Perspektif Sayı 42

Transkript

Perspektif Sayı 42
EDİTÖRDEN
Ramazan ayının gelişiyle birlikte
yaşanan sevinç ve heyecana; DOSAB’da,
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi
Sanayici ve İşadamları Derneği’nin
25.Yıl hazırlıklarının tatlı telaşı eklendi.
Geleneksel iftar organizasyonunda 25.Yıl
Ödülleri verilmesi kararının ardından,
yoğun bir tempoda çalıştık.
Bir yandan Perspektif’i hazırlarken,
diğer yandan 25.yıl anısına dergimizle
birlikte ek bir kitap ve organizasyon
çalışmalarını yaptık. DOSABSİAD 25.Yıl
Kitabı; derneğin ve DOSAB’ın nasıl
doğduğunu, bugünlere nasıl gelindiğini
tarihe not düşmek, gelecek nesillere
aktarmak anlamında önemli bir işlev
üstlenecek. Emeği geçen, katkı koyan
herkese teşekkür ediyoruz.
DOSABSİAD çeyrek asrı geride bırakırken, o günün sanayicileri, fabrikalarının
temellerini bizzat atan kişiler, bugün
şirketlerinde yönetimleri yavaş yavaş
devretmeye hazırlanıyor. Artık genç nesil
şirketlerde daha etkili ve yetkili olmaya
başladı.
Bu sebeple dergimizin kapak konusunu ‘İş dünyasının genç patronları’ olarak
Yıl: 7 Sayı: 42 Ağustos 2012
DOSABSİAD adına sahibi
Selim Yedikardeş
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni
İbrahim Öztürk
DOSAB Yönetim Kurulu
Başkan Ferudun Kahraman
Başkan Yardımcısı İlhan Sarı
Üyeler Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül
DOSABSİAD Yönetim Kurulu
Başkan Selim Yedikardeş
Başkan Vekili Orhan Tezyaparlar
Başkan Yardımcıları Vedat Kantar, İbrahim Öztürk
Genel Sekreter Ayhan Yılmaz
Genel Sayman Recep Solakoğulları
Üyeler Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan,
Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar,
Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener
Dergi iletişim
Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa
Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43
www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr
Yayına Hazırlayan
Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330
FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3
Nilüfer / BURSA [email protected]
Genel Müdür Celil İnce
Kurumsal İletişim ve Pazarlama Ersoy Tuna
Görsel Yönetmen Ümit İnce
Muhabir Sevcan Özgür
Reklam Eda Evirgen
İÇİNDEKİLER
Baskı Furkan Ofset / Bursa (Ağustos 2012) 0.224.245 35 15
Dağıtım Seç Kurye - 0.224.225 61 42
Yayın Türü Yerel Süreli ISSN 1307-2005
Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak
gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam
veren firmalara aittir.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici
İşadamları Derneği yayın organıdır.
İki ayda bir yayımlanır.
belirledik. Alsında manidar da oldu; bir
yandan gençlerle Perspektif için söyleşi
yaparken, diğer yandan 25.Yıl Kitabı için
dernek ve bölgenin kurucuları ile geçmişi, eski günleri konuştuk.
DOSAB’daki genç nesil yöneticileri ve
onların vizyonunu sizlere bu sayımızdan
itibaren aktarmaya devam edeceğiz.
Genç patronlar dizimiz devam edecek.
41. sayıda gerçekleştirdiğimiz ve genel
olarak beğeni alan dergimizin teknik ve
içerik yenilenmesi ile daha zenginleştiğini düşünüyoruz.
Keyifli okumalar dileğiyle, Ramazan
Bayramınızı kutluyorum.
Düzeltme: Dergimizin 41.sayısında yayımlanan Uludağ Tekstil ve Hazır Giyim
Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri ‘İhracatın
Yıldızları 2011” Ödül töreni haberinde;
DOSAB firmalarından olan Öz Tekstil’in
hazır giyim konfeksiyon kategorisinde
ikinci olduğu, metinde belirtilmiş ancak
DOSAB Firma Listesi Tablosunda unutulmuştur.
16
MEVZUAT
Organize sanayi bölgeleri
mevzuatında önemli değişikler
yapıldı. Yenilikler neler?
68
MAKALE
Muzaffer Koyuncu Yeni TTK’da
yönetim kurulu ve yöneticilerin
sorumluluğunu yazdı.
18
OSBÜK DOSAB’DA
Organize Sanayi Bölgeleri Üst
Kuruluşu Yönetimi, DOSAB’ı
ziyaret etti.
74
RÖPORTAJ
Osmangazi Belediye Başkanı
Mustafa Dündar, sorularımızı
yanıtladı.
28
BÜYÜK FİRMALAR
Bursa’nın en büyük 250 firması
içinde 39 DOSAB’lı bulunuyor.
78
İNCELEME
Türkiye’nin mevye haritası ve
yeni gözde organik tarım...
40
KAPAK KONUSU
Yeni yazı dizisi, genç patronlar...
DOSAB’da yeni nesil artık
yönetimde aktif rol üstleniyor.
86
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
İlk konuk Kaplanlar Soğutma
YK Başkanvekili Faik Kaplan
ve fotoğrafları...
DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ İLETİŞİM BİLGİLERİ
DOSAB Bölge Müdürlüğü
DOSAB Gül Sokak No: 11
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat)
Faks: 0224 261 00 43
DOSABSİAD
Mustafa Karaer Cad. No: 18
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 20 10
Faks: 0224 261 20 09
DOSAB Sosyal Tesisleri
Çiğdem Sokak
No: 5 DOSAB
Osmangazi / Bursa
Tel: 0224 261 29 57
Atık Su Arıtma Tesisi
Yeni Yalova Yolu
Terminal arkası Bursa
Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat)
Faks: 0224 261 28 97
Bursa Tasarım Teknoloji
Geliştirme Merkezi - BUTGEM
Mustafa Karaer Cad.
Çiğdem 2 Sk. Bursa
Tel: 0224 261 12 11
1
DOSAB’DAN
Ferudun Kahraman DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı
[email protected]
Dört Yeni Projeye Başlıyoruz
Değerli Sanayici Dostlarım;
lediyemiz ihaleyi yaptı, biz daha önce teslim ettiğimiz iki
Demirtaş Organize Sanayi Bölgemizi, birlik ve beraadet itfaiye aracına ek olarak bir adet daha itfaiye aracı alıp,
berlik içinde yaptığımız çalışmalar ve yatırımlar ile ülke
merkezde toplam 6 araçlık bir yapı sağlamış olacağız.
çapında örnek bir bölge yapmanın kıvancını her zaman
Haziran ayındaki yasal düzenleme ile OSB’lere verilen
yaşıyoruz. Bunun son örneğini OSBÜK Başkanı Nurettin
Ortak sağlık ve Güvenlik Birimi (OSGB) kurma yetkisi
Özdebir ve Yönetimini Temmuz ayında bölgemizde konuk
çerçevesinde, bölgemizde gerekli çalışmayı yaptık. Bayram
ettiğimizde bir kez daha yaşadık.
sonrası uygun firmayı belirleyip, aynı zamanda 24 saat amBiliyorsunuz, OSB’ler işleyen bir yapı; sürekli gelişen
bulans, kısmi poliklinik, işe giriş muayenesi gibi hizmetleri
ve değişen şartlara uyum sağlamak gerekiyor. Yeni ihtiyaçücretsiz olarak (OSGB ücreti içinde) verecek birimimizi
ları belirleyip hızlı şekilde çağa uygun adımlar atmak bizde oluşturuyoruz.
lerin görevi. Bu konuda tüm yönetici ve
Eski idari binamız ve camimizle ilgili
profesyonel arkadaşlarımızla birlikte çayaptırdığımız deprem analizlerinde maalışıyoruz; DOSAB’ın fark yaratan öncü
lesef olumlu sonuçlar çıkmadı. Aynı duDOSAB’ın farkını
yapısına uygun hareket ediyoruz.
rum Devlet Hastanesi Polikliniğimizde
ve öncü yapısını
Bu kapsamda; yönetime gelirken söz
de var. Bu sebeple, yeni projeler hazırladık.
verdiğimiz yatırımlardan birisi olan sıcak
Bölgemiz Demirtaş çıkışında Osortaya koyan yeni
su, buhar ve kısmen elektrik ihtiyacımı- yatırımlarımızı hayata
mangazi Belediyemizin kamulaştırma ile
zın karşılanması için santral yatırımımızkazandıracağı arazi üzerine DOSAB olageçiriyoruz.
da son aşamaya geldik. Bir yıl süren çalışrak semt polikliniği inşaatını yapacağız.
mamızın ardından tesisimizin kurulma
Mevcut poliklinik yerini hazineden rayiç
noktasına geldiğini belirtmek istiyorum.
bedeli karşılığında alıp, bu adada plan çaBursa organize sanayi bölgeleri ile ortak kurduğumuz
lışması yapıp proje üreteceğiz.
BOSBİR Enerji AŞ dışında, DOSAB olarak yürüttüğüHerkes tarafından kabul göreceğine inandığımız bir
müz bu yatırımımızla ilgili ayrıntıları yine sanayicilerimizyarışma projesi sonunda, yeni camimizi iş adamlarımızın
le paylaşıp, en kısa sürede işletmeye almak için çalışacağız.
katkılarıyla yapacağız. Ayrıca DOSAB’a gelir sağlayacak
Bu dönemde hayata geçireceğimiz üç proje hakkında
alanlar yaratacağız. Mevcut bankaların dışında beş yeni
daha kısa bilgiler aktarmak istiyorum.
banka alanı oluşturacağız.
Bölgemize bu yıl itfaiye merkezi kazandırıyoruz. BaşDerneğimiz DOSABSİAD’ın bu yıl 25.kuruluş yılı.
ta bölgemizdeki endüstriyel nitelikli yangınlara müdahaDerneğimiz ve Bölgemizin bugünlere gelmesinde emeği
le edecek itfaiye alanı için plan tadilatımızı yaptık. Bursa
geçen herkesi, kurucularımızı, tüm eski başkan ve yönetiBüyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı 6 araçlık
cilerimizi saygıyla anıyor, mübarek Ramazan Bayramınızı
bir itfaiye işletmesini bölgemizde kuracak. Büyükşehir Bekutluyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
4
DOSABSİAD’DAN
Selim Yedikardeş DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
[email protected]
Çeyrek Asırlık Bir Derneğiz
25. Yılımızda,
büyüklerimizin emanet
ettiği hizmet bayrağını
daha yukarıya taşımak
ve gelecek nesillere
teslim etmek için
çalışıyoruz .
6
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneğimizin 13.Dönem
Yönetim Kurulu olarak, kuruluşumuzun 25.yılında görev yapmak bizlere nasip oldu.
DOSABSİAD 25.yılında; kuruluş amaçlarını yerine getirmiş; en büyük amaç olan
bölgemizi ‘organize sanayi bölgesi’ statüsüne taşımış, ardından etkin ve öncü bir
sanayici-işadamları örgütlenmesi olarak, başta üyeleri olmak üzere sorumluluklarını yerine getiren bir sivil toplum kuruluşu olmanın gururu içindedir.
Bugün bizler, büyüklerimizin bize emanet ettiği bayrağı daha yukarıya taşımak
ve gelecek nesillere teslim etmek için çaba gösteriyoruz.
Bunun için 25.yılın anlamına istinaden, bazı çalışmalar yaptık. Derneğimizi ve
bölgemizi bugünlere getiren kişi ve kurumları hatırlamak, geçmişimizi daha kurumsal bir yapıda geleceğe taşıma gayreti içerisindeyiz.
Biliyorsunuz; insan; geçmiş, gelecek ve ‘şimdi’ ile iç içe yaşar. Geçmişini hatırlayarak ‘şimdi’yi ve geleceğini kurgular. Geçmişin hatıra ve tecrübeleri, geleceğin hayalleri ile ‘şimdi’ buluşur. Sonuçta, dün, bugün ve yarın, hepsi birlikte insanın düşünce
ve eylemlerinin temelini oluşturur.
Bizler de buradan yola çıkarak, 25.yıl anısına çalışmalar yaptık. 25. Yılımızda özel
ödüller vereceğiz. Geleneksel iftarımızda vereceğimiz bu ödüllerle birlikte, bir kitap
ve film hazırladık. Arşivlerde yerini alacak bu kitabı ve filmimizi, dergimizle birlikte
herkese dağıtacağız. Kitapta, derneğimizin nasıl kurulduğunu, kurucuların ve eski
başkanlarımızın görüşlerini, yaşadıklarını; kurucular ve ilk genel kurulla ilgili resmi
evrakları ilk kez yayımlıyoruz.
Dolayısıyla, geçmişimizin iyi anlaşılması, doğru şekilde bilinip algılanması ve
geleceğe taşınması için bize yakışır bir adım attığımızı düşünüyoruz.
Dile kolay, çeyrek asır geride kalmış.
Bugün bir parçası olmakla övündüğümüz Demirtaş Organize Sanayi Bölgemizin,
baraka binalarda yönetildiği, yolların yağışlı dönemlerde göleti andırdığı, elektriğin,
suyun olmadığı zor günler yaşanmış. Ancak büyüklerimizin dayanışması, birlik ve
beraberliği bugün ülkemizin en güçlü ve en modern sanayi bölgelerinden birisini
ortaya çıkartmış.
Onun için kurucularımızı, eski başkan ve yöneticilerimizi, emeği geçen herkesi
saygıyla anıyor ve dünün unutmuyor, hatırlıyoruz. Onlara çok şey borçluyuz.
Vereceğimiz 25.Yıl ödüllerini de üç kategoride topladık.
Kurucularımız, DOSAB ve DOSABSİAD başkanlarımız ilk kategori. 25 yıldır bölgemizde faaliyet gösteren firmalar ve 2011 ciro esasına göre en büyük 25 firma diğer
kategorileri oluşturdu.
Bu vesileyle; bir kez daha kuruluş yılımızı kutlarken, Ramazan Bayramınızı tebrik
ediyor, saygılarımı sunuyorum.
BİLGİ
DEMİRTAŞ ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ TÜKETİMLER VE FİYATLAR
SON 4 YIL ELEKTRİK TÜKETİMLERİ
kWh
95
ELEKTRİK
Milyon kWh
90
929.946.936
852.653.153
2011
2008
736.202.480
2009
70
2010
842.800.609
SON 4 YIL DOĞALGAZ TÜKETİMLERİ
299.496.604
353.272.733
2011
2008
301.150.221
45
292.825.578
m3
13.158.985
2011
2008
AĞUS.
35
SON 4 YIL PROSES SU TÜKETİMLERİ
m3
4.514.897
2011
10
1.500
OCAK
26.9
25.9
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
HİZMET TÜRÜ
Doğalgaz
Taşıma Bedeli
ÖTV Toplam Doğalgaz
FİYAT
BİRİM
0,06113346TL/kWh
0,00272366 TL/kWh
0,00216165 TL/kWh
0,06601877 TL/kWh
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi
güncel tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını
www.dosab.org.tr
resmi internet sitemizden takip edebilirsiniz.
8
NİSAN
MAYIS
HAZ.
TEM.
28.3
27.6
27.8
KASIM
ARALIK
OCAK
ŞUBAT
900
800
550
MART
13.4
13.1
NİSAN
MAYIS
HAZ.
TEM.
ATIK SU
1.184
1.074
1.222
1.088
1.004
AĞUS.
1.348
1.236 1.230
1.203
970
EYLÜL
EKİM
KASIM
ARALIK
OCAK
ŞUBAT
MART
NİSAN
503.3
436.4
450
527.1
HAZ.
TEM.
486.3
519.1
465.6
383.4
370.3
361.7
461.1
MAYIS
PROSES SU
Bin m3
500
371.0
304.5
250
200
20.4
19.6
1.394 1.373
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
Elektrik (Gündüz)
Elektrik (Puant)
Elektrik (Gece)
Elektrik İletim Bedeli
Elektrik Dağıtım Bedeli Y.G.
Elektrik Dağıtım Bedeli A.G.
DOĞALGAZ
MART
Bin m3
HİZMET TÜRÜ
KDV dahil değildir.
ŞUBAT
29.5
KASIM
ARALIK
OCAK
ŞUBAT
TL/kWh
ELEKTRİK
TEMMUZ 2012
HİZMET FİYATLARI
85.5
29.7
28.3
300
3.903.788
83.7
DOĞALGAZ
1.300
400
2010
ARALIK
1.400
350
2009
KASIM
15
1.000
11.763.422
2008
EYLÜL
1.200
2010
3.853.375
EKİM
80.3
79.5
Milyon sm3
1.100
2009
72,9
40
20
2010
12.115.539
2.839.386
60
25
2009
80.7
65
30
SON 4 YIL ATIK SU TÜKETİMLERİ
10.953.723
sm3
66.3
83.9
80.0
76.2
80
75
85.1
84.9
85
FİYAT
(Yüksek Gerilim)
0,181060
0,317015
0,083021
0,007100
0,004900
-
FİYAT
(Alçak Gerilim)
0,182660
0,318615
0,084621
0,007100
0,006500
SU
HİZMET TÜRÜ
FİYAT
BİRİM
Proses Suyu
0,35
TL/m³
Proses Suyu Sistem Bedeli
0,15
TL/m³
İçme Suyu 1. Kademe (0 - 1000m3) 1,25TL/m³
İçme Suyu 2. Kademe (1001m3 - 3000m3)1,00 TL/m³
İçme Suyu 3. Kademe (3001m3 ve üstü)0,75 TL/m³
Arıtma Tesisi İşletme Masrafı
0,20
TL/m³
MART
NİSAN
MAYIS
HAZ.
TEM.
Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi’ndeki firmaların, 2012 yılı
ilk 6 ayındaki elektrik, doğalgaz ve
su tüketimlerine bakıldığında;
- Elektrik tüketimi bu yılın ilk 6
ayında geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 5,1 oranında artış
göstermiştir. Bu yılın Haziran ayında
ise Mayıs ayına tüketim yüzde 0,28
oranında bir geriledi.
- Doğalgaz tüketimi aynı dönemde
bir önceki yıla göre yüzde 5,2
oranında düşüş göstermiştir. Entek
Enerji Üretim AŞ’nin de faaliyet
gösterdiği bölgede aylık bazda
bakıldığında ise Haziran ayında
bir Mayıs ayına göre doğalgaz
tüketiminde yüzde 55,51 oranında
bir artış gözlendi.
- Firmaların Atıksu Arıtma Tesisi’ne
deşarjları bu yılın ilk 6 ayında
2011’e göre yüzde 15,18 oranında
artış gsötermiştir.
- Proses su kullanımları ise yılın ilk
6 ayında yüzde 23,99 oranında artış
göstermiştir.
MAKRO
EKONOMİDE NE OLDU / TÜRKİYE
EKONOMİ İLK ÇEYREKTE
YÜZDE 3,2 BÜYÜDÜ
G
eçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren yavaşlama eğiliminde olan Türkiye ekonomisi, 2012 yılının ilk çeyreğinde
yıllık bazda yüzde 3,2 oranında büyüme
kaydetti. Bu dönemde, ekonomik aktivite
kriz sonrası dönemin en zayıf performansını sergilemesine rağmen, yurtiçinde büyüme yüzde 2,8’lik piyasa beklentisinin
üzerinde gerçekleşti. İlk çeyrek verilerine
göre en önemli büyüme kalemleri arasında yüzde 8.4 ile enerji, yüzde 7 ile gayrimenkul kiralama, yüzde 6.1 ile ev içi personel çalıştırma, yüzde 4.8 ile balıkçılık,
mali hizmetler, yüzde 4.7 ile ulaştırma
haberleşme ve yüzde 4.5 ile tarım yer alıyor. Büyümemizin önemli kalemlerinden
imalat sanayi 2012 yılının ilk çeyreğinde
yüzde 2.7 ile genel büyümenin altında
kaldı. İnşaat sektörü de yüzde 2.8 ile genel
büyümenin altında kalan diğer önemli
sektör oldu. Avrupa’da yaşanan olumsuzluğa, dünyada esen belirsizliğe karşın üst
üste 10. çeyrektir ekonomi büyüyor. Bu yıl
Orta Vadeli Programda yüzde 4 büyüme
öngörülüyordu.
İŞSİZLİK ORANI TEK
HANELİ SEVİYEYE GELDİ
T
ÜİK tarafından açıklanan Hanehalkı
İşgücü İstatistikleri’ne göre, Mart ayında işsizlik oranı bir önceki yılın aynı ayına
göre 0,9 puan düşerek %9,9 seviyesinde
gerçekleşti.Mevsimsellikten arındırılmış
10
işsizlik oranı Mart ayında bir önceki aya
göre değişmeyerek %9,1 düzeyinde oluştu. Mart 2011’de %13,4 olan tarım dışı
işsizlik oranı ise Mart 2012’de %12,1’e
geriledi. Mart 2012 döneminde istihdam
edilenlerin %23,6’sı tarım, %19,8’i sanayi,
%5,9’u inşaat, %50,7’si ise hizmetler sektöründe yer aldı. Verilere göre ülkemizde
2012 Mart itibariyle işsiz sayısı 2 milyon
615 bin kişiye geriledi. OECD’nin açıkladığı işsizlik raporunda ise üye ülkelerdeki
ekonomik büyümenin önümüzdeki dönemde işsizlik oranını düşürecek kadar iyi
olmadığına dikkati çekildi. 2012 yılı Mayıs
ayı itibariyle üye ülkelerdeki ortalama işsizlik oranın yüzde 7,9, Avro Bölgesi’ndeki
işsizlik oranın yüzde 11,1’e tırmandı.
CARİ İŞLEMLER
AÇIĞINDAKİ İYİLEŞME
DEVAM EDİYOR
C
ari açık; ekonomideki yavaşlama, dış
ticaret açığındaki düşüş ve ithalatta
petrol fiyatlarında gerilemenin etkisiyle
düşüşünü sürdürüyor. Cari açık Mayıs’ta
5.8 milyar dolarla beklentilerin altında
kaldı. 5 aylık cari açık 9 milyar dolar azalarak, 27 milyar dolara düştü. 12 aylık kümülatif cari açık 66.9 milyar dolarla Mayıs
2011’den bu yana en düşük düzeyine indi.
Enerji dışı cari açık 16.2 milyar dolara geriledi. Bu, Ocak 2011’den bu yana en düşük
seviye anlamına geliyor.
SANAYİ ÜRETİMİ
MAYIS’TA ARTTI
T
İHRACAT ARTIYOR
AB’NİN PAYI GERİLİYOR
T
ürkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan 2012 Mayıs ayına ilişkin geçici dış
ticaret verilerine göre, Türkiye’nin bu yılın
ilk 5 ayındaki ihracatı, geçen yılın aynı
dönemine kıyasla yüzde 12,7 artarak, 61
milyar 145 milyon dolara yükseldi. Aynı
dönemde ithalat ise yüzde 1,4 oranında
geriledi ve 96 milyar 722 milyon dolar
oldu. Buna göre, bu yılın ilk 5 aylık döneminde ihracat geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 12,7 arttı ve 54 milyar 238 milyon dolardan 61 milyar 145 milyon dolara
yükseldi. Bu dönemde ithalat ise yüzde
1,4 azaldı ve 98 milyar 129 milyon dolardan 96 milyar 722 milyon dolara geriledi.
Başta İran ve Irak olmak üzere, Orta Doğu
ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ihracat
artarken, AB ülkelerinin toplam ihracat
içindeki payı düşmeye devam ediyor.Mayıs ayında Türkiye’de toplam ihracatın
yalnızca %36’sı AB ülkelerine gerçekleştirildi. Söz konusu oran 2011 yılı genelinde
%46 seviyesindeydi.
ürkiye İstatistik Kurumu verilerine
göre Mayıs ayında sanayi üretim
endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre
yüzde 5,9 arttı. Sanayinin alt sektörleri
incelendiğinde, 2012 yılı Mayıs ayında bir
önceki yılın aynı ayına göre, madencilik
ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 4,2,
imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 5,8
ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme
üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde
7,3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış
endeks 2012 yılı Mayıs ayında bir önceki
yılın aynı ayına göre yüzde 5,9, mevsim
ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre
yüzde 1,1 artış gösterdi.
SEGER SES ve ELEKTRİKLİ GEREÇLER SAN. A.Ş.
DOSAB M. Karaer Cd. No:22 P.K.9 16369 Bursa Türkiye
Tel: +90 (224) 261 03 11 Fax: +90 (224) 261 03 17
DONGGUAN SEGER AUTO PARTS CO. LTD.
Dongxing Industrial Zone, Wangniudun Town,
Dongguan City, Guangdong Province, China, 523200
ISO/TS 16949
SEGER GmbH
Kolumbusstraße 31, 71063 Sindelfingen, DEUTSCHLAND
BUREAU VERITAS
Certificetion
MAKRO
REEL KESİM GÜVEN
ENDEKSİ GERİLEDİ
R
eel kesim temsilcilerinin yakın geçmiş
ve geleceğe yönelik değerlendirmelerinin temel alındığı Reel Kesim Güven Endeksi Haziran ayında bir önceki aya göre
5,7 puan azalarak 108,1 seviyesinde gerçekleşti. Yıllık bazda son 9 aydır gerileyen
reel kesim güven endeksinde süregelen
düşüş, küresel piyasalarda gözlenen risk
algısındaki artışın yurtiçi piyasalar üzerindeki etkisini yansıtıyor.
Endeksin alt kalemlerinden sabit
sermaye yatırım harcamalarına, üretim
hacmine ve ekonominin genel gidişatına
yönelik beklentilerdeki bozulma, reel kesim güven endeksindeki gerilemenin en
önemli nedeni olarak dikkat çekiyor.
MERKEZ BANKASI
FAİZ ORANLARINI
DEĞİŞTİRMEDİ
TCMB, 21 Haziran’daki toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale
faiz oranının (%5,75), gecelik borçlanma
faiz oranının (%5) ve gecelik borç verme
faiz oranının (%11,5) beklentiler paralelinde sabit tutulmasına karar verdi. Yapılan açıklamada, iç ve dış talep arasındaki
dengelenmenin sürdüğü ve yılın ilk çeyreğinde gözlenen belirgin yavaşlamaya
karşılık öncü verilerin yılın ikinci yarısı
için ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiği
vurgulandı. Ayrıca, küresel ekonomideki
sorunlara rağmen ihracat artışının korunduğunun altı çizildi. Bu çerçevede, TCMB
enflasyondaki düşüşün süreceğini ve cari
açığın azalmaya devam edeceğini tahmin
ediyor. TCMB, Haziran ayındaki toplantısında TL yükümlülükler için tutulması
gereken zorunlu karşılıkların döviz ve altın cinsinden tesis edilebilmesine ilişkin
getirilen esnekliği bir miktar daha arttırdı.
TCMB bu uygulamalar ile döviz ve altın
rezervlerini güçlendirmeyi ve bankacılık
sistemini likidite yönetimi açısından rahatlatmayı hedefliyor.
12
TÜRKİYE EKONOMİK GÖSTERGELERİ
BÜYÜME
20102011 2012
Büyüme Oranı %
9,2
8,5
3,2/1.Çeyrek
GSYH (milyar $)
732
772
REEL EKONOMİ
2010
2011
2012
Sanayi Üretimi yıllık ortalama %
13,1
8,9
3,2 / Mayıs
Kapasite Kullanımı %
74,4 / Temmmuz
75,4 / Temmuz
74,8 / Temmuz
İşsizlik Oranı %
11,9
9,8
9,9 / Mart
Tüketici Güven Endeksi %
88,1 / Haziran
96,4 / Haziran
91,8 / Haziran
ENFLASYON
20102011 2012
ÜFE (Yıllık)
8,87
13,33
6,44 / Haziran
TÜFE (Yıllık)
6,4
10,45
8,87 / Haziran
DÖVİZ KURLARI
2010
2011
2012
$/TL
1,54
1,91
1,81 / Haziran
Euro/TL
2,05
2,46
2,26 / Haziran
Euro/$
1,33
1,29
1,26 / Haziran
ÖDEMELER DENGESİ (KÜMÜLATİF)
2010
2011
2012
Toplam Mal İhracatı (milyar $)
121
143
51 / Nisan
Toplam Mal İthalatı (milyar $)
177
233
73 / Nisan
Dış Ticaret Dengesi (milyar $)
-56
-89
-22 / Nisan
Cari İşlemler Dengesi (milyar $)
-47
-77
-21 / Nisan
İhracat (TİM verileri-milyar $)
114
135
73 / İlk 6 ay
BÜTÇE (KÜMÜLATİF MERKEZİ YÖNETİM)
2010
2011
2012
Harcamalar (milyar TL)
294
313
138 / Mayıs
Faiz Harcamaları (milyar TL)
48
42
24 / Mayıs
Faiz Dışı Harcamalar (milyar TL)
246
271
114 / Mayıs
Gelirler (milyar TL)
254
296
137 / Mayıs
Vergi Gelirleri (milyar TL)
210
254
111 / Mayıs
Diğer Gelirler (milyar TL)
44
42
26 / Mayıs
MERKEZİ YÖNETİM BORÇ STOKU
2010
2011
2012
İç Borç (milyar $)
228
195
205 / Mayıs
Dış Borç (milyar $)
78
79
79 / Mayıs
BANKACILIK SEKTÖRÜ
2010
2011
2012
Toplam Mevduat (milyar TL)
645
731
757 / Haziran
Kredi Hacmi (milyar TL)
535
693
738 / Haziran
YABANCI SERMAYE
2010
2011
2012
Doğrudan Yatırım (milyar $)
9
15,9
4,6/1.Çeyrek
TÜRKİYE KREDİ NOTU
Moody’s
BA1/Pozitif
Fitch
BB+/Durağan
S&PBB/Durağan
İLK 5 AYDA MERKEZİ
YÖNETİM BÜTÇESİ
DENGELİ
M
aliye Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, merkezi yönetim
bütçesi Mayıs ayında 4,6 lira milyar fazla
verdi. Yılın ilk beş ayında ise, bütçe açığı
oldukça düşük bir düzeyde gerçekleşti.
Faiz dışı fazla aynı dönemde %16 arttı
ve 23,9 milyar lira ile yılsonu hedefinin
%82’sine ulaştı. Ocak – Mayıs döneminde
bir önceki yılın aynı dönemine göre bütçe
harcamaları ile bütçe gelirleri %15 civarında artış kaydetti. Yılın ilk beş ayında
vergi gelirleri %10,9, vergi dışı gelirler ise
%36,7 arttı. Gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin bir önceki yıla kıyasla yıllık
bazda artış oranlarında kaydedilen gerileme, ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın
bütçe dengesi üzerindeki yansımalarının
sürdüğüne işaret ediyor.
MAKRO
EKONOMİDE NE OLDU / DÜNYA
tahvillerinin faizi %7’nin üzerine çıkarak
sorun yaşayan diğer Euro Alanı ülkelerinin finansal yardım talebinde bulundukları “tehlikeli” düzeylere yaklaştı.
YUNANİSTAN’DA YENİ
HÜKÜMET KURULDU
Y
KÜRESEL EKONOMİDE
DALGALI SEYİR BİTMİYOR
K
üresel iktisadi faaliyet 2012 yılının
ilk yarısında büyük ölçüde Avrupa
kaynaklı risklere bağlı olarak dalgalı bir
görünüm sergiledi. Euro alanındaki borç
krizinin çözümü amacıyla alınan kararlar
ilk etapta piyasaları olumlu etkilese de,
bölge ekonomilerinin makroekonomik
görünümlerinde somut bir iyileşme kaydedilememesi global risk algılamasının
yüksek seyretmesine neden oldu. Bunun
yanı sıra ABD’de konut ve işgücü piyasalarındaki toparlanmanın sınırlı düzeyde
kalması, bu ülkeye yönelik beklentilerin
de yeniden olumsuza dönmesine yol açtı.
Gelişmiş ülkelerdeki mevcut sorunlara
bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin de
önceki yıllarda kaydetmiş oldukları yüksek büyüme performanslarına ulaşamayacakları görülüyor.
unanistan’da 17 Haziran’da gerçekleştirilen genel seçimlerden kurtarma paketini destekleyen Yeni Demokrasi Partisi
(ND) birinci parti olarak çıktı. ND, PASOK
ve Demokratik Sol Parti (DİMAR) ile birlikte yeni hükümeti oluşturuldu. Görüşmeler sonrasında açıklama yapan PASOK
partisi lideri Evangelos Venizelos yeni hükümetin kurulmasının ardından ülkenin
borç krizine çözüm olarak sunulan yardım
paketlerinin yeniden müzakere edilmesi
için bir komisyonun kurulacağını belirtti. Yunanistan’ın en azından kısa vadede
Euro Alanı’nda kalmaya devam edeceğini
gösteren bu gelişme piyasalar tarafından
olumlu olarak algılandı.
A
9
Haziran’daki Euro maliye bakanları
toplantısında İspanya’nın bankacılık
sektörünün taşıdığı sistemik riskler değerlendirildi ve bankaların ek sermaye
ihtiyacını karşılamak amacıyla ülkeye
100 milyar euro tutarında fon sağlanması kararlaştırıldı. İspanya’nın bozulan
ekonomik görünümü ve Moody’s’in not
indiriminin ardından, ülkenin 10 yıllık
M
ayıs ayında Dolar karşısında hızlı
bir şekilde değer kaybeden Euro,
Haziran ayında kayıplarının bir kısmını
telafi etti. Bu gelişmede, Euro Alanı’ndaki sorunların çözümüne yönelik atılacak
adımlara ilişkin iyimser beklentiler ve Yunanistan’daki genel seçim sonuçları etkili
oldu. Mayıs sonunda 1,2356 seviyesinde
olan €/$ paritesi 29 Haziran itibarıyla
1,2658 seviyesinde gerçekleşti.
ABD’DE TOPARLANMA
İVME KAYBETTİ
A
LİDERLER ZİRVESİNDEN
ÜÇ ÖNEMLİ KARAR ÇIKTI
İSPANYA’YA
YENİ YARDIM PAKETİ
EURO HAZİRANDA
DEĞER KAZANDI
vrupa’da sorunlu ekonomilere ilişkin
endişeler bölge genelinde parasal birliği tehdit eder hale geldi. Bu çerçevede,
28-29 Haziran 2012 tarihlerinde yapılan
Avrupa Birliği Liderler Zirvesi’nde söz konusu sorunların çözümüne yönelik önemli kararlar alındı. Öncelikle, bölgedeki
büyümeyi desteklemek adına 120 milyar
euroluk bir dizi önlem paketi onaylandı.
Bu çerçevede, uzun vadeli yatırım projelerine ve Avrupa Kalkınma Bankası’na
ek sermaye aktarılacak. Yılsonuna kadar
bölgede faaliyet gösteren bankalara yönelik ortak bir denetim mekanizması kurulması kararı alınırken, kurtarma fonları
ve ESM’nin serbest piyasadan tahvil alabilmesi ve bankalara doğrudan sermaye
desteği sağlayabilmesinin önü açıldı.
BD’de Haziran ayında açıklanan veriler ekonomideki toparlanmanın bir
miktar ivme kaybettiğine işaret etti. İlk
çeyreğe ilişkin büyüme verisi %2,2’den
%1,9’a revize edildi. Öncü göstergelerin
de ABD ekonomisindeki yavaşlamayı
teyit ettiği, konut piyasasının baskı altında kalmaya devam ettiği görüldü. ABD
Merkez Bankası (Fed) 20 Haziran’da sona
eren toplantısı sonrasında geçen yıl uygulamaya konulan ve kısa vadeli tahvillerin
aynı büyüklükteki uzun vadeli tahvillerle
değiştirilmesi suretiyle finansal koşulların desteklenmesini öngören “Twist
Operasyonu”nu 267 milyar dolar daha genişleterek 2012 yılsonuna kadar uzattığını
açıkladı.
ÇİN’DE YAVAŞLAMA
SİNYALLERİ
Ç
in’de İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi’nin (PMI) Haziran
ayında 48,2 ile eşik değerinin (50) altında
seyretmeye devam etmesi ülke ekonomisinde yavaşlamanın hız kazandığına, iç ve
dış talep daralmasının tahmin edilenden
daha sert olabileceğine işaret ediyor. Çin
Merkez Bankası son toplantısında ekonomiyi desteklemek adına politika faizlerini
25 baz puan düşürdü.
13
DOSAB DUYURULAR
25.Yaşını Kutlayan
DOSABSİAD’dan 25.Yıl Ödülleri
1987 yılında kurulan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği,
16 Ağustos’taki Geleneksel İftarda aynı zamanda 25.Yıl Ödülleri verecek.
1
987 yılında, bölgeyi organize sanayi
bölgesi yapmak, ekonomik ve sosyal
kalkınma sağlamak, üyeleri arasında dayanışma ve işbirliği yaratmak hedefleriyle Demirtaş Sanayiciler Derneği
kuruldu. 2007 yılında DOSABSİAD adını
alan ve bu yıl 25.yılını kutlayan dernek,
16 Ağustos Perşembe günü Altın Ceylan
Bursa’da geleneksel iftar ve 25.Yıl Ödülleri Töreni yapacak. Törende, bölgede 25
yıldır faaliyet gösteren firmalara, 2011
yılı ciro esaslı verilere göre bölgenin en
büyük 25 firmasına, dernek ve DOSAB’da
başkanlık yapmış isimler ve kuruculara
ödül verilecek.
DEMİRTAŞ SANAYİCİLER DERNEĞİ
O zamanki adıyla Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin kuruluş dilekçesi, 29 Ocak 1987 tarihinde Bursa Valilik Makamına
verildi. O yazıda 9 dernek kurucusunun imzası bulunuyordu;
Mustafa Taşdelen, Atilla Parlamış, Mustafa Barutçuoğlu,
Macit Merter, V.Celal Beysel, İsmail Salur, Y.Adil Gökçadır,
Sabri Öztürk ve Fahrettin Gülener.
ÇALIŞAN BİLDİRİMİNDE
ONLİNE DÖNEM
Ç
alışanlara Ait Online Kimlik Bildirme Projesi 07.05.2012
tarihinden itibaren zorunluluk oldu. 1774 Sayılı Kimlik
Bildirme Kanununa istinaden, iş yerlerinde çalışanların,
o yerin sorumluları tarafından Çalışanlara Ait Kimlik
Bildirme Belgesi’ni doldurup üç gün içinde genel kolluk
örgütüne vermesi gerekiyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü,
bu konuda yaptığı bir çalışma ile kimlik bildirimini online
ortama taşıdı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Kimlik Büro Amirliği ve Bilgi
İşlem Şube Müdürlüğü, Demirtaş ve Nilüfer Organize
Sanayi Bölgesi ile Gemlik Serbest Bölgede faaliyet gösteren
fabrika ve iş yerlerinde toplantılar düzenledi. Yetkililer,
düzenlemenin 7 Mayıs 2012 tarihi itibariyle uygulamaya
geçtiğini, bundan böyle bildirimde bulunmayanların idari
para cezası ile karşı karşıya kalabileckelirini vurguladı.
Buna göre işletmeler, bağlı bulundukları polis merkezlerinden bir defaya mahsus aldıkları şifre ile Bursa Emniyet
Müdürlüğünün internet sitesi www.bursa.pol.tr/kimlik
adresinden ulaşabilecekleri sayfadan bildirim işlemlerini
yapabilecekler.
14
İLK YÖNETİM KURULU
Demirtaş Sanayiciler Derneği’nin ilk
genel kurulu ise 5 Eylül 1987 tarihinde
yapılmış. Söz konusu tarihli genel kurul
sonuç bildiriminde Kurucu Yönetim
Kurulu Asil Üyeleri 7 kişiden oluşuyor.
Mustafa Karaer, Mustafa Barutçuoğlu,
V.Celal Beysel, Macit Merter, Aydın Topbaş, Mustafa Taşdelen ve Atilla Parlamış.
Kurucu Yönetim Kurulu Yedek Üyeleri
ise Süleyman Beltan, Ö.Faruk Aslanoba,
Fikret Üstenci, Timur Noyan, Hilmi Kuzaltı, Tarık Çevikel ve Yalçın Buruk.
DOSAB’IN SESİ
Bölgeyi organize yapma hedefine 1990 yılında ulaşan dernek, 2009 yılına kadar genel kurullarında seçilen müteşebbis
heyet içinden oluşan yönetimle DOSAB yönetiminde aktif
rol üstlendi. Günümüzde de DOSAB ve DOSABSİAD iki ayrı
tüzel kişilik olmasına rağmen birlik içinde, aynı çatı altında,
aynı hedefler doğrultusunda çalışıyor. Dernek, günümüzde
DOSAB’ın sosyo-kültürel yüzü ve sesi rolünü üstlenmiş
durumda.
YILLIK İSTATİSTİK ÇALIŞMASI
T
.C. Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı (TÜİK), kalkınma planları ve yıllık programların hazırlanması, milli
gelir tahminlerinin yapılması, ülkemizin ekonomik ve
sosyal yapısında meydana gelen değişmelerin izlenilmesi
ve çeşitli araştırmalara kaynak teşkil etmesi amacıyla Yıllık
Sanayi Ürün ve Yıllık İş İstatistikleri Sanayi ve Hizmet
Anket çalışmaları başlatmıştır. Anket kapsamında işyerleri
veya muhasebe büroları ziyaret edilecek.
OSB’LERE OSGB KURMA YETKİSİ
R
esmi Gazete’nin 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren İş Sağlığı ve İş
Güvenliği Kanunu” ile Organize Sanayi Bölgelerine ortak
sağlık ve güvenlik birimi kurma ve işletme yetkisi verildi.
Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile
TTK’ya göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça
yetkilendirilen birimi, ifadesi ile Ortak Sağlık ve Güvenlik
Birimi kurma ve işletme yetkisi verildi.
TEB KOBİ BANKACILIĞI
DÜNYAYA ÖRNEK OLDU
TEB, TÜRKİYE’DE BİR İLKİ DAHA GERÇEKLEŞTİRDİ.
KOBİ BANKACILIĞI FİNANSAL OLMAYAN HİZMETLERDE IFC TARAFINDAN
DÜNYANIN EN İYİ 3 BANKASINDAN BİRİ SEÇİLDİ.
KOBİ Akademi, KOBİ TV, KOBİ Destek Hattı ve KOBİ Danışmanları gibi projelerimizle
Türk KOBİ bankacılığının çıtasını yükseltmekten ve tüm dünyaya örnek gösterilmekten
gurur duyuyoruz.
KOBİ’LERİMİZE, TÜRK BANKACILIK SEKTÖRÜNE VE ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE HAYIRLI OLSUN.
teb.com.tr
444 0 832
OSB
OSB Mevzuatında
Önemli Değişiklikler Yapıldı
28 Haziran’da TBMM’de kabul edilen torba yasa ile 4562 sayılı OSB Kanunu’nun geçici
2. maddesi değiştirildi. Yeni düzenlemeler içinde mesleki-teknik eğitime destek de var.
O
rganize Sanayi Bölgeleri için önemli değişiklikler getiren ‘Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ da 12 Temmuz
2012 tarih ve 28351 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
KAMULAŞTIRMA YETKİSİ
Bu kanuna göre 4562 sayılı OSB Kanununun 5.maddesi
aşağıdaki gibi değiştirildi:
- OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine Bakanlıkça
verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yapabilen veya yaptırabilen
bir özel hukuk tüzel kişiliğidir. Arazinin mülkiyetinin edinilmesinde yapılan masraflar ile arazi bedeli ödeme yükümlülüğü OSB tüzel kişiliğine aittir.
OSB’LER VE TİCARET SANAYİ ODALARI
4562 sayılı kanunun geçici 2.maddesi de yeni haliyle
aşağıdaki gibi oldu:
- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga
5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi
Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği
Kanununun 5 inci maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt
bendine göre kurulup yönetilmekte olan OSB’ler, bu Kanunda adı geçen OSB’lerden sayılır. Bu OSB’lerden sanayi odaları
tarafından kurulup yönetilmekte olan OSB’lerde, genel kurul
ve müteşebbis heyet görevlerini, 5174 sayılı Türkiye Odalar
ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununa göre
faaliyette bulunan sanayi oda meclisleri yürütür. Yönetim ve
denetim kurulu üyeleri sanayi oda meclisi üyeleri tarafından
ve yönetim kurulu üyelerinin en az üçü OSB katılımcıları
arasından seçilir.
BAKAN ERGÜN NE DEDİ?
Bu madde ile Bursa’da BTSO OSB’nin BTSO’dan ayrılacağı tartışmaları yaşandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün de TBMM’de madde ile ilgili açıklamasında
şunları söyledi;
Organize sanayi bölgelerinden bir kısmı odalar tarafından, sanayi odaları tarafından kurulan organize sanayi
bölgeleri, altı veya yedi tane organize sanayi bölgesi…
Sanayi bölgelerinin bugünkü genel statüsü şudur: Sanayi
ve ticaret odalarının da içinde bulunduğu bir müteşebbis
heyetle -işte vali, il özel idaresi, vesaire- bir organize sanayi
bölgesi kurulur. Bakanlığımız bunun kuruluşunu tescil eder.
Sanayiciler organize sanayi bölgesinde belli bir çoğunluğa
ulaşana kadar müteşebbis heyet tarafından yönetilir orga-
16
nize sanayi bölgeleri. Belirli bir çoğunluğa ulaştı mı -yüzde
50’yi aştı mı doluluk oranları- daha sonra yönetim sanayicilere devredilir, mevcut sistem bu şekildedir. Ancak, sanayi
odalarının kurmuş olduğu organize sanayi bölgelerinde,
organize sanayi bölgeleri oda meclisi tarafından yönetilir,
yönetim kurulu oda meclisi tarafından seçilir. Yalnız, seçilenler, bazen, organize sanayi bölgesinde girişimci olmayan,
yatırımı olmayan kişiler arasından oluyor. Dolayısıyla, organize sanayi bölgesini, o sanayi bölgesinde fabrikası olmayan
başka kişiler çoğunlukla yönetince, sanayiciler arasında
bir rahatsızlık meydana geliyor, onu burada düzeltiyoruz, 5
kişilik yönetim kurulunun en az 3 tanesini oda meclisi sanayiciler arasından, o organize sanayi bölgesindeki sanayiciler
arasından seçsin istiyoruz. Mesele budur.
OSB’LERDE MESLEKİ-TEKNİK
EĞİTİME MADDİ DESTEK
Kanunla, OSB’lerde açılacak mesleki teknik eğitim okullarına destek getirildi. Yeni düzenleme şöyle:
- Bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgelerinde
açılan mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören
her bir öğrenci için, 2012-2013 eğitim ve öğretim yılından
başlamak üzere, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre Devlete maliyetinin bir buçuk katını
geçmemek üzere, her eğitim öğretim yılı itibarıyla Maliye
Bakanlığı ile Bakanlık tarafından müştereken belirlenen
tutarda, Bakanlık bütçesine bu amaçla konulan ödenekten
eğitim ve öğretim desteği yapılabilir.
Bakanlar Kurulu kararıyla, bu Kanun kapsamında organize sanayi bölgeleri dışında açılan mesleki ve teknik eğitim
okullarında öğrenim gören öğrenciler için de altıncı fıkradaki usul ve esaslar çerçevesinde eğitim ve öğretim desteği
yapılabilir.
Kanunla ayrıca, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede bazı değişiklikler yapıldı. Bakanlık yetkileri düzenlendi.
OSB
OSBÜK Yönetimi DOSAB’da
SCADA Merkezi’ni inceledi
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu, 27-28 Temmuz’daki Bursa Programı
kapsamında DOSAB’ı ziyaret etti, bölge ile ilgili bilgiler alıp SCADA Merkezi’ni inceledi.
O
rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK)
OSB yöneticileri istişare toplantılarının bu yıl yapılan ilki 27-28 Temmuz tarihlerinde Bursa’da yapıldı.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi’nin ev
sahipliğindeki toplantı çerçevesinde, Bursa’ya gelen OSBÜK
Yönetimi İnegöl OSB ve Demirta Organize Sanayi Bölgesi’ni
ziyaret etti. Nurettin Özdebir başkanlığındaki 30 kişilik OSBÜK Heyeti, DOSAB’da ilk olarak Bursa Tasarım ve Teknoloji
Merkezi’nde (BUTGEM) BTSO Meclis Başkanı ve OSBÜK
Başkanvekili İlhan Parseker tarafından ağırlandı. Heyete
BUTGEM’de verilen mesleki ve teknik eğitimler hakkında
bilgiler verildi.
ÖZDEBİR: ÖRNEK BİR BÖLGE GÖRDÜK
Ardından DOSAB Bölge Müdürlüğü’ne OSBÜK Başkanı
Nurettin Özdebir ve Heyeti, Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman ve Yönetim Kurulu üyeleri karşıladı. Bölge
Müdürü Serhat Şengül’ün bölgeyle ilgili sunumunun ardından ziyaret anısına Özdebir’e Kahraman bir plaket sundu.
Özdebir, “DOSAB’ın geldiği nokta itibariyle öncü işlere imza
atan örnek bir bölge olduğunu gördük. Sonradan OSB olmuş
bir bölge için büyük başarı kaydeden DOSAB yöneticilerini
kutluyorum. Aslında OSB’lerde yönetici olmanın ne kadar
meşakkatli bir iş olduğu açık… Üretim, istihdam ve ihracatla
uğraşan sanayicilerimize rahatsızlık vermeden, memnuniyet
düzeyini artırmak ve bölgenin yatırımlarını devam ettirmek
hiç de kolay olmuyor” dedi.
18
KAHRAMAN: BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman da, sonradan organize
olan sanayi bölgesinde, iş adamlarının birlikteliği ile yatırım
yaptıklarını ve bugün OSB olarak katılımcılarına çağdaş
hizmeti, uygun fiyatla, istikrarlı olarak sunduklarını belirtti.
Kahraman, ayrıca ülkemizin sanayi olarak bugün geldiği noktada OSB’lerin çok önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
SCADA SİSTEMİNİN EN’LERİ
Heyet ardından DOSAB SCADA Merkezi’ni gezdi, burada
da Bölge Müdürü Serhat Şengül merkezin işlevi ve teknik
detayları hakkında bilgiler aktardı. Şengül, SCADA Merkezi
ve alt yapısının 5 yılı bulan bir inceleme, araştırma süreci sonunda adım adım yapıldığını söyledi. “Daha 2003 yılında alt
yapımızı yarken, boş kablo kanalları bıraktık. Tekrar bölgeyi
kazmadık. Daha sonra tüm parselleri kapsayan fiber optik
alt yapı ağımızı bu kanallar üzerinden kurduk. Son olarak da
ülkemizde ve dünyada örneğini görmediğimiz bir sistem ve
yazılımla, elektrik, doğalgaz, su, atık su şebekelerinin merkezden izlenmesi ve kumanda edilmesi, sayaçların uzaktan
okunması, mosebe ve iletişim sistemini de içeren kombine bir
SCADA sistemi için çalıştık. Şu an projemizde sona geldik, son
testleri yapıp devreye alacağız” dedi.
Şengül, sistem yazılımı ihalesini bir Ankara merkezli Türk
Firması olan SYS Sistem Yazılım’ın aldığını da belirtti. Bunun
üzerine SYS Genel Müdürü Haluk Etkin de aynı zamanda ASO
üyesi olduğunu söyledi. ASO ve OSBÜK Başkanı Özdebir de
OSB
önemli bir projeyi hayata geçirdikleri için Etkin ve DOSAB’ı tebrik
etti. OSB Başkan ve yöneticileri de
sistemin hayranlık verici olduğunu
ve OSB’lerin bu noktaya gelmesinden
memnuniyet duyduklarını belirttiler.
BTSO OSB PROGRAMI
OSBÜK Heyeti DOSAB ziyaretinin
ardından, 27 Temmuz Cuma günü
akşamı Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
OSB Yönetim Kurulu’nun Hilton Bursa’daki iftarına katıldı. İftara, Bursa
Valisi Şahabettin Harput ve Bursa’daki 13 OSB’nin yöneticileri, bürokratlar, siyasi parti temsilcileri, sivil
toplum örgütleri temsilcileri ve çok
sayıda sanayicinin katıldı. Heyet 28
Temmuz Cumartesi günü programı kapsamında Bursa Ticaret
ve Sanayi Odası’nı ziyaret edip, ‘OSBÜK Bursa İli OSB Yöneticileri’ toplantısını BTSO Meclis Salonu’nda yaptı. Toplantının
oturum başkanlığını Bursa TSO Meclis Başkanı İlhan Parseker
yaptı. Programda Organize Sanayi Bölgelerinin sorunları
ve çözüm önerileri görüşüldü. Ayrıca toplantıya OSBÜK’ün
daveti üzerine katılan Enerji Uzmanı Mehmet Doğan, enerji
piyasalarında serbest piyasa sürecinin değerlendirilmesi ve
geleceğe bakış konulu sunum yaptı. Toplantı sonunda heyet
topluca BOSEN Enerji A.Ş. tesislerini inceleyerek çalışmalar
hakkında bilgiler aldı.
Sönmez: Gerekirse OSB, BTSO’dan ayrılır
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın 31 Temmuz’da
yapılan Olağan Meclis Toplantısı’nda BTSO Organize
Sanayi Bölgesi’nin, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndan
ayrılması da konuşuldu. TBMM’den Haziran sonunda
geçen Torba Yasa ile Ticaret ve Sanayi Odaları tarafından
yönetilen OSB’lerle ilgili bir gelmişti. Bunun üzerine gözler
Türkiye’nin ilk sanayi bölgesi BTSO OSB’ye çevrilmişti.
BTSO Meclisi’nde, gündem maddelerinin ardından görüşler kısmında söz alan 17. Komite’den Meclis Üyesi Ertan
Atan, daha önce basında yer alan BTSO ve BTSO OSB’nin
ikiye ayrılması konusuna değindi. Atan, ayrılma fikrinin
yanlış olduğunu söyledi. Ertan, BTSO ve OSB’nin ayrılmaz
yapılar olduğunu vurgulayarak OSB kurulması ve büyümesinde BTSO’nun katkıların büyük olduğunu belirtti.
Ardından söz alan Giyim Eşyaları Üretimi Komite Üyesi
Mesut Okyay ise ayrılmanın olumlu olduğunu düşündüğünü söyledi. Okyay, “Bir süre sonra bazı yapılarda hantallaşma olabiliyor. Sanayicinin kendi kendini yönetmesi
bence doğru” dedi. Okyay “Hatta odamız ticaret ve sanayi
olarak ikiye bile ayrılabilir” şeklinde konuştu.
Bunun üzerine söz alan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı
Celal Sönmez ise “OSB’nin BTSO’dan ayrılması talebini
meclise gelir. Ben bu noktada konuyla ilgil çok konuşmak
istemiyorum. Konuyla ilgili fikirlerimi mecliste, ileriki toplantılarımızda ayrıntılı olarak sizlere anlatacağım. Meclis
karar verirse olabilir. Ayrılabilir. Değişiklik yönetimsel bir
değişikliktir. Şu ana kadar kurulmuş ve kendi kendini idare eden pek çok OSB var. Bizimki ise özel bir durumdu. Bu
da değişebilir. Eğer meclis kendi içinde bir oylama yapar
ve BTSO’dan ayrılmak isterse ayrılabilir” dedi.
BTSO Temmuz ayı Meclis Toplantısında Ali Hazır ve Halil Güleç
arasında şeffaf yönetim ve hesap verilebilirlik konusunda
tartışma yaşandı.
19
OSB
OSBDER Genel Kurulu’na
BOSBİR Enerji Damgası
4 yıl önce kurulan ve halen 33 üyesi bulunan Organize Sanayi Bölgeleri
Derneği’nin İzmir’deki Genel Kurulu’nda Bursa Organize Sanayi Bölgeleri
Birliği Enerji Üretim AŞ konuşuldu.
B
ursa’da başta Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve
BTSO Organize Sanayi Bölgesi yönetimlerinin öncülüğünde tüm OSB’lerin bir araya gelerek kurdukları ve
sadece OSB’lerin ortak olabileceği, Bursa sanayisinin elektriğini yerli kaynaklı üretimle daha uygun maliyetle karşılama
hedefinde olan BOSBİR Enerji AŞ örneği ülke genelinde ses
getirdi.
İzmir Çeşme Shareton Otel’de
yapılan OSBDER Olağan Genel Kurulunda Bursa’nın bu birlikteliğinden
övgüyle söz edilirken, genel kurula
DOSAB temsilcisi olarak katılan
Mustafa Tezyaparlar da konuyla ilgili
bilgiler verdi. Tezyaparlar kongre sonrası değerlendirmesinde, DOSAB’ın
çalışmalarının ülke genelinde yakından takip edildiğini, örnek gösterilen
bir bölge olduklarını bir kez daha
Mustafa Tezyaparlar
gördüğünü söyledi.
Uğurtaş, enerji konusunda maliyetleri düşürecek yollar
aradıklarını, enerjinin yerli hammadde ile üretilmesini ve
maliyetleri bu yöntemle düşürmeyi hedeflediklerini dile
getirdi ve emlak, aydınlatma, temizlik vergilerinin OSB’lere
bırakılarak düzenli gelire kavuşturulması gerektiğini anlattı.
ETKİLİ BİR DERNEK OLDUK
OSBDER Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, OSB’lerin planlı
sanayileşmenin en güzel örneği olduğunu, sağladığı istihdamla, katma değerle, çarpık sanayileşmeyi önlemesiyle
önemli bir işlev üstlendiğini belirtti. Tuncay, “Türkiye’nin
yeni Ergene havzalarına ve Dilovalarına tahammülü yok”
dedi.
Dernek olarak önemli görev üstlendiklerini, gündeme
getirilen konuların toplumsal talepler içerdiğini ve onun
çözümüne yönelik önerileri de ilgili karar mercilerine ilettiklerini belirten Tuncay, “OSBDER’in OSB’leri, reel sektörü,
üreticiyi, KOBİ’leri ilgilendiren; teşvik uygulamaları, enerji
(elektrik ve doğal gaz), yeni TTK, işgücü maliyetleri, OSB’lerin
imar planı yapma yetkisi, OSB’lerin kurumlar vergisi mükellefi sayılması, çevre mevzuatıyla
TÜM OSB’LER BİR ARAYA GELELİM
ilgili belediye uygulamaları ve
İzmir Atatürk OSB Başkanı
OSBDER YÖNETİM KURULU
benzeri birçok konuyu, kamuoyuve OSBDER Başkan Yardımcısı
nun gündemine taşımış ve ilgili
Hilmi Uğurtaş, “Bursa çok önemli
Hüseyin Kutsi TUNCAY Başkan (Anadolu OSB)
Hilmi Uğurtaş
Başkan Yard. (İzmir Atatürk OSB)
kamu kuruluşlarına bu konulara
bir adım attı. Biz hepimiz biraya
Uğur Ateş
Yazman (İskenderun OSB)
yönelik görüş, yaklaşım ve çözüm
gelerek -Türkiye’deki tüm OSB’ler
Sait C.Türek
Sayman (Manisa OSB)
önerilerini sunmuştur.
olarak- önümüzdeki dönem köÖmer SARIOĞLU
Üye (Çerkezköy OSB)
OSBDER, yaptığı etkileme
mür sahalarının ihalelerine teklif
çalışmaları nedeniyle kamu kuruverebiliriz, kömür sahalarına
luşları tarafından kabul görmüş, görüş ve önerileri değerlentalip olabiliriz. Yerli kaynaklarla enerji üretip sanayicimizin
dirilmiş, yazılı ve görsel medyanın ilgisini çekmiş, reel sektör
maliyetlerini düşürebiliriz. Bunu yapacak güce ulaştık” dedi.
OSBDER’in Genel Kuruluna 33 üye bölgenin temsilcileri katıldı. Genel Kurulda DOSAB’ı Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Mustafa Tezyaparlar temsil etti.
20
OSB
ve OSB’ler konusunda açıklama yapması istenen sivil toplum
kuruluşu olmayı başarmıştır” dedi.
DAHA BÜYÜK ATILIMLAR OLABİLİR
Artvin hariç Türkiye’nin 80 ilinde bütün OSB bulunduğunu, buralarda 1 milyonu aşkın kişinin çalıştığını, Türkiye’nin
toplam tüketilen elektrik enerjisinin %25’inin OSB’lerde
tüketildiğini, toplam ihracatın %60’ının OSB’lerde gerçekleştirdiğini ifade eden Tuncay, “Alınacak ek önemlerle OSB’ler
çok daha büyük atılımlar yapabilir. OSB’lerin 1/3’ü boş ve
kayıt-kontrol dışı örgütlenmeler nedeniyle ciddi sorunlarla
karşılaşıyor” dedi.
AR-GE VE ENERJİDE DESTEK İSTİYOR
Genel kurulda, önemli bir başka başlık ise OSB’lerin Ar-Ge
ve alternatif enerji kaynakları konusunda hiçbir destekten
yararlandırılmadığı, Ar-Ge çalışmaları ve teşviklerinde
OSB’ler içindeki işletmelerin tek tek büyüklüklerini yetersiz
görüp dışarda bırakan anlayış yerine kümelenme yaklaşımıyla teşviklerin verilebileceğiydi. Teknopark uygulamalarının OSB’ler içinde geliştirilmesinin öncelikli konular
arasında alınması gerektiği, enerji maliyetlerini düşürmek
ve çevre dostu kaynaklara yönelmek açısından projelendirmeden başlayarak her aşamada OSB’ler için güneş ve rüzgar
enerjilerinin kullanımını destekleyecek teşviklerin yürürlüğe
konulmasının, gerekli olduğu görüşüldü.
OSB’LERE DEMİRYOLU İŞLETME
HAKKI GETİRİLİYOR
Y
eni teşvik sisteminde bir alt bölgedeki teşvik unsurlarından
yararlanma hakkı getirilen OSB’lere demiryollarının yeniden
yapılandırılması çalışmaları çerçevesinde demiryolu işletmeciliği
yapma hakkı da getiriliyor.
TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman, demiryolu ulaştırmasının yeniden yapılandırılması hakkında kanun ile demiryolu ile
ihracat ve ithalat yapmak isteyen organize sanayi bölgeleri (OSB)
yönetimlerinin Türk Ticaret Sicili’ne kayıtlı anonim şirketler kurmak suretiyle özel işletmecilik yapabileceğini söyledi. Karaman,
TCDD’nin mevcut personelinden tren işletmeciliği ile ilgili olanlarının TÜRKTREN AŞ’ye devredileceğini, emekliliği teşvik etmek
için emekliliğini hak etmiş personelin emeklilik ikramiyesinin belli
oranda artırılacağını ifade etti.”Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının
Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun Taslağı” üzerinde çalışmalar
devam ediyor.
TÜRK TİCARET KANUNU’NUN
DEĞİŞİKLİĞİ OLUMLUDUR
O
rganize Sanayi Bölgeleri Derneği (OBDER) Başkanı Hüseyin
Kutsi Tuncay, “30 Haziran tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanun ile bilim komisyonu başkanının ‘dokundurmayız, AB de böyle istedi’ dediği, Yeni Türk Ticaret
Kanununa dokunuldu, bütün dünya KOBİ’leri korurken çıkartılacak
kanun KOBİ’leri çok zor duruma düşürecekti. Kanunun değiştirilmesi
yerinde bir uygulamadır böylece yeni TTK’nın dokunulmazlığı sona
erdi” dedi. Tuncay, bu konuda gayret gösteren gerçeklerin anlaşılmasını sağlayan duyarlı bilim adamlarına, değişiklik için çaba sarf
eden meslek odalarına, ilgili bakanlıkların yetkililerine ve TBMM’ye
teşekkür etti.
OSBÜK 10. OLAĞAN
GENEL KURULU YAPILDI
O
rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu’nun (OSBÜK) X. Olağan
Genel Kurul Toplantısı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TOBB Başkan
Yardımcısı Faik Yavuz ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım’ın katılımıyla 28 Haziran’da ASO
I. OSB Sosyal Tesisleri’nde yapıldı. Seçimsiz genel kurulda yönetim
kurulu 2011 yılı Faaliyet Raporu görüşüldü.
EN ÇEVRECİ OSB’LER
YARIŞMASI
DEVAM EDİYOR
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Dünya Çevre Günü dolayısıyla
‘Temiz Türkiyem’ sloganı ile başlattığı; En Temiz Köy, En Temiz
Şehir, En Temiz OSB ve En Temiz Sanayi Tesisi yarışması sonuçlandı. Buna göre, Bakanlık ve OSBÜK’ün işbirliği sonucu 2008 yılında
başlatılan “En Çevreci OSB” yarışmalarının devamı olarak bu yıl
yapılan “En Temiz OSB” yarışmasında ilk sırada Kocaeli Gebze OSB
ile Ankara Sanayi Odası 1. OSB, ikinci Kocaeli TOSB Otomotiv Yan
Sanayi İhtisas OSB ve üçüncü Mersin Tarsus OSB oldu.
Daha önce yapılan yarışmalarda DOSAB dahil, Manisa, Bursa
TSO, Adana Hacı Sabancı, Denizli, ASO 1.OSB, Kocaeli Gebze
Plastikçiler OSB, Eskişehir Sanayi Odası OSB, Kocaeli TAYSAD OSB
ödül almışlardı.
21
529
7
.
3
- 495 hektar alan
- 348 sanayi parseli
- 414 faal firma (Şubat 2012)
- 37 bin 529 istihdam (Şubat 2012)
- 3,5 milyar dolar/yıl ihracat (2011)
- 930 milyon kWh/yıl elektrik tüketimi (2011)
- 299,5 milyon sm3/yıl doğalgaz tüketimi (2011)
- 13,2 milyon m3/yıl atıksu arıtma (2011)
- 150.000 m2 yeşil alan ve sosyal tesisleri ile
çağdaş sanayi bölgesi...
DOSAB’da
n
i
ç
i
e
y
i
k
Tür
üretiyor...
Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimizle
kutlar, sağlık, mutluluk ve başarılar dileriz.
OSB
BOTAŞ’tan OSB’lere
İkinci Fatura Sürprizi
Bursa ve Eskişehirli sanayiciler 2010’da ödedikleri 80 milyon liraya yakın taşıma
bedeli fark faturasının ardından, 22 milyon liralık yeni bir bedel ile karşı karşıya
kaldı. DOSAB ve BOSBİR Enerji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman:
“Hiç bir etkimiz olmayan 8 yıl önceki hatalı kararların faturasını ödüyoruz.”
B
ursa ve Eskişehir illerindeki sanayi bölgeleri ve serbest
tüketiciler, 2004-2007 dönemine ait doğalgaz fark bedeli faturası kabusunu ikinci kez yaşıyor. Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), 2004 yılında aldığı taşıma
bedeli kararları, aradan geçen 8 yılın ardından sanayiciye
milyonlarca liralık yük oldu. Boru Hatları ile Petrol Taşıma
Anonim Şirketi (BOTAŞ), 2009 yılında Bursa ve Eskişehir
illerindeki organize sanayi bölgelerinden 80 milyon liraya yakın fark bedeli talebinde bulunmuş ve bu bedeller ödenmişti.
Konu yargıya taşındı ve süreç halen devam ediyor. Ekim
2004-Aralık 2006 dönemine ait ilk fark bedeli şokunun ardından, BOTAŞ bu ay bölgelere gönderdiği yazı ile 2007 Ocak-Eylül dönemine ait ikinci bir fark bedeli faturası çıkarttı.
HANGİ BÖLGEYE NE KADAR FATURA ÇIKACAK?
Buna göre BOTAŞ, Bursa ve Eskişehir illerinde 22 milyon
liraya yakın bir bedeli sanayiciden talep ediyor. Bursa Ticaret
ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi 9 milyon, Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi 6,2 milyon, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi 6 milyon, Gürsu Organize Sanayi Bölgesi 822 bin ve
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi 175 bin lira doğalgaz taşıma
bedeli fark faturası ödemekle karşı karşıya…
24
FERUDUN KAHRAMAN’IN
AÇIKLAMASI
Konuyla ilgili olarak DOSAB ve
BOSBİR Enerji AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Ferudun Kahraman şu
açıklamayı yaptı: “Halen temyiz
süreci devam eden taşıma bedeli
fark faturası davası sonuçlanmadan, BOTAŞ, 5 Haziran 2012 tarihli
yazısı ile 2.dönem (Ocak 2007 –
Eylül 2007) taşıma bedeli farkı adı
altında yeni bedeller talep ediyor.
OSB’ler henüz ilk dava sonuçlanmadığından dolayı bu bedelleri
Ferudun Kahraman
bölge sanayicilerinden tahsil
edemedi. Şimdi ikinci bir fatura ile mağduriyet oluştu. Kaldı
ki, oluşan bu durumda biz sanayicilerin hiçbir etkisi ve hatası
yoktur. Konu tamamen EPDK’nın aldığı kararlarla ilgilidir.
Ama 8 yıl önceki yanlış kararların faturasını bugün biz sanayiciler ödüyor. Bu yanlıştır ve bu yanlıştan dönülmelidir.
BOTAŞ OSB’lerden tek faturada alacağını alacak. İlk bedelleri ödedik. Ama OSB’ler katılımcılarına bunu nasıl rücu
OSB
edecekler? Aradan geçen 8 yılın ardından kapanan, taşınan
fabrikalar var. Bu fabrikalar o dönemdeki maliyet hesaplarını o zamanki faturalara göre yaptı. Şimdi hesaplar değişti
demek doğru değil. Görüldüğü gibi geçmişin hataları bugün
karşımıza bir sorun yumağı olarak çıkıyor. Bizler işimizi gücümüzü bırakıp, bizim olmayan hatalardan dolayı hukuksal
sorunlarla boğuşuyoruz. Sanayici, asıl işine konsantre olup
daha çok üretim, ihracat, istihdam düşünecekken enerjisini
başkalarının bu tür hatalarını düzeltmeye harcıyor. Böyle
olmamalı. Kamu kurumları sanayiciyi sıkıntıya sokan değil,
önünü açan kurumlardır. Organize Sanayi Bölgeleri, yeni
faturalar nedeniyle birçok yatırımlarını belki askıya almak
veya iptal etmek zorunda kalacaklar. Bütçelerinde olmayan
bu bedelleri ödeyerek, sanayicilerine daha iyi hizmet üretmeleri söz konusu olmayacak.”
ALİ UĞUR
YATIRIMLAR DURACAK
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Uğur da bugünkü sonucu ortaya
çıkartan sebepte sanayicinin
hiçbir etkisi olmadığını belirterek,
“Kamu kurumlarının hatasını
biz kapatıyoruz. Ama bu bedeller
sanayici için çok ağır sonuçlar
doğuracaktır. OSB’ler bu bedelleri
katılımcılarından almak zorunda.
BOTAŞ, amme alacağı olarak alacağını nispeten kolay tahsil etme
Ali Uğur
imkanında. Ancak bölgeler geriye
dönük fark bedelini ödemeyen veya bölgeden taşınmış, işyerini kapatmış olan sanayiciden bunu alırken aynı imkana
sahip değil. Hukuki yola gittiğimizde yıllarca devam edecek
bir süreçten bahsediyoruz. Bu bir yana, yıllarca öncesinin
yanlış hesabı işletmelere ciddi yükler getirecektir. Biz BTSO
OSB olarak bu yıl planladığımız elektrik dağıtım şebekesinin
yenilenmesi gibi bazı alt yapı yatırımlarımızı yapamayacağız” dedi.
ALİ İHSAN KARAMANLI:
SAHİPSİZ BIRAKILIYORUZ
Bu arada Eskişehir Organize
Sanayi Bölgesi Müdürü ve OSBÜK
Bölge Müdürleri Komisyonu
Başkanı Ali İhsan Karamanlı da
konuyla ilgili değerlendirmesinde, organize sanayi bölgelerinin
bu konuda sahipsiz bırakıldığını
savundu. Karamanlı, “Yıllar sonra
ortaya çıkan faturalar konusunda
tek suçlu EPDK’dır. Fakat onlara
hiçbir yaptırım yok. Biz aynı hataAli İhsan Karamanlı
ları yapsak yerimizde saniye kalamazdık. Esasen, BOTAŞ’a değil bizlerin EPDK’ya dava açması
lazım ki, hatanın bedeli ortaya çıksın” şeklinde konuştu.
SORUNUN KAYNAĞI NE?
Doğalgazda taşıma bedellerini Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumu (EPDK) belirliyor. EPDK, 2004
yılında 0,22 kuruş olan bedeli 0,8 kuruşa indiren bir
karar aldı. Bu kararı Bursagaz ve Esgaz yargıya taşıdı.
Yargı EPDK’yı haksız buldu yeni bir bedel belirlemesini istedi. EPDK da eski rakama geri döndü. Bunun
üzerine Bursagaz ve Esgaz, aradaki farkı BOTAŞ’tan
aldığı doğalgazın bedelinden düştü. BOTAŞ, EPDK’yı
dava etti ve sonucunu beklemeden OSB’lerden bu
parayı tahsil yoluna gitti. Sanayici, kendi hatası ve
etkisi olmadığı gelişmeler karşısında faturayı ödeyen
olmaktan dolayı isyan ediyor.
İKİ YIL ÖNCE NE OLDU?
30 Haziran 2009 tarihinde BOTAŞ, Bursa ve
Eskişehir’de serbest tüketici konumundaki kuruluşlara doğalgaz taşıma bedeli farkı faturası gönderdi. Yazıda fark bedelinin kamu alacağı niteliğinde olduğu
ve ödenmesi ihtaren bildirildi. OSB’ler bu faturaları
geri gönderip dava açtı. BOTAŞ, aradan geçen bir
yılın ardından 2010 yılı Haziran ayında, söz konusu
farkları ödemedikleri gerekçesiyle bölgelerin banka
hesaplarını 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümlerine dayanarak
bloke ettirdi. Görüşmeler sonrası BOTAŞ 36 ay taksit
imkanı getirdi. Ancak OSB’ler bir süre sonra paraların
tamamını ödeyip konuyu yargıya taşıdılar. Yargı
süreci halen devam ediyor.
2009’DA KİME NE FATURA ÇIKMIŞTI?
BOTAŞ 2009 yılında BTSO OSB’ye 24,1 milyon,
DOSAB’dan 16,2 milyon, Eskişehir OSB’den 12 milyon,
Gürsu OSB’den 1,2 milyon lira ve NOSAB’dan 295 bin
lira fark bedeli faturası çıkartmıştı. Bu rakamlar ana
para rakamları. Bölgeler, bu ana para ve yasal faizleri
BOTAŞ’a ödemişti.
25
OSB
999 Parsel Tahsisi İptal Edildi
Bakan Ergün: Temmuz ayı itibariyle 256 Organize Sanayi Bölgesi’nde 999 parsel
tahsisini iptal ettik. Kimse OSB’lerdeki arsalara, ileride değerlenecek gayrimenkul
muamelesi yapmasın. Buna asla müsaade etmeyeceğiz.
B
akan Ergün, bugün itibarıyla gelinen
noktada, toplam 27 bin 542 hektar
büyüklüğünde, 147 adet OSB’nin
altyapı inşaatı tamamlanarak sanayicilerin
hizmetine sunulduğunu ve bu bölgelerde
41 bin 608 adet firmanın üretime geçtiğini
anlatan Ergün, üretime geçen bu tesislerde
yaklaşık 1 milyon 200 bin kişiye iş imkanı
sağlandığını, tüm işletmeler üretime geçtiğinde bu rakamın yaklaşık 2 milyon kişiye
ulaşacağının öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye’de 261 adet OSB’nin tüzel kişilik
kazandığını belirten Ergün, “2002 yılına kadar sadece 70 OSB projesi tamamlanırken,
son 9,5 yıl içinde 77 OSB daha tamamlanarak bu sayı 147’ye ulaşmıştır. 2012 yılı Yatırım Programı’nda
65 adet OSB projemizin alt yapı ve arıtma tesisini kredilendirme konusunda çalışmalarımız ise devam ediyor. Ayrıca
bu yılsonu itibariyle de 15 OSB projesinin tamamlanmasını
hedefliyoruz” diye konuştu.
12 BİN PARSEL YATIRIMCI BEKLİYOR
Nihat Ergün, 2002 yılına kadar OSB’lerde üretime geçilen
parsel sayısı 11 bin 395 iken, son 9,5 yılda 30 bin 168 parselde
üretime geçildiğini belirterek, 11 binden fazla parselin inşaat,
6 bine yakınının ise proje aşamasında olduğunu ifade etti.
Ayrıca 12 bine yakın parselin de yatırımcı beklediğini
dile getiren Ergün, şunları kaydetti: “Geçen yıl OSB’leri daha
nitelikli alanlara dönüştürmek amacıyla
önemli adımlar attık. OSB’lerdeki doluluk
oranını artırmak için bedelsiz ve indirimli
arsa tahsisi dönemi başlattık’’ dedi. Bugüne
kadar tahsis edilen 471 parselin 14’ünde
üretime geçildiğini, 48’inin inşaat aşamasında ve 409’unun ise proje aşamasında
olduğunu aktaran Ergün, şöyle devam etti:
“Aynı şekilde uzun zaman önce tahsis
edilmiş ancak üzerinde herhangi bir işlem
yapılmamış arsaların tahsisini iptal etmeye
de başladık. Kimse OSB’lerdeki arsalara, ileride değerlenecek gayrimenkul muamelesi
yapmasın. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Temmuz ayı itibariyle 256 OSB’de 999
adet parsel tahsisini iptal ettik. Bakanlık olarak başlattığımız
diğer bir önemli adım ise OSB’lerde kurulacak meslek liseleri
için, her öğrenci başına nakit destek uygulamasını başlatıyor olmamızdır. Bu uygulamayla birlikte OSB’lerin belki de
en fazla ihtiyaç duydukları nitelikli işgücü arzı sağlanmış
olacaktır.”
TEŞVİKLE DAHA NİTELİKLİ YATIRIM
Son teşvik programıyla sanayi yatırımlarını OSB’lere kaydırmak için adım attıklarını belirten Ergün, bu karara göre
artık OSB’lerdeki yatırımların, bir alt bölgede yapılmış gibi
destekleneceğini söyledi ve yatırımcılar açısından OSB’lerin
yeni ve nitelikli yatırımlara ev sahipliği yapacağını belirtti.
BTSO ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SOSYAL TESİS YAPIYOR
B
ursa Ticaret Sanayi Odası Organize
Sanayi Bölgesi’nde yapılacak sosyal
tesislerin temeli düzenlenen törenle
atıldı. Organize Sanayi Bölgesi Ormanlar
Cadde üzerinde gerçekleştirilen temel
atma törenine Vali Yardımcısı Adnan
Çakıroğlu’nun yanı sıra çok sayıda iş adamı
katıldı. Törende konuşan BTSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur, ilk organize
sanayi bölgesi olan BTSO OSB’de faaliyette
bulunan fabrikaların Türkiye ekonomisine
önemli katkılar sağladığını söyledi.
Uğur, “Geçmişten günümüze kadar
devam eden yatırımlar ve bir gün bile
aksamadan devam eden bu hizmetlere bugün bir yenisini daha eklemek üzere yeni
bir adım atıyoruz. Bölgemizdeki sanayicilerin ve işadamlarının, fabrika yöneticilerinin,
odamız meclis üyelerinin sosyal anlamda
faydalanabilecekleri bu tesis tamamlandığında daha çok kaynaşmanın yaşan-
26
masına, birlik ve beraberliğin daha üst
noktalara çıkmasına imkân sağlayacaktır.
Tesisimizde ayrıca bölgemizdeki firmalarımızın faydalanacakları hizmet birimleri
de bulunacaktır’’ dedi. 41 bin metrekare
kapalı alan üzerine inşa edilecek sosyal
tesisler restoran bölümü, teras ve oturma
alanları, fitness, SPA merkezi, sauna, masaj salonu, Fin Hamamı ve 500 metrekare
kapalı havuz yer alacak. Ayrıca banka ve
kargo şubeleri ile eczane ve noter için
faaliyet mekanları bulunacak.”
kalitemizi anlatamayız!...
Anlatamayız çünkü bu sayfaya sığmaz...
Dokumadan boyaya; üretimin her aşamasında
kalite için çalışır ve uygularız.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi 1. Çiğdem Sk. No:5 Demirtaş / BURSA
Tel: +90 224 261 15 25 Faks: +90 224 261 18 50
www.sykteks.com [email protected] / www.yekpa.com [email protected]
ARAŞTIRMA
BTSO’nun açıkladığı Bursa’nın En Büyük 250 Firması-2011 sonuçlarına göre listeye
giren 39 Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi firması, 22 bin çalışanıyla 11,8 milyar
lira ciro, 3,1 milyar dolar ihracat yaptı.
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası tarafından Temmuz ayında, 2011 net ciroları esas alınarak açıklanan Bursa’nın
En Büyük 250 Firması-2011 Araştırması sonuçlarına
göre, 250 firma içine, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde
faaliyet gösteren 39 firma girdi. İlk 250 içindeki 27 firma
adının açıklanmasını istemedi.
5 YENİ FİRMA LİSTEDE
Sonuçları değerlendiren DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı
Ferudun Kahraman, 2011 yılında bölge olarak başarılı bir
performans sergilediklerini, bunun sonuçlarının da alındığını söyledi. Kahraman şunları söyledi: “Bölgemizden İlk
250’ye giren firma sayımız bir önceki yıla göre artış gösterdi
ve 39 oldu. 2011 listesine DOSAB’dan Berteks Tekstil, Epsan
Plastik, Kaplanlar Soğutma, Parlamış Tekstil ve Yılmar Dış
Ticaret olmak üzere 5 yeni firmamız girdi, 4 firmamız ise liste
dışı kaldı.
HER ŞEY İYİ KARLAR DÜŞÜK
250 büyük içinde olan 39 DOSAB katılımcısının ekonomik
verileri de bizleri mutlu etti. Buna göre firmalarımız 2011 yılında KDV hariç iç ve dış satış cirolarını yüzde 25 artışla, 11,8
milyar liraya çıkarttılar. İhracatımız ise yüzde 7,1 artışla 3,1
milyar dolar oldu. 39 firmamızın ücretle çalışanlar ortalaması
yüzde 22,5 artış göstererek 22 bin 195 kişi olarak gerçekleşti.
Üretim satışlar da yüzde 21,3 oranında arttı ve 9,5 milyar lira
28
oldu. Tüm verilerdeki bu iyileşmeye karşın, karlılık oranları düşüş gösterdi. 2011 yılında 39 firmamızın vergi öncesi
dönem karı yüzde 1,17 oranında düşüşle 396,3 milyon lira
oldu.”
TOFAŞ LİSTENİN BAŞINDA
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman, 250
Büyük Firma Listesi’nde ilk sıraya yükselen Tofaş’ın DOSAB
katılımcısı olduğunu hatırlatarak, “Avrupa ekonomilerindeki sıkıntılar en fazla otomotivi etkilemiş gözüküyor. Buna
karşın otomotiv sektörü ilimiz ve bölgemiz için önemli bir
ağırlığa sahip. Verilerden şu sonuçları da görüyoruz; 2011
yılını en iyi geçiren sektörlerin başında tekstil konfeksiyon
ve makine metal geliyor. Tekstilin yeniden revaçta olması,
yüzde 68’i tekstil sektörü firmalarından oluşan bölgemiz için
de olumlu bir gelişme.
KAHRAMAN: SANAYİCİ VE ÇALIŞANLARI KUTLUYORUM
DOSAB Yönetimi olarak bizler, her şeye rağmen Türkiye
ortalamasının üzerinde bir performans sergileyen sanayicilerimizi ve çalışanlarımızı kutluyoruz. Biz DOSAB olarak
Cumhuriyetimizin 100.yılı olan 2023’te 10 milyar dolarlık ihracat hedefimizi açıklamıştık. Bölgemizdeki 39 firmanın 2011
yılı ihracatı 3,1 milyar dolar. 414 firmanın faaliyet gösterdiği
bölgemizde bu hedefimize adım adım ilerliyoruz” şeklinde
konuştu.
ARAŞTIRMA
BURSA’NIN EN BÜYÜK 10 FİRMASI - 2011
250 BÜYÜK
FİRMA SIRA NO
FİRMA
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
TOFAŞ
OYAK RENAULT
BORÇELİK
BOSCH SÜTAŞ KORTEKS
KARSAN
COMPONENTA
TÜRK PRYSMİAN
ASİL ÇELİK İÇ VE DIŞ SATIŞ (CİRO)
TL (KDV HARİÇ)
DÖNEM KARI
[V.Ö.] TL
İHRACATI $
ÜCRETLE
ÇALIŞANLAR
ORTALAMASI
(KİŞİ)
7.713.958.721
277.443.633
2.410.866.138
7.602.337.606
333.551.473
3.213.577.377
2.143.881.311 28.820.998 180.795.239
1.808.068.123
-
828.989.416
1.063.420.383
60.234.893
8.789.354
783.546.735 138.006.456 44.065.797
746.969.913 -21.729.625 166.877.399
657.973.576 43.525.202 252.041.044
652.943.730
3.175.606
141.559.830
627.368.129
87.634.358
146.680.033
7.758
6.043
715
5.545
3.133
2.158
979
2.542
402
742
BURSA 250 BÜYÜK FİRMA SIRALAMASINDA DOSAB'LI FİRMALAR - 2011
İÇ VE DIŞ
SATIŞ (CİRO)
TL (KDV HARİÇ)
ÜCRETLE
ÇALIŞANLAR
ORTALAMASI
(KİŞİ)
250 BÜYÜK
FİRMA SIRA NO
FİRMA
1
28
29
32
42
44
45
51
59
60
61
64
69
74
80
81
85
101
118
122
124
141
144
147
155
157
167
174
181
191
205
207
208
210
217
218
222
240
244
TOFAŞ
7.713.958.721 277.443.6332.410.866.138 7.758
B-PLAS BURSA AŞ
314.652.060
-
5.368.797
1.316
BEYÇELİK GESTAMP KALIP AŞ
308.297.180
-
32.595.205
1.038
AUNDE TEKNİK TEKSTİL AŞ
264.709.270
-
139.961.475
1.587
HARPUT TEKSTİL LTD. ŞTİ.
206.832.856
-
18.679.977
539
TEKNİK MALZEME AŞ
199.031.914
3.444.477
62.810.687
369
ERMETAL OTOMOTİV AŞ
191.411.927
-
6.717.150
686
BOSCH FREN AŞ
168.839.768
-2.155.455
18.292.560
258
BPO-B.PLAS AŞ
157.115.793
-
685.591
254
P.M.S. METAL AŞ
154.219.023
57.969
51.513.125
266
GRAMMER KOLTUK AŞ 148.843.747
-
63.648.546
611
POLYTEKS TEKSTİL AŞ
139.166.528
-
8.468.596
356
SUNTEKS AŞ
128.554.027
20.931.103
21.653.819
651
TAŞDELEN TEKSTİL AŞ
121.966.279
-
2.070.661
122
SÜLEYMAN BURSALI TEKS.AŞ
112.694.113
5.617.207
33.989.076
375
ACARSOY TEKSTİL AŞ
110.129.242
4.479.191
5.536.622
420
OBASAN GIDA AŞ
104.224.550
10.271.218
690.924
1.396
E.N.A. TEKSTİL AŞ
95.565.038
10.277.743
0
255
IŞIKSOY TEKSTİL LTD. ŞTİ. 84.725.710
4.364.549
4.362.679
375
D.E.B.Y TEKSTİL AŞ
82.930.690
14.732.082
0
8
ÖZ TEKSTİL LTD. ŞTİ.
81.482.829
-4.085.822
45.823.922
340
FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK AŞ
71.757.234
398.857
0
745
YILMAZ SÜNGER LTD. ŞTİ. 70.556.524
1.354.096
0
69
ÖZ ÜÇ-EL TEKSTİL LTD. ŞTİ.
68.924.407
5.117.120
0
215
FİSTAŞ DIŞ TİCARET AŞ
66.285.403
181.939
37.681.344
5
AKTAŞ HAVA SÜSPAN.AŞ
65.149.730
68.467
13.228.730
156
BERTEKS TEKSTİL AŞ
62.816.198
17.253.021
8.253.361
573
LOW PROFİLE AŞ
59.834.604
958.356
30.970.517
423
FİBER İPLİK MENSUCAT AŞ
58.040.397
7.451.019
0
9
BEZTAŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ.
54.711.250
2.810.115
0
235
ŞAHİNKUL MAKİNA AŞ 46.844.567
1.417.591
2.567.022
339
EPSAN PLASTİK LTD. ŞTİ. 46.678.411
3.397.005
5.634.352
50
YILMAR ÇELİK TEL LTD. ŞTİ. 46.657.577
-
-
ACAR İHRACAT İTHALAT AŞ
46.575.236
981.127
17.819.760
37
KAPLANLAR SOĞUTMA AŞ
45.000.451
4.567.451
0
240
BAYKAR DÖVİZ TİCARET A.Ş.
44.871.804
39.699
0
4
IŞIKSER TEKSTİL LTD. ŞTİ.
43.231.261
-
623.624
45
PARLAMIŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ. 38.626.884
4.834.914
0
43
YILMAR DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ.
37.973.091
88.126
21.863.575
31
TOPLAMLAR
11.863.886.294 396.296.7983.072.377.835 22.199
DÖNEM KARI
[V.Ö.] TL
İHRACATI $
2011’DE
SATIŞ VE İSTİHDAM
ARTTI KARLILIK
DÜŞTÜ
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası
(BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı
Celal Sönmez, ‘Bursa’daki 250 Büyük
Firma Araştırması’ 2011 sonuçlarını değerlendirirken, Türkiye’nin
ekonomide 2008’deki küresel kriz
etkilerini tamamen üzerinden atıp
kriz öncesi rakamların üstüne çıktığı
bir yılı geride bıraktığını söyledi.
Sönmez, 2010’daki yüzde 9,2 ve
2011’deki yüzde 8,5 büyümenin,
Türkiye’yi dünyanın en hızlı gelişen
ülkeleri arasında ilk sıralara taşıdığını
anımsattı.
KAR EDEN ŞİRKET AZALDI
AB’deki büyüme sorunuyla ortaya
çıkan ihracat sıkıntısını Türkiye’nin
canlı iç pazar sayesinde rahat atlattığını belirten Sönmez, ancak zorlaşan
koşullar, artan rekabet ve kurdaki
oynaklık nedeniyle ciroda yakalanan
performansın karlılığa aynı ölçüde
yansımadığına dikkati çekti. BTSO
Başkanı Sönmez, satış ve istihdamın
artmasına karşın kar eden şirket sayısının da 222’den 203’e gerilediğini
vurguladı.
OTOMOTİV AÇIKARA LİDER
250 büyük firma içinde otomotiv
ana ve yan sanayinin bütün göstergelerde liderliğini koruduğunu anlatan Sönmez, “İlk 250 şirketin yüzde
26’sı otomotiv ve yan sanayiinde
faaliyet gösteriyor. Cironun yüzde
48,2’sini de bu şirketler gerçekleştiriyor” dedi.
2011’İ İYİ GEÇİREN SEKTÖRLER
Celal Sönmez, ilk 250’nin içindeki
seçilmiş 5 sektörün 2011 performansının, gidişat konusunda bir ufuk
çizeceğini ifade etti. 2011 yılını en iyi
geçiren sektörlerin ise makine-metal
ve tekstil-konfeksiyon olduğunu dile
getire Sönmez, özellikle makinemetal cirosunun yüzde 42,3 artarken
dönem karının yüzde 85,8 yükselmesini övgüye değer buldu.
29
ARAŞTIRMA
EN BÜYÜK 500 LİSTESİNE
BURSA’DAN 35 FİRMA GİRDİ
İ
stanbul Sanayi Odası, Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu
Araştırması’nın 2011 yılı sonuçlarını açıkladı. Tüpraş’ın yine açık ara
lider olduğu listede Bursa’dan 35 firma yer aldı. İSO 500 Listesine
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden ise Tofaş, B Plas, Beyçelik Gestamp, Aunde Teknik, Ermetal Otomotiv ve Teknik Malzeme girdi.
DEVLER LİGİNDE BURSA FİRMALARI - 2011
İLK 500
2011
2010
3
5
23
40
65
67
88
91
100
107
110
112
130
177
188
232
237
268
273
275
276
300
305
327
343
354
356
365
418
421
430
450
466
468
482
4
5
23
40
68
59
87
109
71
122
178
145
108
169
-
304
216
185
-
296
301
441
260
308
399
363
493
378
340
419
372
406
457
-
381
KURULUŞ
ÜRETİMDEN
NET SATIŞ (TL)
OYAK-RENAULT
TOFAŞ
BORÇELİK AŞ BOSCH AŞ DELPHİ AUTOMOTİVE
SÜTAŞ
KORTEKS MENSUCAT
KARSAN OTOMOTİV
TAT KONSERVE
TÜRK PRYSMİAN KABLO
ASİL ÇELİK
COMPONENTA
STARWOOD
BİS ENERJİ
ADI AÇIKLANMADI
GEMLİK GÜBRE
YEŞİM TEKSTİL
ZORLU ENERJİ
B-PLAS
BEYÇELİK GESTAMP
MATLI YEM
AUNDE TEKNİK
MAJOR SKT KÜÇÜKÇALIK TEKSTİL
DURMAZLAR MAKİNA
ÇEMTAŞ ÇELİK
BOSCH REXROTH
AKBAŞLAR TEKSTİL
MARMARABİRLİK
BURSA ÇİMENTO
ERMETAL OTOMOTİV
BURSA BETON
BOSCH FREN
ÖZDİLEK EV TEKSTİL
TEKNİK MALZEME
7.357.961.625
6.366.477.476
2.141.214.680
1.397.955.705
985.907.610
969.129.044
746.257.262
725.691.789
664.903.993
643.567.405
627.368.129
622.516.164
548.887.008
418.432.958
336.899.164
329.130.904
289.254.399
284.480.575
283.762.048
283.563.556
264.160.739
257.622.704
241.432.684
231.191.745
224.164.449
223.795.578
216.997.834
187.613.106
186.707.260
183.542.314
174.180.937
168.839.768
168.680.969
165.753.070
500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU İLK 10 - 2011
İLK 500
2011
2010
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
30
1
3
4
2
5
6
8
10
9
7
KURULUŞ
TÜPRAŞ
FORD OYAK-RENAULT EÜAŞ TOFAŞ
ARÇELİK
EREĞLİ DEMİR ÇELİK
İSKENDERUN DEMİR ÇELİK
İÇDAŞ ÇELİK
AYGAZ
ÜRETİMDEN
NET SATIŞ (TL)
27.409.868.901
8.533.757.811
7.357.961.625
7.027.130.941
6.366.477.476
6.231.566.091
5.274.727.229
5.099.690.583
4.882.363.871
4.577.117.597
Bursa Teşvikten
Hakkını Alacak
B
ursa Valiliği,
19 Haziran
2012 tarihinde
Bakanlar Kurulu
kararı ile yayınlanan teşviklerden
en üst seviyede
yararlanmak için
harekete geçti.
Bursa Valisi Şahabettin Harput,
Bursa’nın birinci
teşvik bölgesinde yer aldığını
söyledi. Turizm
konusunda
Bursa’nın istediğini alamadığına
işaret eden Harput, Bursa’daki turizm merkezlerini bölge kimliğine
kavuşturarak, 5. bölgenin teşviklerinden yararlanmak istediklerini vurguladı. Türkiye’de turizm
merkezi ve turizm bölgesi uygulamalarının olduğunu
ifade eden Harput, turizm merkezi uygulamalarının
sadece tabiat ve deniz gibi doğal bölgeleri içerdiğine
işaret etti. Turizm bölgesinin ise tarihi alanlarını içine
aldğını kaydeden Harput, “Teşvik kararnamesinde
turizm bölgeleri yardımları 5. bölge içinde yer alıyor.
Bursa’da 3 turizm merkezi var. Bunlardan bir tanesi
Dağyenice’dir. Turizm merkezlerinin üst teşvikten
yararlanmaması üzerine, bu yeri turizm bölgesi yapmaya karar verdik” dedi.
Turizm bölgesi girişimleri çerçevesinde
Dağyenice’yi Misi ile entegre etmek istediklerini dile
getiren Vali Harput, “Misi bölgesini Dağyenice’ye
entegre ederek turizm bölgesi haline getirmek için
müracaatımızı yaptık. Bunun takibini yapıyoruz.
Bursa’da turizm bölgesi yok. Turizm merkezi var. Bu
kapsamdan istifade etemek için bölgeleri yapmamız
lazım. 19 Haziran 2012 tarihinde uzun bir süredir
gündemde olan ülkemizdeki teşvik uygulamaları ile
ilgili geniş kapsamlı bir karar yayınlandı” dedi.
Harput, yeni teşvik uygulamalarından hangi
sektörlerin hangi oranlarda yararlanacağı konusunda
Ekonomi Bakanlığı yetkilileri ile Bursalı sanayici ve
yatırımcıların katılacağı bir toplantı yapacaklarını
söyledi.
Ayrıca Harput, teşvik almak için uygunluk belgesinin artık Bursa’dan da alınabileceğini dile getirdi.
DOSABSİAD
KOBİ’lere İhracat ve Yatırımda
Sağlanan Devlet Destekleri
İş Bankası’nın, Bursalı KOBİ’ler için ihracat ve yatırımlarda devlet destekleri konulu
semineri Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonu’nda ’nda düzenledi.
T
ürkiye İş Bankası’nın KOBİ'lere Yeni
Türk Ticaret Kanunu, dış ticaret, yatırım teşvikleri, Basel II-III ve Ar-Ge konularında rekabet avantajı sağlayacak bilgiler
aktardığı "İş`te Seminer" eğitim toplantılarının ikincisi “İhracat, Döviz Kazandırıcı Faaliyetler ile Yatırımlarda Devlet Destekleri”
konusuyla Bursa Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi’nde gerçekleştirildi.
Yaklaşık 250 firma yöneticisinin katıldığı eğitim Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi (DOSAB) ve Demirtaş Organize
Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamları Derneği
(DOSABSİAD)’nin katkılarıyla 29 Mayıs 2012
tarihinde DOSAB Konferans Salonu’nda
düzenlendi.
BURSA’NIN YERİ AYRI
İş Bankası olarak KOBİ’lerin sağlıklı
rekabet etmesi için gerekli donanıma sahip
olmasını hedeflediklerini belirten İş Bankası
Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, Bursa’da
43 şube ile en fazla şubesi olan özel banka
olduklarını belirtti. İnce, İş Bankası’nın
ilk Genel Müdürü merhum Celal Bayar’ın
Bursalı olduğunu ve bankanın kurulduktan
sonra 3. şubesini açtığı Bursa’da 87 yıldır
hizmet verdiklerini anımsattı.
İnce, İş Bankası’nın Bursa’da tüm bankalar arasında nakdi kredilerde yüzde 12,5’lik,
ticari nakdi kredilerde de yüzde 13,5 pazar
payı ile lider olduğunu ifade etti. Suat İnce,
162 milyar 584 milyon TL aktif büyüklük ile
Türkiye’nin sektördeki en büyük bankası
olmasının yanı sıra, öz kaynak ve kredi
büyüklüklerinde de sektör lideri olduğunu
belirtti.
ŞUBE MÜDÜRÜ DE KREDİ VERİR
Suat İnce, KOBİ kredilerinde de 2012
ilk çeyrek verilerine göre 2011 yılsonuna kıyasla yüzde 7,7 artışla çok hızlı bir
gelişme kaydettiklerini ifade etti. İnce, İş
Bankası’nın 65 milyar 706 milyon nakdi
ticari kredi tutarıyla da en yakın rakibine 12
milyar TL fark attığını söyledi. İş Bankası’nın
diğer bankalardan en önemli farkının şube
müdürlerinin kredi verme yetkisine sahip
olması olduğunu belirten İnce, “Biz sahada
32
işi çözeriz” dedi. 64 ilde en fazla nakdi ticari
kredi veren bankanın İş Bankası olduğunu
ifade eden İnce, “1,5 milyondan fazla KOBİ
müşterimiz var, Türkiye’nin Bankası olmak
böyle bir şey” dedi.
İş Bankası Genel Müdür
Yardımcısı Suat İnce
İş Bankası İktisadi Araştırmalar
Bölüm Müdürü İzlem Erdem
FİNANS VE REEL SEKTÖRÜ BİR ARADA
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman
ise DOSAB’dan 3,5 milyar dolarlık ihracat
yapıldığını, 37 bin kişi istihdam edildiğini
belirterek “Ekonomik gelişmede ve kalkınmada reel sektör önemli, son dönemde hem
üreten kesim hem finans kesiminin sağlıklı
bir işbirliği içinde olduğunu gözlemliyorum;
İş Bankası’nın bu semineri de buna güzel bir
örnektir” dedi.
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de
“azim ve kararlılığımız devam ettiği sürece,
2023 yılında 2 trilyon dolarlık gayri safi yurt
içi hasıla, kişi başına 25 bin dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat ve dünyanın
10’uncu büyük ekonomisi olma hedeflerinin
hayal değil” dedi.
İş Bankası İktisadi Araştırmalar Bölüm
Müdürü İzlem Erdem de firmalara Türkiye
ekonomisi, 2012 beklentileri ve orta vade
makroekonomik göstergeler konulu bir sunum yaptı. Tanju Tuna destekleri anlatırken,
seminerde gelişen işletmeler piyasasında
KOBİ’lerin halka arz süreçleri de konuşuldu.
DOSABSİAD
EVTEKS’DE
BURSA AĞIRLIĞI
İşadamlarından
Kazakistan Çıkarması
B
ursa Valisi Şahabettin Harput; Vali
yardımcısı A.Hamdi Usta ve DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş,
BUGİAD Başkanı Ali Fuat Er, tekstil, inşaat, mobilya, tarım ve enerji sektörü
temsilcisi sanayici ve işadamlarından
oluşan bir heyet ile birlikte 18-21 Haziran 2012 tarihleri arasında Kazakistan
Cumhuriyeti Doğu Kazakistan Eyaleti
Başkenti Öskemen ile Astana Valiliğine resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Mayıs ayında Astana'ya geldiğini,
Ekim ayında da Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev'in
Türkiye'ye geleceğini belirten Harput,
''İki ülke arasındaki ilişkiler şu anda
en üst seviyeye ulaşmış durumda.
Böyle bir durumda bize de Valiler olarak büyük görev düşüyor. İki ülkenin
en üst düzeyde yürüttüğü ilişkileri
biz de ekonomik ve ticari işbirlikleri
ile güçlendirmeliyiz'' diye konuştu.
Vali Harput, Bursalı işadamlarının
34
Kazakistan'a gelerek yatırım yapmak
istediklerini ifade edip destek olunmasını istedi.
YATIRIM DAVETİ
Astana Valisi Tasmagambetov
da Ekim ayında Cumhurbaşkanı
Nursultan Nazarbayev'in Türkiye'yi
ziyaret edeceğini ifade ederek Bursalı
işadamlarını Astana'ya davet eden
Tasmagambetov, sanayi bölgelerini
gezdirme ve
buradaki yatırım
imkanlarını gösterme sözü verdi.
Tasmagambetov,
''Sizler de hazırlık
yapın. Burada
Eylül ayının
15'ine kadar
bir araya gelip,
karşılıklı yatırım
anlaşmaları imzalayalım. Bunu
da Cumhurbaşkanımız Türkiye'ye ziyarete giderken
kendilerine de bildirelim'' dedi.
İşadamlarına arsa başta olmak üzere pek çok alanda kolaylıklar sağlayabileceklerini anlatan Tasmagamtebov,
''Biz de arsa çok. Nereden isterseniz
size yer vermeye hazırız. Yeter ki
gelin, burada yatırım yapın. Burası 16
milyon nüfusu olan bir ülke olabilir
ama biz Belarus ve Rusya ile gümrük
birliği oluşturduk. Burada üretilen
ürünler 200 milyonluk bir pazara
hitap edecektir'' diye konuştu.
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD)
Başkanı Selim Yedikardeş ve yönetim kurulu
üyeleri, 2013 ev tekstili trendlerinin sergilendiği 18. İstanbul Ev Tekstili Fuarı-EVTEKS’i
gezerek Bursalı üreticileri ve DOSABSİAD
üyesi katılımcıları ziyaret ettiler. CNR
EXPO’da düzenlenen fuarda, Bursalı katılımcıların stantlarını ziyaret eden DOSABSİAD
yönetimi fuardan iyi izlenimlerle ayrıldılar.
Bu yıl 56 DOSAB firmasının 18. İstanbul
Ev Tekstili Fuarına katıldığını belirten Yedikardeş, “Fuara genel olarak baktığımızda
tüm firmalarımızın dünyanın en üst seviyesinde kalite anlayışına sahip olduğunu görüyoruz. Katılımcıların çizgisi, rengi, dokusu,
maliyeti ve en hızlı teslim süresiyle sunuma
hazır olmalarıyla ilgili izlenimlerimiz bizi
memnun etti. Bu fuarda global krizin Avrupa’daki ekonomik yüzünü ve Ortadoğu’da
ise taşların daha yeni yeni oturmaya başladığını belirgin bir şekilde gerek siparişlerden
gerekse katılımcı profilinden daha net görme
şansına sahip olduk” dedi.
Selim Yedikardeş, dünyanın dört bir
yanından katılımcı ve alıcıların iştirak ettiği
fuarda büyük ilgi gören Bursalı üreticilerin,
rekabetçi koşula her yönüyle hazır olduklarını bir kez daha görme şansı yakaladıklarını
sözlerine ekledi.
BABALAR GÜNÜ
KUTLANDI
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve
Sanayici İşadamları Derneği düzenlediği
brunchla Babalar Günü’nü kutladı. Sanayicilerin aileleriyle katıldığı brunch, DOSAB
Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Her yıl
Haziran ayının 2. Haftası kutlanan “Babalar
Günü” nedeniyle böyle bir organizasyon yaptıklarını belirten DOSABSİAD Başkanı Selim
Yedikardeş, Babalar Günü’nü kutladı. Günün
anısına yapılan çekilişte ise Süleyman Keser,
gömlek, kravat ve kol düğmelerinden oluşan
bir hediye paketi kazandı.
Kalitesi
ödülle tescilli
başarısı sürekli...
- KALIP TASARIM
- KALIP İMALAT
- HASSAS KESME
- SERİ ÜRETİM ŞAÇ PARÇA
- KAYNAK ve MONTAJ
- YÜZEY İŞLEM (Çinko Kaplama)
- TEST ve ÖLÇÜM Lab.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Ali Osman Sönmez Cd. No:9 BURSA
Tel: 0 224 261 15 30 Faks: 0 224 261 15 34
www.sahinkulmakina.com.tr
STK
BUSAT
TÜGİAD
Bursa, Sağlık Serbest
Bölgesi Olmaya Aday
Coşkunkan Görevi
Yücelen’e Devretti
Türkiye’nin ilk ulusal ve tek uluslararası
derneği TÜGİAD, 14. Olağan Genel Kurulu ile
yeni başkanını seçti. 240 üyenin oy kullandığı
kurulda TÜGİAD’lılar, Ali Yücelen ‘dedi.
T
Bursa Sağlık Turizm Derneği (BUSAT) ve Bursa
Ticaret Sanayi Odası (BTSO) 26. Komite tarafından
Sağlık Serbest Bölgeleri Paneli düzenlendi.
B
USAT önderliğinde Divan Otel’de yapılan Sağlık Serbest
Bölgeleri Paneli’ne Ak Parti Milletvekili Bedrettin
Yıldırım, Bursa Vali Yardımcısı Samet Coşkuner, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Sağlık İl Müdürü
Özcan Akan, Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Gedik de
katıldı. Konuşmacı olarak Sağlık ve Turizm Eski Bakanı
Bülent Akarcalı, Ekonomi Bakanlığı Sağlık Serbest Bölgeler
Yurtdışı Yatırım ve Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Emel
Emirlioğlu, Sağlık Bakanlığı Sağlık Turizmi Daire Başkanı
Dr.Dursun Aydın, Sağlık Turizmi Derneği Başkanı/E.Turizm
Bakanlığı Müsteşarı Kamil Yüceoral yer aldı.
BUSAT Başkanı Mustafa Esgin, Bursa’da sağlık serbest
bölgesi yapılmasının büyük anlam taşıdığına dikkat çekti.
Bölgelerin Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceğini
söyleyen Esgin, “Bizim alt yapımız var, lobi yapmalıyız”
dedi. Esgin ayrıca, “2023 Türkiye vizyonunda 1 milyon
sağlık turisti ve 20 milyar dolar hedefi hayal değildir. Ancak
yeni yatırımlar gerektirir. Yapılan kanuni düzenlemelerle
Türkiye’nin gündemine girmiş bulunan sağlık serbest
bölgeleri, ülkemizin gelecek vizyonunda sağlık turizmine
önemli ölçüde ivme kazandıracaktır” dedi. Bir turistin
günlük 5 dolar harcarken, sağlık turizminde bu rakamın
100 dolara çıktığını anlatan Başkan Esgin, dünyada sağlık
harcamalarının 5,5 trilyonu geçtiğini ve Avrupa ülkelerinin yaşlı nüfusunun 2050 yılında 200 milyona çıkacağına
dikkat çekti. Esgin, Türkiye’nin bu pazardaki hedefinin en
az yüzde 10 olması gerektiğini belirtti.
Bülent Akarcalı da “Şu anda emekleme dönemindeyiz.
Türkiye yaşlı turizminden 300 milyar dolar kazanabilir
diyenlerde haklılar. 20 milyar doları belki sadece Bursa tek
başına kazanabilir. Bursa’nın bunu gerçekleştirmesi için bir
sürü gerekçesi var” dedi.
36
ürkiye Genç İş
Adamları Derneği
(TÜGİAD), 14. Olağan
Genel Kurulu’nu
yaptı. 240 üyenin
oy kullanımı ile
gerçekleşen kurulda,
Ali Yücelen, Ferda
Kertmelioğlu ve Begüm Özdoğrularlı’nın
başkanlıklarındaki
üç liste yarıştı. Divan
Başkanığını TÜGİAD Bursa Şubesi’nin Kurucusu ve eski
Genel Başkanı Muharrem Yılmaz’ın yaptığı seçimde 170 oy
ile Ali Yücelen Genel Başkanlığa seçildi.
Kurulun açılış konuşmasını yapan 2010-2012 Dönemi
Genel Başkanı Murat Çoşkunkan, yaptıkları çalışmaları anlattı. Yeni başkan Ali Yücelen de, dönemi boyunca gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri ve hedeflerini aktardı.
Ali Yücelen başkanlığındaki listede Bursa’dan Ersin Yazıcı,
Ferahi Arpaç gibi isimler de bulunuyor.
MÜSİAD
Enerjide Yeni Umut
Kayagazı Olabilir
M
ÜSİAD Kimya Metal ve
Maden Sektör Kurulu
Başkanı Cevat Kır, “Enerjide
Türkiye’nin yeni umudu
‘kayagazı’dır. ‘Kayagazı’
kayaçların gözeneklerinde
yer alan küçük miktardaki
doğalgazlardır. Dünyada petrol
ve doğalgazın alternatifi olarak
gündeme gelen kayagazının
Cevat Kır
ülkemizde rezervinin yaklaşık
9,64 milyar tona ulaştığı belirlenmiştir” açıklamasını yaptı.
Kır “Cumhuriyetimizin 100 yılı 2023 hedeflerine ulaşmakta en önemli potansiyelimiz yeraltı kaynaklarımızdır.
Bunları dinamiğe çevirmek başta devletimiz olmak üzere
hepimizin görevi olmalıdır. Konya-Ereğli ve Niğde-Bor
havzasında, 8 milyar ton petrol şeyl rezervi belirlenmiştir”
şeklinde konuştu.
STK
MODSİAD
Mobilya İhracatı
Sevindiriyor
M
BUGİAD
B
Ekonominin Yeni Adı
E-Ticaret Anlatıldı
UGİAD üyelerine ekonomide
büyük önem arz eden e-ticaret
konusunda seminer verildi. BUGİAD
üyesi ve Litera Grup Yönetim Kurulu Başkanı Osman Akın’ın verdiği
seminerde e-ticaretin ortaya çıkışı,
Türkiye’de ve dünyada e-ticaret, başarı hikâyeleri ve e-ticaret detayları
hakkında sunum gerçekleştirildi.
Dünyadaki insanlar ve mesafeler
nedeniyle ağ ekonomisinin ortaya
çıktığını söyleyen Akın, “Bugüne
kadar ekonominin merkezinde
ürün varken artık ağ ekonomisinin
merkezinde müşteri var. Şu anda
müşterisi olan firmalar kazanıyor.
Müşteriler sunulan her ürünü diğer
çeşitleriyle internet üzerinden
karşılaştırıp karar veriyor. Sonra
da hızlıca eline geçmesini istiyor.
Fiyata duyarlı müşteriler var ve
tek tıkla rakibe kaçma ihtimalleri
mevcut” dedi.
Ağ ekonomisinde hızlı olanın
kazandığını belirten Akın, “Talepler
e-ticaretle hemen karşılanıyor. Ağ
ekonomisi sayesinde şirket sahibinin nerede olduğu veya işin nerede
yapıldığının önemi yok. Dünyanın
her yerinden internet üzerinden
ticaret yapılabiliyor. Ancak büyük
düşünen firmalar için ürün değeri
artık somut değil, soyut. Para
kazanma modeli ve karlılık, önemli
ölçüde değişti. Buna e-dönüşüm
diyebiliriz. Müşteri beklentileri
firmaların bu dönüşümünü zorunlu
kılıyor. Firmalar bu dönüşüme de
ilk olarak bir web sitesi edinmekle
başlıyor.
obilya
Dekorasyon
Sanayicileri ve
İşadamları Derneği (MODSİAD)
Başkanı Mustafa
Yedikardeş,
Bursa mobilya
sektörünün son
10 yılda adeta
şaha kalktığını ifade ederek, “2002 yılında 27
milyon liralık ihracat yapan sektör 2012’de
240 milyon lirayı hedefliyor. Bursa markası
dünyada aranan marka oldu” dedi.
Sektörün 10 yılda devrim yaşadığını
söyleyen Yedikardeş, yeni teşviklerle birlikte
ivmenin daha da artmasını beklediklerini
söyledi. Bursa’da 2012 yılı Ocak-Mayıs ayı
ihracatının 99 milyon 760 bin dolar olduğuna
dikkat çeken Yedikardeş, “Mobilya sektörüne
birebir teşvik gelmese de inşaat sektörüne gelen teşvikler ile hem ev hem de ofis mobilyası
anlamında satışlarımız artıyor” diye konuştu.
Sektör temsilcilerinin ana hedefinin Türk
markasını dünyaya tanıtmak olduğuna işaret
eden Yedikardeş, “Türk mobilyasını kalitesini
biz biliyoruz. Bunu da dünyaya anlatıyoruz. Tasarımlarımızla öne çıkmak istiyoruz.
Dünyada söz sahibi olmak istiyoruz. ‘Made in
Turkey her yere yayılacak. Avrupa pazarında özellikle İtalya’ya da mobilya satıyoruz.
Mobilyanın anavatanı İtalya. Buraya mobilya
satmak çok önemli. Artık Türk mobilyası tasarımlarıyla öne çıkacak” ifadelerini kullandı.
GESİAD Turkcell CEO’su Süreyya Ciliv’i Ağırladı
B
ursa Genç Sanayici İş Adamları ve Yöneticileri Derneği ‘ nin (GESİAD) düzenlediği sinerji toplantısına,
Turkcell’in CEO’su Süreyya Ciliv’i konuk etti. GESİAD Başkanı Emre Varlık beraberinde çok sayıda üyenin katıldığı
toplantıda Ciliv, önümüzdeki 5 yılda aynı cep telefonunda
olduğu gibi, inanılmaz bir biçimde internet kullanımının
artacağını söyledi.
Ciliv, “Mobil Şirket Vizyonu” konulu yaptığı konuşmada, iş hayatında stratejinin önemine değindi. Her bir
şirketin, müşteri kitlesi için rekabete karşı fark yaratması
gerektiğine işaret eden Ciliv, “Farklılaşmada en büyük
kaynak inovasyon. Bilhassa teknoloji konusundaki yenilikçilik. İnovasyon yeni bir fikir ortaya atmak değil, o fikrin
ekonomik ve toplumsal faydaya dönüşmesi olmalı” dedi.
38
KAPAK KONUSU
İş Dünyasında
Genç Jenerasyon Dönemi
1960’larda başlayan Türkiye’nin sanayileşme hamlesinin neticesinde,
babaların-dedelerin kurup bugünlere getirdiği şirketlerinde büyük bir değişimin
eşiğindeyiz. Genç kuşak patronlar, artık görevi devralıyor.
Perspektif, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’ndeki yeni kuşak yöneticilerle görüşüp,
vizyonlarını ortaya koymaya çalıştı.
T
ürkiye, Cumhuriyetin ilk yıllarında devletçi sanayileşme hamlesi
yaşadı. 1960’lardaki sanayileşme
hamlesinde ise özel sektör de vardı. Dolayısıyla 50 yıllık bir süreyi göz önüne
alırsak, ülkemizdeki aile şirketlerinde
kurucuların ardından gelen genç kuşak,
şimdilerde 30-50’li yaş aralığında…
Özetlemeye çalıştığımız durum aslında bize şunu söylüyor; iş dünyasında
değişime doğru oldukça yaklaştık. Önümüzdeki 10 belki 20 yıl içinde, şirketlerin büyük çoğunluğunun yönetiminde
babaları değil çocuklarını göreceğiz.
TECRÜBE VE DEĞİŞİM
Bugün değişim başlamadı mı? Elbette başladı. Bazı ailelerin genç patronları
şirketlerinde ipleri eline aldı. Hatta bazı
şirketlerde ikinci değil üçüncü kuşak
göreve hazırlanıyor.
40
RAKAMLARLA
% 98,8
Türkiye’de KOBİ’lerin
toplam işletmelere oranı.
% 95
Türkiye’de kayıtlı şirketlerin sadece
yüzde 5’i aile şirketi değil.
3,4
ABD’de birinci kuşağın kurduğu
100 şirketten 3,4’ü üçüncü kuşağa
dek yaşamını sürdürüyor.
24
Tipik bir aile şirketinin ömrü
24 yıl sürüyor.
Büyük patronlar, yıllar öncesinde
kendi çabaları ile kurup bugünlere getirdikleri şirketlerinde artık tek başlarına
değiller. Tecrübelerini yeni kuşağa aktarıyor, yönetimde tek hakim olmaktan
ayrılmaya hazırlanıyorlar.
Genç kuşak ise babalarına göre
aldıkları daha iyi eğitim, hızla gelişen,
globalleşen, iletişim teknolojilerinin
tavan yaptığı dünyaya daha iyi adapte
olma konusundaki hızları, eski kuşağın
tecrübelerinden faydalanmaları gibi
etkenlerle görevi devralıyor. Şüphesiz,
onların işleri de kolay değil.
AVANTAJLAR-DEZAVANTAJLAR
Makro ölçekte baktığımızda, artılar
kadar eksiler de var. Önce avantajlara
bakalım. Genç kuşak, dünya ile daha
entegre, teknolojiyi takip ediyor, eğitimli, kurumsallaşma ve iş bölümü yapma
KAPAK KONUSU
becerileri yüksek, kararları masa etrafında toplanıp tartışarak verme eğilimi
baskın, daha esnek ve demokratik.
Dezavantajlar neler? Ekonomide
babaların döneminde olduğu gibi
fırsatlar çok değil. Babalar döneminde
kapalı ekonomiden liberal bir yapıya
geçen ülkemizde her alan bakirdi. Şimdi, ne yaparsan yap başarılı olamıyor,
ne üretirsen üret satamıyorsun. Eskiye
göre daha yoğun ve keskin bir rekabet
var.
İŞ DÜNYASININ GENÇ YÜZLERİ
RÖPORTAJ DİZİSİ DEVAM EDECEK
DOSAB Perspektif Dergisi, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde genç
kuşak yöneticiler dizisi başlatıyor.
Bu sayıdan itibaren DOSAB’daki
firmalarda, ‘işinin başında’ veya buna
hazırlanan yeni nesille yapılmış röportajları Perspektif’te okuyabileceksiniz.
Dizinin ilk bölümünde görüştüğümüz
isimlerin röportajlarını alfabetik isim
sırasına göre sizlere sunuyoruz.
Aile Şirketi Nedir?
Ailenin geçimini sağlamak ve/veya
mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, geçimi sağlayan kişice
yönetilen, yönetim kademelerinin
önemli bir bölümü aile üyelerince
doldurulan, kararların alınmasında
büyük ölçüde aile üyelerinin etkili
olduğu ve aileden en az iki jenerasyonun kurumda istihdam edildiği şirket.
Avantajları
Finansal Avantajlar: Sermaye
sorununu çoğunlukla kendi içlerinde
çözümlerler. Öz kaynakların, sermayenin önemli bir kısmını oluşturması,
dışarıda şirketi güçlü konuma getirir.
Ayrıca, şirket finansman açısından
zor bir döneme girdiğinde ortaklar
gelirlerini diğer şirketlerdeki ortaklardan çok daha kolay feda edebilirler.
Yönetim Avantajları: Teknik ve idari
konularda yeni yöntemler uygulamak
ve yeni yatırım alanlarına yönelmek
ile ilgili kararları daha kısa zamanda
alabilirler.
Kapanma Nedenleri
Yeni ürün ve yeni iş modelleri
geliştirmede karşılaşılan güçlükler,
sermaye yetersizliği, stratejik düşünememe, kötü yönetim alışkanlıkları ve
kurumsallaşamama, iyi bir belge ve
bilgi akışı sağlayamama, maliyetleri
kontrol edememe, şirketi iyi bir fiyata
satıp rahat etme isteği, aile içi sorunların işe yansıması, işin ve ailenin
ihtiyaçları arasındaki çelişkiler, bir
sonraki kuşağa devir planlamasının
yapılmaması, yetenekli profesyonelleri aile şirketine çekmede karşılaşılan zorluklar, kardeşler arasındaki
rekabet…
Aile Şirketini Yıkan 7 Hata
1. Yine Aynı Şarkı
5. Babalar İyisini Bilir
Aile işini, ölümsüz ve kalıcı bir iş
haline dönüştürmek sorundur. Aile
üyelerinin davranış, tutum ve işi yönetme şekilleri buna engeldir. Çocuklar
kuralları kabul etmez, büyükler harcamalara çeki düzen vermeye çalışır.
Kadın üyeler, her şeye boyun eğen
insan konumundan çıkmaya başlar.
Sorun yaşayan ailelerdeki en
önemli sıkıntılardan biri en iyisini
kurucu bilir yaklaşımıdır. Kurucu baba,
şirkette egemendir yatırım, borçlanma
ve yönetici atamalarında onun sözü
geçer. Kurucu ölürse, her şey ona bağlı
olduğu için aile çöküşe gidebilir. Baba
yönetimine ve egemenliğine alışan
kuşak, bu ihtiyacı hep hissedebilir.
2. Çocuklar da
Yetişkin Olur
Aile büyükleri, genelde çocuklarının
büyüdüklerini kabul etmezler. Böylece, kendilerinin de ölümcül olduğu
düşüncesinden uzak durmak isterler.
Çocuklarının düşüncelerini tamamen
reddeder ve onlara yetki vermezler.
3. Aileye Bağlılık
Yerine Bencillik
Çocukları aile işine katılmaya zorlamak ve hangi çocukların aile işi dışında kalacağı, yönetime katılmayacağına
karar vermek zordur. Bu, aileye bağlılık
ve bencililik sorununu ortaya çıkarır.
6. Görmezden
Gelirsek Belki Yürür
4. Biz Mutlu ve
Büyük Bir Aileyiz
İşin ve iş dünyasının farklı dinamikleri ve işleyişi var. Bu gerçek pek fark
edilmez. Şirkette, rol ve yönetim gücü,
yaşa ve cinsiyete göre belirlenir. Büyük
erkek güçlü, kızlar ise etkin olmayan
görevlere atanır. Bireylerin başarı ve
hatalarını göz ardı edilir, aile uyumunu bozmamak adına tartışmaktan
kaçınılır.
Aile, bir takım sorunları önemsemez
ve çözümünü göz ardı eder. Örneğin çatışma içinde olan kardeşler, aile işinde
çalıştığında ortaya sorunlar çıkar.
7. Bana Çocukluğunu
Anlat
Bu, bir çocuğun, çocukluğundan
itibaren kritik başlıkların çözümüne
gerekli mesafeyi koymayı öğrenmeden, aile işine girmesiyle yaşanan bir
sendromu anlatıyor.
Araştırma: Quentin J. Fleming
41
KAPAK KONUSU
ADNAN KAR
Başarının Devamlılığı İçin
Genç Kuşakları İyi Yetiştirmek
Zorundayız
Medikal tekstil ürünleri üretiminde Türkiye’de bir numara olan Nurel Medikal’in genç
Genel Müdürü Adnan Kar, şirketi kendi alanında dünya devleri arasına sokmak için
çalıştığını söylüyor. ABD’de eğitim alan Kar, Nurel Group’ta kurumsallık ve yönetim
paylaşımını oturttuklarını belirtti.
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Nurel Medikal, Nurel Group bünyesinde ve Nurel Medikal’in Başkanı
büyük ağabeyim Mehmet Şefik Kar. Ailem, özellikle büyük ağabeyim Mehmet
Şefik Kar, modern, ileri görüşlü ve genç
olduğu için pek kuşak farkı olmuyor.
Zaten şu anda genel müdür olduğum
Nurel Medikal firması kurulduğu andan itibaren de bu görevi yürütüyorum.
Zorlandığımız tek şey, yurt dışında
okuduğumuz için düzenli ve doğru
sisteme alıştık. Özellikle A.B.D.’de
insanlar birbirine güvendiği ve sistemli
çalıştıkları için, maalesef aynı sistemi ve düzeni Türkiye’de göremedik.
Bu yüzden herhangi bir iş takibinde
NUREL GROUP
Üretim alanı: Tekstil, teknik tekstil, medikal
tekstil, otomotiv ve savunma sanayi.
Grup şirketleri: Nurel Tekstil, Nurel Medikal,
Aksar Makine, Pırıl Dış Ticaret, Sunway
Ürünler: Tek kullanımlık steril ve nonsteril
cerrahi örtü, önlük ve setler (Nurel Medikal),
eşarp, şal, fular, pareo (Nurel Tekstil).
Ayrıca Nurel Tekstil bünyesinde bayan iç
çamaşırı ve dış giyimi için dantel. Otomotiv
ve uçak sanayisine yönelik kontrol, kaynak
fikstürleri, sac ve plastik kalıplarının üretim
ve montajı (Aksar Makine)
108 kişi
Nurel Medikal İstihdam
42
devamlı insanları takip etmemiz gerektiğini ve fazla güvenmememiz gerektiğini hep ailemden nasihatlar alarak,
az zararla tecrübe edindik. Kısacası
biz daha duygusal bakıyorduk işlere,
bize söylenen her şeye inanıyorduk.
Fakat büyük ağabeyim ve babam, daha
tecrübeli oldukları için daha profesyonel bakıyorlardı. Bu yüzden yönetime
ve iş sürecine biz de daha profesyonel
bakmaya başladık. En azından ilk
zamanki gibi değil. Daha büyüklerimizden öğreneceğimiz çok şey var.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- İnsanların kendilerini kanıtlaması
gerekliliğine katılmıyorum çünkü yapılan güzel her şey zaman içersinde fark
edilir. Önemli olan sabır göstermek ve
pes etmemek. Ama en önemlisi başından sonuna kadar yaptığınız doğruyu
sahiplenmek.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Babam ve büyük ağabeyim Nurel
Group Şirketleri için kurumsal sistem
oluşturdular. Böylece Nurel Group bünyesindeki bütün şirketlerin yönetimini
sorumlu olan kişiler yönetiyor ve her
çeyrekte Nurel Group’un Yönetim Kurulu Başkanı olan Mehmet Şefik Kar’a
şirketin genel durumu hakkında rapor
veriyor. Ben de Nurel Medikal’den
sorumlu olduğum için yönetiminden
tamamen ben sorumluyum ve her
sorumlu yönetici gibi rapor veriyorum.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
ADNAN KAR
Doğum Tarihi: 01.01.1978
Şirket ve görevi: Nurel Medikal AŞ - Genel Müdür
Kuruluş yılı ve kurucular: 2004, Mehmet Şefik Kar, Adnan Kar
Aldığı eğitim: Lisans, ABD, Philadelphia Üniversitesi Tekstil Teknolojisi. Yüksek Lisans, Philadelphia
Üniversitesi, MBA (İşletme Masteri)
Çocuklukta mesleki hayali: F16 Pilotu. Fakat gözlerim miyop olduğu için olamadım.
İş hayatına giriş yılı-ilk görevi: 2002- Nurel Tekstil’de konfeksiyon bölümü, yurt dışı satın alma ve
ihracat bölümleri.
Yabancı dil: İngilizce, Arapça (Sadece konuşma), az derecede İtalyanca
Hobiler: Fotoğraf, serbest dalış, motosiklet, gezmek, kitap, yüzmek
Yaptığı sporlar: Serbest dalış, yüzme, koşu ve yürüyüş
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: DOSABSİAD
KAPAK KONUSU
- Benim uysal ve uyumlu yönetici
olduğum söyleniyor. Ayrıca ben herkesi, güvenlik görevlisinden çaycısına,
idari kadroya kadar herkesi dinlerim ve
doğru fikir veya doğru öneriyi de kimden geliyorsa gelsin hemen uygularım.
Ayrıca beyin fırtınası her zaman yaparım. Şükürler olsun Nurel Medikal’in
idari kadrosu çok iyi. Bu yüzden idari
kadrom, ailemin tecrübe ve desteği ile
şirketimizi iyi yönettiğimizi düşünüyorum. Zaten başarı grafiğimiz de bunun
en güzel kanıtı.
- Babanız (veya büyüğünüzle)
aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler?
- Çok ortak yanlarımız var. En önemlisi çok çalışkan ve disiplinli olmak…
Ayrıca babam ve ağabeyim gibi hep
mükemmelliği, daha iyiyi arzuluyoruz.
Farklı olarak yapılan hatalara bakış açımızı söyleyebilirim. Onlar asla hatayı
kabul etmez ve tepkileri farklı olur. Ben
ise her zaman hata olabileceğini savunuyorum. Aksine hata insana tecrübe
kazandırır. Önemli olan hatadan ders
almak ve bir daha yapmamak…
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Böyle bir kuşak çatışması yaşamıyoruz. Çünkü daha önce de belirttiğim
gibi Nurel Group bünyesindeki her şirketten sorumlu yönetici var ve herhangi
bir yönetici diğer şirketin yöneticisine
ve işine müdahale etmiyor. Her yönetici
kendi şirketinden sorumlu ve her 3
ayda bir şirket durumunu rapor ediyor
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketlerinde aile birliğinden
dolayı sağlam kuvvet doğuyor ve “biz”
bilinci kısa zamanda gelişip yerleşiyor.
Ayrıca tepe yönetimine de saygı daha
rahat yerleşiyor. Bu kolaylıkların yanında, en büyük zorluk ise aile şirketinde
kurumsal yapının ve profesyonelliğin
kolay oluşmaması. Bence aile şirketlerinde kurumsallık ve profesyonellik
şart. Aksi taktirde, neticeleri kötü. Kar
Ailesi olarak çok şükür kurumsal yapıyı
ve profesyonelliği Nurel Group bünyesindeki her şirkette oluşturduk ve çok
rahat ettik.
43
KAPAK KONUSU
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Şirketimizi bir dünya markası olarak görmek istiyorum. Allah’a şükürler
olsun Türkiye’de alanımızda bir numara olduk ve yurt dışında da kendimizi
kanıtlayan projelere ve işlere imza
attık. En büyük hayalim ve hedefim
Nurel Medikal’i kendi alanında dünya
devleri arasında görmek.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- İhracata yöneliyoruz. Daha çok
ihracat yapmak için elimizden geleni
yapmaya çalışıyoruz. Bugün 14 ülkeye
ihracat yapıyoruz. Bu bizim için çok
önemli çünkü sağlık sektöründe, ameliyathanelerde kullanılan steril malzeme
ürettiğimiz için ve direk insan sağlığını
ilgilendiren ürünler olduğu için ihracat
yapmak özellikle Avrupa ülkelerine
44
pek kolay değil. Standartlardan asla
taviz vermeden, doğru, düzenli ve çok
çalışmak gerekiyor.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Uzun vadede ürün yelpazemizi
genişletmek istiyoruz ve bunun için de
geçen seneden itibaren yeni ürünler
üretmeye başladık. Biz şu anda tek
kullanımlık steril ve non-steril tekstil
ürünleri üretiyoruz. Bu ürünlere ilave
olarak diğer sarf malzemeleri üretmek
istiyoruz. Örneğin tek kullanımlık
plastik malzemeleri… Bunun için de
çalışmaları başlattık hatta bazı ürünleri
su anda üretiyoruz.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz? Yönetici olarak hedefleriniz
neler?
- Her yönetici gibi sorumlu olduğum
şirketi idari kadrom ile en iyi şekilde yö-
netmek, daha ileriye taşımak ve dünya
markası yapmak. Fakat en önemlisi bu
başarının devamlılığı için benden sonra
yönetecek kişileri yetiştirmek ve oluşturmak için sistemi kurmak. Sonuçta
bu bir bayrak yarışı. Eğer benden sonra
benim sorumluğumu devralacak yönetici olmazsa, elde ettiğimiz başarının
anlamı kesinlikle yok ve bir balon gibi
söner. Bilgi paylaştıkça bilgi oluyor ve
sorumluluk verildikçe başka yönetici
adayları ortaya çıkıyor.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Genç bir şirket olduğumuz için
henüz girmediğimiz yeni pazarlar bizim
için büyük fırsat demek. Bu yüzden
ihracatımızı arttırmak için çok ama çok
çalışıyoruz. Bunun yanında en büyük
riskler ise yurtiçi ve uluslar arası politik
ve ekonomik krizler.
KAPAK KONUSU
ALPER GÜLENER
Global Rekabette Finans
Üretimden Daha Önemli Oldu
Ermetal Grubu, otomotiv yan sanayinin önemli aktörlerinden birisi…
Ermetal Otomotiv’in Genel Müdür Yardımcısı Alper Gülener, kendilerinden önceki
kuşağın üretim odaklı olduğunu söylüyor. Gülener, “Ama bizim dönemimizde
globalleşme, yoğun rekabet, fazla üretici, düşük karlılık gibi faktörler finansı üretimden
daha öne çıkarttı, oyunun kuralları değişti” diyor.
- Sizden önceki yönetimi nasıl anlatırsınız? O kuşakla aranızda ne gibi
farklar var? Yönetime ve iş süreçlerine
bakışta neler değişti?
- Birçok farklılıklar olması kaçınılmaz. Ama bence globalleşme ve finansın yönetimdeki önemi… Bizden önceki
kuşağın ne üretirse üretsin yüksek
karlılığı bir şekilde sağlayabildiği yıllar
geride kaldı. Onlar, bizler gibi dünya firmaları ile yarışmaktan ziyade iç pazardaki boşlukları bir şekilde doldurdular.
Artık herkesin üretici olduğu bu küresel
ortam, doğal olarak kapasite fazlalığını
ve beraberinde yüksek rekabet ile buna
bağlı olarak düşük kar marjları, eski ile
yeni kuşak arasındaki yönetim farklılığını belirgin şekilde özetlemektedir.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
ERMETAL ŞİRKETLER GRUBU
Üretim alanı: Otomotiv yan sanayi,
sac şekillendirme ve kalıpçılığı, plastik
kalıpçılığı ve üretimi, ofis koltukları üretimi,
Gıda (dondurulmuş unlu mamül üretimi ve
sebze meyve ticareti)
Grup şirketleri: Ermetal Otomotiv, Erkalıp,
Bürosit, Mobsit, Ergıda, Plasmot
1.100 kişi
İstihdam
110 Milyon Euro
2010 Cirosu
113 Milyon Euro
2011 Cirosu
46
- Şimdiye kadar hiç hissetmedim.
Yönetimin tepesinde tek babam ve
kardeşlerim olduğundan kendimi
kanıtlamak yerine tecrübeden faydalanarak babamdan ve profesyonellerden
öğrenmem gerekenlerin daha önemli
olduğunu düşünmüşümdür. Zira dünya
üzerindeki tek gerçek saygının sadece
bilgiye ve tecrübeye dayalı olduğunu
öğrendim. Kendini ispat, bunlardan
sonra zaten ister istemez gerçekleşir.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Bilginin yenilenme sürecinin çok
kısa olduğu zamanımızda mutlaka
farklılıklar var. Ancak en belirgin olanı
parayı yönetmedeki farklılıklar bence.
Eski dönemde şirketler yatırım konularında seçici davranmadan her işe
girebiliyorlardı. Yeni dönemde, eskiye
nazaran rekabet çok daha fazla hissedilir olduğundan, önüne çıkan her işe
girmekten ziyade bu iş nasıl daha karlı
yapılır mantığı hakim olmak zorunda.
Yani içinde bulunduğunuz kendi ger-
çeklerinizi göz önünde bulundurarak ve
ince hesaplar yaparak o işe girmek gerekiyor. Aksi takdirde çalışarak batmak
kaçınılmaz oluyor.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Hırs ve kendini kanıtlama gibi kişisel duygulardan arınmış, karşısındaki
kim olursa olsun değer veren, dinleyen,
sabırlı, biraz tedbirli, empati duygusu
güçlü, işin kendisinden ziyade sonuca
odaklı, “günün sonunda ne elde ettim”
sorusunu sürekli kendime sorarak
cevap ararım.
- Babanızla aranızdaki yönetim,
iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar
neler?
- İlk aklıma gelen benzerlik, işi yapmak isteyen profesyonellere vermemiz,
sorumlulukların sadece kendisinde
toplanmasından ziyade kontrollü
delege eden işveren olmamız. Zaten
kurumsal şirket olmanın en temel
özelliği de sanırım bu kural. Farklılıkların başında ise Fahrettin Bey’in üretim
odaklı olması, elde edilen sonuçtan
ALPER GÜLENER
Doğum Tarihi: 23.02.1975
Şirket ve görevi: Ermetal Şirketler Grubu. Ermetal Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı
Kuruluş yılı ve kurucular: 1978. Fahrettin Gülener (Baba)
Aldığı eğitim: İşletme
Çocuklukta mesleki hayali: Lise yıllarında, dünya çapında profesyonel sporcu yetiştiren çok
kapsamlı bir spor kompleksi kurmak.
Yabancı dil: İngilizce
Hobiler: Model araçların yapımı ve yarışları. Atv ve motosiklet.
Spor: Fitness, yüzme, koşu gibi bireysel sporlar.
KAPAK KONUSU
ziyade çalışan makinaların gürültüsü,
görüntüsü, sürekli yatırım isteğinin hiç
dinmemesi. Ancak bana göre zaman,
sürekli büyümekten ziyade elindekileri
en iyi şekilde kullanarak maksimum
faydanın çalışan, müşteri ve işveren
üçgeninde en verimli şekilde ilerlemesi,
yani üçünün de mutlu olması… Diğer
bir farklı yönümüz ise onun isteklerinin
hemen olmasını istemesi, ben ise bekleyerek görmekten yanayım. ‘80’lerde
tek patron olmanın ve anında karar
verip uygulamanın başarıyı getirdiği
dönemlerde geçerli olan bu kural şu an
yerini finansal açıdan sağlam pozisyon
almanın gerekliliğine bırakıyor.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Organizasyonumuzda eskilerden
pek kimse kalmadı diyebilirim O
yüzden çok fazla çatışacak eski fikirler
de kalmadı. Zaten ana işimiz olan otomotivde pek eskiyen fikir göremezsiniz,
oradaki mantık sürekli değişir, kendini
yeniler ve ayak uyduramadığın anda
öğütür.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Zorluğu ilk işe başladığımda
yaşadım. Benim tanıdığım Fahrettin
Gülener’in iş hayatında farklı yönlerini
görmek kafamdaki baba olgusunu bir
kenara bırakıp onu yeniden tanımlamamı gerektirdi. Bu süreçte bir takım
zorluklar yaşandı elbet. Onun iş ku-
rallarına uyum sağlamak zaman aldı.
Tabii bir de kardeşlerin şirkette göreve
gelmesi ile şirket kültürünün aynı oranda sahiplenilmesi ve sorumlulukları
paylaşma görevi babadan sonra o işi
yapmak isteyenlere düşüyor. Kardeşlerin, babanın şirkette oluşturduğu 40 yıllık kültür mirasını iyi anlayıp paylaştığı
ve çözüm odaklı olabildiği sürece aile
şirketlerinin bir çok pozitif yanını yaşayabilirsiniz. Aksi takdirde hızlı çöküş
kaçınılmaz olur. Yani aile şirketlerinde
zorluk da kolaylık da kurucu aile bireylerinin elinde... Kurucudan devralınan,
bir ömür boyunca sabırla çalışılarak
yaşatılmış bir şirketin aynı zamanda
dünyaya miras olduğunu ve bu mirasın
sağlam ellere teslim edilerek sürekli ge-
47
KAPAK KONUSU
lişmesinin bir aile şirketi için en önemli
sermaye olduğunu düşünüyorum.
- Kardeşler arasında ne tür bir görev
dağılımınız var, işle ilgili uyumunuz,
çatışmalarınız neler?
- Ben otomotiv, kardeşim Türker ise
ofis mobilyaları konusunda kendisini
yetiştirdi. Diğer kardeşim Aslı ise daha
çok babamın işlerinde, projelerinde
kendisine destek veriyor. Bazı konularda her ne kadar farklı düşünceler olsa
da, sonuçta “işimizin geleceği için neler
yapabiliriz” duygusuyla ortaya çıkan
alternatif bakış açıları yakalayabiliyoruz.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Şirketlerimi görmek istediğim
yer ve gittiği yön farklı değil. Ancak
gerçekleri göz ardı etmemek gerekir.
Fazla hayalci olmanın ve aşırı hırsın,
yanlışları beraberinde getirdiğini düşünürsek, ayakları yere basan hedefler
koymak daha doğru olacaktır. Hırs
mutlaka olacak ancak tüm değerlerin
önüne geçmemeli diye düşünüyorum.
Önceliğim, şirketlerimizin finansal değişimini en iyi şekilde kullanarak yerinde
yatırım ve doğru proje seçimleriyle
daha sağlam bir yapıya ulaştırabilmek.
Ardından geçen yıl resmi onayını aldığımız Ar-Ge Merkezimizi aynı mantıkla
geliştirip bir co-design merkezi oluşturmak diğer bir hedefim. Zira otomotivdeki yerli parça oranını arttırmadaki en
önemli başlangıç Ar-Ge’den geçiyor.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- Ermetal, haziran ayında seri
üretime geçecek olan Renault Clio 4
projesinin kalıplarının tamamlanmasıyla seri üretime geçişi ve sonrasında
bu yıl sonu ve gelecek yılın sonunda
Ford Otosan’ın iki yeni projelerinin
tamamlanmasına yoğunlaşıyor. Ayrıca
otomotive plastik sektöründe hizmet
veren Plasmot A.Ş. yine aynı projelerde
Faurecia aracılığıyla kalıplarını tamamlayıp seri üretime geçiş için çalışıyor. Bu
projeler için yatırımını yaptığımız pres
ve robotların kurulumları son aşamasına geldi. Bunlarla birlikte 2014 ciromuz
%25 oranında artacak.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Otomotivin sac şekillendirme
alanında bize kazandırdığı 40 yıllık
tecrübe ve birikimimizi aynı mantıkla, yine otomotiv sektörüne plastik
üretiminde de hizmet etmek istiyoruz.
Bu amaçla Plasmot yatırımımızla küçük
48
ve orta ölçekli parçalara hitap eden ve
bu sınıfta en rekabetçi fiyatları vererek
sac parçadaki iddiamızı bu sektörde de
devam ettirmek için çalışacağız.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
-Biz şirketlerin sürekli değişimini
sağlayarak gelecek kuşakları yeni
kültüre hazırlamak için çabalıyoruz.
Ayrıca ikinci kuşak olarak finansın
artık üretimden daha önemli olduğunu
görebiliyoruz.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Karlı büyüyememe sektörün içinde
bulunduğu risklerin başında geliyor.
Ayrıca, yüksek ÖTV’ye bağlı olarak dar
bir iç pazarın oluşması ve hammadde
de dışa bağımlılığımızı önümüzdeki
riskler olarak sıralayabiliriz. Ancak
şirketlerini karlılıkla büyütenler
karşılarında yeni yatırım ve iş fırsatları bulacaklar. Aksi takdirde finans
gücü yaratamayanlar yok olmayla
karşı karşıya kalacaklar. Bu süreçte
şirketlerin daha çok alınıp satılacağını,
tekelleşmelerin olacağını göreceğiz.
Zira artık yatırımın kendisinden ziyade
finansı güçlü şirketler, hazır cirolu
şirketleri bünyelerine katarak büyümenin daha avantajlı olduğunu biliyorlar.
Bununla beraber kaliteye önem veren,
zamanında teslimat yapan ve rekabetçi
yan sanayiye sahip oluşumuz bizim en
büyük şansımız. Yine yan sanayilerimizin girişimci ruhu ile iyi yetişmiş insan
gücümüz ve Ar-Ge’ye istikrarlı şekilde
önem vermeye başlaması sektörün
avantajları olarak sıralanabilir.
KAPAK KONUSU
DUYGU KAPLAN
Kurumsal Yapıya Geçip, Dünyaya
Açılmak İçin Büyük Adımlar Attık
“Aile şirketi yapısından kurumsal yapıya geçiş çok fazla zorluklarla dolu bir süreç oldu.
Uzun dönemli planlamalar ve dönüşüm süreci yönetimi ile eski alışkanlıklarımızı yok
etmemiz zaman alsa da gerçekleşti.’ Böyle diyen Kaplanlar Soğutma AŞ’nin genç
Genel Müdürü Duygu Kaplan Şenipek bunun olumlu sonuçlarını da aldıklarını
belirtiyor; “Benim en büyük hedefim dünyaya açılımı sağlamaktı. Bu sayede ihracat ve
Ar-Ge konusunda önemli bir gelişim ivmesi yakaladık.”
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Şirket kurucuları tüm aile şirketlerinde olduğu gibi “girişimci” misyonuna sahip kişilerdir. Bu misyonla
hareket ettikleri için girişimin belirli
KAPLANLAR SOĞUTMA AŞ
Üretim alanı: Perakende sektörüne yönelik
soğutma üniteleri
Grup şirketleri: GSS Dış Ticaret Ltd. Şti,
Kapso Dış Ticaret Ltd. Şti
Ürünler: Expres mağazalardan
hipermarketlere kadar; şarküteri, et, balık,
pasta, şişe soğutucuları ve derin dondurucu
ihtiyacı olan ürünleri hijyenik şartlarda, doğru
sıcaklıkta saklamak ve sergilemek amaçlı
soğutma ürünleri üretimi. Geleneksel açık
reyonlara göre enerjinin etkin kullanımını
sağlanarak uzun ömürlü, düşük çalıştırma
ve bakım maliyetli ürünler üretiliyor.
Böylece, uzun vadede daha ekonomik ve
etkin kaynak kullanımı sayesinde çevrenin
korunmasına da katkı sağlanıyor.
340 kişi
İstihdam
50 Milyon TL
2011 Cirosu
21 Milyon USD
2011 İhracatı
30 Milyon USD
2012 İhracat Hedefi
50
bir noktaya gelmesi sonrasında yeni
girişim fırsatları aramaya başlarlar.
Zaten inancıma göre doğrusu da budur.
Girişimciler bu misyonunu kaybetmemelidir. Çünkü herkes girişimci olamaz.
Belirli bir noktadan sonra da profesyonellere iş devri ile şirketlerin kalıcılığı
sağlanabilir. Bizlerde de süreç aynı
şekilde gelişti.
Şirketi belirli bir noktaya kurucular
taşıdılar. Sonrasında ise ikinci kuşak
olarak benim ve profesyonellerin karışımı bir yönetim modeli ile ilerledik.
Şirketin kurulduğu dönemlerde
birincil öncelik şirketin devamlılığını ve
finansal altyapısını kurmaktı. Sonraki
dönemde ise ben yeni pazarlara açılma,
yurt içi ve yurtdışında çeşitli atılımlar,
yeni ürün geliştirme gibi birçok sorumluluk alarak bu süreci devam ettirdim.
Yönetim tarafında daha içe kapanık
bir modelden, uluslararası kriterlere uygun bir yönetim modeline döndük. Tabi
tüm bu süreçler kuşaklar arası değişim
ile birlikte 1990 sonrası Türkiye’nin
dünyaya açılma sürecindeki politikasının etkisi de var.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Kendini kanıtlama gibi bir süreçten
ziyade aldığınız sorumluluk olarak
bakmak gerekiyor. Farklı bir şirkette
sorumluluklarınız sınırlarla net olarak
çizilmişken aile şirketinizde sorumluluklarınız sınırsız.
Olumlu ya da olumsuz tüm süreçler
soyadınızı da etkileyeceği için bu konuda daha dikkatli hareket etme ihtiyacı
hissediyorsunuz. Sürekli kendinizi
DUYGU KAPLAN ŞENİPEK
Doğum Tarihi: 25.07.1981
Şirket ve görevi: Kaplanlar Soğutma AŞ Genel Müdürü
Kuruluş yılı ve kurucular: 1978, R. Ertuğrul Kaplan (Baba)
Aldığı eğitim: California State Üniversitesi Endüstri Mühendisi / MBA Yüksek Lisans
Çocuklukta mesleki hayali: Endüstri ve ekonomi üzerine kariyer yapıp, yurtdışında uzman olarak
faaliyet göstermek.
İş hayatına giriş-ilk görevi: 2005. İhracat Departmanı, Finans Departmanı, Üretim Planlama
Yabancı dil: İngilizce
Hobiler: Seyahat etmek. Oğlumla yaptığım tüm aktiviteler.
Spor: Fitness, Yüzme ve Kayak.
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar:ÇYDD, Soğutma Sektör Dernekleri, Avrupa Soğutucular Sektör
Birliği, Birleşik Krallık Soğutma Topluluğu, Birleşik Krallık Teşhir Reyonları Üreticiler Birliği
KAPAK KONUSU
geliştirmek zorundasınız. Bu sizin için
önemli bir motivasyon kaynağı oluyor.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Geçmiş dönemdeki yönetim modelleri ile günümüz yönetim modelleri arasında büyük değişiklikler var.
Özellikle son dönemde insana dayalı
yönetim modelleri daha fazla ön plana
çıktı. İnsan tüm süreçlerin önünde yer
almaya başladı. Bu anlayışın önemli bir
farklılık olduğuna inanıyorum.
Ayrıca uluslararası rekabetin boyutu
arttığı için eski dönemlerdeki gibi sadece iç piyasa değil dünyadaki gelişmeleri
de takip etmeniz gerekiyor. Pazarınızı
ve rakiplerinizi ne kadar iyi tanırsanız o
kadar başarılı olursunuz.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Dünya ölçeğindeki yönetim standartlarına inanan, agresif, paylaşımcı,
danışan, dinleyen ve birlikte karar
almaya inanan bir yapım var. Çözümsüzlüğe katlanamıyorum. Çözüm
odaklıyım. Planlı ve sistemli bir çalışma
şeklim var. Bir çözüm için her zaman
alternatif üretebilen bir anlayış ile
çalışıyorum.
- Babanızla aranızdaki yönetim,
iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar
neler?
- Her ikimiz de iş konusunda oldukça
iddialı ve hırslıyız. Bu özelliklerimiz
çok benziyor. Kurucularımız iş konu-
sunda biraz daha duyguları ile hareket
ediyordu. Ancak ben iş konusunda
duygudan ziyade genel kabul görmüş iş
kurallarını tercih ediyorum. Bu sayede
dünya çapında bir yapılanmayı yönetebiliyorum.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Şirket yönetimini devralırken
gerekli tüm profesyonel süreçleri paylaştığımız için şu an itibari ile çatışma
yaşamıyorum. Tüm süreçleri en başında net olarak tanımladık. Sorumluluk
alanlarını ve çizgilerimizi belirledik.
Bu nedenle karar alma süreçlerinde
sorumluluk da yetki de benim belirlediğim şekilde alınıyor.
51
KAPAK KONUSU
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketleri hızlı ve dinamik yapıda olmaları nedeni ile birçok konuda
avantaja sahipler. Ancak devamlılığı sağlamadığınız sürece şirketler
yok olmaya mahkûm. Bu boyutu ile
Kaplanlar Soğutma artık aile şirketi
yapısından kurumsal bir yapıya geçmiş
durumda. Bu geçiş süreci çok fazla
zorluklarla dolu bir süreç oldu. Uzun
dönemli planlamalar ve dönüşüm süreci yönetimi ile eski alışkanlıklarımızı
yok etmemiz zaman alsa da gerçekleşti.
Her şirketin bir karakteri olduğuna
inanıyorum. Bu da orayı yöneten kişiden besleniyor. Dolayısı ile bu değişim
zihinsel bir dönüşüm süreci sonrasında
gerçekleştir. Neredeyse tüm kadroyu
dönüşüme ayak uyduracak hale getirdim. Şu anda da çok genç ve dinamik
bir takıma sahibim.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Şirketimizi önümüzdeki 4 yıl içerisinde soğutma sektöründe dünyanın en
iyi ilk 3 şirketi arasında görme hedefindeyiz. Bu doğrultuda tüm altyapı
yatırımlarımızı tamamladık. 2013 yılı
bizim için önemli bir atılım yılı olacak.
52
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- Bu dönemde verimlilik ve çevreye
duyarlı projeler üzerinde çalışıyoruz.
Gerek enerjinin daha verimli tüketimi
gerekse ürettiğimiz ürünlerin çevreye
etkileri konusunda AR-GE çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Birçok alanda
rakipsiz olmamıza rağmen kendimizi
durmadan geliştirmeye devam ediyoruz.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Uzun vadede kendi alanında dünyanın önemli markalarından bir tanesi
olma hedefimiz var. Ürünlerimiz ve
çalışma azmimiz ile bu konuda hızlı bir
gelişim sürecinden geçiyoruz.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
- Şirketin dış dünyaya açılımı
konusunda kurucularımızın desteği
ile birlikte büyük adımlar attık. Benim
en büyük hedefim dünyaya açılımı
sağlamaktı. Bu hedef sayesinde ihracat
ve Ar-Ge konusunda önemli bir gelişim
ivmesi yakaladık. Ürün gamında
değişikliklere gittik. Bu alanda iki farklı
strateji güttük. Yüksek adetli ürünlerde en iyi kaliteyi en uygun maliyetle
sunduk.
Bunun yanında sektörlere özel ürünler geliştirerek butik projelerle başarı
kazandık ve fark yarattık. Devasa bütçeler ile dünyanın en büyük perakende
devleri ile çalışmaya başladık. Tesco
ve Walmart gibi dünya devlerinin marketlerinde ürünlerimiz var. Her geçen
gün bu dev firmaların yeni açıldıkları
farklı ülkelerdeki lokasyonlarına ürün
vermeye devam ediyoruz.
Aynı zamanda Türkiye’de ulusal ve
yerel zincirlerde de yer alan ürünlerimiz ile perakende sektöründe iyi bir iş
ortağı olduk.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Sektörümüz dünyada her geçen
gün daha da hızlı bir gelişim ivmesi yakalamış durumda. Bu gelişim
ivmesini gören rekabetçilerin sayısı da
artıyor. Ancak ürünlerimize ve çalışma
arkadaşlarımıza olan güvenim ile birlikte sektörümüzde güçlenmeye devam
ediyoruz.
Perakende sektöründe yaşanan her
türlü olumlu gelişme bizim sektörümüzü de olumlu etkilemeye devam edecek
gibi gözüküyor. Bu yüzden dünyadaki
gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.
Bundan sonra
yapraklarınız
dökülmesin...
Yeni cilt teknolojimiz sayesinde
bugüne kadar sorun olan yapraklar,
bundan sonra yıllara meydan okuyacak.
www.furkanofset.com.tr
”Bursa’dan Bir Marka”
KAPAK KONUSU
EMRE ORAN
Yeni Kuşak Kaliteyi
Standart Haline Getirdi
Orven Kauçuk Fabrika Müdürü Emre Oran, kalite odaklı sürdürülebilir bir üretimin,
Ar-Ge’nin öneminin genç kuşak tarafından daha iyi anlaşıldığını ve günümüzün yüksek
kalite standartlarına yaklaşıldığını düşünüyor. Oran’a göre otomotivde Ar-Ge, teknoloji
ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değer yaratan alanlarda
yoğunlaşma olacak ve firmasını da o yönde geliştiriyor.
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- En büyük farklılık üretim alanında
ortaya çıkıyor. Şu an tamamen kalite
odaklı üretim yapıyoruz. Eski döneme
göre kalite standartları oldukça yüksek.
Kaliteyi belli bir standart dahilinde
tutabilmek için sisteminizin çok iyi
kurulmuş ve işliyor olması gerekiyor.
Biz yeni kuşak olarak bunu başardık.
Günümüzde Ar-Ge yatırımları çok
büyük önem taşıyor. Çağın gerisinde
kalmamak için biz de firma olarak
Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriyoruz.
Yaptığımız bir Ar-Ge çalışması neticesinde PAGEV’den ödül de aldık.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Hayır, öyle bir kaygım olmadı.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ORVEN KAUÇUK LTD.ŞTİ.
Üretim alanı:
Otomotiv yan sanayi kauçuk parça üretimi
Ürünler: Kalıplı kauçuk parçalar (körük,
tapa, sızdırmazlık elemanları, gromet vs.) ve
ısıyla genleşen macunlar
170 kişi
İstihdam
6,5 Milyon Euro
2011 Cirosu
1,3 Milyon Euro
2011 İhracatı
54
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Hiç şüphe yok ki, bir firmayı yoktan
var etmek hiç kolay bir iş değildir. Babamlar bu zorlu yolda maddi imkansızlıklara karşın oldukça başarılı olmuşlardır. Biz yeni kuşak olarak onlardan
devraldığımız bu zorluklarla kurulmuş
firmamızı önce korumak, sonra daha
ileriye taşımak ile yükümlüyüz, tabi
bu da bizler için oldukça büyük bir
sorumluluk.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- İşime çok bağlıyım. Tatil günlerinde
bile mutlaka firmaya uğrarım. Sorumluluklarımı asla unutmam. Üretim
alanında çok fazla vakit geçiririm. Çalışanlarımız ile arkadaş gibiyimdir.
- Babanızla aranızdaki yönetim,
iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar
neler?
- Kararlarımızı kısa sürede veririz,
inisiyatif kullanmaktan kaçınmayız.
Çalışanlarımız ile olan ilişkilerimiz oldukça iyi. Aslında iş bakımından birçok
huyumuz birbirine benzer.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Şirketimizin yönetim kadrosu
oldukça genç ve dinamik kişilerden oluşuyor. Bu sebeple herhangi bir çatışma
yaşamıyoruz.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketi çok kıymetli bir kurum,
çok ince dengelere sahip ve gerçekten
çok narin. Çünkü babanız, kardeşiniz
ya da diğer akrabalarınız hem sizin iş
arkadaşınız hem de aileniz. Dengeleri
iyi korumak gerekiyor. Profesyonelliği
bir kenara bıraktığınız an sorunlar baş
gösterebilir. Ayrıca bizler için mesai
bitince iş bitti diye bir şey asla olamıyor. Kahvaltı, akşam yemeği sohbetleri,
tatiller bizim için her zaman potansiyel
toplantı alanları oluyor.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Orven Kauçuk olarak otomobil
ana sanayine ürün temin eden bir
firmayız. İlk hedefimiz mevcut işbirliği
yaptığımız ana sanayi portföyümüze
EMRE ORAN
Doğum Tarihi: 28.04.1977
Şirket ve görevi: Orven Kauçuk Ltd. Şti. Fabrika Müdürü
Kuruluş yılı ve kurucular: 1978 - Mustafa Oran (Baba)
Aldığı eğitim: Lise
İş hayatına giriş -ilk görev: 2000-Üretimin her alanında ilkokul döneminden bu yana çalıştığım
için üretim proseslerinin tümüne hakimim.
Hobiler: Eşimle sinemaya gitmek, spor yapmak
Yaptığı sporlar: Kayak, fitness, futbol, yelken
KAPAK KONUSU
yenilerini ekleyebilmek ve daha ileriki
zamanlarda başka sektörlerde de faaliyet gösterebilmek.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- Genelde sakin geçen yaz sezonu bu
sene bizim için oldukça hareketli geçiyor. Müşterilerimiz ile beraber birçok
yeni projeye başladık, tabi bu da bizleri
çok heyecanlandırıyor.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Şu anda üretim ve Ar-Ge alanına
yatırımlar yapıyoruz. Tabi ilk hedefimiz yaptığımız yatırımların karşılığını
belirlemiş olduğumuz optimum sürede
alabilmek. Açıkçası karakter yapısı olarak çok fazla uzun vadeli plan yapmayı
sevmem. Günümüz koşullarına göre
yapılan planları esnek tutarım.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
Yaptığımız işimize karşı hevesimiz
çok fazla. Bu sebeple yeni projelere
dahil olmak bizleri korkutmuyor. Yeni
projeler ile beraber firmalarımızın büyümesine büyük katkılar sağlıyoruz.
- Yönetici olarak hedefleriniz neler?
- Orven Kauçuk 34 yıldır bu sektörde
faaliyet gösteriyor ve alanında markalaşma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.
Benim hedefim firmamızı dünya çapında markalaştırabilmek.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Otomotiv sektöründe yaşanan
yoğun rekabet nedeni ile taşıt aracı
üreticileri arasındaki birleşmelerin
artarak devam edeceği ve 2023 yılına
kadar en çok 5 üretici şirketin olacağı
öngörülmekte. Bu durumdan hiç şüphe
yok ki, Türkiye de etkilenecek ve üretim
belli şirketlerde kalacak. Üreticiler
üretim alanlarını Çin gibi ucuz istihdam
sağlayan ülkelere daha çok kaydıracak,
Türkiye gibi ülkelerde Ar-Ge, teknoloji
ve satış sonrası hizmet alanları gibi
daha yüksek katma değer yaratan
alanlarda yoğunlaşacaklar. Bizler gibi
yan sanayi firmalarında da benzer
oluşumlarla firma sayısı azalacak ve
pazarlarda etkinlik daha çok Ar-Ge ile
sağlanacaktır.
Yeni ürün geliştirmek amacı ile
Türkiye’deki şirketlere daha fazla görev
düşecek ve Türkiye’de otomotiv alanındaki inovasyon yetkinliği artacaktır.
55
KAPAK KONUSU
HALUK SAMİ TOPBAŞ
Her Şeyi Bilen ve Yöneten
Şirket Yönetimi Devri Bitti
Topbaş Group’un ikinci kuşak yöneticisi Haluk Sami Topbaş: “Rekabetin son derece
fazlalaştığı günümüzde, artık sadece bir malı üretmek yeterli değil, satış odaklı ve
kaliteli olarak ve sürdürebilir bir iş disiplini çerçevesinde organizasyonu yönetmek
gerekiyor. Günümüzde ana süreçleri yöneterek, diğer uygulamalarda profesyonel
yöneticilere işleri devretmek durumundayız. Biz de grupta kurumsallaşma için uzun
vadeli projemizi başlattık.”
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Önceki yönetim değerlendirirken,
kurulma dönemindeki dünyayı da
irdelemek gerekir. Zimaş Zincir firmamızın kuruluşu aşamasında, babamızın
TOPBAŞ GROUP
Üretim alanı: Çelik dövme, ısıl işlem ve
talaşlı imalat otomotiv parça üretimi,
otomotiv yan sanayi
Grup şirketleri: Topçesan Topbaş Çelik
sanayi AŞ, Zimaş Zincir Makine Sanayi AŞ,
Çizaş Çelik Zincir AŞ, ZT Çelik Dövme ve
Otomotiv AŞ
Ürünler: Topçesan: Aynı çatı altında
dövmehane, kalıphane, ısıl işlem, özel talaşlı
imalat tesislerini de kapsayan entegre bir
çelik dövme ve işleme firması. Otomotiv
emniyet parçaları (dövme ve işlenmiş),
süspansiyon parçaları, transmisyon parçaları.
Zimaş ve Çizaş: Türkiye’nin ilk ve tek
en geniş kapsamlı standart ve özel zincir
üretimi yapan fabrikası. Standart tip
endüstriyel zincirler, özel tip endüstriyel
zincirler (Çelik, Çimento, Ağaç, Gıda, Tarım
vb.. endüstriler için)
ZT: Otomotiv yedek parça üretimi. Ağır ticari
araç süspansiyon sistemleri (V-kolları, Bugi
kolları, rot başı vb.)
364 kişi
İstihdam
Cironun %70’i dış satım
İhracat
56
1960’lı yılların sonunda Almanya’ya
öğrenci olarak gitmesiyle başlayan bir
macera, 1970’li yılların başında, o gün
için Türkiye’de olmayan bir üretim dalının kurulmasıyla sonlanmıştır. Sermaye birikimi olmadan, tamamen teknik
bilgi birikimi ve girişimci cesareti ile
başlanmıştır. Türkiye ise o dönemde,
her türlü sanayi yatırımına aç, yeni kurulan her türlü büyük sanayi kuruluşu
(Tofaş, Renault, Arçelik vb.) kendi yan
sanayisini oluşturacak teknik girişimci
bulamamakta ve destek vermektedir.
Talebin ve rekabetin söz konusu
olmadığı böyle bir Türkiye’de, teknik
konuda bilgi ve tecrübe ile yükselen bir
birinci kuşak temsilcilerinden bahsedebiliriz. Sıfırdan başlayan bir süreçte,
hiçbir makine ve eleman desteğinin
olmadığı bir ortamda, şirketin hem
teknik yanında hem de ticari konularda
tek başına hem icra hem de karar alma
mekanizmasının başında olmak duru-
mundaydılar.
Günümüze geldiğimizde, ikinci
kuşak temsilcilerini bekleyen ortam,
1970’lerin Türkiye’sinden çok farklı...
Dışarıya muhtaç bir Türkiye yerine her
türlü malı üreten ve ihraç eden bir yapı
var artık. Ayrıca, ülke içinde rekabete
ilave olarak Çin ve Uzakdoğu ülkeleri,
tüm dünyada ağırlığını hissettirmeye
başlamış ve rekabet anlamında büyük
bir baskı oluşturmaya başlamıştır.
Bu nedenle, rekabetin son derece
fazlalaştığı bu ortamda, artık sadece bir
malı üretmek yeterli değil, satış odaklı
ve kaliteli olarak ve sürdürebilir bir iş
disiplini çerçevesinde, organizasyonu
yönetmek gerekiyor. Belki makine ve
teçhizat anlamında, artık çok kolay
dünyaya ulaşabiliyoruz ancak, nitelikli
eleman yoksunluğu bir önceki dönemde ne ise halen devam ediyor. Bunun
yanı sıra, işinizi iyi yaptığınız sürece
büyüme sağlıyorsunuz. Dolayısıyla,
HALUK SAMİ TOPBAŞ
Doğum Tarihi: 1974
Şirket ve görevi: Topçesan Topbaş Çelik Sanayi ve Ticaret AŞ – Genel Md, Yön. Kr. Bşk. Yard.
Şirket kuruluş yılı: 1987- 2.kuşak
Aldığı eğitim: D.A.Ü-İngilizce İktisat
Çocuklukta mesleki hayali: Pilot Olmak
İş hayatına giriş-ilk görevi: 1997-Muhtelif departmanlarda icra
Yabancı dil: İngilizce-Almanca
Hobiler: Seyehat
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: TÜGİAD Bursa Şb. Bşk. Yardımcısı, DOSAB Yönetim Kurulu Y.Üye,
TOBB Genç Girişimciler Kurulu/Bursa Başkan Yardımcısı, BUSİAD Üye, TÜRKONFED Üye
KAPAK KONUSU
genişleyen bu organizasyonu yürütmek
için de aynı önceki kuşak gibi özverili
bir çalışma gerekiyor.
Önceden her şeyi bilen ve yöneten
bir şirket yönetimi söz konusu iken,
bugün genişleyen bir yapı içersinde,
değişik grup şirketlerinde sadece ana
süreçleri yöneterek, diğer uygulamalarda profesyonel yöneticilere işleri
devretmek durumundayız. Bu amaçla
da Topbaş Group şirketleri içersinde kurumsallaşma konusunda, uzun vadeli
bir projemizi uygulamaya başadık.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Belki gençliğin ilk yıllarında böyle
düşünülebilir. Ancak, aile şirketi de
olsa, kurumların geleceği, alınan
kararların doğruluğuna ve uygulama
kararlılığına bağlı. Bu nedenle doğal
olarak, her önemli kararın içersinde ve
uygulama noktasında yer alıyorsunuz.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları neler?
- Eski dönemin avantajlarını şöyle
sıralayabiliriz: Kararlar tek elden alındığı için tüm etki ve sonuçlarını, hızlı
bir şekilde değerlendirme imkanına sahipsiniz. Kararlar, aile içinde alındığından, biz bilinci daha çok ön planda yer
alıyor ve büyüme konusunda daha hızlı
adımlar atabiliyorsunuz. Yüksek başarı
ve sahiplenme güdüsü, tepe yönetimde
oldukça üst düzeyde. Yeni dönemde,
kurumsallaşma ile birlikte, karar
mekanizmasının daha alt birimlere
dağıtılmasında biraz gecikme yaşansa
da daha geniş bir organizasyona odaklanma şansına sahipsiniz. Her ne kadar
şartlar zorlaşsa da, doğru kararları
aldığınızda fırsatlar her zaman var.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Daima işletme ve organizasyonel
yapıyı gözden geçiren, dinamik bir
süreçte sürekli gelişmeyi sağlayacak bir
yapıyı oluşturmaya çalışan bir yönetici
olarak görüyorum.
- Babanız (veya büyüğünüzle)
aranızdaki yönetim, iş yapma vb.
benzerlik ve farklılıklar neler?
- Gerek teknik, gerek ticari anlamda,
hızlı ve pratik düşünmeyi, daima ilerlemeyi ve başarı odaklı çalışmayı babamızdan aldığımı söyleyebilirim. Bir
girişimci için en önemli şey gözü kara
olması, risk almasıdır. Bu eski yönetim
tarzında da yeni yönetim tarzında da
gerekli olan yönetim özelliklerinden
biridir. Bu nedenle, aile şirketinde, bu
konuda daha fazla oranda pratik yapma şansına sahipsiniz.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- En belirgin anlayış farklarından
biri, satış-pazarlama alanında kendini
gösteriyor. Eskiden, bir ürünü satmak
için, müşteri aramak zorunda olmayan
şirketlerin, şimdi Türkiye dışında, dünyanın her yerinde hem müşterileri var,
hem de yeni müşteri peşindeler.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
57
KAPAK KONUSU
- Şirketlerin gelişiminde, aile içinde
alınan kararların oldukça olumlu etkisi
oluyor. Hızlı karar alma, riski anında
değerlendirip alabilme, olmazsa olmazı
diretip aile bireylerinden gelen gücü
kullanma ve karşılıklı saygı çerçevesinde alınan kararları en büyük kolaylıklar
arasında sayabilirim.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Topçesan olarak, uzun bir süredir
BMW, FIAT, ZF gibi otomotiv sektörünün önde gelen şirketleri ile çalışıyoruz.
Onlarla edindiğimiz deneyimi, yine başta Avrupa olmak üzere diğer firmalar
ile çalışarak genişletmek istiyoruz.
Topçesan, bütün iş süreçlerini
bünyesinde barındıran, Avrupa’da dahi
örnek gösterilebilecek bir kuruluştur.
Gelecekte, başta OEM Otomotiv Ana
Sanayi firmaları olmak üzere, her otomotiv firmasının, çalışmayı öncelikle
tercih edeceği Avrupa’daki ilk 5 firma
olma hedefimizi tüm çalışanlarımızla,
müşterilerimizle ve tedarikçilerimizle
gerçekleştireceğimize inanıyorum.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- OEM ile ilişkilerimiz gelişiyor. Renault ve Mercedes ile başlangıç projelerimiz olacak. Yine Avrupa’nın önde gelen
firmalarının denetlemelerinden olumlu
sonuçlar elde ettik. Bunların bazıları
ile numune çalışmalarımız başlamış
durumda. Ayrıca, yeni kurduğumuz
ZT Otomotiv’de yedek parça alanında
yapılanmamızı sürdürüyoruz.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Uzun vadeli otomotivde gelişmek
ana hedefimiz. Bunun için hem Ana
Sanayi (OEM) hem yedek parça (After
Market) sektöründe, değişik müşteri
grupları ile büyümek, uzun vadeli planlarımız arasında yer almaktadır.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
- Genç kuşak olarak, büyüklerimizin
kurduğu işletmede onların yetişemediği noktalarda, eli-kolu-gözleri kısaca 5
duyu organı oluyor, karar mekanizmasında en büyük destekçisi konumundayız.
Yaş ilerledikçe, ilk kuşağın dinamizmi, biz gençlere geçmek zorunda.
Bizlerin de onlarla, deneyimleri altında
uzun süre çalışmakla, önce çıraklık-kalfalık ve ustalık dönemimizi yaşadığımız
bir süreç var. Bu bir bayrak yarışı gibi...
Hedefimiz, bizden sonraki 3. nesle bu
58
bayrağı teslim etmek. Tabi kendi seçimleri de önemli.
Bugün, 50.yılı geride bırakan grubumuzun ikinci nesil temsilcileri olarak,
üzerimize düşen her türlü sorumluluğu
yerine getirmeyi bir görev bildiysek,
yarın da bu vizyon doğrultusunda,
üçüncü kuşak ile aynı güç ve istekle
ilerleyeceğine inanıyorum.
- Yönetici olarak hedefleriniz neler?
- Grubumuzun, önümüzdeki orta vadede gelmek istediğimiz süreçte, stratejik hedeflerin, tüm alt çalışanlarla, daha
küçük hedefler olarak paylaşılması ve
benimsenmesi, yönetim anlamındaki
temel prensibimizdir.
Topbaş Group içinde bulunduğu
tüm sektörlerde, dinamik ve yenilikçi
atılımlarını sürdürmektedir. Hedefimiz, son zamanlarda, toplumun tüm
kesimlerince de benimsenen, 2023
Türkiye vizyonuna uygun doğrultuda,
Türkiye’nin, gelişmiş 10 Dünya ekonomisi içersinde yer almak için en küçük
katkıyı sağlayacak şekilde yaptığımızın
en iyisini yapmak ve Türk Sanayisinin
hizmetine sunmaktır.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Artık Türkiye, otomotiv sektöründe,
herkesten daha çabuk dizayn yapma
kabiliyetine ulaştı, seri üretimde diğer
ülkelere göre -ki buna Uzakdoğu ve
Doğu Avrupa da dahil- fark edilir bir
üstünlüğümüz var. İletişim konusunda
da hızlıyız. Bunun yanı sıra, iç pazarda
da gelişmeye açık büyük bir potansiyel
var. Yurt dışında önemli bir kriter olan
1000 kişiye düşen araç sayısında, Türkiye 111 adetler seviyesi ile Avrupa’nın
Slovakya dahil en sonuncusu. Avrupa
ortalaması 515 adet araç seviyelerinde.
Dolayısıyla, önümüzdeki 10 yıl-15 yıllık
trende baktığımızda, Türkiye’de Avrupa
ile aynı ortalamaya gelmemiz için neredeyse 1000 kişiye düşen araç sayısını
400 adet daha artırmamız gerekir. Bu
da kaba bir tahminle, nüfusun % 40’ı
oranında bir ekstra araç satılmasıdır ki
bu da ciddi oranda iç talebi artıracaktır.
Bizim gibi olan diğer firma ve sektör
temsilcilerinin de izlenimleri, otomotiv
sektöründe önümüzdeki uzun vadede
fırsatların olduğunu teyit etmektedir.
Sizinle aynı ofisteyiz
KAPAK KONUSU
RAFET KAHRAMAN
Bize Düşen Görev,
Geçmişin Tecrübesini Geleceğin
Teknolojisi İle Birleştirmek
Sunteks Grubu’nun üçüncü kuşak yöneticisi Rafet Kahraman, gençlere düşen en
önemli görevin, geçmişin tecrübesini geleceğin teknolojileri ile birleştirmek olduğunu
düşünüyor. Kahraman, “Ailemin tecrübesi ile günümüz koşullarında dış dünyaya
açılmayı, pazarda iyi bir oyuncu olmayı hedefliyorum” diyor.
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Sunteks üç kuşaktır tekstilci olan
bir şirketler gurubu. Ben üçüncü
kuşağım, bu nedenle önceki veya sonra
yönetim olarak bir ayrım yapamazsınız.
Babam Ferudun Kahraman günlük
ticari işleri takip etmesine rağmen
Büyükbabam Rafet Kahraman Yönetim
Kurulu Başkanı olarak her zaman tecrübesiyle bizim başımızdadır. Geçmiş
altmışa yakın yıla bakarsak, bugünkü
güçlü yapımızı, geçmişten gelen sağlam
ve tutarlı şirket politikalarına borçlu
olduğumuzu görürüz. Ben gurubumuzdaki iplik ve ham kumaş ihracatı/
ithalatı yapan şirketlerin sorumlusu
olarak görev yapıyorum. Aile büyükle-
SUNTEKS DOKUMA BOYA APRE AŞ
Üretim alanı: Kumaş dokuma, boya, baskı
ve apre. İplik bobin boyama ve aktarma.
Grup şirketleri: Sunteks İç ve Dış Ticaret
Ltd.Şti., D.E.B.Y Tekstil AŞ,
Fiber İplik Mensucat AŞ.
Ürünler: Fantazi bayan kumaş imalatı.
739 kişi
İstihdam
281 Milyon TL
2011 Cirosu
21 Milyon USD
2011 İhracat
60
rimle aramdaki fark, belki fark demek
de yanlış, tüm Türkiye’nin de yaşadığı
bilişim/iletişim çağı farkı olabilir.
Şirketlerimizde bizlere düşen en önemli
görevin, geçmişin tecrübesini geleceğin
teknolojileri ile birleştirmek olduğunu
düşünüyorum.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Sunteks Grubunu, Kahraman ailesi
ve profesyonel yöneticileri ile büyük bir
aile gibi düşünün. Ben 5 yılı aşkındır bu
büyük ailenin bir parçasıyım. İlk başladığım günden beri bu büyük ailenin her
bir bireyinin tecrübelerinden faydalandım; onlar da benim gençlik dinamizmimden faydalandılar sanıyorum.
Bu işbirliğinden ya da paylaşımdan
olsa gerek kendimi özel bir yere koyup
kedimi kanıtlama isteği hiç duymadım.
Ayrıca buna gerek olduğunu da düşünmüyorum.
- Önceki ve yeni dönemin yönetimsel ve genel avantaj-dezavantajları
sizce neler?
- Yukarıda bahsettiğim gibi biz eski/
yeni dönem diye bir ayrım yapmıyoruz.
Altmış yılı geçen bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreç bizim şirket politikalarının yoğurulduğu, gelişen koşullara göre
uyarlandığı bir dönem. Otuz yıl önceye
baktığınızda, ne internet ne de mobil
telefonlar vardı. Geçmiş dönemde
tüm şirketlerde olduğu gibi bir bilgiye
ulaşmak saatler hatta günler alıyordu.
Bunu bir dezavantaj olarak görüyorum,
doğru değerlendirmenin hızlı ve tam
noktasal yapılmasının, doğru bilgi akış
hızına bağlı olduğunu düşünürsek
geçmiş yıllarda karar vermenin ne
kadar zor olduğunu görebiliyorum. Bu
nedenledir ki, geçmiş dönemin doğru
kararlarının bizi bugünlere taşıdığını
düşünüyorum ve bu tecrübeden en
fazlasını almak istiyorum.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Şu anda kendimi her yönden yetişmiş bir yönetici olarak görmüyorum
RAFET KAHRAMAN
Doğum Tarihi: 24.08.1984
Şirket ve görevi: Sunteks AŞ – Hammadde Tedarik ve Pazarlama
Kuruluş yılı ve kurucular: 1977, Rafet Kahraman (Büyükbaba), Fikret Kahraman (Büyükamca)
Aldığı eğitim: George Washington Üniversitesi, ABD,2007
Çocuklukta mesleki hayali: Pilot olmak.
İş hayatına giriş-ilk görevi: 2007. Sunteks üretim stajı. D.E.B.Y Tekstil.
Yabancı dil: İngilizce
Spor: Snowboard, Tenis, Wakeboard
KAPAK KONUSU
hala öğrenme aşamasında olduğumu
düşünüyorum. Bir yönetici olarak,
dinleyen, araştıran, bilimsel veriler
ile sorumluluğumdaki işleri yönetme
çabasındayım.
- Önceki kuşakla aranızdaki
yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve
farklılıklar neler?
- Ben iş hayatıma, fabrikada tüm bölümlerde çalışarak, tanıyarak başladım.
Yani şu an ticaretini yaptığım işlerin
mutfağında çalıştım. Bu zaman süreci
içinde işin tekniğini öğrendim. Bir anlamda, aldığım eğitimi saha uygulamasında nasıl daha verimli kılabilirim onu
gördüm. Bizim ailemiz yıllardır tekstil-
de var olmuş, başka bir sektöre yatırım
yapmamıştır. Bir anlamda en iyi bildiği
işi yapmıştır. Ben ailemin tecrübesi ile
günümüz koşullarında dış dünyaya
açılmayı, pazarda iyi bir oyuncu olmayı
hedefliyorum. Tabii ki bunda en büyük
rolü iletişim/bilişim teknolojilerindeki
gelişim oynuyor, sanırım aile büyüklerimiz ile en büyük fark bu.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Tüm şirketlerimizde çoğu kararlarımızı, sayısal verilere göre aldığımızdan
hiçbir problem yaşanmıyor diyebilirim.
Hepimiz iki kere ikinin doğru cevabının
dört olduğunu biliyoruz. Ayrıca bizim
şirket kararlarımız her hafta yaptığımız, profesyonel yöneticilerin de
katıldığı toplantılarda alınır. Bu açıdan
baktığımızda, dış görünümümüz aile
şirketi olarak algılansa da, tüm yöneticilerin yetki ve sorumlukları ciddi
olarak tanımlanmıştır. Bir anlamda
kurumsal yapımız vardır. Bizim için
önemli olan şirket menfaatleridir.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Benim açımdan hiçbir zorluğu
yok. Şirketlerimiz sağlam temelli bir
yapıya sahip olduğundan kendimi
şanslı olarak görüyorum. Ayrıca şirket
yönetimleri sadece ailerinden değil de
profesyonel çalışma arkadaşlarından
karma olması, bizi klasik aile şirketi
olmaktan çıkarıyor.
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Her şirket yöneticisi gibi ticari
hacmi daha artmış, dünya pazar payını
daha iyi yerlere taşımak hedefimiz.
Tabi bunu başarmak için modanın
nabzını iyi tutmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de çalışmalara
başladık. Türk Tekstiline yeni soluk
getirmek hedefimiz.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- Birinci adım olarak, ITMA Barselona fuarında teknolojimizi yeniledik.
Tesisimizi teknik anlamda dünyanın
yeni teknolojileri seviyesine getirdik. İkinci adımda Üretim Geliştirme
çalışmalarına daha fazla bütçe ayırarak
pazardaki yerimizi daha üst seviyelere
çekmeyi amaçlıyoruz. Üçüncü adımda
ise üretim yönetim ve maliyet takip
sistemlerimizi MRP tabanlı bir program
altında toplayarak, maliyetlerimizi minimize ederek üretim katma değerlerini yükseltmeyi planlıyoruz. Bu çalışma
aslında yeni TTK içinde gerekli bir
unsur. Sanırım yıl sonunda tüm sistem
devreye girecek.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Kısaca özetlersem dünya pazarlarında kalitesi, moda yakından takibi,
maliyetlerini minimize etmiş fiyatları
ile rakiplerimizin bir adım önde olmayı
hedefliyoruz.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
- Genç kuşaklar elbette, şirketlerine bir dinamizm getiriyor. Aldığımız
61
KAPAK KONUSU
eğitimler ile iletişimde gelişen koşulları
kullanarak, çok hızlı ilişkiler kurabildiğimizi düşünüyorum. Bence en fazla
katkımızda bu yol ile oluyor. Müşterilerimize, tedarikçilerimize dünyanın neresinde olur ise bir bilgisayar klavyesi
kadar yakınız.
- Yönetici olarak hedefleriniz neler?
- Bizlerin ailemizden aldığı öğretiler
var. Dürüstlük, çalışkan olmak, tüm çalışma arkadaşlarımıza iş ortağımız gözü
ile bakmak. İşte bu ilkeleri taviz verme-
62
den sürdürmek ve bu alanlarda yapılabileceklerin en fazlasını yapmak... Tabii
ki, bunları yanı sıra, sektörde olabilecek
tüm yeniliklere şirketlerimize taşımak.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Ülkemizde süren siyasi istikrarın
getirdiği ekonomik büyüme, canlılık
büyük bir şans... Ayrıca Avrupa ülkelerindeki ekonomik krizin ve iklimlerdeki
değişkenliğin, dolaylı da olsa tekstil
sektörüne yaradığını düşünüyorum.
Bu iki nedenin Avrupalı alıcıları
Uzakdoğu’ya yüksek sipariş vermelerini engellediğini düşünüyorum. Ülkemizin lojistik avantajı siparişlerin Türkiye
gelmesini sağlamakta.
Risklere gelince, antidamping yasası
ile Uzakdoğu tehdidi azalsa da, bu tehdidin her zaman var olacağını düşünüyorum. Özellik ile Çin’in batı pazarlarına ulaşmak için Avrupa’da serbest
bölgelerde pazarda var olabilmek için
çeşitli girişimler yaptığını duyuyoruz.
KAPAK KONUSU
SERHAN MENEMEN
Aile Genişledikçe Yeni
Yatırım Alanları Gerekiyor
Yeni Form Metal AŞ yönetim Kurulu Başkan yardımcısı Serhan Menemen, aile
şirketlerinde yeni kuşakların devreye girmesiyle birlikte iş kolları veya kapasitelerin
artması gerektiğini söylüyor. Menemen, “Bu doğrultuda biz tekstilde daha çok yatırım
yapacağız. 8 yıldır bodur elma üretiyoruz, ileride organik tarıma sıcak bakıyoruz.
Farklı sektörler için analiz yapıyoruz” diyor.
- Sizden önceki yönetimi nasıl
anlatırsınız? O kuşakla sizin aranızda
ne gibi farklar var? Yönetime ve iş
süreçlerine bakışta neler değişti?
- Önceki yönetimimiz çok başarılı
bir yönetim ortaya koymuş, ekonomik
krizlere ve tüm olumsuzluklara rağmen
herhangi bir zarar görmeden şirketin
bugünlere gelmesini sağlamıştır. Yönetim açısından aynı çizgiyi bugünlere taşıyarak daha da profesyonelleştik. Ürün
çeşitliliğimizi artırarak yeni müşteri
taleplerine daha hızlı cevap verebilir
hale geldik. Eski zamanlarda bir plaka
sacı 6 pres 12 eleman ile işlerken, şimdi
çok daha hassas şekilde tek makine ve
ek elemanla işleyebiliyoruz. Biz yeni
beyinler olarak şirketimizi her yeniliğe
açık şekilde tutmaya çalışıyoruz. Fakat
önemli olan; gelişen teknoloji ile birlikte
her geçen gün artan üretimi doldura-
YENİ FORM METAL AŞ.
Üretim alanı: Ahşap ve Metal ofis
donanımları
Grup şirketleri: Yeni Form Tekstil
Ürünler: Ranza, soyunma ve dosya dolapları,
masa, sandalye, ofis mobilyaları, arşiv ve raf
sistemleri.
50 kişi
İstihdam
10 Milyon TL
2011 Cirosu
600 Bin USD
2011 İhracatı
64
bilmektir ve yeni pazar arayışına hiç
durmadan devam etmektir.
- Kendi şirketinizde başkalarına
göre kendinizi daha fazla kanıtlama
ihtiyacı hissediyor musunuz?
- Öyle bir gereksinimim hiç olmadı.
Yaptığımız işi bilerek ve paylaşarak,
diğer görüşlere saygı duyup değerlendirerek yapmaya çalışıyoruz. Bunun
yanında gerek şirket olarak gerek kişisel
olarak her gün kendimize farklı şeyler
katmaya çalışıyoruz.
- Eski ve yeni dönemin yönetimsel
ve genel avantaj-dezavantajları sizce
neler?
- Eski dönemin yönetimsel bir dezavantajını görmedik. Gelişen teknoloji ile
birlikte artan hızlı iş gücü ve taleplere
kolay cevap verebilme açısından yeni
dönemin daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Eskiden bu yana geldikçe
yönetimi elimizden geldiğince kurumsallaştırdık. Eskiden babalarımız işin
alımından lojistik aşamasına gelene
kadar üzerinde dururlardı. Fakat şu
an her şey daha kolay ve profesyonel.
Değişen farklı bir nokta ise; günümüz
koşullarında üreticilerin olması gereken
yerde olmadığı kanaatindeyim.
- Kendinizi nasıl bir yönetici olarak
tanımlıyorsunuz?
- Özeleştiri yaptığımda olumsuz
yönlerimi ortaya koymaktan kaçınmam
fakat başarılı yönlerimin dışarıdan fark
edilmesini tercih ederim. Kısaca bir
şeyler söylemek gerekirse; aldığımız
bayrağı elimizden düşürmeden, günümüz şartlarında en eski müşterilerimizle hala çalışmaktan ve ülkemizi birçok
coğrafyada temsil etmekten gurur
duyuyoruz.
- Babanız (veya büyüğünüzle)
aranızdaki yönetim, iş yapma vb. benzerlik ve farklılıklar neler?
- Koşulların değişmesiyle birlikte eski
sistemle bugünkü yönetim şekli kesin-
SERHAN MENEMEN
Doğum Tarihi: 05-09-1976
Şirket ve görevi: Yeni Form Metal A.Ş.-Yönetim Kurulu Bşk.Yrd.
Kuruluş yılı ve kurucular: 1985- Sedat Menemen (Baba)
Aldığı eğitim: İşletme
Çocuklukta mesleki hayali: Avukat olmak
İş hayatına giriş yılı-ilk görevi: 1996-İşletme içerisindeki her türlü sorunu analiz edip çözerek
yöneticiliğin inceliklerini kendime kattım.
Yabancı dil: İngilizce
Hobiler: Av
Yaptığı sporlar: Atıcılık, su sporları
Üye olduğu/görev aldığı STK’lar: OMSİAD
KAPAK KONUSU
likle aynı olamaz. Her zaman büyük bir
karar veya bağlantı yapmadan önce
babamla toplantı yapıp ortak bir görüş
birliği oluşturup hareket ediyorum.
Sistemler ne kadar değişirse değişsin
babamın tecrübesinden faydalanıyoruz.
- Şirket yönetiminde, üretim,
pazarlama vb. eski kuşakla çatışmalar
yaşıyor musunuz?
- Hayır, inovasyon ve kurumsallaşmanın aile şirketlerindeki önemini
kavradığımız için böyle bir çatışma hiç
yaşamadık.
- Aile şirketi olmanın zorluk ve
kolaylıkları neler?
- Aile şirketi olabilmek, düzeni eskisi
gibi sağlamak gerçekten zor fakat bir o
kadar da keyifli. Eskiden tüm fabrika tek
aileye gelir sağlarken, şimdi üç, ileride
dört aileye gelir sağlayacak. Bu artış
doğrultusunda iş kollarının da artması
ve kapasitenin yükselmesi gerekiyor.
Bazı önlemlerin erken alınması ve
geleceğe yönelik yatırımların şimdiden
belirlenmesi gerekli konulardan...
- Şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz? Nereye taşıyacaksınız?
- Her kişi şirketini elbette en iyi
yerlerde ve sektörünün en iyisi olmasını
ister. Fakat bizim şirket politikamızca;
olduğumuz yeri korumak, istikrarlı ve
emin adımlarla büyümek önceliklerimizdendir. Ürün kalitemizi arttırarak,
tasarıma önem vererek, yurtdışında
ülkemizi kendi markamız ile temsil ederek şirketimizin bilinirliğini arttırmak
istiyoruz.
- Bu aralar en çok hangi projeler
üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
- Artık yeni ve modern binaların iç
tefrişatının, alımlarının proje kapsamında ve toplu halde olması ile birlikte,
anahtar teslim projelere yoğunlaşmış
durumdayım. Örneğin: üniversite,
hastane, devlet binaları, okullar,
oteller başta olmak üzere projelerin her
kalemine hitap etmeye gayret gösteriyoruz. Bununla birlikte daha özel ve
tasarımsal ürünler üretiyoruz. Sektörün
ve taleplerin bu doğrultuda olması ve
bizim üretici olarak bunlara cevap verebilmemiz bizi daha aranılır bir marka
haline getiriyor. Talepler bu doğrultuda
devam ederse tasarım ve AR-GE departmanlarımıza daha çok önem vererek,
bu konuda daha kaliteli hizmet vermeyi
planlıyoruz.
- Uzun vadede planlarınız neler?
- Yatırım olarak Yeni Form Metal için
fazla bir bütçe ayırmayarak, yatırımlarımızı Yeni Form Tekstil’e kaydırmayı
planlıyoruz. Tekstil sektörüne yatırım
yaparak, kendimizi bu konuda geliştirmek istiyoruz. Daha ilerisi için planlarımızı tüm yönetim kurulu üyeleri ile
değerlendirip farklı sektörler için analiz
yapmaktayız. Örneğin 8 seneden beri
bodur elma üreticiliği yapmaktayız. İlerisi için organik tarıma sıcak bakıyoruz.
- Genç kuşak yöneticiler olarak
şirketlere neler kattığınızı düşünüyorsunuz?
- Büyüklerimizden edindiğimiz tecrübe ve bilgiyi günümüz koşullarında
hayata geçirebilmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Gelişen dünyamız ile
birlikte şirketimizin de doğru orantıda
ilerlemesini biz gençlerin sağlaması
gerekli. Kısacası; şirketin günümüz şartlarına göre strateji belirlemesinde ve
teknolojik, teorik her bilgiyi şirketimize
katmaya çalıştığımızı düşünüyorum.
- Yönetici olarak hedefleriniz neler?
- Hedeflerimiz doğrultusunda her
gün kendimize yeni şeyler katıp dünya
pazarında kendi markamız ile ülkemizi
en iyi koşullarda temsil edebilmektir.
Gelişmekte olan farklı ülkelerin pazarlarına sıçramak şirket hedeflerimizdendir.
- Sektörünüzde önümüzdeki 10
yılda fırsat ve riskler neler?
- Türkiyede mobilya ihracatı ithalatından fazla olan ender sektörlerden
biridir. Dolayısı ile üretici firmaların
artması, aşırı tezgah girişi, Türkiye
ormanlarının yetersizliği, haksız rekabetin artması önümüzdeki risklerdir.
Avrupa’daki kriz ve İtalya’daki büyük
mobilya üreticilerinin kapanması
ile birlikte, bunun Türkiye mobilya
sektörüne katkı sağlayıp güzel fırsatlar
sağlayacağına inanıyorum.
65
HABER
TTK’da Eleştiri Alan Maddeler Değişti
Hapis Bombardımanı Durdu
Yeni Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmeden bazı maddeleri değişti. Kabul edilen
yasa ile daha önce kamuoyunda büyük tepki gören, bazı uygulamalar değiştirildi,
bir kısmı da bütünüyle kaldırıldı, hapis bombardımanı durduruldu.
İ
ş dünyasından da büyük eleştiri alan Yeni TTK’da önemli
değişiklikler yapıldı. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile bu kanunun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’da
değişlik yapan yasa tasarı, TBMM’de kabul edilerek yasalaştı.
Bu değişikliklerden bazıları şöyle:
var” diyerek, borç para alamayacaklar. Bu uygulama limited
şirket müdürlerinin yakınları hakkında da geçerli olacak.
ŞİRKET YATAK ODASINA GİRİLMEYECEK
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun en çok tepki gören internet
sayfasında yayınlanacak bilgiler maddesi de değiştirildi.
Şirket yetkilileri, ticari sır niteliği bilgilerin,bakandaki para,
ORTAKLARIN BORÇLANMA YASAĞI KALKTI
alacaklar, borçlar, mal mevcudu, yıllık gelir ve gider, yönetim
Ortakların şirkete borçlanma yasağı kalktı: Yeni TTK’nın
kurlu yıllık raporu, denetçi raporları vs.’nin yayınlanmasına
en çok tepki gösterilen “ortaklara şirkete borçlanma yasağı”
büyük tepki gösteriyorlardı. Yeni düzenlemede, internet
getiren maddesi değiştirildi. Değişen önceki şekilde, ortak
sitesi ile ilgili iki önemli değişiklik var. Birincisi; ilan edilecek
şirketten 1 lira daha borç para alsa, 73 bin TL’ye kadar “adli
bilgilerin kapsamı daraltılıyor. Örneğin,
para cezası” vardı. Bu ceza ödenmezse,
yukarıda 4 bent halinde sıralanan bilgi“iki yıla kadar hapse” girecekti. Hapis
cezası da ertelenmeyecekti.
ler (bankalarda paralar vs.) yayınlanmaMaddenin yeni şekline göre; “Pay
yacak. Yayınlanacak bilgileri, Gümrük
YENİ TÜRK TİCARET
sahipleri, sermaye taahhüdünden doğan
ve Ticaret Bakanlığı bir yönetmelikle
KANUNU’NUN EN ÇOK TEPKİ
vadesi gelmiş borçlarını ödemedikçe ve
belirleyecek.
GÖREN İNTERNET SAYFASINDA
şirketin serbest yedek akçelerle birlikte
İkincisi; şirketlerin tamamı değil,
YAYINLANACAK BİLGİLER
karı, geçmiş yıl zararlarını karışılacak
Bakanlar Kurulu’nca belirlenecek olan,
MADDESİ DE DEĞİŞTİRİLDİ.
düzeyde olmadıkça, şirkete borçlanadenetime tabi limited ve anonim şirketmayacaklar”. Buna göre şirkete vadesi
ler internet sitesi açmak ve kanunen
gelmiş “sermaye taahhüdü borcu” buyapılaması gereken ilanları, yayınlamak
zorundalar.
lunmayanlar, şirketin karlılık durumuna
göre şirketten borç para çekebilecekler.
İNTERNET SİTESİNE PARA CEZASI
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda, internet sitesi oluşturmaHAPİS CEZASI BORÇ VERENE
Ortakların, yukarıdaki koşullara uymadan şirkete borçlanyanlara, altı aya kadar hapis, 100 günden 300 güne kadar adli
para cezası uygulanması öngörüldü. Yapılan değişiklikle;
maları halinde, borç verenlere 73 bin liraya kadar “adli para
hapis cezası kaldırılıyor ve sadece 100 günden 300 güne kadar
cezası”, ödemezlerse “İki yıla kadar hapis cezası” uygulana“adli para cezası” uygulanacak. Ancak, adli para cezası ödencak. Yeni Türk Ticaret Kanunu’nu önceki şekilde, borçlananlar
hapse giriyordu. Değişen şekle göre borç verenler hapse
mediği taktirde, 100-300 gün hapis cezasına dönüşecek.
girecek.
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 395/2’inci maddesine göre;
BAĞIMSIZLIK DENETÇİ KİM OLABİLECEK
şirket yönetim kurlu üyesi, eşi ve her birinin üçüncü derece
Yeni TTK’da değişiklik yapan yasa ile bağımsız denetçinin
dahil kan ve sıhri hısımları, yönetim kurulu üyesinin şirketinkimler olacağı yeniden düzenlendi. Verilen önerge ile yapılan
değişiklikle; kanunun yayın tarihi itibariyle YMM ünvanına
den vadeli veya taksitli mal (buzdolabı, TV, otomobil, elbise,
sahip kişiler ile 10 yıllık deneyim sahip Sanayi ve Ticaret
apartman dairesi vs.)alırlarsa;
Bakanlığı denetim elemanları ile 6762 saygılı TTK hüküm-73 bin liraya kadar “adli para cezası” ödeyecek.
-Para cezası ödeyemeyen akraba da iki yıla kadar hapse
lerine göre ticaret şirketleri nezdinde denetim yetkisine
girecekti.
sahip olanlar sınavsız olarak bağımsız denetçi olma hakkı
Bu madde yürürlüğe girmeden değiştirildi. Maddenin
kazandı. Bu kişilerin, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim
yeni şeklinde mal karşılığında borçlanma” yasak olmaktan
Standartları Kurumu’nca öngörülen eğitimi tamamlamaları,
çıkartıldı.
sınavsız bağımsız denetçi olmaları içim yeterli sayıldı. Serbest
Yapılan bir başka değişikliğe göre de; pay sahibi olmayan
Muhasebeci ve Mali Müşavirler (SMMM) ise sınava girmek
yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olmayan yönetim
ve başarılı olmak koşuluyla, bağımsız denetçi olabilecekler.
üyelerinin pay sahibi olmayan üçüncü derece dahil yakınları,
Anonim şirketlerde, yönetim kurulu üyesi sayısı en az üç
şirkete nakit borçlanmayacaklar. Anne, baba, eş, çocuk, dayı
kişi olabiliyordu. Teni TTK yürürlüğe girince, tek kişilik yöneve diğer akrabalar, şirkete gidip “ Şu kadar paraya ihtiyacım
tim kurulu olabilecek. Hapis bombardımanı durduruldu
66
MAKALE
MUZAFFER KOYUNCU / GÜÇBİR BAĞIMSIZ DENETİM AŞ. / SORUMLU ORTAK BAŞ DENETÇİ
Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda
Yönetim Kurulu ve
Yöneticilerin Sorumluluğu
I- GİRİŞ
1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102
sayılı yeni TTK, anonim şirket yönetim kuruluna devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkiler tanımıştır. Bu yönüyle,
yeni TTK, organlar arasında işlevlerin ayrılığı ilkesini kabul
etmiş ve genel kurulun bir üst organ olarak her konuda karar
alabileceğine dair yaklaşımı terk edilmiştir.
Yeni TTK, yönetim kurulunu, hem yapısal hem de işlevsel
yönden kurumsal yönetim kurallarını da gözeterek, yeni hükümlerle düzenlemiş; bunu yaparken profesyonel yönetimi
ve tam şeffaflığı özenle dikkate almıştır.
Ayrıca, özellikle yabancı sermayeli şirketlerde, yönetim
kurulu toplantılarının yapılabilmesini kolaylaştırmak amacıyla, toplantıların online yapılabilmesi imkanı getirilmiştir.
Yeni TTK’nun yenilikçi yönlerinden en belirgin özelliklerinden biri hiç şüphesiz yönetim ve yöneticilerin sorumluluğu
alanında yapılan düzenlemelerdir. Öyle ki; anonim şirketlerde yönetim kurulunun görevi ve sorumlulukları mevcut
TTK’ndakine nazaran daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde
düzenlenmiştir. Anonim şirketlerin yönetim kurulunun görev
ve sorumluluklarına ilişkin hükümleri limited şirketlerin
yönetim organı hakkında da geçerlidir.
II- YENİ TTK’DA YÖNETİM KURULU
1) Yönetim Kurulu Üyelerinin Seçimi ve Nitelikleri
Yeni sistemde, yönetim kurulunun tek bir kişiden oluşmasına imkan sağlandığı gibi, yönetim kurulu düzeyinde profesyonel yönetimi sağlamak amacıyla yönetim kurulu üyelerinin pay sahibi olma zorunluluğu da kaldırılmıştır. Bu yenilik,
özellikle pay devrinin sınırlanabildiği anonim ortaklıklarda,
yönetim kurulunun seçimine ilişkin olarak genel kurulun
karar almasını kolaylaştıran bir olgudur.
Buna karşılık, yönetim kurulunda mutlaka pay sıfatını
taşıyan üyelere yer vermek isteyen şirketler, bu hususu esas
sözleşmeye konulacak bir hükümde sağlayabilir. Keza, bir
anonim ortaklıkta yönetim kurulunun kaç yöneticiden oluşacağı, esas sözleşmeye göre belirlenecektir. Yönetim organının
tek üyeden oluşması, anonim ortaklıklarda, özellikle şirketler
topluluğuna geniş bir hareket alanı yaratacaktır.
68
Diğer yandan, tüzel kişinin de yönetim kurulu üyesi
olabilmesi de çok önemli bir yenilik olarak görülebilir.
Mevcut TTK’da, bir tüzel kişi, kendisini bir temsilci marifetiyle
yönetim kurulunda temsil ettirilebilirken (TTK, Md. 312) ve
bu temsilci bizzat yönetim kurulu üyesi sıfatını taşırken, yeni
sistemde bizzat tüzel kişinin kendisi yönetim kurulu üyesi sıfatını kazanabilecektir. Bu takdirde, yönetim kurulu üyeliğini
ismini tescil ve ilan ettireceği bir temsilci marifetiyle kullanacaktır. Bu tescil ve ilan şirketin internet sitesinden hemen
açıklanacaktır. Tüzel kişi adına sadece, bu tescil edilmiş kişi
toplantılara katılıp oy kullanabilecektir (YTTK, Md. 359/2).
6102 sayılı YTTK ile yönetim kurulunun birden fazla kişiden oluşması halinde üyelerinin en az dörtte birinin yüksek
öğrenim görmüş olması zorunlu kılınmış; tek üyeli yönetim
kurulunda bu zorunluluğun aranmayacağı belirtilmiş idi.
(YTTK, Md. 359/3).
Ancak, 6335 sayılı Kanunla YTTK’da yapılan değişiklikle
yüksek öğrenim görme zorunluluğu kaldırılmış bulunmaktadır.
Öte yandan, üyeliği sona erdiren sebepler (YTTK, Md.
363/2) seçilmeye de engeldir (YTTK, Md. 359/4).
2) Üyeliğin Kazanılması ve Kaybedilmesi
Yönetim kurulu üyeleri en çok üç yıl süreyle görev yapmak
üzere seçilir. Esas sözleşmede aksine hüküm yoksa, aynı kişi
yeniden seçilebilir (YTTK, Md. 362).
Yönetim kurulu, kuruluşta şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla (YTTK, Md. 355), sonrasında ise genel kurul (YTTK, Md.
408) veya istisnaen yönetim kurulu (YTTK, md. 363/1) tarafından seçimle kazanılır.
Yönetim kurulu üyelerinden birinin iflasına karar verilir,
ehliyeti kısıtlanır ya da üyelik için gerekli kanuni şartları
yahut esas sözleşmede öngörülen nitelikleri kaybederse, bu
kişinin üyeliği herhangi bir işleme gerek olmaksızın kendiliğinden sona erer (YTTK, Md. 363/2). Bir diğer sona erme
sebebi, genel kurul tarafından alınan “azil kararı”dır (YTTK,
Md. 408)
3) Yönetim Kurulunun Toplantı ve Karar Yetersayıları
Mevcut Kanun’da toplantı yeter sayısı için öngörülen “yarıdan bir fazla kuralı” terk edilerek, üye tam sayısının çoğun-
MAKALE
luğu (=nisbi çoğunluk) kuralı getirilmiştir. Keza, kararların
da toplantıda hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alınacağı;
bu kuralın yönetim kurulunun on-line yapılması halinde de
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır (YTTK, Md. 390/1).
Buna göre, yeni sistemde, esas sözleşmede daha ağır yeter
sayılar getirilmedikçe, 5 kişilik yönetim kurulunda toplantı
yeter sayısı 3, karar yeter sayısı 2 olacaktır.
Diğer taraftan, kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş
olmalarına bağlıdır (YTTK, Md. 390/5).
Yönetim kurulu üyeleri birbirini temsilen oy veremeyecekleri gibi, toplantılara vekil aracılığıyla da katılamazlar.
4) Yönetim Kurulunun Geçersiz Kararları
Esas sermaye sisteminde yönetim kurulu kararlarının iptali, istisnai bir yöntemdir. Hukuka aykırı kararlara karşı genel
kabul gören hukuki yol, kararların kesin hükümsüzlüğünün
tespiti davası açılmasıdır. Yeni TTK’ya göre yönetim kurulunun hangi kararlarının kesin hükümsüz olacağı, 391’inci
maddede ta’daden sayılmıştır:
• Eşit işlem ilkesine aykırı kararlar,
• Sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen kararlar,
• Pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan ya da
güçleştiren kararlar,
• Diğer organların devredilmez yetkilerine giren ve bu
yetkilerin devrine ilişkin kararlar.
5) Yönetim Kurulunun Temsili
Yönetim kurulu şirketi temsil ve idare eder (YTTK, Md.
365). Yönetim kurulu, şirketin temsiline ilişkin yetkilerini
tamamen devredemez. 6102 sayılı YTTK’da en son yapılan
değişiklik öncesinde en az bir yönetim kurulu üyesinin T.C.
vatandaşı olması ve Türkiye’de ikamet etmesi ve temsil yetkisiyle donatılması gerekmekteydi. (YTTK, Md. 370/2, 359/1).
Ancak, 6335 sayılı Kanun’la YTTK’da yapılan değişiklikle,
temsile yetkili en az bir üyenin yerleşme yerinin Türkiye’de
bulunması ve Türk vatandaşı olması şartı kaldırılmıştır.
Esas sözleşmede aksi öngörülmemiş veya yönetim kurulu
tek kişiden oluşamıyorsa temsil yetkisi “çift imza” ile kullanılmak üzere yönetim kuruluna aittir.
Yönetim kurulu, temsil yetkisini mevcut sistemde olduğu
gibi bir veya birden fazla murahhas üyeye ve onların yanı sıra
yönetim kurulu üyesi olmayan yöneticilere (murahhas müdürler) devredilebileceği gibi, sadece yönetim kurulu üyesi
olmayan yöneticilere de devredilebilir (YTTK, Md. 367).
Mevcut TTK’dan farklı olarak yeni TTK’da yetki aşındırma
(=ultra vires) yasağı kaldırılmıştır. Diğer bir ifadeyle, temsile
yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında
yaptığı işlemler de, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu
dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilmedikçe şirketi bağlar.
Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun
ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir (YTTK, Md.
371/2).
Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas
sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyi niyet
sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir.
Yönetim, devredilmediği takdirde, yönetim kurulunun
tüm üyelerine aittir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken
husus, yönetimin devri ile kastedilen, yönetim kurulunun
görev ve yetkilerinin devri değil, şirketin sevk ve idaresine
ilişkin görevlerinin yani icra (yürütme) fonksiyonunun
devridir. Mesela, şirketin sevk ve idaresinin bir genel müdüre
veya CEO’ya (Chief Executive Officer) devri bunun açık bir
örneğidir. Bu durumda da CEO’nun, emri altında çalışanların
karar ve işlemlerinden yönetim kuruluna ve dolayısıyla pay
sahiplerine karşı sorumlu olacağı tabiidir.
6) Yönetim Kurulunun Vazgeçilmez ve Devredilmez
Görev ve Yetkileri
Yeni TTK’da genel kurul ile yönetim kurulu arasındaki
yetki ayırımı keskin çizgilerle belirlenmiş; kanunda ve esas
sözleşmede açıkça genel kurulun yetkilendirilmediği durumlarda yönetim kurulunun yetkili olduğu esası benimsenmiştir. Bunun dışında Yönetim Kurulunun münhasır yetkileri de
kanunda aşağıdaki gibi ta’dad edilmiştir. (YTTK, Md.375)
• Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bununla ilgili talimatların verilmesi,
• Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi,
• Muhasebe, finans denetimi ve finansal planlama için
gerekli düzenin kurulması,
• Müdürlerin atanmaları ve görevden alınmaları,
• Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve
müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun
ve kurumsal yönetim ilkesinin düzenlenmesi, genel kurul
toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının
yürütülmesi,
• Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması,
III- YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN HAK VE BORÇLARI
1) Yöneticinin Hakları
Yeni TTK, yöneticinin iki temel hakkı üzerinde önemle
durmaktadır. İlk olarak, yöneticinin mali hakları, kanunla
güvence altına alınmıştır. (YTTK, Md.394) Kurumsal yönetim
ilkesi, yöneticilerin kazancının şirketin malvarlığıyla veya
kazancıyla orantılı olarak belirlenmesini gerekli kılar.
Ayrıca YTTK, yöneticilere ödenen ücretlerin ve yapılan
masrafların web sitesinde duyurulmasını zorunlu kılmıştı. (YTTK, Md.1524/1-i) Ne var ki, YTTK henüz yürürlüğe
girmeden 6335 sayılı Kanun’la 1524 üncü maddede yapılan
değişiklikle bu zorunlulukta kaldırılmıştır.
İkinci olarak, yöneticinin bilgi alma hakkı kapsamlı bir
şekilde düzenlenmiştir (YTTK. Md. 392). Yeni TTK, yöneticinin bilgi alma hakkı açısından yönetim kurulu başkanına
ve yönetim kuruluna görevler yüklemiş; bu görevlerin ihlali
halinde yöneticiye mahkemeye başvurarak gereken bilgiyi
edinme hakkını tanımıştır.
2) Yöneticinin Yükümlülükleri
Yeni TTK’da yöneticinin özen ve sadakat yükümlülüğü,
açık bir biçimde düzenlenmektedir. Yeni TTK Md.369 uyarınca, yöneticinin “tedbirli bir yönetici” gibi gibi hareket etmesi
ve ortaklık menfaatini gözetmesi gerekmektedir.
Kanun, mevcut sistemde olduğu gibi yönetim kurulu üyesini rekabet yasağına tabi kılmaktadır (YTTK, Md. 396).
3) Müzakerelere Katılma Yasağı
Mevcut TTK’da olduğu gibi, yöneticinin kendi kişisel
menfaatlerini ilgilendiren kararların alındığı yönetim kurulu
toplantılarına ve bu toplantıda yapılan oylamaya katılması
yasaktır (YTTK, Md.393/1). Bu hükümlere aykırı hareket eden
yönetim kurulu üyesi ve menfaat çatışması nesnel olarak varken ve biliniyorken ilgili üyenin toplantıya katılmasına itiraz
etmeyen üyeler ile söz konusu üyenin toplantıya katılması
yönünde karar alan yönetim kurulu üyeleri, bu sebeple şirketin uğradığı zararı tazminle yükümlüdür (YTTK, Md. 393/2).
4) Yöneticilerin İşlem Yapma ve Borçlanma Yasağı
69
MAKALE
Yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan
şirketle kendisi adına ve hesabına veya başkasını temsilen
işlem yapması yasaklanmakta; bu yasağın ihlali halinde
şirkete işlemin geçersizliğini ileri sürme hakkı tanınmaktadır
(YTTK, Md. 395/1)
YTTK’nın 395/2 madde fıkrasıyla, yönetim kurulu üyesi ile
onun (3. derece dahil) kan ve kayın hısımlarının şirkete ayni
ve nakdi olarak borçlanma yasağı getirilmişti.
Ancak, 6335 sayılı Kanun ile YTTK’da yapılan değişiklikle,
yönetim kurulu üyelerine getirilen bu yasak kaldırılmış; kan
ve kayın hısımlarına getirilen yasak ise, ayni borçlanmayı değil, nakdi borçlanmayı önleyecek şekilde devam ettirilmiştir.
Buna göre, yönetim kurulu üyesinin YTTK’nın 393 üncü
maddesinde sayılan yakınları (kan ve kayın hısımları) şirkete
nakit olarak borçlanamaz. Hatta bu kişiler için şirket kefalet,
garanti ve teminat veremez, sorumluluk yüklenemez, bunların borçlarını devralamaz.
Aksi halde, şirkete borçlanılan tutar için şirket alacaklıları
bu kişileri, şirketin yükümlendirildiği tutarda şirket borçları
için doğrudan takip edebilecektir.
Yönetici yakınlarına getirilen yasağın özelliği, bu tür
borçlanmalar karşısında, adli para cezasının uygulanacak
olması (YTTK, Md. 562) ve bağımsız denetçinin olumsuz görüş
verecek olmasıdır (YTTK, Md. 403/5). Limited ortaklıklarda ise
bu tür yönetici müdürlere bir yasaklama getirilmemiş, sadece
ortaklara borçlanma yasağı getirilmiş idi (YTTK, Md. 644).
Ancak, YTTK yürürlüğe girmeden önce 6335 sayılı Kanun’la
yapılan değişiklikle, A.Ş.’lerde yönetim kururlu üyelerinin
kan ve kayın hısımları için 395/2 madde hükmüyle getirilen
yasak Limited şirket müdürlerinin – kendileri için değil ama –
kan ve kayın hısımları için de (nakdi borçlanma konusunda)
yasak getirilmiştir.
5) Yönetim Kurulunun Borca Batıklık Halinde Görevleri
Yeni TTK’nın 376 ncı maddesi, mali durumun bozulması
ve borca batıklık hallerini, mevcut TTK’nın 324 üncü madde
hükmüne paralel olarak düzenlenmiştir. Buna göre;
- Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler
toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır
ve genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemler sunar.
- Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini
uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem
işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış
fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan
aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya
yetmediğinin anlaşılması halinde, yönetim kurulu, bu
durumu şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret
Mahkemesi’ne bildirir ve şirketin iflasını ister. Fakat iflas
kararının verilmesinden önce şirketin alacağını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki
şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer
tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını
yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin
yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilir
kişilerce doğrulanmış olması halinde mahkemeye başvurma zorunluluğu yoktur. Aksi halde mahkemeye bilir kişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul
olunur. (6102 sayılı kanunda en son yapılan değişiklikle)
Yeni TTK’nun 376 ncı madde hükmünün mevcut TTK’nun
324 üncü madde hükmünden farkı, mali durumun bozulmasında ve borca batıklıkta sermaye yerine sermaye ve kanuni
70
yedek akçe toplamının esas alınmasıdır.
IV- YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN SORUMLULUĞU
Yeni TTK’da, mevcut TTK’nın madde 336 vd. hükümlerindeki temel anlayış korunmakla birlikte, oldukça dikkate
değer bir yeniliğe yer verilmiştir.
Yeni TTK’nın 553/3 üncü madde hükmü uyarınca, hiç kimse kontrolü dışında meydana gelen zararlarından sorumlu
tutulmayacağı için hakime meydana gelen zararda kimin
kusurlu olduğunu tespit görevi yüklenmiştir.
Böylelikle yönetim kurulu, olduğu gibi istisnasız ve mutlak olarak zincirleme sorumluluk altında olmayacak; yetki
devirleri (YTTK, Md. 367) ve somut olayın özellikleri dikkate
alınarak hakim gerçek sorumluları ve bunların kusur oranlarını (farklılaştırılmış müteselsil sorumluluk) tayin edecektir
(YTTK, Md. 557).
Bunun dışında, yöneticilerin kusursuzluklarını kanıtlama
yükümlülüğü (YTTK, Md. 553/1) hususunda bir değişiklik
yoktur. İbra ise, hükümleri itibariyle düzenlenmiş (YTTK, Md.
558/2, 559); ibra kararının genel kurul kararıyla kaldırılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda, hukuka
aykırılık, kusur, zarar ve nedensellik bağı unsurları söz konusudur.
Yeni TTK, bazı özel sorumluluk halleri ile genel sorumluluk
arasında ayrım yapmaktadır. Buna göre;
• Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması (YTTK,
Md. 549),
• Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi (YTTK, Md. 550),
• Değer biçilmesinde yolsuzluk (YTTK, Md. 551),
• Halktan para toplama (YTTK, Md. 552), özel sorumluluk
sebepleridir.
Bunun dışında, yöneticinin kanuna veya esas sözleşmeye aykırı hareket etmek suretiyle şirkete verdiği zararlar,
yukarıda belirtilen genel sorumluluk kurallarına göre çözüme
kavuşturulacaktır.
Sorumluluk davasının, zararın ve sorumluluğun öğrenilmesinden, itibaren 2 yıl, herhalde zararın doğmasından
itibaren 5 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı açıkça düzenlenmiştir (YTTK, Md. 560).
Alacaklılar ancak doğrudan uğradıkları zararları dava
edilebilirler. Şirketin uğradığı zararı, şirket veya ortaklar dava
edebilir. Alacaklılar dolaylı sorumluluk davasını ancak iflas
halinde açabilir (YTTK, Md. 555 – 556).
V- SONUÇ
Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre, anonim şirket yönetim
kurulu, kanun ve esas sözleşme uyarınca genel kurulun
yetkisi dışında bırakılmış bulunanlar dışında, şirketin işletme
konusunun gerçekleştirilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve
işlemler hakkında karar almaya yetkilidir. Aynı zamanda,
YTTK’nun 375’inci maddesinde, yönetim kurulunun devredemeyeceği ve vazgeçemeyeceği görev ve yetkileri de sayılmıştır.
Yeni TTK’nun getirdiği bu yeni düzenleme ile organlar
arasında işlev ayrımı net bir şekilde ortaya konulmuş, genel
kurulun en üst organ olarak her konuda karar alabileceğine
dair yerleşik teori reddedilmiştir. Dolayısıyla, yönetim kurulu,
bu görev ve yetkilerini esas sözleşmeyle veya bir kararla
genel kurula veya kurulacak kurullara veya komitelere
devredemez.
MAKALE
MAHMUT İNAN / ÇEVRE VE İŞGÜVENLİĞİ UZMANI
Yeni İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasası
B
ilindiği gibi işverenleri yakından ilgilendiren yeni bir
kanun daha 30 Haziran’da Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Yasası.
Bu yasa İş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmayan işverenlere çok büyük sorumluluklar getirmektedir.
Aslında yeni kanunda yer alan hususların büyük çoğunluğu 4857 sayılı İş Kanunu’nda da vardı. İş Kanunundan ayrı,
bağımsız bir İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası; gerek Uluslararası
Çalışma Örgütü (ILO)’nün uzun süredir ülkemizde de böyle
bir yasal düzenlemenin yapılmasını istemesi, gerek Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hassasiyeti ve gerekse
ülkemizdeki birçok NGO’nun (Non-Goverment Organization)
yani STK’ların baskısı
ve daha da önemlisi son
yıllarda toplum vicdanını kanatan birçok elim iş
kazalarının ardı ardına
meydana gelmesi son
yasanın çıkmasını sağlamış oldu. Çalışma hayatımıza hayırlı
olsun.
YASANIN EN ÖNEMLİ YANI
Uzun yıllar bürokrat olarak görev yaptığım için klasik bürokratlar gibi kanun maddeleriyle başınızı ağrıtacak değilim.
Zaten bu maddeler, sosyal paylaşım sitelerinde, görsel ve
yazılı basınımızda yeterince yer aldı ve siz Perspektif okuyucusu işadamlarımız işyerlerinizde bu yasa hükümleriyle her
gün bir şekilde karşılaşıyorsunuz.
Bu yasanın en önemli yanı eski yasada olduğu gibi
sadece 50 ve üzerinde işçi çalıştıran ve SANAYİDEN SAYILAN işyerlerini değil, çalışan sayısına bakmaksızın TÜM
İŞYERLER’ni kapsamına almasıdır. Yani HİZMET SEKTÖRÜ
de yasa kapsamındadır artık. Çalışan sayısı fark etmeksizin
kısaca tüm işyerlerinin İş Yeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı
görevlendirmesi yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca
kamu sektörü de yasaya dahil edilmiştir.(Çalışan istihdam
etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretenler
ve ev hizmetleri hariç.)
KAPSAMA ALINAN YENİ İŞ KOLLARI
Sanayiden sayılmayan ve hizmet sektöründe yer alan işletmelere kabaca bakacak olursak;
muhasebe ofisleri, seyahat acentaları, marketler, araç servis istasyonları, akaryakıt istasyonları, radyo-televizyon kuruluşları, işhanları,
siteler, gazete- kitap dağıtımı yapan firmalar,
balık çiftlikleri, oteller, lokantalar, gazinolar,
hastaneler, muayenehaneler, depolama tesisleri, lojistik firmaları vs. gibi aklınıza gelebilecek
tüm işyerleri yasa kapsamına alınmıştır. Ancak
hizmet sektöründe faaliyet gösteren bazı iş
kolları bu yasa kapsamına girmenin anlamsızlığından bahsetmektedirler.
Bana kalırsa yasa işçi çalıştıran tüm işyerlerini kapsamına almakla çağdaş bir yaklaşım
ortaya koymuştur.
Şöyle ki: Bir muhasebe ofisinde çalışanları
ele alalım. Bu meslek grubunda çalışan insanların karşılaşabileceği risklere bir göz atalım. Bu
72
MAKALE
işyerleri genelde bir iş merkezinde yer almakta ve asansör
bulunmakta. Asansörün 3 ayda bir yıllık bakım onarımının
yapılması şart. Bu iş merkezinde yangın merdiveni, yangın
alarm sistemleri, acil çıkış yollarının işaretlenmesi, kapıların
dışarıya açılması, acil durum planı, yangın dolabı vs. gibi iş
güvenliği açısından sağlanması gereken şartlar var ve bunların tümü o iş hanındaki insanların ve işyerlerinin can ve mal
güvenliği açısından çok gerekli unsurlar.
Bunun yanı sıra bu muhasebe ofisinde çalışan insanlar
için sağlanması gereken termal konfor şartları (sıcaklık, nem,
havalandırma, ısıtma, soğutma vs.) iş verimliliği ve çalışanların sağlığı için hayati
öneme sahiptir. Yine
bu ofislerde elektrik
tesisatı, doğalgaz
hatları zaman zaman
yangınlara neden
olabilmekte, bu tesisatların belirli aralıklarla
yetkili teknik elemanlarca periyodik
bakımları az mı öneme
sahip? Bu ofislerin
kaçında zorunlu olan
yangın söndürme
tüpleri var veya bu
tüplerin kaçının 6 ayda
bir periyodik bakımları
yapılıyor? Kaçında
gaz kaçağı sensörleri
bulunmaktadır?
Daha da önemlisi
bu muhasebe ofisinin
sahibi ve çalışanları
sürekli bilgisayar
başında çalışmakta, bilgisayarların
elektrik kabloları gelişi
güzel, döşeme altına
alınmadan geçmekte,
ayaklara temas ederek
elektrik çarpma risklerini ortaya çıkarmaktadır. Bu büro elemanları
yanlış oturma biçimi,
yanlış büro mefruşatı,
yanlış aydınlatma
seçimi vs. nedeniyle
boyun ağrısı, sırt-omuz ağrısı, baş ağrısı, stres, gözlerde
sulanma, gözlerde kaşıntı, el ve bileklerde ağrı (Karpal Tünel
Sendromu), aşırı sinirlilik, görme güçlüğü ile karşı karşıya
kalmaktadırlar.
Bu çalışanların çalışma masaları ve koltuklarının ergonomik esaslara göre dizaynı, oturma biçimleri, ekranlı araçla
aralarında bulunması gereken mesafeler, göz rahatsızlıklarını önlemek için alınması gereken önlemler, ara dinlenmelerinde egzersizlerin önemi, büronun düzeni, hijyenik yeterliliği vb. başlı başına iş sağlığı ve iş güvenliği uzmanlık alanı
içerisine giren, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenme-
si için mutlaka eğitim verilmesi ve buna göre uygulamaların
yapılması lüzumlu olan konulardır.
Aynı açıdan diğer hizmet sektörlerine de baktığımızda bu
yasayla insanımıza, hiç de yabana atılamayacak sağlık ve
güvenlik faydalarının sağlanmış olduğu anlaşılacaktır.
İŞ YERLERİNİN YÜZDE 98’İ DIŞARIDAYDI
Görüldüğü gibi yukarıda basit bir örneğini verdiğim
hizmet sektöründe, birçoğumuzun dikkatinden kaçan veya
önemsenmeyen iş sağlığı ve güvenliği ne kadar önemli hususlar içermektedir. Dolayısıyla bu perspektiften baktığımızda bu yasanın hizmet
sektörü de dahil
çalışma hayatını yasa
kapsamına alması
çağdaş ve insana değer
veren, onun ruh ve beden sağlığını düşünen
unsurlar içermektedir.
Yeni İş Sağlığı ve
Güvenliği çıkmadan
önceki mevzuatımıza
göre 50 ve daha fazla
işçi çalıştıran iş yerleri;
iş yeri hekimi ve iş
güvenliği uzmanı çalıştırmak ya da hizmet
almak zorundaydı.
Bu da 1 milyon 436
bin iş yerinin sadece
yüzde 2’sine tekabül
etmektedir.
Yani mevzuatımıza
göre, iş yerlerimizin
yüzde 98’i, iş yeri
hekimi ve iş güvenliği
uzmanı bulundurma
yükümlülüğünün
dışındaydı.
Oysa ki, bu iş
yerlerinde; 11 milyon
işçimizin yaklaşık 7
milyonu, yani yüzde
62’si istihdam edilmektedir. Bütün bunlar
yeni çıkan yasanın
önemini ortaya koymaktadır.
Önemle üzerinde durulması gereken diğer bir konu da
KOBİ’lerdir. Türkiye’deki işyerlerinin yüzde 99.7’si 1-249 kişi
istihdam eden KOBİ’lerden oluşmakta olup, çalışanların
yüzde 83,8’i bu işyerlerinde istihdam edilmektedir. İstatistiklere göre iş kazalarının yüzde 83’ü KOBİ’lerde meydana
gelmektedir.
Tüm çalışma alanlarında iş güvenliği kültürünün bir
yaşam tarzı haline gelerek uygulanması, can ve mal güvenliğimizin teminatı açısından çok önemlidir.
Yasanın diğer yönlerini de başka bir yazıda ele almak
dileğiyle hepinize saygılar sunarım.
73
RÖPORTAJ
MUSTAFA DÜNDAR
DOSAB
Osmangazi’ye ve Bursa’ya
Hayat Veriyor
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, belediye yatırımları ve
Demirtaş’la ilgili projelerini anlattı. Dündar, “2012 yılı bütçemiz 238 milyon lira.
Bu bütçenin yüzde 75’ini yatırıma yönlendirdik” dedi.
- Bursa’da Osmangazi Belediye sınırları içinde kalan tek OSB olan DOSAB’ın
önemi ve bölgeye katkısı sizce nedir?
- Her dönem medeniyetlerin çekim
noktası olan ve bereketli toprakları ile
sanayi ve ticaretin merkezi olmayı başaran Bursa, günümüzde de ülke üretim ve
ticaretinin ana merkezlerinin başında yer
alıyor. Bursa’nın merkezi durumundaki
Osmangazi, tarımdan turizme, sanayiden ticarete kadar kentin kalbidir. Bu
kapsamda Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi’nde faaliyet gösteren 400 üzerindeki sanayi tesisi gerek üretim gerekse
ihracatı ile Bursa’ya ve Türkiye’ye güç
katıyor. Türkiye’nin ilk otomobil fabrikası
olan TOFAŞ bu bölgemizde üretimini
gerçekleştiriyor. Yüzlerce tekstil fabrikası
burada hem istihdam ve üretim hem
de ihracatla Bursa’nın ekonomisine can
veriyor. Tıpkı diğer sanayi bölgeleri gibi
DOSAB’da üreten ve satan Türkiye’nin
aynası konumunda. Bursa’da binlerce
aile bu bölgedeki fabrikalarda çalışarak
kazandığı parayla yaşamını sürdürüyor.
Bir anlamda ticaretin yoğunlaştığı çarşı
bölgesiyle birlikte DOSAB, Osmangazi’ye
ve Bursa’ya hayat veriyor.
- Osmangazi Belediyesi’nin Demirtaş
ve çevresine yaptığı yatırımlar ve gelecek planları nelerdir?
- Osmangazi Belediyesi olarak modern,
yaşanabilir, sağlıklı bir Osmangazi’yi
oluşturmak ve bunu geleceğe taşımak
için elimizden gelen gayreti içindeyiz.
Bu hedef çerçevesinde özellikle kentsel
dönüşüm çalışmalarına büyük önem
veriyoruz. Mahallerimizin meydan,
park ve benzeri donatı ihtiyaçlarını
önemli kamulaştırma bedelleri ödeyerek
sağlıyoruz. Yeni Osmangazi’nin vücut
74
RÖPORTAJ
bulduğu merkezlerden biri de Demirtaş
bölgemiz. Demirtaş kaçak yapılaşmanın olmadığı, sağlıklı bir yapılaşmanın
devam ettiği örnek bir mahallemiz. Burada yıllardır sağlanamayan hizmetleri
göreve geldiğimiz 2009 yılından itibaren hızla vatandaşımızla buluşturduk.
Vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda önemli yatırımları bu bölgemize
aktarmaya başladık. Osmangazi’nin
5’inci yüzme havuzunu Demirtaş’ta
yapıyoruz.
Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent
Arınç’ın katılımıyla temelini attığımız
Demirtaş Kapalı Yüzme Havuzu 7’den
70’e tüm Demirtaş ve bölgesindeki
vatandaşlarımıza hizmet verecek. Yine
Demirtaş Meydanı’nda bir dönüşüm
projesi başlattık. Meydanı yeniden
düzenliyoruz. Mevcut camiyi yıkarak yerini değiştirip modern çizgide
bir cami inşa edeceğiz. Yine altında
otoparkı üstünde sosyal donatı alanları
ve hizmet birimlerinin yer aldığı yeni
bir hizmet binasını aynı meydanda
Demirtaş’a kazandırıyoruz. Bölgede
kamulaştırmayla elde edilen binalarla belediyeye ait binaların yıkımına
başladık. Projeleri tamamlanan meydanı en kısa zamanda inşa edeceğiz.
Meydanın tamamlanması ile Demirtaş
var olan cazibesini daha da artıracak.
Demirtaş’ta projelendirdiğimiz diğer
bir yatırım ise Atıcılık ve Trap Tesisleri.
Proje çalışmaları devam eden tesisleri,
kısa sürede tamamlayarak vatandaşlarımızın kullanımına sunacağız. Yukarıda bir kısmını saydığımız yatırımlarla
Demirtaş’ın çehresini değitirirken,
modern bir şehircilik uygulamasını
da burada kamuoyunun gündemine
taşıyoruz.
- DOSAB içindeki Çekirge Devlet
Hastanesi Polikliniği’ne Demirtaş’ta
yer tahsisi konusunda gelinen durum
nedir? Bundan sonraki takviminiz
nasıl işleyecek?
- Bu konuyla ilgili Bursa Valiliği
koordinasyonunda çalışmalar devam
ediyor. Temmuz ayının ilk haftası Vali
Yardımcısı başkanlığında yapılan
toplantıya katılan başkan yardımcımız
aracılığı ile kamulaştırma ve plan değişikliği noktasında üzerimize düşeni
yaşacağımızı aktardık. Bu çerçevede
önümüzdeki süreçte çalışmanın olumlu yönde sonuçlanmasını bekliyoruz.
- DOSAB-Osmangazi Belediyesi
işbirliği ile bugüne kadar yapılan çalışmalar ve bundan sonrası için varsa
Osmangazi Belediyesi, DOSAB’daki BUTGEM ile işbirliğine giderek mesleki ve teknik eğitim kursları düzenliyor.
planlarınız nelerdir? Sanayicilerden
sizin beklentileriniz nelerdir?
- Osmangazi Belediyesi olarak ilçemize ve halkımıza hizmet noktasında
toplumun her kesimiyle işbirliklerini
artırarak sürdürüyoruz. DOSAB’da ilçemiz sınırları içerisinde olan ve kente
büyük katkı sağlayan bir bölgemiz.
Bu çerçevede sanayici ve işadamlarımızla ilişkilerimizi her zaman sıcak
tutuyoruz. DOSAB ile de zaman zaman
işbirliğine gidiyoruz. Osmangazi
Belediyesi-BUTGEM işbirliği ile başlattığımız mesleki eğitim kurslarıyla yüzlerce kişinin iş kurmasına ve meslek
edinmesine yardımcı olduk. Yine sokak
hayvanlarına yönelik ortak yürüttüğümüz projelerimiz var. Önümüzdeki
dönemde de işbirliğimizi arttırarak
sürdürmeyi hedefliyoruz.
DOSAB İLÇEMİZ SINIRLARI
İÇERİSİNDE OLAN VE KENTE
BÜYÜK KATKI SAĞLAYAN
BİR BÖLGE. BİZ SANAYİCİ VE
İŞADAMLARIMIZLA İLİŞKİLERİMİZİ
HER ZAMAN SICAK TUTUYORUZ.
- 37 bin dolayında istihdamın
olduğu DOSAB’a ulaşım konusunda
değerlendirmeniz ve bu konudaki çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?
- Biz Osmangazi Belediyesi olarak
halkımızla iç içe halkımızın içinde
hizmet üretiyoruz. Vatandaşlarımızda
her türlü sorununu belediyeye gelerek
çözmek istiyor. Mahalleleri geziyoruz
mesela her hafta iki gün mahallelerimizde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Vatandaşlarımızın bize ilettiği
sorunların büyük bir çoğunluğu bizim
dışımızdaki kurumların hizmet alanında ancak vatandaş bize geliyor ve
çözmemiz istiyor. Mümkün olduğunca
vatandaşlarımıza yardımcı oluyoruz. O
kurumla bağlantıya geçerek soruna çözüm bulunmasının takipçisi oluyoruz.
Toplu ulaşımda biliyorsunuz Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanan bir
hizmet. Bize gelen talepleri Büyükşehir
Belediyesi ile görüşerek halkın ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında iletişim
kuruyoruz. DOSAB ve Demirtaş’ın bu
ihtiyacını da Büyükşehir Belediyesi’ne
iletiyoruz ve takipçisiyiz.
- Osmangazi Belediyesi’nin 2012
yılı bütçe büyüklüğü nedir? Yatırım
bütçesi ne kadardır ve yatırımların en
çok yapı hangi alanlar alıyor?
- Osmangazi Belediye Meclisi 2012
yılı bütçesini 238 milyon TL olarak
kabul etti. Bu bütçenin yüzde 75’ini
yatırıma yönlendirmiş durumdayız.
Devam eden yatırımlarımıza her geçen
gün yenileri ekleniyor. Biz de tüm
imkânlarımızı halkımızın ihtiyaçları
doğrultusunda yatırımlar için kullanıyoruz. Yatırımlarımız özellikle
Bursa’nın en büyük sorunu olarak gösterilen ulaşımı rahatlatacak otopark
projeleri, cadde ve çıkmaz sokakların
açılması, mahalleleri rahatlatacak park
ve dinlence alanları ile meydanların
açılması, kentsel dönüşüm, çevre, tarihi kültürel mirasın korunması, eğitim,
spor alanlarının kentimize kazandırılması noktasında yoğunlaşıyor.
75
HABER
Bursa Büyükşehir Belediyesi 3 Yılda
700 milyon Lira Ek Kaynak Üretti
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, proje üretmenin yanında son 3 yılda
yaklaşık 700 milyon TL’lik ek kaynağın yatırıma dönüştüğünü söyledi.
B
700 milyon TL’lik ek kaynak sağladık.
Bu kaynak Bursa’da yatırıma dönüştü”
diye konuştu.
Başkan Altepe, raylı sistem yatırımlarında Heykel-Garaj tramvay hattının
da tamamlanmasıyla bu dönem 26
kilometrelik raylı sistemi Bursa’ya
kazandırmış olacaklarını da hatırlattı.
Bugüne kadar 320 kilometrelik yeni
yol açma ve genişletme çalışması yaptıklarını kaydeden Başkan Altepe, spor
tesisi proje sayısının 99’a ulaştığını, 3
yılda yol, spor tesisi ve park yapılması
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe,
için kamulaştırılan bina sayısının
2 MİLYAR TL YATIRIM
BUSİAD iftarında işadamlarıyla bir araya geldi.
700’ü aştığını ve 155 milyon TL ile 15
Yerel yönetimler için 5 yıllık sürenin
yıllık kamulaştırmanın 3 yılda hayata geçirildiğini de sözlekısa olduğunu, büyük bir projenin hazırlanması, kaynak
rine ekledi.
bulunması ve ön hazırlıklarının yapılmasının 3 yılı bulacağını dile getiren Altepe, “Proje sayımız 1100’ü, tamamlayıp hizmete açtığımız projelerimiz de 550’yi aştı. Görevdeki beşinci
yılımızı tamamladığımızda bu projelerin tamamı halkımızın
kullanımına açılmış olacak. Şu ana kadar yaptığımız yatırım
2 milyar TL’yi aştı. Bu da Bursa’nın geçmiş 10 yıllık yatırımına tekabül ediyor. Tüm bunların yanında devam eden işler
ve krediler dışında resmi bir borcumuz da bulunmuyor” dedi.
ursa Sanayici ve İşadamları
Derneği’nin Geleneksel Çekirge İftar
Toplantısına katılan
Altepe, son 1 yıl içinde hayata geçirdikleri çalışmalar hakkında işadamlarına bilgi
verdi. Ulaşımdan çevreye, spordan tarihi ve
kültürel mirasa kadar her alanda yoğun bir
çalışma sergilediklerini dile getiren Altepe,
proje üretimi korusunda sorun yaşamadıklarını, göreve geldikleri ilk gün başlattıkları
projelerin önemli bir kısmının hizmete
açıldığına dikkat çekti.
TÜBİTAK’TAN
BİLİM MERKEZİNE
40 MİLYON LİRA
SANAYİ BİRİKİMİNİ KULLANIYORUZ
Bursa’nın sanayi birikimini en iyi şekilde kullandıklarını
vurgulayan Recep Altepe, “İşadamlarımız huzurevi yapıyor,
aşevi, sağlık ocağı, Bilim ve Teknoloji Merkezi gibi yatırımlarımıza sponsor oluyor. Yine stadyum meydanımızı Ticaret ve
Sanayi Odamız yapıyor. Teleferik projemiz yap-işlet-devret
istemiyle Büyükşehir’in kasasından para çıkmadan hayata
geçiriliyor. Katı atık depolama sahasından metan gazından
elektrik üretimini yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirdik.
Hem 45 bin konuta elektrik üretiliyor hem de belediyemiz
cirodan önemli bir pay alıyor. Arsa satışları, sponsor destekleri, yap-işlet-devret metodu gibi yöntemlerle bugüne kadar
B
ursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kuruluş çalışmaları süren Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin (BBTM) ana
binasının yılsonuna kadar tamamlanmasına ve 40 milyon TL’lik
maddi kaynağın TÜBİTAK üzerinden BBTM’ye aktarılmasına ilişkin
ön protokol, Ankara’da imzalandı. Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanı Recep Altepe ve TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Yücel Altınbaşak arasında imzalanan protokole göre; Büyükşehir Belediyesi,
kuruluş çalışmaları halen devam eden BBTM için bu yılın sonuna
kadar ana bina yapacak. Yalova Yolu TÜYAP karşısında hazırlanan
12 dönüm araziye yapılması planlanan binanın tamamlanmasının
ardından; Bilim, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından Bursa için
ayrılan 40 milyon TL’lik kaynak, TÜBİTAK kanalıyla Büyükşehir
Belediyesi üzerinden BBTM’ye aktarılacak. Aktarılan finansman,
BBTM’nin içerik yapısında kullanılacak.
STADYUM KABA İNŞAATINDA SONA DOĞRU
B
ursa’nın en önemli anıtsal yapılarından biri olacak yeni stadyumda
devam eden çalışmaları yakından takip
eden Büyükşehir Belediye Başkanı
Recep Altepe, kaba inşaat gerçekleşme oranının yüzde 84’lere ulaştığını,
kısa zamanda stadyumun heybetli
görüntüsünün ortaya çıkacağını söyledi.
Kaba inşaatın ardından ince işçilik ve
çatı imalatının başlayacağını dile getiren
76
Başkan Altepe, ince işçilik, elektrik ve
mekanik çalışmalarını kapsayan 2. etap
ihalesiyle ilgili yargı kararlarının inşaatın
durmasına neden olmadığını kaydetti.
Çatısı Bursaspor’un simgesi ‘timsah’
görümünde olacak stadyum alanında
180 bin metrekare inşaat alanı bulunuyor. Yeni statta, 84 kapı, 72 loca, 409
tuvalet, 250’si otobüs olmak üzere yaklaşık 2 bin araçlık otoparkı bulunuyor.
İNCELEME
Meyve Cenneti Türkiye
Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış Anadolu toprakları, doğal güzelliklerinin
yanı sıra meyve çeşitliliğiyle de adından söz ettiriyor. Hemen hemen her yöre bir meyvesiyle
öne çıkarken, bazıları bu ürünleri ihraç ederek, dış piyasada da söz sahibi oluyor.
B
irbirinden farklı coğrafi özellikleri ve iklim çeşitliliğiyle verimli
Anadolu toprakları, aynı anda
birden fazla meyve türünün yetişmesine olanak sağlar. Ülke topraklarında
sofralar aynı anda birçok meyveyi ağırlarken, ülkenin meyve varlığı, günlük
konuşma diline kadar yansır.
Türk insanı, “Bir elmanın iki yarısı”
dendiğinde, çiftin birbiriyle ne kadar
uyumlu olduğunu anlar. “Karpuz kabuğu denize düşmeden” denize girilmez,
sorunun ne kadar küçük olduğunu
anlatmak için, “İncir çekirdeğini doldurmaz” der.
Çocuklar oyun oynarlar, “Elma
dersem çık, armut dersem çıkma”...
“Şair” aşkını anlatırken sevdiğine
seslenir, “Karadutum, çatalkaram”...
Ve masallar hep “Gökten düşen üç
elmayla” biter.
YAZIN ANADOLU’DA HASAT HEYECANI
Yaz aylarıyla birlikte Anadolu’nun
78
RAKAMLARLA
TÜRKİYE’DE MEYVECİLİK
2 Milyar Dolar
Türkiye’nin 2011’de yaş sebze
meyve ihracat geliri.
1,1 Milyar Dolar
Türkiye’nin 2012 ilk 6 ayında
yaş sebze meyve ihracatı.
800 Milyon Dolar
İlk 6 ayda fındık ve mamulleri ihracatı.
32 Bin Ton
2012 yılı ilk 6 ayında en fazla ihracatı
yapılan kiraz ve vişne miktarı.
Gelir 93 milyon dolar.
153,7 Milyon Dolar
2012 yılı ilk 6 ayında en fazla ihracatı
yapılan portakaldan elde edilen gelir.
verimli topraklarında hasat heyecanı
başladı. Ülkenin dört bir köşesinde
dallarından toplanan taze meyveler
gerek yurt içi, gerekse yurt dışına
pazarlanıyor.
Verimli toprakları ve ılıman iklime
sahip olması sayesinde Antalya’nın
Gazipaşa ilçesi çok sayıda meyvenin
yetiştiği bir yerleşim birimi... Küçük ve
kokulu muzuyla tanınan Gazipaşa’da,
tropikal ülkelerde yetişen avokado, papaya, pepino ve Şili kirazını da bulmak
mümkün.
Son yıllarda çilek üretimine de
başlanan Gazipaşa’da, kiraza yönelen
üreticinin yüzü ise 600 rakımlı köylerde Mayıs ayı başında, 1600 rakımlı
yaylalarda ise Ağustos sonuna kadar
devam eden hasatla gülüyor. Alternatif ürün arayışları süren ilçede bodur
elmacılık da hızla gelişiyor.
ULUBORLU’DA İHRACAT SEVİNCİ
Bir dönem Mordiaum (Ayvalar
İNCELEME
Ülkesi) olarak anılan Isparta’nın Uluborlu ilçesi, artık kirazıyla tanınıyor. Uluborlu’da yetiştirilen ürünler Avrupa ve
Rusya’ya ihraç ediyor. Haziran ayının ortalarından Temmuz
ayının ortalarına kadar toplanan kirazlar, ilçede oluşturulan
kiraz borsasında fiyatlandırılarak, İngiltere, Almanya ve
Rusya’ya gönderiliyor. İlçede 22 bin dönümlük toprağın 13-14
bin dönümlük bölümünde kiraz üretiliyor.
ADANA’DA KARPUZ KEYFİ
Türkiye karpuz üretiminin önemli bir bölümünü karşılamasının yanı sıra erkenci turfanda karpuzun yetiştiği
Adana’da, hasadı devam eden ürünler sıcak yaz günlerini serinletiyor. Önceki yıllarda “kabak aşısı” nedeniyle pazarlama
sorunları yaşanan karpuzda, bu yöntemin terk edilmesi, hem
üreticiyi, hem de tüketiciyi sevindiriyor. Adana’da yaklaşık
150 bin dekar alanda üretim yapılıyor.
HATAY’DA KAVUN VE KİRAZ
Akdeniz Bölgesinin en uç noktasında yer alan Hatay’da iklim özellikleri ve verimli toprakları sayesinde birçok ürünün
yetiştiriciliği yapılıyor. Sanayi ürünlerinin yanı sıra portakal,
kayısı, mandalina, üzüm, erik, kavun gibi meyve çeşitleri de
Hatay’da yoğun olarak yetiştirilen ürünler arasında bulunuyor. Bölgede 178 bin 698 dekarlık yetiştirme alanı ve 13
milyon 594 bin 390 ağaç sayısıyla portakal, limon, mandalina, turunç gibi narenciye ürünleri ilk sırada yer alıyor.
ANAMUR’DA MUZ,
MUT’TA KAYISI
Mersin, tarımsal
üretimiyle de meyve
tabaklarını süslemeyi
başaran nadir illerden.
321 kilometrelik kesintisiz sahil bandı ve tarihi
dokusuyla her geçen
gün gündemde daha fazla yer almaya başlayan
Mersin’e 223 kilometre uzaklıktaki Anamur ilçesi de, üretim
merkezlerinden sadece biri.
Toros Dağları’ndaki Mut ilçesinde yetiştirilen ve iri,
dolgun kayısı ise, meyve tabaklarının erkenci misafiri.
Türkiye’nin sofralık kayısı ihracatının yüzde 90’ını karşılayan Mut’ta kilogramı 2-3 TL’den kayısı bulunabilir. 53 bin
520 dekarlık alanda yetiştirilen kayısının rekoltesi ise yıllık
ortalama 40 bin ton.
EGE’DE BOLLUK
İklim açısından Türkiye’nin “şanslı” bölgelerinin başında gelen, verimli topraklara sahip Ege Bölgesi’nde geniş
yelpazede, hemen her çeşit meyve yetişiyor. İçlerinde en çok
öne çıkanlar ise dünyaca ünlü sultaniye üzümü, Kırkağaç
kavunu, zeytin, incir, kiraz, karadut, şeftali, satsuma mandalina, erik, çilek, fıstık ve her ne kadar reklamı iyi yapılamasa
da kestane.
Birçok hastalığa neden olan ve hücrelere zarar veren
radikallere karşı savaşan antioksidanlar en çok meyvelerde
bulunuyor. Meyveler, A, C ve E vitaminleri başta olmak üzere
çok sayıda vitaminin yanı sıra provitamin-A ve selenyum
gibi antioksidanlar da içeriyor.
ÜZÜMÜN ÖNEMİ
İşte Ege’nin uçsuz
bucaksız bahçelerinden
sofralarımıza uzanan
meyvelerin belli başlıları:
Üzüm, antik çağlarda
Hitit ve Frigya tanrıçası
Kybele’nin göğüsleriyle
özdeşleşerek, Anadolu topraklarında bereketi simgelemiş.
Önemli ihraç kalemlerinden birini oluşturan üzüm, “Ege Sultani Üzümü” adıyla coğrafi işaret almış nadir meyvelerden.
Dünya bağcılığında önemli bir yeri olan Türkiye, sultani kuru
üzüm üretiminde dünyada ikinci sırada yer alıyor ve dünya
piyasalarında da çekirdeksiz kuru üzüm ticaretiyle tanınıyor.
Ege Bölgesinde üzüm, kurutmalık, sofralık ve şaraplık olarak
üretiliyor.
AFRODİZYAK
MEYVE: İNCİR
“Tanrıların kutsadığı mucize meyve”
olarak tanıtılan incir,
Türkiye’de en çok Aydın
ve çevresinde yetişiyor.
Ege Bölgesi’nin simgesi haline gelen incir,
1 kilogramında 2 bin 900 kalori içeriyor. Yüksek kalorisi
sayesinde E ve B vitamini üreterek kana çok hızlı geçen,
bunun sonucunda da vücut ısısını kısa sürede yükselten
incir, “afrodizyak” özelliğiyle de biliniyor. Ege Bölgesinin en
meşhur inciri için İzmir-Aydın arasında rekabet yaşansa da,
Tire, Akyurt, Başköy inciri coğrafi işareti almış.
KIRKAĞAÇ KAVUNU
Orta Asya’dan 1300’lerin sonu, 1400’lerin başında tohumu
getirtilerek, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde toprakla buluşturulan Kırkağaç kavunu, coğrafi işaret alarak tescillenen
ürünlerden biri daha. Yani artık Kırkağaç kavunu, bu marka
altında satılacak. Kırkağaç’ta 10 bin dekara yakın alanda 2025 bin ton arasında depolanacak kavun üretiliyor.
KEMALPAŞA’NIN
KİRAZI
Türkiye’nin önde
gelen kiraz ihracat merkezlerinden biri İzmir’in
Kemalpaşa ilçesinde
büyük çaptaki üreticilerin hemen hepsi “İyi
Tarım Uygulamaları”
ve “Eurepgap” sertifikasına sahip. Kalan çiftçiler de Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı’nın yeni uygulamaya koyduğu “Üretici
Kayıt Defteri” esasıyla üretim yapıyor. Bu sayede ilaç kalıntısı sorunu Kemalpaşa’da üretilen kirazlarda yaşanmıyor.
SULTANHİSAR’IN ÇİLEĞİ
Havaların ısınmasıyla tezgahlardaki yerini alan “baharın müjdecisi” çileğin dünyada 600 farklı çeşidi biliniyor.
Türkiye’nin en kaliteli çileklerinin yetiştiği Aydın’ın Sul-
79
İNCELEME
EDİNRE’DEN ÇANAKKALE’YE
Çanakkale’de Bozcaada’ya özgü çavuş üzümünün,
Bayramiç’te tüysüz şeftalinin, Bursa’nın şeftalisinin,
Uludağ’ın çileğinin, Edirne’nin armudunun tadına bakmanın
zamanıdır yaz ayları. Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde yetişen kiraz, “0900 Ziraat Kirazı” adıyla Balkan ülkeleri, Avrupa
ülkeleri ve Rusya’ya ihraç ediliyor. Bozcaada’da yetiştirilen
“çavuş üzümü” ise Türkiye’nin en kaliteli, ince kabuklu ve çekirdeksiz üzümleri arasında gösteriliyor. Tekirdağ’da yaygın
olarak yetiştirilen kiraz, sofralık kayısı, şeftali, armut, sofralık
ve şaraplık üzüm de kent ve ülke ekonomisine önemli katkı
sağlıyor.
tanhisar ilçesi, ürünü iç pazarın yanı sıra Rusya, Moldova,
Romanya, Irak ve İran’a ihraç ediyor.
KESTANE DEYİNCE AKLA BURSA GELİYOR, AMA...
Her ne kadar Bursa kestane şekeriyle ünlü olsa da,
Aydınlılar bu meyvenin ana vatanının kendi illeri olduğunu
söylüyorlar. Aydın’ın yılda yaklaşık 15-20 bin ton ile kestane
üretiminde Türkiye’de ilk sırada yer aldığı ve bölge ekonomisine büyük katkı sağladığı belirtiliyor.
KÜTAHYA’NIN VİŞNE VE KİRAZI
Kütahya merkezi ve ilçelerinin bu yıl ilkbahar aylarında
fazla yağış almasıyla özellikle kiraz ve vişne rekoltesinde
artış kaydedildi. Simav, Şaphane ve Pazarlar ilçelerinde
yaygın olarak üretilen kirazın verim, rekolte ve fiyatı, bu yıl
üreticileri memnun etti.
HUBUBAT AMBARI KONYA
Türkiye’nin “hububat ambarı” Konya, ürettiği meyvelerle
Türkiye’nin ağzını tatlandırırken, İç Anadolu’nun verimli
toprakları, sofralara birbirinden lezzetli meyveler sunuyor.
İç Anadolu Bölgesi’nde beyaz kiraz, çilek ve kavunun hasadı
yapılıyor.
Elma ağacı sayısında Türkiye lideri olan Karaman’da her
yıl dikilen fidanlarla elma bahçeleri daha da genişliyor. Her
yıl 400-500 bin tam bodur elma fidanının toprakla buluşturulduğu kentte, 8-10 yıl sonunda 10 milyon elma ağacına
ulaşılarak, yıllık 1,5 milyon ton üretim hedefleniyor.
FINDIK DİYARI
KARADENİZ
Orta Karadeniz’de
kiraz üretiminde Amasya, Samsun, Sinop ve
Ordu’da gözde. Bafra
ve Çarşamba ovalarına sahip Samsun’da
karpuzdan çileğe,
erikten elmaya pek çok meyve yetiştiriliyor. Temmuz ayında
Ordu’da kiraz hasadı yapılsa da, Ordu-Giresun her zaman
fındıkla anılıyor.
BURSA ŞEFTALİSİ
Otomotiv ve tekstil sektörlerinin merkezi Bursa, tarımsal
üretimdeki kalitesiyle de adından söz ettiriyor. İl genelinde
hasadı süren “Bursa şeftalisi”, kiraz ve kokulu Uludağ çileği,
yaz sezonunun aranan meyveleri arasında. Bursa’nın komşusu Yalova ise Türkiye kivi üretiminin yüzde 40’ını yapıyor.
Sakarya’nın meyve bahçesi Pamukova’dır. Pamukova’da
haziran ayında başlayan şeftali hasadı, ekim ayı başına
kadar devam eder.
KAYISI YA DA MİŞMİŞ
Malatya’da kent halkının “mişmiş” dediği kayısı, Tunceli
ve Erzurum’da dut, Erzincan’da kiraz, Elazığ’da üzüm hasadı
zamanıdır yaz. Malatya kayısısının, şeker oranının yüksek olması ve meyve sertliği, ayırt edici özelliği. Kayısı, başta ABD,
Rusya, Almanya olmak üzere 93 ülkeye ihraç edilir.
Çağlayan hedef gösterdi:
500 MİLYAR DOLAR İHRACATIN 15’İNİ YAŞ SEBZE VE MEYVEDEN BEKLİYORUZ
D
evlet Bakanı Zafer Çağlayan, ‘2023 yılında ihracatı 500 milyar
dolar hedefliyoruz. Bunun 15 milyarı yaş meyve ve sebzeden
olmalı’ dedi. Tarımda, dünyada Çin, Hindistan ve ABD’den sonra
Türkiye’nin 4. büyük üretici olduğunu ifade eden Çağlayan, Akdeniz
sineği nedeniyle 40 yıl önce Türkiye’ye ambargo koyan Japonya’ya
geçen ay Mersin limanından ilk kez greyfurt gönderildiğini, Rusya,
Almanya, Bulgaristan, Ukrayna ve yeni pazar Irak’ın dışında yeni
pazarlara girmek gerektiğini kaydetti.
Akdeniz Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği Başkanı Ali Kavak, geçen yıl yaş meyve ve sebzede en çok ihraç edilen sebzenin,
483 milyon dolarla domates olduğunu, bu ürünü sırasıyla limon,
mandalin, üzüm, kiraz, vişne, portakal, greyfurt, biber ve narın
izlediğini, geçen yıl 1 milyar 955 milyon dolar yaş meyve ve sebze
ihracatı gerçekleştiğini bildirdi.
80
İNCELEME
Şimdi gözde Organik Tarım
Türkiye’de toplam büyüklüğü 250 milyon TL’yi bulan organik gıda pazarı, kuru üzüm ve kuru
kayısı arayışında olan Avrupalı şirketlerin desteği ile yaklaşık 12 yıl önce başladı. Son dönemde
alevlenen sağlıklı/güvenli gıda ürünleri tartışmaları, organik ürün pazarında fırsatlar sunuyor.
Ü
lkemizde bugün yaş sebze ve meyveden, tavuğa,
yumurtadan baklagillere kadar pek çok üründe organik tarım uygulamaları görmek mümkün. Organik
üretimin en büyük avantajı, ölçek ekonomisi istememesi
nedeniyle, küçük ya da orta büyüklükteki tüm arazilerde uygulanabiliyor olması. Sektörün emekleme devresinde olması
ve barındırdığı potansiyel ise yatırım yapmak isteyen herkes
için ciddi fırsatlar sunuyor.
TÜRKİYE’DEKİ GELİŞİM
Türkiye’de organik tarım, 1980’li yıllarda ihracat talebi
doğrultusunda gelişti. Üzüm ve incir gibi geleneksel ürünler
ile başlayan bu talep, daha sonra kuru kaysı ve fındık başta
olmak üzere birçok üründe devam etti. Bu ürünlerin üretimi
öncelikle ithalatçı ülkelerin mevzuatlarına uygun olarak
yapılmaya başlandı, 1991 yılından itibaren ise 2092/91 sayılı
Avrupa Birliği Konsey Tüzüğü esas alınarak gerçekleştirildi.
1990’lı yıllarda organik ürünlerin ticari olarak tüm
dünyada önem kazanması ile birlikte, üretimden pazarlamaya kadar organik tarım faaliyetlerinin tüm aşamalarını
düzenleyen ulusal bir mevzuatın oluşturulması zorunluluk
haline geldi.
82
5262 sayılı “Organik Tarım Kanunu” 2004 yılında yayımlandı, yönetmelik 2005 yılında yürürlüğe girdi. Gıda, Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı, 81 İl Müdürlüğü bünyesinde,
organik tarım ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere Organik
Tarım Birimleri kurdu.
YILDA YÜZDE 40 BÜYÜYOR
Yıllık ortalama yüzde 40 büyüyen Türk organik tarım
sektöründe ürün çeşidi 200’ü geçti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesindeki Bitkisel Üretim Genel
Müdürlüğü’nce derlenen bilgilere göre; 2011 yılı itibariyle
Türkiye’de toplam 614 bin hektar alanda 2 milyon 906 bin
ton organik üretim yapılıyor.
Yine 2011 yılı verilerine göre ülkemizde organik ve geçiş
sürecinde olmak üzere toplam 12 bin 162 adet büyük baş
hayvan, 33 bin 818 adet küçükbaş hayvan, 431 bin 754 adet
kanatlı hayvan ile 72 bin 659 adet arı kovan bulunuyor.
Türkiye’de iller bazında organik tarım yapılan alan
büyüklükleri göz önüne alındığında ise 2011 yılında 81 bin
239 hektar ile Van birinci sırada yer alırken, onu 79 bin 655
hektar ile Kastamonu, 57 bin 207 hektar ile Ağrı, 52 bin 604
ha ile Erzurum ve 38 bin 452 hektar ile Muş izliyor.
İNCELEME
Öte yandan organik tarım faaliyetlerinin her türlü kontrol
ve sertifikalandırma işlemleri ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarınca yapılıyor. Türkiye’de halen 18 kontrol ve
sertifikasyon kuruluşu bulunuyor.
Son yıllarda organik ürün pazarlarında ciddi artış yakalanmış ve başta İstanbul, İzmir olmak üzere ülke genelinde
15 noktada organik ürün pazarı kuruldu.
Bugün 13 ülkeye ihracat yapan sektörün en önemli pazarını Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. ABD, Birleşik Arap
Emirlikleri, Irak ve Rusya Federasyonu diğer önemli ihraç
pazarları.
DEVLET DESTEKLERİ
Son yıllarda alevlenen sağlıklı/güvenli gıda ürünleri
tartışmaları, organik ürün pazarındaki fırsatları arttırıyor.
Organik gıda pazarı, gıda ürünleri ile ilgili spekülasyonların
olduğu dönemlerde satışlarını hızla arttırıyor. Ancak, pazar
her ne kadar spekülasyon dönemlerinde sıçrama yapıyor
olsa da, aslında asıl büyüme, satış kanallarındaki değişimden kaynaklanıyor.
Organik tarımı özendirmek amacıyla sağlanan devlet desteği de her geçen yıl artıyor. Organik tarımsal ürün ve girdi
üreten müteşebbislere sağlanan destekleme, 2011 yılında
%50 cari faiz indirimli yatırım (7 yıl vadeli) ve işletme kredisi
(1.5 yıl vadeli) şeklinde uygulandı. TZB verilerine göre; 2011
yılında organik tarım yapan 1274 üreticiye ise toplam 27
milyon 370 bin TL kredi sağlandı.
Çiftçilere, meyve sebze üretim alanları için organik tarıma
başlangıçta geçiş sürecinin ikinci, üçüncü yılında olan ve
organik statüde yer alan ürünlere dekar başına 35 TL destekleme ödemesi yapılacak.
GÜÇLÜ YÖNLER
- Ulusal mevzuatın varlığı,
- Kurumsal yapının varlığı,
- Pazara arz süresinin uzunluğu,
- Zengin biyolojik çeşitlilik ve doğal kaynaklar,
- Zengin tarımsal eko sistemler,
- Temiz toprak ve su kaynaklarının varlığı,
- Organik hayvancılığa uygun çayır ve meralar,
- Geleneksel bilgi ve tecrübenin varlığı,
- Organik tarım döngüsü.
ZAYIF YÖNLER
- Güncel olmayan organik tarım kanunu,
- Denetim alt yapısının etkinsizliği,
- Kayıt dışılık,
- Pazar sıkıntısı, iç ve dış pazarın dengeli gelişmemesi,
- Uzmanlık ve hizmet içi eğitimlerin yeterli düzeyde olmaması,
- Eğitim ve yayım çalışmalarının yeterince etkili olmaması,
- Ar-Ge çalışmalarının yetersiz olması, sonuçların uygulamaya
konulmaması,
- Fonksiyonel olmayan Organik Tarım Birimleri,
- İl Müdürlüklerinin organik tarımı benimsemedeki yaklaşım farklılıkları,
- Kütüphane ve dokümantasyon yetersizliği.
FIRSATLAR
- Dünyada ve Türkiye’de organik ürünlere olan talebin artması,
- İç pazarın gelişiyor olması,
- Üretici örgütlenmesine ilişkin yasal düzenleme,
- Agro-ekoturizm ve sağlık turizmine talebin artması,
- Paydaşlar arası işbirliği,
- Entegre tesislerin varlığı,
- Etkin lojistik hizmet ağı,
- Konu bazında akredite analiz kapasitesinde gelişme.
TEHDİTLER
- Organik ürünlere güvensizlik,
- Sanayileşme,
- İthal girdiye bağımlılık,
- Girdi fiyatlarının görece yüksek olması,
- İç pazarın yeterince gelişmemesi,
- İhracatta karşılaşılan teknik engeller.
TÜBİTAK DA DESTEK VERİYOR
T
STRATEJİK PLAN HAZIRLANDI
Öte yandan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 20122016 dönemini kapsayan “Türkiye Organik Tarım Stratejik
Planı”nı kamuoyu ile paylaştı. Buna göre, organik tarım
açısından avantajlı konumunun değerlendirilmesi ve tarım
arazilerinin kirlenmeden gelecek kuşaklara aktarılması,
ayrıca, tüketicilere güvenilir gıdaları temin etme ve tüketme
olanağı vermek için, organik tarımın geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına ihtiyaç duyulduğu, bu amaçla hazırlanan organik tarım strateji planı ile aynı zamanda da kurumlararası
koordinasyonun sağlanması, kaynakların etkili, ekonomik
ve verimli kullanılması hedefleniyor.
ürkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK) tarım ve gıdada projesi olan girişimcilere
2 ile 4 milyon lira hibe desteği verecek. 1 Nisan 2012
tarihinde yürürlüğe giren “1511 - Öncelikli Alanlar
Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Programı” kapsamında; belirlenen öncelikli
alanlarda hedef ve ihtiyaç odaklı, izlenebilir sonuçları
olan projelerin desteklenmesi amaçlanıyor.
Proje başvuruları; proje ön başvurusu ve proje öneri
başvurusu şeklinde 2 aşamada alınacak. Kabul edilen
bütçenin yüzde 10’u kadar tutar genel gider ödemesi
olarak destek kapsamına ilave edilecek. Destek oranı
her dönem için sabit olacak. Büyük ölçekli kuruluşlar
için yüzde 60, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ)
için yüzde 75 olarak uygulanacak.
83
FİRMALAR
ANADOLU MARKALARI
YARIŞMASI BAŞLIYOR
E
EKOL LOJİSTİK’TEN ULUDAĞ
ÜNİVERSİTESİ’NE DESTEK
E
kol Lojistik, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek
Yüksekokulu’na bir konferans salonu yaptırdı. Haziran
ayındaki açılış törenine Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Kamil Dilek, Sosyal Bilimler Yüksek Okulu Müdürü
Prof. Dr. Mustafa Sevüktekin ve Ekol Lojistik Yönetim Kurulu üyeleri Nedret Koray ve Galip Musul ile birlikte Ekol
Lojistik CEO’su Tayfum Öktem ve Güney Marmara Bölge
Yöneticisi Tülay Gül katıldı.
YENİ PARTNER TEPEE NİLKAR’DA
M
arkanın yeni tasarım kodlarını benimseyen Yeni
Peugeot Partner Tepee’nin tasarımı yenilendi ve
aracın ticari başarısını pekiştirmek için motor seçenekleri
ve donanımlarında en son teknolojiler benimsendi. Yeni
Peugeot Partner Tepee, 5 donanım seviyesi ve yeni 115
hp motor seçeneği ile Haziran ayında Türkiye pazarına
sunuldu.
AKARYAKITTA KALİTE
GÜVENCE SİSTEMİ
B
P Türkiye tarafından
başlatılan ve Türkiye’de
ilk kez gerçekleştirilen bir
uygulama olan “Rafineriden Aracın Deposuna
Kadar BP Akaryakıt Kalite
Güvence Sistemi” Eğitimleri Türkiye’yi dolaşmaya
devam ediyor. 23 Temmuz Pazartesi gününden bir hafta
boyunca eğitim için Bursa’da olan ekipler, 5 yıl boyunca
Türkiye çapında 1500’ün üzerinde markaya ve 13 binin
üzerinde servis görevlisine ulaştı.
84
nerji tasarrufu ve verimliliği çalışmalarına destek olmak amacıyla, kat
malikleri veya apartman/site yönetimlerinin yalıtım ve mantolama ihtiyaçları
doğrultusunda yapacakları harcamalara
yönelik “Enerji Verimliliği Finansmanı” ürününü geliştiren
Türkiye Finans Katılım Bankası, Anadolu Markaları 2012
Yarışması başladı. Markalaşma stratejisini başarılı yöneterek rekabette farklılaşan firmaların ödüllendirileceği
yarışma, Türkiye çapında markalaşma bilincini yerleştirmeyi hedefliyor.
YAPI KREDİ’DEN
BURSA’YA BİR ŞUBE DAHA
D
ünyanın en saygın finans yayınlarından World Finance
tarafından gerçekleştirilen ‘2012 Bankacılık Ödülleri’
değerlendirmesinde, “Türkiye’nin En İyi Bankacılık Grubu”
seçilen Yapı Kredi, Bursa’daki şube sayısını arttırıyor.
Bankanın Bursa Özlüce Şubesi 16 Temmuz 2012 Pazartesi
günü açıldı. Şubede kredi kartları, yatırım ürünleri, tüketici
kredileri, mortgage, bireysel ve ticari bankacılık hizmetleri
ile her türlü finansal talebi karşılanacak.
AKYAPAK SAVUNMAYA YÖNELECEK
5
0. yılını kutlayan Bursa merkezli Akyapak
Makine önümüzdeki
dönemde Savunma Sanayisi projelerine ağırlık
verecek. Genel Müdür İbrahim Harman, Bursa’dan
5 kıtada 82 ülkeye ihracat
yapan firmanın yılda 500
bin Euro’luk AR-GE harcaması yaptığını söyledi. 36 milyon euro ihracat hacmine ulaştıklarını söyleyen Harman, “Türkiye kendi uçağını, helikopterini ve tankını yapabilecek noktaya geldi. Akyapak olarak
bu sürece katkı yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
FAİK KAPLAN / FOTOĞRAF
Kaplanlar Soğutma Yönetim Kurulu Başkanvekili Faik Kaplan:
Vizörden Bakmak,
Güzellikleri Görmek, Çirkinlikleri
Azaltmak, Hayatı Sadeleştirmektir
- Fotoğraf çekmeye ne zaman ve
nasıl başladınız? Daha sonra bu süreç
nasıl gelişti?
- Amatörce fotoğraf çekmeye çok
uzun seneler önce başladım. İlk zamanlar iş yerimde yaptığımız imalatlardaki
üretim hatalarını çekip, fotoğrafları
personelle paylaşıp, hataları gidermek
amacıyla fotoğraf çekerdim. Sonra iş
amaçlı fotoğraflarıma ilaveten gittiğim yerlerde anı fotoğrafları çekmeye
başladım. Ve bir müddet sonra fotoğraf
çekmek bende tutku halini aldı. Sonuç
olarak 7 senedir de fotoğraf çekmeyi
büyük bir zevkle hobi olarak yapmaktayım.
- Ne tür makine ve ekipman kullanıyorsunuz? Teknik donanım seçiminizdeki etkenler neler?
- İlk zamanlarda compact fotoğraf
makinesi kullanıyordum. Fakat zaman
geçtikçe bir fotoğraf makinesinden
daha fazla şeyler istemeye başladım.
Compact makineler yetersiz gelmeye
86
Mümkün mü suda ayak izlerini bırakmak? Ya da ışıkta gölgeleri saklamak?
Yorgunluktan eğilmiş sırtları... Kimse tutamaz yolcuları...
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
başlamıştı. Ben de DSLR fotoğraf makinesine geçiş yaptım. Teknik donanım
olarak da f değeri “1.4 ile 2.8’’ olan
lensleri seçmeye özen gösteriyorum.
Şu an D90 ve D700 Nikon fotoğraf
makinalarını kullanıyorum.
-Ne tür fotoğrafa ilginiz var, hangi
konuda yoğunlaşıyorsunuz?
- İşim gereği insanlarla sürekli iç
içeyim. Üretimlerimizde bile insan
odaklı çalışıyoruz. Bu durum doğal
olarak fotoğraf çekimlerime de ilham
kaynağı oldu. Ve insan fotoğrafları
çekmeye başladım. Ne çekersem çekeyim, karenin içinde insan varsa daha
anlamlı geliyor bana daima. İnsanlar
ve yüzlerindeki ifadeleri, bakışları,
duyguları beni daima cezbetmiştir fotoğraflarda. Bazen insansız fotoğraflar
da çekiyorum ama onlara baktığımda,
ne kadar güzel olursa olsun sanki hep
bir eksik var gibi hissediyorum.
- Kitap, sergi vb. gibi gerçekleştirdiğiniz veya ileriye dönük projeleriniz
var mı? Varsa neler?
- Şu an kitap basmak, sergi açmak
gibi projeler düşünmüyorum. Ama
İtalya’da yaşayan ve orada fotoğraf konusunda çalışmalar yapan çok sevgili
arkadaşım Erhan Uçar; artık fotoğraf
yarışmalarında boy göstermem gerektiği konusunda beni ikna etti. Ben de
yurt dışı fotoğraf yarışmalarına katılmak için hazırlıklar yapıyorum. Kısmet
olur da bunu gerçekleştirebilirsem, bu
Kızıl bir ateş gibi düşmüştür renkler dünyanın üstüne... Yalnızlık mıydı beslendiği damarı yoksa huzur muydu...
Kendisi biliyor susuyordu yüreğinde...
87
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
İşte Fotoğraf çekmek böyle bir tutku... Normal bir
zamanda, yanına asla yaklaşmayacağınız şeylere
Vizörün arkasında geçtiğinizde hiç tereddüt etmeden
yaklaşıyorsunuz.
Günbatımı saatlerinde bir dalgakıranda yürümek sadece sevgililerin hakkı değildi elbette... Onlar da yürüyüp giden
iki insandı ellerinde araç gereçleriyle...Tek bir fark vardı; onlar ne bulutların ne de kızılın farkında değildi sadece...
fırsatla fotoğrafta kendimin nerelerde
olduğumu göreceğimi düşünüyorum.
- Bu hobi aile, iş vb. yaşamınızı
nasıl etkiliyor? Çevrenizden ne tür
tepkiler alıyorsunuz?
- Bazen kendime “keşke fotoğrafla
20 sene önce tanışsaymışım” dediğim
oluyor. Çünkü vizörün arkasında
olmak, dünyaya o dar alandan bakarak
güzellikleri görmek müthiş bir şey. İnsanın önce hayata bakışını değiştiriyor
ve dolayısıyla sonra da tüm hayatını.
Ben bu değişimi ve gelişimi geç de olsa
yakaladım. Vizörden hayata bakmak
demek, güzellikleri görmek ve çirkinlikleri azaltmak, hayatı sadeleştirmek
demek…
- Ne kadar zamanınızı, hangi dönemlerde bu hobinize ayırıyorsunuz?
- Haftada en az 2-3 günümü fotoğrafa ayırmaya çalışıyorum. Bu da bana
gerçekten zevk veriyor. Bazen geceleri
bile fotoğraf çekmeye gittiğim oluyor.
Gece fotoğraflarını da çok seviyorum.
Gün batımına en çok yakışan şeyler kayıklardır... Sahilde ise bir genç kızın ve gitarının silueti bambaşka bir güzelliktir...
Sararmış kızarmış yapraklar dökülmüş, yeşilleri ağaçta... Sanki yol hiç bitmeyecek gibi hayat yarışında...
Gel elele yürüyelim yol arkadaşım sonu görünmeyen bu yolda...
88
Makro çekimlerin güzelliği de burada işte...
Yoksa şu kısacık tüylerde nasıl hissedebilirdik güneşi
böylesine canlı bir şekilde...
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
Olmasaydı fotoğraf.. kaç kişi görebilirdi ki böyle güzel
renklerin bir canlıda birleşişini.. olmasaydı fotoğraf...
- Başka hobileriniz var mı?
- Fırsat bulursam bilardo oynarım
ve bisiklete binerim. Ama en çok
hoşuma giden, hafta sonları fotoğraf
etkinliklerine katılıp kamp yapmak...
- Fotoğraf çekmekle fotoğrafçılık
hobisi arasındaki fark nedir? Günümüz teknolojisinde herkes fotoğraf
çekebiliyor?
- Fotoğraf çekmek, günümüzde artık
telefonlarla bile yapılan bir şey. Her
an her yerde anı fotoğrafları çekiyor
herkes. Ama hobi dediğiniz zaman,
bu işe özel zaman ayırmanız gerekir.
Emek vermeniz gerekir. Hatalarınızı
eksiklerinizi görüp sürekli ilerlemeye
çalışmanız gerekir. Yaşamınızın bir
parçası yapmanız gerekir.
- Fotoğrafçılık kolay/zor, ucuz/pahalı nasıl bir hobi?
- Aslında Fotoğrafçılık hem kolay
hem de zor bir bir hobi. Günümüzün
hayat koşullarında yeterli zamanı ayırmak konusunda insanı zorlayabiliyor.
Kimi zaman huzurun dinginliği, renklerin yumuşaklığında saklıdır..
Balıkçı sukunetin içinde neyi arıyor dersiniz? Maviyi mi, yeşili mi?
Ayçiçekleri geceye hazırlanıyordu boyunlarını bükerek.. Ağaçlar ince uzun silüetlere dönüyordu..
Bulutlar kendi halinde oynaşırken, Gün usulca kayboluyordu..
İşte fotoğraf çekmenin insanı büyüleyen yanlarından
biri.. oyunlar oynamak.. bazen odak noktasını hiç
beklenmeyen bir nesneye kaydırmak..
Uzun Pozlama.. Görüneni görünmeyen şekliyle göstermek demek bence.. Hareketli herşeyin yitip gitmesi..
Su nasıl da sisleşiyor hareket ettikçe..
89
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
Fotoğrafın ve odağın güzelliği bir yana... Bakın yüzlerindeki güzelliğe şu veletlerin...
Kankalık onlara çok yakışmıyor mu?
Işık, gölge, karanlık, aydınlık hepsi gizli sakallarının içinde, ellerinin arasında...
Bir emekti şekillenen ellerinde ustanın... Hayatı döndürür gibi döndürüyordu hamuru...
Nasıl bir şekil vereceğine yüreği karar veriyordu... Bizimse evlerimize konuk oluyordu..
O gerçek bir kitapkurdu...12 yaşında olmasına rağmen 700’e yakın kitap sığdırmış
beynine... Kitap armağan etmekten en çok zevk aldığım kişiydi benim de...
Bir yandan kitapları okurken, bir yandan da kendi Öyküsünü büyütüyor içinde...
90
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
Maddi yönden de iyi bir ekipmana
sahip olmak için hatırı sayılır bir para
ayırmanız gerekli. Yine de az ekipmanla çok güzel işler başaran fotoğrafçı
arkadaşlarımız da var. Yani sadece
ekipman her şey demek değil. Göz
hepsinden önemli…
- Sizce iyi bir fotoğrafçının taşıması
gereken özellikler neler olmalı? Sizin
çalışmalarını beğendiğiniz yerli/yabancı isimler kimlerdir?
- İyi bir fotoğrafçının; hayata farklı
bakabilen bir yüreği ve bunu kurgulayabilen bir beyni ve tüm bunları
vizörden sanata dönüştüren bir gözü
olmalıdır.
Beğendiğim ve beni etkileyen Türk
fotoğraf sanatçıları: Dr. Erdal Kınacı,
Hamit Yalçın, İzzet Keribar, Ali Alışır,
Ufuk Kıray, ‘7.Oda’ Fatoş Avcıoğlu, Nuri
Bilge Ceylan, Tayfur Çoşkunüzer, Faruk
Akbaş, Erden Cantürk...
Yabancı fotoğraf sanatçıları: Eric
Vondy, Brooke Shaden, Brad Wagner,
Helmut Newton.
Ayrıca, fotoğrafaltı yazıları için sevgili arkadaşım Fatoş Avcıoğlu’na çok
teşekkür ederim.
Bazen de ışık ve gölgeler bütün renkleri bastıracak kadar güzeldir... O zaman fotoğrafa siyah beyaz yakışır...
Gözleri kapatıp müziğin ritmini duymak gerekir...
Sanki yaşadığı her zorluk yerleşmişti yüzünün
dersine.. derinleşmişti her iz yüzünde...
Ama o bütün çocuksu ruhunu şapkasından çıkan
uzun saçlarına işlemişti...
Gökyüzünün mat mavisine inat kahverenginin en canlı hali vardı yüzünde...
Gökyüzünün soğukluğuna inat neşenin en sıcak hali vardı gözlerinde.
Bir çocuğun gözlerinde saklıydı hayatın gizi... Zocuk umarsızlığını yitirmemiş bir alaycılık...
İçinden geçen düşünceleri gizleyen bir oyun... Her daim enerji, coşku, canlılık...
91
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
Günün geceye döndüğü saatlerde... Yine uzun pozlama yakışır renklere... Evlerin ışıkları bir bir sönerken... Sular da dönüşür buz pistine...
Gün usulca inerdi denizin olduğu yerlere... Sanki renkler birbirinden ayrılıp giderdi
sessizce... Uzak adalar bir sisin gerisinde... Deniz fenerleri dönüşmüş siyah bir silüete...
Yağlıboya bir resmin ortasına düşmüş gibi sanki... Gerçekliğini tamamen yitirmiş
güzel bir düş gibi... İnsanın hep orada kalmak isteyeceği, sanki tüm dertlerinden
sıyrılacağı, renklerin yumuşaklığında kaybolacağı bir cennet gibi...
Su akar yolunu bulur... Pozlama uzun olunca su bile ipek gibi olur...
Gel kaybolalım seninle bu ışık huzmesinin içinde... Gel yok ihtiyacımız sandalyelere...
Koy masaya suyunu ben de ekmeğimi... Uzanalım çimenlere...
92
İŞADAMLARI VE HOBİLERİ
HDR tekniği fotoğrafa bambaşka bir derinlik katar. Renkler bildiğiniz halinden daha kontrasttır. Özellikle bulutlu bir gökyüzünü HDR ile görüntülerseniz gözlerinizi fotoğraftan alamazsınız..
Canlıların birbirini sevmesi için aynı türden olması gerekmiyor işte... Sanki yükünü
sırtlanmış arkadaşına sevgisiyle destek olmaya çalışıyor... Yorgun arkadaşına “ben de
yanındayım korkma dayan” diyor... Çünkü dostluk yanında olmayı gerektiriyor...
Şalvarı domatese uyum sağlamış... Yemenisinin üstüne bir de şapka takmış...
Elinde bıçağı domateslerin arasına dalmış... Kaderini doğrar gibi domatesleri doğramış...
Hangisi gerçek, hangisi yansıma... Karışır birbirine hayat gibi çoğunlukla...
Bize düşen bırakmak kendimizi bu büyüye yalnızca...
Kadın her zaman çalışıyordu aslında... Belki emeklerinin karşılığı bir maaş olamıyordu
ama... Onlar, daima, her yerde, her zaman çalışıyorlardı... Yoktu köyün şehirden farkı...
93
SPOR
DOSAB 7.Futbol Turnuvası’nda
Şampiyon Şahinkul Makine
Bu yıl Nejat Biyediç anısına yapılan Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi Geleneksel Futbol Turnuvası’nın 7.’sinde mutlu sona
Şahinkul Makine ulaştı.
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde
faaliyet gösteren firmalar arasındaki
sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla
6 yıldır düzenlenen Futbol Turnuvası’nın
7.’si Bursaspor’un unutulmaz futbolcu ve
teknik adamlarından Nejat Biyediç anısına
yapıldı. Biyediç, sağlığında DOSAB işbirliği
ile DOSAB Sosyal Tesisleri bünyesindeki halı
sahada futbol akademisi açmış, her yıl 100’e
yakın çocuğa futbol eğitimi veriyordu. DOSAB ve DOSABSİAD işbirliğinde yürütülen
Futbol Akademi çalışmaları halen devam
ediyor.
34 TAKIM KATILDI
Bu yıl 8 Mayıs’ta başlayan futbol turnuvasına 7 grupta 34 takım katıldı. Takımlar
grupta oynadıkları maçlardan sonra aldıkları puana göre sıralandı ve ilk iki takım final
grubuna yükseldi. Tek maç eleme usulü
yapılan final grubu maçlarının ardından, finalde Şahinkul Makine ve Ermetal Otomotiv
karşılaştı.
27 Haziran’da DOSAB Sosyal Tesisleri
Halı Sahası’nda yapılan final maçında, ilk
yarı oldukça çekişmeli geçti. Ancak ikinci
yarıda, turnuvanın iddialı ekibi Şahinkul
Makine daha etkili bir oyunla sahadan 4-1
galip ayrıldı ve şampiyonluğu kucakladı.
ÜÇÜNCÜ AKARCA TEKSTİL
Aynı gün oynanan turnuvanın üçüncülük maçında ise Yücel Mensucat’ı 5-2 yenen
Akarca Tekstil üçüncülük kürsüsüne çıktı.
Turnuvada ayrıca çeşitli kategorilerde ödüller verildi. En centilmen takım Fistaş Fantezi
İplik oldu. Acarer ve Güleser Tekstil’le birlikte hiç kart görmeyen Fistaş, bu iki takımdan
daha fazla maç oynadığı için centilmenlik
ödülü aldı. Turnuvanın en iyi kalecisi de
Gramer Koltuk Sistemleri’nin kalecisi Mesut
Aksu oldu. Aksu 6 maçta kalesinde sadece
4 gol gördü. Gol kralı 36 kez rakip fileleri
havalandıran Ermetal Otomotiv’den Gürcan
Tekeş oldu.
DOSTLUK KAZANDI
Turnuva sonrası düzenlenen ödül törenine merhum Nejat Biyediç’in eşi Mirna Biyediç de katıldı. Törende konuşan Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selim
Yedikardeş, turnuvaya katılan 34 takımı
tebrik ederken, bu tarz güzel organizasyonların sürekli olması için çalıştıklarını belirtti.
Yedikardeş, “Önemli olan kupalar almak
değil, önemli olan aramızdaki dayanışma
ve dostluğu geliştirmek. Bu amacımıza da
ulaşıyoruz” dedi.
BİR BAKIŞTA ŞEREF KÜRSÜSÜ
Şampiyon:
ŞAHİNKUL MAKİNE
En Centilmen Takım:
FİSTAŞ FANTEZİ İPLİK
En İyi Kaleci:
MESUT AKSU-GRAMMER
Gol Kralı:
GÜRCAN TEKEŞ
TURNUVAYA
KATILAN TAKIMLAR
1.GRUP
Mepar Nakliyat, DOSAB Bölge
Müdürlüğü, Küçükerler Tekstil,
Yücel Mensucat, Floteks
2.GRUP
Akarca Tekstil,
Acarer Tekstil, Öz Üçel Tekstil,
Yılsay Tekstil.
3.GRUP
Valeo, Evimteks, Yılmar Çelik,
Emko Elektronik,
FSS Fren Sistemleri.
4.GRUP
Fistaş İplik, İpeks Tekstil,
Taşdelen Tekstil,
Güleser Tekstil, Metkon.
5.GRUP
SKY Tekstil, Hüner Kriko,
Seger, Laspar,
Gramer Koltuk Sistemeleri.
6.GRUP
Ermetal, Emniyet Md.,
Seray Tekstil, Parlamış Tekstil,
Kaplanalr Soğutma.
7.GRUP
Şampiyon Şahinkul Makine’ye şampiyonluk kupasını DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş verdi.
94
PMS Metal,
Kırayteks, Şahinkul Makine,
BPO.
SPOR
Turnuvanın en centilmen takımı seçilen Fistaş’a
ödülünü Fahrettin Gülener verdi.
Geçmiş yıllarda şampiyonlukları bulunan Ermetal Otomotiv’e ikincilik kupasını
DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Orhan Tezyaparlar verdi.
6 maçta kalesinde 4 gol gören Grammer’den Mesut
Aksu’nun kupasını Yücel Mensucat Yönetim Kurulu
Başkanı Alim Yücel verdi.
Bol gollü geçen üçüncülük maçında rakibi yücel Mensucat’ı 5-2 yenen Akarca Tekstil,
kupasını DOSAB Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Mustafa Tezyaparlar’dan aldı.
Turnuvada ayrıca merhum Nejat Biyediç’in eşi Mirna Biyediç’e, organizasyon komitesi üyeleri
Sinan Yedikardeş ve Nedim Durgutlu, TFFHGD adına Ümit Akkuş ve sağlık sponsoru Osmangazi
Belediyesi’ne de teşekkür plaketi verildi.
Turnuvanın değişmez gol kralı Gürcan Tekeş, kupa ve
Bursaspor kombine bileti ödülünü Akarca Tekstil Genel
Müdürü Birol Bahadır’dan aldı.
BAHRAM MUZAFFER’E DESTEK
Y
ıldırım Belediyesi sporcularından ve ülkemize olimpiyatlarda temsil eden
Bahram Muzaffer’in Avrupa Kıtası Olimpiyat Kota müsabakalarında Belaruslu
rakibini yenmesinin ardından DOSAB eski başkanı ve Türkiye Boks Federasyonu
Boks İl Temsilcisi Ertuğrul Kaplan yemek verdib. DOSAB Sosyal Tesisleri’nde
düzenlenen yemeğe DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, Boks Federasyonu
Başkanı Eyüp Gözgeç’in yanı sıra çok sanayici katıldı. Geçmişte Türkiye’nin çok
önemli boksçular yetiştirdiğini hatırlatan Kaplan, Bursa’dan Bahram Muzaffer gibi
yetenekli sporcuların çıkmasından gurur duyduklarını kaydederek boks sporuna
destek verilmesi gerektiğini ifade etti. DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş
de gençlerin kötü alışkanlıklardan uzak kalması için spora yönlendirilmeleri
gerektiğimin altını çizdi. Yedikardeş, başarılı sporcuların her zaman
desteklediklerini söyledi. Yedikardeş Bahram Muzaffer gibi başarılı sporcuların
gençlere örnek olduğunu belirtti.
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, DOSAB ve DOSABSİAD adına
Bahram Muzaffer’e 15 bin liralık hediye çeki verdi.
95

Benzer belgeler