Perspektif Sayı 37

Transkript

Perspektif Sayı 37
DOSAB İLETİŞİM
Sayı: 37
Ağustos 2011
DOSABSİAD adına sahibi
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni
DOSAB Yönetim Kurulu
Başkan
Başkan Yardımcısı
Üyeler
DOSAB Bölge Müdürü
DOSABSİAD Yönetim Kurulu
Başkan
Başkan Vekili
Başkan Yardımcıları
Genel Sekreter
Genel Sayman
Üyeler
Dergi iletişim
Selim Yedikardeş
İbrahim Öztürk
Yayına Hazırlayan
Görsel Yönetmen
Baskı
Dağıtım
Yayın Türü
Divit Basın Yayıncılık Ltd. Şti.
Tel. : 0.224 247 1990 Faks : 0.224 247 1330
FSM Bulvarı Tuna Cad. Esra Sitesi No: 89 K: 1 D: 3
Nilüfer / BURSA
[email protected]
Ümit İnce
Mapa Ofset / Bursa (Ağustos 2011) 0.224.245 35 15
Seç Kurye - 0.224.225 61 42
Yerel Süreli
ISSN 1307-2005
Ferudun Kahraman
İlhan Sarı
Burhan Çakır, Mustafa Oran, Ersan Özsoy
Serhat Şengül
Selim Yedikardeş
Orhan Tezyaparlar
Vedat Kantar, İbrahim Öztürk
Ayhan Yılmaz
Recep Solakoğulları
Hasan Moral, Fatih Pehlivan, Raşit Ceylan,
Adnan Şarmen, Özer Boyalıklı, Adnan Kar,
Emre Engin, İbrahim Erdemir, Erkan Çeçener
Mustafa Karaer Cd. No: 18 Demirtaş / Bursa
Tel. : 0.224 261 00 40 Faks : 0.224 261 00 43
www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr
Dergide yayınlanan yazı ve makaleler kaynak
gösterilerek alıntı yapılabilir. Makalelerin sorumluluğu yazarına, reklamların sorumluluğu reklam
veren firmalara aittir.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve Sanayici
İşadamları Derneği yayın organıdır.
İki ayda bir yayımlanır.
DOSAB Bölge Müdürlüğü
DOSAB Gül Sokak No: 11 Osmangazi / BURSA
Tel: 0224 261 00 40 (3 Hat) Faks: 0224 261 00 43
DOSABSİAD
Mustafa Karaer Cad. No: 18 Osmangazi / BURSA
Tel: 0224 261 20 10 Faks: 0224 261 20 09
DOSAB Sosyal Tesisleri
Çiğdem Sokak No: 5 DOSAB Osmangazi / BURSA
Tel: 0224 261 29 57
İÇİNDEKİLER
2 DOSAB’dan
2 DOSABSİAD’dan
6 Bilgi
10 Haber
14 Haber
18 Haber
22 Etkinlik
31 Haber
32 Haber
34 Röportaj
40 Röportaj
44 Konuk Yazar
46 Konuk Yazar
56 Haber
58 Gezi
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman yazısı
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş yazısı
DOSAB tüketimler ve fiyatlar
DOSAB’lı 37 firma Bursa’nın 250 büyüğü listesine girdi
Daha Yeşil bir DOSAB
Türkiye’de ilk olan DOSAB SCADA Sistemi’nde sona doğru
DOSAB ve DOSABSİAD etkinlikleri
OSB Uygulamağa Yönetmeliği değişti
BTSO OSB 50. Yılını kutladı
EÜAŞ Genel Müdürü Halil Alış:
Bursa OSB’lerinin kendi elektriğini üretme girişimi olumlu
DOSAB Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy:
Enerji yatırımı büyük işi doğru adım atmak istiyoruz
Bülent Ülkü: Elektrik Hiyasası ve OSB’ler
Prof. Dr. Atila Bağrıaçık: Ar-Ge projeleri ile
Türk Makine İmalatçılarını teşvik etmenin yol haritası
DOSAB Futbol Turnuvası’nda şampiyon Valeo Otomotiv
Zambiya: Victoria Şelaleleri sizi çağırıyor
Atık Su Arıtma Tesisi
Yeni Yalova Yolu Terminal arkası BURSA
Tel: 0224 261 28 94 (3 Hat) Faks: 0224 261 28 97
Bursa Tasarım Teknoloji Geliştirme Merkezi - BUTGEM
Mustafa Karaer Cad. Çiğdem 2 Sk. BURSA
Tel: 0224 261 12 11 Faks: 0224 261 22 11
www.dosab.org.tr - www.dosabsiad.org.tr
1
[email protected]
DOSAB’DAN
DOSAB’ın
2023 ihracat hedefi:
10 milyar dolar
Ferudun Kahraman DOSAB Başkanı
Değerli sanayicilerimiz,
Bildiğiniz gibi AK Parti Hükümeti, Hedef 2023 vizyonu kapsamında; 2023 yılında
yıllık 500 milyar dolar ihracat ve dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefini ortaya koydu. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yılında bu anlamlı hedeflerin
gerçekleşmesinde sanayinin rolü büyük olacaktır.
Küresel rekabet gücü kazanmış bir sanayi yapısına ulaşmak için; yenilikçilik, kalite odaklı üretim ve yüksek katma değer oluşturma zorunluluğumuz vardır. Ancak
bu niteliklere sahip bir sanayi politikası ile hedeflerimize ulaşabiliriz. Söz konusu
sanayi politikasının en önemli bileşenlerinden birisi de şüphesiz organize sanayi
bölgeleridir.
Bugün uygun yatırım ortamı, katılımcılarına idari, teknik ve altyapı hizmetlerini
ortak olarak sunan, yatırımların işbirliği anlayışıyla yapıldığı, enerji, çevre ve ulaşım gibi
altyapı şartlarının tek bir elden yönetildiği, dolayısıyla üretim maliyetlerinin azaltıldığı
yapılar organize sanayi bölgeleri yapılarıdır.
Bizim DOSAB olarak Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu
üzerinde ısrarla durmamız, enerji başta bu platform marifetiyle yatırımlarımızı işbirliği anlayışı ile yapma isteğimizin altında yatan sebeplerden birisi de bu hedefleri
yakalamaktır.
2023 hedeflerine ulaşmak için günümüzde sadece üretmek yeterli değildir. Teknolojili yoğun, yüksek katma değerli üretim yapmak şarttır. Bu şartı yerine getirmek için
bir yandan sanayicimiz olanca gücüyle çalışırken, diğer yandan OSB’ler gibi üst yapılar
sanayiciye rekabetçi üretim için uygun ortamları sağlayacaktır.
Gururla söyleyebilirim ki, DOSAB olarak kurduğumuz çağdaş alt yapı sistemleri ile verdiğimiz hizmetlerde bu ortamı sağlamış durumdayız. Sonuna geldiğimiz
SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemleri ve Alt Yapısı Projemiz ile şimdi bir adım daha ileriye gidiyoruz.
Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasının her ekonomik birimin de kendi hedeflerini bu paralelde ortaya koyarak çalışması ile mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bu
nedenle, DOSAB olarak 2023 yılında 10 milyar dolarlık bir ihracat hedefini benimsemiş durumdayız.
2010 yılı itibariyle bölgemizden yapılan ihracat 3 milyar doları aşmıştır. Bursa Ticaret ve Sanayi Odamızın yaptığı Bursa’nın 250 Büyük Firması Araştırması’na bu
geçen yıl bölgemizden 37 firma girdi. Bu 37 firmanın 2010 yılı ihracat tutarı 2,9 milyar dolar olmuştur. Bölgemizde faaliyet gösteren 400’e yakın firma olduğu düşünüldüğünde DOSAB’dan 2010 yılında 3,3 milyar dolar civarında bir ihracatın gerçekleştiğini
öngörüyoruz. Biz önümüzdeki 12 yılda bu hedefi 3 kat arttırarak ‘2023’te DOSAB’dan
yılda 10 milyar dolar ihracat’ diyoruz. Bölge sanayicilerimizin bunu başaracağına da
yürekten inanıyoruz.
Gerek Bursa’nın İlk 250 Firması arasına giren, gerekse İstanbul Sanayi Odası’nın
Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması 2010 sonuçlarına göre devler liginde yer alan 37 Bursa ve 6 DOSAB firmamızı kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Bu vesileyle, BTSO Organize Sanayi Bölgemizin 50.yılını bir kez daha kutluyor,
Ramazan Bayramı’nın tüm insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
2
DOSAB’dan
yapılan ihracat 2010
yılında 3,3 milyar
dolar seviyesinde
gerçekleşti.
Cumhuriyetimizin
100.yılında 500
milyar dolar ihracat
ve dünyanın 10.büyük
ekonomisi hedefi
paralelinde biz de
çıtamızı 10 milyar
dolara koyduk.
Bursa ve
Türkiye’nin en büyük
sanayi kuruluşları
arasına giren
sanayicilerimizi
kutluyor, başarılarının
devamını diliyorum.
[email protected]
DOSABSİAD’DAN
Sıcak geçen yaz
kendisini ekonomide de
hissettiriyor
Selim Yedikardeş DOSABSİAD Başkanı
Sıcak geçen yaz kendisini ekonomide de hissettiriyor. Seçimler sonrası piyasalardaki yüksek moral ve istikrar ortamının sağladığı güven, ülkemiz ekonomisinin can
simidi konumunda. Avrupa ülkelerinin kaçınılmaz sonu bekler havası ciddi tedirginlikler yaratıyor. ABD’nin kredi notunun düşürülmesi ise tüm bunların üzerine adeta
tusunami etkisi yarattı.
Belki de krizlere alışkın olan Türk iş dünyası kendine özgü çıkış yolları üretmesi
sayesinde dünya genelindeki bu tedirginliği bu dönemde çok da fazla hissetmiyor.
Türk sanayisinin üretim üssü konumundaki Bursa’mızın üretim alanındaki sektörel
çeşitliliği krizlerden daha az etkilenmesine yol açıyor. Ancak özellikle Avrupa’daki
yeni kriz beklentisi ihracatımızı olumsuz yönde etkileyeceğe benziyor.
Globalleşen dünyada, yukarıda örneklerini verdiğim olaylar yaşanırken biz asıl
işimiz olan üretmeye, istihdama, vergilerimizle ekonomiye katkı sağlamaya devam
çabasındayız.
Diğer yandan göreve geldiğimiz günden bu yana DOSABSİAD’taki çalışmalarımıza
da dur durak bilmeden devam ediyoruz. 6. geleneksel futbol turnuvamızı tamamladık.
Başarılı olan takımlarımızı gönülden kutluyorum.
Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından
akredite edilen ve bu yönde Türkiye’nin ilk Akredite SİAD’ı olma özelliğimiz ile ilk
öğrencilerimizi İtalya’ya gönderiyoruz. Bu konuda Bursa Valimiz Sayın Şahabettin
Harput tarafından DOSABSİAD’a teşekkür belgesi verilmesi bizler için ayrı bir
kıvanç vesilesi oldu. Bu mutluluğu da sizlerle paylaşıyorum.
Üyelerimizin ve çalışanlarımızın bilgilendirilmesine yönelik düzenlediğimiz seminerler kapsamında yalın üretim ve Ar-Ge konferanslarını başarıyla yaptık.
13-15 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da CNR EXPO CENTER’da yapılacak
olan Texbridge Fuarı ile ilgili söz konusu organizasyona iştirak edecek üyelerimize
kolaylık sağlamak üzere görüşmeler gerçekleştirdik.
Bursa’nın 250 büyük firmasından 37’si DOSAB’da faaliyet göstermektedir.
Bursa’nın 250 büyük firmasının yarattığı toplam cironun yaklaşık dörtte biri bölgemizdeki firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu önemli başarıyı gösteren
bölgemiz firmalarını bir kez daha tebrik ediyorum.
Ayrıca, DOSAB Bölge Başkanlığımızın finanse ettiği bursiyer sayımızı bu
dönem 210’dan 250’ye yükselttik. Bunun için de DOSAB Yönetim Kurulu
Başkanımız sayın Ferudun Kahraman’a teşekkürü bir borç bilirim.
Biz bunları yaparken ebetteki büyüklerimizi örnek alıyoruz. Onların tecrübeleri
bizler için büyük önem taşıyor. Zaten bu düşünceden hareketle de DOSABSİAD
bünyesinde Yüksek İstişare Kurulu’nu oluşturuldu. Değerli büyüklerimiz ilk
toplantılarını 9 Eylül tarihinde gerçekleştirecekler. Yüksek İstişare Kurulumuzun,
çalışmalarımıza önemli katkı sağlayacağı inancındayım.
Zaman hızla akıp geçiyor 2011’in ikinci yarısında Ramazan Bayramı’na
yaklaşıyoruz.
Yılın kalan bölümünün ülkemiz ekonomisi açısından sıkıntısız ve sorunsuz geçmesi temennisiyle Ramazan Bayramınızı kutlar, işlerinizde başarılar diler, saygı ve sevgilerimi sunarım.
4
Türk sanayisinin
üretim üssü
konumundaki
Bursa’mızın üretim
alanındaki sektörel
çeşitliliği krizlerden
daha az etkilenmesine
yol açıyor. Ancak
özellikle Avrupa’daki
yeni kriz beklentisi
ihracatımızı olumsuz
yönde etkileyeceğe
benziyor.
Elektrik tüketimi
ilk 6 ayda
yüzde 11,5 arttı
DOSAB’da 2011 yılının ilk 6 ayında
elektrik tüketimi bir önceki yılın aynı
dönemine göre yüzde 11,56 oranında
artış gösterdi ve 2008’deki kriz
öncesi seviyeyi yakalandı.
B
u yılın ilk ayındaki elektrik, doğalgaz, atık su tüketim verileri, sanayide
2008 global ekonomik krizi öncesi
seviyelerine gelindiğini gösterdi. DOSAB
Bölge Müdürlüğü’nün açıkladığı verilere
göre 2011 yılının ilk 6 ayında elektrik tüketimi 468.222.152 kWh oldu. 2010 yılının
aynı dönemine göre elektrik tüketiminde
yüzde 11,56’lık, 2009 yılına göre yüzde
35’lik artış yaşandı.w
Son 37 ayın en yüksek değeri
2011 yılı ilk 6 aylık elektrik tüketim
verilerine göre Bursa’daki tüm organize
sanayi bölgeleri içinde en fazla elektrik
tüketimi DOSAB’da gerçekleşti. Ayrıca bu
yılın Mart ayında 82.164.546 kWh tüketim
miktarı, son 37 yılın en yüksek rakamı oldu.
Kriz öncesi 2008 Ocak ayında elektrik
tüketimi 84,4 milyon kWh olmuştu.
DOSAB 12 AYLIK TÜKETİM GRAFİKLERİ
90
ELEKTRİK
Milyon kWh
82.8
85
80
76.6
76.1
70
65
60
13
67.2
62.7
67.9
Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11
11.2
11.7
11.0
10
9
7
12.8
11.3
9.0
7.1
Tem.11
DOĞALGAZ
Milyon Sm3
12
11
8
81.9
80.2
73.0
75
81.4
79.3
79.7
10.9
9.5
7.5
8.2
6.9
Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11
Tem.11
- Grafikteki doğalgaz tüketim miktarına ENTEK MS/A tüketimi dahil değildir.
500
PROSES SU
Bin m3
450
400
350
423
366
325
374
339
403
353
C
440
393
M
375
Y
300
298
250
200
237
CM
Ağus.10 Eylül 10 Ekim 10 Kasım 10 Aralık 10 Ocak 11 Şubat 11 Mart 11 Nisan 11 Mayıs 11 Haz.11
Tem.11
CY
CMY
DOSAB ELEKTRİK, DOĞALGAZ, SU TÜKETİM ve FİYATLARI
ELEKTRİK TÜKETİMİ (kWh)
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
2010
68.170.014
64.902.995
74.326.504
70.376.073
70.202.710
71.730.217
71.781.304
67.179.388
66.834.681
76.017.221
62.237.900
79.041.601
842.800.609
2011
75.511.820
72.188.595
82.164.546
78.726.948
79.501.001
80.129.242
80.725.565
-
-
-
-
-
548.947.717
DOĞALGAZ TÜKETİMİ (Sm3)
Değişim
10,77 %
11,23 %
10,55 %
11,87 %
13,24 %
11,71 %
12,46 %
-
ATIK SU TÜKETİMİ (m3)
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
6
2010
937.343
1.014.656
1.122.387
1.072.382
979.334
996.228
1.018.484
911.815
862.493
1.034.815
795.949
1.017.536
11.763.422
2011
1.015.002
1.010.994
1.240.510
1.178.880
1.197.723
1.132.757
1.062.754
-
-
-
-
-
7.838.620
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
2010
260.791
313.532
372.490
354.639
346.477
325.348
332.475
324.724
297.594
374.129
236.519
365.070
3.903.788
2011
338.879
352.988
422.963
402.171
439.170
392.752
375.137
-
-
-
-
-
2.724.060
K
TEMMUZ 2011 HİZMET FİYATLARI
2010
2011 Değişim
Ocak
26.537.086
28.345.271
6,81 %
Şubat
22.059.153
23.073.340
4,60 %
Mart
23.253.240
25.433.876
9,38 %
Nisan
26.644.532
17.342.701 -34,91 %
Mayıs
23.610.575
17.639.067 -25,29 %
Haziran
21.934.568
19.999.502
-8,82 %
Temmuz
28.120.105
29.515.278
4,96 %
Ağustos
28.007.974
-
Eylül
21.031.417
-
Ekim
26.581.888
-
Kasım
18.721.008
-
Aralık
26.324.032
-
Toplam
292.825.578 161.349.035
Elektrik üretim santrali doğalgaz tüketimleri dahil edilmiştir.
PROSES SUYU TÜKETİMİ (m3)
Değişim
8,29 %
-0,36 %
10,52 %
9,93 %
22,30 %
13,70 %
4,34 %
-
MY
Doğalgaz Proses suyu
Arıtma tesisi işletme masrafı
Proses suyu ziztem bedeli
Elektrik (Gündüz)
Elektrik (Puant)
Elektrik (Gece)
Elektrik iletim bedeli
Elektrik dağıtım bedeli
TL/kWh 0,04900055
TL/m3 0,35000000
TL/m30,18000000
TL/m30,10000000
TL/kWh 0,13082800
TL/kWh 0,22786300
TL/kWh 0,06104600
TL/kWh 0,00280000
TL/kWh 0,00600000
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi güncel
tüketim bilgileri ve hizmet fiyatlarını
www.dosab.org.tr resmi internet sitemizden
takip edebilirsiniz.
İÇME KULLANMA SUYU TÜKETİMİ (m3)
Değişim
29,94 %
12,58 %
13,55 %
13,40 %
26,75 %
20,72 %
12,83 %
-
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Toplam
2010
-
106.047
-
118.090
-
136.844
-
140.027
-
135.168
-
135.870
772.046
2011
-
126.623
-
141.983
-
159.121
-
-
-
-
-
-
427.727
Değişim
19,40 %
20,23 %
16,28 %
-
DOSAB DUYURULAR
TÜBİTAK destek programları
T
ÜBİTAK “Özel Sektör Firmalarına verdiği araştırma, Teknoloji
Geliştirme ve Yenilik Destekleri” ile
ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme yeteneğinin,
yenilikçilik kültürünün ve rekabet gücünün arttırılmasını hedeflemektedir.
TUBİTAK-TEYDEP (Teknoloji
ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı) yukarıdaki hedefler doğrultusunda
aşağıda listelenen proje programlarını
yürütmektedir. Verilen destekler hibe
(geri ödemesiz) şeklindedir.
- 1501-TUBİTAK Sanayi Ar-Ge
Projeleri Destekleme Programı
- 1503- TUBİTAK Proje Pazarları
Destekleme Programı
- 1505- TUBİTAK KOBİ Yararına
Teknoloji Transferi Destek Programı
- 1507- TUBİTAK KOBİ-Ar-Ge
Başlangıç Destek Programı
- 1509- TUBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı
T
UBİTAK-TEYDEP bünyesinde
yürütülen Destek Programlarına yapılacak proje başvuruları http://
eteydep.tubitak.gov.tr
adresindeki
PRODİS (Proje Değerlendirme ve İzleme Sistemi) üzerinden alınmaktadır.
Destek Programları hakkında detaylı
bilgiye www.teydep.tubitak.gov.tr adresinden ulaşılabilir.
1955 Yılından bu yana verilen
“Özel Sektöre Yönelik Ar-Ge Destekleri” sektör (Gıda, tekstil, otomotiv, bilişim, seramik, savunma, kimya, iletişim,
elektronik, tarım, sağlık, biyoteknoloji,
makine, maden vb.) ve büyüklüğüne (Büyük veya KOBİ) bakılmaksızın
ülkemizde yerleşik tüm özel sektör
firmalarına yöneliktir. Bu nedenle sektör-büyüklük ayrımı yapılmaksızın
Organize Sanayi Bölgemizde yer alan
(veya yukarıda bahsedilen desteklerden
yararlanabileğini düşündüğünüz) tüm
firmaların bilgi edinmesi önem arz etmektedir.
Atıksu analiz
raporları
internet
sitemizde
D
emirtaş Organize Sanayi
Bölgesi Atıksu Arıtma
Tesisleri’nden alınan numunelerin
ölçüm sonuçları www.dosab.org.tr
internet sitemizden düzenli olarak
her hafta yayınlanmaktadır. Güncel
ve geçmiş tarihli raporlara hizmet
bilgileri menüsü altında atıksu analiz
başlığından ulaşabilirsiniz. Sitede
ayrıca proses ve içme suyu raporları da
düzenli olarak yayımlanıyor.
1 Temmuz’dan itibaren içme suyu
fiyatları kademeli olarak değişti
D
OSAB Yönetim Kurulu tarafından, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde
uygulanmakta olan tek kademeli içme suyu birim fiyatının, içme suyunun
genelde üretimde kullanılması nedeni ile 01.07.2011 tarihinden itibaren
kademelendirilerek uygulanmasına karar verildi. Buna göre fatura dönemine ait
olmak üzere yeni içme suyu fiyatları şöyle oluştu;
- 1000 m3 e kadar su tüketimleri için, birim fiyatı 1,25 TL/m3
- 3000 m3 e kadar su tüketimleri için, birim fiyatı 1,00 TL/m3
- 3000 m3 ve üstü su tüketimleri için, birim fiyatı 0,75 TL/m3
İnovasyon - Avrupa Birliği
Çevre Ödülleri Türkiye Programı
A
vrupa Birliği’ne üye 27 ülke ve
Türkiye ile Hırvatistan’da sürdürülebilirlik ve inovasyon konusunda
başarılı çalışmalarıyla ön plana çıkan
işletmelere verilen Sürdürülebilirlik
için İnovasyon-Avrupa Birliği Çevre
Ödülleri, çevresel sosyal ve ekonomik
konular bütüncül bir şekilde yöneten
işletmelerin yenilikçi uygulamalarını
ödüllendirmeyi hedefliyor.
Avrupa’da sürdürülebilirlik için inovasyonun yaygınlaştırılmasını amaçlayan
bu girişim, çevre dostu yönetim anlayışı,
uygulama ve ürünlere öncülük eden işletmelerin başarılarını takdir etmek ve
8
diğer kurumların bu anlayışı benimsemelerini desteklemek amacıyla Avrupa
Komisyonu tarafından iki yılda bir düzenleniyor.
REC Türkiye ve TÜSİAD işbirliğinde düzenlenen programa Türkiye,
2006 yılından itibaren katılım sağlıyor.
Ülkemizde dördüncü kez sahiplerini
bulacak ödüller, yönetim, ürün ve süreç
kategorileri olmak üzere üç kategoride
veriliyor.
Başvurular, 16 Ekim 2011 tarihine kadar devam ediyor. Detaylı bilgiye
www.abcevreodulleri.org internet sitesi
üzerinden ulaşılabilir.
Atık analizi için
kimler numune
alabilir
B
ir atığın tehlikeli olup olmadığının
belirlenmesi amacıyla 05.07.2008
tarihli ve 26927 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren Atık
Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin
Yönetmeliğin Ek-III/B’sinde yer
alan eşik konsantrasyon değerlerine
göre atığın analizinin yapılması
gerekmektedir. Analizi yapılacak atıklar
için numunelerin ilgili İl Çevre ve
Orman Müdürlükleri ya da Çevre ve
Orman Bakanlığı’ndan numune almaya
yeterlilik almış olan laboratuarlarca
alınması gerekmektedir.
Bu kapsamda, Ek-III/B analizi
için atığını gönderecek olan
sanayicilerimizin mutlak suretle
Bakanlıktan numune almaya yeterlilik
almış laboratuarlarca veya İl Çevre
ve Orman Müdürlüklerince numune
alınarak gönderilmesi gerekmektedir.
HABER
HABER
Bursa devlerinin 37’si DOSAB’da
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından gerçekleştirilen Bursa’daki
250 Büyük Firma Araştırmasının sonuçlarına göre, 250 firmanın 37’si Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB) faaliyet gösteriyor.
L
isteye 37 firma ile giren DOSAB
firmalarının sektörel dağılımı ise
şöyle oluştu; 17 firma tekstil ve
konfeksiyon, 12 firma otomotiv ana ve
yan sanayi, 2 firma plastik ve kauçuk,
2 firma makine-metal ve 4 firmada diğer sektör dallarında faaliyet gösteriyor.
DOSAB’lı 37 firmanın iç ve dış satışlar
toplamı ise 9 milyar 453 milyon Türk
Lirası oldu.
Bursa’nın 250 büyük firması arasında 37 adet firmayla yer alan Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi’nin, 2010 değerleriyle 1 milyar 231 milyon 150 bin
TL’lik brüt katma değer yarattığı görülüyor. DOSAB’lı firmaların öz sermaye
toplamı ise 1 milyar 874 milyon TL.
Net aktifleri 6 milyar 80 milyon TL’ye
ulaşan 37 firmanın, vergi öncesi dönem
karları ise 400 milyon 969 bin TL olarak gerçekleşti.
Başarılı performans
DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, önümüzdeki 2012 yılında bu
başarının çok daha yukarı seviyelere çıkacağına inandığını belirtti. Açıklanan
listedeki 37 firmanın 17’sinin tekstil
ve konfeksiyon, 12 adedinin ise otomotiv ve yan sanayi dalında olmasının
Demirtaş Organize’nin de sektörel bir
Türkiye’nin ilk
Hot stamping
(sıcak sac işleme)
tesisini DOSAB’da
kuran Beyçelik
Gestamp, BTSO
araştırmasında
Bursa’nın 31.
büyük firması
oldu.
profilini çıkarmış olduğunu kaydeden
Yedikardeş, “Bizleri en çok sevindiren
durum, bu 37 firmanın 20 bine yakın
kişiye sağladığı istihdam ve 3milyar dolara dolara ulaşan ihracatlarıdır. İnanıyorum ki, önümüzdeki yıldan itibaren
hem istihdam hem de ihracat olarak
önemli bir artış göstereceğiz. Bölgemizdeki bu firmaları kutluyor, yılmadan
daha çok üretim, ihracat ve istihdam
yaratma gayretleri içinde olmalarını diliyorum” dedi.
DOSAB merkezli Obasan Gıda, 1.216 kişilik istihdamı ve 83,5 milyon TL cirosuyla
listede yer aldı.
Otomotiv liderliğini koruyor
Bursa’daki 250 büyük firmanın 2010
yılı itibariyle net ciroları toplamı yüzde
20,2’lik artışla 40,5 milyar lira, brüt
katma değerleri yüzde 27,2’lik artışla
5,6 milyar lira, öz sermayeleri yüzde
12’lik artışla 12,4 milyar lira, net aktifleri toplamı yüzde 17,6’lık artışla 30,4
milyar lira, vergi öncesi dönem karları
yüzde 54,3’lük artışla 2,1 milyar lira,
Otomotiv ana ve
yan sanayi bütün
göstergelerde
liderliğini korudu. İlk
250 şirketin yüzde
26’sı otomotiv ve
yan sanayi alanında
faaliyet gösteriyor.
DOSAB’da yeralan
TOFAŞ Türk Otomotiv
Fabrikası, 6,4 milyar
liralık cirosuyla
Bursa’nın 2. büyük
firması oldu.
TOFAŞ’da 2010 yılı
ücret ve çalışanlar
ortalaması ise 6
bin 824 kişi olarak
gerçekleşti.
10
HABER
toplam ihracatları yüzde 15,2’lik artışla 9,6 milyar dolar, ücretle çalışanlar
ortalaması yüzde 7,3’lük artışla 103 bin
665 kişi, üretimden satışları da yüzde
18,2’lik artışla 29,9 milyar lira oldu.
250 firmanın 65’i otomotiv ana ve
yan sanayi, 52’si tekstil ve konfeksiyon,
39’u gıda tarım ve hayvancılık, 26’sı
makine ve metal, 12’si inşaat, 9’u enerji
elektrik ve elektronik, 10’u plastik, kauçuk ve sünger, 6’sı ağaç-orman ürünleri
ve mobilya, 5’i nakliye ulaştırma, 3’ü çimento-toprak ve madencilik, 3’ü kimya,
2’si deri kürk ve ayakkabı, 2’si turizm
oldu.
Otomotiv ana ve yan sanayinin bütün göstergelerde liderliğini korudu. İlk
250 şirketin yüzde 26’sı otomotiv ve
yan sanayi alanında faaliyet gösteriyor
ve cironun yüzde 49’unu da bu şirketler
gerçekleştirdi.
2,8 milyar $ ihracat yapıyor
20 bin kişi çalıştırıyorlar
B
Otomotive dönük araçların iç giydirme
ve montaj proseslerini tasarlayan Aunde
Teknik, 2010’da 76,5 milyon dolar
ihracat yaptı.
ursa’nın En Büyük 250 Firması içinde
yer alan 37 DOSAB firması, 2010
yılında 19.731 kişi ücretle çalışanlar
ortalamasına sahip. İstihdamda ilk sırayı
6.824 kişi ortalamısıyla Tofaş alırken, bu
firmayı 1.216 kişiyle Obasan Gıda, 1.275
kişiyle de B-Plas izledi. Bölgede 400
firma faaliyet gösteriyor ve 2011 yılı ilk
yarısı itibariyle toplam istihdam 36 bin
kişiyi geçmiş durumda.
Yine 2010 yılı verilerine göre BTSO
listesine giren 37 firmanın toplam
ihracatı 2 milyar 868 milyon dolar oldu.
Tofaş ihracatta da 2 milyar 346 milyon
dolar ile ilk sırada yer aldı. İhracatta
ikinci sırada 76,8 milyon dolarla Aunde
Teknik Tekstil, 70,6 milyon dolarla Teknik
Malzeme AŞ izledi.
BURSA 250 BÜYÜK SIRALAMASINDA DOSAB’LI FİRMALAR - 2010
250
Büyük
No
Sıra
İç-Dış Satış
(Ciro) TL
KDV Hariç
Firma Adı
1
2
2
26
3
31
4
38
5
40
6
49
7
51
8
52
9
53
10
60
11
64
12
66
13
67
14
68
15
78
16
86
17
89
18
90
19
106
20
119
21
138
22
143
23
144
24
145
25
146
26
164
27
166
28
180
29
188
30
196
31
205
32
208
33
213
34
220
35
227
36
234
37
248
TOFAŞ TÜRK OTOMOBİL FABRİKASI A.Ş. 6.373.851.209
B-PLAS BURSA PLASTİK METAL A.Ş. 248.244.267
BEYÇELİK GESTAMP KALIP A.Ş.
218.808.418
ERMETAL OTOMOTİV VE EŞYA A.Ş.
172.113.126
TEKNİK MALZEME A.Ş.
168.527.037
AUNDE TEKNİK TEKSTİL A.Ş.
141.559.386
BPO-B.PLAS-PLASTİC OMNİUM A.Ş.
137.702.611
HARPUT TEKSTİL LTD. ŞTİ.
137.295.270
BOSCH FREN SİSTEMLERİ A.Ş. 136.551.924
P.M.S.METAL PROFİL ALÜMİNYUM A.Ş.
116.094.299
SUNTEKS DOKUMA BOYA APRE A.Ş.
106.817.055
GRAMMER KOLTUK SİSTEMLERİ A.Ş.
106.716.189
TAŞDELEN TEKSTİL VE TURİZM A.Ş.
104.962.085-
POLYTEKS TEKSTİL EĞİTİM A.Ş.
103.906.597
E.N.A.TEKSTİL A.Ş.
89.108.662
OBASAN GIDA İNŞAAT A.Ş.
83.469.154
ACARSOY TEKSTİL A.Ş.
81.347.955
SÜLEYMAN BURSALI TEKSTİL A.Ş.
80.579.913
LOW PROFİLE TEKSTİL. A.Ş.
69.920.668
D.E.B.Y TEKSTİL A.Ş.
65.767.890
IŞIKSOY TEKSTİL İNŞAAT LTD. ŞTİ. 55.055.939
FİBER İPLİK MENSUCAT A.Ş.
53.964.847
FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK A.Ş.
53.801.557
ÖZ ÜÇ-EL TEKSTİL LTD. ŞTİ.
53.587.932
ÖZ TEKSTİL LTD. ŞTİ.
53.229.334
FİSTAŞ DIŞ TİCARET PAZARLAMA A.Ş.
47.293.731
ACAR İHRACAT İTHALAT TEKSTİL A.Ş. 46.464.798
YILMAZ SÜNGER KUMAŞ LTD. ŞTİ. 41.521.976
AKTAŞ HAVA SÜSPANSİYON SİS.A.Ş. 39.692.133
ŞAHİNKUL MAKİNA VE YEDEK PARÇA A.Ş. 37.589.870
ANNAÇLAR GIDA VE TEM.LTD. ŞTİ.
36.623.713
BEZTAŞ TEKSTİL LTD. ŞTİ.
35.087.521
YILMAR ÇELİK TEL YAY LTD. ŞTİ. 33.916.255
BAYKAR DÖVİZ TİCARET A.Ş.
32.139.907
IŞIKSER TEKSTİL LTD. ŞTİ.
31.355.457
TEKNİK 20 MAKİNA VE ELEKTRİK LTD. ŞTİ. 30.626.427
BÜROSİT BÜRO DONANIMLARI A.Ş.
27.800.753
TOPLAM
9.453.095.865
Dönem Karı
(V.Ö.) TL
299.271.990
-
-
-
6.666.271
5.284.508
-
14.101.816
1.314.738
1.079.550
5.439.992
-
-
-
9.190.098
10.020.090
2.896.483
6.848.784
-3.551.054
10.035.253
3.262.618
7.281.238
6.489.209
4.795.247
374.114
53.606
246.860
434.532
-31.094
1.069.558
2.249.915
2.249.919
330.278
23.701
3.540.918
-
-
400.969.138
İhracatı
Dolar
2.346.818.422
4.628.132
21.523.239
4.829.728
70.691.232
76.848.501
311.159
16.246.814
15.360.075
48.268.845
24.249.280
50.665.860
3.196.309
3.537.884
-
780.521
1.760.588
26.669.890
45.562.763
-
1.990.087
-
-
-
33.254.875
31.020.497
21.418.307
-
9.996.230
2.270.310
418.781
-
-
-
-
3.719.707
2.862.450
2.868.900.486
Çalışan
Ort.
Kişi
6.824
1.275
867
686
323
933
486
563
249
240
655
558
98
318
280
1.216
322
364
498
6
320
5
640
209
435
5
44
48
103
351
45
194
166
2
44
190
169
19.731
Üretimden
Satışlar
TL
5.448.847.625
233.264.428
200.883.792
161.816.864
159.014.504
141.258.155
128.525.516
73.610.585
136.551.924
115.912.842
102.200.976
106.716.189
15.463.307
102.160.333
86.390.972
81.789.784
80.690.718
49.574.099
67.642.407
50.272.732
301.813
53.630.683
53.587.932
33.459.066
34.837.478
37.589.870
0
34.726.091
33.664.734
2.484.582
27.625.151
26.383.027
7.880.878.179
11
HABER
Türkiye’nin en büyük 500’ünde
37 Bursa, 6 DOSAB’lı firma var
İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması
2010 sonuçlarına göre devler liginde 37 Bursalı firma var. Bu firmalardan 6’sı
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden…
İ
stanbul
Sanayi
Odası’nın (İSO) hazırladığı ‘Türkiye’nin 500
Büyük Sanayi Kuruluşu
Araştırması’na göre, 2010
yılında en büyük 20,8 milyar
lira üretimden satış rakamıyla yine Tüpraş oldu. Özelleştirildiği 2005’ten beri İSO
500’ün zirvesini kaptırmayan Tüpraş, 2010’da üretimden satışlarını % 30 arttırdı.
Renault
ihracat lideri
Geçen yılki üçüncülük
koltuğunu Ford’a kaptıran
Oyak Renault 2010’da 4.
sıraya otururken, Tofaş ise
geçen yıl olduğu gibi beşinci sırada yer aldı. İSO 500
kapsamında en fazla ihracat
yapan ilk 10 kuruluşun tümü
özel sektör olurken, ihracat
zirvesinde Oyak Renault yer
aldı. 3,2 milyar dolarlık ihracatı olan Bursalı otomotiv
devini Tüpraş, Ford ve Tofaş
izliyor. En fazla ihracat yapan 10 kuruluşun 2010 yılı
ülke ihracatı içindeki payı
yüzde 16,6 oldu.
5 Koç şirketi
ilk 10’da
78 firma ilk 500’e ilk
kez giriş yaparken, 21 firma
isminin açıklanmasını istemedi. Koç Holding, İlk 10’a
Tüpraş, Ford, Tofaş, Arçelik ve Aygaz olmak üzere 5
şirketini soktu. 2010 yılında
yabancı sermaye paylı kuruluş sayısı ise 153’ten 148’e
geriledi. İSO 500 kapsamında 2010 yılında kamu kuruluşlarının sayısı 12’ye düştü.
2010’da ödenen faizler ve finansman giderlerindeki düşüş, İSO 500’ün kârlılığına
12
olumlu yansıdı. 2010’da en
fazla kâr eden sanayi kuruluşu ise 4 milyar 850 milyon
920 bin 203 lira ile kârını
geçen yıla göre 3,5 kat artıran EÜAŞ oldu. En fazla kâr
eden ilk 10 kuruluş içinde 4
kamu kuruluşu yer aldı.
Özelde istihdam
%9,8 arttı
İSO 500’de yer alan firmalar toplamda 550 bin 939
kişi çalıştırırken, Arçelik 14
bin 48 çalışanla istihdamda birinci sırada yer aldı.
Arçelik’i 13 bin 543 çalışan
ile Türkiye Şeker Fabrikaları,
12 bin 603 çalışan ile Türkiye
Taşkömürü Kurumu izledi.
2010’da İSO 500 genelinde
çalışan sayısı bir önceki yıla
göre yüzde 6,7 artış sağladı.
Bu dönemde özel kuruluşlarda çalışan sayısı yüzde
9,8 artarken, kamu kuruluşlarında yüzde 10,7 azaldı.
2010’da Türkiye sanayi sektörü istihdamı ise yüzde 10,2
oranında büyüyerek 417 bin
kişi arttı.
Devler liginde
6 DOSAB’lı var
İlk 500 listesine Bursa’dan
37, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nden ise 6 firma girdi. Bursa firmalarının
2010 üretimden net satışları toplamı 22,9 milyar lira
oldu. Listede DOSAB’dan
ise 6 firma yer aldı. Tofaş,
Beyçelik Gestamp, Ermetal
Otomotiv, Aunde Teknik
Tekstil, Bosch Fren Sistemleri ve BPO listede bulunan
DOSAB’lılar oldu. 6 firmanın 2010 yılı üretimden net
satışları toplamı 6,2 milyar
lira olarak gerçekleşti.
DEVLER LİGİNDEKİ BURSA FİRMALARI
2010 2009
Sıra
Sıra Kuruluş
4
3
5
5
23
28
40
37
59
66
68
81
87
99
108 147
109 162
122 115
145 220
169
85
178
-
185 114
216 170
226 207
245 226
260 262
296 254
301
-
304 251
308 261
340 345
363 454
372 355
378 398
381 432
385 386
399 382
406 365
414 387
419 329
441 323
457 442
483 445
484 379
493
-
Üretimden
Satışlar Net
(TL)
Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. 5.871.042.516
TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.
5.448.847.625
Borçelik Çelik San. Tic. A.Ş.
1.619.274.756
Bosch San. ve Tic. A.Ş.
1.023.734.995
SÜTAŞ Süt Ürünleri A.Ş
806.449.991
Delphi Automotive Systems Ltd. Şti.
731.720.691
Korteks Mensucat San. ve Tic. A.Ş.
590.073.815
Starwood Orman Ürünleri Sanayi A.Ş.
502.779.718
Karsan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.
501.475.571
Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. 457.171.667
Componenta Dökümcülük A.Ş.
386.945.817
Bis Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
335.484.886
Asil Çelik San. ve Tic A.Ş.
328.058.164
Zorlu Enerji Elektrik Üretim A.Ş.
318.624.295
Yeşim Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
275.841.306
Cargill Tarım ve Gıda San. Tic. A.Ş.
260.425.439
Coşkunöz Metal Form Makina A.Ş.
246.589.784
Major SKT Oto Donanım A.Ş.
234.485.794
Beyçelik Gestamp A.Ş.
200.883.791
Matlı Yem San. ve Tic. A.Ş.
195.992.736
Gemlik Gübre Sanayii A.Ş.
194.944.744
Küçükçalık Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
191.558.759
Marmarabirlik
173.564.557
ÇEMTAŞ Çelik Makina A.Ş.
165.760.484
Ermetal Otomotiv ve Eşya A.Ş.
161.816.864
Akbaşlar Tekstil Enerji A.Ş.
159.407.753
Teknik Malzeme Tic. ve San. A.Ş.
159.014.504
Özdilek AVM ve Tekstil A.Ş.
158.037.598
Durmazlar Makina San. ve Tic. A.Ş.
153.208.190
Bursa Beton San. ve Tic. A.Ş.
150.225.242
Aroma Bursa Meyve Suları ve Gıda A.Ş. 147.522.657
Bursa Çimento Fabrikası A.Ş.
146.715.421
Aunde Teknik Tekstil San. ve Tic. A.Ş.
141.258.155
Bosch Fren Sistemleri San. ve Tic. A.Ş.
136.551.924
BPO B-Plas Plastic Omnium A.Ş.
128.525.515
Bıran İplik San. ve Tic. A.Ş.
128.373.771
Bosch Rexroth Otomasyon A.Ş.
125.814.499
TOPLAM
22.958.203.994
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK 10 KURULUŞU
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
1
2
6
3
5
4
8
7
11
12
TÜPRAŞ-Türkiye Petrol Rafinerileri
20.819.067.010
EÜAŞ Elektrik Üretim A.Ş.
9.740.496.745
Ford Otomotiv Sanayi A.Ş.
6.004.819.331
Oyak-Renault Otomobil Fabrikaları A.Ş. 5.871.042.516
TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.
5.448.847.625
Arçelik A.Ş.
5.108.831.127
Aygaz A.Ş.
3.969.130.023
Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları T.A.Ş. 3.715.823.817
İçdaş Çelik Enerji Tersane A.Ş.
3.523.477.229
İskenderun Demir ve Çelik A.Ş.
3.239.662.761
DOSAB
Daha yeşil DOSAB
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nde daha yeşil bir
çevre için 149.250 metrekare yeşil alan oluşturuldu.
Bölgede 12 binin üzerinde ağaç dikildi. Yeşil alanların
tümü tam otomasyonlu sistemle sulanıyor.
A
lt yapı yatırımlarının tümünü
bitiren, sosyal tesisleri, sosyal
projeleri ile de örnek projelere imza atan DOSAB, çevreci yönünü
de geçen süreçte hızla geliştirdi. Tüm
yolların asfalt olduğu, tretauar ve peyzaj çalışmalarının yapıldığı Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi son dönemde
daha yeşil görünüyor.
Yeşil alan oranı arttı
DOSAB İnşaat Grup Şefi Burak
Kargı, daha yeşil bir DOSAB için yapılan çalışmalar kapsamında bu yıl son
yatırımları hayata geçirdiklerini söyledi. Kargı, “Bu yılın başından itibaren
bölgemize 3.276 adet Leylandi ağacı
dikilerek toplamda 10.000 adete yaklaşılmıştır. Yine bu yılın başından itibaren
128 adet Top Akasya ağacı dikilerek
toplamda 1.500 adet Top Akasya ağacı
olmuştur.
Bitki deseni olarak muhtelif yerlerde
Fıstık Çamı, Süs Eriği ve Çalı Grupları
bulunmaktadır. 3.050 metrekarelik alan
çimlendirilerek toplam çim alanımız
149.250 metrekare olmuştur” şeklinde
konuştu.
Otomasyonlu sulama sistemi
Bu yeni dikilen ağaçların sulanması
için 2011 yılı içinde 5.000 metre damlama borusu döşenerek otomasyonlu
damlama sulama sistemi oluşturulduğunu belirten Kargı, şu bilgileri verdi:
“Böylece geçmiş seneler dahil olmak
üzere dikimi yapılan tüm ağaçların otomasyonlu damlama sulama sistemi tamamlanmıştır. Yeni yapılan yeşil alanlar
da dahil olmak üzere tüm çim alanlarda
peyzaj tipi otomasyonlu yağmurlama
sulama sistemi mevcuttur.
14
-
149.250 metrekare çim alan
10.000 adet Leylandi
1.500 adet Top Akasya
5.528 metrekare alanda çalı grubu (Fıstık Çamı, Süs Eriği)
10.000 adet mevsimlik çiçek
Tam otomasyonlu damlama ve sulama sistemi
15
DOSAB
Burak Kargı
DOSAB’ın Çevre Timi: DOSAB İnşaat Grup Şefi İnşaat Mühendisi Burak Kargı, 1 ziraat mühendisi, 2 inşaat teknikeri, 8 usta ve 1
operatör olmak üzere 13 kişilik bir ekip, daha yeşil bir Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi için yoğun bir çaba gösteriyor.
Sürekli çalışma
DOSAB’ı daha da güzelleştirmek
için 2011 yılı yaz döneminde muhtelif
yerlere toplam 10.000 adet mevsimlik
çiçek dikilmiştir. 2011 yılı içersinde
6.338 adet Leylandi, 1.372 adet Top
Akasya Ağacının, 5.528 metrekare
Çalı grubunun periyodik budamaları
yapılmıştır. Tretuar arkalarında kalan
14.000 metrekare yeşil bandın yabani
ot temizliği yapılmıştır. Mustafa Karaer
ve Ali Osman Sönmez Caddelerindeki
tretuar arkasındaki yeşil bantlar ile yol
ortasındaki yeşil alanlarda bulunan çalı
bitkilerinin (7.500 m²) iki kez el çapası
yapılmıştır. Ayda iki defa tüm çim alanlar çim biçme traktörleri ve makineleriyle biçilmektedir. Bölgemizdeki tüm
ağaçlar zararlılara ve hastalıklara karşı
ilaçlanmaktadır. Grubumuz daha yeşil
bir DOSAB için sürekli ve yoğun bir
çalışma içindedir.”
16
SCADA SİSTEMİ
Türkiye’de ilk olan DOSAB’ın
SCADA Sistemi’nde sona doğru
Bir organize sanayi bölgesinin ihtiyaç duyduğu tüm altyapının bir merkezden izlenmesi
ve kumandasını sağlayacak Türkiye’deki ilk örnek olan ‘DOSAB SCADA, Sayaç
Otomasyonu, Haberleşme Sistemleri ve Altyapısı’ Projesi’nde sona doğru geliniyor.
Sistemin bu yıl sonunda devreye alınması planlanıyor.
M
Fethi Ahmet Özdemir
SYS Proje Saha Mühendisi
.Ö. 300’lü yıllarda
İskenderiyeli
Hero’nun Herkül’ün
bir
efsanesini
anlatmakta kullandığı suyla çalışan
“otomat”’ından
günümüze,
otomasyondaki gelişmeler hele
ki endüstri devriminden sonra
neredeyse akıl almaz boyutlara
ulaştı.
Günümüzde ise değişen ve
artan ihtiyaçlar doğrultusunda, özellikle kaynak (elektrik,
doğalgaz, su, buhar vb.) dağıtımında, dağıtıcıya, şebekesi
üzerinde güçlü bir denetim
kurabilme konusunda SCADA
(Supervisory Control And Data
Acquisition) sistemleri öne çıkmaktadır.
DOSAB Projesi’nde
neler var?
Bu amaçla Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi de böl-
18
gesinde Elektrik, Doğal Gaz,
Su ve Atık Su şebekelerinin
uzaktan izlenmesi ve kumanda edilmesi, bölge içerisindeki
elektrik, doğalgaz, su ve atık su
sayaçlarının uzaktan okunması
için kombine bir SCADA sistemi kurmaktadır. Bunun yanında
güvenlik için gerekli MOBESE
sisteminin kurulması ve haberleşme altyapısının kurulması da
proje dahilindedir.
Proje kapsamında müşteri
parsellerine, orta gerilim dağıtım merkezlerine, doğalgaz
bölge regülatörlerine, su depolarına ve kuyularına tesis edilecek SCADA ekipmanları ile
bölgenin tamamında dağıtımı
yapılan tüm kaynakların (elektrik, doğalgaz, su ve atık su) anlık
izlenmesi ve kontrolü sağlanacaktır.
Sistemin ana haberleşme
medyası haberleşme teknolo-
jisindeki en hızlı, güvenilir ve
gelişmeye açık ortam olan fiber
optiktir. Dağıtım merkezleri
arasında oluşturulan 3 adet fiber optik ring, tüm DOSAB
sahasından verileri toplayarak
DOSAB İdari binasında tesis
edilmiş SCADA merkezinde
sonlanmaktadır.
Bu ana omurga üzerinden
SCADA sistemi ve MOBESE
sistemi verileri toplanırken, Telekom hizmetleri de sunulabilecektir.
Türkiye’deki ilk örnek
Bir
Organize
Sanayi
Bölgesi’nin ihtiyaç duyduğu
tüm altyapının bir merkezden
izlenmesi ve kumandasını sağlayacak Türkiye’deki ilk örnek
olan sistem aşağıdaki bileşenlere sahip olacaktır;
- Elektrik dağıtım şebekesi
SCADA sistemi
SCADA SİSTEMİ
- Doğalgaz dağıtım şebekesi
SCADA sistemi,
- Su dağıtım şebekesi SCADA sistemi,
- Atıksu dağıtım şebekesi
SCADA sistemi,
- Elektrik şebekesi için dağıtım yönetim sistemi,
- Elektrik, doğalgaz, su ve
atıksu şebekeleri için sayaç okuma sistemi,
- MOBESE sistemi,
- Haberleşme sistemi.
Tüm kaynaklara ait şebekelerin aynı anda izleneceği SCADA, Sayaç Otomasyonu, Haberleşme Sistemi ve Dağıtım
Yönetim Sistemi ile MOBESE
tek bir merkezde kurulacaktır.
Merkezde Sayaç Otomasyonu,
SCADA, Haberleşme, Dağıtım Yönetim Sistemleri ve sayaç
otomasyon sistemleri için birer
çift yedekli sunucu konulacaktır. Ayrıca MOBESE için gereken bilgisayar sistemi de kurulacaktır.
Anlık izleme ve
kontrol yeteneği
Merkezde, tüm şebekelerin
izlenmesi ve gerçek zamanlı şekilde kumandası için bir SCADA yazılımı bulunacaktır. Yazılım sahadaki RTU’lardan gelen
verileri toplayacak, arşivleyecek,
alarm oluşturacak, gerekli durumlarda ilgili alarmları üretecek, sisteme bağlanan kullanıcılara tüm bu değerleri sunacak
ve sistem operatörlerinin verdikleri komutları iletişim altyapısı üzerinden ileterek uzaktan
kumandayı sağlayacaktır. Bu
sayede sistemin kontrol ettiği şebeke ile ilgili tüm bilgiler
anında operatörlere ulaştırılarak şebekeye müdahale süreleri
minimuma indirilecektir.
Sistemin anlık izleme ve
kontrol yeteneği yanında arşivleme özelliği sayesinde kontrol
edilen şebekeye ait veriler geçmişe yönelik izlenebilecektir.
Bu sayede, sistemin geçmişe
ait dönemsel davranışları tüm
bölgede veya belirli bölgeler
bazında incelenip yorumlanarak, geleceğe ait öngörülerin
oluşturulmasında kullanılabilecektir.
Veriler nasıl
toplanacak?
Peki tüm bu veriler bir merkeze nasıl toplanmaktadır? Yukarıda da bahsi geçen fiber optik ringler üzerindeki dağıtım
merkezlerinden tüm müşteri
parsellerine, bölge regülatörlerine, su kuyularına, su depolarına
ve MOBESE direklerine fiber
optik kablolar çekilmektedir.
Müşteri parsellerine, bölge regülatörlerine, kuyu ve depolara
tesis edilecek olan ve SCADA
sistemi içerisinde gerekli uzaktan izleme ve kumanda işlevlerini yerine getirecek, RTU (Remote Terminal Unit) adı verilen
endüstriyel tipte elektronik cihazlar bulundukları noktadaki
SCADA ile ilgili verileri işleyip
merkeze ileteceklerdir. RTU’lar
kurulu oldukları yerdeki ölçümleri yapan (akım, gerilim,
basınç, sıcaklık v.b.), ölçüm sonuçlarını SCADA merkezine
ileten ve merkezden gelen komutları yerine getirerek uzaktan
Katılımcılar verilere
ulaşabilecek
Merkezde ise SCADA yazılımı ile entegre çalışan bir Dağıtım Yönetim Sistemi kurulacaktır. Sistem, endüstriyel güç
sistemlerinin dağıtımı, iletimi ve
üretiminin otomasyonu ile ilgili
proseslerde kullanılacaktır. Tüm
sistemin tasarım aşamasından
sanal bir simülasyon ortamının
oluşturulmasına, sistemle ilgili
öngörülerin ve müdahalelerin
yapılmasından sistemin analizi
ve optimizasyonuna kadar her
alanda çözüm üretmektedir. Bu
sayede, küçük bir manevradan
ileride yapılması öngörülen bir
şebeke yatırımına kadar, sistemle ilgili analizler ivedilikle yapılabilecektir.
Sayaç Otomasyonu Yazılımı,
müşteri ve parsel RTU’larına
bağlı sayaçların tüketimlerini ve
yük profili v.b. kayıtları okuyup
bir veritabanına kaydedecektir.
Sayaçlardan alınan veriler
veritabanına gerçek zamanlı
izleme ve kumandayı sağlayan
akıllı cihazlardır.
Önceden de bahsedildiği
gibi çok hızlı gelişen ve ilerleyen teknolojiyle birlikte sistem,
ileride kurulacak yeni sistemlerle veri alışverişi yapılmasını
sağlayacak şekilde açık bir mimaride tasarlanmıştır. Farklı
sistemlerin bir arada çalışmasını
sağlayacak endüstriyel standartları (OPC, ODBC v.b.) desteklemektedir.
olarak kaydedilecektir. Yazılım
bu verileri, kolay anlaşılır raporlar, grafikler ve tablolar şeklinde
kullanıma sunacaktır. Ayrıca
DOSAB bölgesindeki katılımcılar da tüketim verilerine yine
bu sistemden ulaşabilecek ve
tüketim değerlerini izleyebileceklerdir.
Pano testleri yapıldı
Kameralar, bilgisayarlar, harici depolama üniteleri, kamera
DOSAB SCADA
sisteminde kullanılacak dahili ve harici
panoların üretimi
sürüyor. Bu panoların testleri DOSAB
Bölge Müdürü Serhat Şengül, Müdür
Yardımcısı Mustafa
Ateş ve Doğalgaz
Grup Şefi Murat
İspa ile SYS firması
yetkilileri tarafından
Ankara’da Temmuz
ayında yapıldı.
19
SCADA SİSTEMİ
SYS Sistem Yazılım
AŞ’nin Ankara
Tesislerinde üretilen
panoların test ve
kabulleri yapıldıktan sonra üretime
devam kararı alındı.
Panoların kısım
kısım sevki yapılarak DOSAB’da
montajı ve ilgili
fiber, haberleşme ve
elektrik bağlantıları
yapılacak.
yazılımları ve sahada gerekli
direkler, kutular v.b. diğer bileşenlerden oluşan MOBESE
sistemi her kameradan ayrı kablo çekilmesini gerektiren eski
analog yapı yerine, fiber optik
üzerinden sayısal mantıkta çalışan IP kameralar üzerine kurulacaktır. Kullanılacak hareketli
ve sabit kameralar gece/gündüz
çalışacak tiptedir. Kameralar
üzerinden depolanan görüntüler belli bir süre geçmişe dönük
izlenebilecek şekilde depolanacaktır.
Hali hazırda SCADA sisteminde kullanılacak dahili ve harici panolar üretilmekte olup bu
panoların testleri DOSAB ve
SYS yetkilileri ile birlikte üre-
tim yerinde yapılmış ve panoların üretimine devam edilmesine
karar verilmiştir.
Panoların, kısım kısım DOSAB sahasına sevki yapılarak,
müşteri sahasında montajı ve ilgili fiber, haberleşme ve elektrik
bağlantıları yapılacaktır.
DOSAB sahasına yayılmış
Orta Gerilim Dağıtım Merkezlerine tesis edilecek panolara
takılacak haberleşme anahtarları ile sistemin haberleşme altyapısı devreye alınacak, SCADA
kontrol merkezine konulacak
ana omurga anahtarları ile de
yine bu merkezde yer alacak sistem odasındaki server’lar sahadan gelecek verilerin işlenmesi
için işler hale getirilecektir.
DOSAB sürekli
izlenecek
Proje çerçevesinde yapılacak
MOBESE sistemine ait CCTV
kamerlarının direklerinin dikilmesi ilgili çalışmalar devam
etmektedir. Bu sistem sayesinde DOSAB sahası dahilinde
bulunan elektrik, doğalgaz ve
su şebekelerine ait önemli noktalar (dağıtım merkezleri, bölge
regülatörleri depolar, kuyular
vs.), kavşaklar, DOSAB sahasına giriş-çıkış noktaları ve cazibe
merkezleri izlenebilecektir.
Komple bir dağıtım yönetim sistemi olarak düşünülen ve
bu şekilde tasarlanan SCADA
sistemi OSB’ler içerisinde bir
ilk olma özelliğini taşımaktadır.
DOSAB SCADA,
Sayaç Otomasyonu,
Haberleşme Sistemleri ve Alt Yapısı
Projesi kapsamında
üç tip pano üretimi
yapılıyor. Panolar için bölgedeki
dağıtım merkezlerinde yeni alanlar
oluşturuldu.
20
HABER
DOSAB Yönetimi medya
yöneticileriyle buluşuyor
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu, medya temsilcileriyle bir araya
gelerek bölgede yapılan çalışmalar ve Bursa organize sanayi bölgeleri güç birliği
oluşumu konusunda görüş alışverişinde bulunuyor.
D
OSAB Başkanı Ferudun Kahraman, yönetim kurulu ve
Bölge Müdürü Serhat Şengül,
medyayla buluşmalar kapsamında Olay
Medya ve Medya S yönetici ve yazarlarıyla bir araya geldi.
DOSAB Sosyal Tesisleri’ndeki buluşmalarda hem Demirtaş Organize
Sanayi Bölgesi ile ilgili konular hem de
Bursa OSB’lerinin güç birliği çatısı altındaki çalışmaları gündeme geldi. DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman’ın,
gazetecilerin ekonomiye dair sorularını
da cevaplandırdığı buluşmalar karşılıklı
bilgi alış-verişi anlamında da oldukça
verimli geçti. DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman medya temsilcileriyle
bu tür buluşmaların devam edeceğini
söyledi.
Temel amaç ucuz girdi
Kahraman, medya temsilcilerine
DOSAB’ın Bursa ve ülkemizin örnek
sanayi bölgelerinden birisi olduğunu,
her türlü alt ve üst yapı yatırımlarını tamamladığını aktardı. Gelinen noktada
sanayiciye ucuz ve kaliteli hizmet sunduklarını belirten Kahraman, “Bundan
sonra, bölgemiz için iki önemli projemiz var. Bunlardan birisi bu yıl tamamlanacak SCADA Sayaç Otomasyonu ve
Haberleşme Projemiz, bir diğeri de ileri
arıtma sistemimiz. Biz hem bölge sanayimiz hem de Bursa ve ülke sanayimiz
için daha yüksek katma değer üretecek
büyük projelere de odaklandık. Burada
temel amacımız sanayimizin girdi maliyetlerini daha ucuzlatmak ve rekabet
gücünü arttırmak. Bu doğrultuda güç
birliği platformu oluşturduk ve yoğun
bir şekilde çalışıyoruz” dedi.
Enerjide yol alabiliriz
Güç birliği çatısı altında Bursa’daki organize sanayi bölgelerinin enerji
üretimine girme hedefi doğrultusunda
çalışmalarını yoğunlaştırdığını hatırlatan Kahraman şu bilgileri verdi: “Bursa
OSB’leri Mayıs ayında Mudanya’da tarihlerinde ilk kez bir araya gelerek OSB
Güç Birliği Platformu’nu oluşturmuş,
Haziran ayında Bursa’da yapılan ikinci toplantıda öncelikli olarak sanayinin
enerji ihtiyacını karşılayacak elektrik
üretim tesisi alma veya kurma fikri benimsenmişti. Bu doğrultuda kurulan
enerji komisyonu çalışmalarını yürütürken, Bursa OSB Güç Birliği Platformu
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Oran, Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy, Bölge Müdürü Serhat
Şengül ve bölge katılımcılarından Obasan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Aslanoba, DOSAB Sosyal Tesisleri’nde Olay Medya yönetici ve yazarları Erol Bilenser, Nuri Kolaylı, Gürsel Bayraktutan, Engin Özpınar ve Ahmet Emin Yılmaz’ı ağırladı. Buluşmada DOSAB ve
Bursa OSB’lerinin ortak hareket etme kararı görüşüldü.
22
HABER
Ağustos ayında Demirtaş Organize
Sanayi Bölgesi’nde (DOSAB) üçüncü
toplantısını yapacak.
Bursa’da OSB’lerinde, 115
binden fazla kişi çalışıyor
Türkiye’de OSB uygulamasının 50
yıl önce pilot olarak başladığı il olan
Bursa’da halen 13 OSB bulunuyor. Bu
bölgelerden 2’si yatırım aşamasında, 4’ü
ihtisas 9’u da karma bölge statüsünde.
Bu bölgelerde 2010 yılı sonu itibariyle 115 bine yakın istihdam sağlanıyor.
Yine Bursa’da zorunlu sigortalı 427,692
kişinin (2009 SGK verisi) yüzde 26,45’i
OSB’lerde istihdam ediliyor. 2010 yılı
tahminlerine göre 115.129 kişi (zorunlu sigortalı her dört kişiden biri) OSB
içerisindeki firmalarda çalışıyor.
İhracatın yüzde 80’i yapılıyor
10,9 milyar dolar olan Bursa’nın ihracatının (TİM 2010 verisi) yüzde 81’i,
yaklaşık 8,8 milyar doları OSB’lerdeki
firmalar tarafından yapılıyor. Bir başka
deyişle her 100 dolarlık ihracatın 81
doları OSB bünyesindeki firmalardan
gerçekleştiriliyor. Bursa’daki OSB’ler
toplam 3.201 hektar alana sahip. İlde
bir kişiye 12,57 metrekare OSB alanı
düşüyor. Faaliyetteki 1.250’nin üzerindeki firmanın sektörel dağılımına bakıldığında, tekstil sektörü yüzde 45 ile
ilk sırada yer alıyor. Tekstili yüzde 17
ile otomotiv ve yan sanayi, yüzde 14 ile
makine-metal sektörleri izliyor.”
Yerli kaynaklara dayalı üretim
DOSAB Başkanı Ferudun Kahraman, Bursa OSB Güç Birliği Platformuna büyük önem verdiklerini belirterek, tarihi birlikteliğin Bursa ve ülke
sanayisi lehine örnek yatırımlara imza
atacağını söyledi. Kahraman, sanayinin
en önemli girdisinin enerji olduğunu
belirterek şunları söyledi; “Ülkemizdeki
elektrik enerjisi ihtiyacı yıllık ortalama
yüzde 8 civarında büyüme gösteriyor.
Mevcut kurulu gücümüzle artan talebi
karşılamak, ekonomik hedeflerimize
ulaşmak mümkün olmayacaktır. Hem
bu açıdan hem de sanayimizin girdi
maliyetlerini aşağıya çekebilmek için
Bursa sanayisi olarak kendi elektriğimizi kendimiz üretebiliriz. Biz bunun için
yola çıktık. Dışa bağımlılığı olmayan,
yerli kaynaklara dayalı üretim de gündemimizde öncelikli olarak yer alıyor.
Şahısların değil OSB tüzel kişiliklerinin malı olacak bir yapılanma ile başta
özelleştirme kapsamındaki kömür santrallerinden almak istiyoruz.
Bu konuda siyaset ve kamu yönetimi düzeyinde girişimlerimiz oldu. Bu
fikrimizi açıkladık ve olumlu karşılandık. Arkadaşlarımızdan bir teknik heyet
önce Manisa OSB Enerji Santralini
ardından Çanakkale 18 Mart Çan Termik Santrali’ni gezdi. Bu teknik inceleme gezilerinde Çan Santrali’nin gerek
teknolojisi ve çevreci yönü, gerekse verimliliği ve gücü gibi konularda son derece uygun, Bursa sanayisinin ihtiyacını
karşılayacak düzeyde olduğunu gördük.
2023 hedefi için çalışmalıyız
Güç Birliği olarak böyle bir termik santrali özelleştirme kapsamından
alamadığımızda ikincil olarak uygun
kömür sahalarının bu güç birliğine
tahsisini sağlamak ve elektrik üretim
santrali kurmak konusunda yol almak
istiyoruz. Bu konuda da Ankara’da ilk
temaslarımızı gerçekleştirdik. Yerli kaynak kömürden elde edilecek elektrik ile
sanayi olarak hem girdi maliyetlerimiz
azalacak hem de hükümetimizin ortaya
koyduğu 2023 hedeflerine ulaşma paralelinde; enerji arzı güvenli, sürdürülebilir ve kaliteli olarak sağlanmış olacaktır.”
DOSAB Yönetiminin Medya S ile buluşmasında Başkan Ferudun Kahraman ve Ersan Özsoy, Medya S’ten Tayfun Çavuşoğlu, Murat Kuter,
Kadir Güzel, Okan Tuna, Serkan İnceoğlu, Süha Gürsoy, Hasan Boztürk, Ersel Peker ile bir araya geldi. Başkan Kahraman, 2023 ekonomik hedefleri için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladığı toplantıda, ^DOSAB olarak biz de ihracatımızı 10 milyar
dolara çıkartmak için gayret göstereceğiz” dedi.
23
ETKİNLİK
Geleneksel İftarda, BTSO İlk 250 Firma-2010
Araştırması’nda listeye giren 37 bölge
firmasına plaket verildi.
DOSAB’ın
gurur tabolsu
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi ve DOSAB Sanayici
ve İşadamları Derneği Geleneksel İftarı, 10 Ağustos
Çarşamba günü DOSAB Sosyal Tesisleri’nde yapıldı.
Sadece bölge sanayicilerinin katıldığı iftarda, Bursa Ticaret
ve Sanayi Odası’nın Bursa’nın En Büyük 250 Firması-2010
Listesine giren 37 katılımcıya plaket verildi.
D
OSAB ve DOSABSİAD eski
başkanlarının da katılıp firma
temsilcilerine plaket verdiği
tören tam bir gurur tablosu görünümünde geçti. 37 firmasının temsilcisine
plaketlerini DOSAB Başkanı Ferudun
Kahraman ile eski başkanlar Ertuğ-
rul Kaplan, Mustafa Taşdelen ve Ali
Yedikardeş’in yanı sıra DOSABSİAD
Başkanı Selim Yedikardeş verdi. İftar ve
törene ayrıca DOSAB’ın eski yöneticileri ile DOSABSİAD eski başkanları Ceyhun Özüm, Fuat Bursalı, İsmail
Yavaş ve 250 sanayici ve işadamı katıldı.
Kahraman: Olası bir krizi
az hasarla aşacağız
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun Kahraman iftarda yaptığı
konuşmada, ABD ve Avrupa merkezli
olarak dünyada ekonomik iklimin bozulmaya başladığı şu günlerde, bölge
firmalarının başarılarıyla gururlandıklarını söyledi. Kahraman, “Umuyor ve
inanıyorum ki, Türkiye, olası bir ekonomik krizde güçlü sanayicisi ve ekonomisiyle mümkün olan en az hasarla şu
kritik günleri aşacaktır” dedi.
Sanayici ve
çalışanların başarısı
Kahraman, BTSO’nun 250 listesine
giren 37 DOSAB firmasının 2010 yılında 2 milyar 900 milyon dolar ihracat
yaptığını, 20 bin kişiye iş sağladığını hatırlatarak, “Bölgemizde faaliyet gösteren
firma sayısının 410’u bulduğu düşünüldüğünde, 2010’da yaklaşık olarak 3 milyar 300 milyon doları bulan bir ihracatı
DOSAB olarak biz yapmışız. Çalışan
sayımız 36 bin kişiyi geçmiş durumda.
Bu tablo bizi gerçekten gururlandırıyor.
Emeği geçen tüm sanayici dostlarımı,
çalışanlarımızı bir kez daha kutluyor,
başarılarının devamını diliyorum” şeklinde konuştu.
24
ETKİNLİK
Plaket alan firma ve
temsilcileri
DOSAB Yönetim Kurulu Başkanı Ferudun
Kahraman, BTSO
Bursa İlk 250’de
31., İSO Türkiye’nin
500 Sanayi Kuruluşu
sıralaması-2010’da
da 296. sırada olan
Beyçelik Gestamp
‘ın plaketini Yönetim
Kurulu Başkanı Faik
Çelik’e verdi.
Ermetal Şirketler
Grubu, Ermetal
Otomotiv ve Bürosit
ile 2 ödül aldı.
Ermetal Otomotiv
Bursa sıralamasında
38., Bürosit Büro
Donanımları ise 248.
oldu. Ermetal Otomotiv aynı zamanda
İSO 500 Listesinde
372.basamakta
yer aldı. Plaketleri
DOSABSİAD Başkanı
Selim Yedikardeş
Yönetim Kurulu
Başkanı Fahrettin
Gülener’e verdi.
Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.
(Mustafa Oran), B-Plas Bursa Plastik
Metal A.Ş. (Erdoğan Tan), Beyçelik
Gestamp Kalıp A.Ş. (Faik Çelik), Ermetal
Otomotiv ve Eşya A.Ş. (Fahrettin Gülener),
Teknik Malzeme A.Ş. (Nazif Girgin),
Aunde Teknik Tekstil A.Ş. (Dr. Filiz
Yayla), BPO-B.Plas-Plastic Omnium A.Ş.
(Nazmi Ceylan), Harput Tekstil Ltd. Şti.
(Göksel Yıldırır), Bosch Fren Sistemleri
A.Ş. (Arzu Özeyman), P.M.S.Metal Profil
Alüminyum A.Ş. (Süleyman Önsever),
Sunteks Dokuma Boya Apre A.Ş. (Rafet
Kahraman), Grammer Koltuk Sistemleri
A.Ş. (Tamer Kutku), Taşdelen Tekstil ve
Turizm A.Ş. (Emre Engin), Polyteks Tekstil
Eğitim A.Ş. (Ersan Özsoy), E.N.A.Tekstil
A.Ş. (Nuri Acar), Obasan Gıda İnşaat
A.Ş. (Ferruh Aslanoba), Acarsoy Tekstil
A.Ş. (Emin Acar), Süleyman Bursalı
Tekstil A.Ş. (Aykut Bursalı), Low Profile
Tekstil. A.Ş., D.E.B.Y Tekstil A.Ş. (Ufuk
Uygar Bekil), Işıksoy Tekstil İnşaat Ltd.
Şti. (Ertuğrul Işık), Fiber İplik Mensucat
A.Ş. (Orhan Bilici), Fistaş Fantazi İplik
A.Ş. (İlhan Sarı), Öz Üç-El Tekstil Ltd.
Şti. (Mahmut Kesici), Öz Tekstil Ltd.
Şti. (Hamza Sarıbal), Fistaş Dış Ticaret
Pazarlama A.Ş. (İlhan Sarı), Acar İhracat
İthalat Tekstil A.Ş. (Nuri Acar), Yılmaz
Sünger Kumaş Ltd. Şti. (Aydın Yılmaz),
Aktaş Hava Süspansiyon Sis.A.Ş. (Şahap
Aktaş), Şahinkul Makina ve Yedek Parça
A.Ş. (Hüseyin Kul), Annaçlar Gıda ve Tem.
Ltd. Şti. (Servet Anaç), Beztaş Tekstil Ltd.
Şti., Yılmar Çelik Tel Yay Ltd. Şti. (Eyvaz
Yılmaz), Baykar Döviz Ticaret A.Ş., Işıkser
Tekstil Ltd. Şti. (Kemal Işık), Teknik 20
Makina ve Elektrik Ltd. Şti.( Nihat Sualp),
Bürosit Büro Donanımları A.Ş. (Fahrettin
Gülener).
25
ETKİNLİK
2003-2011 yıllarında DOSAB’ın başkanlığı yapan Ertuğrul Kaplan, BPO-B Plas-Plastic
Omnium Oto.Plastik ve Metal Yan San. AŞ firmasının plaketini Nazmi Ceylan’a verdi.
2001-2003 yıllarında DOSAB Başkanı olan Mustafa Taşdelen, Polyteks Tekstil Eğitim
AŞ’nin plaketeni Ersan Özsoy’a verdi.
1996-1997 yıllarında DOSAB Başkanı olan Ali Yedikardeş, BTSO İlk 250 Listesinde 145.
olan Öz Üçel Tekstil’in plaketini Mahmut Kesici’ye verdi.
26
Somali’ye yardım kampanyası
15 bin TL ile başladı
Gecede bir konuşma yapan DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş de bölge sanayicileri ve üyelerine
dönük derneğin çalışmalarını anlattı.
Yedikardeş, Somali’de son 60 yılın en
büyük kuraklığının yaşandığı ve başta
çocuklar olmak üzere binlerce insanın
yaşamını tehdit ettiği Afrika’ya yardım
için DOSAB ve DOSABSİAD olarak
bir kampanya başlattıklarını, bu kampanyaya bölge sanayicilerin büyük destek vereceklerine inandıklarını söyledi.
Yedikardeş, “Afrika’ya Açlık Felaketine
Yardım” kampanyasına destek vermenin ‘bir insanlık görevi’ olduğunu belirten Yedikardeş, kampanya kapsamında
ilk bağışı DOSABSİAD Yönetimi olarak 15.000 TL ile yaptıklarını belirtti.
Kişi ve kurumlar gücü
oranında seferber olmalı
DOSAB ve DOSABSİAD Yönetimleri, 40 milyonun üzerinde insanın
açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı
felakete yardım konusunda tüm kurumların gücü oranında seferber olması
gerektiğini açıkladı. Kuraklığın başta
çocuklar olmak üzere binlerce insanın yaşamını tehdit ettiği, bir insanlık
dramı ile karşı karşıya kalındığı vurgulandı ve “Açlık tehlikesi yaşayan Afrika
ülkelerine her türlü yardım ve desteği
sağlamalıyız. Konuya duyarlı bütün
vatandaşlarımızı gücü yettiği oranda
kampanyaya destekte bulunmaya davet
ediyoruz” denildi.
Konuşmaların ardından DOSAB
Başkanı Ferudun Kahraman, eski başkanlar Ertuğrul Kaplan, Mustafa Taşdelen ve Ali Yedikardeş ile DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş, 37
firma temsilcisine plaket verdi.
DOSABSİAD
Texbridge İstanbul tanıtıma
DOSAB ev sahipliği yaptı
Ekim ayında İstanbul’da düzenlenecek olan Texbridge Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı,
UİB ve DOSABSİAD tarafından birlikte organize edilen toplantıda Bursalı tekstilcilere tanıtıldı.
Yalın
düşünce
ile sıfır
hata
D
OSABSİAD eğitim ve
bilgilendirme seminerleri
kapsamında “Yalın Üretim
Sistemleri” konulu bir seminer
yapıldı. DOSABSİAD
Yönetim Kurulu Başkanı
Selim Yedikardeş’in yanı sıra
danışmanlık şirketi Duru Lean
Yetkilileri Mahmut ve Beyza
Özdemir seminere konuşmacı
olarak katıldı. Yedikardeş
açılış konuşmasında “Rekabet
unsuru artık detaylarda.
Kar marjları düştükçe nasıl
personel giderlerinde farklılık
yaratırız diye düşünüyoruz.
Eğer işyerinizin verimliliğini
arttırmayı, siz yokken de
birisinin gözcü olmasını, bütün
departmanların birbirini kontrol
etmesini, siz olmadan da her
şey yolunda olsun istiyorsanız,
yalın üretim önemli çözümler
sunacaktır” dedi.
Yalın üretimi, yapısında hiçbir
gereksiz unsur taşımayan ve hata,
maliyet, stok, işçilik, geliştirme
süreci, üretim alanı, fire,
müşteri memnuniyetsizliği gibi
unsurların en aza indirgendiği
üretim sistemi olarak tanımlayan
“Duru Lean” yetkilisi Mahmut
Özdemir, özetle yalın üretimin
kalite anlayışına yeni bir boyut
kazandırdığını, yalın üretimin
temel hedefinin ise üretimde
sıfır hata sağlamak olduğunu
ifade etti. Beyza Özdemir de
öneri sisteminin firmalara ciddi
kazançlar sağlayabileceğini
anlattı.
28
F
uar tanıtım toplantısında konuyan DOSABSİAD Başkanı Selim Yeşan Uludağ Tekstil İhracatçıları
dikardeş de, “Bu da kendiliğinden olBirliği Yönetim Kurulu Başkamayacak. Burada herkesin kendine bir
nı İbrahim Burkay, “Güzel bir tanıtım
pay çıkarması lazım ki, başarılı bir fuar
yapılırsa bu fuar tekstil sektörünün en
organizasyonu olsun. Bir takım oyunu
önemli fuarlarından biri olur” dedi.
oynayacağız, el birliği ve gönül birliğiyDOSABSİAD Başkanı Selim Yedikarle en iyisini yapmaya çalışacağız. CNR
deş de, “Texbridge İstanbul için el ve
bunu gerçekleştirecek güçtedir” diye kogönül birliğiyle en iyisini yapmaya çanuştu.
lışacağız” dedi.
CNR Fuarcılık tarafından gerçekleştirilecek ve CNR Expo
Fuar Alanı’nda 13-15
Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan
“Uluslararası Tekstil ve
Aksesuarları Fuarı’nın”
(Texbridge İstanbul)
Bursa’daki
tanıtım
toplantısı DOSABSİAD seminer salonunda yapıldı. Toplantıya Uludağ Tekstil
Şükran Çevik, Selim Yedikardeş, İbrahim Burkay
İhracatçıları
Birliği
(UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbraAvrupalı heyecan duyacak
him Burkay ve DOSABSİAD BaşkaAvrupa’daki firmaların Türk teksnı Selim Yedikardeş’in yanı sıra CNR
til ürünlerine duyduğu gereksinimden
Expo yetkilileri de katıldı.
dolayı 10 yıl aradan sonra fuarı yeniden
yapmaya karar verdiklerini ifade eden
Bursa’dan altı firma
CNR Expo Genel Müdür Yardımcısı
Ziyaretçi portföyünün arttırılması
Şükran Çevik, Avrupalı alıcının bu fuiçin tanıtım önemine değinen UTİB
ardan heyecan duyacağına inandığını
Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burbelirtti.
kay, “Güzel bir tanıtım yapılırsa bu fuar
Şükran Çevik, ”Fuarın düzenlensektörün en önemli fuarlarından biri
mediği yıllar için nadasa bırakma diyeolur. Katılımcı firmaların da mutlaka
biliriz. 10 yıldır hep bir şekilde bu fuar
kendi müşteri portföylerini fuara dayapmayı planladık. Gerek konjonktür
vet etmesi lazım. Çin bu anlamda çok
gerek dünyadaki ve sektördeki gelişönemli işler yapıyor ve bütün Dünya’yı
meler bunu engelledi. Artık sektörel
fuarlarına çekiyor. Şu ana kadar fuara
gelişmelerin Türkiye’ye verdiği destek46 firma kayıt yaptırmış ve bunların altı
ten, fiyatlardan, Uzakdoğu’daki ve diğer
tanesi Bursa firması. Bursa firmalarının
gelişmeleri göz önünde bulundurarak
sayısı inanıyorum ki daha da artacak ve
iddialı bir hedef koyduk, bunu da başafuara güç katacaklardır” dedi.
racağız” dedi.
CNR Expo Departman Müdürü
Takım oyunu oynayacağız
Elif Kaya ise Dünya çapında çok önemFuarın çok başarılı olması gerekli tekstil firmalarının kayıt yaptırdığını
tiğini, buna hem sektörün ihtiyacı olve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere
duğunu, hem de gelecek fuarlar için
Ortadoğu ülkelerinden de fuara yoğun
motivasyon unsuru olacağını vurgulakatılım beklediklerini söyledi.
DOSABSİAD
DOSAB’lı sanayicilere TÜBİTAK ve Avrupa Birliği, AR-GE Hibe Programları anlatıldı.
AB kaynaklarını iyi kullanalım
Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık, “Türkiye, Avrupa Birliği hibelerinden faydalanamıyor.
Bilmediğimiz için bize ayrılan kaynaklar kullanılmadan geri dönüyor” dedi.
D
emirtaş Organize Sanayi
Bölgesi Sanayici İşadamları Derneği (DOSABSİAD) bilgilendirme seminerlerine ara vermeden devam ediyor.
Son olarak temmuz ayında Prof.
Dr. Atilla Bağrıaçık, “TÜBİTAK
ve Avrupa Birliği, AR-GE Hibe
Programları” konulu bir seminer
düzenledi.
Seminerin açılış konuşmasını
yapan DOSABSİAD Yönetim
Kurulu Başkanı Selim Yedikardeş,
“ Hedefimiz AR-GE’nin bilinirliğini arttırmak. Birçok sanayicimiz
AR-GE’nin tam olarak ne olduğunun farkında değil. AR-GE’nin
işletmelerde tasarım farklılığı yaratmak olduğunun farkındalığına dikkat çekmek istiyoruz” diye
konuştu.
Bilinç eksikliği
giderilmeli
Selim Yedikardeş’in ardından
söz alan Prof. Dr. Atilla Bağrıaçık,
Avrupa Birliği’nin hibe fonları
için ciddi bir kaynak ayırdığını ve
bu kaynakların Türk girişimciler
tarafından kullanılamadığını söyledi.
Avrupa ülkelerinin bu kaynakları çok iyi kullandığını ve büyük
yatırımlar gerçekleştirdiğini vurgulayan Bağrıaçık, “Avrupa ülkeleri hibe fonlarından çok iyi şekilde
yararlanmayı başarıyor. Özellikle
Ar-Ge konusunda iyi işler ve yatırımlar ortaya konulmaya başlandı.
30
Ülkemizde ise böyle bir çalışma
yok denecek kadar az. Türk girişimci, sanayici ya da yatırımcı hibeleri kullanmayı tercih etmiyor.
Tercih etmemesinin temel nedeni
ise bilinç eksikliğidir” dedi.
Ar-Ge kesesi açık!
Avrupa’da yatırımcıların ArGe projeleri ile yeni fabrikalar
açtığını kaydeden Bağrıaçık, Türk
sanayicisinin de bu desteği arkasına alarak hazırlayacağı projeler ile
aynı başarıyı yakalayabileceğinin
altını çizdi.
Türk sanayicisinin herhangi
bir eksiği bulunmadığını aktaran
Prof. Dr. Bağrıaçık, “Avrupa Birliği Ar-Ge konusunda hazırlanacak
yeni projeler için kesenin ağzını
açtı. Yurtdışında Ar-Ge üzerine
proje hazırlayacak çok sayıda firma var. Bizler neden almayalım?
Bana Avrupa’dan arkadaşlarım
her zaman neden bu kaynakların
Türkiye tarafından kullanılmadığını soruyorlar. Verecek mantıklı
bir cevap bulamıyorum. Bundan
sonraki süreçte biraz destek biraz
da bilgilendirme ile bu açığımızı
kapatacağımızı umuyorum” diye
konuştu.
Büyük sorun
proje yazmak
“Yazılan her türlü projenin
kabul görmesi için mutlaka önem
derecesini vurgulamamız gereki-
yor. İnsan hayatına katkısı, maddi
kayıpları önleyeceği gibi hususlara
dikkat çekersek, projenin kabul
görmesi kolaylaşıyor” diyen Bağrıaçık, kendilerinin de proje hazırlarken bu hususların üzerinde
ciddi şekilde durduklarının altını
çizdi.
Türkiye’nin en büyük ekonomilerinden birine sahip olduğunu
hatırlatan Atilla Bağrıaçık, Ar-Ge
konusunda ülkede ciddi yatırımlar
olmasına rağmen bu yatırımların
projelendirilmesi ve hibe desteği
alması için gerekli girişimlerin yapılamadığını söyledi.
OSB Güç Birliği
3.toplantısı
Eylül ayında
DOSAB’da
yapılacak
Bursa Organize Sanayi ve Sanayi Bölgeleri
Güç Birliği Platformu 3.toplantısı Demirtaş
Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılacak.
Daha önce mayıs ayında BTSO OSB’nin ev
sahipliğinde Mudanya’da, Haziran ayında
da NOSAB ev sahipliğinde Holiday Inn’de
iki toplantı yapılmıştı. 18 Ağustos Perşembe günü DOSAB Sosyal Tesisleri’nde
gerçekleştirileceği açıklanan toplantı ve
iftar eylül ayına ertelendi.
DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül bu
erteleme ile ilgili olarak şu açıklamayı
yaptı: ‘Biz 18 Ağustos için davetimizi
yapmıştık. Ancak bu davetimizin ardından;
ülkemizi UEFA Avrupa Ligi’nde temsil eden
Bursaspor’un Belçika’nın Anderlecht takımıyla oynayacağı Playff-Off ilk maçının da
aynı gün saat 21:00’de Bursa’da oynanacağı belli oldu.
Katılımcılarla yaptığımız görüşmelerde,
elimizde olmayan sebeplerle toplantı ve
maç gün-saatinin çakışmasının, toplantıya
katılım ve verimlilik konusunda olumlu olmayacağı kanaatine varıldı. Bundan dolayı,
Platformumuzun 3. Toplantısı Eylül sayı
içinde DOSAB tarafından organize edilecek
ve tarihi duyurulacak.’
OSB MEVZUAT
OSB Uygulama Yönetmeliği
değişiklikleri yürürlüğe girdi
Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmelik, 4 Ağustos tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. 19 maddelik değişiklikte en
önemli başlık dağınık sanayi alanlarının Islah adı altında OSB olması…
4
Ağustos 2011 tarihinde Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe
giren 19 Madde ile OSB Uygulama Yönetmeliğinde değişiklikler yapıldı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Nihat Ergün, yaptıkları değişiklikle
dağınık sanayi alanlarının “Islah OSB”
kimliği kazanacağını belirterek, “Bu
alanların yeni yatırım çekmesi ve daha
fazla istihdam oluşturması da mümkün
olabilecek” dedi.
Valilikleri başvuru yapılacak
Yapılan kanuni düzenlemeye göre,
gerçek ve tüzel kişiler 12 Nisan 2012
tarihine kadar başvurularını valiliklere yapacaklar. Şehirlerde kurulacak
komisyonlar, bu başvuruları değerlendirecek, talep edilen alan, altyapı
ve yönetim beraberliği sağlanabilecek
bir bütünlüğe ulaşılması halinde, Islah
OSB kimliği kazanılacak. Islah OSB,
12 Nisan 2011 tarihinden önce mer’i
plana göre yapılaşan sanayi tesislerinin
bulunduğu alanların ıslah edilmesiyle
oluşacak OSB’ler olacak.
Önemli değişiklikler
Yönetmelikte bazı önemli değişiklikler şöyle:
- Azledilen yönetim ve denetim kurulu üyeleri aynı genel kurulda tekrar
seçilemez.
- OSB içinde küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık hizmet
alanlarında katılımcı vasfına sahip ve
müstakil bir parselde faaliyet yürüten
gerçek ya da tüzel kişiler genel kurulda temsilci olarak yer alabilir. Bu parsellerde birden çok işletme bulunması
halinde; bu işletmeler kendi aralarından
seçecekleri bir temsilci ile genel kurulda
temsil edilir. Müstakil parsel büyüklüğü
3000 m2’den küçük olamaz.
- OSB’nin gerekçeli kararı ve Bakanlığın onayı ile ifraz yapılabilir. İfraz
sonucu oluşacak parsel büyüklüklerinde, OSB’nin onaylı imar planı ile en az
3000 m2 parsel büyüklükleri dikkate
alınır.
- Önerilen ıslah OSB alanında bulunan sanayi parsellerinin ayrık nizamda ve mer’i plana göre yapılaşmış olması,
bu alan içinde münferit olarak ruhsatsız
ve izinsiz sanayi tesislerinin mevcut olması halinde ise bu tesislerin ıslah süresi
içerisinde yasal yükümlüklerini yerine
getireceğini taahhüt etmesi,
- Önerilen ıslah OSB alanında bulunan toplam parsellerin en az 1/3’ünde
üretim veya inşaata başlanmış olması ve
en az 1/3’ünün mülkiyetinin de sanayi
tesisi kurmak üzere sanayicide olması,
- Alanın en az % 8’inin OSB ortak
kullanım alanlarına ayrılabilecek nitelikte olması,
- Önerilen alan içinde Kanunun
geçici 8 inci maddesinin yürürlüğe
girdiği tarihten önce kurulu bulunan
tesisler hariç, OSB’de kurulamayacak
tesislerin bulunmaması,
- Önerilen alan içindeki tesis maliklerinin ıslah OSB içerisine dâhil
edilmeye yönelik talep yazıları, alanın
hali hazır durum bilgisi ve mülkiyet
belgeleri, ilgili kurumca tasdikli mer’i
imar planları, yapılara ilişkin ruhsat ve
izinler, ÇED raporları, jeolojik ve jeoteknik etüt raporları, mevcut durumda karşılaşılan sorunlar ile alanın ıslah
OSB talep gerekçeleri, ıslah için planlanacak tüm faaliyetlere ilişkin insan
sağlığı, çevre ve ekonomik getirilerin
de yer alacağı ön fizibilite ile finansman
koşullarının etüdü gibi bilgi, belge ve
raporların değerlendirmesi neticesinde
oluşan gerekçe raporunun ve eklerinin
eksiksiz olarak sunulmuş olması, şartları aranır.
- Islah şartlarını yerine getiremeyen
tesisler ıslah OSB sınırları dışında bırakılır.
- Islah OSB, ıslah komisyonu tarafından belirlenen ıslah şartları ve süresinin kayıtlı olduğu kuruluş protokolünün Bakanlıkça onaylanması ve sicile
kaydı ile tüzel kişilik kazanır.
- Süresi içinde ıslah şartlarını tamamlamayanlar OSB niteliklerini kaybederek, sicilden terkin edilir.
Anayasa
Mahkemesi’nden
iptal kararı
4562 Sayılı OSB Kanunu’nun
geçici 7. maddesinin 2.fıkrası 12
Temmuz’da Anayasa Mahkemesi
kararı ile iptal edildi.
Anayasa Mahkemesi Kararı
ile 18.02.2009 gün 5838 sayılı
Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunu’nun 22
maddesi ile Geçici 7. Maddeye
eklenen; “1/1/2005 tarihinden
önce kesinleşen imar planlarında
küçük sanayi sitesi olarak ayrılan
veya aynı tarihten önce, Bakanlık
tarafından onaylanan ve yatırım
programına alınan OSB’lerin
bulunduğu alanlardaki mera vasıflı
taşınmazlar hakkında; ilgili kamu
idarelerince daha önce yapılan
kamulaştırma ve diğer işlemler,
tezyidi bedel dahil kamulaştırma,
faiz ve diğer bedellerin ödenmesi
kaydıyla geçerli kabul edilir,
bu işlemlere dayanılarak ilgili
gerçek ve tüzel kişiler adına
tapuda yapılan tesciller korunur,
mülkiyete yönelik Hazinece dava
açılmaz, açılmış davalardan
vazgeçilir, açılan davalar
sonucunda bu taşınmazların mera
olarak sınırlandırılmasına ve özel
sicile yazılmasına dair verilen ve
kesinleşen mahkeme kararları
uygulanmaz ve bu kararlar
uyarınca tapu kütüklerine konulan
şerhler terkin edilir.” 2. fıkra iptal
edildi.
CHP, söz konusu hükümlerin
iptali ve yürürlüğünün
durdurulması istemiyle Anayasa
Mahkemesi’ne başvurmuştu.
Mahkeme, fıkranın ”… mülkiyete
yönelik Hazinece dava açılmaz,
açılmış davalardan vazgeçilir
açılan davalar sonucunda bu
taşınmazların mera olarak
sınırlandırılmasına ve özel sicile
yazılmasına dair verilen ve
kesinleşen mahkeme kararları
uygulanmaz ve bu kararlar
uyarınca tapu kütüklerine konulan
şerhler terkin edilir.” bölümünü
Anayasa’ya aykırı bularak
yürürlüğünü durdurdu ve iptal etti.
31
HABER
BTSO Organize Sanayi
Bölgesi’nin 50. gurur yılı
Türkiye’nin organize sanayi bölgesi olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası
Organize Sanayi Bölgesi, 50. yılını kutladı. OSB’de kurulan ilk fabrikalara,
en çok istihdam yaratan, ihracat yapan firmalara ödül verdi.
gemi sağlamdır ve yoluna hasar almadan devam edecektir. Cari açıkla ilgili
bazı sıkıntılarımız olduğu bir gerçek,
ancak bu konuda da gerekli önlemleri
alacağımızdan herkes emin olsun” dedi.
BTSO Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Ali Uğur ve Başkanvekili Hüseyin Durmaz, 50.
Yıl Gecesine katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nehat Ergün’e plaket verdi.
B
ursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi Bölgesi,
50. yılını 2 Ağustos tarihinde
Altınceylan’da verilen ve Bilim, Sanayi
ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün
katılımıyla kutladı. Programda OSB’de
kurulan ilk fabrikalar ile 2010 yılı verilerine göre istihdam ve ihracatta ilk 3
sırada yer alan firmalara plaket verildi.
Ali Uğur: İlk ve örnek olduk
BTSO OSB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uğur, 2 Ağustos 1961 tarihli
karara göre Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesinin Bursa'da kurulmasının
kabul edildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Nüfusu bakımından ülkemizin
4'üncü büyük keti olan Bursa'mız, aynı
zamanda yine ülkemizin sanayi üretim
ve ihracat üssü konumundadır. Aslına
bakarsak, organize sanayi bölgemiz sa32
dece Bursa'mız ve bölgemiz için değil
ülkemizin sanayileşmesinde, bilhassa
planlı sanayileşmesinde de önü olmuş,
bugün sayıları 140'a yaklaşan organize
sanayi bölgeleri tarafından hep örnek
alınmıştır. BTSO OSB ile başlayan organize sanayi bölgeleri yapılanması, o
kadar başarılı olmuştur ki, Türkiye olarak artık yurt dışına OSB modeli ihraç
eder duruma gelmiş bulunmaktayız.”
Ergün: Fırtına olursa dalgalanma olur
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Ergün de yaptığı konuşmada, güncel
ekonomik konulara da değindi. Ergün,
“Özellikle Avrupa ve ABD ekonomilerinde yaşanan borç ve bütçe açıklarıyla ilgili sıkıntılar, dünya ekonomisini
tehdit etmeyi sürdürüyor. Şayet fırtına
çıkarsa, dalgalanmalar olabilir, ancak bu
Bursa öncüdür
50 yıl önce Bursa'nın ve ülkenin ilk
organize sanayi bölgesinin kurulduğunu belirten Ergün, BTSO'nın o zamanki mensuplarının, büyük bir özveriyle,
OSB'yi ülkeye kazandırdığını söyledi.
Bu zaman içinde BTSO OSB'nin sadece üretime ve istihdama büyük katkı
sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda,
ülkenin diğer illerinde yeni organize sanayi bölgelerinin kurulmasına da öncülük ettiğini anlatan Bakan Ergün, şöyle
konuştu:
“Bugün ülkemizde tüzel kişilik
kazanan 264 organize sanayi bölgesinin 13 tanesinin Bursa'da olması da
Bursa'nın öncü kimliğinin bir neticesidir. Bugün Bursa, birçok değişik parametre açısından ülkemizin önde gelen
şehirlerinden biriyse, bunda OSB'lerin,
sanayicilerimizin ve girişimcilerimizin
büyük payı vardır. Ben bu organize sanayi bölgesinin kuruluşundan bu yana
emek gösteren tüm dostlarımıza ve sanayicilerimize teşekkür ediyor, ahirete
intikal etmiş olanlara da Allah'tan bir
kere daha rahmet diliyorum.
Ali Uğur, BTSO Başkanı ve önceki dönem
BTSO OSB Başkanı Celal Sönmez’e katkılarından dolayı teşekkür plaketi verdi.
HABER
OSB’lerde kalite artıyor
Zaten çok az sayıda organize sanayi
bölgesi kurabildik. Onların da bir kısmını yanlış yerlere, yanlış zamanlarda
kurduk. 2002 yılından bu yana en çok
üzerinde durduğumuz konuların başında organize sanayi bölgelerinin sayılarının olduğu kadar kalitelerini artırmak
olmuştur. Bu niyet ve irademiz sayesinde, sadece 9 yıl içinde bizden önceki 40
yılda tamamlanan kadar OSB'yi yatırımcıların hizmetine sunduk. OSB'ler,
artık sanayimizin dünya ile entegre olmasını ve rekabet gücümüzün artmasını
sağlayacak bir vizyona kavuşmuşlardır.
Bugün Moğolistan, Kazakistan, Ukrayna, Mısır ve Azerbaycan gibi ülkeler,
ülkemizdeki OSB'lerle ilgili süreçleri
yakından takip ediyor, bir model olarak
bizim tecrübelerimizden yararlanıyorlar.
Her zaman ve her yerde ifade ettiğim
gibi, çok açık bir gerçek var; Türkiye'nin
ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşması ancak ve ancak üretimle mümkün
olacaktır. Ülke genelinde, daha fazla ve
daha kaliteli, ileri teknolojiye dayanan,
yenilikçi ve rekabetçi bir üretim kültürü oluşturmamız gerekiyor. Bu kültürü
oluşturduğumuz takdirde, yerli ve yabancı girişimcilere, çok daha elverişli bir
yatırım ortamı sunmuş olacağız.”
2023 hedefleri
Ergün, yatırım ortamının iyileştirilmesinde, girişimcilere ortak idari, teknik ve altyapı hizmetleri sunan organize
sanayi bölgelerinin önemli bir rolünün
bulunduğunu vurgulayarak, ''Yatırımların işbirliği anlayışıyla yapılması, enerji,
çevre ve ulaşım gibi asgari altyapı şartlarının tek bir elden yönetilmesine, üretim maliyetlerinin azalmasına ve kalite
standardının yükselmesine zemin hazırlamaktadır'' dedi.
Küresel rekabet gücü kazanılması
için gereken yenilikçi iş kültürü, kalite
odaklı üretim anlayışı ve yüksek katma
değer oluşturma gibi niteliklere ancak
planlı bir sanayi politikasıyla ulaşılabileceğini belirten Ergün, şunları söyledi:
''Türkiye, 2023 yılında yıllık 500
milyar dolar ihracat yaparak dünyanın
en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı
hedefliyor. Bu hedefe ulaşmak için sadece üretmek kafi gelmiyor, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli üretim
yapmak gerekiyor. Üretim yapımız için
de yüksek teknolojili ürünlerin payını
en az yüzde 20 seviyesine çıkarmamız
icap ediyor. Hükümet olarak, bu zaruretin farkındayız. Bu nedenle, yeni dö-
BTSO Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan il fabrikalar ile 2010 verilerine göre en fazla
ihracat ve istihdam yaratan ilk üç firma temsilcilerine plaketler verildi.
nemdeki kamu yapılanmasında, bilim
ve sanayi alanlarına hizmet edecek bir
Bakanlık tesis ettik. Bakanlığımızın
yeni yapısı, ülkemizde üniversite sanayi işbirliğinin tesis edilmesine, yenilik
ve teknoloji üretme kapasitemizin artmasına büyük katkı sağlayacaktır. Bu
konuda, Bakanlık olarak üniversitelerle,
sivil toplum kuruluşlarıyla, ticaret ve sanayi odalarımızla, OSB yönetimleriyle
azami derecede işbirliği tesis etmeye
kararlıyız.”
OSB’lerde eğitim
kurumları olacak
Bakan Ergün, geride bırakılan 8-9
yıllık sürenin, ağırlıklı olarak makro reformları hayata geçirdikleri bir dönem
olduğunu dile getirerek, önümüzdeki
dönemde ise ağırlıklı olarak mikro reformların ve KOBİ'lerin rekabet gücü-
nü artıracak politikaların hayata geçeceğini bildirdi.
Bu noktada, Organize Sanayi Bölgelerinin üniversiteler ve mesleki eğitimle ilişkisini geliştirmeye büyük önem
verdiklerini vurgulayan Ergün, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''OSB'lerde meslek liseleri kurmaya başladık, önümüzdeki dönemde bu
uygulamayı hızla yaygınlaştıracağız.
Ülkemizdeki OSB'lerde meslek liseleri kurarak, sanayiciyle mesleki eğitim
arasında doğrudan bir temas da sağlamış olacağız. Hatta bunun da ötesine
geçerek, bazı meslek yüksek okulların,
mühendislik ve işletme fakültelerinin,
Ar-Ge merkezlerinin OSB'ler içinde
kurulması yönünde de adımlar atacağız.
Yapacağımız bu tür çalışmalara vereceğiniz katkılardan dolayı sizlere şimdiden teşekkür ediyorum.”
BTSO OSB’nin
gecesi Bursa
sanayiini bir
araya getirdi.
Gecede NOSAB
ve DOSAB’ın eksi
başkanları Yalçın
Aras ve Ertuğrul
Kaplan, DOSABSİAD Başkanı
Selim Yedikardeş
ile birlikte aynı
masayı paylaştı.
33
HALİL ALIŞ
RÖPORTAJ
34
RÖPORTAJ
Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) Genel Müdürü Halil Alış:
Bursa OSB’lerinin kendi
elektriğini üretme girişimini
olumlu buluyorum
EÜAŞ Genel Müdürü Halil Alış, DOSAB Perspektif Dergisi’nin sorularını yanıtladı. Ülkemizde
enerji arz güvenliğinden, sektörün yapısına, üretim öngörülerinden özelleştirmeye kadar
bir çok soruyu yanıtlayan Alış, Bursa’daki organize sanayi bölgelerinin güç birliği oluşturup
kendi elektriğini üretmek konusundaki çabalarını da olumlu karşıladığını söyledi.
Perspektif: Ülkemizde enerji
arz güvenliği konusunda bir sıkıntı
söz konusu mudur?
Halil Alış: Önümüzdeki 5 yıllık
dönem için arz güvenliği açısından bir
sıkıntı söz konusu değildir.
Türkiye Elektrik İletim Anonim
Şirketi (TEİAŞ) tarafından yapılan
2010-2019 çalışma döneminde, beklenen talebin yüksek oranda gerçekleşmesi durumunda güvenilir üretim
kapasitesine göre 2016 yılında elektrik enerjisi açığı beklendiğinden ve
üretim tesisinin inşaat süreleri, tesisin
tipine göre 3-5 yıl arasında olabileceği
dikkate alındığında ivedilikle yeni ilave kapasitenin 2016 yılından itibaren
devrede olabilecek şekilde sisteme dahil edilmesi için bugünden önlemlerin
alınması gerekmektedir.
Elektrik sistem işletmeciliğinde;
- Talebin tahmin edildiği gibi gerçekleşmemesi,
- Hidrolik santrallere gelen su
miktarının tahmin edildiği gibi gelmemesi,
- Yakıt arzında ve kalitesinde kısıtlarla karşılaşılabileceği,
- Santrallerde uzun süreli arızaların olabileceği,
- İnşa halindeki kamu ve özel sektör santrallerinin öngörülen tarihlerde
işletmeye giremeyeceği dikkate alındığında,
Güvenilir elektrik enerjisi üretim
sistemlerinin işletilmesinde birincil
kaynak türlerine göre belirli oranlarda
güç ve enerji yedeği bulundurulması
bir zorunluluktur.
Bu nedenle arz ve talep başa baş
olmadan önce üretim sisteminin ye-
dekli olarak işletilmesi için yatırım tesislerinin inşaat süreleri de göz önüne
alınarak gerekli önlemler alınmalıdır.
P.: Arz güvenliği açısından başka nelere dikkat etmek gerekiyor?
H.A.: Üretim tesislerinin yakıt
cinsi ve işletmeye giriş yılı itibariyle
yatırım kararlarının yatırımcı tarafından verildiği bir piyasa yapısında;
özellikle elektrik enerjisi talebinin
ekonomik krizin etkisinin geçmesi
sonrasında önemli bir artış oranı ile
artması bekleniyor.
Böyle bir elektrik sisteminde ülke
talebinin güvenilir bir yedekle karşılanması için gerekli üretimin birincil
kaynak dağılım politikaları açısından
uygunluğunun takip edilmesi arz güvenliği açısından önemli bir husustur.
Ayrıca talebin önemli bir artış
oranı ile gelişmesinin beklendiği bir
piyasada lisans alan, lisans almak için
başvuruda bulunan üretim tesislerinin
taahhüt ettikleri tarihte gerçekleşmelerini sağlamak için gerekli önlemlerin
alınması yine arz güvenliği açısından
önemlidir.
P.: Elektrik piyasa verileri incelendiğinde, ülkemizde hali hazırda
7000 MW fazla olduğu görülüyor.
Bu durum elektrik fiyatlarında bir
ucuzlama gerektirmiyor mu? Gerektiriyorsa gerçekleşmemesinin sebebi
neler olabilir?
H.A.: Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; 7000 MW’lık fazlalık teoriktir. Santrallerin proje üretim değerleri
ile Güvenilir Üretim değerleri farklılıklar gösterir.
Bu nedenle 7000 MW.’lık teorik
kapasitenin ne kadarının sürekli emre
amade olup olmadığına bakmakta yarar
olduğunu düşünüyorum.
Elbette Üretim kapasitesinde bir
fazlalığın olması elektrik piyasasındaki
rekabet dolayısıyla elektrik fiyatlarında
bir ucuzlamayı getirecektir. Ancak ben
ülkemizde elektrik fiyatlarının zaten
yüksek olmadığı kanaatindeyim.
Ne kadar fazla üretiminiz olursa olsun, bir malı maliyetinden daha ucuza
satabilir misiniz? Eğer malın gerçek
maliyeti ve kabul edilebilir bir kar marjının da üstüne konulması ile oluşan
fiyatların çok üstünde satıyorsanız işte
bu durumda arz fazlalığı ile fiyatları
maliyet bazlarına düşürebilirsiniz.
Yani şunu söylemek istiyorum. Ülkemizde arz problemi olduğu dönemlerde bile elektrik enerjisi fiyatları zaten
çok yüksek olmuyordu. Ancak ikili anlaşmaların dışında olan ve PMUM’da
2016 yılında elektrik enerjisi
açığı beklendiğinden ve
üretim tesisinin inşaat
süreleri, tesisin tipine göre
3-5 yıl arasında olabileceği
dikkate alındığında; ivedilikle
yeni ilave kapasitenin 2016
yılından itibaren devrede
olabilecek şekilde sisteme
dahil edilmesi için bugünden
önlemlerin alınması
gerekmektedir.
35
RÖPORTAJ
satılan elektrik enerjisi fiyatları piyasa
fiyatlarını belirlemekte temel gösterge
olabilir. Arzın yeterli olmadığı dönemlerde piyasada satılan elektrik enerjisi
fiyatları yüksek, aksi halde ise düşük
gerçekleşir ki bu durum Ülkemiz elektrik piyasasında aynen gerçekleşmiştir.
Ancak unutulmaması gereken şey
şudur;
Piyasada oluşan fiyatlar nihai tüketicilerin faydalanacağı veya zarar göreceği şekle gelmez. Çünkü nihai tüketiciler ihtiyaçları olan elektrik enerjisini
aslında ikili anlaşmalarla temin ederler
ve bu fiyatlarda maliyet bazlı olmak zorundadır.
TETAŞ’ın Yİ ya da YİD santrallerinde üretilen enerji ve EÜAŞ santrallerinin yasal olarak Geçiş Dönemi Sözleşmeleri (GDS) kapsamında satış yapmakta olduğu bir ortam söz konusudur.
Bu durum sadece kamu tarafının korunması için değil aynı zamanda liberal
piyasaya geçiş sürecinde özel üretici ve
tedarikçileri de daha öngörülebilir bir
yapı sunması amaçlanırken, piyasanın
spekülatif hareketlerden de etkilenmemesi amaçlanmaktadır.
Diğer taraftan üretim kaynaklarının
baz yük santrali, orta yük santrali ve puant yük santrali olarak çeşitlendirilmesi
de önemlidir. Zira yüksek maliyetli bir
üretim tesisinin günün her saatinde çalışması mümkün olamamaktadır ya da
çalışabileceği saatlerde start / stop esnekliğinin yüksek olmaması nedeniyle
teknik olarak üretim yapamayabilmektedir.
P.: Ülkemizde üretilen elektriğin
serbest piyasada ne kadarı işlem görüyor. Bu fiyat rekabeti yaratacak düzeyde midir?
H.A.: Şöyle ki, ülkemizde üretilen
elektriğin sadece % 15- 20’lik bölümü
serbest piyasada işlem görmektedir. Bu
oran fiyatları aşağı çekmeyi sağlayacak
kadar piyasada rekabet yaratamamaktadır.
Ayrıca elektriğin üretildiği kaynaklar da fiyatlar açısından büyük önem
arz etmektedir. Örneğin doğalgazdan
üretilen elektrik miktarı ile doğalgaz fiyatının düşürülmesi durumunda, ya da
hidrolik kaynaklardan üretilen elektrik
miktarında su gelirlerinin artmasına paralel olarak yükselme meydana gelmesi
halinde elektrik fiyatlarında ucuzlama
söz konusu olabilecektir. Burada önemli
olan konu dediğim gibi elektrik üretim
kaynaklarının fiyatlarıdır. Maliyet düşerse elektrik fiyatı da düşer.
36
Üretim
özelleştirmeleri
sonunda
Rekabetçi serbest
piyasa oluşacak
E
lektrik üretim özelleştirmeleri
tamamlandığında, şu anda ülke
kurulu gücünün yüzde 25’ine sahip olan EÜAŞ, kurulu gücün yaklaşık
yüzde 15’ine sahip olacak.
P.: Elektrik piyasasında dağıtımın
ardından üretim özelleştirmeleri hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
H.A.: 18 Mayıs 2009’da sektörde
serbestleşme ve arz güvenliğini sağlamak için gerekli yol haritasını içeren
Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi (“2009 Strateji
Belgesi”) açıklanmıştır.
Bu belgeye göre, üretim tesislerinin
özelleştirilmesindeki amaçlar; elektrik
üretim kapasitesinin geliştirilmesi, mevcut üretim tesislerinin emre amadeliklerinin arttırılması ve sektördeki rekabetin
arttırılması için özel sektör kaynaklarının harekete geçirilmesidir.
EÜAŞ’a ait toplam kurulu gücü
141 MW olan Tercan, Kuzgun, Mercan, İkizdere, Çıldır, Beyköy ve Ataköy
Hidroelektrik Santralleri ile Denizli
Jeotermal Santralı ve Engil Gaz Türbinleri Santralı olmak üzere 9 santral
Manisa Organize Sanayi Bölgesi Doğalgaz Çevrim Santrali 2000 yılından buyana
bölgenin elektrik ve buhar ihtiyacını karşılıyor. Türkiye’nin elektrik üretiminin %48’i
doğalgaz kaynaklı üretiliyor.
2011/Haziran
İtibariyle Türkiye
Kurulu Gücünün
Kuruluşlara Dağılımı
MW
EÜAŞ....................................... 24.164,0
Serbest Üretim Şti....... 14.096,5
Yap-İşlet................................... 6.101,8
Otoprodüktör....................... 3.014,1
Yap-İşlet-Devret.................. 2.429,8
İşl.Hak.Devri. ............................ 688,3
TOPLAM .............................. 50.494,5
EÜAŞ
%47,85
Serbest Üretim Şti.
%27,92
Yap-İşlet
%12,08
İşl.Hak.Devri
%1,36
Otoprodüktör
%5,97
Yap-İşlet-Devret
%4,81
RÖPORTAJ
ÖİB’ye 7 firma ön yeterlilik başvurusu
yapmıştır. Ön yeterlilik değerlendirmesi
sonucunda yeterliliği tespit edilen firmalar 28 Temmuz 2011 tarihinde tekliflerini ÖİB’ye teslim edecektir.
Üretim tesislerinin özelleştirilmesi
sonucunda;
• EÜAŞ’ın sahip olduğu tüm termik
santraller özel sektöre devredilecektir.
• EÜAŞ’ta (Kamuda) sadece toplam
kurulu gücü 7826,5 MW olan (DSİ tarafından yapımı devam eden ve EÜAŞ’a
devredilecek HES’ler hariç) hidrolik
üretim tesisleri kalacaktır.
• EÜAŞ, Türkiye kurulu gücünün
yaklaşık %15’ine sahip olacaktır.
• EÜAŞ Türkiye elektrik talebinin
yaklaşık %14’ünü karşılayacaktır.
• Dağıtım özelleştirmelerinden sonra üretim özelleştirmelerinin tamamlanması ile rekabetçi bir serbest piyasaya
geçilmiş olacaktır.
özelleştirilmiş ve 01.09.2008 tarihinde imzalanan sözleşme ile özel sektöre
devredilmiştir.
EÜAŞ’a ait toplam kurulu gücü 141
MW olan 50 adet küçük hidrolik santralın özelleştirme ihaleleri gerçekleştirilmiş olup, 18 gruptan 1, 5, 9, 10, 11,
13, 14, 16 ve 17. grupta bulunan toplam
26 küçük hidrolik santralın devri gerçekleştirilmiş olup diğer grupların devir
işlemleri devam etmektedir.
Yine EÜAŞ’a ait 27 adedi hidrolik
ve 18 adedi termik olmak üzere 45 santralın (16.200 MW) özelleştirme çalışmaları 2009 yılında Özelleştirme İdaresi
Başkanlığınca başlatılmıştır. Öncelikli
olarak 1156 MW kurulu gücündeki
Hamitabat Doğalgaz Kombine Çevrim
Santralı (HEAŞ) 27 Ekim 2010 tarihinde Özelleştirme Programına alınmıştır.
HEAŞ için ihale süreci başlatılmıştır.
HEAŞ için 29 Nisan 2011 tarihinde
2011/Haziran İtibariyle
Türkiye Kurulu Gücünün
Kaynaklara Dağılımı
Jeotermal
%0,19
Biyogaz
%0,19
Asfaltit
%0,27
Taş Kömürü
%0,66
Rüzgar
%2,94
Sıvı Yakıtlar
%2,43
Çok Yakıtlılar
Kaynaklar
MW
Hidrolik................................. 16.791,9
Doğalgaz.............................. 16.277,2
Linyit.......................................... 8.139,7
İthal Kömür........................... 3.281,0
Çok Yakıtlılar........................ 2.633,3
Sıvı Yakıtlar........................... 1.225,4
Rüzgar...................................... 1.483,6
Taş Kömürü. .............................. 355,0
Afaltit.............................................. 135,0
Biyogaz............................................ 98,3
Jeotermal....................................... 94,2
TOPLAM............................... 50.494,5
%5,21
İthal Kömür
%6,50
Linyit
%16,12
Doğalgaz
%32,24
Hidrolik
%0
%33,25
%5
%10
%15
%20
%25
%30
%35
2010 Haziran - 2011 Haziran Türkiye Üretim ve Tüketimi (GWh)
Kaynaklar
Dogalgaz
Kömür
Jeotermal
Sıvı Yakıtlar
Rüzgar
Hidrolik
Diğer
Türkiye Üretimi
Dış Alım
Toplam Üretim
Dış Satım
Türkiye Tüketimi
2010 Haziran
2011 Haziran
Değişim %
44.420,3
24.787,3
314,6
1.022,1
1.124,0
29.050,5
227,3
100.946,5
437,4
101.383,9
970,0
100.413,9
47.225,8
30.400,0
333,9
1.874,3
1.875,0
27.640,1
225,4
109.575,4
1.382,2
110.957,6
1.382,2
109.575,4
6,32
22,64
6,13
83,37
66,81
-4,85
-0,87
8,55
216,04
9,44
42,50
9,12
Sektöre
yılda 7-8
milyar dolar
yatırım
gerekiyor
P.: Bir yandan üretim
özelleştirmesi diğer yandan
sektöre yatırım gereği…
Özel sektör bu iki kulvarda
birden ilerleyebilecek sermaye
birikimine veya krediye sahip
midir?
H.A.: Herhalde
benim, özellikle son birkaç
konuşmalarımı dinlediniz.
Sektörel konferanslarda benim
özellikle değindiğim konulardan
bir tanesi finans konusudur.
Ülkemiz özel sektörü, hem
üretim özelleştirmeleri hem
de enerji sektörüne yatırımları
uluslararası kuruluşlarla ortaklık
kurarak yapabilir.
Bu açıdan bakıldığında özel
sektör, her iki kulvarda birden
ilerleyebilecek sermaye birikimine
veya krediye sahiptir diyebiliriz.
Ancak 16.200 MW kurulu
gücündeki termik ve hidrolik
santrallerin özelleştirmesinin
büyük miktarda finansman
gerektireceği ile her yıl sektöre
yapılacak yatırım miktarının 7-8
milyar dolar tutarında olacağı
düşünüldüğünde özel sektörün
finansman konusunu halletmek
için oldukça fazla yorulacağını
düşünmekteyim.
37
RÖPORTAJ
P.: 5-10 veya 15 yıllık projeksiyonda enerji sektörüne yatırımda bir
sıkıntı söz konusu olabilir mi? Bu anlamda sizin öneri, görüş ve tavsiyeleriniz neler olabilir?
H.A.: Üretim Kapasite Projeksiyonuna göre, son elektrik talep tahmini rakamlarının (2010-2019), 2019
yılında Yüksek Talep Senaryolarına
göre 389.98 milyar kWh, Düşük Talep
Senaryolarına göre ise yaklaşık 367.35
milyar kWh düzeyine ulaşılacağını
göstermektedir. Her iki senaryoya göre,
ilk 5 yıllık dönemde üretimin talebi
karşılamakta zorlanmayacağı, 2016
yılından itibaren başka bir ifadeyle 10
yıllık dönemde, üretimin tüketimi karşılamasında yeni üretim tesisleri devreye alınmadığı takdirde sıkıntı yaşanacağını göstermektedir.
Öte yandan,18 Mayıs 2009 tarihinde yayınlanan Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi’ne
göre 2023 yılına kadar elektrik üretimi
için tüm yerli ve kömür ve hidrolik
potansiyelimizin kullanılması, rüzgar
kurulu gücünün 20,000 MW’a, jeotermal kurulu gücünün 600 MW’a ulaştırılması hedeflenmektedir. 2020 yılında
ise elektrik üretimimizin %5’inin nükleer enerjiden sağlanması öngörülmektedir
Tüketimdeki hızlı artışın paralelinde, her yıl yeni kurulacak yaklaşık 3-4
bin MW güç için 7-8 milyar $ tutarında yatırım yapılması gerekmektedir.
Aksi halde 2016 yılından itibaren talebin karşılanmasında güçlükler yaşanması muhtemeldir.
Bu bağlamda özel sektörün enerji yatırımlarına hız vermesi gereklidir.
Özel sektör yatırımları yeterli düzeyde
olmadığı takdirde 5784 sayılı kanun
gereği, kamudaki tek üretim şirketi
olan EÜAŞ’a görev düşecektir.
P.: MTA tarafından yeni bulunan
kömür sahaları enerji yatırımına dönüştürülmesi için EÜAŞ devrediliyor. Ne tür özelliklerde, hangi sahalar
söz konusu? EÜAŞ’ın bu sahalarla ilgili bundan sonraki çalışma takvimi,
programı ne olacak?
MTA’dan
devralınan
kömür sahaları
şöyle.
38
Bu sahalardaki kömürün kalorifik
değerleri düşüktür. Bu nedenle sadece elektrik üretiminde kullanılacağını
düşünüyoruz. Bildiğiniz gibi yakın bir
geçmişte Sayın Bakanımızın başkanlığında ve özel sektörün de katılımıyla
bu sahaların elektrik enerjisi üretiminde kullanılması ile ilgili bir toplantı
gerçekleştirildi. Bu toplantıda kamu
tarafı olarak bizler bu sahaların kullanımı ile ilgili olarak yatırım seçeneklerini ortaya koymaya çalıştık. Şimdi
özel sektörden hareket bekliyoruz.
P.: Bursa’daki 13 OSB yönetimleri bir güç birliği oluşturarak, başta
enerji olmak üzere ortak sorunlarına
ortak çözüm üretme konusunda çaba
göstermeye başladı.
Bu konuda orta ve uzun vadede
bir üretim portföyü oluşturma konusu tartışılıyor. OSB’ler aynı zamanda
özelleştirilecek EÜAŞ santrallerine
de talip olmayı planlıyor. Sizin Bursa
sanayisinin kendi elektriğini üretme
konusundaki yaklaşımına bakışınız
nasıldır? Görüş, öneri, tavsiyeleriniz
Türkiye Elektrik Enerji Talep Tahminleri
450
400
367,3
389,9
350
300
250
210,2 210,2
194
200
150
100
50
0
2009
2010
Yüksek Senaryo (%7,4)
Lokasyon
Ruhsat
Sayısı
Orj.AID
Toplam Rezerv
(Kcal/Kg)
(Milyon ton)
K.MARAŞ/Elbistan
3
1028
515
TEKİRDAĞ/Merkez
4
2270
214
İSTANBUL/Çatalca
4
2037
280
KONYA/Karapınar
9
1314
1.830
TOPLAM
20
2.840
2019
Düşük Senaryo (%6,6)
neler olabilir?
H.A.: Bursa sanayisinin kendi
elektriğini üretme konusundaki çabalarını, bu amaçla özelleştirilecek
EÜAŞ santrallerine talip olmayı planlamalarını çok önemli buluyorum. Bu
konuda OSB’lerin güç birliği oluşturmalarını da çok olumlu olarak karşılıyorum.
Öncelikle ne kadar enerjiye ihtiyaç
duyduklarını, dolayısıyla ne kadar bir
kapasiteye talip olacaklarını belirlemelerinde yarar görüyorum. Bunu müteakiben ne kadar finansmana ihtiyaç
duyulacağı ve finansmanın ne şekilde
temin edileceği hususunda bir çalışmanın yapılmasının faydalı olacağına
inanıyorum.
P.: Bu güç birliği EÜAŞ santrallerine talip olduğunda, mevzuat açısından ya da tarafınızdan pozitif bir
ayrımcılıkla karşılaşabilir mi?
H.A.: Üretim özelleştirmeleri
bilindiği üzere Özelleştirme İdaresi
Başkanlığınca (ÖİB) yürütülmektedir
ve bir pozitif ya da negatif bir ayrımcılık yapılmamaktadır. ÖİB tarafından
hazırlanan ihale dokümanlarında belirtilen koşulları sağlayan özel ve tüzel
kişiler ihalelere katılabilmektedir.
ERSAN ÖZSOY
RÖPORTAJ
40
RÖPORTAJ
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy:
Enerji yatırımı büyük iş,
doğru adım atmak istiyoruz
Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği Platformu’nun enerji santrali yatırımı
çalışmalarını değerlendiren Özsoy, “Yanlış yapmamak ve attığımız adımların,
doğru yerlerde, doğru sonuçlar vermesini istiyoruz” dedi.
B
ursa Organize Sanayi Bölgeleri
Güç Birliği Platformu, mayıs
ayından bu yana Bursa’nın gündeminde. Demirtaş Organize Sanayi
Bölgesi ve Bursa Ticaret Sanayi Odası
Organize Sanayi Bölgesi yönetimlerinin başı çektiği platform, Bursa’daki 13
OSB’yi tek çatı altında topluyor. Bursa sanayisinin ortak sorunlarına ortak
çözümler üretme amacıyla yola çıkıldı.
İlk iki toplantıda da enerji üretimi konusunda çalışma yapılması kararı alındı.
DOSAB’ın Enerji Komisyonu Başkanı Ersan Özsoy, konuyla ilgili olarak
Perspektif ’in sorularını yanıtladı.
Perspektif:
Bursa Organize Sanayi Bölgeleri Güç Birliği
Platformu’nun Bursa sanayisinin
elektriğini üretme konusundaki görüş birliğine sizin bakışınız nasıl? Bu
birlik enerji yatırımına gidebilir mi?
Bunun için neler yapılıyor, neler yapılmalı?
Ersan Özsoy: Bursa OSB Güç
Birliği fikri ve oluşumu ilk olarak bizim sanayi bölgemizin yani DOSAB’ın
önderliğinde oluştu. Bu fikre Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Organize Sanayi
Bölgesi yönetimi büyük destek ve katkı
verdi. Bilindiği gibi iki toplantı yapıldı.
Daha sonra biz DOSAB olarak
Güç Birliği oluşumu ile ilgili Bursa’daki
13 organize sanayi bölgesinden, enerji ve doğalgaz tüketimi en büyük beş
tane sanayi bölgesini ziyaret ettik. Yönetim olarak bu ziyaretleri gerçekleştirdik ve hepsinden, yani BTSO OSB,
İnegöl OSB, Yenişehir OSB ve Nilüfer
OSB’den niyet mektupları aldık. Bu
niyet mektupları çerçevesinde bir protokol ile bu birlikteliğin devamını ön
görüyoruz.
Bu çalışma bizim için önemliydi.
Güç Birliğinin sadece sözde değil yazı-
da da olması için kardeş bölgelerimizden, bu işin altına elini koyacaklarını
hissetmek gerekiyordu. Herkes şuanda
büyük katkı veriyor.
Bu birlik ve enerji başta düşünülen
yatırımlar aslında uzun süreçli bir iş.
Enerji üretimi yatırımı küçük bir yatırım değil. Bir yanlış yapma şansımız da
yok. Yanlış yapmamak istiyoruz ve attığımız adımların, doğru yerlerde, doğru
sonuçlar vermesini istiyoruz. Bunlardan
dolayı işler biraz ağır gidiyor gibi gözükebilir. Ama ilk kademeleri aştığımızda
eğer kamudan da biz ciddi bir destek
alırsak, ondan sonra çok çabuk hızlanacağını düşünüyorum.
P.: Şu ana kadar Güç Birliği’nin
yerli kaynaklardan (kömür gibi) elektrik üretim tesisi sahibi olması gündeme geldi. Şu aşamada tek seçenek bu
yatırım mı?
E.Ö.: Kesinlikle önceliğimiz kömür. Bununla ilgili de devlete biz bir
takım başvurularda bulunduk. Mümkünse çalışan bir kömür santralinin
bize verilmesi, mümkün değilse de bir
kömür havzasının kullanımımıza verilip
oranının işletilmesi ve oradan çıkan kömürle yerinde bir kömür enerji santrali
kurulması önceliğimiz.
P.: Diyelim ki bu gerçekleşmedi.
Bir B planı var mı?
E.Ö.: Biz bu girişimlerden olumlu
sonuç alamazsak, biz o takdirde DOSAB olarak bir yatırıma gidebiliriz. Bizim bölgemizdeki sanayicimizin elektrik ve buhar ihtiyacını karşılayacak bir
doğalgaz çevrim santrali düşünüyoruz.
Zaten bunun çalışmalarına başlamıştık. Bizim bölgemizde buhar tüketimi
çok olduğu için doğalgaz kaynaklı bir
yatırım verimli olabiliyor. Çünkü hem
elektrik hem de buhar elde edeceğiz.
Güç Birliği veya Bursa sanayisi
DOSAB Yönetimi
olarak organize sanayi
bölgelerini ziyaret edip
niyet mektupları aldık.
Bir protokol yapma
amacındayız.
Önceliğimiz kömür.
Bununla ilgili de
devlete bir takım
başvurularda
bulunduk. Çalışan bir
santral veya bir kömür
havzası talebimiz.
41
RÖPORTAJ
merkezli büyük bir doğalgaz çevrim
santralinin bir cazibesinin olmadığını
düşünüyorum. Çünkü burada olay, doğalgazdan elektrik ürettiğimizde çıkan
enerjiden buharın üretilmesiyle maliyetin düşürülmesi… Eğer biz burada
bütün Bursa’yı kapsayacak 600 MW’lık
bir santrali doğalgazdan kurarsak oradan çıkan buharı bütün Bursa’daki 13
OSB’ye dağıtmamız mümkün değil.
Onun için de doğalgaz işin içine girdiğinde bunu lokal bazda çözmemiz gerekiyor.
P.: OSB’lerin ortak sorunlarına ortak çözümler üretme çabaları konusunda siz ne kadar iyimsersiniz?
E.Ö.: Kesinlikle iyimserim ve bu
Güç Birliğinin öteden beri olması gerekiyordu. Bursa sanayisinin bu birlikteliği birçok konuda avantaj yaratacak
diye düşünüyoruz. Eğer bu birliktelik
olmazsa bizim Ankara’daki enerji merkezli görüşmelerimizden sonuçlarımız
çok iyi çıkmaz., Yani burada bir Bursa
sanayi birliği olarak hareket etmemiz ve
onu Anakara’da göstermemiz lazım. Bizim bir bütün halde olduğumuzu herkes
gördüğünde işimiz daha kolaylaşacaktır.
Sonuçta bu yapı, 115-120 bin kişilik
bir istihdamı temsil ediyor. Sanayi şehri Bursa’nın tüm sanayisi burada… Bu
açıdan bakıldığında iyimserim. Yeter ki,
bizim birlikteliğimiz sürsün.
P.: Güç Birliği oluşumunda, enerji
yatırımı düşünülmesinde temel amaç
daha uygun maliyetteki girdi temini.
Enerjide de daha uygun fiyatlı elektrik… Bugünün fiyatlarıyla ne kadarlık
bir avantajdan söz ediyoruz?
E.Ö.: Benim tahminim şu anki rakamlarımızdan yüzde 30-35 gibi daha
düşük rakamlarda bir elektrik maliyetinden bahsediyoruz.
P.: Enerji yatırımının gerçekleşmemesi Güç Birliğinin önünü tıkar mı,
dağıtır mı?
E.Ö.: Dağıtmaz, dağıtmamalı.
Çünkü o kadar çok şey var ki… Yani
bu bir ilk aşama, ilk adım. Bursa’nın gücünü göstermek için olmazsa daha bir
sürü proje var. Güç Birliği ortak hareketi ile bir takım kendi mali konularımızı düşünme, çözme imkanımız var. Bu
sanayimiz için gerekli su için, doğalgaz
için, toplu tedarik için geçerli. Sanayi
lehine mevzuat oluşturmada etkin olmak için gerekli.
P.: İlk etapta kömür kaynaklı üretime odaklanıldı. Bu olursa sonrası için
üretim çeşitliliğine gidilebilir mi?
E.Ö.: Gidebilir ve gitmeli de…
42
Ama öncelikle bu kömür konusunun
oluşması, netleşmesi gerekiyor. Ondan
sonra da çeşitlendirme yapılabilir. Nitekim BTSO OSB’deki yönetici arkadaşlarımız BOSEN’i ortaklığa açabileceklerini söylüyorlar. İkinci aşamada bu
olabilir.
Doğalgaz, hidroelektrik, jeotermal,
rüzgar kaynaklı üretim olabilir. Ancak
üzerinde önemle durduğumuz ilk çıkış
noktamız yerli kaynak ve kömür. Kömür maliyet açısından da çok mantıklı.
İlk adımımızı bu yolda atmak istiyoruz.
P.: Birlik üçüncü toplantısını
DOSAB’da yapacak…
E.Ö.: Ramazan ayında birliğin
üçüncü toplantısı bizim ev sahipliğimizde DOSAB’da olacak. İftar ve toplantı aynı anda gerçekleşecek. Buradaki
görüşmelerin ışığında tekrar bir araya
geldikten sonra bir adım daha ileri gideceğimizi düşünüyorum.
Enerji yatırımı
hedeflerini
gerçekleştirdiğimizde,
benim tahminim şu
anki rakamlardan
yüzde 30-35 daha
düşük maliyet olur.
KONUK YAZAR
Bülent ÜLKÜ / Elektrik Mühendisi-Eski TEDAŞ Genel Müdürü
MTB Enerji Mühendislik Danışmanlık
Elektirik piyasası ve
organize sanayi bölgeleri
T
ürkiye nin Elektrik Piyasasında
1980’li yıllarda başlayan özelleştirme çalışmaları Avrupa Birliği
giriş sürecinin hızlanması ile birlikte
farklı bir boyuta dönüşmüştür. Avrupa
Birliği Giriş sürecinde diğer Piyasalarda
olduğu gibi elektrik piyasasında da Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda
kararlar alınmaya başlanmıştır.
Bu süreçte:
• 1993 yılında Türkiye Elektrik Kurumu ikiye bölünerek TEAŞ ve TEDAŞ şeklinde tekrar örgütlenmiştir.
• 2001 yılında 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu çıkarılmıştır.
4628 sayılı yasa ve ikincil mevzuatının öngördüğü piyasa yapısında:
• Çapraz sübvansiyonlar yapılmayacak,
• Maliyet dayalı bölgesel tarifeler
egemen olacak,
• Taraflar arasında ayrıcalık yapılmayacak,
• Devlet piyasadaki kontrol edici
konumdan ve ticari faaliyetlerden çekilerek sadece politika belirleme pozisyonunda kalacak,
Kontrol ve düzenleme yetkisi bağımsız bir kurula devredilecek ve böylece Şeffaf ve rekabete dayalı bir piyasa
oluşturulacaktır.
Şeklinde iken 4628 sayılı yasa ve
ikincil mevzuatının (Yönetmelikler,
tebliğler, kurul kararları) uygulanmaya
başlanması ile aşağıdaki şekli alması hedeflenmiştir.
• 3 Mart 2004 tarihinde “Elektrik Enerjisi Reformu ve Özelleştirme
Strateji Belgesi” yayınlanarak öncelik
elektrik dağıtım özelleştirmelerine verilmiştir.
Bu kurgu doğrultusunda:
• 2001 yılında TEAŞ üçe bölünerek
EÜAŞ, TEİAŞ, TETAŞ olarak yapılandırılmış ve böylece dikey ayrıştırma
tamamlanmıştır.
• 4628 sayılı yasanın ikincil mevzuatı uygulanmaya başlanmıştır.
• TEDAŞ Özelleştirme idaresine
devredilerek bölgesel şirketler şeklinde
tekrar organize edilmiştir.
• Elektrik Dağıtım ihaleleri yapılmıştır.
• Elektrik Dağıtım ihalelerinde beklenenin çok üzerinde fiyatlara ulaşılmıştır.
• Elektrik Dağıtım Şirketlerinin 12
si fiilen özel sektöre devredilmiştir.
• 1 i için mahkeme kararı beklenmektedir.
• 8 i için Rekabet Kurulunun verdiği
karar doğrultusunda sonuç alınacaktır.
• Elektrik Üretim Özelleştirmeleri
başlatılmış ve 9 santrallik bir potföy ile
küçük hidrolik santraller özel sektöre
devredilmiştir.
2001 yılı öncesinde elektrik piyasasındaki işleyiş şeması:
Mobil
EÜAŞ
Yap-İşlet
Devret
Yap-İşlet
İşletme
Hakkı Devri
OTOP.
TETAŞ
TEİAŞ
TEDAŞ
MÜŞTERİLER
44
Otop.
Otop.
Grup
KONUK YAZAR
• Hamitabad Doğalgaz Kombine
Çevrim santralinin özelleştirilmesi için
ihaleye çıkılmıştır. 2012 yılı içerisinde
üretim özelleştirmelerinin tamamlanması beklenmektedir.
• 2008 yılı içerisinde Türkiye elektrik piyasası arz güvenliği sıkıntısına
düşmüş ve olası bir elektrik krizi Global
kriz nedeni ile atlatılabilmiştir.
• 2008 yılı ortalarından itibaren
elektrik talebinde %40 ları aşan oranlarda talep düşmesi yaşanmıştır.
lerinin durumu 4628 sayılı yasa ile çelişen bir pozisyon olarak değerlendirilmiş
ve bu aykırılığın önlenmesi için çareler
aranmıştır. Organize sanayi bölgelerinin
bu esnadaki birlikteliği ve siyasi otorite
nezdindeki girişimleri sonucunda 29
Aralık 2006 tarih ve 26391 sayılı Resmi Gazete de “Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine
İlişkin Yönetmelik” yayınlanarak “OSB
Elektrik Dağıtım Lisansı” verilmeye
başlanmıştır.
Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik
Piyasası içerisindeki mevcut konumlarını
koruyabilmeleri için birlikte hareket
etmeleri güçlü birlikler oluşturmaları ve
kendi elektriğini üretebilir konuma gelmeleri
düşünülmelidir. Yapılabilecek elektrik
üretim yatırımı olarak termik santraller
(kömür ve doğalgaz), hidroelektrik
santralleri, rüzgar santralleri ve gelecek için
de güneş santralleri üzerinde çalışılmalıdır.
• Bu sebeple 2009 yılında “Elektrik
Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi” yayınlanmıştır. Bu belge ile
Piyasanın birinci önceliği arz güvenliğine verilmiştir.
• Teğet geçen global kriz sonrası
Türkiye elektrik talebinde hızlı bir tırmanış yaşanmaya başlanmış ve Türkiye
elektrik talep artışı eski ivmesini geçmeye başlamıştır.
• 2010 yılında 3500MW ilave kapasite sisteme girmiş ise de Türkiye enerji
sisteminde kronikleşmeye başlayan arz
güvenliği problemi; sistemin yavaş yavaş
arz güvenliğini sağlayacak tarzda revize
edileceğini göstermiştir.
• Arz talep dengesine bakıldığında
şu anda arz talep dengesinin yedeksiz
olarak karşılandığı söylenebilir.
Bu gelişmelerin başlangıcında daha
özelleştirmeler yapılmadan Organize
Sanayii Bölgelerine ait elektrik işletme-
Daha sonra doğalgaz piyasası kurulmaya başlanmıştır. Bu piyasanın
kuruluşunda özel dağıtım firmaları
daha hızlı doğmuş ve Organize Sanayi
Bölgelerine Doğalgaz Dağıtım Lisansı
verilmemiştir. Bu gün birçok organize
sanayi bölgesi doğalgaz dağıtımından
dolayı mahkemelik konumunu sürdürmektedir.
Türkiye deki gelişmeye ayak uyduramayan Türkiye Elektrik Piyasasında
Arz edilen elektrik, talebin önüne geçememektedir.
Yukarıdaki tablodan da görüleceği
gibi Elektrik Piyasalarında özelleştirmeler hızla sürdürülmektedir. Dünya
örneklerine bakıldığında özelleşen piyasalarda yatırımlar artmakta ve kalite
yükselmektedir.
Elektrik faturalarına yansıması kaçınılmaz olan özelleştirme bedellerine
yatırımların ve kalite artışının faturalarını da eklemek gerekecektir.
İleri aşamalarda elektrik arzının talebin önüne geçeceği ve ucuzluğu getireceği beklentisi var ise de bunun için
kısa bir tarih vermek pek mümkün gözükmemektedir.
Bu nedenlerden dolayı Türkiye
Elektrik Piyasası Üretim ve Dağıtımın
aynı grup çatısı altında olduğu büyük,
güçlü ve birleşik yapılara doğru ilerlemektedir.
Dağıtım özelleştirmelerinde ödenen
yüksek fiyatlar dağıtım şirketlerini alan
gurupları üretim portföylerini oluşturmaya ve etki alanlarını genişletmeye
yöneltmektedir.
2011 yılında yayınlanan dağıtım tarifeleri bu alanın genişlemeye başladığının açık bir göstergesidir.
2011 tarifelerinde piyasa içerisindeki ticaret dengeleri dağıtım şirketleri
lehine gelişmiştir.
Elektrik Dağıtım şirketlerinin potansiyel gelişme bölgesi olarak görecekleri ilk ve en verimli en büyük alan
Organize Sanayi Bölgeleridir.
Varlık nedeni 4628 sayılı yasa olan
düzenleyici kurum (ve uzmanlarının)
kurdukları piyasa yapısı içerisinde ayrıcalık tanınmış adalar şeklinde duran
Organize Sanayi Bölgelerine ne kadar
sıcak bakabileceklerini objektif olarak
değerlendirmek gerekecektir.
Organize
Sanayi
Bölgelerinin
Elektrik Piyasası içerisindeki mevcut
konumlarını koruyabilmeleri için birlikte hareket etmeleri güçlü birlikler
oluşturmaları ve kendi elektriğini üretebilir konuma gelmeleri düşünülmelidir.
Bu çerçevede yapılabilecek elektrik
üretim yatırımı olarak termik santraller (kömür ve doğalgaz), hidroelektrik
santralleri, rüzgar santralleri ve gelecek
için de güneş santralleri üzerinde çalışılmalıdır.
45
KONUK YAZAR
Prof.Dr.Atila Bağrıaçık / Ar-Ge Hibe Fonları Uygulayıcısı, YMM
[email protected]
Ar-Ge projeleri ile Türk Makine
İmalatçılarını teşvik etmenin yol haritası
T
ürk makine üreticisi olarak, seri üretiminiz yanında Ar-Ge projeleri yaparak, yurt içi ve yurt dışı makine
satışlarınızı önemli ölçüde arttırarak, büyük bir rekabet gücü elde
edeceğinize inanmaktayım. Tecrübe ve deneyimlerimden hareket
ederek tarafımdan oluşturulan birikimli başarı senaryoları aşağıda
yer almaktadır. Bu senaryoların
daha iyi anlaşılması için Ar-Ge’in
ne olduğu ve 3 ayağından kısaca
söz etmek gerekir.
Ar-Ge’nin
tanımı ve üç ayağı
Araştırma ve deneysel geliştirme (Ar-Ge) insan, kültür ve
toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bu
dağarcığın yeni uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için
sistematik temelde yürütülen yaratıcı çalışmalardır (FRASCATİ
KILAVUZU).
Ar-Ge Özetle Bilginin artırılması ve yenilik için kullanılmasıdır. Bu açıdan yeni fikir ya da
EUREKA ÜYESİ ÜLKELER
Almanya
Avusturya
Belçika
Çek Cum.
Danimarka
Estonya
Fas
Fransa
Finlandiya
Hırvatistan
Hollanda
G.Kıbrıs
İngiltere
46
İrlanda
İspanya
İsrail
İsveç
İtalya
Letonya
Litvanya
Lüksemburg
Macaristana
Malta
Monako
Norveç
Polonya
Portekiz
Romanya
Rusya
San Marino
Slovakya
Slovenya
Sırbistan
Türkiye
Ukrayna
Yunanistan
Avrupa Birliği
Kaynak:
TÜBİTAK
icat Ar-Ge hibesi alamaz. Önemli olan Bu fikrin teknik (novelty)
ve ticari hale gelmesi yani inovasyon ya da yeniliktir. Bu faaliyet
hibeye konu olur.
Ar-Ge’nin üç ayağı
1.Temel araştırma: Görünürde herhangi bir özel uygulaması
veya kullanımı bulunmayan ve
öncelikle olgu ve gözlemlenebilir
gerçeklerin temellerine ait yeni
bilgiler edinmek için yürütülen
deneysel veya teorik çalışmalardır.
2.Uygulamalı araştırma: Uygulamalı araştırma da yeni bilgi
elde etme amacıyla üstlenilen
özgün bir araştırmadır. Bununla
birlikte, öncelikle belirli bir pratik
amaç veya hedefe yöneliktir.
3.Deneysel geliştirme: Araştırma ve/veya pratik deneyimden
elde edilen mevcut bilgiden yararlanarak yeni malzemeler, yeni
ürünler ya da cihazlar üretmeye;
yeni süreçler, sistemler ve hizmetler tesis etmeye ya da halen
üretilmiş veya kurulmuş olanları
önemli ölçüde geliştirmeye yönelmiş sistemli çalışmadır.
Ag-Ge’nin üç ayağına
teknik bilimlerden örnek
1.Temel Araştırma: Malzeme içerisindeki alaşım elementlerinin, malzemenin şekillendirilebilirliği üzerindeki neden sonuç
ilişkisinin incelenmesi.
2.Uygulamalı araştırma: Cıvata yapımındaki teller için farklı
kalitede aynı tel kesitine sahip
teller için malzeme içerisindeki
alaşım oranı veya cinsinin telin
çekilebilirliğine olan etkisinin incelenmesi.
3.Deneysel geliştirme: Cıvata imalatında kullanılan üç farklı
kalitedeki (1006,1008,1010) teli
çekebilen bir makinenin tasarımı,
prototip üretimi ve test edilmesi.
Başarı Senaryoları
Aşağıdaki senaryolar için,
cıvata üretimi yapan yerli bir X
firmasının yeni ürün ve süreç için
Türk makine imalatçısına, makine talebi olduğundan hareket
edilmektedir.
1. X Cıvata firmasının yeni
tip cıvata üretimi için bir makine
veya prese ihtiyacı var, bu makineyi cıvata firması ile ortak ArGe projesi yaparsa, makine alım
bedelini ortalama % 60’lara kadar
düşürmek mümkün.
5746 sayılı Ar-Ge Kanununun sağladığı EK SGK, stopaj ve
Ar-Ge indirimi yoluyla maliyeti
daha da düşürmek mümkün. Bu
yolla makine talebi olan yerli firma, yabancı makine alımı yerine
yerli makine alımına yönelecektir.
2.Eğer X cıvata firması, ortak Ar-Ge projesi yerine teknik
özelliklerini ve fonksiyonlarını
belirlediği makineyi, satın aldığı
sizin firmanın üzerinden Ar-Ge
projesini verdirmeyi tercih ederse,
alınan hibeden yararlanmak suretiyle yerli makine alım maliyetini
düşmektedir.
3.Eğer X cıvata firması, yeni
cıvata üretimi için Avrupa’dan
makine alım ihtiyacı varsa, ya
kendisi ya da sizin üzerinden ortak Ar-Ge projeleri yaptırarak,
KONUK YAZAR
makine maliyeti yine de Eureka
hibe fonları ile düşürülmektedir.
Eureka sözcüğü
nereden geliyor
Eureka (veya Heureka; Yunanca, Evreka şeklinde okunabilir) Arşimet’e atfedilen ünlü bir
ünlemdir. Söylentiye göre şekilsiz
bir cismin hacminin, suya battığı
anda su hacmindeki değişikliği
bularak bulunabileceğini keşfettiğinde banyodan çıplak bir şekilde sokağa fırlamış ve sokaklarda
koşarken bu ünlem sözcüğünü
haykırmıştır. Sözcük”(Onu) buldum!” benzeri bir anlama sahiptir.
Bunun sonucu Eureka!” bir keşfi
kutlarken kullanılan bir ünlem
halini almıştır.
Her yıl 200 proje toplam 500
milyon/avro yıl desteklenmektedir.
EUREKA projelerinde
olması gereken
özellikler
• En az iki farklı ülkeden katılımcılarla oluşturulmalı
• Sivil amaçlı uygulamalara
yönelik olmalı
• Ortaklar arasındaki iş bölümü dengeli (küçük ortak %25 den
fazla) olmalı
• Kısa zamanda ticarileşebilecek (6 ay ile max2 yıl arası) bir
ürün, süreç ya da hizmete yönelik
bir proje olmalı
• Sözleşme yaparken (mülkiyet hakları çözülmeli-örneğin
küçük ortağın da proje sonrası
mülkiyet haklarının olması, bedelsiz lisans kullanma hakkı) gibi
konuların bulunması gereklidir.
Ar-Ge ye önem veren KOBİ
statüsündeki Türk ve Avrupalı
makine imalatçıları arasındaki
ortak Ar-Ge projeleri için de,
Eurostars hibe fonları bulunmaktadır ve bu programda kullanılmaya hazır Eureka programı gibi
kullanılmayan ve fark edilmeyen
fon kaynağı bulunmaktadır.
4.Eğer X cıvata firması
Çin’den bir makine alacaksa, bu
kez Avrupalı bir ortağı yanımıza
alarak, Çin’deki imalatçı firma
ile Avrupa Birliğinin Ar-Ge fon
programı olan 7.çerçeve programına sokarak, makine maliyetini
yine de düşürürüz.
• 2012 yılı için Temmuz 20’de
7 milyar Euro’Luk 7. Çerçeve
Kapsamında Ar-Ge Hibe Programına Kaynak Ayrılmıştır.
• işbirliği özel programı kapsamında oluşturulan konsorsiyumlarda en az 3 AB /Asosye
ülkelerden firmaların katılımı gereklidir. Ancak uygulamaya baktığımızda işbirliği özel programları kapsamında büyük projeler
için oluşturulan konsorsiyumlara,
ortalama 15-20 firmanın partner
olarak katılarak AB’den ortalama proje başına toplam 6 milyon
Euro aldıkları tespit edilmiştir.
Küçük projelerde ise partner sayısı ortalama 6-8,AB’nin projeye katkısı ortalama 3 milyon
euro’dur. Kapasiteler özel programının alt destek programı olan
Kobi yararına araştırma için oluş-
turulan konsorsiyumlarda, olması
gereken AB/Asosye üye ülkeden
min 3 kobi ve 2 Ar-Ge sağlayıcı
olarak 5 adet partnerdir. Uygulamada ise, ortalama partner sayısı
10, AB hibe tutarı 0,5-5 milyon
euro’dur
AB Projelerine
katılmanın TÜBİTAK’la
mukayesine göre
avantajları
• TÜBİTAK projelerinde
hibe ödemesi, faturalar ödendikten sonra 6 aylık dönemler
halinde yapılmaktadır. Oysa AB
projelerinde 2 yıldan az süren
projelerde proje tutarının %6080’i, daha uzun süreli projelerde
projede öngörülen ilk 12 aylık
döneme ait tutarın % 160 nispetinde peşin olarak Avrupa
PROGRAMIN AMACI
Avrupa Komisyonu ve
EUROSTARS üye ülkelerinin,
Avrupa’daki KOBİ’lerin
rakebetçiliğinin arttırılması
için başlattıkları; KOBİ’lere
özel, hızlı ve etkin bir
Ar-Ge destek programıdır.
EUROSTARS herhangi bir
teknoloji alanı ve sektör ayrımı
yapmaksızın Ar-Ge odaklı
faaliyetler yürüten KOBİ’lerin
projelerinin desteklenmesini
amaçlamaktadır.
Kaynak: TÜBİTAK
47
KONUK YAZAR
sadece proje meblağının % 5 ‘i
kredi garanti fonu olarak kesilmekte, proje zamanında bitirilirse
% 4’lük bölüm iade edilmekte, sadece %1’i komisyonda kalmaktadır. TÜBİTAK’ta da peşin ödeme
transfer ödemesi olarak yapılsa
da, hem oran %25 gibi düşük,
hem de teminat mektubu istenmekte, süreç uzun olmaktadır.
• TÜBİTAK projelerinde işçilik, malzeme, hizmet alımı gibi
sadece direkt maliyetler hibeye
konu iken, AB projelerinde direkt maliyetlere KOBİ projelerinde %60,büyük projelerde % 20
elektrik, su, yönetim, kira bedeli
gibi endirekt maliyetler eklenerek
hibeye konu matrah yükselmektedir.
Yüksek proje bütçesinin
önemli bir bölümünün de teminat mektubu alınmadan peşin
alınması, firmalar için büyük bir
finansman kaynağıdır. TÜBİTAK projelerinde peşin finansman için firmalar kredi almak
üzere TTGV’ye başvurmaktadırlar.
• AB projelerinde personel
maliyetlerine cep telefonu, internet, benzin masrafı gibi maliyetler de eklenebilmektedir.
Avrupa Birliğinin 7. Çerçeve
programlarına katılarak sadece
AB’ye tam üye 27 ülke firması
ile ortak proje yürütmek yanında,
AB’nin bütün dünya ülkeleri ile
yaptığı uluslararası anlaşmalar ile
bu ülkeleri de projemize katabiliriz.
48
Bu durumda örneğin iş birliği projelerinde minimum 3 AB
ülkesi/Asosye ülkelerin firmaları
ile konsorsiyum kurulması söz
konusu iken
3.
ülkelerin
firmalarının
Ar-Ge projesine
katılması halinde,
AB’den minimum 2 firma
3. ülkelerden
de minimum
2
firmanın
konsorsiyuma
katılımı şarttır.
5. Ar-Ge
projelerinin
desteğiyle maliyetini düşürüp, kalitesini artıran
yerli makine imalatçılarının ulaştıkları mukayeseli avantajlar nedeniyle, hem Türkiye’deki satışlarını kaybetmemek hem de çevre
ülkelere beraber satış yapmak için
Yabancı makine imalatçıları, Türk
makine imalatçıları ile ortak doğrudan yatırım ve ihracat için işbirliğine yönlendirilmiş olacaktır.
6. Öte yandan X cıvata firması, yeni cıvata üretimi için gerekli olan makine alımı, bir yatırım
malı olduğu için Sanayi odası
yada Hazine Müsteşarlığından
alınacak yatırım teşvik belgesi ile
makine alımında KDV ödememiş olacaktır.
Sonuç
Ar-Ge projeleri gerçekleştirmek suretiyle Türk makine imalatçıları, maliyetlerini ve rekabet
avantajlarını iyileştirmek suretiyle
Türkiye ekonomisinde çok daha
iyi bir konumda merkezi bir role
sahip olabilecekleri, yukarıdaki
açıklamalarla ortaya konulmaktadır.
Bu farkındalıkla uygulamaya
geçmek, bütüncül bir yaklaşımla
hepimiz için milli bir görevdir.
AB 7.Çerçeve Programları (2007-2013)
53,2 milyar Euro
-
Dünyanın en büyük sivil araştırma programı
Uluslararası konsorsiyumlar (çok ortaklı projeler)
Alanınızdaki en büyük oyuncularla ortak projelerde yer alma imkanı
Geleceğin teknolojilerini belirleyen konsorsiyumların içinde olma fırsatı
Hangi ülkeler katılabilir?
Üye ülkeler
Aday ülkeler: Türkiye, Hırvatistan, Makedonya
Asosye Ülkeler
İsrail, İsviçre, İzlanda, Licntenstein, Norveç
Uluslararası işbirliği hedef ülkeleri
Afrika, Karayipler, Asya, Pasifik, Doğu Avrupa ve Orta Asya, Latin
Amerika, Akdeniz Ortaklığı, Batı Balkan Ülkeleri
7.Çevre Programı Yapısı - Özel Programlar
İşbirliği
özel programı
32,3 milyar Euro
- 10 Tematik alan
- Konu odaklı
- Araştırma ve Koordinasyon Projeleri
Fikirler Özel
Programı
7,4 milyar Euro
-
Avrupa Araştırma Konseyi
Konu Bağımsız
Mükemmeliyet Odaklı
Bireysel Araştırmacılar / Takımlar
Marie Curie
Burs ve Destek
Programları
4,7 milyar Euro
-
Burs ve Destek Projeleri
Konu Bağımsız
Kariyer Gelişimi / Sürekliliği
Bireysel Araştırmacılar / Kurumlar
Kapasiteler
Özel Programı
4,2 milyor Euro
- 7 Konu Başlığı, Kapasite
/ Potansiyel Gelişimi
- KOBİ Özel,
Araştırma ve Koordinasyon Projeleri
Kaynak: TÜBİTAK
Komisyonu ile sözleşme imzalanmasını takiben 45 içinde yapılmaktadır. Peşin ödeme için
teminat mektubu istenmemekte,
KONUK YAZAR
Tülay ALPMAN / MBA, Endüstri Mühendisi / İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü
İş sağlığı ve güvenliği açısından
gürültü konusu (I)
Sesin fiziği
Ses havanın sıkıştırılması (compressions) ve basıncın azalması (rarefactions) ile ortaya çıkan enerjinin havada
alçak ve yüksek basınç alanları meydana
getirmesi ürünüdür. Bakınız şekil 1 ve 2.
ğında en iyi duyarız. Muhtemelen bu
yüzden de, en çok bu aralıktaki seslerden rahatsız olur veya huzursuzluk duyarız. Bilinmektedir ki bu frekans aralığındaki yüksek ses düzeyleri ve uzun
süreli maruziyetler işitme kayıplarına
sebep olmaktadır.
Hava parçacıkları odayı veya bir
alanı boydan boya geçmek yerine komşu partiküllere enerji aktararak onları
harekete geçirir. Hava mükemmel bir
elastik ortamdır ve bu partiküllerin ses
hızına yansıyan enerji aktarımı sırasında hiçbir enerji kaybı olmaz.
İnsanın işitme aralığı yaklaşık 16
Hz den 20 000 Hz’e kadardır. Ayrıca
pek çok ses sabit frekanslarda yayılmaz.
Fırın yanınca düşük frekanslı ses yayarken hava kaçağı çoğunlukla yüksek frekanslı rahatsızlık verici sesler üretir. Bu
ses tayfı veya frekans bölümlenmesi bir
nevi sesin imzasıdır.
Şekil 3
reşir ( bir milimetrenin yaklaşık onda
biri kadar). Ses partikülleri titreştiğinde,
atmosferik basınçta anlık küçük dalgalanmalar olur ki ses olarak işittiğimiz
veya mikrofonun karşılık verdiği, kulağımızın ses olarak algıladığı işte bu basınç değişimleridir.
Gürültü nedir?
Gürültü kısaca istenmeyen ses olarak tanımlanabilir. Gürültü ve ses kontrolü ile uğraşan kişilerin edindikleri en
temel bilgi insanların sese olan tepkilerinin frekansa bağlı olduğudur. Mesela
bizler yaklaşık 500 ila 5000 Hz. aralı-
Havanın sıkışması
Şekil 1
Ses dalgalarının hareketi yay örneği ile de şöyle anlatılabilir. Gerilmiş bir
yayın titreşim hareketleri nasıl kısa ise
ses dalgasında ses partikülleri çok kısa
mesafelerde öne arkaya aynı şekilde tit-
50
Basınç
Havanın genleşmesi
Ses bir basınç dalgasıdır
Zaman
G
ürültü günlük hayatımızın bir
konusudur ve gürültü kirliliği
insan nüfusunun ve üretimin
artmasına paralel olarak büyüyen bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer
yandan gürültüye maruziyet de aslında
sadece işyeri ile sınırlı kalan bir durum
değildir.
İşyerinde gürültü konusunun iş
sağlığı ve güvenliği açısından bir değerlendirmesini yapabilmek için öncelikle sesin fiziğinden başlayarak, gürültü
kavramı, gürültünün yol açtığı sağlık
sorunları ve bunları önlemeye yönelik belirlenen standartlar ile bu konudaki zorunlulukları belirleyen kanun
ve yönetmelikler, gürültü ölçümünde
kullanılan cihazlar ve ölçümde dikkat
edilmesi gerekenler, geçerli ölçüm metotları ve ölçümler sonucunda değerlendirmeye veri oluşturacak hesaplamalar,
gürültünün azaltılmasında kullanılan ve
de kullanılması söz konusu olabilecek
yöntemler ile ilgili olarak bilgi sahibi
olmaya ihtiyaç vardır.
Bu sayıda İş Sağlığı ve Güvenliği
Açısından Gürültü Konusu ( I ) ile gürültü konusuna bir giriş yaparak yukarıda sözünü ettiğimiz bu temel konulardan bazılarına değineceğiz.
Şekil 2
Not: “C” sıkışma, “R” genleşmeyi
temsil etmektedir.
Gürültünün sağlık etkileri
Gürültünün sağlık etkileri yüksek
düzeydeki seslerin bir sonucu olarak
ortaya çıkar. İşyeri veya farklı kaynaklı
yüksek seviyeli gürültü; işitme kaybına,
hipertansiyona, iskemik kalp hastalığına, sıkıntıya, uyku bozukluğuna ve
çalışma performansında düşüşe sebep
olmaktadır. Hatta bağışıklık sistemindeki iniş çıkışlar ve doğum kusurları ile
gürültü maruziyeti arasında da bağlantı
bulunduğu tahmin edilmektedir. Yaşa
bağlı olarak presbiyakuzi (inişli çıkışlı
işitme) gelişmekte ise de, pek çok gelişmiş ülkede gürültünün kumulatif etkisi ile populasyonun büyük bölümünde
işitme azalmaktadır. Kulak çınlaması,
hipertansiyon, vazokonstriksiyon (damarlarda daralma) ve diğer kardiyovasküler etkiler de gürültünün sebep
KONUK YAZAR
olduğu sonuçlardandır. Bunların ötesinde, yüksek gürültü düzeyleri büyük
oranda strese, iş kazalarında artmaya,
saldırganlık ve anti-sosyal davranışlara
yol açmaktadır.
Sesin iletimi açısından kulağın bölümleri ve rolleri bknz Şekil 3;
Dış kulak, sesi yönlendirir; orta
kulak sesi mekanik enerjiye çevirir; iç
kulak mekanik enerjiyi beyne iletilmek
üzere elektrik enerjisine dönüştürür.
Yüksek seviyedeki ses düzeyleri iç
kulak koklear yapısında travmaya neden olarak, geri dönüşü olmayan işitme
kayıplarına yol açmaktadır. Belirli bir
frekanstaki çok yüksek bir ses bu aralığa duyarlı koklear kıl hücrelerine zarar vererek kulağın daha sonra bu frekanslardaki sesleri duyma kabiliyetini
azaltmaktadır. Ancak, hangi frekansta
olursa olsun yüksek gürültü tüm işitme
aralıklarında duymayı kötü etkilemektedir. Dış kulak, orta kulakla beraber iç
kulağa ses erişmesinde ses düzeylerini
20 faktör büyütmektedir. Dolayısıyla,
atmosferik sesler orta düzeyde olsa bile
bunlar zarar verici olabilmektedir.
Gürültü ölçüm birimi
‘dB(A)’ mı ‘dB’ mi?
Ses basıncı, hava sıkıştırılıp bırakıldıkça atmosferik basınca göre alternatif
biçimde pozitif ve negatif olarak değişir. Bu basınç değişikliklerini rakamlarla ifade etmek gerekir ki ortalama
basınç kullanılabilecek en uygun değerdir. Ancak belli bir noktada ve zaman
aralığında ses basıncı değişikliklerinin
ortalaması alınmak istenirse bulunacak
değer her zaman için atmosferik basınca eşit olacaktır. Çünkü pozitif ve negatif basınç dalgalanmaları birbirini dengeler. Böyle basit bir ortalama yerine
anlık basınçların önce karesi alınarak,
sonra da karekökü alınarak ve bu kareköklerin ortalaması alınmak suretiyle
ses basıncına karşılık pozitif bir değer
elde edilir. Ses basıncının karekökü
veya rms (root mean square) değeri işte
budur. En iyi duyduğumuz frekans olan
1000 Hz de zar zor duyulan bir sesin
rms ses basıncı, çok sessiz bir ortamda
2*10-10 atmosferdir. Çok yüksek bir
sesin rms ses basıncı 1*10-3 atmosfer
kadardır. Ancak görülmektedir ki bu
rakamlar oldukça geniş bir aralıkta ve
pek de pratik olmayan niceliktedir. Bu
yüzden bunları anlamlı bir skalada rakamsal olarak daha basit ifade etmek
için rms’ye karşılık “desibel” terimi kullanılır. Desibel logaritmik bir değerdir
ve referans başlangıç noktası 0 desibel
2*10-10 atmosferdeki en zayıf rms ses
basınç düzeyine karşılık gelir. Metrik
sistemde desibel referans değeri 2*105 Newton/m2 veya 20 mikropaskal dır.
Örneğin ses basıncı 70 dB nin anlamı,
ses basıncı 20 mikropaskala göre 70
desibeldir ancak baz alınan bu değer
evrensel olarak anlaşılan ve tanınan değer olduğu için ifadelerde genelde yer
almaz.
Gürültü ölçüm cihazının üç frekans ölçüm ağı bulunur ve bunlar A, B,
C skala ağlarıdır. Kapsamlı çalışmalar
sonucunda tespit edilen en çok A öl-
çüm ağının insanın huzursuz olduğu
ve işitsel hasar etkilerinin görüldüğü
aralığı verdiğidir. Gürültüye maruziyet terimi hem ses düzeyini hem de bu
ses seviyesine maruz kalınan süreleri
kapsar. Bu nedenle de yönetmeliklerde
geçen A ağırlıklı ses düzeyidir. Ancak
unutulmaması gereken ağırlık faktörlerinin basınç düzeylerine uygulanması
sebebiyle bu ortalamalardan bahsederken basınç terimi kaldırılarak artık ses
düzeyinden bahsedilir. Literatürde L p
dB olarak ses basınç düzeyini, L A ise
dB(A) olarak A-ağırlıklı ses düzeyini
göstermek için kullanılır.
19. DÜNYA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
KONGRE FUARI
11 - 15 Eylül 2011
Haliç Kongre Merkezi, İstanbul
SAĞLIKLI VE GÜVENLİ BİR GELECEK İÇİN
KÜRESEL GÜVENLİK KÜLTÜRÜ OLUŞTURALIM
¬ 5 Gün
¬ 8.000 m Fuar Alanı
¬ 120 Ülke
¬ 250 Fuar Katılımcısı
¬ 20.000 Ziyaretçi
2
¬ 36 Genel, Teknik Oturum ve Sempozyum
¬ Poster Sunumları
¬ Uluslararası Film ve Multimedya Festivali
http://exhibition.safety2011turkey.org/
DÜZENLEYENLER
Uluslararası Çalışma Örgütü
Uluslararası Sosyal Güvenlik Birliği
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
PREMİUM SPONSOR
DESTEKLEYENLER
GÜMÜŞ SPONSOR
FUAR ORGANİZATÖRÜ
www.ikonevents.com
Bu Fuar 5174 sayılı kanun gereğince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) izni ile düzenlenmektedir.
51
KONUK YAZAR
Gürültü konusundaki
yasal çerçeve
Ülkemizde 23/12/2003 tarih ve
25325 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan Gürültü Yönetmeliği işçilerin
gürültüye maruz kalmaları sonucu sağlık ve güvenlik yönünden oluşabilecek
risklerden, özellikle işitme ile ilgili risklerden korunmaları için alınması gerekli
önlemleri belirlemektedir. Yönetmelik
hükümleri 4857 sayılı İş Kanunu kapsamına giren tüm işyerlerinde geçerlidir.
Bu yönetmelik, fiziksel ajanlardan
biri olan gürültüden kaynaklanan risklerden işçilerin korunması için asgari
sağlık ve güvenlik tedbirleri konusundaki 2003/10/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi esas alınarak
hazırlanmıştır.
İşçinin gürültüye maruziyeti konusunda ilk kanuni düzenlemeler OSHA
(ABD İş Sağlığı ve Güvenliği Kuruluşu)
tarafından 1970 İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu altında ayrı bir yönetmelik ile
oluşturulmuştur. OSHA yönetmelikleri 8 saatlik bir çalışma dilimi için 90
dB(A) yı aşılmaması gereken değer olarak belirtmiştir. Daha kısa çalışma dilimlerinde daha yüksek seslerde çalışmaya izin vardır. Örneğin 120 dB(A) üreten
bir makine için eğer çevresinde çalışan
yoksa ihlal durumu yoktur. Dikkat edilmesi gereken bir konu da cihazın ürettiği
ses, yani gürültü emisyonu ölçümlerinin,
maruz kalınan ses ölçümlerinden farklı
olduğudur. Farklı ses düzeylerinde izin
verilen süreler yönetmelikte 29 CFR
Standartlarına göre belirtilmiştir.
Avrupa Birliği ve ülkemizdeki mevzuata bakılacak olursa, 2003/10/AB Direktifinde ISO 1999:1990 standardı ve
risk değerlendirmesi kavramı belirleyicidir. Ulusal mevzuatımızda da TSE 2607
ISO 1999: 1990 standardı tanımları geçerlidir.
AB direktifinde ve yönetmeliğimizde maruziyet sınır değeri 87 dB(A) ve
pik ses basınç değeri 200 mikropaskal,
maruziyet etkin değerleri; en düşük ve
en yüksek 80 ve 85 dB(A), pik ses basınç
değerleri 112 ve 140 mikropaskal olarak
belirtilir.
Gürültü problemine yaklaşım
Gürültü probleminin varlığı ya in-
sanların kişisel tepkileri ya da ses düzeylerinin nesnel ölçümleri ve bunlara ait
değerlerin gürültü yönetmeliği ile nesnel
olarak karşılaştırılması ile tespit edilir.
Sesle ilgili ölçümlerde 2 tür sınıflamadan bahsedilir; Bunlardan ilki “
Yönetmeliğe Uygunluk Ölçümleri”dir.
Kanun ve Yönetmeliklerde esas olan bir
seri talimatlara göre yapılır. Diğeri ise
“Teşhis Ölçümleri”dir. Bu ölçümler gürültü problemine mühendislik tedbirleri
ile müdahale için belli gürültü kaynaklarını ve gürültü miktarlarını belirlemek
ve getirilebilecek kontrol tedbirlerini,
konumlarını ve öngörülen azalmayı belirlemek içindir. “Yönetmeliğe Uygunluk” ölçümlerinde amaç yönetmeliklerde
istenen gürültü sınırlandırmalarına uyulup uyulmadığını tespit etmektir.
İşçinin bu ses düzeylerinde gürültü
maruziyetini belirlemek için ölçüm işçinin kulak hizasında yapılır ve işçinin burada geçirdiği süre belirlenir. Bu verilerle
günlük gürültü oranı hesabı yapılır.
Mevzuatın öngördüğü değerlere
uyulup uyulmadığını tayin için her ses
düzeyi için maruziyetlerin toplamı alınarak izin verilen günlük gürültü maruziyeti ile karşılaştırılması gerekir.
Gürültü maruziyeti konusunda özellikle bir günden diğerine, bir çalışma saatinden diğerine veya bir dakikadan bir
diğerine farklılıkların olması gibi karmaşık durumlarda analizlerin çok daha
fazla sayıda yapılmasına ihtiyaç vardır.
Hedef ister yönetmelik, ister işletme
politikası veya ister ortam koşulları itibarı ile belirtilmiş olsun, mevcut ses düzeyi ile hedeflenen ses düzeyi arasındaki
fark, azaltılması gereken gürültü miktarıdır. Tesis içindeki bir çalışanın gürültü
maruziyeti esasen sürekli nitelikteki bir
sesten dolayı ise, (örneğin şişeleme veya
dokuma tezgahı gibi) tipik gürültü ses
düzeyleri 100 dB(A) civarında olabilir.
Bu durumda 87 dB(A) olarak belirtilmiş
sınır düzey referans alınarak gürültü düzeyinde 13 dB(A) lık bir azaltmaya ihtiyaç bulunmaktadır. Değişken nitelikteki
gürültü maruziyeti işçinin gün içindeki
çalışma şeklini de yansıtır. Bu durumda
hedefler işçinin bulunduğu her bir ortam
için farklıdır. Buna göre olası gürültü
azaltım hedefleri de farklı kombinasyonlarda mümkün olabilir.
Kaynaklar:
1.NIOSH INdustrial Noise Control Manual (Revised Edition)
2.http://www.purdue.edu/physicalfacilities/safety/presentations/NoiseExposure
3.http://journal.nida.ac.th/nidajournal/submissions/a338.pdf
4. Dırectıve 2003/10/EC of The European Parlıament And Of The Councıl
of 6 February 2003 on the minimum health and safety requirements regarding the exposure of
workers to the risks arising from physical agents (noise)
5. 23/12/2003 tarih ve 25325 sayılı Resmi Gazetede yayımlan Gürültü Yönetmeliği
52
Gürültü kaynağının
tespit edilmesi
Bir gürültü probleminin
nerede olduğunu belirlemek
gürültü probleminin birinci
adımıdır. Tam olarak teknik
ölçüm alınmak istenen noktada ses düzeylerini saptamada, her bir parça makinayı
veya ses kaynağını durdurmak ve açmak
mümkünse, en gürültülü cihazları açığa
çıkarmada bu etkili bir yöntemdir. Bazen bir makinenin çalışmadığı zamanlar
programlanarak gürültüye sebep olan
unsurlar ortaya çıkartılabilir Örneğin
pnömatik sistem durdurulduğunda veya
makinenin bir parçası kaldırıldığında gürültü probleminin hafiflediği gözlemlenir. Pek çok durumda, duvarlar ve tavan
üretilen sesin dışarı çıkmasını engeller.
Her ses demeti katı bir yüzeye çarparak
farklı yönlere yansır. Sesin hapsedilmesinden dolayı ses basınç düzeyleri, açık
ortam şartlarına göre 15 ila 30 dB kadar
daha fazla olacaktır. Görülüyor ki akustik ortam ses düzeyinde önemli bir fark
yaratmaktadır. Gürültü açısından “Oda
akustiği” nin operatöre veya ortamda bulunan kişilere etkisi ses kaynağının ses
gücü kadar önemli olabilmektedir.
Gürültü ölçüm cihazları
Ses Düzey Ölçerler: Sabit gürültü
kaynaklarından yayılan anlık gürültüleri ölçmekte kullanılır. Rüzgar veya hava
akımı yanlış okumalara sebep olabilir.
Mikrofonda uygun bir rüzgar perdesi
kullanmak yerinde olur. Ölçüm aletinin
titreşime maruz kalması ölçümü bozabilir.
Cihazı elde tutmak en iyisidir. Odadaki
yüksek nem ve sıcaklık ayrıca manyetik
alanlar ölçümü olumsuz etkileyen dikkat
edilmesi gereken konulardır.
Gürültü maruziyetini belirlemede
kullanılan bir diğer araç dozimetrelerdir.
Özellikle gürültülü ortamda işçi pozisyonunun sürekli değiştiği veya belli bir
maruziyeti tatmin edici düzeyde ölçebilmek için uzunca bir sürenin gerektiği durumlarda sıklıkla kullanılır. Dozimetreler
taşınabilir, bataryalı cihazlardır. Dozimetrelerin de doğru ölçüm vermesini etkileyen durumlar; fiziksel temas ve özellikle
düşük veya özellikle yüksek ses düzeylerindeki pozisyonlarda ölçüm almaktır.
HABER
Aslanoba: Gıdada hammadde
fiyat artışları durmuyor
Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı ve Yemek Sanayicileri
Dernekleri Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Aslanoba, artan hammadde fiyatları
yanı sıra sektöre ağır maliyet getiren haksız rekabet sonuçlarının derinleştiğine dikkat çekti.
Fiyatlarda 10 yıl artış var
Tüm dünyadaki raporlar ve verilerin
önümüzdeki 10 yıl gıda fiyatlarındaki
artışların süreceğini belirten Aslanoba
şöyle devam etti: “Bu durumda sektör
ciddi şekilde yüksek maliyet baskısı ile
karşı karşıya kalmaya devam edecek.
Sektör yükselen maliyetlerini bir şekilde
yansıtmak zorunda, aksi halde toplum
sağlığı ile direkt ilgili olan endüstriyel
yemek hizmeti kalite ve fiyat dengesini korumakta zorlanacak ve toplum
sağlığını olumsuz etkilemeye devam
edecektir. Bunu bir yerde durdurmak,
ti var. Tüm çocuklarımızın gençlerimizin gelişimini direkt etkiliyor. Aslında
bu hizmeti satın alırken toplumsal bir
sorumluluğunuz da var. Yani bu sorumluluk sadece yemek hizmetinin satın
alındığı şirket ile sınırlı değil.
Ömer Faruk Aslanoba
Ö
mer Faruk Aslanoba, sektörün zorlu bir süreç yaşadığını belirterek şunları söyledi;
“Endüstriyel hazır yemek sektörünün
yaşadığı kriz, tüm dünyada artan gıda
hammadde fiyatları, yaşanan iklim değişikliklerinin sebze ve meyve fiyatlarını
ve ürün kalitesini olumsuz etkilemesine
sebep oldu. Ayrıca merdiven altı, kayıt
dışı veya bu anlayış içerisinde hareket
eden firmaların yarattığı sektöre ağır
maliyet getiren haksız rekabetin sonuçları ile her geçen gün daha da derinleşmektedir.”
bu hizmeti verenlerin ve alanların ortak
sorumluluğudur ve bir şekilde çözülmesi gerekmektedir.
Toplumsal sorumluluk var
Günlük yaşantımızın bir gerekliliği
olarak artık endüstriyel yemek hizmeti
hayatın her noktasında var. Bugün artık
kreşlerde, anaokullarında, ilköğretimde
bile sektörün sağladığı yemek ve hizme-
Et ithalatında gümrük
vergisi sıfır olsun
Y
aklaşan Ramazan ve Kurban
Bayramı öncesi et fiyatları artıyor. 5 milyar dolar ciroya sahip,
doğrudan 400 bin kişiye dolaylı
olarak da 1 milyon kişiye istihdam
sağlayan, günde 8 milyon insanı
doyuran 7 bin yemek sanayicisinin
faaliyet gösterdiği hazır yemek sektörü bundan etkileniyor. İstanbul
Yemek Sanayicileri Derneği Başkanı Sadık Çelik de piyasalar yerli
üretimle dengeye kavuşana kadar
ithalat üzerindeki gümrük vergisinin % 75’ten tekrar sıfır düzeyine
indirilmesi için çağrıda bulundu.
Sadık Çelik
Ucuz değil kaliteli tüketim
Günümüzde hala maalesef düşük
fiyat, kalitesiz hizmet ile büyümeyi hedeflemiş firmalar var. Özellikle bu konuya dikkat çekmek istiyorum. Ucuz
diye satın alınan her yemek ve hizmet
aslında firmalara çok daha yüksek maliyet çıkartmaktadır. Bu tür firmalar kaliteli hizmet sunamazlar. Asla bu firmalar
ile iş yapılmamalı ve desteklenmemelidir.
Dünyada ucuz tüketimden kaliteli
tüketime dönüş varken bunun yansımasını sektörümüzde de görmek istiyoruz.
Hedef kitlemizi bilinçlendirmek için
yoğun çaba içerisindeyiz. Tüm hedef
kitlemiz ve müşterilerimizden toplum
sağlığımız içinde destek beklemekteyiz.
Sektöre yatırım yapmış kaliteli yemek
ve hizmet veren firmalar desteklenmelidir. Bu yaklaşımın toplumsal sorumluluğumuz olduğunu düşünmekteyim.”
Obasan’ı İngiliz
Compass Group aldı
B
ursa, İstanbul ve
Kocaeli'deki tesisleri ile hazır yemek
sektöründe
Türkiye'nin
önde gelen firmaları arasında yer alan Obasan, 14.5 milyar sterlin ciroya sahip
Compass Group tarafından satın alındı. Grup Haziran
ayında iştiraki olan Sofra'dan sonra Bursa merkezli Obasan
Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi'nin de tüm hisselerini
bünyesine kattı. Sofra Grup Genel Müdürü Yaşar Büyükçetin, yaklaşık 2.5 yıl süren pazarlıklardan sonra Obasan'la
anlaştıklarını söyledi. Büyükçetin, “1930 yılından beri sektörde faaliyet gösteren Obasan’da işleyişle ilgili herhangi bir
değişiklik olmayacak. Obasan ailesi yine şirketin başında
olacak ve yönetim kurulu üyesi olarak profesyonelce işlerine
devam edecekler" dedi. Obasan’ın bin 500 çalışanı var ve
günlük 100 bin yemek kapasitesine sahip.
53
HABER
Ankara’nın ünlü balıkçısı; Trilye
T
rilye, 2002 yılından günümüze Süreyya Üzmez’in deneyim
ve birikimleriyle artık sadece Ankaralıları değil, çevre illerden,
İstanbul’dan hatta yurt dışından balık
severleri kendine çekiyor, gastronomi
turlarının merkezi haline geliyor. Ankara Gaziosmanpaşa’da bulunan Trilye
Restoran, taş bina, sera ve yazlık bahçesiyle konuklarını eski bir villada ağırlıyor.
Akdeniz mutfağından oluşan menüde özellikle deniz kabukluları geniş
yer tutuyor. Yemeğe önce soğuk başlangıçların bol seçeneği ile başlayabilirsiniz. Sonra salatalar, ara sıcaklar ve
ardından tabi balıklar. Menünün bir
başka özelliği her zaman yeni bir meze
ya da pişirme tekniğiyle karşılaşıyor olmanız. Sadece Türk Mutfağının lezzetleri bulunmuyor, İspanya'nın paellası,
Amerika'nın deniz kabukluları çorbası,
Belçika'nın midye marinatası, Peru’nun
seviçesi gibi birçok ülkenin tadı da burada yer alıyor. Trilye’de her pazar “Paella Günü” düzenleniyor.
İki yıl önce kurduğu AR-GE Laboratuvarı ile de konuklarına moleküler
gastronomiden ürünler sunan Trilye,
ham olan lezzetleri işleyerek enfes sorbeler hazırlıyor, yemek sonunda konuklarına oksijen terapisi yapıyor.
Trilye, İngilizce ve Türkçe olarak
yayınlanan blogu, Facebook, Twitter ve
Friendfeed sayfaları ile internet üzerinden balık severlerle buluşuyor. Sosyal
medya çalışmaları yurt dışındaki yabancı kullanıcılar tarafından da ilgi gören
Trilye Restoran’ın online çalışmalarını ve düzenlenecek etkinlikleri http://
blog.trilyerestaurant.com adresinden
izleyebilirsiniz.
İletişim: Reşit Galip Caddesi Hafta
Sokak No: 11/B Gaziosmanpaşa-Ankara Tel: 0312 447 12 00 (pbx).
www.trilye.com.tr
Meşhur Tavacı Recep Usta Bursa’da
1
Ağustos ayında
Bursalılara
hizmet vermeye
başlayan
Meşhur Tavacı
Recep Usta’nın
açılışında Recep
Budak, Selami
Şahin ve Mehmet
Işık bir arada.
54
978 yılında Diyarbakır'da ilk
restoranını açan ve zaman
içerisinde markalaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de restoran
zincirleri kuran Tavacı Recep Usta,
Bursa şubesini Nilüfer’de çok sayıda
davetlinin katılımıyla açtı. DOSAB
katılımcılarından Truva Giyim Sanayi yöneticisi Mehmet Işık’ın da
ortak olduğu mekanda Güneydoğu
Mutfağından lezzetler sunuluyor.
Ana mönüsünü tava, kaburga dolması, hindi dolması, gerdan haşlama, mumbar, lüle kebabı, kaburga
şiş, ezme güveç gibi Diyarbakır
yöresine has yemeklerden oluşturan
Recep Usta, Türkiye'nin yemek kültürüne katkıda bulunmak ve zengin
mutfak kültürümüzü daha çok tanıtabilmeyi amaç ediniyor.
01 Ağustos 2011 Pazartesi
- Zengin iftar tabağı
- Yayla Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Paçanga Böreği
- Izgara Köfte
- Domatesli Pilav
- Cevizli Baklava
08 Ağustos 2011 Pazartesi
- Zengin iftar tabağı
- Mantar Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Peynirli Börek
- Izgara köfte
- Pilav
- Güllaç
15 Ağustos 2011 Pazartesi
- Zengin iftar tabağı
- Ezogelin Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Dilim pizza
- Mantar soslu Biftek
- Pilav
- Baklava
22 Ağustos 2011 Pazartesi
- Zengin iftar tabağı
- Yayla Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Ispanaklı börek
- Mantar soslu Biftek
- Domatesli Pilav
- Güllaç
02 Ağustos 2011 Salı
03 Ağustos 2011 Çarşamba
- Zengin iftar tabağı
- Domates Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Ispanaklı Börek
- Karışık Izgara
- Pilav
- Sakızlı muhallebi
09 Ağustos 2011 Salı
- Zengin iftar tabağı
- Mercimek Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Avcı Böreği
- Kuzu pirzola kekikli
- Meyhane Pilavı
- Fırın sütlaç
10 Ağustos 2011 Çarşamba
- Zengin iftar tabağı
- Mercimek Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Dilim pizza
- Izgara biftek
- Fırın makarna
- Kadayıf
04 Ağustos 2011 Perşembe
- Zengin iftar tabağı
- Tarhana Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Dilim pizza
- Mantarlı Kuzu Kavurma
- Pilav
- Dondurmalı keşkül
11 Ağustos 2011 Perşembe
- Zengin iftar tabağı
- Domates Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Paçanga Böreği
- Kuzu incik
- Pilav
- Süt helvası
16 Ağustos 2011 Salı
17 Ağustos 2011 Çarşamba
- Zengin iftar tabağı
- Mercimek Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Dilim pizza
- Izgara biftek
- Fırın makarna
- Kadayıf
- Zengin iftar tabağı
- Tarhana Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Avcı Böreği
- İzmir köfte
- Pilav
- Keşkül
18 Ağustos 2011 Perşembe
- Zengin iftar tabağı
- Kremalı Havuç Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Avcı Böreği
- Çoban Kavurma
- Pilav
- Şöbiyet
23 Ağustos 2011 Salı
24 Ağustos 2011 Çarşamba
- Zengin iftar tabağı
- Domates Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Paçanga Böreği
- Tas kebabı
- Pilav
- Sütlü tatlı
- Zengin iftar tabağı
- Domates Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Ispanaklı Börek
- Sebzeli Kebap
- Pilav
- Saray sarma
25 Ağustos 2011 Perşembe
- Zengin iftar tabağı
- Mercimek Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Avcı Böreği
- Izgara Köfte
- Meyhane Pilavı
- Fırın sütlaç
- Zengin iftar tabağı
- Tarhana Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Dilim pizza
- Hünkarbeğendi
- Pilav
- Dondurmalı keşkül
Rezervasyonlarınızı gün içinde saat 13.00’e kadar yaptırınız.
Dilerseniz ana yemek olarak piliç ızgara servis edilir.
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi
Sosyal Tesisleri Çiğdem 2. Sk. No: 5 Bursa
Tel: 261 29 57
05 Ağustos 2011 Cuma
- Zengin iftar tabağı
- Ezogelin Çorba
- Salata
- Ara sıcak - Sigara Böreği
- Izgara biftek
- Domatesli Pilav
- Şekerpare
12 Ağustos 2011 Cuma
- Zengin iftar tabağı
- Kremalı Sebze Çorbası
- Salata
- Ara sıcak - Sigara Böreği
- Izgara bonfile
- Pilav
- Fırın sütlaç
19 Ağustos 2011 Cuma
- Zengin iftar tabağı
- Tavuk Suyu Çorba
- Salata
- Ara sıcak - Sigara Böreği
- Izgara Köfte
- Domatesli Pilav
- Dondurma
26 Ağustos 2011 Cuma
- Zengin iftar tabağı
- Ezogelin Çorba
- Salata
- Ara sıcak - Sigara Böreği
- Izgara biftek
- Domatesli Pilav
- Karpuz
DOSAB FUTBOL TURNUVASI
6. Geleneksel DOSAB Firmalar Arası Futbol Turnuvası sona erdi.
Şampiyon Valeo Otomotiv
Valeo Otomotiv 14 Temmuz’daki final maçında SYK Tekstil’i 3-1 yenerek mutlu sona ulaştı.
D
emirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları
Derneği’nin (DOSABSİAD)
organizasyonu ile DOSAB Sosyal Tesisleri Halı Saha’da düzenlenen futbol
turnuvasına DOSAB bünyesindeki 42
firma katıldı.
Yaklaşık 2 ay süren 6. DOSAB Firmalar Arası Futbol Turnuvası, geleneksel olarak firmalar arasındaki sosyal ilişkileri geliştirmek amacıyla ygndildis;tu.
Bu yılki turnuvanın final maçı Valeo
Otomotiv ile SYK Tekstil arasında
oynandı. Diyarbakır’da şehit düşen 13
askerimiz için yapılan saygı duruşuyla
başlayan final karşılaşması büyük bir çekişmeye sahne olurken, Valeo Otomotiv
Sistemleri A.Ş.ikinci yarıda bulduğu
gollerle maçı 3-1 kazanarak şampiyonluğa ulaştı.
Büyük heyecan yaşandı
Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Bursa Büyükşehir Belediyesi
Başkan Vekili Abdullah Karadağ, DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Selim Yedikardeş ve DOSABSİAD
56
Yönetim kurulu üyelerinin yanı sıra çok
sayıda taraftarın katıldığı turnuvanın
finalinde kupayı alan Valeo için havai
fişekli bir kutlama düzenlendi. Ayrıca sanayici ve çalışanlarının yoğun ilgi
gösterdiği turnuvanın finaline, geçtiğimiz dönem DOSAB Başkanı Ertuğ-
rul Kaplan ve DOSABSİAD Başkanı
Ceyhun Özüm de katıldı.
Kupalar verildi
Emekli bölge hakemlerinin yönettiği maçlarda, Valeo şampiyonluk kupasını Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi
Valeo Otomotiv’e şampiyonluk kupasını Bursa Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta verdi.
DOSAB FUTBOL TURNUVASI
Usta’nın elinden alırken, ikinci olan
SYK Tekstil’e Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Abdullah Karadağ,
üçüncü olan Akarca Tekstil’e ise DOSAB Eski Başkanı Ertuğrul Kaplan
kupalarını verdi. Akarca Tekstil, üçüncülük maçında geçen yılın şampiyonu
Ermetal’i mağlup etti. Ermetal bu yıl
turnuvayı dördüncü sırada tamamladı.
Gol kralı Ermetal’den
BPO Otomotiv Yan Sanayi, Öz
Üçel Tekstil, Polyteks, Teknokast takımları turnuva boyunca hiç sarı kart
görmeyerek turnuvanın en centilmen
takımları seçildi. 27 gol atarak gol kralı
olan Ermetal Otomotiv’den H.Murat
Mercan, ödülünü DOSABSİAD Başkanı Selim Yedikardeş’ten aldı.
Turnuvaya
katılan firmalar
AKARCA TEKSTİL
ANL GIDA
BEYÇELİK GESTAMP
BPO B PLAS
BURSALI HAVLU
ÇETİN LASER
ÇEVİKEL TEKSTİL
DOSAB BÖLGE MÜD.
EMKO ELEKTRONİK
ERMETAL OTOMOTİV
ETAY GİYİM
EVİMTEKS
FİSTAŞ FANTAZİ İPLİK
FLOTEKS PLASTİK
FSS FREN
GRAMMER KOLTUK
GÜL TEKSTİL
HÜNER KRİKO
IŞIKSOY TEKSTİL
İLK ETAP ETİKET
İPEKS TEKSTİL
KAPİMSAN OTOMOTİV
KIRAY TEKS
MEPAR NAKLİYAT
METKON
MORAL TEKSTİL
NOPE TEKS.MOB.
OBASAN GIDA
ORVEN KAUÇUK
ÖZ ÜÇEL TEKSTİL
PE-GA OTOMOTİV
PMS ALÜMİNYUM
POLYTEKS TEKSTİL
SERAY TEKSTİL
SYK TEKSTİL
ŞAHİNKUL OTOMATÇILIK
TEKNOCAST
TİBERİNA OTOMOTİV
VALEO OTOMOTİV
YILMAR ÇELİK
YILSAY TEKSTİL
YÜCEL MENSUCAT
Turnuvaya B Grubu’nda mücadele ederek başlayan SYK Tekstil, gruptan çıktıktan
sonra ön elemede ANL Gıda’yı 5-1’le geçip çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Mepar
Nakliyat’ı 6-2, yarı finalde de Akarca Tekstil’i penaltılarla 5-3 yenen SYK Tekstil, final
maçını 3-1 kaybederek turnuvanın ikincisi oldu.
DOSAB Futbol Turnuvası’nın final ve yarı final maçları büyük heyecana sahne oldu.
Yarı finalin iki maçı da penaltılarla sonuçlandı. Şampiyon Valeo, yarı finalde geçen yılın
şampiyonu Ermetal’i penaltılar sonucu 5-4’le eledi. Final maçını da 3-1 kazanan Valeo
ve SYK takımları, ödül töreni sonrası dostluk tablosu sergiledi.
Turnuva finali şehitlere saygı duruşuyla başladı.
57
GEZİ
Zambiya
Victoria Şelaleleri sizi çağırıyor!
Güney Afrika’nın ‘macera merkezi’ Victoria Şelaleri’ni barındıran Zambiya, Zambezi Nehri ve
şelalelerin eşsiz manzarasının yanında, konuklarına adrenalin yüklü açık hava sporları yapma imkanı
sunuyor. Zambiya, vahşi yaşam safarileri ve doğal güzellikleri ile turistleri kendisine çekiyor.
Yazı: R.Ertuğrul KAPLAN
G
üney Afrika’da denize kıyısı olmayan Zambiya, başta
Zimbabve sınırındaki Victoria
Şelaleleri olmak üzere vahşi yaşamı ve
doğal güzellikleri ile turistleri kendisine
çekiyor.
Faik Çelik, Faik Kaplan ve Tayfur
Coşkunüzer’den oluşan 4 kişilik bir
ekiple Victoria Şelaleleri merkezli, bir
haftalık Zambiya turumuzdaki izlenimleri ve çektiğimiz fotoğrafları sizlerle paylaşacağım.
Fotoğraflar: Faik KAPLAN
58
Ülkenin kısa tarihi
Zambiya ile ilgili 1500’lü yılların
öncesine dair tarihi bilgiler içeren kay-
naklar pek yok. Buraya ilk gelen Avrupalılar 1514’te Portekizliler olmuş.
Fakat ülkede ilk defa büyük çapta keşif yapan misyoner David Livingstone olmuş. (Victoria Şelaleri keşfini de
Livingstone yapmış. Bu konuya ileride
değineceğim.) 1850’de ülkeye giden Livingstone ölünceye kadar (1873) İngiltere lehine sömürgeleştirme hazırlıkları
yapmış.
Zambiya tarihinde diğer önemli bir
şahıs olan Cecil John Rohdes 1888’de
ülkedeki mahallî şeflerle madenler üzerine anlaşmalar imzalamış. Bölgeyi keşif
ve geliştirme için İngiltere hükümetinin
imtiyaz tanıdığı İngiliz Güney Afrika Şirketini kurmuş. İngiliz hükümeti
buna ülke üzerinde tam ekonomik ve
GEZİ
Nüfusun yüzde 70’i yoksul
1964 yılında özgürlüğüne kavuşan ve adını
Zambezi Nehri’nden alan Zambiya yüksek
platolardan ve kısmen dağlardan oluşuyor.
Nüfusun yüzde 70’i yoksul. HIV ve AIDS en
büyük sağlık sorunlarıından birisi.
siyasî kontrol imkanı tanımış. 1924’e
kadar ülkeyi gerçekten yöneten bu şirket olmuş. 1924’te İngiliz hükümeti
kontrolü üzerine alarak Kuzey Rodezya
himaye devletini kurmuş.
1953’te Kuzey Rodezya (şimdiki
Zambiya) ile dörtlü bir federatif yapı
kurulmuş. 1963’te federasyon dağılmış
ve 24 Ekim 1964’te ülke Zambiya ismini alarak bağımsızlığını kazanmış.
Fiziki yapı
Zambiya topraklarının çoğu hafif dalgalı yüksek bir yayla üzerinde.
Yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği
915 ila 1.525 metre arasında değişiyor.
Güneye doğru uzanan ve Afrika’nın
nehirlerinden biri olan Zambezi’nin
meydana getirdiği vadi yaklaşık olarak
600 metre yüksekliğinde. Luangwa ve
Kafve nehirleri Zambezi’nin kolları.
Zambiya’nın kuzeyinde üç göl bulunuyor: Tanganika Nweru ve Bangweulu
gölleri. Bunlardan sadece Bangweulu
tamamen Zambiya hudutları içinde.
Victoria Şelalesi, Zambiya’nın en heyecan verici noktalarından birisi. Faik Kaplan, Tayfur
Codşkunüzer, Faik Çelik ve Ertuğrul Kaplan (soldan sağa) şelalenin yanında...
Üç mevsim yaşanıyor
Zambiya ekvatora yakın olmakla
birlikte iklimi daha çok rakımla (yük-
Zambiya Cumhuriyeti
Kuruluş: 24 Ekim 1964
Başkent: Lusaka (1.460.000)
Önemli Şehirler: Ndola (497.000), Kitwe
(507.000)
Yüzölçümü: 752,618 km2
Nüfus: 12.935.000 (2009)
Dil: İngilizce
GSYH: 18,5 milyar $ (2009)
Kişi Başı Gelir: 1.086 $ (2009)
Para Birimi: Kwacha
İhracat: 4,3 milyar $ (2009)
İthalat: 3,7 milyar $ (2009)
Vize: Gerekiyor
Zambiya, Güney
Afrika’nın denize
kıyısı olmayan kişi
başı geliri 2009 SGP
rakamlarına göre 1.000
dolar civarında olan
fakir bir ülkesi. Ülke
halkı sıcak ve sevecen.
Turizm önemli bir
gelir kaynağı. Victoria
Şelalesi başta ülkenin
vahşi yaşamı da
turistler için oldukça
cazip seçenekler
sunuyor.
59
GEZİ
seklikle) ilgili. Ülkede üç mevsim yaşanıyor. Mayıstan ağustosa kadar ülke
soğuk ve kurak, kasıma kadar sıcaklık
yükseliyor ve yağış görülmüyor. Aralıknisan arası yağışlı geçiyor. Sıcaklıklar
soğuk mevsimde 16°C ila 27°C, sıcak
mevsimde 27°C ila 32°C arasında. Sadece kasım ayında vadilerde aşırı sıcaklık görülüyor.
Zambiya’nın büyük bölümünü
meydana getiren yüksek yaylalar kesif
ormanlarla kaplı. Kobalt, bakır, çinko,
altın, kurşun, vanadyum, manganez ve
maden kömürü ülkenin başlıca yeraltı
zenginlikleri.
Nüfus ve Sosyal Hayat
12 milyonu bulan nüfusu ile Zambiya, Afrika’nın yoksul ülkelerinden
birisi. Halkın yüzde 43’ü şehirlerde kalanı köylerde yaşıyor. En büyük nüfus
merkezleri başşehir Lusaka ile Kitwe ve
Ndola…
Zambiyalıların çoğu Bantu kabilelerine mensup. Bantular M.S. 1200 yıllarında Kongo havzasından göç etmiş
ve Zambiya’daki bir kısım Pigmeleri
(Cüce Orta Afrika Zencileri) sürmüşler.
60
Bugün Zambiya’da 8 büyük etnik gruba
ayrılmış 73 kabile var. Güneybatıda Barotseler, kuzeyde Bembalar ve doğuda
Çeva önemli etnik gruplar. Zambiya’da
yüzde 15 civarındaki Avrupalıların çoğu
şehirlerde ikamet ediyor.
Zambiyalılar 30’a yakın lehçe kullanıyor. En çok konuşulan diller arasında
Bemba, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale ve
Lunda sayılabilir. Halkın büyük çoğun-
luğu putperest, yüzde 21’i Protestan ve
Müslüman. Zambiya Cumhuriyeti 136
üyeli bir parlamentoya sahip. Parlamento üyeleri beş yılda bir seçiliyor. Devlet
başkanı anayasaya göre 5 yılda bir doğrudan halk tarafından seçiliyor. Ülke 9
eyalete ayrılmış. Üye olduğu milletlerarası kuruluşlar: Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği Teşkilatı ve İngiliz Milletler
Topluluğu.
GEZİ
Ülkenin Başkenti Lusaka, 1,5 milyon nüfuslu bir şehir. Şehirde modernizm ve yoksulluğu
aynı karede görmeniz mümkün (yanda). Ziyaret ettiğimiz Simonga Köyü’nde çocuklar
kuyudan pompa ile içme suyu çıkarıyor.
Ekonomi
Zambiya’da çalışan nüfusun yüzde
65’i tarımla, yüzde 35’i sanayi ve ticaretle uğraşıyor. Ülkenin belli başlı tarım
ürünleri mısır, tütün, yerfıstığı, pamuk
ve şeker. Tekstil, lastik boru, patlayıcı
madde ve tütün sanayileri gelişmiş durumda. Önceleri yabancı sermayenin
elinde olan maden işletmesi 1969’dan
îtibaren yavaş yavaş devletleştirilmiş.
Kauçuk ve fil dişi ülkenin önemli zenginlik kaynaklarından.
Zambiya’nın belli başlı ihraç malları bakır, kurşun, çinko ve tütün. Ülke
en çok mamul maddeler ve makinalar
ithal ediyor. İthal mallarının çoğu Suudi Arabistan, Almanya ve ABD’den
geliyor. İhraç mallarının çoğu Japonya,
Fransa, İngiltere ve ABD’ye gidiyor.
Denize kendi topraklarından çıkış
yolu olmaması Zambiya için mesele teşkil etmektedir. Halihazırdaki demiryolu
Zimbabwe’ye irtibatlı. Dares Salam’a
giden bir petrol boru hattı döşenmiş ve
Tanzanya’nın Dar es Salaam’a bağlanan
demiryoluna irtibat için demiryolu yapılmış. Denize doğru geniş bir karayoluna ihtiyaç duyuluyor. Zaire’den denize
çıkış sağlayan mevcut karayolunun kullanılması güç ve pahalı.
Afrika’nın hemenhemen tüm ülkelerinde görebileceğiniz yoksulluğun fotoğrafları... Üstte
köydeki yaşamdan bir kare. Altta ülkenin başkentinde bir pazaryerinde satıcı bir kadın.
61
GEZİ
Gürleyen duman;
Victoria Şelaleleri
Güney Afrika’nın eşsiz bir doğa hazinesi olan Victoria Şelaleleri, aynı zamanda dünyanın yedi harikasından biri
ve UNESCO Dünya mirası alanı. Şelaleler Güney Afrika'nın en önemli turist
çeken noktalarından birisi.
Victoria Şelaleleri veya Mosi-oaTunya (yöresel olarak gürleyen duman)
Zambezi Nehri’nin üzerinde, Zambiya
ve Zimbabve sınırları arasında bulunuyor.
İskoç kâşif David Livingstone şelaleleri 1855'te keşif (ziyaret) etmiş
ve Kraliçe Victoria'nın anısına Victoria Şelaleleri ismini vermiş. David
İskoç kâşif David Livingstone’un Victoria
Şelalesi’ndeki heykeli.
62
Livingstone’un burada bir heykeli de
bulunuyor.
Şimdilerde doğa ve adrenalin tutkunlarının vazgeçilmez noktalarından
olan şelaler; Şeytan Taşkını, Ana Şelaleler, Gökkuşağı Şelaleleri ve Doğu
Taşkını olmak üzere dört bölümden
oluşuyor. Bu doğa harikası, aynı zamanda Zambiya'daki Mosi-oa-Tunya Milli
Parkı ve Zimbabve’deki Victoria Şelaleleri Milli Parkı’nın bir parçası.
Nasıl gidilir?
Yüksekliği 108 metre (Niagara
Şelaleleri’nin iki katı) genişliği ise 1,7
kilometreyi bulan Victoria Şelaleri’ni
iki yoldan ziyaret etmeniz mümkün;
biri karadan diğeri ise havadan.
Ben önce bizim yolculuğumuzu aktarayım: THY’nin İstanbul’dan Güney
Afrika’ya Johannesburg’a her gün uçuşu var. Oradan da British Airways veya
South African Airways’in Şelalelerin
olduğu Livingstone’e günde bir uçuşları bulunuyor. Havayolu ile ikinci bir
alternatif olarak Zambiya’nın Başkenti
Lusaka’dan proflight (küçük pervaneli)
uçaklarla bir saatte Livingstone’e gidebilirsiniz. Bu oldukça keyifli bir yolculuk, şelaleleri havadan görme ayrıcalığını yaşıyorsunuz.
Victoria Şelaleleri’ni yakından görmek, foto safariye katılmak için tek seçenek kara yolu ve yürümek. Kaldığınız
oteliniz şelale turları ile sizi oraya güvenli şekilde götürüyor. Güney Afrika
yerlilerin niye şelaleye “Gürleyen Duman” ismini taktığını yürüyüş sırasında
anlaşılıyor. Etrafa saçılan suların 500600 metre sıçramasıyla, yılın her günü
bu bölgede yağmur efekti oluşuyor ve
bu da şelalelerin uzaktan bir duman gibi
gözükmesine neden oluyor.
Yağmurluksuz olmaz
Şelaleleri ziyarete gittiğinizde yağmurluk ya da şemsiyesiz olmaz. Victoria
Şelaleleri’ne patikalardan gidiliyor ve
siz ilerledikçe yağmur (şelaleden sıçrayan sular) şiddetini artırarak ıslatmaya
başlıyor. Yılda 365 gün sulanmaktan
gürleşen ve suya doyan devasa ağaçlar,
bu muhteşem görüntüyü daha rahat izleyebilmeniz için size yer açıyorlar. Bu
noktada, bu ağaçlardan birinin altına
sığınıp istediğiniz kadar bu doğa harikasının tadına varabilir ve bu anı ölümsüzleştirmek için fotoğraf çekebilirsiniz.
Şelalelerin üst bölgesinden, nehrin ortasındaki Livingstone Adasına gidip gök
kuşağı oluşumunu ve suyun oluşturduğu dumanları fotoğraflayabilirsiniz.
Şelaleleri havadan görün
Victoria Şelaleleri’ni ıslanmadan
izlemek istiyorsanız, helikopterlerle yapılan turları tercih edebilirsiniz. Helikopter turu; Victoria Şelaleleri üzerinde
yapılan gezintiyi ve ardından da Uzun,
Palmiye, Kandahar Adaları ve diğer
vahşi doğa manzaralarına kısa bir kuşbakışını içeriyor.
GEZİ
Diğer aktiviteler
Güney Afrika’nın “macera merkezi”
olarak bilinen Victoria Şelaleri alanı;
nefes kesen eşsiz manzarasının yanında,
konuklarına adrenalin yüklü açık hava
sporları yapma imkânı da sunuyor.
Köpüklü su raftingi
Zambiya’da dilerseniz Zambezi Nehri’nin üzerinde ekstrem spor
türlerinden olan 23 aşamalı köpüklü
su raftingini deneyebilirsiniz. Bunun
için; yarım, bir ya da iki günlük özel
kamplı rafting turlarına katılabilirsiniz. Zambezi’nin derin olduğu marthaziran ayları arasında nehrin sadece
son 13 aşaması geçilebilirken, suların
normal seviyede olduğu haziran – şubat
ayları arasında 23 aşaması da geçilebiliyor.
Zambezi Nehri’nde nehir safalarileri
oldukça gözde. Bu gezilerde ülkenin vahşi
yaşamını yakından görme imkanının var.
Zambezi Nehri Bölgesi tam bir macera
merkezi konumunda.
Bungee Jumping
Zimbabwe-Zambiya sınırında 111
metrelik bir köprünün üzerinden atlanarak yapılan bu adrenalin dolu eğlenceye, dileyen ve cesareti olan herkes
katılabiliyor. Ayrıca, atlayış sırasında
çekilen videonuz da hatıra olması amacıyla size hediye ediliyor.
Zambezi Nehri’nde
kano safarisi
Zambezi Nehri’ne daha yakından
bakmak ve doğayla iç içe olmak istiyorsanız, kano safarileri tam size göre.
Amacınız; dinlenmek ve doğayla iç içe
olmaksa, küçük hayvanlarla ve farklı
türdeki kuşlarla karşılaşacağınız Yukarı
Zambezi Nehri Safarisi yapabilirsiniz.
Doğayla başbaşa olmak ve vahşi yaşamı görmek için nehirde küçük tekne veya
kano gezileri yapılabiliyor.
63
GEZİ
Nehir Safarisi
Tercihiniz gergedan, bufalo, zebra
ve fil gibi büyük hayvanlardan yanaysa
ve biraz da adrenalin salgılamak istiyorsanız; bir görevli ve koruyucu eşliğinde çıkacağınız Alt Zambezi Nehir
Safarisi’ni deneyebilirsiniz.
Milli parklarda safari
Sabahın erken saatlerinde fotoğraf
makinenizi yanınıza alıp çıkabileceğiniz
safari turları ile doğanın tüm ihtişamını
ve vahşi yaşamı yeniden keşfedebilirsiniz. Yürüyerek safari, üstü açık araçlarla
safari, fil üstünde safari, at sırtında safari; yapabileceğiniz safari çeşitlerinden
yalnızca birkaçı.
Köy ziyareti
Zambiya’da bulunduğunuz süre içerisinde yerel halkın yaşamına, yaşam
koşullarına daha yakından tanık olmak
için bir köy ziyareti de yapabilirsiniz.
Biz Simonga isimli bir köyü gezdik.
Oradaki evlerden, günlük yaşam alanlarına insanların nasıl bir mücadele içinde
olduğunu gördük. Bölge tarihi ve yaşamı ile ilgili bilgi alabileceğiniz bir diğer
nokta da Livingstone Müzesi olabilir.
Nerede kalınır?
Victoria Şelaleri bölgesinde kalınacak ünlü yerlerden bir kaçı; The Royal
Livingstone Oteli, Tongabezi Lodge
Otel, Zimbabve tarafında bulunan Victoria Şelaleleri Oteli… Ancak iki ülkede
de her bütçeye ve tarza uygun pek çok
konaklama yeri mevcut. Zambiya’nın
Başkenti Lusaka’da Taj Pamodzi Otel
tavsiye edebileceğimiz bir konaklama
noktası.
Zambiya’nın milli parklarında safari size
unutamayacağınız karelerin garantisini veriyor.
Gergedan, timsah, fil, zürafa, maymun, zürafa
gibi bir çok hayvanı bu safarilerde yakından
görebiliyorsunuz. Doğayla iç içe oteller size
her türlü konforu sunuyor (yanda) Yerli halkın
yaşamını da bu safarilerde yşakından görebilirsiniz (altta)
64

Benzer belgeler