2030`da Liderlik

Transkript

2030`da Liderlik
2030’da
liderlik
Geleceğin liderlerini
bekleyen değişimler
Hay Group tarafından gerçekleştirilen “2030’da Liderlik”
araştırmasının sonuçlarına göre, geleceğin lideri başarılı olmak için
bir dizi yeni beceri ve yetkinliği kazanmak zorunda >>
İçindekiler
Giriş
2
1 Dünyadaki güç dengesi değişiyor
5
2 İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı büyüyen bir sorun
6
3 Yetenek savaşı sürüyor
7
4 Artan bireyselleşmeye uyum sağlamak
8
5 Doğuştan dijital olanları kucaklamak
9
6 İnovasyon için teknolojiden faydalanmak
10
Sonuç
12
2 2030’da Liderlik
Giriş
Geleceğin liderinin kavramsal ve stratejik düşünme yetkinliklerine
en üst seviyede sahip olması gerekiyor. Otoritesini doğrudan
kullanamadığı farklı ve bağımsız takımları yönetirken, liderden
şirket içinde ve dışında işbirliğine dayalı yaklaşımlar geliştirmesi
ve gerektiğinde kendi otoritesinden fedakarlık yapması bekleniyor.
Dürüst, şeffaf ve tarafsız olmasının yanı sıra, çalışan sadakatini
sağlamak için yeni yöntemler uygulaması da önem kazanıyor.
Mega eğilimler geniş
bir zaman dilimine
yayılan, gözle görülür ve
kapsamlı bir etkiye sahip
küresel ölçekli dönüşüm
süreçleridir.
Liderlerin bu beceri ve özellikler bütününü
geliştirmek için onları bu pozisyona taşıyan
düşünce ve davranış şekillerinin çoğunu
geride bırakmaları gerekecek.
Önümüzdeki yirmi yılda işlerinin var
olmasını ve gelişmesini istiyorlarsa başka
seçenekleri yok. Bugünden başlayarak liderlik
tarzlarını kökten değiştirmezlerse, şirketleri
yenilik, küreselleşme ve sürdürülebilir
olma özelliğini yitirme riski ile karşı karşıya
kalacak.
Hay Group’un, önümüzdeki yıllarda
şirketleri ve liderlerini derinden etkileyeceğini
düşündüğü mega eğilimleri ve bu eğilimlerin
kurum, organizasyon, takım ve birey
düzeyinde doğuracağı sonuçları belirlemek
amacıyla, Alman araştırma şirketi Z-punkt ile
ortaklaşa gerçekleştirdiği çalışma ile vardığı
sonuç bu.
Mega eğilimler geniş bir zaman dilimine
yayılan, gözle görülür ve kapsamlı bir etkiye
©2013 Hay Group. Her hakkı saklıdır.
sahip, küresel ölçekli dönüşüm süreçleridir.
Bu eğilimler ile on yıllar boyunca gözlem
yapabilmek ve en az 15 yıl sonrasını tahmin
etmek mümkündür. Mega eğilimler devletler,
kurumlar ve bireyler dahil olmak üzere bütün
paydaşlar ve bütün bölgeler üzerinde etkilidir.
Ekonomi, toplum ve politikaları kökten
değiştirip, dönüştürürler.
Hay Group’un belirlediği altı mega eğilim:
1Hızlanan küreselleşme (‘küreselleşme 2.0’)
2İklim değişikliği, çevresel etki ve kaynak kıtlığı
3 Demografik değişim
4Bireyselleşme ve değer zenginliği
5Gün geçtikçe daha çok dijitalleşen
yaşam tarzları
6Teknolojik yakınsama
Mega eğilimlerin birkaçı üzerinde kapsamlı
araştırmalar yürütülmüştür. Ancak bunlar
günümüze kadar “liderlik” kapsamında
ele alınmadığı gibi, bu altı eğilimi ayrı ayrı
irdeleyen bir araştırma da gerçekleştirilmemiştir.
Bireyselleşme
Dijital yaşam tarzı
Demografik değişim
Teknolojik yakınsama
Küreselleşme 2.0
Değişen çalışma
şekilleri
İklim değişikliği
Kurumsal ortam
Organizasyon
Bireyler ve takımlar
Liderlik
Kurumların yenidünya düzeninde
hayatta kalmak için kültür, yapı, süreç ve
sistemlerini bu yeniliklere köklü bir şekilde
adapte etmeleri gerekecek. Karşılaşılacak
en büyük zorluklardan biri, bilgilerin
geleneksel hiyerarşik yapılara ve raporlama
düzenlerine ihtiyaç duyulmadan, kurum
içinde ve tüm dünyada dolaşmasını
sağlayan matris yapılı yönetimler olacaktır.
Liderlerin ellerindeki otoriteyi kullanmak
yerine, başkaları üzerinde etki yaratarak
ekiplerini yönetmeleri gerekecek ki bu
çoğu lider için hiç de kolay olmayacak.
Değişen iş ikliminin liderlerden kavramsal,
duygusal ve davranışsal seviyede eşi benzeri
görülmemiş talepleri olacak.
4 2030’da Liderlik
Gelecekte liderlerin birden fazla yabancı dil bilmeleri
şart olacak. Bunun yanı sıra esneklik, uyum sağlama
ve ülkelerarası hareket edebilme gibi özelliklerinin
de güçlü olması gerekecek. Katılımcı bir liderlik
tarzını benimsemeleri ve en üst düzeyde kavramsal
ve stratejik düşünme becerilerine sahip olmaları ise
hepsinden daha önemli olacak.”
©2013 Hay Group. Her hakkı saklıdır.
1 Dünyadaki güç dengesi değişiyor
Küreselleşmedeki kaçınılmaz artışla uluslararası rekabet
şiddetlenecek, piyasalar çok daha fazla çeşitlilik kazanacak.
Dünyadaki güç dengesinin Asya’ya ve büyüyen
küresel bir orta sınıfa doğru kaymasıyla birlikte
küreselliğin doğası değişecek (“küreselleşme
2.0”). Asya’daki yönetim uygulamaları ve
modelleri daha etkili olacak. Gelişmekte olan
ülkeler kendi aralarında gün geçtikçe daha
fazla ticari faaliyette bulunacak ve küresel orta
sınıftaki yükselişe rağmen, bölgesel pazarlar
kendilerine özgü bir şekilde davranacak. Yerel
düzeyde “yeniden bölgeselleşme” yenidünya
düzenine damgasını vuracak. Bunlara ek
olarak global iş dünyası daha riskli bir hal
alacak. Karşılıklı bağların artması istikrarsızlığı
tetikleyerek finansal krizleri ve siber terörizmi
çok daha olası bir hale getirecek.
Küreselleşmeyi durdurmak mümkün değil.
İlerleyişi de sorunsuz olmayacak. Kurumların
başta yükselen ve gelişmekte olan ekonomiler
olmak üzere, farklı ülkelerdeki değişen siyasi
ve ekonomik hassasiyetlerin farkına varmaları
ve bunlara karşı duyarlı olmaları gerekecek.
Çünkü bu hassasiyetler, en azından kısa
dönemde, dünya çapındaki karşılıklı bağları ve
erişilebilirliği azaltabilecek nitelikte. Üstelik yeni
orta sınıflar arasındaki tüketim tarzları birbirine
yakınlaşıyor olsa da gelişmekte olan ülkelerdeki
insanların değerleri, batıdakilerden bir hayli
farklılık gösterebilmekte.
Pratik bir yaklaşımla bu, uluslararası
şirketlerin global stratejilerini yerel pazarlara
uyarlamaları gerektiği anlamına geliyor. Karar
alma süreçlerine yerel katılımı sağlamak,
kültürel açıdan daha fazla çeşitliliğe dayalı
liderlik takımlarına sahip olmak, ülkeler ve
fonksiyonlar arasındaki işbirliğini daha fazla
teşvik etmek bu sürece katkı sağlayacaktır.
Tüm bunlarla birlikte şirketlerin daha hızlı
hareket etmeleri gerekecek. Çünkü en iyi
global şirketler bilgi ve yetkilerin bütün yönlere
yayıldığı, yataylaştırılmış bir matris düzeni ile
çalışmaya başladılar bile…
Liderlerin bu yenidünya düzeninde ihtiyaç
duyacakları stratejik ve kavramsal düşünme
yetkinlikleri, şimdiye kadar görülmemiş bir
düzeyde olacak. Zira iyi uygulama ve icra,
daha önce yeterli olduysa da artık yeterli
olmayacak. Öte yandan eldeki görevin tek
başına başarılamayacak kadar büyük olması,
kavramsal aşamada bile farklı çalışanlar arasında
işbirliği yapılmasını vazgeçilmez hale getirecek.
Küreselleşme 2.0, kurumların zirvesinde bir
veya iki “kahramanın” stratejiyi dikte ettiği
günlerin gerçekten artık geride kaldığını açıkça
ortaya koyuyor.
Bu nedenle geleceğin liderinin birden fazla
yabancı dil bilmesi şart olacak. Esneklik ve
uyum sağlama, kültürel değerlere hassaslıkla
yaklaşma, işbirliği yapabilme, ülkelerarası
hareket edebilme ve kavramsal düşünme
liderlerin vazgeçilmez özellikleri olacak.
Doğrudan yetki alanlarında olmasa da çeşitlilik
gösteren takımlara liderlik etmeleri önem
kazanacak. Aradaki uzaklık nedeniyle çalışan
ve işveren arasındaki bağlılığın eskisine göre
zayıfladığı bir ortamda, çalışanların bağlılığını
kazanmanın yeni yollarını bulmaları da liderler
için zorunlu bir hal alacak.
Üzerinde düşünelim
Batıda iş sayısı
azalıyor. Doğudaki
şirketler batıya doğru
genişlerken, doğudaki
liderler yeni pazarlarda
nasıl bir yönetim tarzı
benimseyeceklerini
öğrenmek
durumundalar.
Hızlanan küreselleşme
iç piyasanızı nasıl
etkiliyor? Şirketiniz ve
siz bu durumu nasıl ele
alıyorsunuz?
6 2030’da Liderlik
2 İklim değişikliği ve kaynak kıtlığı
büyüyen bir sorun
Artan CO2 emisyonları ve küresel ısınmanın yol açtığı sorunlar,
gelişmekte olan ülkelerde artan endüstriyel ve evsel atıklarla
daha da kötü bir hal alacak.
Öte yandan su, maden, metal ve fosil
yakıt gibi stratejik kaynakların gün
geçtikçe azalması önümüzdeki süreçte fiyat
artışlarına neden olacak. Bu da bölgesel
ve küresel anlaşmazlıkları tetikleyecek.
Çevresel sorumluluğun artması ve
kurumların hesap verebilir konuma
gelmesiyle temiz teknoloji yatırımları
artacak.
Ekolojik ayak izlerini azaltan şirketler
performans, kar ve rekabet üzerinde
bunun doğrudan etkilerini görecekler.
Bundan dolayı da sürdürülebilirlik
doğrultusunda yeniden yapılanma artık
stratejik bir zorunluluk olacak. Çevre
sorunlarına çözümler bulmak için şirketler
arasında çok daha fazla işbirliğine ihtiyaç
duyulacak. Kurumlar, sürdürülebilirlik
doğrultusunda artan maliyetleri kabul
etmek zorunda kalacaklar.
Geleceğin liderleri finansal başarı, sosyal
sorumluluk ve çevreyi koruma arasında bir
denge sağlamak için üst seviyede kavramsal
düşünme yetkinliğine ihtiyaç duyacaklar.
Değişimin temsilcileri olarak, şirket içinde
ve dışında çevresel sorumluk üstlenmeleri
ve işlerini buna göre uygulamaları önem
kazanacak. Bireysel çözümler yerine takım
çözümlerini özendirmeleri, şirket içinde
ve şirketler arası işbirlikleri geliştirmeleri
gerekecek.
Üzerinde düşünelim
İklim değişikliği, çalışan yan hakları, sağlık, güvenlik ve bunun gibi unsurlara
yapacağınız yatırım miktarı bakımından şirketinizi nasıl etkileyecek? Azalan kar payları, liderlerinizin iş sonuçlarını elde etme becerilerini nasıl
etkileyecek?
©2013 Hay Group. Her hakkı saklıdır.
3 Yetenek savaşı sürüyor
Dünya nüfusu çoğalıp, yaşlanırken dengesizlikler de artmakta.
Örneğin Batı’nın sanayileşmiş ülkelerinde ve Çin’de ortalama
yaşam süresi artarken, nüfus aynı kalıyor veya azalıyor. Bununla
birlikte gelişmekte olan ülkelerde nüfus hızla büyüyor.
Yapılan çalışmalar, sanayileşmiş ülkelerde
yetenek ve beceri yoksunluğu yaşanacağını
ve gelişmekte olan ülkelerden sanayileşmiş
ülkelere göçün artacağını gösteriyor. Buna
bağlı olarak da silahlı çatışmaların, doğal
felaketlerin ve çevre sorunlarının artacağını
işaret ediyor. Eskiye oranla daha fazla sayıda
göçmen ülkesine geri dönüp, edindikleri
yeni becerileri yerel kalkınmayı hızlandırmak
için kullanmaya başlayacak. Bu da tek
yönlü beyin göçünü, çift yönlü bir döngüye
dönüşecek. Yetenek rağbet görmeye devam
edecek ve kilit çalışanların elde tutulması
zor olacak. Bu durum şirketler için “yetenek
savaşlarının” süreceği ve zincirleme bir
etkiyle inovasyon kapasitelerinin etkileneceği
anlamına gelmekte.
Şirketlerin ülkelerinden uzakta yaşayan
kişileri, yaşlıları, kadınları ve “başkalarına
bakma sorumluluğu” olan kişileri çekmek,
bünyelerine katmak ve geliştirmek için çok
çalışmaları gerekecek. Bu da farklı nesiller
arasında bilgi birikiminin aktarılması
için tasarlanan eğitim ve geliştirme
programlarının, aile dostu ve yaşa uygun
çalışma modellerinin uygulamaya alınmasını
sağlayacak.
Liderlerin gittikçe farklılaşan profilde
çalışanlardan oluşan takımları anlamaları,
yönetmeleri, motive etmeleri ve bu
takımların iş birliği içinde çalışmalarını
sağlamaları gerekecek. Farklı nesillerin
ve farklı kültürlerin bir arada olduğu
takım çalışmalarını desteklemeleri önemli
olacak. Farklı yaş, kültür ve değerlere
sahip çalışanlar arasında bağlılık ve sadakat
oluşturmanın yollarının bulunması da hayati
önem kazanacak. Bununla birlikte liderlerin,
azınlık ve kadın çalışanlarını daha fazla
sayıda liderlik pozisyonlarına yükselmesini
özendirecek şekilde şirketlerini adapte
etmeleri, işin farklı bir boyutu olacak.
Üzerinde düşünelim
Bugün bildiğimiz anlamda “işler” gelecekte de var olacak mı? Yoksa hepimiz yüklenici olarak mı çalışacağız? Ne gençler, ne de onların daha yaşlı meslektaşları, ilerleyen yıllarda günde 12 saat çalışmaya büyük olasılıkla razı olmayacaklardır.
8 2030’da Liderlik
4 Artan bireyselleşmeye uyum sağlamak
Bireyselleşme, toplum ve topluluklarda bireylerin beklediği ve onlara artan bir şekilde tanınan seçim özgürlüğüdür.
Kariyer kişilerin kendilerini gerçekleştirme ve
ifade etme arayışlarında gün geçtikçe daha önemli
bir rol oynuyor. Özel yaşam ve çalışma hayatları
birbirine daha da yakınlaşırken, bireylerin kişisel
ve mesleki hedeflerini bütünleştirme yönündeki
arzuları ağırlık kazanıyor. Bireyselleşme,
çalışanların sadakati ve yüksek performans
gösterme motivasyonları üzerinde muazzam bir
etkiye sahip. Takdir, kendini geliştirme, kendi
kendini yönetme, değer odaklı bağlılık ve iş /
yaşam dengesi gibi “ölçülemeyen faktörler”, ücret
ve terfi gibi geleneksel faktörlere göre artık daha
fazla önem taşıyacak.
İş süreçlerinin, kurumlar yerine bireylere daha
uygun bir hale getirilecek şekilde yeniden
tasarlanması artık zorunlu bir hale geldi.
Bu süreç, bağımsız iş ve zaman yönetimini
destekleyen, çalışanların kişisel projelerine zaman
ayırmasını sağlayacak koşulların oluşturulmasını
içeriyor. Yaratıcılığın ekonomik başarıya götüren
bir etken olarak kabul edilmesiyle birlikte,
ortaya çıkan bu yeni yaratıcı sınıfta yer alan
kişiler geleneksel liderlik kalıbına uymuyorlar.
Bu kişiler, aldıkları uzun eğitimler, kariyerlerine
ara vermeleri, sık sık iş değiştirmeleri, uzun
dönemler işsiz kalabilmeleriyle farklılık
gösteriyor. Bireysellik, daha yatay ve daha esnek
yapılar, bölümler arası proje ekipleri ve daha
yüksek çalışan devir oranlarıyla kendini gösteren,
merkeze bağlı olmayan işyerlerinin ortaya
çıkmasına yol açacak.
Geleceğin liderinin arabulucu ve koç rollerini
dengelemesi şart. Bir yandan takımlarına daha
fazla özgürlük ve esneklik tanırken, bir yandan
da onların hedeflere odaklanmalarını sağlamalı.
Bununla birlikte, liderlik kriterlerini yeniden
belirlemesi, sadakat ve elde tutma konularına
olan yaklaşımlarını gözden geçirmesi gerekecek.
Tek bir kişinin ayrılması halinde domino etkili
bir parçalanmanın oluşumunu önlemek için
mevcut ve eski çalışanlarla iyi ilişkiler geliştirmesi
önemli olacak.
Liderler çalışanların kişisel bağlılıklarını
kazanmak için daha fazla çaba göstermek
zorunda kalacaklar. Çalışanların
gereksinimlerine yer açmaları, onlara kendi
kendilerini yönetecekleri çalışma imkanları ve
bireyselleştirilmiş liderlik olanakları sunmaları
gerekecek. Kurumdan resmi olarak ayrılanların
kuruma sağladıkları değeri sürekli kılmak
için, ilişkilerin çalışma ortamının ötesinde
geliştirilmesi önem taşıyacak. Şirketten ayrılmak
artık “sadakatsizlik” sayılmayacak.
Üzerinde düşünelim
Liderleri, çalışanları ile “sosyal mesafeyi korurken” aynı zamanda onların özel
ihtiyaçlarını anlamak için yakınlaşmaları konusunda nasıl geliştirebiliriz?
Liderin rolünü yöneticininkinden tam olarak ayırmamız daha kritik bir hal alacak mı?
©2013 Hay Group. Her hakkı saklıdır.
5 Doğuştan dijital olanları kucaklamak
Sosyal medya, özel yaşam ve çalışma hayatı arasındaki sınırları
bulanıklaştırmaya devam edecek.
İnsanlar sürekli “on-line”. Gün geçtikçe daha
fazla iş sanal olarak yürütülüyor. Güç, her
yerde çalışabilen ve gerek kişisel, gerekse iş
arkadaşlarıyla çok sayıda esnek dijital bağlantılar
kurabilen dijital bilgi çalışanlarına doğru kayıyor.
İnternet sayesinde göz açıp kapayıncaya
kadar hızlı alınıp, verilen dijital bilgiler global
ekonominin dinamosu haline geldi. İşyerleri
artık tuğla ve betondan yapılarla sınırlı değil.
Dijital araçlar ucuz, kolay ve hızlı iletişimin yanı
sıra, işbirliği imkanı da sunuyor. Bu araçların
gelecekte daha da çeşitlenmeye devam edeceğini
biliyoruz.
Geleceğin liderinin, doğuştan dijital olanların
yaratıcılığını, merakını ve açık fikirliliğini
benimsemesi, aynı zamanda onlara rehberlik
yapmaları ve onları yönlendirerek bir çerçeve
oluşturmaları gerekecek. Bununla birlikte bu
çalışanlarla, yaşları daha büyük olan çalışanlar
arasındaki işbirliğini ve bilgi alışverişini
teşvik etmek zorunda kalacaklar. Doğuştan
dijital olanlar, ilk bakışta teknoloji üzerindeki
hakimiyetleri nedeniyle, kendilerinden yaşça
büyük olanlara kıyasla liderliğe daha uygun
özelliklerle donatılmış gibi görünecekler. Ancak
teknolojik açıdan yeterlilikleri yeniliğe yardımcı
olsa da teknolojiye çok fazla bel bağlayarak sosyal
becerilerden yoksun kalmaları, bu kişileri liderlik
için yetersiz bir konumda bırakabilecektir.
Liderler takımlarını uzaktan yönetmeyi
öğrenmeliler. Sadece sanal iletişime bel
bağlamaktan da kaçınmak zorundalar. Hem
etkili karar alma, hem de motivasyon ve
bağlılığının geliştirilmesi için sanal iletişimin ve
yüz yüze görüşmelerin bir arada kullanılması
önem taşıyacak.
Gittikçe daha da dijitalleşen bir dünyada güç, her
türlü bilgiyi internet aracılığıyla global bir kitleyle
anında paylaşabilen “doğuştan dijital” olanlara
doğru kayıyor. Bununla birlikte, doğruluk ve
dürüstlük kurumlarda birincil öneme sahip
değerler haline geliyor. Bu nedenle liderlerin
“dijital bilgelik” rolünü üstlenerek, yeni dijital
teknolojilerin kullanımına yol gösteren, açık,
saydam ve pratik rehberlik sağlamaları önemli
olacak. Çok daha şeffaf bir dünyada şirket
itibarının korunması için örnek insan olmaları
ve yüksek düzeyde bu değerleri teşvik etmeleri
gerekecek.
Üzerinde düşünelim
Şirketinizde evden çalışacak “doğuştan dijital olanların” varlığı, seyahat
masrafları, ofis sabit giderlerinin düşürülmesi ve sonuç olarak çevreye olumsuz
etkilerinizin azaltılması bakımından sizi başkalarının önüne geçirir mi?
10 2030’da Liderlik
6 İnovasyon için teknolojiden faydalanmak
Minyatürleşme ve sanallaşma nano, biyo, bilgi teknolojileri
ve bilişsel bilimlerin yakınlaşmasını sağlarken, birçok alanda
inovasyonu harekete geçirecek ve araştırma geliştirme
faaliyetlerini de hızlandıracak.
Hali hazırda “NBIC” teknolojileri sayesinde tıp,
enerji, çevre koruma ve üretim süreçlerinde hızlı
ilerlemeler kaydediliyor ve bu teknolojiler, diğer
alanları dönüştürme konusunda da muazzam bir
potansiyele sahip.
Karmaşık teknolojiler hakkında bilgi sahibi
olmak, teknoloji unsuru içermeyen alanlarda
dahi kilit bir yetkinlik haline gelecek. NBIC’lerin
karmaşıklığı nedeniyle kurumlar arası bilgi
alışverişi artık zorunlu bir hal aldı. Yakın gelecekte
işbirlikleri ve sektörler arası ortaklılar daha sık
görülecek. Hayatta kalmak için uyum sağlama
kritik önem taşıyacak ve diğer oyuncuları
kurumsal çalışmalara dahil etme konusunda
gösterilen isteklilik, daha açık yapıların ve entegre
kurumların oluşumuyla sonuçlanacak.
Liderler bu alanda detaylı bilgi sahibi olmasalar
bile vizyoner fikirlere açık olmak ve bu fikirleri
savunmak zorundalar. Zira gelecek teknolojilerin
sunduğu potansiyelden yararlanmak ve istenilen
sonuçları elde edebilmek için yeniliği ve
işbirliğini özendirmeleri, şirket içinde ve dışında
uzmanlığı yönetmeleri ve aynı zamanda kontrol
etmeleri gerekecek.
Bu yeni teknolojilerle ilgili şüphelerin
giderilmesini sağlamak hayati önem taşıyor.
Zira bu teknolojilerin kabulü, yeniliklerin ve
yeni ürünlerin başarısını veya başarısızlığını
belirleyecek. Liderler, kendileri uzman olmasa
da projelerin amaca odaklanmış bir halde
sürdürülmesini sağlamak ve farklı takım
üyelerinin birbiriyle çelişen görüşleri söz konusu
olduğunda, durumu yönetmek için yeterli
bilgiye sahip olmak zorunda kalacaklar. İşlevsel
ve organizasyonel sınırların ötesinde desteğe
ihtiyaç duyacaklar.
Üzerinde düşünelim
Siz ve şirketiniz yeni fikirlere açık mısınız? Yoksa genel geçerliliği olan bilgilerle
koşullanmış olmanız nedeniyle bunları reddetme eğiliminde misiniz?
Geçmişteki “en iyi uygulamalara” mı yoksa “gelecekteki uygulamalar” üzerinde
düşünmeye mi odaklanıyorsunuz?
©2013 Hay Group. Her hakkı saklıdır.
Karmaşık teknolojiler ile ilgili
uygulanabilir bilgiye sahip olmak,
kilit bir yetkinlik haline gelecek
12 2030’da Liderlik
Sonuç
Yeni dünya düzenine uyum sağlayan veya uyum sağlamaya
hazırlanan şirket örneklerinin de gösterdiği gibi, kurumları
ve liderlerini zorlu ama üstesinden gelinmesi mümkün bir
sınav bekliyor. Her zamanki gibi “Liderlik için En İyi Şirketler”
gelecekteki liderlik yaklaşımlarının öncülüğünü üstleniyor.
Örneğin bu listedeki ilk 20 şirket
liderlik, yenilik ve görüşler için sadece
hiyerarşi merdiveninin tepesine değil,
her yere bakıyor. Lider ve işgücündeki
çeşitliliklerini, var oldukları pazarlarda
artan çeşitliliğe yansımasını sağlayarak
daha etkili hale geliyor. Kültürlerarası
liderlik ve işbirliğini de buna uygun
şekilde geliştiriyor. Diğer şirketlerle
karşılaştırıldığında sosyal ve çevresel
bakımdan çok daha fazla sorumluluk
üstleniyor, çalışanlarının iş ve hayatlarının
geri kalanı arasında iyi bir denge kurmasını
sağlıyor.
Bununla birlikte “liderlik için en iyi
şirketler” bile daha henüz yolun başında.
Bu altı mega eğilimle hızlı bir şekilde
yeniden şekillenen bir dünyaya uyum
sağlamak, daha önce keşfedilmemiş bir
denizde yol almak gibi. Yine de şirketlerin
yollarına devam etmekten başka bir
seçenekleri yok. Eski yapılar ve liderlik
tarzları artık yeterli değil.
Geleceğin liderlerini neler bekliyor –
daha fazla içerik için HayGroup.com/
Leadership2030’u ziyaret edin.
Yeni liderlik yetkinlikleri
Yeni iş dünyası düzeni liderleri kavramsal, duygusal ve davranışsal olmak üzere üç alanda
zorlayacak.
Kavramsal
Liderlerin ortamlarla ilgili farkındalıklarını ve algılayış şekillerini, kavramsal ve stratejik
düşünme yetkinliklerini de temel alarak güçlendirmeleri gerekecek.
Yine kavramsal ve stratejik düşünme kapasitelerinden güç alarak, değişimi eşi benzeri
görülmemiş bir şekilde kavramsallaştırmaları gerekecek.
Entelektüel açıklık ve merak liderlerin vazgeçilmez özelliklerinden biri olacak.
Duygusal
Liderlerin farklı kültürlere, nesillere ve cinsiyetlere karşı daha duyarlı olmaları gerekecek.
Üst seviyede dürüst, samimi ve daha da güçlü bir iş etiğine sahip olmaları gerekecek.
Belirsizlikler karşısında esnek ve hoşgörülü olmaları şart olacak.
Davranışsal
Liderlerin güven ve açıklığın tartışmasız olduğu bir kültür oluşturmaları gerekecek.
Sadakat ve elde tutma gibi kavramları tekrar gözden geçirmeleri ve şahsen bağlılık
kazanmaları gerekecek.
Nesiller arası, fonksiyonlar arası ve şirketler arası işbirlikleri oluşturmaları vazgeçilmez
özelliklerinden olacak.
Gün geçtikçe daha fazla çeşitlilik kazanan takımları yönetmek zorunda kalacaklar.
Afrika
Cape Town
Johannesburg
Pretoria
Asya
Bankok
Pekin
Ho Chi Minh City
Hong Kong
Jakarta
Kuala Lumpur
Mumbai
Yeni Delhi
Seul
Şangay
Shenzhen
Singapur
Tokyo
Avrupa
Atina
Barselona
Berlin
Bilbao
Birmingham
Bratislava
Bristol
Brüksel
Budapeşte
Bükreş
Dublin
Frankfurt
Glasgow
Helsinki
İstanbul
Kiev
Lille
Lizbon
Londra
Madrid
Manchester
Milano
Moskova
Oslo
Paris
Prag
Roma
Stockholm
Strasburg
Viyana
Vilnüs
Varşova
Zeist
Zürih
Dallas
Edmonton
Halifax
Kansas City
Los Angeles
Montreal
New York
Ottawa
Philadelphia
Regina
San Francisco
Toronto
Vancouver
Washington DC
Pasifik
Auckland
Brisbane
Melbourne
Perth
Sidney
Wellington
Orta Doğu
Dubai
Riyad
Tel Aviv
Güney Amerika
Bogota
Buenos Aires
Lima
Mexico City
Latin Amerika
Atlanta San Jose
Boston Santiago
Calgary Sao Paulo
Chicago
Hay Group’un 48 ülkedeki 85 ofisinde 2 bin 600 danışman iş ortaklarına yönetim
danışmanlığı hizmeti veriyor. Hay Group, 2002 yılından bu yana faaliyet gösterdiği
Türkiye’de bugüne kadar 820’den fazla şirkete yönetim danışmanlığı hizmeti sundu.
Daha fazla bilgi için www.haygroup.com.tr
Hay Group Türkiye
Büyükdere Caddesi, Apa Giz Plaza, No: 191 Kat: 15
Levent, 34330 İstanbul, Türkiye
Telefon : 0212 279 65 77
Faks
: 0212 278 76 33
Website : www.haygroup.com.tr