DÖVİZ DERGİSİ`NDE

Transkript

DÖVİZ DERGİSİ`NDE
PİYASA GELİŞMELERİNİ İLK SİZ TAKİP EDİN
döviz dergisi
18 MART pazartesİ - SAYI NO: 10
BİRÇOK ANALİZ
PİYASA İLE İLGİLİ GELİŞMELER
DÖVİZ DERGİSİ’NDE
ANALİZ
www.dovizdergisi.com
İÇİNDEKİLER
ANALİZ
HABERLER
SAYFA 4
SAYFA 16
• PETROL ANALİZ
• BASINDAN HABERLER
SAYFA 5
SAYFA 22
• BAKIR ANALİZ
• APPLE MI SAMSUNG MU ?
• AB RUSYA’YLA GERÇEK STRATEJİK İŞBİRLİĞİ
İSTİYOR
SAYFA 6
• PLATİN ANALİZ
SAYFA 7
SAYFA 23
• PALLADYUM ANALİZ
• DÜNYANIN EN BÜYÜK ALTIN PİYASASINA
İNCELEME
SAYFA 8
SAYFA 24
• BUĞDAY ANALİZ
• FRANSA MALİ’DE UZUN SÜRE KALMAYACAK
• HASHTAG (#) KULLANIMI FACEBOOK’UN
GELİRLERİNİ ARTIRACAK
• ESAD, BRICS ÜLKELERİNDEN YARDIM TALEBİNDE
BULUNDU
SAYFA 9
• MISIR ANALİZ
SAYFA 10
• SOYA FASULYESİ ANALİZ
SAYFA 25
SAYFA 14
• İNGİLTERE BAŞBAKANI VE YENİ PAPA,
FAKLAND ADALARI KONUSUNDA TARTIŞTI
• KIBRIS’A 10 MİLYAR EURO KREDİ VERİLDİ
• KIBRIS’TA BANKAMATİKLERİN ÖNÜNDE
KUYRUKLAR OLUŞTU
• EUR/USD ANALİZ
• GBP/USD ANALİZ
SAYFA 26
SAYFA 11
• S&P500 ANALİZ
SAYFA 15
• USD/TRY ANALİZ
• AUD/USD ANALİZ
• OBAMA’YI İSRAİL ZİYARETİNDE NELER BEKLİYOR
• NETANYAHU, YENİ HÜKÜMETİ KURDU
• RUSYA 2013 YILINDA, 518 MİLYON
TON PETROL ÇIKARACAK
SAYFA 27
• TÜRKİYE VE ABD ARASINDA SERBEST
TİCARET ANLAŞMASI ÇAĞRISI
2 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ?
Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız işlemler için
bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik, sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha
yakından takip etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve
CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek istiyorsunuz.
2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında, ülkemizde önce
döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması, ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi, yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına
yönelmesine neden olmuştur.
Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi, uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin faaliyete geçmesini sağlamış,
zamanla aynı şekilde çalışan yurt dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır.
Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar yanında, farklı
yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret etmektedir; bu durum aynı
zamanda ülkemizdeki yatırımcıların daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda
güzel bir trendin başladığının da işaretidir.
Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı piyasalara
güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak üzere kurulmuştur.
DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM
Telefon : 0(212) 505 37 69
E-Posta : [email protected]
Adres : Galataderesi Cd. 27/6
Şişli - İstanbul
Sitemizde zengin kapsamlı strateji bültenlerimize erişebileceksiniz. Döviz
Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya
devam edeceğiz. Günlük yazılı ve görüntülü bültenlerimiz yanında,
şirketimizin tecrübesinden birebir komünikasyonla faydalanabilme
ayrıcalığının size katma değer olacağına inanıyoruz.
Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında onlarca parite,
metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu yatırımları yaparken profesyonel
desteğe ihtiyaç duyacağınızı düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım.
Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına gerçek anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 3
EMTİA ANALİZ
PETROL (CRUDE OİL)
Haftayı 93.5’den kapatmıştı. 94.5 direnç seviyemizdir. Bu seviyeye kadar yükselişlerin devam
etmesini bekliyoruz. 92.5 ilk destek noktamızdır.
92.95 ve 92.5’den 94.5 hedefli 91.9 stop
kullanarak alım yapmak üzere beklenilebilir.
4 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
EMTİA ANALİZ
BAKIR (COPPER)
3.511’dan haftayı kapatan bakır fiyatları 3.474 desteğini korumaya
çalışıyor. Haziran sonrası dönemler için bulunduğumuz seviye
yatırım için ideal nokta olarak gözlemliyoruz.
Haziran ve sonrası vadelerde işlem yapmak üzere 3.474 desteği
gözönüne alarak 3.86 hedefli makul hacimde yatırım yapmak
üzere plan yapılabilir.Tavsiye ettiğimiz kontratın vadesi ağustos
vadelidir.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 5
EMTİA ANALİZ
PLATİN (PLATİNUM)
Platinum 1589 seviyesinden haftayı kapattı. 1577 ilk destek
noktamızdır. 1545 ikinci destek noktamızdır. 1545’den
1662 hedefli alım yapmak üzere plan yapılabilir.
Direnç noktalarımız 1611-1635’dir. 1573’un altında
oluşacak günlük ortalamalar 1527 desteğine kadar geriletebilir. Bu nedenle 1545’den 1662 hedefli alım yapmayı
düşünen yatırımcılar stop noktasını 1527’in altına
yerleştirmelidir.
6.44’den haftayı kapatan hisse senedinde haftalık bazda
tepki alımı geldi. 6.6 ve 6.84 direnç seviyelerine kadar
yükselişe devam edebilir.
Bu seviyeler hedeflenerek kısa vade yatırım yapılabilir.
6 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
EMTİA ANALİZ
PALLADYUM (PALLADIUM)
Palladium haftayı 775 seviyesinden kapattı. 769 destek
noktamızdır. 763 ikinci destek noktamızdır.
692 orta vade destek noktamızdır. 847 seviyesine kadar
yükselişler devam edebilir.Bu nedenle yatırımcılar palladium işlemlerinde makul hacimi tercih etmelidirler.
5.62’den haftayı kapatan hisse senedinde yükselişler
devam edebilir.5.8 ilk direnç noktamızdır.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 7
EMTİA ANALİZ
5.14’den haftayı kapatan hisse senedinde 5.28’e kadar
yükseliş görebiliriz.Kısa vade alım yapılabilir.
BUĞDAY (WHEAT)
722 seviyesinden haftayı kapatmıştı. 761 ilk direnç
noktasına doğru alıcıların gelmesini bekliyoruz.
İşlem gören seviyeden 761 hedefli 703 stop kullanarak
makul hacimde alım öneriyoruz.İşlem vademiz Haziran
2013’tür.
8 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
EMTİA ANALİZ
MISIR (CORN)
717 seviyesinden haftayı kapatan mısır fiyatlarına nazaran
daha güçsüz seyir ediyor.
7.02 desteğinden 7.33 hedefli alım önerebiliriz. Fakat bizler
bu yayınımızda şimdilik mısırda işlem önermiyoruz.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 9
EMTİA ANALİZ
SOYA FASULYESİ (SOYBEANS)
1426’dan haftayı kapatan soya fiyatlarında satışların devam
etmesini bekliyoruz. 1445 direnç noktamız olurken 1409 ilk hedef
noktamızdır.
1389’a kadar inebiliriz. Bu nedenle soyada yükselişler satış
fırsatıdır. 1459 stop olarak düşünülebilir.
10 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
ENDEKS ANALİZ
S&P500 ANALİZ
1553 seviyesine kadar yükselen endeksde, gerilemeler alım fırsatı olarak kullanılmaya devam ediyor. ABD
yaşanacak ekonomik politiklar hisse senedi piyasaların yükselişi destekleyecekdir.
Bu nedenle S&P500 ve Dowjones vadelide işlem yapmak yerine hisse senedi alım yapmanızı öneriyoruz.
MISIR ANALİZİ
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 11
12 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 13
PARİTE ANALİZ
EUR/USD paritesi geçen hafta kısa süreliğine 1.291 seviyesine inerek 1.308’e kadar yükseldi. Geçtiğimiz hafta 1.291
EUR/USD
stoplu alım önermiştik. Parite de bizler bu hafta yükselişin
devam etmesini bekliyoruz. Parite tekrar 1.33’lü seviyeleri
test edebilir. 1.291’un altında 1.2955’de stop kullanarak alım
yönünde kalınabilir.
GBP/USD paritesi geçen hafta 1.525 direnç seviyesine
ulaşmak için tepki alımı ile karşılaştı. Biz uzun vade sterli-
GBP/USD
nin 1.5’in altına inmesi ile negatif görünüme kavuştuğuna
inanıyoruz. Sterlin bu hafta 1.525 direnç seviyesine
ulaşabilir. Fakat sterlin uzun vade almak için beklenmelidir
görüşündeyiz.
14 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
PARİTE ANALİZ
USD/TRY 1.80’dan haftayı kapatan kurda 1.835 dinamği halen
gücünü koruyor. Bizler uzun vade satış yönünde pozisyon
USD/TRY
almak için en azından 1.821 direnç seviyesini bekliyoruz. Kur bu
hafta biraz gerileyebilir. 1.801 ve 1.796 destek seviyelerinden
yine tepki görerek 1.809 direnç seviyesine çıkabiliriz. Bu nedenle haftalık işlemlerde gerilemeler alım fırsatı olarak görünürken
uzun vade satmak için beklemeyi tavsiye ediyoruz.
AUD/USD Geçtiğimiz haftaki analizimizde 1.038 direnç seviyesi olarak ve hedef olarak belirtmiş olduğumuz parite gelen
AUD/USD
alımların güçlü olması nedeniyle bu hafta 1.048 direnç seviyesinin test edileceğini tahmin ediyoruz. Parite 1.048’in üzerinde
kalıcı bir fiyat hareketi göstermeyebilir. Bu nedenle bu parite
bu hafta alınacak pozisyonlar hafta kapanmadan kapatılmasını
tavsiye ediyoruz.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 15
BASINDAN HABERLER
Frankfurter Allgemeine Zeitung, Avrupa Birliği’ndeki zengin ülkelere göçün
belediyeler için büyük külfet haline gelmeye başladığına dikkat çekiyor:
“Kimse gerçekleri görememekle itham edilmek istemez. Hele eleştiriler uzaktan
geliyorsa. Alman Belediyeler Birliği, fakirlik yüzünden Bulgaristan ve Romanya’dan
Almanya’ya gelen göçmenlerin büyük mali problemlere yol açtığını söylediğinde
Brüksel’deki Birlik merkezi bunun ‘patolojik bir yaklaşım’ olduğunu ileri sürmüştü.
Ama şimdi bizzat Avrupa Parlamentosu Başkanı maddi nedenli göçün ideolojik
kavgaya dönüştürülmemesi uyarısında bulunuyor. Halbuki belediyelerden gelen
şikayetlerin görmezden gelinmesi tam da bu anlama geliyor. Brüksel’in gerçekleri
inkâr etmesinin sosyal ve siyasi bakımlardan ne kadar tehlikeli olduğunu anlamamak için herhalde politikacı olmak gerekiyor.”
Macaristan parlamentosunun tartışmalı Anayasa revizyonunu gündeme alması
ortaklarının tepkisine yol açtı. İngiliz gazetesi Independent Avrupa Birliği’nin
Macaristan’a baskı yapması gerektiğini yazıyor:
“Anayasa değişirse, seçim kampanyalarından sadece kamu medyası haber verebilecek. Macaristan Yüksek Mahkemesi’nin 2012 yılında aldığı karar da geçerliliğini
kaybedecek. Avrupa Birliği, Macaristan’a para cezası verebilir ve milyarlarca
euroluk yapısal uyum yardımlarını dondurabilir. Son çare olarak Macaristan’ın
Birlik bünyesindeki oy hakkını da elinden alabilir. Bunlar kaba metotlardır ve
iyice düşünmeden uygulanmamalıdır. Ancak Brüksel, Avrupa’nın değerlerini
savunduğunu ve Birlik üyeliğinin beraberinde bazı yükümlülükler getirdiğini Orban
yönetimine göstermelidir.”
Bulgaristan ve Romanya’nın Avrupa serbest dolaşım bölgesi Şengen
üyeliklerinin yeniden ertelenmesini yorumlayan sol liberal Bulgar gazetesi Sega, Sofya ve Bükreş yönetimlerinin fakirleri ülkeden sürmeye çalıştığını
dile getiriyor:
“Bulgaristan ve Romanya, yolsuzlukla ve organize suçlarla yeteri kadar mücadele
etmemekle suçlanıyor. Avrupa Birliği Komisyonuise, iki ülkenin Şengen üyeliğinin
teknik şartlarını yerine getirdiğini, dolayısıyla da bölgeye dâhil edilmesi gerektiğini
söylüyor. Ancak Komisyonun periyodik raporlarında Bulgaristan ve Romanya’nın
adalet ve iç düzen açısından açık verdiği belirtildiği için, ortakları Şengen üyeliğini
istedikleri gibi erteleyebiliyorlar. Raporlar aslında Bükreş ve Sofya’nın elit iktidar sahiplerini eleştiriyor. Ama onlar, raporlardan kendilerine iyi not çıkmış gibi
davranıyorlar.Bulgaristan ve Romanya’dan gelen göçün en çok sıkıntı verdiği
ülkelerin atıfta bulunduğu raporlar aslında, halklarını soyup yolsuzluk yapan ve en
fakir kesimleri selameti yurt dışında aramaya zorlayan iktidar sahiplerini muhatap
almaktadır.”
16 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
BASINDAN HABERLER
İkinci Irak savaşı bundan on yıl önce, 20 Mart 2003’te başlamıştı. Letonya
gazetelerinden Diena’nın yorumu özetle şöyle:
“Irak savaşı bir yüzkarasıydı ve insan haklarına uyulmasına şeklen büyük önem
veren Batılı toplumların değerlerine ters düşmekteydi. Bu sınır daha nereye kadar
aşılacak ve Batı toplumu acaba çifte standart anlayışını daha ne kadar ayakta tutabilecek?”
Dagens Nyheter adlı İsveç gazetesinin yorumunda, fakir Avrupa Birliği ülkeleri
vatandaşlarının dolaşım hakkının sınırlanması ele alınıyor:
“Ekonomik kriz aynı zamanda sosyal krizdir de. Krizden en fazla etkilenen ülkelerin vatandaşları Paris, Berlin ya da Stockholm sokaklarında para dilenebilmek
için ülkelerini terk ediyorlar. Avrupa’nın fakirlerinden sadece kendi ülkeleri sorumlu
tutulamaz. Giderek derinleşen ekonomik krizle başa çıkmak zaman alacak. Ancak
en azından devletlerin, günah keçisi yaptıkları insanları kovmak yerine asıl problemlerin üzerine gitmeleri gerekir. Almanya, Hollanda, İngiltere ve Avusturya’nın Avrupa
Birliği ülkeleri arasındaki serbest dolaşım ve yerleşme hürriyetini kısıtlamak istemeleri son derece endişe vericidir.”
Macaristan’da demokratik hakların kısıtlanacağı gerekçesiyle büyük eleştiri
alan anayasa değişikliği paketi parlamentodan geçti. Avrupa Birliği gelişmeleri
endişeyle izliyor. Süddeutsche Zeitung konuyla ilgili şu yorumu sunuyor
okurlarına:
“Avrupa Birliği’nin, Macaristan’ın iç siyasetindeki muziplikleri sadece biraz kızgınlık
gösterip geçiştirebileceğini sandığı günler geride kaldı. Milliyetçi Başbakan Viktor
Orbán’ın Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlayarak demokrasiyi tırpanlaması,
Avrupa değerler birliğinin ruhuna da bir saldırı aynı zamanda. Tüm üye ülkeler
demokrasi, özgürlük ve hukuk devleti esaslarına bağlı kalmakla yükümlü. Bu
prensipler, ortak ekonomik çıkarların yanı sıra Avrupa Birliği’ni bir arada tutan en
önemli bağı oluşturuyor. Bu bağ zedelendiği anda, tüm yapı tehlikeye girer. Avrupa,
Macaristan’daki duruma gayet açık ve net bir tepki vermek zorunda.“
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 17
BASINDAN HABERLER
Frankfurter Allgemeine da yorum sütununda aynı konuyu ele almış:
“Ne kadar çok düşmanın olursa, şanın o kadar çok olur. Macaristan Başbakanı
Orbán, siyasetini sanki bu prensibe inanarak şekillendiriyor. Devleti ve toplumu
yeniden şekillendirmek için kolları sıvamasından bu yana yaklaşık üç yıl geçti ve
bu süre içinde Orbán’ın elini attığı ve başta Avrupa Birliği ülkeleri ile kurumları
tarafından yoğun eleştiri almayan herhangi bir konu ya da başlattığı bir girişim yok.“
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Arap Birliği’nin Suriye’deki iç savaşa
müdahale etmesini, Birleşmiş Milletler’in de Arap Birliği‘ne mavi bereli bir
birliğin oluşturulmasında destek olmasını istedi. Peres’in bu çağrısına ilişkin
olarak Märkische Oderzeitung şu yorumu yapıyor:
“Arap Baharı’ndan geriye hiçbir şey kalmadı. Sadece yılgınlık ve yeni şiddet var.
Hatta Suriye’deki krizde bahar hareketi daha filizlenirken kanlı bir savaşa dönüştü.
İsrail Cumhurbaşkanı Peres ne kadar çağrıda bulunursa bulunsun, Arap Birliği’nden
çok şey beklemek mümkün değil. Zira Moskova ve Pekin, ‘aksi takdirde şiddet ve
kaos yayılır‘ diyerek Esad’a desteğini sürdürmeye devam ettikçe, katliamlar da aynı
şekilde sürecek. Fakat uzun vadede şiddet ve kaosun yayılmasının önüne geçilemeyecek. Bir müdahale olsa bile.“
Berlin’de çıkan Die Welt gazetesi Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez’in
ölümünün ardından Güney Amerika’yı mercek altına alıyor yorum sütununda:
“Chavez’in naaşının mumyalanacağı haberi pek şaşırtıcı değil. Latin Amerika’da
efsanelerden daha kalıcı olan yok. Gerçekte ne olduğu, nasıl olduğu önemli değil.
Nasıl olması gerektiği fikri canlı tutulsun, yeter. Bu Peron’da böyleydi, Salvador
Allende’de de öyle oldu. Bunun birçok nedeni var. En önemlilerinden bir tanesi
de efsanenin Latin Amerika’daki aydınlar ve bölge dışındaki hayranları tarafından
savunulması. Tabii, Latin Amerika’nın sorunlarını katı ve tutarlı bir şekilde analiz
etmek yerine, her sorunun arkasında oligarşinin, yabancı sermayenin ve özellikle de
‘kötü Amerikalıların’ olduğunu söylemek çok daha kolay bir yol.“
18 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
BASINDAN HABERLER
Macaristan’da Başbakan Viktor Orban’ın imzasını taşıyan tartışmalı anayasa
değişikliği paketi parlamentodan geçti. Rusya’dan Novaya Gazeta konuyla ilgili, ‘Macaristan Avrupa değerlerine veda ediyor’ başlıklı yorumunda şu satırlara
yer veriyor:
“Viktor Orban’ın seçim zaferinden bu yana Macaristan iki yıldır adım adım Avrupa
değerlerine veda etti. Ülkenin karizmatik Başbakanı şimdiki anayasa değişikliği paketi ile bir kez daha uzlaşma yerine karşı karşıya gelme yönünde karar aldı. Orban
böyle yaparak ABD’den yapılan bütün çağrıları da gözardı etmiş oluyor. Abartılı,
milliyetçi hitabet yönüyle Orban gücünü artırıyor ve aynı zamanda kendisini ülkenin
savunucusu olarak gösteriyor. Bu değişiklikler ülkedeki demokrasiyi zayıflatabilir.
Brüksel ve Budapeşte arasındaki bu tartışma, AB’nin üye ülkeler üzerinde sınırlı
oranda etkili olabildiğini de gösteriyor.”
İspanya’dan sol liberal El Pais aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer
veriyor:
“Macaristan’da demokratik ilkelerin zayıflatılması AB’nin sert bir tepki vermesini
zorunlu kıldı. Siyasi olarak birbirine karşıt güçler arasındaki dengenin ortadan
kaldırılması, sadece ülkenin iç işlerini ilgilendiren bir durum değil. Bu aynı zamanda
AB için Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde demokrasinin sağlamlaştırılması yönündeki
çabaların ağır bir darbe alması anlamına geliyor. Budapeşte’deki gelişmeler, AB’nin
sorunlu ülkeleri ikaz etme konusunda yeterli yol ve yöntemlere sahip olmadığını da
gösteriyor. Gerçi Brüksel üye ülkelerin oy hakkını elinden almak da dahil kapsamlı
bir cephaneye sahip. Ancak bunun kullanımı uygulamadan çok teoride kalıyor.”
Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum, İsveç’in liberal Dagens Nyheter gazetesinden:
“Neyseki Macaristan’ın yaptığı son provakasyonlar Avrupa’nın geri kalanında tepkilere yol açtı. Hem AB Komisyonu, hem de Avrupa Konseyi Macaristan’a bu konuda bilinçli davranma çağrısında bulundu. Anayasa paketine eleştirilerin devam etmesi üzerine bazı düzeltmeler yapıldı. Budapeşte’deki Anayasa Mahkemesi tartışmalı
paketin bir bölümünün ‘geçersiz’ olduğuna hükmetti. Ancak şimdi olumlu olarak
değiştirilen yerlerin birçoğu yeniden yok edildi. AB üyesi ülkelerde demokrasi yoldan
çıkar ve milliyetçilik yerleşirse, o zaman Avrupa Birliği’nde işbirliğine gidilmesi için
ortada bir neden kalmaz.”
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 19
BASINDAN HABERLER
Rusya ile İngiltere hükümetleri arasındaki istişarelere ışık tutan Rossiyskaya
Gazeta adlı Rus gazetesi yorumunda, taraflar arasında yakınlaşma
sağlanamadığını yazıyor:
“Liderler arasındaki buluşma dostane bir atmosferde ama yakınlaşma
sağlanmaksızın sona erdi. Sadece birkaç belge imzalandı. Bakanlar arasında,
siyasi diyaloğun iki artı iki formülü üzerinden yürütülmesinin kararlaştırılmış olması,
Londra görüşmelerinin en önemli sonucu olarak değerlendirilebilir. Rusya ile
İngiltere arasındaki önemli görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmak mümkün olmamıştır.
Bunların başında, Avrupa füze savunma sistemi gelmektedir. İkili istişarelerin yeni
bir çerçeveye oturtulması İngiltere’nin isteğiydi. Londra yönetimi böylelikle Avrupalı
ortaklarına, imkanları dâhilinde Rusya ile Batı arasındaki diyaloğun önemli bir ortağı
olduğunu göstermiş oldu.”
Yeni Papa ile ilgili Der Tagesspiegel gazetesinin yorumu da şöyle:
“Eşcinseller arasında evliliğe ve kürtaja kesin bir şekilde karşı olan bu kişiden bir
devrimci çıkmaz. Hedge Fon spekülatörlerinin vurdumduymazlığına ve elektronik
para akışındaki çılgınlığa karşı Papa Francisco da pek meydan okuyamayacaktır.
Ama belki en azından, deyim yerindeyse, kendi kapısının önünü süpürebilir. Vatikan
Bankası hakkındaki skandalları aydınlatıp, Vatikan’ın otoriter devlet yapısı içindeki
entrikaları engelleyebilir ve sistem içindeki cinsel taciz suçlularından hesap sorabilir.
Hatta belki Arjantinli Cizvit Francisco, bazı zenginlerin vicdanlarının sesini dinlemesini sağlayabilir. Bunlar da epey bir başarı sayılabilir.“
Berliner Zeitung adlı gazete ise Suriye’deki duruma ilişkin bir yorum sunuyor
okurlarına:
“Zamanla Suriye’deki durumun bir savaşa dönüşmesi ihtimali arttı. Bosna
Savaşı’nda olduğu gibi, ülkeye askeri müdahalede bulunulmasını isteyenlerin sesi
daha yüksek çıkıyor. Suriye’deki dehşetin bir son bulmaması ve ülkenin kimyasal silahlarla birlikte çöküşe sürüklenmesi ihtimali nedeniyle, askeri müdahale
yaşananlara verilecek en doğru karşılık olur. Ancak Fransa ve İngiltere’nin bunun
için doğru aktörler olup olmadığını sorgulamak gerekir. En iyi öneri İsrail Devlet
Başkanı Şimon Peres’ten geldi: Arap Birliği BM askerlerinden oluşan bir birliği
Suriye’ye göndermeli. Arap ülkelerinin Peres’in bu çağrısını işitmesini ummaktan
başka yapılacak bir şey yok.”
20 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
BASINDAN HABERLER
Fransız gazetesi Liberation, Fransa ve İngiltere hükümetlerinin Suriye’deki
muhalif gruplara silah yardımı yapma planlarını konu alan yorumunda şu
görüşlere yer veriyor:
“Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad iktidarda kalmak için ülkesini yerle bir etmeyi
göze almış. Ordusunun bütün gücüyle muhaliflerin kontrolündeki şehirlere saldırıyor,
sivillere bomba ve roket yağdırıyor. Fransa ve İngiltere’nin talepleri yönünde
isyancılara silah yardımı yapılması, Rusya ve İran’dan yoğun silah yardımı alan
rejime karşı savaşanları takviye edip bir nebze de olsa denge sağlayabilir. Ancak,
bölünmüş durumdaki muhalefetin sonunda kazanacağını kimse garanti edemez.
Hayali Arap Baharı’nın ilk barışçı gösterilerinin üzerinden iki yıl geçerken bütün bir
halkı hedef alan katliamın ne zaman sona ereceği kestirilemiyor.”
Amsterdam’da yayımlanan Handelsblad adlı Hollanda gazetesi, Macaristan’ı
otoriter rejime sürükleyen anayasa değişikliğinin tepkisiz kalamayacağını
yazıyor:
“Macaristan yönetiminin tutumu, Avrupa’ya yakışmayan diktatörce bir görünüm arz
ediyor. Avrupa Birliği bu duruma sessiz kalmamalı. Lizbon antlaşması yeterli yetkiyi
veriyor. Macaristan’ın sergilediği provokasyon, antlaşmanın kağıt üzerinde kalmaya
mahkum olmadığını kanıtlamak için bir fırsattır. Siyasi müdahalelerin de sırası
gelmiştir. Macaristan’daki milliyetçi muhafazakâr iktidar partisi sadece Avrupa’yı
değil ama aynı zamanda Hıristiyan Demokratlığı da küçük düşürüyor. Başbakan
Viktor Orban, Avrupa değerler ortaklığını terk etti. Bunun sonuçlarına katlanmalıdır.”
İspanyol El Periodico gazetesi kriz yüzünden borç taksitini ödeyemeyenlerin
zorla evlerinden çıkarılmasının Avrupa Adalet Divanı tarafından veto edilmesini konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:
“Yüksek mahkemeden böyle bir karar çıkmasını, zorla tahliyeye başkaldıranlara
borçluyuz. İspanyol mahkemeleri çağın gerisinde kalmış yasaların ellerini kollarını
bağlaması yüzünden tahliyeleri durduramıyordu. Bu durum İspanyol yargısında
demokrasi açığı olduğunu gösterir. Adalet Divanı’nın tarihi kararı bu çelişkiyi ortadan
kaldırdı. Kararın sadece İspanya’da değil, bütün Avrupa’da etkileri olacak. Çünkü
artık bütün Avrupa Birliği ülkelerinin hâkimlerin zorla tahliyelerde uymaya mecbur
edildiği bir kılavuz bulunuyor.”
Deutsche Welle Türkçe
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 21
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
Samsung, merakla beklenen yeni
telefonu Galaxy S4’ü ile en yakın
rakibi Apple’a gözdağı verdi. Türkiye
fiyatının 2 bin TL olması beklenen
yeni telefonun en önemli özelliği 13
megapiksel fotoğraf çekebilmesi.
APPLE MI SAMSUNG MU ?
Geçen sene toplam 384 milyon akıllı
telefon satan firmanın hedefi, bu yıl
rakamı 510 milyona çıkarmak. Son iki yıldır Galaxy serisiyle elde ettiği başarı, Samsung’u küresel akıllı telefon pazarının en güçlü markası haline getirdi. Geçen
sene 384 milyon akıllı telefon satışı gerçekleştiren Güney Koreli elektronik devi, liderliği bırakmamakta kararlı. Apple’ın ise
aynı yıl satışları 130 milyonda kaldı. Samsung, geçen sene akıllı telefon piyasasındaki payını daha ilk çeyrekte yüzde 30,6’ya
yükseltmişti.
ABD’li Apple’ın 2011’in ilk çeyreğinde yüzde 18,1 olan pazar payı, bir yıl içinde yüzde 24,1’e ulaştı. Aynı dönemde firmanın
büyüme rakamları yüksek olsa da Samsung’un gerisinde kaldı. Hızlı yükleşini sürdüren firma, Android severlerin merakla
beklediği Galaxy S4 modelini, Unpacked 2013 adıyla Amerika’da ve Samsung’un anavatanı Güney Kore’de yaptı. Tasarımının
ilk bakışta Galaxy S3’e benzediği dikkat çeken yeni modelin ağırlığı selefine göre 2 gram hafifleyerek 130 grama düştü.
Samsung yeni modeli incelterek daha
estetik bir görünüm kazandırdı. S3’ün
kalınlığı 8,6 mm iken S4’te 7,9 mm’ye
düşüyor. S4’ün ekran genişliği de
S3’teki 4,99 inçten 5 inçe yükseltildi.
2 GB RAM’e sahip telefon 16,32 ve
64 GB’lık dahilî hafıza seçenekleriyle satılacak. Buna ilave olarak
S4’e 64 GB’a kadar da harici hafıza
takılabilecek.
Nisan sonu itibarıyla dünyadaki 155 ülkede 327 operatör aracılığıyla aynı anda piyasaya sürülecek akıllı telefonun Türkiye
fiyatının 2 bin lira civarında olması bekleniyor. Telefon farklı ülkelerde farklı işlemcilerle piyasaya sürülecek.
AB RUSYA’YLA GERÇEK STRATEJİK İŞBİRLİĞİ İSTİYOR
AB ve Rusya’nın, “ihtiyaç ortaklığı” konumundan “özgür seçime dayalı ortaklığa” geçmesi
gerektiği ifade edildi.
Brüksel’de düzenlenen AB Zirvesi’nin ardından açıklamalarda bulunan Avrupa Komisyonu
Başkanı Jose Manuel Barroso, “Rusya, en büyük komşumuz, üçüncü ticari ortağımız. AB
de Rusya için başlıca ithalatçı ve ihracatçısı, yabancı yatırımın başlıca kaynağı ve enerji
ürünlerinin başlıca alıcısı konumunda bulunuyor.” diye kaydetti.
Zirve katılımcılarının ikili işbirliğini en geniş şekilde devam ettirilmesinden yana olduğunu
belirten Barroso, doğrudan ve açık diyalog çerçevesinde ilerleme için yeni fırsatlarla
birlikte mevcut anlaşmazlıkların konuşulması gerektiğini de sözlerine ekledi.
22 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
Bir tiyatro şovu ile tanıtılan Samsung’un yeni modelinde özellikle multimedya kullanıcıları için birçok kolaylıklar getirildi.
S4’te fotoğraflara ses kaydı ekleme özelliğinden beğenilmeyen
unsurları fotoğraftan çıkarma, birden fazla görüntüyü birleştirip
tek bir foto elde etme ve görüntülü konuşma sırasında ön
kamerayı da çalıştırma (dual video call) gibi yenilikler yer alıyor.
Hem ön hem arka kamerayı çalıştırarak aynı anda fotoğraf
çekebilen telefon, bu fotoları da Instagram’daki gibi çeşitli filtreler
kullanarak renklendirebiliyor. Ayrıca story albüm özelliği sayesinde bir şehirde çekilen fotoları şehir değişmeniz durumunda
algılayarak bir klasör altına topluyor. Smart scroll ve smart pause
özellikleri sayesinde ise gözle kontrol sistemi hayata geçerken
ekrana bakılmadığı durumda telefon bunu anlayarak enerji tasarrufu adına videoları durduruyor. Hayatı kolaylaştıracak yazılımlar
da bulunduran telefonda şimdilik 6 dilde birbirinden hem yazılı
hem de sözlü ifadeleri çevirebilecek S Translator uygulaması
bulunuyor.
Galaxy S4 Padometer isimli bir uygulama ile kullanıcının
adımlarını sayarken ısı ve nem ölçümleri de yapabiliyor.
Navigasyonu standart hale getiren S4, S-Voice Car uygulaması
ile sürücülerin işini kolaylaştırıyor. Akıllı telefon, gelen bildirim ve
mesajları sesli okuyabiliyor. Bu arada yeni telefonun Türkiye’de
geldiği zaman ilk olarak Gold teknoloji marketlerinde satılacağı
belirtiliyor.
İnşaattan ışıklandırma sistemlerine kadar birçok alanda faaliyet gösteren Samsung, bünyesindeki Nissan’ı Renault’ya satarak
otomotiv sekröründen çıktı. Ardından daha fazla elektroniğe odaklanarak dünyanın lider şirketi oldu. Yaklaşık 250 milyar dolarlık
cirosunun 150 milyar dolarlık kısmını elektronikten elde eden şirketin, 75 ülkede 227 bin çalışanı bulunuyor.
ABD’li denetleyiciler, dünyanın en büyük
altın piyasası olan Londra’ya altın ve gümüş
fiyatlarında manipülasyon yapıp yapmadığını
inceleyecek.
Wall
Street
Journal gazetesinin
haberine
göre, ABD Vadeli Emtia İşlemleri Komisyonu, en
büyük altın ve gümüş piyasası Londra’ya inceleme başlatacak.
ABD’li kurum, Londra’nın altın ve gümüşte fiyatları
manipüle edip etmediğini inceleyecek.
Kaynaklar ABD’li kurumun birkaç bankacının günde
iki kez toplanıp altının ons fiyatına karar verdiği
sistemi inceleme altına alacağını söyledi.
DÜNYANIN EN BÜYÜK ALTIN
PİYASASINA İNCELEME
Kurumun altın ve diğer değerli madenlerin
fiyatları belirlenirken izlenen yöntemin şeffaf olup
olmadığını ortaya çıkarmak istediği ifade edildi.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 23
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
FRANSA
MALİ’DE
UZUN SÜRE
KALMAYACAK
HASHTAG (#) KULLANIMI FACEBOOK’UN
GELİRLERİNİ ARTIRACAK
Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius bugün
Kamerun’da yaptığı açıklamada Fransa’nın Mali’de
sonsuza kadar kalmayı düşünmediğini, bu yılın
Nisan ayında birliklerini ülkeden çıkaracağını ve
Afrika Uluslararası Mali Destek Misyonunun Barış
Gücü operasyonuna çevrilmesini önereceğini söyledi.
Bakan Fabius şunları söyledi: “Fransa birliklerini bir
anda çıkarmayı düşünmüyor. Ancak Mali’de sonsuza
kadar kalmayı da düşünmüyor. Nisan ayında BM’de
bu konuyu gündeme getireceğiz. Barış Gücü operasyonunun düzenlenmesi kararı alınacak. Yani bölgedeki hareketleri BM yönetecek. Şüphesiz Fransa ise
operasyona yardımda bulunacak”.
Bu arada Mali makamları, BM Mali Barış Gücünün,
taarruz operasyonu düzenleme hakkı bulunması
gerektiğinde ısrar ediyorlar. ITAR-TASS Mali
Dışişleri Bakanı Tieman Coulibaly’nin konuyla ilgili
şu açıklamasına yer veriyor: “Mali misyonu sıradan
olmayacak çünkü mavi berelilerin saldırganları barışa
zorlaması ve barışın muhafazası için her türlü önlemi
almaları gerekecek. Söz konusu olan, savaşan taraflar arasında aracı olunması değil. Egemen devlet ile
Dünyanın en popüler sosyal paylaşım sitesi Facebook bazı anahtar
kelimelerin vurgulanması için kullanılan hashtag (#) uygulamaya başlıyor. Bu işaret Twitter, Vkontakte ve Instagram’da halen
kullanılıyor. Bu uygulamanın Facebook’un reklam gelirlerini artırması
umuluyor.
Facebook hashtag uygulamasını resmi olarak doğrulamasa da The
Wall Street Journal ve TechCrunch gibi saygın yayınlar birbirlerinden
bağımsız olarak bu konuda bilgiye ulaştılar.
Hashtag, özel kelimelerin haberleri konu başlıklarına göre düzenlemesine yardımcı oluyor. Tematik notların sıralanabilmesi Facebook’u
haber alma konusunda daha iyi bir kaynak haline getirecek. Bu ise
kullanıcıların sitede daha fazla vakit geçirmesini sağlayarak şirketin
reklam gelirlerini artıracak.
Hashtag uygulamasının ardından Facebook, büyük ihtimalle, Sosyal
Arama uygulaması başlatacak. Belli kelimelerle etiketlenen haberler
hashtag işaretinin girilmesiyle, Twitter’de olduğu gibi, kullanıcıya
sunulacak.
teröristler arasında aracı olunmaz”.
ESAD, BRICS ÜLKELERİNDEN YARDIM TALEBİNDE BULUNDU
Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, BRICS ülkelerine, çatışmanın sonlanması amacıyla Suriye
sorununa müdahale etmeleri yönünde çağrıda bulundu. Konuyla ilgili haber France Press
tarafından, Esad’ın siyasi danışmanı Bouthaina Shaaban’a dayanarak verildi.
France Press’e mülakat veren Shaaban, 26 Mart tarihindeki BRICS zirvesi öncesinde Güney
Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma’ya Esad’ın mektubunu ilettiğini söyledi. Shaaban “Bugün,
zirvede Suriye sorununu görüşecek BRICS’e başkanlık edecek Başkan Zuma’ya bir mesaj ilettim. Bu mesajda Beşar Esad, BRICS ülkelerini, başlatmak istediği açık diyalog için müdahale
etmeye çağırdı” dedi.
BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin
katılımıyla oluşturuldu.
24 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
İngiltere Başbakanı Davit Cameron, yeni Papa
Francisk’in, Falkland Adaları’nın Arjantin’e ait olduğu
görüşünü kabul edemeyeceğini açıkladı. Konuşmalarını
Cuma günü Brüksel’de gazetecilere yapan Başbakan,
“Saygılarımla kendisine katılmayacağım. Falkland
Adaları’nda referandum yapıldı ve, bence, referandumdan sonra tüm dünya topluluğu, ada vatandaşlarının
kendi kaderlerini seçmiş olduğunu anladı.” dedi.
Bilindiği üzere, mart ayında yapılan referandumda
İNGİLTERE BAŞBAKANI VE YENİ PAPA,
FAKLAND ADALARI KONUSUNDA TARTIŞTI
Falkland Adaları vatandaşlarının %98,8’i İngiltere’ye
bağlı kalmak istediklerini beyan etmiş oldu. Adaların
İngiltere’ye ait olması konusunda, Arjantin hükümetinin
iddiaları sürüyor.
KIBRIS’A 10 MİLYAR EURO KREDİ VERİLDİ
Euro Group (Euro Bölgesi Devletleri Maliye Bakanları Birliği) Başkanı Jeroen Dijsselbloem,
krizin aşılması amacıyla Kıbrıs’a 10 milyar Euro verildiğini doğruladı. Reuters’in haberine
göre konuyla ilgili karar AB Maliye Bakanları, Avrupa Merkez Bankası temsilcileri ve
Uluslararası Para Fonu (IMF) temsilcilerinin 10 saat süren toplantısının ardından alındı.
Mali yardımın amaçlarından birini de Kıbrıs’ın devlet borçları ile ekonomi boyutunun 2020
yılına kadar eşitlenmesi oluşturuyor. Brüksel’de varılan uzlaşı bir defaya mahsus olarak
Kıbrıs bankalarından 100 bin Euro seviyesindeki depozitlerden %9.9 oranında ve bu
rakamın altındaki depozitlerden %6.7 oranında veri alınmasını öngörüyor. Banka mevduat gelirlerine de vergi getiriliyor. Bunun yanında Lefkoşa’nın, anonim şirket vergilerini
%10’dan %12.5 oranına yükseltmesi gerekecek. Dijsselbloem’in görüşüne göre depozitlerin vergilendirilmesi, 5.8 milyar Euro getirecek.
Kıbrıs’a yardım programında IMF de yer alabilir. Ancak kurumun vereceği mali yardımın miktarı onay aşamasında bulunuyor.
Euro Group Başkanı, Kıbrıs krizinin çözülmesi konusuna IMF’nin katkıda bulunmasını selamladı.
Dijsselbloem yaptığı açıklamada Rusya’nın Kıbrıs’a verilecek kredinin şartlarını hafifletebileceğini, bu bağlamda faiz oranının
azaltılabileceğini ve kredi süresinin uzatılabileceğini söyledi. Dijsselbloem’un ifadelerine göre Moskova ve Lefkoşa’nın
görüşmeleri devam ediyor. 2011 yılında Rusya Kıbrıs’a 2.5 milyar Euro kredi vermişti. 2013 yılının Ocak ayında Kıbrıs, bu kredi
ödemesinin 2016 yılından 2022 yılına kadar uzatılması talebiyle Rusya’ya başvurmuştu. Bunun yanında Kıbrıs 2012 yılının yaz
ayında Rusya’ya, yeni kredi talebiyle başvuruda bulunmuştu.
KIBRIS’TA BANKAMATİKLERİN ÖNÜNDE KUYRUKLAR OLUŞTU
Kıbrıslılar, Euro Group’un 100 bin Euro seviyesindeki depozitlerden %9.9 oranında ve bu rakamın altındaki depozitlerden %6.7
oranında veri alınması ile ilgili kararından dolayı sarsıntı yaşıyorlar. Euro Group’un kararı hafta sonundan sonra yürürlüğe girebilir.
Ancak bunun olabilmesi için Kıbrıs parlamentosunun onayı gerekiyor. Siyasi parti liderleri bu akşam toplantı gerçekleştirecekler.
To Vima gazetesinin bildirdiğine göre Kıbrıslılar, hesaplarında bulunan paraları çekmek için sabahın erken saatlerinden itibaren bankamatiklerin önünde kuyruğa girmiş durumdalar. Kuyruğa giren mevduat sahipleri bazı bankamatiklerin çalışmadığını,
bazılarının ise yalnızca 600 Euro verdiğini öğrendiler. Kıbrıs televizyonunun bildirdiğine göre kuyrukların oluşmasından sonra
bankamatiklerden çekilecek para miktarı 200 Euro’ya düşürüldü. Vergi ile ilgili haberler Kıbrıs’ta şok etkisi yarattı ancak Maliye
Bakanı Mihailis Sarris yaptığı açıklamada kararı “tarihi olarak zor ancak sorumlu bir karar” olarak nitelendirdi.
Kıbrıslıların sarsıntı yaşamasına bir başka neden ise Euro Group’un, ilgili kararın hafta sonu ve tatilden sonra Salı günü yürürlüğe
girmesiyle ilgili talebi oluşturuyor. Euro Group’un kararı, Yunanistan’da da panik yarattı. Birçok Yunan vatandaşı, ülkede krizin
başlamasıyla mevduatlarını Kıbrıs bankalarına kaydırmışlardı. Ancak Euro Group başkanının ifadelerine göre karar, Kıbrıs
bankalarının Yunanistan şubelerinde uygulanmayacak.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 25
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
OBAMA’YI İSRAİL ZİYARETİNDE NELER BEKLİYOR
NETANYAHU, YENİ HÜKÜMETİ KURDU
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ikinci turda
yeni hükümeti kurdu. Netanyahu, bir taraftan ana
merkez sağ Likud ve Evimiz-İsrail Partileri ile, diğer
ABD ile İsrail, İran konusunda anlaşabilecek mi? İran’a olası bir
taraftan aşırı sağ muhafazakar Yeş Atid (Gelecek
saldırının sonuçları ne olur? Suriye savaşının ikinci yıl dönümünde
var) ve aşırı sağ Yahudi Evi Partisi ile koalisyon
krizin doğurduğu sonuçlar neler? Devletler arası ilişkilerin temel
kurma konusunda uzlaşmayı başardı. Pazartesi günü
kuralları mı değişiyor? Egemen devletler saldırıya açık hale mi geli-
yeni hükümet yemin edecek.
yor?
Beklendiği üzere, Likud partisine Savunma ve
Bu soruların yanıtını Işık Üniversitesi öğretim üyelerinden Sinan Birdal, Ali
İçişleri Bakanlıkla, Yeş Atid partisine - Maliye ve
Topuz ile Dünya Hali’nde verdi.
Eğitim Bakanlıkları verilecek. Ocak ayında yapılan
Parlamento seçimlerinde Likud ve İsrail Beytenu par-
ABD Başkanı Barack Obama gelecek hafta 3 günlük İsrail ziyaretine
tisi lider durumundaydı.
çıkıyor. Obama, ziyaret öncesi İran’ın nükleer programına değindi. İsrail’in
televizyon kanalına konuşan Obama, ‘’İran’ın nükleer silah geliştirmesine
yaklaşık 1 yıl kaldığını, bu gücü önlemek için tüm seçeneklerin masada
bulunduğunu söyledi.
“EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDESİ İRAN”
Obama ile Netanyahu arasında İran konusunda pazarlığın devam
ettiğini anlatan Sinan Birdal, “ABD ve İsrail’in İran’a saldırması,
nükleer çalışmaları geciktirebilir ancak İran en geç 10 yıl içinde
nükleer silah edinecek motivasyona ulaşmış olur” dedi.
RUSYA 2013 YILINDA, 518 MİLYON
TON PETROL ÇIKARACAK
Sinan Birdal: Obama’nın gezisine ilişkin en önemli gündem maddesi şu
Rusya Federasyonu Enerji Bakanı Aleksandr Novak
anda İran problemi. Bu da Suriye sorunuyla yakından bağlantılı. İran’ın
yaptığı açıklamada bu yıl Rusya’da petrol çıkarımının
nükleer silah geliştirmesine karşı Amerika Birleşik Devletleri ile İsrail’in
en azından 2012 seviyesinde olacağını bildirdi.
ortak bir dili hala tutturamadıklarını görüyoruz. İsrail’deki son seçimlerden
sonra yeniden kurulan Netanyahu hükümeti ile Amerika’daki seçimlerden
Interfax’ın bildirdiğine göre Rusya Enerji Bakanlığı
sonra kurulan Obama hükümeti arasında yeni bir pazarlık söz konusu
2030 yılına kadar 540-530 milyon ton petrol çıkarım
olacak. İran şunu biliyor: Evet Amerika ve İsrail ortak bir şekilde İran’ı
seviyesine ulaşma hedefi izlediğini açıkladı. Bakan
bombalayabilir. Ancak bu bombalama belki şu anda mevcut olan nükleer
Novak, bununla birlikte bu seviyeye ulaşmak için
tesisleri ortadan da kaldırabilir ama bu 10 sene içerisinde İran’ın çok daha
kıta sahanlığı projeleri ile zorlu bölgelerde petrol
derine yerleştireceği bir tesisle, çok daha korunaklı bir tesisle aşılabilir.
çıkarılmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
Bunun ötesinde böyle bir saldırı İran’ın nükleer silah sahibi olmaya ilişkin
daha fazla irade göstermesine neden olabilir.
26 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
OBAMA’YI İSRAİL ZİYARETİNDE NELER BEKLİYOR
ULUSLARARASI HUKUKUN
TEMEL PRENSİPLERİ DEĞİŞİYOR MU?
Sinan Birdal, Suriye krizinin, Batılı ülkelerin Kosova’ya müdahalesiyle
TÜRKİYE VE ABD ARASINDA SERBEST
TİCARET ANLAŞMASI ÇAĞRISI
başlayan bir sürecin halkası olduğunu dile getirdi. Birdal, “Bugünkü devletler sisteminin temelini oluşturan Westphalia sisteminin değişikliğine tanık
oluyoruz. Devletlerin egemenliğinin dokunulmazlığından, dış müdahaleye
açık hale geldiği bir yeni hukuk düzenine geçiş demektir bu” diye konuştu.
Washington Büyükelçisi Namık Tan, Türkiye ve Amerika
Sinan Birdal: Uluslararası ilişkilerde 1648 Westphalia Antlaşması’ndan bu
arasındaki ticari rakamların ikili ilişkilerin doğasını
yana hukuki bir norm halini almış olan “devletlerin egemenliği ve içişlerine
yansıtmadığını söyledi.
karışmama” ilkesinin özellikle son 20-25 yıldan beri giderek değişmeye
başladığını görüyoruz.
Washington’da
düzenlenen
3.
Türki
Amerikan
Kongresi’nde konuşan Namık Tan, iki ülke arasındaki
Birleşmiş Milletler dahil olmak üzere bir çok uluslararası örgüt ve
ticaret hacminin yılda 20 milyar dolara ulaşmış olmasına
uluslararası hukukun genel felsefesi bu kural üzerine dayalı aslında.
rağmen bunun asıl potansiyelin altında kaldığını açıkladı.
Özellikle Kosova müdahalesi Birleşmiş Milletler izni olmadan NATO’nun
kendi inisiyatifiyle başlattığı bir müdahaleydi. Kosova müdahalesi daha
Türkiye’nin ihracatına yönelik kısıtlamaların ikili ticari
sonra Irak’a müdahale…Bu müdahalelerin giderek yeni bir norm üretmeye
ilişkilerin geliştirilmesindeki en büyük engel olduğunun
başladığını görüyoruz. Bu da nedir? Özellikle BM’nin de benimsediği koru-
altını çizen Tan, bu kısıtlamaların kaldırılmasının iki
ma sorumluluğu diye ifade ettiği yeni bir doktrin. Bu doktrine göre insan
ülkenin yararına olacağını kaydetti, bir serbest ticaret
hakları ve demokrasiye aykırı bir şekilde kendi halklarına zulmeden baskıcı
anlaşması imzalanmasının önemini vurguladı. Serbest
yönetimlere uluslararası toplumun müdahale etme sorumluluğu var. Bu ne
ticaret anlaşmasının yeni pazarlar ve yatırım fırsatları
demek? Bu uluslararası hukukun temel prensiplerinin, temel felsefesinin
oluşturacağını belirten Büyükelçi Tan, bunun Türk-
aslında değişmeye başladığını bize gösteriyor.
Amerikan ilişkilerinin geliştirilmesine yardımcı olacağını
savundu. Tan, Türk-Amerikan ilişkilerinin “karşılıklı
“HÜKÜMETLER, KENDİ SİVİL TOPLUMUNU YARATIYOR”
güven, vizyon birliği, yakın ve etkili işbirliği” temellerine
dayandığını söyledi.
Sinan Birdal, Suriye deneyiminin hükümetleri kendi ülkelerindeki sivil
toplumu daha yakından denetleme ve güvenlik alanı haline getirm-
Büyükelçi Namık Tan’ın Türkiye ve Amerika arasında
eye yönelteceğini, bunun da demokrasi açısından iyi sonuçlara yol
‘serbest
açmayacağını belirtti.
açısından büyük öneme sahip. Başkan Barack Obama,
ticaret
anlaşması’
çağrısı,
zamanlama
geçen ay yaptığı Birliğin Durumu konuşmasında Avrupa
Sinan Birdal: Hükümetler kendilerine bağlı bir takım sivil toplum kuruluşları
Birliği’yle serbest ticaret anlaşması için hazırlıklara
ortaya çıkartmaya başlayacaklar. Yani kendilerine sivil destek olduğunu
başlayacağını duyurmuştu. Yıllar sürmesi beklenen
gösterebilmek için aslında finanse ettikleri bir takım perde sivil toplum
müzakereler sonuçlansa bile, 1996’dan bu yana Avrupa
örgütleri ortaya çıkaracaklar. Dolayısıyla bunu, demokrasi açısından,
Birliği’ne Gümrük Birliği anlaşmasıyla bağlı olan Türkiye,
rejimlerin demokratikleşmesi açısından olumlu bir sonuç olarak görmüyo-
iki büyük blok arasındaki serbest ticaret anlaşmasının
rum. Tam tersine devletin sivil toplum alanına çok daha müdahale ettiği
ayrıcalıklarından tam olarak yararlanamayacak. Bunun
sivil toplumu bir milli güvenlik meselesi haline getirmeye başladığı bir
da Türkiye ve Amerika arasındaki ticarette zaten Ankara
döneme doğru gidebiliriz.
aleyhine seyreden ithalat-ihracat dengesini daha da
derinleştirmesi mümkün.
Rusya
ABD ve AB arasında düşünülen serbest ticaret anlaşması
bünyesinde Ankara ve Washington arasındaki ticari
ortaklığın geliştirilmesi, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin
iki hafta önce Türkiye’ye yaptığı ziyarette gündeme
gelen konulardan biri olmuştu.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 27
DÖVİZ DERGİSİ HABERLER
“AVRUPALI MÜTTEFİKLERİMİZLE
İLİŞKİLERİ ANDIRIYOR”
Toplantıda Türk Amerikan ilişkilerini en iyimser açıdan
değerlendiren konuşmacılardan biri Amerika’nın eski Ankara
Büyükelçisi Ross Wilson oldu. Washington ve Ankara
arasındaki temas trafiğinin eskiye oranla çok yoğunlaştığını
ve günübirlik hale geldiğine dikkati çeken Wilson, iki ülke
arasındaki ilişkilerin “Avrupalı müttefiklerimizle ilişkileri
“TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL LİDERLİĞİNİN
ALTINI ÇİZMEK AÇISINDAN FIRSAT”
Büyükelçi Namık Tan’ın konuşma yaptığı Türki Amerikan
Kongresi, Amerika’daki Türk toplumunu temsil eden federasyon ve derneklerin çatı kuruluşu olan Türki Amerikan Birliği
(TAA) ve Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Federasyonu’nun
(TUSKON) ortak düzenlediği bir etkinlik. Bu yıl üçüncüsü
düzenlenen kongre özellikle Amerika’nın enerji, ticaret ve
kalkınma alanlarında işbirliğinin, Türkiye’nin dışında Kafkaslar
ve Orta Asya’daki “Türki” cumhuriyetlerle de geliştirilmesini
hedefliyor. Bundan dolayı yüzlerce davetlinin katıldığı organizasyon sekiz Amerikalı senatör ve 39 Temsilciler Meclisi
üyesini de ağırladı.
Toplantıya konuşmacı olarak gelen Amerika Dışişleri
Bakanı’nın Güney ve Orta Asya işlerinden sorumlu yardımcısı
Robert Blake bu toplantının, “Türkiye’nin bölgedeki liderliğinin
altını çizmek açısından bir fırsat sunduğunu” açıkladı. Blake,
Türkiye’nin bugüne kadar üstlendiği rolün, bölge ülkelerinin
ekonomilerinin artan bir şekilde bütünleşmesi ve birbirine
bağlanmasında etkili olduğunu söyledi. Ancak toplantıya
konuşmacı olarak katılan Amerikalı siyasetçi ve diplomatların
ağırlık verdiği konu, Türk-Amerikan ilişkileri ve bu ilişkilerin
İran’ın nükleer programı gibi bölgesel sorunların çözümünde
nasıl etkili olabileceği üzerineydi.
“TAKTİKLER FARKLI OLSA DA AMAÇ AYNI”
New York Senatörü Kirsten Gillibrand, Türkiye’nin artan bölgesel rolünün, İran ve Suriye krizlerinin çözümünde yardımcı
olabileceğine dikkati çekti. Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu
üyesi Gillibrand, gelecek ay Türkiye’ye gideceğini, başbakan
dahil üst düzey yetkililerle görüşmelerde bulunacağını açıkladı.
Gillibrand, “taktikler farklı olsa da” Amerika ve Türkiye’nin
İran’ın nükleer silah sahibi olmasına karşı olduğunu söyledi,
“Bu amaçla İran’ın nakit ve değerli metallere erişimini engellemeyi umuyoruz” diye konuştu.
Washington, İran’ın yürürlükteki uluslararası yaptırımlara
rağmen Türkiye’ye sattığı doğal gazın bedelini kayıt dışı yollardan, özellikle de altın ticaretiyle yürütmesinden bir süredir
rahatsızlığını dile getiriyordu.
28 • Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com
andırdığını” söyledi. Ancak Wilson, Amerika ve Türkiye
arasında son bir yıldır dört konuda görüş ayrılıkları yaşandığına
dikkati çekti. Wilson özellikle Suriye krizinden en çok etkilenen
ülkelerden biri olan Türkiye’de, yetkililerin Amerika’nın temkinli
yaklaşımını abartılı bulduğunu, Washington’dan daha etkin bir
liderlik göstermesini istediklerini söyledi. Wilson Irak konusundaysa Türkiye’nin enerji ihtiyaçlarının Ankara’yı “bazen dikkatsiz davranmaya” ittiğini, bu hareketlerin Irak hükümetinin
yıkılmasına yol açabileceğini söyledi.
Washington, Türkiye’nin Bağdat hükümetini devre dışı
bırakarak Irak’ın kuzeyindeki Kürt yönetimiyle tek yanlı
yürüttüğü petrol ticaretinden rahatsız. Bu rahatsızlık kamuoyuna doğrudan yansımasa da, daha önce Türkiye’de büyükelçilik
yapan en az iki Amerikalı diplomat ve bir başka üst düzey
Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin ağzından farklı zeminlerde dile
getirilmiş durumda.
Halen Atlantic Council adlı düşünce kuruluşunun Dinu Patriciu
Avrasya Merkezi direktörlüğünü yürüten eski büyükelçi Wilson,
Ankara ve Washington’un, İran krizi ve Türkiye’nin İsrail’le
ilişkiler konularında da bir süredir görüş ayrılıkları yaşadığına
dikkati çekti.
“SİYONİZM AÇIKLAMASI KAYGI VERİCİ, İSRAİL’LE
ONARILAMAZ ZARARLARA YOL AÇABİLİR”
İsrail’le yaşanan gerginlik, Türkiye’ye yakınlığıyla bilinen
Cumhuriyetçi Partili Florida milletvekili Ileana Ros Lehtinen
tarafından da gündeme getirildi. Dostlar arasında bazı görüş
ayrılıklarının yaşanabileceğini kaydeden Lehtinen, “Türk liderlerin geçen haftaki açıklamaları, İsrail’le ilişkilerine yeni gerginlikler ekledi. Özellikle Siyonizm’i insanlık suçuna benzeten
açıklamalar kaygı verici” diye konuştu. Lehtinen, Viyana’daki
bir Birleşmiş Milletler toplantısında bu açıklamayı yapan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın adını vermedi.
Ileana Ros Lehtinen, “Demokratik Yahudi İsrail devleti, Atatürk
ve modern Türkiye’nin modern müttefikidir. Bir müttefik ve
dost olarak şunu söylemek istiyorum: Bu tip tavırlar kesinlikle
yarardan çok zarar getirir, Türkiye-İsrail ilişkilerine onarılamaz
zarar verir” dedi. Cumhuriyetçi Partili milletvekili bununla birlikte
Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin gelişebileceğinden umutlu olduğunu ve Amerika’nın bu süreçte yardımcı olabileceğini
kaydetti. - VOA
YASAL UYARI
www.dovizdergisi.com
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı
hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve
tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için hazırlanmamıştır.
Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme
olanağını piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz
veya yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır. Başka bir deyişle çok az
sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz ticaretinde ki normal kaldıraç oranı
1:100′dür. Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının %1′i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin; 1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız
döviz sizin lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk
bir gelir elde edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir.
Döviz kurları genellikle gün içinde yüzde 1 oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin
çekiciliği, küçük fiyat hareketlerinde bile anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu
kazanç şansının yanı sıra aynı oranda kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız.Gerekli finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi
ve özellikle de kaldıraç etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara
cevap vermek de diğer avantajları arasındadır.
Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatların
ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir.
Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç
alarak bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız
Dergimizde ALTIN, GÜMÜŞ analizleri paylaşmıyoruz. Bu analizlerimize www.dovizgazetesi.com’dan günlük olarak
takip edebilirsiniz.
Döviz Dergisi • www.dovizdergisi.com • 29

Benzer belgeler