Temel Konular - İstanbul Ticaret Üniversitesi

Transkript

Temel Konular - İstanbul Ticaret Üniversitesi
İstanbul Ticaret Üniversitesi
Medeniyet ve Toplum Semineri
Ahmet Ademoğlu
http://my.sehir.edu.tr/UNI104/Pages/default.aspx
http://my.sehir.edu.tr/UNI104/Pages/CoursePlan.aspx
Temel Konular
• Bilim nedir?
• Bilimin kökenleri nelerdir?
• Bilim, Eski ve Orta Çağlar’ın Doğa Felsefesi’nden, nasıl
Modern Bilim’e evrilmiştir?
• Bilimsel bilgi, diğer bilme çeşitlerinden nasıl ayrılır?
• Bilim, felsefe, metafizik, ilahiyat ve hukukla hangi
açılardan ilintilidir?
• Bilim Devrimi nasıl meydana gelmiştir?
• Bilimin siyaset, ekonomi ve toplumsal kalkınma ile ilişkisi
nedir?
• Modern Bilim’in, bireye, topluma ve doğaya yararları ve
zararları nelerdir?
Temel Konular
Bu sorulara 4 disiplin aracılığıyla cevap verilebilir:
•
•
•
•
Bilim Tarihi
Bilim Felsefesi
Bilim Sosyolojisi
Bilim Politikaları
Bugün, Bilim Felsefesi ve Bilim Tarihi’ni inceleyeceğiz
Bilim nedir?
• Bilim, insanın kendisini, toplumu ve doğayı
anlamasını sağlayan özel bir bilgi türüdür.
• 2 şekilde diğer düşünme yollarından ayrılır:
 Doğrulanma/Yanlışlanma imkanı vermesi
 Konuşma dili ve teknik dilden oluşan özel dili
• 2 katmanlı karakteri vardır:
 Bir Doğa Felsefesi olması (episteme)
 Araçsallığı (tekne)
Bilim Metodolojisi
Düşünme Yolları
 Neden-sonuç
 Sınıflandırma
 Karşılaştırma
 Tanımlar
 Örnekler
 Deney
 Betimleyici dil ve analojiler
 Tümevarım/Tümdengelim
 Gözlem
 Nicelleştirme
 Teoriler/Hipotezler
 Görsel Düşünme
Bilim Metodolojisi
•
•
•
•
Hipotez >>> Teori >>> Bilimsel Yasa
Teori x Gerçek;
Düşünce x Nesne;
Mana x Madde;
Ruh x Beden;
Fikir x Duygu ikilikleri
• Birinciler soyut ve kavramsal
• İkinciler tamamen gözleme dayalıdır
Bilim Metodolojisi
• Dünya görüşlerinin Bilim üzerindeki etkileri
 Yunan Bilimi teleolojiktir. Ampirik değil,
spekülatiftir
 Ampirik bilgi Batı’da reddedilmiştir. İslam
Dünyası’nda ise 8-11.yy.lar arasında etkilidir.
• Orta Çağ’ın başlarında doğaya olan ilgi sadece
dini ve ahlaki öğretileri temellendirmek içindir.
Bilim Metodolojisi
• 13.yy.dan itibaren bu anlayış değişmeye başladı:
 Doğa Bilimi tümevarımsal olarak deneysel olmalı;
tümdengelimsel olarak da matematiksel düşünme ile
doğrulanabilmelidir.
 Doğru bir Doğa Felsefesi tümevarımsal mantık temelli olmalıdır.
 İnsan yararı için doğaya aktif olarak müdahele edilmelidir.
• Newton’un katkısı bilimsel bilginin geçiciliği ve yeni kanıtlarla
değişebilirliğinin farkına varmasıdır.
• 16.yy.dan itibaren bilim insanları gözleme önem vermeye ve
tümevarımsal metodu benimsemeye başladılar.
• 19.yy.dan itibaren gözlem; matematiksel analiz ve deneysel
yaklaşımlarla birlikte bilimsel araştırmanın en temel aracı oldu.
Erken Dönem
• Mısır ve Mezopotamya
 Doğa Felsefesi’nin ilk örnekleri M.Ö.3500-3000’li
yıllarda görülür.
 Din, mit, büyü ve gözlem içiçe geçmiştir.
 Mısırlılar, Hipokrat’tan 2000 yıl önce Tıp, İlaç ve
Fizyoloji’de bilgi sahibiydiler.
 Mezopotamyalılar ise Astronomi ve Matematik’te
ön plana çıktılar.
 Babilliler Dünya’nın Güneş etrafındaki dönüşünü
360’a ayırıp, 12 dilime bölerek burçları buldular.
Pre-Sokratikler
• Milet Okulu
 Tales, Anaksimenes ve Anaksimendres, Homeros
ve Hesiod’un şiir ve mitolojisini, fiziksel kanunlara
dayanan evrensel düzenle değiştirdiler.
 İki yenilik getirdiler:
 Doğa’nın keşfi
 Akılcı Eleştiri ve Münazara
 Tales: Su temel maddedir
 Anaksimenes:
 Anaksimendres: Hava temel maddedir
Pre-Sokratikler
• Pisagorcu Okul
 Pisagor hem dini mezhep, hem de matematik
okulu kurucusudur.
 Pisagorcular, Milet Okulu’nun maddesini, formla
değiştirdiler.
 Evrendeki her şey rakamdan oluşmaktadır.
 Eflatun’un Formlar Teorisi’ne etki etmişlerdir.
 Doğa’nın temeli olarak Matematik fikri erken
Yunanlıların bilime en büyük katkılarındandır.
Pre-Sokratikler
• Değişimi Açıklama Çabaları
 Heraklit:
 Herşey değişimde sabittir.
 Doğa hiçbir şey tamamen kaybolmaz.
 Değişim, Tanrı’nın evrensel aklının, logosun ürünüdür.
• Eleatikler
 Parmenides:
 Herşeyin değişeceği fikrini reddeder.
 Değişen herşeyde, kalıcı ve yok edilemez bir öz vardır.
Pre-Sokratikler
• Eleatikler
 Zeno
 4 meşhur paradoksuyla şeylerin çokluğuna karşı çıktı.
 Değişim ve hareket imkansızdır.
• Pluralistler
 Empedokles
 4 ana elementi varlığını öne sürdü: hava, su, ateş, toprak
 Anaksagoras
 Nous-zihin kavramını oluşturdu; maddenin şeklini ve
davranışını etkileyenin bu olduğunu iddia etti.
Pre-Sokratikler
• Pluralistler
 Leucippus ve Demokritus:
 Atom Teorisini geliştirdiler
 Atomlar, boşluğun yokluğu içinde sonsuz ve
değişmezdir.
 Pre-Sokratik Düşüncenin genel özellikleri:
 İlahi müdahelenin yokluğu
 Amaç; değişimin nedensel mekanizmalarını
belirlemektir.
 Doğayı kontrol etmekten ziyade, anlamayı
hedeflemişlerdir.
Eflatun
• Eflatun’un özelliği kendisinden önceki tüm
sistemleri bir araya getirmesi, uyumlu ve
birleşik bir felsefe sistemi inşa etmesidir.
• Var olanlar fiziksel şeyler değil, idelerdir.
• İdeler gerçek bilgiyi üretirken; görünümler
sadece görüşleri (doxa) oluşturur.
• Eflatun, bilim ve matematiği öğretisinin temel
taşı yapmıştır.
Eflatun
• Mağara Alegorisi
• Bölünmüş Çizgi metaforu:
 Hayal etmek, inanmak, düşünmek, mükemmel bilgi
• Formlar:
 Formlar/ideler, değişmez, sonsuz, maddi olmayan
özlerdir. Görünen nesneler sadece birer kopyadır.
 Bilgi mutlaktır; çünkü, nesnelerin gerçek hali
değişmez bir ideal formdadır.
 Şeylerin dünyası sadece görünüşlerin dünyasıdır.
Aristo
• Eflatun’un öğrencisidir, ancak hocasının aksine
matematik yerine, fizik ve biyoloji ile
ilgilenmiştir.
• Mantık’ı bulmuş ve bilimle ilişkisini kurmuştur.
• Mantık’ın fonksiyonu dille gerçeğin ilişkisini
kurmaktır.
• Kategoriler Doktrini ve Kıyas Doktrini Aristo
Felsefesi’nde önemli bir yer tutar.
Aristo
• 3 tür bilgi vardır:
 Üretken bilgi: Sanat ve şiir
 Uygulamalı bilgi: Siyaset ve etik
 Teorik bilgi: 1- Fizik ve Doğa Felsefesi; 2- Matematik;
3- Metafizik ve İlahiyat
• 4 tür değişim vardır:
 Kademeli Değişim
 Niteliksel Değişim
 Niceliksel Değişim
 Yer Değişimi
Aristo
• Aristo’nun Mirası:
 Aristo’dan önce felsefe istematik halde değildi.
 Aristo, kendisinden sonraki 3 dile dayalı
medeniyeti (Yunanca-Bizans, Arapça-İslam ve
Latince-Batı Avrupa) derinden etkilemiştir.
 Kendisinden öncekilerin Doğa Felsefesi’ne
yaklaşımlarını inceleyerek bir Tarihçi; sistematik
gözlem ve veri toplama yöntemlerini kullanarak bir
bilim insanı; bilgi metodolojisi ve bilgi sistematiği
ile bir felsefecidir.
Aristo Sonrası
• Roma İmparatorluğu’nun artan gücü, insanları
bireyci fikirlere ve kendi hayatlarını kontrole
yönlendirdi. Felsefeciler de insanın var olmasının
anlamını ve mutluluğa ulaşmanın yollarını
araştırdılar.
• 4 temel akım ortaya çıktı:
 Epiküryenler
 Stoacılar
 Septikler
 Neo-Platonikler
Aristo Sonrası
• Epiküryenler:
 İnsan hayatının ana amacı hazdır.
 Bedensel arzular tamamen karşılanamaz ve acıya
sebep olurlar. Nihai haz, acının yokluğu ve zihnin
rahatlatılmasıdır.
• Stoacılar
 Dünya pasif bir madde formu ile doludur. Aktif
olan Tanrı’dır. Tanrı, bir akıl ilkesidir.
 Dünyadaki eylemleri kontrol edemeyiz, ancak bu
eylemlere yaklaşımımızı kontrol edebiliriz.
Aristo Sonrası
• Stoacılar:
 Her bir bireyin Tanrı-logos tarafından kendisine
verilen bir rolü vardır.
 Epiküryenlerden farklı olarak, dünyayı şans eseri
oluşan değil, bir emreden akıl tarafından
oluşturulmuş kabul ederler. Bireyci olmayan
kozmopolit doğa anlayışları, evrensel değerlere ve
sistemlere ulaşmalarını sağlamıştır.
Aristo Sonrası
• Septikler:
 Şüphecidirler. Mutluluk arayışında, gerçeğin
kabulünü veya reddini yadsımışlardır.
 Fiziksel dünyayı ve duyguları reddetmezler; ancak
onları kanıtı olmayan maddelerin değişen
görüntüleri olarak kabul ederler.
• Neo-Platonikler:
 Plotinus, gerçeklik sistemini, dini kurtuluş
doktriniyle spekülatif olarak açıklamıştır.
Aristo Sonrası
• Neo-Platonikler:
 Pisagorcuları, Epiküryenleri, Stoacıları ve
Aristotelyenleri, ruhun gerçek doğasını anlamadıkları
gerekçesiyle reddetmiştir.
 Aristo’nun kendinden sonraki dönemde etkisi çok
büyük olmuştur. MS 1.yy.dan itibaren eserlerine
şerhler yazılmaya başlamıştır. Aristo ve Eflatun zıt
kutuplar olarak görülmemiştir; biri diğerinin
tamamlayıcısı addedilmiştir.
 Aristo’nun şerhleri Platonik bir bakış açısından yazıldı.
 Neo-Platonikler Aristo’nun eserlerini yorumlamak için
yepyeni bir usul geliştirdiler.
Geç Antik Dönem
• Aristotelyenizmin Doğu’ya Kayması
Aristo’nun eserleri Yunanca’dan Süryanice’ye,
oradan da Arapça’ya çevrilmiştir.
 Bağdat’ın 762’de kurulmasından sonra, yoğun bir
Aristo tercümeleri faaliyeti başlamıştır.
 Monofizitlerle Nasturiler arasındaki dini
tartışmalarda Arsito’nun eserleri temel bir rol
oynamıştır.
Geç Antik Dönem
• Latince Tercümelerden Önce Batı’da Doğa Felsefesi
• Romalı Düşünürler
 Seneca, Lucretius, Büyük Pliny gibi isimler Doğa Felsefesi’ni
tartışmışlardır.
 Lucretius’un doğayı tesadüflerle açıklaması, Orta Çağ
Hristiyanları tarafından reddine neden olmuştur.
 Seneca, doğal fenomenlerden ahlaki değerlere ulaşmış ve doğa
felsefesini ahlakilik ve dinin altını çizmek için kullanmıştır.
 Büyük Pliny, Doğa Tarihi adında 37 ciltlik bir eser yazmıştır.
Teorik altyapıdan yoksun, olay ve olgulardan oluşan, kendinden
sonraki düşünürlere etki eden bir ansiklopedi bırakmıştır.
Geç Antik Dönem
• Latince Ansiklopediciler
 Platonik Kozmografi’nin aktarımında önemli rol
oynamışlardır.
 Plotinus ve Profiri’nin eserlerinden yararlanarak,
Eflatun’un kozmolojisine ve doğa felsefesine şerhler
yazmışlardır.
 Eserleri 7 temel bilimi; diyalektik, retorik, gramer
(trivium) ile aritmetik, geometri, müzik ve astronomiyi
(quadrivium) içermiştir.
 Soru sormamışlar; konuları tartışmamışlar; sadece
mevcut öğretileri canlı tutmuşlardır.
Erken Orta Çağ
• Erken Orta Çağ İlahiyatçılar
 Mantığın, aklın vücut bulmuş hali olduğunu
savundular. Aklî yaklaşımlara önem verdiler.
 İlahi sırları ve inanç sistemlerini açıklamak için aklın
kullanılması çok tartışma yarattı.
 Salisburyli John, aklın Tanrı’nın hediyesi olduğunu,
inanı açıklamakta kullanılmayacağını savundu.
 Tourslu Berengar ise Hristiyanlık metinlerinin aklın
yardımıyla okunursa daha anlaşılır olacağını söyledi.
Erken Orta Çağ
• Erken Orta Çağ İlahiyatçılar
 Canterburyli Anselm, dinin anlaşılmasında inancın
önemine vurgu yaparken, aynı zamanda aklın teolojiye
de uygulanabileceğini iddia etti.
 Peter Abelard, «soru sormanın merak uyandıracağını;
merakın da gerçeğe ulaştıracağını» savundu.
 Mantık ve Aklın teolojiye uygulanmasıyla, Kilise ve
İncil dışında saygın otoriteler çıkmaya başladı.
 Böylece Orta Çağ İlahiyatı, akılcı bir düşüne sürecine
evrildi.
Erken Orta Çağ
• Erken Orta Çağ İlahiyatçılar
 Peter Lombard’ın «Four Books on Sentences» kitabı 2.
dönemi başlattı. Yunanca ve Arapça doğa ve bilim
felsefesi metinlerinin çevirileri tamamlandı.
 Oxford ve Paris’te açılan üniversiteler yeni nesil
ilahiyatçıların, eski manastır ilahiyatçılarına üstün
gelmelerini sağladı.
 Teolojik Evrimin en dikkat çeken yönü mantık ve doğa
felsefesinin teolojik problemlerin analiz ve çözümünde
kullanılmasıdır.
Erken Orta Çağ
• Latince Tercümeler
 Hristiyanların İspanya ve Sicilya’da Müslümanlara
galip gelmeleri, Arapça ve Yunanca eserlerle
tanışmalarını sağladı.
 Batı, bu eserlerden doğa felsefesi ve bilimle ilgili
olanlara yoğunlaşırken diğerlerini göz ardı etti.
 Tercüme çalışmaları 12. ve 13.yy.larda meydana
geldi. Bu çalışmalar, muhtemelen bir kültür ve
medeniyete, diğer kültür ve medeniyetlerden
entelektüel bilgi aktarımının en büyük örneğidir.
Erken Orta Çağ
• Latince Tercümeler
 Tercümelerde iki yöntem kullanıldı:
 Kelime – kelime tercüme (verbum de verbo)
 Öz ve anlama dayalı tercüme (ad sensum)
 Aristo’nun fikirleri eserlerinden önce Avrupa’ya intikal
etmişti. Abu Mashar Al-Balkhi’nin (Albumasar)
Astronomi’ye Giriş kitabı Batı’da biliniyordu.
 13.yy.’da Aristo’nun en büyük şerhçilerinden İbn-i
Rüşd (Averroes) de tercüme edilmiştir.
 İbn-i Rüşd’ün 38 şerhi vardır. Arapça’nın yanı sıra
İbranice şerhlerin fazlalığı dikkat çekicidir.
Orta Çağ
• Orta Çağ Üniversiteleri
 Üniversiteler, Roma kökenli bir Orta Çağ yasal
konsepti kuruluşlar (universitas) üzerinde yükseldi.
 Bu kuruluşlar, kendi kurallarını belirleme,
yöneticilerini seçme, mahkemede dava
etme/Edilme haklarına sahiptiler. Belli bir
otonomileri vardı.
 Bu durum 8 asır boyunca var olmalarını sağladı.
Oxford, Paris ve Bologna gibi üniversiteler ise
günümüzde de varlığını sürdürmektedir.
Orta Çağ
• Orta Çağ Üniversiteleri
 Üniversitelerin en önemli aktivitesi araştırmadan
ziyade, eğitimdi.
 Doğa Felsefesinin öğretimi üniversitenin temeliydi.
Temel fakülteler ise Sanat, Tıp, İlahiyat ve Hukuk’tu.
 Bütün öğrenciler ilahiyat, hukuk ve tıp eğitimi
alabilmek için Doğa Felsefesini öğrenmek
zorundaydılar.
 Öğretilen Doğa Felsefesi, Aristo’nun Yunanca ve
Arapça tercümelerini baz alıyordu.
Orta Çağ
• Üniversite Dersleri ve Şerhlerin Şekilleri
 13.yy.ın başlarında Aristo’nun Doğa Felsefesi
yasaklanmıştı.
 İlahiyatçılar, buna rağmen, dini amaca hizmet edecek
şekilde Aristo’ya atıflar yaptılar. 13.yy.ın ortalarında da
Aristo üzerindeki yasak gevşedi.
 Derslerde; kısa pasajların okunması, bölüm-bölüm
okuma yapılması, bütün kitabın okunarak kitap
hakkındaki diğer şerhlerin ve yorumların okunması,
İbn-i Sina’nın (Avicenna) eserlerinde yer alan
açıklamaların ve yorumların değerlendirilmesi
yöntemleri uygulanmıştır.
Orta Çağ
• Üniversite Dersleri ve Şerhlerin Şekilleri
 Şerh literatürünün en önemli formları; derslerin
sonunda soruların sorulması (questiones); hoca
tarafından sorulan sorunun iki öğrenci grubu
tarafından pozitif/negatif açılardan tartışılması
(disputatio ordinario); öğrencilerin sordukları
sorulara hocanın 2 gün içinde cevap vermesidir.
(disputatio quodliberal)
 Farabi’nin İlimler Üzerine (De Scientiis) adlı eseri
bilimlerin, doğa bilimi de dahil olmak üzere diğer
bilimlerle ilişkisini kurmuştur.
Orta Çağ
• Üniversite Dersleri ve Şerhlerin Şekilleri
 Matematiksel bilimler, doğa bilimlerinden ayrı
tutuldu. İbn-i Sina’nın işaret ettiği üzere, doğa bilimleri
sürekli değişim ve hareket halindeydi.
 Farabi, mutlak bilimleri a) aritmetik ve geometri gibi
saf bilimler ve b) optik, astronomi/astroloji, müzik,
ağırlıklar ve aletler gibi matematiksel bilimler olarak
ikiye ayırmıştır.
 Roger Bacon, ilk öne gramer ve mantığın, sonra
matematik ve doğa felsefesinin, en son metafiziğin
öğrenilmesi gerektiğini savunmuştur.
Orta Çağ
• Aristo’dan Ayrılmalar
 İmpetus Teorisi
 Etkilenen Güç Teorisi
 Bilim Tarihi’nde ilk defa imajinasyon doğa
felsefesindeki problemlerin çözümünde büyük rol
oynadı.
 Orta Çağ’ın son dönemlerinde imajinasyon doğa
felsefesi ve ilahiyatta aşılması güç bir araç olarak
yer aldı.
Orta Çağ
• Doğa Felsefesi ve İlahiyat İlişkisi
 Hristiyanlık M.S.332’de devlet dini oldu.
 Kilise babaları Pagan Kültür’e karşı biri düşmanca,
biri anlayışlı iki tavır geliştirdiler.
 St. Augustine, 4. ve 5.yy.larda seküler bilginin,
Kitab-ı Mukaddes’in anlaşılmasındaki önemini
vurguladı.
 11.yy. itibariyle bazı ilahiyatçılar Aklı ilahiyata
uyguladılar ve kilise otoritesine karşı çıktılar.
Orta Çağ
• Doğa Felsefesi ve İlahiyat İlişkisi
 Aristo’nun felsefesinde karşı çıkılan noktalar
oluştu:
 Dünya Ebedidir.
 Var olan her şey önceden var olan bir şeyden gelir.
 İnsan ruhunun akli kısmı ölümsüzdür. Maddi kısmı ise
ölümlüdür.
 Dünya dışında bir boşluk ve başka dünyalar aramak
boşunadır.
 Aristo’nun bu önermeleri felsefesinin 13.yy.a
kadar kısmen yasaklanmasına neden oldu.
Orta Çağ
• Doğa Felsefesi ve İlahiyat İlişkisi
 Aristo’nun mantık ve doğa felsefesinin Latince’ye
tercüme edilmesi, ilahiyatın da bir bilim kabul
edilmesine sebep oldu.
 Thomas Aquinas’ın Summa Teologica’sı ilahiyatın
«bilim» kabul edilmesinde en önemli eserdir.
 İlahiyatta doğa felsefesi, doğa felsefesinde ise
ilahiyata yer verildi.
 İlahiyat eğitimi için doğa felsefesinin ön koşul olması
nedeniyle, ilahiyatın problemlerine mantıksalmatematiksel yaklaşımlar, ilahiyatın daha akılcı ve
analitik bir disiplin olmasına yol açtı.
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
• 15.yy.dan itibaren Aristotelyen Felsefe yeni
meydan okumalarla karşı karşıya kaldı:
 Gutenberg’in Matbaası
 Amerika’nın Keşfi
 Teleskop ve Mikroskop’un Keşfi
 Protestan Reformu
 Platonizm, Atomizm, Stoizm gibi Yunan
Felsefelerinin tercüme edilmesi.
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
• Aristotelyen Skolastisizm 17.yy.a kadar
öğretilse de keskin değişimlere uğradı.
• Kopernik, Galileo, Kepler ve Brahe’nin
kozmolojik keşifleri ve Aristo’ya eleştirileri ,
18.yy.da Aristo’nun Doğa Felsefesi’nin geri
plana itilmesine neden oldu.
• Kepler’in New Astronomy’si ve Galileo’nun The
New Sciences’ı ön plana çıktı.
• Francis Bacon’ın «yeni bilim» vizyonu
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
• Francis Bacon’ın New Atlantis’i yeni doğa felsefesini
tanımladı:






Doğa Felsefesi’ni ilerletmek
Bilimsel deney ve keşifler için araçlar geliştirmek
Bilimsel keşifler ve deneyler için ofisler ve istihdam
İcatlar için bir müze
Değerli icatlar için ödül verilmesi
Doğal felaketler, kozmolojik olaylar, yaban hayatı için
tavsiyeler ve tahminlerde bulunulması
 Böylece bilimde araştırmanın önemi arttı; bilim teşvik
edildi; doğrudan insanların yararına kullanıldı ve devlet
bilimi desteklemeye başladı.
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
 Aristo’yu yorumlamak yerine yeni bilginin
peşinden gitmek
 Kepler’in yörüngenin merkezinde Güneş’in yer
aldığını ve yörüngenin eliptik olduğunu keşfi
 Eflatun ve diğer Yunan filozoflarının yeniden
ortaya çıkması
 Doğa’nın makine olarak algılanması
 Doğa’yı gözlemlemek için bir çok yeni aracın icadı
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
 Doğa’daki olayları ölçmek için yeni deneyler
 Bilginin matbaanın icadıyla daha kolay yayılması
 Galileo, Kopernik ve Newton’ın kitapları
 Bilimsel metinlerin ve eğitimin tüm ülkelerde
aynılaşması
 Bilim Toplulukları ve Bilimsel Dergilerin ortaya çıkışı
 Protestan Reformu’yla Din-Bilim ilişkisinin değişmesi
 Doğaüstü olayların doğal sebeplerle açıklanması
Dini kitaplarla doğa kitaplarını ayrı değerlendirilmesi
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
• Doğa Felsefesi ve İlahiyat Arasındaki İlişki
 Kadim soru: Doğa ile ilgili yeni bilgileri Kitab-ı
Mukaddes ile nasıl ilişkilendiririz?
 Orta Çağ’da Tanrı tarafından yaratılan dünyanın,
Aristotelyen yasalara göre yönetilmesi söz konusuydu.
 Yeni dönemde, Tanrı’nın kitabı ile Doğa’nın kitabı
ayrıldı. Yine de birbirleriyle ilintiliydi.
 Doğa Kitabı sadece matematik yoluyla okunabilir.
 Tanrı’nın Varlığı saat analojisiyle açıklandı
 Doğa Felsefecileri Tanrı’nın Varlığı’nı şeylerin
görünümüyle açıkladılar.
Değişen Bir Dünya
Bilim Devrimi’ne Doğru
• Bilimlerin Yeniden Tasnifi
 Matematik doğa felsefesi yerine mutlak bilimler için
kullanılıyordu. Bacon, matematik ve diğer bilimlerin doğa
felsefesinden ayrı değil ona tabi olması gerektiğini iddia
etti.
 Galileo ve Newton matematik ile doğa felsefesini
birleştirdi.
 F. Bacon’dan önce R. Bacon 13.yy.da matematik ve doğa
felsefesinin ayrılmasına karşı çıkmıştı. Ancak, İbn-i Heysem
(Alhazen) 10.yy.da bunu dile getirmişti.
 Kopernik, Kepler ve Newton’ın astronomi ve matematik
çalışmaları, modern matematiksel fiziğin doğumuna yol
açtı.
Bilim Devrimi – Bilim Tarihi
• Thomas Kuhn’un Perspektifi:
 Bilim Tarihi’nin düz bir çizgide ilerleyen ve
birikimci olduğu, mutlak doğruya yaklaştırdığı
düşünülür.
 Bilim kitapları, bireysel keşiflerin ve icatların bilimi
bu seviyeye getirdiğini va’zeder.
 Kuhn’un alternatif modeli bunu reddeder:
 Normal bilim >>> Anomaliler >>> Kriz >>> Paradigma
Kayması >>> Bilim Devrimi
Bilim Devrimi – Bilim Tarihi
• Thomas Kuhn’un Perspektifi
 Normal Bilim döneminde toplum «dünyanın nasıl bir yer
olduğunu» bilir.
 Teori ve olgu arasındaki uyumsuzluk; sosyal/kültürel çevre;
mevcut teorilerin bilimsel eleştirisi anomalileri oluşturur.
 Anomaliler, mevcut bilimsel uygulamaları altüst edince,
krizleri yaratan anomaliler açıklanabilir olduğunda
paradigma kayması gerçekleşir.
 Bu kaymalar, bilim insanının dünyasını yeni
teoriler/paradigmalarla dönüştürür.
 Bilim insanları sahaya bakışını, yöntemlerini, amaçlarını
değiştirir.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Bilimi’nin Problemleri
 İki boyutu vardır:
 8.yy.dan 14.yy.a kadar bir çok bilim alanında en ileride
olmalarına rağmen neden Modern Bilim’in doğuşuna
sebep olmadı?
 Bir Altın Çağ’dan sonra bilimsel düşünme neden
geriledi ve yozlaştı?
 Arap Dünyası, 8.yy.dan itibaren Yunan bilim
mirasına sahipti.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Çin Bilimi’nin Problemleri
 Çinlilerin, Hint ve Arap Dünyası ile bazı ilişkileri
olmasına rağmen Modern Bilim’in hareket noktası
olan Aristo, Öklid, Ptolemi gibileri hakkında hiçbir
bilgileri yoktu.
 Çin matematiği, Arap ve Batı tabirlerine uyumsuzdu.
Çin temsil sistemi, hesaplama teknikleri nispeten
elverişsizdi.
 Çin 13.-14.yy.larda sıfırı, 16.yy.da abaküsü, 17.yy.da
kağıt-kalemle hesabı matematiğe dahil etti.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Çin Bilimi’nin Problemleri
 Kağıt-kalemle hesap 9.yy.da El-Harezmi’nin
eserlerinde biliniyordu. Araplar tarafından bulunan =
işaretini Çinliler bilmiyordu.
 Çinliler Öklid’in eserlerinde olduğu gibi, kanıtlama
mantığından bîhaberdi.
 Çin Astronomi Bürosu, 13.yy.dan sonra Pekin’de Arap
astronomlar istihdam etmiştir.
 Sistematik düşünürler mevcut değildi.
 Çinliler, Yunanlıların tümdengelimci matematiğinden
ve fizik biliminden de habersizdi.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Dünyası
 Öklid’in Geometrisi 14.yy.da Latince’ye
çevrilmeden önce, Latince’de mevcut olandan
daha fazla şerh Arapça olarak mevcuttu.
 Maraga’daki gözlem laboratuarında, Kopernik’ten
150 yıl önce matematiksel gezegen modelleri İbn-i
Şatir tarafından yapılmıştı.
 11.-12.yy.larda yapılan matematiksel yenilikler
Batı’da 15.-16.yy.dan önce gerçekleşmedi.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Dünyası
 Ptolemik Astronomi’nin Reformasyonu
 Dünyanın ilk bilimsel araştırma programıyla, İbn-i
Heysem, Bitrucî, İbn-i Tufeyl, İbn-i Rüşd, Meymunî ve
İbn-i Şatir’in çalışmaları Ptolemik Astronomi’yi
değiştirdi.
 Sosyal Rollerde Değişimler
 Siyasi, dini, sosyal ve hayatın diğer alanları birbiriyle
bağlantılıdır. Mesela İbn-i Şatir hem bir muvakkit, hem
de bilim insanıdır. İbn-i Rüşd ise bir kadı olduğu gibi aynı
zamanda bir doğa felsefecisidir.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Dünyası
 Bilginin yayılması
 Kağıt yapımını Araplar Çinliler’den 8.yy.da öğrendi; 1150’de
İspanya’da Endülüs vasıtasıyla Avrupa’ya geçti. Ancak,
13.yy.da Batılılar kullanmaya başladı.
 Yunan Bilimi’nin Özümsenmesi
 Yunanca ve Süryanice’den Arapça’ya Tercümeler; Dini
inancın yanında Helenistik bilgiye entelektüel bağlılık; dini
dünya görüşü çerçevesinde felsefi araştırmaların
özümsenmesi; bir hocanın hem rasyonel, hem dini ilimlerde
uzmanlaşması yoluyla Yunan bilimi Arap Dünyası’nda
aktarıldı.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Bilimi’nin Gerilemesi
 Doğa bilimleri ve felsefenin sistematik olarak
dışlanması
 Moğol İstilası ve Endülüs’ün Düşüşü
 İbn-i Bace, İbn-i Rüşd, Meymuni gibi isimlerin
zulme uğraması
 İbn-i Şatir’den sonra 50 önemli astronom gelse de
İbn-i Şatir geçilemedi.
 Dışsal ve sosyolojik faktörler içsel faktörlerden
daha baskındı.
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Bilimi’nin Gerilemesi
 Dış Faktörler:
 Batı’daki standart, evrensel ve tekdüze yasal
sistemlerin aksine farklı okullar ve kişiselleşmeye dayalı
hukuk sistemi
 Seküler kurallara tabi otonom kurumsal yapıların
yokluğu
 Kişiselleşmiş eğitim sistemi: hoca-talebe ilişkisi
 Profesyonelleşme ve sistemleşme eksikliği
Orta Çağ’da Arap ve Çin Bilim Hayatı
• Arap Bilimi’nin Gerilemesi
 Dış Faktörler:
 Evrenin yapısı, Tanrı’nın güçleri, akletme yöntemleri
gibi tartışmalı konulardan örtülü bahsedilmesi
 Bilginin, okuma-yazma bilen toplum kesimlerine
aktarımında kararsızlık
 İhtişamlı kütüphanelerin siyaseten istikrarsız
dönemlerde yıkılması ve yağmalanması
 İlgisizlik ve teşkilatlı şüpheciliğin yayılması.
Akıl ve Rasyonalite
• Arap Dünyası’nda Akıl ve Rasyonalite
 Akıl ve Rasyonalitenin kaynağı hukuk, felsefe ve
dindir.
 Hukuk’un rolü, akıl ve rasyonalite ile ortaklaşa
sosyal kurumları ve insan zihnini şekillendirmektir.
 İslam’da Hukuk’un 4 kaynağı vardır:
 Kuran, Sünnet, İcma, Kıyas
 Hukuk Yöntemi ise 3 tanedir:
 Kıyas, Rey, İstihzan
Akıl ve Rasyonalite
• Arap Dünyası’nda Akıl ve Rasyonalite
 Bu kaynaklar temel bir yurttaşlar hukuku teşkil
etmekten ziyade, özel durumlar için yasal kurallar inşa
etmekte kullanıldılar.
 Erken İslam Hukuk Düşüncesi’ndeki rasyonelleştirici
dürtüler, hukuku tutarlı bir bilgi kümesi olarak
şekillendirdi.
 Klasik dönemle birlikte, ictihad sınırlandırılmış oldu.
 Peter Abelard’ı Gazzali ile, Saliburyli John’u İbn-i Rüşd
ile, Thomas Aquinas’ı Tusi ile, Occamlı William’ı İbn-i
Teymiye ile kıyaslamak mümkündür.
Akıl ve Rasyonalite
• Avrupa Hukuk Devrimi
 12.yy. Hukuk Devrimi ile Modern Bilim Devrimi
arasında yakın bir ilişki vardır.
 Bunun merkezinde ise kurum anlayışı yatar.
 Müslümanlar ve Türkler, Jüstinyen Hukuku’nu
ödünç almışlardır:
 Kutsal ve Seküler olan arasında, Ruhani ve Dünyevi
olan arasında bir ayrım yoktur.
 Kral, hukukun kaynağı ve adaletin çeşmesidir.
Akıl ve Rasyonalite
• Avrupa Hukuk Devrimi
 Sezar ile Kilise, Din ile Devlet arasındaki
mücadeleyi 12.yy.da Papalık kazanmıştır.
 Yeni Hukuk’un doğuşu 3 unsuru ihtiva eder:
 Üzerinde çalışılacak yasal materyaller kümesi
 Yeni bir analiz yöntemi
 Bu analizleri yapacak yer olarak üniversite
 Kilise, seküler yöneticilerin otoritesini kısıtlarken,
ilk modern hukuk sistemini de yaratmış oldu.
Akıl ve Rasyonalite
• Avrupa Hukuk Devrimi
 Kilise’nin bu devrimi, modern devletin doğuşuna
da katkı yapmıştır.
 Kilise kendi hukukunu uygulama, kendi
yargılamasını yapma, işlerini kendi hukukuna göre
yürütme gibi haklara sahip olmuştur.
 Yeni Hukuk’un en önemli özelliği kurum tanımının
yasal olarak kabul edilmesi ve mülkiyet, temsil,
toplanma haklarının kurumlara verilmesidir.
İleri Okumalar
Bilim Devrimi ve Modern
Bilimin Kökenleri;
John Henry;
Küre Yayınları;
2011; İstanbul
İleri Okumalar
Çağdaş Doğa Düşüncesi;
İshak Arslan;
Küre Yayınları;
2012; İstanbul
İleri Okumalar
Batı Biliminde Dönüm
Noktaları;
Peter Whitfield;
Küre Yayınları;
2008; İstanbul.
İleri Okumalar
Ortaçağ’da Yüksek Öğretim;
George Makdisi;
Klasik Yayınları;
2012; İstanbul.
İleri Okumalar
İslam’ın Klasik Çağı’nda
Din, Hukuk, Eğitim;
George Makdisi;
Klasik Yayınları;
2007; İstanbul

Benzer belgeler