Çevresel Sorumluluk

Transkript

Çevresel Sorumluluk
MARKALARIMIZDA ÇEVRESEL SORUMLULUK
VOLKSWAGEN BİNEK ARAÇ
2014 yılında, temiz ve ekonomik sürüş için gerekli tüm inovasyonların bir arada sunulduğu
BlueMotion Technologies ürün gamına yenileri eklenmiştir. Bir önceki neslinde sadece
BlueMotion modelinde Start Stop ve fren enerjisi geri kazanımı gibi çevreci teknolojileri
sunan Polo, 2014 Mayıs ayında yenilenmesiyle birlikte satışlarının yaklaşık %88’ini oluşturan
modellerde bu teknolojileri sunmaya başlamıştır. Ayrıca 2014 yılında sunulmaya başlanan
sportif modellerden Golf GTI ve Golf R standart olarak sundukları BlueMotion teknolojileri
sayesinde yüksek motor gücü ve performanslarına rağmen 100 km’de ortalama 6,5 ve 6,9 litre
yakıt tüketimi oranlarına sahiptirler. Yine 2014 yılında lansmanı gerçekleşen Golf
BlueMotion modeli ise 85 g/km CO2 emisyonu ve 3,2 litre birleşik yakıt tüketimi ile sınıfında
standartları yeniden belirlemiştir.
TSI, TDI ve DSG’nin yanı sıra, düşük sürtünme dirençli lastiklerin, Start/Stop Sisteminin ve
Fren Enerjisi Geri Kazanımının bir arada sunulduğu bu teknolojiler; 2011 yılında sadece
Touareg ve Passat modellerinde sunulurken günümüzde Polo, Golf, Passat, Volkswagen CC,
Tiguan ve Touareg modellerinde de sunulmaya başlanmıştır.
Start/Stop Sistemi, CO2 emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olur. Otomobil, trafik
ışıklarında durduğunda motoru durdurmak suretiyle yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını
azaltır. Fren Enerjisi Geri Kazanımı ise, hızlanma anlarında alternatörü motordan ayırmakta
ve bu sayede motor gücünü sadece hızlanmada kullanarak gereksiz yakıt tüketen elektrik
sistemini saf dışı bırakmaktadır. Bu esnada araç elektriği akü tarafından sağlanır. Frenleme
esnasında ise alternatör, motordan normalin üstünde güç çekerek motor fren etkisini
arttırmakta, aynı zamanda boşalan aküyü hızla şarj etmektedir.
Tüm bunların yanı sıra, Volkswagen Binek Araç modellerinde geri dönüştürülen parçalar,
özellikle plastik ve cam materyallerin imalatında ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca,
çevreye ve insan sağlığına zararlı olduğu bilinen asbest içeriği bulunmayan fren balataları gibi
sürtünme elemanları tüm model gamında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Volkswagen Binek Araç olarak Yetkili Satıcılarımızda FSC onaylı kâğıtlar ve yazıcılar
kullanılmaya devam edilmektedir. Söz konusu yazıcılarda “Think Blue” logosu
kullanılmaktadır. Araç teklif formlarında da aynı logoya farkındalık yaratmak amacıyla yer
verilmektedir.
Tüm bu çalışmalarımızın yanı sıra global çapta düzenlenecek olan Think Blue World
Championship Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edecek olan kişiyi belirlemek amacıyla bir
çalışma yapılmıştır. Bu yarışta hedef, en kısa sürede bitiş çizgisini geçmek değil, minimum
yakıt tüketimi değerine ulaşmaktı. Volkswagen portalı üzerinden teknik sorulardan oluşan bir
test gerçekleştirdik. Daha sonra finale kalan 20 yarışmacımız hem İstanbul’da misafirimiz
oldu hem de Saffet Üçüncü ile birlikte 100 km’nin üzerinde bir parkurda verimli araç
1
kullanımı hakkındaki tüm hünerlerini sergiledi. En düşük yakıt tüketim değerine ulaşan
yarışmacımız dünya çapında düzenlenecek olan Think Blue World Championship’te
Türkiye’yi temsil etme hakkı kazandı. Bu heyecan dolu deneyim ile çevreci sürüş teknikleri
hakkında bilgi verilirken verimli araç kullanımı konusuna da dikkat çekildi.
VOLKSWAGEN TİCARİ ARAÇ
Volkswagen Ticari Araç modelleri, Volkswagen teknolojisinin birçok kez ödüle lâyık görülen
çevreci motorlarıyla müşterilerimizin kullanımına sunulmaktadır. Amarok ve Crafter’da
sunulan çift turbolu motor seçeneği, düşük silindir hacmiyle daha avantajlı yakıt tüketim
değeri, düşük devirlerde ve geniş devir aralığında ise yüksek tork elde edilmesine olanak
tanımaktadır. Volkswagen Ticari Araç ürün gamında yer alan tüm modeller, sahip oldukları
özellikleri ve Volkswagen’in verimli motor teknolojisiyle birlikte farklı sektörlerden farklı
ihtiyaçlara çözüm sunan modeller olarak öne çıkmaktadır. Volkswagen Ticari Araç’ın bir
başka modeli olan ve 7 ileri DSG şanzımanı, Yokuş Kalkış Desteği seçeneğini sunan tek ticari
araç olan Caddy’nin 102 PS güce sahip TDI motoru, 100 km’de 5,2 litre gibi düşük yakıt
tüketimi değeriyle dikkat çekmektedir.
2013 yılında Yetkili Satıcılarımızda görev yapmakta olan Satış Danışmanlarına yönelik ürün
eğitimi kapsamında bir organizasyon gerçekleştirilmiştir. Bu organizasyonda kullanılan oda
kartı, yaka kartı ve program gibi tüm basılı malzemeler geri dönüşümlü kâğıttan üretilmiştir
ve böylece Yetkili Satıcılarımızda farkındalık yaratılması hedeflenmiştir. Bundan sonraki
dönemde yapılacak Yetkili Satıcı eğitimlerinde de aynı materyaller kullanılarak farkındalığın
artırılması hedeflenmiştir.
5 farklı lokasyon ve 3 farklı ilde toplam 90 günlük araç sergileme etkinliğinde kullanılmak
üzere hazırlanan araç sergi stantları, geri dönüşümlü malzemeden üretilmiştir. Bu sayede
%100 oranında kullanılan malzemeden üretilen stantlar, sergileme sonunda yine geri
dönüştürülerek tekrar kullanıma hazır hale getirilebilmektedir. Ekolojik ve biyolojik açıdan
zararsız bir malzemeden üretilen stantlar tüm lokasyonlarda kullanılmıştır.
2014 yılında VW AG Almanya tarafından destek almış araçlar için istenen fiziki fatura
ibrazının yarattığı kâğıt israfı ve çevreye verdiği zararın ortadan kaldırılması için Turkuaz
sistem geliştirmesi yapılarak gönderim esnasında oluşan israfın önüne geçilmiştir. 2014 yılı
Turkuaz sistemi iyileştirmesi ile birlikte faturalar yetkili satıcılardan talep edilmek yerine,
Turkuaz’dan tek sayfa üzerine basılarak çıktıları doğru ve düzgün çıkarılmaktadır. Bu sayede
harcanılan kâğıt oranında %30’luk bir iyileştirme sağlanarak çevreye katkıda bulunulmuştur.
AUDI
2013 Haziran üretiminden itibaren üretilen tüm yeni Audi modellerinde EURO6 emisyon
normunda motorlar kullanılmaya başlanmıştır (örneğin yeni A8 Ailesi). EURO6 normu hem
daha az egzoz emisyonu hem de daha düşük yakıt tüketimi sağlamaktadır. Bunun yanında sıra
“Audi Hafif Yapı Teknolojisi” gibi çevre dostu üretim modelleri ve ürünler ile ilgili
teknolojik çalışmalar devam etmektedir.
2
Otomotivde hafif yapı felsefesinin öncüsü olarak kabul edilen Audi AG, 2013 yılında sistemin
temel malzemesi olan alüminyumun sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla Alüminyum İdari
Girişimi’ne dâhil olmuştur. Otomotiv sektöründe hafif yapı teknolojisinin öncüsü olan Audi,
sürdürülebilir alüminyum için global bir standart oluşturup, gelecekte sertifikalı alüminyum
kullanarak otomobillerinin çevreye etkilerini daha da iyileştirmeyi hedeflemektedir. 2012
yılında kurulan ve 2014 yılı sonuna kadar, bir çevre kuruluşu olan IUCN (International Union
for Conservation of Nature) desteğiyle alüminyum için sürdürülebilir standardın
geliştirilmesini amaçlayan Alüminyum İdare Girişimi, ham maddenin çıkarılması, alüminyum
üretilmesi ve işlenmesi süreçlerinin tamamında çevreci ve sosyal kriterler belirlemektedir.
Girişim tarafından oluşturulan standartlar Audi’nin bütünsel ürün sorumluluğu yaklaşımıyla
örtüşmektedir. Premium otomobiller üreten Audi, sadece yüksek seviyede yakıt verimliliği
sunmakla yetinmeyerek, hammaddenin çıkartılmasından üretim ve geri dönüşüme kadar
ürününün tüm hayat döngüsü boyunca çevresel etkilerini analiz etmektedir. Audi, her yeni
ürün serisinin çevreye olan etkisini anlamak amacıyla sertifikalı çevresel etki analizi
gerçekleştirmeye devam etmektedir.
Audi, hafif yapı teknolojisini kullanarak birçok modelinin bir önceki jenerasyonlara göre daha
iyi çevresel ayak izine sahip olmasını sağlamaktadır. Örneğin sürdürülebilir malzeme ve
üretim süreçlerine ilave olarak sadece ultra hafif yapı bile, mevcut A3 modelinin önceki nesle
göre 80 kg daha hafif olmasını sağlamıştır. 2014 yılında da yeni Audi TT 50 kg hafiflemiş
olarak tüketicilerin beğenisine sunulmuştur.
20 yıl önce Frankfurt Otomobil Fuarı’nda boyasız ve parlatılmış alüminyum gövdesiyle
tanıtılan Audi Space Frame, 1994 yılında ilk Audi A8 modelinin seri üretimiyle kendini
gösterdi. Otomobilin bütünüyle alüminyum gövdesi sadece 249 kg ağırlığındaydı. Ultra hafif
yapısıyla bugün Audi, “gerekli en az miktarda doğru malzemenin doğru yerde kullanılması”
felsefesinden hareketle akılcı malzeme karışımı uygulamaktadır. Daha hafif yapı beraberinde
sürüş keyfi getirir, güvenliği artırır ve çevreye daha az etkide bulunur. Bir başka deyişle, her
tasarruf edilen kilogram daha az yakıt tüketimi ve daha az CO2 emisyonu anlamına gelir.
Daha hafif malzeme kullanarak çevreye duyarlılığını her geçen gün daha da pekiştiren Audi,
2014 yılında seri üretim modellerinde ultra hafiflik üretim felsefesiyle geliştirilen ve çeliğe
oranla %40 daha hafif olan fiberglas amortisörleri kullanmaya başladı. Audi mühendisleri
tarafından uzun Ar-Ge çalışması sonucu geliştirilen ultra hafif amortisörler, fiberglasın
şekillendirilmesiyle ve plastik tutkalla (epoxy resin) kaplanmasıyla üretilmektedir. Yeşil
renkli yeni nesil amortisörler, çelik amortisöre oranla daha kalın olmasına rağmen, daha hafif
ve daha güçlüdür. Üst orta segment bir araçta kullanılan bir çelik amortisör 2,2 kg ağırlığında
olurken, Audi’nin geliştirdiği fiberglas amortisör, 1,6 kg gelir. Böylece kullanıldığı araçta,
%40 oranında ağırlık tasarrufu elde edilir.
Fiberglas amortisörler, araç temizliğinde kullanılan kimyasal maddelerden veya kötü yol
koşullarında ortaya çıkan küçük taşlardan da daha az etkilenir. Audi, üst orta segment
modellerinin üretiminde, yeni nesil amortisörlerin kullanımına 2014 yılı sonunda başlamıştır.
3
Audi’nin çevreye duyarlı yatırımları ve ürünleri ile ilgili gelişmeler; internet sitesi, basın
bültenleri, zaman zaman gerçekleştirilen fuarlar ve basın gezileri aracılığıyla tüm müşteriler
ile paylaşılmaktadır.
Audi olarak son yıllarda dağıtılan basılı katalog sayısında kısıtlamaya gidilmiştir ve fuarlarda
ve etkinliklerde basılı katalog dağıtmak yerine, müşterilerimiz cep telefonlarından ya da
internet sitemizden görüntüleyebilecekleri kataloglara yönlendirilmiştir.
PORCHE
Porsche her araç için üstün sürüş performansı sunmak kadar, daha çevre dostu fikirler,
yenilikçi, çevreci teknolojiler sunmayı da hedeflemektedir. Bu nedenle Porsche mühendisleri
yakıt tüketimini düşürmek, çevreye zarar veren maddeler ile CO2 emisyonlarını azaltmak ve
daha çok geri dönüşümlü materyal kullanmak için Ar-Ge çalışmaları yapmaktadır. Son 15 yıl
içinde Porsche ortalama yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını yılda %1,7 oranında
azaltmıştır. Bu oran otomotiv sektöründeki en başarılı iyileştirme oranlarından biridir.
Çevreci Özellikler
DFI: Porsche Cayenne modelinde bulunan DFI (Direkt Yakıt Enjeksiyonu) teknolojisi
Panamera modelinde de kullanılmıştır. 8 silindirli ve modeline göre çift turbo şarjla
donatılmış bu motor, yakıt ekonomisini iyileştirerek CO2 emisyonunu azaltmaktadır. Yeni
geliştirilmiş 6 silindirli ve çift turbo şarjlı motorlar da DFI sistemini kullanmaktadır.
Porsche bu teknolojinin 6 silindirli Boxster motorlarında da aynı derecede etkin olduğunu
kanıtlamıştır. Örneğin, 911 modellerinde, DFI yakıt tüketimini %13'e kadar, CO2 emisyonunu
%15'e kadar düşürmüştür. Boxster ve Cayman S modellerinde aktarımın tipine göre, %15'e
kadar varan yakıt tüketimi ve %16'ya varan CO2 karbon emisyon düşüşü sağlanmıştır.
Hafif Yapı: Tüm Porsche modellerinin en çarpıcı özelliklerinden biri de, hem performans
hem de çevre açısından avantaj sağlayan hafif yapılarıdır. Bunu sağlayan kriterler arasında
yüksek oranda alüminyum alaşımı, plastik ve klasik çeliğe göre daha stabil ve hafif olan,
yüksek dayanıklılığa sahip çelik bulunmaktadır. 911 Turbo modelinde bu yapının etkileri
belirgin olarak görülmektedir. Model, toplam 1.585 kg ağırlıkla (manuel şanzıman)
sınıfındaki en hafif araçlardan biridir.
Auto Start&Stop Fonksiyonu: İlk kez Porsche tarafından Panamera modelinde kullanılan ve
sadece PDK ile bağlantılı olarak çalışan otomatik Start&Stop fonksiyonu yakıt tüketimini ve
dolayısıyla karbon emisyonlarını azaltmaktadır. Örneğin, trafik ışıklarında sürücü ayağı
frende beklediğinde sistem motoru otomatik olarak durdurmaktadır. Bu sistem şehir içi araç
kullanımında %10'a kadar ve genel olarak en az %5 oranında yakıt tasarrufu sağlamaktadır.
Cayenne Diesel: Cayenne Diesel 3.0-litre V6 turbo dizel motora sahip, güçlü, ekonomik ve
çevre dostu bir Porsche modelidir.
4
Yüksek basınçlı enjeksiyon sistemine sahip Cayenne Diesel çok kısa enjeksiyon geçiş süreleri
ve hassas kontrollü enjeksiyon miktarlarıyla, devir başına daha fazla enjeksiyon ve dolayısıyla
kusursuz ateşlemeye olanak tanımaktadır. Ayrıca, bu modellerde çevreyi yakıt
buharlaşmasından korumak amacıyla en yüksek standartlar kullanılmıştır. Dönüşsüz yakıt
ikmal sistemi, yakıt buharı oluşumunu azaltarak emisyon değerlerinde belirgin azalma
sağlamaktadır. Buhar taşıyan kısımlar, çok katmanlı plastikten üretilmektedir. Büyük ve etkin
karbon filtresi ile çok katmanlı plastik yakıt deposu, buharlaşmayı daha da azaltmaya
yardımcı olmaktadır.
ACC InnoDrive: Geleceğe yönelik bir destek sistemi olan ACC InnoDrive aracın önündeki
yolu izlemekte ve farklı hız ve sürüş dinamiklerinde optimum yakıt tüketimi için motorun,
şanzımanın ve frenlerin kontrolüne yönelik bilgi vermektedir. Sistem bu süreçte aracın
verimliliğini artırmaya önemli katkı sağlamaktadır. Test koşullarında elde edilen ilk sonuçlara
göre, ACC InnoDrive destekli potansiyel yakıt tasarrufu yaklaşık %10 olmaktadır.
Hibrid: Bilindiği üzere içten yanmalı motorla elektrikli motorun kombinasyonu açık bir
biçimde yakıt tüketimini azaltmaktadır. Ancak bu kural tüm hibrid araçlar için geçerli
olmamaktadır. Porsche, bir ilki gerçekleştirerek yeni Panamera S E-Hybrid modeline plug-in
hibrid özelliğini eklemiştir. Bu araçlar prize takılabilir özellikte hibrid araçlardır. Porsche bu
teknolojisi sayesinde sadece yakıt tüketimini azaltmakla kalmamış, aynı zamanda CO2
emisyonunu da azaltmıştır. Sistem akaryakıt kullanımını, yenilenebilir enerji kullanımı ile
değiştirmektedir. Böylece enerji kaynakları korunmakla birlikte Porsche hibrid araçlar normal
motora sahip bir aracın harcadığı enerjinin sadece dörtte biri ile aynı mesafeyi alabilmektedir.
SEAT
Tüm ürünlerimiz de araç motorları sahip olduğu Euro5 ve Euro6 normları ile çevreye zarar
veren gazların salımını azaltmaktadır. Euro5 egzoz emisyon standartlarıyla düşük yakıt
tüketim değerlerine ulaşan Leon 1.6 TDI CR 105 hp S&S, 100 kilometrede ortalama 3,8 litre
yakıt harcarken, 99 g/km düşük CO2 değerine sahiptir.
TSI ve TDI teknolojileri ile performansı ve sürüş konforunu artırıp tüketim ve emisyonları
azaltan en yeni teknolojiler kullanılmaktadır. Alhambra, Leon ve Toledo modelleri ile Türkiye
pazarında Start&Stop özellikli araçlarla sunulmaktadır.
SCANIA
Scania, müşterilerinin her türlü ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla geniş bir ürün gamı ile
hizmet vermektedir. 250’den 730’a varan beygir gücü seçeneklerine sahip 11 dizel, 2 gazlı ve
5 adet %100 biyodizel yakıtlı olmak üzere, Euro 6 normlarına sahip toplam 18 farklı motor
seçeneği bulunmaktadır.
Scania’nın yakıt tüketimini düşürme yönündeki çalışmalarının başında yeni Retarder
gelmektedir. IAA’da tanıtımı gerçekleşen yeni Retarder, kullanılmadığında otomatik olarak
devre dışı kalmaktadır. Böylelikle sürtünmeden kaynaklanan kayıplar en aza inerek ortalama
yüzde yarımlık bir azalma elde edilmektedir.
5
Bir diğer yenilik ise Eco-roll’dur. Yeni Eco-roll sisteminde Scania Active Prediction ve
Opticruise’un birlikte kullanımı yakıt tasarrufu sağlamaktadır. Sistemde araç vites boşta iken
yokuş aşağı inmenin en avantajlı olduğu durumu hesaplar ve bundan istifade eder. Daha sık
kullanılacak şekilde optimize edilen Eco-Roll sistemi de yüzde yarımlık bir tasarruf
sağlamaktadır. Bu tasarruf yoldaki engebelerin çokluğuna göre değişebilmektedir. Sistem araç
için o an hangi uygulamanın daha avantajlı olduğunu kendisi hesaplayarak devreye
girmektedir.
Yeni Scania Streamline araçlar ise, yakıt tüketiminde düşüş sağlamak için hava akışının kabin
çevresindeki hareketlerini en uygun seviyeye indirmektedir. Yeni Streamline, aerodinamik
tasarımında vurgulanan özellikleri ile hava direncini düşürerek araçların daha az yakıt
tüketimi sağlamasına olanak vermektedir. Scania Streamline G-400 LA modeli Euro5
normlarına uygun 13 litrelik motora ve 12 ileri, 2 geri ve 2 karınca vitese sahiptir. İki pedallı
Opticruise Otomatize Şanzıman ekonomi ve standart versiyonlarda sunulurken 2.100 Nm
torku 1.900 devir/dakikada sağlamaktadır. LA modeli ile aynı motor özelliklerine sahip
Scania Streamline G-400 CA modelinde ise yük ve yol koşullarına göre tercih edebilecek
Opticruise Otomatize Şanzıman’ın off-road seçeneği de bulunmaktadır. Scania Streamline R400 LA ve R-440 LA modellerinde de 13 litrelik motor tercih edilmiştir. R-400 LA modelinde
2.100 Nm tork üretilirken, R-440 LA modelinde üretilen tork 2.300 Nm’ye çıkmaktadır.
Ekonomi ve standart versiyonlar ile donatılmış Opticruise iki pedallı otomatize şanzımanıyla
da Scania “standartları belirleyen marka” olmayı sürdürmektedir.
Scania tarafından geliştirilen Euro6 motorlar yakıt tasarrufu sağlarken, aynı oranda doğayı da
korumaktadır. Normal şartlarda Euro6 motora sahip bir araç 100 km’de 84 kg CO2 salımı
yaparken, Euro6 motorlu Scania Streamline araçlarda bu oran %9,1 oranında düşerek 77 kg’a
inmektedir. Yıllık 120 bin km’lik sefer göz önüne alındığında bu oran dikkate değer bir veri
olarak öne çıkmaktadır.
Euro6 motorlar da dâhil olmak üzere pazardaki en geniş motor seçeneğine sahip Scania’nın
bu konudaki en büyük farkı bağımsız testler sonucu elde edilen düşük yakıt tüketimi
değerleridir. Sadece SCR sistemine sahip Scania'nın 6 silindirli 13 litrelik motorunun uzun
yollarda sağladığı yakıt tasarrufu yapılan testler sonucu ispatlanmıştır.
En gelişmiş teknolojilerle donatılmış, çevreye duyarlı Yeni Scania Streamline modelleri
“Scania Day 2014” etkinliği ile tanıtılmıştır. İstanbul Park Ring Road alanında
gerçekleştirilen “Scania Day 2014”te yeni Streamline Serisine ait G400 CA, G400 LA, R400
LA ve R440 LA araçlar test edilmiştir.
KRONE
İzmir Tire’de faaliyete geçen Krone Doğuş Treyler üretim tesislerinde, Krone markasının
çevre politikaları doğrultusunda yenilenebilir ve tekrar kullanılabilir hammaddeler
kullanılmaktadır. Ayrıca üretim sırasında ortaya çıkan ısı enerjisinin bir bölümünün tekrar
üretimde kullanılması sağlanarak, CO2 salımı minimum düzeye indirilmektedir.
6
MEILLER
Meiller bünyesindeki tüm üretim prosesleri çevreye ve iş güvenliğine duyarlı şekilde
tasarlanmıştır. Özellikle kaynak prosesinde kullanılan kaynak teli, düşük duman emisyonu ile
bu amaca hizmet eder. Toksik, kanserojen ve mutajen özelliğe sahip Cr6 bileşenleri
içermeyen kaplama yöntemi ile üretilmiş bağlantı elemanları ve çelik parçaların kullanımı da
çevresel duyarlılığa verilebilecek en iyi örnekler arasındadır.
Ayrıca, işletmede oluşan proses atıklar evsel ve kontamine nitelikli olarak kaynağında
ayrıştırılmakta ve lisanslı firmalar aracılığıyla bertarafı ya da geri kazanımı sağlanmaktadır.
Treylerlerde ve kamyon üstü damper uygulamalarında motor bulunmadığından dolayı Meiller
araçlarında emisyon değerleri söz konusu değildir.
DOĞUŞ OTO
Ürünlerimizde su bazlı boya kullanılmaktadır. Su bazlı boyalar akrilik esaslı yapıları ile
bünyelerinde yoğunlukla su ihtiva eden ve kururken de bünyelerindeki suyun buharlaşması ile
kuruyan, sağlık açısından zararlı olmayan ürünlerdir. Bu anlamda sentetik esaslı boyalara göre
üstünlük sağlarlar. Sentetik esaslı boyalar kururken bünyelerindeki kimyasalları dışarı
verdikleri için sağlık açısından zararlı olabilmektedirler. Su bazlı boyalar, yağlı boyalara
oranla daha fazla kullanım ömrüne sahiptirler. Ayrıca su bazlı boya kullanılarak araçlarda pdi
esnasında daha az su tüketimi yapılmaktadır. Su bazlı boya kullanımı ile su tüketiminin
azaltılması hedeflenmektedir. 2014 yılı içerisinde tüm yıkama birimlerimize su arıtma sistemi
kurularak, atık suların yarattığı kirlilik oranı düşürülmüştür.
Doğuş Oto tesislerinde, belirli yerlere konan atık kâğıt ve pil kutuları sayesinde, atık ofis
malzemeleri ayrıştırılarak, geri dönüşüm için ilgili mercilere ve yerel belediyelere teslim
edilmektedir.
7

Benzer belgeler

Çevresel Sorumluluk

Çevresel Sorumluluk Start/Stop Sistemi, CO2 emisyonlarının azaltılmasına yardımcı olur. Otomobil, trafik ışıklarında durduğunda motoru durdurmak suretiyle yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltır. Fren Enerjisi G...

Detaylı