9aabk ozet kitabi - BEÜ - Fen Edebiyat Fakültesi

Transkript

Uluslararası Katılımlı
9. Anadolu Adli Bilimler Kongresi
BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ
ADLİ BİLİMCİLER DERNEĞİ
http://web.beun.edu.tr/aabk/
6-8 KASIM 2012, ZONGULDAK, TÜRKİYE
KONGRE ÖZET KİTABI
Sen hergün hayata; yine, yeniden ilk kez görüyormuşçasına
bakarken,
Onlar; hergün hayata, hep hep hep son kez görüyormuşçasına
bakıyorlar.
Kapak Tasarımı ve Kitapçığı Hazırlayan:!
!
!
!
Yrd. Doç. Dr. Uğur Koçak
http://www.adlibilimler.com
3!
Uluslararası Katılımlı 9. Anadolu Adli Bilimler Kongresi
9 th. Anatolian Forensic Science Congress with International Participation
November 6-8th, 2012, Zonguldak
Değerli Adli Bilimciler,
Her yıl geleneksel olarak Anadolu’nun farklı illerinde düzenlenmekte olan
ANADOLU ADLİ BİLİMLER KONGRESİ’nin dokuzuncusu 6-8 Kasım 2012
tarihleri arasında, Adli Bilimciler Derneği'nin katkılarıyla Bülent Ecevit
Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ZONGULDAK’da düzenlenmiştir.
Bilimsel içeriği ve sosyal programı açısından oldukça zengin olan bu
kongrede; Batı Karadeniz’in şirin ve başarılı bir ili olan Zonguldak’da, Adli
Bilimleri ilgilendiren farklı bilim dallarında çalışma yapan akademisyen ve
araştırmacılar bir araya gelerek, birikimlerini karşılıklı olarak aktarma ve bilgi
paylaşım imkanı bulmuşlardır. Zonguldak’da siz meslektaşlarımızla bu
atmosferde buluşmuş olmaktan dolayı mutluyuz.
Bu vesileyle, kongrenin hazırlık ve düzenleme aşamasında desteğini
esirgemeyen Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü sayın Prof Dr Mahmut
Özer’e, Rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Haluk Güven’e ve Prof Dr Muhlis
Bağdigen’e,
Kongrenin düzenlenmesinde emeği geçen Adli Bilimciler Derneği Başkanı
sayın Prof. Dr. Hamit Hancı'ya,
Panelist, poster bildirisi veya dinleyici olarak ülkemiz ve dünyanın çeşitli
ülkelerinden gelerek kongremize katılan tüm adli bilimcilere,
Kongremizin ana sponsoru Eren Enerji Genel Koordinatörü Erol Orhan ile
diğer sponsorlar olan Zonguldak Belediyesi Başkanı Muharrem Akdemir,
Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Zonguldak Baro Başkanı Av.
Kerem Ertem, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan,
Genel Maden İşçileri Sendikası (GMIS) Başkanı Eyüp Alabaş, Zonguldak
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı M. Salih Demir ve Türk Ekonomi Bankası
(TEB) Zonguldak Şubesi Müdürü Nurhan Küçük'e yaptıkları katkılar nedeniyle
teşekkür ederiz.
Doç. Dr. Rıza YILMAZ
Doç. Dr. Sadık TOPRAK
5!
KURULLAR
7!
9. Anadolu Adli Bilimler Kongresi
6-8 Kasım 2012 Zonguldak
Bülent Ecevit Üniversitesi – Adli Bilimciler Derneği
Kongre Onursal Başkanı
Prof. Dr. Mahmut ÖZER
Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü
Kongre Başkanları
Prof. Dr. Hamit HANCI. Adli Bilimciler Derneği Başkanı
Doç. Dr. Sadık TOPRAK. Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp A.D
Doç. Dr. Rıza YILMAZ. Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp A.D
Kongre Sekreterleri
Dr.Tomurcuk Harbigil Sever. Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fak.
Hanifi Sever. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü
Yeliz Çatak. Sağlık Bakanlığı Proje Yönetim Destek Birimi
Derya Arı. Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi
9!
BİLİMSEL DANIŞMA KURULU
ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Ahmet ARSLAN Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fak. Tıbbi Biyoloji ve
Genetik ABD
Prof. Dr. Ahmet Nezih KÖK, Atatürk Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD - Erzincan
Huk. Fak.
Prof. Dr. Ahmet YILMAZ, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Ahmet SAYAL, GATA Eczacılık Bilimleri Merkezi
Prof. Dr. Alaittin ELHAN, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD
Prof. Dr. Ali Murat ZERGEROĞLU, Ankara Üniv. Tıp Fak. Spor Hekimliği AD
Prof. Dr. Atınç ÇOLTU, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Aydın EREL, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Ulaştırma AD
Prof. Dr. Ayhan İNAL, ODTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Müh. Bölümü
Prof. Dr. Ayla AYSEV, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi AD
Prof. Dr. Ayla SEVİM EROL, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Prof. Dr. Ayşe ÇAKMAK, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Entomoloji
AB
Prof. Dr. Bahar BOYDAK, Ege Üniv. Acil Servis ve Kardiyoloji AD
Prof. Dr. Behnan ALPER, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Bekir Sami UYANIK, Celal Bayar Üniv. Tıp F. Biyokimya A.D
Prof. Dr. Betül BULUT ULUKOL, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk
Sağlığı AD
Prof. Dr. Beyhan DEMİRHAN, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD
Prof. Dr. Bülent ÜNER, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Cengiz KAYAHAN GATA Acil Tıp A.D
Prof. Dr. Cenk AKBOSTANCI Ankara Üniversitesi Nöroloji AD
Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Derya AZMAK, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Doğan SOYASLAN, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Ekin Özgür AKTAŞ, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD.
Prof. Dr. Ekrem SEZİK, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Prof. Dr. Emin ERGEN, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği AD
Prof. Dr. Emin ÖZDEDELİ, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AD
Prof. Dr. Emine AKYÜZ, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Prof. Dr. Erdal ZORBA Gazi Üniv. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu
Prof. Dr. Erdem YEŞİLADA, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Prof. Dr. Erdoğan SÖZÜER Erciyes Üniv. Tıp. Fak. Acil Tıp AD
Prof. Dr. Erksin GÜLEÇ, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Prof. Dr. Erol BALIK, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
Prof. Dr. Ertuğrul ELMA, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fak. Dekanı
Prof. Dr. Fatih YAVUZ, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Fatma ALİSİNANOĞLU Gazi Üniv. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi
Eğitim Öğretmenliği AD
Prof. Dr. Feridun YENİSEY, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr.
Figen GÖVSA GÖKTEMEN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD
Prof. Dr. Füsun SOKULLU, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Prof. Dr.
Gökhan ORAL, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri AD
Prof. Dr. Göknur AKTAY, İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Prof. Dr. Gönül OĞUR, 19 Mayıs Üniv. Tıp Fak. Pediatrik Genetik ve Tıbbi
Genetik Bölümü
Prof. Dr. Gülin GÜVENDİK, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Prof. Dr. Gürayten ÖZYURT, Uludağ Üniv. Tıp Faktültesi Anestezyoloji ve
Reanimasyon AD.
Prof. Dr. Gürsel ÇETİN, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Prof. Dr. Hakan HAKERİ, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fak.
Prof. Dr. Hakan KUMBASAR, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk
Psikiyatrisi AD
Prof. Dr. Hakan ŞATIROĞLU, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum
AD
Prof. Dr. Haluk YAVUZER, İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim
Fakültesi
Prof. Dr. Hamdi AKAN, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji AD
Prof. Dr. Hayrettin ÖKÇESİZ, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. İ. Hamit HANCI, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. İ. Tayfun UZBAY, GATA Tıbbi Farmakoloji AD.
Prof. Dr. İbrahim TEKDEMİR, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD
Prof. Dr. İlhami KÖKSAL, Ankara Üniversitesi Çankırı Orman Fakültesi
Prof. Dr. İmdat ELMAS, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp
AD
Prof. Dr. İsmail KIRCA, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. İsmail OĞUZ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Prof. Dr. Kayıhan İÇEL, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Kemal AKTUĞLU, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi AB
Prof. Dr. Kemalettin ACAR, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Kerem DOKSAT, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Psikiyatri AD
Prof. Dr. Köksal BAYRAKTAR, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Lale SİRMEN, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Latife BIYIKLI, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Prof. Dr. Leyla AÇIK, Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. Biyoloji Böl.
Prof. Dr. M. Oktay GÜRKAN, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Entomoloji AB
Prof. Dr. M. Sunay YAVUZ,. Celal Bayar Üniv T ıp Fak. Adli Tıp AD.
Prof. Dr. M. Yaşar İŞCAN, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Mahmut AŞIRDİZER, Celal Bayar Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD
Prof. Dr. Mehmet DEMİR, Ankara Üniv. Hukuk Fak. Medeni Hukuk
Prof. Dr. Mehmet ORAL, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve
Reanimasyon AD
Prof. Dr. Mehmet YÜKSEL, Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi
Prof. Dr. Mehmet KIYAN; Ankara Üniv Mikrobioloji AD
Prof. Dr. Mithat BOZDAYI AÜTF İç Hastalıkları AD
Prof. Dr. Murat ÖZMEN İnönü Üniv. Fen Edebiyat Fak. Biyoloji Bölümü
Prof. Dr. Mustafa ÖZBARAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi GKDC AD
Prof. Dr. Nasuhi Engin AYDIN, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji A.D
Prof. Dr. Necmi ÇEKİN, Çukurova Üniversite Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Nevzat ALKAN İstanbul Üni. Tıp Fak. Adli Tıp Anabilim Dalı
Prof. Dr. Nevzat TOROSLU, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Nezir SUYUGÜL, Adli Tıp Kurumu İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp
Fak. Göz Hast. AD
Prof. Dr. Oğuz KARAMIZRAK, Ege Üniversitesi Spor Hekimliği
Prof. Dr. Orhan OYAR, Süleyman Demirel Üniv. Tıp Fak. Radyodiagnostik AD
Prof. Dr. Osman CELBİŞ, İnönü Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp. AD.
Prof. Dr. Ömer GEBİZLİOĞLU, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi
Prof. Dr. Özdemir KOLUSAYIN, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Adli Tıp AD
Prof. Dr. Özden TULUNAY, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD
Prof. Dr. Ramazan ARSLAN, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Recep FEDAKAR, Uludağ Üniversitesi Adli Tıp AD.
Prof. Dr. Rıdvan EGE, Türkiye Trafik Kazaları Yardım Vakfı - Ufuk Üniv.
Prof. Dr. Rüştü Süleyman GÜNER, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor
Hekimliği AD
Prof. Dr. Salih CENGİZ, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Selçuk YÜCESAN, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AB
Prof. Dr. Selim ÇETİNKAYA, Gazi Üniv. Teknik Eğitim Fak. Otomotiv Bölümü
Prof. Dr. Sema AKA, Bağımsız Araştırmacı
Prof. Dr. Sema KANER, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Prof. Dr. Sevda ULUĞTEKİN, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler YO
Prof. Dr. Seyhan CENETOĞLU, Gazi Üniv. Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi AD
Prof. Dr. Sinan ADIYAMAN, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi AD
Prof. Dr. Süleyman PAMPAL, Gazi Üniv. Mühendislik Mimarlık Fakültesi.
Prof. Dr. Şevki SÖZEN, İstanbul Üniv. İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Tanju AKTUĞ, Ankara Üniv. Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi AD
Prof. Dr. Tevfik ORBEY, Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi
Prof. Dr. Tuna KARAHAN, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD
Prof. Dr. Tülin İÇLİ, Polis Akademisi
Prof. Dr. Vahit BIÇAK, Polis Akademisi
Prof. Dr. Yavuz ATAMAN, ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü
Prof. Dr. Yavuz Sinan AYDINTUĞ, GATA Diş Hekimliği Merkezi
Prof. Dr. Yıldız PEKŞEN, Ondokuz Mayıs Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD
Prof. Dr. Yücel ARISOY, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Prof. Dr. Zafer KARAER, Ankara Üniv. Veterinerlik Fak. Entomoloji AB
Prof. Dr. Zeki ALKAN Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi
Prof. Dr. Zeki HAFIZOĞULLARI, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Prof. Dr. Zeki SOYSAL, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp
AD (Saygıyla anıyoruz)
Prof. Dr. Zerrin ERKOL, İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Tıp Fak. Adli Tıp
AD
11!
BİLİMSEL DANIŞMA KURULU
ADVISORY BOARD
Prof. Dr. Ziya ŞİMŞEK, Ankara Üniversitesi Çankırı Orman Fakültesi
Doç. Dr. Ahmet KOLTUKSUZ, İzmir Yüksek Teknoloji Ens. Bilg. Müh. Blm.
Doç. Dr. Aysun UZ, Ankara Üniversitesi; Tıp Fakültesi Anotomi AD
Yrd. Doç. Dr. Fatih YAĞMUR, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp
AD.
Yrd. Doç. Dr. Gülsüm ANÇEL; Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Fak.
Doç. Dr. Aytaç KOÇAK, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Doç. Dr. Binnur ÖNAL, Dışkapı YB Eğitim Araştırma Hastanesi, Patoloji
Doç. Dr. Bora BÜKEN, Düzce Üniversitesi Tıp Fak. Adli Tıp AD.
Doç. Dr. Cahit DOĞAN, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Botanik AD
Doç. Dr. Ç. Lütfi BAYDAR, Süleyman Demirel Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD.
Doç. Dr. Çetin ARSLAN; Yargıtay Cumhuriyet Savcısı
Doç. Dr. Dinçer YILDIZ, Kırıkkale Üniv. Veterinerlik Fakültesi Morfoloji AD
Doç. Dr. Erdener ÖZER, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD
Doç. Dr. Erdem ÖZKARA Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Doç. Dr. Erhan BÜKEN, Başkent Üniversitesi Adli Tıp AD.
Yrd. Doç. Dr. Menderes KALKAT, Niğde Üniversitesi Makine Mühendisliği
Yrd. Doç. Dr. M. Kürşat ÇUBUK, Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fak.
Yrd. Doç. Dr. Muammer KETİZMEN, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Nezih VAROL, Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Onur POLAT Ankara Üniv. Tıp Fak. Acil Tıp AD.
Yrd. Doç. Dr. Ömer BÖKE, Ondokuz Mayıs Üniv. Tıp. Fak. Psikiyatri AD.
Yrd. Doç. Dr. Önder AYTAÇ, TADOC - Polis Akademisi
Yrd. Doç. Dr. Pınar Gözlük KIRMIZIOĞLU Cumhuriyet Üniv. Antropoloji Böl.
Yrd. Doç. Dr. Saadet ALKIŞ, Akdeniz Üniv. Tek. Bilimler Mes. Y. Okulu
Yrd. Doç. Dr. Serdar ELER, Gazi BESYO.
Doç. Dr. Ertan BEŞE, Polis Akademisi Doç. Dr. Faruk AŞICIOĞLU, Adli Tıp
Kurumu.
Doç. Dr. Gürol CANTÜRK, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Doç. Dr. Halis DOKGÖZ, Mersin Tıp Fak. Adlı Tıp AD
Doç. Dr. Haluk İNCE, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Doç. Dr. Hanım HALİLOVA, Ankara Üniversitesi Ziraat Fak. Toprak Böl.
Doç. Dr. Hülya UÇAR Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Doç. Dr. Hilal ÖZDAĞ, Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Ens.
Doç. Dr. İsmail BİRİNCİOĞLU, KTÜ. Tıp Fak. Adli Tıp AD
Doç. Dr. Kader YILDIZ, Kırıkkale Üniv. Veterinerlik Fak. Parazitoloji AD
Yrd. Doç. Dr. Serdar SÜTÇÜ, Tepebaşı ADSM.
Yrd. Doç. Dr. Timuçin KÖPRÜLÜ, Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Tuğkan TUĞLULAR, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü.
Yrd. Doç. Dr. Yıldıray ZEYFEOĞLU, Celal Bayar Üniversitesi Adli Tıp AD
Yrd. Dr. Dt. Z. Füsun YAŞAR, Mehmet Akif Ersoy Üniv. Fen Edebiyat Fak.
Antropoloji Bölümü
Öğ. Gör. Ayhan YİĞİT Cumhuriyet Üniv. Antropoloji Bölümü.
Öğr. Gör. Dr. Ender DURUALP; Çankırı Karatekin Üniv.Sağlık Yüksekokulu
Öğr. Gör. Mehmet ERDEM, Dumlupınar Üniv. Kütahya Meslek Yüksekokulu
Öğr. Gör. Semra Çelikli; Ege Üniversitesi, Ambulans Acil Bölümü
Doç. Dr. M. Bedri ERYILMAZ, Polis Akademisi Güv. Bilimleri Enstitüsü
Doç. Dr. Mehmet YOKUŞOĞLU, GATA Kardioloji AD
Doç.Dr. Meltem ÇOLAK, Atatürk Üniversitesi, Diş Hekimliği Fak, Endodonti AD, Erzurum
Doç. Dr. Naci ÖCAL, Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fak.
Doç. Dr. Necdet DOĞAN, GATA Diş Hekimliği Fakültesi
Doç. Dr. Neylan ZİYALAR, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Doç. Dr. Niyazi MERİÇ, Ankara Üniv. Müh. Fak. Fizik Müh. Bölümü
Doç. Dr. Niyazi ÖZÜÇELİK, Bakırköy Devlet Hastanesi Acil Servisi.
Doç. Dr. Okşan Başoğlu, Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü
Av. Devrim Karakülah, Ankara Barosu
Dr. Dt. Feryal KARAMAN, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü
Dr. Dt. Hüseyin AFŞİN, İstanbul Üniversitesi
Dr.Arif Akgül; Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi
(TUBİM)
Dr. Aylin YALÇIN SARIBEY, Aydın Jandarma Bölge Kriminal Lab.
Dr. Hüseyin SARI, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı
Dr. Ayfer ÇOLAK, Sağlık Bakanlığı Tepecik Hastanesi Biyokimya Kliniği
Dr. Ercan SEYHAN, Jandarma Meslek Yüksek Okulu (JAMYO), Hukuk Bilimleri
Bölümü
Doç. Dr. Oğuzhan OKUTAN, GATA
Doç. Dr. Osman GÜRDAL Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi
Doç. Dr. Rıza YILMAZ, Bülent Ecevit Üniv. Adli Tıp AD.
Doç. Dr. Sinan YOL, Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitim Genel Müdürlüğü
Doç. Dr. Süleyman CEYLAN, GATA Halk Sağlığı AD.
Doç. Dr. Şahan SAYGI, Mersin Üniversitesi
Doç. Dr. Türev BERKİ, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı
Doç. Dr. Ümit Naci GÜNDOĞMUŞ, Kocaeli Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD.
Doç. Dr. Yeşim YASAK, TŞOF
Doç. Dr. Yurdagül ERDEM; Ankara Üniv. Sağlık Bilimleri Fak.
Dr. Raşit POYRAZ, İçişleri Bak. Dış İlişkiler ve AB Koordinasyon Dairesi
Dr. Sabri CANDAR Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp AD
Dr. Sadi ÇAĞDIR, Adli Tıp Kurumu
Dr. Sedef AKKAPLAN, Kocaeli Üniversitesi İtfaiyecilik Yüksekokulu.
Dr. Serpil Yaylacı, Acıbadem Hastanesi, Acil Tıp Uzmanı
Dr. Umut KAYTANLI, Tokat Devlet Hastanesi
Yekta Güngör ÖZDEN, Anayasa Mahkemesi Önceki Başkanı.
Hk. Erol UZUNER, Yargıtay
Hk. İsmet BALSEVEN, Yargıtay Üyesi
Dr. Yeşim DOĞAN ALAKOÇ, Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Ens.
Doç. Dr. Y. Kağan KADIOĞLU, Ankara Üniversitesi Müh. Fakültesi Jeoloji Müh.
Doç. Dr. Zarife ŞENOCAK; Ankara Üniv. Hukuk Fak. Medeni Hukuk AD.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet TURLA, Ondokuz Mayıs Üniv. Tıp Fak. Adli Tıp AD.
Yrd. Doç. Dr.Ali YILDIRIM; Gaziosman Paşa Üniv. Adli Tıp AD.
Yrd. Doç. Dr. Cenker GÖKER, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Darçın AKIN, Ulaşım ve Trafik Uzmanı, Gebze Yüksek Teknoloji
Enstitüsü
Yrd. Doç. Dr. Diljin KEÇECİ, Süleyman Demirel Üniv. Diş Hekimliği Fak.
Yrd. Doç. Dr. Eda ÖZDİLER KÜÇÜK, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler
Fakültesi
Vet. Adnan SERPEN, İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanlığı
Ali ÇOLAK; TBMM Araştırma Merkezi Yasama Uzmanı.
Burhanettin CİHANGİROĞLU Jandarma Kriminal Dairesi Başkanlığı
Cem Mehmet ÇETİN, EGM Kriminal Polis Lab. Daire Bşk.
İlker AYBAR, Manisa Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü
Levent BAYRAM, Ankara Kriminal Polis Lab. Müdürlüğü
Mustafa MERCAN, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı
Nurullah ZENGİN Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas
Daire Başkanlığı
Rahmi Aşkın TÜRELİ; ODTÜ, İİBF, İhtisat, Öğretim Gör.
Yrd. Doç. Dr. Eşref KÜÇÜK, TOBB ETÜ Hukuk Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Fatih KARAOSMANOĞLU, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri
Enstitüsü
Yücel DENER Adli Tıp Kurumu Antalya Grup Başkanlığı Kimya Dairesi
Hem. Beyhan ÇOLAK YENİ, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi.
13!
BİLİMSEL PROGRAM
15!
06 Kasım 2012 Salı / I. Gün
14:00 Açılış Töreni (Prof. Dr. Arif Amirov
Konferans Salonu)
Doç. Dr. Rıza Yılmaz BEUN Tıp Fakültesi Adli Tıp
A.D. Öğretim Üyesi
Prof. Dr. İ.Hamit Hancı Adli Bilimciler Derneği
Başkanı
Prof. Dr. Haluk Güven Bülent Ecevit Üniversitesi
Rektör Vekili
Ali İrfan Yılmaz Zonguldak Cumhuriyet Başsavcı
Vekili
Muharrem Akdemir Zonguldak Belediye Başkanı
07 Kasım 2012 Çarşamba / II. Gün
Sosyal Program 9.00-12.00
Konuşmalar
Açılış Konferansı 14:45-15:45 (Prof. Dr. Arif
Amirov Konferans Salonu)
Prof. Dr. Bingür Sönmez. Kafkas Cephesi boyunca
Karadeniz’de Donanma Faaliyetleri
Konferanslar 1 Oturumu 16:15-17.45 (Prof. Dr. Arif
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Suat Hayri Uğurbaş
(BEUN Tıp Fak. Göz Sağlığı ve Hastalıkları A.D.)
Altay Suroy (Kosova Anayasa Mahkemesi Üyesi).
Kosova Anayasa Mahkemesinde Bireysel Başvurular.
Burhan Özkoşar (Hürriyet Gazetesi Fransa
Temsilcisi. Dünya Ahiska Türkleri Birliği [DATUB] YK
Üyesi). Uluslarası İnsan Hakları İhlalleri ve Ahıska
Dramı
Prof. Dr. Murat Dikmengil (Düzce Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi). Harp Cerrahisi
Levan Samkharauli (National Forensics Bureau,
Georgia. Gürcistan) Forensic Medical Department - the
structure and main work principles
17.45- 18.00 Ara
Konferanslar 2 Oturumu 18.00-19.30 (Prof. Dr.
Arif Amirov Konferans Salonu)
Oturum Başkanı : Prof. Dr. Salih Cengiz (İ.Ü. Adli
Tıp Enstitüsü)
Hasan Gemici (Devlet Eski Bakanı). Özürlüler ve
Hakları
Av. Sadun Köprülü. Kerkük’te İnsan Hakları İhlalleri.
Beyhan Gürgöze (KKTC DAÜ) Adli Bilimler ve Spor
Prof. Dr. Ali Nezihi Bilge (Bilgi Üniversitesi). Enerji
Sistemleri Mühendisliği. Radyoaktif İlaçlar ve
Radyasyondan Korunma.
Kim.Yücel Dener (Sağlık Bakanlığı). Uygulamada
Trafikte Sürücülerde Keyif Verici Maddelerin (Alkol,
Uyuşturucu/Uyarıcı) kan ve idrarda Tespit Prosedürü
Sarıkamış Deniz Şehitlerini Anma Programı.
Karadeniz Ereğli.
Konferanslar 3 Oturumu 14:00-15:30 (Prof. Dr.
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Bora Büken (Düzce
Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.)
Prof. Dr. Osman Celbiş (İnönü Üniv. Tıp Fak. Adli
Tıp A.D). Bitkisel Kökenli Zayıflama İlaçları.
Prof. Dr. Salih Cengiz (İstanbul Üniversitesi Adli Tıp
Enstitüsü). Mürekkep Yaş Tayini
ve Sorunları.
Dr. Jamal Musayev -Prof. Dr. Adalat Hasanov.
(Azerbeycan Adli Tıp Kurumu) "Bir Soykırımın
Patolojisi: Hocalı Soykırımını Cesetlerden
Dinliyoruz"
15:30-15:45 Ara
15:45-17:15 Konferanslar 4 Oturumu (Prof. Dr.
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Adalat Hasanov
(Azerbeycan Adli Tıp Kurumu)
Prof. Dr. P. Sema Aka (Bağımsız Araştırmacı.
Ankara). Yüzün Yeniden Yapılandırılması
Çalışmalarında Uygulama Teknikleri (Application
Thechniques for Facial Reconstruction).
Prof. Dr. O. P. Jasuja (Patiala, Hindistan).
Poroskopi; Gizli Parmak İzlerinde Ter Gözeneklerinin
Görünürlüğünü Etkileyen Çeşitli Faktörlerin
Çalışılması (Poroscopy: Study of Various Factors
Affecting The Visibility Of Sweat Pores In Latent
Fingerprints) ( !"द र%& 'व)ान% : अ-.य अ%ग1ली िच6ह8 9
!"द र%&ो ; -.यमन कर> पर 'विभन कारको का Aभाव )
Dr. Teodora Purgiezi - Lefkidi (Anestezi Uzmanı,
Atina Yunanistan). Anestezi esnasında hastanın
oksijensiz kalma durumu (The patient's state
of asphyxiation during anesthesia). (Aναισθησία και
κακός αερισµός ασθενούς).
17!
07 Kasım 2012 Çarşamba / II. Gün (Devamı)
Dr. Rukiye Dağalp (Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi
İstatistik A.D), Prof. Dr. P. Sema Aka (Bağımsız
Araştırmacı Ankara), Doç. Dr. Nergis Cantürk (Ankara
Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü), MSc. İpek Kedici
(Garanti Bankası, Ürün Geliştirme ve İnovasyon
Yönetimi Bölümü, İstanbul). “Fetus ve Infantlarda Santral
Dişten Yaş Tespiti - Diş ve Baş Ölçülerinin
Karşılaştırılması (Age Determination From Central
Incisors of Fetuses and Infants- A Comparison of Teeth
and Head Measurements”.
17.15-17.30 Ara
17.30-18.45 Konferanslar 5 Oturumu (Prof. Dr. Arif
Oturum Başkanı: Av. Kerem Ertem (Zonguldak Baro
Başkanı)
Yrd. Doç. Dr. Eda Özdiler Küçük (Ankara Üni. Siyasal
Bilgiler Fak). Vergi Yargısında Kişisel Verilerin Delil
Olarak Kullanılması
Veli San (Zonguldak C.Savcısı). Türkiye ve Batı
Karadeniz Ölçeğinde Cinsel Saldırı Suçları ve İstatistiki
Bilgileri
Sadık Akgül (Zonguldak Bölge İdare Mahkemesi
Hakimi) Memurlarca İşlenen suçların idari, cezai ve
hukuki boyutları
18.45-19.15 POSTER TARTIŞMALARI
8 Kasım 2012 Perşembe / III. Gün
3. Gün Konferanslar 6 A Oturumu 9:00-10:30
(Prof.Dr. Arif Amirov Konferans Salonu)
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Sadık Toprak
Doç. Dr. Rıza Yılmaz. Meslek Hastalığı, iş kazaları, iş(çi)
sağlığı ve güvenliğinin adli tıbbi yönden
değerlendirilmesi.
Doç. Dr. Şanser Gül (BEUN Nöroşirurji A.D.) Kafa
travmalarına beyin-sinir cerrahisi ve adli tıp penceresinden
bakış.
Av. Ahmet Orhan (Zonguldak Barosu). Sağlık
Çalışanlarının Hukuki Sorumluluğu
J. Alb. Dr. Ercan Seyhan (Jandarma Okullar
Komutanlığı. ENFSI Patlayıcı Bölüm Başkanı). Terör
Amaçlı Patlayıcılar.
Konferanslar 6 B Oturumu 9:00-10:30 (Tahir
Karauğuz Konferans Salonu)
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Zerrin Erkol (Bolu Abant
İzzet Baysal Üniv. Adli Tıp A.D)
Yard. Doç. Dr. Suavi Tuncay (Ege Üniv. İletişim Fak).
Kadın, Toplum ve Şiddet Sarmalı.
Prof. Dr. Suat Hayri Uğurbaş –Dr. Tomurcuk Harbigil
Sever (Bülent Ecevit Üniversitesi Göz Sağlığı ve Hast).
Adli Oftamoloji
Çilem Sönmez. Adli Tafonomi
Dr. Dilek Sunmaz (Adli Tıp Kurumu İzmir Grup
Başkanlığı). Cinsel İstismara uğramış çocuğun
muayenesinde hemşirenin rolü ve önemi
10.30-11.00 Ara
Konferanslar 7 A Oturumu 11:00-12:30 (Prof.Dr.
Oturum Başkanı: Prof.Dr.Nevzat Alkan (İstanbul
Üniv. İstanbul Tıp Fak. Adli Tıp A.D)
Gökçe Yıldırım (Yargıtay C.Savcısı). Hekim
Sorumluluğu Açısından Özel Hayatın Gizliliği.
Av. Osman Fırat Turan (Ankara Üniv. Hukuk Müşavir
Yard). Uluslararası sözleşmelerde Mobbing
Yrd. Doç. Dr. Eşref Küçük (TOBB ETÜ Hukuk Fak).
Kişisel Verilerin Korunması ve İletişim Kayıt Verilerinin
Tutulması.
Av.Devrim Karakülah (Adli Bilimciler Derneği Genel
Sekreteri). Telefon dinlenmesi ve iletişimin
değerlendirilmesi.
10.30-11.00 Ara
Konferanslar 7 B Oturumu 11:00-12:30 (Tahir
Karauğuz Konferans Salonu)
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Rıza Yılmaz
Dr. Yeşim Doğan Alakoç (Ankara Üniversitesi,
Biyoteknoloji Enstitüsü Merkez Laboratuvarı). -Prof. Dr.
Sema Aka (Bağımsız Araştırmacı). Adli Diş
Hekimliğinde DNA Analizleri (DNA Analysis in
Forensic Odontology).
Doç. Dr. Sadık Toprak. Gösteri kontrol ajanlarının
günümüzdeki kullanımı ve adli tıp
Rebia Dirim. Psikanalizin Adli Bilimlerde Kullanımı
Dr.Setenay Mit (Gazi Üniv). Akupunktur ve Doping
12.30-14.00 Ara. Zonguldak Emniyet Müdürlüğü
Bombacı ve Köpek Gösterileri
Konferanslar 8A Oturumu 14.00-16:00 (Prof.Dr. Arif
Oturum başkanı: Yard. Doç. Dr.Ali Yıldırım
(Gaziosmanpaşa Ün. Tıp Fak. Adli Tıp A.D).
Psik. Alp Ardıç. Subliminal Mesajlar
Dr.Hüseyin Bekir (Serbest Hekim, Yunanistan).
Osteoporoz, çağımızın ''sinsi'' hastalığı.
Kom. Hanifi Sever. (Zonguldak Emniyet Müdürlüğü.
Bülent Ecevit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Doktora Ögrencisi).- Prof. Dr. P. Sema AKA (Bağımsız
Araştırmacı). “Monozigot İkizlerin Kriminal Ses
Delilleri Açısından Tanımlanması (Identification of
Criminal Voice Evidence of Monozygotic Twins)".
Mesut Öztürk (Maden Mühendisi Türkiye Taş Kömürü
Kurumu İş Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanı). İş
kazaları ve Kazalardan Doğan Sorumluluklar.
Yeliz Çatak (Ziraat Müh). Adli Ziraat
19!
POSTER ÖZETLERİ
21!
P1-ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ARASINDA SPORDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK FARKINDALIK VE
BİLGİ DÜZEYİ ARAŞTIRMASI$
23
P2-MİTOLOJİK ANLATILARDA ÇOCUK İSTİSMARI $
25
P3-KOROZİV MADDE İÇEREK İNTİHAR: OLGU SUNUMU$
27
P4-NONFAMİLİAL BİR ÇOCUK İHMALİ OLGUSU$
28
P5-LOKAL ANESTEZİK AJAN (LİDOKAİN) KULLANIMI SONUCU GELİŞEN ANAFİLAKSİYE BAĞLI ÖLÜM: OLGU
SUNUMU$
30
P6-SPOR YARALANMALARINDA HAKEM YARALANMASI: BİR OLGU SUNUMU$
32
P7-SUDDEN DEATH CAUSED BY SYSTEMİC SARCOİDOSİS: AN AUTOPSY CASE REPORT.$
34
P8-KARIN IÇI SILAH YARALANMASI NEDENIYLE OPERE EDILMIŞ OLGULARA AIT AMELIYAT
MATERYALLERINDE HISTOPATOLOJIK BULGULAR.$
35
P9-MENTAL RETARDASYONU OLAN AĞABEY İLE KIZ KARDEŞ ARASINDA DOĞUMLA SONUÇLANAN ENSEST
İLİŞKİ: OLGU SUNUMU$
36
P10-EVHAM MI İHMAL Mİ: BİR OLGU SUNUMU$
37
P11-ADLİ TRAVMATOLOJİDE DİSSİMULASYON: 3 OLGU SUNUMU$
39
P12-SAĞLIK BAKANLIĞI ORDU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ PERSONELLERİNİN ORGAN
VE DOKU BAĞIŞI KONUSUNDAKİ FARKINDALIKLARI VE BİLGİ DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ $
40
P13-ENSEST VE AİLE İÇİ ŞİDDET; OLGU SUNUMU$
42
P14-PENETRAN ATEŞLİ SİLAH YARALANMASI: OLGU SUNUMU$
44
P15-GENÇ GEBE HASTADA SPONTAN İNTRASEREBRAL KANAMA: OLGU SUNUMU$
46
P16-LUDWIG ANJININE BAĞLI GELIŞEN MEDIASTINIT VE ASPIRASYON PNÖMONISI: BIR OTOPSI OLGUSU$
48
P17-TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE ÇEVRESEL GÜVENLİK POLİTİKALARI$
50
! 22
P1-ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ ARASINDA SPORDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE
YÖNELİK FARKINDALIK VE BİLGİ DÜZEYİ ARAŞTIRMASI
Aziz Uzun*, Semih Eker*, Işıl Pakiş**, Oğuz Polat***
*Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
**Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı
***Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Emekli Öğretim Üyesi
ÖZET
Giriş ve Amaç: Sporda şiddet; sporun amacı dışında oluşan ve sporcularda veya seyircilerde zarara
sebep olan davranış şeklidir. Spor geçmişten günümüze toplumlar arası bir etkileşim yolu olmuştur.
Spor ve şiddet birbirine zıt kavramlar olmasına rağmen, günümüzde dünyada ve ülkemizde ne yazık
ki giderek artan oranlarda sporun içinde şiddet olaylarıyla karşılaşılmaktadır.
Bu çalışma, üniversite öğrencilerinde sporda şiddete etki eden sosyo-ekonomik, etik ve kültürel
faktörlere ilişkin farkındalık araştırmak ve spor müsabakaları sırasında şiddete maruz kalıp
kalmadıklarını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışma evrenini üniversite öğrencileri oluşturmaktadır. Veri toplama aracı
olarak anket formu kullanılmıştır. Anket formu sosyo-demografik özellikler, sporda şiddete maruz
kalma ve bu konudaki farkındalıklarını araştıran 19 sorudan oluşmaktadır. Katılımcılara kimlik
bilgilerinin kullanılmayacağı açıklanmış, katılımcılar çalışmanın amacı hakkında bilgilendirilmiş,
onaylamaları halinde çalışmaya dahil edilmişlerdir. Verilerin istatistiksel analizi SPSS 17.0.1
programında ki-kare testi kullanılarak yapılmıştır.
Bulgular: Çalışmaya Marmara Üniversitesi, Şehir Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ankara
Üniversitesi öğrencileri katılmıştır. Çalışmaya katılan üniversite öğrenci sayısı 370’dir. Bunların %
41.6’sı kadın, %58.4’ü erkektir. Katılımcıların yaşları 18 ile 26 arasında değişmekte olup ortalama
yaş 21.5’dır. Katılımcıların %14’ü müsabakalar sırasında şiddete maruz kaldığını belirtmiştir.
Katılımcıların %25.3’ü spor müsabakalarına sık ya da çok sık gittiklerini belirtmiştir. Sporda şiddeti
körükleyen en önemli etken olarak; katılımcıların %34‘ü taraftarı , %25 ‘i de medyayı sorumlu
tutmuştur. Katılımcıların %50.2’si şiddetin artmasında polisin etkili olduğunu belirtmiştir. Şiddet
olaylarına karışan taraftarlara ağır cezalar öngörülmesinin şiddeti önleyeceği görüşüne
katılımcıların %77.8’ü katılmaktadır.
Kadınlar şiddeti körükleyen en büyük etkenin hangisi olduğu sorusuna taraftar yanıtını erkeklere
oranla istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek oranda işaretlemiştir (p<0.005). Sporda şiddetin
önlenmesi ile ilgili getirilen düzenlemelerin (sahada alkollü içecek içilmemesi, alkollü taraftarın
sahaya alınmaması) bireysel özgürlükleri kısıtladığı görüşü spor müsabakalarına çok sık ve sık
katılanlarda nadir katılanlara oranla istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur (p<0.005).
23
Tartışma ve Sonuç: Çalışmada katılımcılar sporda şiddeti körükleyen en büyük etken olarak
taraftar (%34) ve medyayı(%25) görmektedirler. Arıkan (2007) yaptığı araştırmada benzer şekilde
şiddeti körükleyen en büyük etken olarak medyayı (%34.9) saptamıştır. Ancak aynı çalışmada
taraftar cevabı %16,2 oranında bildirilmektedir. Katılımcılar şiddet olaylarına karışan taraftarlara
ağır cezalar öngörülmesinin şiddetin önlenmesine büyük oranda (%77.8) katkı sağlayacağı
görüşündedirler. Kuru-Var’ın (2008) yapmış oldukları araştırmada aynı soruya katılımcıların %66,1
evet, %26,6 kısmen cevabı ile benzer yanıtlar vermişlerdir.
Yine katılımcıların %39.7’si kadınların maçlara gelmesinin şiddeti büyük ölçüde azaltacağını
belirtmişlerdir. Şahin (2003) yaptığı araştırmada katılımcıların %66’sının kadınların maça
gelmesinin küfür olayını azaltacağına inandığını bulmuştur.
Sonuç olarak, katılımcıların farkındalıkları göze alınarak, sporda şiddetin önlenebilmesi için,
bireylerin eğitilmesi, bilinçli bir toplum yetiştirilmesi ve suça karışanlara caydırıcı cezalar
öngörülmesi gerekmektedir.
Kaynaklar
1-Acet, M. (2001). Futbol Seyircisini Fanatik ve Saldırgan Olmaya Yönelten Sosyal Faktörler, Gazi
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Doktora Tezi,
Ankara,
2-Şahin, M. (2003). Gaziantep Futbol Takımı Taraftarlarının Şiddet Ve Saldırganlık Olaylarına
Bakış Açılarının Sosyolojik Ve Psikolojik Boyutu Üzerine Bir Araştırma, Gaziantep Spor Kulübü
Eğitim Yayınları, Yayın No:6, Gaziantep
3-Biçer, A. (2012). K.K.T.C’ deki Futbol Taraftarlarını Şiddete Yönelten Unsurların Sosyo Ekonomik Açıdan İncelenmesi (Küçük Kaymaklı Örneği), Yakın Doğu Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Lefkoşa
4- Kuru, E., Var, L. (2009). Futbol Seyircilerinin Spor Alanlarındaki Saldırganlık Davranışları
Hakkında Betimsel Bir Çalışma (Kırşehir İli Örneği), Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim
Fakültesi Dergisi, Cilt 10, Sayı 2, s.141-153
5-Halis, M., Şahin, H., Pençe, S., Şahin, F., Koç, S. (2003) Futbol Takımı Taraftarlarının Şiddet ve
Saldırganlığa Bakışlarına İlişkin Bir Araştırma.
6-Çağlayan, H., Fişekçioğlu, B. (2003). Futbol Seyircisini Şiddete Yönelten Faktörler, Selçuk
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi
7-Arıkan, Y.(2007). Futbolda Şiddet ve Polis, Polis Bilimleri Dergisi Cilt 9 (1-4) s.109-132,
! 24
P2-MİTOLOJİK ANLATILARDA ÇOCUK İSTİSMARI
Murat Bülent Tokdemir1, Erdal Özer2, Ali Yıldırım2, Uğur Koçak3 Celal Bütün4.
1Uz.
Dr. Murat Bülent TOKDEMİR Adli Tıp Kurumu Bingöl Adli Tıp Şube Müdürlüğü, Bingöl,
Türkiye
2Yrd.
Doç. Dr. Erdal ÖZER Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı,
Tokat, Türkiye
2Yrd.
Doç. Dr. Ali YILDIRIM Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı,
Tokat, Türkiye
3Yrd.
Doç. Dr. Uğur KOÇAK. Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı,
Afyon, Türkiye
4Yrd.Doç.Dr.Celal
BÜTÜN, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Sivas,
Türkiye
ÖZET
Amaç
İnsanlığın ortak ve gizli hafızası olarak mitoloji, eski geleneklerin arkaik dinlerle ilişkisinin yanı
sıra arkaik tanrıların kökenleri, yaşamları, kahramanlar ve dünyanın nasıl varolduğuna dair eski
insanların düşüncelerinin bütünlüklü ilişkisinin bilimidir. Gerçek olayların insanlar tarafından
hikayeleştirilmesi ve aktarımını mitolojide buluruz. Yunan-Roma Mitolojisi en ünlü ve ortaklaşmış
mitolojidir ki biz burada çocuk istismarı anlatılarını da buluruz.
Çocuk istismarı insanlık tarihiyle ortak geçmişi olması ve olguların bir kısmının gizli kalması
nedeniyle, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çocuk istismarı 0-18 yaş grubundaki çocuğun
kendisine bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından zarar verici kaza dışı ve önlenebilir bir
davranışa maruz kalmasıdır. Ambroise Tardieu 1860 yılında subdural hematom ve istismar
bağlantısını belirlemiş, 1962’de Kempe dövülmüş çocuk sendromunu tanımlamıştır.
Bu çalışmada çocuk istismarının insanlık tarihi kadar eski olduğunu göstermek amaçlanmıştır.
Yöntem
Mitoloji ile ilgili kaynaklar incelenerek onlarca istismar olgusu içinden iki olgu örneklenerek
sunulmuştur.
Olgu 1
Zeus Miti: Zeus (Jupiter) Kronos (Saturn) ve Rea'nın oğludur. Kronos tahtından ettiği babasının
kehanetinden dolayı, çocuklarının bir gün tahtına el koyacağından korktuğundan çocukları doğar
25
doğmaz yemektedir. Rea Zeus'a hamile olduğu zaman, Uranus ve Gaia'nın (Kronosun baba ve
annesi) önerisiyle Zeus'u Giritteki bir mağarada doğurur ve ardından bir kayayı battaniyeye sararak
çocuğuymuş gibi Kronos'a verir. Kronos buna inanır ve kayayı oracıkta yutar. Kurtulan Zeus ise
büyüyüp güçlenince babasını yuttuğu çocuklarını dışarı çıkarmaya zorlar ve Kronos onları dışarı
çıkarır ve tahtını da kaybeder.
Olgu 2
Hefaestos'un Düşüşü: Hefaestos da Zeus ile Hera'nın çocuğudur. Çirkin diye tabir edilen tek
tanrıdır, ateş ve demir ustasıdır. Zeus ile Hera mitolojide sürekli bir kavga halinde anlatılır.
Hefaestos bir defasında annesi Hera'yı Zeus'un saldırısından korumaya çalışırken Zeus tarafından
Olimpos'tan aşağıya, dünyaya atılır, tam bir gün boyunca yeryüzüne doğru indikten sonra Limni
Adası'na düşer ve topal kalır.
Tartışma
Mitolojideki istismar anlatılarında değişik gerekçeler vardır. Sosyal (kıskançlık, intikam), ekonomik
ve politikal (ülkeyi veya iktidarı koruma), dini sebepler (tanrılara hakaret), tıbbi (istenmeyen,
özürlü, engelli çocuklar) veya kendini savunma gibi gerekçeler sayılabilir.
Anne ve babaların çocuklar için açık tehlike ve başlıca düşman haline geldiği ve yukarıda
örneklerini saydığımız pek çok mitolojik anlatı vardır. Antik Yunan medeniyetinde ise çocuklar
korunmuştu. Mitolojik anlatılarda kehanet nedeniyle öldürülmekten kılpayı kurtulan veya başka
cezalara çarptırılan çocukların varlığı, çocuk istismarının ve katlinin insanlık tarihinin karanlık ve
kritik noktalarından biri olduğunu göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Mitoloji, Çocuk İstismarı, Adli Tıp.
! 26
P3-KOROZİV MADDE İÇEREK İNTİHAR: OLGU SUNUMU
Uz. Dr. Gökhan Dizdar*, Uz. Dr. Yavuz Hekimoğlu*, Doç. Dr. Nergis Cantürk**, Prof. Dr. Zerrin
Erkol***
*Adli Tıp Kurumu, Van Şube Müdürlüğü, Van
** Ankara Üniversitesi, Adli Bilimler Enstitüsü, Kriminalistik Anabilim Dalı, Cebeci, Ankara
*** Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, Bolu
ÖZET:
Amaç: Zehirlenme olguları, özellikle çocukluk yaş grubunda önemli bir acil servis başvuru
sebebidir ve çocukluk çağında orijin genellikle kaza iken yetişkin dönemde intiharın ön planda
olduğu görülmektedir. Zehirlenmeye yol açan etkenler coğrafi bölgeye, toplumdan topluma
değişkenlik gösterebilmektedir. Bu araştırmada koroziv madde alımı yöntemiyle gerçekleştirilen bir
tamamlanmış intihar olgusunun sunulması ve bu olgulara yönelik koruyucu tedbirlerin literatür
verileri ışığında tartışılması amaçlanmıştır.
Olgu sunumu: Çamaşır suyu içerek intihar girişiminde bulunduğu bildirilen 54 yaşındaki kadın
olgunun yapılan operasyon ve tıbbi tedaviye rağmen 3 gün sonra hastanede öldüğü öğrenildi.
Hasta dosyasının incelenmesinde; olgunun acilen alındığı operasyonda koroziv maddenin tüm mide
ve duodenum 1. kısmını erode ettiğinin görüldüğü, perforasyon saptanmadığı, operasyon sonrası
olgunun yoğun bakım ünitesine alındığı, genel durumu kötü ve entübe olan olgunun idrar çıkışının
olmadığı, yapılan tedaviye rağmen olgunun operasyon sonrası 3. günde kaybedildiği kayıtlıydı.
Otopside, cesedin dış muayenesinde; batın orta hatta ameliyat kesisi ile batın sağ alt kadranda 2
adet dren insizyonu olduğu görüldü. İç muayenede; Her iki göğüs boşluğundan 500’er cc, batın
boşluğundan 300 cc serohemorajik sıvı boşaltıldı. Özofagus, trakea ve aort etrafında yaygın
organize hematom saptandı. Özofagus nekrotik görünümde bulundu. Her iki akciğer parlak,
hiperemik ve şiş görünümde olup, kesitlerinden sıkmakla yoğun kanlı köpüklü ödem sıvısı sızdığı
belirlendi. Mide boş olup iç mukozası nekrotik görünümde bulundu. Karaciğerde yaygın sarı renk
değişimi ile yağlı karaciğer saptandı.
Sonuç: Koroziv maddelerin daha yaygın kullanımı, günümüzde bu maddelerin kaza orijinli olarak
alınması yanında intihar girişimleri için kullanılması yönünde de risk oluşturmaktadır. Koroziv
maddeler ve tehlikeleri hakkında toplumsal bilinç artışının sağlanması, intihar düşüncesi olduğu
tespit edilen olgulara psikiyatrik yardım hizmeti sunulması ve kişinin bu tür maddelerden uzak
tutulması, istenmeyen benzeri olayların gerçekleşme riskinin azaltılmasına katkı sağlayacaktır.
Anahtar kelimeler: Koroziv madde, intihar, ölüm, otopsi
27
P4-NONFAMİLİAL BİR ÇOCUK İHMALİ OLGUSU
Harun Akkaya1,
Erdoğan Kara1, Kenan Karbeyaz2,
Muhammet Demir3
Erdem Hösükler3, Ziyaettin Erdem3,
1Uzm.Dr.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu Adli Tıp Uzmanı
2Uzm.Dr.
Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Adli Tıp Uzmanı
3Asist.Dr.
İstanbul Adli Tıp Kurumu
ÖZET:
Giriş-Amaç:
İhmal; çocuğun beslenme, sağlık, barınma, giyim, korunma ve gözetim gibi temel
gereksinimlerinin onun bakımını üstlenen anne, baba ve daha geniş anlamda sağlık, eğitim, sosyal
yardım ve güvenlik kurumları gibi teşkilatları yapısında barındıran devlet tarafından
karşılanmaması olarak tanımlanmıştır. Bu tanıma göre; ihmali davranışların sadece ebeveynleri
tarafından olmadığı belirtilmiş ancak incelenen literatürde çocuk ihmalinin genellikle ebeveynleri
tarafından uygulandığı ile ilgili çalışmaların yer aldığı görülmüştür.
Sunulan olguda; çocuk parkının hemen yanında inşa edilmiş, rahatlıkla iç kısmına
ulaşılabilen bir trafo merkezine topunu almak için içerisine kolaylıkla giren küçüğün elektrik
akımına maruz kalarak yaralandığı bir olgu olup yerel yönetimlerin (belediye, muhtarlık vs…)
çocuk ihmalindeki rolleri açısından sunulmaya uygun bulunmuştur.
Olgu:
11 yaşında erkek çocuk, parkta oyun oynarken, üstü açık olan trafo alanına kaçan topunu
almaya çalışırken, trafo içerisine düştüğü ve yüksek voltajlı elektriğe kapılarak vücudunda yaygın
yanık ve benzeri lezyonlarla sağlık kuruluşuna kaldırıldığı belirtilmiştir. Kaldırıldığı sağlık
kuruluşunda yapılan fizik muayenesinde; vücudunda göğüs ön yüz, sağ kol, sağ bacak, pelvik
bölgede yaklaşık %40 oranında 2.ve 3. dereceden elektrik yanığı olduğu, yapılan radyolojik
tetkiklerinde sağ maksillada frontoparietale kadar uzanan lineer fraktür izlendiği, CK ve CK-MB
değerlerinin yüksek bulunduğu, yanık ünitesine yatırılarak tedavisinin başlandığı, alınan otogreftler
ile yanık skarlarına greftleme yapıldığı, tedavi ve kontrolleri sonrasında yaklaşık 1 ay sonra
önerilerle taburcu edildiği tıbbi tedavi evraklarında belirtilmiştir.
Yargı aşamasında, olay yaralanmanın ağırlığı nedeniyle kamu davası olarak ele alınmış,
belediye ve belediyenin elektrik işleri için ihale yoluyla trafonun inşasını verdiği şirkete dava
açılmıştır. Şirketin prosedürde belirtilen üstünün de kapalı olması gereken trafo koruma tellerini
eksik bıraktığı, trafonun eksik koruma tellerinin olaydan sonra tamamlandığı anlaşılmıştır.
Tartışma:
Konu ile ilgili incelenen literatürde; kapsamlı retrospektif çalışmalarda çocularda elektrik
yanığına bağlı etyolojik faktörlere çok az sıklıkla yer verilmiştir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar
daha çok olgu sunumları tarzında yer almıştır. Yine incelenen literatür doğrultusunda;
araştırmacıların çocuk yanıklarının çoğunun önlenebilir nitelikte olduğu sonucuna varmışlardır.
! 28
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi açısından yapılan çalışmalarda ise yanıklı olgularda ortaya çıkan
cilt kontraktürlerinden bahsedilmiş ancak konunun adli tıbbi önemi vurgulanmamıştır.
Sonuç:
Çocuk ihmalinin şehir yaşamı içerisinde kolaylıkla önlenebilir hale getirilmesi, kamu
hizmetleri sunan başta belediyeler olmak üzere yerel yönetimlerin öncelikli görevleri arasında
olmalıdır. Ayrıca adli tıp uzmanları tarafından yanık ünitelerinde eğitim seminerleri
düzenlenmelidir.
29
P5-LOKAL ANESTEZİK AJAN (LİDOKAİN) KULLANIMI SONUCU GELİŞEN
ANAFİLAKSİYE BAĞLI ÖLÜM: OLGU SUNUMU
Dr.Ayşe Keskin1, Doç.Dr.İbrahim Üzün2, Uzm.Dr.Harun Akkaya2, Dr.Azem İrez1, Prof.Dr.Ziya
Salihoğlu3
1
İstanbul Adli Tıp Kurumu, Asistan Doktor,
İstanbul Adli Tıp Kurumu, Adli Tıp Uzmanı, Doktor,
3 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anesteziyoloji Uzmanı, Doktor,
2
ÖZET
Giriş-Amaç:
Lokal anestezikler küçük operasyonlar başta olmak üzere sağlık kuruluşlarında bir çok
işlemde (biyopsi, sünnet, diş çekimi, sütür atma,vb gibi) kullanılan ajanlardır. Lidokainler ise lokal
anestezikler içerisinde ilk sunulmuş ajan olmakla beraber potensinin yüksek olması, etkisinin hızlı
başlaması nedeniyle günümüz en sık kullanılan lokal anesteziktir. Olgumuz en fazla kullanılan bu
lokal anesteziğin (lidokain) meydana getirmiş olduğu anafilaksi ve ölüm olayı nedeni ile sunulmaya
değer görülmüştür.
Olgu:
15 aylık erkek çocuğun prepisyumunda darlık ve kızarıklık nedeni ile sünnet edilmek üzere
ameliyathaneye alındığı, lokal anesteziden 5 dakika kadar sonra nabzın arttığı, oksijen
satürasyonunun düştüğü, vücutta kızarıklık ve morluklar başlayınca entübe edildiği, bir süre sonra
bradikardi gelişen hastada ani olarak ventriküler fibrilasyon gelişince defibrile edildiği, aynı gün
arrest gelişen hastaya yeniden canlandırma işlemi uygulandığı ancak yanıt alınamayarak eksitus
kabul edildiği dosyasından öğrenilmiştir. Otopsisinde; her iki akciğer yüzeyinde tek tük peteşial
kanamalar ile ödemli görünüm izlendiği, trakea mukozasında ve epiglotta hava pasajını
kapatmayacak derecede hafif ödemli görünüm izlendiği, yapılan histopatolojik tetkikte akciğerde
alveol epitel zararı (intraalveoler bol histiyositler, septumlarda mononükleer iltihabi hücre
infiltrasyonu ile kalınlaşma, ödem), intraalveoler taze kanama, trakeada epitelde deskuamasyon,
çevre lenf nodlarında reaktif hiperplazi saptandığı, kanda ve mesane yıkama sıvısındanda saptanan
lidokain, ketamin, psödoefedrin, feniramin, atropin, parasetamolün toksik dozlarda olmadığı,
1.İhtisas Kurulunca tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde ölüm nedeninin jetokaine
(lidokain) karşı gelişen alerjik reaksiyon (anaflaksi) sonucu meydana geldiği kararına varılmıştır.
Tartışma ve Sonuç:
Literatür incelendiğinde; diş tedavisi, plastik cerrahi ve küçük cerrahi işlemlerde uygulanan
lidokainin göstermiş olduğu anaflaksiye ait bulguların rapor edildiği, alerji ve anesteziyoloji
kliniklerince yapılan çalışmalarda etyolojik sebepler ve tedavi metodlarının rapor edildiği
! 30
anlaşılmıştır. Konu ile ilgili çok az yayının adli vaka olarak değerlendirilmesiyle birlikte sünnet
sırasında kullanılan lokal anestezik maddelere (lidokain) bağlı olarak gelişen anafilaksi olgusunun
daha önce bildirilmediği saptanmıştır.
Sonuç olarak irdelediğimiz olgu sünnet vakası olup, ölüme yol açan madde lidokain olarak
tespit edilmiştir. Lidokainin kullanım yerinin de penisilin ve benzeri antibiyotiklerde olduğu gibi
hastane ortamı olup uygulanma sırasında mutlaka kardiyopulmoner resüsitasyon ekipmanlarının
bulundurulması gerekmektedir. Ülkemizde sünnet işlemleri çok çeşitli ortamlarda yapılmaktadır.
Sunduğumuz olgu ile lidokain gibi yaygın kullanılan lokal anesteziklere bağlı anafilaksiyi önlemek
için sünnet işlemlerinin evlerden ziyade hastane ortamlarında yapılması gerektiği konusuna vurgu
yapılmak istenmiştir.
31
P6-SPOR YARALANMALARINDA HAKEM YARALANMASI: BİR OLGU SUNUMU
Ziyaettin Erdem1 Harun Akkaya2, Mehmet Ali Selçuk2, Ali Tavaslı1, Muhammet Demir1, Erdem
Hösükler1
1Asist.Dr.
2Uzm.Dr.
ÖZET:
Giriş-Amaç:
Sporcuların ani ve beklenmedik ölümleri, ölüm nedenleri açısından ve sporcu yaralanmaları
ise adli travmatoloji açısından incelenen adli tıbbi konulardandır. Sporcu yaralanmaları; ortopedi ve
spor hekimliği ile birebir ilişkili olup yaralamaların önlenmesi için alınan tedbirler ve ilk yardım
müdahalelerini kapsar.
Spor yaralanmaları; genel olarak sadece müsabakada değil antrenman ve ön çalışma/ısınma
gibi sportif aktiviteler sırasında meydana gelen her türlü hasarı içeren bir tanımdır. Konu ile ilgili
yapılan literatür incelemesinde; çok çeşitli spor aktivitelerinde sporcu ölümlerinden yaralanmalarına
kadar sayısız bildiriler bulunmuş ancak sporun içinde yer alan hakemlerin yaralanmalarına dair
bildirilerin oldukça az olduğu saptanmıştır.
Hakemler; beden eğitimi okullarından, spor bilimleri yüksekokullarından mezun olan spor
aktivitesini yöneten kimseler olup hakemlerin de spor aktivitesi içinde yaralanmaları sporcu
yaralanmaları içerisinde değerlendirilmektedir. Olgumuz Türkiye amatör futbol takımları arasında
bir maçı yöneten hakemin maç sırasında fiziksel travmaya maruz kalması nedeniyle M.spinalis
yaralanması sonucu tetrapleji gelişen bir spor yaralanmasıdır.
Olgu:
Türkiye Amatör Futbol Liginde hakemlik yapan 33 yaşında erkek olguya ait incelenen dava
dosyasında; hakemin bir futbol maçının sonlarına doğru oyunculardan birine faul yaptığı iddiasıyla
kart gösterdiği, oyuncunun ise sinirlenerek hakeme itiraz edip üzerine yürüdüğü, tanıkların da
ifadeleri doğrultusunda hakem ile oyuncu arasında itişmeler olduğu ve beraber yere düştükleri,
hakemin ifadesinde gözünü hastanede açtığı kayıtlıdır.
İncelenen tıbbi belgelerinden; darp sonucu quadropleji olduğu yoğun bakım ünitesine yatırıldığı,
ameliyatta alındığı, C4 kompresyon fraktürü tespit edildiği, C3-5 anterior plak ile füzyon, C4
korpektomi ve kafes yerleştirmesi ameliyatları ile daha sonra C4 kompresyon fraktürü için C3-4-5
postlateralmas füzyon ameliyatının yapıldığı öğrenilmiştir.
Kişi olay tarihinden 6 ay ve 2 sene sonra Kurulumuza 2 defa rapor düzenlenmesi için
gönderilmiş olup düzenlenen raporlarda; sonuç olarak, boyun 4.omurga kırığına ve medulla
lezyonlarına neden olan yaralanmasının, kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu ve
! 32
dava konusu olaya bağlı gelişen nörolojik tablonun iyileşme olanağı bulunmayan hastalık
niteliğinde olduğu oy birliği ile mütalaa olunduğu dikkati çekmiştir.
Tartışma ve Sonuç:
İncelenen literatürde; spor yaralanmaları ile ilgili oldukça yayın olmasına rağmen hakem
yaralanmalarıyla ilgili az sayıda yayının yer aldığı saptanmıştır. Hakem yaralanmaları konuları
içeren yayınlar incelendiğinde ise adli tıbbi olarak irdelenmediği gözlenmiştir.
Sporcu yaralanmasında sadece sporu yapanların değil sporu yöneten ya da spor alanı içinde
başka rollerdeki(hakem, antrenör, top toplayıcılar vb. gibi) kişilerin de maruz kaldığı travmanın
sporcu yaralanmaları niteliğinde olduğuna ve sporcu yaralanmalarında adli tıbbi yaklaşıma bir kez
daha vurgu yapılmak istenmiştir.
33
P7-SUDDEN DEATH CAUSED BY SYSTEMİC SARCOİDOSİS: AN AUTOPSY CASE
REPORT.
Dr. Vakhtang Kargareteli, Dr. Nana Kikalishvili
Levan Samkharauli National Forensics Bureau
ABSTRACT
Introduction: Sarcoidosis is a multisystem, granulomatous disease of unknown origin and can
affect any organ in the body. Sarcoidosis-related sudden death is rarely reported in the literature and
in the majority of cases is due to heart attack. Cardiac complications of systemic sarcoidosis
causing sudden death can take many forms and often clinically silent.
Case report: We describe a case of healthy (without ante mortem diagnosis of sarcoidosis or any
other disease) 42-year-old man who, collapsed at a working place and was declared as dead on
arrival by the ambulance crew. At postmortem, macroscopic finding were localized in several
organs – little white nodules were spread over in lung, limp node, liver, spleen, heart with areas of
fibrosis on the anterior wall of the left ventricle. Microscopic examination of these areas showed
noncaseating granulomas with Langhans type giant cells; acid-fast bacilli were negative on ZiehlNielsen staining.
Conclusion: The case serves to highlight the importance of postmortem histology in autopsy work,
which may change the interpretation of the manner of death.
Key words: Sarcoidosis, sudden death, autopsy
Correspondence:
Dr. Nana Kikalishvili
Expert-Histologist, Histological Examination Unit;
Forensic Medical Department,
Levan Samkharauli National Forensics Bureau.
e-mail: [email protected]
! 34
P8-KARIN IÇI SILAH YARALANMASI NEDENIYLE OPERE EDILMIŞ
OLGULARA AIT AMELIYAT MATERYALLERINDE HISTOPATOLOJIK
BULGULAR.
Prof. Dr. Adalat Hasanov1, Yrd.Doç. Dr. Jamal Musayev1, Dr. Shukufa Karimova2, Prof. Dr. İlham
Kazımov2
1 Azerbaycan
2 Elmi
Tıp Üniversitesi, Patoloji Anabilim Dalı
Cerrahiyye Merkezi, Gastrointestinal Cerrahi Bölümü
ÖZET
Amaç: Çalışmamızda karın içi silah yaralanması nedeniyle opere edilmiş olgulara ait ameliyat
spesimenlerinde histopatolojik bulguları gözden geçirmek, insidental hastalıkları saptamak ve
patolojik incelemenin önemini belirlemek amaçlanmıştır.
Yöntem: 2001-2010 yıllarında tek merkezin patoloji arşivinde bulunan karın içi silah yaralanması
nedeniyle opere edilmiş toplam 21 olguya ait ameliyat materyaline uygulanan patolojik inceleme
sonuçları retrospektif olarak gözden geçirilmişdir.
Bulgular: Olguların tamamı erkekti. Yaş aralığı 16-65, orta yaş 28.4 olarak belirlendi. Yaralanma
nedeninin 16 (76.19%) olguda kesici alet, 4 (19.05%) olguda ateşli silah ve 1 (4.76%) olguda delici
alet olduğu tesbit edilmiştir. 19(90.5%) olguda tek organa ait, 2 (9.5%) olguda ise iki organa ait
toplam 23 ameliyat materyali incelemeye alınmıştır. En çok hasar gören organ 9 (39.13%) olguda
belirlenen dalak olmuştur. Onu takiben 5 (21.73%) olguda kolon, 4 (17.4%) olguda ince bağırsak, 4
(17.4%) olguda böbrek ve 1 (4.34%) olguda omentum majör hasarı görülmüştür. Yalnızca kolon
hasarı olan 3 olguda, yalnızca ince bağırsak hasarı olan 1 olguda ve her iki bağırsağın hasarı
bulunan 1 (toplam 5) olguda ameliyat spesimenlerinde peritonite bağlı akut inflamatuvar bulgulara
rastlanmıştır. İnce bağırsak hasarı bulunan 1 (4.76%) olguda insidental olarak mezenter lenf
nodlarında tüberküloz belirlenmiştir. Diğer olgularda hasara bağlı nekröz ve hemorraji gibi bulgular
dışında her hangi bir özellik görülmemiştir.
Sonuç: Silah yaralanması nedeniyle opere edilmiş olgulara ait karın içi organların patolojik
incelemesinde nadir de olsa özel tedavi gerektiren, lakin klinik olarak belirlenemeyen insidental
hastalıklara rastlamak mümkündür. Bu nedenle bu tür ameliyat materyallerinin patolojik incelemeye
alınması önemlidir.
Anahtar sözcükler: Silah yaralanması, karın içi organlar, patoloji, insidental hastalık.
İletişime geçilecek yazar:
Dr. Jamal Musayev
Tel.: 00994503393684
e-posta: [email protected]
35
P9-MENTAL RETARDASYONU OLAN AĞABEY İLE KIZ KARDEŞ ARASINDA
DOĞUMLA SONUÇLANAN ENSEST İLİŞKİ: OLGU SUNUMU
1
Bora Özdemir,1 Mustafa Doğan, 1 Osman Celbiş
1 İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye
ÖZET:
Amacımız her türlü toplumda ve toplumun her sosyal düzeydeki ailelerinde gözlenebilen, daha çok
çocuk yaşta karşılaşılan psikolojik açıdan gayet yıkıcı bir süreç olan ensest olgularının vurgulamak
ve bu konuya tanı koyabilecek sağlık çalışanları ve toplum görevlilerinin hassasiyetini
artırabilmektir. Henüz çocuk yaşta diyebileceğimiz erken ergenlik evresinde olan olay tarihinde 12
yaşındaki ensest mağdurunun zamanında fark edilememesi nedeniyle canlı kız çocuğunun doğmuş
olduğu ve yapılan testlere göre hafif mental retardasyonu olan ancak ortaöğretime kadar eğitim
almış ve cinsellik bilgisi olmayan, hatta olay esnasında televizyondan baktıkları filimdeki olayı
canlandırıyorlarmış gibi oyun oynadıklarını zannederek cinsel ilişki yaşayan ve olay neticesinde
anatomik olarak bakire olan kız kardeşi ile bilinçsiz bir şekilde cinsel birliktelik yaşayan erkek
kardeş arasındaki ensest olgusu sunuldu. Kız kardeşte olaya bağlı olarak ruhsal durumunda ileri
derecede bozukluk gelişmiş olduğu tespit edildi. Eksik kalan eğitim ve farkında olamama nedeni ile
bizim olgumuzda ki bir olaya bağlı bir değil üç çocuk mağdur gözlenmiştir.
Anahtar Sözcükler: Zekâ Geriliği, Ensest, Adli Tıp
! 36
P10-EVHAM MI İHMAL Mİ: BİR OLGU SUNUMU
Ömer Faruk Seyhan1, Betül Seyhan1, Harun Akkaya2, Deniz Oğuzhan Melez2, Ersin Annak3, Zafer
Çetinkaya1
1Asist.Dr.
2Uzm.Dr.
İstanbul Adli Tıp Kurumu, Adli Tıp Uzmanı
3Uzm.Dr.
Malatya Adli Tıp Şube Müdürlüğü Adli Tıp Uzmanı
ÖZET:
Giriş-Amaç:
Evham; dil bilgisinde kuruntu, kuşku, işkil, vehim, vesvese anlamlarını taşımaktadır.
Sosyolojik açıdan ise ebeveynin çocukları üzerine titremesi, evhamlanması doğal olarak
karşılanabilir bir durumdur.
Sunulan olguda trafik kazası sonucu yaralanan çocuğu üzerine aşırı evham gösteren bir
baba, daha iyi tedavi görmesini istediği için aynı gün içinde çocuğunu 4 farklı hastaneye götürerek
çocuğa yapılan tıbbi müdahale ve radyolojik tetkikler sonucu dolaylı olarak “çocuk ihmali”ne yol
açmıştır. Çocuk ihmalinin dolaylı olarak meydana getiriliş açısından olgu sunulmaya uygun
bulunmuştur.
Olgu:
İncelenen tıbbi evraklarda; 7 yaşında erkek çocuk, araç dışı trafik kazası nedeniyle babası
tarafından önce özel bir hastaneye götürüldüğü, burada yapılan muayenesinde; genel durum orta,
koopere, oryante, lumbosakral ve batında palpasyonla ağrı mevcut olduğu, damar yolu açıldığı,
hayati tehlike mevcut olmadığı, babasının isteğiyle aynı ilin Devlet Hastanesi'ne sevk edildiği, ilgili
şehrin Devlet Hastanesi'nin kayıtlarında; genel durum iyi, stabil, solunum sıkıntısı olmayan
hastanın müşahedeye alındığı, çekilen BBT‘de; kafa içinin doğal olduğu, yapılan tüm batın
USG'sinde patoloji tespit edilmediği, ancak babasının bu tetkiklerle yetinmeyip çocuğunu yine aynı
şehirde bulunan Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürdüğü, buradaki kayıtlarda; bulantı-kusma
şikayetinin olduğu gerekçesiyle aynı şehirdeki üniversite hastanesine sevk edildiği, burada yapılan
değerlendirmede; sistem muayeneleri doğal olduğu, bel ağrısı şikayeti olduğu, bulantı-kusma
olmadığı, genel durum iyi, koopere, oryante, batın rahat, hassasiyet, rebound, defans olmadığı, batın
ve pelvik USG'lerde patoloji izlenmediği, kafa, batın ve pelvik BT‘lerin doğal olduğu, hastaya 24
saat gözlem önerildiği, babasının isteği ile gözlemden çıktıkları, komplikasyonlar anlatılmasına
rağmen kendi istekleri ile taburcu edildikleri kayıtlıdır.
Kurulumuzda incelenen dosya ve grafikleri doğrultusunda; sonuç olarak küçüğün yaşamını
tehlikeye sokan bir durum olmayan ve basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif
nitelikte olan bel ve sırtında
ağrı ile karakterize yumuşak doku lezyonlarına neden olan
yaralanması rapor edilmiştir.
37
Sonuç:
Olgu dışarıdan bakıldığında; açık yarası, ekimozu, sıyrığı bile tarif edilmeden sadece bel
ağrısı şikayetiyle aynı gün 4 farklı hastaneye götürülüp, 2 defa BBT ve batın-pelvis tomografileri
çekildiğinden Münchausen by Proxy Sendromu’na benzemektedir. Ancak; olgumuz Münchausen by
Proxy Sendromu olarak değil babasının aşırı evhamından dolayı aynı gün içinde aldığı fazlaca
radyasyon nedeniyle dolaylı çocuk ihmali olarak yorumlanmıştır.
Ailelerin çocukları üzerine titremeleri ve onlara gösterdikleri evham dereceleri arttıkça
çocuklar sağlık açısından dolaylı olarak maalesef kötü yönde etkilenmektedirler. Çocuk ihmali,
yaşam şartlarında fazlaca atlanan bir durum olduğundan başta aileler olmak üzere sağlık çalışanları
ve ilgili kimselerin eğitim seminerleriyle bilgilendirilmeleri gerekmektedir.
! 38
P11-ADLİ TRAVMATOLOJİDE DİSSİMULASYON: 3 OLGU SUNUMU
Harun Akkaya1, Zafer Liman2, Kenan Karbeyaz3, Ali Tavaslı2, Erdoğan Kara1
1Uzm.Dr.
2Asist.Dr.
3Uzm.Dr.
Eskişehir Adli Tıp Şube Müdürlüğü Adli Tıp Uzmanı
ÖZET:
Simulasyon bir menfaat amacı taşıyarak ruhsal ya da fiziksel yaralanmanın abartılarak veya
yoktan ortaya çıkartılarak davranılması olarak tanımlanmışken dissimulayon ise tam tersi bir durum
olarak mevcut ruhsal ya da fiziksel yaralanmanın bulgularını azaltma veya yok etmiş gibi davranma
olarak tanımlanmıştır.
Olay tarihli tıbbi belgelerinde ve olay tarihli polis ifadelerinde kayıtlı fiziksel yaralanma
bulgularını, muayene için geldiklerinde saklamaya, başka bir olayla ilişkilendirmeye çalışan,
dissimulatif davranışlar sergileyen 3 farklı olgu, adli tıp hekimliği uygulamalarında ender olarak
karşımıza çıkması nedeniyle sunulmaya değer bulunmuştur.
3 olguda da olay tarihinde düzgün bir biçimde tutulan “Genel Adli Muayene Raporları”,
kişilerin dissimulatif davranışlarını anlamamıza yardımcı olmuş, olgular kavga ettikleri kişilerle
barıştıklarından ya da barıştırıldıklarından dava dosyasının bir an önce kapatılmasını istediklerini
açıkça dile getirmişlerdir.
İncelenen literatür eşliğinde; olay tarihi öncesine ait aile içi, komşuluk, arkadaşlık gibi
ilişkilere sahip bireylerin yaralanma sonucu dissimulasyon yapabildikleri belirtilmiştir. 3 olgunun
da olay öncesinde karşı taraf ile ilişkileri olduğu tespit edilmiştir. Dissimulasyon, simulasyon gibi
adli raporlarda sonucun değişmesine neden olabileceğinden objektiflikten uzaklaşma olarak
görülmelidir. Travma raporlarının eksiksiz olarak kaydedilmesi, olay tarihli tıbbi belgelerle vakanın
öyküsü/anamnezi arasında ilişkinin kurulması, adli tıbbi klinik uygulamalarında olayın abartılarak
simulatif yaklaşımların daha sıklıkla görülmesine karşın dissimulatif yaklaşımların da atlanmaması
için dikkatli olunması gerekmektedir.
39
P12-SAĞLIK BAKANLIĞI ORDU ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA
HASTANESİ PERSONELLERİNİN ORGAN VE DOKU BAĞIŞI KONUSUNDAKİ
FARKINDALIKLARI VE BİLGİ DÜZEYİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
1Yrd.Doç.Dr.
Özgür Enginyurt, 2Yrd.Doç.Dr. Nilay Taş, 3Yrd.Doç.Dr. Erdal Özer
1Sağlık
Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Aile Hekimliği Anabilim Dalı.
Ordu, Türkiye.
2Sağlık
Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Anesteziyoloji ve Reanimasyon
Anabilim Dalı. Ordu, Türkiye.
3Gaziosmanpaşa
Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı 60150 Tokat, Türkiye.
ÖZET
Giriş: Organ ve doku nakli vücutta görevini yapamayan bir organın veya dokunun yerine
canlı kişiden, beyin ölümü gerçekleşmiş kişiden ya da ölüden alınan sağlam ve aynı görevi
üstlenecek bir organın veya dokunun nakledilmesi işlemidir. Bir kişinin hayatta iken özgür iradesi
ile öldükten sonra organ veya dokularının ihtiyacı olan kişilere verilmesine müsaade etmesi ve bunu
belgelendirmesi işlemine de organ ve doku bağışı denilmektedir. Bağış ve nakil konusundaki
gelişmeler o ülkenin özellikle sağlık alanındaki gelişmişlik düzeyi ile paralel gitmektedir.
Çalışmamızda organ ve doku bağışına dikkat çekmek ve aynı zamanda farkındalık yaratmak
amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Çalışmamız Sağlık Bakanlığı Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde çalışan personeller arasından 11.04.2012-24.04.2012 tarihleri arasında çalışmaya
katılmayı kabul eden ve onamları alınan 297 personele toplam 25 sorudan oluşan anket dağıtılarak
gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS programı yardımıyla düzenlenmiştir. Verilerin dağılımı
yüzdelik testle hesaplanmıştır. Yaş, cinsiyet ve eğitim durumuna göre organ bağışlamış olma ve
organ bağışlamayı düşünme karşılaştırılmış verilerin istatistiksel değerlendirilmesinde yüzdelik
oranlar kullanılıp, ki kare testi uygulanmıştır.
Bulgular: Çalışmamıza katılan 297 personelden 132 personel (% 44.4) 30-39 yaş aralığında
dağılım göstermekteydi, 20- 29 yaş aralığında 94, 40-49 yaş aralığında 60, 50-59 yaş aralığında 11
kişi bulunmaktaydı, personellerden 174 tanesi kadın (% 58.6), 123 tanesi erkekti(% 41.4), 144
tanesi (% 48.5) yüksekokul veya daha üzeri eğitim düzeyine sahipti, personeller içerisinde 23
doktor(% 7.7), 106 yardımcı sağlık personeli(% 35.7), 56 tıbbi sekreter (%18.9), 66 temizlik
personeli (%22.2), 16güvenlik personeli (%5.4), 30 idari personel (%10.1) bulunmaktaydı. Organ
bağışında bulunabilmek için hangi belgeler gereklidir sorusu 120 kişi (%40.4) tarafından sadece
kimlik bilgilerini içeren kimlik ve 66 kişi (% 22.2) tarafından da nüfus bilgilerini içeren kimlik ve
iki şahit şeklinde cevaplandırılmıştır, sağlık raporu gereklidir diyen 59 kişi, sadece doktorumun
bilgisi yeterli diyen 12 kişi ve diğer şıkkını işaretleyen 40 kişi bulunmaktadır.
! 40
Sonuç: Sağlık çalışanlarından oluşan fakat eğitim düzeyleri ve meslek olarak faklılık
gösteren grubumuz şunu göstermiştir ki son zamanlarda ülkemizde peş peşe yapılan organ ve doku
nakillerinin sık sık medya gündeminde olması bu konuya ilgiyi artırmıştır Organ ve doku nakli
konusunda personelin bilgi düzeyini ölçmek amaçlı hazırlamış olduğumuz 25 sorudan oluşan
anketimizin bile bu konudaki farkındalığı artırmaya katkısı olduğu düşünülmüştür. Organ ve doku
nakillerinin gerçekleşmesinin bağışlar ile olabildiği ve konunun sürekli gündemde kalmasının bu
konudaki çalışmalara olumlu katkı sağlayacağı unutulmamalıdır.
Anahtar sözcükler: Organ nakli, Organ bağışı, Adli tıp.
41
P13-ENSEST VE AİLE İÇİ ŞİDDET; OLGU SUNUMU
Ali YILDIRIM1 , Erdal ÖZER1 , Sadık TOPRAK2 , Resul YILMAZ3
1Gaziosmanpaşa
2Bülent
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, Tokat, Türkiye.
Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı, Zonguldak, Türkiye.
3Gaziosmanpaşa
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Hastalıkları Anabilim Dalı, Tokat,
Türkiye.
ÖZET
Giriş ve amaç: Çocuğa cinsel istismarı çocuğa yönelik olarak yapılan kötü davranışların en
ağır şekillerinden olup tıbbi, sosyal ve hukuki boyutları ile güncelliğini korumaktadır. Özellikle
çocuğa yönelik istismarın en ağır şekli olan ensest ilişki aile içi fiziksel şiddet ile birlikte
uygulandığı zaman çok daha ciddi ve yıpratıcı boyutta sağlık ve sosyal sorunlara yol açmaktadır.
Çalışmamızda iki kızına uzun süre cinsel saldırı ve fiziksel şiddet uygulayan baba ile olayı göz ardı
eden annenin olduğu aile içi şiddet ve ensest olgusunu değerlendirmeyi, konunun önemi nedeni ile
aile içi cinsel istismar ve sonuçlarına bir kez daha dikkat çekmeyi amaçladık.
Olgu1: Olgumuz 16 yaşında ve lise üçüncü sınıf öğrencisi, 3 kardeşin ikincisi, annesi
ortaokul mezunu, babası üniversite mezunu ve askeri görevli bir kız çocuğudur. Çok küçük
yaşlardan itibaren öz babasında şiddet gördüğünü, 12 yaşından itibaren de öz babası tarafından
fiziksel şiddete ve tecavüze maruz bırakılmakta idi. Yapılan fizik muayenede yüz, göz çevresi,
göğüs, her iki kol ve uyluk iç yüzlerinde çok çeşitli sayı ve boyutlarda hiperemik ve ekimozlu
alanlar tespit edilmiş olup, himen muayenesine saat 6 ve 7 hizasında eskiye ait yırtıklar vardı. Olay
öğretmenin öğrencisindeki darp izlerini görmesi ile okul yönetiminin olayı adli makamlara
bildirilmesi ve olayın adli nitelik kazanması sonucu ortaya çıkmıştı.
Olgu 2: Olgumuz 18 yaşında ve üniversite birinci sınıf öğrencisi. Babası istemediği için
okul kaydını dondurmuş ve evine geri dönen, 3 kardeşin en büyüğü olan bir kız çocuğudur. Mağdur
öz babasının kendisine küçük yaştan itibaren fiziksel şiddet uyguladığını, son 6 yıldır kendisiyle
cinsel ilişkiye girdiğini, 1 yıl öncede gebe kaldığın ve çocuğu 7 haftalık iken aldırdığını belirtmekte
idi.
Tartışma ve Sonuç: Çocuğun cinsel istismarı ve ensest ilişkiler kurbanda kısa ve
uzun dönmede ağır sosyal, fiziksel ve psikolojik sorunlar yaratmakta olup, çok önemli bir halk
sağlığı ve insan hakları sorunu olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada 1. olgumuzda Travma
sonrası stres bozukluğu, depresyon, öz güvenini kaybetme gibi ciddi psikolojik sonuçlar ortaya
çıkarken 2. olgumuzda bu sorunlara ek olarak ensestin en ağır ve yıpratıcı sonuçlarından olan
gebelik oluşmuş idi. Sonuç olarak; ortaya çıkarılması zor olan çocuğun cinsel istismarı ve ensest
sadece sağlık çalışanlarının ve adli kolluk güçlerinin değil, tüm sivil toplum ve kamu kuruluşlarının
! 42
ortak bir disiplin oluşturarak üzerinde daha fazla çalışılması ve duyarlılık göstermesi gereken
önemli bir sorundur.
Anahtar kelimeler: Cinsel istismar, ensest, şiddet, adli tıp.
43
P14-PENETRAN ATEŞLİ SİLAH YARALANMASI: OLGU SUNUMU
Şanser Gül1, Gökçen Sevilgen2, Ali Uğur Emre3, Rıza Yılmaz4, Hasan Ali Aydın1, Evren
Aydoğmuş1
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi1
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi2
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi3
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp4
ÖZET
Giriş: Penetran kafa yaralanmalarının büyük kısmını, ateşli silah yaralanmaları oluşturur. Kranial
ateşli silah yaralanmaları, tüm ateşli silah yaralanmaları içinde en öldürücü olanıdır.
Olgu Sunumu: Av sırasında, ateşli silah ile yaralanmış olan hasta acil serviste görüldü. Genel
durumu kötü olan hastanın, yapılan nörolojik muayenesinde; bilinci konfüze, pupiller izokorik, 4
ekstremite spontan hareketli, GKS: 11olarak değerlendirildi. Fizik muayenede sol parietal’de 2cm
çapında parçalı skalp kesisi tespit edildi. Ayrıca sağ meme altında 11-12. İnterkostal aralık
(İKA)’lar hizası 1 adet, sol meme üstü hemen medialinde 1 adet, sol omuz posteriorunda 1 adet ve
sol skapula üstü arka aksiler çizgide 1 adet olmak üzere kurşun toplam 4 adet giriş-çıkış delikleri
tespit edildi. Kranial BT’de sol frontoparietal supraventriküler düzeyde 22x11 mm boyutlarında
metalik dansitede yabancı cisim ve seyri boyunca sınırlı kontüzyon’un eşlik ettiği serebral ödem
izlendi. Genel Cerrahi ve Göğüs Cerrahi ekibi tarafından Laparotomi ve sağ torakotomi uygulandı.
Eş zamanlı tarafımızdan sol frontotemporoparietal travmatik cilt flebinin ardından kranitomi
yapıldı. Kontüze serebral doku ve dura hasarı ortaya kondu. Otogreft ile genişletici duraplasti
uygulandı. Kraniumun batına saklanmasının ardından operasyona son verildi. Postoperatif bilinci
açık, GKS:15 olan hastanın konuşma yeteneğinde kayıp olduğu gözlendi. Postop 3. Günden sonra
tek kelimelik (Baba, abla gibi) konuşmaya başladı. Postop 14. Günde konuşma terapisi planlanarak
taburcu edildi. Postop 1. Aydaki kontrolünde 3 kelimeden oluşan cümleleri konuşmaya başladı.
Sonuç: Penetran ateşli silah yaralanmaları, santral sinir sistemi yapılarını tahrip edici
özelliklerinden dolayı yüksek mortaliteye ve morbiditeye sebep olurlar. Kurşunun kraniumu delip
kranial boşluğa girebilmesi, atış esnasındaki kinetik enerjisine bağlıdır. Ayrıca kemikle temas ettiği
noktada kemiğin kalınlığı da önemli bir faktördür. Bu olgumuzda penetran cismin sol dominant
hemisfer, frontoparietal alandaki seyri’nin konuşma ile ilgili merkezlerde ve/ veya arası
bağlantılarda hasar yarattığı görülmüştür.
! 44
Kaynaklar
1. Aarabi B, Armonda R, Bell R.S, Stephens F.L. Traumatic and Penetrating Head İnjuries.
In: Winn H.W ed.Youmans Neurological Surgery, Philadelphia: Elsevier &Saunders ;
2011.p. 3453-64.
2. Wijman CAC, Kase CS. Evaluation and treatment of patients with intracerebral
hemorrhage. In:Batjer HH, Loftus CM, eds. Textbook of Neurological Surgery,
Philadelphia: lippincot Williams&Wilkins;2003.p.534-48.
45
P15-GENÇ GEBE HASTADA SPONTAN İNTRASEREBRAL KANAMA:
OLGU SUNUMU
Doç. Dr. Şanser Gül1, Dr. Hakan Pazarlı1, Dr. Emrah Keskin1, Doç. Dr. Rıza Yılmaz2, Prof. Dr.
Mehmet Harma3
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi A.D.1
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.D.2
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları A.D.3
ÖZET
Giriş: Spontan intrasebral hemoraji 45 yaşından önce nadiren meydana gelir. Genç hastalarda
spontan intraserebral kanamanın en yaygın nedenleri vasküler malformasyonlar, anevrizmalar ve
ilacın kötüye kulanımıdır (kokain, amfetamin) .
Olgu: 22 yaşında 25 haftalık gebe. Ani bilinç kaybı sonrası, götürüldüğü ilçe hastanesi’nde yapılan
ilk müdahalesinin ardından tarafımıza sevk edildiği, acil servisimiz’de değerlendirildi. Genel
durumu kötü ,bilinç kapalı ,entübe vaziyette , pupiller fiks dilate, ışık refleksi yok , ağrılı uyaran ile
ekstremitelerini deserebre kasıyor , Glasgow Koma Skoru 3e/15. Beyin Tomografi’sinde sol
temporobazalde 6x4.5 cm çapında intraparenkimal kanama ,sol frontotemoporoparitel en kalın
yerinde 20 mm genişliğinde olup sağ hemisfere doğru 20 mm den fazla kitle etkisi (shift) yapan
akut subdural kanama tespit edildi. Acil operasyona alındı. Sol frontotemporoparietal hemisferik
kraniotomi yapılarak, subdural ve intrapenkimal yerleşimli kanama boşaltıldı. Hemostazı takiben
operasyona son verildi. Kadın hastalıkları ve doğum ekibi tarafından eş zamanlı yapılan sezeryan
ile bebek alındı. İntrauterin kalp atışları alınan ikiz bebeklerin, sezeryan sonrası 1. ve 5. dakika
apgar skorları 0-0 idi. Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım servisine alındı. Yoğun bakımdaki
takibinin 7. gününde, tıbbi müdahalelere yanıt vermeyen hasta kaybedildi.
Sonuç: Spontan intrasebral kanama esas olarak beynin derin lokalizasyonların’da meydana gelir. En
yaygın lokalizasyon putamendir, bunu subkortikal beyaz cevher, serebellum ve talamus izler. Lober
serebral kanamalar supratentorial kanamalar içinde ayrı bir grubu oluşturur. Arteriovenöz
malformasyonlar, travma, tümörler, antikoagülan tedavi, kan diskrazileri gibi heterojen etyolojiye
sahiptir. Lober kanamalı hastaların prognozu hematomun boyutu ve lokalizasyonuna bağlıdır ve
diğer intraserebral kanamalara göre daha iyi bir prognoza sahiptir. Kase ve ark’larının klinik
serisinde 20cm³ den az hacime sahip olanlar iyi prognoza sahip iken, 20 ila 60cm³ arası hacimdeki
hematomların cerrahi boşaltılması sonrası % 70 oranında sağ kalım gözlenmiştir. 60cm³ den geniş
hematomlu hastalar sağ kalım gözlenmemiştir.
! 46
Kaynaklar
1. Farhat H, Kretschmer T, Morcos J J. Nonlesional Spontaneous ıntracerebral hemorrhage. In:
H.Richard Winn, ed Youmans Neurological Surgery, 6th ed. Philadelphia:Elsevier Saunders;
2011. P. 3711
2. Wijman CAC, Kase CS. Evaluation and treatment of patients with intracerebral hemorrhage.
In: Batjer HH, Loftus CM, eds. Textbook of Neurological Surgery, Philadelphia: Lippincot
Williams & Wilkins; 2003.p. 534-548.
47
P16-LUDWIG ANJININE BAĞLI GELIŞEN MEDIASTINIT VE ASPIRASYON
PNÖMONISI: BIR OTOPSI OLGUSU
Prof. Dr. Adalat Hasanov1, Dr. Parvin Hasanova2, Yrd.Doç. Dr. Jamal Musayev1
1 Azerbaycan
Tıp Üniversitesi, Patoloji Anabilim Dalı
2 Azerbaycan
Tıp Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi
ÖZET
Giriş: Ludwig anjini ağız tabanında bilateral olarak milohiyoid diaframın üzerindeki sublingual ve
submandibuler yumşak dokuyu tutan, agressif yayılım gösteren bir selülit şeklidir. En sık nedeni
odontojen enfeksiyonlardır. Mediastinit, septik şok, respiratuar distres, venöz emboli,
aortopulmoner fistül gibi komplikasyonları nedeniyle %50`ye varan mortalite oranına sahiptir. Bu
yazıda ölümle sonuçlanan, sekonder olarak mediastinit, septisemi ve aspirasyon pnömonisine neden
olan bir Ludwig anjini olgusu sunulmuştur.
Olgu sunumu: Hastaneye ağız tabanında şişlik, konuşma güçlüğü, ağzını açamama ve ağrı
şikayetleri ile başvuran 37 yaşında erkek hastada fizik müayinede boyunda esasen submental
bölgeyi tutan şişlik, ateş 39°C, nabız 110/dk, arteryel kan basıncı 120/80 mmHg olarak
belirlenmiştir. Hastaya 10 gün öncesinde 34. dişin çekimi yapılmıştır. Öyküsünde kontrollü tip 1
şekerli diabet belirtilmiştir. İlk gün hasta ağız tabanı flegmonu tanısı ile ameliyata alınmış ve ağız
tabanına yapılan insizyonla bol miktarda kanlı-pürülan eksuda aspire edilmişdir. Hastaya eşzamanlı
antibiyotik tedavisi başlatılmıştır. Eksuda ve kan kültüründe anaerob streptokok üremesi
saptanmıştır. Sonraki günlerde yapılan tedaviye rağmen hastanın ateşi inmemiş, genel durumu orta
olarak degerlendirilmiştir. Yapılan röntgende akciğerler ve mediastende iltihap bulguları
görülmüştür. Hastanedeki 14. gününde hastanın durumu aniden kötüleşmiş, respiratuar distres
gelişmiştir. Onyedinci günde hastada aniden öksürük tutması ve bunu takiben bol miktarda kötü
kokulu, yeşil-gri renkli purulan balgam gelmesi görülmüştür. Bu sırada hastada kardiak arrest
oluşmuştur. Yapılan müdahilelere rağmen hastada biyolojik ölüm gerçekleşmiştir. Otopsi ve
mikroskopik incelemeler sonucunda esas hastalık olarak Ludwig anjini, komplikasyon olarak
gelişen mediastinit, aspirasyon pnömonisi, septisemi, ek hastalık olarak tip 1 şekerli diyabet ve ona
bağlı gelişen diyabetik hepatopati saptanmıştır. Ölüm nedeninin pulmoner ödeme bağlı kardiyak
arrest olduğu belirlenmiştir.
Sonuç: Yüksek komplikasyon ve mortalite riski taşıyan Ludwig anjini zamanı mediastinit ve
septisemi gibi alışıldık komplikasyonların yanısıra aspirasyon pnömonisi gibi nadir
komplikasyonlar da görülebilmektedir. Ağıziçi insizyonla flegmonun açıldığı olgularda özellikle
aspirasyon pnömonisi riski göz önünde bulundurulmalıdır.
! 48
Anahtar sözcükler: Ludwig anjini, aspirasyon pnömonisi, mediastinit, otopsi.
Dr. Jamal Musayev
Tel.: 00994503393684
49
P17-TARİHSEL SÜREÇ İÇİNDE ÇEVRESEL GÜVENLİK POLİTİKALARI
Sonay Şahin
Sağlık Bakanlığı Proje Yönetimi Destek Birimi
İnönü Üniversitesi, Siyaset Bilimleri ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Kentleşme ve Çevre
Sorunları Bilim Dalı Doktora Öğrencisi
Amaç: Tarih boyunca insanoğlu bulunduğumuz çevre ile ilşiksini kendi lehine kullanarak, yüzyıllar
boyunca gelişen teknoloji ve keşifler, ülkelerin artı ürün elde etmesine, pazar ağlarını geliştirmesine
ve çevresel varlıklar üzerinde stratejiler oluşturmasına olanak sağlamıştır. Bu süreçte
sömürgeleştirme politikaları ve sanayileşme ile birlikte çevre üzerindeki ekonomik müdehaleler
ekolojik krize neden olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrası iki kutuplu dünyada bu ekolojik kriz ve
beraberinde getirdiği sosyo-ekonomik sorunların küresel bir hale dönüşmesi ile kapsamı
genişletilen güvenlik kavramı içinde çevresel güvenlik: kaynak çatışması, çevre sorunları, yiyecek
kıtlığı, terör, organize suçlar, salgın hastalıklar vs. gibi küresel tehditleri içeren risk faktörleri ile yer
almaktadır. Bu riskler ortaya çıktığında sadece gelişmiş ülkelere bir tehdit olmamakla beraber tüm
dünya ülkelerini tehdit altında bırakabilmektedir. Bu durum uluslararası işbirliği ile politika ve
uygulamaları gerektiren bir durumdur. Zaman içerisinde bu risklerin daha da artacağı varsayılarak
bu alanda yapılan çalışmaların sınırlı olması ve mevcut ve gelecekteki yapılacak olan çalışmalara
kaynak teşkil edeceği düşünülerek bu çalışma yapılmıştır.
Yöntem: Kapsamı genişletilen ulusal güvenlik konularından çevresel güvenlik kavramı
yaklaşımları ve risk faktörleri bu alanda yapılan çalışmalar çerçevesinde incelenmiştir. Ayrıca
çevresel güvenlik kavramı kuzey ve güney ülkelerin ilişkisi bağlamında oluşturulan
politikalar ,tarihsel olaylar kapsamında, bu ülkeler açısından uluslar arası politika belgeleri de
açıklanarak tarihsel süreç içerisinde gelişimi anlatılmıştır.
Bulgular: 15. yüzyıldan bu yana yaşanan kaynak çatışmaları günümüzde de devam etmektedir.
Sanayi Devrimi’yle birlikte gelişen sanayileşme ve kaynak çatışması sonrasında toprağın, suyun ve
havanın kirlenmesi, bu nedenlere bağlı iklim değişikliği, ozon tabakasının delinmesi, biyolojik
çeşitliliğin azalması v.s. gibi çevresel sorunların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu gibi
sorunlara nüfusun artması, iç ve dış çatışmaya bağlı terör, nükleer silah kullanımı v.b. gibi toplumun
tamamını tehdit eden riskler dünya genelinde giderek artmaktadır.
Sonuç: Çevresel güvenlik risk faktörlerini oluşturan küresel felaketler sonucu oluşabilecek çatışma,
kaynakların kıtlaşması, salgın hastalık, terör vs. gibi tehditler, uluslararası işbirliği gerektiren bir
güvenlik konusudur. Fakat kaynak kontrolüne bağlı kuzey ülkelerinin neden olduğu sömürge
! 50
politkalarına bağlı özellikle bu felaketlerin kalkınma sorunu olan Üçüncü Dünya Ülkelerinde olma
olasılığının yüksek olması ve bu bölgelerdeki bu nedenlere bağlı ortaya çıkan çatışmaları, kuzey
ülkeleri kendi ülkelerine bir tehdit olarak algılamaktadır ve bazı zamanlar bu tehditleri bir müdahale
aracı olarak kullanabilmektedirler.
Anahtar sözcükler: Çevre, Güvenlik, Çevresel Güvenlik, Uluslarası Politika
Sonay Şahin
Tel.: 0532 384 17 83
51
SPONSORLARIMIZ
52
53

9aabk ozet kitabi - BEÜ - Fen Edebiyat Fakültesi

Transkript

Benzer belgeler

Hemoroid en çok şoförlerde görülüyor

Afişi daha büyük formatta görüntülemek için tıklayınız

"!ffigr

DÜŞME HİKAYESİ BULUNAN BİR ATEŞLİ SİLAH YARALANMA

IBH Kayıt Sistemlerinin Önemi

13. adli bilimler kongresi sözel bildiri oturumları