Genel Kurul Çalışma Raporu`na ulaşmak için lütfen - Sosyal-İş

Transkript

Genel Kurul Çalışma Raporu`na ulaşmak için lütfen - Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL MERKEZİ
Ziya Gökalp Caddesi Gonca Apartmanı 36/16 Kızılay - ANKARA
Tel: 0312 430 17 73 Faks: 0312 432 39 63
web: www.sosyal-is.org.tr e-mail: [email protected]
1
2
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
DİSK-SOSYAL-İŞ SENDİKASI
13. OLAĞAN GENEL KURUL GÜNDEMİ
1. GÜN: 7 OCAK 2012 SAAT 10.00
1) Yoklama, Açılış ve Saygı Duruşu
2) Genel Kurul Başkanlık Kurulu (Divan) Oluşturulması
3) Genel Başkanın Açış Konuşması
4) Konukların Genel Kurula Sunuluşu ve Konuşmaları
5) Komisyonların Oluşturulması
a) Hesap Tetkik Komisyonu
b) Tahmini Bütçe Komisyonu
c) Tüzük Değişikliği Komisyonu
d) Genel Kurul Kararları Komisyonu
6) Genel Yönetim, Genel Denetim, Genel Disiplin Kurulu Raporlarının Görüşülmesi ve Eleştirilerin
Yanıtlanması
7) Hesap Tetkik Komisyonu Raporunun Görüşülmesi
8) Kurulların Aklanması (İBRA)
9) Sendika Zorunlu Organlarına ve DİSK Delegeliğine Aday Olacakların Başvurularının Başlaması
10) Tüzük Değişikliği Komisyonu Raporunun Görüşülmesi ve Karara Bağlanması
11) Tahmini Bütçe Komisyonu Raporunun Görüşülmesi ve Karara Bağlanması
12) Genel Kurul Kararları Komisyonu Raporunun Görüşülmesi ve Karara Bağlanması
13) Genel Yönetim Kuruluna Verilecek Yetkilerin Görüşülmesi ve Karara Bağlanması
14) Sendika Zorunlu Organlarına ve DİSK Delegeliğine Adaylıkların Kesinleştirilmesi
2. GÜN: 8 OCAK 2012 SAAT 09.00
15) Seçimler
a) Genel Yönetim Kurulunun 5 Asıl (Genel Başkan, Genel Sekreter ve 3 üye) ve 5 Yedek Üyesinin
Seçimi
b) Genel Denetim Kurulunun 3 Asıl ve 3 Yedek Üyesinin Seçimi
c) Genel Disiplin Kurulunun 3 Asıl ve 3 Yedek Üyesinin Seçimi
d) Üst Kurul (DİSK) Delegelerinin Seçimi
16) Kapanış
7-8 OCAK 2012
Otel Angora İstanbul Cad. Soydaşlar Sk. No:16 Ulus-Ankara
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
GENEL YÖNETİM KURULU
METİN EBETÜRK
:
GENEL BAŞKAN
CELAL UYAR
:
GENEL SEKRETER
NESİMİ TURGUT
:
GENEL YÖNETİM KURULU ÜYESİ
ENGİN SEZGİN
:
GENEL YÖNETİM KURULU ÜYESİ
HÜSEYİN KAŞİF
:
GENEL YÖNETİM KURULU ÜYESİ
:
BAŞKAN
ABDULLAH TURGUT AYBULUT :
YAZMAN
MERİÇ DİLEKLİ
:
ÜYE
MUHSİN COŞKUN
:
BAŞKAN
ALİ EKBER YAYLA
:
YAZMAN
SERDAL AYTEKİN
:
ÜYE
GENEL DENETİM KURULU
DENİZ EVREN GÜGÜŞ
GENEL DİSİPLİN KURULU
3
4
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
SUNUŞ
Çalışma raporları, sendikaların en önemli yayınlarından biridir. Çalışma raporları, yasa gereği,
Sendika Genel Kurulu’ndan en az 15 gün önce delegelere dağıtılır. Böylece sendikanın geleceğine
yön verecek olan seçilmiş delegeler, Genel Kurul öncesinde sendikanın son dönemdeki faaliyetlerini
Çalışma Raporu’nu inceleyerek değerlendirme olanağına sahip olur.
Çalışma raporları, yasal zorunluluk ve genel kurul sürecinin bir parçası olmanın ötesinde de anlam
taşır. Çalışma raporları, sendikaların kendi tarihlerinin en önemli belgeleridir. Öte yandan çalışma
raporları, sendikanın -delege olsun olmasın- tüm üyeleri için önemli bir belge niteliği taşıdığı gibi
sendikanın kamuoyunda görünen yüzünün önemli unsurlarından birini teşkil eder.
Çalışma raporlarının bu önemini göz önünde bulundurarak, Sosyal-İş Sendikası, 13. Olağan Genel
Kurulu Çalışma Raporu’nu hazırlamaya çalıştık. Bu noktada, Çalışma Raporumuzun sistemli ve kolay
okunur olması için özel çaba sarf ettik. Sendikamız Çalışma Raporunu, klasik çalışma raporlarında
olduğu gibi ard arda sıralanmış belge ve açıklamalar yığını olmaktan kurtarmak için yeni bir yöntem
izledik. Her bir daire çalışmasında süreçlere ilişkin özet bilgileri verirken, açıklama ve belgelerin tam
metinlerini ekler kısmına koyduk.
Ayrıca Çalışma Raporumuzda fotoğraf, haber küpürü, tablo ve grafiklerlere sık sık yer vererek,
tasarım ve görsellik açısından zengin bir Çalışma Raporu oluşturmaya özen gösterdik.
Umut ederiz ki, delegelerimiz başta olmak üzere, tüm üyelerimiz ve Çalışma Raporumuzu inceleyen herkes, Sendikamızın son 2 yıldaki çalışmalarının kapsamlı ve sistemli bir dökümünü görmüş olur.
İyi okumalar…
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
5
İÇİNDEKİLER
SUNUŞ
4
12. GENEL KURUL KARARLARI
9
GİRİŞ
13
YARIM ASIRLIK ÇINAR GELECEĞİ ÖRGÜTLÜYOR
14
TÜRKİYE'DE ve İŞKOLUMUZDA İŞÇİ SINIFININ DURUMU
23
1. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE DURUM
24
A) İSTİHDAMA İLİŞKİN TEMEL VERİLER
24
B) ÇALIŞMA KOŞULLARI, ÜCRETLER VE HAKLARA İLİŞKİN TEMEL VERİLER
26
C) SENDİKAL ÖRGÜTLENME VE SENDİKAL HAKLAR
30
2. BÖLÜM HİZMETLER SEKTÖRÜ VE 17 NO’LU
32
İŞKOLUNDA MEVCUT DURUM
ÖRGÜTLENME DAİRESİ ÇALIŞMALARI
37
A) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANAN İŞYERLERİ
41
B) YETKİ/TİS SÜRECİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
44
C) ÖRGÜTLENME SÜRECİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
46
D) YETKİ TESPİT DAVASI DEVAM EDEN İŞYERLERİ
63
6
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
TOPLU SÖZLEŞME DAİRESİ ÇALIŞMALARI
69
A) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANAN İŞYERLERİ
76
B) YETKİ TESPİTİ AŞAMASINDA OLAN
YA DA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
96
C) İŞKOLU İTİRAZI/YETKİ TESPİT DAVASI AŞAMASINDA OLAN İŞYERLERİ
97
EĞİTİM ve ARAŞTIRMA DAİRESİ ÇALIŞMALARI
99
A) EĞİTİM İÇERİKLERİ
101
B) SENDİKAMIZIN EĞİTİM ÇALIŞMALARINDA TEMEL İLKELERİ
102
C) SON İKİ YILDA YAPILAN EĞİTİM ÇALIŞMALARI
103
D) ARAŞTIRMA-RAPOR
113
HUKUK İŞLERİ DAİRESİ ÇALIŞMALARI
115
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
125
KADIN ÇALIŞMALARI
129
ANKARA
131
İSTANBUL
133
BASIN-YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER DAİRESİ ÇALIŞMALARI
135
SENDİKA GAZETESİ
137
İNTERNET SİTESİ
137
TOPLU MAİL, GSM VE FACEBOOK:
140
YAZILI EĞİTİM, ÖRGÜTLENME, BİLGİLENDİRME MATERYALLERİ
141
BASINLA İLİŞKİLER VE BASINDA SENDİKAMIZ
144
DİĞER BASIN AÇIKLAMALARI
147
EYLEMDE, MİTİNGDE, DAYANIŞMADA SOSYAL-İŞ
A) MİTİNG ve EYLEMLER
149
150
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
7
B) DAYANIŞMA EYLEMİ, ETKİNLİK VE AÇIKLAMALARI
158
C) ZİYARETLER-GÖRÜŞMELER-ETKİNLİKLER
161
MALİ İŞLER DAİRESİ ÇALIŞMALARI
167
DENETİM KURULU RAPORLARI
189
DİSİPLİN KURULU RAPORU
203
GENEL DİSİPLİN KURULU RAPORLARI
205
EKLER
207
8
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12. Genel Kurul Kararları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12. GENEL KURUL KARARLARI
9
10
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12. Genel Kurul Kararları
Çalışma raporlarımızı bir önceki dönem Genel Kurul Kararlarımızı anımsayarak başlatma geleneğimiz uyarınca 12. Dönem Genel Kurul Kararlarımızı aşağıda sunuyoruz.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI 12. Olağan Genel Kurul Kararları (12-13 Ocak 2008)
1. 12. Olağan Genel Kurulumuz; 11. Olağan Genel Kurulda alınmış ve gerçekleşmemiş bulunan
kararların, 8. Olağanüstü Genel Kurulumuzca da alınmış kararlar olduğunu teyit eder.
2.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA VE YETKİ PROSEDÜRÜ SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİDİR.
Toplu iş sözleşmesi yapmak için uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi prosedürü, yetkili sendikanın belirlenmesi, toplu iş sözleşmeleri görüşmeleri, grev kararı alma ve uygulama süreçleri ile,
bu hakkı uygulanamaz konuma indirgeyecek düzeyde olumsuzluklarla dolu bulunmaktadır. Aylar ve
hatta yıllar süren yetkili sendikayı belirlemedeki fiili durum, 2822 sayılı Yasa’da bu alandaki süreleri
anlamsız bırakmış durumdadır. Görüşmeler ve sonuçlandırma konusundaki süreler için ise hem aynı
durum söz konusu olmakta, hem de tarafları gereksiz zorlamalara sokmaktadır. Yetkili sendikayı belirlemede referandumu esas alacak bir biçimde, TOPLU-İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA VE YETKİ PROSEDÜRÜ
SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİDİR.
3. EMEKLİ OLAN İŞÇİLERİN SENDİKA ÜYELİĞİNİN DEVAMINI YASAKLAYAN DÜZENLEMELER KALDIRILMALIDIR.
12 Eylül düzenlemeleri kapsamında, 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile, emekli olan işçilerin, onlarca
yıl üyesi oldukları sendikaları ile üyelik bağları koparılmış ve yasaklanmış bulunmaktadır. Bu yasak
kaldırılmalı, isteyenlerin sendikaları ile üyelik bağlarının devamına olanak sağlanmalıdır. Dileyenler
ise, emekli sendikalarında üyeliklerini devam ettirebilmelidir.
4.
KIDEM TAZMİNATLARI FONA BIRAKILMAMALIDIR.
Kıdem tazminatları için fon kurulması 1475 sayılı Yasa’da olduğu gibi, yeni İş Yasası’nda da öngörülmektedir. Bugüne kadar gerçekleştirilmemiş olan bu konu, mevcut var olan sistem içinde devam
etmelidir. Türkiye’de fon’ların tehlikeli oluşunun yanı sıra, getirilmek istenen sistem, kıdem tazminatını yalnızca ölüm ve emeklilik durumlarında ödenecek olan bir “emekli ikramiyesi”ne dönüştürmektir. Bu kabul edilemez.
5. S.S.K. BAŞKANLIĞI, İŞKUR GENEL KURULLARI, SEÇME VE AKLAMA (İBRA) YETKİLERİNE KAVUŞTURULMALIDIR.
S.S.K. ve İŞKUR Genel Kurulları, özerk ve özel hukuk hükümlerine tabi kurumlar olma özelliklerine
tam anlamı ile kavuşturulmalıdır. S.S.K. Başkanı ve İŞKUR Genel Müdürü bu kurumların genel kurullarınca seçilmeli ve genel kurulların aklama yetkisi olmalıdır.
6. YÜKSEK HAKEM KURULUNDA, TOPLU-İŞ SÖZLEŞMESİ UYUŞMAZLIKLARININ GÖRÜŞÜLMESİNDE, VARSA TARAF İŞÇİ SENDİKASININ ÜYESİ OLDUĞU KONFEDERASYONUN TEMSİLİ SAĞLANMALIDIR.
Yüksek Hakem Kurulu’nda, işçileri temsilen en çok üyeye sahip konfederasyon temsilcisi bulunmaktadır. Bu durum; grev yasağı bulunması, grevin ertelenmesi, grev oylamasında hayır çıkması gibi
nedenlerle toplu-iş sözleşmesinin, Yüksek Hakem Kurulu’na gitmesinde haksız ve yanlı bir durum
ortaya çıkarmaktadır. Bu yapı, kurulun özel hakem olarak belirlenmesinde tercih edilmeme sonucunu
da doğurmaktadır.
12. Genel Kurul Kararları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kurulda, bu nedenlerle, uyuşmazlık durumlarında ve özel hakem olarak seçilmesi hallerinde,
uyuşmazlık tarafı işçi sendikasının üyesi olduğu konfederasyon var ise, bu konfederasyonun temsilcisinin yer alması sağlanmalıdır.
7.
DIR.
MESLEKİ EĞİTİM GÜÇLENDİRİLMELİ, TEŞVİK EDİLMELİ, İMAM HATİP LİSELERİ KAPATILMALI-
Eğitim birliği içinde yeri her zaman tartışmalı bulunan, İmam Hatip Liselerinin bir “meslek okulu”
olmadığı tartışmasızdır. İlahiyatın, üniversite eğitimi içinde sağlanması olanağı ülkemizde olabildiğince fazlaca vardır. Ayrıca laik devletin bir dinsel inanç için “din adamı” yetiştirmesi söz konusu olamaz.
AB ülkelerinde de böyle bir durum söz konusu değildir.
Bu nedenlerle, İmam Hatip Liseleri kapatılmalı, gerçek mesleki eğitim güçlendirilmeli, yaygınlaştırılmalı ve teşvik edilmelidir.
8.
SOSYAL GÜVENLİĞİN HER TÜRLÜ ÖZELLEŞTİRİLMESİ GİRİŞİMLERİNE KARŞI DURULMALIDIR.
Her yurttaş için kamusal sosyal güvenliğin sağlanması, sosyal devletin, olmazsa olmaz koşulu ve
anayasal bir yükümlülüktür. Bu alanı kamunun bir hizmeti ve görevi olmaktan çıkacak her türden
özelleştirme girişimlerine karşı mücadele edilmelidir.
9.
KAYITDIŞI İSTİHDAM MUTLAKA ÖNLENMELİDİR.
Bugün ülkemizde resmi rakamlarla 5 Milyon kayıtdışı istihdam edilen çalışan vardır. Örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması, vergi sisteminde yapılacak düzenlemeler benzeri sosyal ve hukuksal düzenlemeler yapılmak suretiyle bu durumun önüne geçilmelidir.
10. MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ SİSTEMİMİZ SÜRATLE DEĞİŞTİRİLMELİ VE DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİDİR.
Ülkemizde Milletvekili seçimi ile ilgili olarak uygulanan mevzuatın, halkın tercihini demokratik bir
biçimde TBMM’ne yansıtmaktan uzak olduğu bir gerçektir. Milletvekili adayları, Parti Genel Merkezlerince belirlenmekte, örgüt katkısı ortadan kaldırılmaktadır. Aday belirlemede belli bir genel merkez
kontenjanı dışında önseçim mutlak olmalıdır.
Ülke genelinde uygulanan %10 barajı, halkın temsil hakkının önünde bir engel durumundadır.
Hiçbir ülkede örneği olmayan bu denli yüksek bir baraj, TBMM’nin oyların %45-50’sinin geçerliliği ile
oluşabilmesine, oyların %25’ini alan bir partinin parlamentoda %65 gibi bir temsile ulaşmasına yol
açabilmektedir. Bu seçmen iradesinin parlamentoda temsilini sağlamamak da, yüce Meclis’imizin
ulus azınlığının temsilcisi konumuna düşme tehlikesini taşımaktadır.
11. SENDİKA YÖNETİCİLERİNİN, MİLLETVEKİLİ VE YEREL YÖNETİMLERE SEÇİLMELERİ HALİNDE,
GÖREVLERİNDEN AYRILMALARI ZORUNLULUĞU KALDIRILMALIDIR.
Sendika-siyasal parti ilişkilerini zayıflatan, örgütlü toplum olmanın önünde engel oluşturan, sendikaları basit dernek konumuna indirgeyen bu yasak kalkmalıdır.
12. KAMU YÖNETİMİ YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİ VE BUNU TEMEL ALAN YASA DÜZENLEMELERİNDEN VAZGEÇİLMELİDİR.
Yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden ve demokratikleştirilmesinden yana olan Genel Kurulu-
11
12
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12. Genel Kurul Kararları
muz; bunları sağlamaktan uzak, sosyal devleti ortadan kaldıran, yerine PİYASA egemenliğini esas alan
düzenleyici devlet modelini koyan, sağlık ve eğitim başta olmak üzere özelleştirmeyi ana eksen alan,
bölgelerarası eşitsizliği daha da artıracak olan, üniter devleti federalleştirmeyi hedef olarak belirleyen bu düzenlemelerin karşısındadır.
13. KONFEDERASYONUMUZ DİSK’İN GENEL MERKEZİ ANKARA’YA TAŞINMALIDIR.
Konfederasyonumuz DİSK’in Genel Merkezinin ANKARA’ya taşınması gereksinimi 24-25 yıl önce
görülmüş ve 1980 öncesi yapılan genel kurulda, anatüzükte bu yönde değişiklik de gerçekleştirilmiştir.
12 Eylül’ün ülkemize ve sendikal harekete de yaptıkları sonrasında 1992’nin koşullarında yeniden
faaliyete başlayan DİSK’in Genel Merkezinin Ankara’ya nakli gerçekleştirilememiştir.
Konfederasyonumuz DİSK’in daha etkin, baskı unsuru olarak daha etkili ve eylemli olabilmesi,
araştırma-yayın ve iletişim alanında daha başarılı olabilmesi için 24-25 yıl önce görülen DİSK’imizin
Genel Merkezinin Ankara’ya taşınması gereksinimi, ertelenemez durumdadır. Esasen fiili durum, çalışmalar için yönetimlerin önemli zamanlarını Ankara’da geçirmek zorunda oluşları da bunu gözler
önüne sermektedir.
Bu nedenlerle genel kurulumuz; bunun gerçekleşmesi için üyelerimizi ve tüm organlarımızı görevli
kılar.
14. NEREDEN, KİMDEN GELİRSE GELSİN, HANGİ AMAÇLA YAPILIRSA YAPILSIN TERÖRÜ VE ŞİDDETİ, NEFRETLE KINIYOR, TERÖR VE ŞİDDETE KARŞI MÜCADELEDE KARARLI OLDUĞUMUZU BİR KEZ
DAHA YİNELİYORUZ.
15. SENDİKAMIZ DÜNYADAKİ SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDER.
11 Eylül’ün ardından başını ABD’nin çektiği emperyalist güçler tüm dünyayı savaş alanına çeviren
politikalarını uygulamaya başladılar. Afganistan’a yapılan müdahaleyi, Irak’a yapılan saldırı takip etti.
Binlerce masum insanın ölmesine neden olan bu politikalar uğruna öyle görünüyor ki Irak’la da son
bulmayacak.
Genel Kurulumuz, Irak’taki işgal güçlerinin çekilmesini ve Irak halkıyla her türlü dayanışma içerisinde olduğunu ilan eder. Bu temelde Irak’a veya dünyanın bir başka bölgesine ülkemiz askerlerinin
gönderilmesine karşı çıkar.
Genel Kurulumuz ülkemizde ve tüm dünyada barışı savunmaya ve savaş karşıtı mücadelelerin
içerisinde etkin olarak yer almaya kararlı olduğunu ilan eder.
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
GİRİŞ
13
14
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
YARIM ASIRLIK ÇINAR GELECEĞİ ÖRGÜTLÜYOR
“Küreselleşme, çoğu kimsenin söyleminde yeni bir dünyanın kuruluşunu simgeleyen ve bu bağlamda geçmişten köklü bir kopuşu niteleyen sihirli bir sözcüktür. Küreselleşen dünyadan söz edildiğinde,
genellikle, mevcut toplumsal, ekonomik ve siyasal yapıları köklü değişim süreci içinde olan, ortak
çıkarlar ve ortak amaçlar etrafında giderek daha fazla bütünleşen bir uluslararası düzen kastediliyor.
Bu yeni düzen, onlara göre, kapitalizmi aşmış, dolayısıyla sınıflı toplumları ve sınıfsal çatışmaya dayanan siyasal mücadeleleri ebediyen geride bırakmış yeni bir çağın habercisidir.” Tülin Öngen 2000
(Sosyal-İş Sendikası Olağan Genel Kurul Çalışma Raporu Sayfa: 17)
Yukarıdaki alıntının da belirttiği üzere, son yirmi-otuz yıldır burjuva ideologların vaaz ettikleri dünya budur. Oysa bakmamız ve tahlil etmemiz gereken asıl noktayı, anlatılan bu teorik dünya ile yaşanan gerçekliğin ne oranda uyuştuğu oluşturuyor. Yaşanan en önemli gerçeklerden biri, burjuva ideologlarının da kabul ettiği ve ismini de kendilerinin koyduğu, kapitalizmin kriz döngülerinin artık elli
ya da on yılda bir değil, iki-üç yılda bir tekrar ettiğidir. Kriz döngüleri iç içe geçmektedir. Örneğin, IMF
2007/2008 krizini “Büyük Bunalım” ve 2007-2009 Mart arasında yaşanmış olan krizin adını “Büyük
Daralma” olarak tanımlamaktadır. Tüm bu krizlerin faturasını dünya ölçeğinde işçi sınıfı ve emekçiler
ödemektedirler.
Bugün eski sosyalist ülkeler dahil, bütün kapitalist dünya azgın bir sömürü, baskı ve tahakküm
düzeni içinde bulunuyor. Sosyalizmin kazanımlarının getirdiği rekabet etme durumu ortadan kalktığı için, çalışan yığınların tüm sosyal kazanımları bir bir budanıyor. Sosyal devlet anlayışı köhne ilan
edilerek paranın çıplak saltanatı kuruluyor, insan sağlığı, sosyal güvenlik, eğitim gibi tüm toplumu
ilgilendiren alanlarda özelleştirmeler yapılarak bu ihtiyaçların giderilmesi paraya indirgeniyor. Çıplak
gerçek budur. Sadece bu gözlem bile, anlatıların hayal ürünü değilse, büyük bir yalan olduğunu herkese gösteriyor.
Başını ABD’nin çektiği emperyalist kapitalist dünya kendi içerisinde de bir bütün oluşturmuyor.
Dün ham maddeler, malların dağıtımı ve sermayenin yayılımı üzerine yapılan pazar paylaşımı, bugün
ihtiyaçların değişmesi çerçevesinde başka faktörlerin öne çıkması temelinde yeniden yapılanıyor.
Dünyanın enerji kaynakları ve enerji nakil hatlarının güvenliği temelinde yeniden paylaşılması,
bugünün ana gündem maddesini oluşturuyor. Emperyalist dünyanın hegemon gücü ABD, başkanlık
seçimleri ile yenilediği yüzü Barak Obama ile siyah ve Müslüman dünyaya şirin görünmeye çalışıyor.
Irak ve Afganistan işgalleri ile İsrail’e verdiği sınırsız destek nedeniyle ihtilaf içine gerdiği bu halklarla
enerji kaynaklarının yüzü suyu hürmetine yeniden temasa geçmenin hesabını yapıyor. ABD, dünya
enerji kaynaklarının en büyük bölümünü barındıran Ortadoğu bölgesindeki ekonomik ve askeri varlığı ile aynı zamanda emperyalist dünyanın diğer kutup başlarına da gözdağı veriyor. Ortadoğu ve Afganistan’daki askeri varlığının devamı için diğer kutup başlarından biri olan AB’den katkı istiyor. Enerji
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
konusunda sorunları olan AB, enerji kaynakları ve nakil hatları üzerindeki ABD denetimi karşısında
kendisine dayatılan politikalarla uyum içerisinde görünmek zorunda kalıyor. Bu zorunluluk ise zaman
içerisinde olgunlaşacak olan bir emperyalistler arası çelişkiyi işaret ediyor.
AB ise kendi içinde stabilizasyon sancıları çekiyor. Birliğe yeni katılan eski sosyalist ülkelerin entegrasyonu, kendi içerisinde sorunlu Balkan ülkelerinin üyelikleri, birleşen Almanya’nın halen gerçek
anlamda bütünleşmemiş olması, üye ülkelerinin bütününde henüz kabul görmemiş AB Anayasası,
gelişen ve giderek güçlenen ayrımcılık-ırkçılık hareketleri gibi sorunları çözmek noktasında bulunan
bu tarihsel emperyalist güç henüz dünya pazarlarında ayrı bir varlık olarak kendini göstermekte zorlanıyor. Daha çok ABD paralelinde politikalar benimseyerek bu süreci geçirmenin hesabını yapıyor.
Ancak bu durum gelecekte rakip bir kutup başı olarak dünya politikasında yer alma vizyonunu ortadan kaldırmıyor. Nitekim uluslararası politikanın çeşitli dönemeçlerinde, AB üyesi ülkelerin ABD
politikası karşıtı tutum almaları buna işaret ediyor.
Tarihsel kutup başlarından bir diğerini ise Uzakdoğu’nun ekonomik gücü Japonya oluşturuyor.
Çevresine topladığı ve Asya Kaplanları da denen uluslararası finans dünyasının önemli aktörleri olan
ülkelerle birlikte Japonya, yaşadığı nükleer felaket sonrasında yaralarını saran uyuyan devi oynuyor.
Dünyanın aldığı yeni durumla birlikte bu geleneksel kutup başlarına bir yenisinin, hem de güçlü bir
yeni odağın katıldığını görmek gerekiyor. Başını Rusya’nın çektiği, Kazakistan, Hindistan, Çin ve İran’ın
da içerisinde yer alır göründüğü yeni bir güç merkezi oluşuyor. Şanghay Beşlisi denilen bu yeni gücün,
dünya sahnesinde ne kadar iddialı olacağını bu günden kestirmek güç görünüyor. Ancak Rusya’nın
emperyalist dünyanın yeni kutup başlarından biri olduğu da tartışma götürmez bir gerçekliği oluşturuyor. Diğerleri bir yana Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde yarattığı yeni entegrasyonla eski Sovyetler Birliği ülkelerini kendi liderliği altında toplamayı başarmış, Putin önderliğinde
güçlü bir devlet yapısı inşa etmiş ve çok güçlü bir askeri varlığa sahip olmasıyla, talip olduğu rolü en
fazla yerine getirecek bir görünüm çiziyor. Kazakistan da devlet başkanlarının katılımı ile yapılan çok
geniş bir ortak askeri gücün katıldığı “Acil Müdahale Gücü” tatbikatı tüm dünyaya bu mesajı vermeye
yöneliktir.
Kapitalist dünyanın bugün aldatıcı olan bütüncül görüntüsünü sağlayan en önemli etmeni ise devam eden ve henüz çıkışı belirsiz olan dünya finans krizi oluşturuyor. ABD de mortgage kredilerinin
geri dönmez bir noktaya gelmesi ile kendini belli eden ve kredilendirme zinciri içerisinde tüm kapitalist dünyayı saran finans krizi, paranın mabetlerini yıkarak sürüyor.
Kapitalist ülkeler, yapılan tüm zirvelere rağmen, krize küresel bir çıkış yolu bulamadıklarından, her
ülke kendi pozisyonuna uyan önlemleri alarak krizden çıkış yolunu arıyor. Kapitalist dünyada küçük
yatırımcılar iflasa sürükleniyor. Yoksulluk çekilmez noktalara yükseliyor, kapitalist dünyanın istikrar
sembolü orta sınıflar yoksulluğun pençesine itiliyor.
Kapitalist ülkeler krize karşı geleneksel yöntemlere sarılıyor. Kamu kaynaklarının ve çeşitli sosyal fonların sermayenin hizmetine sunulması, krizden çıkış paketlerinin açıklanması, şirket kurtarma
operasyonlarının birbirini takip etmesi bu yöntemleri oluşturuyor. Ancak tüm bu önlemler ekonomik
devlerin iflaslarının açıklanmasına yetmiyor. Kriz, kapitalist dünyayı ezerek Marx’ı bir kere daha doğruluyor. Kimi burjuva ideologlar yeniden Marx okumanın gereğinden bahsederken, kapitalist dünyada Komünist Manifesto’nun satışlarında patlama yaşanıyor.
15
16
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
Tam bitti dendiği noktada yeniden ortaya çıkan ve tüm dünya ekonomilerini içine alan kriz, bugün
ABD’nin kredi notunun ilk kez düşürülmesi sonucuna ulaşırken, AB ülkelerini bir bütün olarak iflasın
eşiğine getirmiş durumdadır. Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda gibi AB üyelerini içine alan
ve Yunanistan açısından aciliyet taşıyan krizden çıkış politikaları konusunda emperyalist merkezler
aralarında bir mutabakat bulmakta zorlanıyor, geçici kredilendirmelerle bu ülkelerin nefes alması
sağlanmaya çalışılıyor. Palyatif önlemler ise krizin büyümesi ve yayılmasından başka bir sonuç üretmiyor.
Görülen o ki Kapitalist dünya uzun ve yıpratıcı bir süreç olarak yaşanacak finans krizi sonrasında bir
yeni dünya düzeni kuruluşuna sahne olacak ve yeni düzenin aktörleri kendilerini ifade etme olanağını
bulacaktır. Ama yine görülen o ki bu yeni düzen kapitalist dünyanın hegemonu ABD’nin gücünü sarsacak onu hegemon güç olmaktan çıkaracak bir düzeyde olmayacaktır. ABD emperyalizmi sahip olduğu
ekonomik ve askeri güçle, bu gücün dünya çapında yayılmış varlığı ile yine kapitalist dünyanın başı
çeken gücü olmayı sürdürecektir. Yakın gelecekte dünyamızın başı çeken iki emperyalist kutup başını,
ABD ve kapitalist dünyaya entegre olan Rusya oluşturmaya adaydır.
Kapitalist dünyanın bu kısa özeti de bize gösteriyor ki; dünya halen emek sömürüsü üzerine kurulu
bir biçimde dönüyor. Emperyalizmin değiştiği yönündeki tüm açıklamalarına rağmen emperyalizm,
halen gelişme yolundaki ülkeleri sömürmeye devam ediyor, hatta bu sömürüyü savaş yöntemleri
kullanarak sürdürüyor. Barışçıl, demokratik, katılımcı, özgürlükçü bir kapitalizm vaizlerinin yalanları
her gün yeniden açığa çıkıyor.
Ne var ki metropol kapitalist ülkelerde yaşanan krize, krizin getirdiği yoksullaşma ve işsizliğe, sosyal politikaların terk edilmesine, hak gasplarına karşı çalışan yığınların tepkilerinde de gözle görülür
bir yükseliş gözleniyor. Hızla yoksullaşarak ekonomik ayrıcalıklarını kaybeden orta sınıfları da artan
oranda içine alarak genişleyen emekçi halk hareketleri, eğitimin metalaştırılmasına direnen öğrencilerle öncelikle bütünleşiyor. Görülen en önemli değişiklik ise Avrupa işçi sendika hareketinde seksenli
yılların geri çekilme ve doksanlı yılların durgunluk çizgisinin aşılmaya başlaması oluyor. Krizin sonuçlarını kabul etmeyeceğini belirten işçi sendika hareketi mücadeleci geçmişini hatırlayarak militan
geleneklerine sahip çıkıyor. İşçi sınıfı diğer çalışanlarla birlikte kriz mağdurlarının bütününü kapsayan
tepkileri ortaya koyuyor.
Kapitalizmin başkenti ABD’de ortaya çıkarak dünya çapında destek eylemleri ile yaygınlık kazanan
ABD’ nin finans merkezi “Wall Street i işgal edin” eylemleri, dalga dalga yayılan özelliği ile kapitalist
dünyada gelişen muhalefet hareketlerinde yeni bir eğilimi ortaya çıkarıyor.
İşini kaybedenler, finans krizi nedeni ile birikimlerini ve oturdukları evlerini kaybeden orta sınıf
mensupları, paralı eğitimin yükünü taşıyamayan öğrenciler, Afganistan ve Irak savaşına karşı çıkan
barış yanlıları gibi çeşitli toplumsal kesimleri kapsayan niteliği ve yaratıcı eylem biçimleri ile dikkati
çeken bu muhalefet hareketi kapitalist merkezlerdeki muhalif hareketler için yeni bir model olma
özelliği taşıyor.
Ancak bunları söylemek tek başına günümüz insanını ikna etmeye yetmiyor. Klasik anti- kapitalist
söylemin, gerçeği tam ifade etmediğini düşünmeye şartlandırılan günümüz insanı, yaşayan kapitalizmde bir çok değişim olduğunu bunu görmek ve bu değişimin yarattığı yeni olguyu dikkate almak
gerektiğini propaganda eden gerici ideologların günümüz kapitalizmine ilişkin çağdaş propagandasına açık hale geldiğini göremiyor.
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Günümüz kapitalizmi ilk olarak bilimsel teknolojik devrimin ortaya çıkardığı teknolojik yenilikleri
üretim sürecine ve onun organizasyon süreçlerine uyarlamada kazandığı hız ve yetenekle ayırt ediliyor.
Teknolojik devrimin sonuçlarının üretime yansıtılması üretim sürecindeki canlı emek miktarının
giderek azalmasını sağlıyor. Ancak her ne kadar insan emeğinin sınai üretim süreci içerisindeki miktarı teknoloji yoğun üretim teknikleri ile azalmış olsa da, üretim sürecinin tümüyle ikame edilemez
unsuru olarak varlığını koruyor.
Kapitalizmin çağdaş savunucuları bu durumu işçi sınıfının ortadan kalktığı, tarihsel misyonunun
bittiği biçiminde bir masal olarak anlatıyorlar. Onların bilinçli olarak görmek istemediği metropol
kapitalist ülkelerde üretim organizasyonunda sağlanan değişimle bağlı olarak artık Fordist kütlesel
üretim modelinin terk edilmesiyle uygulamaya konan, esnek üretim organizasyonu sonucu bir malın
üretiminin bir çok ülkeyi içine alan bir yürüyen bant olarak yeniden yapılandırılmasıdır. Uluslarüstü
şirketlerin rolünü arttıran bu üretim organizasyonu, kapitalist kampın ülkeler piramidinin de yeniden düzenlenmesini sağlayarak yeni kutup başlarının öne çıkmasına olanak sağlamaktadır. Malların
üretimi sürecinde canlı emeğin azalmasına karşın, teknoloji üretimine ve değişen yaşam koşullarına
bağlı olarak artan sayıda nitelikli iş gücü kafa emeği olarak üretim süreci içerisinde yer almaktadır.
Nitelikli iş gücünün üretim sürecine girişinde, yeni ortaya çıkan tasarım ve AR-GE çalışmaları gibi yüksek düzeyde eğitimli iş gücüne gerek duyan yeni sektörlerin ortaya çıkması ana faktördür. Bunun yanı
sıra yaşam koşullarındaki değişimin ortaya çıkardığı ve giderek büyüyen hizmet sektörünün de yarı
eğitimli iş gücüne ihtiyaç duyması, kapitalist üretimde kafa emeği miktarının işçi sınıfı içerisinde ağırlıklı olmasını sağlayan bir diğer faktördür. Sınıfın bileşiminde yaşanan bu değişim hızla yoksullaşarak
ayrıcalıklarını kaybeden orta sınıfların da çalışanlar kitlesine katılması ile birleşince, aslında sayısal
olarak küçülmeyen, ancak klasik kol emeği ağırlığı değişmiş ve daha da büyümüş bir işçi sınıfı ile karşı
karşıya olduğumuzu görürüz.
Değişen bileşiminin yanı sıra iletişim teknolojisinde yaşanan baş döndürücü gelişmenin sonucu
olarak çok yönlü bir ideolojik bombardıman altında kalan günümüz işçi sınıfı, teknolojik devrim öncesi kol emeği ağırlıklı işçi sınıfının sahip olduğu ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket etme
özelliğine henüz sahip değildir. İşçi sınıfının çok katmalı yapısını dikkate alan ortak programatik taleplerinin oluşturulması ve bu hedefler doğrultusunda birlikte hareket etme refleksini kazanması sürecini yaşadığı söylenebilir. Kapitalizmin güncel vaizlerinin gözümüze sokarcasına abarttıkları durum
budur ve bu durum geçici bir dönemi işaret etmektedir.
Bu durum bir tarihsel doğrunun altını yeniden bir daha çiziyor. Kapitalist metropolerde işçi sınıfı
genişleyen ve çeşitlenen yapısı ile tüm muhalif hareketleri de etrafında toplayarak kapitalist sistemin
yıkıcı ve kurucu alternatifi olarak kendini ortaya koyuyor. Kapitalist dünyada özel olarak işçi sınıfı, genel olarak çalışanlar hareketi ve onun etrafında odaklanan sistem muhalifi gençlik, kadın, barış savaşımcısı hareketler, bugün de dünyanın devrimci yenilenmesinin güçleri olma özelliklerini koruyorlar.
YENİ EĞİLİMLER, YENİ UMUTLAR
Kapitalist dünyanın diğer yanında yoksul ve geri bıraktırılmış ülkeler dünyasındaki gelişmelere de
bakmak gerekiyor. Metropollerin dışında kalan ve emperyalist sömürünün acı reçetesini her gün
yaşayarak gören Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinin bu sürece tepkileri de çeşitlilik gösteriyor.
Kimi ülkeler kurtuluşu emperyalist boyunduruğun gereğini yapmakta gören işbirlikçilerin yönetimin-
17
18
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
de yalancı umutlar yaratarak ezilen yığınları aldatmaya devam ediyorlar. Bölgesel işbirlikleri, IMF ve
Dünya Bankasının Fonlarından kullanılan yardımlar gibi sömürüyü derinleştiren yöntemlerle yığınları
avutuyorlar. Uzun yıllardır IMF politikaları ile yoksullaştırılmış bu ülkelerde derinden gelişen ve zaman zaman kendini şiddetli bir biçimde dışa vuran anti-kapitalist bilinç, çeşitli renk ve tonlarda bu
ülkeler halklarında kendini gösteriyor.
Günümüzde genellikle Latin Amerika ülkelerinde görülen ve muhalif hareketleri iktidara taşıyan
bu dalga henüz durulmamış, ancak bir amaç ve uygulama birlikteliği de sağlayamamış olarak devam
etmektedir. Merkezinde Chavez yönetimindeki Venezuella’nın olduğu bu dalga birçok Latin Amerika
ülkesinde iktidarı ele geçirmiş ve anti-emperyalist, halkçı, emek yanlısı politikaları uygulamaya koyarak emekçi halkın özellikle de geniş yoksul köylü yığınlarının sempati ve desteğini kazanmıştır. Aşağıdan yukarıya doğru gelişen, kent ve kırın yoksul yığınlarına dayanan, geleneksel partilerinin dışından
doğan bu yeni hareket hedefini henüz muğlak olmakla birlikte sosyalizm olarak deklare etmektedir.
Özellikle Venezuella devlet başkanı Chavez’in teorize etmeye çalıştığı Bolivarcı Sosyalizm, bugün kıta
çapında yoksulların desteğini kazanmış görünmektedir. Latin Amerika’daki gelişmelerin bir diğer yanını da Küba’nın varlığı oluşturmaktadır. Küba varlığı ve direngenliği ile bu akımları esinlendirici bir
işlev görürken kıta çapında gelişen dalga da Küba’nın ekonomik ablukasını kırmasında, yalıtılmışlıktan kurtulmasında olumlu bir rol oynamaktadır. Bugün kıta ülkeleri arasında başlayan ekonomik ve
sosyal dayanışmanın giderek ideolojik etkileşim ve geçişkenlikler yaratarak emek eksenli bir kıtasal
birliğe dönüşmesi, bugün kapitalist dünyanın olmasını hiç istemediği sonucu oluşturmaktadır.
Arjantin ve Şili dahil Latin Amerika’nın bir çok ülkesinde iktidara gelen eski gerilla liderlerinin de
aralarında bulunduğu yönetimler eski askeri cuntacıları yargılayıp tutuklayarak demokrasinin sınırlarını genişletirken halkçı bir ekonomi politika izleyerek yoksul yığınların taleplerini karşılamaya çalışmaktadırlar. Ancak henüz yeni-liberal politikalardan radikal bir kopuş yaşandığını söylemek için
erkendir.
Görülen o ki sosyalizmin çözülüşü ile başı dönen ABD emperyalizmi, arka bahçesi olarak gördüğü
ve mevcut gerici rejimlere çok güvendiği Latin Amerika da inisiyatifi elden kaçırmıştır.
Küba’nın yanı sıra Venezuella da emperyalizmin Latin Amerika’daki baş hedefleri arasına girerek
anti-emperyalist bilincin kıta çapında yeniden yükselmesinde başat rol oynamaktadır.
Latin Amerika da inisiyatifi kaybeden ABD emperyalizmi, yeni hedefi olan dünya enerji kaynakları
ve enerji nakil yollarının kontrol atlına alınması politikası ile uyumlu olarak gerçekleştirdiği Afganistan
ve Irak işgalleri sonrasında Ortadoğu ve Arap dünyasında kazandığı gücü kaybetmemek için bu bölgelerin yeniden dizaynına ağırlık veren bir politikayı yaşama geçirmeye başlamıştır.
BOP, açık adıyla Büyük Ortadoğu Projesi olarak adlandırılan proje, bu hedefin gerçekleştirilmesi
için uygulamaya konulmuştur. ABD stratejik ortağı İsrail ve AKP yönetimindeki Türkiye burjuvazisinin
bu projedeki kilit rolüne uygun olarak bu ülkelerin politikalarını da yeniden yapılandırmaktadır.
On yıllardır ABD’nin en sağlam müttefiki olan gerici Arap yönetimleri, kendi halkları nezninde
meşruiyetlerini yitirmiş, yoksulluk içerisinde can çekişen Ortadoğu ve Kuzey Afrika halkları özgürlük,
demokrasi, eşitlik ve daha iyi bir yaşam konusundaki talepleri için mücadelelerini yükseltmişlerdir.
ABD emperyalizmi Latin Amerika’da kaçırdığı inisiyatifi Ortadoğu’da elde tutmakta erken davran-
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
mış, yığınların biriken öfkesini zamanında algılayarak desteklediği eski gerici rejimlerden desteğini
çekerek onların yıkılmasına imkan vermiş ancak yerine kurulan rejimlerin Latin Amerika’daki gibi
halkçı ve anti-emperyalist bir karakter kazanmaması için kontrollü bir iç mücadele yaşanmasını sağlamıştır. Mısır ve Tunus bunun açık örneğini oluştururken süre giden Libya içi çatışma süreci emperyalistlerin esas amaç olarak Libya’nın zenginliklerini paylaşma hedeflerini Fransa ve İngiltere örneğinde
olduğu gibi gözler önüne sermiştir.
Kesin olan şudur ki; bir yandan halkların mücadeleleri bir yandan ise emperyalist müdahaleler
bölgede taşları yerinden oynatmıştır. Taşların yeniden yerli yerine oturması ise öyle çok kolay olmayacak, emperyalist planlara sadık yeni yönetimler kurma çabası ile halkların kendi kaderlerini eline
alma mücadeleleri arasındaki gerilim artarak devam edecektir.
NATO kanalı ve Türkiye aracılığı ile “Arap Baharı” sürecine müdahil olan ABD emperyalizmi
Erdoğan’ı Arap ülkelerinde Müslüman kimliğini de kullanarak yeniden dizaynın baş aktörü konumuna
getirmek istemektedir. İç çatışma süreçlerinin yıktığı Ortadoğu ve Arap ülkelerinin yeniden inşasının
iştahını kabarttığı Türkiye burjuvazisi ise Irak savaşı sonrası yaşadığı inşa yağmasının da verdiği coşku
ile bu süreci desteklemektedir.
“Arap Baharı” sürecinin önünü tıkayan en önemli güç ise Suriye’nin tutumudur. Arap Nusayri azınlığın yönetimde bulunduğu ve var olduğu süre içerisinde Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkilerini sürdürmüş sonrasında ise Rusya ile iyi ilişkiler kurmuş, Arap ulusalcılığı ideolojisine dayalı Baas Partisinin
tek parti olarak var olduğu Suriye yönetimini düşürmek baş hedef haline getirilmiştir. İran Şii iktidarı,
Lübnan Şii Hizbullah’ı ve Gazze Şii Hamas yönetimi ile Ortadoğu’da Şii güç dengesinin belirleyici unsuru olan ve İsrail’le uzlaşmaz çelişkileri olan Suriye yönetimi, ABD için Ortadoğu’daki baş tehlikedir ve
düşürülmesi durumunda Lübnan ve Gazze’nin düşürülmesi ile İran’ın yalnızlaştırılması sağlanacaktır.
Bilindiği gibi nüfusunun çoğunluğu Şii olan, ancak azınlık Sünni bir yönetime sahip olan Umman’daki
iç çatışma gelişmeden önlenmiştir ve emperyalist medya hiç üzerine gitmemektedir.
Anlaşıldığı kadarı ile Hürmüz Boğazı’nın çıkışında önemli bir stratejik konumda olan ve ABD üslerinin bulunduğu Umman Sultanlığı için “demokrasi” emperyalistlerce stratejik nedenlerle erken
bulunmuştur.
Türkiye, Erdoğan aracılığı ile ABD emperyalizminin Ortadoğu’ya müdahalesinde sadece aracı bir rol
oynamakla kalmamakta, emperyalist politikaların koçbaşı olma özelliğini de taşımaktadır. Türkiye’nin
Suriye’ye karşı politikasındaki ani değişimi ve dikkate değer sertleşmesini bu biçimde okumak gerekmektedir.
Dünyanın ezilen sömürülen halklar bakımından hareketli iki bölgesinde; Latin Amerika’da özgürlük,
adalet, eşitlik yanlısı güçler mevzi kazanır ve güç biriktirirken, Ortadoğu’da emperyalist planlamaya
uygun bir gelişme yaşanmakta, adalet, özgürlük ve eşitlik yanlısı güçlerin yolunun bölgede daha çok
uzun olduğu anlaşılmaktadır. Ancak her iki bölgede yaşanan pratiklerin ortak sonucu, dünyanın geri
bıraktırılmış, emperyalist sömürü altındaki halklarının savaşımının dünyanın yenilenmesinin güçleri
arasında halen yer aldığını göstermektedir.
Son on yılda ülkeyi yöneten AKP iktidarı, ülke tarihinin gördüğü en işbirlikçi iktidardır. Büyük Ortadoğu Projesinin “eş başkanlığını” üstlenen Tayyip Erdoğan, ABD’nin ileri karakolu olan İsrail ve Mısır’la
“eş başkanlık” için sıkı bir rekabete girmiş bulunmaktadır. Biçilen rol doğrultusunda eski dostlarıyla
19
20
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
düşman olmaktan bir adım geri durmuyor. Ülke dış politikası ilk kez bu kadar ABD’nin güdümüne girmiş bulunuyor. Komşularımızın iç işlerine pervazsızca müdahale edilmekte, komşularımızın topraklarında yapılacak her türlü operasyon için ülkemiz üs olarak kullanılmaktadır. Komşularımızın yönetimleri açıktan tehdit edilmektedir. Bu tehdit, bir yandan demokrasi havarisi kesilinerek, diğer yandan
Müslüman kanının dökülmesinin önlenmesi konusunda vaazlar verilerek gerçekleştirilmektedir. Oysa
bir milyon Iraklı Müslümanın ABD işgalinde katledilmesi konusunda sesleri çıkmamaktadır. Ülkemiz
sonu belli olmayan bir maceraya hızla sürüklenmektedir.
Hiç şüphe yok ki ülkemizin en önemli sorunlarından birisi Kürt sorunudur. Ülkemizde otuz yıldır
süren çatışma ortamı kırk bine yakın insanımızı kaybettik. Bu savaş ülke insanın kanayan yarası olmaya devam etmektedir. Her gün ocaklara ateş düşmektedir. Sokakta her insanın ortak mutabakatı, bu
savaşın bir önce bitirilmesi doğrultusundadır. Bunun çözümü de barıştan geçmektedir. Bu konuda da
halk kesimlerinin ortak mutabakatı barıştır. Oysa otuz yıldır iktidarlar, bu sorunun çözümü konusunda
politik hesaplar yapmaktadır. Sorunu çözmek yerine halkların milliyetçi duygularını sömürmekte ve
halkları birbirine karşı kışkırtmaktadırlar. Demokratik, eşit haklar ve yurttaşlık temelinde geliştirilecek çözüm adımları yerine, baskıcı, totaliter, çatışmacı uygulamalar her alanda olduğu gibi burada
da devreye sokulmaktadır. Halklarımızın büyük sağduyusu bugüne kadar bu oyuna izin vermemiştir.
Sorunun çözümünde de en büyük güvencemiz halkların sağduyusudur.
AKP hükümetleri, uyguladıkları ekonomik politikalar ve projeler ile bir yandan istikrar, diğer yandan göreceli olarak devlet olanakları ve sermayeyi daha yaygın kesimlere açarak toplumsal tabanını
genişletmiştir. TOKİ, KÖYDES, Sağlıkta Tam Gün Yasası vb. gibi projeler geniş kesimlerin sempatisini kazanmıştır. Özellikle son elli yıldır çözülemeyen konut sorununu “kira öder gibi ev sahibi olma”
sloganı ile ev sahibi olmayan milyonlara ev sahibi olma hayali sağlarken, diğer yandan bu projeler
ile yeni rant alanları açarak geniş kesime ranttan yararlanmak fırsatı sunmaktadır. Ülkenin büyük
bir kesiminde yerel yönetimlerdeki iktidarını bu proje ile pekiştirmektedir. Yine aynı şekilde KÖYDES
projesi ile köylere ulaşım, su, kanalizasyon gibi insani ihtiyaçlarda sağlanan gelişmeler geniş kesimlerin sempatisini kazanmıştır. Bu proje tarımdaki dönüşüm ve tasfiyenin perdesi olmuştur. Sağlıkta da
binlerce sağlık emekçinin uzun savaşımlarla elde ettiği kazanımlar, AKP’nin popülist politikaları için
yok edilmektedir.
AKP hükümetleri kendi iktidarlarına karşı muhalefet eden kesimlere karşı bir sürek avı sürdürmektedir. Özellikle, üçüncü defa iktidara gelen AKP hükumeti, elinde bulundurduğu medya gücünü
emniyet-yargı ile destekleyerek hükümete muhalif kurum ve kişilere karşı orantısız güç olarak kullanmaktadır. Hükümete muhalefet eden kurum, parti ve kişilerin, özel hayatları da dahil olmak üzere her
şey teknolojinin yardımı ile deşifre edilmekte ve kamuoyuna servis edilmektedir. Toplumda yarattığı
paranoya ile ülke koskoca bir hapishaneye dönüştürülmektedir.
AKP hükümeti, 1980’den bu yana uygulanagelen yeni-liberal politikaları iktidarda olduğu son 10
yıl boyunca daha kapsamlı ve sistemli bir biçimde yaşama geçirmiş, sermayenin çıkarları doğrultusunda bir yeniden yapılanma sürecini büyük ölçüde tamamlamıştır. Kamu iktisadi teşekküllerinin
özelleştirilmesi, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve enerji gibi kamusal hizmetlerinin piyasalaştırılması,
esnek bir işgücü piyasası oluşturulması, emekçilerin haklarının tırpanlanması, sendikal örgütlenmenin baskı altında tutulması, finansal serbestleşme, kamusal kaynakların sermayeye aktarılması, ücretlerin baskılanması gibi emek düşmanı politikaları istikrarla uygulayan AKP, önümüzdeki dönemde
de bu politikalarını ağırlaştırarak sürdürecektir.
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İstihdam Strateji Belgesi başta olmak üzere hükümetin çeşitli hazırlıkları incelendiğinde, önümüzdeki süreçte Türkiye işçi sınıfı haklarına yönelik yeni bir saldırı dalgası ile karşı karşıyadır. Özetle ifade
etmek gerekirse AKP hükümeti:
•
Kıdem tazminatını fona devretmek suretiyle, kıdem tazminatı hakkının özünü yok etmeyi,
•
Kiralık işçi uygulamasını yaşama geçirerek Türkiye’yi ucuz işçi pazarına çevirmeyi,
•
Taşeronlaştırmaya ilişkin mevcut yasal sınırlandırmaları kaldırarak Türkiye’yi adeta bir “taşeron cenneti” haline getirmeyi,
•
Belirli süreli iş sözleşmesi, kısmi süreli çalışma, iş paylaşımı, esnek zaman modeli, uzaktan çalışma biçimleri gibi güvencesiz istihdam modellerini yaygınlaştırmayı,
•
Bölgesel asgari ücret uygulaması ile zaten açlık düzeyinde olan asgari ücreti belli bölgelerde
daha da düşürerek, bölgeler arası eşitsizlik ve rekabeti artırmayı,
•
İş Yasası’nda işverenlerin talepleri doğrultusunda ilgili değişiklikleri yapmayı,
•
Kamu Personel Rejimi Reformu adı altında kamu emekçilerinin iş güvencesini ve haklarını yok
etmeyi,
•
Özelleştirme uygulamalarına devam ederek, zaten az sayıda kalan kamu iktisadi teşekküllerini
özelleştirmeyi,
•
Temel kamusal hizmetlerde özelleştirme ve piyasalaştırma sürecine devam etmeyi,
•
Ücretler üzerindeki baskıyı sürdürmeyi,
•
Genç ve kadın işçileri daha çok sömürecek düzenlemeleri yaşama geçirmeyi,
•
Sendikal hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemeyi sürdürmeyi,
Amaçlamaktadır. 2010’lu yıllar AKP hükümetinin sermaye sınıfının istekleri doğrultusunda işçi sınıfının mevcut haklarını yok etmek için yapacağı girişimlere ve buna karşı işçi sınıfının mücadelesine
tanıklık edecektir. AKP hükümeti tam da bu noktada, toplumun tüm kesimlerine olduğu gibi işçi
sınıfına da gözdağı vermek ve emekçilerin mücadelesini engellemeye çalışmaktadır.
Ne var ki, tüm bu baskı ve yıldırma politikaları, başta işçi sınıfımız olmak üzere emekçi kesimlerde
hak arama ve mücadele etme azmini yok etmeye yetmiyor. Tekel direnişi, yığınsal 1 Mayıs kutlamaları, işyerlerinde sürdürülen direnişler ve taşeron işçilerinin sendikal örgütlenme kararlılıkları yanında
kadınların, gençlerin ve emekçi halkların mücadelesi, bizlerin ileriye iyimser bakmamızı sağlıyor ve
mücadeleyi yükseltme azmimize ışık tutuyor.
21 Aralık 2009’da 8. Olağanüstü Genel Kurulda Yönetime gelen Genel Yönetim Kurulumuz, birçok
cephede birden mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bir yandan emperyalist sistemin dünya ölçeğinde işçi sınıfına karşı başlattığı saldırıyı kendi işkolunda ve kendi üyeleri bazında karşılamaya çalışırken,
aynı zamanda mevcut hükümetin politikalarına ve sermaye sınıfının saldırılarına karşıda mücadele
etmiştir. Diğer yandan Genel Yönetim Kurulumuz, Sendikamızın iç sorunlarını aşmak, örgütlülüğünü
21
22
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
büyütmek ve işkolunda bir çekim merkezi olma hedefiyle işe başlamıştır.
2 yıl gibi kısa bir süre zarfında, 40’dan fazla işyerinde başlatmış olduğumuz örgütlenme çalışmaları
neticesinde işyerlerinin üçte ikisinde örgütlenme tamamlanarak bu işyerleri toplu sözleşme kapsamına dahil edilmiştir. İşçi sınıfı ve sendikaların en büyük düşmanı taşeron sistemine karşı, birçok
sendikanın sırtını döndüğü bir dönemde Sendikamız kamudaki taşeron çalışma sistemine karşı bir
mücadele başlatmış binden fazla taşeron işçisi sendikamızda örgütlenmiştir. İmzaladığımız toplu
sözleşmelerle işkolunda örnek gösterilen kazanımlar elde etmeyi başardık. Grevin unutulduğu bir
dönemde 3 işyerinde başarılı grevler gerçekleştirdik ve bu grevleri toplu sözleşmelerle taçlandırdık.
1000’den fazla üyemize en az bir defa sendikal eğitim verdik. 20’den fazla eğitim ve örgütlenme broşürleri ile binlerce üyemize ulaştık. Kamuoyunda ve basında geniş yankı uyandıran araştırma raporları ve basın açıklamalarımızla işçi sınıfının güncel sorunları ve taleplerinin sesi olmaya çalıştık. İnternet
sitemiz ve gazetemizi yenileyerek üyelerimizin daha fazla ilgisini arttırmaya ve kolay erişebilmesine
gayret ettik. Hukuk alanındaki çalışmalarımızı geliştirerek işçi sınıfı ve sendikal hareket açısından çok
önemli yargı kararlarına imza attık. Uluslar arası alanda emek örgütleri ile ilişkilerimizi geliştirerek
UNI üyeliği için gerekli alt yapı çalışmalarını tamamladık. Tüm bu bize göre mütevazi ama sendikal
hareketin içerisinde bulunduğu durum göz önünde bulundurulduğunda önemli çalışmalar neticesinde Sendikamızı işkolunda önemli bir çekim merkezi haline getirmeyi başardık. Söz konusu bu çalışmalara ilişkin detayları çalışma raporumuzun ilgili sayfalarında sizlerin bilgi ve takdirine sunuyoruz.
“Küçük”, “içe kapalı” sendikacılık anlayışını reddederek Sendikamızı her geçen gün yeni üyelerle
güçlendirme ve büyütme anlayışımızla yolumuza devam edeceğiz. İşkolumuzun ve Konfederasyonumuzun dinamik, alana hakim bir sendikası olarak, Türkiye İşçi Sınıfının savaşkan örgütü Devrimci İşçi
Sendikaları Konfederasyonu’nun savaşkan bir kolu olan Sosyal-İş’e bugüne kadar emek veren tüm
yöneticilerimize, temsilcilerimize ve üyelerimize teşekkürü bir borç biliriz.
GENEL YÖNETİM KURULU
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
23
TÜRKİYE'DE ve İŞKOLUMUZDA
İŞÇİ SINIFININ DURUMU
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
1. BÖLÜM: TÜRKİYE’DE DURUM
24
A) İSTİHDAMA İLİŞKİN TEMEL VERİLER
A-1) İSTİHDAM DÜŞÜYOR, İŞSİZLİK ARTIYOR
2000’li yıllarda daha yaygın ve yoğun biçimde uygulanan yeni-liberal politikalar, Türkiye’de istihdam üzerinde olumsuz sonuçlar doğurdu. İstihdam oranı azalırken, işsizlikte ise adeta bir patlama gerçekleşti.
İşgücüne katılma oranı yani, çalışabilir yaşta ve durumdaki nüfus içinde işgücüne katılanların (çalışanlar ve işsizler) oranı son 10 yılda artmak bir yana azaldı. 2010 yılı itibariyle işgücüne katılma oranı
yüzde 48,8 olarak gerçekleşti. Ancak aynı dönemde işsizlik oranında ciddi bir artış yaşandı ve 2010
yılında işsizlik oranı yüzde 11,9’a ulaştı.
Dolayısıyla çalışabilir yaşta ve durumdaki nüfus içinde istihdam edilenlerin (çalışanların) oranı,
son 10 yılda yüzde 46,7’den yüzde 43’e geriledi.
Tablo-1: İşgücüne katılım, işsizlik ve istihdam oranları
2000
2010
İşgücüne katılma oranı
yüzde 49,9
yüzde 48,8
İşsizlik oranı
yüzde 6,5
yüzde 11,9
İstihdam oranı
yüzde 46,7
yüzde 43
2010 yılı itibariyle Türkiye’de toplam istihdam edilen (çalışan) kişi sayısı 22 milyon 594 bin. İşsiz
sayısı ise 3 milyon 47 bin. İşsizlerin, çalışanlara oranı yüzde 13,5.
A-2) İŞSİZLİK, İŞSİZLİKTE GEÇEN SÜRE VE GİZLİ İŞSİZLİK ARTIYOR
İşsizlik her geçen gün büyüyor ve emekçilerin canını yakmaya devam ediyor. Öyle ki yalnızca
işsizlik oranı ve işsiz sayısı artmıyor. Aynı zamanda işsizlerin, işsizlikte geçirdiği süre de artıyor.
Dahası iş aramadığı için resmi işsizlik verilerine yansımayan, ancak iş olsa çalışmaya hazır olanların
sayısı da artıyor.
2000 ve 2010 yılları karşılaştırıldığında, işsizlerin daha uzun sürelerle işsizlik sorunu ile karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor.
Tablo-3: İş arama süresine göre işsizler
İş arama süresine göre işsizler (genel)
0-6 ay
2000
2010
yüzde 64
6 ay -1 yıl
1 - 2 yıl
2 - 3 yıl 3 yıl ve daha fazla
yüzde 14,8 yüzde 13,1 yüzde 5
yüzde 54,3 yüzde 17,1 yüzde 17,6 yüzde 6,9
yüzde3
yüzde 4,1
Öte yandan Türkiye’de iş bulma ümidi olmadığı için iş aramayan, bu nedenle resmi işsizlik verilerine dahil olmayan ancak iş bulsa çalışmaya hazır olanların, yani gizli işsizlerin sayısı da hızla artıyor.
2010 yılı itibariyle gizli işsizlerin, bir başka deyişle ümitsiz işçsizlerin sayısı tam 716 bin kişi…
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
A-3) TÜRKİYE’DE İŞÇİLEŞME SÜRECİ HIZLA DEVAM EDİYOR
Türkiye’de istihdam edilen nüfus içinde bir işverene bağımlı olarak, ücret, maaş ya da yevmiye
karşılığı çalışanların oranı artmaya devam etmektedir. Özellikle tarımsal istihdamın küçülmesi ile 25
birlikte, tarım dışı sektörlere yönelenlerin büyük çoğunluğu, sanayi ve hizmetler sektöründe “ücretli”
olarak istihdam edilmektedir. Bir başka deyişle en geniş tanımıyla Türkiye işçi sınıfı giderek büyümektedir.
Tablo-4: İstihdam Edilenlerin İşteki Durumu
2010 yılı itibariyle istihdam edilen nüfus içinde ücretlilerin payı yüzde 60,9’a ulaşmış, ücretlilerin sayısı ise 13 milyon 762 bini bulmuştur. Bu rakam içinde kamuda çalışan memurlar, kayıtlı/kayıt
dışı işçiler, yevmiye karşılığı çalışanlar, yani bir biçimde bir işverene emek gücünü satıp karşılığında
ücret alan herkes bulunmaktadır.
A-4) TARIMSAL İSTİHDAM DARALIYOR, HİZMETLER SEKTÖRÜ BÜYÜYOR
Tarımsal istihdamın toplam istihdam içindeki payı giderek azalırken, sanayi ve hizmetler sektörünün payı artmaktadır. Özellikle hızla büyüyen hizmetler sektörünün istihdamdaki payı, neredeyse
yüzde 50’ye kadar ulaşmış, 2010 yılı itibariyle hizmetler sektöründe çalışanların toplam istihdama
oranı yüzde 48,6 olmuştur.
Tablo-5: İstihdamın Sektörel Dağılımı
2000
2010
Tarım
Sanayi Hizmetler
yüzde 36 yüzde 24 yüzde 40
yüzde 25,2 yüzde 26,2 yüzde 48,6
2010 yılı itibariyle ücret, maaş ya da yevmiye karşılığı çalışanlar, 13 milyon 762 bin kişidir. Tüm
ücretliler içinde tarım sektörünün payı yüzde 3,8, sanayi sektörünün payı yüzde 26, hizmetler sektörünün payı ise yüzde 60,2’dir.
Tablo-6: Ücretlilerin Sektörel Dağılımı
A-5) KAYIT DIŞI İSTİHDAM DEVAM EDİYOR
2010 yılı itibariyle Türkiye’de istihdam edilen 22 milyon 594 bin kişilik nüfusun, 9 milyon 772 bini
kayıt dışı istihdam edilmektedir. Tüm çalışanlar içinde kayıt dışı istihdam oranı yüzde 43’tür. Özel
sektörde çalışan 3 milyon 349 bin işçi kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. Özel sektörde çalışan
her 3 işçiden biri kayıt dışıdır.
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
26
B) ÇALIŞMA KOŞULLARI, ÜCRETLER VE HAKLARA İLİŞKİN
TEMEL VERİLER
B-1) ÇALIŞMA SÜRELERİ UZAMAYA DEVAM EDİYOR
Çalışma koşullarına ilişkin en önemli göstergelerden biri çalışma süreleridir. Çalışma sürelerinin
sınırlandırılması işçi sınıfının en temel taleplerinden biri olmuş, haftalık ve günlük çalışma süreleri
çetin mücadeleler neticesinde sınırlandırılmıştır.
Türkiye’de Devlet Memurları Yasası uyarınca, kamu görevlilerinin haftalık çalışma süresi 40 saat, İş
Yasası uyarınca işçilerin haftalık çalışma süresi 45 saattir.
Ancak ücretlilerin çalışma süreleri incelendiğinde, Türkiye’de çalışma sürelerinin, hukuka da
aykırı bir biçimde uzadığı görülmektedir. Tablo-7’de 2000 ve 2010 yılları incelendiğinde uzun sürelerle çalışmanın (50 saat ve daha fazlası) giderek arttığı görülmektedir.
İş Yasası’na göre bir işçi bir yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilir. Bu fazla mesai süreleri
bir yıla (52 haftaya) dağıtıldığında, bir işçinin bir haftada en fazla yapabileceği ortalama fazla mesai
süresi 5,5 saattir.
Dolayısıyla, yasada belirtilen üst sınır kadar (270 saat) fazla mesai yapan bir işçinin bile haftalık
ortalama çalışma süresinin 50,5 saati geçmemesi gerekir.
Ancak 2010 yılı itibariyle ücretlilerin yüzde 13,1’i haftada 50-59 saat, yüzde 19,3’ü haftada 60-71
saat, yüzde 8,3’ü ise haftada 71 saatten fazla çalışmaktadır.
Türkiye’de ücretlilerin yüzde 43,4’ü, yasal üst sınırın üzerinde, yani haftada 50 saatten fazla
çalışmaktadır. Emekçilerin çalışmaya ayırdığı süre giderek artarken, çalışma dışı yaşama ve dinlenmeye ayrılan süre azalmaktadır.
Öte yandan 2010 yılı itibariyle haftada 40 saatten az çalışanlar, yani kısmi süreli çalışanlar, tüm ücretliler içinde yüzde 15,6’lık orana sahiptir. 2000 yılında bu oranın yüzde 9,4 olduğu dikkate alındığında, 2000-2010 döneminde kısmi süreli (part time) çalışmanın yaygınlaştığı anlaşılmaktadır. Böylece
yarı zamanlı istihdam ya da düzensiz/güvencesiz istihdam biçimlerini kapsayan kısmi süreli çalışmalarda artış yaşanmıştır.
Tablo-7: Ücretlilerin Çalışma Süreleri
40'dan az
40
41-49
50-59
60-71
71 +
2000
yüzde 9,4 yüzde 27,2 yüzde 27,6
yüzde 13,1 yüzde 16,1
yüzde 6,6
2010
yüzde 15,6 yüzde 17,7 yüzde 23,3
yüzde 15,8 yüzde 19,3
yüzde 8,3
Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu veri tabanı
Ayrıca yasal sınırların üstünde çalıştırılan işçilerin büyük çoğunluğuna, fazla mesai ücreti bir yana,
normal mesai ücreti dahi ödenmemektedir. Özellikle kayıt dışı çalıştırılan işçiler, asgari ücretin altındaki ücretlere haftada 60-70 saati bulan çalışma süreleri ile çalıştırılmaktadır.
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
B-2) ÜCRETLER ÇOĞUNLUKLA “ASGARİ”
Türkiye’de emekçilerin çalışma süreleri giderek artarken, ücretler, asgari ücret düzeyinde, yerinde
saymaya devam etmektedir. 2000-2010 döneminde ücretler bakımından bir iyileşme yaşanmadığı 27
gibi sigortalılarının prime esas brüt aylık kazançları asgari ücret esas alınarak kıyaslandığında; ücret
düzeylerinin daha da gerilediği görülmektedir.
2000 yılı itibariyle sigortalılarının yüzde 59,8’i brüt asgari ücret ile 1,5 brüt asgari ücret arasında aylık brüt kazanç elde ederken, bu oran 2009 yılına gelindiğinde yüzde 69,8’e yükselmiştir.
Türkiye’de her 10 ücretliden 7’sinin ücreti 1 ila 1,5 asgari ücret arasındadır.
2009 yılı itibariyle sigortalıların yüzde 43,2’si brüt asgari ücret kadar, yüzde 23,1’i 693-900 TL,
yüzde 7’si ise 900-1.110 TL aylık brüt kazanç elde etmiştir. Kamudaki ücret düzeylerinin özel sektöre
nazaran daha yüksek olduğu da görülmektedir. Ücret aralıkları incelendiğinde sigortalıların büyük
çoğunluğunun brüt asgari ücret ya da brüt asgari ücretin biraz üzerinde aylık kazanç elde ettiği görülmektedir.
Ücretlerin asgari ücret ve asgari ücretin biraz üzerinde yoğunlaşması, Türkiye’de emekçilerin
büyük çoğunluğunun sefalet düzeyinde ücret aldığını ortaya koymaktadır.
Sigortalıların ücretlerinin ağırlıkla asgari ücret seviyesinde olduğu dikkate alındığında, sigortasız işçilerin ücretlerinin asgari ücretin dahi altında seyrettiğini söylemek mümkündür. Özetle Türkiye ucuz emek cenneti olmayı sürdürmektedir.
Tablo-8: Sigortalıların Brüt Ücretleri
2009
693 TL
693-900 TL
900-1.110 TL
1.110-1.320 TL
1.320-1.530 TL
1.530-1.740 TL
1.740-1.950 TL
1.950-2.160 TL
2.160-2.370 TL
2.370-4.504 TL
4.504 TL
Özel
yüzde 46,5
yüzde 24,4
yüzde 6,8
yüzde 4,6
yüzde 3,4
yüzde 2,3
yüzde 1,8
yüzde 1,4
yüzde 1
yüzde 4,8
yüzde 3,3
Kamu
yüzde 11
yüzde 10,2
yüzde 8,5
yüzde 4,1
yüzde 5,7
yüzde 6,2
yüzde 8,2
yüzde 8,5
yüzde 7,4
yüzde 25,4
yüzde 4,6
Toplam
yüzde 43,2
yüzde 23,1
yüzde 7
yüzde 4,5
yüzde 3,6
yüzde 2,6
yüzde 2,4
yüzde 2,1
yüzde 1,6
yüzde 6,6
yüzde 3,4
Kaynak: Sosyal Güvenlik Kurumu 2009 Yılı İstatistik Yıllığı
B-3) GÜVENCESİZ İSTİHDAM YAYGINLAŞIYOR
Haftalık çalışma süresi ve ücretler kadar önemli olan bir başka konu da istihdamın güvenceli olup
olmadığıdır. Ancak Türkiye’de güvencesiz istihdam giderek yaygınlaşmaktadır.
Kayıt Dışı İstihdam
Özel sektördeki işçilerin büyük çoğunluğu da iş güvencesinden yoksun biçimde çalışmaktadır.
2010 yılı itibariyle 3 milyon 349 bin işçi kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. Özel sektörde çalışan
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
her 3 işçiden biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı işçiler, iş güvencesinin yanı sıra sosyal güvence ve temel
haklardan da yoksun biçimde çalışmaktadır.
28
İş Güvencesi Kapsamı Dışındaki İşçiler
2003 yılında yasalaşan “iş güvencesi” uygulaması 30’dan fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az 6
aydır belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçileri kapsamaktadır. Bu koşulları taşımadığı için işçilerin yarıdan fazlası yasal iş güvencesinden yararlanamamaktadır. İş güvencesi kapsamı dışında olan
işçilerin “iş güvencesi” işverenin iki dudağı arasında olup, işverenler istedikleri zaman herhangi bir
gerekçe göstermeksizin işçileri işten çıkarabilmektedir.
Taşeron
2000’li yıllarda taşeronlaştırma özel sektörde de hızla yaygınlaşmış; özellikle büyük ölçekli işyerlerinde temizlik, güvenlik, yemekhane gibi yardımcı işler taşeron şirketlere devredilmiş, birçok işletmede asıl işler de taşerona verilmiştir. Bilhassa kamu kurumlarında taşeronlaştırma büyük hızla yaygınlaşmıştır. Hükümet yetkililerinin yaptıkları açıklamalara göre taşeronda çalışan işçi sayısı yaklaşık
500 bine ulaşmıştır. Gerçek rakamın daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür.
Belirli Süreli İş Sözleşmesi
Belirli süreli iş sözleşmesi, süresi sona erdiğinde kendiliğinden sona eren iş sözleşmesi türüdür.
Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler, iş güvencesi kapsamı dışındadır. Sözleşme sona erdiğinde işverenin sözleşmeyi yenileme zorunluluğu olmadığı gibi işçinin de sözleşmenin yenilenmemesi
nedeniyle dava açma hakkı bulunmamaktadır. Belirli süreli iş sözleşmesi sona erdiğinde ve yenilenmediğinde, işçinin kıdemi bir yılı aşmış olsa bile kıdem tazminatı hakkı da yoktur. Belirli süreli iş sözleşmesi, hızla yaygınlaşan güvencesiz istihdam biçimlerinden biridir.
Ulusal İstihdam Strateji Belgesi’ne göre belirli süreli çalışma oranı yüzde 10,7’dir. Yani her on
emekçiden biri, hiçbir iş güvencesi ve gelecek garantisi olmaksızın, belirli süreli sözleşmelerle çalışmaktadır.
Öte yandan İş Yasası’na göre “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılabilmesi için “objektif koşul” aranmasına rağmen, Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile özel öğretim kurumlarında çalışan eğitimciler
ile belirli süreli iş sözleşmesi yapılabilmesi için “objektif koşul” aranmamaktadır. Dahası üst üste kaç
kez yapılırsa yapılsın, belirli süreli iş sözleşmeleri, belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşmemektedir.
Bugün itibariyle özel öğretim kurumlarında yaklaşık 250 bin eğitimci, belirli süreli iş sözleşmeleri
ile iş güvencesiz çalıştırılmaktadır.
Kısmi Süreli Çalışma
Yasal olarak kısmi süreli (part-time) çalışanlar, iş güvencesi bakımından, tam süreli çalışanlar ile
aynı haklara sahiptir. Ancak fiilen kısmi süreli çalışma, güvencesiz bir istihdam türüdür. Çünkü işten
çıkarmalar söz konusu olacağında, ilk işten çıkarılanlar “kısmi süreli çalışanlar” olmakta; kısmi süreli
çalışanlar, bir işyeri ya da işletmenin işgücü yapısının çeperinde yer almakta, işyeri ya da işletmenin
sürekli işgücü profilinde değerlendirilmemektedir.
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kısmi süreli çalışma, Türkiye’de giderek yaygınlaşmaktadır. Mevzuata göre haftada 30 saatten az
çalışanlar, “kısmi süreli çalışan” kategorisine girmektedir. Türkiye’de haftada 30 saatten az çalışanlara
ilişkin kesin bir veri mevcut değildir. Ancak ücretlilerin yüzde 15,6’sının haftada 40 saatten az çalıştığı
bilinmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de kısmi süreli çalışanların tüm ücretliler içindeki payının yüzde 29
10 ila 15 arasında bir oranda olduğunu söylemek mümkündür. Çağrı üzerine çalışanlar da kısmi süreli çalışanlar kategorisi içinde yer almaktadır.
Kamuda güvencesiz işçi istihdamı
Devlet Memurları Yasası’na göre kamuda çalışan işçiler iki ayrı kategoridedir: Sürekli işçi ve geçici
işçi. Kamuda çalışan sürekli işçi sayısı, Maliye Bakanlığı istatistiklerine göre, 2011 yılı Mart ayı itibariyle 386 bin 295, geçici işçi sayısı ise 20 bin 34’tür. Öte yandan kamuoyunda daha çok 4-C olarak
bilinen, ne memur ne de işçi sayılan geçici personel sayısı ise 21 bin 668’dir.
Kamu personeli istihdamının güvencesizleştirilmesi
Türkiye’de 2000’li yıllar boyunca kadrolu devlet memurluğu yerinde saymış, kadrolu memurluğun
güvencesine sahip olmayan sözleşmeli kamu personeli istihdamına ağırlık verilmiştir. 2011 yılı Mart
ayı itibariyle kadrolu memur sayısı 2 milyon 171 bin 404 iken, sözleşmeli personel sayısı ise 322 bin
146’ya ulaşmıştır. 2000’li yıllarda kadrolu memur sayısı hemen hemen sabit tutulurken, sözleşmeli
personel sayısı yaklaşık 12 katına çıkmıştır.
Ancak 2011 yılı genel seçimlerinden hemen önce sözleşmeli kamu personelinin büyük çoğunluğu, kadrolu devlet memurluğuna geçirilmiştir. Bununla birlikte, Kamu Personel Rejimi Reformu adı
altında yaşama geçirilmek istenen proje ile tüm kadrolu devlet memurlarının güvencesinin yok
edilmesi planlanmaktadır.
B-4) ÇALIŞMA KOŞULLARI AĞIRLAŞIYOR, HAK İHLALLERİ ARTIYOR
İstatistiksel olarak hesaplanamasa da 2000’li yıllar boyunca işçilerin çalışma koşulları daha da ağırlaşmış; hak ihlalleri artmıştır. İktisadi büyüme politikasını ve “rekabet gücünü” ucuz işçilik ve yoğun
emek sömürüsü üzerine kuran Türkiye ekonomisinde, daha az işçiyle daha çok üretim yapma felsefesi üzerine kurgulanan üretim süreçleri, kaçınılmaz olarak daha ağır çalışma koşulları ve hak ihlallerini
de beraberinde getirmektedir.
Özellikle sendikasız işyerleri, küçük ölçekli işyerleri, fason üretim yapan işyerleri ve hizmetler
sektöründe, İş Yasası ile belirlenen asgari çalışma koşulları dahi uygulanmamakta; işyerinde çalışma
koşullarını mevzuat değil işverenler belirlemektedir. Yasal sınırların üzerinde çalışma süreleri, ödenmeyen fazla mesailer, yıllık ücretli izin ve hafta tatili hakkının kısıtlanması, ücretlerden keyfi kesinti
yapılması, ücretlerin geç veya eksik ödenmesi, hatta hiç ödenmemesi, sigorta primlerinin gerçek
ücret yerine asgari ücretten yatırılması ya da eksik yatırılması gibi hak ihlalleri, yaygın olarak yaşanmaktadır.
B-5) İŞÇİ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ…
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanındaki karanlık tablo 2000’li yıllarda daha da derinleşmiştir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının ancak bir kısmı resmi istatistiklere yansımaktadır. Kayıtlı işçilere nazaran
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
iş kazası ve meslek hastalığı riski daha yüksek olan kayıt dışı işçilerin geçirdiği iş kazaları ve meslek
hastalıkları, resmi verilere girmemektedir. Ayrıca kayıtlı işçiler açısından da, iş kazalarının işverenler
tarafından gizlenmesi yaygın bir uygulamadır. Meslek hastalıkları açısından ise daha vahim bir durum
30 söz konusudur. Türkiye’de her yıl on binlerce meslek hastalığı vakası yaşanmasına rağmen; meslek
hastalıklarının çok azı tespit edilebilmektedir. Meslek hastalıkları çok temel bir işçi sağlığı sorunu olmasına rağmen, Türkiye’nin meslek hastalıklarının büyük kısmını tespit dahi edemeyen bir noktada
olması, sorunun boyutlarını ortaya koymaktadır.
Resmi verilere göre Türkiye’de 2000-2009 yıllarını kapsayan 10 yıllık dönemde, iş kazası ve meslek hastalıkları neticesinde toplam 10 bin 491 işçi yaşamını yitirmiş; 18 bin 818 işçi ise sürekli iş
göremez hale gelmiştir. Gerçek iş kazası ve meslek hastalığı sayıları, resmi verilerin çok daha üzerindedir. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun istatistiklerine giren iş kazaları ve meslek hastalıkları, buzdağının yalnızca suyun üzerindeki kısmını oluşturmaktadır.
TABLO-9: İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Sonucu Ölüm ve Sakatlık Vakaları
İş Kazası Sonucu Ölüm
Meslek HastalığıSonucu Ölüm
Toplam Ölüm
Sürekli İş Göremezlik Vakası
2000
2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 Toplam
1.167
6
1.173
1.818
1.002 872
810 841 1.072 1.592 1.043 865 1.171
6
6
1
2
24
9
1
1
0
1.008 878
811 843 1.096 1.601 1.044 866 1.171
2.183 2.087 1.596 1.693 1.639 2.267 1.956 1.694 1.885
10.435
56
10.491
18.818
B-6) KADIN-ERKEK EŞİTSİZLİĞİ DEVAM EDİYOR
Çalışma yaşamındaki sorunların çoğunu kadın işçiler daha derinden yaşamakta, çalışma yaşamında toplumsal cinsiyet eşitsizliği devam etmektedir. Dünya ölçeğinde kadınların istihdam oranının en
düşük, kadın işsizliğinin ise en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye’de her 4 kadından 3’ü çalışma yaşamının dışında kalmaktadır.
Çalışma yaşamında var olabilen kadın işçi ve emekçilerin çoğunluğu ise düşük ücret, iş güvencesiz
istihdam, ağır çalışma koşulları, hak ihlalleri, sendikasızlık, ayrımcı uygulamalar, cinsiyetçi meslek ve
görev dağılımı ve taciz gibi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.
2008 ve 2009 yıllarında yaşanan ekonomik krizin ardından, kadınların işgücüne katılımında yıllardan sonra ilk kez artış yaşanmıştır. Bu artışla birlikte, kadın işsizliği daha da yükselmiş; bir yandan da
işgücüne katılan kadınlar güvencesiz, düşük ücretli ve vasıf gerektirmeyen işlere yönelmiştir.
C) SENDİKAL ÖRGÜTLENME VE SENDİKAL HAKLAR
İşçilerin ve emekçilerin, çalışma koşulları, hakları ve ücretlerini iyileştirmelerinin en önemli aracı
sendikal örgütlenme, toplu sözleşme ve grev hakkıdır. Ancak Türkiye’de gerek sendikal örgütlenmenin mevcut durumu gerekse sendikal hak ve özgürlüklerin yasal güvencesi ve yaşama geçirilmesi
bakımından oldukça olumsuz bir tablo söz konusudur.
1980’den bu yana süre giden sendikasızlaştırma süreci, 2000’li yıllarda da devam etmiştir. Özelleştirme, taşeronlaştırma, esnek istihdam, dar, yasakçı ve adeta sendikalaşmayı zorlaştıran yasal mev-
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
zuat gibi sendikal örgütlenmeyi zayıflatan politikaların yanı sıra, özellikle özel sektörde işverenlerin
hukuka aykırı uygulamalarla işçilerin sendikalaşmasını engellemesi ve hükümetlerin buna göz yumması, Türkiye’de sendikal örgütlenmenin her geçen yıl erimesine yol açmaktadır. Türkiye’de sendikalaşma hakkı büyük ölçüde kağıt üzerinde kalmakta, işverenlerin sendikal örgütlenmeyi engellemek 31
ve yok etmek için başvurduğu sayısız yöntem karşısında, sendikal hak ve özgürlükler güvence altına
alınmamaktadır.
Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki ücretli sayısının, toplam sendikalaşabilir ücretli nüfusa oranı
üzerinden sendikalaşma oranı hesaplandığında, sendikal örgütlülüğün nasıl zayıflatıldığı daha açık
görülmektedir. 2000 yılı itibariyle toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 1 milyon 42 bin 473
iken toplam ücretli sayısı 10 milyon 488 bin, sendikalaşma oranı ise yüzde 9,9’du. 2009 yılına gelindiğinde toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 748 bin 398’e düşerken, toplam ücretli sayısı 12
milyon 770 bine çıktı; bunun neticesinde sendikalaşma oranı yüzde 5,9’a gerilemiştir. 1988 yılında
toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısının 1 milyon 591 bin 600, sendikalaşma oranının ise yüzde
22 olduğu dikkate alındığında, sendikalaşmanın nasıl adım adım geriletildiği daha net görülmektedir.
Tablo-10: Sendikalaşma Oranı (Genel)
Genel
2000
2009
TİS Kapsamındaki İşçi Sayısı
1.042.473
748.398
Toplam Ücretli Sayısı
10.488.000
12.770.000
Sendikalaşma Oranı
yüzde 9,9
yüzde 5,9
Öte yandan toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısının çoğunluğunu hala kamu işçileri oluşturmaktadır. Özel sektörde sendikalaşma oranı, genel sendikalaşma oranından daha da düşüktür. 2000
yılında özel sektördeki toplam ücretli sayısı 7 milyon 379 bin iken, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki
işçi sayısı 398 bin 480, özel sektörde sendikalaşma oranı ise yüzde 5,4’tü. 2009 yılına gelindiğinde
özel sektörde ücretli sayısı 9 milyon 811 bin 149’a yükselirken, toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi
sayısı 335 bin 843’e, sendikalaşma oranı ise yüzde 3,4’e düştü.
Tablo-11: Sendikalaşma Oranı (Özel Sektör)
Özel Sektör
2000
2009
TİS Kapsamındaki İşçi Sayısı
398.480
335.843
Toplam Ücretli Sayısı
7.379.000
9.811.149
Sendikalaşma Oranı
yüzde 5,4
yüzde 3,4
Türkiye’de sendikal örgütlenme düzeyi bu durumda iken, sendikal hak ve özgürlükler bakımından
12 Eylül mirası yasal mevzuat ve uygulamalar devam etmektedir. Her ne kadar Sendikalar Yasası ile
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun değiştirilmesi gündemde olsa da, özellikle Toplu İş
Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nda dar, yasakçı ve sendikal hak ve özgürlükleri kısıtlayan yaklaşım
sürdürülmeye çalışılmaktadır.
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
2. BÖLÜM
32
HİZMETLER SEKTÖRÜ VE 17 NO’LU
İŞKOLUNDA MEVCUT DURUM
1) Dünya Ölçeğinde Hizmetler Sektörü Büyük Bir Hızla Büyümektedir
Son yüzyılda dünya ölçeğinde hizmetler sektörü büyük bir hızla büyümektedir. Özellikle tarımsal
istihdamdan ayrılanların büyük çoğunluğu hizmetler sektörüne yönelmektedir. Son 60 yılda Dünyada
hizmetler sektöründe çalışanların toplam istihdam içindeki payı yüzde 18’den yüzde 43,2’ye yükselmiştir.
Tablo-1: İstihdamın Sektörel Dağılımı (Dünya)
DÜNYA
1950
1970
1990
1999
2009
Tarım
yüzde 67
yüzde 56
yüzde 49
yüzde 40.2
yüzde 35
Sanayi
yüzde 15
yüzde 19
yüzde 20
yüzde 20.6
yüzde 21.8
Hizmetler
yüzde 18
yüzde 25
yüzde 31
yüzde 39.1
yüzde 43.2
2) Hizmetler Sektörü Türkiye’de En Büyük İstihdam Alanı Haline Gelmiştir
Türkiye’de de Dünya’da yaşanan sürece paralel biçimde hizmetler sektörü, özellikle 1980’den sonra hızla genişleyerek, en büyük istihdam alanı haline gelmiştir. Hizmetler sektörünün istihdamdaki
payı 1980’de yüzde 30,2 iken, 2010 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 48,6’ya ulaşmıştır.
Tablo-2: İstihdamın Sektörel Dağılımı (Türkiye)
3) Türkiye’de Her 10 Ücretliden 6’sı Hizmetler Sektöründe Çalışmaktadır
Türkiye’de 2010 yılı itibariyle 13 milyon 762 bin ücretlinin, 8 milyon 285 bini hizmetler sektöründe
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
çalışmaktadır. Ücretli istihdamı içinde hizmetler sektörünün payı yüzde 60,2’dir.
Tablo-3: Ücretli İstihdamının Sektörel Dağılımı
33
4) Hizmetler Sektörü Özellikle Kadın İstihdamında Büyük Paya Sahiptir
Türkiye’de hizmetler sektöründe çalışan ücretlilerin 2 milyon 215 bini kadın, 6 milyon 70 bini erkektir. Hizmetler sektöründe çalışanların yüzde 26,7’si kadın, yüzde 73,3’ü erkektir.
Hizmetler sektörünün ücretli kadın istihdamı içindeki payı 68, ücretli erkekler içindeki payı yüzde
57,8’dir. Özellikle ücretli çalışan kadınların büyük çoğunluğunun hizmetler sektöründe istihdam edildiği görülmektedir.
Tablo-4: Ücretlilerin Cinsiyete Göre Sektörel Dağılımı
5) 17 no’lu işkolu hizmetler sektörünün ana gövdesini oluşturmaktadır
Hizmetler sektörünün işkollarına göre dağılımında, 6 işkolunun tamamen, 7 işkolunun ise kısmen, hizmetler sektöründe olduğu görülmektedir. Banka ve Sigorta İşkolu (11 no’lu), Ticaret, Büro,
Eğitim ve Güzel Sanatlar İşkolu (17 no’lu), Ardiye ve Antrepoculuk İşkolu (22 no’lu), Sağlık İşkolu (24
no’lu) ile Konaklama ve Eğlence Yerleri İşkolu (25 no’lu) tamamen hizmetler sektöründe yer alan
işkollarıdır.
Kara Taşımacılığı İşkolu (18 no’lu), Demiryolu Taşımacılığı İşkolu (19 no’lu), Deniz Taşımacılığı İşkolu (20 no’lu) , Hava Taşımacılığı İşkolu (21 no’lu), Haberleşme İşkolu (23 no’lu), Milli Savunma İşkolu
(26 no’lu) ve Genel İşler İşkolu (28 no’lu) kısmen hizmetler sektöründe yer almaktadır.
Sendikamızın da faaliyet gösterdiği 17 no’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolu, hizmetler sektörünün ana gövdesini oluşturmaktadır. İşkolları Tüzüğü’ne göre şu işler ve işyerleri, 17
no’lu işkolunda yer almaktadır:
a) her türlü mali kuruluşlar, ticaret borsaları, ticaret ve sanayi odaları, birlikleri, kooperatifler,
kredi esham ve tahvil borsaları, dernekler, noterler, işçi ve işveren kuruluşları,
b) her türlü büro ve benzeri kuruluşlar
c) her türlü sınai, tarımsal, kimyasal ve hayvansal maddelerin ve ürünlerin alımı ve satımı,
d) eğitim kurumları,
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
e) Sahne, perde ve benzeri gösteri sanatları, müzik, resim, heykel, dekorasyon, edebiyat ve benzeri güzel sanatlarla ilgili işler.
34
6) 17 No’lu İşkolunda 2 milyon 700 bin işçi çalışmaktadır
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 2009 yılı itibariyle 2 milyon 700 bin işçi,
17 no’lu işkolunda çalışmaktadır. 2003 yılında 17 no’lu işkolunda çalışan işçi sayısının 436 bin 794
olduğu göz önünde bulundurulduğunda, yüzde 600’lük bir büyüme gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
Türkiye’de sigortalı işçilerin yüzde 30’u 17 no’lu işkolunda çalışmaktadır.
17 no’lu işkolu faaliyet alanlarına göre incelendiğinde, 2 milyondan fazla işçinin çalıştığı perakende ticaret, idari danışmanlık faaliyetleri (büro ve yönetim işleri), eğitim ve toptan ticaret faaliyetlerinin büyük paya sahip olduğu görülmektedir.
Tablo-5: 17 No’lu İşkolunun Faaliyetlere ve İşçi
Sayısına Göre Dağılımı
7) 17 No’lu işkolu dağınık bir yapıdadır ve ağırlıkla küçük ölçekli işyerlerinden
oluşmaktadır
17 no’lu işkolu, ağırlıkla küçük ölçekli işyerlerinden oluşmaktadır. 497 bin 188 işyerinin faaliyet
gösterdiği 17 no’lu işkolunda, işyerlerinin yüzde 89,4’ünü 1 ila 10 işçi arasında işçinin çalıştığı küçük
işyerleri oluşturmaktadır.
Tablo-6: İşyerlerinin İşyerinde Çalışan İşçi Sayısına Göre Dağılımı
İşyerlerinin İşyerlerinde Çalışan İşçi Sayısına Göre Dağılımı
1-10.
10-30.
30-100. 100-500
500+
Toplam
İşyeri sayısı 444.466
41.470
9.432
1.700
120
497.188
Oran
yüzde 89,4 yüzde 8,3 yüzde 1,9 binde 3 onbinde 2
Öte yandan işçilerin işyerlerine, işyeri büyüklüğüne göre dağılımı incelendiğinde, 17 no’lu işkolunda çalışan işçilerin yüzde 42,6’sı 1 ila 9 işçi çalıştıran işyerlerinde, işçilerin yüzde 24’ünün ise 10 ila 30
Türkiye’de ve İşkolumuzda İşçi
Sınıfının durumu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
işçi arasında işçi çalıştıran işyerlerinde çalıştığı görülmektedir. 17 no’lu işkolunda işyeri başına düşen
işçi sayısı ortalama 5,5 olup; bu rakam tüm işkolları arasında en düşük rakamı oluşturmaktadır.
Tablo-7: İşçilerin İşyeri Büyüklüğüne Göre Dağılımı
8) 17 no’lu işkolunun diğer özellikleri ve çalışma koşulları
Sendikamızın faaliyet gösterdiği 17 no’lu işkolu çok farklı işyerleri ve işlerden oluştuğu için, işkolundaki çalışma koşullarına ilişkin, işkolundaki tüm işçileri kapsayacak tespitler yapmak zordur. Ancak
yine de genel hatlarıyla söylemek gerekirse:
İşkolunda çalışanların yaptıkları işler ve meslekleri, ciddi bir zenginlik arz etmektedir. Bir vakıf
üniversitesinde çalışan profesör, markette çalışan kasap, küçük bir tuhafiyecide çalışan tezgahtar,
borsada çalışan bir broker ya da büyük bir yazılım şirketinde çalışan bilgisayar mühendisi, 17 no’lu
işkolu içindedir. İşkolunda çalışan işçiler genç bir profil arz etmektedir. Her iki işçiden biri 34 yaşın altındadır. Kadın istihdamı diğer işkollarına göre daha yüksektir. Güvencesiz istihdam, taşeronlaştırma
ve kayıt dışı istihdam oldukça yaygındır. İşkolunda ağır çalışma koşulları ve yaygın hak ihlalleri mevcuttur. Ücretler ciddi farklılık gösterse de genelde düşüktür. Özellikle küçük ölçekli işyerlerinde daha
pre-kapitalist ilişkiler söz konusudur. İşkolunda sendikal örgütlenme nispeten daha zordur.
9) 17 No’lu İşkolunda Sendikal Örgütlenme
17 no’lu işkolunda toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili, üç sendika bulunmaktadır. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca verilen yetki belgeleri esas alındığında, 17 no’lu işkolunda toplu iş
sözleşmesi kapsamında olan işyeri/işletme sayısı toplam 419; toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi
sayısı ise 56 bin 434’tür. Ancak toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı gerçekte daha yüksek
olduğundan, gerçek rakamın 65-70 bin civarı olduğu söylenebilir. İşkolundaki sendikalaşma oranı bu
anlamda yaklaşık yüzde 2,5-3 düzeyindedir.
35
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
36
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
37
ÖRGÜTLENME DAİRESİ
ÇALIŞMALARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
ÖRGÜTLENME DAİRESİ
Sendikamız hızla büyüyen ve sorunları artan bir işkolunda faaliyet göstermektedir. Dolayısıyla
Sosyal-İş
Sendikası, işçi sınıfının tarihten beri süregelen mücadelesine katkı sunmak ve bu mücadele38
yi daha da yükseltmek adına ve işçilerin çalışma koşulları, hakları ve ücretlerini geliştirmek amacıyla,
sınıf sendikacılığı ilkesine bağlı kalarak, kendi işkolunda sendikal örgütlülüğü büyütmeyi öncelikli görev edinmiştir.
Sendikamız 2010 yılından itibaren örgütlenme çalışmalarına hız vermiştir. Bu dönemde sendikamız üye sayısı bakımından yüzde 80 büyümüştür. Bu büyümenin bir kısmı örgütlü olduğumuz
işyerlerindeki yeni üyeliklerden kaynaklanmıştır. Bununla birlikte büyümenin ana kaynağını yeni örgütlenmeye başladığımız işyerlerinden gelen yaklaşık üyelikler oluşturmuştur.
Sendikamızın örgütlenme çalışmalarına ilişkin, döküm aşağıda sunulmuştur. Listede görüldüğü
üzere son iki yılda örgütlendiğimiz 13 işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalanmış olup, 6 işyerinde
toplu iş sözleşmesi süreci devam etmektedir. 4 işyerinde yetki tespiti davası devam ederken, 5
işyerinde örgütlenme çalışmaları sürmektedir. Öte yandan aşağıdaki listede yer almayan 11 işyerinde de örgütlenme çalışmaları devam etmektedir. Bu işyerlerinde örgütlenme gizli yürütüldüğünden, örgütlenme sürecinin güvenliği bakımından bu işyerlerine listede yer verilmemiştir.
Sendikamızın bu dönemdeki örgütlenme çalışmalarına bakıldığında örgütlenmelerin dört alanda
yoğunlaştığı görülmektedir. İşkolumuzda faaliyet gösteren belediye şirketlerinde sendikamız son dönemde önemli bir örgütlenme atağına girişmiş, İZFAŞ, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ege Şehir Planlama A.Ş. ve ANSET çalışanları sendikamız ailesine katılmıştır. Örgütlenme çalışmalarının yoğunlaştığı
bir diğer alan ise oda, dernek, baro, vakıf, birlik gibi işyerleri olmuş, Tunceli Barosu’ndan İstanbul
Eczacı Odası’na, Tarih Vakfı’ndan Güçsüzler Yurdu Derneği’ne kadar çok sayıda işyerinde sendikamız
örgütlenmiştir.
Gerek belediye şirketleri örgütlenmelerinde gerekse oda, dernek, vakıf türü işyeri örgütlenmeleri
birçok açıdan öğretici ve yol gösterici olmuştur. Özellikle İzmir örneğinin gösterdiği üzere, İZFAŞ ile
başlayan örgütlenme çok kısa sürede diğer belediye şirketlerine de yayılmış, bir işyerindeki örgütlenme birden çok işyerinin de örgütlenmesinin yolunu açmıştır. İşkolumuzun dağınık ve çok sayıda
işyerinden oluşması sorununu aşmanın bir yolu da, bir il ya da bölgedeki belli bir alandaki işyerindeki
sendikal örgütlenmenin, aynı il ya da bölgede ve aynı alandaki diğer işyerlerinde sendikalaşma sürecini tetiklemesinden yararlanmaktır.
Bir diğer dikkat çekici unsur ise özellikle oda, dernek, vakıf türü işyerlerinde çalışan mevcut üyelerimizin örgütsüz oda, dernek, vakıf türü işyerlerinden sağladığı irtibat ve ilişkiler sendikal örgütlenmede oynadığı kilit roldür. İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, Balıkesir Barosu ve
EGAŞ örgütlenmelerinde görüldüğü üzere benzer işyerlerinde çalışan üyelerimizin sağladığı irtibat
ve ilişkiler örgütlenmenin yolunu açmıştır. Bu örnekler, yetkili olduğumuz işyerlerindeki üyelerimizi
sendikal örgütlenme süreçlerine dâhil etmenin sağladığı olanakları gözler önüne sermektedir.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Son dönemdeki örgütlenme çalışmalarımızın yoğunlaştığı bir diğer alan ise eğitim alanı olmuştur.
Bu dönemde Pamukkale Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Çanakkale On Sekiz Mart
Üniversitesi’nde çalışan kadrolu işçiler sendikamızda örgütlenmiştir. Şüphesiz, eğitim alanındaki en
önemli örgütlenme çalışmamız, Türkiye’de vakıf üniversitelerinde ilk sendikal örgütlenme olma niteliğini taşıyan İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenmesi olmuştur. Hala devam etmekte olan bu örgütlenme çalışmasında çok ciddi bir deneyim ve birikim elde edilmiş, yaşanan tüm zorluk ve olumsuzluklara rağmen bir ilk olan bu örgütlenmede önemli mesafe kat edilmiştir. İstanbul Bilgi Üniversitesi
örgütlenmesi, farklı birim, görev ve statüdeki çalışanların aynı sendikal çatı altında bir araya gelmesi
bakımından oldukça değerli olduğu gibi, bu örgütlenme üniversitelerin ticarileşmesi sürecinde, eği- 39
timin bilimsel ve kamusal niteliğini öne çıkarma, akademik ve bilimsel özgürlükleri savunma bağlamında da önem taşımaktadır. Hiç kuşku yok ki, İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenmesinin toplu iş
sözleşmesi ile sonuçlanması, yeni dönemde sendikamızın öncelikli hedeflerinden biri olacaktır.
Sendikamızın bir diğer örgütlenmede yoğunlaştığı alan taşeron şirketler olmuştur. Türkiye’de
taşeronlaştırma, işçi sınıfının hakları tırpanlamak ve işçileri örgütsüz bırakmak için oldukça yaygın
kullanılan bir yöntemdir. Taşeronlaştırmaya karşı mücadele etmeyen, taşeron işçileri örgütlemeyen
sendikalar, sınıfsal sorumluluklarını yerine getirmedikleri gibi, kadrolu işçileri örgütlemek ve işçilerin
haklarını geliştirme noktasında da zayıf kalacaklardır. Dolayısıyla sendikamız hem sınıfsal sorumluluğu gereği hem de taşeronda olsun olmasın tüm işçilerin haklarını koruyup geliştirebilmek için taşerona karşı mücadele bayrağını açmış ve taşeron örgütlenmelerine hız vermiştir. Ancak taşeron şirketler
hemen hemen her yıl değiştiği ve bir taşeron şirkette örgütlenerek toplu iş sözleşmesi imzalamak
neredeyse imkansız olduğu için sendikamız, taşeronda toplu iş sözleşmesi imzalamaya yönelik bir
örgütlenme politikası yerine “muvazaalı yani hileli taşeron uygulamalarını tespit ederek, taşeronu
ortadan kaldırmayı, işçileri asıl işverenin işçileri haline getirmeyi ve asıl işverenle toplu iş sözleşmesi imzalamayı” örgütlenme politikası haline getirmiştir.
İş Yasası’nın 2. Maddesine göre eğer bir işyerinde alt işverenlik (taşeronluk) ilişkisi muvazaalı ise
yani hileli ve kanuna aykırı ise, taşeron işçileri işe ilk girdikleri tarihten itibaren asıl işverenin işçisi
sayılır. Ancak yasanın bu maddesinin işletilebilmesi için “muvazaa” olgusunun tespit edilmesi gerekmektedir. Bu tespit de müfettiş incelemesi ya da dava yoluyla olmaktadır. Sendikamız örgütlendiği
tüm işyerlerinde müfettiş incelemesi ya da dava yoluyla “muvazaa”lı taşeron uygulamasını tespit
ettirerek, işçilerin asıl işverenin işçisi haline gelmesini amaçlamaktadır.
Sonuç olarak sendikamız son 2 yılda ciddi bir örgütlenme atağına girmiş olmakla birlikte, işkolumuzdaki örgütsüz milyonlarca işçiye ulaşmak, işkolumuzda sendikal örgütlülüğü büyütmek gibi bir
görevle sendikamız karşı karşıyadır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde daha sistemli, kapsamlı ve yaygın örgütlenme çalışmaları gerçekleştirmek temel amaçlarımızdan biri olacaktır.
Aşağıda örgütlenme çalışması yürüttüğümüz işyerlerine ilişkin bilgiler detaylarıyla aktarılmış,
özellikle örgütlenmesi devam eden işyerlerine ilişkin yapılan eylem, etkinlik ve açıklamalara, Çalışma
Raporumuzun örgütlenme kısmında yer verilmiştir.
Son olarak Sendikamız ailesine katılan tüm işçi arkadaşlarımıza bir kez daha hoşgeldin diyor, örgütlenme çalışmalarına emek veren herkese teşekkür ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
ÖRGÜTLENME ÇALIŞMALARIMIZ
İşyeri
40
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu
Çanakkale On Sekİz Mart Üniversitesi
Balıkesir Barosu
Bursa Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası
İstanbul Eczacılar Odası
İzmir Büyükşehir Belediyesi Ege Şehir Planlama A.Ş.
İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat A.Ş.
Pamukkale Üniversitesi
S.S. Yukarı Kaşıkara Kasabası Tar. Kalkınma Koop.
Süleyman Demirel Üniversitesi
Tunceli Barosu
Gülesin Özel Rehberlik, Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Diyarbakır Tabip Odası
Anset Özel Sağlık ve Eğitim Kültür İnş. Pet. Şti.
Eğitim-SEN
EGAŞ
İç Anadolu Belediyeleri Birliği
İstanbul Diş Hekimleri Odası
Tarih Vakfı
Süleyman Demirel Üniversitesi (taşeron)
Bursa Uludağ Üniversitesi (taşeron)
Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi (taşeron)
İstanbul Bilgi Üniversitesi
Ordu Üniversitesi (taşeron)
Güçsüzler Yurdu Derneği
İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği
Konya Selçuk Üniversitesi
Türk Patent Enstitüsü
Durum
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
Toplu İş Sözleşmesi imzalandı
TİS süreci devam ediyor
TİS süreci devam ediyor
TİS süreci devam ediyor
TİS süreci devam ediyor
TİS süreci devam ediyor
TİS süreci devam ediyor
Örgütlenme süreci devam ediyor
Örgütlenme süreci devam ediyor
Örgütlenme süreci devam ediyor
Örgütlenme süreci devam ediyor
Örgütlenme süreci devam ediyor
Yetki Tespit Davası Devam Ediyor
Yetki Tespit Davası Devam Ediyor
Yetki Tespit Davası Devam Ediyor
Yetki Tespit Davası Devam Ediyor
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
A) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANAN İŞYERLERİ
BALIKESİR BAROSU
Sendikal örgütlenmeyi gündemlerine alan Balıkesir Barosu çalışanları, yaptıkları araştırma sonucunda Sendikamızın örgütlü olduğu İstanbul Barosu’ndaki temsilcimizle bağlantıya geçmişlerdir. İstanbul Barosu işyeri sendika baştemsilcimiz İstanbul Şubemiz ve Genel merkezimize bu konuyla ilgili
bilgi vererek Balıkesir Barosu çalışanlarının iletişim bilgilerini devretmiştir. Genel Merkezimiz, Balıkesir Barosu çalışanları ile irtibat kurarak Balıkesir’de Temmuz 2010 tarihinde bir toplantı yapmıştır. 41
Aynı zamanlarda işkolumuzdaki başka bir sendika ile de görüşen Balıkesir Barosu çalışanları Sendikamızda örgütlenmeye karar vererek, Sendikamıza üye olmuş, toplu iş sözleşmesi süreci işletilerek,
2011 yılı Şubat ayında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
BURSA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
Sendikamız Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası çalışanlarıyla ilk irtibatı 2009
Aralık ayında kurmuştur. Sendikamız kurduğu bu irtibat sayesinde, işyerinin özelindeki değişiklikleri
ve süreçleri yakından takip ederek sendikalaşma çalışmaları için en uygun zamanı gözetmiş, 2010 yılı
Mayıs ayında üye kayıt faaliyetleri başlatılmış, kısa sürede çoğunluk sağlanarak, toplu iş sözleşmesi
süreci işletilmiştir. 2011 yılı Ocak ayında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ (KADROLU)
Sendikamızın 2010 yılı Mart ayında yürüttüğü örgütlenme çalışmaları esnasında Çanakkale’de bir
grup işçi ile toplantı yapılırken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde kadrolu olarak çalışan ve
işkolumuzda başka bir sendikada örgütlü olan bir işçi ile tanışılmış ve bu irtibat üzerinden sendikamız
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan işçilerle iletişim kurarak örgütlenme çalışmalarını başlatmıştır. Taşeron örgütlenmesi sürecinde sendikamızı daha yakından tanıma
imkanı bulan 40 kadar kadrolu işçi, sendikamızın mütevazi ve bir o kadar da mücadeleci olduğunu
gözlemlediklerini ifade ederek, sendikalarından istifa edip sendikamıza üye olmak istediklerini bildirmiştir. Bu talep üzerine sendikamız 23 Temmuz 2010 tarihinde 25 işçi ile bir toplantı düzenleyerek
sendika değiştirmenin ardından doğabilecek sıkıntılı durumları kendilerine açık bir dille anlatmış,
sendika değiştirmenin ancak ve ancak işçilerin iradesiyle gerçekleşeceğini belirterek, işçilerin alacakları karara saygı duyulacağını vurgulamıştır. Ardından sendikamıza geçme kararı alan 33 işçi 2010 yılı
Temmuz ayında mevcut sendikalarından istifa ederek, bir günde sendikamıza üye olmuştur. Sendikamız çoğunluğun sağlanmasının ardından toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmış, 2011 yılı Ağustos
ayında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (DİSK)
Dernek, Sendika, Vakıf çalışanlarının sendikal örgütlenmelerinin arttığı bir dönemde Konfederasyonumuz DİSK çalışanları, Konfederasyon çalışanları olarak örnek olma sorumluluğu ve çalışma koşullarına ilişkin hak ve kazanımlarının iyileştirilmesi amacıyla Sendikamız Genel Merkez ve İstanbul
şubemizle temasa geçmişler, Sendikamız bu gündemli işyerinde çeşitli toplantılar yapmıştır. Bu görüşmelerin ardından Ocak 2010 tarihinde DİSK çalışanları sendikal örgütlülüklerini tamamlamışlardır.
2010 yılı Ağustos ayında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
İZMİR FUARCILIK HİZMETLERİ KÜLTÜR VE SANAT A.Ş. (İZFAŞ)
Sendikamızın İZFAŞ’ta daha önceki dönemlerde de örgütlenme hususunda kimi çalışmaları olmakla birlikte, 2010 yılı Eylül ayının sonunda İZFAŞ’tan bir grup işçi, sendikamız üyeleri ile irtibata geçmiş,
üyelerimizin irtibatı sendika şubemize aktarmasıyla örgütlenme çalışmaları hız kazanmıştır. Örgütlenme çalışmaları çerçevesinde bir grup İZFAŞ çalışanı ile yapılan ilk toplantıya Sendikamız Genel
Başkanı Metin Ebetürk ile Sendikamız İzmir Şube Başkanı Müfit Ereş katılmış, ilerleyen süreçte Sendikamız İzmir Şubesi, örgütlenme sürecini işletmiş, İZFAŞ çalışanları ile çeşitli toplantı ve görüşmeler
42 gerçekleştirmiştir. 2011 yılı Ekim ayı içinde ilk kez başlayan üyelikler, aynı ay içinde tamamlanmış, bu
süreçte örgütlenme çalışmalarında öne çıkan bir sendikamız üyesinin işten çıkarılması girişimi sendikamız ve üyelerimizin müdahalesi neticesinde durdurulmuştur. Sendikamızın yetkili hale gelmesinin
ardından toplu iş sözleşmesi süreci işletilmiş, anlaşma sağlanamaması üzerine greve gidilmiş; grevin
mahkeme kararı ile durdurulmasının ardından 03.09.2011 tarihinde 1. dönem toplu iş sözleşmesi
imzalanmıştır. İZFAŞ’ta örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi süreci sancılı ve zorlu geçmiş, ancak bu süreçte İZFAŞ çalışanları örnek bir tutum sergileyerek, işyerinde güçlü bir sendikal örgütlülük yaratmış,
sendikaları ile bütünleşerek, önemli bir birlik ve mücadele örneği sunmuşlardır.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ EGE ŞEHİR PLANLAMASI A.Ş.
Sendikamızın İZFAŞ’taki örgütlenme çalışmalarının tamamlanmasının ardından, İzmir Büyükşehir
Belediyesi’ne bağlı bir diğer şirket olan Ege Şehir Planlaması A.Ş. işyerinde de örgütlenme çalışmaları
başlatılmıştır. İzmir Şubemiz tarafından yürütülen örgütlenme çalışmaları, hem sendikamızın İZFAŞ
ve ÜNİBEL’de örgütlü olmasının sağladığı kolaylık, hem de Ege Şehir Planlaması A.Ş.’nin küçük ölçekli
bir işyeri olması nedeniyle kısa sürede tamamlanmıştır. Çalışanlarla yapılan 3 toplantının ardından,
Ege Şehir Planlaması A.Ş. çalışanları 2010 yılı Kasım ayında sendikamıza üye olmuş, ardından toplu iş
sözleşmesi süreci işletilerek, 20.07.2011 tarihinde 1. dönem toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
İSTANBUL ECZACI ODASI
İstanbul Eczacı Odası çalışanları ile sendikamız üyelerinin sağladığı irtibatın Sendikamız İstanbul
Şubesi’ne iletilmesinin ardından, İstanbul Eczacı Odası’nda örgütlenme çalışmaları başlamıştır. İstanbul Şubemiz tarafından yürütülen örgütlenme sürecinde, İstanbul Eczacı Odası çalışanları ile toplantı
ve görüşmeler yapılmış, 2011 yılı Nisan ayında üyelikler başlatılmıştır. Kısa sürede işyerinde sendikamız çoğunluğu sağlamış, toplu iş sözleşmesi süreci ise anlaşma ile sonuçlanarak, 8 Eylül 2011 tarihinde 1. dönem toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ
Son dönemlerdeki örgütlenme ve sendikal çalışmalarımızdan haberdar olan ve takip eden Denizli Pamukkale Üniversitesi çalışanları sendikalaşma taleplerini Sendika genel merkezimize ulaşarak iletmişlerdir. İşyerinde yaşamış oldukları sorunlar, düşük ücret ve güvencesiz çalışma koşullarına
son verme istekleri, Sendikamızla yapmış oldukları görüşmeler sonucunda Temmuz 2010 tarihinde
üyeliklerinin tamamlanmasına dönüşmüş ve Pamukkale Üniversitesi çalışanları sendikamız ailesine
katılmışlardır. 2011 yılı Ocak ayında ilk toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
TUNCELİ BAROSU
Genel Merkezimizin kurmuş olduğu bağlantılar sonucu Tunceli Barosu’ndaki çalışanlarla Ocak
2011 tarihinde irtibata geçilmiştir. Genel Merkezimizin Baro çalışanları ile belirli aralıklarla yapmış
olduğu telefon görüşmelerinin ardından Tunceli Barosu çalışanlarının tamamı Sendikamız ailesine
katılmışlardır. 2011 yılı Mayıs ayında ise ilk toplu iş sözleşmesi imza altına alınmıştır.
S.S. YUKARI KAŞIKARA KASABASI TAR. KALKINMA KOOPERATİFİ
Isparta’da kurulu olan S.S. Yukarı Kaşıkara Kasabası Tar. Kalkınma Kooperatifi’nde çalışan işçinin
sendikamıza 2010 yılında üye olmasının ardından toplu iş sözleşmesi süreci başlatılmış ve 2010 yılı
Kasım ayında toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
GÜLESİN ÖZEL REHBERLİK EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ
Gülesin Özel Rehberlik Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’nde örgütlenme çalışmaları 2010 yılı Kasım ayında başlamış, Sendikamız İzmir Şubesi tarafından yürütülen örgütlenme süreci Kasım ayının sonunda üyeliklerin başlaması ile hız kazanmıştır. 2011 yılı Şubat ayında örgütlenme çalışmaları
tamamlanmış, sendikamız toplu sözleşme sürecini başlatmıştır. İşverenin yasal sürece katılmaması
nedeniyle Yüksek Hakem Kurulu’na başvuru yapılmıştır. Yüksek Hakem Kurulu’nun karar altına aldığı
Toplu İş Sözleşmesi ise 30 Kasım 2011’de sendikamıza ulaşarak yürürlüğe girmiştir.
DİYARBAKIR TABİP ODASI
Diyarbakır Tabip Odası çalışanları ile 2010 yılı içinde kurulan irtibat aynı yıl içinde örgütlenmeye
yansımış, sendikamız işyerinde yetki almış ve 2011 yılı Ocak ayında birinci dönem toplu iş sözleşmesi
imzalanmıştır.
43
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
B) YETKİ/TİS SÜRECİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
ANSET ÖZEL SAĞLIK VE EĞİTİM KÜLTÜR İNŞ. PET. ŞTİ.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı bir şirket olan Asmek, Kent Müzesi, Kütüphaneler, Semt
Evleri, Çıraklık ve Gençlik Evi, Tiyatro, Spor Okulu, Evden Bakım Hizmetleri, Kreş, Huzurevi, Aşevi,
Sağlık Hizmetleri, Kız Öğrenci Yurdu, Kadın Sığınma Evi gibi yaygın bir alanda hizmet sunan ANSET’te
Sendikamız Antalya Şubesi 2011 yılı Haziran ayında örgütlenme çalışmalarına başlamıştır. İlk etapta
44 birkaç birimde başlayan örgütlenme çalışmaları, kısa sürede diğer birimlere de taşınmış, ANSET çok
sayıda ve dağınık işyerinden oluşmasına rağmen, sendikal örgütlülüğümüz hızla büyümüştür. Antalya Şubemizin gerek birimlerde gerek toplu olarak yaptığı görüşmeler ve toplantıların neticesinde,
ANSET’te üye kayıt çalışmaları sonuca ulaşmış, süreç içinde karşılaşılan kimi güçlükler sendikal örgütlülük bünyesinde aşılmıştır. Sendikamız işyerinde çoğunluğu sağladıktan sonra 2011 yılı Aralık ayı başında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak çoğunluk tespitinin yapılmasını istemiştir.
ECZANE GEREÇLERİ A.Ş. (EGAŞ)
Türk Eczacıları Birliği’ne (TEB) bağlı bir kuruluş olmakla birlikte, ayrı bir işyeri olarak, TEB’den farklı
bir Yönetim Kurulu tarafından 35 kişilik bir çalışan kadrosuyla çalışmalarını sürdüren EGAŞ’ta Ankara Şube Yönetim Kurulu tarafından alınan karar doğrultusunda, 2011 yılı Ekim Ayı başında Eczane
Gereçleri A.Ş. (EGAŞ) örgütlenme çalışmaları başlatıldı. Örgütlenme sürecinde, EGAŞ’ın faaliyet yerinde mekansal sıkıntı yaşanmasından kaynaklı olarak 8 kişiden oluşan çağrı merkezinin Türk Eczacıları Birliği Binası’nda konuşlandırılması, örgütlenme çalışmalarında oldukça büyük yarar sağladı.
TEB’de yürürlükte bulunan TİS, çağrı merkezi çalışanları için iyi bir örnek teşkil etti ve ilk etapta çağrı
merkezindeki 7 kişi Sendikaya üye oldu. Bir yandan çağrı merkezindeki kişilerle iletişim kurulurken,
bir yandan da EGAŞ’ın hizmet binasında çalışan işçilerle gerek Çağrı Merkezi Çalışanları, gerekse bu
kişilerle ilişki halinde olan TEB çalışanları aracılığıyla iletişime geçildi. Sosyal- İş Sendikası, sendikalı
olmanın gerekliliği ve faydaları ile TEB’deki toplu iş sözleşmesi hakkında bilgi alışverişinde bulunulan
görüşmeler neticesinde kısa sürede çoğunluk sağlandı. 2011 yılı Ekim ayının sonunda Sendikamızın
çoğunluk tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruda bulunması üzerine bakanlık
tarafından gönderilen Çoğunluk Belgesi Aralık 2011’de sendikamıza ulaştı.
EĞİTİM-SEN
Başka bir sendikada örgütlü olan Eğitim-Sen çalışanları, kendi aralarında sendika değiştirme ve
Sosyal-İş’te örgütlenme kararı almış ve bu çerçevede 2011 yılı içinde mevcut sendikalarından istifa
ederek, sendikamıza üye olmaya başlamıştır. Bu süreçte sendikamız işyerlerinde herhangi bir örgütlenme çalışması yürütmemiş, Eğitim-Sen çalışanları kendi özgür iradeleri ile sendikamızda örgütlenmeye karar kılmıştır. Sendikamız işyerinde çoğunluğa ulaştıktan sonra toplu iş sözleşmesi sürecini
başlatmıştır.
İÇ ANADOLU BELEDİYELERİ BİRLİĞİ
Ankara’da faaliyet gösteren İç Anadolu Belediyeler Birliği’nde Sendikamızın örgütlenme süreci
2009 yılında ilk defa başlamış, ancak üyelerimizin sendika üyeliğinden istifa etmeleri sonucunda toplu iş sözleşmesi prosedürü işletilememiş ve imza altına alınamamıştır. Çalışanların 2011 Ekim ayın-
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
da sendikamıza yeniden üye olmalarıyla birlikte sendikamız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na
çoğunluk tespiti için başvuruda bulunmuş ve bakanlık tarafından gönderilen yetki belgesi Aralık
2011’de sendikamıza ulaşmıştır.
İSTANBUL DİŞ HEKİMLERİ ODASI
İstanbul Diş Hekimleri Odası çalışanları ile 2011 yılı Temmuz ayı içerisinde bir sendikamız üyesi
aracılığı ile ilişki kurulmuş, ilk üyelikler 2011 yılı Ağustos ayı içinde yapılmıştır. 2011 yılı Eylül ayının sonunda diğer oda çalışanlarının da üyelik işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu arada 3 oda çalışanı,
45
“yeniden yapılanma” adı altında işten çıkarılmış, işten çıkarmaları protesto etmek için 6 Ekim 2011
tarihinde Oda önünde basın açıklaması yapılmış, 11 Ekim 2011 tarihinde tüm oda çalışanları işten
çıkarılan arkadaşları için iş bırakmış ve Oda önünde çadır kurmuştur. 12 Ekim 2011 tarihinde yapılan
görüşmeler sonucu işten çıkarılan iki işçi işe geri alınmış, bir işçi ise kendi isteğiyle yasal haklarını
alarak işten ayrılmıştır. Bu süreç boyunca İstanbul Şubemiz üyelerimizin yanında olmuştur. 2011 yılı
Ekim ayında toplu iş sözleşmesi süreci başlatılmıştır.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ (KADROLU)
Isparta’da kurulu olan Süleyman Demirel Üniversitesi işçilerinin sendikamız ile irtibata geçmesi
üzerine 2011 yılı Nisan ayında Eğitim-Sen Isparta Şubesi’nde üniversite işçileri ile ilk toplantı yapılmış, ardından Antalya Şubemiz tarafından yürütülen örgütlenme çalışmaları kısa sürede sonuçlanmış
ve sendikamız toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmıştır. 2011 yılı Ekim ayında başlayan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürmektedir.
TARİH VAKFI
Tarih Vakfı çalışanlarının sendikamız ile irtibata geçmesinin ardından, İstanbul Şubemiz örgütlenme çalışmalarını başlatmıştır. Tarih Vakfı çalışanları ile sendikamız şubesinde üç kez toplantı yapılmış,
örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi süreci ile ilgili bilgi verilmiştir. 2011 yılı Haziran ayı içinde üyelikler
gerçekleştirilmiş, ardından toplu iş sözleşmesi süreci başlatılmıştır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
C) ÖRGÜTLENME SÜRECİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ
Sendikamızın 2010 yılı Mart ayında yürüttüğü örgütlenme çalışmaları esnasında Çanakkale’de
bir grup işçi ile toplantı yapılırken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde kadrolu olarak çalışan
ve işkolumuzda başka bir sendikada örgütlü olan bir işçi ile tanışılmış ve bu irtibat üzerinden sendikamız Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan işçilerle iletişim kurarak
46 örgütlenme çalışmalarını başlatmıştır. Taşeron şirket çalışanlarıyla ilk toplantı kampüs dışında 17 kişi
ile 2010 yılı Haziran ayında gerçekleştirilmiştir. Toplantıda taşeron işçilerin örgütlenmesinin önünde
engel olmadığı belirtilerek, taşeron uygulaması ve muvazaa hakkında bilgilendirme yapılmıştır. İlk
toplantının ardından üye kayıt faaliyetleri başlatılmış, Üniversite’ye bağlı tüm birimlerde örgütlenme
çalışmaları yürütülmüştür. Örgütlenme komitesinin oluşturulmasıyla sendikal bilincin yerleşmeye
başladığı ve işçiler arasında birlik ve dayanışmanın, sendikal çatı altında sağlanmasına yönelik örnek
ve başarılı bir örgütlenme modeli gerçekleştirilmiştir.
EĞİTİM VE BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI
Sendikamız 2010 yılı Temmuz ayında sendikal haklar ve taşeron konusuna ilişkin bilgilerin yer
aldığı bir broşür yayınlamış, işçilere yaygın biçimde dağıtılan broşür örgütlenme çalışmalarında kullanılmıştır. Ayrıca 27 Şubat 2011 günü bir eğitim yapılarak üyelerimiz hem “Temel Sendikal Eğitim”
hem de “Taşeron Uygulamasına İlişkin Eğitim”den geçirilmiştir. Eğitim çalışmasında Uludağ Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının neden muvazaalı olduğu üyelerimizin de katkıları ve görüşleri ile
tespit edilmiştir.
MUVAZAA BAŞVURUSU
Sendikamız 2011 yılı Haziran ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü’ne
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde muvazaa incelemesi yapılması için başvurmuş, başvuru dilekçelerinde taşeron uygulamalarının neden muvazaalı olduğu detaylı biçimde delil ve belgeleri ile
birlikte açıklanmıştır. Sendikamız başvurunun ardından ikinci bir bilgilendirme broşürü yayınlayarak,
başvuru ve yaşanacak süreç hakkında üyelerimizi bilgilendirmiştir.
YAYLACI’NIN İŞTEN ÇIKARILMASI
Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde müfettiş incelemesi yapılması beklenirken, sendikamızın üniversitedeki örgütlenmesinde öne çıkan üyelerimizden Sedat Yaylacı’nın önce görev yeri değiştirilmek istendi, ardından da Sedat Yaylacı işten çıkarıldı. Sendikamız, Yaylacı’nın işten atılmasından
sonra bir basın toplantısı düzenleyerek konuyu kamuoyuna duyurdu. Genel-İş Sendikası Çanakkale Şubesi’nde 21 Temmuz 2011’de
düzenlenen basın toplantısına Genel-İş, Dev Sağlık-İş, Eğitim-Sen,
Tüm Bel-Sen, BES, Ziraat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası ve Jeoloji Mühendisleri Odası Çanakkale Şubeleri yönetici
ve temsilcileriyle katılarak desteklerini sundu.
Sendikamız Örgütlenme Daire Başkanı Hüseyin Kaşif, Yaylacı’nın
taşeron şirkete bağlı olarak üniversite bünyesinde ‘temizlik işçisi’
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
olarak istihdam edilmesine karşın, üniversitede taşınır demirbaşların kayıt, kontrol ve takibi görevini
yürüttüğünü ifade etti. Kaşif, Yaylacı’nın önce görev yerinin değiştirilerek 100 kilometre uzakta Yenice
Meslek Yüksekokulu’nda temizlik işçisi olarak görevlendirilmek istendiğini, Yaylacı’nın yasal hakkını
kullanarak bu görevlendirmeyi kabul etmemesi üzerine işten çıkarıldığını söyledi. Yaylacı’nın işe iade
edilmesini isteyen Kaşif, sendikamızın Yaylacı işe iade edilene kadar bir dizi eylem yapacağını söyledi.
(açıklamanın tam metni sayfa 208’de EK-1’dedir)
ÇANAKKALE EMEKÇISINE SAHIP ÇIKTI
Sendikamız, Yaylacı’nın işe iade edilmesi talebiyle örgütlediği
imza kampanyasını Truva Atı önünde 23 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştirilen bir eylemle başlattı. Pek çok sendika, demokratik kitle örgütü ve siyasi partinin desteklediği eylem, Çanakkalelilerin Truva Atı önünde toplanmasıyla başladı. Eyleme Uludağ
Üniversitesi’nde çalışan üyelerimizden bir grup da Çanakkale’ye
gelerek destek verdi. Sendikamız Örgütlenme Daire Başkanı Hüseyin Kaşif, “Taşeronlaştırma başta olmak üzere işçi sınıfının içine sokulmuş bütün Truva Atlarını söküp atacağız. Sedat Yaylacı işe geri
dönene kadar bu mücadeleyi hep birlikte sürdüreceğiz” dedi. Kaşif,
Sedat Yaylacı’nın işe iadesi için Rektörlüğe yaptığı çağrıyı buradan
yineledi. (açıklamanın tam metni sayfa 210’da EK-2’dedir) Eyleme
CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş da destek verdi. Eylemin ardından Truva Atı’nın önünde bir direniş alanı oluşturularak, imza
kampanyası başlatıldı.
DIRENIŞ KAZANIMLA SONUÇLANDI
Sedat Yaylacı’nın işe geri alınması için yürütülen direniş 6. gününde kazanımla sonuçlandı. 28
Temmuz’da sendikamız ve üniversite yetkilileri arasında bir görüşme gerçekleştirildi. Görüşmenin
sonucunda Yaylacı’nın hizmet sözleşmesine göre, vasfına uygun bir göreve yerleştirilerek çalışmaya
devam etmesi kararlaştırıldı. Yaylacı izleyen hafta işbaşı yaptı. Konu ile ilgili olarak bir açıklama yapan
Hüseyin Kaşif, “Bugün yürüttüğümüz bu haklı mücadelenin başarı ile sonuçlanmasının mutluluğu
içindeyiz. Evvela, sendikamız üyesi Sedat Yaylacı’yı bu zorlu süreçteki onurlu duruşu, sabrı ve sendikal
disiplini nedeniyle kutlamak isteriz. Sedat Yaylacı başta olmak üzere hem Rektörlük hem taşeron şirkette görev yapan Sendikamız üyesi tüm işçi arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz” dedi. Kaşif, mücadelenin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki üyelerimizin Üniversite bünyesine geçirilinceye kadar
süreceğini vurguladı. (açıklamanın tam metni sayfa 212’de EK-3’tedir)
MUVAZAA INCELEMESI YAPILDI
Sendikamız Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının muvazaalı olduğunun tespit edilmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bursa Bölge Müdürlüğü’ne yaptığı
başvuru üzerine Bursa Bölge Müdürlüğü, başvurumuzu İş Teftiş Grup Başkanlığı’na iletti. İş Teftiş
Grup Başkanlığı’nca görevlendirilen iki iş müfettişi, 2011 yılı Kasım ayında Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi’nde kapsamlı bir inceleme yaptı. Müfettişler, inceleme sırasında sendikamız üyeleriyle
de görüşmeler yaparak bilgi aldı.
Çalışma Raporumuz hazırlandığı sırada Müfettişlerin yaptığı muvazaa incelemesi üzerine tutacakları rapor beklenmekteydi.
47
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
ORDU ÜNİVERSİTESİ
Ordu Üniversitesi’nde faaliyet gösteren METSAN Şirketi’nde çalışan işçilerle Sendikamız Genel Merkezi tarafından 2008 yılında
ilk ilişki kurulmuş, 2008 yılında üyelikler başlamıştır. Örgütlenme
çalışmaları 2009 yılında da devam etmiş, 2009 yılı içinde sendikamız METSAN’da çoğunluk tespiti istemiş ancak METSAN Şirketi
için yapılan işkolu tespitinin başka bir işkoluna çıkması nedeniyle
olumsuz çoğunluk tespiti gelmiştir; bu nedenle toplu iş sözleşmesi
48
yetkisi alınamamıştır. Bu arada 2010 yılının başında ise METSAN
Şirketi’nin ihalesi sona ermiş ve başka taşeron şirketler işyerinde
faaliyet göstermeye başlamıştır.
Sendikamız 2009 yılından itibaren aynı zamanda işyerinde “muvazaa”nın tespit edilmesi için çalışmalara başlamış ve örgütlenme çalışmalarını “muvazaanın tespiti, işçilerin Ordu Üniversitesi’nin
işçisi sayılması ve sendikamızın işyerinde yetki alarak toplu iş sözleşmesi imzalaması” politikası üzerine oturtmuştur. Bu çerçevede METSAN Şirketi ile ilgili “işkolu tespitine itiraz davası”nda muvazaa
iddiası öne sürülmüştür.
Öte yandan sendikamız 2011 yılı Ekim ayı içinde Ordu Üniversitesi’nde faaliyet gösteren 3 taşeron
şirket için “muvazaa incelemesi” yapılması talebi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Samsun
Bölge Müdürlüğü’ne başvurmuş, başvuru dilekçelerinde taşeron uygulamalarının neden muvazaalı
olduğu detaylı biçimde delil ve belgeleri ile birlikte açıklanmıştır. Sendikamızın başvurusundan bir ay
sonra iş müfettişleri tarafından Ordu Üniversitesi’nde muvazaa incelemesi yapılmıştır.
Ordu Üniversitesi’ndeki örgütlenme sürecinde iki ayrı eğitim de
gerçekleştirilmiştir. İlk eğitim 14 Aralık 2010 tarihinde yapılmıştır.
İkinci eğitim ise sendikamızın muvazaa incelemesi başvurusu öncesinde 9 Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilmiş, bu eğitimde hem
taşeron uygulamasına ilişkin detaylı bilgi verilmiş hem de muvazaa
tespit süreci ile ilgili üyelerimiz bilgilendirilmiştir.
Çalışma Raporumuz hazırlandığı sırada Müfettişlerin yaptığı
muvazaa incelemesi üzerine tutacakları rapor beklenmekteydi.
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
Sendikamızın Uludağ Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı taşeron şirket çalışanları ile ilk irtibat, Dev
Sağlık-İş Sendikası tarafından aktarılmış, Haziran 2010 tarihinde Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa
Şubesi’nde yaklaşık 20 kişi ile bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu toplantıda katılımcılara muvazaa hakkında genel bilgiler verilerek, taşerona karşı mücadelenin ancak sendikal örgütlülük ile
yürütülebileceği vurgulanmış, emsal teşkil etmesi açısından sendikamızın Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki örgütlenme süreçleri de paylaşılmıştır. Bu toplantının ardından irtibat devam ettirilerek
Uludağ Üniversitesi taşeron şirket işçilerinin sendikalı olma kararını verecekleri uygun zaman beklenmiştir. Uludağ Üniversitesi taşeron çalışanlarının ücretlerinin zamanında ödenmemesi ve benzeri
sıkıntılar nedeniyle 200 kişilik bir grupla Rektörlük binasına yürümesinin ardından işçilerin görüşme
talepleri üzerine ikinci toplantı 22 Ekim 2010 tarihinde kampüs içerisinde gerçekleştirilmiştir. Bu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
toplantıda bir grup öncü işçinin Sendikamızda örgütlenme kararı aldıklarını açıklamaları üzerine, ileri
bir tarih olan Kasım 2010 tarihinde planlı ve organize olan ilk geniş katılımlı ( yaklaşık 150 kişi ) toplantı ile örgütlenme süreci başlatılmıştır. Bu gelişmeler ışığında Üniversite birimlerini temsilen ve
Uludağ Üniversitesi taşeron çalışanlarının örgütlenmesini yürütecek olan ‘’Örgütlenme Komitesi’’
oluşturularak, sendikalaşma çalışmalarına hız verilmiştir.
EĞİTİM VE BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI
Sendikamız, 20 Şubat 2011 tarihinde Uludağ Üniversitesi işçilerine yönelik bir eğitim düzenleyerek, üyelerimizi hem temel sendikal eğitim hem taşeron uygulamasına ilişkin eğitimden geçirdi.
Öte yandan sendikamız “Uludağ Üniversitesi İşçileri İçin Pusula”
başlığıyla bir broşür yayınlayarak, üyelerimizi taşerona karşı yürüttüğümüz mücadele ve Uludağ Üniversitesi’ndeki sorunlar hakkında
bilgilendirdi.
MUVAZAA KESINLEŞTI
Sendikamız üyelerinin yaptığı başvuru üzerine iş müfettişleri
Uludağ Üniversitesi’nde inceleme yaptı ve hazırladıkları raporda
muvazaayı tespit etti. Uludağ Üniversitesi rapora karşı dava açarken, Bursa 3. İş Mahkemesi 30 Mart 2011 tarihinde verdiği kararla,
iş müfettişlerinin raporunu onadı ve muvazaa kesinleşmiş oldu.
Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif, 7 Haziran
2011 tarihinde Anadolu Ajansı muhabirine bir açıklama yaparak,
kararı kamuoyuna duyurdu. Kaşif, açıklamasında, kararın kesin olduğunu, üniversitede taşeron şirkette gözüken yaklaşık 680 işçinin,
hem de işe ilk girdikleri tarihten itibaren Uludağ Üniversitesinin işçisi haline geldiklerini, taşeron
şirketin işverenlik sıfatı kalmadığını, asıl, tek ve gerçek işverenin Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü olduğunu belirtti. Kaşif, üniversitenin, Anayasa gereği, yargı kararını geciktirmeksizin uygulamak ve 680
işçiye kendi işçisi olarak işlem yapmak zorunda olduğunu dile getirerek, sendikamızın kararın geciktirilmeksizin uygulanması için hukuki ve fiili her türlü girişimde bulunacağını vurguladı. (açıklamanın
tam metni sayfa 214’te EK-4’tedir). Öte yandan Genel Başkan Metin Ebetürk de Olay TV’ye konu ile
ilgili olarak bir demeç verdi.
Sendikamız mahkeme kararı ile ilgili ikinci bir bilgilendirme broşürü yayınlayarak, üyelerimizi mahkeme kararı ve ilerleyen süreçte sendikamızın yapacağı çalışmalar hakkında bilgilendirdi.
ÜNİVERSİTE İÇİNDE EYLEM
Mahkeme kararının kesinleşmesinin ardından Uludağ
Üniversitesi’nin gerekli işlemleri yapmaması ve üyelerimizin yıllık
ücretli izinlerinin verilmemesi nedeniyle sendikamız 14 Temmuz
2011 tarihinde Uludağ Üniversitesi’nde eylem yaptı. Eylem öncesinde sendikamız Uludağ Üniversitesi işçilerine yönelik üçüncü bir
broşürü daha yayınlayarak, yıllık ücretli izin hakkı ve mahkeme kararı konusunda bilgi vererek eyleme katılım çağrısı yaptı.
49
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Öğle tatilinde Anfi Tiyatro önünde toplanan yaklaşık 200 üyemiz, alkış ve sloganlarla Rektörlük’e
yürüdü. Yürüyüş boyunca mahkeme kararının uygulanması ve yıllık izinlerin verilmesi için sloganlar
atıldı. Eyleme Dev Sağlık-İş, Birleşik Metal ve SES üye ve yöneticileri de destek verdi. Rektörlük önünde Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif, bir açıklama yaptı.
Kaşif, açıklamasında Üniversite Rektörlüğüne seslenerek, “Bursa 3. İş Mahkemesi’nin kesinleşmiş
kararı hiç zaman kaybetmeden uygulanmalıdır. Üniversite Rektörlüğü, 680 işçinin işvereni olduğu
gerçeğini kabul etmelidir. Yasal olarak hiçbir geçerliliği kalmamış olan taşeron ihalesi uygulamadan
kaldırılmalıdır. İşçilerin sigorta primleri ve ücretleri Üniversite Rektörlüğü tarafından yatırılmalıdır. İş
50 Yasası uygulanmalı, işçilere yıllık ücretli izinleri, kıdemlerine göre bizzat Rektörlük tarafından verilmelidir” dedi. (açıklamanın tam metni sayfa 217’de EK-5’tedir)
Eylemde Dev Sağlık-İş Sendikası Güney Marmara Bölge Temsilcisi Derya Öztürk ve Birleşik Metalİş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci de birer konuşma yaparak desteklerini ifade etti.
Eylemin ardından Üniversite Rektörlüğü işçilerin yıllık izinleri hakkında bir çalışma yaptı ve işçiler
yıllık izinlerini kullandı.
SGK VE BAKANLIĞA BAŞVURU
Sendikamız yöneticileri mahkeme kararının uygulanması ve işçilerin Uludağ Üniversitesi bünyesine geçirilmesi için Uludağ Üniversitesi yöneticileri ile de bir görüşme yaparak, kararın uygulanması talebimizi Üniversite Rektörlüğü’ne de iletti. Kararın uygulanmamasında ısrar edilmesi üzerine
Sendikamız Sosyal Güvenlik Kurumu Bursa İl Müdürlüğü ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na
başvurarak üyelerimizin Uludağ Üniversite bünyesine geçirilmesini istedi.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde çalışan kadrolu işçilerin sendikamızda örgütlenmesinin ardından, üniversitede taşeron şirketlerde çalışan işçiler ile de ilişki kuruldu. 2011 yılı Haziran ayında Sendikamız Genel Merkez ve Antalya Şube yöneticilerinin de katıldığı bir toplantı ile Süleyman Demirel
Üniversitesi’nde taşeron şirketlerde çalışan işçilerle ilk toplantı yapıldı, ikinci toplantı ise 2011 yılı
Temmuz ayında gerçekleştirildi ve üye kayıt çalışmaları başlatıldı. Örgütlenme çalışmaları ilerleyen
aylarda da devam ederken, 13 Ekim 2011 tarihinde Isparta Öğretmenevi’nde taşeronda çalışan üyelerimize yönelik bir eğitim çalışması gerçekleştirildi. Eğitimde taşeronlaştırmanın gerek siyasi gerek
ekonomik gerek hukuki yönleri masaya yatırılırken, sendikamızın Süleyman Demirel Üniversitesi’nde
muvazaanın tespit edilebilmesi için yapacağı çalışmalar da aktarıldı. Üyelerimizin de aktif katılımıyla
yapılan eğitimde, Süleyman Demirel Üniversitesi’ndeki mevcut durum ele alındı.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ
BİLGİ’DE BİR İLK DAHA: SENDİKA!
Sendikamızın son dönemdeki en önemli örgütlenme çalışmalarından birini de İstanbul
Bilgi Üniversitesi’ndeki sendikal örgütlenmemiz oluşturdu. Türkiye’de vakıf üniversitelerindeki ilk sendikal örgütlenme niteliği taşıyan bu örgütlenme süreci, profesöründen araştırma
görevlisine, idari büro çalışanlarından temizlik ve güvenlik görevlilerine kadar tüm üniversite çalışanlarının aynı çatı altında örgütlenmesi bakımından da özgün bir örnek oluşturdu.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
TAŞERONA KARŞI MÜCADELEDEN SENDİKAL ÖRGÜTLENMEYE
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde sendikal örgütlenme, Üniversite yönetiminin destek hizmetlerini taşeronlaştırma
yönündeki girişimine karşı, Üniversite çalışanlarının gerçekleştirdiği örnek bir dayanışma ile başladı. Yönetimin destek
hizmetlerini taşerona devretme düşüncesi karşısında üniversite bünyesinde bir grup akademisyen ve idari çalışanın
öncülük ettiği “taşeronlaştırma karşıtı imza kampanyası”
51
neticesinde 300’ün üzerinde akademisyenin imzasının bulunduğu bir metin yayımladı ve üniversite yönetimi taşeronlaştırma uygulamasının şu an için gündemlerinde olmadığını
açıkladı. Taşeronlaştırmaya karşı oluşturulan bu dayanışma ve birliktelik sendikal örgütlenmeye de
taşındı. İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları sendikamızda örgütlenmeye karar verdi ve örgütlenme
süreci başladı.
Örgütlenme çalışmaları bilgilendirme toplantıları ile devam etti. İlk toplantı 2010 yılı Mart ayı başında yapıldı. 120’ye yakın çalışanın katıldığı bu toplantıda sendikalaşmanın önemi, sendikal örgütlenmenin kazanımları, Sendikamızın tanıtımı ve temel hukuki haklarımız konularına dair bilgilendirmeler yapıldı. Toplantının devamındaki hafta Sendikamıza toplu üyelikler gerçekleşmeye başladı. Bir
sonraki hafta ise büyük çoğunluğunu üyelerimizin oluşturduğu ikinci bir toplantı gerçekleştirildi. Bu
toplantıya 170’e yakın çalışan katıldı. Bilgilendirme ve durum değerlendirmelerinin yapıldığı bu toplantıda, örgütlenme çalışmaları ile beraber üniversite yönetimine bağlı bazı idari amirler tarafından
destek hizmetlerde çalışan işçilere yönelik baskı ve tehdit uygulamaları değerlendirildi ve sendikal
örgütlenme çalışmalarının kararlılıkla sürmesi gerektiği vurgulandı.
Geniş Katılımlı bu toplantılardan sonra, üye kazanma, üniversite içinde ve ülke çapında propaganda faaliyetlerini yürütmek üzere çeşitli komisyonlar kurularak faaliyetlerine başladılar.
SENDİKALAŞMA HAKKINA SAYGI
Sendikalaşma sürecinde yaşanan baskı ve tehditler üzerine Sendikamız Genel Yönetim Kurulu 25 Mart 2010 tarihinde yazılı bir basın
açıklaması yaparak, İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimini “sendikalaşma hakkına saygı göstermeye” davet etti. Açıklamada, “İstanbul Bilgi
Üniversitesi’nde görev yapan akademik, idari ve destek personel, hem
kendilerinin hem de mesai arkadaşlarının haklarına ve geleceklerine
sahip çıkarak, takdire şayan bir dayanışma örneği sergilemekte; dayanışmanın bilgisini, bilginin dayanışmasını üretmektedir. İstanbul Bilgi
Üniversitesi çalışanlarını, bu örnek tutumları nedeniyle tebrik ediyor,
tüm vakıf üniversitesi çalışanlarını sendikamızda örgütlenmeye, vakıf
üniversitesi yönetimlerini ise sendikalaşma hakkına saygı duymaya davet ediyoruz” denildi. (açıklamanın tam metni sayfa 219’da EK-6’dadır).
Sendikamızın yaşanan sorunları kamuoyu gündemine taşıması üzerine üniversite yönetimi “sendikalaşma hakkına saygı duyduğunu, kimsenin sendika üyesi olmaya ya da olmamaya zorlanamayacağını” vurgulayan bir açıklama yaptı.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
ÜNİVERSİTEDE SENDİKA TOPLANTISI
Örgütlenme çalışmalarının bir sonraki durağı 28 Mart
2010 tarihinde İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere
Kampüsü’nde yapılan toplantı oldu. 300’ün üzerinde
kişinin katıldığı bu toplantıya DİSK Genel Başkanı sayın
Süleyman Çelebi de katılarak bir konuşma yaptı. Sendikalaşma sürecinin tartışıldığı toplantıda, üniversitenin
farklı birimlerinden, farklı görevlerden çalışanlar söz ala52
rak örgütlenmeye ilişkin görüş ve önerilerini ifade etti.
Toplantıda örgütlenme çalışmalarının hızlandırılarak sürdürülmesi karar altına alındı.
PROF. DR. NEVİN ATEŞ, HUKUKA AYKIRI BİR BİÇİMDE İŞTEN ÇIKARILDI
Örgütlenme süreci devam ederken sendikamız üyelerinden Prof. Dr. Nevin Ateş, hukuka aykırı bir biçimde işten çıkarıldı. Bunun üzerine Sendikamız Genel Yönetim Kurulu 8 Nisan 2010 tarihinde yazılı bir basın açıklaması
yaparak, Ateş’in görevine iade edilmesini istedi. Açıklamada, “Sendikamız,
hukuki ve diğer yollara gerek kalmaksızın, İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimini, söz konusu yanlış uygulamasından vazgeçmeye, üyemiz Prof. Dr.
Nevin Ateş’i derhal öğretim üyeliği görevine iade etmeye, üniversitenin olmazsa olmazı olan akademik özgürlük ortamının tahribatına yol açacak girişimlerinden vazgeçmeye çağırmaktadır” denildi. (açıklamanın tam metni
sayfa 221’de EK-7’dedir)
BASKILAR ARTIYOR MÜCADELE BÜYÜYOR
2010 yılının ortalarına gelindiğinde bir yandan örgütlenme süreci hızla devam ederken, bir yandan da çeşitli
düzeylerdeki yöneticiler tarafından, sendikalaşmayı engellemeye yönelik baskı, tehdit ve keyfi uygulamalar uygulanmaya başladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi sendikalaşma hakkına sahip çıktığını 2010 yılı 1 Mayısı’nda Taksim
Meydanı’nda bir kez daha gözler önüne serdi. Yüzlerce
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanı ve öğrencisi, “İstanbul
Bilgi Üniversitesi Çalışanları” yazan Sosyal-İş pankartının
arkasında 1 Mayıs mitingine katıldı. 2 Mayıs 2010 Pazar
günü ise sendikalı İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, Santral Kampüsü’nde bir Bahar Pikniği düzenledi.
3 ÜYEMİZ İŞTEN ÇIKARILDI
4 Mayıs’ta ise sendikamız üyesi 3 çalışan, Kadir Karabulak, Rıza Karaçeper ve Bülent Karaçeper,
çalıştıkları atölyenin kapatılması gerekçe gösterilerek, hukuka aykırı biçimde işten çıkarıldı. Bu işten
çıkarmalara ilk tepki, öğrencilerden geldi. Öğrenciler kampüs içinde bir yürüyüş gerçekleştirerek,
işten çıkarma kararını protesto etti ve işten çıkarılanların işe iade edilmesini talep etti. İşten çıkarma
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
kararının hemen ertesi gününde Bilgi çalışanları ve öğrencileri Santral Kampüs’te bir eylem
gerçekleştirerek Rektörlüğe yürüdü. Yürüyüş
boyunca işten atılanların işe iade edilmesi ve
sendika hakkına saygı gösterilmesine ilişkin
sloganlar atıldı.
Rektörlüğün önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Sendikamız TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin, “İstanbul Bilgi Üniversitesi
yönetimini sağduyulu davranmaya, işten çıkarılan üyelerimizi derhal işbaşı yaptırmaya, tüm
Bilgi çalışanlarının iş güvencesine ve sendikal
haklarına saygılı olmaya davet ediyoruz. Aksi
takdirde, gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte, örgütlü gücümüz, tüm dostlarımız ve dost
sendikalarımızın desteği ile her türlü meşru, demokratik ve hukuki hakkımızı, üyelerimiz işlerine iade edilene kadar kullanacağız” dedi. (açıklamanın tam metni sayfa 223’te EK-8’dedir)
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları adına
konuşan Aslı Odman ise, yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek, işten çıkarılan çalışanların
işe iade edilmesini, baskılara son verilmesini
ve örgütlenme özgürlüğüne saygı gösterilmesini talep etti. Rektörlük önünde yapılan basın açıklamasının ardından Bilgi çalışanlarını temsilen
bir heyet üniversite yöneticileri ile görüştü. Üniversite yönetimi 1 hafta içerisinde yanıt verileceğini
söyledi. Görüşme sonrasında görüşmeyi yürüten heyet adına Murat Paker bir açıklama yaparak çalışanları bilgilendirdi.
OTURMA EYLEMİ BAŞLADI
İşten atılan 3 üyemiz 5 Mayıs’ta Santral Kampüs’ün hemen yanındaki çimenlik alanda oturma
eylemi başlattı. Bilgi çalışanları, işten çıkarılan arkadaşlarını bu eylemde yalnız bırakmadı. Sendikalar,
kitle örgütleri, siyasi partiler, öğretim üyeleri,
öğrenciler ve milletvekilleri tarafından gerçekleştirilen sayısız toplu ziyaret oturma eylemi
alanını bir dayanışma alanına çevrildi. Bu sırada idari amirler tarafından sendikalaşmayı
engellemek amacıyla yapılan baskılar, tehditler ve hukuka aykırı uygulamalar giderek arttı. Bunun üzerine 7 Mayıs 2010 tarihinde İdari Müdür Aykut Yeşiltepe hakkında Türk Ceza
Kanunu’nun 118. maddesi uyarınca sendikamız Şişli Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
53
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
8 MAYIS: TAKSİM’DE BİN KİŞİ TEK SES!
İşten çıkarmalar ve sendika
karşıtı uygulamalara karşı yapılan eylemler, 8 Mayıs’ta kampüsten Taksim’e taşındı. İstanbul
Bilgi Üniversitesi çalışanlarının
yoğun katılım gösterdiği eyleme,
54 öğrenciler, sendikalar, kitle örgütleri ve vatandaşlar da destek
verdi. Yaklaşık bin kişi Taksim’de
“İşte Bilgi işte sendika”, “İşten atılanlar geri alınsın”, “Sendika hakkımız engellenemez” sloganlarıyla
yürüdü. Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasında, Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Metin
Ebetürk, “İşten çıkarılmalarla sendikamıza üye olan veya olmayı düşünen Bilgi çalışanlarına gözdağı
vermek istenmektedir. Ancak Bilgi çalışanları, sendika ve toplu iş sözleşmesi haklarından vazgeçmeyeceklerdir. İşten çıkarılan arkadaşlarımız derhal işe alınmalıdır” şeklinde konuştu. Beyhan Sunal ise
sendikalaşma faaliyetlerine karşı yönetimin yaptığı uygulamaların hukuka aykırı olduğunu belirterek,
“Tüm baskılara rağmen sonuna kadar mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘KANMIYORUZ, KINIYORUZ’
18 Mayıs’ta Bilgi çalışanları bir kez daha Rektörlüğe yürüyerek Rektörlük önüne siyah çelenk
bıraktı. Üniversite yönetiminin getirdiği teklifin bir kandırmaca olduğuna dikkat çekilen yürüyüşte
“Kanmıyoruz, kınıyoruz” sloganı atıldı. Yürüyüşün sonunda yapılan açıklamada, “işten atılanların işe
iadesi ve baskıların son bulması” talebi bir kez daha dile getirildi.
169 AKADEMİSYENDEN ORTAK BİLDİRİ
24 Mayıs 2010 tarihinde çeşitli üniversitelerde görev yapan 169 akademisyen, üç arkadaşımızın
işten çıkarılmasına ve sendikalaşma hakkının ihlal edilmesine ortak bir bildiri yayımlayarak tepki gösterdi. Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, Prof. Dr. Zeki Kılıçarslan, Prof. Dr. Aziz
Konukman, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. İzzettin Önder, Prof. Dr. Gülay Toksöz, Prof. Dr.
Yüksel Akkaya, Prof. Dr. Şafak Alpay, Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Prof. Dr. Rıfat
Okçabol, Prof. Dr. Tülin Öngen, Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın da aralarında yer aldığı 169 bilim insanının
yayınladığı “Bilgi Üniversitesi Yönetimi’ni Emekçilerin Haklarına Ve Emeğe Saygıya Davet Ediyoruz”
başlıklı deklarasyon, kamuoyunda ciddi etki uyandırdı.
MAYIS 2010: KIRMIZI KİTAPÇIK VE İNTERNET SİTESİ
Mayıs ayında “Bilgi soruyor” başlıklı kırmızı kitapçık hazırlanarak Bilgi çalışanlarına dağıtıldı. Kitapçıkta, sendikalaşma sürecinde sıkça sorulan soruların
yanıtları yer aldı. Öte yandan daha önce kurulan www.bilgicalisanlari.com internet sitesi daha da aktifleştirilerek örgütlenme sürecinin hizmetine sunuldu.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
SANTRAL KAMPÜSÜNDE AÇIKHAVA DERSLERİ BAŞLADI
Oturma eyleminin devam ettiği alan bir çayır-çimen kampüsüne de dönüştürülerek sendika akademisi etkinlikleri başladı. “Akademide sendikayı kurduk, şimdi de sendikada akademiyi kuruyoruz”
şiarıyla başlatılan “İstanbul Sendikalı Bilgi Üniversitesi Yaz Okulu Programı Açık Hava Dersleri”nin ilki
25 Mayıs günü gerçekleştirildi. “Sendika 101” kodlu “Nasıl bir Üniversite” başlıklı ilk dersin konuşmacıları İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Murat Belge, Murat Paker, Nazan Aksoy ve Erol
Katırcıoğlu’ydu. Etkinliğe Bilgi çalışanları ve öğrencileri yoğun ilgi gösterdi.
DERSİMİZ SENDİKA!
“Neden Sendika” başlıklı “Sendika 102” kodlu ikinci açık
hava dersi 1 Haziran’da yapıldı. Bu derste konuşmacı olarak
Dev Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Selülozİş Sendikası Avukatı Murat Özveri, Yazar Ömer Laçiner ile İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyeleri Chris Stephenson ve
Bülent Bilmez yer aldı.
SENDİKADA KADINLAR DA VARDIR!
Açık hava derslerinin üçüncüsü 15 Haziran’da yapılırken,
“Sendika 103” kodlu bu dersin başlığı “Sendikada Kadınlar da
Vardır”, konuşmacıları ise İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim
Üyesi Kadriye Bakırcı, DİSK Genel-İş Sendikası’ndan Irmak Çetin ve Hava-İş Sendikası’ndan Eylem Ateş’ti.
‘SENDİKA ÖZGÜRDÜR NETEKİM’
“Sendika 104” kodlu açık hava derslerinin dördüncüsü “YÖK Rejiminde Akademik Özgürlük” başlığını taşıyordu. Galatasaray Üniversitesi’nden Ahmet İnsel, Bilgi Üniversitesi’nden Arus Yumrul ve
Avukat Özgür Sevgi Göral, bu etkinliğin konuşmacılarıydı.
BİLGİ MECLİS’E TAŞINDI
BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması, baskı
ve tehditlere karşı önlem alınması için TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırması açılması için önerge
verdi. Önergede İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yaşanan sürece de yer verildi.
TBMM İNSAN HAKLARI KOMİSYONU’NA BAŞVURU
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 9 Haziran 2010’da Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na
başvurarak İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki örgütlenmeyi engellemeye yönelik girişimlerin incelenmesi ve önlenmesini istedi.
MECLİS’TE BASIN TOPLANTISI
Sendikamız Başkan, yönetici ve üyeleri ile İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarından oluşan bir
heyet ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, İstanbul Bilgi
Üniversitesi’ndeki örgütlenme süreci hakkında Meclis’te bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın top-
55
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
lantısında konuşan Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk,
İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenme çalışmaları sırasında
karşılaşılan saldırılara ve hukuksuzluğa dikkat çekerek, üniversite yönetiminin sendikal örgütlenmeyi engellemek amacıyla
hukuka ve etiğe aykırı uygulamalara başvurduğunu ifade etti.
(açıklamanın tam metni sayfa 225’te EK-9’dadır)
CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki sendikal örgütlenme çalışmalarımızı yakından ta56
kip ettiklerini ve hukuksuzluğa karşı mücadelede sendikamızın yanında olduklarını söyledi. Anadol “Bilgi Üniversitesi’nin örgütlenme özgürlüğüne karşı yaptığı
uygulamalar ibret vericidir. Sendikal örgütlenmeyi engellemek ILO sözleşmelerine aykırı olduğu gibi
Anayasal bir suçtur. Bu durum Bilgi’nin demokrat ve özgürlükçü anlayışı ile örtüşmemektedir. Bilgi
Üniversitesi’nin özgürlükçü vizyonu kağıt üzerinde kalmamalı, sendikal hak ve özgürlüklere saygı göstermelidir” dedi.
ÇETİN SOYSAL’DAN SORU ÖNERGESİ
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, TBMM Başkanlığı’na, Başbakan Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi verdi. Önergede İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yaşanan sürece
dikkat çekilerek, sendika karşıtı tutumlar hakkında sorular yöneltildi.
REKTÖRLÜĞE AÇIK MEKTUP
Sendikamız ve Bilgi Sendika Çalışma Birimi üniversite yönetimine hitaben bir açık mektup yayınladı. Mektupta yaşanan süreçteki sorunlara dikkat çekilerek, üniversite yönetimi sorunların çözümü
noktasında göreve davet edildi. Mektupta sendikalaşma hakkına saygı gösterilmesi ve işten çıkarılarılanların geri alınması çağrısı yinelendi.
BİLGİ AVRUPA SOSYAL FORUMU’NDA
Avrupa Sosyal Forumu çerçevesinde Maçka kampüsünde işten atılan arkadaşlarımızın da yer aldığı bir stand açıldı. Forum sonrasında Cumartesi günü Osmanbey’den Taksim’e kadar yapılan yürüyüşe, Bilgi çalışanları, “İşten atılanlar geri alınsın” pankartı ile katılırken DİSK Genel Başkanı Süleyman
Çelebi de yürüyüşçülere eşlik etti. Yürüyüş sonunda Taksim Gezi Parkı’nda İstanbul Sendikalı Bilgi
Üniversitesi de yerini aldı. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 6 Temmuz 2010 itibariyle 62. gününde olan oturma eylemini ziyaret etti. Oturma eyleminin yapıldığı çadırda konuşma yapan Çelebi,
sendikanın gücünün sendikanın işyerindeki örgütlülüğünün gücü olduğunun altını çizdi.
BİLGİ ÇALIŞANLARI İLE ULUSLARARASI DAYANIŞMA
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarının sendikalaşma
hakkının engellenmek istenmesi Türkiye’nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgi uyandırmaya başladı. Küresel
imza kampanyasına dünyanın çeşitli üniversitelerinden öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Kanada’nın Toronto şehrinde yapılan G-8 ve G-20 zirvelerini protesto eylemlerinde
Bilgi çalışanları ile dayanışma pankartı açılırken, eylemciler
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
dayanışma dileklerini de iletti. Öte yandan Kanada’nın Toronto şehrinde yapılan G-8 ve G-20 zirveleri
sırasında 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde gerçekleştirilen protestolar sırasında eylemciler, “Türk işçiler birleşin, Tekel ve İstanbul Bilgi Üniversitesi işçileri ile dayanışma” yazılı bir pankart açtı.
ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ İLE İLK GÖRÜŞME
Sendikamız ile İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimi arasındaki ilk görüşme 21 Temmuz 2010 tarihinde gerçekleştirildi. Görüşmeye sendikamız adına, Genel Başkanımız Metin EBETÜRK, Genel Sekreterimiz Celal UYAR ve İstanbul Şube Başkanımız Mustafa AĞUŞ; İstanbul Bilgi Üniversitesi adına
Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Rifat SARICAOĞLU ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Genel Sekreteri Sayın 57
Çağrı BAĞCIOĞLU katıldı. Görüşmede işten çıkarılan üyelerimizin işe geri alınması ve sendikalaşma
hakkına yönelik engeller ele alındı.
İŞTEN ÇIKARILAN ÜYELERİMİZDEN 2’SİNİN İŞE İADESİ SAĞLANDI
Sendikamız ile Üniversite yönetimi arasında yapılan ikinci görüşmede, işten çıkarılan arkadaşlarımızdan Bülent Karaçeper ve Rıza Karaçaper’in, işten çıkarıldıkları tarihteki hak ve ücret düzeyleri korunarak, 02 Ağustos 2010 tarihinde işbaşı yapmak üzere işlerine dönmeleri sağlandı. Kadir
Karabulak’la ilgili ısrarlı girişimlerimizden olumlu bir sonuç alınamadı. Yapılan görüşmelerde üyelerimize ve sendikamıza üye olmak isteyen İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarına yönelik baskı ve tehdit uygulayan çeşitli kademelerdeki yöneticilerin bu yasadışı faaliyetlerine son vermeleri konusunda
gerekli açık uyarıların yapılmasının ardından, 82 gün boyunca sürdürdüğümüz oturma eylemimiz
sona erdirildi. Sendikamız Genel Yönetim Kurulu konu ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yaparak gelişmeleri kamuoyuna duyurdu. (açıklamanın tam metni sayfa 227 EK-10’dadır.)
BİLGİ SORUYOR-2 YAYIMLANDI:
Oturma eyleminin ve üniversitede yaz tatilinin sona ermesinin ardından sendikamızın örgütlenme çalışmaları devam ederken “Bilgi Soruyor” serisinin ikincisi olan ve 2010 Aralık ayında yayımladığımız “Bilgi’de Yeni Dönem ve Akademik
Emek: İnsan Kaynakları Yönetimi Teknikleri, Bireysel Sözleşmeler, Esnek İstihdam”
adlı kitapçığımız ilgili çevreler tarafından ilgiyle karşılandı.
TEZ KRİZİ VE EYLEMLER
2011 yılının hemen başında ise tartışmalı bir tez çalışması nedeni ile üç akademisyenin görevine
son verildi. Bunun üzerine Sendikamız Genel Yönetim Kurulu 5 Ocak 2011 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada “İşten çıkarılan, aynı zamanda üyemiz olan iki öğretim üyesi ve bir öğretim
görevlisinin, hukuktan ve üniversitenin temsil ettiği
evrensel değerlerden kaynaklanan her türlü haklarını sonuna kadar ve kararlılıkla savunacağımızı vurgulamak isteriz” denildi. (Açıklamanın tam metni sayfa
228 EK-11’dedir)
10 Ocak 2011 tarihinde, “Bilgi Sınavda” vurgusuyla
üniversitede bir eylem yapıldı. Eyleme, Sendikamızla
birlikte, Bilgi Üniversitesi’nin öğrencileri, akademisyenleri ve destek personeli büyük bir coşkuyla katıla-
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
rak destek verdiler. Eylem sırasında Bilgi Ünivesitesi Santral Kampüsünde bulunan E-1 Binası sembolik olarak korumaya alındı ve gösteriye katılanlar tarafından bir süreliğine işgal edildi. Saat 10.00’da
başlayan eylemde Görsel İletişim Tasarımı Bölümü Öğretim Üyesi Ercan Zırh, Matematik Bölüm Başkanı Ali Nesin ve üç öğrenci birer konuşma yaptı. Sendikamız adına ise İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş bir açıklama yaptı. Bu eylemden tam bir hafta sonra “17-17 Bilgi Uyumuyor-Gece Eylemi”
gerçekleştirildi. E-1 binasında, bilgi üniversitesi çalışanlarının, öğrencilerinin ve sendikamızdan çok
sayıda konuşmacının söz aldığı bir forumla ve müzik gruplarının verdiği konserlerle devam eden eylem ertesi gün sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti.
58
ÜNİVERSİTEDEN YANIT GELDİ
Sendikamızın ve üyelerimizin gündeme getirdiği talepler ve konular üzerine İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetim Kurulu 20 Ocak 2011 tarihli açıklamasında sendikal haklara ve taleplerimize ilişkin kimi
görüş ve tespitlere yer verdi. Bunun üzerine DİSK/Sosyal-İş Sendikası İstanbul Bilgi Üniversitesi Sendika Birimi imzasıyla bir bildiri yayınlanarak, Üniversite Yönetimi’nin görüşlerine ilişkin sendikamızın
görüş ve talepleri yeniden gündeme getirildi. (bildirinin tam metni sayfa 230 EK-12’dedir)
EĞİTİM ÇALIŞMALARI
Sendikamız, 16 Ocak 2011 Pazar günü, İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarına yönelik olarak iletişim konulu bir eğitim düzenledi. Çoğunluğunu temizlik, güvenlik, ulaştırma, bahçe-bakım, teknik
işlerde çalışan üyelerimizin oluşturduğu eğitime 25 kişi katıldı. Gün boyunca devam eden “Etkili İletişim Becerileri-1” başlıklı eğitim, Psikolojik Danışman ve Eğitimci M. Kadir Akbulut tarafından gerçekleştirildi. İletişim Eğitimi’nden bir hafta sonra İstanbul Şubemizde destek hizmetlerinde çalışan
işçilere, DİSK/Maden-İş sendika eğitimcisiSaygı Yağmurdereli tarafından sendikal haklar ve sınıf dayanışması konulu bir eğitim verildi.
DESTEK PERSONEL DAYANIŞMA GECESİ
29 Ocak 2011 tarihinde ise Destek Personel Dayanışma Gecesi
yapıldı. Dayanışma Gecesi’nin açılış konuşmasını sendikalı temizlik
işçisi Mehmet Işık yaptı. Işık’ın konuşması tüm katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı ve coşkulu alkışlar arasında dinlendi.
Ardından söz alan akademisyenler Chris Stephenson, Ferda Keskin
ve Genel Başkanımız Metin Ebetürk, destek personelin kararlılığı-
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
nın ve dayanışmasının tüm Bilgi çalışanları için örnek oluşturduğunu vurgulayarak bu dayanışmayı
yaratanları kutladılar. Sinevizyon gösterisinin ardından, dayanışma gecesine katılanlar, eşleri ve çocuklarıyla birlikte şarkılar ve türküler eşliğinde doyasıya eğlendiler.
ÜYEMİZ AHMET ŞIK TUTUKLANDI
3 Mart 2011 tarihinde, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olan sendikamızın ilk üyelerinden ve sendikalaşma çalışmalarımızın
öncülerinden olan gazeteci Ahmet Şık ‘Ergenekon Soruşturması’ kapsamında gözaltına alındı. Ahmet Şık’ın gözaltına alınması Türkiye Kamuoyu ve Bilgi Çalışanları tarafından tepkiyle karşılandı. Ahmet Şık’ın
gözaltına alınması ve ardından tutuklanması, meslektaşları ve çalışma
arkadaşları tarafından çeşitli eylem ve etkinliklerle protesto edildi. Bu
eylem ve etkinliklerde sendikamız etkin bir şekilde yer aldı. Öte yandan Sendikamız Genel Yönetim Kurulu yazılı bir basın açıklaması yaparak, Şık’ın gözaltına alınmasını kınadı. (açıklamanın tam metni sayfa
234 EK-13’tedir)
ÜCRET ZAMLARI PROTESTO EDİLDİ
13 Nisan 2011 tarihinde Bilgi Üniversitesi’nin çalışanlarının ücretlerine yaptığı zamlar, hem gülünç denecek düzeyde olması ve herhangi bir kıstasa bağlı olmadan keyfi
bir biçimde yapılması nedeniyle Rektörlük önünde yapılan
bir eylemle ve basın açıklamasıyla protesto edildi. Yapılan
eylemde, Üniversite yönetimi şeffaflığa ve katılımcılığa davet edilerek, özellikle TK birimi konusundaki uygulamaları
nedeniyle eleştirildi.
BİLGİ’DE İKİNCİ PİKNİK YAPILDI
15 Mayıs 2011 Pazar günü Bilgi Üniversitesi Santral kampüsünde üyelerimizin ikinci pikniği düzenlendi. Pikniğe her kesimden Bilgi çalışanı katıldı.
ÜNİVERSİTE: NEREYE?
16 Mayıs 2011 tarihinde Dolapdere Kampüsü’nde bir panel/forum gerçekleştirildi. Etkinlikte son son yıllarda Bologna Süreci ile ciddi bir dönüşüm geçiren üniversite sistemi, çıkarılması beklenen Yeni YÖK Yasası ile kâr amaçlı kurumların etkileri bakımından ele alınarak tartışıldı. İki ayrı oturum halinde gerçekleştirilen etkinliğin konuları ve konuşmacıları şunlar oldu:
I. Bologna Süreci ve Kâr Amaçlı Üniversite Şirketleri, Prof. Dr. Fuat Ercan, (Marmara Üniversitesi Kalkınma İktisadı Bölümü), Hakan Arslan, (İstanbul Bilgi Üniversitesi),II. Akademik Sendikacılık, Üniversitede Haklarımız ve Toplu İş Sözleşmeleri, Murat Özveri, (Avukat, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Sendika Uzmanı), Can Şafak, (Kristal-İş Toplu İş Sözleşmesi Uzmanı)
YÖK BİLGİ’DE DENETİM YAPTI
Sendikamızın, 9 Haziran 2010 tarihinde örgütlenme özgürlüğünün engellendiği gerekçesiyle
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na yaptığı şikayet üzerine, YÖK Denetleme Kurulu Başkanı
59
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Prof. Dr. İlyas Doğan, 30 Haziran 2011 ve 01 Temmuz 2011 tarihlerinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde
denetleme yaptı. Denetim kapsamında, ilgili kişiler Rektörlüğün toplantı salonuna çağırılarak “ifadeleri alındı” ve konuyla ilgili belge ve bilgiler toplandı.
Denetlemede Sosyal-İş Örgütlenme ve Eğitim Uzmanı Mahsun Turan’ın, Türk Dili Birimi’nden işten çıkartılan okutman arkadaşımız Akın Tek’in görüşlerine başvuruldu. Sendikamız ayrıca, görüşmede dile getirilen konulara ilişkin belge ve bilgileri içeren bir dosyayı YÖK Denetleme Kurulu Başkanı’na
teslim etti.
60
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı, YÖK Denetleme Kurulu Üyeleri tarafından yapılan incelemelerin sonucunu İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na 13 Eylül 2011 tarihinde gönderdiğini bir yazıyla
bildirdi. Söz konusu yazıda “ ...üniversitenin sendikal örgütlenmeyi teşvik edici ya da sendikal örgütlenmeye olumlu bir tutum içinde yaklaşmadığı kanaati oluştuğu, ancak tanık ifadelerinden, sendikal
örgütlenmenin idarece engellendiğine dair iddiaları yeterince destekler nitelikte olmadığı belirtilerek
iddialar soyut nitelikte olduğundan başkaca herhangi bir işleme gerek olmadığı ifade edilmiştir” ifadeleri yer aldı.
VAKIF ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞANLARINDAN ORTAK EYLEM
İstanbul’daki Vakıf Üniversiteleri Çalışanları “Vakıf Üniversitesi Çalışanları Artık Yeter diyor!” sloganıyla 2 Temmuz 2011 Cumartesi, 13:00’de, İstiklal Caddesi Galatasaray Lisesi Önünde ortak bir
basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sosyal-İş İstanbul Şubesi’nin ve Eğitim-Sen 6 Nolu Üniversiteler
Şubesi’nin ortak çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme çeşitli vakıf üniversitelerinde çalışanlarla birlikte
bazı demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de katıldılar. Eylemde, vakıf üniversitelerini birer akademik kurum olarak değil de, ticari işletme olarak gören yönetim zihniyetine karşı mücadele edilmesi, buralardaki akademik ve idari kadroların çalışma yaşamlarıyla ilgili haklarının savunulması ve
akademinin ve akademisyenlerin onurunun korunması için mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı.
CHRİSTOPHER STEPHENSON’A SORUŞTURMA AÇILDI
Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri’nden Christopher
Stephenson hakkında, 17 Haziran 2011 tarihinde yolladığı e-posta sebebiyle ve Rektörlüğün talebiyle disiplin soruşturması açıldı. Söz konusu e-postayla Bilgi Üniversitesi
içinde yaşanan sorunlar dile getirilmekte ve Üniversite
yönetiminin anti demokratik ve keyfi uygulamalarıyla
Üniversitedeki ticarileşme süreci eleştirilmekteydi. Soruşturma, 12 Eylül askeri diktatörlüğü döneminde hazırlanan ve Üniversiteleri kontrol altına almak için yürürlüğe
konulan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliği‘ne dayanılarak
açıldı. Soruşturma Bilgi Üniversitesi Kamuoyunda tepkiyle
karşılandı ve sendikalı veya sendikasız birçok akademisyen
Soruşturmaya neden olan e-postayı sahiplenerek kendilerine de soruşturma açılmasını talep ettiler. Bilgi üniversitesi akademisyenlerinin müdahalesi ve tanıklıklarıyla soruşturmanın sonucunda herhangi bir disiplin
cezası uygulanmamasına karar verildi.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
BİLGİLENDİRME TOPLANTISI
Sendikamız 2 Temmuz 2011 günü üyelerimize yönelik akademik personelin görevine son verilmesi konulu bir bilgilendirme toplantısı yaptı. Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi’nde yapılan toplantıya
İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki üyelerimizin yanı sıra çeşitli vakıf üniversitelerinden öğretim üyeleri
de katıldı. Toplantıda Sendikamız Avukatları Evin Konuk ve Gülşen Uzuner, konuya ilişkin kapsamlı bir
sunum yaptı.
BİLGİ’DE KIYIM: 27 KİŞİ İŞTEN ÇIKARILDI
İstanbul Bilgi Üniversitesi 2011 yılı Eylül ayının başlarında, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin “iyi” bir
üniversite olmasına uzun yıllar boyunca çok önemli katkılar yapmış olan ve sendikalaşma sürecinde aktif olarak yen alan 27 araştırma görevlisi ve okutmanı işten çıkardı. İşten çıkarılan arkadaşlarımız sendikal tazminat ve işe iade edilme talebiyle dava açtılar.
Mahkeme süreci 10 Ekim 2011 tarihinde yapılan ilk duruşmayla başladı. İkinci duruşma ise 14
Kasım 2011 tarihinde gerçekleştirildi. Duruşma öncesi adliye önünde bir araya gelen, Eğitim-Sen
Üniversiteler Şubesi, İstanbul Tabip Odası, TMMOB, Sosyal-İş Sendikası, Limter-İş, Bağımsız Sosyal
Bilimciler (BSB), İngiltere Üniversite ve Yüksekokullar Sendikası Liverpool Üniversitesi Şubesi, Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD) gibi emek ve meslek örgütleri, akademisyenlere destek verdi.
Ortak basın metnini okuyan Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi üyesi Ahmet Bekmen, “Doğal kaynaklar, sağlık, eğitim gibi geleneksel kamusal hizmetler piyasaya açılıyor, ticarileştiriliyor, ölçülebilir kılınıyor, tek tipleştiriliyor” dedi. Bekmen, etkinlik, öğrenci memnuniyeti, performans, akademik
ürün geliştirme, istihdam edilebilirlik, kariyer yönelimi, öğretim odaklılık, personel giderlerine tasarruf, iş odaklı müfredat’ kavramlarıyla donanmış işletmecilik dilinin ve siyasetin gittikçe baskınlaştığını
ifade etti.
Sayısı 70’i aşan vakıf üniversitelerinin çoğunda arkadaşlarının “Sağlık, dershanecilik, inşaat gibi
sektörlerden gelen ‘üniversiteciliğe girmiş yatırımcıların’ boyunduruğu altında ezici anlaşmalarla, tanıtım günlerinde pazarlamacı olarak çalıştırılmakla” karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Bekmen,
geleneksel üniversiteden ticari üniversiteye geçişin dünyada pek çok ülkede benimsenmiş olan çözümünün üniversite sendikacılığı ve kolektif eylem olduğunu kaydetti. Bekmen, burada ilk kez bir
vakıf üniversitesinde denenmiş sendikal örgütlenmede hukuksuz bir şekilde işten çıkartılma ile sonuçlandığını ifade etti. “Nasıl bir üniversiteye doğru evirildiğimize dair söyleyecek sözümüz, çıkaracak
sesimiz, koyacak şerhlerimiz var diyen” Bekmen, “Kolektif üreteni kamu yararı gözeten, uzun vadeli
toplumsal çıkarları önceleyen, insanı merkeze alan bir bilgi ve bilim için seslerine ses veriyor, sesimize
ses katıyoruz” diye konuştu.
Mahkeme’nin bir sonraki duruşmasının tarihi 7 Şubat 2012 olarak belirlendi.
MEVCUT DURUM VE DEĞERLENDİRME
Bilgi Üniversitesi Laureate Uluslararası Üniversiteler Ağı’na dahil olduktan sonra yeniden bir yapılanma sürecine girmiş durumdadır. Genel olarak “kar amacı güden bir öğretim kurumuna dönüşme”
olarak tanımlanabilecek bu süreç, sendikalaşma sürecinin temel belirleyicisidir.
Bir taraftan, örgütlenme sürecinde yaşanan patron-işçi ilişkilerinin ortaya çıkardığı ve sendika-
61
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
mızın aşina olduğu sorunlarla mücadele edilirken, diğer taraftan kapsamlı bir dönüşüm süreci yaşayan Bilgi Üniversitesi’nde akademisyenlerinin karşı karşıya kaldıkları sorunlarla yüzleşmekteyiz.
Bu durum elbette farklı ve çok boyutlu çalışmaların aynı zamanda yürütülmesini zorunlu kılmaktadır.
Sendikamız İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 2010 yılının Mart ayından beri örgütlenme mücadelesi
vermektedir. Sendika üyeliklerinin başladığı ilk aylarda yüzlerce Bilgi Üniversitesi çalışanı sendikaya
üye olmuştur. Ancak 2011 yılı Aralık ayı itibarıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yürüttüğümüz örgütlenme çalışmalarında, yasanın gerekli gördüğü çoğunluğa henüz ulaşılamamış durumdadır.
62
Yaklaşık iki yıldır süren örgütlenme çalışmalarımızla kazandığımız üyelerimizden 150’ye yakını
çeşitli nedenlerle Bilgi Üniversitesi’nden ayrılmış durumdadır. Çalışan sirkülasyonunun yarattığı bu
olumsuzluğun yanında 2011 yılının sonbaharından itibaren üye kazanma faaliyetlerimizde bir durgunluk yaşanmaktadır.
Sendikamız, İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenmesi çalışmaları boyunca çok önemli deneyimler
edinmiş durumdadır. Edinilen tecrübelerin ışığında önümüzdeki dönemde yürüteceğimiz daha kapsamlı ve etkin bir örgütlenme çalışmasıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi örgütlenmesi başarıya ulaştırılacaktır.
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
D) YETKİ TESPİT DAVASI DEVAM EDEN İŞYERLERİ
TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ
Türk Patent Enstitüsü’nde taşeron şirket bünyesinde çalışan işçilerin Sendikamız Genel Merkezi
ile iletişime geçmesi üzerine sendikamız 2010 yılının Ekim ayında Türk Patent Enstitüsü’nde örgütlenme çalışmalarını başlattı. Sendikamız Genel Merkezi ve Ankara Şubesi’nin birlikte yürüttüğü örgütlenme sürecinin ilk gününden itibaren, “Türk Patent Enstitüsü’nde muvazaanın ve işçilerin Türk
Patent Enstitüsü’nün işçileri olduğunun tespiti” üzerine kuruldu. Türk Patent Enstitüsü’nde örgütlü 63
olan KESK’e bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Emekçileri Sendikası (ESM) işyeri temsilciliği ve ESM üyesi
kamu emekçileri süreç boyunca sendikamıza ve üyelerimize destek verirken, üye toplantıları da ESM
İşyeri Sendika Temsilcilik Odası’nda yapıldı.
Sendikamız tarafından Türk Patent Enstitüsü işçilerine yönelik taşeronlaştırma ile ilgili kapsamlı
bir broşür hazırlanırken işyerinde yapılan geniş katılımlı toplantılarla üyelerimize süreçle ilgili bilgi verildi. Sendikamız üyeleri kendi aralarında bir komite belirleyerek sendikal faaliyetleri Ankara Şubemiz
ile eşgüdüm içinde yürüttü. Sendika üyelikleri taşeron şirket üzerinden değil doğrudan Türk Patent
Enstitüsü üzerinden yapılırken, sendikamız kısa sürede işyerinde çoğunluğu sağlayarak, Türk Patent
Enstitüsü’nde çoğunluk tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu.
İŞTEN ÇIKARMA KARARI
Sendikamızın Türk Patent Enstitüsü’nde örgütlenmeye başladığı sırada, taşeron şirketin sözleşmesinin yenilenmemesi ve bunun yerine 4-b’li sözleşmeli personel alınması gündemdeydi. Bu plan 2011
yılının başında uygulamaya konuldu. Türk Patent Enstitüsü işçilerine fesih bildirimleri yapılırken, Türk
Patent Enstitüsü 115 4-b’li sözleşmeli personel almak için ilana çıktı. Sendikamız, işten çıkarılan 54
üyemiz için işe iade davası açarken, sözleşmeli personel alımının Devlet Memurları Yasası’na aykırı
olduğu gerekçesiyle alım işleminin iptali için de dava açtı.
EYLEMLER BAŞLIYOR
Bu süreçte sendikamız Türk Patent Enstitüsü’nde iki ayrı eylem
yaptı. 26 Ocak ve 10 Şubat 2011’de yapılan eylemlerde işçiler, alkışlarla Enstitü binası içinde yürüyüş yaparken, Enstitü’de çalışan
kamu emekçileri de eyleme destek verdi. 10 Şubat günü yapılan
eylemde tüm işçiler işten çıkarma kararını protesto etmek için siyah elbiseler giydi. Eylemin sonunda kısa bir konuşma yapan sendikamız Ankara Eski Şube Sekreteri Murat Bozbeyoğlu, taşerona
karşı mücadelenin devam edeceğini vurguladı.
ALINTERİMİZE PATENT İSTEMEZ!
15 Şubat 2011 tarihinde ise Türk Patent Enstitüsü önünde sendikamız geniş katılımlı bir eylem gerçekleştirdi. Eyleme Enstitü
işçileri ile onlara destek vermeye gelen işçilerin eşleri, çocukları,
Sosyal-İş ve çeşitli sendikalara üye işçiler ile Enstitü’de çalışan memurlar da katıldı. Eylemde ilk açıklamayı Enstitü işçilerinden Öz-
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
gehan Şirin yaptı. Yıllardır verdikleri emeğin hiçe sayılarak işten çıkarılmalarından dolayı yaşadıkları
üzüntüyü dile getiren Şirin, “Mücadelemiz bitmedi, yeni başlıyor” dedi. Sendikamız Genel Başkanı
Metin Ebetürk ise Türk Patent Enstitüsü’ndeki işten çıkarmaların hukuka aykırı ve işçilerin Türk Patent Enstitüsü’nün işçileri olduğunu vurgulayarak, işten çıkarma kararının geri alınmasını ve sözleşmeli personel alımının durdurulmasını talep etti ve “110 işçi Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi olarak
görevine devam etmelidir” dedi. (açıklamanın tam metni sayfa 235 EK-14’tedir)
DİSK Ankara Bölge Sekreteri Kani Beko ise DİSK olarak her türlü desteği vereceklerini vurguladı.
64
8 MART EYLEMİ
Türk Patent Enstitüsü önünde ikinci eylem işten çıkarmaların
yaşanacağı 8 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirildi. 64’ü kadın 110
Türk Patent Enstitüsü işçisinin işten çıkarma tarihinin 8 Mart Dünya
Emekçi Kadınlar Günü olması nedeniyle Ankara’da 8 Mart eylemlerinin ilk durağı Türk Patent Enstitüsü oldu. DİSK Kadın Komisyonu
ve Sosyal-İş Sendikası’nın çağrısıyla yapılan eylem yoğun kar yağışı
altında gerçekleşti.
Eylemde ilk konuşmayı yapan Sendikamız Genel Sekreteri Celal
Uyar, 8 Mart’ta sıcak salonlarda kadınlarla ilgili nutuk atan hükümet yetkililerinin kışın ortasında
kadın işçileri işsiz bıraktığına dikkat çekti. Taşeron sisteminin güvencesiz çalışma ve işsizlik anlamına geldiğini vurgulayan Uyar, Türk Patent Enstitüsü işçilerinin mücadelesinin süreceğini ve Sosyal-İş
Sendikası’nın sonuna kadar sürecin takipçisi olacağını ifade etti.
DİSK Ankara Kadın Komisyonu adına konuşan Evrim Aydoğan Aydın, Türk Patent Enstitüsü işçilerinin yıllardır verdikleri emek yok
sayılarak haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarıldığını belirterek, “Ama bu bizler için bir son değil. Bu mücadeleyi yükseltmenin
başlangıcıdır” diye konuştu. İşten çıkarılan Türk Patent Enstitüsü
işçilerinden Nejla Karaş ise “Bizler emekçi kadınlar, her şeyimizi
elimizden aldılar, işimizi, ekmeğimizi, geleceğimizi, umutlarımızı,
gülen yüzümüzü elimizden aldılar. 8 Mart’ta işimize son verilmesini hiçbir şekilde hak etmedik. En güzel günlerimizi bizler buraya
verdik ama şimdi kapıya koyulduk” dedi. Eylem, işçilerin işe iade davalarını kazanarak Türk Patent
Enstitüsü işçisi olarak kuruma geri dönme vurgusu ile sona erdi. Eylemin ardından kadın işçiler, Ankara’daki 8 Mart Mitingi’ne katıldı.
İŞE İADE DAVALARI LEHİMİZE SONUÇLANDI
Sendikamız tarafından açılan 54 işe iade davasının 8’i Ankara 6. İş Mahkemesi’nde, 46’sı ise Ankara 19. İş Mahkemesi’nde görülmeye başlanırken, Ankara 6. İş Mahkemesi’nde görülen 8 dava 15
Eylül 2011 tarihinde üyelerimiz lehine sonuçlandı. Mahkeme muvazaayı ve işçilerin hukuka aykırı bir
biçimde işten çıkarıldığını tespit ederek, 8 üyemizin Türk Patent Enstitüsü’ne işe iade edilmesine karar verdi. Türk Patent Enstitüsü kararı Yargıtay’a temyiz etti. Karar üzerine Sendikamız Genel Başkanı
Metin Ebetürk, 29 Eylül 2011 tarihinde ANKA muhabirine bir açıklama yaparak, kararı kamuoyuna
duyurdu. Ebetürk, açıklamasında, “Ankara 6. İş Mahkemesi’nin kararı kamuda taşeron şirketlerde
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
çalışan yüz binlerce işçi açısından önemli bir emsal teşkil etmektedir” derken, Türk Patent Enstitüsü
işçileri işbaşı yapana kadar sendikamızın mücadelesinin devam edeceğini vurguladı. (açıklamanın
tam metni sayfa 237 EK-15’tedir)
YETKİ TESPİTİ DAVASINI KAZANDIK
Öte yandan sendikamızın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çoğunluk tespiti için yaptığı
başvuruya olumsuz yanıt gelmesi üzerine sendikamızın açtığı “yetki tespiti davası” da sendikamız
lehine sonuçlandı. Ankara 6. İş Mahkemesi’nde görülen davada sendikamız, taşeron uygulamasının
muvazaalı olduğunu, bu nedenle işçilerin Türk Patent Enstitüsü işçisi olduğunun tespit edilmesini ve 65
bu durumda sendikamıza yetki verilmesini talep etmişti. Ankara 6. İş Mahkemesi de muvazaayı tespit ederek, sendikamızın yetkili olduğu yönünde karar verdi. Türk Patent Enstitüsü kararı Yargıtay’a
temyiz etti.
DAVA SÜRECİ VE SONRASI
Sendikamızın 46 üyemiz adına açtığı, Ankara 19. İş Mahkemesi’nde görülen davada ise bilirkişi muvazaa ve işten çıkarmaların hukuka aykırı olduğu yönünde rapor verdi. Ankara 19. İş Mahkemesi’nde
karar duruşmasının tarihi ise 24 Ocak 2012 olarak belirlendi.
İşe iade davaları ve yetki tespiti davaları lehimize sonuçlandığı takdirde, Türk Patent Enstitüsü’ndeki mücadelemiz, üyelerimizin işbaşı yaptırılması yönünde devam edecek.
KONYA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ
Sendikamızın Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron şirketlerle ilgili örgütlenme çalışmaları 2010 yılının Mayıs ayında başladı. Konya Selçuk Üniversitesi işçileri ile ilk toplantı, Dev Sağlık-İş
Sendikası’nın sağladığı irtibat aracılığı ile 13 Mayıs 2011 tarihinde Konya DİSK Bölge Temsilciliği’nde
yapıldı. İlk toplantıda Selçuk Üniversitesi’nde izleyeceğimiz örgütlenme politikası işçilere detaylı bir
biçimde aktarılarak, sendikamızın “muvazaanın ve işçilerin Selçuk Üniversitesi’nin işçileri olduğunun
tespiti” üzerinden çalışma yürüteceği vurgulandı. Muvazaa tespitinin “yetki tespiti davası” aracılığı
ile yapılması ve böylece işçilerin hem Selçuk Üniversitesi’nin işçisi sayılması hem de sendikamızın
yetki alarak toplu iş sözleşmesi imzalamasının amaçlandığı da aktarıldı.
İlk toplantının ardından örgütlenme süreci hızla gelişirken, bir aylık bir süre içinde 500’den fazla
işçi sendikamızda örgütlendi. Üyelikler taşeron şirket üzerinden değil doğrudan Selçuk Üniversitesi
üzerinden yapıldı. Örgütlenme çalışmaları devam ederken, sendikamız iki ayrı broşür hazırlayarak,
üyelerimizi ve işçileri bilgilendirdi.
GENİŞ KATILIMLI TOPLANTI VE EĞİTİM YAPILDI
Sendikalaşma çalışmaları çerçevesinde 24 Haziran 2011 günü
Mümtaz Koru İlköğretim Okulu’nda geniş katılımlı bir bilgilendirme
toplantısı yapıldı. 200’den fazla işçinin katıldığı toplantıda konuşan
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Türkiye’de işçilerin çalışma koşullarından örnekler vererek, insanca çalışma koşulları, ücret
ve haklar için sendikal örgütlenmenin şart olduğunu söyledi. Taşeronlaştırmanın giderek yaygınlaştığına dikkat çeken Ebetürk, üni-
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
versitelerdeki taşeron uygulamasına son verilmesi ve işçilerin iş güvencesi ile çalışması için sendikamızın elinden geleni yaptığını vurguladı. Selçuk Üniversitesi işçilerinin asıl işveren olan Rektörlüğün
işçisi sayılması için yasal dayanakların olduğunu kaydeden Ebetürk, sabırla ve inatla yürütülecek olan
örgütlenmenin sonunda başarı elde edileceğini söyledi. Ebetürk’ün konuşmasının ardından Sendikamız Eski Hukuk Müşaviri Av. Ayşegül Sırmagül Doğan, taşeron uygulaması ve muvazaa konusunu
emsal yargı kararları eşliğinde anlatırken, Sendikamız Uzmanı Onur Bakır ise Selçuk Üniversitesi’nde
sendikamızın muvazaanın tespiti için izleyeceği süreci anlattı.
66
YETKİ TESPİTİ DAVASI
Örgütlenme çalışmalarının ardından Sendikamız, Konya Selçuk Üniversitesi’nde çoğunluğu sağladığının tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurdu. Üyelerimizin sigorta kayıtlarında Üniversitenin değil taşeron şirketin işçisi olarak görüldükleri için başvurumuza olumsuz yanıt
geldi. Üniversitenin kadrolu işçilerinin üyesi olduğu sendikaya ise olumlu yanıt geldi. Bunun üzerine
sendikamız Bakanlığın yaptığı iki tespite karşı dava açarak, öncelikle Selçuk Üniversitesi’ndeki muvazaalı taşeron uygulamasının tespit edilmesini, taşeron şirket işçilerinin Selçuk Üniversitesi’nin işçisi
sayılmasını ve sendikamızın işyerinde çoğunluğu sağladığının tespit edilmesini istedi.
BASIN TOPLANTISI YAPILDI
Selçuk Üniversitesi’nde faaliyet gösteren iki ayrı taşeron şirkette çalışan 600’ü aşkın işçiyi örgütleyen Sosyal-İş Sendikası, Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının hukuka aykırı olduğu iddiası ile dava açtı. Sosyal-İş Sendikası, davada taşeron uygulamasının hukuka aykırı olduğunun tespit edilerek, taşeron şirket işçilerinin üniversitenin kendi işçisi olarak işlem görmeleri ve Sosyal-İş
Sendikası’nın işyerinde çoğunluğa sahip olduğunun tespit edilmesini istedi.
Sendikamız yöneticileri, 11 Ocak Salı günü DİSK
Konya İl Temsilciliği’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron işçiler ile
ilgili açılan dava hakkında bilgi verdi. Basın toplantısının yapıldığı salona “Taşerona son vereceğiz. Gücümüz örgütlülüğümüzdür” yazılı bir pankart asılırken, toplantıda Sosyal-İş Sendikası üyesi işçiler de
hazır bulundu.
Basın metnini Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme
Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif okudu. Kaşif, açılan
davanın yalnızca Selçuk Üniversitesi’nde çalışan
bine yakın işçiyi değil, aynı zamanda taşeron şirketlerde emsal koşullarda çalışan yüz binlerce işçiyi
de yakından ilgilendirdiğini kaydetti. Kaşif, Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron ilişkisinin neden muvazaalı olduğunu detayları ile aktararak, “Eğer mahkeme, Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamalarının muvazaalı olduğunu tespit ederse, İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca taşeron şirketlerde
çalışan işçiler doğrudan üniversitenin işçisi olarak işlem görecek; yani doğrudan üniversitenin işçisi
olacaklardır. Bu durumda işyerinde çoğunluğa sahip olan sendika Sosyal-İş Sendikası olacaktır. Yargı
süreci bu biçimde sonuçlandığı takdirde sendikamız, üniversitede çalışan tüm işçiler adına toplu iş
sözleşmesi imzalayacaktır” dedi. (açıklamanın tam metni sayfa 239’da EK-16’dadır)
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ÇALIŞMALAR DEVAM ETTİ
Sendikamızın açtığı iki dava birleştirilerek, Konya 3. İş Mahkemesi’nde görülmeye başlanırken,
davanın her duruşmasında sendikamız üye ve yöneticileri de davayı takip etti. 2011 yılı sonuna kadar
dört duruşma yapıldı. Bu arada Sendikamız Ankara Şubesi ile eşgüdüm içinde işyerinde bir komite
oluşturularak, sendikal iletişim ve çalışmaların komite aracılığı ile organize edilmesi sağlandı. Sendikamız Ankara Şubesi ve Genel Merkezi Selçuk Üniversitesi işçileriyle çok sayıda toplantı ve görüşme
gerçekleştirirken, 2 Kasım 2010 tarihinde üyelerimize yönelik temel sendikal eğitim de düzenlendi.
Selçuk Üniversitesi’ndeki üyelerimiz Ankara’da yapılan mitinglere kendi pankartlarıyla düzenli olarak
67
katılarak, mücadelelerini Ankara’ya da taşıdı.
GÜÇSÜZLER YURDU DERNEĞİ
Sendikamız Ankara Şubesi 2010 yılının Kasım ayında Güçsüzler Yurdu Derneği çalışanları ile ilişki
kurmuş, örgütlenme çalışmaları çerçevesinde işyerinde bir komite oluşturulmuş ve örgütlenme süreci başlatılmıştır. İşyerinde çoğunluğu elde edecek sayıya ulaşılması, üyeliklerin artırılması, işyerinde yaşanan sıkıntılara yönelik çözüm önerileri komite çalışmalarının gündemi olmuştur. Çoğunluğun
sağlanmasının ardından Ankara Şube Yönetim Kurulu işyerine ziyaretler gerçekleştirerek görüşmeler
yapmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca sendikamız lehine yapılan çoğunluk tespitine işveren itiraz etmiştir ve yargı süreci devam etmektedir.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK VE SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ
Sendikamızın İZFAŞ ve Ege Şehir Planlaması A.Ş. işyerlerindeki örgütlenmelerinin ardından İzmir
Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nde
çalışan işçiler; diğer şirketlerde sendikamızın yürüttüğü örgütlenme çalışmalarını görerek Sendikamız İzmir Şubesi ile irtibata geçmiştir. Sendikamız İzmir Şubesi 2011 yılı Şubat ayında örgütlenme
çalışmalarını başlatmış, bir ay içinde çoğunluk sağlanmış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na
başvuruda bulunulmuştur. Ancak bir başka sendikanın açtığı işkolu tespit davası nedeniyle yetki süreci davanın sonunda neticelenecektir.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
68
Örgütlenme Dairesi Çalışmaları
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
69
TOPLU SÖZLEŞME
DAİRESİ ÇALIŞMALARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
70
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
71
Sendikal mücadelenin en önemli unsurlarından biri toplu iş sözleşmesi hakkına sahip olmaktır.
Toplu sözleşme, işyerindeki sendikal örgütlülüğün güvencesi, işçi sınıfının haklarının geliştirilmesi ve
güçlendirilmesinin aracı, iş güvencesinin ve çalışma hakkının pekiştirilmesinin hukuki belgesi, sömürünün sınırlandırılması mücadelesinin somutlaşmış halidir. İşçi sınıfı tarih boyunca sermaye sınıfına karşı hak ve özgürlükler mücadelesini güvence altına almak için kazanımlarının Yasalar nezninde
somutlaşması için çaba sarfetmiştir (İş kanunu, sendika hakkı, toplu sözleşme ve grev hakkı, kıdem
tazminatı, sosyal güvenlik hakkı, çalışma süreleri, asgari ücret, 1 Mayıs vb). İşçi sınıfı ve sermaye arasındaki bu tarihsel mücadele dün olduğu gibi bugün de bütün yoğunluğu ile devam etmektedir. Toplu
sözleşmeler de bu tarihsel mücadelenin bir parçası olarak işyeri ölçeğinde hak ve özgürlüklerinin bir
anlamda yasalaşma mücadelesidir. İşyerleri ölçeğindeki bu mücadele, işçi sınıfının genel mücadelesinin bir parçası olup işçi sınıfının genel mücadele ve kazanımlarından etkilenmekte ve fakat aynı
zamanda onu da etkilemektedir. Uzun lafın kısası toplu sözleşmeler ne sadece işyerindeki haklar ve
sorunlarla sınırlıdır ne de işçi sınıfının genel mücadesinden bağımsızdır.
Türkiye’de toplu sözleşme hakkına sahip sendikalı işçi oranının %6’lara düştüğü göz önünde bulundurulduğunda, toplu sözleşme hakkına erişmiş işçi sınıfının çevresini kuşatan %94 gibi, örgütsüz,
güvencesiz, kuralsız çalışma koşullarına mahkum bırakılmış devasa bir işçi sınıfı kitlesi bulunmaktadır.
Bugün şanslı azınlık olarak tanımlayabileceğimiz sendikalı işçi sınıfı kitlesinin hak ve kazanımlarının
güvencesi, geride kalan %94’lük kitlenin sendikal örgütlenme ve mücadeleye dahil edilebilmesinden
geçmektedir. Bugün özelde Sendikamız olmak üzere bütün sendikaların en önemli görevi hiç kuşku
yok ki işçi sınıfının bu örgütsüz kesimine dikkati yöneltmesi, bu kesimi sendikal örgütlenme ve toplu
sözleşme hakkına sahip kılabilmesidir.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sendikamızın son iki yıldır içerisine girmiş olduğu atılım döneminin en önemli hedeflerinden birisi
sendikal örgütlülüğümüzü yeni üye ve işyerleri ile güçlendirmek olmuştur. Bu çalışmalarımızın bir sonucu olarak 2 yıllık kısa bir süre içerisinde Sendikamızın toplu iş sözleşmesi bağıtladığı işyerleri sayısı
yaklaşık iki katına çıkmıştır. Sendikamızın ilk defa toplu iş sözleşmesi imzaladığı ya da imzalama aşamasına geldiği işyerlerine baktığımızda, kamuya bağlı 3 üniversite, 2 belediye şirketi, 1 özel eğitim
kurumu, 1 ticari işletme, 14 dernek, vakıf , oda, sendika ve kooperatif bulunmaktadır. Sendikamızın
sınırlı olanaklarına rağmen yönetici, temsilci ve üyelerimizin özverili çalışmalarının bir sonucu olarak
Sendikamız ailesi yeni üye ve işyerleri ile güçlenmiş ve büyümüştür. Bu süre içerisinde çalışmalarımı72 za katkı veren her kademedeki üye ve yöneticilerimize teşekkürü bir borç biliriz.
Yeni örgütlenilen işyerleri ile birlikte son iki yıl içinde sendikamız 40 işyerinde toplu sözleşme
imzalamıştır. DİSK’in yeniden faaliyetlerine başladığı 1992 yılından bu yana Sendikamız en çok toplu
sözleşme imzaladığı bir dönemi geride bırakmıştır. Sendikamız sınırlı imkan ve kadrolarına rağmen
bu zorlu ve yoğun süreci başarıyla tamamlamıştır. 3 kişilik işyerinden 3000 kişilik işyerine farklı
düzeylerdeki işyerlerinde hazırlık aşamasından imza aşamasına kadar sürdürdüğü çalışmalarını işkolunda örnek gösterebileceğimiz toplu sözleşmelerle taçlandırmıştır. Detaylarını işyeri başlıklarında
bulabileceğiniz toplu sözleşme süreçleri içerisinde birkaç işyerini özel olarak vurgulamayı gerekli görüyoruz.
Sendikamız bu dönem 3 işyerinde toplu sözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması nedeniyle greve çıkmış ve toplu sözleşmeler grev uygulamasının ardından imzalanmıştır. Bu işyerlerinden Ankara Çankaya İmar A.Ş. Grevi bugüne kadar belkide en hızlı sonuç alınan grev olarak tarihe
geçmiştir. Üyelerimizin tamamına yakının greve katılımının ardından 2 saat sonra Sendikamızın talepleri kabul edilerek TİS imzalanmıştır.
İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı ÜNİBEL A.Ş. Grevimiz ise bilişim sektöründeki ilk grev uygulaması olarak Türkiye işçi sınıfı tarih sahnesindeki yerini almıştır. Yedi gün süren grevimiz üyelerimizin tamamının katılımı, sabırlı ve örgütlü duruşları sonucunda başarı ve kazanımla sonuçlanmıştır.
“e-belediye e-yeter” diyerek başlayan “e-grevimiz”in, sendikal örgütlenmelerdeki nitelikli beyaz yakalı işçilere yönelik önyargıları kırması açısından bir örnek olmasını temenni ediyor, başarılı bir greve
imza atan ÜNİBEL’deki üyelerimizi kutluyoruz.
Bir değer grev uygulaması ise yine İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZFAŞ’ta gerçekleşmiştir. İlk
defa örgütlenilen bu işyerinde de Sendikamız son ana kadar anlaşma zeminini zorlamasına rağmen
Belediye yönetiminin olumsuz tutumu nedeniyle grev aşamasına gelmiştir. Grevimiz üyelerimizin
tamamının katılımı ile başarılı bir şekilde başlamış, grevimizin 2. gününde işverenlik tarafından yapılan başvurunun ardından Mahkeme kararıyla grevimiz 20 gün süreyle durdurulmuştur. Mahkeme
kararının gerekçesi hukuksuz olduğu kadar bir o kadar da trajikomiktir: “Ülkenin uluslararası alandaki itibarının zedelenme ihtimalinin doğması tehlikesi karşısında grevin 20 gün süre ile tedbiren
durdurulmasına karar verilmiştir” Mahkeme kararıyla durdurulan ilk grev olma özelliğini taşıyan bu
grevimiz, 12 Eylül yasalarının değiştirilmesi mücadelesinin en güncel ve yakıcı talebi “sendikal örgütlenme ve grev hakkı”nı bir kez daha gözler önüne sermiştir. Grevin durudurulmasının üzerinden 3
gün geçtikten sonra toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanmış, ardından, daha önce grevin
durdurulmasına karar veren mahkeme bu sefer verdiği kararın tam aksi yönde karar vererek “grevin
evrensel ve anayasal bir hak” olduğunu keşfetmiştir. Grevi başarıyla örgütleyen, örgütlülüklerinden
ödün vermeyen İZFAŞ’da çalışan üyelerimizi, işçi sınıfı mücadelesinin ulusal ve uluslararası itibarını
yükselttikleri için kutluyoruz.
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Sendikamızın 12 Eylül yasaklarını fiili olarak deldiği ilk işyeri olan Çankaya Belde A.Ş.’de ise bu dönem işverenin keyfi ve hukuksuz yetki itirazı nedeniyle üyelerimiz yaklaşık 18 ay toplu sözleşme hakkından mahrum kalmıştır. Görüşme ve müzakerelerden sonuç alınamaması nedeniyle Sendikamız
önderliğindeki Çankaya Belde A.Ş. işçileri, toplu sözleşme haklarını fiili olarak sürdürmüş oldukları
hak alma mücadelesinin sonucunda elde edebilmişlerdir. 18 aylık süre boyunca basın açıklamaları, iş
bırakma, iş yavaşlatma, gece sabahlayarak nöbet tutma eylemlerinin ardından işveren yetki itirazını
geri çekmiş, Belde A.Ş. işçileri toplu sözleşme haklarına kavuşmuşlardır. Tüm bu mücadele içerisinde
Sendikalarına ve haklarına sahip çıkan üyelerimizi bir kez daha kutluyoruz.
Sendikamızın en büyük işyeri olan Metro Grosmarket 4. dönem toplu iş sözleşmesi süreci üzerinde de kısa bir değerlendirme yapmayı gerekli görüyoruz. Hazırlık çalışmaları ile beraber yaklaşık
11 ay süren toplu sözleşme sürecinde Sendikamız ve üyelerimiz oldukça zorlu bir sınavdan geçti.
Genel Merkezimizin koordinasyonunda bütün aşamaları önceden planlanarak hayata geçirilen toplu
sözleşme sürecinde mağaza ziyaretleri, bilgilendirme toplantıları, üye ve temsilci eğitimleri, bilgilendirme broşürleri, grev kararının alınması ve basın açıklamalarının da içinde olduğu yoğun bir çalışma
yapıldı. İçeriden ve dışarıdan her türlü sabote edilme girişimlerine rağmen Sendikamız bu sürecin
sonunda sektördeki en iyi toplu sözleşmeye imza atma başarısını gösterdi. Geçmiş dönemin zaafları
ile de yüzleşildiği bu süreci Sendikamız, işyerlerindeki örgütlülüğünü güçlendirerek tamamlamıştır.
Sendikal bütünlüğümüz içerisinde taleplerinin arkasında kararlıca duran Metro’daki tüm üyelerimizi
kutluyoruz.
Sırası gelmişken, toplu sözleşme politikamız hakkında da birkaç satırbaşına değinmeyi gerekli görüyoruz. Toplu sözleşme politikamızın özünü katılımcılık, gerçekçilik ve şeffaflık ilkeleri oluşturmaktadır. Sendikamız, toplu sözleşme sürecinin her aşamasında (hazırlık, görüşme ve imza) üyelerimizin
görüş, öneri ve taleplerini dikkate almayı temel ilke olarak benimsemektedir. Sendikamız aynı zamanda sürecin her aşamasını gerçekçilik ilkesi süzgecinden geçirerek üyelerimizi bilgilendirme ve
yönlendirme sorumluluğunu yerine getirir. Gerçekçilik ilkesinin belirlenmesinde sendikal ilkeler, örgütlülük düzeyi, ekonomik faktörler, çevresel faktörler, üyelerimizin talepleri vb. faktörler gözönünde
bulundurulur. Toplu görüşme sürecinin her aşaması üyelerimizle paylaşılırken Sendikamız, işveren
yetkilileri ile yapılan toplu görüşmelerin her aşamasına en az bir sendika temsilcisininin katılımını
şeffaflık gereği temel ilke olarak benimser. Tüm bu ilkeler, Sendikamızın toplu sözleşme sürecini nasıl
örgütleyeceğini belirleyen temel prensiplerdir.
Bununla beraber bu ilkelerin kendisi pratik süreç içerisinde hayat bulur. Başka bir ifadeyle hazırlık aşamasından başlayarak toplu sözleşme sürecinin nasıl örgütlendiği Sendikamız açısından hayati
derecede önemlidir. Elbette toplu iş sözleşmesinin imzalanması hele de iyi bir toplu iş sözleşmesi
imzalanması Sendikamız açısından çok önemlidir. Ancak en az bunun kadar önemli olan toplu sözleşme sürecinin nasıl örgütlendiğidir. Toplu sözleşmenin kendisini tek ve mutlak bir amaç halinde
ele almak, sonucunda görece iyi bir toplu sözleşme imzalansa dahi Sendikamız açısından başarılı bir
toplu sözleşme olarak değerlendirmeye yeterli değildir. Hepimizin bildiği gibi toplu sözleşme süreçleri, üyelerin Sendikaya ilgilerinin en çok arttığı dönemlerdir. Toplu sözleşme süreci bu anlamda işyerlerindeki örgütlülüğümüzü ve sendika üyelerimizin bilgi ve donanımını güçlendirmenin en önemli
araçlarından biri olarak ele alınmalıdır. İşyerlerindeki birlik ve örgütlülüğü güçlendirmek en önemli
amaç olarak ele alınmalı, taslak hazırlık toplantıları, toplu görüşme bilgilendirme toplantıları birer
sendikal eğitim fırsatı olarak görülmelidir. Sorunun daha iyi anlaşılması için çubuğu biraz bükecek
olursak; “İşyeri örgütlülüğümüzün güçlendirilmediği ama şu ya da bu şekilde “iyi” bir toplu sözleşme-
73
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
ye imza atmak mı?” , “İşyeri örgütlülüğümüzü güçlendirdiğimiz ama diğerine göre daha geri bir toplu
sözleşme mi?” Sendika olarak tercihimiz elbette ikincisidir. Sendikal örgütlülüğümüzün garantisi ve
uzun soluklu olmasının yolu ancak budur. Şu da başka bir gerçektir ki, genel olarak iyi bir toplu sözleşme birincisinin yaratılmadığı koşullarda elde edilememektedir. Bu anlamda sendikal kadrolarımızın
kendi özeleştirel değerlendirmelerini yaparak eskiye dair bazı alışkanlıkları değiştirmeleri, Sendikal
çalışmalarımızın önümüzdeki dönemi için hayati derecede önemlidir. Şu asla unutulmamalıdır ki; işçi
sınıfı mücadelesi hergün yeniden öğrenilen bir süreç olup, bu mücadelenin içindeki sendikal kadrolar
öğretmen oldukları kadar her zaman birer öğrencidirler.
74
Sona gelirken; işkolumuzun en önemli özelliği, birbirinden çok farklı işyerleri ve buna bağlı olarak
farklı üye profiline sahip olmasıdır. Bu durum işkolumuz açısından ciddi bir zenginlik olarak görülebileceği gibi başka bir sektör ya da işkolunda görülmeyecek kadar zorlukları da beraberinde getirmektedir. İşyerleri ölçeğinde ticaret sektöründen üniversitelere, vakıf-derneklerden belediye şirketlerine,
kooperatiflerden sinema sektörüne kadar birbirlerinden oldukça farklı alanlar mevcuttur. Bu durum
gerek örgütlenme çalışmaları sırasında gerekse toplu iş sözleşmeleri sürecinde daha özgün politika
ve söylemler üretmeyi zorunlu kılmaktadır. Sendikamız bu dönem toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde bu farklılıkları gözönünde bulunduran bir politikayı hayata geçirme konusunda önemli bir
mesafe katetmiştir. Önümüzdeki dönemde de bu zorlukları; bir zenginlik ve kendimizi hergeçen gün
daha da geliştirme fırsatı olarak görerek çalışmalarımıza devam edeceğiz.
2009 yılı Aralık ayından 2011 yılı Aralık ayına kadar geçen 2 yıllık süre zarfında, 41 işyerinde toplu
iş sözleşmesi imzalanmıştır. 33 işyerinde toplu iş sözleşmesi yasal süre içinde imzalanmış, 2 işyerinde
ise toplu iş sözleşmesi grev kararının alınmasını takip eden 60 günlük görüşme süreci içinde imza
altına alınmıştır. 2 toplu iş sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu aşamasında sonuçlanmıştır. 3 işyerinde
ise toplu iş sözleşmesi grev sırasında akdedilmiştir.
Son iki yılda toplu iş sözleşmesi akdedilen 41 işyerinin 16’sında ilk kez toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır.
Ayrıca son iki yılda toplu iş sözleşmesi yapılan işyerlerinin 3’ünde bir sonraki dönem toplu iş sözleşmesi için yetki süreci başlatılmıştır.
5 işyerinde yetki süreci devam etmekte, 2 işyerinde toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürmektedir. 1
işyerinde toplu iş sözleşmesi Yüksek Hakem Kurulu’na gönderilmiş olup, 3 işyerinde ise yetki (itirazı)
tespit davası devam etmekte, 1 işyerinde ise işkolu itirazı davası sürmektedir.
Toplu iş sözleşmeleri ve süreçleri aşağıda tablolar halinde sunulmuştur:
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANAN İŞYERLERİ
İşyeri
İl
Antalya Kültür Sanat Vakfı
Antalya
Ankara Serbest Muh.Mali Müşavirler Odası
Ankara
Ağrı Barosu
Ağrı
Balıkesir Barosu
Balıkesir
Bitlis Barosu
Bitlis
Bursa Serbest Muh.Mali Müşavirler Odası
Bursa
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Çanakkale
Devlet Malzeme Ofisi
Ankara
DİSK
İstanbul
Ege Şehir Planlaması En. Ve Tek. İşb.Mrk.A.Ş
İzmir
Genel-İş Sendikası
Ankara
İstanbul Barosu
İstanbul
İstanbul Eczacı Odası
İstanbul
MESAM
İstanbul
Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü
Denizli
S.S Yukarı Kaşıkara Kasabası Tarımsal Kalk. Koop. Isparta
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği
Ankara
Toplum Gönüllüleri Vakfı
Ankara
Türk Eczacıları Birliği
Ankara
TTB Adana Tabip Odası
Adana
TTB Ankara Tabip Odası
Ankara
TTB Antalya Tabip Odası
Antalya
TTB Batman Tabip Odası
Batman
TTB Diyarbakır Tabib Odası
Diyarbakır
TTB Eskişehir Tabib Odası
Eskişehir
TTB İstanbul Tabip Odası
İstanbul
TTB İzmir Tabip Odası
İzmir
TTB Manisa Tabip Odası
Manisa
TTB Mardin Tabib Odası
Mardin
TTB Mersin Tabip Odası
Mersin
TMMOB Jeoloji Mühendileri Odası
Ankara
TMMOB Şehir Plancıları Odası
Ankara
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası
Ankara
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
Ankara
Tunceli Barosu
Tunceli
Metro Grosmarket
İstanbul
Çankaya Belde A.Ş.
Ankara
İZFAŞ
İzmir
ÜNİBEL
İzmir
Çankaya İmar A.Ş.
Ankara
Gülesin Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
İzmir
İmza Tarihi
11.08.2010
12.01.2011
23.11.2010
22.02.2011
13.05.2011
07.11.2011
17.08.2011
25.07.2011
04.08.2011
20.07.2011
25.01.2011
30.12.2009
14.10.2010
04.10.2010
14.01.2011
10.11.2010
15.09.2011
30.03.2011
17.06.2010
23.02.2010
20.09.2011
15.07.2010
13.07.2011
03.01.2011
23.05.2011
28.07.2011
14.06.2011
05.09.2011
04.03.2010
03.01.2011
25.10.2011
03.02.2010
15.03.2011
21.07.2011
04.05.2011
29.06.2011
12.09.2011
03.09.2011
15.07.2010
19.01.2010
15.11.2011
Dönem
6. dönem
2. dönem
2. dönem
1. dönem
2. dönem
1. dönem
1. dönem
7. dönem
1. dönem
1. dönem
6. dönem
1. dönem
1. dönem
3. dönem
1. dönem
1. dönem
2. dönem
2. dönem
5. dönem
1. dönem
7. dönem
3. dönem
2. dönem
1. dönem
2. dönem
3. dönem
7. dönem
3. dönem
2. dönem
3. dönem
4. dönem
4. dönem
4. dönem
2. dönem
1. dönem
4. dönem
10. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
Yürürlük
İmza Aşaması
01.05.2010-30.04.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.01.2010-31.12.2013
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.07.2011-30.06.2014
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2013
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012 Yüksek Hakem Kurulu
01.03.2011-28.02.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012 Grev kararı (60 gün içinde)
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.01.2010-31.12.2011
Yasal süre içinde
01.07.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.07.2010-30.06.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.11.2010-30.10.2012
Yasal süre içinde
01.08.2011-31.07.2013
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.07.2010-30.06.2012
Yasal süre içinde
01.01.2010-31.12.2011
Yasal süre içinde
01.07.2011-30.06.2013
Yasal süre içinde
01.07.2010-30.06.2012
Yasal süre içinde
01.07.2010-30.06.2012
Yasal süre içinde
01.09.2010-30.06.2012
Yasal süre içinde
01.06.2011-31.05.2013
Yasal süre içinde
01.07.2011-30.06.2013
Yasal süre içinde
01.07.2011-30.06.2013
Yasal süre içinde
01.08.2011-31.07.2013
Yasal süre içinde
01.05.2010-30.042012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.09.2011-31.08.2013
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.07.2011-31.12.1013
Yasal süre içinde
01.04.2011-31.12.2012
Yasal süre içinde
01.01.2011-31.12.2012 Grev kararı (60 gün içinde)
01.01.2010-31.12.2011
Yasal süre içinde
15.01.2011-14.01.2013
Grev sırasında
01.01.2010-31.12.2012
Grev sırasında
01.10.2009-30.09.2010
Grev sırasında
01.05.2011-30.04.2013 Yüksek Hakem Kurulu
YETKİ SÜRECİ, GÖRÜŞME SÜRECİ VE DAVA SÜRECİNDE OLAN İŞYERLERİ
İşyeri
Uluslararası Af Örgütü
İstanbul Diş Hekimleri Odası
İç Anadolu Belediyeleri Birliği
Eczane Gereçleri A.Ş.
Eğitim-Sen
Süleyman Demirel Üniversitesi
Tarih Vakfı
Konya Selçuk Üniversitesi
Güçsüzler Yurdu Derneği
Türk Patent Enstitüsü
İzmir B.B. Gençlik Spor Kulübü Derneği
İl
İstanbul
İstanbul
Ankara
Ankara
Ankara
Isparta
İstanbul
Konya
Ankara
Ankara
İzmir
Dönem
2. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
1. dönem
Aşaması
Yetki süreci
Yetki süreci
Yetki süreci
Yetki süreci
Yetki süreci
Görüşmeler sürüyor
Görüşmeler sürüyor
Yetki itirazı davası
Yetki itirazı davası
Yetki itirazı davası
İşkolu tespit davası
75
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
A) TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANAN İŞYERLERİ
Antalya Kültür Sanat Vakfı / ANTALYA:
76
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 09.03.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 29.04.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Antalya Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde 4 oturum gerçekleştirilmiş ve
6. dönem toplu iş sözleşmesi 11.08.2010 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan
toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.05.2010-30.04.2012’dir.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.10.2010 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 26.11.2010 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 5 oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi
12.01.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası 2. Dönem
Toplu İş Sözleşmesi, oda çalışanlarının da hazır bulunduğu bir imza
töreni ile imzalandı.
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, imza töreninde yaptığı konuşmada “Toplu sözleşmemiz, ASMMMO yöneticilerinin toplu
sözleşme sürecinde gösterdikleri iyi niyetin de katkılarıyla olumlu
şekilde sonuçlanmıştır. Bu iyi niyeti, emeğe saygı çerçevesinde değerlendirmekteyiz. Sözleşmemizin ASMMMO çalışanlarına, sendikamıza ve ASMMMO’ya hayırlı olmasını temenni ederim” dedi.
ASMMMO Başkanı Mehmet Koç ise “Odamız asıl olarak bir
emek örgütüdür. Her emek örgütü yöneticilerinin olması gerektiği gibi bizler de emeğe saygılıyız.
Çalışanlarımızın örgütlü mücadele içinde yer almasından ve Sosyal-İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi
imzalamaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
Öte yandan sendikamız ASSMMO’da imzalanan toplu iş sözleşmesi ile ilgili bir basın açıklaması
yaptı. Basın açıklaması tam metni sayfa 241 EK-17’dedir.
Balıkesir Barosu / BALIKESİR:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.10.2010 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 29.11.2010 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 5 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi
22.02.2011 tarihinde Balıkesir Barosu’nda çalışanların da katılımıyla imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ağrı Barosu /AĞRI:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 18.10.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 23.11.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde tek oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi 23.11.2010 tarihinde imzalanmıştır.
İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2010-31.12.2013’tür.
Bitlis Barosu / BİTLİS:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 14.04.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 13.05.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş
sözleşmesi 13.05.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.07.2011-30.06.2014’dür.
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası / BURSA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.08.2010 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 27.09.2010 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi 07.01.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş
sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2011-31.12.2013’tür.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi / ÇANAKKALE:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 07.02.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 07.03.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve bazı maddeler
üzerinde anlaşmaya varılamaması üzerine tarafların mutabakatıyla 07.06.2011
tarihinde Özel Hakem sıfatıyla Yüksek Hakem Kurulu’na başvurulmuştur. Yüksek
Hakem Kurulu’nun 12 Temmuz 2011 tarih ve 377 sayılı kararı ile hüküm altına
aldığı maddeler ile tarafların üzerinde anlaşmaya vardığı maddeleri içeren 1. dönem toplu iş sözleşmesi 17.08.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.01.2011-31.12.2012’dir.
Devlet Malzeme Ofisi / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 21.03.2011 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 25.04.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır.
Genel Merkezimizin şubelerle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren sendikası Kamu-İş Sendikası ile 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 7. dönem toplu iş
sözleşmesi 25.07.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.03.2011-28.02.2012’dir.
77
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
DİSK / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.04.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 17.05.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme
görüşmelerinde işveren tarafıyla 5 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş
sözleşmesi 04.08.2010 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.03.2010-29.02.2012’dir.
78
Ege Şehir Planlaması En. Ve Tek.İşb.Mrk.A.Ş. / İZMİR:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 10.01.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 07.02.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İzmir Şubemizin yürüttüğü toplu
sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 8 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi 20.07.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.01.2011-31.12.2012’dir.
Genel-İş Sendikası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 22.12.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 10.01.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla
2 oturum gerçekleştirilmiş ve 6. dönem toplu iş sözleşmesi 25.01.2011 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.201131.12.2012’dir.
İstanbul Barosu / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 22.10.2009 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 18.11.2009 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İstanbul Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla
2 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi 30.12.2009 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.201031.12.2011’dir.
İstanbul Eczacı Odası / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 01.06.2011 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 06.07.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır.
Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 6 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi
14.10.2010 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.07.2011-31.12.2012’dir.
MESAM / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 22.04.2010 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 14.06.2010 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin İstanbul Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 7 oturum gerçekleştirilmiş ve 3. dönem toplu iş sözleşme-
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
si 04.10.2010 tarihinde MESAM’da düzenlenen, sendikamız ve MESAM yöneticileri ile üyelerimizin
katıldığı bir törenle imzalanmıştır. Törende birer konuşma yapan Sendikamız Genel Başkanı Metin
EBETÜRK ile MESAM Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Demir, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanmasından duydukları memnuniyeti dile getirerek, emeği geçen herkese teşekkür
etmiştir. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.07.2010-30.06.2012’dir.
Pamukkale Üniversitesi Rektörlüğü / DENİZLİ:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 14.10.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 30.11.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır.
Genel Merkezimizin İzmir Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 3 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi
14.01.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
S.S. Yukarı Kaşıkara Kasabası Tarımsal Kalkınma Kooperatifi / ISPARTA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.10.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından Antalya Şubemizin 10.11.2010 tarihinde başlattığı toplu sözleşme görüşmesi sonucunda işveren
tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.11.2010-30.10.2012’dir.
Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 05.05.2011 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 08.06.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır.
Genel Merkezimizin Ankara Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 2 oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi
15.09.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.08.2011-31.07.2013’tür.
Toplum Gönüllüleri Vakfı / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 16.12.2010 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 17.01.2011 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İstanbul Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi 30.03.2011 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
Türk Eczacıları Birliği / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 09.04.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 13.05.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme
görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 5. dönem toplu
iş sözleşmesi 17.06.2010 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.07.2010-30.06.2012’dir.
79
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
TTB Adana Tabip Odası / ADANA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 04.02.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 23.02.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi 23.02.2010
tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.01.2010-31.12.2011’dir.
80
TTB Ankara Tabip Odası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 21.04.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 26.05.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme
görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 7. dönem toplu
iş sözleşmesi 20.09.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.07.2011-30.06.2013’tür.
TTB Antalya Tabip Odası / ANTALYA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 22.04.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 17.06.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Antalya Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla
3 oturum gerçekleştirilmiş ve 3. dönem toplu iş sözleşmesi 15.07.2010 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.07.201030.06.2012’dir.
TTB Batman Tabip Odası / BATMAN:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 14.06.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 13.07.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş
sözleşmesi 13.07.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.07.2010-30.06.2012’dir.
TTB Diyarbakır Tabip Odası / DİYARBAKIR:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 09.10.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 04.11.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 2 oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş sözleşmesi 03.01.2011 imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.09.2010-31.08.2012’dir.
TTB Eskişehir Tabip Odası / ESKİŞEHİR:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 14.04.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 11.05.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 2 oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi 23.05.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.06.2011-31.05.2013’tür.
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
TTB İstanbul Tabip Odası / İSTANBUL:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 14.04.2011 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 10.05.2011 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İstanbul Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 6 oturum gerçekleştirilmiş ve 3. dönem toplu iş sözleşmesi 28.07.2011 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.07.2011-30.06.2013’tür.
TTB İzmir Tabip Odası / İZMİR:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 15.04.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 24.05.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri
başlamıştır. İzmir Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 7. dönem toplu iş sözleşmesi 14.06.2011
tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.07.2011-30.06.2013’tür.
TTB Manisa Tabip Odası / MANİSA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 13.05.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 05.07.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İzmir Şubemizin yürüttüğü toplu
sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 3 oturum gerçekleştirilmiş ve 3. dönem toplu iş sözleşmesi 05.09.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi
01.08.2011-31.07.2013’dir.
TTB Mardin Tabip Odası / MARDİN:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 05.02.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 04.03.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla
tek oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi 04.03.2010 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.05.201030.04.2012’dir.
TTB Mersin Tabip Odası / MERSİN:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 22.11.2010 tarihinde yetki belgesinin
gelmesinin ardından 07.12.2010 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla
tek oturum gerçekleştirilmiş ve 3. dönem toplu iş sözleşmesi 03.01.2011 tarihinde
imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.201131.12.2012’dir.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 06.06.2011 tarihinde yetki
belgesinin gelmesinin ardından 03.08.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara Şubemizle birlikte yürüt-
81
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
tüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 4. dönem toplu
iş sözleşmesi 25.10.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.09.2011-31.08.2013’tür.
TMMOB Şehir Plancıları Odası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 26.10.2009 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 18.12.2009 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara Şu82 bemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren
tarafıyla 4 oturum gerçekleştirilmiş ve 4. dönem toplu iş sözleşmesi 03.02.2010 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş
sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası /
ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 16.12.2010 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 12.01.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin Ankara
Şubemizle birlikte yürüttüğü toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla 3 oturum gerçekleştirilmiş ve 4. dönem toplu iş sözleşmesi 15.03.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş
sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.01.2011-31.12.2012’dir.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası / ANKARA:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 05.04.2011 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 20.05.2011 tarihinde toplu
sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Ankara Şubemizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 2. dönem toplu iş sözleşmesi 21.07.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.07.2011-31.12.2013’tür.
Tunceli Barosu / TUNCELİ:
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 23.03.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 04.05.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. Genel Merkezimizin yürüttüğü
toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla tek oturum gerçekleştirilmiş ve 1. dönem toplu iş
sözleşmesi 04.05.2011 tarihinde imzalanmıştır. İmza altına alınan toplu iş sözleşmesinin yürürlük
tarihi 01.04.2011-31.12.2012’dir.
ÇANKAYA İMAR AŞ / ANKARA:
Toplu sözleşme görüşmelerinde 2. yıla dair ücretler ile sosyal hak kalemlerinde anlaşma sağlanamaması üzerine sendikamız, 29.12.2009 tarihinde grev kararı aldı ve 60 günlük süre başladı. Bu
süre zarfında yapılan görüşmelerde de anlaşma sağlanamaması nedeniyle Çankaya İmar A.Ş.’de grev
kararı 11 Ocak 2010 günü uygulamaya konuldu. Aynı günün sabahında sendikamız ve işveren yetkilileri arasında görüşmeler devam etti ve uyuşmazlık konusu maddeler üzerinde anlaşma sağlanması
üzerine grev uygulamasına son verildi.
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
En hızlı sonuç alan grev!
Böylece yaklaşık 2 saat süren Çankaya İmar A.Ş. grevi Türkiye
işçi sınıfı tarihinde en hızlı sonuç alan grevlerden biri olarak tarihe
geçti. Çankaya İmar A.Ş.’de greve çıkılmasına neden olan taleplerimiz büyük ölçüde karşılanırken, anlaşmazlık konusu olan hususlarda, 2. yıl için enflasyon artı 3 puan iyileştirme zammı oranında
ücret zammı ile 15’er günlük ücret tutarında 2 ikramiye, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, eğitim ve iş riski tazminatı, yakacak yardımı, öğrenim yardımı ve gıda yardımı gibi sosyal haklar
elde edildi.
İmza töreni yapıldı
Toplu iş sözleşmesi 19 Ocak 2010 tarihinde düzenlenen bir imza
töreni ile imza altına alındı. Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık
ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, imza törenine onur konuğu olarak katıldı. İmza töreninde konuşan Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, “Sözleşmemiz sonuçta iyi bir noktaya geldi. Sürecin yapıcı bir şekilde bitmesi için üyelerimizle beraber elimizden
gelen gayreti gösterdik. Üyelerimizin bu özverisi için kendilerine
teşekkür ediyorum” dedi.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ise “Sosyal-İş’in geçmişte barajı aşmadan TİS bağıtladığı
Çankaya Belediyesi’ne bağlı işyerlerine bir yenisinin daha eklenmesi çok daha anlamlı. Bizim için
ücretlerin dışında, örgütlülüğe duyulan saygı çok önemli” dedi. Çankaya Belediye Başkanı Bülent
Tanık ise çalışanları göz önünde bulunduran, çalışanlara değer veren bir yönetim anlayışına sahip
olduklarını ifade etti.
ÜNİBEL / İZMİR:
Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması
üzerine 11 Mayıs 2010 tarihinde sendikamız ÜNİBEL işyeri için 11
Mayıs 2010 tarihinde grev kararı aldı ve grev kararı işyerinde ilan
edildi. Böylece 60 günlük yasal süre başlamış oldu. Bu süre zarfında yapılan görüşmelerde de anlaşma sağlanamaması üzerine grev
kararı, 9 Temmuz 2010 tarihinde uygulamaya konuldu. Böylece
Türkiye’de bilişim sektöründeki ilk grev, ÜNİBEL’de başlamış oldu.
Bilişim sektöründeki ilk grev başlıyor
9 Temmuz 2010 günü sabah saatlerinde işyerinde toplanan üyelerimiz, “Hak verilmez alınır” sloganı ile grevi başlatırken, tüm üyelerimiz greve eksiksiz katıldı. İZSU çalışanları da üyelerimize alkışlarla destek sundu. Grevin ilk gününde öğle saatlerinde ÜNİBEL önünde sendikamız bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına sendikalar, demokratik kitle örgütleri, farklı işyerlerinden üyelerimiz
ve İZSU çalışanları da destek verdi.
83
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
İşyeri girişine “Bu işyerinde grev vardır” pankartının asılmasından sonra Sendikamız İzmir Şube Başkanı Müfit Ereş bir konuşma
yaparak konukları selamladı ve süreç hakkında bilgi verdi. Ereş’in
konuşmasının ardından Sendikamız TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin söz alarak basın açıklamamızı kamuoyu ile paylaştı. Sezgin açıklamada “22 Aralık’ta başlayan toplu görüşmeler, yedi buçuk aylık
bir süre zarfında çözümsüzlüğe doğru itilmiştir” dedi.
84
‘Eşitlik istiyoruz, adalet istiyoruz’
Belediyeye bağlı şirketler içerisinde en düşük ücretle çalışan işçilerin ÜNİBEL çalışanları olduğunu
ifade eden Sezgin, sendikamızın istediği iyileştirme zamlarının işverence kabul edilmediğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü “1. yıl için talep ettiğimiz ücret miktarının işverene net maliyeti 8000 TL
civarındadır. Şirket ve Belediye bütçesi düşünüldüğünde bu talebimizin şirkete ekonomik bir külfet
getireceğini hiç kimse iddia edemeyecektir. Ünibel çalışanlarının sağlamış oldukları nitelikli hizmetler
ile belediyeye yaratmış oldukları katma değer gözönünde bulundurulduğunda gelinen durum ayrıca
düşündürücüdür. Talebimiz açık ve nettir: Fazlasını değil hakkımız olanı istiyoruz. Eşitlik istiyoruz.
Adalet istiyoruz”. (Basın açıklamasının tam metni sayfa 243 EK-18’dedir)
‘F5: Sözleşmeyi yenile’
Yapılan konuşmalardan sonra üyelerimiz ve desteğe gelen dostlarımız davul ve zurna eşliğinde
grev halayı çekti. Grevin bilişim hizmetleri veren bir işyerinde olması, üyelerimizin grev için hazırladıkları üzerlerinde çeşitli mesajlar yazan tişörtlere de yansıdı. Tişörtlerde şu mesajlar yer aldı:
- Bilgisayarda sayfayı yenilemek için kullanılan F5 tuşuna gönderme yaparak: “F5: Sözleşmeyi yenile”;
- “[email protected]”
- Bilgisayarda “tümünü seç” komutunun kısa yolu olan “Ctrl A” komutuna gönderme yaparak “Ctrl+A : Toplu Sözleşme”
- Bir dosyayı kaydetmeye yarayan “Ctrl+S” komutuna gönderme yaparak
“Ctrl+S: Sözleşme imzala”
- “e-belediye / e-yeter”
Greve destek büyüyor
ÜNİBEL grevi İzmir kamuoyundan ciddi destek ve dayanışma da gördü. DİSK Genel-İş 5 Nolu Buca,
Konak, Karabağlar Belediyeleri ve Çiğli Belediyesi Kent A.Ş. Genel-İş Sendika temsilcileri destek ziyaretinde bulundu. Ünibel A.Ş. çalışanlarının grevine bir destek de
Tiyatro Evi’nden geldi. Tiyatro Evi sanatçılarından Hamit KARA ve
Erdal AKTAŞ, Hacıvat ve Karagöz canlandırmaları ile Ünibel çalışanlarına moral verdi. Ünibel çalışanlarının da katıldıkları bu gösteri
izleyenleri düşündürdü ve güldürdü. Yeşil Gazetesi için Ünibel çalışanları ile röportaj yapan Yeşiller Partisi İzmir İl Temsilcileri parti
olarak grevi desteklediklerini belirtti. Ayrıca grevin 4. Günü İzmir
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eski İl Başkanı ve CHP İzmir Milletvekili Selçuk AYHAN, Ünibel çalışanlarının sorunlarının çözülebilmesi için gerekli yardımda bulunacağına dair söz verdi.
Grev 7. gününde kazanımla sonuçlandı
Sendikamız üyelerinin sendikal örgütlülük ve disipline sıkı sıkıya bağlı kalarak, başarıyla sürdürdükleri grev, grevin 7. gününde anlaşma sağlanması üzerine sona erdi. Uyuşmazlık maddeleri olan
ücret ve mali haklarda da iyileştirme sağlandı. Böylece sendikamızın greve çıkmasına neden olan
taleplerimiz büyük ölçüde kabul edilmiş oldu. 15 Temmuz 2010 tarihinde anlaşmaya varıldı. Anlaşma sağlanması üzerine Sendikamız Genel Yönetim Kurulu yazılı bir basın açıklaması yaparak, toplu 85
iş sözleşmesi ile kazanılan hakları kamuoyu ile paylaştı. Açıklamada “Grev sürecinde bizleri yalnız
bırakmayan, destek veren, grev alanımızı ziyaret eden tüm dostlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz”
denildi. (Basın açıklamasının tam metni sayfa 245 EK-19’dadır)
ÇANKAYA BELDE AŞ / ANKARA:
Çankaya Belde AŞ’de 1994 yılından beri 9 dönem toplu sözleşme imzalayan sendikamız, yeni toplu
sözleşme imzalayabilmek için 3 Eylül 2009 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmuş, Bakanlık olumlu çoğunluk tespiti yapmıştı. Ancak Çankaya Belde A.Ş. hem işkolunun değiştiğini
hem de sendikamızın çoğunluğa sahip olmadığını öne sürerek, yetki itirazı davası açtı. Bu nedenle
yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanamadı. Öte yandan 2010 yılının başından itibaren, Çankaya Belde A.Ş., sona eren toplu iş sözleşmesinden doğan hakları ödememeye başladı.
Dolayısıyla, sendikamız ve üyelerimizin Çankaya Belde A.Ş.’de yürüttüğü mücadele iki eksende gelişti: Önceki toplu iş sözleşmesinden doğan hakların ödenmesi ve yetki itirazı davasının çekilerek yeni
dönem toplu iş sözleşmesinin imzalanması.
Belde ve İmar işçisinden ilk eylem
Esasında Çankaya Belde A.Ş.’de yaşanan mücadele süreci,
2009 yılı itibariyle mevcut yürürlükteki toplu iş sözleşmesinin
uygulanmasına ilişkin sorunlar nedeniyle başladı. Çankaya Belediyesi iştirakleri olan Çankaya Belde AŞ ve Çankaya İmar AŞ
çalışanları sendikasızlaştırmaya, hak gasplarına, alacakların
ödenmemesine, işyerinde psikolojik tacize ve baskılara karşı 11
Mayıs 2010 tarihinde bir eylem yaptı. Sendikamız Ankara Şubesi önünde toplanan üyelerimiz Çankaya Belediye Başkanlığı
önüne doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş boyunca “İşçiler burada
Tanık göreve”, “İmar-Belde el ele sendikama dokunma” sloganlarını atan üyelerimiz, Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ı göreve çağırdı. Eyleme Tüm Bel-Sen,
Genel-İş ve Emekli-Sen yöneticileri de destek verdi.
Sendikamız Ankara Şubesi Eski Başkanı Tahsin Osan, Belediye önünde yaptığı açıklamada “Artık sözün bittiği, eylemin başladığı yerdeyiz. Bu eylemimizle Çankaya Belediye Başkanı Sayın Bülent Tanık’ı
göreve çağırıyor, sendikamız ve üyelerimiz üzerindeki baskılara son verilmesini istiyoruz. Çankaya
Belde AŞ’de uygulanan keyfi uygulamalara, baskılara, güvencesiz çalıştırma uygulamalarına derhal
son verilmesini, toplu iş sözleşmesi sürecinin önünün açılmasını istiyoruz” dedi. (Basın açıklamasının
tam metni, sayfa 247’de EK-20’dedir)
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
‘Artık yeter’
Toplu iş sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin ve işyerlerinde yaşanan sorunlar, 2009 yılının son aylarına gelindiğinde, yetki itirazı davası ve 2010 yılından itibaren sözleşmeden doğan hakların tümüyle
ödenmemesi nedeniyle zirveye çıktı. Sendikamız 2010 yılı Eylül ayında Çankaya Belde A.Ş. işçileri
için bir bilgilendirme broşürü hazırladı ve broşür tüm üyelerimize dağıtıldı. Gerek işyerlerinde gerek
sendikamız şubesi ve genel merkezi nezdinde üyelerimizle çeşitli toplantılar yapılarak, yeni bir eylem
sürecinin altyapısı oluşturuldu.
86
7 Şubat 2011 tarihinde Sendikamız Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Sosyal-İş
Sendikası TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin, Belde A.Ş.’de yaşanan sorunlara dikkat çekerek “Çankaya Belde A.Ş.’de hak gasplarına, sendikasızlaştırmaya, baskılara, güvencesizliğe artık yeter diyoruz.
Çankaya Belde A.Ş. ve Çankaya Belediyesi’nin tutumu bizi artık sözün bittiği yere getirmiştir. Sosyal-İş
Sendikası artık, mevcut sorunlar çözülene kadar her alanda ve her platformda eylem ve etkinliklerle
sesini daha da gür duyuracaktır. Bizim için her yer artık eylem alanı olacaktır” dedi. (Basın açıklamasının tam metni sayfa 250 EK-21’dedir)
‘İdari para cezası kesiliyor’
Sendikamız eylem sürecini başlatmaya hazırlanırken, Sendikamızın başvurusu üzerine inceleme
yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü, Çankaya Belde A.Ş.’ye toplu iş
sözleşmesinden doğan hakları üyelerimize ödemediği için idari para cezası kesti. Böylece hukuk dışı
uygulama bir kez daha tescil olmuş oldu. Sendikamız Genel Yönetim Kurulu 14 Şubat 2011 günü yazılı
bir basın açıklaması yaparak, konuyu kamuoyuna duyurdu ve sorunun çözümü için çağrı yaptı. (Basın
açıklamasının tam metni sayfa 253 EK-22’dedir)
Kılıçdaroğlu’na mektup
Sendikamızın eylem takvimi çerçevesinde Çankaya Belde A.Ş. işçileri, 17 Şubat 2011
günü CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’na mektup göndererek, Kılıçdaroğlu’nu sorunların çözümü için göreve çağırdı.
Çankaya Belde A.Ş. işçileri ile
sendikamız üye ve yöneticileri, YKM’nin önünde toplanarak, sloganlar ve alkışlarla Kızılay postanesine yürüdü. Kortejin en önünde bir işçi Kılıçdaroğlu’na gönderilecek
mektubu temsilen büyük bir zarf da taşırken, işçiler “Belde işçisi kazanacak”, “İş ekmek yoksa barış da
yok”, “Tanık uyuma işçine sahip çık” sloganlarını attı. Yürüyüşün ardından Postane’den Kılıçdaroğlu’na
mektup gönderildi ve ardından yapılan açıklamada çözüm için bir kez daha çağrı yapıldı.
‘Kırmızı kart’ eylemi
Çankaya Belde A.Ş. işçilerinin bir sonraki eyleminin adresi Çankaya Belediye Başkanlığı oldu. 24
Şubat 2011 günü sendikamız Ankara Şubesi önünde toplanan üyelerimiz, “Artık yeter, toplu iş sözleşmesi hakkımızı istiyoruz” ve “Sendika hakkımız engellenemez” yazılı pankartlar arkasında alkış,
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ıslık ve sloganlarla yürüyen işçiler, sık sık Çankaya Belediye Başkanı
Bülent Tanık’ı sorunların çözümü için göreve çağırdılar. Çankaya Belediyesi önünde bir açıklama yapan Sendikamız TİS Dairesi Başkanı
Engin Sezgin, “Çankaya Belde A.Ş. açtığı davayı geri çekmeli, sendikamızla toplu iş sözleşmesi masasına oturmalıdır. Çankaya Belde
A.Ş. üyelerimizin 1 yılı aşkın süredir ödenmeyen haklarını derhal
ödemelidir. Hak ihlallerine derhal son verilmeli, çalışma barışı sağlanmalıdır” dedi. Sezgin, bir sonraki eylemin iş bırakma olacağını
da duyurdu. (Basın açıklamasının tam metni sayfa 255 EK-23’tedir)
Açıklamanın ardından işçiler, Çankaya Belde A.Ş. yöneticilerine
kırmızı kart çıkardılar. Çankaya Belediyesi hizmet binasının önünde
de protestolarını sürdüren işçiler, sorunlar çözülene kadar eylemlerin süreceği vurgusunu yaparak, eyleme son verdiler.
Haklarımız için geceledik
Çankaya Belde A.Ş. işçileri 14 Mart 2011 günü saat 16:00’da
Çankaya Belediyesi’nin karşısındaki Kurtuluş Parkı’nda oturma eylemine başladılar. Saat 18.00’da ise bir basın açıklaması yapılırken,
Sendikamız TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin, “Sanılmasın ki bugün
gerçekleştirdiğimiz eylemden sonra geri çekileceğiz. Mücadelemizi, sonuç alıncaya kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Basın
açıklamasından sonra üyelerimiz ve desteğe gelen emek dostları,
davul zurna eşliğinde halay çektiler.
Mücadele sonuç veriyor
Çankaya Belde A.Ş. işçilerinin sendikamız çatısı altındaki ısrarlı mücadelesi üzerine sendikamız
yöneticileri ile Çankaya Belde A.Ş. arasında yeniden hız kazanan görüşmelerde 2011 yılı Mayıs ayında mutabakata varıldı ve toplu iş sözleşmesine yönelik bir protokol imzalandı. Protokol ile Çankaya
Belde A.Ş. yetki itirazı davasından geri çekilmeyi kabul etti.
26 Mayıs’ta imzalanan protokol, aynı gün Çankaya Belediyesi’nde yapılan bir basın toplantısıyla
kamuoyuna duyuruldu. Basın toplantısına Belediye ve Çankaya Belde AŞ yöneticileri, sendikamız
Genel Merkez ve Ankara Şube yöneticileri ile çok sayıda Belde AŞ çalışanı üyemiz katıldı. Basın toplantısında konuşan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, “Bugün imzalayacağımız bu protokol, belediyenin hiçbir biriminde sendikasız, güvencesiz koşullarda çalışan
insan bırakmama anlayışımızın son adımıdır. Bu sürecin bir an önce
sonuçlanarak toplu sözleşmenin en kısa sürede imzalanmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu” dedi.
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ise, “Yargı süreci nedeniyle uzun bir süredir toplu sözleşmenin imzalanamaması, üyelerimizi çeşitli sıkıntılara soktu. Ama bütün bu zaman zarfında ya-
87
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
nımızda durmayı da bildiler. Sendikamız tarafından yapılan tüm girişimlerde, tüm eylemlerde hep
yanımızda oldular. Tüm süreç boyunca, sorunun çözümü için katkısını esirgemeyen, sendikamıza olan
inancını korumasını bilen tüm üyelerimize teşekkür ederim” şeklinde konuştu. (Açıklamanın tam
metni sayfa 258 EK-24’tedir)
Ve toplu iş sözleşmesi…
Çankaya Belde A.Ş. protokol uyarınca açtığı yetki itirazı davasından
geri çekildi ve Ankara 16. İş Mahkemesi’nde 9 Haziran’da
88
görülen ara duruşmada davanın reddine karar verdi. Bu arada sendikamız 2011 yılı Haziran ayında ikinci bir bilgilendirme broşürü
yayınlayarak, bu broşür aracılığıyla üyelerimize protokol ve yapılan
görüşmelerde anlaşma sağlanan hükümlere ilişkin bilgi verdi.
İlerleyen aylarda sendikamız ve Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri
arasında toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken, Eylül ayı
içinde anlaşmaya varıldı. 1994 yılında 12 Eylül yasakları delinerek
ilk toplu iş sözleşmesinin imzalandığı Çankaya Belde A.Ş.’de 10. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin imza
tarihi 12 Eylül’e denk geldi. Toplu iş sözleşmesi imza töreni 12 Eylül 2011 günü Vedat Dalokay Nikah
Salonu’nda gerçekleştirildi. İmza törenine Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık, Çankaya Belediyesi Meclis Üyeleri, Çankaya Belde A.Ş. ve sendikamız yöneticileri ile çok sayıda Belde A.Ş. işçisi
katıldı.
Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, imza töreninde yaptığı konuşmada “Toplu iş sözleşmesi
imzalanmasından büyük mutluluk duyuyorum. Devamını sağlayacağımıza inanıyorum” dedi. Çankaya Belediyesi olarak hedeflerinin “kentlerin muhtaçlarına hizmet götüren” bir belediye yapılanmasına kavuşmak olduğunu belirten Tanık, “Sendika ve belediyenin bu anlayışı paylaştığına inanıyorum”
diye konuştu.
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ise 10. dönem toplu iş sözleşmesinin imza tarihinin 12
Eylül’e denk gelmesinin önemli olduğunu vurgulayarak “Bugün tam da 12 Eylül’ün 28. yıldönümünde,
sendikal hareketi ve özellikle DİSK’i yok etmeye çalışan 12 Eylül darbecilerine inat; yeniden toplu iş
sözleşmesi imzalıyoruz” diye konuştu. Ebetürk, Belde A.Ş. işçilerine “İyi ki varsınız” diye seslenerek,
“Çankaya Belde A.Ş. var olmaya devam ettikçe, sendikamızın örgütlülüğü de sürecek, toplu iş sözleşmeleri imzalanmaya devam edecek bu onurlu geçmiş, geleceğe taşınacaktır” diye konuştu. (Konuşmanın tam metni sayfa 2 59 EK-25’tedir)
Konuşmaların ardından Belde A.Ş. işçilerinin alkışları arasında toplu iş sözleşmesi imzalandı.
İZFAŞ / İZMİR:
Sendikamız İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İzmir Fuarcılık Hizmetleri A.Ş.’de (İZFAŞ)
2010 yılının son aylarında örgütlenme çalışmasını tamamladıktan sonra yetki işlemlerini başlattı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 19.01.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından
22.02.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İZFAŞ’ta 8 toplu iş sözleşmesi oturumu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
yapılırken, anlaşma sağlanamaması nedeniyle Arabulucu aşamasına geçildi. Arabulucu il yapılan toplantıda da anlaşma sağlanamadı.
Greve doğru adım adım
47 maddelik toplu iş sözleşmesi taslağında 41 maddede anlaşmaya varılırken ücret ve sosyal haklara ilişkin 6 maddede anlaşma
sağlanamaması üzerine sendikamız 3 Ağustos 2011 tarihinde grev
kararı aldı.
Grev kararı 5 Ağustos 2011 tarihinde İZFAŞ önünde yapılan bir basın açıklaması ile işyerinde ilan
edildi. Sendikamız yöneticileri ile üyelerinin yanı sıra DİSK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticilerinin
de katıldığı basın açıklamasında, “İZFAŞ işçisi yalnız değildir”, “İnadına sendika, İnadına DİSK”, “İZFAŞ
işçisi köle değildir”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “İş, ekmek yoksa barış da yok” sloganları atıldı.
Sendikamız İzmir Şube Başkanı Müfit Ereş yaptığı konuşmada, İZFAŞ işçisinin hakları ve emeklerinin karşılığı için mücadele ettiğini kaydetti. Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi Dairesi Başkanı Engin
Sezgin ise toplu sözleşme görüşmelerinin 2011 Şubat’ında başladığını ancak 6 aydır süren sözleşme
görüşmeleri zarfında anlaşma sağlanamadığını söyledi. Sezgin “Aylardır devam eden TİS görüşmelerinin anlaşma ile sonuçlanmaması, sendikamızı yasal olarak grev kararı alma noktasına getirmiştir.
Önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerde bir anlaşma sağlanamaması durumunda sendikamız grev kararını 22 Ağustos’ta uygulamaya koyacaktır.” şeklinde konuştu. (açıklamanın tam metni
sayfa 261 EK-26’dadır)
Sezgin’den sonra söz alan DİSK Ege Bölge Temsilcisi ve Birleşik
Metal-İş İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek, İZFAŞ işçilerini yalnız bırakmayacaklarını vurguladı.
Grevden önceki son çağrı
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu greve dört gün kala, 18 Ağustos 2011 günü yazılı bir basın açıklaması yaparak, İZFAŞ ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne son bir kez daha çağrı yaptı. Açıklamada “Bir
kez daha çözüm çağrımızı İZFAŞ yetkilileri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yineliyoruz. Gelin, İZFAŞ
çalışanlarının yıllardır çözülmeyen sorunları için birlikte bir adım atalım. Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki, 4 gün içinde anlaşma sağlanamadığı takdirde sendikamız, grevi uygulamaya koymaktan bir
an dahi tereddüt etmeyecek, yıllardır dünya çapında fuar ve organizasyonları düzenleme becerisini
gösteren İZFAŞ çalışanları, aynı becerilerini etkili ve güçlü bir grevi yaşama geçirerek gösterecektir”
denildi. . (açıklamanın tam metni sayfa 264 EK-27’dedir)
Ve grev başlıyor
Sendikamızın tüm çağrılarına rağmen ilerleyen günlerde de anlaşma sağlanamaması üzerine sendikamız 22 Ağustos 2011 tarihinde İZFAŞ’ta grev uygulamasını başlattı. Grev yüzde yüz katılımla başlarken, grevin ilk gününde İZFAŞ önünde bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasına DİSK Ege
Bölge Temsilcisi Ali Çeltek, Genel-İş Sendikası İzmir Şubeleri ile Lastik-İş Sendikası İzmir Şubesi’nin
yönetici ve üyeleri de katılarak destek verdi. Sendikamızda örgütlü olan ÜNİBEL çalışanları, pankart-
89
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
larıyla eylem alanına girerken, alkışlarla karşılandı. Sendikamız İzmir Şube yöneticileri ile Sendikamızın İzmir’de
örgütlü olduğu çeşitli işyerlerinden üyelerimiz de eylemde
hazır bulundu.
İZFAŞ işçileri, halaylar çekerek, “Bu işyerinde grev vardır” yazısını işyeri girişine astı. Eylemde “Fuarımızı seviyoruz, emeğimize sahip çıkıyoruz”, “İzmir’in vitriniyiz ücretin
90 dibindeyiz”, “Eşit işe eşit ücret”, “Fuarlar uluslararası maaşlar içler acısı” ve “Asgari ücrete mahkum olmayacağız”
yazılı dövizler taşıyan işçiler, “İş ekmek yoksa fuar da yok”,
“Yaşasın onurlu grevimiz”, “İZFAŞ işçisi kazanacak”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlarını
attı. Eylem sırasında İZFAŞ’ta bulunan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, aracı ile
İZFAŞ’tan ayrılırken, İZFAŞ işçileri “Başkan göreve” sloganını atarak, Kocaoğlu’nu göreve çağırdı.
Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi Dairesi Başkanı Engin Sezgin, yaptığı açıklamada “yılda 1 maaş
tutarındaki fuar priminin devam etmesi ya da bu prime karşılık bir sosyal yardım verilmesi” konusu
dışındaki konularda anlaşma sağlandığını söyledi. Anlaşma sağlanamayan tek konuyu görüşmek için
son kez masaya oturulduğunda işveren tarafının daha önce sundukları teklifin önemli bir kısmını geri
çektiğini belirten Sezgin, “Böylece bize grevden başka hiçbir seçenek bırakılmadı. Daha önce uzlaşma
aşamasına gelinen sosyal haklarımız tanınıncaya ve mevcut prim uygulamasının devam etmesi ya
da bu talebimizi karşılayacak alternatif bir teklif sunuluncaya kadar grevdeyiz” diye konuştu. İzmir
Uluslararası Fuarı’na iki hafta kaldığını ve Fuar’ın tehlikeye girdiğini vurgulayan Sezgin, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu’na bir kez daha anlaşma çağrısında bulundu. (açıklamanın
tam metni sayfa 266 EK-28’dedir)
Basın açıklamasının ardından grev gözcüleri, önlüklerini giyerek, görev yerlerine dağıldı.
Greve ‘uluslararası itibar’ engeli
İZFAŞ grevimiz büyük bir başarı ile devam ederken, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başvurusu
üzerine, İZFAŞ grevi, grevin ikinci gününün sonunda İzmir 1. İş Mahkemesi’nin kararıyla 20 gün süre
ile tedbiren durduruldu. Mahkemenin verdiği grevi durdurma kararının gerekçesinde ise “ülkenin
uluslararası alandaki itibarının zedelenme ihtimalinin doğması tehlikesi karşısında grevin 20 gün süre
ile tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir” ifadeleri
yer aldı.
Mahkemenin verdiği grevin durdurulması kararı karşısında sendikamız ve üyelerimiz, İZFAŞ Genel Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Öğle
tatilinde İZFAŞ Genel Müdürlüğü önünde siyahlar giyerek toplanan üyelerimiz, mahkeme kararını alkış ve
ıslıklarla protesto etti. Açıklamada sık sık “İzfaş işçisi
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
yılmayacak”, “Mücadele bitmedi daha yeni başlıyor”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganları
atıldı. Grevin durdurulmasını 12 Eylül yasaklarına benzeten üyelerimiz “Faşizme karşı omuz omuza”
sloganını defalarca attı.
Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanı Engin Sezgin
yaptığı açıklamada, 12 Eylül’ün bir kez daha yaşandığını vurgulayarak, grevin durdurulması için İZFAŞ’ın mahkemeye başvurmasını ‘büyük bir demokrasi ayıbı’ olarak nitelendirdi. Sezgin
mahkeme kararının hukuka aykırı ve keyfi olduğunu vurgulayarak, “Herkes bilsin ki Türkiye’nin uluslararası itibarını İZFAŞ
işçilerinin evrensel bir haklarını kullanması değil, bu evrensel
hakkın, işverenin talebi üzerine hukuksal bir dayanaktan yoksun bir mahkeme kararıyla engellenmesi zedeleyecektir” şeklinde konuştu. (açıklamanın tam metni sayfa 268 EK-29’dadır)
Anlaşma sağlanıyor
Grevin durdurulması kararının ardından sendikamız avukatının mahkemeye yaptığı tedbir kararının kaldırılması başvurusu da sonuç vermedi. İlerleyen günlerde yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanması üzerine 26 Ağustos 2011 günü toplu iş sözleşmesi imzalandı. Konu ile ilgili olarak Sendikamız
Genel Başkanı Metin Ebetürk yazılı bir açıklama yaptı. Ebetürk, “Şüphe yok ki zor bir sürecin sonunda
İZFAŞ 1. dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalanmıştır. Bununla birlikte İZFAŞ işçileri artık sendikalıdır ve
işyerinin Anayasası olarak tabir edebileceğimiz bir toplu iş sözleşmesi ile çalışmaya devam edecektir.
Bugünden itibaren İZFAŞ’ta yeni bir dönem başlamıştır. Her bir İZFAŞ çalışanının iş güvencesi ve hakları ile çalışma barışının korunduğu, işçi-işveren-sendika ilişkilerinin karşılıklı iyi niyet çerçevesinde
sürdüğü bir çalışma ortamında İZFAŞ faaliyetlerine devam edecektir” dedi. (açıklamanın tam metni
sayfa 271 EK-30’dadır)
Mahkeme kararından geri dönüyor
Anlaşma sağlanması ve toplu iş sözleşmesinin imzalanması üzerine grev sona erdi ancak İzmir 1.
İş Mahkemesi’nde “grevin durdurulması” davası esastan devam etti. İzmir 1. İş Mahkemesi, “grevin durdurulması” davasını 5 Eylül 2011 tarihinde karara bağladı ve İZFAŞ’ın “grevin durdurulması”
talebini reddetti. Böylece İzmir 1. İş Mahkemesi, 24 Ağustos 2011 tarihinde verdiği “grevi tedbiren
durdurma” kararının tam aksi yönünde bir karar vererek davayı sendikamız lehine sonuçlandırdı.
(mahkeme kararı sayfa 273 EK-31’dedir)
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, kararla ilgili 13 Ekim 2011 tarihinde yazılı bir açıklama
yaparak, “İzmir 1. İş Mahkemesi’nin geçtiğimiz günlerde sendikamıza ulaşan gerekçeli kararı ile sendikamızın haklı olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu. İzmir 1. İş Mahkemesi, İZFAŞ grevinin hukuka
uygun olduğu gerçeğini geç algılamış ya da geç algılamak istemiştir. Aynı mahkeme 15 gün içinde
birbirine taban tabana zıt iki karar vererek kanımızca tarihe geçmiştir” dedi. İZFAŞ’ta toplu iş sözleşmesinin grevin durdurulduğu koşullarda imzalandığını anımsatan Ebetürk, “Geç gelen adalet adalet
değildir” vurgusunu yaptı. (açıklamanın tam metni sayfa 278 EK-32’dedir)
91
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
METRO GROSMARKET / İSTANBUL:
Hazırlık süreci
Sendikamız Metro Grosmarket 4. dönem Toplu İş Sözleşmesi hazırlık sürecine 2010 yılı içinde start
verdi Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 4. dönem TİS hazırlıklarına ilişkin planlamasını, 2010 yılı
Temmuz ayında Başkanlar Kurulu gündemine sunarak hazırlık çalışmalarını Ağustos ayında başlattı.
Bu planlamaya bağlı olarak Genel Merkez, Şube, Temsilcilikler, Danışma Kurulu üyeleri ve üyelerimizin katkı vereceği bir dizi çalışma hayata geçirilmeye başlandı.
92
10. Madde Toplantıları
Sendikamız ilk olarak Toplu İş Sözleşmenin 10. maddesinde
düzenlenen, üyelerimizle işyerlerinde yılda iki defa toplantı yapma hakkını kullanarak, Metro Mağazalarının tamamında geniş
katılımlı üye toplantıları gerçekleştirdi. 16 Ağustos’da Ankara Etlik
Mağazası’nda başlanan üye toplantıları sırasıyla, Mamak, Konya,
Adana, Gaziantep, Alanya, Antalya, Bodrum, İzmir, Bursa, İstanbul
Güneşli, Büyükçekmece, Kozyatağı ve Pendik mağazalarında yapıldı. İki gündem halinde yapılan toplantılarda ilk olarak sendikamızın
son dönemlerdeki örgütlenme ve diğer çalışmalarına ilişkin bilgiler
verildi. Yeni dönemdeki örgütlenme çalışmalarımız üyelerimiz tarafından memnuniyetle karşılanırken, sendikamızın büyümesinin
Metro Grosmarketlerdeki örgütlülüğümüzü de güçlendireceğine
vurgu yapıldı.
İkinci olarak ise 4. dönem Toplu sözleşme hazırlıklarına ilişkin
bilgiler verilirken, yeni dönem toplu sözleşmesine yönelik üyelerimizin beklentileri, görüş ve önerileri değerlendirildi. Yeni dönem
toplu sözleşme hazırlıkları için üyelerimizin en geniş iradesinin
alınması amacıyla Sendikamız Genel Merkezi tarafından hazırlanan
Toplu Sözleşme Anket Formu, temcilci arkadaşlarımıza teslim edilerek, anket toplama işlerinin temsilcilik ve Danışma Kurulu üyelerimizin koordinasyonunda sürdürüleceği belirtildi. Geçmiş yıllara
oranla oldukça geniş katılımla gerçekleşen toplantılarda 600’e yakın üyemizle yüz yüze gelindi.
Temsilcilik-Danışma Kurulu Toplantıları
10. Madde Toplantılarının ardından, sendika yöneticilerimiz temsilci ve kurul üyelerimizle beraber Toplu Sözleşme hazırlıklarına ilişkin, her mağazada toplantılar gerçekleştirdi. Bu toplantılarda
sendikal çalışmalarımız ve mağazalardaki çalışma sorunları değerlendirildi. Genel Merkezimizce hazırlanan bilgilendirme broşürleri temsilci ve kurul üyelerine verilerek, çalışmalarında yol gösterici bir
kılavuz olarak kullanılabileceğine vurgu yapıldı.
Üye Anket Formları
Bu dönem ilk olarak uygulamaya soktuğumuz üye anket talep formu, tüm mağazalarda oldukça
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
yaygın bir şekilde dağıtıldı. 1000’e yakın üyemizin katıldığı bu çalışmada, üyelerimizin sorun, talep
ve beklentileri anket formları üzerinden tek tek değerlendirilerek, göze çarpan bir takım aksaklıklar
ve sorunlarla ilgili olarak Şube ve Temsilciliklerimiz bilgilendirildi. Anketlerde öne çıkan talepler ise
Merkezi olarak değerlendirilerek başlıca talepler Toplu Sözleşme taslağında kullanılmak üzere kategorilendirildi.
Metro İşyeri Sendika Temsilcileri Taslak Hazırlık Toplantısı
12-13 Ekim 2010 tarihlerinde Balıkesir Gönen’de yapılan
93
Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi’nin ikinci gününde Metro
İşyeri Sendika temsilcileri ile Şube ve Genel Merkez yöneticilerimizin katılımıyla, 4. dönem Metro TİS Taslak Hazırlık Toplantısı yapıldı. TİS Dairesi Başkanımız Engin Sezgin’in, üye toplantıları, anket formları, temsilcilik toplantıları ve şube-temsilcilik
raporları üzerinden gerçekleştirdiği sunumla başlayan toplantı,
kategorilendirilmiş talepler üzerinden tek tek temsilcilerimizle
değerlendirilerek 4. dönem toplu iş sözleşmesi taslağının son
şekli verildi. Oldukça verimli ve katılımı yüksek düzeyde gerçekleşen bu toplantıda üyelerimiz, günün
geç saatlerine kadar çalışmalarını sürdürdü. Toplantı sonunda tam bir görüş ve irade birliği ile çeşitli
kararlar alarak toplantı sona erdirildi.
Görüşmeler başladı
Sendikamız tüm bu sürecin sonunda sendikamızın Toplu İş
Sözleşmesi teklifini işverene sundu. Türkiye’deki özel sektör
toplu iş sözleşmeleri içerisinde 18., işkolumuzdaki özel sektör
toplu iş sözleşmeleri içerisinde en büyük 3. toplu sözleşme
olma özelliğini taşıyan Metro toplu sözleşme görüşmeleri, 17
Ocak 2011 tarihinde Metro Grosmarket Kozyatağı mağazasında başladı. İşvereni temsilen Figen Alkan, Orhan Kozan, Murat
Ayaydın, Hasan Okan, Murat Köseoğlu ve Av. Semra Barlass’ın
katıldığı görüşmelerde Sendikamızı Genel Yönetim Kurulumuz,
Şube Yönetim Kurulu üyeleri ve işyeri Sendika baştemsilcilerimiz temsil etti.
İlk 3 toplantı İstanbul Kozyatağı Mağazası toplantı salonunda gerçekleştirilirken, 4. toplantı 11
Mart 2011 tarihinde Sendikamızın yeni Genel Merkez binasında gerçekleştirildi. İlk dört görüşmede
50 maddeden oluşan Sendika teklif taslağının 40 maddesi üzerinde anlaşma sağlanırken, 10 madde
de ise anlaşma sağlanamadı.
Gelişmeler her aşamada üyelerle paylaşıldı
Hazırlık aşamasından başlayarak her aşamada üyelerimizin
görüş ve önerilerini alarak örgütlenen METRO 4. dönem TİS
süreci, toplu görüşmeler sırasında da üyelerimizi bilgilendirerek devam etti. Toplu görüşmeler öncesinde ve sonrasında
Sendika merkez yöneticilerimiz, şube yöneticilerimiz ve işyeri
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
sendika baştemsilcilerimiz ile birlikte değerlendirme toplantıları yapılarak başlayan bilgilendirme süreci sonrasında şube yöneticileri ve temsilcilerimiz tarafından düzenlenen mağaza üye toplantıları ile
devam etti. Yapılan toplantılarda toplu görüşmelerin geldiği aşama ile ilgili bilgilendirmeler yapılırken, üyelerimizin süreçle ilgili görüş ve önerileri alındı.
TİS eğitimleri yapıldı
Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken, sendikamız,
“Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi”ni gerçekleştirdi. 16 ayrı mağa94 zada çalışan üyelerimize yönelik yapılan 12 eğitime toplam 400’e
yakın üyemiz katıldı. Eğitimler Sendikamız Genel Sekreteri Celal
Uyar, Sendikamız Örgütlenme Daire Başkanı Hüseyin Kaşif ve Sendikamız Uzmanı Onur Bakır tarafından gerçekleştirildi. Üyelerimiz
eğitimlerde, toplu iş sözleşmesinin önemi, içeriği, hukuksal boyutları, toplu iş sözleşmesi süreçleri bakımından detaylı bir biçimde
bilgilendirildi.
Arabulucu aşamasına geçildi
29 Mart 2011 tarihinde Metro Kozyatağı Mağazası’nda gerçekleştirilen görüşmede de anlaşmaya
varılamaması üzerine, uyuşmazlık tutanağı tutuldu ve arabulucu aşamasına geçildi. Bu aşamada da
yapılan görüşmelerde anlaşmaya varılamaması üzerine sendikamız 7 Haziran 2011 tarihinde grev
kararı aldı.
Grev ilanları
Alınan grev kararı Metro Grosmarket’e bağlı 19 Mağaza, 1 Depo ve Genel Müdürlükte 9 Haziran’da
ilan edildi. Sendikamız yöneticilerinin, işyeri sendika temsilcilerimizin ve üyelerimizin yoğun katılımıyla ilan edilen grev kararları yapılan açıklamalardan sonra işyerlerine asıldı.
Grev kararlarına ilişkin açıklamalar, Genel Başkan Metin Ebetürk tarafından İstanbul Güneşli
Mağazası’nda, Genel Sekreter Celal Uyar tarafından İzmir Gaziemir Mağazası’nda, TİS Dairesi Başkanı Üyesi Engin Sezgin tarafından Ankara Etlik Mağazası’nda, GYK Üyesi Hüseyin Kaşif tarafından
Konya Mağazası’nda ve GYK Üyesi Nesimi Turgut tarafından Gaziantep Mağazası’nda okundu. Diğer mağazalardaki açıklamalar ise
sendika şube yöneticilerimiz ve işyeri sendika baştemsilcilerimiz
tarafından yapıldı.
Grev kararları ilan edilirken
yapılan açıklamada, “Toplu İş
Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu uyarınca, sendikamız ile
işveren arasındaki görüşmeler
devam edecektir. Sendikamız
toplu iş sözleşmesi sürecinin
masa başında sonuçlanması te-
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
mennisindedir. Ancak Metro işvereni, haklı taleplerimize yanıt vermediği takdirde Sosyal-İş Sendikası
ve sendikamız üyesi Metro işçileri, grev kararını uygulamaya koymaktan çekinmeyecektir. Buradan
bir kez daha duyuruyoruz: Taleplerimiz açık ve nettir. İnsanca bir çalışma düzeni ve insanca yaşayacak
ücret istiyoruz. Haklı taleplerimize yanıt verilmesini sağlamak için bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da örgütlü gücümüzle, haklı mücadelemize devam edeceğiz” denildi. (açıklamanın tam
metni sayfa 280 EK-33’tedir)
Anlaşma sağlandı, TİS imzalandı
95
Grev kararının alınmasının
ardından 60 günlük görüşme
süresi başladı ve bu süreç içinde
yapılan görüşmelerde uyuşmazlık konusu 10 maddede anlaşma
sağlanarak Metro Grosmarket 4.
Dönem Toplu İş Sözleşmesi, 30
Haziran 2011 tarihinde törenle
imzalandı. Metro Güneşli Mağazasında yapılan imza törenine
yöneticilerimiz, temsilcilerimiz
ve üyelerimiz katıldı. Törende
Metro Grosmarket Genel Müdürü Kubilay Özerkan, Sendikamız
Genel Başkanı Metin Ebetürk, DİSK Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün ve Metro Grosmarket Toplu İş
Sözleşmesi Görüşmelerinden Sorumlu Danışmanı Figen Kaya birer konuşma yaptı.
Sendikamız toplu iş sözleşmesi ile ilgili özel bir gazete sayısı da çıkararak üyelerimizi bilgilendirdi.
GÜLESİN ÖZEL EĞİTİM VE REHABİLİTASYON MERKEZİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 25.04.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından İşveren toplantıya icabet etmemiş, başvurumuz üzerine 12.08.2011 tarihinde ÇSGB İzmir Bölge
Müdürlüğünce yer, gün ve saat toplantısı düzenlenmiştir. İşverenliğin bu toplantıya da katılmaması üzerine Arabulucu tayin edilmiş, işverenin bu toplantılara da katılmaması üzerine Arabulucunun
uyuşmazlık raporu 12.09.2011 tarihinde sendikamıza ulaşmıştır. Bunun üzerine 13.09.2011 tarihinde Yüksek Hakem Kurulu’na başvurulmuştur. Yüksek Hakem Kurulu kararı ile toplu iş sözleşmesi
15.11.2011 tarihinde sonuçlanmıştır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
B) YETKİ TESPİTİ AŞAMASINDA OLAN YA DA TOPLU İŞ
SÖZLEŞMESİ GÖRÜŞMELERİ DEVAM EDEN İŞYERLERİ
İstanbul Barosu/İSTANBUL: Yeni dönem toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 03.11.2011 tarihinde yetki belgesi gelmiş olup, toplu sözleşme görüşmeleri devam etmektedir.
96
Uluslararası Af Örgütü / İSTANBUL: 2. dönem toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına 31.10.2011 tarihinde yetki başvurusunda bulunulmuştur.
Süleyman Demirel Üniversitesi: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 09.08.2011 tarihinde
yetki belgesinin gelmesinin ardından 21.10.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır.
Genel Merkezimizin Antalya Şubemizle birlikte yürüttüğü 1. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde
işveren tarafıyla bugüne kadar 2 oturum gerçekleştirilmiş olup, görüşmeler devam etmektedir.
Tarih Vakfı: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından 01.08.2011 tarihinde yetki belgesinin gelmesinin ardından 13.09.2011 tarihinde toplu sözleşme görüşmeleri başlamıştır. İstanbul Şubemizin
yürüttüğü 1. dönem toplu sözleşme görüşmelerinde işveren tarafıyla bugüne kadar 4 oturum gerçekleştirilmiş olup, görüşmeler devam etmektedir.
TTB Adana Tabip Odası/ADANA: Yeni dönem toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığından 17.10.2011 tarihinde yetki belgesi gelmiş olup, toplu sözleşme görüşmeleri devam
etmektedir.
TMMOB Şehir Plancıları Odası: Yeni dönem toplu iş sözleşmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığından 17.10.2011 tarihinde yetki belgesi gelmiş olup, toplu sözleşme görüşmeleri devam
etmektedir.
İstanbul Diş Hekimleri Odası: 05.10.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki
başvurusu yapıldı. 26.10.2011 günü çoğunluk tespiti geldi.
İç Anadolu Belediyeler Birliği: 19.10.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki
başvurusu yapıldı. 14.11.2011 günü çoğunluk tespiti, 22.11.2011 tarihinde ise yetki belgesi geldi.
Eczane Gereçleri A.Ş: 01.11.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusu yapıldı.
Eğitim-Sen: 30.09.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusu yapıldı.
Toplu İş Sözleşmesi Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
C) İŞKOLU İTİRAZI/YETKİ TESPİT DAVASI AŞAMASINDA
OLAN İŞYERLERİ
Konya Selçuk Üniversitesi: 01.11.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusu yapıldı. 04.01.2011 tarihinde çoğunluk olmadığına dair yazı geldi. Bunun üzerine
sendikamız Konya 3. İş Mahkemesi’nde yetki tespit davası açtı. Dava devam ediyor.
Güçsüzler Yurdu Derneği: 10.11.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki
başvurusu yapıldı. 16.02.2011 tarihinde çoğunluk tespiti geldi. Süresi içinde işveren çoğunluğa itiraz 97
etti. Yetki (itirazı) tespiti davası devam ediyor.
Türk Patent Enstitüsü: 03.12.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yetki başvurusu
yapıldı. 04.03.2011 tarihinde çoğunluk olmadığına dair yazı geldi. Bunun üzerine sendikamız yetki
(itirazı) tespiti davası açtı. Dava devam ediyor.
İzmir B.B.Gençlik Spor Kulübü Derneği: 06.04.2011 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına yetki başvurusu yapıldı. 01.07.2011 günü işkolu itirazı olduğuna dair Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından yazı geldi. Dolayısıyla sendikamızın da taraf olduğu işkolu itiraz davası
sonuçlanana kadar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetki tespitini erteledi.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
98
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
99
EĞİTİM ve ARAŞTIRMA
DAİRESİ ÇALIŞMALARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
100
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Sendikamız için eğitim çalışmaları hem iç örgütlülüğü güçlendirmek hem de örgütlülüğümüzü
büyütmek açısından hayati öneme sahiptir. Sendikamızın son iki yıllık çalışmaları içinde eğitim çalışmalarına özel önem verilmiştir. Bu dönemde kapsamlı ve sistemli bir eğitim politikası ve programı
oluşturulması için önemli adımlar atılmış, eğitim çalışmalarımızın temel çerçevesi oluşturulmuştur.
A) EĞİTİM İÇERİKLERİ
Bu dönemde beş temel sendikal eğitim modülü oluşturulmuştur:
1. Temel Sendikal Eğitim: Bu eğitim modülü, sendikalı bir işçinin mutlaka bilmesi gereken te- 101
mel konuları içermekte ve bu çerçevede sendikamızın her bir üyesinin alması gereken bir
eğitim olarak değerlendirilmektedir. Temel Sendikal Eğitim, “kapitalizm ve işçi sınıfının oluşumu, sendikal örgütlenmenin ortaya çıkış süreci, sendikal örgütlenmeye ilişkin temel bilgiler,
Türkiye’de işçi sınıfı ve sendikal örgütlenmenin gelişimi, sendikamızın ve DİSK’in kısa tarihi ve
temel ilkeleri, sendikamızın yapısı, işleyişi ve çalışmaları”na ilişkin temel bilgileri içermektedir.
2. Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi: Bu eğitim modülü, toplu iş sözleşmesi süreçleri hakkında
sendikalı işçilerin bilmesi gereken temel konuları kapsamaktadır. Toplu İş Sözleşmesi Temel
Eğitimi, özellikle toplu iş sözleşmesi süreci içinde ya da öncesinde olan işçiler için kayda değer öneme sahiptir. Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi, “Toplu iş sözleşmesinin tarihsel olarak
oluşum ve gelişim süreci, toplu iş sözleşmesinin önemi, toplu iş sözleşmesine ilişkin temel
hukuksal bilgiler, toplu iş sözleşmesi süreci, toplu iş sözleşmesinde anlaşmazlık ve grev süreci, grev ve grevin uygulanması, toplu iş sözleşmesini etkileyen faktörler, toplu iş sözleşmesi
sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar” gibi bilgileri içermektedir.
3. Toplu İş Sözleşmesi İçerik Eğitimi: Bu eğitim modülü, sendikamızın toplu iş sözleşmesinin
olduğu her bir işyerine özel olarak hazırlanan eğitim modülüdür. Toplu İş Sözleşmesi İçerik Eğitimi’nin amacı, sendikalı işçilere, toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını mevzuatla
karşılaştırmalı bir biçimde anlatmak, işçilerin toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını ve bu
hakların sendikal örgütlenmenin ürünü olduğunu net bir biçimde göstermek ve toplu iş sözleşmesinin işyerlerinde doğru bir biçimde uygulanmasını sağlamaktır.
4. Taşeron Uygulamasına İlişkin Eğitim: Bu eğitim modülü, özellikle sendikamızın son dönemde ağırlık verdiği taşeron örgütlenmesi bakımından özel öneme sahiptir. Taşeron Uygulamasına İlişkin Eğitim, sendikamızın gerçekleştirdiği örgütlenme çalışmalarının ayrılmaz bir
parçası olarak verilmektedir. Bu eğitim modülü, “yeni-liberal dönüşüm, kamunun tasfiyesi
ve taşeronlaştırma, taşeron uygulamasına ilişkin temel hukuksal bilgiler, muvazaalı taşeron
uygulaması ve muvazaanın tespiti” ile ilgili bilgileri içermektedir.
5. İşyeri Sendika Temsilcileri Eğitimi: Bu eğitim modülü ile işyeri sendika temsilcilerinin ve işyeri sendika danışma kurulu üyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları konusunda detaylı bilgiye
sahip olması amaçlanmaktadır. İşyeri Sendika Temsilcileri Eğitimi, “işyerinde sendikal örgüt-
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
lenme, işyeri sendika temsilciliği kurumunun doğuşu ve gelişimi, yasa, yönetmelik ve sendikamızın tüzük ve yönetmeliğine göre işyeri sendika temsilcilerinin güvencesi, görev, yetki ve
sorumlulukları, sendika temsilciliği görevini yürütürken dikkat edilmesi gereken hususlar”
gibi bilgileri içermektedir.
Bu eğitim modüllerinin yanı sıra, eğitim içeriklerinin zenginleştirilmesi için başka başlıklarda da
eğitim çalışmaları gerçekleştirilmektedir. Toplumsal cinsiyet eğitimi, çalışma yaşamında güncel gelişmeler, iletişim, iş hukuku gibi konular çeşitli eğitimlerde ayrı başlıklar olarak işlenmektedir.
B) SENDİKAMIZIN EĞİTİM ÇALIŞMALARINDA TEMEL
İLKELERİ
102
a) Tüm sendika üyelerinin en az bir sendikal eğitimden geçirilmesi,
b) Sınıf bilincinin ve sendikal bilincin gelişmesine katkı sağlanması,
c) Sendikal örgütlenmenin güçlendirilmesi,
d) Eğitimlerin fotoğraf ve videolarla desteklenmesi ve görsel zenginlikle sunulması,
e) Anlaşılır ve akıcı olması,
f) Üyelerin aktif katılımının sağlanması,
g) Eğitimcilerin verdikleri eğitim konusunda yeterli donanıma sahip olması,
h) Eğitim dökümanlarının üyelere dağıtılması,
i) Eğitime katılanlara sertifika verilmesi.
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
C) SON İKİ YILDA YAPILAN EĞİTİM ÇALIŞMALARI
Son 2 yıllık zaman zarfında 28 ayrı eğitim çalışması gerçekleştirilmiş, bu eğitimlere toplam 1130
üyemiz katılmıştır. Böylece iki yıl içinde üyelerimizin yüzde 20’sinden fazlası en az bir eğitim çalışmasına katılmıştır.
Aşağıdaki tabloda yapılan eğitimlere ilişkin temel bilgiler sunulmuş, ardından her bir eğitim çalışması genel hatları ile özetlenmiştir:
Tarih
İşye ri
İşçi sayısı
Eğitimin Konusu
24 Haziran 2010
Konya Selçuk Üniversitesi
200
Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır, A. D. Sırmagül
Kasım 2010
Türk Patent Enstitüsü
60
Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır
12-13 Ekim 2010
Genel Temsilciler Kurulu
90
Temel Sendikal Eğitim, İşyeri Sendika Temsilcileri Temel Eğitimi,
Temel İş Hukuku Eğitimi
2 Kasım 2010
Metro Konya Mağazası
15
Temel Sendikal Eğitim,
Onur Bakır
Eğitimci
Onur Bakır, Serdar Erman,
Murat Özveri, Mahsun Turan,
Umut Yılıdrım
2 Kasım 2010
Konya Selçuk Üniversitesi
40
Temel Sendikal Eğitim
Onur Bakır
25 Kasım 2010
Çankaya İmar A.Ş. (Barınak)
25
Temel Sendikal Eğitim
Onur Bakır
26 Kasım 2010
Türk Eczacıları Birliği
39
Temel Sendikal Eğitim,
Onur Bakır
14 Aralık 2010
Ordu Üniversitesi
15
Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
16 Ocak 2011
İstanbul Bilgi Üniversitesi
25
İletişim Eğitimi
20 Şubat 2011
Bursa Uludağ Üniversitesi
15
Temel Sendikal Eğitim, Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır, Saygı Yağmurdereli
27 Şubat 2011
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
30
Temel Sendikal Eğitim, Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır
17 Mart 2011
Metro Antalya Mağazası
24
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
18 Mart 2011
Metro Alanya Mağazası
35
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
23 Mart 2011
Metro Etlik ve Mamak Mağ.
41
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
24 Mart 2011
Metro Gaziantep Mağazası
35
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
25 Mart 2011
Metro Adana Mağazası
8
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
7 Nisan 2011
Metro Nilüfer ve Osmangazi Mağazası
50
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
8 Nisan 2011
Metro İzmit Mağazası
18
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
14 Nisan 2011
Metro Bodrum Mağazası
10
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
20 Nisan 2011
Metro Güneşli ve Merter Mağazası
45
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
21 Nisan 2011
Metro Büyükçekmece Mağazası
23
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
22 Nisan 2011
Metro Kozyatağı ve Pendik Mağazası
52
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
26 Nisan 2011
Metro Konla Mağazası
20
Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi
Onur Bakır
7 Mayıs 2011
İş Hukukunda Güncel Gelişmeler, TİS İçerik Eğitimi.,
Toplumsal Cinsiyet Eğitimi, Kapitalizm ve Krizler
İletişim Eğitimi
Onur Bakır, Serdar Erman
Kadir Akbulut
Necdet Okcan, Bilge Çoban,
Onur Bakır, Gaye Yılmaz
Kadir Akbulut, Elçin Kimmet
İstanbul Barosu
42
11 Haziran 2011
İstanbul Barosu
43
9 Ekim 2011
Ordu Üniversitesi
30
Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır
13 Ekim 2011
Süleyman Demirel Üniversitesi
50
Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim
Onur Bakır
22-23-24 Ekim 2011
TOPLAM
Şube Yöneticileri Eğitimi
50
"Türkiye’de
Çalışma Yaşamı, İşçi Sınıfı ve Sendikal Örgütlenme", “Türkiye’de
Hizmetler Sektörünün Gelişim ve Dönüşümü", “Uluslararası Sendikal
Örgütlenme ve Mücadele ve UNI Üyeliği”, “17 No’lu İşkolunda
Onur Bakır, Gaye Yılmaz,
Sendikal Örgütlenme",
“Toplu İş Sözleşmesi, Önemi, Kıvanç Eliaçık, Oğuz Topak
İhtiyaçlar ve Stratejiler”
1130
1- KONYA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ - 24 HAZİRAN 2010
Konya Selçuk Üniversitesi’nde taşeronda çalışan üyelerimize yönelik taşeron uygulaması ve muvazaa sorunu hakkında eğitim toplantısı gerçekleştirildi. Eğitim sendikamız eski avukatı Ayşegül Doğan
Sırmagül’ün sunumuyla başladı. Eğitimde alt işverenlik ilişkisinde uyulması gereken kurallar ve mu-
103
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
vazaanın hangi koşullar altında ortaya çıkabileceği, yargı kararlarına dayanılarak anlatıldı. Sendikamız
Uzmanı Onur Bakır ise sendikalaşma sürecinin nasıl ilerleyeceğini anlatarak, “sendikal örgütlenme
sürecinin en önemli hedeflerinden birinin işçilerin taşeron şirketlerden asıl işveren olan Rektörlüğün
bünyesine geçirilmesi olduğunu” vurguladı. Toplantı, soru-cevap bölümüyle sona erdi.
2- TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ - KASIM 2010
Türk Patent Enstitüsü’nde çalışan taşeron işçilere yönelik örgütlenme çalışmalarının sürdüğü 2010
yılının Kasım ayı içinde üyelerimize, gruplar halinde “Taşeronlaştırma Uygulamasına İlişkin Eğitim”
verildi. Sendikamız Uzmanı Onur Bakır tarafından verilen eğitimde, taşeron uygulamasının hukuki
boyutlarının yanı sıra sendikamızın “muvazaa”nın tespiti için yapacağı çalışmalar da aktarıldı.
3- GENEL TEMSİLCİLER KURULU EĞİTİMİ - 12-13 EKİM 2010
104
Sendikamız Genel Temsilciler Kurulu Eğitimi 12-13 Ekim 2010 tarihlerinde Kemal Türkler Eğitim ve
Dinlenme Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Eğitime işyerlerinden temsilcilerimizin yanı sıra, Metro Grosmarket işyeri sendika baştemsilcilerimiz de katılırken, toplam katılımcı sayısı 90 oldu.
Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar ve Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk’ün yaptığı
açılış konuşmalarının ardından sendikamız uzmanı Onur Bakır, “Temel Sendikal Eğitim” başlıklı ilk
sunumu gerçekleştirdi.
Sendikamız Avukatı Serdar Erman, “İşçilerin Temel Hakları” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. İş
hukuku ve işçilerin hakları konuları üzerinde duran Erman yaptığı sunumda temsilcilerimizi hukuksal
boyutta bilgilendirdi. Eğitim toplantısı sonrasında üyelerimizden gelen soruları yanıtladı.
Avukat Murat Özveri “Toplu Sözleşme Eğitimi” başlıklı konuşmasını yaptı. Özveri’nin canlı ve akıcı
üslubuyla gerçekleştirdiği sunum, büyük ilgi uyandırdı. Özveri, ülkemizdeki iş ve sendikalar hukukunu
eleştirerek esas kazanımların sokaklarda ve örgütlülükle elde edilebileceği ve korunabileceğini ifade
etti. Özveri’den sonra kürsüye gelen ve günün son sunumunu gerçekleştiren Onur Bakır, “İşyeri Sendika Temsilcileri Temel Eğitimi” başlıklı sunumu yaptı.
İkinci gün Metro Grosmarket
ve Devlet Malzeme Ofisi işyerleri için toplu sözleşme hazırlık
toplantısı yapılırken, diğer temsilcilerimizle atölye çalışmaları
yapıldı. Atölye çalışmalarının
ilki Sendikamız Uzmanı Onur
Bakır tarafından gerçekleştirildi. “Türkiye’de İşçi Sınıfının ve
Sendikal Örgütlenmenin Mevcut
Durumu” başlıklı sunumu gerçekleştiren Onur Bakır konuya
ilişkin çeşitli istatistiki verileri
aktararak yorumladı. Bakır’ın
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
sunumundan sonra, “Bu tabloyu değiştirmek için ne yapmalıyız?”
sorusunun temsilcilere yöneltilmesiyle, konu ile ilgili “atölye çalışmasına” geçildi. Temsilcilerimiz ve üyelerimiz yaptıkları çalışmalarla, çalışma yaşamına ilişkin taleplerimizi de kapsayacak şekilde
çeşitli öneriler sundular.
Bu çalışmadan sonra Sendikamız Basın Yayın Sorumlusu Umut
Yıldırım tarafından sunulan “İletişim ve Sendika” başlıklı atölye çalışmasına geçildi. İletişim, kitle iletişimi, sendika yayınlarımız ile habercilik ve haber yazımı üzerinde duran Yıldırım, sendika yayınlarımızın etkin kullanımının önemini
vurguladı. Sunumdan sonra gerçekleştirilen atölye çalışmasında ise üye ve temsilcilerimiz 5 gruba
ayrılarak her grup adına birer haber yazdılar.
İletişim ve sendika sunumundan sonra Sendikamız Örgütlenme Uzmanı Mahsun Turan tarafından
“Sendikal Örgütlenme” başlıklı sunum gerçekleştirildi. Örgütlenme, çalışma yaşamına ilişkin mevzu- 105
at, örgütlenme teknikleri, örgütlenmede karşılaşılan sorunlar gibi konular üzerinde duran Turan, örgütlenme çalışmasında planlamanın ve kayıt tutmanın önemine dikkat çekti. Sunumun ardından ise
gerçekleştirilen atölye çalışması, günün en dikkat çekici çalışması oldu. Temsilcilerimizden sekiz kişi,
sendikalı olan ve sendikaya örgütlenmeye çalışılan olmak üzere dörderli iki gruba ayrılarak aralarında
sendikayı tartıştı. Bu tartışmayı izleyen diğer temsilci ve üyelerimiz ise önerilerini kağıtlara yazarak,
diledikleri gruba “taktik” verdiler.
Günün son atölye çalışması ise Onur Bakır tarafından “Kadın İşçiler, Kadın Emeği ve Kadınların
Sendikal Faaliyetlere Katılımı” başlığıyla sunuldu. Konuya ilişkin çeşitli istatistiki veriler aktaran ve
bunları yorumlayan Bakır, kadınların maruz kaldığı ayrımcılığa dikkat çekti. “Bu tablonun değiştirilmesi için ne yapmalı?” sorusunun tartışıldığı atölye çalışmasında ise üyelerimiz gruplara ayrılarak
konu ile ilgili önerilerini sundular.
4- METRO KONYA MAĞAZASI - 2 KASIM 2010
Metro Konya Mağazası’nda görev yapan İşyeri Sendika Danışma Kurulu üyelerimize yönelik eğitimler 2 Kasım 2010 tarihinde DİSK Konya İl Temsilciliği’nde yapıldı. İki ayrı vardiyadan çıkan üyelerimize iki ayrı oturumda eğitim gerçekleştirilirken, eğitimde sendikamız Ankara Şube Eski Sekreteri
Murat Bozbeyoğlu hazır bulundu. Eğitimlerde sendikamız uzmanı Onur Bakır, “Temel Sendikal Eğitim” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
5- TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ - 26 KASIM 2010
Türk Eczacıları Birliği’nde 26 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilen eğitime üyelerimiz yoğun ilgi gösterdi. Eğitim mesai saatinin sonunda Türk Eczacılar Birliği Konferans Salonu’nda yapıldı. Sendikamız Ankara Şube Eski Sekreteri Murat Bozbeyoğlu’nun yaptığı açılış
konuşmasıyla başlayan eğitimde sendikamız uzmanı Onur Bakır,
“Temel Sendikal Eğitim” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Eğitimde
işçi sınıfı ve sendikal hareket tarihi, Sosyal-İş ve DİSK hakkında bilgiler sunulurken, meslek odalarında
sendikal örgütlülük de gündeme taşındı. Eğitimin ardından Türk Eczacıları Birliği İşyeri Sendika Temsilciliği kısa bir anket ile üyelerimizin eğitim hakkındaki görüşlerini aldı.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
6- ÇANKAYA İMAR A.Ş. HAYVAN BARINAĞI 25 KASIM 2010
Çankaya İmar A.Ş. bünyesindeki Mühye Köyü Hayvan
Barınağı’nda sendika eğitimi 25 Kasım 2010 tarihinde öğle
tatilinde barınak içindeki sosyal binada gerçekleştirildi. Sendikamız Ankara Eski Şube Sekreteri Murat Bozbeyoğlu, eğitimin açılışında yaptığı konuşmada hem eğitimin içeriğine hem
de toplu iş sözleşmesi uygulamasına ilişkin gelişmeleri de aktardı. Sendikamız uzmanı Onur Bakır “Temel Sendikal Eğitim”
başlıklı sunumu yaptı. Eğitimde toplu iş sözleşmesi ve sendikamızın taşeronlaştırmaya karşı yürüttüğü mücadeleye ilişkin bilgiler de sunuldu.
106
7- KONYA SELÇUK ÜNİVERSİTESİ - 2 KASIM 2010
Konya Selçuk Üniversitesi’nde taşeron şirketlerde çalışan 40’a yakın üyemizin katıldığı “Temel Sendikal Eğitim” 2 Kasım 2010 tarihinde DİSK Konya İl Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Eğitimin açılışında
bir konuşma yapan Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, Türkiye’de ve Dünya’da özelleştirme, taşeronlaştırma ve güvencesiz istihdam politikalarının nasıl yaygınlaştığını anlattı. Uyar’ın konuşmasının
ardından sendikamız uzmanı Onur Bakır, “Yeni Üye Eğitimi” başlıklı sunumu yaptı. Eğitimin sonunda
Konya Selçuk Üniversitesi’nde taşerona karşı yürütülen hukuki mücadele ile ilgili de bilgi verildi.
8- ORDU ÜNİVERSİTESİ - 14 ARALIK 2010
Ordu Üniversitesi’nde taşeron şirket bünyesinde görev yapan yaklaşık 15 üyemizin katıldığı eğitim
14 Aralık 2010 tarihinde Ordu’daki KESK binasında yapıldı. Eğitimin açılışında Eğitim-Sen ve SES Ordu
Şubesi yöneticileri de kısa birer konuşma yaparak taşerona karşı yürütülen mücadelede yanımızda
olduklarını vurguladılar. Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Taşeron Uygulamasına İlişkin Eğitim” başlıklı bir sunum yaparak, taşeronlaştırmanın nasıl yaygınlaştığını anlattı ve taşeronlaştırmanın hukuki
boyutuna ilişkin bilgi verdi. Sendikamız Avukatı Serdar Erman ise üyelerimizi karşılaştıkları sorunlar
hakkında bilgilendirdi.
9- İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ - 16 OCAK 2011
Sendikamız, 16 Ocak 2011 Pazar günü, İstanbul Bilgi Üniversitesi destek hizmetleri çalışanlarından
25 kişinin katıldığı, iletişim konulu bir eğitim düzenledi. İstanbul Şubemizin toplantı salonunda gerçekleştirilen eğitimde Genel Sekreterimiz Celal Uyar, İstanbul Şube Başkanımız Mustafa Ağuş ve Sendikamız Örgütlenme Uzmanı Mahsun Turan da hazır bulundu.
Gün boyunca devam eden “Etkili İletişim Becerileri-1” başlıklı
eğitim, Psikolojik Danışman ve Eğitimci M. Kadir Akbulut tarafından gerçekleştirildi. Akbulut, insanların birbirleriyle sağlıklı
iletişim kurabilmesi için dikkat edilmesi gereken noktaları anlatarak, sendikal örgütlenmede iletişimin çok önemli bir ihtiyaç olduğuna dikkati çekti. Çarpıcı bilgiler ve ilginç uygulamalarla dolu olan eğitim toplantısı sonunda ise katılım sağlayan
üyelerimize katılım belgeleri verildi.
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
10- BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ - 20 ŞUBAT 2011
Sendikamız, 20 Şubat 2011 Cumartesi günü, sendikamızda örgütlenmekte olan Uludağ Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan
işçilere yönelik bir eğitim düzenledi. Yaklaşık 15 üyemizin katıldığı
eğitim, Birleşik Metal-İş Bursa Şubesi’nin toplantı salonunda yapıldı. Eğitimde Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, Örgütlenme
Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif, İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş
ile Şube Sekreteri Turgut Çivi de hazır bulundu. Eğitimin açılışında konuşan Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, son dönemde
Dünya çapında ve Türkiye’de uygulanan yeni-liberal politikalar ve bunların sonuçları hakkında bilgi
verdi. Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif ise Uludağ Üniversitesi’nde devam eden
örgütlenme çalışmalarının başarıya ulaşması için bu tür eğitimlerin önemini vurguladı. İlk derste Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Temel Sendikal Eğitim” başlıklı sunumu gerçekleştirirken, ikinci derste 107
DİSK/Maden-İş Sendika Eğitimcisi Saygı Yağmurdereli, Türkiye ve Dünya’da sendikal hareketin tarihi
hakkında bir konuşma yaptı. Üçüncü derste Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Taşeron Uygulamasına
İlişkin Eğitim” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Taşeronlaştırma konulu eğitim üyelerimizin de aktif
katılımıyla yapılırken, Uludağ Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının neden hukuka aykırı olduğunu üyelerimiz hep birlikte tartışarak masaya yatırdı. Eğitim çalışması, Uludağ Üniversitesi’ndeki
örgütlenmemizi güçlendirme vurgusu ile sona erdi.
11- ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ -27 ŞUBAT 2011
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde Rektörlük ve taşeron şirket bünyesinde çalışan üyelerimize yönelik eğitim 27 Şubat 2011 Pazar günü Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Kampüsü’ndeki
bir derslikte yapıldı. Yaklaşık 30 üyemizin katıldığı eğitimin açılışında Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar ile Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif kısa birer konuşma yaptılar. İki ders
olarak yapılan eğitimin ilk dersinde Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Temel Sendikal Eğitim” başlıklı
sunumu, ikinci derste ise “Taşeron Uygulamasına İlişkin Eğitim” başlıklı sunumu yaptı. Taşeron konusundaki eğitime üyelerimiz de aktif olarak katıldı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki
taşeron ilişkisi yasal düzenlemeler ışığında tartışıldı. Üyelerimiz mevcut uygulamaya ilişkin örnekler
verirken, üniversitedeki taşeron ilişkisinin birçok yönden muvazaalı yani hukuka aykırı olduğu tespit
edildi. Eğitim çalışmasında, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde hem Rektörlükte hem taşeron
şirkette çalışan işçilerin sendikamız çatısı altında buluşmasının önemi de vurgulandı.
12-23- METRO GROSMARKET EĞİTİMLERİ - 17 MART-14 NİSAN 2011
17 Mart 2011’de Antalya Mağazası’nda çalışan üyelerimize yönelik yapılan ilk eğitimin ardından,
18 Mart 2011’de Alanya Mağazası’nda, 23 Mart 2011’de Ankara Mağazalarında, 24 Mart 2011’de
Gaziantep Mağazası’nda, 25 Mart
2011’de Adana Mağazası’nda, 6
Nisan 2011’de Bursa Mağazalarında, 7 Nisan 2011’de ise İzmit
Mağazası’nda, 14 Nisan 2011’de
Bodrum mağazasında çalışan üyelerimize yönelik eğitimler gerçekAdana Mğz.
Alanya Mğz.
leştirildi.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İstanbul eğitimleri ise 3 ayrı
toplantı halinde 21-24 Nisan 2011
tarihlerinde yapıldı. 21 Nisan’da
Büyükçekmece Mağazası’nda çalışan üyelerimize, 22 Nisan’da Kozyatağı ve Pendik Mağazalarında
çalışan üyelerimize, 24 Nisan’da
ise Güneşli ve Merter Mağazalarında çalışan üyelerimize yönelik
eğitimler gerçekleştirildi. Eğitim
toplantılarının sonuncusu ise 26
Nisan’da Konya Mağazasında çalışan üyelerimize yönelik olarak
108 yapıldı.
16 ayrı mağazada çalışan
üyelerimize yönelik yapılan 12
eğitime toplam 361 üyemiz katıldı. Katılımcıların 55’ini kadın,
306’sını erkek üyelerimiz oluşturdu. Eğitimler Sendikamız Genel
Sekreteri Celal Uyar, Sendikamız
Örgütlenme Daire Başkanı Hüseyin Kaşif ve Sendikamız Uzmanı
Onur Bakır tarafından gerçekleştirirken; İstanbul Mağazalarına yönelik eğitimde Sendikamız
Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanı
Engin Sezgin de hazır bulundu.
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Etlik Mğz.
Bodrum Mğz.
Büyükçekmece Mğz.
Gaziantep Mğz.
Güneşli - Merter Mğz.
İzmit Mğz.
Antalya Mğz.
Konya Mğz.
Antalya ve Alanya Mağazalarına yönelik yapılan eğitimlerde
Sendikamız Antalya Şube Başkanı Metin Özboz, Adana, Antep
ve Ankara Mağazalarına yönelik
eğitimlerde Sendikamız Ankara
Şubesi Eski Başkanı Tahsin Osan
Kozyatağı - Pendik Mğz.
Bursa Mğz.
ile Ankara Şubesi Eski Sekreteri
Murat Bozbeyoğlu; Konya Mağazasına yönelik eğitimde Ankara Şube Başkanı Tahsin Osan, Bursa ve İzmit Mağazalarına yönelik eğitimlerde ise Sendikamız İstanbul Şube Sekreteri Turgut Çivi, İstanbul Mağazalarına yönelik eğitimlerde ise Sendikamız İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ile Şube Sekreteri Turgut Çivi ile mağazaların
işyeri sendika baştemsilcileri ile temsilcilerimiz hazır bulundu.
Şube yöneticilerimizin takdimi ile başlayan eğitimlerimizin açılış konuşmasını Sendikamız Genel
Sekreteri Celal Uyar yaparak, sendikal eğitimlerin önemi, anlamı ve içeriğine ilişkin üyelerimizi bilgi-
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
lendirdi. Uyar’ı takiben sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Toplu İş Sözleşmesi Temel Eğitimi” başlıklı
eğitim programını üyelerimize sunarak, toplu iş sözleşmesinin tarihi, gelişimi, önemi, hukuksal çerçevesi ve sürecine ilişkin bilgileri üyelerimizle paylaştı. Ardından Sendikamız Örgütlenme Daire Başkanı
Hüseyin Kaşif, Metro’daki sendikal tarihe ve kazanımlara ilişkin kapsamlı bilgileri içeren bir sunum
gerçekleştirdi. Eğitimler üyelerimizin aktif katılımı ve yoğun ilgisi ile gerçekleştirildi. Eğitimlerde katılımcı bir yöntem izlenerek, üyelerimizin görüşleri ve soruları ile eğitime aktif katılımı sağlandı.
Her eğitimin sonunda anket formları dağıtılarak, üyelerimizin eğitimle ilgili değerlendirmeleri ve
önerileri alındı. 314 üyemiz anket formlarını doldurdu. Üyelerimiz gerek sözlü olarak gerek anket
aracılığıyla, eğitim çalışmalarının çeşitlilik ve süreklilik kazanmasını talep etti. Ankette ise eğitime
ilişkin üyelerimizin yüzde 53’ünün genel değerlendirmesi “çok iyi”, yüzde 43’ünün “iyi”, yüzde 3’ünün
“orta”, yüzde 1’inin “kötü” oldu.
24-25- İSTANBUL BAROSU EĞİTİMİ - 7 MAYIS - 11 HAZİRAN 2011
109
İstanbul Barosu’nda çalışan üyelerimize yönelik üye eğitim semineri, 7 Mayıs’ta İstanbul
Barosu’nda gerçekleştirildi. İstanbul Barosu İşyeri Sendika Danışma Kurulumuz tarafından uzun süredir hazırlıkları sürdürülen Üye Eğitim Semineri’ne 42 üyemiz katıldı.
Eğitim seminerinde aynı zamanda sendikamız üyesi de olan DİSK Hukuk Danışmanı Necdet Okcan,
iş hukuku alanında yaşanan dönüşümler hakkında bir sunum yaptı. Okcan’ın ardından İstanbul Barosu İşyeri Sendika Baştemsilcimiz Bilge Çoban ise “Toplumsal Cinsiyet
Eşitliği/Eşitsizliği” konulu bir sunum yaptı.
Çoban’ın sunumu sırasında Baroda çalışan sendikamız üyelerinden Sinem Erkan ve Cemal Sevilmiş kısa bir skeç sergileyerek, iki
eşin de çalıştığı ailelerde de ev içi iş bölümünün eşit paylaşılmadığının altını çizdi. Sunumun ardından üyelerimizin katılımıyla, şiddete
maruz kalan bir kadının hangi süreçlerden geçtiğini aşama aşama
ele alan bir atölye çalışması yapıldı.
Sendikamız Uzmanı Onur Bakır ise “Toplu İş Sözleşmesi İçerik
Eğitimi” başlıklı bir sunum yaparak, İstanbul Barosu 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nde yer alan hakları ve kazanımları, İş Yasası ile kıyaslayarak anlattı. İstanbul Barosu İşyeri Sendika Temsilcimiz Zafer
Öztürk ise fotoğraflar eşliğinde Türkiye ve Dünya’da son dönemde
yaşanan gelişmeler üzerine bir sunum yaptı.
7 Mayıs 2011
7 Mayıs 2011
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gaye Yılmaz ise kapitalizmin krizleri ve krizlerin işçi sınıfına etkileri üzerine bir sunum yaptı. Yılmaz, süre giden sendikal krizin
aşılmasına ilişkin önerilerini de üyelerimizle paylaştı. Eğitim, İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ve
Genel Sekreter Celal Uyar’ın yaptığı konuşmaların ardından eğitime katılanlara sertifika verilmesi ile
sona erdi.
İstanbul Barosu’ndaki üyelerimize yönelik ikinci eğitim 11 Haziran 2011 Cumartesi günü gerçekleştirldi. İstanbul Barosu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “İletişim Becerileri Temel Eğitimi” konulu eğitime 43 üyemiz katıldı.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İşyeri sendika baştemsilcisi Bilge Çoban’ın sunumuyla başlayan
eğitim programında, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Av. Mehmet
Durakoğlu, Şube Başkanı Mustafa Ağuş ve Sosyal-İş TİS Daire Başkanı Engin Sezgin birer konuşma yaptılar. Hizmet alanında faaliyet
gösteren İstanbul Barosu çalışanlarının iletişim becerileri konusunda alacakları bu eğitimin, sendikal örgütlenmeye büyük katkı sağlayacağının vurgulandığı konuşmaların ardından eğitim çalışmalarına
geçildi.
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
11 Haziran 2011
Psikolojik Danışman ve Eğitimci M. Kadir Akbulut ile Psikolog Eğitimci Elçin Kimmet, “İletişim Becerileri Temel Eğitimi”ni barkovizyon eşliğinde oluşturdukları sunumlarla zenginleştirdiler. Uygulamalı olarak gerçekleştirilen eğitimde ele alınan konuların birer örneğinin katılımcılara dağıtılması da
bilgilerin pekiştirilmesine katkı sağladı.
110
Eğitimin sonunda M. Kadir Akbulut ve Elçin Kimmet’e bir plaket sunuldu.
26) ORDU ÜNİVERSİTESİ - 9 EKİM 2011
Sendikamız 9 Ekim 2011 tarihinde, Ordu Üniversitesi’nde çalışan
üyelerimize yönelik bir eğitim gerçekleştirdi. Ordu Öğretmenevi’nde
yapılan eğitime yaklaşık 30 üyemiz katıldı. Eğitimin açılışında bir konuşma yapan Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, Dünya’da ve
Türkiye’de işçilerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, taşeronlaştırmanın da bu sorunların bir parçası olduğunu vurguladı. Uyar, taşeronlaştırmaya karşı sendikamızın önemli bir mücadele ve örgütlenme yürüttüğüne dikkat çekti.
Açılış konuşmasının ardından Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Taşeron Uygulamasına İlişkin Temel Eğitim” başlıklı bir sunum yaptı. Taşeronlaştırmanın gerek siyasi gerek ekonomik gerek hukuki
yönlerini aktaran Bakır, sendikamızın Ordu Üniversitesi’nde taşeron uygulamasının sona ermesi için
yaptığı çalışmaları da anlattı. Üyelerimizin de aktif katılımıyla yapılan eğitimde, Ordu Üniversitesi’ndeki mevcut durum masaya yatırıldı.
Eğitimin ardından Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif, sendikamızın taşeron
işçilere ilişkin yürüttüğü örgütlenme sürecine ilişkin detaylı bilgi verdi ve sendikal çalışmalarda dikkat
edilmesi gereken hususları anlattı. Son olarak Sendikamız Ankara Şube Başkanı Murat Bozbeyoğlu,
söz alarak, sendikamızın iç işleyişi ve şubemizin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
27) SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ - 13 EKİM 2011
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde kadrolu işçilerin
sendikamızda örgütlenmesinin ardından, taşeron şirketlerde çalışan işçiler de sendikamızda örgütlenmeye başladı. Örgütlenme
çalışmalarımız devam ederken, 13 Ekim 2011 tarihinde Isparta
Öğretmenevi’nde taşeronda çalışan üyelerimize yönelik bir eğitim
çalışması gerçekleştirildi. Yaklaşık 50 üyemizin katıldığı eğitim çalışmasının açılışında konuşan Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar,
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
sendikamızın örgütlenme çalışmaları hakkında bilgi vererek, bu süreçte daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekti.
Açılış konuşmasının ardından Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, “Taşeron Uygulamasına İlişkin Temel Eğitim” başlıklı bir sunum yaptı. Taşeronlaştırmanın gerek siyasi gerek ekonomik gerek hukuki
yönlerini aktaran Bakır, sendikamızın Süleyman Demirel Üniversitesi’nde muvazaanın tespit edilebilmesi için yapacağı çalışmaları anlattı. Üyelerimizin de aktif katılımıyla yapılan eğitimde, Süleyman
Demirel Üniversitesi’ndeki mevcut durum masaya yatırıldı.
28) ŞUBE YÖNETİCİLERİ EĞİTİMİ - 22-23-24 EKİM 2011
Sendikamız Şube Genel Kurullarının tamamlanmasının
ardından, Gönen’de Kemal Türkler Tesisleri’nde Şube Yöneticileri Eğitimi gerçekleştirildi. Üç gün süren eğitim semineri oldukça verimli geçti.
Sosyal-İş Sendikası Şube Yöneticileri Eğitim Semineri,
22-23-24 Ekim 2011 tarihlerinde Gönen’de bulunan Birleşik Metal-İş Sendikası Eğitim ve Dinlenme Tesisleri’nde
yapıldı. Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, Genel Denetim
Kurulu, Şube Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurulu üyelerinin katıldığı eğitim semineri, Sendikamız Genel Sekreteri
Celal Uyar’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı.
Eğitim Semineri’nin ilk oturumunda Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, Türkiye’de çalışma yaşamı, işçi sınıfı ve sendikal örgütlenmenin mevcut durumuna ilişkin bir sunum
yaptı. İkinci oturumda söz alan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gaye Yılmaz ise, hizmetler sektörünün mevcut durumu ve ekonomi-politik analizi üzerine bir sunum
yaparak, sendikal örgütlenme üzerine değerlendirmelerde
bulundu.
Üçüncü oturumda aynı zamanda sendikamız üyesi de olan DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, uluslararası ölçekte sendikal örgütlenme ve mücadele hakkında bir sunum yaparak,
sendikamızın üyesi olmaya hazırlandığı UNI Küresel Sendikası’na ilişkin önemli bilgiler verdi. Eğitim
seminerinin birinci gününün son oturumunda ise Sendikamız Uzmanı Onur Bakır, sendikamızın örgütlü olduğu 17 no’lu işkolu, işkolunda sendikal örgütlenme, sendikamızın çalışmaları ve sendikamız
şube yöneticilerinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin kapsamlı bir sunuş gerçekleştirdi.
Eğitim seminerinin ilk günün sonunda usta oyuncu Haldun Açıksözlü “Laz Marks” oyununu yöneticilerimiz için sergiledi. Açıksözlü’nün sahneye koyduğu oyun büyük beğeni topladı.
Eğitim seminerinin ikinci gününün ilk oturumunda Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Oğuz Topak, toplu iş sözleşmesinin tarihi, süreci, toplu iş sözleşmesi politika ve stratejileri hakkında detaylı
bir sunum yaptı. İşçi sınıfı tarihinden fotoğraflar eşliğinde sunumunu gerçekleştiren Topak, özellikle
toplu iş sözleşmesi sürecinde dikkat edilmesi gereken temel konuları mercek altına aldı.
111
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Topak’ın ardından Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk,
kürsüye çıkarak, sendikamızın son 2 yılda yaptığı çalışmalar, mevcut durumu ve hedefleri üzerine bir sunum yaptı. Öğle arasının ardından Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, Mali Daire Başkanı
Nesimi Turgut ve Toplu İş Sözleşmesi Daire Başkanı Engin Sezgin,
ard arda sunumlar yaparak, sendikamızın iç işleyişi, sorunları, hedefleri ve çözüm yollarını sendikamız şube yöneticileri ile paylaştı.
Bu oturumda her yönden sendikamızın işyerlerindeki üyelerinden,
işyeri sendika temsilciliklerine, şubelerden, genel merkeze kadar
her aşamada daha etkin, verimli ve güçlü bir sendikal çalışma yapabilmesi için gerekenler detaylarıyla masaya yatırıldı. Sunumların
ardından şube yöneticilerimiz de söz alarak, görüş ve önerilerini
paylaştı.
112
İkinci günün son oturumunda Sendikamız Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif, sendikamızın örgütlenme çalışmaları ve
hedefleri üzerine bir sunum yaptı. Bu oturumda örgütlenme çalışmaları ve hedefleri üzerine detaylı görüş alışverişi yapıldı. Eğitim
seminerinin ikinci günü akşam yemeğinin ardından yapılan müzik
dinletisi ile son buldu.
Eğitim seminerinin üçüncü günü Sendikamız Toplu İş Sözleşmesi
Dairesi Başkanı Engin Sezgin, sendikamızın toplu iş sözleşmesi politikaları ve stratejileri üzerine bir sunum yaptı ve ardından toplu iş
sözleşmesi çalışmalarımız şube yöneticilerimizin de görüş ve önerileriyle masaya yatırıldı.
Eğitim seminerinin son oturumunda ise Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Betül Urhan, toplumsal cinsiyet, kadın işçiler ve sendikal örgütlenme üzerine detaylı bir sunum yaparak, sendikalar içinde kadın işçilerin örgütlenmesi ve sendikal çalışmalara
katılımı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Urhan’ın sunumu
üzerine yapılan değerlendirmelerin ardından, eğitim seminerimiz
sona erdi.
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Eğitim ve Araştırma Dairesi
Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
D) ARAŞTIRMA-RAPOR
Sendikamız, son dönemde Türkiye işçi sınıfının güncel sorunları ve talepleri ile ilgili araştırma ve
raporlar yayınlamaya başlamış, işçi sınıfının sorunlarını ve sendikamızın görüşlerini gündeme getirmek için özel bir çalışma yürütmüştür. Sendikamız son 2 yılda 5 rapor yayınlamıştır. Bu raporlar ayrıca
bir kitap haline getirilerek yayınlanmıştır.
“Türkiye’de İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Raporu-Madencilik Sektörü” başlıklı rapor 25 Şubat 2010
tarihinde yayınlanmıştır. Artan maden kazalarından hareketle Türkiye’de madencilik sektöründe yaşanan iş cinayetleri uluslararası ölçek ile kıyaslanmış ve Türkiye gerçeği kamuoyunun ilgisine sunulmuştur. Bu rapor 19 gazete haberine, 2 köşe yazısına ve 1 televizyon haberine konu olmuştur.
“8 Mart’ın 100. Yıldönümünde Türkiye’de ve Dünyada Kadın Emeği ve İstihdamı” başlıklı rapor,
2010 yılı Mart ayının başında yayınlanmıştır. İstatistiksel veriler ışığında Türkiye’de ve Dünya’da kadın
113
emeği ve istihdamı ile ilgili konuların detaylı bir biçimde incelendiği raporda, krizin kadın emekçiler
üzerindeki etkileri de ele alınmıştır. Bu rapor, 16 gazete haberine ve 1 televizyon haberine konu olmuştur.
“1 Mayıs’ın Doğuşundan Bu Yana Değişmeyen Talep: İnsanca Çalışma Süresi” başlıklı rapor 2010
yılı Nisan ayının sonunda yayınlanmıştır. “8 saat işgünü” mücadelesi ile 1 Mayıs’ın doğuşu ve gelişiminin ele alındığı raporda, Türkiye’de son dönemde artan çalışma sürelerine dikkat çekilmiştir. Bu rapor
4 gazete haberine konu olmuştur.
“Asgari Ücrete İlişkin Gerçekler 2006-2010” başlıklı rapor, 2010 yılı Aralık ayının sonunda yayınlanmıştır. Türkiye’de asgari ücretin son 5 yıldaki seyrinin, emekçilerin gerçek enflasyonu ve AB ülkeleri ile kıyaslandığı raporda, Türkiye’de asgari ücret gerçeği ele alınmıştır. Bu rapor, 30 gazete haberi,
1 köşe yazısı ve 15 televizyon haberine konu olmuştur.
“2000’li Yıllarda Türkiye’de Emekçilerin Panoraması” başlıklı rapor 2011 yılı Nisan ayında yayınlanmıştır. Türkiye’de istihdam, işsizlik, istihdam alanları, iş güvencesi, işçi sağlığı ve güvenliği, ücretler,
haklar ve hak ihlalleri, sendikalaşma gibi bir çok başlık altında 2000-2010 döneminin emekçiler bakımından dökümünün çıkarıldığı rapor, 38 gazete haberine konu olmuştur.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
114
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
115
HUKUK İŞLERİ DAİRESİ
ÇALIŞMALARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Hukuk Dairesi çalışma raporu 18.10.2011 Tarihi’nde Sendikamızda göreve başlayan hukuk danışmanımızın 18.10.2011 tarihinden bu yana sendikamızın ve sendikamızın üyelerinin leh ve aleyhine açılan ve Sendikalar Kanunu’nun 32/3. maddesi gereğince sendikanın vekaleti ve yetki belgesi
ile takip edilen davalar ile sendikamızın eski Hukuk Danışmanı’ndan devir alınan dava dosyaları ile
halen derdest olan tüm dosyalar hakkında bilgi verilmesidir (Derdest kelimesi hukukta halen devam
eden ve işlemde olan dosyaları anlatmaktadır). Hukuk Dairesi sendikamızın ve üyelerimizin leyh ve
aleyhine açılan davaların dışında ayrıca, hukuki danışmanlık görevini yerine getirmiş, gerek yöneticilerimiz gerekse üyelerimiz tarafından sorulan hukuki sorulara cevap bulmaya çalışmıştır. Raporda
sendikamız işverenler ile alt işverenler arasında işçi temini amacı ile muvazaalı olarak imzalanan sözleşmelerle çalıştırılan ve işçilerin gerçek işverenleri alt işveren sözleşmesini imzalayan asıl işveren
olan işyerlerinde ve işletmelerde örgütlenmeye büyük önem verdiğinden muvazaalı alt işveren sözleşmesi ile çalışan işçilerin davaları ayrı bir başlık altında izah edilmiştir.
I- Muvazaa iddiasında bulunduğumuz davalar dışındaki derdest dosyalar :
DD-001-Ankara 19. İş Mahkemesi’nin 2010/900 Esas sayılı dosyasında Metro Grosmarket Ankara
Mamak Mağazası işyerinde çalışırken 10.11.2010 Tarihinde işten çıkartılan üyemiz Pembe İlhan için
açılan işe davası mahkemenin 16.12.2010 Tarih ve 2010/900 Esas, 2010/1295 Karar sayılı kararı ile
116 kabul edilmiş ve mahkeme davacıyı işe iade etmiştir. Mahkeme kararı işveren tarafından temyiz edilmiş olup dosya kesinleşmemiştir.
DD-002-Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü Dardanel İktisadi İşletmesi işyerinde çalışırken işten çıkartılan üyemiz Emine Kafadar için Çanakkale İş Mahkemesi’nin 2011/149 Esas sayılı
dosyasında 03.09.2010 tarihinde açılan işe iade davası mahkemenin 04.11.2011 2011/ 149 Esas sayılı kararı ile kabul edilmiş ve mahkeme davacıyı işe iade etmiştir. Mahkeme kararı işveren tarafından
temyiz edilmiş olup dosya henüz kesinleşmemiştir.
DD-003-Sendikamızın eski hukuk danışmanı tarafından sendikamız aleyhine işe iade davası mahkemenin 02.02.2011 Tarih ve 2010/831 Esas, 2011/24 Karar sayılı kararı ile kabul edilmiş, Mahkemenin işe iade kararı tarafımızdan temyiz edilmiş olup dosya halen temyiz incelemesindedir.
DD-005-Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü Dardanel İktisadi İşletmesi işyerinde çalışırken işten çıkartılan üyemiz Murat Esen için Çanakkale İş Mahkemesi’nin 2011/172 Esas sayılı
dosyasında 08.10.2010 tarihinde açılan işe iade davası mahkemenin 04.11.2011 2011/ 172 Esas sayılı kararı ile kabul edilmiş ve mahkeme davacıyı işe iade etmiştir. Mahkeme kararı işveren tarafından
temyiz edilmiş olup dosya henüz kesinleşmemiştir.
DD-006-Sendikamız Metro Grosmarket Ankara Etlik Mağazası işyeri çalışanı üyemiz Berfu Karataş’ın
işten çıkartılması üzerine üyemizi temsilen 14.09.2011 tarihinde Ankara 5. İş Mahkemesi’nin
2011/951 Esas sayılı dosyasında açılan işe iade davası Mahkemenin 22.02.2011 Tarih ve 2010/951
Esas, 2010/46 Karar sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Karar işveren tarafından temyiz edilmiş olup dosya halen temyiz incelemesindedir.
DD-007- Sendikamız Metro Grosmarket Ankara Etlik Mağazası işyeri çalışanı üyemiz Tuğçe
Kıran’ın işten çıkartılması üzerine üyemizi temsilen 14.09.2011 tarihinde Ankara 6. İş Mahkemesi’nin
2011/855 Esas sayılı dosyasında açılan işe iade davası Mahkemenin 22.02.2011 Tarih ve 2010/951
Esas, 2010/46 Karar sayılı kararı ile kabul edilmiştir. Mahkeme kararı işveren tarafından temyiz edil-
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
miş olup dosya halen temyiz incelemesindedir.
DD-008/DD-022- Sosyal-İş Sendikası Yönetimi tarafından Sendika Hukuk Bürosunun bilgisayarının formatlandığına (Bilgisayarda sendikaya ait olan bilgilerin silindiğine) dair Cumhuriyet Savcılığına
25.11.2011 tarihli dilekçe ile suç duyurusunda bulunulmuştur. (DD-022-) Adalet Bakanlığı Ceza İşleri
Genel Müdürlüğü 02.05.2011 Tarih ve 24105 sayılı yazısı ile 26.04.2011 tarihli olurla soruşturma izni
verilmesine gerek görülmediği sendikamıza bildirilmiş, bunun üzerine söz konusu soruşturma izni
vermeyen 24.06.2011 işlemin iptali için Ankara 17. İdare Mahkemesinde soruşturma izni verilmemesine ilişkin işlemin iptali için dava açılmıştır.
DD-012- Güçsüzler Yurdu Derneğinde çalışırken işten çıkartılan üyemiz sayın Ahmet İrven için
12.01.2011 Tarihinde işyerinde akdin feshi tarihinde 14 işçi çalıştığı için, Sendikal Tazminat ve eksik
ödenen yıllık ücretli izin alacağına ilişkin alacak davası açılmıştır. Dosya halen bilirkişi incelemesindedir.
DD-019- Güçsüzler Yurdu Derneğinde örgütlenen sendikamız, işyerinde yasanın aradığı çoğunluğu sağladığı iddiası ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak işyerinde işyeri düzeyinde
toplu iş sözleşmesi bağıtlayabilmek için yetki tespiti talebinde bulunmuştur. Bakanlık sendikamıza
işyerinde yetkili olduğumuza dair olumlu yetki tespiti yazısı göndermiş ise de, işveren yetki tespitine Ankara 5. İş Mahkemesi’nin 2011/160 Esas sayılı dosyasında itiraz etmiştir. Mahkemece alınan 117
23.09.2011 tarihli bilirkişi raporu ile sendikamızın işyerinde yasanın aradığı yarıdan bir fazla çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir. Davanın duruşması 21.12.2012 Tarihindedir.
DD-020- ODTÜ Mezunları Derneği’nde yapılan işlerin 17 sıra numaralı “Ticaret, büro eğitim ve
güzel sanatlar” işkoluna girmesine Toleyis Sendikası tarafından itiraz edilerek söz konusu işletmede
görülen işlerin 25 sıra numaralı “Konaklama ve Eğlence Yerleri İşkoluna girdiğinin tespitine ilişkin Ankara 9. İş Mahkemesi’nin 2010/ 130 E. sayılı dosyasında dava açılmış, mahkeme söz konusu işyerlerinin 17 sıra numaralı işkoluna girdiği gerekçesi ile davayı reddetmiş ise de Yargıtay 9.H.D. tarafından
yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Bozmadan sonra Mahkemenin 2011/516 Esasına kayıt edilen
dosyada Mahkeme söz konusu bozma kararına uyarak tekrar bilirkişi raporu almış ve bilirkişi raporu
doğrultusunda “ODTÜ Mezunları Derneği işyerinde yapılan işlerin 17 sıra numaralı “Ticaret, büro,
eğitim ve güzel sanatlar işkoluna”, ODTÜ Mezunları Derneği Tesis İşletmesi işyerinde yapılan işlerin
ise 25 sıra numaralı “Konaklama ve Eğlence Yerleri İşkoluna Girdiği” şeklinde karar vermiştir. Dosya
halen temyiz incelemesindedir.
DD-021-Mesa Koru Sitesi İlköğretim Okulundan kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeden işten çıkartılan üyemiz Fatma Özkuzucu’yu temsilen işyerinde çalışan işçi sayısı 30 dan aşağı olduğu için,
Ankara 7. İş Mahkemesi’nin 2011/ 556 Esas sayılı dosyasında kıdem, ihbar ve yıllık ücretli izin alacağı
davası açılmıştır. Davanın ilk duruşması 06.10.2011 tarihinde görülmüş, dosya delillerin toplanması
için 09.02.2011 tarihine ertelenmiştir. Bu duruşmada tanıklarımız dinlenecektir.
DD-022- Söz konusu dosya ile ilgili DD008 sayılı dosya ile birlikte bilgi verilmiştir.
DD-023- İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Derneğinde örgütlenmemizden
sonra Bakanlık 12.04.2011 tarih ve 7365 sayılı yazısı ile işyerinde sendikamızın toplu iş sözleşmesi
bağıtlayabilmesi için yasanın aradığı çoğunluğa sahip olduğunu tespit etmiştir. Ancak söz konu
işyerinde Toleyis Sendikasının işkolu tespiti talebinde bulunması üzerine Bakanlığın 21.05.2011 tarih
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
ve 27940 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan işkolu tespiti ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik
ve Spor Kulübü Derneği işyerlerinde yapılan işlerin 25 sıra numaralı “Konaklama ve eğlence yerleri” işkoluna girdiğinin tespit edilmesi üzerine söz konusu işkolu tespitine sendikamız tarafından
İzmir 9. İş Mahkemesi’nin 2011/485 Esas sayılı dosyasında, Hizmet-İş Sendikası tarafından İzmir 5. İş
Mahkemesi’nin 2011/495 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiştir. İtiraz ettiğimiz İzmir 9. İş Mahkemesi
dosyanın İzmir 5. İş Mahkemesi’nin 2011/495 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmek üzere dosyayı İzmir
5. İş Mahkemesine göndermiş ve dosya İzmir 5. İş Mahkemesi’nin 2011/495 Esas sayılı dosyası ile
birleştirilmiştir. Davanın duruşması 07.12. 2011 tarihindedir.
DD-024- Sendikamız eski üye ve yöneticilerinden sayın Mehmet Gündoğdu emekli olduktan sonra Sendikamıza yeniden üye olmak için yaptığı üyelik başvurusunun reddedilmesi üzerine, yönetim
kurulumuzun üyelik red kararının iptali ve sendikamıza mahkeme kararı ile üye olmak için, Antalya
İş Mahkemesi’nin 2011/386 Esas sayılı dosyasında açtığı davada davanın ilk duruşması 17.10.2011
tarihinde yapılmış, davacı duruşmaya gelmediği için dosya müracaata kalmıştır.
DD-025-Çankaya Belde A.Ş.’de 9 dönemdir toplu iş sözleşmesi bağıtlayan sendikamız, söz konusu
işletmede yetki belgesi aldıktan sonra, , Genel İş Sendikası ile birlikte Bakanlıktan Çankaya Belde
A.Ş. ve bağlı işyerleri için işkolu tespiti talebinde bulunmuş, Bakanlık 19.08.0211 tarih ve 28030 sayılı
Resmi Gazete’de yayınladığı 2011/109 sayılı İşkolu Tespiti ile Çankaya Belde A.Ş.’nin 28 sıra numa118
ralı “Genel İşler” işkoluna girdiğini tespit etmiştir. Söz konusu tespite Ankara 19. İş Mahkemesi’nin
2011/989 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiş olup, davanın duruşması 24.01.2011 tarihindedir.
DD-026-Çankaya İmar A.Ş.’de 1 dönem toplu iş sözleşmesi imzalayan sendikamızın toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra, söz konusu işletmede Genel İş Sendikası ile birlikte işkolu tespiti
istemiş, Bakanlık 19.08.0211 tarih ve 28030 sayılı Resmi Gazete’de yayınladığı İşkolu 209/108 sayılı
İşkolu Tespiti ile Çankaya İmar A.Ş.’nin 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna girdiğini tespit etmiştir. Söz konusu tespite Ankara 19. İş Mahkemesi’nin 2011/990 Esas sayılı dosyasında sendikamız
tarafından itiraz edilmiş ise de, söz konusu işyerinde çalışan işçilerinin mağduriyetinin önlenmesi ve
esasen bu işçilerin gördükleri işlerin büyük itibarı ile genel işler işkoluna girdiğinin düşünülmesi ve
çalışanların mağduriyete uğramaması gerekçesi ile davadan feragat edilmiştir.
DD-029- Sendikamız eski hukuk danışmanı sendikamız aleyhine Ankara 16. İş Mahkemesi’nin
2011/ 824 Esas sayılı dosyasında mobbing iddiasına dayanan manevi tazminat davası açmış olup
davanın ilk duruşması 17.11.2011 tarihinde görülmüş, dava 23.02.2011 tarihine ertelenmiştir.
DD-36- Sendikamızın üyesi sayın Özgür Kara tarafından Sendikamız aleyhine 05.08.2011 tarihinde
karşı taraftan alınan vekalet ücreti ile sendikamızın yaptığı yargılama giderlerinin tahsili için Ankara
25. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/298 Esas sayılı dosyasında açılan istirdat davası mahkemenin
09.03.2011 tarih ve 2009/298 Esas, 2011/99 Karar sayılı kararı ile reddedilmiştir. Dosya davacı tarafından temyiz edilmiş olup, temyiz incelemesindedir.
DD-39- Söz konusu dava sendikamız eski hukuk danışmanından devir alınmıştır. Sendikamız Çankaya Belde A.Ş.’de toplu iş sözleşmesi bağıtlayabilmek için 03.09.2009 tarihi itibarı ile Ç.S.G.B:’na
yetki tespiti talebinde bulunmuş, Bakanlık tarafından yapılan inceleme neticesinde sendikamızın
işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlayabilmek için yasanın aradığı çoğunluğu sağladığına dair sendikamıza ve işverene gönderdiği yetki tespiti yazısına, işveren tarafından Ankara 16. İş Mahkemesi’nin
2009/ 917 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiştir. Çankaya Belde A.Ş.’ ne ait Eylül 2009 yılı SGK aylık
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Prim ve Hizmet belgesinin 14.03.2011 tarihli dilekçemizin ekinde mahkemeye sunulmasından (Söz
konumsu belge Bakanlığa yetki tespiti için başvurduğumuz 03.09.2009 tarihi itibarı ile Çankaya Belde
A.Ş.’de Eylül ayı itibarı ile çalışanları göstermektedir) sonra 09.06.2011 tarihinde işveren davadan feragat etmiş ve dava feragat nedeni ile sonuçlanmış ve 12.09.2011 tarihi itibarı ile toplu iş sözleşmesi
imzalanmıştır.
DD-46- Sendikamız eski Hukuk Danışmanı tarafından 30.04.2010 tarihinde Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanlarından, üyemiz Hasan Yaman’ı temsilen örnek olarak Ankara 10. İş Mahkemesi’nin
2010/408 Esas sayılı dosyasında ilave tediye alacağından kesilen sigorta primlerinin istirdadı için açılan dava Ankara 10. İş Mahkemesi’nin 19.04.2011 tarih ve 2010/ 408 Esas, 2011/241 Karar sayılı
kararı ile 5510 sayılı Yasa’nın 82. maddesinde ilave tediyeden sigorta primi kesileceğine ilişkin özel
hüküm bulunduğundan reddedilmiştir. Tarafımızdan temyiz edilmiş olan karar halen temyiz incelemesindedir.
DD-47- Sendikamız tarafından Metsan Limited Şirketi’nde toplu iş sözleşmesi bağıtlamak için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yaptığımız başvuruya Bakanlıkça, Metsan Limited Şirketi’nin 25
sıra ve 28 sıra numaralı işkoluna girdiği gerekçesi ile yetki tespiti yazısı verilmemesi üzerine söz konusu tespite Ordu İş Mahkemesi’nin 2010/ 167 esas sayılı dosyasında Sendikamızın eski hukuk danışmanı tarafından itiraz edilmiş, Ordu İş Mahkemesi yetkili ve görevli mahkeme Samsun İş Mahkemesi
119
olduğu gerekçesi ile dosyayı Samsun İş Mahkemesi’ne göndermiştir. Samsun 1. İş Mahkemesi’nin
2010/147 Esas sayılı dosyasına kayıt olunan dosya Metsan Limited Şirketi’nin Ordu Üniversitesi Rektörlüğü ve bağlı işyerlerinde ihale sözleşmesini kaybetmesi üzerine davanın takibinden vazgeçilmiştir.
II- Asıl işveren ile alt işverenler (taşeronlar) arasındaki ilişkinin muvazaaya
dayandığı konusunda açılan davalar ve derdest dosyalar:
DD-004-Ordu İş Mahkemesi’nin 2010/ 456 Esas sayılı dosyasında Metsan Toplu Temizlik Yemek İnşaat Spor ve Eğitim Hizmetleri Kuyumculuk Sanayi ve Limited Şirketi’nin Ordu Üniversitesi
Rektörlüğü’nde gördüğü işlerin 2821 sayılı Sendikalar Yasası’nın 4. maddesi uyarınca yapılan Bakanlık işkolu tespiti ile 28 sıra numaralı “Genel işler” işkoluna girdiğinin tespit edilmesi üzerine söz
konusu tespite itiraz edilmiş ve itirazımızda esasen Metsan Ltd. Şti.’nin üniversite de çalışan işçilerini
asıl ve gerçek işverenlerinin Üniversite olduğu ve bu işçilerin gördüğü işlerin 17 sıra numaralı “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkoluna girdiği iddia edilmiştir. Davanın 5. duruşması 22.11.2011
tarihinde görülecek olup dosya halen derdesttir.
DD-013-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Konya Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü ve
bağlı işyerlerinde üyemiz bulunmadığına dair işletme düzeyinde olumsuz (menfi) yetki tespiti yazısına Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2011/ 37 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiş olup 31.01.2012 tarihinde üç tanığımız daha dinlenecek olup, toplam 9 tanık dinletilmiş olacaktır. Konya 3. İş Mahkemesinde Tez-Koop İş Sendikası’nın yetkisine itiraz ettiğimiz 2011/38 Esas sayılı dosyanın esası kapatılarak
Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2011/37 Esas sayılı dosyası ile birleşmiştir.
DD-014-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Konya Şelçuk Üniversitesi Rektörlüğü ve
bağlı işyerleri için işletme düzeyinde olumlu yetki tespiti yazısına Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2011/38
Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiştir. Söz konusu dava Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2011/37 Esas Sayılı dosyasında görülmekte olan aleyhimize gelen olumsuz yetki tespiti davası ile birleştirilmiş olup,
dava halen 2011/37 Esas sayılı dosya üzerinden görülmektedir.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
DD-015-Ankara 6. İş Mahkemesi’nin 2011/118 Esas-2011/125 Esas sayılı dosyasında Türk Patent
Enstitüsü’nde muvazaalı alt işveren sözleşmeleri ile çalıştırılırken sözde alt işveren tarafından işten
çıkartılan sekiz üyemiz için 10.02.2011 tarihinde sekiz adet işe iade davası açılmıştır. Mahkemece
yapılan yargılama neticesinde Ankara 6. İş Mahkemesi 15.09.2011 tarihli kararı ile sekiz davayı kabul
ederek davacıları asıl ve gerçek işverenleri olan TPE’deki işlerine iade etmiş mahkeme kararı davalı
TPE tarafından temyiz edilmiş olup, dosyalar halen temyiz incelemesindedir.
Yine Ankara 19. İş Mahkemesi’nin 2011/84 E-2011/129 E. sayılı dosyasında Türk Patent
Enstitüsü’nde muvazaalı alt işveren sözleşmeleri ile çalıştırılırken sözde alt işveren tarafından işten
çıkartılan 46 üyemiz için 09.02.2011 tarihinde 46 adet işe iade davası açılmıştır. Dosya bilirkişiden
dönmüş ve bilirkişi olumlu görüş bildirmiştir. Bilirkişi raporlarının davalıya tebliğ edilememesi nedeni
ile davanın duruşması 24.01.2011 tarihine ertelenmiştir.
DD-018- Sendikamız Türk Patent Enstitüsü’nde örgütlenmesinden sonra 03.12.2010 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurarak işyerinde işyeri düzeyinde toplu iş sözleşmesi bağıtlayabilmek için yetkili sendika olduğunun tespitini talep etmiştir. Bakanlık sendikamıza işyerinde yetkili sendika olmadığına dair olumsuz (menfi) yetki tespit yazısı gönderince söz konusu menfi tespite
Ankara 6. İş Mahkemesi’nin 2011/265 Esas sayılı dosyasında itiraz edilmiş ve Bakanlık olumsuz yetki
tespitinin reddi ile sendikamızın işyerinde aranılan çoğunluğa sahip olduğunun tespiti talep edilmiştir.
120
Dosyada olumsuz tespite itiraz edilirken esas itibarı ile Türk Patent Enstitüsünde 20.04.2009 tarihine
kadar muvazaalı alt işveren sözleşmeleri ile “Temizlik Hizmeti Sözleşmeleri” ile daha sonra bir günde
20.09.2009 tarihinden itibaren “Bilgisayar Hizmetlerine Ait Veri Girişi Sözleşmeleri” ile çalıştırılan işçilerin Türk Patent Enstitüsünün her türlü asıl işinde çalıştırıldığı, bu işlerin teknolojik nedenlerle bölünerek alt işverene verilmesi gereken işler olmadığı, Türk Patent Enstitüsü ile alt işverenler arasında
imzalanan sözleşmelerin işçi teminine yönelik muvazaalı alt işveren sözleşmeleri olduğu ve işyerinde
çalışan 110 işçinin asıl ve gerçek işverenlerinin TPE olduğu ileri sürülmüştür. Dosyada mahkeme tarafından res’en seçilen bilirkişiden alınan raporda bilirkişi muvazaa iddiasını yerinde bularak işçilerin
asıl ve gerçek işverenlerinin baştan itibaren TPE olduğunu, muvazaalı alt işverenlik sözleşmelerinin
işçi teminine yönelik olduğu, işyerinde TPE’ne bağlı olarak 111 işçi çalıştığı bunlardan 56 tanesinin
Sosyal-İş Sendikası’nın üyesi bulunduğu ve Sosyal-İş Sendikası’nın işyerinde toplu iş sözleşmesi bağıtlayabilmek için yarıdan bir fazla çoğunluğu sağladığı tespit edilmiştir. Mahkeme 24.11.2011 tarih
ve 2011/265 Esas sayılı kararı ile davamızı kabul ederek TPE’de çalışan 111 işçinin asıl ve gerçek işvereninin TPE olduğuna sendikamızın işyerinde toplu iş sözleşmesi imzalayabilmek için yasanın aradığı
yarıdan bir fazla çoğunluğa sahip olduğunu ve işyerinde yetkili sendika olduğuna karar vermiştir.
DD-029-Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü misafirhanesinde sözde alt işveren işçisi olarak
resepsiyon görevlisi olarak çalışırken işten çıkartılan üyemiz Fatih Gürdal için işe iade davası açılmış,
davada davacının işvereninin alt işveren şirket değil, Üniversite Rektörlüğü ile alt işveren arasındaki
sözleşmenin işçi teminine yönelik olup muvazaalı olduğundan Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü olduğu iddia edilmiş ve davacının asıl ve gerçek işvereni olan Süleyman Demirel Üniversitesi
Rektörlüğü’ndeki işine iadesi istenmiştir.
III- İdare Mahkemesi’nde açılan davalar:
DD-016-Türk Patent Enstitüsü’nde alt işverenler ile işçi temini ve güvencesiz işçi çalıştırmak amacı
ile muvazaalı bir biçimde çalıştırılan 110 işçinin işten çıkartılmaları üzerine bu işçilerin yerine 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B. maddesi uyarınca 115 adet sözleşmeli personel alınması
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
üzerine, söz konusu sözleşmeli personel alımının iptali için Sendikamız tarafından Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 2011/437 Esas sayılı dosyasında T.C. Maliye Bakanlığı’nın ve TPE’nün sözleşmeli
personel alımı işlemlerinin iptali için, duruşma ve yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açılmıştır.
Davada 5 ayrı dilekçe verilmiştir. Dosyanın duruşması 28.10.2011 tarihinde yapılmıştır. Dosya halen
incele aşamasındadır.
DD-017- Türk Patent Enstitüsü’nde alt işverenler ile işçi temini ve güvencesiz işçi çalıştırmak amacı
ile muvazaalı bir biçimde çalıştırılan 110 işçinin işten çıkartılmaları üzerine bu işçilerin yerine 657
sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/B. maddesi uyarınca 115 adet sözleşmeli personel alınması
üzerine, söz konusu sözleşmeli personel alımının iptali için Sendikamız tarafından bu işyerinden işten
çıkartılan üyesi sayın Özgühan Şirin’i temsilen Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 2011/477 Esas sayılı
dosyasında T.C. Maliye Bakanlığı’nın ve TPE’nün sözleşmeli personel alımı işlemlerinin iptali için, duruşma ve yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açılmış olup dosya halen inceleme aşamasındadır.
İCRA DOSYASI :
İCD-001 Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2010/17253 Esas sayılı dosyasında Çankaya Belde A.Ş.’nin
Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık 2009 aylarında üyelerden kesilip de sendikamızın hesabına yatırılmayan üyelik aidatlarının tahsili için, aidat121
lar 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 61. maddesi gereği ay, ay, en yüksek işletme kredisi faizi ile
birlikte hesaplanarak Çankaya Belde A.Ş.’ye 12.11.2010 tarihinde ilamsız takiplere mahsus ödeme
emri gönderilmiş, borçlunun Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2010/17253 sayılı dosyasına yatırdığı
43.485,23 TL’sinden İcra Müdürlüğünce yasal kesintiler yapıldıktan sonra, “Seri No: RDY2011 Sıra
No: 13585543, Reddiyat No 1924 ve 16.03.2011 tarihli Reddiyat makbuzu ile” İcra Müdürlüğü’nün
dosyasından tahsil edilen 39.825,08 TL’sı derhal İcra Müdürlüğüne birlikte gelen Muhasebe Sorumlusu Sayın Derya Taşkıran’a 16.03.2011 tarihinde teslim edilmiştir.
IV- Önceki hukuk danışmanımızdan devir alınan dosyalar.
Sendikamızın eski hukuk danışmanı 2010 yılından iş sözleşmesinin sona erdirdiği tarihe kadar çok
sayıda dava takip etmiş ve sonuçlandırmıştır. Eski hukuk danışmanı ile Sendikamız arasındaki iş sözleşmesinin ihbar önelleri sonunda 15.10.2010 tarihi itibarı ile de sona erdirilmesinden sonra kendisi
ile olan vekalet ilişkisi de sendikamız tarafından tek taraflı olarak 06.12.2010 tarihi itibarı ile sona
erdirilmiş, bu konuda kendisine çekilen ihtarname 08.10.2010 tarihinde kendisine ulaşmıştır. Eski
hukuk danışmanının 01.01.2010-15.10.2010 Tarihleri arasında sonuçlandırdığı davalar hakkında tam
olarak bilgi vermek bu konuda ayrıntılı zaman ve dosyaları ayrıntılı olarak incelemeyi gerektiren bir
araştırmayı gerektirdiğinden vakit darlığı nedeni ile bu konuda bir bilgi verilemeyecekse de, eski hukuk danışmanı bir liste ekinde devam eden davaları ve Yargıtay’daki dosyaları tarafımıza bildirmiştir.
Sendika ile eski hukuk danışmanı arasında vekalet ilişkisinin sendikaca tek taraflı olarak sona erdirilmesinden sonra da hukuk danışmanlığımız, bir avukatın açtığı davaları en iyi ve en sağlıklı şekilde
kendisinin takip edebileceği düşüncesi ile davaların eski hukuk danışmanı tarafından takip edilmesinin uygun olacağı şeklinde görüş bildirilmiştir. Ancak bizzat sendikanın tüzel kişiliği leyh ve aleyhine açılan (Yukarıda anlatılan DD-36, DD-39, DD-46, DD-47) davalar bizzat sendikanın vekaleti ile
takip edildiğinden ve kendisi ile vekalet ilişkisi sona erdiğinden bu davalar sendikamızda 18.10.2011
tarihi itibarı ile göreve başlayan yeni avukatı tarafından takip edilmiş ve sonuçlandırılmıştır. Yine
sendikanın üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak için pilot dava olarak Ankara 10. İş Mahkemesi’nin
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
2010/ 408 E. sayılı dosyasında sayın Hasan Yaman’ı temsilen açtığı dava ile Devlet Malzeme Ofisi
Genel Müdürlüğü’nden üyesi ve işyeri sendika temsilcisi sayın Muhsin Coşkun’u temsilen Ankara 4.
İş Mahkemesi’nin 2010/774 Esas sayılı dosyasında açtığı aynı konudaki pilot “ilave tediyeden sigorta
primi kesilemeyeceği ve kesilen sigorta primlerinin istirdadı davası” emsal olmak üzere tüm sendika
üyeleri için açıldığından sendika tarafından takip edilmek istenmiş” ise de, sayın Muhsin Coşkun söz
konusu davanın eski hukuk danışmanı tarafından sürdürülmesini istemiş ve sendikamıza yazılı beyanda bulunmuştur. Öte yandan sayın Aziz Yıldırım, sayın Bektaş Kandemir, sayın Canan Şule Severcan,
sayın Halis Mercan, sayın Hasan Erdinç (için açılan ayrımcılık davaları) ,sayın İbrahim Yılmaz (Alacak
davası), sayın Orhan Koç (Alacak ve ayrımcılık davası), Ruken Yonç Yavuz (Alacak davası) sendikanın
yetki belgesi ile açıldığından üyelere bir yazı yazılarak sonradan haklı olarak “sendikanın avukatı niçin
davamızı takip etmedi “ diye bir yakınma ve şikayet ve hukuki ihtilaf ortaya çıkmaması ve davaların
iletişimsizlik nedeni ile ortada kalmaması için, vekalet akdinden doğan özen borcu gereği,
“Sayın........... .............
Sendikamıza vermiş olduğunuz vekaletname ile sendikamızın eski avukatı sayın Ayşegül Doğan Sırmagül
tarafından işvereniniz aleyhine tarafımıza verdiğiniz yetki belgesi ve Sosyal İş Sendikası’nın vekaletnamesi ile,
sizi temsilen Ankara....... İş Mahkemesi’nin......... Esas sayılı dosyasında “ayrımcılık/tazminat” davası açılmıştır.
Söz konusu eski avukatımız ile sendikamızın vekalet ilişkisi sona erdiğinden bundan sonra sizin yapacağınız
122 tercihe göre söz
konusu davayı ya sendikamızın eski avukatı sayın Ayşegül Doğan Sırmagül’ün veya
sendikamız takip edecektir.
Söz konusu davayı sendikamız vasıtası ile takip ettirmek istiyorsanız durumu derhal ve çok acil tarafımıza
iletmenizi, eğer sayın Avukat Ayşegül doğan Sırmagül’ün takip etmesini istiyorsanız, Sendikamıza yine derhal
ve çok acil olarak yazılı olarak bilgi vermenizi, sendikamıza bu yazının tarafımıza tebliğinden itibaren bir hafta
içerisinde bilgi vermediğiniz takdirde davayı sendikamızın eski avukatı sayın Ayşegül Doğan Sırmagül’e takip
ettirmek istediğiniz anlaşılacağından sendikamızca dava ile ilgili herhangi bir işlem yapılmayacağını bilgilerinize rica ve arz ederiz”
şeklinde genel başkan ve genel sekreter imzalı iadeli taahhütlü mektup gönderilmiş, yine sendikanın vekaleti ve yetki belgesi dosyada bulunduğundan ve bir kısım iadeli taahhütlü mektuplar gönderilen adresten geri geldiğinden, aynı şekilde vekalet akdinden doğan özen borcu gereği söz konusu
üyeler telefonla aranarak kendilerine davalarının şu veya bu nedenle takipsiz kalmaması için kendilerine gönderilen iadeli taahhütlü yazıları bir an önce sendikaya göndermeleri istenmiştir. Sayın Hasan
Yaman ve Sayın Mehmet Özyazıcı dışında diğer davacıların asilleri davalarını sayın Avukat Ayşegül
Doğan Sırmagül’ün takip etmesini istediklerini belirtmişlerdir. Bu kararları bir davayı en iyi o davayı
başta hazırlayan, inceleyen, araştıran avukatın yürüteceği ve sağlıklı bir şekilde götüreceği düşüncesi
ile saygı ile karşılanmıştır. Yine Yargıtay’da bulunan dosyaların asılları Aziz Yıldırım (Alacak davası),
Bektaş Kandemir (Alacak davası), Candan İpekçi (Alacak davası), Candan İpekçi (İşe iade davası), Feride Demir Kambur (İşe iade davası), Halis Mercan (Alacak davası), Hasan Erdinç (Alacak davası), İsmail
Kaçar (ihbar tazminatı davası), Kamil Yadırgıcı (Alacak davası), Merve Öztürk (İşe iade davası), Nesrin
Aydın (Alacak davası), Nefise Kamer (işe iade davası), Orhan Koç (Alacak davası), Rafet Özgen (alacak
davası) gönderilen iadeli taahhütlü yazı ve yazıdan haberdar olmaları üzerine davalarının eski Hukuk
Danışmanı Sayın Avukat Ayşegül Doğan Sırmagül tarafından takip edilip sonuçlandırmalarını istemişlerdir. Sadece Yargıtay 9.H.D.’de dosyası olan üyemiz sayın Mehmet Özyazıcı davanın sendikamız
tarafından takibini istemiştir.
Hukuk İşleri Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
123
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
124
Uluslararası İlişkiler
Uluslararası İlişkiler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ULUSLARARASI İLİŞKİLER
125
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Uluslararası İlişkiler
İşçi sınıfının toplumsal ve siyasal bir güç olarak tarih sahnesinde güçlü bir biçimde yerini aldığı
19. yüzyılda, özellikle Sanayi Devrimi’nin yaşandığı ülkelerde hız kazanan işçi sınıfı mücadelesinin
uluslararasılaşması kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Çalışma saatlerinin sınırlandırılması
mücadelesinde uluslararası bir eylem günü olarak ortaya çıkan 1 Mayıs, işçi sınıfının enternasyonel
mücadelesinin önemli bir göstergesi olmuş, bu süreçte işçi sınıfının ulusal ölçekteki örgütlenmeleri
giderek bölgesel ve küresel örgütlenmelere doğru uzanmıştır. Özellikle belli işkollarında örgütlü olan
sendikalar, kıta ve dünya ölçeğinde federasyonlarda birleşmeye başlamış, 20. yüzyılda bu küresel
örgütlenmeler giderek kurumsallaşmıştır.
1970’lerden bu yana yaşanan kapitalist küreselleşme süreci ile birlikte, işçi sınıfının uluslararası
örgütlenmeleri daha da önem kazanmıştır. Sermaye sınıfı için dünyanın küresel bir köy haline geldiği,
sermayenin sınır tanımaksızın yerküreyi sömürü havzaları olarak yeniden haritalandırdığı bu çağda,
işçi sınıfının uluslararası ölçekte örgütlenmesi ve mücadele etmesi, belki de hiç olmadığı kadar elzem
hale gelmiştir. Özellikle Türkiye gibi, “ihracata yönelik kalkınma politikası”nı benimseyen ve kapitalist
küreselleşme sürecinde “ucuz emek gücü” ile eklemlenmeye çalışan ülkelerde, çok uluslu şirketlerin
faaliyetlerinin artması ile birlikte, uluslararası sendikal yapılar sendikal örgütlenme bakımından da
dikkate değer bir rol oynamaya başlamıştır.
UNI üyeliği
Özellikle ticaret sektöründe son dönemde yaşanan gelişmeler göz önünde
bulundurulduğunda, sendikamızın faaliyet gösterdiği işkolu açısından uluslararası örgütlenmelerin önemi daha açık görülmektedir. Dünya ölçeğinde 150
ülkede, toplam 20 milyon işçinin üyesi olduğu 900 sendikanın uluslararası
126 örgütü olan UNI Küresel Sendika, işkolumuzun dünya ölçeğindeki federasyonudur. UNI Küresel Sendika’nın Avrupa ölçeğindeki bölgesel federasyonu
ise UNI Avrupa’dır. Türkiye’den 2’si işkolumuzda olmak üzere 6 sendika UNI
Küresel Sendika’ya üye olmakla birlikte, sendikamız bugüne kadar herhangi
bir üyelik başvurusunda bulunmamıştır.
Sendikamız, son dönemde sendikamızın UNI Küresel Sendika ve UNI
Avrupa’ya üye olmamasının önemli bir eksiklik olduğunu tespit ederek, bu
konuyu gündemine almış ve çalışmalara başlamıştır. Bu çerçevede UNI üyeliği
sendikamızın çeşitli organlarında ele alınarak, UNI Küresel Sendika ile kurumsal ilişki içine girilmiştir.
UNI Avrupa Genel Sekreteri ile görüşme
Sendikamızı anlatan İngilizce bir broşür hazırlanmış, 2010 yılı Aralık ayında İstanbul’da UNI Avrupa Eski Genel Sekreteri Bernadette Segol ile Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar ve Sendikamız
Uzmanı Onur Bakır tarafından bir görüşme yapılmış, bu görüşmede sendikamızın tanıtım broşürü
sunularak, UNI üyeliği konusunda sendikamızın yaklaşımı ifade edilmiştir.
2011 yılı Eylül ayında ise Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, UNI Genel Sekreteri Philip
Jennings ile UNI Avrupa Genel Sekreteri Oliver Roethig’e birer mektup yazarak, UNI üyeliğinin sendikamızın Genel Kurulu’nda gündeme alınacağını belirtmiş, UNI yöneticilerini Genel Kurulumuza davet
etmiştir. Yine 2011 yılı Aralık ayında Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, hem UNI yöneticilerine hem de UNI’nin sektör yöneticilerine birer mektup yazarak daveti yenilemiştir.
Uluslararası İlişkiler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
UNI’den sendikamıza ziyaret
Sendikamızın girişimleri üzerine 2011 yılı Kasım ayında UNI Küresel Sendika Stratejik Kampanyalar ve Örgütlenme Birimi’nden Olga Vinogradova ile UNI Avrupa
Gençlik Birimi Yöneticisi Deniz Akdoğan Sendikamız Genel Merkezi’ne bir ziyarette bulunarak, Sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar ile sendikamızın UNI üyeliği konusunda görüş alışverişinde bulunmuştur. Görüşmenin
ardından Sendikamız yöneticilerinin de katılımı ile Metro Etlik Mağazası’nda çalışan üyelerimiz ziyaret edilmiş,
Olga Vinogradova üyelerimiz ile sohbet etmiştir.
Bilgilendirme çalışmaları
Öte yandan Sendikamız Gazetesi’nin Ağustos-Kasım
2011 sayısında UNI Küresel Sendika ile ilgili iki sayfalık
bir bilgilendirme broşürü yayınlanmış, 22-24 Ekim 2011
tarihinde yapılan Şube Yöneticileri Eğitimi’nde Sendikamız üyesi DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü
Kıvanç Eliaçık, uluslararası ölçekte sendikal örgütlenme
ve mücadele hakkında bir sunum yaparak, sendikamızın
üyesi olmaya hazırlandığı UNI Küresel Sendikası’na ilişkin önemli bilgiler vermiştir.
Üyelik süreci
Sendikalar Kanunu ve sendikamızın tüzüğüne göre, uluslararası bir örgüte üye olabilmemiz ancak Genel Kurul kararıyla mümkündür. Dolayısıyla Sendikamızın Genel Kurulu’nda, oylamaya katılan
delegelerimizin en az üçte ikisinin oyuyla UNI Küresel Sendika ve UNI Avrupa’ya üye olma kararı
almamız gerekmektedir. Genel Kurul’da alınacak kararın ardından sendikamız, UNI Küresel Sendika
ve UNI Avrupa’ya üyelik başvurusunda bulunacaktır. UNI Küresel Sendika ve UNI Avrupa, üyelik başvurumuzu kabul ettikten sonra üyelik işlemi gerçekleşmiş olacaktır.
CCWU ile işbirliği protokolü
Öte yandan Sendikamız ile Eski Sovyet Ülkelerini oluşturan 15 ülkeden sendikaların üyesi olduğu
“Uluslararası Ticaret, Yemek, Tüketici Kooperatifleri
ve Çeşitli Girişimlerde Çalışan İşçilerin Sendikalarının
Konfederasyonu” (CCWU) arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı. 15 Haziran 2011’de Antalya/Side’de
gerçekleştirilen törene sendikamızdan Genel Başkan
Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar ve Antalya
Şube Başkanı Metin Özboz katıldı.
Genel Başkan Metin Ebetürk yaptığı konuşmada,
127
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Uluslararası İlişkiler
sermayenin giderek küreselleştiğini
ifade ederek, “Sermaye küreselleşirken, emekçiler ulusal sınırlar içinde
sermayeye ucuz işgücü olarak sunuluyor. Çok uluslu şirketler, emek maliyetlerini aşağıya indirmenin yolunu
arıyor. İşte böyle bir süreçte, uluslararası dayanışmanın, uluslararası sendikal birliğin ve örgütlenmenin önemi
daha da artıyor. Tüm dünyayı egemenliği altına alan neoliberal küreselleşmeye karşı emeğin küresel direniş cephesini oluşturmak gerekiyor” dedi.
Ebetürk “Sosyal-İş Sendikası olarak eski Sovyet ülkelerindeki kardeş sendikalarımız ile bir işbirliği
ve dayanışma sürecini başlatmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu işbirliği ve dayanışmanın, bugün
imzalayacağımız anlaşma ile kurumsal bir boyut kazanacak olması da ayrıca büyük önem taşıyor. Dilerim, bu işbirliğini hep birlikte yaşama geçireceğiz. Sizleri ülkemde görmekten dolayı çok mutluyum”
şeklinde konuştu.
Uluslararası Ticaret, Yemek, Tüketici Kooperatifleri ve Çeşitli Girişimlerde Çalışan İşçilerin Sendikalarının Konfederasyonu (CCWU) Genel Başkanı Bayan Mitrofanova Pavlovna Valentina ise yaptığı
konuşmada konfederasyon hakkında bilgi verdi. Valentina, 105 yıl önce kurulan konfederasyonun 9
milyon üyesi bulunduğunu, 5 yılda bir kongre topladıklarını ve her yıl üye ülkelerin birinde danışma
toplantısı yaptıklarını anlattı. Uluslararası sermayenin kendi ülkelerinde de hızla büyüdüğünü, bu128 nunla beraber yüzlerce sorun yarattığını anlatan Valentina, “Bu konuda uluslararası dayanışmaya
ve birlikte mücadeleye ihtiyaç duymaktayız. Uluslararası firmalarla mücadelede yeni yolları birilikte
bulmalıyız.” şeklinde konuştu. Valentina, imzalanan işbirliği anlaşmasının mücadeleye katkı sağlayacağına inandığını ifade etti. Valentina bir sonraki ortak toplantıyı Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi
ülkelerden birinde yapmak üzere sendikamızı davet etti.
Konuşmaların ardından Sendikamız ile Eski Sovyet Ülkelerini oluşturan 15 ülkeden sendikaların
üyesi olduğu “Uluslararası Ticaret, Yemek, Tüketici Kooperatifleri ve Çeşitli Girişimlerde Çalışan İşçilerin Sendikalarının Konfederasyonu” (CCWU) arasında bir işbirliği anlaşması imzalandı.
Kadın Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
KADIN ÇALIŞMALARI
129
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kadın Çalışmaları
Sendikamız açısından kadın üyelerimiz, kadın emeği ve kadın sorunlarına ilişkin çalışmalar birçok
yönden önem taşımaktadır. Her şeyden önce “eşitlik ve adalet” gibi temel ilkeler üzerine inşa olan
bir sendikal gelenek açısından, nasıl kapitalist sömürüye ve kapitalizmin yarattığı eşitsizliklere karşı
mücadele temel görevlerden biri ise, patriarkal sömürüye ve erkek egemen sistemin yarattığı eşitsizliklere karşı mücadele de sendikamızın temel sorumluluklarından biridir. Sendikal örgütlenmenin
doğası gereği kadın emeği merkezde olmak üzere, yaşamın her alanında cinsiyet eşitliğinin yakalanması, sendikamızın bu alandaki çalışmalarının temel hedefini oluşturmaktadır.
Öte yandan sendikamızın örgütlü hizmetler sektörünün gerçekleri, kadın işçilere yönelik faaliyetlerin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır. Öyle ki genel olarak hizmetler sektörü, Türkiye’de kadın emeğinin en çok yoğunlaştığı alan olarak göze çarpmaktadır. Tablo-1’den görüleceği üzere ücretli
olarak çalışan kadınların yüzde 68’i hizmetler sektöründe olduğu gibi hizmetler sektöründe çalışanların yüzde 26,7’si kadındır.
Tablo-1: Ücretli Çalışanların Cinsiyet ve Sektörlere Göre Dağılımı
Ücretli Çalışanların Cinsiyet ve Sektörlere Göre Dağılımı (2010)
Sanayi
Hizmetler
Tarım
Toplam
Kadın
826.000
2.215.000
219.000
3.260.000
Erkek
4.124.000
6.070.000
308.000
10.502.000
Toplam
4.950.000
8.285.000
527.000
13.762.000
130
Sendikamızın faaliyet gösterdiği 17 no’lu işkolunda çalışan sigortalı işçilerin cinsiyete göre dağılımına ilişkin veriler en son 2002 yılında yayınlandığı için güncel veriler mevcut değildir. Bununla
birlikte sendikamız üyeleri açısından bakıldığında, sendikamız üyelerinin yüzde 40,5’inin kadın olduğu görülmektedir. Tablo 2’de görüleceği üzere, sendikamızın örgütlü olduğu bazı alanlarda, kadın
üyelerimizin oranı erkek üyelerimizin oranını geçebilmektedir. Öyle ki, belediye şirketlerinde çalışan
üyelerimizin yüzde 62’si; “oda, sendika, dernek, birlik, vakıf” türü işyerlerinde çalışan üyelerimizin ise
yüzde 56,7’si kadındır.
Tablo-2: Sosyal-İş Sendikası Üyelerinin Cinsiyete Göre Dağılımı
İşyeri Türü
Kadın
Erkek
yüzde 36
yüzde 64
yüzde 40,8
yüzde 59,2
yüzde 62
yüzde 38
Oda, Sendika, Dernek, Vakıf, Birlik
yüzde 56,7
yüzde 43,3
Kamu ve Üniversiteler
yüzde 28,1
yüzde 71,9
Eğitim
yüzde 46,6
yüzde 53,4
Metro Grosmarket
Toptan ve Perakende Ticaret
Belediye Şirketleri
Kadın Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Son 2 yıllık dönemde, sendikamızın kadın çalışmaları konusunda faaliyetlerinde bir artış görülmekle birlikte, sendikamızın olması gerektiği noktada olduğunu söylemek güçtür. Bununla birlikte
son dönemde, sendikamızın kadın çalışmaları alanında daha güçlü adımlar atabilmesinin önemli dayanakları da oluşmuştur. Sendikamızda “kadın komisyonları” kurulması ve sendikamız tüzüğünde
gerekli değişikliklerin yapılması için çalışmalar başlatılmıştır. Ayrıca sendikamız gazetesinin içinde
ağırlıkla kadın üyelerimiz tarafından hazırlanan bir “Kadın Eki” de yayınlanmaya başlanmıştır.
Son dönemde, sendikamızın kadın çalışmaları ağırlıkla, DİSK Kadın Komisyonu’nun Ankara ve İstanbul’daki faaliyetleri üzerinden yürümüştür. Sendikamız üyeleri DİSK Kadın Komisyonu’nda aktif ve
etkin olarak görev aldıkları gibi, sendikamız üyesi kadınlar da DİSK Kadın Komisyonu’nun gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklere katılmıştır.
Aşağıda Ankara ve İstanbul’da yapılan çalışmaların dökümü sunulmuştur:
ANKARA
Sosyal-İş üyesi kadınların da içerisinde aktif olarak yer aldığı DİSK Kadın Komisyonu; 2010 ve 2011
yıllarında başta 25 Kasım ve 8 Mart haftaları olmak üzere; kadın cinayetleri, işçi kadın direnişleri gibi
birçok gündem dahilinde; emek ve meslek örgütlerinden kadınlar, kadın örgütleri, birçok siyasi parti,
dernek ve kitle örgütlerinden kadınlarla birlikte Ankara’da düzenlenen birçok protesto, eylem ve kitlesel basın açıklamalarının örgütleciyisi olarak bu etlinliklere katılım sağladı. Birçok kurumun bileşeni
olduğu Ankara Kadın Platformu ile ortak eylemlilikler ve etkinlikler yapıldı.
25 Kasım çalışmaları
131
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma
ve Mücadele Günü çerçevesinde 2010 ve 2011 yıllarında emek ve
meslek örgütlerinden kadınlar, kadın örgütleri, birçok siyasi parti,
dernek ve kitle örgütlerinden kadınlarla birlikte 25 Kasım Kadına
Yönelik Şiddetle Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü dolayısıyla düzenlenen eylem ve etkinliklere katılım sağlandı.
2010
DİSK’li, KESK’li, TTB’li, TMMOB’li kadınlar 25 Kasım 2010 tarihinde Ankara’da “Kadına Yönelik Şiddete Hayır” kampanyası dahilinde
ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yine 25 Kasım 2010 tarihinde Ankara Kadın Platformuyla birlikte eylem gerçekleştirildi. Eylemde Sosyal-İş Sendikası üyesi kadınlar da yeraldı.
25 Kasım 2011 ‘de de DİSK Kadın Komisyonu’nun da bileşeni olduğu 25 Kasım Kadın Platformu ile birlikle eylem yaptı.
2011
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kadın Çalışmaları
8 Mart çalışmaları
2010 ve 2011 yıllarında DİSK
Kadın Komisyonu Dünya Emekçi
Kadınlar Günü dolayısıyla etkinlikler ve eylemlilikler gerçekleştirdi.
8 Mart Kadın Platformu’nun
bileşeni olarak; 8 Mart öncesinde ve 8 Mart gününde gerçekleştirilen eylem ve etkinliklerin
örgütleyicisi olunarak katılım
sağlandı. Ayrıca, 2010 yılında
Ankara’da DİSK Kadın Komisyonu üyesi kadınlar, KESK’li,
TMMOB’lu ve TTB’li kadınlarla
birlikte 8 Mart’ın kadınlar için
tatil yapılması ile ilgili kanun
tasarısı hazırlayıp ve TBMM’de
grubu bulunan siyasi partilerle
görüşmeler yaptı.
2010
2011
8 Mart 2011 günü sabahı
Türk Patent Enstitüsü önünde iş2011
2011
ten çıkartılan Sosyal-İş Sendikası
üyesi 64’ü kadın 110 işçi ile dayanışma eylemi düzenlendi ve basın açıklaması yapıldı. Ardından DİSK Ankara Kadın Komisyonunun
da düzenli üyesi olduğu Ankara Kadın Platformu tarafından düzenlenen 8 Mart mitingine Sosyal-İş
132
üyesi Türk Patent Enstitüsü işçisi kadınlarla birlikte katılım sağlandı.
Diğer çalışmalar
DİSK Kadın Komisyonu 8 Mart ve 25 Kasım tarihleri dışında da kadınların yaşadıkları sorunlarla
ilgili eylem ve etkinliklerde yer aldı. DİSK Ankara Kadın Komisyonu Mersin Üniversitesi Hastanesi’nde
çalışan Dev-Sağlık İş üyesi Fatma Baytar’ın; taşeron firma tarafından, hamile olduğu gerekçesiyle
işten atılması üzerine 5 Nisan 2010 tarihinde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. 17 Eylül 2011 tarihinde Ankara’da “Kadınlar Savaş İstemiyor” mitingine katılım sağlandı.
Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından 9-10 Aralık 2010 tarihlerinde Ankara’da
düzenlenen “Kadınların ve Kız Çocuklarının Eğitim, Öğretim, Bilim ve Teknolojiye Erişimleri” konulu
toplantıya katılım sağlandı. DİSK Kadın Komisyonu; 29 Mayıs 2011 tarihinde “Herkes sussun, kadınlar konuşsun” mitingine ve Çankaya Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclisi’nin 8 Temmuz 2011
tarihinde yapılan Kadın Meclisi Genel Kurulu’na katıldı.
Kadın Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İSTANBUL
8 Mart Paneli (2010)
8 Mart 2010 yılı çalışmaları dahilinde DİSK İstanbul Kadın Komisyonu 8 Mart’ın 100. Yılı nedeniyle, 3 Mart 2010 tarihinde DİSK Genel Merkezi’nde kapitalist egemen sistemin çalışma yaşamında
kadınların yaşadığı sorunların anlatıldığı “Sendikalarda ve Çalışma Hayatında Kadın” başlıklı bir panel
düzenledi. Sendikamız üyesi kadınlar da panele katıldı.
8 Mart Mitingi (2010)
8 Mart 2010 yılı çalışmaları dahilinde Konfederasyonumuzun da içerisinde yer aldığı 8 Mart Kadın
Platformu’nun 8 Mart’ın 100. Yılı nedeniyle “8 Mart’ın 100. Yılında Yaşasın Kadınların Örgütlü Mücadelesi Birlikte El Ele Daha Güçlüyüz” sloganıyla bir miting düzenledi. 6 Mart 2010 tarihinde düzenlenen mitinge DİSK korteji içinde sendikamız üyesi kadın işçiler de yürüdü.
Bilgi Üniversitesi Ziyareti
DİSK Kadın Komisyonu 10 Haziran 2010 tarihinde sendikamıza üye oldukları için işten atılan Bilgi
Üniversitesi çalışanlarını ziyaret etti. Ziyareti DİSK Kadın Komisyonu ile birlikte komisyona katılan
sendikamız üyesi kadınlar örgütledi.
Dünya Kadın Yürüyüşü
İstanbul’da gerçekleştirilen Dünya Kadın Yürüyüşü’nün
organizasyon komitesinde kadın örgütlerinin yanında DİSK
Kadın Komisyonu da yer aldı. Dünya Kadın Yürüyüşü’nün
İstanbul buluşması için yaklaşık 22 ülkeden gelen yüzlerce
kadın aktivist, Türkiye’li kadınlarla birlikte 30 Haziran 2010
tarihinde İTÜ’nün Maçka Kampüsü’nde bulunan İşletme
Fakültesi binasında söyleşi ve atölye çalışmaları gerçekleştirdi. Sendikamız üyelerinden Bilge Çoban, “Direnişlerden
Kadınlar Atölye Çalışması” başlıklı etkinliğin açılış konuşmasını yaparken, “Sendikalarda Kadın Atölyesi”nde bir sunum
gerçekleştirdi.
Avrupa Sosyal Forumu
Avrupa Sosyal Forumu, 1-4 Temmuz 2010 tarihleri arasında İstanbul’da İstanbul Teknik Üniversitesi Maçka ve
Gümüşsuyu Kampüslerinde gerçekleştirilen forumun ikinci gününde “Avrupa Birliği (AB) kriz politikalarının kadınlar
üzerindeki etkileri” konulu seminerde Sendikamız, DİSK adına Türkiye’deki kadın istihdamı ve kadınların krizden etkilenmeleri üzerine bir sunum yaptı.
133
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kadın Çalışmaları
25 Kasım Eylemi (2010)
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma
ve Mücadele günü çerçevesinde
DİSK Kadın Komisyonunun da yer aldığı “İstanbul 25 Kasım Kadın Platformu” tarafından düzenlenen Galatasaray’dan Taksim’e
yapılan yürüyüşe sendikamız üyesi kadınlar da katıldı.
8 Mart Mitingi (2011)
5 Mart 2011 tarihinde DİSK İstanbul Kadın Komisyonu pankartı
arkasında 8 Mart Kadın Platformu ile İstanbul Kadıköy’deki mitinge katılım sağlandı. Sendikamız üyeleri de DİSK pankartı arkasında
yürüdü.
8 Mart Paneli
8 Mart 2011 tarihinde Doğuş Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen “Kadın Haklarının Neresindeyiz?” başlıklı panelde DİSK Kadın Komisyonu’nu temsilen sendikamız sunum gerçekleştirdi.
Bericap, Campana ve Hanoğlu ziyareti
Petrol-İş üyesi Bericap ve Deri İş üyesi Campana işçilerinin direnişlerine emek ve meslek örgütlerinden kadınların gerçekleştirdiği ziyarete sendikamız üyesi kadınlar da katıldı. 2011 yılında İstanbul
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan Dev-Sağlık İş üyesi Güllü Hanoğlu’nun işten çıkarılması üzerine başlattığı direnişe DİSK Kadın Komisyonu olarak 19 Temmuz 2011 tarihinde destek
ziyaretinde bulunuldu. Ziyarete sendikamız üyesi kadın işçiler de katıldı ve basın metnini sendikamız
134 okudu.
25 Kasım Eylemi (2011)
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele günü çerçevesinde
İstiklal Caddesi’nde düzenlenen yürüyüşe sendikamız üyesi kadınlar da katıldı.
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
BASIN-YAYIN ve HALKLA İLİŞKİLER
DAİRESİ ÇALIŞMALARI
135
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
136
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
SENDİKA GAZETESİ
Son 2 yıl içinde sendikamız gazetesi, Kasım-Aralık 2009- Ocak 2010,
Şubat-Mart-Nisan 2010, Mayıs-Haziran 2010, Temmuz-Kasım 2010, Aralık 2010- Mart 2011, Nisan-Temmuz
2011 ve Ağustos-Kasım 2011 dönemlerinde 7 sayı olarak yayınlanmıştır.
Kasım-Aralık 2010 sayısının ardından Sosyal-İş Gazetesi’nin içerik ve
mizanpajı yenilenmiş, içerik ve tasarım açısından daha zengin bir yapıya
kavuşturulmuştur. Sendika Gazetesi’nde, DİSK ve çalışma yaşamı
ile ilgili güncel gelişmeleri aktaran sayfaların yanı sıra, “İşçi Sağlığı”, “Sağlık ve Sosyal Güvenlik”, “Dosya”, “Rapor”, “Kültür-Sanat”,
“Spor”, “İşçinin Dünyası” sayfaları oluşturulmuştur. Öte yandan
Sosyal-İş Gazetesi’nde “işyeri sendika temsilcileri ile röportaj” ve
“üyelerimizden görüşler” bölümleri de oluşturulmuştur.
Sendika Gazetemizin son sayılarında, özellikle bazı sayfaların
bizzat üyelerimiz tarafından hazırlanması için çalışma başlatılmış
ve gazetemizin çeşitli sayfalarını üyelerimiz hazırlamaya başlamıştır.
Öte yandan Kasım-Aralık 2009-Ocak 2010 sayısından itibaren,
Sendikamız Gazetesi içinde 4 sayfalık bir Kadın Eki de yayınlanmaya başlanmış, ağırlıkla kadın üyelerimiz tarafından hazırlanan Kadın Eki, “çek-al” şeklinde tasarlanmıştır.
İNTERNET SİTESİ
Sendikamızın internet sitesi 2010 yılı içinde görsel tasarımı ve
içeriği ile yenilenmiş; bu yeni içeriği ile üyelerimizin ilgisine sunulmuştur.
Yenilenen tasarım ve içerikle üyelerimize ve siteyi ziyaret edenler için daha kolay kullanıma sahip ve anlaşılır bir site oluşturulmaya çalışılmış ve yeni hizmetler sunulmuştur.
Olağanüstü Genel Kuruldan 26 Ekim 2011 tarihine kadar internet sitemize toplam 137 adet haber girişi yapılmıştır. Her haberin
içerisinde, o habere ait fotoğraf galerileri de mevcuttur.
137
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
SİTEMİZE GİRİLEN HABERLERİN DÖKÜMÜ ŞU ŞEKİLDEDİR
malarına başladı (16.03.2011)
• Şube Yöneticileri Eğitimi tamamlandı
(26.10.2011)
• Uludağ Üniversitesi işçileri hakları için
eylem yaptı (14.07.2011)
• Ebetürk: Geç gelen adalet, adalet değildir (13.10.2011)
• METRO GROSMARKETLERDE
SON... (02.07.2011)
MUTLU
• SON DAKİKA! Çankaya Belde AŞ işçileri
oturma eyleminde (14.03.2011)
• On binler Ankara’da buluştu (10.10.2011)
• METRO GROSMARKETLERDE GREV KARARI İLAN EDİLDİ! (09.06.2011)
• On binler çok ses, tek yürek oldu: Herkese sağlık, güvenceli iş, güvenli gelecek!
(14.03.2011)
• ÇANKAYA BELDE AŞ DAVASI SENDİKAMIZ
LEHİNE SONUÇLANDI (09.06.2011)
• SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI 13
MART’TA ANKARA’DAYIZ! (10.03.2011)
• Sadık Özben vefat etti (07.10.2011)
• Selahattin Selçuk
(05.10.2011)
Sayın
vefat
etti
• 8 EKİM’DE ANKARA’DAYIZ! (04.10.2011)
• ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ’NDE MUVAZAA
KESİNLEŞTİ (07.06.2011)
• Kıdem tazminatının gaspına karşı emekçiler Meclis’teydi: Haklarımızı gasp ettirmeyeceğiz! (03.10.2011)
• Çözüme doğru önemli adım... ÇANKAYA BELDE AŞ İLE PROTOKOL İMZALANDI
(26.05.2011)
• Patent Enstitüsü’nde muvazaa ve işe iade
kararı çıktı (01.10.2011)
• Sendikamız emekçilerin son 10 yıllık panoramasını çıkardı (23.05.2011)
• İZMİR, ANTALYA ve ANKARA ŞUBE GENEL
KURULLARI TOPLANDI (19.09.2011)
• İstanbul Barosu Üye Eğitim Semineri başarıyla tamamlandı: ‘BİRLİKTE ÜRETTİK,
BİRLİKTE ÖĞRENDİK’ (09.05.2011)
• Çankaya Belde AŞ’de mutlu son: Belde AŞ’de toplu iş sözleşmesi imzalandı
(13.09.2011)
• İstanbul Şubesi Olağan Genel Kurulu toplandı (13.09.2011)
• İZFAŞ’TA
ANLAŞMA
(28.08.2011)
SAĞLANDI
• İZFAŞ GREVİMİZ DURDURULDU! GREVE ‘ULUSLARARASI İTİBAR’ ENGELİ
(24.08.2011)
• İZFAŞ’ta grev başladı: “Taleplerimiz karşılanana kadar grevdeyiz” (22.08.2011)
• İZFAŞ’TA
GREV
(05.08.2011)
• Gazetemizin son
(04.08.2011)
İLANI
sayısı
YAPILDI!
yayımlandı
138 • Mücadelemiz sonuç verdi... Sedat Yaylacı
işe geri dönüyor! (29.07.2011)
• Sendikamız Rektörlükle Yaylacı’nın durumunu görüşecek (27.07.2011)
• Çanakkale emekçisine
(23.07.2011)
sahip
çıktı
• Zeki Kılıç’ı kaybettik... (06.05.2011)
• Üç fidan, çınarına kavuştu… Halit Çelenk’i
Denizler’e uğurladık (06.05.2011)
• İzmir Büyükşehir Belediyesi baskınına ortak tepki (05.05.2011)
• 1 Mayıs TAKSİM’de coşkuyla kutlandı
(04.05.2011)
kadınlar
sokaktaydılar
• 8 Mart’ta işsiz kalan Patent işçileri eylemdeydi: ‘İŞİMİZİ GERİ İSTİYORUZ’
(08.03.2011)
• SENDİKAMIZ ÜYESİ AHMET ŞIK’A YAPILAN
KOMPLOYU KINIYORUZ! (03.03.2011)
• Genel Başkan Ebetürk: METAL İŞÇİLERİ
VE BİRLEŞİK METAL-İŞ’LE DAYANIŞMA
İÇİNDEYİZ! (03.03.2011)
• İstanbul Barosu çalışanlarından KEMAL
TÜRKLER KİTAPLIĞI (03.03.2011)
• Sendikamızdan Birleşik Metal-İş’e dayanışma ziyareti (01.03.2011)
• Çankaya Belde A.Ş. işçileri son kez uyardı:
Ya çözüm ya iş bırakma! (25.02.2011)
• ANKARA VE İZMİR’DE EMEKÇİLER 1 MAYIS MEYDANLARINDA (04.05.2011)
• Çankaya Belde A.Ş. işçileri Kılıçdaroğlu’na
mektup gönderdi (17.02.2011)
• İL İL 1 MAYIS 2011 (04.05.2011)
• Türk Patent Enstitüsü işçileri: “İşimizi geri
istiyoruz” (15.02.2011)
• 1 Mayıs coşkuyla kutlandı (02.05.2011)
• Metro Grosmarket yöneticilerinden sendikamıza ziyaret (29.04.2011)
• HAYDİ 1 MAYIS’A, HAYDİ 1 MAYIS ALANLARINA! (21.04.2011)
• Metro Grosmarket çalışanlarına yönelik TİS Temel Eğitimleri tamamlandı
(13.04.2011)
• Gazetemizin son
(07.04.2011)
sayısı
yayımlandı
• Yöneticilerimiz Kılıçdaroğlu’yla görüştü
(22.07.2011)
• Sosyal-İş tüm emekçilerle birlikte 3
Nisan’da haykırdı: TAŞERONU YENECEĞİZ! HER YERDE! (04.04.2011)
• Sedat Yaylacı derhal işe iade edilsin!
(21.07.2011)
• Güvenceli iş, insanca yaşam için 3
Nisan’da Ankara’dayız (23.03.2011)
• Özcan Kesgeç unutulmadı (19.07.2011)
• Metal’de ilk kıvılcım çakıldı! MESS GREVLERİ BAŞLADI! (23.03.2011)
• Genel Başkanımız Metin Ebetürk, Ahmet
Şık’la görüştü (15.07.2011)
• Kar altında
(08.03.2011)
• Sendikamız yeni hizmet binasında çalış-
• TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ’NDE SALI
GÜNÜ EYLEM VAR! TÜM ÜYELERİMİZİ VE DOSTLARIMIZI BEKLİYORUZ!
(14.02.2011)
• Belde AŞ’ye üyelerimizin alacakları nedeniyle para cezası kesildi (14.02.2011)
• Sendikamızdan Çankaya Belediyesi’ne
uyarı: “ÇÖZÜM YOKSA EYLEM VAR”
(07.02.2011)
• GENEL MERKEZ ve ANKARA ŞUBEMİZ
YENİ ADRESLERİNDE (07.02.2011)
• Genel Merkezimiz yeni yerine taşınıyor
(26.01.2011)
• Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yöneticileri ziyaret edildi (25.01.2011)
• Uğur Mumcu unutulmadı... (25.01.2011)
• KESK ziyaret edildi (24.01.2011)
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
• İstanbul
Barosu
(20.01.2011)
ziyaret
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
edildi
• İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde iki üyemizin işe dönüşü sağlandı (27.07.2010)
• Metro Grosmarketlerde TİS görüşmeleri
başladı (19.01.2011)
• SOSYAL-İŞ İLE İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ ARASINDAKİ İLK GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRİLDİ (22.07.2010)
• Basında Selçuk Üniversitesi taşeron davası (14.01.2011)
• SENDİKAMIZ İLE ASMMMO ARASINDA ÖRNEK BİR TOPLU SÖZLEŞME
(13.01.2011)
• Gazetemizin Mayıs-Haziran 2010 sayısı
(21.07.2010)
• İlk bilişim grevi kazanımla sonuçlandı
(21.07.2010)
• SELÇUK ÜNİVERSİTESİ’NDE TAŞERONA
KARŞI DAVA AÇILDI (12.01.2011)
• Kesgeç’in anısı sendikamızda yaşıyor
(19.07.2010)
• BİLGİ İLK SINAVI GEÇTİ (10.01.2011)
• ÜNİBEL GREVİMİZDE 7. günde anlaşma
sağlandı (16.07.2010)
• BİLGİ EYLEME GEÇİYOR (07.01.2011)
• Bilgi Üniversitesi’nde yaşanan son gelişmeler (06.01.2011)
• Bu yasa torbaya, mızrak çuvala sığmaz
(31.12.2010)
• Bilgi Üniversitesi’nde Yeni Dönem ve
Akademik Emek (30.12.2010)
• Yeni yılınız kutlu olsun! (29.12.2010)
• DMO Genel Müdürü Ziyaret edildi
(29.12.2010
• Sendikamız asgari ücret raporu yayımladı
(27.12.2010)
• Eski Sendika Başkanlarından ziyaret
(24.12.2010)
• Gazetemizin son
(08.12.2010)
sayısı
yayımlandı
• Dershane Öğretmenleri için 15 Soruda
Temel Haklar Broşürü (06.12.2010)
• FATMA
AKSOY’U
(02.12.2010)
KAYBETTİK...
• Ali Kemal Sayın ziyaret edildi (01.12.2010)
• Gelecek nesillerin emanet edildiği öğretmenler kendi geleceklerini göremiyor!
(24.11.2010)
• Özcan Kesgeç’i anıyoruz... (15.07.2010)
• ÜNİBEL Grevi’nin 5. Gününde Destek Ziyaretleri Sürüyor… (13.07.2010)
• Bilişim sektöründeki ilk grev ÜNİBEL’de
(10.07.2010)
• 15 Soruda Sözleşme ve Temel Haklar Broşürü (25.06.2010)
• “Haklarımızı istiyoruz” (25.06.2010)
• Sendikamızdan TBMM’de basın toplantısı (23.06.2010)
• Ankara Şubemizden 15-16 Haziran etkinliği (15.06.2010)
• Bursa Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’nda örgütlendik (15.06.2010)
• İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sendika
Akademisi (01.06.2010)
• BASINDAN: Milletvekilinden soru önergesi (01.06.2010)
• 169 AKADEMİSYENDEN DEKLARASYON
(01.06.2010)
• ÜNİBEL’de grev kararı (01.06.2010)
• Recep Koç yaşamını yitirdi (01.06.2010)
• Emine
Kesgeç
(01.06.2010)
sendikamızdaydı
• Raporumuz Mecliste
(01.06.2010)
yankı
buldu
• ORDU ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞANLARI SENDİKAMIZDA ÖRGÜTLENDİ (01.06.2010)
• TEKEL işçisi yaşamını yitirdi (01.06.2010)
• TEKEL, TEK YÜREK (01.06.2010)
• Ersin
Unaner
(01.06.2010)
yaşamını
yitirdi
• MÜZİK-SEN Genel Başkanı Mehmet ÇIRIKA sendikamızı ziyaret etti (01.06.2010)
• Meşaleler geceyi TEKEL için aydınlattı
(01.06.2010)
• Çalışmama
(31.05.2010)
hakkımızı
kullandık
• 6000 işçi açlık grevinde; üretimden
gelen gücün kullanılması 4 Şubat’ta
(31.05.2010)
• Konfederasyonlar toplandı: Talepler kabul edilmezse GENEL GREV gündemde
(31.05.2010)
• ONBİNLERCE İŞÇİ ANKARADA BİRLEŞTİ
(31.05.2010)
• ÇANKAYA BELEDİYESİ İMAR A.Ş.DE GREVİN ARDINDAN ANLAŞMA SAĞLANDI
(31.05.2010)
• Birleşik Metal-İş Sendikası yöneticileri, sendikamız Sosyal-İş i ziyaret etti
(31.05.2010)
• Metro Etlik Mağazası çalışanları sendikamızı ziyaret etti (31.05.2010)
• Metro Mamak Mağazası çalışanları sendikamızı ziyaret etti (28.05.2010)
• SENDİKAMIZ BÜLENT TANIK’I GÖREVE
ÇAĞIRDI (01.06.2010)
• Emekli-Sen sendikamızı
Emekli-Sen sendikamızı
(28.05.2010)
• İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları Taksim’deydi (01.06.2010)
• DMO çalışanları sendikamızı ziyaret etti
(28.05.2010)
• İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları işten
çıkarmalara karşı eylemde (01.06.2010)
• SOSYAL-İŞ TEKEL İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMAYI YÜKSELTİYOR (28.05.2010)
• 1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanlarındaydık!
(01.06.2010)
• Yeni Yönetim Kurulu görev dağılımını gerçekleştirdi (28.05.2010)
• Sendikamız Başkanlar Kurulu toplandı
(11.08.2010)
• BASINDAN: Türkiye’nin şanslı işçileri
(01.06.2010)
• Özcan Kesgeç’in mezarı ziyaret edildi
(28.05.2010)
• AYÖP’ten 15 Ağustos eylemine çağrı
(10.08.2010)
• İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Sosyal-İş
toplantısı (01.06.2010)
• Sendikamız 8. Olağanüstü Genel Kurulu
yapıldı (28.05.2010)
• MESAM’da TİS bağıtlandı (12.11.2010)
• Genel Temsilciler Kurulu ve Eğitimi
Gönen’de gerçekleştirildi (15.10.2010)
• Konfederasyonumuz
sa Referandumuna
(26.08.2010)
DİSK’in Anayailişkin görüşleri
ziyaret
ziyaret
etti
etti
139
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Haberlerin yanı sıra sendika gazetemizin dijital baskısı, basın açıklamaları, sendikamızın yayımladığı raporlar, bilgilendirme broşürleri, sendikamızca imzalanan yürürlükteki toplu iş sözleşmeleri,
çalışma yaşamını düzenleyen yasalar ile işkolumuzla ilgili yönetmelikler sitede yayımlanmaktadır.
Sitemizde ilgili haber ve dökümanlara daha kolay erişimin sağlanması açısından ‘Sektörler’ bölümü yer almaktadır. Bu bölüm, işkolumuzdaki çalışma alanı çeşitliliği göz önüne alınarak ticaret, eğitim, büro, bilişim ve kamu olmak üzere 5 kategoriden oluşmaktadır. Sitede ayrıca fotoğraf ve video
galerileri de bulunmaktadır.
Gazetemizde halen yayımlanmakta olan ‘Paylaştıklarımız’ bölümü, sitemizin yenilenmesiyle beraber, internet sitemizde de yayımlanmaya başlanmıştır.
İnternet sitesinde “Sosyal-İş’e sorun” başlıklı bir iletişim alanı da açılmış olup; buraya gelen sorular
sendikamızca yanıtlanmaktadır. Şu ana kadar 137 soru ulaşmış bulunmaktadır.
Sitemiz yenilenmeden önce günlük ortalama ziyaretçi sayısı 35 iken bu rakam 100’ü geçmiştir.
Sitemizin kullanım istatistikleri, 21 Ocak 2011’den beri tutulmaktadır. 21 Ocak 2011’den 14 Kasım
2011 tarihine kadar sitemiz 27.194 kez ziyaret edilmiştir. Bu tarihler arasında aylık ortalama ziyaret
sayısı 2426 ile 3446 arasında değişmektedir.
Sitemizin 21 Ocak 2011 tarihinden itibaren ay ay ziyaret edilme sayıları şu şekildedir:
Şubat-Mart: 2494
Mart-Nisan: 3200
Nisan-Mayıs: 2680
Mayıs-Haziran: 2995
Haziran-Temmuz: 3446
Temmuz-Ağustos: 2752
Ağustos-Eylül 2892
Eyül-Ekim 2685
Ekim-Kasım: 2426
TOPLU MAİL, GSM VE FACEBOOK:
Gelişen yeni iletişim teknolojilerinden yararlanarak üyelerimiz ve işçilerle iletişim kanallarının zenginleştirilmesi için çalışmalara başlanmış, bu çerçevede üyelerimize cep telefonu mesajı ile ulaşmayı
sağlayan sisteme geçilmiştir. İki yıllık dönemde 3000’i geçkin kısa mesaj üyelerimize ulaştırılmıştır.
140
İnternet sitemiz üzerinden üye olunabilecek bir mail listesi oluşturulmuştur. Bu uygulamayla, siteye üyeliklerle elde ettiğimiz mail listelerine ve işyerleri baz alınarak oluşturulmuş mail listelerine
toplu mail göndererek bilgilendirme faaliyetlerinde bulunulmaya başlanmıştır. Sendikamızın önemli
gündemleri, açıklamaları, haber bültenleri toplu olarak mail listelerinde kayıtlı kişilere gönderilmektedir. İşyerlerine ait listelerin haricinde; sendika sitesi üzerinden oluşturulan mail listesine 17 Kasım
2011 tarihi itibariyle 228 kişi kayıtlıdır.
Öte yandan çeşitli işyerlerindeki örgütlenme çalışmalarında facebook grupları kurularak aktif olarak kullanılmıştır. Bu grupların en önemlisi “TAŞERONUN KARANLIĞINA KARŞI SOSYAL İŞ SENDİKALILAR” adlı gruptur. Bu grupta taşeron örgütlenmelerimize ilişkin süren davaların seyri, çeşitli haberler
ve fikir alışverişleri paylaşılmaktadır. Bunların yanı sıra, çeşitli örgütlenmelerimize ait veya grev gibi
özel süreçlerde kullanılan çeşitli iletişim grupları da mevcuttur.
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
YAZILI EĞİTİM, ÖRGÜTLENME, BİLGİLENDİRME
MATERYALLERİ
Son iki yılda sendikamız 20 yazılı broşür/bildiri yayınlamış, bu materyaller örgütlenme çalışmalarında kullanıldığı gibi eğitim ve bilgilendirme amaçlı da kullanılmıştır.
Aşağıda bu broşür/bildirilerin dökümü sunulmuştur.
Konya Selçuk Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-1:
Sosyal-İş Sendikası, sendika üyeliği, sendikal haklar ve taşeron konusuna ilişkin bilgilerin yer aldığı
broşür 2010 yılı Mart ayında yayınlanmış, Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki örgütlenmemizin ilk aşamasında taşeron şirket işçilerine yaygın biçimde dağıtılmış ve örgütlenme çalışmalarında kullanılmıştır.
Bilgi Soruyor-1:
“ İstanbul Bilgi Üniversitesi Sendikalaşma Sürecinde Sıkça Sorulan Sorular” başlıklı broşür, 2010 yılı Mayıs ayında yayınlandı ve Bilgi Üniversitesi’nde yaygın bir
biçimde dağıtıldı. Broşürde sendikalaşma sürecinde sıkça sorulan sorular, kaygılar
ve sorunlarla ilgili bilgiler yer aldı.
MEB’e Bağlı Dershanelerde Çalışan Öğretmenler İçin 15 Soruda
Sözleşme ve Temel Haklar Broşürü:
Dershane öğretmenlerine yönelik yürüttüğümüz çalışma çerçevesinde 2010 yılı
Haziran ayında hazırlanan broşürde, dershane öğretmenlerinin sözleşme imzalarken dikkat etmesi gereken hususlar ve hakları ile ilgili bilgiler yayınlanmış, broşür
internet sitemiz üzerinden üyelerimizin ilgisine sunulmuştur.
Üniversite İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü:
Anadolu Üniversitesi’nde kadrolu çalışan işçilerin sendikamıza yönelmesi üzerine yürütülen çalışmalar çerçevesinde 2010 yılı Temmuz ayında hazırlanan broşürde, sendikamız, DİSK, kamuda toplu
iş sözleşme süreci ve sendika değişikliği ile ilgili bilgiler yer almış; broşür Anadolu Üniversitesi’ndeki
üyelerimiz tarafından dağıtılmıştır.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü:
Sosyal-İş Sendikası, sendika üyeliği, sendikal haklar ve taşeron konusuna ilişkin bilgilerin yer aldığı
broşür, 2010 yılı Temmuz ayında yayınlanmış; Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron
şirket işçilerine yaygın biçimde dağıtılmış ve örgütlenme çalışmalarında kullanılmıştır.
Metro Grosmarketlerde 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’ne
Doğru İşyeri Sendika Temsilcileri İçin Bilgilendirme Broşürü:
Metro Grosmarketlerde 4. Dönem toplu iş sözleşmesi hazırlıkları çerçevesinde
2010 yılı Ağustos ayında hazırlanan broşürde, işyeri sendika temsilcilerinin görev,
yetki ve sorumlulukları, sendikamızın toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin planı,
toplu iş sözleşmesi ve süreci ile ilgili bilgiler yer almış, broşür işyeri sendika temsilcilerine ulaştırılmıştır.
141
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Konya Selçuk Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-2:
Konya Selçuk Üniversitesi’ndeki örgütlenme sürecimiz, yol haritamız ve sendikal haklar ile ilgili bilgilerin yer aldığı broşür 2010 yılı Ağustos ayında yayınlanmış,
broşür Selçuk Üniversitesi’nde devam eden sendikal faaliyetlerde kullanılmıştır.
Çankaya Belde A.Ş. İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü:
Çankaya Belde A.Ş.’de yaşanan süreç, yasal düzenlemeler ve sendikamızın yaklaşımı ile ilgili bilgilerin yer aldığı broşür 2010 yılı Eylül ayında yayınlanmış, Belde
A.Ş.’ye bağlı işyerlerinde broşürün yaygın dağıtımı yapılmıştır.
Bilgi Soruyor-2:
Bilgi Üniversitesi’ndeki üyelerimizin katkılarıyla “Bilgi’de Yeni Dönem ve
Akademik Emek: İnsan Kaynakları Yönetimi Teknikleri, Bireysel Sözleşmeler, Esnek İstihdam” başlıklı broşür, 2010 yılı Aralık ayında yayınlandı. Broşürde, Bilgi
Üniversitesi’nde son dönemde yaşanan sürece ilişkin bilgiler, yeni sözleşme süreci, vakıf üniversitelerinin ticarileşme süreci ve istihdam uygulamaları ile ilgili
bilgiler ve yazılar yer aldı.
Sosyal-Is Information Booklet:
Sendikamızın İngilizce tanıtımını içeren broşür 2010 yılı Aralık’ında hazırlanmış, UNI Avrupa yöneticilerine sunulmuştur.
“TPE İşçileri Ne İstiyor?”
Broşür, 2010 yılı Aralık ayında yayınlandı ve Türk Patent Enstitüsü’nde yaygın
bir biçimde dağıtıldı. Broşürde taşeron uygulaması ile ilgili detaylı bilgiler ile Türk
Patent Enstitüsü’nde sendikamızın hukuki ve fiili mücadele süreci ile ilgili bilgiler
yer aldı.
142
Sağlık Hakkı Mitingi Bildirisi:
14 Mart 2011 tarihinde Ankara’da yapılan “Çok Ses, Tek Yürek” temalı Sağlık Hakkı Mitingi öncesinde sendikamızın internet sitesinden yayınlanan bildiri ile Sağlık Hakkı Mitingi’ne katılım çağrısı
yapıldı. Bildiri, “akrostiş” yöntemi ile kaleme alındı.
Uludağ Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-1:
“Uludağ Üniversitesi İşçileri İçin Pusula” başlığıyla 2011 yılı Mart ayında yayınlanan broşür, Uludağ Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan üyelerimize ve işçilere dağıtılmıştır. Broşürde taşeron
uygulaması, muvazaa ve sendikamızın taşeron uygulamasının sona ermesi için yürüttüğü çalışmalara
ilişkin bilgilerin yanı sıra, Uludağ Üniversitesi’ndeki üyelerimizin yaşadığı yemek ve yol sorunu ile
sorunların çözümüne ilişkin sendikamızın görüşlerine de yer verilmiştir.
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
1 Mayıs Bildirisi:
2011 yılı Nisan ayında sendikamızın 1 Mayıs’a hazırlık sürecinde yayınlanan bildiride, 1 Mayıs
mitinglerine katılım için üyelerimize çağrı yapılmış; bildiride 1 Mayıs’ın ortaya çıkış süreci, Türkiye’de
1 Mayıs ve 1 Mayıs’ın önemine ilişkin bilgilere yer verilmiştir. Bildiri üyelerimize yaygın bir biçimde
dağıtılmıştır.
Çankaya Belde A.Ş. İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-2:
Broşür, 2011 yılı Haziran ayında yayınlandı ve Çankaya Belde A.Ş.’de çalışan üyelerimize dağıtıldı. Broşürde, sendikamızın Çankaya Belde A.Ş.’de toplu
iş sözleşmesi için yürüttüğü mücadele süreci ile gelinen aşama detaylı olarak
aktarıldı. Broşürde, sendikamız ile Çankaya Belde A.Ş. arasında imzalanan protokol ve yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanan hükümlere yer verildi.
Metro Grosmarket İşçileri İçin TİS Bilgilendirme Broşürü:
2011 yılı Temmuz ayında, Metro Grosmarket 4. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından yayınlanan broşürde, toplu iş sözleşmesi sürecine ilişkin bilgiler ile toplu iş sözleşmesi ile elde
edilen kazanımlar, haklar ve ücret artışlarına ilişkin bilgilere yer verildi. Broşür, Metro Grosmarket’te
çalışan tüm üyelerimize dağıtıldı.
Uludağ Üniversitesi İşçileri için Bilgilendirme Broşürü:
2011 yılı Haziran ayında yayınlanan broşürde, Bursa 3. İş Mahkemesi’nin Uludağ Üniversitesi’nde
taşeron uygulamasının muvazaalı olduğunu kesinleştiren kararına ve bu kararın sonuçlarına ilişkin
bilgilere yer verilmiştir. Broşür, Uludağ Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan üyelerimize ve işçilere dağıtılmıştır.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-2:
Broşür, 2011 yılı Temmuz ayında yayınlandı ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan üyelerimize dağıtıldı. Broşürde, sendikamızın Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde
muvazaalı taşeron uygulamasının tespiti için yaptığı başvuruya ilişkin detaylı bilgilere yer verildi.
Uludağ Üniversitesi İşçileri İçin Bilgilendirme Broşürü-3:
2011 yılı Temmuz ayında yayınlanan broşürde, Uludağ Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan işçilerin “yıllık izin” sorunu detaylı bir biçimde ele alınmış, yıllık izin hakkına ilişkin hukuksal bilgilere yer verilmiş ve yıllık izinler için
sendikamızın düzenlediği eyleme katılım çağrısı yapılmıştır. Broşür, Uludağ
Üniversitesi’nde taşeron şirkette çalışan üyelerimize ve işçilere dağıtılmıştır.
Konya Selçuk Üniversitesi İçin Bilgilendirme Broşürü-3:
2011 yılı Ekim ayında yayınlanan broşür, Konya Selçuk Üniversitesi’nde çalışan üyelerimize ve işçilere dağıtılmıştır. Broşürde, sendikamıza, muvazaaya ve sendikamızın yetkili sendika olduğunun
tespiti için açtığı davaya ve ilerleyen sürece ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
143
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
BASINLA İLİŞKİLER VE BASINDA SENDİKAMIZ
Basın kuruluşları ile ilişkilerimiz yeniden düzenlenmiş, tek tek çalışma yaşamı ile ilgilenen basın
mensupları ile ilişki kurulmuş, sendikamızın eylem, etkinlik, açıklama ve raporlarının basında yer
alması için özel bir çalışma yürütülmüştür. Bunun neticesinde sendikamızın basında görünürlüğünde
kayda değer bir artış yaşanmıştır.
2010 ve 2011 yılları boyunca sendikamıza ilişkin yazılı basında çıkan haber istatistikleri şu şekildedir:
2010 2011 Toplam
Hürriyet
Hürriye Ankara
Hürriyet Bursa
Evrensel
Sabah
Posta
Cumhuriyet
Radikal
Birgün
Milliyet
Anayurt Ankara
Başkent Ankara
Star
Tercüman
Habertürk
Akşam
Zaman
Taraf
Günlük
Bizim Gazete
Vatan
Günboyu İst.
144 İlke Gazetesi Ank
Haber Vaktim Ank.
Ortadoğu İst.
Hürses İst.
Konya’nın Sesi
İki Eylül
Yeni Şafak
Yeni Asya
Sözcü
Olay Samsun
Bursa Haber
Bursa Hayat
3
1
47
2
1
6
6
28
3
4
1
1
1
3
2
1
3
13
8
1
2
1
1
1
5
1
1
4
3
1
1
1
1
1
8
1
5
13
1
39
4
4
5
2
1
5
7
11
12
8
4
3
3
7
4
2
4
9
1
52
2
1
19
7
67
7
8
6
1
1
5
3
6
10
24
20
1
10
5
4
4
12
1
1
4
7
3
1
1
1
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
2010 2011 Toplam
Kent Bursa
Güneydoğu Ekspres
Son Saat
Penguen
Kızılbayrak
Newsweek Türkiye
Gazetem Ege
Örme Dünyası
Ege Telgraf
Daily news.
Güneş
Bursa Haber
Milli Gazete
Taka Trabzon
Şok
Bizim Anadolu
Yeni Çağ
Yeni Mesaj
Küresel ana haber
Yeni Dönem
Son Söz
Gündem Ankara
Gazete 34
Sabah Ankara
Milliyet Ege
Eko Haber Bursa
Olay Bursa
Habertürk Egeli
Güneş Gaziantep
Son Havadis
Ankara Ticaret
Aydınlık Gazetesi
Ayrıntılı Haber İstanbul
Yeni Akit
24 Saat
Bursa Meydan
Bursa Hakimiyet
Bursa Gerçek
Belde Ankara
Ekonomi Gazetesi
Expres İstanbul
Kırmızı Beyaz
Posta Ankara
Posta Ege
2
1
1
1
2
1
2
1
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
2
1
3
2
1
1
3
3
3
3
1
2
5
2
2
1
18
2
1
2
2
2
2
2
1
2
4
2
2
3
1
2
1
2
1
2
1
2
1
2
1
3
1
2
1
4
3
2
2
4
4
1
3
3
1
2
5
2
2
1
18
2
1
2
2
2
2
2
1
2
4
2
2
2010 2011 Toplam
Özgür Gündem
20
Gaziantep Expres
1
Eskişehir Anadolu
1
Azadiya Welat Diyarbakır
1
Dünya İstanbul
2
Dünyaya Yeni Söz
1
Egede Bugün
6
Ege Telgraf
10
Egemen Gazetesi
2
Haber Expres
5
Son an
1
Yeni Gazetem Ege
4
Yenigün İzmir
4
Türkiye Gazetesi
2
Gazete Kocaeli
1
Güncel Gaziantep
2
Olay Gaziantep
1
Oluşum Gaziantep
2
Gaziantep Referans
2
Gaziantep Zafer
1
Güncel Hukuk İst.
1
Karacabey Haber Bursa
1
Karahöyük Nevşehir
1
Resmi Gazete
1
Ticaret Gazetesi İst.
2
Yeni Adana
1
Yeni Asır İzmir
2
Yurt Haber İst.
1
Time İst.
1
Uykusuz
1
İstanbul Gazetesi
1
TOPLAM
185 312
20
1
1
1
2
1
6
10
2
5
1
4
4
2
1
2
1
2
2
1
1
1
1
1
2
1
2
1
1
1
1
497
NOT: Bilgiler medya takip ajanslarından derlenmiştir. Bu istatistiklerde yerel basın önemli
ölçüde yer almamaktadır.
145
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sendikamız görsel basında da yerini aldı. 2010 ve 2011 yıllarında sendikamızla ilgili görsel basında
çıkan haberlerin istatistiği aşağıdaki gibidir:
2010 YILI
KANAL İSMİ
KANAL B
NTV
CNBC-e
HABERTÜRK
HALK TV
MELTEM TV
146
TOPLAM
6 Kanal
2011 YILI
KANAL İSMİ
TOPLAM
OLAY TV
ULUSAL KANAL
CNNTÜRK
KANAL B
KANAL D
FOX TV
SUN TV
EGE TV
8 Kanal
ÇIKAN HABER SAYISI
9
2
1
1
1
1
15 Haber
ÇIKAN HABER SAYISI
2
3
2
2
2
1
1
1
14 haber
Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler
Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
DİĞER BASIN AÇIKLAMALARI
Sendikamızın çeşitli tarih ve konularda yaptığı basın açıklamalarına ilgili daire çalışmalarında yer
verdik. Doğrudan bir daire çalışmasına konu olmayan açıklamalarımız ise aşağıda özetlenmiştir.
Asgari ücret sefaletin tescilidir
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 4 Ocak 2010 tarihinde yazılı bir basın açıklaması yaparak 2010
yılı asgari ücret artışının “sefaletin tescili” olduğunu vurguladı. Açıklamada, “asgari ücretlilere reva
görülen bu zammın, bir işçi ailesinin geçinebileceği düzeye çekilmesini talep ediyor, sefaletin tescili
olan bu zam oranını şiddetle protesto ediyoruz” denildi. (açıklamanın tam metni sayfa 287’dedir)
İsrail insanlık suçu işliyor
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 1 Haziran 2010 tarihinde yazılı bir basın açıklaması yaparak,
Mavi Marmara gemisine saldırı düzenleyen İsrail’in insanlık suçu işlediğini vurguladı. Açıklamada,
“AKP hükümetini, İsrail ile yapılan tüm ikili anlaşmaları iptal etmeye, İsrail ile her türlü ilişkiyi askıya
almaya, İsrail Büyükelçisini ülkesine geri yollamaya ve Türkiye’nin İsrail’deki Büyükelçisini geri çekmeye, bundan sonra gerek İsrail gerek ABD gerekse tüm emperyalist güçler ve onların destekçileri
ile her türlü “ortaklık” vb. ilişkiden vazgeçmeye çağırıyoruz” denildi. (açıklamanın tam metni sayfa
288’dedir)
Öğretmenler geleceklerini göremiyor
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 24 Kasım 2010 tarihinde Öğretmenler Günü nedeniyle yazılı bir
basın açıklaması yaparak, gelecek nesillerin emanet edildiği öğretmenlerin kendi geleceklerini göremediklerine dikkat çekti. Açıklamada, “Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir
kez daha kutluyor, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerimizi güvenceli iş, insanca ücret ve
çalışma koşulları için sendikamızla buluşmaya, sendikamızda örgütlenmeye davet ediyoruz” denildi.
(açıklamanın tam metni sayfa 289’dadır)
Deprem değil sistem öldürdü
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 25 Ekim 2011 tarihinde Van depremi üzerine yazılı bir basın
açıklaması yaparak, depremin değil sistemin öldürdüğünü vurguladı. Açıklamada, “Sendikamız, hü- 147
kümeti, yerel yönetimleri ve ilgili kurumları, gerekli önlemlerin bir an önce alınması için harekete
geçmeye çağırmakta, tüm Türkiye halkını, Van’da yaşanan felaketten etkilenen vatandaşlarımızla dayanışmaya davet etmektedir” denildi. (açıklamanın tam metni sayfa 292’dedir)
148
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EYLEMDE, MİTİNGDE,
DAYANIŞMADA SOSYAL-İŞ
149
150
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
A) MİTİNG ve EYLEMLER
17 OCAK 2010- EMEK, BARIŞ, ÖZGÜRLÜK İÇİN DEMOKRASİ VE HAKLAR
MİTİNGİ
Tekel işçilerinin direnişi, emek ve meslek örgütlerinin 17 Ocak
2010 tarihinde Ankara’da düzenlediği Emek, Barış, Özgürlük için
Demokrasi ve Haklar Mitingi’nde on binlerce emekçiyi birleştirdi. Ankara Tren Garı’nda buluşan on binler, sloganlarla Sıhhiye
Meydanı’na yürüdü. Tekel işçileri ile dayanışma mesajının öne
çıktığı mitinge DİSK’e bağlı sendikalardan Sosyal-İş, Genel-İş, Dev
Sağlık-İş ve Genç-Sen pankartlarıyla katıldı. Mitingin en önemli yanlarından biri, kürsüyü işçilerin de kullanması oldu. Sırasıyla TEKEL,
İtfaiye ve Şeker işçilerini temsilen birer işçi kürsüden konuşma yaparken, işçiler AKP hükümetine tepkilerini ve mücadeledeki kararlılıklarını ifade ettiler. Kendileri gibi işçi olan arkadaşlarını kürsüde
gören işçiler, coşkulu sloganlarla konuşmacı işçileri selamladılar. İşçilerin ardından söz alan Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu’nun
konuşması sırasında Türk-İş’li işçiler sık sık “Türk-İş göreve, genel
greve”, “Genel grev, genel direniş”, “Bizi satanı biz de satarız” sloganlarıyla Türk-İş’i göreve çağırdılar. Genel grev taleplerini sürekli olarak ifade eden işçiler, Kumlu’nun konuşmasında bu isteklerine yönelik bir ifade göremeyince,
Kumlu’nun konuşmasından sonra kürsüyü işgal ederek GENEL GREV çağrısını kendileri yaptı.
4 ŞUBAT 2010- İŞ BIRAKMA EYLEMİ
Tekel direnişi devam ederken, Tekel işçileri ile dayanışma içinde olmak için Konfederasyonumuz
DİSK’in de aralarında bulunduğu 6 işçi ve memur sendikaları konfederasyonu tarafından alınan 4 Şubat 2010 tarihinde üretimden gelen gücümüzü kullanma kararı doğrultusunda; sendikamız SOSYALİŞ de iş bırakma eylemine katılarak, bütün gücüyle destek verdi.
ANKARA
Ankara’da iş bırakma eylemi kapsamında düzenlenen mitinge sendikamız güçlü bir katılım gösterdi. Sosyal-İş pankartı arkasında, örgütlü bulunduğumuz bazı işyerlerindeki üyelerimiz de kendi
pankartlarını açtılar. Sendikamız pankartı arkasında; Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler
Odası (ASMMMO) çalışanları “AKP SUSACAK, TEKEL İŞÇİLERİ KONUŞACAK” pankartını; Türk Eczacıları
Birliği (TEB) çalışanları ise “TEKEL İÇİN TEK ELİZ” pankartını açarak katılım gösterdiler. Ayrıca, Çankaya Belde A.Ş. ve Çankaya İmar
A.Ş. işyerlerindeki üyelerimizin de yoğun katılımı gözlendi. Coşkulu
sloganlarla yürüyüşe geçen kortejimizde sık sık “Tekel işçisi yalnız
değildir”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Kurtuluş yok tek başına, ya
hep beraber ya hiç birimiz” gibi sloganlar atıldı. Yaklaşık 20.000 kişinin katıldığı Ankara mitingi, emekçi dostu sanatçı Onur Akın’ın
verdiği kısa bir konser ile sona erdi.
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İSTANBUL
İstanbul’da yapılan ve yaklaşık 20.000 kişinin katıldığı mitingde,
sendikamız İstanbul Şubesi de yerini aldı. Başta İstanbul Barosu,
İstanbul Tabip Odası, Genel-İş, Toplum Gönüllüleri Vakfı, Mesam,
Uluslararası Af Örgütü işyerlerinden üyelerimiz olmak üzere, iş bırakma eylemine aktif katılım sağlayan üyelerimiz, yaklaşık 80 kişilik
bir kortejle mitinge katılım gösterdi. Sendikamız kortejinden sık sık
“Yaşasın sınıf dayanışması”, “Tekel işçisi direnişin simgesi”, “Direne
direne kazanacağız” sloganları yükseldi.
İZMİR
İş bırakma eyleminin en güçlü yaşandığı İzmir’deki mitinge
25.000’i aşkın katılım sağlandı. 1 günlük iş bırakma eylemi kapsamında belediye otobüsleri, metro ve vapurlar çalışmadı ve tren
seferleri aksadı. Hastanelerde ise acil servisler ve zorunlu birimler dışında iş bırakma eylemi güçlü bir şekilde uygulandı. 10.30’da
Fuar Basmane Kapısı önünde toplanan ve aralarında sendikamızın
da yer aldığı kitle Konak Meydanı’na yürüdü. Sendikamız, pankartı
ve yaklaşık 60 kişiden oluşan kortejiyle mitingdeki yerini aldı.
20 ŞUBAT 2010- TEKEL İŞÇİLERİ İLE SABAHLAMA EYLEMİ
DİSK, Türk-İş, KESK ve Kamu-Sen, 20 Şubat 2010 tarihinde TEKEL için Ankara’da toplandı. 20 Şubat günü öğle saatlerinde bir
dayanışma eylemi yapılırken, TEKEL işçilerinin haklı mücadelesine
destek olmak için Ankara’da buluşan konfederasyon yöneticileri,
geceyi işçilerle beraber geçirdi. Etkinliğe Rutkay Aziz, Tarık Akan ve
Nedim Saban gibi sanatçılar da katılarak destek verdi. Sendikamız
öğlen yapılan eyleme katılırken, sendikamız genel merkez ve şube
yöneticileri ile üyelerimiz de sabaha kadar işçilerle birlikte oldular,
gece boyunca çadır ziyaretlerinde bulunarak işçilerle sohbet ettiler.
1 MAYIS 2010- 1 MAYIS MİTİNGLERİ
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs 2010 yılında
TAKSİM’de ve tüm yurtta bayram havasında kutlandı. Alanları dolduran yüz
binlerce işçi ve emekçi, 1 Mayıs’ın birlik, beraberlik ve kardeşlik içerisinde
kutlanabileceğini gösterdi.
İSTANBUL
İşçi ve emekçiler, 32 yıl aradan sonra yeniden TAKSİM’de buluştu. 6 işçi ve
memur sendikaları konfederasyonun ortaklaşa gerçekleştirdiği mitinge yüzbinlerce kişi katıldı. Sendikalar 3 koldan TAKSİM Meydanı’na girerken DİSK ve
bağlı sendikalar Şişli tarafından alana giriş yaptılar. Hınca hınç dolan meydan-
151
152
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
da işçi ve emekçiler coşkuyla kutlamalarını yaptılar. Sendikamız da
500’ün üzerinde üyemiz tarafından oluşturulan kortejiyle, 1 Mayıs
alanlarındaki yerini aldı. Sendikamız İstanbul Şubesi’nin açtığı DİSK
/ SOSYAL-İŞ pankartının arkasında ise örgütlenme çalışmalarımızın
sürdüğü İstanbul Bilgi Üniversitesi Çalışanları pankartı ile örgütlü
olduğumuz işyerlerinden Toplum Gönüllüleri Vakfı çalışanları ve İstanbul Barosu çalışanları pankartları açıldı. Üyelerimiz, hazırlanan
afiş ve dövizleri de taşıyarak taleplerini dile getirdiler. Kortejimiz
görselliği ile göz doldurdu.
ANKARA
Ankara’da gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamaları işçi ve emekçilerin erken saatlerde Tren Garı’nda buluşmaları ile başladı. Burada toplanan binlerce işçi ve emekçi mitingin yapılacağı Sıhhiye
Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Sendikamız SOSYAL-İŞ de yaklaşık 150 kişilik kitlesiyle yürüyüş kortejindeki yerini aldı. Sendikamız
pankartı arkasında Çankaya Belde A.Ş. işçileri “Sendika Hakkımız
Engellenemez” pankartını taşıdı. Kortejimizden sık sık “Belde şaşırma sabrımızı taşırma”, “Sendika hakkımız engellenemez”, “Yaşasın
Sosyal-İş Yaşasın DİSK” sloganları yükseldi.
İZMİR
Son yılların en görkemli mitinglerinden biri olan İzmir’deki 1
Mayıs kutlamalarına yaklaşık 25 bin kişi katıldı. TEKEL, TARİŞ ve
KENT A.Ş. işçilerinin de yoğun katılım gösterdiği mitingde sendikamız SOSYAL-İŞ de yerini aldı. Sendikamız, Sosyal-İş pankartı arkasında yürüyen şube yöneticilerimiz, işyeri sendika temsilcilerimiz
ve üyelerimiz tarafından geniş bir şekilde temsil edildi.
ANTALYA
1 Mayıs 2010 Antalya’da da coşkuyla kutlandı. TRT Kavşağı’nda toplanan işçi ve emekçiler Yavuz
Özcan Parkı’nda yürüyerek burada bir miting gerçekleştirdi. Yaklaşık 10.000 kişinin katıldığı mitingde
üyelerimiz de yerlerini alarak taleplerini dile getirdiler.
ORDU
Ordu’da KESK’in önünde toplanarak Belediye önüne yürüyen
işçi ve emekçiler, burada miting gerçekleştirerek 1 Mayıs’ı kutladı.
Ordu’daki kutlamalara 500’ü aşkın işçi ve emekçi katıldı. 10 yıllarca
aradan sonra bir DİSK örgütlenmesinin ilk kez yeniden yaşandığı
Ordu’da, bu örgütlenmenin mimarı olan sendikamız ve üyelerimiz,
düzenlenen 1 Mayıs mitinginde yerlerini aldı. SOSYAL-İŞ pankartını
taşıyan üyelerimiz tarafından oluşturulan korteje, DİSK ÇARKI altında yürümek isteyen sınıf dostlarının katıldığı da gözlendi.
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
SAMSUN
1 Mayıs 2010 Samsun’da coşkuyla kutlandı. Ray Apartmanı önünde toplanan işçi ve emekçiler, Cumhuriyet Meydanı’na
yürüyerek burada taleplerini dile getirdiler. Samsun’da düzenlenen mitingde özel eğitim kurumlarında çalışanlar “GÜVENCESİZ EĞİTİM İŞÇİLERİ YÜRÜYOR, SOSYAL-İŞ’TE ÖRGÜTLENİYOR” pankartını taşıdı. Kortejden sık sık “Paralı eğitime hayır”,
“Öğretmenler işsiz kalmasın”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları yükseldi.
14 MART 2011- ÇOK SES TEK YÜREK MİTİNGİ
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), Dev Sağlık-İş’in de aralarında olduğu 16 örgütün çağrısıyla
Ankara’da sağlıkta özelleştirmeye karşı bir miting gerçekleştirildi. On binlerce emekçi, Ankara’da “çok
ses, tek yürek” oldu. Sendikamız da “Taşeron sağlığa zararlıdır” pankartı ile mitingde yerini aldı.
KIŞI BAHARA ÇEVİRDİLER
Günlerdir klipli, afişli, sloganlı çalışmalarla Ankara’da “çok
ses tek yürek” olma çağrıları yapan doktorlar, eczacılar, hemşireler ve teknisyenlerin de aralarında bulunduğu sağlık emekçileri sabah erken saatlerde Ankara Garı önünde toplandı. Günlerdir süren dondurucu bir soğuğun olduğu Ankara’ya gelen
sağlıkçılar deyim yerindeyse “kışı bahara çevirdi”, güneşi de
beraberinde getirdi, beyaz önlükleri, balonları, pankart ve dövizleriyle Ankara’yı beyaza boyadı.
‘TAŞERON SAĞLIĞA ZARARLIDIR’
Konya Selçuk Üniversitesi, Ordu Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Bursa Uludağ Üniversitesi’nde taşeron şirketlerde çalışan üyelerimiz sabah saatlerinde Ankara’ya
gelerek, Ankara’daki diğer işyerlerinde çalışan üyelerimizle
buluştu. Türk Patent Enstitüsü’nde işten çıkartılan üyelerimiz
de mitinge katıldı. Sosyal-İş’liler, “Taşeron sağlığa zararlıdır”
pankartı arkasında, on binlerce emekçi ile birlikte Sıhhiye
Meydanı’na yürüdü. Sendikamız üyeleri sık sık, “Sağlık haktır
satılamaz”, “Herkese sağlık, güvenli gelecek” ve “Yaşasın iş, ekmek, sağlık mücadelemiz” sloganlarını attı. Sosyal-İş kortejinde en çok öne çıkan konu ise “taşeronlaştırma” oldu. Farklı illerde, farklı üniversitelerde sendikamız çatısı altında örgütlenen taşeron şirket
işçileri, taşeronlaştırmanın sağlıksız bir çalışma biçimi olduğuna dikkat çekti. “Taşeron gidecek, zulüm bitecek”, “Taşeron sağlığa zararlıdır”, “İşçilerin birliği taşeronu yenecek” sloganları sık sık Sosyalİş Sendikası kortejinden yükseldi. Yürüyüş oldukça coşkulu bir biçimde gerçekleşti. Taşeron sağlık
işçilerini örgütleyen kardeş sendikamız Dev Sağlık-İş de, yürüyüş boyunca sağlıkta taşeronlaştırmaya
dikkat çekerek, sağlık işçilerine güvenceli, kadrolu iş talep etti.
153
154
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
3 NİSAN 2011- GÜVENCELİ İŞ, İNSANCA YAŞAM MİTİNGİ
Sendikamızın da aralarında bulunduğu çok sayıda sendika ve
meslek örgütü tarafındn düzenlenen Güvenceli İş, İnsanca Yaşam Mitingi, 3 Nisan 2011’de Ankara’da yapıldı. Mitinge katılan
binlerce kişi taleplerini haykırarak insanca yaşam ve güvenceli iş
istediler.
Saat 11.00 sularında Dikimevi’nde toplanan kitle, miting alanı olan Kolej Kavşağı’na kadar sloganlarla yürüdü. Yürüyüşte sık
sık “Direne direne kazanacağız”, “Taşeron gidecek güvence gelecek”, “İşçilerin birliği taşeronu yenecek” gibi sloganlar atılırken, MESS’e karşı greve çıkan Birleşik
Metal-İş başta olmak üzere, direnişteki diğer işçiler de mitinge güçlü bir soluk oldular.
Sendikamız, yaklaşık 100 üyemizin katılımıyla oluşturduğu kortejle alandaki yerini aldı. Konya
Selçuk Üniversitesi işçileri, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi işçileri, Bursa Uludağ Üniversitesi,
Türk Patent Enstitüsü, Çankaya Belde A.Ş. ve diğer işyerlerinden üyelerimizin oluşturduğu kortejde,
en önde taşınan sendikamız pankartının ardında Çankaya Belde A.Ş. işçileri imzalı “Sendika Hakkımız Engellenemez” pankartı, “Taşerona son vereceğiz” pankartı ile “Taşeronu yeneceğiz, her yerde”
pankartları taşındı. Miting boyunca sendikamız kortejinden sık sık “Taşeron gidecek zulüm bitecek”,
“İşçilerin birliği taşeronu yenecek”, “İnadına sendika inadına DİSK”, “Belde işçisi kazanacak” gibi sloganlar yükseldi.
1 MAYIS 2011- 1 MAYIS MİTİNGLERİ
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs,
2011 yılında da başta Taksim 1 Mayıs Alanı olmak üzere tüm yurtta
büyük bir coşkuyla kutlandı.
ANKARA
Ankara’da son yılların en güçlü 1 Mayıs kutlaması yapıldı. On binlerce işçi ve emekçi, hak gasplarına, işsizliğe, yoksulluğa, sömürüye ve güvencesiz çalışmaya karşı Ankara’da 1 Mayıs alanını doldurdu.
Emekçiler, 1 Mayıs mitinginin yapıldığı Sıhhiye Meydanı’na sığmadı. Sendikamız üyeleri de 1 Mayıs
mitingine kitlesel katıldı. Sendikamız üyeleri sabah saatlerinde Ankara Şubemiz önünde toplanarak yürüyüşün başlayacağı Ankara Garı’na birlikte gitti. Sendikamız DİSK pankartı arkasında Birleşik
Metal-İş, Genel-İş ve Emekli-Sen ile birlikte yürüdü. Çankaya Belde A.Ş. ve İmar A.Ş’de çalışan üyelerimiz “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” pankartı ile yürüyüşe katılırken, Metro Grosmarket, oda, meslek
kuruluşu, sendika, Türk Patent Enstitüsü ve çeşitli işyerlerinde çalışan üyelerimiz de kortejimizde yer
aldı. Selçuk Üniversitesi’nde taşeron şirketlerde çalışan üyelerimiz
ile Metro Konya Mağazası’ndan üyelerimiz de 1 Mayıs’ı Ankara’da
kutlarken, Selçuk Üniversitesi ve Türk Patent Enstitüsü’nde çalışan üyelerimiz “Taşerona son vereceğiz” ve “Taşeronu yeneceğiz”
pankartlarıyla yürüdü. Yaklaşık 160 üyemiz 1 Mayıs’a sendikamızla
katıldı. Kadın üyelerimizin ve Çankaya Belde A.Ş. işçilerinin yoğun
katılımı ve coşkusu özellikle dikkat çekti. Üyelerimiz, “Güvenceli İş,
İnsanca Yaşam”, “Yaşasın 1 Mayıs”, “Kölelik yasalarına hayır”, “Ta-
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
şeron karanlıktır” ve “Taşeron seninle hesabımız var” yazılı dövizler taşıdı. Sendikamız kortejinden sık
sık, “Belde işçisi kazanacak”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Metro işçisi kazanacak”, “İşçilerin birliği taşeronu yenecek”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Milyonlar aç, milyonlar işsiz, işte kapitalist sisteminiz”,
“Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganları yükseldi. “Ahmet Şık aramızda” yazılı
dövizler taşıyan üyelerimiz, Ankara’dan cezaevindeki üyemiz gazeteci Ahmet Şık’ın 1 Mayıs’ını kutlayarak, “Ahmet çıkacak, yine yazacak” sloganını attı.
İZMİR
İzmir 1 Mayıs kutlamaları Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirildi.
Yağmurlu havaya rağmen on binlerce kişi alanı hınca hınç doldurdu.
Sabah saatlerinde İzmir’in çeşitli merkezlerinde buluşan sendika, siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri Gündoğdu Meydanı’na doğru
yürüyüşe geçti. Alanda buluşan on binlerce işçi ve emekçi taleplerini
coşkuyla haykırdı. Sendikamız İzmir Şubesi 11.30 sularında Basmane
Fuar kapısı önünde toplandı. 100’ü aşkın üyemizin katıldığı kortejimiz, DİSK Ege Bölge Temsilciliği’ne yürüyerek DİSK korteji ile buluştu.
DİSK kortejine katılan sendikamız, diğer kardeş sendikalarla beraber
Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Sendikamız İzmir Şubesi pankartının arkasında yürüyen
Sosyal-İş’liler “Taşeronu yeneceğiz, her yerde!..” ve “Herkese güvenceli iş, güvenli gelecek” pankartlarını
da açtılar. Üyelerimiz ayrıca “Taşerona son vereceğiz”, “Sendikal gücümüz torbayı delecek”, “Yansak da
dokunacağız”, “Ne ücretli ne ücretsiz, bizler köle değiliz” gibi dövizler de taşıdılar. İzmir’de süren toplu
iş sözleşmesi görüşmelerine yönelik olarak da “Olur mu sıfır zam hey gidi Başkan?”, “Sıfıra sıfır elde var
sıfır”, “İyi iş, adil zam, duy sesimizi başkan” dövizleri açıldı. Kortejimizden sık sık “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Direne direne kazanacağız”, “İşte 1 Mayıs alanlardayız”, “Her yer Taksim her yer 1 Mayıs”,
“İş ekmek yoksa barış da yok”, “İnadına sendika inadına Sosyal-İş”, “Ahmet çıkacak yine yazacak” gibi
sloganlar yükseldi. Ayrıca İZFAŞ önünde yürüyüşünü durduran sendikamız korteji, bir süre burada slogan
attıktan sonra yoluna devam etti.
İSTANBUL
İstanbul’da düzenlenen 1 Mayıs Mitinginde yüzbinlerce kişi Taksim Meydanı’nı hınca hınç doldurdu. 4 koldan girilen 1 Mayıs Taksim Mitingine konfederasyonumuz DİSK ve bağlı sendikalar, Şişli
kolundan katıldı. Sendikamız da mitinge bu koldan, DİSK kortejiyle
beraber katıldı. Sendikamız üyeleri, İstanbul Şube pankartının arkasında açılan işyeri ve çeşitli örgütlenmelerimize ait pankartların arkasında yürüdüler. Şube pankartımızın arkasında Metro Grosmarket
İşçileri, İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, İstanbul Barosu İşçileri
imzalı pankartlar açıldı. Sendikamız kortejinde ayrıca “Özel Öğretim
Öğretmenleriyiz, haklarımız için SOSYAL-İŞ’te örgütleniyoruz” pankartı arkasında özel öğretim kurumlarında çalışan üyelerimiz ile “Taşeronu yeneceğiz.. Her yerde!..” pankartı ile yürüyen Bursa Uludağ
Üniversitesi’nden üyelerimiz de katıldı. Bursa’daki Metro Grosmarket Mağazalarından gelen üyelerimiz
de sendikamız kortejindeki yerlerini aldılar. Yaklaşık 200 kişilik kortejiyle coşkulu sloganlarla taleplerini
haykıran Sosyal-İş’liler, taleplerini içeren çeşitli döviz ve afişler de taşıdılar. Kortejimizden sık sık “Sen
sen ol sendikalı ol”, “Şirket değil üniversite”, “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Ahmet çıkacak yine yazacak”,
“Taşeronu yeneceğiz”, “İnadına Sosyal-İş, İnadına DİSK”, “Demokratik üniversite istiyoruz” gibi sloganlar
yükseldi. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanarak hapishaneye konulan sendikamız üyesi Ahmet Şık için taşınan dövizler ise ilgiyle karşılandı.
155
156
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
ANTALYA
Antalya son yılların en görkemli 1 Mayıs’ına sahne oldu. Güllük Caddesi’nde toplanan işçi ve emekçiler Yavuz Özcan Parkı’na
doğru sloganlarla yürüyüşe geçti. Sendikamız da Sosyal-İş Antalya
Şubesi pankartı ile mitinge katılım gösterdi. Sendikamız pankartı
arkasında Antalya ve Alanya Metro Mağazaları, AKSAV ve Antalya
Tabip Odası’ndan üyelerimiz ile yöneticilerimiz yürüdü. Mitingde
sık sık “Yaşasın 1 Mayıs”, “Ahmet çıkacak yine yazacak”, “Direne
direne kazanacağız”, “Zafer direnen emekçinin olacak”, “Faşizme
karşı omuz omuza”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya
hiç birimiz” sloganları atıldı. Miting esnasında yağan yağmura rağmen coşkusu ve kitleselliğini yitirmeyen Antalya 1 Mayıs’ına 6 binin üzerinde işçi ve emekçi katıldı.
ORDU
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs
Ordu’da kutlandı. DİSK ve KESK’e bağlı sendikalar, siyasi partiler ve
demokratik kitle örgütleri KESK Ordu Şubesi önünde toplanarak
Belediye Meydanı’na sloganlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Miting
alanında KESK Dönem Sözcüsü ve SES İl Başkanı Ahmet Kadıoğlu
bir konuşma yaptı. Kadıoğlu’nun konuşmasının ardından sendikamız üyesi Visal Dalgıç kürsüye davet edildi. Coşkulu sloganlarla ve
alkışlarla karşılanan Dalgıç yaptığı konuşmasında taşeronlaştırma,
güvencesiz çalışma, HES’ler ve özelleştirme gibi konulara değindi.
Miting boyunca “Taşeronlaştırmaya hayır”, “Güvencesiz işçiliğe son”, “Zam zulüm işkence işte AKP”,
“Faşizme karşı omuz omuza” gibi sloganlar atıldı.
GAZİANTEP
İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü
olan 1 Mayıs, Gaziantep’te de coşkuyla kutlandı. Şehir merkezinden mitingin yapılacağı İstasyon Meydanı’na sloganlarla yürüyen
binlerce işçi ve emekçi alanı doldurdu. Sendikalar, siyasi partiler
ve demokratik kitle örgütlerinin katıldığı 1 Mayıs’ta üyelerimiz de
katılım gösterdi. Metro Grosmarketlerde çalışan bazı üyelerimiz,
Genel-İş Sendikası arkasında mitinge katılarak sendikamızı temsil
ettiler. Meydanda yapılan konuşmaların ardından davul-zurna eşliğinde halaylar çekildi.
SAMSUN
Samsun 1 Mayıs’ı 5000’i aşkın insanın katılımı ile kutlandı. Mitinge Samsun’daki üyelerimiz de
katılım gösterdi. Ray Apartmanı önünde başlayan miting, Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüşle devam
etti. Burada yapılan konuşmalar sırasında sık sık “Söz, yetki, karar çalışanlara” “Parasız eğitim, parasız sağlık” gibi sloganlar atıldı. Yapılan konuşmaların ardından hep bir ağızdan söylenen türküler ve
çekilen halaylarla miting sona erdi.
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ÇANAKKALE
Çanakkale 1 Mayıs kutlamaları sabah saatlerinde Salı Pazarı
Mevkii’nden Cumhuriyet Meydanı’na doğru yürüyüşle başladı.
Mitinge sendikalar, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri katılım gösterirken sendikamız da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İşçileri imzalı “Taşeron-kadrolu elele, güvenceli geleceğe” pankartıyla alandaki yerini aldı. Kutlamalara yaklaşık 5500 kişi katıldı.
Üyelerimiz 1 Mayıs Mitingi’ne katılmak için Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kampüsü’nde toplandı. Sendikamız pankartıyla oluşturulan kortej, büyük bir ilgiyle karşılandı.
Yürüyüşün tamamlanmasının ardından saygı duruşu ile 1 Mayıs mitingine başlandı. DİSK, Türk-İş ve
KESK temsilcilerinin konuşmalarının ardından bir konser verildi.
ISPARTA
1 Mayıs Isparta’da DİSK, Türk-İş ve KESK tarafından kutlandı.
Binlerce kişinin katıldığı 1 Mayıs kutlamaları, 6 Mart Spor Salonu
önünde başladı. Katılımcıların Tren Garı’na doğru yürüyüşe başlamasıyla devam eden mitinge sendikamız üyeleri de DİSK/Genel-İş
Sendikası’yla beraber Sosyal-İş pankartı ile katıldılar. Son yılların
en kitlesel 1 Mayıs’ının yaşandığı Isparta’da yapılan konuşmalarda
“Güvenceli iş, güvenceli gelecek, insanca ve onurlu bir yaşam” vurgusu öne çıktı.
8 EKİM 2011- “İNSANCA YAŞAM İÇİN, EŞİT, ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR
TÜRKİYE MİTİNGİ”
DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği “İnsanca yaşam için
eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye” mitinginde on binlerce işçi
ve emekçi Ankara’da bir araya geldi. Kıdem tazminatı hakkı başta
olmak üzere her türlü hak gaspına karşı eşit, özgür ve demokratik
bir Türkiye talebini haykıran yaklaşık 30 bin işçi ve emekçi, mitingin
yapıldığı Sıhhiye Meydanı’na sığmadı. Mitinge Türk-İş’e bağlı bazı
sendikalar ile siyasi parti ve demokratik kitle örgütleri de katılarak
destek verdi. Sendikamız, yaklaşık 250 kişilik kortejiyle alandaki yerini aldı. Garın önünden Sıhhiye Meydanı’na kadar coşkuyla yürüyen
Sosyal-İş’liler, attıkları sloganlarla hakların gaspına geçit vermeyeceklerini ifade ettiler. Sosyal-İş’liler
yürüyüş boyunca sık sık “Kıdem hakkımız gaspedilemez”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya
hiçbirimiz”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “AKP’ye köle ABD’ye kalkan olmayacağız”, “Taşeron gidecek
zulüm bitecek”, “İşçilerin birliği taşeronu yenecek”, “Yaşasın halkların kardeşliği” gibi sloganları sıklıkla attılar. Sendikamız kortejinde İzmir ve Ankara Şubelerimize bağlı çeşitli işyerlerinden üyelerimizin yanı sıra taşeron örgütlenmelerimizden Türk Patent Enstitüsü, Bursa Uludağ Üniversitesi, Konya
Selçuk Üniversitesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve Ordu Üniversitesi’nden üyelerimiz yerini
aldı. Sendikamız Genel Yönetim Kurulu’nun tamamının katıldığı mitingde, İstanbul Şube Yöneticileri,
İzmir Şube Başkan ve Yöneticileri ile Ankara Şube Başkan ve yöneticileri yerlerini aldı.
157
158
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
B) DAYANIŞMA EYLEMİ, ETKİNLİK VE AÇIKLAMALARI
25 ARALIK 2009, 8 OCAK 2010-TEKEL İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA
Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun aldığı, DİSK ve KESK’in desteklediği
25 Aralık 2009 tarihinde işe 1 saat geç başlama kararı nedeniyle
gerçekleştirilen eyleme, sendikamız da katılarak destek verdi. Genel Merkez ile Şube yöneticilerimiz, temsilcilerimiz ve üyelerimizle
iş bırakma eylemine katılım sağlayan sendikamız, kumanya olarak
çorba dağıtacağını duyurarak eylem alanından ayrıldı. Aynı gün
akşam saatlerinde sendikamız tarafından kumanya olarak çorba
dağıtımı gerçekleştirilerek, dayanışmanın etkin bir örneği ortaya
konuldu. Sendikamız GYK üyeleri, Ankara Şube Yöneticileri, temsilci ve üyelerimizin katıldığı dayanışma etkinliğine, TEKEL işçileri yoğun ilgi göstererek, sendikamıza bu dayanışma ruhu için teşekkür
ve sevgilerini ilettiler. Sendikamız, 8 Ocak 2010 tarihinde, örgütlü olduğu işyerlerinde bir bildiri okuyarak TEKEL direnişine destek
vermeyi sürdürdü. “Hepimiz TEKEL İşçisiyiz!” başlıklı bildiri, işyeri sendika temsilcilerimiz tarafından; işyeri önleri, yemekhaneler,
temsilcilik odaları gibi farklı mekanlarda okundu. Bildiride TEKEL
işçilerinin mücadelesine dikkat çekilirken, sınıf kardeşliği ve birleşik
mücadeleye vurgu yapıldı. Üyelerimizin alkışları ile selam gönderdiği etkinliklerde TEKEL işçilerinin
mücadelesi üzerine kısa sohbetler gerçekleştirdi. Öte yandan sendikamız Genel Yönetim Kurulu, yazılı bir basın açıklaması yaparak, TEKEL işçileri ile dayanışma içinde olduğunu vurguladı
22-24 HAZİRAN 2010- KOT KUMLAMA İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA
Silikosiz hastalığı nedeniyle ölümle pençeleşen kot kumlama işçileri “Maluliyet maaşı” talebiyle 22-24 Haziran 2010 tarihlerinde
Abdi İpekçi Parkı’nda oturma eylemi yaparak, taleplerini yetkililere
ulaştırmak için gruplar halinde TBMM’de girişimlerde bulundular.
Abdi İpekçi Parkı’nda yapılan oturma eylemine sendikamız yönetici
ve üyeleri de destek verdi. Eylemde Genel Başkanımız Metin Ebetürk de sendikamız adına bir konuşma yaptı. Ebetürk konuşmasında bu durumun nedeninin kapitalizmin kar hırsı olduğunu vurgulayarak, hükümeti gerekli düzenlemeler yapmaya, acilen işçi sağlığı
ve güvenliği yasasının çıkarılmasına çağırdı.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI ve METAL İŞÇİLERİ İLE DAYANIŞMA
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu 12 Ağustos 2010 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak, Birleşik
Metal-İş Sendikası ve metal işçilerine destek verdi. Açıklamada, “Özellikle son aylarda kardeş sendikamız olan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ve Birleşik Metal-İş’te örgütlenen metal işçileri
üzerindeki baskılar yoğunlaşmıştır. Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçileri üzerindeki her türlü
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
baskı son bulmalı; bundan sonraki sendikalaşma süreçlerinde işverenler, aynı ucuz
oyunlara başvurmak, hukuka aykırı tutumlar sergilemek yerine işçilerin yasal haklarına saygı duymalıdır” denildi. (açıklamanın tam metni sayfa 282 EK-34’tedir)
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Sosyal-İş Sendikası İstanbul Şube
Başkanı Mustafa Ağuş ve Sosyal-İş Sendikası İstanbul Şube Sekreteri Turgut Çivi, 1
Mart 2011 günü Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkezi’ni ziyaret ettiler. Sosyalİş Sendikası heyetini, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu,
Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar ve Birleşik Metalİş Sendikası Genel Eğitim Sekreteri Celalettin Aykanat karşıladı. Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Birleşik Metal-İş Sendikası’nın MESS’in dayatmalarını reddederek greve
hazırlanmasının tüm Türkiye işçi sınıfı açısından önemli olduğunu kaydetti. Ebetürk, bu süreçte elde
edilecek kazanımların tüm işçi sınıfının kazanımı olacağını söyleyerek, sendikamızın ve üyelerinin Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçileri ile dayanışma içinde olacağını ifade etti. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan
Serdaroğlu ise nasıl grev aşamasına gelindiğini anlatarak, Birleşik
Metal-İş Sendikası’nın talepleri ve yürüttüğü mücadele hakkında
bilgi verdi. Sendikamız yöneticilerinin gerçekleştirdiği ziyaretten
dolayı memnun olduklarını vurgulayan Serdaroğlu, iki kardeş sendikanın dayanışma içinde olmasının anlamlı olduğunu ifade etti.
Öte yandan Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Anadolu
Ajansı muhabirine 3 Mart 2011 tarihinde bir demeç vererek, metal işçilerine sendikamızın desteğini
ifade etti ve “metal işçilerinin kazanımının tüm Türkiye işçi sınıfının kazanımı olacağını” vurguladı.
(açıklamanın tam metni sayfa 283 EK-35’tedir)
Ayrıca sendikamız yöneticileri ve üyeleri, Birleşik Metal-İş’in Gebze’de grup toplu iş sözleşmesi
sürecinde düzenlediği mitinge de katıldı.
23 TEMMUZ 2010- KADIKÖY BELEDİYESİ İŞÇİLERİ VE GENEL-İŞ
SENDİKASI’NA DESTEK
Sendikamız Genel Yönetim Kurulu, 23 Temmuz 2010 tarihinde yazılı bir açıklama yaparak, grevdeki Kadıköy Belediyesi işçileri ve Genel-İş Sendikası’na destek
verdi. Açıklamada, “Sosyal-İş Sendikası, bu haklı mücadelelerinde, Kadıköy Belediyesi işçileri ve Genel-İş Sendikası’nın yanındadır. Sendikamız, işçilerin grevinin
kazanımla sonuçlanacağına yürekten inanmaktadır” denildi. (açıklamanın tam
sayfa 285 EK-36’dadır)
3 AĞUSTOS 2010-KİPA İŞÇİLERİYLE DAYANIŞMA
Sendikamız Genel Yönetimi Kurulu 3 Ağustos 2010 tarihinde yazılı bir açıklama
yaparak, KİPA işçilerine destek verdi. Açıklamada, “TESCO KİPA işyerlerinde çalışan kardeşlerimizin sendikalaşma mücadelesini destekliyor ve işveren tarafını hiç
bir haklı gerekçeye dayanmayan yetki itirazını derhal geri çekmeye, sendika ve
toplusözleşme hakkına saygı göstermeye davet ediyoruz” denildi. (açıklamanın
tam metni sayfa 286 EK-37’dedir)
159
160
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
10 AĞUSTOS 2010- ATAMASI YAPILMAYAN ÖĞRETMENLERE DESTEK
Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) 10 Ağustos
2010 tarihinde bir basın toplantısı gerçekleştirerek, 15 Şubat’ta
Ankara’da yapılacak miting hakkında kamuoyunu bilgilendirdi. Toplantıya sendikamız yöneticileri katılarak desteklerini sundu. Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ise basın açıklamasında yaptığı
konuşmada, “Ülkede bu kadar öğretmen açığı varken; öğretmensiz
okullar, okulsuz merkezler neden oluşur? Sistem, neoliberal politikalar nedeniyle, bu alanları ticarileştirmektedir. Bu politikalar ve bunun kaynağı olan sistem, öğretmenleri işsizlik ve yoksulluk boyunduruğu altına almaktadır. Sosyal-İş Sendikası olarak AYÖP’ün yanındayız. Mücadelemizde hepimize
başarılar diliyorum” dedi.
SENDİKAMIZDAN TBMM’DE BASIN TOPLANTISI (23.06.2010)
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ile CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol ve CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde sürdürdüğümüz örgütlenme ile ilgili bir
basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda, sendikamızın İstanbul
Bilgi Üniversitesi’ndeki örgütlenme çalışmaları sırasında karşılaşılan hukuksuz uygulamalar, işten çıkarmalara kadar vardırılan baskılar konu edildi.
Basın toplantısından sonra sendikamız heyeti, Bilgi Üniversitesi örgütlenmesi ile ilgili olarak hazırlamış olduğu bilgilendirme dosyasını TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkan
ve üyelerine sundu.
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
C) ZİYARETLER-GÖRÜŞMELER-ETKİNLİKLER
ÖZCAN KESGEÇ’İN MEZARI ZİYARET EDİLDİ
(24 ARALIK 2009)
8. Olağanüstü Genel Kurulu ile seçilen yeni Genel Yönetim Kurulu, unutulmaz Genel Başkanımız Özcan Kesgeç’in
mezarını ziyaret etti. Yeni Yönetim Kurulu, mezar ziyaretinden önce, unutulmaz genel başkanımız Özcan Kesgeç’in sevgili eşi Emine Kesgeç’i de evinde ziyaret etti.
Kesgeç’in mezarı başında bir konuşma yapan Genel Başkan Metin Ebetürk “Öğretmenimiz, ağabeyimiz, yoldaşımız
ve genel başkanımız; siz ve sizden öncekilerin emanet etmiş olduğu SOSYAL-İŞ SENDİKASI sınıf okulunu devraldık. Bundan sonraki süreçte sizlere layık olmak, SOSYAL-İŞ SENDİKASINI hak ettiği yerlere
yükseltmek için elimizden gelen bütün gayreti sarf edeceğiz. Bundan emin olunuz, rahat uyuyunuz”
dedi.
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI YÖNETİCİLERİ, SENDİKAMIZ SOSYAL-İŞ’İ ZİYARET ETTİ (04.01.2010)
Kardeş sendikamız Birleşik Metal-İş Sendikası yöneticileri, 8. Olağanüstü Genel Kurul sonucunda seçilen sendikamızın yeni yönetimini kutlamak için 4 Ocak 2010 tarihinde bir
ziyaret gerçekleştirdi.
Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, DİSK
Yönetim Kurulu Üyesi ve Birleşik Metal-İş GYK Üyesi Celalettin Aykanat ve Birleşik Metal-İş Anadolu Şube Başkanı Seyfettin Gülengül tarafından gerçekleştirilen ziyarette güncel
sorunlar da masaya yatırıldı.
Tekel işçilerinin direnişi üzerinde önemle duran Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, Tekel işçilerine
sahip çıkılmasının, onlarla dayanışmanın yükseltilmesinin sınıf hareketi açısından çok büyük önem
taşıdığını ifade etti. DİSK ve Birleşik Metal-İş Sendikası olarak da bu doğrultuda çaba harcadıklarını
söyleyen Serdaroğlu, sendikamızın yeni yönetiminin bu noktadaki çalışmalarını yakından izlediğini
belirtti. Serdaroğlu “Umuyoruz ki SOSYAL-İŞ, bu yeni kadrosuyla mücadelesini sürdürecektir” dedi.
Kardeş sendikamıza teşekkürlerini ifade eden Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ise Birleşik Metal-İş’in gösterdiği nezaket ve ilgiyi sevinç ve mutlulukla karşıladıklarını belirterek, sınıf hareketindeki birlik ve beraberliğin önemini vurguladı.
Ziyarette sendikamız Genel Sekreteri Celal Uyar, GYK Üyeleri Nesimi Turgut ve Engin Sezgin de
hazır bulundular.
161
162
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
EMEKLİ-SEN SENDİKAMIZI ZİYARET ETTİ (05.01.2010)
DİSK / Emekli-Sen Sendikası Genel Başkanı Veli Beysülen ve Genel Yönetim Kurulu Üyesi Nevin Kızılöz, Sendikamız 8. Olağanüstü
Genel Kurulu sonucunda seçilen yeni yönetim kuruluna bir ziyarette bulundu. 5 Ocak 2010 tarihinde gerçekleşen ziyarette örgütlenme sorunları üzerinde sohbet edildi. Emekli-Sen yöneticileri, yeni
seçilen yönetim kurulumuzu kutlayarak, başarılar diledi. Genel
Başkan Metin Ebetürk, sendikamız adına teşekkürlerini sunarak,
Sosyal-İş’i daha ileri noktalara taşıyacaklarını söyledi.
MÜZİK-SEN GENEL BAŞKANI MEHMET ÇIRIKA SENDİKAMIZI ZİYARET ETTİ
(12.02.2010)
Müzik-Sen Genel Başkanı Mehmet ÇIRIKA, 12 Şubat 2010 tarihinde sendikamıza bir ziyarette bulundu. Çırıka’yı Genel Başkan
Metin EBETÜRK ile GYK üyesi Nesimi TURGUT karşıladı.
Ziyarette sendikal konularda fikir alışverişinde bulunularak müzisyen ve sanatçıların örgütlenme stratejileri üzerinde duruldu.
Sendikaların örgütlenme modeli ve emek hareketinin durağanlıktan çıkış yolları konularında görüşler ortaya konularak değerlendirildi. Ziyaret, sıcak bir sohbete dönüşerek, olumlu bir havada gerçekleşti.
DİSK/ DEV SAĞLIK-İŞ SENDİKASI 16 OCAK 2010
TARİHİNDE SENDİKAMIZI ZİYARET ETTİ
Konfederasyonumuz DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş Sendikası yöneticileri, 16 Ocak tarihinde yeni seçilen Genel Yönetim Kurulumuza
kutlama ziyaretinde bulundular.
EMİNE KESGEÇ SENDİKAMIZDAYDI (19.03.2010)
Unutulamaz Genel Başkanımız Özcan Kesgeç’in sevgili eşi Emine
Kesgeç, 19 Mart’ta sendikamıza ziyarette bulundu.
GYK üyelerimizin tam kadro olarak bulunduğu ziyarette
Türkiye’de gelişen sınıf mücadelesi ve sendikaların genel durumu
hakkında sıcak bir sohbette bulunuldu. Kesgeç, sendikamız çalışmalarını yakından takip ettiğini ve çalışmalarımızda başarılar dilediğini belirterek iyi dilek ve temennilerde bulundu.
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ÖZCAN KESGEÇ’İN ANISI SENDİKAMIZDA
YAŞIYOR (19.07.2010)
Genel Başkan Özcan Kesgeç, kaybımızın 3. yılında unutulmadı. Sendikamız tarafından Kesgeç’in mezarı başında gerçekleştirilen anmaya Özcan Kesgeç’in değerli eşi Emine Kesgeç, sendikamız üye ve yöneticileri ile DİSK, Genel-İş, Oleyis,
Emekli-Sen yöneticileri katıldı.
FATMA AKSOY ZİYARET EDİLDİ (18.08.2010)
Metro Güneşli Mağazası İşyeri Sendika Baştemsilcimiz Fatma Aksoy, geçirdiği beyin ameliyetının ardından Genel Başkan
Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar, İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş ve Şube Sekreteri Turgut Çivi tarafından
hastane de ziyaret edildi.
ALİ KEMAL SAYIN ZİYARET EDİLDİ (29.11.2010)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, sendikamız yöneticileri tarafından ziyaret
edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, Sendikamız yöneticileri tarafından ziyaret edildi. 29 Kasım 2010 tarihinde Genel Başkan Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar ve GYK Üyesi Nesimi Turgut tarafından, Ali Kemal Sayın’ın geçtiğimiz aylarda göreve
başlaması nedeniyle gerçekleştirilen kutlama ziyaretinde, çalışma yaşamına ve sendikal harekete
ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.
ESKİ SENDİKA BAŞKANLARINDAN ZİYARET (24.12.2010)
Dev-Maden Sen ve Petkim-İş Sendikaları Eski Başkanları
Sendikamızı ziyaret etti. Dev-Maden Sen Eski Başkanı Mazhar
Eylem Şimşek ve Petkim-İş Sendikası Eski Başkanı Mustafa Karadayı, sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk’e bir ziyarette bulundular. 24 Aralık 2010’da gerçekleşen ziyarette geçmiş
sendikacılık deneyimleri ve askeri cunta nedeniyle girdikleri
cezaevlerinden anılar konuşuldu. Sendikamız hakkında da bilgi alan başkanlar, işçi sınıfı için bedel ödemiş insanlar olarak,
örgütlenme atılımımız nedeniyle duydukları memnuniyeti dile
getirdiler.
DMO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ZİYARET EDİLDİ (29.12.2010)
Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdür Vekili Gazi Kapan sendikamız yöneticileri tarafından ziyaret
edildi. Ziyarete Genel Başkan Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar, İşyeri Sendika Temsilcimiz
Muhsin Coşkun katıldı. Ziyarette işyerinde yaşanan sorunlar ile uygulanmayan TİS maddeleri hakkında görüşüldü.
163
164
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
İSTANBUL BAROSU ZİYARET EDİLDİ (18.01.2011)
Sendikamız yöneticileri ve işyeri sendika temsilcilerimiz, İstanbul Barosu Başkanı Av. Doç. Dr. Ümit Kocasakal’ı ziyaret etti.
Ziyaret Genel Başkan Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal
Uyar, İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ağuş, Şube Sekreteri Turgut Çivi, işyeri sendika temsilcileri Bilge Çoban ve Zafer Öztürk
tarafından 18 Ocak Salı günü gerçekleştirildi.
Genel Başkan Metin Ebetürk ve beraberindeki yöneticiler,
göreve gelen Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ı tebrik ederek çalışmalarında başarılar dilediler. Ebetürk ayrıca taşeronlaştırmaya karşı sendikamızın açtığı davalar
hakkında bilgi vererek, vakıf üniversitesi örgütlenmelerimiz konusunda da bilgilendirmede bulundu.
Gündemde yer alan torba yasaya da değinen Ebetürk, demokrasi güçlerinin birlikteliğinin önemini
vurguladı.
İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal ise baro olarak ülkedeki tüm hukuk dışı uygulamaları, yasa değişikliklerini, anti-demokratik uygulamaları yakından izlediklerini belirterek bu konularda çalışma yürüttüklerini ifade etti. Çalışanlara yönelik olumsuz yasal düzenlemelere karşı durmak için en önemli
görevin sendikalara düştüğünü söyleyen Kocasakal, DİSK’in misyonu gereği üzerine düşen sorumluluğun büyük olduğunu vurguladı.
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ YÖNETİCİLERİ ZİYARET EDİLDİ
(19.01.2011)
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi yöneticileri, sendikamız üye ve yöneticileri tarafından ziyaret
edildi.
Sendikamızın rektörlüğe bağlı üniversite işçilerinin yanı sıra, üniversitedeki taşeron şirkete bağlı
çalışan işçiler ile EBET çalışanları arasında örgütlenme çalışmalarını tamamlamasının ardından 19
Ocak Çarşamba günü gerçekleştirilen ziyarette Genel Başkan Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal
Uyar ve üniversite işçileri adına üyemiz İsmail Şahin hazır bulundu.
Günün ilk ziyareti Üniversite Rektörü Prof Dr. Ali Akdemir ile gerçekleştirildi. Yapılan nezaket ziyaretinde sendikamızın üniversite işçileri arasında örgütlendiği hatırlatılarak, akdedilecek toplu iş
sözleşmesinin üniversiteye, çalışanlara ve sendikaya yarar getirmesi temennisinde bulunuldu.
Üniversite Rektörünün ardından Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yılmaz Akgül ve Prof. Dr. Varol Tok
ile Üniversite Genel Sekreteri İdris Yılmaz, Sağlık, Kültür Spor Daire Başkanı Yüksel Yıldız ve Personel
Daire Başkanı Mustafa Sevim de makamlarında ayrı ayrı ziyaret edildi.
Gerçekleştirilen ziyaretlerde sendikamızın hem rektörlüğe bağlı olarak çalışan işçiler arasında,
hem de taşeron şirkete bağlı işçiler arasında örgütlendiği vurgulandı. Taşeron şirkete bağlı çalışan
işçiler ile ilgili olarak yasal düzenlemeler, hukuk kuralları ve yargı kararları nezdinde, taşeron şirket
işçileri için daha güvenceli bir işyeri ve çalışma koşulları oluşturulmasına yönelik çaba sarfedileceği
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
kaydedildi. Yapılan görüşmelerde Genel Başkan Metin Ebetürk, “Rektörlüğe bağlı işçi arkadaşlarımızın yanı sıra, taşeronda çalıştırılarak güvencesiz bırakılan işçi arkadaşlarımız için gerekli hukuksal
girişimleri yaparak, hukuksal düzenlemelerin gereğinin yerine getirilmesi için çaba sarfedeceğiz. Bu
noktada siz değerli hocalarımızın bilgi ve birikimlerinden yararlanarak, kuracağımız işveren-sendika
ilişkisinin uygar düzeyde gerçekleştirlmesini temenni ederim.” şeklinde konuştu.
KESK ZİYARET EDİLDİ (21.01.2011)
Sendikamız Genel Merkez yöneticileri, göreve gelen yeni KESK
yönetimine bir ziyarette bulunarak görevlerinde başarılar dilediler.
Genel Başkan Metin Ebetürk ve GYK Üyeleri Engin Sezgin ile Nesimi Turgut tarafından 21 Ocak’ta gerçekleşen ziyarette gündemdeki konulara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.
METRO GROSMARKET YÖNETİCİLERİ 28 NİSAN’DA SENDİKAMIZI ZİYARET
ETTİ (28.04.2011)
Metro Grosmarket yöneticileri 28 Nisan’da sendikamızı ziyaret
etti. Genel Müdür Kubilay Özerkan, Mağazalardan Sorumlu İnsan
Kaynakları Müdürü Murat Ayaydın ve Toplu İş Sözleşmesi Görüşmelerinden Sorumlu Danışman Figen Kaya tarafından gerçekleştirilen ziyaret, sendikamız yöneticilerinin misafirlerimizi karşılamasıyla başladı.
Genel Başkan Metin Ebetürk, Genel Sekreter Celal Uyar ve GYK
Üyeleri Nesimi Turgut ile Hüseyin Kaşif tarafından ağırlanan Metro yöneticileri ile sıcak bir sohbet
yapıldı. Sendikamızın yeni genel merkezi için de hayırlı olsun temennilerinde bulunan Metro yöneticileri, ziyaretin ardından iyi dileklerini sunarak sendikamızdan ayrıldı.
GENEL BAŞKANIMIZ METİN EBETÜRK, AHMET ŞIK’LA GÖRÜŞTÜ (13.07.2011)
Bilgi Üniversitesi’ndeki sendikalaşma çalışmamızın başından
beri aktif bir üyemiz olan Şık, 13 Temmuz 2011 Çarşamba günü Genel Başkanımız tarafından cezaevinde ziyaret edildi. Genel Başkanımız üyemiz Ahmet Şık’a, kendisiyle ve ailesiyle dayanışma içinde
olduğumuzu ve hakkındaki dava sürecini yakından takip ettiğimizi
iletti.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan ve yayıma hazırladığı bir kitap nedeniyle tutuklu yargılanan Ahmet Şık, yaklaşık beş aydır Silivri Cezaevinde tutuluyor.
YÖNETİCİLERİMİZ KILIÇDAROĞLU’YLA GÖRÜŞTÜ (21.07.2011)
Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk ve Genel Sekreter Celal Uyar 21 Temmuz 2011 tarihinde
CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’na makamında bir ziyarette bulundular.
165
166
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Eylemde, Mitingde,
Dayanışmada Sosyal-İş
Sendikamızın örgütlenme çalışmalarını sürdürdüğü ve halihazırda örgütlü olduğu, CHP’li belediyelere bağlı şirketlerde yaşanan
sorunlara ilişkin bilgi veren sendikamız yöneticileri, sorunların giderilmesi konusunda Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’ndan girişimlerde bulunmasını istedi.
Son dönemde AKP Hükümeti tarafından uygulanmak istenen
işçi sınıfına yönelik saldırılar konusunda da fikir alışverişinde bulunulan görüşmede, özellikle yakın zamanda gündeme gelecek kıdem tazminatı hakkının gaspı konusu değerlendirildi. Sendikamız yöneticileri, sendikamızın yürüttüğü taşeron örgütlenmeleri konusunda da Kılıçdaroğlu’na bilgi verdi. Mahkemelerden alınan muvazaa
kararlarının uygulanmadığını ve işçilerin ilgili kurumlar tarafından hala ana bünyeye alınmayarak suç
işlendiğini ifade eden sendikamız yöneticileri, taşeronlaştırmayla siyasal alanda da mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayarak, konunun meclis çatısı altında da seslendirilmesini istedi.
Görüşmenin sonunda Sn. Kılıçdaroğlu yöneticilerimizin isteklerini değerlendirerek, özellikle CHP’li
belediyelere bağlı şirketlerde yaşanan sorunlarla yakından ilgileneceğini ifade etti.
ÖZCAN KESGEÇ UNUTULMADI
Sendikamız Genel Başkanı Özcan Kesgeç, vefatının 4. yılında 19
Temmuz 2011 tarihinde ailesi, sendikamız üye, temsilci ve yöneticileri ile emek dostları tarafından mezarı başında anıldı. Sendikamız tarafından gerçekleştirilen anmaya, kardeş sendikalarımız
Birleşik Metal-İş ve Genel-İş yöneticileri de katıldı.
Törende Sendikamız Genel Başkanı Metin Ebetürk, Özcan
Kesgeç’in sevgili eşi Emine Kesgeç, Özcan Kesgeç’in Türkiye İşçi Partisi’nden yoldaşı ve arkadaşı Vedat
Baranoğlu ve DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün birer konuşma yaparak Özcan Kesgeç’in sendikal
mücadelesi hakkındaki görüşlerini dile getirdiler, birlikte yaşadıkları güzel anıları anlattılar.
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
167
MALİ İŞLER DAİRESİ ÇALIŞMALARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
168
MALİ İŞLER DAİRESİ RAPORU
(21.12.2009 – 31.10.2011)
Sendikamız Mali İşleri; Sendikalar Yasası ve bu Yasalar çerçevesinde çıkartılmış tüzük, yönetmelik
ve Sendikamız tüzük, bütçe ve Genel Kurul Kararları doğrultusunda yürütülmüştür.
Sendikamız yine bu dönem içerisinde 5 kez denetlenmiş olup Yönetim Kurulumuza verilen raporlar bu kitap içerisinde bilgilerinize sunulmuştur.
31.12.2009 tarihli bilanço ve 01.01.2010 – 31.10.2011 tarihlerini kapsayan Gelir-Gider tabloları ve
Bilanço düzenlenerek ekteki açıklamalar bilgilerinize sunulmuştur.
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
19-20 Aralık 2009 tarihinde Olağanüstü Genel Kurulumuz yapılmış olup Yılsonu bilançosudur.
169
31.12.2009 TARİHLİ BİLANÇO ( TL )
AKTİF
PASİF
I- DÖNEN VARLIKLAR
A Hazır Değerler
01. Kasa
03. Banka
H. Diğer Dönen Varlıklar
05. İş Avansları
II-DURAN VARLIKLAR
A Ticari Alacaklar
04. Verilen Dep. Tem.
D Maddi Duran Varlıklar
03. Binalar
05. Taşıtlar
06. Demirbaşlar
231.689,10
113.020,57
65.336,17
AKTİFLER TOPLAMI
723.649,51 PASİFLER TOPLAMI
4.393,30
301.852,00
5.389,33
1.969,04
I- KISA VADELİ KAYN.
B Borçlar
01. Satıcılar
04. Emanetler
F Ödenecek Vergi SSK
01. Ödenecek Vergi
02. Ödenecek SSK
G Borç Kredi.
Banka Kredisi
III. Öz Kaynaklar
F Dön. Sonu Gelir Gider Farkı
01. Dönem Gel.Gid.Farkı
16.873,46
4.698,55
12.095,74
9.814,76
907,60
679.259,40
723.649,51
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
01.01.2010 – 31.12.2010 Tarihli Kesin Mizan
170
Hesap Adı
100
102
103
195
196
226
252
254
255
320
326
335
360
361
400
590
602
690
770
Kasa
Bankalar
Verilen Çekler ve Öd.
İş Avansları
Per.Avansları
Ver.Dep.ve Te.
Binalar
Taşıtlar
Demirbaşlar
Satıcılar (borç)
Emanetler
Pers.Borçlar
Öd.Vergi ve Fon
Öd.SSK
Banka Kredileri
Dön.Son.Gel.Gid.Farkı
Gelirler
Dön.İçi Gel-Gid. Farkı
G.Yön.Giderleri
Borç
339.879,84
4.325.714,43
135.000.00
164.838,77
19.506,98
17.257,04
670.558,23
113.020,57
82.167,17
151.040,91
16.905,45
137.030,57
168.542,80
1.274,86
679.259,40
2.111.743,80
742.647,38
1.378.728,47
11.255.116,67
Alacak
339.492,59
4.131.558,22
135.000,00
148.869,62
18.456,98
15.000,00
5.183,59
158.318,28
4.698,55
16.924,89
148.987,59
188.768,44
288.831,49
1.421.906,78
2.111.743,80
742.647,38
1.378.728,47
1.378.728,47
Bakiye Borç
387,25
194.156,21
Bakiye Alacak
15.969,15
1.050,00
2.257,04
670.558,23
113.020,57
76.983,58
7.277,37
4.698,55
19,44
11.957,02
20.225,64
287.556,63
742.647,38
1.074.382,03
1.074.382,03
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
31.12.2010 TARİHLİ BİLANÇO ( TL )
AKTİF
I- DÖNEN VARLIKLAR
A Hazır Değerler
01. Kasa
03. Banka
H Diğer Dönen Varlıklar
05. İş Avansları
06. Personel avansları
PASİF
387,25
194.156,21
15.969,15
1.050,00
II- DURAN VARLIKLAR
A Ticari Alacaklar
04. Verilen Dep.Teminatlar
D Maddi Duran Varlıklar
03. Binalar
670.558,23
05. Taşıtlar
06. Demirbaşlar
113.020,57
76.983,58
AKTİFLER TOPLAMI
2.257,04
I- KISA VADELİ KAYN.
B Borçlar
01. Satıcılar
04. Emanetler
C Diğer Borçlar
04. Personele Borçlar
F Ödenecek Vergi SSK
01. Ödenecek Vergi
02. Ödenecek SSK
G Borç Kredi.
Banka Kredisi
III. Öz Kaynaklar
F Dönem Sonu Gelir Gider
Farkı
01. Dönem Gel.Gid.Farkı
1.074.382,03 PASİFLER TOPLAMI
171
7.277,37
4.698,55
19,44
11.957,02
20.225,64
287.556,63
742.647,38
1.074.382,03
31.12.2010 TARİHLİ BİLANÇO AÇIKLAMASI
KASA HESABI : 31.12.2010 tarihli nakit kasa mevcudu 387,25,- TL’dır.
BANKALAR : 31.12.2010 tarihinde bankalar hesabında
194.156,21,- TL ;
• T.C. Ziraat Bankası Yenişehir Şubesi Vadesiz hesapta
12.115,43,- TL
• T. C. Ziraat Bankası Vadeli Hesapta
100.000,00,- TL
• T.C. Ziraat Bankası Fon Hesabında
82.040,78,- TL
AVANSLAR : 31.12.2010 tarihinde şubeler ve şahıslar üzerinde 15.969,15,-TL’dir.
Şubeler Üzerinde 3.482,63,- TL
İstanbul Şube
131,29,- TL
Antalya Şube
1.280,50,- TL
Ankara Şube
1.073,96,- TL
İzmir Şube
996,88,- TL
İŞ TAKİP AVANSLARI : 12.486,52,- TL
Sendikamıza genel merkez bürosu olarak alınan dairelerin tadilat işlemi için verilen iş avanslarıdır.
PERSONEL AVANSLARI : 1.050,00,- TL personelin ücretine istinaden verilen avansdır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR : Bu hesapta görülen toplam 2.257,04,- TL’nin dağılımı şöyledir.
172
- İSKİ İstanbul .
- Antalya Sular İdaresi
-ASKİ Ankara
- Ankara Elektrik Kurumu
- Aski Ankara (56/10)
- İstanbul Şube Depozito
- İstanbul Elektrik Güv.
- Başkent Elektrik (36/15)
- Başkent Elektrik (36/16
- Başkent Elektrik (36/17)
135,00
35,00
175,00
69,60
175,00
1.250.000
129,44
96,00
96,00
96,00
BİNALAR : Bilançomuzun aktifinde yer alan 670.558,23,-TL
Genel Merkez : 231.689,10,- TL
Genel Merkez : 112.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No/36/15 nolu daire)
Genel Merkez : 162.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No/36/16 nolu daire)
Genel Merkez : 162.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No/36/17 nolu daire)
Genel Merkez hizmet binası olarak kullanılmak üzere 400.000,00,- TL bedel ile satın alınan (Ziya
Gökalp Cad. No: 36/15-16-17 Kızılay Ankara adresinde bulunmaktadır.) Taşınmazların bedelinin
150.000,00 TL’si nakit olarak verilmiş ve 250.000,00 TL’si için 0,74 faiz oranı ve 36 ay vade ile Banka
kredisi kullanılmıştır. 3.000,00 TL Emlakçı parası ve 7.068,60 tapu harcı ödenmiştir.
TAŞITLAR : Bilançomuzun Aktifinde yer alan Taşıtlar ; 113.020,57,- TL
- Renault Laguna
- Opel Astra SW 1.6 Enjoy
- Opel Astra Classıc 1.6
- Opel Astra Classıc 1.6
13.427,07,- TL
40.643,74,- TL
29.474,88,- TL
29.474,88,- TL
DEMİRBAŞLAR : Bilançomuzun Aktifinde yer alan 76.983,58- TL; Genel Merkez ve Şubeler
kullanımındaki kıymetler oluşturmaktadır.
ÇEŞİTLİ BORÇLAR : Bilançomuzun Pasifinde görülen 7.277,37,- TL; Mal ve Hizmet alımlarından doğan
borçlarımızdır.
EMANETLER : Bu hesapta bulunan 4.698,55- TL; Adlarına dava açılan AYEK ve Dağcı Ltd. Şti. çalışanı
üyelerimizin alacaklarıdır.
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ÖDENECEK VERGİ : 31.12.2010 tarihinde ödenen ücretlerden ve Kira stopajından doğan ödenecek
vergilerden oluşmaktadır. 11.957,02,- TL dağılımı;
Gelir Vergisi
Damga Vergisi
11.536,80,- TL
420,22,- TL
ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK : 31.12.2010 tarihinde ödenen ücretlerden doğan ödenecek SGK
Primleri ve İşsizlik Sigortası Primlerinden oluşmaktadır.20.225,64,- TL dağılımı;
SGK İşçi
SGK İşveren
İşsizlik İşçi
İşsizlik İşveren
6.902,10,- TL
12.159,43,- TL
388,03,- TL
776,08,- TL
BANKA KREDİLERİ : 287.556,63TL
Konut için : Genel Merkez Hizmet binası için 0,74 faiz oranı ve 36 ay vade ile 250.000,00 TL işyeri
kredisi kullanılmış olup faizi 37.556,63 TL’dir. 287.556,63,- TL
GİDERLER HESABINDA BULUNAN KIDEM VE İHBAR TAZMİNATLARI
04.01.2010 tarihinde Mehmet Gündoğdu’ya : 4.574,80 TL (Hizmet Ödeneği)
03.05.2010 tarihinde : Saadet Ateş’e : 28.718,87 TL (Kıdem Tazminatı)
15.10.2010 tarihinde : Ayşegül Doğan’a : 12.688,49 TL (Kıdem Tazminatı)
30.12.2010 tarihinde : Ali Cancı’ya 1.781,65 TL (İhbar Tazminatı) ödenmiştir.
GİDERLER HESABINDA BULUNAN VERGİ ÖDEMESİ;
06.01.2010 tarihinde 4.987,07- TL 2004 yılı vergi cezası,
09.02.2010 tarihinde 35.091,25- TL 2003 yılı vergi cezası ödenmiştir.
DÖNEM NET GELİR-GİDER FARKI
01.01.2010-31.12.2010 Dönemi gelir artığı tutarı 742.647,38,- TL dır.
173
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
01.01.2010- 31.12.2010 GELİR – GİDER TABLOSU
174
Hesap İsmi
GENEL YÖNETİM GİDERLERİ
Gen.Mrk.Personel Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Kıdem Tazminatı
İhbar Tazminatı
Personel Yolluğu
Harcırah
Ulaşım
Konaklama
Diğer Ücret Giderleri
Av. Vekalet Ücreti
Kasa Tazminatı
Kasa Tazminatı
Şube Personel Giderleri
İstanbul Şube
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Ankara Şube
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
İzmir Şube
Giderler
Toplamı
298.453,54
153.443,54
34.983,89
3.039,20
43.132,97
24.325,24
18.807,73
41.407,36
1.781,65
17.285,70
7.528,00
3.404,70
6.353,00
2.042,74
2.042,74
1.336,08
1.336,08
68.080,32
22.693,46
12.830,91
3.102,90
318,24
6.441,41
3.360,00
3.081,41
22.693,43
12.830,88
3.102,90
318,24
6.441,41
3.360,00
3.081,41
22.693,43
Gelirler
Toplamı
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Gen.Mrk.Yönetici Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Genel Merkez Yön.Hiz.
Ödeneği
Şube Yönetici Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Yönetici Öd. Yolluklar
Gen.Mrk.Yurt içi Yolluğu
Konaklama
Ulaşım
Şube Yurt içi Yolluğu
Konaklama
Ulaşım
İDARİ GİDERLER
GENEL MERKEZ
Kırtasiye
Haberleşme
Mahkeme
Noter
Gen.Merk. Gen.Kurulu
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto Tamir Bakım
Oto Akaryakıt
Ulaşım (Şehir içi)
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12.830,88
3.102,90
318,24
6.441,41
3.360,00
3.081,41
319.949,99
258.543,21
34.293,66
5.738,32
16.800,00
16.800,00
4.574,80
187.821,51
148.684,18
18.442,79
1.554,54
19.140,00
19.140,00
88.315,03
24.486,00
15.054,50
35.942,06
4.861,50
979,00
6.991,97
287.361,16
189.090,15
6.827,60
23.677,21
4.992,76
31.012,96
105,43
6.331,93
8.375,29
3.104,19
3.525,65
175
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Vergi
Malların Bakım-Onarım
176 İkram
Temsil
Malların Sigortası
Arabulucu-YHK.-DİE
Trafik Cezaları
Oto Park Tem.vs.
Oto Vergi Kasko
İlan
Sabit Kıymet Gideri
Banka Havale Masrafları
Boya Badana
DİSK Etkinlik (Bizim Harc)
1 Mayıs
Diğer
ANKARA ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Ulaşım
İkram
Temsil
Otopark Tem.
Dergi Gazete
1 Mayıs
Diğer
İSTANBUL ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Mahkeme
Noter
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto Tamir Bakım
Oto Akaryakıt
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
52.449,01
5.824,54
12.629,30
4.145,07
831,87
1.612,88
269,35
2.732,00
5.684,79
1.219,80
2.919,10
1.712,38
250,00
1.915,00
590,00
6.352,04
29.960,23
1.083,26
1.704,09
382,91
17.651,90
4.684,39
1.590,10
1.302,09
582,00
22,00
537,00
120,00
300,49
41.100,02
934,05
1.755,51
20,00
3.959,81
9.125,00
3.198,29
2.986,10
5.719,75
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Ulaşım (şehir içi)
Mallların Bakım Onarımı
İkram
Temsil
Oto Park Tem.vs.
Film Fotoğraf
1 Mayıs
Diğer
ANTALYA ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Ulaşım (Şehir içi)
İkram
Temsil
Eğitim (Gazete-dergi)
Boya Badana
Diğer
İZMİR ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Ulaşım (Şehir içi)
Vergi
İkram
Temsil
Eğitim Dergi-Gazete
1 Mayıs
Diğer
EĞİTİM GİDERLERİ
Eğitim (Kitap-Dergi-Gazete)
Seminer Konferans
Film-Foto-Video-Baskı vs.
Temsilci ve Üye Yollukları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
3.274,43
361,00
4.739,64
2.499,69
1.506,50
92,50
338,00
589,75
7.721,63
65,49
284,18
562,55
4.840,00
710,80
629,00
114,85
40,00
133,80
138,00
202,96
19.489,13
507,58
1.259,63
3.801,41
6.575,00
1.440,13
1.940,52
50,00
1.791,02
290,00
275,00
50,00
1.508,84
58.306,12
16.953,98
33.895,12
660,40
525,00
177
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Bayrak, Flama, Önlük, Şapka
ÜST KURULUŞ (DİSK)
178 Disk Aidat
Disk Etkinlikleri (1 Mayıs )
DİSK Etkinlik
Temsilci ve Üye Yollukları
GİDERLER TOPLAMI
GELİRLER
Aidat Geliri
Banka Faizi
Diğer Gelir
Önceki Dönem Geliri
Vekalet Ücreti Gelirleri
GELİRLER TOPLAMI
GELİR-GİDER FARKI
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
6.271,62
60.809,16
57.109,16
3.000,00
700,00
1.369.096,42
2.111.743,80
1.405.327,11
23.913,75
1.200,80
679.259,40
2.042,74
2.111.743,80
742.647,38
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
01.01.2011 – 31.10.2011 Tarihli Mizan
Hesap Adı
100
102
195
196
226
252
254
255
320
326
335
360
361
400
590
602
770
Kasa
Bankalar
İş Avansları
Per.Avansları
Ver.Dep.ve Teminat
Binalar
Taşıtlar
Demirbaşlar
Satıcılar (borç)
Emanetler
Pers.Borçlar
Öd.Vergi ve Fon
Öd.SSK
Banka Kredileri
Önceki Dön. Net Karı
Gelirler
G.Yön.Giderleri
Borç
465.557,77
3.398.710,96
271.417,03
12.370,00
2.257,04
670.558,23
136.320,57
109.783,22
159.667,03
68,17
92.314,14
209.125,40
100.623,48
742.647,38
1.423.426,02
7.794.846,44
Alacak
463.148,51
3.272.139,22
249.083,64
12.370,00
13.427,07
163.490,17
4.698,55
83,56
107.127,52
233.503,65
309.772,40
742.647,38
2.209.535,89
13.818,88
7.794.846,44
Bakiye Borç
2.409,26
126.571,74
22.333,39
2.257,04
670.558,23
122.893,50
109.783,22
139,60
Bakiye Alacak
3.962,74
4.698,55
15,39
14.813,38
24.378,25
209.148,92
2.209.535,89
1.409.607,14
2.466.553,12
2.466.553,12
179
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
31.10.2011 TARİHLİ BİLANÇO ( TL )
AKTİF
180
I- DÖNEN VARLIKLAR
A Hazır Değerler
01. Kasa
03. Banka
H Diğer Dönen Varlıklar
05. İş Avansları
PASİF
2.409,26
126.571,74
22.333,39
II- DURAN VARLIKLAR
A Ticari Alacaklar
04. Verilen Dep.Teminatlar
D Maddi Duran Varlıklar
03. Binalar
670.558,23
05. Taşıtlar
06. Demirbaşlar
122.893,50
109.783,22
B Borçlar
01. Satıcılar
AKTİFLER TOPLAMI
2.257,04
I- KISA VADELİ KAYN.
B Borçlar
01. Satıcılar
04. Emanetler
C Diğer Borçlar
04. Personele Borçlar
F Ödenecek Vergi SSK
01. Ödenecek Vergi
02. Ödenecek SSK
G Borç Kredi.
Banka Kredisi
III. Öz Kaynaklar
F Dönem Sonu Gelir Gider
Farkı
01. Dönem Gel.Gid.Farkı
139,60
1.056.945,98 PASİFLER TOPLAMI
31.10.2011 TARİHLİ BİLANÇO AÇIKLAMASI
KASA HESABI : 31.10.2011 tarihli nakit kasa mevcudu 2.409,26,- TL’dır.
BANKALAR : 31.10.2011 tarihinde bankalar hesabında
126.571,74,- TL ;
• T.C. Ziraat Bankası Yenişehir Şubesi Vadesiz hesapta
14.274,63,- TL
• T. C. Ziraat Bankası Vadeli Hesapta
79.868,87,- TL
• T.C. Ziraat Bankası Fon Hesabında
32.428,24,- TL
AVANSLAR : 31.10.2011 tarihinde şubeler ve şahıslar üzerinde 22.333,39,-TL’dir.
Şubeler Üzerinde 8.287,42,- TL
İstanbul Şube
3.073,70,- TL
Antalya Şube
1.510,28,- TL
Ankara Şube
2.573,39,- TL
İzmir Şube
1.130,05,- TL
3.962,74
4.698,55
15,39
14.813,38
24.378,25
209.148,92
799.928,75
1.056.945,98
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
İŞ TAKİP AVANSLARI : 14.045,97,- TL
Davaları devam eden üyelerimiz için Avukatlar üzerine ve örgütlenme çalışmaları için şahıslar
üzerinde bulunan iş avanslarıdır.
181
VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR : Bu hesapta görülen toplam 2.257,04,- TL’nin dağılımı şöyledir.
- İSKİ İstanbul .
- Antalya Sular İdaresi
-ASKİ Ankara
- Ankara Elektrik Kurumu
- ASKİ Ankara (56/10)
- İstanbul Şube Depozito
- İstanbul Elektrik Güv.
- Başkent Elektrik (36/15)
- Başkent Elektrik (36/16
- Başkent Elektrik (36/17)
135,00
35,00
175,00
69,60
175,00
1.250.000
129,44
96,00
96,00
96,00
BİNALAR : Bilançomuzun Aktifinde yer alan 670.558,23,-TL
Genel Merkez : 231.689,10,- TL
Genel Merkez : 112.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No:36/15 nolu daire)
Genel Merkez : 162.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No:36/16 nolu daire)
Genel Merkez : 162.956,38,- TL (Ziya Gökalp Cad. No:36/17 nolu daire)
TAŞITLAR : Bilançomuzun Aktifinde yer alan Taşıtlar ; 122.893,50,- TL
- Opel Astra SW 1.6 Enjoy
- Opel Astra Classıc 1.6
- Opel Astra Classıc 1.6
- Hyundai
40.643,74,- TL
29.474,88,- TL
29.474,88,- TL
23.300,00,- TL
İstanbul Şubemizde kullanılmakta olan Laguna Marka Aracımız 25 Ocak 2011’de 9.000,00 TL’na
satılmış olup, yerine Hyundai 1.6 Marka 23.300,00 TL’na peşin olarak satın alınmıştır.
DEMİRBAŞLAR : Bilançomuzun Aktifinde yer alan 109.783,22- TL; Genel Merkez ve Şubeler
kullanımındaki kıymetler oluşturmaktadır.
ÇEŞİTLİ BORÇLAR : Bilançomuzun Pasifinde görülen 3.962,74- TL; Mal ve Hizmet alımlarından doğan
borçlarımızdır.
EMANETLER : Bu hesapta bulunan 4.698,55- TL; Adlarına dava açılan AYEK ve Dağcı Ltd. Şti. çalışanı
üyelerimizin alacaklarıdır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
ÖDENECEK VERGİ : 31.10.2011 tarihinde ödenen ücretlerden ve Kira stopajından doğan ödenecek
vergilerden oluşmaktadır. 14.813,38,- TL dağılımı;
182
Gelir Vergisi
Damga Vergisi
14.235,30,- TL
578,08,- TL
ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK : 31.10.2011 tarihinde ödenen ücretlerden doğan ödenecek SGK
Primleri ve İşsizlik Sigortası Primlerinden oluşmaktadır.24.378,25,- TL dağılımı;
SGK İşçi
SGK İşveren
İşsizlik İşçi
İşsizlik İşveren
8.443,80,- TL
14.458,98,- TL
491,84,- TL
983,63,- TL
BANKA KREDİLERİ : 209.148,92 TL
Konut Kredisi : 207.669,26 TL
Kredi Kartı
:
1.479,66 TL
GİDERLER HESABINDA BULUNAN VERGİ ÖDEMELERİNİN;
15.04.2011 tarihinde 24.505,54- TL 2005 yılı vergi cezası olarak ödenmiştir.
DÖNEM NET GELİR-GİDER FARKI
01.01.2011-31.10.2011 Dönemi gelir artığı tutarı 799.928,75,- TL dır.
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
183
01.01.2011- 31.10.2011 GELİR – GİDER TABLOSU
Hesap İsmi
GENEL YÖNETİM GİDERLERİ
Gen.Mrk.Personel Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Bayram Yardımı
Personel Yolluğu
Harcırah
Ulaşım
Konaklama
Sözleşmeli Avukat Ücreti
Söz.Avukat Ücreti
Kasa Tazminatı
Kasa Tazminatı
Şube Personel Giderleri
İstanbul Şube
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Bayram Yardımı
İhbar Tazminatı
Ankara Şube
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Giderler
Toplamı
259.732,44
146.105,60
35.296,20
3.037,77
22.810,00
20.519,04
3.723,89
9.178,00
5.014,60
7.263,50
5.686,34
1.097,50
71.655,86
13.222,72
4.181,38
424,65
4.780,00
3.819,23
445,50
506,16
12.778,08
3.078,22
315,70
Gelirler
Toplamı
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
184 Ulaşım Yardımı
Bayram Yardımı
İzmir Şube
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Ulaşım Yardımı
Bayram Yardımı
Gen.Mrk.Yönetici Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Şube Yönetici Giderleri
Brüt ücret
SSK İşveren Primi
İşsizlik İşveren Primi
Sosyal Yardım
Yemek Yardımı
Şube Yön.Hiz.Ödeneği
Yönetici Öd. Yolluklar
Gen.Mrk.Yurt içi Yolluğu
Konaklama
Ulaşım
Şube Yurt içi Yolluğu
Konaklama
Ulaşım
İDARİ GİDERLER
GENEL MERKEZ
Kırtasiye
Haberleşme
Mahkeme
Noter
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
2.980,00
2.561,98
445,50
12.778,08
3.035,48
315,70
2.980,00
2.561,98
445,50
305.362,01
237.596,03
49.978,87
2.887,11
14.900,00
206.415,23
144.544,93
31.326,31
1.526,14
18.180,00
10.837,85
82.995,16
19.353,50
13.515,00
34.349,40
6.310,50
1.162,00
8.304,76
348.250,60
237.781,56
11.669,48
24.917,30
13.562,75
12.777,83
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto Tamir Bakım
Oto Akaryakıt
Ulaşım (Şehir içi)
Vergi
Malların Bakım-Onarım
İkram
Temsil
Malların Sigortası
Arabulucu-YHK.-DİE
Trafik Cezaları
Oto Park Tem.vs.
Oto Vergi Kasko
İlan
Banka Havale Masrafları
Boya Badana
DİSK Etkinlik (Bizim Harc)
1 Mayıs
Bilgisayarların Bakımı
Diğer
ANKARA ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Genel Kurul
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto akaryakıt
Ulaşım
Malların Bakım Onarımı
İkram
Temsil
Otopark Tem.
Dergi Gazete
Diğer
İSTANBUL ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
12.454,17
14.004,78
4.242,29
3.457,55
25.860,66
65.478,57
12.098,55
4.362,40
822,79
3.179,63
105,00
1.655,50
5.958,98
641,20
24,76
359,40
2.330,00
4.266,00
5.830,40
7.721,57
27.709,99
2.460,29
2.441,08
380,92
10.816,88
1.795,00
3.651,58
530,01
2.106,40
216,00
2.552,22
40,30
12,00
332,50
374,81
45.811,54
925,46
1.463,70
185
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Noter
Genel Kurul
186 Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto Tamir Bakım
Oto Akaryakıt
Ulaşım (şehir içi)
Mallların Bakım Onarımı
İkram
Temsil
Oto Park Tem.vs.
Dergi Gazete
Film Fotoğraf
1 Mayıs
Etkinlik (Miting)
Diğer
ANTALYA ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Genel Kurul
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Ulaşım (Şehir içi)
İkram
Temsil
Eğitim (Gazete-dergi)
1 Mayıs
Diğer
İZMİR ŞUBE
Kırtasiye
Haberleşme
Noter
Genel Kurul
Kira
Ist.Ayd.Tem.Su.Aidat
Oto akaryakıt
Ulaşım (Şehir içi)
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
1.411,78
7.848,76
14.575,00
3.215,87
501,11
4.575,57
2.495,86
141,60
2.353,04
2.395,86
1.003,50
100,00
28,70
1.034,24
1.700,00
41,49
14.841,12
255,39
276,22
1.229,15
6.351,84
4.200,00
548,14
1.077,15
336,23
45,00
135,00
361,00
26,00
22.106,39
1.114,63
1.536,96
514,55
3.628,63
6.175,00
1.729,95
455,00
1.342,50
Mali İşler Dairesi Çalışmaları
Vergi
İkram
Temsil
Eğitim Dergi-Gazete
Boya Badana
Otopark
1 Mayıs
Diğer
EĞİTİM GİDERLERİ
Eğitim (Kitap-Dergi-Gazete)
Seminer Konferans
Film-Fot-Video-Baskı vs.
Temsilci ve Üye Yollukları
Bayrak, flama, Önlük, Şapka
Üye Etkinlikleri
ÜST KURULUŞ (DİSK)
DİSK Aidat
DİSK Etkinlikleri (1 Mayıs )
DİSK Etkinlik
GİDERLER TOPLAMI
GELİRLER
Aidat Geliri
Banka Faizi
Diğer Gelir
Önceki Dönem Geliri
SGK 5510’a İstinaden Devlet
Geliri
GELİRLER TOPLAMI
GELİR-GİDER FARKI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
107,82
2.664,20
200,00
376,91
1.021,00
115,50
407,80
715,94
77.281,67
17.093,80
15.442,93
332,50
38.670,27
4.418,40
1.323,77
57.914,17
51.914,17
4.000,00
2.000,00
1.409.607,14
187
2.209.535,89
1.445.735,19
6.397,50
1.787,64
742.647,38
12.968,18
2.209.535,89
799.928,75
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
188
Denetim Kurulu Raporları
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
189
DENETİM KURULU RAPORLARI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
190
Denetim Kurulu Raporları
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
TUTANAK
Tarih
05.08.2010
Sosyal-İş Sendikası 8’inci Olağanüstü Genel Kurulunca Genel Merkez Denetleme
Kuruluna seçilen bizler 05.08.2010 günü sendika genel merkezinde (Mithatpaşa Cad. 56/10
Kızılay/Ankara) toplanarak görev bölümü yaptık.
Kurul Başkanlığına : Deniz Evren GÜGÜŞ
Kurul Yazmanlığına : Abdullah Turgut AYBULUT
Kurul Üyeliğine
: Meriç DİLEKLİ
Seçilmesine karar vererek bu tutanak tarafımızdan imzalanmıştır.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Başkan
Abdullah Turgut AYBULUT
Yazman
Meriç DİLEKLİ
Üye
191
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Denetim Kurulu Raporları
OLAĞAN DENETİM RAPORU
Tarih
Rapor No
192
05.08.2010
1
Kurulumuz 05.08.2010-06.08.2010 tarihleri arasında Sendika Genel Merkezinde (Mithatpaşa
Caddesi 56/10 Kızılay/Ankara ) toplanarak 19.12.2009-30.06.2010 tarihleri arasını kapsayan olağan
denetimini yapmıştır.
YÖNETSEL DENETİM
1) Genel Yönetim Kurulu denetimi kapsayan tarihler arasında 14 (ondört) karar alınmış, Karar ara konusu özetleri eksik olduğu tespit edilmiş olup, özetinin geniş tutulması tarafımızca önerilmektedir. Sendikamızın örgütsel, yönetsel ve mali konularda yasa ve tüzüğümüze uygun kararlar
alarak uygulamıştır.
2) Denetime esas olan süreler içerisinde 673 evrakın kayıtlara girdiği 746 evrakın kayıtlardan
geçerek gönderildiği ve tüm evrakların dosya planı çerçevesinde işlem görerek muhafaza altına
alındığı görülmüş olup, gelen yazıların daha kısa sürede cevaplandırılması tavsiye edilmektedir.
3) Sendikamız İstanbul ve İzmir şube denetleme kurulu raporlarının Genel Merkeze
süresi içinde gönderilmediği görülmüştür. Şube denetleme kurulu raporlarının tüzüğümüze uygun
olarak süresinde Genel Merkeze gönderilmesi için gerekli hassasiyetin gösterilmesinin gerekliliğine
inanmaktayız.
4) Sendikal faaliyetleri için harcanan yolluk, seyahat, ikram fiş ve faturalarında genelde
imzalarının-açıklamalarının olmadığı görülmüş, özellikle yüksek harcamaların olduğu belgelerde
açıklamaların geniş tutulması için bundan sonra gerekli hassasiyettinin gösterilmesinin istenmesine
karar verilmiştir.
PARASAL DENETİM
2009 yılsonu gelirler toplamı 1.715.654,74 TL., giderler toplamı 1.036.395,34 TL., gelir ve
giderlerimiz arasındaki müsbet fazlanın 679.259,40 TL. olduğu tespit edilmiştir.
Kasa hesabının
: 4.393,30 TL.
Bankalar Hesabının
: 301.852,00 TL. olup bunun;
273.652,93 TL’sının vadeli hesabında,
22.221,27 TL.’nin vadesiz hesabında,
5.977,80 TL.’nin de fon hesabında olduğu görülmüştür.
01.01.2010 – 30.06.2010 tarihleri arasında gelirler toplamı 672.387,78 TL., giderler toplamı
668.444,13 TL. Gelir ve gider arasındaki müsfet fazlanın 3.943,65 TL. olduğu tesbit edilmiştir.
Kasa hesabının
: 2.781,79 TL.
Denetim Kurulu Raporları
Bankalar Hesabının
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
: 300.538,31 TL. olup bunun;
284.578,90 TL’sının vadeli hesabında,
3.076,32 TL.’nin vadesiz hesabında,
12.883,09 TL.’nin de fon hesabında olduğu tespit edilmiştir. Mahsup, Tediye ve Tahsil fişlerinin
V.U.K. uygun düzenlendiği ve sıralı olarak dosyalandığı görülmüştür.
Yasal olarak tutulması gereken yevmiye defteri 29.12.2009 / 17880, defter-i kebir 29.12.2009
/ 17881, envanter defteri 23.12.2009 / 16351 no ile Ankara 54. Noterince süresinde tastik edilmiştir.
Sendikamız yönetici ve çalışanlarına örgütlenme faaliyetlerinde gösterdikleri yoğun ve 193
başarılı çalışmaları için takdirlerimizi sunar, çalışmalarının devamını dileriz.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Başkan
Abdullah Turgut AYBULUT
Yazman
Meriç DİLEKLİ
Üye
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Denetim Kurulu Raporları
DENETİM RAPORU
Tarih
Rapor No
194
11.11.2010
2
Kurulumuz 11.11.2010 tarihinde Sendika Genel Merkezinde (Mithatpaşa Caddesi 56/10 Kızılay/
Ankara ) toplanarak denetimini yapmıştır.
YÖNETSEL DENETİM
1) Sendikamızda 01.07.1998 tarihinden itibaren çalışmakta olan Saadet ATEŞ’in 4447 sayılı
kanunun 45. Maddesi ile 1475 sayılı iş kanununu 14. Maddesinin 1. Fıkrasına eklenen 5 numaralı
bentle 506 sayılı kanunun 60. Maddesinin 1. Fıkrasının A bendinin a ve b bentleri gereği 15 yıl ve
3600 gün prim ödeme gün sayısının yeterli olması sebebiyle kıdem tazminatını talep ederek görevinden 30 Nisan 2010 tarihinde istifa ettiği, 30 Nisan 2010 tarih ve 10 nolu Genel Yönetim Kurulu
kararıyla kıdem tazminatının ödenerek ve 03 Mayıs 2010 tarihinde iş akdinin feshine karar verildiği,
24 Mayıs 2010 tarih ve 12 nolu Genel Yönetim Kurulu Kararıyla Saadet ATEŞ’in 01.06.2010 tarihinde
aynı pozisyon, aynı maaş ve sosyal haklar ile tekrar işe başlamasına karar verildiği görülmüştür.
Yapılan denetimde, Saadet ATEŞ’in istifasının nedeni olan 15 yıl ve 3600 gün primini tamamlamış olduğu ve kıdem tazminatını alabileceği, SGK Başkanlığından gelen 06.05.2010 tarih ve
6986212 sayılı yazı ile görülmüştür. Karar defterine usulüne uygun işlendiği ve incelenen Nisan-Haziran ve Temmuz 2010 maaş bordrolarında işten ayrılmadan önceki net maaşıyla yeniden işe başladığı
tarihteki net maaşı arasında herhangi bir artış olmadığı görülmüştür. Bu konu ile ilgili yaptığımız
değerlendirmede ilgili yasa ve yönetmeliklere aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlem olmadığı görülmüştür.
2) Avukat Ayşegül Doğan SIRMAGÜL’ün Genel Denetim Kurulu Başkanlığımıza ilettiği
07.09.2010 tarihli yazısında “belirsiz süreli iş sözleşmesi” ne dayanarak kadrolu olarak ifa etmiş
olduğu “Hukuk Müşavirliği” görevi Genel Merkez Yönetimi tarafından 16.08.2010 tarihinde
yapılan bildirim ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 17. Maddesindeki bildirim süresinin kullandırılması
ile 14.10.2010 tarihinden itibaren hiçbir gerekçe olmaksızın feshedilmesi ile ilgili olarak; yapılan
İş Sözleşmesi incelemesinde ilgili iş sözleşmesinin 5-Yürürlük, Fesih ve Sonuçları maddesinde;
sözleşmenin yürürlük tarihinin 01.10.2005 tarihinde başladığı, sözleşmenin taraflarca 1 (bir) ay önce
yazılı fesih ihbarında bulunulmadıkça geçerliliğini koruyacağı belirtilmiştir. İlgili kişiye, 16.08.2010
tarihinde fesih ihbarında bulunulmuş İş Yasasının 17. Maddesi gereğince yapılan ihbarın tarihinden
itibaren 8 haftalık sürenin sonunda 14.Ekim.2010 tarihinde görevinin sona ermiş olacağı ve tüm yasal
haklarının tarafına ödeneceğinin belirtildiği görülmüştür.
4857 Sayılı İş Kanununun 18. Maddesi gereğince Sendikamızda 30 ve daha fazla personel
çalışmadığı için işten çıkartmanın geçerli bir sebebe dayandırılması zorunluluğu olmadığı ve bu
nedenle yazılı olarak bildirimde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca ilgili kişiye daha sonra müracaat
edeceği iş yerlerinde sıkıntı yaşamaması için yapılan bildirimde işten çıkarılma sebebinin yazılmadığı
ve ilgili kişiyle yüz yüze yapılan görüşmede işten çıkartılma nedeninin sözlü olarak bildirildiği Genel
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından Kurulumuza iletilmiştir. Dolayısıyla ilgili kişinin işten çıkartılması
konusunun yasaya ve mevzuatlara uygun olduğu tespit edilmiştir.
Avukat Ayşegül Doğan SIRMAGÜL’ün işten ayrıldığı tarihten sonra Sendikamızla ilgili olarak
ulusal medyada yer alan olumsuz haberlerle sendikamıza zarar veren kanılara sebebiyet verdiği
görülmüştür. Medyada yer alan bu açıklamalara karşılık sendikamızın, ilgili kişinin neden işten
çıkartıldığına dair ve diğer konularla ilgili tekzip yazılarının ve açıklamaların çeşitli yayın organlarında
yayınlattırıldığı tespit edilmiştir.
Avukat Ayşegül Doğan SIRMAGÜL’ün kullanımında bulunan bilgisayarın içindeki sendikaya
ait bilgilerin formatlanarak silindiği 18.10.2010 tarihli tutanakla tespit edildiği görülmüştür.Bu konuya
ilişkin olarak Genel Yönetim Kurulunun gerekli işlemleri yapmasını tavsiye ederiz.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Başkan
Abdullah Turgut AYBULUT
Yazman
Meriç DİLEKLİ
Üye
195
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Denetim Kurulu Raporları
OLAĞAN DENETİM RAPORU
Tarih
Rapor No
196
25/02/2011
3
Kurulumuz 24.02.2011 ve 25.02.2011 tarihlerinde Sendika Genel Merkezinde (Ziya Gökalp Caddesi
Gonca Apt. No:36/16 Kat:6 Kızılay/Ankara ) toplanarak denetimini yapmıştır.
YÖNETSEL DENETİM
1) Genel Yönetim Kurulu, denetimi kapsayan tarihler arasında 17 (onyedi) karar almış olup,
sendikamızın örgütsel, yönetsel ve mali konularında yasa ve tüzüğümüze uygun kararlar alarak uygulamıştır.
2-)Karar defterinde, DİSK Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdürürken maaşının sendikamız
tarafından ödenebilmesi için 06.03.2010 tarihinden itibaren istihdam edilmekte olan eski genel
başkan Ali Cancı’nın 14.12.2010 tarih ve 28 nolu yönetim kurulu kararı ile tüm yasal hakları ödenmek
suretiyle oy birliğiyle iş sözleşmesinin fesh edilmesine karar verildiği tespit edilmiştir.
3) 10.12.2010 tarih ve 27 nolu kararla, Genel Merkez Hizmet binası olarak kullanılmak
üzere Ziya Gökalp Caddesi Gonca Apt. No:36/16 Kat:6 Kızılay/Ankara adresindeki 3 adet dairenin
400.000,00 TL’ye alınmasına ve bu meblağın 150.000,00 TL’sinin peşin olarak ödenmesine, geri
kalan 250.000,00 TL’sinin Ziraat Bankası’ndan 36 ay vadeli kredi kullanılarak aylık %0,74 faiz oranıyla
7.987,67 TL. olarak geri ödenmesine, banka kredisi ve satın alma işlemleri için Genel Başkan Metin
Ebetürk ve Mali Daire Başkanı Nesimi Turgut’a genel yönetim kurulu tarafından oy birliğiyle yetki
verildiği görülmüştür.13.12.2010 tarihinde satın alma işleminin gerçekleştiği tespit edilmiştir.
4) 25.12.2010 tarih 29 nolu karar ile sendikamız personelinin ücretlerinde iyileştirme
yapıldığı ve Genel Yönetim Kurulu üyelerinin Ocak-2011 maaş zamlarının dondurulduğu görülmüştür.
Sendikamız personeli ile sendikamız yönetimi arasında toplu iş sözleşmesi niteliğinde bir çalışmanın
yapılmasını tavsiye ederiz.
5) Denetime esas olan süreler içerisinde 488 evrakın kayıtlara girdiği ve sehven kayıt edilen
2 evrakın iptal edildiği, 567 evrakın kayıtlardan geçerek gönderildiği, sehven kayıt edilen 2 evrakın
iptal edildiği ve tüm evrakların dosya planı çerçevesinde işlem görerek muhafaza altına alındığı
görülmüştür.
6)Denetime esas evraklar içerisinde saptanan harcama faturalarında Genel Yönetim Kurulu
üyesi örgütlenme daire başkanının örgütlenme faaliyetleri için kendi arabasını kullandığı görülmüştür.
Zorunluluktan olduğu anlaşılan bu ve benzeri durumların genel yönetim kurulu kararına alınmasını
tavsiye ederiz.
7) Sendikamız Antalya şube denetleme kurulu raporlarının Genel Merkeze süresi içinde
gönderilmediği görülmüştür. Şube denetleme kurulu raporlarının tüzüğümüze uygun olarak
süresinde Genel Merkeze gönderilmesi için gerekli hassasiyetin gösterilmesinin gerekliliğini bir kez
daha hatırlatırız.
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
8) 12-13 Ekim 2010 tarihlerinde Balıkesir Gönen’de Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme
tesislerinde eğitim seminerinin gerçekleştiği görülmüş olup başarılı bir şekilde yapılan eğitim semineri
için tebriklerimizi sunar, üyelerimiz için eğitim çalışmalarının faydalı olduğunu ve çeşitli periyotlarda
geliştirilerek devam ettirilmesini temenni ederiz.
9) Satın alma işlemlerinde genel kaidelere uyulduğu görülmekle birlikte, yazılı olmasının
daha sağlıklı olacağı görüşüyle genel yönetim kurulunun satın alma yönetmeliği hazırlamasını tavsiye
ederiz.
10) Sendikamızın tüzüğünün yıllar içinde yaşanan durumlar ile yasa, kanun vb. gibi değişikliklere
uyum sağlaması açısından yeniden değerlendirilerek güncelleme çalışmalarının yapılmasını tavsiye 197
ederiz.
PARASAL DENETİM
2010 yılsonu gelirler toplamı 2.111.743,80 TL. giderler toplamı 1.369.096,42 TL gelir ve
giderlerimiz arasındaki müsbet fazlanın 742.647,38 TL olduğu tespit edilmiştir.
Kasa hesabının
: 387,25 TL.
Bankalar Hesabının
: 194.156,21 TL olup bunun;
100.000 TL’sının vadeli hesabında,
12.115,43 TL.’nin vadesiz hesabında,
82.040,78TL.’nin de fon hesabında olduğu görülmüştür.
Mahsup, Tediye ve Tahsil fişlerinin V.U.K. uygun düzenlendiği ve sıralı olarak dosyalandığı
görülmüştür.
Yasal olarak tutulması gereken yevmiye defteri 29.12.2009 / 17880, defter-i kebir 29.12.2009
/ 17881 envanter defteri 23.12.2009 / 16351 no ile Ankara 54. Noterince süresinde tastik edilmiştir.
Sendikamız yönetici ve çalışanlarına örgütlenme faaliyetlerinde gösterdikleri yoğun ve
başarılı çalışmaları için takdirlerimizi sunar, çalışmalarının devamını dileriz.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Başkan
Abdullah Turgut AYBULUT
Yazman
Meriç DİLEKLİ
Üye
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Denetim Kurulu Raporları
OLAĞAN DENETİM RAPORU
Tarih
Rapor No
198
10/06/2011
4
Kurulumuz 09.06.2011 ve 10.06.2011 tarihlerinde Sendika Genel Merkezinde (Ziya Gökalp Caddesi
Gonca Apt. No:36/16 Kat:6 Kızılay/Ankara ) toplanarak denetimini yapmıştır.
YÖNETSEL DENETİM
1) Genel Yönetim Kurulu, denetimi kapsayan tarihler arasında 8 (sekiz) karar almış olup, sendikamızın örgütsel, yönetsel ve mali konularında yasa ve tüzüğümüze uygun kararlar alarak uygulamıştır.
2) Denetime esas olan süreler içerisinde 453 evrakın kayıtlara girdiği, 486 evrakın kayıtlardan
geçerek gönderildiği, tüm evrakların dosya planı çerçevesinde işlem görerek muhafaza altına alındığı
görülmüştür.
3)10.01.2011 tarihli Genel Disiplin Kurulu kararında “Genel Yönetim Kurulunun Genel Disiplin
Kurulundan herhangi bir ceza istemi bulunmadığından dolayı herhangi bir karar alınamamıştır”
ifadesi üzerine Genel Yönetim Kurulunun bu ifadeye ilişkin olarak konuyu sevkte ceza isteminde
bulunma zorunluluğu olmadığından (Tüzük 17 T) tüzüğe uygunluk açısından Genel Yönetim Kurulunun
Genel Disiplin Kuruluna konuya ilişkin yazı yazmasını tavsiye ediyoruz.
4)21.Ocak.2011 tarihli Genel Yönetim Kurulu kararı ile İstanbul Şubenin kullanımında
bulunan aracın çok sık arıza yapması nedeniyle 9.000 TL.’ye satılıp yerine 2010 model Hyundai marka
otomobilin 23.300.TL’ye satın alındığı görülmüştür.
5)09.10.2009 tarihli vergi denetmeninin tutanağında hizmet ödenekleri, ulaşım yardımları
ve yolluklar üzerinden stopaj, gelir vergisi ve damga vergisi kesintisi yapılması gerektiği belirtildiği
ve 2003 yılına ait Genel Yönetim Kurulunun almış olduğu kararla ödenen hizmet ödenekleri ile ilgili
2005 yılına ait ödenmesi gereken tutar 106.660,11 TL. yerine vergi affından faydalanarak 24.505,54
TL ödenmiş olduğu görülmüştür. Bu konuya ilişkin tüm borcun tamamlandığı görülmüştür.
6)Geçmişe dönük SSK borçlarının, 6111 sayılı af kanunu kapsamında Çankaya Sigorta
Müdürlüğüne dilekçe verildiği ve aylık 2.000 TL. az ödeme yapılarak 5510 sayılı kanundan faydalanıldığı
görülmüştür.
7)Sendika adına harcamalarda kullanılmak üzere, Genel Başkan ve Genel Sekreterin
kullanımında 5.000 TL limitli Ziraat Bankasından iki adet kredi kartı alındığı görülmüştür.
PARASAL DENETİM
01.01.2011 ila 31.05.2011 tarihleri kapsamında gelirler toplamı 1.417.508,06 TL. giderler
toplamı 711.177,81 TL. gelir ve giderlerimiz arasındaki müsbet fazlanın 706.330,25 TL olduğu tespit
edilmiştir.
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kasa hesabının
: 1.365,93 TL.
Bankalar Hesabının
: 98.188,59 TL olup bunun;
76.658,27 TL’sının vadeli hesabında,
11.524,66 TL.’nin vadesiz hesabında,
10.005,66.’nin de fon hesabında olduğu görülmüştür. Fon hesabının düşme nedeninin
araç alımı, vergi borcu ödemeleri, iş avansları, T.İ.S. süreçlerinde yapılan harcamalar ve konutla ilgili
ödemeden kaynaklandığı görülmüştür.
Mahsup, Tediye ve Tahsil fişlerinin V.U.K. uygun düzenlendiği ve sıralı olarak dosyalandığı 199
görülmüştür.
Yasal olarak tutulması gereken defter-i kebir 24.12.2010 / 18926, yevmiye defteri 24.12.2010
/ 18925, no ile Ankara 54. Noterince süresinde tasdik edilmiştir.
Sendikamız yönetici ve çalışanlarına örgütlenme, eğitim faaliyetlerinde gösterdikleri yoğun
ve başarılı çalışmaları için takdirlerimizi sunar, çalışmalarının devamını dileriz.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Başkan
Abdullah Turgut AYBULUT
Yazman
Meriç DİLEKLİ
Üye
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Denetim Kurulu Raporları
OLAĞAN DENETİM RAPORU
1. Tarih
Rapor No
200
04/11/2011
5
Kurulumuz 04.11.2011 ve 05.11.2011 tarihlerinde Sendika Genel Merkezinde (Ziya Gökalp Caddesi
Gonca Apt. No:36/16 Kat:6 Kızılay/Ankara ) toplanarak denetimini yapmıştır.
YÖNETSEL DENETİM
1) Genel Yönetim Kurulu, denetimi kapsayan tarihler arasında 16 (onaltı) karar almış olup,
sendikamızın örgütsel, yönetsel ve mali konularında yasa ve tüzüğümüze uygun kararlar alarak uygulamıştır.
2) Denetime esas olan süreler içerisinde 452 evrakın kayıtlara girdiği, 641 evrakın kayıtlardan
geçerek gönderildiği, tüm evrakların dosya planı çerçevesinde işlem görerek muhafaza altına alındığı
görülmüştür.
3) 22-23-24 Ekim 2011 tarihlerinde Balıkesir Gönen’de Kemal Türkler Eğitim ve Dinlenme
tesislerinde şube yöneticileri eğitim seminerinin gerçekleştiği görülmüş olup başarılı bir şekilde
yapılan eğitim semineri için tebriklerimizi sunar, bu şekilde yapılan eğitim çalışmalarının faydalı
olduğunu ve çeşitli periyotlarda geliştirilerek devam ettirilmesini temenni ederiz.
4) Personel ve satın alma yönetmeliğinin oluşturulması ve sendikamızın tüzüğü ile ilgili
çalışmaların devam ettiği görülmüştür.
5) 14.10.2011 tarihli ve 53 no’lu karar ile Alanya Metro Grossmarket baştemsilicisi Olcay
Yıldırım’ın Antalya Şube Olağan Genel Kurulu sonrası basında ve internet ortamında sendika aleyhinde
hakaret, iftira ve küfür kampanyası başlatması ve buna karşılık genel merkezin kendisini uyarmasına
rağmen bu kampanyayı devam ettirmesi gerekçe gösterilerek, genel yönetim kurulunun, sendikalar
kanunu, sendika tüzüğü ve işyeri sendika temsilciliği yönetmeliğinden doğan yetkilerine dayanarak
baş temsilcilik görevinden alınmasına oybirliği ile karar verildiği görülmüştür.
6) Ayşegül Sırmagül Doğan’ın açtığı işe iade davasının temyiz aşamasında olup dava sürecinin
yargıtayda devam ettiği tespit edilmiştir.
7) Ankara Şube Başkanı Tahsin Osan’ın Ankara Şube Genel Kurulunda yeniden seçilmemesinden
ötürü; 01.07.2011-31.12.2011 tarihleri arasında kıdem tazminatı tavanı 2.731,85 TL olması nedeniyle
kıdem tazminatının tavandan hesaplanarak net 10.772,83 TL. olarak kendisine ödendiği tespit
edilmiştir.
PARASAL DENETİM
01.06.2011 ila 31.10.2011 tarihleri kapsamında gelirler toplamı 792.027,83 TL. giderler
toplamı 698.429,33 TL. gelir ve giderlerimiz arasındaki müsbet fazlanın 93.598,50 TL olduğu tespit
edilmiştir.
Denetim Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Kasa hesabının
: 2.409,26 TL.
Bankalar Hesabının
: 126.571,74 TL olup bunun;
79.868,87 TL’sının vadeli hesabında,
14.274,63 TL.’nin vadesiz hesabında,
32.428,24 TL’nin de fon hesabında olduğu görülmüştür.
Şube Genel Kurul Harcamalarının; Ankara Şube 10.816,88 TL. , İstanbul Şube 7.848,76 TL. ,
Antalya Şube 6.351,84 TL. , İzmir Şube 3.628,63 TL. olduğu görülmüştür.
Mahsup, Tediye ve tahsil fişlerinin V.U.K. uygun düzenlendiği ve sıralı olarak dosyalandığı
görülmüştür.
Sendikamız yönetici ve çalışanlarına örgütlenme, eğitim faaliyetlerinde gösterdikleri yoğun
ve başarılı çalışmaları için takdirlerimizi sunar, çalışmalarının devamını dileriz.
Deniz Evren GÜGÜŞ
Abdullah Turgut AYBULUT
Meriç DİLEKLİ
Başkan
Yazman
Üye
201
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
202
Disiplin Kurulu Rapoları
Disiplin Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
203
DİSİPLİN KURULU RAPORU
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
204
Disiplin Kurulu Rapoları
Disiplin Kurulu Raporları
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
GENEL DİSİPLİN KURULU RAPORLARI
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI'NA
TARİH: 10.01.2011
Genel Yönetim Kurulumuzun 27.12.2010 tarih Eş.D.201/29-1175 sayılı yazısıyla kurulumuza sevk
edilen S. Ayşegül DOĞAN SIRMAGÜL hakkında kurulumuzun almış olduğu karar aşağıdadır.
Gereği bilgilerinize sunulur.
Muhsin COŞKUN
Genel Disiplin Kurulu Başkanı
GENEL DİSİPLİN KURULU KARARI
Genel Disiplin Kurulu Başkan Muhsin Coşkun, Üye Ali Ekber Yayla, Üye Serdal Aytekin'in katılımıyla
sendika genel merkez adresinde 10.01.2011 tarihinde toplantıya saat 12.00'da başlamıştır.
20.12.2010 tarihinde eski hukuk danışmanı S. Ayşegül Doğan Sırmagül'ün Genel Disiplin Kurulu'na
sevk edilişinde açılan soruşturmada taraflar dinlenip araştırılarak Genel Disiplin Kurulu'ndan herhangi bir istem olmadığından dolayı karar verilememiştir.
Muhsin COŞKUN
Başkan
İmza
Ali Ekber YAYLA
Yazman
İmza
Serdal AYTEKİN
Üye
İmza
205
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
206
Ekler
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
207
EKLER
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-1
Değerli basın mensupları,
Değerli kurum temsilcileri,
Öncelikle hepinizi Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlar; bu
basın toplantımıza ev sahipliği yapan Genel-İş Sendikası Çanakkale Şubesi başta olmak üzere bizleri
yalnız bırakmayan değerli emek ve meslek örgütü yöneticilerimizi teşekkürlerimi sunarım.
Basın duyurumuzda da belirtildiği gibi, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nde faaliyet gösteren
taşeron şirkette çalışan sendikamız üyesi Sedat Yaylacı, geçtiğimiz günlerde hukuka aykırı, haksız ve
keyfi bir biçimde işten çıkarıldı.
Sedat Yaylacı, her ne kadar kağıt üzerinde temizlik işçisi gibi görünse de, üniversitede işe ilk girdiği
tarihten bu yana geçen 6 yıl içinde Üniversite Rektörlüğü B Binası’nda “taşınır demirbaşların kayıt,
kontrol ve takibi” görevini yürütmüştür. Yaylacı, ayrıca üniversite birimlerinde kullanılan “Demirbaş
Takip Sistemi” elektronik yazılımının hazırlanmasında görev yaptığı gibi, bu programın geliştirilmesi
için de çalışmalarda bulunmuştur. Yaylacı’nın da çok önemli katkılar yaptığı bu program sayesinde,
programı dışarıdan satın almak yerine üniversite içinde yaptıran üniversite on binlerce lira tasarruf
etmiştir. Sedat Yaylacı, bu çalışmaları nedeniyle Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin eski Rektörü Prof.
208 Dr. Ramazan Aydın’dan imzalı bir teşekkür belgesi bile aldı.
Üniversite yönetiminin değişmesinin ardından, Sedat Yaylacı işten çıkarıldı. Üniversitedeki çalışmaları nedeniyle takdir belgesine dahi layık görülen, üniversiteye kayda değer katkılar sağlayan Sedat Yaylacı’nın çalışmalarından, hak ettiği takdir belgesinden yeni üniversite yönetiminin haberi olup
olmadığını bilmiyoruz… Ancak sonuçta süreç şu şekilde gelişti:
Üniversite rektörlüğü taşeron şirkete bir yazı yazarak, Sedat Yaylacı’nın, 100 kilometre uzaklıktaki
Yenice Meslek Yüksekokulunda görevlendirilmesini istedi. Taşeron şirket de üniversitenin talimatı
doğrultusunda, Sedat Yaylacı’ya bir görevlendirme yazısı yazarak, Yenice Meslek Yüksekokulunda “temizlik işçisi” olarak görevlendirileceğini bildirdi. Taşeron şirket gerekçe olarak “Yenice Meslek Yüksekokulunun kapasitesinin artmasından kaynaklı olarak ortaya çıkan personel ihtiyacı”nı gösterdi.
Sedat Yaylacı ise İş Yasası’nın 22. maddesi uyarınca bu görevlendirmenin “çalışma koşullarında esaslı bir
değişiklik” olduğunu belirterek, yasal hakkını kullanarak bu değişikliği reddetti. Bunun üzerine taşeron
şirket, yine rektörlüğün onayı ile Sedat Yaylacı’nın iş akdini feshetti. İş Yasası’nın 22. maddesine göre işverenin, çalışma koşullarındaki esaslı değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını açıklayarak, esaslı değişikliği
kabul etmeyen işçinin iş akdini bildirim sürelerine uyarak ve tazminatlı olarak feshetme hakkı bulunuyor.
Ancak taşeron şirket, Sedat Yaylacı’nın iş akdini 22. madde uyarınca feshederken, yasaya aykırı bir
biçimde bildirim sürelerine uymadığı gibi kıdem tazminatı da ödemedi.
Sedat Yaylacı, sendikamızın taşeron şirketteki örgütlenme sürecinde en önde yer alan üyelerimizden biriydi. Sedat Yaylacı için yapılmak istenen görev yeri değişikliği ve görev değişikliği açıkça bir
sürgün ve cezalandırma niteliğinde. Üniversitenin demirbaş işlerinde 6 yıldır çalışan ve bir yazılım
programının hazırlanmasında başat rol oynayan bir işçinin, 100 kilometre uzaktaki bir birimde temizlik işlerinde görevlendirilmek istenmesinin ne kadar gerçekçi ve haklı olduğunun takdirini sizlere
bırakıyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Üyemize “ya sürgün ya işten çıkarma” biçiminde bir seçenek sunuldu. Sendikal faaliyetleri nedeniyle öne çıkan Sedat Yaylacı üzerinden tüm işçilere bir mesaj ve gözdağı verilmek istendi. Nihayetinde üyemiz, hukuka aykırı bir biçimde işten çıkarıldı. Gösterilen gerekçe hukuka uygun olmak bir yana
trajikomik nitelikte. Sanki Yenice Meslek Yüksekokulu’nda ortaya çıkan ihtiyacı ancak ve ancak Sedat
Yaylacı giderebilirmiş gibi bir izlenim ortaya konuluyor. Bu hukuksuzluğu ve haksızlığı kabul etmemiz
mümkün değil.
Üniversite Rektörlüğü’nden bu karardan geri dönülmesi için görüşlerimizi iletmek üzere hem
sözlü hem yazılı olarak randevu talep ettik. Bu talebimize en kısa sürede yanıt verileceğini ve sorunun çözüleceğini umuyoruz.
Buradan, bu vesileyle Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’ne bir kez daha çağrımızı yineliyoruz. Sedat Yaylacı’nın işine iade edilmesini ve eski görevinde çalışmayı sürdürmesini
talep ediyoruz.
Değerli basın mensupları,
Sedat Yaylacı arkadaşımız için sendikamız avukatları işe iade davası açtı. Ancak şunun altını önemle çizmek isteriz ki işe iade davasını taşeron şirkete değil üniversite rektörlüğüne açtık. Çünkü kağıt
üzerinde taşeron şirketin işçileriymiş gibi gözüken işçilerin tümü aslında asıl, gerçek ve tek işveren
olan üniversite rektörlüğünün işçileridir. Taşeron şirket, bordro işverenidir. Gerçekte işçilere emir ve
talimat veren, işin sevk ve organizasyonunu yapan, işçilerin işe alıp çıkarılmasından işçilerin yasal
209
haklarına kadar her konuda asıl tasarruf sahibi olan üniversite yetkilileridir. Taşerona temizlik işi verilmiş olmasına rağmen işçilerin çoğunluğu temizlik dışındaki işlerde, ağırlıkla da büro işlerinde çalıştırılmaktadır. Bu konuda Sosyal-İş Sendikası olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, Çanakkale
On Sekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının muvazaalı, yani hukuka aykırı olduğunun
tespit edilmesi ve işçilerin İş Yasası’nın 2. Maddesi uyarınca üniversite rektörlüğünün işçileri olduğunun tescil edilmesi için gerekli incelemenin yapılmasını istedik.
Öte yandan Sedat Yaylacı’nın işe iade edilmesi için önümüzdeki günlerde, emek ve demokrasi
güçlerinin de desteğiyle çeşitli eylem ve etkinlikler de gerçekleştireceğiz. Bu çerçevedeki çalışmalarımıza, bugün yaptığımız basın toplantısı ile başlıyoruz. Yarın Sedat Yaylacı’nın mesai arkadaşları,
Yaylacı’nın evine bir dayanışma ziyareti gerçekleştirecek.
23 Temmuz 2011 Cumartesi günü ise saat 12:30’da ise Truva Atı’nın önünde toplanılarak, iskele
önüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirileceğiz ve ardından kitlesel bir basın açıklaması yapacağız. Bu
eylemimize Çanakkale’deki emek ve demokrasi güçleri de destek verecek. Basın açıklamasını takiben
Vitalis Cafe’nin karşısında bir imza standı açarak, bir hafta boyunca Sedat Yaylacı’nın işine iade edilmesi için imza toplayacağız. 29 Temmuz Cuma günü topladığımız imzaları Rektörlüğe teslim edeceğiz.
Çanakkale kamuoyunu, Çanakkale’de emekten yana olan herkesi bu eylem ve etkinlik sürecine
destek olmaya, cumartesi günü yapacağımız basın açıklamasına katılmaya ve imza kampanyamıza güç vermeye davet ediyoruz. Üyemiz Sedat Yaylacı işe iade edilene kadar bu sürecin takipçisi
olacağımızın altını çizerek, bize desteklerini esirgemeyen tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür
ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-2
23 Temmuz 2011
Değerli basın mensupları,
Değerli dostlarımız,
Bugün bu basın açıklamasını Çanakkale’nin simgelerinden biri haline gelmiş olan meşhur Truva atı
önünde yapıyoruz. Truva atının hikayesini herkes biliyor. Sözü uzatmadan hemen söyleyelim: Taşeron
uygulaması, alın teri ile hayatını kazanmaya çalışan, her sektördeki, her alandaki tüm emekçilerin,
işçi sınıfının içine sokulmuş bir truva atıdır. Taşeronlaştırma önce temizlik, yemekhane gibi birkaç
alanında başlamış olsa da, bugün tüm kamu kurumlarını kanser gibi sarmıştır. Taşeronlaştırma denilen bu truva atının içinden, güvencesiz çalışma çıkmıştır. Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, keyfi
uygulamalar çıkmıştır. İşçi haklarının ihlali çıkmıştır, sendikasızlaştırma çıkmıştır. Kamu kaynaklarının,
işçinin alın terinin rant çevrelerine aktarılması çıkmıştır. Taşeronlaştırma, işçilerin işini, iş güvencesini,
ekmeğini ateşe atmıştır.
210
Taşeron uygulamasının sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bugün Uludağ Üniversitesi’nde sözde
taşeron şirkette çalışan, aslında mahkeme kararıyla üniversite rektörlüğünün işçisi olduğu tescil edilen arkadaşlarımız da desteğe gelmiştir. Soralım onlara, nedir taşeronlaştırma? Verilmeyen ya da
eksik verilen yıllık izinlerdir, kullanılamayan haklardır. Mahkeme kararına rağmen, hem de bir kamu
kurumunda, bir üniversitede, taşerondaki ısrardır, inattır. Geleceğimizi şekillendiren, bilim yuvası olması gereken, haksızlığa, hukuksuzluğa geçit vermemesi gereken üniversitelerde yaşanan büyük haksızlık, hukuksuzluktur taşeronlaştırma. Yaşananları tek tek örnekleri ile anlatmaya kalksak, saatlerce
sürer bu basın açıklaması. Ama herkes bilsin ki her gün yeni örneklerini gördüğümüz bir zulümdür
taşeronlaştırma.
Çanakkale’de ise taşeronlaştırmanın en somut sonuçlarından birini Sedat Yaylacı’nın işten çıkarılması ile yaşıyoruz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron şirket bünyesinde 6 yıldır
çalışıyordu Sedat Yaylacı arkadaşımız. Kağıt üzerinde temizlik işçisiydi. Ancak işe ilk girdiği tarihten
bu yana hem de Rektörlük binasında “demirbaş kayıt, kontrol ve takip” işi yapmıştır. Sedat Yaylacı, bir
yandan görevini layığıyla yürütürken, bir yandan da üniversitede halen kullanılmakta olan “demirbaş
takip sistemi” yazılımının kurulmasından, geliştirilmesine kadar her aşamada görev yapmıştır. Sedat
Yaylacı, bu çalışmaları nedeniyle bir önceki dönemde, Rektör imzalı bir takdir belgesi dahi almıştır.
Ancak her ne hikmetse, üniversitede yönetim değişiminin ardından Sedat Yaylacı, 100 kilometre
uzaktaki Yenice Meslek Yüksekokulu’na “temizlik işçisi” olarak sürülmek istenmiştir. Duyduk, duymadık kalmasın! Taşeron şirketin dediğine göre Yenice Meslek Yüksekokulu’nun kapasitesi artmış,
ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamanın tek yolu da Sedat Yaylacı’yı görevlendirmektir.
Herkes lütfen elini vicdanına koysun… Buna inanmak mümkün müdür? Bu samimi bir yaklaşım
mıdır? Bu gerçekçi bir yaklaşım mıdır?
İşin özü Sedat Yaylacı, bu sürgün, bu ceza niteliğindeki görevlendirmeyi kabul etmediği için taşe-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ron tarafından işten çıkarılmıştır. Ancak şunun altını hemen çizelim. Sedat Yaylacı’nın görevlendirilmesinden, işten çıkarılmasına kadar her aşamada karar veren merci üniversite yönetimidir. Taşeron
şirket, yalnızca üniversite yönetimi ne dediyse onu yapmıştır. Sedat Yaylacı, yıllardır verdiği emek hiçe
sayılarak işten çıkarılmıştır. Hukuksuz bir biçimde, haksız bir biçimde, keyfi bir biçimde… Bunu kabul
etmemiz mümkün değildir.
İşte bugün burada, işçi arkadaşlarımızla, kardeş sendikalarımızla, meslek örgütlerimizle, kitle örgütlerimizle, emekten yana olan dostlarımızla, Sedat Yaylacı’nın işe geri alınması için toplandık. Görüyoruz ki yalnız değiliz. Çanakkale’nin yüreği işçilerle, emekçilerle çarpıyor. Bugün burada olamayan
dostlarımızın da yüreklerinin bizlerle olduğunu biliyoruz.
Sedat Yaylacı’nın yaşadığı haksızlığın, hukuksuzluğun sorumlusunun tam olarak kim olduğunu henüz bilmiyoruz. Ancak biz, çözüm noktasında, inisiyatif alması gereken Üniversite Rektörü’ne çağrımızı bir kez daha tekrar ediyoruz: Sedat Yaylacı ivedilikle işe iade edilmelidir. Sendikamızın Üniversite
Rektörlüğü’ne bu hususta yaptığı görüşme çağrısına yanıt verilmeli, bu haksız uygulamaya son verilmelidir. Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nün tüm çalışanlarının iş güvencesi ile ekmeği ile bir
daha oynanmamalıdır.
Ve buradan tüm Türkiye’ye seslenmek istiyoruz. Taşeronu yeneceğiz. Taşeronu her yerde yeneceğiz. Şu an önünde toplandığımız bu Truva Atı, güzel Çanakkale’nin güzel simgelerinden biri olmaya
devam edecek. Ancak taşeronlaştırma başta olmak üzere işçi sınıfının içine sokulmuş bütün Truva 211
Atlarını söküp atacağız. Kıdem tazminatının kaldırılması, bölgesel asgari ücret, özel istihdam büroları
ve benzeri tüm yeni Truva atlarına geçit vermeyeceğiz.
Değerli dostlar,
Hepinizin emeğine sağlık. Yüreğine sağlık… Biliyoruz yalnız değiliz. Sedat Yaylacı arkadaşımız işe
geri dönene kadar bu mücadeleyi hep birlikte sürdüreceğiz.Yüreklerimiz ferah, yolumuz açık olsun.
Herkes duysun. Emperyalizme geçit vermeyen Çanakkale’de, taşerona, sömürüye, haksızlığa geçit
vermeyeceğiz.
Yaşasın onurlu ve haklı mücadelemiz!
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-3
29.07.2011
Değerli basın mensupları,
Sendikamızın işten çıkarılan üyemiz Sedat Yaylacı’nın durumunu görüşmek üzere Üniversite
Rektörlüğü’ne yaptığı çağrıya olumlu yanıt verilmiş, 28 Temmuz ve 29 Temmuz’da üniversite yetkilileri ile sendikamız yöneticileri arasında iki görüşme yapılmıştır.
Sendikamız yöneticileri ile üniversite yetkilileri arasında iki gündür yürütülen görüşmeler, anlaşma ile sonuçlanmıştır. Sedat Yaylacı, vasfına uygun olan bir göreve yerleştirilerek çalışmaya devam
edecek ve önümüzdeki hafta yeniden işbaşı yapacaktır. Bu sürecin çözümle sonuçlanması için olumlu
yaklaşım gösteren Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi yöneticilerine katkılarından dolayı teşekkür
ediyoruz.
212
Bildiğiniz üzere Sedat arkadaşımızın işe geri alınması için son iki haftadır Çanakkale’de bir dizi
çalışma gerçekleştirdik. Bir basın toplantısı yaparak yürüteceğimiz süreci kamuoyu ile paylaştık, ardından bir eylem gerçekleştirdik ve bir hafta süren bir imza kampanyası düzenledik. Bugün yürüttüğümüz bu haklı mücadelenin başarı ile sonuçlanmasının mutluluğu içindeyiz.
Evvela, sendikamız üyesi Sedat Yaylacı’yı bu zorlu süreçteki onurlu duruşu, sabrı ve sendikal disiplini nedeniyle kutlamak isteriz. Sedat Yaylacı başta olmak üzere hem Rektörlük hem taşeron şirkette
görev yapan Sendikamız üyesi tüm işçi arkadaşlarımızı tebrik ediyoruz.
Bu başarı hepimizindir. Bu süreçte Çanakkale kamuoyu bizi bir an olsun dahi yalnız bırakmamıştır.
Bize desteklerini sunan tüm dostlarımıza yürekten teşekkür ediyoruz. DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikamızın Çanakkale Şubesi başta olmak üzere bizden desteklerini esirgemeyen, her daim yanımızda
olan, KESK’e bağlı sendikalar ve TMMOB’a bağlı odaların Çanakkale Şubelerine, Dev Sağlık-İş Sendikası üyelerine, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyeleri ve öğrencilerine, eylem ve
etkinliklerimizde bizi yalnız bırakmayan tüm kitle örgütü ve siyasi partilere, emek dostu Çanakkalelilere, Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş’a, imza kampanyamızı gerçekleştirebilmemiz için bize tüm
kolaylıkları sağlayan Çanakkale Belediyesi’ne teşekkürlerimizi sunuyoruz. İmza kampanyamızın ilk
gününden bu yana Sedat arkadaşımızı bir dakika dahi yalnız bırakmayan değerli arkadaşımız Onur
Tezel’i de anmadan geçmemiz haksızlık olur, kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Çanakkale emekçisine sahip çıkmıştır ve Sedat Yaylacı işe geri dönmüştür…
Değerli basın mensupları,
Muhakkak ki bu çalışmalarımızın kamuoyuna mal olmasında en büyük pay sizlerindir. Çanakkale
yerel basını ilk günden bu yana haklı mücadelemizi sayfalarına ve ekranlarına taşıyarak kamuoyu yaratmış, çözüm noktasında çok önemli katkılar sunmuştur. Ulusal basında görev yapan arkadaşlarımız
da bu süreci ülke kamuoyuna taşımıştır. Kıymetli emekleriniz için çok teşekkür ediyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Şunun altını çizmek isteriz ki, Sosyal-İş Sendikası, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da
üyelerinin işini, ekmeğini, haklarını savunmak ve geliştirmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir. Temennimiz odur ki, bugünden sonra da Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’nin ister işçi,
ister memur, ister akademik personel olsun, tüm üniversite çalışanlarının iş güvencesi, hiçbir müdahale olmaksızın korunacaktır.
Sendikamız bu tür sorunların asıl kaynağı olan taşeronlaştırmaya karşı mücadele etmektedir.
Sosyal-İş Sendikası, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının hukuka aykırı
olduğu ve İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca taşeronda çalışan tüm işçilerin aslında işe ilk girdiği tarihten bu yana asıl ve gerçek işveren olan Üniversite Rektörlüğünün işçisi olduğunun tespit edilmesi için
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur. Asıl hedefimiz, gerekli tespitin yapılarak, taşeronda çalışan tüm işçi arkadaşlarımızın Üniversite Rektörlüğü’nün işçisi olduğunun tescil
edilmesi ve kadroya alınmasıdır.
Hem Çanakkale hem Türkiye’de taşeronlaştırmaya son verilene kadar mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı
Hüseyin Kaşif 213
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-4
6 Temmuz 2011
SOSYAL-İŞ SENDİKASI ÖRGÜTLENME DAİRESİ BAŞKANI HÜSEYİN KAŞİF’İN ANADOLU AJANSI
MUHABİRİNE 06.06.2011 TARİHİNDE YAPTIĞI AÇIKLAMADIR
Sosyal-İş Sendikası olarak, bir süredir kamu üniversiteleri ve kurumlarında taşeron şirketler bünyesinde çalışan işçilere yönelik özel bir örgütlenme faaliyeti yürütmekteyiz. Bu faaliyet çerçevesinde
Ordu Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve
Türk Patent Enstitüsü’nde taşeron şirketler bünyesinde çalışan işçiler, sendikamıza üye olmuştur.
Sendikamız örgütlenme faaliyeti yürüttüğü her işyerinde, taşeron uygulamalarının hukuka aykırı
olduğunu tespit etmiş ve işçileri taşeron şirketler üzerinden değil; asıl, tek ve gerçek işveren olan
üniversite ve kamu kurumları üzerinden üye kaydetmiştir. Türkiye’de birçok kamu kurumunda olduğu gibi sendikamızın örgütlendiği 4 üniversitede de sayıları bini geçen işçi, “temizlik ihalesi”ni alan
taşeron şirketler tarafından istihdam edilmekte ancak fiilen temizlik dışındaki birçok işte çalıştırılmaktadır.
214
Taşeron şirketler, üniversitelerin personel açığını gidermek için bir paravan olarak kullanılmaktadır. Kadro kısıtlaması nedeniyle doğrudan işçi istihdam edemeyen üniversiteler, taşeron şirketler
vasıtasıyla işçi temin etmektedir. Öyle ki kamu üniversitelerinin sayısı artmasına rağmen, 2007 yılı
itibariyle üniversitelerde çalışan kadrolu işçi sayısı 8.662 iken, 2010 yılına gelindiğinde 3.601’e
düşmüştür. İşçi sayısı yarıdan fazla azalan, ancak işçi ihtiyacı daha da artan üniversiteler, taşeron
şirketlere yönelmiş ve üniversiteler “taşeron cenneti” haline getirilmiştir. Türkiye’de bir çok üniversitede kadrolu işçi dahi yokken, bir çok üniversitede de kadrolu işçi sayısının 30 katına kadar
varan taşeron şirket işçisi çalıştırılmaktadır. Üniversitelerde çalışan taşeron işçi sayısı 10 binlerle
ifade edilir hale gelmiştir.
Üniversiteler, kağıt üzerinde taşeron işçisi gibi gözüken işçileri, kendi personeliymiş gibi çalıştırmakta, işçilere emir ve talimatları üniversite yönetimleri vermekte, işçiler ile ilgili her türlü tasarrufta
üniversite yönetimleri bulunmaktadır.
Üniversiteler, “temizlik işçisi” olarak gözüken işçilerin azınlığını temizlik işinde, çoğunluğunu ise
büro faaliyetlerinden ağaçlandırmaya, yemekhaneden muhasebeye, öğrenci işlerinden bölümlere,
fakültelerden meslek yüksekokullarına, spor ve kültür tesislerinden yurtlara kadar kadar birçok farklı
birimde ve görevde çalıştırmaktadır. Üniversiteler, İş Yasası gereği yasal olarak taşerona veremeyecekleri üniversitenin asıl işlerini, yasanın etrafından dolaşarak, “temizlik ihalesi” adı altında çalıştırılan taşeron şirket işçilerine yaptırmaktadır.
İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca, bu tür taşeronluk uygulamaları, “muvazaalı” yani hileli ve kanuna aykırıdır. Yine aynı yasa maddesi gereği eğer taşeron ilişkisinin muvazaalı, yani hukuka aykırı
olduğu tespit edilirse; işçiler başlangıçtan itibaren asıl işverenin yani üniversitenin işçisi olarak işlem
görecektir. Bir başka deyişle taşeron ortadan kalkacak, işçiler doğrudan üniversitenin kadrolu işçisi
haline gelecektir.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Sendikamız örgütlü olduğu işyerlerinde, muvazaalı, hileli, kanuna aykırı taşeron uygulamalarını
tespit ettirerek, taşeronu ortadan kaldırmak, işçilerin üniversitenin işçisi olduğunu tescil ettirmek ve
işçilerin güvenceli, sendikalı ve toplu iş sözleşmeli işçiler olarak çalışmasını sağlamak için hukuki ve
fiili olarak mücadele etmektedir.
Sendikamızın ve sendikamız üyesi işçilerin bu haklı mücadelesi meyvelerini vermeye başlamıştır. Bursa Uludağ Üniversitesi’ne ilişkin Bursa 3. İş Mahkemesi’nin verdiği karar, bunun en somut
örneklerinden birini teşkil ettiği gibi kamuda taşeronda çalışan yüz binlerce işçi açısından da bir
emsal oluşturmaktadır.
Uludağ Üniversitesi’nde taşeronda çalışan çoğunluğu sendikamız üyesi bir grup işçi, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na şikâyette bulunmuş, Bakanlık tarafından görevlendirilen iş müfettişi,
üniversitedeki taşeron uygulamasının muvazaalı ve kanuna aykırı olduğunu tespit etmiştir. Üniversite, müfettiş raporuna karşı Bursa 3. İş Mahkemesi’nde dava açarak itiraz etmiştir. Bursa 3. İş
Mahkemesi de, örnek bir karar vererek, üniversitenin itirazını reddetmiş, üniversitedeki taşeron
uygulamasının muvazaalı, yani kanuna aykırı olduğu yönünde karar vermiştir.
Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin 13. Maddesi uyarınca, bu karar kesin olup, temyiz yolu kapalıdır.
Mahkeme kararının hukuki sonucu da açık, net ve tartışmasızdır. İş Yasası’nın 2. maddesine göre
“Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi olarak işlem görürler”. Dolayısıyla 215
Bursa 3. İş Mahkemesi’nin 30 Mart 2011 tarih, 2010/969E. ve 2011/134K. sayılı kararı ile, üniversitede taşeron şirkette gözüken yaklaşık 680 işçi, hem de işe ilk girdikleri tarihten itibaren Uludağ
Üniversitesi’nin işçisi haline gelmiştir. Taşeron şirketin işverenlik sıfatı kalmamış, asıl, tek ve gerçek
işveren Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü olmuştur. Uludağ Üniversitesi, Anayasa gereği, yargı kararını
geciktirmeksizin uygulamak ve 680 işçiye kendi işçisi olarak işlem yapmak zorundadır.
Bursa 3. İş Mahkemesi’nin kararı, gerek üniversitelerde gerek tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki hukuka aykırı taşeron uygulamalarının ibret verici bir örneğini sunmaktadır. Kararda,
•
İşçilerin faturalamaya esas olan puantaj kayıtları, yevmiye hesabının idare tarafından verildiği,
•
Taşeron şirketin, işçilerin sigorta primlerinin yatırılması, sigorta bildirgeleri, ücret bordrolarının
tazmini, bankaya puantaj havale işlemleri ve istihkakın hazırlanması dışında yetkisi olmadığı,
•
Taşeron şirket tarafından “temizlik ihalesi” ile alınan işçilerin üniversite bünyesindeki hemen hemen bütün bölümlerde kadrolu memur ile aynı işi yaptıkları,
•
İşlerin yürütülmesi, sevk ve idaresinin idarenin talep ve talimatları doğrultusunda gerçekleştiği,
•
Taşeron şirket işçilerinin idari ve mali işlerde büro personeli olarak çalıştırıldığı,
•
Hatta temizlik işleri dışında çalıştırılan taşeron şirket işçilerinin ne iş yaptıkları hususunda
taşeron şirket yetkililerinin haberinin olmadığı
•
İşçilerin görev yerlerinin idare tarafından zaman zaman değiştirildiği,
•
İşçilere görevlerinin bölüm başkanları, fakülte sekreterleri, dekanlar tarafından verildiği,
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
açıkça belirtilerek, “Başka bir anlatımla yüklenici firmanın sadece işçi tedarik eden durumunda
olduğu, özellikle temizlik işlerini yapan işçiler dışında kalan diğer işçilerin baştan beri asıl işveren
Üniversitenin işçisi olduğu, sadece resmi kurumlara karşı yüklenici işçisi olarak gösterildiği anlaşılmıştır” denilmiştir. Kararda, “asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu belirlenmiş” ifadesine de açıkça yer verilmiştir.
Sendikamız ve Uludağ Üniversitesi’nde çalışan üyelerimiz, bugünden sonra bu kararın geciktirilmeksizin uygulanması için hukuki ve fiili her türlü girişimde bulunacak, Uludağ Üniversitesi’nden
taşeronun sonsuza dek gitmesi için var gücüyle mücadele edecektir. Sendikamız ve üyelerimiz artık, tek ve gerçek işveren olarak Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nü kabul edecek, yıllık izin, ulaşım
ve yemek gibi acil sorunların çözümü için Uludağ Üniversitesi’ni muhattap alarak çalışmalarını
sürdürecektir. Sendikamız nihai olarak, tüm işçilerin üniversitede sendikalı, toplu iş sözleşmeli ve
güvenceli olarak çalışması hedefine adım adım yürüyecektir.
Uludağ Üniversitesi’ndeki bu önemli kazanımın, gerek kamu gerek özel sektördeki tüm işyerlerine
yaygınlaştırılması ve modern kölelik düzeni olan “taşeronluğa” son verilmesi için sendikamız kardeş
sendikalar, emek ve meslek örgütleri ile birlikte mücadele etmeye devam edecektir.
“Güvenceli iş, herkesin hakkıdır” ve bu hakkı, emekçiler muhakkak alacaktır.
216
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-5
14.07.2011
BASIN AÇIKLAMASI
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İŞÇİLERİ YILLIK ÜCRETLİ İZİN
HAKLARINDAN VAZGEÇMEYECEK!
Değerli basın mensupları,
Çoğunluğu sendikamız üyesi bir grup işçi, Uludağ Üniversitesi ile taşeron şirket arasındaki taşeronluk ilişkisinin hukuka aykırı olduğunun tespiti için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvuruda bulunmuştur. İş müfettişi tarafından yapılan inceleme neticesinde hazırlanan raporda, hukuka
aykırı, yani muvazaalı bir taşeron ilişkisi tespit edilmiştir. Rapora karşı açılan davada ise Bursa 3. İş 217
Mahkemesi, 30 Mart 2011 tarihinde, taşeronluk ilişkisinin hukuka aykırı olduğunu kesin olarak karara
bağlamıştır.
Bursa 3. İş Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararına göre, İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca, taşeronda çalışan tüm işçiler, hem de işe ilk girdikleri tarihten itibaren Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’nün
işçisi haline gelmiştir. Anayasa’nın 138. maddesi uyarınca yargı kararlarının geciktirilmeksizin uygulanması gerekmektedir. Yargı kararlarını uygulamamak, Anayasayı ihlal etmek anlamına gelmektedir.
Ancak Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü, mahkeme kararından bu yana 3,5 ay geçmesine rağmen
mahkeme kararını uygulamak için bir adım atmamıştır. Mahkeme kararını tebliğ aldığı tarih itibariyle en kısa sürede işçilerin sigorta primlerini yatırma ve ücretlerini ödeme yükümlülüğünü doğrudan
üstlenmesi zorunlu olan Üniversite Rektörlüğü, bu yönde bir çalışmaya hala başlamamıştır. Yaklaşık
680 işçi kâğıt üzerinde hala taşeron şirketin işçisiymiş gibi gözükmektedir.
Değerli basın mensupları,
Mahkeme kararının uygulanmaması sorunu, yıllık ücretli izinlerde bir kez daha gün yüzüne
çıkmıştır. Yıllık ücretli izin Anayasal bir haktır. İşverenler, işçilere yıllık ücretli izinlerini kullandırmak
zorundadır. Uludağ Üniversitesi işçileri, 1 yıl boyunca alın teri dökmüş, yıllık ücretli izinlerini hak etmişlerdir. İşçilerin, yıllık ücretli izinlerini kullandırmak zorunda olan Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü,
mahkeme kararını uygulamamakta direndiği gibi bu yükümlülüğünü de yerine getirmemektedir.
2011 yılı ücretli izinleri konusunda yaşanan belirsizlik üzerine sendikamız, geçen hafta bir bildiri
yayınlamış, yıllık ücretli izinler eksiksiz bir biçimde verilmediği takdirde eylem yapacağını duyurmuştur. Sendikamızın bildiriyi yayınladığı gün, Üniversite Rektörlüğü tarafından, 12 Temmuz 2011 Çarşamba günü bir toplantı yapılarak sorunun çözüleceği ifade edilmiştir.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Sözü edilen toplantı, Üniversite Rektörlüğü ile taşeron şirket arasında dün yapılmıştır. Toplantıdan
tüm işçilere, kıdemleri kaç yıl olursa olsun 14 gün ücretli izin kullandırılması kararı çıkmıştır.
Oysa İş Yasası’nın 53. Maddesine göre kıdemi 1 yıl ila 5 yıl arasında olan işçilerin izni 14 gün,
kıdemi 5 yıldan fazla 15 yıldan az olan işçilerin izni 20 gün, kıdemi 15 yıldan fazla olan işçilerin izni
26 gündür.
Uludağ Üniversitesi’ndeki işçilerin çoğunun ise kıdemi 5 yıldan fazladır. Hak ettikleri yıllık izin 14
gün değil, 20 veya 26 gündür.
Mahkeme kararı uyarınca işçilerin asıl ve gerçek işvereni olan Uludağ Üniversitesi, aslında yasal
olarak hiçbir işverenlik sıfatı kalmamış olan taşeron şirket ile toplantı yapmaktadır. Kendi yükümlülüğünü yerine getirmek yerine, sanki işveren taşeron şirketmiş gibi davranmaktadır. Dahası bu toplantıda, sanki sadaka verirmiş gibi bir karar alınmaktadır. Bu karar İş Yasası’na aykırı olduğu gibi işçilerin
Anayasal güvence altına alınmış yıllık ücretli izin hakkını kısıtlamak anlamına gelmektedir.
Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. İşte bugün bu yüzden bu yürüyüşü yaptık, Rektörlük önünde toplandık.
Buradan Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü’ne sesleniyoruz:
218
Bursa 3. İş Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararı hiç zaman kaybetmeden uygulanmalıdır.
Üniversite Rektörlüğü, 680 işçinin işvereni olduğu gerçeğini kabul etmelidir.
Yasal olarak hiçbir geçerliliği kalmamış olan taşeron ihalesi uygulamadan kaldırılmalıdır.
İşçilerin sigorta primleri ve ücretleri Üniversite Rektörlüğü tarafından yatırılmalıdır.
İş Yasası uygulanmalı, işçilere yıllık ücretli izinleri, kıdemlerine göre bizzat Rektörlük tarafından
verilmeli, kıdemi 5 yıldan fazla olan işçilere 20 gün, kıdemi 15 yıldan fazla olan işçilere 26 gün izin
kullandırılmalıdır.
Buradan bir kez daha seslenmek istiyoruz. Mahkeme kararı uygulanmadığı, taşeron gitmediği,
haklarımız ihlal edildiği sürece eylemlerimize devam edeceğiz. Üretimden gelen gücümüzü kullanmak da dâhil olmak üzere her türlü demokratik ve meşru hakkımızı kullanacağız. Haklarımızdan
asla vazgeçmeyeceğiz!
Ve herkes duysun ki, yalnızca Uludağ Üniversitesi’nde değil, Türkiye’nin dört bir yanında, modern
kölelik düzeni olan taşeron sistemine son verilmesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Güvenceli iş, insanca yaşam için mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz.
Yaşasın Uludağ Üniversitesi işçilerinin haklı mücadelesi
Yaşasın Sosyal-İş, Yaşasın DİSK!
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-6
25.03.2010
BASIN AÇIKLAMASI
AKADEMİK ALANDA ÖNEMLİ İLKLERE İMZA ATAN İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR İLK
DAHA YAŞANIYOR.
TÜRKİYE’DE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDEKİ İLK SENDİKALAŞMA İSTANBUL BİLGİ
ÜNİVERSİTESİ’NDE GERÇEKLEŞİYOR.
İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞANLARI DİSK / SOSYAL-İŞ SENDİKASI’NDA ÖRGÜTLENİYOR.
1983 yılında yapılan yasal değişiklikle Türkiye’de vakıf üniversitelerinin kurulmasına ilişkin hukuki
dayanak oluşturulmuştur. 2010 yılına gelindiğinde Türkiye’de vakıf üniversitesi sayısı 45’e yükselmiştir. 2009-2010 eğitim öğretim yılı itibariyle bu üniversitelerden 32’si öğrenci kabul ederek, eğitim
hizmetlerine başlamıştır. 13 vakıf üniversitesi ise öğrenci alımı yapmaya hazırlanmaktadır.
Vakıf üniversitelerinin sayısının artmasıyla birlikte, bu üniversitelerde istihdam edilenlerin sayısı 219
da hızla artmıştır. Halihazırda öğrenci kabul eden 32 vakıf üniversitesinde yaklaşık 10 bin 500 öğretim
elemanı çalışmakta, idari ve destek personel ile birlikte bu sayı 20 bini geçmektedir. Vakıf üniversitelerinde çalışanların sayısı önümüzdeki yıllarda diğer 13 vakıf üniversitesinin de öğrenci alımı yapmaya başlamasıyla daha da artacaktır.
Vakıf üniversitelerinde çalışan akademik ve idari personel, aylık ve diğer özlük hakları bakımından
İş Yasası’na tabi işçi statüsündedir ve işçi sendikalarına üye olma hakkına sahiptir. Vakıf üniversiteleri, 17 no’lu “Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar” işkolunda yer almaktadır ve vakıf üniversiteleri
çalışanlarının 17 no’lu işkolundaki sendikalara üye olma hakkı bulunmaktadır. Ancak 20 binden daha
fazla çalışanın bulunduğu bir sektörde bugüne kadar sendikalaşma mevcut değildir.
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, bu tabloyu değiştirmek için tarihe not düşülecek bir adım atmış ve 2010 yılı Mart ayında sendikamızda örgütlenmeye başlamıştır. Bilgi Üniversitesi’nde, öğretim
üyelerinden, araştırma görevlerine, idari personelden, güvenlik ve temizlik görevlilerine, meslek yüksekokulu çalışanlarından, üniversite bünyesindeki merkezlerde çalışanlara kadar farklı birimlerde,
farklı görevler yapan Bilgi çalışanları, ortak bir irade göstererek Sosyal-İş Sendikası’nda örgütlenmeyi
seçmiştir. Üniversitede Sosyal-İş’e üye olanların sayısı hızla artmaktadır ve yakın zamanda Sosyal-İş
Sendikası, üniversitede toplu iş sözleşmesi imzalamaya “yetkili sendika” haline gelecektir. Böylece
1994’te kurulan, birçok ilke imza atan, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan, çalışmaları, yayınları ve
akademik personelinin bilimsel ürünleri ile üniversiteler alanında saygın bir yere sahip olan İstanbul
Bilgi Üniversitesi, “Türkiye’de vakıf üniversitesi çalışanlarının sendikalaştıkları ilk üniversite” olacaktır.
Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalayan ve bünyesindeki “İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi” aracılığıyla Türkiye’de insan haklarının gelişimine katkı yapma
gayreti içinde olan İstanbul Bilgi Üniversitesi, çalışanlarının sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesinden
etkin biçimde yararlanma hakkına da saygı göstereceğini, bu hakkın kullanılmasını destekleyeceğini
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
taahhüt etmiş bulunmaktadır. Sosyal-İş Sendikası, İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetiminin, üniversite çalışanlarının Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış olan sendikalaşma
hakkını kullandığı bir süreçte, bu taahhüdüne uygun bir tutum alacağına inanmaktadır.
Sendikamız, vakıf üniversitesi çalışanlarının sendikalaşması yönündeki bu önemli girişimin başarıya ulaşması için elinden geleni yapacak, gerektiği takdirde tüm hukuki ve meşru süreçlere başvuracaktır.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde görev yapan akademik, idari ve destek personel, hem kendilerinin
hem de mesai arkadaşlarının haklarına ve geleceklerine sahip çıkarak, takdire şayan bir dayanışma
örneği sergilemekte; dayanışmanın bilgisini, bilginin dayanışmasını üretmektedir.
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarını, bu örnek tutumları nedeniyle tebrik ediyor, tüm vakıf üniversitesi çalışanlarını sendikamızda örgütlenmeye, vakıf üniversitesi yönetimlerini ise sendikalaşma
hakkına saygı duymaya davet ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki sendikalaşma ile açılan yolu, tüm vakıf üniversitelerine ve tüm özel eğitim kurumlarına taşımak için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.
GENEL YÖNETİM KURULU
220
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-7
08.04.2010
BASINA VE KAMUOYUNA
BİLGİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ PROF. DR. NEVİN ATEŞ’İN İŞTEN ÇIKARILMASININ HİÇBİR
HUKUKİ DAYANAĞI YOKTUR.
ELEŞTİRİ HAKKINI KULLANMAK, İŞTEN ÇIKARMANIN GEREKÇESİ OLAMAZ. AKSİ TAKDİRDE
AKADEMİK ÖZGÜRLÜKTEN SÖZ EDİLEMEZ.
ÜNİVERSİTE YÖNETİMİ, SENDİKAMIZ ÜYESİ PROF. DR. NEVİN ATEŞ’İ ACİLEN ESKİ İŞİNE İADE
ETMELİDİR.
Sendikamız, kısa bir süre önce basın ve kamuoyu ile de paylaştığı üzere İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki örgütlenme çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürmektedir. Sendikamız, daha önce de ifade
ettiği gibi bu süreçte İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetiminin, çalışanların en temel demokratik hakkı
olan örgütlenme hakkına saygılı davranacağına ilişkin beklentisini korumaya devam etmektedir. Bu 221
süreç içerisinde yüzlerce üyemiz adına Sendikamızın, üyelerimizin hak ve çıkarlarını korumak için
hiçbir fedakarlık ve sorumluluktan geri durmayacağını da bir kez daha hatırlatıyoruz.
Ancak 06.04.2010 tarihi itibariyle üyemiz Prof. Dr. Nevin Ateş’in iş akdinin tazminatsız olarak feshedilmesi ile ilgili gelişmeleri basın ve kamuoyu ile paylaşmanın gereğini duyuyoruz.
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği ve Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü görevlerini yürütmekte olan Prof. Dr. Nevin Ateş, Rektörlük’ün 30.03.2010
tarihli yazısı ile “görev süresinin sona ermesi” gerekçe gösterilerek müdürlük görevinden alınmıştır.
Görevden alma ile başlayan süreç, Sayın Ateş’in Rektörlük’e hitaben, görevden alınma işleminin hangi mevzuat ve yönetmelikler çerçevesinde gerçekleştiğinin bilgisini edinmek üzere yazmış olduğu
dilekçeyi ve bu uygulamanın neden yapıldığına dair kişisel düşüncesini üniversite içi akademik mail
grubuna göndermesi ile devam etmiştir. Bunun üzerine Rektörlük ile Sayın Ateş arasında akademik
mail grubu ile de paylaşılan bir dizi yazışma gerçekleşmiştir. 06.04.2010 tarihi itibariyle ise Rektörlük
tarafından İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrasının (b) ve (e) bentleri hükümleri uyarınca Sayın
Ateş’in iş akdinin tazminatsız olarak feshedildiği bildirilmiştir.
İş Kanunu’nun 25. maddesinin 2. fıkrası, işverenin “haklı nedenle derhal fesih hakkı”nı düzenlemektedir. Bu fıkranın (b) bendi; “İşçinin, işveren yahut bunların aile bireylerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi ve veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref
ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması” şeklindedir. Bu fıkranın (e) bendi ise “İşçinin,
işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi
doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” hükmünü içermektedir.
Üyemiz Nevin Ateş’in eleştiri sınırları içinde değerlendirilecek kişisel düşüncelerini ifade eden
yazışmalarının İş Kanunu’nun ilgili hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi herhangi bir hukuksal
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
dayanaktan yoksundur. Yukarıda belirttiğimiz koşulların, bu somut vakada oluştuğunu öne sürmek,
hukuki bir mütalaaya dayanmamaktadır. Bu görüşte ısrar etmenin telafisi mümkün olmayacak hasarlar bırakacağı göz önünde tutulmalıdır.
Öte yandan İş hukuku öğretisinde tartışmasız kabul görüldüğü üzere işverenin “haklı nedenle derhal fesih hakkı”nı kullanabilmesi için iş akdi ilişkisinin devamının çekilmez (katlanılmaz) hale gelmesi
gerekmektedir. Bunun ölçütü ise “objektif iyi niyet yani dürüstlük kuralları”dır. Bir üniversite öğretim
üyesinin, her ne konuda olursa olsun görüşlerini ve eleştirilerini üniversite kamuoyu ile paylaşmasının, “iş akdi ilişkisinin devamını çekilmez hale getirdiğini” öne sürmek, akademinin özü olan “eleştirel
aklı” inkar etmek/reddetmek anlamına gelmektedir. Eğer bir üniversitede akademik personel, eleştiri
hakkını kullandığı için işten atılma tehdidi ile karşı karşıya kalacaksa, o üniversitede özgür ve eleştirel
aklın, bilimsel düşünce ve üretimin olanağı kalmaz.
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarının demokratik ve Anayasal haklarını kullanarak sendikal örgütlenmeye başladığı bu dönemde Sendikamız, akademik, bilimsel ve özgür düşünce ortamının ve
kişisel ifade özgürlüğünün korunmasının çalışanların iş güvencesi hakkı kadar önemli bir konu olduğunu düşünmektedir. Akademik alanda özgür düşünce ortamının korunması, atama ve görevden
alma gibi uygulamalar karşısında çalışanların söz ve karar hakkının temel alındığı demokratik işleyişin
egemen kılınması konularında Sendikamız, ısrarlı ve ilkesel duruşunu devam ettirecektir.
222
“Güvenceli çalışma” hakkının tüm çalışanların en temel hakkı olduğu gerçeğinden hareketle Sendikamız, işveren keyfiyetine dayalı, hukuksuz ve temelsiz işten çıkarma uygulamalarına karşı da her
türlü hukuki ve meşru çalışmalarını arttırarak sürdürecektir.
Sendikamız, hukuki ve diğer yollara gerek kalmaksızın, İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimini, söz
konusu yanlış uygulamasından vazgeçmeye, üyemiz Prof. Dr. Nevin Ateş’i derhal öğretim üyeliği görevine iade etmeye, üniversitenin olmazsa olmazı olan akademik özgürlük ortamının tahribatına yol
açacak girişimlerinden vazgeçmeye çağırmaktadır.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-8
05.05.2010
Sosyal-İş Sendikası üyesi 3 İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanının hukuka aykırı biçimde işten çıkarılması üzerine bugün saat 12:00’da İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampüsü’nde üniversite rektörlüğü önünde 300’den fazla kişinin katıldığı bir basın açıklaması gerçekleştirilmiştir. Basın açıklamasında okunan metin aşağıda ilginize sunulmuştur:
BASINA VE KAMUOYUNA
İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, Anayasal haklarını kullanarak, 2010 yılının Mart ayından bu
yana Sosyal-İş Sendikası’nda örgütlenmektedir. Sosyal-İş Sendikası’nın üye sayısı hızla artmakta ve
sendikamız, işyerinde toplusözleşme imzalamaya yetkili sendika olma yolunda ilerlemektedir.
Üniversite yönetimi, sendikalaşma sürecinin başlangıcında takındığı, sendikalaşmayı engellemeye yönelik olumsuz tutumundan, sendikamızın ve üyelerimizin kararlı duruşu ve kamuoyu desteği 223
neticesinde geri adım atmıştır. Ancak son günlerde yaşanan gelişmeler, üniversite yönetiminin Bilgi
çalışanlarının sendikalaşma hakkını baskı altına alan tutumuna geri dönme eğiliminde olduğunun
işaretlerini vermiştir.
Üyelerimizden Prof. Dr. Nevin Ateş’in Nisan ayı başında “üniversite yönetimini eleştirdiği” için
iş akdinin tazminatsız olarak derhal feshedilmesinin ardından 4 Mayıs 2010 tarihinde üniversitenin
ahşap atölyesinde çalışan üç üyemizin iş akitleri süreli fesih yoluyla feshedilmiştir. Ahşap Atölyesi
sorumlusu olarak görev yapan Kadir Karabulak ile ahşap atölyesinde çalışan Bülent Karaçeper ve
Rıza Karaçeper isimli üyelerimizin iş akitlerinin feshedilmesinin gerekçesi “Üniversitemizin yeniden
yapılanması nedeniyle Ahşap atölyesinin kapatılması ve fakat bu neden/nedenlerle sınırlı olmaksızın,
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. ve 18. Maddeleri uyarınca iş akdiniz feshedilmiştir” şeklinde bildirilmiştir.
İş Yasası uyarınca iş güvencesi kapsamındaki işçilerin iş akitlerinin feshedilebilmesi için işveren
geçerli bir nedene dayanmak ve bu nedeni açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Yukarıda
belirtilen gerekçede yer alan “bu neden/nedenlerle sınırlı olmaksızın” ifadesinden de anlaşılacağı
üzere işveren, geçerli nedeni açık ve kesin bir şekilde belirtmemiştir. Öte yandan “ahşap atölyesinin
kapatılması” tek başına iş akdinin feshi için yeterli olacak geçerli bir neden değildir.
Öyle ki iş güvencesine sahip işçilerin iş akitlerini feshederken, işveren “son çare ilkesi”ne uymak ve
ancak “fesih son çare” olduğu takdirde bu yola başvurmak zorundadır. Oysa üç üyemizin üniversite
bünyesinde farklı birimlerde istihdamına devam edilmesi mümkün olduğu halde, üniversite yönetimi
bunun olanaklarını araştırmamış, üyelerimize bu yönde bir teklif götürmemiş, “son çare ilkesi”ne uymaksızın, üyelerimizin iş akitlerini feshetmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı hukuka aykırı, “geçersiz
bir fesih” söz konusudur.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Bu durum bu işten çıkarmaların, sendikamıza üye olan ve üye olmaya hazırlanan Bilgi çalışanlarına
gözdağı verme amacının taşındığını göstermektedir.
Sendikamız ve İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, sendikalaşma süreci başladığından bu yana
herhangi bir olumsuzluğun oluşmaması ve çalışma barışının korunması için elinden gelen gayreti
göstermiştir. Ancak üç üyemizin hukuka aykırı ve haksız biçimde işten çıkarılması, bu gayretin tek
taraflı olarak sürdüğünü göstermiştir. Sendikamızın ve Bilgi çalışanlarının iyi niyetine verilen karşılık,
sendikalaşmayı engellemeye yönelik tutum olmuştur.
İstanbul Bilgi Üniversitesi yönetimini sağduyulu davranmaya, işten çıkarılan üyelerimizi derhal işbaşı yaptırmaya, tüm Bilgi çalışanlarının iş güvencesine ve sendikal haklarına saygılı olmaya davet
ediyoruz.
Aksi takdirde, gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte, örgütlü gücümüz, tüm dostlarımız ve dost
sendikalarımızın desteği ile her türlü meşru, demokratik ve hukuki hakkımızı, üyelerimiz işlerine iade
edilene kadar kullanacağız.
Bu tür uygulamalar, 1 Mayıs’ta Taksim’de ve ardından sendikamızın pikniğinde buluşan yüzlerce
üyemiz ile gözler önüne serdiğimiz örgütlü gücümüzü, birliğimizi ve dayanışmamızı bozamayacak,
Bilgi çalışanlarının sendikalı ve toplusözleşmeli çalışma iradesini kıramayacaktır. Bilgi çalışanlarının
224 bu iradesine karşı atılacak her adım, karşılığını fazlasıyla bulacaktır.
Üyelerimiz işlerine iade edilmediği takdirde yaşanacak olası olumsuzlukların tek sorumlusu İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetimi olacaktır.
İşten çıkarmaların hemen ardından üyelerimize ve sendikal örgütlülüğümüze sahip çıktıklarını,
yalnız olmadığımızı bir kez daha gösteren İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerine teşekkürlerimizi
sunuyor; buradan bir kez daha sesleniyoruz:
İŞTEN ÇIKARILAN ÜYELERİMİZ DERHAL İŞE İADE EDİLSİN!
İŞTEN ÇIKARMALARA SON VERİLSİN!
SENDİKAL HAKLARA SAYGI DUYULSUN!
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-9
23.06.2010
Sayın milletvekillerim,
Saygıdeğer basın mensupları,
Değerli sendika üyelerimiz,
“Örgütlenme özgürlüğü”nün vazgeçilmez bir parçası olan çalışanların özgürce sendika kurma ve
sendikalara üye olma hak ve özgürlüğü, ulusal mevzuatımızda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 51.
maddesi, Sendikalar Yasası’nın 31. maddesi ve İş Yasası’nın 16. maddesi ile; uluslararası mevzuat ve
insan hakları belgelerinde ise ülkemizin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi, BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 87 ve 98
sayılı sözleşmeleri ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır.
Üzülerek belirtmek isteriz ki, “sendikaya üye olma hakkı” sendikamızın örgütlenme çalışmalarını
sürdürdüğü İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde ihlal edilmektedir. İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, 225
2010 yılının Mart ayından bu yana sendikamızda örgütlenmekte; üniversite yönetimi ise sendikalaşmayı engellemek amacıyla hukuka ve etiğe aykırı uygulamalara başvurmaktadır. 6 Nisan 2010 tarihinde sendikamız üyesi 1 çalışanın, 4 Mayıs 2010 tarihinde sendikamız üyesi 3 çalışanın, “hukuka aykırı
ve keyfi biçimde işten çıkarılması” bu uygulamalar arasında yer almaktadır.
Öte yandan, üniversite yönetiminin bilgisi ve yönlendirmesi dahilinde, “amir” vb. konumlardaki
çeşitli şahıslar, bilhassa teknik personele sendikadan istifa etmeleri ya da sendikaya üye olmamaları
için baskı ve tehdite başvurmakta, sendikadan istifa etmeye teşvik için noter istifa işlem bedelinin
amirler tarafından karşılanmakta, sürgün anlamına gelen kampüsler arası rotasyonlar yapılmakta ve
sendikal çalışmalara karşı zaman zaman fiziki boyuta varan özgürlük ihlalleri yaşanmaktadır. Sonuç
itibariyle sendikalaşmayı engellemek için hukuka aykırı ve keyfi uygumalar yaşama geçirilmektedir.
Gerek sendikamız gerek İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanları, üniversite yönetimine bu tür uygulamalara son verilmesi yönünde çeşitli defalar çağrıda bulunmuş ancak bu çağrılar yanıtsız kalmış,
baskılar ve hak ihlalleri artarak sürmüştür.
Ne yazık ki sendikal hak ihlalleri İstanbul Bilgi Üniversitesi ile sınırlı olmadığı gibi istisna da değildir.
Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 bin işçi sendikalara üye olduğu için işten çıkarılmakta, binlerce işçi zorla
sendikadan istifa ettirilmekte ve yüz binlerce işçinin sendikalaşma hakkı fiilen engellenmektedir. Bazı
araştırmalara göre işverenler Türkiye’de sendikalaşmayı engellemek için en az 41 farklı yönteme başvurmaktadır. Türkiye sendikal hak ihlalleri söz konusu olduğunda dünyada en çok anılan ülkelerden
biri haline gelmiştir.
Bu durumun üç temel nedeni vardır. Birincisi Türkiye’de sendikal hakları düzenleyen mevzuat 12
Eylül darbesinin mirasıdır ve örgütlenmenin önünü açmaktan ziyade örgütlenmeyi zorlaştırmaktadır.
İkincisi, hayli sınırlı olan bu mevzuat dahi uygulanmamakta işverenler hukuka aykırı uygulamalarla
sendikal hakları ihlal etmektedir. Üçüncü olarak ise, hem mevzuatı Uluslar arası standtartlara uygun
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
hale getirmek hem de sendikal hakların özgürce kullanılabilmesini güvence altına almakla yükümlü
olan hükümetler, bu görevlerini yerine getirmemektedir. Vahim tablo 99. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Konferansı’nda bir kez daha gözler önüne serilmiş ve Türkiye yine temel sendikal hakları
ihlal ettiği, yasa ve uygulama düzeyinde ILO sözleşmelerine uymadığı için ILO Aplikasyon Komitesi’nin
gündemine gelmiştir.
Dolayısıyla, tüm milletvekillerini ve hükümeti, sendikal hakları uluslararası standartlara uygun hale
getirecek yasaların Meclis’ten geçmesi için çaba göstermeye; sendikal hak ihlallerinin engellenmesi
ve sendikalaşmanın önündeki engellerin kaldırılması için harekete geçmeye davet ediyoruz. Bu yönde somut bir çabanın başlangıcı olarak, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki sendikal hak ihlallerine son
verilmesi için gerekli çalışmaların yapılmasının kayda değer bir örnek teşkil edeceğine inanıyoruz.
Sorunlarımızı ve taleplerimizi bir kez de Meclis’ten ifade etmemize olanak sağlayan İstanbul Milletvekili Sayın Çetin Soysal’a duyarlılığı ve sunduğu destek için bir kez daha teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Saygılarımızla
Metin EBETÜRK
DİSK/Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı
226
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-10
27.07.2010
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İşten Çıkarılan İki Arkadaşımızın İşlerine Dönmeleri Sağlanmıştır.
Bilindiği gibi sendikamız, 2010 Mart ayından bu yana İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde örgütlenmektedir. Bu süreçte yaklaşık üç ay önce üç arkadaşımız çalıştıkları bölümün kapatılması gerekçe gösterilerek işten çıkarılmışlardı.
Bu gelişme üzerine arkadaşlarımızın işlerine geri alınması talebiyle çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirilmiş, öncelikle Santral Kampüsü’nde oturma eylemine başlanmıştı.
Oturma eylemimiz üç ayı aşkın bir süredir devam ederken, sendikamız İstanbul Bilgi Üniversitesi
Yönetimiyle görüşme talebinde bulundu. Talebimiz üzerine, 21 Temmuz 2010 tarihinde, İstanbul
Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sayın Rifat SARICAOĞLU ve Genel Sekreter Sayın Çağrı
BAĞCIOĞLU ile Genel Başkanımız Metin EBETÜRK, Genel Sekreterimiz Celal UYAR ve İstanbul Şube
Başkanımız Mustafa AĞUŞ’un katıldığı bir görüşme gerçekleştirildi.
Bu görüşmenin yarattığı olumlu ortamda gerçekleşen ikinci görüşmede, işten çıkarılan arkadaşlarımızdan Bülent Karaçeper ve Rıza Karaçaper’in, işten çıkarıldıkları tarihteki hak ve ücret düzeyleri
korunarak, 02 Ağustos 2010 tarihinde işbaşı yapmak üzere işlerine dönmeleri sağlanmıştır. İşten çıkarılan diğer arkadaşımız Kadir Karabulak’la ilgili ısrarlı girişimlerimizden olumlu bir sonuç alınamamıştır.
Yapılan görüşmelerde üyelerimize ve sendikamıza üye olmak isteyen İstanbul Bilgi Üniversitesi
çalışanlarına yönelik baskı ve tehdit uygulayan çeşitli kademelerdeki yöneticilerin bu yasadışı faaliyetlerine son vermeleri konusunda gerekli açık uyarıların yapılmasının ardından, 82 gün boyunca
sürdürdüğümüz oturma eylemimiz sona erdirilmiştir.
Sağladığımız bu kısmi başarının ardından, sendikamızın eşgüdümünde bir çok koldan yürüttüğümüz üye kazanma faaliyetimize hız verilmiştir. Tüm diğer arkadaşlarımız gibi Kadir Karabulak arkadaşımız da örgütlenmemizin bir an önce başarıya ulaşması için bizlerle birlikte çalışmaya devam
edecektir.
Basına ve Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
227
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-11
05.01.2011
BASINA VE KAMUOYUNA
Tempo dergisinin Ocak 2011 sayısında yayınlanan “Özgürlük mü, Skandal mı? The Porn Project’”
başlıklı haberini izleyen süreçte, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ni etkileyen, tüm çalışanlarını ve üyelerini
derinden sarsan gelişmeler yaşanmıştır. 2 Ocak 2011 günü, bildiğimiz kadarıyla saat 18:30 itibarıyla,
Fotoğraf ve Video programının bulunduğu Santral İstanbul E1 binası, güvenlikten sorumlu amirler
nezaretinde, güvenlik personeline verilen emirle (görgü tanıklarına göre kuşatılarak) boşaltılmış ve
kontrol altına alınmış, 3 Ocak 2011 günü ise, tartışmaya konu olan proje jürisinde yer alan iki öğretim
üyesi ve bir öğretim görevlisinin, herhangi bir ön süreç işletilmeksizin, e-mail yoluyla, iş akitlerinin
sona erdirildiği bildirilmiştir. Olay, aynı zamanda, medyada ve web ortamında Üniversitenin, çalışanlarının sonsuz çaba ve özverileri sayesinde elde ettiği şöhrete zarar verecek bir skandal boyutuna
ulaşmış, üyelerimizi ve tüm üniversite çalışanlarını, bir kısmı hayli seviyesiz olan tartışmalara muhatap hale getirmiştir. Olaylar, Üniversite çalışanları ve üyelerimiz arasında, bir tarafıyla pornografiyle,
228 başka bir tarafıyla ‘üniversite’nin temsil ettiği değerler ve ‘üniversite’nin işleyişiyle ilgili kaygılara,
karışık duygu ve düşüncelere yol açmıştır. İki öğretim üyesi ve bir öğretim görevlisi, temel hukuksal
ilkeler ve haklar çiğnenerek, soruşturmasız ve savunmasız, yargısız infazı çağrıştıran idari bir tasarrufla işten çıkartılmış, bir üniversite binası kuşatma altına alınmış, öğretim üyesi, görevlisi, araştırma
görevlilerin zamanlarının büyük bir kısmını geçirdikleri ve her üniversitede olduğu gibi özel alanlara
dönüştürdükleri ofislerine erişimleri yasaklanmıştır. Yaşananlar, İstanbul Bilgi Üniversitesi çalışanlarında, Üniversite’nin yönetiliş tarzıyla, geleceğiyle, akademik özgürlük ve iş güvencesiyle ilgili haklı
kaygılara yol açmıştır.
Bu çerçevede, DİSK/Sosyal-İş Sendikası olarak, aşağıda belirtilen noktaların altını çizmek istiyoruz:
Yönetimde şeffaflık ve katılımcılık fikirlerini sıklıkla dile getiren Üniversite yönetimi, giderek artan
gayri-şeffaf uygulamalar içerisindedir. Konuyla ilgili idari soruşturmanın sürmekte olduğu söylenmekte, başka hiç bir bilgi verilmemekte, spekülasyona yol açılmaktadır. Temel hukuksal ilke ve süreçler
işletilmeksizin, temel haklar gözetilmeksizin başvurulan idari ve cebri tasarrufların, üniversitede (ve
başka işyerlerinde) yeri olamaz. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde asla yeri olamaz. Çalışanlar yargısız
infazla işten çıkartılamaz. Binalara, bölümlere, ofislere, yaşam alanlarımıza cebri, polisiye usullerle
el konamaz
Kadının ve kadın bedeninin istismarı, metalaştırılması, cinselliğin ticarileştirilmesi, eril şiddetin
yüceltilmesi konusunda herkesin hassasiyet göstermesi gereklidir. Bunların, üniversite bünyesinde
olsun olmasın, bir biçim olarak onaylanması ve yaygınlaştırılması kabul edilebilir değildir.
Tartışmaya konu olan ‘bitirme projesi’nin, pornografi kapsamına girip girmediği, jüri üyelerinin
konuyu bu yönüyle gereğince değerlendirip değerlendirmediği, konunun akademik özgürlük çerçevesinde ele alınıp alınamayacağı, Üniversite’nin etik ve disiplin konularıyla ilgili organlarında, olayla
ilgili kişilerin haklarını da gözetecek biçimde, ciddiyetle ele alınması, Üniversite’nin kendi iç kamuo-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
yunda özgürce müzakere edilmesi gereken konulardır. Zira, bu tür etik konular üniversitede layıkıyla
tartışılamayacaksa nerede tartışılacaktır?
Öte yandan Üniversite yönetiminin, içinde bulunulan durumu daha da vahim hale getiren bazı
tartışmalara en kısa zamanda açıklık getirmesi gereklidir. Bu tartışmaların en önemlilerinden biri,
İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde yaşanan bu olay nedeniyle, okul yönetiminin ortaya koymuş olduğu ve
birçok bakımdan sorunlu olan tutumun YÖK’ün üniversite üzerinde kurduğu doğrudan baskının bir
sonucu olduğu düşüncesidir.
DİSK/Sosyal-İş Sendikası olarak, İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki son uygulamaların, teamül haline
gelerek otoriter süreçlere yol açmasına, başka durumlara ve başka çalışanlara teşmil edilmesine karşı
duracağımızı; akademik-etik standartları, akademik özgürlükleri, Üniversite içerisindeki demokratik
müzakere süreçlerini, çalışanların ve üyelerimizin iş güvencelerini sonuna kadar, her bakımdan savunacağımızı duyurmak istiyoruz.
İşten çıkarılan, aynı zamanda üyemiz olan iki öğretim üyesi ve bir öğretim görevlisinin, hukuktan
ve üniversitenin temsil ettiği evrensel değerlerden kaynaklanan her türlü haklarını sonuna kadar ve
kararlılıkla savunacağımızı vurgulamak isteriz.
Saygılarımızla,
DİSK/SOSYAL-İŞ SENDİKASI
229
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-12
DİSK/Sosyal-İş İstanbul Bilgi Üniversitesi Sendika Birimi’nin 20 Ocak 2011 Tarihli İstanbul Bilgi Üniversitesi ÜYK açıklamasına yanıtı:
230
•
Üniversite Yönetim Kurulu’nun (ÜYK), Sendika Birimimiz’in:
•
2 Kasım 2010 Tarihinde yayınlanan “Bilgi’de Neler Oluyor – 4” başlıklı bülteninde,
•
Aralık ayında yayınlanan “Bilgi’de Yeni Dönem ve Akademik Emek: İnsan Kaynakları Yönetimi
Teknikleri, Bireysel Sözleşmeler, Esnek İstihdam” başlıklı Broşüründe,
•
7 Ocak 2011 tarihinde yaptığı eylem çağrısında,
•
10 Ocak 2011 tarihinde yaptığı “Bilgi Sınavda” eyleminde ve bu eylemin basın açıklamasında
ve
•
ÜYK ile mütevelli heyetine yazdığı 12 Ocak 2011 tarihli “Usulsüz Kararlardan Vazgeçilsin” başlıklı açık mektubunda dile getirdiği talep ve görüşlere yanıt niteliği taşıyan 20 Ocak 2011 tarihli
açıklamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kapsamda Bilgi Üniversitesi kamuoyunun dikkatini
şu hususlara çekmek istiyoruz.
1) Sendikal Örgütlenme
a. Örgütlenme özgürlüğü
ÜYK’nın sendikal örgütlenme özgürlüğü konusunda aldığı temel insan haklarına, anayasaya ve
yasalara saygılı tavır, esasen, evrensel bir doğruyu yinelemektedir. Halen sürdürmekte olduğumuz
mücadele de gücünü bu evrensel ilkenin meşruiyetinden almaktadır. Ancak İstanbul Bilgi Üniversitesi
idarecilerinin bugüne kadarki süreçte bu evrensel doğrunun gereğini iyi niyetle ve samimiyetle yerine getirdiğini söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Bu noktada ÜYK’dan beklentimiz, doğruluğunu
kendilerinin de teslim ettiği bu ilkenin fiili olarak işletilmesi için mütevelli heyeti nezdinde gerekli
girişimlerde bulunmasıdır. Somut olarak, daha önce defalarca dile getirdiğimiz ve son olarak 12 Ocak
2011 tarihli “Usulsüz Kararlardan Vazgeçilsin” başlıklı açık mektubumuzda yer verdiğimiz “destek
personele yapılan baskıları organize eden ve isimleri daha önce yönetime iletilen iki amir için gerekli
yasal ve idari yaptırımlarda bulunulması” talebimizin yerine getirilmesi büyük önem taşımaktadır.
b. Sendikanın Akademik Yaşam İçindeki Rolü DİSK/Sosyal-İş Sendikası’nın İstanbul Bilgi Üniversitesi’ndeki örgütlenme sürecinde, akademik içerikli kararları müzakere etmek ve bu şekilde akademik
özerkliğe müdahale etmek gibi bir niyeti ya da bu şekilde yorumlanabilecek bir eylem ve/veya talebi
hiç olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Sendikamız öteden beri, akademik kararların, akademisyenler tarafından, akademik ölçütlere göre, akademik kurulların demokratik katılımcılık ve saydamlık ilkelerine uygun olarak işletilmesi yoluyla alınması ilkesini savunmuştur. Bundan sonraki tavır
ve eylemlerinde de bu ilkeye uygun davranacak ve bu ilkeye sahip çıkacaktır. Somut olarak:
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
•
Sendikamız yukarıda anılan kurumsal süreçler işletilerek usulünce alınan akademik içerikli
kararlara müdahale etmeyeceği gibi, akademik içerikli kararların, akademik içerikli olmayan
saikler veya akademik teamüllere aykırı usullerle alınmaması için, sendika üyesi olsun ya da
olmasın, Bilgi Üniversitesi mensubu tüm akademisyenlere ve yasal mevzuat gereği kurulmuş
akademik kurullara gerekli desteği vermekten kaçınmayacaktır.
•
Sendikamız akademik içerikli kararların sendika üyemiz olan ya da olmayan akademisyenlerin
özlük hakları, diğer ekonomik ve sosyal hakları ya da çalışma koşulları bağlamında bir mağduriyet yaratması durumunda, bu mağduriyetin madden tazmin ya da manen telafi edilmesi için
kendisini müdahil hissedecektir.
•
Sendikamız Bilgi Üniversitesinde yürütülen akademik içerikli tartışmalara kurumsal kimliği ile
katılmayacak, ancak üniversite bünyesinde varolan özgür tartışma ortamının korunması ve
sendika üyesi olsun ya da olmasın Bilgi Üniversitesi mensubu herhangi bir akademisyenin bu
ortamda açıkladığı görüşleri nedeniyle akademik usul ve teamüllere aykırı bir takibata ya da
yaptırıma uğramaması için gerekli hukuki ve örgütsel desteği vermeye devam edecektir.
•
Sendikamız Bilgi Üniversitesi mensubu akademisyenlerin özlük hakları dışında, ders yükleri,
sabbatical (araştırma amaçlı ücretli izin), araştırma ve yayın desteği gibi “akademik içerikli” konularda mevcut uygulamaya kıyasla hak kaybına uğramaması ve hatta böylesi hakların
iyileştirilmesi konusunda kendisini müdahil hissetmeyi sürdürecek, bu konuda dünyada ve 231
Türkiye’de örnekleri mevcut olan üniversite sendikalarının yaptığı gibi tüm Bilgi Üniversitesi
mensubu akademisyenlere gerekli hukuki ve örgütsel desteği vermekten kaçınmayacak ve bu
hakların kalıcı hukuki güvenceye kavuşturulması için gerekli toplu iş sözleşmesi hazırlıklarına
devam edecektir.
•
Sendikamız, üniversitemizin ve genel olarak toplumun demokratikleşmesinden yana kesin bir
taraftır. Üniversite yaşamımızda demokrasinin derinleşmesi, atamalardan çok seçimlere ağırlık verilmesini gerektirmektedir. Akademik birim yöneticileri ve kurullarının, belirli ilkeler çerçevesinde, akademisyenler tarafından seçilmesi gerektiğini savunuyoruz.
Bu açıklamanın ilerleyen bölümleri de bu ilkeler çerçevesinde kaleme alınmıştır ve bu çerçeve
içerisinde yorumlanmalı ve anlaşılmalıdır.
2) Akademik Kurullar
ÜYK’nın “bölüm, fakülte ve üniversite düzeyinde görev yapan ve tümüyle akademisyenlerden oluşan kurullar[ın]... geçmiş uygulamalara göre daha etkin biçimde çalıştırılmasının önemli yararlar sağlayacağı açıktır” yolundaki görüşünü paylaşıyoruz. 9 Ocak 2011 tarihli Mütevelli Heyeti ve ÜYK ortak
duyurusunda yapılan vurguya koşut olarak:
•
bu kurulların katılımcı, saydam ve etkin bir şekilde işletilmesi;
ve
•
bu kurulların karar alma süreçlerinde, onlara üye olmayan Bilgi Üniversitesi akademisyenlerinin katkılarının da samimiyetle ve iyi niyetle değerlendirilmesi hususlarının takipçisi olacağız.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
3) Etik Kurul
Uzun zamandan beri duyulan “Etik Kurulu” ihtiyacının ve bu kapsamda yapılmakta olan hazırlıkların, son günlerde yaşanan olaylar vesilesiyle anımsanması, hız kazanması ve bu konudaki son
durumun Bilgi Üniversitesi kamuoyu ile paylaşılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. “İnsan üzerine yapılan araştırmalar” ile ilgili ilk konuda hazırlanan yönergenin ayrıntılarının, bu kurula seçilen akademisyenlerin kimliklerinin, hangi uzmanlık alanlarında çalıştıklarının ve hangi gerekçelerle bu kurula
dahil edildiklerinin açıklanmasının, saydamlık ilkesinin gereğinin yerine getirilmesi açısından önemli
olduğunu düşünüyoruz. Böylesi bir açıklama ÜYK’nın bu konuda göstermiş olduğu hassasiyet ve iyi
niyetin belirginlik kazanması için de faydalı olacaktır. ÜYK’nın “Üniversite yaşamında etik” başlığı alında yapılacak çalışmaların, bundan sonra, geçmiş döneme kıyasla daha saydam, katılımcı bir tarzda
ve “daha geniş bir konsensüsü” hedefleyecek şekilde yürütülecek olması yönünde belirttiği iradeyi
önemsiyoruz. Böylesi tartışmacı bir süreç içinde oluşturulacak bir etik kurulun meşruiyetinin üniversite kamuoyunca daha rahat bir şekilde kabullenileceği ve bu nedenle daha etkin bir şekilde çalışabileceğini düşünüyoruz.
4) Akademik Programların Açılması ve Kapanması ÜYK’nın akademik programların açılması ya da
kapatılması konusundaki kararların, bundan sonraki dönemde, “ilgili akademik birimlerin görüşlerinin alınarak verilmesi” yönünde belirttiği iradenin, sendika birimimizin bugüne kadar ki tavır ve
talepleri ile uyumlu olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Bu bağlamda:
232
•
Bu sözün gereğinin Politik Ekonomi ve Toplum Felsefesi lisans programı için yerine getirilmesi,
•
Bilgisayar Bilimleri bölümüne sunulan çözüm önerileri bağlamında işletilmesi; ve
•
Bu program ve bölümlerin alternatif önerilerinin de samimiyetle değerlendirilmesi hususlarının takipçisi olacağız.
5) Araştırma Görevlilerinin Çalışma Süresi
Araştırma görevlilerinin çalışma süresinin toplam 7 sene ile kısıtlanması kararının bir geçiş dönemi
uygulaması düşünülmeden yürürlüğe sokulmasının yarattığı ve Sendika Birimi’mizin ilk olarak 2 Kasım 2010 tarihli bülteninde gündeme getirdiği mağduriyetleri gidermeye yönelik bir çalışmanın ÜYK
bünyesinde başlatılmış olması sevindiricidir. Baştan beri sendikamız araştırma görevlilerinin işe alınmalarının akademik kriterleriyle değil, hukuksuz ve ani bir şekilde işlerine son verilmeleri sorununun
hukuki ve etik yanıyla ilgilenmiştir. Bu yeni başlayan çalışmada, söz konusu karardan doğrudan ve
olumsuz bir şekilde etkilenen bölüm ve araştırma görevlilerinin alternatif önerilerinin de samimiyetle ve iyi niyetle değerlendirilmesi sendikamızın gündeminde olan diğer önemli hususlardan biridir.
6) Usulsüz işten çıkarmalar
Yeni ÜYK açıklamasında 9 Ocak 2011 tarihli Mütevelli Heyeti ve ÜYK ortak duyurusunda usulsüzlüğü teslim edilmiş işten çıkartma kararına hiç değinilmemiş olmasını hayretle karşılıyoruz.
12 Ocak 2011 tarihli açık mektubumuzda “usul hatasını kabul eden fakat uygulamayı durdurmayan bu tutumun” yönetimin samimiyetine hiç arzu etmeyeceği bir gölge düşüreceğini söylemiştik.
Bugün bu gölgenin, “alınmış olan kararların Üniversitemiz’in 15. yılında kurumlaşmasına önemli katkıda bulunacağı” ve “vakıf üniversitelerinin çoğuna örnek oluşturacağı” gibi sendikamızın da paylaş-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
tığı bir arzuyu ve umudu dile getiren ÜYK açıklamasına düşmüş olduğunu görmek üzüntü vericidir. Bu
kapsamda daha önce de dile getirdiğimiz şu talebimizi tüm örgütlü gücümüz ve hukuki araçlarımızla
takip edeceğimizi bildirmek isteriz:
•
İşine son verilmiş üç öğretim elemanının ilişiklerinin kesilmesine dair karar durdurulsun,
•
konu saydam ve katılımcı bir şekilde oluşturulmuş tarafsız bir kurul tarafından akademik kurallara uygun şekilde incelensin,
•
ve bu sırada bu üç öğretim elemanının tüm hukuki ve insani haklarına riayet edilsin.
***
Değerli ÜYK üyelerine ve tüm üniversite kamuoyuna hatırlatmak isteriz ki, DİSK/Sosyal-İş sendikası bünyesinde akademik teamül ve usullere, en az ÜYK üyesi hocaları ve meslektaşları kadar değer
veren, akademik içeriğin bu teamül ve usullere aykırı müdahaleler ile belirlenmesinden rahatsızlık
duyan ve Bilgi Üniversitesinin üniversite gibi bir üniversite olmasını arzulayan akademisyenler barındırmaktadır. Sendikamızın örgütsel gücü, bu anlamda, akademik özerkliğe bir tehdit oluşturmamakta, tam tersine akademik özerkliğe, usullere ve teamüllere bir güvence teşkil etmektedir. DİSK/
Sosyal-İş sendikası tam da bu nedenle, daha en başından beri “Sendikalı bir üniversite daha iyi bir
üniversitedir” demektedir. ÜYK’nın son açıklamasını da bu düşüncemiz doğrulayan yeni bir geliş- 233
me olarak değerlendiriyoruz. Bir yıldır sürdürdüğümüz sendikalaşma sürecindeki çalışmalarımızın
ve taleplerimizin, ÜYK’nın yeniden işlevli bir hale gelerek böylesi bir açıklama yapmasında önemli ve
olumlu bir rolü olmuştur. Son dönemde Bilgi çalışanlarının sendikaya katılımının artarak sürmesini
bunun kanıtı olarak görüyoruz ve daha iyi bir üniversite için tazelenen bir güçle çalışmaya devam
ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-13
3 Mart 2011
SENDİKAMIZ ÜYESİ AHMET ŞIK’A YAPILAN KOMPLOYU
KINIYORUZ!
ERGENEKON SORUŞTURMASI KAPSAMINDA YAŞANAN SON
GÖZALTILAR AKP’NİN “İLERİ DEMOKRASİ” KONUSUNDAKİ
SAMİMİYETSİZLİĞİNİN SON ÖRNEĞİDİR!
“Ergenekon” soruşturması kapsamında aralarında Sendikamız üyesi gazeteci Ahmet Şık’ın da bulunduğu toplamda 11 kişinin ev ve işyeri aramaları yapılmıştır. Sendikamız üyesi gazeteci Ahmet Şık
ev aramasının ardından saat 13.00 sularında gözaltına alınmıştır.
234
Sendikamız DİSK/Sosyal-İş üyesi gazeteci Ahmet Şık; meslek hayatı boyunca onurlu, dürüst, cesur
gazeteciliğin örnek isimlerinden birisi olmuştur. Yaşamı boyunca çalıştığı her ortamda haksızlıklara,
baskılara karşı ses çıkarmış, olup bitenlere gözünü kapatmamış, halkın doğru haber alma özgürlüğünün uslanmaz emektarı olmuştur.
Yıllardır karanlık güç odaklarının faaliyetlerini deşifre etmek için sayısız haber yapan, gazeteci-yazar Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte hazırladıkları 2 ciltlik “Ergenekonu Anlama Kılavuzu” isimli kitapla
derin devlet ve kontrgerilla gerçeklerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren üyemiz Ahmet Şık bugün
“Ergenekon” soruşturmasıyla ilişkilendirilmek istenmektedir. Ahmet Şık’ı hiç tanımayan biri bile sadece bu çalışmalarına baktığında Ahmet Şık’ın Ergenekon konusunda ne düşündüğünü anlayacaktır.
Üyemiz gazeteci Ahmet Şık son olarak Emniyet teşkilatının 20-25 yıllık dönem içerisindeki “cemaat örgütlenmesi süreci” ile ilgili bir kitap hazırlamaktaydı. Sadece bu durum bile gözaltıların ve
soruşturmanın arkasındaki esas gerçeğin ne olduğuna ilişkin önemli ipuçları vermektedir.
Üyemiz Ahmet Şık özelinde başlayan bu son operasyon, AKP’nin “ileri demokrasi” anlayışının baskı, sindirme, korku, şantaj ve komplo içeren bir samimiyetsizlikten başka bir şey olmadığını gözler
önüne sermiştir. Muhalif olan herkes bugün potansiyel komplo tezgâhlarının birer kurban adayıdır.
Demokrasinin en temel ilkelerinden birisi olan “düşünce ve haber alma özgürlüğü” hakkı AKP’nin
“İleri Demokrasi” konusundaki samimiyetsizliğinin altında ezilmektedir.
Sendikamız üyesi gazeteci Ahmet Şık’a yapılan komployu şiddetle kınıyoruz.
Üyemiz ve ailesiyle dayanışma içerisinde olduğumuzu ve sürecin sonuna kadar takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla bildiririz.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-14
15.02.2011
Değerli basın mensupları,
Değerli işçiler,
Değerli dostlarımız,
Bugün burada büyük bir haksızlığı, büyük bir hukuksuzluğu protesto etmek için toplandık. Çünkü
Türk Patent Enstitüsü’nde 10 yılı aşkın süredir çeşitli taşeron şirketler bünyesinde çalıştırılan, Türk
Patent Enstitüsü’nün bugünlere gelmesinde büyük emeği olan 110 işçinin iş sözleşmesi, 8 Mart 2011
tarihi itibariyle sona erecek. Yıllarını Enstitü’ye veren, hukuka aykırı bir biçimde taşeron şirket işçisiymiş gibi çalıştırılan 110 işçi 9 Mart sabahına işsiz uyanacak. Yılların emeği hiçe sayılacak. İşsizliğin
yüzde 15’lerde olduğu, işsizlik rekorlarının kırıldığı Türkiye’de 110 işçi daha işsiz kalacak. İşte bugün
burada bu haksızlığı, bu hukuksuzluğu protesto ediyoruz.
Bir hukuksuzluk var diyoruz. Çünkü Türk Patent Enstitüsü’nde hukuka aykırı, yani muvazaalı bir taşeron uygulaması vardır. 1999 yılından 2009 yılına kadar “temizlik ve kat hizmetleri”, 2009 yılından bu
yana ise “bilgisayar hizmetlerine ait veri girişi hizmetleri” ihaleleri adı altında taşeron şirketler, işçileri 235
Enstitü’nün asıl işlerinde çalıştırmıştır. Yıllarca “temizlik” işçisi olarak gösterilen işçiler, Enstitü’de her
türlü büro hizmetlerini yerine getirmiştir. Enstitü’nün asıl işleri, “teknolojik nedenle uzmanlık gerektirmediği” halde fiilen taşerona verilmiş; bu gerçek “temizlik ve kat hizmetleri” ihalesi ile gizlenmeye
çalışılmıştır. Esasında taşeron uygulaması kağıt üzerinde kalmış, 10 yılı aşkın süre işçiler Türk Patent
Enstitüsü’nün işçisiymiş gibi çalışmışlardır. İşçiler emir ve talimatları Enstitü yöneticilerinden almış,
işin sevk ve organizasyonunu Enstitü yapmıştır. Taşeron şirket işçilerinin bir kısmı memurlarla aynı işi
yapmışlardır. İşçilerin mevzuattan doğan hakları taşeron uygulaması nedeniyle kısıtlanmış; taşeron
şirketlerden Enstitü’ye ucuz işçi temini sağlanmıştır.
İş Yasası’na ve Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne göre bütün bunlar, hukuka aykırı, hileli, yani muvazaalı
bir taşeron uygulamasının delilidir. İş Yasası’nın 2. maddesine göre eğer durum böyleyse taşeron şirket işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılırlar. Yani taşeron bünyesinde çalıştırılan 110
işçi aslında yasaya göre asıl, tek ve gerçek işveren olan Türk Patent Enstitüsü’nün işçileridir. Taşeron
şirketler yalnızca aracıdır, taşeron şirketlerin işveren sıfatı yoktur.
İşte bu gerçekten hareketle Türk Patent Enstitüsü’nde taşeron şirkette gösterilen işçiler, 2010 yılı
Ekim ayından itibaren sendikamızda örgütlenmiş, işçilerin yarısından fazlasını üye kaydeden sendikamız Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çoğunluk tespiti için başvuruda bulunmuştur. Sendikamız taşeron uygulamasının hukuka aykırı olduğu ve işçilerin aslında Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi
olduğunu yargı yoluyla ispatlamaya hazırlanırken, başka bir hukuksuzluğa imza atılmıştır. Türk Patent
Enstitüsü, 2011 yılı Mart ayından sonra taşeron ihalesini yenilemeyeceğini açıklamış, taşeron şirket
de 110 işçinin iş akdinin Mart ayının 8’i itibariyle sona ereceğini bildirmiştir. Türk Patent Enstitüsü, Devlet Memurları Kanunu’nun 6. maddesinin b fıkrası uyarınca 115 “sözleşmeli personel” almak
üzere ilana çıkmıştır. Nasıl 110 işçi aslında Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi olmasına rağmen taşeron
şirket işçisiymiş gibi gösterilerek yıllarca yasalar ihlal edilmişse şimdi de Devlet Memurları Yasası
ihlal edilmektedir. Yasanın 4. maddesi açık ve nettir. Sözleşmeli personel ancak, kalkınma planı, yıllık
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi
ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere, özel bir meslek bilgisine ve
ihtisasına ihtiyaç gösteren ve geçici işlerde istihdam edilebilir. Türk Patent Enstitüsü’nde büro hizmetleri için “sözleşmeli personel” istihdam edilmesi açıkça hukuka aykırıdır.
Sendikamız, iş akdi feshedilen üyelerimiz için işe iade davası açmıştır. Davada taşeron uygulamasının hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesi ve işçilerin asıl ve gerçek işveren olan Türk Patent
Enstitüsü’ne işe iade edilmesi talep edilmiştir. Bunun yanı sıra sendikamız 115 sözleşmeli personel
alımına ilişkin ‘yürütmeyi durdurma’ istemiyle iptal davası da açacaktır.
Değerli basın mensupları,
Sendikamız bir yandan hukuk mücadelesini yürütürken bir yandan da işçilerden, üyelerinden ve
emek dostlarından aldığı güçle fiili mücadeleyi de büyüterek sürdürecektir. Çünkü bu dava, bu mücadele yalnızca Türk Patent Enstitüsü işçilerinin davası, mücadelesi değildir. Taşeronlaştırma bir yangın
gibi tüm ülkeyi sarmış, tüm kamu kurum ve kuruluşlarına taşeronlar sızmıştır. Taşeronlaştırma özelleştirme ve kamuyu yok etme politikasının bir parçasıdır. Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce
işçi çoğunluğu da hukuka aykırı olmak üzere taşeron şirketlerde düşük ücretlerle, ağır koşullarda,
iş güvencesinden ve sendikal örgütlenmeden yoksun bir biçimde çalıştırılmaktadır. Taşeronlaştırma
modern bir kölelik düzenidir. İşte bu modern kölelik düzenine ve kamunun yok edilmesine karşı çıkmak, hem işçi sınıfımızın haklarına hem de memleketimize sahip çıkmanın vazgeçilmez bir parçasıdır.
236
İşte biz de buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Bu modern kölelik düzenine karşı diğer emek örgütleri ve emekten yana olan güçlerle birlikte direneceğiz. Taşeronlaştırma tümüyle kaldırılana kadar
mücadelemizi sürdüreceğiz. Ülkemizin, kendimizin ve çocuklarımızın geleceğini taşerona emanet etmeyeceğiz. Taşeronu hep birlikte yeneceğiz!
Türk Patent Enstitüsü’nde yürüttüğümüz örgütlenme ve mücadele süreci de bunun önemli bir
parçasıdır. Buradan bir kez daha çağrımızı yineliyoruz.
8 Mart itibariyle işten çıkarılacak olan 110 işçi, her ne kadar taşeron şirket işçisiymiş gibi gösterilse de, taşeron uygulaması hukuka aykırı olduğu için İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca bu 110 işçi,
asıl, tek ve gerçek işveren olan Türk Patent Enstitüsü’nün işçisidir. İşten çıkarma kararı geri alınmalı, 110 işçi Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi olarak görevine devam etmelidir. Devlet Memurları
Yasası’na aykırı bir biçimde yapılmak istenen 115 sözleşmeli personel alımı derhal durdurulmalıdır.
Herkes bilsin ki sendikamız hem hukuki hem fiili platformda taşeronlaştırmaya karşı mücadelesini
sürdürecektir. Sendikamız Türk Patent Enstitüsü’nde yetkili sendika olmak ve işçilerin işe devamı ya
da işe iadesini sağlamak için elinden geleni yapacaktır. Bu vesileyle bu süreçte bizi yalnız bırakmayan,
destek ve dayanışmasını esirgemeyen başta KESK’e bağlı Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri
Sendikası olmak üzere tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
Bu mücadeleyi hep birlikte büyüteceğiz.
Yaşasın onurlu mücadelemiz!
Yaşasın Sosyal-İş, Yasaşın DİSK!
Kahrolsun modern kölelik düzeni!
Türk Patent işçisi kazanacak, Türkiye işçi sınıfı taşeronu yenecek!
Metin EBETÜRK
Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-15
29 Eylül 2011
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI METİN EBETÜRK’ÜN 29 EYLÜL 2011
TARİHİNDE ANKA MUHABİRİNE YAPTIĞI AÇIKLAMADIR
-Türk Patent Enstitüsü’nde yıllardır taşeron şirketler bünyesinde çalıştırılan 110 işçi, Türk Patent
Enstitüsü’nün taşeron ihalesini yenilemeyeceğini açıklaması üzerine, 8 Mart 2011 tarihinde taşeron
şirket tarafından işten çıkarılmıştı. Türk Patent Enstitüsü, işten çıkarılan işçiler yerine 115 “sözleşmeli
personel” almıştı.
- Türk Patent Enstitüsü’nde taşeron şirket bünyesinde çalıştırılan işçiler, 2010 yılı Ekim ayından
itibaren sendikamızda örgütlenmiş, işçilerin yarısından fazlası sendikamıza üye olmuştu.
- Sendikamız ve sendikamız üyesi işçiler, işten çıkarma kararının gündeme gelmesi üzerine çeşitli
eylem ve etkinlikler gerçekleştirmiş, işten çıkarmaların hukuka aykırı olduğunu duyurmuştu. Ancak
çoğunluğu kadın 110 işçi, tam da Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde 8 Mart 2011 tarihinde işten çıka237
rılmıştı.
- Bunun üzerine sendikamız, işten çıkarılan üyelerimiz için işe iade davası açtı. Sendikamız, başından bu yana Türk Patent Enstitüsü’ndeki taşeron uygulamasının “muvazaalı” yani hukuka aykırı
ve hileli olduğunu, bu nedenle de İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca, işçilerin aslında taşeron şirketin değil asıl işveren olan Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi olduğunu iddia ediyordu. Bu nedenle
sendikamız üyeleri adına sendikamız avukatı F. Serdar Erman tarafından 54 üyemiz adına açılan
“işe iade davaları”nda “muvazaalı” taşeron uygulaması olduğu öne sürüldü ve işe iadenin asıl, tek
ve gerçek işveren olan Türk Patent Enstitüsü’ne yapılması talep edildi.
- Sendikamız tarafından açılan 54 işe iade davasının 8’i Ankara 6. İş Mahkemesi’nde, 46’sı ise Ankara 19. İş Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
- Ankara 6. İş Mahkemesi, 15 Eylül 2011 tarihinde 8 davayı sonuçlandırdı. Ankara 6. İş Mahkemesi,
taşeron uygulamasının “muvazaalı” olduğunu, bu nedenle işçilerin taşeron şirketin değil Türk Patent
Enstitüsü’nün işçileri olduğunu ve haksız bir şekilde işten çıkarıldıklarını tespit ederek, 8 üyemizin
Türk Patent Enstitüsü’ne işe iade edilmesi yönünde karar verdi.
Ankara 6. İş Mahkemesi gerekçeli kararlarında,
- İşçilerin temizlik işçisi olarak gösterilip, Türk Patent Enstitüsü’nün bütün birimlerinde temizlik işi
dışındaki işlerde çalıştırıldığını,
- İşçilerin veri girişi, arşiv, marka, ihale ve benzeri işlerde çalıştırıldığını ve bu işlerin Türk Patent
Enstitüsü’nün asıl işleri olduğunu,
- Taşeron şirket işçilerine yaptırılan işlerde Enstitü’nün kendi kadrolu personelinin de çalıştırıldığını,
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
- Enstitü’nün asıl işi olan marka ve patent işlerinin taşeron şirkete verilmesinin, işçilerin haklarını
kısıtlamak ve bazı kamusal yükümlülüklerden kaçmaya yönelik olduğunu,
tespit ederek 8 işçinin Türk Patent Enstitüsü’nün işçisi niteliğine haiz olduğunu belirterek, işçilerin
iş sözleşmesinin haksız biçimde feshedildiğine ve Türk Patent Enstitüsü’ndeki işlerine iade edilmeleri
yönünde karar verdi.
-Ankara 6. İş Mahkemesi’nin kararı kamuda taşeron şirketlerde çalışan yüz binlerce işçi açısından önemli bir emsal teşkil etmektedir. Çünkü birçok kamu kurumunda benzer muvazaalı taşeron
uygulamaları mevcuttur. Bu kararın taşeron şirketlerdeki sendikal örgütlenmeler için fiili ve hukuki
açıdan önemli bir örnek oluşturacağını düşünüyoruz. Bu açıdan Ankara 6. İş Mahkemesi’nin bu
kararını gerek Türk Patent Enstitüsü’nde çalışan üyelerimiz adına gerek tüm taşeron işçiler adına
mutlulukla karşılıyoruz.
- Eğer Türk Patent Enstitüsü kararı Yargıtay’a temyiz etmez ise karar kesinleşecek ve üyelerimiz işbaşı yapmak için Türk Patent Enstitüsü’ne başvuracak. Kararın Yargıtay’a götürülmesi durumunda ise
temyiz sürecinin sonucu beklenecek. Kararı temyiz edip etmemek elbette Türk Patent Enstitüsü’nün
takdirindedir. Ancak sendika olarak, Türk Patent Enstitüsü’nün kararı temyiz etmemesini diliyoruz.
Bununla birlikte temyiz süreci olsun ya da olmasın işe iade kararı kesinleştikten sonra üyelerimizin
muhakkak işbaşı yaptırılmasını istiyoruz. Bu konuda son derece kararlıyız. Üyelerimiz de bir an
238 önce işbaşı yapmak, yıllarını verdikleri ve severek çalıştıkları Türk Patent Enstitüsü’ne en kısa zamanda geri dönerek, görevlerinin başına geçmek istiyor.
- Ankara 19. İş Mahkemesi’nde 46 üyemizin işe iade davası devam ediyor. Bu davanın da en kısa
sürede üyelerimiz lehine sonuçlanmasını umut ediyoruz.
- Asıl ve nihai hedefimiz 54 üyemizin de Türk Patent Enstitüsü’nde işbaşı yapması ve üyelerimiz
adına toplu iş sözleşmesi imzalamaktır.
- Sendikamız yalnızca Türk Patent Enstitüsü değil, Ordu Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Çanakkale OnSekiz Mart Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve Süleyman Demirel Üniversitesi’nde çalışan
taşeron şirket işçileri sendikamızda örgütlenmektedir. Bu işyerlerinde de “muvazaa”lı taşeron uygulamalarının tespiti ve üyelerimizin asıl işveren olan Üniversitelerin kadrosuna geçirilmesi için mücadelemiz sürüyor.
- Sonuç olarak, taşeron uygulaması modern kölelik düzenidir. Taşeron sorunun temel çözümü taşeronlaştırmanın tümüyle ortadan kaldırılması ve kamuda çalışan tüm taşeron şirket işçilerinin kadroya alınmasıdır. İşçileri güvencesizliğe, düşük ücretlere, ağır çalışma koşullarına ve sendikasızlığa
mahkûm eden taşeron uygulaması tümüyle sona erene kadar mücadelemizi ısrarla sürdüreceğiz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-16
10.01.2011
Değerli basın mensupları;
Sendikamız Sosyal-İş, 2010 yılı Nisan ayında Selçuk Üniversitesi’nde iki ayrı taşeron şirket bünyesinde çalışan işçilere yönelik bir sendikalaşma faaliyeti başlatmıştır. 1 aydan kısa sürede 500’den fazla
taşeron şirket işçisi sendikamıza üye olmuştur.
Bugün itibariyle Selçuk Üniversitesi’nde 129 kadrolu işçi çalışmaktadır. Bu işçiler başka bir sendikanın üyesidir. Üniversitenin kendi işçilerinin yanı sıra, Selçuk Üniversitesi’nde bir taşeron şirket bünyesinde 450, diğer taşeron şirket bünyesinde ise 330 işçi çalışmaktadır. Toplam işçi sayısı 909 olup,
bu işçilerin 566’sı sendikamıza üyedir. Sendikamız, işyerinde “toplu iş sözleşmesi imzalamaya yetkili
sendika” olabilmek için gereken “işçilerin yarısından bir fazlasının üye olması” yani çoğunluk şartını
sağlamış bulunmaktadır.
Sosyal-İş Sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na işyerinde çoğunluğu sağladığının
tespit edilmesi için başvuruda bulunmuş ancak Bakanlık sendikamızın başvurusuna olumsuz yanıt
vermiştir. Bakanlık, tespit yaparken, taşeron şirketler tarafından çalıştırılan işçileri dikkate almamış, 239
yalnızca üniversitenin doğrudan istihdam ettiği işçilere göre tespit yapmış ve başka bir sendikanın
çoğunluğa sahip olduğunu tespit etmiştir.
İşte bugün sendikamız, Bakanlığın sendikamız aleyhine yaptığı olumsuz tespit ile başka bir sendika
lehine yaptığı olumlu tespitin iptali için Konya’da görevli iş mahkemesine dava açmıştır. Dava dilekçesinde, Selçuk Üniversitesi’ndeki iki ayrı taşeron uygulamasının hukuka aykırı, yani muvazaalı olduğu
iddia edilerek, muvazaanın incelenmesi ve çoğunluk tespitinin bu incelemenin sonucuna göre yapılması talep edilmiştir.
Eğer sayın mahkeme, Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamalarının muvazaalı olduğunu tespit ederse, İş Yasası’nın 2. maddesi uyarınca taşeron şirketlerde çalışan işçiler doğrudan üniversitenin
işçisi olarak işlem görecek; yani doğrudan üniversitenin işçisi olacaklardır. Bu durumda işyerinde çoğunluğa sahip olan sendika Sosyal-İş Sendikası olacaktır. Yargı süreci bu biçimde sonuçlandığı takdirde sendikamız, üniversitede çalışan tüm işçiler adına toplu iş sözleşmesi imzalayacaktır.
Değerli basın mensupları,
Bu dava, gerek öğrenci sayısıyla gerek kampüsüyle Türkiye’nin en büyük üniversitesi olan Selçuk
Üniversitesi’nde yaklaşık bin işçiyi doğrudan ilgilendiren Türkiye’nin en büyük muvazaa davalarından
biridir. Dava dilekçemizde de belirtildiği üzere Selçuk Üniversitesi ile iki ayrı taşeron şirket arasındaki
taşeronluk ilişkileri şu nedenlerle hukuka aykırı, bir başka deyişle muvazaalıdır:
1) Selçuk Üniversitesi’ndeki taşeron şirketlerden birinin ihale kapsamı “malzemeli genel temizlik
hizmeti işi” diğeri ise “malzemesiz genel temizlik ve yemekhane hizmetleri” işidir. Ancak taşeron şirketlerde istihdam edilen işçiler, üniversitenin hemen hemen her biriminde temizlik ve yemekhane
ile uzaktan yakından ilgisi olmayan işlerde de çalıştırılmaktadır.
2) İş Yasası’nın 2. maddesine göre bir işyerinde asıl işin bölümlerinin taşerona verilebilmesi için
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
“işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” koşulunun var olması gerekmektedir. Ancak Selçuk Üniversitesi’nde kağıt üzerinde “temizlik ve yemekhane işleri” taşerona
verilmiş gibi gösterilmekte; fiilen ise üniversitenin asıl işleri yasal koşul sağlanmadığı halde taşerona yaptırılmaktadır.
3) Selçuk Üniversitesi Türkiye’nin en çok öğrencisi olan en büyük üniversitesi olmasına rağmen
kendisinin yarısı hatta üçte biri kadar öğrencisi olan üniversitelerin çalıştırdığı işçi ve memur sayısının yarısı hatta dörtte biri kadar işçi ve memur çalıştırmaktadır. Üniversitenin işçi ve memur açığını
karşılamasına izin verilmediği için taşeron şirketler vasıtasıyla üniversiteye işçi temin edilmektedir.
Yani taşeron uygulamasının amacı personel açığını, taşeron şirketlerden ucuz işçi temin ederek
kapatmaktır.
4) Selçuk Üniversitesi’nde taşeron şirketler ve taşeron sözleşmeleri kağıt üzerinde kalmaktadır.
Gerçekte ise taşeron şirket işçileri asıl işveren olan Rektörlüğün işçisi gibi çalışmaktadır. Taşeron şirket işçileri ile ilgili işin sevk ve dağıtımı üniversite tarafından yapılmakta, işçiler emir ve talimatlarını üniversite yetkililerinden almakta, taşeron şirketler değiştiği halde işçiler üniversitenin işçileri
gibi çalışmayı sürdürmektedir.
5) Selçuk Üniversitesi’nde 10 yılı aşkın süredir taşeron uygulaması ile taşeronda çalışan işçilerin
hakları kısıtlanmakta, işçiler düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır.
240
Tüm bu nedenlerden dolayı, Selçuk Üniversitesi’ndeki iki ayrı taşeron uygulaması, hukuka aykırıdır. Bu durumda İş Yasası’nın 2. Maddesine göre işçilerin başlangıçtan itibaren asıl ve gerçek işveren
olan üniversitenin işçisi olarak işlem görmeleri gerekmektedir. Tüm iddialarımız delilleri ile birlikte
yüce yargının dikkatine sunulmuştur. Yargı sürecinin lehimize sonuçlanacağına inanıyoruz.
Selçuk Üniversitesi’nde üniversitenin işçisi olarak çalışan 129 arkadaşımızın da mesailerini birlikte paylaştıkları taşeron şirket işçilerinin bu haklı davasını anlayışla karşılayacaklarını ve desteklerini
esirgemeyeceklerine inanıyoruz. Çünkü bu dava, bu mücadele yalnızca taşeron işçilerinin değil aynı
zamanda üniversite işçilerinin de davasıdır, mücadelesidir. Başarıya ulaştığımız takdirde kazanan tüm
işçiler olacaktır.
Değerli basın mensupları,
Sosyal-İş Sendikası olarak insan haklarına aykırı, “modern kölelik” olarak nitelendirilebilecek bir
sistem olan taşeronlaştırmanın tümüyle yasaklanmasını ve herkese güvenceli iş, insanca çalışma koşulları ve insanca yaşanacak ücret sağlanmasını talep ediyoruz.
Bu mücadelemizde bize desteklerini sunan dostlarımıza teşekkür eder, Selçuk Üniversitesi’ndeki
örgütlülüğümüzün çimentosu olan değerli üyelerimizi sabırları, dirayetleri ve direngen tutumlarından dolayı tebrik ederiz.
Mücadelemiz asıl şimdi başlamıştır. İnanıyoruz ki, hep birlikte başaracağız!
Yaşasın haklı mücadelemiz!
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-17
13.01.2011
BASIN DUYURUSU
SOSYAL-İŞ İLE ANKARA SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ARASINDA ÖRNEK BİR TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
Sosyal-İş Sendikası ile Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) arasında
yürütülen 3. Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi görüşmesi anlaşmayla sonuçlanarak, toplu iş sözleşmesi bağıtlandı. 12 Ocak 2011 tarihinde ASMMMO Konferans Salonu’nda yapılan imza töreni ile
toplu iş sözleşmesi, sendika ve oda yöneticileri tarafından imzalandı.
Oda çalışanlarının da hazır bulunduğu imza töreninde bir konuşma yapan Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Metin Ebetürk, “Toplu sözleşmemiz, ASMMMO yöneticilerinin toplu sözleşme sürecinde
gösterdikleri iyi niyetin de katkılarıyla olumlu şekilde sonuçlanmıştır. Bu iyi niyeti, emeğe saygı çerçevesinde değerlendirmekteyiz. Sözleşmemizin ASMMMO çalışanlarına, sendikamıza ve ASMMMO’ya
241
hayırlı olmasını temenni ederim” dedi.
ASMMMO Başkanı Mehmet Koç ise “Odamız asıl olarak bir emek örgütüdür. Her emek örgütü yöneticilerinin olması gerektiği gibi bizler de emeğe saygılıyız. Çalışanlarımızın örgütlü mücadele içinde
yer almasından ve Sosyal-İş Sendikası ile toplu iş sözleşmesi imzalamaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
1 Ocak 2011 ila 31 Aralık 2012 tarihleri arasında yürürlükte olacak toplu iş sözleşmesinden 30’a
yakın işçi yararlanıyor. Toplu iş sözleşmesinde iyileştirme zammı 135 TL, birinci yıl zammı yüzde 14,
ikinci yıl zammı ise yüzde 14 olarak belirlendi. Böylece beklenen enflasyon oranının üzerinde ücret
zammı gerçekleştirilerek, ASMMMO işçilerinin gerçek ücretlerinde artış yaşanması mümkün hale
getirildi.
Öte yandan 17 TL olan günlük yemek yardımı 20 TL’ye; 350 TL olan yıllık giyim yardımı birinci yıl
için 380 TL, ikinci yıl için 400 TL’ye; 350 TL olan yıllık yakacak yardımı birinci yıl için 380 TL, ikinci yıl
için 420 TL’ye; her yıl Ramazan ve Kurban bayramlarında ödenen 330 TL’lik bayram harçlığı birinci yıl
için 370 TL, ikinci yıl için 400 TL’ye; 120 TL olan yılbaşı harçlığı birinci yıl için 150 TL, ikinci yıl için 200
TL’ye çıkarıldı.
Ayrıca çocukları eğitimini sürdüren işçilere ödenen yıllık öğrenim yardımında da artış sağlanırken,
ilköğretimdeki çocuk için ödenen 75 TL’lik öğrenim yardımı 125 TL’ye, lisedeki çocuk için ödenen 100
TL’lik öğrenim yardımı 150 TL’le, yükseköğrenimdeki çocuk için ödenen 125 TL’lik öğrenim yardımı
200 TL’ye yükseltildi. Ayrıca bu toplu iş sözleşmesi ile anaokulunda okuyan çocuklar da öğrenim yardımı kapsamına alınırken, bu yardım 100 TL olarak belirlendi. Önceki toplu iş sözleşmesinde yılda iki
defa 30 günlük ücret tutarında ödenen ikramiye, yeni toplu iş sözleşmesi ile üçe çıkarıldı. Aile yardımı, ölüm yardımı ve hastalık yardımı da yeni toplu iş sözleşmesinde yer alırken; ihbar önelleri de
yeniden düzenlenerek iyileştirildi.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Öte yandan toplu iş sözleşmesindeki kazanılmış haklar da korundu. Öyle ki toplu iş sözleşmesi, İş
Yasası’nın iş güvencesi için öngördüğü 30 işçi şartına bakılmaksızın iş güvencesi hükümlerinin uygulanmasını, işten çıkarmalarda toplu iş sözleşmesinin getirdiği süreçlerin ve güvencelerin uygulanmasını, yıllık ücretli izinlerin ve kıdem tazminatının İş Yasası’nın üzerinde olmasını, işçilere sosyal izinler
verilmesini öngörüyor.
En önemli düzenlemelerden birini ise çalışma sürelerine ilişkin düzenleme oluşturuyor. İş Yasası’na
göre haftalık çalışma süresi 45 saat iken, toplu iş sözleşmesi ile çalışma süresi günde 8 saat, haftalık
40 saat olarak belirlenmiş durumda. Çalışma saatleri sabah 09:00 akşam 18:00 arasında iken, cumartesi ve pazar günleri hafta tatili. Böylece İş Yasası’nın çalışma sürelerine ilişkin işçiler aleyhindeki
esneklik hükümlerine karşı koruma getiriliyor. Ayrıca toplu iş sözleşmesinde 8 Mart Dünya Emekçi
Kadınlar Günü, etkinliklere katılmaları amacıyla ücretli izinli sayılıyor.
242
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-18
22.07.2010
TİS DAİRE BAŞKANI ENGİN SEZGİN TARAFINDAN ÜNİBEL GREVİNİN İLK GÜNÜNDE
YAPILAN EYLEMDE OKUNAN BASIN AÇIKLAMASIDIR.
BASINA VE KAMUOYUNA
Sendikamız Sosyal-İş ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Unibel A.Ş. arasında devam eden
toplu sözleşme görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanmış olup bugün itibariyle yasal hakkımız olan grevimizi başlatmış bulunuyoruz.
Bilişim sektöründe bir ilk olan bu grevimiz sonucunda, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İZSU ve
ESHOT Genel Müdürlüğü’ne, belediyeye bağlı 12 şirkete, üyelerimiz tarafından sağlanan her türlü
yazılım, donanım, web tasarım, web güncelleme, teknik destek hizmetleri, 743 muhtarlığın bilgisayar
sistemlerine verilen yazılım, donanım, teknik destek hizmetleri, Gaziemir Eğitim Merkezi’nde İzmir
halkına verilen bilgisayar programları eğitimleri bugünden sonra verilemeyecektir. “e-belediyecilik”
hizmetlerinin önemi ve kapsamının her geçen gün arttığı bir dönemde, bu hizmetleri yıllardır büyük 243
bir özveri ile yerine getiren Unibel çalışanları, şimdi bu hizmetlerinin karşılığını ve haklarını almak için
“e-grev” uygulamasını başlatmışlardır.
Toplu sözleşmenin masa başında bitmesi için; Sendikamızın her türlü gayreti, bütün görüşme ve
müzakere girişimlerine rağmen aylardır Belediye ya da şirket yetkililerinden sonuç alıcı ciddi bir adım
maalesef atılmamıştır. 22 Aralık’ta başlayan toplu görüşmeler, 7,5 aylık bir süre zarfında çözümsüzlüğe doğru itilmiştir.
Ünibel’de bugün gelinen durum, çalışanların yıllardır biriken ve ötelenen sorunlarının, eşitsizliklerin, ücret adaletsizliklerinin yine çözülmek istenilmemesinden kaynaklanmaktadır. 4. dönem toplu
iş sözleşmesini yapmaya çalıştığımız Unibel A.Ş.’de, artık bu sorunların çözülmesini, eşitsizliklerin
giderilmesini ve adaletli bir çalışma ilişkisi kurulmasını istiyoruz.
Bugün belediyeye bağlı tüm şirketler içerisinde en düşük ücretle çalışan işçiler Unibel işçileridir.
Sosyal haklar yönünden de yine birçok şirketin gerisindedir. Unibel çalışanları aynı bünye içerisinde faaliyet yürütürken üvey evlat muamelesi görmektedir. Unibel işçilerinin sosyal haklar dışında
bırakıldığında net ücretleri 630 ile 711 TL arasındadır. Sendikamız bu durumu görece iyileştirmek
adına 1. altı ay için seyyanen net 200 TL talep etmiştir. Ancak işveren tarafı 45 TL ile 105 TL arasında
değişen bir yıllık zam yapmayı önermiştir. 37 üyemiz adına sürdürdüğümüz görüşmelerde 1. yıl için
talep ettiğimiz ücret miktarının işverene net maliyeti 8000-TL civarındadır. Şirket ve Belediye bütçesi
düşünüldüğünde bu talebimizin şirkete ekonomik bir külfet getireceğini ise sanırız hiç kimse iddia
edemeyecektir.
Ünibel çalışanlarının sağlamış oldukları nitelikli hizmetler ile belediyeye yaratmış oldukları katma
değer göz önünde bulundurulduğunda gelinen durum ayrıca düşündürücüdür. Talebimiz açık ve net-
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
tir: Fazlasını değil hakkımız olanı istiyoruz. Eşitlik istiyoruz. Adalet istiyoruz.
Bugün başlatmış olduğumuz bu grev ile Sendikamız ve üyelerimiz bu gidişe artık bir dur demiştir.
Üyelerimizin, şirket ve belediye işçilerinin, kitle örgütü, sendika ve emek güçlerinin desteğiyle bu
grevimizin başarıyla sonuçlanacağına, haklarımızı alacağımıza olan inancımız tamdır.
Başta sayın başkan Aziz Kocaoğlu olmak üzere tüm yetkilileri sorunlarımızın çözümü konusunda
adım atmaya, Unibel çalışanlarının hakları verilerek iş barışının yeniden kurulmasını sağlamaya davet
ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu Adına
Sosyal-İş Sendikası TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin
244
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-19
21.07.2010
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN İŞTİRAKİ OLAN ÜNİBEL A.Ş.’DE 7. GÜN
SÜREN GREV SONA ERDİ!
BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ İLK GREV OLMA NİTELİĞİNİ TAŞIYAN ÜNİBEL A.Ş. GREVİ
KAZANIMLA SONUÇLANDI!
Sosyal-İş Sendikası ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan ÜNİBEL Özel Eğitim ve Bilgi Teknolojileri San. ve Tic. AŞ arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine, sendikamız aldığı grev kararını 9 Temmuz’da uygulamaya koymuştu. Tüm üyelerimizin
eksiksiz katıldığı grev, Türkiye’de hızla büyüyen bilişim sektöründeki ilk grev olma niteliğini taşıyordu.
Grevin 7. gününde sağlanan anlaşma ile grev sona erdilirken, uyuşmazlık maddeleri olan ücret ve
mali haklarda da iyileştirme sağlandı. Böylece sendikamızın greve çıkmasına neden olan taleplerimiz 245
büyük ölçüde kabul edilmiş oldu.
15 Temmuz 2010’da varılan anlaşma ile bağıtlanan toplu iş sözleşmesine göre, anlaşmazlık maddeleri olan ücretlerdeki kazanımlar şöyle: 1 Grup işçi ücretlerine 139 TL/Net, 2. Grup işçi ücretlerine
144 TL/Net, 3. Grup işçi ücretlerine ise 150 TL/NET seyyanen ücret zammı uygulanacak ve ikinci yıl
birinci ve ikinci 6 aylarda da ayrı ayrı enflasyon oranında zam yapılacak.
Bağıtlanan toplu sözleşmeye göre;
Kıdem tazminatlarının 60 günlük yevmiye üzerinden hesaplanmasına karar verildi ve kıdem zamları her hizmet yılı için 6,50 TL olarak belirlendi.
İkramiyelerde ise geçen dönem toplu sözleşmesinde yer alan 75 günlük ücret karşılığı olan ikramiye, 90 güne yükseltildi.
Sosyal Yardım ve ödeneklerde;
Çocuk yardımı olarak, 657 sayılı devlet memurları kanunu kapsamında devlet memurlarına ödenen miktarlar esas alınarak, yıl içerisinde yapılan artışların da aynen yansıtılması sağlandı.
Evlenme Yardımı net 300 TL
Doğum Yardımı net 200 TL olarak belirlendi.
Ölüm Yardımı: Sendika üyesi işçinin iş kazası sonucu ölümü halinde net 2.000, normal ölüm halinde ise net 500 TL olarak belirlendi.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Yemek Yardımı: Her gün için net 11 TL yemek yardımı, nakden veya yemek çeki olarak ödenmesi
sağlandı.
Yakacak yardımı: Her ay 115 TL/net
Öğrenim yardımı ise her Eylül ayının başında ilköğretimdeki çocuk için net 300 TL, lise ve dengi
okullardaki çocuk için net 450 TL, yükseköğrenimdeki çocuk için ise net 650 TL olarak belirlendi.
Bayram yardımı: Ramazan ve Kurban Bayramlarına bir hafta kala 80 TL net bayram yardımı ödenmesine karar verildi.
İzin yardımı: Üyelerin yıllık izne çıkması halinde net 200 TL izin yardımı ödenmesine karar verildi.
Grev sürecinde bizleri yalnız bırakmayan, destek veren, grev alanımızı ziyaret eden tüm dostlarımıza
teşekkürlerimizi sunuyoruz.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU
246
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-20
11 Mayıs 2010
BASINA VE KAMUOYUNA
ÇANKAYA BELDE A.Ş.’DE SENDİKASIZLAŞTIRMAYA VE HAK GASPLARINA GEÇİT
VERMEYECEĞİZ.
Çankaya Belediyesi’nin iştiraki olan Çankaya Belde A.Ş. çalışanları DİSK’e bağlı Sosyal-İş
Sendikası’nda örgütlüdür. Sendikamız Sosyal-İş ile Çankaya Belediyesi arasındaki ilk toplu iş sözleşmesi 1994 yılında imzalanmıştır. 2010 yılına gelindiğinde Çankaya Belde A.Ş.’de 9 dönem toplu iş
sözleşmesi imzalanmış ve uygulanmıştır. 9. Dönem Toplu İş Sözleşmesi 31.12.2009 tarihinde sona
ermiştir.
Normalde 2010 yılının başından itibaren geçerli olacak 10. dönem toplu iş sözleşmesi için belediye yönetimi ve Sosyal-İş Sendikası arasında toplusözleşme görüşmelerinin gerçekleştirilecekti. Ancak
Çankaya Belde A.Ş. yönetimi, “hem işkolunun değiştiğini hem de sendikamızın işyerinde çoğunluğa
sahip olmadığını” iddia ederek dava açmıştır. Çankaya Belde A.Ş. yönetiminin açtığı dava nedeniyle 247
toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanamamıştır.
Tam 16 yıldır sendikanın ve toplu iş sözleşmesinin olduğu Çankaya Belde A.Ş.’de geçmişte olduğu
gibi sendikamızın örgütlü olduğu işkolu dahilindeki hizmetlerin yürütülmektedir ve işyerinde çalışanların yarısından çok daha fazlası sendikamıza üyedir. Çankaya Belde A.Ş. yönetimi de bu gerçeğin
farkındadır. Ancak Çankaya Belde A.Ş. yönetimi, 12 Eylül’ün mirası olan 2821 ve 2822 sayılı yasalara
yaslanarak, Türkiye’de yargı sürecinin ağır işlemesinden yararlanarak, işyerindeki sendikal örgütlülüğe zarar vermeye ve toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin geciktirmeye çalışmaktadır.
Çankaya Belde A.Ş. yönetimi bir yandan dava açarken, bir yandan da açık yasal hükümlere rağmen
işçilerin kazanılmış haklarını ödememekte, ücret kesintilerine gitmekte, hukuksuz ve keyfi uygulamalara başvurmaktadır.
Başlıklar halinde özetleyecek olursak;
İşe yeni giren işçilerin sendikamız Sosyal-İş’e üye olmaları doğrudan ya da dolaylı olarak engellenmeye çalışılmakta, üye olmamaları konusunda telkinlerde bulunulmakta, işyerleri aranarak amirlerden kimlerin sendika üyesi olduğu sorulmakta, sendika üyesi olan kişilerin görev yeri değiştirilmeye
çalışılmaktadır.
•
Şirket bünyesinde işveren keyfiyeti kol gezmekte, hiçbir hukuki dayanağı olmadan işçilerin ücretleri düşürülmekte, şirketin yeni davalarla ekonomik olarak daha zor duruma sokulmasına
göz yumulmaktadır.
•
İşçilerin kazanılmış hakları ellerinden alınmak istenilmekte, geçmiş dönemlerden gelen sosyal
yardımlar ödenmemektedir.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
•
Şirket yönetimi çalışanların yazılı rızasını almadan iş ve işyerlerini değiştirmekte, işçilerin asli
işlerinde esaslı değişikliklere gitmektedir.
•
İşçilerin birikmiş alacakları giderek büyümekte, işçi alacakları ile ilgili imzalanan protokollere
bağlı kalınmamaktadır.
•
Çalışanlar üzerinde psikolojik tacize varan baskılar uygulanmakta, işçilerin psikolojik sağlığı ve
çalışma barışı bozulmaktadır.
•
Hukuka aykırı biçimde belirli süreli sözleşme yapılmasında ısrar edilmekte, Belde A.Ş. çalışanları iş güvencesinden yoksun bırakılmak istenmektedir.
•
Belki de en üzücü olanı, bu tür hukuka aykırı, keyfi ve baskıcı uygulamaların bir kısmı, emek ve
demokrasi mücadelesinde öne çıkmış ancak verdikleri mücadeleleri unutmuşçasına davranan
kimi idareciler tarafından gerçekleştirilmektedir.
Bütün bunlar “toplumcu ve demokratik belediyecilik” iddiasını taşıyan, Çankaya Belediyesi’nin
iştiraki olan Çankaya Belde A.Ş.’de gerçekleşmektedir.
Bütün bunlar, sık sık “örgütlü toplum”un önemini vurgulayan, Şehir Plancıları Odası ve TMMOB
Başkanı olarak görev yapmış ve örgütlenmenin önemini bizzat yaşam pratiğiyle ortaya koymuş bir
248 belediye başkanının döneminde gerçekleşmektedir.
Biz Çankaya Belediye Başkanı Sayın Bülent Tanık’ın bütün bu yaşananlara ilişkin eksik ve yanlış
bilgilendirildiğine, bütün bu yaşananların Bülent Tanık’ın bilgisi haricinde geliştiğine inanmak istiyoruz.
Sendikamız, hem Çankaya Belde A.Ş. hem de Çankaya Belediyesi yönetimini defalarca uyararak,
sendikal örgütlülüğü ve kazanılmış hakları yok sayma ve yok etme girişimlerinden vazgeçmeye davet
etmiş ancak çağrısına yanıt alamamıştır.
Artık sözün bittiği, eylemin başladığı yerdeyiz.
Bu eylemimizle Çankaya Belediye Başkanı Sayın Bülent Tanık’ı göreve çağırıyoruz.
Bülent Tanık’ı
- Yaşanan üzücü sürece el koyarak, her türlü hukuka aykırı, baskıcı ve keyfi uygulamaya son verilmesinin sağlanması,
- Sendikamızın yetki almasını geciktirmeye ve engellemeye yönelik başlatılan hukuksal sürece son
verilmesi,
- Tüm çalışanların iş güvencesinin sağlanması ve haklarının korunması,
- En kısa zamanda Sosyal-İş Sendikası ile Çankaya Belde A.Ş. arasında toplusözleşme sürecinin
başlaması için gerekenlerin yapılması
Hususlarında göreve davet ediyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Buradan bir kez daha duyurmak isteriz ki;
Sendikasızlaştırmaya,
Kazanılmış haklarımızın elimizden alınmasına,
Birikmiş alacaklarımızın ödenmemesine,
Hukuksuz ve keyfi uygulamalara
Ücret Kesintilerine
SESSİZ KALMAYACAĞIZ!
BUGÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜNDEN SONRA DA MÜCADELEMİZDE DOST SENDİKA VE KİTLE ÖRGÜTLERİNİN, EMEKÇİ DOSTLARIMIZIN BİZİ YALNIZ BIRAKMAYACAĞINDAN
bilinciyle
SENDİKAL ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZÜ VE HAKLARIMIZI HER YERDE HER TÜRLÜ DEMOKRATİK VE MEŞRU YÖNTEMLE SAVUNACAĞIZ VE KORUYACAĞIZ.
249
DEMOKRATİK KAMUOYUNA SAYGIYLA DUYURUR
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-21
7 Şubat 2011
ÇANKAYA BELEDİYESİ BELDE A.Ş.’DE
HAK GASPLARINA, SENDİKASIZLAŞTIRMAYA, BASKILARA, GÜVENCESİZLİĞE ARTIK
YETER DİYORUZ!
Değerli basın mensupları,
Sosyal-İş Sendikası ile Çankaya Belediyesi’nin iştiraki olan Çankaya Belde A.Ş. arasında ilk toplu iş
sözleşmesi 1994 yılında akdedilmiştir. Bu toplu iş sözleşmesi 12 Eylül darbesinin mirası yasalar aşılarak Borçlar Kanunu uyarınca imzalanmış ve 12 Eylül karanlığının dağıtılması yolunda önemli bir adım
olarak tarihe geçmiştir.
250
Bu ilk toplu iş sözleşmesinin ardından Çankaya Belde A.Ş. ile sendikamız arasında 9 dönem toplu
iş sözleşmesi imzalanmış son toplu iş sözleşmesi 31.12.2009 tarihi ile sona ermiştir. Sendikamız 10.
dönem toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmak üzere Çalışma Bakanlığı’na çoğunluk tespiti başvurusunda bulunmuş, Bakanlık da sendikamızın çoğunluğunu tespit etmiştir. Ancak Çankaya Belde A.Ş.
“hem işkolunun değiştiğini hem de sendikamızın işyerinde çoğunluğa sahip olmadığını” iddia ederek
dava açmıştır. 1,5 yıla yakın süredir devam eden bu dava nedeniyle sendikamız yetki alamamış ve
toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanamamıştır.
Öte yandan 2009 yılının sonunda 9. dönem toplu iş sözleşmesi sona erdikten sonra Çankaya Belde A.Ş. açtığı davayı gerekçe göstererek işçilerin yasal, kazanılmış mali ve sosyal haklarını ödememe
yoluna gitmiştir. Son toplu iş sözleşmesinde yer alan “yılda 3 ikramiye, aile, çocuk, ulaşım, hastalık,
evlenme, doğum, yakacak, öğrenim, gıda ve ölüm yardımı” gibi haklar 2822 sayılı yasanın 6. maddesi
uyarınca yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girene kadar işçilerin bireysel iş sözleşmesi hükmü
olarak devam etmektedir. Ancak Çankaya Belde A.Ş. açıkça yasayı çiğneyerek bu hakları ödememektedir.
Bunlar yetmezmiş gibi özellikle son 1 yıldır sendika üyesi işçilere çeşitli biçimlerde psikolojik tacize
varan baskılar uygulanmakta, üyelerimiz sendikamızdan istifa etmeye zorlanmakta, henüz sendika
üyesi olmayan işçilere üye olmamaları yolunda telkinlerde bulunulmakta, işçiler keyfi görev yeri ve
iş değişikliklerine tabi tutulmakta, işçilerin hakları ihlal edilmekte, işçiler işten atma tehdidi ile adeta
zapturapt altına alınmaktadır.
Sendikamız bu süreçte hem Çankaya Belde A.Ş. hem de Çankaya Belediyesi yönetimini defalarca
uyararak, sendikal örgütlülüğü ve kazanılmış hakları yok sayma ve yok etme girişimlerinden vazgeçmeye davet etmiştir. Yanıt alınamayınca sendikamız bir kez de eylem yoluyla çağrısını yinelemiştir.
Çankaya Belde A.Ş. uzun süre kamuoyunu yanıltmaya yönelik açıklamalarının dışında çağrılarımıza
yanıt vermemiştir. Sorunun diyalogla çözülmesi konusunda samimiyetini her seferinde ortaya koyan
sendikamız ve üyelerimiz çözümsüzlükte ısrar eden uygulamalar karşısında 2010 yılı Ekim ayından iti-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
baren yeni bir eylem planını hayata geçirmeye karar vermiştir. Tam da bu süreçte, Çankaya Belde A.Ş.
ve Çankaya Belediyesi yetkilileri dolaylı da olsa diyalog kanalını açmak yönünde bir irade göstermiş,
sendikamızdan eylem planının şimdilik durdurulması talep edilmiş ve sorunun çözülmek istendiğine
yönelik beyanlar sendikamıza iletilmiştir. Sendikamız bu süreçte üyelerimizle bir değerlendirme yaparak muhtemel çözüme engel olmamak ve “toplumcu belediyecilik” iddiasıyla göreve gelen belediye yönetiminin zarar görmemesi adına eylem planını askıya almıştır. Sendikamız bu süreçte belediye
bürokratı, milletvekili ve CHP ilçe, il ve merkez yöneticileri olmak üzere çeşitli mercilerde görüşmelerde bulunmuş ancak bu görüşmelerin hiçbirisinden bir sonuç elde edememiştir. Görüşme yaptığımız
yetkililerin tamamına yakını Sendikamızı haklı bulmasına ve çözüm konusundaki samimi yaklaşımımıza ikna olmasına rağmen, Belediye ve Şirket yönetiminin çözümsüzlükten yana anti-demokratik tavırlarını değiştirmelerine iradeleri yetmemiştir. Sendikamız artık sonuç alınacağına inanmasa da son
bir kez daha Çankaya Belediye Başkanı sayın Bülent Tanık’tan yaklaşık bir ay önce randevu talebinde
bulunmuş ancak sayın Tanık bugüne kadar bu talebimize nezaketen de olsa geri dönüş yapmamıştır.
En acısı da bütün bu yaşananlar “toplumcu belediyecilik” iddiasındaki bir belediyede gerçekleşmiştir. Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık, Çankaya Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Serdar
Karaduman, Çankaya Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Eser Atak ve Avukat Fevzi Gümüş’ün
meslek odalarında ve demokratik kitle örgütlerinde uzun yıllar yöneticilik yapmış olması, sık sık “örgütlü toplum” ve “emeğe” vurgu yapması da nasıl bir tezat içinde olunduğunu gözler önüne sermektedir.
Geldiğimiz nokta itibariyle özetle ifade etmek gerekirse;
1. Çankaya Belde A.Ş. tarafından açılan dava nedeniyle 1,5 yıla yakın süredir toplu iş sözleşmesi
imzalanamamaktadır. Yargı sürecinin daha ne kadar uzayacağı da belirsizdir. Çankaya Belde
A.Ş. en ucuz, en basit, en bilindik işveren taktiği ile 12 Eylül yasalarının arkasına sığınarak,
toplu iş sözleşmesini geciktirmektedir. 12 Eylül karanlığını aşan ilk işyeri olan Çankaya Belde
A.Ş. bugün 12 Eylül karanlığının arkasına sığınmaktadır.
2. Çankaya Belde A.Ş. 1 yılı aşkın süredir yasaları çiğneyerek üyelerimizin haklarını ödememektedir.
3. Çankaya Belde A.Ş.’de işçi hakları ihlalleri ve sendikal hak ihlalleri yaşanmaya devam etmektedir. İşyerlerinde çalışma barışı ortadan kalkmıştır.
4. Sendikamızın süreç boyunca koruduğu iyi niyetine Çankaya Belediyesi ve Çankaya Belde A.Ş.
yanıt vermemekte; samimiyetten uzak bir yaklaşım sergilemekte, sözde “diyalog” çağrıları ile
oyalama taktiği uygulamaktadır.
5.
Çankaya Belediyesi, taşeron şirketlerde çalışan işçileri Çankaya Belde A.Ş.’ye geçirerek sevindirici bir adım atmıştır. Çünkü taşeronluk sendikasızlık, düşük ücret, güvencesiz çalışma,
kamu kaynaklarının yağmalanması demektir. Ancak görülmüştür ki; Çankaya Belediyesi Çankaya Belde A.Ş.’yi adeta belediyenin bir taşeronu haline getirmiş; işçilerin haklarını ihlal ederek, sendikasızlaştırmaya başvurarak, işçileri toplu sözleşme hakkından mahrum bırakarak,
işçileri güvencesizliğe mahkum bırakarak özünde taşeronluk sistemini sürdürmüştür.
Bütün bu yaşananlara “ARTIK YETER” diyoruz. Çankaya Belde A.Ş. ve Çankaya Belediyesi’nin
tutumu bizi artık sözün bittiği yere getirmiştir. Sosyal-İş Sendikası artık, mevcut sorunlar çözülene
kadar her alanda ve her platformda eylem ve etkinliklerle sesini daha da gür duyuracak, yaşanan
251
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
haksızlığı ve hukuksuzluğu teşhir edecek, sorumluları deşifre edecektir. Sözümüzü söyleyebileceğimiz, sesimizi duyurabileceğimiz her yer artık bizim için eylem alanı olacak, sendikamız demokratik ve meşru sınırlar içinde sorunlar çözülünceye kadar eylemlerini sürdürecektir. Yaşanacak olası
olumsuzlukların tek sorumlusu ise sendikamızın tüm iyi niyetine rağmen çözümsüzlükte ısrar eden
Çankaya Belde A.Ş. ve Çankaya Belediyesi olacaktır.
Sorunun çözümü basittir. Taleplerimiz açık ve nettir. Çankaya Belde A.Ş. açtığı davayı geri çekmeli, sendikamızla toplu iş sözleşmesi masasına oturmalıdır. Çankaya Belde A.Ş. üyelerimizin 1 yılı
aşkın süredir ödenmeyen haklarını derhal ödemelidir. Hak ihlallerine derhal son verilmeli, çalışma
barışı sağlanmalıdır.
Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri Çankaya Belde A.Ş.’de işkolunun değiştiğini iddia ederek gerçekleri
ve hak ihlallerini gizleme tutumundan vazgeçmelidir. Çalışma Bakanlığının çoğunluğumuzu tespit ettiği Eylül 2009 tarihi itibariyle Belde A.Ş.’nin yürüttüğü işlerin %90’ından fazlası bugün ise %70’inden
fazlası sendikamızın faaliyet gösterdiği 17 no’lu Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolundadır.
Mevzuata göre bir işyerinde asıl iş yani çoğunluk olarak yapılan iş hangi işkoluna giriyorsa o işyerinde
o işkolundaki çoğunluğa sahip Sendikaya toplu sözleşme yetkisi verilmektedir. Çalışma Bakanlığı da
buna göre çoğunluk tespitini yapmıştır. Bu durum işveren yetkilileri tarafından da gayet açık bilinmektedir. Ancak buna rağmen Sendikamızın yetkisine işveren tarafından itiraz edilmiş, dava sürecinde davanın geç sonuçlanması için her türlü yöntem devreye sokulmuştur. Sendikamızın yetkisine
252 dair en ufak bir kuşku bulunmamasına rağmen Sendikamız sorunun çözümü adına işverene ayrıca
açık bir çağrıda da bulunmuştur: “Toplu sözleşme yapma yetkimize itirazınızı geri çekin, toplu iş sözleşmesini imzalayalım, halen bir tespit ihtiyacı içindeyseniz taraflar olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı’na başvurarak “işkolu tespiti” isteyelim ve Bakanlığın yapacağı tespit uyarınca tek bir Çankaya Belde A.Ş. işçisinin sendikasız ve toplu iş sözleşmesiz kalmayacağı bir süreç işletelim.” İşveren
açısından bir samimiyet sınavı olan bu çağrımız bile maalesef yanıtsız kalmıştır.
Artık sorumluluk Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık ile bizzat Cumhuriyet Halk Partisinindir. Bu
sorun artık hem Tanık hem CHP açısından bir samimiyet sınavıdır. Eğer Bülent Tanık, “toplumcu belediyecilik” iddiasında samimiyse, eğer CHP son zamanlardaki “işçi hakları” vurgusunda samimiyse; Çankaya
Belde A.Ş.’de yaşanan sorunların çözümü noktasında derhal harekete geçmelidir. Çankaya Belde A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Karaduman ile Başkan Vekili Eser Atak eğer çözümsüzlükte ayak diremeye
devam edeceklerse derhal istifa etmelidir.
Aksi takdirde kamuoyu herkese gereken notu verecektir.
Temennimiz Çankaya Belde A.Ş.’nin 12 Eylül darbesinin yarattığı örgütsüz toplum ve sendikal hak ihlallerinin bir başka örneği olarak değil; bundan önce olduğu gibi bundan sonra da 12 Eylül karanlığının
aşıldığı bir örnek olarak tarihte yer bulmasıdır. Sendikamız her türlü diyalog zeminine bugün ve bundan
sonra da samimiyetle açık olacaktır.
Aksi takdirde Sosyal-İş Sendikası üyelerinden aldığı güçle ve üyeleriyle beraber sorun çözülmediği sürece eylemlerini ısrarla, inançla ve inatla sürdürecektir. Bundan böyle sorunlarımızı ve taleplerimizi paylaşacağımız platform; Çankaya, Ankara ve ülke kamuoyudur.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
DİSK/SOSYAL-İŞ SENDİKASI YÖNETİM KURULU adına
TİS Dairesi Başkanı Engin Sezgin
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-22
14 Şubat 2011
ÇANKAYA BELEDİYESİ’NİN İŞTİRAKİ ÇANKAYA BELDE A.Ş.’NİN HUKUK
TANIMAZ TUTUMU ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ANKARA BÖLGE
MÜDÜRLÜĞÜ’NCE DE TESCİLLENDİ
SENDİKAMIZIN BAŞVURUSU ÜZERİNE İNCELEME YAPAN ÇSGB ANKARA BÖLGE
MÜDÜRLÜĞÜ, ÜYELERİMİZİN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN HAKLARINI
ÖDEMEYEN ÇANKAYA BELDE A.Ş.’Yİ HAKSIZ BULDU VE İDARİ PARA CEZASI KESTİ
ÇANKAYA BELDE A.Ş. ÜYELERİMİZİN YASAL HAKLARINI İHLAL ETMEYİ
SÜRDÜRDÜĞÜ SÜRECE HER AY 10 BİN TL TUTARINDA İDARİ PARA CEZASI İLE KARŞI
KARŞIYA KALACAK
Sosyal-İş Sendikası ile Çankaya Belediyesi’nin iştiraki olan Çankaya Belde A.Ş. arasında ilk toplu
iş sözleşmesi 1994 yılında imzalanmış; ardından 9 dönem daha taraflar arasında toplu iş sözleşmesi
akdedilmiştir. 9. dönem toplu iş sözleşmesi 31.12.2009 tarihi itibariyle sona ermiştir. Sendikamız 10.
Dönem toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmak için Çalışma Bakanlığı’na çoğunluk tespiti için başvurmuş, Bakanlık sendikamızın gerekli çoğunluğa sahip olduğunu tespit etmiştir.
Ancak Çankaya Belde A.Ş. “hem işkolunun değiştiği hem de sendikamızın çoğunluğa sahip olmadığı” iddiasıyla dava açmıştır. 1,5 yıla yakın süredir devam eden dava nedeniyle sendikamız yetki
alamamış, toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlanamamıştır. Bu yetmezmiş gibi Çankaya Belde A.Ş.
2010 yılının başından itibaren üyelerimizin sona eren 9. Dönem toplu iş sözleşmesinden doğan “yılda
3 ikramiye, aile, çocuk, ulaşım, hastalık, evlenme, doğum, yakacak, öğrenim, gıda ve ölüm yardımı”
haklarını ödememe yoluna gitmiştir. Bir yandan da işçilere yönelik ciddi baskılar yapılmaya ve haksız,
hukuksuz, keyfi uygulamalara başlanmıştır.
Sendikamız, Çankaya Belde A.Ş. ve Çankaya Belediyesi’ni defalarca uyarmış; 2822 sayılı Toplu İş
Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca sona eren toplu iş sözleşmesinden doğan bu hakların yeni bir toplu iş sözleşmesi yürürlüğe girene kadar devam edeceğini hatırlatmıştır.
Ancak uyarılarımıza kulak asılmamış; bunun üzerine sendikamız 5 Ekim 2010 tarihi itibariyle Çalışma
Genel Müdürlüğü’ne konunun incelenmesi için başvuruda bulunmuştur.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü’nden sendikamıza ulaşan yazıya
göre, Bakanlık tarafından görevlendirilen iş müfettişi gerekli incelemeyi yapmış ve inceleme neticesinde “9. Dönem toplu iş sözleşmesinin mali hükümlerini 01.01.2010 tarihinden itibaren sendika
üyesi işçilere haklı bir nedene dayanmaksızın işyerince uygulanmadığı tespit edilmiş, 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 32. maddesine göre ödenmesi gerektiği sonucuna varılmış, konu ile ilgili olarak işverene tebligat yapılmış ve işverene idari para cezası uygulanmıştır.”
253
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
İş Yasası’ının “Ücret ve Ücretin Ödenmesi” başlıklı 32. maddesinin ihlal edilmesinin yaptırımı İş
Yasası’nın 102. maddesinde düzenlenmiştir. İş Yasası’nın 102. maddesine göre işçinin toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesinden doğan ücretini süresi içinde kasten ödemeyen veya eksik ödeyen işverene “bu durumdaki her işçi ve her ay için 100 TL idari para cezası verilir. Bu durumda olan sendikamız
üyesi yaklaşık 100 işçi bulunmakta olup; aylık idari para cezasının bedeli 10 bin TL’yi bulmaktadır.
Ücretlerin eksik ödenmesi durumunun 13 aydan bu yana sürdüğü göz önünde bulundurulduğunda; 100 bin TL’yi aşan bir idari para cezasından söz etmek mümkün olacaktır. Çankaya Belde A.Ş.
hukuka aykırı tutumundan vazgeçmediği sürece bu meblağ her geçen ay daha da artacaktır.
Açık ve net bir biçimde belirtmek isteriz ki, Sosyal-İş Sendikası ve üyeleri, Çankaya Belde A.Ş. ve
Çankaya Belediyesi’nin Çankaya halkına hizmete dönüşmesi gereken kaynaklarının bu şekilde heba
olmasından rahatsızlık duymaktadır. Söz konusu para halkın parasıdır; heba edilen kaynak Çankaya
sakinleri için hizmete dönüşmesi gereken kaynaktır. Ne yazık ki Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri bu
gerçekleri göz ardı etmekte; kamu kaynaklarının israf olmasına yol açmaktadır.
Sendikamız söz konusu hukuksuzluğa son verilmesi için defalarca uyarılarda bulunmuş, uyarılarına
ve çağrılarına yanıt alamayınca 10 ay sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmuştur.
Sendikamız, yüzde yüz kazanacağını bildiği halde iş mahkemelerinde alacak davası açma yoluna hala
gitmemiş, Çankaya Belde A.Ş.’nin yüz binlerce TL dava masrafı, vekalet ücreti ve yasal faiz ile karşı
karşıya kalmasını istememiştir. Ancak Çankaya Belediyesi ve Çankaya Belde A.Ş. hukuk tanımaz tutu254 mundan vazgeçmediği takdirde sendikamız açısından başka çare kalmayacaktır…
Sosyal-İş Sendikası Çankaya Belde A.Ş.’nin kaynaklarının kreş, eğitim ve etüd merkezlerinde çocuklarımıza ve gençlerimize, toplumsal dayanışma merkezlerinde Çankaya yoksulları ve emekçilerine,
sanat ve kültür merkezlerinde sanatseverlere, sığınma evinde kadınlara, nikah salonunda genç çiftlere ve belediyenin diğer hizmet birimlerinde Çankaya halkına hizmet olarak dönmesini istemektedir.
Bu yüzden Çankaya Belediyesi ve Çankaya Belde A.Ş.’yi,
•
Üyelerimizin bir önceki toplu iş sözleşmesinden doğan haklarını derhal ödemeye başlamaya
ve gecikmeksizin geçmişe dönük ödemeleri yapmaya,
•
Açtığı davayı geri çekerek yeni dönem toplu iş sözleşmesinin imzalanmasının önündeki engelleri kaldırmaya,
•
Üyelerimiz ve işçiler üzerindeki her türlü baskı ve olumsuz uygulamaya son vermeye,
davet ediyor; artık sorumluluğun Çankaya Belediyesi Başkanı Bülent Tanık ile CHP’de olduğunu bir
kez daha hatırlatıyor; sorumluları göreve çağırıyoruz.
Sendikamız bu çağrısını 17 Şubat 2011 günü Kızılay Postanesi’nden CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’na mektup göndererek yineleyecek, 24 Şubat 2011 günü yüzlerce Çankaya Belde A.Ş.
işçisi ve üyelerinin katılacağı bir eylemle taleplerini bir kez daha duyuracak; sorunlar çözülmediği
takdirde Mart ayında iş bırakma eylemi gerçekleştirecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-23
24.02.2011
ÇANKAYA BELDE A.Ş.’DE YAŞANAN HAK GASPLARINA ARTIK YETER DİYORUZ,
SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİĞİ SÜRECE EYLEMDEYİZ!
Değerli basın mensupları,
Sendikamız ile Çankaya Belediyesi’nin iştiraki olan Çankaya Belde A.Ş. arasında ilk toplu iş sözleşmesi, 1994 yılında 12 Eylül mirası yasalar aşılarak imzalanmıştır. 2010 yılına kadar sendikamız ile
Çankaya Belde A.Ş. arasında 9 dönem toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. 9. Dönem Toplu İş Sözleşmesi 2009 yılının sonunda sona ermiştir. Sendikamız yeni dönem toplu iş sözleşmesi sürecini başlatmak
için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurmuş, Bakanlık da sendikamızın işyerinde çoğunluğa sahip olduğunu tespit etmiştir. Tam da bu sırada Çankaya Belde A.Ş. “hem sendikamızın işyerinde 255
çoğunluğa sahip olmadığı hem de işkolunun değiştiği” iddiası ile dava açmıştır. 1,5 yıla yakın süredir
devam eden ve daha ne kadar süreceği de belirsiz olan bu dava nedeniyle yeni dönem toplu iş sözleşmesi imzalanamamıştır.
Bunun yanı sıra üyelerimizin “yılda 3 ikramiye, aile, çocuk, ulaşım, hastalık, evlenme, doğum, yakacak, öğrenim, gıda ve ölüm yardımı” gibi süresi sona eren toplu iş sözleşmesinden doğan hakları
2010 yılının başından bu yana ödenmemektedir. Çankaya Belde A.Ş. işvereni 13 aydır hem Toplu İş
Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nu hem de İş Yasası’nı açıkça ve ısrarla ihlal etmektedir. Sendikamızın başvurusu üzerine bu ihlal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca da tespit edilmiş ve Çankaya Belde A.Ş.’ye idari para cezası kesilmiştir.
Bunlar yetmezmiş gibi özellikle son 1 yıldır sendika üyesi işçilere çeşitli biçimlerde psikolojik tacize
varan baskılar uygulanmakta, üyelerimiz sendikamızdan istifa etmeye zorlanmakta, henüz sendika
üyesi olmayan işçilere üye olmamaları yolunda telkinlerde bulunulmakta, işçiler keyfi görev yeri ve
iş değişikliklerine tabi tutulmakta, işçilerin hakları ihlal edilmekte, işçiler işten atma tehdidi ile adeta
zapturapt altına alınmaktadır.
Sendikamız bu süreçte hem Çankaya Belde A.Ş. hem de Çankaya Belediyesi yönetimini defalarca
uyarmış, eylem yapmış ancak çağrılarına yanıt alamamıştır. Belediye bürokratı, milletvekili ve CHP
ilçe, il ve merkez yöneticileri olmak üzere çeşitli mercilerde yapılan görüşmelerde de sonuç çıkmamış; bunun üzerine sendikamız yeni bir eylem planını yaşama geçirmeye başlamıştır.
Ancak; Çankaya Belde A.Ş. geçtiğimiz günlerde yazılı bir basın açıklaması yaparak, çözümsüzlükte
ısrar edeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri, kamuoyunu aldatmaya yönelik bu açıklamasında çeşitli haksız ve dayanaksız ithamlarla sendikamızın ve Çankaya
Belde A.Ş. işçilerinin haklı taleplerini ve mücadelesini yok saymayı sürdürmüştür.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Değerli basın mensupları,
Çankaya Belde A.Ş. inatla ve ısrarla 12 Eylül mirası yasaların arkasına sığınmakta, ucuz ve bilindik
işveren yöntemleri ile yeni toplu iş sözleşmesinin imzalanmasını geciktirmeye çalışmaktadır. Bu sendikasızlaştırma operasyonunu “hukuka uygun davranma” kılıfı ile örtmeye çalışan Çankaya Belde
A.Ş. yöneticileri bir yandan da üyelerimizin yasal haklarını ödemeyerek, “hukuka uygun davranma” konusunda samimiyetsizliğini ortaya koymaktadır.
Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri göz göre göre yalan söylemekten de çekinmemektedir. Sendikamızın Çankaya Belde A.Ş.’de çoğunluğa sahip olduğunun tespit edildiği 2009 yılı Ekim ayında Çankaya Belde A.Ş.’de yaklaşık 120 işçi çalışmakta ve bu işçilerin yaptığı işlerin yüzde 90’ı sendikamızın
işkolunda yer almaktaydı. Çoğunluk tespiti de yasa gereği bu işçi sayısı dikkate alınarak yapıldı. Bu
tespitten bu yana geçen 1,5 yıllık süre zarfında bizim de olumlu bulduğumuz bir uygulama ile taşeron
şirketlerde çalışan işçiler Çankaya Belde A.Ş.’ye kaydırıldı ve Çankaya Belde A.Ş.’nin işçi sayısı 600’ü
aştı. Ancak bu 1,5 yıllık bir sürecin sonunda oldu. Oysa Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri, sanki çoğunluk tespiti tarihinde Çankaya Belde A.Ş.’de 600’den fazla işçi çalışıyormuş ve sendikamız o tarihte bu
600 işçi için toplu iş sözleşmesi imzalamak istemiş gibi açıklamalar yaparak kamuoyunu aldatmaya
çalışmakta, yalan söylemektedir. Öte yandan taşeron şirketlerde çalışan işçiler Çankaya Belde A.Ş.’ye
alındıysa da, Çankaya Belde A.Ş.’de yaşanan hak gaspları, sendikasızlaştırma, baskılar, tehditler ve
keyfi uygulamalar neticesinde Çankaya Belde A.Ş. adeta taşeron şirketleri andırır hale gelmiş, nere256 deyse taşerondan farkı kalmamıştır.
Bugün itibariyle de Çankaya Belde A.Ş.’de çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 70’i sendikamız işkolu
kapsamındaki işlerde çalışmaktadır. Eğer Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri iyi niyetli olsalardı zaten bu
sorun bu kadar büyümeyecekti. Sosyal-İş Sendikası, bir buçuk yıldır ısrar ve inatla, bir işçinin dahi
sendikasız ve toplu iş sözleşmesiz kalmadan sorunun çözümü için önerisini iletmiş ancak Çankaya
Belde A.Ş. yöneticileri bu öneriye kulak asmamıştır. Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri sorunun barışçıl
ve yapıcı çözümü yerine konu işçi hakları olduğunda kendileri ihlal etmekten çekinmedikleri 12 Eylül
mirası yasaların arkasına sığınmışlardır.
Öte yandan Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri yaptıkları yazılı açıklama ile üyelerimizin ve sendikamızın haklı mücadelesini başka kulvarlara çekmeye gayret etmektedir. Çankaya Belde A.Ş. yöneticileri
Sosyal-İş Sendikası üyelerinin ve işçilerinin hak ve çıkarları için değil, sendikanın zayıflayabileceği endişesi ile hareket ediyormuş gibi bir izlenim yaratmaya çalışmaktadır. Bir an için Çankaya Belde A.Ş.
yönetiminin bu iddiasının doğru olduğunu varsayalım. Çankaya Belde A.Ş. yönetiminin sendikamızın
ya da herhangi başka bir sendikanın zayıflamasından ne gibi bir çıkarı olabilir? Biliyoruz ki, patronlar
sendika istemiyor, 12 Eylül generalleri istemiyor, AKP hükümeti istemiyor. Peki o zaman “toplumcu
belediyecilik” iddiasında olan bir belediyenin iştiraki olan bir şirketin yöneticileri de mi istemiyor?
Şunu da açıkça belirtmek isteriz ki ne Çankaya Belde A.Ş.’nin ne de başka bir işverenin ayak oyunları, Sosyal-İş Sendikası’nı zayıflatamayacağı gibi üyelerinin hak ve çıkarlarını koruma mücadelesinden
de vazgeçiremez. Sosyal-İş Sendikası ve üyeleri, bu tür ucuz polemiklere gülüp geçmekte, mücadele
azmini daha da artırmaktadır.
Sonuç itibariyle,
Çözümsüzlükte ısrar ettiklerini artık açıkça ortaya koymuş olan Çankaya Belde A.Ş. Yönetim
Kurulu Başkanı Serdar KARADUMAN’ı ve çözümsüzlükte ısrar eden diğer yönetim kurulu üyelerini
istifaya davet ediyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Serdar KARADUMAN tarafından yanlış bilgilendirildiği ve yönlendirildiğini düşündüğümüz Çankaya Belediye Başkanı Bülent TANIK’ı sorunun çözümü noktasında göreve çağırıyoruz. 1994 yılında
dönemin Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen’in de katkılarıyla Çankaya Belde A.Ş.’de ilk
toplu iş sözleşmesinin 12 Eylül yasaları aşılarak imzalandığını, Çankaya Belde A.Ş.’nin bu yönüyle
tarihe geçtiğini de TANIK’a hatırlatıyor; Bülent TANIK’ı bu tarihe sahip çıkmaya ve buna uygun davranmaya davet ediyoruz.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da çözüm için devreye girmeye çağırıyoruz.
Sorunun çözümü basittir. Taleplerimiz açık ve nettir. Çankaya Belde A.Ş. açtığı davayı geri çekmeli, sendikamızla toplu iş sözleşmesi masasına oturmalıdır. Çankaya Belde A.Ş. üyelerimizin 1 yılı
aşkın süredir ödenmeyen haklarını derhal ödemelidir. Hak ihlallerine derhal son verilmeli, çalışma
barışı sağlanmalıdır.
Sosyal-İş Sendikası artık, mevcut sorunlar çözülene kadar her alanda ve her platformda eylem
ve etkinliklerle sesini daha da gür duyuracaktır. Sesimizi duyurabileceğimiz her yer artık bizim için
eylem alanı olacaktır. Mart ayı içinde üyelerimiz kendi özgür ve hür iradeleriyle iş bırakacak, üretimden gelen güçlerini kullanacaktır. Sorunlar çözülmediği sürece eylemlerimiz artarak sürecektir.
Saygılarımızla.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu Adına
Engin Sezgin
Sosyal-İş Sendikası Toplu İş Sözleşmesi Dairesi Başkanı
257
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-24
26.05.2011
Değerli basın mensupları,
Bu süreçte, sizlerle birçok kez bir araya geldik, basın açıklamalarımız ve basın toplantılarımızla
sizleri de hayli yorduk. Öncelikle emekleriniz ve yaptığınız haberlerle sorunların çözümüne yaptığınız
katkı için sizlere teşekkür etmek isterim.
Bugün yeniden sizlerle bir araya geldik. Ancak bu sefer ne mutlu ki, sizlere mevcut sorunlarını çözümü noktasında çok büyük bir adım atıldığını duyurmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Sendikamızın 9 dönemdir yetkili sendika olarak toplu iş sözleşmesi imzaladığı Çankaya Belde
A.Ş.’de işveren tarafının 2009 yılının sonunda açtığı dava nedeniyle yaklaşık 1,5 yıldır yeni toplu iş
sözleşmesi imzalanamıyordu. Çankaya Belde A.Ş. ile sendikamız yönetimi arasında yapılan görüşmeler neticesinde bugün sizlerle paylaşılan mutabakat sağlanmış ve protokol imzalanmıştır. Temenni
258
ediyorum ki en kısa sürede 10. Dönem toplu iş sözleşmesi imzalanacak, sendikamız üyesi işçilerin
biriken sorunları çözülecek ve mağduriyetleri giderilecektir.
Bu süreç gerek sendikamız, gerek üyelerimiz gerek Çankaya Belde A.Ş. açısından hayli sıkıntılı bir
süreç yaşandı. Ancak nihayetinde “emeğin en yüce değer olduğu” noktasında fikir birliği içinde olan
iki taraf anlaşma sağlamış ve çözüm noktasında önemli bir mesafe kat etmiş oldu. İlk toplu iş sözleşmesini 1994 yılında 12 Eylül’den miras kalan yasaları aşarak imzalayan, 9 dönem boyunca toplu iş
sözleşmesi imzalamış olan, sendikal hak ve özgürlükler noktasında önemli bir gelenek yaratmış olan
iki tarafın, bu geleneğin sürmesi hususunda irade birliğine varmış olması son derece sevindiricidir.
Ben çözüm noktasında bir araya gelen iki tarafın temsilcilerine ve katkılarını sunan herkese çok
teşekkür etmek istiyorum.
Ancak en büyük teşekkürü ve takdiri, 1,5 yıldır inatla, sabırla ve inançla mücadele eden, sendikalarına ve sendikal haklarına sahip çıkan sendikamız üyesi Çankaya Belde A.Ş. işçileri hak ediyor. Tüm
Belde A.Ş. işçilerini muhabbetle selamlıyorum.
Dilerim en kısa zamanda sizlerin karşısına toplu iş sözleşmesi imza töreni ile çıkacağız.
Hayırlı, uğurlu olsun.
Metin EBETÜRK
Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-25
12.09.2011
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI METİN EBETÜRK’ÜN 12 EYLÜL 2011
TARİHİNDE ÇANKAYA BELDE A.Ş. 10. DÖNEM TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZA
TÖRENİNDE YAPTIĞI KONUŞMANIN METNİDİR.
Çankaya Belediyesi Başkanı Sayın Bülent Tanık,
Çankaya Belde A.Ş.’nin değerli yöneticileri,
Sosyal-İş Sendikası üyesi sevgili Çankaya Belde A.Ş. işçileri,
Değerli basın mensupları,
Öncelikle hepinizi Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlarım. 259
Çankaya Belde A.Ş. 10. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imza törenine bir kez daha hoş geldiniz.
Bilindiği üzere sendikamızın 9 dönemdir ve 15 yıldır yetkili sendika olarak toplu iş sözleşmesi imzaladığı Çankaya Belde A.Ş.’de 2009 yılının sonunda açılan dava nedeniyle 2 yıla yakın süredir yeni
toplu iş sözleşmesi imzalanamıyordu. Geçtiğimiz aylarda, sendikamız ve Çankaya Belde A.Ş. arasında
varılan mutabakat üzerine Çankaya Belde A.Ş. davadan çekildi ve toplu iş sözleşmesinin yolu açılmış
oldu. Ardından taraflar arasında yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde nihayet anlaşma sağlandı ve bugün sizlerin de katılımıyla 10. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’ni imza altına alıyoruz.
Altını çizerek belirtmek isterim ki Çankaya Belde A.Ş.’de yüzlerce üyemizin yeniden toplu iş sözleşmesine kavuşmasından dolayı gerçekten çok mutluyuz.
Bu süreçte gerek sendikamız, gerek üyelerimiz gerek Çankaya Belde A.Ş. açısından hayli sıkıntılı bir
süreç yaşandı. Ancak “emeğin en yüce değer olduğu” düşüncesinde buluşan iki taraf, uyuşmazlıkların
aşılması noktasında irade ve emek gösterdi ve nihayet çözüme ulaşıldı. Çözüm noktasında bir araya
gelen iki tarafın temsilcilerine, katkılarını sunan herkese ve özellikle de Çankaya Belediye Başkanı
Sayın Bülent Tanık’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli dostlar,
Bizim için örgütlü olduğumuz her işyeri çok önemli ve kıymetlidir. Ancak Çankaya Belde A.Ş.’nin
sendikamızda ayrı bir yeri vardır. Çankaya Belde A.Ş.’de ilk toplu iş sözleşmesi 1994 yılında 12
Eylül’den miras kalan yasalar aşılarak, hatta delinerek imzalanmıştır. Çankaya Belde A.Ş.’deki sendikal
örgütlülüğümüz, sendikamızın 12 Eylül’ün yarattığı ağır tahribatı gidererek yeniden ayakları üzerinde
doğrulmasında büyük rol oynamıştır. Gerek Sosyal-İş Sendikası gerek Türkiye işçi sınıfı tarihine geçmiş bir işyeri olan Çankaya Belde A.Ş.’de sendikal hak ve özgürlükler noktasında önemli bir gelenek
oluşturulmuştur.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Bugün bu geleneğin devam ettiğini ve bu onur verici tarihe sahip çıktığımızı bu toplu iş sözleşmesi
ile bir kez daha teyit ediyoruz.
Çankaya Belde A.Ş. var olmaya devam ettikçe, sendikamızın örgütlülüğü de sürecek, toplu iş sözleşmeleri imzalanmaya devam edecek bu onurlu geçmiş, geleceğe taşınacaktır.
Bugün tam da 12 Eylül’ün 28. yıldönümünde, sendikal hareketi ve özellikle DİSK’i yok etmeye çalışan 12 Eylül darbecilerine inat; yeniden toplu iş sözleşmesi imzalıyoruz.
Bu vesileyle işçi sınıfını, darbeyle, tankla, topla, tüfekle, işkencelerle, mahpushanelerle susturabileceklerini sananlara bir kez daha seslenmek istiyorum: Başaramadınız, başaramayacaksınız. Ve
ayrıca 12 Eylül anlayışını bugün “sivil” ellerde yürütenlere, parlamenter demokrasiyi kendi diktalarını
kurmak için eğip bükenlere, işçi düşmanlığı noktasında darbecilerden geri kalmayanlara da seslenmek istiyorum: İşçi sınıfı boyun eğmedi, boyun eğmeyecek!
Sözlerime son verirken bir kez daha bu imza töreninde bir araya gelmemizi sağlayan herkese yeniden teşekkür ediyorum. Ancak en büyük teşekkürü ve takdiri, 2 yıla yakın süredir inatla, sabırla ve
inançla mücadele eden, sendikalarına ve sendikal haklarına sahip çıkan sendikamız üyesi Çankaya
Belde A.Ş. işçileri hak ediyor. Tüm Belde A.Ş. işçilerini muhabbetle selamlıyorum. İyi ki varsınız!
260
En kısa sürede bir sonraki toplu iş sözleşmemizin imza töreninde buluşmak dileğiyle, hepinizi sevgi
ve saygıyla selamlıyorum. Çankaya Belde A.Ş. 10. Dönem Toplu İş Sözleşmesi, hepimize hayırlı olsun!
İnadına sendika, inadına DİSK!
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-26
5 Ağustos 2011
Değerli basın mensupları,
Sendikalarımızın, meslek ve kitle örgütlerimizin değerli yönetici ve üyeleri,
Sosyal-iş Sendikası üyesi değerli İZFAŞ çalışanları,
Sendikamız ile İZFAŞ yönetimi arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma
sağlanamaması üzerine bugün burada Sendikamızın almış olduğu grev kararının ilanı için toplanmış
bulunuyoruz.
2011 yılı Şubat ayında başlayan TİS görüşmeleri yaklaşık 6 aydır devam ediyor. Bu süre zarfında
47 maddeden oluşan sendika teklif taslağının 41 maddesinde taraflarca anlaşma sağlanmıştır. Ücret
ve sosyal hak ödemelerini düzenleyen 6 maddede ise maalesef henüz bir anlaşma sağlayabilmiş du261
rumda değiliz.
Aylardır devam eden TİS görüşmelerinin anlaşma ile sonuçlanmaması sendikamızı yasal olarak
grev kararı alma noktasına getirmiştir. Önümüzdeki günlerde yapılacak görüşmelerde bir anlaşma
sağlanamaması durumunda Sendikamız grev kararını 22 Ağustos’ta uygulamaya koyacaktır.
Sendikamızın ve üyelerimizin temennisi bu sürecin grev aşamasına gelmeden masa başında, çalışma barışını bozmadan ancak beklentilerimizi ve taleplerimizi karşılayacak bir biçimde çözümlenmesidir.
Değerli basın mensupları,
Değerli dostlarımız,
Bu noktada iki gerçeğin altını çizmekte yarar var.
Bu gerçeklerden birincisi İzmir’in bir fuarlar ve kongreler kenti olmasıdır. İzmir her yıl onlarca fuar
ve kongre organizasyonuna ev sahipliği yaparak, Türkiye’nin tanıtımına katkı yaptığı gibi ülke ekonomisine ciddi bir getiri sağlamaktadır. 8 Eylül’de başlayacak olan 80. İzmir Enternasyonal Fuarı ise, bu
etkinlikler arasında en çok öne çıkan, hem ulusal hem uluslar arası ölçekte en çok bilinen ve adeta
İzmir ile özdeşleşmiş olan bir organizasyondur. Bu fuar yalnızca ekonomik yönden değil, sosyal ve
kültürel yönden de İzmir’in vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.
Bir gelenek haline gelmiş olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın organizasyonu son 20 yıldır İzmir
Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat A.Ş, yani kısa adıyla İZFAŞ tarafından gerçekleştirilmektedir. İzmir
Büyükşehir Belediyesi’nin en büyük ortağı olduğu İZFAŞ, bizzat şirketin internet sitesinde belirtildiği
üzere 1990 yılında, fuarları daha çağdaş bir yapıya büründürmek ve İzmir’i “bir fuarlar ve kongreler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
kenti yapmak” amacıyla kurulmuştur.
İZFAŞ, 20 yıldır bu doğrultuda çalışmalarını sürdürmekte, gerek İzmir, gerek Türkiye açısından son
derece önemli bir görevi yerine getirmektedir. Bu yadsınamaz bir gerçektir.
Bir başka yadsınamaz gerçek ise 80 yıllık bir tarihe sahip olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın başarıyla gerçekleştirilmesini mümkün kılan muazzam bir emek ve bu emeği sunan emekçilerdir. İZFAŞ işçilerinin emeğini ve artık çözümü ertelenemez hale gelmiş olan sorunlarını görmezden gelmek
mümkün değildir.
İZFAŞ çalışanları bu günlerde var gücüyle 80. İzmir Enternasyonal Fuarı’nı organize etmeye çalışıyor. Herkes bilmelidir ki, tıpkı geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da İZFAŞ’da çalışan üyelerimiz fuarın
başarısı için olağanüstü bir gayret göstererek çalışmaya devam etmektedir.
8 Eylül’de başlayacak olan bu fuar her yıl olduğu gibi bu yılda yerli ve yabancı birçok ülke ve firmaya ev sahipliği yapacak, on binlerce ziyaretçisi ile tanıtım, turizm ve organizasyon bakımından İzmir’e
ekonomik anlamda çok büyük katkılar sağlayacaktır.
İşte bu iki gerçekle karşı karşıyayız.
262
Bir yanda, fuarlar ve kongreler kenti İzmir, İZFAŞ tarafından organize edilen çok sayıda fuar ve artık
başlamasına gün sayılan İzmir Uluslararası Fuarı,
Diğer yanda da İzmir’de düzenlenin çeşitli fuar ve kongrelerin yanı sıra İzmir Uluslararası Fuarı’nın
gerçekleşmesinin altyapısını hazırlayan, canla başla çalışan, fuarı emekleriyle var eden İZFAŞ işçilerinin çözüm bekleyen sorunları ve haklı talepleri…
Bu gerçeklerin görünen yüzünü, İzmir Uluslararası Fuarı’nın haklı gururunu bugüne kadar tüm
İzmir halkıyla hep beraber birlikte yaşadık, Kimsenin şüphesi olmasın ki bundan sonra da bu gururu
paylaşmaya hazırız. Türkiye’nin en deneyimli en profesyonel fuar organizatörleri olan üyelerimiz ile
İzmir’in sadece bugününe değil geleceğine dair de önemli başarılara imza atmaya devam edeceğiz.
Ancak, artık paylaşmak istemediğimiz bir gerçek daha var ki, bu da yıllardır birikerek gelen sorunlar ile sendikal ve sosyal haklardan yoksun, güvencesiz, ücret adaletsizliğinin var olduğu bir çalışma
ortamıdır.
İşte bu yüzden İZFAŞ çalışanları, Sosyal-İş Sendikası’nda örgütlenmiş, haklarını hep birlikte aramak
için yola çıkmıştır. İZFAŞ çalışanlarının artık sabrı kalmamıştır. İZFAŞ çalışanları, bu ağır ve tempolu
süreçte özveri ile verdikleri emeğin karşılığını istemektedir.
Taleplerimiz açık ve nettir.
Talebimiz eşitliktir.
Talebimiz insanca yaşanacak bir ücrettir.
Talebimiz eşit işe eşit ücrettir.
Taleplerimiz, sosyal ve sendikal haklarımız ile güvenceli bir ortamda çalışmaktır.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ve herkes bilsin ki, dünya çapında bir fuarı organize etme başarısını gösteren İZFAŞ çalışanları, aynı
başarıyı en doğal haklarını elde etmek noktasında da gösterecektir.
Sendikamız ile işveren arasında devam eden görüşmeler, ücret artışı ve sosyal haklarda tıkanmıştır. Sendikamız, üyelerimiz için son derece haklı, makul ve karşılanabilir talepler sunmuştur. Ancak
işveren tarafı, taleplerimizin çok çok uzağında, kabul etmemizin mümkün olmadığı bir teklif ile geri
gelmiştir.
Buradan bir kez daha duyurmak istiyoruz. Fuara sayılı günlerin kaldığı bu dönemde, beklentimiz,
taleplerimizin karşılanması için adım atılması, amacımız ise fuar öncesinde toplu iş sözleşmesini imzalamak ve fuar hazırlıklarını bir şenlik havasında sürdürmektir.
Ancak herkes bilsin ki makul ve haklı taleplerimize yanıt verilmediği, emeğimiz yok sayıldığı takdirde, grev, kaçınılmaz olarak kapıdadır.
Sosyal-İş Sendikası ve Sosyal-İş Sendikası üyesi İZFAŞ işçileri, son ana kadar çözüm noktasında var
gücüyle çaba sarf edecek ancak çözümsüzlükte ısrar edildiği takdirde gerekeni yapmaktan da geri
durmayacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
263
Yaşasın İZFAŞ işçilerinin haklı mücadelesi
Yaşasın Sosyal-İş, Yaşasın DİSK
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu Adına
Sosyal-İş Sendikası Toplu İş Sözleşmesi Dairesi Başkanı
Engin SEZGİN
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-27
18 Ağustos 2011
BASINA VE KAMUOYUNA
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZFAŞ ile Sendikamız DİSK/Sosyal-İş arasında devam eden
toplu görüşmelerde anlaşma sağlanamaması üzerine sendikamız yasa gereği grev kararı almıştır.
Sendikamız, 5 Ağustos’ta İZFAŞ önünde bir basın açıklaması yaparak, anlaşma sağlanamadığı takdirde 22 Ağustos 2011 günü grev kararının uygulamaya konulacağını ilan etmiştir.
5 Ağustos’tan bu yana sendikamız ile işveren yetkilileri arasında yapılan görüşmelerde, işveren
yetkililerinin Sendikamız ve İZFAŞ çalışanlarının taleplerini karşılamaktan uzak yaklaşımları nedeniyle
hala anlaşmaya varılamamıştır. Grevin başlamasına 4 gün kalmıştır. Grev kapıdadır. 8 Eylül 2011 günü
ise İZFAŞ çalışanlarının canla başla hazırlıklarını sürdürmeye devam ettiği 80. İzmir Enternasyonal
Fuarı başlayacaktır. Grevin fuar arifesinde uygulanmaya konulması durumunda çok büyük sıkıntılar
yaşanacağı aşikardır.
264
Sendikamız, iki hafta önce yaptığı açıklamada İZFAŞ’ın iki gerçeği olduğunu vurgulamıştır. Bu gerçeklerden birincisi bir fuarlar ve kongreler kenti olma sıfatına da sahip olan İzmir’de adeta İzmir
kenti ile özdeşleşmiş olan, ülke tanıtımı ve ülke ekonomisine ciddi getiri sağlayan, yalnızca ekonomik
yönden değil, sosyal ve kültürel yönden de İzmir’in vazgeçilmez bir parçası haline gelen İzmir Enternasyonal Fuarıdır.
İkinci gerçek ise; 80 yıllık bir tarihe sahip olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın başarıyla gerçekleştirilmesini mümkün kılan muazzam bir emek ve bu emeği sunan emekçilerdir. Ancak madalyonun bu
yüzünde İZFAŞ işçilerinin emeklerinin yok sayılması, düşük ücret, sosyal haklardan yoksun ve güvencesiz çalışma koşulları vardır.
Sendikamız ve üyelerimiz haklı ve makul taleplerimizin karşılanması noktasında adım atılmadığı
takdirde grevi layığıyla uygulamaya koyacaktır.
Çünkü açlık sınırının çeşitli kuruluşlarca yapılan bir çok araştırmaya göre yaklaşık 900 ila 1000 TL
arasında değiştiği Türkiye’de, İzmir Enternasyonal Fuarı başta olmak üzere bir çok fuar ve organizasyonu var eden İZFAŞ çalışanlarının yüzde 70’i 1000 TL’nin altında ücret almaktadır. Hatta İZFAŞ
çalışanlarının yüzde 30’unun ücreti asgari ücret seviyesindedir. İZFAŞ çalışanlarının çoğunluğu açlık
sınırının altında yaşamaya mahkum edilmiştir.
Çünkü İZFAŞ çalışanlarının maaşlarına 3 yıl boyunca bir defalık kısmi bir zam dışında zam yapılmamış, dahası çalışanların dörtte biri bu zamdan yararlandırılmayarak, ayrımcılığa maruz bırakılmıştır.
Çünkü 100 kişinin çalıştığı bir işyerinde 33 ayrı ücret bulunmakta, ücret adaletsizliği ve dengesizliği
yaşanmaktadır.
Çünkü İZFAŞ çalışanlarının ücretin haricinde, aylık yemek-yol parası ve yılda 1 defa 1 maaş tutarında fuar primi ödemesi dışında bir mali ya da sosyal hakkı bulunmamaktadır.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Çünkü İZFAŞ çalışanları yıllardır bunca emeklerine, bunca ürünlerine rağmen güvencesiz koşullarda, açlık sınırındaki ücretlerle, alınterlerinin karşılığı verilmeksizin çalıştırılmaktadır.
Çünkü İZFAŞ çalışanları, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketleri arasında üvey evlat muamelesi
görmektedir. Sendikalı olmayan tek şirket olan İZFAŞ’ta çalışanlar sendikamızda örgütlenmiş ve hakları olanı istemiştir.
İşte İZFAŞ’ın görünmeyen gerçekleri bunlardır. İZFAŞ çalışanları; insanca yaşayacak bir ücret, sosyal haklar, eşit işe eşit ücret ve güvenceli bir çalışma ortamı istemektedir.
Sendikamız da bu doğrultuda görüşmelerin anlaşma ile sağlanması için elinden geleni yapmış, ancak işveren tarafının idari maddelere ilişkin göstermiş olduğu yapıcı ve uzlaşmacı yaklaşım ekonomik
ve sosyal haklar konularında ne yazık ki ortadan kalkmıştır.
Gelinen noktada sendikamız, teklifini yeniden gözden geçirerek işverene sunmuştur. Sendikamız
en düşük ücret alan iki grubun taban ücretlerinin 790 ve 870 TL’ye çıkarılmasını, zamdan mahrum
bırakılanlara 50 TL zam yapılmasını, altışar aylık dönemler için herkese enflasyon oranında zam yapılması, kıdem zammının aylık olarak net 5-TL, yol yardımının diğer belediye şirketleri ile aynı seviyeye
getirilmesi, yakacak yardımının net 60 TL olarak belirlenmesini, çocuk yardımı ve mevcut prim uygulamasının yanı sıra yılda 1 aylık ücret tutarında 1 ikramiye ile yıllık sosyal yardımların taraflar arasında
mutabakat sağlandığı şekliyle kabul edilmesini önermiştir.
265
Ancak işte bu makul ve haklı teklif, işveren yetkililerince kabul görmemiştir. Sendikamız ve İZFAŞ
çalışanları, Şubat ayından bu yana süren görüşmeler boyunca haklı ve makul taleplerinin karşılanmasını istemiş, çözüme ulaşılabilmesi için her yolu denemiş, ancak işveren yetkilileri, çözüme doğru
adım atmamakta ısrar etmiştir.
Taleplerimizin haklı ve makul olup olmadığı konusunda tereddüdü olanlar resmi açlık sınırı verilerine ve diğer Belediye şirketlerinin durumuna bakmalıdır. Talebimiz eşitliktir, adalettir.
Gelinen nokta ortadadır. 80. İzmir Enternasyonal Fuarı tehlikededir. İZFAŞ emekçilerinin yıllardır
gözbebekleri gibi sakındığı, başarısı için var gücüyle çalıştığı fuarın gerçekleşmemesinden doğacak
sorumluluk bundan sonra artık İZFAŞ yetkilileri ve İZFAŞ’ın en büyük ortağı olan İzmir Büyükşehir
Belediyesi’ne aittir.
Bir kez daha çözüm çağrımızı İZFAŞ yetkilileri ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yineliyoruz. Gelin,. İZFAŞ çalışanlarının yıllardır çözülmeyen sorunları için birlikte bir adım atalım. Gelin, önümüzdeki 4 gün içinde masa başında anlaşma sağlayalım. Herhangi bir sorun yaşanmaksızın, 80. İzmir
Enternasyonal Fuarı’nın gururunu çalışanı ile sendikası ile belediyesi ile hep birlikte yaşayalım.
Bir kez daha altını çizmek istiyoruz ki, 4 gün içinde anlaşma sağlanamadığı takdirde sendikamız,
grevi uygulamaya koymaktan bir an dahi tereddüt etmeyecek, yıllardır dünya çapında fuar ve organizasyonları düzenleme becerisini gösteren İZFAŞ çalışanları, aynı becerilerini etkili ve güçlü bir grevi
yaşama geçirerek gösterecektir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-28
22 Ağustos 2011
Değerli İZFAŞ çalışanları,
Değerli basın mensupları,
Değerli dostlarımız,
266
5 Ağustos’ta yine İZFAŞ’ın önünde bir aradaydık. Yine hep birlikte grev kararımızı ilan etmiştik.
22 Ağustos’a kadar yapılacak görüşmelerde anlaşma sağlanamadığı takdirde greve çıkacağımızı duyurmuştuk. Aradan 17 gün geçti ve maalesef bir anlaşma sağlanamadı. İşte bugün daha önce ilan
ettiğimiz üzere grev kararımızı uyguluyoruz. Bugünden itibaren İZFAŞ çalışanları grevdedir. İZFAŞ çalışanları artık bir anlaşma sağlanıncaya kadar çalışmayacak, hizmet üretmeyecektir.
Hem İzmir hem Türkiye kamuoyu bilmelidir ki, bugüne kadar anlaşamadıysak, bugün grev noktasındaysak bunun sorumlusu sendikamız ya da İZFAŞ çalışanları değildir. 4 gün önce sendikamız ve
İZFAŞ yetkilileri arasında yürütülen görüşmelerde, tek bir konu haricinde tüm maddelerde bir anlaşma zemini oluşmuştu. Anlaşma sağlanamayan tek konu yıllardır uygulanmakta olan yılda 1 maaş
tutarındaki fuar priminin devam etmesi ya da bu prime karşılık bir sosyal yardım verilmesi yönündeki
teklifiydi.
Tamda bu konuyu görüşmek ve yapılacak müzakerenin sonunda anlaşmaya ulaşmak amacıyla
masaya son kez oturduğumuzda adeta şok olduk. Çünkü Türkiye’de toplu iş sözleşmesi görüşmeleri
tarihinde eşi benzeri zor bulunur bir gelişme yaşandı. İşveren yetkilileri, toplu sözleşme müzakere
masasında daha önce sundukları teklifin önemli bir kısmını geri çekerek aylık herhangi bir sosyal yardım ödemesi veremeyeceklerini söyledi. Grev kararının alınmasına neden olan anlaşmazlıkları birer
birer ortadan kaldırmaya çalışırken, greve birkaç gün kala işveren yetkililerinin geri adım atmasıyla
adeta başa döndük. Yaptığımız onca müzakere, onca görüşme ve attığımız onca adım bir anda yerle
bir oldu. Böylece bize grevden başka hiçbir seçenek bırakılmadı. Anlaşma ve uzlaşmayı zorladığımız
bu aşamada işverenin bu tutumu çözüm masasını ortadan kaldırdı. İşte bugün bu nedenle grevdeyiz.
Geldiğimiz nokta bizim için yalnızca üyelerimizin çeşitli sosyal haklarının ortadan kaldırılması değildir. İZFAŞ çalışanları ve sendikası olan Sosyal-İş için artık bu bir hak meselesi kadar bir onur meselesi haline de gelmiştir.
Yıllardır belediye şirketleri arasında en düşük ücret ve sosyal hakların olduğu, sorunların artık devasa hale geldiği İZFAŞ’ta alın teri döken çalışanlar, zaten üvey evlat konumuna itilmişti. Bu durumu
değiştirmek için büyük bir adım atmaya hazırlanırken, geri adım atılması, İZFAŞ çalışanlarını daha da
rencide etmiş, daha da üzmüştür.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Değerli İZFAŞ çalışanları,
Değerli basın mensupları,
Değerli dostlarımız,
Bugün grevdeyiz. Daha önce uzlaşma aşamasına gelinen sosyal haklarımız tanınıncaya ve mevcut
prim uygulamasının devam etmesi ya da bu talebimizi karşılayacak alternatif bir teklif sunuluncaya
kadar grevdeyiz.
Bir gerçeğin farkındayız. 80. İzmir Enternasyonal Fuarı’na iki hafta kala grevdeyiz. Daha önce de
söylemiştik. Fuar tehlikeye girecektir demiştik. Geldiğimiz noktada Fuar tehlikeye girmiştir.
Bu noktada şunun altını çizmekte yarar var. Kimsenin bizi, fuarı bilerek ve isteyerek tehlikeye sokmakla, kasıtlı davranmakla suçlamaya hakkı yoktur. Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri 7 aydan bu yana
sürmektedir. Sendikamız 7 aydır, bir an önce çözüme varılması için elinden geleni yapmış, iyi niyet
göstermiş, çözümü zorlamıştır. Ancak karşı tarafın aynı gayret içinde olmaması nedeniyle, sendikamız yasal zorunluluk gereği 5 Ağustos’ta grev kararı almıştır. Sendikamız Fuarın tam ortasında greve
çıkmak yerine, Fuardan 2 hafta önceki bir tarihi özellikle belirlemiş, fuardan önce çözüme ulaşılması
için bir zaman aralığını gözeterek böyle bir karar almıştır. Bu konuda her türlü uyarıda da bulunmuş
ve çözüm için var gücüyle çaba sarf etmiştir. Ancak ne yazık ki bu iyi niyetimiz ve hassasiyetimiz de
267
anlaşılmamıştır.
İçinde bulunduğumuz durumun sorumlusunun kim olduğu açık seçik ortadadır.
Son sözümüz şudur. Çözüme hazırız. Çözümün yolu açık ve nettir. Bu noktada çözüm çağrımızı
artık doğrudan İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu’na yapıyoruz. Çünkü İZFAŞ’ın hisselerinin yüzde 99’u İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aittir, İZFAŞ belediyeye bağlı bir şirkettir. Herkes
de bilmektedir ki, İZFAŞ ile ilgili toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde de asıl karar veren, son sözü söyleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanıdır.
“Sayın Başkan, gelin bu işi bir an önce çözelim. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın hazırlıklarını hiç vakit
kaybetmeden sürdürelim ve fuarın gururunu birlikte yaşayalım. İZFAŞ çalışanlarına hakkını verelim
ve toplu iş sözleşmesini bir an önce imzalayalım”.
Kamuoyuna ve ilgililere saygı ile duyurulur.
Yaşasın İZFAŞ çalışanlarının haklı grevi,
Yaşasın Sosyal-İş, Yaşasın DİSK.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Engin Sezgin (Sosyal-İş Sendikası Toplu İş Sözleşmesi Dairesi Başkanı)
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-29
22 Ağustos 2011
Değerli basın mensupları,
Bu resim, 12 Eylül1980 darbesinden birkaç gün sonra çekilmiştir. Fotoğrafta görüldüğü üzere darbe
sırasında grevde olan bir fabrikanın girişinde çekilmiş olan bu fotoğrafta “Milli Güvenlik Konseyi’nin
bildirisi gereği işyerimiz çalışmaya başlamıştır. 15 Eylül 1980 pazartesinden itibaren arkadaşların kendi vardiyalarına gelmeleri rica olunur” yazmaktadır. Çünkü 12 Eylül darbesini yapanların ilk icraatlarından biri devam eden grevleri yasaklamak olmuştur. Türkiye işçi sınıfının yükselen hak mücadelesini yok etmeyi temel amaçları arasına alan darbeciler, ilk iş olarak işçi sınıfının en etkin silahlarından
biri olan grevleri durdurmak ve grevi yasaklamakla işe başlamıştır.
12 Eylül darbecileri yönetimi sözde sivil yöneticilere bırakmış, ancak darbeci mantıkla hazırlanan
sendikal yasaları da miras bırakmıştır. İşte bugün yürürlükte olan Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt
Kanunu da bu dar, yasakçı, emek düşmanı bu mirasın güzide parçalarından biridir. Bu kanunda gerek
268
Bakanlar Kurulu’na gerek mahkemelere, grevleri keyfi bir biçimde erteleme, durdurma, yasaklama
olanağı tanınmıştır.
Değerli basın mensupları,
Takvimlerde bugünün tarihi 24 Ağustos 2011 olarak yazıyor. Ancak biz bugün Sosyal-İş Sendikası
ve İZFAŞ çalışanları olarak 12 Eylül 1980’i bir kez yaşıyoruz. Darbenin ağır yükünü omuzlarımızda
hissediyoruz. Çünkü işverenin uzlaşmaz tutumu nedeniyle çıkmak zorunda kaldığımız İZFAŞ grevi,
İZFAŞ’ın yaptığı başvuru üzerine, İzmir 1. İş Mahkemesi tarafından 12 Eylül 2011 tarihine kadar tedbiren durdurulmuştur. İşin trajikomik tarafı ise grevin durdurulması kararının 12 Eylül 2011, yani 12
Eylül darbesinin 31. Yıldönümüne kadar olmasıdır.
Mahkeme kararının gerekçesi de trajikomiktir. Kararın gerekçesi “ülkenin uluslar arası alandaki
itibarinin zedelenme ihtimalinin doğması tehlikesidir”.
Gerek mahkemeye grevin durdurulması için başvuranın İZFAŞ, yani özünde İzmir Büyükşehir Belediyesi olması gerekse Mahkemenin hem usul hem esas yönünden verdiği karar ve kararın gerekçesi,
durumun bir diğer acı boyutunu oluşturmaktır.
Üzülerek söylüyoruz ki, mahkemeye grevin durdurulması için başvuran kendini sosyal demokrat
olarak tanımlayan, sık sık 12 Eylül mirası sendikal yasaları eleştiren, işçilerin hakları konusunda duyarlı olduğunu ifade eden Cumhuriyet Halk Partili bir Belediye Başkanının yönettiği İzmir Büyükşehir
Belediyesi’ne bağlı bir şirkettir. Bir yanda “Faşizme karşı omuz omuza” sloganını dilinden düşürmeyen bir siyasal parti, bir yanda 12 Eylül faşizminin mirası yasaların arkasına sığınarak yasal ve haklı bir
grevi durdurmaya çalışan bir anlayış. Bu nasıl bir tezattır? Bu ne yaman çelişkidir? Takdiri, kamuoyuna bırakıyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Elbette mahkeme bu kararı kendiliğinden vermemiştir. Grevin durdurulması için İZFAŞ mahkemeye başvurmuştur. Bu zaten büyük bir demokrasi ayıbıdır. Bununla birlikte mahkemenin kararı ve
kararın gerekçesi, gerçekten bizi hayrete düşürmüştür. Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir
mahkeme kalkıp bir ihtimalin doğması tehlikesine dayanarak karar vermektedir? Lütfen anlayan bize
de anlatsın “bir ihtimalin doğması tehlikesi” nedir? Ne zamandır, bu ülkede, bir ihtimal, adı üzerinde
olup olmaması kesin olmayan bir durumun doğması bir grevi durduracak kadar büyük bir tehlike
yaratmaktadır?
Dahası bu nasıl bir mahkeme kararıdır ki, kararda kararın dayandığı yasa maddesi ve yasal düzenlemenin içeriği belirtilmemiştir? Ne zamandır Türkiye’de mahkemeler bir yasa maddesine dayanmaksızın, bir yasal düzenlemeyi belirtmeksizin karar verebilmektedir?
Kanun dışı olmayan bir grevin durdurulması ancak Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun
“grev hakkının kötüye kullanılması”nı düzenleyen 47. Maddesindeki durumlardan birinin oluşması
ile mümkündür. Yasanın bu maddesine göre kanuni bir grev, “grev hakkının iyi niyet kurallarına aykırı
tarzda toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılması” durumunda mümkündür.
Ancak mahkeme kararının “uluslararası itibarın zedelenmesi ihtimalinin doğması” şeklindeki gerekçesinin bu yasa maddesinde yer alan gerekçelerle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Dahası mahkemenin bu maddeye dayanarak ihtiyadi tedbir kararı verebilmesi için açık, kesin ve çok kuvvetli delillerin olması gerekir. Dolayısıyla mahkeme kararını verirken ilgili yasa maddesine dayanmadığı gibi,
269
ihtiyadi tedbir kararı için gereken koşullar gerçekleşmediği halde karar vermiştir.
Bu Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti bakımından ibretlik bir durumdur. Daha da ibretlik olan
ise mahkemenin karar verdiği tarihten bir gün önce Aziz Kocaoğlu’nun basına da yansıyan açıklamalarıdır. Sayın Kocaoğlu, mahkeme kararından bir gün önce, henüz grev ederken ve tüm Fuar hazırlıkları durmuşken, kesin bir dille grevin Fuarın gerçekleşmesini engellemeyeceğini vurgulamış ve
bize “İsterseniz Fuardan sonra grevinize devam edin” demiştir. Bu açıklamadan hemen bir gün sonra
mahkemenin tam da bu yönde bir karar vermesini de kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Grev hakkı, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uluslar arası
Çalışma Örgütü sözleşmeleriyle güvence altına alınmış temel ve evrensel bir insan ve işçi hakkıdır.
Herkes bilsin ki Türkiye’nin uluslararası itibarını İZFAŞ işçilerinin evrensel bir haklarını kullanması değil, bu evrensel hakkın, işverenin talebi üzerine hukuksal bir dayanaktan yoksun bir mahkeme kararıyla engellenmesi zedeleyecektir. Uluslar arası Çalışma Örgütü’nün sendikal haklar konusunda kara
listesinden bir türlü çıkamayan Türkiye’de böyle bir karar, şüphesiz yalnızca Türkiye’de değil uluslar
arası alanda da infial yaratacaktır.
İzfaş işçilerinin ve sendikamızın kesinlikle ve kesinlikle Fuarı sabote etmek ya da ülkemizin uluslar
arası itibarini zedeleme gibi bir niyeti olmamıştır ve olması da mümkün değildir. İZFAŞ çalışanları
yıllardır bin bir özveriyle dünyanın en büyük ikinci fuarını hazırlama becerisini göstermiş, grevdeyken dahi “Bir an önce anlaşılsın da bu yıl da Fuarı layığıyla hazırlayalım” düşüncesi içinde olmuştur.
Sendikamız da bu sürecin masada sonuçlanması için azami çabayı ve iyi niyeti göstermiştir. Grevden
önceki günlerde bir konu haricinde tüm konularda anlaşma zemini yakalamışken ve masaya artık
çözüm için otururken, önceki tekliflerini geri çeken ve anlaşma zeminin ortadan kaldıran İZFAŞ işverenidir. Basına da yansıdığı üzere teklifin geri çekilmesi talimatı da bizzat Sayın Kocaoğlu’ndan gelmiştir.
Sendikamız ve İZFAŞ çalışanları için grevden başka bir seçenek bırakılmamıştır. Buna rağmen ve biz
grevin anlaşma sağlanarak bir an önce sonlandırılması için hala gece gündüz çalışırken, karşı tarafın
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
başvurusu üzerine böyle bir kararın çıkması ve çözüm bulmak yerine 12 Eylül mirası yasalara yaslanarak, dolaylı bir grev kırıcılığına başvurulması gerçekten hayal gücünün sınırlarını dahi zorlamaktadır.
Son olarak sayın Aziz Kocaoğlu’na iki küçük hatırlatmakta bulunmak istiyoruz. Dün İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bizzat siz özünde hukuka aykırı ve keyfi bir baskınla karşı karşıya kaldığınızda ilk alanlara çıkarak bunu protesto edenler İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bünyesindeki şirketlerde çalışan
işçiler ve kamu emekçileri olmuştur, bu protestoya İZFAŞ çalışanları da kitlesel bir biçimde katılmış,
bu faşizan uygulamaya tepki göstermiştir. Ancak bugün aynı İZFAŞ çalışanlarının haklı ve yasal grevi,
12 Eylül faşizminin mirası yasalara dayanılarak engellenmiştir. Unutmayalım ki demokrasi hepimize
lazım.
İkinci hatırlatmamız ise söz konusu Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun önümüzdeki
aylarda değişecek olmasıdır. Sendikaların yıllar süren mücadelesi ve baskısı yeni bir kanunun hazırlanmasını zorunlu kılmıştır. Ve yeni kanunun taslağında, bizim grevimizin yasaklanmasına dayanak
olan 47. madde yoktur. Yeni yasanın önümüzdeki aylarda çıkacağını göz önünde bulundurursak, bu
12 Eylül mirası yasanın bu yasakçı maddesinin büyük ihtimalle İZFAŞ grevinde uygulanmış olacağını
anımsatmak isteriz. Eğer bir an önce çözüm yolu bulmaz ve bu yanlışı telafi etmezsek, biz isteyelim
istemeyelim, İzmir Büyükşehir Belediyesi bu anti-demokratik ve keyfi yasal düzenlemeye dayanarak
grev durduran son işveren olarak anılacak ve bu şekilde tarihe mal olacaktır.
270
Şu da bilinmelidir ki, bu karara rağmen İZFAŞ çalışanları birlik ve beraberliklerini bozmayacak,
mücadeleden geri durmayacak, haklarından vazgeçmeyecektir. Sendikamız da yapılacak görüşmelerde, bu mahkeme kararının “Demoklesin Kılıcı” gibi kullanılmasına izin vermeyecek, sanki bu karar
yokmuş gibi üyelerinin haklı taleplerinin takipçisi olacaktır.
Son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu’na çağrımızı yineliyoruz. “Sayın Başkan, gelin bu işi bir an önce çözelim. İzmir Enternasyonal Fuarı’nın hazırlıklarını hiç vakit kaybetmeden sürdürelim ve fuarın gururunu birlikte yaşayalım. İZFAŞ çalışanlarına hakkını verelim ve
toplu iş sözleşmesini bir an önce imzalayalım. İZFAŞ 12 Eylül darbesinin izleriyle değil, 80 yılı deviren
İzmir Enternasyonal Fuarı ile hafızalardaki yerini korusun.
Mahkeme kararı ile grevleri kırılan İZFAŞ işçileri çok üzülmüştür, motivasyonları kırılmıştır, severek
yaptıkları işe inançlarını yitirme noktasına gelmiştir. Sayın Başkan gelin bu işi bir an önce çözelim ve
bu kırgınlığı bir an önce telafi edelim. Emin olun, biz çözüme vardığımızda İZFAŞ çalışanları yine aynı
emek, inanç ve özveri ile Fuarı dört dörtlük bir biçimde hazırlayacaktır. 80. İzmir Enternasyonal Fuarı,
ziyaretçilerine kapılarını, güler yüzle açacaktır. Ne Türkiye, Ne İzmir, bu tablonun tekrarını hak etmiyor. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Yaşasın İZFAŞ çalışanlarının onurlu mücadelesi
Yaşasın Sosyal-İş, Yaşasın DİSK
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına
Sosyal-İş Sendikası TİS Daire Başkanı Engin Sezgin
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-30
27.08.2011
HABER MERKEZLERİNİN DİKKATİNE,
Sendikamız ile İZFAŞ yetkilileri arasında yürütülen toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde, 26 Ağustos
2011 Cuma günü akşamında anlaşmaya varılmış, İZFAŞ 1.Dönem Toplu İş Sözleşmesi taraflar arasında
imzalanmıştır. 80 yıllık Fuar tarihinde bir ilk daha yaşanmış, İZFAŞ çalışanları, sendikalı olarak, toplu
iş sözleşmesinden yararlanmaya başlamıştır.
Bayram öncesinde çözüme varılması sevindirici bir gelişmedir. Mutabakata varılmasında 25 Ağustos 2011 Perşembe günü sendikamız yöneticileri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Aziz
Kocaoğlu arasında yapılan görüşme ve Kocaoğlu’nun çözüm noktasında İZFAŞ yöneticilerine talimat vermesi etkili olmuştur.
Greve çıkılmadan önce işveren tarafının verdiği son teklif, taban ücretlerin belirlenmesi, mevcut 271
fuar primlerinin yılda 1 ikramiye olarak ödenmesi, enflasyon oranında zam ile mevcut yemek ve
yol yardımının devam etmesi şeklindeydi.
Bu koşulların üzerine sosyal hakların ilave edilmesi ile birlikte grevden önce de yakalanmış olan
mutabakat zemini yeniden oluşmuş ve toplu iş sözleşmesi imzalanmıştır. Böylece toplu iş sözleşmesi ile İZFAŞ çalışanlarının ücret ve sosyal hakları şu şekilde belirlenmiştir:
Taban Ücretler: 1. grubun taban ücreti net 738 TL, ikinci grubun taban ücreti net 830 TL.
Ücret Zammı: 2011 ve 2012 yıllarında her 6 ayda bir ücretlere ve ayrıca sosyal haklara enflasyon
oranında zam.
İkramiye: Yılda 1 kez 30 gün tutarında ikramiye.
Kıdem Zammı: Her bir kıdem yılı için 2,5 TL kıdem zammı.
Yemek ve Yol Yardımı: Mevcut yemek yardımı uygulamasına devam edilmesi, yol yardımına 30 TL
ilave edilerek, yol yardımının 188 TL olarak belirlenmesi.
Yakacak Yardımı: Ayda 40 TL yakacak yardımı.
Sosyal Yardımlar: İki bayramda 100’er TL bayram yardımı, 200 TL yıllık izin yardımı, yılda bir kere
eğitimine devam eden çocuğu olanlara ilköğretim için 300, ortaöğrenim için 450, yükseköğrenim için
650 TL öğrenim yardımı, yılda 1 defa 150 TL tutarında giyim yardımı, 300 TL evlenme yardımı, 200 TL
doğum yardımı, çalışanın iş kazası sonucu ölüm halinde 2000 TL, normal ölüm halinde 500 TL ölüm
yardımı, çalışanın 1. Derece yakının ölümü halinde 150 TL ölüm yardımı.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Toplu İş Sözleşmesi’nin yürürlük süresi, 15 Ocak 2011-14 Ocak 2013 olarak belirlenmiştir. Toplu iş
sözleşmesinin imzalanmasından önceki döneme ait geriye dönük haklar, İZFAŞ işçilerine ödenecektir.
İZFAŞ yetkilileri, geriye dönük hakların bir kısmının bayram öncesinde ödeneceğini belirtmiştir.
Böylece İZFAŞ çalışanları, bu bayrama toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarından da yararlanarak girmiş olacaktır.
Şüphe yok ki zor bir sürecin sonunda İZFAŞ 1. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalanmıştır. Bununla
birlikte İZFAŞ işçileri artık sendikalıdır ve işyerinin Anayasası olarak tabir edebileceğimiz bir toplu iş
sözleşmesi ile çalışmaya devam edecektir. Bugünden itibaren İZFAŞ’ta yeni bir dönem başlamıştır.
Her bir İZFAŞ çalışanının iş güvencesi ve hakları ile çalışma barışının korunduğu, işçi-işveren-sendika ilişkilerinin karşılıklı iyi niyet çerçevesinde sürdüğü bir çalışma ortamında İZFAŞ faaliyetlerine
devam edecektir.
Bilindiği üzere toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sürecinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev
kararı uygulamaya konulmuştur. Grev, 2. gününün sonunda İzmir 1. İş Mahkemesi’nin “ülkenin uluslararası alandaki itibarının zedelenmesi ihtimalinin doğması tehlikesi” gerekçesiyle tedbiren durdurulmuştur. Sendikamız tedbir kararının kaldırılması için 26 Ağustos 2011 tarihinde Mahkemeye başvurmuş, Mahkeme bu talebimizi 5 Eylül 2011 tarihinde yapılacak duruşmada inceleme kararı almıştır.
Ancak toplu iş sözleşmesi imzalandığı için dava konusuz kalacaktır.
272
Mahkemenin Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 47. Maddesine dayanarak ancak
yine bu maddede belirtilen koşullar dışında yeni bir gerekçe icat ederek aldığı bu karar, bizzat yasanın kendisine aykırı olduğu gibi, temel insan hakları ve Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmeleri ile
güvence altına alınmış grev hakkının özünü ihlal eder niteliktedir. Türkiye’de bir ilk niteliği taşıyan bu
keyfi ve hukuka aykırı grev durdurma kararının yaygınlaşmaması için sendikamız gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte her türlü girişimde bulunacaktır. Öte yandan bu mahkeme kararı, evrensel
norm ve standartlara uygun özgürlükçü bir sendikal mevzuata ne kadar çok ve acil ihtiyaç duyulduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bu yıl, 80. İzmir Enternasyonal Fuarı, kapılarını sendikalı ve toplu iş sözleşmeli bir İZFAŞ çalışanları kadrosu ile açacaktır. Sendikamız üyeleri Fuarın hazırlıklarını yoğun bir biçimde sürdürmektedir.
Bayram Tatili sırasında da çalışacak olan üyelerimiz, örnek bir organizasyona imza atacaktır. İZFAŞ
çalışanlarının sendikası olarak, herkesi 80. İzmir Enternasyonal Fuarı’na katılmaya, Fuar coşkusu
ve keyfini birlikte yaşamaya davet ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası çatısı altında birleşen, toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ve grev sürecinde kenetlenerek, takdire şayan bir birlik ve beraberlik örneği sergileyen, sendikal disiplinden bir an dahi
kopmayan İZFAŞ çalışanı üyelerimizi can-ı gönülden tebrik ediyoruz. İZFAŞ işçilerinin yakaladığı bu
örnek birlik ve beraberlik ruhu, İZFAŞ işçileri ve sendikamız açısından önemli bir kazanım olduğu
kadar, İZFAŞ açısından da kayda değer bir kazanımdır. Bu süreçte bize desteklerini esirgemeyen
herkese şükranlarımızı sunuyor, toplu iş sözleşmesinin imzalanması noktasında emek ve katkı koyan
herkese teşekkür ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adına,
Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı Metin EBETÜRK
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-31
T.C.
İZMİR
1. İŞ MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO
: 2011/695
KARAR NO
: 2011/360
HAKİM
: AYŞE YEŞİM AKÇELİK 32138
KATİP
: ELVAN ÖZTÜRK 100103
DAVACI
:İZFAŞ İZMİR FUARCILIK HİZMETLERİ KÜLTÜR VE SANAT İŞLERİ
AŞ - Şair Eşref Bulvarı .No.50 Kültürpark Merkez/ İZMİR
VEKİLİ
: Av. SEVİL CENGİZ - Şair Eşref Blv. No:18-6/601 İZMİR
DAVALI
:SOSYAL-İŞ SENDİKASI - (Türkiye Sosyal Sigortalar Eğitim Büro Ticaret
Kooperatif Ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikası) - Ziya Gökalp Caddesi
Gonca Apt. K.6 No.36/16 Kızılay ANKARA
VEKİLİ
: Av. EVİN KONUK - Aksu Caddesi 3/10 Sıhhıye Merkez/ ANKARA
DAVA
: Grevin Durdurulması
DAVA TARİHİ
: 22/08/2011
KARAR TARİHİ
: 05/09/2011
Mahkememizde görülmekte bulunan Grevin Durdurulması davasının yapılan açık yargılamasının
sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili İZFAŞ A.Ş tarafından düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarının 80. yılında 83 personelin sendikal haklarını kullandıkları iddiası ile greve gideceğini,
22/08/2011 tarihinde başlayacak grevin 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun
47.maddesine aykırı olduğunu, yasal mevzuat gereği davalı sendikanın 60 gün süre tanıması gerektiğini ancak 8-18 Eylül 2011 tarihleri arasında düzenlenecek İzmir Enternasyonal Fuarı gibi özel ve
273
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
önemli bir etkinlik öncesine denk gelecek şekilde 22/08/2011 tarihine grevin icrasının denk getirilmesinin kötü niyetli olduğunu, grev hakkının milli serveti tahrip edecek tarzda kullanıldığını, İEF’nin
gerçekleşememesi durumunda ulusal ve uluslararası alanda itibar kaybının söz konusu olacağını bu
itibarla yaratılan kaosun sosyal hak kullanılmasından çok daha ağır sonuçlara ve telafisi olanaksız
tahribata yol açacağından bahisle 2822 sayılı Kanunun 47. maddesi ve Türk Medeni Kanununun 2.
maddesine aykırı grevin durdurulmasına karar verilmesini, ve davalı sendika tarafından verilen grev
kararının kaos, sosyal hak kullanılmasından çok daha ağır sonuçlara ve telafisi olanaksız tahribata yol
açacağından nihai karar verilinceye kadar 22/08/2011 tarihinde başlayan grevin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı yanın, nihai karar verilinceye kadar tedbirin durdurulmasına ilişkin talebi, esasa ilişkin sonuç elde etmeye yönelik görüldüğünden tensiben reddedilmiş ise de bu kez Davacı vekili 23/08/2011
havale tarihli dilekçesi ile; 23/08/2011 - 23/09/2011 tarihleri arasındaki dönem için gecikmesinde
sakınca bulunan ciddi ve telefisi imkansız hallerin varlığı nedeni ile 22/08/2011 tarihinde başlamış
olan grevin 23/08/2011-23/09/2011 tarihleri arasında tedbiren durdurularak bu şekilde ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Bu kez konu HUMK 101 - 102. maddesi kapsamında değerlendirme yaparak “davacı vekilince 23/08/2011 tarihli tedbir talep dilekçesi ile süreli olarak yapılan grevin
tedbiren durdurmasına ilişkin talep incelendiğinde, dilekçe içeriğinden, uygulanmaya başlayan grev
kararının davacı şirketin yanı sıra, dava dışı fuar katılımcısı ülkelerin temsilci guruplarının durumlarını
ve faaliyetlerini de etkileyecek olması, buna bağlı olarak ülkenin uluslar arası alandaki itibarının ze274 delenme ihtimalinin doğması tehlikesi karşısında, davacının tedbir talebinin kısmen kabulü ile grevin
20 gün süre ile (12/09/2011 tarihine kadar) tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.”
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen hususların gerçeği yansıtmadığını, greve gidilmesinin sorumlusunun müvekkili sendika olmadığını, müvekkili sendika ile davacı
işveren arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin 2011 yılı Şubat ayında başladığını, müvekkili sendikanın bir an önce anlaşma sağlanması yönündeki çabalarının karşılıksız kaldığını, greve gidilmesinin
bizzat işveren vekilince de kabul edilen açık nedeni ortada iken işveren tarafının deneyimsizliği, eksikliği ve hatalarının faturasının “grevi durdurma kararı” ile İZFAŞ işçilerine ve Sosyal - İş Sendikası’na
kesilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili sendikanın 6 iş günü sonra grev kararını uygulamak yerine, grevin uygulanma tarihini 18 gün önceden duyurduğunu, iyi niyetli ve yapıcı tutumunu,
taraflara anlaşma sağlamak için 6 iş gününden daha geniş bir zaman dilimi sağlayarak gösterdiğini
beyanla 23/08/2011 tarihinde verilen 20 gün süre ile (12/09/2011 tarihine kadar) grevin tedbiren
durdurulması kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı yanca ibraz edilen belgeler incelendiğinde; taraflar arasında Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinin 22/02/2011 tarihinde başladığı ve 26/04/2011 tarihine kadar 7 kez Toplu İş Sözleşmeleri
görüşmeleri için toplantı yapılarak tutanak düzenlendiği ve 26/04/2011 tarihinde düzenlenen uyuşmazlık tutanağına göre tarafların 12 madde ve 2 2eçici madde olmak üzere toplam 14 sözyleşme
maddesi ile ilgili uyuşmazlıklarının olduğu ve buna ilişkin uyuşmazlık tutanağının düzenlendiği;
Bundan sonra İzmir 9. İş Mahkemesinin 04/05/2011 tarih 2011/375 E 2011/266 K sayılı ilamı ile
Prof Dr. Fevzi Demir’in Resmi arabulucu olarak atandığ,ı, ancak Resmi arabulucu aracılığı ile yapılan
görüşmelerin de uyuşmazlıkla sonuçlanarak, buna ilişkin 14/07/2011 tarihli resmi arabulucu raporunun düzenlendiği; ve raporun davalı Türkiye Sosyal Sigortalar Eğitim Büro Ticaret Kooperatif Ve Güzel
Sanatlar İşçileri Sendikasına 25/07/2011 tarihinde tebliğ edildiği;
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ancak davalı sendikanın grev kararından sonra da Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine devam ettiği
ve 26/07/2011 tarihinde taraflarca yapılan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde 7 madde üzerinde
daha taraflarca anlaşmaya varıldığı; buna göre anlaşmayan maddelerin : Taban Ücret ve Ücret zammı, İkrayiye, Kıdem zammı, sosyal yardım ve ödenekler ile yürürlük ve süreye ilişkir hükümler olduğu,
tarafların anlaşmaya varamadıkları hükümlerin çoğunun mali hükümler olduğu;
Resmi arabulucu Prof Dr. Fevzi Demir’in resmi arabulucu raporunun düzenlendiği; ve raporun
davalı Türkiye Sosyal Sigortalar Eğitim Büro Ticaret Kooperatif Ve Güzel Sanatlar İşçileri Sendikasına
25/07/2011 tarihinde tebliğ edildiğinden sonra davalı Sendikanın 03/08/2011 tarihinde 2822 Sayılı
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu 27. maddesi uyarınca grev kararı alındığı, aynı karar ile
grev kararının 22/08/2011 tarihinde yürürlüğe konulmasına karar verildiği;
2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunun 27. maddesinde “ Bir veya birden çok işyerinde veya bir işletmede, bu yerlere ilişkin 21 inci maddedeki uyuşmazlığın çözülemediğini 23 üncü
madde uyarınca belirten tutanağın (uyuşmazlık tutanağı) tebliğinden itibaren altı işgünü geçmeden
grev kararı alınamaz. Birinci fıkrada öngörülen sürenin geçmesinden sonra kanuni grev kararı altı
işgünü içinde uyuşmazlığın tarafı işçi sendikasınca alınabilir. Bu süre içinde grev kararı alınmazsa
veya grev yasaklarında Yüksek Hakem Kuruluna başvurulmazsa yetki belgesinin hükmü kalmaz. ....”
denilmiş olup, davalı sendikanın almış olduğu grev kararının yasaya uygun ve Toplu İş Sözleşmesi
yetkisini kaybetmemesi için zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Esasen bu husus, grev kararının yasal prosedüre uygun olarak alındığı konusu, davacı vekilinin dava ve beyan dilekçelerinde de yer aldığı üzere 275
uyuşmazlık konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık konusu, davacı vekilinin iddia ettiği gibi, davalı sendika tarafından verilen grev kararının yürürlülük tarihinin, İzmir Uluslar arası Fuarının açılmasından önce, fuar
hazırlık ve faaliyet dönemine denk gelecek şekilde 22/08/2011 olarak belirlenmesinin 2822 Sayılı
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunun 47. maddesi kapsamında kötüniyet olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususudur.
2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunun, Grev hakkının ve lokavtın kötüye kullanılmasını düzenleyen 47. Maddesinde: “Grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum
zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz. Bu kurala aykırı olarak uygulanan grev
veya lokavt, bir tarafın veya Çalışma Bakanının başvurusu üzerine 15 inci maddeye göre yetkili iş
mahkemesi kararı ile durdurulur. ...... Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı
veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddi zarardan sendika
sorumludur.” hükmüne yer verilmiş olup, buna göre grevin, 2822 SY’nın 47. maddesi kapsamında
kötü niyetli olarak değerlendirilebilmesi için toplum zararına ve milli serveti tahrip edecek şekilde
kullanılması gerekir.
Bunun dışında, işveren için bir zarar tehlikesi yaratarak, işvereni, sendikanın önerilerini kabul etmeye zorlamak veya ikna etmek için grev kararı alınmasında yasaya aykırılık veya kötü niyet olduğu
ileri sürülemez. Aslında grev kararının özü de budur. Toplu iş sözleşmesinin çıkmaza girmesi halinde,
İşçi sendikasının, üye işçilerinin emeğe dayanan gücünü kullanarak işveren üzerinde başkı yaratıp,
yasaya uygun taleplerini işverene kabul ettirmesi hakkının kullanılmasıdır. Bu nedenle, işin doğası
gereği, işçi sendikasının, işverenin işçinin emeğine en çok ihtiyaç duyduğu dönemde grev kararını
uygulamak istimisi de yadırganamaz, ve bu durum kötü niyet olarak değerlendirilemez. Zira grevin
amacı, işverenin, işçinin isteklerini kabul etmeme drencinin kırılması ve işçi isteklerinin kabul edildiği
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
bir Toplu iş Sözleşmesinin imzalanmasını sağlanmasıdır.
Kötü niyetten söz edebilmek için işçi sendikasının grev kararı almasının amacının, (yani saikinin,
niyetinin) işverenin, drencinin kırılması ve işçi isteklerinin kabul edildiği bir Toplu iş Sözleşmesinin
imzalanmasının sağlanması olmayıp, toplumu zarara uğratmak ve milli serveti tahrip etmek olması
yada, grev uygulaması sonucunda, toplumun zarara uğrayacağı ve milli servetin tahrip olacağıının
açık ve kesin bir şekilde belli olmasına rağmen, bu durumun öngörülüp kabul edilerek grevin uygulanması gerekmektedir.
Davacı İzfaş İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat İşleri AŞ., tüzel kişiliği olan bir ticari şirkettir. Bu şirketin, verilen grev kararının uygulanması sonucunda, ticari (maddi) bir zarara veya itibar
kaybına uğrayacak olması, (BDDK’ya bağlı bir finans kurumunun batması sonucu, kamu gelirlerinin
mevduat sahiplerine aktarılması ile milli gelir düşüşüne vs. yol açmak gibi bir sonuç yaratmadıkça)
toplumun zarara uğraması ve milli servetin tahribi olarak (grev bir doğal kaynağın yok olmasına,
maden gibi yer altı zenginliği veya ormanlar, kamu kullanımına açık doğal su kaynakları vs.’nin yok
olmasına ya da uzun yıllar kullanılmaz hale gelmesine sebep olmak gibi bir sonuç doğurmadıkça) değerlendirilemez. Davalı şirketin ortaklarından birinin kamu tüzel kişiliği niteliğindeki belediye olması
da bu durumu değiştirmez.
Öte yandan bizzat davacı yanın 23/080/2011 tarihli dilekçesinde de belirtildiği üzere, Toplu İş
276 Sözleşmesi görüşmelerinin yürütülmesinde aksaklıklar yaşanmasının bir sebebi de, bu görüşmeleri
başından beri yürüten görevlilerin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir tahkikat sebebi ile
tutuklanmaları ve yeni görevlendirilen kimselerin bu konuda deneyimsiz ve olmaları, olduğu davacı
yanca ileri sürülmüştür. Oysa ki davalı şirket, ortalarından biri İzmir Büyükşehir belediyesi olan, yani
Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri konusunda sayısız deneyimi bulunan bir ortağa sahip kurumsal bir
firmadır. Kurumsal Ticari şirketlerde, faaliyetler şahısların kişisel varlıklarına veya kişiliklerine göre
yürütülmezler. Şirket her faaliyetinin yürütüllmesinden ötürü, faaliyetin sonucundan etkilenecek kişi
ve kurumlara karşı, tüzel kişiliği ile sorumludur. Eleman eksikliğini veya yetersizliğini ileri sürerek
sorumluluğundan kurtulamaz. Zira yeterli sayı ve yetkinlikte elemanı her hal ve şartta (olağan üstü
durumlarda dahi) hazır bulundurmak şirketin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğunu yerine getiremeyen ve Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin uzamasına ve sonuçsuz kalmasına sebebiyek veren
işverenin, kendi kusurundan ötürü grev kararı almak zorunda olan işçi sendikasını, grev kararının
uygulanma tarihi ile ilgili olarak kötü niyetli olmakla itham etmesi hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına
da uygun değildir.
Kaldı ki davalı sendika grev kararının uygulanmasını, grev kararından 19 gün sonraki bir tarih olarak belirlemiştir. Bu durumda işverenin, işçi sendikası ile anlaşmaya vararak grev kararının uygulanmasını engellemek için zamanı olduğu, gibi işçi sendikası grevin başlangıç tarihi olarak makul uzaklıkta bir gün belirlemiştir. Yani grev kararı ile uygulama tarihi arasında gereksi ve amaca aykırı uzaklıkta
(örneğin grev kararından 6 ay sonra gibi) bir tarih belirlenmiş değildir. Bilakis grev kararı 03/08/2011
tarihinde verilmiş olup davacı işverenin savunduğu gibi 23/09/2011 tarihinden sonraki bir tarihin
grev başlangıç tarihi olarak belirlenmesi halinde, bunun bir an önce uyuşmazlığın çözümlenmesi için
işvereni zorlama amacına ve sendikanın üye işçilerine karşı olan sorumluluğuna ve yükümlülüğüne
uygun olmayacağı da açıktır.
Davalı işçi sendikası, yapılan Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinin tamamına katılmış, devam eden
süreçte davacı işverence anlaşmalara varmış ve hatta atanan resmi arabulucunun uyuşmazlık tutana-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
ğı düzenlemesinden sonra dahi Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerini sürdürerek, sonuna kadar davalı işveren ile anlaşma yollarını denemiş olmasına rağmen taraflarca toplu iş sözleşmesi imzalanamaması
üzerine, 2822 SY’nın 27. maddesi gereğince grev kararı almak zorunda kalmış olup, üyesi olan işçilere
karşı yasal sorumluluğunun gereği olarak işvereni en fazla Toplu İş Sözleşmesini imzaya zorlayacağını
düşündüğü tarihi grev başlangıç tarihi olarak belirlemesinde kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden grevin durdurulmasına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine
varılarak aşşağidaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı İZFAŞ tarafından davalı Sosyal İş Sendikası aleyhine açılan grevin durdurulmasına ilişkin
davanın reddine,
2- İhtiyati tedbir kararının kaldırılmasına,
3-Davalı vekili için takdir olunan 1.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri ve ücreti vekaletin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren
8 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen 277
anlatıldı. 05/09/2011
Katip 100103
Hakim 32138
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-32
13.10.2011
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI METİN EBETÜRK’ÜN 13 EKİM 2011
TARİHİNDE YAPTIĞI YAZILI AÇIKLAMADIR.
GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR
Sendikamız ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden İZFAŞ arasında yürütülen toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine sendikamız, 3 Ağustos 2011 tarihinde
grev kararı almış, grev kararını 22 Ağustos 2011 tarihinde uygulamaya koyacağını duyurmuştu. Bu
sırada da anlaşma sağlanamaması üzerine 22 Ağustos 2011 tarihinde yüzde yüz katılımla grev kararı
uygulamaya konulmuştu.
278
İZFAŞ işvereni 22 Ağustos 2011 tarihinde, “ülkenin uluslararası alandaki itibarının zedeleneceği” ve “grev hakkının kötüye kullanıldığı” gibi gerekçelerle “grevin tedbiren durdurulması” istemi ile
İzmir 1. İş Mahkemesi’ne başvurmuştu. İlk inceleme ile birlikte “ihtiyati tedbir talebi esasa müteakip olduğundan bu aşamada reddine” karar verilmiş, hemen ertesi gün İZFAŞ tarafından 23 Ağustos
2011 tarihli dilekçe ile dosyaya başkaca delil sunulmaksızın, aynı gerekçelerle tedbir talebi yenilenmiş, bu sefer Mahkemece aynı gün içinde “ülkenin uluslararası itibarının zedelenmesi ihtimalinin
doğması tehlikesi bulunduğu” gerekçesi ile grevin 20 gün süre ile durdurulmasına karar verilmişti.
Böylece mahkeme kararı uyarınca İZFAŞ grevi 2. gününün sonunda durdurulmuş, sendikamız avukatının “tedbiren grevi durdurma” kararının kaldırılması için yaptığı başvuruya ilişkin, esas hakkında
karar verilinceye kadar işlem yapılmamış, bu talep görmezden gelinmişti.
Sendikamız grevin durdurulması üzerine İZFAŞ önünde bir basın açıklaması yapmış, tüm üyelerimiz siyahlar giyerek, kararı protesto etmiştik. Bu açıklamada, grevi durduran mahkeme kararının
hukuka aykırı, dayanaksız, keyfi ve 12 Eylül mirasının bir ürünü olduğunu vurgulamıştık.
Grevin durdurulmasını izleyen günlerde, sendikamız ile İZFAŞ arasında anlaşma sağlanmış, toplu iş sözleşmesi 26 Ağustos 2011 günü taraflarca imzalanmıştı. Anlaşma sağlandığı için mahkeme
kararıyla durdurulan grev tümüyle sona ermişti. Ancak “grevin durdurulması” davası İzmir 1. İş
Mahkemesi’nde esastan görülmeye devam etmişti.
İzmir 1. İş Mahkemesi, “grevin durdurulması” davasını 5 Eylül 2011 tarihinde karara bağladı ve
İZFAŞ’ın “grevin durdurulması” talebini reddetti. Böylece İzmir 1. İş Mahkemesi, 24 Ağustos 2011
tarihinde verdiği “grevi tedbiren durdurma” kararının tam aksi yönünde bir karar vererek davayı
sendikamız lehine sonuçlandırdı. İzmir 1. İş Mahkemesi’nin geçtiğimiz günlerde sendikamıza ulaşan
“gerekçeli kararı”nda da sendikamızın haklı olduğu bir kez daha teyit edilmiş oldu.
İzmir 1. İş Mahkemesi, gerekçeli kararında, İZFAŞ grevinde “yasaya aykırılık” veya “grev hakkının kötüye kullanılması” durumunun mevcut olmadığını, greve gidilmesinin sorumlusunun sen-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
dikamız değil işveren tarafı olduğunu açıkça belirtti. İzmir 1. İş Mahkemesi son derece isabetli bir
biçimde gerekçeli kararında aynen şu ifadelere yer verdi:
“Bunun dışında, işveren için bir zarar tehlikesi yaratarak, işvereni, sendikanın önerilerini kabul etmeye zorlamak veya ikna etmek için grev kararı alınmasında yasaya aykırılık veya kötü niyet olduğu
ileri sürülemez. Aslında grev kararının özü de budur. Toplu iş sözleşmesinin çıkmaza girmesi halinde,
işçi sendikasının üye işçilerinin emeğe dayanan gücünü kullanarak işveren üzerinde baskı yaratıp,
yasaya uygun taleplerini işverene kabul ettirmesi hakkının kullanılmasıdır. Bu nedenle, işin doğası
gereği, işçi sendikasının, işverenin işçinin emeğine en çok ihtiyaç duyduğu dönemde grev kararını
uygulamak istemesi de yadırganamaz ve bu durum kötü niyet olarak değerlendirilemez. Zira grevin
amacı, işverenin, işçinin isteklerini kabul etmeme direncinin kırılması ve işçi isteklerinin kabul edildiği
bir toplu iş sözleşmesinin imzalanmasının sağlanmasıdır”.
Ancak bu karar verildiğinde iş işten çoktan geçmiştir. Grev durdurulmuş, sendikamızın grevi
durdurma kararı üzerine yaptığı başvuru reddedilmiş, bu koşullarda sendikamız ile İZFAŞ arasında
toplu iş sözleşmesi imzalanmış ve grev tümüyle sona ermiştir. Sözün özü, İZFAŞ grevinde adalet geç
geldi. Ancak biliyoruz ki “Geç gelen adalet adalet değildir”. İzmir 1. İş Mahkemesi’nin verdiği “grevi
tedbiren durdurma” kararı, toplu iş sözleşmesi ve grev sürecimize ağır zarar vermiştir.
İzmir 1. İş Mahkemesi’nin gerekçeli kararının, toplu iş hukuku kitaplarına dahi konu olabilecek
derecede nitelikli, grev hakkının özünü açık seçik ifade eden bir karar olması, İZFAŞ grevinin yine aynı 279
mahkeme tarafından hukuka aykırı ve keyfi bir biçimde durdurulduğu ve sendikamızın bu koşullar
altında toplu iş sözleşmesi imzalamak durumunda kaldığı gerçeğini değiştirmemektedir.
İzmir 1. İş Mahkemesi, İZFAŞ grevinin hukuka uygun olduğu gerçeğini geç algılamış ya da geç algılamak istemiştir. Aynı mahkeme 15 gün içinde birbirine taban tabana zıt iki karar vererek kanımızca
tarihe geçmiştir.
Sonuç itibariyle bir daha benzer keyfi grev durdurma ve yasaklamalarının yaşanmaması için grev
hakkını güvence altına alan, uluslararası sözleşme ve normlara uygun yasal düzenlemelere ihtiyaç
vardır. Hazırlık çalışmaları süren yeni Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’na bu doğrultuda
grev hakkını koruyan ve grev hakkının keyfi bir biçimde engellenmesini ortadan kaldıran yasal hükümler konulması gerekmektedir.
Ancak yasal düzenlemelerin de ötesinde Türkiye’de evrensel temel hak ve özgürlüklerden biri olan
grevin herkes tarafından benimsenmesi; grev hak ve özgürlüğüne saygı duyulması elzem ve önemlidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Metin EBETÜRK/Sosyal-İş Sendikası Genel Başkanı
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-33
09.06.2011
Değerli basın mensupları,
Sosyal-İş Sendikası üyesi değerli Metro işçisi arkadaşlarımız, Sosyal-İş Sendikası ile Metro Grosmarket arasında yürütülen ve 3000’e yakın üyemizi ilgilendiren 4. Dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, 17 Ocak 2011 tarihinde başlamıştır.
Toplam 50 maddeden oluşan sendikamızın toplu iş sözleşmesi teklifinin bugüne kadar 40 maddesinde anlaşma sağlanmıştır. Anlaşma sağlanamayan maddeler, iki ana konu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunlar; kasalarda uygulanan BART sistemi ile ücret ve sosyal haklardaki artışlardır.
BART sistemi, işçilerin çalışma, mesai başlangıç ve bitiş saatlerinin bir bilgisayar programı tarafından belirlenmesine dayanmaktadır. BART sistemi ile işyerinin yoğunluğuna göre işçilerin mesai başlangıç ve bitiş saatleri sürekli olarak farklılık göstermektedir. BART sistemi ile mesai saatleri sürekli
değişen ve belirsizleşen Metro işçilerinin tüm yaşam düzenleri ve sosyal hayatları alt üst olmaktadır.
Sendikamız işte insanın tüm çalışma ve sosyal yaşamını bir bilgisayar programının insafına terk eden
280 BART sistemine karşı, insani ve kurallı bir çalışma düzeni talep etmektedir.
Anlaşma sağlanamayan diğer husus ise ücret ve sosyal haklardaki artışlardır. Ücret artışlarına ilişkin temel anlaşmazlık noktası birinci altı aylık dönem için uygulanacak olan ücret artış oranındadır. Sendikamız birinci altı ay için %15 oranında bir ücret artışı ve bu artış sonrası aylık brüt maaşı
880.00-TL’nin altında kalan işçilerin ücretlerinin 880.00-TL’ye yükseltilmesini talep etmektedir. Sosyal
haklarda ise yıllık bazda ortalama %20’lik bir artış talebimiz vardır.
Metro Grosmarket ise, resmi enflasyon oranı civarında seyreden bir teklifte bulunmuştur. Metro
işvereni, birinci altı ay için ortalama yüzde 4,3’lere denk gelen bir artış ve sonrasında ücreti brüt 810
TL altına kalanların ücretinin 810 TL’ye çıkarılması, ikinci altı ay için enflasyon oranında ücret zammı
ve sonrasında ücreti 850 TL altında kalanların ücretinin 850 TL’ye yükseltilmesi teklifini vermiştir.
Metro Grosmarket’in gıda yardımı ve sosyal haklara ilişkin teklifi ise yıllık enflasyon oranında artış
olmuştur. Metro Grosmarket, son yıllarda Türkiye’de hızlı bir büyüme trendi yakalamıştır. Son toplu
iş sözleşmesinin imzalandığı 2008 yılında Metro’nun Türkiye’deki mağaza sayısı 14 iken, bugün mağaza sayısı 19’a çıkmıştır. Öyle ki; Metro AG Yönetim Kurulu Üyesi Franz Muller, Metro’nun 2010 yılı
toptancı satışlarında yüzde 18 artış olduğunu, Türkiye’de çok iyi bir gelişme gösterdiklerini, en çok
yatırım yaptıkları ülkenin Türkiye olduğunu ve Türkiye’nin genişleme bakımından 5. sırada yer aldığını
söylemiştir.
Bizzat Metro Yönetim Kurulu Üyesi tarafından dile getirilen bu büyümedeki en büyük pay ve emek
Metro Grosmarket işçilerinindir. Metro Grosmarket’in resmi enflasyon civarındaki teklifi, ücretlerde
bir iyileşme ve büyümenin ücretlere yansımasını sağlamak bir yana, üyelerimizin gerçek ücretlerini
korumaktan dahi uzaktır. Türkiye’de resmi enflasyon ile emekçilerin gerçek enflasyonu arasında bir
uçurum vardır. Kira, elektrik, su, yakıt ve beslenme gibi temel gider kalemlerindeki enflasyon, resmi
enflasyonun bir hayli üzerindedir.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Sendikamız da bu gerçekleri göz önünde bulundurarak, Metro işçilerinin fazlasıyla hak etmiş olduğu bir ücret artışı talebini dile getirmiştir. İşte Sosyal-İş Sendikası, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde
anlaşma sağlanamaması üzerine, yasal süreç gereği, 7 Haziran 2011 tarihinde grev kararı almış, kararı
işverene tebliğ etmiştir. Bugün de, sendikamız Metro Grosmarket bünyesindeki 19 mağaza, genel
müdürlük ve bir merkez depoda grev kararını ilan etmektedir. Anlaşma sağlanamadığı durumda önümüzdeki 60 günlük süre zarfında grev kararı uygulamaya konacaktır.
Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu uyarınca, sendikamız ile işveren arasındaki görüşmeler devam edecektir. Sendikamız toplu iş sözleşmesi sürecinin masa başında sonuçlanması temennisindedir. Ancak Metro işvereni, haklı taleplerimize yanıt vermediği takdirde Sosyal-İş Sendikası ve
sendikamız üyesi Metro işçileri, grev kararını uygulamaya koymaktan çekinmeyecektir.
Buradan bir kez daha duyuruyoruz: Taleplerimiz açık ve nettir. İnsanca bir çalışma düzeni ve insanca yaşayacak ücret istiyoruz. Haklı taleplerimize yanıt verilmesini sağlamak için bugüne kadar olduğu
gibi bugünden sonra da örgütlü gücümüzle, haklı mücadelemize devam edeceğiz.
Yaşasın Metro işçilerinin onurlu mücadelesi,
Yaşasın Sosyal-İş, yaşasın DİSK.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU
281
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-34
12.08.2010
BİRLEŞİK METAL-İŞ SENDİKASI VE METAL İŞÇİLERİ ÜZERİNDEKİ BASKILAR SON
BULMALIDIR!
METAL İŞVERENLERİ, METAL İŞÇİLERİNİN ÖZGÜR İRADESİNE SAYGI DUYMALIDIR!
Özellikle son aylarda kardeş sendikamız olan DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ve Birleşik
Metal-İş’te örgütlenen metal işçileri üzerindeki baskılar yoğunlaşmıştır.
Çorlu’da kurulu olan DİSA Otomotiv, Düzce’de kurulu bulunan Mas-Daf Makina ile Termo Makina, Gebze’de kurulu olan Çel-Mer Çelik’te, İstanbul’da faaliyet gösteren Samka Metal ve Procast
Metal’de, Konya’da kurulu olan Mahle Mopisan’da çalışan işçiler Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenmiş; işverenler sendikalaşmayı engellemek için sendikaya üye olan işçilerin bir kısmını işten
çıkarmıştır. Farklı illerde, farklı işyerlerinde işverenlerin ağız birliği etmiş gibi, Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçilerini hedef alarak sendikalaşmayı engellemek için aynı yönteme başvurması dikkat
çekici ve düşündürücüdür.
282
Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçilerinin ısrarlı mücadelesi neticesinde DİSA Otomotiv, Termo Makina ve son olarak da Çel-Mer Çelik’te sendikalaşma nedeniyle işten çıkarılan işçilerin işe
iadesi sağlanmıştır. Bu işyerlerinde kısa zamanda toplusözleşme sürecinin başlaması ve işçi kardeşlerimizin sendikalı olarak, toplusözleşme ile çalışmaya devam etmesi en büyük temennimizdir.
Sendikal hak ihlallerinin yaşandığı, işçilerin Anayasal haklarını kullandıkları için hukuka aykırı biçimde işten çıkarıldığı diğer işyerlerinde de en kısa sürede işverenler, Birleşik Metal-İş ile görüşerek
anlaşmaya varmalı, işten çıkarılan işçileri işe iade etmeli ve sendikal haklara saygı göstermelidir.
Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçileri üzerindeki her türlü baskı son bulmalı; bundan sonraki
sendikalaşma süreçlerinde işverenler, aynı ucuz oyunlara başvurmak, hukuka aykırı tutumlar sergilemek yerine işçilerin yasal haklarına saygı duymalıdır.
2008’den bu yana devam eden Sinter Metal davası, daha fazla ertelenmeksizin sonuçlandırılmalı
ve sendikalaşma nedeniyle işten çıkarılan tüm işçiler işlerine iade edilmelidir.
Çel-Mer Çelik’te geçtiğimiz günlerde yaşanan ve başarıyla sonuçlanan direniş, metal işçilerinin
sendikal haklarından ve Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan vazgeçmeyeceğini bir kez daha ortaya koymuştur. İnanıyoruz ki, diğer işyerlerinde de devam eden örgütlenme, eylem ve direniş süreçleri de
zaferle sonuçlanacaktır.
Öte yandan sendikalaşma sürecinde haklarını korumak için meşru eylemlere başvuran işçilere yönelik gerçekleştirilen müdahale ve saldırıları kınıyor; bu saldırıları gerçekleştirenler hakkında hukuki
süreç başlatılması için Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz.
Bir kez daha Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçilerinin yanında olduğumuzu ve bundan sonra
da dayanışma içinde olacağımızı duyuruyor; Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçilerine haklı mücadelelerinde başarılar diliyoruz.
Zafer direnen işçilerin olacak!
Genel Yönetim Kurulu
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-35
3 Mart 2011
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL BAŞKANI METİN EBETÜRK’ÜN ANADOLU AJANSI’NA
YAPTIĞI AÇIKLAMA
Kardeş sendikamız DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Metal Sanayi İşverenleri Sendikası
(MESS) arasında yürütülen grup toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine
Birleşik Metal-İş Sendikası Mart ayında uygulanmak üzere 33 işyerinde 15 bin işçiyi kapsayan grev
kararlarını almıştır. Önümüzdeki günlerde anlaşma sağlanamadığı takdirde 21 yıl aradan sonra metal
sektöründe greve çıkılacaktır.
MESS Türk Metal Sendikası ile imzaladığı sözleşmedeki şartları Birleşik Metal-İş Sendikası’na da
dayatmakta, ilk 6 ay için işyerindeki ortalama saat ücretinin yüzde 5,35’i oranında seyyanen zam;
ikinci, üçüncü ve dördüncü altı aylık dilimler için de Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) oranında artış
teklif etmektedir. Türk Metal Sendikası’nın altına imza attığı bu teklif, grup toplu iş sözleşmesi mantığını ters yüz etmekte, işyerindeki ortalama saat ücretine seyyanen zam yapılması farklı işyerlerinde
aynı işi yapan işçiler açısından farklı oranlarda ücret artışına yol açmaktadır. Birleşik Metal-İş Sendi- 283
kası, bu dayatmayı kabul etmemiş, üyeleriyle birlikte grev sürecini başlatmıştır.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın grev kararı ve yürüttüğü mücadele, yalnızca Birleşik Metal-İş Sendikası üyeleri için değil tüm Türkiye işçi sınıfı için hayati öneme sahiptir. Çünkü metal sektöründeki
toplu iş sözleşmeleri ile sağlanan ücret artışları birçok sektör açısından emsal oluşturmakta, kamu
kesimi işçi toplu iş sözleşmeleri de dahil olmak üzere referans alınmaktadır. Türkiye’de sınai üretimin
omurgasını oluşturan metal sektöründeki kazanım ya da kayıplar, diğer sektörleri de olumlu ya da
olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla Birleşik Metal-İş Sendikası ve üyelerinin bu mücadeleden elde
edeceği kazanım tüm Türkiye işçi sınıfının kazanımı olacaktır.
Birleşik Metal-İş Sendikası hem grup toplu iş sözleşmesi mantığını yerle bir eden hem de işçileri
daha fazla geçim derdine sürükleyecek olan MESS dayatmasını reddetmiştir.
Türkiye’de Tüketici Fiyatları Endeksi’ni esas alarak ücret artışlarını belirleme sistemi çökmüştür.
Resmi enflasyon oranı, ülkemizde her geçen gün artan hayat pahalılığını gizlemenin bir aracına dönüşmüştür. İşçinin, emekçinin gerçek enflasyonu, resmi enflasyonun çok daha üzerindedir.
Türkiye genelinde 2006 Haziran-2010 Haziran döneminde TÜFE artış oranı yüzde 37,6 olmuştur.
Oysa aynı dönemde Türkiye’de işçilerin harcamalarında en yüksek payı oluşturan, barınma, elektrik,
su, yakacak, ulaşım ve beslenme gibi temel gider kalemlerinde yaşanan artış, resmi enflasyonun çok
daha üzerindedir. 2006 Haziran 2010 Haziran dönemi arasında Türkiye genelinde kiralar yüzde 55,3,
elektrik yüzde 67, su yüzde 60,7, kömür yüzde 60,8, ekmek yüzde 59,4, dolmuş ücretleri ise yüzde
44,6 oranında artmıştır. Aynı dönemde açlık sınırı yüzde 55,1 oranında, yoksulluk sınırı ise yüzde 43,1
oranında artmıştır. Dolayısıyla bu dönemde resmi enflasyona endekslenmiş ya da resmi enflasyonun biraz üzerinde gerçekleşen ücret artışları, işçilerin gerçek enflasyonunun gerisinde kalmış, işçiler
daha da yoksullaşmıştır.
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
Grup toplu iş sözleşmesi kapsamında olan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin yaşadığı illerde
işçilerin gerçek enflasyonu daha da yüksektir. Örneğin metal işkolunun yoğun olduğu Kocaeli ve Sakarya illerinde 2006 Haziran-2010 Haziran döneminde su yüzde 50, kiralar yüzde 82, elektrik yüzde
72, kömür yüzde 83, ekmek yüzde 53, dolmuş ücreti yüzde 53 oranında artmıştır. İstanbul’da ise kiralar yüzde 58, elektrik yüzde 70,2, su yüzde 97,9, kömür yüzde 65,4, ekmek yüzde 70,2, dolmuş ücreti
yüzde 53 oranında artış göstermiştir.
Öte yandan son yıllarda yaşanan ekonomik kriz en çok ana metal sanayinde çalışan işçileri vurmuş, 2008-2010 döneminde ana metal sanayinde gerçek ücretler yaklaşık yüzde 24 düşmüştür. Ana
metal sanayi ve metal sanayinin diğer dallarında 2009 yılının ikinci yarısından itibaren krizden çıkılmaya başlanmış ancak metal sanayi işçilerinin geçim krizi artarak devam etmiştir.
Birleşik Metal-İş -İş Üye Kimlik Araştırması’na göre, Birleşik Metal-İş -İş üyelerinin yaklaşık yüzde
75’i çocuk sahibidir, işçilerin yüzde 70’e yakının evine tek gelir girmektedir. Sosyal devletin yok edilmesi, eğitim ve sağlık gibi temel kamu hizmetlerinin her geçen gün daha da paralı hale getirilmesi,
işçiler için yeni zorunlu gider kalemleri oluşturmaktadır. Sağlığın özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması
neticesinde işçilerin cepten yaptığı sağlık harcamaları giderek artmaktadır. 2004-2008 döneminde
cepten yapılan sağlık harcamaları yüzde 74 artmıştır. Eğitimin finansmanının büyük ölçüde velilere
yıkılması neticesinde ilköğretim ve orta öğretim çağında çocukları olan veliler, yılda 21 farklı kalemde
2 bin TL’den fazla harcama yapmaktadır. Eğitim sistemi sınav odaklı hale getirilmiş, öğrenciler ders284 hanelere mecbur bırakılmıştır. İşçiler, çocuklarına daha iyi bir gelecek harcamak için her ay yüzlerce
TL dershane parası da ödemek zorunda kalmaktadır.
Bütün bu gerçekler, MESS’in teklifinin işçiler için daha fazla geçim derdi daha fazla yoksulluk daha
fazla sömürü anlamına geldiğini gözler önüne sermektedir. MESS’in teklifi işçilerin gerçek ücretlerinde daha çok düşüşe yol açacaktır.
Sosyal-İş Sendikası olarak kardeş sendikamız olan Birleşik Metal-İş Sendikası’nı ve metal işçilerini
haklı mücadelelerinde sonuna kadar destekleyeceğiz. Somut dayanışma örnekleri ile bu haklı mücadeleye katkı sunabilmek için elimizden geleni yapacağız. İşçilerin gerçek ücretlerinin erimesine, işçilerin daha fazla yoksullaşmasına ve geçim derdi içine düşmesine karşı yürütülen bu mücadelenin başarıyla sonuçlanmasının tüm Türkiye işçi sınıfı açısından bir kazanım olacağı bilinciyle, Birleşik Metal-İş
Sendikası ve metal işçileri ile omuz omuza olacağız. Bu vesileyle tüm emek örgütlerini, emekten yana
olan herkesi Birleşik Metal-İş Sendikası ve metal işçileri ile dayanışmaya davet ediyoruz.
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-36
23.07.2010
BASINA VE KAMUOYUNA
GREVDEKİ KADIKÖY BELEDİYESİ İŞÇİLERİ VE GENEL-İŞ SENDİKASI’NIN
YANINDAYIZ!
KADIKÖY BELEDİYESİ, İŞÇİLERİN HAKLI TALEPLERİNE ACİLEN YANIT VERMELİDİR!
Kadıköy Belediyesi’nde çalışan Genel-İş üyesi 470 belediye işçisi, toplusözleşme görüşmelerinde
anlaşmaya varılamaması üzerine 19 Temmuz 2010 günü greve çıkmıştır. Ücretlere ilişkin 4 maddede
anlaşma sağlanamamış, Kadıköy Belediyesi’nin uzlaşmaz tutumu nedeniyle grev kaçınılmaz olmuştur.
Kadıköy Belediyesi yöneticileri, işçilerin haklı ve makul taleplerini karşılamak yerine, işçilerin alınterinin karşılığı olan taleplerini abartılı bir biçimde basına sunarak kamuoyunu yanlış bilgilendirmek285
tedir.
Kadıköy Belediyesi yöneticileri, kamuoyunu yanıltma girişimlerinden derhal vazgeçmeli, işçilerin
taleplerini karşılamaya yönelik adım atmalıdır.
Kadıköy Belediyesi yöneticilerini ve tüm sosyal demokrat belediye yöneticilerini seçim dönemlerinde işçi ve emekçilere verdikleri sözlerin arkasında durmaya davet ediyor, sadece kâr amacı güden
sıradan işveren gibi davranamayacaklarını hatırlatıyor ve verilen sözlerin takipçisi olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.
Sosyal-İş Sendikası, bu haklı mücadelelerinde, Kadıköy Belediyesi işçileri ve Genel-İş Sendikası’nın
yanındadır. Sendikamız, işçilerin grevinin kazanımla sonuçlanacağına yürekten inanmaktadır.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-37
03.08.2010
BASINA VE KAMUOYUNA
TESCO KİPA İŞVERENİ, KİPA İŞÇİLERİNİN ÖRGÜTLENME VE TOPLUSÖZLEŞME
HAKKINI ENGELLEMEYE ÇALIŞIYOR!
KİPA İŞÇİLERİ VE SENDİKALARI İLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLDUĞUMUZU İLAN
EDİYORUZ!
TESCO KİPA çalışanları 2003 yılında Tez Koop-İş Sendikası’nda örgütlenmeye başlamış, TESCO KİPA,
sendikanın 2004 yılında elde ettiği çoğunluğa itiraz ederek sendikanın yetki almasını engellemiştir.
İlerleyen yıllardan TESCO KİPA’nın tüm hukuk dışı ve etik dışı uygulamalarına rağmen TESCO KİPA
işçileri sendikal örgütlenmede ısrarcı olmuş ve 2010 yılında sendika yeniden çoğunluğu elde etmiştir.
Ancak TESCO KİPA işvereni, 2004 yılında olduğu gibi 2010 yılında da “sendikanın toplusözleşme
imzalamaya yetkili sendika” haline gelmesini engellemek ya da en azından geciktirmek için Çalışma
286 ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın çoğunluk tespitine itirazda bulunmuştur. TESCO KİPA’nın itiraz gerekçeleri, şirketin gerçek amacını gözler önüne serer niteliktedir. TESCO KİPA işvereni, 2010 yılında da 12
Eylül mirası yasalardaki boşluklar ve yargı süreçlerinin uzamasından yararlanarak, sendikanın yetki
almasını geciktirmeye ve engellemeye çalışmaktadır.
Ne yazık ki TESCO KİPA işverenin bu tutumu istisna olmayıp, Türkiye’de birçok işyerinde yaşanmaktadır. İşverenler, “sendikalaşmanın önünü açmaktan ziyade sendikalaşmanın önünü tıkayan” ve
“yetki sürecinin aylarca hatta yıllarca sürmesine neden olan hükümler içeren” 2822 sayılı Toplu İş
Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nu istismar etmektedir.
Öte yandan TESCO KİPA’daki sendikalaşma sürecinin toplu iş sözleşmesi ile sonuçlanması perakende sektöründe ağır koşullarda, düşük ücretlerle, iş güvencesinden yoksun biçimde çalışan işçiler için
büyük bir kazanım ve umut kaynağı olacaktır. TESCO KİPA örgütlenmesinin toplusözleşme ile sonuçlanması bu sektörde yeni sendikalaşma girişimlerinin önünü açacaktır.
Tüm bu nedenlerle, TESCO KİPA işyerlerinde çalışan kardeşlerimizin sendikalaşma mücadelesini
destekliyor ve işveren tarafını hiç bir haklı gerekçeye dayanmayan yetki itirazını derhal geri çekmeye,
sendika ve toplusözleşme hakkına saygı göstermeye davet ediyoruz.
Sosyal-İş Sendikası, Tez-Koop İş sendikası ile arasındaki sendikal anlayış farklılıklarına rağmen, sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışının bir gereği olarak, TESCO KİPA işçileri ve sendikaları ile dayanışma
içindedir. İşçi sınıfımıza yönelik her türlü saldırı ve haksızlık karşısında sendikal anlayış farklılıklarımızı
koruyarak sınıf dayanışması ve birlikte mücadeleyi esas aldığımızın bilinmesini isteriz.
TESCO KİPA işçileri yalnız değildir!
TESCO KİPA işvereni bir an önce toplusözleşme masasına oturmalıdır.
GENEL YÖNETİM KURULU
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-38
04.01.2010
BASIN AÇIKLAMASI
2010 Yılı Asgari Ücret Zammı, Sefaletin Tescilidir
Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 1 Ocak 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere açıkladığı
zamla sefaleti tescil etti. 16 yaşından büyükler için yaklaşık 31 liralık bir artışı öngören zam sonucu
asgari ücret brüt 729, net 577 lira olarak belirlendi. Buna göre asgari ücret %5.2 oranında bir zam
görmüş oldu.
Yine 1 Ocak’tan itibaren hükümet tarafından iğneden ipliğe uygulanan astronomik zamların yanında, %5.2’lik asgari ücret zammı oldukça düşündürücüdür. Bu zam oranı, büyük bölümü asgari
ücret düzeyinde çalışan işçilerin sefaletinin tescillenmesidir. İşçi temsilcilerinin çekildiği Asgari Ücret
Tespit Komisyonu’nda belirlenen asgari ücret zammı ise sadece işveren ve hükümet temsilcileri tara287
fından alınmış, gayrı meşru bir karardır.
Yaşanan ekonomik krizin yarattığı ekonomik tahribattan en yüksek düzeyde etkilenen kesim olan
asgari ücretle çalışanlar, krizin etkileri nedeniyle satın alma güçlerini büyük oranda kaybetmiş, bu
kesimin önemli bir kısmı da işini yitirerek işsiz kalmıştır. Bu nedenle yoksullukla mücadele konusunda yakalanması gereken ilk halka, asgari ücretlilerin durumunun iyileştirilmesi olmalıdır. Krizin tüm
yükünü işçi ve emekçilere ödetmeye çalışan hükümet ve işveren kesimi ise işçilerin özlük haklarını
maliyet öğesi olarak görmeye devam etmektedir.
Bu nedenlerle, asgari ücretlilere reva görülen bu zammın, bir işçi ailesinin geçinebileceği düzeye
çekilmesini talep ediyor, sefaletin tescili olan bu zam oranını şiddetle protesto ediyoruz.
SOSYAL – İŞ SENDİKASI
Genel Yönetim Kurulu
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-39
01.06.2010
İSRAİL İNSANLIK SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDİYOR!
Yıllardır ölümün yanında açlığa da mahkum edilen Gazze’ye insani yardım amaçlı 6 gemilik filoya
mensup “Mavi Marmara” adlı Türk gemisine yapılan ve çok sayıda insanın ölümü ve yaralanmasıyla
sonuçlanan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Böyle bir katliamın gerçekleşeceği günlerdir dünya kamuoyunun gündemindeydi. Tüm bunlara
karşın “demokrasi şampiyonluğuna” oynayan başta ABD ve AB ülkeleri, olacakları seyretmekte kalmadılar. Sessiz kalarak Ortadoğu’daki piyonları İsrail’e katliamdan da sonra sessiz kalarak bir daha
gerçek yüzlerini gösterdiler. Tüm dünya işçi sınıfı ve ülkemiz işçi sınıfı da emperyalist ülkelerin, barıştan ne anladığı gerçeğine bir kez daha şahit oldu.
288
Bu insanlık dışı saldırıyı, saldırının faili olan İsrail devletini, bu saldırıya doğrudan ya da dolaylı
yollarla zemin hazırlayanları, bu saldırıya sessiz kalarak destek verenleri kınıyor, saldırıda yaşamını
kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
AKP hükümetini, İsrail ile yapılan tüm ikili anlaşmaları iptal etmeye, İsrail ile her türlü ilişkiyi askıya
almaya, İsrail Büyükelçisini ülkesine geri yollamaya ve Türkiye’nin İsrail’deki Büyükelçisini geri çekmeye, bundan sonra gerek İsrail gerek ABD gerekse tüm emperyalist güçler ve onların destekçileri ile
her türlü “ortaklık” vb. ilişkiden vazgeçmeye çağırıyoruz.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
EK-40
24.11.2010
GELECEK NESİLLERİN EMANET EDİLDİĞİ ÖĞRETMENLER KENDİ GELECEKLERİNİ
GÖREMİYOR!
Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin de sendikası olan Sosyal-İş Sendikası olarak,
tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.
Öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğuna ilişkin nutukların atılacağı
24 Kasım’da kendi örgütlenme alanımızda yer alan özel öğretim kurumu öğretmenleri başta olmak
üzere tüm öğretmenlerimizin sorunlarına dikkat çekmeyi görev biliyoruz. Çünkü 2010 Türkiyesi’nde,
gelecek nesillerin emanet edildiği öğretmenler kendi geleceklerini dahi göremez hale getirilmiştir.
Çünkü;
ATANMAYI BEKLEYEN ÖĞRETMEN SAYISI 374 BİNİ BULMUŞTUR ve BU RAKAM HER GEÇEN YIL
ARTMAKTADIR
Bir çok umutla eğitim fakültelerine giren yüz binlerce genç öğretmen adayı mezun olduklarında
atamalarının yapılmaması ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Her yıl 50 binden fazla öğretmenin eğitim fakültelerinden mezun olduğu Türkiye, işsiz öğretmenler ülkesi olmaya doğru gitmektedir. Ataması yapılmayan öğretmenler arasında intihar vakalarının giderek yaygınlaşması gelinen
durumu gözler önüne sermektedir. Öğretmenlerimizin atamasını gerçekleştirmek ile sorumlu olan
hükümet yetkilileri ise giderek büyüyen bu sorunu çözmek yerine atama bekleyen yüz binlerce öğretmeni “öğretmen olamayanlar” diyerek aşağılamaktadır.
ARTIK KAMUDA 4-A’LI DEVLET MEMURU STATÜSÜ YERİNE SÖZLEŞMELİ, ÜCRETLİ, VEKİL ÖĞRETMENLİK TERCİH EDİLMEKTEDİR
Türkiye’de kamusal istihdam kabuk değiştirmektedir. Artık kadrolu öğretmen (657 sayılı yasa 4-a)
atamak yerine güvencesiz bir istihdam biçimi olan sözleşmeli personel (657 sayılı yasa 4- b) atamasına ve ücretli ya da vekil öğretmen istihdamına ağırlık verilmektedir. 2007 yılında sözleşmeli öğretmen sayısı 20.314 iken bu rakam 2010 yılı Şubat ayı itibariyle 73.950’ye ulaşmıştır. Sözleşmeli öğretmen istihdamı bir istisna olmaktan çıkarak kural haline gelmiş, her yıl atanan sözleşmeli ve kadrolu
öğretmen sayıları neredeyse eşitlenmiştir.
Bunun yanı sıra Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen “ücretli” ve “vekil” öğretmen istihdamı da
her geçen gün artmaktadır. 2010 yılı Ocak ayı itibariyle “ders ücreti karşılığı çalışan öğretmen sayısı”
(ücretli öğretmen) 61 bin 551’e yükselmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dört bir yanında 10 binlerce vekil öğretmen çalıştırılmaktadır. Sonuç itibariyle Türkiye’de 100 binden fazla ücretli ya da vekil öğretmen iş güvencesinden yoksun biçimde, düşük ücretlerle, sağlık ve sosyal güvenlik hakları kısıtlanarak
ağır koşullarda çalıştırılmaktadır. Ahmet Fazlı Elçi isimli öğretmenin ücretli öğretmen olarak çalıştığı
okulda ek gelir elde edebilmek için ders kitabı taşırken kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesi vahim
tablonun en acı örneğidir.
289
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA İŞ GÜVENCESİNDEN YOKSUN BİR İSTİHDAM BİÇİMİ UYGULANMAKTA, BİR TÜR “MODERN” KÖLELİK DÜZENİ YAŞAMA GEÇİRİLMEKTEDİR!
Türkiye’de dershaneler, özel okullar, kurslar vb. örgün veya yaygın özel öğretim kurumlarında
2009-2010 Eğitim yılı itibariyle 143 bin 829 öğretmen görev yapmaktadır. Ancak Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 6. maddesi gerekçe gösterilerek, özel öğretim kurumlarında İş Yasası’na tabi işçi
olarak çalışan öğretmenler ile en az 1 yıllık olmak üzere “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılmaktadır.
Belirli süreli iş sözleşmesi bir istisna olmasına rağmen özel öğretim kurumlarında kural haline getirilmiştir. Dahası sözleşme kaç kez yenilenirse yenilensin “belirsiz süreli iş sözleşmesi”ne dönüşmemektedir. Özel öğretim kurumlarındaki yıllık (belirli süreli) sözleşme uygulaması “modern” bir kölelik
düzeninden farksızdır. Çünkü belirli süreli iş sözleşmesi, iş güvencesinin olmadığı sözleşme türüdür.
Sözleşme süresi sona erdiğinde işverenler, öğretmenlerin sözleşmelerini yenileyip yenilememe hakkına sahiptir. Dolayısıyla “sözleşmelerin yenilenmemesi” tehdidi öğretmenlerin üzerinde Demoklesin
Kılıcı gibi sallanmakta, işverenler bu kozu kullanarak öğretmenlere “ağır çalışma koşulları ve düşük
ücret” dayatmaktadır.
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ ÇOĞUNLUĞUNDA İŞ YASASI DEĞİL AMİYANE TABİRİYLE “ORMAN
KANUNU” UYGULANMAKTADIR!
Başta dershaneler olmak üzere özel öğretim kurumlarında çalışma koşulları her geçen gün ağır290 laşmakta ve çalışma süreçleri kuralsızlaştırılmaktadır. Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin çalışma koşulları İş Yasası, Özel Öğretim Kurumları Yasası ve çeşitli yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Ancak işverenlerin büyük çoğunluğu yasal mevzuata aykırı davranmaktadır. Hukuka aykırı
olmasına rağmen işe girerken öğretmenlerden boş senet ve istifa kağıdı alınarak “modern kölelik
düzeni” pekiştirilmektedir. On binlerce öğretmen, yasa ve yönetmeliklerde belirtilen ders saat sayısı
ve çalışma süresinden fazla çalıştırılmakta çoğu zaman fazla mesai ücreti ödenmemektedir. Öğretmenlerin hafta tatili, yıllık ücretli izin gibi hakları gasp edilmekte; mevzuattan doğan hakları sürekli
olarak ihlal edilmekte ve öğretmenlere angarya işler dayatılmaktadır. Öğretmenlerin ücretleri geciktirilmekte ve hatta zaman zaman ödenmemektedir. Sigortasız çalıştırılan öğretmenlerin sayısı 10
binleri bulmakta, sigorta girişi yapılan binlerce öğretmenin sigorta primleri eksik yatırılmakta ya da
öğretmenlerce yatırılmaktadır. Staj dönemleri ise başlı başına bir faciadır; stajyer öğretmenlerin maruz kaldıkları hak ihlalleri giderek artmaktadır. Özetle başta dershaneler olmak üzere özel öğretim
kurumlarının çoğunluğunda amiyane tabiriyle “Orman Kanunu” uygulanmaktadır. Ayrıca özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin maaşları her geçen yıl daha da erimektedir. Artık birçok
dershane “asgari ücret” ile öğretmen alır hale gelmiştir.
ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRETMENLERİNE MESLEK ONURUNA AYKIRI İŞLER YAPTIRILMAKTADIR
Özellikle dershanelerde öğretmenlere görev tanımları dışında, angarya niteliğinde, keyfi ve çoğu
zaman meslek ilkeleri ve onuruna aykırı işler yaptırılmaktadır. Dershaneler arasında giderek artan
rekabet, öğretmenlere yeni angaryalar yüklenmesi ile sonuçlanmaktadır. Öğretmenlerin görev tanımlarında yer almadığı halde, telefon görüşmeleri ya da yüz yüze görüşmeler yaparak dershaneye
öğrenci bulma, akşamları ya da geceleri öğrencilerin evlerine ziyaretler gerçekleştirme, öğrenciler
arasındaki gönül ilişkilerini tespit ederek dershaneye ihbar etme, ayak işleri, temizlik gibi işleröğretmenlere yaptırılmaktadır. Öyle ki kimi dershaneler yazları öğretmenleri traktörlere doldurarak civar
köylerde “öğrenci avı”na çıkmakta, kimileri de “öğretmeniniz bir telefon kadar yakında” diyerek öğ-
Ekler
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
retmenlerin cep telefonları numaralarını öğrencilere dağıtmakta ve öğretmenler gece yarılarında
öğrencilerden gelen aramaları yanıtlamak zorunda bırakılmaktadır.
BÜTÜN BUNLARA İTİRAZIMIZ VAR!
Türkiye’de hem eğitim sistemi, hem öğretmen istihdamı hem de öğretmenlerin çalışma koşulları
S.O.S vermektedir. Kamuda giderek büyüyen öğretmen açığına, kamuda yaygınlaşan iş güvencesinden yoksun istihdam modellerine, özel öğretim kurumlarındaki “modern” kölelik düzenine ve hak
ihlallerine sessiz kalmamız mümkün değildir. Sosyal-İş Sendikası olarak hem herkesin ücretli, nitelikli
ve bilimsel eğitim alma hakkını hem de öğretmenlerimizin haklarını savunmaya devam edeceğiz.
Bu çerçevede,
•
Eğitimde özelleştirmeci, piyasacı politikalardan vazgeçilmesini ve tüm yurttaşlara ücretli, nitelikli ve bilimsel eğitim sunulmasını,
•
Kamudaki öğretmen açığının kapatılmasını ve atanmak isteyen tüm öğretmenlerin göreve yerleştirilmesini,
•
Kamuda sözleşmeli, ücretli, vekil vb. güvencesiz istihdam biçimlerinden vazgeçilmesini,
•
Özel öğretim kurumlarındaki “belirli süreli iş sözleşmesi” uygulamasına son verilerek tüm öğ- 291
retmenlerin güvenceli bir biçimde istihdam edilmesini,
•
Özel öğretim kurumlarındaki keyfi, meslek onuruna aykırı uygulamalara, ağır çalışma koşullarına ve hak ihlallerine son verilmesini,
•
Tüm öğretmenlere güvenceli iş, insanca yaşanacak ücret, meslek onuruna yakışırmuamele ve
görevlerini layığı ile yerine getirebilecekleri koşullar hazırlanmasını, talep ediyoruz.
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir kez daha kutluyor, özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerimizi “güvenceli iş, insanca ücret ve çalışma koşulları” için sendikamızla buluşmaya, sendikamızda örgütlenmeye davet ediyoruz.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI
GENEL YÖNETİM KURULU
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Ekler
EK-41
25.10.2011
YİNE DEPREM DEĞİL, SİSTEM ÖLDÜRDÜ!
23 Ekim 2011 tarihinde, ülkemiz büyük bir acıyla daha sarsıldı. Van’da gerçekleşen 7.3 büyüklüğündeki deprem, yüzlerce vatandaşımızın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına ve evsiz kalmasına
neden oldu.
Deprem kuşağında yer alan ve daha önce büyük deprem felaketleri yaşayan ülkemizde, depremle
ilgili önlemlerin bir türlü alınmaması, yaşanan bu felaketin en önemli sebebidir. Para hırsından gözü
dönen kapitalizm, insanların canı pahasına, daha fazla zenginleşmek için depreme dayanıksız yapıların inşa edilmesine neden olmuştur. Öte yandan, 17 Ağustos 1999’da yaşanılan büyük deprem felaketinden sonra uygulamaya konan ‘Deprem vergilerinin’ ise depreme karşı önlemlerin alınması ve
arttırılmasında kullanılmadığı da ayan beyan ortaya çıkmıştır. Daha önce yaşanan depremler bahane
292 edilerek halkın üzerine salınan vergiler yetmezmiş gibi, depreme karşı hiçbir önlem alınmamasının
faturasını da yine bölgede yaşayan halkımız canıyla ödemiştir.
Van’daki depremle bir kez daha gördüğümüz bu acı tablonun baş sorumluları, zenginliğine daha
çok zenginlik katmak için her yola başvuran, maliyetlerin artmaması için bina inşasında depreme
karşı uygun malzeme ve teknikleri kullanmayan işverenler ile bunlara göz yuman, gerektiği gibi denetlemeyen, depremi bile bir fırsat olarak görüp yeni vergiler uygulamaya koyan devlettir.
Diğer yandan, bir insanlık dramının yaşandığı sıralarda, bazı medya ve siyasi çevreler tarafından
dile getirilen nefret söylemlerinin insani değerle kesinlikle bağdaşmadığı düşüncesindeyiz. Birlik ve
beraberliğin, dayanışmanın yükseltilmesi gereken zamanlarda bu tür ırkçı söylemleri geliştirenleri
şiddetle kınıyoruz. Depremin acılarını birlik, dayanışma ve kardeşlik bilinci saracaktır.
Sendikamız, hükümeti, yerel yönetimleri ve ilgili kurumları, gerekli önlemlerin bir an önce alınması için harekete geçmeye çağırmakta, tüm Türkiye halkını, Van’da yaşanan felaketten etkilenen
vatandaşlarımızla dayanışmaya davet etmektedir. Sosyal-İş Sendikası olarak, Van’da yaşanan büyük
felakette yaşamını yitirenler için başsağlığı, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar dileriz.
SOSYAL-İŞ SENDİKASI GENEL YÖNETİM KURULU
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
293
294
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
295
296
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
297
298
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
299
300
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
NOTLAR
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
...........................................................................................................................................................
301
302
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş
Giriş
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
303
304
Sosyal-İş Sendikası 13. Olağan
Genel Kurulu Çalışma Raporu
Giriş

Benzer belgeler

15/07/2013 - Koop

15/07/2013  - Koop enerji kaynaklarının en büyük bölümünü barındıran Ortadoğu bölgesindeki ekonomik ve askeri varlığı ile aynı zamanda emperyalist dünyanın diğer kutup başlarına da gözdağı veriyor. Ortadoğu ve Afgani...

Detaylı