bank of baku - Nab Holding

Transkript

bank of baku - Nab Holding
YAYIN KURULU / EDITORIAL BOARD
Yayın Kurulundan Merhabalar
Hello from the Editorial Board
Değerli NAB’ER okurları,
Dear NAB’ER readers,
Keyifli ve hareketli geçen bir yazın ardından soğuk kış günlerine yeniden “Merhaba” dedik. Önümüzde uzun ve tempolu
kış ayları bizi bekliyor.
After an enjoyable and active summer, we say “Hello” to cold
days of winter once again. We have long and busy days of winter
ahead awaiting us.
NAB’ER Ekibi olarak NAB’ın geçtiğimiz yaz günlerinde gerçekleştirdiği etkinlikleri, iştiraklerimizdeki yenilikleri Kasım sayımızda sizlerle paylaşmak için hazırladık.
As NAB’ER Team, we have compiled the summer activities of
NAB as well as the new developments with our affiliates in our
November issue.
NAB’IN 25.Yılı ile birlikte NAB kurumsal kimliğimize bağlı kalarak dergimizin tasarımında ufak tefek değişiklikler yaptık.
İçeriğimize ekonomi, tarih, kültür ve sanat başlıklarını ekledik.
Her sayımızda olduğu gibi yöneticilerimizden mesajlarla birlikte bu sayımızda da Cihat Büyük’ün “Yeni Pazar Kategorileri”
adlı makalesi ve Shirley Alonso arkadaşımızın sokak keyfi köşemiz için hazırladığı “Filipinleri Keşfedelim” başlıklı yazısı yeni
konularımız arasında.
Along with the 25th anniversary of NAB, we slightly modified the
design of our magazine in a way that adheres to our corporate
identity of NAB. We included the segments on economy, history,
culture and arts.
Tabiiki geride bıraktığımız dönem sadece çalışarak geçmedi. Birlikte eğlenceli zamanlar, bayramlar da geçirdik.
Azerbaycan’da Photopeak grubunun İlham zirvesine tırmanışı
ile objektiflerine yansıyan izlenimler, sualtı fotoğraf sanatçısı
Alptekin Baloğlu’nun “Su Altının Nazik Devleri” başlıklı yazıları
sayfalarımızı daha da renklendirdi.
Yeni doğan bebekler, mutluluğa adım atan NAB çalışanlarımız
ve içimizden biri sayfalarındaki çalışma arkadaşlarımızı daha
yakından tanıma fırsatı bulacaksınız.
Keyifli okumalar dilerken, tüm NAB Ailesi olarak 2014 senesinin sizlere sağlık, başarı ve mutluluk ile gelmesini temenni
ederiz.
NAB’ER EKİBİ
Like in every issue, our managers convey their messages to us,
and we also have two special guests in this issue; Cihat Büyük
wrote on “New Market Categories”, and Shirley Alonso brought
“Let’s Explore The Philippines” as part of our segment on street
joys.
Certainly, we did not spend this whole time entirely on working.
We had our entertainments and feasts. Our pages became even
more colorful with the impressions from the Photopeak group’s
climb to the İlham Summit in Azerbaijan, and the underwater
photographer Alptekin Baloğlu’s piece on “Gentle Giants of the
Underwater”.
You will get a chance to know our colleagues more closely in our
pages of Newborns, Happily Married, and One of Us.
Enjoy your magazine.
The entire NAB Family wish your health, success and happiness
in 2014.
NAB’ER TEAM
1
İÇİNDEKİLER / INDEKS
1
MESAJ / MESSAGE
Yayın Kurulu Editorial Board
Can ÖZTÜRK
Genel Müdür / General Manager
Nadir EROMİ
Kurucu / Founder
35
Amir EROMİ
Yönetim Kurulu Üyesi / Board Member
14 SÖYLEŞİ / INTERVIEW
38
Cihat BÜYÜK
Yeni Pazar Kategorileri / New Market
Categories
18 BİZDEN HABERLER / NEWS
19
Bank of Baku Nakitsiz Ödemelerde
Bir Kez Daha Lider Banka Oldu
Bank of Baku is Leader Again in Cashless
Payments
40
24
Yiğitcan Öztürk
Osmanlı’nın En Parlak Günleri
The Ottoman Empire in It’s Prime
Buta Sigorta’da Yenilikler
Novelties at Buta Insurance
27
Bulutlarla Yarış
Races with Clouds
31
44
Miri Yusif “Ben Bir Jeeper’ım” Dedi
Miri Yusif : “I am a Jeeper”
35
EKONOMİ / ECONOMY
TEKNOLOJİ / technology
46 SANAT / ART
Nadir Eromi’nin Objektifinden
Duygulara Yansıyanlar
Emotions Reflected From The Lens of
Nadir Eromi
2
KONUK / OUR GUEST
Alptekin Baloğlu
Nazik Devler / Gentle Giants
50
KÜLTÜR / CULTURE
Tolga Çiftçi
180 Yıllık Efsane
A legend of 180 Years
İsmail TUNCA
Teknolojinin Önemi
Importance of Technology
38 SAĞLIK / HEALTH
Mucize Egzersiz Pilates
Miracle Exercise Pilates
Ofeliya Sofiyeva
Azerbaycan Ekonomisi
Azerbaijan’s Economy
37
TARİH / HISTORY
54 HAYAT / LIFE
Qafqaz Leasing Bayrağımız
İlham Zirvesi’nde
Qafqaz Leasing Flag
At The Summit of İlham
İÇİNDEKİLER / INDEKS
40
46
58
SOKAK KEYFİ / STREET LIFE
Shirley Alonso
Bir Uzakdoğu Macerası Filipinler
A Far East Adventure
66
İÇİMİZDEN BİRİ / ONE OF US
Nimet Fışkınlı
Siz de Engelleri Aşabilirsiniz!
You can Overcome Obstacles,Too!
67
54
HOBİ / HOBBY
Biraz Sanat, Biraz Kariyer
Some Art,Some Career
68
BİZ / WE ARE
Sonsuz Mutluluklar
Happily Ever After
70
DAMAK TADI / TASTE
Balkabağı Mevsimi / Pumpkin Season
58
3
MESA J / MESSAGE
Can Öztürk
Genel Müdür / General Manager
İşte tam bu noktada Esneklik ve Hız’ın
önemi daha iyi anlaşılıyor.
Diğer bir ifadeyle değişime
açık olmak, adapte olabilmek kadar
bunu ne kadar hızlı yapabildiğimiz
de çok önemli. Başa dönecek olursak,
gelecekte geçmişe göre belki en az iki
kat daha hızlı olmak durumdayız.
Here we understand better the
significance of Flexibility and
Speed. In other words, the speed of
transformation is also as important as
being open and adapting to change.
To go back to the beginning, perhaps
we will need to be twice as fast in
future as we did in the past.
4
MESA J / MESSAGE
Değerli Çalışma Arkadaşlarım
Hepinize Merhaba,
Hatırlayacağınız üzere, bu yılın ikinci sayısında
sizlerle önemli olduğunu düşündüğüm farklı bir
vizyonu paylaşmıştım, o da internet’in Dünyamızı
ve iş hayatını nasıl etkilediği ve etkileyeceği idi.
Bu sayıda, yine benzer bir konuya değinmek
istiyorum;
Esneklik ve Hız.
Hello Dear Colleagues,
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre şirketlerin
kurumsal yaşam döngüsü giderek kısalıyor.1958
yılında ilk 500’ de yer alan şirketlerin ortalama
ömrü 61 yıl iken, 1980’ de 25 yıla, bugün ise 18
yıla düşmüş durumda. Yani, pazardaki değişimler,
yeni teknolojiler, yeni iş modelleri gibi nedenlerle
şirketler kendilerini dönüştürme ihtiyacını mutlaka
bir gün hissedecekler. Burada önemli olan bu dönüşümden faydalanarak daha kuvvetli bir şekilde
yola devam edebilmek.
In this issue, I would like to go into a similar issue:
Flexibility and Speed.
İşte tam bu noktada Esneklik ve Hız’ın önemi
daha iyi anlaşılıyor. Diğer bir ifadeyle değişime
açık olmak, adapte olabilmek kadar bunu ne kadar hızlı yapabildiğimiz de çok önemli. Başa dönecek olursak, gelecekte geçmişe göre belki en az 2
kat daha hızlı olmak durumdayız.
Bu durumun bireyler olarak bizlerden başlayarak sonunda bizlerden oluşan kurumumuzun hızını doğrudan belirleyeceği, nihayetinde kurumumuzun güncel şartlara adaptasyonuna ve yaşam döngüsüne doğrudan etkileyeceği için hayati
önem arz edeceği ortadadır.
Esas itibarıyla amacım, NAB olarak gelecek hedeflerimize ulaşabilmede ve sürdürülebilir büyüme için konunun önemini vurgulamak ve farkındalık yaratmaktı. Müsadenizle bu konuda atılacak
ilk adım olarak bir öneride bulunmak istiyorum;
Herkes kendine ‘’Bu konuda ne yapabilirim? sorusunu sorup, bu yıl için kendine en az iki tane
aksiyon planı belirlemesi‘’dir. Böylece hem kişisel gelişimimiz hem de kurumumuz için olumlu bir
hareket başlatmış olacağımıza inanıyorum.
As you will recall, I had shared a different vision
that I considered important with you in the second
issue of this year, which was about the impact of
internet on our world and business life.
According to a research conducted in the US, the
corporate life span of companies is decreasing.
The average life span of companies in the top 500
was 61 years in 1958 while it decreased to 25 years in 1980, and to 18 years today. Thus, companies will definitely need to self-transform due to
such reasons as market changes, new technologies and new business models. What is important here is to benefit from this change to carry on
stronger.
Here we understand better the significance of
Flexibility and Speed. In other words, the speed of
transformation is also as important as being open
and adapting to change. To go back to the beginning, perhaps we will need to be twice as fast in
future as we did in the past.
It is evident that this situation will be of vital importance as it will have a direct impact on us and
on the pace of our corporation that consists of us,
and finally on our corporation’s adaptation to current conditions and life span.
Hepinize en içten sevgilerimi sunar, başarılı çalışmalar dilerim.
Essentially, my purpose was to raise consciousness and emphasize the vitality of the subject for
sustainable growth and reaching our future goals as NAB. I would like to make a suggestion as
a first step on this matter: Everyone should ask
themselves “What can I do about this?” and set at
least 2 action plans for this year. I believe we would initiate a positive movement both for our personal development and also for our corporation.
Hoşçakalın.
Most sincerely,
5
MESA J / MESSAGE
6
MESA J / MESSAGE
Nadir Eromi
Kurucu / Founder
Aslında Dedelerimiz Bulmuş Batılı’lar Değil...
It was Our Ancestors, Not The Westerners...
Geçtiğimiz aylarda Peder Bey ile birlikte kapalıçarşıyı birlikte gezme fırsatı bulduk. Birkaç saat
çarşının altını üstüne getirdikten sonra geçmiş ile
ilgili çoğumuzun bilmediği bazı gerçekleri Peder
Bey’den dinledim. Gün boyu Peder’le çarşı pazar
gezme nostaljisini yaşamanın ötesinde birkaç saatliğine çocukluğumdaki o tatlı heyecanı bir daha
yaşamak nasip oldu. Zamanın değiştirdiği tek fark
artık çarşıda gezerken Peder’in elini tutamıyor olmamdı.
Recently, I had a chance to see around the grand
bazaar with the father. As we rooted around the
bazaar for a few hours, I listened to some facts
about the past from the father. Beyond the nostalgia of strolling around the bazaar with the father all
day long, I also had a chance to experience that
sweet childhood excitement for a few hours. The
only thing that was changed with time was that I
was not holding the father’s hand in the bazaar
any more.
Kendi içinde küçük bir kent görünümünde olan,
içinde sakladığı tarihi ve kültürel hazineleri ile misafirlerini ağırlamayı bekleyen çarşının atmosferi
beni hep hayretlere düşürmüştür. Aslında olayın
ilginç tarafı dedelerimizin 600-700 sene önce AVM
kavramını bulup, hayata geçirmiş oldukları eski
çarşı konseptinden sonra, batının bu kavramları
600 sene sonra allayıp pullayıp modern AVM adı
altında bizlere tekrar satmaları durumudur.
I have always been amazed by the atmosphere of
the bazaar, which looks like a small town, waiting
to host guests with its historical and cultural treasures. The interesting phenomenon is how the
Westerners garnished what our ancestors had established 6-7 centuries ago to sell us back under
the name of shopping mall.
Yeni adıyla “AVM” yani Alışveriş Merkezi dediğimiz
mekanlar aslında tek çatı altında ve belli kurallar
These places, namely shopping malls as they
are called now, are living spaces under a single
roof and within certain rules. We see similar, even
same features when we compare the shopping
7
MESA J / MESSAGE
çerçevesinde oluşturulan
yaşam alanlarıdır. Her
eski büyük kentin içinde tarihte inşa edilen kapalıçarşıları ve AVM’leri
karşılaştırdığımızda benzer hatta çoğu zaman
aynı özellikleri buluyoruz. Umarım siz NAB’ER
okurları da bu özellikleri
düşününce benim kadar
keyif alacak, şaşıracaksınız.
Kapalıçarşılarda halkın günlük ihtiyaçlarını
karşılamak üzere kurulmuş dükkanlar vardı. Her
sektör bölümüne göre ve
tüketicinin alışkanlıklarına göre, farklı veya aynı
kubbe ve avlularda kurulur hizmet ederlerdi. Bugünlerde markaların oluşturduğu mağaza düzeni
dediğimiz veya shop-mix diye tabir edilen yöntemi
anımsamamak elde değil.
Her tarihi çarşının veya hanların içinde sıcak ve
soğuk içecek servisi yapan çayhanelerin yerini
bugünkü AVM’lerde modern kahve mağazaları ve
coffee-shoplar aldı.
Eski çarşılarda lezzetli, kaliteli ve hesaplı yemekler sunan lokantalar sadece esnafı değil dışarıdan bile müşteri çekerlerdi, şimdi ise AVM’lerde
genellikle en üst katlardaki food-court alanlarında,
fast-food zincir restoranları müşterilerin beğenisini
kazanıyor.
Kapalıçarşıya uzaktan yakından gelen müşteri merkeplerini ve atlarını dinlendirmek ve bekletmek için kullanılan kervansarayların işlevini şimdiki AVM’lerde açık ve kapalı otoparklar görüyor.
Hemen kervansarayların ikinci katlarında uzaktan gelen ziyaretçiler için yapılmış konaklama
odaları vardı ki bugünkü AVM’lerin çok yakınında
bu ihtiyacı da gören hoteller ve konaklama tesisleri yer almaktadır.
Antik ortadoğu kültüründe “zorhane” diye tabir
edilen, çarşı esnafının sabah veya akşamları kuvvetlerini denedikleri, güreş talimi yaptıkları bir nevi
idman alanlarının yerini günümüzde fitness ve
spor merkezleri aldı.
Kapalıçarşıda esnafların belirli günlerde mallarını sergilediği, açık arttırmaların yapıldığı göz
kamaştıran müzayedeler, mezat veya bedestenler vardı, şimdiki AVM’lerde ise ihtişamlı galeri ve
sergi alanları var.
8
malls with the covered
bazaars built in every big
town throughout the history. I hope that NAB’ER
readers will also be surprised and enjoy these features as I did.
Grand bazaar consisted
of stores to meet daily needs of people.They would
be categorized according
to their segments or consumer habits to serve under different domes or in
the same yard. It is inevitable to recall the brands’
current store arrangement,
or the shop-mix method as
it is called today.
There were tea houses in every historical bazaar
serving hot or cold drinks, which are now replaced
by modern coffee-shops in shopping malls.
The restaurants in old bazaars would attract not
only the tradesmen but also customers from outside with delicious and cheap food, which are now
replaced by the food-court areas usually located
at the top floor of shopping malls.
The caravansaries would be used by longdistance guests to rest their donkeys and horses,
which are now replaced by open and closed car
parks in shopping malls.
There were rooms for long-distance guests at
the second floor of caravansaries, and the hotels
and pensions very close to shopping malls serve
the same purpose today.
In the ancient Middle Eastern culture, there were
“tough-houses” where the bazaar tradesmen tried their strength and kind of made exercise in the
morning or evening, which are now replaced by
fitness and sports centers.
There were spectacular tenders or auctions
where the grand bazaar tradesmen exhibited their goods, which are now replaced by magnificent
galleries and exhibition areas in shopping malls.
There were public baths for the tradesmen of the
bazaar with the sound of sprinklers and the smell
of natural soap, which now gave way to spa centers, baths and steam rooms in shopping malls.
There were goldsmiths in the bazaars where people visited for gold and money exchange, which
are now replaced by banks and foreign exchange
offices in shopping malls.
MESA J / MESSAGE
Çarşı içinde esnafın yıkanma ihtiyacını karşıladığı, ufak avlu fiskiyelerinin
sesi, çeşitli doğal özlü sabunların kokusuna bürünerek, sosyalleşen çarşı
esnafının han hamamları,
bugün yerini AVM’lerdeki
spa, hamam ve buhar
odalarına bırakmıştır.
Çarşılardaki sarraflar,
halkın para ve altın ihtiyaçlarını karşıladıkları, bir nevi değiş-tokuşun
yapıldığı ticarethanelerdi.
Günümüzde AVM’lerde
bulunan bankalar ve döviz büroları bu ihtiyaçları
karşılıyor.
Sokaklarda bulunan ufak mescitler, esnaf ve
müşterilerin günlük ibadet mekanı ihtiyaçlarını
karşılarken, aynı gelenek ile bugünde AVM’lerde
mescitler ve dua odaları bulunuyor.
Eski Çarşılar, ilerigelen esnafın katılımı ile dernek çatısı altında kabul edilmiş kurallarla yönetilirken, şimdiki AVM’ler yönetim kurulu tarafından
belirlenen iç yönetmeliklerce yönetiliyor.
Çarşılarda yürüme yolları birbirine bağlı olup
araziye yayılmış tek katlı veya en fazla iki katlı dükkanlardan ibaretti. Günümüzde asansör ve
yürüyen merdivenlerin buluşu ile çok katlı AVM’ler
inşa ediliyor.
Geçmişte çarşının sahibi vakıflar idi. Ve bu vakıflara ait tüm dükkanlar kiralık olup; kendi esnafına uyguladığı birtakım katı kurallar ile yürütülüyordu. Örneğin; izinsiz tadilat yapılamazdı, iştigal
konusu değiştirilemezdi. Şimdiki AVM’lerin hayati
konularından biri de mağazaların kiralık oluşu ve
merkezi yönetim tarafından yönetilmeleri.
Özetle; Peder ile birlikte yaptığımız bu gezinti sonrasında sizlere bahsettiğim bu benzerlikler ilginç
değil mi? Geçmişin ve günümüzün aynı felsefe ve
aynı sistemle idare edilmeleri beni şaşırttı açıkçası ve kendime dedim ki “Ah bu batılılar, yine benim
malımı nasıl da allayıp pullayıp bana satmayı başarmışlar, ama ne fayda ben malıma sahip çıkamazsam başkası onu çalar ve birkaç misli fiyata
bana geri satar.”
There were prayer rooms in the streets for
daily prayer needs of tradesmen and customers,
and the same tradition
lives on today with the
prayer rooms in shopping
malls.
Old Bazaars were managed by the rules accepted by a foundation
participated by the leading tradesmen, and
today’s shopping malls
are managed in line with
regulations determined
by the board of directors.
The walking paths connected the one - or twostorey shops in the bazaars, while elevators and
escalators allow multi-storey shopping malls
today.
Bazaars were owned by foundations in the past.
All stores were rent by these foundations, which
were governed by strict rules imposed by this foundation. For example, they were not allowed to
make alterations, or change the area of occupation without permission. It is the same as current
shopping malls where stores are for rent and are
managed by the central administration.
Isn’t it amazing to see all these similarities that I
noticed after my tour with the father? It was surprising to see that the past and present administration was governed by the same mentality and
same system, and I said to myself, “Oh, these
Westerners, again they have managed to garnish
my own thing to sell me back; but, of course, if I
don’t protect my assets, someone else will steal it
away to sell me back at a higher price.”
Let us protect our history and culture...
Hoping to meet at another issue of NAB’ER...
Stay Well...
Biz biz olalım tarihimiz ve kültürümüze sahip çıkalım.
Bir başka NAB’ER köşesinde buluşma temennisiyle,
Sağlıcakla Kalın...
9
MESA J / MESSAGE
10
MESA J / MESSAGE
Amir Eromi
Yönetim Kurulu Üyesi / Board Member
6 Mayıs 1988 tarihinde bir kardeşim doğdu. Önce
cesur insanlar tuttu elinden, dönemin zor, ekonomik şartlarında, alevlerin ortasında emekledi.
Benden 2 ay küçüktü, onun varlığından habersiz
ama onu büyüten insanların hissettirdiği azimle
geçti yıllarımız.
On May 6, 1988, I had a brother. Courageous people held his hand first as he crawled through the
flames of hard economic conditions of the time. He
was 2 months younger than me, and even though
we were not aware of his existence, we always felt
the determination of the people who grew him up.
Gün geldi büyüklerim aylarca bizlerden uzak sırf
onunla uğraştılar, gün geldi bize “Derslerinize iyi
çalışın, sizi bekliyor, size ihtiyacı var.” dediler,
elimle tutup gözümle göremesem de hep onun
varlığını hissettim yemek yerken, uyurken, okula giderken. Öğrencilik yıllarımda tüm tatillerimiz
Azerbaycan’da bu çocuğu nasıl daha donanımlı ve sağlam büyütürüz diye telaş etmekle geçti.
Gece yarılarında Nadir Bey’in, Behram Bey’in ya
da Shahram Bey’in kardeşim için herşeyi bir kenara bırakıp onu korumak niyetiyle ellerinden geleni yaptıklarına şahit oldum. Evet, çok kıskandım
bazen ama benden 2 ay küçük olan bu küçük kardeşime biz de Omid Bey ile yardım etmek için yetiştirdik kendimizi. Yıllar geçti, varlığını daha çok
benimsedik. Cesur insanların onun için gösterdiği
azim bizi gün geçtikçe daha da heveslendirdi ona
destek olmaya.
There were times when our elders were so busy
with him that they were away from us for months,
and there were times when they told us, “Study
hard, he is waiting for you, he needs you,” and although I could not touch him and see him, I felt his
presence while I was eating, sleeping and going to
school. When I was a student, we spent all our holidays on how to raise this child well-equipped and
strong in Azerbaijan. I witnessed Mr. Nadir, Mr.
Behram or Mr. Shahram leaving everything aside
and doing the best they can to protect my brother. Yes, I got jealous at times, but I and Mr.Omid
prepared ourselves to help this 2-month-younger
brother in future. Years passed as we embraced
his presence more and more. Brave people’s ambitions for him made us more and more enthusiastic to support him.
11
MESA J / MESSAGE
Bu delikanlının adı büyüklerinin baş harflerinden oluştu...
Nitelik, Atılım, Başarıyla yoğruldu bazen.
This young man was named after the initials of his elders…
He was kneaded with a high-quality Nature, Achievement and Breakthrough.
Bu delikanlının adı büyüklerinin baş harflerinden
oluştu... Nitelik, Atılım, Başarıyla yoğruldu bazen.
Satın alınabilen eğlencelerden, gösterişten uzak,
adını çok süslemeden, olmadığını göstermeyen
bir tavırla sağlam adımlarla boy gösterdi bu topraklarda. Hedefi insanlara daha iyisini sunarak,
disiplinini ve doğru yolundan sapmadan daha iyi
yerlere gelebilmek.
It was the resolution and discipline of Mr. Ebrahim
in Tabriz Dizelabad; courageous people, together
with a few good men standing by them, anticipated any kind of harm that might be inflicted on this
child, and shielded him against all difficulties. This
child came to this day unhurt, thanks to those people, and turned out to be a brave, rational, strong,
modest, energetic, ethical, and well-mannered young person who helps people, knows the needs
of his people, grows rapidly, and takes firm steps.
This young man, whom I see as my peer, brother,
and trust, now continues his path with 2300 teammates, determination and self-sacrifice. Today,
rather than being jealous of him, we are marching
together to get him to a place where others will
envy him. We carry him forward to a brighter future by consoling him at times and encouraging him
at other times.
This young man was named after the initials of
his elders… He was kneaded with a high-quality
Nature, Achievement and Breakthrough. He stayed away from bribed entertainment and show-off,
never pretended like someone he is not, and took
firm steps on this land. His goal is to serve people
better, and advance through discipline without deviating from his right way.
Bu vesile ile kendisinin 25. yaşını kutlarken, en yakın dostum, kardeşim ve gurur kaynağım olan kader arkadaşımın nice yıllar bu topraklara hizmet
ederken onu hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımızın bilinmesini isterim. Yine tüm zorlukları hep
birlikte aşıp daha büyük başarılar elde edeceğimize emin olabilirsiniz. NAB Ailesi ve bu ailenin gelecek nesilleri; çeyrek asırlık bu gencin doğum yılını
kutlar; içerisinde hep mutluluğun ve birliğin olduğu
nice 25 yıllar dilerim. Aile büyüdükçe, bu genç de
daha sağlam adımlarla büyüyecektir.
Celebrating his 25th anniversary on this occasion,
I would like to let everybody know that we will never leave him alone as he -my best friend, my brother and my source of pride- serves for his land for
many years to come. We will overcome all difficulties together and achieve greater success. NAB
Family and the future generations of this family
celebrate the anniversary of this young person of
a quarter-century, and wish many more 25 years
with happiness and unity. As the family grows, this
young person will grow up to be stronger.
İyi ki doğdun NAB...
Happy birthday NAB...
Bu ailede her zaman emin ellerdesin!
You are always in good hands in this family!
Tabriz Dizelabad’da Ebrahim Bey’in azmi ve disipliniydi bu; ta o zamandan yetişen cesur insanlar yanlarındaki birkaç iyi adamla birlikte bu çocuğa gelecek olan her zararı önceden tespit ederek
kendilerini tüm zorluklara karşı siper ettiler. Bugünlere burnu bile kanamadan gelen bu çocuk;
o insanlar sayesinde bugün cesur, mantıklı, güçlü, mütevazi, enerjik, ahlâklı, terbiyeli, insanlarına
yardım eden, halkının ne istediğini bilen, hızla büyüyen ve emin adımlar atan bir genç oldu. Benim
yaşıtım, kardeşim ve emanetim olarak gördüğüm
bu delikanlı şimdi 3000 takım arkadaşı ile azim
ve özverisi ile yoluna devam etmekte. Artık onu
kıskanmak yerine, kıskanılacak bir mevkiiye ulaşması için birlikte yürüyoruz. Yeri geldiğinde teselli
edip, yeri geldiğinde yüreklendirerek daha iyi günlere taşıyoruz.
12
MESA J / MESSAGE
13
SÖYLEŞİ / INTERVIE W
Cihat Büyük
(Sosyolog & Danışman & Yönetici)
1962 Zonguldak doğumlu, evli, 2 çocuk babası.
İstanbul Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi aldı.
34 yıllık perakende sektöründe yöneticilik ve
danışmanlık yaptı, şu anda NAB Tekstil Grubu
Direktörü olarak mesleğine devam ediyor.
(Sociologist & Consultant & Manager)
He was born in Zonguldak in 1962. He is married with
two children. He studied Sociology in İstanbul University.
After 34 years of working as manager and consultant in
retail sector, he is currently acting as the Director of
NAB Textile Group.
YENİ PAZAR KATEGORİLERİ
New Market Categories
Sıfırdan yepyeni pazarlar keşfetmek ve bu yeni pazarlarda yepyeni kârlı büyüme
fırsatları yakalamak her yönetici ve iş adamının hayalidir. Bunun sürdürülebilir
kılınması “sürekli inovasyon” yeteneğine bağlıdır.
It is the dream of every manager and businessman to discover new markets from the
scratch and find brand-new, profitable growth opportunities in these markets. It is the
capacity of “continuous innovation” that makes it sustainable.
Yapılan araştırmalara göre dünyada son
otuz yılda elde edilen bilgi birikimi geçmiş
dört bin yılda elde edilenlerden daha fazla. Bundan dolayı yeni ürünler ve yeni patentler kârlı iş modellerini yaratıyor. Bir
süre sonra pazara giren yeni oyuncuların da etkisiyle “emtialaşma ve dolayısıyla kârsızlaşma” tehlikesi de doğmaktadır.
Oyunun kurallarının değiştiğini fark edenler,
ürünlerini ve iş modellerini yeniden değişim
yaratacak şekilde hızla geliştirdiler. Büyüme
ihtiyacını karşılamak için, yeni bakir pazarlar
aramaya koyuldular. İletişimin ve ulaşımın
gelişip ucuzlaması bunu kolaylaştırdı. 30 yıl
önce pazar olarak görülmeyen bölgeler şimdi geometik olarak büyüyen kârlı pazarlara
dönüşüyor ve rakipler daha da artıyor, yerel
oyuncular da oyuna katılıyor. Artık bir gün öncenin yeni kârlı iş modeli, bugünün bilinen,
kopyalanan, kanıksanan ve kârsızlaşan iş
modeline hızla dönüşüyor.
14
Researches indicate that the knowledge
accumulated around the world has been more
in the past three decades than it has been over
four millennia. Thus, new products and patents
create profitable business models. After a
while, with the impact of new market players,
there emerges a risk of “commodification,
and thus loss of profitability”. Those who
realized the shift in the rules of the game
rapidly developed their products and business
models on the direction of re-change. They
set out to seek new virgin markets to meet
the need for growing. Advanced technology
and lower costs of communication and
transportation made it easier. Those regions,
which were not regarded as market thirty
years ago, now turn into profitable markets
that expand geometrically with increasing
number of competitors and participation of
local players. Yesterday’s new and profitable
business model would turn into a familiar and
unprofitable copy business model today.
SÖYLEŞİ / INTERVIE W
Sıfırdan yepyeni pazarlar keşfetmek ve bu yeni
pazarlarda yepyeni kârlı büyüme fırsatları yakalamak her yönetici ve iş adamının hayalidir. Bunun sürdürülebilir kılınması “sürekli inovasyon”
yeteneğine bağlıdır. Otomobil, tv, uçak, pc, cep
telefonu gibi daha önce olmayan, yaşamlarımızda radikal değişim sağlayan teknolojik inovasyonlar sıklıkla gerçekleşmemektedir. Radikal
değişim sağlayan ürünler “arz dürtülü” olmaları
nedeniyle genellikle evrensel oyuncular eliyle pazara sunulmaktadırlar.
Dünyanın her yerinde yepyeni kârlı büyüme alanı arayanlar için düzen değiştirmeyi amaçlayan
ve her zaman üstün sofistike teknolojiler gerektirmeyen, yeni pazar amaçlı ürün ve iş modeline ihtiyaç vardır. Bunun en iyi örneklerinden biri
de; 1971 yılında kurulan gurme kahve çekirdeği
çeşidi satan Starbucks’ın, kahveyi içecek olarak satan Starbucks Coffee Shop’lara dönüşme
sürecidir.
It is the dream of every manager and businessman
to discover new markets from the scratch and
find brand-new, profitable growth opportunities
in these markets. It is the capacity of “continuous
innovation” that makes it sustainable. Technological
innovations that create radical changes in our lives
such as automobile, television, plane, computer,
and mobile phone do not emerge often. Products
that create radical change are usually offered by
global players because they are “supply-driven”.
All over the world, for those who seek new and
profitable areas of growth, there is always need
for product and business models for new markets
that aim at changing the usual way of things
and do not necessarily require sophisticated
technologies. One of the best examples for this
is how Starbucks was transformed from a seller
of gourmet coffee beans, founded in 1971, to a
seller of coffee as beverage, known as “Starbucks
Coffee Shops”.
15
SÖYLEŞİ / INTERVIE W
Bugünkü Starbucks Coffee şirketinin yaratıcısı
olan Howard Schultz’un, 1981 yılında Starbucks’ta
gördüğü manzara aynen şöyleydi: bir tezgahın arkasında bir sürü çekmece, her çekmecenin içinde
dünyanın her tarafından gelmiş kahve türleri, farklı
tat ve kavurma yöntemini belirten etiketler, kahve
konusunda uzmanlaşmış tezgâhtarın bu kahvelerin menşeini, tarihçesini ve tat özelliklerini müşterilerine tanıtmakla meşgul satış elemanları...
Schultz bu görünüm karşısında düşüncelerini
şöyle aktarıyor: “Gördüğüm manzara sanki beni
yepyeni bir kıta ile tanıştırdı. Aynı zamanda da
bugüne dek kahve diye içtiğimiz şeyin bulaşık suyundan pek de farklı olmadığını hissettim. Ve o
anda ülkede pek çok kişinin düşünmeye başlamış
olabileceğine kanaat getirdim.”
1962’den beri çekirdek kahve sektöründe büyük
düşüş yaşanıyordu. 1980’li yıllara gelindiğinde
“instant” denen harmanlanmış kahve (anında sıcak suyla hazırlanan kahveler) Amerika pazarına
hakimdi. Bu sebeple çekirdek kahve sektörüne
girmek hiç cazip değildi. Bu değerlendirmeleri yapanlara göre sektördeki algı; “Ancak ucuz satarsan pazardaki gücünü koruyabilirdin” şeklindeydi.
Dönemsel bir değerlendirme yaparsak, artan sayıda varlıklı tüketicinin sağlıklı gıda, doğru beslenme, farklı kültürlere ait gıda ürünlerine ilgisi gelişiyordu. Doğal ve farklı kültürlere ait ürünler market
raflarında, restoranlarda yer alıyor, davranışları
değişen tüketicinin talepleri karşılanıyordu. Adı
geçen ürünler haliyle pahalıydı fakat buna rağmen
bu fiyatı ödeyecek ciddi bir kitle oluşmaya başlamıştı. Ancak daha da önemlisi, bu üst gelir grubunun tüketim tarzlarına özenen orta gelir grubu
da gelişiyordu. Aslında yeni bir piyasa kategorisi
oluşuyordu.
1981’de on yıldır kurulu olan Starbucks’ın,
Seattle’daki üç adet mağazasından başka mağazası yoktu ve o zamanki kurucu ortakları Seattle
dışına çıkmayı hiç düşünmemişti. Schultz, Starbucks şirketinin kaynağını belirterek ve tarihçesini
anlatarak satma ve aynı zamanda da dilerlerse
gözlerinin önünde öğütme yönteminin tüketici kitlesi için çok cazip olacağını düşünüyordu. Tüketicinin bu sunumla satılan ürünlere, ”instant” kahvelere göre daha fazla fiyat ödemeye razı olacaklarına inanıyordu. Bu tespitlere dayanarak şirketin
kurucu ortaklarına bu işin ulusal çapta çok başarılı
olacağını anlattı ve ikna etti. Şirkette operasyon
ve pazarlama direktörü olarak işe başladı.
1983 yılında Milano’ya iş seyahati için gittiğinde,
oradaki coffee-barların çokluğunu fark ediyor ve
insanların sadece kahve içmek için değil, yeni
insanlarla tanıştıkları, iş arası öğle yemeğinde
arkadaşlarıyla uğrayıp sohbet ettikleri ve sosyal
etkileşim mekanı olduğunu gözlemliyor. Bu o
gün için Amerikalılara uzak bir olguydu. Yaptığı
16
Howard Schultz, the father of today’s Starbucks
Coffee, saw exactly this scene at Starbucks in
1981: a lot of drawers behind a counter, each
drawer containing coffee beans from all around
the world, labels of different flavors and roasting
methods, and coffee-specialized salespeople
introducing the origins, history and flavor
characteristics of these coffees to customers.
Schultz describes what he thought in the face of
what he saw as follows: “I felt I had discovered
a whole new continent. By comparison, I realized
the coffee I had been drinking was swill. And, at
that moment, I was convinced that many people in
the country may have the same thought.”
Coffee bean sector had been on the decline since
1962. By 1980s, “instant” coffee dominated the
American market. Therefore, it was not appealing
at all to enter the coffee bean sector. The common
perception in the sector was that “you can preserve
your market share only if you sell cheap”.
From a periodical perspective, increasing number
of wealthy consumers were oriented towards
healthy food, right nutrition, and food from
different cultures. Natural and exotic products
took place in the shelves and restaurants, meeting
the demands of the changing customer behaviors.
These products were expensive, of course, yet
there was a segment of people who could afford
it. More importantly, a middle level income group
was emerging that aspired to this high income
group. A new market category was being formed.
In 1981, the ten-year-old Starbucks only had three
stores in Seattle, and the founding partners did
not even think of stepping out of Seattle. Schultz
believed that consumers would be appealed by
Starbucks’s sales method of telling customers
about the origins and history of the coffee, and
grinding in front of their eyes if they wish. He
believed that consumers would be willing to pay
SÖYLEŞİ / INTERVIE W
more for the products presented as such than
“instant” coffee. He persuaded the founding
partners that this business would thrive at a
national level, and was employed as the operation
and marketing director.
When he went to Milan in 1983 on a business
trip, he noticed the high number of “coffee-bars”
there. People would frequent those places not
only to drink coffee, but also to meet new people
and socialize with friends at lunch time. It was a
“distant” phenomenon for Americans back then.
Schultz found out that there were 1.500 coffeebars only in Milan. On his return from Milan, Schultz
suggested to Starbucks’ founding partners that
their growth and expansion strategies should be
in the format of “coffee-bar”. However, Starbucks’
founding partners turned down this suggestion,
which they considered to be “restaurant” business.
araştırmaya göre, sadece Milano’da 1.500 adet
coffee-bar’ın olduğunu öğreniyordu. Schultz, Milano dönüşünde Starbucks’ın kurucu ortaklarına
büyüme ve yayılma stratejilerinin mutlaka “coffeebar” formatında olması gerektiğini öneriyordu. Ancak, Starbucks’ın kurucu ortakları öneriyi “restorancılık” addedip, geri çevirdiler.
Schultz, 1985 yılında aralarında Starbucks’ın
kurucu ortaklarının da bulunduğu özel yatırımcılardan topladığı 400.000 USD’le kendine ait “Il
Giornale” adında ilk coffee-bar dükkânını
Seattle’da açtı. 1987 yılına kadar dükkânlarının
sayısını 3 coffee-bar’a çıkartmış, ciroyu 1.5 milyon USD seviyesine ulaştırmıştı. Ancak o yıl
Starbucks’ın kurucu ortakları başka işlerle yatırım yapmak için işlerini devretmek istiyorlardı.
Schultz, kendi birikimi ve özel yatırımcılardan bir
araya getirdiği 3.8 milyon USD’le Starbucks’ı satın aldı. Kendi coffee-bar’larının da isimlerini değiştirerek, büyüme sürecine girdi.
Birçok ülkede farklı kültürlerle buluşan Starbucks,
yerel tat ve alışkanlıkları ürün çeşitlerine ekleyerek, tüketicinin yabancılaşmadığı bir ortam sağladı. “Yeşil çaydan başka bir şey içmezler” denilen
Çin’de yeni gelişmekte olan orta sınıfa, öykündükleri deneyimi yaşatarak 760 dükkan açtı. Ve günümüzde 55 ülkede, 18.066 coffee-bar zinciriyle,
13.3 milyar USD ciroya ulaştı. (2012 sonu verisi)
Pazarın talebinin doğru okunması ve değerlendirilmesi esasına dayanan iş planının altında yatan temel fikir ise; yüzyıllardır varolan kahve ve
kahvehâne kavramını niş halden çıkartıp, müşterilerine farklı deneyimler sunarak oyunun kurallarının değişmesidir. Kahve keyfini dar bir kesim
olan çok varlıklılar ile entellektüellerden alıp büyük kitlelere yaygınlaştırdı. Anlatılan hikaye, düşüş trendinde olan bir sektörden, “sürekli inovasyon” modeliyle yeni pazar kategorileri geliştirme
sürecine güzel bir örnektir.
Schultz opened his first coffee-bar, Il Giornale,
in Seattle in 1985 with 400.000 USD that he
collected from several private investors including
the founding partners of Starbucks. By 1987, he
had 3 coffee-bars with a turnover of 1,5 million
USD. Starbucks’ founding partners wanted to turn
over the company to invest in other businesses.
Schultz put his own money together with that of
other private investors to buy Starbucks for 3,8
million dollars. He changed the names of his own
coffee-bars and launched into a growth period.
Starbucks was introduced in many countries in
very different cultures where they added to their
product portfolio to ensure an atmosphere that is
not alien to consumers. He opened 760 stores in
China where he introduced to the middle class the
experience they envied while it was said “people
would drink nothing but green tea”. Today, the
company has 18.066 coffee-bars in 55 countries
and a turnover of 13,3 billion USD (at the end of
2012).
The fundamental idea underlying a business plan
that is based on reading and evaluating the market
demand accurately changed the rules of the game
by making a whole different experience out of the
“niche” of coffee and café-house. Special coffee
experience was spread to large masses from
a very narrow segment of the wealthiest and
the intellectuals. This story is a good example
of developing new market categories through
“continuous innovation” model in a declining
sector.
17
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank Of Baku Yönetim Kurulu Toplantısı
Bank Of Baku Meeting of Board of Directors
Bank of Baku Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda bir süre önce Baku Jumeirah Bilgeh Oteli’nde
bankanın orta ve yüksek kademeli yöneticilerinin
katılımıyla Yönetim Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının amacı geçen senenin sonuçlarını gözden
geçirmek ve stratejik plan çerçevesinde bu senenin
hedeflerini tartışmak oldu. Toplantı çeşitli sunumlar,
soru-cevap oturumu, müzakereler, akşam yemeği
ve serbest zaman çizelgesiyle tamamlandı. Organizasyona Gözlem Konseyi Başkanı Elçin İsayev,
Gözlem Konseyi Üyesi Shahram Eromi, Yönetim
Kurulu Üyeleri, Şube Müdürleri ve Departman Müdürleri ile yardımcıları katıldılar.
In line with the decision of the Board of Directors
of Bank of Baku, a Board of Directors Meeting
was assembled with the participation of middle
and high level executives of the bank in Baku Jumeirah Bilgeh Hotel. The objective of the meeting
was to review the results of the previous year, and
discuss this year’s objectives within the frame of
a strategic plan. The meeting covered various
presentations, question-answer sessions, negotiations, dinner, and free timesheet. The organization was attended by Elçin İsayev, the Head of
Supervisory Council, Shahram Eromi, Member of
Supervisory Council, as well as Branch Directors
and Department Heads.
Bank of Baku “Yeni Sumgayıt” şubesi açıldı
Bank of Baku launches branch of “New Sumgayıt”
Azerbaycan’ın büyük şehirlerinde artan müşteri
kitlesine banka hizmeti sunmak amacıyla Bank of
Baku’nun Sumgayıt şehrinde bir şubesi daha faaliyete başladı. “Yeni Sumgayıt” adlı şube Bank of
Baku’nun bu şehirdeki ikinci şubesi. Şubede tüketici ve ticari kredileri alma, mevduat hesabı açma,
para transferleri yapma, kredi kartlarına başvurma
ve birçok diğer hizmetler sunulmaktadır.
Bank of Baku launched a new branch in Sumgayıt town to serve increasing number of customers
in big cities of Azerbaijan. The branch titled “New
Sumgayıt” is the second branch of Bank of Baku
in this town. The branch offers many services, including consumer and commercial loans, deposit
loan opening, money transfers, and credit card
applications.
Şubenin açılışında Bank of Baku Baş Direktörü
Farid Alizadeh bankanın şube ağının genişletilmesinin yeni gelişim stratejisi çerçevesinde gerçekleştirildiğini vurguladı. “Sumgayıt şehrinde ikinci
şubenin açılması kararını verirken biz ilk olarak
müşterilerimizin arzularını göz önünde bulundurduk. 320 m2 alanda açılmış olan şubemiz en son
teknolojilerle donatılmıştır ve tüm bankacılık hizmetlerini sunmaktadır. Biz yeni iş yerimizden gurur duyuyor ve müşterilerimizin tam anlamıyla gelişen bankamızın hizmetlerinden faydalanacağını
düşünüyoruz.” diye ekledi.
At the opening ceremony, Farid Alizadeh, the
Chief Director of Bank of Baku, said it was part
of their new development strategy to expand the
network of branches. “We firstly considered our
consumer’s wishes as we decided to open a second branch in the town of Sumgayıt. Our branch,
built on an area of 320 sqm, is equipped with latest
technologies and offers all banking services. We
are proud of our new business place, and believe
that our customers will benefit from the services of
our developing bank.”
Bank of Baku’nun Yeni Sumgayıt şubesi Pazartesi - Cumartesi günleri arasında saat 09.00’dan
17.00’ye kadar N.Nerimanov sokak, 1.mikrorayon,
49-B adresinde müşterilere hizmet vermektedir.
18
Bank of Baku’s New Sumgayıt branch serves from
9 a.m. to 5 p.m. between Monday and Saturday at
N.Nerimanov Street, 1-ci mikrorayon, 49-B .
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank of Baku nakitsiz
ödemelerde
bir kez daha
lider banka oldu
Bank of Baku is leader
again in cashless
payments
Azerbaycan Cumhuriyeti Merkez Bankasının nakitsiz ödemeler Temmuz ayı raporunda Bank of
Baku ilk sıraya oturdu. Hesaplamalara göre en
çok nakitsiz operasyon Bank of Baku’ya ait POS
terminalleriyle ve ATM’ lerde gerçekleştirilmiştir.
Bank of Baku takes the first place in July report
of cashless payments of the Central Bank of the
Republic of Azerbaijan.It is calculated that the highest amount of cashless operation took place via
POS terminals and ATMs of Bank of Baku.
Temmuz ayında Bank of Baku’nun banka ve kredi
kartlarıyla 281.714 nakitsiz operasyon gerçekleştirilmiştir. Aynı ayın raporuna göre Bank of Baku’ye
ait kartların toplam sayısı 306.390’dır. Merkez
Bankasının nakitsiz ödemelere ait Mayıs ayı raporunda da Bank of Baku ilk sırada olup elektronik
bankacılık hizmetleri dalında da ikinci sıradadır.
In July, 281.714 cashless operations were realized
through bank and credit cards. The same month’s
report indicated that Bank of Baku owned a total
number of 306.390 cards. Bank of Baku ranked
the first in cashless payments, and the second in
electronic banking services, according to May report of the Central Bank.
Bank of Baku nakitsiz ödemeleri desteklemekle
Azerbaycan Cumhuriyeti Merkez Bankasının ülkede nakitsiz ödemeleri motive etme politikasına
katkıda bulunuyor. Azerbaycan kartlar pazarında
lider konumda olan Bank of Baku’ye ait olan kredi
kartlarının çoğu Bolkart, Dostlar Kulübü kartları,
VİSA ve MasterCard, aynı zamanda Mybrand’s ile
İdeal kredi kartlarıdır.Bank of Baku’nun lider banka olmasında Bolkart kredi kartının önemli rolü
var. Bugün 140.000’e yakın Azerbaycan vatandaşı Bolkart kullanıcısıdır.
Bank of Baku’s support for cashless payments also
contributes to the Central Bank’s policy of promoting cashless payments across the country. The
leader in card market in Azerbaijan, Bank of Baku
cards mostly comprise of Bolkart, Friends’ Club
cards, VISA and MasterCard, and also Mybrand’s
and İdeal credit cards. Bolkart credit card has an
important role in making Bank of Baku a leader
bank. Today, nearly 140.000 Azerbaijan citizens
are Bolkart users.
BOLKART İLE BAKU ELECTRONİCS’ DE
ALIŞVERİŞ BAŞLADI
SHOPPING WITH BOLKART IN
BAKU ELECTRONICS
Artık Bolkart sahipleri
Baku Electronics’ de
alışverişe davet ediliyor. Televizyon, telefon, bilgisayar, fotoğraf ve video kameraları ve diğer ev elektroniği gibi modern ürünlerin yer aldığı
Baku electronics, Bolkart’lı müşterilerine 6 aylık
vade farksız taksitli olarak ödeme imkanı sunuyor.
Bolkart’ın geçerli olduğu Baku Electronics merkez
mağazası E.Naxçıvani küç. 3066 adresinde müşterilerini bekliyor. Yakın zamanda Baku Electronics’ in bu imkanını diğer mağazalarında sunacak.
Hatırlayalım ki, 1994 yılından beri Azerbaycan’da
faaliyet gösteren Baku Electronics dünyaca ünlü
“Samsung Electronics” şirketinin Azerbaycan’daki
resmi distribütörüdür.
Now Bolkart holders are invited to shop in Baku
Electronics. Offering modern products like televisions, phones, computers, cameras and other home
electronics, Baku Electronics allows payment in
6 installments without delay interest.Bolkart can
be used in the central store of Baku Electronics
at E.Naxçıvani küç. 3066. Baku Electronics will
soon offer this opportunity in its other stores, too.
Let’s note that Baku Electronics has been operating in Azerbaijan since 1994, and is the official Azerbaijan distributor of the world-famous
Samsung Electronics.
19
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank of Baku’nun 21.Şubesi “Şirvan”
Bank of Baku’s 21st Branch “Şirvan”
Azerbaycan’da nüfus ile bağlantılı artan müşteri kitlesine daha iyi hizmet verebilmek amacıyla Bank
of Baku’nun Şirvan ilinde (eski adıyla Ali Bayramlı)
yeni şubesi faaliyete başladı.
Bank of Baku launched a new branch in Şirvan
town (previously Ali Bayramlı) in order to serve
better to the increasing number of customers in
line with growing population in Azerbaijan.
Yeni şubenin açılışında Bank of Baku Baş Direktörü Farid Alizadeh bankanın stratejik planında
bölgesel şube ağının gelişimine önem verildiğini
vurguladı ve “Şirvan ilindeki şubemiz tüm banka
hizmeti ve ürünlerini sunmaktadır ve teknolojik
olarak en yüksek kriterlere sahiptir. Yeni iş yerlerinin açılmasına ve bölgesel ekonominin kalkınmasına katkıda bulunabildiğimiz için çok sevinçliyiz.”
dedi.
Delivering a speech at the opening of the new
branch, Farid Alizadeh, the Chief Director of Bank
of Baku, stated that the bank’s strategic plan emphasized development of regional branch network,
and said, “Our branch in Şirvan offers all bank services and products, and has the highest criteria
technologically. We are pleased to contribute to
opening new work places and development of the
regional economy.”
Şirvan şubesi Bank of Baku’nun 21. şubesidir.
M.Resulzade sk, 33 adresinde bulunan şube,
Pazartesi-Cumartesi günleri arasında saat
09.00’dan 17.00’ye kadar müşterilere tüm bankacılık hizmetlerini sunmaktadır.
Şirvan branch is the 21st branch of Bank of Baku.
Located at the address of M.Resulzade st, 33, the
branch offers all banking services from 9 p.m. to 5
p.m. between Monday and Saturday.
20
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank of Baku, ANDROID ve IOS yazılımlar için
mobil uygulamalarını faaliyete geçirdi
Bank of Baku launches mobile applications
for Android and IOS
Müşterilerin banka ürün ve hizmetlerine daha kolay erişimini sağlamak amacıyla Bank of Baku,
Android ve IOS yazılımlı ürünler için mobil uygulamalarını faaliyete geçirdi. Android ve IOS kullanıcıları Bank of Baku’nun sunduğu ürün ve hizmetlerle daha geniş şekilde tanışabilecekler ve çeşitli
operasyonlar gerçekleştirebilecekler.
Bu aplikasyonlar sayesinde Bank of Baku’nun çevrim içi banka hizmetleri mobil kullanıcılar için daha
ulaşılabilir olacak. Bu mobil sistemlerle müşteriler
döviz kuruna , kredi ve kefalet şartlarına, kredi ve
mevduat hesaplama makinesine, tarife ve faiz derecelerine, banka şubelerine ve ATM adresleri ile
haritasına erişebilecekler. Aynı zamanda Bank of
Baku’nun web sitesini ve sosyal ağlarını izleyerek
banka hakkında son haberleri elde edebilecekler.
Bank of Baku launched mobile applications for
Android and IOS-based products to provide easier
access to bank products and services by clients.
Android and IOS users will have wider access to
and realize various transactions with the products
and services provided by Bank of Baku.
These applications will make available the online banking services of Bank of Baku for mobile
users. These mobile systems will allow access to
foreign exchange rates, loan and bail conditions,
loan and deposit calculator, tariffs and interest rates, and addresses and maps of bank branches
and ATMs. They will also be able to get the latest
news about the bank by following the web site and
social networks of Bank of Baku.
Bank of Baku SOCIALbakers sertifikası
Bank of Baku’s Has A Socialbakers certificate
Bank of Baku’nun Facebook sayfası uluslararası
Socialbakers hizmetinin en iyi sosyal sayfası (Socially Devoted) ödülünü almaya hak kazanmıştır.
Sunulmuş özel sertifikada Bank of Baku’nun sosyal ağlarda müşteri hizmetlerine göre bu ödüle layık görüldüğü belirtilmiştir.
Bank of Baku’s Facebook page is awarded as
the Best Social Devoted page of the international
service of Social bakers. Bank of Baku is certified
according to the customer relations provided in
social networks.
Socialbakers(http://www.socialbakers.com)
sosyal ağların analizini yapan bir site ve 75’den
fazla ülkede binlerce müşteriye hizmet etmektedir.
Socialbakers (http://www.socialbakers.com) is a
site that performs analysis of social networks, and
serves thousands of clients in more than 75 countries.
Sunulmuş ödül 2013 senesinin ikinci çeyreğini kapsamaktadır. Socialbakers açıklama olarak
bankanın Facebook sayfasında kullanıcılarla örnek iletişimin seviyesini kurduğunu yazmıştır.
The award covers the second quarter of the year
2013. Socialbakers’ statement noted that the
bank’s Facebook page showed exemplary interaction with users.
Socialbakers analistlerinin araştırmasına göre,
Bank of Baku’nun Facebook sayfasında, kullanıcıların sorgu ve müracaatlarının %90’dan çoğunun
kısa süre zarfında cevaplandırıldığı vurgulanmıştır.
According to the research of Socialbakers
analysts, more than 90% of the inquiries and
applications were responded in a short time at
Bank of Baku’s Facebook page.
Socialbakers’ın uluslararası boyutta yürüttüğü bu
araştırmada diğer kategorilerde çeşitli ticari alanları temsil eden dünyanın lider şirket ve kurumlarının sosyal sayfaları ödüllendirilmiştir.
In this international study conducted by Socialbakers, the social media pages of world’s leading
commercial companies and organizations are
awarded in various categories.
21
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank of Baku’nun Facebook sayfasının
artık 100.000 takipçisi var
Bank of Baku’s Facebook page now
has 100.000 followers
Bank of Baku’nun Facebook sayfasını takip eden internet kullanıcılarının sayısı 100.000’e ulaşmıştır.
2010 senesi ortalarında kullanıma açılan bankanın Facebook sayfası kısa süre zarfında internet kullanıcılarının beğenisini kazanmıştır. Facebook aracılığıyla bankadan nakit para kredisi almak, Bolkart
sipariş etmek ve diğer ürün ve hizmetlerden yararlanmak mümkündür.
Bank of Baku’s Facebook page reached 100.000 online followers. Launched in mid-2010, the bank’s
Facebook page gained appreciation of internet users in a short time. It is possible to take cash loan,
order Bolkart, and use other products and services of the bank via Facebook.
Bank of Baku, Qafqaz Üniversitesi’nde “Maliye ve
Muhasebe Laboratuvarı” kurdu
Bank of Baku establishes “Finance and
Accounting Laboratory” at Qafqaz University
Geçtiğimiz günlerde Qafqaz Üniversitesi’nde Bank
of Baku’nun, Maliye ve Muhasebe laboratuvarının
resmi açılışı gerçekleşti. Laboratuvar banka desteğiyle kullanıma açıldı. Banka ve üniversite yönetiminin açılışa katıldığı organizasyonda öğrenciler
ve öğretmenler buluştu.
Recently, Bank of Baku’s Finance and Accounting
laboratory was opened at Qafqaz University. The
laboratory was opened with the bank’s support.
Students and teachers came together at the organization, attended by the executives of the bank
and the university.
Organizasyonda Bank of Baku’nun Yönetim Kurulu Başkanı Farid Huseynov modern dünyada eğitimin önemli rolünden bahsederek laboratuvarda
öğretmen, uzman ve öğrencilerin kaliteli zaman
geçireceklerine inandığını vurguladı.
Delivering a speech at the organization, Farid
Huseynov, Bank of Baku’s Chairman of Board of
Directors, pointed out to the important role of education in modern world, emphasizing that he believed teachers, experts and students would spend
quality time in the laboratory.
Qafqaz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet Saniç,
üniversite bünyesinde eğitimin gelişimi için gerçekleştirilen organizasyonlardan bahsetti.
Modern elektronik tahta ve bilgisayarları içeren laboratuvar, aynı zamanda ACCA, CIMA, CFA ve diğer programlarla alâkalı kaynaklarla donatılmıştır.
Burada çeşitli konularda seminerler düzenlenecektir. Modern taleplere cevap verecek bilgi sahibi
uzmanların yetiştirilmesinde laboratuvarın önemli
rolü olacaktır. Labaratuvar Qafqaz Üniversitesi’nin
İktisat bölümü öğrencilerinin kullanımına sunulmuştur. Burada dersler üniversitenin profesör ve
öğretim görevlileri tarafından yönetilecektir.
Bank of Baku ile Qafqaz Üniversitesi uzun yıllardır işbirliği içindeler. Geçen sene Kasım ayında
bankanın bilgi ve tecrübesinin üniversitede kullanılması ve üniversite öğrencilerinin banka faaliyetine dahil edilmesi amacıyla her iki taraf arasında
işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma çerçevesinde üniversitede öğrenim gören 11 öğrenciye
banka tarafından burs verilmiştir.
22
Prof.Dr.Ahmet Saniç, the Rector of Qafqaz Universty, told about the organizations aimed at the
improvement of education under the university.
The laboratory has modern electronic board and
computers as well as equipped with ACCA, CIMA,
CFA and other programme-related resources.
Various seminars will be organized here. The laboratory will play an important role in the training
of knowledgeable experts to respond to modern
demands. The laboratory is presented to the use
of students at the Financial Department of Qafqaz
University. The classes will be taught by the professors and lectures of the university.
Bank of Baku and Qafqaz University have been
cooperating for many years. In November last
year, the two sides signed cooperation agreement
to utilize the bank’s knowledge and experience at
the university, and to involve university students in
bank activities. Within the frame of the agreement,
11 university students are provided scholarship.
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bank of Baku’de şimdi dinlenme zamanı
Time to rest at Bank of Baku
Bank of Baku’de geleneksel “Teambuilding”
organizasyonu bu sene daha fazla katılımcı
ile gerçekleşti. Haziran ayının başlarında Ana
Merkez ve diğer banka şubelerinin personelleri
Nardaran’daki Sea Breeze dinlenme tesislerinde stres attılar.
Bank of Baku’s traditional “Teambuilding” organization was attended by more people this year. The
staff members of the Head Office and other bank
branches came together and relieved their stress
at the Sea Breeze recreation facilities in Nardaran
in early June.
Lezzetli yemeklerden sonra keyifli saatler geçiren
personel, çalınan müzikler eşliğinde dans ederek
tüm yorgunluğunu attı.
The staff members spent pleasant time after delicious meal, and danced to the music to rest up
from their exhaustion.
Gece sonunda, Bank of Baku çalışanları kurumsal ruhun gelişimine katkı sağlayan bu organizasyon için banka yönetimine özel teşekkürlerini
sundular.
At the end of the night, Bank of Baku employees
expressed their special thanks to the bank’s management for this organization that contributed to
the promotion of the corporate spirit among employees.
Bank of Baku ÇALIŞANLARI İSTANBUL’DA
Bank of Baku’S PERSONELS AT İSTANBUL
17-22 Haziran tarihlerinde Bank Of Baku’nun orta
düzey yönetiminde çalışan 11 kişi (Ali Mövsümov,
Tural Mammedov, Hasan Quliyev, Rana Efendiyeva,
Ramin Caferov, Tahmine Selimxanova, Müşviq
Hasanov, Hüseyn Qurbanov, Zakir Hasanov,
Rüstem Malikov, Farqana Mammedova) Kıbrıs
Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin hazırladığı eğitime
iştirak etmek için İstanbul’a geldi.
Gayrettepe Taba Luxury Hotel’de konaklayan personel NAB İstanbul ofisini ziyaret ederek NAB Yönetim
Kurulu ve çalışanlarıyla birlikte öğle yemeği yedi.
On June 17-22, eleven mid-level managers of Bank
of Baku ( Ali Mövsümov, Tural Mammedov, Hasan
Quliyev, Rana Efendiyeva, Ramin Caferov, Tahmine Selimxanova, Müþviq Hasanov, Hüseyn Qurbanov,
Zakir Hasanov, Rüstem Malikov, Farqana Mammedova ) came to İstanbul to participate in a training by the
Eastern Mediterranean University of Cyprus.
The personnel stayed in Gayrettepe Taba Luxury Hotel, visited NAB İstanbul office, and had lunch with
NAB Board of Directors and employees.
23
BİZDEN HABERLER / NEWS
BUTA SİGORTA’DA
YENİLİKLER
NOVELTIES AT
BUTA INSURANCE
Buta Sigorta, bir sene önce Azerbaycan
sigorta pazarına girerek birçok rakip şirketlerin kazanamadığı bir sıra başarılara imza
atarak lider olma yolunda ilerlemektedir. Kaliteli
pazarlama faaliyetinin sonucu olarak 2012 senesi
sonlarından başlayarak aktif olarak kampanyalara
ve tanıtımlara başlamıştır.
2012 Ekim ayında resmi Facebook sayfası açılan Buta Sigorta, kısa süre zarfında
Facebook’taki sigorta şirketleri arasında en
çok üyesi ve aktif katılımcısı olan sigorta şirketi
olmuştur. 37.891 kişi üyesi ve haftalık aktif kullanıcı sayısı 4.000’ den fazladır. Haftalık izleyicilerin
sayısı da 100.000 kişiye ulaşmıştır.Nisan ayından
başlayarak ülkede en çok izlenilen Tv ve radyo
kanallarında şirketin reklam filmi yayımlanmaktadır.
Buta Sigorta’nın geçen sene Aralık ayında
sunduğu Gızıl Garantiya (Altın Garanti) sigortası müşteriler tarafından büyük ilgi görmüştür. Elektronik cihaz alıcılarına sunulan Gızıl
Garantiya sigortası müşterilerine daha geniş risklerden sigortalanma fırsatı sunuyor. Pazarda satıcılar tarafından sunulan ve yalnız üretici hatalarına karşı garantilerden farklı olarak bu sigorta türü;
kırılma, hırsızlık, elektrik kontağı sonucu bozulma,
su ve nem nedeniyle bozulma, yangın, patlama,
deprem, fırtına gibi doğal afetlere karşı sigortayı
da kapsamaktadır.
24
Buta Insurance entered the insurance market in Azerbaijan a year ago, and is on the
way to leadership by leaving behind many of
its competitors with its achievements. High-quality
marketing activities resulted in active campaigns
and promotions as of the end of 2012.
Buta Insurance official Facebook page was
opened in October 2012, to have the highest
number of members and active participants
among the insurance companies in Facebook. It
has 37.891 members and more than 4.000 active users weekly. The number of viewers reached
100.000 people weekly. The company commercials are broadcast in the most popular Tv and radio
channels across the country since April.
Buta Insurance launched Gızıl Garantiya
(Golden Warranty) insurance last December. The product, which soon became popular among clients, offers insurance against a
wider range of risks for electronic device consumers. Differing from the limited producer warranty
that only protects against manufacturer flaws, this
insurance products cover breakage, theft, breakdown due to power supply, water or humidity, and
natural disasters such as fire, explosion, earthquake, and storm.
BİZDEN HABERLER / NEWS
Gızıl Garantiya sigortası Baku Electronics,
Mobitel, World Telecom, Computex, Bermud City, Compus, Ultra Company, Timsport ve Türkan Telecom mağazalarında müşterilere sunulmaktadır. Müşteriler bu mağazalarda
bulanan Buta Express masasına gelerek aldıkları
elektronik eşyaları sigortalayabilirler.
Gızıl Garantiya insurance is offered at the
stores of Baku Electronics, Mobitel, World
Telecom, Computex, Bermud City, Compus, Ultra Company, Timsport, and Türkan Telecom. Customers can visit Buta Express desk in
these stores for insurance of their new electronic
devices.
Aynı zamanda bu sene Buta Sigorta’nın
internet sitesi müşterilerin hizmetine sunuldu. Müşterilerin sigorta hizmetlerinden
faydalanmasını sağlamak için sitede Azerbaycan
sigorta pazarında bir yenilik olan online sigorta
satış bölümü de yer alıyor. Bu ayrıcalıkla müşteriler seçtikleri sigorta türü için online ortamda form
doldurarak sigorta tutarını görebilir ve sipariş edebilirler.
Buta Sigorta also launched its internet site
this year. Online insurance sales segment
is offered on the internet site as an innovation in Azerbaijan insurance market. This privileged
facility allows customers to fill in the online form
where they can see the insurance amount and
place an order.
Nisan ayının ilk günlerinde (08.04.2013)
Baku Bankalararası Döviz Piyasası (BBVB)
ve Buta Sigorta şirketi para piyasasında
elektronik sisteme (BEST) MONEY-MARKET katılımına dair anlaşma imzaladılar. Anlaşma doğrultusunda, Buta Sigorta şirketi bankalarla aynı
haklara sahip olarak para piyasasına erişim hakkı
kazanmıştır. BBVB yeni katılımcılara BEST ticaret
sistemine erişim verecektir. Günümüzde bu sistem bankaların kısa vadeli likiditelerinin yönetimi
konusunda etkin rol oynamaktadır.
On the first days of April (08.04.2013),
Baku Interbank Foreign Exchange Market
(BBVB) and Buta Insurance signed an agreement on participation in the electronic system
of (BEST) MONEY-MARKET. In line with this agreement, Batu Insurance gained access to money
market with equal rights as other banks. BBVB will
offer access to BEST system for new participants.
This system is effective for management of shortterm liquidity of banks.
25
BİZDEN HABERLER / NEWS
BAKU ELECTRONICS ELEMANLARInı ÖDÜLLendirdi
BAKU ELECTRONICS AWARDS PERSONNEL
NAB’ER Dergimiz aracılığıyla, Baku Electronics’in
2013 Temmuz ve Ağustos aylarındaki ödül kazanan elemanlarını sizlerle paylaşmaktan gurur
duyuyoruz.
We are proud to share with you the award-winning
personnel of Baku Electronics in July and August
2013 by means of NAB’ER Magazine.
TEMMUZ AYINDA HİLTON HOTEL’İNDE 1 GÜN
SPA KEYFİ KAZANAN ELEMANLARIMIZ
JULY WINNERS AWARDED WITH ONE-DAY
SPA TREATMENT AT HILTON HOTEL
FİRUZE İMANOVA
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
TURAL MİRZEYEV
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
Larisa QARİBOVA
Baş satış danışmanı-28 May mağazası-MİD
SAİD ALASGAROV
Satış danışmanı-İnşaatçılar mağazası-MİD
İLKİN ASADOV
Tekniker-Sahil mağazası-MİD
MARAT CELİLOV
Satış danışmanı-Sahil mağazası-MİD
SENAN MUSTAFAYEV
Satış danışmanı-Planet mağazası-MİD
FUAD QAZIYEV
Haznedar-Ahmedli mağazası-MİD
ŞAMİL MİRZEYEV
Tekniker–Ahmedli mağazası-MİD
EMİN HÜSEYNOV
Satış danışmanı-Sumgayıt mağazası-MİD
26
AĞUSTOS AYINDA AF HOTEL’DE 3 GÜN
KONAKLAMA KAZANAN ELEMANLARIMIZ
AUGUST WINNERS AWARDED WITH
THREE-DAY ACCOMMODATION AT AF HOTEL
ELŞAD ALEKBEROV
Satış operatörü-Azadlık mağazası-MİD
ELNUR AĞAYEV
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
NATAVAN MUHARREMOVA
Baş satış danışmanı-28 May mağazası-MİD
RAHİMEHANIM NASİBZADE
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
VÜQAR MUSAYEV
Anbar hizmeti elemanı -İnşaatçılar mağazası-MİD
TOĞRUL MEMMEDLİ
Tekniker-Azadlık mağazası-MİD
AYSEL RZAYEVA
Satış danışmanı-Ahmedli mağazası-MİD
HABİB BAĞIROV
Baş satış danışmanı-Merdekan mağazası-MİD
LEYLA DEMİROVA
Satış satış danışmanı–Planet mağazası-MİD
BEHRUZ QULİYEV
Mağaza müdürü-Sumgayıt mağazası-MİD
RAFAEL HÜSEYNOV
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
ELÇİN MALİKOV
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
REŞAD SULTANZADE
Kıdemli Uzman-Baş ofis-MİD
ALEKBER ALEKBEROV
Uzman-Baş ofis-İRD
ŞAHİN SEFEROV
Satış koordinatörü-Bakıxanov mağazası-MİD
ARİZ İSAYEV
Satış danışmanı-Azadlık mağazası-MİD
İSMAYIL NOVRUZOV
Anbar müdürü-Azadlık mağazası-MİD
ZÜLFÜGAR ASADOV
Haznedar-Azadlık mağazası-MİD
BİZDEN HABERLER / NEWS
Bulutlarla Yarış
RACES WITH CLOUDS
9 kere Dünya ralli şampiyonu olan Sebastyan
Lyob’ın, Pikes zirvesindeki müthiş videosu geçtiğimiz günlerde yayımlandı.Geçen senenin şampiyonu Ris Millen’a ait olan rekoru, Peugeot 208
T16 otomobiliyle kırıp yeni rekoru 1.5 dakika daha
geriye çekmiştir. “Bulutlarda yarış” adıyla gerçekleşen zirve yürüşünde Lyob 20 kilometrelik mesafeyi 8:13:878 dakikayla tamamlamıştır.
Helikopter çekimiyle oluşturulan bu video, izleyenleri korkuya düşürmektedir. Kısa mesafede 140
km/saat hıza ulaşan şampiyon, zirveye tırmanış
yolunda korktuğunu itiraf etmiştir. 156 farklı sert
virajı geçen Fransız’ı en çok korkutan şey ise yolun sonunda bulunan izleyicilerin onun önüne koşması olmuştur. Pikes zirvesini arabayla tırmanmak her sene Uluslararası olarak düzenlenen bir
yarışmadır. Sebastyan Lyob’u ABD sporseverleri
1886 senesinde Fransa’nın hediye etmiş olduğu
Özgürlük Anıtı’ndan sonra ikinci değerli hediye
olarak görüyorlar.
Nine-time world rally
champion Sebastyan Lyob’s great
video at Pikes summit was broadcast.
He broke the last
year champion Ris
Millen’s record with 1.5 minutes less time with Peugeot 208 T16. In the summit hike “Race in the
Clouds”, Lyob took 20 kilometers in 8:13:878 minutes.
The video shot from a helicopter terrifies the viewers. The champion reached 140 km/h in a
short distance, and admitted to being afraid on
the way up to the summit. Having taken 156 different sharp turns, the French champion was mostly
scared when the audience ran in front of the car at
the end of the road. Climbing the Pikes summit by
car is an annual international contest. US sports
lovers regard Sebastyan Lyob as the second
most precious gift from France after the Statue of
Liberty presented in 1886.
16 sene sonra
after 16 years
“Safkan Amerikalı” olmak ne demek? Araba meraklıları sevdikleri markaları nasıl görüyorlar?
Chrysler salonunda açılan sergi gençlerin Amerikan otomobillerine bakış açısını gösterdi.
What does it mean to be “Pure Blood American”?
How do car lovers feel about their favorite brands?
An exhibition in the Chrysler hall showed the
youth’s perspective on American cars.
Instagram’da beğeni sayısına göre seçilmiş 20
fotoğraf içinden yarışma jürisi 3 kazananı belirledi. Otomobil resmiyle jürinin beğenisini kazanan
Nicat Aliyev (instagramda @nicat_vt) Canon
600D + 18-55 mm lens fotoğraf makinesini kazanarak birinci oldu. İkinci olan David Yolçuyev
(@david6984) Samsung Galaxy fotoğraf makinesi ve üçüncü olan Fariz Quliyev (@farizquliyev)
Samsung WB250F fotoğraf makinesi kazandılar.
The jury selected 3 winners out of 20 mostliked photographs. The first winner Nicat Aliyev
(@nicat_vt on Instagram) was awarded Canon
600D + 18-55 mm lens camera while the second winner David Yolçuyev (@david6984) won
Samsung Galaxy camera, and the third winner Fariz Quliyev (@farizquliyev) won Samsung
WB250F camera.
Yarışmaya katılan bir başka fotoğraf daha jürinin
dikkatini çekti. 1998 senesinde 10 yaşındayken
Jeep markalı arabayla çekildiği fotoğrafı yarışmaya gönderen 27 yaşındaki Reşad İsmayıl’ın
(@rashadismail) markaya olan sevgisi ona iPod
kazandırdı.
Another competing photograph also attracted
attention of the jury. 27-year-old Reşad İsmayıl
(@rashadismail) sent a photo of himself taken in
a Jeep car in 1998 when he was 10 years old. His
love for the brand brought an iPod to him.
27
BİZDEN HABERLER / NEWS
AUTO AZERBAIJAN ’dan başarılı öğrencilere
Hyundai’li teşekkür
Auto Azerbaijan’s Hyundai gesture to
successful students
Hyundai üniversite kazananların sevincine ortak
olarak bu sene üniversite kazanan tüm öğrenciler
için sınavda kazandıkları puanların iki katı kadar
Hyundai’den indirim alma hakkı tanıdı.
Hyundai shares the joy of new university students.
All students who passed the university exam this
year are granted discount at Hyundai twice as
much as their exam points.
30 Eylül tarihine kadar devam eden kampanya
Auto Azerbaijan şirketinde bulunan ve satışa sunulan tüm Hyundai binek araçları için geçerli idi.
Kampanyaya katılan öğrenciler sınav kayıt numaraları, nüfus cüzdanları ve üniversiteye kayıtlarını onaylayan belgeyle Auto Azerbaijan şirketine
veya herhangi bir Hyundai bayisine giderek indirim hakkı aldılar.
The campaign, effective until September 30, applies for all Hyundai passenger cars available for
sale at Auto Azerbaijan. The students can utilize
their discount in Auto Azerbaijan, or any Hyundai
dealer, accompanied by their exam registration
number, identity cards and university acceptance
certificates.
Bu kampanya sayesinde Hyundai hem nakit olarak hem de kredili olarak araba alınabilmesi ile
“Üniversiteyi kazanırsan sana araba alacağım”
sözü vermiş ebeveynlere de yardımcı oldu.
Available in cash and loan car deals, this campaign will also be helpful to parents who have given
their children the promise that “I will buy you a car
once you enter the university”.
Geely ve Volvo ortak otomobili
2015’e hazırlanıyor
Geely and Volvo prepare
car for 2015
Geely, İsveç otomobil markası Volvo ile ortak otomobil modeli üretecek. Çin’li otomobil üreticisi
Geely bu iddialı planını 2015 senesinde tamamlayacak.
Yeni modelin hazırlanması için araştırma ve gelişim aşamasında olan Geely, Volvo’nun özellikle
güvenlikle ilgili olumlu tecrübelerinden faydalanacaklarını bildirdi.
Hatırlanacağı üzere Geely, şirketi, Volvo markasını 3 sene önce satın almıştır. O zamandan beri
Volvo geleneklerini kendi arabalarında da başarıyla uygulayan marka, dünyanın en geniş pazarı
olan Çin’i hakimiyeti altına almanın yanısıra daha
talepkâr pazarlara doğru ilerlemeye başlamıştır.
28
Geely is going to produce car together with the
Swedish automobile brand Volvo. The Chinese
Geely will complete this assertive plan in 2015.
Geely is in the process of research and development for the new model, and stated that they benefited from positive experiences of Volvo, particularly with respect to security.
Fast-developing company Geely purchased Volvo
brand 3 years ago. Applying Volvo traditions in its
own models since then the company is on the way
to expanding to more competitive markets besides dominating Chinese market.
29
BİZDEN HABERLER / NEWS
Alman yürekli, Fransız cazibeli
Peugeot 308 yenilendi
New Peugeot 308 with German
heart and French attraction
rle şaşırttı.
si basını yenilikle
ce
ön
ow
sh
to
ankfurt au
i gördü.
Peugeot şirketi Fr
resimleri özel ilg
in
in
el
od
m
8R
li 30
Markanın iki renk
Peugeot,
fı siyah olan yeni
ra
ta
ka
ar
ı,
ız
rm
Ön tarafı kı
.
owunda sunuldu
Frankfurt auto sh
nuldu.
rsiyonu olarak su
ve
r”
na
ay
“k
in
8’
30
Z R-in motorla
daha hafif ve RC
n
de
er
kl
ac
hb
tc
n ha
beygir gücü ve
Yeni araba sırada
pe versiyonu 273
ku
ın
an
ab
Ar
p.
motora sahi
1.6 litrelik turbo
m gücüne sahip.
330 newton çeki
stemi,
elin aşağı askı si
od
m
an
ol
f
si
re
arak ag
ektedir.
Dış görüntüsü ol
görünümü verm
or
sp
a
on
su
ru
şürücü bo
oyleri ve 2 ses dü
bagaj üstünde sp
Peugeot; 308’in lansmanına önemle hazırlanırken, yeni otomobilin detaylarını tam olarak açıklama konusunda acele etmiyor. Bu segmenteki
rakiplerinden yeni Volkswagen Golf, Ford Focus,
Toyota Auris ve Mazda 3 tek tek araçlarını piyasa
sürerken, Peugeot 308’in gizemi hâlâ devam etmektedir.
Yeni Peugeot 308, Volkswagen Golf’la 4.25 m. ile
aynı uzunluktadır. Yüksekliği ise 1.46 m.’den fazla
değildir. Arabanın ağırlığı bir önceki versiyonuna
göre 140 kg hafiflemiştir. Öte yandan bagaj hacmi genişlemiştir. Bu modelin kalbinde 1.6 litrelik
Peugeot-BMW işbirliği sonucu olan üretilen “kalp”
motorun olmasıdır. Şirketin bugüne kadar açıkladığı yenilikler bunlarla sınırlıdır.
Şu an piyasada bunulan Peugeot 308’lerin 1.6
litrelik motor ve 120 beygir gücündedir. Bu motor
hacimi yeteri derecede güçlü olmanın yanısıra
hem de en ekonomiktir.
Genel olarak Peugeot 308 markanın en başarılı
modellerinden sayılmaktadır. Peugeot 308 yüksek
güvenlik ödülüne (EuroNCAP’a göre 5 yıldız) sahip olup, özgün Fransız tasarımıyla birçok otomobilseverin tercihi haline gelmiştir. Arabanın dış görünümü ve şık tasarımı onu gerçek kent otomobili
olarak sevdirmektedir.
30
Peugeot prepares for the launch of 308 with care,
not rushing into explaining the details of the new
car. Its competitors in this segment are launching
their new models one by one, including Volkswagen Golf , Ford Focus, Toyota Auris and Mazda 3,
yet Peugeot 308 still maintains a mystery.
New Peugeot 308 has the same length as Volkswagen Golf, i.e. 4.25 meters. Its height is not more
than 1.46 meters. The car weighs 140 kg lighter
than the previous version. On the other hand, the
baggage capacity expanded. This model has a
1.6 lt “heart” engine produced by Peugeot-BMW.
These are the innovations so far announced by
the company.
The current Peugeot 308’s has 1.6 lt engine and
120 horsepower. This engine capacity is both
strong enough and economic.
Generally speaking, Peugeot 308 is considered as
one of the most successful models of the brand.
Peugeot 308 has high security award (5 stars in
EuroNCAP), and its French design is the favorite
of many car lovers. The exterior of the car and the
elegant design make it a true urban car
BİZDEN HABERLER / NEWS
Miri Yusİf “Ben bir Jeeper’ım” dedi
Miri Yusif: “I am a Jeeper”
Dünya yıldızlarından aktör Ben Affleck ve sanatçı
Justin Timberlake’den sonra ünlü rap yıldızı Miri
Yusif’de 2014 model, siyah renk Jeep Grand Cherokee satın aldı.
Miri Yusif yeni arabasını çok beğendiğini söyleyerek: “Herkese bu arabayı tavsiye ederim. Çok beğendim. Ben “Jeep”in yüzüyüm. Kendimi “jeeper”
olarak adlandırıyorum. Hızı seviyorum ama bunun
için arabada yalnız olmam gerekiyor. “Sanatta kuralları ihlal edebilirim, ama yolda asla. Kurallar hepimiz için ve buna hepimiz uymalıyız” dedi.
Biz de NAB’ER aracılığıyla Miri Yusif’in yeni arabası ile çekildiği özel resimleri sizlere sunuyoruz.
After the actor Ben Affleck and the artist Justin
Timberlake, famous rap star Miri Yusif also bought
a black Jeep Grand Cherokee 2014.
Miri Yusif said he liked his car very much, and added, “I recommend this car to everyone. I liked it
a lot. I am the face of ‘Jeep’. I call myself ‘Jeeper’.
I like speed, but only when I am alone in the car.
I can break the rules in art, but never on the road.
The rules for the sake of us all, and we should all
follow them.”
We present the special pictures of Miri Yusif taken
with his new car.
31
BİZDEN HABERLER / NEWS
NAB HOLDİNG LOGOMUZDA
REVİZE ÇALIŞMA
OUR LOGO OF NAB HOLDING IS
RENEWED
NAB Holding A.Ş logomuz yeni kurumsal kimlik
çalışmamız doğrultusunda ufak bir değişiklikle
revize oldu.
Logomuzdaki amblemimiz yüzde üç oranında
kalınlaştı.Yenilenen kurumsal kimliğimiz ile logomuzdaki kırmızı renk canlılık ve dinamizmi, beyaz
renk şeffaflığı, siyah renk ise sağlamlığı temsil
ediyoruz.
32
Our logo of NAB Holding Co. has been renewed
in line with efforts to renew our corporate identity.
In our new corporate identity and logo, red represents vitality and dynamism, white represents
transparency, and black stands for strength.
33
EKONOMİ / ECONOMY
Metin / Written by ; Ofeliya Sofiyeva
Finans Uzmanı / Finance Supervisor
Çöküşten Zirveye Giden Yol
The Way From Collapse To The Peak
AZERBAYCAN EKONOMİSİ
AZERBAıJAN’S ECONOMY
Azerbaycan, SSCB’nin dağılmasının ardından
18 Kasım 1991’de bağımsızlığını kazandı. Bu
tarih aynı zamanda ülkenin piyasa ekonomisine geçiş döneminin de başlangıcı olmuştur.
1992 ile 1995 arasında üç yıl, Azerbaycan için
durgunluk dönemi olarak tanımlanabilir. Sovyet döneminde, ülkenin ekonomisi diğer Sovyet cumhuriyetlerine, özellikle de Rusya’ya
bağlıydı. SSCB’nin dağılmasından sonra bu ülkelerle ticaret ilişkilerinde yaşanan düşüş nedeniyle GSMH de 1990 ile 1995 arasında %56
oranında azalmıştır.
Ermenistan’la yaşanan Dağlık Karabağ anlaşmazlığı nedeniyle askeri harcamaların da ciddi oranda artması ekonomik durumu zorlaştırmıştır. Azerbaycan topraklarının %20’sinin
kaybedilmesi ve 1 milyon vatandaşın mülteci
haline gelmesinden tarım, aydınlatma, elektrik
ve gıda endüstrileri başta olmak üzere bir dizi
ekonomik sektör etkilenmiştir.
GSMH’deki ciddi düşüş, enflasyonun aşırı artması
ve yerel para biriminin değer kaybetmesi nedeniyle ülkede yaşam standardı düşmüştür. Nüfusun
gerçek gelişi 3.3 kat, kişi başına düşen gelir 3.6
kat azalmıştır. Ülkenin bütçe açığı artmaya başlamış, artan mülteci giderleri bu açığı iyice derinleştirmiştir.
Hükümet, bütçe açığını kapatmak adına, katma
değer vergisi ve tüketim vergisini yürürlüğe koymuştur. Ancak bu yeni vergi türleri bütçe açığının
çok küçük bir bölümünü kapatabilmiştir.
34
After disintegration of the USSR, Azerbaijan
gained its independence on November 18,
1991. This date also was beginning of transition period to the market economy for the country.
First three years from 1992 to 1995, could
defined as recession period in Azerbaijan.
Country’s economy was depended on other
Soviet republics, especially on Russia during
Soviet period. After disintegration of the USSR,
decline in trade relations with these countries
resulted in significant decrease of GDP, more
exactly 56% from 1990 to 1995.
Significant rise in military expenses because
of Nagorno-Karabakh conflict with Armenia
also deepened hard situation of the economy.
The loss of 20% of Azerbaijan’s territory and 1
million citizens becoming refugees seriously
affected a number of economic sectors, including the agricultural, lighting and power, and
food industries.
Considerable decline of GDP, hyperinflation, and
depreciation of the domestic currency caused the
fall in standard of living in the country. Real income of the population went down 3.3 times and per
capita income decreased 3.6 times. Budget deficit
of the country began to rise and increasing refugee expenses deepened this deficit.
In order to reduce budget deficit government introduced value-added and excise taxes in 1992.
However, these new tax types maintain only small
budget deficit.
EKONOMİ / ECONOMY
Merkez Bankası, bütçe açığını karşılayabilmek
için parasal büyümeye gitmiştir. 1992-1994 yılları arasında, gelirin %40-45’i para emisyonu
sebebiyle gerçekleşmiştir.
National Bank conducted money growth in order to finance increasing budget deficit. In 19921994 years, 40-45% of income was due to money emission.
Perakende fiyat enflasyonu yükselmiş, 1992 yılı
itibariyle %24 civarına ulaşmıştır. Resmi rakamlara göre, 1993 yılında ortalama yaşam harcamaları
geliri %50 oranında aşıyordu. Yıl sonu itibariyle
binlerce insan açlıkla karşı karşıya gelmişti, çünkü
haftalık asgari ücret ile bir somun ekmek almak
mümkün değildi.
Retail price inflation rose and was about 24% during 1992. According to official figures, average living expenses exceeded income by 50% in 1993.
By the end of the year thousands of people faced
with starvation because it was not possible to buy
a loaf of bread with a minimum weekly wage.
Because of existing monopoly in the country, government bought much of the agricultural production while setting prices by negotiations, 70-80% of
producer and consumer prices were uncontrolled
and falsely increased. Thus, the State Committees for Anti-monopoly policy and Entrepreneurship
and on Land Issues and Property Management
were established in 1992.
Ülkedeki tekel nedeniyle, tarımsal üretimin çoğunu hükümet satın alıyor, fiyatları pazarlık yoluyla
belirliyordu; üretici ve tüketici fiyatlarının %70-80’i
denetimsizdi ve yanlış yere yükseltiliyordu. Bu nedenle, 1992 yılında Tekel Karşıtı Politika ve Girişimcilik Devlet Ofisi ile İmar İşleri ve Mülk Yönetimi Devlet Ofisi kuruldu.
Azerbaycan kendi para birimi Manat’ı 1992 yılında
yürürlüğe koydu; 1994 yılında Manat ülkenin tek
para birimi haline geldi. Zayıf parasal ve finansal
sistemler nedeniyle, Manat’ın bedeli 1995 yılına kadar rublenin 9 katı, doların 245 katı düştü.
Manatın değeri, 1997 yılında yeni petrol ve gaz
sahalarının bulunmasıyla artmaya başladı ve bu
artış 1998 yılında Rus mali piyasasının çöküşüne
kadar devam etti.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen ardından,
Azerbaycan ekonomisi tamamen petrole dayalı bir
ekonomi haline dönüştü. Bunun nedeni, petrol endüstrisi dışında önemli düzeyde gelir getirebilecek
bir ekonomik sektörün olmayışıydı. Aslında farklı
ekonomik sektörlerin yeniden yapılandırılması potansiyeli bulunmakla birlikte, bütçe yetersizlikleri,
siyasi istikrarsızlık, endüstriyel tabanın çöküşü ve
savaş ortamı bu potansiyelin önünde ciddi engeller oluşturuyordu.
Azerbaijan introduced its own currency-Manat in
1992, but only in 1994 ‘Manat’ became the sole
currency of the country. Because of, weak monetary and financial systems, the price of ‘Manat’
decreased 9 times compare with ruble, and 245 times in compare with USD until 1995. Appreciation
of ‘Manat’ began with discovery of new oil and gas
fields in 1997 and continued until crash of Russian
financial market in 1998.
Right after disintegration of the Soviet Union,
Azerbaijan economy completely turned to oil based economy. It was the fact that there was no other sector of economy besides oil industry, which
could generate significant income. Actually, there
has been potential for reconstructing of different
sectors of economy, but budget shortfalls, political
instability, dying industrial base and growing war
create significant obstacles.
(Devam Edecek...To be continued...)
35
TEKNOLOJİ / technology
Teknolojİnİn Önemİ
Importance of
Technology
İSMAİL TUNCA
NAB Holding İş Teknolojileri Bölüm Müdürü
NAB Holding Business Technologies Department Manager
Herhangi bir işte kullanılan teknolojinin ilk kuralı,
verimli bir işleme uygulanan otomasyonun verimliliği büyüteceğidir.
İkincisi ise verimsiz bir işleme uygulanan otomasyonun verimsizliği büyüteceğidir.
The first rule of any technology used in a business is that automation applied to
an efficient operation will magnify the efficiency. The second is that automation applied to
an inefficient operation will magnify the inefficiency.
Bill Gates
Değerli NAB’ER Okurları,
Dear NAB’ER Readers,
Günümüzün rekabetçi iş dünyasında şirketlerin sistemlerindeki uyarlamalara, hızla değişen
ihtiyaçları öncülük etmektedir. İş Teknolojileri
anlamında ERP, CRM, CEM, HRM, SCM, POS,
B2B, B2C uygulamaları ana yapı taşları olup,
süreçlerin kurgulanmasında ve uygulanmasındaki en büyük yardımcılardır.
In our competitive business world, the needs
of companies lead the adjustments in corporate systems. The main constructs of Business
Technologies are applications such as ERP,
CRM, CEM, HRM, SCM, POS, B2B, and B2C,
which are of great help in process design and
application.
Her işletmenin özel ihtiyaçlarına göre kullandıkları teknolojileri ve uyarlamaları güncel tutmaları
kaçınılmazdır.
The developments particularly gained speed
in the technology world after the millennium,
which made it an obligation for all corporations to constantly launch applications and made
progress with respect to business software and
technologies.
Özellikle milenyum sonrası hızlanan teknoloji dünyasındaki gelişimler, bütün kurumları iş yazılımları
ve teknolojileri açısından sürekli bir uygulama ve
gelişim zorunluluğuna götürmüştür.
Bu sürekli gelişimin sağlanması ancak kurumlarımızın teknoloji yatırımına karar veren yönetimlerinin, global inovasyonları, uygulamaları ve
teknolojileri takip ederek kurumlarında yeni vizyonlar oluşturması ile mümkündür. Ancak bu şekilde yakın geleceğin rekabetçi dünyasına, pazar
taleplerine, yeni trendlere hazır olabiliriz.
36
This constant progress will be possible only if the
executive level of technology decision-makers
follow global innovations, applications and technologies to create new visions in their corporations. Only in this way we can be ready for the
future competitive world, market demands, and
new trends.
TEKNOLOJİ / technology
Bu gerçekleri göz önünde bulundurarak NAB
Holding Üst Yönetimi Aralık 2013 itibari ile kendi
bünyesinde İŞ TEKNOLOJİLERİ Departmanı’nı
yapılandırmaktadır.
Considering these facts, NAB Holding Senior
Management is involved in structuring its
BUSINESS TECHNOLOGIES Department as of
December 2013.
Bu birimin ana amaçlarının başında iştiraklerimizin mevcut teknolojilerini geliştirmek ve gelecekte hedefledikleri yapıya hazırlanmalarına ön
ayak olmaktır.
The main objectives of this unit include developing
current technologies of our affiliates and initiating
preparation for their targeted future structure.
İŞ TEKNOLOJİLERİ Departmanı’nın temel fonksiyonlarını ise şu şekilde özetleyebiliriz;
We can summarize the basic functions of
BUSINESS TECHNOLOGIES Department as
follows;
Proje Yönetim ve Gözetimi: İş teknolojileri projelerinin zaman, maliyet, risk, kalite vs. faktörleri
gözönüne alarak başarıyla sonuçlandırılmasının
sağlanması.
Tedarikçi ve Kontrat Yönetimi: Projelerin başarıya ulaşması için uygun yazılım/teknoloji seçimi
ve buna bağlı olarak çalışılacak tedarikçilerin ve
koşullarının optimize edilmesi.
Yazılım Destek Masası: Proje sonrası tedarikçilerden bağımsız destek alabilmek için help desk
hizmeti sağlanması.
Süreç Geliştirme ve Entegrasyon: İştiraklerimizin çalışmalarına hız ve verim katmak amacıyla
ara süreçlerinin teknolojilere entegre edilmesini ve
teknolojik inovasyonların kurum süreçlerine uygulanması.
Kalite Kontrol ve Denetleme: Eski veya yeni iş
teknolojileri yatırımlarıının teknik kalitesinin kontrol altında tutulması.
Ayrıca; Teknoloji kullanımında 20’ yi aşkın kurumumuzdaki aile fertlerimizin bilgi ve vizyonunu
genişletmek, farkındalığı artırmak amacıyla bir
kulüp oluşumuna giderek paylaşımlar yapmayı,
faaliyetler düzenlemeyi planlamaktayız.
Bu yapılan tanımların hepsi tabi ki birer araçtır.
Yazılımlar ve teknolojik yatırımlar ile iş süreçlerini optimize ederken, yaratılacak raporlamalar
ve simülasyonlar sayesinde geleceğimize ışık
tutmayı ve kurumlarımızın geleceğine hizmet
etmeyi hedeflemekteyiz.
PM & Project Supervision: Successful conclusion of business technologies projects by taking into
account such factors as time, cost, risk, quality, etc.
Vendor & Contract Management: Selection of
appropriate software/technologies and optimization of suppliers and conditions to successfully carry out projects.
Software Helpdesk: Help desk services to receive independent services from suppliers after the
project.
Process development & Integration: Rendering the operations of our affiliates more rapid
and efficient through technological integration of
intermediate processes and application of technological innovations to corporate processes.
Quality Control & Auditing: Controlling the technical quality of old and new business technology
investments.
Furthermore, we are planning to form a club and
organize activities to enhance technology awareness and expand the knowledge and vision of our
family members in over 20 corporations.
Certainly, all these definitions are merely instruments. As we optimize the business processes
with software and technological investments, we
aim at shedding light on our future and serving the
future of our corporations through the reporting tools and simulations to be created.
Bu yapılanma çerçevesinde, iştiraklerimizin yönetim ve birimlerinden, süreçlerinin gelişimi doğrultusunda İş teknoloji projelerine olacak katkılarından
dolayı şimdiden teşekkür ederiz.
Within the framework of this structuring, we offer
our thanks to the executives and personnel of our
affiliates in advance for their contributions to business technology processes in line with the progress of their processes.
Bu bağlamda NAB iştirakleri olarak bir sonraki nesilin taleplerine hizmet edebilmek için hertür gelişim taleplerini ve paylaşımları heyecanla takip
ediyor olacağız.
In this context, as NAB affiliates, we will be keeping an excited eye on all progress demands and
sharing to be able to serve the demands of the
next generation.
2014 itibari ile çokca duyacağımız ve telaffuz
edeceğimiz “Technology” kavramının önemini bir
daha vurgularken sizlere bir sonraki sayıya kadar
esenlikler dileriz.
As I emphasize once more the importance of the
concept of “Technology” that we will hear and express very often in 2014, I wish you well-being until
we meet again in the next issue.
37
SANAT / ART
NADİR EROMİ’NİN Objektİfİnden
duygulara yansıyanlar
Emotions reflected from
the lens of Nadir Eromi
BU KAPILAR!
THESE DOORS!
Görünüşte hep aynı kapılar
Ama aslında ayrı ayrı kapılar
These doors look all alike
These doors are in fact so unlike
Yalın gözü ile bakana düz kapılar
Gönül gözü ile bakana söz kapılar
Doors are all flat walls to simple eyes
Doors are full of words to mindful eyes
Bazen çok çalınıp da açılmamış kapılar
Bazen açık kalıp da çalınmamış kapılar
Some doors are knocked so much but still closed
Some doors are left open yet unknocked
Bazen eşiği yosun tutmuş, geçilmemiş kapılar
Bazen çok geçilip, eşiği aşınmış kapılar
Moss grows on some doors as no one steps
in the sill
Some doors are often visited, wearing off the sill
Bazen utangaçlıktan yeşillerle örtünmüş kapılar
Bazen cömertçe içini gösteren kapılar
Bazen ihtişam sahibi olan büyük kapılar
Bazen sade kalıp, hiç büyümemiş kapılar
Bazen ayrı durup al ve ak mutlu kapılar
Bazen yanyana iki siyah mutsuz kapılar
Bazen cam gibi çok kırılgan kapılar
Bazen kütük gibi hiç alınmayan kapılar
Bazen boyanıp da kendini değiştiren kapılar
Bazen benliğini ve asaletini koruyan kapılar
38
Some doors are covered in shy green
Some doors are generously transparent
Some doors are grand and magnificent
Some doors are plain and deficient
Some doors are apart but happy as red and white
Some doors are side by side but black and
sick at heart
Some doors are fragile like glass
Some doors are purblind taking no offense
SANAT / ART
Bazen dini imanı bütün kapılar
Bazen haylazca açılan küstah kapılar
Some doors change through colorful make-up
Some doors preserve self and dignity untouched
Bazen sımsıkı kapanıp da küsen kapılar
Bazen yarım açık barışı bekleyen kapılar
Some doors are pious and devout
Some doors are unabashed and insolent
Bazen merdivenlerden vusala yalvaran kapılar
Bazen kaçıp da dönüp bakılmayan kapılar
Some doors are shut firmly in resentment
Some doors are left ajar awaiting peace
Bazen iki ayrıyı birbirine bağlayan kapılar
Bazen bir gövdeyi birbirinden ayıran kapılar
Some doors see the stairs begging for reunion time
Some doors witness those who run away to never
look back
Anlamayana kapılar hep aynı kapılar
Arif olana kapılar hep ayrı kapılar
Kapılar, kapılar, kapılar...
Nadir Eromi
16 Ağustos 2013
Oxford
Some doors connect the separated ones
Some doors split one body into separated ones
The doors look the same to the ignorant one
The doors are all different to the wise one
Doors, doors, doors...
Nadir Eromi
August 16, 2013
Oxford
39
TARİH / HISTORY
Metin / Written by ; Yiğitcan Öztürk
Uzman Yardımcısı / Management Trainee
Artık her sayımızda kendi ülkelerimizin tarihinden ve/veya dünya tarihinden çeşitli bilgileri sizlere sunmayı planlamaktayız. İlk bölümümüzü
son günlerde gerek Türkiye’de gerekse de bölge coğrafyasında sağladığı başarı ile çok fazla
ilgi duyulan “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin ana
karekterlerinden; Kanuni Sultan Süleyman ve
İmparatorluğun o döneminden bahsedeceğiz
Türkiye’de çok fazla ses getiren, birçok komşu
coğrafyada çevirisi yapılarak yayınlanan bu dizi
aynı zamanda kendi ekonomisini ve piyasasını
da oluşturdu. Dizide gösterildikten sonra satışa
çıkartılan Sultan şerbeti, Hürrem parfümü ve
mücevharatı gibi ürünler son zamanlarda adeta yerli ve yabancı turistlerin en çok talep ettiği
ürünler halini aldı.
NAB’ER Ekibi olarak ziyaret ettiğimiz Topkapı
Müzesi’nde (Osmanlı Döneminde Hanedanlık
yaşam yeri ve Devlet merkezi) gördüğümüz ve
konuştuğumuz birçok Kafkas ve Arap Bölgesi
turistlerinin ortak noktası dizinin geçtiği Saray’ı
ziyaret ederkenki heyecanlarıdır. Rehberlere
Osmanlı’nın o dönemiyle ilgili, Kanuni Sultan
Süleyman ve Hürrem Sultan’la ilgili, örf ve adetlerle ilgili sordukları meraklı sorular hem dizinin
başarısını hem de döneme duyulan büyük ilgiyi
göstermekteydi.
40
We are planning to present information on the
history of our own countries and/or of the world
in each issue. Our first article will be on the era
of Suleiman the Magnificent, one of the main
characters of the TV series “The Magnificent
Century” that has become highly popular in
Turkey and in the region.
This TV series, having created a tremendous
impression in Turkey and been translated in
many neighboring countries, also created its
own economy and market. Various products
such as Sultan’s sherbet, Hurrem’s perfume
and jewelries launched after the broadcast of
the series have generated huge demand by
domestic and foreign tourists.
As the team of NAB’ER, we visited the Topkapı
Museum (the living space of the royal family
and the State center in the Ottoman Period),
and many tourists from the Caucasian and Arabic regions had a shared excitement to visit the
Palace where the series took place. The curious questions they asked to the guides about
the era, Suleiman the Magnificent and Hurrem
Sultan, and manners and customs indicated
both the success of the series and also the great interest in the period.
TARİH / HISTORY
Tarihin önemli bir dönemine yön vermiş olan;
Osmanlı İmparatorluğunun 10. Padişahı Batıda
feth ettiği topraklar ve başarılı savaşlarından
ötürü Muhteşem Süleyman olarak bilinirken,
Doğuda adaletli yönetiminden dolayı Kanuni
Sultan Süleyman olarak bilinmektedir. 27 Nisan 1495’te Trabzon’da doğan Kanuni, babası
Yavuz Sultan Selim ve annesi Hafsa Hatun tarafından küçük yaşlarından itibaren yetiştirilmeye başlandı ve çok iyi bir tahsil gördü. On beş
yaşına kadar Trabzon’da kalarak, babasının
vazifelendirdiği devrin âlimlerinden ders aldı.
6 Ağustos 1509’da dedesi İkinci Bâyezîd Han
(1481-1512) tarafından Kırım Yarımadasındaki
Kefe Sancağı Beyliğine gönderildi. Yavuz Sultan Selim Han, 1512’de Osmanlı tahtına geçince Kırım’dan İstanbul’a çağrıldı. 1513’te Manisa Sancak Beyliği verildi. Ardından babası Yavuz Sultan Selim Hanın vefatında, Manisa’dan
İstanbul’a davet edilip, 30 Eylül 1520’de tahta
çıkmıştır.
1520 yılında tahta çıktıktan sonra yaklaşık 46
yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan Kanuni Sultan Süleyman, saltanatının
toplam 10 yıl kadarını seferlerde geçirmiştir.
Sultan Süleyman böylece devletin hem en
uzun süre görev yapan, hem en çok sefere
çıkan, hem de en uzun süre sefer yapan padişahı olmuştur.
Babasının ülkede sağladığı iç huzur dolasıyla
hükümdarlığı döneminde hem Batı’ya hem de
Doğu’ya sık sık sefer yapma imkanı buldu. Bu
seferler sonucu İmparatorluğun tarihi boyunca
ulaştığı en geniş sınırlara sahip olmasını sağladı. Kanuni döneminde Avrupa’nın en güçlü
devleti olan Roma-Germen İmparatorluğu hükümdarı Şarlken, Macaristan’a hakim olabilmek
amacıyla, Macar Kralı II.Lui ile yakın ilişkilere
sahipti. II. Lui, Şarlken’e güvenerek vergilerini ödemiyor ve kendisine gönderilen Osmanlı
elçilerini öldürtüyordu. Bunun üzerine, Kanuni
harekete geçti ve Belgrad, karadan ve Tuna
Irmağı’ndan kuşatıldı. 1521 yılında Belgrad alınarak Orta Avrupa kapıları Osmanlı’ya açılmış
oldu. Alman İmparatoru Şarlken’in, fikirlerine
karşı çıkan Fransa Kralı François’yı esir almasının ardından, François’nın annesi Düşes
Dangolen’in yardım istemesi üzerine, Barboros
Hayreddin Paşa’yı Fransa’nın Akdeniz kıyısındaki Nice şehrine gönderen Kanuni, Şarlken’in
donanmasını alt ederek, hem Fransa’yı hem
de Fransız Kralı’nı kurtardı. Bunun sonunda
François’nın da baskılarıyla Şarlken’e karşı savaş açmaya karar veren Kanuni, orduyu
Tuna Nehri’nden geçirerek Macaristan’a soktu. 29 Ağustos 1526’da tarihin en kısa süren
The 10th sultan of the Ottoman Empire, having
shaped an important period in history, is known
as Suleiman the Magnificent in the West due to
his conquests and victories, and as Kanuni (the
Lawgiver) in the East because of his fair ruling.
Born in Trabzon on April 27, 1945, the Lawgiver
received excellent education and training from
his father Yavuz Sultan Selim and mother Hafsa Hatun. He stayed in Trabzon until the age
of fifteen, and was taught by the best scholars
of the period. He was sent to the Kefe Sanjak
Beylik in Crimea Peninsula by his grandfather
Bâyezîd Khan the Second (1481-1512) on August 6, 1509. When Yavuz Sultan Selim Khan
succeeded to the Ottoman throne in 1512, he
was called to İstanbul from Crimea. He was assigned to Manisa Sanjak Beylik in 1513. Then,
upon death of his father Yavuz Sultan Selim
Khan, he was invited to İstanbul from Manisa to
succeed to the throne on September 30, 1520.
After he ascended the throne in 1520, he ruled
for 46 years, and went on 13 expeditions, having spent a decade of his rule in expeditions.
Sultan Suleiman has thus served for the longest period in the Empire’s history as well as
making the highest number of expeditions and
spending the longest amount of time in expeditions.
Thanks to the inner peace his father achieved
in the country, he found an opportunity to organize frequent expeditions to the West and
the East during his reign. As a result of these
expeditions, he expanded the Empire’s land
farthest in history. During his reign, the Holy
Roman Empire was strongest in Europe, and
its emperor Charles V had close relations with
Lui II, the king of Hungary, to dominate Hungary. Relying on Charles V, Lui II did not pay
his taxes and killed the Ottoman messengers
sent to him. Upon these developments, Sultan
Suleiman laid siege to Belgrade from the land
and from the Danube. Conquering Belgrade
in 1521, he opened the doors of Central Europe to the Ottomans. The German Emperor
Charles captured the French King François as
he opposed to his ideas, and when François’
mother Duchess Dangolen asked for help, Sultan Suleiman sent Barbarossa Hayreddin Pasha to Nice city of France to defeat the fleet of
Charles and save both France and the French
King. Sultan Suleiman decided to declare war
against Charles, which was partly due to the
insistence of François, and brought the army
past the Danube into Hungary. On August 29,
1526, the Ottomans won the Battle of Mohacs
against the Hungarian Empire, which lasted for
41
TARİH / HISTORY
42
savaşı olarak bilinen(2 saat) “Mohaç Meydan
Savaşı” ardından Budin alınarak Osmanlı’nın
Avrupa’daki egemenliği sağlamlaşmış oldu.
2 hours to be known as the shortest battle in
history, and conquered Budin to reinforce the
Ottoman sovereignty in Europe.
Öte yandan Kuzey Afrika’da ise Cezayir
1516’da Barbaros Hayreddin Paşa tarafından İspanyollar’dan alındı ve ardından Mısır
ve Libya’nın fethi sonucunda Kuzey Afrika’nın
önemli bir bölümü Osmanlı’nın eline geçti.
Osmanlı Donanması’nın başında başarılı seferler yapan Barbaros, önce Ege Denizi’nde
Venedik’lilerin elinde bulunan adaları ardından
da St Jean Şövalyeleri’nin elinde olan Rodos
Adası’nı alarak denizlerde huzuru bozan ve
Türk donanmasına zarar veren tüm etmenleri
ele geçirmiş oldu. Ard arda gelen başarılı seferleri sonucunda Kanuni tarafından İstanbul’a
çağırılan Barbaros Hayrettin Paşa, 1533 senesinde Kaptan-ı Derya’lığa getirdi.
On the other hand, Barbarossa Hayreddin Pasha took Algeria in North Africa from the Spanish
in 1516, and after the conquest of Egypt and
Libya, the Ottoman Empire gained control over
a significant portion of North Africa. Having
conducted successful expeditions at the head
of the Ottoman Navy, Barbarossa first conquered the islands held by Venice, and then the Island of Rhodes controlled by St. Jean Knights,
thus eliminating all factors that caused unrest
in the seas and harmed the Turkish navy. After
consecutive successful expeditions, Barbarossa Hayreddin Pasha was called to İstanbul by
Sultan Suleiman and assigned as the Admiral
in Chief in 1533.
Osmanlılar’ın Akdeniz’de kuvvetlenmeleri ve
tüm Ege denizine hükmetmeleri Avrupa’yı harekete geçirip büyük bir Haçlı donanması hazırlanmasına neden oldu. Venedik ve Ceneviz’liler
dışında Malta, Portekiz ve İspanya’ya ait gemilerin de bulunduğu Andrea Doria komutasındaki Haçlı donanmasıyla, 27 Eylül 1538’de Preveze Körfezi’nde yapılan savaşta, Barbaros Hayreddin Paşa komutasındaki Osmanlı donanması büyük bir zafer elde etti. Tarihe Preveze
Deniz Zaferi olarak geçen bu savaş sonunda,
Akdeniz’in hakimiyeti tamamen Osmanlı’nın
eline geçti ve Akdeniz adeta Osmanlı’nın gölü
haline geldi.
As the Ottomans gained strength in the Mediterranean and ruled the entire Aegean, Europeans took action and prepared a big Crusades fleet. The ships of Malta, Portuguese, and
Spain, but not those of Venice and Genoese,
took part in the Crusades fleet, commanded by
Andrea Doria. The Ottoman navy, commanded
by Barbarossa Hayreddin Pasha won a great victory over the Crusades fleet in the Gulf
of Preveze on September 27, 1538. After this
battle, known as the Preveze Naval Victory,
Ottomans gained full control over the Mediterranean, which almost turned into an Ottoman
lake.
Coğrafi keşiflerin ardından sömürge arayışlarının başlamasının, Portekiz ve İspanya gibi
devletleri sömürge elde etmeye yöneltmesi,
Kızıldeniz ve Hint ticaret yollarına hakim olmaya çalışmaları ve Ümit Burnu’nun keşfi,
Osmanlılar’ın baharat ticaretine büyük darbe
vurdu. Bu sebeplerden ötürü Kanuni döneminde, dört kez Hint deniz seferi düzenlendi. Fakat
Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması nedeniyle bu seferlerden hiçbiri
tam başarıyla sonuçlanmadı. Ancak Yemen,
Eritre, Sudan sahilleri ve Habeşistan’ın(bugünkü
Etiyopya) bazı bölgeleri Osmanlı topraklarına
katıldı. Arap yarımadası tamamen Osmanlı
denetimine girerken, Kızıldeniz’de de Osmanlı
egemenliği sağlandı. Kanuni Sultan Süleyman
böylelikle her 3 kıtadaki seferleri sonucunda
babası Yavuz Sultan Selim’den 6.557.000 km
kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını
14.893.000 km kareye çıkarmıştır.
The colonial quests following geographical discoveries, the Portugal and Spanish colonial
orientation and their attempts to dominate Red
Sea and Indian trade ways, and the discovery
of the Cape of Good Hope hit a big blow to the
Ottoman spice trade. For these reasons, four
Indian sea expeditions were organized during
the reign of Sultan Suleiman. However, the Ottoman navy was not fit for ocean conditions,
so none of the expeditions really succeeded.
However, Yemen, Eritrea, Sudan coasts, and
parts of Ethiopia joined the Ottoman Empire.
The Arabian Peninsula was completely dominated by the Ottomans, and the Ottoman rule
was also achieved in Red Sea. As a result of
his conquests in three continents, Sultan Suleiman enlarged the Ottoman land from 6.557.000
sqm as he took over from his father Yavuz Sultan Selim to 14.893.000 sqm.
TARİH / HISTORY
İmparatorluğun bu döneminde askeri ve siyasi gelişmelerin yanında kültür, sanat ve mimari açıdan da ilerlemeler kaydedilmiştir.
I. Süleyman’ın padişahlığı döneminde yapılan
mimari eserlerin çoğunda Osmanlı’nın en büyük mimarı olarak kabul edilen Mimar Sinan’ın
imzası bulunmaktadır. Mimar Sinan’ın bu dönemde yaptığı eserlerden İstanbul Süleymaniye Camii ve Külliyesi ile İstanbul Haseki Külliyesi en öne çıkanlarıdır.
This period of the empire witnessed developments in culture, arts and architecture besides military and political achievements. Most
of the architectural works built during the reign
of Suleiman the 1st bear the signature of the
Architecture Sinan, who is recognized as the
greatest architect of the Ottomans. The most
prominent works of Sinan in this period are İstanbul Suleymaniye Mosque and Social Complex, and Istanbul Haseki Social Complex.
Bu eserlerden Haseki Külleyisi, tarihte saraya
gelmeden önceki bilinen ismiyle Roxelana’nın
yani Osmanlı padişahı I. Süleyman’ın resmi nikahlı eşi ve sonraki padişah II. Selim’in annesi
olan Hürrem Sultan’ın isteğiyle yapılmıştır. Zekası ve planladığı entrikaları ile zaman içinde
devlet işlerinde etkin rol oynayamaya başlayan
Hürrem Sultan’ın, Osmanlı İmparatorluğu’nda
“Kadınlar Saltanatı” denilen devri başlattığı
kabul edilir. I. Süleyman’ın eşlerinden Hürrem
Sultan onun en gözdesiydi ve 1558 yılındaki ölümünden sonra adını yaşatabilmek için
İran’da bulunan bir şehirin adını “Hürremabad”
olarak değiştirmiştir. Şehrin ismi günümüzde
de hâlâ aynıdır.
Haseki Social Complex was built upon the wish
of Hurrem Sultan, named as Roxelana before
she came to the palace, who was the official
wife of Suleiman the 1st and mother of the next
sultan Selim the 2nd. Having played an efficient role in state affairs with her intelligence and
schemes over time, Hurrem Sultan is considered to start the era of “Reign of Women” in the
Ottoman Empire. Hurrem Sultan was the favorite wife of Suleiman the 1st, and he changed
the name of a city in Iran as “Hurremabad” to
keep her name alive after her death in 1558.
The name of the city still stands.
1566 yılında Zigetvar Kalesi’nin kuşatmasından bir gün önce sefer sırasında vefat ettikten
sonra İmparatorluk önce duraklama ardından
da gerileme ve çöküş dönemine girmiştir. Cenazesi Mimar Sinan’a yaptırdığı Süleymaniye
Camii’nin avlusundaki türbeye, karısı Hürrem
Sultan’ın yanına gömülmüştür.
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi
Saltanat dedikleri bir cihân kavgasıdır
Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi.”
After he passed away one day before the Siege of Szigetvár in 1566, the Empire went into
the period of stagnation and then regression.
He was buried next to his wife Hurrem Sultan
in the tomb in the yard of Suleymaniye Mosque
built by Mimar Sinan.
“The people think of wealth and power as the
greatest fate,
But in this world a spell of health is
the best state.
What men call sovereignty is a worldly strife and
constant war;
Worship of God is the highest throne,
the happiest of all estates.”
43
SAĞLIK / HEALTH
“Hayata küçük bir mola”
“A little break from life”
Mucİze egzersİz; PİLATES
MıRACLE EXERCıSE; PILATES
Pilates Nedir?
What is Pilates?
Pilates, Doğu ve Batı felsefelerini barındıran yoga,
dans, dayanıklılık-kuvvet antrenmanlarından ve
jimnastikten parçalar taşıyan bir metodtur. 1880’de
Düsseldorf’ta dünyaya gelen Pilates, Joseph Pilates tarafından 1920 yılında zihni ve vücudu ilişkilendirmek, çalıştırmak amacıyla geliştirilmiştir.
500’e yakın kontrollü hareketler içeren egzersiz
yöntemi dayanıklılık, esneklik ve kas gelişimi ile
vücudun hareket kabiliyeti ve vücut duruşu (posture) geliştirilmektedir. Pilates’in diğer egzersizlerden farkı yöntemi ve uygulama biçimidir. Pilates,
zihni vücut hareketlerine, karın-sırt bölgesini geliştirmeye, vücut koordinasyonu kazanmaya odaklamaktadır. Pilates’te tüm vücut çalıştırılmaktadır.
Karın-sırt (core) bölgesini çalıştıran, omurganın
dayanıklılığını arttırmaya ve eklemlerin hareket
kabiliyetini geliştirmeye yönelik hareket zincirlerinden oluşur. Özetlemek gerekirse Pilates core bölgesini geliştiren, kasların dayanıklılığını arttıran,
vücut duruşunu düzelten mükemmel egzersizleri
içerir.
Pilates is a method which embraces the Eastern
and Western philosophies and includes parts of
yoga, dance, endurance-strength workouts , and
gymnastics. Pilates was developed in 1920 by
Joseph Pilates, who was born in Düsseldorf in
1880, to relate and work the mind and the body.
This method of exercise that involves nearly 500
controlled movements contribute to endurance,
flexibility and muscle development as well as the
bodily posture and ability to move. Pilates is different from other exercises in its method and form of
application. Pilates focuses the mind on body movements, developing abdominal-back region, and
gaining body coordination. Pilates makes the entire body work. It consists of a chain of movements
aimed at working stomach-back (core) region,
increasing flexibility of the spine, and improving
moving ability of joints. To summarize, Pilates is
comprised of excellent exercises that develop the
core region, increase muscle strength, and correct
bodily posture.
44
SAĞLIK / HEALTH
•Kronik bel ve boyun ağrılarını hafifletir, yenilerinin oluşmasını engeller.
•Kardiyovasküler kapasiteyi arttırarak, kalp hastalıklarından korunmanızı sağlar.
• Diyabetten uzak bir hayat yaşatır.
•Tansiyon sorunu olanlarda, yüksek tansiyonu
dengeleyici bir işlev üstlenir.
• Sinir ve depresyon için en iyi ilaçtır.
• Güçlü, dayanıklı, estetik ve fit bir vücut edinirsiniz.
•Kilo kontrolünüz kolaylaşır, metabolizmanızı
hızlandırıp, sıkı bir vücuda kavuşturarak yağlanma ihtimalinizi ortadan kaldırır.
•Ruhen ve bedenen daha sağlıklı olursunuz.
Kimler Yapabilir?
Pilates egzersizleri her yaştan insanın rahatlıkla
uygulayabileceği bir egzersiz sistemdir. Pilates
egzersizleri engelli bireylere adapte edilebilir, böylece fiziksel ve zihinsel rahatlama, uyum ve vücut
farkındalığı sağlanabilir. Pilates duruş bozukluklarının tedavisinde, esneklik kazanmada ve denge
gelişiminde, sakatlık rehabilitasyonunda etkili olarak kullanılabilmektedir.
Altı Pilates Prensibi;
Konsantrasyon: Pilates yaparken hareketlere yogunlaşmak bedenin uyum içinde
nasıl çalıştığına ve hangi kasları kullanıp ve
hangilerinin kullanılmadığına dikkat etmek
gerekmektedir.
Kontrol: Pilates metodunda konrol için bedenin iyi dinlenmesi ve hareketlerin gösterildiği şekilde uygulanması olası sakatlıkların
önlenmesi gerekir.
Merkezleme: Pilates metodun’da doğru
hareket göbek, bel, ve kalça çevresidir. İç
organları ve omurgayı yerinde tutan kas
sistemlerini içerir. Merkezleme esnemeyi ve
uzamayı sağlar.
Akıcı Hareket: Hareket acele edilmeden
her noktadan tek tek geçerek ama aynı zamanda hiç duraksamayarak yapılmalıdır.
Kesinlik: Hareket belirsizce değil tam yapılmalıdır. Hareketler birbiri ile koordineli olmalıdır.
Nefes: Nefes alıp verme panik olmadan sırtın arkasına ve altına derin nefes alıp bütün
nefesi tamayıyla dışarı üflemek yoluyla olmalıdır. Böylece yapılan nefes verme hareketinde kanımızı tamamen temizlemiş oluruz.
Six Principles of Pilates;
Concentration: It is needed to concentrate
on the movements of Pilates, and pay attention to how the body works in harmony, and
which muscles are used and which muscles
are not.
Control: To achieve control in Pilates, it is
needed to ensure that body is well-rested,
and the movements are performed as they
are shown in order to prevent injuries.
Centering: The right movement in Pilates
is centered on belly, waist, and hip. It involves the muscle systems that keep together
the visceral and the spine. Centering allows
stretching and elongation.
Fluent Motion: The movement should be
performed without rush, passing fluently
through each point, and also without any
pause or interruption at the same time.
Precision: Movements should not be performed vaguely, but precisely. Movements should be coordinated.
Breathing: Breathing should be in the form
of inhaling towards the back and abdomen,
and exhaling fully, without panic. This form
of breathing allows us to completely clean
the blood.
•Relieves chronic back and neck pain, and prevents formation of new ones.
• Increases cardiovascular capacity, and provides protection from cardiac diseases.
•Ensures a diabetes-free life.
•Serves to stabilize high blood pressure for those with blood pressure problems.
•Is the best medicine for temper and depression.
• Allows you to have a strong, durable, aesthetically pleasing and fit body.
•Facilitates weight control, speeds up metabolism and tightens your body, eliminating the odds
of excess fat.
•Makes you healthier spiritually and physically.
Who Can Do?
Pilates is a system of exercises that people of
all ages can apply easily. Pilates exercises can
be adapted to people with disabilities to achieve
physical and mental relaxation, harmony and bodily awareness. Pilates can be used effectively in
the treatment of posture disorders, gaining flexibility and improving balance, and disability rehabilitation.
45
KONUK / OUR GUEST
46
KORKUNUN MUTLULUÐA DÖNÜŞTÜÐÜ AN
The moment when fear turns into happiness
47
KONUK / OUR GUEST
Alptekin Baloğlu
www.alptekinbaloglu.com
Mimarlık eğitimi almış ve basım sektöründe çalışmaktadır. Uluslararası ve ulusal yarışmalarda
52 ödülü bulunmaktadır. 2005 yılında İspanya’da
yapılan ve Türkiye’nin ilk kez katıldığı “10. Dünya
Sualtı Fotoğraf Şampiyonasında” -balık- kategorisinde “altın” madalya alarak Dünya Şampiyonu
olmuştur.
He studied architecture and he is currently working in printing industry. He has participated in
many national and international photography
competitions and he won 52 awards in total. He
won the gold medal in 2005 Int. UW Photography
Championship in Spain for the category of –Fishand became World Champion.
1999 yılında yayınladığı “Sualtından Yansımalar”, sualtı yaşamının fotoğraflarla tanıtıldığı ilk
Türkçe kitaptır. 2003 yılında yayınladığı “Sualtının Yıldızları” adlı kitabı ile, Fransa’da yapılan
30. Dünya Sualtı Görüntüleme Festivali’nde
“Dünyanın En İyi Sualtı Kitabı”, Malezya’da
yapılan “Celebrate the Sea” Festivali’nde
de “Denizlerin En İyi Kitabı” ödüllerini almıştır. Bodrum’da yapılan Dünya Sualtı Fotoğraf
Şampiyonası’nda ülkemizi jüri olarak temsil etmiştir. Tokyo’da yapılan Nikon Uluslararası Fotoğraf yarışmasına jüri olarak davet edilen tek Türk
fotoğrafçısıdır.
He published the first uw photography book of
Turkey; “Reflections from Underwater” in 1999.
His 2nd book “Stars of Underwater” in 2003 won
“World Best Underwater Book” during 30th UW
Photography Festival in France, won “The Best
Book of the Sea” award in Malaysia’s “Celebrate
the Sea Festival” the same year. He represented
Turkey as member of the jury in last year’s World
UW Photography Championship held in Bodrum
Turkey. He is also the only Turkish photographer
to be invited as a jury to Nikon Int. Photography
Competition in Tokyo, Japan.
MANTALAR
MANTA RAYS
Dev mantalar, yedi metreye varan boyları ve iki
tona yaklaşan ağırlıkları ile sualtı dünyasının insan için tehlikeli olmayan sakin devleridir. Sığ
sularda yavaşça kanat çırparken iki kafa çıkıntısı
ile ortadaki ağızlarına yönelttikleri balık larvaları,
mikroskopik organizmalar, algler yani plankton ile
beslenen dev mantalar; eskiden beri balıkçılar
tarafından korkulmuş ve fazla avlanarak nesli
tükenme noktasına gelmiştir. Özellikle Maldivler
ve Endonezya’da bulunan bazı dalış noktaları,
bu narin devler ile karşılaşmanın heyecanını
48
Giant manta rays, harmless for human beings, are
the calm giants of the underwater world with a height
of reaching seven meters, and a weight of almost
two tones. Feeding on fish larvae, microscopic organisms, and plankton that they strain from the water
passing through their mouths and out of their gills as
they swim slowly in shallow waters, manta rays have
always been feared by the fishermen and hunted almost to the point of extinction. Certain points of diving in Maldives and Indonesia are particularly ideal
spots to experience the excitement of an encounter
KONUK / OUR GUEST
yaşamak için ideal noktalardır. 8 metre derindeki
bir resifin üzerindeyken karşıdan gelen bir karaltı
size yaklaştıkça önce biraz korkarsınız ve “Ne bu
gelen şey acaba?” dersiniz. Gelenin dev bir manta
olduğunu farkettiğinizde korku birden bir mutluluğa dönüşür. Bu meraklı dev size doğru yaklaşır ve
iki metre yanınıza kadar gelip bir takla atarak geri
döner ve sizden uzaklaşır, işte o an yaşamınızda
hiç unutamayacağınız çok değerli bir andır.
with these gentle giants. When you see something
black approaching to you on top of a reef at 8 meter depth, you get a little scared, wondering what
it is coming. When you realize that it is a giant manta ray, your fear immediately turns into happiness.
This curious giant approaches towards you, does
a somersault when it is two meters away from you,
and swims away. That moment is a precious moment that you will remember for the rest of your life.
49
KÜLTÜR / CULTURE
Metin / Written by ; Tolga Çiftçi
Genel Müdür Yardımcısı, Dış Ticaret & Lojistik
Assistant General Manager, Foreign Trade & Logistics
180 YILLIK EFSANE
A LEGEND OF 180 YEARS
Müzikle ilgili biriyseniz, hele de enstrümanınız bir
akustik gitarsa, ”Martin” dendiğinde tahmin ediyoruz tüyleriniz diken diken oluyordur. 180 yıllık
akustik gitar imalatçısı olan C.F. Martin Co.’nun
hikayesi 1833 yılında Christian Frederick Martin’in
Almanya’dan ABD’ye göç edip, Manhattan, New
York’ta açtığı küçük imalathane ile başlar. 1838
yılına kadar küçük atölyesinde imalat ve satışına
devam eden Martin, Pennsylvania, Nazareth şehrinde bir arkadaşını ziyaret ettikten sonra buraya
aşık olur, kendisine 32 dönüm arazi alıp yerleşir
ve üretimini de burada yapmaya başlar.
If you are interested in music, and especially if your
instrument is an acoustic guitar, you probably get
goose bumps when you hear the name “Martin”.
The story of 180-year-old guitar maker C.F. Martin
Co. begins in a small manufacturing house that
Christian Frederick Martin opened in New York,
Manhattan when he migrated from Germany to
the US in 1833. Martin carried on making and selling guitars in his small house until he fell in love
with the town of Nazareth in Pennsylvania where
he had been to visit a friend, and then bought a
land of 8 acres and started production there.
Bu yıllardan sonra bir atılım içerisine giren Martin,
New York’a ilave olarak 1850 ‘li yıllara kadar Boston, Albany, Philadelphia, Richmond, Petersburg,
Nashville, Pittsburgh, St. Louis ve New Orleans
gibi önemli müzik merkezlerinde de adını duyurarak satış yapmaya başlar. Ürettiği kaliteli gitarlarla
gittikçe adını duyuran Martin, artan talep karşısında küçük bir aile işletmesinden, bir düzine ustanın
çalıştığı bir fabrikaya dönüşür.
Martin made a significant progress after these years, and became known in important music centers like Boston, Albany, Philadelphia, Richmond,
Petersburg, Nashville, Pittsburgh, St. Louis and
New Orleans until 1850s. Winning a name for himself with his high-quality guitars, Martin turns his
small family enterprise to a factory hiring a dozen
of workers.
50
KÜLTÜR / CULTURE
1873’te baba Christian Frederick ölene kadar,
akustik gitarda birçok devrim niteliğinde buluş gerçekleştirir. Bunların başında “ayarlanabilir köprü”
ve Martin gitarlara özel tonunu veren üst kapakta “X bracing” sistemi gelmektedir. Yerine geçen
oğlu Jr. Christian Frederick, iç savaşın buhranlı
zamanlarında şirketi ayakta tutmayı başarır ancak
1888 yılında ani bir şekilde ölünce, şirketin kaderi
oğluna, 22 yaşındaki Frank Martin’e kalır. O yıllar
ABD’ye İtalyan göçmen akınının başladığı yıllardır
ve İtalyanların enstrümanı olan mandolinin popular olduğu yıllarda Martin’de buna ayak uydurarak
mandolin üretimine de geçer.
Christian Frederick brought many ground-breaking
innovations to acoustic guitar until he died in 1873.
The most significant innovations he adopted were
“adjustable bridge” and “X bracing” system. His
son Christian Frederick, Jr., managed to survive
the company through the crisis of the civil war.
When he died suddenly in 1888, the company’s
fate was left to his 22-year-old son Frank Martin.
There was a huge wave of Italian immigration to
the US in those years, and Martin adapted to the
times as he began producing the popular Italian
instrument mandolin.
1920’ye gelindiğinde şirket yılda toplam 1361
adet gitar üretmeye başlamıştır, ayrıca ürün
portföyüne o yıllarda popular ürün olan ukulele de girmiştir. 4. Jenerasyonun yönetiminde 1928’e gelindiğinde bu sayı 5215 adede
çıkar. Büyük buhran yıllarında yeni buluşlarla
(“Dreadnought” kasa ve “14-fret” sap gibi) ayakta
By 1920, the company had been producing 1361
guitars a year, and the product portfolio also included the ukulele that was popular in those years.
The annual production figures rose up to 1928
under management of the 4th generation. Martin
survived the Great Depression with new inventions (like “Dreadnought” body and “14-fret” neck),
51
KÜLTÜR / CULTURE
kalmayı başaran Martin, daha sonraki yıllarda çok
büyük bir atılımla büyür ve artan talebi karşılayabilmek için 1964 yılında yeni büyük fabrikasına geçer. 70 ve 80’li yıllarda 6. Jenerasyonunda şirket
yönetimine dahil olması ve arka arkaya çıkardığı
birbirinden başarılı modellerle gerek ABD’de gerekse yurtdışında çok önemli bir marka haline gelir.
Günümüzde ise dünyanın en bilinen gitar markalarından biri olan ve 2004 yılında bir milyonuncu
gitarını üreten Martin, 2013 yılı itibariyle iki milyon
enstrümanı geçmiştir. Martin gitarların temel felsefesini Frank Martin şöyle açıklamaktadır: “Bu tonu
veren bir gitarı yapmak sır değildir. Özen ve sabır
gerekir. Malzeme seçiminde, oranları tasarlamakta ve gitariste gereken konforu sağlayan detayları
eklemekte özen. Her parçayı bitirmek için gerekli zamanı ayırmakta sabır. İyi bir gitar ucuza imal
edilemez ama kim iyi bir gitarın ekstra maliyeti için
pişmanlık duyar ki...”
En düşük olarak 300 USD seviyelerinden başlayan gitar fiyatları, özel sipariş üretimlerde 115.000
USD’lara kadar çıkmaktadır. Fiyatlar doğal olarak
kullanılan ağaç ve diğer malzemelerin kalitesine ve işçiliğine göre değişmektedir. Martin kullanan müzisyenler arasında, Elvis Presley, Johnny
Cash, Paul Simon, Joan Baez, Kurt Cobain (Nirvana), Eric Clapton, Willie Nelson, Kirk Hammet
(Metallica) gibi birbirinden ünlü birçok isim bulunmaktadır.
52
and made a huge leap later on to move to a bigger
factory to meet increasing demand in 1964. The
6th generation participated in management of the
company in the ‘70s and ‘80s, launching successful models one after another, and the company
became a prominent brand in the US and abroad.
Today one of the most famous guitar brands in
the world, Martin produced its one millionth guitar
in 2004, and left behind 2 million instruments by
2013. Frank Martin explains the basic mentality
underlying the high-quality of their guitars: “How
to build a guitar to give this tone is not a secret. It
takes care and patience. Care in selecting the materials, laying out the proportions, and attending to
the details which add to the player’s comfort. Patience in giving the necessary time to finish every
part. A good guitar cannot be built for the price of
a poor one, but who regrets the extra cost for a
good guitar?”
The guitar prices begin at 300 USD going up to
115.000 USD in special orders. The prices naturally depend on the type of wood, the quality of
other materials, and craftsmanship. Many famous
names have used Martin, including Elvis Presley,
Johnny Cash, Paul Simon, Joan Baez, Kurt Cobain (Nirvana), Eric Clapton, Willie Nelson, and Kirk
Hammet (Metallica).
53
HAYAT / LIFE
QAFQAZ LEASİNG BAYRA⁄IMIZ
İLHAM ZİRVESİ’NDE
Qafqaz Leasing Flag
At The Summit of İlham
Azerbaycan’da 2012 senesinde kurulan PhotoPeak
Grubu fotoğrafçılarından Zaur Mirzeyev, Qafqaz
Leasing ASC’nin Sorunlu Tüketici Kredileri Şubesi
Personeli Zamin Jafarov ve Extralife grubu rehberleri Şehriyar Aliyev ve Cabbar Zeynallı 2013
senesindeki projelerini de aynı başarıyla
tamamladılar.
Zaur Mirzeyev, one of the photographers of Photo
Peak Group formed in Azerbaijan in 2012, Zamin
Jafarov, employee in the Branch of Problematic
Consumer Loans of Qafqaz Leasing ASC, and
Şehriyar Aliyev and Cabbar Zeynallı, guides in
Extralife group, completed their projects in 2013
successfully.
6 Haziran 2013 tarihinde Şahdağ silsilesinde bulunan 4042 m. yüksekliğindeki İlham zirvesine yürüyüş için yola koyulan ekip üyeleri, 2800 m.’ye
ulaştıklarında kamp kurdular ve geceyi orada geçirip ertesi sabah erkenden yola devam ettiler. Zirveye yürümeyi planlasalarda gece başlayan yağmur kara dönüştü. Kar kalınlığı 100-110 cm.’lere
ulaştığı zaman 45-65 derece açıyla “inch point” tekniği ile ilerlemek ciddi anlamda zorlaşıyordu.
The team members set off to walk to İlham summit
at 4042 m. height in the mountain range of Shahdag on June 6, 2013. They camped overnight
when they reached the height of 2800 m. to set off
again early in the morning. They were planning to
walk to the summit, but the rain turned into snow.
When the snow depth reached 100-110 cm.,
it became highly challenging to advance with “inch
point” technique with at angle of 45-65 degrees.
55
HAYAT / LIFE
56
HAYAT / LIFE
Tüm zorluklara rağmen 8 Haziran 2013 tarihinde saat 13:05’te zirveye ulaşarak kulüplerin,
Azerbaycan’ın ve Qafqaz Leasing ASC’nin bayraklarını zirveye taşımayı başardılar.
Yürüyüş katılımcıları Azerbaycan Hava ve Ekstremal İdman Növleri Federasiyasi’na (Azerbaycan Hava ve Ekstrim Spor Dalları Federasyonu)
ve bu başarılarında emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.
PhotoPeak grubunun diğer projeleri Qafqaz
Leasing ASC’nin desteği ile Azerbaycan’ın Bazardüzü, Tufan, Çingiz, Bazaryurd, Turfan gibi 4000
m.’den yüksek zirvelerine yürüyüşle devam edecek.
Biz de NAB’ER Ailesi olarak PhotoPeak ekibine
nice başarılar diliyor, zirveye yolculuk sırasında
çekilen fotoğrafları sizlerle paylaşıyoruz.
Despite all challenges, they managed to carry the
flags of the clubs, Azerbaijan, and Qafqaz Leasing
ASC to the summit at 13:05 on June 8, 2013.
The participants expressed their thanks to
Azerbaijan Aviation and Extreme Sports Branches
Federation, and to everyone who contributed to
their success.
Supported by Qafqaz Leasing ASC, other projects
of Photo Peak group will continue with walks to
Azerbaijan’s summits higher than 4000 m. such
as Bazarduzu, Tufan, Çingiz, and Bazaryurd.
As NAB’ER Family, we wish good luck to the team
of PhotoPeak, and share with you the photos
taken on the way to the summit.
57
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
Metin / Written by ; Shirley Alonso
Asistan / Assistant
FİLİPİNLER
the Philippines
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
Resmi adı “Filipin Cumhuriyeti” olan
Filipinler, Batı Pasifik Okyanusu’nda
Güneydoğu Asya’nın bağımsız bir ada
ülkesidir. Filipinler’in iklimi deprem ve
tayfunlara meyillidir. Toplam 300,000
km2 alanıyla dünyanın 73. en büyük bağımsız ülkesi olan ve 7,101 adadan oluşan takımadaları barındıran Filipinler,
üç ana coğrafi bölgeye ayrılır: Luzon,
Visayas, Mindanao ve başkent Manila.
60
The Philippines officially known as the
“Republic of the Philippines” a sovereign Island Country in Southeast Asia in
the Western Pacific Ocean. Philippines
climate prone to earthquakes and typhoons. Covering almost 300,000 square kilometers which makes it the 73rd largest
independent nation and an archipelago
comprising 7, 107 islands, the Philippines
is categorized broadly into three main geographical divisions: Luzon, Visayas, and
Mindanao and the capital is Manila.
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
Çoğu Filipinli kendine “Pinoy” der. Filipinler’de
konuşulan 180 civarında dilin çoğu Avustronezya
dil ailesine ait olup, en çok konuşulan yerel diller
Tagalog ve Cebuano’dur. Filipinler’in resmi dilleri Filipince ve İngilizce olup çoğu Filipinli iki veya
üç dillidir. Bugün Filipinlilerin çoğu Hıristiyan olup
yaklaşık yüzde sekseni Katolik’tir. Filipinlilerin
Most Filipinos refer to themselves as “Pinoy”. There are around 180 languages spoken in the Philippines, most of them belonging to the Austronesian language family, with Tagalog and Cebuano
having the greatest number of native speakers.
The official languages of the Philippines are Filipino and English and most Filipinos are bilingual or
61
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
kalanı Müslüman olup büyük bir azınlık teşkil etmektedirler. Filipinlerde Müslümanlar özellikle
güneybatı Mindanao ve Sulu Takım Adası’nda yoğunlaşmıştır.
Filipinliler konukseverlikleriyle ünlüdür ancak sahip oldukları olumlu özellikler bununla sınırlı kalmaz. Yüzyıllarda sömürge olarak yaşamış olan
Filipin kültürü Asya ve Batı kültürlerinin bileşkesidir. Bu nedenle Filipinlerin çok yönlü kültürü karakteristik özelliklerine de yansımıştır. Yurtdışında
62
trilingual. Most Filipinos today are Christians, with
around eighty percent of the population professing
Roman Catholicism. Other Filipinos follow Islam,
forming a large minority. Islam in the Philippines is
mostly concentrated in south-western Mindanao
and the Sulu Archipelago.
Filipinos are known for being hospitable, but it’s
not only the positive trait that Filipinos possess.
Having been colonized by various countries, the
Philippine culture, in effect, is mixed with Asian
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
bulunan Filipinliler genellikle evlerde yardımcı olarak çalışırlar; işverenlerin evlerini veya çocuklarını
emanet ettiği Filipinlilerin kendilerine duyulan güvene ihanet ettiği hemen hiç görülmez. Pek çok
Filipinlinin başkalarının evlerinde çalışmasının
nedeni böyle güvenilir olmalarıdır. Filipinler, başta
Katoliklik ve İslam olmak üzere, dünyanın en dindar ülkeleri arasında yer alır. Aileler çocuklarının
ahlaki değerlerinin güçlendirilmesine önem verir;
haftada en az bir günü ibadet ve aile bağlarının
güçlendirilmesine ayırırlar.
Filipinler sık sık doğal afetlerle sarsılır. Yoksulluk
da üstüne eklenince, insan Filipinlilerin bunalımlı
bir halk olmasını bekler. Ancak Filipinliler trajedileri geri püskürterek her felaketten daha güçlü çıktıklarını tekrar tekrar göstermişlerdir. Bir felaketin
tam ortasındayken bile, Filipinliler gülümsemeyi
başarırlar ve ertesi sabahın yeni bir umut taşıdığına inanırlar.
Ulus olarak birlikte mücadele ettiğimizde, kötü
bir durumdan çıkmak için gereken her şeye sahip olduğumuzu dünyaya gösterdik. Dünyanın
neresinde olursak olalım, bu bizim için gurur
kaynağı olmalıdır. Bütün bu güzel özellikler (ve
fazlası) ile “Ben Filipinliyim” demekten gerçekten gurur duyarız.
Filipinler’de gezmeye doyamayacağınız birçok
yer vardır. El değmemiş kumsallardan muhteşem
doğa harikalarına, ilginç tarihi yerlerden hayatta
bir kere yaşanabilecek tecrübelere, Filipinler’de
görecek ve yapacak pek çok heyecan verici şey
vardır.
and Western influences. Thus, the Philippine culture is diverse and can be reflected in the traits.
As in the case of overseas Filipino workers or
OFWs, they are mostly domestic helpers and though given a job which requires a lot of trust from
the employer as they are left alone with their belongings or children, it is rare that Filipinos would
do anything to betray or lose the trust that is given
to them. We see so many Filipinos working in the
homes of other families precisely because they
can be trusted. The Philippines is one the most
religious countries in world, particularly in Catholicism and Islam. Families would encourage and
strengthen the values of their children and would
at least have one day a week for worship and at
the same time strengthening family ties.
The Philippines is a hotspot for disasters, natural
and otherwise. Couple that with poverty, and one
would think that Filipinos have the most reason for
being a depressed people. However, we have demonstrated time and again that Filipinos can bounce
back from a tragedy, emerging stronger and better
than before. In the middle of a disaster, Filipinos can
still manage to smile and be hopeful that the next
morning brings new hope.
We have shown the world that by working together
as a nation, we have what it takes to recover from
a bad situation. This is something that all of us
should be proud of, no matter where in the world
we are. With all of these good traits (and more!),
one would really be proud to say, “I am a Filipino.”
63
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
BOHOL
Bu tablo gibi adanın kıyı şeridinde pek çok sevimli
koy ve beyaz kumsallar, ayrıca Panglao ve Pamilacan gibi ünlü dalış noktaları haline gelmiş ada
ve adacıklar bulunur. Eski zamanlardan kalma evler ve yüzlerce yıllık kiliseleri de görülmeye değer.
Dünyanın en ünlü doğa harikalarından biri olan
Çikolata Tepeleri de Bohol’dadır.
BORACAY
Bu adaya yaklaşık yarım milyon turist ayak basmıştır. Boracay, dünyanın en iyi yüzme alanlarından biri olarak kabul edilir. İnce, beyaz kumlu,
hindistan cevizi ağaçlı sahilleri, durgun suları,
masmavi denizleri ve nefes kesen günbatımıyla
yüzmek, yelkenliye binmek, balık tutmak, güneşlenmek, hatta sırf gezip görmek için bile mükemmel bir yerdir.
BANAUE
Dünyanın Sekizinci Harikası diye anılan “Gökyüzüne Giden Merdivenler” Ifugao kabilesinin ataları
tarafından elle yapılmıştır. Muhteşem pirinç terasları, dağın yüzüne tabakalar halinde yapılandırılmış tarlalardır. Dağlarda yaşayan yerli halk için
yiyecek, gezmeye gelenler içinse nefes kesen bir
manzara sunarlar.
64
Fortunately, there are several places that are
more than worth seeing in the Philippines. From
pristine beaches and marvellous natural wonders
to interesting historic sites and once-in-a-lifetime
experiences, the Philippines pack many exciting
things to see and do.
BOHOL
The picturesque island boasts of many coves and
white-sand beaches along its coastline, as well as
several isles and islets that have become famous dive spots such as Panglao and Pamilacan.
Ancestral homes and centuries-old churches are
also found on the island. One of the world’s famous natural wonders, the Chocolate Hills, in Bohol.
BORACAY
This island paradise witnessed the arrival of nearly half a million tourists. Boracay is known as
one of the world’s finest swimming destinations.
It’s fine white-sand and coconut tree-lined beaches, tranquil waters, deep-blue seas, and breathtaking sunset make the place perfect for swimming, sailing, fishing, sunbathing, and even just
for simple sightseeing.
SOK AK KE YFİ / STREET LIFE
BANAUE
Hailed as the ‘Eighth Wonder of the World,’ this
‘Stairway to Heaven’ was built by hand by the ancestors of the Ifugao tribe. The magnificent rice
terraces are farms built on structurally layered
mountainsides. They provide food for the mountain locals, as much as breath-taking scenery for
visitors.
TAGAYTAY
Deniz seviyesinden 685 m. yüksekte bir bayırda
yerleşik bulunan Tagaytay’ın iklimi yıl boyu serindir. Dünyanın en küçük yanardağı olduğu söylenen, bir gölün içinde bulunan Taal Yanardağı’na
tepeden bakar. Tagaytay’da olağanüstü manzaraları seyredebilir, dağ yürüyüşlerine çıkabilir, ata
binebilir yahut huzur içinde etrafı gezebilirsiniz.
BAGUIO
Filipinlerin “yazlık başkenti” diye anılan Baguio,
deniz seviyesinden 1,500 m. yüksekte olduğu için
bütün yıl havası serindir. Çamlık tepeleri ve vadileri, doğal manzaraları, cıvıl cıvıl çiçekleri ve taze,
sulu meyveleriyle ünlüdür.
TAGAYTAY
Rising 2,250 feet above sea level and located on
a ridge, Tagaytay also enjoys cool climate throughout the year. It overlooks Taal Volcano that lies
inside a lake and is said to be the world’s smallest
volcano. Tagaytay offers splendid views, mountain treks, horseback riding, or just plain serene and
quiet sightseeing.
BAGUIO
The ‘summer capital’ of the Philippines enjoys
cool mountain air all year round because the city
is 1,500 meters above sea level. It boasts of pinecovered hills and valleys, scenic views, flowers
abloom, and fresh lush fruits.
CEBU
Cebu’ya her yıl ortalama yarım milyon yabancı turist gelir. “Güneyin Kraliçesi” gerçekten de yabancı
gezginlerin en gözde mekanlarından biri olmuştur.
Mactan tropik adası, Cebu’nun en güzel sahillerinden biridir. Badian Island Resort and Spa, Asia
Spa Magazine tarafından dünyanın sekizinci en iyi
spa merkezi olarak seçilmiştir; Maldivler, Hawaii
ve Karayipler’deki en iyi spa merkezlerinden biridir.
CEBU
Average of half a million international tourists visited Cebu every year. The “Queen of the South”
has truly become the top provincial destination
of foreign travellers. The tropical island resort of
Mactan is one of Cebu’s most beautiful beaches.
Badian Island Resort and Spa, ranked as the
world’s eighth best spa by the Asia Spa Magazine, joins the top league of spa resorts in Maldives,
Hawaii, and the Caribbean.
MAYON YANARDAĞI
Mayon Yanardağı dünyanın en mükemmel koni
biçimli yanardağları olan Şili’deki Osomo Yanardağı, Japonya’daki Fuji Dağı, Yeni Zelanda’daki
Taranaki Dağı, Ekvator’daki Cotopaxi Dağı, Kosta
Rika’daki Arenal Yanardağı ve ABD Alaska’daki
Shishaldin Yanardağı arasında birincidir. Doğal
zerafeti ve güzelliği nedeniyle Dünyanın 10 Doğa
Harikası arasında yer alır. Manila’dan Mayon
Yanardağı’nı görmek üzere gelenler bir saatlik
uçak yolculuğuyla Legazpi City’e gelir; Legazpi
City’nin 16 km. kuzeyinde, Filipinlerin Albay şehrinin en ünlü doğa simgesi Mayon Yanardağı yer
alır.
MAYON VOLCANO
Mayon Volcano is the champion among the best
competitors for the world’s most perfectly coned
volcanoes like Osomo Volcano of Chile, Mount Fuji
of Japan, Mount Taranaki of New Zealand, Mount
Cotopaxi of Ecuador, Volcan Arenal of Costa Rica
and Shishaldin Volcano of Alaska, USA. Because
of its natural elegance and beauty, it is listed on
the World’s Top 10 Wonders of Nature. Visitors
traveling to Mayon Volcano from Manila would
take an hour by plane getting to Legazpi City then
10 miles north of Legazpi City is the magnificent
Mayon Volcano, the most popular landmark of the
province of Albay, Philippines.
PALAWAN
Palawan’ın kuzey kesimindeki Calaminan Group’a
ana geçiş yeri olan Coron adası, doğal güzellikleriyle ünlü küçük bir adadır. Şahane kalker oluşumları, lekesiz kumsalları, sıcak su kaynakları ve
Cayangan Gölü’nün yanı sıra, inanılmaz bir dalış
bölgesinde 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikan
savaş uçakları tarafından batırılmış olan Japon
deniz araçlarını görebilirsiniz.
PALAWAN
The main gateway to the Calaminan Group in the
northern section of Palawan, Coron is a small island with an abundance of natural beauty. Apart
from spectacular limestone formations, immaculate beaches, hot springs and the Cayangan Lake,
there is a fantastic dive site where you can see the
Japanese naval vessels sunk by American fighter
planes during World War II.
65
İÇİMİZDEN BİRİ / one of us
Fotoğraf / Photo by: PhotoPeak
Siz de engelleri aşabilirsiniz!
Nimet
Fışkınlı
NAB İstanbul Santral Operatörü
You can overcome obstacles, too! Telephone Operator
Öncelikle tüm NAB’ER Okuyucularına Merhaba,
Hello all NAB’ER readers,
Ben Nimet Fışkınlı, 1982 yılında Artvin’de doğdum. 12 yaşındayken göz tansiyonu sebebiyle
gözlerimi kaybettim. 2,5 yıldır evliyim ve İstanbul
Altı Nokta Körler Derneğinde körler için kabartma,
bilgisayar, santral operatörlüğü ve masözlük üzerine kurslar aldım. İlk iş hayatıma 2008 yılında masöz olarak başladım ve daha sonra 2012 yılında
NAB Holding ile tanıştım.
I am Nimet Fışkınlı. I was born in Artvin in 1982. I
lost my eyes to eye pressure when I was 12 years
old. I have been married for 2,5 years. I received
training for embossing, computer, switchboard
operating, and massaging from the Six-Point Association for the Blind in Istanbul. I started working
as a masseuse in 2008, and then met NAB Holding in 2012.
İş görüşmesi için çağrıldığımda çok heyecanlanmıştım çünkü ilk kez santral operatörü olarak çalışacaktım. Görüşmemiz çok güzel geçti ve şu an
bir buçuk yıldır NAB Holding’de çalışmaktayım.
Tabiiki bende herkes gibi bir alışma dönemi geçirdim, telefon her çaldığında heyecanlanır, numaraları ezberleyememekten korkardım.Şimdi ise
arayan herkesin sesini tanıyor, numaraları biliyor,
hafızamda tutabiliyorum. Ben kendime inandım ve
güvendim. Bunu da duyarlı yönetici ve arkadaşlarım sayesinde başardım. Şimdi ise böylesine kaliteli bir şirkette çalıştığım için çok mutluyum ve de
işimi çok severek yapıyorum.
I was very excited when I was called for an interview because I was going to work as a switchboard
operator for the first time. It was a very good interview, and I have been working at NAB Holding for
one and a half years now. Certainly, I went through
an adjustment period like all people; I would get
excited when the phone rang and get afraid of forgetting the phone numbers. Now I recognize every
caller and know the numbers by heart. I trusted
and believed in myself. I managed to do it thanks to
my sensitive managers and colleagues. I am very
happy to be working at such a fine company, and
love my job.
NAB’ER Dergisi aracılığıyla hem engelli dostlarıma bir örnek olmak, hem de yüreğinde sevgi
taşıyan tüm büyüklerime seslenmek istiyorum:
“Lütfen eve kapanmak zorunda kalan engelli arkadaşlarımıza imkan verin, onlara hayatı anlatmayın
, hayatı onlarla paylaşın, bırakın biz de hayal edelim, biz de düşünelim, biz de hayata geçirelim...”
With this opportunity given by NAB’ER Magazine,
I would like to set an example to my handicapped
fellows and also address to our elders who feel
love and compassion in their hearts: “Please, give
an opportunity to the handicapped people who are
confined to home; do not narrate life to them, but
share life with them; let us imagine, think and realize...”
Hep birlikte engelleri aşmak dileğiyle...
66
Wishing to overcome all handicaps together...
HOBİ / Hobby
BİRAZ SANAT, BİRAZ KARİYER
SOME ART, SOME CAREER
Həyat
Həyata gələndə ağlayır insan,
Bəs niyə o gülmür, niyə sevinmir?
Bəlkə bu həyatda var ciddi nöqsan?
Bəlkə o həyata gəlmək istəmir?
Buta Sigorta şirketimizdeki uzman personel sayısı her
geçen gün artmaya devam ediyor.
Takım çalışmasının iş akışında büyük rol oynadığı sigorta şirketimizde çalışanlarımız arasında sanat ile uğraşan
birçok arkadaşımız vardır. Örnek olarak, şirketimizin
Underwriting ve Sigorta Departman Direktörü Kamran
Babayev çok sayıda, zengin içerikli şiirler yazmaktadır. Ticaretin Geliştirilmesi Şubesinin Uzmanı Farrukh
Necefov’da küçük yaşlarından itibaren resim sanatıyla
uğraşmaya başlamıştır. Hazırda kendine özgü ince ruhlu eserlere imza atmaktadır.
Biz de NAB’ER Dergimiz aracılığıyla bu değerli eserleri
sizlerle paylaşmak isteriz.
The number of our expert staff members is increasing in
Buta Insurance company day by day.
Team work is crucial in the flow of business in our insurance company. Our teams include many colleagues who are gifted and engaged in art. For example,
Kamran Babayev, the Underwriting and Insurance Department Director, writes rich poetry. Farrukh Necefov,
Expert in the Department of Commercial Improvement,
has been painting since young ages, currently undersigning original and fine works of art.
We would like to share these valuable works with you by
means of our NAB’ER Magazine.
Niyə o ağlayır, biz sevinirik?
Gələn biz deyilik, bəlkə səbəb bu?
Həyatdan gedərsə, kədərlənirik,
Gedən biz deyilik, bəlkə səbəb bu?
Keçmiş həyatına əlvida deyib,
Gəldi bu həyata göz yaşlarıyla,
Fikrini sormayıb, ona deməyib,
Bura göndərdilər öz yazısıyla.
Bəs insan nə üçün həyata gəlir?
Nə üçün yaşayır, sonda ölürsə?
Bir zaman gəlibsə, bir zaman gedir,
Niyə kədərlənmir, bunu bilirsə?
Bu sirli dünyanın nədir mənası?
Cavabı olmayan bu bir sualdır?
Hər kəsin həyatda var öz dünyası,
Sualın cavabı bəlkə bundadır?
Hər kəs bu mənanı nədəsə görür,
Kim kefdə, kim pulda, kim ibadətdə,
Kim axirət eşqiylə həyatın sürür,
Kimsə məna görür hər ötən gündə.
Xöşbəxt o insandır ki, yaşaya bilir,
Həzz alır dünyanın gözəlliyindən,
Hamıya əl tutur, yaxşılıq edir,
Ruhu gidalanır əməllərindən.
Öz fikirləriylə tənha qalanda,
Bütün kainatla insan qovuşar,
Tanrıyla birliyin hiss edən anda,
Həyatın mənasın dərk etmiş olar.
67
BİZ / WE ARE
SONSUZ MUTLULUKLAR
hebibullayev ruslan
Ehmedova Sevil
22.08.2013
BANK OF BAKU
Nebiyeva Şebnem
Aliyev Elçin
06.07.2013
BANK OF BAKU
Şixmedova Nermin
Aqil Ramazanov
29.06.2013
BANK OF BAKU
Aliyev Coşqun
Aliyeva Göyçek
27.04.2013
BANK OF BAKU
Hüseynova Aynur
Behruz İsmayılov
22.08.2013
BANK OF BAKU
Aliyeva Rena
Feyzullayev Yasin
29.08.2013
BANK OF BAKU
Mustafayeva
Hasanov Ramal
30.04.2013
BANK OF BAKU
Aliyev Elçin
Ekberova Şahane
19.05.2013
BANK OF BAKU
Musayev Turxan
QEribova Lyudmila
07.07.2013 Nişan
BAKU SERVİCE COMPANY
EkrEmi Saleh
MEmmEdhüseynova
SEbinE
26.07.2013 Nişan
BAKU SERVİCE COMPANY
SİNAN KOBAL
NİHAN AKGÜN
05.10.2013
NAB İSTANBUL
Eliyeva Fidan
Eliyev ElbEy
29.06.2013
BUTA SİGORTA
HümbEtli Feyzulla
HümbEtli NuranE
29.06.2013
BUTA SİGORTA
HAsAn bebek
20.05.2013
Hüseyn Eliyev
BAKU SERVİCE COMPANY
İbrahim bebek
14.07.2013
Bayramova MEsmE
BAKU ELECTRONICS
Orxan bebek
30.04.2013
Şabanov İlkin
BAKU ELECTRONICS
Valeh bebek
08.04.2013
Mahmudova Aynur
BAKU ELECTRONICS
Zülfiyye bebek
08.05.2013
Babayev İbrahim
BAKU ELECTRONICS
MEHMET sünnet
03.09.2013
OFELiYA SOFİYEVA
NAB İSTANBUL
68
Hasenova Olesya
Hasenov Nadir
16.06.2013
BAKU SERVİCE COMPANY
Novruzov AsIm
REhimova Sevinc
26.06.2013
BAKU ELECTRONICS
Nur bebek
03.16.2013
NEzErova TünzalE
BAKU SERVİCE COMPANY
PEnah bebek
31.07.2013
HEsEnov GEray
BAKU SERVİCE COMPANY
Memmedova Sevinc
Bayramov Coşqun
09.07.2013
BANK OF BAKU
BİZ / WE ARE
HAPPILY EVER AFTER
Nigar bebek
11.06.2013
Dünyamalıyev Vahid
AzEroğlu
QAFQAZ LEASING
Ayla bebek
28.05.2013
Kamilov Kamil
BANK OF BAKU
Sara bebek
22.07.2013
CefErov Elzamin
MEtlEboğlu
QAFQAZ LEASING
Senan bebek
28.08.2013
İmanov Elmar
BANK OF BAKU
Rüqayye bebek
04.06.2013
Daşdemirli Mammed
BANK OF BAKU
BetÜl Rana bebek
14.10.2013
Kazım & Seval Bektaş
NAB İSTANBUL
Barış bebek
20.06.2013
İsmayıllı Ilkin
BANK OF BAKU
Emin bebek
29.07.2013
Veliyev Amil
BANK OF BAKU
Ömer bebek
26.03.2013
Bağırov Nicad
BANK OF BAKU
Leyla bebek
25.06.2013
Nuraliyev Samir
BANK OF BAKU
Afet bebek
12.07.2013
İsgenderov
Mehemmed
BANK OF BAKU
Zeyd bebek
06.04.2013
Atayeva İzulet
BANK OF BAKU
Yusif bebek
29.07.2013
Hanmirzeyev Zaur
BANK OF BAKU
Tunar bebek
28.06.2013
Memmedov Yaşar
BANK OF BAKU
Sona bebek
06.06.2013
Aliyev Tural
BANK OF BAKU
Ayaz bebek
21.05.2013
Rustamova Aysel
BANK OF BAKU
Elnar bebek
12.08.2013
Hüseynov Elnur
BANK OF BAKU
Ağazahid bebek
04.08.2013
Rzayev Orhan
BANK OF BAKU
Selim bebek
05.09.2013
Süleymanov Samir
BANK OF BAKU
Serhan bebek
03.08.2013
Ehmedova Nigar
BANK OF BAKU
ADA bebek
17.05.2013
ERDEM FURTUNA
BANK OF BAKU
Leyla bebek
20.06.2013
Memmedov Müzaffer
BANK OF BAKU
Camil bebek
05.07.2013
Mövlazade Naile
BANK OF BAKU
Ayan bebek
05.08.2013
Cabbarov Cabir
BANK OF BAKU
Firudin bebek
30.06.2013
Muradova Pika
BANK OF BAKU
69
DAMAK TADI / TASTE
Amerikalıların Şükran Günü ve Cadılar Bayramı’nın
yegane sebzesi balkabağı, kimilerinin bahçesine
saksı olur, kimilerinin salonunun baş köşesinde
vazo ya da şamdan olarak yer alır. Çocuklar için
ise okullarda çeşitli figürlerle eğlence olur. Peki ya
besin olarak...
Pumpkin, the unique vegetable of the American
Thanksgiving and Halloween, serves as a flower
pot in some gardens, or is given the seat of honor
as a vase or a chandelier in lounges. It entertains
children in various school activities. How about as
food?
En çok tatlısıyla damaklarda tatlanır. Balkabağı
kabak ailesinin kuzeni olup, ne tam bir sebze ne
tam bir meyvedir.
It is mouth-pleasing mostly with its dessert. Pumpkin is a cousin of the squash family, neither vegetable nor fruit.
Ekim ayında tezgahlarda yerini alan, yılbaşına
doğru zirve yapan balkabağı, bahar aylarına kadar tüketilebilir. Anadolu’da çeşitli yemeklerde de
kullanılan balkabağı, çorba, tart, kızartma, börek,
püre hatta hayal gücünüzün elverdiği sebzelerle
ızgarada pişirilebilir, et ve tavuk yemekleriyle çeşitlendirilebilir. Balkabağının tohumları tıpkı ay çekirdeği gibidir. Çekirdekler balkabağının içindeki
yumuşak turuncu meyveden çıkarılır. Mineraller
açısından mükemmel bir kaynak olan kabak çekirdekleri B vitamini içerdiği gibi kemik sağlığı ve
kan pıhtılaşması için önemli K vitaminini de bünyesinde barındırır.Potasyum, magnezyum, demir
ve çinko deposudur. Bir gram balkabağı çekirdeğinde bulunan protein bir bardak sütle eşdeğerdir.
Pumpkin appears on the market around October,
peaking towards the year-end, and can be consumed till spring time. It is used in various meals in
Anatolia such as soup, pie, frying, pastry, mash,
and even grill with any vegetables you can imagine as well as dishes of meat and chicken. Pumpkin seeds are like those of sunflower. Seeds are
taken out of the soft, orange fruit inside pumpkin.
Pumpkin seeds are the perfect source of minerals,
contain vitamin B and vitamin K that is important
for bone health and clotting. It is stocked with potassium, magnesium, iron and zinc. One gram of
pumpkin seed is equal to a glass of milk in protein
value.
Balkabağı alzheimer, erken yaşlanma ve kansere
karşı koruyucu olan, vücudun paslanmasını önleyen en güçlü antioksidanların birçoğunu içerir.
Bal kabağı kolay sindirilebilmesi ve önemli özellikler taşıması nedeniyle soframızdan eksik edilmemesi gereken bir besindir. 100 gram bal kabağı
protein, karbonhidrat,lif, fosfor, kalsiyum, demir,
sodyum, potasyum, A, B1, B2, B3, C ve E vitaminlerini içerir. Kolesterol ise içermez.
70
Pumpkin contains most of the strongest antioxidants that protect against alzheimer’s, early aging,
cancer, and body corruption.
Pumpkin is easy to digest and should always have
a place in our meals. 100 gram of pumpkin contains protein, carbohydrates, loofah, phosphor,
calcium, iron, sodium, potassium, and vitamins A,
B1, B2, B3, C and E. It does not contain cholesterol.
DAMAK TADI / TASTE
BALKABAKLI TART
PUMPKIN PIE
Malzemeler
Tart hamuru için:
2 su bardağı un
125 gr. margarin yada tereyağ
1 çay bardağı pudra şekeri
1 adet yumurta
İç sosu için:
500 gr.dilimlenmiş tatlı balkabağı
1 kutu yoğunlastırılmış yada koyulaştırılmış süt
2 adet yumurta
½ tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı tarçın
isteğe göre; 1 tatlı kaşığı toz zencefil
Yapılışı
İlk olarak tart hamuru malzemelerini bir kapta karıştırıp, yoğuruyoruz sonra bu hamuru buzdolabında 10-15 dakika dinlendiriyoruz.
Sosu için bir tencereye kaynamış su koyup içine
tencereden bir boy küçük süzgeç koyup üzerine
dilimlediğimiz balkabaklarını koyup, tencerenin
kapağını kapatıp kabaklar yumuşayana kadar pişiriyoruz.Bu şekilde pişirmemizin bir sebebi de kabakların tüm vitaminini kaybetmemek, isterseniz
az miktar suda da kabaklar yumuşayıncaya kadar
pişirebilirsiniz.
Kabaklar piştikten sonra bir kaba alıp çatalla ezip
soğumaya bırakıyoruz.
Derin bir kaseye koyulaştırılmış süt, yumurta, tuz,
tarçın ve dilerseniz zencefil ilave edip hepsini birlikte mikserle çırpıyoruz. Soğuyan kabak püresinide ekleyip birlikte biraz daha karıştırıyoruz.
Dinlendirdiğimiz tart hamurunu tart kalıbına göre
çok kalın olmayacak şekilde açıp, kalıbın altını ve
kenarlarını tereyağı ile yağlayıp unladıktan sonra
hamuru güzelce yerleştiriyoruz. Ve üzerine çatalla
birkaç delik açıyoruz.
Hazırladığımız sosu hamurun üzerine döküp önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 1 saat kadar pişiriyoruz, Piştiğini kürdan batırarak anlayabilirsiniz,
pişen tartı fırından çıkardıktan sonra soğuk olarak
servis yapıyoruz.
Afiyet Olsun.
Ingredients
For pie:
2 water glasses of flour
125 gr. margarine or butter
1 tea spoon of powdered sugar
1 egg
For topping:
500 gr. sliced sweet pumpkin
1 box of intense or condensed milk
2 eggs
½ tea spoon of salt
1 dessert spoon of cinnamon
optionally 1 tea spoon of powder ginger
Preparation
Pour all ingredients for the pie into a bowl and
knead, and rest this dough in the fridge for 10-15
minutes.
For the topping, put sliced pumpkins into a sieve,
place the sieve in a pot, and cook until pumpkins
get soft. We cook in this way not to let pumpkins
lose their vitamin, so you may also cook pumpkins
in little water.
We mash pumpkins with a fork, and leave to cool.
Put condensed milk, egg, salt, cinnamon and
ginger, if you like, in a deep bowl, and stir with
mixer. Add cooling mashed pumpkin and mix
some more.
Roll out the dough in line with the pie pan. It should
not be too thick. Grease the bottom and sides of
the pan with butter and flour, and place the dough.
Make a few holes on it with a fork.
Put the sauce on the dough, and cook for about an
hour in preheated oven. You can stick a toothpick
into dough to see if it is cooked. Serve cool.
Bon appétit.
71
KÜNYE / INDEX
Sahibi / The Owner
NAB Holding A.Ş Adına / On behalf of NAB Holding Inc.
Nadir EROMİ
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü / Managing Editor
Raşit ENGİN
Yayın Kurulu / Editorial Board
Çiğdem Özarca ERYILMAZ, Ofeliya SOFIYEVA
Yayın Türü / Publishing Type
3 Ayda Bir Süreli / Quarterly
Baskı Tarihi / Publishing Date
Kasım 2013 / November 2013
Tasarım, Uygulama ve Editör
Design, Application and Editor
Ender BALOĞLU
İngilizce Çeviri / English Translation
Menekşe ARIK
Kapak Görseli / Cover Illustration
Fotoğraf: Alptekin Baloğlu
Baskı / Printing
A4 Ofset
Oto Sanayi Sit. Yeşilce Mah. Donanma Sk. No:16
Seyrantepe-Kağıthane-İstanbul-Türkiye
Tel: +90 212 281 64 48 Faks: +90 212 269 53 27
www.a4ofset.com Sertifika No: 12168
Yazışma Adresi / Mail Address
NAB Holding A.Ş Haydar Aliyev Caddesi
Memduh Paşa Yalısı No:21
Kireçburnu-Sarıyer-İstanbul-Türkiye
Tel: +90 212 223 15 15
[email protected]
Ücretsizdir / Free of charge
Değerli NAB’ER Okuyucularımız;
Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz haber ya da dergi içeriği
ile örtüşen bir yazıyı okuyucularımızla paylaşmak, beğeni ve
eleştirilerinizi bizlere iletmek isterseniz Çiğdem Özarca ERYILMAZ ile
iletişime geçebilirsiniz. [email protected]
Dear NAB’er readers,
If you would like to share with our readers a text that overlaps
with the news or content of this magazine, or if you would like to
convey your likings or criticisms, you can communicate with
Çiğdem Özarca ERYILMAZ. [email protected]
72

Benzer belgeler

bank of baku - Nab Holding

bank of baku - Nab Holding Konunun özüne dönersek, amacım, NAB olarak gelecek hedeflerimize ulaşabilmede konunun önemini bir kez daha vurgulamak, farkındalık yaratmak bu konuya ve şirketlerimizde süregelen ve sürdürülecek i...

Detaylı