Dekanlara delikanlı sorular - Arıyorum İTÜ Gazetesi

Transkript

Dekanlara delikanlı sorular - Arıyorum İTÜ Gazetesi
Kimse kimseyi sevmek
zorunda değil!
Ce lâl Şe ngör
ye ni
ya zõlarõyla sadec e
Ar õyorum’da ...
15 İTÜ öğrencisinin Başbakan’õ protesto
ettikleri için şartlõ 15 ay hapis cezasõ
verilmesinin yankõlarõ sürüyor...
sayfa
7
arıYORUM
sayfa
5
BİR ÖZELLİĞİ OLDUĞUNU VEYA HİÇBİR
ÖZELLİĞİ OLMADIĞINI DÜŞÜNENLER...
ARIYORUM
S İZİ BEKLİYOR!
itü gazetesi
onaltõncõ sayõ, on dört - yirmi sekiz şubat ikibinonbir
İTÜ Kültür ve Sanat Birliği Basõn Yayõn Kulübü’nün süreli yayõnõdõr.
gazete@ itu.edu.tr
ISSN: 1305-4783
Dekanlara delikanlõ
sorular
D
ekanlarõmõza aynõ 21
soruyu sorduk. Bu
21 soru dekanlarõmõzõn
daha çok “sosyal” hayatlarõ ile ilgiliydi ve ilginç
yanõtlar aldõk. En sevdikleri semtlerden öğren- sayfa
cilere tavsiyelerine
10 13
-
“Az kişiyle çok iş
yapõyoruz.”
“Hiçbir dersten
zorlanmadõm.”
sayfa
FATİH AVCI
3
Arõyorum’dan tekrar
merhaba. Biliyorum,
nedense aralarõmõz uzun
oluyor. Fakat geri dönüşlerimiz de bu sessizliğe
yakõşõr derecede görkemli. Artõk işler ...
sayfa
14
CERN DENEYİ ile
ilgili bilinmeyenler...
Teknik Forum’un
“admin”ini yakaladõk
U
zun yõllardõr kendisini sakladõ.
Çok merak edildi. Artõk mezun
olduktan sonra deşifre olmaktan
çekinmiyor... Kim bu admin?
8
?
İTÜ Yelken ve Yat
Kulübü’nü tanõyõn
elken sporu ile ilgilenen var mõ?
Peki ya ilgilenmek isteyen? Öyle
ise İT Ü Yelken ve Yat kulübü- sayfa
nü tanõmalõsõnõz...
19
Doç. Dr.
sayfa
13
Mikdat Kadõoğlu ile
“HAVA DİYALOG”
B
aşbakan Recep T ayyip Erdoğan’õn “ucube” olarak tarif
ettiği Kars’taki İnsanlõk Anõtõ’nõn mimarõ, heykeltraş
Mehmet Aksoy, İT Ü Merkez Kütüphanesi önüne
sayfa
“Hezarfen” heykelini yapõyor...
9
sayfa
Y
Kerem Cankoçak
Prof. Dr.
Bu da İTÜ’nün
“ucubesi”(!)
Maden Fakültesi Dekanõ Prof. Dr.
İlyas Çağlar:
Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi
eski Dekanõ Prof. Dr. Fevzi Ünal:
kadar pek çok şey bu
röportajda. En son
okuduklarõ kitap, Rektör
olsalar yapacaklarõ ilk
işler, İT Ü’de sevdikleri
ve sevmedikleri... İşte
dekanlarõmõzõn 21 soruya
verdiği 21 yanõt...
Bu sayfalarõ çok
seveceksiniz...
sayfa
16 - 17
Kütüphane artõk uyumayacak: 7/24 açõk
Haydarpaşa’ya İT Ü takviyesi
Yeni açõlan spor dersleri ilgi çekiyor
Sinema Duayeni Safa Önal, İT Ü’de
senaryo dersleri veriyor
itü
fotoğraf
kulübü
sayfa
sergisi
İT Ü Ge liştirme Vakfõ’nõn k atk õlarõyla...
EDİT ÖR
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 03
Hadi bakalõm kolay gelsin
Arõyorum’dan te krar me rhaba.
B iliyorum, ne de ns e aralarõmõz
uzun oluyor. Fakat geri dönüşlerimiz de bu sessizliğe yakõşõr derecede görkemli. Artõk işler yolunda
gitmeye başlayacak diye umuyoruz. Şöyle s izle rle he r onbe ş
günde bir buluşsak ne güzel olur!
FAT İH AVCI
“ANLIK HİS LER”
de bütün hocalarõmõza, kendilerini
ifade edebilecekleri bir gazeteye
sahip olduklarõnõ hatõrlatmak isterim.
avcifat@ itu.edu.tr
TEŞRİFİNİZE BEKLERİZ
Gazetemizde görüp beğeneceğinizi düşündüğüm diğer sayfalar da
“Muntazõr T eşrifine Hazõr Kayõk”
adõnõ verdiğimiz bilim - sanat kültür köşemiz. Bu bölümde, son
1000 yõl boyunca bilimde, mühendislikte, sanatta, sporda iz bõrakanlarla ilgili önemli bilgiler bulac aks õnõz.
Aynõ
zamanda
İstanbul’daki adlarõn kökenlerini
öğrenmiş olacaksõnõz.
Umarõm olacak. Artõk yeni yeni
arkadaşlarõ aramõzda görmemizin
ve s izin de onlarõ tanõmanõzõn
zamanõ geldi. Uzun yõllardõr biz
uğraşõyoruz. Bu yõl belki Arõyorum
için dönüm noktasõ olacak. Yeni
arkadaşlarõmõz canla başla çalõşõp
size haberleri ulaştõrõyorlar. Basõlõ
bir yayõn çõkarmanõn zorluklarõ
malum. Fakat zorluklar aşõlmak
içindir dedik ve yeniden ve daha
ciddi olarak karşõnõza çõktõk.
Dekanlarõmõzla yaptõğõmõz röportajlarõn da ilginizi çe ke c e ğini
düşünüyoruz. He pimizin me rak
e de bile c e ği s orularõ s orduk.
S onraki
s ayõlarõmõzda
diğe r
dekanlarõmõzõ da sizlerle buluşturmaya çalõşacağõz.
ARIYORUM’A KATILIN
Elbette buradan bazõ duyurularõmõzõ yapmamõz gerekiyor. Öncelikle gazetemizin yayõnlanmasõ ile
ilgili emeklerinden dolayõ, artõk
dinazorlaşmakta olan bir editör
olarak
ye ni
arkadaşlarõmõza
te şe kkür e tme k is tiyorum. B u
arkadaşlarõmõzõ yavaş yavaş siz de
tanõyac aks õnõz. B aşta S e rdar
Erbay olmak üze re bu s ayõda
e me ği ge çe n he rke s İT Ü için
önemli insanlardõr diye düşünüyorum. Unutmadan, aramõza katõlmak isteyen herkese kapõmõz açõk.
E- posta atmanõz yeterli...
Maddi sõkõntõlarõmõzõ halledebildiğimiz ölçüde size sõkça ulaşmaya
çalõşacağõz. Güncel haberleri daha
hõzlõ ulaştõrmaya ve siz İT Ü’lülerin
üre timle rine , yorumlarõna ve
fikirlerine daha fazla yer vermeye
çalõşacağõz.
SONRAKİ SAYIMIZDA ÖĞRENCİ
PROJELERİ OLACAK
B ir s onraki s ayõmõzdaki ana
konumuz “öğrenci projeleri” olacak. Bu kapsamda hem var olan
projeleri hem de başarõ kazanmõş
projeleri tanõtacak, proje ekibi ile
CELÂL ŞENGÖR ARAMIZDA
Bu sayõmõzla birlikte size güzel
sürprizler hazõrladõk. Yeni köşe
yazarlarõmõzõ takdim ediyoruz. En
son Cumhuriyet’te yazõlarõnõ okuduğunuz
Ce lal
Şe ngör,
Cumhuriyet’ten ayrõlmasõyla birlikte artõk gazetemizde yazacak.
Büyük onur duyduğumuzu belirtmeliyim. Celâl Hoca’nõn yazõsõnõ
verdiğinde bir ricasõ olmuştu. Dedi
ki “Benim adõmõn yanõnda Prof.
Dr. falan filan yazmamanõzõ bilhas s a ric a e de c e ğim. Profe s ör
rütbe s inin T ürkiye ’de
hiçbir
önemli kalmadõ.” Celâl Hocamõzõn
bu sözleri bizce çok önemli. Hak
ve riyoruz. Artõk he r s ayõmõzda
Celâl Şengör bizlerle olacak.
Elbe tte diğe r güze l habe rimiz,
ünive rs ite miz
hoc alarõndan,
bas õnc a da s õkça gördüğümüz
Prof. Dr. Mikdat Kadõoğlu’nun da
bizi kõrmayarak köşe yazarlõğõnõ
kabul etmesidir. Kendilerine çok
teşekkür ediyoruz.
İstiyoruz ki İT Ü’nün bütün paydaşlarõnõ gazetemizde toplayabile lim.
He rke s in
s öyle ye c e ği
önemli konular var. Bu vesileyle
söyleşiler yapacağõz. Bu haberlerin özellikle öğrenci arkadaşlarõmõzõn fikirlerinde ufuk açacağõnõ
düşünüyoruz. Gaze te mizde ye r
almasõnõ istediğiniz ve çalõşmalarõna başladõğõnõz veya bitirdiğiniz
projeleriniz varsa lütfen bize bildirin.
ÖĞRENCİ KONSEYLERİ NE
OLACAK?
S on zamanlardaki öğrenci olaylarõnõn artmasõ ile ilgili sessiz kalmayac ağõz. Nihaye t öğre nc ile r
dikkate alõnmaya başlandõ devlet
tarafõndan. B u dikkate alõnma
meselesinde hafif kurnazlõk sezsek de yine de önemli bir adõm.
Fakat... Öğrenc i Konse yleri ne
kadar öğrenciyi temsil edecek?
Konsey seçimleri tam demokratik
olarak yapõlabilecek mi? Öğrenci
Konseyleri üniversite senatosunun belirleyeceği kurallara göre
mi yoksa bağõmsõz mõ hareket
edecek? Bunlarõ hepbirlikte göreceğiz. Fakat şu kesin ki bundan
sonraki öğrenci konseyi seçimleri
bir hayli renkli geçecek. Birkaç yõl
önc e s ine kadar İT Ü Öğre nc i
Kons e yi’nde n kims e habe rdar
değildi. S on yõllarda güzel çalõşmalarda bulundular. Bundan sonrasõ için İT Ü Öğrenci Konseyi’nin
de , öğre nc i s orunlarõna odaklõ
hare ke t
e tme le rini
öne ririz.
Sonraki sayõlarõmõzda da öğrenci
gözüyle bu konulara bakmaya
devam edeceğiz.
ARIYORUM İTÜ GAZETESİ
YAYIN KURULU
ÖĞRENCİ PROJELERİ
Hidrojen T eknesi: MARTI
Güneş T eknesi T akõmõ Kurucusu
CANSIN ÖZDEN
T ÜRK MÜZİĞİ KULÜBÜ
K.E.K GRUBU ALBÜMÜ HEDİYESİ
(sõnõrlõ sayõda)
ERKİN NASUF ile MOZAİK SANAT I
SPOR KULÜPLERİ T ANIT IMI
FATİH AVCI
SERDAR ERBAY
TUĞBA IRMAK
HAKAN SELÇUK
BURAK ÖZLEN
BESİM BARANSEL BAĞCI
EGEMEN AKDOĞAN
FATİH ÇELİK
OĞUZ ONUR KUL
ARNAS AKBAŞ
ALİ CEM YÜCEBAĞ
İTÜ BASIN YAYIN KULÜBÜ
ARIYORUM İTÜ GAZETESİ
gazete@ itu.edu.tr
05073806687
BASKI:
STAR MEDYA YAYINCILIK
04
<<
ARIYORUM <<
GÜNCEL
14 - 28 ŞUBAT 2011
Duayen S afa Önal ile
S enaryo Dersleri
İT Ü’de Başladõ
T ürk S inemasõ’nõn duayeni S afa Önal, İT Ü
Basõn Yayõn Kulübü ve
İT Ü S inema Kulübü
işbirliğiyle İT Ü’de
senaryo dersleri vermeye başladõ.
400
’ü aşkõn filme
çe kilmiş s e naryosu ile Guinness
Rekorlar Kitabõ’na giren senarist
ve yöne tme n S afa Önal, e şs iz
birikimini İT Ü’de paylaşõyor.
“S afa Önal ile S inema – Edebiyat
Orhan Kural
Kitaplarõna İT Ü
İndirimi
İlişkileri ve S enaryo Eğitimi” adõnõ
taşõyan de rs le r, Aralõk ayõnda
başladõ. Derslerde, ülkemizden ve
dünyadan önemli roman ve öyküler; şairler ve şiirler; güncelerden
sinema ile ilgili alõntõlar; senaryo
ve set anõlarõ; yerli öykülerden
s inops is , tre tman, diyalog ve
senaryo atölye çalõşmalarõ başlõklõ
konular işleniyor.
Yaklaşõk 20 öğrencinin katõldõğõ
kurs, Nisan ayõ itibari ile tamamlanmõş olac ak ve katõlõmc õlara
sertifika verilecek. S onraki aylarda, gelecek talep doğrultusunda
S afa Önal ile yine senaryo çalõşmalarõ yapõlabilecek.
(Bilgi için: gazete@ itu.edu.tr)
Liselilerden
Arõyorum’a
ziyaret
İT Ü’den CMYLMZ geçti
Çevreci eylemleri ile tanõnan İT Ü Maden
Mühendisliği Bölüm Başkanõ Prof. Dr.
Orhan Kural’õn kitaplarõ, İT Ü’ye özel
indirimle, 75. Yõl Öğrenci S osyal
Merkezi’ndeki gazete satõş arabasõnda 3
T L’den satõlõyor.
Atakent Doğa Koleji 9. S õnõf öğrencileri, t- MBA Kulübü etkinliği kapsamõnda, üniversitedeki basõn yayõn çalõşmalarõnõ yakõndan gözlemlemek için
gazetemizi ziyaret etti.
t- MBA öğretmeni Gülhan
Ayanoğlu’nun eşlik ettiği öğrenciler, İT Ü
Ayazağa Yerleşkesi’ne gelerek hem
üniversite kampüsünü gezdiler hem de
gazetemizin çalõşmalarõnõn yürütüldüğü
İT Ü Basõn Yayõn Kulübü odasõnda
Arõyorum İT Ü Gazetesi yayõn kurulu ile
söyleşi yaptõlar.
Gezi sõrasõnda öğrenciler Prof. Dr.
Orhan Kural’õ da ziyaret etti. Geziden
memnun ayrõlan öğrenciler İT Ü’yü çok
beğendiklerini ifade ettiler.
İstanbul T eknik Üniversitesi, 27
Aralõk 2010’da ünlü komedyen
Cem Yõlmaz’õ ağõrladõ. S üleyman
Demirel Kültür Merkezi’nde
düzenlenen “Cem Yõlmaz ile
S oru – Cevap” etkinliğine
öğrenciler büyük ilgi gösterdi.
Cem Yõlmaz yaptõğõ esprilerle
salonu kahkahaya boğarken,
aşõrõ kalabalõk nedeni ile çok
sayõda öğrenci Cem Yõlmaz’õ
göremedi.
Cem Yõlmaz, gezdiği üniversiteler arasõnda en çok ilginin
İT Ü’de olduğunu vurguladõ.
GÜNCEL
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 05
Kimse kimseyi sevmek
zorunda değil!
İstanbul T eknik Üniversitesi’nin (İT Ü) 2008 akademik
yõlõ açõlõşõnda Başbakan
Recep T ayyip Erdoğan’õ
protesto ettikleri gerekçesiyle haklarõnda dava açõlan
18 öğrenciye 15 ay hapis
cezasõ verilmesi T ürkiye
kamuoyunda uzun soluklu
bir tartõşmayõ başlattõ. Pek
çok üniversitede yapõlan
protesto gösterileri arttõ.
İT Ü öğrencileri ve öğretim
üyeleri de bu cezaya karşõ
gösteri düzenlediler.
B
aşbakan’õ protesto ettikleri
gerekçesiyle 18 üniversite
öğrencisinin S arõyer 3. Asliye
Ceza Mahkemesi’nde 15 ay hapis
cezasõ ve 80’er T L para cezasõna
çarptõrõlmasõ İT Ü’nün Ayazağa yerleşkesinde kitlesel gösteri ile protesto edildi. Maslak Kampüsü
yemekhanesinde toplanõp, “Üniversiteliler zorbalõğa, baskõya, AKP‘ye
teslim olmayacak” yazõlõ pankart
açan öğrenciler, iki yõl önce
Başbakan Recep T ayyip Erdoğan‘õ
protesto ettikleri için gözaltõna
alõndõklarõ S üleyman Demirel Kültür
Merkezi’ne yürüdü.
YENİ KUŞAĞIN ÖZGÜR
DÜŞÜNMESİ HOCALARIN GÖREVİ
İT Ü Öğretim üyesi Prof.Dr. Ayşe
Erzan ise cezanõn kabul edilemez
olduğunu ifade ederek,“Öğrencilere
verilen cezalara yönelik imza kampanyasõ başlattõk. Şimdiye onlarca
öğretim görevlisi hazõrlanan bildirinin
altõna imza attõ. İT Ü öğretim elamanlarõ olarak yeni yetişen kuşaklarõn
düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ortamõ savunmayõ görev biliyor, öğrencilerimizin yanõnda olduğumuzu bildiriyoruz” dedi.
REKTÖRDEN EYLEME DESTEK
İT Ü Rektörü Muhammed Şahin de
eyleme destek verdiğini ve şehir
dõşõnda olmasõ nedeniyle katõlamayacağõnõ bildiren bir mesaj iletti.
ÜNİVERSİTELERİN OLMAZSA
OLMAZI DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ
Grup adõna açõklama yapan İT Ü
öğrencisi Mehtap Metinoğlu, düşünce
üretimi ve ifadesinin demokratik bir
hak olduğunu vurgulayarak, “Bu hak,
temelinde bağõmsõz ve özgür düşünce
üretiminin yattõğõ üniversitelerin de
olmazsa olmaz bir koşuludur.” dedi.
Verilen bu cezanõn üniversitelerin
temelindeki özgür düşünce anlayõşõna
saldõrõ olduğunu ileri süren
Metinoğlu, mahkemenin aldõğõ kararõn
amacõnõn sadece 18 öğrenciyi cezalandõrmak olmadõğõnõ belirtti.
REKTÖRLERİ DE PROTESTO
EDİYORUZ
Eğitim - S en Üniversiteler T emsilcisi
Arzu Açar ise en temel protestolarõn
bile hapis cezalarõyla çarptõrõlmaya
başladõğõnõ ifade ederek, “Bu kararõ
imzalayan hukukçularõn yanõ sõra okul
içinde demokrasi nutuklarõ atõlan
toplantõlara izin veren ama dõşarõda
öğrencilerin dövülmesi ve hapis
cezasõ almalarõna sessiz kalan rektörleri de protesto ediyoruz” dedi.
Hapis cezasõ alan İT Ü Kimya
Mühendisliği Bölümü öğrencisi Neval
Kösedağõ’nõn annesi Ferdane
Kösedağõ da ellerinde sadece bir
pankart taşõyan gençlere verilen
cezanõn ağõr olduğunu savundu.
Prof. Dr. Ayşe Erzan
Prof. Erzan:
Meslek onuruna yakõşõr
duyarlõlõğõ göstermeliyiz.
Eyle min ardõndan Pro f. Dr. Ayşe
Erzan ile yaptõğõmõz k õs a s öyle şide
yaşananlarla ilgili fik irle rini aldõk .
Yaşanan olaylar ile ifade özgürlüğü
arasõndaki bağõ anlatabilir misiniz?
İfade özgürlüğü, pankart açmayõ
ve slogan atmayõ da doğal olarak
kapsar. Pankart açmak ve slogan
atmak hiçbir şiddet içermemektedir.
Böylece ne bir güvenlik tehdidi oluşturmakta, ne de başkalarõnõn özgürlüğüne herhangi bir saldõrõ anlamõna
gelmektedir. Bu davranõşlarõn şiddetle cezalandõrõlmasõ, ancak bizimki
gibi demokratik refleksleri
köreltilmiş toplumlarda görülebilir.
Bu baskõnõn, sadece muhalif seslere
uygulanmasõ, haklarõ benimseme ve
korumada irade eksikliğini göstermektedir.
İTÜ ve öğretim üyeleri bu olayõn
neresinde? Geçmişte buna benzer
durumlar yaşandõ mõ?
Üniversitemiz yerleşkesi içinde
öğrencilerin barõşçõl bir gösteri yaptõklarõ için hapis ve para cezasõna
çarptõrõlmalarõ, üniversite kimliğine
sahip çõkma doğrultusunda hepimize
göz ardõ edemeyeceğimiz bir görev
yüklemektedir. İT Ü’nün 1980
darbesinin ardõndan hiç bir öğretim
üyesinin 1402’lik edilmemesi gibi
onurlu bir yeri vardõr. Akademik
özgürlüklere ve meslek onuruna
yakõşõr bu duruşu sürdürebilmek için
öğrencisi ve öğretim üyesiyle bu
duyarlõlõğõmõzõ devam ettirmemiz
beklenir.
Ne yapmalõ?
Üniversitenin her anlamda bir
serbest kürsü olabilmesi için, kolluk
kuvvetlerinin üniversiteye girmelerine, ya da özel güvenlik
görevlilerinin herhangi bir üniversite
mensubunun kendini barõşçõl yollardan ifade etme özgürlüğünü
engellemelerine izin verilmemelidir.
İT Ü’nün eski sanat kulüplerinden olan Fotoğraf Kulübü (İT Ü FK), 20 yõla
yakõn faaliyetlerini sürdürmektedir. Kulüp, üyelerine her sene başõnda
temel fotoğraf ve karanlõk oda eğitimleri vermektedir. Yõl boyunca
yapõlan çekimler çeşitli yerlerde sergilenmektedir. Sergi, fotoğraf gezileri, sunumlar, fotoğraf okumalarõ kulübün etkinlikleri arasõndadõr.
Önemli bir not: kulübe üye olmak için fotoğraf makinenizin olmasõna
gerek yok…
www.fotograf.itu.edu.tr
itü
fotoğraf
kulübü
sayfa
sergisi
06
<<
ARIYORUM <<
14 - 28 ŞUBAT 2011
GÜNCEL
İT Ü Mustafa İnan Kütüphanesi artõk 7/24:
‘En açõk’ kütüphane
İT Ü’nün
İki yõldõr Rezerv Yayõnlar
Bölümü 24 saat açõk olan
İT Ü Mustafa İnan
Kütüphanesi’nin tüm
kõsõmlarõ, rektörlük ve
kütüphaneden gelen duyurulara göre 14 Şubat 2011
tarihinden itibaren 7 gün
24 saat açõk olacak.
10
Şubat 2011 tarihinde İT Ü
Re ktörlüğü'nün
yaptõğõ
duyuruya göre İT Ü Mustafa
İnan Kütüphanesi'nin tüm kõsõmlarõnõn
24 saat açõk olmasõ için yapõlan çalõşmalarõn
s on
aşamas õna
ge lindi.
Duyuruya göre İT Ü Mus tafa İnan
Kütüphanesi 14 Şubat 2011 Pazartesi
gününden itibaren tüm kõsõmlarõyla 7
gün 24 saat açõk olacak. Böylece İT Ü Mustafa
İnan Kütüphanesi T ürkiye’de bir ilki gerçekleştirerek akademik dönem içinde 7/24 hizmet veren
ilk üniversite ünvanõnõ kazandõ.
Hafta içi 8.30 – 21.30, hafta sonu 11.00 – 18.00
saatleri arasõnda hizmete açõk olan kütüphanenin
haftalõk çalõşma saati toplamõ 79 saat iken 14
Şubat 2011’den itibaren haftalõk 168 saate çõkmõş
olacak.
BAZI ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNİN
HAFTALIK ÇALIŞMA SAATLERİ
MEZUNLARIMIZA
DUYURULUR
238. Yõl İTÜ Günü ve
Geleneksel Uçurtma
Şenliği
(20 Mayõs 2011)
İTÜ: 168 saat
Bilkent: 104 saat
ODTÜ: 98 saat
Boğaziçi: 75 saat
Yõldõz Teknik: 68 saat
Koç: 54 saat
İnsan Kaynaklarõ
Zirvesi Başlõyor
İ
T Ü İş ve İnsan Kaynaklarõ
Merkezi (İİKM), "İnsan
Kaynaklarõ Zirvesi" (İKZ) adlõ
etkinliğini 21 - 24 Şubat 2011
tarihleri arasõnda gerçekleştiriyor.
21- 22
Şubat
2011
tarihle rinde
Gümüşsuyu Kampüsü Makine Fakültesi'nde
ve 2 2 - 2 3 - 2 4 Şubat 2 0 1 1 tarihle rinde
Ayazağa Kampüsü S üleyman Demirel Kültür
Merkez'inde düzenlenecek etkinlik 10.00 17.00 saatleri arasõnda tüm öğrencilere ve
katõlõmcõlara açõk ve ücretsizdir. Liderlik ve
Girişimcilik, S ürdürülebilir Enerji, Kariyer
Hikayeleri adlõ paneller, firma ve kişisel
gelişim sunumlarõndan oluşacak olan programa birçok önde gelen firma ve isim katõlcaktõr.
Etkinliklere kayõt ve detaylõ bilgi için:
www.ikz.itu.edu.tr
Her yõl geleneksel olarak düzenlenen “238. Yõl İTÜ
Günü” T öreni ve etkinlikleri 20 Mayõs 2011 Cuma
ve 2 1 Mayõs 2 0 1 1 Cumarte s i günü Ayazağa
Yerleşkesinde düzenlenecektir.
Üniversitemizin mezunlarõ, çocuklarõ ve torunlarõ ile
birlikte olmaktan mutluluk duyduğumuz bu özel
günde, gittikçe büyüyen İT Ü Ailesini daha iyi ağõrlayabilmek için İT Ü GÜNÜ ve etkinliklerinin bu yõl
ilk defa iki gün olarak düzenlenmesine karar verilmiştir.
20 Mayõs 2011 Cuma günü Me s le k te 60. Yõl mezunlarõna ve İT Ü’de 30- 40- 50 Hizme t Yõlõ’nõ dolduran
me zun
ve
me ns uplarõmõza,
21
Ma y õs
2011 Cumartesi günü ise Meslekte 50. ve 40. Yõlõnõ
dolduran mezunlarõmõza anõ plaketleri sunulacaktõr.
Bu yõl Meslekte 60., 50., ve 40. Yõl anõ plaketi alacak olan mezunlarõmõz;
20 Mayõs 2011 Cuma günü - SDKM
1951 Haziran- Eylül
1952 Şub at Döne mi me zunlarõ
İT Ü’de 30- 40- 50 Hizme t Yõlõ
21 Mayõs 2011 Cumarte si günü - SDKM
1961 Haziran- Ek im
1962 Şub at Döne mi me zunlarõ
1971 Haziran- Ek im
1972 Şub at Döne mi me zunlarõ
Ayrõca meslekte 30., ve 20., yõlõnõ kutlayan
mezunlarõmõz için de Fakültelerde törenler düzenlenmektedir. Bu grupta olan mezunlarõmõzõn fakülteleri ile irtibata geçmeleri önemle rica olunur.
irtibat için:
İT Ü REKT ÖRLÜĞÜ
Dõş İlişkiler ve Enformasyon Müdürlüğü 34469
MASLAK- İST ANBUL
T el: 0 212 285 39 75 - 0 212 285 66 09
e- posta: disiliskiler@ itu.edu.tr
BİLİM YORUM
13
Oc ak
1 8 9 8 'de
F rans õz
L'Aurore
(Şafak)
gaze te s i,
büyük F rans õz yazarõ Émile
Zola'nõn «J 'ac c us e » (=itham
e diyorum) başlõklõ bir me ktubunu yayõmlamõştõ. Me ktup
F rans õz Cumhurbaşkanõ F élix
Faure'a hitaben kaleme alõnmõştõ
ve Musevî Fransõz kurmay subayõ Alfred Dreyfus'un (18591 9 3 5 ) haks õz ye re c as us luk
suçuyla itham edilerek mübbet
haps e
mahkûm
e dilme s ini
eleştiriyordu. Dreyfus 5 Ocak
1895'te Almanlara ordu sõrlarõnõ
ve rme kle itham e dilmiş, tüm
rütbeleri sökülmüş ve Fransõz
Guiyana's õnda
ömür
boyu
sürgüne gönderilmişti. Ağustos
1896'da Yarbay Marie Georges
Picquart (1854- 1914) üstlerine
Dre yfus 'un s uçs uz olduğu ve
c as us luğu B inbaşõ F e rdinand
Wals in Es te rhazy'nin yapmõş
olduğu
konus unda
bilgi
e dindiğini bildirdi. Dre yfus 'u
mahkûm edenler bu durumdan
hoşlanmadõlar
ve
Pic quart
güney T unus'a tayin edilerek
susturuldu.
Anc ak ge rçe k durumu ortaya
koyan haberler basõna sõzmaya
başlamõştõ. S õzan bu bilgile ri
gözden geçiren Zola, Dreyfus'un
suçsuz olduğuna ve bir komploya kurban gitmiş olduğuna karar
ve rinc e me şhur me ktubunu
yayõmladõ. Zola, inc e le me nin
doğru dürüst yapõlmasõ halinde
tüm suçun Dreyfus'un üzerine
yõkõldõğõnõ ve bunu yapanõn
B inbaşõ du Paty de Clam
olduğunun görülmüş olac ağõnõ
vurguladõ.
Zola,
Dre yfus 'u
sorgulayan ve mahkûm edenlerin elinde, onun suçsuzluğunu
kesin olarak gösterecek deliller
olduğu halde bunu sakladõklarõnõ
öne sürdü. Büyük yazar mektubunda hukuk lite ratürüne
geçen şu sözleri söylüyordu:
«Bunlar, Sayõn Başk an, adale ti
yanõltan b u o pe ras yo nun nas õl
y a põldõğõnõ g ös te re n g e rçe k le rdir. Dre y f us 'un k a ra k te ri,
ze nginliği, c ürüm işle me s i için
o rtada b ir ne de nin o lmamas õ, ve
s üre k li o larak k e ndis inin s uçs uzluğunu ha yk õrma s õ, B inb a şõ
du Paty de Clam'õn s ans as yo ne l
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 07
GERÇEĞİ ARAMAK:
BİLİMLE İNSANLIĞIN
BULUŞTUĞU YER
herşeyi fedaya hazõr olduğunu
göstermesiydi. Bunun karşõlõğõnõ
Panthéon'da Fransõz ve insanlõk
tarihinin en onurlu köşelerinden
birinde ölümsüzleşerek gördü.
Galile de aynõ şeyi yapmamõş
mõydõ? Doğru bildiğini insanlõk
tarihinin en büyük ayõplarõndan
biri olarak yobazlar tarafõndan
yaratõlmõş
olan
e ngizis yon
mahke me s inin önünde «ge ne
de ...» diye dile ge tirme miş
miydi? O yobazlarõ tarih sildi,
Galile ise insanlõğõn onur levhasõndaki yerini aldõ.
A. M. CELÂL ŞENGÖR
sengor@ itu.edu.tr
hayâl güc ünün, o nun çe vre s inde k i
dinda r
ha lk a nõn
ve
za ma nõmõzõn ha s ta lõğõ «k irli
Yahudi» tak õntõs õnõn b ir k urb anõ
o lduğunu gös te rme k te dir.»
Zola bu mektubundan ötürü iftira s uçuyla mahkûm e dilmiş,
haps e
girme me k
için
İngilte re 'ye kaçmak zorunda
kalmõştõ.
S uçladõğõ
F rans õz
hükûme ti
onu
Şe re f
Lejyonundan da attõ. Ama büyük
yazar, 1899 Haziranõnda kendisini mahkûm ettiren hükûmet
düşünce vatanõna geri döndü.
Zola 29 Eylül 1902'de vefat etti.
Muhafazakâr politikac õ Vic tor
Henri Rochefort alçakça bir iftira ile , Zola'nõn Dre yfus 'un
ge rçe kte n
s uçlu
olduğunu
farkedip intihar ettiğini yazacak
kadar re zille şe bilmişti. Anc ak,
Dre yfus ge rçe kte n s uçs uzdu.
Fransõz ordusu onu terfi ettirerek geri almakla kalmadõ, kendis ine «inandõğõ dava uğruna
görülmemiş bir işkenceye katlanmõş bir
as ke r
olduğu»
gerekçesiyle Onur Lejyonunun
haçlõ madalyasõnõ verdi. 4 Ocak
1 9 0 8 'de
Zola'nõn
külle ri
F rans õzlarõn ülke le rinin e n
büyük ins anlarõnõ gömdükle ri
anõt- kabir Panthéon'a götürülürke n, Dre yfus da töre ne
katõlmõştõ. Louis Gregori adlõ bir
sapõk gazeteci, orada kendisine
ateş etti ve Dreyfus kolundan
yaralandõ.
Dreyfus 12 T emmuz 1935 tarihinde 7 5 yaşõnda ve fat e tti.
T alihin
hoş
bir
c ilve s i,
F rans a'nõn
ulus al
bayram
gününde ,
14
T e mmuz'da,
cenazesi Concorde Meydanõ’nda
tören için toplanmõş birliklerin
arasõndan geçti.
Zola büyük bir yazardõ. Ama onu
mille tinin kalbine göme n şe y,
Dreyfus için yazdõğõ o müthiş
me ktuptur. O me ktupla Zola,
tüm kariyerini, şöhretini, hattâ
hayatõnõ tehlikeye atmõştõ. Bunu
yapmasõnõn tek nedeni gerçeğin
bilinmesini istemesi, bunun için
Bilim de adalet de önce gerçeği
arar. Burada birleşirler. Adaleti
bilimden ayõran, onun matematik
gibi aks iyomatik bir s is te m
olmas õdõr. Aks iyomlarõn nas õl
s e çilme s i ge re ktiği, bilimin
parçasõ değildir; ama aksiyomlarõn ne le r olduğu, ge rçe ği
de ğiştire me z. Ge rçe ğin aranmadõğõ yerde, nesnellik olamaz.
Nesnelliğin olmadõğõ yerde ise
iletişim ortadan kaybolur. İnsanõ
insan yapan ise, iletişimi kullanarak tartõşma ve eleştiri ortamõ
yaratmasõ ve tartõşma ve eleştiri
s onuc u ge rçe ğe yaklaşmayõ
denemesidir.
Üniversite tahsilinin aslõnda tek
amac õ, öğre nc iye bir me s le k
öğretmek değil (onu çõrak mektepleri de yapar), düşünmeyi ve
tartõşmayõ, eleştirmeyi bilen ve
yeni gerçekleri bulmayõ beceren
bir bire y haline ge tirme ktir.
Üniversiteye meslek öğrenmek
için gelinmez. Üniversiteye yeni
bilgi üretmeyi öğrenmek ve yeni
bilgiyi araştõrmalarla üre tme k
için gelinir. T ürkiye'de tek bir
ünive rs ite dahî olmamas õnõn,
gazete ve televizyonlarõn hukuk
skandallarõ ile çalkalanmasõnõn
ne de ni, ins anlarõmõza ge rçe ği
aramanõn
en
yüc e
ide al
olduğunu ve onu ancak ve yalnõzca aklõmõzla bulabileceğimizi
öğretmemiş olmamõzdõr.
B undan s onraki yazõlarõmda
bilim insanlarõnõn gerçeği aramayõ nasõl yaptõklarõnõ ve bu
yönte min zaman içinde nas õl
ge lişmiş olduğunu irde le ye ceğim.
08
<<
ARIYORUM <<
14 - 28 ŞUBAT 2011
T eknikForum.com’un yaratõcõsõ ilk kez Arõyorum’a konuştu:
“Admin benim, lütfen kimseye
söyleme” diyenler oldu.
Teknik Forum uzun yõllardõr İTÜ'nün
hem bilgi bankasõ hem de forum sayfasõ. İlk kez nasõl kuruldu? Fikir nasõl
oluştu?
Öncelikle bu kadar yoğun çalõşma
temponuzda bizimle de ilgilendiğiniz
ve yer ayõrdõğõnõz için teşekkür ederiz. Eskiden yoğunluk yoktu, herkesin
bir işi vardõ, onunla me şgul olur,
zamanõnõ ona harcardõ. Bugünlerde
herkes herşeyi yapmaya çalõşõyor. S iz
hatõrlamazsõnõz, bir site vardõ 19992000 senelerinde, T eknik Forum ile
paralel, fakat bu kadar işlevsel değildi, ama biz de eskilerden duyardõk,
olay olmuş açõldõğõ zaman. Ben okula
2001 yõlõnda girdim, girdiğim zaman
okul e fs ane le rinde n s ayõlan “İT Ü
Hack T akõmõ”'nõ arõyodum - halen arõyorum, bulmuş değilim ayrõ konu - ve
ararken, o ismi lazõm olmayan eski
s ite çõktõ karşõma. Ne ys e üye lik
işlemleri, ilk gönderiler derken 1- 2
ay sonra artõk site beni kesmemeye
başladõ, daha sõk daha yoğun kullanõcõya, daha işlevsel bi siteye ihtiyaç
var. B ütün gördüğüm e ks iklikle ri
admine e- posta olarak gönderdim,
gelen cevap “Ben zaten yapacaktõm o
söyle dikle rini...” Eminim yapac aktõ,
ama bu şekilde cevap, sitede yenilik
arayan, toy 2. sõnõf bir İT Ü'lüyü hayal
kõrõklõğõ ile hõrs arasõnda bir yere
koydu. Kişiliğimden de olsa gerek,
kafama koydum, daha kullanõşlõ ve
verimli bir internet sitesi yapmayõ.
Bölümden Ufuk (Ufukcuk) ile konuştum, s onras õnda Me rt (Rais e r) ile
tanõştõm tamame n te s adüfi olarak
nette. İT Ü'yü kazandõğõnõ öğrendim
ve projemi açõkladõm, çok sõcak baktõ,
Mert de benim gibi heycanlõ ve istekliydi. Murat (Giberlig) vardõ, derslerden tanõdõğõm, Murat da tam bir çevre
adamõdõr, çevresi geniş olan birine
ihtiyaç vardõ haliyle. T oplandõk, uzun
uzun kantinde sohbetler yaptõk, sonuç
olarak ortaya görünüş olarak çok
bas it
ama
şu
anki
T e knikForum.c om'un te me lle rini oluşturan
ilk versiyon çõktõ. Bordo ve 3 kolondan oluşuyodu. Ge rçe kte n tas arõm
fac ias õydõ. T üm bunlara rağme n,
öğrenciye çekici geldi. Amma ve lakin
o diğer admin kendi sitesi üzerinde
de ğişiklik yapamadan biz T e knik
Forum'u 23 Nisan 2004 günü (bilerek
ve isteyerek 23 Nisan gününü seçtik)
öğrencilerin hizmetine açtõk, açtõğõmõz
günden beri de kullanõlmaya devam
ediyor, İT Ü'lü kardeşlerim sağolsun.
Uzun seneler de kullanõlmaya devam
eder inşallah...
Sitenin "admin"i de yõllar yõlõ merak
konusuydu. Gizlenmekte özel bir amacõn var mõydõ? Arkadaşlarõndan da
saklamõş mõydõn?
B izde n birkaç ay önc e de ne me
sürümü yapan İT Ü S özlük'ün admini
Çağatay'õn içinde bulunduğu durumun
biraz olsun farkõndaydõm, üzerinde az
çok baskõ vardõ. Yolunu kesip, “sen
benim gönderimi neden sildin” diye
he s ap s ormalara kadar gitti bu
“baskõ”. Ben bizi bu duruma getirmek
istemedim açõkcasõ. Gizlenmek hem
merak uyandõracaktõ, hem de bizi bu
tip tek taraflõ yorumlardan uzak tutacaktõ. En işlevsel yanõ da kendi istediğimiz gibi siteyi yönle ndire bildik. “Ke ndi”
dediysem İT Ü'lü öğrenc ile rin ge ne line hitap
e de c e k
şe kilde .
İşe
yaradõ da, uzun zaman
admin konuşuldu, merak
edildi. Hatta bana gelip
c iddi c iddi “T e knik
Forum'un admini benim,
ama lütfen bunu kimseye s öyle me ” diye nle r
oldu. Çok yakõn arkadaşlarõma s öyle me dim
ge rçe kte n. Diğe rle rini
bile me m, ağõzlarõndan
kaçõrmõş
olabilirle r,
insan ister istemez söyleyip söylememek aras õnda kalõyor baze n.
B ugün
bile
bizim
döne mde n bilme ye nle r
vardõr. Artõk gizlemiyorum çünkü anlamõ kalmadõ, istediğimiz yerdeyiz...
Bize ulaşmak isteyip,
bu gizlilik s e be biyle
ulaşamamõş karde şle rime de admin@ teknikforum.com kadar uzaktõk,
hatõrlatõrõm...
Bu arada ön kesip T eknik Forum
hakkõnda s oru s ormak is te ye nle ri
De niz T e knolojis i Mühe ndis liği'nde
hali hazõrda okuyan canõm yeğenim
Yiğit Özer’e yönlendiriyorum, ön kesmeyi geçtim, yolunda durabilene aşk
olsun...
Diğer adminler şu an ne yapõyorlar?
Görüşüyor musun?
Çok sõk olmasa da arar, hatõrlarõnõ
sorarõm, görüşürüm de bazen. Malum
okuldan sonraki hayatta zaman bulmak çok güç. Murat geçenlerde nişanlandõ, Ufuk evlenmek üzere, Mert
yüksek yapõyor ve bu konuda çok
başarõlõ ama kõz arkadaşõ yok! Ben
as ke rde n döndüm döne li çalõşõyorum...
Teknik Forum'da öğrencilerin ne gibi
isteklerine cevap verdiniz?
T eknik Forum kurulduğu günden
bu yana, öğre nc ile rin bizi te rc ih
etmelerindeki en büyük neden olan
not grafiklerini zaten içinde barõndõrõyodu, otomatik olarak her dönem sistemden T eknik Forum'a yükleniyor.
Gerekli kişilerle görüşmeler yapõlõp
izinleri alõndõ. Kaldõ ki, zaten internete açõk durumda, sadece nasõl alacağõnõzõ bilmeniz gerekiyor. S onrasõnda
anasayfaya anketler koyduk, modern
tasarõmlar yaptõk, çeşitli kürsülerle
konularõ daha derli toplu, düzenli hale
getirdik. Bunlar İT Ü'lü kardeşlerimin
istedikleri ve yaptõklarõmõz, bir de
is te dikle ri ama yapamadõklarõmõz/
yapmadõklarõmõz var...
Bunca senelik T eknik Forum tecrübemden sonra şunu net bir şekilde
görüyorum ki sorun şurda başlõyor :
öğrenci T eknik Forum'u sahiplenmiş,
yani İT Ü'ye bağlõ bir bölüm gibi görüyor. Bağlõ değil ama, sadece İT Ü ile
ilgili... Bu durumu öğrenci anlamõyor,
işine gelmiyor daha doğrusu. Bizde,
her istediklerine cevap veremeyeceğimizden genel istekleri göz önünde
bulunduruyoruz, ve bu doğrultuda
iyileştirme yapõyoruz.
Peki maliyet?
Gayet tuzlu, ayda 200$ sunucu
ücretleri verdiğimiz aylar oldu, hem
de 1- 2 ay değil, 6- 7 ay kadar uzun
bir zaman. Elimiz mahkum, kayõt
zamanõ geldiğinde sitenin ayakta durmasõ lazõm, kolay değil 1 sunucunun
15.000 kişinin kayõt çilesini çekmesi.
S on s is te m okul s unuc ularõ bile
zamanõ ge linc e s orun yaşõyolars a,
bizim bu kadarõnõ başarmamõz bile
be nc e iyi. B u s e be ple ve rdiğimiz
paranõn haddi hesabõ yok, ama helal
ols un. “Re klam alõyorlar dünya
kadar” diyenlere, dünya kadar reklamõn, dünya kadar geliri olmuyor, kaldõ
ki dünyalar kadar gide rimiz var.
T eknik Forum gibi günde 5 bin kişinin
ziyaret ettiği bir siteyi kaldõrac ak
sunucuyu kiralamak pek ucuz değil...
Eks ide yiz, ama te krar s öylüyorum
hepsi helal olsun!
Şimdilerde bir sponsorumuz var,
biraz daha iyi durumdayõz eskisine
göre. Çok teşekkür ediyoruz kendilerine sizin aracõlõğõnõzla.
Teknik Forum, yapõsõ itibariyle oldukça özgür sayõlabilen bir forum sayfasõ.
Bu özgürlüğün bedelleri oldu mu hiç?
Ne tür isteklerle karşõlaştõnõz? Mesela
İTÜ hocalarõ bu özgürlüğü hoş karşõladõ mõ?
Şimdi çok klişe gelecek ama bir söz
vardõr “özgürlüğünüz, başkalarõnõn
özgürlüğünü kõs õtladõğõnõz ye rde
bite r” diye . B u ge rçe kte n as lõnda
temel sayõlabilecek bir söz, yazõlan
yorumlar konusunda. Herşeyi yazabilirsiniz eleştirisel olarak, ama hakaret
edemezsiniz. Zaten ben İT Ü'yü bu
e ğitim s is te minde kazanmõş hiçbir
öğre nc inin, de rs ini aldõğõ öğre tim
göre vlis ine hakare t e de c e k kadar
kalite s iz olduğunu düşünmüyorum
açõkcasõ. S anal ortamõn verdiği rahatlõk ve kullanõcõ adõnõn gizliliğinden
kaynaklanõyor diye lim. İyi e le ştiri
alac ağõna e min olanlar, hiç s orun
çõkarmadõ diyebilirim, hatta beğenenler oldu. Hürriyet Gazetesi'nden eğitim yazarlarõ sitemizi haber yapacaklarõnõ söylemişlerdi ve bizden bilgi
istediler, T eknik Forum'da okulun en
çok AA alan öğre tim göre vlis inin
ismini verdik gazeteye, onlar da gidip
öğretim üyesi ile görüşmüşler; okuldaki öğrenciler sizi neden seviyor
diye. S evgili öğretmenimin muhabire
ve rdiği röpörtajõ hale n hatõrlarõm
“Öğre nc ile rin ağõzõndan ke ndimizi
duymak, yöntemlerimizi geliştirmek
için e n güze l yol. B u da T e knik
Forum.c om'dan ge çiyor” gibis inde n
bir sözdü. Gayet açõklayõcõ aslõnda...
Hoşuna gitmeyen, kaile almayanlar
da var. Onlara da saygõmõz sonsuz,
elimizden geldiğince, hukuğun üstünlüğünü de hesaba katarak isteklerini
yerine getiriyoruz.
Ama tekrar söylüyorum, hakaret
ile eleştiri arasõnda ince bir çizgi var,
bu çizginin sağõnõ solunu iyi bilmek
lazõm.
Yasal olarak sizi zora sokan durumlar
oldu mu?
Olmaz mõ şu ana kadar 20 üzerinde
dava açõldõ, bize açõlanlar da oldu,
bizim üzerimizden kullanõcõlara açõlanlar da oldu. Davalõk olan kullanõcõlarõn bilgile rini ve rme ye gittiğim
İstanbul Bilişim S uçlarõ idaresiyle bir
ara hemen hemen hergün görüşüyordum, çok çaylarõnõ içmişliğim vardõr.
Birkaç zaman önce de duyurduk bunu,
maalesef bir öğrenci 11 ay hapis
cezasõ aldõ, öğretim görevlisine yazdõğõ hakaret dolu yorumlardan sonra.
De rs i anlatõşõyla alay e de bilme nin
hakaret olduğu tartõşõlõrken, giydiği
kõyafe tin ve ya me de ni durumunun
GÜNCEL
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 09
İT Ü’NÜN ‘UCUBE’S İ(!):
HEZARFEN
“yorum”lara katõlmas õ ge rçe kte n
anlaşõlõr gibi de ğil. B u tip üzüc ü
durumlarõn tekrar yaşanmamasõ için
de e limizde n ge le ni yapõyoruz.
Yöne tic i arkadaşlar s ağols un, kuş
uçurtmuyorlar forumda. He ps ine
huzurunuzda ayrõ ayrõ teşekkür ediyorum, siz de edin! Onlar olmazsa
forum çöp olur gider... ADAM1, Ak K,
a lda rin,
b a lta w ux ,
bob
ro s s ,
De a thw e ig ht,Dire g e t,
d w y a ne ,
Euphra te s , g ib e rling , g La diS, illil,
immo the b , m3d, mdp, no name , Ra's
Al Ghul, Rais e r, SanWhe ®e , s o k rate s * , ufuk o zb e k , x file .e x e , öfa ve
burada adõnõ yazamadõğõm ama
T e knikForum.c om 'da göre v almõş
diğer arkadaşlarõm.
sadece teknolojiyi yakalama yetisi
kazandõrdõ. Kopamõyorum, bağõmlõsõ
oldum. İyi bir bağõmlõlõk tabi bu.
Hayatõmõ böyle yaşadõğõm için mi söylüyorum bunu bilmiyorum ama, bir
daha hayata gelsem yine aynõ yollardan geçer, yine İT Ü'ye gelirdim, yine
Deniz T eknolojisi bölümünü seçer,
yine T eknik Forum'u kurar, yine aynõ
iyi- kötü arkadaşlõklarõ kurar, yine 7,5
s e ne de me zun olurdum. Şimdiye
kadar ki hayatõmõn en güzel ve rahat
yõllarõydõ. T eknik Forum da bu hayatõma renk üstüne renk kattõ. Kattõğõ
tecrübeyi de yatsõmayalõm, belki de
bu s aye de ZipT as arõm'õ kurdum.
ZipT asarõm.com, Teknik Forum- com'un
tasarõm şirketi...
Sitede bazõ kişisel bilgilere de ulaşõlabiliyor; not dökümü gibi. Bunu doğru
buluyor musun?
Bize son zamanlarda gelen e- postalardan genel bir rahatsõzlõk olduğu
anlaşõlõyor, fakat daha önce söylediğim gibi, bu bilgiler zaten açõk, eğer
bir şikaye t varsa ortada, bu bize
değil, İT Ü'nün sistemine veya bilgi
işlem müdürlüğüne olmalõ. Etik olarak
düşündüğümde de kararsõzõm açõkcasõ. Bir yanda bilginin paylaşõmõ ve
aslõnda paylaşõlmasõnõn doğru olmadõğõnõ düşünen öğretim görevlilerinin
bilgile riyle okulunu idam e ttire n
öğrenciler, diğer yanda kendi bilgilerinin paylaşõlmas õnõ is te me ye n ve
paylaşõlan bilgilere erişim kesildiğinde, ulaşmak için çaba sarfedenler...
B u şuna çok be nziyor: “T e knik
Forum.com'u hiç sevmiyorum, girmiyorum da “ diyen bir öğretim üyesinin, akşam eve gidince ilk iş olarak
T eknikForum.com'da kendi hakkõnda
yazõlan ye ni yorumlara bakmak.
Kõsacasõ tek taraflõ bakmamak lazõm
olaya, not dökümü sayesinde okulda
gizli gizli dolaşan çanc õlarõ da s u
üstüne çõkarabilirsiniz.
Son zamanlarda Teknik Forum'la ilgili
yeni planlarõnõz var mõ?
Olmaz mõ! Ne planlarõmõz var, fakat
hayata geçiremiyoruz. Çok büyük bir
kõsõr döngünün içindeyiz, yenilik para
kazandõrõyor, para sunucu masraflarõnõ karşõlõyor, sunucu elinden geldiğince siteyi ayakta tutuyor, site ne kadar
ayakta kalõrsa kullanõcõ sayõsõ artõyor
ve yenilik istiyor, ve tekrar başa
dönüyoruz... Bu sebeple henüz sahip
olamadõğõmõz uygun ekonomik düzen
yüzünden istediklerimizi yapamõyoruz. Çalõşma tempomuz ve gündelik
hayatta cabasõ, zaman konusunda da
s õkõntõlarõmõz oluyor e lbe t. S izin
s aye nizde de buradan bir duyuru
yapalõm: B izimle birlikte T e knik
Forum.c om'u ge liştirme k is te rs e niz
kapõmõz bütün İT Ü öğrencilerine her
zaman açõktõr. Fikirlerinizi ve eleştirile rinizi
admin@ te knikforum.c om
adresine gönderebilirsiniz. Bütün epostalarõ cevaplayamasam da, hepsini okuduğumdan emin olabilirsiniz.
Bir bakmõşsõnõz sitenin bir parçasõ
olmuşsunuz...
İTÜ'lü öğrenciler tarafõndan hazõrlanan forum sayfalarõndan beğendikleriniz var mõ?
İT Ü sözlük bizden önce açõldõ, ilk
kullanõcõlarõndan biriyim, halen kayõtlarõm duruyor, okudukça çok gülüyorum, canõm sõkõldõkça girip 1- 2 mesaj
atõyorum. Daha yaratõcõ siteler henüz
gelmedi bence...
İnternetle uğraşmak üniversite hayatõnõzda sana ne kattõ? Yine İTÜ'ye
gelsem yine forum sitesi kurarõm
diyebilir misin?
6 yaşõnda ezbere QBasic kod yazan
biri olarak, internetle uğraşmak bana
İTÜ öğrencilerine son olarak ne söylemek istersin?
İT Ü'ye aşõk biri olarak okuluma
birşeyler katabildiysem, öğrenci kardeşlerime biraz olsun yardõm edebildiysem ne mutlu bana. İnşallah daha
iyi günlere, hepbirlikte geliriz. Ulu
önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün
“Ge nçle r c e s are timizi takviye ve
idame eden sizlersiniz.” dediği gibi
T eknik Forum'un da cesareti, başarma gücü siz İT Ü'lü kardeşlerimden
ileri geliyor diyorum...
Ders çalõşõn!
www.teknikforum.com
Mehmet Aksoy’un Hezarfen Ahmet Çelebi heykeli
“Bilime doğru yükselen
bir Hezarfen”
Birkaç yõldõr yapõmõ devam eden
İT Ü Mus tafa İnan Kütüphane s i
önünde ki he yke l, s on günle rde
Başbakan’õn “ucube” olarak nitele ndirdiği he yke liyle günde me
düşen Mehmet Aksoy’un. Heykelin
bitimi ile tamamlanacak olan yansõma havuzu da heykelin görkemini
artõracak bir ayrõntõ.
He yke l,
He zarfe n
Ahme t
Çe le bi’yi te ms il e diyor. “B ilime
doğru yüks e le n bir He zarfe n”
olarak tanõmlõyor heykelini Mehmet
itü
fotoğraf
kulübü
sayfa
sergisi
Aks oy.
Galata
Kule s i
ye re
yatõrõlmõş ve He zarfe n’e üs tte n
bakõlõyormuş gibi düşünülmüş.
Paslanmaz çelik çubuklar uçma
fikrini kuvvetlendirmesi için kullanõlõyor. B akõlõnc a kõpõrdõyor,
uçuyor gibi görünecek çünkü gün
õşõğõnõn yansõmalarõ olacak.
NOT : Hiçb ir s a na t e s e rinin “uc ub e ”
o larak tanõmlanamayac ağõnõ düşünüyo r
ve Me hme t Ak s o y’un “İns anlõk Anõtõ”
müc ade le s inde yanõnda ye r aldõğõmõzõ
b e lirtme k is tiyo ruz.
10
<<
ARIYORUM <<
S ÖYLEŞİ
14 - 28 ŞUBAT 2011
“Disiplinli bir öğrenciydim.
Zorlandõğõm bir ders olmadõ.”
Prof. Dr. M. Fevzi Ünal
1 - İTÜ öğrencisi denilince aklõnõza ne
geliyor?
Aklõma, üniversite sõnavõnda yüksek puan gerektiği için, yüksek motivas yon, dis ipline olabilme k ve
mühendisliğe ilgi geliyor. Çünkü İT Ü
temel olarak bir mühendislik üniversitesi. Aslõnda giriş sõnavõnõn zeka
ölçme diğini düşünüyorum. S ade c e
ben değil herhalde birçok kişi böyle
düşünüyor. Eminim çok zeki olan birçok öğrenci disipline olamadõğõ için
is te s e de İT Ü’ye gire miyor. B ir
öğrenci çok zeki olabilir ama kendini
sõnava yönlendirememiş olabilir.
2 - Öğrencilerinize ne şekilde hitap e-
3
4
dersiniz?
De rs e s nas õnda ge ne l hitapta
bulunmak gerektiğinde “arkadaşlar”
derim fakat birebir konuşurken sõnõf
içinde “siz” diye hitap ederim.
- Üniversite öğrenc isiyken en çok
zorlandõğõnõz ders hangisiydi?
Disiplinli bir öğrenciydim. Özellikle zorlandõğõm bir ders olmadõ. Ben 73
girişliyim, 77’de mezun oldum. Bizim
okuduğumuz yõllarda puanlandõrma
sistemi şimdiki gibi de ğildi. B izde
s orunun c e vabõ doğru de ğils e hiç
puan alamõyordunuz. O nedenle birçok arkadaşõmõz zorlandõ. O zamanlar,
Mukavemet, Akõşkanlar Mekaniği iki
korkulan dersti. Bir de Yüksek Analiz
adõnda bir matematik dersi vardõ. Bu
üç dersten dolayõ birçok kişinin okuldan ilişkisi kesilirdi. Bunlarõn yanõnda
T eknik Resim de bizi zorlayan derslerden biriydi. T eknik Üniversite o
zaman tam bir huniye benzetilirdi.
Yani yukarõdan çok sayõda giriş, birikme ve aşağõdan damlacõklar halinde
mezunlar.
- Öğrencilik yõllarõndan unutamadõğõnõz bir anõnõz oldu mu?
O zamanki T ürkiye şimdiki T ürkiye
de ğildi, öğre nc i olaylarõ c anõmõzõ
sõkardõ. Şimdi geriye dönüp baktõğõmda onlarõn aslõnda hem kişisel hem de
5
6
7
öğrencilik yaşamõmõzdan bir şeyler
eksilttiğini düşünüyorum. Bir huzursuzluk vardõ çünkü. Çok yakõn bir
arkadaşõm - ki siyasetle hiçbir ilgisi
yoktu - birgün güzel bir havada caddeye sõrtõnõ dönmüş otururken postanenin köşesinden ve karşõ caddeden
çapraz ateşe alõyorlar ve bir kurşun
koluna saplanõyor. Bu beni epey etkile miştir. Aynõ olayda varlõks õz bir
ailenin çocuğu iki üç kuruş kazanmak
için yolun kenarõnda araba yõkarken
ne yazõk ki ölmüştü. Bunun üzerine
bizim arkadaşõ ve o çocuğu T aksim
İlkyardõm Hastanesi’ne götürüyorlar
ve orada ne kadar hemşire, doktor
varsa bizim arkadaşa çullanõyor; bu
olaylar hep sizin yüzünüzden oluyor
diye.
- Kendi fakülteniz dõşõnda en beğendiğiniz iki fakülte hangileridir?
Bu soruyu şöyle algõlõyorum: Bizim
fakültemizin ilgi alanlarõnda en fazla
ilişkide bulunabileceği veya eğer bir
ilişkide bulunursa hem üniversitenin,
hem ülkenin menfaatine olabilecek
fakülte le r
Makina
ve
Ele ktrik
Elektronik Fakülteleridir.
8
9
- İTÜ’de en sevdiğiniz üç şey nedir?
Buradaki eğitim kalitesinin yüksek
olduğunu düşünüyorum. Yani sadece
bilimsel anlamda değil sosyal ilişkiler
açõsõndan da. Yani, öğretim üyelerinin
kalitesi, öğrencilerin kalitesi ve çalõşanlarõn kalitesi.
10
- İTÜ dõşõnda beğendiğiniz üç Türk
üniversitesi hangileridir?
T eknik Üniversite dõşõnda tam bir
kampus üniversitesi olduğu için Orta
Doğu T eknik Üniversitesi’ni beğeniyorum. Bizim daha sonra geçtiğimiz
s is te mi onlar kuruluşlarõndan be ri
izliyorlar. Onun dõşõnda Bilkent Ünive rs ite s i ve B oğaziçi Ünive rs ite s i
olabilir.
- İTÜ’de en beğendiğiniz yer neresidir?
F akülte m ve çe vre s i as lõnda.
Buralar bir zamanlar çalõlarla kaplõydõ, arka tarafa hiç girilemezdi. Epey
zahmet edildi. Etrafa ağaçlar dikildi.
Fakültenin karşõsõnda kõrkdan fazla
erguvan ağacõ var. Özellikle erguvan
zamanõnda çok güze l bir manzara
olduğunu düşünüyorum.
- İstanbul’da en beğendiğiniz semt
neresidir?
T arihi İstanbul diye bilirim. Yani
surlar içi. S on zamanlarda çok fazla
alõşveriş merkezi açõldõ. Çok modern
görünümlü lüks yerler. Gerçi içlerinde her şey olduğu için oralarda da
zaman harcamak güzel olabilir ama
ben açõk havayõ, tarihle iç içe mekanlarõ severim.
11
- İTÜ’de en sevmediğiniz üç şey
nedir?
As lõnda kampüs ün içinde trafik
kurallarõna dikkat edilmeyişini sevmiyorum. Yani trafikle oluşturulan tehlikeyi, bazõ sürücülerin davranõşlarõnõ
s e vmiyorum. Ayrõc a İT Ü’de öde v
anlayõşõnõn tam yerleşmemiş olmasõnõ
sevmiyorum. Öğrencilerime derslerimde her zaman şunu söylüyorum:
Ödevler hiçbir zaman aleyhinize kullanõlmayacaktõr, lehinize işleyecektir.
Dolayõsõyla ödevleri lütfen eksik de
yapsanõz yanlõş da yapsanõz kendiniz
yapõn. Üçüncü olarak da, yoklama
mecburiyetiyle derse gelmeyi sevmiyorum. B ir öğre nc i yoklama olup
olmadõğõna bakmaksõzõn yani onu hiç
umursamadan gelmeli veya mazereti
vars a da ge lme me li. Çünkü s ize
sunulan bir şey var, siz onu almaya
zaten talip olmalõsõnõz, buraya gelme kle bunu gösteriyorsunuz, de ğil
mi? Öğrenci kaydoluyorsa gelip derse
oturmasõ lazõm ve ders iyi gitmiyorsa
bunu eleştirmesi lazõm.
- Sizc e eğitim Türkçe mi olmalõ
İngilizce mi?
Eğitim T ürkçe de olabilme li
İngilizce de. Bunu şöyle açmak iste-
DEKAN
H. CANSU
METE
21 S
21 CE
D
ekanlõk, çoğum
de ürkütücü g
Her öğrencin
lõklara işi düşmüşt
üstündeki kişidir de
larõmõzõ ne kadar tan
ve sevmedikleri nele
larõnda zorlandõkla
İşte bu tür sorularla
mak istedik. İlk tan
larõmõz İT Ü Uçak v
Fakültesi eski Dek
(röpo rtajõ yaptõğõmõzda
Yardõmc õs õ) ve İT Ü M
Dekanõ H. İly
S ÖYLEŞİ
14 - 28 ŞUBAT 2011
rim: T ürklere T ürkçe ders anlatmak- 13
tõr en doğalõ. Mesela burada hepimiz
- Türkiye bilim camiasõnõn sizce en
T ürkçe konuşuyoruz. Benim sizlere
büyük sorunu ya da eksiği nedir?
İngilizce bir şeyler anlatmaya çalõşB ilim
c amias õnõn
e ks ikliğinin
mam suni bir ortam doğurur. Ama
sosyo- ekonomik nedenleri olduğunu
şimdi o kadar küçük bir dünyada yaşõdüşünüyorum.Yani bir kere toplumun
yoruz ki ve mobilitenin yüksek oldudesteğini almadan bilim ve teknoloji
ğu bir dünyada. Mesela bizim öğrenalanõnda ile rle me nin çok olanaklõ
cilerimiz ERAS MUS ’la çeşitli ülkelere
olmadõğõnõ düşünüyorum. Bunun için
gidiyorlar. Benzer olarak buraya bir
de eğitim öğretim seviyesinin daha
takõm öğrenciler gelebilmeli. Yabancõ
yüks e k olmas õ lazõm ki o toplum
öğretim üyeleri, araştõrmacõlar s ab kesimlerinin algõlamalarõ doğru olsun.
b atic al’larõnõ burada kullanabilmeliler.
Bu olduğunda, T ürkiye’nin çok sağlam
Dolayõs õyla
ge re ktiğinde
dönüp
bir bilim ve teknoloji politikasõnõn,
İngilizce anlatabilmeli üniversitedeki
öncelikli alanlarõnõn ortaya koyulabiöğretim görevlisi, o vasfa sahip olmaleceğini ve gelişimin istikrarla sürdülõ. Mesela şöyle bir örnekle somutlaşrülebilec e ğini düşünüyorum. Çünkü
tõralõm. Diyelim ki ben ae ro dinamik
bizdeki en büyük sorun bilim ve tekde rs ini ve riyorum, s õnõfõn tamamõ
noloji alanõnda bir stratejik planõn
T ürk. O T ürkçe anlayan öğre nc i,
olmamasõ ve dolayõsõyla bir takõm
İngilizc e anlatõldõğõnda da pe kala
olumlu şeyler olsa da onlarõn sürdüanlayabilecek seviyede olmalõ. Öğrerülebilir olmamasõdõr.
tim üyesi de ona İngilizce anlatabile- 14
cek seviyede olmalõ ve dolayõsõyla o
- Sizce fakültenizin olmazsa olmazlarõ
sõnõfa bir Hollandalõ, bir Fransõz ya da
nelerdir?
bir Hindistanlõ vb. geldiğinde dönüp
İnsanlarõdõr. Ekip çalõşmasõ olmazsa
İngilizc e anlatabilme li. Yani be nim
olmaz bence.
eğitimin dili T ürkçe ya da İngilizce 15
olmalõdõr diye bir reçetem yok.
- Sizin dönemizde fakültenizde yapõlan
12
en önemli değişiklik nedir?
- Şu anda rektör olsanõz yapacağõnõz
Ye ni laboratuarlarõn kurulmas õ,
ilk şey ne olurdu?
fiziks e l imkanlarõn iyile ştirilme s i,
Eğitim- öğretim ve araştõrma alanhe me n hiç ye tkinliğimiz olmadõğõ
larõnda temel bilimlerin mühendislik
alanlarda
ye tkinlik
kazanõlmas õ:
disiplinleriyle ilişkisinin çok iyi kurulKontrol ve aviyonik, uzay sistemleri
masõnõ sağlardõm. Şu anda çok iyi ilişgibi; ve eskiye oranla çok sayõda prokilendirildiğini düşünmüyorum.
jenin yürütülüyor olmasõ.
16
NLARLA
ORU
EVAP
17
A. MELİH
ERDOĞAN
18
19
muza uzak ve bazen
görünen bir makam.
nin mutlaka dekanür. Fakültenin en
ekan. Peki dekannõyoruz? S evdikleri
erdir, öğrencilik yõlrõ ders var mõdõr?
dekanlarõmõzõ tanõõyacağõmõz dekanve Uzay Bilimleri
kanõ M. Fevzi Ünal
de k andõ, şimdi Re k tör
Maden Fakültesi
yas Çağlar...
20
- Dünyaya bir daha gelseniz hangi
mesleği seçersiniz?
Aynõ mesleği seçerdim herhalde.
T õp da olabilirdi, ama bizim mesleğimiz daha seçkin bir çevreyle temasõ
gerektiriyor, bunu beğeniyorum.
- Hobileriniz nelerdir?
Fotoğrafçõlõk vardõ bir ara, epey de
ciddiye almõştõm, küçük yaştan beri de
ilgim vardõ. Bir ara satrancõ çok ciddiye aldõm. Ayrõca yürüyüş yapmayõ
da çok severim.
- Fobileriniz nelerdir?
Endişe le rim, korkularõm olur da
fobilerim yok.
- Hayattayken mutlaka yapmalõyõm
dediğiniz bir şey var mõ?
Her neyle uğraşõyorsam o konuda
öğrenmeyi ve kendimi geliştirirken
bir taraftan da birilerinin yararõna
olacak bir şeyleri oluşturmayõ seviyorum ve bu da durağan bir durum
değildir. Bu bir süreç. Dolayõsõyla hep
bunu yapmak is te rim. Yani şunu
yapayõm tatmin olayõm diye bir şey
yok. Fakat he r ne yapõyors am o
konuda daha fazla öğrenmeyi daha
fazla yararlõ olmayõ isterim.
- En son okuduğunuz kitap nedir?
İbn Battuta Seyahatnamesi. T arihi
kitaplara meraklõyõm. Onun dõşõnda
daha popüler olarak Orhan Pamuk’un
Mas umiye t
Müze s ini
okudum.
Genellikle birkaç kitabõ aralõklõ olarak
okurum ama Mas umiye t Müze s ini
kõs a
zamanda
okumuştum.
S eyahatnameler ilginç oluyor. Çünkü
bir anlamda zamanda yolculuğa çõkõyorsunuz. S öz gelimi, İbn Battuta 14.
yüzyõlda Anadolu’da çeşitli yerlerde
bulunmuş, kendisini nasõl ağõrlamõşlar.
B ir ye rle şim ye rine gittiği zaman,
orada, bizde kalacak, yok bizde kalacak diye adeta paylaşamõyorlar ve
daha sonra aralarõnda anlaşõyorlar: bu
gece sizde kalsõn ama yarõn gece
21
>>
ARIYORUM >> 11
mutlaka biz alacağõz, ziyafet vereceğiz, vb. Ahmet Ümit’in Bab- õ Esrar’õnõ
da beğeni ile okudum.
- İTÜ
öğrenc ilerine
verec eğiniz
önemli bir tavsiye nedir?
İT Ü’nün sunduğu bütün olanaklar
bir havuzdadõr ve orada İT Ü öğrencisinin aktif bir rol üstlenip havuzdan
en fazlasõnõ almaya çalõşmasõ lazõm ve
en fazla nasõl alabileceğinin yollarõnõ
aramasõ lazõm. Yani dersten en fazlasõnõ, kütüphaneden en fazlasõnõ, spor
imkanlarõndan,
ke ndis ini
kişis e l
anlamda geliştirecek tüm imkanlardan. De vamlõ de rs çalõşõlmas õnõn
taraftarõ değilim, insan kendini her
yönüyle ge liştirmeli. B u imkan da
T eknik Üniversite’de epeyce var.
PROF. DR. M. FEVZİ ÜNAL KİMDİR?
1978 yõlõnda İstanbul T eknik Üniversitesi, Genel Makina
Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 1981 yõlõnda, the Catholic
University of America, Washington,D.C.,ABD, Makina
Mühendisliği Bölümü’nde Yüksek Lisans; 1985 yõlõnda Lehigh
University, Bethlehem, PA, ABD, Makina Mühendisliği ve
Mekanik Bölümü’nde Doktora öğrenimini tamamladõ. 1985
Eylül’ünde İT Ü Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uçak
Mühendisliği Bölümü’nde Yardõmcõ Doçent olarak göreve başladõ.
1987 yõlõnda Doçentlik, 1993 yõlõnda ise Profesörlük kadrosuna
atandõ. 1986- 87 yõllarõ arasõnda T ÜBİT AK Marmara Araştõrma
Merkezi’nde danõşmanlõk yaptõ. 1993- 2003 yõllarõ arasõnda Bölüm
Başkanlõğõ, Aerotermodinamik Anabilim Dalõ ve Hava T aşõtlarõ
Analiz ve T asarõmõ Anabilim Dalõ Başkanlõklarõnõ yaptõ. 2004
yõlõndan itibaren İT Ü Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanlõğõ
görevini yürütmekteydi. Ocak 2011’de İT Ü Rektör Yardõmcõlõğõ
görevine atandõ. Araştõrma alanõ, deneysel ve sayõsal aerodinamiktir. Bu alanlarda araştõrmalar yapmak üzere, Japan S ociety
for the Promotion of S cience bursiyeri olarak, 1995- 96 yõllarõ
arasõnda Yokohama National University, Japonya’da; 1996- 97
yõllarõ arasõnda ise, Fulbright bursiyeri olarak Lehigh University,
Bethlehem, PA, ABD’de bulunmuştur. 1989 – 1999 yõllarõ arasõnda Imperial College of S cience and T echnology, Havacõlõk
Bölümü, Londra ile ortak araştõrma projeleri yürütmüştür..
Alanõndaki uluslararasõ dergilerde hakemlik yapmaktadõr. Akõş
kararsõzlõklarõ, akõşõn uyardõğõ titreşimler, küt cisim aerodinamiği
alanlarõnda tamamõna yakõnõ uluslararasõ hakemli dergi ve konferans kitaplarõnda olmak üzere 70’yi aşkõn yayõnõ bulunmaktadõr.
Evli ve bir çocuk sahibidir.
12
<<
ARIYORUM <<
14 - 28 ŞUBAT 2011
S ÖYLEŞİ
“İT Ü’de en çok, az insanla
çok iş yapõlmasõnõ seviyorum.”
1 - İTÜ öğrencisi denilince aklõnõza ne
geliyor?
S eçilmiş, seçkin; atõlõmcõ mezunlar.
Her şeyi ilk yapanlar; kabõna sõğmayanlar...
2 - Öğrencilere ne şekilde hitap edersiniz?
Arkadaşlar.
3 - Üniversite öğrenc isiyken en çok
zorlandõğõnõz ders hangisiydi?
Mate me tik- 2 ya da
fizik 4 –
mekanik. Dördüncü sõnõfta geçebildim. Mezun olduktan sonra rüyalarõma bile girdi, uyanõp kendime ‘sen
asistansõn demek ki geçmişsin’ dediğim günler oldu.
4 - Öğrencilik hayatõnõzda unutamadõğõ-
nõz olay nedir?
Bizim hayatõmõz tabi öğrenci olaylarõ ile geçti, Deniz Gezmiş’in sorgulanmasõ, Kõzõldere olaylarõ vardõ… Bir
gün teknik resim dersinden çõkarken
“Hergele Meydanõ” denilen bir açõklõğõn oradan geçiyorduk, bir anda olaylar başladõ. S ol görüşlü öğrenciler,
okula erken gelerek işgal etmişler.
Biz bir anda kaçmaya başladõk, çünkü
dõşarõdan sağ görüşlü öğrenciler gelmeye başladõlar, içeriyi kurşunlamaya
başladõlar. Eğildik, kurşunlarõn arasõndan geçtik. S onra polisler geldi,
parmak kalõnlõğõnda camlar kõrõlmõştõ
ve biz oradan çõktõk, fakat bu seferde
işgalci sandõlar, ancak gereken incelme yapõlõnc a bizim karõşmadõğõmõz
anlaşõldõ.
5 - Kendi fakülteniz dõşõnda en beğendiğiniz iki fakülte hangileridir?
Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi
ve Fen Edebiyat Fakültesi.
6 - İTÜ dõşõnda beğendiğiniz üç Türk
aksamalar yaşanmasõ, hatta eksik kalmas õ,
proje le rin
yapõlmasõnda zorluklarõn ortaya çõkmasõ
ve
e lbe tte
bütçe
yetersizliği
üniversitesi hangileridir?
Kampüs
olarak
be ğe ndiğim
Karade niz T e knik Ünive rs ite s i ve 14 - Fakültenizin olmazOrta Doğu T eknik Üniversitesi; eğisa olmazlarõ nelerdir?
tim olarak Hacettepe Üniversitesi.
Hocalar, idari pers one l,
öğre nc ile r;
fakülte nin
e s kiye
7 - İTÜ’de en beğendiğiniz yer neresidir?
dayalõ, Maçka Maden
Fakültemizin orta bahçesi.
Fakültesi’nden gelen
g e l e n e k l e r i .
Fakültenin ve perso8 - İstanbul’da en beğendiğiniz semt
neresidir?
nelin sosyal imkanlaS arõye r ve Ye niköy taraflarõnõ
rõ da var tabii.
boğaz nedeniyle beğeniyorum; canlõ15 - Sizin dönemizde fakültenizde yapõlan
lõk bakõmõndan ise Eminönü’nü.
en önemli değişiklik nedir?
9 - İTÜ’de en sevdiğiniz üç şey?
Dersliklerin aralarõndaki boş alanAz insanla çok iş yapõlmasõ, köpeklara oturma gruplarõ koymaya çalõşõle ri ve örde kle ri, s on olarak da
yorum. De rs te n çõkan öğre nc iyi
bahardaki şenlikler yani öğrenci aktirahatlatabilme k için. Öğre nc ile rin
viteleri diyebilirim.
bitirme çalşmalarõnõn sergilenmesini
istedim, bu sene yaptõk sempozyum10- İTÜ’de en sevmediğiniz üç şey?
da. Bunu sürdüreceğiz.
Akşam karanlõk olduğunda õssõzlaşmasõ, kampüste hõzlõ giden araçlar ve 16 - Dünyaya bir daha gelseniz hangi
yayalarõn tehlikede kalmasõ,öğrencimesleği seçersiniz?
lerin motive olamamasõ, motivasyon
Kimya mühendisi olmak isterdim
eksikliği
aslõnda. Bununla birlikte tekrar dünyaya gelsim doğa ile uğraşan bir
11 - Sizc e eğitim TÜrkçe mi olmalõ
me s le ği s e çe bilirdim. T urizmc i de
İngilizce mi?
olmak isterdim.
İngilizcesi arttõrõlmõş bir eğitim.
17 - Hobileriniz nelerdir?
Kampçõlõğõ seviyorum. 3 senedir
12 - Şu anda rektör olsanõz yapacağõnõz
ilk şey ne olurdu?
uğraşõyorum.
De nizi s e viyorum.
Eğitim ve öğrenci oryantasyonlu
Açõkçasõ, doğa ile igili her şeyi seviçalõşmalar yapardõm, kampüste yollayorum. Zaten işimiz de doğa ile ilgili.
rõ genişletmek gerekirse genişletip,
ihtiyatlõ şekilde İstanbul ile bütünle- 18 - Fobileriniz nelerdir?
şebilen bir trafik olmasõnõ sağlardõm.
Fobim yok.
S on olarak, öğretim üyelerini tatillerini ge çire bile c e ği, öğre nc ile rin de 19 - Hayattayken mutlaka yapmalõyõm
kõs me n faydalanabile c e ği, İs tanbul
dediğiniz bir şey var mõ?
dõşõnda, ya da yakõn civarõnda bir
Babamdan kalan bir arazim var
sosyal tesis kazandõrõrdõm.
Çanakkale ’de . O araziyi işle tme k,
orada ziraat yapmak isityorum. Doğu
13 - Türkiye bilim camiasõnõn sizce en
Anadolu’yu baştan başa gezmek istibüyük sorunu ya da eksiği nedir?
yorum. Bugüne kadar terör nedeniyle
Bürokrasilerin yoğunluğunu yengidemedim. Bir de 2008’de kaybettimek için hocalarõn yaptõğõ mücadeleğimiz bir köpeğimiz vardõ. Ben sürekli
lerde yorgun düşüp araştõrmalarda
onunla ilgileniyordum. Köpekleri çok
s e viyorum. Çanakkale ’de ki çiftlikle
uğraşõrken eni boyu büyük bir köpek
alõp ailece doya doya yaşamak istiyorum.
20 - En son okuduğunuz kitap nedir?
Yaşar Kemal’in İnce Memed serisini okudum.
21 - İTÜ
Prof. Dr. H. İlyas Çağlar
öğrenc ilerine
verec eğiniz
önemli bir tavsiye nedir?
İT Ü’nün verdiği girişimcilik özelliğini öğrenciyken kazansõnõn. Cesareti
kazansõnlar, geniş düşünmenin özelliğini kazans õnlar. He r şe yi İT Ü’de
öğre nirs iniz. B unlarõ öğre nc iyke n
kazanmanõzõ tavsiye ederim.
PROF. DR. H.
İLYAS ÇAĞLAR
KİMDİR?
İstanbul Üniversitesi
Jeofizik Bölümünden Yük.
Müh. olarak mezun olduktan sonra 1980 yõlõnda
aynõ bölümde asistan olarak çalõşmaya başladõ.
“ElektrikElektromanyetik” konulu
doktora çalõşmasõnõ
tamamlayarak 1988’de İT Ü
Jeofizik Bölümü’ne
Yardõmcõ Doçent olarak
atandõktan sonra
Manyetotelürik (MT ) alanõnda araştõrmalara başladõ.
1991 yõlõnda Doçent ve
2000 de Profesör oldu.
2004- 2005 döneminde 2
yõl Bölüm Başkanlõğõ yaptõ.
1989 yõlõndan 2005 yõlõna
kadar ki süreçte Maden
Fakültesinin Yönetim
Kurulu ile Fakülte Kurulu
üyeliklerini yaptõ.
Uygulamalõ Jeofizik
Anabilim dalõ başkanlõğõnõ 3
yõl sürdürdü. Sõğ, derin
(kabuk) elektrik yapõ araştõrmalarõ ile jeotermal ve
maden aramalarõ konularõnda çalõşmalarõ vardõr.
Doğu Anadolu Elektrik
yapõsõnõ Uluslararasõ bir
proje ile çalõştõ. Isparta
Büklümü MT projesini
sürdürdü. Çalõşma konularõnda Ulusal- uluslararasõ
makaleleri, yayõnlarõ ve
popüler yazõlarõ bulunmaktadõr. Halen Maden
Fakültesi Dekanlõğõnõ
Kasõm 2008’den günümüze
değin sürdürmektedir.
GÜNCEL YORUM
Haydarpaşa’nõn geleceği
İT Ü’ye emanet
T CDD 1. Bölge Müdürlüğü Haydarpaşa Garõ’nõn rölöve,
restitüsyon ve restorasyon çalõşmasõ için İT Ü’ye başvurdu.
Haydarpaşa Gar Binasõ ve yakõn çevresinin korunmasõ, kültürel
ve tarihsel değerinin yaşatõlmasõ ve kent hayatõna daha etkin
katõlõmõnõn s ağlanmas õ amac õyla T CDD’nin tale biyle İT Ü
Re ktörlüğü tarafõndan göre vle ndirile n Danõşma Kurulu ilk
toplantõsõnõ gerçekleştirdi.
İT Ü’nün ev sahipliğinde düzenlenen toplantõya T CDD 1.
Bölge Müdürü Hasan Gedikli, Ulaştõrma Bakanlõğõ Bakanlõk
Müşaviri Adnan Ekinci, İT Ü Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin,
İT Ü Mimarlõk öğretim üyesi ve aynõ zamanda projeyi yürütmekte olan Ari T eknokent Akademik firmasõ T echnoBee’nin Genel
Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, Danõşma Kurulu Üyeleri, ilgili
meslek odalarõ ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve
akademisyenler katõldõ.
T oplantõda Danõşma Kurulu üyesi Prof. Dr. Afife Batur
“Dünden–Bugüne Haydarpaşa ve Yol Haritamõz” başlõklõ bir
seminer verdi. Prof. Dr. Afife Batur garlarõn şehrin siyasi ve
ekonomik gücünü temsil ettiğini belirterek “T arihi ve kültürel
önemi çok büyük olan Haydarpaşa Garõ ile ilgili son zamanlarda
yaşanan kõrõlganlõk yerini pozitif bir birlikteliğe bõrakmalõdõr.
Bunun için tüm kamuoyunun, sivil toplum kuruluşlarõnõn, devletin
ve İstanbul’u seven, önemseyen herkesin büyük düşünme kapasitesini devreye sokmasõ gerekmektedir. Haydarpaşa Garõ’nõn
varlõk ne de ni olan işle vinin ve
ke nts e l bağlarõnõn
sürdürülmesinde asõl olan kararlõlõk konusunda Danõşma Kurulu
õsrarcõdõr.” diye konuştu. Helikopterle çatõnõn fotoğraflarõ çekildi. Hasar T espit Analizi 3 Hafta İçinde S onuçlanacak.
TCDD Yangõndan 18 Gün Önce İTÜ’ye Başvurdu
T CDD tarafõndan İT Ü’ye ilk başvuru yazõşmasõ 10 Kasõm
2010 tarihinde yapõldõ. Bu yazõdaki talebin amacõ; Haydarpaşa
Gar Binasõ’nõn, kullanõlmadõğõ için bir çok yapõ problemi olan Çatõ
Katõ başta olmak üzere, Giriş ve Bekleme Holleri gibi Gar yolcusuna hitap eden yakõn çevresine yönelik iyileştirme çalõşmalarõnõn Üniversite işbirliği ile başlatõlmasõ ve Gar Binasõnõn
İstasyon hizmetini daha iyi verebilmesini sağlamak üzere konfor ortamõnõn artõrõlmasõna yöneliktir. 28 Kasõm 2010 tarihinde
meydana gelen Haydarpaşa Gar Binasõ çatõsõnda meydana gelen
yangõn, Haydarpaşa Gar Binasõ’nõn Restorasyon sürecini ve İT Ü
ile olan işbirliğini hõzlandõrmõş ve çalõşmanõn kapsamõ genişletilerek Haydarpaşa Gar Binasõ için çok önemli bir proje çalõşmasõ
başlatõlmõştõr.
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 13
Prof. Dr .
Mikdat Kadõoğlu ile
“HAVA DİYALOG”
e - po s ta: kadioglu@ itu.edu.tr
Sanal Su!
S anal sudan haberiniz yoksa bu konuda en az 15 yõl geri kalmõşõnõz demektir. Çünkü Profesör John Anthony
Allan, 1993 yõlõnda “S anal S u”yu dünyaya tanõtmõştõ. Artõk birçok ülke
sanal su ile suyun, gõda, vb. ürünlerin
üretiminde nasõl bir rol oynadõğõnõ
tespit edip, su yönetimi, tarõm, ithalat
ve ihracat ve hatta dõş politikasõnõ
belirliyor.
ABD’nin Florida Eyaletindeki bir eve
yõlda 155 milyon litrelik su faturasõ
gelmiş. Bu evdeki zatõ muhteremlerin
günde 40,000 litre suyu nasõl kullandõğõ bilinmiyor ama onun he ps ini
içmedikleri kesin. Diğer bir deyişle,
nehirleri kurutacak bir şekilde kullanõlan suyun büyük bir kõsmõ bizim
farkõnda olmadõğõmõz “sanal su”dur.
S anal su, “internet su” filan değil;
gõda ve ya diğe r ürünle rin üre timi
esnasõnda kullanõlan suyun miktarõdõr.
Örneğin, 1 kg buğdayõn yetiştirilmesi
için yaklaşõk 1,000 litre suya ihtiyaç
var. Yani, 1 kg buğdayda 1,000 lt
sanal su bulunmakta. Ette 5 ila 10 kat
daha fazla sanal su bulunuyor. Kişi
başõna düşen sanal su ye me- içme
alõşkanlõklarõna göre de ğişme kte .
Örneğin açlõk sõnõrõnda yiyip içen biri
günde 1 m3 ve vejiteryan 2.6 m3
sanal su kullanõrken ABD’deki gibi ete
dayalõ bir diyete sahip bir kişi için
sanal su miktarõ 5 m3’ün üzerindedir.
Bu nedenle, yeme- içme alõşkanlõklarõmõzõ değiştirerek de suyun başka
amaçlar için kullanõlabilmesine yardõmcõ olabiliriz.
F re d
Pe arc e ,
2006
yõlõnda
B e ac on’dan yayõnlanan “Ne hirle r
Kuruyunca” adlõ kitabõna sanal suyla
başlõyor. Okuduklarõmdan etkilenmemek mümkün değil. Pearce’ye göre
çok azõmõz gün boyunca ne kadar su
kullandõğõnõn farkõnda. Günde ortalama 4- 6 litreden fazla su içmeyiz. Duş
almak ve tuvalette sifon çekmenin her
biri yaklaşõk 150 litre su demek. Bazõ
ülkelerde yüzme havuzlarõ, çim sulama sistemleri ve çeşitli açõk hava
etkinliklerinde ise 2 kat daha fazla su
kullanõlõyor. Örne ğin, Avus tralya
banliyölerinde tipik olarak kişi başõna
su kullanõmõ yaklaşõk 350, ABD’de ise
380 litre.
Küve ti doldurarak banyo yapmak
yerine duş almak, dişimizi fõrçalarken
musluğu kapatmak, vb. önlemler ile
e vde öne mli miktarda s u tas arruf
edebiliriz. Bir de evimize doldurduğumuz fabrikasyon ürünler ve eşyalardan da tasarruf ederek su israfõnõ
azaltabiliriz. F akat bütün bunlar
nehirlerin kurumasõnõ engellemek için
yetmez. Esas problem içtiğimiz ve
yediğimiz şeylerin yetiştirilmesi için
harcanan suyun miktarõnda.
Bunu anlamak için gerçek sayõlara
tekrar bakalõm. Örneğin, 1 kg pirinç
yetiştirmek için 2,000 – 5,000 lt su
gerekir. Bu, bir hane halkõnõn 1 haftalõk su ihtiyacõndan daha fazladõr. 1 kg
patates için 500 lt su gerekirken,
yaklaşõk 1 0 0 gr’lõk bir hamburge r
yapmak için bir s õğõr tarafõndan
11,000 lt ve bir ineğin 1 lt süt vermesi için 2,000 – 4,000 lt su tüketiliyor.
Bu durumda et yiyen ve süt tüketen
tipik bir Batõlõ tüketici, her gün yediği ve içtiği besinlerin ağõrlõğõnõn yüzlerce katõ kadar daha fazla (adõ sanal
da olsa!) su tüketiyor.
Bu günden sonra eğer alõşveriş sepetinizin gereksiz şeylerle dolu olup
olmadõğõna bakarsanõz, belki 3,000 lt
su kullanõlarak elde edilmiş olan şeker
paketini rafa geri koyarsõnõz. 1 kg’lõk
kahve kavanozunun da 20,000 lt suyu
yuttuğu söylenebilir. Ayrõca, kahvenize koyacağõnõz her kaşõk şekerin
yetişmesi için 50 fincan su harcanõyor. B öyle c e , içile n bir kahve nin
ardõnda kahve tanelerinin yetiştirilmesi, paketlenmesi ve taşõnmasõ için
harcanan su 140 lt ya da 1,120 fincan
su gerekiyor. Bu da sadece kahve
içe rke n s u tüke tme diğimizi ortaya
koyuyor. 1 fincan kahve yani 140 litre
su normal bir insanõn bir günde içme
ve ev ihtiyaçlarõ için kullandõğõ suya
karşõlõk geliyor! Yalnõzca beslenme
de ğil, giyinme de s u tüke timinin
nedenlerinden. T ek bir T - shirt üretmek için gerekli olan 250 gr pamuğu
yetiştirmek için kullanõlan suyla 25
küvet doldurulabilir.
Ortadoğu’daki su kõtlõğõnõ da inceleyen Profesör Allan, yerel su azlõğõ
üzerindeki baskõyõ azaltmak amacõyla
gõda yoluyla alternatif su “kaynağõ”
olac ak S anal S u ithalatõ te oris ini
geliştirdi. Böylece ABD, Arjantin ve
Brezilya gibi ülkelerin nasõl ve neden
her yõl milyarlarca litre su ‘ihraç’ ettiği; Japonya, Mõsõr ve İtalya gibi ülkelerin ise yine her yõl milyarlarca litre
suyu ‘ithal’ ettiğini izah etmesinden
dolayõ suyun daha iktisatlõ kullanmanõn gerekliliği ortaya çõktõ. Özetle
s anal s u, öze llikle s u s õkõntõs õnõn
bulunduğu bölgelerdeki tarõm ve su
politikalarõnõn belirlenmesi ile birilikte su tasarrufuna yönelik bilinçlendirme kampanyalarõnda da yeni bir devir
açtõ… Haberiniz olsun!
14
<<
ARIYORUM <<
CERN geleceğimize õşõk
tutmaya devam ediyor
CERN’deki LHC deneyleri hakkõndaki
gerçekler ve yanlõş bilinenler
CERN de ne yle ri yaklaşõk 2 yõldõr
kamuoyu günde minde . B unun e n
önemli nedenlerinden birisi de herhalde medyada kullanõlan ismi: Büyük
patlama deneyleri. İşin içinde patlama
gibi kavramlar olunca, ister istemez
kamuoyunun dikkatini çekiyor. Her ne
kadar bu patlama 13.5 milyar yõl önce
gerçekleşmiş olsa da (aslõnda o da bir
patlama değildi ama konumuz açõsõndan önemi yok), medyada “patlama
deneyleri” olarak ün yapan LHC bir
çok yanlõş anlşõlmalarõn hedefi oldu.
Bunun yanõsõra bir de “kara delik”
olgusu da insanlarõn ilgisini çekti. İşte
bu yazõda LHC deneylerinin kõsa bir
tanõtõmõnõ yaptõktan sonra, kamuoyunda yanlõş bilinen gerçekleri açõklamayõ hedeflemekteyiz.
Yüzyõlõn deneyi: LHC (Büyük Hadron
Çarpõştõrõcõsõ)
Fransa- İsviçre sõnõrõnda, yerin 100
metre altõndan geçen 27 kilometre
uzunluğundaki tünele inşa edilen LHC
(Büyük Hadron Çarpõştõrõcõsõ) Aralõk
2009 tarihinde proton çarpõşmalarõna
başladõ. Hõzlandõrõcõnõn üzerindeki her
biri birkaç katlõ apartman büyüklüğündeki 4 detektör de, yõllar süren
hazõrlõklardan sonra veri toplamaya
başladõlar. CERN (Avrupa Nükle e r
Araştõrma Kons e yi) laboratuarõnda
yer alan bu deneyler CMS, ATLAS,
LHCB ve ALICE olarak isimlendirilmişlerdir. Protonlarõn 14 T eV (T era
elektron volt ya da trilyon elektron
volt) merkezi enerjisinde çarpõşacaklarõ bu de ne yle r, araştõrmac õlara
evrenin ilk zamanlarõnõ anlama imkanõ vereceklerdir. LHC hõzlandõrõcõsõnda herbiri 7 T eV enerjiye sahip olan
ve 27 kilometrelik dairesel tünel içinde õşõk hõzõna çok yakõn hõzlarda yol
alan protonlar kafa kafaya çarpõşarak
14 T eV’ luk merkezi enerji meydana
getirecek ve böylelikle atom altõ dünyasõnõn şimdiye kadar göremediğimiz
bölgelerini inceleme olanağõ sağlaya-
BİLİM
14 - 28 ŞUBAT 2011
caklardõr. Bu bölgedeki enerji yoğunluğu, e vre nin başlangõc õndaki B ig
B ang (B üyük Patlama) koşullarõna
yakõn olduğundan dolayõ, bas õnda
LHC deneyleri “Big Bang” deneyleri
adõyla da adlandõrõlmaktadõr. Ancak
mutlak anlamda üretilen enerji bir
kibrit ateşi kadar bile değildir. Bu
deneylerin temel amacõnõ, Parçacõk
F iziğinde varõlan s on nokta olan
Standart Model adõnõ verdiğimiz teorinin yanõtlayamadõğõ sorulara yanõt
bulmak diye özetleyebiliriz. S tandart
Model bize maddenin yapõ taşlarõnõn
nas õl davrandõğõnõ ve birbirle riyle
nasõl etkileştiklerini açõklamakta ama
bunlarõn nedenleri hakkõnda bilgi vermemektedir. LHC deneyleri ile, bunlarõn nedenlerini öğrenmeyi hedefleme kte yiz. He r ne kadar bir çok
deneyle desteklenen Standart Model
içinde yaşadõğõmõz e vre nde ne le r
olduğunu bize çok güzel bir şekilde
açõklasa da, ortada yanõtlanmamõş bazõ
s orular bulunmaktadõr. S tandart
Model için gerekli olan bir parçacõk
(ki buna Higgs parçac õğõ diyoruz)
he nüz ke şfe dilme miştir. S tandart
Modele göre, maddenin yapõ taşlarõ
olan temel parçacõklar altõ lepton, altõ
kuark ve bunlar aras õndaki temel
etkileşmeleri ge rçe kle ştire n arac õ
parçacõklardõr. Bu modele göre, parçacõklarõn kütlelerinin nerden geldiklerini açõklayabilmek için Higgs alanõ
adõ verdiğimiz ve henüz keşfedilmemiş bir temel etkileşim alanõna ihtiyaç
duyulmaktadõr. Dolayõs õyla Higgs
parçacõğõnõn var olup olmadõğõ sorusunun yanõtlanmasõ S tandart Model
açõsõndan son derece önemlidir. CMS
deneyi ve diğer LHC deneyleri, öncelikle Higgs parçac õğõnõ aramak ve
böyle bir parçacõk varsa bunun kütles ini ve diğe r öze llikle rini ölçme yi
amaçlamaktadõr. Öte yandan, LHC
deneylerinin diğer amaçlarõndan birisi
de S M’in ötesinde bir model olan
S üpersimetri modelini sõnamaktõr.
Bu deneylerde Büyük Patlama mõ tekrarlanõyor?
CERN DENEYİ ile
ilgili bilinmeyenler...
Doç. Dr.
Kerem Cankoçak
Hayõr, Büyük Patlama 13.5 milyar yõl
önc e ge rçe kle şti zate n. Evre nimiz
13.5 milyar yõl önce başladõ ve hõzlanarak genişliyor. LHC deneylerinde
protonlar çarpõştõrõlarak evrenin başlangõcõndaki enerji yoğunluğuna ulaşõlmaya çalõşõlõyor. Protonlarõn çarpõşmasõnda ortaya çõkan mutlak enerji
bir sivrisineğin kanat çõrpõşõ kadar.
Anc ak protonlarõn boyutlarõ çok
küçük olduğu için, enerji yoğunluğu
çok fazla. B u durumu şu şe kilde
örneklendirebiliriz:
Deniz suyunun õsõsõ bir litre kaynamõş suya oranla kat kat daha fazladõr.
Çünkü õsõ bir enerji ölçüsüdür ve
deniz suyunun muazzam miktardaki
kütlesinin içerdiği enerji bir litre kaynamõş suyun enerjisinden milyarlarca
ke z daha büyüktür. B öyle olduğu
halde başõmõzdan aşağõ bir litre kaynamõş su döktüğümüzde haşlanõrõz da
denize girdiğimizde hiçbir şey hissetmeyiz. Hatta deniz suyunun sõcaklõğõ
düşükse üşürüz. Bunun nedeni denizin õsõsõnõn dağõlmõş durumda olmasõdõr. Oysa bir litre kaynamõş suyun
õsõsõ (yani enerjisi) küçük bir alanda
yoğunlaşmõştõr. Öyleyse önemli olan
enerji miktarõ değil, enerjinin yoğunlaşma derecesidir. Einstein’ õn ünlü
formülününü hatõrlarsak, enerji eşittir
kütle! Öyleyse enerji yeteri derecede
yoğunlaştõğõnda madde ye dönüşür.
Bunu söyle de ortaya koyabiliriz: Bir
madde nin e ne rjisini ye te rli oranda
arttõrdõğõmõzda o madde nin kütle s i
e ne rjiye dönüşür. Yüks e k e ne rji
yoğunluklarõnda yüzlerce farklõ parçacõk ortaya çõkar. İçinde yaşadõğõmõz
evrende madde adõnõ verdiğimiz her
şe yi
(vüc udumuz,
ge ze ge nimiz,
güneş, yõldõzlar, ...) oluşturan bu üç
parçacõk da (esas olarak proton, nötron ve elektron) yaklaşõk 13.5 milyar
yõl önce, evrenin başlangõcõnda ortaya
çõkmõşlardõr. Şimdilik bu parçacõklarõ
meydana getiren (Big Bang’ deki) o
muazzam enerjinin kaynağõnõ bilmiyoruz.
LHC deneyleri herhangi bir tehlike arz
ediyorlar mõ?
Hayõr hiç bir tehlike yok. Dünyamõzõn
tarihi 4.5 milyar yõl kadar eskidir. Bu
s üre zarfõnda dünyamõz uzaydan
gelen kozmik õşõnlarõn bombardõmanõna maruz kalmõştõr. Kozmik õşõnlardaki enerji protonlarõn çarpõşma enerjisinden kat kat fazla olduğu halde şimdiye kadar Hiçbir etki gözlenmemiştir.
Dan Brown’un Melekler Ve Şeytanlar
kitabõ bu deneyi mi anlatõyor?
Hayõr, aslõnda o kitap 8 yõl önce yapõlan antihidrojen atomu deneyinden
esinlenmiş. LHC deneylerinde antiatom üretilmiyor. Ama kitaptan yapõlan
filmde dekor olarak LHC deneyleri
kullanõlmõş.
Antimadde, dünyanõn enerji sorununa
çözüm olabilir mi?
Hayõr olamaz. Her şeyden önce antimadde kavramõnõn iyi anlaşõlmas õ
gerekiyor. P.A.M. Dirac tarafõndan
1928 yõlõnda ortaya atõldõğõ ve daha
sonra sayõsõz deney ve gözlemler
tarafõndan ispatlandõğõ gibi, her atom
altõ parçac õğõn bir karşõt parçac õğõ
vardõr. Aslõnda karşõt parçacõğa da
parçac õk diye biliriz. B unlar ge rçe k
parçacõklardõr. S adece yükleri ya da
başka kuantum özellikleri zõt işaretlidir. Örneğin elektronun zõt elektrik
yüklü karşõt parçac õğõ pozitrondur.
Öte yandan bir de antiatom vardõr ki
aslõnda antimadde deyince bu anlaşõlmalõdõr. Antiatom, atom altõ parçacõklarõn antiparçacõklardan oluştuğu bir
durumdur. Örneğin, hidrojen atomunda çekirdekte bir proton ve etrafõnda
da bir elektron vardõr. Antihidrojen
atomu ise çekirdekte antiprotonun ve
çevresinde de pozitronun bulunduğu
bir atomdur. Antiatomlar doğada kendiliklerinden var olmazlar. Ancak çok
özel koşullarda, CERN gibi laboratuarlarda üre tile bilirle r. İlk antiatom
1996 yõlõnda CERN’de Low Energy
Antiproton Ring (LEAR)’ da PS 210
deneyi tarafõndan üretilmiş ve daha
sonra 2002’ de Antiproton yavaşlatõcõsõ deneylerinde bunlardan binlerce
üretilmiştir. Bu deneylerde üretilen
antiatomlar çok çok kõsa ömürlüdürler
(saniyenin milyarda biri kadar) ve
hemen madde ile etkileşime girerek
yok olmaktadõrlar. Zaten aksi takdirde içinde yaşadõğõmõz evrende madde
hakim olamazdõ. Dolayõsõyla bu antiatomlarõ biriktirmek mümkün olmadõğõ
gibi, biriktire bils e ydik de , onlarõ
üretmek için harcadõğõmõz enerji bu
antiatomlarõn enerjilerine eşit olacağõ
için hiçbir şekilde enerji kaynağõ olarak kullanamazdõk.
Antimadde bombasõ yapõlabilir mi?
Hayõr yapõlamaz. Birincisi, yukarõda
saydõğõmõz nedenlerden dolayõ, antiatom’u bir arada tutmak için harcanan
enerji o atomun toplam enerjisine
eşittir. İkincisi de bu atomlarõ yeterli
enerji yoğunluğuna getiremeyiz.
LHC tehlikeli değilse neden yer altõna
yapõldõ?
LHC deneylerinin yukarõda bahsettiğimiz antiatom deneyleri ile hiçbir
ilgisi olmadõğõ gibi, bu deneylerin hiçbir tehlikesi de yoktur. Hõzlandõrõcõnõn
ye rin 1 0 0 me tre altõnda yapõlma
nedeni Kozmik õşõnlardan korunmak
içindir. LHC hõzlandõrõcõsõndan önce
aynõ tünelde elektronpozitron çarpõştõrõcõsõ (LEP) vardõ. 1980’lerin başõnda LEP ve LEP deneyleri tasarlanõrken, yapõlacak ölçümler hassas olacağõ için ve o dönemki dedektör teknikleri kozmik õşõnlarõn etkisini yeterince ayõrt edemeyeceği için, tünel
yerin 100 metre altõna yapõlmõştõ. LHC
hõzlandõrõcõsõ da aynõ tüneli kullanmaktadõr.
BİLİM
LHC’nin yaratacağõ mikro kara delikler dünyayõ yutar mõ?
Kara delik olgusu kavramsal açõdan
çok gizemli değildir: Çekim alanõ her
türlü maddi oluşumun ve õşõğõn kendisinden kaçmasõna izin vermeyecek
derecede güçlü olan kütle çekime
sahip kozmik cisimlere kara delik
denir. Bütün olay, kütle ile cismin
yoğunluğunun orantõs õdõr. Cis min
hacmi sõfõra giderken kütlesi (böylece
kütle
çe kim güc ü de ) s ons uza gide r.
Uzayda bir çok kara delik gözlemlenmiştir. B u gözle mle r dire k de ğil
dolaylõ yoldandõr. Çünkü õşõk bile kara
deliklerden kaçamaz. Ama yõldõzlarõn
kara delikler tarafõndan yutulduğunun
resimleri çekilmiştir. Dünyamõz nasõl
uzayda başõ boş gezen gök taşlarõ
tarafõndan tehdit altõndaysa, aslõnda
kara delik tehdidi de yabana atõlõr bir
te hdit de ğildir. Ama laboratuarda
üretilmesi beklenen mini kara delikler
bunlardan değildir. Bazõ kuramlara
göre kara de likle r atmos fe rde de
oluşmaktadõr. B u kuramlara göre
uzaydan ge le n kozmik õşõnlarõn
atmos fe rde ki atomlara çarpmas õ
sonucu ortaya çõkan yoğun enerji bu
kara delikleri oluşturabilir. Yukarõda
da bahsettiğimiz gibi, uzaydan gelen
kozmik õşõnlarõn enerjileri, LHC’deki
proton proton çarpõşmalarõndaki
e ne rjile rde n kat kat yüks e ktir.
Dolayõsõyla eğer LHC’ de mini kara
de likle r oluşac aks a, bunlar zate n
atmosferde 4.5 milyar yõldõr oluşmakta olmalõdõrlar. Nitekim atmosferdeki
bu mini kara delikleri gözlemlemek
için bazõ deneyler de yapõlmaktadõr
ama henüz bunlardan hiç biri bir kara
delik gözlemleyememiştir.
LHC’ de mikro kara delikler nasõl oluşabilir?
S tandart modelde LHC’ de bir kara
delik üretmek mümkün değildir çünkü
bir kara deliğin kütlesi Planck kütlesinden küçük olamaz ki bu da yaklaşõk 20 mikrogram (1000 T eV) düzeylerindedir. Oysa LHC kütle merkezi
enerjisi 14 T eV’ dir. Fizikçiler bugüne kadar evrende sadece 4 temel
kuvvet saptayabildiler. Bunlarõn kuvve tle rini birbirle rine göre li olarak
sõralarsak: Çekirdek kuvveti (strong
force) 1 kuvvetinde, elektromanyetik
kuvvet 1/137 kuvvetinde, zayõf kuvvet 10^6 (milyonda bir) kuvvetinde ve
kütle çekim 10^43 (0’ dan sonra 42
adet sõfõr) kuvvetindedir. Kütle çekim
kuvve ti diğe rle rine göre çok çok
zayõftõr ve o yüzden atom altõ düzeyinde etkisi hissedilmez. Ama kütle
çe kimin me nzili sonsuzdur ve çok
büyük uzaklõklarda bile e tkilidir.
Anc ak günümüzde S tandart Mode l
ötesi bazõ kuramlar vardõr ki (çok
boyutlu uzaylar), bunlara göre kütle
çekim etkisini bir çok uzam boyutuna
yaymaktadõr. B u kuramlara göre ,
diğer kuvvetler sadece 3+ 1 boyutlu
zarlara (brane), yani içinde yaşadõğõmõz boyuta hapsolmuşlardõr ve kütle
çekimin çok küçük boyutlarda (yüksek enerjilerde) kuvveti artar. Eğer
bu kuramla doğru ise, yüksek enerjili çarpõşmalarda kütle çekimin etkisi
büyür ve mini kara delikler oraya
çõkabilir.
14 - 28 ŞUBAT 2011
Bilim adamlarõ yanõlõyor olabilir mi?
T abi ki bilimde yanõlgõ faktörü vardõr.
Ancak bilimsel teoriler bir çok farklõ
deney/gözlem ve diğer bilimsel teorilerle sürekli olarak test edilmektedir.
S tandart Model adõnõ verdiğimiz fizik
kuramõ da son 3040 yõldõr kendini
defalarca ispatlamõş ve çok hassas
ölçümleri bile öngörebilmiş bir teoridir. Bu teorideki eksik parçalarõ bulmak ve teoriyi geliştirmek için tasar-
>>
ARIYORUM >> 15
lanmõş LHC deneyinde mutlaka bir
şeyler bulunacağõna inanõyorum. Eğer
yanõlmõşsak ve 2030 yõl sonra LHC’
de hiçbir yeni kuvvet, parçacõk,.. vb
bulamamõşsak o zaman bütün fiziği
tekrar gözden geçirmemiz gerekecek.
Anc ak yanõlmadõğõmõz te k şe y bu
deneylerin tehlikeli oluşudur çünkü
bunun ispatõ olan dünyamõz 4.5 milyar
yõldõr karşõmõzda duruyor.
Kaynakça
[ 1] Ge rard’t Ho o ft, Madde nin So n Yapõtaşlarõ,
T UBIT AK yay., 2000
[ 2] Edward Ko lb , Mic hae l T urne r, “T he Early
Unive rs e ”, We s tvie w Pre s s , 1990
[ 3 ] Sc o tt Do de ls o n, “Mo de rn Co s mo lo g y ”,
Els e vie r, 2003.
[ 4] R.P. Kirs hne r, “the Ex travagant Unive rs e ”,
Princ e to n, 2002
[ 5] R. Gürdile k , “Evre n k uramlarõ”, Bilim ve
T e k nik , Mayõs 2007
[ 6 ] http: //ls a g.w e b .c e rn.c h/ls a g /LSAGRe po rt.pdf
(J o hn Ellis , Gia n Giud ic e , Mic he la ng e lo
Mangano , Igo r
T k ac he v and Urs Wie de mann)
16
<<
ARIYORUM <<
BİLİM S ANAT KÜLT ÜR
14 - 28 ŞUBAT 2011
Sonunda teşrif ettiniz.
Uzun zaman oldu. Dünyamõz yaşam belirtilerini gösterdiğinden bu yana milyarlarca yõl geçti. Peki kimler geldi
kimler geçti? Bazõlarõ da dünyamõzõ sallayõp geçti.
Bu bir geçiş töreni. Uzayda kaybolmuş dünyamõzõn
kaderini değiştiren, onunla yaşamayõ anlamlõ kõlan isimlerin birkaç satõrla anlatõldõğõ bir tören. Amacõmõz bu
önemli isimlerle tanõşmanõza aracõ olmak. Arkadaşlõğõnõzõ
ilerletmek sizlerin elinde.
İstanbul’un T aşõ T oprağõ bölümünde de İstanbul’daki
adlarõn kökenine inip, nasõl ortaya çõktõğõnõn yanõtõnõ bulacaksõnõz.
:
ha zõrlay an
ÖRE N
OSMAN Gdu.tr
go re no @
Buyrun içeri...
itu.e
a
Ey fe l'd e n İzm ir'in Ko na k 'õn
GUST AVE E IF FE L
Yiğit De lik anlõ
ALEKSANDER PUŞKİN
183 2 – 192 3
1799 - 1837
F
ransõz mimar, mühendis ve
metal uzmanõ sõfatlarõna sahip
Gustave Eiffel hafif ama sağlam çelik köprüleriyle ünlü olmadan
önce kimya okudu. Eiffel’in 1866’da
kurulan şirketi 1884’de dev Özgürlük Anõtõ’nõ yaptõ, iç aksamõnõ ve
çalõşmasõnõ tasarladõ. Fransõz
Devrimi'nin yüzüncü yõlõ (1887)
anõsõna yapõlacak Paris anõtõ için
tasarlanan 700 plan arasõndan
Eiffel’in eseri seçildi. 1889’da
tamamlanan Eyfel Kulesi 40 yõl
boyunca dünyanõn en yüksek yapõsõ
olarak kaldõ.
S anayi Devrimi sayesinde artan
ülkelerarasõ etkileşim Eiffel'in
Bilg i Ya tõr õm c õs õ
yaşamõnda önemli bir rol oynadõ.
Vietnam'dan Macaristan'a,
Rusya'dan Şili'ye dünyanõn birçok
yerinde eserlere imza atan Eiffel,
aynõ zamanda İzmir'deki Konak
Pier'in de tasarõmcõsõdõr(1890).
Gümrük Binasõ olarak kullanõlmõş
Pier Konak günümüzde alõşveriş
merkezi olarak hizmet vermektedir.
S oylu bir ailenin içinden çõkõp
gerçekçilikle bezenmiş bir
kalem; sürgünle, sansürle olan
savaştan yaratõlan koca bir
edebiyat; 4 meyveli soylu bir
evlilikten kalan hazin bir ölüm:
Puşkin.
Köprü projelerinde ön plana çõkardõğõ çelik ile bu alanõn öncülerinden
oldu. Bunun yanõ sõra tasarladõğõ
hidrolik basõnç sistemi ile derin
sulara köprü kurulumunu kolaylaştõrdõ; örümcek ağõna benzeyen
tasarõmõ ile oluşturduğu çatõ ve
kemerler ile de şiddetli rüzgarlara
karşõ geldi. Köprü projeleriyle
ünlenen Eiffel, kilise, postane,
fener, viyadük, gözlemevi, tiyatro
gibi birçok farklõ türdeki binalarõn
yapõmõnda yer aldõ.
Rus yazarõ Puşkin Moskova’da
memurluk yaparken siyasal
şiirleri nedeniyle 1824’te
Pskov’a sürüldü. Bu dönemde
en büyük romanõ olan Evgeni
Onegin üzerinde çalõştõ. 1825’te
I. Nikola tahta çõkõnca
Moskova’ya döndü. 1832’de
Natalia Gonçarova ile evlendi.
Ancak Fransõz Baron D’Anthes
(1812 – 1895) de Natalia’ya
aşõk oldu. Puşkin baronu düellloya davet etti ve öldürüldü.
Eiffel, Fransõzlarõn Panama kanalõnõ
açmak girişiminde başarõsõz olmalarõndan sonra bilime döndü ve sevgili kulesine bir aerodinamik laboratuvarõyla bir telgraf sistemi ekledi.
“Genellikle bütün yanlõşlõklarõn
altõnda gurur yatar” sözünün
sahibi Puşkin, belki gururu
yüzünden ölmüştür, belki de
kendi romanõnõn son sayfasõ
olmuştur.
“Paris’e etkisi konusundaki eleştirilere rağmen Eyfel Kulesi 1889
Paris S ergisi’nde büyük başarõ
kazandõ.”
Puşkin’i T ürkçe hissetmek için
Ezginin Günlüğü’nün
BE NJAMIN FRANKLIN
170 6 – 179 0
nic a
Gla ssharmoc
kavanozunun elektriği nasõl depo ettiğini
gösterdi. Bir parçacõklar akõmõ olan
elektriğin negatif ve pozitif yüklü olduğu
fikrini getirdi. Franklin en çok yõldõrõmõn
bir elektrik biçimi olduğu kuramõyla
tanõnõr. Bunu kanõtlamak için 1752’de
fõrtõnalõ bir havada metal tele bağlõ
uçurtma havalandõrdõ ve tel ile parmaklarõ
arasõnda elektrik kõvõlcõmlarõ oluşturdu. Bu
da yõldõrõmsavarõ (paratoneri) bulmasõna
yardõmcõ oldu.
On yedi çocuklu bir sabun ve mum imalatçõsõnõn
onuncu oğlu olarak dünyaya geldi. Franklin on
yaşõnda okulu bõrakõp bir matbaacõnõn yanõnda
çalõşmaya başladõ. Mesleği öğrenip 1730’da
ano zu
Le yden kav
“Fakir Richard’õn Almanağõ” yayõnlamaya
Bir diğer icadõ da Armonica’dõr (Glass
başladõ. Richard S aunders takma adõyla
Harmonica, 1761). Franklin’in ayakla dödürülen
yazõlar yazdõ. Gazeteciliğin yanõnda meclise
pedallõ versiyonunda, yatay olarak 37 cam kase
girerek siyasete atõldõ.
demir bir dingile tutturuldu. S es õslak ellerle
1744’de zekasõnõ bilime verdi. İlk icadõ Franklin
kaselerin kenarlarõna dokunularak çõkarõlõyordu.
S obasõ büyük başarõ kazandõ ve bu bilimsel
Armonicadan çõkan sesin insan beyni ve
araştõrmalarõnõ teşvik etti. 1747’de İngiltere’den
kulaklarõyla bilinmeyen bir etkileşimi olduğu
gelen bazõ elektrik malzemeleriyle leyden
varsayõlõyor çünkü çõkan ses 1000 ve 4000 hertz
seslendirdiği, Nadir Göktürk’ün
bestelediği, Ataol
Behramoğlu’nun çevirdiği ve
Puşkin’in yazdõğõ, “Bilinmeyen
Ülke” şiiri...
Bilinmeyen Ülke
Ey güzel ülke! uzak ülke,
Ey bilmediğim ülke.
Ne kendi isteğimle geldim
sana,
Ne de soylu bir atõn sõrtõnda.
Beni bu yiğit delikanlõyõ,
Gençliğin ateşi sürükledi sana,
Bi de başõmdaki şarap
dumanlarõ.
aralõğõnda. 4000 hertz altõnda sesleri insan beyni
sağ ve sol kulak arasõndaki tam nirengi noktasõ
bulamadõğõ “katman/safha farklõlõğõna” yol açtõğõ
söyleniyor. Sesin nerden geldiğini beyin
anlayamõyor. Franklin’in bu icadõ hoş olmayan
sesinden ötürü yaygõnlaşmadõ
fakat mekanik olmayan
versiyonlarõ(Glass Harp)
günümüzde kullanõlõyor.
Franklin, renkli yaşamõ, bilimsel ve politik başarõlarõ ile
Amerika’nõn en etkili ‘Kurucu
Babalar’õndan biri olarak tarihteki yerini almõştõr.
“Bilgiye yapõlan yatõrõm en
yüksek kârõ getirir” sözü de
yaşamõnõ özetlemektedir.
BİLİM S ANAT KÜLT ÜR
14 - 28 ŞUBAT 2011
Mad alya Ko le k s iy o ne ri
Dişle k E fs ane
NAİM SÜLE YMANOĞL
U
d. 19 67
>>
ARIYORUM >> 17
RY
F RE DDIE ME RCU
19 46 – 19 92
İ
ngiliz pop şarkõc õsõ Fre ddie
Merc ury, Zanzibar (T anzanya)
adasõnda Farrokh Bulsara olarak
doğdu ve Bombay’da (Hindistan)
büyüdü. 1963’te İngilte re ’de Ealing
College of Art’da tasarõmc õlõk okudu.
Bir dizi grupla çalõştõktan sonra
1971’de Brian Maye (d. 1947), Roge r
T aylor (d. 1949) ve John Deac on’la (d.
1951) Queen grubunu kurdu. İlk
başarõlarõ ‘Killer Quee n’ ve ope ra biçiminde ki ‘Bohe m Rapsodisi’ şarkõlarõyla
ke ndilerini gösterdile r. Merc ury’nin
1985’te ki Live Aid konserinde ki pe rformansõ diğe r herke s i gölge de bõraktõ.
Hayranõ olduğu İspanyol soprano
Montserrat Caballén (d. 1933) ile
“B arcelona” (1988) albümünü kaydetti.
H
altere 1977’de, henüz 10
yaşõndayken başladõ. On
altõ yaşõnda ilk yetişkin
dünya rekorunu kõrarak birinci
oldu. Böylece halter tarihinde
en genç dünya rekortmeni
unvanõnõn sahibi oldu.
1984 Los Angeles
Olimpiyatlarõ’na Bulgaristan’õn
da S ovyet’lerle boykota katõlmasõ nedeniyle katõlamadõ.
Bulgaristan’daki bu baskõlardan
kurtulmak ve T ürkiye adõna
müsabaklara katõlmak için
1986’da Melbourne’de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonasõ’nda T ürkiye Büyükelçiliği’ne
sõğõnarak T ürkiye’ye iltica etti.
1988’de Avrupa Halter Şampiyonasõ’na T ürkiye adõna katõldõ
ve üç altõn madalya kazandõ.
1988 Seul Olimpiyatlarõ’na
T ürkiye adõna katõlabilmesi için
T ürk hükümetince Bulgaristan’a
1 milyon dolar ödenerek gerekli
izin alõndõ. Bu olimpiyatlarda
S üleymanoğlu 60 kg koparmada
sõrasõyla 145 kg, 150.5 kg,
152.5 kg, silkmede 175 kg,
188,5 kg, 190 kg, toplamda da
320 kg, 339 kg, 342.5 kg
kaldõrarak 9 dünya 6 olimpiyat
rekoru kõrarak muhteşem bir
zafer elde etti ve böylece
T ürkiye’ye olimpiyatlar tarihinde güreş dõşõnda ilk altõn
madalya kazandõran isim oldu.
1992 Barcelona
Olimpiyatlarõ’nda aldõğõ altõn
madalyasõna Dünya ve Avrupa
şampiyonalarõnda yenilerini
ekledi. 1996 Atlanta
Olimpiyatlarõ’nda 64 kiloda 4
dünya rekoru kõrarak 3. kez
olimpiyatlarda madalya kazanarak tarihe geçti.
Fre ddie Me rc ury, ge niş kitle le rc e roc k
müziğin e n büyük vokalistle rinde n biri
olarak kabul e dilmiştir. Hiç formal
vokal eğitimi almayan Fre ddie Me rc ury
çok özel bir sese sahipti. Normal
konuşma sesi bariton aralõğõnda
olmasõna karşõn şarkõ söylerke n sesi
te nor oluyordu. Kaydedilmiş vokal
aralõğõ yaklaşõk 4 oktav idi. Vokal
aralõğa ilaveten Me rc ury te knik olarak
zor şarkõlarõ da çok güçlü bir sesle
yorumlamõştõr. Ancak, ses tellerindeki
nodüllerde n rahatsõz olmasõ nedeniyle
(ame liyat olmayõ re dde tmiştir) pe k çok
konse rinde yükse k notalarõ düşürmüştür.
D
ünya tarihinin uğrak yeri,
kõtalarõ birleştiren Dünya'nõn
incisi... İstanbul, İstanbul
olalõ Boğaz'õyla anõlmõştõr. Boğaziçi,
Bosfor, Bosphore, Bosphorus...
Peki Boğaz'õn ilk adõ Bosphorus'un
adõ nereden gelmektedir?
Bosphorus, eski yunanca 'bous'
(inek) ve 'phoros' (geçit)
kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. İnek Geçiti denmesi mitolojik bir
öyküye dayanmaktadõr. T anrõlarõn
tanrõsõ Zeus gönlünü Kral İnakhos'un
güzeller güzeli kõzõ İo'ya kaptõrmõş.
Zeus, eşi tanrõça Hera'nõn
kõskançlõklarõndan korunmak için
İo'yu inek biçimine sokmuş. Durumu
anlayan Hera, İo'ya sonsuza dek
eziyet etmesi için peşine bir büvelek
(iri sinek) takmõş. Büveleğin kovaladõğõ ak inek, oradan oraya kaça
kaça Boğaziçi'ne gelmiş. Avrupa'dan,
Boğaz'õ atlayõp Asya'ya, şimdiki
Kadõköy'e canõnõ zor atmõş. İnek,
Boğaz'dan atlayõp geçince, buraya
“İnek Geçidi” demişler.
26 Kasõm 1991’de “‘Kraliçe’ artõk sessiz” manşeti altõnda Cumhuriye t
Gazetesi O’nun için şu sözlere yer ve rmişti: “Quee n roc k dünyasõna grift,
kendi içinde ge lişen be steler
kazandõrdõ. Ama Quee n’i Que en yapan
lastik gibi sesiyle, ürkütücü
görünüşüyle , dünyaya me ydan okuyan
yaşam tarzõyla Freddie Merc ury idi.”
Ce nazesi zerdüşti bir papaz tarafõndan
yönetildi. Yakõlõp, külle rinin Cenevre
Gölü kõyõlarõna se rpildiği rivaye t e dilir.
2000 Sidney Olimpiyatlarõ’nda
başarõlõ olamadõ ve sporu üç
olimpiyat altõn madalyasõ, yedi
Dünya Şampiyonluğu, altõ
Avrupa Şampiyonluğu ve 46 kez
dünya rekoru kõrarak bõrakmõş
oldu.
İnek'ten İnci'ye, Boğaz
He r zaman e n büyüğünü ve en iyisini
yapmaya çalõşan Merc ury ve grubu
dünyanõn farklõ yerlerinde geniş
kitlelere ulaşan yaklaşõk 700 konser
ve rdi. Me rc ury’nin İngilte re ’deki
Kne bworth Park’ta Quee n’le yaptõğõ
s on c anlõ konserini 120 bin kişi izledi
(9 Ağustos 1986). Ge nçlik yõllarõnõn
sessiz ve utangaç çocuğu vokalist,
müzisye n, söz yazarõ kimlikleriyle roc k
müziğinin ge lmiş ge çmiş e n iyile ri
arasõnda yerini alarak 24 Kasõm
1991’de AIDS hastalõğõ yüzünde n
ölmüştür.
“Dişlek olmamdan hoşlanmõyorum.
Onlarõ yaptõracağõm ama daha vaktim
olmadõ. Onun dõşõnda...Mükemmelim.”
Su Yolunun Son Durağõ, Taksim
C
umhuriyet'in İstanbul'daki
simgesi, milyonlarõn su gibi
aktõğõ meydan... T aksim tarihi,
konumu, önemi ile günümüzde
İstanbul'un en önemli yerlerinden.
T aksim adõ, bendlerden gelen suyun
T aksim ve çevresine dağõtõldõğõ (taksim edildiği) nokta oluşundan
gelmektedir.
T aksim su tesisleri, 1731'de I.
Mahmud döneminde yapõlmõştõr. 23
kilometrelik su yolu üzerinde bulunan Büyükdere Kemeri, Derbent ters
sifonu ve su terazileri ile su, T aksim
Meydanõ'nda bulunan 1200 metre
küplük depoya ve önündeki taksim
odasõ yani Maksem'e iletilmekteydi.
Zaman içinde artan nüfusun taleplerini karşõlamak için T opuzlu Bendi,
Valide Bendi ve S ultan II. Mahmud
bendleri ile takviyeler yapõlmõştõr.
Maksem'den taksim edilen su,
Yeniköy'den Kasõmpaşa'ya kadar
Rumeli yakasõ sahillerinin ve Beyoğlu
ile Galata ve civarõna 1839'a kadar
iletilmiş, su ihtiyacõnõ karşõlamõştõr.
18
<<
ARIYORUM <<
14 - 28 ŞUBAT 2011
Seçmeli spor
dersleri bu
dönem başladõ
İstanbul T eknik Üniversitesi, tüm öğrenciler için
önemli olacak bir kararla,
her bölümden İT Ü öğrencisinin yararlanabileceği
kredisiz spor dersleri açtõ.
Dersler bu dönem öğrenci
almaya başladõ.
6 öğretim üyesi tarafõndan verilecek toplam 9 ders, haftada ikişer
saat süreyle işlenecek ve transkripte geçti / kaldõ şeklinde yer alacak.
İT Ü öğrencilerinin sporla ilgili
fiziki çalõşmalarda bulunmasõyla birlikte teorik ve kültürel altyapõya da
kavuşmalarõnõ sağlayacak bu dersler, İT Ü Beden Eğitimi Bölümü
tarafõndan yürütülecek.
S POR
BEB 105
Futbol ve Temel Hareket Öğretimi
Öğretim üyesi: BÜLENT ARSLANTAŞ
BEB kodlu dersler ve dersi veren
öğretim üyeleri:
T emel Yüzme Becerisi Öğrenimi
Yüzme T eknikleri Becerisi Öğrenimi
Kadir Can Çakõcõ
DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
Voleybolda T emel Eğitim ve Beceri
Kazanma
Nevzat Sönmez
Oyun ve hareket aktiviteleri, takõm sporlarõndan futbol branşõ ile ilgili
takõm çalõşmalarõ, futbol temel becerilerinin oyun içerikli aktiviteler ile
kazanõlmasõ.
T enis T eknik ve T aktik Eğitim
Yusuf Uzunbaş
ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU:
Futbol ve T emel Hareket Öğretimi
Bülent Arslantaş
T emel olarak spor kültürü kazanõmõnõn öğrencilerimizde alõşkanlõk haline
gelmesi, sporu hayatlarõnõn bir parçasõ olarak görebilmeleri amaçlanmaktadõr. T emel hareket aktiviteleri ile sportif becerileri kazanmalarõ.
Basketobl T emel T eknik Eğitimi
Ertuğ Tuzcukaya
S por ve Medya
S por S osyolojisi
Metin Tükenmez
Egzersiz ve Zihinsel S ağlõk
Hülya Yeltepe
Spor dersleri ile elde edilecek olan kazanõmlarõn süreç içerisindeki geri
bildirimleri zaman içerisinde ne kadar doğru bir karar verildiğini bizlere
gösterecektir.
Hayatlarõnda kendilerine ayõracaklarõ zamanõ spor yaparak değerlendirmelerini tavsiye ederim.
BEB 103
Voleybolda Temel Eğitim ve Beceri Kazanma
Öğretim üyesi: NEVZAT SÖNMEZ
BEB 109
DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
DERSLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
S por kültürünün yanõnda voleybol temel hareketlerinin oyunsal formda
rekabet duygusuyla birleştirebilmesi ve bunu sentezleyerek güç koşullarda mücadele etmeyi pes etmeden öğrenmeleri…
Bu dersle öncelikle öğrencilerimizin yaşam kalitesi ve zihinsel sağlõk farkõndalõğõ kazanmalarõnõ sağlamayõ amaçlõyoruz. Bu kavramlarõn ne anlama
geldiğini öğrendikten sonra zihinsel sağlõklarõnõ korumak ve yaşam kalitelerini artõrmak için neler yapabileceklerini, egzersizden nasõl yararlanabileceklerini öğrenecekler.
ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU:
ÖĞRETİM ÜYESİNDEN DERS YORUMU:
Mühendislik eğitimin yanõnda sporu da yaşamlarõnõn bir parçasõ haline
getirerek yaşam kalitelerini artõrmalarõ için bu dersler önemli. Plajda
voleybol oynarken İT Ü’lünü göze hoş gelen hareketler yapmasõ İT Ü’nün
her yönden kalitesini artõrõr.
Bazõ öğrenciler derste fiziksel aktivite olup olmayacağõnõ merak ediyor.
Öncelikle bu derste fiziksel aktivite olmayacak ama e ğer bir fiziksel aktiviteye katõlmak isterlerse, nasõl spor yapacaklarõ, nerden başlayacaklarõ,
ne tür bir program izleyecekleri hakkõnda bilgiler verilecek ve egzersizin zihinsel sağlõğõn korunmasõ hakkõnda bilgi verilecek.
Sporda tesisleşmeye önem veren yönetim, bu tesislerin boş kalmasõna
gönlü elvermediği için elindeki her türlü malzemeyi değerlendirmiş oldu.
İT Ü sporda da kendine uygun olanõ yaptõ. Herkesin kolay gibi gördüğü
sporun içine girildiğinde ne kadar önemli olduğu, diğer bilim dallarõ ile ne
kadar ilişkili olduğu bu derslerin sayesinde geleceğin yöneticileri tarafõndan da görülecektir diye düşünmekten kendimi alamõyorum.
Öğrenciler mühendislikte olduğu gibi sporu da bilinçli olarak yapsõnlar ve
yaşam kalitelerine sporla birlikte sağlõkta katsõnlar.
Egzersiz ve Zihinsel Sağlõk
Öğretim üyesi: HÜLYA YELTEPE
S por derslerinin, ağõr bir ders yükü olan İT Ü öğrencilerinin bu dersler
arasõnda rahatlamalarõna ve biraz nefes almalarõna yardõm edeceğine
inanõyorum. S por derslerinin açõlmasõnõn, spor yapmak için zaman bulamamaktan ve derslerin yoğunluğundan şikayet eden öğrencilere spor
yapabilmeleri için önemli bir fõrsat sunacağõnõ düşünüyorum.
S por yapmak genelde mühendislerin düşündüğü gibi zaman, enerji ve
emek kaybõ değildir. S por yapmak fiziksel ve zihinsel sağlõğõnõzõn devamlõlõğõnõ sağlamak için en güvenli yoldur.
S POR
14 - 28 ŞUBAT 2011
>>
ARIYORUM >> 19
İT Ü Yelken ve Yat Kulübü:
“Yarõşa odaklanmak gerekir. Başka
bir dünyan varsa sonuncusundur!”
çalõşmalarõ arttõkça başvurularõn da artmasõ bekleniyor.
İT Ü’de S por
SERDAR ERBAY
erbays@ itu.edu.tr
Bir araya geldiğimiz İT Ü
Yelken ve Yat Kulübü üyeleri ile yelkencilik ve geçen
yõl katõldõklarõ yarõşlar hakkõnda ufak bir söyleşi yaptõk. Yelken sporunun
detaylarõndan söz eden
yelkenciler merak eden
herkesi düzenledikleri
etkinliklere beklediklerini
belirttiler.
Yelken sporuna olan ilginin arttõğõnõ
belirten İT Ü Yelken Kulübü üyeleri, bu
s porun ünive rs ite le rde ge lişme kte
olmas õnõn he ye c an ve ric i bir durum
olduğunu belirttiler. Geçtiğimiz dönem
başvuru sayõsõnõn yaklaşõk 350’yi bulmasõ da bunun bir göstergesi. T anõtõm
KÜNYE
Optimis t adõ ve rile n küçük te kne le r
sayesinde yedi yaşõndan itibaren yelken
eğitimi almak mümkün hale geliyor. Bu
imkanlarla dokuz yaşõnda yarõşmalara
katõlmaya başlayan çocuklar için sadece
yetenek değil istek ve çalõşma da başarõya ulaştõrmakta.
T ekne sporunda belli bir vücut ölçüsüne sahip olmak önemli bir durum. Fazla
kilolu olmak, eğilip kalkmalarda sõkõntõlar yaşatõr ve hõzlõ hareket etmeyi güçleştirir. Çevikliğinizi korumanõz ve spor
yapmanõz gerekir. Dümendeki kişinin
vücut olarak pek de önemli bir rolü
yoktur, yapmasõ gereken zekasõnõ kullanarak en kõsa şekilde yelkenliyi bitişe
ulaştõrmaktõr.
Yelkenciliğe devletin katkõsõ çok fazla
değil, bu sporun kitlesi büyüdükçe mecburen verilen destek de artacaktõr.
Türkiyedeki yelkenc ilikle ilgili neler
söyleyebilirsiniz?
Çok uzun bir konu, en önemli özelliği
s on 4 yõldõr ge lişme içinde olmas õ.
Dünyadaki yelkencilik oranõ ortalama
yüzde üç. Macaristan,
Avusturya gibi denizi
olmayan ülke le r de
dahil buna. Yüzde üçü
T ürkiye ’ye vurs anõz
kaç milyon e diyor.
Kos koc a T ürkiye ’de
Canberk, Efe ve Melih
yelken sporu yapan
2- 3 bin kişidir.
Efe Koçtürk
24 yaşõnda. Kulüp başkan
õ.
Ye lke n spo runa İT Ü’de
başladõ.
Me lih Ba ğda tlõ
21 yaşõnda. Ba şka n yar
dõmcõs õ.
200 0 yõlõnda n ber i yelken
cilikle ilgileniyo r.
Ca nbe rk Ka rahan
21 yaşõnda. Milli spo rcu
. T akõm
dümenc isi. 12 senede n
ber i bu
işin içinde.
Kulüp oda sõ
He nüz yok
Kuruluş
200 6
Yar õşma Ekibi
6 erkek (bir milli), 2 bay
an (iki
milli)
üst
Bu sporu zenginler yapar diye bir
anlayõş var mõ?
Bu spor neye göre ucuz neye göre
pahalõ buna bakmak gerekir. T enis,
golf gibi sporlara bakarsak bir top ve
bir rake t almak lazõm, bu açõdan
bakarsan ucuz. Futbol, haftada bir halõ
saha maçõ yaparsan ucuz ama her gün
yapsan pahalõ. Yelken de bunun gibi
haftada bir yaparsan ucuz sayõlõr. Bir
tekne alacağõm dersen pahalõ ama
yelken sporu değil ki bu. Bir araba
fiyatõna da tekne alõp spor yapabilirs in. B u tamame n s e nin yöne ldiğin
lükse gore değişir.
Yelkencilikle ilgili özel olarak görüşlerinizi söyleyebilir misiniz? Keyfi neresinde bu işin? Hiç görmeyen birisine
bunu nasõl anlatõrsõnõz?
Öğrenciler okuduklarõ bölüme göre
farklõ noktalara odaklanõyor. Bir işletme mühe ndis liği bölümü öğre nc is i
takõm arkadaşlõğõnõ aramak is te r
mesela. En büyük avantajõ spor olarak
yaptõğõn zaman yaş sõnõrõnõn olmamasõ.
Bunun haricinde en çok tabiatla beraber olmak zevkli. Yelkencilik dõşõnda
hiç bir sporda hem tabiatla hem malzemeyle hem rakibinle hem de kendinle mücadele etmiyorsun. Burada o
Fotoğraflar: ŞENOL MERAN
kadar çok mücadele ettiğin koşul var ki
hangisinden zevk alõrsan o tarafa gidiyorsun.
İstanbul Yelken Kulübü (İYK)’da ikinci
oldunuz. Bu ikinciliği nasõl değerlendiriyorsunuz, çõtayõ yükseltmeyi düşünüyor
musunuz?
Çalõşõrsak zamanla birinci de olabiliriz.
İlk senemizdi. Bu işin anahtarõ çalõşmaktan geçiyor. Daha çok çalõşan kazanõr.
T ekne almak için bir girişimimiz var ama
te kne le r pahalõ. F rans a’daki Cours e
Croisiere Edhec yarõşõnõn 42. yõlõnda 55
tekne arasõnda 15. olduk, üniversiteler
arasõnda 5. olduk, ki bu yarõşa girdiğimizde ekip birbirini tanõmõyordu tekne
üzerinde çok yeni bir ekiptik.
Yarõşlarõ nasõl belirliyorsunuz ?
Bazõ trofeler var. İYK T rofesini seçtik,
daha çok ismimizi duyurabileceğimiz bir
ye rdi. B irinc i olan te kne nin he m
T urkcell hem Alize Yatcõlõk sponsoru,
üçüncü olan teknenin sponsoru Güneş
S igorta, bizim de İT Ü Ge liştirme
Vakfõ’ydõ. Oradaki yelkencilerin yarõsõ
bizim yaşõmõz kadar yelkencilik yapmõş
ins anlar o yüzde n te c rübe le ri ve
imkanlarõ fazla. Profesyonel takõmlara
karşõ bizim kendi kurduğumuz takõmõmõz
yarõştõ. Başka bir üniversite takõmõ var
çok arkalarda üniversiteler arasõ yarõşlar oluyor daha küçük teknelerle. En
son yarõşta birinci olduk ve bu sene
daha organize olacak bu yarõşlar, ödüllü
yarõşlar olacak bu seneki yarõşlarõmõz.
Milli sporcu olan arkadaşlar yeterince
iyiler. Üç tane milli sporcumuz var ve
onlarõn önderliğinde gerekli olan şeyleri yaparak ilerliyoruz.
Bu sefer daha çok antrenman yapabilecek misiniz?
Antreman yapamasak da bizim birlikte
girdiğimiz 15 tane yarõş oldu, artõk herke s birbirini tanõyor. S onuç olarak
hemen hemen olasõ herşeyi de yaşadõk,
üste 10 tane yarõşa girdik. Fransa’da bir
de hep beraber olduğunuz için orada
ertesi gün neler yapõlacağõ nelerle karşõlaşõlabileceğini herkes birbirine anlatõyordu. Oradaki geçtiğimiz teknelerde 10
senedir yarõşan ekipler var, baştan kağõt
üs tünde kaybe tmiş gibi gözüküyoruz
ama e limizde n ge le ni yaptõk. Orada
akõntõlar çok farklõ oluyor, deniz de rüzgar da farklõ. Canberk okuyarak çalõştõ
yarõşa.
Stresten dolayõ aranõzda uyuşmazlõk ya
da kavga oluyor mu ?
Bağõrõrsõn bağõrõrsõn indiğin anda biter
her şey. Yelkenin güzel tarafõ da bu;
bağõrõrsõn ama indiğin zaman her şey
teknede kalõr. Yarõş boyunca yapõlabilecek en küçük hatalar bile yarõşõ kaybetmene neden olabilir. Yarõş sürecinde
s ade c e yarõşa odaklanman ge re kir
başka bir dünya yoktur eğer başka bir
dünyan vars a zate n s onunc us un
demektir.
Sponsorluk konusunda bu yõl kimlerden
yardõm bekliyorsunuz ?
Önc e re ktörlük onun dõşõnda şirke t
s pons orluğu
almaya
çalõşac ağõz.
Me zunlarõmõz olabilir. Re ktörlük de
sõcak bakõyor fakat bakõm ve çalõşmalarõ maliyetli olduklarõ için geri adõm attõlar. Bu konuyla ilgili bir çalõşma yapõp
kendilerine sunacağõz.
Facebookta da İT Ü Yelken diye bir grubumuz var, yahoo grubumuz var. Bu
şekilde üye olanlarla iletişim sağlayabiliyoruz.
www.ituyelken.itu.edu.tr
İT Ü Yelken Yahoo Group:
ituye lke nyat@ yahoogroups.com
Not: Hab e re k atk õlarõndan do layõ Büşra
Ate ş’e te şe k k ür e de riz.

Benzer belgeler