12.01.2016 tarihinde Şubemiz Seminer Salonunda Üyelerimizle

Transkript

12.01.2016 tarihinde Şubemiz Seminer Salonunda Üyelerimizle
E-BÜLTEN
OCAK-MART-2016
Değerli Üyemiz;
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak
Ocak Ayında
gerçekleştirdiğimiz Genel Kurulumuz ile 2016-2018 Çalışma Dönemi çalışmalarımız
devam ediyor.
ÇMO İzmir Şubesi olarak; Ocak- Şubat- Mart 2016 Dönemi içerisinde
gerçekleştirilen çalışmaların kısa bir özetini siz değerli üyelerimiz ve
meslektaşlarımız ile paylaşıyoruz..
Odamız ve Mesleğimiz sizlerin katkı ve destekleri ile güçlenecektir..
Saygılarımızla..
TMMOB
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yönetim Kurulu
OCAK 2016 FAALİYETLERİMİZ
GENEL ÜYE TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK.
12.01.2016
tarihinde
Şubemiz
Seminer
Salonunda Üyelerimizle birlikte Genel Üye
Toplantısı
gerçekleştirilmiştir.
Toplantı
kapsamında Şube çalışmalarımız değerlendirilmiş
olup, 30-31 Ocak 2016
tarihlerinde
düzenlenecek olan TMMOB Çevre Mühendisleri
Odası İzmir Şubesi 12. Genel Kurulu hazırlık
çalışmaları ile ilgili bilgilendirmeler yapılmıştır.
ONDÖRDÜNCÜ MESLEKİ SÖYLEŞİMİZİ GERÇEKLEŞTİRDİK.
2014-2016
Çalışma
döneminde
Mesleki
Söyleşilerimizden on dördüncüsünü "Tehlikeli
Maddelerin
Karayolu
ile
Taşınması
Yönetmeliğinde ADR ve Tehlikeli Madde Güvenlik
Danışmanlığı (TMGD) Zorunluluğu Genel
Farkındalık Semineri" konusu ile 21.01.2016
Tarihinde Şubemiz Salonunda gerçekleştirdik.
ÇED VE MAHKEME BİLİRKİŞİ RAPORLARINDA TESPİT EDİLEN
SORUNLAR, NEDENLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ PANELİNE KATILDIK
23.01.2016 tarihinde Sualtı Araştırmaları Derneği
tarafından düzenlenen ÇED ve Mahkeme Bilirkişi
Raporlarında Tespit Edilen Sorunlar, Nedenleri ve
Çözüm Önerileri" konulu panele katılım sağladık.
Şubemiz adına Oda Avukatımız Emre Baturay
ALTINOK ‘un konuşmacı olduğu panelde,
konuşmacılar tarafında ÇED süreci ile ilgili
mevzuat ve uygulamalardaki sorunlar, niteliksiz
ÇED ve bilirkişi raporlarının çevreye verdiği
zararlar
ile
ilgili
değerlendirmelerde
bulunulmuştur.
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 12. OLAĞAN GENEL
KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
12. Olağan genel Kurulumuz 30 Ocak 2016
Cumartesi günü saat 11.00 de Tepekule Kongre
ve Sergi Merkezi
Akdeniz Salonu` nda
gerçekleştirilmiştir. Divan seçimi, Oda Yönetim
Kurulu Adına Oda Yönetim Kurulu Üyesi Yeşer
ASLANOĞLU ve Şube Başkanımız E. Helil İNAY
KINAY`ın açılış konuşmaları sonrasında 11.
Dönem Çalışma Raporunun sunulması ve
değerlendirilmesi, yeni dönem çalışma ilkelerinin
saptanması, yeni dönem bütçesinin görüşmeleri
gerçekleştirilen Genel Kurulun 1. Günü Şube
Yönetim Kurulu ve Oda Genel Kurulu Delegesi
Adaylarının Belirlenmesi ve ilanı ile sona ermiştir.
12. Olağan Genel Kurulu Seçimleri 31 Ocak 2016
tarihinde
Şubemizde
gerçekleştirilmiştir.
1 Yönetim Kurulu Aday Listesi ve 1 Delege Aday
Listesi ile gerçekleştirilen seçimi; ÇAĞDAŞ ÇEVRE
MÜHENDİSLERİ kazanmıştır.
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI
İZMİR ŞUBE YÖNETİM KURULU GÖREV DAĞILIMI
ASİL ÜYELER
Şube Başkanı : E.Helil İNAY KINAY
Şube Sekreteri:Rahile YENİ
Şube Saymanı:A. Hikmet DEMİRAYAK
Üye
:Şahin HAMARAT
Üye
:Müge BAĞIRGAN
Üye
:Hasan SARPTAŞ
Üye
:Bilge ANLADI
YEDEK ÜYELER
Yedek Üye :Gülsüm OYMAN
Yedek Üye :E. Olcay IŞIN
Yedek Üye :Efem BİLGİÇ
Yedek Üye :Selçuk DÜNDAR
Yedek Üye :Zehra DOĞAN
Yedek Üye :Bülent ONAT
Yedek Üye :H. Merve ÖZTÜRK
YENER
ŞUBAT 2016 FAALİYETLERİMİZ
EPANET İLE SU DAĞITIM SİSTEMLERİNİN DİNAMİK HİDROLİK
MODELLEMESİ EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRİLDİK.
Şubemiz Eğitim programı kapsamında EPANET İle
Su Dağıtım Sistemlerinin Dinamik Hidrolik
Modellemesi Eğitimimiz 25-26 Şubat 2016
tarihlerinde
Şubemiz
eğitim
salonunda
gerçekleştirilmiştir. Şube Yönetim Kurulu Üyemiz
Yard. Doç. Dr. Hasan SARPTAŞ‘ ın eğitmen olduğu
eğitim kapsamında katılımcılarımıza ;EPANET
program kurulumu, program ile su dağıtım
şebeke
modelinin
oluşturulması,
harita,
rezervuar ve pompalar ile çalışma, kontroller,
raporlama ve grafik alma konularında uygulamalı
anlatım gerçekleştirilmiştir.
PINAR ENTEGRE ET VE UN SANAYİİ A.Ş. PERSONELİNE AAT İŞLETME
PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK.
Şubemiz tarafından Sanayi Tesislerinde görev
yapan
personellere
yönelik
olarak
gerçekleştirilen
eğitimlerimiz
kapsamında
03.03.2016 tarihinde Pınar Entegre Et ve Un
Sanayii A.Ş. personeline yönelik olarak
Kemalpaşa Fabrikası eğitim salonunda Atıksu
Arıtma Tesisi İşletme Personeli Bilgilendirme
Eğitimi gerçekleştirilmiştir.
Eğitim kapsamında tesis bünyesinde çalışan
personele arıtma tesisi işletimi genel esasları,
üniteler, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri,
ekipmanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili
konularda genel bilgilendirme yapılmıştır.
AAT Personeli Bilgilendirme eğitimlerimi
Tesislerden gelen talepler doğrultusunda
gerçekleştirilmektedir.
EGE ÇEVRE VE KÜLTÜR PLATFORMU KURULTAYINA KATILDIK.
28 Şubat 2016 Pazar günü gerçekleştirilen Ege
Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) 9.
Kurultayına
katılım
sağladık.
Kurultay
kapsamında, EGEÇEP bileşenleri tarafından,
Karaburun, Urla ve Çeşme‘ de planlanan rüzgar
enerji santrali projeleri, balık çiftlikleri,
Aydın‘daki
jeotermal
enerji
tesisleri,
Bölgemizdeki altın ve nikel madenciliği projeleri,
Aliağa Bölgesi,termik santral süreçleri başta
olmak üzere kendi bölgelerinde yaşanmakta olan
çevre
sorunları
değerlendirilmiş,
görüş
paylaşımında bulunulmuştur.
BERGAMA OVACIK ALTIN MADENİ BİLİRKİŞİ İNCELEMESİNE KATILIM
SAĞLADIK.
İzmir İli, Bergama İlçesi, Ovacık, Çamköy ve
Narlıca Köyleri sınırları içerisinde altın ve gümüş
madeni işletmek amacı ile Koza Altın İşletmeleri
A.Ş.‘ne verilen 18.02.2009 tarihli Çevresel Etki
Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı hakkında,
Odamız, diğer Meslek Odaları, sivil toplum
örgütleri tarafından kararının iptali istemiyle
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘ na karşı açılan dava
ile ilgili hukuki süreç devam etmektedir.
Bu kapsamda 04.03.2016 Tarihinde gerçekleşen
bilirkişi incelemesine Odamız adına katılım
sağlanmıştır.
MART 2016 FAALİYETLERİMİZ
ODAMIZ BİRİM BAŞKANLARI VE SAYMANLARI ORTAK TOPLANTISINA
KATILDIK.
05.03.2016 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen Birim Başkanları ve Saymanlar
Toplantısına Şube Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve Şube Saymanımız A. Hikmet
DEMİRAYAK tarafından katılım sağlanmıştır.
ATIK BEYAN SİSTEMİ VE UYGULAMALARI EĞİTİMİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK.
Şubemiz Eğitim programı kapsamında Atık
Beyan Sistemi ve Uygulamaları Eğitimimiz 8
Mart 2016 tarihinde Şubemiz eğitim salonunda
gerçekleştirilmiştir. Eğitimimize, belediye ve
endüstriyel tesislerde çalışan meslektaşlarımız
ve diğer mühendisler tarafından katılım
sağlanmıştır.
Eğitim
kapsamında
katılımcılarımıza
Atık Yönetimi Yönetmeliği
kapsamında ,atıkların toplanması – planlanması
- izlenmesi, Atık Beyan Sistemi Uygulamaları
ile kurum ve kuruluşların yasal sorumlulukları
hakkında bilgi verilmiştir.
FUKUŞİMA NÜKLEER SANTRALİ KAZASININ YILDÖNÜMÜNDE
NÜKLEER KARŞITI PLATFORM (NKP) İZMİR BİLEŞENLERİ OLARAK
BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRDİK…
Şubemizin de Yürütme Kurulunda Yer aldığı
Nükleer Karşıtı Platform ( NKP) İzmir Bileşenleri
Fukuşima Nükleer Santrali Kazasının yıldönümü
ile ilgili olarak bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Gerçekleştirilen basın toplantısı kapsamında
NKP İzmir Bileşenleri olarak basın açıklaması
gerçekleştirilmiş, Gaziemir’deki Nükleer Atıklar
ve Bölgemizdeki Radyoaktif Kirlilik ve Uranyum
Madenleri ile ilgili görüşlerimiz paylaşılmıştır.
DEÜ ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MESLEKİ UYGULAMALAR
DERSİNE KONUK OLDUK
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği
Bölümü Ders Programı kapsamında 09.03.2016
tarihinde Prof. Dr. Necdet ALPASLAN tarafından
yürütülen "Mesleki Uygulamalar" Dersinde 4.
Sınıf Öğrencilerimiz ile birlikte olduk. Şube
Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve
Yönetim Kurulu Üyemiz E. Olcay IŞIN tarafından
katılım sağlanan ders kapsamında Odamız,
Mesleki Örgütlenme, Çalışmalarımız ve Çevre
Görevlisi süresi ile ilgili bilgilendirme yapılmıştır.
ŞUBE DANIŞMA KURULU TOPLANTIMIZI GERÇEKLEŞTİRDİK…
Şubemizde,12.03.2016 tarihinde Şube Yönetim
Kurulumuz ve Şube Yönetim Kurullarında görev
almış mücadele arkadaşlarımızın katılımı ile
birlikte Şube Danışma Kurulu toplantısı
gerçekleştirilmiştir. Toplantı kapsamında Odamız
çalışmaları değerlendirilmiş, Genel Kurul Süreci
ve Şubemiz 2016-2018 Çalışma Programı ile ilgili
görüş ve öneriler paylaşılmıştır. Toplantımıza
katılım sağlayan, görüş ve önerilerini paylaşarak
çalışmalarımıza ışık tutan tüm dostlarımıza
teşekkür ederiz.
CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ Sn. ATİLLA SERTEL VE EKİBİ ŞUBEMİZİ
ZİYARET ETTİ.
16.03.2016 tarihinde CHP İzmir Milletvekili Sn.
Atilla SERTEL ve ekibi Şubemizi ziyaret etmiştir.
Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY ve
Yönetim Kurulu Üyelerimiz E. Olcay IŞIN ve
Bülent ONAT‘ ın da hazır bulunduğu ziyaret
kapsamında, mesleğimiz, çevre görevlisi süreci,
kent gündemi ile ilgili görüş alışverişinde
bulunulmuş
ve
gerçekleştirilecek
ortak
çalışmalar ile ilgili değerlendirmeler yapılmıştır. .
EGE BÖLGESİ RES ÇALIŞTAYINA KATILDIK.
Karaburun Kent Konseyi ve Ege Çevre ve Kültür
Platformu tarafından "Rüzgar Yaşamdan Yana
Essin.." teması ile düzenlenen Ege Bölgesi RES
Çalıştayı 19-20 Mart 2016 tarihlerinde
gerçekleştirilmiştir. Ülkenin enerji ihtiyacı ve RES`
ler arasındaki ilişkinin ,RES` lerin ekolojiye ve
canlı yaşamına etkilerinin tartışıldığı çalıştaya,
meslek odaları öğretim üyeleri ve çevre örgütleri
tarafından
katılım
sağlanmıştır.
Çalıştay
kapsamında, Şubemiz adına, Yönetim Kurulu
üyemiz Yard. Doç. Dr. Hasan Sarptaş tarafından
‘RES`lerin Çevresel Boyutu’ ile ilgili bir sunum
yapılmış ve Odamız görüşleri paylaşılmıştır.
TRT KENT RADYO’DA HAYATIN İÇİNDEN PROGRAMINA KONUK OLDUK.
18 Mart 2016 Tarihinde TRT Kent Radyo‘da
yayınlanan Hayatın İçinden Programına Şube
Yönetim Kurulu Başkanımız E. Helil İNAY KINAY
konuk olmuş, Sn. Derya Turhan ile Meslek
Alanımız, Odamız Çalışmaları, Ülkemiz ve
Kentimizde Çevre Profili ve Çevre Sorunları ile
ilgili görüşlerimizi paylaşmıştır.
12. DÖNEMİN BİRİNCİ MESLEKİ SÖYLEŞİSİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK.
2016-2018
Çalışma
döneminde
Mesleki
Söyleşilerimizin birincisini 24.03.2016 Tarihinde
Şubemiz Eğitim Salonunda gerçekleştirdik.
Doç Dr. Sevgi GÜNEŞ ve Cihan GÜNEŞ tarafından
gerçekleştirilen "Model Destekli Su Arıtımı"
konulu söyleşimizde su arıtımında model destekli
teknolojilerin kullanımı ile işletme koşullarına,
yatırım ve işletme maliyetlerine etkileri üzerinde
değerlendirmeler yapılmıştır.
Mesleki Söyleşilerimiz Her Ayın 3. Perşembesi
saat 19.00 da gerçekleşecek şekilde düzenli
olarak devam etmektedir.
ODAMIZ 13. OLAĞAN GENEL KURULUNA KATILDIK.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası 13. Olağan Genel
Kurulu
26-27 Mart 2016 tarihinde Ankara`da
gerçekleştirilmiştir. ÇMO İzmir Şube delegeleri olarak
katılım sağladığımız Oda Genel Kurulunun ilk
gününde Divan Kurulu Seçimi, Oda YK Başkanı Sn.
Mert GÜVENÇ ve konukların konuşmalarının
ardından, Oda Yönetim Kurulu Çalışmalarının
sunulduğu
faaliyet
raporu
değerlendirilmiş,
oluşturulan çalışma komisyonlarında Genel Kurula
sunulan önergeler değerlendirilmiş ve Genel Kurul
onayına sunulmuştur. Oda Yönetim Kurulu, Oda
Organları ve TMMOB Delegasyonu Adaylıklarının
belirlenmesi ve ilanı ile Genel Kurul Gündemi
tamamlanmıştır. Genel Kurulumuzun ikinci gününde
Çevre
Mühendisleri
Odasında
seçimler
gerçekleştirilmiştir. Oda Yönetim Kurulu görev
dağılımı aşağıda yer almaktadır. Çevre Mühendisleri
Odası İzmir Şubesi Delegeleri olarak Odamızda oy
verme işleminin gerçekleştirilmesinin ardından
Anıtkabir ziyareti gerçekleştirilmiştir. Oda Genel
Kurulunda birlikte olduğumuz ÇMO İzmir Şube
delegelerimize teşekkür ediyoruz. Odamız Genel
Kurulu ardından 2016-2018 Çalışma Döneminin;
Üyeleri, Oda Genel Merkezi ve Tüm birimleri ile aktif,
katılımcı, mesleki haklarımızın kazanımlarımızın
arttığı, mesleğimizin, gücümüzün arttığı bir süreç
olmasını diliyoruz.
ASİL ÜYELER
Başkan : Baran BOZOĞLU
II. Başkan: Zeyneti BAYRİ ÜNAL
Genel Sekreter: Cem Ferda TUNCER
Şube Saymanı: Gökşin TEKİNDOR
Üye
:Bülent ONAT
Üye
:Tuğba UÇANKUŞ
Üye
:Ertan ÖZTÜRK
YEDEK ÜYELER
Yedek Üye :Kumru KOCAMAN
Yedek Üye :Tuğçe AKGÖZ
Yedek Üye :Günal ÖZENİRLER
Yedek Üye :Yılmaz ŞENGÜL
Yedek Üye :Serdar SÜRER
Yedek Üye :Burak KUBİLAY
Yedek Üye :Merve ÇOBAN
TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU (TMMOB İZMİR İKK)
ÇALIŞMALARI
AYLIK TOPLANTILAR
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Ocak,
Şubat ve Mart ayı toplantılarına katılım
sağlanmış, TMMOB ve Kent Gündemi ile ilgili
olarak Şubemiz görüşleri paylaşılmıştır.
TMMOB İZMİR İKK URLA OVACIK RES KOMİSYONU
Şubemizin de içerisinde bulunduğu TMMOB
İzmir İKK Komisyonu olarak 23.01.2016
tarihinde; Komisyon üyesi Oda temsilcileri ile
birlikte Urla Ovacık’ta RES Projesi kapsamında
gerçekleştirilen ağaç kesimleri ile ilgili tespit
çalışması için inceleme gerçekleştirilmiş ve konu
ile ilgili Urla Ovacık RES Projesi Tespit Raporu
hazırlanmıştır.
TMMOB İZMİR İKK MADEN VE ÇEVRE ÇALIŞMA KOMİSYONU
Sekretaryası Şubemiz tarafından yürütülen çalışma komisyon çalışmaları kapsamında;
18.02.2016 tarihinde Şubemizde İKK Maden ve Çevre Komisyonu Toplantısı
gerçekleştirilmiş, Bölgemizdeki Madencilik Projeleri değerlendirilmiştir.
TMMOB İKK KIYI YAPILARI ÇALIŞMA KOMİSYONU
Şubemizin de içerisinde yer aldığı TMMOB İzmir İKK Kıyı Yapıları Çalışma
Komisyonunun 18.03.2016 tarihinde gerçekleştirilen toplantısına Yönetim Kurulu
Üyemiz Selçuk DÜNDAR tarafından katılım sağlanmıştır.
TMMOB İZMİR İKK KATI ATIK DEĞERLENDİRME TESİSİ ÇALIŞMA KOMİSYONU
Sekreteryası Şubemiz tarafından yürütülen Komisyon çalışmaları kapsamında;
24.03.2016 tarihinde Şubemizde İKK Katı Atık Değerlendirme Tesisi Komisyonu
Toplantısı gerçekleştirilmiş, İzmir BŞB tarafından planlanan Entegre Katı Atık Bertaraf
Tesisi Projesi ile ilgili mevcut gelişmeler değerlendirilmiştir.
TMMOB İZMİR İKK KADIN ÇALIŞMA GRUBU
30.03.2016 tarihinde İKK Kadın Çalışma Grubu toplantısına Üyemiz Bahar TANK
tarafından katılım sağlanmıştır.
KATILIM SAĞLANAN PLATFORMLAR
İBŞB SAĞLIKLI KENTLER PROFİL KİTABI ÇALIŞMA TOPLANTILARI
İzmir
Büyükşehir
Belediyesi
tarafından
çalışmaları yürütülen ‘Sağlıklı Kentler Profil
Kitabı’ Çalışma Toplantıları 15 günlük periyotlarla
gerçekleştirilmekte olup, Şubemiz tarafından da
etkin katılım sağlanmaktadır.
EBSO ÇEVRE ÇALIŞMA GRUBU TOPLANTILARI
EBSO Çevre Çalışma Grubu toplantılarına
Şubemiz adına Yönetim Kurulu Üyelerimiz
Rahile YENİ ve Gülsüm OYMAN tarafından
düzenli olarak katılım sağlanmaktadır.
BORNOVA KENT KONSEYİ TOPLANTILARI
Şube Başkanımız E. Helil İNAY KINAY Bornova
Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi ve Çevre
Çalışma Grubu Başkanı olup, yürütme kurulu
ve çalışma grubu toplantılarına düzenli olarak
katılım sağlamaktadır.
İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ULAŞIM MASTER PLANI TOPLANTISI
11.02.2016 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi
Ulaşım Master Planı toplantısına Şubemiz adına
Yönetim Kurulu Üyelerimiz E. Olcay IŞIN, Selçuk
DÜNDAR, Bülent ONAT,H. Merve ÖZTÜRK
tarafından katılım sağlanmış, Ulaşım Master Planı
çalışmaları kapsamında Şubemiz görüşleri
paylaşılmıştır.
ALİAĞA EKOLOJİ KOLEKTİFLERİ TOPLANTISI
Şubemiz tarafından Aliağa Bölgesi Çevre
Sorunları aktif olarak takip edilmekte olup, Bu
süreçte
Şubat
ve
Mart
Aylarında
gerçekleştirilen Aliağa Ekoloji Kolektifleri
Toplantısına katılım sağlanmıştır.
GEDİZ HAVZASI ARITMA ÇAMURU YÖNETİM PLANININ HAZIRLANMASI
PROJESİ AÇILIŞ ÇALIŞTAYI
30.03.2016 tarihinde gerçekleştirilen Gediz
Havzası Arıtma Çamuru Yönetim Planının
Hazırlanması
Projesi
Açılış
katılım
sağlanmıştır.
ÇMO İZMİR ŞUBESİ ÖĞRENCİ KOMİSYONU ÇALIŞMALARI
ÇMO
İzmir
Öğrenci
Komisyonumuz
çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir.
Öğrenci Temsilcilerimiz ve Öğrenci Üyelerimiz
ile Komisyon toplantılarımız düzenli olarak
Şubemizde ve DEÜ Çevre Mühendisliği
Bölümünde gerçekleştirilmektedir.
ÇMO İZMİR ŞUBE ÖĞRENCİ KOMİSYONU STANDI
Öğrenci Komisyonumuz tarafından Odamız ve
Öğrenci komisyonu çalışmalarını tanıtmak,
öğrenci üye kayıtlarını gerçekleştirmek ve
planlanan etkinlikler ile ilgili öğrenci
üyelerimizin görüşlerini almak üzere DEÜ Çevre
Mühendisliği bölümünde 28.03.2016 tarihinde
stant açılmıştır. Standımızda 3 hafta boyunca
Pazartesi ve Çarşamba günleri Öğrenci
Komisyonumuz
tarafından
bilgilendirme
çalışmaları gerçekleştirilecektir.
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÇİZİM EĞİTİMİ
Öğrenci üyelerimize özel "BİLGİSAYAR
DESTEKLİ
TEKNİK
ÇİZİM"
eğitimimiz
31.03.2016 tarihinde Şubemizde başlamıştır.
Üç gün sürecek eğitim için 15 kişilik kontenjan
belirlenmiştir. 31 Mart ,4 Nisan ve 7 Nisan
tarihlerinde gerçekleştirilecek eğitim için
kayıtlar kapanmıştır. Şubemiz tarafından
öğrenci üyelerimize ücretsiz olarak verilecek
eğitim öğrenci üyelerimizden gelecek talep
doğrultusunda tekrarlanacaktır
BASIN AÇIKLAMALARI
TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ 12.GENEL KURULUNA
GİDERKEN... 29.01.2016
Şubemizin 12. Genel Kuruluna hazırlandığı bu günlerde dünya, bulunduğumuz coğrafya ve ülkemiz
kritik bir dönemden geçiyor. İnsanlığın, yaşamın, doğanın küçük bir azınlığın kar aracı haline getirildiği
anlayışın hakim olduğu bir dönemde Şubemizin genel kurulunu yapıyoruz.
Ülkemizde yıllardır iktidar partileri değişirken; emeğin ve doğanın sömürüsü üzerine kurulmuş olan
yönetim politikaları değişmiyor. Uzun yıllardır egemen kılınan ve çağdaş, katılımcı demokrasi ile hiçbir
ortak noktası olmayan yönetim anlayışı nedeniyle ülkemizin su kaynakları kirletilmiş, doğal varlıkları,
orman alanları talan, tarihi zenginliklerimiz tahrip edilmiş, kentsel dönüşüm süreçleriyle kent
yoksulları yerlerinden edilmiştir. Bu adaletsiz ve bilim dışı politikalara karşı çıkan TMMOB ve Odamız
yasal düzenlemelerle bakanlıkların denetimine alınarak işlevsizleştirilmeye çalışılmaktadır.
Doğanın ve emeğin sömürülmesi süreçleri bu dönemde tüm yıkıcı etkileri ile karşımızda durmaktadır.
Ülkemizde ve kentimizde yurttaşlarımızın yaşam alanlarını ranta ve talana karşı korumak adına yaptığı
mücadeleler; çevre sorunları ile toplumsal sorunlar arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu, çevrenin
korunmadığı bir demokrasi olamayacağı gibi, demokrasinin olmadığı bir ülkede de çevrenin
korunamayacağını göstermiştir.
Çevrenin ekonomik kalkınma adı altında ranta kurban edildiği günümüzde, " Çevre Görevlisi" kavramı
ile Çevre Mühendisliğinin de bu rant sisteminin bir parçası olarak kullanılmasının yarattığı meslek gaspı
ve bu hak gaspları sonucu meslektaşlarımızın katılmak zorunda bırakıldığı eğitimler bir "RANT" aracına
da dönüştürülmüş; mesleğini yapabilmek ve geçimini sağlayabilmek için bu duruma katlanan
meslektaşlarımızın cebinden büyük miktarda haksız kazanç sağlanmaktadır.
Tüm bu uygulama, süreç, anlayış ve yapılanmaların biz çevre mühendislerinin sahip olduğu bilimsel
bilgiyi doğa toplum ve ülke yararına kullanma ilkemizle örtüşmediği açıktır.
Diğer yandan; Odamızın yeni çalışma döneminde üyeleri ile birlikte daha güçlü bağ kurmuş, birimler
arası ilişkilerde güven, dayanışma ve eşitliğe dayalı bir anlayışın hakim kılınması yalnızca güçlü bir oda
yaratmak için değil aynı zamanda dünya görüşümüzün bir sonucu olarak zorunludur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; ülkemizde ve kentlerimizde doğal
varlıklarımızın korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Çevre korumanın
en kalıcı teminatı olarak sosyal gelişimin sürekli kılınması ve katılımcı çağdaş bir yönetim anlayışının
hayata geçirilmesinin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Bu anlayış ve inançla, Mersin Akkuyu ve
Sinop`ta nükleer santrallara, Aliağa`da Kömürlü Termik Santrallere, Gaziemir`de Nükleer atıklara,
Bergama ve Eşme`de siyanürlü altın madenciliğine, Gördes ve Turgutlu Çaldağ`da nikel madenciliğine
karşı mücadele yürüten toplum kesimleri ile dayanışma kararlılığımızı dile getiriyor, Bu süreçte taraf
olduğumuzu; Yaşamın ve Kamu Yararı tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; yurttaşlarımızın esenliği ve
doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki
kararlılığımızı; örgütlü birliğimizi güçlendirerek, ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde
yeniden kurmak, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı
paylaşıyoruz.
Değerli meslektaşlarımız, şimdi ülkemize, insanımıza, doğamıza sahip çıkma zamanıdır. Şimdi
örgütlü birliğimizi güçlendirerek, ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak
zamanıdır.
Şimdi hep birlikte umudumuzun fidanlarını büyütme zamanıdır.....
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
İzmir Şubesi Yönetim Kurulu
TÜRKİYENİN ÇEVRE PROFİLİ
1982 Anayasanın 56. Maddesinde herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip
olduğunu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini ödemenin devletin ve
yurttaşların ödevi olduğunu belirtmektedir.
Ülkemizde Çevre Kanunu`nun yayımlanmasının üzerinden 30, Çevre Bakanlığı`nın kuruluşunun
üzerinden ise 20 yıl geçmiş bulunuyor. Çevre Kanunu`nun yayımlanması sonrası arka arkaya Hava
Kalitesinin Korunması (1986), Su Kirliliği Kontrolü (1988), Katı Atıkların Kontrolü (1991), Çevresel Etki
Değerlendirmesi (1993) ve Tehlikeli Atıkların Kontrolü (1995) Yönetmelikleri yayımlanıyor. Çevre
Kanunu`nun yayımlanmasından bu yana geçen süre zarfında yayımlanan yönetmelik sayısı 40`a
ulaşmış durumda.
1991 yılında kurulan Çevre Bakanlığı 12 yıllık bir faaliyet döneminden sonra 2003 yılında Çevre ve
Orman Bakanlığı`na dönüştürülüyor. 2011 yılına gelindiğinde ise, Çevre ve Orman Bakanlığı ikiye
ayrılarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kuruluyor. Böylelikle çevre
yönetiminin en önemli unsurlarından birisi olan kurumsal süreklilik, bakanlığın sürekli olarak değişen,
birleşen- ayrışan yapısıyla, ortadan kalkıyor, Çevre Bakanlığı önce Orman Bakanlığı`nın, günümüzde ise
Bayındırlık Bakanlığı`nın bir alt bileşeni haline geliyor.
Çevre Bakanlığı`nın sürekli değişen bu yapısı ile birlikte dikkat çeken bir husus da, çevre mevzuatında
gerçekleştirilen sürekli değişikliklerdir. Çevrenin korunmasının, ekonomik gelişmenin önünde bir engel
olduğu ön yargısının ülke yönetiminde hakim olması, çevre mevzuatında da bitmek bilmeyen bir
değişiklikler sürecine yol açmaktadır. Özellikle, çevre mevzuatına hayatiyet kazandıran yönetmeliklerde
yapılan değişikliklerin çokluğu ve bu değişikliklerin mevcut yönetmelik hükümlerinin gevşetilmesi
şeklinde gerçekleştirilmesi dikkat çekicidir. Bu konuda bilhassa Çevresel Etki Değerlendirmesi
Yönetmeliği`nde ve 2004 yılı sonundan itibaren Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği`nde yapılan
değişiklikler örnek oluşturmaktadır.
Ülkemizde çevrenin korunması ve çevre yönetimine verilen önemin en önemli göstergelerinden birisi
de çevrenin korunması konusunda görevlendirilen bakanlıklara bütçeden ayrılan paylardır. 513 milyar
924 milyon TL.`lık 2015 yılı bütçesinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na ayrılan pay 1 milyar 419 milyon
TL, Orman ve Su İşleri Bakanlığı`na ayrılan pay ise 12 milyar 509 milyon TL`dır. Her iki bakanlığın
toplam bütçeden aldıkları pay oranı ise sadece % 0.3 (binde üç) düzeyinde kalmaktadır. Sadece bu
rakam bile ülke yönetiminde çevre sorunlarının ne derece bir önceliğe sahip olduğunu göstermektedir.
2012 ve 2014 yılı bahar aylarında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan çevre
istatistikleri, 2012 yıl sonu itibarı ile atıksu arıtımı, katı atık bertarafı, tehlikeli atıklar gibi konularda
ülkemizin performansını değerlendirecek verileri bizlere sunmaktadır.
TÜİK 2012 yılı atıksu istatistiklerine göre 2012 yılında ülkemizdeki 2950 belediyeye karşın yalnızca 460
atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu 460 tesisten, Avrupa Birliği (AB) standartlarında arıtma yapan
tesis sayısı ise 70 olup, 2012 yılında arıtılan 3,3 milyar metreküp atıksuyun 1,9 milyar metreküpü bu
tesislerde arıtılmıştır. 2012 yılında üretilen evsel atıksu miktarının 4,07 milyar metreküp olduğu
dikkate alınırsa, belediyelerde üretilen atıksuyun % 80`inin arıtıldığı, ancak AB standartlarında arıtılan
atıksu oranının % 47 oranında olduğu ortaya çıkmaktadır.
İmalat sektöründe ise 2010 yılında üretilen 1.3 milyar metreküp atıksuyun 244 milyon metreküpünün
yani, %19`unun arıtıldığı anlaşılmaktadır.
Katı atık bertaraf tesisleri sayısı ise, kentsel atıksu arıtma tesislerine göre çok daha düşüktür. TÜİK
2012 yılı çevre istatistiklerine göre, ülkemizdeki düzenli depolama tesisi sayısı 664, kompost tesisi
sayısı ise sadece 10 adettir. 2012 yılında belediye nüfusunun ancak %60`ının atıkları düzenli depolama
veya kompost tesislerinde bertaraf edilmektedir. Ülkemizde katı atıkların organik madde içeriğinin
%50-55 oranında olduğu düşünülürse, kompost tesisi sayısındaki azlık ve bu konuda yerli teknolojiler
üretilememesi ayrı bir değerlendirme konusudur.
2.3 milyon tonu madencilik sanayi ve 800 bin tonu imalat sanayi olmak üzere ülkemizde toplam olarak
3.1 milyon ton tehlikeli atık oluştuğu, bu atıkların %75`inin depolama tesislerinde bertaraf edildiği
ifade edilmektedir. Son günlerde İzmir Gaziemir`de ortaya çıkan ve radyoaktivite içeren atıklar, Uşak
ilimizde görülen sakat ve ölü kuzu doğumlarındaki artışlara ve geçtiğimiz yıllarda Kütahya`da faaliyet
gösteren bir maden işletmesinin atık baraj seddelerinin çökmesine ilişkin haberler, madencilik ve
sanayi sektöründe üretilen tehlikeli atıkların bertarafındaki önlemlerin ne kadar yeterli olduğunun bir
göstergesi olarak değerlendirilmelidir.
Enerji ihtiyacının yaklaşık olarak %73`ünü dış kaynaklardan karşılayan ülkemizde, sera gazı
emisyonlarında belirgin bir artış görülmektedir. 2013 yılı toplam sera gazı emisyonu 459,1 milyon tona
ulaşarak, 1990 yılı değerine göre %148`lik bir artış göstermiştir. Kişi başına düşen yıllık sera gazı
emisyonu miktarında da artışlar görülmektedir. 1990 yılında 3,39 ton/yıl olan kişi başına düşen sera
gazı emisyonu miktarı 2013 yılında 5,9 ton/yıl mertebesine yükselmiştir.
Yukarıda, çevrenin çeşitli bileşenlerine ilişkin resmi istatistik rakamları ile verdiğimiz tablo aslında
yapılan uluslararası çalışmalarla da destekleniyor. Yale ve Columbia üniversiteleri tarafından
gerçekleştirilen ve ülkelerin doğal varlıkları ve çevreyi koruma konusundaki performanslarının
değerlendirildiği Çevresel Performans İndeksi (EPI) çalışmasında Türkiye 132 ülke arasında ancak
109`cu sırayı alabiliyor.
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve çevresel sürdürülebilirlikle eşitlik arasındaki sıkı ilişkiye ışık
tuttuğu ifade edilen İnsani Gelişim Raporu`nda ise ülkemiz
173 ülke arasında 92`ci sırada yer
bulabiliyor.
Oysa, nüfusuyla ve ekonomisiyle dünyanın en büyük 18`nci ülkesi olan ülkemizin , çevre kalitesinin
korunması ve geliştirilmesinde de benzer bir konumda olmasını beklemek gerekir. Ancak görülüyor ki
eklektik mevzuat düzenlemeleri, sürekli değişen kurumsal yapılar ve bilimsel ilkelerden uzak yönetim
anlayışlarıyla doğal varlıkların korunması ve insani gelişimin sürdürülmesi mümkün olamamaktadır.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
İzmir Şubesi Yönetim Kurul
NÜKLEER SANTRAL MACERASINDAN VAZGEÇİN. 11.03.2016
Japonya`da 2011 yılında meydana gelen depremin yol açtığı tsunaminin Fukushima Daiçi Nükleer
Santrali`nde soğutma sistemini devre dışı bırakması nedeniyle nükleer
felakete yol açmasının üzerinden 5 yıl geçti.
Felaket sonrasında, Tokyo Elektrik Şirketi ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı tarafından; atmosfere,
okyanusa ve toprağa bulaşan radyoaktif izotoplar hakkında sağlıklı bir
açıklama
gerçekleştirilememiştir. Kazanın boyutlarını gizlemek için büyük gayret gösterilmesine rağmen
bağımsız araştırmacıların çabalarıyla gerçekler ortaya çıkarılabilmiştir. Patlama sonucu yayılan
radyoaktif maddeler Kuzey Amerika`nın batı kıyılarına, Avrupa kıtasına, Pasifik okyanusuna, Kuzey
yarımkürenin büyük kısmına yayılmış durumdadır.
Ülkemizde nükleer enerji santralı kurma macerası; Akkuyu için Rusyayla, Sinop için Japonyayla ve en
son gündeme gelen İğneada için Fransızlarla, ortaklaşılarak sürdürülmeye çalışılmaktadır. Çok büyük
maliyetlerle yapılabilen nükleer santralların ülkemizdeki uygulamalarının maliyet hesabı ise
kamuoyuyla asla paylaşılmamaktadır. Yetkililerin kanunları çiğnemek pahasına ve bölge halkının
direnişine karşın Akkuyu projesinin yapılması için gösterdikleri çaba; Uluslararası Atom Enerji Kurumu
tarafından da hazırlanan raporun bakanlık eliyle "devlet sırrı" gerekçesiyle gizlenmesine kadar
varmıştır.
Akkuyu nükleer santrali için Rusya devleti ile yapılan anlaşma gereği;- Santralin tüm işletmesi, yakıt
tedariki, atık yönetimi ihalesiz yüzde 100 Rusya‘ya teslim edilmiştir.
- Rus tarafına kilo vaat saat başına (Kwh) 12.35 dolar sent ile 15.5 sent arasında fahiş bir satın alma
garantisi verilmiştir. Söz konusu alım garantisi yenilenebilir enerji kaynaklara uygulanan teşviğin çok
üstündedir. Bu durum ülkemizde yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlara da engel teşkil
etmektedir.
- Önerilen VVER 1200 modeli reaktör, bugüne kadar hiç işletmeye alınmamış ve bu nedenle de
Rusya`da bile işletme performansı denenmemiş bir reaktör tipi ilk defa ülkemizde denenecektir.
- Anlaşmada "görünmeyen" ve kimin yükleneceği muğlak olan maliyetleri vardır.
- Bu amaçla kurulan Akkuyu Nükleer AŞ‘nin yüzde 51 hissesinin Rusya tarafında olması, çalışmaların
denetlenmesine engel olacaktır.
Entegre bir tesis olarak ele alınması gereken projenin yalnız belirli bir bölümü Çevresel Etki
Değerlendirme (ÇED) sürecine dahil edilmiştir. Akkuyu‘ya bağlantı sağlayacak enerji iletim hatları ve
trafo merkezlerinin ve atık sahalarının çevresel etki değerlendirme süreçleri, ÇED Raporu dışında
bırakılmıştır.
Radyoaktif çubukların soğuması için gerekli süre olan en az 7 yıl boyunca radyoaktif atıklar Akkuyu`da
depolanacaktır. Bu 7 yılın sonunda Rusya`nın atıkları alıp almayacağı, alsa dahi hangi yollarla
ülkemizden çıkaracağı belirsizliğini korumaktadır. Ülkemizde radyoaktif atıklardan sorumlu olan Türkiye
Atom Enerjisi Kurumu`nun, Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi bünyesinde lisanslı
Radyoaktif Atık İşleme Tesisi‘nin kapasitesinin ancak önümüzdeki birkaç on yıl yetebileceği ifade
edilmektedir.
Tesisin kapasitesi ile ilgili elimizde somut bilgi bulunmamakla birlilikte, nükleer santrallerin kurulması
halinde tesisin kapasitesinin yetersiz kalması söz konusu olacaktır.
Olası kaza riskleri küçümseyen yönetim anlayışı bırakın nükleer bir kazayı, Gaziemir‘de ortaya çıkan
radyoaktif atıklar için bile çözüm bulamamıştır. Gaziemir`deki kurşun fabrikasında ortaya çıkartılan
nükleer atıkların uluslararası yasalarla men edilmesine karşın ticaretinin nasıl gerçekleştiği ve ülkemize
nasıl girdiği ilgili bakanlıklar tarafından henüz açıklanamamıştır. Benzeri bir felaketin bir daha
yaşanmaması için bakanlıklar tarafından alınmış ve kamuoyuyla paylaşılmış önlemler
bulunmamaktadır. 2007 yılında tespit edilen 2012 yılında bir gazete haberi ile öğrendiğimiz radyoaktif
atıklar 2016 yılı itibari ile hala temizlenebilmiş değildir.
Aliağa gemi söküm tesislerinin denetlenmemesi nedeniyle geçen sene tartışılan Kuito gemisinin
radyasyonlu olmadığına 3 saatlik incelemeyle karar veren bakanlık görevlilerine rağmen, gemi sökümü
tamamlandıktan sonra mahkeme; "içerdiği radyasyon seviyesi nedeni ile sökülemez" kararı verebildi.
Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir köylerinde denetimsiz olarak çalıştırılmış uranyum madenlerinden
çıkartılan uranyum işlenerek yurtdışına sevk edilmiş ve daha sonra bu madenler kontrol edilmeden,
güvenlik önlemleri alınmadan terk edilmiştir. Bu madenler halkın sağlığını tehdit etmeye devam
etmektedir.
Bölgemizde karşılaştığımız, nükleer santralle karşılaştırıldığında radyoaktivite yönünden çok daha az
risk oluşturacak tesislerin bile denetlenememiş olması endişelerimizi arttırmıştır. Nükleer santral
kazaları ve kazaların yarattığı büyük tahribat nükleer santrallerden vazgeçilmesi için ciddi bir uyarı
niteliğindedir. Nükleer santral karşıtları olarak Çernobil`de yaşanan felaketlerin olumsuz etkileri hala
sürerken, Fukuşima`nın yıldönümünde ülkemizde nükleer santral istemiyoruz.
Nükleere İnat Yaşasın Hayat
Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ
"SU VE İSTİHDAM" "YAŞAM KAYNAĞIMIZ SULARIMIZI KORUYAMIYORUZ"
Birleşmiş Milletler tarafından; ilk kez 1992 yılında Rio Konferansında kararlaştırılan Dünya Su Günü; İlk
kutlamanın yapıldığı 1993 yılından beri her yıl farklı temalarla kutlanıyor. 2011 yılında "Su ve
Kentleşme",2012 yılında "Su ve Gıda Güvenliği", 2013 Yılında ‘‘Su Dayanışması‘‘, 2014 yılında ‘‘Su ve
Enerji‘‘ , 2015 yılında " Su ve Sürdürülebilir Kalkınma " olarak belirlenen Su Günü Teması 2016 yılında
" Su ve İstihdam " olarak belirlenmiştir.
Ancak; Birleşmiş Milletler tarafından yaşamın temel unsuru olan ve artan dünya nüfusu, sanayileşme,
yapılaşma, ormansızlaşma, küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle daha da kısıtlı hale gelen su
kaynaklarının önemine dikkat çekmek için ilan edilen 22 Mart Dünya Su Gününün; aynı zamanda
suyun ilk defa "piyasada alımı satımı yapılabilecek bir meta" olarak tanımlandığı yer olarak suyu da bir
meta haline getirdiği bir diğer gerçektir.
Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan World Water Development Report 2015" (WWDR2015) su
kullanımı konusunda çarpıcı verileri içermektedir. Rapora göre; Dünyada 748 milyon kişi temiz içme
suyuna ulaşamadığı belirtilirken, Aşırı kentleşme nedeni ile boyutu büyüyen temiz suya ulaşım sorunu
kapsamında; Dünya kentlerinde 20 yıl önce 111 milyon kişi bu olanaktan yoksunken, şimdi bu sayının
149 milyona ulaşmış olduğu ifade edilmektedir. Aynı rapora göre; artan nüfus sonucu 9,5 milyar kişiyi
barındırmaya çalışan Dünyada 35 yıl içerisinde su talebi % 55,endüstrinin su talebinde 400‘e varan bir
artış öngörülmektedir. Tarım sektöründe yapılan değerlendirmelerde ise; rapora göre son 50 yıl içinde
ekilen araziler yalnızca %12 arttığı halde tarımın kullandığı su %117 artış göstermiştir.
Ülkemizde ise su tüketiminin %70`i tarımsal, %20`si kentsel ve %10`u ise endüstriyel alanda
gerçekleşmektedir. Dünyada ve ülkemizde giderek daha kıt bir kaynak olan suyun etkin ve adil bir
kullanımı olduğunu söylemek ise mümkün değildir.
Yıllık tüketilebilir su potansiyeli ise 112 milyar m3 olan ülkemizde kişi başına tüketilebilir su potansiyeli
1.519 m3 civarında olup, bu değer "su azlığı" yaşanan bir ülke olduğumuzu ve bu değerin 2030 yılında
1000m3 olacağı öngörülmekte, "su fakiri" ülkeler sınıfına girebileceğimizi göstermektedir. Küresel
iklim değişikliğine ilişkin senaryolar ülkemizin bu süreçten olumsuz yönde etkileneceğini ve su
kısıtımızın daha da artacağını ortaya koymaktadır.
Tüm bu göstergeler doğrultusunda Ülkemizin Su Yönetimine ilişkin yürüttüğü çalışmalar ve politikalar
ile ilgili Su karnemiz oldukça çarpıcı verileri ortaya koymaktadır.
TÜİK verilerine göre 1396 belediyenin hizmet verdiği Türkiye‘de 2014 yılında 4,3 milyar metreküp atık
su, kanalizasyon şebekeleri ile toplanarak uzaklaştırılmış olup, bunun 3,5 milyar metreküp bölümünün
arıtıldığı belirtilmiştir. Toplam atıksuyun %68 i arıtılırken, Avrupa Birliği standartlarında arıtılan atık su
oranı ise yüzde 41,6 olarak gerçekleşmiştir. Her iki yurttaşımızdan birinin ürettiği atık su halen
standartlara uygun arıtılamamaktadır.
İçme ve kullanma suyu şebekesi ile hizmet verilen belediye nüfusunun 2014 yılı itibariyle Türkiye
nüfusu içindeki payı %91, toplam belediye nüfusu içindeki payı ise %97 olarak tespit edilmiştir.
İçme suyu arıtma tesisleri ile hizmet verilen belediye nüfusunun oranı ise Türkiye nüfusu içinde
%54, toplam belediye nüfusu içinde %58 olarak hesaplanmıştır. Her iki yurttaşımızdan birine sağlıklı
içme suyu temin edilememektedir.
Ayrıca şehir şebekelerinde %30`u aşan kaçaklar önemli bir ekonomik kayba yol açmaktadır.
Diğer yandan, gün geçtikçe daha kısıtlı bir kaynak haline gelen suyu ticari bir meta olarak gören
anlayış, yurttaşlarımızın sağlıklı, güvenli ve yeterli suya ulaşım hakkı önünde en önemli engeli
oluşturmaktadır.
Ülkemizde yapılan değerlendirmelere göre; Kentlerimizde şişelenmiş su talebinde artış dikkat çekici
boyutlardadır. 2000 yılında kent halklarının %20‘si şişe suyu kullanırken, bu değer 2005‘te
%37‘ye,2010‘da %54‘e ulaşmıştır.
Kamu kuruluşları, il özel idareleri, girişimler ve organize sanayi bölgelerinde, çevresel faaliyetlerde
2014 yılında istihdam edilen toplam 68 bin 486 kişiden 33 bin 695‘i su temini, kanalizasyon, atık
yönetimi alanlarında çalışmaktadır.
Yeşil istihdam çevresel, ekonomik ve sosyal olarak sürdürülebilir işletmelerin ve ekonomilerin
sağladığı iş imkanı olarak tanımlanmaktadır. Ancak istihdam olanaklarının araştırılmasından önce
sanayi işletmelerinin su kaynaklarına uyguladığı baskının azaltılması önem taşımaktadır.
Su, atıksu ve atık istatistikleri anketi sonuçlarına göre 2014 yılında, imalat sanayi işyerleri 2,4 milyar
m3, maden işletmeleri 220 milyon m3 su çekmiştir. İmalat sanayi işyerleri tarafından çekilen suyun
%70,7‘sini denizden , %14,5‘ini kuyudan, maden işletmeleri tarafından çekilen suyun %54,7‘si
kuyu, %25,4‘ü deniz ve kaynaktan kullanılmıştır.
İmalat sanayi işyerleri tarafından 2014 yılında alıcı ortamlara deşarj edilen 1,6 milyar m3 soğutma
suyunun 9,7 milyon m3‘ü arıtılırken, soğutma suyu haricinde deşarj edilen 359 milyon m3
atıksuyun ise %55,1‘i arıtılmıştır. Maden işletmeleri tarafından 2014 yılında deşarj edilen toplam
139 milyon m3 atıksuyun %73,4‘ü denize, göle veya akarsuya, %8,9‘u atık barajına, %6,8‘i ocak
içine, %3,5‘i araziye, %2,9‘u fosseptiğe ve %4,5‘i diğer alıcı ortamlara deşarj edildi. Anket
kapsamında bulunan maden işletmeleri tarafından 2014 yılında toplam 24 milyon m3 atıksu
arıtılmıştır.
Bu veriler imalat sanayi ve maden işletmeleri tarafından ciddi miktarda su kullanıldığını ve oluşan
atıksuların en az yarısının arıtılmaksızın alıcı ortama deşarj edildiğini göstermektedir. Söz konusu
işletmelerdeki mevcut uygulamalar su kaynaklarımızı miktar ve kalite yönünden tehdit altında
bırakmaktadır. Bu kapsamda işletmelerin su kullanımı azaltan, atıksuların geri kazanımı ve tekrar
kullanılmasını sağlamaya yönelik önlemler alması gerekmektedir.
İzmir‘de 2014 yılında 298 milyon m3 su arıtılmıştır. Bu miktarın % 98‘i ileri biyolojik yöntemlerle
arıtılmıştır. İzmir Büyükşehir bünyesinde 30 ilçede toplam 54 arıtma tesisi bulunmaktadır. Ancak,
Dikili, Foça, Gerenköy, Kiraz, Selçuk, Ulucak ve Yeni Şakran arıtma tesisi proje ve yapım süreçlerinin
de en kısa sürede tamamlanması gerekmektedir. İzmir‘de AB standartlarında arıtılan yıllık kişi
başına atık su miktarı 69.1 metreküp olarak gerçekleşmiştir.
İçme suyu ve Atıksu arıtma tesisleri sayısı ve kalitesi ile Ülkemizin diğer kentlerinden önde olan İzmir
Kenti; Bardağın diğer tarafından bakıldığında ise yeterli suya sahip olamadığı için kilometrelerce
öteden Gördes Barajından su temini sağlanmaktadır. Bir taraftan kilometrelerce öteden yüksek
maliyet ve işgücü harcananarak su temin eden İzmir; gelecekteki su kaynağı olan Çamlı Baraj
Havzasında altın Madenciliğinin getirdiği kirlilik riski ile karşı karşıyadır. Kentte su yönetiminden
sorumlu kuruluşlar olan İZSU ve DSİ Gelecekteki su kaynakları için farklı yaklaşımlar sergilemektedir.
İBŞB VE İZSU Çamlı Barajını zorunluluk olarak görürken, DSİ Baraj yapımından vazgeçmekte; Bölgedeki
derelerin suyunu şirkete tahsisi etmekte; Sudan sorumlu iki kuruluş politikaları İzmirliyi sağlıklı suya
ulaşma konusunda tehlikede bırakmaktadır. Bununla birlikte maden işletmesinin mevcut hali ile
yarattığı kirlilik mahkeme kararları ve bilirkişi raporları ile ortaya konulmuş ve ÇED Kapasite Artışına
ilişkin ÇED Olumlu Kararı İptal edilmişken; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından tüm bu aşamalar göz
ardı edilerek ÇED Kapasite Artışına ilişkin ÇED süreci yeniden yürütülmüş ve ÇED Olumlu Kararı
yenilenmiştir. Efemçukuru İzmir Kenti Yerel Yönetimi tarafından Kentin Su kaynağı olarak
tanımlanmaya devam ederken, tüm itirazlara rağmen Merkezi İdareler tarafından kirlilik riski ile baş
başa bırakılmıştır.
Kentimiz ile ilgili yaşadığımız bu örnekte de görüldüğü gibi suyumuzu yönetemiyoruz. Sağlıklı bir su
yönetimi için; Yasal mevzuat ve düzenlemelerde su kaynakları, havza yönetim süreçlerinin bütüncül bir
yaklaşımla değerlendirilmesi, merkezi ve yerel idare ile birlikte bilim insanları, meslek odaları ve diğer
paydaşlarla kamu yararı çerçevesinde düzenlenmesi gerekmektedir. Yapılan uygulamalar ise; su
kaynaklarımızın içme suyu havzaları ve sulak alanlarımızın yapılan uygulamalarla yapılaşma, sanayi, ve
diğer kirletici etkilere açıldığı ve doğal özelliğini kaybetme riski ile karşı karşıya bırakıldığını
göstermektedir. Yeni Su Kanunu taslağında Su Kanalizasyon İdarelerine yer verilmemesi; ülke
nüfusunun büyük bölümünün yaşadığı kentlerin karar mekanizmaları dışında tutulması dikkat
çekmektedir. Benzer şekilde merkezi idareler tarafından çalışmaları yürütülen Havza Yönetim Planları
süreçlerinde yaşanan problemler; Su Kanunu Taslağında ortaya konulan sıkıntılar, Su Yönetimi
süreçlerinde Bakanlıklar arasında oluşan yetki karmaşaları, Su kaynaklarımızın giderek daha kirli hale
gelmesi suyu yönetemediğimiz gerçeğini de ortaya koymaktadır. Ülkemizde; su kaynakları koruma
alanlarının mutlak bir şekilde korunması, kirlenmenin önlenmesi, sürdürülebilir, eşit kullanım
haklarının temini ve sağlıklı politikalar ile yönetimi gerçekleştirildiğinde suyun sürdürülebilirliğinden
bahsetmek mümkün olacaktır.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak, suyun, canlı tüm yaşam için vazgeçilmez doğal bir hak
olduğu unutulmadan, suyun kullanımı ve korunması ile ilgili kararlarda yöre, bölge, ülke insanının yok
sayılmadan ivedilikle toplumsal projeler oluşturulması gerektiğinin önemi bilinerek ve hiç akıldan
çıkarılmadan; ayrıca suyu "doğal hak" olmaktan çıkarıp, "ticari bir mal" haline getirerek sermayeye,
küresel piyasaya açan politikalardan vazgeçilmesini, doğal kaynaklarımızı, halkımızın çıkarlarını ve
geleceğini korumak için; kamu mülkiyeti temelinde örgütlenmiş, ulusal planlama çerçevesinde yerel
kalkınmayı hedefleyen, her bireyin suya erişimine olanak sağlayan, eşitsizlikleri de ortadan kaldırarak,
doğayla barışık yatırımı önemseyen ulusal su politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerekliliğini
bir kez daha vurguluyor, yurttaşlarımızın esenliğini ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim
ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
MEDYA HABERLERİ
Gazete Haberleri:
1. Yüksek Gerilimde Eğitime Tepki (Yeni Asır- 02.01.2016)
2. Orman Çöplüğe Döndü. (İlk Ses-07.01.2016)
3. Toprağın İsyanı (Dokuz Eylül Gazetesi- 20.01.2016)
4. Okulun Dibine Baza Mahalleli Karşı Çıktı (Haber Ekspres-23.01.216)
5. Gürültüye 7/24 İzin (Milliyet Ege-25.01.2016)
6. Destek Çığ Gibi ( Dokuz Eylül Gazetesi- 27.01.2016)
7. Kaçak Döküme Tepki (Dokuz Eylül Gazetesi-03.02.2016)
8. Yeşili Almayın İzmir Den( Haber Türk Egeli- 10.02.2016)
9. Ormanlar Tehlikede (Dokuz Eylül Gazetesi- 05.02.2016)
10. Nükleer Atıkla Başbaşa Kaldık (Milliyet Ege-15.02.2016)
11. Termik Santralde Yeni Taktiğe De Dava Yolda (Dokuz Eylül -24.02.2016)
12. 3 Yetmedi 4 İstedi (Dokuz Eylül Gazetesi - 28.02.2016)
13. İzmir`in Kimliği Ortadan Kalkıyor 1-2 (Ege Haber-08.03.2016)
14. Çevrecilerden Nükleer Uyarısı Geldi (Ege Haber-12.03.2016)
15. Fukişima’ nın Yıldönümünde Nükleer Tehlike Uyarısı- (Haber Ekspres12.03.2016)
16.Fukişima`nın Yıldönümünde Nükleer Uyarısı (Sözcü-11.03.2016)
17. Aliağa İçin Dönüm Noktası Dava (Aliağa Ekspres- 25.03.2016)
18. Termik Santral Olumlu ÇED Raporu İçin Dava(Haber Ekspres-25.03.2016)
19. Aliağa’daki Çed Kararı Davalık Oldu (Hürriyet-25.03.2016)
20. Aliağa’daki Termik Santralde 2 Ünitenin ÇED Kararına Dava (Yurt-25.03.2016)
21. Termik Santral Davalık (9 Eylül- 25.03.2016)
TV Haberleri
1. Çevreden Çevremizden Programı (Ege Üniversitesi TV- 24.02.2016)
1. Ana Haber Bülteni (Ege TV- 16.03.2016)
Radyo Haberleri
1. Hayatın İçinden Programı (TRT Kent Radyo- 16.03.2016)
NİSAN AYI EĞİTİMLERİMİZ
Sıra No
TARİH
EĞİTİMİN ADI
1
04-07 Nisan 2016
A-2 MÜHENDİSLİK AKUSTİĞİ SERTİFİKA EĞİİTM PROGRAMI
2
12-14 Nisan 2016
LPG İKMAL İSTASYONLARINDA SORUMLU MÜDÜRLÜK
3
16 Nisan 2016
TIBBİ ATIK PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİ
4
19-20 Nisan 2016
AAT İŞLETME PERSONELİ BİLGİLENDİRME EĞİTİMİ
EPANET İLE SU DAĞITIM SİSTEMLERİNİN DİNAMİK HİDROLİK
MODELLEMESİ EĞİTİMİ
5
28-29 Nisan 2016
MAYIS-HAZİRAN DÖNEMİNDE PLANLANAN EĞİTİMLERİMİZ
Sıra No
EĞİTİMİN ADI
1
PROJE DÖNGÜSÜ YÖNETİMİ
2
ÇÖP TOPLAMA PERSONELİ EĞİTİMİ
3
GÜRÜLTÜ MEVZUATI UYGULAMALARI EĞİTİMİ
4
B-1 TİPİ ENDÜSTRİYEL GÜRÜLTÜ RAPOR HARİTALAMA SERTİFİKA PROGRAMI
5
MESLEĞE İLK ADIM EĞİTİMİ ( ÇMO ÖĞRENCİ ÜYELERİMİZE YÖNELİK OLARAK ÜCRETSİZ)
6
B-2 TİPİ ULAŞIM SEKTÖRÜ GÜRÜLTÜ RAPOR HARİTALAMA SERTİFİKA PROGRAMI
7
LİMANLARDA ÇEVRE YÖNETİMİ
ACI KAYBIMIZ.. ARKADAŞIMIZI MESLEKTAŞIMIZI KAYBETTİK..
Meslektaşımız, Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Zehra DOĞAN ÖZTÜRK
geçirdiği ani rahatsızlık sonucu aramızdan ayrıldı.
Mücadele arkadaşımızı, meslektaşımızı kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz.
ÇMO Ailesi olarak Üyemiz Zehra DOĞAN ÖZTÜRK‘e Allahtan rahmet
sevenleri ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyoruz. Başımız Sağolsun...
Hep bizimle olacak…
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi

Benzer belgeler