Emek Taşınmaz Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.
Transkript
Emek Taşınmaz Değerleme ve Danışmanlık A.Ş.
e Tapu Kütüğüne Yazılan Başlıca Bildirmeler (Şerhler) ve Hukuksal Sonuçları A. Bildirmelerin Tanımı ve Türleri Taşınmaz sahibinin aktarım (temlik) hakkının yasaklanmasına, kısıtlanmasına ya da kişisel hakların güçlendirilmesine yönelik olarak, tapu kütüğündeki özel bölümüne işlenen, üçüncü kişileri uyarıcı nitelikteki açıklamalardır. Bunlar genellikle, “kişisel hakların bildirmeleri”, “tasarruf (egenim) yetkisine ilişkin kısıtlama bildirmeleri” ve “geçici yazım bildirmeleri (geçici tescil şerhleri)” olmak üzere üç türlüdür. 1) Kişisel Haklara Đlişkin Bildirmeler Arsa payı karşılığı yapım, taşınmaz satış vaadi (sözverisi), kira, alım (iştira), önalım (şufa), geri alım (vefa) sözleşmelerinden doğan haklar ile yasalarda açıkça tapu kütüğünde gösterilebileceği belirtilen öteki haklar da tapu kütüğüne işlenebilir. Kişisel haklar tapu kütüğüne işlenerek güçlendirilmiş ve yersel (ayni) hak gibi bir etkiye kavuşturulmuş olurlar ki, bu nedenle onlara “güçlendirilmiş kişisel haklar” da denir. Bunlar, tapu kütüğüne işlenmekle, o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. (MK. 1009) 2) Tasarruf (Egenim) Yetkisine Đlişkin Kısıtlama Bildirmeleri Aşağıdaki nedenlere dayanan tasarruf yetkisi kısıtlamaları tapu kütüğünde gösterilir: i) Çekişmeli hakların korunmasına ilişkin yargı kararları. ii) Haciz, iflas (batkınlık) kararı ya da konkordato (anlaşmalı batkınlık) ile verilen süre. iii) Aile yurdu kurulması, artmirasçı atanması gibi tapu kütüğüne bildirme olarak işlenmesi yasa ile öngörülen işlemler. Tasarruf yetkisi kısıtlamaları, tapu kütüğüne işlenmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir (MK. 1010). 3) Geçici Yazım Bildirmeleri (Geçici Tescil Şerhleri) Aşağıdaki durumlarda tapu kütüğüne geçici bildirmeler yazılabilir: i) Var olduğu ileri sürülen bir yersel (ayni) hakkın güvence altına alınması gerekiyorsa. ii) Tasarruf yetkisini belirleyen belgelerdeki eksikliklerin sonradan giderilmesine yasa olanak tanıyorsa. Geçici yazım bildirmeleri, bütün ilgililerin uygunluk vermesi ya da yargı kararıyla tapu kütüğüne işlenebilirler. Bildirme konusu olan hak sonradan gerçekleşirse, tapu kütüğüne bildirmenin işlenmesi gününden başlayarak üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir (MK. 1011). Tapu kütüğünde “G.Ş.” (geçici şerh) harfleri ile gösterilirler. B. Taşınmaza Đlişkin Başlıca Bildirmeler (Şerhler) 1) Haciz (Borç Đçin Elkoyma) Bildirmeleri Tapu düzeni açısından, biri kamu alacağı için “kamu haczi”, öteki ise kamu alacağı dışındaki tüm alacaklar için “icrai haciz” olmak üzere, iki tür haciz işlemi vardır. Kamu alacakları için haciz işlemi doğrudan kamu yönetimlerince gerçekleştirilirken, kamu alacağı dışındaki tüm alacaklar için haciz işlemi icra müdürlükleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Kamu Haczi; 6183 sayılı Amme (Kamu) Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde, alacaklı kamu yönetimi birimlerinin o yerdeki yetkilisince doğrudan tapu 1 e yönetimlerine gönderilen kamu haczi kararlarıdır. Yasa’nın 73. maddesi gereğince, alacaklı kamu yönetimi birimlerinin yazılı olurları alınmaksızın, haczedilen mallar üzerinde tasarrufta bulunulamaz. Devletin, il özel yönetimlerinin ve belediyelerin aldığı vergi ve vergi benzerleri (resim ve harçlar) ile parasal yaptırımların (cezaların) yanı sıra, SGK’nın prim alacakları da kamu alacağıdır. Đcrai Haciz; Taşınmazın el değiştirmesini ve üzerinde hak kurulmasını engellemeyen hacizlerdir. Đcra müdürlüklerince, kesin haciz ya da ihtiyati (önlem amaçlı) haciz olarak iki biçimde gerçekleştirilirler. Kesin haciz; kesinleşmiş icra kovuşturmasının konusu olan bir alacağın ödenmesini sağlamak amacıyla, alacaklının girişimleri üzerine, borçlunun haczedilebilir mallarına icra müdürlüğünün elkoyması işlemidir. Đhtiyati haciz ise; bir para alacağının gününde ödenmesini güvence altına almak amacıyla, alacaklının girişimleri üzerine, borçlunun mallarına icra müdürlüğünce geçici olarak elkoyulmasıdır. Üzerinde haciz bulunan taşınmazların kamulaştırılmasına bir engel yoktur. Üzerinde haciz bulunan taşınmazların kamulaştırılmasına bir engel yoktur. Gerek mülkiyet kamulaştırması, gerekse de yükümleme (irtifak) hakkı kamulaştırması olsun, tapu kütüğündeki kısıtlayıcı yazımlar kamulaştırmayı engellemez. Taşınmaz üzerindeki hacizler kamulaştırma sırasında değere (bedele) dönüşür. 2) Đhtiyati Tedbir (Koruma Önlemi) Bildirmesi Mahkeme, yargılama konusu olan (ya da yargılama konusu yapılacak olan) ve mülkiyeti konusunda çekişme bulunan bir taşınmazın, yargılama sürecinde üçüncü bir kişinin mülkiyetine geçirimini önlemek için yasaklama (ferağdan men) kararı verebilir. Koruma önlemi kararının tapu kütüğüne yazımından sonra, kendisine karşı yargı yoluna başvurulan kişi (davalı), artık mülkiyetinde görünen ilgili taşınmazı başkasının mülkiyetine geçiremez. (1086 sayılı HUMK, 101, 103 – 6100 sayılı HMK, 389, 391, 396) Tüm ihtiyati tedbir kararları taşınmazın el değiştirmesini engellemez. Örneğin, ek kat yapılmasının önlenmesi, kat mülkiyetine geçişin yasaklanması gibi. Bunun için tapu yönetimine gelen ihtiyati tedbir yazısının içeriğine bakarak neye ilişkin olduğunu belirlemek gerekir. Ancak, böyle bir açıklık yok ise, ihtiyati tedbir kararı el değiştirmeyi engeller. Đhtiyati tedbir kararının içeriği açık değilse, ilgililerin istemi üzerine, yapılacak işleme olur verilip verilmeyeceği, tapu yönetimince, kararı veren mahkemeye sorulur ve alınacak yanıta göre işleme yön verilir. Taşınmazın mülkiyetinin başkalarına aktarımına engel olmak amacıyla tapu kütüğüne işlenen ihtiyati tedbir bildirmesi; taşınmaz üzerindeki yükümleme (irtifak) ve kira haklarının, ipotek ve muhdesatın, tapu kütüğünde ayrı sayfaya yazımı yapılmış bağımsız ve sürekli hakların başkalarına aktarımına engel değildir. Haciz bildirmesi, kamulaştırma belirtmesi, bayındırlık düzenlemesi belirtmesi, korunması gerekli kültür ve doğa varlığı belirtmesi gibi kamu hukukundan kaynaklanan bildirme (şerh) ve belirtmelerin (beyanların) tapu kütüğüne işlenmesine de engel değildir. 3) Aile (Soyluk) Konutu Bildirmesi Aile konutu, ailenin sürekli olarak oturumuna ayrılan konuttur. Medeni Kanun’un 19. maddesinde, aile konutunun bulunduğu yere “yerleşim yeri” adı verilmiştir. Buna göre, yerleşim yeri; bir ailenin sürekli kalmak düşüncesiyle oturduğu yerdir. Bir ailenin bir dönemde birden çok yerleşim yeri olamaz. Demek ki, bir ailenin birden çok aile konutu da olamaz. Medeni Kanun’un 19. maddesinde sözü edilen yerleşim yerindeki konut, “aile 2 e konutu”dur. Bir aile pek çok yerde ev, yazlık, dağ evi vb. sahibi olabilir, ancak bunlardan yalnızca birisi Medeni Kanun’un aradığı anlamda aile konutudur. Tapuda, işyeri vb. nitelikte gösterilmiş yerler aile konutu olamaz. Ancak, tapudaki niteliği arsa, bağ, tarla vb. olan ve üzerinde konut yapılıp, cins değişikliği daha yapılmamış yerlerde aile konutu bulunduğu ileri sürülebilir. Böyle bir durumda, ilgili köy ya da mahalle muhtarının yazısı ile söz konusu parseller üzerinde aile konutu bulunduğu ortaya konulabilir. Aile konutu başlıca Medeni Kanun’un 194, 240, 254, 279 ve 652. maddelerinde düzenlenmiştir. Aile konutu bildirmesi, konutun sahibi olmayan ya da konutta payı bulunmayan eşin istemi üzerine tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenir. Eşlerden ikisi birlikte gelerek de istemde bulunabilirler. Yalnızca konutun sahibi olan eşin istemi ile de bu bildirme tapu kütüğüne yazılabilir. Konut, eşlerin paylı mülkiyetinde ise, aile konutu bildirmesini tapu kütüğüne yazdırmaya gerek yoktur. Şu nedenledir ki, Medeni Kanun’un 233. maddesine göre, eşlerden biri, ötekinin oluru olmadan paylı mülkiyet konusu taşınmazdaki payı üzerinde tasarrufta bulunamaz. Bu bildirme aile birliğini korumak amacıyla öngörülmüştür. Bu nedenle, bildirme tapu kütüğüne işlendikten sonra, konutun sahibi olan eşin söz konusu konuta özgü tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Artık bu bildirmeden yararlanacak olan eşin yazılı oluru olmadıkça aile konutu başkasının mülkiyetine geçirilemez, üzerinde ipotek, yararlanma (intifa), oturma (sükna) gibi yersel haklar ile kira sözleşmesinin tapu kütüğüne işlenmesi gibi kullanımı sınırlayıcı kişisel haklar kurulamaz. Öteki eşin oluru alınmadıkça, konut niteliğini bozucu cins değişikliği yapılamaz. Tasarruf yetkisi kısıtlanmış olacağından konutun sahibi olan eşin bilgisi olmadan tapu kütüğüne işlenen “aile konutu” bildirmesinin, Medeni Kanun’un 1019. maddesine göre, konutun sahibi olan eşe tapu yönetimince bildirilmesi gerekir. Eş konutun tümüne değil de bir payına sahipse ve ailenin burada oturduğu belgelenebiliyorsa, bu pay üzerine de aile konutu bildirmesi işlenmesi olanaklıdır. Böyle bir durumda kimin payı üzerine bu bildirmenin işlendiği gösterilir. Tapu kütüğünün bildirmeler bölümünde aile konutu olduğu yolunda bir bildirme yoksa, belirge (karine) olarak, orası aile konutu değildir. 4) Aile (Soyluk) Yurdu Bildirmesi Aile yurdu, bir gerçek kişinin, ailesinin geçimi ve oturmasını sağlamak amacıyla ayırdığı taşınmaz ve eklerinden oluşur. Konutlar, tarım ya da sanayi için elverişli taşınmazlar, eklentileriyle birlikte aile yurdu durumuna getirilebilir. Aile yurdu durumuna getirilecek taşınmazların büyüklüğü, üzerindeki rehin haklarına ve aile yurdu kuracak kişinin öteki mallarına bakılmaksızın, bir ailenin olağan geçimine ve barınmasına yetecek ölçüden çok olamaz. Mahkemece haklı nedenlere dayanılarak geçici bir ayrık tutmaya (istisnaya) olur verilmiş olmadıkça, aile konutu kuran kişinin, taşınmazı ya da üzerindeki işletmeyi kendisinin çalıştırması ya da konutta oturması zorunludur. Bir taşınmazın aile yurdu durumuna getirilmesi, ancak aile yurdu kurulmasına olur verildiğine ilişkin yargı kararının o taşınmazın tapu kütüğüne bildirme olarak işlenmesiyle gerçekleşir. Ve aile yurdunun mahkemece duyurusu yapılır. Aile yurdu durumuna getirilen taşınmazlar başkalarının mülkiyetine geçirilemez, rehin gösterilemez ve kiraya verilemez. Aile yurdu ve eklentileri hakkında, yargı eliyle yönetilme durumu saklı kalmak koşuluyla, cebri icra yoluna başvurulamaz. 3 e Aile yurdu kurucusu borçlarını ödeme güçsüzlüğüne düşerse, aile yurdunu yönetmek üzere mahkemece bir yönetici atanır. Yönetici, yurdu amacına ve alacaklıların çıkarlarına uygun biçimde yönetir. Aile yurdu kurucusunun ölümünden sonra aile yurdunun sürebilmesi, taşınmazın mirasçılara yurt olarak geçmesine ilişkin bir ölüme bağlı tasarrufta bulunulmuş olmasına bağlıdır. Böyle bir tasarruf yoksa, aile yurdu kurucusu ölünce aile yurdu bildirmesi tapu kütüğünden düşürülür. Aile yurdu kurucusu sağlığında yurda son verebilir. Bunun için kurucu, tapu kütüğündeki bildirmeyi düşürtmek üzere bir dilekçeyle mahkemeye başvurur; bu istem mahkemece duyurulur. Duyuru gününden başlayarak iki ay içinde bir itiraz olmaz ya da bu itirazlar haksız bulunursa, mahkeme tapu kütüğündeki bildirmenin düşürülmesine olur verir. (MK. 386 - 395) 5) Ticareti (Satkanlığı) Bırakma Bildirmesi Đcra ve Đflas Kanunu’nun 44. maddesine göre, ticareti bırakan (terk eden) bir tacir (saktan) 15 gün içinde kayıtlı olduğu ticaret sicili yönetimine durumunu bildirmek ve bütün borç ve alacakları ile alacaklılarının ad ve adreslerini gösteren bir mal bildirgesini vermek zorundadır. Durum, ticaret sicil memurluğunca ticaret sicili duyurularının yayımlandığı gazetede ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de alışılagelmiş ve uygun yollarla duyurulur. Duyuru giderlerini ödemeyen tacir bildirge vermemiş sayılır. Bu duyuru gününden başlayarak bir yıl içinde, ticareti bırakan kişi için iflas yoluyla kovuşturma yapılabilir. Ticareti bırakan kişi, mal bildirgesi verdiği günden başlayarak iki ay süreyle haczedilebilir malları üzerinde tasarrufta bulunamaz. Üçüncü kişilerin elmenlik (zilyetlik) ve tapu kütüğü düzenlemelerine dayanarak iyiniyetle elde ettiği haklar saklıdır. Ancak, karı ve koca ile üstsoy ve altsoy, ikinci dereceye değin (bu derece de içinde) kan bağı ya da evlilik bağı içinde olanlar, yasal yoldan çocuk edinenler ile çocuk arasındaki kazanımlarda iyiniyet savında bulunulamaz. Mal bildirgesini alan ticaret sicil memurluğu, durumu ilgili tapu ve gemi kütüğü yönetimlerine (sicil dairelerine), Türk Patent Enstitüsü ve Türkiye Bankalar Birliğine bildirir. Bu bildirim üzerine ilgili kütüklere, ticareti bırakan kişinin mallarını başkalarına aktarım (temlik) hakkının iki ay süre ile kısıtlandığı bildirmesi yazılır. 6) Đflas (Batkınlık) Bildirmesi Đflas, ticaretle (satkanlıkla) uğraşan bir tacirin (satkanın) borçlarını ödememesi nedeniyle alacaklıların başvurusu üzerine mahkemece karar verilen bir toplu haciz (külli icra) yoludur. Toplu hacizde, iflas eden (batkın) borçlunun karşısında bütün alacaklıları vardır. Borçlunun haczedilebilen bütün malvarlığı, toplu haczin konusu olur. Borçlunun bütün malvarlığı satılır ve elde edilen para ile borçlunun bilinen (iflas masasına yazdırılmış) bütün alacaklılarının alacakları ödenir. Đflas eden kişi, satılıncaya değin iflas masası kapsamındaki malların sahibi olarak kalır. Ancak, bu mallar üzerinde tasarrufta bulunmak yetkisi iflas masasındadır (ĐĐK. 226/1). Mahkemenin verdiği iflas kararı ilgili icra ve iflas müdürlüğüne bildirilecek; icra ve iflas müdürlüğü de, bu kararı ivedilikle Yasa’da belirtilen öteki yerler ile birlikte tapu yönetimlerine bildirecek ve ayrıca duyurusunu yapacaktır (ĐĐK. 166). Tapu yönetimine 4 e bildirilen iflas kararı ivedilikle işleme alınır ve borçlunun sahibi olduğu taşınmazlar araştırılıp, tümünün kütüğüne iflas bildirmesi işlenir. Tapu kütüğüne iflas bildirmesi işlenen taşınmazlar üzerindeki tasarruf hakkı iflas masasına geçer. Đflas eden artık o taşınmazlarıyla ilgili satış, bağışlama, yükümleme (irtifak) ve rehin verme gibi işlemleri yapamaz. Bir hakkından (örneğin yararlanma hakkından) karşılığını alarak ya da karşılıksız olarak elçekemez (feragat edemez). Đpotekli alacağını aldığını ileri sürerek, ipotek hakkını tapu kütüğünden düşürtemez; bunu, iflas yönetimi (idaresi) ya da temsilcisinin yaptırması gerekir. Bu işlemleri iflas edenin yapabilmesi için, iflas masasının yazılı oluru gerekir. Ancak iflas eden, iflas masası kapsamındaki varlıkları ve bunların değerlerini azaltıcı nitelikte olmayan işlemler yapabilir. Örneğin; ayırma (ifraz), birleştirme (tevhit), tümü kendisinin olan taşınmazda kat yükümlemesi (irtifakı) ya da kat mülkiyeti kurma, yapısız iken yapılı duruma getiren (değer arttıran) cins değişikliği, elbirliğinin (iştirakin) bozulması gibi. 7) Konkordato (Anlaşmalı Batkınlık) Đle Verilen Süre Bildirmesi Konkordato; borçlunun alacaklıları ile anlaşarak ve yargı kararıyla giriştiği bir arıtım (tasfiye) yoludur. Đcra ve Đflas Kanunu’nun konkordato ile ilgili düzenlemelerinden yararlanmak isteyen borçlu, icra tetkik hakimliğine bir anlaşmalı konkordato projesi verir. Đcra ve Đflas Kanunu’nun 288. maddesine göre, icra tetkik hakimliği konkordatoda verilen süreyi duyurur ve icra ve iflas müdürlüğü ile birlikte tapu yönetimine de bildirir. Tapu Sicil Tüzüğü’nün 54 ve 57. maddelerine göre, konkordato kararı ile verilen bu sürenin, tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenmesi gerekir. Bu bildirmenin tapu kütüğüne işlenmesinden başlayarak borçlunun taşınmazları üzerindeki tasarruf hakkı yasaklanmış olur. Başka deyişle, satış, karşılıklı değişim (trampa) ya da bağış yoluyla bir başkasının mülkiyetine geçirme, üzerinde rehin ya da yükümleme (irtifak) hakkı kurma, taşınmazın bir hakkından elçekme (feragat) ve tapu kütüğünden düşürtme (terkin ettirme) işlemleri yasaklanmış olmaktadır (ĐĐK. 290). 8) 442 Sayılı Köy Kanunu’nun Ek-13. Maddesine Göre Bildirme Köy yerleşme planına göre köy tüzel kişiliği adına tapu kütüğüne yazılmış olan parseller, en çok 2.000 m2 olmak üzere, köyde oturan ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayanlara, köy ihtiyar meclisi kararıyla sürüm (rayiç) değerleri üzerinden satılabilir. Satış tutarı peşin ya da en çok 5 yılda ve 5 eşit parçada alınarak, o köyün imar işlerinde kullanılmak üzere köy sandığına yatırılır. Köy kurulunca satılan parseller üzerine satış gününden başlayarak en geç 5 yıl içinde yapı yapılması zorunludur. Köy Yerleşme Alanı Uygulama Yönetmeliği’nin 14. maddesine göre; peşin ya da taksitle satılan parseller 10 yıl süreyle, konut ya da tarım kredisi veren kuruluşlar dışında rehin ve öteki yersel (ayni) haklarla kısıtlanamazlar; miras yoluyla geçiş dışında, başkalarının mülkiyetine aktarım, satış vaadi sözleşmesi, bölüşme, ortaklığın (şüyuun) gidilmesi işlemlerine konu edilemezler. Ayrıca, kamu alacağı dışında, haciz edilemez. Bu durum tapu yönetimince kendiliğinden tapu kütüğünün bildirmeler bölümünde belirtilir. 9) 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nun 34. Maddesine Göre Bildirme 775 sayılı Gecekonduyu Önleme Kanunu düzenlemelerine göre belediyelerce düşük tutarlar karşılığında özgülenen (tahsis olunan) arsalar, bu arsalar üzerinde yapılan bina ile oluşan taşınmazlar ve yapılar, verilme gününden başlayarak 10 yıllık süre içinde; i) Başkalarının mülkiyetine geçirilemez, ii) Rehin ve öteki yersel (ayni) haklarla kısıtlanamaz, 5 e iii) Satış vaadi sözleşmesine konu edilemez, iv) Paylaşım ve satış yoluyla ortaklığın (şüyuun) giderilmesi istemine konu olamaz, v) Haczedilemez ve işgal olunamaz. Ancak, “v”. maddenin düzenlemesi saklı kalmak koşuluyla, ölüm, emeklilik, görev nedeniyle yer değiştirme (başka yere atanma) ve T. Emlak Bankası A.Ş.’nin ya da konut kredisi veren öteki kuruluşların ipotekli alacaklarından dolayı yapılacak satış ve işlemler bu koşullara bağlı değildir. Yapının yapılmasına ilişkin süreler saklı kalmak koşuluyla, 20 yıllık süre içinde borcun tümünün ödenmesi durumunda, sınırlamaların tümü kalkar. 10) 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b Maddesine Göre Bildirme Kamu yönetim birimlerinin, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu çerçevesindeki kamulaştırma işlemlerinde, tapu kütüğüne yazılı bulunan taşınmazlar için öncelikle satın alma yöntemine başvurmaları gereklidir. Satın alma yönteminde başarı sağlanamaması durumunda, ilgili yönetim, taşınmazın bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine başvurur ve taşınmazın kamulaştırma ederinin saptanarak, bu ederin peşin ya da taksitli (ödentili) olarak ödenmesi karşılığında, taşınmazın kendi mülkiyetine geçirilmesine karar verilmesi için istemde bulunur. Mahkeme, yönetimin başvuru gününden başlayarak en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, gerekli belgelerin de eklendiği açıklamalı bir duruşmaya çağrı yazısı ile taşınmazın sahibine bildirir. Kamu yönetim birimince yapılan araştırmalarda adresleri saptanamayan taşınmaz sahiplerine, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre duyuru yoluyla bildirimde ve duruşmaya katılma çağrısında bulunulur. Ayrıca, mahkemece, kamulaştırılacak taşınmazın bulunduğu yerde gazete çıkıyor ise, bu yerel gazetelerden birisinde ve Türkiye genelinde yayımlanan gazetelerin birisinde kamulaştırmanın ve belgelerin özeti en az bir kez yayımlatılır. Mahkemece yapılan bildirim, çağrı ve duyurulardan sonra, taşınmazın mülkiyetinin başkalarına geçirilmesi yasaktır. Bu arada, ilgili tapu yönetimine de bilgi verilerek, taşınmazın tapu kütüğüne bildirme işlenmesi sağlanır. Böylece, taşınmazın mülkiyetinin başkalarına aktarımı engellenmiş olur. Yükümleme (irtifak) hakkının kamulaştırmasına yönelik olarak Kamulaştırma Kanunu’nun 31/b maddesine dayanılarak tapu kütüğüne işlenmiş olan bildirmeler, taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkıyla ilgili tasarruflarda bulunmasını engellemez. Kamulaştırmanın mülkiyete yönelik değil de yükümleme hakkına yönelik olduğu belliyse, taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkıyla ilgili tasarruf istemlerinin tapu yönetimince karşılanması ve işlemden sonra kamulaştırmayı yapacak yönetime bilgi verilmesi gerekir. 11) 3083 Sayılı Sulama Alanlarında Arazi Düzenlemesine Dair Tarım Reformu Kanunu’nun 11. Maddesine Göre Kısıtlama Bildirmesi Yasa’da belirtilen amaçları gerçekleştirmek üzere uygulama alanlarında Toprak ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nce, isteğe bağlı ya da sahiplerinin olurları aranmaksızın arazi toplulaştırılması yapılabilir. Toplulaştırılan araziler, iklim ve toprak özellikleri ile bölge için öngörülen tarımsal işletme biçimleri de göz önünde bulundurularak, çiftçilere dağıtılır. Dağıtılan bu araziler bölünemezler; miras ile ilgili yasal düzenlemeler dışında, başkalarının mülkiyetine geçirilemezler. Yalnızca kendilerine özgüleme yapılan çiftçiler ile mirasçılarınca işletilebilirler. Bu araziler, kamu yararı dışında, yersel (ayni) haklarla 6 e kısıtlanamazlar, hacze, satış vaadine konu edilemezler ve kiraya verilemezler. Dağıtılan arazilerin tapu kütüklerinin bildirmeler bölümüne “3083 sayılı Yasa’nın 11. maddesine göre kısıtlıdır.” biçiminde yazım yapılır. Çiftçiliği bırakmak isteyenlere verilmiş araziler ve varsa üzerindeki yapılar, Toprak ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’ne geri verilebilir. Bu durumda, çiftçilerce yapılmış gerekli ve yararlı yapıların sürüm (rayiç) değeri, Toprak ve Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nce ilgilisine ödenir. 12) 5543 Sayılı Đskan Kanunu’nun 21. Maddesine Göre Bildirme 5543 sayılı Yasa’ya göre özgülenen (tahsis olunan) taşınmazlar, özgüleme gününden başlayarak on yıl süre ile satılamaz, bağışlanamaz, rehin olarak verilemez, satış vaadi ve haciz konusu edilemezler. Đlgili taşınmazların tapu kütüklerine bu konuda bildirme işlenir. Verilen arazi, arsa, işyeri, konut ve tarımsal donatıların; kısıtlılık süresi içinde askerlik, tutukluluk, doğal yıkım ve belgelendirilmiş uzun hastalık gibi geçerli bir özürü olmaksızın kendilerince işletilmediği, oturulmadığı ya da satıldığı, kiraya verildiği, gelir elde etmek amacıyla üçüncü kişilere kullandırıldığı belirlendiğinde, Mahalli Đskan Komisyonu’nca hak sahipliği durumu iptal edilir. Ayrıca, yurtlandırma amacıyla kullanılmak üzere, verilen arazi, arsa, işyeri, konut ve tarımsal donatıların tapularının iptal edilmesi ve Hazine mülkiyetine geçirilmelerinin sağlanması ilgili mahkemeden istenir. 13) Bağışlayana Geri Dönme (Rücu) Hakkı Bildirmesi Geri dönme (rücu, vazgeçebilme) koşuluyla bağışta, taşınmazın mülkiyeti bağışı alana geçmekle birlikte, tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne geri dönme koşulu işlenir. Buradaki geri dönme koşulu, bağışı alanın bağışlayandan önce ölmesi durumunda taşınmazın bağışlayana geri döneceği koşuludur. Bunun dışında bir koşulla taşınmaz geri dönmez. Ancak, bir tüzel kişi yararına geri dönme koşullu bağış yapılmış olup da tüzel kişilik son bulursa, bu da bir bağıştan dönüş (vazgeçme) nedenidir. Geri dönme koşulu gerçekleşirse, başka deyişle bağış yapılan kişi bağış yapandan önce ölürse, eski sahibi, taşınmazın yeniden kendi adına yazımını isteyebilir. Bunun için yargı yoluna başvurmaya gerek yoktur. Ölenin kimlik belgesi örneği ya da mirasçılık (veraset) belgesi gibi ölümü kanıtlayıcı belgeler ile ilgili tapu yönetiminden istemde bulunulması yeterlidir. Bunun için taşınmazın, ölen bağış yararlanıcısının mülkiyetinde duruyor olması da gerekmez. Taşınmaz bir başkasının mülkiyetine geçirilmiş, üzerinde birtakım haklar kurulmuş olsa bile, mülkiyet bağıştan geri dönene geçirilir. Şundan dolayıdır ki, bu taşınmazı mülkiyetine geçirmiş ya da taşınmaz üzerinde hak edinmiş kişiler, geri dönme koşulunu tapu kütüğünün bildirmeler bölümünde görerek ve sonuçlarını bilerek taşınmazın sahibi olmuşlar ya da taşınmaz üzerinde hak edinmişlerdir. Bu nedenle, taşınmazın bağışlayana geri dönüşü durumunda, söz konusu hakların tümü tapu kütüğünden düşürüleceklerdir. 14) Bağışlama Vaadi (Sözverisi) Bildirmesi Bağışlama vaadi, ileriki bir günde bir malı bağışlamayı üstlenme niteliğinde bir ön sözleşmedir. Bir taşınmazın ya da taşınmaz üzerindeki bir hakkın bağışlanması vaadi ancak resmi senet ile yapılmış ise geçerli olur. Bu resmi senedin de 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi çerçevesinde tapu görevlilerince düzenlenmesi gerekir. Noterlerin, tapulu taşınmazların bağışlanması vaadine ilişkin sözleşme düzenleme yetkileri yoktur. Yasa’da belirtilen koşulların gerçekleşmesi durumunda bağışlama vaadinden dönülebilir. (818 sayılı Borçlar Kanunu, Md. 238 - 245 / 6098 sayılı Borçlar Kanunu, Md. 288 – 296) 7 e 15) Satış Vaadi (Sözverisi) Bildirmesi Satış vaadi, ilerideki bir günde bir taşınmazın satışını üstlenme niteliğinde ön sözleşmedir (818 sayılı BK, 22 – 6098 sayılı BK, 29). Ön sözleşmeyi yapanlar ilerideki bir günde taşınmaz satış sözleşmesini yapma yükümlülüğü altına girerler. Ön sözleşmeyi yapan kişilerden biri yükümlülüğünü yerine getirmezse, öteki kişi yükümlülüğünü yerine getirmeyen kişiye karşı yükümlülüğün yerine getirilmesi için yargı yoluna başvurabilir. Bu yargılamadan taşınmazın mülkiyetinin alıcıya geçirilmesi sonucu çıkabilir. Satış vaadi sözleşmeleri noterlerce düzenlenir ve Tapu Kanunu’nun 26. maddesine göre, ilgililerden birinin istemi üzerine, tapu kütüğünün bildirmeler (şerhler) bölümüne işlenir. Tapu kütüğüne yazım, “Caner Yılmaz’ın 1/3 payı üzerinde Uygur Göktürk yararına satış vaadi vardır.” biçiminde yapılır. Bir taşınmazın birden çok satış vaadine konu edilmesi ve bunların tapu kütüğüne işlenmesi olanaklıdır. Tapu kütüğüne yazımdan başlayarak beş yıl içinde satış yapılmazsa, bildirmenin üçüncü kişilere karşı hukuksal geçerliliği kalmaz. Ancak, satış vaadi sözleşmesi yapanlar arasında on yıl süreyle geçerlidir. Bildirmenin tapu kütüğünden düşürülebilmesi (terkin edilebilmesi) için taşınmaz sahibinin istemde bulunması gerekir. 16) Yükümleme (Đrtifak) Hakkı Vaadi (Sözverisi) Bildirmesi Taşınmazın satışı vaadi gibi taşınmaz üzerinde yükümleme hakkı (üst, kaynak, yararlanma, oturma, geçit vb.) kurulması vaadinde de bulunulabilir. 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesine göre; taşınmaz ve sınırlı yersel hak sahipleri başkalarına, bir arazi ya da arsanın ortakları ya da bitişik taşınmazların sahipleri birbirlerine; taşınmazın başlı başına kullanıma elverişli bölümlerinden ya da taşınmaz üzerinde var olan ya da yapılacak yapının belirli bir katından ya da bağımsız bölümünden yararlandırmaya yönelik olarak, Medeni Kanun’un 838. maddesinin düzenlemesi çerçevesinde, yükümleme hakkı vaadinde bulunabilirler. Yükümleme hakkı vaadi, tapu görevlilerince düzenlenecek resmi senet ile yapılabilir ve tapu yönetimlerince kendiliğinden tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenir. Yükümleme hakkı vaadi, tapu kütüğüne yazımının yapılmasıyla birlikte, taşınmazın sonraki sahiplerini de bağlar. Bu yazımdan başlayarak beş yıl içinde söz verilen yükümleme hakkının tapu kütüğüne yazımı (tescili) yapılmazsa, tapu kütüğündeki bildirme, tapu yönetimince kendiliğinden düşürülür (terkin edilir). 17) Geri Alım (Vefa) Hakkı Bildirmesi Geri alım hakkı, satanın, sattığı taşınmazı sattığı kişiden geri satın alma hakkını saklı tutmasıdır (MK. 736). Satış sırasında geri alım hakkı oluşturulmak isteniyorsa, satışla ilgili resmi senede bu hak yazılır. Bu hak satış işleminden sonra kurulacaksa, noterce düzenlenmiş sözleşme gerekir ve buna göre tapu kütüğüne yazım yapılır. Tapu kütüğüne yazım, “Oğuz Demir’in 7 yıl süreyle ve 150.000.- TL’ye geri alım hakkı vardır.” biçiminde yapılır. Satılanın elmenliği (zilyetliği) alıcıya geçirilmişse, satıcının satılanı geri alması, bu hakkın resmi senette ya da noter sözleşmesinde açıkça saklı tutulmasına bağlıdır. Geri alım hakkı nedeniyle yargı yoluyla tapu iptalinin istenmesi durumunda, yargı kararından önce geri alım ederinin (bedelinin) mahkemenin belirlediği süre içinde ve mahkemenin belirlediği yere yatırılması gerekir. 8 e Geri alım hakkı, yeni sahibinin taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkilerini kullanmasına engel değildir. Taşınmazın haczedilmesi de, geri alım hakkı sahibinin eskiden doğmuş hakkını kullanmasına engel olmaz; geri alım hakkı sahibi isterse hakkını kullanır ve taşınmazı kendi mülkiyetine geçirir. Taşınmaza sahip olan tüm kişilere karşı kullanılabilen bu hakkın etki süresi, tapu kütüğüne yazım gününden başlayarak en çok on yıldır. Bu süre kısaltılabilir, ancak uzatılamaz. Sürenin sonunda taşınmaz sahibinin istemi ile geri alım hakkı tapu kütüğünden düşürülebilir (TST. 78). Tapu kütüğüne işletilmeyen geri alım hakkı, yalnızca bu hakkı tanıyan kişiye ve onun mirasının tümü üzerinde hakkı olanlara (tümel ardıllarına) karşı ileri sürülebilir. Geri alım hakkı genelde, satış ederinin süresinde ödenmemesi olasılığına karşılık, satıcılara güvence sağlamak amacıyla yapılır. 18) Alım (Đştira) Hakkı Bildirmesi Alım hakkı, bir taşınmazı belli bir tutar üzerinden belli bir süre içinde sahibinden satın alabilmek hakkıdır (MK. 736). Bu niteliği ile satış vaadine benzer. Ancak, satış vaadinin en çok beş yıl süreyle geçerli olmasına karşın, bu hak tapu kütüğüne yazım gününden başlayarak en çok on yıl süreyle geçerlidir. Süre sözleşme ile belirlenir, ancak on yıldan uzun süre öngörülemez. Süre sonunda taşınmazın sahibinin istemi ile tapu kütüğündeki yazım düşürülür (TST. 78). Tapu kütüğüne yazım, “Tamer Döner’in 6 yıl süreyle ve 200.000.- TL’ye alım hakkı vardır.” biçiminde yapılır. Taşınmazın haczedilmesi, alım hakkı sahibinin eskiden doğmuş hakkını kullanmasına engel olmaz; alım hakkı sahibi isterse hakkını kullanır ve taşınmazı kendi mülkiyetine geçirir. Alım hakkı sahibi, taşınmazın tapu kütüğünde doğrudan kendi adına yazımını isteyemez. Bunun için yargı kararı gerekir. Alım sözleşmesinin noterce düzenlenmiş olması gerekir (TST. 55). 19) Sözleşmeden Doğan Önalım (Şufa) Hakkı Bildirmesi Bir taşınmazın sahibi ya da paydaşınca, konu taşınmazda payı bulunmayan bir üçüncü kişiye sözleşme ile tanınan öncelikli alım hakkıdır. Tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenmiş olan sözleşmeden doğan önalım hakkı, tapu kütüğünde belirtilmiş sürede ve belirtilen koşullara göre taşınmaza sahip olan tüm kişilere karşı kullanılabilir. Kütükte koşullar belirtilmemişse taşınmazın üçüncü kişiye satışında, alıcı ya da satıcı, önalım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirimde bulunur. Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, taşınmazın tapu kütüğünde kendi adına yazımına karar verilmeden önce, satış ederi ile alıcıya düşen tapu giderlerini, yargıcın belirlediği süre içinde ve yere yatırmakla yükümlüdür. Önalım hakkı, satışın önalım hakkı sahibine bildirildiği günün üzerinden üç ay ve satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Cebri icra yoluyla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Önalım sözleşmesinin noterce düzenlenmiş olması gerekir (TST. 55). Önalım hakkının tapu kütüğüne işlenmesi, taşınmazın sahibi ya da yetkili temsilcisinin yazılı istemi ve önalım sözleşmesini göstermesi (ibrazı) ile olur. Kütüğe yazımı isteme yetkisi, önalım hakkı sahibine de verilebilir. Tapu kütüğüne yazım, “Gökhan Gökçe’nin 8 yıl süreyle ve 150.000.- TL’ye önalım hakkı vardır.” biçiminde yapılır. Bu haktan elçekilmesi (feragat) durumunda, yazım (tescil) istem belgesi düzenlenerek, kütüğün bildirmeler bölümündeki önalım hakkına ilişkin yazımın üzeri çizilir. Bildirmenin etkisi, tapu kütüğüne işlendiği günün üzerinden on yıl geçmekle sona erer. (MK. 733 – 735) (!) Yasal Önalım Hakkı (MK. 732 – 734): Paylı mülkiyetin söz konusu olduğu taşınmazlarda paydaşların birbirlerine karşı önalım hakları vardır. Yasal dayanağı olduğundan, bu hakka yasal önalım hakkı denilmektedir ve tapu kütüğüne yazımına gerek yoktur. Taşınmazda payı bulunmak bu hakka sahip olmak için yeterlidir. 9 e Önalım hakkının kullanılabilmesi için, tapuda yapılan satışları önalım hakkı sahibine noter aracılığıyla bildirmek, satıcının ve alıcının yükümlülüğüdür. Önalım hakkı, alıcıya karşı dava açılarak kullanılır. Önalım hakkı sahibi, taşınmaz payının tapu kütüğünde kendi adına yazımına karar verilmeden önce, satış ederi ile alıcıya düşen tapu giderlerini, yargıcın belirlediği süre içinde ve yargıcın belirlediği yere yatırmakla yükümlüdür. Önalım hakkı, satışın önalım hakkı sahibine bildirildiği günün üzerinden üç ay ve satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Cebri icra yoluyla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz. Yasal önalım hakkından elçekilmesi (feragat edilmesi, vazgeçilmesi) olanaklıdır. Elçekme noter aracılığıyla yapılabileceği gibi tapu yönetimine başvurarak da yapılabilir. Tapu yönetimine başvurulması durumunda elçekenin istemi yazım (tescil) istem belgesi düzenlenmek yoluyla tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne yazılır. Elçekmenin tapu kütüğüne yazımı, “Umut Güçlü yasal önalım hakkından elçekmiştir.” biçiminde yapılır. Yasal önalım hakkından elçekme bildirmesinin (şerhinin) etkisi, tapu kütüğüne işlendiği günün üzerinden on yıl geçmekle sona erer (MK. 735). Başka bir deyişle, yasal önalım hakkından bir kez de en çok on yıl süreyle elçekilebilir. 20) Kat Karşılığı Yapım (Đnşaat) Sözleşmesi Bildirmesi Kat karşılığı yapımda, taşınmazın sahibi, taşınmazının belli bir payını ya da yapılacak yapıdaki birtakım bağımsız bölümleri, yapıda kendisine kalacak bölümlerin karşılığı olarak, yüklenicinin (müteahhidin) mülkiyetine geçirmeye söz vermektedir. Kat karşılığı yapım hakkı sözleşmelerinin noterlerce düzenlenmesi gerekir (TST. 55/c). 21) Kira (Getirim) Bildirmesi Kira bildirmesi, bir taşınmazın sahibi ile kiracı arasında düzenlenmiş kira sözleşmesinin tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenmesidir. Kira sözleşmesi noterlerce onaylanmış ve sözleşmede yetkilendirilmişse kiracının istemi, kira sözleşmesi noterlerce onaylanmamış ve kiracı yetkilendirilmemişse taşınmaz sahibinin istemi üzerine kira bildirmesi tapu kütüğüne işlenir. 22) Đcra ve Đflas Kanunu’nun 28. Maddesine Göre Daha Kesinleşmemiş Yargı Kararlarının Bildirmesi Taşınmaz üzerindeki haklarla ilgili yargılamalarda davacının yararına (lehine) karar verildiğinde, mahkeme, davacının istemine gerek olmaksızın, kararın yerine getirilmesi içerikli bir üst yazı ekinde karar özetini ilgili tapu ya da gemi kütüğü yönetimine gönderir. Đlgili tapu ya da gemi kütüğü yönetimi, bu ilk derece yargı kararını kütüğe işler. Đlk derece yargı kararı üst yargı organınca onanarak ya da onanmayarak kesinleştirilir. Kesinleşmiş yargı kararının iletilmesi üzerine de, ilk derece yargı kararına göre kütüğe işlenmiş olan bildirme tapu ya da gemi kütük yönetimince kendiliğinden kütükten düşürülür ve kesinleşmiş yargı kararının gereği yerine getirilir. Söz konusu kesinleşmiş yargı kararı taşınmaz üzerindeki haklarda değişiklikler yaratabilir. Đlgili kütüğe yapılacak böyle bir yazım, yalnızca Medeni Kanun’un 1010. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendi çerçevesinde kısıtlama getireceğinden, taşınmazın alım satımına ya da taşınmaz üzerinde yersel ya da kişisel bir hak kurulmasına engel değildir. Yalnızca bildirici ve üçüncü kişileri uyarıcı bir anlam taşır ve tapu ya da gemi kütüğüne işlenmekle taşınmaz üzerinde sonradan kazanılacak hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Başka bir deyişle, bu bildirmeyi görerek taşınmazı satın alan ya da taşınmaz üzerinde yersel ya da kişisel hak edinen kişiler yargılama sonunda ortaya çıkacak kesin sonucun kendilerini ilgilendirmeyeceğini ileri süremezler. 23) Đpoteğin Paraya Dönüştürülmesi (Satışa Arz, Đcra ve Đflas Kanunu 150/c) Bildirmesi 10 e Đpotek güvenceli borcun ödenmemesi sonucu alacaklı taşınmazı icra yoluyla sattırarak satış tutarından alacağını alır (MK. 873). Đcra ve Đflas Kanunu’nun 150/c maddesine göre, icra müdürlüğü ipoteğin paraya dönüştürülmesi (satışa arz) işlemlerinin başladığını ilgili tapu yönetimine bildirecek ve bu konu taşınmazın tapu kütüğüne işlenecektir. Bu bildirme tapu kütüğüne işlendikten sonra, taşınmazı satın almış olanların Medeni Kanun’un 1023. maddesine dayanarak iyiniyet savında bulunmaları söz konusu olmayacaktır. 24) Geçici Yazım (Tescil) Bildirmesi Geçici yazım bildirmesi, bir taşınmaz üzerindeki yersel (ayni) hak iddiasının kanıtlanabilmesi ya da bir tapu işlemi için gereken belgelerdeki eksikliklerin giderilebilmesi için, taşınmaz sahibi ve ilgililerine süre verilmesiyle ilgili geçici bir işlemdir. Taşınmaz sahibi ya da ilgililerin istemi ya da yargı kararı üzerine, kesin yazım yapılıncaya değin, tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne işlenir. i) Bir taşınmaz üzerinde yersel (ayni) bir hakkının bulunduğunu iddia edenler: Bir taşınmazın gerçekte kendisinin olduğunu, ancak tapu kütüğünde başkasının mülkiyetinde göründüğünü ileri sürenler ile taşınmaz üzerinde ipotek, yararlanma (intifa) gibi yersel bir hakkı olmasına karşın kütüğe bunun işlenmemiş olduğunu ileri sürenler geçici yazım isteyebilirler. Đlgilisinin gösterdiği belgeler ile tapu kütüğünün ve tapudaki belgelerin incelenmesinden iddianın doğru olma olasılığı yüksek görülürse, kütüğe geçici yazım bildirmesi işlenebilir. ii) Tasarruf yetkisinin belirlenmesi için gerekli belgeleri eksik olanlar: Tapu işlemlerinin kütüğe yazımı için aranan belgelerden biri eksik olur ve istemde bulunulursa, eksiklik giderilinceye değin, tapu yönetimi kesin yazım yerine tapu kütüğüne geçici yazım bildirmesi işleyebilir. Böylece, belge eksikliği giderilinceye değin geçecek süre içerisinde taşınmazın el değiştirmesi ya da bu hakkın önüne geçecek başka hakların (haciz, ipotek gibi) kurulmasının önüne geçilmiş olacaktır. Tüm belgelerin eksik olması durumunda, eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi söz konusu değildir. Hangi belge eksikliklerinin giderilmesi için süre verilebileceği, Medeni Kanun’un 1011. maddesi ve Tapu Sicil Tüzüğü’nün düzenlemeleri doğrultusunda, tapu yöneticisinin değerlendirmesine bağlı bir konudur. Belge eksikliğinin bir yersel hakla ilgili olması gerekli değildir. Kira, satış vaadi, önalım gibi kişisel haklarla ilgili olarak da tapu kütüğüne geçici yazım bildirmesi işlenebilir. 25) Boşalan (Serbest) Dereceden Yararlanma Hakkı Bildirmesi Birinci derecede yer alamayan bir ipoteğin, kendi derecesinden üst derecede boşalma olması durumunda, boşalan üst dereceye kendiliğinden yükselme hakkıdır. Sonraki derecede yer alan ipoteklere boşalan dereceye geçme hakkı veren sözleşmelerin geçerliliği, resmi biçime uygun yapılmalarına ve taşınmaz üzerinde hak sağlamaları da tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne yazılmalarına bağlıdır. 26) 1164 Sayılı Arsa Üretimi ve Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 11. Maddesine Göre Bildirme Toplu Konut Đdaresi Başkanlığı (Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü), amaca uygun kullanımını sağlamak için, sattığı ya da mülkiyetini aktardığı arsa ve arazilerin tapu kütüğüne, satış koşullarına uygun altyapı, yapı ya da donatılar yapılmadıkça mülkiyetin üçüncü kişilere geçirilemeyeceği ve haczedilemeyeceği yolunda bildirmeler yazdırmaya yetkilidir. 27) 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 18. Maddesine Göre Bildirme 11 e OSB'lerde, bir işletmenin kurulması için kendisine parsel verilenler ile sahibi bulunduğu parselde üretim yapan ya da üretim yapma yükleniminde bulunan ve 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun amacına uygun etkinlik gösteren gerçek ve tüzel kişiye katılımcı denir. Katılımcılara verilen arsalar, veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu arsalar katılımcılar ve mirasçılarınca borcun tümü ödenmeden ve işletme üretime geçirilmeden başka kişilerin mülkiyetine aktarılamazlar. Bunu sağlamak yolunda, OSB yönetimi, satılan parsellerin tapu kütüğüne “geri alım (vefa) hakkı” bildirmesi işletir. Arsa üzerinde, katılımcının kuracağını önceden bildirmiş olduğu işletme çalıştırılmaya başlanmadıkça geri alım hakkı bildirmesi tapu kütüğünden düşürülemez. (!) Söz konusu bildirme; organize sanayi bölgelerine özgü olup, bölgenin ve bölge içerisinde yer alan taşınmazların vurgunculuk amaçlı yatırımlara konu edilmelerini önlemeye yönelik yasal düzenlemenin bir sonucudur. 28) 5366 Sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’un 4. Maddesine Göre Geçici Kısıtlama Bildirmesi Belediye ve il özel yönetimi, yenileme alanı olarak belirlenen yerlerdeki taşınmazlar üzerinde yapılaşma, kullanım ve işletme konularında yenileme projesi bitirilinceye değin geçici kısıtlamalar uygulayabilir. Buna göre, ilgili belediye ve il özel yönetimlerince Yasa’nın 2 ve 3. maddelerinde gösterilen süreç çerçevesinde belirlenen yenileme alanı içerisindeki taşınmazlar için geçici kısıtlama isteminde bulunulması durumunda taşınmazın tapu kütüğünün bildirmeler bölümüne; “5366 sayılı Yasa’ya göre yapılaşma, kullanma ve işletme tasarrufları kısıtlanmıştır.” biçiminde yazım yapılır. Bu yazımın yapılmasından sonra yapılaşma, kullanma ve işletmeye yönelik istemler, tapu yönetimince, ilgili belediye ve il özel yönetiminin uygunluk vermesi durumunda karşılanır. Yenileme alanlarında gerçek ve özel tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili belediye ve il özel yönetimince kamulaştırılabilir. 12