Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi Tutum Ve

Transkript

Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi Tutum Ve
Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi
Tutum Ve Uygulamaları*
Hatice KAYA**, Türkinaz AŞTI***, Rengin ACAROĞLU***,
Selma EROL****, Cemile SAVCI*****
ÖZET
Amaç: Çalışma hemşirelerin fiziksel tespit edicileri kullanımına ilişkin bilgi, tutum ve uygulamalarını
belirlemek amacı ile tanımlayıcı ve karşılaştırmalı olarak planlandı.
Yöntem: Araştırma evrenini bir üniversite ve bir devlet hastanesi’nin nöroloji, nöroşirürji, acil, yoğun
bakım ve psikiyatri kliniklerinde çalışan hemşireler, örneklemini ise çalışmaya katılmaya gönüllü 136
hemşire oluşturdu. Veriler, hemşirelerin demografik özelliklerini içeren bilgi formu ve üç bölümden
oluşan “Hemşirelerin Fiziksel Tespitlere İlişkin Bilgi Düzeyi, Tutum ve Uygulamaları Ölçeği” ile
toplandı. Elde edilen veriler SPSS programında, yüzdelik, aritmetik ortalama, ki-kare, Mann Whitney-U
ve Kruskall Wallis testleri ile değerlendirildi.
Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 31.09±5.71 ve %41.2’si lisans mezunuydu. Bilgi
puan ortalaması 9.75±1.17, tutum 38.39±3.05, uygulama puan ortalaması ise 36.08±3.62 idi. Yaş, eğitim
durumu, medeni durum, çalışma yılı ile fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi, tutum ve uygulama
puanları arasında fark bulunmazken (p>0.05), psikiyatri kliniğinde çalışan hemşirelerin doğru uygulama
puanının diğer kliniklerde çalışan hemşirelere göre daha yüksek olduğu görüldü (p<0.05).
Sonuç: Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi düzeylerinin oldukça iyi düzeyde olduğu,
olumlu tutum sergiledikleri, bilgi ve tutumlarını büyük ölçüde uygulamalarına yansıttıkları belirlendi.
Bununla birlikte, fiziksel tespit edici uygulaması için bilgilendirilmiş izin ve hekim direktifi konularına
yeterince dikkat edilmediği, kayıt ve rapor etmeye özen gösterilmediği, hastaların yeterince izlenmediği
görüldü.
Anahtar Kelimeler; fiziksel tespit, hemşirelik, bilgi, tutum, uygulama.
ABSTRACT
Nurses’ Knowledge, Attitudes And Practices Related To Using Physical
Restraints
Objectives: This study was carried out to determined the knowledge, attitudes and practices of nurses with
regard to the use of restraints.
Methods: This descriptive and cross-sectional study was carried out with 136 nurses, who agreed to
participate in the study, who worked in neurology, neurosurgery, emergency and psychiatric clinics, and
intensive care unit of a state hospital. Data were collected using the “Questionnaire Form” which
included demographical characteristics and “Levels of Knowledge, Attitudes and Practices of Staff
Regarding Physical Restraints Questionnaire”. The data obtained were assessed by SPSS Program, using
percentage, arithmetic mean, chi-square and nonparametric tests.
*Bu çalışma, Türk Nöroşirürji Derneği XXI. Bilimsel Kongresi- III. Nöroşirürji Hemşireliği Kongresi, 21-24 Nisan, Antalya, 2007’de sözel bildiri
olarak sunuldu
** Yrd.Doç.Dr. İÜ.Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu., *** Prof.Dr. İÜ.Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu
**** İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı , ***** S.B Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroşirürji Kliniği
22 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:1,Sayı:2.2008
Results: The mean age of the nurses participating in the study was 31.09±5.71 years, 41.2% were
bachelor’s degree. The mean knowledge score was 9.75±1.17, attitudes score was 38.39±3.05 and
practices score was 36.08±3.62. Their demographical characteristics such as age, education level,
marital status and working year were not statistically significantly associated with restraint knowledge,
attitudes or practices (p>0.05). However, nurses who working in psychiatric clinics have higher scores on
practices than others (p<0.05).
Conclusion: Nurses have a good level of knowledge and positive attitudes related to using physical
restraint and reflected these to the their practice. However there was insufficiency practice related to
informed consent, physician’s order, documentation and observation of patients in their practice.
Key words; physical restraint, nursing, knowledge, attitudes, practice.
GİRİŞ
Hastanelerde fiziksel tespit edici çoğunlukla; ajite, konfüze ve demanslı hastaların yataktan düşmesini
önlemek, hastaları sakinleştirmek, hasta hareketlerini kontrol altında tutarak tüp, dren ve tıbbi araç
bağlantılarını çekip çıkarmasını ve kendisine zarar vermesini önlemek, yatağa bağımlı hastalarda uygun
postürü koruyarak kas ve eklem kontraktürü gelişmesini önlemek ya da bakım ve tedavi girişimlerini
uygulamak amacı ile uygulanmaktadır (Potter and Perry 2005; Eşer ve Hakverdioğlu 2006). Akut bakım
alan hastaların %3.4 ile %21’ine hastanede yattığı süre içinde 2.7 - 4.5 gün arasında fiziksel tespit edici
uygulandığını, bu oranın yaşlı bakım evlerinde daha da arttığı bildirilmektedir (Myers, Sikoletti ve Hill
2001; Perla and Gaddy 2001; Demir 2007b).
Literatürde, uzun süreli fiziksel tespit edici kullanımına bağlı olarak kas zayıflığı ve güçsüzlüğü, üriner,
fekal inkontinans, basınç yaraları ve buna bağlı enfeksiyon, uykusuzluk, ajitasyon, konfüzyon, korku,
depresyon, kendine güvende ve saygıda azalma, beden imajında bozulma, duyu yoksunluğu ve ceket tipi
tespit edicilerle asfiksiye bağlı ölüm gibi olumsuz sonuçlar gelişebileceği belirtilmektedir (Bonner, Lowe,
Rawcliffe ve Wellman 2002; Potter and Perry 2005; Hakverdioğlu, Demir ve Ulusoy 2006; Tel ve Tel
2002).
Fiziksel tespit uygulanması, hastaya yararına bir uygulama olarak algılanmakla birlikte, hastaya vereceği
zarar ve yarar açısından çok iyi değerlendirilmelidir. Tespit edicinin seçimine ilişkin doğru kararlar
verebilmek için bu konuda bilgi sahibi olmak kaçınılmazdır (Eşer ve Hakverdioğlu 2006; Tel ve Tel
2002). Fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin kurallar, 1989’da HCFA (Health Care Financing
Administration) ve 1999’da JCAHO (Joint Commission on Accreditation of Healthcare Organizations)
tarafından belirlenmiştir. Hemşireler fiziksel tespit edicilerin uygun kullanımı ve izlenmesine ilişkin özel
politika ve prosedürleri bilmek zorundadır. Fiziksel tespit edici kullanımı için hekim direktifi gereklidir ve
öncesinde hasta ve aile üyelerinden bilgilendirilmiş izin alınmalıdır. Fiziksel tespit edici uygulanan
hastaların yanıtları değerlendirilmeli ve hasta sürekli izlenerek sonuçlar uygun şekilde kayıt edilmelidir.
Fiziksel tespit edici belirli aralarla kaldırılarak dolaşım ve deri kontrol edilmeli, tespit edici uygulamasının
sürdürülmesinin gerekli olup olmadığı değerlendirilmelidir (Potter and Perry 2005; Tel, Beyaztaş ve Tel
2005).
Özellikle son yıllarda birçok ülkede fiziksel tespit edici kullanımının sıklığını, sağlık çalışanlarının bilgi
ve tutumunu belirleme, fiziksel tespit edici kullanımını en aza indirmeye yönelik çalışmaların sayısında
artış görülmektedir (Myers et al 2001; Choi and Song 2003; Suen et al 2006). Ancak ülkemizde bu
konuda yapılan çalışmalar sınırlı sayıdadır (Demir 2007a; Demir 2007b; Hakverdioğlu et al 2006; Tel et al
2005). Bu çalışmalar sonucunda da; fiziksel tespit edicilerin bilinçsiz hastalar için sıklıkla kullanıldığı,
hemşirelerin fiziksel tespit kullanma amaçlarını bilme düzeyinin düşük olduğu, fiziksel kısıtlama
öncesinde uygulanması gereken alternatif yöntemleri yeterli düzeyde bilmediği, fiziksel tespit edicileri
hekim istemi olmadan uyguladığı, kayıtları yetersiz tuttuğu belirtilmektedir (Demir 2007b; Hakverdioğlu
Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına… 23
et al 2006; Tel et al 2005). Bu eksiklikler, ülkemizde fiziksel tespit edici kullanımı konusundaki
çalışmaların arttırılması, buna yönelik eğitim programlarının ve yasal düzenlemelerin yapılmasının
gerekliliğini ortaya koymaktadır.
AMAÇ
Çalışma hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi, tutum ve uygulamalarını belirlemek
amacı ile planlandı.
Araştırma soruları;
ƒ
Hemşirelerin tespit edici kullanımına ilişkin bilgi düzeyleri nedir?
ƒ
Hemşireler tespit edici kullanımına ilişkin nasıl bir tutum içindedir?
ƒ
Hemşireler tespit edicinin uygulanmasında nelere dikkat etmektedir?
GEREÇ VE YÖNTEM
Tanımlayıcı ve karşılaştırmalı olarak planlanan çalışma, Eylül 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında bir
üniversite ile bir devlet hastanesinde gerçekleştirildi. Araştırma evrenini, fiziksel tespit edici kullanımının
yaygın olarak kullanıldığı nöroloji, nöroşirürji, yoğun bakım üniteleri, psikiyatri ve acil kliniklerinde
çalışan hemşireler, örneklemini ise çalışmaya katılmak için gönüllü ve sözel olarak bilgilendirilmiş izin
alınan 136 hemşire oluşturdu. Çalışmaya başlamadan önce kurum yönetiminden yazılı izin alındı.
Veriler, hemşirelerin demografik özelliklerini içeren 5 soruluk bilgi formu ile Janelli, Scherer ve Kuhn
tarafından (1994) oluşturulup, Suen LKP tarafından geliştirilen (1999) Hemşirelerin Fiziksel Tespitlere
İlişkin Bilgi Düzeyi, Tutum ve Uygulamaları Ölçeği (Levels of Knowledge, Attitudes and Practices of
Staff Regarding Physical Restraints Questionnaire) ile toplandı.
Türk toplumuna uyarlanması araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen ölçek üç bölüm içerir. Birinci
bölüm; hemşirelerin fiziksel tespit edicilerin kullanımına ilişkin bilgisini ölçen 10 doğru ve bir yanlış soru
içeren 11 maddeden oluşur. Doğru yanıt 1, yanlış yanıt 0 olarak değerlendirilir. Bu bölümün puan sınırları
0-11 arasındadır, yüksek puan yüksek düzeyde bilgiyi gösterir. İkinci bölüm; hemşirelerin fiziksel tespit
edici kullanımına ilişkin tutumlarını ölçen ve 12 maddeden oluşan 4 aşamalı likert tipi bir ölçektir;
“kesinlikle katılıyorum” 4 puan, “katılıyorum” 3 puan, “katılmıyorum” 2 puan, “kesinlikle katılmıyorum”
1 puan olarak değerlendirilir. Bu bölümün puan sınırları 12-48 arasında olup, yüksek puan olumlu, düşük
puan ise olumsuz tutumu gösterir. Üçüncü bölüm; hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin
uygulamalarını değerlendiren 14 madde içerir. 10. madde olumsuz bir maddedir ve ters çevrilerek
değerlendirilir. 3 aşamalı likert tipi bir ölçek olan bu bölümde; “hiçbir zaman” 1 puan, “bazen” 2 puan
“her zaman” 3 puan verilerek değerlendirilir. Puan sınırları 14-42 arasında olup yüksek puan fiziksel tespit
edici kullanımına ilişkin mükemmel uygulamayı gösterirken, düşük puan uygun olmayan uygulamaya
işaret eder (Janelli, Scherer ve Kuhn 1994; Suen 1999).
Veriler SPSS programında yüzdelik, aritmetik ortalama, standart sapma ve nonparametrik testler ile analiz
edildi.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Çalışmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 31.09±5.71, %51.1’i bekar, %41.2’si lisans mezunu ve
%32.8’inin 1-5 yıl arasında çalışma deneyimi vardı. %33.1’i nöroşirürji kliniğinde çalışıyordu.
Hemşirelerin hiçbiri eğitimleri süresince fiziksel tespit edici hakkında bilgi almadığını ifade etti. Demir’in
(2007) çalışma sonuçları bu bulguyu destekledi. Hakverdi ve arkadaşlarının (2006) çalışmasında ise
hemşirelerin yaklaşık yarısının okulda, %19.9’unun ise hizmet içi eğitim programında fiziksel tespit
ediciler hakkında bilgi alması, bizim bulgumuzdan farklılık gösterdi.
24 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:1,Sayı:2.2008
Tablo 1. Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi, Tutum ve
Uygulama Puan Ortalamaları
Ölçek bölümleri
Bilgi
Ort ± SD
Ölçek sınırları
9.75±1.17
0-11
Tutum
38.39±3.05
12-48
Uygulama
36.08±3.62
14-42
Hemşirelerin fiziksel tespit edici uygulanmasına ilişkin bilgi puan ortalaması 9.75±1.17 olarak saptandı
(Tablo 1). Alınabilecek en yüksek puanın 11 olduğu dikkate alındığında, hemşirelerin fiziksel tespit edici
kullanımına ilişkin bilgilerinin oldukça iyi düzeyde olduğu görüldü.
Bilgi düzeyine ilişkin yanıtlar incelendiğinde ( Tablo 2), her açıdan çok iyi diyebileceğimiz bir tespit edici
yoktur (%22.8) ve bilgilendirilmiş izin (%68.4) maddelerinin dışında diğer tüm maddelere ilişkin doğru
yanıt oranlarının oldukça yüksek olduğu saptandı. Özellikle hastanın durumuna uygun tespit edici
belirlenmelidir yanıtına hemşirelerin tümü katılıyorum yanıtı verdi. Bunu sırası ile uygulamayı kayıt etme
(%97.8), profesyonel kişilerce uygulanmasının gerekliliği (%96.3) izledi. Demir’in (2007b) çalışmasında
hemşirelerin hiçbirinin çocuk / ailesinden yazılı ya da sözlü bilgilendirilmiş izin alınmadığını saptaması,
hemşirelerde bilgilendirilmiş izin ilkesinin gözardı edildiğini gösterdi. Hakverdioğlu ve arkadaşlarının
(2006) fiziksel tespit uygulanan hastanın bakımı ve olası komplikasyonlara ilişkin hemşirelerin bilgi
düzeylerinin düşük olduğunu ifade etmesi, Suen ve arkadaşlarının (2006) hemşirelerin bilgi düzeyi
yetersiz bulması bizim çalışma bulgumuzla uyumlu değildi.
Hemşirelerin, 38.39±3.05 puan ortalaması ile fiziksel tespit edici uygulanmasına ilişkin olumlu tutuma
sahip olduğu saptandı (Tablo 1). Tablo 3’de “kesinlikle katılıyorum” ve “katılıyorum” yanıtlarının
yüzdeleri dikkate alındığında hemşirelerin, fiziksel tespit edicinin hastanın düşme riskini azaltması,
hastaya karar verme hakkının verilmesi ve bakım süresinin azalmasına ilişkin tutumlarının olumlu olduğu
görüldü. Literatürde, fiziksel tespitin hastanın yataktan düşmesini önlemek amacı ile sıklıkla kullanıldığı
ifade edilmekle birlikte (Suen 1999; Tel ve Tel 2002; Hakverdioğlu et al 2006), Shorr ve arkadaşları
(2002), hastanede yatan hastaların düşmesini önlemede fiziksel tespit edici uygulamasının etkin bir
yöntem olmadığını belirlemiştir.
Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına… 25
Tablo 2. Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Bilgi Düzeyinden Örnek
Maddeler (N=136)
Katılıyorum
Katılmıyorum
n (%)
n (%)
1-Tespit edici uygulanması gerektiğinde, bilgilendirilmiş onam
formunu bir aile üyesinin imzalaması gerekir.
93 (68.4)*
43 (31.6)
2-Tespit ediciler sadece profesyonel kişiler tarafından
uygulanmalıdır.
131 (96.3)*
5 (3.7)
3-Hastanın durumuna uygun tespit edici belirlenmelidir.
136 (100)*
0 (0)
4-Hastaya tespit edici uygulandığında, tespit edici yatak
kenarlıklarına tutturulmamalıdır.
129 (94.9)*
7 (5.1)
5-Tespit edici 2 saatte bir gevşetilmelidir.
129 (94.9)*
7 (5.1)
6-Hastaya tespit edici uygulandığında deri bütünlüğünde bozulma
riski artar.
123 (90.4)*
13 (9.6)
7-Boğulma tehlikesi olabileceği için hastanın hiçbir zaman yüz
üstü tespit edilmemesi gerekir.
127 (93.4)*
9 (6.6)
8-Her açıdan çok iyi diyebileceğimiz bir tespit edici yoktur.
105 (77.2)
31 (22.8)*
9-Tespit edici uygulandığı zaman hemşirelik notuna; türü, saati
ve kullanma nedeninin kaydedilmesi gerekir.
133 (97.8)*
3 (2.2)
*Doğru yanıt
26 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:1,Sayı:2.2008
Tablo 3. Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkin Tutumlarından Örnek
Maddeler (N=136)
Kesinlikle
katılıyorum
Katılıyorum
n (%)
Katılmıyorum
n (%)
Kesinlikle
katılmıyorum
n (%)
n (%)
1-Eğer ben hasta olsaydım tespit edici
kullanılacağı zaman, bunu kabul etme
ya da reddetme hakkım olmasını
isterdim.
33 (24.3)
63 (45.6)
35 (25.7)
5 (3.7)
2-Hastaya tespit edici uyguladığımda
kendimi suçlu hissederim.
3 (2.2)
22 (16.2)
86 (63.2)
25 (18.4)
3-Tespit edici uygulanmış bir
hastanın odasına aile üyelerinden biri
girdiği zaman kendimi kötü
hissederim.
3 (2.2)
57 (41.9)
64 (47.1)
12 (8.8)
4-Hasta tespit edildikten sonra daha
kötü/sinirli olduğu zaman kendimi
kötü hissederim.
7 (5.1)
68 (50)
51 (37.5)
10 (7.4)
5-Tespit edici uygulanan hastanın
özgüveninde azalma olur.
8 (5.9)
64 (47.1)
57 (41.9)
7 (5.1)
6-Hastanın tespit edilmesi hemşirelik
bakımının süresini azaltır.
13 (9.6)
76 (55.9)
41 (30.1)
6 (4.4)
7-Tespit edicilerle hastaların düşme
oranının azaldığını düşünüyorum.
47 (34.6)
77 (56.6)
9 (6.6)
3 (2.2)
Hemşirelerin fiziksel tespit edici uyguladıktan sonra kendilerini suçlu ve hasta ailesinin önünde kötü
hissetmesine ilişkin tutumları olumsuz olup çoğunluğunun bu duyguları hissetmediği belirlendi.
Hakverdioğlu ve arkadaşlarının (2006) çalışmasında “Fiziksel kısıtlama uygulamak sizi nasıl etkiler?”
sorusuna, “hastayı bağladığım için kendimi suçlu hissederim” yanıtını veren hemşirelerin oranı bizim
bulgumuza yakındı. Bonner ve arkadaşlarının (2002) yaptığı bir çalışmada, hemşirelerin fiziksel tespit
uygulamanın sıkıntı verici, rahatsız edici, son çare olarak düşünülen zorunlu ve korkunç bir deneyim
olduğunu ifade ettiği görüldü.
Çalışmanın bu bulguları, hemşirelerin bilgi düzeylerinin yüksek olmasının bir sonucu olarak, fiziksel
tespit uygulamasını bilinçli yaptıklarını ve bu nedenle olumlu tutuma sahip olduklarını düşündürdü.
Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına… 27
Bununla birlikte olumlu tutumların yanı sıra olumsuz tutumlara da sahip olmaları, hemşirelerin fiziksel
tespit edici kullanımı konusunda ikilemler yaşayabileceğine işaret etti.
Tablo 4. Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına İlişkili Uygulamalarından
Örnek Maddeler (N=136)
Hiçbir
zaman
Her zaman
Bazen
n (%)
n (%)
1-Hastaya tespit edici uygulamadan önce hastanın düşmesini
önlemeye yönelik farklı alternatifleri denerim.
98 (72.1)
34 (25.0)
4 (2.9)
2- Tespit ediciyi sadece hekim direktifi ile uygularım.
34 (25.0)
77 (56.6)
25 (18.4)
3-Hastanın tespit edilmesine gereksinimi olmadığını
düşündüğüm zaman bu fikrimi hekime bildiririm.
86 (63.2)
46 (33.8)
4 (2.9)
4-Tespit edici uygulanan hastanın çağrılarına en kısa
zamanda cevap veririm.
121 (89.0)
15 (11.0)
0 (0)
5-Tespit ediciyi, her iki saatte bir doğru pozisyonda olup
olmadığını belirlemek amacı ile kontrol ederim.
103 (75.7)
33 (24.3)
0 (0)
6-Tespit edici uygulanan hastaya banyo verirken derisini
sürtünme ya da tahriş açısından kontrol ederim.
120 (88.2)
16 (11.8)
0 (0)
7-Hastanın niçin tespit edildiğini aile üyelerine anlatırım.
116 (85.3)
20 (14.7)
0 (0)
8-Niçin tespit edici kullanıldığını hastaya anlatırım.
106 (77.9)
28 (20.6)
2 (1.5)
9-Tespit edicinin ne zaman çıkarılabileceğini hastaya
açıklarım.
102 (75.0)
26 (19.1)
8 (5.9)
10- Tespit edicinin açılıp açılmadığını belirlemek amacı ile
sık sık kontrol ederim.
108 (79.4)
28 (20.6)
0 (0)
11- Tespit edici uygulandığı zaman hemşirelik notuna; tespit
edicinin türünü, kullanma nedenini, uygulanma saatini ve
gerekli hemşirelik girişimlerini kaydederim.
74 (54.4)
33 (24.3)
29 (21.3)
12- Tespit edici uygulandığı zaman, etkilerini sık sık kontrol
eder, değerlendirir ve kaydederim.
78 (57.4)
32 (23.5)
26 (19.1)
n (%)
28 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:1,Sayı:2.2008
Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin uygulamaları 36.08±3.62 puan ortalaması ile iyi idi
(Tablo 1). Uygulama girişimlerinin dağılımı incelendiğinde; hemşirelerin fiziksel tespit uygulanan
hastaların çağrılarına yanıt verme, deri kontrolü ve aile üyelerine açıklama yapma gibi uygulamaları en iyi
biçimde yerine getirdiği, buna karşın tespiti hekim direktifi ile uygulama, girişimleri kayıt etme konularına
daha az dikkat ettikleri saptandı (Tablo 4). JCAHO standartlarına göre; fiziksel tespit edici kullanımı
hekim direktifi ile profesyonel kişiler tarafından uygulanır. Ancak hekim olmadığı zaman hemşire
tarafından fiziksel tespit edici uygulanır ve 12 saat içinde hekim istemi yazdırılır (Potter and Perry 2005).
Çalışmamızda bu kurala uyan hemşire oranı oldukça düşük olup, bu bulgu hemşirelerin hekim direktifi
olmaksızın tespit edici uygulaması yaptığını bildiren çalışmaların sonuçlarını destekledi (Choi and Song
2003; Hakverdioğlu et al 2006; Demir 2007a). Bilgi düzeyini belirlemeye ilişkin bölümde hemşirelerin
büyük çoğunluğu (%97.8) tespit edici kullanımında kayıtlar ve hastanın takibi ile ilişkili sorulara doğru
cevap vermesine rağmen, sadece %54.4’ü tespit edicilerin türünü, kullanma nedenini, uygulanma saatini
ve hemşirelik girişimlerini ve %57.4’ü hastayı sık sık kontrol edip, değerlendirdiğini ve sonuçları
kaydettiğini belirtti. Kayıt ve raporların hemşirelik bakımındaki yeri ve önemi göz önüne alındığında bu
konularda hemşirelerin bilgi, tutum ve uygulamalarını geliştirmesine ilişkin eğitim gereksinimi olduğu
düşünüldü.
Tablo 5.Hemşirelerin Demografik Özellikleri ile Fiziksel Kısıtlamalara İlişkin
Bilgi, Tutum Ve Uygulamalarının Karşılaştırılması (N=136)
Bireysel
Özellikler
Bilgi
Tutum
Uygulama
x2
p
x2
p
x2
p
Yaş grupları
0.99
0.60
0.88
0.64
2.55
0.27
Eğitim durumu
3.94
0.26
2.87
0.41
3.57
0.31
Medeni Durum
Z
Z
Z
-0.52
0.60
-0.01
0.99
-0.51
0.61
Çalışma Yılı
1.98
0.73
3.71
0.44
1.59
0.80
Klinik Alan
1.46
0.83
5.33
0.25
13.05
0.01
x2, Kruskal Wallis
Test – Z, Mann-
Whitney U
Yaş grupları, eğitim durumu, medeni durum, çalışma yılı ile fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi,
tutum ve uygulama puanları arasında anlamlı fark olmadığı (p>0.05), sadece psikiyatri kliniğinde diğer
kliniklere göre uygulamaların daha iyi olduğu görüldü (p<0.05) (Tablo 5). Bu bulgu psikiyatri
kliniğindeki hemşirelerin fiziksel tespit edicileri daha sık kullanması ile ilişkilendirildi.
Yazarın Yorumu ve Kullanım Alanı
Hemşirelerin fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin bilgi düzeylerinin oldukça iyi, tutumlarının olumlu
olduğu bunları büyük ölçüde uygulamalarına yansıttıkları belirlendi. Bununla birlikte, çalışma
kapsamındaki hemşirelerin, bilgilendirilmiş izin, fiziksel tespit ediciyi hekim direktifi ile uygulamama,
Hemşirelerin Fiziksel Tespit Edici Kullanımına… 29
kayıt ve rapor etmeye özen göstermeme, hastaların gözlemi konularında eksiklikleri olduğu görüldü. Bu
sonuçlar, fiziksel tespit edici kullanımına yönelik rehberlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasının
önemini ve yasal düzenlemelerin gerekliliğini destekledi. Bu doğrultuda;
- fiziksel tespit edici kullanımına ilişkin hemşirelerin bilgi, tutum ve uygulamalarını
belirleyici daha fazla sayıda araştırmaların yapılarak gereksinimlerin ve eksikliklerin
saptanması,
- hizmet-içi eğitim programları ile hemşirelerin desteklenmesi önerildi.
KAYNAKLAR
Bonner G, Lowe T, Rawcliffe D, Wellman N (2002). Trauma for all: A pilot study of the subjective
experience of physical restraint for mental health inpatients and staff in the UK. J Psychiatr Ment Health
Nurs, 9: 465-73.
Choi E, Song M (2003). Physical restraints in a Korean ICU. Journal of Clinical Nursing, 12: 651–659.
Demir A (2007a). Nurses' use of physical restraints in four Turkish hospitals. Journal of Nursing
Scholarship, 39 (1): 38–45.
Demir A (2007b). The use of physical restraints on children: Practices and attitudes of paediatric nurses in
Turkey. International Nursing Review, 54 (4): 367–374.
Eşer İ, Hakverdioğlu G (2006). Fiziksel tespit uygulamaya karar verme. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu
Dergisi, 10 (1) : 37-42.
Hakverdioğlu G, Demir A, Ulusoy MF (2006). Yoğun bakım hemşirelerinin fiziksel kısıtlamaya ilişkin
bilgilerinin değerlendirilmesi. Türkiye Klinikleri J Med Sci, 26: 634-641.
Janelli LM, Scherer YK, Kuhn MM (1994). Acute/Critical care nurses' knowledge of physical restraints:
Implications for staff development. Journal of Nursing Staff Development, 10(1): 6–11.
Myers H, Sikoletti S, Hill A (2001). Nurses' use of restraints and their attitudes toward restraint use and
the elderly in an acute care setting. Nursing and Health Sciences, 3(1): 29–34.
Perla W, Gady M (2001). Nursing staff members' intentions to use physical restraints with older people:
Testing the theory of reasoned action. Journal of Advanced Nursing, 35 (5): 784-791.
Potter PA, Perry AG (2005). Fundamentals of Nursing. 6th ed. St Louis: Mosby Year Book, 980-982.
Shorr R, Guillen MK, Rosenblatt LC, Walker K, Caudle CE, Kritchevsky SB (2002). Restraint use,
restraint orders, and the risk of falls in hospitalized patients. Journal of the American Geriatrics Society,
50(3): 526-529.
Suen LKP (1999). Knowledge, attitude and practice of nursing home staff towards physical restraints in
Hong Kong nursing homes. Asian Journal of Nursing Studies, 5(2): 73–86.
İletişim adresi:
Rengin Acaroğlu. İstanbul Üniversitesi, Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu,
Abide-i Hürriyet Cad.Şişli-İstanbul 34381
E-mail: [email protected]