanı ile çevre şartlarını
dikkate alarak, meydana gelebilecek
acil durumları önceden değerlendirmek,
çalışanları ve çalışma çevresini
etkilemesi mümkün ve muhtemel
acil durumları belirlemek ve bunların
olumsuz etkilerini önleyici ve sınırlandırıcı
tedbirleri almakla yükümlüdür.
İşyerlerinde, acil durumların olumsuz
etkilerinden korunmak üzere gerekli
ölçüm ve değerlendirmelerin yapılması
ve acil durum planlarının hazırlanması
zorunludur. Yasanın 12’nci maddesine
göre ise ciddi, yakın ve önlenemeyen
tehlikenin meydana gelmesi durumunda
işverenler; çalışanların işi bırakarak
derhal çalışma yerlerinden ayrılıp güvenli
bir yere gidebilmeleri için, önceden
gerekli düzenlemeleri yapmak ve
çalışanlara gerekli talimatları vermekle
yükümlüdür. İşyerinde güvenli toplanma
yeri belirlenmeli ve çalışanlar bu
konuda bilgilendirilmelidir. Bu konuda
yapılacak çalışmalar, 18 Haziran 2013
tarih ve 28681 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan “İşyerlerinde Acil Durumlar
Hakkında Yönetmelik” hükümlerine
uygun olarak yapılmalıdır. Buna göre
aşağıda belirtilen çalışmaların ve
düzenlemelerin yapılması gereklidir;
• Çalışma ortamı, kullanılan maddeler,
iş ekipmanı ile çevre şartlarını dikkate
alarak meydana gelebilecek ve çalışan
ile çalışma çevresini etkileyecek acil
durumlar önceden değerlendirilmeli,
muhtemel acil durumlar belirlenmelidir.
• Acil durumların olumsuz etkilerini
önleyici ve sınırlandırıcı tedbirler
almalıdır.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
SAW tesislerinde mevzuat
gereği yapılması gereken acil
durum tatbikatı Ekim 2015’te
gerçekleştirilmiştir.
• Acil durumların olumsuz etkilerinden
korunmak üzere gerekli ölçüm ve
değerlendirmeler yapılmalıdır.
• Acil durum planları hazırlanmalı ve
tatbikatların yapılması sağlanmalıdır.
• Acil durumlarla mücadele için işyerinin
büyüklüğü ve taşıdığı özel tehlikeler,
yapılan işin niteliği, çalışan sayısı ile
işyerinde bulunan diğer kişiler dikkate
alınarak; önleme, koruma, tahliye,
yangınla mücadele, ilk yardım ve benzeri
konularda uygun donanıma sahip ve bu
konularda eğitimli yeterli sayıda çalışan
görevlendirilmeli ve her zaman hazır
bulunmaları sağlanmalıdır.
• Özellikle ilk yardım, acil tıbbi müdahale,
kurtarma ve yangınla mücadele
konularında, işyeri dışındaki kuruluşlarla
irtibatı sağlayacak gerekli düzenlemeler
yapılmalıdır.
Acil durumlarda enerji kaynaklarının ve
tehlike yaratabilecek sistemlerin olumsuz
durumlar yaratmayacak ve koruyucu
sistemleri etkilemeyecek şekilde
devre dışı bırakılması ile ilgili gerekli
düzenlemeler yapılmalıdır.
Varsa alt işveren ve geçici iş ilişkisi
kurulan işverenin çalışanları ile müşteri
ve ziyaretçi gibi işyerinde bulunan
diğer kişiler acil durumlar konusunda
bilgilendirilmelidir.
40
EMNİYET KÖŞESİ
Hatalı
Kuyruk
Kodu
Sinyali
15 Haziran 2015 tarihinde Türk
Hava Yolları’na ait bir Boeing
737-800’ün, yine Türk Hava
Yolları’na ait farklı bir Boeing
737-800’e ait registration bilgisi
göndererek uçtuğu Frankfurt
Approach Control tarafından
saptanmış ve Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) iki
farklı tescile sahip uçağın, aynı
Mode-S adresini kullandığı bilgisi
verilmiştir. Konu SHGM üzerinden
Türk Hava Yolları Kalite Güvence
Başkanlığı’na iletilmiştir. Türk
Hava Yolları içerisinde ve Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. ile yapılan
yazışmalar sonucunda Hat Bakım
Başkanlığı konudan haberdar
edilmiştir.
H
at Bakım Aviyonik
Başteknisyenliği tarafından
ACARS aracılığı ile o sırada
uçuşta olan uçağın kaptan
pilotuna ulaşılarak Air Traffic
Control (ATC) panel üzerindeki ATC
sistem switch konumunu, bulunduğu
sistemden diğer sisteme set etmesi
(değiştirmesi) istenmiştir.
Ekip tarafından ATC Transponder switch
konumu değiştirildikten sonra uçak
Mode-S bilgileri Flight Radar programı
üzerinden doğru biçimde görülmeye
başlanmıştır. Uçak ile İstanbul
inişinde telsiz ile yapılan konuşmada,
uçuş esnasında ATC sistem switch
konumunun ATC 2’de seçili olduğu
yapılan talep üzerine switch konumunu
ATC 1 konumuna alındığı teyid
edilmiştir.
17 Haziran 2015 tarihinde Aviyonik
Mühendislik Müdürlüğü tarafından
bu uçakta uygulanması için EOB737NG-3450-005 numaralı TYE
oluşturulmuş ve Üretim Planlama ve
Kontrol (ÜPK) Müdürlüğü’ne gerekli
planlamanın yapılması için bilgi
verilmiştir. ÜPK, 17 Haziran 2015 saat
18.00’de İstanbul Hat Bakım tarafından
TYE’nin uygulanması için gerekli
planlamaları yapmıştır.
Hat Bakım Müdürlüğü tarafından
17 Haziran 2015 tarihinde arızanın
giderilmesi için yapılan çalışmalar,
uçak OCC tarafından sefere
verildiği için yarıda kalmıştır. EOB737NG-3450-005 numaralı TYE,
İstanbul Hat Bakım Teknik Ekibi
tarafından kapatılmış ve arızanın takibi
için W/O: 1339861, NRC00076 numaralı
NRC oluşturulmuştur. Ancak NRC’nin
subject alanında “Mode-S kodunun
hatalı olduğu” ya da çıkarılan TYE
referans gösterilmemiş sadece MEL
referansına göre ATC 2 IS INOP ifadesi
kullanılmıştır. İlgili detaylar sadece
LIMAS sistemine giriş yapılarak kayıt
altına alınmıştır. Bu detaylar TRAX’a
aktarılmamıştır.
Arıza bu haliyle Hat Bakım Planlama
Müdürlüğü tarafından 18 Haziran
2015 tarihinde Esenboğa İstasyonu’na
planlanmıştır. “ATC 2 IS INOP” arızası
için Esenboğa Hat Bakım Teknik Ekibi
tarafından, kayıtta yazdığı şekilde ATC
2’nin çalışmadığı düşünülerek IFR 6000
test cihazı gerektirmeyen “Operasyonel
Testler” yapılmış, ATC 2’nin çalıştığı
görülerek NRC kapatılmış ve DIL kaydı
kaldırılmıştır. 22 Haziran 2015 tarihinde
Türk Hava Yolları Kalite Güvence
Başkanlığı tarafından, 18 Haziran 2015
tarihinde Esenboğa’da “ATC 2 IS INOP”
arızası kaldırılan uçağın, ATC’den
farklı bir uçağa ait registration bilgisi
göndererek uçmaya devam ettiği tespit
edilmiş ve bu konuda Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’ye 15-THY-006 numaralı
Level 2 bulgu açılmıştır.
Türk Hava Yolları tarafından açılan
15-THY-006 numaralı bulgu sonucu
uçak, 23 Haziran 20015 tarihinde,
1339861 iş emirli NRC 00100 “Wrong
A/C Registration On #2 ATC System”,
gereği İstanbul Hat Bakım Müdürlüğü
tarafından bakıma alınmıştır.
Bakım sırasında yapılan Wiring
Check’de E1-3 shelf üzerindeki
D41131J’nin #19 pininin eğildiği ve
#18 hatta ait kablonun da soketinden
ayrılmış olduğu tespit edilmiştir. #19’lı
pinin eğilerek karşı soketine girmemesi
nedeni ile “1” olması gereken değer
“0” olarak değişmiş ve Mode-S
kodu farklı bir uçağa ait Mode-S
koduna dönüşmüştür. #18‘lı hattın ise
zayıflığı nedeni ile çalışma esnasında
soketinden ayrıldığı düşünülmüştür.
Düzeltici işlemler uygulandıktan sonra,
ATC Mode-S testleri IFR 6000 test
aleti ile yapılıp her iki ATC Mode-S
kodlaması normal görülmüş ve uçak
faal olarak sefere verilmiştir.
Aviyonik Mühendislik Müdürlüğü
tarafından, MEDA’ya konu olan olayın
tekrarını önlemede yardımcı olması için
aşağıdaki belirtilen bilgilendirmenin
CT ataması yolu ile ilgili bakım
personeline atanmasının uygun olacağı
değerlendirilmiştir.
Düzeltici işlem
• Pilot tarafından yazılan arıza
kaydında;
• Hatalı Mode-S kodu gösteriyor.
• Yanlış Mode-S kodu veriyor.
• Transponderlar farklı Mode-S kodu
veriyor.
• ATC Box yanlış kod gönderiyor.
vb. ifadeler bulunuyorsa, IFR-6000 ya
da benzeri bir test cihazı kullanılarak
her iki Transponder’ın da doğru Mode-S
kodunu gösterdiği kontrol edilmelidir.
Bu kontrol yapılmadığı sürece arıza
kaydı kapatılmamalıdır.
Sistem Hakkında
Genel Bilgi
MEDA çalışması neticesinde aşağıdaki maddelere dikkat edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir;
Uçakta sonradan çalışacak kişilerin de eksiksiz ve doğru bilgiye sahip olabilmeleri için yapılan tüm işlemler detaylı olarak TRAX’a girilmelidir.
Aynı sebepten arıza detayları hem uçak defterine (AML) hem de TRAX’a açık bir şekilde yazılmalıdır.
Zaman kısıtlamasından dolayı işlerin hızlı yapılması nedeniyle sonradan ortaya çıkabilecek sorunların daha başlamadan ortadan kaldırılması için -proaktif
yaklaşım- ilgili birimler arasında -Hat/Uçak Bakım ve OCC/MCC gibi- daha koordineli bir çalışma yapılmalıdır.
Hatlar arasında koordinasyon eksikliği yaşanmaması için daha efektif bir iletişimin sağlanması ve takip edilmesinin; olası kazaları, prestij kaybını, bulgu ve
cezaları önlemek açısından ne kadar önemli olduğu görülmektedir.
• Uçaklarımızda bulunan iki
adet ATC Transponder 24
bitlik hexadecimal (16 tabanlı
sayı sistemi) formatta uçağa
ait Mode-S Adres kodunu
yayınlarlar.
• Uçakta her iki ATC
Transponder aynı anda
çalışmaz.
• Uçuş sırasında #1 ATC
Transponder’ı ya da #2
ATC Transponder’ı seçmek
mümkündür.
• Kullanılmayan ATC
Transponder Standby olarak
bekler.
• Her iki ATC Transponder da
aynı Mode-S adres kodunu
yayınlamalıdır.
• Her uçağa özel Mode-S kodu
ATC’lerin uçağı tanımlamasına
da yardımcı olur. Dolayısıyla
uçağın Mode-S kodunu
doğru vermesi operasyon
açısından çok önemli olarak
değerlendirilebilir.
• Uçakların Mode-S kodları
iki yıllık periyotlarla kontrol
edilmektedir.
Bu çalışma hakkında daha fazla bilgi
için http://meda.thyteknik.com/
adresi içerisindeki MEDA 15024
dosyasını inceleyebilir, tüm MEDA
çalışmalarını incelemek için ise
http://meda.thyteknik.com/ adresini
ziyaret edebilirsiniz.
42
SAĞLIK REHBERİ
Gribal Enfeksiyon ve
Korunma Yolları
Mevsim geçişlerinin bir numaralı belirtisi grip nedir, korunmak için neler yapmak gerekir,
grip olduktan sonra ne yapmak gerekir… Bu soruların yanıtlarını Özel Okmeydanı Hastanesi
Dahiliye Uzmanı Ertan Cevizci veriyor.
43
G
ribal enfeksiyon influenza virüslerinin yol açtığı
solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle
sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara
neden olan bir hastalıktır. Hastalığı genel olarak grip
adı verilse de diğer virüslerin yarattığı üst solunum yolu
enfeksiyonlarına da yaygın olarak grip adı verilmektedir.
Grip normal şartlar altında toplumun yüzde 1’ini etkileyen
bir sağlık sorunudur; toplumun yüzde 10’dan fazlasını
etkilemesi ise “grip salgını” anlamına gelir.
Grip, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda hapşırma
ve öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas
sonrası kolaylıkla bulaşır. Enfekte olanlar enfeksiyon
başlamadan 2 gün öncesinden semptomlar
başladıktan 7 gün sonrasına kadar virüs yayar.
Grip daha önceden bilinmesine rağmen 1918 yılında yol
açtığı büyük salgınla gündeme oturmuştur. 1920’ye kadar
süren salgın nedeniyle o dönemki dünya nüfusunun yüzde
5’i hayatını kaybetmiştir. Yüksek ateş, yaygın kas ağrıları
ve kırgınlık ile seyreden grip, birçok kişiyi etkileyerek
toplumda büyük oranda işgücü kaybına yol açabilir.
Antibiyotik kullanmayın, komplikasyonlara
dikkat edin!
Gribal enfeksiyonlarla her mevsim karşılaşılabildiği gibi
genellikle mevsim geçişlerinde, havaların soğuduğu ve
nem miktarının düştüğü dönemlerde daha sık rastlanır.
Grip, hasta kişilerin bulunduğu ortamlarda hapşırma ve
öksürme yoluyla ve virüs bulaşmış ellerle temas sonrası
kolaylıkla bulaşır. Enfekte olanlar enfeksiyon başlamadan 2
gün öncesinden semptomlar başladıktan 7 gün sonrasına
kadar virüs yayar.
İnaktive bir aşı olan grip aşısı her yıl sonbahar aylarında
piyasaya çıkar ve formülü her yıl yenilenir. Aşı, bir
önceki yıl en çok salgın yapan üç virüs türünü içerir.
Grip aşısı grip olmayı önlemese de zatürree gibi ağır
hastalıkları önlediği için riskli kişilere uygulanmalı;
altı aydan küçük çocuklara ve hamilelere asla
uygulanmamalıdır.
Gribal enfeksiyonda antibiyotik kullanılmaz, kullanılsa da
faydası olmaz. Ancak griple birlikte ortaya çıkan zatürre,
kulak iltihabı ve bademcik iltihabı var ise antibiyotik
kullanılmalıdır. Gereksiz antibiyotik kullanımı bakterilerde
direnç gelişimine yol açar. Grip hastalarına verilen
ilaçlar şikâyetlere yöneliktir ve hastanın genel durumunu
düzeltmek amacıyla kullanılır. Hastalık süresince istirahat
edilmesi, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücü
ilaçların kullanılması tavsiye edilir, böylece şikâyetlerin
kontrolü mümkündür. Gribal enfeksiyonda doğrudan
virüse karşı etki eden bazı ilaçlar da vardır. Bunların
grip olan herkese uygulanması yerine risk grubu yüksek
hastalara verilmesi daha doğrudur.
Gribin en korkulan komplikasyonu, hastalığa ilave olarak
zatürree görülmesidir. Ayrıca bronşit, sinüzit, kulak iltihabı,
bademcik iltihabı gibi komplikasyonlarda gelişebilir.
İnaktive bir aşı olan grip aşısı her yıl sonbahar aylarında
piyasaya çıkar ve formülü her yıl yenilenir. Aşı, bir önceki
yıl en çok salgın yapan üç virüs türünü içerir. Grip aşılarının
koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısı grip olmayı önlemese
de zatürree gibi ağır hastalıkları önlediği için riskli kişilere
uygulanmalı; altı aydan küçük çocuklara ve hamilelere asla
uygulanmamalıdır.
Ortak belirtilere karşı çözüm muayene olmak
Her yaşta görülebilen gribal enfeksiyonlar bebekler,
çocuklar ve yaşlılarda daha ağır seyreder. Grip ayrıca
kronik akciğer hastalığı, koroner kalp hastalığı, şeker
hastalığı, böbrek yetmezliği, anemi, nörolojik hastalıklar
ve kanser gibi rahatsızlıkları olan kişiler için de ağır
geçmektedir. Sigara kullanımı ve gebelik de gribal
enfeksiyon için risk faktörleri arasındadır.
Hastalık virüsün bulaşmasını takip eden 1-3 günde üşüme,
titreme ani yükselen ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık,
boğaz ve baş ağrısı; yaygın kas ve eklem ağrıları, geniz
akıntısı, gözlerde yanma, kızarıklık ve burun akıntısı gibi
belirtilerle ortaya çıkar.
Benzer belirtiler nezle, farenjit, tonsillit, sinüzit, bronşit
gibi birçok solunum yolu enfeksiyonu sırasında da
görülebildiğinden, belirtiler ortaya çıktığında hastanın bir
hekim tarafından muayene edilmesi ve bu rahatsızlıklardan
hangisine sahip olduğunun net olarak anlaşılması uygun
olacaktır.
Dahiliye Uzmanı Ertan Cevizci
BULMACA
GEÇEN SAYININ CEVABI: KADMİYUM
44
Anahtar kelimeyi [email protected] adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekiliş sonunda 5 kişiye 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki verilecektir.
Geçen sayının talihlileri YUSUF KILINÇ, NESİM KAZA, MUSTAFA GÖKÇEKUYU, ÖZCAN BÜYÜKER ve ABDURRAHMAN ALİOĞLU 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki kazandı.

Benzer belgeler

THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic

THY Teknik A.Ş. - Turkish Technic SAHİBİ Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ahmet Karaman (Genel Müdür) YAPIM PAZARLAMA & KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ Savtekin Özkan Öztürk (Pazarlama & Kurumsal İletişim Müdürü)

Detaylı