Sultan`s World

Transkript

Sultan`s World
27.02 > 31.05.2015
Sultan’s
World
The
The Ottoman Orient in Renaissance Art
Ziyaretçi rehberi TR
€ 1 - BOZARfriends üyeleri için ücretsiz,
www.bozar.be sayfasından indirebilirsiniz
1
Palais des Beaux-Arts, Bruxelles
Paleis voor Schone Kunsten, Brussel
Centre for Fine Arts, Brussels
Chief Executive Officer – Artistic Director: Paul Dujardin
Director Artistic Policy: Adinda Van Geystelen
The Sultan’s World
The Ottoman Orient in Renaissance Art
Curators: Dr. Guido Messling, Dr. Robert Born
Co-curator: Michał Dziewulski
Scientific committee: Prof. Dr. Suraiya Faroqhi, Dr. Paul Huvenne,
Prof. Dariusz Kolodziejczyck, Prof. Dr. Günsel Renda
Dep. Director BOZAR EXPO: Sophie Lauwers
Exhibition Coordinators: Ann Flas, Ann Geeraerts
Technical Coordinator: Nicolas Bernus
Scenography: sNCDA
With dedicated support by Axelle Ancion, Leen Daems,
Colin Fincoeur, Barbara Lefebure, Déborah Motteux,
the BOZAR Art Handlers and our hosts.
Coproduction:
National Museum Kraków (Muzeum Narodowe w Krakowie)
Support:
Culture program of the European Union
In the frame of:
Ottomans & Europeans, reflecting on five centuries of cultural relations
2013-2016
27.02 > 31.05.2015
Sultan’ın İmparatorluğu
Rönesans sanatında
Osmanlı Dünyası
No
o rr tt h
h
N
S
S ee aa
Riga
Riga
B
B aa ll tt ii cc
S ee aa
S
EN
NG
GL
LA
AN
ND
D
E
London
London
HO
OL
LY
Y R
RO
OM
MA
AN
N
H
EM
MP
P II R
RE
E
E
Paris
Paris
Vienna
Vienna
HUNGARY
HUNGARY
TRANSYLVANIA
TRANSYLVANIA
Toledo
Toledo
VENICE
VENICE
G E N O A Florence
G E N O A Florence
PAPAL
T U S C A N Y PSATPAATLE
TUSCANY S
TATE
Barcelona
Barcelona
Málaga
Málaga
WALLACHIA
WALLACHIA
Belgrade
Belgrade
Ragusa
Ragusa
Rome
Rome
B ll aa cc k
k S
S ee aa
B
Nicopolis
Nicopolis
Sofia
Sofia
Trabzon
Trabzon
Adrianople
Adrianople
Constantinople
Constantinople
Salonica
Salonica
Naples
Naples
Bursa
Bursa
Otranto
Otranto
OT
TT
TO
OM
MA
AN
N E
EM
MP
P II R
RE
E
O
N
NA
AP
PL
LE
ES
S
Algiers
Algiers
AL
LG
GE
ER
R II A
A
A
C
C aa ss p
p ii aa n
n
S ee aa
S
Caffa
Caffa
Genoa
Genoa
Avignon
Avignon
KHANATE OF THE
KHANATE OF THE
CRIMEAN TATARS
CRIMEAN TATARS
MOLDAVIA
MOLDAVIA
Buda
Buda
Venice
Venice
Lisbon
Lisbon
Kiev
Kiev
Kraków
Kraków
FR
RA
AN
NC
CE
E
F
S
SP
PA
A II N
N
o
o ff
M
MU
US
SC
CO
OV
VY
Y
PO
OL
L II S
SH
H -- L
L II T
TH
HU
UA
AN
N II A
AN
N
P
CO
OM
MM
MO
ON
NW
WE
EA
AL
LT
TH
H
C
Brussels
Brussels
A tt ll aa n
n tt ii cc
A
O cc ee aa n
n
O
Moscow
Moscow
TS
SA
AR
RD
DO
OM
M
T
Vilnius
Vilnius
Athens
Athens
Tunis
Tunis
Malta
Malta
TU
UN
N II S
S II A
A
T
Damascus
Damascus
M ee d
d ii tt ee rr rr aa n
n ee aa n
n S
S ee aa
M
Tripoli
Tripoli
Benghazi
Benghazi
Baghdad
Baghdad
SY
YR
R II A
A
S
Cyprus
Cyprus
Crete
Crete
Basra
Basra
Jerusalem
Jerusalem
Alexandria
Alexandria
CY
YR
RE
EN
NA
A II C
CA
A
C
Cairo
Cairo
TR
R II P
PO
OL
L II T
TA
AN
N II A
A
T
EG
GY
YP
PT
T
E
R ee d
d
R
S
S ee aa
Medina
Medina
Mecca
Mecca
Europe and
and the
the Ottoman
Ottoman Empire
Empire around
around 1566
1566
Europe
N
No
o rr tt h
h
S ee aa
S
London
London
Antwerp
Antwerp
Bruges
Bruges
H
HO
OL
LY
Y R
RO
OM
MA
AN
N
E
EM
MP
P II R
RE
E
Vienna
Vienna
TRANSYLVANIA
TRANSYLVANIA
Avignon
Avignon
Lisbon
Lisbon
Toledo
Toledo
Venice
Venice
Genoa
Genoa
Marseilles
Marseilles
Barcelona
Barcelona
Ragusa
Ragusa
Rome
Rome
Adrianople
Adrianople
Naples
Naples
Sinop
Sinop
Constantinople
Constantinople
Bursa
Bursa
Salonica
Salonica
Otranto
Otranto
Málaga
Málaga
A
AL
LG
GE
ER
R II A
A
Athens
Athens
Tunis
Tunis
Ankara
Ankara
Smyrna
Smyrna
Tabriz
Tabriz
Tokat
Tokat
Teheran
Teheran
Baghdad
Baghdad
Cyprus
Cyprus
Crete
Crete
Tripoli
Tripoli
Trabzon
Trabzon
Aleppo
Aleppo
Malta
Malta
T
TU
UN
N II S
S II A
A
C aa ss p
p ii aa n
n
C
S
S ee aa
O
OT
TT
TO
OM
MA
AN
N E
EM
MP
P II R
RE
E
NAPLES
NAPLES
Algiers
Algiers
Caffa
Caffa
B ll aa cc k
k S
S ee aa
B
Nicopolis
Nicopolis
Sofia
Sofia
KHANATE OF THE
KHANATE OF THE
CRIMEAN TATARS
CRIMEAN TATARS
Akkerman
Akkerman
Galați
Galați
WALLACHIA
WALLACHIA
Belgrade
Belgrade
Florence
Florence
GENOA
GENOA
PAPAL
TUSCANY PAPAL
TUSCANY STATE
STATE
Kiev
Kiev
MOLDAVIA
MOLDAVIA
Buda
Buda
Lyons
Lyons
M
MU
US
SC
CO
OV
VY
Y
Kamyanyets
Kamyanyets
HUNGARY
HUNGARY
Augsburg
Augsburg
FR
RA
AN
NC
CE
E
F
SP
PA
A II N
N
S
Lviv
Lviv
Nuremberg
Nuremberg
Troyes
Troyes
o ff
o
PO
OL
LA
AN
ND
D
P
L II T
TH
HU
UA
AN
N II A
A
L
Poznań
Poznań
Wrocław
Wrocław
Kraków
Kraków
Leipzig
Leipzig
Cologne
Cologne
Paris
Paris
Moscow
Moscow
TS
SA
AR
RD
DO
OM
M
T
Vilnius
Vilnius
Gdańsk
Gdańsk
ENGLAND
ENGLAND
A tt ll aa n
n tt ii cc
A
O
O cc ee aa n
n
Riga
Riga
B aa ll tt ii cc
B
S
S ee aa
SY
YR
R II A
A
S
Basra
Basra
Damascus
Damascus
M
M ee d
d ii tt ee rr rr aa n
n ee aa n
n S
S ee aa
Jerusalem
Jerusalem
Benghazi
Benghazi
CY
YR
RE
EN
NA
A II C
CA
A
C
T
TR
R II P
PO
OL
L II T
TA
AN
N II A
A
Alexandria
Alexandria
Cairo
Cairo
EG
GY
YP
PT
T
E
R ee d
d
R
S
S ee aa
Medina
Medina
Mecca
Mecca
Trade
Trade Routes
Routes in
in the
the 16th
16th and
and 17th
17th Centuries
Centuries
Land route
route
Land
Sea route
route
Sea
2
18
18
Giriş
Bu sergide 14’üncü yüzyılın başlarında Anadolu’da ortaya çıkan ve kısa sürede İslam
Dünya’sının önderi konumuna gelen İmparatorluğa odaklanıyoruz: Osmanlılar veya çağdaşlarının dediği gibi Türkler’in Rönesans sanatı ve kültüründe bıraktıkları izleri araştırıyoruz.
Sembolik başlangıç ve bitiş tarihleri olarak 1453 Bizans’ın fethi ve 1606’da Sultan ve Kutsal
Roma İmparatorluğu arasında imzalanan Zitvatorok Barış Antlaşması’ndan yola çıkılmıştır.
Bu zaman aralığını ele alışımızın iki önemli nedeni vardır. İlk Çağ’a karşı duyulan ilgi ve
Avrupa Rönesans döneminde doğuya karşı duyulan ilginin artması ile beraber mal ve fikir
alışverişinde bir canlılık yaşanır. Ayrıca Rönesans Dönemi Osmanlı İmparatorluğu’nun Orta
Avrupa’ya doğru genişlemesi ile aynı zamana denk gelir.
Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupa güçleri arasındaki çatışmalar bu 150 yıla hâkim olur ve
İslam Doğu Dünyası ile Hıristiyan Batı Dünyası arasındaki temel farkları yaratmakta belirleyici bir rol oynar. Sergimizde bu zıtlığı kırmak istiyoruz. Viyana veya Venedik kapılarına
dayandıkları zaman bile Avrupalıların Osmanlılara bakış açısının dönem boyunca ne kadar
çeşitli olduğunu örneklerle gösteriyoruz.
Geçtiğimiz yıllarda Doğu ve Batı arasındaki kültürel ve sanatsal alış-verişi ele alan sergilerde
küratörler ağırlıklı olarak Venedik ve Floransa gibi sanatsal ve siyasi merkezlerin veya Kutsal
Roma İmparatorluğu’nun üzerine yoğunlaşmışlardır. Doğu Orta Avrupa’nın rolü hep sınırlı olmuştur, hâlbuki Osmanlı İmparatorluğu ile mübadele asıl burada yoğun yaşanmıştır. Osmanlı
İmparatorluğu ve Doğu Orta Avrupa devletleri birbirlerinin komşularıydılar. Bu nedenden
dolayı sadece İtalya, Almanya ve Hollanda’ya odaklanmak yerine ilk defa Polonya-Litvanya,
Bohemya ve Macaristan tarihi krallıklar bölgesine de sergide önemli bir yer veriyoruz.
Robert Born, Michal Dziewulski ve Guido Messling
‘Sultan’ın Dünyası’ küratörleri
3
Değişim içinde bir dünya.
14’üncü yüzyılın sonlarından itibaren
Osmanlılar Avrupa’ya açılmaya devam
ederler. Askeri başarıların ardı arkası kesilmez. 1453’te İstanbul’un fethinin ardından
1529’da Viyana kapılarına dayanırlar. Avrupa
yavaş yavaş bu İmparatorluğun varlığını ve
teşkil ettiği tehlikeyi fark etmeye başlar.
Hanedanı bakanı halıyı savaştan otuz yıl
sonra sipariş etmiştir. 1546-47 yıllarında V.
Karl tarafından Jan Cornelisz.Vermeyen’e
çizdirilmiş karikatürler baz alınarak tasarlanmıştır. Vermeyen deniz savaşı esnasında
saray ressamı ve muhabir olarak görevlendirilmiştir. Karl’ın serisi Brükselli Willem de
Pannnemaker tarafından dokunmuştur. 1564
yılında Granvelle aynı dokumacıyı V. Karl’ın
iki karikatürünü özetleyen bu halıyı yapmak
üzere görevlendirir.
Kimdi bu yabancı Türkler? Sanatçılar ve yayıncılar artan bilgi talebi üzerine akıllıca oynarlar. Matbaacılığın yeni keşfedilmiş olması
da işe yaramıştır. Başlangıçta ağırlıklı olarak
serbest bırakılmış esirlerin Osmanlı gelenek ve görenekleri hakkında yazıları çıkar.
Görsel kanıtlar daha sonra yayılmaya başlar;
tarihi olayların çizgi romanları ve haritalar
ve şehir manzaraları. Hem Osmanlılar hem
Avrupalılar yayınları ve diğer medyayı propaganda aracı olarak kullanırlar. Avrupalılar
yayınları zaferlerine dikkat çekmek için
kullanırken, el yazmalarında Sultan’ın maiyeti harp başarılarını dile getirir. Belgeler en
çok Avrupalılar’ın Türkler’den korkusunu
gösterir.
Bu halıyı Granvelle neden savaştan otuz yıl
sonra sipariş eder? Bunun için iki iyi nedeni
vardır. Tunus’ta savaşmış olan babasını anmak ve Habsburg Hanedanı’na olan sadakatini ispat etmek istiyordu.
• Anonim, Konstantinopolis ve Pera’nın
manzarası, Cristoforo Buondelmonti’den,
Liber insularum archipelagi, Kuzey İtalya,
yaklaşık 1480 ve Nürnberg (Michael
Wolgemut stüdyosu [Nuremberg, 1434
– Nürnberg, 1519]), Konstantinopolis’in
manzarası: Hartmann Schedel’de, Liber
Chronicarum, Nürnberg, Anton Koberger,
1493, folyo CCXLIX
• Willem de Pannemaker (Brüksel,
1512 – Brüksel, 1581), Jan Cornelisz’in
karikatürleri baz alınmıştır. Vermeyen
(Beverwijk, yaklaşık 1490 – Brüksel,
1559), Tunus Muharebesi’nden kareler
(La Goleta’nın Fethi)
Papaz Cristoforo Buondelmonti (1385–
1430’dan sonra) yıllarca Doğu Ege
Bölge’sini gezer. Yaklaşık 1420 yılında orada
toparladığı bilgilerle en ünlü eseri olan Liber
insularum’u yazar. Birkaç yazılı nüshası
bulunan bu eserden kalan bir nüsha burada
sergilenmektedir. Kitaba Konstantinopolis’in
bir planını da eklemiştir.
Osmanlılar İspanyol himayesi altında olan
Tunus’u 1534’te işgal ederler. V. Karl 400
gemilik bir filo ve 30.000 asker ile savaşa çıkar. Şans Habsburglular’ın yüzüne güler, on
binlerce kişi ölür. Halı kuşbakışı perspektifi
ile savaşın ortaya çıkışını gösterir. Sol önde
bulunan bir kadırgada V. Karl ve sürgün yemiş Emir Muhammad El-Hassan’ın sırtını
görebilirsiniz.
Şehir peyzajı, Osmanlı saltanatının ilk otuz
yılının kentsel değişimi ve II. Mehmet dönemine ait yapılanmayı göstermektedir.
Konstantinopolis’in Buondelmonti versiyonu sıkça ilham kaynağı olarak kullanılmıştır. Nürnbergli hümanist Hartmann Schedel
de Dünya Tarihi (World Chronicle) Antik
ve Ortaçağ’ı ele alan eserinde bu versiyon-
Halının üst kısmında Kardinal Antoine
Perrenot de Granvelle’in (1517-1586) aile
armasını görebilirsiniz. İspanyol Habsburg
4
Hans von Aachen, Allegory on the so-called Long War: The Battle of Sisak (1593) © Düsseldorf, Universitäts- und Landesbibliothek
dan yararlanmıştır. Schedel aynı zamanda
şehir peyzajının altında bulunan metinde
Konstantinopolis’in yakın Osmanlı tarihinden de bahsetmiştir. Ancak haritada fazla
bilgi yoktur. Buondelmonti’nin haritasının
aksine Osmanlı’nın yakın dönemde şehirde
bıraktığı etkisi görülmemektedir.
Tablonun solunda ve sağında Sisak kentinde Sava ve Kulpa nehirlerinin buluştuğu
yeri görebilirsiniz. Sisak kenti sağda bulunmaktadır, kentin yarısı görüntü dışındadır.
Ortada zafer tanrıçası Victoria Hırvatistan’ın
üzerine bir çelenk koyar. Gökyüzünde anlamlı bir simge vardır: Türk hilâline uzanan
Habsburglu bir kartal. Von Aachen’a ait tasvirin II. Rudolf’un saray sanatını etkilediği
düşünülür. Paulus Willemsz. van Vianen aynı
kompozisyonu bir madalyada kullanmıştır.
• Hans von Aachen (Köln, 1552–Prag,
1615), Osmanlı-Avusturya Savaşı’na ait
üç alegori, yaklaşık 1603–1605 ve Paulus
Willemsz. van Vianen (Utrecht, yaklaşık
1570–Prag, 1613), Târgoviște Savaşı alegorisi, arka yüzü: Allegory of the reconquest
of Raab, 1603–1604 sonrasında
1593 Kulpa Bozgunu ile Hırvat şehrindeki
Osmanlı kuşatması sona erer. Bunun üzerine
Sultan Koca Sinan Paşa II. Rudolf’a savaş
ilan eder ve 1593-1606 Osmanlı-Avusturya
Savaşı başlar. Bu döneme ait en önemli kahramanlıkları Hans von Aachen bir alegori dizisinde tasvir eder.
5
Görsel polemikler
Osmanlı İmparatorluğu ve Avrupalı güçler
arasında yaşanan savaşlar zamanında propaganda aracı olarak kullanılır ve Doğu ve
Batı, İslamiyet ve Hıristiyanlık arasında yaşanan çatışmalar olarak gösterilir. En eski
örneklerde Hıristiyanlığın karşıtları doğulu
veya ‘Türk’ olarak resmedilmiştir. Reform
hareketinin Avrupa kıtasında başlaması ve
yayılması ile beraber yeni görüntüler ortaya çıkar. Başlangıçta Martin Luther (14831546) Osmanlıların sıkı ahlak ilkelerine ve
topraklarında yaşayan gayrimüslimlere olan
liberal yaklaşımlarına olumlu bakar. Katolik
Kilisesi rakibini kötü göstermek amacıyla
‘Türklerin’ apokaliptik imajını yayar.
Dine dayalı olmayan görüntüler daha ılımlıydı. İmparator ve Sultan’ın dünya hâkimiyeti söz konusu olduğunda Osmanlılar
Hıristiyanların ezeli düşmanları olarak
pek fazla temsil edilmezlerdi. Daha ziyade Habsburglar ile eşit bir laik güç olarak
görülürlerdi.
türbanı, sağ elinde doğudan gelen bir asa.
Hıristiyanların düşmanları Osmanlı ordusunun askerleri olan Memlûkler gibi doğulu
giysiler giymektedir. Sağ önde duran adamın
başında yüksek bir Memluk türbanı vardır,
muhtemelen Şapur’u temsil eder.
Orijinalinin Albrecht Dürer’e ait olan tablonun tam olarak kopyasıdır. Kompozisyonda
Albrecht Dürer kendini ortada gözlemci olarak resmetmiştir. Saksonyalı III. Frederick
Dürer’ü bu tabloyu yapması için vazifelendirmiştir. Dürer’in On bin Hıristiyan’ın
düşmanlarını oryantal giysileri ile tasvir
etmiş olması bir tesadüf değildir. Hıristiyan
dünyasına doğru ilerleyen Osmanlıların toplumda genel bir tehdit olarak görülmesini
yansıtmıştır esasında. On bin Hıristiyan’ın
Şehitliği teması Hıristiyanların dinlerine sadakat ve inancının bir örneğidir.
• Johann Christian Ruprecht
(Mühlhausen/Thüringen, yaklaşık 1600–
Nürnberg, yaklaşık 1666) Albrecht Dürer
(Nürnberg, 1471–Nürnberg, 1528), On
bin Hıristiyan’ın Şehitliği, 1653 (orijinal
tablo 1508)
Ortaçağ efsanesi olan On bin Hıristiyan’ın
Şehitliği Roma İmparatoru Hadrianus emrinde dokuz bin askerin isyancı bir orduya
karşı savaşını anlatır. Melekler onlara zafer
vaat ederler ve zaferi kazandıklarında askerler Hıristiyanlığı seçerler. Onlara katılan
bin asker de din değiştirir. Resmin ortasında
görülen Piskopoz Hermolaus’un onları vaftiz ettiği söylenir. Pers Kralı Şapur gibi diğer
hükümdarlardan destek aldıklarını öğrenince
Hadrianus askerleri ölüme mahkûm eder.
Tabloda askerlerin yaşamak zorunda kaldıkları işkence resmedilmiştir. Hadrianus atının
üzerinde oturur. Üzerinde doğulu hükümdar giysileri vardır, başında geniş Osmanlı
6
Johann Christian Ruprecht, after Albrecht Dürer, Martyrdom of the Ten Thousand Christians, 1653 © Vienna, Kunsthistorisches
Museum, Gemäldegalerie
7
Diplomatlar, gezginler ve tutuklular
Osmanlılar 1453’te Konstantinopolis’i işgal
ettiklerinde Avrupalılar imparatorlukları ve
gelenekleri hakkında pek fazla birşey bilmiyorlardı. Yavaş yavaş Avrupalılar onlarla
ilgili şeyler öğrenmeye başlarlar. İlk başlarda sadece Osmanlılar’ın eski mahkûmlarının
hikâyeleri vardır. Barış zamanlarında Kutsal
Topraklara seyahat eden hacılar ve diplomatik elçiler diğer bir bilgi kaynağıdır. Son olarak, diplomatik hediyeler Avrupa ve Osmanlı
İmparatorluğu arasındaki kültür alış verişinde önemli bir rol oynamıştır. İzlenimlerini
skeç halinde yazan mahkûm ve gezginlerin
izlenimleri daha sonra albümlerde toplanmıştır. Bunlardan bazıları daha sonra dünya
halklarının gelenekleri ve giysileri hakkında
çok popüler baskılara dökülmüştür.
damgalı bir belge bulunan Barbaro’nun vezir
Sokullu Mehmet Paşa ile olan dostluğunun
simgesidir. Arka planda kuş bakışı ile görünen İstanbul ilk salonda sergilenmiş olan
Andrea Vassavore’nin gravürüne dayanır.
Muhtemelen Tintoretto’nun stüdyolarında
yapılmış olan portre, Venedik portre stiline
çok yakındır.
• Şişak ve cuirass, Augsburg (?) bir silahtar, yaklaşık 1590
Bâb-ı Ali her yıl madeni para ve silah gibi hediyeler gönderilirdi. Habsburg İmparatoru ve
diğer Doğu ve Avrupa hükümdarları ve hatta
İtalyan şehir devletlerinin ülke yöneticileri
bunu yapmaya zorunluydular. Ausburg’da
bulunan imparatorluk valisi tüm hediyeleri
toplamakla yükümlüydü.
• Jacopo Tintoretto (Venedik, 1519 –
Venedik, 1594), Sebastiano Venier’in
portresi (1496–1578), 1571 sonrası
ve Venedikli sanatçı, Marcantonio
Barbaro’nun portresi (1518–1595) Bâb-ı
Ali’de bailo, yaklaşık 1573
Paşa ateşkesin uzatılması için silahların tamamlanması emrini vermiştir. Doğu modeline uygun bu miğfer (çiçak) ve zırh (kuras)
muhtemelen Paşa’ya armağan olarak üretilmiştir. Ancak Osmanlı-Avusturya Savaşı’nın
başlamış olmasından dolayı bu hediyeler
hiçbir zaman Paşa’ya ulaşmayacaktır. İki
parça da zengin bir şekilde dekore edilmiştir.
İşlenmiş süsler, necef taşları, varak detaylar
ve yarı kıymetli taşlarla dizili madalyalara
bakmanız yeterli olacaktır.
1571 yılında İnebahtı Deniz Muharebesi’nde
Osmanlılar Hıristiyan ittifakına karşı bozguna uğrarlar, bu Avrupa tarihinin en büyük deniz muharebelerinden biridir. Savaş
ve savaşı takip eden barış müzakereleri esnasında porteleri bulunan iki kişi Venedik
Cumhuriyeti’nde önemli rol oynamışlardır.
Venier, etkisi büyük olan bir askerdi, Barbaro
ise bir diplomat. İki portre de deniz muharebesini hemen takip eden yıllarda yapılmıştır.
• Yapan bilinmiyor, Çocukları ile birlikte
bir Türk kadını, ahşap oyma Léon Davent
(1540 ve 1556 yılları arasında çalışmıştır,
20.5 x 15.5 cm): Nicolas de Nicolay, Les
navigations peregrinations et voyages,
faicts en la Turquie
Barbaro, Venedik Cumhuriyeti ya da o
zamanlar tanınan adı ile La Serenissima
için görev yapan bir diplomattır. Venedik
Cumhuriyeti’nin Bâb-ı Ali elçisi olarak görev yapmaktaydı. Lepanto zaferinden sonra
Barbaro’ya barış müzakerelerine başlaması
için görev verilir. 1573 yılında barış antlaşması imzalanır. Muhtemelen bu portre ile
o müzakerelere atıfta bulunulur. Sağ elinde
16.cı yüzyılın sonunda basılan rengârenk resimli kostüm kitapları popüler hale gelmiştir.
Amerika kıtası ve Osmanlı henüz yeni keşfedildiği için talep bir hayli yüksektir. 1551’de
Nicolas de Nicolay (1517-1582) Fransız
Kralı II. Henry’nin emri altında coğrafyacı
8
Augsburg (?), Zischagge and Cuirass, c.1590 © Vienna, Kunsthistorisches Museum,
Hofjagd- und Rüstkammer
olarak Konstantinopolis’e doğru yola çıkar.
Vardığında gerçekçi ve gayet detaylı resimler
çizer. Nicolay’ın resimleri daha sonra Léon
Davent tarafından oyma olarak çizilir. De
Nicolay’ın seyahatnamesi Osmanlı halkının
gelecek yıllarda Batı’da resmedilme şeklinde çok etkili olacaktır. Kitabın ilk baskısında
Davent gördüklerini kapsamlı imaj halinde
ele almak için belli bir uğraş göstermemiştir.
Abraham de Bruyn’ın kostüm kitabında olduğu gibi, daha önce yapılmış olan resimleri katarak ve karakter ve arka plan arasında
daha yoğun bir etkileşim oluşturarak kompozisyon yapmak 16.cı yüzyılın sonunda
yaygınlaşır.
9
Gezgin sanatçılar
1453’ten beri Osmanlı İmparatorluğu’nun
başkenti olan Konstantinopolis Batılı sanatçılar için gözde bir istikamet haline gelir.
Aslında hepsinin de bir ortak yanı vardır:
hepsi de Antik Çağ’dan kalan kalıntılara
meraklı oldukları kadar, onların gözünde
egzotik olan Osmanlı kültürune de meraklılardır. Venedikli ressam Gentile Bellini
Konstantinopolis’i 1479 yılında ziyaret
eden ilk sanatçılardandır. Flaman sanatçı
Pieter Coecke van Aelst da Osmanlılar’ın
başkentine seyahat eder. Aslında Sultan
Süleyman’dan duvar halısı siparişi almayı ve
orada bir halı dokuma atölyesi kurmayı umut
eder. Planları gerçekleşmez, ancak resimlerinden bazıları bu salonda görebileceğiniz
ahşap gravürler haline getirilir.
Bellini II. Mehmet’in en tanınmış portresini
yapmıştır. Resim kalitesi bir hayli yüksektir.
Ancak portre kötü şartlarda muhafaza edildiği için maalesef günümüz ziyaretçileri bu
kaliteyi göremeyeceklerdir. Bellini hükümdar portresinin yeni bir ikonografisini geliştirmiştir. Göğüs siperi ve sütunlar izleyici ve
Sultan arasındaki mesafeyi çoğaltır; bu onun
yüceliğini ön plana çıkarır. Göğüs siperi altın
renginde bir kumaş üzerine inci ve değerli
taşlarla süslenmiştir. İki yanda da koyu bir
arka fon üzerine işlenmiş yazılar bulunmaktadır. Sağ tarafta Bellini’nin işi bitirdiği tarih: 25 Kasım 1480, sol tarafta ‘imperator
orbis’ (dünya imparatoru) yazısı bulunmaktadır. Profilden çizilmiş olan Sultan, dönemin
Venedik mimarisinde bulunan taştan oyma
bir kemer altında durmaktadır. Bu kompozisyon Bellini’nin çağdaşları ve daha sonraları
Osmanlı ve Batılı sanatçılara ilham kaynağı
olmuştur. Bu kompozisyon Bellini’nin çağdaşları ve daha sonra Osmanlı ve Batılı sanatçılar için bir ilham kaynağı olmuştur.
Osmanlı kültürü hakkında en kapsamlı ve
gerçeğe yakın görseller Alman-Danimarkalı
ressam ve gravür sanatçısı Melchior Lorck
tarafından yapılmıştır. 1555 yılında Alman
İmparatoru I. Ferdinand altında diplomatik elçi olarak İstanbul’a seyahat eder.
Hollanda’da Leiden kentinde Kraliyet
Müzesi’nde muhafaza edilen ‘Vista of
Constantinople’, saray mensuplarının birçok
sayıda resim ve gravür ve yüzden fazla ahşap
gravürlerin hepsi de orada yaşadığı yılların
eseridir. Çalışmaları vefatından sonra, 1626
yılında kitap haline getirilmiştir.
• Gentile Bellini (Venedik, 1429– Venedik,
1507), II. Mehmet’in Portresi, 1480
II. Mehmet sanat ve bilimi destekleyen,
özellikle de porte sanatına ayrı bir merak
duyan bir hükümdardı. II. Mehmet 1479’da
Venedikli Signoria’dan ona bir ressam göndermesini ister. Venedik en iyi ressamını
göndererek soruyu cevaplar: Gentile Bellini.
Kendi şehrinde vekil portrecisi olarak tanınan sanatçı en iyi seçim olarak görülmüştür.
10
Gentile Bellini, Sultan Mehmet II, 1480 © London, The National Gallery
11
Sultan’ın tasviri
II. Mehmet ile Hıristiyan Avrupa’da birden
bire yeni bir lider boy gösterir. Kimdi, nasıl
görünüyordu? Portre talebi artmıştı, ancak
otantik portreler bulunmadığından dolayı
Osmanlı liderinin ilk görüntüleri sanatçıların hayal gücüne kalmıştı. II. Mehmet’in ilk
gerçek portreleri Sultan’ın görevlendirdiği
Gentile Bellini ve Costanzo da Ferrara’nın
da aralarında bulunduğu İtalyan sanatçılar
tarafından çizilmiştir. Portreler ilk olarak
madalyalarda yer alır. Aynı II. Mehmet gibi
I. Sultan Süleyman da İtalyan sanatına büyük
ilgi duyar. Bilge ve gösterişli bir hükümdar olarak takdir edilen Sultan Süleyman,
Batı’da korkulan ancak saygı uyandıran askerî bir rakip olarak portrelerde yer alır. Git
gide Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihine ve
hükümdarlarına duyulan ilgi artar. Bu ilgi
hükümdarların sayıları artan hanedan portrelerinden de anlaşılır.
fından yapılmış olan ‘El Gran Turco’ gravüründe olduğu gibi.
Sondan bir önceki Bizans İmparatoru’nun
profilinin can düşmanının portresi olması
şaşırtıcıdır. Dönüşüm translatio imperii veya
Konstantinopolis’in bir önceki hükümdarının
onurunun bir sonrakine devredilmesini sembolize eder. ‘El Gran Turco’ portresi madalya
ile karşılaştırıldığında arada bazı farklar görmek mümkündür. Ağzından ateş püskürten
ejderhalı başlığıyla sultan imparatordan çok
daha dinamik ve tehditkâr bir görünüm sergiler. Sultanın bu hayali portresi diğer objelere
ilham kaynağı olmuştur. Albarello veya eczane şişesine bir bakınız. Üzerinde hayali bir
portre bulunmaktadır. Bu II. Mehmet midir?
Emin olmak için yeterince veri bulunmaz,
ancak başlığı ve sakalı yüksek mevkili bir
doğulu olabileceği yönündedir.
• Antonio Pisanello (Pisa, 1395 – Roma,
1455), Bizans İmparatoru VIII. John
Paleologus’un portresinin Madalyası,
1438–1439, Viyana ihtirasının ustası
(atfedilmiş), El Gran Turco (Sultan II.
Mehmet’in hayali portresi, yaklaşık
1460–1470 ve Hayali portre ile Albarello,
Floransa / Toskana (?), 1480–1500
•Venedik, Titian? (Pieve di Cadore,
1488-1490 – Venedik, 1576), I. Sultan
Süleyman, 1543’ten sonra
Genç Sultan I. Süleyman’ı görüyorsunuz.
Kırk yılı aşkın hükümdarlığı süresince
Osmanlı İmparatorluğu topraklarını tarihinde hiç olmadığı kadar genişletti. Üç kıtaya
yayılmış, Viyana kapılarına kadar gelmişti.
Avrupa’da Sultan Süleyman’a ‘Muhteşem’
denirdi. Bu Viyana portresinde genç Sultan’ı
profilden görmeniz mümkündür. Konik şekilde biten yuvarlak sarık veya büyük külah
alnını ve boynunu kapatır ve kulak memelerini hafifçe aşağı bastırır.
Antonio Pisanello 1438-1439 yılları arasında sondan bir önceki Bizans İmparatoru
VIII. Yoannis Paleologos’un burada bulunan
portre madalyasını yapar. Bu portreyi yapmak için Pisanello Roma İmparatorları’nın
antik profil portrelerinden ilham almıştır. Bu
madalyalar ödeme aracı olarak değil, imparatorun şanını arttırmak için kullanılırdı ve
genelde hediye olarak verilirdi. Avrupa’da
portre madalya hayranlığı Osmanlı sarayında
ortaya çıkmıştır. Şapka ve sivri sakallı profil portreleri büyük beğeni toplamıştır. Profil
görüntüleri gravür, tablo ve ev eşyalarında da
tutulmaya başlanmıştır. Bir Osmanlı sultanını tasvir eden ve Floransalı bir sanatçı tara-
Tablonun arkasında ‘TIZIANO’ yazar. Yazılı
kaynaklara göre portre Venedik Rönesans döneminin en önemli ressamlarından biri olan
Titian’a ait olduğu yönündedir. Sultan ve
Titian’ın görüşüp görüşmedikleri hakkında
her hangi bir bilgi yoktur. Genellikle portre
maiyetine atfedilir veya ustanın eserinin bir
kopyası olduğu ileri sürülür. Sanatçı sultanın
12
Antonio Pisanello, Portrait Medal of John
VIII Palaeologus, 1438–1439 © Vienna,
Kunsthistorisches Museum, Münzkabinett
Dönemin geleneğine göre ressam elinde
bulunan tüm gravürlerden bir sentez ortaya
çıkarmıştır. 16.cı yüzyılın ikinci yarısında
sultanların portre dizileri, bilhassa gravür
çalışmalarında çok yaygın hale gelir. Sanatçı
koyu renk bir arka fon kullanarak hükümdarların kocaman sarıklarını ön plana çıkarır.
Sarıklardaki süsler sanatçının hayal dünyasının bir ürünüdür. Sultanların bireyselliklerini vurgulayabilmek için pozlarını değiştirir
Sarıkların şekline, mücevherlere ve Şam kumaşı giysilere bir hayli önem gösterir.
Master of the Vienna Passion, attributed to, El Gran Turco
(Fantasy portrait of Sultan Mehmed II), c.1460–1470 ©
Berlin, Staatliche Museen zu Berlin, Preußischer Kulturbesitz,
Kupferstichkabinett
Batı’da dolaşımda olan resimlerinden ilham
almıştır. Paolo Govio tarafından toplanan
ve bir sonraki salonda sergilenen sultanlar
portre dizisine çok benzer. Kopyalarda aynı
duruş ve geniş sarığı fark etmek mümkündür.
Bu seriyi yapma onuru hangi Venedikli ressama verilmiştir? Fikir muhtemelen Paolo
Veronese’den gelmiştir ve tabloları atölye çalışanları ile birlikte yapmıştır. Veronese’nin
doğu giysilerinin canlı renklerine büyük ilgi
duyduğu bilinen bir gerçektir. Eserlerinde
sıkça görülür.
Paolo Veronese (Verona 1528- Venedik
1588) ve stüdyo, I. Osman (saltanat
dönemi 1288–1326), I. Bayezid (saltanat
dönemi 1389–1402), II. Mehmet (saltanat
dönemi 1451–1481), I. Süleyman (saltanat
dönemi 1520–1566)
1578 yılında sadrazam Sokollu Mehmed
Paşa Venedik’te Sultan III. Murat adına bir
dizi Sultan portresi sipariş eder. Diplomatik
hediyeler alışverişi bir gelenek haline gelmiştir. Veziri azamın isteğini yerine getirerek
Venedik Sultan’ı memnun edebilmiştir.
13
Doğu’nun Cazibesi
Gentile Bellini bir dönem Sultan’ın sarayında kalır. Eserleri birçok sanatçıya ilham
vermiştir. Bunun sonucu olarak Avrupa’da
Türkler’e eski hayali bakış açısı kaybolur.
Albrecht Dürer ve halefleri, bilhassa da
Bellini’nin öğrencileri ve Venedik Okulu
sayesinde ‘Türkler’ daha gerçekçi bir
şekilde yansıtılırlar.
çalar. Kısa süre sonra giysi bir kilise mihrap
örtüsüne dönüştürülür. Örtü hala bir İsveç kilisesinde bulunmaktadır. Portre, kaftanın çalınması ve tekrar kullanılması Prag sarayında
Osmanlı lüks eşyalarına karşı olan takdiri
gösterir.
• Köpeği ile at binen Paşa, masa otomatonu, Güney Almanya, yaklaşık 1580
Avrupa’da aynı dönemde Osmanlı sanat ve
el işi ürünlerine talep artar; özellikle egzotik
kumaş ve dekoratif objelere olan ilgi büyüktür. Ticaret artarken Avrupa atölyelerinde oryantal ürünlerin taklidi de artar. Statü sembolü olarak masaya koyulan veya duvara asılan
halılara talep büyüktür. Halılar birçok tabloda yer alır. Osmanlı tekstili kendine dini sanatta da yer ederek dini giysilerde kullanılır.
Saatçilik ve kuyumculuk 16.cı yüzyılın ikinci yarısında Güney Almanya’da popülerleşir. Özellikle Ausburg stüdyolarından gelen
parçalara Avrupa saraylarında ve Osmanlı
İmparatorluğu’nda ilgi büyüktür. Saat, otomaton ve diğer süs eşyaları Habsburg elçileri
tarafından verilen diplomatik hediyeler arasındadır. Saatçilerin elçiliklerin sürekli üyeleri olmaları tesadüf değildir. Raporlardan
bunun gibi at binen paşa otomatonlarının
İslamiyet’te görsel imge yasağına rağmen
son derece popüler olduğu ortaya çıkmıştır.
• Hans von Aachen (Köln, 1552 – Prag,
1615), İmparator Matthias’ın Bohemya
Kralı olarak Portresi, 1611–1612 ve
Antependium, kumaş: Osmanlı, 16.cı yüzyıl; antependium: 17.ci yüzyıl (?)
• Güney Almanya (Yaşlı Hans Schöpfer
[?], Munich, yaklaşık 1505 – Munich,
1569), Ester’in Hikâyesi, yaklaşık 15501560
1612 yılında Kutsal Roma İmparatorluğu’nun
hükümdarı II. Rudolf vefat eder. Kardeşi
Matthias (1557–1619) tahta geçer. Yeni imparatorun bu portresini Hans von Aachen
muhtemelen aynı yıl yapar.
Harika Rönesans binalarının arka planda bulunduğu bir karede Eski Ahit’te geçen Ester
hikâyesi anlatılır. Yahudi Ester Pers Kralı
Ahaşveroş ile evliydi. Mordehay kibirli vezir Haman’ın önünde secde etmeyince ülkedeki bütün Yahudiler’i öldürme emri verir.
Ester’in sütbabası Mordehay onun araya girmesini ister. Çekici giyimli Ester cezası ölüm
olduğunu bildiği halde kurallara karşı gelip
çağrılmadan kralın yanına gider. Ester’in ziyareti karmaşık entrika oyunlarına yol açar,
ancak kurnazlığı ile Yahudi halkını kurtarır
ve Haman’ın cezalanmasını sağlar. Ester’in
krala ziyaretini ve taht odasında geçen sahneyi ön planda sağ ve sol tarafta görmek
mümkündür.
Döneme ait envanterlerde Osmanlı ve
Oryantal giysilerin ve silahların Rudolf döneminde de sevildiği ortaya çıkar. Portrede
görülebildiği gibi Matthias döneminde de
aynı moda devam eder. Kral kürk astarlı
Macar paltosunun altında tavus kuşu göz desenli ipek bir kaftan giyer. Bu pahalı Osmanlı
giysisi ona büyük olasılıkla 1609’da 1602 ile
1616 arasında Buda paşası olan Hadım Ali
Paşa tarafından hediye edilmiştir.
İsveç ordusu 1648 yılında, Otuz Yıl Savaşı
sonunda Prag’ı işgal ettiklerinde bu kaftanı
14
Automaton clock: Pasha on Horseback with Hound, c.1580 © Basel, Historisches Museum
Kostümlü aktör ve figüranların olağanüstü sayıda olmaları göze çarpar ve adeta 16.
yüzyılın Birleşmiş Milletleri’ne benzer.
Osmanlılar’ın sayısı da yüksektir. Bir Macar
ile konuşan yeşil mantolu, sarı sarıklı adamı
bir bakınız. Anonim sanatçı egzotik giyimli
modelleri çizerken nereden esinleniyordu?
Bunun için kostüm kitapları ve gravürlerin
bulunduğu Avrupa ve Osmanlı el yazılarını kullanıyordu. Pieter Coecke van Aelst’ın
eserleri de önemli bir ilham kaynağıydı.
Sanatçının kullandığı bazı modellere bakılırsa, Ausburglu olduğu olağandır.
1494-1495 yıllarında Albrecht Dürer ilk defa
Venedik’e gider. Osmanlılar ve egzotik görünümleri onda büyük bir etki yaratır. Kısa bir
süre sonra eserlerinde sıkça oryantal giyim
tarzına rastlanır; ancak genelde doğu motifleri sarıkla sınırlıdır. Dürer canlı modellerden ziyada Gentile Bellini’nin eserlerinden
esinlenmiştir.
Büyük olasılıkla Oriental rider (Doğulu süvari) eserinde de Bellini’den esinlenmiştir.
Bu sürücü ve atın dengesiz orantısından ve
kıvrımların düz ve paralel duruşundan bellidir. Dürer’in gözleme dayalı çizmediğinin
diğer ispatları da vardır. Sakal, sarık, giyim
ve enli kılıç kuşkusuz Osmanlı stilidir, ancak
gürz Avrupai şekilde resmedilmiştir. Üstelik
• Albrecht Dürer (Nürnberg, 1471 –
Nürnberg, 1528), Doğulu süvari (arka
taraf: türban taslağı), yaklaşık 1495 (?)
15
o dönemde Osmanlılar Venedik’te at üzerinde dolaşmazlardı.
resk motifleri Mağrip sanatından türemiştir.
13.cü yüzyılda moreskler bütün İslam-Arap
dünyasında yayılmaya başlamıştır. Sonunda
Avrupa’ya da ulaşarak 15.ci yüzyılda
İtalya’da popüler hale gelir. Venedik’te yapılmış olan altın moresklerle süslü bu kutu Geç
Rönesans dönemine aittir. Süslü deri matara
Osmanlı sanatında moresk kullanımının güzel bir örneğidir. Sultan III. Murat oğlunun
sünneti vesilesi ile matarayı 1581 yılında
İmparator II. Rudolf’a gönderir. Matara moreskin Avrupa’ya sanatsal transferini simgeler. Moresk ve diğer yüzey doğu süslemeleri
Avrupa’da büyük sayıda basılır ve model kitap olarak dağıtılırdı.
• Sofonisba Anguissola (Cremona, yaklaşık 1531-1532 – Palermo, 1625), Satranç
oyunu, 1555
Sofonisba Anguissola’nın kız kardeşlerinin
arasında duran satranç tahtası oryantal bir
halının üzerinde durur. Rönesans ressamları
doğu motiflerinden esinlenerek kendi halı
dekorasyonlarını tasarlarlardı. Daha sonra
sanat eleştirmenleri bunları Lotto, Holbein,
Crivelli veya Memling halıları olarak ayırmaya başladılar. Anguisolla’ya ait halı bir
‘küçük motifli’ Holbein halısıdır. Rönesans
tablolarda bu halılara sıklıkla rastlanır. Bunu
ortada bulunan ve çokça tekrarlanan küçük
geometrik figürlerden tanımak mümkündür. Halılar isimlerini genç Hans Holbein’in
1532 yılında yaptığı Georg Giszes (Berlin,
Gemälde galerisi) portresinden almıştır.
Halılar çeşitli nedenlerden dolayı resmedilirdi. Memling’e ait panel tabloda Meryem
ananın ayaklarının önünde bulunan halının sembolik bir işlevi vardır: kutsal ve
dünyevi atmosferi birbirinden ayırmaktır.
Halıların diğer bir işlevi ölülerin mevkiini
vurgulamaktır; mesela Macar soylu Gáspár
Illésházy’nin (1593–1648) katafalk portesindeki koyu yeşil halıda olduğu gibi. Katafalk
portreleri merhumun iyi hallerini dile getirir.
Oryantal halı ile tasvir edilmiş olması ithal
Osmanlı objelerinin ve oryantal motifli yerel
eserlerin lüks objeler olarak nitelendirildiğinin bir göstergesidir.
• Konstantinopolis, Matara, 1581’den
önce ve Venedik, Kutu, yaklaşık 1570–90
Matara ve kutu moresk ile süslenmiştir.
Moreskler Avrupa sanatında 16.cı yüzyıldan itibaren görülür. Yakın örgülü ve yaprak
dalları ve çiçeklerden oluşan düz süslemelerdir. Kelimeden de anlaşılacağı gibi mo-
16
Sofonisba Anguissola, The Chess Game, 1555 © The Raczyński Foundation at the National Museum in Poznań
17
Saray kültüründe Osmanlılar
Turnuva gibi gösteriler ve şovlar Avrupa
Ortaçağ saray kültürünün önemli bir parçasıydı. Hükümdarın gücünün göstergesi
ve siyasi propaganda amaçlı kullanılırdı. I.
Maximilian’ın Habsburg’dan sipariş ettiği
renkli turnuva ve alaylarda doğuluların düşman olarak tasvir edildiği tarihi ve efsanevi
olaylar da sahnelenirdi. Bu gelenek Tirol
Arşidükü Ferdinand II (1529-1599) de dâhil
olmak üzere, Maximilian’ın torunları tarafından sürdürülmüştür. Ferdinand’ın turnuva
ve alayları Habsburglar’ın Osmanlılar ile yaşadıklarını sahnelerken, Osmanlı kültürüne
olan meraklarını da vurgular. Krakov kraliyet
sarayında düzenlenen turnuvalarda Doğu’ya
duyulan ilgi daha farklıdır. Doğu giysi ve
silahları egzotik aksesuardan öte, Doğu ve
Batı’nın kesişme noktasında bulunan bir kültürü sergiler.
Arşidük II. Ferdinand’ın süvari zırhı,
Güney-Almanya, 1556–1557
• Mağribi vezir maskeleri, Prag sarayı
silah dövme atölyesi, yaklaşık 1555,
Wolfgang Keiser (?), Melchior Pfeifer (?)
1571 yılında Stephen Báthory (1533-1586)
Transilvanya prensi ve 1575 itibari ile
Polonya-Litvanya Kralı olur. Polonya asilzadeleri arasında asırlar boyunca trend olan
oryantal modanın öncüsüdür. İsveçli sanatçı
Jost Amman Stefanus Báthory’nin bilinen
en eski resmini çizmiştir. Hükümdarın oryantal kıyafetlerine dikkatlice bakıldığında desenli bir żupan, kürk astarlı bir delia
(palto) ve topuklu çizmeler görmek mümkündür. Kıyafetleri günün Osmanlı modasından esinlenerek bir araya getirilmiştir.
Bathory saltanatı döneminde de Polonyalı ve
Litvanyalı asilzadeler bu şekilde giyinirlerdi.
Hatta bu giyim tarzı geleneksel giyim statüsü
kazanmıştır.
Gümüş miğfer Arşidük II. Ferdinand’ın hafif
süvari zırhını oluşturur. Zırhın metal parçaları dökme gümüştendir. Saf gümüşten yapılmış bir turnuva kalkanı da zırh takımına
aitti, ancak bu 1809’da Avusturya darphanesine armağan edilir ve eritilir. Süvari kılıcı ve
mızrak da bu takıma aittir. Üzeri çivili gümüş
ve gümüş dokumaları ile kaplıdır; uzun manto, kısa kollu elbise, deri çizme ve koşum
takımı gibi. Ferdinand’ın aynı maskeleri olduğu gibi tüm takımı 1557 Prag turnuvasında
kullanmak üzere yaptırdığı düşünülür.
• Jost Amman (Zürich, 1539 – Nürnberg,
1591), Stephen Báthory’nin Portresi,
Lehistan-Litvanya Birliği Kralı, 1576
Bu maskeler Türk veya Mağribi yüzlere
benzer ve yağlı boya ile yapılmış kabartma
demirden yapılmıştır. Süvari turnuvalarında oryantal bir kostümün altından giyilirdi. Turnuvaların amacı kamuoyunu Orta
Avrupa’nın doğusunda ve Kuzey Afrika’da
Osmanlılara karşı savaşmak için teşvik etmektir. Bunun bir örneği Türklerin bir yıl
önce düzenlediği savaşa cevaben Arşidük II.
Ferdinand’ın Prag’da 1557 yılında düzenlediği karnavaldır. Hıristiyan şövalye gibi
giyinmiş kişiler ve Macar katılımcılar Türk
ve Mağribi giyimli rakiplere karşı savaşır.
Mohaç Savaşı’ndan (1526) sonra doğudan
gelen tehditle baş etme yöntemlerinden biriydi bu esasında. Bu tarz turnuvalar için
hazırlanmış olan 19 Türk ve Mağribi maske halen Viyana Sanat Tarihi Müze’sinde
bulunmaktadır.
18
Jost Amman, Portrait of Stephen Báthory, Prince of Transylvania, 1576 © Stuttgart, Staatsgalerie
19
North
Sea
Riga
Moscow
Baltic
Sea
Vilnius
London
Brussels
Kiev
Atlantic
Ocean
Kraków
Paris
Kamyanets 1672
Vienna 1529/1683
Keresztes 1596
Florence
Belgrade 1521
Toulon 1541
Lisbon
Toledo
Barcelona
Ragusa
Rome
Ţuţora 1620
Mohács 1526
Venice
Avignon
Khotyn 1621/1673
Buda
Szigetvár 1566
Caffa
Nicopolis 1396
Varna 1444
Kosovo Polje 1389
Adrianople
Naples
Algiers
Bursa
Lepanto 1571
Tunis 1535
Trabzon
Constantinople 1453
Salonica
Otranto 1480
Málaga
Caspian
Sea
Black Sea
Athens
Baghdad
Malta 1565
Cyprus
Crete
Tripoli
Damascus
Mediterranean Sea
Basra
Jerusalem
Benghazi
Alexandria
Cairo
Red
Sea
The Ottoman Empire in 1683
Tributary States
Conquests of Orhan I (1326–59)
Wallachia (since 1396/1415/1462)
Ottoman Lands (1359–1451)
Khanate of Crimea (since 1475/1478)
Conquests of Mehmed II (1451–81)
Moldavia (since 1456/1512)
Conquests of Selim I (1512–20)
Transylvania (since 1541)
Conquests of Süleyman the Magnificent (1520–66)
Battle
Conquests 1566–1683 and Boundaries
of the Ottoman Empire in 1683
19
20
Medina
Mecca
KOMBİNASYON BİLETLERİ
FACES NOW + FACES THEN (YENİ YÜZLER + ESKİ YÜZLER):
€ 14 - € 12 (BOZARfriends)
FACES NOW + FACES THEN + Sultan’ın Dünyası : 21 - € 19 (BOZARfriends)
BO
ZAR
EX
PO
BO
ZAR
EX
PO
06.02 > 17.05.2015
Faces now
european Portrait Photography since 1990
Faces Now is organized by the Centre for Fine Arts Brussels, Nederlands Fotomuseum and Museum for Photography Thessaloniki - E.r. | V.u. Paul Dujardin, rue Ravensteinstraat 23 - 1000 Bruxelles | Brussel - Credits: Thomas Ruff, Portrait (A. Kachold), 1987 © Thomas Ruff / SABAM
FacesNow_Aff_A2.indd 1
+
06.02 > 17.05.2015
FACES THEN
Renaissance Portraits from the Low Countries
E.r. | V.u. Paul Dujardin, rue Ravensteinstraat 23 - 1000 Bruxelles | Brussel - Anonymous, Portrait of a Man, c. 1575 © The Art Institute of Chicago, Samuel P. Avery Fund
1/14/15 11:53 AM
FacesThen_Aff_A2.indd 1
1/14/15 11:48 AM
FACES THEN (ESKİ YÜZLER) Belçika ve Hollanda’dan 16.cı yüzyıla ait 50 istisnai portre
sergiliyor, aynı zamanda tarihteki işlevlerini yansıtıyor. FACES NOW (YENİ YÜZLER) son 25
yıldır Avrupa portre fotoğrafçılığında belirleyici rol oynamış 31 fotoğrafçı ve görsel sanatçının eserlerini sergiliyor.
KATALOG
¤ 49.99, 304 s.
FR | NL (Lannoo & BOZAR books) | EN (Hatje Cantz)
Aynı başlık altında bu sergiye eşlik eden kitap Sultan’ın İmparatorluğu çıkmıştır. Rönesans
sanatında Osmanlı Dünyası. İslam dünyasının Rönesans düşüncesindeki etkisini konu alan
güzel bir bakış açısı. Bellini, Carpaccio, Dürer ve Titian gibi sanatçıların eserleri sergilenmektedir.
21
Sultan’ın Dünyası çerçevesinde
Hishik Bishik © Nadim Saoma
Family Day © BOZAR
Rabih Abou-Khalil Quartet
• MUSIC
07.03.2015 - 20:00
Hishik Bishik Show - Retro Caïro Cabaret
12.03.2015 - 20:00
Rabih Abou-Khalil Quartet
03.04.2015 - 20:00
Kayhan Kalhor, Aynur Dogan, Salman Gambarov & Cemîl Qoçgirî
Quartet Hawniyaz
23 > 26.04.2015
Balkan Trafik! Festival
12.05.2015 – 20:00
Lâmekân Ensemble
• AİLELER & ÇOCUKLAR
29.03.2015 – 10 :00 > 17 :00
Aile Günü (3+)
Sergi, çalışma atölyesi ve müzik
08.04.2015 & 15.04.2015
Aile Keşif Turları
• EDEBİYAT
28.05.2015 – 20:00
Elif Şafak
• OSMANLILAR & AVRUPALILAR
Uluslararası proje Osmanlılar & Avrupalılar kapsamında gerçekleşen bu sergi; Beş Asırlık Kültürel İlişkilerin
Yansıması Avrupa ve Osmanlı İmparatorluğu/Türkiye arasındaki kültürel ilişkilere odaklanır.
www.ottomans-europeans.eu
• Europalia. Türkiye
07.10.2015 > 24.01.2016
25.inci Europalia Uluslararası Sanat Festivali süresince arkeolojik hazineler, heykeller, minyatürler ve altın
ve gümüş objeler sayesinde Türkiye’nin zengin kültürel tarihini keşfedebilirsiniz. İkinci bir sergide Europalia
İstanbul’un bir portresini çizer. Efsanevi şehir 19.cu yüzyıldan beri sayısız fotoğrafçı, film yapımcısı, yazar
ve müzisyeni etkilemiştir. BOZAR’DA muhteşem film fragmanları ve sürükleyici edebiyat ve müzik eserleri
sayesinde İstanbul gözlerinizin önünde canlanıyor.
07.10.15 > 17.01.16 Anatolia. Home of Eternity (Working title)
16.10.15 > 24.01.16 Imagine Istanbul (Working title)
22
Basın Yansımaları Baharı
2015 baharında BOZAR üç sergi ile ‘ötekiler’ üzerinde duruyor. Basın Yansımaları
Baharı, Rönesans portreleri ve modern portre fotoğrafçılığı, özel ve genel, Avrupa ve
Osmanlı İmparatorluğu arasında bir köprü kuruyor. Üç bölümden oluşan sergi, kimlik
oluşumu ve algının etkileşiminin katmanlı hikâyesini anlatıyor. Sosyal medya, öz çekim
ve hızla artan küreselleşme çağında güncelliğini koruyan bir konu.
Üç sergi zaman ve mekân arasında çapraz bağlantı kuruyor. O ZAMANKİ YÜZLER. Belçika
ve Hollanda’dan Rönesans Portreleri ve ŞİMDİKİ YÜZLER. Modern Avrupa Portreleri ‘yüzden’ yola çıkıyor (hem yüz hem bakış anlamında) ve batı portre sanatının nüanslı bir resmini
yansıtıyor. Rönesans, portre resim sanatının altın çağı olarak geçer. O dönemde yalnızca varlıklı kişiler portrelerini çizdirebiliyorlardı. Fotoğrafçılığın yayılmasıyla portre sanatı yaygınlaşır ve üslup şekilleri genişler.
Yüz, duruş, giyim ve çevre, tasvir edilen kişi hakkında ne tür bir bilgi verir? Sanatçı ve model
arasındaki ilişki nasıldır? Yüceltmeden mi yoksa tam tersine mesafeden mi bahsetmek gerekir? Sanatçı öncelikle bir bireyi mi gösterir, yoksa sosyal sınıf veya toplum hakkında daha
geniş bilgi mi vermeye çalışır? Seyirci olarak belli bir mesafeden bakmak en doğrusudur: bazı
modern portrelerde aktörler kullanılır ve her şey bir oyundan ibarettir.
Kimlik oluşumu hakkında sorular Rönesans sanatı sergilerinin diğerinde de çok önemli bir rol
oynar: Sultan’ın Dünyası. Rönesans Sanatında Doğu ve Osmanlılar. Batı ve Doğu arasındaki
buluşmadan sanat eserleri ve değerli objeler ortaya çıkmıştır. Bunlarda sadece etkiden değil,
geniş duygu yelpazesinden de söz etmek mümkündür. Korku, ön yargı, haşmet ve cazibe gibi.
Odak noktasını Tintoretto, Veronese, Bellini ve Titian tarafından yapılmış doğulu hükümdarlar ve batılı tüccarların portreleri oluşturur. Zaman ve dünya görüşü olarak açıklık kanıtı
oluşturan portreler Belçika ve Hollandalı Quintin Metseys, Catharina van Hemessen ve I.
Frans Pourbus’un eserlerini tamamlar.
23
MANAGEMENT
Chief Executive Officer – Artistic Director: Paul Dujardin
Director Artistic Policy: Adinda Van Geystelen
Operations Director: Albert Wastiaux
Director Finances: Jérémie Leroy
Director Music: Ulrich Hauschild
Dep. Director BOZAR EXPO: Sophie Lauwers
Head of Cinema: Juliette Duret
Director Technics, IT, Investments,
Safety & Security: Stéphane Vanreppelen
Director Production & Planning: Jean-François D’hondt
Director Marketing, Communication & Sales: Filip Stuer
Director Human Resources: Marleen Spileers
Director General Administration: Didier Verboomen
This is a publication by BOZAR COM
Lay-out: Koenraad Impens
Texts: Robert Born, Michał Dziewułski en Guido Mesling
Editing: Marthy Locht
Final editing: Olivier Boruchowitch en Frederic Eelbode
Translation: Emilie Brehain, Kezban Ekizkuyu en Catherine Hall
With the dedicated support by Sandra Darbé, Ann Geeraerts en Aiko Uytterhaegen
Verantwoordelijke uitgever: Paul Dujardin, Ravensteinstraat 23 - 1000 Brussel
Paper offered by Paperlinx
Cover printed on Garda 170g - Inside pages on Garda 135g
24