2 - Balkan Günlüğü Gazetesi

Transkript

2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
SAYFA 01
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
ISSN-2146-085X
İz. PİM. PP 104
600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA
web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın...
www.balkangunlugu.com
15 UBAT 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 358
Balkanlar’a kapat
Gazetenizi
Gazetemiz
THY Balkan uçu)larında
ÜCRETS‹Z
DA(ITILMAKTADIR
ISRARLA STEYNZ!
TÜRKYE’YE AÇ!
Di)er ülkelerin kabul etti)i mülteci say.s.n.n 300 ila 1000 kii oldu)unu söyleyen Alman gazetesinden
Cumhurbakan. Recep Tayyip Erdo)an, “Bizim aln.m.zda enayi yazm.yor” dedi Balkanlar’a I*D uyarısı
BALKANLAR
AVRUPA BRL" ve Birle$mi$
Milletler’den Türkiye’ye
yönelik ‘Mültecilere kap1lar1n1z1 aç1n’ uyar1s1 ‘Bu ne perhiz bu ne lahana tur$usu!
dedirtti. Balkanlar’1n çift tel
ALMANYA’nın “Spiegel” gazetesi, Suriye’den
Balkanlara dönen IŞİD savaşçılarından büyük bir
tehlikenin geldiğini uyardı. “Spiegel” gazetesi,
Deçan manastırı yakınlığında dört silahlı kişinin
tutuklandığı Kosova’da son olayı anlattı. Gazeteye
göre, bu kişilerden biri IŞİD savaşçısı. Gazetenin
yayınladığı haberde, “Kosova’nın silahlı cihatçıları
tutuklaması ilk kez olmuyor. Geçen yılın Haziran
ayında Kosova Polisi başkent Priştine’yi içme suyu
ile tedarik eden Badovca gölünde bir zehirleme
olayını önlemiştir” deniliyor. 5’te
TÜRKYE
örgülerle kap1lar1n1 kapatt1(1, Bulgaristan’da so(uk
nedeniyle donarak ölümlerin
ya$and1(1, Ege sular1nda
sürekli batan teknelerle
hayat1n1 kaybeden ço(u
kad1n ve çocuk günahs1z
mültecilerin ya$att1(1 ac1lar
sürerken AB ve BM’nin bu
uyar1s1 sert tepki ile kar$1land1. Cumhurba$kan1 Recep
Tayyip Erdo(an, mülteciler
konusunda Birle$mi$
Milletler’e seslenerek "Bizim
aln1m1zda enayi yazm1yor,
gere(i neyse onu yapar1z
uçaklar ve otobüsler bo$una
durmuyor" dedi. 3’te
KOSOVA BA
IMSIZLI
ININ
8. YILINI KUTLAYACAK
BOSNA’DA
OSMANLI’NIN ZLER
GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
BOSNA HERSEK’te, Osmanlı dönemine ait mezar taşları, farklı şehirlerde
yapılan arkeolojik çalışmalarla yeniden
toprak üstüne çıkarılıyor. Saraybosna
Müzesi ve Arkeologlar Derneği, 2003
yılında başlattıkları çalışmayla Osmanlı
dönemine ait eserlerin yanı sıra zamanla toprak altında kalan Osmanlı mezar
taşlarının da ortaya çıkarılmasını
hedefliyor. Çıkan taşlarda yerli insanların yanında Anadolu ve Osmanlı'nın
farklı yerlerinden gelenlerin de isimlerinin yazdığı gözlemlendi. 3’te
17 UBAT’TA
KOSOVA 8 YAINDA
Rifat SAT
Sayfa 3’te
CYPRUS-ON-ROAD
(2)
Ata ATUN
Sayfa 4’te
17 ŞUBAT Kosova’nın
Bağımsızlık Günü’nün kutlanması etkinlikleri Kosova
Güvenlik Güçleri’nin ve
Kosova Polisi birimlerinin
Priştine meydanındaki resmi
geçidiyle başlayacak.
Cumhurbaşkanı İbrahim
Rugova’nın mezarı başında
saygı duruşunda bulunulacak.
Bağımsızlık kutlamaları
Prekaz’da Jasharaj Mezarlığı
önünde saygı duruşla devam
edecek. Kutlamalar Priştine’nin
“İbrahim Rugova, “Zahir
Pajaziti” ve “Rahibe Tereza”
meydanlarında “Shota”
Folklor Derneği’nin programıyla devam edecek. 4’te
Makedonya sınırına
ikinci jiletli tel örgü
AVRUPA ve Balkan ülkeleri, iç savaş ve terör nedeniyle evlerini terketmek zorunda kalan çoğu Suriyeli
kaçak göçmenlere kapıları
bir bir kapatıyor. Mülteci
akınıyla baş etmekte zorlanan Makedonya hükümeti
de Yunanistan sınırında ek
tedbirlere başvuruyor. Sınır
geçişine ilave tel örgü çekilmeye başlandı. Üst düzey
bir ordu yetkilisi, "Çift çit
fikri yasa dışı ülkeye girmek isteyen göçmenlere
vazgeçirmek için bir mesajdır" açıklamasında
bulundu. 5’te
Bulgaristan'da
Mestan'dan
'DOST' Partisi
BULGARSTAN’da üyelerinin ço(unlu(unu
Türklerin olu$turdu(u Hak ve Ögürlükler
Hareketi (HÖH) partisinden ihraç edilen eski
Genel Ba$kan1 Lütvi Mestan, ülkenin siyasetine yeni bir parti kataca(1n1 duyurdu. Lütvi
Mestan, kuraca(1 yeni partinin isminin
Bulgarca Sorumluluk, Özgürlük, Ho$görü için
Demokratlar anlam1na gelen DOST Partisi
olaca(1n1 aç1klad1. NOVA TV kanal1nda canl1
yay1nlanan Merhaba Bulgaristan program1na
konuk olan Mestan yeni partinin Bulgaristan
Türklerinin ve di(er az1nl1klar1n haklar1n1,
Avrupa ve Kuzey Atlantik de(erlerini savunaca(1 belirtildi. 5’te
Makedon sunucudan
Türkler’e hakarete sert tepki
MAKEDONYA'da hükümet yanlısı yayınlarıyla
bilinen "Sitel" televizyon kanalındaki haber
bülteninde, Genel Yayın Yönetmeni Dragan
Pavlovic Latas, konuğu muhalefetteki
Makedonya Sosyal Demokratlar Birliği (SDSM)
Genel Başkanı Zoran Zaev'e "Türk gibi yalan
söylüyorsun" sözünü sarf etti. Dragan
Pavlovic Latas, gelen yoğun tepkiler üzerine
muhalefet partisi ve Türklerden özür diledi.
Türkler olayın basit bir özürle geçiştirilemeyeceğini belirterek tepkilerini arttırdı. 5’te
SAYFA 02
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
2 Balkan Haberleri
15 ubat 2016
Pazartesi
YTB’DEN 70 ÜLKEDE
800 PROJE
2011 yılından beri 70’in üzerinde ülkede 800’e yakın
projeye destek sağlayan Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) geçen yıl duyurduğu mali destek programlarının ikincisini bu yıl duyurdu
ANKARA
BALKAN GÜNLÜÜ
B
aşbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba
Topluluklar Başkanlığı (YTB) geçen yıl
duyurduğu mali destek programlarının ikincisini bu yıl duyurdu. Ortak başlıklarla birlikte 19 başlıkta mali destek sağlanacak programların 13'ü için başvurular alınmaya başlandı. www.haberler.com’a göre;
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığı (YTB) yurtdışında yaşayan
vatandaşlar, soydaş ve akraba topluluklar
ile uluslararası öğrencilere yönelik ilk kez
geçen yıl duyurulan mali destek programlarının ikincisini bu yıl için duyuruyor. Ortak
başlıklarla birlikte toplam 19 başlıkta açıklanan mali destek programları ile dünyanın
pek çok ülkesinde gerçekleştirilecek projeye
destek sağlanacak. Yarım asırdır yurtdışındaki vatandaşlarını ihmal eden, son yüz
yılda soydaş ve akrabalarıyla bağlarını
koparma noktasına gelen Türkiye, bu alanlardaki açığını son yıllarda kapatmaya çalışıyor. Yeni Türkiye'nin yeni kurumlarından
olan YTB, yürüttüğü çalışmalar ile ismi bir
dönem aldığı yardımlarla anılan Türkiye'yi,
yardım eden ülke konumuna taşıyor.
22 TANE MALİ DESTEK
PROGRAMI
YTB mali destek programlarını ilk kez 2015
yılı için açıklamıştı. 2015 mali destek programlarının yoğun ilgi görmesinin ardından
2016 yılı için genişletilmiş bir program açıklandı. 2015 yılı için 3 farklı alanda 18 başlıkta mali destek programı geliştirilirken, 2016
yılı için 3 farklı alanda 22 başlıkta mali destek programları kamuoyuna sunuldu.
Programlar yurtdışı vatandaşlar, soydaş ve
akraba topluluklar, uluslararası öğrencilere
yönelik olarak geliştirildi. Program başlıklarına uygun olarak geliştirilecek projeler YTB
tarafından desteklenecek.
YURTDIŞINDAKİ
VATANDAŞIMIZ
DAHA GÜÇLÜ OLACAK
Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşların
sorunlarını doğrudan çözmeye yönelik
geliştirilen programlar arasında
'Ayrımcılıkla Mücadele, Aktif Yurttaşlık ve
Eşit Katılım, Herkes İçin Adalet, Çift Dilli
Eğitim Destek, Eğitim ve Akademik Destek,
Aile ve Sosyal Çalışmalar, Kültürel
Çalışmalar, Gençlik Köprüleri ve Yıl Boyu
Açık Destek' başlıklarında 9 farklı program
yer alıyor. Bu programlarla Türk vatandaşların yaşadıkları ülkelerde aktif bir yurttaş
olmaları, her alanda eşit katılım olanaklarına sahip olmaları, yaşadıkları hukuki
sorunlara çözüm bulunması, çok kültürlü
toplum yapısı içinde kimlik, kültür ve
medeniyetlerini yaşatabilmeleri, maruz kaldıkları ayrımcılıklara karşı duyarlılığı artırmak gibi geniş vizyonlu hedefler yer alıyor.
Yurtdışındaki vatandaşlara yönelik geliştirilen programlara ABD, Almanya,
Avustralya, Avusturya, Belçika,
Birleşik Krallık, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Hollanda,
İsveç, İşviçre, İtalya, Kanada ve
Norveç'te bulunan STK'lar, üniversiteler,
uluslararası kuruluşlar, düşünce kuruluşları
ve araştırma merkezleri başvurabilecekler.
Programlar yine bu ülkelerde uygulanacak.
Yurtdışındaki vatandaşlara yönelik mali
destek programlarından Yıl Boyu Açık
Destek Programına tüm ülkelerden başvuru
yapılabilecek.
SOYDAŞ VE AKRABALAR
YENİDEN YAKINLAŞACAK
Türkiye yurtdışındaki vatandaşlarına olduğu gibi tarihte soydaş ve akraba olan topluluklarla da kayıtsız kalmıyor. Mali destek
programları içerisinde soydaş ve akraba
topluluklar da kendilerine yer buluyor.
Mevlana Kültürel Etkileşim Programı,
Gençlik Gelişim Programları, Bölgesel
Araştırmalar Destek Programları, Kültürel
Envanter Destek Programları, 2016 Kosova
Yılı Programı, Türkiye Mezunları İletişim ve
İşbirliği Programları, Türkiye-KKTC
Programı, Gençlik Köprüleri ve Yıl Boyu
Açık Destek Programları ile soydaş ve akraba topluluklar destekleniyor.
HEDEF: İLETİŞİM VE İŞBİRLİĞİ
Programa Afrika, Balkanlar, Doğu Avrupa,
Kafkasya, Orta Asya, Ortadoğu ve Uzak
Asya ülkeleri ile Türkiye'den gelecek başvurular kabul edilecek. Programlar başvuruların yapılacağı bölgelerde uygulanabilecek.
Bu programlar ile ülkeler arasında sosyal,
kültürel, akademik ve ekonomik ilişkilerin
geliştirilmesi, soydaş ve akraba topluluklara
mensup gençlerin bilgi birikimlerinin artırılması ve daha önce Türkiye'de öğrenimini
tamamlamış yabancı mezunların Türkiye
ile iletişim ve işbirliğini geliştirmek hedefleniyor.
ÖĞRENCİLER
DESTEKLENDİKÇE,
TALEPLER ARTIYOR
YTB'nin sürdürdüğü faaliyetlerden en dikkat çekeni ise uluslararası öğrenciler ile
Türkiye'yi eğitim üssü haline getirmesi oluyor. Türkiye bursları ile eğitim gören uluslararası öğrencilerin yanı sıra Türkiye'deki
tüm uluslararası öğrencileri kapsayan mali
destek programları ile öğrencilerin kültürel
ve sosyal yönlerinin geliştirilmesi, öğrencilerin Türkiye'ye yönelik farkındalıklarının
artırılması amaçlanıyor. YTB'nin uluslararası öğrencilere yönelik 2016 mali destek
programları arasında Uluslararası Öğrenciler Akademisi, Kültürel Sosyal Rehberlik
Programı, Türkçe Öğretimi Programı ve Yıl
Boyu Açık Destek Programı yer alıyor.
Önümüzdeki günlerde lansman toplantısı
yapılacak olan YTB 2016 mali destek programlarının duyurusu
http://www.ytb.gov.tr/proje_destek.php
adresinden kamuoyuyla paylaşıldı.
Açıklanan programların daha iyi anlaşılması ve daha nitelikli başvurular alınmasını
amaçlayan YTB, web sitesi üzerinden açıkladığı programlara ilişkin infografik ve tanıtım filmleri hazırladı. Programlara başvuracak kurum ve kuruluşlar aynı internet adresi üzerinden programlara ilişkin broşür ve
2016 kataloğuna ulaşabilecekler. Açıklanan
19 programdan 13'ü için 1 Şubat 2016 tarihi
itibariyle başvurular başladı.
SAYFA 03
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Balkan Haberleri 3
15 ubat 2016
Pazartesi
B
Bu ne perhiz bu
ne lahana turusu!
Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’den Türkiye’ye yönelik ‘Mültecilere
kapılarınızı açın’ uyarısı ‘Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! dedirtti
ANKARA - BALKAN GÜNLÜÜ
B
alkanlar’ın çift tel örgülerle kapılarını kapattığı, Bulgaristan’da soğuk
nedeniyle donarak ölümlerin yaşandığı, Ege sularında sürekli batan teknelerle hayatını kaybeden çoğu kadın ve çocuk
günahsız mültecilerin yaşattığı acılar
sürerken AB ve BM’nin bu uyarısı sert
tepki ile karşılandı. Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan, mülteciler konusunda
Birleşmiş milletlere seslenerek "Bizim alnımızda enayi yazmıyor, gereği neyse onu
yaparız uçaklar ve otobüsler boşuna durmuyor" dedi. Mülteciler konusunda
BM'nin diğer ülkelere de çağrıda bulunmasını isteyen Cumhurbaşkanı, şunları
kaydetti: “Bazı hususları altını çizerek
ifade ediyorum. Bu göç akınının en büyük
sebebi Rusya ve Esed'in başlattığı sivil
halkı hedef alan saldırılardır. Buna rağmen BM’nin saldırıyı yapanlara karşı tedbir almak yerine ülkemize çağrıda bulunması samimiyetsizliktir. Neymiş kapıyı
açın onları alın. Peki… Ey BM, sen ne işe
yarıyorsun, senin görevin ne? Şu ana
kadar 10 milyar dolar para harcamış olan
Türkiye’ye sen mülteciler için ne destek
verdin? 455 milyon dolar ayıptır ayıp. BM
teşkilatı bunu için kurulmadı.” Diğer
ülkelerin kabul ettiği mülteci sayısının 300
ila 1000 kişi olduğunu söyleyen Erdoğan,
“Bizim alnımızda enayi yazmıyor” dedi.
BALKANLAR
TÜRKİYE
Bulgar s#n#r#nda s##nmac#lar
donarak öldü
MALKO TIRNOVA
BALKAN GÜNLÜÜ
B
ulgaristan'ın Türkiye sınırına yakın Malko Tırnovo
bölgesindeki Stranca
dağında, ülkeye kaçak yoldan
giren iki sığınmacı kadın donaraköldü.www.dunyabulteni.net’
e göre; İçişleri Bakanı Rumyana
Bıçvarova, Bulgar basınına yaptığı açıklamada, sınır polisinin
bölgede, aralarında çok sayıda
çocukların da bulunduğu 19
kişilik bir grupla karşılaştığını
söyledi. Ölen iki kadının,
AB'nin başka ülkesine kaçak
yollardan girmeye çalışan 19
kişilik bir grupta yer aldığı, 19
kişiden 11'inin çocuk olduğu
belirtildi. Grupta yer alan iki
çocuk ise 2. ve 3. derece donmayla Burgas hastanesine kaldırıldı. Kaçak mültecilerin iki
gün iki gece dağda saklanırken
soğuktan donduğu açıklandı.
Ölenlerden biri 15 yaşında genç
kız, diğeri 30 yaşında kadın
Afgan vatandaşı oldukları açıklandı. Şu an mülteci grubundan ikisinin durumu ağır ve
komada olmak üzere, 11 çocuk
ve 4 yetişkin 2. ve 3. derece
donma sebebiyle Burgas hastanesine yerleştirildi. İki kişinin
hayati tehlikesi sürüyor.
Bıçvarova, polisin donmak
üzere olan iki kadına yardım
etmeye çalıştığını ama kurtarmayı başaramadığını kaydetti.
OSMANLI’NIN ZLER
SARAYBOSNA’DA
GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Kosova Babakanı
STK'LARDAN
YARDIM STED
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
K
Sava suçlusu eski S#rp
general Tolimir öldü
BELGRAD
BALKAN GÜNLÜÜ
SARAYBOSNA
BALKAN GÜNLÜÜ
B
osna Hersek’te, Osmanlı
dönemine ait mezar taşları,
farklı şehirlerde yapılan
arkeolojik çalışmalarla yeniden
toprak üstüne çıkarılıyor.
Saraybosna Müzesi ve Arkeologlar
Derneği, 2003 yılında başlattıkları
çalışmayla Osmanlı dönemine ait
eserlerin yanı sıra zamanla toprak
altında kalan Osmanlı mezar taşlarının da ortaya çıkarılmasını hedefliyor. www.haber7.com’a göre;
Saraybosna Müzesi'nde küratör
olarak görev yapan ve Balkanlar'ın
ilk Osmanlı arkeologlarından olan
Adnan Muftarevic, Bosna
Hersek'teki Osmanlı izlerinin yıkımının bir kültürü silmek için yapıldığını dile getirerek, “Başlattığımız
Osmanlı arkeolojisi çalışmalarında
toprak altından mezarlıklar, camiler, medreseler çıkıyor. Bosna'da
tek bulunan bir mezar taşına ulaştık” ifadelerini kullandı. Çıkan taşlarda yerli insanların yanında
Anadolu ve Osmanlı'nın farklı yerlerinden gelenlerin de isimlerinin
yazdığı gözlemlendi.
İZMİR MEKTUBU
ir kaç gün sonra
17 ubat tarihin- 17 UBAT’TA
KOSOVA
de dost ve karde ülke Kosova’n n
8 YAINDA
ba ms zl n n 8.y [email protected]
dönümü kutlanacak.
24.Dönem İzmir milletvekili
Kosova’y ilk tan yan
Balkan
Stratejik Araştırmalar
Rifat SAT
ülkelerden biri de
Merkezi (BASAM) Başkanı
Türkiye
ülke olarak tan nmas n
olmu tur. Ülkemiz için bu
öngören tasar ya 92 ülke
oldukça önemli ve zor
"evet" oyu verirken 50 ülke
karard zira S rbistan ve
kar ç km t . Oysa
Rusya’n n ciddi bask lar na
maruz kalm t k. Hatta bun- Kosova’n n 95 oy almas
gerekiyordu. Bu u urda çile
dan rahats z olan baz ülkeçekmi Filistin’in olumsuz
ler, Türkiye’nin kar s na
oy
kullanmas da ayr bir
ba ms z Kürdistan tehdidiçeli kidir. UNESCO bünyeni getirmi lerdi. Kosova’y
sinde 142 ülkenin kat ld
tan rsan Güneydo u bölgeoylamada 29 ülkenin
sinde ba ms z Kürt devleçekimser kalm t . Yine
tini konu uruz diyorlard .
ayn ekilde Kosova’n n
Nitekim geçenlerde
F
FA üyeli i içinde kulisler
Selahattin Demirta ’ n
yap
l yor.
Rusya’ya gidip bir tak m
uygunsuz eyler söylemesi
8. BA
IMSIZLIK
ve Ruslardan destek almaGECES
s na hepimiz ahit olduk.
17 ubat Çar amba günü
Bütün bunlara ra men o
tarihte Ba bakan olan Say n Kosova’da ba ms zl k
nedeniyle güzel etkinlikler
Recep Tayyip Erdo an’ n
olacak. Ülkede ba ms zl k
kararl ve cesur tutumu ile
yine
büyük bir co kuyla
Kosova Cumhuriyeti tan nkutlanacak.
Ayn ekilde
d . Türkiye, resmi tan ma
Kosova’n n Türkiye
belgesini Kosova makamlaBüyükelçili i taraf ndan 17
r na ileten ilk ülke olmu ubat ak am saat 19.00tur. u ana kadar Kosova’y
22.00 saatleri aras nda
111 ülke tan d . Di er yanAnkara Swiss otelde 8.
dan 33 ülke tan may planBa ms zl k Gecesi etkinlil yor. Kosova’n n Birle mi
i düzenlenecek. K smetse
Milletlerde bayra n n çekibiz
de bu etkinli e kat lacalebilmesi için en az 27
z. Avrupa’n n en genç
ülkenin daha Kosova’y
ülkesi Kosova’n n
tan mas gerekiyor. Bu
8.Ba ms zl k y ldönümünü
arada Kosova’y
kutluyoruz. Bu arada 11
Amerika’n n askeri üssü
ubat Per embe günü aç l var diye tan mayan ran’ n
yap lan 11.Uluslararas
son günlerde Amerika ve
zmir
Tar m Fuar ’n n bu
ngiltere ile yak nla mas
y
lki
onur
konu u Kosova
sonucu tan mas mümkün
oldu. Kosova
olabilir. Kosova ile ilgili
Cumhuriyeti’ni temsilen bu
ilginç bir oylama da 3 ay
ülkenin Tar m Bakan
kadar önce Paris’te UNESYard mc s Vezir Januzi ve
CO üyeli i için yap lm t .
50’ye
yak n Kosoval i aUNESCO Genel
dam
ve
kamu görevlisi
Konferans 'nda yap lan
fuara
kat
ld lar.
oylamada Kosova’n n üye
E
ski Yugoslavya
Uluslararası Ceza
Mahkemesi (ICTY)
tarafından Srebrenitsa'daki
soykırımda aktif rol üstlendiği gerekçesiyle müebbet
hapse mahkum edilen eski
Sırp general Zdravko
Tolimir (68) hayatını kaybetti. www.dunyabulteni.net’e
göre; Bosna'daki savaşta
(1992-1995), Sırp komutan
Ratko Mladic'in yardımcılığını yapan ve bu nedenle
"Mladic'in sağ kolu" olarak
da bilinen Tolimir'in, hapis
cezasını çektiği Lahey'deki
cezaevinde dün gece hayatını kaybettiği bildirildi.
Srebrenitsa'da 1995 yılı temmuz ayında yaşanan ve 8
binden fazla Boşnak sivilin
hayatını kaybettiği soykırımdaki sorumluluğu nedeniyle 2012 yılında ICTY
tarafından müebbet hapse
mahkum edilen Tolimir'in
cezası geçen yıl nisan ayında onanmıştı. Mahkeme
Tolimir hakkındaki kararında, zanlının Srebrenitsa'daki
soykırımda işlenen cinayet,
sürgün ve insanlığa karşı
suçlarda etkin rol üstlendiğine hükmetmişti.
osova Başbakan'ı İsa
Mustafa, Hükümet’in
ülkenin krizi aşması
konusunda sivil toplum,
medya ve diğerlerinin katkılarını beklediğini söyledi.
Başbakan Isa Mustafa,
Meclis’in olağan işlevselliğinin engellenmesi nedeniyle
iktidara, Hükümet’in tutumlarını açıklamak imkânı
yaratılmadığını söyledi.
www.dunyabulteni.net’e
göre; ülkede siyasi krizin
aşılması konusunun ele alındığı sivil toplum kuruluşlar
temsilcileriyle bugün gerçekleşen bir görüşmede
Başbakan Isa Mustafa,
Hükümet’in ülkenin krizi
aşması konusunda sivil toplum, medya ve diğerlerinin
katkılarını olumlu değerlendirdiğini açıkladı. İktidarın,
Meclis’in olağan işlevselliğinin engellenmesi yüzünden
Hükümet’in tutumlarını
açıklamasına imkan bulamadığın söyleyen Mustafa,
“Kosova Cumhuriyeti,
çoğunluktaki otokton
Arnavutların uzlaşmasıyla
yapılanan buradaki tüm
vatandaşların devletlidir.
Kosova Cumhuriyeti, vatandaşlar ve müttefiklerin ortak
projesidir ve 12 Haziran 1999
günü itibariyle sürekli ihtilaflarımız olduğu Sırbistan,
bağımlılık ilişkilerimize son
verdiğimiz, sadece bizim
kuzey komşumuzdur.
Kosova bağımsız ve egemen
devlet olmakla beraber AvroAtlantik entegrasyonlarına
da yönelmiş bir ülkedir.”
dedi. Kurtuluştan sonra 17
sene geçmesinin ardından
Sırbistan’ın Kosova’ya dönüşünden söz edilmesinin yersiz olduğunu söyleyen
Mustafa; bağımsız ve egemen devlet projesinde azınlıkların katılımının azınlıklara ait uluslararası bir
yükümlülük olduğunu ve
bunun kimseye bir engeli
teşkil etmemesi gerektiğini
savundu. Meclis’in içinde ve
dışındaki muhalefetin protestolarına da atıfta bulunan
Mustaf, şiddetin alternatif
olmadığını tekrarlayarak
“Kosova kurumlarının
engellenmesi, alternatifi teşkil edemez, şiddet alternatif
değildir. Şiddet Kosova’nın
işlevselliğini riske atıyor,
imajımıza zarar veriyor ve
Kosova’nın bağımsızlığına
karşı koyanları teşvik ediyor” ifadelerini kullandı.
SAYFA 04
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
4 Kosova Haberleri
CYPRUSON-ROAD
(2) [email protected]
Prof.Dr. Ata ATUN
z kameralar n n rengi ufuk
renginde olup, uzaktan
bak ld nda, gözün arkadaki ufuk fonu içinde kaybolmu h z
ölçen sabit sürat kameralar en az
ekilde görebilece i veya ay rt edebilece i ekilde boyanm t r. Üstelik kullan lan boya da
emen ve
yans tmayan türde bir boyad r.
nsan gözünün bir cismi görebilmesi için güne
n n veya da yapay
n söz konusu cisme çarp p
göze yans mas ile gerçekle mektedir. nsan yap s n n bedeni zafiyetlerini kullanarak, kendi vatanda n
tuza a dü ürüp gelir elde etmeye
yönelik uygulamalarda bulunan
hükümetimizi ve ilgili birimleri
k namaktay m. Bu h z ölçen sabit
sürat kameralar n n öncelikle insano lunun gözünün bir bak ta seçebilece i fosforlu sar veya da fosforlu turuncu renge boyanmas
gerekmektedir, gerçekten de sürücülerin söz konusu yerde h zlar n
azaltmalar ve de trafik kurallar na
uymalar isteniyorsa...
Devletimizden bunu beklemek,
ölünün gözünden ya akmas n
beklemekten ba ka bir ey olamayaca için tüm sürücülere, devletin
bu kendi eli ile haz rlad tuzaklara dü memeleri için bir ba ka tavsiyede bulunmak istiyorum. Benim
ki i olarak tan mad m, irket ise
orta olmad m, reklam ile ilgili
hiçbir ba m n olmad , dahas
yapanlar hiç tan mad m bir program var. Ad “Cyprus on Road”.
Cep telefonunda internete ba lanmadan sadece GPS ile kullan l yor.
Ben daha yeni –tesadüfen- ke fettim ve de çok memnunum. Bir
veya birkaç K br sl Türk- bana
göre dahi-, gencimiz yazm bu
program . Öncelikle KKTC’deki
tüm yer ve sokak isimleri Türkçe,
san r m güneydekiler de Rumca
olarak girilmi programa. Hangi
sokak nerede, hangi bölgedesiniz
çok iyi takip edilebilmekte ekrandan. Vatanda lara hizmet veren her
yer bu programa i lenmi . Devlet
H
daireleri, restoranlar, oto parklar, her tür dükkan, benzin
istasyonu, banka, ATM vs.
akl n za ne gelirse var. En
önemlisi de tüm “H z ölçen
sabit sürat kameralar ve her
yolun üzerinde kendine özgü
h z limitleri de görülebilmekte
ekranda arac n z ilerlerken. Ben
“h z ölçen sabit sürat kameralar” na
yakla nca beni uyarmas için
denizalt larda kullan lan tehlike sinyalini seçtim. Daha kameraya 100150 m. kala beni öyle bir uyar yor
ki aya m istemeden frene gidiyor
hemen. Buna ilaveten üzerinde gitti im yola özgü h z s n r a t m
vakit de beni uyar yor. Cep telefonunuzun Play Store bölümü içindeki “Ara” bölümüne “Cyprus on
road” yazarsan z telefonunuzun
i letim sistemine göre program
inmeye ba l yor. Hayat boyu kullan m ücreti de 15 Euro, yakla k 50
TL. Rumlar böylesi güzel ve
verimli ba ar y hazmedemedikleri
için Google üzerinde müthi bir
karalama kampanyas ba latm lar
maalesef ve kötü puan vererek a alara dü mesi için ola anüstü gayret sarf ediyorlar. Devletlerin
görevlerinden bir tanesi de s n rlar
içinde üretilen mallar kendi halk n n kullan m için sat n almakt r.
Hele de sürücülerin gerçekten trafik
kurallar na uyarak araç sürmelerini
hedefliyorsa, bu program haz rlayan ve vatanda n hizmetine sunan
irkete destek olmal d r KKTC
devleti ve de ilgili devlet daireleri.
Turizm Bakanl için neredeyse
olmazsa olmaz bir programd r bu.
Tüm tarihi yerler bu program n
yard m ile yaya veya da araç ile
kullan c n bulundu u yerden gidilmesi istenen tarihi yere kadar gidilmesi gereken güzergah veya da
rota sokak sokak çizilerek gösterilmekte kullan c ya. Tüm taksi oförleri bu program yard m ile yolcular nereye gitmek istiyorsa, an nda
gidilecek adresi ve takip edilecek
yolu ekranda görebilir, yoldan
geçen insanlara durup adres sormak
yerine. Ve en çok da, h z ölçen
sabit sürat kameralara yakalanarak
ac mas z cezalar ödemek zorunda
kalan vatanda lar m z kullanmal d r
bu program . Hem K br sl , hem
uyar c , hem de e itici.
15 ubat 2016
Pazartesi
Kosova bamszlk
kutlamalarna hazrlanyor
17 Şubat Kosova’nın Bağımsızlık Günü’nün
kutlanması etkinlikleri Kosova Güvenlik
Güçleri’nin ve Kosova Polisi birimlerinin Priştine
meydanındaki resmi geçidiyle başlayacak
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova’nın Bağımsızlık
Günü’nün kutlanması etkinlikleri Kosova Güvenlik
Güçlerinin ve Kosova Polisi birimlerinin Priştine meydanındaki resmi
geçidiyle başlayacak. www.kosovahaber.net sitesinden öğrenildiğine
göre, askeri geçit günün öğleden
önceki saatlerinde yapılması bekleniyor, ardından Bağımsızlık ilanının
sekizinci yılı vesilesiyle eski
Cumhurbaşkanı İbrahim
Rugova’nın mezarı başında saygı
duruşunda bulunulacak.
Bağımsızlık kutlamaları Prekaz’da
Jasharaj Mezarlığı önünde saygı
duruşla devam edecek. Kutlamalar
Priştine’nin “İbrahim Rugova,
“Zahir Pajaziti” ve “Rahibe Tereza”
meydanlarında “Shota” Folklor
Derneği’nin programıyla devam
edecek. Bağımsızlık ajandasına
göre, bu program muhalefetin 17
Şubat günü için bildirdiği protestosundan iki saat önce düzenlenecek.
Etkinlikler kapsamında Ulusal
Kütüphanede kitap sergisi açılacak,
aynı günün akşamında ise Ulusal
Tiyatroda “Dasma- Düğün” bale
oyunu sunulacak. 17 Şubat gününde Kosova Cumhuriyeti üst düzey
kurumları olan Cumhurbaşkanlığı,
Kosova Meclisi ve Hükümet kabinesinden oluşan heyetler şehitler
gömütlüklerinde saygı duruşunda
bulunacak. Kosova Bağımsızlığı’nın
sekizinci yılı vesilesiyle
Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga'nın
15 Şubat gününde seçkin şahsiyetleri madalya ile takdir etmesi bekleniyor. Bu arada Bağımsızlık gününde ve birkaç gün önce Kosova’nın
tüm belediyelerinde değişik etkinlikler sürdürülecek.
Türk Topluluu’na kültür destei artacak
PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Kültür Gençlik ve Spor
Bakanı Yardımcısı Rexhep Hoti
Priştine’nin “Gerçek” Kültür
Sanat ve Spor Derneği temsilcilerini
kabul etti. Görüşmede, derneğin planları, hedefleri ve projelerinden söz edildi.
www.kosovahaber.net’e göre; Bakan
Yardımcısı Hoti, Kültür Bakanlığının
kültür çeşitliliğinin tanıtımı kapsamında kültürel etkinlik sürdüren dernek ve
örgütleri desteklediğini, dolaysıyla
böyle bir desteğin “Gerçek” Derneği
için de eksik olmayacağını söyledi.
Bakan Yardımcısı Kosova’da toplulukların organizasyonlarının önemli bir
alana sahip olduğunu ve Kültür
Bakanlığının özellikle bu yıl kuruluşunun 65. yılını kutlayacak “Gerçek”
Derneğinin ana projelerinde işbirliğinde
bulunacağını belirtti. “Gerçek” Derneği
Başkanı Gülşen Bölükbaşı ise bu kabul
ve Kültür Bakanlığının Kosova’da tüm
Türk topluluğuna sunduğu sürekli destek için Bakan Yardımcısına teşekkür
etti. Bölükbaşı, Bakan Yardımcısı
Hoti’ye Derneğin çalışmalarından ve
65. kuruluş yılının kutlanmasındaki
somut planlardan bilgi verdi. İki taraf
gelecekte Kosova’da yaşayan Türk topluluğun yararından olacak somut projeler ile bu işbirliğinin daha da güçlendirilmesi gereğinde uzlaştı.
Kosovalı Bakan Yardımcısı
zmir Tarım Fuarı’nda
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Tarım Ormancılık ve
Kırsal Gelişim Bakan
Yardımcısı Vezir Januzi,
İzmir’de düzenlenen Uluslararası
İzmir Tarım ve Hayvancılık Fuarı’nın
açılış törenine katıldı. www.kosovahaber.net’e göre; Tarım alanında dünyada en büyüklerinden biri olan
İzmir Fuarı’nın açılışında yaptığı
konuşmada Tarım Bakan Yardımcısı
Vezir Januzi, ülkemizin tarım gelişi-
mine sunduğu sürekli destek ve yardım nedeniyle Kosova Hükümeti
adına Türk halkı ve Hükümeti’ne
teşekkür etti. Januzi ayrıca AB’nin
ortak tarım politikalarıyla uyum sağlanması amacıyla, programların
hazırlanması etkinliklerinde katılımcılara bilgi verdi. Januzi bundan
başka tarım ürünlerinin imalatında
çağdaş teknolojinin kullanılmasına
özel önemin verildiğini açıkladı. AB
ile İstikrar ve Ortaklık Anlaşması’nın
imzalanmasından sonra tarımcılık ve
Kosova tarımcıları ile çiftçilerin ABnin rağbet gören pazarına dahil olma
imkanında olacaklarını ifade etti.
İzmir temasları kapsamında Tarım
Ormancılık ve Kırsal Gelişim Bakan
Yardımcısı Vezir Januzi, Türkiye
Tarım ve Ormancılık Bakanı Faruk
Çelik ile de bir görüşme gerçekleştirdi.
TKA’dan Kosova’ya
2 milyon Euro salk destei
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Sağlık Bakanlığı ve Türk
İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
(TİKA), Priştine’de Kosova Üniversite Klinikleri Merkezi (QKUK) bünyesinde Yoğun Bakım Ünitesinin tamiratı ve teknik donatımını öngören
İşbirliği Anlaşmasını imzaladı. Türkiye
Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç’ın da hazır
bulunduğu törende gelecek 2 yıla ait
olan 2 milyon Euro değerindeki proje
anlaşmasını Sağlık Bakanı İmet
Rrahmani ve TİKA Kosova
Koordinatörü Eyüp Yavuz Ümütlü
imzaladı. www.kosovahaber.net’e göre;
Sağlık Bakanı İmet Rrahmani, Kosova
sağlık hizmetlerinin ilerlemesine sunduğu sürekli katkı ve işbirliği için Türk
devletine teşekkür ederek, Yoğun
Bakım Ünitesi’nin onarılması ve teknik
donatımı projesinin bu merkezde hastaların tedavisi için çok daha iyi şartların
yaratacağını belirtti. Büyükelçi Kıvılcım
Kılıç ta Türkiye’nin diğer sektörler
yanısıra iki ülke arasında varılan işbirliği anlaşması esasınca sağlığa destek
sunmaya daha fazla odaklanacağını
söyledi. Bu proje sağlık sektörünün desteklenmesinde somut bir angajeliktir”
şeklinde konuşan Büyükelçi Kılıç,
Priştine’de Türkiye-Kosova Sağlık
Haftası’nın düzenleneceğini ve bu
etkinlik kapsamında Türkiye’den gelecek 27 değişik alanlardan uzman doktorun Klinikler Merkezinde hasta muayenesi ile ameliyatlarını gerçekleştireceğini ifade etti. Kılıç, bunun dışında
Kosova’dan 20 doktor ekibinin de acil
tıp alanında yetenekleşmesi için yakında Türkiye’ye gideceklerini bildirdi.
SAYFA 05
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
5 Balkan Haberleri
VERGDE FLEN
E BALAMA
Nazlı Gaye ALPASLAN
ilindii gibi, vergi mükellefiyetinde mükellefiyet itibari ile i(e ba(lama durumu farkl)l)k arz etmektedir. Vergi dairesi taraf)ndan
yoklama s)ras)nda i( yerinin tadil a(amas)nda
olmas) halinde görevli yoklama memurlar) yoklama fi(ini düzenlemeyerek veya i( yerinin tadilatta
olduunu yoklama fi(ine kay)tland)rmaktad)r. 213
say)l) VUK 153. Maddesine göre i(e ba(lama bildiriminin nas)l yap)laca) belirtilmi(tir. Burada
tüccarlar aç)s)ndan i(e ba(lama, serbest meslek
erbab)n)n i(e ba(lamas), (irketlerin i(e ba(lamas)
ve ayr)ca kolektif ve adi (irketlerde i(e ba(lama
bildirimi yasa hükmünde aç)kça belirtilmi(tir. 213
say)l) VUK 155. Maddesinde serbest meslek erbab) için i(e ba(laman)n tarifi ve emareleri yap)lm)(t)r.
B
15 ubat 2016
Pazartesi
Makedon televizyoncuya
TÜRKLER’DEN PROTESTO
Makedonya'da hükümet yanl&s& yay&nlar&yla bilinen "Sitel" televizyon kanal&ndaki haber bülteninde,
Genel Yay&n Yönetmeni Dragan Pavlovic Latas, konuu muhalefetteki Makedonya Sosyal Demokratlar
Birlii (SDSM) Genel Bakan& Zoran Zaev'e "Türk gibi yalan söylüyorsun" sözünü sarf etti
ÜSKÜP
BALKAN GÜNLÜÜ
M
akedonya'da iktidara yakın
TV kanalının yöneticisi,
konuk ettiği muhalif lidere
"Türk gibi yalan söylüyorsun" dedi.
Türkiye'nin Üsküp Büyükelçisi Ömür
Şölendil, Makedonya'da yayın yapan
"Sitel" televizyonunda Türklere hakaret edilmesini şiddetle kınadı.
www.dunyabulteni.net’e göre;
Büyükelçi Şölendil, Sitel TV Genel
Yayın Yönetmeni'nin Türk milletine
yönelik "kabul edilemez çirkin ifadesini şiddetle kınadıklarını" belirterek "Bu
kin ve nefret dolu ifadeyi, esasen daha
önce de muhtelif yayınları ve beyanlarıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin üst
düzey yöneticilerine ve Türklere karşı
hakaretamiz söylemler kullanma cüretinde bulunmuş olan bahse konu zata
aynen iade ediyoruz" dedi.
Türkiye'nin, Makedonya'yı anayasal
ismi olan "Makedonya Cumhuriyeti"
NOTERDEN !MZA S!RKÜLER!
Uygulamada anonim ve limited (irketler yönünden
(irketin kurulmas), sicil tasdiknamesinin al)nmas),
noterden imza sirkülerinin düzenlenmesi, vergi
dairesine i(e ba(lama bildiriminin verilmesi, yoklama memurunun i( yerini ziyaret edip, fiilen i(e
ba(lama olmad))n) tespit etmesi… Hallerinde fiilen i(e ba(lamadan söz edilemez. Öte yandan, bir
i( yerinin tutulmas), o i( yerinde boya badana
yap)lmas) veya ba(ka tamir ve tadilatlar yap)lmas)
bu mükellefin i(e ba(lad))na emare te(kil etmez.
Özellikle limited ve anonim (irketlerde fiilen i(e
ba(lama konusunda e-yoklama fi(i düzenlenmedii takdirde bu (irketin fiilen i(e ba(lad))ndan söz
etmek olanaks)zd)r. Bu durum beraberinde kâ)t
üzerinde (irketin kurulmas), sicil tasdiknamesinin
al)nmas), ticaret sicil gazetesinden (irketin ana
sözle(mesinin yay)nlanmas) bu (irketin fiilen i(e
ba(lad))n) göstermez. Ancak, vergi daireleri bu
tür kurulan (irketlerden her ay ayl)k KDV, BABS
formu ve dier beyan ve bildirimleri talep etmektedirler. Ayn) durum gerçek usul gelir vergisi
mükelleflerinde olmas) durumunda ( Fiilen i(e
ba(lan)ld))n)n e-yoklama fi(i ile tespit edilmemesi
hali ) vergi daireleri KDV beyannamesi, BABS
formu talep etmemektedir. San)r)z bu durum gerçek usuldeki mükelleflerde fiilen i(e ba(laman)n
tespit edilmeyi(i nedenine bal)d)r. Doal olarak
vergi daireleri bu gibi mükelleflere daha sonra
ikinci bir e-yoklama fi(i düzenleyerek, i(e ba(lamay) tespit etmektedirler. Sonuç olarak, i(e ba(lama, fiilen i(e ba(lama, e-yoklama fi(inin düzenlenmesi gibi konular anonim ve limited (irketler
aç)s)ndan maddi ve manevi maduriyetlere neden
olabilmektedir.
Bulgaristan Türkleri bir parti daha kuruyor
SOFYA - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
H
ak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) Genel
Başkanlığından alınan ve partiden ihraç edilen
Lütvi Mestan, yeni kuracağı partinin adını 'DOST'
olarak açıkladı. NOVA TV kanalında canlı yayınlanan
Merhaba Bulgaristan programına konuk olan Mestan yeni
partinin Bulgaristan Türklerinin ve diğer azınlıkların haklarını, Avrupa ve Kuzey Atlantik değerlerini savunacağı
belirtildi. www.dunyabulteni.net’e göre; canlı yayında,
Sorumluluk, Özgürlük ve Hoşgörünün çağdaş liberalizmin üç ana temel ayağı olduğunu vurgulayan Mestan,
partinin Bulgarca isminin kısaltmasının DOST olmasını ise
Makedonya jiletli
tel örgüleri ikiledi
GEVGEL - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
Y
unanistan’ın İdomeni kasabası ile Makedonya’nın
Gevgeli kasabası arasındaki
sınır hattında 35 kilometrelik ikinci
bir dikenli tel çekilmeye başlandı
Avrupa’ya sığınmacı akının en üst
seviyeye ulaştığı dönemde,
Yunanistan sınırına diken tel çeken
Makedonya, önlemleri sıkılaştırı-
yor. Buna göre, Yunanistan’ın
İdomeni kasabası ile
Makedonya’nın Gevgeli kasabası
arasındaki sınır hattında 35 kilometrelik ikinci bir dikenli tel çekilmeye başlandı. www.dunyabulteni.net’e göre; Ortadoğu ve Afrika
ülkelerinden kaçan on binlerce
sığınmacı Makedonya’yı transit
ülke olarak kullanıyor, öyle ki 2015
yılında sadece 50 kişi bu ülkeye iltica başvurusunda bulundu. Buna
rağmen Üsküp yönetimi sığınmacıların ülkeye girişlerini zorlaştırmak
için adımlar atıyor. Geçen kasım
ayında Suriye, Irak ve Afganistan
dışındaki ülkelerden gelen sığınmacıları ‘ekonomik göçmen’ olarak
niteleyen Makedonya, bu kişileri
günlerce sınırda bekletmişti. Üsküp
yönetimi daha sonra ise
İdemomeni ile Gevgeli arasına
dikenli tel çekmişti.
Spiegel Balkanlar I!D için uyard
BERLN - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
A
lmanya’da yayınlanan
“Spiegel” gazetesi, Deçan
manastırı yakınlığında dört
silahlı kişinin tutuklandığı
Kosova’da son olayı anlattı.
Gazeteye göre, bu kişilerden biri
IŞİD savaşçısı. Gazetenin yayınladığı haberde, “Kosova’nın silahlı
cihatçıları tutuklaması ilk kez
olmuyor. Geçen yılın Haziran ayında Kosova Polisi başkent Priştine’yi
olarak ilk tanıyan ülke olduğunu
anımsatan Şölendil, Türkiye
Cumhuriyeti'ni ve Türk toplumunu
hedef alan bu çirkin ifadeyi esefle karşıladıklarını kaydetti.Büyükelçi
Şölendil, Türklere hakaret eden şahsın
gelen tepkiler üzerine, Türk milleti ve
devletinden özür dilediğini ancak bu
özrün çirkin davranışını telafi etmekten uzak olduğu kaydetti. "Sitel" televizyon kanalını objektif yayıncılık
anlayışı ve hukuk çerçevesinde hareket
etmeye ve söz konusu şahısla ilgili
gerekli işlemleri yapmaya davet eden
Büyükelçi Şölendil, "Bu kabul edilemez tutum konusunda Makedonya
makamları nezdinde de girişimler
yapılmaktadır" dedi. Bu arada Site TV
önünde toplanan bir grup, Türklere
hakaret eden Genel Yayın Yönetmeni
Dragan Pavlovic Latas'ı protesto etti.
Televizyon binasının önünde açıklama
yapan Türk Milli Birlik Hareketi
(TMBH) Genel Başkanı Erdoğan Saraç,
kullanılan çirkin ifadelerinin Türk milleti için kabul edilemez olduğu belirtti.
içme suyu ile tedarik eden Badovca
gölünde bir zehirleme olayını önlemiştir” deniliyor. www.kosovahaber.net’e göre; “Spiegel” gazetesi
aynı zamanda Balkanlarda eğitim
kamplarının mevcutluğuna da dikkat çekti. Habere göre; Kosova,
Balkanlarda bu belirtiden en fazla
etkilenen bir ülke. Suriye’de
Balkanlardan savaşmakta olan 700
IŞİD mensubundan yarısının
Kosovalı olduğu belirtiliyor.
Kosova yetkili makamları ise 120
mensuptan bahsediyor. Suriye
savaşına katılanlarla Balkanların
başka ülkelerinde de durum farklı
değil. Siyasi analist Naim Rashiti,
özellikle Suriye’den dönmekte
olanların bir tehlikeyi oluşturduğunu belirtmektedir. Avrupa’daki
güvenlik uzmanları da Güney
Avrupa özellikle de Batı
Balkanlarda cihatçıların saldırı tehlikesi olduğunu uyarıyor.
“sadece bir ses ve kelime uyumu” olarak açıkladı. “Ben
partiden ihraç edilmiş olabilirim, ama kimse beni liberalizm, Avrupa ve Atlantik fikirlerimden ihraç edemez”
diyen Mestan, HÖH'ün fahri başkanı Ahmet Doğan’ın yılbaşı öncesi konuşmasını yine eleştirdi. Rus uçaklarının
Türk hava sahasını ihlali ardından, Parlamentoda okuduğu destek bildirisinin “politik gaf” olduğu suçlamalarını
kabul etmeyen Mestan, Ahmet Doğan’ın yine bu söz
konusu yılbaşı konuşmasında “AB’de sorumluluk, özgürlük, hoşgörü için konuşamayız. Böyle bir şey yok” dediğini hatırlattı. Bir aydan beri yurt içinde seçmenlerle konuştuğunu ifade eden Lütvi Mestan, bu liberal değerleri arayan halkın, kendi temsilini istediğini vurguladı.
SAYFA 06
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
6 Aratrma
15 ubat 2016
Pazartesi
Batı Trakya Türkleri’nin
ekonomik ve demografik
Ö
gelişimi
Batı Trakya Türk
Azınlığı’nın tüm hakları
uluslararası antlaşmalarla
garanti altına alınmış
olmasına rağmen uygulamada azınlık aleyhine çeşitli
politikalar yürütülmektedir.
Bölge insanı uzun yıllar
boyunca çeşitli uygulamalarla topraksızlaştırılmıştır. Bu durum
aynı coğrafyada yaşayan,
aynı ülke vatandaşı iki farkı
toplumun çok farklı refah
seviyelerinde olma sonucunu doğurmuştur
rneğin; AB yapısal fonlarının
dağıtıldığı ilk planlı dönem olan
1994-1999 döneminde
Yunanistan genelinde 5500 proje desteklenip 250 bin tarım çalışanına doğrudan bu projelerden yaralanma imkânı
sunulurken Türk azınlığın bu uygulamalardan ne kadar faydalandığı veya
haberdar olduğu sorgulanması gereken
bir husustur. Dış Ekonomik İlişkiler
Kurulu Ülke Raporlarına ve Dünya
Bankası verilerine göre Yunanistan
GSYİH’sı içinde tarım sektörünün payı
Tablo 5’te görüldüğü gibi gerçekleşmektedir. Tarım sektörünün payı ülke
ekonomisi içerisinde azalan bir eğilim
göstermektedir. 2012 rakamlarına göre
GSYH’nin yüzde 80,1 hizmet sektöründen, yüzde 16 sanayi sektöründen
sadece yüzde 3,8’i de tarım sektöründen ibarettir. Turizm sektörünün tek
başına GSYİH içerisindeki payı yüzde
15 civarındadır. Ancak Batı Trakya ele
alındığında tarımın GSYİH içindeki
payı, çok daha yüksek orana ulaşmaktadır. Yunanistan’ın belli başlı tarımsal
sanayi ürünleri olan tütün ve pamuk
yoğun olarak bölgede yetiştirilmektedir.
Bölgede 1990’lı yıllarda gerçekleştirilen
sanayi yatırımları, buna paralel gelişen
hizmet sektörünün yanında tarımın
payı geçmişe göre giderek düşse de Batı
Trakya bir tarım bölgesi olma özelliğini
sürdürmektedir. Özellikle 2008’den bu
yana yaşanan ekonomik kriz bölgedeki
sanayi işletmelerinin teker teker kapılarına kilit vurmalarına neden olmuş,
bölge insanı için tarımı daha stratejik bir
sektör haline getirmiştir. Gümülcine
Organize Sanayi Bölgesindeki birçok
sanayi tesisinde kurulu makine ve teçhizat Türkiye, Ortadoğu ve Yakındoğu
ülkelerine hurda fiyatına satılmak
durumunda kalmıştır. Bu krizin azınlığa etkileri tarıma geri dönüş veya ülkeyi terk etme şeklinde kendini göstermektedir. İflas eden Türk Sanayicisine
pek rastlanmamakta çünkü sanayi sektöründe Türk varlığı birkaç küçük istis-
4
na hariç hiçbir zaman kendini girişimciyatırımcı şeklinde göstermemiş, azınlık
insanı bu işletmelerde sadece emeğini
istihdam etmiştir. Ağırlıklı olarak da
mavi yakalı olarak vasıfsız işlerde istihdam edilmiştir. Üretilen tütünün yüzde
97’den fazlası Türklere aittir. Bu nedenle tütünün Batı Trakya Türkü için hayati bir önemi vardır. Türk nüfusun yarsından fazlası tütün üretimine doğrudan katılmaktadır. Gümülcine’de buğday üretiminin yarıdan fazlası, mısır
üretiminin yarıya yakını pamuk üretiminin de üçte birinden fazlası Türkler
tarafından yapılmaktadır. Şimdi bu
ürünleri daha ayrıntılı inceleyelim.
Tütün Batı Trakya’da Türk çiftçisi tarafından kalitesi dünyaca meşhur olan
basma çeşidi tütün üretilmektedir.
Tütün konusunda yapılan spekülasyonlar, tütün üreticilerinin yeterli donanıma ve bilgi birikimine sahip olmamaları gibi nedenlerle kalite gereğince
korunup, yeterince geliştirilememiştir.
AB nezdinde de tütün üreticileri lehine
sonuç verecek lobi faaliyetleri yapılamamaktadır. Ancak yine de Batı
Trakya’nın basma tütünü dünya çapındaki şöhretini korumakta ve sigara üretiminde en çok aranan girdi olma özelliğini sürdürmektedir. Yunanistan’ın
tütün üretimi son elli yılda giderek
daha çok Batı Trakya’ya kaymıştır.
Aşağıdaki tablo 6’da 1959-1993 yıllarına
ait veriler incelenerek Doğu
Makedonya bölgesiyle kıyaslandıktan
37’lik bir düşüş olduğu ortaya çıkar.
Buna karşılık üretilen tütün miktarında
yüzde 57’lik bir artış meydana gelmiştir. Ancak bu bölgede üretilen tütün
miktarı Batı Trakya tütününün sadece
yüzde 3,78’ine tekabül ettiği için oransal
olarak pek bir anlam ifade etmez. Onu
da bölgede az sayıda bulunan Türk
nüfus üretmektedir. Bölge daha çok
zeytinciliğiyle anılsa da Türklerin elindeki zeytin bahçeleri oldukça sınırlıdır.
İskeçe’de yine tütün üretimine ayrılan
toprak miktarı yüzde 60 azalırken üretilen tütün miktarında da yüzde 13’lük
bir düşüş göze çarpmaktadır. Bununla
birlikte bölgede yetiştirilen tütün miktarı Batı Trakya tütününün yüzde 24’ünü
oluşturmaktadır. Gümülcine’ye gelindiğinde ise çok farklı bir durum ortaya
çıkmaktadır. Batı Trakya ve Doğu
Makedonya’nın diğer illeri de dâhil
tütün üretimine ayrılan toprakların
miktarında artış olduğu tek ildir. Tütün
üretimi emek yoğun üretim teknolojisinin kullanıldığı oldukça zahmetli bir
iştir. Bölgede yoğun olarak yaşayan
Türkler hem kültürel hem sosyolojik
olarak bu işe uygundur. Köylerde yeni
evlenen çiftler genellikle anne babalarıyla oturmakta, bu da tütün üretiminde işbirliği sonucu adeta bir ölçek ekonomisi oluşturmaktadır. Batı Trakya ve
Doğu Makedonya’nın tümünde tütün
üretimine ayrılan topraklarda sert
düşüşler olurken Gümülcine de 34
yılda yüzde 120’ye yakın bir artış
sonra bu bölgeye göre Batı Trakya’da
tütüncülüğün geldiği nokta ortaya çıkacaktır. Tütün üretimine ayrılan toprağın
miktarı dönüm olarak azalsa da üretilen tütün miktarında artış olduğu göze
çarpmaktadır. Bu artış tarımdaki üretim
tekniklerinin gelişmesi, suni gübreleme
ve tarımsal ilaçların kullanımının artışı
ve daha fazla makineleşme ile izah edilebilir. Tütün üretimine ayrılan topraklar her iki bölgede de azalmakla birlikte
Doğu Makedonya’daki düşüş çok daha
serttir. 1993 yılına gelindiğinde 1959
yılında tütün üretimine ayrılan toprakların sadece yüzde 8’inde tütün üretilmeye devam edilmektedir. Ancak Batı
Trakya geneline baktığımızda 1993 yılına gelindiğinde, 1959 yılında tütün ekimine ayrılan toprakların yüzde 92’sinde
hala tütün üretimi yapılmaktadır. 2014
yılı beklentileri ise Batı Trakya’nın 3 ili
toplamındaki tütün rekoltesi 8 bin 500
ton civarında olacağı yönündedir. 2013
yılında 3 ilde toplam 86 bin500 dönüm
arazi tütün üretimine ayrılmıştır. Yani
1993–2013 arasında gerek tütün üretimine ayrılan arazi, gerekse tütün rekoltesi, gerekse üretici sayısı açısından
büyük farklar söz konusu değildir. Bu
iki dönem arasında (1959-1993) Batı
Trakya’da elde edilen tütün miktarı
yaklaşık iki kat artarken Doğu
Makedonya’da yaklaşık üç kat azalmıştır. 1993 sonrası ise yatay bir seyir izlemektedir. Batı Trakya’nın üç ili incelendiğinde Evros İli sınırlarında (Dedeağaç
ve çevresi) tütün üretimine ayrılan topraklarda iki dönem arasında yüzde
olmuştur. Batı Trakya geneline bakıldığında Kuzey Yunanistan tütün üretiminin bölgeye kaymış olduğu, yüzde
58’lik ekim alanı yüzde 49’luk üretim
miktarı ile (Doğu Makedonya ve Batı
Trakya toplamında ) tütüncülüğün
Rodop Vilayeti çevresinde (en çok da
Gümülcine’nin kuzeyinde Rodop
Dağları’nın eteklerindeki yaka köylerinde ) yoğunlaşmış olduğu görülür.
Türklerin en yoğun olarak yaşadığı;
nüfusun yüzde 55’ini oluşturdukları ve
tütün üretiminin de yoğun olarak yapıldığı bölge Rodop İl sınırları içinde
kalan topraklardır. Hal böyle olunca
tütün fiyatının Türk nüfusun ekonomik
durumunu, yaşam standardını, ne
kadar yakından ilgilendirdiği çok açıktır. Tütün fiyatları tütüncülük yapmayan bölge insanını da çok yakından ilgilendirmektedir. Tütün üreticisi emeğinin karşılığını alıp tatminkar bir gelir
seviyesine ulaşınca, esnaf daha çok alışveriş yapmaya eğilimli bir potansiyelle
karşılaşmaktadır. Kent merkezlerinde
yaşayan Türkler genellikle esnaflık,
sanatkarlık ve küçük çapta ticaretle
uğraşırlar. Sadece Türk esnafın değil
Yunanlı esnafın da beklentisi aynı yöndedir. Hatta Yunanistan’daki tütün
fiyatları Edirne, Keşan ve İpsala’daki
esnafı da yakından ilgilendirmektedir.
AB’ nin para birliğinden önce Yunan
Drahmisi Keşan’da, ABD dolarından
Alman Markından daha konvertibl bir
para birimiydi. Haftanın belli günlerinde; özellikle Keşan’da halk pazarı olduğu günlerde günübirlik turlar düzen-
lenmektedir. Türkiye’ye giriş çıkışlarda
herhangi bir sorun yaşamayan AB
pasaportlu Batı Trakya Türkleri arasında haftalık alışverişlerini buradan
yapanlar olduğu gibi, düğün, nişan,
sünnet alışverişi ile her türlü ev eşyası
ve giyim alışverişlerini Keşan’dan
yapanlar çoktur. İskeçe, Gümülcine,
Dedeağaç ile ilçelerine bağlı ticari taksiler her gün İpsala Sınır Kapısı’ndan
Türkiye’ye giriş yapmaktadırlar.
Kısacası tütünden daha çok para kazandığı zaman Batı Trakyalı çiftçinin marjinal tüketim eğilimi artmakta, bu
durumdan Keşan ve çevresindeki esnaf
da nasibini almaktadır. Ayrıca Batı
Trakya Türklerinin yüzde 90’ı, senede
en az bir kez ortalama bir haftalığına
İstanbul, Bursa başta olmak üzere
Türkiye’nin büyük şehirlerini ziyaret
etmektedirler. Dolaysıyla oransal olarak
çok küçük bir rakama da tekabül etse
Yunanistan’daki tütün fiyatlarının
Türkiye’nin turizm gelirlerine etkisi
vardır denebilir. İklim koşulları ve toprağın durumu, pamuk üretiminin
Gümülcine çevresinde hızla yaygınlaşmasına neden olmuştur. Ancak yukarıda etraflıca sözü edilen toprak mülkiyetinin Yunanlıların lehine değişmesinden
dolayı, pamuk üretimine uygun geniş
ve sulanır araziler daha çok bölgenin
Yunan asıllı çiftçilerinin elinde bulunmaktadır. Yine de Gümülcine’nin güneyinde bulunan ova kesimindeki Türk
Köylüleri pamuk üretimi yapmaktadırlar. Yaka kesiminin aksine
buralarda
pamuk üretilmektedir.
İskeçe’nin ova
kesimindeki
köylüler ise
daha çok mısır
üretimi yapmaktadırlar.
Mısırı buğday
izlemektedir.
Ancak buğday
üretiminin çok
fazla bir getirisi
olmadığı için
ek bir iş olarak
görülmektedir.
Sadece ova
kesiminde
değil, diğer bölgelerdeki tarlalarda da buğday üretimi
yapılmaktadır. Pamuk, buğday, mısır
gibi tarımsal ürünlerde Türk çiftçisinin
payı, tütüne göre çok düşük seviyelerde
seyretmektedir. Bunun çeşitli nedenleri
olmakla birlikte en önemli neden, bu
ürünlerin yetiştirilmesinde geniş topraklara yani büyük ölçekli tarımsal işletmeye ihtiyaç olmasıdır. Üretici birim
fiyattan çok üretim miktarından, yani
rekolteden kazanmaktadır.
Ancak Türk asıllı çiftçilerin sahip olduğu topraklar sınırlıdır. Diğer bir neden
ise bu ürünlerin işlenmesi, daha çok
tarımsal makineler, biçerdöverler gerektirmektedir. Bu ise daha kuvvetli finansal güç anlamına gelmektedir. Ancak
Türk köylüsünün maddi imkanları
Yunanlı komşularına göre kısıtlıdır.
Yakın geçmişe kadar azınlık bireylerinin
tarımsal kredilerden yararlanma olanağı yoktu. Yine de pamuk üretiminde
Türk çiftçisine düşen pay Batı Trakya
genelinde yüzde 25, Yunanistan genelinde yüzde 3 ile küçümsenmeyecek bir
miktardır. Pamuğun tarımsal bir sınai
ürün olduğu ve Yunan Pamuğunun
Dünya, pamuk ve pamuklu iplik piyasasında kalitesi ile bilindiği dikkate alınacak olursa buradan Dünya Tekstil
Piyasasında Türk çiftçisine de bir pay
çıkartmak mümkündür.
www.batitrakya.org
sitesinden alınmıtır
DEVAM EDECEK...
SAYFA 07
Yerel Yönetimler 7
15 ubat 2016
Pazartesi
Bayram namaz için
PATRK DESTE
Çeşmelilerin uzun yıllardır bir hayali vardı: Çeşme’de kilise ayini, Sakız’da bayram
namazı.. Bu sayede ayin için gelecek Yunanlılar Çeşme esnafını ihya ederken,
Türkler de Sakız turizmine katkı koyacaktı. Fener Rum Patriği Bartholomeos’un
yönettiği Çeşme Aya Haralambos Kilisesi’nde düzenlenen ayinle ilk adım atılmış oldu
FULYA OMAÇ - ÇEME
F
ener Rum Patriği Bartholomeos Aziz
Haralambos isim günü nedeniyle geldiği Çeşme’deki tarihi Aya
Haralambos Kilisesi’nde ayin yönetti.
Kilise girişinde Çeşme Belediye Başkanı
Muhittin Dalgıç tarafından karşılanan
Bartholomeos’un yönettiği ayine İzmir
Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş,
Yunanistan İzmir Başkonsolosu Theodore
Tzakiris, İzmir Ortodoks Kilisesi
Başpapazı Kyrillos Sykis, Yunanistan
Kuzey Ege Bölgesi Vali Yardımcısı Kostas
Papadopoulos, Sakız Metropoliti Markos
Vasilakis, Sakız Belediye Başkanı Manolis
Vournous, Sakızlı Syriza Partisi
Milletvekili Andreas Mihailidis başta
olmak üzere yaklaşık 100 kişi katıldı. 94 yıl
aradan sonra ilk kez bir ayin düzenlenen
tarihi kilisede Türkçe bir konuşma da
yapan Patrik Bartholomeos, Çeşme
Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç ve İzmir
Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ile
ayin izni veren yetkililere teşekkür etti.
Ayin sonrasında gazetecilere demeç vermeyeceğini belirtmesine rağmen Patrik
Bartholomeos, Çeşmeli bir gazetecinin,
kilise çıkışında “Sayın Bartholomeos,
konuşmanızda yetkili makamlar izin verdiği takdirde önümüzdeki yıl yine 10
Şubat’ta bu kilisede ayin yapmak istediğini
belirttiniz. Ramazan ve Kurban bayramlarında da Sakız Adası’na yaklaşık 2 bin - 2
bin 500 Türk gidiyor. Adada kale içinde
Hamidiye Camii var. Orası restore edilip
bayram namazı kılınsa nasıl olur?” sorusuna, “Bayramda bu kadar Türk gidiyorsa iyi
yapıyorsunuz. Cami için Sakız
Metropoliti’yle memnuniyetle konuşacağım” sözünü verdi.
CEBEL - BALKAN GÜNLÜÜ
C
ebel’de (Şeyhcuma) risk altında bulunan çocuk ve
ailelere destek amaçla kurulan Toplumsal Destek
Merkezi’nin 5.kuruluş yılı münasebetiyle kutlama
düzenlendi. www.kircaalihaber.com sitesine göre; kutlama
etkinliği merkezde görevliler ve çocuklar tarafından organize edildi. Etkinlikte Cebel Belediyesi Genel Sekreteri
Hayriye Mehmet, Sosyal Yardımlar İlçe Müdürü Emine
Sali, ilçede okul ve anaokulu müdürleri, çok sayıda ebeveyn ve vatandaşlar hazır bulundular. Etkinlikte Toplumsal
Destek Merkezi Müdürü Firdes Mehmet, slayt eşliğinde
geçen beş yıl içerisinde merkezin faaliyetini tanıttı.
Konuklar Toplumsal Destek Merkezi’ni ziyaret eden çocukların kendi elleriyle yarattıkları sanat eserlerinin yer aldığı
sergiyi gezdiler. Cebel Belediyesi Genel Sekreteri Hayriye
Mehmet, Toplumsal Destek Merkezi’nin ekibini tebrik ederek, risk altındaki çocuklarla çalışma, onların hayatının,
psikolojisinin ve sağlığının korunmasının Belediyenin
öncelikleri arasında bulunduğunu vurguladı. Kuruluşunun
5. yılı münasebetiyle merkeze Belediye tarafından özel ihtiyaçlarını karşılaması üzere 500 leva sağlandı.
BR SELAM, BR DAVET
A
ziz Vukolos Günü etkinliği için
kente gelen Yunanistan Dışişleri
Bakan Vekili İoannis Amanatidis,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Aziz Kocaoğlu'nu da ziyaret etti.
Kardeş kent Selanik'in Belediye Başkanı
Butaris'in selamlarını getiren Bakan
Vekili Amanatidis, Başkan Aziz
Kocaoğlu'nu Atina'ya davet etti.
Yunanistan Dışişleri Bakan Vekili
İoannis Amanatidis, kentteki inanç
gruplarına yaptığı yardımlar nedeniyle
Başkan Kocaoğlu'na teşekkürlerini
sunarken, “Aynı anlayış dünyanın
diğer yerlerinde de sergilenseydi,
bugün yaşanan sıkıntılar olmazdı” diye
konuştu. İzmir ve Yunanistan arasında
gelişen ilişkilerin her iki ülke adına
yararlı olmasını dileyen Büyükşehir
Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise 1920 Şubat tarihlerinde Selanik'e yapacakları ziyareti hatırlatarak, Amanatidis'i
evgili dostlar, bu gün
dünyaday8z yar8n ahret,
ikisini de kazanman8n
yolu, Allah kelam8 Kur’an8
Kerim ve Hz. Muhammed
Aleyhisselam’8n sünnetinde
sakl8d8r. Çocuklar8m8z
slam’8n ana kayna"8ndan
zaman8nda kana kana içmezlerse sonradan bünyesine a"8r
gelir, ruhlar8 adapte olmakta zor
al8(8r. Bir etraf8m8za bakal8m,
kaç8m8z bu konuda yeterli bir bilgiye sahibiz acaba? Nedenine
gelince zaman8nda Kur’an ve
Sünnetle tan8(mamam8zdan kaynaklan8yor. Peygamberimiz ne
buyuruyor, çocuklar8n8z8 7 ya(8na
kadar sevin, 7-14 ya( aras8nda
e"itin, ondan sora da onlarla isti(are edin. Kaç8m8z peygamberin
bu nasihatine/talimat8na
uyduk/uyuyoruz. Ben hat8rl8yorum köy yerinde okula giden
çocuklar cami dersine gidemiyorlard8, öyle bir yasak olmad8"8
halde ceberut devletin korkusunda kimse ö"retmeni sorgulayam8yordu. Elhamdulillah (imdi her
müminin her insan8n ihtiyaç duydu"u Kur’an ve
Sünnet/Siyerünnebi okullar8m8za
girmi(, devletimiz bu dersleri tercih etmememizi bekliyor.
S
NEDEN KUR’AN VE
SYERÜNNEB?
Cebel Belediyesi’nden anlamlı kutlama
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
de orada görmekten mutluluk duyacaklarını ifade etti. Başkan Kocaoğlu ve
Bakan Vekili Amanitidis, Ortadoğu'da
yaşanan çatışmalar ve mülteci sorunu
hakkında da görüş alışverişinde bulun-
du. Dışişleri Bakan Vekili İoannis
Amanatidis'e ziyaretinde Büyükelçi
Kyriakos Loukakis ve İzmir
Başkonsolosu Thedore Tsakiris'den oluşan heyet eşlik etti.
Türkiye Belediyeler Birlii’nden
Pamakl’ya cenaze ykama arac
PAMAKLI - BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürkiye Belediyeler Birliği tarafından Bulgaristan’da Türklerin yoğun olarak
yaşadığı Paşmaklı Bölge Müftülüğü’ne hibe edilen cenaze yıkama araçlarından bir tanesi kuruma teslim edildi. www.kircaalihaber.com’da yayınlanan
habere göre, Paşmaklı Bölge Müftüsü, “Türkiye Belediyeler Birliği tarafından
ülke genelinde bölge müftülüklerine toplam 20 cenaze yıkama aracı teslim edildi” diye bildirdi. Cenaze yıkama aracı, İslam dinine göre tüm cenaze yıkama
işlemlerinin yerine getirilmesi üzere özel olarak üretildi. Cenaze yıkama araçları
bunun için gerekli tüm donanıma sahip olup, şehirler arası ve uluslararası cenaze
hizmetleri de verebiliyor. Bunun dışında Paşmaklı Bölge Müftülüğü’nün yeni
binası da tamamlandı. Modern Müftülük binasının temel atma töreni daha 2013
yılında yapıldı ve nisan ayında resmi açılışının yapılması bekleniyor. Binanın
inşaatı için gerekli kaynaklar Başmüftülük tarafından tahsis edildi.
Kur"an8 Kerim; nanç ve ibadet,
tefekkür ve amel, iman ve slam,
hak, hukuk, s8la ve sevgi, azap ve
ikap, cennet ve cehennem, alim
ve cahil, kad8n, erkek, dünya
ahret, sulh ve sava(, yer ve gök,
kara ve deniz, insan ve hayvan,
gece ve gündüz, oruç ve namaz,
hac ve zekat, mümin ve mü(rik,
zikir ve tespih k8sacas8 Kur’an’8n
ifadesiyle; ya( ve kuru ne varsa
içerdi"i, i(aret etti"i mümtaz bir
kitap. Bir yakla(8ma göre
Ramazan8n mübarek olmas8n8n
en önemli nedeni Kadir Gecesi’ni
içinde bar8nd8rd8"8 için, Kadir
Gecesi’nin bin aydan hay8rl8
olmas8n8n as8l sebebi de bu gecede Kur’an’8n bir bütün olarak
“Beytül zze” inmesinden kaynaklan8yor. O Kur’an ki ruhumuzun, gönlümüzün, vicdan8m8z8n;
sesine, manas8na, terennümüne
ihtiyaç duydu"u müstesna bir
kitapt8r. O kitap ki dünyan8n
beyni durumunda olup, dünyadan
al8konulursa dünya belki de sara
geçirecek, ba(ka bir ifadeyle
insanl8"8n ba(8na k8yamet kopacakt8r. O Kur’an ki yeryüzünde
en çok okunan, en çok ezberlenen, en çok yaz8lan kitapt8r.
Kur’an’da; do"ruluk, mertlik,
merhamet, cesaret ve yard8mla(-
ALLAH’IN
KELAMINA
SAHP ÇIKMA
ZAMANI
Eyüphan KAYA
ma methedilirken, Yalan, iftira,
fitne, iki yüzlülük ve zulüm tenkit ediliyor. Bu tavsiyelere dikkat
eden bir kimsenin nas8l bir örnek
(ahsiyet olaca"8n8 siz tasavvur
edin. badet, muamelat, nikah ve
talak, faraizle, mühakemat ve
mü(ebbihat ayetleriyle insan8
insan olarak ya(amaya davet
ederken dü(ünmeye akl etmeye
sevk ediyor. Ki ademo"luna
yak8(an8 da bu olsa gerek çünkü
insan8n e(ref i mahluk olman8n
ana nedenlerinden biri de dü(ünme yetene"ine sahip olu(udur.
Hayat8n her alan8na bir göndermede bulunan bu yüce kitap
asl8nda bütün insanl8k aleminin
ihtiyaç duydu"u emsalsiz bir rehberdir, ne yaz8k ki kimi diktatör
ki(i, kurum ve örgütler bu seçkim kitaptan insanl8k alemini
mahrum ediyor, insanl8"a sunulmas8ndan korkuyorlard8. Neyse
ki, bir cesaretle Kur’an8 Kerim
dersleri okullarda verilmeye ba(lad8 a(8k8n ma(ukuyla bulu(ma
f8rsat8 olu(tu, insanl8"a kitab8n8
tan8ma f8rsat8 verildi. Kur’an’8
tan8yan insanl8k, kendini tan8yacak Allah’a olan güven ve itibarinden cesaret alarak haks8zl8"a
ba( kald8rmas8ndan korkanlar
var, çünkü Allah’8 tan8mayan
bedbaht kimseler var ya dünyan8n en korkak insanlar8d8r.
Kur’an, okunup amel edilmesi
gereken bir kitapt8r, hayat8n8
sekülerizim teranesiyle geçiren
kimselerin vay haline. Yar8n
çocuklar8m8z8n Kur’an8 okuyabilmesi için (imdiden onlara yard8mc8 olmam8z laz8m. 4.s8n8f,
Ortaokul ve herhangi bir lisede
talebeniz varsa 19 ubat’a kadar
isteyen tercihli ders olarak
Kur’an dersi ve Peygamberin
hayat8n8 onlara tercih edebilirsiniz. E"er bu dersi yeterince biliyorlarsa Temel dini bilgiler ve
Arapça dersini seçebilirsiniz.
Onun için ba(l8"8m8z8 “Allah’8n
Kelam8na Sahip Ç8kma Zaman8”
dedim. Siyerünnebi ise örnek bir
insan üzerinde bu insani ve imani
de"erlerin uygulama biçimidir,
Peygamberimizin(a.s) hayat8.
Çocuklar8n8za bu iki de"eri
kazand8r8n, k8yamet günü Allah’a
sunacak bir sermayeniz daha
olsun, olmaz m8? Kur’an8 Kerim
ve Siyerünnebiyi ö"renci velisi
olarak tercih etmeniz dile"iyle.
SAYFA 08
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
8 Balkan Haberleri
KOSOVA
NE KADAR
BAIMSIZ?
Süleyman ÇESKO
osova tarihinde ilk defa 17 ubat
2008 y l nda ba ms z bir devlet
oldu. Çe itli milletlerin eline geçmi bu toprak, hiçbir zaman tek ba na
bir devlet olmam t r. Hr stiyan ve
Müslümanlar için büyük öneme sahip
olan Kosova, pek büyük olmasa da birçok din ve milleti bünyesinde bar nd rm ve bar nd rmaya da devam ediyor.
1999 sava sonras ekonomisi çökmü ,
fabrikalar kapat lm , insanlar da
sava tan büyük zararlar görmü tü. 2008
y l na kadar Birle mi
Milletler (UN) taraf ndan yönetilen ya
da yönlendirilen Kosova ba ms zl n
ilan etmesiyle Birle mi Milletler taraf ndan gözlemci olarak EULEX tayin
edildi. Yolsuzluk, sava suçu gibi birçok
konularda Kosova Cumhuriyeti’nin
kamu kurumlar n yak ndan takip ederek, olas suçlar örtbas etmeleri durumu
göz önünde bulundurularak kontrol ediliyor. Kosova ba ms zl n ilan etmesiyle birlikte en büyük sorunu S rbistan
ç kar yor. Birçok sava suçu i leyen
S rbistan, hesap vermesi laz mken
Kosova’y S rbistan’a yalvart larak
ba ms zl n tan nmas art konuluyor.
Kosova’n n ba ms zl n hiçbir zaman
kabul etmeyece ini belirten S rp siyasetçiler, bu konuda tav rlar n n net oldu unu, Kosova’y hiçbir zaman bir devlet
olarak tan mayacaklar n söylüyorlar.
K
109 ÜLKE TANIDI
Ba ta Türkiye olmak üzere yakla k 109
ülke Kosova ba ms zl n tan d . Bu
say n n artmas , uluslararas alanda birçok kurulu lara Kosova’n n da dahil
edilmesi için çabalayan Türkiye, baz
sözde ayd nlar taraf ndan gerekti i kadar
halka tan t lm yor. Her ne kadar gazetelerde, man etlerde görmezden gelinse
de Türk dostu yazar ve haber sayfalar
kendi imkanlar yla Türkçe’den
Arnavutça’ya çeviri yaparak Türkiye’nin
bu çabalar n duyurmaya devam ediyor.
Bir ülkeyi ayakta tutan en önemli unsurlar olan Askeri, Siyasal, E itim ve
Ekonomi’de büyük sorunlar ya ayan
Kosova bir türlü ferah göremiyor.
Binlerce insan n ba ms zl k u runda
kaybeden Kosova halk art k bu konular n çözülmesini bekliyor. sizli in
art k üst düzeye ç kmas beraberinde
birçok sorunu getiriyor. Birkaç y lda
çözüme kavu acak bu problemler
büyütülüyor, halk ma dur durumuna
dü ürüyorlar. Avrupa taraf ndan uygulanan vize Kosova’y art k ”Aç k Hava
Hapishanesine” dönü türüyor, halk n
ekonomik alanda daha fazla s k nt çekmesi için ellerinden geleni yap yorlar.
Nüfusun yo unlu unu gençlerin te kil
etmesi baz karanl k çevrelerin gözlerini
bu topraklara çekmesine neden oluyor.
sizlikle bo u an Kosoval gençlere her
y l düzenlenen bedava içkili festivallerle, beyinleri hasta eden
maddelerle “Bat l la ma” u runda her
türlü pis i leri yapt rmaya çal anlar,
gençlere i bulmakla ilgili hiçbir somut
ad m atm yor. Bir milleti güvende tutacak en önemli unsur silahl kuvvetleridir! Kosova Güvenlik
Gücü(FSK)Kosova taraf ndan askeri güç
olarak görülse de, uluslararas toplumda
pek de öyle kabul edilmiyor. Bat l ülkeler Kosova’n n askeri güce ihtiyaç duymad konusunda aç klamalar n yaparken, S rp jandarmalar her gün Kosova
s n rlar n ihlal ediyor, sanki kendi topra ym gibi hareket ediyor.
Azerbaycan’ n Karaba ’ gibi
Kosova’n n da Mitroviça’s i gal alt nda
tutuluyor. S rp bayraklar yla donat lm
Kuzey Mitroviça’ya, Kosova güvenlik
güçleri y llard r giri yapam yor. Bu
örneklerden de anla laca üzere
Kosova’n n kendi Silahl Kuvvetleri’ne
sahip olmas n n önemini görüyoruz.
Türkiye askeri gücün önemini bildi i
için, Kosova Güvenlik Gücü’ne en
büyük yard mlar yapan ülkelerin ba nda geliyor. 3 milyon Suriyeliye ev sahipli i yapan Türkiye, tek ba na bu sorunu
çözmü ken, Bat l güçlerin alt nda olan
2 milyonluk Kosova’n n sorunlar y llard r çözülemiyor! Her ne kadar
Kosova’n n en büyük dostu Bat ’n n
oldu u lanse ediliyorsa da, Kosova’ya
uygulanan bu tür yapt r mlar ve çözümler sunmamalar n halk art k görüyor.
Daha birçok sorunlar n bulundu u
Kosova’n n ne kadar ba ms z oldu una
siz karar verin...
15 ubat 2016
Pazartesi
BRÜKSEL’DE
Bat
Trakya Türkleri’nin
SORUNLARI TARTIILACAK
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Temsil
Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü (UNPO) ile Brüksel’deki
Avrupa Parlamentosu’nda (AP) ortak bir konferans düzenliyor
BRÜKSEL
BALKAN GÜNLÜÜ
Y
unanistan’da Örgütlenme
Özgürlüğü: Avrupa Azınlık
Hakları Standartlarında Bir
Boşluk” konulu konferans, AP
Milletvekili Csaba Sógor’un himayesinde gerçekleşecek. Azınlık haklarına saygı Avrupa Birliği’nin (AB)
dünya genelinde korumaya ve teşvik etmeye çalıştığı temel değerlerden biriyken AB üyesi ülkelerde
dahi bu konuda politika ve uygulama arasında büyük tutarsızlıklar
görülmekte. Bunun en önemli
örneklerinden birisi ise etnik azınlıkların temel haklarından birisi
olan örgütlenme özgürlüğünden
yoksun bırakıldığı Yunanistan’da
yaşanmaktadır. Batı Trakya Türk
Azınlığı’na ait İskeçe Türk Birliği,
Rodop İli Türk Kadınları Kültür
Derneği ve Meriç İli Azınlık
Gençlik Derneği, sadece isimlerinde
geçen “Türk” veya “azınlık” kelimeleri nedeniyle kapatılmış veya
kuruluş başvuruları Yunan mahkemeleri tarafından reddedilmiştir.
Makedon azınlığa ait Makedon
Kültür Evi de aynı akıbete uğramıştır. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin (AİHM) Yunanistan
aleyhine Batı Trakya Türk Azınlığı
ile Makedon azınlığının örgütlenme
özgürlüğünün ihlal edildiğine dair
kararlar almış olmasına rağmen
Yunan hükümeti, yıllardır bu kararları uygulamamaya devam etmekte
olup ulusal yasalarında gerekli
değişiklikleri de yapmıyor. Farklı
kesimlerden politikacıları, azınlık
temsilcilerini, uzmanları ve sivil
toplum kuruluşlarını bir araya getirecek olan konferansta,
Yunanistan’daki örgütlenme özgürlüğüne yönelik ihlaller masaya yatırılacak.
“Konstantiniyye’den stanbul’a”
BELGRAD’DA SERGLENECEK
BELGRAD
BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürkiye – Balkanlar Kültürlerarası
Sanat Diyalogları projesi kapsamında Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera
Müzesi, İKASD ve Yunus Emre
Enstitüsü işbirliğiyle, UNESCO Türkiye
Milli Komisyonu, T.C. Belgrad
Büyükelçiliği ve Yunus Emre Enstitüsü
Belgrad tarafından desteklenen
‘’Konstantiniyye’den İstanbul’a: 19.
Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi
Fotoğrafları’’ sergisi, 29 Şubat – 13 Mart
2016 tarihleri arasında Galerija Progres
Galerisi’nde. Türkiye ile Sırbistan arasındaki bağlar, köklü ortak kültürler ve
yürütülen çalışmalarla her geçen gün
daha da kuvvetlenmektedir. Bu önemli
sergi de, geçmişten günümüze kurulan
bağlar, genç kuşakların bu birikimleri bir
kez daha hatırlaması ve paylaşması
düşüncesiyle hayata geçirilen ‘’Türkiye
Balkanlar Kültürlerarası Sanat
Diyalogları’’ projesi kapsamında hazırlanmıştır. Küratörlüğünü M. Sinan
Genim’in yaptığı, Suna ve İnan Kıraç
Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’nun dan derlenen ve 19. yüzyıl ortalarında
İstanbul’da faaliyet göstermeye başlayan
fotoğraf ustalarının eserlerinin yer aldığı
‘’Konstantiniyye’den İstanbul’a: 19.
Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi
HARIS ALEXIOU
ZM RL LER BÜYÜLED
FULYA OMAÇ - BALKAN GÜNLÜÜ
İ
zmir Ortodoks Cemaati tarafından
düzenlenen ‘Sevginin ve
Birlikteliğin Yolunda İzmir’ temalı
konser Ahmed Adnan Saygun Sanat
Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Yunanistan'ın en sevilen sanatçılarından birisi olan Haris Alexiou, Grup
Takım eşliğinde sahne aldı. İzmir’de
yaşayan Ortodoks cemaati ve Türkler
tarafından yoğun ilgi gösterilen konsere başta Yunanistan'ın Ankara
Büyükelçisi Kyriakos Loukakis,
Yunanistan İzmir Başkonsolosu
Theodor Tsakiris, İzmir Ticaret Odası
(İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem
Demirtaş, İzmir İl Kültür ve Turizm
Müdürü Abdülaziz Ediz, Midilli
Belediye Başkanı Spiros Galinos, Yunan
Adaları Kalkınma Odaları Grubu
(Chambers Group for the Development
of Greek Isles/EOAEN) Başkanı
Thrasos Kalogridis, Midilli eski Valisi,
bir önceki dönemde de Yeni Demokrasi
Partisi Milletvekili Pavlos Boyacis
olmak üzere çok sayıda davetli salonu
tamamen doldurdu.
Fotoğrafları’’ sergisi, bir devrin
İstanbul’unu çarpıcı yapıları, gündelik
hayatı ve ilginç kişilikleriyle gözler
önüne seriyor. İKASD tarafından projelendirilen ‘’Türkiye Balkanlar
Kültürlerarası Sanat Diyalogları’’ projesi
kapsamında, Saraybosna, Tiran ve
Üsküp’ten sonra projenin son durağı
Belgrad’da gerçekleştirilecek sergi, 29
Şubat 2016 tarihinde Galerija Progres’de
Belgradlılar ile buluşacak.
"mtiyaz Sahibi $lhan akirolu
KALİSPERA
Programa başlamadan önce konukları
Yunanca “Kalispera” ve Türkçe “İyi
akşamlar” diyerek selamlayan Haris
Alexiou, seslendirdiği Yunanca parçaların yanında Sezen Aksu’dan ‘Belalım’
adlı parçayı da Türkçe okudu. Haris
Alexiou, İzmir’de yaşayan Yunanlılar
ve Türklerin kendisine kucak açtığı ve
kendi evindeymiş gibi hissetmesine
neden olduklarını vurgulayarak şöyle
konuştu:
“Bu çok önemli benim için. Burada
kendimi yabancı hissetmiyorum. Hele
şarkılarımın Türk ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini duyduğum
zaman çok duygulanıyorum ve mutluluk duyuyorum. Zülfü Livaneli ve
Sezen Aksu Yunanistan’ın dostlarıdır.
Her ikisi de Türk - Yunan dostluğu
üzerinde çalışmış sanatçılardır. Zülfü
Livaneli, Maria Farantouri, Yorgo
Dalaras, Mikis Teodorakis ve benimle
de çalışmıştır. Sezen Aksu’yla da hem
Türkiye, hem de Yunanistan’da olan
deprem sonrasında mağdurlar için
ortaklaşa çalışmalarımız oldu.”
TEMS$LC$L$KLER
ABTTF 2016’ya hızlı baladı
WTTEN- BALKAN GÜNLÜÜ
A
vrupa Batı Trakya Türk
Federasyonu (ABTTF) 19.
Dönem Yönetim Kurulu
üçüncü olağan toplantısını yaptı.
ABTTF Genel Merkezi’nde yılın
ilk toplantısını gerçekleştiren
ABTTF Yönetim Kurulu, 2016
yılında gerçekleştirilmesi öngörülen girişim ve faaliyetleri görüşerek karara bağladı. 2016 yılında
gerçekleştirilecek uluslararası
girişimler kapsamında,
ABTTF’nin asil üyesi olduğu
Avrupa Halkları Federal
Birliği’nin (FUEN) 18-22 Mayıs
2016 tarihlerinde Polonya’nın
Wrocław şehrinde düzenlenecek
61. yıllık kongresi ile İtalya’daki
Alman ve Ladin azınlıklarının ev
sahipliğinde 18-26 Haziran 2016
tarihlerinde Güney Tirol’de
düzenlenecek FUEN 3. Avrupa
Azınlıkları Futbol Şampiyonası
“EUROPEADA 2016”ya katılıma
ilişkin ayrıntılar görüşüldü. 2015
yılının son üç ayında uluslararası
kuruluşlar nezdinde gerçekleştirilen girişim ve faaliyetlerin de
değerlendirildiği toplantıda
ABTTF’nin himayesinde düzenlenen geleneksel Dr. Sadık
Ahmet Futbol Turvuvası’nın içeriği ve organizasyonuna ilişkin
konular da ele alındı.
ANKARA Ahmet ÇOLAK
SAMSUN Akn ÜNER
BURSA Hüseyin TOY
MULA Mehmet TOKGÖZ
MAN$SA Ersin AKBA
ANTALYA Kenan KURTE
$STANBUL Faruk AZEM
DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU
DI TEMS$LC$L$KLER
ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ
BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU
SOFYA DR. Sunay YILMAZ
KOSOVA Orhan EMİNCİK
ROMANYA Erkan ERUYSAL
YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU
BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA
KKTC Mehmet ALDEMİR
YAYIN KURULU
KORAY BAfiOL
İSMET TOPALOĞLU
NAZ‹F MANDACI
SOKOL BRAHAJ
BALKAN DEVLEN
AYŞE KARADAN
ŞARIK CİBO
ATA ATUN
İLBER ŞİYAK
MAL$ $LER
KUTLU KARAN"
B$LG$ $LEM
KEMAL B"ÇER
YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN
YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak.
No: 7 / 4 Bornova/İZMİR
TEL: 0 535 776 01 61
BAS KI TARİHİ: 15 Şubat 2016
BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi.
ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş
Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32
[email protected]
Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli
500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur.
SAYFA 09
Aratrma 9
15 ubat 2016
Pazartesi
DÜNYANIN NZAMI;
GÜÇLÜ BR
MANDAN GEÇER
l7$a örnek olmal7y7z. nsan olarak, halk
olarak, toplum olarak, millet olarak
güçlü bir imana, güzel bir ahlaka,
huzura ve de saadete böyle ula(abiliriz.
EY MÜSLÜMANLAR!
Mehmet KIZILKAYA
eryüzünde ki düzenin güzel olmas7
için öncelikle insanlar7n güçlü bir
imana ve de güzel bir ahlaka sahip
olmalar7 gerekti$ini bilmemiz gerekir.
nsano$lu her daim saadete ula(may7 istemektedir. nsano$lunun istedikleri saadete
ula(malar7 için de gerçek ve do$ru olan
baz7 (eylere sahip olmalar7 gerekir.
Unutulmamal7d7r ki; güzel bir ahlak, güçlü
bir iman ve de muazzam bir ilime sahip
olmak, rahatl7$7n ve de saadetin ba(l7ca
esaslar7ndand7r. Bu güzel ve de güçlü olan
esaslara ba$l7l7klar7 olan kimseler için saadet kap7lar7 her daim aç7lm7( demektir.
Güçlü bir iman, tertemiz bir ibadet ve muhte(em bir ilim bütün insanlar7 güzel bir
(ekilde olgunla(t7rmakla beraber, tüm
insanl7$7 en güzel ahlak sahibi de yapar.
Tertemiz ve de güzel olan ahlak, slam
dinimiz için en güzel hedeflerden biridir.
Peygamber Efendimiz Muhammed
Mustafa (S.A.V) bir hadisi (eriflerinde;
“Ben güzel olan ahlak7 tan7mlamak için
gönderildim.” buyurmu(lard7r. Dini slam
olup tertemiz olan bir Müslüman’7 tan7mlarsak ve onu en güzel (ekilde bir a$ac7n
tüm (ekliyle örneklendirirsek (öyle tan7mlayabiliriz; Bütün güzellikleri kendi içerisinde
bar7nd7ran kökü güçlü bir imanla, güzelliklere her daim uzanan kollar7ysa amelleri, o
muazzam yapraklar7ysa mükemmel ilimi,
vazgeçilmez olan meyveleri de güzellikleri
kendi içerisinde bar7nd7ran ahlakt7r.
Peygamber Efendimiz Muhammed
Mustafa’n7n (S.A.V) güzel sünnetleri ve
Kutsal Kitab7m7z olan Kuran’7 Kerim’in
pusulas7, yeryüzünde tüm canl7 ve de cans7z
varl7klara en güzel (ekilde hayat veren
güne(, su, toprak ve hava gibidir. Bahçe
sahibi olan bir insan7 dü(ünün. Bahçe sahibi o fidanlar7 diker ve o fidana aylarca hatta
y7llarca ona hizmet eder, netice de o insan o
fidandan meyveler bekler de$il mi dostlar7m?
Y
UNUTMAYIN!
Dini slam olan karde(lerimizden de beklenen (eyin güzel ahlak ve güçlü bir iman
oldu$u unutulmamas7 gerekir. Dostlar bir
a$ac7n en güzel, en harika, en mükemmel
ve de en muazzam yerinin meyvesi oldu$una göre, slam dinine sahip olan insanlar7n
da en güzel yönü güçlü bir iman ve de
muazzam bir ahlaka sahip olmas7d7r.
Çünkü Peygamber Efendimiz Muhammed
Mustafa (S.A.V) “Müminlerin iman
yönünden en yükseklerde olanlar7 ahlaklar7
güzel ve de ahlakça en güzel olanlard7r.”
buyurmu(lard7r. Güçlü iman ve güzel ahlak
konusunda en iyi örnek olan Peygamber
Efendimiz Muhammed Mustafa’y7 (S.A.V)
örnek almal7y7z. Cenab7 Hak (c.c) bir ayeti
kerime de (öyle buyuruyor: “Andolsun ki,
Resulullah Muhammed Mustafa da sizlerden Cenab7 Allah’7 ve ahiret gününü
ummakta olanlar ve de Yüce Yaradan’7 en
çok zikredenler için güzel bir örnek vard7r.
Ashab7 Kiram, Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed Mustafa’y7 (S.A.V) kendilerine her daim örnek al7p her konuda onun
tüm sünnetlerine ve de onun yolunda ki
güzel (eylere uyduklar7ndan ötürü k7sa süre
içerisinde kemale ermi(lerdir.
Sizlerde bilirsiniz ki, içerisinde ya(ad7$7m7z
zaman sürecinde neredeyse tüm toplumlarda ciddi bir ahlak buhran7 ve de huzursuzlu$u mevcuttur. Çok ac7 bir gerçek vard7r
ki; nsanlar7n maddi, tekniksel ve de teknolojik olarak her yönden her daim daha çok
imkanlardan yararlanmalar7na ra$men de,
hiçbir (ekilde huzuru elde edemedikleri,
huzura ula(amad7klar7 gerçe$idir. Bilirsiniz
ki bu huzursuzluktan, s7k7nt7lardan, buhrandan ve de bunal7mlardan kurtulman7n tek
bir yolu vard7r. Dinimiz olan slam’7n ahlak7n7 ve iman gücünü ya(amam7z ve de
ö$renip uygulamam7z gerekir. slam dinimizin ve ahlaki olan kaidelere her daim
uygun bir (ekilde hareket ederek tüm insan-
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Gerçek bir slam ahlak7yla ya(anan
toplumlar7n hiçbirinde karde( karde(i
öldürmez, öldürmeye de kalkmaz. Hiç
kimse hiç kimsenin ne mal7na, ne mülküne,
ne namusuna ne de 7rz7na asla ama asla göz
dikmez. slam dininin ahlak7nda küçüklerin
büyüklerine gösteri sayg7d7r, büyüklerin
küçüklerine merhamet ve de (efkat gösterdi$idir. Dünyadaki ya(amlar7 böyle olanlar7n ahretini de Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed Mustafa’dan (S.A.V) (öyle
buyurmu(tur: “K7yametin oldu$u günkü
zaman sürecinde bana en yak7n ve de
benim kat7mda en güzel sevgili olan7n7z,
ahlak7 her daim en güzel olan7n7zd7r.
Benden her daim uzak ve de benim kat7mda en sevimsiz olan7n7z ise; sürekli konu(anlar, sürekli lüzumsuz bo( konu(anlar ve
de kibirli olanlar7n7zd7r. “ Türk Din Alimi
ve 5. Diyanet (leri Ba(kan7 olan Ömer
Nasuhi Bilmen: “Ahlak iledir kemal-i
adem, Ahlak iledir nizam-7 alem” diyen
insan ne kadar da güzel söylemi(. Bu güzel
sözlerden de anla(7laca$7 gibi, insano$lunun kemale ermesi de, güzel olan ahlak’a
sahip olmalar7yla mümkündür. Kamil ve de
her daim olgun olanlar, muhte(em güzelli$e olan ahlak’a ve hüsnü edep sahibi olan
insanlard7r. slam dinimiz, güzel ahlak sahibi olunmas7 için gereken ve de gerekli olan
her (eyi emirleriyle tavsiye etmi(tir olup,
kötülüklere yol açacak olan tüm hareketleri
her daim yasaklam7(t7r. Unutmay7n!
Yeryüzünün nizam7 gerçekten temiz güçlü
ve de muazzam olan bir ahlak ve de güçlü
olan bir imandan geçmektedir. unu hiçbir
zaman unutmay7n. çinde ya(ad7$7m7z ve
de bütün ülke olarak güven, sükun ve huzurun olabilmesi için, tüm fertlerin gerçek bir
iman sahibi ve de tertemiz bir ahlak sahibi
olmalar7 gereklidir. Birbirlerinin her hakk7na sayg7 göstermeleri gerekir. Toplum içerisinde ya(amlar7n7 sürdüren bütün insanlar,
hiçbir zaman hiç kimseye haks7zl7k etmeden, hiçbir canl7 varl7$a zarar vermeden
ya(amlar7n7 sürdürmeleri gerekir. Ki(i ya
da ki(ilerin ya(ad7$7 toplum içerisinde gerçek bir itibar görebilmesi, hat7r7 say7l7r,
say7l7p sevilebilmesi içinde gerçekten de
güzel ahlakl7 olmas7n7n önemi çok fazlas7d7r. Güzel ahlakl7 ve güçlü bir iman7 olan
Müslümanlar, Cenab7 Allah (c.c) ve de
Resulü olan Peygamber Efendimiz
Muhammed Mustafa (S.A.V) kat7nda
sevimli bir noktada oldu$u gibi, insano$lunun nazar7nda da en güzel sevgi, sayg7y7 da
görmektedirler. Bundan ötürü “nsanlar7n
edebi, alt7nlar7ndan her daim k7ymetlidir.”
denilmi(tir. Güçlü bir iman7n ve de güzel
bir ahlak7n faydas7n7 insano$lu dünyada
görece$i gibi ahirette de görecektir. Güçlü
bir iman ve güzel bir ahlak7 elde etmek
için; Yüce Yaradan’7m7z7n tüm emir ve
yasaklar7n7 bire bir yerine getirmemiz gerekir. Yasaklad7$7 bütün kötülüklerden sak7nmal7y7z. Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed Mustafa’n7n sünnetine uygun
hareket etmeliyiz. Her türlü haks7zl7klardan,
fitnelerden, zulümlerden ve de haramlardan
uzak durulmal7d7r. Her yerde gizlilikte de,
aç7kta da Cenab7 Allah’7n murakabesinde
oldu$unu hat7rlamam7z gerekir. Günahlara
yol açacak ve iman7m7z7 zay7flatacak faydas7z ve de bo( konu(malardan kaç7nmam7z gerekir. Her daim az ve öz konu(ulmal7d7r. Hiçbir (ekilde o de$erli vakitlerimizi
bo(una geçirmeyip, kendi iman7m7z7 daha
da güçlendirerek ahretimiz ve de ya(am7m7z7 sürdürdü$ümüz dünya için yararl7
olan güzel (eyler yapmam7z gerekir. Hiçbir
kimsenin aleyhinde konu(mamal7, bunun
yan7nda asla ama asla rahats7z etmemelidir.
Özellikle güçlü bir imana ve de muazzam
güzel bir ahlaka sahip olan insan asla g7ybet
yapmaz. Her nokta da her daim insanlara
maddi manevi yard7mlarda bulunmal7.
Güçlü bir imana ve de güzel bir ahlaka
sahip olan bir Müslüman; tertemiz, samimi,
gönlü güzel, tatl7 dilli, güler yüzlü, alçak
gönüllü olmal7d7r. Cenab7 Allah biz
Müslümanlar7 gerçek güçlü bir iman ve de
güzel bir ahlakla donat7lm7( insanlardan
eylesin.
EOKA Katliamları
ve Kıbrıs Tarihi 3
1 Nisan 1955’’de RUMLAR,, Kıbrıs Adası’nı Yunan Adası yapmak ve
adada bulunan tüm Türk Ulusunu kökten yok etmek amacıyla EOKA Rum
Terör Örgütü’nü kurmuştur.. Papaz Makarios öncülüğünde 1960 yılında
kurulan “Kııbrııs Cumhuriyeti’ni” ortadan kaldırmak,, Kıbrıs Türklerini
yönetimden kovmak ve tamamen yok etmek amacıyla da,, Terör Planı
olan Akritas Planı’nı Grivas öncülüğünde başlatma kararı almışlardır...
S
oykırım araştırmacıları arasında
yer alan “tarihçi Chalk ve sosyolog Jonassohn, yaptıkları analizde, soykırımın hedefine ulaşması için
dört tip gerekçenin” bulunduğunu
ileri sürmüşler ve bu gerekçeleri,
potansiyel ve gerçek tehdidin yok
edilmesi; gerçek ve potansiyel düşmanların arasını açmak amacıyla
terörü yaymak; ekonomik refah düzeyini yükseltmek; bir inanç, bir teori ve
bir ideolojinin yayılması amacıyla
yaratılan fiili durumların oluşması
şeklinde sıralamışlardır.[9] Kıbrıs’ta
Türklere karşı işlenen insanlık suçlarının soykırım olduğu hususu ilgili
bölümde incelenecektir. Ancak burada konu ile bağlantılı olduğu için
sözü edilen gerekçeler ışığında RumYunan ikilisinin Türklere karşı gerçekleştirdikler eylemlerin tamamen soykırım olduğunu net olarak belirtebiliriz. Rumlar Türkleri ENOSİS hedefi
önünde potansiyel ve gerçek bir tehdit olarak görmüşler ve bu tehdidi
ortadan kaldırmak için Türk halkını
planlı yok etme eylemlerini uygulamışlardır. Gerek İngiliz Sömürge
yönetimi döneminde gerekse makarios ve diğer Rum siyasiler potansiye
düşmanlar olarak Türk halkı ile Rum
halkının arasını açmak için siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve etnik açılardan çeşitli girişimler yapmışlar;
Rumlar, saldırılarda öldüremedikleri
ve karma köylerde, azınlıkta kalan
savunmasız Türkleri tehdit ve kuvvet
kullanarak boyun eğdirme taktiklerini en acımasız biçimde uygulamışlardır. Türk halkının ekonomik yönden
çökertilmesi, buna karşılık Rum halkının ekonomik gelişmesi ve refah
düzeyinin yükseltilmesi için her türlü
ambargo, kısıtlama, baskı yapılmış,
serbest dolaşımları ve özgürce faaliyetleri sürdürmeleri öldürme olayları
da dahil olmak üzere uygulanabilecek yöntemleri uygulamışlardır.
Rum-Yunan ikilisi ENOSİS hedefi ve
nin Megalo İdea hedefinin önemli bir
halkası olan Kıbrıs adasının
Yunanistan’a ilhak (ENOSİS) edilebilmesinin önündeki en büyük engel
olarak görülmüştür. Rum-Yunan ikilisine göre ENOSİS yolunun açılması,
Kıbrıs’ta Türk varlığına son verilmesiyle mümkün olabilecekti. Onun için
Kıbrıs Türk halkı daha 1800’lerin
başından itibaren başlatılan ENOSİS
mücadelesinin başlıca hedefi olmuştur. Kıbrıs’ta Türk varlığına son vermedikçe ENOSİS hedefine ulaşamayacaklarının bilincinde olan Kıbrıslı
Rumlar, Osmanlı İmparatorluğu
döneminden başlayarak her fırsatta
Türklere saldırmışlar, katliam yapmışlardır. Rum-Yunan ikilisi süreç
içinde Türklere saldırılarını hazırladıkları planlar çerçevesinde sistematik olarak gerçekleştirmişlerdir. Kıbrıs
adasını bir Yunan adası haline getirebilmek için Yunanistan’ın öncülüğünde ve desteğinde Rum halkının sürdürdüğü ENOSİS mücadelesinde
öncelikli hedef Kıbrıs’ı Türkler’den
arındırmak olmuştur. Bu amaçla 1804
yılında Türklerin ilk katledilmelerinden 1974 barış Harekatı’na kadar
yüzlerce Kıbrıslı Türk katledilmiştir.
Yüz yetmiş yılı aşkın bir süre Kıbrıs
Türk halkına uygulanan katliam
eylemlerinde masum ve savunmasız
insanlar yollardan toplanarak öldürülmüşler, yaşlı, kadın-erkek, çocukbebek demeden kurşuna dizilmişler,
toplu mezarlara gömülmüşle, ekonomik, kültürel bütün soykırım türlerine tabi tutulmuşlardır. 1. Osmanlı
İmparatorluğu Dönemindeki Rum
Katliamları Kıbrıs’ta Rum mezaliminin başlama tarihi 1804 yılına,
Osmanlı imparatorluğu dönemine,
kadar uzanmaktadır. Osmanlı
Yönetimi’nin Kıbrıs’ta 1804 yılında
uygulamaya koyduğu ağır vergi
artışlarını protesto eden büyük toprak
sahibi Türklerin başkaldırısının bastırılmasında yardımcı olmak ve
Megalo İdea amaçlarını gerçekleştirmek, Kıbrıs devletini bir Helen devleti haline dönüştürmek, Türkleri azınlık statüsüne düşürmek amacıyla
silahlı eylemler başta olmak üzere
ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda
fiili durumlar yaratmışlardır.
Dolayısıyla bir eylemin soykırım
hedefine ulaşabilmesi için gereken
gerekçeleri yaratmışlardır. Yale Üniversitesi’nden Prof. Gregory H.
Stanton, ABD Dışişleri Bakanlığı için
1996- 1998 yıllarında hazırladığı soykırım araştırmasında bir soykırım
için; toplumun, biz, ve onlar, ırk, din,
milliyet olarak ayıklayıcı bir şekilde
sınıflandırılması, bir grubun diğer
gruba mensup insanları hayvanlarla
eş tutup insan olarak görmemesi,
örgütlenme, gruplara mensup insanları birbirinden ayırtmak için etkili
propaganda yapılması, saldırı hedeflerinin belirlenmesi, planlı bir kırımın
çok hızlı ve seri bir şekilde hayata
geçirilmesi ve soykırım yapıldığının
her halükarda kabul edilmemesi gibi
aşamalarının olduğunu belirtmiştir.[10]Bütün bu aşamaların Rumların
Kıbrıs Türk halkına karşı uyguladığı
yok etme eylemlerinde açıkça gerçekleştiği görülmüştür.
Padişaha “sadakatlerini” kanıtlamak
amacıyla Kıbrıs Rum Ortodoks
Kilisesi Başpiskoposu Padişah’a bir
mesaj göndermiştir. Başpiskopos
mesajında “Takviye Osmanlı askerinin Ada’ya süratle gönderilmesi
halinde, büyük toprak sahibi
Türklerden talep edilen vergilerin
silah zoru ile toplanabileceğini ve başkaldırının bastırılması için gelecek bu
birliklere Rum halkının Padişah’a
gönülden bağlılıklarının gereği olarak
fiilen yardımcı olacaklarını” bildirmiştir.[11] Mısır’dan Kıbrıs’a gönderilen
Osmanlı askerlerine, Rum Ortodoks
Kilisesi’nin önderliğindeki Rum milisler fiili destek vermişler ve birçok ileri
gelen Türk’ü katletmişlerdi. Bu katliam sırasında geniş arazileri olan üç
Kıbrıslı Türk Rumlar tarafından kazığa oturtulmuştur. Bu arada ileri gelen
çok sayıdaki Türk de öldürülmüştür.
Bu katliamlarla ilgili olarak o dönemde Kıbrıs’ta görev yapan Fransız
Konsolos’u Regnault, Kıbrıs Rum
milislerinin, Osmanlı Padişahı’nında
büyük bir saflıkla yarattığı uygun
ortamdan yararlanarak, Kıbrıs
Türklerine karşı Ada’da giriştiği katliamın esas nedeninin “Türk halkını
Kıbrıs adasından atmak” olduğunu
açıkça belirtmiştir.[12] Rumlar ilk katliam olayından sonra ikinci katliam
eylemini 1820-1821 yıllarında, Evretu,
Paşaköy, Tuzla gibi Türk köylerine
yapılan saldırılarda gerçekleştirmiş-
KIBRIS’TA TÜRKLERE
YAPILAN KATLİAMLAR
Kıbrıs Türk halkı, Rum-Yunan ikilisi-
lerdi. 2. İngiliz Egemenliği
Döneminde Rumların
Gerçekleştirdiği Terör ve Katliamlar
Osmanlı İmparatorluğu’nun gerileme
ve güç kaybetme döneminde 77-78
Türk-Rus Harbi nedeniyle 4 Haziran
1878 yılında İngiltere ile imzalanan
“Savunma Anlaşması” gereğince egemenliği Osmanlığı
İmparatorluğu’nda kalması koşuluyla
Kıbrıs adasının yönetiminin
İngiltere’ye kira ile devredilmesinden
sonra Rumlar adada ön plana çıkmaya başlamıştır. Rum Ortodoks
Kilisesi’nin öncülüğünde,
Yunanistan’ın yönlendirmesiyle
Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı, (ENOSİS), mücadelesi açıkça başlatılmıştır.
İlk İngiliz Valisi Sir Garnet
Wolseley’nin 22 Temmuz 1878 tarihinde Kıbrıs’ta göreve başlaması
münasebetiyle, Rum Ortodoks kilisesinin Kitium Piskoposu Kyprianos
yaptığı ziyarette Vali’yi, Büyük
Britanya Krallığı’nın Batı Ege
Adalarında Yunanistan’ın bağımsızlı-
ğını sağladığı gibi “Kıbrıs Adası’nın,
doğal bağlarla bağlı bulunduğu
Yunanistan’a ilhakı için, Kıbrıs
Rumlarına mutlaka yardım edeceğine, bütün samimiyetimizle inanıyoruz” sözleriyle selamlamıştır.[13]
Osmanlı İmparatorluğu döneminde
yakaladıkları ilk fırsatı bir katliam için
kullanan Rumlar, İngiliz döneminde
daha çok katliam yapmışlar ve bu
katliamları en ağır şekliyle soykırıma
kadar vardırmışlardır.
RUM KATLİAMLARINA
UYGUN ORTAM
Osmanlı İmparatorluğu’nun 1878
yılında Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye devretmesinden sonra
Rum katliamları için ortam daha
uygun hale gelmiştir. Bu ortamı
değerlendirmeye başlayan Kıbrıs
Rum halkı, İngiliz döneminde ilk katliamını 1912 yılında gerçekleştirmiştir.
İtalya ile savaşın yaralarını sarmadan
Balkan ülkelerinin saldırısına uğrayan
Osmanlı İmparatorluğu, Kıbrıs'la ilgilenecek durumda değildi. Bunu fırsat
bilen ve Balkan ordularının ilerlemelerinin ENOSİS'in gerçekleşmesine
olanak yaratacağını uman Kıbrıs
Rum halkı, Türk halkına karşı Mayıs
l912'de yeni tahriklere başvurmuştur.
Rumlar bir yandan Osmanlı ordularının gerilemesini sevinç gösterileri ile
kutlayıp, Türkleri rencide ve tahrik
edeci hareketler yaparken, bir yandan
da ENOSİS eylemlerini yoğunlaştırmışlardı. Türk halkının Kıbrıs’taki
ekonomik, siyasal ve kültürel varlığını sona erdirmek ve ENOSİS’i gerçekleştirmek için Rum halkı, 12 Mayıs
1912 tarihinde Türk halkına karşı propaganda, tahrik, fiili ve psikolojik bir
saldırı başlattı.[14] Mayıs ayının sonlarına doğru "ENOSİS ve Yaşasın
Yunanistan" sloganları atarak Hamit
Mandraları'nda (bugünkü Hamitköy)
oturan Türklere saldırdılar.[15] Sir
George Hill ve Söz gazetesi olayların,
Trablusgarp savaşındaki yenilgi nedeniyle Rumların Türkleri alaya almaları üzerine başladığını yazmıştır.
Yunan provokatörlerinin kışkırtması
ile Rumların Limasol Panayırı’nda
taş, şişe ve her çeşit silahla saldırıya
geçtiğini belirten 3 Haziran 1912
tarihli ve 35 sayılı Vatan gazetesi; 5-6
bin kişilik kalabalığın, "Yaşasın
Yunanistan, Yaşasın İlhak naraları” ile
Türk mahallelerini yağmaladığı, ev,
dükkan ve dini yerleri tahrip ettiği
haberini yayınlamıştır. Haberde ayrıca; çeşitli bölgelerde de Türklerin
dövüldüğü, taciz edildiği, küfre uğradığı belirtiliyordu. Bu gelişmeleri izleyen günlerde, “3 Temmuz 1912 tarihinde, Rumlardan oluşan 5000-6000
kişilik bir grubun, Rum Ortodoks
Kilisesi’nin de desteğiyle ENOSİS’i
gerçekleştirmek için harekete geçerek,
Türklere karşı, Kıbrıs’ın otuz beş
yerinde terörü hedefleyen olaylar
çıkardılar. Rumlar yaptıkları bu saldırılarda, Türklere ait iş yerlerini, camileri ve evleri yakıp yıktılar, 4 Türkü
katlettiler, 100’ün üzerinde Türk’ü de
ağır şekilde yaraladılar. ENOSİS planı
çerçevesinde, eylemlerini ve örgütlenmelerini geliştiren Rumlar, Türkleri
ekonomik alandan silmek için,
Türklere ait iş yerlerinden alış veriş
yapmayı boykot ettiler. Bu boykotun
Rumlar arasında yaygın bir biçimde
geliştirilmesi, Türklerin ekonomisinin
zor dönemler geçirmesine, önemli bir
kısmının iflasına ve bu anlamda adadaki Türk ekonomisinin kırımına
(economicide) yol açtı.”[16] Rumların
Türklere karşı gerçekleştirdiği sözü
edilen saldırılar, görüldüğü gibi fiziki
soykırım ve ekonomik soykırımın
Kıbrıs’taki önemli ilk örneklerindendir. İngiliz Sömürge Yönetimi döneminde önemli sayıda kişinin kitlesel
katılımıyla ve Ada sathında yaygın
bir şekilde gerçekleştirilen Rum saldırılarında dört Türk’ün öldürüldüğü,
100'den fazla kişinin de yaralandığı
1912 olayları, Rumların Türklere
yönelik bu boyuttaki ilk kanlı saldırılardır. Ölümle sonuçlanan ilk kitlesel
çatışmalar olması nedeniyle, 1912
olaylarının Kıbrıs siyasi tarihinde ayrı
bir önemi vardır. Bu saldırıların ardından yaygın bir şekilde başlatılan
"Rum'dan Rum'a" kampanyası sonucunda; Türk dükkan ve malları boykot edilmiş, Türklerin ekonomik
bakımdan çökertilmesi için Türk halkı
üzerinde dayanılmaz baskılar uygulanmıştır.
www.ozelburo.com sitesinden alınmı tır.
DEVAM EDECEK...
SAYFA 10
Balkan Haberleri 10
15 ubat 2016
Pazartesi
RUSYA GÜDÜMLÜ
SÖZDE
GAZETEC
Fatih DEMRCOLU
akedonya özel televizyonu Sitel’de
yap@lan bir canl@ yay@nda Gazeteci
Dragan Pavloviç Latas 10 ubat
ak4am@ yay@nlanan ana haber bülteninde
konu2u ana muhalefet lideri Zoran Zaev’i
yalanlamak isterken “Türk gibi yalan söylüyorsunuz” diyerek büyük bir skandala
imza atmas@ do2rusu hepimizi 4a4@rtt@ ve
k@zd@rd@... Öncelikle, Sitel Televizyonu’nun
10 ubat’taki ana haber bülteninde Genel
Yay@n Yönetmeni Dragan Pavlovic
Latas’@n yüce Türk Milleti’ne kar4@ kulland@2@ kabul edilemez çirkin ifadeyi 4iddetle
k@nad@2@m@z@ belirtelim... Makedonya
Cumhuriyeti’ni anayasal ismiyle ilk tan@yan ülke olan ve her alanda bu dost ve karde4 ülkeye deste2ini sürdüren Türkiye
Cumhuriyeti’ni ve Türk toplumunu hedef
alan bu çirkin ifadeyi üzüntüyle kar4@lad@2@m@z@ tüm Makedonya toplumu bilmelidir... Bu laf@ dolay@s@yla büyük tepki toplayan Latas geri ad@m atarak, “kendini rencide olmu4 hisseden her Türk’ten özür diledi2ini, yapt@2@n@n bir gaf oldu2unu ve bir
daha tekrarlanmayaca2@n@” söylese de bu
densiz gazeteci bu kadar ucuza paçay@ kurtaramayaca2@n@ da bilmelidir...
M
K'N VE NEFRET DOLU
SÖYLEMLER
Latas’@n kin ve nefret dolu söylemler konusunda sicilinin temiz olmamas@ özründeki
samimiyetsizli2i de ortaya koymaktad@r...
Daha önce de muhtelif yay@nlar@ ve beyanlar@yla Türkiye Cumhuriyeti’nin üst düzey
yöneticilerine ve Türk’lere kar4@ hakaret
boyutlar@na ula4acak söylemler kullanma
cüretinde bulunmu4 olan bu ki4i derhal
görevinden al@nmal@d@r... Bahse konu 4ahs@n, Makedonya’daki soyda4 temsilcilerimizden gelen yo2un hakl@ tepkiler üzerine,
Türk Milleti ve devletinden özür dilemi4
olmas@ da bu çirkin davran@4@ telafi etmekten uzakt@r... Bu ki4iye üst düzey bir görev
olan Genel Yay@n Yönetmenli2i koltu2unu
vermi4 olan Sitel Televizyonu’nu da objektif yay@nc@l@k anlay@4@na ve hukuk çerçevesinde hareket etmeye ve söz konusu 4ah@sla
ilgili gerekli i4lemleri yapmaya davet
etmeyi zaruri görüyoruz... Bu kabul edilemez tutum konusunda Makedonya makamlar@ da harekete geçmelidirler... Ayr@ca,
Makedonya’daki üç Türk siyasi partisi,
Köprü Derne2i ve di2er sivil toplum kurulu4lar@, Makedonya Anayasa Mahkemesi
Üyesi Salih Murat ve Üsküp Büyükelçisi
Ömür ölendil nezdinde, tüm Makedonya
kamuoyuna Balkanlara bar@4@ ve huzuru
getiren Türk Milleti’ne edilen bu hakareti
ivedilikle ve 4iddetle k@nad@klar@ ve tepkisiz kalmad@klar@ için te4ekkürü borç biliriz… Makedonya’n@n içinde bulundu2u
siyasi istikrars@zl@ktan bir an önce kurtulmas@n@ ve bu ülkenin h@zla kalk@nmas@n@
isteyenlerin ba4@nda Türkiye Cumhuriyeti
gelmektedir... Avrupa Birli2i ve Rusya’n@n
payla4@m alan@ olarak gördü2ü ve bask@
uygulayarak kontrol alt@nda tutmak istedi2i
bir ülke konumundaki Makedonya’n@n tam
ba2@ms@zl@2@n@ isteyenlerin ba4@nda da
Türkiye Cumhuriyeti gelmektedir... Bu tarz
nefret söylemlerinin Makedonya co2rafyas@nda ya4ayan halklar nazar@nda hiçbir kar4@l@k bulamayaca2@n@ herkes bilmelidir...
Zira Türk Milleti ya4anan bu talihsiz olaydaki zihniyetin Makedonya toplumunda
kar4@l@2@ olmad@2@na inanmaktad@r... Bu
gibi zihniyetlerin arkas@nda co2rafyay@,
tarihsel ve köklü ba2lar@ndan koparmak
isteyen Bat@ ve Rusya güdümlü politikalar
vard@r... Fitneye malzeme olmadan bu
sözde gazetecinin hak etti2i kar4@l@2@ almas@n@ istiyor, tüm halklar@m@z@ Bat@ ve Rusya
men4eili fitnelere kar4@ uyan@k olmaya
davet ediyoruz...
GENÇ KOSOVA
BKT ile büyüyor
Banka Kombëtare Tregtare (BKT) son 10 yılı Çalık Holding bünyesinde olmak üzere 90 yılı aşan süre zarfında Arnavutluk ve Kosova’da
faaliyet gösteriyor. BKT geçmişten günümüze pazar payını ve etkinliğini sürekli artırarak hali hazırda Arnavutluk ve Kosova’da bulunan
90 adet şubesi ile Arnavutluk’un en büyük özel bankası konumunda
B
KT Kosova piyasasına 2007 yılında
BKT Arnavutluk yurtdışı şubesi olarak başlamış ve halen aynı statüde
hizmetlerini ve pazar payını her geçen
gün artırarak devam ettirmektedir. BKT
bağlı olduğu Çalık Grubu’nun uluslararası
tecrübesi, bilgi birikimi ve aynı zamanda
gruba bağlı diğer finansal iştiraklerin gelişmiş finansal piyasalarda sunmuş olduğu
ürün ve hizmetlerini Kosova’daki müşterileriyle de paylaşmaktadır. Söz konusu
bilgi, tecrübe ve ürün transferi müşterilerin mevcut ve olası ihtiyaçlarının karşılanmasına Bankacılık Sektörünün gelişmesine
ve buna paralel olarak Kosova ekonomisinin büyümesinde önemli bir rol oynamaktadır. Kosova’nın Bağımsızlık Günü vesilesiyle görüştüğümüz BKT Kosova Ülke
Müdürü Abdurrahman Balkız,
Kosova’nın Bağımsızlık Günü’nün yaklaştığını bugünlerin özel hatıraları canlandırdığına vurgu yaparak, “BKT Kosova’nın
kurulması planlanırken ziyaret ettiğim
Prizren şehrinin Kosova ve Arnavutluk’un
kültür ve geleneklerinin son derece yakın
olduğunu gözlemlemiştim. Söz konusu
yakınlıktan ötürü, Kosova’da şube açılması fikri sadece finansal sebeplere değil, aynı
zamanda bu yeni devletin gelişiminde
katkı sağlanmasının manevi bir borç olduğunu düşünmüştük. Kosova ve bankamızın bağımsızlıktan sonra beraberce büyümelerini görmemiz bizleri son derece
memnun etmektedir” diye konuştu.
Balkız, ayrıca, Bankanın piyasadaki hızlı
gelişmesinin ana sebeplerini müşteri odaklı yaklaşımı sonucunda efektif müşteri
yönetiminin sağlanması ve gerekli ürün ve
hizmetlerin müşterilere zamanında sunulmasının çok önemli olduğu, ayrıca BKT
Kosova’nın stratejesinin temel dayanağının müşteri ihtiyaçlarına en uygun çözüm-
ler üretilmesi olduğuna değinerek önümüzdeki süreçte deneyimli insan kaynakları ile müşteri memnuniyetini en üst
düzeyde tutmak için bankamızın hizmet
ve ürünlerinde sürekli olarak yenilikçi
yaklaşımlar ile güncellemelerin yapılacağını ifade etti.
GURUR DUYUYORUM
BKT Arnavutluk ve Kosova’nın başarılarını görmekten gurur duyduğunu belirten
Balkız BKT’nin 2006-2015 yılları arasında
gösterdiği yüksek performanstan dolayı
birçok ulusal ve uluslararası odüle layık
görüldüğünü kaydetti. Bilindiği üzere en
önemlileri birçok kez değişik kurumlardan
alınmış olan ‘‘Arnavutluk’un En İyi
Bankası’’ ve ‘‘Güney Avrupa’nın En İyi
Bankası ’’ gösterilebilir. 2015 yılında BKT
Euromoney dergisi tarafından dördüncü
kez ‘‘Arnavutluk’un En İyi Bankası ’’seçilmiştir. Ayrıca, JCR-ER BKT’yi yedinci kez
olmak üzere ‘‘ AAA(Alb) ’’ notu ile değerlendirmiştir. Balkiz sözlerini şöyle tamamladı: “Genç Kosova Cumhuriyeti’nin ekonomik gelişimini daha yüksek seviyelere
ulaştırabilmek için BKT olarak bizler her
yeni günü bir fırsat olarak değerlendirip,
kararlı ve başarı odaklı ekiplerimizin
yoğun çalışmaları ile gelecekte daha
önemli roller alacağımıza eminim.”zaman
zaman gerginlik yaşanıyor.
Vali Toprak’tan BATÜDER’e övgü
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
U
luslararası Balkan Ve Türk İş
Dünyası Derneği (BATÜDER)
Başkanı Akın Kazançoğlu ve
yönetim kurulu üyeleri İzmir Valisi
Mustafa Toprak'ı makamında ziyaret
etti. Kazançoğlu, derneğin Türk dünyasının Balkanlardan, Orta Asya'ya kadar
geniş coğrafyada bayrağına, vatanına
sadık olan saygın iş adamlarından oluştuğunu belirterek "Gerek İzmir'imize
gerek bu coğrafyada ticaretin gelişmesi,
dayanışma sağlanması, ülkemizin ekonomik projelerde yer alması için girişimlerimiz var. 3 sefer Balkan ülkelerindeki iş forumlarında hazır bulunduk. İş
adamları olarak İzmir'den ses getirdik"
dedi. İzmir Valisi Mustafa Toprak ise
BATÜDER'in bir taraftan sivil toplum
çalışmaları gerçekleştirdiğini diğer taraf-
'skeçe Müftüsü Ahmet
Mete'ye ölüm tehdidi
B
[email protected]
Ahmet GÖKSAN
“Aziz K-br-s Türk’ü! Hala bizi esir gibi
ya$atmak, köle derecesinde inletmek için
u ra$an menfaat dü$künlerinin aram-zda
dola$t- -n- unutma. Milyonlarca servete
sahip dedelerimizin b-rakt- - bir oca -n
bugüne kadar kalk-nmam-z için neler yapt--n- bir dü$ün. Bizi ezmekten ba$ka hiçbir
i$ ba$aramayan Evkaf denilen bu kaba
kuvvetin oynamakta oldu u oyunlar- daima
göz önünde tutarak uyan-k ve tetikte olal-m.”1953
Dr. Faz-l KÜÇÜK
ünya Ekonomik Forumu her y@l
oldu2u gibi sviçre’nin Davos kentinde topland@. Toplant@larda ekonomik gidi4e nas@l yön verilece2i her zaman
oldu2u gibi a2@rl@kl@ gündem maddesi idi.
Birincil konu olarak 4. Sanayi Devrimi
masaya yat@r@ld@. Teknolojik alt yap@s@
güçlü olan ülkelerin devrimden fazla etkilenmesi söz konusu de2ildir. Devrim diye
sunulan proje geli4mekte olan ülkeler ad@na
tehlikeli bir dönemeçtir. çinden geçmekte
oldu2umuz dönemde ya4anan teknolojik
geli4meleri bu ülkelerin yakalamalar@ nerede ise olanaks@zd@r. Nedenine gelince bu
gibi ülkeler a2@r i4sizlik sorunlar@ ve pahal@l@kla mücadele ediyorlar. Teknolojik
üstünlü2ü yakalam@4 olan ülkeler dünyay@
daha farkl@ hale getirebilmenin haz@rl@2@n@
yap@yorlar. Küreselle4me diye bugüne dek
sunulan proje ile 4. Sanayi Devrimi birlikte
dü4ünüldü2ünde geli4mekte olan ülkelerin
ba2@ml@l@2@ daha da artacakt@r. Bu olgu ise
sömürünün artmas@ ve ad@ geçen ülkelere
daha fazla i4sizlik ve pahal@l@k olarak yans@yacakt@r. Bu yönde ya4anacak bir geli4me
bu durumda olan ülkelerde iç çat@4malara
ve @rkç@ ak@mlar@n güçlenmesine neden olacakt@r. 4. Sanayi Devrimi diye sunulan projenin bu amaca yönelik bir çal@4ma oldu2unu da kaydetmek istiyoruz. Dünya ekonomisini yönlendirenlerin ayn@ 4ekilde siyasi
geli4meleri de yönlendirdikleri biliniyor.
Bugüne de2in bir arada ya4am@4
spanya’n@n Katalan özerk bölgesinde 4imdilerde ayr@l@k rüzgarlar@ sert esmeye ba4lad@. Sa2c@ ve solcu ayr@l@kç@ partilere göre
son derece önemli bir dönemin ba4lang@c@nda olduklar@n@ belirtiyorlar. 2017 y@l@nda
ba2@ms@zl@klar@n@ ilan etmeye haz@rlanan
Katalan’lar istedikleri ve dü4ledikleri ülkelerini yeniden in4a etmek çabas@na giri4eceklerini de duyuruyorlar.
OLMAYACAK DUAYA AM'N
tan ise Türkiye ve İzmir'in değerlerine
katkı sağladığını söyledi. BATÜDER
şemsiyesi altında iş dünyasının sosyal,
ekonomik birliktelik oluşturmasını çok
önemsediğini belirten Toprak, "Ben inanıyorum ki bir şehire yön veren sivil
toplum ve meslek örgütleridir. Birlikte
dayanışmasıdır ama olumlu ve yapıcı
çalışmalarıdır. Ülkeye hizmet etmenin
SNOP
BALKAN GÜNLÜÜ
atı Trakya'da İskeçe seçilmiş
Müftüsü Ahmet Mete, Batı
Trakya’da, Müslüman Türk
Azınlık’a hizmet eden din adamlarının ve azınlığın seçtiği müftülerin
tehdit altında olduğunu ifade etti.
http://www.eurovizyon.co.uk sitesinin haberine göre, "Batı Trakya’da,
karanlık güçler azınlık ve çoğunluğun huzurunu bozmaya çalışıyor"
ifadesini kullanan Mete, azınlık
BARIIN
ONURSUZU
D
PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ
yolu iyi niyetli, her biri ticaret, sanayi
diğer alanlarda yetkin sizler gibi girişimci ve iş dünyasının kıymetli üyelerinin İzmir için yapacağı güzel çalışmalardır. Sizlerin de her birinizin iş dünyasının bir ferdi olarak, ülkemize güzel
hizmetleriniz ve katkılarınız sebebiyle
teşekkür ediyorum" dedi.
SNOPLU MÜBADLLER
93. yıldönümünü unutmadı
SKEÇE
BALKAN GÜNLÜÜ
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
mensupları ve din görevlilerine tahriklere kapılmamaları ve vazifelerinden feragat etmemeleri çağrısında
bulundu. Mete, açıklamasına şöyle
devam etti: “Batı Trakya Müslüman
Türk Azınlığı, her zaman vurguladığımız üzere teröre ve insan hakları
ihlallerine hiçbir zaman yakınlık
duymamış, aksine nefretle kınamış
ve kınamaya devam edecektir. Allah
doğrularla beraberdir. Bana ve aileme bir şey olması halinde Yunan
devletinin sorumlu olacağını vurgulamak isterim.”
S
inop'ta 2014’te kurulan
"Sinop Mübadele ve
Balkan Halkları Kültür
Araştırmaları ve Dayanışma
Derneği" Mübadelenin 93. yıldönümü anısına Sinop Yelken
Kulübü’nde birlik ve beraberlik çatısı altında sabah kahvaltısında bir araya geldi. Sinop
Mübadele ve Balkan Halkları
Derneği Başkanı Kenan Aral,
mübadeleye tabi tutulanların
yüzlerce yıldır ekip biçtikleri
topraklarını, ekmek parası
kazandıkları iş yerlerini, evlerini, ibadet ettikleri kutsal
mekânlarını, sevdiklerinin
mezarlarını geride bırakarak
göçtüklerini söyledi.
Mübadillerin doğdukları toprakları ziyaret etmelerine uzun
yıllar izin verilmediğini savu-
nan Aral, "1. Kuşak mübadillerin hemen hemen tamamı
memleket hasreti ile bu dünyadan sessizce göçüp gittiler.
Son yıllarda giderek artan
sayıda mübadil çocuğu ve
torunu bir vasiyeti yerine getirircesine aile büyüklerinin
yaşadıkları memleketleri ziyaret etmek istiyor. Onların doğdukları kentleri, köyleri,
mahalleleri, ibadet ettikleri
kutsal mekanları görmek istiyor. Kendi özel tarihlerine ve
kültürlerine ait izleri sürmek
istiyor" dedi. Tören sonunda
etkinliğe katılan tüm mübadiller toplu halde Aşıklar
Caddesi üzerinden yürüyerek
Sinop İskele Meydanı Atatürk
Anıtı önünde saygı duruşu ve
istiklal marşı okuyarak Anıt
önüne Başkan Kenan Aral
tarafından karanfil buketleri
bırakıldı. Anıt sonrasında
tüm ekip küçük iskele önünde
toplanarak karanfiller topluca
denize atıldı.
Buna kar4@n K@br@s’ta birlikte oturmaktan
öte ortak hiçbir özellikleri olmayan
Türklerle Rumlar@ bir çat@ alt@nda ya4amalar@ için zorluyorlar. Bu yakla4@m olmayacak duaya amin demekle ko4ut bir yakla4@md@r. Yak@n bir dönemde çerçeve bir
anla4man@n imzalanaca2@ndan söz ediliyor.
2016 y@l@ içinde olas@ bir anla4may@ öngörmeyenlerle neye göre bir anla4ma yap@laca2@n@n da ayr@ca aç@klanmas@ gerekiyor.
K@br@s Türkleri olarak bizlerin 1960 y@l@nda
imzalanan K@br@s Cumhuriyeti’nin kurulu4
anla4malar@n@ sonradan ö2rendi2imiz biliniyor. imdi de benzer bir tuza2a dü4memek gibi niyetimizin olmad@2@n@ belirtmek
durumunday@z. S@zd@r@lan bilgilerin ne
kadar gerçekleri yans@tt@2@ konusunda da
ku4kular@m@z@n oldu2unun bilinmesini istiyoruz. Garanti ve ttifak Anla4mas@n@n
ortal@k yerlerden kald@r@lmas@ dü4üncesi
son derece sakat bir dü4üncedir. Garantör
ülkelerden birisi olan ngiltere’nin konuya
ili4kin tutumunu ya4amsal önemde görüyoruz. Yunanistan garantörlük istemedi2ini
s@kl@kla deüi4ik a2@zlardan yineliyor. Buna
kar4@n ngiltere burada da ikircikli konumunu sürdürüyor. Garantörlük istemiyoruz
demedi2i gibi garantör olarak kalmay@ da
isteyip istemedi2ine aç@kl@k getirmiyor.
Annan’@n belgesi ile gerçekle4tirilemeyen
hususlar 4imdilerde BARI ad@na yap@lmak
isteniyor olmas@n@ da talihsizlik olarak okuyoruz. Türkiye’nin garantörlü2ünün suland@r@lmas@ ve AB eksenli BM Bar@4
Gücünün getirilmesinin dü4ünülüyor olmas@ ya4ananlar@n yok say@lmas@ anlam@na
geliyor. u anda adadaki devlet yap@lar@n@n
teke indirilece2inin dü4ünülüyor olmas@
filmi ba4a almakt@r. 1960 y@l@nda kurulan
co2rafi federasyon yap@s@ ba4ar@l@ olsa idi
müzakerelerin yap@lmas@n hiç gerek kalmazd@. Her iki toplum ya4ad@2@ ac@lar ya4amazd@…
ngiliz tarihçi yazar Harry Scott
Gibbons’un 1968 y@l@nda yazd@2@ ilk kitab@nda bu günleri görüyordu. Daha sonra
yazd@2@ di2er kitaplar@n@ birle4tirerek SOYKIRIM DOSYASI olarak yay@nlam@4t@r. O
y@l Beyrut’ta ba4lat@lan müzakerelerde
K@br@s Türklerine dayat@lan çözümün
EREFSZ BARI oldu2unu kitab@n@n ismi
olarak kaydediyordu. Geldi2imiz noktada
dayatmalar@n ötesinde “ONURLU
BARI”tan yana oldu2umuzu yüksek sesle
söylememiz gerekiyor mu ne?
SAYFA 11
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Araflt›rma 11
15 ubat 2016
Pazartesi
ARNAVUTLUK
VE ARNAVUTLAR 2
Osmanlıların
Arnavutlarla ilk
karşılaşması/tanışması Kosova savaşı
öncesinde, Timurtaş
Paşa'nın 785/1383
tarihinde Debre bölgesinden başlayarak
Arnavut diyarına
seferler yaptığı
döneme uzanır.
Özellikle Kosova
harbi akabinde
Yıldırım Bayezid
döneminde
Arnavutluk'un
güney bölgeleri
Osmanlı devletinin
denetimine girer
F
atih döneminde
ayrıca ilk
Arnavut sadrazam da
Avlonyalı/Vloralı
Gedik Ahmed Paşa
olur. Akkoyunlu ve
Karaman seferleri ile
Otlukbeli savaşındaki
yararlılıkları ile ön
plana çıkan Gedik
Müfit YÜKSEL Ahmed Paşa Kırım'ın
Osmanlılara bağlanması, Arnavutluk sahillerinin Osmanlı topraklarına katılması, en son İtalya çizmesinin
topuğunda yer alan Otranto/Tarrant'ın ele
geçirilmesi gibi faaliyetleri ile göze çarpar.
Fatih Sultan Mehmed'in vefatı akabinde
Sultan Cem meselesinin zuhuru üzerinde
Otranto'dan geri çağrılır. Saltanat rekabetinin
Sultan Bayezid'in lehine neticelenmesinde
de rolü olur. Ancak Otlukbeli savaşındaki
bir azarlanmadan dolayı kinini yenemeyen
Sultan Bayezid bu pek şecaat sahibi kahraman, dirayetli vezirini 887/1482 tarihinde
Edirne'de tamamen haksız yere boğdurtur.
Gedik Ahmed Paşa'dan sonra, Kanuni
Sultan Süleyman derinde ilkin yine
Avlonyalı Ayas Paşa'yı Sadrazam/Vezir-i
A'zam olarak görürüz. 942/1535-36 tarihinde Mühr-i Hümayunu alarak Sadrazamlık
makâmına oturan Ayas Paşa 26 Safer 946/13
Temmuz 1539'da vebâ hastalığından vefat
ederek, Eyp Sultan'da, Türbenin Haliç tarafında yer alan giriş kapısının sol tarafındaki
müstakil türbesinde medfundur.
AYAS PAŞA’NIN HALEFİ
Ayas Paşa'dan sonra ise halefi olarak yine
bir Arnavut olan İşkodralı Lütfi Paşa sadrazamlık makamına getirilir. Harem-i
Hümayundan Ağalık rütbesi ile çerağ olan
Lütfi Paşa önceleri çuhadarlık ve müteferrikalık payelerini ihraz etmiştir. Sırasıyla çaşnigir başılık ve miralemik vazifelerini deruhde etmiştir. Sancak beyliğine yükselen Lütfi
Paşa Kastamonu, Aydın ve Yanya sancaklarında beylik yapmıştır. Daha sonra
Karaman, Şam ve Rumeli beylerbeyliği vazifelerine tayın olunmuştur. 936/1529-30
Tarihinde Kanuni Sultan Süleyman Lütfi
Paşa'yı kızkardeşi Şah Sultan ile şaşaalı bir
düğünle evlendirmiştir. 946 tarihinde Ayas
Paşa yerine Vezir-i A'zam olmuştur. Daha
sonra bir münazza yüzünden sadaretten
azledilmiş ve Dimetoka'ya ikamete tabi
tutulmuştur. Dimetoka 'da çiftliğinde tekaüd
halinde iken, medrese tahsili de olması hasebiyle Arapça ve Türkçe 20'yi aşkın kitap
kaleme almıştır. Türkçe eserlerinden ise
“Tevârih-i Al-i Osmanéı ve “Asafnâme” adlı
eserleri ile ünlenmiş ve bu iki eseri de basılmıştır.
16 yüzyılın ikinci yarısında ise Ferhad Paşa
ve Yemen Fatihi Koca Sinan Paşa'yı Arnavut
sadrazam olarak yükselmişlerdir. 16.
Yüzyılda Arnavutlar artık Osmanlı Saray
bürokrasisinin/idaresinin en güçlü topluluğu haline gelir. Halep, Şam, Bağdat, Mısır,
Budin, Mora gibi eyalet ve merkezlerin vali
ve idarecileri de çoğunlukla Arnavutlar arasından çıkar. Bunlar arasında Budin ve Şam
Valisi/Beylerbeyi Plak Mustafa Paşa en
önde gelenlerdendir:
Plak Mustafa Paşa: Plak, Arnavutça'da
yaşlı/ihtiyar manasına gelmektedir.
Enderûn-ı hümâyûndan çıkarak Yanya beyi
oldu. Sonra Rodos beyi olup 926 (1520) de
kapdân-ı derya olmuştur. “Şah-ı Hûbân”
adında bir harem muteberesi ile evlendikten
sonra vezirliğe nail oldu. Akabinde Budin
Beylerbeyi oldu. 939 (1531/2) de şam beylerbeyisi olup o sene azledildi. Sonra Mısır'a
gidip uzlet ve tekâüdü ihtiyar etti. Sonra
Dersaadet'e gelip 940 (1533/4) da vefat
etmiştir. Eyüp'deki bu türbesine defnedilir.
Gelibolu'da cami ve medresesi vardır. Oğlu
Ahmed Bey Estergon Beyi olarak vefat
etmiştir. Plak Mustafa Paşa'nın YunanistanSerez/Siroz'da bulunan Camii ise bugün
harap ve minaresi yıkık vaziyettedir.
KARA AHMED PAŞA
Kanuni Sultan Süleyman döneminde,
Topkapı civarında Cami ve Külliyesi bulunan Sadrazam Kara Ahmed Paşa ve 16. yüzyıl sonlarında üç kez vezir-i a'zamlık makamını ihraz eden Ferhad Paşa'nın katledilmiş
olmasına rağmen Arnavutların devlet idaresinde parlak dönemleri hep süre gelir.
Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık mevkiine
gelen Arnavutlar şunlardı:
Gedik Ahmed Paşa
Ayas Paşa
Lütfî Paşa
Kara Ahmed Paşa
Rüstem Paşa'nın Damadı (diğer ) Ahmed
Paşa
Ferhad Paşa
Koca Sinan Paşa
Yemişçi Hasan Paşa
Ohrili Hasan Paşa
Mere Hüseyin Paşa
Tabanı Yassı Mehmed Paşa
Kemankeş Kara Mustafa Paşa
Kara Murad Paşa
Tarhuncu Ahmed Paşa
Köprülü Mehmed Paşa
Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa
Köprülüzâde Mustafa Paşa
Ohrili Arabacı Ali Paşa
Amcazâde Hüseyin Paşa
Daltaban Mustafa Paşa
Köprülüzâde Nu'man Paşa
Morevi Toska Damad Hasan Paşa
Hacı Halil Paşa
İvaz Mehmed Paşa
İvazzâde Halil Paşa
Arnavut Hacı Memiş Paşa
Derviş Mehmed Paşa
Mustafa Nâili Paşa
Avlonyalı Mehmed Ferid Paşa
Kavalalızâde M. Said Halim Paşa
17 VE 18. YÜZYILLAR
ARNAVUT PAŞALAR
Özellikle 17. ve 18. Yüzyıllar, Osmanlı
Sarayı'nın Arnavut vezir idareci ve ricalle
adeta lebaleb dolduğu dönemler olmuştur.
Budin, Mora, Yanya, Varna, Halep, Şam,
Humus, Ruha, Mısır, Kudüs, Beyrut, Yemen,
Erzurum, Diyarbekir, Trablusgarp gibi merkezlerde genellikle Arnavut vali ve mutasarrıflar başı çekmiştir. Yanısıra, 17. Yüzyılda,
Sultan IV. Murad'a sunduğu Risâlesi ile
ünlenen Mustafa Koçi
(Kuçi/Kudqe=Arnavutça'da kırmızı anlamına gelir.) gibi şahsiyetler eserleri ile ön plana
çıkmıştır. 18. yüzyılda sarayda Arnavut
vezir sayısı o kadar artar ki, Kubbealtı
Divân-ı Hümayun'da vezirlerin
ictima/müzakereleri Türkçe yerine
Arnavutça yapılır. Yani Divân-ı
Hümayun'da toplantılar Arnavutça yapılır
hale gelir. Bazen Saray-ı Hümayun'da
konuşma/tekellüm lisanı olarak Arnavutça
Türkçe'nin önüne geçer.
Sadece vezirlik, valilik gibi idari mevkilerde
değil, ilmiye de de Arnavut şahsiyetler ön
plana çıkar. Bunlardan Belgrad'ın ikinci kez
fâtihi olarak adlandırılan Sadrazam İvaz
Hacı Mehmed Paşa'nın oğullarından
Şeyhülislâm İvazzâde İbrahim Efendi temayüz eder. Arnavutların Saray ve memleket
idaresinde bu yükselişlerine rağmen,
Osmanlı Devleti'nin 17. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren, özellikle II. Viyana bozgunu
sonrasında cereyan eden hadiseler, 1699'daki
Karlofça Muahedesi ile Budin vilâyetinin
tümü ile kaybedilmesi, Pasarofça Anlaşması
Osmanlı Devleti'ne ağır darbe vurur. Ancak,
Çar Deli Petro ile başlayan Rus yükselişinin
Çariçe II. Catherina ile zirve yapması,
1768'de başlayan Kırım Savaşı, 1774'te imzalanmak zorunda kalınan Küçük Kaynarca
Anlaşması Osmanlı Devleti'nin çöküş sürecinin dönüm noktası olmuştur. Osmanlı
Coğrafyasının kuzeyinde Rus Çarlığı'nın
güçlenip yükselmesi, önce Portekizliler ve
İspanyollar, sonra ise Fransızlar, İngilizler ve
Hollandalıların denizlerde, hususen, uzak
denizlerde hakimiyet tesis etmesi; Osmanlı
Devleti'nin 17. Yüzyıldan itibaren uzak
denizlere açılamaması; Venedik'i aşamaması
Akdeniz'de de hakimiyetinin iyice zayıflamasına yol açar.
Bunun neticesi olarak, Cezayir ve Mora
Yarımadasında büyük sıkıntılar baş gösterir.
İngiliz, Fransız ve Rus donanmaları
Osmanlı'yı Mora Yarımadası civarında ciddi
tehdit altında bulundurur. 1790'lara gelindiğinde Osmanlı Devleti bu bölgede iyice tazyik altında kalır. Artık, neredeyse Düvel-i
Muazzama haline gelen güçlü donanmalara
sahip bu devletler Mora Yarımadasındaki
gayr-i Müslim/Rum ahaliyi gerekçe göstererek Osmanlı Devleti üzerinde bir hayli baskı
uygular. Rum ahaliye yönelik iddia edilen
bazı uygulamalardan Mora'daki MüslümanToska-Arnavut ahali ve idareciler mes'ûl
tutularak Toska Arnavutları’nın Mora
Yarımadası’ndan tahliyeleri talep edilir.
Çaresiz kalan Osmanlı idaresi 1792'de Toska
Arnavutları’nı Mora Yarımadası’ndan tahliye etmek zorunda kalır.
www.yenisafak.com
sitesinden alınmıtır
DEVAM EDECEK...
SAYFA 12
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI

Benzer belgeler