ARAPÇA-II

Transkript

ARAPÇA-II
T.C. ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ YAYINI NO: 2081
AÇIKÖ⁄RET‹M FAKÜLTES‹ YAYINI NO: 1115
Anadolu Üniversitesi
‹lâhiyat Önlisans Program›
ARAPÇA-II
Editör
Doç.Dr. Ahmet BOSTANCI
Yazarlar
Doç.Dr. Abdurrahman ÖZDEM‹R (Ünite 1, 8)
Doç.Dr. Ahmet BOSTANCI (Ünite 2, 5)
Doç.Dr. Dursun HAZER (Ünite 9, 10)
Yrd.Doç.Dr. fiahabettin ERGÜVEN (Ünite 3, 4)
Dr. Hüseyin GÜNDAY (Ünite 6, 7)
ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹
Bu kitab›n bas›m, yay›m ve sat›fl haklar› Anadolu Üniversitesine aittir.
“Uzaktan Ö¤retim” tekni¤ine uygun olarak haz›rlanan bu kitab›n bütün haklar› sakl›d›r.
‹lgili kurulufltan izin almadan kitab›n tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kay›t
veya baflka flekillerde ço¤alt›lamaz, bas›lamaz ve da¤›t›lamaz.
Copyright © 2010 by Anadolu University
All rights reserved
No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted
in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without
permission in writing from the University.
Genel Akademik Koordinatörler
Prof.Dr. ‹brahim Hatibo¤lu (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi)
Prof.Dr. Ali Erbafl (Sakarya Üniversitesi)
Program Koordinatörü
Doç.Dr. Cemil Ulukan
Uzaktan Ö¤retim Tasar›m Birimi
Genel Koordinatör
Prof.Dr. Levend K›l›ç
Genel Koordinatör Yard›mc›s›
Ö¤retim Tasar›mc›s›
Doç.Dr. Müjgan Bozkaya
Ö¤retim Tasar›mc›s› Yard›mc›lar›
Arfl.Gör. Mehmet F›rat
Arfl.Gör. Nur Özer
Grafik Tasar›m Yönetmenleri
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Ö¤r.Gör. Cemalettin Y›ld›z
Ölçme De¤erlendirme Sorumlusu
Ö¤r.Gör. fiennur Arslan
Kitap Koordinasyon Birimi
Doç.Dr. Feyyaz Bodur
Uzm. Nermin Özgür
Kapak Düzeni
Prof. Tevfik Fikret Uçar
Dizgi
Aç›kö¤retim Fakültesi Dizgi Ekibi
Arapça-II
ISBN
978-975-06-0764-6
3. Bask›
Bu kitap ANADOLU ÜN‹VERS‹TES‹ Web-Ofset Tesislerinde 70.000 adet bas›lm›flt›r.
ESK‹fiEH‹R, Ocak 2013
İÇİNDEKİLER
ِ ْ َ َْ ………………… 2
Ünite 1: Türeyiş Yönünden İsimler ‫اﻻﺷﺘﻘﺎق‬
ُ َ ِ ْ ِْ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ ْ َ ‫ﻣﻦ‬
َ
ْ ُ‫اﻷﲰﺎء‬
ِ ِ ‫اﻷﻓﻌﺎل ﱠ‬
ِ ْ ْ ‫ﻳﻒ‬
Ünite 2: Sahih Fiillerin Çekimleri ‫اﻟﺼﺤﻴﺤﺔ‬
ُ ‫ﺗﺼ ِﺮ‬
ْ َ ………………… 26
َ
ِ َ ْ‫اب اﻷَﻓ‬
Ünite 3: Fiillerde İ‘râb ‫ـﻌﺎل‬
ْ ِ ……………………………………… 50
ُ ‫إﻋ َﺮ‬
Ünite 4: Beş İsim ve İ‘râbı ‫وإﻋ َﺮاﺑَُـﻬﺎ‬
ْ ِ َ ُ‫اﳋﻤﺴﺔ‬
َْ َ …………………………… 74
َ ْ َ ُ‫اﻷﲰﺎء‬
ِ
Ünite 5: Zamirler ‫اﻟﻀﻤﺎﺋﺮ‬
ُ َ ‫ ………………………………………………… َ ﱠ‬96
ِ َ ْ ِ ْ ِ ْ ‫أدوات‬
Ünite 6: Soru Edatları ‫اﻻﺳﺘﻔﻬﺎم‬
ُ َ َ َ ………………………………………120
ِ َ ِ ْ ‫أﲰﺎء‬
Ünite 7: İşâret İsimleri ‫اﻹﺷﺎرة‬
َ
ُ َْ َ ………………………………………144
ََِْ ‫ـﻘﺪم‬
Ünite 8: Haberin Öne Geçmesi ‫ْﻤﺒﺘﺪأ‬
َ َ ‫اﳋﱪ‬
َ َْ ُ ‫ﻋﻠﻰ اﻟ‬
ُ ‫……………………… ﺗَ َ ﱡ‬168
Ünite 9: İnne ve Benzerleri ‫وأﺧﻮاﺗُ َـﻬﺎ‬
ّ ِ ……………………………………190
َ َ َ َ ‫إن‬
Ünite 10: Kâne ve Benzerleri ‫وأﺧﻮاﺗُ َـﻬﺎ‬
َ َ …………………………………210
َ َ َ َ ‫ﻛﺎن‬
iii
iv
ÖNSÖZ
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İlahiyat Önlisans Programı
öğrencileri için hazırlanmış olan bu kitap toplam dört kitaptan oluşan Arapça
kitapları serisinin ikincisini teşkil etmektedir.
Birinci kitapta olduğu gibi bu kitapta da her bir ünitede konunun genel olarak
tanıtıldığı giriş bölümünden sonra ünitede konusuyla alakalı çok sayıda örnek
içeren bir Arapça Okuma Parçası yer almaktadır. Akabinde parça ile alakalı
alıştırmalara “Metni Kavrama Alıştırmaları” başlığı altında yer verilmektedir.
Bu bölümdeki alıştırmaların her bir ünitede standart olması sağlanmıştır ve
bunlarla öğrencilerin metni anlama düzeylerinin ölçülmesi ve geliştirilmesi
ayrıca kelime hazinelerinin arttırılması hedeflenmektedir.
Okuma Parçasının hemen ardından dilbilgisi konusunun anlatımına
geçilmektedir. Bu bölümlerde konuların mümkün olduğu oranda
basitleştirilerek ve Türkçe çevirilerine de yer verilen çok sayıda örnekle
pekiştirilerek anlatılmasına özen gösterilmiştir. Eğer anlatılan dilbilgisi
kuralının Türkçemizde karşılığı varsa ona da temas edilmiş, Arapça orijinal
dilbilgisi terimleri söylenmekle birlikte Türkçe dilbilgisi anlatımında
kullanılan terimlere de parantez içlerinde yer verilerek anlaşılmalarının
kolaylaştırılmasına gayret edilmiştir.
Bu kısmın hemen peşinden konuyla ilgili değişik örnekler içeren alıştırmalara
yer verilmiştir. Dil öğrenirken önemli olan gramer kurallarını anlatabilmek
değil karşılaşılan değişik tür örnekler üzerinde uygulayabilmektir.
Alıştırmaların nitelik ve nicelikleri bu amaca hizmet edecek şekilde
düzenlenmiştir. Bu bölümdeki alıştırmaların türleri ele alınan konuya göre
üniteden üniteye farklılık arz etmektedir. Ancak her bir ünitede en sona
Türkçeden Arapçaya çeviri alıştırması konulmuş bulunmaktadır.
Alıştırmaların ardından ünitede geçen bazı kelime ve ifadelerin Türkçe
karşılıklarının yer aldığı “Kelimeler ve Deyimler” bölümü, konunun özeti,
beş adet test sorusundan oluşan “Kendimizi Sınayalım” soruları ve yanıt
anahtarı, metin içerisine yer alan Sıra Sizde sorularının yanıtlarının
bulunduğu “Sıra Sizde Yanıt Anahtarı” yer almaktadır. Son olarak da Ünite
hazırlanırken istifade edilen kaynaklar “Yararlanılan Kaynaklar” başlığı
altında sıralanmaktadır.
Kitaptan yeterli ölçüde yararlanabilmek için;
Her bir ünitenin okuma parçasının birkaç kez mümkünse sesli olarak
okunması ve peşinden “Kelimeler ve Deyimler” bölümü ve sözlüklerden
v
yararlanılarak Türkçeye çevrilmeye çalışılması, ardından Metni Kavrama
Alıştırmalarının dikkatli bir şekilde çözülerek metni kavrama düzeyinin
ölçülmesi ve geliştirilmesi,
Dilbilgisi bölümünün dikkatli bir şekilde okunması, örneklerin mümkünse
yazarak tekrarlanması, benzer örnekler oluşturulmaya çalışılması, ihtiyaç
duyuluyorsa metin içerisinde kaynak gösterilen Türkçe yazılmış gramer
kitaplarına müracaat edilmesi,
Dilbilgisi ile ilgili her bir alıştırmanın çözülmesi, gerekli durumlarda Sıra
Sizde alıştırmalarında yer alan benzer sorulardan yararlanılması, Türkçeden
Arapçaya çevirilerin özenli bir şekilde yapılması,
Kendimizi Sınayalım kısmındaki test sorularının dikkatli bir şekilde
cevaplandırılması, cevapların kontrolü ve yanlış cevaplar için cevap anahtarı
kısmındaki yönlendirmeler doğrultusunda ilgili konuların yeniden okunması
son derece yararlı olacaktır.
Kitabın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürü borç bilir, bütün
öğrencilere başarılar dileriz.
Doç. Dr. Ahmet BOSTANCI (Editör)
vi
1
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Arapça isimleri türeyiş yönünden sınıflandırabilecek,
•
Türemiş isimleri kendi aralarında kategorize edebilecek,
•
Fiilden isim türetebilecek,
•
İsimden isim türetebilecek,
•
Türemiş kelimelerin kökenine inebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Câmid
•
Müştak
•
İsm-i fâil
•
İsm-i mef‘ûl
•
Sıfat-ı müşebbehe
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçedeki sıfat, etken ve edilgen ortaç ile kullanımları hakkında
araştırma yapınız.
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Sarf adlı kitabından İsm-i Fâil,
İsm-i Mef‘ûl, Sıfat-ı Müşebbehe, İsm-i Mekân, İsm-i Zaman, Mimli
Mastar, İsm-i Âlet, Mübalağa Sıygası, İsm-i Tafdîl, İsm-i Tasğîr, İsm-i
Mansûb konularını okuyunuz.
2
Türeyiş
Yönünden İsimler
‫اﻻﺷﺘﻘﺎق‬
ُ َ ِ ْ ِْ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ ْ َ ‫اﻷﲰﺎءُ ِﻣ ْﻦ‬
َ ْ َ َْ
GİRİŞ
Arapçada isimler türeyiş yönünden ikiye ayrılır. Biçim olarak özgün olup
başka bir kelimeden türememiş bulunanlara câmid, bunun tam tersine
biçimsel anlamda bir orijinalliğe sahip olmayıp başka bir kelimeden
türeyenlere ise müştak adı verilir.
Bir ismin câmid olduğunu bilebilmek, ancak müştak olmadığını tespitle
mümkündür. O nedenle daha ziyade müştak isimler, kalıpları ve türetim
yolları ünitemizin eksenini teşkil edecektir.
Arapça türemiş isimler ism-i fâil, ism-i mef‘ûl, sıfat-ı müşebbehe, ism-i
zaman, ism-i mekân, mimli masdar, ism-i âlet, ism-i tafdîl, ism-i tasgîr, ism-i
mensûb olarak sıralanabilir. Bu ünite kapsamında adı geçen isim formlarının
türetiliş yolları ile dikey ve yatay çekimleri üzerinde durulacak, anlam
içerikleri hakkında bilgi verilecektir.
Konular ele alınırken Türkçe dilbilgisindeki sıfat, etken ve edilgen sıfat fiil
ile isimlerde büyültme ve küçültme meseleleri ile ilinti kurularak zihinlerin
daha bir berraklığa kavuşması sağlanacaktır.
Türkçe dilbilgisinde sıfat, sıfat fiil, büyültme ve küçültme isimlerinin
kullanımına ilişkin bilgi almak için www.turkceciler.com adresine
başvurabilirsiniz.
OKUMA PARÇASI
ٍ ْ ُ ‫ْﻔﻼح‬
‫ﺣﺴﲔ‬
َْ ُ
َ ِ ‫أﺳﺮةُ اﻟ َ ﱠ‬
ٍ ُ .‫ﺻﻐﲑة‬
ِ ِ ‫ﺣﻘﻮﻟﻪ ر‬
ِ ٍ ْ ‫ـﻮم َْﳜﺮج ِ َإﱃ‬
ِِ
ِ
ِ ‫ﺣﺴﲔ َ ﱠ‬
ٍ ُ ُ ُ‫ﺑﻀﻌﺔ‬
،‫ﲪﺎرﻩ‬
‫ﺣﻘﻮل َ ِ ٍَ ﱠ‬
ُ َ َ ‫اﻛﺒﺎ‬
َ ْ ِ ‫ وﻟﻪ‬،‫ﻳﻌﻴﺶ ِﰲ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‬
ُ َ ‫ﻓﻼح‬
ٌ ٌْ َ ُ
ً َ ُ ُ ‫ﻣﻦ‬
ْ ‫ﺣﻘﻞ‬
َ
ُ ُ َْ‫ﻛﻞ ﻳ‬
ِ
ِ ِ ‫وﻳـﻌﻤﻞ‬
ِ
ِ
ِ
ٍ
ِ
ِ
ِ
ِ
ٍ
‫ﱠﺎس َﱠ‬
ِ ‫أﺳﻌﺪ اﻟﻨ‬
ٍ َ َ ‫ـﻘﻮم‬
‫ﺑﻌﻤﻞ‬
ً ِ َ ‫ﻓﻴﻪ‬
‫ﻣﻜﺎن َُﱠ‬
َ َ ‫ﻳﻌﻴﺶ ِﰲ‬
َ َ ْ َ ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
َْ ‫ وﻳََـ‬.‫ﻓﻀﻞ َرﱢﺑﻪ‬
َْ ‫ﳏﺒﺐ‬
ُ َ ُ‫ﻷﻧﻪ‬
ُ ُ َ‫ وﻳ‬،‫إﻟﻴﻪ‬
ً ‫ َر‬،‫ﻧﺸﻴﻄﺎ‬
َ ْ َ‫ﻌﺘﱪُ ﻧ‬
َ ْ َ ‫اﺟﻴﺎ‬
ُ ََْ
ِ‫ وﺿﻮﺿﺎء‬،‫ْﻤﻨﺒﻪ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ُ‫ﻳﺪ ﱡ‬
ِ َُ‫ ﻻَ ﻳ‬.‫ـﺮﻏﺐ ﻓﻴﻪ‬
َ َ ‫اﻟﻄﻴﻮر‬
َ ‫ـﻔﻀﻞ ﺗَ َـﻐﺎ ِر‬
َ ْ َ َ ‫أﺻﻮات اﻟ ُ َﱢ‬
َ َ ‫اﺋﻌﺔ ِﰲ اﻟ‬
َ ‫ﺎﳊﻴﺎة اﻟ ﱠﺮ‬
ََْ ِ‫ـﺒﺎﱄ ﺑ‬
َ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ َ َْ‫ﻳ‬
ُ ‫ َوﻳُ َ ﱢ‬،‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‬
ِ
ِ
ِ ِ َْ ‫ات‬
ِ َِ ‫أﺣﺐ‬
ِ ‫رواﺋﺢ اﻟ‬
ِ ‫اﻟﺴﻴﺎر‬
ِ ‫رواﺋﺢ اﻟ َْﻐﺎ َز‬
ِ ِ ‫ﱠﱠ‬
ِ ِ َ َ ‫ﻣﻦ‬
ِ َ ْ َ ْ َ ‫ْﻮرود‬
.‫ات‬
ِ ِ ََ ‫ﻣﻦ‬
ْ ‫واﻷزﻫﺎر َ ﱡ‬
ْ ‫اﳋﺎرﺟﺔ‬
َ
ْ ‫إﻟﻴﻪ‬
َ ‫ﻋﻮادم ﱠ ﱠ‬
ُ ُ ُ ََ .‫اﻟﺴﻴﺎ َرات‬
ِ َِ ‫ﺑﺎﻷرض اﻟ‬
ٍ َ ‫ﻣﺘﻜﻮﻧﺔٌ ِﻣﻦ‬
ِ ِ َ ُ ‫ ﻳ َ ﱠ‬،‫وﺑﻨﺖ‬
ٍ ِ ِ ْ َْ‫زوﺟﺔ واﺑـﻨ‬
ِ ِ ِ ‫رﻏﻢ ﺗَ َ ﱡ‬
‫ﻣﻦ‬
ََ
ً ْ َ‫ـﻌﻀﻬﻢ ﺑ‬
َ ْ ْ َ‫أﺳﺮةٌ ُ َ َ ﱢ‬
ْ ‫ْﻤﻮروﺛﺔ‬
ْ ِ ْ َ‫ـﺘﻤﺴﻜﻮن ﺑﺒ‬
َ َ ْ َ ‫ـﲔ‬
ُ ْ َ ِ ْ َ ‫ـﻌﻠﻘﻪ‬
َ ْ ُ ُ‫وﻟﻪ‬
َ ْ َ .‫ـﻌﻀﺎ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِِ
ِ
ِ َِ ْ ‫أﺣ َﺮا ًرا ِﰲ‬
ِ‫اﳌﻬﻨﺔ ﱠ‬
‫ْﻤﻜﺎن ﱠاﻟﺬي‬
َ َ ُ‫أوﻻدﻩ‬
َ َ ‫ َواﻟ‬،‫ﳝﺘﻬﻨﻮﻧَ َـﻬﺎ‬
َ َ ْ َ ‫ﳚﱪ‬
ُ ِ ََْ ‫اﻟﱵ‬
َ ْ ‫اﺧﺘﻴﺎر‬
ْ َ ‫ﻛﻬﻢ‬
َ
ْ ُِْ ْ‫ َﱂ‬،‫آﺑﺎﺋﻪ‬
ْ ُ َ‫ َوﺗَ َـﺮ‬،‫ﻋﻠﻰ اﻟْﺒَ َـﻘﺎء ِﰲ َﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‬
3
‫ﺳﺎﺋﺮ أَﻓْـﺮ ِاد ْ ُ ِ‬
‫ـﻮاﺿﻌﺔ‪ ،‬وﻻَ ﻳـﺮى َ َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫زوﺟﺘﻪ ِﰲ ِِ‬
‫ﺑﺎﺷﱰا ِك َ ِ ِ‬
‫ﻳﻌﻴﺸﻮن ِ ِ‬
‫ﻓﻴﻪ‪ِ َ َ .‬‬
‫ِ‬
‫ﻟﺪﻳﻪ َ ًّ‬
‫اﻷﺳﺮة‬
‫ﺣﻘﺎ َ ْ‬
‫َِ ُ َ‬
‫ْ‬
‫ََ‬
‫ﻣﻜﺘﻔﻴﺎ ِ ْ ِ َ ْ َ‬
‫ﻛﺎن ُ ْ َ ً‬
‫َْ‬
‫ﳚﻌﻞ َ َ َ‬
‫ﺣﻴﺎﺗﻪ اﻟ ُْﻤﺘَ َ َ َ َ َ‬
‫أن َْ َ َ‬
‫اﻷﺳﻠﻮب ِ ْ ِ َ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻧَ ْ ِ‬
‫ﻟﻠﻤﻌﻴﺸﺔ‪.‬‬
‫ََ‬
‫ـﻔﺲ ْ ُ ْ ُ ِ َ‬
‫واﺑـﻨﻪ ْ َ ْ ِ‬
‫اﻟﺪراﺳﺔَ َ َ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻔﻼﺣﺔ‪ِ ْ َ ،‬‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ُ ِ‬
‫ـﻌﺪ ُْ ُ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫اﳊﺼﻮل َ َ‬
‫اﳊﻘﻮق‪ .‬ﺑَ ْ َ‬
‫در َ َ‬
‫َ ُُْ‬
‫ْﻌﻠﻴﺎ ِﰲ ُ ﱢﱠ ُ‬
‫اﺳﺘﻪُ اﻟ ُ َْ‬
‫ﻓﻀﻞ ﱢ َ َ‬
‫وأﻛﻤﻞ َ‬
‫اﻷﻛﺒَ ُـﺮ َ ٌ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟ َ َ َ َ َ‬
‫ﺧﻠﻴﻞ َ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ َِ‬
‫ِ‬
‫اﺳﺘﺄﺟﺮ َ ﱠ‬
‫وﻣﻌﺮوﻓﺎ‪.‬‬
‫رﺟﻼً َ ًّ‬
‫ﻏﻨﻴﺎ َ ْ ُ ً‬
‫ﻓﺎزداد ُ ْ َ ً‬
‫ﺷﻘﺔً َ ُ َ‬
‫ﳏﺎﻣﻴﺎ‪َ َ ْ َ ،‬‬
‫ﻟﻪ‪َ َ َ َ ،‬‬
‫ﻣﻜﺘﺒﺎ َ ُ‬
‫َ‬
‫وﺻﺎر َ ُ‬
‫ﺷﻬﺮة َ َ‬
‫ـﻌﻤﻞ َُ ً‬
‫ﻟﺘﻜﻮن َ ْ ًَ‬
‫وﻣﺎﻻً َ َ َ‬
‫اﻟﺸﻬﺎدة ْ َ ْ َ َ‬
‫وﺷﺮع ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ِ‬
‫اث ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﳚﺮﻩُ اﻟﺜﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ـﻮران‪،‬‬
‫اﻟﺬي‬
‫ﺮ‬
‫ْﻤﺤ‬
‫ﻟ‬
‫وا‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ‪،‬‬
‫ﻣﻊ‬
‫ﻓﻴﻬﺎ‬
‫ﻳﺴﺒﺢ‬
‫اﻟﱵ‬
‫ـﺮة‬
‫ﻴ‬
‫ْﺒﺤ‬
‫ﻟ‬
‫وا‬
‫ﻳﺘﻪ‪،‬‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﻗ‬
‫وأﻫﻞ‬
‫ﺗﻪ‪،‬‬
‫أﺳﺮ‬
‫اد‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫أ‬
‫ـﻨﺲ‬
‫ﻳ‬
‫ﱂ‬
‫وﻟﻜﻦ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱡ‬
‫َ َْ َ‬
‫َ َْ ُ َ َ َ ْ‬
‫َْ َ َ َ ْ َ َ ْ َ َْ‬
‫ُ َْ‬
‫ُ ََْ‬
‫ِ‬
‫ـﺮﻋﻰ ِ ِ‬
‫ْﻤﺮﻋﻰ ﱠ ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﻨ‬
‫ـ‬
‫ﻴ‬
‫ـ‬
‫ﺑ‬
‫أوﻗﺎﺗﻪ‬
‫أروع‬
‫ـﻘﺾ‬
‫ﻳ‬
‫و‬
‫ﻓﻴﻬﻢ‬
‫ـﻔﺴﻪ‬
‫ﻧ‬
‫ـﻠﻖ‬
‫ﻳ‬
‫ْﻔﺮﺻﺔ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻟﻪ‬
‫أﺗﻴﺢ‬
‫واﻷﻏﻨﺎم‬
‫ـﻬﻢ‪.‬‬
‫ﻛﻠﻤﺎ‬
‫‪.‬‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﻓﻴﻪ اﻟْﺒَ َـﻘ َﺮ ُ‬
‫اﻟﺬي ﻳَ ْ َ‬
‫َواﻟ َ ْ َ‬
‫ات ْ َْ ُ ُ َ َ ُ ُ ْ َ ُ ُ َ ْ َ ُ ْ َ َ ْ ْ َ َ ْ َ َ ْ َ ُ ْ‬
‫ﻗﺼﺪت َ َ ِ‬
‫اﳊﻴﺎة‪ َ ،‬ﱠ َ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻛﱪ ِﰲ ْ ِ ِ ِ‬
‫ِْ ِ‬
‫أﺧﻴﻬﺎ ْ َ ْ َِ‬
‫اﻷﺧﺮى ﱢ‬
‫ﲣﺮﺟﺖ‬
‫اﻟﺪ َر َ َ‬
‫اﺳﺔ‪َ َ َ ،‬ﱠ َ ْ‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ َ َ َ ْ ْ‬
‫ﻗﺼﺪ َ َ‬
‫وﺑﻨﺘﻪُُ َ َ‬
‫َ‬
‫اﺧﺘﻴﺎر ﻃ َﺮ ِاز ََْ َ‬
‫َ‬
‫ﻫﻲ ْ ُ ْ َ‬
‫وﻓﻀﻠﺖ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢ‬
‫ﱢ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫اﻷﺋﻤﺔ‬
‫ﺛﺎﻧﻮﻳﺔ‬
‫اﻻﳍﻴﺎت‬
‫ﻛﻠﻴﺔ‬
‫ْﻘﺮآن‪،‬‬
‫‪.‬‬
‫ﰲ‬
‫ﻣﺪرﺳﺔ‬
‫ـﻌﻤﻞ‬
‫ﺗ‬
‫وأﺧﺬت‬
‫‪.‬‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ـﻠﻤﻴﺬات‬
‫ﺘ‬
‫واﻟ‬
‫اﻟﺘﻼﻣﻴﺬ‬
‫ـﻌﻠﻢ‬
‫ﺗ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ‬
‫واﳋﻄﺒﺎء‬
‫ﱠ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﱢ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﻣﻦ ُ‬
‫ُْ َ‬
‫َ َ َ ْ ََْ ُ َُﱢ ًَ َ َ‬
‫ْ‬
‫ﱠ َ ُ َ َ َ ْ َُ ُ َ َ‬
‫أﻳﻀﺎ ِِ ْ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺬﻩ‪ِ ُ َ ،‬‬
‫ﺄﺳﺮَِﺎ‪،‬‬
‫ْﻌﻠﻮم ِْ ْ َِ ﱠ‬
‫َواﻟ َْﻌ َﺮِﱠ َ‬
‫ـﻔﺴﲑ‪َ ِ َْ َ ،‬‬
‫وﻫﻲ َ ِ َ‬
‫ﺳﻌﻴﺪةٌ ْ ً َ َ‬
‫واﳊﺪﻳﺚ‪َ ،‬واﻟ ُ ُ َ‬
‫ﲟﻬﻨﺘﻬﺎ َ َ َ‬
‫ﺑﻴﺔ‪َ ،‬واﻟﺘﱠ ْ َ‬
‫وﻓﺨﻮرةٌ ﺑ ُ ْ َ‬
‫اﻹﺳﻼﻣﻴﺔَ ْ ُ ْ َ‬
‫اﻷﺧﺮى‪َ َ .‬‬
‫ﺑﺄﻫﻞ َ َ ْ ِ‬
‫ﺘﻤﺴﻜﺔٌ َِ ْ ِ‬
‫ﻳﺘﻬﺎ‪.‬‬
‫وﻣَ َ ﱢ َ‬
‫وأرض ﻗَـﺮَِْ َ‬
‫َُ‬
‫ـﻮﻳﻪ ِﰲ اﻟ َْﻘﺮ ِﻳﺔ‪ ،‬واﻣﺘـﻬﻦ ﱢ َ ِ‬
‫ـﻔﻀﻞ اﻟْﺒ َـﻘﺎء ﻣﻊ أَﺑ ِ‬
‫ﻣﺜﻞ َِ ِ‬
‫ﺑﺎﻹﺿﺎﻓﺔ ِ َإﱃ ِ ْ ِ َ ِ ِ‬
‫أﺑﻴﻪ ِ ِ َ َ ِ‬
‫وأﻣﺎ اﺑـﻨﻪ‬
‫اﺷﺘﻐﺎﻟﻪ‬
‫َﱠ‬
‫اﻷﺻﻐﺮ َ ﱢ ﱞ‬
‫َْ َ َْ َ َ َ َ‬
‫ﺣﻘﻲ ﻓََ ﱠ َ َ َ َ َ َ َ ْ‬
‫ُُْ ْ َ ْ َ ُ‬
‫اﻟﺰراﻋﺔ ْ َ‬
‫ِﱢ ِ‬
‫ﺷﻜ ًﺮا‪.‬‬
‫ازداد ُ ْ‬
‫ﺑﺎﻟﺘﺠﺎرة‪ .‬وَﻛﺜُ َـﺮ َ َ‬
‫واﻷﻏﻨﺎم‪َ ،‬واﻟْﺒَ َـﻘ َﺮ ُ‬
‫ْﻤﺰروﻋﺎت‪ ،‬واﻟ َ ْ ُ َ ُ‬
‫ﻟﺪﻳْ ِﻪ اﻟ َ ْ ُ َ ُ‬
‫ﻛﻤﺎ ْ َ َ‬
‫ـﺒﺎﻋﻬﺎ َ ْ َ َ‬
‫ات‪ ،‬ﻓَ َ َ َ‬
‫ْﻤﺤﺼﻮﻻت‪ُ َْ َ ْ َ ،‬‬
‫وازداد َﻣﺎﻻً َ َ‬
‫ََ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪُ ِﻣﻦ أَﺑـﻮﻳﻪ‪ِ.‬‬
‫ﱠ‬
‫ﻛﺎن َ ﱠ َ‬
‫َِ ّ‬
‫اﻟﺸﻜﺮ َ َ‬
‫أول َﻣﺎ ﺗَ َ َ ْ ََ ْ‬
‫ﻷن ﱡ ْ َ‬
‫أﻋﻈﻢ ِ‬
‫وأوﻻدﻫﺎ‪ .‬وَ َ ِ‬
‫اﻟﺴﺮور و ﱠ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫أن‬
‫ﻋﻤﺮﻫﺎ َ َ‬
‫ﻋﻨﺪﻫﺎ َ ْ‬
‫ﻫﺎﺟﺮ َ ﱠ َ ْ‬
‫دواﻋﻲ ﱡ َ ِ َ َ َ‬
‫اﻟﺴﻌﺎدة ْ َ َ‬
‫ﻛﺮﺳﺖ ُ ْ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ْ ِ َ‬
‫ﻛﺎن ْ‬
‫َ َْ َ‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ ِ َ َ‬
‫وزوﺟﺘﻪُُ َ َ ُ‬
‫زوﺟﻬﺎ َ َ ْ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻦ‪،‬‬
‫ﺷﺪﻳﺪا َ ْ‬
‫ﻣﺴﺮورةٌ ْ‬
‫إن َ ُ‬
‫أن ُ ﱠ‬
‫إﻳﻼﻣﺎ َ ً‬
‫ﻓﻴﻬﻢ ُْْ‬
‫ﻣﺒﺘﺴﻤﺔً‪َ .‬وﻳُ ْ ُ َ‬
‫ـﺆﻟﻤﻬﺎ َ ً‬
‫ﺑﺎﳊﺰن َواﻟ َ َ‬
‫ﲢﺲ ْ‬
‫ﺗَ َـﺮى ُ ُ َ ُ ْ‬
‫وﻫﻲ َ ْ ُ َ‬
‫وﺟﻮﻫﻬﻢ ُ َْ َ‬
‫ﻣﺴﺮور َ‬
‫ﻛﺎﻧﻮا َ ْ ُ‬
‫ْﻜﺂﺑﺔ‪َ َ .‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺧﺎدﻣﻬﻢ"‪.‬‬
‫ﳑﺘﺜﻠﺔٌَ ﻗَ ْ َ‬
‫وﳏﺰوﻧﺔٌ ْ‬
‫َ َْ ُ َ‬
‫ﱠﱯ )ص(‪ َ " :‬ﱢ ُ‬
‫ـﻮل اﻟﻨِ ﱢ‬
‫وﻫﻲ َُْ‬
‫إن َﻛﺎﻧُﻮا َْ ُ َ‬
‫ﺳﻴﺪ اﻟ َ ْ‬
‫ْﻘﻮم َ ُ ُ ْ‬
‫ﳏﺰوﻧﲔ‪َ َ .‬‬
‫اﻟﺴ ﱠﺮ ِاء ﱠ ِ‬
‫ْﻔﻼح ْ ٍ ِ‬
‫ﻗﺼﺔُ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫وﻫﺎ ِ ِ‬
‫ـﻬﻢ‬
‫أﺳﺮةٌ َ ِ َ‬
‫أدام اﷲُ َ َ‬
‫واﻟﻀ ﱠﺮاء‪َ َ َ .‬‬
‫ﺳﻌﺎدﺗََ ُ ْ‬
‫وﺷﺎﻛﺮةٌ ِﰲ ﱠ َ‬
‫ﺳﻌﻴﺪةٌ َ َ َ‬
‫وﻫﻲ ُ ْ َ‬
‫ﻫﻲ ﱠ ْ َ‬
‫أﺳﺮة اﻟ َ ﱠ ِ ُ َ‬
‫ﺣﺴﲔ‪َ َ ،‬‬
‫ََ َ‬
‫أﻋﻤﺎرﻫﻢ‪.‬‬
‫ـﻬﻢ‪َ َ َ َ ،‬‬
‫ْﻤﻮ ﱠ َ‬
‫وأﻃﺎل َ ْ َ َ ُ ْ‬
‫دة ﺑَـ ْﻴـﻨَ ُ ْ‬
‫َوأَﺑْ َـﻘﻰ اﻟ َ َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﻛﻴﻒ ﻳ ْ ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺔُ ُ ْ ٍ‬
‫ـﻮﻣﻪ؟‬
‫ـﻘﻀﻲ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ﺣﺴﲔ‪َ ،‬وَ ْ َ َ‬
‫‪َ .1‬ﻣﺎ ْ َ َ‬
‫ﻛﻴﻒ ﻳَـ َِْ‬
‫وﻟﻤﺎذا؟‬
‫ـﻔﺴﻪُ َ ِ َ َ‬
‫‪َ ْ َ .2‬‬
‫ﻌﺘﱪُ ﻧَ ْ َ‬
‫اﺋﻌﺔ ِﰲ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ﺎﳊﻴِﺎة اﻟ ﱠﺮ ِ ِ‬
‫ﻫﻞ ﻳَُ ِ‬
‫وﻟﻤﺎذا؟‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ َ ِ َ َ‬
‫َ‬
‫ـﺒﺎﱄ ﺑِ ََْ‬
‫َ‬
‫‪ْ َ .3‬‬
‫ﻣﻮﻗﻒ َ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪد أَﻓْـﺮ ِاد ُ ِِ‬
‫ﻣﻦ ْ َ ِ‬
‫اﻵﺧﺮ؟‬
‫‪َ .4‬ﻣﺎ َ َ ُ َ ْ‬
‫وﻣﺎ َ ْ ُ َ‬
‫أﺳ َﺮﺗﻪ‪َ َ ،‬‬
‫أﺣﺪﻫ ْﻢ َ‬
‫اﻷﺳﻠﻮب ِﰲ ْ ِ‬
‫ـﻔﺲ ْ ُ ْ ُ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ ْ َِ ِ‬
‫اﺧﺘﻴﺎر ﻧَ ْ ِ‬
‫وﻟﻤﺎذا؟‬
‫أوﻻدﻩُ َ َ‬
‫اﳊﻴﺎة َ ِ َ َ‬
‫أﺟﺒَ َـﺮ َ ْ َ َ‬
‫ﻫﻞ َ ْ‬
‫ََ‬
‫‪ْ َ .5‬‬
‫ﻓﻀﻞ اِﺑـﻨﻪ ْ َ ْ ِ‬
‫ﺧﻠﻴﻞ؟‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ﻣﺎذا َ ﱠ َ ُُْ‬
‫اﻷﻛﺒَ ُـﺮ َ ٌ‬
‫أﺻﺒﺢ؟‬
‫اﺳﺘﻪُ َ َ َ‬
‫أﻛﻤﻞ ِد َر َ َ‬
‫وﻣﺎذا َ ْ َ َ‬
‫‪َ َْ .7‬‬
‫أﻳﻦ َ ْ َ َ‬
‫أي ِ ْ َ ٍ‬
‫ﺧﺪﳚﺔ؟‬
‫‪ َ .8‬ﱠ‬
‫اﺧﺘﺎرت ِْﺑﻨﺘﻪُُ َ ِ َ ُ‬
‫ﻣﻬﻨﺔ ِ ْ َ َ ْ‬
‫ﻓﻀﻞ ِﰲ ْ ِ‬
‫‪ .9‬ﻣﺎ اﺳﻢ ِِ‬
‫اﺑﻨﻪ ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﳊﻴﺎة؟‬
‫اﻷﺻﻐﺮ؟ َ َ‬
‫َ ُْ ْ‬
‫ََ‬
‫ﻣﺎذا َ ﱠ َ‬
‫‪ .10‬ﻣﺎ اﺳﻢ َ ِِ‬
‫ْﻤﻤﻴﱢ ُـﺰ؟‬
‫وﻣﺎ َ ْ ُ َ‬
‫زوﺟﺘﻪ َ َ‬
‫َ ُْ َْ‬
‫وﺻﻔﻬﺎ اﻟ ُ َ‬
‫‪ 4‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ ِ‬
‫أﺳﻠﻮب‪ ،‬ﻳَـ ُ ﱡ‬
‫ﻌﺪ(‬
‫زﻣﻼء‪ُ ْ ُ ،‬‬
‫ﻧﺬر‪َ َُ ،‬‬
‫)ﻃَ ِﺮ َﻳﻘﺔ‪ ،‬ﻳَ ْـﺮم‪ً َُْ ،‬‬
‫ﳑﺘﻄﻴﺎ‪ ،‬ﺛَ ِﺮًّﻳﺎ‪ َ ،‬ﱠ َ‬
‫ﻳﻀﻄﺮ‪َ َ َ ،‬‬
‫رﺟﺢ ‪َّ ْ َ ،‬‬
‫‪.1‬‬
‫‪.2‬‬
‫‪.3‬‬
‫‪.4‬‬
‫‪.5‬‬
‫‪.6‬‬
‫‪.7‬‬
‫‪.8‬‬
‫‪.9‬‬
‫‪.10‬‬
‫ُ ٍ‬
‫ﺣﻘﻮﻟﻪ ر ِ ِ‬
‫ـﻮم َْﳜﺮج َِإﱃ ْ ٍ ِ‬
‫ِِ‬
‫ﲪﺎرﻩُ‪.‬‬
‫ﱠ‬
‫ﺣﻘﻞ ْ‬
‫ﻛﻞ ﻳَْ ُ ُ َ‬
‫ﻣﻦ ُ ُ َ ً‬
‫اﻛﺒﺎ َ َ‬
‫ﻳَ َِْ‬
‫أﺳﻌﺪ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻔﺴﻪُ َ ْ َ َ‬
‫ـﻌﺘﱪُ ﻧَ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟْﺒ َ ِ‬
‫ـﻘﺎء ِﰲ ِ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﳚﱪ َ ْ َ َ‬
‫َ‬
‫أوﻻدﻩُ َ َ َ‬
‫َﱂْ ُِْ ْ‬
‫ﺳﺎﺋﺮ أَﻓْـﺮ ِاد ْ ُ ِ‬
‫اﻷﺳﻠﻮب ِ ْ ِ َ ِ‬
‫وﻻَ ﻳـﺮى َ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﺪﻳﻪ َ ًّ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻧَ ْ ِ‬
‫ﻟﻠﻤﻌﻴﺸﺔ‪.‬‬
‫اﻷﺳﺮة َ َ‬
‫ﺣﻘﺎ َ ْ‬
‫َ ََ ْ‬
‫ـﻔﺲ ْ ُ ْ ُ ِ َ‬
‫َْ‬
‫ﳚﻌﻞ َ َ َ‬
‫أن َْ َ َ‬
‫ِ‬
‫وﻣﻌﺮوﻓﺎ‪.‬‬
‫رﺟﻼً َ ًّ‬
‫ﻏﻨﻴﺎ َ ْ ُ ً‬
‫ازداد ُ ْ َ ً‬
‫َْ َ‬
‫وﺻﺎر َ ُ‬
‫ﺷﻬﺮة َ َ‬
‫وﻣﺎﻻً َ َ َ‬
‫ِ‬
‫اد ُ ِِ‬
‫ِِ‬
‫ـﺮة ﱠِ‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋِِﻪ‪.‬‬
‫ﻣﻊ َ ْ ِ َ‬
‫ْﺒﺤ ْﻴ َ َ‬
‫ـﻨﺲ أَﻓْـ َﺮ َ ْ‬
‫وأﻫﻞ ﻗَـﺮَْﻳﺘﻪ‪ ،‬واﻟُ َ‬
‫ﻳﺴﺒﺢ ﻓﻴﻬﺎ َ َ‬
‫اﻟﱵ َ ْ َ ُ‬
‫أﺳ َﺮﺗﻪ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫وﻟﻜﻦ ﱂ ﻳَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ُﱠ ِ‬
‫ْﻔﺮﺻﺔُ ﻳُ ْ ِ‬
‫ﻓﻴﻬﻢ وﻳََ ْ ِ‬
‫ـﻬﻢ‪.‬‬
‫أروع َ ْ َ‬
‫ـﻘﺾ َ َْ َ‬
‫أﺗﻴﺢ َﻟﻪُ اﻟ ُ ْ َ‬
‫ـﻔﺴﻪُ ِ ْ‬
‫أوﻗﺎﺗﻪ ﺑَـ ْﻴـﻨَ ُ ْ‬
‫ﻛﻠﻤﺎ ُ َ‬
‫َ‬
‫ـﻠﻖ ﻧَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫اﳊﻴﺎة‪ِ.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻛﱪ ِﰲ ْ َ ِ‬
‫أﺧﻴﻬﺎ ْ َ ْ َِ‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ َ َ َ ْ‬
‫َ ِْ‬
‫ﻗﺼﺪت َ ْ َ‬
‫ﻗﺼﺪ َ َ‬
‫وﺑﻨﺘﻪُُ َ َ‬
‫اﺧﺘﻴﺎر ﻃ َﺮ ِاز ََْ‬
‫ﻔﻀﻞ اﻟْﺒ َـﻘﺎء ﻣﻊ أَﺑ ِ‬
‫ـﻮﻳﻪ ِﰲ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫وأﻣﺎ اﺑـﻨﻪ‬
‫َﱠ‬
‫اﻷﺻﻐﺮ َ ﱢ ﱞ‬
‫ﺣﻘﻲ ﻓَـ َ ﱠ َ َ َ َ َ ََ ْ‬
‫ُُْ ْ َ ْ َ ُ‬
‫وأوﻻدﻫﺎ‪.‬‬
‫ﻋﻤﺮﻫﺎ َ َ‬
‫ﻫﺎﺟﺮ َ ﱠ َ ْ‬
‫زوﺟﻬﺎ َ َ ْ َ ِ َ‬
‫ﻛﺮﺳﺖ ُ ْ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ْ ِ َ‬
‫َ َْ َ‬
‫وزوﺟﺘﻪُُ َ َ ُ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫أﺷﻘﻰ‪ ،‬ﻳَ َ َ ﱠ‬
‫ـﺘﺬﻛﺮ(‬
‫ﻋﺒﻮﺳﺎ‪ً ِ َ ،‬‬
‫ﻗﺼﺮ‪ٌ ََُِْ ،‬‬
‫)ﻓَ َـﻨﺎء‪ٌ َ ِ َ ْ ُ ،‬‬
‫ﳎﺘﻨﺒﺔ‪َ ْ َ ،‬‬
‫ﻳﻦ‪َ ِ َ ،‬‬
‫ﻣﺴﺘﺤﻴﺔ‪ُ ْ َ ،‬‬
‫ﺧﺎﻣﺪة‪ً ُ َ ،‬‬
‫ﻣﻘﺼﻮِر َ‬
‫ﻗﺎﻧﻄﺎ‪ َ ،‬ﱠ َ‬
‫‪.1‬‬
‫‪.2‬‬
‫‪.3‬‬
‫‪.4‬‬
‫‪.5‬‬
‫‪.6‬‬
‫‪.7‬‬
‫‪.8‬‬
‫‪.9‬‬
‫‪.10‬‬
‫ُ ٍ‬
‫ﺣﻘﻮﻟﻪ ر ِ ِ‬
‫ـﻮم َْﳜﺮج َِإﱃ ْ ٍ ِ‬
‫ِِ‬
‫ﲪﺎرﻩ‪ ،‬وﻳـﻌﻤﻞ ِ ِ‬
‫ﻓﻴﻪ َ ِ ً ِ‬
‫ﻓﻀﻞ َرﱢِﺑﻪ‪.‬‬
‫ﱠ‬
‫ﺣﻘﻞ ْ‬
‫ﻛﻞ ﻳَْ ُ ُ َ‬
‫ﻣﻦ ُ ُ َ ً‬
‫ﻧﺸﻴﻄﺎ‪َ ،‬راﺟﻴًﺎ َ ْ َ‬
‫اﻛﺒﺎ َ َ ُ َ ْ َ ُ‬
‫ﳏﺒﺐ َِإﻟﻴﻪ‪ِ.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﻳَ َِْ‬
‫ﱠﺎس َﱠ‬
‫أﺳﻌﺪ اﻟﻨ ِ‬
‫ﻳﻌﻴﺶ ِﰲ َ َ‬
‫ـﻔﺴﻪُ َ ْ َ َ‬
‫ﻣﻜﺎن َُﱠ ٍ ْ‬
‫ﻷﻧﻪُ َ ُ‬
‫ـﻌﺘﱪُ ﻧَ ْ َ‬
‫ـﺒﺎﱄ ِ ْ ِ‬
‫ﺑﺎﳊﻴﺎة اﻟ ﱠﺮ ِ ِ‬
‫اﺋﻌﺔ ِﰲ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻻَ ﻳَُ ِ ََ‬
‫َ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟْﺒ َ ِ‬
‫ـﻘﺎء ِﰲ ِ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﳚﱪ َ ْ َ َ‬
‫َ‬
‫أوﻻدﻩُ َ َ َ‬
‫َﱂْ ُِْ ْ‬
‫اﺧﺘﻴﺎر ِ ْ َ ِ‬
‫أﺣ َﺮا ًرا ِﰲ ْ َِ ِ‬
‫اﳌﻬﻨﺔ ﱠِ‬
‫ﳝﺘﻬﻨﻮﻧَ َـﻬﺎ‪.‬‬
‫اﻟﱵ ََْ ِ ُ‬
‫ﻛﻬﻢ َ ْ‬
‫َوﺗَ َـﺮَ ُ ْ‬
‫وأﻫﻞ ﻗَـﺮ ِ ِ‬
‫اد ُ ِِ‬
‫ﻳﺘﻪ؟‬
‫ـﻨﺲ أَﻓْـ َﺮ َ ْ‬
‫أﺳ َﺮﺗﻪ‪َْ َ ْ َ َ ،‬‬
‫وﻟﻜﻦ ﱂ ﻳَ ْ َ‬
‫أﻳﻀﺎ ِِ ْ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺬﻩ‪ِ ُ َ ،‬‬
‫ﺑﺄﺳﺮَِﺎ‪.‬‬
‫وﻫﻲ َ ِ َ‬
‫ﺳﻌﻴﺪةٌ ْ ً َ َ‬
‫ﲟﻬﻨﺘﻬﺎ َ َ َ‬
‫وﻓﺨﻮرة ُ ْ َ‬
‫َ َ‬
‫اﻟﺴﺮور و ﱠ ِ ِ‬
‫أﻋﻈﻢ ِ‬
‫وَ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﺒﺘﺴﻤﺔً‪.‬‬
‫ﻋﻨﺪﻫﺎ َ ْ‬
‫دواﻋﻲ ﱡ َ ِ َ َ َ‬
‫اﻟﺴﻌﺎدة ْ َ َ‬
‫ﻛﺎن ْ‬
‫أن ﺗَ َـﺮى ُ ُ َ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ ِ َ َ‬
‫وﺟﻮﻫﻬﻢ ُ َْ َ‬
‫َ‬
‫ﺳﻴﺪ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻘﻮم َ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫"‬
‫‪:‬‬
‫(‬
‫ص‬
‫)‬
‫ﺧﺎدﻣﻬﻢ"‪.‬‬
‫ﱠﱯ‬
‫ﻨ‬
‫اﻟ‬
‫ـﻮل‬
‫ﻗ‬
‫ﳑﺘﺜﻠﺔ‬
‫وﻫﻲ‬
‫َ‬
‫ﱢ‬
‫َﱢ ُ ْ‬
‫َ َ َُْ ٌَ َ ْ‬
‫ُُ ْ‬
‫أﻋﻤﺎرﻫﻢ‪.‬‬
‫ـﻬﻢ‪َ ،‬وَ َ َ‬
‫ـﻬﻢ َوأَﺑْ َـﻘﻰ اﻟ َ َ ﱠ َ‬
‫أدام اﷲُ َ َ‬
‫ََ َ‬
‫ْﻤﻮدة ﺑَـ ْﻴـﻨَ ُ ْ‬
‫ﺳﻌﺎدﺗََ ُ ْ‬
‫أﻃﺎل َ ْ َ َ ُ ْ‬
‫‪4. Altı Çizili Kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫‪.1‬‬
‫‪.2‬‬
‫‪.3‬‬
‫‪.4‬‬
‫ﺣﻘﻮل ِ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺣﺴﲔ َ ﱠ ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺻﻐﲑة‪.‬‬
‫ﻳﻌﻴﺶ ِﰲ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‪ ،‬وﻟﻪ ِ ْ َ‬
‫ﻓﻼح َ ُ‬
‫ُ َ ٌْ ٌ‬
‫ﺑﻀﻌﺔُ ُ ُ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺪ ﱡُ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺎ َرات‪.‬‬
‫اﻟﻄﻴﻮر َ َ‬
‫وﺿﻮﺿﺎء ﱠ ﱠ‬
‫أﺻﻮات اﻟ ُ َﱢ‬
‫ـﻔﻀﻞ ﺗَ َـﻐﺎ ِر َ‬
‫ْﻤﻨﺒﻪ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻰ َ ْ َ‬
‫وﻳَُ َ ﱢ ُ‬
‫أﺣﺐ َِ ِ ِ‬
‫ات َْ ِ ِ ِ‬
‫رواﺋﺢ اﻟ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺎر ِ‬
‫ِ‬
‫رواﺋﺢ اﻟ َْﻐﺎ َز ِ‬
‫ﻣﻦ َ َ ِ ِ‬
‫ْﻮرود َو ْ َ ْ َ ِ‬
‫ات‪.‬‬
‫ﻣﻦ ََ ِ ِ‬
‫اﻷزﻫﺎر َ ﱡ ْ‬
‫َ‬
‫إﻟﻴﻪ ْ‬
‫اﳋﺎرﺟﺔ ْ‬
‫ﻋﻮادم ﱠ ﱠ َ‬
‫ََ ُ ُ ُ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟْﺒ َ ِ‬
‫ـﻘﺎء ِﰲ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫رﻏﻢ ﺗَ ﱡ ِ ِ‬
‫ْﻤﻮروﺛﺔ ِﻣﻦ ِِ‬
‫ـﻌﻠﻘﻪ ِ َ ْ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﳚﱪ َ ْ َ َ‬
‫َ‬
‫ََْ َ‬
‫أوﻻدﻩُ َ َ َ‬
‫ﺑﺎﻷرض اﻟ َ ْ ُ َ ْ َ‬
‫آﺑﺎﺋﻪ‪َ ،‬ﱂْ ُِْ ْ‬
‫‪ 5‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ْﻤﻜﺎن ﱠ‬
ِ َ ْ ِ ‫اﺧﺘﻴﺎر‬
ِ ِ ‫ﻳﻌﻴﺸﻮن‬
ِ َ ‫ واﻟ‬،‫ﳝﺘﻬﻨﻮﻧَ َـﻬﺎ‬
ِ َِ ْ ‫أﺣ َﺮا ًرا ِﰲ‬
ِ‫اﳌﻬﻨﺔ ﱠ‬
.‫ﻓﻴﻪ‬
َ ُ ِ َ ‫اﻟﺬي‬
ُ ِ ََْ ‫اﻟﱵ‬
ْ َ ‫ﻛﻬﻢ‬
ْ ُ َ‫ َوﺗَ َـﺮ‬.5
َ َ
ِ ُ ْ ‫ﺳﺎﺋﺮ أَﻓْـﺮ ِاد‬
ِ َ ِ ْ ِ ‫اﻷﺳﻠﻮب‬
ِ َ َ ‫ وﻻَ ﻳـﺮى‬.6
ِ
ًّ َ ‫ﻟﺪﻳﻪ‬
ِ ْ َ‫ﻋﻠﻰ ﻧ‬
.‫ﻟﻠﻤﻌﻴﺸﺔ‬
َ َ ‫اﻷﺳﺮة‬
ْ َ ‫ﺣﻘﺎ‬
ْ ََ َ
َ ِ ُ ْ ُ ْ ‫ـﻔﺲ‬
َْ
َ َ َ ‫ﳚﻌﻞ‬
َ َ َْ ‫أن‬
ِ ِ ‫ـﺮﻋﻰ‬
ِ ‫ْﻤﺮﻋﻰ ﱠ‬
ِ
.‫اﻷﻏﻨﺎم‬
ُ ‫ﻓﻴﻪ اﻟْﺒَ َـﻘ َﺮ‬
َ ْ َ‫اﻟﺬي ﻳ‬
َ ْ َ ‫ـﻨﺲ اﻟ‬
ُ َْ َ ْ ‫ات و‬
ْ َ َ .7
َ ْ َ‫وﻟﻜﻦ َﱂْ ﻳ‬
ِ ْ َ‫ـﻠﻖ ﻧ‬
ِِ َ َ ‫أروع‬
ِ ‫ ُ ﱠ‬.8
ِ ْ َ‫ﻓﻴﻬﻢ َوﻳ‬
.‫ـﻬﻢ‬
َ ْ ُ ‫أﺗﻴﺢ َﻟﻪُ اﻟ‬
ْ َ َ ْ َ ‫ـﻘﺾ‬
ْ ُ َ‫أوﻗﺎﺗﻪ ﺑَـ ْﻴـﻨ‬
ْ ِ ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
َ ُ ‫ﻛﻠﻤﺎ‬
َ
َ ِ ْ ُ‫ْﻔﺮﺻﺔُ ﻳ‬
5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.
ٍ ُ .1
ِ ِ ‫ﺣﻘﻮﻟﻪ ر‬
ِ ٍ ْ ‫ـﻮم َْﳜﺮج َِإﱃ‬
ِ ِ ‫ وﻳـﻌﻤﻞ‬،‫ﲪﺎرُﻩ‬
ِِ
.‫ﻧﺸﻴﻄﺎ‬
ً ِ َ ‫ﻓﻴﻪ‬
‫ﱠ‬
ْ ‫ﺣﻘﻞ‬
َ ُ ُ َْ‫ﻛﻞ ﻳ‬
ً َ ُ ُ ‫ﻣﻦ‬
ُ َ ْ َ َ َ ‫اﻛﺒﺎ‬
ِ َِ ‫ﳏﺒﺐ‬
ِ ِ ‫ـﺮﻏﺐ‬
ٍ َ ‫ﱠﺎس ِﻷَﱠﻧﻪُ ِﻳﻌﻴﺶ ِﰲ‬
َِْ َ‫ﻳ‬
ِ ‫أﺳﻌﺪ اﻟﻨ‬
ٍ َ َ ِ ‫ـﻘﻮم‬
.‫ﻓﻴﻪ‬
َ َ ْ َ ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
ْ ٍ ‫ﻣﻜﺎن َُﱠ‬
ُ ُ َ‫ وﻳ‬،‫إﻟﻴﻪ‬
َ ُ َ
ُ َ َْ‫ﺑﻌﻤﻞ ﻳ‬
َ ْ َ‫ـﻌﺘﱪُ ﻧ‬
ٍ َ ‫ﻣﺘﻜﻮﻧﺔٌ ِﻣﻦ‬
ِ ِ َ ُ ‫ ﻳ َ ﱠ‬،‫وﺑﻨﺖ‬
ٍ ِ ِ ْ َْ‫زوﺟﺔ واﺑـﻨ‬
.‫ـﻌﻀﺎ‬
ََ
ً ْ َ‫ـﻌﻀﻬﻢ ﺑ‬
َ ْ ْ َ‫أﺳﺮةٌ ُ َ َ ﱢ‬
ْ ِ ْ َ‫ـﺘﻤﺴﻜﻮن ﺑﺒ‬
َ َ ْ َ ‫ـﲔ‬
َ ْ ُ ُ‫وﻟﻪ‬
ِ
ِ
ِ ‫ْﻤﻜﺎن ﱠ‬
ِ ِ ‫ﻳﻌﻴﺸﻮن‬
ِ َ ‫ واﻟ‬،‫ﳝﺘﻬﻨﻮﻧَـَﻬﺎ‬
ِ َِ ْ ‫أﺣ َﺮا ًرا ِﰲ‬
ِ‫اﳌﻬﻨﺔ ﱠ‬
.‫ﻓﻴﻪ‬
َ ُ ِ َ ‫اﻟﺬي‬
َ ْ ‫اﺧﺘﻴﺎر‬
ُ ِ ََْ ‫اﻟﱵ‬
ْ َ ‫ﻛﻬﻢ‬
ْ ُ َ‫َوﺗَ َـﺮ‬
َ َ
ِ ُ ْ ‫ﺳﺎﺋﺮ أَﻓْـﺮ ِاد‬
ِ َ ِ ْ ِ ‫اﻷﺳﻠﻮب‬
ِ َ َ ‫وﻻَ ﻳـﺮى‬
ِ
ًّ َ ‫ﻟﺪﻳﻪ‬
ِ ْ َ‫ﻋﻠﻰ ﻧ‬
.‫ﻟﻠﻤﻌﻴﺸﺔ‬
َ َ ‫اﻷﺳﺮة‬
ْ َ ‫ﺣﻘﺎ‬
ْ ََ َ
َ ِ ُ ْ ُ ْ ‫ـﻔﺲ‬
َْ
َ َ َ ‫ﳚﻌﻞ‬
َ َ َْ ‫أن‬
ِ
ِ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
ْ
‫ﺷﻘﺔ‬
‫اﺳﺘﺄﺟﺮ‬
.ُ‫ﻣﻜﺘﺒﺎ َﻟﻪ‬
‫ﻟﺘﻜﻮن‬
‫اﻟﺸﻬﺎدة‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫اﳊﺼﻮل‬
َ َ ِ ُ ُْ ‫ـﻌﺪ‬
َ ْ َ‫ﺑ‬
ًَ ْ َ َ ُ َ ً َ َ َ َْ َ َ
ِ
.‫وﻣﻌﺮوﻓﺎ‬
ًَِّ ً‫رﺟﻼ‬
ً ُ ْ َ ‫ﻏﻨﻴﺎ‬
ً َ ْ ُ ‫ﻓﺎزداد‬
َ َ ْ َ ،‫ﳏﺎﻣﻴﺎ‬
َ ََ َ
ُ َ ‫وﺻﺎر‬
ً َُ ‫ـﻌﻤﻞ‬
َ َ َ ً‫ﺷﻬﺮة َوَﻣﺎﻻ‬
ُ َ ْ َ‫وﺷﺮع ﻳ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ْ َ‫ﺄﻫﻞ َو‬
ِ ْ َ ‫وﻣﺘﻤﺴﻜﺔٌ ﺑ‬
.‫ﻳﺘﻬﺎ‬
َ ‫ َ َ َ َ ﱢ‬،‫ﺑﺄﺳﺮ َﺎ‬
َ َ ‫وﻫﻲ‬
ً ْ ٌ‫ﺳﻌﻴﺪة‬
َ ْ ‫أﻳﻀﺎ ﲟ‬
َ َْ‫أرض ﻗَـﺮ‬
َ ُ َ ،‫ﻬﻨﺘَﻬﺎ َﻫﺬﻩ‬
َ ْ ُ ٌ‫ﻓﺨﻮرة‬
َ َ
.2
.3
.4
.5
.6
.7
.8
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ِ ِ ‫ـﺮﻏﺐ‬
َِْ َ‫ﻛﺎن ﻳ‬
‫ﱠﺎس ِ َﱠ‬
ِ ‫أﺳﻌﺪ اﻟﻨ‬
ٍ َ َ ِ ‫ـﻘﻮم‬
(.‫ﻓﻴﻪ‬
َ َ‫) َو‬
َ َ ْ َ ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
ُ ُ َ‫ﻷﻧﻪُ ﻳ‬
ُ َ َْ‫ﺑﻌﻤﻞ ﻳ‬
َ ْ َ‫ـﻌﺘﱪُ ﻧ‬
a. Sevdiği bir işle uğraştığından kendini insanların en mutlusu sayıyordu.
b. Sevilen bir işle meşgul olmak insanı en mutlu kılar.
c. O insanların en mutlusu, çünkü sevdiği işi yapıyor.
d. Sevdiğin işi yapıyorsan insanların en mutlusu sensin.
e. Sevilen bir işle meşgul olduğu için insanların en bahtiyarı idi.
ِ
ِ ْ ِ‫ـﺒﺎﱄ ﺑ‬
ِ َ ِ ‫اﺋﻌﺔ ِﰲ اﻟ‬
ِ ِ ‫ﺎﳊﻴﺎة اﻟ ﱠﺮ‬
ِ ‫أﺻﻮات اﻟ َﱢ‬
ِ ‫اﻟﺴﻴﺎر‬
ِ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
‫ﻳﺪ ﱡ‬
ِ ُ‫اﻟﻄﻴ‬
(.‫ات‬
َ َ ‫ﻮر‬
َ ‫ـﻔﻀﻞ ﺗَ َـﻐﺎ ِر‬
َ ْ َ َ ،‫ْﻤﻨﺒﻪ‬
َ
ََ ِ َُ‫)ﻻَ ﻳ‬
َ ‫وﺿﻮﺿﺎء ﱠ ﱠ‬
ُ
َ
َ
ُ ‫ وﻳَُ َ ﱢ‬،‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‬
a. Şehrin parlak yaşantısında kanmadı, kuş seslerini korna seslerine ve
taşıtların gürültüsüne tercih etti.
b. Şehrin parlak yaşantısına aldırmaz, kuş cıvıltılarını korna seslerine ve
taşıtların gürültüsüne yeğ tutar.
c. Şehirdeki parlak yaşantı onu ilgilendirmez, kuş cıvıltılarını korna seslerine
tercih eder, taşıt gürültülerine de.
d. Şehirdeki parlak yaşantı onu ilgilendirmez, kuş cıvıltılarına korna sesleri
ve taşıt gürültülerini tercih eder.
e. Şehirdeki şaşaalı hayata aldırmaz, kuş cıvıltıları ile gönlünü avutur, korna
sesleri ve taşıt gürültüsünden uzak durur.
6
DİLBİLGİSİ
TÜREYİŞ YÖNÜNDEN İSİMLER
Arapçada isimler, türemişlik bakımından ikiye ayrılır.
1. Câmid İsimler: Konulduğu özgün biçimini koruyan ve başka bir
kelimeden türememiş olan isimlere bu ad verilir.
Sözgelimi ‫ﻋﲔ‬
ْ َ ،‫ َ ْأرض‬،‫ ﻓَ ْـﺮع‬،‫ﺷﺠﺮة‬
َ َ َ ،‫ َﻣﺎء‬isimleri biçimsel yönden özgün, yani
başka bir kelimeden türememiş câmid isimlerden birkaçıdır.
2. Müştak İsimler: Konuluş itibariyle özgün olmayıp, başka bir
kelimeden türetilen isimlere bu ad verilir.
ِ ْ ‫ ﻣﺴﺘ‬،‫ﻣﻌﻠﻢ‬
ِ َْ kelimeleri özü itibariyle özgün
ِ َ ،‫ﻛﺎﺗﺐ‬
ِ َ ،‫ﳎﻠﺲ‬
Sözgelimi ‫ـﻬﻠﻚ‬
َ ْ ُ ‫ ُ َ ﱢ‬،‫ﻧﺎدر‬
olmayıp, başka bir kelimeden türetilmiş müştak isimlerden birkaçıdır.
Fiilin zamandan bağımsız biçimi olan mastar, Arap dilbilimcilerin çoğunluğuna
göre asıl, o kökten gelen fiil ve isimler ise müştaktır.
Câmid ismin müsennâ ve cemi biçimleri de câmid sayılır. Bir başka deyişle bir
ismi müsennâ veya cemi kılmak onu câmid olmaktan çıkarmaz.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizili isimleri türeyiş yönünden sınıflandırınız.
ِ ‫اﻟﺴﻤﻚ ِﰲ اﻟ‬
ِ
.‫ْﻤﺎء‬
ُ َ ‫ﻳﻌﻴﺶ ﱠ‬
ُ َ .1
َ
ِ
ِ ْ َ ْ ‫ْﻌﺼﺎﻓﲑ ﺑـﲔ‬
.‫اﻷﻏﺼﺎن‬
َ َ .2
َْ َ ُ َ َ ‫ﺗﻄﺎﻳَ َـﺮ اﻟ‬
َ
ِ
ِ ‫اﺿﻲ اﻟْﻤﺤﺘَ ﱠ‬
.‫ـﻠﺔ‬
َ ُ ِ َ ُ ‫ﻫﺰم اﻟ‬
ْ ُ ِ ‫ﻣﻦ ْاﻷَ َر‬
َ َ َ .3
ْ ُ ُ ََ َ ،‫ْﻜﻔﺎر‬
َ ‫ْﻤﺠﺎﻫﺪون اﻟ ُ ﱠ‬
َ ‫وﻃﺮدوﻫﻢ‬
Câmid isimleri tespit için konulmuş belirli kural ya da kurallar bütünü
mevcut değildir. Onlar ancak, müştak isimler hakkında netleşmiş bir zihin
tarafından “diğerleri” biçiminde bir sınıflandırmaya konu olabilir.
Dolayısıyla bu ünite kapsamında daha ziyade müştak isimler, kalıpları ve
türeyiş biçimleri üzerinde durulacaktır.
MÜŞTAK (TÜREMİŞ) İSMİN ÇEŞİTLERİ
Müştak isimler Arapçada türedikleri kelimeler bazında ikiye ayrılırlar.
Fiilden Türeyen İsimler
“İsm-i fâil”, İsm-i mef‘ûl, “Sıfat-ı müşebbehe”, “İsm-i zaman, ism-i mekân”,
“Mimli mastar”, “İsm-i âlet”, “Mübâlağa siygası” ve “İsm-i tafdîl” olmak
üzere toplam sekiz çeşittir.
1. İsm-i fâil: Fiilden türeyen, fiilin ifade ettiği işi yapan, etken sıfat-fiile
“ism-i fâil” denir.
7
Söz gelimi sırasıyla “Yazdı, denetledi, örtündü” anlamlarına gelen “ ,‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
”
fiillerinin
ism-i
fâilleri
aynı
sırayla
“yazan,
denetleyen,
örtünen”
‫ﺗﺴﺘﱠ َـﺮ‬
,
‫ـﺘﺶ‬
‫ﻓ‬
‫ﱠ‬
َ
َ
َ
َ
ِ َ ” kelimeleridir.
‫ ُ َ َ ﱢ‬,‫ﻣﻔﺘﺶ‬
anlamındaki “‫ﻣﺘﺴﱰ‬
‫ ُ َ ﱢ‬,‫ﻛﺎﺗﺐ‬
a. Yapılışı
ِ ‫ﺟﺬب ← ﺟ‬
ِ
ِ
1. Sülâsî (Üç harfli) fiillerde (‫ﺎذب‬
َ َ َ ‫ﻧﺼﺮ ← َﻧﺎﺻﺮ؛‬
َ
َ َ َ ) َ َ َ ‫ﻛﺘﺐ ← َﻛﺎﺗﺐ؛‬
ِ
örneklerinde olduğu gibi ‫ َﻓﺎﻋﻞ‬ vezninde gelir.
2. Dört veya daha fazla harften oluşan fiillerde (rubâî mücerredler ile
mezîd fiillerde) muzâri fiilin ma‘lûmunun (etgen formunun) muzâraât harfi
atılır, yerine zammeli bir mim getirilir. Sondan bir önceki harfin harekesi
kesra değilse kesra yapılır.
ِ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﳛﺪث ← َُ ﱢ‬
Örnek: ( ← ‫ـﻔﻜﺮ‬
ُ ‫ﺣﺪث ← َُ ﱢ‬
َ ‫َﱠ‬
ُ ِ ‫ﺟﺎﻫﺪ ← ُﳚﺎ‬
َ َ َ ‫ﳏﺪث؛‬
ُ َ َ‫ـﻔﻜﺮ ← ﻳَـﺘ‬
َ َ َ‫ﻫﺪ ← َُﳎﺎﻫﺪ؛ ﺗ‬
‫) ُﻣﺘَ َ ﱢ‬
‫ـﻔﻜﺮ‬
Aşağıdaki fiillerden ism-i fâil türetiniz.
‫ﱠ‬
‫ ُ ِ ُ ﱠ‬- ‫ﺷﺎﻫﺪ‬
‫ ََ َ ﱠ‬،‫ ﺛََـﻘﺐ‬،‫ـﻠﻎ‬
‫ﱢ‬
،‫ـﺘﺸﺎﺑﻪ‬
َ َ َ ،‫ﻳﻜﺮم‬
َ َ َ‫ﺑ‬
ُ َ َ َ‫ ﻳ‬- َ‫ﺗﺸﺎﺑﻪ‬
َ َ ْ َ ،‫ـﻌﻠﻢ‬
ُ ِ ْ ُ - ‫أﻛﺮم‬
َ َ َ ،‫ـﺘﻜﻠﻢ‬
َ
ُ َ َ َ‫ ﻳ‬- ‫ﺗﻜﻠﻢ‬
َ َ َ ،‫ﻳﺸﺎﻫﺪ‬
ُ َُ‫ ﻳ‬- ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َِ ،‫ﲨﻊ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ـﻬﻠﻚ‬
‫ﺘ‬
‫اﺳ‬
،‫ﳛﱰص‬
‫ـﺮﺟﻢ‬
‫ﺘ‬
‫ـ‬
‫ﻳ‬
‫ﺗ‬
،‫ـﻬﻠﻚ‬
‫ﺘ‬
‫ﻳﺴ‬
‫ـﺮص‬
‫ـﺮﺟﻢ‬
َ
َ
َ
َ
ُ
ْ َْ ُ َْ َ َ َ‫اﺣﺘ‬
ْ َْ َ
ْ
ُ ْ َُ َ َ ْ
b. Çekimi
Sülâsî (üç harfli) fiillerden türemiş ism-i fâiller aşağıdaki gibi çekilir.
Cemi (Çoğul)
ٌ‫ﻛﺘﺒﺔ‬
َ ُِ َ
ٌ ‫ ُ ﱠ‬/‫ﻛﺎﺗﺒﻮن‬
ََ َ /‫ﻛﺘﺐ‬
ٌ ‫ ُ ﱠ‬/‫ﻛﺘﺎب‬
Müsennâ (İkil)
ِ َِ
‫ﻛﺎﺗﺒﺎن‬
َ
Müfred (Tekil)
َِ
‫ﻛﺎﺗﺐ‬
yazanlar (çoğul)
yazanlar (ikil)
yazan
ِ
‫ﻛﻮاﺗﺐ‬
ٌ َِ َ
ُ َ َ /‫ﻛﺎﺗﺒﺎت‬
ِ َِ َ
‫ﻛﺎﺗﺒﺘﺎن‬
َ
ِ
ٌ‫ﻛﺎﺗﺒﺔ‬
َ َ
yazanlar (çoğul)
yazanlar (ikil)
yazan
Müzekker
(eril)
Müennes
(dişil)
Dört veya daha fazla harfli fiillerden türemiş ism-i fâiller ise şu şekilde
çekilir:
Cemi (Çoğul)
Müsennâ (İkil)
Müfred (Tekil)
‫ﻣﻌﻠﻤﻮن‬
َ ُ ‫ُ َﱢ‬
ِ ‫ﱢ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﺎن‬
َ َُ
‫ُ َﱢ‬
‫ﻣﻌﻠﻢ‬
Müzekker
(eril)
Müennes
(dişil)
öğretenler (çoğul)
öğretenler (ikil)
öğreten
‫ﻣﻌﻠﻤﺎت‬
ٌ َ ‫ُ َﱢ‬
َِ‫ﱢ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﺘﺎن‬
َ َُ
ٌ‫ﻣﻌﻠﻤﺔ‬
َ ‫ُ َﱢ‬
öğretenler (çoğul)
öğretenler (ikil)
öğreten
2. İsm-i mef‘ûl: Fiilden türeyen fiilin ifade ettiği işten etkilenen, edilgen
sıfat-fiile “ism-i mef‘ûl” denir.
Söz gelimi sırasıyla “Yazdı, denetledi, örtündü” anlamlarına gelen “ ,‫ﺐ‬
َ َ‫َﻛﺘ‬
”
fiillerinin
ism-i
mef‘ûlleri
aynı
sırayla
“yazılan,
denetlenen,
‫ﺗﺴﺘﱠ َـﺮ‬
،
‫ـﺘﺶ‬
‫ﻓ‬
‫ﱠ‬
َ
َ
َ
َ
‫ ُ َ َ ﱠ‬،‫ﻣﻔﺘﺶ‬
örtünülen” anlamındaki “‫ﻣﺘﺴﱰ‬
‫ ُ َ ﱠ‬،‫ﻣﻜﺘﻮب‬
ُ ْ َ ” kelimeleridir.
a. Yapılışı
1. Sülâsî (Üç harfli) fiillerde (‫ﳎُﺬوب‬
َْ ← ‫ﺟﺬب‬
ُ ْ َ ← ‫ﻛﺘﺐ‬
ُ ْ َ ← ‫ﻧﺼﺮ‬
َ َ َ ‫ﻣﻨﺼﻮر؛‬
َ ََ )
َ َ َ ‫ﻣﻜﺘﻮب؛‬
vezninde
gelir.
örneklerinde olduğu gibi ‫ﻣﻔﻌﻮل‬
ْ
ُ َ
8
2. Dört veya daha fazla harften oluşan fiillerde (rubâî mücerredler ile
mezîd fiillerde) muzâri fiilin ma‘lûmunun (etgen formunun) muzâraât harfi
atılır, yerine zammeli bir mim getirilir. Sondan bir önceki harfin harekesi
fetha değilse fetha yapılır.
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﳛﺪث ← َُ ﱠ‬
Örnek: ( ← ‫ـﻔﻜﺮ‬
ُ ‫ﺣﺪث ← َُ ﱢ‬
َ ‫َﱠ‬
ُ ِ ُ ← ‫ﺟﺎﻫﺪ‬
َ َ َ ‫ﳏﺪث؛‬
َ َُ ← ‫ﳚﺎﻫﺪ‬
ُ ّ َ‫ـﻔﻜﺮ ← ﻳَـﺘ‬
َ َ َ‫ﳎﺎﻫﺪ؛ ﺗ‬
‫) ُﻣﺘَ َ ﱠ‬
‫ـﻔﻜﺮ‬
Aşağıdaki fiillerden ism-i mef‘ûl türetiniz.
‫ﱠ‬
‫ ُ ِ ُ ﱠ‬- ‫ﺷﺎﻫﺪ‬
‫ ََ َ ﱠ‬،‫ ﺛََـﻘﺐ‬،‫ـﻠﻎ‬
‫ﱢ‬
،‫ـﺘﺸﺎﺑﻪ‬
َ َ َ ،‫ﻳﻜﺮم‬
َ َ َ‫ﺑ‬
ُ َ َ َ‫ ﻳ‬- َ‫ﺗﺸﺎﺑﻪ‬
ُ ِ ْ ُ - ‫أﻛﺮَم‬
َ َ َ ،‫ـﺘﻜﻠﻢ‬
َ
ُ َ َ َ‫ ﻳ‬- ‫ﺗﻜﻠﻢ‬
َ َ َ ،‫ﻳﺸﺎﻫﺪ‬
َ ْ َ ،‫ـﻌﻠﻢ‬
ُ َُ‫ ﻳ‬- ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ،‫ﲨﻊ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ـﺮﺟﻢ‬
َ َ ْ َْ‫ اﺳﺘ‬،‫ﳛﱰص‬
ُ ْ َ‫ﻳﺴﺘ‬
ْ
ُ ََِْ - ‫ـﺮص‬
َ َ َ‫اﺣﺘ‬
ْ َ - ‫ـﻬﻠﻚ‬
ُ ْ َ‫ ﻳُـﺘ‬- ‫ـﺮﺟﻢ‬
َ َ ْ َ‫ ﺗ‬،‫ـﻬﻠﻚ‬
b. Çekimi
Sülâsî (üç harfli) fiillerden türemiş ism-i mef‘ûl aşağıdaki gibi çekilir.
Cemi (Çoğul)
ِ
‫ﻣﻜﺎﺗﺐ‬
َ ُ ُْ َ
ُ َ َ / ‫ﻣﻜﺘﻮﺑﻮن‬
Müsennâ (İkil)
ِ ُْ
‫ﻣﻜﺘﻮﺑﺎن‬
َ َ
Müfred (Tekil)
‫ﻣﻜﺘﻮب‬
ٌ ُْ َ
Müzekker
(eril)
Müennes
(dişil)
Yazılanlar (çoğul)
yazılanlar (ikil)
yazılan
‫ﻣﻜﺘﻮﺑﺎت‬
ٌ َ ُْ َ
ِ َ ‫ﻣﻜﺘﻮﺑ‬
‫ـﺘﺎن‬
َ ُْ َ
ٌ‫ﻣﻜﺘﻮﺑﺔ‬
َ ُْ َ
Yazılanlar (çoğul)
yazılanlar (ikil)
yazılan
Dört veya daha fazla harfli fiillerden türemiş ism-i mef‘ûller ise şu şekilde
çekilir:
Cemi (Çoğul)
Tesniye (İkil)
Müfred (Tekil)
‫ﻣﻌﻠﻤﻮن‬
َ ُ ‫ُ َﱠ‬
ِ ‫ﱠ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﺎن‬
َ َُ
‫ﻣﻌﻠﻢ‬
ٌ ‫ُ َﱠ‬
Müzekker
(eril)
ٌ‫ﻣﻌﻠﻤﺔ‬
َ ‫ُ َﱠ‬
Müennes
(dişil)
Öğretilenler (çoğul)
öğretilenler
(ikil)
َِ‫ﱠ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﺘﺎن‬
َ َُ
‫ﻣﻌﻠﻤﺎت‬
ٌ َ ‫ُ َﱠ‬
öğretilenler (çoğul)
öğretilenler
(ikil)
Öğretilen
Öğretilen
3. Sıfat-ı müşebbehe: İsm-i fâil türünden olup, türediği fiilin ifade ettiği
güzellik, çirkinlik, sakatlık ve kusurluluk gibi sıfatlarda ve bazı duygularda
devamlılık ifade eden müştak (türemiş) bir kelimedir. Genellikle lâzım
(geçişsiz) fiillerden yapılırlar. Türetilen bu kelime formlarına “ism-i fâile
benzeyen sıfat” anlamında “es-sıfatu’l-müşebbehe bi’smi’l-fâil” veya kısaca
“es-sıfatu’l-müşebbehe” adı verilir.
a. Kalıpları
Sıfat-ı müşebbeheler, dört veya daha fazla harften müteşekkil fiillerden
ism-i fâil kalıbında elde edilirken, ek almamış üç harfli (sülâsî mücerred)
fiillerden birçok kalıpta türetilir.
Aşağıdaki tabloda başlıca sıfat-ı müşebbehe kalıplarını örnekleri,
anlamları ve türediği fiillerle birlikte görmektesiniz:
9
Türediği fiil
Anlam
Örnek Sıfat
Kalıp
‫ﻓﺴﺪ‬
ََ َ
Bozuk
‫ﻓﺎﺳﺪ‬
ٌَِ
ِ
‫ﻓﺎﻋﻞ‬
ٌ َ
‫ﺳﻬﻞ‬
َ َُ
Kolay
‫ﺳﻬﻞ‬
ٌ َْ
‫ـﻌﻞ‬
ٌ ْ َ‫ﻓ‬
‫ﻣﺮ‬
‫َﱠ‬
Acı
‫ﻣﺮ‬
‫ُﱞ‬
‫َﱠ‬
‫ﻧﺪ‬
Denk
‫ِﱞ‬
‫ﻧﺪ‬
ِ
‫ﺧﻄﺊ‬
َ َ
‫ـﻌﻞ‬
ٌ ْ ُ‫ﻓ‬
ِ
‫ﻓﻌﻞ‬
ٌْ
Yanlış
ٌ‫ﺧﻄﺄ‬
ََ
ِ
‫ﺿﺠﺮ‬
َ َ
Kızgın
ِ
‫ﺿﺠﺮ‬
ٌ َ
‫ـﻌﻞ‬
ٌ َ َ‫ﻓ‬
‫ﺟﱭ‬
َُ َ
Korkak
‫ﺟﺒﺎن‬
ٌ ََ
ٌ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﻌﺎل‬
‫ﺷﺠﻊ‬
َُ َ
Cesur
ٌ‫ﺷﺠﺎع‬
َُ
ٌ َ ُ‫ﻓ‬
‫ـﻌﺎل‬
‫ﻛﺮم‬
َُ َ
Cömert
َِ
ٌ‫ﻛﺮﱘ‬
ِ
‫ﻓﻌﻴﻞ‬
ٌ َ
Kırmızı (Müz.)
ِ
‫ﲪﺮ‬
ََ
‫أﲪﺮ‬
َُْ َ
‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫أَﻓ‬
Kırmızı (Müe.)
ُ‫ﲪَْ َﺮاء‬
َ ْ َ‫ﻓ‬
ُ‫ـﻌﻼء‬
‫ﺷﺒﻊ‬
َ َِ
Tok (Müz.)
‫ـﻌﺎن‬
ُ َ ‫َﺷ ْﺒ‬
‫ـﻌﻼن‬
ُ َ ْ َ‫ﻓ‬
‫ﺷﺒﻊ‬
َ َِ
Tok (Müe.)
‫َﺷ ْﺒ َـﻌﻰ‬
‫ـﻌﻠﻰ‬
َ ْ َ‫ﻓ‬
ِ
‫ﲪﺮ‬
ََ
ِ
‫ﻓﻌﻞ‬
ٌ َ
Sıfat-ı müşebbehe kalıpları semâî olup bir fiilin eğer varsa sıfat-ı
müşebbehesinin hangi kalıpla yapılacağı tecrübe yoluyla veya sözlüklere
bakılarak bilinebilir.
b. Çekimi
Aşağıdaki iki formu dışında kullanımı yaygın sıfat-ı müşebbeheler,
normal ve düzenli bir çekime tabidir. O nedenle sıra dışı bir çekim formatına
sahip aşağıdaki iki sıfat-ı müşebbehe kalıbına ait çekimleri vermekle
yetiniyoruz.
Renk, engellilik ve şekil bildiren fiillerin sıfatları ‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫ أَﻓ‬vezninde gelir ve
aşağıdaki gibi çekilir:
Cemi (Çoğul)
‫ﻋﺮج‬
ٌ ُْ
Müsennâ (İkil)
ِ َْ
‫أﻋﺮﺟﺎن‬
ََ
Müfred (Tekil)
‫أﻋﺮج‬
ُ َْ َ
Müzekker
(eril)
Müennes
(dişil)
Topallar (çoğul)
topallar (ikil)
topal
‫ﻋﺮج‬
ٌ ‫ﻋﺮﺟﺎ‬
ٌ ْ ُ /‫وات‬
َ َْ
ِ
‫ﻋﺮﺟﺎوان‬
َ َ َْ
َ َْ
ُ‫ﻋﺮﺟﺎء‬
Topallar (çoğul)
topallar (ikil)
topal
Bedenin iç isteklerini belirten fiillerin sıfatları ‫ـﻌﻼن‬
ُ َ ْ َ‫ ﻓ‬vezninde gelir ve
aşağıdaki gibi çekilir:
10
Cemi (Çoğul)
Müsennâ (İkil)
Müfred (Tekil)
ِ
ٌ‫ﺷﺒﺎع‬
َ
Toklar (çoğul)
ِ َ ‫َﺷ ْﺒ‬
‫ـﻌﺎﻧﺎن‬
َ
toklar (ikil)
‫ـﻌﺎن‬
ُ َ ‫َﺷ ْﺒ‬
Müzekker
(eril)
‫ﺷﺒﺎع‬
ٌ َ ‫َﺷ ْﺒ‬
ٌ َ ِ / ‫ـﻌﻴﺎت‬
ِ ‫َﺷ ْﺒ‬
‫ـﻌﻴﺎن‬
ََ
‫َﺷ ْﺒ َـﻌﻰ‬
Müennes
(dişil)
Toklar (çoğul)
toklar (ikil)
Tok
Tok
Aşağıdaki fiillerden sıfat-ı müşebbehe türetiniz. Gerekirse sözlüklerden yardım
alınız.
ِ َ ،‫ﻣﺮض‬
ِ
ِ
ِ
‫ﺿﻌﻒ‬
َ ُ َ ،‫اﻧﻜﺴﺮ‬
َ َ ،‫ﺻﻔﺮ‬
َ َ ِ َ ،‫ﻓﺸﻞ‬
َ ُ َ ،‫َﻛﺒُ َـﺮ‬
َ ُ َ ،‫ﺣﺪب‬
َ َ َ ْ ،‫ﺣﻼ‬
َ َ ،‫ﺑﻄﻞ‬
َ َ ،‫ﺻﻌﺐ‬
َ َ َ ،‫رﺧﺺ‬
4. İsm-i mekân/İsm-i zaman: Fiillerin yapılış yeri ve zamanını gösteren
fiilden türemiş isimdir.
a. Kalıpları
ِ ْ ،‫ﻣﻔﻌﻞ‬
Ek almamış üç harfli (sülâsî mücerred) fiillerden, ‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ َ vezinlerine
nakledilerek türetilir. Misâl, ecvef-i yâî ve lafif-i mefrûk fiillerle diğer
ِْ )
fiillerden muzâri kök ikinci harfinin harekesi kesra olanlar (‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ
vezninde/kalıbında, lefif-i makrûn, nâkıs ve ecvef-i vâvilerle diğer fiillerden
muzâri kök ikinci harfinin harekesi fetha veya zamme olanlar (‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ ْ َ)
vezninde/kalıbında ism-i zaman ve ism-i mekan yapılırlar. İstisnâi olarak
kural dışına çıkılan örnekler de mevcuttur.
Türediği fiil
Anlam
Örnek
Kalıp
‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
Yazıhane
‫ﻣﻜﺘﺐ‬
َْ َ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ َْ
‫ﺳﻜﻦ‬
َََ
Mesken
‫ﻣﺴﻜﻦ‬
ََْ
"
‫ﻋﺒﺪ‬
َ ََ
Mabet
‫ﻣﻌﺒﺪ‬
َْ َ
"
‫رﻋﻰ‬
ََ
Otlak
‫ﻣﺮﻋﻰ‬
ً َْ
"
‫ﻛﺎن‬
َ
Mekan
‫َﻣﻜﺎن‬
"
‫ﺳﺠﺪ‬
ََ َ
Mescit
ِ
‫ﻣﺴﺠﺪ‬
َْ
ِْ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ
‫ﻠﺲ‬
َ َ ‫َﺟ‬
Meclis
ِ َْ
‫ﳎﻠﺲ‬
"
‫ـﺰل‬
َ َ َ‫ﻧ‬
Ev
ِ َْ
‫ﻣﻨﺰل‬
"
‫ﺑﺎت‬
َ َ
Gece kalınan yer
َِ
‫ﻣﺒﻴﺖ‬
"
Bu kalıpların sonuna mübalağa (o işin o mekanda sıklıkla yapıldığını)
ifade etmek amacıyla yuvarlak tâ getirilerek yapılan ism-i mekanlar da
vardır: (‫ﻣﺬﲝَﺔ‬
َ ْ َ ،‫ﳏﻜﻤﺔ‬
َ َ ْ َ ) örneklerinde olduğu gibi.
َ َ َْ ،‫ﻣﺪرﺳﺔ‬
b. Çekimi
Müzekker müennes ayrımı olmayan bu türemiş isim grubunun tüm
kalıpları aşağıdaki gibi çekilir:
11
Cemi (Çoğul)
Müsennâ (İkil)
ِ
‫ﻣﺴﺎﻛﻦ‬
ُ ََ
Müfred (Tekil)
ِ ََ
‫ﻣﺴﻜﻨﺎن‬
َْ
meskenler (çoğul)
‫ﻣﺴﻜﻦ‬
ٌَْ َ
meskenler (ikil)
Mesken
Dört veya daha fazla harften oluşan fiillerin ism-i zaman, ism-i mekân siygaları
onların ism-i mef‘ûl kalıplarıyla aynıdır.
ِ ََ
Örnek: (‫ﳎﺘﻤﻊ‬
ُْ
َ َ َ ْ ‫ﻣﻨﻄﻠﻖ؛‬
َ َُْ ← ‫اﺟﺘﻤﻊ‬
ِ ُْ ← ‫أﺧﺮج‬
← ‫اﻧﻄﻠﻖ‬
َ ََ ْ ‫ﳐﺮج؛‬
َ َ ْ َ)
َ
Aşağıdaki fiillerden ism-i zaman, ism-i mekân türetiniz.
ِ َ َ ،‫ذﻫﺐ‬
ِ َ َ َ ،‫ رِﻛﺐ‬،‫ َﺷﻌﻞ‬،‫ﺷﻐﻞ‬
ِ َ ،‫ـﻠﻎ‬
‫ﻟﻌﺐ‬
َ َ َ َ ،‫ﻃﻌﻢ‬
َ َ َ َ َ‫ﺑ‬ َ َ ،‫ﺳﻠﻚ‬
َ َ َ َ َ َ َ ،‫ﻋﻤﻞ‬
َ َ ،‫ﻧﻄﻖ‬
َ َ ،‫ﺻﻨﻊ‬
5. Mimli mastar: Diğer mastarlarda olduğu gibi zaman belirtmeksizin iş,
oluş, eylem bildiren ve adından da anlaşılacağı üzere başında mim harfi
bulunan mastarlardır.
ِ ْ ) vezninde gelir.
Misâl ve lefif-i mafrûk fiillerin mimli mastarları (‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ
ِ ،‫ﻣﺼﲑ‬
ِ )
)
vezninde
türetilirler.
(‫ﻣﺮﺟﻊ‬
Diğer fiillerin mimli mastarları ise (‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ َْ
َ
َْ
kelimeleri gibi kural dışına çıkan istisnaî örnekler de mevcuttur. Semâî olarak
ِ ،‫ )ﻣﻔﻌﻠﺔ‬kalıplarında türetilen
bu vezinlerin sonuna yuvarlak tâ eklenerek (‫ﻣﻔﻌﻠﺔ‬
َ
ِ
mimli mastarlar da bulunmaktadır. (‫ﻣﻌﺮﻓﺔ‬
َ ْ َ ،‫ﻣﺮﲪﺔ‬
َ ِ ْ َ ،‫ﻣﻐﻔﺮة‬
َ ِ ْ َ ،‫ﻣﻮﻋﻈﺔ‬
ََ ْ َ )
ََّ ،‫ﻣﺴﺄﻟﺔ‬
َ ْ َ ،‫ﳏﺒﺔ‬
örneklerinde olduğu gibi.
Türediği fiil
Anlam
Örnek
Kalıp
‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
Yazmak
‫ﻣﻜﺘﺐ‬
َْ َ
‫ﻣﻔَﻌﻞ‬
َْ
ِ
‫ﻟﺒﺲ‬
َ َ
Giyinmek
‫ﻣﻠﺒﺲ‬
َْ َ
"
‫ﻧﺎم‬
ََ
Uyumak
‫َﻣﻨﺎم‬
"
‫وﻟﺪ‬
Doğmak
‫وﻋﺪ‬
ََ َ
Vaat etmek
ِ
‫ﻣﻮﻟﺪ‬
َْ
ِ
‫ﻣﻮﻋﺪ‬
َْ
ِْ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ
"
Dört veya daha fazla harften oluşan fiillerin (rubâî mücerred ve mezîd fiiller)
ism-i zaman, ism-i mekân ve mimli mastar siygaları onların ism-i mef‘ûl
kalıplarıyla aynıdır.
6. İsm-i âlet: Türediği fiili yapma kolaylığı sağlayan âlet ve edevatı ifade
eden isimlerdir. Sadece ek almamış üç harfli (sülâsî mücerred) fiillerden elde
edilirler.
a. Kalıpları
ِ
ٌ َ ْ ِ ،‫ﻣﻔﻌﻞ‬
Bu isim kalıbı, ek almamış üç harfli (sülâsî mücerred) fiiller, ،‫ﻣﻔﻌﺎل‬
ٌ َْ
ِ
ٌَ‫ﻣﻔﻌﻠﺔ‬
َ ْ vezinlerine nakledilerek türetilir.
Aşağıdaki tabloda her bir kalıptan üçer örnekle karşılaşacaksınız:
12
Türediği fiil
Anlam
Örnek
Kalıp
‫ـﺮد‬
َ َ َ‫ﺑ‬
Törpü
‫ِﻣ ْﺒ َـﺮد‬
‫ِﻣﺜْ َـﻘﺐ‬
ِ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َْ
‫ـﻘﺐ‬
َ ََ‫ﺛ‬
Matkap
‫ﺻﻌﺪ‬
َََ
Asansör
ِ
‫ﻣﺼﻌﺪ‬
َْ
"
‫ـﺘﺢ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
Anahtar
ِ
‫ﻣﻔﺘﺎح‬
ٌ َْ
ِ
‫ﻣﻔﻌﺎل‬
َْ
‫ﺻﺒﺢ‬
َ َُ
Lâmba
‫ﻧﺸﺮ‬
ََ َ
Testere
‫ﺳﻄﺮ‬
ََ َ
Cetvel
‫ﻃﺮق‬
َ ََ
Çekiç
‫ﻣﺴﺢ‬
َََ
Silgi
"
ِ
‫ﻣﺼﺒﺎح‬
ٌ َْ
"
ِ
‫ﻣﻨﺸﺎر‬
ٌَْ
"
ِ
ٌَ‫ﻣﻔﻌﻠﺔ‬
َْ
ِ
ٌ‫ﻣﺴﻄﺮة‬
ََ ْ
ِ
ٌَ‫ﻣﻄﺮﻗﺔ‬
َْ
ِ
ٌ‫ﳑﺴﺤﺔ‬
ََْ
"
"
b. Çekimi
Müzekker müennes ayrımı olmayan bu türemiş isim grubu aşağıdaki gibi
çekilir:
Cemi (Çoğul)
Müsennâ (İkil)
Müfred (Tekil)
kaşıklar
iki kaşık
kaşık
ِ
‫ﻣﻼﻋﻖ‬
ُ َ َ
ٌ‫ﻣﻠﻌﻘﺔ‬
ََ ْ ِ
ِ ََ ْ ِ
‫ﻣﻠﻌﻘﺘﺎن‬
َ
Uyarı: Modern Arapçada (‫ـﻌﺎﻟﺔ‬
َ ‫ )ﻓَ ﱠ‬vezni de ism-i âlet olarak kullanılmaya
başlamıştır.
Aşağıdaki tabloda bu kalıba ait üç örnekle karşılaşacaksınız:
Türediği fiil
Anlam
Örnek
Kalıp
‫ﻧﻈﺮ‬
ََ َ
Gözlük
‫ﻧﻈﺎرة‬
َ‫َﱠ‬
‫ـﻌﺎﻟﺔ‬
َ ‫ﻓَ ﱠ‬
ِ
‫ﲰﻊ‬
ََ
Kulaklık
‫ﲰﺎﻋﺔ‬
َ ‫َﱠ‬
"
‫ﻏﺴﻞ‬
َََ
Çamaşır makinesi
‫ﻏﺴﺎﻟﺔ‬
َ‫َﱠ‬
"
Aşağıdaki fiillerden ism-i âlet türetiniz.
‫ﺳﺎر‬
َ َ َ ،‫ﺧﻠﺐ‬
َ َ َ ،‫ـﻘﻞ‬
َ َِ
َ َ ،‫ﺣﻔﺮ‬
َ َ َ ،‫ﺣﺮث‬
َ َ َ ،‫ﺟﻬﺮ‬
َ َ َ ،‫وزن‬
َ َ َ‫ ﻧ‬،‫ ﺑَ َـﺮى‬،‫ﺷﺮب‬
7. Mübalağa siygası: Bir varlıkta bir özelliğin çok olduğunu gösteren, fiilden
türeyen, sıfat cinsinden isimlerdir. Mübalağa siygasına “mübâlaga-i ism-i
fâil” de denilir.
Kalıpları
Belli başlı mübalağa kalıpları şunlardır:
13
Türediği fiil
Anlam
Örnek
Kalıp
‫ﺤﻚ‬
َ ِ‫ﺿ‬
َ
Çok gülen
‫ﺿﺤﺎك‬
‫َﱠ‬
‫ﻓَ ﱠـﻌﺎل‬
ِ
‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ
Çok bilen
‫ﻋﻼﻣﺔ‬
َّ َ
‫ـﻌﺎﻟﺔ‬
َ ‫ﻓَ ﱠ‬
‫ﳘﺰ‬
َََ
Çok alay eden
‫ﳘﺰة‬
ََُ
‫ـﻌﻠﺔ‬
َ َ ُ‫ﻓ‬
ِ
‫ﻗﺪم‬
َ َ
Çok gayretli
‫ﻣﻘﺪام‬
ِْ
ِ
‫ﻣﻔﻌﺎل‬
َْ
‫ﺻﺪق‬
َ ََ
Şartsız destekçi
‫ِﱢ‬
‫ﺻﺪﻳﻖ‬
‫ﻓﻌﻴﻞ‬
‫ِﱢ‬
‫ﺳﻜﻦ‬
َََ
Zavallı
ِ ِ
‫ﻣﺴﻜﲔ‬
ْ
ِِْ
‫ﻣﻔﻌﻴﻞ‬
‫ﻏﻔﺮ‬
َ ََ
Çok bağışlayan
‫ﻏﻔﻮر‬
َُ
‫ﻓَ ُـﻌﻮل‬
‫ـﺮق‬
َ َ َ‫ﻓ‬
Net olarak ayıran
‫ﻓﺎروق‬
َُ
‫ﻓﺎﻋﻮل‬
ُ
ِ
‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ
Çok bilen
َِ
‫ﻋﻠﻴﻢ‬
َِ
‫ﻓﻌﻴﻞ‬
Bu kalıplar içerisinde en sık kullanılanı (‫ )ﻓَ ﱠـﻌﺎل‬veznidir.
Mübalağa siygaları semâî olup bir fiilin eğer varsa mübalağa siygasının hangi
kalıpla yapılacağı ezber yoluyla veya sözlüklere bakılarak bilinebilir.
Aşağıdaki fiillerden mübalağa siygaları türetiniz. Gerekirse sözlükten yardım
alınız.
ِ
ِ َ ََ ،‫ﻧﺎم‬
‫ﺟﻬﻞ‬
َ َ ،‫ﺗﺎب‬
َ ،‫وﻫﺐ‬
َ َ َ ‫ﻣﺪح‬
َ َ َ ،‫ﺣﻜﻢ‬
َ َ َ ،‫ﻓﻬﻢ‬
َ ِ َ ،‫رﺣﻢ‬
َ َ ،‫ﻛﺬب‬،
َََ
َ َ ،‫ﻇﻠﻢ‬
8. İsm-i tafdîl: İsm-i fâillerle sıfat-ı müşebbeheleri anlam yönünden
derecelendiren ve anlamlarının önüne “daha” ve “en” ifadelerinin gelmesini
sağlayan müştak isim tipidir. Türkçede büyültme ismi olarak da bilinir.
Şartlara uygun, ek almamış üç harfli (Sülâsî mücerred) fiillerden doğrudan,
dört ve daha fazla harfe sahip fiillerden ise dolaylı olarak türetilir.
a. Yapılışı
1. Sülâsî Mücerred Fiiller: Adı geçen fiiller ‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫أَﻓ‬ veznine nakledilerek elde
ِ
edilir. Örneğin sırayla “Bildi, büyüdü ve cesaretlendi” anlamlarına gelen ( ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ
‫ﺷﺠﻊ‬
ْ َ ← ‫أﻋﻠﻢ‬
َ ُ َ ← ‫)← َﻛﺒُ َـﺮ‬ fiilleri, (‫أﺷﺠﻊ‬
ُ َ ْ َ ← ‫أﻛﺒَ ُـﺮ‬
ُ َ ْ َ) biçiminde ism-i tafdîl yapılarak
aynı sırayla “Daha bilen-en bilen, daha büyük-en büyük, daha cesur-en
cesur” anlamlarını ifade eder hale getirilmiştir. 2. Diğer Fiiller: Mansûb ve nekra biçimindeki mastarının önüne ،‫أﺣﺴﻦ‬
ُ َ َْ
‫ َ َ ﱡ‬،‫أﻛﺜَ ُـﺮ‬
‫أﺷﺪ‬
ْ َ gibi yardımcı ism-i tafdîl kalıpları getirilerek yapılır. Sözgelimi
sırasıyla “israf etti, kibirlendi, tüketti” anlamlarına gelen ( ← ‫َﱠ َـﺮ‬
‫أﺳﺮف ← َﺗﻜﺒ‬
َ َْ َ
ِ
ِ
ِ
‫ـﻬﻠﻚ‬
ْ َ)
ْ َ ← ‫إﺳ َﺮاﻓًﺎ‬
ْ َ ← ‫أﻛﺜَ ُـﺮ َﺗﻜﺒَﱡـ ًﺮا‬
ًَ ْ ْ ‫أﻛﺜَ ُـﺮ‬
َ َ ْ َْ‫ )اﺳﺘ‬fiilleri, yine aynı sırayla (‫اﺳﺘﻬﻼﻛﺎ‬
ْ ‫أﻛﺜَ ُـﺮ‬
kalıplarına nakledilerek “daha israfçı-en israfçı, daha kibirli-en kibirli, daha
tüketici-en tüketici” anlamlarını ifade eder hale getirilmişlerdir.
b. Çekimi
İsm-i tafdîller aşağıdaki gibi çekilir:
14
Cemi (Çoğul)
ِ َ َ‫أﻛﺒ‬
‫أﻛﺎﺑﺮ‬
ُ َْ
ُ َ َ /‫ـﺮون‬
daha büyükler
en büyükler (çoğul)
‫ ُﻛﺒَ ُـﺮ‬/‫ﻳﺎت‬
ٌ َ‫ُﻛ ْﺒـ َﺮ‬
daha büyükler
en büyükler (çoğul)
Müsennâ (İkil)
ِ ‫أﻛﺒـﺮ‬
‫ان‬
ََْ َ
daha büyükler
en büyükler
(ikil)
ِ ‫ُﻛ ْﺒـﺮ‬
‫ﻳﺎن‬
ََ
daha büyükler
en büyükler
(ikil)
Müfred (Tekil)
‫أﻛﺒَ ُـﺮ‬
َْ
Müzekker
(eril)
‫ُﻛ ْﺒ َـﺮى‬
Müennes
(dişil)
daha büyük,
en büyük
daha büyük
en büyük
İsm-i tafdîl, öncesindeki ismi niteleyen (‫ )ال‬takılı sıfat konumunda olması hariç,
diğer tüm hallerde müfred müzekker olarak gelir.
Aşağıdaki fiillerden ism-i tafdîl türetiniz.
‫ﻟﺰم‬
َ ُ َ ،‫ﺣﻜﻢ‬
َ ََ ،‫ﻛﺮم‬
َ َ َ‫ ﺛ‬،‫ﺗﺒﻊ‬
َ ِ َ ،‫ﺣﺴﻦ‬
َ ُ َ ،‫رذل‬
َ َِ ،‫ﺑﻄﻞ‬
َ ََ ،‫ﳎﺪ‬
َ ُ َ ،‫ﻧﺪر‬
َ َ َ ،‫ﲨﻞ‬
َََ
َ َُ ،‫ـﺒﺖ‬
İsimden Türeyen İsimler
“İsm-i tasğîr” ve “İsm-i mensûb” olmak üzere toplam iki çeşittir.
1. İsm-i tasğîr: Türkçedeki küçültme isminin karşılığıdır. Acıma, sevimlilik
katma ya da aşağılama amacıyla isimler tasğîr işlemine tabi tutulur.
Sözgelimi “Çocuk” yerine “Çocukcağız” dendiğinde ona karşı acıma ve
merhamet, “Bebek” yerine “Bebecik” dendiğinde ona sevimlilik katma,
“Adam” yerine “Adamcık” dendiğinde ona karşı aşağılama ve hakaret hisleri
ifade edilmiş olur.
a. Yapılışı
1. Üç harfli isimler (‫ـﻴﺪ‬
ٌ َُْ‫ﺟﻨﺪ ← ﺟﻨ‬
ٌ ْ ُ ) örneklerinde
ٌ َُْ‫ﻋﺒﺪ ← ﻋﺒ‬
ٌ َْ ‫رﺟﻴﻞ؛‬
ٌ ُ َ ‫ـﻴﺪ؛‬
ٌ ْ َ ُ ← ‫رﺟﻞ‬
‫ﻓ‬
veznine
aktarılarak
ism-i
tasğîr
yapılır.
olduğu gibi ‫ـﻌﻴﻞ‬
ُ
ٌ َْ
ِ
2. Dört harfli isimler (‫ﻣﺴﻴﺠﺪ‬
ٌ ِ ْ َُ ← ‫زورق‬
ٌ َ ْ َ ) ٌ ِ ْ َ ُ ← ‫ﻣﺴﺠﺪ‬
ٌ ِ ْ َ ‫ﻋﺴﻴﻜﺮ؛‬
ٌ ْ َ ُ ← ‫ﻋﺴﻜﺮ‬
ٌ َ ْ َ ‫زوﻳﺮق؛‬
ِ
örneklerinde olduğu gibi ‫ـﻌﻴﻌﻞ‬
‫ﻓ‬
veznine
aktarılarak
ism-i
tasğîr
yapılır.
ُ
ٌ َْ
ِ َ َْ ‫أﺻﻴﻄﺐ؛‬
ِ ُ ← ‫ِإﺻﻄَﺒﻞ‬
ِ ‫ﻋﻨﺪﻟﻴﺐ ← ﻋﻨ‬
3. Beş veya üzeri harften oluşan isimler ( ‫ـﻴﺪل؛‬
َُْ
َْ
ْ ْ
ِ ُ‫ﻓ‬ veznine
ِ
‫ﺳﻔﲑج‬
ْ َ ُ ← ‫ﺳﻔﺮﺟﻞ‬
َْ
َ ْ َ َ ) örneklerinde olduğu gibi, ilk dört harfi ‫ـﻌﻴﻌﻞ‬
ٌ
aktarılarak ism-i tasğîr yapılır.
ِ ِ
4. Beş harfli olup da dördüncü harfi illetli olanlar ( ‫ﻣﻔﺘﺎح‬
ُْ ُ
َ ْ ‫ﻋﺼﻴﻔﲑ؛‬
َْ ُ ← ‫ﻋﺼﻔﻮر‬
ِ
ِ
‫ﻣﻔﻴﺘﻴﺢ‬
ْ َ ُ ←) örneklerinde olduğu gibi ‫ـﻌﻴﻌﻴﻞ‬
ٌ َْ ُ‫ﻓ‬ veznine aktarılarak ism-i tasğîr
yapılır.
İkinci harfi “Elif” olan isimler küçültme işlemine tabi tutulurken, söz
konusu “Elif” harfi “Vâv” harfine çevrilir.
Örnek: (‫ـﻮﻳﺐ‬
ٌِ َ)
ٌ ِ ْ َ ُ ← ‫ﺷﺎﻫﺪ‬
ٌ ِ َ ‫ﺷﻮﻳﻬﺪ؛‬
ٌ ِْ َ ُ ← ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
ٌ َ ‫ﺧﻮﻳﻠﺪ؛‬
ٌ ْ َُ‫ﺑﺎب ← ﺑ‬
15
‫‪Aşağıdaki isimleri ism-i tasğîr yapınız.‬‬
‫ﻛﺎﺗﺐ‪ِ ِ َْ ،‬‬
‫ِ‬
‫ٌَ‬
‫ﻋﺴﺠﺪ‬
‫ﻣﺎل‪ َ ،‬ﱞ‬
‫ﻣﻔﺘﺎح‪َ ،‬زﺑَْ َ ٌ‬
‫ﻳﺎﻗﻮت‪ٌ َ ْ َ ،‬‬
‫ـﺮﺟﺪ‪ٌ ُ َ ،‬‬
‫رب‪ٌ ِ ،‬‬
‫ﳎﻠﺲ‪ٌ َ ْ ،‬‬
‫ﳓﻞ‪ٌ َ ،‬‬
‫ﺗﲔ‪ ،‬زﻳَُْـﺘﻮٌن‪ٌ َْ ،‬‬
‫ٌ‬
‫‪2. İsm-i mensûb: Bir yere, bir millete, bir topluluğa veya bir aileye aidiyet‬‬
‫‪bildiren isimlerdir. Türkçedeki “-li” yapım ekine karşılık gelen öncesi kesralı‬‬
‫ي( ‪şeddeli yâ‬‬
‫‪ّ )’nın isimlerin sonuna eklenmesiyle türetilir.‬‬
‫ﻫﻨﺪي( ‪Örnek:‬‬
‫)ﺗُ ْ ٌ‬
‫ﻫﻨﺪ ← ِ ْ ِ ﱞ‬
‫ﻋﺮب ← َ َ ِ ﱞ‬
‫ﻋﺮﰊ؛ ِ ْ ٌ‬
‫ـﺮك ← ﺗُ ْـﺮِ ﱞ‬
‫ﻛﻲ؛ َ َ ٌ‬
‫‪İsm-i mensûb ikinci sınıf kitaplarında geniş olarak ele alınacağından,‬‬
‫‪burada bu kadar bir bilgi vermekle yetiniyoruz.‬‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fiillerin yerine, cinsiyet ve sayıca‬‬
‫‪onlara eşdeğer ism-i fâiller getiriniz.‬‬
‫ِِ ِ‬
‫ﻟﻘﻀﺎء ِإﺟﺎ َزِِﺗﻪ ﱠ ِ ﱠ ِ‬
‫اﻟﺼﻴﻔﻴﺔ‪.‬‬
‫‪ُ َ ْ َ .1‬‬
‫ْ‬
‫ذﻫﺐ ِ َإﱃ اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔ َ َ َ‬
‫أﲪﺪ َ َ َ‬
‫ْﻜﻌﻚ‪.‬‬
‫‪َ ِ َ .2‬‬
‫ﻋﺎﺋﺸﺔُ َ ْ َ َ ْ‬
‫اﻟﺸﺎي َواﻟ َ ْ َ‬
‫أﻛﺮﻣﺖ ُ ُ‬
‫ﺿﻴﻮﻓَ َـﻬﺎ ﱠ َ‬
‫ﺷﺎﻫﺪوا اﻟْﻤﺒَُﺎر َاة َ َ ِ‬
‫أﺑﻴﻬﻢ‪.‬‬
‫اﻷوﻻد َ َ ُ‬
‫‪ُ َ َ .3‬‬
‫ﻣﻊ َ ِ ْ‬
‫َ‬
‫اﻟﺼﻴﺎد ﱠ َ ِ‬
‫اﳋﻨﺎ ِز ِﻳﺮ‪.‬‬
‫ﺳﻼﺣﻪُ ِ َإﱃ ََْ‬
‫ﺳﺪد َ َ‬
‫‪ .4‬ﱠﱠ ُ َ‬
‫ﺻﻌﻮﺑﺎت ْ ِ‬
‫ﲟﺘﺎﻧﺔ َ ِ ٍ‬
‫اﳊﻴﺎة ََِ ٍَ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺔ‪.‬‬
‫آﺑﺎؤﻧﺎ ََ ﱠ ُ‬
‫‪َُ َ .5‬‬
‫ََ‬
‫ﲢﻤﻠﻮا ُ ُ َ‬
‫َ‬
‫ﺣﻮل ْ َ ِ‬
‫ﳍﻢ‪.‬‬
‫اﻟﻄﻼب ﺗَ َ َ ُ‬
‫ﺣﻔﻠﺔ َ َ ﱡ ِ‬
‫‪ .6‬ﱡ ﱠ ُ‬
‫ـﺒﺎدﻟﻮا ْاﻵ َراءَ َ ْ َ َ‬
‫اﻟﺘﺨﺮج َُ ْ‬
‫اﻟﺮ ُ ِ‬
‫ﺣﻘﺎرة‪.‬‬
‫ﺟﻞ ِﻣﻨﱠﺎ َ َ ًَ‬
‫ﻣﻮﻗﻒ ﱠ‬
‫اﻋﺘَﺒَـ ْﺮَﻧﺎ َ ْ ِ َ‬
‫ﳓﻦ ْ‬
‫‪ُ ْ َ .7‬‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟﺘﱡـﺮِﱠ ِ‬
‫ْﻜﺘﺎب ِﻣﻦ ﱡ َ ِ ِ ِ ِ ﱡ ِ‬
‫ـﺮﲨﺖ َ ِ‬
‫ﻛﻴﺔ‪.‬‬
‫‪ََ .8‬أﻧﺎ ﺗَ ْ َْ ُ َ‬
‫ﻫﺬا اﻟ َ َ َ‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟ َْﻌ َﺮ ﱠﺑﻴﺔ َإﱃ َ ْ‬
‫ﻋﻨﺪ ِ ْ َ ِ‬
‫ِ‬
‫إﻋﺪاد ِ َ َِ‬
‫رﺳﺎﻟﱵ‪.‬‬
‫ْﻤﺼﺎدر ْ َ َ ِ ﱠ‬
‫اﻷﺳﺎﺳﻴﺔَ ِ ْ َ‬
‫‪ََ .9‬أﻧﺎ اﺳﺘَْ ْ َ ْ ُ‬
‫ـﻌﻤﻠﺖ اﻟ َ َ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fiillerin yerine, cinsiyet ve sayıca‬‬
‫‪onlara eşdeğer ism-i mef‘ûller getiriniz.‬‬
‫‪ .1‬ﱢ ِ‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﲔ واﻟ ِ ِ‬
‫ِِ‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﺎت‪.‬‬
‫ﻋﻠﻰ َِ ِ‬
‫ﻛﺘﺐ َ َ‬
‫َُ‬
‫ﲨﻴﻊ اﻟ ُ ْ َ َ ُ ْ َ‬
‫اﻟﺼﻴﺎم ُ َ‬
‫ﳏﻞ ْ ِ ِ‬
‫اﳊﺎدث‪.‬‬
‫اﻟﺼﻐﺎر ُْ ِ ُ‬
‫ﻋﻦ ََ ﱢ َ‬
‫أﺑﻌﺪوا َ ْ‬
‫‪ .2‬ﱢ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺪوة ﱠ ِﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺪوﻟﻴﺔ‪.‬‬
‫اﻷوﻻد ُ ِ َ ْ‬
‫‪ُ َ َ .3‬‬
‫ﻣﺸﺎﻛﻠﻬﻢ ِﰲ اﻟﻨ ْ َ ْ‬
‫ﻧﻮﻗﺸﺖ َ َ ُ ُ ْ‬
‫اءة اﻟ ُ ِ ِ‬
‫اﻟﺒﻨﺖ ُ ﱢ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻦ َِ ِ‬
‫ﻗﺒﻞ َ ﱠ‬
‫ﺟﺪ َِﺎ‪.‬‬
‫ْﻘﺮآن ْ‬
‫ﻋﻠﻤﺖ ﻗ َﺮ َ َ ْ‬
‫‪َ ُ ْ .4‬‬
‫ﻗﺒﻞ َ ِ‬
‫ﺗﺴﻠﻢ ِ ِ‬
‫زوﺟﺔ ُ َْ ِ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﱠ ْ ُ‬
‫ﻣﻦ َ ِ ْ َ‬
‫اﻟﻄﺮد ُ ُ ﱢ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ﺑﻴﺔ ْ َ َ ِ‬
‫‪ ُ .6‬ﱠ َ ُ ِ‬
‫اﻷوﻻد‪.‬‬
‫ﻋﻦ ﺗَـ ْﺮَِ ْ‬
‫ﺳﺌﻠﻦ َ ْ‬
‫اﻷﻣﻬﺎت ُ ْ َ‬
‫ﻟﻌﺪم ُ ِ‬
‫ﻮﺑﲔ ِ َ َ ِ‬
‫ﻧﺰوﻟﻨﺎ إﱃ َْ َ ِ‬
‫اﳌﻠﻌﺐ‪.‬‬
‫اﻋﺘُِ ْﱪﻧﺎ َ ْ‬
‫ﳓﻦ ُ ْ‬
‫ﻣﻐﻠُ ِ َ‬
‫‪ُ ْ َ .7‬‬
‫‪ 16‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﻀﻴ ُ ِ‬
‫ـﺘﻈﺮوا ِﰲ َ ِ‬
‫اﻻﺳﺘﻘﺒﺎل ِ ْ ُ ْ ُ ِ‬
‫ﺻﺎﻟﺔ ِْ ْ ِ ْ َ ِ‬
‫ﻟﻠﻔﻨﺪق‪.‬‬
‫َ‬
‫‪ .8‬ﱡ ُ‬
‫ﻮف اﻧْ ُ ُ‬
‫اﻷﺷﺠﺎر اﻟ ِ ِ‬
‫ﺑﺎﺋﻲ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﻈﻴﻤﺔ‪.‬‬
‫ـﻌﻤﻞ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫ْﻜﻬ َﺮَ ِ ﱡ‬
‫ْﻤﻨﺸﺎر اﻟ َ ْ‬
‫‪ .9‬اﻟ ْ َ ُ‬
‫ﻗﻄﻊ ْ َ ْ َ ِ َ َ‬
‫اﺳﺘُ ْ َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili fiillerin yerine, cinsiyet ve sayıca‬‬
‫‪onlara eşdeğer sıfat-ı müşebbeheler getiriniz.‬‬
‫اﳋَ ِﺮ ِ‬
‫ﻣﻊ ُ ُ ِ‬
‫ﺣﻠﻮل َ ْ ِ‬
‫ﻓﺼﻞ ْ‬
‫ﻳﻒ‪.‬‬
‫اﻷوَر ُ‬
‫اق َ ِ َ ْ‬
‫‪ْ َ ْ .1‬‬
‫ﺧﻀﺮت َ َ‬
‫ﱢ‬
‫ﺿﻌﺘﻪُ ُﱡأﻣﻪُ‪.‬‬
‫ـﻌﺪ َ ْ‬
‫ﺷﺒﻊ ﺑَ ْ َ‬
‫أن أَْر َ َ ْ‬
‫اﻟﻄﻔﻞ َ ِ َ‬
‫‪ُ ْ .2‬‬
‫ْﻔﺮق َﻛﺒـﺮ ﺑـﲔ آر ِاء َ ْ َ ِ‬
‫ﳎﻠﺲ ِْ َ ِ‬
‫أﻋﻀﺎء َْ ِ ِ‬
‫اﻹدارة‪.‬‬
‫َ‬
‫‪ .3‬اﻟ َ ْ ُ ُ َ َ ْ َ َ‬
‫اﻷم َ ْ ِ‬
‫اﺑﻨﺘﻪُ ِﰲ َْ َ ِ‬
‫اﳋﻄﺮ‪.‬‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ َرَ ْ‬
‫أت ََِ‬
‫‪ ُ .4‬ﱡ ُ َ‬
‫ﺷﺠﻌﺖ ْ َ َ‬
‫ـﻌﺪ ِ َ َ ِ‬
‫ﺋﻴﺲ َْ ِ ِ‬
‫اﺳﺘﻘﺎﻟﺔ َرِ ِ‬
‫اﻹدارة‪.‬‬
‫ﻮر َ َُ ْ‬
‫ﺻﻌﺒﺖ ﺑَ ْ َ ْ‬
‫‪ُ ُ .5‬‬
‫ﳎﻠﺲ َ َ‬
‫اﻷﻣ ُ‬
‫اﻟﺸﺎب ﺟﱭ ﺑ َ ِ‬
‫اﻧﻔﺠﺎر ِ‬
‫ات اﻟ َ َ ِ ِ‬
‫ْﻘﻨﺎﺑﻞ ﻗُـ ْﺮَﺑﻪُ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﱠ ﱡ َ َُ َ ْ‬
‫ـﻌﺪ ْ َ َ‬
‫اﻟﺰﺟﺎج ْ َ ِ ِ ِ‬
‫ﺑﺸﺪة َ ْ ِ‬
‫أﺻﻮات اﻟ َ َ ِ ِ‬
‫ْﻘﻨﺎﺑﻞ‪.‬‬
‫اﻧﻜﺴﺮ ﱠ َ‬
‫‪ .7‬ﱡ َ ُ َ َ‬
‫ﺣﺎد ِ ﱠ ِ َ ِ‬
‫ﺑﺼﻮت َﱢ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻠﺸﺎﺣﻨﺔ‪.‬‬
‫‪ََ .8‬أﻧﺎ اﺳﺘـ‬
‫ﻣﻨﺒﻪ َ ﱟ‬
‫َْْﻴ َ ْ ُ‬
‫ـﻘﻈﺖ ِ َ ْ ُ‬
‫ﺑﻮﺟﻮد اﻟ ِ‬
‫ﻴﻤﻢ َ َ ِ ِ‬
‫ْﻤﺎء‪.‬‬
‫ﻓﺴﺪ ُ ُ َ‬
‫‪ .9‬اﻟﺘﱠـَ ﱡ ُ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerlere parantez içinde verilen‬‬
‫‪fiillerden türetilmiş bir ism-i zaman, ism-i mekân veya mimli mastar‬‬
‫‪getiriniz.‬‬
‫ِِ‬
‫اﳊﺪﻳﺪ واﻟ ُ َ ِ‬
‫ْﻔﻮﻻذ‪) .‬ﺻﻨﻊ(‬
‫ـﻌﻤﻞ َِأﰊ ِﰲ ‪َ َ .........‬‬
‫‪ .1‬ﻳَ ْ َ ُ‬
‫‪ .2‬ﱠ‬
‫اﻟﺼﻼة ِﰲ ‪َ ..........‬ﺣﻴﱢ َـﻨﺎ‪) .‬ﺳﺠﺪ(‬
‫ﻳﺖ ﱠ َ َ‬
‫أد ْ ُ‬
‫‪ .3‬ﻣﺎ ‪ ..........‬ﱠ َ ِ‬
‫ـﺒﻮل‪) .‬وﻋﺪ(‬
‫وإﺳﺘﺎﻧْ ُ َ‬
‫ـﲔ أَﻧْ َ َ َ‬
‫ـﻘﺮة َ َْ‬
‫اﻟﺴﻔﺮ ﺑَ ْ َ‬
‫ﱠﱯ ِ َإﱃ ﱡ‬
‫اﻟﺪﻧْ َـﻴﺎ‪) .‬ﻗﺪم(‬
‫‪ َ َ .4‬ﱠ َ‬
‫ﺗﺸﺮف اﻟ َ ْ ُ‬
‫ْﻜﻮن ﺑِـ ـ ‪ ..........‬اﻟﻨِ ﱢ‬
‫ﻻﻧﺘﺨﺎب َ ْ َ ِ‬
‫‪ .5‬ﻳ ﱠ ِ‬
‫أﻋﻀﺎء ‪ ..........‬اﻟﻨﱡـ ﱠ ِ‬
‫ﱠﺎﺧﺒﻮن ِ ِْ َ ِ‬
‫ﻮاب‪) .‬ﺟﻠﺲ(‬
‫ـﺘﺠﻪُ اﻟﻨ ِ ُ َ‬
‫َ‬
‫ﻣﻌﻠﻮﻣﺎت ِ ﱠ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﻣﻬﻤﺔ ِﰲ ‪ ..........‬اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪) .‬درس(‬
‫ﺣﺼﻠﻨﺎ َ َ‬
‫‪َ ْ َ َ .6‬‬
‫ﻋﻠﻰ َ ْ ُ َ ُ‬
‫ْﻔﻀﻼت ِﰲ ‪ ..........‬اﻟ ِ َ ِ‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‪) .‬زﺑﻞ(‬
‫‪ .7‬ﺗُ ْ َ‬
‫ـﻠﻘﻰ اﻟ َ َ َ ُ‬
‫َ‬
‫اﻟﺜﺎﱐ ﺳﻴﺠﺮى ِﰲ ‪ ..........‬اﻟ ُ ﱢﱠ ِ‬
‫ْﻜﻠﻴﺔ‪) .‬اﺧﺘﱪ(‬
‫‪ .8‬ﱠ ْ ُ‬
‫اﻟﺪرس ﱠ ِ َُ ْ َ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara, parantez içinde verilen fiillerden‬‬
‫‪türetilmiş bir ism-i âlet getiriniz.‬‬
‫ﻧﻄﻠﻊ َإﱃ ﱠَ ِ ِ‬
‫ْﻌﻠﻴﺎ ﺑِـﺎﻟْ ـ ‪) . .........‬ﺻﻌﺪ(‬
‫اﻟﻄﻮاﺑﻖ اﻟ ُ َْ‬
‫‪ُ َ ْ َ .1‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫أﻫﻢ َ َ ِ‬
‫ْﻔﻼﺣﲔ‪) .‬ﺣﺮث(‬
‫أدوات اﻟ َ ﱠ َ‬
‫‪ .2‬اﻟ ـ‪ْ ...........‬‬
‫ﻣﻦ َ َ ﱢ َ‬
‫ﺗﺴﺎﻋﺪﻧﺎ ِﰲ ِ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻃﺎز َﺟﺔً‪) .‬ﺛﻠﺞ(‬
‫‪ .3‬اﻟ ـ‪َُ ِ َ ُ ..........‬‬
‫اﻷﻃﻌﻤ ِﺔ َ َ‬
‫ﺣﻔﻆ َ ْ َ‬
‫‪ 17‬‬
‫‪ ‬‬
‫ِ‬
‫ﺻﻐﲑة‪) .‬ﺟﻬﺮ(‬
‫ﻧﺴﺘﻄﻴﻊ ﺑِ ـ‪ْ َ ............‬‬
‫أﺷﻴﺎء َ ِ ًَ‬
‫‪ُ َ ْ َ .4‬‬
‫أن ﻧَ َـﺮى َ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ـﻘﻄﻊ اﻟ َ ُ ِ‬
‫ْﺒﻌﻴﺪةُ ِﰲ ْ ٍ‬
‫وﻗﺖ َ ِ ٍ‬
‫وﻣﻦ اﻟ ُ ْ ِ ِ‬
‫ﻗﺼﲑ‪) .‬ﺳﺎر(‬
‫ْﻤﻤﻜﻦ ﺑِ ـ‪ْ َ ..........‬‬
‫ْﻤﺴﺎﻓﺎت اﻟَ َ َ‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫أن ﺗُ ْ َ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫رﲰﺖ َ ًّ‬
‫ﻣﺴﺘﻘﻴﻤﺎ ﺑِـ ـ‪) . ...........‬ﺳﻄﺮ(‬
‫‪ُ َْ َ .6‬‬
‫ﺧﻄﺎ ُ ْ َ ً‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔُ ﺑِـ ـ‪ٍ ِ َ ...........‬‬
‫ﻛﺜﲑة‪) .‬ﺻﺒﺢ(‬
‫‪ .7‬ﺗُ َ‬
‫ﻀﺎءُ اﻟ َ ِ َ‬
‫َ‬
‫ـﻠﻤﻲ ﺑِ ـ‪ِ ِ ..........‬‬
‫ﻳﺖ ﻗََ ِ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻲ‪) .‬ﺑَ َـﺮى(‬
‫‪ .8‬ﺑَـ َﺮْ ُ‬
‫َ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara, parantez içinde verilen fiillerden‬‬
‫‪türetilmiş bir mübalağa siygası (mubâlağa-i ism-i fâil) getiriniz.‬‬
‫‪ِ ِ .1‬‬
‫ﻳﻀﺤﻚ ِ‬
‫ﺿﺤﻚ(‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻲ ‪َ ........‬ﻓﻬﻮ َ ْ َ ُ‬
‫داﺋﻤﺎً‪َ ِ َ ) .‬‬
‫َ‬
‫ﻛﻠﻤﺎت ﻓَـﺘﺎب َ ِ ِ‬
‫ـﻠﻘﻰ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺗﺎب(‬
‫ﻫﻮ ‪ .......‬ﱠ‬
‫ﻣﻦ َرﱢﺑﻪ۪ َ َ ٍ َ َ َ ْ‬
‫‪ .2‬ﻓَـﺘَ َ ﱠ َ ُ‬
‫ﺣﻴﻢ )اﻟﺒﻘﺮة ‪َ ) .(37 /‬‬
‫آدم ْ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ اﻧﱠﻪُ ُ َ‬
‫اﻟﺮ ُ‬
‫ﻛﺬب(‬
‫‪ .3‬ﻻ ُِ ﱡ‬
‫اﻟﻨﺎس‪َ َ َ ) .........‬‬
‫ﳛﺐ ُ‬
‫ِ‬
‫‪ ِ .4‬ﱠ‬
‫ْﻤﺆﻣﻨﲔ‪) .‬رﺣﻢ(‬
‫إن اﷲَ ‪ِ .........‬ﺑﺎﻟ ُ ْ ِ َ‬
‫وﻫﻮ اﻟْ َﻌ ِﺰ ُﻳﺰ اﻟْـ‪) . ..........‬ﻏﻔﺮ(‬
‫‪َ ُ َ .5‬‬
‫‪7. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara, parantez içinde verilen fiillerden‬‬
‫‪türetilmiş müfred müzekker bir ism-i tafdil getiriniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺎﺋﺸﺔَ ِﺳﻨًّﺎ‪) .‬ﻛﱪ(‬
‫ﻣﻦ َ ِ َ‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ﺧﺪﳚﺔ ‪ْ .........‬‬
‫‪ .2‬ﻫﻮ ‪ .........‬ﱢ ِ‬
‫ﻋﻠﻤﺎ‪) .‬ﻛﺜﺮ(‬
‫ﻣﲏ ْ ً‬
‫َُ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﺳﺮﻋﺔً‪) .‬ﻋﻈﻢ(‬
‫اﻟﺴﻴﺎرة ُ ْ َ‬
‫ﺎﺋﺮةُ ‪ .........‬ﻣﻦ ّ ّ َ‬
‫‪ .3‬اﻟﻄ َ‬
‫ﻳﺎﺿﻲ ‪ .........‬اﻟﻨ ِ ِ‬
‫ﺟﺴﻤﺎ‪) .‬ﻗﻮي(‬
‫‪ .4‬اﻟ ﱢﺮَ ِ ﱡ‬
‫ﱠﺎس ْ ً‬
‫‪ِ .5‬ﻫﻲ ‪ .........‬ﱠ ِ ِ‬
‫ﺧﻠﻘﺎ‪) .‬ﺣﺴﻦ(‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ُ ُ ً‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺤﺘﻜﺮ ‪ .........‬اﻟﻨ ِ‬
‫ﺧﻠﻘﺎ‪) .‬رذل(‬
‫ﱠﺎس ُ ُ ً‬
‫‪ .6‬اﻟ ُ ْ َ ُ‬
‫ْﻜﺎﻓﺮ ‪ .........‬اﻟﻨ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺎﻗﺒﺔً‪) .‬ﺳﻮء(‬
‫ﱠﺎس َ َ‬
‫‪ .7‬اﻟ َ ُ‬
‫اﳊﻼل ِ َإﱃ ِ‬
‫‪ِ َ َ .......... .8‬‬
‫اﻟﻄﻼق‪) .‬ﺑﻐﺾ(‬
‫اﷲ ﱠ َ ُ‬
‫‪8. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara, parantez içinde verilen isimlerden‬‬
‫‪türetilmiş bir ism-i tasğîr getiriniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺻﺎﻟﺢ ُِْ ِ ِ‬
‫ﻋﺒﺪ(‬
‫‪ َُ .1‬ﱠ ٌ‬
‫ﳐﻠﺺ ﻟ َﺮﱢﺑﻪ‪َْ ) .‬‬
‫ٌ‬
‫ﳏﻤﺪ ‪ٌ َ ........‬‬
‫اﻷوﱃ ِﻟﻠﻨِﱠﱯ‪ِ َ ) .‬‬
‫ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ(‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ ِْ ُ‬
‫اﻟﺰو َﺟﺔُ ْ ُ َ ﱢ‬
‫‪َ َ .2‬‬
‫ﺑﻨﺖ ‪ ...........‬ﻫﻲ ﱠ ْ‬
‫ٌِ‬
‫أﺟﺪادﻧﺎ‪) .‬ﻣﺴﺠﺪ(‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ ِ َ‬
‫‪ِ .3‬ﰲ ﻗَـﺮََِْ‬
‫ﻣﻮروث ْ‬
‫ﻳﺘﻨﺎ ‪ْ َ .........‬‬
‫‪ِ َ ْ .4‬‬
‫أﺻﻔﺮ‪) .‬ﺳﻔﺮﺟﻞ(‬
‫أﻋﻄﺎﱐ َِأﰊ ‪َ َ ْ َ .........‬‬
‫زوﺟﱵ ِﻗ َ ً ِ‬
‫أﻫﺪﻳﺖ َ ْ َ ِ‬
‫ﻣﻦ ‪) . .........‬ﻳﺎﻗﻮت(‬
‫‪ُ ْ َ ْ َ .5‬‬
‫َ‬
‫ﻼدة ْ‬
‫‪ 18‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
ِ
(‫ )ﺟﻨﺪ‬.‫ﻛﻴﺎ‬
ُ ْ َ ‫ﱠﺎﻧﲔ اﻟ‬
َ ِ ‫ﻣﻦ اﻟ َْﻔﻨ‬
َ ‫ﻳﻦ ِﰲ ﺗُ ْـﺮ‬
َ ‫ آرﻗﲔ‬......... .6
َ ‫ْﻤﺸﻬﻮِر‬
ِ ِ َ ُ‫ ِﻣﻦ ﻓ‬......... ‫ ِاﺑﻦ اﻟ ـ‬.7
(‫ )ﳒﻢ‬.‫اﳊﻨﻔﻴﲔ‬
َ ْ
َ ‫ـﻘﻬﺎء ََْ ﱢ‬
ُْ
ِ ِ ‫اﳊﻔﻴﺪ اﻟﺜﱠ ِﺎﱐ ِﻟﻠﻨِﱠﱯ ﺻﻠﻰ اﷲ ﻋﻠﻴﻪ وﺳﻠﻢ‬
(‫ )ﺣﺴﻦ‬.‫ﻓﺎﻃﻤﺔ‬
ُ َِْ ‫ ﻫﻮ‬.......... .8
‫ﱢ‬
ْ
َ َ ‫ﻣﻦ‬
9. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Kardeşim babam gibi tarımı ticarete tercih etti.
Arkadaşlarla birlikte şehirde denize bakan bir daire kiraladık.
Yaşlı adam kendisine gönderilen mektubu büyük bir dikkatle okudu.
Nar kırmızı, ayva sarı, çimen ise yeşildir.
Sahip olduğu her şeyi yitiren adamcağız kederinden öldü.
İnsanların en hayırlısı insanlara en yararlı olanıdır.
Kelimeler ve Deyimler
ِ َ (‫ﻋﺎِدم )ج‬
egzoz :‫ﻋﻮادم‬
َ
ِ
(bir işi) meslek edinmek :‫اﻣﺘﻬﺎﻧﺎ‬
ً َ ِ ْ ِ – ‫ﳝﺘﻬﻦ‬
ُ ِ ََْ – ‫ـﻬﻦ‬
َ َ َ‫ْاﻣﺘ‬
ِ
ِ
ِ ْ ِ – ‫ﻳﺴﺘﺄﺟﺮ‬
kiralamak :‫ﻴﺠﺎ ًرا‬
َ ‫اﺳﺘ‬
ُ َ َ ْ َ – ‫اﺳﺘﺄﺟﺮ‬
َ َ ْ َْ
ِ
uzatmak :ً‫إﻃﺎﻟﺔ‬
َََ
َ َ ِ – ‫ﻳﻄﻴﻞ‬
ُ ُ – ‫أﻃﺎل‬
bolluk :‫اﻟﺴ ﱠﺮ ِاء‬
‫ﱠ‬
ِ
acı vermek :‫إﻳﻼﻣﺎ‬
َ
ً َ – ُ‫آﱂَ – ﻳُ ْـﺆﱂ‬
َِ ْ ُ
yetinen :‫اﳌﻜﺘﻔﻲ‬
ِ َُ‫ ﻳ‬- ‫ﺑﺎﱃ‬
aldırmak :...‫ﻣﺒﺎﻻة ب‬
ََ
ًَ َُ – ‫ـﺒﺎﱄ‬
göl :‫ـﺮة‬
َ َ ‫ُﲝَْﻴ‬
birkaç :‫ﺑﻀﻊ‬
َ ِ (‫ﺑﻀﻌﺔ )ج‬
َْ ِ
ِ ‫ﺗَ َ ﱡ‬
bağlılık :‫ـﻌﻠﻖ‬
ötüş, cıvıltı :‫ﺗَـﻐْ ِﺮﻳﺪ )ج( ﺗَ َـﻐﺎ ِرﻳﺪ‬
tarla :‫ﺣﻘﻮل‬
َْ
ُ ُ (‫ﺣﻘﻞ )ج‬
ِ
umarak :‫اﺟﻴﺎ‬
ً ‫َر‬
‫ﱠ‬
darlık :‫ﺿ ﱠﺮ ِاء‬
gürültü :‫ﺿﻮﺿﺎء‬
َ َْ
19
ömür :‫أﻋﻤﺎر‬
ُْ
َ ْ َ (‫ﻋﻤﺮ )ج‬
gurur duyan :ٌ‫ﻓﺨﻮرة‬
َ َُ
ِ ْ َ‫ـﻔﻀﻞ – ﺗ‬
Tercih etmek, yeğlemek :ً‫ـﻔﻀﻴﻼ‬
ُ ‫ﻓﻀﻞ – ﻳُ َ ﱢ‬
َ‫َﱠ‬
bağlı, tutkun :‫ﻣﺘﻤﺴﻚ‬
‫َُ َ ﱢ‬
saban :‫اث‬
َ ‫ِﳏْ َﺮ‬
‫ُﳑَِْﺘﺜﻠﺔ‬
uyan, tabi olan, örnek edinen :ٌَ
korna :‫ﻣﻨﺒﻪ‬
‫ُ َﱢ‬
‫ََ ﱠ‬
sevgi :‫ﻣﻮدة‬
canla başla :‫ﻧﺸﻴﻄﺎ‬
ً َِ
Özet
Arapça isimleri türeyiş yönünden sınıflandırabilmek
Arapçada isimler türemiş olup olmamaları yönünden ikiye ayrılır. Başka bir
kelimeden türememiş olup, özgün biçimini muhafaza edenlere câmid, bir fiil
ya da isimden türemiş olanlara ise müştak isim adı verilir.
ِ
Söz gelimi ‫َْﲝﺮ‬ kelimesi câmid bir isim iken, ‫ﻣﻔﺘﺎح‬
َ ْ kelimesi ‫ـﺘﺢ‬
َ َ َ‫ ﻓ‬fiilinden türemiş
müştak bir isimdir. Türemiş isimleri kendi aralarında kategorize edebilmek
Türemiş isimler fiilden ve isimden türeyenler olmak üzere ikiye ayrılır.
Fiilden türeyenler “İsm-i fâil”, “İsm-i mef‘ûl”, “Sıfat-ı müşebbehe”, “İsm-i
mekân, ism-i zaman, “mimli mastar”, “İsm-i âlet”, “Mübalağa sıygası” ve
“İsm-i tafdîl” olmak üzere sekiz tanedir. İsimden türeyenler ise “İsm-i tasğîr”
ve “İsm-i mensûb” olmak üzere iki adettir.
Fiilden isim türetebilmek
Ek almamış üç harfli bir fiilden aşağıdaki kalıplarda isimler türetilir:
Sıyga
Anlam
Örnek
Vezin
ِ َ ‫ِاﺳﻢ اﻟ‬
‫ْﻔﺎﻋﻞ‬
ُْ
Yazan
‫َﻛِﺎﺗﺐ‬
َِ
‫ﻓﺎﻋﻞ‬
Yazılı, yazılan
‫ﻣﻜﺘﻮب‬
ُْ َ
‫ﻣﻔﻌﻮل‬
ُْ
Yazma yeri;
yazma zamanı;
yazmak
‫ﻣﻜﺘﺐ‬
َْ َ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َ َْ
Yazı aleti
ِ
‫ﻣﻜﺘﺐ‬
َْ
ِ
‫ﻣﻔﻌﻞ‬
َْ
Çok yazan, yazıcı
‫َﻛﺘﱠﺎب‬
‫ﻓَ ﱠـﻌﺎل‬
ِ
‫ْﻤﻔﻌﻮل‬
ُ ْ َ ‫اﺳﻢ اﻟ‬
ُْ
ِ
،‫واﻟﺰﻣﺎن‬
َ َ ‫اﺳﻢ اﻟ‬
َ ‫ْﻤﻜﺎن ﱠ‬
ُْ
‫ْﻤﻴﻤﻲ‬
‫ْﻤﺼﺪر اﻟ ِ ِ ﱡ‬
ُ َ َ ‫واﻟ‬
ِ
‫اﻵﻟﺔ‬
َ ْ ‫اﺳﻢ‬
ُْ
‫ْﻤﺒﺎﻟﻐﺔ‬
َ َ َُ ‫ﺻﻴﻐﺔُ اﻟ‬
َ ِ
20
َ‫ﱢ‬
ُ‫ْﻤﺸﺒﱠ َـﻬﺔ‬
َ ُ ‫اﻟﺼﻔﺔُ اﻟ‬
Büyük
َِ
‫ﻛﺒﲑ‬
َِ
‫ﻓﻌﻴﻞ‬
ِ
ِ ْ ‫اﺳﻢ اﻟﺘﱠ‬
‫ـﻔﻀﻴﻞ‬
ُْ
Daha büyük,
En büyük
‫أﻛﺒَ ُـﺮ‬
َْ
‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫أَﻓ‬
İsimden isim türetebilmek
Bir isim üzerinde ya küçültme (tasğîr) işlemi yapılır, ya da kendisine nisbet
yâ’sı ulanır.
ِ ُ‫ ;ﻓ‬beş
Tasğîr işlemine tabi tutulacak isim üç harfli ise ‫ـﻌﻴﻞ‬
َْ ُ‫ ;ﻓ‬dört harfli ise ‫ـﻌﻴﻌﻞ‬
َْ
ِ
veya altı harften oluşuyorsa ilk dört harfi ‫ـﻌﻴﻌﻞ‬
َْ ُ‫ ;ﻓ‬beş harfli olup da sondan bir
ِ ُ‫ ﻓ‬vezinlerine nakledilir.
önceki harfi illetli ise ‫ـﻌﻴﻌﻴﻞ‬
َْ
İsm-i mensûb yapılacak ismin sonuna ise öncesi kesralı müşedded yâ (‫ي‬
ّ)
ِ
ِ
ilave edilir. Söz gelimi ‫دﻣﺸﻖ‬
biçiminde
ism-i
mensûb
yapılır.
ْ َ ِ ismi, ‫دﻣﺸﻘﻲ‬
ْ
‫َ ﱞ‬
Türemiş kelimelerin kökenine inebilmek
Bir ismin kökenini bilmek onun nereden türetildiğine vakıf olmakla
ِ
mümkündür. Söz gelimi ‫ﻣﻔﺘﺎح‬
َ ْ kelimesini sözlükten bulabilmek için onun
hangi fiilden türediğini tespit etmek gerekir. Adı geçen kelime ‫ـﺘﺢ‬
َ َ َ‫ ﻓ‬fiilinden
türemiş ism-i âlettir. Dolayısıyla onu ancak ‫ـﺘﺢ‬
‫ﻓ‬
fiilinin
alt
başlıkları
arasında
َ ََ
bulabiliriz.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdakilerden hangisi özgün biçimini koruyan câmid bir isimdir?
َِ
a. ‫ﺷﺎﻫﺪ‬
ِ َُ b. ‫ﳎﺎﻫﺪ‬
َِ c. ‫ﻏﻠﻴﻆ‬
d. ‫ﺧﺒﺰ‬
ُْ
‫ ُﻣﺘَ َ ﱢ‬ e.‫ـﻔﻜﺮ‬
2. Aşağıdaki isimlerden hangisi türediği kaynak bağlamında diğerlerinden
farklıdır?
a. ‫دارس‬
ٌ ِ َ b. ‫ـﻴﺪ‬
ٌ َُْ‫ﺟﻨ‬
c. ‫َﺟ ﱠﺰار‬
d. ‫أﻛﺮم‬
َُْ َ
e. ‫ﻣﺴﺘﺸﻔﻰ‬
َ ْ َْ ُ
ِ َ ‫ـﻌﺪ‬
ِِ ِ
ِ َ ‫أداء ﻓَ ِﺮ‬
3. (‫اﳊﺞ‬
‫ﻳﻀﺔ َْ ﱢ‬
َ َ ْ َ‫ﺑﻼدﻫﻢ ﺑ‬
ُ َ َ ‫اﳊﺠﺎج‬
ْ َ ‫رﺟﻌﻮا ِ َإﱃ‬
ُ ‫ ) ُْ ﱠ‬cümlesinde altı çizili fiil ile cinsiyet
ve sayı bakımından örtüşen ism-i fâil aşağıdakilerden hangisidir?
21
a. ‫اﺟﻌﻮن‬
َ ُ ِ ‫ َر‬ ِ
b. ‫اﺟﻊ‬
ٌ ‫ َر‬ c. ‫اﺟﻌﺔ‬
ٌ َ ِ ‫َر‬
ِ
d. ‫ﻣﺮﺟﻊ‬
ٌ َْ
e. ‫اﺟﻌﺎت‬
ٌ َ ِ ‫َر‬
ِ
ٍ ُ ‫ﻏﺰوة‬
ٍ ْ َ ُ‫ﻏﺰوة‬
4. (‫أﺣﺪ‬
ْ َ َ‫ )َوﻗ‬cümlesinde altı çizili kelimenin tasğîre tabi
ُ َ ْ َ ‫ـﺒﻞ‬
َ ْ َ ‫ـﻌﺖ‬
َ ْ َ‫ﺑﺪر ﻗ‬
tutulmuş biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
ِ
a. ‫ـﻴﺒﻞ‬
َ َْ‫ﻗُـﺒ‬ ِ
b. ‫ـﻴﺒﻴﻞ‬
َ ُْ‫ﻗُـﺒ‬
c. ‫ـﻴﻞ‬
َ َْ‫ﻗُـﺒ‬ d. ‫ـﻴﻞ‬
َ ‫ﻗُـﺒَ ﱢ‬ e. ‫ـﺒﻴﻞ‬
‫ﻗُ َِ ﱠ‬ 5. ‫ﻣﻌﻤﻞ‬
َ ْ َ ismi aşağıdaki fiillerin hangisinden türemiştir?
a. ‫أﻋﻤﻞ‬
َ َ ْ َ ِ
b. ‫ـﻌﻤﻞ‬
َ َ ْ َْ‫اﺳﺘ‬
‫ﱠ‬
c. ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ِ
d. ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ِ
e. ‫ﻋﻤﻞ‬
َ َ Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Câmid İsim” konusunu yeniden
okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Fiilden ve isimden türeyen isimler
listesini” yeniden gözden geçiriniz.
3. a
Yanıtınız doğru değilse, “İsm-i fâil” konusunu yeniden okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse, “İsm-i tasğîr” konusunu yeniden
inceleyiniz.
5. e
Yanıtınız doğru değilse, “İsm-i zaman, ism-i mekân” konusunu
yeniden gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ ‫اﻟﺴﻤﻚ ِﰲ اﻟ‬
ِ :‫ اﳌﺎء‬/‫ﺟﺎﻣﺪ‬
ِ :‫ )اﻟﺴﻤﻚ‬.‫ْﻤﺎء‬
ِ
(‫ﺟﺎﻣﺪ‬
ُ َ ‫ﻳﻌﻴﺶ ﱠ‬
ُ َ .1
َ
َ
َ
ِ
ِ ْ َ ْ ‫ْﻌﺼﺎﻓﲑ ﺑـﲔ‬
(‫ ﺟﺎﻣﺪ‬:‫ اﻷﻏﺼﺎن‬/‫ ﺟﺎﻣﺪ‬:‫ )اﻟﻌﺼﺎﻓﲑ‬.‫اﻷﻏﺼﺎن‬
َ َ .2
َْ َ ُ َ َ ‫ﺗﻄﺎﻳَ َـﺮ اﻟ‬
َ
Çoğulluk bir ismi câmidlikten çıkarmaz
22
‫ِ‬
‫وﻫﻢ ِﻣﻦ ْاﻷَر ِ‬
‫اﺿﻲ اﻟ ُْﻤ ْﺤﺘَـﻠﱠ ِﺔ‪) .‬اﺠﻤﻟﺎﻫﺪون‪ُ :‬ﻣ ْﺸﺘَ ّﻖ‪ /‬اﻟﻜﻔﺎر‪ُ :‬ﻣ ْﺸﺘَ ّﻖ‪ /‬اﶈﺘﻠﺔ‪ُ :‬ﻣ ْﺸﺘَ ّﻖ(‬
‫‪َ .3‬ﻫ َﺰَم اﻟ ُْﻤ َﺠﺎﻫ ُﺪو َن اﻟْ ُﻜ ﱠﻔ َﺎر‪َ ،‬وﻃََﺮ ُد ُ ْ َ َ‬
‫‪Sıra Sizde 2‬‬
‫ﺑـﻠَ َﻎ ← ﺑﺎﻟِﻎ‪ ،‬ﺛَـ َﻘﺐ ← ﺛَﺎﻗِﺐ‪َ ،‬ﲨﻊ ← ﺟ ِﺎﻣﻊ‪َ ،‬ﻋﻠﱠﻢ ← ﻣﻌﻠﱢﻢ‪ ،‬أَ ْﻛﺮم ← ﻣ ْﻜ ِﺮم‪َ ،‬ﺷﺎﻫ َﺪ ← ﻣ َﺸ ِ‬
‫ﺎﻫﺪ‪،‬‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫َُ‬
‫ُ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱢ‬
‫ﻚ ← ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠﻚ‪ ،‬ﺗَـ ْﺮ َﺟ َﻢ ←‬
‫ص ← ُْﳏ َِﱰص‪ ،‬ا ْﺳﺘَـ ْﻬﻠَ َ‬
‫ﺗَ َﻜﻠ َﻢ ← ُﻣﺘَ َﻜﻠﻢ‪ ،‬ﺗَ َﺸﺎﺑَﻪَ ← ُﻣﺘَ َﺸﺎﺑﻪ‪ ،‬ا ْﺣﺘَـ َﺮ َ‬
‫ُﻣﺘَـ ْﺮِﺟﻢ‬
‫‪Sıra Sizde 3‬‬
‫ﺎﻫ َﺪ ←‬
‫ﺐ ← َﻣﺜْـ ُﻘﻮب‪َ ،‬ﲨَ َﻊ ← َْﳎ ُﻤﻮع‪َ ،‬ﻋﻠﱠ َﻢ ← ُﻣ َﻌﻠﱠﻢ‪ ،‬أَ ْﻛ َﺮَم ← ُﻣﻜ َْﺮم‪َ ،‬ﺷ َ‬
‫ﺑَـﻠَ َﻎ ← َﻣ ْﺒـﻠُﻮغ‪ ،‬ﺛَـ َﻘ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﻚ ← ُﻣ ْﺴﺘَـ ْﻬﻠَﻚ‪ ،‬ﺗَـ ْﺮ َﺟ َﻢ‬
‫ص ← ُْﳏﺘَـ َﺮص‪ ،‬ا ْﺳﺘَـ ْﻬﻠَ َ‬
‫ُﻣ َﺸ َ‬
‫ﺎﻫﺪ‪ ،‬ﺗَ َﻜﻠﱠ َﻢ ← ُﻣﺘَ َﻜﻠﻢ‪ ،‬ﺗَ َﺸﺎﺑَﻪَ ← ُﻣﺘَ َﺸﺎﺑَﻪ‪ ،‬ا ْﺣﺘَـ َﺮ َ‬
‫← ُﻣﺘَـ ْﺮ َﺟﻢ‬
‫‪Sıra Sizde 4‬‬
‫َﻛﺒـﺮ ← َﻛﺒِﲑ‪ ،‬ر ُﺧﺺ ← رِﺧﻴﺺ‪ ،‬ﺑﻄَﻞ ← ﺑ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺎﻃﻞ‪ِ ،‬‬
‫ﺐ‬
‫ﺻﻔ َﺮ ← أ ْ‬
‫ب←أْ‬
‫ب‪َ ،‬‬
‫َ‬
‫َﺣ َﺪ ُ‬
‫َﺻ َﻔ ُﺮ‪َ ،‬ﺣﺪ َ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫َ‬
‫ﺻﻌُ َ‬
‫َُ‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻒ←‬
‫ﻌ‬
‫ﺿ‬
‫ﺮ‪،‬‬
‫ﺴ‬
‫ﻜ‬
‫ﻨ‬
‫ﻣ‬
‫←‬
‫ﺮ‬
‫ﺴ‬
‫ﻜ‬
‫ﻧ‬
‫ا‬
‫ْﻮ‪،‬‬
‫ﻠ‬
‫ﺣ‬
‫←‬
‫ﻼ‬
‫ﺣ‬
‫ﻳﺾ‪،‬‬
‫ﺮ‬
‫ﻣ‬
‫←‬
‫ض‬
‫ﺮ‬
‫ﻣ‬
‫ﻞ‪،‬‬
‫ﺸ‬
‫ﻓ‬
‫←‬
‫ﻞ‬
‫ﺸ‬
‫ﻓ‬
‫ﺐ‪،‬‬
‫ﻌ‬
‫ﺻ‬
‫←‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ َ‬
‫َُ َ‬
‫ُْ‬
‫َْ‬
‫َ َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫ﺿ ِﻌﻴﻒ‬
‫َ‬
‫‪Sıra Sizde 5‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ←‬
‫ﺻﻨَ َﻊ ← َﻣ ْ‬
‫ﺑَـﻠَ َﻎ ← َﻣ ْﺒـﻠَﻎ‪َ ،‬‬
‫ﺼﻨَﻊ‪َ ،‬ﻋﻤ َﻞ ← َﻣ ْﻌ َﻤﻞ‪َ ،‬ﺷﻐَ َﻞ ← َﻣ ْﺸﻐَﻠَﺔ‪َ ،‬ﺷ َﻌ َﻞ ← َﻣ ْﺸ َﻌﻠَﺔ‪َ ،‬رﻛ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ ← َﻣﻠ َْﻌﺐ‬
‫ْﻫﺐ‪َ ،‬ﺳﻠَ َ‬
‫ﺐ ← َﻣﺬ َ‬
‫ﻚ ← َﻣ ْﺴﻠَﻚ‪ ،‬ﻟَﻌ َ‬
‫َﻣ ْﺮَﻛﺐ‪ ،‬ﻧَﻄَ َﻖ ← َﻣ ْﻨﻄﻖ‪ ،‬ﻃَﻌ َﻢ ← َﻣﻄ َْﻌﻢ‪َ ،‬ذ َﻫ َ‬
‫‪Sıra Sizde 6‬‬
‫ِ‬
‫ﺐ ← ِﳐْﻠَﺐ‪َ ،‬وَز َن ←‬
‫ب ← ِﻣ ْﺸ َﺮﺑَﺔ‪ ،‬ﺑَـ َﺮى ← ِﻣ ْﺒـ َﺮاة‪ ،‬ﻧَـ َﻘ َﻞ ← ِﻣ ْﻨـ َﻘﻠَﺔ‪َ ،‬ﺣ َﺮ َ‬
‫َﺷ ِﺮ َ‬
‫ث ← ْﳏ َﺮاث‪َ ،‬ﺧﻠَ َ‬
‫ِﻣ َﻴﺰان‪َ ،‬ﺟ َﻬ َﺮ ← ِ ْﳎ َﻬﺮ‪َ ،‬ﺣ َﻔ َﺮ ← َﺣ ﱠﻔ َﺎرة‪َ ،‬ﺳ َﺎر ← َﺳﻴﱠ َﺎرة‬
‫‪Sıra Sizde 7‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺐ←‬
‫َﺣ َﻜ َﻢ ← َﺣﻜﻴﻢ‪َ ،‬ﻣ َﺪ َح ← َﻣ ّﺪاح‪َ ،‬ﻛ َﺬ َ‬
‫ب ← َﻛ ﱠﺬاب‪َ ،‬رﺣ َﻢ ← َرﺣﻴﻢ‪ ،‬ﻓَـ َﻬ َﻢ ← ﻓَـ ّﻬ َﺎﻣﺔ‪َ ،‬و َﻫ َ‬
‫ﺎم ← ﻧُـ َﻮَﻣﺔ‪ ،‬ﻇَﻠَ َﻢ ← ﻇَﻠُﻮم‪َ ،‬ﺟ ِﻬ َﻞ ← َﺟ ُﻬﻮل‬
‫ﺗﺎب ← ﺗَـ ّﻮاب‪ ،‬ﻧَ َ‬
‫َوﻫﺎب‪َ ،‬‬
‫‪Sıra Sizde 8‬‬
‫َﺣ َﻜ ُﻢ‪َ ،‬رذُ َل ← أ َْر َذ ُل‪،‬‬
‫ﺖ‪َ ،‬ﲨُ َﻞ ← أ ْ‬
‫ﺖ ← أَﺛْـﺒَ ُ‬
‫ﺑَﻄَ َﻞ ← أَﺑْﻄَ ُﻞ‪ ،‬ﺗَﺒِ َﻊ ← أَﺗْـﺒَ ُﻊ‪ ،‬ﺛَـﺒَ َ‬
‫َﲨَ ُﻞ‪َ ،‬ﺣ َﻜ َﻢ ← أ ْ‬
‫َﺣ َﺴ ُﻦ‪ ،‬ﻟَ ِﺰَم ← أَﻟ َْﺰُم‬
‫ﺴ َﻦ ← أ ْ‬
‫َﻛ ُﺮَم ← أَ ْﻛ َﺮُم‪َ ،‬ﳎَ َﺪ ← أ َْﳎَ ُﺪ‪ ،‬ﻧَ َﺪ َر ← أَﻧْ َﺪ ُر‪َ ،‬ﺣ ُ‬
‫‪ 23‬‬
‫‪ ‬‬
Sıra Sizde 9
ِ
ِ
ٌ ‫َﻣ‬
،‫ﺐ‬
‫ َر ﱞ‬،‫ﺎل ← ُﻣ َﻮﻳْ ٌﻞ‬
ٌ ِ‫ َزﻳْـﺘُﻮ ٌن ← ُزﻳَـ ْﻴﺘ‬،‫ﲔ‬
ٌْ ‫ﲔ ← ﺗُـﻴَـ‬
ٌ ِ‫ ﺗ‬،‫ﺐ‬
ٌ ‫ﺐ ← ُﻛ َﻮﻳْﺘ‬
ٌ ‫ َﻛﺎﺗ‬،‫ َْﳓ ٌﻞ ← ُﳓَْﻴ ٌﻞ‬،‫ﲔ‬
ٌ ‫ب ← ُرﺑَـ ْﻴ‬
ِ ‫َْﳎ ِﻠﺲ ← ُﳎَﻴ ِﻠ‬
ِ
‫ َﻋ ْﺴ َﺠ ٌﺪ ← ﻋُ َﺴ ْﻴ ِﺠ ٌﺪ‬،‫ﻴﺖ‬
ٌ ُ‫ ﻳَﺎﻗ‬،‫ج‬
ٌ ‫ﻮت ← ﻳُـ َﻮﻳْ ِﻘ‬
ٌ ‫ َزﺑَـ ْﺮ َﺟ ٌﺪ ← ُزﺑَـ ِْﲑ‬،‫ﻴﺢ‬
ٌ ‫ﺎح ← ُﻣ َﻔ ْﻴﺘ‬
ٌ َ‫ ﻣ ْﻔﺘ‬،‫ﺲ‬
ٌ ْ
ٌ
Yararlanılan Kaynaklar
Uralgiray, Y. (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
Çörtü, M. M. (2006), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
el-Galâyînî, M.(2008), Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, Beyrut.
24
25
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Sahih ve mu‘tel fiil kavramlarını tanımlayabilecek,
•
Sahih fiilin çeşitlerini sayıp her birini tanımlayabilecek,
•
Sâlim, muzâaf ve mehmûz fiilleri çekebilecek,
•
Sahih fiilleri cümle içersinde kullanabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Sahih fiil
•
Sâlim
•
Muzâaf
•
Mehmûz
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Sarf kitabından Sahih fiiller
konusunu okuyunuz.
•
Daha önce okuduğunuz metinlerden sâlim, muzaâf ve mehmûz fiiller
bulunuz.
26
Sahih Fiillerin
Çekimleri
ِ ِ ‫اﻷﻓﻌﺎل ﱠ‬
ِ
‫اﻟﺼﺤﻴﺤﺔ‬
ْ ْ ‫ﻳﻒ‬
ُ ‫ﺗﺼ ِﺮ‬
َْ
َ
GİRİŞ
Arapçada bir fiilin kök harfleri içerisinde illet harflerinden (‫ ي‬،‫ و‬،‫ )ا‬birisinin
olup olmaması önem arzeder. Çünkü bu harfler bazen hazfedilmekte (ortadan
kaldırılmakta), bazen (vâv ve yâ’nın elife dönüşmesi) gibi bir başka harfe
dönüşmekte ve bazen de aynen kalmaktadırlar. Sahih harfler dediğimiz
geriye kalan alfabe harflerinde ise harf değişimi son derece sınırlı bir alanda
gerçekleşmektedir. Belirtilen bu gerekçeden dolayı Arapçada fiiller kök
harfleri içersinde illet harfi bulunmayanlar (sahih fiiller) ve kök harfleri
içersinde illet harfi bulunanlar (mu‘tel fiiller) olmak üzere iki ana gruba
ayrılmışlardır. Her bir grup içersinde alt bölümler de bulunmaktadır. Böylece
oluşan yedi fiil çeşidine aksâm-ı seb’a (yedi kısım) adı verilir.
Türkçemizde olduğu gibi Arapçada da fiillerin şahıslara ve zamanlara
göre çekimi mevcuttur. Yalnız Türkçede fiil çekimlerinde (ben, sen, o, biz,
siz, onlar) zamirlerinin karşılığı olarak altı form mevcutken Arapçada ikil ve
dişil formların da ilavesi ile fiil çekimleri on dört farklı formdan
oluşmaktadır. Prensip olarak bütün fiiller aynı şekilde (sonlarına aynı ekler)
eklenerek çekilmekle beraber fiilin çeşidine göre bazı dikkat edilmesi
gereken noktalar da bulunmaktadır. Bu sebeple Arapça öğrenenlerin fiilin
yedi çeşidinin her birinin çekimlerini ayrı ayrı incelemelerinde yarar söz
konusudur. Bu ünitede bu yedi kısmın üçünü teşkil eden sahih (sâlim, muzâaf
ve mehmûz) fiillerin mâzî, muzâri ve emir çekimleri ele alınmaktadır.
www.arapcasozluk.net/fiil/fiil_cekimleri.asp internet adresinden sahih fiiller ve
çekimleri hakkında geniş bilgi alabilirsiniz.
OKUMA PARÇASI
ِ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ‬
ِ ِ
‫ْﻌﺎﻣﺔ‬
ّ َ َ َْ ‫ِﰲ‬
ِ ِ ِ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ‬
ِ ِ
ِ َ ِ ْ ‫وﻗﺪ َﺧﺮﺟﺎ َإﱃ‬
ِ ِ َ ّ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ِ ْ ‫ﻃﺎﻟﺒﺎن ﰲ اﻟ‬
ِ ِ ‫ﺎم‬
ِ ْ ‫ـﻌﺾ اﻟ‬
،‫ْﻮﻗﺖ ِﻓﻴﻬﺎ‬
‫َ ﱞ‬
ٌ ‫ﻋﻠﻲ َوﻋﺼ‬
ّ
ّ
َ
ََ َ
َ ِ ْ َ‫ْﻌﺎﻣﺔ َﻟﻘﻀﺎء ﺑ‬
َ ْ َ َ ،‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ‬
ِ
ِ
ِ
ٍ
ِ
ِ
ِ َ ِ ‫اﺟﺘﻤﻌﺎ‬
:‫ﳏﻤﺪ‬
َ َ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
ّ َ َ ‫ﳏﻤﺪ‬
َ ِ ُ ‫ـﺒﻞ‬
َ َْ ‫ﺣﻀﻮرك َإﱃ‬
ُ َْ
ٌ ّ َُ ‫ﻗﺎل‬
َ ْ َ َ‫ ﻣﺎذا ﻓ‬:ُ‫وﺳﺄﻻﻩ‬
َ َ ‫ﻓﺴﻠﻤﺎ َﻋﻠﻴﻪ‬
ّ َُ ‫ﺑﺼﺪﻳﻘﻬﻤﺎ‬
َ َ ْ ‫ﺣﻴﺚ‬
َ ْ َ‫ـﻌﻠﺖ ﻗ‬
ِ ِ ‫ﻗﺎل‬
ِ ُ ‫أت‬
ِ ُ ‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ ﻗَ ْـﺒﻞ‬
ِ ْ ‫ﺧﺮوﺟﻜﻤﺎ ِﻣﻦ اﻟْﺒ‬
ِ ِ ‫ﻛﺘﺒﺖ‬
‫ﺣﻠﻠﻨﺎ‬
ُ ْ‫ﻗَ َـﺮ‬
ُ َْ َ‫دروﺳﻲ َو‬
‫ـﻴﺖ؟ َ َ ﱞ‬
ََْ َ ‫ﳓﻦ‬
ُ ْ َ َ‫ َوأَﻧْ ُـﺘﻤﺎ ﻣﺎذا ﻓ‬.‫واﺟﺒﺎﰐ‬
ٌ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
َ َ
ُ َْ :‫وﻋﺼﺎم‬
ُ َ
ِ َ ِ ْ ‫ﻗﺪﻣﻨﺎ إﱃ‬
ِ
ِ ِ ِْ ‫ْﻤﺴﺎﺋﻞ‬
ِ ِ َ ‫ـﻌﺾ اﻟ‬
.‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
ْ َ ْ َ ‫اﳊﺴﺎﺑﻴﺔ‬
ْ َ ‫دروﺳﻨﺎ ﰒُﱠ‬
َ ْ َ‫ﺑ‬
ّ
َ
َ ُ ‫وأﻋﺪدﻧﺎ‬
27
‫ﳏﻤﺪ ِﰲ اﻟ َ ِ‬
‫اﻟﺬﻛﺮ ِ‬
‫ْﻌﻮدة َإﱃ اﻟْﺒ ْ ِ‬
‫ﻳﺴﺘَ ْ ِ َ ﱢ‬
‫ﺟﻠﺲ ّ َ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔُ ﻳَ َ َ ّ ُ َ‬
‫ﻳﺎت ُﰒّ ْ َ ْ َ َ‬
‫ـﻴﺖ َ ْ ُ‬
‫اﺳﺘﺄذن َُ ّ ٌ‬
‫ﺣﻴﺚ َ َ َ‬
‫أﺧﺘﻪُ‬
‫وﺟﺪ ُ ْ َ‬
‫َ‬
‫َْ‬
‫ـﺘﺤﺪﺛﻮن َوَ ْ‬
‫ـﺮﺟﻌﻮن ْ َ‬
‫ََ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫إن َ ِ‬
‫أﺧﺘﻪُُ‪ :‬ﱠ‬
‫ـﻔﻌﻠﲔ؟ وﻟﻤﺎذا َﱂْ َ ْ ُِ‬
‫ﻣﻊ‬
‫ﻏﺎﺿﺒﺔً ْﻣﻨﻪُ َ َ َ‬
‫ّ ِ ََ‬
‫ﻗﺎﻟﺖ ْ‬
‫دروﺳﻚ؟ َ ْ‬
‫ﻓﺴﺄﳍﺎ‪ :‬ﻣﺎذا ُ ْ‬
‫ﻛﻨﺖ ﺗَ ْ َ َ‬
‫اﻟﺼﻐﲑة َ‬
‫ﻳﺪرﺳﻦ َ َ‬
‫ﺗﻜﺘﱯ ُ ُ َ‬
‫زﻣﻴﻼﰐ َ ْ ُ ْ َ‬
‫وﻳﺴﺎﻋﺪﻫﺎ ِﰲ ُ ِ‬
‫ﻳﺪرس ﻣﻊ ْ ِ ِ‬
‫ﻛﲏ ِ‬
‫ﺟﻠﺲ َُ ّ ٌ‬
‫ْ‬
‫دروﺳﻬﺎ ﻓَ َ ِ َ ْ‬
‫ـﺮﺿﻴﺖ َْ‬
‫أﺧﺘﻪ َ ُ ِ ُ‬
‫إﺧﻮا ِِ ﱠﻦ‪َ َْ ،‬‬
‫ﻋﻨﻪُ‬
‫ﲣﺮج َوﺗـَْﺘ ُـﺮُ ِ َ ْ‬
‫ﳏﻤﺪ َ ْ ُ ُ َ َ‬
‫وأﻧﺖ َ ُْ ُ‬
‫وﺣﺪي‪َ َ َ .‬‬
‫وﺷﻜ َﺮْﺗﻪُ‪.‬‬
‫َََ‬
‫‪Kaynak: Komisyon (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-muyessera, İstanbul‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ﻳﺪرس ِ ِ‬
‫وﻋﺼﺎم؟‬
‫أﻳﻦ َ ْ ُ ُ َ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ٌ‬
‫‪َ ْ َ .1‬‬
‫ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ْﻌﺎﻣﺔ؟‬
‫ذﻫﺒﺎ َإﱃ َْ َ َ ّ‬
‫‪ .2‬ﻟﻤﺎذا َ َ َ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ْﻌﺎﻣﺔ؟‬
‫‪ .3‬ﻣﺎذا ﻓَ َـﻌﻼ ِﰲ َْ َ َ ّ‬
‫ِِ‬
‫ﺣﻀﻮرﻩ َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
‫ـﻌﻞ َُ ّ ٌ‬
‫َ‬
‫ـﺒﻞ ُ‬
‫ﳏﻤﺪ ﻗَ ْ َ‬
‫‪ .4‬ﻣﺎذا ﻓَ َ َ‬
‫ِِ‬
‫‪ .5‬ﻣﺎذا ﻓَـﻌﻞ َ ِ‬
‫ﺣﻀﻮرﳘﺎ َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
‫ََ َ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ٌ‬
‫َ‬
‫ـﺒﻞ ُ‬
‫وﻋﺼﺎم ﻗَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔ؟‬
‫أي َ ْ ُ ٍ‬
‫اﻷﺻﺪﻗﺎءُ ّ َُ‬
‫‪ِ .6‬ﰲ ّ ﱢ‬
‫ﺗﻜﻠﻢ ْ‬
‫ﻣﻮﺿﻮع َ َ ّ َ‬
‫اﺳﺘﺄذن َﰲ اﻟ َ ِ‬
‫ْﻌﻮدة ِإﱃ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻴﺖ؟‬
‫‪َ .7‬ﻣﻦ َْ َ َ‬
‫َْ‬
‫اﻟﺼﻐﲑة؟‬
‫أﺧﺘﻪُ ّ ِ ََ‬
‫وﺟﺪ َُ ّ ٌ‬
‫‪َ ْ َ .8‬‬
‫ﻛﻴﻒ َ َ َ‬
‫ﳏﻤﺪ ُ ْ َ‬
‫دروﺳﻬﺎ؟‬
‫ﻛﺘﺒﺖ ُ ْ‬
‫‪ .9‬ﳌﺎذا ﻣﺎ َ ََ ْ‬
‫أﺧﺘﻪُُ ُ ُ َ‬
‫أﺧﺘﻪُُ َﻋﻦ َُ ٍ‬
‫ﳏﻤﺪ؟‬
‫ﻛﻴﻒ َ ِ َ ْ‬
‫‪َ ْ َ .10‬‬
‫رﺿﻴﺖ ُ ْ ْ ّ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ـﻌﺪ‪َِ ،‬ﳎﻲء‪ِ ،‬‬
‫أﺳﺌﻠﺔ‪ِ ِ َّ ،‬‬
‫اﺳﺘَ َ ﱠ‬
‫ذﻫﺐ‪( ،‬‬
‫ﺻﺪﻳﻖ‪َ ِ ْ َ ،‬‬
‫ـﺮد‪ ،‬ﻗَ َ َ‬
‫) ُرﺟﻮع‪ََ ،‬أﺗﻰ‪ْ ،‬‬
‫َ‬
‫ﺣﻴﺎ‪ْ ،‬ﺗﻠﻤﻴﺬ‪َ َ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻲ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ ّ ّ ِ ِ‬
‫ﻟﺒﺎن ﰲ اﻟ ْ ِ‬
‫وﻋﺼﺎمٌ ﻃﺎِ ِ‬
‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ‪.‬‬
‫ّ‬
‫َ ََ‬
‫‪ َ .1‬ﱞ َ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ِ‬
‫وﻗﺪ َﺧﺮﺟﺎ َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫ْﻌﺎﻣﺔ‪.‬‬
‫ّ‬
‫َ‬
‫‪َ ْ َ َ .2‬‬
‫ﻓﺴﻠﻤﺎ َ ِ‬
‫ﺑﺼﺪﻳﻘﻬﻤﺎ َُ ٍ‬
‫اﺟﺘﻤﻌﺎ ِ َ ِ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ‪.‬‬
‫ﳏﻤﺪ َ َ ّ‬
‫ّ‬
‫‪َ َ ْ .3‬‬
‫ﺣﻀﻮر َك َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫ـﺒﻞ ُ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
‫‪ .4‬ﻣﺎذا ﻓَ َ ْ َ‬
‫َ‬
‫ـﻌﻠﺖ ﻗَ ْ َ‬
‫ْﻤﺴﺎﺋﻞ ِْ ِ ِ‬
‫ـﻌﺾ اﻟ َ ِ ِ‬
‫اﳊﺴﺎﺑﻴﺔ‪.‬‬
‫ﳓﻦ َ ََْ‬
‫ﺣﻠﻠﻨﺎ ﺑَ ْ َ‬
‫ّ‬
‫‪ُ ْ َ .5‬‬
‫ِ‬
‫ﻗﺪﻣﻨﺎ إﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‪.‬‬
‫‪ُ .6‬ﰒﱠ َ ْ‬
‫َ‬
‫ـﺘﺤﺪﺛﻮن‪.‬‬
‫ﺟﻠﺲ ّ َ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔُ ﻳَ َ َ ّ ُ َ‬
‫‪َ َ َ .7‬‬
‫ِ‬
‫ـﺮﺟﻌﻮن ﱢ ْ ِ‬
‫اﻟﺬﻛﺮﻳﺎت‪.‬‬
‫‪ْ َ .8‬‬
‫ﻳﺴﺘَ ْ َ َ‬
‫‪ 28‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﳏﻤﺪ ِﰲ اﻟ َ ِ‬
‫ْﻌﻮدة َإﱃ اﻟْﺒَْ ِ‬
‫ـﻴﺖ‪.‬‬
‫‪َ َ ْ َْ .9‬‬
‫اﺳﺘﺄذن َُ ّ ٌ‬
‫َْ‬
‫إن َِ ِ‬
‫‪ .10‬ﱠ‬
‫إﺧﻮا ِِ ﱠﻦ‪.‬‬
‫ﻣﻊ ْ‬
‫ﻳﺪرﺳﻦ َ َ‬
‫زﻣﻴﻼﰐ َ ْ ُ ْ َ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺧﺎﺻﺔ‪( ،‬‬
‫ذﻫﺐ‪ ،‬ﺗَ َﱠ َ‬
‫ﻛﺒﲑة‪َ ِ ،‬‬
‫دﺧﻞ‪ّ ،‬‬
‫ﻫﺎدﺋﺔ‪ُ ،‬دﺧﻮل‪َ ،‬‬
‫ـﻔﺮق‪َ ،‬ذﻫﺎب‪َ َ ،‬‬
‫ﻗﺎم‪َ َ َ ،‬‬
‫)َ َ‬
‫أﺟﺎب‪َ َ ،‬‬
‫‪َ .1‬ﺧﺮﺟﺎ َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ِ‬
‫ْﻌﺎﻣﺔ‪.‬‬
‫ّ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺑﺼﺪﻳﻘﻬﻤﺎ َُ ٍ‬
‫اﺟﺘﻤﻌﺎ ِ َ ِ ِ ِ‬
‫ﳏﻤﺪ‪.‬‬
‫ّ‬
‫‪َ َ ْ .2‬‬
‫ﻓﺴﻠﻤﺎ َ ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ َوَﺳﺄﻻﻩُ‪.‬‬
‫‪ّ َ َ .3‬‬
‫ﺣﻀﻮر َك َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫ـﺒﻞ ُ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
‫‪ .4‬ﻣﺎذا ﻓَ َ ْ َ‬
‫َ‬
‫ـﻌﻠﺖ ﻗَ ْ َ‬
‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ ﻗَ ْـﺒﻞ ُ ِ‬
‫ﺧﺮوﺟﻜﻤﺎ ِﻣﻦ اﻟْﺒَْ ِ‬
‫ـﻴﺖ؟‬
‫‪ .5‬ﻣﺎذا ﻓَ َ ْ ُ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺪﻣﻨﺎ إﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‪.‬‬
‫‪ُ .6‬ﰒﱠ َ ْ‬
‫َ‬
‫ـﺘﺤﺪﺛﻮن‪.‬‬
‫ﺟﻠﺲ ّ َ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔُ ﻳَ َ َ ّ ُ َ‬
‫‪َ َ َ .7‬‬
‫أﺧﺘﻪُ ّ ِ َ ِ‬
‫ﻏﺎﺿﺒﺔً ِ ْﻣﻨﻪُ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .8‬‬
‫وﺟﺪ ُ ْ َ‬
‫اﻟﺼﻐﲑة َ‬
‫َ‬
‫‪4. Altı Çizili Kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ْﻤﺴﺎﺋﻞ ِْ ِ ِ‬
‫ـﻌﺾ اﻟ َ ِ ِ‬
‫اﳊﺴﺎﺑﻴﺔ‪.‬‬
‫ﳓﻦ َ ََْ‬
‫ﺣﻠﻠﻨﺎ ﺑَ ْ َ‬
‫ّ‬
‫‪ُ ْ َ .1‬‬
‫دروﺳﻨﺎ‪.‬‬
‫‪ْ َ ْ .2‬‬
‫أﻋﺪدﻧﺎ ُ َ‬
‫اﻟﺬﻛﺮ ِ‬
‫وﻳﺴﺘَ ْ ِ َ ﱢ‬
‫ﻳﺎت‪.‬‬
‫ﺟﻠﺲ ّ َ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔُ ﻳَ َ َ ّ ُ َ‬
‫ـﺘﺤﺪﺛﻮن َ َ ْ‬
‫ـﺮﺟﻌﻮن ْ َ‬
‫‪َ َ َ .3‬‬
‫أت ُ ِ‬
‫ﻛﺘﺒﺖ ِ ِ‬
‫واﺟﺒﺎﰐ‪.‬‬
‫‪ .4‬ﻗَـ َﺮْ ُ‬
‫دروﺳﻲ َوَ َْ ُ‬
‫إن َِ ِ‬
‫‪ .5‬ﱠ‬
‫إﺧﻮا ِِﱠﻦ‪.‬‬
‫ﻣﻊ ْ‬
‫ﻳﺪرﺳﻦ َ َ‬
‫زﻣﻴﻼﰐ َ ْ ُ ْ َ‬
‫‪5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.‬‬
‫‪ِ ِ .1‬‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ ّ َ ِ ِ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺎن ﰲ اﻟ ْ ِ‬
‫وﻋﺼﺎم ِ ِ‬
‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ‪.‬‬
‫َ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ٌ‬
‫ّ‬
‫َ ََ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ِ ِ ِ‬
‫‪َ .2‬ﺧﺮﺟﺎ َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫ـﻌﺾ اﻟ ْ ِ‬
‫ْﻮﻗﺖ ِﻓﻴﻬﺎ‪.‬‬
‫ّ‬
‫َ‬
‫ْﻌﺎﻣﺔ َﻟﻘﻀﺎء ﺑَ ْ ِ َ‬
‫َ‬
‫ﺣﻀﻮرك َإﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
‫ـﺒﻞ ُ ِ َ‬
‫‪ .3‬ﻣﺎذا ﻓَ َ ْ َ‬
‫َ‬
‫ـﻌﻠﺖ ﻗَ ْ َ‬
‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ ﻗَ ْـﺒﻞ ُ ِ‬
‫ﺧﺮوﺟﻜﻤﺎ ِﻣﻦ اﻟْﺒَْ ِ‬
‫ـﻴﺖ؟‬
‫‪ .4‬ﻣﺎذا ﻓَ َ ْ ُ‬
‫َ‬
‫َ ُ‬
‫أﺧﺘَﻪُ ّ ِ َ ِ‬
‫ﻏﺎﺿﺒﺔً ِ ْﻣﻨﻪُ‪.‬‬
‫وﺟﺪ ُ ْ‬
‫‪َ َ َ .5‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑة َ‬
‫َ‬
‫‪6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını‬‬
‫‪seçiniz.‬‬
‫ﻗﺎل ِ ِ‬
‫وأﻋﺪدﻧﺎ ُدروﺳﻨﺎ ُﰒﱠ ﻗَ ِﺪﻣﻨﺎ إﱃ ْ ِ َ ِ‬
‫ْﻤﺴﺎﺋﻞ ِْ ِ ِ‬
‫ـﻌﺾ اﻟ َ ِ ِ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‪(.‬‬
‫اﳊﺴﺎﺑﻴﺔ َ ْ َ ْ‬
‫) َ َ ﱞ‬
‫ﳓﻦ َ ََْ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ٌ‬
‫ْ‬
‫ﺣﻠﻠﻨﺎ ﺑَ ْ َ‬
‫ّ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫وﻋﺼﺎم‪ُ َْ :‬‬
‫‪ 29‬‬
‫‪ ‬‬
a. Ali ve İsam dediler ki: Biz biraz soru çözdük, derslerimizi hazırladık sonra
da parka geldik.
b. Ali ve İsam dediler ki: Biz biraz matematik sorusu çözdük, derslerimizi
hazırladık sonra da parka geldik.
c. Ali ve İsam dediler ki: Biz biraz matematik sorusu çözdük, derslerimizi
yazdık sonra da parka geldik.
d. Ali ve İsam dediler ki: Biz biraz matematik sorusu çözdük, derslerimizi
hazırladık sonra da buraya geldik.
e. Ali ve İsam diyorlar ki: Biz biraz matematik sorusu çözdük, derslerimizi
hazırladık sonra da parka geldik.
ِ ‫ﻛﲏ‬
ِ َِ ‫إن‬
‫)ﱠ‬
(.‫وﺣﺪي‬
ْ ‫ﻣﻊ‬
َ َْ ،‫إﺧﻮا ِِ ﱠﻦ‬
ْ َ ِ ُ‫ﲣﺮج َوﺗـَْﺘ ُـﺮ‬
َ َ ‫ﻳﺪرﺳﻦ‬
ُ ُْ َ ‫وأﻧﺖ‬
َ ْ ُ ْ َ ‫زﻣﻴﻼﰐ‬
a. Arkadaşlarım birlikte çalışıyorlar. Sen ise çıkıyorsun ve beni tek başıma
bırakıyorsun.
b. Arkadaşlarım kardeşleriyle beraber çalıştılar. Sen ise çıkıyorsun ve beni
tek başıma bırakıyorsun.
c. Arkadaşlarım kardeşleriyle beraber çalışıyorlar. Sen ise çıkıyorsun ve beni
tek başıma bırakıyorsun.
d. Arkadaşlarım kardeşleriyle beraber çalışıyorlar. Sen ise çıktın ve beni tek
başıma bıraktın.
e. Arkadaşlarım kardeşleriyle beraber çalışıyorlar. Sana gelince sen
çıkıyorsun ve beni tek başıma bırakıyorsun.
DİLBİLGİSİ
SAHİH FİİLLERİN ÇEKİMLERİ
Arapçada fiiller kök (asli) harflerinin yapısı açısından yedi farklı kısma
ayrılmaktadır. Aksam-ı seb’a (yedi kısım) denilen bu ayırım fiilleri yakından
tanımak açısından önem arz etmektedir. Konumuz bu kısımların tanıtılması
olmamakla beraber asıl konumuz olan sahih fiilleri daha iyi tanıyabilmemiz
açısından öncelikle aksâm-ı seb‘ayı kısaca tanıtmamız yararlı olacaktır.
Aksâm-ı Seb‘a
Kök harfleri içerisinde illet harfi (‫ا‬،‫ ي‬،‫ )و‬bulunmayan fiillere sahih,
bulunanlara ise mu‘tel fiiller denir. Sahih fiiller kendi aralarında üç kısma,
mu‘tel fiiller ise dört kısma ayrılırlar.
Sahih fiillerin kısımları: 1. Sâlim: Kök harfleri içersinde illet harfi, hemze
ِ
ve aynı harften iki tane bulunmayan fiillerdir. (‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ،‫ﺟﻠﺲ‬
َ َ َ ) gibi. 2. Muzaaf:
َ َ َ ،‫ﻧﺼﺮ‬
‫ َ ﱠ‬،‫رد‬
‫ ) َ ﱠ‬gibi. 3.
‫ َ ﱠ‬،‫ﻣﺪ‬
Kök harfleri içersinde aynı harften iki tane bulunan fiildir. (‫ﺷﺪ‬
Mehmûz: Kök harfleri içersinde hemze bulunan fiildir. (َ‫ ﻗَـ َﺮأ‬،‫ﺳﺄل‬
َ َ َ ،‫أﻣﺮ‬
َ َ َ) gibi.
30
Mu‘tel fiillerin kısımları: 1. Misal: Kök harflerinin birincisi illet harfi olan
ِ
fiillerdir. (،‫وﻋﺪ‬
َ ِ َ ‫ﻳﺌﺲ‬
َ َ َ ،‫ورث‬
َ َ ) gibi. 2. Ecvef: Asli harflerinden ortadaki harfi illetli
olan fiillerdir. (‫ﻣﺎل‬
َ َ ،‫ﺻﺎم‬
َ ) gibi. 3. Nâkıs: Asli harflerinden sonuncusu illetli
َ ،‫ﻗﺎل‬
،‫ﻗﻀﻰ‬
olan fiillerdir. (‫ َدﻋﺎ‬،‫رﻣﻰ‬
ََ َ َ ) gibi. 4. Lefîf: Asli harflerinden ikisi illetli olan
fiillerdir. (‫ ﻧَ َـﻮى‬،‫روى‬
،‫ﻃﻮى‬
ََ ََ ) gibi. Mu‘tel fiiller Arapça III kitabında geniş olarak
ele alınacaktır.
Bir fiilin aksâm-ı seb’a’dan hangi bölüme gireceği kök harflerine bakılarak
karar verilebilecek bir husustur. Mezid (kök harflerine başka harfler ilave
edilmiş) fiillerin aksâm-ı seb’adaki yerini tespit edebilmek için kökünü tespit
etmek ve ona göre değerlendirmek gerekir. Örneğin (‫أﺧﺒَ َـﺮ‬
ْ ) fiili mezid bir fiildir.
Bu haline bakarak mehmûz (hemzeli) bir fiil olduğunu söylersek yanılmış
oluruz. Fiilin üç harfli kökü (‫)ﺧﱪ‬dır ve dolayısıyla sâlim bir fiildir. Aynı şekilde
çekim esnasında fiile eklenen harfler de değerlendirmeye alınmaz.
Aksâm-i seb’a hakkında geniş bilgi almak için M.Meral Çörtü’nün Arapça
Dilbilgisi Sarf adlı kitabına başvurabilirsiniz.
Aksâm-i seb’a kapsamına giren fiiller ve çekimleri hakkında
www.arapcasozluk.net/fiil/fiil_cekimleri.asp internet adresinden geniş bilgi
alabilirsiniz.
Aşağıdaki fiillerin aksâm-ı seb’adan hangisine girdiklerini belirtiniz.
............. ‫ﻫﺪى‬
‫َﱠ‬
َ َ ............. ‫ﺻﻢ‬
............. ‫ﳒﺲ‬
َ َُ
............. ‫ـﻌﻖ‬
َ َ َ‫ ﻧ‬.......... ‫ﻫﺎب‬
َ َ
‫ َ ﱠ‬............. ‫اب‬
............... ‫ﻛﺪ‬
َ
‫َﱠ‬
............... ‫ﻣﻂ‬
............ ‫ﻫﻮى‬
َ َ ....... .. ‫ﻃﻮى‬
ََ
............. ‫ﺧﻔﻰ‬
َ َ ............. ‫وﻟﻊ‬
َ ََ
ِ
.............. ‫ﻳﺒﺲ‬
َ َ
........... ‫وﺻﻞ‬
َ ََ
َ َ َ ........... ‫ﻓﺄد‬
Sülasî Fiillerin Altı Bâbı
Sülasî (kök harflerinin sayısı üç olan) fiillerin mâzî ve muzârîde birinci ve
üçüncü harflerinin harekesi hep aynıdır. Sadece ikinci harflerin harekeleri
değişir. Bu ikinci harfin harekesine göre sülâsî fiiller bâb adı verilen altı
katagoriye ayrılırlar. Bir sülâsî fiil mutlaka bu altı katagoriden (bâb) bir
tanesine girer bir başka ihtimal söz konusu değildir. Örneğin: (‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ- ‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ )
ِ َ ) fiili ile (‫ﻓﺮح – ﻳ ْـﻔﺮح‬
‫ﻳ‬
‫ﻋﻠﻢ‬
)
fiili
aynı
bâbdandır.
fiili ile (‫ـﻨﺼﺮ‬
ِ
َ
َ
ْ
ُُ ْ َ‫ﻳ‬- ‫ﻧﺼﺮ‬
ََ َ ) fiili, (‫ـﻌﻠﻢ‬
َ
َ
َُ
َ
ُ
َ
Zira dikkat edilirse mâzî ve muzârilerinde ikinci harflerin harekeleri aynıdır.
Bu altı bâb birden altıya kadar numaralandırılarak (birinci bâb, ikinci bâb,
….. altıncı bâb) şeklinde isimlendirilirler. Bir fiilin kaçıncı bâbdan olduğunun
söylenmesi aynı zamanda mâzî ve muzâri ikinci harflerinin harekelerinin de
söylenmesi anlamına gelmektedir. Aşağıda verilmiş olan bu bâbları,
vezinlerini ve örnek fiilleri inceleyiniz.
mevzûn (örnek)
‫ـﻘﻌﺪ‬
ُ ُ ْ َ‫ـﻌﺪ – ﻳ‬
َ َ َ‫ﻗ‬
ِ
‫ﳚﻠﺲ‬
ُ َْ – ‫ﺟﻠﺲ‬
َ ََ
31
‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ – ‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
‫ﻳﻀﺮب‬
َ ََ
ُ ِ ْ َ – ‫ﺿﺮب‬
vezin (kalıp)
‫ﻓَـَﻌَﻞ – ﻳﻔﻌُﻞ‬
‫ﻓَـَﻌَﻞ – ﻳﻔِﻌﻞ‬
bâb
:‫اﻟﺒﺎب اﻷول‬
:‫اﻟﺒﺎب اﻟﺜﺎﱐ‬
‫ـﻔﺘﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ـﺘﺢ – ﻳ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
‫ﻳﺬﻫﺐ‬
ُ َ ْ َ – ‫ذﻫﺐ‬
َ ََ
ِ
‫ـﻌﻠﻢ‬
ُ َ ْ َ‫ﻋﻠﻢ – ﻳ‬
َ َ
‫ﻓَـَﻌَﻞ – ﻳﻔَﻌﻞ‬
‫ﻓَِﻌَﻞ – ﻳﻔَﻌﻞ‬
:‫اﻟﺒﺎب اﻟﺮاﺑﻊ‬
‫ﳛﺴﻦ‬
ُ ُ َْ -‫ﺣﺴﻦ‬
َُ َ
ِ
ِ
‫ﳛﺴﺐ‬
ُ َْ – ‫ﺣﺴﺐ‬
َ َ
‫ﻓَـﻌَُﻞ – ﻳﻔﻌُﻞ‬
:‫اﻟﺒﺎب اﳋﺎﻣﺲ‬
‫ـﻔﺮح‬
ُ َ ْ َ‫ﻓﺮح – ﻳ‬
َ َِ
‫ﻳﺸﺮف‬
ُ ُ ْ َ – ‫ﺷﺮف‬
َ َُ
ِ
ِ
‫ـﻨﻌﻢ‬
ُ ْ َ‫ﻧﻌﻢ – ﻳ‬
َ َ
‫ﻓَِﻌَﻞ – ﻳﻔِﻌﻞ‬
:‫اﻟﺒﺎب اﻟﺜﺎﻟﺚ‬
:‫اﻟﺒﺎب اﻟﺴﺎدس‬
Bir fiilin kaçıncı bâbdan olduğunu bilebilmek için muzârisini de bilmek gerekir.
Şayet bilmiyorsak bunu sözlüğe bakarak öğreniriz. Dolayısıyla bir fiilin kaçıncı
bâbdan olduğu ya mâzî ve muzârisi ezbere bilindiği için ya da sözlüğe
bakılarak söylenebilir. Fiilin kaçıncı bâbdan olduğunun bilinmesi fiil çekimleri
için son derece önemlidir.
Sülâsî fiillerin altı bâbı hakkında geniş bilgi almak için şu internet adresine
başvurabilirsiniz:
http://www.arapcasozluk.net/fiil/sulasi_fiilinin_alti_babi.asp
Aşağıdaki fiillerin kaçıncı bâbdan olduklarını söyleyiniz. Gerekiyorsa Arapça
sözlükten yardım alınız.
............. ‫ـﺰل‬
َ َ َ‫ ﻧ‬.........‫َﺧَﺮج‬
.............. ‫ﳒﺲ‬
َ َِ
َ َُ .............. ‫ﺷﺮب‬
.............. ‫ﻧﺼﺮ‬
ََ َ
............. ‫ـﻠﺢ‬
َ ََ‫ ﻓ‬........‫ﺻﺒََ َـﺮ‬
.............. ‫ﺻﻨﻊ‬
َ َ َ .............. ‫ﺧﺼﻢ‬
ََ َ
.............. ‫ﲪﻞ‬
َ ََ
Sahih Fiiller ve Çekimleri
Sahih fiiller yukarıda da söylediğimiz gibi sâlim, muzâaf ve mehmûz
kısımlarına ayrılmaktadırlar.
1. Sâlim: Sâlim fiiller sülâsî altı bâbdan da gelirler. Çekimleri şu şekildedir.
Sâlim Fiillerin Mâzî Çekimi
Cemi
Müsennâ
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
Yazdı : ‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻛﺘﺒﻮا‬
ُ َ
‫ﻛﺘﺒﺎ‬
ََ َ 
‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ 
‫ﻛﺘﱭ‬
َْ َ 
‫ﻛﺘﺒﺘﺎ‬
َََ َ 
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
ْ َ َ
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
‫ﻛﺘﺒﺘﻢ‬
ْ ُْ َ 
‫ﻛﺘﺒﺘﻤﺎ‬
ُْ َ 
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
َ ْ َ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﻛﺘﺒﱳ‬
‫ َ ْ ُﱠ‬
‫ﻛﺘﺒﺘﻤﺎ‬
َ ُْ َ 
ِ ْ َ
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ َﻛﺘﺒَْـﻨﺎ‬
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
ُ ْ َ
32
Müfred
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ‫اﻟ ُْﻤﺘ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Mâzi fiil, başına (‫ )ﻣﺎ‬getirilerek olumsuz yapılır: (‫ﻛﺘﺐ‬
َ َ َ ‫“ )ﻣﺎ‬yazmadı”, ( ‫ﻣﺎ‬
‫ﺟﻠﺲ‬
َ َ‫ﻣﺎ َﻛ‬
َ َ َ ) “oturmadı” gibi. Çekimlerde herhangi bir değişiklik olmaz: (‫ ﻣﺎ‬،‫ﺘﺐ‬
...‫ﻛﺘﺒﺖ‬
ْ ََ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻛﺘﺒﻮا‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻛﺘﺒﺎ‬
ََ )
Sâlim Fiillerin Muzâri Çekimi
Cemi
Müsennâ
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ (Çoğul)
Müfred
Yazıyor : ‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ُ ُْ َ
‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ (İkil)
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
(Tekil)
‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ 
ِ ُْ 
‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
َ َ
‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ
‫ﻳﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ 
ِ ُ ْ َ
‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﺗﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
‫ﺗﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ 
ِ ُ ْ َ‫ﺗ‬
‫ﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﺗﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﺗﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ
ِ ُ ْ َ
‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ َ
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﻧﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ
‫أﻛﺘﺐ‬
ُ ُْ 
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Muzâri fiil, başına (‫ )ﻣﺎ‬ve (‫ )ﻻ‬getirilerek olumsuz yapılır. Başına (‫)ﻣﺎ‬
gelmiş olan muzâri siygasına “nefy-i hâl” denir ki Türkçedeki “Şimdiki
zamanın olumsuzu”nun karşılığıdır. Başında (‫ )ﻻ‬bulunan muzâri fiil siygasına
ise “nefy-i istikbâl” denir. Türkçedeki “geniş veya gelecek zamanın
olumsuzu”nun
karşılığıdır.
(‫ﻳﻜﺘﺐ‬
‫)ﻣﺎ‬
“yazmıyor”,
(‫ﻳﻜﺘﺐ‬
‫)ﻻ‬
ُ ُْ َ
ُ ُْ
“yazmaz/yazmayacak” gibi. Çekimlerde herhangi bir değişiklik olmaz:
ِ ُ ْ ‫ ﻻ‬،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ِ ُ ْ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
...‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ ‫ ﻻ‬،‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
َ ُُ ْ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
َ ُ ُ ْ َ ‫ )ﻻ‬,(...‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُ ُ ْ َ ‫))ﻣﺎ‬
Bütün sâlim fiillerin mâzî ve muzâri çekimleri aynıdır. Sadece kök ikinci harfin
harekesi ne ise bütün çekim boyunca o harekenin aynen muhafaza
ِ
ِ ِ َ ) şeklinde
ِ
edilmesine dikkat etmek gerekir. Örneğin: (‫ﻋﻠﻢ‬
َ
َ َ ) fiili(...‫ َﻋﻠﻤﻮا‬،‫ َﻋﻠﻤﺎ‬،‫ﻋﻠﻢ‬
çekilirken, (‫ﺣﺴﻦ‬
ُ ُ َ ،‫ﺣﺴﻨﺎ‬
َ ُ َ ) şeklinde çekilmektedir. Aradaki fark
َ ُ َ ) fiili (...‫ﺣﺴﻨﻮا‬
ُ َ ،‫ﺣﺴﻦ‬
sadece kök ikinci harfin harekesidir.
Sâlim Fiillerin Emir Çekimi
Emr-i hâzır, II. şahıslara verilen emirdir. Arapçada sülâsî fiillerden emr-i
hazır yapılışı şu şekildedir. Muzâri fiilin muhâtab (II. Şahıs Eril) ve muhâtaba
(II. Şahıs Dişil) olmak üzere altı siygasından (form) yapılır. Öncelikle bu altı
siyganın başlarındaki muzâraât harfi olan (‫ )ت‬atılır. Eğer bu harften sonraki
harf harekeliyse başına herhangi bir şey getirilmeksizin aynen bırakılır. Eğer
bu harf sakinse fiilin başına bir elif getirilir. Getirilen bu elifin harekesi için
muzâri fiilin kök ikinci harfinin harekesine bakılır. Bu hareke zamme ise elif
zamme ile, fetha veya kesra ise kesra ile harekelenir. Son olarak fiilin sonu
cezm edilir. Sahih fiilin sonunun cezm edilmesi; müfred müzekker siyganın
sonuna sükûn konulması, sonunda nûn olan siygalarda ise nûn’un
33
düşürülmesi demektir. Yalnız cem-i müennes siyga mebnî olduğu için
sonundaki nûn hiçbir zaman düşmez.
Şimdi bu anlattıklarımızı bir fiil üzerinde adım adım uygulayalım. Sırayla
şu işlemleri yaparız:
1. Adım: Muzâri fiilin muhâtab ve muhâtaba siygalarını alırız:
‫ﺗﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ 
ِ ُ ْ َ
‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﺗﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﺗﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ
ِ ُ ْ َ
‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ َ
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃََﺒﺔ‬
َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
2. Adım: Muzâraât harflerini atarız:
‫ﻛﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ 
ِ ُْ 
‫ﻛﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﻛﺘﺐ‬
ُ ُْ 
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﻛﺘﱭ‬
َُْ ْ 
ِ ُْ 
‫ﻛﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﻛﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
3. Adım: Başlarına elif getiririz. Kök ikinci karfin (‫ )ت‬harekesi zamme
olduğu için elifi zamme ile harekeleriz:
‫اﻛﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ُْ 
ِ ُ ُْ 
‫اﻛﺘﺒﺎن‬
َ
‫اﻛﺘﺐ‬
ُ ُ ُْ 
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫اﻛﺘﱭ‬
َُْ ُْ 
ِ ُ ُْ 
‫اﻛﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﻛﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ ُ‫ا‬
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
4. Adım:ٍ Sonlarını cezm ederiz. Böylece emr-i hâzır çekimi şu şekilde
oluşmuş olur:
yaz :‫اﻛﺘﺐ‬
ْ ُ ُْ
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫اﻛﺘﺒﻮا‬
ُُ ُْ 
‫اﻛﺘﺒﺎ‬
َُ ُْ 
‫اﻛﺘﺐ‬
ْ ُ ُْ 
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫اﻛﺘﱭ‬
َُْ ُْ 
َ‫ﻛﺘﺒﺎ‬
ُ ْ ُ‫ا‬
ُِ ُْ 
‫اﻛﺘﱯ‬
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫ اﻟ‬ Aşağıdaki cümlelerde geçen sâlim fiilleri inceleyiniz.
ٍ ْ ِِ ‫ـﻌﻤﻠﻮن‬
Öğretmenler samimiyetle çalışıyorlar. .‫ﺑﺈﺧﻼص‬
َ َ ْ َ‫ْﻤﻌﻠﻤﻮن ﻳ‬
َ ‫اﻟ ُ َ ﱢ‬
ِ ِ ِ ‫ﻟﻠﻄﻼب‬
ِ ِ ْ ِ ‫ﳒﺎﺣﻬﻢ ﰲ‬
ِ ََ
.‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‬
ْ ‫ﺷﻜﺮت‬
َ َ ِ ّ َُ‫اﻷﺳﺘﺎذة‬
ْ َ ‫ﺑﺴﺒﺐ‬
َ
(Bayan) hoca öğrencilere sınavdaki başarıları sebebiyle teşekkür etti.
34
ِ ُ ‫ﻧﻈﺎﻓﺔ‬
ِ
.‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ﻏﺮف اﻟ‬
َ ‫ﲢﺮص اﻟ ُ َ ﱢ‬
ُ ِ َْ
َ َ َ ‫ْﻤﻤﺮﺿﺔُ ﻋﻠﻰ‬
Hemşire hastane odalarının temizliğine özen gösteriyor.
ِ ِ ‫ﺑﺎﳍﺪﻳﺎ ﻳـﻮم‬
Çocuklar bayram günü hediyelere sevindiler. .‫اﻟﻌﻴﺪ‬
ُ َْ
َ َْ َ َْ ِ ‫ﻓﺮﺣﻮا‬
ُ ِ َ ‫اﻷﻃﻔﺎل‬
ِ ‫ـﺮﲪﻜﻢ ﻣﻦ ِﰲ ﱠ‬
ِ ‫رﺳﻮل ﱠ‬
‫اﻟﻠﻪُ َ َْ ِ ﱠ‬
‫ﺻﻠﻰ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻪ َ ﱠ‬
ِ ْ َ ْ ‫ﻣﻦ ِﰲ‬
.‫اﻟﺴﻤﺎء‬
ُ ُ َ ‫ﺎل‬
َ‫ﻗ‬
َ ُ ِ ‫ اﻟ ﱠﺮ‬:‫وﺳﻠﻢ‬
َُ ْ ‫اﻟﺮﲪﻦ‬
ْ َ ‫ارﲪﻮا‬
ْ َ ْ ُ َْ ْ َ‫اﻷرض ﻳ‬
ْ َُُ ْ َ‫اﲪﻮن ﻳ‬
َ
ُ َ ْ ‫ـﺮﲪﻬﻢ ﱠ‬
َ َ َ ‫ﻋﻠﻴﻪ‬
Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Merhamet edenlere Allah da
merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki semadakiler de size
merhamet etsin.”
Aşağıdaki sâlim fiillerin mâzî, muzâri ve emir çekimlerini yapınız.
ِ
(yardım etti) ‫ﻧﺼﺮ‬
َ َ َ ،(oturdu) ‫ﺟﻠﺲ‬
َ َ
َ َ َ ،(bildi) ‫ﻋﻠﻢ‬
2. Muzâaf: Kök harfleri içersinde aynı harften iki tane bulunan fiiller olan
muzâaf fiiller üç farklı bâbdan gelirler. Bunlar:
‫ َُ ﱡ‬- ‫ﻣﺪ‬
‫( َ ﱠ‬uzattı) (şeddelenmeden önceki aslı: ‫ﳝﺪد‬
‫ﳝﺪ‬
ُ ُ َْ - ‫ﻣﺪد‬
َ َ َ)
Birinci bâb:
İkinci bâb:
Dördüncü bâb:
‫ﻳﻔﺮ‬
‫( ﻓَﱠـﺮ – َِ ﱡ‬kaçtı) (şeddelenmeden önceki aslı: ‫ـﻔﺮر‬
ُ ِ ْ َ‫ﻳ‬-‫ـﺮر‬
َ َ َ‫)ﻓ‬
ِ
‫ﳝﻞ‬
‫ﻣﻞ – ََ ﱡ‬
‫( َ ﱠ‬bıktı) (şeddelenmeden önceki aslı: ‫ﳝﻠﻞ‬
ُ ََْ-‫ﻣﻠﻞ‬
َ َ)
Muzâaf Fiillerin Mâzî Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫َ ﱡ‬
‫ﻣﺪوا‬
‫َ ﱠ‬
‫ﻣﺪا‬
‫َ ﱠ‬
‫ﻣﺪ‬
‫ﻣﺪدن‬
َ ْ َ َ
‫َ ﱠ‬
‫ﻣﺪﺗﺎ‬
‫ﻣﺪت‬
ْ ‫َ ﱠ‬
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
‫ﻣﺪدﰎ‬
ُْ ْ َ َ 
‫ﻣﺪدﲤﺎ‬
ُ ْ َ َ
‫ﻣﺪدت‬
َ ْ َ َ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﻣﺪدﺗﻦ‬
‫ َ َ ُْ ﱠ‬
‫ﻣﺪدﲤﺎ‬
ُ ْ َ َ
ِ َْ 
‫ﻣﺪدت‬
َ
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ﻣﺪدﻧﺎ‬
ْ َ َ
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
‫ﻣﺪدت‬
ُ ْ َ َ
‫َﱠ‬
Uzattı : ‫ﻣﺪ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Muzâaf fiillerin mâzî çekiminde dikkat edilmesi gereken husus, cemi
gâibe (III. şahıs dişil çoğul) siygasına gelindiğinde fekk-i idgam yapmanın
yani şeddeyi kaldırarak şedde ile birleşmiş olan harfleri ayrı ayrı yazmanın
zorunlu olduğudur. Bu siygadan sonra da sonuna kadar o şekilde devam eder.
‫)َ ﱠ‬
Yukarıdaki tabloda bu siygaya gelindiğinde (‫ﻣﺪدن‬
َ ْ َ َ ) denilmesinin sebebi (‫ﻣﺪ‬
fiilinin aslının (‫ﻣﺪد‬
َ َ َ ) olmasıdır. Yani buraya gelindiğinde fiil aslına
döndürülmektedir. (‫ )ﻓَﱠـﺮ‬fiilini çekerken buraya geldiğimizde aslı (‫ـﺮر‬
َ َ َ‫ )ﻓ‬olduğu
için (‫ـﺮرن‬
‫ﻓ‬
)
şeklinde
devam
etmemiz
gerekir.
(‫ﻣﻞ‬
ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﺮرت‬
َ
ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﺮرﲤﺎ‬
َ ْ َ َ‫ )ﻓ‬deyip (...ْ‫ـﺮرﰎ‬
‫)َ ﱠ‬
َ َْ
35
ِ
ِ
ِ َ ْ ِ ) şeklinde
ِ
fiilinde ise aslı (‫ﻣﻠﻞ‬
ُ ْ َ ،‫ﻣﻠﻠﺘﻤﺎ‬
ُ ْ َ ،‫ﻣﻠﻠﺖ‬
َ
َ ْ َ ) deyip (...‫ﻣﻠﻠﺘﻢ‬
َ َ ) olduğu için (‫ﻣﻠﻠﻦ‬
devam ederiz.
Yukarıda yer verdiklerimiz dışında bir muzâaf fiille karşılaştığımızda ilk
‫ َُ ﱡ‬- ‫ﻣﺪ‬
‫)َ ﱠ‬
yapmamız gereken şey bu fiilin muzârisine bakarak (‫ﳝﻞ‬
‫ َِ ﱡ‬-‫ ﻓَﱠـﺮ‬،‫ﳝﺪ‬
‫ ََ ﱡ‬- ‫ﻣﻞ‬
‫ َ ﱠ‬،‫ﻳﻔﺮ‬
fiillerinden hangisiyle aynı bâbdan olduğunu tespit etmektir. Bu tespitten sonra
‫ ﻳَ ُ ﱡ‬- ‫ﻋﺪ‬
‫ َُ ﱡ‬- ‫ﻣﺪ‬
‫ ) َ ﱠ‬fiili (‫ﳝﺪ‬
‫ ) َ ﱠ‬fiili
çekimini aynen benzediği fiil gibi yapabiliriz. Örneğin: (‫ـﻌﺪ‬
‫ َ ِ ﱡ‬- ‫دق‬
‫ ) َ ﱠ‬fiili (‫ﻳﻔﺮ‬
ile, (‫ﻳﺪق‬
‫ ) َ ﱠ‬fiili de (‫ﳝﻞ‬
‫ ﻳَ َ ﱡ‬- ‫ﻏﺾ‬
‫ َِ ﱡ‬-‫ )ﻓَﱠـﺮ‬fiili ile ve (‫ـﻐﺾ‬
‫ ََ ﱡ‬- ‫ﻣﻞ‬
‫ ) َ ﱠ‬fiili ile aynı
bâbdandır ve çekimleri de aynıdır.
Muzâaf Fiillerin Muzâri Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﳝﺪون‬
َ ‫َُ ﱡ‬
ِ َُّ
‫ﳝﺪان‬
‫َُ ﱡ‬
‫ﳝﺪ‬
‫ﳝﺪدن‬
َ ْ ُ َْ
ِ ّ َُ 
‫ﲤﺪان‬
‫ َُ ﱡ‬
‫ﲤﺪ‬
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
‫ﲤﺪون‬
َ ‫ َُ ﱡ‬
ِ ‫ﲤﺪ‬
‫ان‬
ّ َُ 
‫ َُ ﱡ‬
‫ﲤﺪ‬
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﲤﺪدن‬
َ ْ ُ َْ 
ِ ّ َُ 
‫ﲤﺪان‬
‫ﲤﺪﻳﻦ‬
َ ‫ َُ ﱢ‬
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ َُ ﱡ‬
‫ﳕﺪ‬
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
‫َ ُ ﱡ‬
‫أﻣﺪ‬
‫َُ ﱡ‬
Uzatıyor :‫ﳝﺪ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Muzâaf fiillerin muzâri çekiminde dikkat edilmesi gereken husus, cemi
gâibe (III. şahıs dişil çoğul) siygasına gelindiğinde fekk-i idgam yapmanın
yani şeddeyi kaldırarak şedde ile birleşmiş olan harfleri ayrı yazmanın
‫ )َُ ﱡ‬fiilinin aslı (‫ﳝﺪد‬
zorunlu olduğudur. (‫ﳝﺪ‬
ُ ُ َْ) olduğundan burada fiil aslına
döndürülerek (‫ﺪدن‬
َ ْ ُ ْ‫ )َﳝ‬şeklinde yazılır. Aynı durum cemi muhâtaba siygasında
da söz konusudur. Diğer siygalarda fekk-i idgam yapılmaz. Aynı siyga aslı
(‫ـﻔﺮر‬
َ ْ ِ ْ َ‫ )ﻳ‬ve aslı (‫ﳝﻠﻞ‬
‫ ) َِ ﱡ‬fiilinde (‫ـﻔﺮرن‬
‫ )ََ ﱡ‬fiilinde de (‫ﳝﻠﻠﻦ‬
ُ ِ ْ َ‫ )ﻳ‬olan (‫ﻳﻔﺮ‬
َ ََْْ) şeklinde
ُ ََْ) olan (‫ﳝﻞ‬
olur. Diğer fiilleri de bu fiillerle kıyaslayarak çekebilirsiniz.
Muzâaf Fiillerin Emir Çekimi
Muzâaf fiillerin emr-i hazırları da prensip olarak sâlim fiillerle aynı şekilde
‫ ) َُ ﱡ‬siygasından emir yaparken baştaki muzâraât harfini atıp da
yapılır. (‫ﲤﺪ‬
sonunu cezm ettiğimizde sonda iki tane sâkin harf peşpeşe gelmiş olur: (‫ﻣﺪد‬
ْ ْ ُ ).
(Muzâraât harfini atınca sonraki harf harekeli olduğundan elif getirmemiz
gerekmediğine dikkat ediniz.) Bu şekilde okuyamayacağımızdan ikinci harfi
harekelememiz gerekir. Bu fiilde esre ve ötre hareke de koyabilmemiz
mümkün olmakla beraber fetha ile harekelenmesi daha yaygındır. Buna göre
‫ ) ُ ﱠ‬şeklinde olmuş olur. Çekimi de şu şekildedir:
emir (‫ﻣﺪ‬
36
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ُﱠ‬
uzat :‫ﻣﺪ‬
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫ اﻟ‬ ‫ُ ﱡ‬
‫ﻣﺪوا‬
‫ﻣﺪا‬
ّ ُ
‫ ُ ﱠ‬
‫ﻣﺪ‬
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫اﻣﺪدن‬
َ ْ ُ ُْ
‫ﻣﺪا‬
ّ ُ
‫ُ ﱢ‬
‫ﻣﺪي‬
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
Cemi muhâtaba siygasında
unutulmaması gerekir.
fekk-i
idgamın
zorunlu
olduğunun
Muzâaf fiillerin emr-i hâzırları idgam yapılmaksızın aşağıdaki şekilde de
çekilebilmektedir:
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ uzat :‫اﻣﺪد‬
ْ ُ ُْ
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫ اﻟ‬ ‫اﻣﺪدوا‬
ُ ُ ُْ
‫اﻣﺪدا‬
ُ ُْ
‫اﻣﺪد‬
ْ ُ ُْ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫اﻣﺪدن‬
َ ْ ُ ُْ
‫اﻣﺪدا‬
ُ ُْ
ِ ُ ُ
‫اﻣﺪدي‬
ْ
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
ِ
İkinci bâbdan olan (‫ﻳﻔﺮ‬
‫ َِ ﱡ‬-‫)ﻓَﱠـﺮ‬nın emri (‫ﻓﺮ‬
‫ ِ ﱠ‬/‫ﻓﺮ‬
‫ ) ِ ﱢ‬veya (‫اﻓﺮر‬
ْ ِ ْ ) şeklinde, üçüncü
ِ
bâbdan olan (‫ﳝﻞ‬
‫ ََ ﱡ‬- ‫ﻣﻞ‬
‫) َ ﱠ‬nın emri de (‫ﻣﻞ‬
‫ َ ﱠ‬/‫ﻣﻞ‬
‫ ) َ ﱢ‬veya (‫اﻣﻠﻞ‬
ْ َ ْ ) şeklinde gelir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen muzâaf fiilleri inceleyiniz.
ِ ‫اﻟﺪر‬
َِ
Anne çocuklarını eğitime teşvik ediyordu. .‫اﺳﺔ‬
‫اﻷم ََ ﱡ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ُ ﱡ‬
َ ‫أﺑﻨﺎءﻫﺎ ﻋﻠﻲ ﱢ‬
َ ْ ‫ﲢﺾ‬
ِ ِّ ‫ﻋﺪدن اﻟْﻤﺴﺎﻓِﺮﻳﻦ ِﰲ‬
Bayan görevliler uçaktaki yolcuları saydılar. .‫اﻟﻄﺎﺋﺮة‬
ُ َ ‫اﻟ ُ َ ﱠ‬
ُ َ ْ َ َ ‫ْﻤﻮﻇﻔﺎت‬
َ
َ
ِ ّ ُ ‫اﳋﻄﻴﺒﺎن‬
ِ ِ َْ
ِ َِْْ ‫ﻓﻌﻞ‬
ِ ْ ِ ‫ﻳﺪﻻن ﻋﻠﻰ‬
.‫ﺋﻤﺎ‬
َ
ً ‫اﳋﲑ دا‬
İki konuşmacı daima iyilik yapılmasına yol gösteriyorlar.
‫ﻳﺎَ َ ﱢ‬
Dede bana güzel bir hikâye anlat. .ً‫ﲨﻴﻠﺔ‬
‫ﻗﺺ ِﱄ ِ ﱠ‬
َ َِ ً‫ﻗﺼﺔ‬
‫ﺟﺪي ُ ﱠ‬
ِ ُ ِ ‫اﻟ‬
ِ ِ ‫ـﺮﻗﻘﻦ‬
Müslüman bayanlar fakirlerin haline acıyorlar. .‫اﻟﻔﻘﺮ ِاء‬
َُ ‫ﳊﺎل‬
ُْ
َ ْ َْ‫ْﻤﺴﻠﻤﺎت ﻳ‬
(‫ )ﻓَﱠـﺮ‬fiillinin mâzî, muzâri ve emir çekimlerini yapınız.
3. Mehmûz: Kök harflerinden bir tanesi hemze olan fiil anlamına gelen
mehmûz fiiller hemzenin bulunduğu yere göre üç kısma ayrılırlar: Kök
harflerinden birincisi hemze olan fiile mehmûzu’l-fâ, ikincisi hemze olan
fiile mehmûzu’l-‘ayn ve üçüncüsü hemze olan fiile de mehmûzu’l-lâm
denir.
Mehmûzu’l-fâ olan fiiller birinci, ikinci, dördüncü ve beşinci bâbdan
gelirler:
37
‫ﻳﺄﻛﻞ‬
َ َ َ (yedi)
ُ ُ َْ - ‫أﻛﻞ‬
ِ
‫ﻳﺄﺳﺮ‬
َ َ َ (bağladı)
ُ َْ – ‫أﺳﺮ‬
‫ﻳﺄﻟﻒ‬
ُ ََْ – ‫أﻟﻒ‬
َ َِ (alıştı)
Birinci bâb:
İkinci bâb:
Dördüncü bâb:
‫ﻳﺄدب‬
ُ ُ – ‫أدب‬
َ ُ َ (edib oldu)
Beşinci bâb:
Mehmûzu’l-fâ Fiillerin Mâzî Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫أﻣﺮوا‬
ُ ََ
‫أﻣﺮا‬
ََ
‫أﻣﺮ‬
َ ََ
‫أﻣﺮَن‬
َْ
‫َأﻣ َﺮَﺗﺎ‬
‫أﻣﺮت‬
ْ ََ
‫أﻣﺮﰎ‬
ُْ ْ َ
‫أﻣﺮﲤﺎ‬
َُْ
‫أﻣﺮت‬
َ َْ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﺗﻦ‬
‫َأﻣ ْﺮُ ﱠ‬
‫أﻣﺮﲤﺎ‬
َُ ْ َ
ِ
‫أﻣﺮت‬
َْ
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
‫َأﻣ ْﺮَﻧﺎ‬
‫أﻣﺮت‬
ُ َْ
emretti :‫أﻣﺮ‬
َ ََ
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Mehmûzu’l-fâ Fiillerin Muzâri Çekimi
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻳﺄﻣﺮون‬
َ ُ ُ َْ
ِ ‫ْﻳﺄﻣﺮ‬
‫ان‬
َُ
‫ﻳﺄﻣﺮ‬
ُ ُ َْ
‫ﻳﺄﻣﺮن‬
َ ُْ َْ
ِ ‫َْﺗﺄﻣﺮ‬
‫ان‬
ُ
‫ﺗﺄﻣﺮ‬
ُ ُ َْ
‫ﺗﺄﻣﺮون‬
َ ُ ُ َْ
ِ ‫َْﺗﺄﻣﺮ‬
‫ان‬
ُ
‫ﺗﺄﻣﺮ‬
ُ ُ َْ
‫ﺗﺄﻣﺮن‬
َ ُْ َْ
ِ ‫َْﺗﺄﻣﺮ‬
‫ان‬
ُ
ِ ُ َ‫ﺗ‬
‫ﻳﻦ‬
َ ‫ﺄﻣﺮ‬
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ﻧﺄﻣﺮ‬
ُ ُ َْ
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
‫آﻣﺮ‬
ُُ
emrediyor :‫ﻳﺄﻣﺮ‬
ُ ُ َْ
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ‫اﻟْﻐ‬
III. Şahıs Dişil
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
Mehmûzu’l-fâ fiillerin muzâri çekiminde müfred mütekellim siygasında
iki tane hemze yan yana geldiğinden ikinci hemze med harfine dönüştürülür
38
ve (‫أأﻣﺮ‬
ُ ُ َْ) değil de (‫آﻣﺮ‬
ُ ُ ) şeklinde söylenilir. Muzâri çekimlerinde bu hususa
dikkat etmek gerekmektedir.
Mehmûzu’l-fâ Fiillerin Emir Çekimi
Mehmûzu’l-fâ fiillerin emr-i hâzırlarında da (biri fiilin aslından diğeri emir
yapımı için getirilen olmak üzere) iki hemze yan yana geldiğinden birinci
hemzenin harekesi kesra ise ikincisi ye harfine, ötre ise vâv harfine
ِ
dönüştürülür. Buna göre (‫ﻳﺄدب‬
ْ ُ ), ((‫ﻳﺄﺳﺮ‬
ُ ُ – ‫أدب‬
َ ُ َ) fiilinin emr-i hâzırı (‫اودب‬
ََ َ
ُ َْ – ‫أﺳﺮ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ
َ
fiilinin emr-i hâzırı (‫اﻳﺴﺮ‬
)
ve
(
‫ﻳﺄﻟﻒ‬
–
‫أﻟﻒ‬
)
fiilinin
emr-i
hâzırı
(
‫اﻳﻠﻒ‬
)
şeklinde
َ
َ
ْ
ُ
َ
َ
ْ
olur. Çekimleri sâlim fiillerin emr-i hâzırında olduğu gibi yapılır.
Sık kullanılan fiiller olan (‫أﺧﺬ‬
َ َ َ ،‫أﻣﺮ‬
َ َ َ ،‫أﻛﻞ‬
َ َ َ) fiillerinin emirleri istisnâî olarak
(‫ﺧﺬ‬
،‫ﻛﻞ‬
)
şeklinde
gelir.
Çekimleri
şu
şekildedir:
ْ ُ ،‫ﻣﺮ‬
ُ
ُْ ْ
emret :‫ﻣﺮ‬
ُْ
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
‫ﻣﺮوا‬
ُُ
‫ﻣﺮا‬
َُ
‫ﻣﺮ‬
ُْ
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
‫ﻣﺮن‬
َ ُْ
َ‫ُﻣﺮا‬
ُِ
‫ﻣﺮي‬
Muhâtaba / ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫ اﻟ‬ Mehmûzu’l-‘ayn olan fiiller ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bâbdan
gelirler:
İkinci bâb:
ِ
‫ﺋﺲ‬
َ َ‫( َر‬reis oldu)
ُ ‫ ﻳـَْﺮ‬- ‫أس‬
Üçüncü bâb:
‫ﻳﺴﺄل‬
ُ َ ْ َ – ‫ﺳﺄل‬
َ َ َ (sordu)
Dördüncü bâb:
ِ
‫ﻳﺴﺄم‬
ُ َ ْ َ – ‫ﺳﺌﻢ‬
َ َ (usandı)
Beşinci bâb:
‫ـﺮؤف‬
َ ُ َ (şefkatli oldu)
ُ ُ َْ‫رؤف – ﻳ‬
Mehmûzu’l-lâm olan fiiller ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci bâbdan
gelirler:
İkinci bâb:
‫ﻳﻄﺮئ‬
ُ ِ ْ َ - َ‫( ﻃََﺮأ‬çıka geldi)
Üçüncü bâb:
ُ‫( ﻗَـ َﺮأَ – ﻳَ ْـﻘ َﺮأ‬okudu)
Dördüncü bâb:
ِ
ُ‫ﻳﻈﻤﺄ‬
َ ْ َ – ‫ﻇﻤﺊ‬
َ َ (susadı)
Beşinci bâb:
‫ﳚﺮؤ‬
ُ ُ َْ – ‫ﺟﺮؤ‬
َ ُ َ (cesaretli oldu)
Mehmûzu’l-‘ayn ve mehmûzu’l-lâm fiillerin çekimleri aynen sâlim
fiillerde olduğu gibidir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen mehmûz fiilleri inceleyiniz.
ٍ َ ‫أﻛﻼ َﻃﻌﺎﻣﻬﻤﺎ ﻗَـﺒﻞ‬
ِ ‫ﻋﺒﺪ‬
Abdullah ve Ali yemeklerini bir saat önce yediler. .‫ﺳﺎﻋﺔ‬
َ َ ‫وﻋﻠﻲ‬
ُ َْ
‫اﷲ َ َ ِ ﱞ‬
َ ْ َُ
39
‫ﺻﺒﺎح‪Bayan öğrenciler her sabah Kur’an okuyorlar. .‬‬
‫ﻛﻞ َ ٍ‬
‫أن ُ َ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ﻳَ ْـﻘ َﺮْ َ‬
‫اﻟﻘﺮآن ُ ﱠ‬
‫ِّ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺟﺎﺋﻊ‪Mustafa dedi ki: Açım, yemek yemek istiyorum. .‬‬
‫َ‬
‫ﻳﺪ ْ‬
‫ﻗﺎل ُ ْ ََ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ‪ :‬أُ ِر ُ‬
‫آﻛﻞ َﻓﺄﻧﺎ ٌ‬
‫أن ُ َ‬
‫ﻣﻨﺎزل ﱡ َ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ِﻓﺮ ِ ِ‬
‫اﻟﺸﻬﺎدة ِ ِ ْ ٍ‬
‫ـﻠﻐﻪُ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻪُ َ َْ ِ ﱠ‬
‫ﺻﻠﻰ ﱠ‬
‫ﱠﱯ َ ﱠ‬
‫ﺳﺄل ﱠ‬
‫اﺷﻪ‪.‬‬
‫ﻣﻦ َ َ َ‬
‫ََ‬
‫اﻟﺸﻬﺪاء َ ِ ْ‬
‫اﻟﻠﻪَ ﱠ َ َ َ‬
‫ﺑﺼﺪق ﺑَ ﱠ َ‬
‫وإن َ َ‬
‫ﻗﺎل اﻟﻨِ ﱡ‬
‫اﻟﻠﻪُ َ َ ِ َ َ‬
‫وﺳﻠﻢ‪ْ َ :‬‬
‫ﻣﺎت َ َ َ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ َ َ َ‬
‫‪Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: “Kim gerçekten şehit olmayı‬‬
‫”‪isterse yatağında ölse bile Allah onu şehitler mertebesine ulaştırır.‬‬
‫وﻻ ِ ُ ِ‬
‫ﻛﻞ ِ ٍ‬
‫ﳛﺐ اﻟ ِِ‬
‫ِ‬
‫ﻓﲔ‪.‬‬
‫ﻣﺴﺠﺪ َوُ ُ‬
‫ادم ُ ُ‬
‫ﻛﻠﻮا َ ْ‬
‫ﻳﻨﺘﻜﻢ ِ ْ َ‬
‫ْﻤﺴﺮ َ‬
‫َﻳﺎ ﺑَِﲏ ٰ َ َ‬
‫ﺧﺬوا ز۪ ََ ُ ْ‬
‫ﺗﺴﺮﻓﻮا ﱠاﻧﻪُ َﻻ ُ ﱡ ُ ْ‬
‫واﺷ َﺮُﺑﻮا َ َ ُ ْ‬
‫ﻋﻨﺪ ُ ﱢ َ ْ‬
‫‪Ey Âdem’in evlatları! Her namaz vaktinde mescide giderken, süsünüz‬‬
‫‪olan elbisenizi giyinin. Yiyin, için fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf‬‬
‫)‪edenleri asla sevmez. (el-A‘râf/31‬‬
‫‪Parantez içindeki fiillerin başta verilen zamirlere uygun şekillerini yazarak‬‬
‫‪boşlukları doldurunuz.‬‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫َّ‬
‫إﻧﻚ ‪ ...............‬ﱡ َ‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫إﻧّ ُ ﱠ‬
‫ـﻬﻦ ‪ ...............‬ﱡ َ‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫ِﱠ ُ‬
‫إﻧﻜﻤﺎ ‪ ...............‬ﱡ َ‬
‫اﳌﺎء ﰲ ْ َ َ ِ‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫ِﱠ ُ ﱠ‬
‫اﻷواﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫إﻧﻜﻦ ‪َ ...............‬‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫إﻧﱠ َـﻨﺎ ‪ ...............‬اﳌﺎءَ ﰲ ْاﻷَ َو ِاﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫اﳌﺎء ﰲ ْ َ َ ِ‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫اﻷواﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫ﱠُ ْ‬
‫إﻧﻜﻢ ‪َ ...............‬‬
‫ﱠِ‬
‫ﻳﺄﻛﻞ(‬
‫ﻣﺮة ِ ّ ً‬
‫اﻟﺴﻤﻚ َ ﱠ ً‬
‫إﻧﲏ ‪ ............‬ﱠ َ َ‬
‫واﺣﺪة ِﰲ اﻷﺳﺒﻮع‪ُ ُ َْ ) .‬‬
‫ﻳﺄﻛﻞ(‬
‫ﻣﺮة ِ َ ً‬
‫اﻟﺴﻤﻚ َ ﱠ ً‬
‫إﻧﱠ َـﻨﺎ ‪ ............‬ﱠ َ َ‬
‫واﺣﺪة ِﰲ اﻷﺳﺒﻮع‪ُ ُ َْ ) .‬‬
‫ﻋﻦ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ َ ِ‬
‫ﺳﺄل(‬
‫ْﻮاﺟﺐ‪َ َ َ ) .‬‬
‫إِﻧﱠ ُـﻬﻤﺎ ‪َ ْ ُ ............‬‬
‫ﻋﻦ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ َ ِ‬
‫ﺳﺄل(‬
‫ْﻮاﺟﺐ‪َ َ َ ) .‬‬
‫إِﻧﱠ َـﻬﺎ ‪َ ْ ُ ............‬‬
‫‪ALIŞTIRMALAR‬‬
‫‪1. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinden uygun bir mâzî‬‬
‫‪fiil ile doldurunuz.‬‬
‫اﳌﺜﺎل‪ :‬اﻟﻮزﻳﺮ ِ‬
‫ﺣﻀﺮوا(‬
‫ﺣﻀﺮ ‪َ َ /‬‬
‫ان َ َ‬
‫ﺣﻀﺮا ْ ِ َ‬
‫ﺣﻀﺮا ‪ُ َ َ /‬‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎع‪َ َ َ ) .‬‬
‫ذﻫﺒﻮا(‬
‫اﻟﻄﺒﻴﺒﺎت ‪َ ............‬إﱃ اﻟ ُ ْ َ ْ َ‬
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‪ْ َ َ َ ) .‬‬
‫‪ُ َ ِّ .1‬‬
‫ذﻫﺒﺖ ‪َْ َ َ /‬‬
‫ذﻫﱭ ‪ُ َ َ /‬‬
‫اﻟﻮﻟﺪان ‪ِ ..............‬ﰲ اﻟ ْ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫‪ِ َ .2‬‬
‫ﻟﻌﺒﻮا(‬
‫ََ‬
‫ﻟﻌﺐ ‪ُ َ /‬‬
‫َ‬
‫ْﻤﻠﻌﺐ‪َ) .‬ﻟﻌﺒﺎ ‪َ َ /‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮة‪) .‬رِ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻛﺒﻮا(‬
‫‪ .3‬اﻟ ُ ِ َ‬
‫ﻛﺐ ‪َ /‬ر ُ‬
‫ْﻤﺴﺎﻓﺮون ‪َ َ َ َ ّ ...........‬‬
‫ﻛﺒﺖ ‪َ /‬ر َ‬
‫ﻋﺪدﰎ ‪ َ /‬ﱠ‬
‫ﻋﺪا(‬
‫ـﻘﻮدﻛﻤﺎ‪ُ ْ َ َ ) .‬‬
‫‪ .4‬أَﻧْ ُـﺘﻤﺎ ‪ ..............‬ﻧُ ُ َ ُ‬
‫ﻋﺪدﲤﺎ ‪ُْ ْ َ َ /‬‬
‫أﻛﻼَ(‬
‫ﻋﻠﻲ َ ِ ُ‬
‫أﻛﻠﺘﺎ ‪َ َ /‬‬
‫‪ ِ .5‬ﱞ‬
‫أﻛﻞ ‪ََ َ َ /‬‬
‫وﺻﺪﻳﻘﻪُ ‪ُ َ َ َ ...........‬‬
‫ﻃﻌﺎﻣﻬﻤﺎ‪َ َ َ) .‬‬
‫‪ 40‬‬
‫‪ ‬‬
‫ْﻤﺠﺘﻬﺪﺗﺎن ‪ ..........‬ﻋﻠﻰ َِ ٍ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺘﺎن اﻟ ْ َ ِ َ ِ‬
‫‪ِ ِ َ .6‬‬
‫ﺣﺼﻠﺖ(‬
‫ﺣﺼﻼ ‪ْ َ َ َ /‬‬
‫ﺟﺎﺋﺰة‪ََ َ َ ) .‬‬
‫َ‬
‫ﺣﺼﻠﺘﺎ ‪َ َ /‬‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﻋﻦ َ ِ ِ‬
‫اﻟﻮاﺟﺐ ْ ِ‬
‫أﺳﺘﺎذﻫﻢ َ ِ‬
‫ْﻦ(‬
‫أﻣﺲ‪َ َ ) .‬‬
‫ﺳﺄل ‪َُ َ /‬‬
‫اﻟﻄﻼب ‪ُ َ َْ ُ ..........‬‬
‫‪ .7‬ﱡ ُ‬
‫ﺳﺄﻟﻮا ‪َ /‬ﺳﺄَﻟ َ‬
‫‪ َ .8‬ﱠ ِ‬
‫ﻗﺼﺖ(‬
‫ﺟﺪﰐ ‪ِ .........‬ﱄ ِ ﱠ‬
‫ﻗﺼﺔً َِ َ‬
‫ﲨﻴﻠﺔً‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻗﺼﺼﻦ ‪ َ /‬ﱠ ْ‬
‫ﻗﺺ ‪َ ْ َ َ /‬‬
‫ِ‬
‫‪ .9‬اﻟ ِ‬
‫ْﻤﺴﺎﻓﺮ ِ‬
‫ﺿﻠﻮا(‬
‫ﺿﻞ ‪ّ َ /‬‬
‫ﺿﻼّ ‪ َ /‬ﱠ‬
‫اﻟﺼﺤﺮاء‪َ ) .‬‬
‫ان ‪ِ .............‬ﰲ ّ ْ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺧﺪﳚﺔُ ‪ِ ِ ............‬‬
‫اﻟﻔ ِ ِ‬
‫ـﻘﻦ ‪َ /‬رﻗﱠ َـﺘﺎ(‬
‫ﳊﺎل َ‬
‫ﻘﲑ‪ َ ) .‬ﱠ ْ‬
‫ـﻨﺐ َ َ‬
‫‪َ .10‬‬
‫رﻗﺖ ‪َ /‬رﻗَ ْ َ‬
‫ﻓﺎﻃﻤﺔُ وَزﻳْ َ ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinden uygun bir muzâri‬‬
‫‪fiil ile doldurunuz.‬‬
‫ﻳﺸﻌﺮن ﺑﺎﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ﺗﺸﻌﺮ(‬
‫ﻳﺸﻌﺮون ‪َ ُْ ْ َ /‬‬
‫ـﻌﺐ‪َ ُ ُ ْ َ ) .‬‬
‫اﻟﻄﺒﻴﺒﺎت َ ْ ُْ َ‬
‫اﳌﺜﺎل‪ُ َ ِّ :‬‬
‫ﻳﺸﻌﺮن ‪ُ ُ ْ َ /‬‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ُ ٍ‬
‫ـﻌﺪدن ‪ /‬ﺗَ ُ ﱡ‬
‫ـﻌﺪدن(‬
‫ـﻌﺪ ‪ /‬ﺗَ ْ ُ ْ َ‬
‫ﻛﻞ ﻳَْـﻮم‪) .‬ﻳَ ْ ُ ْ َ‬
‫اﳌﻌﻠﻤﺎت ‪ ِ ِ ّ ............‬ﱠ‬
‫‪ َُ .1‬ﱢ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻈﻠﻮن ‪ َ /‬ﱠ ِ‬
‫‪ .2‬اَﻟ َ ّ ِ‬
‫ْﻔﻼﺣﺎن ‪ِ ...........‬ﰲ َْ ِ‬
‫ﻳﻈﻼن(‬
‫اﳊﻘﻞ َ ﱠ‬
‫ﻳﻈﻠﻠﻦ ‪َ َ /‬ﱡ َ َ‬
‫ﺣﱴ اﻟ َْﻤﺴﺎء‪َ ْ َ ْ َ) .‬‬
‫ـﻘﺼﺼﻦ(‬
‫‪ .3‬أَﻧْ ُﱠ‬
‫ﻗﺼﺼﺎ َِ َ‬
‫ـﻘﺼﺼﻦ ‪ /‬ﺗَ ُ ﱡ َ‬
‫ـﱳ ‪ً َ ............‬‬
‫ـﻘﺼﻮن ‪ /‬ﺗَ ْ ُ ْ َ‬
‫ﲨﻴﻠﺔً‪) .‬ﻳَ ْ ُ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ِ ْ َ .4‬‬
‫ﺗﻀﻠﻠﻦ(‬
‫ﺗﻀﻠﲔ ‪ ِ َ /‬ﱡ‬
‫أﻧﺖ ‪ِ ..............‬ﰲ ّ ْ‬
‫اﻟﺼﺤﺮاء‪َ ّ ِ َ) .‬‬
‫ﺗﻀﻞ ‪َ ْ ْ َ /‬‬
‫ﺗﺼﺐ(‬
‫ﻳﺼﺒﱭ ‪ ُ َ /‬ﱡ‬
‫اﻟﺸﺎي‪َ ُّ َ ) .‬‬
‫‪ ُ .5‬ﱠ ُ‬
‫ﻳﺼﺒﻮن ‪َُْْ َ /‬‬
‫اﻷﻣﻬﺎت ‪َ َ ............‬‬
‫‪ .6‬اﻟﻮِزﻳﺮَ ِ‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎع‪ِ ُ ْ َ ) .‬‬
‫ﲢﻀﺮن(‬
‫ﲢﻀﺮ ‪َ ْ ُ ْ َ /‬‬
‫ﺗﺎن ‪َ ِ ْ ِ ............‬‬
‫ﲢﻀﺮان ‪ُ ُ ْ َ /‬‬
‫َ َ‬
‫ِ‬
‫ـﻠﺒﺴﻦ(‬
‫ﻣﻼﺑﺲ َ ِ َ ً‬
‫ﺟﺪﻳﺪة‪) .‬ﻳَ َْ ُ َ‬
‫‪ُ َ .7‬‬
‫ـﻠﺒﺲ ‪ /‬ﻳَ َْ ْ َ‬
‫ـﻠﺒﺴﻮن ‪ /‬ﺗَ َْ ُ‬
‫اﻟﺒﻨﺎت ‪َ َ ...............‬‬
‫ﺗﺄﻣﺮ(‬
‫ﺗﺄﻣﺮون ‪َ ُ ُ َْ /‬‬
‫ـﻔﺴﻜﻢ‪َ ُ ُ َْ) .‬‬
‫ْﱪ َوﺗَْ َ ْ َ‬
‫اﻟﻨﺎس ﺑﺎﻟِ ﱢ‬
‫ـﻨﺴﻮن أَﻧْ ُ َ ُ ْ‬
‫‪ .8‬أﻧْ ُـﺘﻢ ‪َ ّ ..................‬‬
‫ﻳﺄﻣﺮون ‪ُ ُ َْ /‬‬
‫ﺟﺪﻳﺪة ِ ِ‬
‫ـﻘﺮأُ(‬
‫رواﻳﺔً َ ِ َ ً‬
‫ﻟﻠﻜﺎﺗﺐ َِﳒﻴﺐ َُْ‬
‫ﳓﻦ ‪َ ِ ...................‬‬
‫‪ُ ْ َ .9‬‬
‫ﳏﻔﻮظ‪) .‬ﻳَ ْـﻘ َﺮأُ ‪ /‬ﻧَ ْـﻘ َﺮأُ ‪ /‬ﺗَ ْ َ‬
‫اﻟﺪﺟﺎج ُ ٍ‬
‫آﻛﻞ(‬
‫‪.10‬أﻧﺎَ ‪ ......................‬ﱠ َ َ ﱠ‬
‫ﻛﻞ ﻳَْـﻮم‪ُ ُ َْ) .‬‬
‫أأﻛﻞ ‪ُ ُ َ /‬‬
‫أﻛﻞ ‪ُ ُ /‬‬
‫‪3. Boşlukları parantez içindeki fiillerin emirleriyle doldurunuz.‬‬
‫ِ‬
‫واﻟﺪك َﻋﻦ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ ﱠ َ ِ‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ ِ ْ َِ‬
‫ﺳﺄل(‬
‫اﻟﺴﻔﺮ‪َ َ َ ) .‬‬
‫اﳌﺜﺎل‪ :‬ﻳﺎ َ‬
‫اﺳﺄﱄ َ َ ْ َ ْ‬
‫ﺟﻴﺪاً‪) .‬ﻗَـ َﺮأَ(‬
‫ﺳﻜﻦ َ ﱢ‬
‫درو َ ُ ﱠ‬
‫‪ .1‬ﻳﺎ َ ِ ُ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺎت ‪ُ ُ ...................‬‬
‫أﻛﻞ(‬
‫ﻏﻼم ‪ِ ....................‬ﳑﺎّ َِ َ‬
‫‪ .2‬ﻳﺎ ُ َ ُ‬
‫ﻳﻠﻴﻚ‪َ َ َ) .‬‬
‫اﳋﲑ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻓﻌﻞ َْ ِْ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ ْ ِ‬
‫دل(‬
‫ﻣﺆﻣﻨﺎت ‪َ َ .............‬‬
‫‪ .3‬ﻳﺎ ُ ْ ِ ُ‬
‫ِ‬
‫‪ .4‬ﻳﺎ َ ِ ِ‬
‫ﻗﺺ(‬
‫ﻗﺼﺔً َِ َ‬
‫ﲨﻴﻠﺔً‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺎن ‪ّ ................‬‬
‫ِ‬
‫أﻣﺎم اﻟ ِ ِ‬
‫ﻣﺮ(‬
‫‪ .5‬ﻳﺎ ُ ْ ِ َ‬
‫ْﻤﺴﺠﺪ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻣﺴﻠﻤﻮن ‪ْ ...........‬‬
‫ﻣﻦ ِ َ ْ‬
‫ِ‬
‫أﺑﻴﻜﻦ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫رد(‬
‫اﻟﺘﺤﻴﺔَ ﻋﻠﻰ َِ ُ ﱠ‬
‫‪ .6‬ﻳﺎ ﺑَ َ ُ‬
‫ـﻨﺎت ‪ ................‬ﱠ ّ‬
‫‪ .7‬ﻳﺎَ ِ ِ‬
‫ذﻛﺮ(‬
‫ﻣﺴﻠﻤﺎن ‪َ .............‬رﱠ ُ‬
‫ُْ‬
‫ﺑﻜﻤﺎ‪َ َ َ ) .‬‬
‫ﲨﻊ(‬
‫‪ .8‬ﻳﺎ َ ْ ُ‬
‫ﱢﻤﺎر‪َ ََ ) .‬‬
‫أوﻻد ‪ ...............‬اﻟﺜ َ‬
‫‪ 41‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ .9‬ﻳﺎ زﻫﺮاء ‪ .............‬ﺑﺎﻟﻌﺮِ ِ‬
‫ﻧﻄﻖ(‬
‫ﺑﻴﺔ‪َ َ َ ) .‬‬
‫ََ ّ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫رﺣﻢ(‬
‫‪ .10‬ﻳﺎ َ ِ ﱡ‬
‫ﻋﻠﻲ ‪ ...............‬ﱡ َ َ‬
‫اﻟﻀﻌﻔﺎء‪َ َ ) .‬‬
‫‪4. Aşağıdaki paragrafta geçen sahih fiilleri tespit ediniz ve çeşitlerini‬‬
‫‪(sâlim/mehmûz/muzâaf) belirtiniz.‬‬
‫ـﻌﺪ ِِ‬
‫ِ‬
‫َِ‬
‫اﳋﻨﺴﺎءُ ِﰲ ََ ِ‬
‫ﺟﻴﺶ‬
‫وﻓﺎﺗﻪ‪ ،‬وﻛﺎن َﳍﺎ أَ ْرﺑَ َـﻌﺔُ ْأﺑﻨﺎء‪َ َْ َ .‬‬
‫زﻣﻦ ِّ ﱢ‬
‫ذﻫﺐ َ ْ ُ‬
‫وﺳﻠﻢ َوﺑَ ْ َ َ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َ َ َ‬
‫ﺻﻠﻰ اﷲُ ﻋﻠﻴﻪ ّ َ‬
‫ﻋﺎﺷﺖ َْْ َ‬
‫اﻟﻨﱯ ّ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺴﻠﻤﲔ إﱃ ِ ِ ِ‬
‫ـﻌﺪ اﻟْﻤﻌﺮَ ِ‬
‫ذﻫﺒﺖ ﻣﻊ ْ ِ‬
‫ِِ ِ ِ‬
‫اﻟﻘﺎدﺳﻴﺔ ِِ ِ‬
‫ﻟﻘﺘﺎل اﻟ ُ ْ ِ‬
‫أﺑﻨﺎﺋﻬﺎ‬
‫ـﻌﺾ‬
‫ﻛﺔ َ ﱠ‬
‫ْ َِ‬
‫ﻣﺮ ﺑَ ْ ُ‬
‫ّ‬
‫اﻟﺬﻳﻦ َ َ ُ‬
‫ْﻔﺮس‪َ َ ْ َ َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ﺧﺮﺟﻮا ْﻟﻠﻘﺘﺎل َﲨﻴﻌﺎ‪ .‬ﺑَ ْ َ َ ْ َ‬
‫اﳉﻨﻮد ِ َْْ ِ‬
‫ﺑﺄن ِ‬
‫ِ‬
‫ْ ِ‬
‫اﺳﺘﺸﻬﺪوا‪ِ ِ َ .‬‬
‫أﺑﻨﺎءﻫﺎ اﻷرﺑَْ َـﻌﺔَ ْ ُ ْ ِ‬
‫ﻓﺮﺣﺖ ْ‬
‫ﻷن‬
‫اﳋﻨﺴﺎءُ ّ‬
‫ـﺘﺼﺮوا ّ‬
‫وأﺧﺒَ ُـﺮوﻫﺎ َ ّ‬
‫ﺑﺎﳋﻨﺴﺎء َ َ ْ‬
‫َ‬
‫اﳌﺴﻠﻤﲔ َﻗﺪ اﻧْ َ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫وأن ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﻋﺎدت ْ‬
‫ودﻋﺖ َر ﺎ ْ‬
‫اﺳﺘﺸﻬﺎد ْأﺑﻨﺎﺋﻬﺎ‪ْ َ َ َ ،‬‬
‫ـﺘﺼﺮوا‪َ َ َ ،‬‬
‫ﳚﻤﻌﻬﻢ ْﻢ ﰲ َّْ‬
‫اﳉﻨﺔ‪َ .‬‬
‫وﲪﺪت اﷲَ ﻋﻠﻰ ْ‬
‫َ‬
‫اﳌﺴﻠﻤﲔ اﻧْ َ َ‬
‫أن َْ َ َ ُ ْ‬
‫اﳋﻨﺴﺎءُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺧﺼﻬﺎ ﺑِﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﺗﺐ ِﻣﻦ ﺑ ْـﻴﺖِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺑﻦ ْ‬
‫ﻗﺼﺘﻬﺎ ﻓَ َ ّ‬
‫رﺿﻲ اﷲُ َْ‬
‫إﱃ اﻟ َ ِ َ‬
‫ﻋﻨﻪُ ّ َ‬
‫وأﻛﺮﻣﻬﺎ‪ّ َ َ ،‬‬
‫ـﺮق َﳍﺎ‪َ َ ْ َ ،‬‬
‫ـﻮرة‪َ َ َ ،‬‬
‫َْ‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ اﻟ ُْﻤﻨَ ﱠ َ‬
‫ﻋﻤﺮ ْ ُ‬
‫وﲰﻊ ُ َ ُ‬
‫اﳋَ ّﻄﺎب َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﲔ‪.‬‬
‫ﻣﺎل اﻟ ُ ْ ِ َ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları uygun bir sahih fiil (ma‬‬‫‪zi/muzâri/emir) ile doldurunuz.‬‬
‫‪ .......... .1‬ﱠ ِ ِ‬
‫ْﻴﻤﲎ‪.‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ﺑﺎﻟَْﻴﺪ اﻟ ُ ْ َ‬
‫‪َ .............. .2‬ﻛﺜِﲑاً ﻟِﺘَ ْ ِ‬
‫ـﻨﺠﺤﻲ ﰲ ِْ ْ ِ ِ‬
‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‪.‬‬
‫َ‬
‫‪َ ............ .3‬إﱃ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻟﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ‪.‬‬
‫ﻟﺘﺪرﺳﻮا ّ َ‬
‫َ َْ‬
‫اﻟﻠﻐﺔَ َ‬
‫ْﻤﻌﻬﺪ َ ْ ُ ُ‬
‫ـﻮق اﻟ ِ ْ َ َ ِ‬
‫ﻛﺘﺒﻜﻢ ِﻣﻦ ﻓَ ِ‬
‫ْﻤﻨﻀﺪة‪.‬‬
‫‪ْ ْ ْ ُ َُ ُ ................... .4‬‬
‫ْﻤﺆﻣﻨﻮن ‪ِ .................‬‬
‫ﷲ‪.‬‬
‫‪ .5‬اﻟ ُ ْ ِ َ‬
‫ﻟﻠﻔﻘﺮ ِاء واﻟ ِ‬
‫ْﻤﺴﺎﻛﲔ‪.‬‬
‫اﻟﺴﻴﺪات اﻟ َِّ ُ‬
‫‪ .6‬ﱠ ﱢ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْﻐﻨﻴﺎت ‪َ َُ ...........‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﺘﺎن‪ ...................‬ﻧُ ُ َ ُ ِ‬
‫داﺋﻤﺎ‪.‬‬
‫‪.7‬‬
‫ـﻘﻮدﳘﺎ ً‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻚ ِ َ ُ ِ‬
‫ﺳﻠﻤﺖ َ َ ِ‬
‫اﻟﺴﻼم‪.‬‬
‫ﻓﺎﻃﻤﺔُ َ ّ ْ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﺘﻚ ‪َ َ ............‬‬
‫ﻋﻠﻴﻬﺎ ﱠ َ‬
‫َ‬
‫‪ .8‬ﻳﺎ َ‬
‫‪ .9‬اﻟ ﱢ ُ ِ‬
‫ف‪ ............‬ﺑﺎﻟﺘّ َ ِ‬
‫ـﻌﺐ‪.‬‬
‫ﻋﻤﻠﻦ َﻛﺜِﲑاً َ‬
‫َُ‬
‫ْﻤﻌﻠﻤﺎت َ ْ َ‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ُ ِ‬
‫اﻟﺪروس‪.‬‬
‫اﻟﻄﻼب إﱃ ﺑُ ُـﻴﻮِِ ْﻢ ﺑَ ْ َ‬
‫‪ ........... .10‬ﱡّ ُ‬
‫‪6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden‬‬
‫‪yararlanarak Arapçaya çeviriniz.‬‬
‫?‪(Siz ikiniz) okula gelmeden önce ne yaptınız‬‬
‫‪Hatice elini arkadaşına uzattı.‬‬
‫‪Ey Hasan! Fakirlere acı.‬‬
‫‪Haftada iki defa balık yiyoruz.‬‬
‫‪Bayan öğretmenler sınıftaki öğrencileri sayıyorlar.‬‬
‫‪ 42‬‬
‫‪ ‬‬
Kelimeler ve Deyimler
lise :‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ‬
َّ ُ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
ِ ِ َ – ‫ِاﺟﺘﻤﻊ‬
toplanmak :‫اﺟﺘﻤﺎﻋﺎ‬
ً َ ِ ْ – ‫ﳚﺘﻤﻊ‬
ُ َْ َ َ َ ْ
ِ
ِ
hatırlamak :ً‫اﺳﱰﺟﺎﻋﺎ‬
ْ ِ ْ – ‫ـﺮﺟﻊ‬
ُ ْ َ‫ﻳﺴﺘ‬
َ َ ْ َْ‫اﺳﺘ‬
ْ َ – ‫ـﺮﺟﻊ‬
park :ُ‫اﻟﻌﺎﻣﺔ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔُ َ ﱠ‬
َ ِ َْ
ٍ َ َ (‫آﻧﻴﺔٌ )ج‬
ِ
kap :‫أوان‬
َ
meyve :‫ﲦﺮة )ج( ِﲦﺎر‬
َََ
‫ـﺘﺤﺪث – ََ ﱡ‬
konuşmak :ً‫ﲢﺪﺛﺎ‬
َ ‫ََ ﱠ‬
ُ ‫ﲢﺪث – ﻳَ َ َ ﱠ‬
gelmek :ً‫ﺣﻀﻮرا‬
ُ ُ – ‫ﳛﻀﺮ‬
ُ ُ َْ – ‫ﺣﻀﺮ‬
ََ َ
problemi, düğümü) çözmek) :ًّ‫ﳛﻞ – َﺣﻼ‬
‫ﺣﻞ – َُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
‫دل – َ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
yol göstermek :ً‫دﻻﻟﺔ‬
ََ َ – ‫ﻳﺪل‬
ِ
anı, hatıra :‫ذﻛ َﺮَﻳﺎت‬
ْ ِ (‫ذﻛﺮى )ج‬
َْ
‫ﻳﺮق – ِ ﱠ‬
‫َﱠ‬
‫رق – َ ِ ﱡ‬
ince olmak, acımak :ً‫رﻗﺔ‬
yardım etmek :‫ﻣﺴﺎﻋﺪة‬
ً َ َ َ ُ – ‫ﻳﺴﺎﻋﺪ‬
ُ ِ َ ُ – ‫ﺳﺎﻋﺪ‬
ََ َ
dökmek :‫ﺻﺒﺎ‬
ًّ َ – ‫ﻳﺼﺐ‬
‫ﺻﺐ – َ ُ ﱡ‬
‫َ ﱠ‬
kaybolmak, yolunu kaybetmek, sapmak :ً‫ﺿﻼﻟﺔ‬
َ َ ،‫ﺿﻼﻻ‬
ً َ – ‫ﻳﻀﻞ‬
‫َﱠ‬
‫ﺿﻞ – َ ِ ﱡ‬
ًّ َ – ‫ـﻌﺪ‬
‫ﻋﺪ – ﻳَ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
saymak :‫ﻋﺪا‬
ِ
savaşmak :ً‫ ِﻗﺘﺎﻻ‬،‫ـﻠﺔ‬
ً َ َ‫ﻘﺎﺗﻞ – ُﻣﻘﺎﺗ‬
ُ َ ‫ﻗﺎﺗﻞ – ﻳُـ‬
َََ
ِ ْ ‫ﻗﻀﻰ – ﻳ‬
bitirmek, (vakti) geçirmek :‫ـﻘﻀﻲ – َﻗﻀﺎء‬
ََ
َ
uğramak, geçmek :ً‫ﳝﺮ – ُﻣﺮورا‬
‫ﻣﺮ – َُﱡ‬
‫ّﱠ‬
ِ َ (‫ﻣﻌﺮَﻛﺔ )ج‬
savaş :‫ﻣﻌﺎرك‬
َْ َ
önünden :‫ﻳﻠﻴﻚ‬
َ َِ ّ‫ِﳑﺎ‬
Özet
Sahih ve mu‘tel fiil kavramlarını tanımlayabilmek
Kök harfleri içerisinde illet harfi (‫ا‬،‫ ي‬،‫ )و‬bulunmayan fiillere sahih,
bulunanlara ise mu‘tel fiiller denir. Sahih fiiller kendi aralarında üç kısma,
mu‘tel fiiller ise dört kısma ayrılırlar.
43
Sahih fiilin çeşitlerini sayıp her birini tanımlayabilmek
Sahih fiiller şu alt dallara ayrılırlar: 1. Sâlim: Kök harfleri içersinde illet
ِ
harfi, hemze ve aynı harften iki tane bulunmayan fiillerdir. (‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ،‫ﺟﻠﺲ‬
َ َ َ)
َ َ َ ،‫ﻧﺼﺮ‬
gibi. 2. Muzaaf: Kök harfleri içersinde aynı harften iki tane bulunan fiildir.
‫ َ ﱠ‬،‫رد‬
‫ ) َ ﱠ‬gibi. 3. Mehmûz: Kök harfleri içersinde hemze bulunan fiildir.
‫ َ ﱠ‬،‫ﻣﺪ‬
(‫ﺷﺪ‬
(َ‫ ﻗَ َـﺮأ‬،‫ﺳﺄل‬
َ َ َ ،‫أﻣﺮ‬
َ َ َ) gibi.
Sâlim, muzâaf ve mehmûz fiilleri çekebilmek
Sâlim fiillerin çekimleri şu şekildedir.
mâzî çekimi:
‫ـﺘﺤﻮا‬
ُ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺎ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺢ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﻦ‬
َ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺘﺎ‬
َ َ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺖ‬
ْ َ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺘﻢ‬
ْ ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ﺘﺤﺘﻤﺎ‬
ُ ْ َ‫ﻓَـ‬
‫ـﺘﺤﺖ‬
َ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﱳ‬
‫ﻓَ َ ْ ُﱠ‬
‫ـﺘﺤﺘﻤﺎ‬
َ ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
ِ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺖ‬
‫ـﺘﺤﻨﺎ‬
َ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﺘﺤﺖ‬
ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
muzâri çekimi:
‫ـﻔﺘﺤﻮن‬
َ ُ َ ْ َ‫ﻳ‬
ِ َ ْ ‫ﻳ‬
‫ـﻔﺘﺤﺎن‬
َ َ
‫ـﻔﺘﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ﻳ‬
‫ـﻔﺘﺤﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻳ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ـﻔﺘﺤﺎن‬
َ
‫ـﻔﺘﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ـﻔﺘﺤﻮن‬
َ ُ َ ْ َ‫ﺗ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ـﻔﺘﺤﺎن‬
‫ـﻔﺘﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ـﻔﺘﺤﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ﺗ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ـﻔﺘﺤﺎن‬
َ
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫ﲔ‬
َ ‫ـﻔﺘﺤ‬
‫ـﺘﺢ‬
ُ َ ْ‫َﻓ‬‫أ‬
‫ـﻔﺘﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ﻧ‬
emir çekimi:
Arapçada sülâsî fiillerden emr-i hazır muzâri fiilin muhâtab (II. Şahıs Eril) ve
muhâtaba (II. Şahıs Dişil) olmak üzere altı siygasından (form) yapılır.
Öncelikle bu altı siyganın başlarındaki muzaraat harfi olan (‫ )ت‬atılır. Eğer bu
harften sonraki harf harekeliyse başına herhangi bir şey getirilmeksizin aynen
bırakılır. Eğer bu harf sakinse fiilin başına bir elif getirilir. Getirilen bu elifin
harekesi için muzâri fiilin kök ikinci harfinin harekesine bakılır. Bu hareke
zamme ise elif zamme ile, fetha veya kesra ise kesra ile harekelenir. Son
44
olarak fiilin sonu cezm edilir. Sahih fiilin sonunun cezm edilmesi; müfred
müzekker siyganın sonuna sükûn konulması, sonunda nûn olan siygalarda ise
nûn’un düşürülmesi demektir. Yalnız cem-i müennes siyga mebnî olduğu için
sonundaki nûn hiçbir zaman düşmez.
Emir çekimi şu şekilde yapılır:
ِ
‫ـﺘﺤﻮا‬
ُ َ ْ‫اﻓ‬
ِ
‫ـﺘﺤﺎ‬
َ َ ْ‫اﻓ‬
ِ
‫ـﺘﺢ‬
ْ َ ْ‫اﻓ‬
ِ
‫ـﺘﺤﻦ‬
َ ْ َ ْ‫اﻓ‬
َ‫اِﻓْ َـﺘﺤﺎ‬
ِ َ ْ‫اِﻓ‬
‫ـﺘﺤﻲ‬
Bütün sâlim fiiller sonlarına aynı ekler gelerek aynı şekilde çekilirler. Muzâaf
ve mehmûz fiiller de prensip olarak aynı şekilde çekilirler. Yalnız dikkat
edilmesi gereken bazı küçük farklı noktalar mevcuttur: Muzâaf fiillerin mâzî
çekiminde dikkat edilmesi gereken husus, cemi gâibe (III. şahıs dişil çoğul)
siygasına gelindiğinde fekk-i idgam yapmanın yani şeddeyi kaldırarak şedde
ile birleşmiş olan harfleri ayrı yazmanın zorunlu olduğudur. Muzâaf fiillerin
muzâri çekiminde dikkat edilmesi gereken husus, cemi gâibe (III. şahıs dişil
çoğul) siygasına gelindiğinde fekk-i idgam yapmanın yani şeddeyi kaldırarak
şedde ile birleşmiş olan harfleri ayrı yazmanın zorunlu olduğudur.
Mehmûzu’l-fâ fiillerin muzâri çekiminde müfred mütekellim siygasında iki
tane hemze yan yana geldiğinden ikinci hemze med harfine dönüştürülür ve
(‫أأﻣﺮ‬
ُ ُ َْ) değil de (‫آﻣﺮ‬
ُ ُ ) şeklinde söylenilir.
Kendimizi Sınayalım
1. (.ً‫ﲨﻴﻠﺔ‬
‫ ِ ﱠ‬............‫ْﻤﻌﻠﻤﺎت‬
َ َِ ً‫ﻗﺼﺔ‬
ُ ‫ )اﻟ ُ َ ﱢ‬cümlesindeki boşluğu aşağıdaki fiillerden
hangisi en uygun şekilde tamamlar?
ِ
a. ‫ﻗﺼﺼﻦ‬
َْ َ
b. ‫ﻗﺼﺖ‬
ْ ‫ َ ﱠ‬ c. ‫ﻗﺼﺼﱳ‬
‫ َ َ ْ ُﱠ‬ d. ‫ﻗﺼﺼﻦ‬
َْ َ َ
e. ‫ـﻘﺺ‬
‫ﺗَ ُ ﱡ‬
ِ
ِ ‫ْﻤﺪ‬
ِ َ ‫ﻣﻦ‬
2. (.‫رﺳﺔ‬
‫ )ِﱠ ُ ﱠ‬cümlesindeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi
ْ ........... ‫إﻧﻜﻦ‬
َ َ ْ َ ‫أﻣﺎم اﻟ‬
en uygun şekilde tamamlar?
a. ‫ﲤﺮ‬
‫َُﱡ‬
b. ‫ﲤﺮون‬
َ ‫ َُﱡ‬ c. ‫ﳝﺮون‬
َ ‫ُﱡ‬
ِ ‫ﲤَُﺮ‬
d. ‫ان‬
ّ
e. ‫ﲤﺮرن‬
َ ْ َُْ
45
3. (‫أﺧﺬ‬
َ َ َ) fiilinin emr-i hâzır cemi müennes (II. şahıs dişil çoğul) siygası
aşağıdakilerden hangisidir?
a. ‫اوﺧﺬن‬
َ ُْ ُ
ُِ ُ
b. ‫اوﺧﺬي‬
c. ‫ﺧﺬن‬
َ ُْ
ُِ
d. ‫ﺧﺬي‬
e. ‫اوﺧﺬوا‬
ُُ ُ
ِ
4. (‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ إﱃ اﻟ‬........ُ‫وﻋﺎﺋﺸﺔ‬
َ ِ ُ‫ﻓﺎﻃﻤﺔ‬
َ ) cümlesindeki boşluğu aşağıdaki fiillerden
hangisi en uygun şekilde tamamlar?
ِ َ ْ َ a. ‫ﺗﺬﻫﺒﺎن‬
b. ‫ﺗﺬﻫﺐ‬
ُ َ َْ
ِ َ ْ c. ‫ﻳﺬﻫﺒﺎن‬
َ
d. ‫ﻳﺬﻫﱭ‬
َْ َ ْ َ
e. ‫ﺗﺬﻫﱭ‬
َْ َ ْ َ 5. Aşağıdaki paragrafa göre verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
ِ ِ ِ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ‬
ِ ِ
ِ َ ِ ْ ‫وﻗﺪ َﺧﺮﺟﺎ َإﱃ‬
ِ ِ َ ّ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ِ ْ ‫ﻃﺎﻟﺒﺎن ﰲ اﻟ‬
ِ ِ ‫وﻋﺼﺎم‬
ِ ْ ‫ـﻌﺾ اﻟ‬
‫ﺣﻴﺚ‬
ُ ْ َ ،‫ْﻮﻗﺖ ِﻓﻴﻬﺎ‬
‫َ ﱞ‬
ٌ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ّ
ّ
َ
ََ َ
َ ِ ْ َ‫ْﻌﺎﻣﺔ َﻟﻘﻀﺎء ﺑ‬
َ ْ َ َ ،‫اﻟﺜﺎﻧﻮﻳﺔ‬
ِ
ِ
ِ
ٍ
ِ
ِ
ِ
ِ
‫أت‬
َ َ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ؟‬
ّ َ َ ‫ﳏﻤﺪ‬
َ ِ ُ ‫ـﺒﻞ‬
َ َْ ‫ﺣﻀﻮرك َإﱃ‬
ٌ ّ َُ ‫ﻗﺎل‬
ُ ْ‫ ﻗَـ َﺮ‬:‫ﳏﻤﺪ‬
َ ْ َ َ‫ ﻣﺎذا ﻓ‬:‫وﺳﺄﻻَﻩ‬
َ ‫اﺟﺘﻤﻌﺎ‬
َ َ ‫ﻓﺴﻠﻤﺎ َﻋﻠﻴﻪ‬
ّ َُ ‫ﺑﺼﺪﻳﻘﻬﻤﺎ‬
ََْ
َ ْ َ‫ـﻌﻠﺖ ﻗ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ـﻌﺾ‬
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
َ ‫ﻣﻦ اﻟْﺒَ ْـﻴﺖ؟‬
ُ َْ َ‫ُدروﺳﻲ َو‬
‫ﻗﺎل َ ﱞ‬
ََْ َ ‫ﳓﻦ‬
ُ ْ َ َ‫ َوأَﻧْ ُـﺘﻤﺎ ﻣﺎذا ﻓ‬.‫واﺟﺒﺎﰐ‬
ٌ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
َ ْ َ‫ﺣﻠﻠﻨﺎ ﺑ‬
ُ َْ :‫وﻋﺼﺎم‬
َ ‫ﺧﺮوﺟﻜﻤﺎ‬
ُ ُ ‫ـﺒﻞ‬
َ ْ َ‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ ﻗ‬
ِ ِ ِْ ‫ْﻤﺴﺎﺋﻞ‬
ِ َ ِ ْ ‫ﻗﺪﻣﻨﺎ إﱃ‬
ِ
ِ ِ َ ‫اﻟ‬
.‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َ ْ َ ‫اﳊﺴﺎﺑﻴﺔ‬
ْ َ ‫دروﺳﻨﺎ ﰒُﱠ‬
ّ
َ
َ ُ ‫وأﻋﺪ ْدﻧﺎ‬
a. Ali ve İsam parka gelmeden önce ödevlerini yazdılar.
b. Ali ve İsam parkta Muhammed ile buluştular.
c. Ali ve İsam lise öğrencisidirler.
d. Muhammed parka gelmeden önce derslerini okudu.
e. Muhammed Ali ile İsam’ın arkadaşıdır.
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Muzâaf fiilin mâzî çekimi” konusunu
yeniden okuyunuz.
2. e
Yanıtınız doğru değilse, “Muzâaf fiilin muzâri çekimi” konusunu
yeniden okuyunuz.
3. c
Yanıtınız doğru değilse, “Mehmûzu’l-fâ fiillerin emir çekimi”
konusunu yeniden okuyunuz.
4. a
Yanıtınız farklıysa “Sâlim fiillerin muzâri çekimi” konusunu
yeniden okuyunuz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse, “Okuma Parçası”nı yeniden okuyup
Türkçeye çeviriniz.
46
‫‪Sıra Sizde Yanıt Anahtarı‬‬
‫‪Sıra Sizde 1‬‬
‫ـﻌﻖ ‪Sâlim‬‬
‫ﻫﺎب ‪ Ecvef‬ﻧَ َ َ‬
‫َ َ‬
‫ﻫﻮى ‪Lefîf‬‬
‫ََ‬
‫ﻃﻮى ‪َ َ Lefîf‬‬
‫وﺻﻞ ‪misal‬‬
‫ََ َ‬
‫ﻓﺄد ‪َ َ َ mehmûz‬‬
‫ﺻﻢ ‪Muzâaf‬‬
‫َﱠ‬
‫ﻫﺪى ‪Nâkıs‬‬
‫ََ‬
‫ﳒﺲ ‪Sâlim‬‬
‫َُ َ‬
‫َﱠ‬
‫ﻣﻂ ‪Muzâaf‬‬
‫ﻧﺎب ‪Ecvef‬‬
‫َ‬
‫ﻛﺪ ‪Muzâaf‬‬
‫َّ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺒﺲ ‪misal‬‬
‫َ َ‬
‫وﻟﻊ ‪sâlim‬‬
‫ََ َ‬
‫ﺧﻔﻰ ‪nâkıs‬‬
‫ََ‬
‫‪Sıra Sizde 2‬‬
‫ﻧﺼﺮ ‪birinci bâb‬‬
‫َ ََ‬
‫ﳒﺲ ‪beşinci bâb‬‬
‫َِ َ‬
‫ﺷﺮب ‪َ َُ dördüncü bâb‬‬
‫ﺧﺮج ‪birinci bâb‬‬
‫ََ َ‬
‫ﺧﺼﻢ ‪ikinci bâb‬‬
‫َ ََ‬
‫ﺻﻨﻊ ‪üçüncü bâb‬‬
‫ََ َ‬
‫ـﺰل ‪ikinci bâb‬‬
‫ﻧَ َ َ‬
‫ﲪﻞ ‪ikinci bâb‬‬
‫ََ َ‬
‫ﺻﺒََ َـﺮ ‪ikinci bâb‬‬
‫ـﻠﺢ ‪üçüncü bâb‬‬
‫ﻓََ َ‬
‫‪Sıra Sizde 3‬‬
‫ﻋﻠﻤﺘﻢ‪ِ ِ ِ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻤﻦ‪َ ،‬ﻋﻠِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻤﻮا‪ِ ْ ِ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻤﺎ‪ِ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻢ‪ِ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻤﱳ‪،‬‬
‫ﻋﻠﻤﺘﻤﺎ‪ُ ْ ِ َ ،‬ﱠ‬
‫ﻋﻠﻤﺖ‪ُ ْ َ ،‬‬
‫ﻤﺖ َ ْ ُ‬
‫ﻋﻠﻤﺘﻤﺎ‪ْ ْ ُ ْ َ ،‬‬
‫ْ‬
‫ﻋﻠﻤﺖ‪َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ﻋﻠﻤﺘﺎ‪َ ْ َ ،‬‬
‫اﳌﺎﺿﻲ‪َ َ :‬‬
‫َِ ُ ِ‬
‫ﻋﻠﻤﻨﺎ‬
‫ﻋﻠﻤﺖ‪ْ َ ،‬‬
‫ْ‬
‫ـﻌﻠﻤﲔ‪ ،‬ﺗَ ْ َ ِ‬
‫ـﻌﻠﻢ‪ ،‬ﺗَ ْ َ ِ‬
‫ـﻌﻠﻢ‪ ،‬ﺗَ ْ َ ِ‬
‫ـﻌﻠﻢ‪ ،‬ﻳ ْ َ ِ‬
‫ـﻌﻠﻤﺎن‪،‬‬
‫ـﻌﻠﻤﺎن‪ ،‬ﺗَ ْ َ ُ َ‬
‫ـﻌﻠﻤﺎن‪ ،‬ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫ـﻌﻠﻤﻮن‪ ،‬ﺗَ ْ َ ِ َ‬
‫اﳌﻀﺎرع‪ :‬ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫َ‬
‫ـﻌﻠﻤﺎن‪ ،‬ﻳَ ْ َ ْ َ‬
‫ـﻌﻠﻤﻦ‪ ،‬ﺗَ ْ َ ُ‬
‫ـﻌﻠﻤﻮن‪ ،‬ﺗَ ْ َ ُ‬
‫ـﻌﻠﻢ‬
‫ﺗَ ْ َ ْ َ‬
‫أﻋﻠﻢ‪ ،‬ﻧَ ْ َ ُ‬
‫ـﻌﻠﻤﻦ‪ُ َ ْ َ ،‬‬
‫اﻋﻠﻤﻮا‪ِ ،‬اﻋﻠَ ِﻤﻲ‪ِ َ ِ ،‬‬
‫اﻋﻠﻢ‪ِ َ ِ ،‬‬
‫ِ‬
‫اﻋﻠﻤﻦ‬
‫اﻋﻠﻤﺎ‪ْ ُ َ ْ ،‬‬
‫َْ‬
‫أﻣﺮ اﳊﺎﺿﺮ‪َ ْ ْ َ ْ :‬‬
‫اﻋﻠﻤﺎ‪َ ْ َ ْ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺘﻢ‪ِ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺘﻤﺎ‪،‬‬
‫ﺟﻠﺴﻮا‪ْ َ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﻦ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺖ‪َ َ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺘﻤﺎ‪ْ َ ْ ُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺖ‪َ ُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺖ‪َ ُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺘﺎ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺎ‪ُ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺲ‪َ َ َ ،‬‬
‫اﳌﺎﺿﻲ‪َ َ َ :‬‬
‫ﺟﻠﺴﻨﺎ‬
‫َ َ ْ ُﱠ‬
‫ﺟﻠﺴﱳ‪ُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺴﺖ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﻠﺴﺎن‪ِ َ ِ َْ ،‬‬
‫ﻠﺴﺎن‪َ ،‬ﲡْ ِ َ ِ ِ‬
‫ﻠﺴﲔ‪َ ،‬ﲡْ ِ َ ِ‬
‫ﳚﻠﺴﻦ‪َ ،‬ﲡْ ِﻠﺲ‪َ ،‬ﲡْ ِ ِ‬
‫ﳚﻠﺲ‪َْ ،‬ﳚ ِ ِ‬
‫ﻠﺴﺎن‪،‬‬
‫ﻠﺴﻮن‪َ ،‬ﲡْ َ‬
‫ﻠﺲ‪َ ،‬ﲡْﻠﺴﺎن‪َ ْ َْ ،‬‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫اﳌﻀﺎرع‪ُ َِْ :‬‬
‫ُ‬
‫ﳚﻠﺴﻮن‪َ ،‬ﲡْ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﳒﻠﺲ‬
‫َﲡْ ْ َ‬
‫أﺟﻠﺲ‪ُ َْ ،‬‬
‫ﻠﺴﻦ‪ُ ْ َ ،‬‬
‫اﺟﻠﺴﻲ‪ِ ِ ِ ِ ،‬‬
‫اﺟﻠﺲ‪ِ ِ ِ ِ ،‬‬
‫ِ ِ‬
‫اﺟﻠﺴﻮا‪ِ ِ ِ ،‬‬
‫اﺟﻠﺴﻦ‬
‫اﺟﻠﺴﺎ‪ْ ُ ْ ،‬‬
‫اﺟﻠﺴﺎ‪َ ْ ْ ،‬‬
‫ْ َ‬
‫أﻣﺮ اﳊﺎﺿﺮ‪َ ْ ْ ْ :‬‬
‫ﻧﺼﺮﰎ‪ِ َ ،‬‬
‫ﺗﻦ‪،‬‬
‫ﻧﺼﺮت‪َُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮت‪َُ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼ ْﺮُ ﱠ‬
‫ﻧﺼ َﺮَﺗﺎ‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼ ُﺮوا‪ْ َ َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮن‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮﲤﺎ‪َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼ َﺮا‪َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮ‪َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮت‪َ َ ،‬‬
‫ﻧﺼﺮﲤﺎ‪ْ َ ُْ ْ َ َ ،‬‬
‫اﳌﺎﺿﻲ‪َ َ َ :‬‬
‫ﻧﺼ ْﺮَﻧﺎ‬
‫َ َْ ُ‬
‫ﻧﺼﺮت‪َ َ ،‬‬
‫ـﻨﺼﺮون‪ ،‬ﺗَ ْـﻨﺼ ِﺮﻳﻦ‪ ،‬ﺗَـ ْﻨﺼﺮ ِ‬
‫ـﻨﺼﺮن‪ ،‬ﺗَ ْـﻨﺼﺮ‪ ،‬ﺗَ ْ ِ‬
‫ـﻨﺼﺮون‪ ،‬ﺗَ ْـﻨﺼﺮ‪ ،‬ﺗَ ْ ِ‬
‫اﳌﻀﺎرع‪ :‬ﻳ ْـﻨﺼﺮ‪ ،‬ﻳ ْ ِ‬
‫ان‪،‬‬
‫ـﻨﺼﺮان‪ ،‬ﺗَ ْ ُ ُ َ ُ َ ُ‬
‫ـﻨﺼﺮان‪ ،‬ﻳَ ْ ُ ْ َ ُ ُ ُ‬
‫ـﻨﺼﺮان‪ ،‬ﻳَ ْ ُ ُ َ ُ ُ ُ‬
‫َ ُُ َ ُ‬
‫ـﻨﺼﺮ‬
‫ﺗَ ْ ُ ْ َ‬
‫أﻧﺼﺮ‪ ،‬ﻧَ ْ ُ ُ‬
‫ـﻨﺼﺮن‪ُ ُ ْ َ ،‬‬
‫اﻧﺼﺮوا‪ِ ُ ُْ ،‬‬
‫اﻧﺼﺮن‬
‫اﻧﺼ َﺮا‪َ ْ ُ ُْ ،‬‬
‫اﻧﺼﺮي‪ُ ُْ ،‬‬
‫اﻧﺼﺮ‪ُ ُْ ،‬‬
‫أﻣﺮ اﳊﺎﺿﺮ‪ْ ُ ُْ :‬‬
‫اﻧﺼ َﺮا‪ُ ُ ُْ ،‬‬
‫‪Sıra Sizde 4‬‬
‫ـﺮرﰎ‪ ،‬ﻓَ ِ‬
‫ـﺮرت‪ ،‬ﻓَ َـﺮْرﻧﺎ‬
‫ـﺮرت‪ ،‬ﻓَ َ ْ ُ‬
‫ـﺮرت‪ ،‬ﻓَ َ ْ ُ‬
‫اﳌﺎﺿﻲ‪ :‬ﻓَ ﱠـﺮ‪ ،‬ﻓَـ ﱠﺮا‪ ،‬ﻓَ ﱡـﺮوا‪ ،‬ﻓَ ﱠـﺮت‪ ،‬ﻓَـ ﱠﺮﺗﺎ‪ ،‬ﻓَ َ ْ َ‬
‫ـﺮرن‪ ،‬ﻓَ َ ْ َ‬
‫ـﺮرﲤﺎ‪ ،‬ﻓَ َـﺮْرﺗُ ﱠﻦ‪ ،‬ﻓَ َ ْ ُ‬
‫ـﺮرﲤﺎ‪ ،‬ﻓَ َ ْ ُْ َ ْ‬
‫ان‪ ،‬ﻳ ْ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺗﻔﺮون‪َِ ،‬ﺗﻔ ﱢﺮﻳﻦ‪َِ ،‬ﺗﻔﺮ ِ‬
‫ﺗﻔﺮ‪َِ ،‬ﺗﻔﺮ ِ‬
‫ﻳﻔﺮون‪ َِ ،‬ﱡ ِ ِ‬
‫ﻳﻔﺮ‪ِ ،‬ﻳﻔﺮ ِ‬
‫ﻧﻔﺮ‬
‫ان‪ ،‬ﺗَ ْ ِ ْ َ‬
‫ان‪ َِ ،‬ﱡ َ‬
‫ان‪ َِ ،‬ﱡ َ‬
‫أﻓﺮ‪ َِ ،‬ﱡ‬
‫ـﻔﺮرن‪ ِ َ ،‬ﱡ‬
‫ﺗﻔﺮ‪َ ،‬ﺗﻔ ّﺮ َ ْ‬
‫َ ّ‬
‫ـﻔﺮرن‪ َ ،‬ﱡ ّ‬
‫اﳌﻀﺎرع‪ َ :‬ﱡ َ ّ‬
‫اﻓﺮرن ‪‬‬
‫ﻓﺮي‪ِ ،‬ﻓ ﱠﺮا‪َ ْ ِ ْ ِ ،‬‬
‫ﻓﺮا‪ ِ ،‬ﱡ‬
‫ﻓﺮ‪ ِ ،‬ﱠ‬
‫أﻣﺮ اﳊﺎﺿﺮ‪ ِ :‬ﱠ‬
‫ﻓﺮوا‪ ِ ،‬ﱢ‬
‫‪ 47‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪Sıra Sizde 5‬‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫إﻧﻚ َﻋ َ ْ َ‬
‫َّ‬
‫ﺪدت ﱡ َ‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫إﻧّ ُ ﱠ‬
‫ـﻬﻦ َ َ ْ َ‬
‫ﻋﺪدن ﱡ َ‬
‫اﻟﺮﱠﻛﺎب ﰲ ْ ِ َ ِ‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻋﺪ(‬
‫إﻧﻜﻤﺎ َﻋ َ ْ ُ‬
‫ِﱠ ُ‬
‫ﺪدﲤﺎ ﱡ َ‬
‫اﳌﺎء ﰲ ْ َ َ ِ‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫ِﱠ ُ ﱠ‬
‫اﻷواﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫إﻧﻜﻦ ﺗَ َُْْ‬
‫ﺼﺒﱭ َ‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫اﻷوِاﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫إﻧﱠ َـﻨﺎ َ ُ ﱡ‬
‫ﻧﺼﺐ اﳌﺎءَ ﰲ ْ َ َ‬
‫اﳌﺎء ﰲ ْ َ َ ِ‬
‫ﻳﺼﺐ(‬
‫اﻷواﱐ‪ ُ َ ) .‬ﱡ‬
‫إﻧﻜﻢ َ ُ ﱡ َ‬
‫ﱠُ ْ‬
‫ﺗﺼﺒﻮن َ‬
‫ﱠِ‬
‫ﻳﺄﻛﻞ(‬
‫ﻣﺮة ِ َ ً‬
‫اﻟﺴﻤﻚ َ ﱠ ً‬
‫آﻛﻞ ﱠ َ َ‬
‫واﺣﺪة ِﰲ اﻷﺳﺒﻮع‪ُ ُ َْ ) .‬‬
‫إﻧﲏ ُ ُ‬
‫ﻳﺄﻛﻞ(‬
‫ﻣﺮة ِ َ ً‬
‫اﻟﺴﻤﻚ َ ﱠ ً‬
‫ﻧﺄﻛﻞ ﱠ َ َ‬
‫إﻧﱠ َـﻨﺎ َْ ُ ُ‬
‫واﺣﺪة ِﰲ اﻷﺳﺒﻮع‪ُ ُ َْ ) .‬‬
‫ﻋﻦ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ َ ِ‬
‫ﺳﺄل(‬
‫إِﻧﱠ ُـﻬﻤﺎ َ َ‬
‫ْﻮاﺟﺐ‪َ َ َ ) .‬‬
‫ﺳﺄﻻَ ُ ْ َ‬
‫ﻋﻦ اﻟ ِ ِ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ َ ِ‬
‫ﺳﺄل(‬
‫ْﻮاﺟﺐ‪َ َ َ ) .‬‬
‫إِﻧﱠ َـﻬﺎ َ ََ‬
‫ﺳﺄﻟﺖ ُ ْ َ‬
‫‪Yararlanılan Kaynaklar‬‬
‫‪Vâlî, F. F. (1997), en-Nahvu’l-vazîfî, Hâil.‬‬
‫‪Matracî, M.(2000), Fi’n-nahv ve tatbîkâtuh, Beyrut.‬‬
‫‪Çörtü, M. M. (2006), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.‬‬
‫‪Çörtü, M. M. (2009), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.‬‬
‫‪Komisyon, (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-muyessera, İstanbul.‬‬
‫‪Komisyon, (ty.), Silsiletu Ta’lîmi’l-Luğati’l-‘Arabiyye, Suudi Arabistan.‬‬
‫‪ 48‬‬
‫‪ ‬‬
49
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Temel fiil kiplerini daha yakından tanıyabilecek,
•
Hangi fiillerin mu‘rab hangilerinin mebnî olduğunu ayırt edebilecek,
•
Mu‘rab fiillerdeki i‘râb alametlerini ayırt edebilecek,
•
Fiillerdeki muzmer (zamir) fâilleri gösterebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Fiil
•
Mâzi
•
Muzâri
•
Emir
•
Nehiy
•
Mu‘rab - mebnî
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçe fiil yapısı hakkında ön okuma yapınız.
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi (Sarf) adlı kitabından mâzi, muzâri
ve emir konularını okuyunuz.
50
Fiillerde İ‘râb
ِ َ ْ‫اب اﻷَﻓ‬
‫ـﻌﺎل‬
ِْ
ُ ‫إﻋ َﺮ‬
GİRİŞ
“İ‘rab Yönünden İsimler” konusunda gördüğümüz üzere cümle içerisindeki
konumlarına göre sonlarında hareke ve harf değişikliği meydana gelen
kelimelere “mu‘rab”, bu tür değişikliklere uğramayan kelimelere ise “mebnî”
denilmekteydi. Fiiller de isimler gibi mu‘rab ve mebnî olarak ikiye ayrılır.
Ancak isimlerle fiillerin i‘râb durumları tümüyle aynı değildir. Zira i‘râbın
ref ve nasb hali isim ve fiillerde ortak iken, cer hali sadece isimlerde, cezm
hali ise sadece fiillerde görülmektedir.
Fiillerden mu‘rab olan sadece muzâri fiildir. Ancak muzâri fiilin cemi
müennes siygaları mu‘rab değil mebnîdir. Bu durumda çeşitli amillerin
etkisiyle cemi müennes siygaları hariç muzâri fiilin sonunda hareke
değişikliği veya harf düşmesi meydana gelir. Örneğin “‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ُ ُ ْ َ ” fiili, başına ْ‫َﱂ‬
harfi geldiğinde “‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ْ َ harfi geldiğinde ise “‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ْ َ” olur. Aynı edatlar
ْ ُ ْ َ ْ‫” َﱂ‬, ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
ِ ُ ْ ve ‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
tesniye ve cemi siygaları olan ‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
fiillerinin
başına geldiğinde
ْ
َ
ُ
َ َ
ُ َ
sonlarındaki nunlar düşerek ‫ﻳﻜﺘﺒﺎ‬
ْ َ , ‫ﻳﻜﺘﺒﻮا‬
ْ َ şeklinde
َُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬ve ‫ﻳﻜﺘﺒﺎ‬
َُ ْ َ ‫أن‬
ُُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬ve ‫ﻳﻜﺘﺒﻮا‬
ُُ ْ َ ‫أن‬
ِ ‫ ”ﻳ‬fiilinin başına ‫ َﱂ‬harfi geldiğinde,
değişirler. Sonunda illet harfi bulunan “‫ـﺮﻣﻲ‬
ْ
َْ
ِ ‫” َﱂ ﻳ‬, ‫أن‬
ِ ْ َ” olur.
illet harfi hazfedilerek “‫ـﺮم‬
َْ ْ ْ َ harfi geldiğinde “‫ـﺮﻣﻲ‬
َ َْ‫أن ﻳ‬
Mâzi ve emir fiilleri mebnîdir, sonlarında hiçbir hareke ve harf değişikliği
ِ ْ َ ‫أن َﺧﺮج ِﻣﻦ‬
ِ ِ ‫ﻋﻠﻲ ِ َإﱃ ﺑ‬
meydana gelmez. Örneğin; “‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
َ ْ َ‫ـﻴﺘﻪ ﺑ‬
‫ذﻫﺐ َ ِ ﱞ‬
َْ
َ َ َ َ َ ْ َ ‫ـﻌﺪ‬
َ َ َ ” cümlesinde
َ
‫ﺧﺮج‬
fiilinin
başına
gelen
‫أن‬
onda
hiçbir
değişiklik
yapmamıştır.
Yine “ ‫إﱃ‬
َ ِ ‫وأوﺣﻴَْـﻨﺎ‬
ْ
َ ْ ََ
َ ََ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
‫اﳊﺠﺮ‬
َ َ َ ‫ﺿﺮب‬
ْ ‫ﻣﻮﺳﻰ‬
ْ َ ُ‫ـﻮﻣﻪ‬
ْ َ harfi gelen ‫ﺿﺮب‬
َ ْ َ ْ ‫إذ ا‬
ْ ْ ‫أن ا‬
ْ ِْ ‫ا‬
ُ ْ َ‫ﺳﺘﺴﻘﺎﻩُ ﻗ‬
َ ُ ” ayetinde başına ‫أن‬
َ َ َْ ‫ﺑﻌﺼﺎك‬
emir fiilinde değişiklik olmamıştır.
Bir de emir kipi kategorisinde değerlendirilen nehiy kipleri vardır. Hem
emir hem de nehiy kipi muzâri fiilden elde edilmelerine rağmen mebnîdirler.
Konuya dair bilgi için www.onlinearabic.net,
www.nizamettin.net adreslerine de başvurabilirsiniz.
www.schoolarabia.net,
OKUMA PARÇASI
ِ
‫اﻟﻀﺎﺋﻊ‬
ُ َُ
ُ ‫اﳋﺮوف ﱠ‬
ِ ِ ِ ‫ﲢﻴﻂ َِﺑﻘﺮ‬
ِ ِ ِ ‫أﺧﻴﻪ ﱠ‬
ِ َ ‫ـﻮﺟﻬﺎ َْﳓﻮ‬
ِ ِ َ ‫أﲪﺪ ﻣﻊ‬
ِ ِ‫اﻟﻐﺎﺑﺔ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻋﻠﻲ ِﻣﻦ اﻟﺒ‬
ِ ْ ‫ـﻌﺪ ﱡ‬
‫ﻣﻦ‬
َ ْ َ‫ـﻴﺖ ﺑ‬
ْ ‫ﻳﺘﻬﻤﺎ‬
َ َ ‫اﻟﺼﻐﲑ َ ﱟ‬
َ َ َ ‫اﻟﻈﻬﺮ َوﺗَ َ ﱠ‬
َ َ ُ َ ْ َ ‫ﺧﺮج‬
َ ََ
َ َ ْ ُ ُ ‫اﻟﱵ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
ٍ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
َ
‫أﻳﺎم‬
‫ﺛﻼﺛﺔ‬
‫ـﺒﻞ‬
‫ﻗ‬
‫ﺿﺎع‬
‫اﻟﺬي‬
‫اﳋﺮوف‬
‫ﻋﻦ‬
‫اﻟﺒﺤﺚ‬
‫ـﻨﺎف‬
‫ﺌ‬
‫ﻻﺳﺘ‬
‫ﺎ‬
‫ﻬﺎ‬
‫اﺑﻦ‬
‫إﻟﻴﻬﻤﺎ‬
‫اﻧﻀﻢ‬
‫ﻳﻖ‬
‫ﺮ‬
‫اﻟﻄ‬
‫وﰲ‬
.
َ
ِ َِ
َ
‫ﱠ‬
َ
ََ َ َ ْ َ َ
َْ ْ
َ ‫ﲨﻴﻊ ِﺟ‬
َ
ُْ َ ْ ‫ْ َﱠ‬
َُ َ ْ َ
51
‫ِ‬
‫ﺟﺎرﳘﺎ َُ ﱠ ٌ ِ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ِ‬
‫ﻣﻜﺎﻧﺎ ِإﻻﱠ َ ِ‬
‫اﳋﺮوف‪َ .‬ﱂ ﻳـ ْﺘـﺮُﻛﻮا ِﰲ َ ِ‬
‫ﻟﻴﺴﺎﻋﺪﳘﺎ ِﰲ ْ ِ‬
‫أﻳﻦ‬
‫ﳏﻤﺪ ُ َ َ َُ‬
‫ََِ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ َ َ ً َ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﳋﺮوف‪َ ْ َ .‬‬
‫وﲝﺜُﻮا ﻓﻴﻪ َ ِ ُ‬
‫اﻟﺒﺤﺚ َ ِ ُ‬
‫َْ ُ‬
‫اﻧﺸﻘﺖ واﺑـﺘ َـﻠﻌﺘﻪ‪ِ .‬‬
‫اﻟﺬﺋﺎب َ ِ ِ‬
‫أﺣﺪ ﱢ َ ِ‬
‫ﺣﺎد َ َ ِ ِ‬
‫اﻟﻐﺎدرة َ ْأم َ ﱠ‬
‫اﺧﺘَ َـﻔﻰ َﻳﺎ ﺗُ َـﺮى! َ َ ﱠ‬
‫ﻧﺴﺮاً َ ﱠ‬
‫اﳌﺨﺎﻟﺐ‬
‫ْ‬
‫ـﻬﻤﻪُ َ َ ُ‬
‫ﻛﺄن َ ْ َ‬
‫أن َ ْ‬
‫َ‬
‫ﻫﻞ اﻟْﺘَ َ َ‬
‫اﻷرض ْ َ ﱠ ْ َ ْ َ َ ْ ُ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺛﻼث َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺪء ْ ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ َﻛﺎﻟﺒ ِ‬
‫ﻃﺮﻓﺔ َ ْ ٍ‬
‫ـﺘﺬﻣﺮ‬
‫ﻗﺪ اﻧْ َ ﱠ‬
‫واﺧﺘﻄﻔﻪُ ِﰲ َ ْ َ‬
‫ـﺮق َ ْ َ ََ‬
‫َْ‬
‫ﻳﺪ َ َ‬
‫اﻟﺒﺤﺚ َ ْأو ﻳَ ِﺰ ُ‬
‫ﺑﺪأَ َ ﱞ‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ‬
‫ﺳﺎﻋﺎت ْ‬
‫ﻋﲔ‪ .‬ﺑَ ْـﻌ َﺪ َ َ َ‬
‫ـﻘﺾ َ َ ْ َ ْ‬
‫ﻋﻠﻲ ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫ﻗﺪ َ َ َ ِ‬
‫اﳌﺄﺧﺬ َ ِ‬
‫ِِ‬
‫وﻳﺸﻜﻮ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫وﺟﻮﻋﻪ َ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﻔﻠﺤﻮا ِﰲ ُ ُ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫اﻟﻌﺜﻮر َ َ‬
‫ﻓﻌﻼً َ َ‬
‫ـﻌﺐ َ ْ‬
‫ـﻬﻢ ُ ﱠ‬
‫وﻋﻄﺸﻪ‪ْ .‬‬
‫ََ ْ ُ ْ‬
‫وﱂْ ﻳُ ْ ُ‬
‫أﺧﺬ ﻣ ْﻨ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻌﺒﻪ َ ُ َ‬
‫ﻛﻞ َْ َ َ‬
‫ﻛﺎن اﻟﺘﱠ َ ُ‬
‫َ ِ‬
‫اﳋﺮوف‪.‬‬
‫ُ‬
‫أﻗﻞ َ ِ‬
‫أﲪﺪ ِﻣﻦ َ ِ ِ ِ‬
‫أﺧﺎﻩُ َ ِ‬
‫ـﺘﻤﺎﻟﻚ ﻧَ ْـﻔﺴﻪُ َ ِ‬
‫اﺑﻖ ِﰲ اﻟﺒ ْ ِ‬
‫ـﻴﺖ‬
‫ﻗﺎﺋﻼً‪َ َ" :‬أﱂْ َ ُ ْ َ‬
‫ـﻌﺎﺗﺐ َ َ‬
‫ﻟﻚ ْ َ‬
‫أﻣﺎم َﻣﺎ َرآﻩُ َ ْ َ ُ ْ ْ‬
‫ََ َ‬
‫َ‬
‫أﻣﺮ َأﺧﻴﻪ َﱂْ ﻳَ َ َ َ ْ َ َ َ‬
‫وﺑﺪأَ ﻳَُ ُ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻷَﺛْ ِ‬
‫ﻳﺼﻠﺢ ِ َ ٍ‬
‫ﻟﺸﻲء!"‪ِ .‬ﰲ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ِ‬
‫رﺟﻊ‬
‫ﳜﻴﻢ َ َ‬
‫ﻓﺸﻴﺌﺎً‪َ ِ .‬‬
‫ـﻨﺎء َ َ‬
‫اﻟﻈﻼم َ ْ‬
‫إﻧﻚ َ َ ٌ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ِﱠ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ َﺷﻴﺌًْﺎ َ َ ْ‬
‫ﻛﺎن ﱠ َ ُ‬
‫َ‬
‫ﻟﺬا َ َ َ‬
‫ﺑﺪأَ َُﱢ ُ‬
‫وﻟﺪ ﻻَ َ ْ ُ ُ ْ‬
‫اﻷوﻻد ﱠ‬
‫أﻣﻠﻬﻢ‪.‬‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔَُ ِ َإﱃ َ‬
‫اﻟﻘ ْﺮَِﻳﺔ َ َ ْ‬
‫َْ َ ُ‬
‫وﻗﺪ َ َ‬
‫ﺧﺎب َ َ ُ ُ ْ‬
‫ﻳﺬق َﻃﻌﻢ اﻟﻨـ ِ‬
‫ﺿﺎع َ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َﺣ ِﺰﻳﻨﺎً َ َ‬
‫ﱠﻮم ُ ْ ُ‬
‫ﻣﻨﺬ َ ْ‬
‫َ َ‬
‫ﺟﺪﳘﺎ َ ِ َ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ﱞ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َرَأى َ ﱡ َُ‬
‫ﻗﺎل َﻟﻪُ‬
‫اﳋﺮوف‪َ َ ْ َ .‬‬
‫ﻋﻠﻲ َﱂْ َ ُ ْ ْ َ ْ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ ﱠ َ‬
‫أن َ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ"‪.‬‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫وأﻟﻤﻪُ‪" :‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫ُِ َ ﱢ َ‬
‫ﻟﻴﺨﻔﻒ َْ‬
‫ـﻴﺄس َﻳﺎ ﺑُ َﱠ‬
‫ﻛﻞ َ َْ‬
‫أﻣﻞ َ ْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪُ َ ََ َ‬
‫ﻋﻠﻰ اﷲ َﻓﺈن اﷲَ ﻻَ َُﱢ ُ‬
‫ـﲏ َوﺗَ َـﻮ ْ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻮ َ‬
‫ﳜﻴﺐ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﻠﻘﻰ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ﻗﺎﻟﻪُ َ ﱡ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫ﻛﺮر َﻣﺎ َ َ‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫ﺟﺪﻩُ‪" :‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫اﺳﺘَ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻓ َﺮاﺷﻪ َ ْ َ َ‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ ْ‬
‫ََْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫أﻏﻤﺾ ﻋَْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ َوَ ﱠ َ‬
‫ـﻴﺄس َوﺗَ َـﻮﱠ ْ‬
‫ﻋﻠﻲ ﱠ ُ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪ ِﻣﻦ َ ْ ِ ٍ‬
‫ﻟﻴﻌﻴﺪ اﷲ َِ ِ‬
‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ ٍ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﻇﻬﺮ ﻗَ ْ ٍ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ْ ِ‬
‫إﻟﻴﻪ َ ُ َ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟﻠﱠْﻴ َ َ‬
‫اﷲ‪َ ِْ ."...‬‬
‫ـﻠﺔ‪ ،‬ﻗَـ َﺮأَ َ ِ ﱞ‬
‫ﺧﺮوﻓﻪُ‬
‫ـﺮآﻧﻴﺔ ُ َ ُ ْ‬
‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ْ‬
‫أدﻋﻴﺔ َ َ‬
‫ـﻠﺐ َ َ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ﱠِ‬
‫اﻟﻌﻄﺮة‪.‬‬
‫اﺋﺤﺘﻪُ َ ِ َ َ‬
‫اﻟﺴﻮداوﻳْ ِﻦ َ َ ﱠ‬
‫وﺷﻢ َر ِ َ َ‬
‫ـﺒﻞ َﻋ ْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ ﱠ ْ َ َ‬
‫اﻟﺬي َ َ َ َ‬
‫ﻟﻄﺎﻟﻤﺎ ﻗَﱠ َ‬
‫ﺻﻮت َ ٍ‬
‫ﺧﺎﺋﻒ‪ِ .‬ﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺟﺰع َ ِ ٍ‬
‫اﻟﺼﺒﺎح َ ِ ِ‬
‫ﻛﻴﻒ‬
‫اﻟﺒﺎﻛﺮ اﺳﺘـ‬
‫اﻷوﱃ َﱂْ ﻳَ ْ ِ ْ‬
‫اﻟﻠﺤﻈﺔ ُ َ‬
‫َْْﻴ َ َ‬
‫ِﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ﺧﺮوف َ ِ ٍ‬
‫ﻋﻠﻲ َ َ‬
‫ـﻌﺮف َ ْ َ‬
‫ـﻘﻆ َ ِ ﱞ‬
‫ْ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ْ‬
‫ُ‬
‫ﻳ ﱠُ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻜﻠﻤﺎت َﻋﻦ ِ ِ‬
‫ﺻﻮت َ ِِ‬
‫ﺧﺮرﻓﻪ َﻏﻤﺮﻩُ ﻓَـﺮح َ ِ ِ‬
‫ـﻘﻦ َ ﱠ‬
‫ـﻌﻘﺪت‬
‫وﺻﻔﻪ َواﻧْ َ َ َ ْ‬
‫أن ﱠ ْ َ‬
‫ـﻌﺠﺰ َ َ ُ ْ َ ْ‬
‫ﻋﺎرمٌ ﺗَ ْ ُ‬
‫ََ َ‬
‫ََ َ ٌ‬
‫ـﺘﺼﺮف؟ َ ْ َ َ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ ﺗَـﻴَ ﱠ َ‬
‫اﻟﺼﻮت َ ْ ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺸﻌﺘَ ْـﲔِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱡ‬
‫ﺷﻔﺘَ ْـﻴﻪ ُْ َ‬
‫اﻟﻜﻠﻤﺎت ﰲ َ ْ‬
‫ﻣﻦ َﻋ ْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ ُ ﱠ‬
‫ﻣﻦ ﺑَ ْـﲔ َ َ‬
‫ﺣﻠﻘﻪ ﰒُﱠ ﺗَ َـﻨﺎﺛَ َ ْ‬
‫َ َ ُ‬
‫ـﻬﻤﺮ ْ‬
‫اﳌﺮﲡ َﻔﺘَ ْـﲔ َ ُ‬
‫ﻛﻠﻤﺎت ْ‬
‫ـﺮت ْ ُ‬
‫ﺑﻀﻊ َ َ‬
‫واﻟﺪﻣﻮعُ ﺗـَْﻨ َ ُ‬
‫أﺷﻜﺮك‪.‬‬
‫ِ ََ ِ‬
‫رب‪َ ُ ُ ْ َ ،‬‬
‫ﺑﺎﻟﻔﺮح‪َ ُ ُ ْ َ :‬‬
‫أﺷﻜﺮك َﻳﺎ َ ﱢ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫‪ .1‬ﻣﻦ َﺧﺮج ِﻣﻦ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﻈﻬﺮ ؟‬
‫ـﻴﺖ ﺑَ ْ َ‬
‫َْ َ َ َ‬
‫‪ِ َ ِ .2‬‬
‫وأﺧﻮﻩُ ِ َإﱃ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ ؟‬
‫ﻟﻤﺎذا ﱠاﲡﻪََ َ َْ ُ‬
‫أﲪﺪ َ َ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫إﻟﻴﻬﻤﺎ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ‬
‫ﻣﻦ ِ ْ َ ﱠ‬
‫‪ْ َ .3‬‬
‫اﻧﻀﻢ َِْ ِ َ‬
‫اﻷخ ﱠ ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑُ؟‬
‫ﻣﻢ َ َ‬
‫‪ ِ .4‬ﱠ‬
‫ﺷﻜﺎ َ ُ‬
‫أﲪﺪ ِ َ ِ ِ‬
‫ﻷﺧﻴﻪ ﱠ ِ ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ؟‬
‫ﻣﺎذا َ َ‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫ﻗﺎل َ ْ َ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻀﺎﺋﻊ؟‬
‫وﺟﺪوا َُ َ‬
‫ﻫﻞ َ َ ُ‬
‫اﳋﺮوف ﱠ َ‬
‫‪ْ َ .6‬‬
‫اﳉﺪ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﳊﻔﻴﺪﻩ ﱠ ِ ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ؟‬
‫ﻣﺎذا َ َ‬
‫‪َ َ .7‬‬
‫ﻗﺎل َ ﱡ َ‬
‫اﻷوﻻد ﱠ‬
‫اﻟﻘ ْﺮَِﻳﺔ؟‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔَُ ِ َإﱃ َ‬
‫‪َ ْ َ .8‬‬
‫رﺟﻊ َ ْ َ ُ‬
‫ﻛﻴﻒ َ َ َ‬
‫ﻣﺎذا ﻓَـﻌﻞ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ِﻓﺮ ِ ِ‬
‫اﺷﻪ؟‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ اﺳﺘَْ ْ َ‬
‫‪ َ َ َ َ َ .9‬ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ ْ َ َ‬
‫ـﻠﻘﻰ َ َ َ‬
‫ِ‬
‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ ٍ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪُ ِﻣﻦ َ ْ ِ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﻟﻤﺎذا ﻗَـﺮأَ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ـﺮآﻧﻴﺔ ؟‬
‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ َ‬
‫أدﻋﻴﺔ َ َ‬
‫ﻋﻠﻲ َ َ‬
‫ْ‬
‫‪َ َ َ .10‬‬
‫ﻋﻠﻲ؟‬
‫ﻛﻴﻒ ِاﺳﺘَْـ ْﻴ َ َ‬
‫ﻣﱴ َوَ ْ َ‬
‫ـﻘﻆ َ ِ ﱞ‬
‫‪َ َ .11‬‬
‫‪ 52‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﻇﻤﺌﻪ‪ِ ،‬اﺑﻦ‪ُ ،‬ﻛﻞ‪ ،‬ﺗ ْ ْ ِ‬
‫ْﺘﺤﻖ ِ‬
‫‪ِ َْ ) ‬‬
‫ﺻﺤﺎ(‬
‫اﳌﻔﺮدات‪ ،‬ﻳُ َ ِ ُ‬
‫ب‪ُ َ َ ُْ ،‬‬
‫ـﻘﻨﻂ‪ ،‬اﻟَ َ َ‬
‫اﳋﺎﺋﻨﺔ‪َ َ ّ ٌ ْ ِِ َ َ ،‬‬
‫اﳌﻨﺰل‪َِ َ ،‬‬
‫ـﺆاﺧﺬ‪َ َ ،‬‬
‫أﺧﻴﻪ ﱠ ِ ِ ِ‬
‫أﲪﺪ ﻣﻊ َ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻲ ِﻣﻦ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﻈﻬﺮ‪.‬‬
‫ـﻴﺖ ﺑَ ْ َ‬
‫ﺧﺮج َ ْ َ ُ َ َ‬
‫‪َ َ َ .1‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ ﱟ َ‬
‫ﲢﻴﻂ َِﺑﻘﺮ ِ ِ ِ‬
‫ـﻮﺟﻬﺎ َْﳓﻮ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ ﱠِ ِ‬
‫ﺟﻬﺎ َِﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻦ َِ ِ‬
‫ﲨﻴﻊ ِ َ‬
‫ﻳﺘﻬﻤﺎ ْ‬
‫‪َ .2‬وﺗَ َ ﱠ َ َ َ‬
‫اﻟﱵ ُ ُ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫اﻧﻀﻢ َِإﻟﻴ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﳏﻤﺪ‪.‬‬
‫ﺟﺎرﳘﺎ َُ ﱠ ٌ‬
‫اﺑﻦ َ ِ َ‬
‫‪ِ َ .3‬وﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ ْ َ ﱠ ْ َ‬
‫ﻬﻤﺎ ْ ُ‬
‫‪ِ .4‬‬
‫اﻟﺬﺋﺎب َ ِ ِ‬
‫أﺣﺪ ﱢ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎدرة‪.‬‬
‫ـﻬﻤﻪُ َ َ ُ‬
‫َ‬
‫ﻫﻞ اﻟْﺘَ َ َ‬
‫َْ‬
‫وﺟﻮﻋﻪ و َ َ ِ ِ‬
‫وﻳﺸﻜﻮ ِ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﻋﻄﺸﻪ‪.‬‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫ﺑﺪأَ َ ِ ﱞ‬
‫ـﺘﺬﻣﺮ َ َ ْ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻌﺒﻪ َ ُ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫أﲪﺪ ِﻣﻦ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﺘﻤﺎﻟﻚ ﻧَ ْـﻔﺴﻪُ َ ِ‬
‫أﺧﺎﻩُ‪.‬‬
‫ـﻌﺎﺗﺐ َ َ‬
‫أﻣﺎم َﻣﺎ َرآﻩُ َ ْ َ ُ ْ ْ‬
‫‪َ َ َ .6‬‬
‫أﻣﺮ َأﺧﻴﻪ َﱂْ ﻳَ َ َ َ ْ َ َ َ‬
‫وﺑﺪأَ ﻳَُ ُ‬
‫أﻗﻞ َ ِ‬
‫ﻳﺼﻠﺢ ِ َ ٍ‬
‫اﺑﻖ ِﰲ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ﻟﺸﻲء!‬
‫إﻧﻚ َ َ ٌ‬
‫ـﻴﺖ ِﱠ َ‬
‫‪َ َ .7‬أﱂْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻟﻚ ْ َ‬
‫وﻟﺪ ﻻَ َ ْ ُ ُ ْ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ‬
‫اﷲ‪...‬‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫‪ .8‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫ـﻴﺄس َوﺗَ َـﻮﱠ ْ‬
‫ﺻﻮت َ ٍ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ‬
‫ﺟﺰع َ ِ ٍ‬
‫اﻟﺼﺒﺎح َ ِ ِ‬
‫اﻟﺒﺎﻛﺮ ِاﺳﺘـ‬
‫ﺧﺎﺋﻒ‪.‬‬
‫َْْﻴ َ َ‬
‫‪ِ .9‬ﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ﺧﺮوف َ ِ ٍ‬
‫ـﻘﻆ َ ِ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ َ َ ْ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻜﻠﻤﺎت َﻋﻦ ِ ِ‬
‫‪َ .10‬ﻏﻤﺮﻩُ ﻓَـﺮح َ ٌِ ِ‬
‫وﺻﻔﻪ‪.‬‬
‫ـﻌﺠﺰ َ َ ُ ْ َ ْ‬
‫ﻋﺎرم ﺗَ ْ ُ‬
‫ََ َ ٌ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫اﻟﻜﺒﲑ‪ِِ ِ َ ،‬‬
‫‪ِِ َ ) ‬‬
‫ﱡﻮر‪ ،‬اﻟﺒَْ َ َ ْ ِ‬
‫اﳌﺴﺎء(‬
‫دﺧﻞ‪ْ ُ ِ َ ،‬‬
‫ﱠﻬﺎر‪َ َ ،‬‬
‫ـﻴﻀﺎوﻳﻦ‪ً ِ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ﻇﻬَﺮ‪ ،‬اﻟﻨ ُ‬
‫ﺗﺼﻮﻳﺮﻩ‪ ،‬اﻟﻨـ َ َ‬
‫ﻓﺮﺣﺎ‪َ َ ،‬‬
‫ﺷﺒﻌﻪ‪َ َ َ ،‬‬
‫أﺧﻴﻪ ﱠ ِ ِ ِ‬
‫أﲪﺪ ﻣﻊ َ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻲ ِﻣﻦ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﻈﻬﺮ‪.‬‬
‫ـﻴﺖ ﺑَ ْ َ‬
‫ﺧﺮج َ ْ َ ُ َ َ‬
‫‪َ َ َ .1‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ ﱟ َ‬
‫اﺧﺘَ َـﻔﻰ َﻳﺎ ﺗُ َـﺮى!‬
‫أﻳﻦ ْ‬
‫‪َ ْ َ .2‬‬
‫وﻳﺸﻜﻮ ِ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﺟﻮﻋﻪ َ َ ِ ِ‬
‫وﻋﻄﺸﻪ‪.‬‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ﺑﺪأَ َ ِ ﱞ‬
‫ـﺘﺬﻣﺮ َ َ ْ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻌﺒﻪ َو ُ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻷَﺛْ ِ‬
‫‪ِ .4‬ﰲ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ِ‬
‫ﻓﺸﻴﺌﺎً‪.‬‬
‫ﳜﻴﻢ َ َ‬
‫ـﻨﺎء َ َ‬
‫اﻟﻈﻼم َ ْ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ َ ًْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺷﻴﺌﺎ َ َ ْ‬
‫ﻛﺎن ﱠ َ ُ‬
‫َ‬
‫ﺑﺪأَ َُﱢ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وأﻟﻤﻪ‪.‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َﺣ ِﺰﻳﻨﺎً َ َ‬
‫ﻗﺎل َﻟﻪُ ُِ َ ﱢ َ‬
‫ﻟﻴﺨﻔﻒ َْ‬
‫ﺟﺪﳘﺎ َ ِ َ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َرَأى َ ﱡ َُ‬
‫‪َ َ ْ َ .5‬‬
‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪُ َ ََ َ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﻠﻘﻰ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ﻛﺮر َﻣﺎ َﻗﺎﻟﻪُ َ ﱡ‬
‫ﺟﺪﻩُ‪.‬‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ اﺳﺘَْ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻓ َﺮاﺷﻪ أَ ْ َ َ‬
‫‪َ َ ْ .6‬‬
‫ﻏﻤﺾ ﻋَْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ َوَ ﱠ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﱠ ُ‬
‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ ٍ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪُ ِﻣﻦ َ ْ ِ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﻇﻬﺮ ﻗَ ْ ٍ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ْ ِ‬
‫ـﺮآﻧﻴﺔ‪.‬‬
‫‪َ ْ ِ .7‬‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟﻠﱠْﻴ َـﻠﺔَ‪ ،‬ﻗَـ َﺮأَ َ ِ ﱞ‬
‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ْ‬
‫أدﻋﻴﺔ َ َ‬
‫ـﻠﺐ َ َ‬
‫ْ‬
‫ﻟﻄﺎﻟﻤﺎ ﻗَﱠـﺒﻞ َﻋﻴـﻨَ ِ‬
‫ـﻴﻪ ﱠ ْ َ َ ْ ِ‬
‫اﻟﻌﻄﺮة‪.‬‬
‫اﺋﺤﺘﻪُ َ ِ َ َ‬
‫اﻟﺴﻮداوﻳﻦ َ َ ﱠ‬
‫وﺷﻢ َر ِ َ َ‬
‫‪ْ ْ َ َ َ َ َ .8‬‬
‫ﺻﻮت َ ٍ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ‬
‫ﺟﺰع َ ِ ٍ‬
‫اﻟﺼﺒﺎح َ ِ ِ‬
‫اﻟﺒﺎﻛﺮ ِاﺳﺘـ‬
‫ﺧﺎﺋﻒ‪.‬‬
‫‪ِ .9‬ﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ﺧﺮوف َ ِ ٍ‬
‫َْْﻴ َ َ‬
‫ـﻘﻆ َ ِ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ َ َ ْ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻜﻠﻤﺎت َﻋﻦ ِ ِ‬
‫‪َ .10‬ﻏﻤﺮﻩُ ﻓَـﺮح َ ٌِ ِ‬
‫وﺻﻔﻪ‪.‬‬
‫ـﻌﺠﺰ َ َ ُ ْ َ ْ‬
‫ﻋﺎرم ﺗَ ْ ُ‬
‫ََ َ ٌ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.‬‬
‫أﺧﻴﻪ ﱠ ِ ِ ِ‬
‫أﲪﺪ ﻣﻊ َ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻲ ِﻣﻦ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﻈﻬﺮ‪.‬‬
‫ـﻴﺖ ﺑَ ْ َ‬
‫ﺧﺮج َ ْ َ ُ َ َ‬
‫‪َ َ َ .1‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ ﱟ َ‬
‫ﲢﻴﻂ َِﺑﻘﺮ ِ ِ ِ‬
‫ـﻮﺟﻬﺎ َْﳓﻮ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ ﱠِ ِ‬
‫ﺟﻬﺎ َِﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻦ َِ ِ‬
‫ﲨﻴﻊ ِ َ‬
‫ﻳﺘﻬﻤﺎ ْ‬
‫‪َ .2‬وﺗَ َ ﱠ َ َ َ‬
‫اﻟﱵ ُ ُ َْ َ‬
‫‪ 53‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻋﻦ َ ِ‬
‫ﻣﻜﺎﻧﺎ ِإﻻﱠ َ ُ ِ‬
‫‪َ .3‬ﱂ ﻳـ ْﺘـﺮُﻛﻮا ِﰲ َ ِ‬
‫اﳋﺮوف‪.‬‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ َ َ ً َ َ‬
‫َ‬
‫وﲝﺜﻮا ﻓﻴﻪ َ ِ ُ‬
‫َْ ُ‬
‫أﻗﻞ َ ِ‬
‫ﻳﺼﻠﺢ ِ َ ٍ‬
‫اﺑﻖ ِﰲ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ﻟﺸﻲء!‬
‫إﻧﻚ َوَ ٌ‬
‫ـﻴﺖ ِﱠ َ‬
‫‪َ َ .4‬أﱂْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻟﻚ ْ َ‬
‫ﻟﺪ ﻻَ َ ْ ُ ُ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وأﻟﻤﻪُ‪.‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َﺣ ِﺰﻳﻨﺎً َ َ‬
‫ﻗﺎل َﻟﻪُ ُِ َ ﱢ َ‬
‫ﻟﻴﺨﻔﻒ َ ْ‬
‫ﺟﺪﳘﺎ َ ِ َ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َرَأى َ ﱡ َُ‬
‫‪َ َ ْ َ .5‬‬
‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪُ َ ََ َ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ ﱠ َ‬
‫ﳜﻴﺐ َأﻣﻞ ﻣﻦ ﺗَـﻮﱠﻛﻞ َ َ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ‬
‫اﷲ َِ ﱠ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ‪.‬‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫‪ .6‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫ـﻴﺄس َﻳﺎ ﺑُ َﱠ‬
‫ﻓﺈن اﷲَ ﻻَ َُﱢ ُ َ َ َ ْ َ َ ْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫ـﲏ َوﺗَ َـﻮﱠ ْ‬
‫ﺻﻮت َ ٍ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ‬
‫ﺟﺰع َ ِ ٍ‬
‫اﻟﺼﺒﺎح َ ِ ِ‬
‫اﻟﺒﺎﻛﺮ ِاﺳﺘـ‬
‫ﺧﺎﺋﻒ‪.‬‬
‫َْْﻴ َ َ‬
‫‪ِ .7‬ﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ﺧﺮوف َ ِ ٍ‬
‫ـﻘﻆ َ ِ ﱞ‬
‫ﻋﻠﻲ َ َ َ ْ‬
‫ُ‬
‫‪ِ .8‬ﰲ ﱠ َ ِ‬
‫ـﺘﺼﺮف؟‬
‫اﻷوﱃ َﱂْ ﻳَ ْ ِ ْ‬
‫اﻟﻠﺤﻈﺔ ُ َ‬
‫ﻛﻴﻒ ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫ـﻌﺮف َ ْ َ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﻠﻘﻰ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ﻛﺮر َﻣﺎ ﻗَﺎﻟﻪُ َ ﱡ‬
‫ﺟﺪﻩُ‪.‬‬
‫اﺳﺘَ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻓ َﺮاﺷﻪ َ ْ َ َ‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ ْ‬
‫‪َ َ ْ .9‬‬
‫أﻏﻤﺾ َﻋ ْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ َوَ ﱠ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﱠ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وأﻟﻤﻪُ‪.‬‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َﺣ ِﺰﻳﻨﺎً َ َ‬
‫ﻗﺎل َﻟﻪُ ُِ َ ﱢ َ‬
‫ﻟﻴﺨﻔﻒ َ ْ‬
‫ﺟﺪﳘﺎ َ ِ َ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َرَأى َ ﱡ َُ‬
‫‪َ َ ْ َ .10‬‬
‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪُ َ ََ َ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ ﱠ َ‬
‫‪5. Altı Çizili Kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ﲢﻴﻂ َِﺑﻘﺮ ِ ِ ِ‬
‫ـﻮﺟﻬﺎ َْﳓﻮ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ ﱠِ ِ‬
‫ﺟﻬﺎ َِﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻦ َِ ِ‬
‫ﲨﻴﻊ ِ َ‬
‫ﻳﺘﻬﻤﺎ ْ‬
‫‪َ .1‬وﺗَ َ ﱠ َ َ َ‬
‫اﻟﱵ ُ ُ ْ َ َ‬
‫‪ِ .2‬ﻻﺳﺘِْﺌ ِ‬
‫ﺿﺎع ﻗَـﺒﻞ َ ََِ‬
‫ﻋﻦ َ ِ ﱠ ِ‬
‫ـﻨﺎف ْ ِ‬
‫ﺛﻼﺛﺔ َﱠ ٍ‬
‫أﻳﺎم‪.‬‬
‫ْ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﺒﺤﺚ َ ِ ُ‬
‫اﳋﺮوف اﻟﺬي َ َ ْ َ‬
‫‪ِ .3‬‬
‫اﻟﺬﺋﺎب َ ِ ِ‬
‫أﺣﺪ ﱢ َ ِ‬
‫اﻟﻐﺎدرة‪.‬‬
‫ـﻬﻤﻪُ َ َ ُ‬
‫ﻫﻞ اﻟْﺘَ َ َ‬
‫َ‬
‫َْ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪُ ِ ِ ٍ‬
‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﻇﻬﺮ ﻗَ ْ ٍ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ْ ِ‬
‫ـﺮآﻧﻴﺔ‪.‬‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟﻠﱠْﻴ َ َ‬
‫‪َ ْ ِ .4‬‬
‫ـﻠﺔ‪ ،‬ﻗَـ َﺮأَ َ ِ ﱞ‬
‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ْ‬
‫ـﻠﺐ َ َ‬
‫ﻣﻦ َ ْأدﻋﻴَﺔ َ َ‬
‫ْ‬
‫ﺑﻀﻊ َ ِ ٍ ِ‬
‫ﺷﻔﺘ ِ‬
‫ـﻴﻪ ُ ِ‬
‫ـﻬﻤﺮ ِﻣﻦ َﻋﻴـﻨَ ِ‬
‫‪ .5‬ﺗَ َـﻨﺎﺛَ ْ ِ‬
‫ـﻴﻪ ُْ َِ‬
‫ﻣﻦ ﺑَ ْ ِ‬
‫اﳌﺮﲡ َﻔﺘَ ْ ِ‬
‫اﳌﺸﻌﱠﺘَ ْ ِ‬
‫ﺑﺎﻟﻔﺮح‪.‬‬
‫ـﲔ ِ َ َ ِ‬
‫ـﲔ َ َ َْ‬
‫واﻟﺪﻣﻮعُ ﺗـَْﻨ َ ِ ُ ْ ْ ْ‬
‫ﻛﻠﻤﺎت ْ‬
‫ـﲔ َ ﱡ ُ‬
‫ـﺮت ْ ُ َ‬
‫َ‬
‫واﺧﺘﻄﻔﻪُ ِﰲ َ َ ِ‬
‫ﻗﺪ اِﻧْ َ ﱠ ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ َﻛﺎﻟﺒ ِ‬
‫ﻃﺮﻓﺔ َ ْ ٍ‬
‫ﺣﺎد َ َ ِ ِ‬
‫‪ْ َ .6‬أم َ ﱠ‬
‫ﻧﺴﺮاً َ ﱠ‬
‫ﻋﲔ‪.‬‬
‫ـﺮق َ ْ َ ََ‬
‫اﳌﺨﺎﻟﺐ َ ْ‬
‫ْ‬
‫ـﻘﺾ َ َْ َ ْ‬
‫أن َ ْ‬
‫‪ .7‬واﻧْ َ َ ْ ِ‬
‫اﻟﻜﻠﻤﺎت ِﰲ ْ ِ ِ‬
‫ﺣﻠﻘﻪ‪.‬‬
‫َ َ‬
‫ـﻌﻘﺪت َ َ ُ َ‬
‫اﻷوﻻد ﱠ‬
‫أﻣﻠﻬﻢ‪.‬‬
‫‪َ ِ .8‬‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔَُ ِ َإﱃ َ‬
‫اﻟﻘ ْﺮَِﻳﺔ َ َ ْ‬
‫رﺟﻊ َ ْ َ ُ‬
‫وﻗﺪ َ َ‬
‫ﻟﺬا َ َ َ‬
‫ﺧﺎب َ َ ُ ُ ْ‬
‫ﺳﺎﻋﺎت ِ ِ‬
‫وﺟﻮﻋﻪ َ َ ِ ِ‬
‫وﻳﺸﻜﻮ ِ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﺛﻼث َ ٍ‬
‫‪ .9‬ﺑ ْ َ ِ‬
‫ﺑﺪء ْ ِ‬
‫وﻋﻄﺸﻪ‪.‬‬
‫ﻳﺪ َ َ‬
‫اﻟﺒﺤﺚ َ ْأو ﻳَ ِﺰ ُ‬
‫ﺑﺪأَ َ ِ ﱞ‬
‫ـﺘﺬﻣﺮ َ َ ْ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ـﻌﺪ َ َ َ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻌﺒﻪ َ ُ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫‪6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını‬‬
‫‪seçiniz.‬‬
‫ﻋﻦ َ ِ‬
‫ﻣﻜﺎﻧﺎ ِإﻻﱠ َ ُ ِ‬
‫) َﱂ ﻳـ ْﺘـﺮُﻛﻮا ِﰲ َ ِ‬
‫اﺧﺘَ َـﻔﻰ َﻳﺎ ﺗُ َـﺮى! َ َ ﱠ‬
‫ـﻠﻌﺘﻪُ‪(.‬‬
‫أﻳﻦ ْ‬
‫اﻷرض ِ ْ َ ﱠ ْ‬
‫اﻧﺸﻘﺖ َواﺑْـﺘَ َ َ ْ‬
‫ﻛﺄن َ ْ َ‬
‫اﻟﻐﺎﺑﺔ َ َ ً َ َ‬
‫َ‬
‫اﳋﺮوف‪َ ْ َ .‬‬
‫وﲝﺜﻮا ﻓﻴﻪ َ ِ ُ‬
‫َْ ُ‬
‫‪a. Ormanda kuzuyu aramadık hiç bir yer bırakmadılar. Acaba nereye‬‬
‫!‪kayboldu? Sanki yer yarıldı da içine girdi‬‬
‫‪b. Kuzuyu ormanda her yerde aradılar. Acaba nerede kaybolmuştu? Sanki yer‬‬
‫!‪yarılarak onu yuttu‬‬
‫‪c. Ormanın her yerinde kuzuyu aradılar. Nereye saklandı acaba? Yer yarılıp‬‬
‫‪onu yutmuş olmalı.‬‬
‫‪d. Ormanda kuzuyu aramadık hiç bir yer bırakmadılar. Nerede saklanabilirdi‬‬
‫!‪ki? Sanki yer yarıldı da onu içine aldı‬‬
‫‪e. Kuzuyu ormanın her yerinde arıyorlardı. Acaba nereye gizlenmişti? Sanki‬‬
‫!‪yer yarılmıştı da içine düşmüştü‬‬
‫‪ 54‬‬
‫‪ ‬‬
ِ َِ ‫ﻟﻴﻌﻴﺪ اﷲ‬
ٍ ِ ْ َ ‫ـﻌﻠﻤﻪ ِﻣﻦ‬
ِ ِ ٍ ‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ‬
ٍ
ِ ٍ ْ َ‫ﻇﻬﺮ ﻗ‬
ِ ْ َ ‫ﻋﻦ‬
(ُ‫ﺧﺮوﻓﻪ‬
َ ُ َ ‫إﻟﻴﻪ‬
‫)ﻗَـ َﺮأَ َ ِ ﱞ‬
ْ ُ َ ُ ‫ـﺮآﻧﻴﺔ‬
َ ْ َ ‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ‬
ْ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
َ َ ‫أدﻋﻴﺔ‬
َ َ ‫ـﻠﺐ‬
ْ
a. Ali, kuzusunu Allah’ın ona geri vermesi için öğrendiği tüm dua ve Kur’an
ayetlerini ezbere okudu.
b. Ali, kuzusunu ona Allah’ın geri getirmesi için tüm öğrendiği dua ve
Kur’an ayetlerini içinden okudu.
c. Ali, Allah’ın ona kuzusunu iade etmesi için tüm dua ve Kur’an
ayetlerinden öğrendiklerini okudu.
d. Ali, kuzusunu ona Allah’ın tekrar getirmesi için ezbere bildiği tüm dua ve
Kur’an ayetlerini içinden okudu.
e. Ali, Allah’ın ona kuzusunu geri getirmesi için dua ve Kur’an ayetlerinden
öğrendiklerinin tümünü kalbinden geçirdi.
DİLBİLGİSİ
FİİLERDE İ‘RÂB
Sahih Fiillerin Çekimleri ünitesinde mâzi, muzâri ve emir fiil çekimlerini
görmüştük. Bu ünitede fiillerde i‘râb konusunu ele alacağız. Hangi fiillerin
mu‘rab, hangilerinin mebnî olduğunu, mu‘rab olan fiillerin ref, nasb ve cezm
alametlerini, mebnî olan fiillerin ise ne şekilde mebnî olduğunu
inceleyeceğiz. Ayrıca fiillere bitişen muzmer (zamir) fâillerin neler olduğunu
çeşitli örneklerle işleyeceğiz.
Fiiller zaman açısından mâzi (geçmiş), muzâri (şimdiki ve geniş) ve emir
(istek) olmak üzere üç kısma ayrılmaktadır. Mâzi ve emir fiilleri mebnî,
muzâri fiil ise mu‘rabdır.
Mâzi Fiil: Bir eylem veya olayın geçmiş zamanda meydana geldiğini
bildiren fiil türüdür. Sahih veya illetli olsun mâzi fiil tüm siygalarıyla
mebnîdir.
Mâzi Fiilin İ’râbı: Mâzi fiiller mebnîdir, son harekeleri değişmez. Mebnî
fiiller tahlil edilirken fiilin sonunda değişmeyen hareke veya harf üzere
mebnî olduğu belirtilir. Bu durum aşağıdaki tabloların açıklamalarında
görülecektir.
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan mâzi fiil çekimi verilmiş, fâil olan
merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, mebnîlik durumu da
rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ َ‫ﻓ‬
1 (‫ﻓَ َـﻌﻼَ )ا‬
1 (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
3 (‫ـﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ َ‫ﻓ‬
1 (‫ـﻌﻠﺘﺎ )َﺗﺎ‬
ََ َ َ‫ﻓ‬
ِ ْ َ َ‫ﻓ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َ
َ ) ‫ـﻌﻠﺖ‬
‫اﳉﻤﻊ‬
ُ َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ 55
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
yaptı :‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
3 (‫ـﻌﻠﺘﻢ )ُْﰎ‬
ْ ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
3 (‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ )َُﲤﺎ‬
َ ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
3 (‫ت‬
َ ) ‫ـﻌﻠﺖ‬
َ ْ َ َ‫ﻓ‬
3 (‫ﺗﻦ‬
‫ﻓَ َ ْ ُﱠ‬
‫ـﻌﻠﱳ ) ُ ﱠ‬
3 (‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ )َُﲤﺎ‬
َ ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
ِ ) ‫ـﻌﻠﺖ‬
ِ ْ َ‫ﻓ‬
3 (‫ت‬
َ
 3 (‫ـﻌﻠﻨﺎ )َﻧﺎ‬
َْ َ َ‫ﻓ‬
3 (‫ت‬
ُ ) ‫ـﻌﻠﺖ‬
ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
(1) rakamı ile gösterilen dört siyga fetha üzere mebnîdir.
(2) rakamı ile gösterilen bir siyga zamme üzere mebnîdir.
(3) rakamı ile gösterilen dokuz siyga sükûn üzere mebnîdir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen sahih mâzi fiilleri inceleyiniz.
ِ ْ َ ‫ـﻌﻠﺖ‬
Dün ne yaptın? ‫أﻣﺲ؟‬
ََ
َ ْ َ َ‫ﻣﺎذا ﻓ‬
Ali bir mektup yazdı. .ً‫رﺳﺎﻟﺔ‬
َ َ ِ ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻛﺘﺐ َ ِ ﱞ‬
َ ََ
‫ﻛﺘﺐ‬
‫ َ ِ ﱞ‬zamme ile merfu‘ açık (zâhiri)
َ َ َ fetha üzere mebnî mâzi fiildir. ‫ﻋﻠﻲ‬
fâildir.
‫ﺖ‬
ْ َ َ‫ ﻓ‬sükûn üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir olan ‫ت‬
َ fâildir.
َ ‫ـﻌﻠ‬
ِ ‫ذﻫﺒﺎ ِ َإﱃ ﱡ‬
Ali ve Halid çarşıya gittiler. .‫اﻟﺴﻮق‬
ٌِ َ
‫ﺧﺎﻟﺪ َ ِ ﱞ‬
َ َ َ ‫وﻋﻠﻲ‬
‫ذﻫﺒﺎ‬
َ َ َ fetha üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir olan tesniye elifi
(‫ )ا‬fâildir. Fiil ve fâilden oluşan ‫ذﻫﺒﺎ‬
ٌ ِ َ mübtedasının haberdir.
‫ﺧﺎﻟﺪ َ ِ ﱞ‬
َ َ َ cümlesi, ‫وﻋﻠﻲ‬
ِ ْ َ ‫اﻟﻄﻼب َذﻫﺒﻮا َإﱃ‬
Öğrenciler okula gittiler. .‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
َُ ُ ‫ﱡ ﱠ‬
ََ
‫ذﻫﺒﻮا‬
ُ َ َ zamme üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir olan cemi
vâvı (‫ )و‬fâildir. Fiil ve fâilden oluşan ‫ذﻫﺒﻮا‬
ُ ‫ ﱡ ﱠ‬mübtadasının
ُ َ َ cümlesi ‫اﻟﻄﻼب‬
haberidir.
ِ َ ِ ‫ـﻨﺎت َ ِﻟﻌﱭ ِﰲ‬
Kızlar bahçede oynadılar. .‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َْ ُ َ َ‫اﻟﺒ‬
َ
ِ
‫ﻟﻌﱭ‬
َْ َ sükûn üzere mebnî mâzi fiil. Merfu‘ zamir olan nûn-u nisve (‫ )َن‬fâildir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen mâzi fiilleri tespit ediniz. Bu fiillerin ne üzere
mebnî olduğunu fâillerini göstererek açıklayınız.
‫ﻛﺘﺒﱳ؟‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت َﻣﺎذاَ َ َْ ُﱠ‬
ُ َِ ‫ أَﻳﱠـﺘُ َـﻬﺎ ﱠ‬.3
.‫س‬
َ ْ ِ َ ‫ﳓﻦ‬
ْ ‫ﻓﻬﻤﻨﺎ ﱠ‬
ُ ْ َ .6
َ ‫اﻟﺪر‬
ِ
ِ ْ َ ‫وﻋﻠﻲ رﺟﻌﺎ ِﻣﻦ‬
.‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
َ َ َ َ َ َ ‫ﺣﺴﻦ َ ﱞ‬
ٌ َ َ .2
ِ ْ َ‫ﻣﺎذا ﻓ‬
‫ـﻌﻠﺖ َﻳﺎ ﻟَْﻴ َـﻠﻰ؟‬
َ َ َ .5
.‫اﻟﺒﺎب‬
ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬.1
َ َ ‫ـﺘﺤﺖ‬
.‫ذﻫﺒﻮا‬
ُ َ َ ‫ﻫﻢ‬
ْ ُ .4
Muzâri Fiil: Bir eylemin şimdiki veya geniş zamanda yapılmakta olduğunu
veya gelecek zamanda yapılacağını ifade eden fiil türüdür.
Muzâri Fiilin İ’râbı: Muzâri fiiller mu‘rabdır. Ancak muzâri fiilin iki
siygası mebnîdir, yapısı değişmez. Bu iki siyga ‫ـﻔﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ـﻔﻌﻠﻦ – ﺗ‬
َ ْ َ ْ َ‫ ﻳ‬siygalarıdır.
Mebnî oldukları için bu iki siyganın i‘râbı mahallen olur. Başında nasb veya
cezm eden amillerden biri bulunmayan muzâri fiil merfu‘dur. Nasb ve cezm
edatlarından önemli olanlara, “Fiili Muzârinin Nasb Hali” ve “Fiili Muzârinin
Cezm Hali” konularında değinilecektir.
56
Son Harfi Sahih Olan Muzâri Fiilin Ref Hali
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan merfu‘ muzâri fiil çekimi verilmiş, fâil
olan merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, i‘râb durumu da
rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮن )و‬
َ ُ َ ْ َ‫ﻳ‬
َِ ْ‫ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼن )ا‬
َ َ
1 (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ﻳ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻳ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼن )ا‬
َ
ِ ْ َ‫ﺗ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َُ
َ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮن )و‬
َ ُ َ ْ َ‫ﺗ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼن )ا‬
َ
1 (‫أﻧﺖ‬
َ َْ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ﺗ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫ﺗ‬
ِ َ ْ َ‫ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼن )ا‬
َ
ِ
2 (‫ـﻔﻌﻠﲔ )ي‬
َ َ ْ َ‫ﺗ‬
‫اﳉﻤﻊ‬
ُ َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
1 (‫ـﻌﻞ )ََأﻧﺎ‬
ُ َ ْ‫أَﻓ‬
1 (‫ﳓﻦ‬
ُ َْ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ﻧ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ‫اﻟْﻐ‬
III. Şahıs Dişil
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
(1) rakamı ile gösterilen beş siyga zamme ile merfu‘dur.
(2) rakamı ile gösterilen yedi siyga nunların sabit kalmasıyla merfu‘dur. Sonlarında nun bulunan bu siygaların sayısı yedi olmasına rağmen, üç tanesi
ِ َ ْ َ‫ )ﺗ‬bunlara kısaca beş fiil anlamında “ef’âl-i
ortak siyga olduğu için (‫ـﻔﻌﻼن‬
َ
hamse” denilmektedir. Ef’âl-i hamse’nin ref durumu nunların sabit kalması,
nasb ve cer durumu ise nunların hazfedilmesi (düşürülmesi) ile olur.
(3) rakamı ile gösterilen iki siyga sükûn üzere mebnîdir. Mebnî kelimelerin
i’rabı mahalli olduğundan, bu iki siyga mahallen merfu‘dur.
Aşağıdaki cümlelerde geçen merfu‘ muzâri fiilleri inceleyiniz.
ِ ‫ﲢﺖ ﱠ‬
ِ
ِ ِْ‫وﻓﺎﻃﻤﺔُ َﲡ‬
Ayşe ve Fatma ağacın altında oturuyorlar. .‫اﻟﺸﺠﺮة‬
ََِ
َ ْ َ ‫ﻠﺴﺎن‬
َ َ َ ُ‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
ََ
َ
ِ ِ ْ‫ َﲡ‬nun harfinin sabit kalmasıyla merfu‘ muzâri bir fiildir. Merfu‘
‫ﻠﺴﺎن‬
َ
muttasıl zamir olan tesniye elifi (‫ )ا‬fâildir.
ِ َ ‫ﻳﺎ َزﻳـﻨﺐ‬
Zeynep! Ne yapıyorsun? ‫ـﻔﻌﻠﲔ؟‬
َ َ ْ َ‫ﻣﺎذا ﺗ‬
َ ُ َْ َ
ِ
‫ـﻔﻌﻠﲔ‬
َ َ ْ َ‫ ﺗ‬nun harfinin sabit kalmasıyla merfu‘ muzâri bir fiildir. Merfu‘
muttasıl zamir olan muhâtaba yâ’sı (‫ )ي‬fâildir.
ِ ‫ﻳﺬﻫﱭ ِ َإﱃ ﱡ‬
O bayanlar çarşıya gidiyorlar. .‫اﻟﺴﻮق‬
‫ُﱠ‬
َْ َ ْ َ ‫ﻫﻦ‬
‫ﻳﺬﻫﱭ‬
َْ َ ْ َ mebnî olduğu için mahallen merfu‘dur, i‘râb alameti aranmaz.
Merfu‘ muttasıl zamir olan nûn-u nisve (‫ )َن‬fâildir.
ِ
Ahmet bir kitap okuyor. .‫ﻛﺘﺎﺑﺎ‬
ُ َْ َ
ً َ ُ‫أﲪﺪ ﻳَ ْـﻘ َﺮأ‬
ُ‫ ﻳَ ْـﻘ َﺮأ‬zamme ile merfu‘ muzâri bir fiildir. Müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
َ ُ fâildir.
57
Son Harfi Sahih Olan Muzâri Fiilin Nasb Hali
Muzâri fiili nasb eden edatların önemlileri şunlardır: ‫ﻛﻲ‬
َْ
ْ َ ،‫أن‬
ْ َ ،‫ﻟﻦ‬
‫أن‬
ْ َ: Muzâriyi nasbeder, manasını masdara çevirir.
Çıkmak istiyorum ‫أﺧﺮج‬
ْ َ ‫ﻳﺪ‬
ُ ‫أُ ِر‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
ِ
Fakirlere yardım etmemiz gerekir ‫اء‬
ْ َ ‫ﳚﺐ‬
َُ ‫ﻧﺴﺎﻋﺪ‬
َ ِ َ ُ ‫أن‬
َ ‫اﻟﻔﻘ َﺮ‬
ُ َ
‫ﻟﻦ‬
ْ َ: Muzâri fiilin manasını gelecek zamana çevirir ve olumsuz yapar.
Başında (‫ﻟﻦ‬
ْ َ) bulunan muzâri fiil siygasına te’kid-i nefy-i istikbal (gelecek
zamanın vurgulu olumsuzu) adı verilir.
ِ ‫أذﻫﺐ ِ َإﱃ ﱡ‬
Çarşıya gitmeyeceğim ‫اﻟﺴﻮق‬
ُ َ ْ َ ‫ـﻨﺠﺢ‬
ْ َ / Tembel başaramaz ‫اﻟﻜﺴﻼن‬
َْ
َ َ ْ َ‫ﻟﻦ ﻳ‬
َ َ ْ َ ‫ﻟﻦ‬
ِ ُ َِ ْ َ
‫ﻛﻲ‬
َ ََْ ‫ﻛﻲ‬
ْ َ : Sebep bildirir. Başarmak için çok çalışırım ‫أﳒﺢ‬
ْ َ ‫أﺟﺘﻬﺪ َﻛﺜ ًﲑا‬
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan mansûb muzâri fiil çekimi
verilmiş, fâil olan merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, i‘râb
durumu da rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ Müsennâ
‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ Müfred
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
َْ
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َْ
َ ْ َ‫أن ﻳ‬
1 (‫ﻫﻮ‬
َْ
َ ُ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َْ
َ ْ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َْ
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
ِ ْ َ‫أن ﺗ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َ َ َْ
َ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫أن ﺗ‬
َْ
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َْ
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
1 (‫أﻧﺖ‬
َ َْ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ َ‫أَ ْن ﺗ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َْ
َ ْ َ ْ َ‫أن ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َْ
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
ِ ْ َ‫أن ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻲ )ي‬
َ َْ
1 (‫ﳓﻦ‬
َْ
ُ َْ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ َ‫أن ﻧ‬
1 (‫ـﻌﻞ )ََأﻧﺎ‬
َْ
َ َ ْ‫أن أَﻓ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
(1) rakamı ile gösterilen beş siyga fetha ile mansûbtur.
(2) rakamı ile gösterilen yedi siyga nunların hazfedilmesi ile mansûbtur. Bu
siygalara “ef’âl-i hamse” denildiği, bunların ref durumunun nunların sabit
kalması, nasb ve cer durumlarının ise nunların hazfedilmesi ile olduğu
unutulmamalıdır.
(3) rakamı ile gösterilen iki siyga sükûn üzere mebnîdir. Mebnî kelimelerin
i‘râbı mahalli olduğundan, bu iki siyga mahallen mansûbtur.
Aşağıdaki cümlelerde geçen mansûb muzâri fiilleri inceleyiniz.
ِ َ ِ ْ ِ ‫أن ﻳ ْـﻨﺠﺤﻮا ﰲ‬
Öğrenciler sınavlarda başarılı olmak istiyorlar. ‫اﻻﻣﺘﺤﺎﻧﺎت‬
َ ُ ‫ﻼب ﻳُ ِﺮ‬
ُ ‫اﻟﻄﱡ ﱠ‬
َ
ُ َ َ ْ َ ‫ﻳﺪون‬
58
‫ـﻨﺠﺤﻮا‬
ْ َ nun harfinin hazfedilmesiyle mansûb muzâri fiil, ‫أن‬
ْ َ nasb ve
ُ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
mastar harfidir. Merfu‘ muttasıl zamir olan cemi vâvı (‫ )و‬fâildir.
ِ ‫ﻳﺬﻫﱭ ِ َإﱃ ﱡ‬
Kadınlar çarşıya gitmek istiyorlar. .‫اﻟﺴﻮق‬
ْ َ ‫ﻳﺮدن‬
َ ْ ِ ُ ُ‫اﻟﻨﺴﺎء‬
َْ َ ْ َ ‫أن‬
َ‫ﱢ‬
‫ﻳﺬﻫﱭ‬
ْ َ nasb ve
ْ َ mahallen mansûb sükûn üzerine mebnî muzâri fiil, ‫أن‬
َْ َ ْ َ ‫أن‬
mastar harfidir. Merfu‘ muttasıl zamir olan nûn-u nisve (‫ )َن‬fâildir.
Bir mektup yazmak istiyorum. .ً‫رﺳ َﺎﻟﺔ‬
ْ َ ‫ﻳﺪ‬
ُ ‫أُ ِر‬
َ ِ ‫أﻛﺘﺐ‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
‫أﻛﺘﺐ‬
ْ َ fetha ile mansûb muzâri fiil, ‫أن‬
ْ َ nasb ve mastar harfidir. Muzâri
َ ُ ْ َ ‫أن‬
fiilin altında müstetir (gizli) zamir olan ‫ ََأﻧﺎ‬fâildir.
Son Harfi Sahih Olan Muzâri Fiilin Cezm Hali
Muzârinin başına cezm eden edatlar geldiğinde muzâri fiili cezm ederiz. Bir
muzâri fiili cezm eden edatlar şunlardır: (nehiy lâ’sı) َ‫ﻻ‬, (emir lâm’ı) ‫ﻟﻤﺎ‬
‫ َ ﱠ‬،‫ َْﱂ‬,‫ِل‬
ْ‫ َﱂ‬: Muzâri fiili cezm ederek manasını olumsuz maziye çevirir.
Ali ödevini yazmadı. ُ‫واﺟﺒﻪ‬
َ َ ‫ﻳﻠﺪ‬
ْ َ ُ ْ‫وﱂ‬
ْ َِ ْ‫َﱂ‬
‫ﻳﻜﺘﺐ َ ِ ﱞ‬
ََ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ْ ُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬/Doğurmamış, doğmamıştır ‫ﻳﻮﻟﺪ‬
‫ﻟﻤﺎ‬
‫َ ﱠ‬: Muzâri fiili cezm ederek manasını olumsuz maziye çevirir. Bir işin
konuşulma anına kadar olmadığını, daha sonra olabileceği ihtimalini ifade
eder. Olumsuzluğa “henüz” anlamı katar.
Ali ödevini henüz yazmadı. ُ‫واﺟﺒﻪ‬
‫َﱠ‬
‫ َ ﱠ‬/ henüz dönmedi ‫ـﺮﺟﻊ‬
‫ﻳﻜﺘﺐ َ ِ ﱞ‬
ْ ِ َْ‫ﻟﻤﺎ ﻳ‬
ََ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ْ ُ ْ َ ‫ﻟﻤﺎ‬
‫ِل‬: “Lâmu’l-emr” olarak adlandırılan bu lâm üçüncü şahıslara emir için
ِ
ِ
kullanılır. Örnek: yazsın ‫ﻟﻴﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ / gitsin ‫ﻟﻴﺬﻫﺐ‬
ْ َ َْ
َ‫ﻻ‬: “lâ-ı nâhiye” denilen bu lâ, üçüncü ve ikinci şahıslara bir şeyi yapmayı
ِ
yasaklamak için kullanılır. Gitmesin ‫ﻳﺬﻫﺐ‬
ْ َ ْ َ َ‫ ﻻ‬/ oturma ‫ﻠﺲ‬
ْ ْ‫ﻻَ َﲡ‬
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan meczûm muzâri fiil çekimi
verilmiş, fâil olan merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, i‘râb
durumu da rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫َﱂْ ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫َﱂْ ﻳ‬
1 (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫َﱂْ ﻳ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫َﱂْ ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
ِ ْ َ‫َﱂ ﺗ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َْ ْ
َ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
1 (‫أﻧﺖ‬
َ َْ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
3 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫َﱂْ ﺗ‬
ِ ْ َ‫َﱂ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻲ )ي‬
َ ْ
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ 1 (‫ﳓﻦ‬
ُ َْ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫َﱂْ ﻧ‬
59
‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
1 (‫ـﻌﻞ )ََأﻧﺎ‬
ْ َ ْ‫َﱂْ أَﻓ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
‫ﱢ‬
Mütekellim / ‫ْﻤﺘﻜﻠﻢ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
I. Şahıs Eril/Dişil
(1) rakamı ile gösterilen beş siyga sükûn ile meczûmdur.
(2) rakamı ile gösterilen yedi siyga nunların hazfedilmesi ile meczûmdur. Bu
siygalar “ef’âl-i hamse” olarak adlandırılmakta, nasb ve cezm durumları
nunların hazfedilmesi ile olmaktadır.
(3) rakamı ile gösterilen iki siyga mebnîdir. Mebnî kelimelerin i‘râbı mahalli
olduğundan, bu iki siyga mahallen meczûmdur.
Aşağıdaki cümlelerde geçen meczûm muzâri fiilleri inceleyiniz.
ِ َ ُ ‫اﻷﻃﻔﺎل َﱂ َْﳜﺮﺟﻮا ِﻣﻦ‬
Çocuklar odadan çıkmadılar. .‫اﻟﻐﺮﻓﺔ‬
ْ َ ُ ُ ْ ُ َْ َ
‫ﳜﺮﺟﻮا‬
ُ َُْ ْ‫ َﱂ‬nun harfinin hazfedilmesiyle meczûm muzâri fiil, ْ‫ َﱂ‬cezm edatı,
merfu‘ muttasıl zamir olan cemi vâvı (‫ )و‬fâildir.
ِ َ ‫ِﰲ ﱠ‬
İlk anda nasıl davranacağını bilemedi. ‫ـﺘﺼﺮف؟‬
ْ ِ ْ َ‫اﻷوﱃ َﱂْ ﻳ‬
َ ُ ‫اﻟﻠﺤﻈﺔ‬
ُ ‫ﻛﻴﻒ ﻳَ َ َ ﱠ‬
َ ْ َ ‫ـﻌﺮف‬
ْ
‫ـﻌﺮف‬
ْ ِ ْ َ‫ َﱂْ ﻳ‬sükûn ile meczûm fiili muzâri, ْ‫ َﱂ‬cezm edatı, muzâri fiilin altında
müstetir (gizli) zamir olan ‫ﻫﻮ‬
َ ُ fâildir.
ِ َ ‫اﻷﺳﺒﻮع‬
Geçen hafta köye gitmedik. .‫اﳌﺎﺿﻲ‬
ِ ُ ْ ُ ‫اﻟﻘ ْﺮَِﻳﺔ ِﰲ‬
َ ‫ﻧﺬﻫﺐ ِ َإﱃ‬
ْ َ ْ َ ْ‫َﱂ‬
‫ﻧﺬﻫﺐ‬
ْ َ ْ َ ْ‫ َﱂ‬sükûn ile meczûm fiili muzâri, ْ‫ َﱂ‬cezm edatı, muzâri fiilin altında
müstetir (gizli) zamir olan ‫ﳓﻦ‬
ُ َْ fâildir.
Aşağıdaki mâzi fiillerin verilen zamirlere göre muzâri çekimlerini yapınız. Ref
alametlerini açıklayınız.
ِ َْ
:‫أﻧﺖ‬
:‫ﻫﻢ‬
ُْ
:‫ﻫﻦ‬
‫ُﱠ‬
– ‫ـﺰل‬
َ َ َ‫ ﻧ‬-1
:‫ََأﻧﺎ‬
:‫ـﺘﻤﺎ‬
َ ُ ْ‫أَﻧ‬
:‫ﳘﺎ‬
َُ
– ‫ﺷﺮب‬
َ ِ َ -2
:‫ﳓﻦ‬
ُ َْ
:‫ﳘﺎ‬
َُ
ِ
:‫ﻫﻲ‬
َ
– ‫دﺧﻞ‬
َ َ َ -3
Son Harfi İlletli Olan Muzâri Fiillerin İ’râbı
ِ َ‫ﻧ‬،‫ َأرِﻣﻲ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ َ‫ ﺗ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ ‫ﻳ‬/‫ َ ْﻧﺪﻋﻮ‬،‫ َ ْأدﻋﻮ‬،‫ﺗﺪﻋﻮ‬
Son harfi illetli muzârinin ‫ـﺮﻣﻲ‬
ُ
ُ ْ َ ،‫ﻳﺪﻋﻮ‬
ُ ْ َ siygalarında:
ْ ْ
ْ
َْ ُ
Ref alâmeti olan zamme son harf üzerine takdir edilir. Mukadder bir ötre
ile merfu‘dur denilir.
Nasb hali sahih fiiller gibi fetha iledir.
ِ ْ َ ،‫أرﻣﻲ‬
ِ ْ َ ،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ ْ َ ،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ ْ َ / ‫ﻧﺪﻋﻮ‬
‫ـﺮﻣﻲ‬
ْ َ – ‫أدﻋﻮ‬
ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮ‬
ْ َ – ‫ﻳﺪﻋﻮ‬
َْ
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ْ َ‫أن ﻧ‬
َ ْ َ ‫أن‬
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
َ ْ َ‫أن ﻳ‬
Cezm alâmeti olarak illet harfi hazfedilir.
ِ ‫ َﱂ ﻧ‬،‫أرم‬
ِ
ِ
ِ
‫ـﺮم‬
ْ َ ْ‫ﺗﺪعُ – َﱂْ َ ْأدعُ – َﱂ‬
ْ َ ْ‫ﻳﺪعُ – َﱂ‬
ْ َ ْ‫َﱂ‬
ْ َ ْ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ َﱂْ ﺗَ ْـﺮم‬،‫ َﱂْ ﻳَ ْـﺮم‬/ ُ‫ﻧﺪع‬
Ef’âl-i hamse (beş fiil) siygaları aynen son harfi sahih muzâri fiil gibidir.
Ref hali nunların sabit kalmasıyla:
60
ِ
ِ ُ ْ َ – ‫ﻳﺪﻋﻮن‬
ِ ُْ
‫ﺗﺪﻋﲔ‬
َ ُ ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮان‬
َ ُ ْ َ - ‫ﻳﺪﻋﻮان‬
َ ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
َ
َ َ
ِ
ِ ِ َ‫ـﺮﻣﻮن – ﺗ‬
ِ ِ‫ﻳ‬
‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ ْ َ‫ـﺮﻣﻴﺎن – ﺗ‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬- ‫ـﺮﻣﻮن‬
َ ْ َ ُ َْ‫ ﻳ‬- ‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َ َْ
Nasb ve cezm halleri nunların hazfedilmeyledir.
ِ ْ َ ‫أن‬
‫ﺗﺪﻋﻲ‬
ْ َ - ‫ﻳﺪﻋﻮا‬
َْ
ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
ْ َ – ‫ﻳﺪﻋﻮا‬
ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
ُ ْ َ ‫أن‬
ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
ِ َ‫أن ﺗ‬
ِ َْ
ِ ْ َ – ‫أن ﻳـﺮﻣﻮا‬
‫ـﺮﻣﻲ‬
ْ َ – ‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
َ َْ‫أن ﻳ‬
ُ َْ ْ َ - ‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
ُ ْ َ‫أن ﺗ‬
ْ ْ َ - ‫ـﺮﻣﻮا‬
ِ ْ َ ‫ َﱂ‬- ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
‫ﺗﺪﻋﻲ‬
ُ ْ َ ْ‫ﺗﺪﻋﻮا – َﱂ‬
ُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬- ‫ﻳﺪﻋﻮا‬
ْ
َ ُ ْ َ ْ‫ﻳﺪﻋﻮا – َﱂ‬
َ ُ ْ َ ْ‫َﱂ‬
ِ
ِ
ِ َ‫ َﱂ ﺗ‬- ‫ـﺮﻣﻴﺎ – َﱂ ﺗَـﺮﻣﻮا‬
‫ـﺮﻣﻲ‬
َ َْ‫َﱂْ ﻳ‬
ُ َْ‫ َﱂْ ﻳ‬- ‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
ُ ْ ْ َ ْ َ‫ـﺮﻣﻮا – َﱂْ ﺗ‬
ْ ْ
Mebnî olan iki siyganın i‘râbı (cemi müennes siygaları), sahih fiillerde
olduğu gibi mahallidir.
ِ َ ْ َ – ‫ﻳﺪﻋﻮن‬
ِ
Ref halinde mahallen merfu‘dur. ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ ْ َ ُ
َ َْ‫ ﻳ‬/ ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬- ‫ـﺮﻣﲔ‬
ِ ْ َ / ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
ِ ْ َ - ‫ـﺮﻣﲔ‬
Nasb halinde mahallen mansûbdur. ‫ـﺮﻣﲔ‬
ْ َ – ‫ﻳﺪﻋﻮن‬
َْ
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
َ َْ‫أن ﻳ‬
َ ْ َ‫أن ﺗ‬
ِ
ِ
Cezm halinde mahallen meczûmdur. ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ ْ َ ْ‫ﻳﺪﻋﻮن – َﱂ‬
َ ُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬ َ ْ َ‫ َﱂْ ﺗ‬- ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ َْ‫ َﱂْ ﻳ‬/ ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
Aşağıdaki cümlelerde geçen muzâri fiilleri inceleyiniz.
ِ
Müslüman Allah’a dua eder. .َ‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ‬
ُ ْ َ ‫اﳌﺴﻠﻢ‬
ُ ُْ
‫ﻳﺪﻋﻮ‬
ُ ْ َ vav üzerine takdir edilen zamme ile merfu‘dur. Muzâri fiilin altında
müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
َ ُ fâildir.
ِ ِ ‫اﻟﺼﺤﺔ‬
ِ
ِ ‫َأرﺟﻮ ِﻣﻦ‬
Allah’tan sağlık ve afiyette olmanı dilerim. .‫واﻟﻌﺎﻓﻴﺔ‬
ْ َ ‫اﷲ‬
َ ُ َ ‫أن‬
َ َ َ ‫ﺗﻜﻮن ِﰲ ﱢ ﱠ‬
َ ُْ
‫أرﺟﻮ‬
ُ ْ َ vav üzerine takdir edilen zamme ile merfu‘dur. Muzâri fiilin altında
müstetir zamir olan ‫ ََأﻧﺎ‬fâildir.
Sizi köyümüze davet etmek istiyoruz. .‫ﻳﺘﻨﺎ‬
ْ َ ‫ﻳﺪ‬
ُ ‫ﻧُ ِﺮ‬
ََِْ‫ﻛﻢ ِ َإﱃ ﻗَـﺮ‬
ْ ُ‫ﻧﺪﻋﻮ‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
‫ﻧﺪﻋﻮ‬
ْ َ fetha ile mansûb muzâri fiil, ‫أن‬
ْ َ nasb ve mastar harfi, muzâri fiilin
َ ُ ْ َ ‫أن‬
altında müstetir zamir olan ‫ﳓﻦ‬
ُ َْ fâildir.
ِ َْ ‫ﻳﺪﻋﻨﺎ ِ َإﱃ‬
O, bizi partiye davet etmedi. .‫اﳊﻔﻞ‬
َُ ْ َ ْ‫ﻫﻮ َﱂ‬
َُ
‫ﻳﺪع‬
ُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬illet harfinin hazfedilmesi ile meczûm muzâri fiil, muzâri fiilin
altında müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
َ ُ fâildir.
ِ َ ِ
Niçin ağlıyorsun Zeynep? ‫ـﻨﺐ؟‬
َ ْ َ‫ﻟﻤﺎذا ﺗ‬
َ
ُ َْ‫ـﺒﻜﲔ َﻳﺎ َزﻳ‬
ِ
‫ـﺒﻜﲔ‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬nûn’un sâbit kalması ile merfu‘ muzâri fiil, merfu‘ muttasıl zamir
olan muhâtaba yâ’sı (‫ )ي‬fâildir.
ِِ ِ
ِ ُ َْ ‫اﻷﺟﺪاد َﱂ‬
ِ ْ َ ‫ﻷﺣﻔﺎدﻫﻢ‬
Dün dedeler torunlarına hikâyeler anlatmadılar. .‫أﻣﺲ‬
ْ ُ ََْ
ً َ ‫ﳛﻜﻮا‬
ْ َ ْ َ ‫ﻗﺼﺼﺎ‬
‫ﳛﻜﻮا‬
ُ َْ ْ‫ َﱂ‬nûn’un hazfedilmesi ile meczûm muzâri fiil, merfu‘ muttasıl zamir
olan cemi vâvı (‫ )و‬fâildir.
ِ ْ َ ‫ﳝﻜﻨﲏ‬
ُِ ِ ُْ ‫ﻫﻞ‬
Senle yürüyebilir miyim? ‫ﻣﻌﻚ؟‬
َ َ َ ‫أﻣﺸﻲ‬
َْ
َ ْ َ ‫أن‬
ِ ْ َ fetha ile mansûb muzâri fiil, müstetir (gizli) zamir olan ‫ ََأﻧﺎ‬fâildir.
‫أﻣﺸﻲ‬
َ ْ َ ‫أن‬
61
ِ ِ َ ‫اﻟﻌﻄﻠﺔَ ِﰲ‬
Kız öğrenciler tatili Kahire’de geçiriyorlar. .‫اﻟﻘﺎﻫﺮة‬
َْ ُ ‫ـﻘﻀﲔ‬
ُ َِ ‫ا ﱠ‬
َ ِ ْ َ‫ﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ﻳ‬
َ
‫ـﻘﻀﲔ‬
َ ِ ْ َ‫ ﻳ‬sükûn üzere mebnî mahallen merfu‘ muzâri fiil, merfu‘ muttasıl
zamir olan nûn-u nisve (‫ )َن‬fâildir.
Aşağıdaki muzâri fiillerin i‘râbını fâilleri de göstererek açıklayınız.
ِ ْ َ ،‫ﺗﺸﺮِﺑﲔ‬
ِ ِ َ ‫ﻳ‬
ِ ِ َْ ‫ َﱂ‬،‫ﳚﻠﺴﻮن‬
‫ﻛﱭ‬
ُ ُ ْ َ ،‫ﳝﺸﲔ‬
ُ َ ْ َ ،‫ﻳﺴﺠﺪ‬
َ ْ َ‫ ﺗَ ْـﺮ‬،‫أن َ ْﺗﺪﻋﻲ‬
َ َ ْ َ ،‫ﻧﻀﺤﻚ‬
َ َْ ،‫ﳚﺮ‬
ْ َ ُ َْ ،‫ـﻌﻠﻤﺎن‬
َ َْ
Emir Fiili: Emir, bir işin yapılmasını, bir şeyin olmasını istemektir. İki kısma
ayrılır: 1- Emr-i hâzır. 2- Emr-i gâib.
Emr-i Hâzır: İkinci şahıslara (muhâtab ve muhâtaba) yapılan emirdir.
Son Harfi Sahih Olan Emr-i Hâzırın İ’râbı
Emri hâzır mebnîdir, sonu değişmez. Muzârinin muhâtab ve muhâtaba
siygalarından elde edilen emr-i hâzır, muzârisinin cezm alameti üzere
mebnîdir.
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫ ﻓ‬fiilinin emr-i hâzır çekimi
verilmiş, fâil olan merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, mebnîlik
durumu da rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ‫اِﻓ‬
2 (‫اِﻓْ َـﻌﻼَ )ا‬
ِ
1 (‫أﻧﺖ‬
َ َْ) ‫ـﻌﻞ‬
ْ َ ْ‫اﻓ‬
ِ
1 (‫ـﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ‫اﻓ‬
2 (‫اِﻓْ َـﻌﻼَ )ا‬
ِ ْ‫اِﻓ‬
2 (‫ـﻌﻠﻲ )ي‬
َ
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮُد‬
َ ْ ُ ‫اﻟ‬
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
(1) rakamı ile gösterilen iki siyga sükûn üzere mebnîdir.
(2) rakamı ile gösterilen dört siyga nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir.
Son Harfi İlletli Olan Emr-i Hâzırın İ’râbı
Sonu illetli olan fiillerin emr-i hâzırında:
‫اِِْرم‬
ِ ِ / ‫ ُْادع‬،‫ﺗﺪﻋﻮ‬
Müfred muhatab siygası illet harfinin hazfi üzere mebnîdir. ،‫ﺗﺮﻣﻲ‬
ُ َْ
ْ ُ
Ef’âl-i hamse siygaları nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir:
ِ َ ‫ ﺗ‬- ‫ارﻣﻴﺎ‬
ِ ِ ،‫ﺗﺮﻣﲔ‬
ِِ
ِ ِ ِ ِ َ‫ ﺗ‬/ ‫ادﻋﻲ‬
ِ ُْ ،‫ﺗﺪﻋﲔ‬
ِ
ِ ُ َْ
‫ارﻣﻲ‬
َ ُ ْ َ – ‫ادﻋﻮا‬
ُ ُْ ،‫ﺗﺪﻋﻮن‬
َ ْ َ – ‫ادﻋﻮا‬
ْ َ ْ / ‫ارﻣﻮا‬
َْ
ُ ْ ،‫ـﺮﻣﻮن‬
ُ ْ َ َ ْ ،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َ ُ ُْ ،‫ﺗﺪﻋﻮان‬
َ
ِِ
ِ َ ُْ – ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
Cemî muhataba siygasi sükûn üzere mebnidir: ‫ارﻣﲔ‬
َ ُ َْ
ُ
َ ْ – ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬/ ‫ادﻋﻮن‬
Aşağıdaki cümlelerde geçen emr-i hâzırları inceleyiniz.
ِ َ ْ‫اِﻓ‬
Pencereyi aç. .‫ﱠﺎﻓﺬة‬
َ َ ِ ‫ـﺘﺤﻲ اﻟﻨ‬
62
ِ ُْ
Adını buraya yaz. .‫ﻫﻨﺎ‬
َ َْ ‫أﻛﺘﺐ‬
َُ ‫اﲰﻚ‬
ُْ
‫أﻛﺘﺐ‬
َ ْ َ fâildir.
ْ ُ ْ ُ sükûn üzere mebnî emr-i hâzır. Müstetir zamir olan ‫أﻧﺖ‬
‫ اِﻓْـﺘَِﺤﻲ‬nunların hazfedilmesi ile mebnî emr-i hâzır, merfu‘ muttasıl zamir
olan muhâtaba yâ’sı fâildir.
ِِ
ِ ِ ِ Silahını yere at. .‫اﻷرض‬
ِ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
Buradan yürüyün. .‫ﻫﻨﺎ‬
َ َ ‫ﺳﻼﺣﻚ‬
َ َ َ ِ ‫ْارم‬
َُ ‫ﻣﻦ‬
َ ْ
ْ ‫اﻣﺸﲔ‬
ِ ِ illet harfinin hazfedilmesi üzere mebnîdir. Müstetir zamir olan ‫َ ْأﻧﺖ‬
‫ارم‬
َ
ْ
fâildir.
ِ ِ
‫اﻣﺸﲔ‬
َ ْ sükûn üzere mebnî emr-i hâzır, merfu‘ zamir olan nûn-u nisve (‫)ن‬
fâildir.
Emr-i Gâib: Muzâri fiilin gâib ve gâibe siygalarının başalarına “lâmu’l-emr”
denilen kesralı bir lâm (‫ )ِل‬getirilip sonları cezm edilerek yapılır. Bu nedenle
emr-i gâib, muzârisinin cezm alameti üzere mebnîdir. Örnek: çıksın – ‫ﺧﺮج‬
َ ََ
ِ
ِ
‫ﻟﻴﺨﺮج‬
ْ َ ْ َ‫ ﻟﻴ‬- ‫ـﻔﺘﺢ‬
ْ ُ ْ َ – ‫ﳜﺮج‬
ُ َ ْ َ‫ـﺘﺢ – ﻳ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
ُ َُْ / açsın ‫ـﻔﺘﺢ‬
Son Harfi Sahih Olan Emr-i Gâibin İ’râbı
Aşağıdaki tabloda son harfi sahih olan ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫ ﻓ‬fiilinin emr-i gâib çekimi verilmiş,
fâil olan merfu‘ zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, mebnîlik durumu da
rakamlarla ifade edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫ﻟِﻴ‬
ِ
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻟﻴ‬
ِ
1 (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫ﻟﻴ‬
ِ
1 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻟﻴ‬
ِ
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻟﺘ‬
ِ ْ ‫ﻟِﺘ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َْ َ
َ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
(1) rakamı ile gösterilen üç siyga sükûn üzere mebnîdir.
(2) rakamı ile gösterilen üç siyga ise nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir.
Son Harfi İlletli Olan Emr-i Gâibin İ’râbı
Sonu illetli olan fiillerin emr-i gâibinde:
Müfred gâib ve gâibe siygaları illet harfinin hazfi üzere mebnîdir.
ِ ‫ ﻟِﺘ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ ‫ ﻟِﻴ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ َ‫ـﺮم – ﺗ‬
ِ ‫ ﻳ‬/ ‫ﻟﺘﺪع‬
ِ ُ ْ َ – ‫ﻟﻴﺪع‬
ِ ُْ
‫ـﺮم‬
ُ ْ َ ،‫ﻳﺪﻋﻮ‬
َ
َْ
ْ
َْ
ْ َ ُ ْ َ ،‫ﺗﺪﻋﻮ‬
Ef’âl-i hamse siygaları nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir:
ِ ِ ِ ِ ‫ ﻳ‬/‫ﻟﺘﺪﻋﻮا‬
ِ ِ ِ ِ َ‫ ﻟِﻴـﺮﻣﻮا – ﺗ‬،‫ﺮﻣﻮن‬
ِ ِ ُ ْ َ – ‫ﻟﻴﺪﻋﻮا‬
ِ ِ ُْ
‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
َ ُ ْ َ – ‫ﻟﻴﺪﻋﻮا‬
ُ ْ َِ ،‫ﻳﺪﻋﻮن‬
َ َْ َ ُ ْ َ ،‫ﺗﺪﻋﻮان‬
ُ ْ َ َ ُ ْ ‫ ﻳَـ‬- ‫ﺮﻣﻴﺎ‬
َ ْ ‫ ﻟﻴَـ‬،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َ ْ َ‫ ﻟﺘ‬،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َْ
َ ُ ْ َ ،‫ﻳﺪﻋﻮان‬
َ
َ َ
ِ َ ْ ِ – ‫ﻳﺪﻋﻮن‬
ِ ِ
Cemî gâibe siygasi sükûn üzere mebnidir: ‫ـﺮﻣﲔ‬
ُ َ َ ُ َْ
َ َْ‫ ﻳ‬/ ‫ﻟﻴﺪﻋﻮن‬
َ ْ َ‫ـﺮﻣﲔ – ﻟﻴ‬
Aşağıdaki cümlelerde geçen emr-i gâibleri inceleyiniz.
63
ِ ٍ ِ َِ ‫ُﻗﻞ‬
ِ ْ َ ‫ﻟﻴﺬﻫﺐ ِ َإﱃ‬
Halit’e söyle okula gitsin. .‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
ََ
ْ َ ْ َ ‫ﳋﺎﻟﺪ‬
ْ
ِ
‫ﻟﻴﺬﻫﺐ‬
ْ َ ْ َ sükûn üzere mebnî emr-i gâib, müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
َ ُ fâildir.
ِ ِ ِ
Oyuncu (futbolcu) topu atsın. .‫اﻟﻜﺮة‬
َ َ ُ ‫ﻼﻋﺐ‬
ُ ‫ﻟﻴَ ْـﺮم اﻟ ﱠ‬
ِ ‫ ﻟِﻴ‬illet harfinin hazfi üzere mebnî emr-i gâib, müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
‫ـﺮم‬
َْ
َُ
fâildir.
ِ َُْ ْ ِ ‫ﻟﻠﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ِ ِ ِ ُ
Kız öğrencilere söyle ödevlerini yazsınlar. .‫واﺟﺒﺎ ِِ ﱠﻦ‬
َ َ ‫ﻟﻴﻜﺘﱭ‬
َ َ ‫ﻗﻞ ﱠ‬
ْ
ِ
‫ﻟﻴﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ sükûn üzere mebnî emr-i gâib, merfu‘ zamir olan nun-u nisve (‫)َن‬
fâildir.
Nehiy Fiili: Nehiy, bir işin yapılmasını yasaklamak, bir şeyin olmamasını
istemektir. İki kısma ayrılır: 1- Nehy-i hâzır. 2- Nehy -i gâib.
Nehy-i Hâzır: Muzâri fiilin muhâtab ve muhâtaba siygalarının başlarına “lâ-ı
nâhiye” denilen lâ (َ‫ )ﻻ‬getirilip sonları cezm edilerek yapılır. Bu nedenle
nehy-i hâzır, muzârisinin cezm alameti üzere mebnîdir. Örnek:
gitme ‫ﺗﺬﻫﺐ‬
ْ ُ ْ َ َ‫ﺗﻜﺘﺐ – ﻻ‬
ْ َ ْ َ َ‫ﺗﺬﻫﺐ – ﻻ‬
ُ ُ ْ َ - ‫ﻛﺘﺐ‬
َ ََ
ُ َ ْ َ – ‫ذﻫﺐ‬
َ َ َ / yazma - ‫ﺗﻜﺘﺐ‬
Son Harfi Sahih Olan Nehy-i Hâzırın İ’râbı
Aşağıdaki tabloda ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫’ﻓ‬nin nehy-i hâzır çekimi verilmiş, fâil olan merfu‘
zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, mebnîlik durumu rakamlarla ifade
edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
1 (‫أﻧﺖ‬
َ َْ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
1 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
ِ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
2 (‫ـﻔﻌﻠﻲ )ي‬
َ
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ْ‫اﻟ‬
Muhâtab / ‫ْﻤﺨﺎﻃﺐ‬
ُ َ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Eril
Muhâtaba /ُ‫ْﻤﺨﺎﻃﺒﺔ‬
ََ َ ُ ‫اﻟ‬
II. Şahıs Dişil
(1) rakamı ile gösterilen iki siyga sükûn üzere mebnîdir.
(2) rakamı ile gösterilen dört siyga ise nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir.
Son Harfi İlletli Olan Nehy-i Hâzırın İ’râbı
Sonu illetli olan fiillerin nehy-i hâzırında:
ِ‫ﺗ‬
‫ـﺮم‬
َْ
ِ َ‫ﺗ‬/ ‫ﺗﺪع‬
Müfred muhatab siygası illet harfinin hazfi ile mebnîdir. َ‫ ﻻ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ُ َْ
ْ ُ ْ َ َ‫ﻻ‬،‫ﺗﺪﻋﻮ‬
Ef’âl-i hamse siygaları nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir:
ِ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﺗﺪﻋﲔ‬
ِ
ِ
ِ
ِ ُ َْ
ِ ِ َ‫ﺗﺪﻋﻲ– ﺗ‬
،‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ ْ َ– ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
َ ُ ْ َ‫ﺗ‬-‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﺗﺪﻋﻮن‬
َ ْ َ – ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬- ‫ـﺮﻣﻮا‬
ُ ْ َ‫ ﻻَ ﺗ‬،‫ـﺮﻣﻮن‬
َ ْ َ‫ ﻻَ ﺗ‬،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َْ
َ ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﺗﺪﻋﻮان‬
َ
‫ﻻَ ﺗَ ْـﺮِﻣﻲ‬
64
ِ
ِ َ ْ َ َ‫ﺗﺪﻋﻮن – ﻻ‬
Cemî muhataba siygasi sükûn üzere mebnidir: ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ َْ
ُ
َ ْ َ‫ـﺮﻣﲔ – ﻻَ ﺗ‬
َ ْ َ‫ ﺗ‬/ ‫ﺗﺪﻋﻮن‬
Aşağıdaki cümlelerde geçen nehy-i hâzırları inceleyiniz.
ِ ‫ﺗﺬﻫﺒﻮا ِ َإﱃ ﱡ‬
Tek başınıza çarşıya gitmeyin. .‫وﺣﺪﻛﻢ‬
َ َ ْ َ َ‫ﻻ‬
ْ ُ َ ْ َ ‫اﻟﺴﻮق‬
‫ﺗﺬﻫﺒﻮا‬
َ َ ْ َ َ‫ ﻻ‬nun’un hazfi ile mebnî nehy-i hâzır, merfu‘ zamir cemi vâv’ı
fâildir.
ِ
ِ َ ُ ‫ـﺮم‬
Topu yükseğe atma. .‫ﻋﺎﻟﻴﺎ‬
ً َ ‫اﻟﻜﺮة‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
ِ ‫ ﻻَ ﺗ‬illet harfinin hazfi üzere mebnî nehy-i hâzır, müstetir zamir ‫َ ْأﻧﺖ‬
‫ـﺮم‬
َ
َْ
fâildir.
َِْ ‫ـﺮﺟﻮا ﻏَْﻴ َـﺮ‬
İkiniz hayırdan başkasını dilemeyiniz. .‫اﳋﲑ‬
َ ُ ْ‫أَﻧ‬
َ ُ ْ َ‫ـﺘﻤﺎ ﻻَ ﺗ‬
‫ـﺮﺟﻮا‬
َ ُ ْ َ‫ ﻻَ ﺗ‬nun’un hazfi ile mebnî nehy-i hâzır, merfu‘ zamir olan elif fâildir.
Nehy-i Gâib: Üçüncü şahıslara (gâib ve gâibe) yapılan yasaklamadır.
Muzâri fiilin gâib ve gâibe siygalarının başlarına “lâ-ı nâhiye” denilen lâ
(َ‫ )ﻻ‬getirilip sonları cezm edilerek yapılır. Bu nedenle nehy-i gâib,
muzârisinin cezm alameti üzere mebnîdir. Örnek:
ِ
ِ
gitmesin ‫ﻳﺬﻫﺐ‬
ْ َ ْ َ َ‫ﻳﺬﻫﺐ – ﻻ‬
ُ َ ْ َ – ‫ذﻫﺐ‬
َ َ َ / oturmasın ‫ﳚﻠﺲ‬
ْ َْ َ‫ﳚﻠﺲ – ﻻ‬
ُ َْ - ‫ﺟﻠﺲ‬
َ ََ
Son Harfi Sahih Olan Nehy-i Gâibin İ’râbı
Aşağıdaki tabloda ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫’ﻓ‬nin nehy-i gâib çekimi verilmiş, fâil olan merfu‘
zamirler parantez içerisinde gösterilmiş, mebnîlik durumu rakamlarla ifade
edilmiştir.
Cemi
Müsennâ
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
2 (‫ـﻔﻌﻠﻮا )و‬
ُ َ ْ َ‫ﻻَ ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﻳ‬
1 (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫ﻻَ ﻳ‬
1 (‫ـﻔﻌﻠﻦ )َن‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻻَ ﻳ‬
2 (‫ـﻔﻌﻼَ )ا‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
ِ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬
1 (‫ﻫﻲ‬
َْ
َ ) ‫ـﻔﻌﻞ‬
‫اﳉﻤﻊ‬
َْْ ‫اﻟ ُْﻤﺜَ ﱠـﲎ‬ ‫ْﻤﻔﺮد‬
ُ َ ْ ُ ‫اﻟ‬
ِ
Gâib / ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
ُ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Eril
ِ
Gâibe / ُ‫ْﻐﺎﺋﺒﺔ‬
َ َ ‫اﻟ‬
III. Şahıs Dişil
(1) rakamı ile gösterilen üç siyga sükûn üzere mebnîdir.
(2) rakamı ile gösterilen üç siyga ise nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir.
Son Harfi illetli Olan Nehy-i Gâibin İ’râbı
Sonu illetli olan fiillerin nehy-i gâibinde:
Müfred gâib ve gâibe siygaları illet harfinin hazfi üzere mebnîdir.
ِ ‫ ﻻَ ﺗ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ ‫ ﻻَ ﻳ‬،‫ـﺮﻣﻲ‬
ِ َ‫ـﺮم – ﺗ‬
ِ ‫ ﻳ‬/ ‫ ﻻَ ﺗَ ْﺪع‬،‫ﺗﺪﻋﻮ‬
‫ـﺮم‬
ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﻳﺪﻋﻮ‬
ُ ْ َ – ُ‫ﻳﺪع‬
ُ َْ
َْ
ْ
َْ
َْ ُ
65
Ef’âl-i hamse siygaları nunların hazfedilmesi üzere mebnîdir:
ِ
ِ
ِ ِ َ‫ ﻻَﻳـﺮﻣﻮا–ﺗ‬،‫ﺮﻣﻮن‬
ِ ِ ‫ﻳ‬/‫ﺗﺪﻋﻮا‬
ِ ُ ْ َ–‫ﻳﺪﻋﻮا‬
ِ ُْ
‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
َ ُ ْ َ –‫ﻳﺪﻋﻮا‬
ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﻳﺪﻋﻮن‬
َ ْ َ‫ﻻَ ﺗ‬،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َ ْ ُ ْ َ َ ُ ْ ‫ﻳَـ‬-‫ﺮﻣﻴﺎ‬
َ ْ ‫ ﻻَ ﻳَـ‬،‫ـﺮﻣﻴﺎن‬
َ ْ َ َ ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﺗﺪﻋﻮان‬
َ
َ ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﻳﺪﻋﻮان‬
َ َ
ِ َ ْ َ‫ﻳﺪﻋﻮن – ﻻ‬
ِ
Cemî gâibe siygasi sükûn üzere mebnidir: ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ ُ َْ
ُ َ
َ َْ‫ ﻳ‬/ ‫ﻳﺪﻋﻮن‬
َ َْ‫ـﺮﻣﲔ – ﻻَ ﻳ‬
Aşağıdaki cümlelerde geçen nehy-i gâibleri inceleyiniz.
ِ َ َ‫ﻗﻮﻟﻮا َﻟﻪُ ﻻَ ﻳ ْـﻔﻌﻞ ﻣﺎ ﻓ‬
Söyleyin ona yaptığını bir daha yapmasın. .ً‫ﺛﺎﻧﻴﺔ‬
ُُ
َ ََْ َ
َ َ ُ‫ـﻌﻠﻪ‬
‫ـﻔﻌﻞ‬
َ ُ fâildir.
ْ َ ْ َ‫ ﻻَ ﻳ‬sükûn üzere mebnî nehy-i gâib, müstetir zamir olan ‫ﻫﻮ‬
Çocuklar ağlamasın. .‫ـﺒﻜﻮا‬
ُ َْ َ
ُ َْ‫اﻷﻃﻔﺎل ﻻَ ﻳ‬
‫ـﺒﻜﻮا‬
ُ َْ‫ ﻻَ ﻳ‬nun’un hazfi üzere mebnî nehy-i gâib, merfu‘ zamir cemi vâv’ı
fâildir.
ِ ِ ‫ُﻗﻞ ِ ﱠ‬
Kız öğrencilere söyle yarın gitmesinler. .‫ﻏﺪا‬
ً َ ‫ﻳﺬﻫﱭ‬
َْ َ ْ َ َ‫ﻟﻠﻄﺎﻟﺒﺎت ﻻ‬
َ
ْ
‫ﻳﺬﻫﱭ‬
َْ َ ْ َ َ‫ ﻻ‬sükûn üzere mebnî nehy-i gâib, merfu‘ zamir nun-u nisve (‫)َن‬
fâildir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen emir ve nehiy fiilleri tespit ediniz. Bu fiillerin ne
üzere mebnî olduğunu belirtip fâillerini gösteriniz.
ِ ‫ ﻟِﻴ‬.3
‫اﻟﻜﺮة؟‬
َ َ ُ ‫ـﺮم‬
َْ
َِ ‫ﻟﻴﻀﺤﻜﻮا‬
.ً‫ﻗﻠﻴﻼ‬
ُ َ ْ َِ .6
ِ ‫ﺗﺪﻋﻮا ﻏَْﻴـﺮ‬
.‫اﷲ‬
َ ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬.2
‫ ﻻَ َﲡْ ِﺮي َﺳ ِﺮ ًﻳﻌﺎ؟‬.5
ِ
.‫ﻓﺮﻋﻮن‬
َ ْ َ ْ ِ ‫اذﻫﺐ ِ َإﱃ‬
ْ َ ْ .1
.‫ﱠﺎﻓﺬة‬
َ َ ِ ‫ـﻔﺘﺤﻦ اﻟﻨ‬
َ ْ َ ْ َ‫ ﻻَ ﻳ‬.4
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen fiillerin çeşidini (mâzi/muzâri/emir/nehiy)
belirtiniz, mebnî mi yoksa mu‘rab mı olduklarını söyleyiniz.
ٍ َِ ‫ـﺒﻞ‬
ِ َ ‫رﺟﻌﻮا‬
.‫ﻗﻠﻴﻞ‬
ُ ‫ ُ ﱠ‬.1
ِ َْ َ ‫ﻋﻦ‬
ُ َ َ ‫اﻟﻌﻤﺎل‬
َ ْ َ‫اﳌﺼﻨﻊ ﻗ‬
ِ َ ِ ‫ـﻨﻈﺮ ِﻣﻦ اﻟﻨ‬
!‫واﺟﺒﻚ‬
ُ َ ْ َ ‫ َﻳﺎ‬.2
َ َ ِ َ ‫اﻛﺘﺐ‬
ْ ُ ُْ ،‫ﱠﺎﻓﺬة‬
َ ُْ َْ‫أﲪﺪ! ﻻَ ﺗ‬
ِ َْ َ‫ﻟﻠﻄﺎﻟﺒﺎت ﻻ‬
ِ ِ ‫ ُﻗﻞ ِ ﱠ‬.3
‫ﻣﻦ ﱠ ﱢ‬
. ‫ﺳﺘﺎذ‬
َ َْ ُ‫ـﻨﺘﻈﺮن اﻷ‬
َ ْ ِ َْ َ‫ ﻟِﻴ‬،‫اﻟﺼﻒ‬
َ
َ ‫ﳜﺮﺟﻦ‬
َ ُْ
ْ
ِ ْ َ َ‫ ﻗ‬.4
.ً‫ﻗﺼﺔ‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ ِ ﱠ‬
َ َ ‫ـﺮأت‬
َ
ِ َ ِ ‫ـﻠﻌﺒﻮن ِﰲ‬
.‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
ُ َ ْ َ .5
َ ُ َ ْ َ‫اﻷﻃﻔﺎل ﻳ‬
َ
ِ ْ ‫ـﻴﺎﺗﺎ ﻣﻦ ﱢ‬
.‫اﻟﺸﻌﺮ‬
ٌ ُ‫ ﻳَ ْـﻘﺮأ‬.6
ً َْ‫ﺧﺎﻟﺪ أَﺑ‬
ِ ِ
ِ
.!‫ﻫﻨﺎك‬
َ َُ ‫ـﺘﻈﺮ‬
َُ ‫ـﻨﺘﻈﺮ‬
ْ َ ْ‫ﻫﻨﺎ! اﻧ‬
ْ ََْ‫ ﻻَ ﺗ‬.7
‫اﻟﺘﻼﻣﻴﺬ ِﰲ ﱠ ﱢ‬
.‫اﻟﺼﻒ‬
ُ َِ ‫ﻳﻀﺤﻚ ﱠ‬
ْ َ ْ َ َ‫ ﻻ‬.8
ِ
ِِ
.‫ـﻴﻮﺗﻜﻢ‬
ُ ْ .9
ْ ُ ُُ‫ارﺟﻌﻮا ِ َإﱃ ﺑ‬
ِ
ِ ُ ُ‫ﻟﻐﺔ‬
ِ ِ َ ‫اﻟﻘﺮآن‬
.‫اﻟﻜﺮﱘ‬
‫ ُ ِ ﱡ‬.10
َ ‫أﺣﺐ ﱠ‬
َ َ‫اﻟﻠﻐﺔ‬
ْ َ ُ ‫اﻟﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ ﻷﻧَﱠ َـﻬﺎ‬
66
2. Aşağıdaki muzâri fiilleri örnekteki gibi i‘râb ederek fâilleri söyleyiniz.
Nun’un hazfi ile meczûm. Sondaki merfu‘ muttasıl zamir olan elif fâil.:‫ﻳﻜﺘﺒﺎ‬
ُ َِ
َُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬:‫اﳌﺜﺎل‬
ِ ْ َ .1
:‫ﺮﻣﻲ‬
َ ْ ‫أن ﻳَـ‬
:‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُ ُ ْ َ .2
ِ ْ َ .3
:‫ﳚﻠﺴﻦ‬
َ ْ َْ ‫أن‬
ُِ ْ َ ْ‫ َﱂ‬.4
:‫ﺗﻜﺘﱯ‬
:‫ﳔﺮج‬
ُ ُ ْ َ .5
ِ ُ ْ .6
:‫ﻳﺪﻋﻮان‬
َ َ
:‫ﻳﻦ‬
َ ‫ َْﳚ ِﺮ‬.7
:‫ﻧﺬﻫﺐ‬
ْ َ ْ َ ْ‫ َﱂ‬.8
:‫ﺗﺪﺧﻠﻮا‬
ُ ُ ْ َ ‫أن‬
ْ َ .9
:‫ـﻨﺠﻮن‬
َ ُ ْ َ‫ ﻳ‬.10
3. Aşağıdaki fiilleri mebnilik durumlarına göre tabloda ilgili yerlere
yerleştiriniz.
ِ ِ ِ ِ ،‫) َﻛﺘﺒﺖ‬
ِ ُ ُْ ،‫ﺟﻠﺴﺘﺎ‬
ِ ْ ُ ،‫ ﺳﺄَﻟَْﻨﺎ‬،‫ذﻫﱭ‬
َ‫ ﻻ‬،‫ﺑﻦ‬
َ ،‫اﺧﺮﺟﻲ‬
َ َ َ َ ،‫ﺿ َﺮُﺑﻮا‬
ُُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ ﻟﻴَ ْـﺮم‬،‫اﺟﻠﺴﺎ‬
َ َْ َ َ ،‫ﺗﻜﺘﺒﻮا‬
َ ْ ُ ْ َ ،‫ادﻋﻮا‬
َ ْ‫ َﺷ ِﺮ‬،‫ﻟﻴﺪﺧﻠﻦ‬
َ
ُ
َ ْ ْ ََ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
(‫رﻣﻴﺎ‬
‫ َ َ ْ ُ ﱠ‬،‫ـﻨﻈﺮ‬
َ ُ ُْ ،‫ﲣﺮﺟﻮا‬
َ ْ َ َ ،‫ادﻋﻮن‬
ُ ْ َ ،‫ارﻣﲔ‬
َ ْ ،‫رﻣﻴَْـﻨﺎ‬
ْ َ ْ َ‫ ﻟﻴ‬،‫ﻓﻬﻤﺖ‬
ُ ُْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ـﻔﺘﺢ‬
ََ ،‫دﻋﻮﺗﻦ‬
َََ ،‫ ﻻَ ﻳَ ْـﻔﺘَ ُﺤﻮا‬،‫ﻋﻠﻤﻮا‬
ُْ ْ َ‫ﺗ‬
ُ َ ،‫ﺳﺠﺪﻧﺎ‬
Fetha üzere
Zamme
Sükûn üzere
İllet
harfinin
hazfi üzere
Nûn’un
hazfi üzere



üzere


4. Aşağıdaki kelimeleri kullanarak anlamlı cümleler oluşturunuz.
ِ َ ‫ ﱠ‬/ ‫ذﻫﺒﺎ‬
ِ ‫ﱡ‬
‫ َِإﱃ‬/ ‫اﻟﺮﺟﻼن‬
َ َ َ / ‫اﻟﺴﻮق‬
ُ
………………………………………………………...............
ِ َ ُ / ‫ ِﻣﻦ‬/ َ‫ ﻻ‬/ ‫َ ْﲣﺮج‬
‫اﻟﻐﺮﻓﺔ‬
ُْ
ْ
َ
………………………………………………………...............
ِ ِ
ِِ َ ْ / ‫اﻟﻜﺒﲑة‬
‫اﻟﻔﻼح‬
ُ ‫ َ ﱠ‬/ ‫ـﻌﻤﻞ‬
َ َ َ َ /‫ﰲ‬
ُ َ ْ َ‫ ﻳ‬/ ‫ﻣﺰرﻋﺘﻪ‬
………………………………………………………...............
ِ
‫اﻟﺒﻨﺖ‬
ْ َ َ َ / ‫أﻣﻬﺎ‬
ُ ِْ / ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
َ ‫ ُﱠ‬/ ُ‫اﻟﺼﻐﲑة‬
َ ‫ﱠ‬
………………………………………………………...............
67
‫َِإﱃ ‪ /‬ﺑـﻌﺪ ‪ /‬ﱡ ِ ِ‬
‫اذﻫﺐ ‪ /‬ﱠ ْ ِ‬
‫اﻟﺪرس‬
‫ََْ‬
‫اﻟﺴﻮق ‪ْ َ ْ /‬‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫‪5. Örnekteki gibi aşağıdaki mâzi fiillerden istenilen fiilleri türetiniz.‬‬
‫ﻳﺪﻋﻮ‪ ،‬رﻣﻰ ‪ -‬ﻳ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺮﻣﻲ‬
‫ـﻌﻠﻢ‪َ َ ،‬‬
‫دﻋﺎ ‪ََ ُ ْ َ -‬‬
‫َْ‬
‫ﳚﻠﺲ‪َ َ َ ،‬‬
‫ﻛﺘﺐ ‪ُ ُ ْ َ -‬‬
‫ََ َ‬
‫ذﻫﺐ ‪ُ َ ْ َ -‬‬
‫ﻳﺬﻫﺐ‪َ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻢ ‪ -‬ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ﻳﻜﺘﺐ‪َ َ َ ،‬‬
‫ﺟﻠﺲ ‪ُ َْ -‬‬
‫‪1. Merfu‘ Muzâri. 2. Mansûb Muzâri. 3. Meczûm muzâri. 4. Emr-i hâzır.‬‬
‫‪5. Emr-i gâib. 6. Nehy-i hâzır. 7. Nehy-i gâib.‬‬
‫ِ‬
‫ﻳﻜﺘﺐ ‪Örnek:‬‬
‫ﺗﻜﺘﺐ‪،‬ﻻ َ ْ ُ ْ‬
‫ﻟﻴﻜﺘﺐ‪ ،‬ﻻ َ ْ ُ ْ‬
‫اﻛﺘﺐ‪ْ ُ ْ َ ،‬‬
‫ﻳﻜﺘﺐ‪ْ ُ ُْ ،‬‬
‫ﻳﻜﺘﺐ‪ ،‬ﱂْ َ ْ ُ ْ‬
‫ﻳﻜﺘﺐ‪ ،‬أن َ ْ ُ َ‬
‫َ ُْ ُ‬
‫‪6. Aşağıdaki paragrafta geçen fiilleri bularak tablodaki yerlerine yazınız.‬‬
‫ﻳﺬق َﻃﻌﻢ اﻟﻨـ ِ‬
‫ﺿﺎع َ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َﺣ ِﺰﻳﻨﺎً َ َ‬
‫ﱠﻮم ُ ْ ُ‬
‫ﻣﻨﺬ َ ْ‬
‫َ َ‬
‫ﺟﺪﳘﺎ َ ِ َ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ﱞ‬
‫وﻋﻨﺪﻣﺎ َرَأى َ ﱡ َُ‬
‫ﻗﺎل َﻟﻪُ‬
‫اﳋﺮوف‪َ َ ْ َ .‬‬
‫ﻋﻠﻲ َﱂْ َ ُ ْ ْ َ ْ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ ﱠ َ‬
‫أن َ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﳜﻴﺐ َ َأﻣﻞ َ ْ ﱠ‬
‫ﻋﻠﻰ اﷲ َ ﱠ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ"‪.‬‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫وأﻟﻤﻪُ‪" :‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫ُِ َ ﱢ َ‬
‫ﻟﻴﺨﻔﻒ َْ‬
‫ـﻴﺄس َﻳﺎ ﺑُ َﱠ‬
‫ﻛﻞ َ َْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪُ َ ََ َ‬
‫ـﲏ َوﺗَ َـﻮﱠ ْ‬
‫ﻣﻦ ﺗَ َـﻮ َ‬
‫ﻓﺈن اﷲَ ﻻَ َُﱢ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻐﲑ َ َ ِ ِ ِ‬
‫ـﻠﻘﻰ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ﻗﺎﻟﻪُ َ ﱡ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫ﻛﺮر َﻣﺎ َ َ‬
‫ﻛﻞ َ َ‬
‫ﺟﺪﻩُ‪" :‬ﻻَ َ ْ َ ْ‬
‫اﺳﺘَ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻓ َﺮاﺷﻪ َ ْ َ َ‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ ْ‬
‫ََْ‬
‫ﲢﺰن َوﻻَ ﺗَ ْ َ ْ‬
‫أﻏﻤﺾ ﻋَْﻴـﻨَ ْـﻴﻪ َوَ ﱠ َ‬
‫ﻋﻠﻲ ﱠ ُ‬
‫ـﻴﺄس َوﺗَ َـﻮﱠ ْ‬
‫ﻟﻴﻌﻴﺪ اﷲ َِ ِ‬
‫ـﻌﻠﻤﻪ ِﻣﻦ َ ْ ِ ٍ‬
‫وآﻳﺎت ﻗُ ِﱠ ٍ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﻇﻬﺮ ﻗَ ْ ٍ ِ‬
‫ﻋﻦ َ ْ ِ‬
‫إﻟﻴﻪ َ ُ َ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟﻠﱠْﻴ َ َ‬
‫اﷲ‪َ ِْ ."...‬‬
‫ـﻠﺔ‪ ،‬ﻗَـ َﺮأَ َ ِ ﱞ‬
‫ﺧﺮوﻓﻪُ‬
‫ـﺮآﻧﻴﺔ ُ َ ُ ْ‬
‫ﲨﻴﻊ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ َ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ْ‬
‫أدﻋﻴﺔ َ َ‬
‫ـﻠﺐ َ َ‬
‫ْ‬
‫ﻟﻄﺎﻟﻤﺎ ﻗَﱠـﺒﻞ َﻋﻴـﻨَ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﻪ ﱠ ْ َ َ ْ ِ‬
‫اﻟﻌﻄﺮة‪.‬‬
‫اﺋﺤﺘﻪُ َ ِ َ َ‬
‫اﻟﺴﻮداوﻳﻦ َ َ ﱠ‬
‫وﺷﻢ َر ِ َ َ‬
‫ﱠاﻟﺬي َ َ َ َ َ ْ ْ‬
‫َ ِ‬
‫اﳌﺎﺿﻲ ‪ ‬‬
‫اﳌﻀﺎ ِرعُ ‪ ‬‬
‫َُ‬
‫اﻷﻣﺮ ‪ ‬‬
‫َْ ُ‬
‫ﱠﻬﻲ ‪ ‬‬
‫اﻟﻨـ ْ ُ‬
‫‪‬‬
‫‪‬‬
‫‪‬‬
‫‪‬‬
‫‪7. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden‬‬
‫‪yararlanarak Arapçaya çeviriniz.‬‬
‫‪Arapça öğreniyorum.‬‬
‫‪Kur’ân-ı anlamak istiyorum.‬‬
‫‪İlahiyat Fakültesinde okuyorum.‬‬
‫‪Erkek çocuklar evde oynuyorlar.‬‬
‫‪Ayşe! Tek başına ormana gitme.‬‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫ـﻌﺪ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﻈﻬﺮ‪ öğleden sonra :‬‬
‫ﺑَ ْ َ‬
‫ﳓﻮ‪…e yöneldi, gitti :...‬‬
‫ـﻮﺟﻪَ – ﻳَـﺘَ َ ﱠ‬
‫ﺗَ َ ﱠ‬
‫ـﻮﺟﻪُ – ﺗَ َ ﱡ ً‬
‫ـﻮﺟﻬﺎ ِ َإﱃ‪َ َْ /‬‬
‫إﺣﺎﻃﺔً ِ ﱠ ِ‬
‫ﺑﺎﻟﺸﻲء‪ bir şeyi kuşatmak, çevrelemek, ihata etmek :‬‬
‫ََ َ‬
‫أﺣﺎط – ُِ ُ‬
‫ﳛﻴﻂ – ِ َ َ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ﺟﻬﺎ َِﺎ‪dört bir yanından, her tarafından :‬‬
‫ﻣﻦ َِ ِ‬
‫ﲨﻴﻊ ِ َ‬
‫ْ‬
‫ﺟﻬﺎت‪ yön, taraf, cihet :‬‬
‫ﺟﻬﺔٌ )ج( ِ َ ٌ‬
‫َِ‬
‫‪ 68‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ُ ِْ – ‫اﺳﺘﺄﻧﻒ‬
ِ
yeniden başlamak, kaldığı yerden devam etmek :‫ـﻨﺎﻓﺎ‬
ً َ ‫اﺳﺘِْﺌ‬
َ ْ َ َ َْ َْ
ْ – ‫ﻳﺴﺘﺄﻧﻒ‬
kuzu :‫وﺧﺮﻓﺎن‬
ٌ ‫ﺧﺮوف )ج( ِﺧ َﺮ‬
ٌ َُ
ٌ َ ْ ِ ‫اف‬
ِ َ ‫ﻋﻦ‬
ِ ُ َ ‫ﻣﻜﺎﻧﺎ ِإﻻﱠ‬
ِ َ ‫َﱂ ﻳـ ْﺘـﺮُﻛﻮا ِﰲ‬
ormanda kuzuyu aramadık bir yer bırakmadılar :‫اﳋﺮوف‬
َ َ ً َ َ ‫اﻟﻐﺎﺑﺔ‬
َ
ُ ِ َ ‫وﲝﺜﻮا ﻓﻴﻪ‬
ُ َْ
ِ
ِ ِ ‫اﻧﻀﻢ – ﻳ ْ َ ﱡ‬
…e katılmak :...‫اﻧﻀﻤﺎﻣﺎ ِ َإﱃ‬
ً َ ْ – ‫ـﻨﻀﻢ‬
َ ‫ْ َﱠ‬
ِ ََْ – ‫اﺧﺘَ َـﻔﻰ‬
ِ ِ
gizlenmek, saklanmak, kaybolmak :‫اﺧﺘﻔﺎء‬
ِْ
ً َ ْ – ‫ﳜﺘﻔﻲ‬
!acaba :!‫َﻳﺎ ﺗُ َـﺮى‬
‫ََ ﱠ‬
sanki yer yarıldı da içine girdi :ُ‫ـﻠﻌﺘﻪ‬
ْ ‫اﻷرض ِ ْ َ ﱠ‬
ْ َ َ َ‫اﻧﺸﻘﺖ َواﺑْـﺘ‬
َ ْ َ ‫ﻛﺄن‬
ِ ِ ِ َْ ‫اِﻟْﺘَ َـﻬﻢ – ﻳ‬
çabucak yutmak, bir lokmada yutmak :‫ْﺘﻬﺎﻣﺎ‬
ً َ ‫ـﻠﺘﻬﻢ – اﻟ‬
ُ َ َ
ِ
ِ
kurt :‫ذﺋﺎب‬
ٌ َ (‫ذﺋﺐ )ج‬
ٌْ
kartal :‫ﻧﺴﻮر‬
ٌ ُ ُ (‫ﻧﺴﺮ )ج‬
ٌْ َ
ِ
hain :‫ﻏﺎدر‬
ٌ َ
ِ ِ َ َ ‫ﺣﺎد‬
‫َﱡ‬
keskin pençeli :‫اﳌﺨﺎﻟﺐ‬
ِ
ِ
pençe :‫ﳐﺎﻟﺐ‬
ٌ َْ
ُ َ َ (‫ﳐﻠﺐ )ج‬
ِ
ِ ‫ـﻘﺾ – ﻳـﻨـ َ ﱡ‬
(kuş avı için) aniden dalmak, üzerine atılmak, saldırmak :‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ ‫اﻧﻘﻀﺎﺿﺎ‬
ْ َ ‫اﻧَْ ﱠ‬
ً َ ِْ – ‫ﻘﺾ‬
ِ ‫َﻛﺎﻟﺒ‬
şimşek gibi :‫ـﺮق‬
َْ
ِ َ َ ‫ِﰲ‬
ٍ ْ َ ‫ﻃﺮﻓﺔ‬
kaşla göz arasında, aniden, göz açıp kapayıncaya kadar :‫ﻋﲔ‬
ْ
yakınmak, şikayet etmek :‫ﺗﺬﻣ ًﺮا‬
‫ـﺘﺬﻣﺮ – َ َ ﱡ‬
ُ ‫ﺗﺬﻣﺮ – ﻳَ َ َ ﱠ‬
َ‫َ َ ﱠ‬
yorgunluk :‫ـﻌﺐ‬
ٌ َ َ‫ﺗ‬
susuzluk :‫ﻋﻄﺶ‬
ٌ ََ
açlık :ٌ‫ُﺟﻮع‬
ِ َ َ َ ‫ﻗﺪ‬
ِ َ َْ ‫ﻛﻞ‬
ِ
gerçekten de adam akıllı yorulmuştular :‫اﳌﺄﺧﺬ‬
َ َ ً‫ﻓﻌﻼ‬
ْ َ ‫ـﻌﺐ‬
‫ـﻬﻢ ُ ﱠ‬
ْ
ْ ُ ‫أﺧﺬ ﻣ ْﻨ‬
ُ َ ‫ﻛﺎن اﻟﺘﱠ‬
ِ
da başarılı olmak… :...‫إﻓﻼﺣﺎ ِﰲ‬
ً َ ْ ِ – ‫ـﻔﻠﺢ‬
َ َ ْ‫أَﻓ‬
ُ ْ ُ‫ـﻠﺢ – ﻳ‬
ِ ‫ﻋﻠﻰ ﱠ‬
bir şeyi bulmak :...‫اﻟﺸﻲء‬
َ َ ‫ﻋﺜﻮًرا‬
ُ ُ – ‫ﻋﺜََ َـﺮ – ﻳَـﻌﺜُْ ُـﺮ‬
ْ
kendini tutamadı, nefsine hakim olamadı :ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
ْ َ َ َ َ‫َﱂْ ﻳ‬
َ ْ َ‫ـﺘﻤﺎﻟﻚ ﻧ‬
ِ
ِ
azarlamak, kızmak :‫وﻋﺘﺎﺑﺎ‬
َ ُ – ‫ـﻌﺎﺗﺐ‬
ً َ ً‫ﻣﻌﺎﺗَ َـﺒﺔ‬
ُ َُ‫ﻋﺎﺗﺐ – ﻳ‬
َ ََ
ٍ َ ِ ‫ﻳﺼﻠﺢ‬
sen işe yaramaz bir çocuksun :‫ﻟﺸﻲء‬
ٌ َ َ ‫إﻧﻚ‬
َ ‫ِﱠ‬
ْ ُ ُ ْ َ َ‫وﻟﺪ ﻻ‬
yavaş yavaş, ağır ağır, peyderpey :ً‫ﻓﺸﻴﺌﺎ‬
ًْ َ
ْ َ َ ‫ﺷﻴﺌﺎ‬
ümitleri kırılmış olarak :‫أﻣﻠﻬﻢ‬
ََْ
َ َ ‫وﻗﺪ‬
ْ ُ ُ َ َ ‫ﺧﺎب‬
karanlık bir yere çökmek, yayılmak :... ‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ ‫اﻟﻈﻼم‬
ُ َ ‫ﳜﻴﻢ ﱠ‬
َ ‫َﱠ‬
ُ ‫ َُﱢ‬- ‫ﺧﻴﻢ‬
üzüntü ve acısını hafifletmek için :ُ‫وأﻟﻤﻪ‬
َ ‫ُِ َ ﱢ‬
َْ ‫ﻟﻴﺨﻔﻒ‬
َ ََ َ ُ‫ﻋﻨﻪُ ُﺣ ْﺰَﻧﻪ‬
ِ ‫ﻳﺬق َﻃﻌﻢ اﻟﻨـ‬
uyku tatmamıştı, uyumamıştı :‫ﱠﻮم‬
َ َ
ْ َ ْ ْ ُ َ ْ‫ﻛﺎن َﱂ‬
69
ِ
ِ َ َ ‫ﲣﻴﻴﺐ‬
ümidi boşa çıkarmak :‫اﻷﻣﻞ‬
ُ ْ َ – ‫ﳜﻴﺐ‬
ُ ‫ﺧﻴﺐ – َُﱢ‬
َ ‫َﱠ‬
ِ َ‫أﻏﻤﺾ َﻋﻴـﻨ‬
gözlerini kapattı, yumdu :‫ـﻴﻪ‬
ْ ْ َ َْ َ
ِ
ِ ِ
uzanmak, yatmak :‫اﺳﺘﻠﻘﺎء َﻋﻠﻰ‬
َ ْ َْ‫ِاﺳﺘ‬
ْ َ – ‫ـﻠﻘﻰ‬
ً َ ْ ْ – ‫ﻳﺴﺘَ ْـﻠﻘﻲ‬
ٍ ْ َ‫ﻇﻬﺮ ﻗ‬
ِ ْ َ ‫ﻋﻦ‬
ezbere, ezberden :‫ـﻠﺐ‬
َْ
çokça, sık sık, çoğu zaman :‫ﻟﻄﺎﻟﻤﺎ‬
ََ َ َ
ِ ْ َ‫ـﻘﺒﻞ – ﺗ‬
öpmek :ً‫ـﻘﺒﻴﻼ‬
ُ ‫ـﺒﻞ – ﻳُ َﱢ‬
َ ‫ﻗَﱠ‬
ًَّ – ‫ﻳﺸﻢ‬
koklamak :‫ﴰﺎ‬
‫ﺷﻢ – َ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
ِ
ِ
hoş koku, güzel koku :ٌ‫ﻋﻄﺮة‬
َ ‫َر‬
َ َ ٌ‫اﺋﺤﺔ‬
endişeli, kaygılı :ٌ‫ﺟﺰع‬
َِ
ِ َ ‫ِﰲ ﱠ‬
ilk anda :‫اﻷوﱃ‬
َ ُ ‫اﻟﻠﺤﻈﺔ‬
ْ
davranmak, hareket etmek :‫ﺗﺼﺮﻓﺎ‬
ُ ‫ﺗﺼﺮف – ﻳَ َ َ ﱠ‬
َ ‫َ َﱠ‬
ً ‫ـﺘﺼﺮف – َ َ ﱡ‬
büyük bir sevince kapıldı, onu büyük bir sevinç kapladı :‫ﻋﺎرم‬
ٌ ِ َ ‫ـﺮح‬
ٌ َ َ‫ﻏﻤﺮﻩُ ﻓ‬
َََ
ِ
ِ ِ ‫اﻟﻜﻠﻤﺎت َﻋﻦ‬
ِ
kelimelerin anlatmaktan aciz kaldığı :‫وﺻﻔﻪ‬
ْ َ ْ ُ َ َ ‫ـﻌﺠﺰ‬
ُ ْ َ‫ﺗ‬
ِ ْ َ َ ْ‫اِﻧ‬
ِ ِ ْ ‫اﻟﻜﻠﻤﺎت ِﰲ‬
kelimeler boğazına düğümlendi :‫ﺣﻠﻘﻪ‬
َ
َ ُ َ َ ‫ـﻌﻘﺪت‬
ِ َ‫ـﻬﻤﺮ ِﻣﻦ َﻋﻴـﻨ‬
ِ ُ ‫ـﻴﻪ‬
ِ ْ َ‫اﳌﺸﻌﱠﺘ‬
sevinçle parlayan gözlerinden yaşlar akarak :‫ﺑﺎﻟﻔﺮح‬
ِ َ َ ِ ‫ـﲔ‬
ْ ْ ْ ُ ِ َ ‫واﻟﺪﻣﻮعُ ﺗـَْﻨ‬
ُ‫َ ﱡ‬
ِ ٍ ِ َ ‫ﺑﻀﻊ‬
ِ َ‫ﺷﻔﺘ‬
ِ ْ َ‫ﺗَ َـﻨﺎﺛ‬
َِ ُْ ‫ـﻴﻪ‬
ِ ْ َ‫اﳌﺮﲡ َﻔﺘ‬
ِ ْ َ‫ﻣﻦ ﺑ‬
:‫ـﲔ‬
ْ َ َ ‫ـﲔ‬
ْ ‫ﻛﻠﻤﺎت‬
َ ُ ْ ‫ـﺮت‬
َ
titreyen dudakları arasından birkaç kelime döküldü
Özet
Temel fiil kiplerini daha yakından tanıyabilmek
Arapçada üç temel fiil kipi vardır. Mâzi, muzâri, emir. Bunlardan sülâsî mâzi
fiil bütün türemiş kelimelerin kökü kabul edilir. Mebnîdir. Muzâri ise mâzi
fiilden türetilir. Emir ve nehiy fiilleri muzâriden türetilir. Yerine göre geniş,
şimdiki ve gelecek zamana delalet eder. Cemi müennes siygaları hariç
mu‘rabdır. Harekeler, ef’âl-i hamse’de (beş fiilde) nun harfinin sabit kalması
veya düşmesi, sondaki illet harfinin hazfi gibi alametlerle i‘râb edilir. Emir
fiili muzâriden türetilir. Emr-i hâzır ve emr-i gâib olmak üzere iki çeşidi
vardır. Türetildiği muzâri fiilin cezm halindeki i‘râb alameti ne ise o şey
üzere mebnîdir. Nehiy siygaları da emir kategorisinde mütalaa edilir. İrab
açısından emir fiili ile aynı özelliklere sahiptir.
Hangi fiillerin mu‘rab hangilerinin mebnî olduğunu ayırt edebilmek
Fiillerden mu‘rab olan sadece muzâri fiildir. Onun da cemi müennes siygaları
mebnîdir. Mâzi fiil kendisine hiçbir şey bitişmediği zaman, veya müenneslik
te’si, ya da tesniye elifi bitiştiğinde fetha üzere mebnîdir. ‫ـﻌﻠﺘﺎ‬
َ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﺖ‬
ْ َ َ َ‫ ﻓ‬،‫ﻓَ َـﻌ َﻞ‬.
ََ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻼ‬
ِ ْ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﺖ‬
Harekeli fâil zamirlerinin bitiştiği siygalar sükûn üzere mebnîdir. ،‫ـﻌﻠﺖ‬
َ َ ْ َ َ‫ﻓ‬
‫ـﻌﻠﻦ‬
‫ ﻓَ َ ْ ُﱠ‬،‫ـﻌﻠﺘﻢ‬
ُ ْ َ َ‫ﻓ‬
َْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﺖ‬
ْ ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ‬
َ ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﻨﺎ‬
َ ْ َ َ‫ ﻓ‬،‫ـﻌﻠﱳ‬
70
Cemi vav’ının bitiştiği siyga zamme üzere mebnîdir. ‫ـﻌﻠﻮا‬
ُ َ َ‫ﻓ‬
Emr-i hâzır, emr-i gâib, nehy-i hâzır, nehy-i gâib siygaları muzâri fiilden
türetildikleri halde mu‘rab değil, mebnîdirler. Genel bir kural olarak
türetilmiş oldukları muzâri siygalarının cezm edildiği i‘râb alameti üzere
mebnîdirler.
Mu‘rab fiillerdeki i‘râb alametlerini ayırt edebilmek
Sonuna hiçbir ek bitişmeyen muzâri fiil ref halinde zamme, nasb halinde
fetha, cezm halinde ise sükûn ile i‘râb edilir. Bu siygalar şunlardır:
‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ،‫ـﻔﻌﻞ‬
ْ َ ْ َ‫ َﱂْ ﻳ‬،‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
ُ َ ْ َ‫ﻳ‬
ُ َ ْ َ‫ ﻧ‬،‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫ أَﻓ‬،‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ ﺗ‬،‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ﻳ‬. Örnek: ‫ـﻔﻌﻞ‬
Zâhir muttasıl merfu‘ fâil zamirinden sonra zaid bir nun bulunduran ve beş
fiil “ef’âl-i hamse” diye adlandırılan siygalar bu nun sabit kalmasıyla merfu‘,
düşmesiyle mansûb ve meczûm olurlar.
Fiillerdeki muzmer (zamir) fâilleri gösterebilmek
Mâzi fiilde zamir olan fâiller şunlardır: ‫ـﻌﻞ‬
َ ُ , َ‫’ﻓَ َـﻌﻼ‬da elif (‫)ا‬,
َ َ َ‫’ﻓ‬de gizli zamir ‫ﻫﻮ‬
ِ , ‫ـﻌﻠﺘﺎ‬
‫ـﻌﻠﻮا‬
‫ﻓ‬
’
da
(‫ﺗﺎ‬
)
,
‫ـﻌﻠﻦ‬
‫ﻓ‬
’de
nun (‫)َن‬, ‫ـﻌﻠﺖ‬
ْ
ُ َ َ‫’ﻓ‬da vav (‫)و‬, ‫ـﻌﻠﺖ‬
َ
َ
َ
ْ َ َ َ‫’ﻓ‬da gizli zamir ‫ﻫﻲ‬
َ
َ ْ َ َ‫’ﻓ‬de
ََ
َ َ
َ
ِ
ِ
),
‫ـﻌﻠﺘﻢ‬
‫ﻓ‬
),
‫ـﻌﻠﱳ‬
‫ﻓ‬
,
‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ‬
‫ﻓ‬
’da
(‫ﲤﺎ‬
’da
(‫ﰎ‬
’de
(‫ت‬
),
‫ـﻌﻠﺘﻤﺎ‬
‫ﻓ‬
’da
(‫ﲤﺎ‬
’de
(‫ﺗﻦ‬
(‫ت‬
)
),
‫ـﻌﻠﺖ‬
‫ﻓ‬
ْ
ْ
ْ
ْ
ْ
‫ﱠ‬
ُ
ُ
َ
َ
َ
َ
َ
َ
َ
‫) ُ ﱠ‬,
ُ
ْ
َ
َُ
َ
ُْ َ
َُ َ
َُ َ
’da
(‫ت‬
),
‫ـﻌﻠﻨﺎ‬
‫ﻓ‬
’da
(‫ﻧﺎ‬
)
zamirleridir
.
‫ـﻌﻠﺖ‬
‫ﻓ‬
ْ
ْ
َ
َ
َ
ُ ََ
ُ َ
ِ َ ْ ‫’ﻳ‬de elif
Muzâri fiilde zamir olan fâiller şunlardır: ‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ
َ ُ , ‫ـﻔﻌﻼن‬
ُ َ ْ َ‫’ﻳ‬da gizli zamir ‫ﻫﻮ‬
ِ
ِ
(‫)ا‬, ‫ـﻔﻌﻠﻮن‬
, ‫ﻔﻌﻼن‬
ُ َ ْ َ‫’ﻳ‬de vav (‫)و‬, ‫ـﻔﻌﻞ‬
َ َ ْ ‫’ﺗَـ‬de elif (‫)ا‬, ‫ـﻔﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ‫’ﺗ‬da gizli zamir ‫ﻫﻲ‬
َ ْ َ ْ َ‫’ﻳ‬de nun (‫)َن‬,
َ
ِ
ِ َ ْ َ‫’ﺗ‬de elif (‫)ا‬, ‫ـﻔﻌﻠﻮن‬
ِ َ ْ َ‫’ﺗ‬de elif
‫ـﻔﻌﻞ‬
َ ُ َ ْ َ‫’ﺗ‬de vav (‫)و‬, ‫ـﻔﻌﻠﲔ‬
َ ْ َ), ‫ـﻔﻌﻼن‬
َ َ ْ َ‫’ﺗ‬de yâ (‫)ي‬, ‫ـﻔﻌﻼن‬
َ
َ
ُ َ ْ َ‫’ﺗ‬da (‫أﻧﺖ‬
(‫)ا‬, ‫ـﻔﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫’ﺗ‬de nun (‫)َن‬, ‫ـﻌﻞ‬
ُ َ ْ‫’أَﻓ‬de (‫)ََأﻧﺎ‬, ‫ـﻔﻌﻞ‬
ُ َ ْ َ‫’ﻧ‬de (‫ )َْﳓُﻦ‬zamirleridir.
ِ
ِ
Emr-i hâzırda zamir olan fâiller şunlardır: ‫ـﻌﻞ‬
(‫أﻧﺖ‬
َ َْ), َ‫’اﻓْ َـﻌﻼ‬da elif (‫)ا‬,
ْ َ ْ‫’اﻓ‬da
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
‫ـﻌﻠﻮا‬
ُ َ ْ‫’اﻓ‬da vav (‫)و‬, ‫’اﻓْ َـﻌﻠﻲ‬de yâ (‫)ي‬, َ‫’اﻓْ َـﻌﻼ‬da elif (‫)ا‬, ‫ـﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ ْ‫’اﻓ‬de nun (‫ )َن‬zamirleridir.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerdeki fiillerden hangisi mebnî değildir?
a. ‫واﺟﺒﺎﺗﻜﻦ‬
‫اﻛﺘﱭ َ ِ َ ِ ُ ﱠ‬
َُْ ُْ ِ
ِ ‫اﻟﻘﺮ‬
b. ‫ﻳﺔ‬
َْ َ َ َْ َ ‫ﻣﻦ‬
َ ‫رﺟﻌﻨﺎ‬
c. ‫ﺗﻜﺘﺒﲔ َﻳﺎ ﻟَْﻴ َـﻠﻰ؟‬
َ َ َ ُِ ْ َ ‫ﻣﺎذا‬
ِ ِ ْ‫ﻻَ َﲡ‬ d. ‫ـﻨﺐ‬
َ ُ ‫ﻠﺴﻲ‬
ُ َ ْ‫ﻫﻨﺎ َﻳﺎ َزﻳ‬
ِ
e. ‫اﻟﺒﺎب‬
ْ َ ْ َ‫ﻟﻴ‬
َ َ ‫ـﻔﺘﺢ‬
ِ ِ
2. (‫ـﺮﻣﻴﺎ‬
َ ْ َ‫ )ﻟﻴ‬fiili için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
a. İllet harfinin hazfiyle meczûm muzâri fiilin tesniye siygası b. Nûn’un hazfi üzere mebnî emr-i gâibin tesniye siygası c. Sükûn üzere mebnî emr-i gâibin cemi müennes siygası d. Fetha ile mansûb muzâri fiilin tesniye siygası e. Tesniye elifi ile merfu‘ muzâri fiilin tesniye siygası
71
3. Aşağıdaki fiillerden hangisi illet harfinin hazfi ile meczûmdur?
a. ‫ﻳﺪﻋﻮا‬
ْ َ َ ُ ْ َ ‫أن‬
ِ
b. ‫ـﺮﻣﲔ‬
َ َْ‫ َﱂْ ﻳ‬ ُِ ُْ c. ‫اﻛﺘﱯ‬
ِ ‫ َﱂ ﻧ‬ d. ‫ـﺮم‬
َْ ْ
ِ ْ َ e. ‫أرﻣﻲ‬
َ ْ َ ‫أن‬
4. Aşağıdaki fiillerden hangisi ef’âl-i hamse’den değildir.
a. ‫ﻳﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ b. ‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ َ ِ ‫ﻳﻜﺘﺒ‬
c. ‫ﺎن‬
َُ ْ َ d. ‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ ِ ُ ْ َ e. ‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
َ
5. Fiillerle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
a. Mâzi fiil mebnî, muzâri fiilin bazı siygaları mebnîdir. b. Muzâri fiillerin bütün siygaları mu‘rab, emri- hâzır ve nehy-i hâzır
mebnîdir. c. Mâzi, emir ve nehiy fiilleri mebnî, muzâri fiilin bütün siygaları
mu‘rabdır. d. Mâzi ve muzârinin bazı siygaları, emir fiillerin ise hepsi mu‘rabdır. e. Emr-i gâib ve nehy-i gâib mebnî, mâzi fiilin bir kısmı mebnîdir. Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. c
Yanıtınız doğru değilse, “Muzâri Fiil” konusunu yeniden
okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Emr-i Gâib” konusunu yeniden
okuyunuz.
3. d
Yanıtınız doğru değilse, “Son Harfi İlletli Olan Emr-i Gâib”
konusunu yeniden okuyunuz.
4. a
Yanıtınız doğru değilse, “Muzâri Fiil” konusunu yeniden
okuyunuz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse, “Mâzi ve Muzâri Fiil” konularını yeniden
okuyunuz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
1. ‫ـﺘﺤﺖ‬
ُ ) fâildir.
ُ ْ َ َ‫ ﻓ‬sükûn üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir (‫ت‬
2. ‫رﺟﻌﺎ‬
َ َ َ fetha üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir olan (‫ )ا‬fâildir.
72
3. ‫ﻛﺘﺒﱳ‬
‫ َ َْ ُﱠ‬sükûn üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir (‫ﺗﻦ‬
‫ ) ُ ﱠ‬fâildir.
4. ‫ذﻫﺒﻮا‬
ُ َ َ zamme üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘zamir olan (‫ )و‬fâildir.
ِ ) fâildir.
ِ ْ َ‫ ﻓ‬sükûn üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir (‫ت‬
5. ‫ـﻌﻠﺖ‬
َ
6. ‫ﻓﻬﻤﻨﺎ‬
َ ْ ِ َ sükûn üzere mebnî mâzi fiildir. Merfu‘ muttasıl zamir (‫ )َﻧﺎ‬fâildir.
Sıra Sizde 2
ِ
1. ‫ْﻦ‬
َ ُ‫ ﻳَ ْـﻨ ِﺰ‬nûn’un varlığı ile merfu‘. ‫ﻟﲔ‬
َ ‫ ﺗَْـﻨ ِﺰ‬nûn’un varlığı
َ ‫ ﻳَ ْـﻨ ِﺰﻟ‬mahallen merfu‘. ‫ﻟﻮن‬
ile merfu‘.
ِ ‫ﻳﺸﺮ‬
ِ َْ
2. ‫ﺑﺎن‬
َ َ ْ َ nûn’un varlığı ile merfu‘. ‫ﺗﺸ َﺮَﺑﺎن‬
zamme ile merfu‘.
nûn’un varlığı ile merfu. ‫أﺷﺮب‬
ُ َْ َ
ِ َ ُ ْ nûn’un varlığı ile merfu‘. ‫ﻧﺪﺧﻞ‬
3. ‫ﺗﺸﺮب‬
ُ َ ْ َ zamme ile merfu‘. ‫ﻳﺪﺧﻼن‬
َ
ُ ُ ْ َ zamme ile
merfu‘.
Sıra Sizde 3
ِ َ ْ ‫ ﻳ‬nûn’un varlığı ile merfu‘, elif fâil. ‫ﳚﻠﺴﻮن‬
‫ـﻌﻠﻤﺎن‬
َ ُ ِ َْ nûn’un varlığı ile merfu‘, vav
َ َ
ِ
ِ
fâil. ‫ َﱂْ َْﳚﺮ‬illet harfinin hafzi ile meczûm, ‫ﻫﻮ‬
َ َْ mahallen merfu‘, nun (‫)َن‬
َ ُ fâil. ‫ﳝﺸﲔ‬
fâil. ‫ﻳﺴﺠﺪ‬
َْ
ُ ُ ْ َ zamme ile merfu‘, ‫ﻫﻮ‬
ُ َ ْ َ zamme ile merfu‘, ‫ﳓﻦ‬
َ ِ‫ﺗﺸ َﺮ‬
ُ َْ fâil. ‫ﺑﲔ‬
َ ُ fâil. ‫ﻧﻀﺤﻚ‬
ِ
nûn’un varlığı ile merfu‘, muhâtaba yâ’sı fâil. ‫ﺗﺪﻋﻲ‬
ْ َ nûn’un hazfi ile
ْ َ ‫أن‬
mansûb, muhâtaba yâ’sı fâil. ‫ﻛﱭ‬
َْ َ‫ ﺗَ ْـﺮ‬mahallen merfu‘, nun (‫ )َن‬fâil.
Sıra Sizde 4
ِ
1. ‫اذﻫﺐ‬
َ ْ َ) fâil.
ْ َ ْ sükûn üzere mebnî emr-i hâzır. Gizli zamir olan (‫أﻧﺖ‬
2. ‫ﺗﺪﻋﻮا‬
ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬nun’un hazfi üzere mebnî nehy-i hâzır. Merfu‘ zamir (‫ )و‬fâil.
ِ ‫ ﻟِﻴ‬illet harfinin hazfi üzere mebnî emr-i gâib. Gizli zamir (‫ )ﻫﻮ‬fâil.
3. ‫ـﺮم‬
َْ
َُ
4. ‫ـﻔﺘﺤﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ﻻَ ﻳ‬ sükûn üzere mebnî nehy-i gâib. Nûn’u nisve (‫ )َن‬fâil.
5. ‫ ﻻَ َﲡْ ِﺮي‬nun’un hazfi üzere mebnî nehy-i hâzır. Muhâtaba yâ’sı (‫ )ي‬fâil.
6. ‫ﻟﻴﻀﺤﻜﻮا‬
ُ َ ْ َِ nun’un hazfi üzere mebnî emr-i gâib. Merfu‘ zamir (‫ )و‬fâil.
Yararlanılan Kaynaklar
Çörtü, M. Meral (2008), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Kılıç, H. (2005), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Talu, M. (1986), Sarf İlmi-Nahiv İlmi, Kayseri.
73
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Beş ismin neler olduğunu sayabilecek,
•
Beş ismin i‘râb özelliklerini açıklayabilecek,
•
Beş ismin müfred, tesniye ve cemi kullanımlarını ayırt edebilecek,
•
Beş ismin kullanım farklılıklarını tespit edebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Esmâ-i hamse (beş isim)
•
Harf ile i‘râb
•
Hareke ile i‘râb
•
Mütekellim yâsı
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv adlı kitabından “İ’râb
Alâmetleri” konusunu okuyunuz.
•
İ. Güler, H. Günday, Ş. Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) adlı
kitabından Esmâ-i Hamse “Beş İsim” konusunu okuyunuz.
74
Beş İsim ve İ‘râbı
‫وإﻋ َﺮاﺑُ َـﻬﺎ‬
ْ ِ َ ُ‫اﳋﻤﺴﺔ‬
َْ َ
َ ْ َ ُ‫اﻷﲰﺎء‬
GİRİŞ
Kelimelerin cümle içerisindeki konumlarına göre sonlarındaki hareke veya
harflerin değiştiğini, bu değişime “i‘râb” denildiğini daha önce görmüştük.
Kelimelerin sonlarında bulunan, kelimenin cümle içerisindeki konumuna
göre değişen ve ref, nasb, cer gibi i‘râb durumlarını gösteren hareke ve
harflere “i‘râb alâmetleri” denilmektedir. Bazı kelime grupları i‘râb alameti
olarak harekeleri alırken, diğer bazıları harflerle i‘râb edilirler.
Bu ünitede diğer müfred isimlerden farklı özellikler gösteren ve i‘râb
alâmeti olarak harfleri alan küçük bir grup ismin i‘râbını öğreneceğiz. Bu
grup beş adet isimden oluştuğu için “el-Esmâü’l-hamse” beş isim olarak
anılmaktadır. Bu isimler şunlardır:
sahip ‫ ُذو‬- ağız ‫ﻓﻢ‬
ٌ َ - baba ‫أب‬
ٌَ
ٌ َ - kayınpeder ‫ﺣﻢ‬
ٌ َ - erkek kardeş ‫أخ‬
Bunlara ‫ﻫﻦ‬
ٌ َ kelimesini de ilave ederek sayıyı altıya çıkaran ve grubu altı
isim “el-Esmâü’s-sitte” olarak adlandıran dilbilimciler de vardır.
Bu isimlerin harfle i‘râb edilebilmesi için mütekellim yâ’sından başka bir
zamir veya isme muzâf olmaları şeklinde özel bir şartı taşımaları gerekir.
Aksi halde diğer isimler gibi i‘râb alırlar.
Konu ile ilgili ön bilgi almak için www.onlinearabic.net, www.nizamettin.net
adreslerine başvurabilirsiniz.
OKUMA PARÇASI
ِ ََ
ٍ َِ ‫ﻃﺮﰲ‬
‫ﻧﻘﻴﺾ‬
َ َ ‫أﺧﻮان‬
ْ َ ََ ‫ﻋﻠﻰ‬
َ
ٍ ٍ َ‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛ‬
ِ
ِ ‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ ُ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻛﺒﲑة ﻳ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
ِ ِ ‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ‬
‫ـﻔﻜﺮ‬
َ َ ‫ـﺒﺬر‬
َ َ
ٌ ِ َ ‫ﻛﺎن‬
ََ
ُ َ ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
َ َ ِ َ ‫ـﺮوة‬
ُ ‫واﻟﻠﻌﺐ َوﻳَُ ﱢ‬
َْ
ُ ‫اﳌﺤﺮﻣﺎت َوﻻَ ﻳُ َ ﱢ‬
ً َ ً‫رﺟﻼ‬
ِ ِ ْ َ‫ِإﻻﱠ ِﰲ ﻧ‬
ِ ِ ِ َ ‫ﺣﺴﻦ ﻻَ ِﻳﻐﻴﺐ‬
ِ ‫ذﻛﺮ‬
ِ ْ َ ‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ‬
ٍ ُ ُ ‫ورﻋﺎ َذا‬
‫اﻷﻋﻤﺎل‬
َ َ ‫ـﻨﻔﻖ‬
َ َ‫ َو‬.‫ـﻔﺴﻪ‬
َ َ‫اﷲ َو‬
ُ َ ‫ﻛﺎن‬
‫أﺧﻮﻩُ َ ِ ﱞ‬
ُ ِ ْ ُ‫ﻛﺎن ﻳ‬
ً ِ َ ً‫رﺟﻼ‬
ْ ُ َ ٍ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
ُ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
َ
ُ ْ ‫ﻋﻦ ﻓﻴﻪ‬
ِ َ ُ ‫اﳊﺎﺟﺎت‬
ِ ِ َ‫ﱠﺎس وﻻَ ﻳ ُـﻘﻮم ِإﻻﱠ َِﲟﺎ ﻳـﺮ‬
ِ
ِ
ِ ُِ
ِ َ ‫داﺋﻤﺎ‬
‫إﻣﺎﻣﺎ‬
ُ َُ ‫ﻛﺎن‬
ََ ْ ُ ‫أﺑﻮﳘَﺎ‬
َ َ‫ َو‬.ُ‫ﺗﻀﻴﻪ اﷲ‬
ُ َ َ ِ ‫ﻣﻦ اﻟﻨ‬
ً َ ‫ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
َْ
َ َ َ ‫ذوي‬
ً َ ‫وﻳﺴﺎﻋﺪ‬
َ َ‫واﻟﻔﻘ َﺮاء‬
َ ُ َ ‫اﳋَ ِْﲑﱠﻳﺔ‬
ِِ
ِ ِ ‫ﺟﻬﺪﻩ ﻟِﻴ ﱢ‬
ِ َ َ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ‬
ِ َُ ‫ـﻴﻪ‬
ِ ‫ﻃﺎﻋﺔ‬
‫ﻋﻤﺮﻩُ ُ ﱠ‬
‫ﺻﻐﲑاِن‬
ُ ُ ْ َ‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳ‬
َ َ َ‫اﷲ ﺗ‬
ََ ْ ُ ‫اﻟﺴﻴﺪ‬
َ َ .‫ـﻌﺎﱃ‬
ُ ‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ‬
ً ِ َ َ‫ُﻣﺘ‬
َ ْ َ‫ـﺮﰊ اﺑْـﻨ‬
َ َ ُ ‫ـﺒﺬل‬
َ َ ‫وﳘﺎ‬
َ ْ ُ ‫ـﻘﺎﻋﺪا أَﻓْ َـﲎ‬
َ َ ُ ْ ُ ‫ﻗﺼﺎرى‬
ِ
ٍ ‫رﺟﻠﲔ َذوي ُ ِﱠ‬
ِ
.‫ووﻃﻨﻬﻤﺎ‬
ٍ ْ ََ ‫ﻣﺴﺆوﻟﻴﺔ‬
َ َ َ ً‫ﺗَـ ْﺮَِﺑﻴﺔ‬
َ َ ِ ‫ووﻋﻲ‬
َ ِ ْ ُ ً‫ﺣﺴﻨﺔ‬
ْ َ ْ َ ِ ْ َ ُ َ ‫ﻟﻴﺼﺒﺤﺎ‬
َ ِ َ ََ ‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ‬
َ ِ ْ ََ‫ﲡﺎﻩ أَﺑ‬
75
‫واﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻴﺔَ‪ِ َ .‬‬
‫ـﺆدي ِ ِِ‬
‫اﻟﺪﻳﻨﻴﺔَ َ ِ ْ ِ َ ِ ﱠ‬
‫واﺟﺒﺎﺗﻪ ﱢ ِﱠ‬
‫اﻟﻮﰲ َ ًِّ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫َ َ‬
‫ﻛﻠﻤﺎ َرَأى اِﺑَْـﻨﻪُ َ ِ ﱠ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ‬
‫ﻟﻜﻨﱠﻪُ‬
‫ﻋﻠﻴﺎ ﻳُ َ ﱢ َ َ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫وﻳﺸﻜﺮ اﷲَ ُ ﱠ َ‬
‫ـﻔﺮح َ َ ْ ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِﰲ َُ ِ ِ‬
‫ﻳﺄﺳﻒ َوﻳَ َ َ‬
‫وﺗﺼﺮﻓﺎت ُْ َ‬
‫أﻋﻤﺎل َ َ َ ﱡ َ‬
‫ﻛﻠﻤﺎ َﲰ َﻊ َ ﱠ‬
‫اﳌﻘﺎﺑﻞ َ َ‬
‫ﳐﺠﻠﺔ‪َ .‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َْ َ ُ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ‬
‫ﻋﻤﺎ ﻳَ ُ ُ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲَ‬
‫ـﻬﻮر ْ‬
‫ـﺘﺄﱂُ ُ ﱠ َ‬
‫ﻣﻦ َ ْ َ‬
‫ـﻘﻮم ﺑﻪ اﺑُْـﻨﻪُ اﳌُﺘَ َ ﱢ ُ‬
‫اﻟﺴ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ ِ‬
‫ـﺒﺘﻌﺪ َﻋﻦ َ ِ َ ِِ‬
‫ﻋﺎداﺗﻪ ﱠ ﱢَ ِ‬
‫ـﻘﻠﻊ َﻋﻦ َ َ ِِ‬
‫َُ ِ ِ‬
‫ﻮء‪.‬‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ ﱡ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫اﻟﺴﻴﺌﺔ َوﻳََْ ِ َ ْ ْ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ َوﻳُ ْ َ ْ‬
‫ََ ْ‬
‫وﻳﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓْ ِ‬
‫ﺗﺼﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ ََ ِ‬
‫ـﻮاﻩ اﻟﻨ ِ‬
‫ـﺰوج‬
‫ﱠﺎس‪َ .‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َ ْ‬
‫ـﻬﻮرة َ ْ‬
‫ﺻﺎر َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ُ ْ َ‬
‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء ﺑَ ْ َ‬
‫أﺻﺒﺢ َ َ‬
‫ـﻌﺪ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ‬
‫ﻗﺪ َ ْ َ َ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َ َ ﱡ َ َ َ َ‬
‫َ‬
‫ﺗﻀﺮب ﺑِﺜَ ِِ‬
‫ﺑﻨﺖ َِﱠ ٍ‬
‫ﻣﺼﺪر ﺛَ ِ ِ ِ ِ‬
‫ِﻣﻦ ِْ ٍ‬
‫رﺟﻞ َ ْ ٍ‬
‫ﻏﻨﻴﺔ ِ َ ﱠ‬
‫ﻣﻮﺿﻊ َ ﱟ‬
‫ﺷﻚ‬
‫ـﺮوﺗﻪ اﻷَ َْ ُ‬
‫ﻣﺜﺎل‪َ .‬وَ َ‬
‫ﲪﺎﻩُ َ َ‬
‫ﻷن ََ‬
‫أﻋﻤﺎل َ ْ ُ‬
‫ْ‬
‫ـﺮوة َﲪﻴﻪ َ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ُ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ُ َ َ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ﻳﻔﺔ‬
‫ﺮ‬
‫ﺷ‬
‫ﻏﲑ‬
‫أﻋﻤﺎل‬
‫ﻣﻦ‬
‫ـﺮوﺗﻪ‬
‫ﺛ‬
‫ﲨﻊ‬
‫ﺑﺄﻧﻪ‬
‫ﺗﻔﻴﺪ‬
‫ﺷﺎﺋﻌﺎت‬
‫ﻫﻨﺎك‬
‫ﻛﺎن‬
‫إذ‬
‫ورﻳﺒﺔ‬
‫اﻟﺘﻀﺮع‬
‫‪.‬‬
‫داﺋﻢ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ‬
‫ﻛﺎن‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ ِ َ ْ َ َ ُ َ َ َ َ ٌ ُ ُ ُ ََ َ َ ْ َ َ ُ ْ ْ َ َ ْ َ َ َ َ ﱠ ﱢ ُ ُ ْ ََ َ َ َ ﱡ ِ‬
‫اﷲ ﻟِﻴ ِ‬
‫ﱡ ِ‬
‫ﻋﺒﺪا ِ ِ‬
‫ﻣﺜﻞ َ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ْ ِ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻲ‪.‬‬
‫واﻟﺪﻋﺎء ِ َإﱃ ِ َ ُ َ‬
‫َ‬
‫أﺧﻴﻪ َ ﱟ‬
‫وﻳﺼﺒﺢ َ ْ ً َ ً‬
‫رﺷﺪﻩ َُ ْ َ‬
‫ـﻌﻮد اﺑـﻨُْﻪُ َ ٌ ُ‬
‫ﺻﺎﳊﺎ ْ َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ﻛﻴﻒ َ َ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ﻳ ْ ِ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
‫ﻛﻠﻪُ؟‬
‫‪َ ْ َ .1‬‬
‫ﻛﺎن َ ٌ َ‬
‫ﻣﺎﻟﻪَ؟‬
‫ﺒﺬر َ َ‬
‫أﻳﻦ َ َ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ﻳُـَ ﱢ ُ‬
‫‪َ ْ َ .2‬‬
‫ﻣﺎﻟﻪَ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫اﻷﻋﻤﺎل اﳋَِْﲑﱠِﻳﺔ؟‬
‫ـﻨﻔﻖ َ َ‬
‫ﻣﻦ َ َ‬
‫ﻛﺎن ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫‪ْ َ .3‬‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺔُ ﱠ ﱢ ِ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ؟‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫‪َ .4‬ﻣﺎ ْ َ‬
‫أﺑﻮﳘﺎ ﻳ ْ ِ‬
‫ـﺮﰊ اِﺑـﻨ ِ‬
‫ـﻴﻪ؟‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫ﻣﺎذا َ َ‬
‫ـﻔﻌﻞ ﻟﻴُ َ ﱢَ ْ َْ‬
‫ﻛﺎن َُ َُ َ َ ُ‬
‫وﻳﺸﻜﺮ اﷲَ ؟‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫ﻣﱴ َ َ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ـﻔﺮح َ َ ْ ُ ُ‬
‫ـﺘﺄﱂ؟‬
‫‪َ َ ِ .7‬‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ َْ َ ُ‬
‫ﻟﻤﺎذا َﻛﺎ َن ﱠ ﱢ ُ‬
‫ﻳﺄﺳﻒ َوﻳَ َ َﱠُ‬
‫اﻟﺸﺎﺋﻌﺎت؟‬
‫‪َ َ ِ .8‬‬
‫ﲟﺎذا ُِ ُ‬
‫ﺗﻔﻴﺪ ﱠ ِ َ ُ‬
‫‪ .9‬ﻣﱴ َأﺻﺒﺢ َ ِ ٌ ِ‬
‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء؟‬
‫ﺧﺎﻟﺪ َ َ‬
‫َ َ َْ َ‬
‫اﻟﺘﻀﺮع ِ َإﱃ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ْ ََ ِ‬
‫اﷲ؟‬
‫داﺋﻢ ﱠ َ ﱡ ِ‬
‫‪َ َ ِ .10‬‬
‫ﻟﻤﺎذا َ َ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ ُ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ َ َ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫وﻟﺪﻩ‪َ ،‬أﺻﺒﺢ‪ِ ُْ ،‬‬
‫ﻣﻌﺮوﻓﺎ‪ِ ،‬‬
‫ـﺮﺟﻊ‪ََِْ ،‬‬
‫واﻟﺪ‪ِ ِ ََ ،‬‬
‫واﻟﺪ َ ْ َ ِ ِ ِ‬
‫ﻣﻨﻪ(‬
‫)َ ِ ُ‬
‫ﻳﻄﻠﺐ ْ ُ‬
‫اﻟﻐﻨﺎء‪ ،‬ﻟﻴَ ْ َ‬
‫زوﺟﺘﻪ‪َ ،‬ﺳﺒﻴﻞ‪َ ً ُ ْ َ ،‬‬
‫ﳚﺘﻨﺐ‪ُ َ َ َ ْ ُ َ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﺑﻨﺖ َِﱠ ٍ‬
‫ـﺰوج ِﻣﻦ ِْ ٍ‬
‫ﻏﻨﻴﺔ‪.‬‬
‫‪َ .1‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َ ْ‬
‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء ﺑَ ْ َ‬
‫أﺻﺒﺢ َ َ‬
‫ـﻌﺪ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ‬
‫ﻗﺪ َ ْ َ َ‬
‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓْ ِ‬
‫ﺗﺼﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺴﺒَ ِ‬
‫ـﻮاﻩ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻬﻮرة َ ْ‬
‫ﺻﺎر َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ُ ْ َ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ﺐ َ َﱡَ َ َ َ‬
‫َ‬
‫‪َ .2‬‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ ﱡ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ـﺒﺘﻌﺪ َﻋﻦ َ ِ َ ِِ‬
‫اﻟﺴﻮء‪.‬‬
‫‪َ .3‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ وﻳََ َْ ِ َ ْ ْ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲَ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫ﻳﻀﺮب ﺑِﺜَ ِِ‬
‫رﺟﻞ َ ْ ٍ‬
‫‪ َ ِ .4‬ﱠ‬
‫اﻷﻣﺜﺎل‪.‬‬
‫ـﺮوﺗﻪ َ َْ ُ‬
‫ﲪﺎﻩُ َ َ‬
‫ﻷن ََ‬
‫أﻋﻤﺎل َ ْ ُ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ُ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ُ َ َ‬
‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ َ َ ِ‬
‫ﻃﺎﻋﺔ ِ‬
‫ﻋﻤﺮﻩُ ُ ﱠ‬
‫ـﻌﺎﱃ‪.‬‬
‫اﷲ ﺗَ َ َ‬
‫ﳘﺎ ُ ْ ََ‬
‫‪َ .5‬وَ َ‬
‫إﻣﺎﻣﺎ ُﻣﺘَ َ ِ ً‬
‫ﻛﺎن َُأﺑﻮ َُ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ َ ً‬
‫ـﻘﺎﻋﺪا أَﻓْ َـﲎ ُ ْ َ‬
‫ﻋﻤﺎ ﻳ ُـﻘﻮم ِ ِﺑﻪ اِﺑـﻨﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ﺮﻓﺎت ُْ ِ َ ٍ‬
‫وﺗﺼ ﱡ َ ٍ‬
‫ـﺘﺄﱂ ُ ﱠ ِ‬
‫ﻣﻦ َ ْ ٍ‬
‫ﻛﺎن َْ َ ُ ﱠ‬
‫ﳐﺠﻠﺔ‪.‬‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫أﻋﻤﺎل َ َ َ‬
‫ﻛﻠﻤﺎ َ َ‬
‫ـﻬﻮر ْ َ‬
‫ﲰﻊ َ ﱠ َ ُ ُُْ َ َ ُ‬
‫ﻳﺄﺳﻒ َوﻳَ َ َ ُ َ‬
‫‪ 76‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺷﻚ وِر ٍ‬
‫ﻣﺼﺪر ﺛَ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﻳﺒﺔ‪.‬‬
‫‪َ .7‬وَ َ‬
‫ﻣﻮﺿﻊ َ ﱟ َ َ‬
‫ـﺮوة َﲪﻴﻪ َ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ْ ِ ِ‬
‫اﷲ ﻟِﻴـﻌﻮد اِﺑـﻨﻪ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ْ ََ ِ‬
‫رﺷﺪﻩ‪.‬‬
‫داﺋﻢ ﱠ َ ﱡ ِ‬
‫‪َ َ .8‬‬
‫اﻟﺘﻀﺮع ِ َإﱃ ِ َ ُ َ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ ُ‬
‫ُُْ َ ٌ ُ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ َ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑـﻨﻪ َﺧﺎﻟِ ٌﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ ِ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ َُ ِ‬
‫ﻋﺎداﺗﻪ ﱠ ﱢَ ِ‬
‫ـﻘﻠﻊ َﻋﻦ َ َ ِِ‬
‫اﻟﺴﻴﺌﺔ‪.‬‬
‫‪َ .9‬وَ َ‬
‫وﻳﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴَ ْ َ ِ َ ُْ ُ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ َوﻳُ ْ َ ْ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ َ ََ ْ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ َُ ِ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ‪.‬‬
‫‪َ .10‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ َ َ َ ْ‬
‫وﻳﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﳛﺰن‪ِ ِ ،‬‬
‫ِ‬
‫ـﻘﱰب ِﻣﻦ‪ِ َ ْ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺳﻴﺊ(‬
‫أﻋﺪاﺋﻪ‪ َ ،‬ﱢ‬
‫اﻷﻏﻨﻴﺎء‪ ،‬ﻳَ ْ َِ َ ْ‬
‫ﻳﻀﻞ‪َ ْ َ ،‬‬
‫اﻟﻐﻲ‪َ َ ُ َ َْ ،‬‬
‫ﺻﻐﲑة‪ْ ،‬اﻣ َﺮَأة‪ّ َ ،‬‬
‫) ْاﺑﻦ‪ّ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛَ ٍ ٍ‬
‫ﻛﺒﲑة ﻳ ْ ِ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ ِ ِ‬
‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ ْ ِ‬
‫واﻟﻠﻌﺐ‪.‬‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ﻛﺎن َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ َ ُ‬
‫ـﺮوة َ ِ َ َ‬
‫َْ‬
‫رﺟﻼً َ ً‬
‫ورﻋﺎ َذا ُ ُ ٍ‬
‫ﺧﻠﻖ َ َ ٍ‬
‫ﺣﺴﻦ‪.‬‬
‫‪َ .2‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َ ُ‬
‫أﺧﻮﻩُ َ ِ ﱞ‬
‫رﺟﻼً َ ِ ً‬
‫ﻋﻠﻲ َ ُ‬
‫اﻟﻔﻘﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ُِ ِ‬
‫داﺋﻤﺎ َ ِ‬
‫ﻣﻦ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ذوي َ َ‬
‫وﻳﺴﺎﻋﺪ َ ً‬
‫اء َ‬
‫اﳊﺎﺟﺎت َو َُ َ َ‬
‫‪َ ُ َ .3‬‬
‫ـﺆدي ِ ِِ‬
‫اﻟﺪﻳﻨﻴﺔَ‪.‬‬
‫واﺟﺒﺎﺗﻪ ﱢ ِﱠ‬
‫اﻟﻮﰲ َ ًِّ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫‪َ َ .4‬‬
‫ﻛﻠﻤﺎ َرَأى اِﺑَْـﻨﻪُ َ ِ ﱠ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ‬
‫ﻋﻠﻴﺎ ﻳُ َ ﱢ َ َ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫وﻳﺸﻜﺮ اﷲَ ُ ﱠ َ‬
‫ـﻔﺮح َ َ ْ ُ ُ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ وﻳ َُ ِ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ‪.‬‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑـﻨﻪ‬
‫‪َ .5‬وَ َ‬
‫ُُْ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ َ َ َ ْ‬
‫ﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ ﱡ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ـﺒﺘﻌﺪ َﻋﻦ َ ِ َ ِِ‬
‫اﻟﺴﻮء‪.‬‬
‫‪َ .6‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ وﻳََ َْ ِ َ ْ ْ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲَ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻨﺖ َِﱠ ٍ‬
‫ـﺰوج ِﻣﻦ ﺑِْ ٍ‬
‫ﻏﻨﻴﺔ‪.‬‬
‫‪َ .7‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َ ْ‬
‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء ﺑَ ْ َ‬
‫أﺻﺒﺢ َ َ‬
‫ـﻌﺪ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ َ ْ‬
‫ﻗﺪ َ ْ َ َ‬
‫ﻳﻀﺮب ﺑِﺜَ ِِ‬
‫رﺟﻞ َ ْ ٍ‬
‫‪ َ ِ .8‬ﱠ‬
‫اﻷﻣﺜﺎل‪.‬‬
‫ـﺮوﺗﻪ َ ْ َ ُ‬
‫ﲪﺎﻩُ َ َ‬
‫ﻷن ََ‬
‫أﻋﻤﺎل َ ْ ُ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ُ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ُ َ َ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ َُ ِ ِ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ‪.‬‬
‫‪َ .9‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ َ َ َ ْ‬
‫وﻳﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ ﱡ ِ‬
‫ـﺒﺘﻌﺪ َﻋﻦ َ ِ َ ِِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ إِ َﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫اﻟﺴﻮء‪.‬‬
‫‪َ .10‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ وﻳََ َْ ِ َ ْ ْ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲَ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ـﺆدي ِ ِِ‬
‫واﺟﺒﺎﺗﻪ ﱢ‬
‫اﻟﺪﻳﻨِﱠﻴﺔَ‪.‬‬
‫اﻟﻮﰲ َ ًِّ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ﻛﻠﻤﺎ َرَأى اِﺑَْـﻨﻪُ َ ِ ﱠ‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ‬
‫ﻋﻠﻴﺎ ﻳُ َ ﱢ َ َ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫وﻳﺸﻜﺮ اﷲَ ُ ﱠ َ‬
‫ـﻔﺮح َ َ ْ ُ ُ‬
‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓْ ِ‬
‫ﺗﺼﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ِِ‬
‫‪ِ َ َ ِ .2‬‬
‫ـﻮاﻩ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻬﻮرة َ ْ‬
‫ﺻﺎر َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ُ ْ َ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َ َ ﱡ َ َ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻳﻀﺮب ﺑِﺜَ ِِ‬
‫رﺟﻞ َ ْ ٍ‬
‫‪ َ ِ .3‬ﱠ‬
‫اﻷﻣﺜﺎل‪.‬‬
‫ـﺮوﺗﻪ َ َْ ُ‬
‫ﲪﺎﻩُ َ َ‬
‫ﻷن ََ‬
‫أﻋﻤﺎل َ ْ ُ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ُ ْ َ ُ ْ َ‬
‫ﻛﺎن َ ُ َ َ‬
‫أﺻﺪﻗﺎﺋﻪ ﱡ ِ‬
‫ـﺒﺘﻌﺪ َﻋﻦ َ ِ َ ِِ‬
‫ﻃﺮ ِﻳﻖ ﱡ ْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ َ ِ‬
‫اﻟﺴﻮء‪.‬‬
‫‪َ .4‬وَ َ‬
‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪُ َ ِ ٌ‬
‫ﻛﺎن َ ْ ُ‬
‫اﻟﺮﺷﺪ وﻳََ َْ ِ َ ْ ْ‬
‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲَ ﻟﻴَ ْ َ َ‬
‫اﳊﺎﺟﺎت َُ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ُِ ِ‬
‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫داﺋﻤﺎ َ ِ‬
‫ﻣﻦ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻨﻔﻖ َ َ‬
‫‪َ .5‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫ذوي َ َ َ‬
‫وﻳﺴﺎﻋﺪ َ ً‬
‫َ‬
‫واﻟﻔﻘ َﺮاءَ َ‬
‫اﻷﻋﻤﺎل اﳋَ ِْﲑﱠﻳﺔ َ ُ َ‬
‫ـﻨﻔﻖ َم‪َ z‬اﻟﻪُ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫اﻷﻋﻤﺎل اﳋَِْﲑﱠِﻳﺔ‪.‬‬
‫‪َ .6‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫َ‬
‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓْ ِ‬
‫ﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َ ِِ‬
‫ـﻮاﻩ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻬﻮرة َ ْ‬
‫ﺻﺎر َ ِ ٌ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ُ ْ َ‬
‫‪َ ِ َ َ ِ .7‬‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ﺗﺼ ﱡ َ َ َ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻔﻘﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ُِ ِ‬
‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫داﺋﻤﺎ َ ِ‬
‫ﻣﻦ اﻟﻨ ِ‬
‫ﱠﺎس‪.‬‬
‫ـﻨﻔﻖ َ َ‬
‫‪َ .8‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫ذوي َ َ‬
‫وﻳﺴﺎﻋﺪ َ ً‬
‫َ‬
‫اء َ‬
‫اﳊﺎﺟﺎت َو َُ َ َ‬
‫اﻷﻋﻤﺎل اﳋَ ِْﲑﱠﻳﺔ َ ُ َ‬
‫ﺑﺄﻧﻪ َﲨﻊ ﺛَ َ ِ‬
‫ﻏﲑ َﺷ ِﺮ َ ٍ‬
‫ﺷﺎﺋﻌﺎت ُِ ُ ِ‬
‫ﻣﻦ َ ْ ٍ‬
‫أﻋﻤﺎل َ ِْ‬
‫ﻳﻔﺔ‪.‬‬
‫ﻛﺎن َُ َ‬
‫‪َ َ .9‬‬
‫ﻫﻨﺎك َ ِ َ ٌ‬
‫ـﺮوﺗﻪُ ْ َ‬
‫ﺗﻔﻴﺪ َﱠ ُ َ َ ْ َ‬
‫‪ 77‬‬
‫‪ ‬‬
5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.
ٍ ٍ َ‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛ‬
ِ
ِ ْ ‫ﻛﺒﲑة ﻳ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
ِ ِ ‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ‬
.‫واﻟﻠﻌﺐ‬
َ َ .1
ٌ ِ َ ‫ﻛﺎن‬
ُ َ ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
َ َ ِ َ ‫ـﺮوة‬
َْ
ً َ ً‫رﺟﻼ‬
ِ ِ ِ َ ‫ﺣﺴﻦ ﻻَ ِﻳﻐﻴﺐ‬
ِ ‫ذﻛﺮ‬
ِ َ ً‫رﺟﻼ‬
ٍ ُ ُ ‫ور ًﻋﺎ َذا‬
.‫اﷲ‬
َ َ‫ َو‬.2
ُ َ ‫ﻛﺎن‬
‫أﺧﻮﻩُ َ ِ ﱞ‬
ْ ُ َ ٍ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
ُ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ُ ْ ‫ﻋﻦ ﻓﻴﻪ‬
ِ ِ َُ ‫ﻳﺪﻋﻮ اﷲ‬
ِ ْ ‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻖ ﱡ‬
.‫اﻟﺮﺷﺪ‬
َ َ‫ َو‬.3
ٌ ِ َ ُ‫ـﻬﺘﺪي اِﺑُْـﻨﻪ‬
ْ َ َ َ ُ ْ َ ‫ﻛﺎن‬
َ َ ْ َ‫وﻳﺴﺄﻟﻪُ ﻟﻴ‬
ِ
ٍ ‫ﺑﻨﺖ َِﱠ‬
ٍ ِْ ‫ـﺰوج ِﻣﻦ‬
.‫ﻏﻨﻴﺔ‬
َ َ‫ َو‬.4
ْ َ ‫ﻛﺎن‬
َ ْ َ‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء ﺑ‬
َ َ ‫أﺻﺒﺢ‬
ْ َ ‫ـﻌﺪ َﻣﺎ ﺗَ َ ﱠ‬
َ َ ْ َ ‫ﻗﺪ‬
ٍ ‫ﺷﻚ وِر‬
ِ ِ ِ ِ َ‫ﺼﺪر ﺛ‬
.‫ﻳﺒﺔ‬
َ َ‫ َو‬.5
َ َ ‫ﻣﻮﺿﻊ َ ﱟ‬
َ ْ َ ‫ـﺮوة َﲪﻴﻪ‬
َ ْ ُ َ ْ ‫ﻛﺎن َﻣ‬
ِ َ َ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ‬
ِ ‫ﻃﺎﻋﺔ‬
‫ﻋﻤﺮﻩُ ُ ﱠ‬
.‫ـﻌﺎﱃ‬
َ َ َ‫اﷲ ﺗ‬
ََ ْ ُ ‫أﺑﻮﳘﺎ‬
َ َ‫ َو‬.6
ً ِ َ َ‫إﻣﺎﻣﺎ ُﻣﺘ‬
َُ َُ ‫ﻛﺎن‬
ً َ ‫ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
َ ْ ُ ‫ـﻘﺎﻋﺪا أَﻓْ َـﲎ‬
ٍ ُ ُ ‫ورﻋﺎ َذا‬
ٍ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
.‫ﺣﺴﻦ‬
َ َ‫ َو‬.7
ُ َ ‫ﻛﺎن‬
‫أﺧﻮﻩُ َ ِ ﱞ‬
ً ِ َ ً‫رﺟﻼ‬
ُ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ِ
ٍ ٍ َ‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛ‬
ِ ْ ‫ﻛﺒﲑة ﻳ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
ِ ِ ‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ‬
.‫واﻟﻠﻌﺐ‬
َ َ .8
ٌ ِ َ ‫ﻛﺎن‬
ُ َ ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
َ َ ِ َ ‫ـﺮوة‬
َْ
ً َ ً‫رﺟﻼ‬
ِ َ َ‫ﺑﺄﻧﻪ َﲨﻊ ﺛ‬
ٍ َ ‫ﻏﲑ َﺷ ِﺮ‬
ِ ُ ُِ ‫ﺷﺎﺋﻌﺎت‬
ٍ ْ َ ‫ﻣﻦ‬
ِْ َ ‫أﻋﻤﺎل‬
.‫ﻳﻔﺔ‬
َ َ ُ ‫ﻛﺎن‬
َ َ .9
ٌ َ ِ َ ‫ﻫﻨﺎك‬
َ ْ َ َ ُ ‫ﺗﻔﻴﺪ َﱠ‬
َ ْ ُ‫ـﺮوﺗﻪ‬
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ٍ ٍ َ‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛ‬
ِ
ِ ْ ‫ﻛﺒﲑة ﻳ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
ِ ِ ‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ‬
(.‫واﻟﻠﻌﺐ‬
َ َ)
ٌ ِ َ ‫ﻛﺎن‬
ُ َ ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
َ َ ِ َ ‫ـﺮوة‬
َْ
ً َ ً‫رﺟﻼ‬
a. Halit, tüm vaktini oyun ve eğlencede geçiren büyük bir servet sahibi
şımarık bir adamdı.
b. Halit, vaktinin tümünü oyun ve eğlencede harcayan büyük servet sahibi
şımarık bir adamdı.
c. Halit, bütün zamanını oyun ve eğlencede geçiren büyük bir servet sahibi
sorumsuz bir adamdı.
d. Halit, tüm zamanını oyunda ve eğlencede harcayan büyük servet sahibi
düşüncesiz bir adamdı.
e. Halit, vaktinin hepsini oyun ve eğlencede tüketen büyük bir zenginlik
sahibi şımarık bir adamdı.
ِ ‫اﷲ ﻟِﻴ‬
ِ ِ ‫ﻋﺒﺪا‬
ِ
ِ ِ َ ‫ﻣﺜﻞ‬
ِ ََ ْ ‫اﻟﺴﻴﺪ‬
ِ ِ ِ ْ ‫ﺧﺎﻟﺪ ِ َإﱃ‬
(.‫أﺧﻴﻪ‬
ِ ‫داﺋﻢ ﱠ َ ﱡ‬
َ َ)
َ ُ َ ِ ‫اﻟﺘﻀﺮع ِ َإﱃ‬
ً َ ً َْ ‫وﻳﺼﺒﺢ‬
ُ ُ ‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ‬
َ ْ َُ ‫رﺷﺪﻩ‬
ُ ٌ َ ُ‫ـﻌﻮد اﺑُْـﻨﻪ‬
َ َ ‫ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
َ ْ ‫ﺻﺎﳊﺎ‬
a. Mustafa Bey, oğlu Halit’in aklını başına alması ve kardeşi gibi salih bir kul
olması için devamlı Allah’a yalvarıyordu.
b. Mustafa Bey, oğlu Halit’in rüştünü ispatlaması ve kardeşi gibi salih bir kul
olması için devamlı Allah’a yalvarıyordu.
c. Mustafa Bey, oğlu Halit’in aklını başına alması ve kardeşi gibi salih bir kul
olması için Allah’tan yardım istiyordu.
d. Mustafa Bey, oğlu Halit’in aklını başına alarak kardeşi gibi salih bir kul
olması için daima Allah’a yalvarıyordu.
e. Mustafa Bey, oğlu Halit’in rüştünü ispatlaması ve kardeşi Salih gibi iyi bir
kul olması için devamlı Allah’a yalvarıyordu.
78
DİLBİLGİSİ
BEŞ İSİM VE İ‘RÂBI
‫أب‬
ٌ َ “erkek kardeş”, ‫ﺣﻢ‬
ٌ َ “baba”, ‫أخ‬
ٌ َ “kayınpeder”, ‫ﻓﻢ‬
ٌ َ “ağız”, ‫“ ُذو‬Sahip”
kelimelerinden oluşan beş ismin i‘râbının özel durumuna geçmeden önce
i‘râb konusunda daha önceki ünitelerde verilmiş olan bazı bilgileri
hatırlatmamız yararlı olacaktır.
İ‘râb: Kelime sonlarındaki hareke veya harflerin, kelimenin başına gelen
âmillerin değişmesi sebebiyle değişmesine i‘râb denir. Sonlarındaki hareke
veya harfleri değişen kelimeler mu’rabdır. Örnekler:
‫أﻳﺖ ﱠ‬
‫ﺟﺎء ﱠ‬
öğrenciyi gördüm ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ ْ ‫ ر‬،öğrenci geldi ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ
ُ
َ
ِ ‫ﺳﻠﻤﺖ ﻋﻠﻰ ﱠ‬
öğrenciye selam verdim ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ ّْ
ِ ِ ‫ﺟﺎء ﱠ‬
‫أﻳﺖ ﱠ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻄﺎﻟِﺒ‬
iki öğrenciyi gördüm ‫ـﲔ‬
ُ ْ ‫ ر‬،iki öğrenci geldi ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎن‬
َ َ
‫ﺳﻠﻤﺖ ﻋﻠﻰ ﱠ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻄﺎﻟِﺒ‬
iki öğrenciye selam verdim ‫ـﲔ‬
ُ ّْ
İrab; Ya hareke, ya harf ya da hazifle olur.
Aslî i‘râb alameti olan harekeler üç tanedir:
ِ
1. Zamme (‫)ﹹ‬: Ref alâmetidir. ‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ َ‫ﺟﺎء‬ 2. Fetha (‫ )ﹷ‬: Nasb alâmetidir. ‫ﻃﺎﻟﺒﺎ‬
ً ِ ‫أﻳﺖ‬
ُ َْ‫ َر‬ ٍ ِ‫ﺳﻠﻤﺖ ﻋﻠﻰ ﻃﺎﻟ‬
3. Kesra (‫ )ﹻ‬: Cer alâmetidir. ‫ﺐ‬
ُ ْ‫ َﱠ‬ Bir de hareke kategorisinde yer alan ve harekesizlik olarak
adlandırabileceğimiz bir i‘râb alâmeti daha vardır. Sükûn (cezm) (‫ )ﹿ‬adı
verilen bu i‘râb alameti fiillere özgüdür. Örnek: ‫اﻛﺘﺐ‬
ْ ُ ُْ ،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ ْ‫َﱂ‬
Fer’î i‘râb alametleri olan harfler dört tanedir:
1. Vav: Cemi müzekker sâlim ve beş isimde zamme yerindedir: - ‫ـﺴﻠﻤﻮن‬
َ ُ ِ ْ ُ‫ﺟﺎء اﳌ‬
َ
‫ﺟﺎء َُأﺑﻮك‬
َ
ِ ِ ‫ﺟﺎء ﻣ‬, beş isimde fetha yerindedir. ‫أﻳﺖ‬
2. Elif: Tesniye isimlerde zamme ‫ـﺴﻠﻤﺎن‬
ُ ‫َرَْـ‬
َ ْ َُ
‫أﺑﺎك‬
َ َ 3. Yâ: Beş isimde kesra ‫ﺑﺄﺑﻴﻚ‬
َ َِِ ‫ﻣﺮرت‬
ُ ْ َ َ , tesniye ve cemi müzekker sâlimde fetha ve
ِ ُ َ‫ ر‬/ ‫ﻳﻦ‬
ِ ‫ﺳﻠﻤﺖ ﻋﻠﻰ‬
ِ ُ – ‫ﻳﻦ‬
ِ ُ َ ِ
kesra yerindedir. ‫ﻣﺴﻠﻤﲔ‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬- ‫ﻣﺴﻠﻤﲔ‬
َ ِ ْ ُ ‫أﻳﺖ‬
ْ َ ِ ْ‫ﻣﺮرت َِﺑﻔﻘ َﲑ‬
َ ُْ
ْ َ َ ِ ْ‫ﻧﺼﺮت َﻓﻘ َﲑ‬
َْ
ِ ‫ﺗﻜﺘُﺒ‬
ِ ‫ﻳﻜﺘُﺒ‬
4. Nûn: Ef’âl-i hamse’de (beş fiil) zamme yerindedir: ،‫ـﺎن‬
ْ َ ،‫ـﺎن‬
َ ُ‫ﻳﻜﺘُﺒ‬
َ ْ َ ،‫ـﻮن‬
َ َْ
‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
َ ُُ ْ َ َ ُِ ْ َ ،‫ﺗﻜﺘﺒﻮن‬
Hazf de üç çeşittir:
ِ
1. Harekenin hazfi: ‫ﺗﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﻟﻴﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ ،‫اﻛﺘﺐ‬
ْ ُ ُْ ،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ ْ‫َﱂ‬ ِ ِ ،‫ ادع‬،‫ َﱂ ﻳﺪع‬،‫ـﺮم‬
ِ
2. Son harfin hazfi: ‫ارم‬
ْ ُ ُْ ُ ْ َ ْ َْ‫ َﱂْ ﻳ‬ 79
ُِ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ﺗﻜﺘﺒﻮا‬
3. Nûn'un hazfi: ‫ﺗﻜﺘﱯ‬
ُُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ﺗﻜﺘﺒﺎ‬
َُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ﻳﻜﺘﺒﻮا‬
ُُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ﻳﻜﺘﺒﺎ‬
َُ ْ َ ْ‫ َﱂ‬ Her üç şekliyle de hazf fiillere ait bir i‘râb alametidir.
Harekelerle İ’râb Edilen Kelimeler
Harekeyle i‘râb edilen dört kelime grubu vardır. Bunların ref hali zamme,
nasb hali fetha, cer hali kesra, cezm hali ise sükûn ile gösterilir.
1. Müfred İsimler
Eril veya dişil bir tek varlığı gösteren isimlerdir.
ٍ ُ َِ ‫ﻣﺮرت‬
Bir adama uğradım ‫ﺑﺮﺟﻞ‬
ٌ ْ َ َ -Bir adam gördüm ً‫رﺟﻼ‬
ُ َْ‫ َر‬-Bir adam geldi ٌ‫رﺟﻞ‬
ُ َ َ‫َﺟﺎء‬
ُ َ ‫أﻳﺖ‬
Birinci cümlede ‫رﺟﻞ‬
ٌ ُ َ kelimesi fâil olduğu için ref konumundadır. Ref
konumunda bulunan kelimeler merfu‘dur. ‫رﺟﻞ‬
ٌ ُ َ kelimesinin merfu‘olduğunu
gösteren i‘râb alâmeti zammedir.
İkinci cümledeً‫رﺟﻼ‬
ُ َ kelimesi mef’ûl olduğu için nasb konumundadır.
Nasb konumunda bulunan kelimeler mansûbdur. ً‫رﺟﻼ‬
ُ َ kelimesinin mansûb
olduğunu gösteren i‘râb alâmeti fethadır.
ٍ ُ َ kelimesinin başında harfi cer bulunduğu için cer
Üçüncü cümlede‫رﺟﻞ‬
ٍَُ
konumundadır. Cer konumunda bulunan kelimeler mecrûrdur. ‫رﺟﻞ‬
kelimesinin mecrûr olduğunu gösteren i‘râb alâmeti kesradır.
2. Mükesser Cemîler (kırık çoğullar)
Tekil ismin yapısı bozularak (kırılarak) yapılan kuralsız çoğul türüdür.
ٍ َ ِ ِ ‫ﻣﺮرت‬
ٌ َ ِ َ‫َﺟﺎء‬
‫ﺑﺮﺟﺎل‬
ٌ َ َ / ً‫رﺟﺎﻻ‬
ُ َْ‫ َر‬/ ‫رﺟﺎل‬
َ ِ ‫أﻳﺖ‬
ٌ َ ِ fâildir. Zamme ile merfu’dur.
Birinci cümlede ‫رﺟﺎل‬
İkinci cümlede ً‫رﺟﺎﻻ‬
َ ِ mef’uldür. Fetha ile mansûbdur.
ٍ َ ِ başında harfi cer bulunduğu için kesra ile
Üçüncü cümlede ‫رﺟﺎل‬
mecrûrdur.
3. Cem-i Müennes Sâlim
Müfred müennes ismin yapısı bozulmadan yapılan kurallı çoğul türüdür.
ِ ِ ‫أﻳﺖ ﱠ‬
Kız öğrenciler geldi ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
.‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ْ َ َ -1
ُ َِ ‫ﺟﺎءت ﱠ‬
ُ َْ‫ َر‬-2
َ
Birinci cümlede‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ُ َِ ‫ ﱠ‬fâildir. Zamme ile merfu’dur.
ِ ِ ‫ ﱠ‬mef’uldür. Kesra ile mansûbdur. Cemi müennes
İkinci cümlede ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
َ
ِ ِ ‫ﻣﺮرت ِ ﱠ‬
‫ﺑﺎﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ٌ َ َ -3
َ
sâlimin nasb ve cer hali kesra ile olur.
ِ ِ ‫ ﱠ‬başında harfi cer bulunduğu için kesra ile
Üçüncü cümlede ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
َ
mecrûrdur.
80
4. Muzâri fiil
Mebnî olan cem-i müennes siygaları (‫ـﻔﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ ﺗ‬- ‫ـﻔﻌﻠﻦ‬
َ ْ َ ْ َ‫ )ﻳ‬ile ef’âl-i hamse dışındaki
muzâri fiil harekeyle i‘râb edilir. Örnek: ‫ﻳﻜﺘﺐ‬
‫ﱂ‬
ْ َ ،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ َْ ،‫ﻳﻜﺘﺐ‬
َ ُ ْ َ ‫أن‬
ُ ُْ َ
Harflerle İ’râb Edilen Kelimeler
1. Tesniye İsimler
Tesniye isimlerde zammenin yerini elif (‫)ا‬, fetha ve kesranın yerini yâ (‫)ي‬
harfleri alır.
ِ َ َ ‫)ﺟﺎء‬, nasb ve cer halinde yâ (‫اﻟﻮﻟﺪﻳﻦ – ( )ي‬
ِ ْ َ َ َ ‫أﻳﺖ‬
Ref halinde elif (‫اﻟﻮﻟﺪان( )ا‬
ُ َْ‫َر‬
َ َ
ِ ْ َ َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
‫اﻟﻮﻟﺪﻳﻦ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ‫) َﱠ‬
2. Cem-i Müzekker Sâlim
Zammenin yerini vav (‫)و‬, fetha ve kesranın yerini yâ (‫ )ي‬alır.
ِ ُ َ‫ر‬
Ref halinde vav (‫اﳌﺴﻠﻤﻮن( )و‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫ﺟﺎء‬
َ ِ ْ ُ ‫أﻳﺖ‬
َْ
َ ), nasb ve cer halinde yâ (‫اﳌﺴﻠﻤﲔ – ( )ي‬
ِ
‫اﳌﺴﻠﻤﲔ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ‫) َﱠ‬
َ ِ ْ ُ ‫ﻋﻠﻰ‬
3. Ef’âl-i Hamse (Beş Fiil)
ِ ُ ‫ﺗﻜ‬
ِ ُْ
Muzâri fiilin sonunda nun bulunan mu’rab siygalarıdır. ،‫ﺘﺒﺎن‬
َ ُُ ْ َ ،‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
َ ْ َ ،‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ َ
ِ
‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
،‫ﺗﻜﺘﺒﻮن‬
.
Ef’âl-i
hamse’nin
irabı
nun
(
‫ن‬
)
harfiyle
olur.
Zamme
yerine
ْ
ْ
َ ُ َ َ ُُ َ
nunûn sabit kalmasıyla merfu’, fetha yerine nun’un hazfedilmesiyle mansûb,
cezm yerine yine nun’un hazfedilmesiyle mecrûr olur. Detaylı bilgi için 3.
ünitenin “Muzâri Fiil” konusuna bakınız.
4. Esmâ-i Hamse (Beş İsim)
Harflerle i‘râb edilen isimlerden küçük bir grup vardır ki bunlara “Beş İsim”
adı verilir. Bu isimler vav (‫ )و‬ile merfu’, elif (‫ )ا‬ile mansûb ve yâ (‫ )ي‬ile
mecrûr olmaktadır.
Bu beş isim şunlardır: sahip ‫ – ُذو‬ağız ‫ﻓﻢ‬
ٌَ
ٌ َ – kayınpeder ‫ﺣﻢ‬
ٌ َ - erkek kardeş ‫أخ‬
َ
– baba ‫أب‬
ٌ
Beş ismin irabının harflerle olabilmesi için şu şartların oluşması
gerekmektedir:
1. Müfred olmalı. Tesniye veya cemî olmamalı.
2. Mütekellim yâ’sı dışında herhangi bir isme veya zamire muzâf olmalı.
3. Musaggar olmamalı. Yani küçültme vezninde (ism-i tasgir) olmamalı.
Bu şartları taşıyan beş ismin ref hali vav (‫)و‬, nasb hali elif (‫ )ا‬cer hali ise
yâ (‫ )ي‬ile olmaktadır.
Beş İsmin Muzâf Olarak Kullanılması
1. Beş İsmin Ref Hali:
ِ َ َ ‫ رﺟﻊ‬.1
ِ َ َ ‫ﻣﻦ‬
Baban işten döndü. ‫اﻟﻌﻤﻞ‬
ُ َ ََ
َ ‫أﺑﻮك‬
81
Kardeşi Ankara’ya gitti. .‫ـﻘﺮة‬
َ َ َْ‫أﺧﻮﻩُ ِ َإﱃ أَﻧ‬
ُ َ ‫ َﺳﺎﻓَ َـﺮ‬.2
Ağzın dert görmesin. .‫ﻓﻮك‬
‫ ﻻَ ُ ﱠ‬.3
َ ُ ‫ﻓﺾ‬
ًّ ِ ‫ﻏﲏ‬
Kayınpederi çok zengindir. .‫ﺟﺪا‬
‫ﲪﻮﻩُ َ ِ ﱞ‬
َُ .4
ِ َ َ ‫ ُذو‬.5
Edep sahibi sevilir. .‫ﳏﺒﻮب‬
ٌ ُ َْ ‫اﻷدب‬
ٍ ُ ُ ‫ﺳﺎﺋﻖ ُذو‬
Babamız ahlaklı bir şofördür. .‫ﺧﻠﻖ‬
َ َُ‫ أ‬.6
ٌ ِ َ ‫ﺑﻮﻧﺎ‬
ٍ ْ َ ‫ َُأﺑﻮ‬.7
Ebû Bekir iyi bir adamdır. .‫ﻃﻴﺐ‬
ٌ ‫رﺟﻞ َﱢ‬
ٌ ُ َ ‫ﺑﻜﺮ‬
ٍ ْ ِ ‫أﺧﻮﻩُ َذا‬
Kardeşi ilim sahibiydi. .‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ .8
ُ َ ‫ﻛﺎن‬
Örnekleri incelediğimizde beş ismin ismi tasgir vezninde olmadığını,
müfred olarak mütekellim yâ’sı dışında bir zamir veya isme muzâf olduğunu
görmekteyiz. Beş isim örnek cümlelerde ref konumunda bulunduğu için vav
ile merfu‘dur. Birinci ve ikinci cümlelerde fâil, üçüncü cümlede nâibu’l-fâil,
dört, beş, altı ve yedinci cümlelerde mübteda, sekizinci cümlede ise ‫ﻛﺎن‬
َ َ ’nin
ismi olarak gelmiştir.
‫ ُذو‬sadece isme muzâf olabilir. Diğerleri hem isme hem de zamire muzâf
olabilirler. Ağız anlamına gelen ‫ُﻓﻮ‬, ayrıca mim harfiyle de kullanılmaktadır ‫ﻓﻢ‬
ٌَ.
Mim ile kullanıldığında muzâf dahi olsa irabı harekeyle olur. Misal: - ُ‫ﻓﻤﻪ‬
ََ – ُ‫ﻓﻤﻪ‬
َُ
ِ َِ
‫ﻓﻤﻪ‬
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. Cümlelerde geçen beş ismin i‘râb
alametini söyleyiniz.
1. Kayınpederi meşhur bir sanatçıdır. 2. Kardeşin dün okula gelmedi.
3. Babamız emekli bir imamdır.
4. Ali, büyük bir servet sahibidir.
2. Beş İsmin Nasb Hali
ِ َ ‫ﲪﺎك ِ َإﱃ‬
Babam, kayınpederini akşam yemeğine davet ediyor .‫اﻟﻌﺸﺎء‬
َ ََ ‫ﻳﺪﻋﻮ‬
ُ ْ َ ‫ َِأﰊ‬.1
َ
ِ ِ َ ‫ﻃﺒﻴﺐ‬
ِ ‫ﻣﻦ اﳌَِﺮ‬
.ُ‫ـﻔﺘﺢ َﻓﺎﻩ‬
ْ َ ‫ﻳﺾ‬
َ ْ ُ َِ ‫ﻃﻠﺐ‬
َ َ ْ َ‫أن ﻳ‬
َ ‫اﻷﺳﻨﺎن‬
َ ََ .2
Diş doktoru hastadan ağzını açmasını istedi.
ِ .3
‫اﳊﻖ َ ﱠ‬
Kim olursa olsun hak sahibine hakkını ver. .‫ﻛﺎن‬
‫آت َذا َ ﱢ‬
َ َ ‫ﻣﻦ‬
ًِ َ ُ‫ﺣﻘﻪ‬
ْ َ ‫ﻛﺎﺋﻨﺎ‬
Hangimiz rahmetli babanı tanımayız ki! .‫اﳌﺮﺣﻮم‬
َ ََ ‫ـﻌﺮف‬
ُ ِ ْ َ‫ﻣﻦ ِﻣﻨﱠﺎ ﻻَ ﻳ‬
َ ُ َْ ‫أﺑﺎك‬
ْ َ .4
ِ ِ ‫اﳌﺪﻳﺮ َأﺧﺎ‬
ِ َ َ .5
‫ﻣﻦ ﱠ ﱢ‬
Müdür, Ali’nin kardeşini sınıftan attı. .‫اﻟﺼﻒ‬
‫َ ﱟ‬
َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ُ ُ ‫ﻃﺮد‬
َ
ِ ‫ ُِ ﱡ‬.6
ٍ َ َ ‫اﳉﻤﻴﻊ َذا‬
Edepliyi herkes sever. .‫أدب‬
ُ َ ‫ﳛﺐ‬
ِ ِ َ ‫اﳉﻮ‬
Fırtınalı havada ağzını açma. .‫اﻟﻌﺎﺻﻒ‬
َ َ ‫ـﻔﺘﺢ‬
‫ﻓﺎك ِﰲ َﱢ‬
ْ َ ْ َ‫ ﻻَ ﺗ‬.7
ِ ‫ﲪﺎك ِﰲ ﱡ‬
Kayınpederini çarşıda gördüm. .‫اﻟﺴﻮق‬
َ ََ ‫أﻳﺖ‬
ُ َْ‫ َر‬.8
Beş isim istenen şartları taşıdığı için örnek cümlelerde harfle i‘râb
olmuştur. Zira müfred olarak mütekellim yâ’sından başka bir isme veya
zamire muzâf olmuş, musaggar olarak kullanılmamıştır. Cümlelerde nasb
konumunda bulunan beş isim elif (‫ )ا‬ile mansûbdur.
82
Aşağıdaki cümlelerde beş ismi tespit ederek i‘râb alametini söyleyiniz.
ِ
.‫أﺑﺎك‬
َ ََ ‫ﲢﱰم‬
َ ََ ‫اﺣﱰم‬
ْ َِ ْ .1
ُ َِ ْ َ ‫ﻛﻤﺎ‬
َ َ ‫ﲪﺎك‬
ِ َ ‫ﻛﺎن‬
ٍ ِ َ ‫ﺷﻬﺮة‬
ٍ
.‫ﻛﺒﲑة‬
َ َ .2
ً ‫أﺧﻲ ﻓَـﻨ‬
َ َ ْ ُ ‫ﱠﺎﻧﺎ َذا‬
ِ َ ‫ﺑﺎﻟﺪرر اﻟﺒ‬
‫ ِ ﱠ‬.4
.‫ـﻴﻀﺎء‬
َ َ ‫إن‬
َْ ِ َ ‫ﳑﻠﻮءةٌ ِ ﱡ‬
َ َُْ ‫ﻓﺎﻫﺎ‬
ِ َ ‫ﳏﻤﺪ )ص( َأﺑﺎ‬
.(‫ﻓﺎﻃ َﻤﺔَ )ض‬
َ َ .3
ٌ ‫ﻛﺎن َُ ﱠ‬
َ
.‫أﺧﻮك‬
َ ُ َ ‫ﻳﺴﺎﻋﺪك‬
َ ْ ِ َ ُ ‫أﺧﺎك‬
َ َ َ ‫ﺳﺎﻋﺪ‬
ْ ِ َ .5
ٍ ْ َ ‫اﳌﺪرس َذا‬
.‫واﺳﻊ‬
ٍ ِ َ ‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ .6
ُ ‫ﻛﺎن َُ ﱢ‬
3. Beş İsmin Cer Hali
ِ
ِ ِ ‫ـﻨﻄﻖ ﻣﻦ ِﰲ‬
ِ
.ٌ‫ﻓﻴﻪ َﻣﺎء‬
ْ َ ُ ْ َ‫وﻫﻞ ﻳ‬
ْ َ َ ٌ‫ ِﰲ َﻓﻤﻲ َﻣﺎء‬.1
Ağzımda su var, ağzında su olan kimse konuşabilir mi?
ِ ِ
ِ َِ ِ ‫ﻗﺎل‬
ِ َ ‫ـﻌﺒﺪ ﻣﺎ َﻻ ﻳﺴﻤﻊ‬
ِ ْ ُ‫وﻻ ﻳ‬
(42) ‫ﺷﻴﺌﺎ‬
َ َ ‫إذ‬
ْ ِ .2
َ َ ‫ـﺒﺼﺮ‬
َ َْ ‫ـﻐﲏ‬
ًْ َ ‫ﻋﻨﻚ‬
َ ُ َ ْ َ َ ُ ُ ْ َ‫ﻷﺑﻴﻪ َﻳﺎ ََأﺑﺖ ﱂَ ﺗ‬
ُ ْ ُ‫وﻻ ﻳ‬
Babasına demişti ki: "Babacığım, işitmeyen görmeyen ve sana hiçbir yararı
olmayan şeylere niçin tapıyorsun?" (Meryem 42)
ِ
ِ ُ َ‫ﻨﺪ ﱠ‬
Esnerken elini ağzına koy. .‫اﻟﺘﺜﺎؤب‬
َ َ ‫ﻳﺪك‬
َ َ َ ‫اﺟﻌﻞ‬
َ ْ‫ﻓﻴﻚ ِﻋ‬
َ ِ ‫ﻋﻠﻰ‬
ْ َ ْ .3
ٍ ِْ‫ﻛﻞ ﺑ‬
Her kız babasına hayrandır. (Cahiliye atasözü) .(‫ﺟﺎﻫﻠﻲ‬
‫ ُ ﱡ‬.4
‫ﻣﺜﻞ َ ِ ِ ﱞ‬
َ َِِ ‫ﻨﺖ‬
ََ ْ ُ ‫ﺑﺄﺑﻴﻬﺎ‬
ٌ َ َ ) ٌ‫ﻣﻌﺠﺒﺔ‬
ِ
ِ ْ َ ِ ‫وأﺑﻴﻚ‬
َِ ‫أﻣﻚ‬
ِ َ َ ‫ﺑﺎﻟﻘﻮل‬
Güzel sözle anne ve babana iyilikte bulun. .‫اﳊﺴﻦ‬
ْ ْ َ .5
َ َ ‫أﺣﺴﻦ ِ َإﱃ ُﱢ‬
ِ ِ ُ .6
ِ ِ ‫ﻷﺧﻴﻚ ﻻَ ﻳ َ َ ﱠ‬
Kardeşine söyle bir daha benle konuşmasın. .ً‫ﺛﺎﻧﻴﺔ‬
َ َ ‫ـﺘﻜﻠﻢ َﻣﻌﻲ‬
ْ َ َ َ ‫ﻗﻞ‬
ْ
ٍ ُ ُ ‫ﺷﺨﺺ ِذي‬
ٍ ْ َ ‫ﻋﻦ‬
ٍ ‫ﺧﻠﻖ َ ﱢ‬
Kötü ahlaklı kişiden uzak dur. .‫ﺳﻴﺊ‬
ْ ِ َْ‫ اِﺑ‬.7
ْ َ ‫ـﺘﻌﺪ‬
ِ ْ ‫ـﻌﺪ ﱠ‬
Dersten sonra kayınpederine uğrayacağım. .‫اﻟﺪرس‬
‫ َ َُ ﱡ‬. 8
َ ْ َ‫ﲝﻤﻴﻚ ﺑ‬
َ ِ َ ِ ‫ﺳﺄﻣﺮ‬
Yukarıdaki örneklerde istenilen şartları taşıyan beş isim cer konumunda
bulunduğu için yâ ile mecrûr olmuştur.
‫ ُﻓﻮ‬isminin cer halini, harfi cer olan ‫ ِﰲ‬ile karıştırmamak gerekir. Yukarıdaki
birinci cümleyi dikkatlice inceleyiniz. Bu cümlede ‫ﻣﻦ‬
ْ َ ’den sonra gelen ‫ ِﰲ‬harfi
cerdir, daha sonra gelen ve (‫ )ه‬zamirine muzâf olan ‫“ ِﰲ‬ağız” anlamında beş
isimden biridir.
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz. Cümlelerde geçen beş ismin i‘râb
alametini söyleyiniz.
1. Senin kardeşin benim kardeşimden küçüktür.
2. Babam babana selam söylüyor. 3. Kayınpederin bu serveti nasıl elde etti?
4. Çıkar ağzındakini kardeşim.
Beş İsmin İsim veya Zamire Muzâf Olmadan Kullanılması
Beş isim bir zamir veya isme muzâf olmadan kullanılırsa diğer isimlerde
olduğu gibi harekelerle i‘râb alırlar. Ref halleri zamme, nasb halleri fetha, cer
halleri ise kesra alır.
ِ ِ َ َ ِ ‫اﻷب‬
ِ ْ ‫ﻋﻦ ﱠ‬
ِ َ ‫ـﺘﺄﺧﺮوا‬
Baba çocuklarına “okula geç kalmayın” dedi. .‫اﻟﺪرس‬
ََ
ْ ُ َ ‫ﻗﺎل‬
ُ ‫ ﻻَ ﺗَ َ َ ﱠ‬:‫ﻷوﻻدﻩ‬
83
‫اﻷب‬
ُ َ fâildir. Bir isim veya zamire muzâf olmadığı için zamme ile
merfu‘dur.
ِ
ِ ‫أﻧﺖ ﺣﻢ َ ِ ﱞ‬
ِ َ ِِْ‫ﺗﺴﺎﻋﺪ َزوج ﺑ‬
.‫اﻟﻔﻘﲑ‬
َ ْ ُ َ ُ َ‫ﻓﻠﻢ ﻻ‬
ٌَ َ ْ
َ َ ‫ﻨﺘﻚ‬
َ َ ‫ﻏﲏ‬
.Sen zengin bir kayınpedersin, peki niçin fakir damadına yardım etmiyorsun
‫ﺣﻢ‬
ٌ َ haberdir. Muzâf olmadığı için zamme ile merfudur
.‫أﻣﻚ‬
ٍ َ ‫رب‬
‫ُﱠ‬
ْ َِ ْ‫ﻟﻚ َﱂ‬
َ ‫ﺗﻠﺪﻩُ ُﱡ‬
َ َ ‫أخ‬
Annenin doğurmadığı nice kardeşin vardır. (Cahiliye atasözü)
‫أخ‬
ٍ َ kelimesi (‫رب‬
‫ ) ُ ﱠ‬cer harfi ile mecrûrdur.
Beş İsmin Mütekellim Yâ’sına Muzâf Olması
Beş isim mütekellim yâ’sına muzâf olursa, takdîri harekelerle i‘râb alırlar. Bu
durumda i‘râb alâmetleri açıkça görülmez. Mütekellim yâ’sına muzâf olan
tüm isimlerin son harekesi dâima kesra olur. Mütekellim yâ’sına muzâf olan
bir isim, fâil konumunda dahi bulunsa harekesi kesra olmaktan kurtulamaz.
Örnek:
ِ َ ‫أﻳﺖ‬
ِ َ ‫ﺟﺎء‬
– Kardeşimi gördüm ‫أﺧﻲ‬
ُ َْ‫ َر‬- Kardeşim geldi ‫أﺧﻲ‬
ََ
ِ َِ ‫ﻣﺮرت‬
Kardeşime uğradım ‫ﺑﺄﺧﻲ‬
ُ ْ ََ
Dikkat edilecek olursa ‫أخ‬
ٌ َ isminin sonu ref, nasb ve cer durumlarında
değişmemiş, üç halde de aynen kalmıştır. Oysa birinci cümlede fâil, ikinci
cümlede mef’ûl, üçüncü cümlede ise harfi cerle mecrûrdur. İrab konumları
farklı olduğu için farklı i‘râb alametleri alması gerekiyorken mütekellim
yâ’sına muzâf olduğu için i‘râb alametleri açıkça görülmemiştir. Ref halinde
yâ’dan önceki harf olan (‫ )خ‬üzerine zamme takdir edilmekte, orada var
olduğu kabul edilmektedir. Aynı şekilde nasb halinde fetha, cer halinde kesra
harekeleri (‫ )خ‬üzerine takdir edilmektedir.
Bu durum beş isme özgü değildir. Mütekellim yâ’sına muzâf olan tüm
isimler için aynı durum geçerlidir. Örnek:
ِ َ ‫أﻳﺖ‬
ِ َ ‫ﺟﺎء‬
– Çocuğumu gördüm ‫وﻟﺪي‬
َ ُ ْ َ‫ َر‬- Çocuğum geldi ‫وﻟﺪي‬
َََ
ِ َ ِ ‫ﻣﺮرت‬
Çocuğuma uğradım ‫ﺑﻮﻟﺪي‬
َ ُ ْ ََ
Beş İsmin Tesniye Olarak Kullanılması
Beş isim tesniye olarak kullanıldığında diğer tesniyeler gibi ref halinde elif
(‫)ا‬, nasb ve cer halinde yâ (‫ )ي‬harfleri ile i‘râb edilir. Beş ismin tesniyeleri
aşağıda verilmiştir.
ِ ‫أب – أَﺑ‬
ِ َ َ – ‫أخ‬
ِ ََ – ‫ ﺣﻢ‬/ ‫أﺧﻮﻳﻦ‬
ِ ْ ََ‫ـﻮان – أَﺑ‬
ِ ْ َََ – ‫ﲪﻮان‬
‫ذوي‬
ٌ َ / ‫ـﻮﻳﻦ‬
ْ َ َ – ‫ذوا‬
ٌ َ ِ ْ َ َ َ – ‫أﺧﻮان‬
َ َ – ‫ ُذو‬/ ‫ﲪﻮﻳﻦ‬
ََ ٌ َ
َ
َ
ِ ‫ﺟﺎء أَﺑ‬
ِ ْ ََ‫أﻳﺖ أَﺑ‬
/ iki baba gördüm ‫ـﻮﻳﻦ‬
ُ َْ‫ َر‬/ iki baba geldi ‫ـﻮان‬
ََ َ َ
84
ِ ْ ََ‫ﺳﻠﻤﺖ َﻋﻠﻰ أَﺑ‬
iki babaya selam verdim ‫ـﻮﻳﻦ‬
ُ ْ‫َﱠ‬
ِ َ şeklinde vav
ِ ْ َ َ – ‫ﻓﻤﺎن‬
Diğerlerinden farklı olarak ‫ ُﻓﻮ‬isminin tesniyesi ‫ﻓﻤﲔ‬
َ
yerine mim harfi ile kullanılmaktadır.
Tüm tesniyelerde olduğu gibi beş isim tesniye olarak muzâf olursa, nunları
düşer.
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬/ ‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‬
ُ َْ‫ َر‬/ ‫ـﻮاﻛﻤﺎ‬
َ ُ ْ ََ‫أﻳﺖ أَﺑ‬
َ ُ َ َ‫ﺟﺎء أَﺑ‬
َ ُ ْ ََ‫ﺳﻠﻤﺖ َﻋﻠﻰ أَﺑ‬
ََ
‫ـﻮاﻛﻤﺎ‬
َ ُ ََ‫ أَﺑ‬fâildir. Ref alâmeti tesniye elifidir (‫)ا‬.
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‬
َ ُ ْ ََ‫ أَﺑ‬mef'ûldür. Nasb alâmeti meczûm yâ’dır (‫)ْي‬.
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‬
َ ُ ْ ََ‫ َﻋﻠﻰ أَﺑ‬harfi cerle mecrûrdur. Cer alâmeti meczûm yâ’dır (‫)ْي‬.
ِ َ ِ َ ْ ُ ‫اﻷﺧﻮان‬
ِ َ َ ‫ﺟﺎء‬
Çalışkan iki kardeş geldi. ‫اﳌﺠﺘﻬﺪان؟‬
َ ََ
ِ َ َ fâildir. Ref alâmeti tesniye elifidir (‫)ا‬.
‫اﻷﺧﻮان‬
َ
ٍ ْ ِ ‫ذوا‬
İlim sahibi iki kişi geldi. .‫ﻋﻠﻢ‬
َ َ ‫ﺟﺎء‬
ََ
‫ذوا‬
َ َ fâildir. Ref alâmeti tesniye elifidir (‫)ا‬.
ٍ ْ ِ ‫ذوي‬
İlim sahibi iki kişiyi gördüm. .‫ﻋﻠﻢ‬
ُ َْ‫َر‬
ْ َ َ ‫أﻳﺖ‬
‫ذوي‬
ْ َ َ mef'ûldür. Nasb alâmeti meczûm yâ’dır (‫)ْي‬.
ِ ‫ أَﺑ‬iki baba anlamına geldiği gibi, anne-baba, ebeveyn anlamında da
ِ ْ ََ‫ـﻮان – أَﺑ‬
‫ـﻮﻳﻦ‬
ََ
kullanılmaktadır.
Beş İsmin Cemi Olarak Kullanılması
Beş isimden ‫ﻓﻢ‬
ٌ َ ،‫أب‬
ٌ َ kelimelerinin çoğulları mükesser cemi (kırık
ٌ َ ،‫ﺣﻢ‬
ٌ َ ،‫أخ‬
çoğul) şeklindedir. Diğer kırık çoğullarda olduğu gibi i‘râb alametleri
harekelerdir.
ٌ َ ْ ِ ‫إﺧﻮةٌ َو‬
ٌ َ / ٌ‫آﺑﺎء‬
ٌ‫ﻓﻢ – أَﻓْ َـﻮاﻩ‬
َ ْ َ – ‫ﺣﻢ‬
ٌَ
َ – ‫أب‬
ٌ َ ،‫أﲪﺎء‬
ٌ َ / ‫إﺧﻮان‬
َ ْ ِ – ‫أخ‬
Müminler kardeştir. .ٌ‫إﺧﻮة‬
َ ُ ِ ُْ
َ ْ ِ ‫اﳌﺆﻣﻨﻮن‬
ٌ‫إﺧﻮة‬
َ ْ ِ haberdir. Zamme ile merfudur‘.
ِ ‫ﺗﺼﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ‬
ِِ
ِ ََ ِ
ِ ‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓْ َـﻮا ِﻩ اﻟﻨ‬
.‫ﱠﺎس‬
ْ َ ‫ـﻬﻮرة‬
ٌ ِ َ ‫ﺻﺎر‬
َ ْ ُ ‫ﺧﺎﻟﺪ‬
َ َ ‫ﻗﺪ‬
َ َ َ َ ‫ﺑﺴﺒﺐ َ َ ﱡ‬
Düşüncesiz davranışları sonucu Halit insanların ağzına sakız olmuştu.
ِ ْ‫ أَﻓ‬harf-i cer sebebiyle mecrûrdur. Cer alameti kesradır.
‫ـﻮاﻩ‬
َ
ِِ ِ
Babalar çocuklarının eğitiminden sorumludurlar. .‫أوﻻدﻫﻢ‬
َ ُ ُ ْ َ ُ‫اﻵﺑﺎء‬
ْ َ ‫ﻣﺴﺆوﻟﻮن‬
َ
ْ َ ْ َ ‫ﻋﻦ ﺗَـ ْﺮَِﺑﻴﺔ‬
َ mübtedadır. Zamme ile merfudur‘.
ُ‫اﻵﺑﺎء‬
Kardeşler birbirlerine yardım ederler. .‫ـﻌﻀﺎ‬
ُ َْ ِ
ُ ِ َ ُ ‫اﻹﺧﻮان‬
ً ْ َ‫ـﻌﻀﻬﻢ ﺑ‬
ْ ُ ُ ْ َ‫ﻳﺴﺎﻋﺪ ﺑ‬
85
‫اﻹﺧﻮان‬
ُ َ ْ ِ mübtedadır. Zamme ile merfudur‘.
ِ ِ َ ْ َ ‫اﺟﺘﻤﺎع‬
ٍ ‫ﻛﻞ‬
.‫ﻋﺎم‬
ِ َ ِ ْ ‫ﺷﺎرك َِأﰊ ِﰲ‬
ََ َ
ً‫ـﻘﺎم َ ﱠ‬
‫ﻣﺮة ُ ﱠ‬
ُ َ ُ‫اﻷﲪﺎء ﱠاﻟﺬي ﻳ‬
Babam her yıl bir kere düzenlenen kayınpederler toplantısına katıldı.
ِ ْ َ muzâfun ileyhtir. Kesra ile mecrûrdur.
‫اﻷﲪﺎء‬
َ
‫ ُذو‬ise cemi müzekker sâlim şeklinde cemilenmektedir. Ref hali vav, nasb
ِ َ –‫ذوو‬
ve cer hali yâ ile olmaktadır. ‫ذوي‬
ُ َ – ‫ُذو‬
ِ ِ ‫ﺟﺎء َذوو‬
İhtiyaç sahipleri geldi. .‫اﳊﺎﺟﺎت‬
َ ُ ََ
‫ذوو‬
ُ َ fâildir. Vav ile merfudur‘.
ِ ِ ‫ذوي‬
İhtiyaç sahiplerini gördüm. .‫اﳊﺎﺟﺎت‬
ُ َْ‫َر‬
َ ِ َ ‫أﻳﺖ‬
ِ َ mef'ûldür. Yâ ile mansûbdur.
‫ذوي‬
ِ ِ ‫ذوي‬
İhtiyaç sahiplerine selam verdim. .‫اﳊﺎﺟﺎت‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ‫َﱠ‬
َ ِ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
ِ َ harfi cerle mecrûrdur. Cer alâmeti yâ’dır.
‫ذوي‬
ِ
ِ ‫ﻋﻠﻰ ﱢ‬
ِ َ ‫ﺣﺒﻪ‬
ِ ِ ‫واﺑﻦ ﱠ‬
(177) ...‫اﻟﺴﺒﻴﻞ‬
َ َ ‫وآﺗﻰ اﻟ‬
َ َ ...
َ َ َ ‫ْﻴﺘﺎﻣﻰ َواﻟ‬
َ ْ ُ ‫ذوي اﻟ‬
َ ََ‫ْﻘﺮﰉ َواﻟ‬
ُ َ َ ‫ْﻤﺎل‬
َ ْ َ ‫ْﻤﺴﺎﻛﲔ‬
… sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara,
dilencilere… verdi. (Bakara/177)
ِ َ mef'ûldür. Yâ ile mansûbdur.
‫ذوي‬
Beş İsmin Musaggar Olarak Kullanılması
Beş isim, ism-i tasgir vezninde kullanılırsa harekelerle i‘râb edilir. Ref
halinde zamme, nasb halinde fetha, cer halinde ise kesra alır. Örneğin ‫أب‬
ٌ َ ismi
َ
ُ
küçültülürse ‫أﰊ‬
“küçük
baba,
babacağız”
şeklini
alır.
‫أخ‬
isminin
de ‫أﺧﻲ‬
‫َﱞ‬
ٌ
‫َُ ﱞ‬
“kardeşceğiz” şeklinde ism-i tasgîri yapılır. Örnek:
‫اﻷﺧﻲ‬
‫ﺟﺎء َُﱞ‬
‫ﺳﻠﻤﺖ َﻋﻠﻰ َُﱟ‬
ُ ْ ‫أﻳﺖ أُﺑَ ًّـﻴﺎ – َ ﱠ‬
ُ َْ‫أﰊ – َر‬
ُ َْ‫ َر‬- ‫اﻷﺧﻲ‬
ُ ْ ‫اﻷﺧﻲ – َ ﱠ‬
‫أﻳﺖ ُ َ ﱠ‬
‫ذﻫﺐ ُ َ ﱡ‬
‫ﺳﻠﻤﺖ َﻋﻠﻰ ُ َ ﱢ‬
ََ
َ َ َ / ‫أﰊ‬
Aşağıdaki cümlelerde beş ismi tespit ederek i‘râb alametlerini söyleyiniz.
.‫اﻟﺼﻐﺎر‬
َ َ .2
َ َ ْ ِ ‫ﻳﺴﺎﻋﺪ‬
ُ ِ َ ُ ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ﱞ‬
َ َ ‫إﺧﻮاﻧﻪُ ﱢ‬
.‫اﻟﻘﺮَِْﻳﺔ‬
َ ‫ذﻫﺐ َِأﰊ ِ َإﱃ‬
َ َ َ .1
ِ ِ َ ‫اﻷﺧﻮان‬
ِ
.‫دروﺳﻬﻤﺎ‬
َ َ .4
ُ َ َ َ ‫ﻛﺎن‬
َ ُ َ ُ ُ ‫ﻳﺬاﻛ َﺮان‬
ِ ‫أﺧﻮك ﱠ‬
ٍ ِ َ ‫أﻃﻮل‬
‫ﻃﺎﻟﺐ ِﰲ ﱠ ﱢ‬
.‫اﻟﺼﻒ‬
ُ َ ْ َ ُ‫اﻟﺼﻐﲑ‬
َ ُ َ .3
ِ ِ
ِ َ ‫ﻳﺴﺎﻋﺪ‬
ِ ‫ﻣﻦ اﻟﻨ‬
.‫ﱠﺎس‬
َ َ .8
ُ ِ َ ُ ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ﱞ‬
َ َ ‫ذوي‬
َ ‫اﳊﺎﺟﺎت‬
ِ َ ِ َ ‫ﺗﺎﺟﺮ ِﰲ‬
ٍ ِ َ ‫أﺷﻬﺮ‬
.‫اﳌﺪﻳﻨﺔ‬
ُ َ ْ َ ُ‫ َُأﺑﻮﻩ‬.7
ِ ْ َ ‫ﻣﺎل‬
ٍ َ ‫ﳛﱰﻣﻮن َذا‬
ٍ ْ ِ ‫ﻣﻦ ِذي‬
.‫ﻋﻠﻢ‬
َ َُِ َْ ‫ﱠﺎس‬
ْ ‫أﻛﺜَ َـﺮ‬
ُ ‫ اﻟﻨ‬.6
ِ ِ ْ ‫ﲪﻮﻳﻜﻤﺎ ﻻَ ﻳ‬
ِ ‫اﻟﺘﺠ‬
‫ ِ ﱠ‬.5
.‫ﺎرة‬
َ َ ‫ﻣﻦ ﱢ‬
َ َ َ َ ُ ْ َََ ‫إن‬
َ ‫ـﻔﻬﻤﺎن‬
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerdeki esmâ-i hamseden olan isimleri örnekteki gibi
tespit ederek i‘râb ediniz.
ِ ‫ﱠ‬
.‫أﺧﻴﻚ‬
َ َ ‫اﳌﺪﻳﺮ‬
َ ِ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ ُ ‫ﺳﻠﻢ‬
َ َ
(‫أﺧﻴﻚ‬
َ َ ) harf-i ceri ile mecrûrdur. Cer alameti yâ’dır.
َ ِ َ) beş isimdendir. (‫ﻋﻠﻰ‬
86
‫‪ .1‬ﻣﱴ ﺳﻴـﻌﻮد َ َ ِ‬
‫اﻟﻘ ْﺮَِﻳﺔ‪ .‬؟‬
‫ﻣﻦ َ‬
‫َ َ ََ ُ ُ ُ‬
‫أﺑﻮك َ‬
‫ﲪﻮ َْ ٍ ِ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا‪.‬‬
‫‪َ َ .2‬‬
‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎ َ ْ ُ‬
‫ﳏﻤﻮد ُ َ ْ ً‬
‫ﻛﺎن َُ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺳﻨﺬﻫﺐ ِ َإﱃ ﺑَْ ِ‬
‫أﺧﻴﻚ؟‬
‫ـﻴﺖ َ ِ َ‬
‫‪ْ .3‬‬
‫ﻣﻦ َْ َ‬
‫أﻳﻦ َ َ ْ َ ُ‬
‫‪ ِ .4‬ﱠ ِ‬
‫إﺧﻮةٌ‪.‬‬
‫إن ُ ْ ِ َ‬
‫اﳌﺴﻠﻤﲔ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻦ ِذي َ ِ‬
‫‪ُ .5‬ذو ِ ْ ِ‬
‫اﳌﺎل؟‬
‫اﻟﻌﻠﻢ َﺧ ْﻴ ٌـﺮ ْ‬
‫ﻗﺎﻟﺖ ِﱄ ُ ﱢ ِ‬
‫ﻓﺎك‪.‬‬
‫ـﺘﺢ َ َ‬
‫‪ْ َ َ .6‬‬
‫َ َ‬
‫اﳌﻤﺮﺿﺔُ‪ :‬اﻓْ َ ْ‬
‫‪ .7‬ﻻَ ﺗَ َْ ِ ْ ِ‬
‫أﺑﻴﻚ‪.‬‬
‫داﺋﻤﺎ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ َِ َ‬
‫ـﻌﺘﻤﺪ َ ً‬
‫ات ُﻛﻞ ﻳ ٍ‬
‫ﺛﻼث ﻣ ﱠﺮ ٍ‬
‫‪ َُ .8‬ﱢ ُ ِ‬
‫ـﻮم‪.‬‬
‫أﻧﻈﻒ َﻓﻤﻲ َ َ َ َ‬
‫ﱠ َْ‬
‫ﳜﺮج ِإﺻﺒـﻌﻪَ ِﻣﻦ ِ ِ‬
‫اﻷم ِ ِ‬
‫ﻓﻴﻪ‪.‬‬
‫وﻟﺪﻫﺎ َ ْ‬
‫ﻣﻦ َ َ َ‬
‫‪َََ .9‬‬
‫أن ُْ ِ َ ْ َ َ ْ‬
‫ﻃﻠﺒﺖ ُ ﱡ ْ‬
‫اﻷﺧﻮان ﻳ ْ َ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺼﻨﻊ‪.‬‬
‫ـﻌﻤﻼن ِﰲ َ َْ ِ‬
‫‪َ َ .10‬‬
‫ﻛﺎن َ َ َ َ َ‬
‫ﻣﺜﻞ ِ‬
‫ﺑﻴﺔ َ َ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻵﺑﺎء‪.‬‬
‫اﻷﻣﻬﺎت َ ْ ُ َ ٌ‬
‫‪ُ .11‬ﱡ ُ‬
‫ﻋﻦ ﺗَـ ْﺮَِ ْ‬
‫ﻣﺴﺆوﻻت َ ْ‬
‫اﻷوﻻد ْ َ َ‬
‫ﻳﺪ َ ْ ﱠ‬
‫اﳌﺪرس ِ ﱠ ِ ِ‬
‫ﻏﺪا‪.‬‬
‫‪َ َ .12‬‬
‫ﻳﻚ َ ً‬
‫ﻟﻠﻄﺎﻟﺐ‪ :‬أُ ِر ُ‬
‫ﻣﻊ أَﺑََـﻮْ َ‬
‫أﺗﻜﻠﻢ َ ْ‬
‫ﻗﺎل َُ ﱢ ُ‬
‫أن ََ َ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki parçada geçen esmâ-i hamseden olan isimleri tespit ederek‬‬
‫‪i‘râb alametlerini söyleyiniz.‬‬
‫ﺑﻄﺮا َذا ﺛَ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻛﺒﲑةٍ ﻳ ْ ِ‬
‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ ُ ﱠ ِ‬
‫ـﻘﻀﻲ َوﻗْ َـﺘﻪُ ُ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ ِ ِ‬
‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ ﱠ ْ ِ‬
‫ـﻔﻜﺮ‬
‫ـﺒﺬر َ َ‬
‫َ َ‬
‫ﻛﺎن َ ِ ٌ‬
‫ََ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ َ ُ‬
‫ـﺮوة َ ِ َ َ‬
‫واﻟﻠﻌﺐ َوﻳَُ ﱢ ُ‬
‫َْ‬
‫رﺟﻼً َ ً‬
‫اﳌﺤﺮﻣﺎت َوﻻَ ﻳُ َ ﱢ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﺎﻟﻪُ ِﰲ َ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫َ‬
‫رﺟﻼ‬
‫ﻋﻠﻲ‬
‫أﺧﻮﻩ‬
‫ﻛﺎن‬
‫و‬
‫اﻷﻋﻤﺎل‬
‫ـﻨﻔﻖ‬
‫ﻳ‬
‫ﻛﺎن‬
‫و‬
‫اﷲ‬
‫ذﻛﺮ‬
‫ﻓﻴﻪ‬
‫ﻋﻦ‬
‫ﻳﻐﻴﺐ‬
‫ﻻ‬
‫ﺣﺴﻦ‬
‫ﺧﻠﻖ‬
‫ذا‬
‫ورﻋﺎ‬
‫‪.‬‬
‫ـﻔﺴﻪ‬
‫ْ ُ ََ َ ُْ ُ َ َ‬
‫ِإﻻﱠ ِﰲ ﻧَ ْ‬
‫ََ َ ُ ُ َ ﱞ َ ُ ً َ ً َ ُ ُ َ َ َ َ ُ َ ْ‬
‫َ‬
‫اﳊﺎﺟﺎت َُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠﺎس وﻻَ ﻳ ُـﻘﻮم ِإﻻﱠ َِﲟﺎ ﻳـﺮَ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ُِ ِ‬
‫داﺋﻤﺎ َ ِ‬
‫إﻣﺎﻣﺎ‬
‫أﺑﻮﳘﺎ ُ ْ ََ‬
‫ﺗﻀﻴﻪ اﷲُ‪َ .‬وَ َ‬
‫ﻛﺎن َُ َُ‬
‫ﻣﻦ اﻟﻨ ِ َ َ ُ‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ َ ً‬
‫َْ‬
‫ذوي َ َ َ‬
‫وﻳﺴﺎﻋﺪ َ ً‬
‫واﻟﻔﻘ َﺮاءَ َ‬
‫اﳋَ ِْﲑﱠﻳﺔ َ ُ َ‬
‫ِِ‬
‫ﺟﻬﺪﻩ ﻟِﻴ ﱢ ِ ِ‬
‫ﻛﻠﻪُ ِﰲ َ َ ِ‬
‫وﳘﺎ ِ‬
‫ﻃﺎﻋﺔ ِ‬
‫ﻋﻤﺮﻩُ ُ ﱠ‬
‫ﺻﻐﲑاِن‬
‫ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻳَ ْ ُ ُ‬
‫اﷲ ﺗَ َ َ‬
‫اﻟﺴﻴﺪ ُ ْ ََ‬
‫ـﻌﺎﱃ‪َ َ .‬‬
‫ﻛﺎن ﱠ ﱢ ُ‬
‫ُﻣﺘَ َ ِ ً‬
‫ـﺮﰊ اﺑْـﻨَ ْـﻴﻪ َ َُ َ‬
‫ـﺒﺬل ُ َ َ‬
‫ـﻘﺎﻋﺪا أَﻓْ َـﲎ ُ ْ َ‬
‫ﻗﺼﺎرى ُ ْ ُ َ َ‬
‫ﺗَـﺮِﺑﻴﺔً ﺣ ِ‬
‫ﺗﺼﺮﻓﺎﺗﻪ اﳌُﺘ ﱢ ِ‬
‫ِِ‬
‫رﺟﻠﲔ َذوي ُ ِﱠ ٍ‬
‫ِ‬
‫ووﻃﻨﻬﻤﺎ‪ِ َ َ ِ .‬‬
‫ﺧﺎﻟﺪ‬
‫ﻣﺴﺆوﻟﻴﺔ ََ ْ ٍ‬
‫ـﻬﻮرة َ ْ‬
‫ﺻﺎر َ ِ ٌ‬
‫ووﻋﻲ ِ َ َ‬
‫ْ َ َ ََ‬
‫ﺴﻨﺔً ُ ْ ِ َ‬
‫ﻟﻴﺼﺒﺤﺎ َ ُ َ ْ ِ َ ْ َ ْ‬
‫ﻗﺪ َ َ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َ َ ﱡ َ َ َ َ‬
‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ ََ َ ِ َ‬
‫ﲡﺎﻩ أَﺑََ ْ ِ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫رﺟﻞ َ ْ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﻣﻦ‬
‫ـﺰوج‬
‫‪.‬‬
‫ﺗ‬
‫ﻣﺎ‬
‫ـﻌﺪ‬
‫ﺑ‬
‫اء‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﺜ‬
‫اﻟ‬
‫ﻓﺎﺣﺶ‬
‫أﺻﺒﺢ‬
‫ﻗﺪ‬
‫ﻛﺎن‬
‫و‬
‫ﻨ‬
‫اﻟ‬
‫ـﻮاﻩ‬
‫ﻓ‬
‫أ‬
‫أﻋﻤﺎل‬
‫ﻛﺎن‬
‫ﲪﺎﻩ‬
‫ﻷن‬
‫ﻏﻨﻴﺔ‬
‫ﺑﻨﺖ‬
‫ﱠﺎس‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ََ َ ْ ْ َ َ َ َ َ َ ْ َ َ َ َ ﱠ َ ْ ْ َ‬
‫ُ َْ‬
‫ََ ُ َ َ َ ُ َ َ‬
‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ َ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫اﻷﻣﺜﺎل‪.‬‬
‫ـﺮوﺗﻪ ْ َ ُ‬
‫َ ُْ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ُ ْ َ ُ‬
‫ﺗﻀﺮب ﺑﺜَ ْ َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinden uygun ismi‬‬
‫‪seçerek örnekteki gibi doldurunuz.‬‬
‫ﺷﺮَ ِ‬
‫ذﻫﺒﺖ ِ َإﱃ َ ِ‬
‫ﲪﻴﻚ َ ْ ِ‬
‫أﻣﺲ‪.‬‬
‫ﻛﺔ َِ َ‬
‫ََْ ُ‬
‫ﲪﻴﻚ(‬
‫ﲪﻮك‪َ ََ ،‬‬
‫) َُ َ‬
‫ﲪﺎك‪َ َِ ،‬‬
‫ـﺘﺒﻪ ِ َإﱃ ﻣﺎ َْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻓﻮك(‬
‫ﻓﻴﻚ‪َ ُ ،‬‬
‫ﻣﻦ‪َ َ ) ............‬‬
‫ﻓﺎك‪َ ِ ،‬‬
‫ﳜﺮج ْ‬
‫‪ .1‬اﻧْ َ ْ َ ُ ُ‬
‫) ََ ُ ِ‬
‫‪ َ َ .2‬ﱢ‬
‫اﳌﻌﻠﻢ ِ ْ َ َ َ ْ ِ‬
‫ﻛﻤﺎ(‬
‫أﻳﻦ‪...........‬‬
‫أﺑﻴﻜﻤﺎ‪َُ ،‬أﺑﻮُ َ‬
‫أﺑﺎﻛﻤﺎ‪َ ُ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ﻟﻸﺧﻮﻳﻦ‪َ َْ :‬‬
‫ﻗﺎل َُ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻦ ِذي َ ِ‬
‫‪ِ ْ ِ .......... .3‬‬
‫) ُذو‪َ ،‬ذا‪ِ ،‬ذي(‬
‫اﳌﺎل‪.‬‬
‫اﻟﻌﻠﻢ َﺧ ْﻴ ٌـﺮ ْ‬
‫أﺧﻴﻚ(‬
‫ﺟﻴﺪا‪.‬‬
‫أﺧﻮك‪َ َ َ ،‬‬
‫)َ ُ َ‬
‫أﻋ ِ ُ‬
‫‪ْ َ .4‬‬
‫ﺮف‪ َ .............‬ﱢ ً‬
‫أﺧﺎك‪َ ِ َ ،‬‬
‫ﺗﺜﻖ ﺑِﺜَ ِ‬
‫‪ .5‬ﻳﺎ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﺮوة ‪..........‬‬
‫ﲪﻴﻚ(‬
‫ﲪﻮك ‪َ ََ ،‬‬
‫) َُ َ‬
‫ﲪﺎك‪َ َِ ،‬‬
‫َ َ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻲ ﻻَ َ ْ ْ َ‬
‫رﺟﻼً ‪ٍ ُ ُ .......‬‬
‫ﺧﻠﻖ َ َ ٍ‬
‫) ِذي‪ُ ،‬ذو‪َ ،‬ذا(‬
‫ﺣﺴﻦ‪.‬‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ﻛﺎن َ ْ َ ُ‬
‫أﲪﺪ َ ُ‬
‫‪ 87‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻣﻊ‪ِ ْ َ...........‬‬
‫أﻣﺲ‪.‬‬
‫ﻛﻨﺖ َََ ﱠ ُ‬
‫‪ُ ْ ُ .7‬‬
‫أﲢﺪث َ َ‬
‫ﺷﻜﺖ اﳌَِﺮ َ ِ‬
‫وأﺳﻨﺎ َِﺎ‪.‬‬
‫‪َ َ .8‬‬
‫ﻳﻀﺔُ ﻣﻦ‪َْ َ َ .........‬‬
‫وﻟﻜﻦ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻪَ ‪ٍ ْ َ ......‬‬
‫اﻟﻌﺎﻟﻤﲔ‪.‬‬
‫ﻓﻀﻞ َ َ‬
‫‪ ِ َ َ .9‬ﱠ‬
‫ﻋﻠﻰ َ َ ِ َ‬
‫اﺑﻮك(‬
‫أﺑﺎك‪َ َُ ،‬‬
‫أﺑﻴﻚ‪َ َ ،‬‬
‫)َِ َ‬
‫)َ ِ‬
‫ﻓﻮﻫﺎ(‬
‫ﻓﻴﻬﺎ‪َ ُ ،‬‬
‫َ‬
‫ﻓﺎﻫﺎ‪َ ،‬‬
‫)ُذو‪َ ،‬ذا‪ِ ،‬ذي(‬
‫‪4. Aşağıda verilen iki cümleyi, tekil olarak tekil zamire, tesniye olarak‬‬
‫‪tesniye zamire ve cemi olarak cemi zamire muzâf yaparak örnekteki‬‬
‫‪gibi yeniden oluşturunuz.‬‬
‫اﻷب‪.‬‬
‫َﺟﺎءَ َ ُ‬
‫أﺑﻮك‪.‬‬
‫ﺟﺎء َُ َ‬
‫ََ‬
‫ـﻮاﻛﻤﺎ‪.‬‬
‫ﺟﺎء أَﺑَ َ ُ َ‬
‫ََ‬
‫ﻛﻢ‪.‬‬
‫َﺟﺎءَ َ ُ‬
‫آﺑﺎؤُ ْ‬
‫اﻷب‪.‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫أﻳﺖ َ َ‬
‫أﺑﺎك‪.‬‬
‫أﻳﺖ ََ َ‬
‫َرَْ ُ‬
‫ﻣﺮرت ِ َ ِ‬
‫ﺑﺎﻷب‪.‬‬
‫ََ ْ ُ‬
‫ﺑﻴﻚ‪.‬‬
‫ﻣﺮرت ِﺑﺄَِ َ‬
‫ََ ْ ُ‬
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‪.‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫أﻳﺖ أَﺑََ ْ ُ َ‬
‫آﺑﺎءﻛﻢ‪.‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫أﻳﺖ َ َ ُ ْ‬
‫َ ُِْ‬
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‪.‬‬
‫ﻣﺮرت ﺑﺄَﺑََ ْ ُ َ‬
‫َ‬
‫ُِ ِ‬
‫ﺑﺂﺑﺎﺋﻜﻢ‪.‬‬
‫ََ ْ‬
‫ﻣﺮرت َ ُ ْ‬
‫اﻷخ‪.‬‬
‫ذﻫﺐ َ ُ‬
‫‪َ َ َ .1‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫اﳊﻢ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .2‬‬
‫رﺟﻊ َ ُ‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪ُ kelimelerini tesniye ve‬ذو‪َ ،‬ذا‪ِ ،‬ذي ‪5. Aşağıda verilen cümleleri, muzâf olan‬‬
‫‪cemi yaparak yeniden kurunuz.‬‬
‫َﺟﺎءَ ُذو ِ ْ ٍ‬
‫ﻋﻠﻢ‪.‬‬
‫ذوا ِ ْ ٍ‬
‫ﻋﻠﻢ‬
‫ﺟﺎء َ َ‬
‫ََ‬
‫ذوو ِ ْ ٍ‬
‫ﻋﻠﻢ‬
‫َﺟﺎءَ َ ُ‬
‫أﻳﺖ ‪...................‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫ﻣﺮرت ِ‬
‫ب‪.................‬‬
‫ََ ْ ُ‬
‫أﻳﺖ ‪...................‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫ﻣﺮرت ِ‬
‫ب‪..................‬‬
‫ََ ْ ُ‬
‫أﻳﺖ ‪...................‬‬
‫َرَْ ُ‬
‫ﻣﺮرت ِ‬
‫ب‪.................‬‬
‫ََ ْ ُ‬
‫‪6. Aşağıdaki kelimeleri kullanarak anlamlı cümleler oluşturunuz.‬‬
‫أﻳﺖ ‪ِ /‬ﰲ ‪ /‬ﱡ ِ‬
‫أﺧﺎك ‪ِ ْ َ /‬‬
‫اﻟﺴﻮق‬
‫ََ َ‬
‫أﻣﺲ ‪َ /‬رَْ ُ‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫رﺟﻞ ‪ٍ ِ َ /‬‬
‫ﻏﲏ ‪َُ /‬أﺑﻮ ‪ًّ ِ /‬‬
‫ﺟﺪا‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ‪ ِ َ /‬ﱞ‬
‫َُ ٌ‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫ﻣﺎذا ‪ٍ َِ /‬‬
‫ـﻠﺖ‬
‫ﳊﻤﻴﻚ ‪َ َ /‬‬
‫ـﺒﻞ ‪َ ِ َِ /‬‬
‫ﻗﻠﻴﻞ ‪ /‬ﻗُ ْ َ‬
‫ﻗَ ْ َ‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻢ ‪ /‬وﻓَ َ ِ‬
‫ﻛﻞ‬
‫ﻋﻠﻴﻢ ‪ ُ /‬ﱢ‬
‫ذي ْ ٍ َ ْ‬
‫ـﻮق ‪ٌ َ /‬‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫ِ‬
‫ﻓﺎك ‪ِ َ َ /‬‬
‫ـﺘﺢ ‪ /‬ﱠِ‬
‫ﻟﻠﻤ ِﺮ ِ‬
‫ﻳﺾ‬
‫اﻟﻄﺒﻴﺐ ‪َ َ /‬‬
‫اﻓْ َ ْ‬
‫ﻗﺎل ‪َ ْ /‬‬
‫ُ‬
‫‪………………………………………………………...............‬‬
‫‪ 88‬‬
‫‪ ‬‬
7. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Senin kardeşini çarşıda gördük.
Onun babası meşhur bir âlimdir.
Dersten sonra kayınpederine uğrayacağız.
Doktor hastadan ağzını açmasını istedi.
Güzel ahlaklı bir adamdı.
Kelimeler ve Deyimler
ِ ِ ‫اِﺑـﺘـﻌﺪ – ﻳ‬
ِ ‫ﻋﻦ ﱠ‬
bir şeyden uzaklaşmak :‫اﻟﺸﻲء‬
ُ َْ َ َ َ َْ
ً َ ِْ – ‫ـﺒﺘﻌﺪ‬
ْ ِ َ ‫اﺑﺘﻌﺎدا‬
ِ
‫َﱠ‬
yapmak, yerine getirmek, eda etmek :ً‫ﺗﺄدﻳﺔ‬
‫أدى – ﻳُ َ ﱢ‬
َ َْ – ‫ـﺆدي‬
ِ
çok zengin oldu, aşırı zengin oldu :‫ﻓﺎﺣﺶ اﻟﺜﱠـ َﺮ ِاء‬
َ َ ‫أﺻﺒﺢ‬
َ َْ َ
ِ ‫ﺻﺪﻗﺎء ﱡ‬
ِ
kötü arkadaşlar :‫اﻟﺴﻮء‬
ُ َ ْ َ‫أ‬
ِ ُْ ‫وﺗﺼﺮﻓﺎت‬
ٌ ََْ
utanç verici eylem ve davranışlar :ٌَ
‫ﳐﺠﻠﺔ‬
ٌ َ ‫أﻋﻤﺎل َ َ َ ﱡ‬
‫ﻋﻤﺮﻩُ ُ ﱠ‬
tüm ömrünü harcadı, tüketti :ُ‫ﻛﻠﻪ‬
َ ْ ُ ‫أَﻓْ َـﲎ‬
ِ ‫ﻋﻦ ﱠ‬
ِ
bir şeyi bırakmak, terk etmek, vazgeçmek :‫اﻟﺸﻲء‬
ً َ ْ ِ – ‫ـﻘﻠﻊ‬
َ َ َْ‫أﻗ‬
ُ ْ ُ‫ـﻠﻊ – ﻳ‬
ْ ِ َ ‫إﻗﻼﻋﺎ‬
emekli imam :‫ـﻘﺎﻋﺪ‬
ٌ ِ َ َ‫ﺎم ُﻣﺘ‬
ٌ ‫َإﻣ‬
ِ َ‫ـﺒﺬر – ﺗ‬
saçıp savurmak, israf etmek :‫ـﺒﺬﻳ ًﺮا‬
ْ ُ ‫ﺑﺬر – ﻳَُ ﱢ‬
َ ‫َﱠ‬
ِ
şımarık, kibirli :‫ﺑﻄﺮ‬
ٌ َ
ِ
anne-babalarına ve vatanlarına karşı :‫ووﻃﻨﻬﻤﺎ‬
َ َِ
َ ِ َ ََ ‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ‬
َ ِ ْ ََ‫ﲡﺎﻩ أَﺑ‬
sorumsuzca davranışlar :ٌ‫ـﻬﻮرة‬
ٌ َ‫َ َﱡ‬
َ ‫ﺗﺼﺮﻓﺎت ُﻣﺘَ َ ﱢ‬
…e yalvarmak, yakarmak :‫إﱃ‬
َ ِ ‫ﺗﻀﺮﻋﺎ‬
‫ﺗﻀﺮع – ﻳَـﺘَ َ ﱠ‬
ً ‫ﻀﺮعُ – َ َ ﱡ‬
َ ‫َ َﱠ‬
‫ﺗﻔﻴﺪ َِﱠ‬
…dığı şeklinde, …dığını ifade eden :...ُ‫ﺑﺄﻧﻪ‬
ُ ُِ
kayınpeder :‫أﲪﺎم‬
ٌ َ ْ َ (‫ﺣﻢ )ج‬
ٌَ
ِ
her zaman, daima :‫داﺋﻤﺎ‬
ً َ
ٍ ُ ُ ‫ُذو‬
ٍ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
güzel ahlak sahibi :‫ﺣﺴﻦ‬
ٍ ‫ُذو ُ ِﱠ‬
sorumluluk ve bilinç sahibi :‫ووﻋﻲ‬
ٍ ْ ََ ‫ﻣﺴﺆوﻟﻴﺔ‬
َْ
ِ
ِ َ ) ‫ذوو‬
ihtiyaç sahipleri :‫اﳊﺎﺟﺎت‬
َ َ (‫ذوي‬
َُ
yetiştirmek, eğitmek :ً‫ـﺮﰊ – ﺗَـ ْﺮَِﺑﻴﺔ‬
‫َﱠ‬
‫رﰉ – ﻳُ َ ﱢ‬
ٍ ْ َ ‫رﺟﻞ‬
iş adamı :‫أﻋﻤﺎل‬
َ ُ َُ
89
sormak, istemek:ً‫ﺳﺆاﻻ‬
ُ َ ْ َ – ‫ﺳﺄل‬
َََ
َ ُ – ‫ﻳﺴﺄل‬
ِ
söylenti :‫ﺷﺎﺋﻌﺎت‬
ٌ َ ِ َ (‫ﺷﺎﺋﻌﺔٌ )ج‬
َ َ
ِ ْ‫ﻣﻀﻐﺔً ِﰲ أَﻓ‬
ِ ‫ـﻮاﻩ اﻟﻨﱠ‬
insanların ağzına sakız oldu :‫ﺎس‬
َ ْ ُ (‫أﺻﺒﺢ‬
َ َ ْ َ) ‫ﺻﺎر‬
ََ
َ
ِ ِ ْ ‫ﻋﺎد ِ َإﱃ‬
aklını başına aldı, kendine geldi (bir yanlıştan döndü anlamında :‫رﺷﺪﻩ‬
ََ
ُ
(kullanılır
kötü alışkanlıklar :ُ‫اﻟﺴﻴﺌﺔ‬
ُ ََ
َ‫اﻟﻌﺎدات ﱠ ﱢ‬
ٍ َِ ‫ﻃﺮﰲ‬
taban tabana zıt :‫ﻧﻘﻴﺾ‬
ََ
ْ َ ََ ‫ﻋﻠﻰ‬
sevinmek :‫ـﺮﺣﺎ‬
ً َ َ‫ـﻔﺮح – ﻓ‬
ُ َ ْ َ‫ﻓﺮح – ﻳ‬
َ َِ
ِ
‫ﱠ‬
düşünmek :‫ﲑا ِﰲ‬
ً ‫ـﻔﻜﺮ – ﺗَ ْـﻔﻜ‬
ُ ‫ﻓﻜﺮ – ﻳُ َ ﱢ‬
َ َ
ِ ِ ‫اﻟﻠﻬﻮ َ ﱠ‬
ِ ْ ‫ِﰲ ﱠ‬
oyun ve eğlencede :‫واﻟﻠﻌﺐ‬
ِ ‫ِﰲ ُ ﱠ‬
haramlarda :‫اﳌﺤﺮﻣﺎت‬
ََ
ِ ِ ْ ‫ـﺒﺬل ُﻗﺼﺎرى‬
tüm gücünü harcardı, elinden geleni yapardı :‫ﺟﻬﺪﻩ‬
َ َ
ُ َ َ ُ ُ َْ‫ﻛﺎن ﻳ‬
her gördüğünde :‫ﻛﻠﻤﺎ َرَأى‬
َ‫ُﱠ‬
ِ ‫ُﱠ‬
‫ﻘﻮم ِ ِﺑﻪ اِﺑـﻨﻪ‬
oğlunun yaptığı şeyi (şeyleri) her duyduğunda :ُُْ
‫ﲰﻊ َ ﱠ‬
ُ ُ ‫ﻋﻤﺎ ﻳَـ‬
َ َ ‫ﻛﻠﻤﺎ‬
َ
ِ ِ ِ َ ‫ﻻَ ِﻳﻐﻴﺐ‬
ِ ‫ذﻛﺮ‬
dilinden (ağzından) Zikrullah düşmeyen :‫اﷲ‬
ْ ُ َ
ُ ْ ‫ﻋﻦ ﻓﻴﻪ‬
َِ
ِ ِ َُ ‫ﻟﻜﻨﱠﻪُ ِﰲ‬
ancak o diğer taraftan :‫اﳌﻘﺎﺑﻞ‬
düşüncesiz, sorumsuz, güvenilmez :‫ـﻬﻮرون‬
َ ُ ‫ـﻬﻮر )ج( ُﻣﺘَ َ ﱢ‬
ٌ ‫ُﻣﺘَ َ ﱢ‬
dini ve sosyal vecibeler, görevler :ُ‫واﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻴﺔ‬
‫اﻟﺪﻳﻨﻴﺔُ َ ِ ْ ِ َ ِ ﱠ‬
‫اﻟﻮاﺟﺒﺎت ﱢ ِﱠ‬
ُ َِ َ
takva sahibi, dindar :ٌ‫ورع‬
َِ
ِ
vefalı, vefakar :ُ‫أوﻓﻴﺎء‬
َ ْ َ (‫َ ِوﰲﱞ )ج‬
ِ ِ ْ َ‫ـﻔﻜﺮ ِإﻻﱠ ِﰲ ﻧ‬
sadece kendisini düşünürdü :‫ـﻔﺴﻪ‬
ُ ‫َوﻻَ ﻳُ َ ﱢ‬
ِ ‫ﺗﻀ‬
ِ َ‫وﻻَ ﻳ ُـﻘﻮم ِإﻻﱠ َِﲟﺎ ﻳـﺮ‬
sadece Allah’ın razı olduğu şeyi (şeyleri) yapardı :ُ‫ﻴﻪ اﷲ‬
ُ َ َ
َْ
ِِ َ‫ﻀﺮب ﺑِﺜ‬
zenginliğiyle darbı mesel verilen :‫اﻷﻣﺜﺎل‬
ُ َ ْ َ ‫ـﺮوﺗﻪ‬
َ ْ ُ َ ْ ُ‫ﺗ‬
Özet
Beş ismin neler olduğunu sayabilmek
Beş isim şunlardır: sahip ‫ – ُذو‬ağız ‫ﻓﻢ‬
ٌَ –
ٌ َ – kayınpeder ‫ﺣﻢ‬
ٌ َ - erkek kardeş ‫أخ‬
baba ‫أب‬
ٌَ
Beş ismin i’rab özelliklerini açıklayabilmek
Beş isim, mütekellim yâ’sından başka bir zamir veya isme muzâf olduğunda
harekeler yerine harflerle i‘râb edilir. Ref halinde vav ile merfu‘: Kardeşin
geldi ‫أﺧﻮك‬
َ ُ َ ‫ﺟﺎء‬
ََ
90
Nasb halinde elif (‫ )ا‬ile mansûb: Kardeşini gördüm ‫أﺧﺎك‬
َ َ َ ‫أﻳﺖ‬
ُ َْ‫َر‬
Cer halinde ise yâ (‫ )ي‬ile mecrûr olur: Kardeşine uğradım ‫ﺑﺄﺧﻴﻚ‬
َ ِ َِ ‫ﻣﺮرت‬
ُ ْ ََ
Mütekellim yâ’sına muzâf olursa ref, nasb ve cer durumlarında irabı takdiri
olur.
ِ َِ ‫ﻣﺮرت‬
ِ َ ‫أﻳﺖ‬
ِ َ ‫ﺟﺎء‬
‫ﺑﺄﺧﻲ‬
ُ ْ َ َ – ‫أﺧﻲ‬
ُ َْ‫ َر‬- ‫أﺧﻲ‬
ََ
Beş ismin müfred, tesniye ve cemi kullanımlarını ayırt edebilmek
Beş isim herhangi bir isme muzâf olmadan kullanılırsa harekelerle i‘râb
edilir.
ٍ َِ ‫ﻣﺮرت‬
bir babaya uğradım ‫ﺑﺄب‬
ُ ْ َ َ – bir babayı gördüm ‫أﻳﺖ ًَأﺑﺎ‬
ُ َْ‫ َر‬- bir baba geldi ‫أب‬
ٌ َ ‫ﺟﺎء‬
ََ
Beş isim tesniye olarak kullanıldığında ref halinde elif (‫)ا‬, nasb ve cer halinde
yâ (‫ )ي‬harfleri ile i‘râb edilir.
ِ ‫ﺟﺎء أَﺑ‬
ِ ْ ََ‫أﻳﺖ أَﺑ‬
ِ ْ ََ‫ﺳﻠﻤﺖ َﻋﻠﻰ أَﺑ‬
‫ـﻮﻳﻦ‬
ُ َْ‫ َر‬/ ‫ـﻮان‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬/ ‫ـﻮﻳﻦ‬
ََ َ َ
Beş isim tesniye olarak bir isme muzâf olursa nunları düşer. ‫أﻳﺖ‬
ُ ْ َ‫ َر‬- ‫ـﻮاﻛﻤﺎ‬
َ ُ َ َ‫َﺟﺎءَ أَﺑ‬
‫ـﻮﻳﻜﻤﺎ‬
َ ُ ْ ََ‫أَﺑ‬
‫أب‬
ٌ َ ،‫ﺣﻢ‬
ٌ َ ،‫أخ‬
ٌ َ ،‫ﻓﻢ‬
ٌ َ isimleri çoğul olarak kullanıldıklarında harekelerle i‘râb
edilirler. ‫ ُذو‬ise cemi müzekker sâlim gibi ref halinde vav, nasb ve cer halinde
yâ ile i‘râb edilir.
ِ
ِ ْ ِ ‫ذوو‬
.‫اﻟﻌﻠﻢ‬
َ ُ ُ ْ َ ُ‫اﻵﺑﺎء‬
َ ُ ِ ُْ - .‫أﺳﺮﻫﻢ‬
َ َ ِ ‫ﻣﺴﺆوﻟﻮن‬
َ
ْ ِ َ ُ ‫ﲡﺎﻩ‬
ُ َ ‫ﺟﺎء‬
َ َ - .ٌ‫إﺧﻮة‬
َ ْ ِ ‫اﳌﺆﻣﻨﻮن‬
Beş ismin kullanım farklılıklarını tespit edebilmek
‫ ُذو‬ismi sadece isimlere muzâf olarak kullanılmaktadır. Zamirlere muzâf
olarak kullanımı yoktur. Ayrıca çoğulu da cemi müzekker salim şeklinde
olmaktadır.
‫أب‬
ٌ َ ،‫ﺣﻢ‬
ٌ َ ،‫أخ‬
ٌ َ ،‫ﻓﻢ‬
ٌ َ isimleri ise hem zamirlere hem de isimlere muzâf olarak
kullanılmaktadır. Bu isimlerin çoğulları ise mükesser cemi (kırık çoğul)
şeklinde olmaktadır.
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde beş ismin i‘râbı harfledir?
ِ َ ‫ َذﻫﺐ‬ ِ ْ َ ‫أﺧﻲ ِ َإﱃ‬
a. ‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
ََ
َ َ
ِ َ َ ‫ﺳﻠﻢ‬
b. ‫ﻷﺧﻴﻚ‬
َ ِ َ ِ ‫اﳋﻄﺎب‬
َ َ ‫ﻫﺬا‬
ْ ‫ َﱢ‬ ِ ْ َ ‫اﻹﺧﻮان ِﻣﻦ‬
c. ‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
َ َ َ ُ َ ْ ِ ‫رﺟﻊ‬
َ ََ
d. ‫اﻟﺼﺒﺎح؟‬
َ َْ‫ﻫﻞ َر‬
َ َ ‫أﻳﺖ َِأﰊ َﻫﺬا ﱠ‬
َْ
ِ ‫اﻟﻘﺮ‬
‫اﻹﺧﻮةُ ﱠ‬
e. ‫ﻳﺔ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔ‬
ََ
َْ َ ‫ََُ ِ َإﱃ‬
َ ْ ِ ‫ﻋﺎد‬
91
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde beş ismin i‘râbı harekeyledir?
ِ ُ‫رﺟﻊ َأﺑﻮ‬ ِ َ ‫ﻣﻦ ﱠ‬
a. ‫اﻟﺴﻔﺮ‬
ْ ُ َ ََ
َ ‫ﻛﻢ‬
b. ‫أﺧﻮاك؟‬
َ َ َ َ ‫ذﻫﺐ‬
َ ْ َ ‫ِ َإﱃ‬ َ َ َ ‫أﻳﻦ‬
ِ ْ َ ‫ﲝﻤﻴﻚ‬
c. ‫أﻣﺲ‬
َ ِ َ ِ ‫ﻣﺮرت‬
ُ ْ ََ
d. ‫ﻓﺎك‬
َ َ ‫ـﻔﺘﺢ‬
َ َ ‫ـﻠﺖ‬
ُ ْ ُ‫ﻗ‬
ْ َ ْ َ‫ﻟﻚ ﻻَ ﺗ‬
‫ِﱠ‬
e. ‫أوﻻدﻫﻢ‬
َ ‫اﻵﺑﺎء ُِ ﱡ‬
ْ ُ َ َ ْ َ ‫ﳛﺒﻮن‬
َ ‫إن‬
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde beş ismin kullanımı yanlıştır?
ِ َ َ ‫ﳛﺐ اﻟﻨﱠﺎس ُذو‬
a. ‫اﻷدب‬
‫ ُِ ﱡ‬ ُ
ِ
b. ‫ﲑا‬
َ َ
َُ َُ ‫ﻛﺎن‬
ُ َ ‫أﺑﻮﳘﺎ‬
ً ‫رﺟﻼً َﻓﻘ‬
ِ‫أﺧﺎك ِﰲ َ ﱠ‬
c. ‫اﳌﺤﻄﺔ‬
َ َ َ ‫أﻳﺖ‬
ُ َْ‫َر‬
َ
ِ
d. ‫ﲪﻴﻚ؟‬
َ َِ ُ‫ﻣﻬﻨﺔ‬
َ ْ ‫َﻣﺎ‬
ِ ِ‫ﻓَ َـﺘﺢ اﳌَِﺮﻳﺾ َﻓﺎﻩُ َأﻣﺎم ﱠ‬
e. ‫اﻟﻄﺒﻴﺒﺔ‬
ُ
ََ
َ
َ
4. Beş isim ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
a. Mütekellim yâ’sına muzâf olurlarsa i’rabları takdîri olur .
b. Tesniye olarak kullanıldıklarında ref durumları elif ile olur.
c. Cemi olarak kullanıldıklarında hepsinin i’rabları harekelerle olur.
d. ‫ ُﻓﻮ‬ismi ‫ﻓﻢ‬
ٌ َ şeklinde mim harfiyle de kullanılır.
e. Muzâf olarak kullanılmadıklarında i’rabları harekelerle olur.
5. Beş isimden hangisi sadece isimlere muzâf olarak kullanılmaktadır?
a. ‫ُأﺑﻮ‬ b.‫أﺧﻮ‬
ُ َ c.‫ُذو‬ d. ‫ﲪﻮ‬
َُ
e. ‫ُﻓﻮ‬
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. b
Yanıtınız doğru değilse, “Beş İsmin Muzâf Olarak Kullanılması”
konusunu yeniden okuyunuz.
2. e
Yanıtınız doğru değilse, “Beş İsmin Cemi Olarak Kullanılması”
konusunu yeniden okuyunuz.
3. a
Yanıtınız doğru değilse, “Beş İsmin Nasb Hali” konusunu yeniden
okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse, “Beş İsmin Cemi Olarak Kullanılması”
konusunu yeniden inceleyiniz.
5. c
Yanıtınız doğru değilse, “Beş İsmin Muzâf Olarak Kullanılması”
konusunu yeniden okuyunuz.
92
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ُ‫ﲪﻮﻩ‬
َُ mübtedadır. Vav ile merfu‘dur.
‫أﺧﻮك‬
َ ُ َ fâildir. Vav ile merfu‘dur.
ِ َ ‫ﱠﺎن‬
.ٌ‫ﺷﻬﲑ‬
ٌ ‫ﲪﻮﻩُ ﻓَـﻨ‬
ُ َ .1
ِ ْ َ َ‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
.‫أﻣﺲ‬
َ ُ َ ‫ﻀﺮ‬
َ َ ْ َ ‫أﺧﻮك‬
ْ ُ ‫ َﱂْ َْﳛ‬.2
.‫ـﻘﺎﻋﺪ‬
ٌ ِ َ َ‫إﻣﺎم ُﻣﺘ‬
َ ُ َ .3
ٌ َ ِ ‫أﺑﻮﻧﺎ‬
‫أﺑﻮﻧﺎ‬
َ َُ mübtedadır. Vav ile merfu‘dur.
ٍ ِ َ ‫ـﺮوة‬
ٍ
.‫ﻛﺒﲑة‬
‫ َ ِ ﱞ‬.4
َ َ ْ َ‫ﻋﻠﻲ ُذو ﺛ‬
‫ ُذو‬haberdir. Vav ile merfu‘dur.
Sıra Sizde 2
1. ‫ﲪﺎك‬
َ ََ mef'ûl, elif ile mansûb.
2. ‫ َذا‬kâne’nin haberinin sıfatı, elif ile mansûb.
3. ‫ ََأﺑﺎ‬kâne’nin haberi, elif ile mansûb.
4. ‫ﻓﺎﻫﺎ‬
َ َ inne’nin ismi, elif ile mansûb.
5. ‫أﺧﺎك‬
َ َ َ mef'ûl, elif ile mansûb.
6. ‫ َذا‬kâne’nin haberi, elif ile mansûb.
Sıra Sizde 3
ِ َ ‫أﺻﻐﺮ ِﻣﻦ‬
.‫أﺧﻲ‬
َ ُ َ .1
ْ ُ َ ْ َ ‫أﺧﻮك‬
‫أﺧﻮك‬
َ ُ َ mübtedadır. Vav ile merfu‘dur.
‫أﺑﻴﻚ‬
َ َِ harfi cerle mecrûrdur. Cer alameti yâ’dır.
‫ﲪﻮك‬
َ َُ fâildir. Vav ile merfu‘dur.
‫ﻓﻴﻚ‬
َ ِ harfi cerle mecrûrdur. Cer alameti yâ’dır.
‫ﱢ‬
.‫أﺑﻴﻚ‬
َ َ ‫ﻳﺴﻠﻢ‬
َ َِ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ َ ُ ‫ َِأﰊ‬.2
ِ ‫ﻫﺬﻩ اﻟﺜﱠ‬
ِ ِ ‫ﻋﻠﻰ‬
.‫ـﺮوة‬
َ َُ ‫ﺣﺼﻞ‬
َ ْ َ .3
َ َ َ ‫ﲪﻮك‬
َْ
َ َ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
ِ
.‫ﻓﻴﻚ‬
َ ِ ‫أﺧﺮج َﻣﺎ ِﰲ‬
ْ ِ ْ َ !‫ َﻳﺎ َأﺧﻲ‬.4
Sıra Sizde 4
1. ‫ َِأﰊ‬fâildir. Mütekellim yâ’sına muzâf olduğu için takdîri zamme ile
merfu‘dur.
2. ُ‫إﺧﻮاﻧﻪ‬
َ َ ْ ِ mef'ûldür. Mansûbdur. Mükesser cemî olduğu için nasb alameti
fethadır.
3. ‫أﺧﻮك‬
َ ُ َ mübtedadır. Vav ile merfu‘dur.
ِ َ َ kâne’nin ismi. Tesniye olduğu için elif ile merfu.
4. ‫اﻷﺧﻮان‬
َ
93
5. ‫ﲪﻮﻳﻜﻤﺎ‬
َ ُ ْ َََ inne’nin ismi. Tesniye olduğu için yâ ile mansûb.
ٍ َ ‫ َذا‬mef'ûldür. Elif ile mansûb.
6. ‫ﻣﺎل‬
7. ُ‫ َُأﺑﻮﻩ‬mübtedadır. Vav ile merfu‘dur.
ِ ‫ذوي اﳊ‬
ِ َ mef'ûldür. ‫ ُذو‬isminin çoğulu, cemi müzekker sâlim gibi irab
8. ‫ﺎﺟﺎت‬
ََ
edildiği için yâ ile mansûbdur.
Yararlanılan Kaynaklar
Çörtü, M. M. (2009), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
Talu, M. (1986), Sarf İlmi-Nahiv İlmi, Kayseri.
Güler, İ. Günday H., Şahin, Ş. (2001), Arapça Dilbilgisi, İstanbul.
94
95
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Zamirler ve çeşitleri hakkında bilgi sahibi olacak,
•
Merfu‘ ve mansûb munfasıl zamirleri tanıyacak,
•
Merfu‘, mansûb ve mecrûr muttasıl zamirleri tanıyacak,
•
Müstetir zamirleri tespit edebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Zamir
•
Munfasıl zamir
•
Muttasıl zamir
•
Müstetir zamir
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçedeki zamirler ve kullanılışları hakkında araştırma yapınız.
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv adlı kitabından Zamirler
konusunu okuyunuz.
96
Zamirler
ِ ‫َ ﱠ‬
‫اﻟﻀﻤﺎﺋﺮ‬
ُ َ
GİRİŞ
Türkçemizde olduğu gibi Arapçada da düşüncelerimizi anlatırken isimleri
sıklıkla kullanırız. Cümleler peş peşe sıralanırken aynı ismi sürekli
tekrarlamamız halinde dikkat çekici bir anlatım bozukluğu meydana gelir. Bu
yüzden aynı isimden tekrar bahsetmek istediğimizde aynen söylemek yerine
onun yerini tutan bir başka kelimeye yer veririz. Örneğin Türkçemizde “Ali
geldi. Onu çok neşeli gördüm. Sınavı iyi geçmişti.” şeklinde bir anlatımı
benimser “Ali geldi. Ali’yi çok neşeli gördüm. Ali’nin sınavı çok iyi
geçmişti.” şeklinde söylemeyiz. Aynı durum Arapça için de geçerlidir.
Türkçemizde bu tür bir kullanıma sahip “ismin yerini geçici olarak tutabilen,
isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı eklere” zamir (adıl)
denilmektedir. Arapça dilbilgisinde ise zamir “ismin yerini turan marife
kelimelerdir” şeklinde tanımlanmaktadır. ( ،‫ ﻛﻤﺎ‬،‫ ك‬،‫ إﻳﺎﻛﻢ‬،‫ إﻳﺎﻛﻤﺎ‬،‫إﻳﺎك‬
َ ،‫ ﻫﻢ‬،‫ ﳘﺎ‬،‫ﻫﻲ‬
،‫ﻛﻢ‬... ) vb. kelimeler zamirdirler.
Türkçemizde zamirler; kişi (şahıs) zamirleri, işaret (gösterme) zamirleri,
belgisiz zamirler, soru zamirleri, ilgi zamiri, iyelik zamiri vb. çeşitlere
ayrıldığı gibi Arapçada da çeşitli kısımlara ayrılmaktadır. Arapçada bir zamir
için en önemli ayırım ölçütü kendinden önceki kelimeye bitişik yazılıp
yazılmadığıdır. Buna göre kendisinden önceki kelimeden ayrı olarak yazılan
zamirler munfasıl, bitişik yazılanlara da muttasıl zamirler denilmektedir. Her
iki grup da kendi arasında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına
ayrılmaktadır.
Arapçadan Türkçeye doğru bir çeviri
kelimenin yerini tuttuğunun tespit edilmesi
belirlenemezse yapılan çeviri de yanlış
öğrenenlerin zamirler hakkında da yeterli
gereklidir.
yapabilmek için zamirin hangi
son derece önemlidir. Bu doğru
olacaktır. Bu açıdan Arapça
bilgiye sahip olmaları mutlaka
Türkçe dilbilgisinde zamir kullanımı ile
www.turkceciler.com adresine başvurabilirsiniz.
ilgili
bilgi
almak
için
OKUMA PARÇASI
‫ﻃﺎﺋﺮة‬
ً َِ ‫ـﻌﺖ‬
ُ ْ َ‫ﺻﻨ‬
َ
ِ ّ ‫ﺣﺼﺔ‬
ِ ِ ‫ﻠﻤﺖ اﻟْﻴـﻮم ِﰲ‬
ِ َْ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
ِ ‫ﻃﺎﺋﺮة ِﻣﻦ اﻟ‬
ِ َ َ ‫ْﻮرق َواﻟ‬
.‫ْﻘﺼﺐ‬
‫اﻟﻨﺸﺎط اﻟ َ ﱢ‬
َ ْ َ ‫ْﻔﲏ‬
ّ
َ ْ َ ُ ْ ّ ‫ﺗَ َـﻌ‬
ُ
َ َ َ ً َ ‫أﺻﻨﻊ‬
97
‫ﻋﺪت إﱃ اﻟ ْ ِ ِ‬
‫وﺷﺮﻋﺖ ِﰲ اﻟ َ َ ِ‬
‫ـﺰوﻳﺖ ِﰲ ُرْ ٍ‬
‫ﻧﻈﻔﺖ‬
‫ﻓﺄﺣﻀﺮت َ َ َ ً‬
‫وأوَر ًاﻗﺎ ُ َ ّ َ‬
‫ْﻤﻨﺰل‪ُ ْ َ ْ ََ ،‬‬
‫ُْ ُ‬
‫ﻛﻦ‪ُ ْ َ َ َ ،‬‬
‫وﺧﻴﻄﺎ‪ُ ،‬ﰒّ اﻧْ َ َ ْ ُ‬
‫ْﻌﻤﻞ‪ُ ّْ َ .‬‬
‫ﻣﻠﻮﻧﺔً َ َ ْ‬
‫ﻗﺼﺒﺔ‪ْ َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﻠﻮﻧﺔَ إﱃ ﻣﺜَ ّـﻠﺜﺎتٍ‬
‫ﻗﺴﻤﺘﻬﺎ إﱃ َ َ‬
‫ْﻮﺳﻂ ُ َ َ َ ً‬
‫ﻗﺼﺼﺖ ْأوراﻗﻲ اﻟ ُ َ ّ َ‬
‫ﻣﺘﻘﺎﻃﻌﺔ‪ ،‬ﰒ َ َ ْ ُ‬
‫أﺟﺰاء‪َ ،‬رَ ُْ‬
‫ْﻘﺼﺒﺔَ‪ُ ،‬ﰒّ َ ﱠ ْ ُ‬
‫ﺛﻼﺛﺔ ْ‬
‫اﻟ َ ََ‬
‫ُ‬
‫ﻣﻦ اﻟ َ َ‬
‫ﺑﻄﺘﻬﺎ َ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ْﺼﻘﺖ اﻟْﻤﺜَ ّ ِ‬
‫ﻫﻴﻜﻞ َّ َِ‬
‫ـﻴﺖ ِﲞَْﻴﻂ َ ِ ٍ‬
‫ـﻠﺜﺎت ﻋﻠﻰ َ ْ َ ِ‬
‫ﻃﻮﻳﻞ‬
‫اﺋﻂ‬
‫اﻟﺸﺮ ِ َ‬
‫وﺷﺮ ِ َ‬
‫ـﻠﺖ ّ‬
‫ََ‬
‫ْ‬
‫ﻓﻜﺎﻧﺖ َﳍﺎ َزْﻳﻼ‪ ،‬وأﺧﲑا أَﺗَ ْ ُ‬
‫ﻃﻴﺎرﰐ‪َ ،‬وﻓَـﺘَ ْ ُ‬
‫اﺋﻂ‪ ،‬أَﻟ َ ْ ُ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻨﻬﺎ‬
‫ﺟﺰءا‬
‫ﻟﻔﻔﺖ‬
‫ﺣﻮل َرﻗَ َِـﺒﺘﻬﺎ‪.‬‬
‫ََ ْ ُ ُ ْ ْ َ ْ َ‬
‫اﳉﻮ‪ ،‬ﻓَ َ ِ‬
‫ـﻘﻠﺖ ِﰲ ﻧَ ْ ِ‬
‫ـﻘﺪر ﻋﻠﻰ اﻟﻄّﲑ ِ‬
‫ﺧﻠﻒ اﻟ ْ ِ ِ‬
‫وأﻃﻠﻘﺖ َِِ‬
‫أﻳﻜﻮن‬
‫ـﻔﺴﻲ‪ُ ََ :‬‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ ِﰲ َْﱢ‬
‫ان‪ .‬ﻓَ ُ ْ ُ‬
‫ْﻤﻨﺰل‪ُ ْ َ ْ َ ،‬‬
‫ََ ْ ُ‬
‫َ‬
‫ـﻠﻢ ﺗَ ْ ْ‬
‫ْ‬
‫ﺧﺮﺟﺖ َ ْ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺪ ﻣﻨَـﻌﻬﺎ ِﻣﻦ ﱡ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻌﻮد؟‬
‫اﻟﺜﻘﻴﻞ‬
‫ُْ‬
‫ﺟﺴﻤﻬﺎ ّ ُ َ ْ َ َ َ‬
‫ﺗﺪﻓﻊ ّ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳍﻮاﺋﻴﺔُ ِﻫﻲ ِّ‬
‫أﻋﻠﻰ"‪.‬‬
‫وﺗﺬﻛﺮت ﻣﺎ َ‬
‫ْﻮرﻗﻴﺔَ إﱃ ْ‬
‫ََ َ ّ ْ ُ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟ َ َ ّ‬
‫ْﻘﻮةُ َْ ّ‬
‫اﻟﱵ َ ْ َ ُ‬
‫ْﻤﻌﻠﻢ‪" :‬اﻟ ُ ّ‬
‫َ‬
‫ﻗﺎل ﻟَﻨﺎ اﻟ ُ َ ّ ُ‬
‫ﺗَ َﱠ ﱡ ِ‬
‫أرﺧﻴﺖ ﳍﺎ اﻟ ِ َ ِ ِ‬
‫اﳉﻮ ً ِ‬
‫وأرﺳﻠﺖ َِِ‬
‫ﺣﱴ‬
‫ﻣﻬﺐ اﻟ ّﺮ ِ‬
‫ﻣﻦ َ َ ﱢ‬
‫ﲢﻠﻖ‪ُ ْ َ ْ ،‬‬
‫ﻳﺢ‪ُ ْ َ ْ َ ،‬‬
‫ﺛﺎﻧﻴﺔً ِﻓﺈذا ِ ﺎ َُﱢ ُ‬
‫ْﻌﻨﺎن َﻗﻠﻴﻼ َﻗﻠﻴﻼ ّ‬
‫ﻣﺮة َ‬
‫ـﺜﺒﺖ ْ‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ إﱃ َْﱢ َ ّ‬
‫ﲣﺘﻨﻖ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺬﻳﻠﻬﺎ إذا اﻟَ ﱠ‬
‫ﺣﻮﳍﺎ‪.‬‬
‫ْﺘﻒ َ ْ َ‬
‫ﺷﻴﺌﺎ‪ ،‬أو َ َِْ َ‬
‫ﻄﺢ ﺑَِﺮأﺳﻬﺎ َ ْ‬
‫ﻻ ﺗَْـﻨ َ َ‬
‫ِ ِ‬
‫أرﻗﺐ ِ ِ ِ‬
‫ﺳﺎﺣﺒﺔً وراءﻫﺎ َذﻳﻼ‪ ،‬ز َ ْ ِ‬
‫أﺷﻌﺔُ ّ ْ ِ‬
‫وﲨﺎﻻ‪.‬‬
‫ﻟﻤﻌﺎﻧﺎ َ َ‬
‫ْﻮاﻧﻪُ َ َ ً‬
‫اﻟﺸﻤﺲ أَﻟ َ‬
‫ادت َ ّ‬
‫اﻟﺴﻤﺎء َ َ َ ْ‬
‫وﻫﻲ ََْ ُ‬
‫ﲤﺮح ِﰲ ّ‬
‫ﻫﺎ أﻧﺎ َ ْ ُ ُ َ‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺣﻴﻨﺎ ﺗَ ْ ِ‬
‫ﺧﺎﻃﺒﺘﻬﺎ ﻗﺎﺋﻼ‪:‬‬
‫وﻟﻜﻦ َْْ َ‬
‫ﻣﻦ َﺟﺪﻳﺪ ﺗُﺮ ُ‬
‫ﻳﺪ ﱡ َ‬
‫ﺗﺴﺒﺢ‪ً َ ،‬‬
‫اﳋﻴﻂ ﳝَْﻨَ ُـﻌﻬﺎ‪َُْ .‬‬
‫ـﺮﻓﻊ َرأْ َﺳﻬﺎ ْ‬
‫ـﻬﻮي ﻟﺘَ ْ َ َ‬
‫اﻟﺼﻌﻮد‪ّ َ َ ،‬‬
‫ﺣ ْﻴ ًـﻨﺎ َ ْ َ ُ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫اﻵن َ ِ‬
‫وأﺧﺬت َ ِ‬
‫ﺣﻴﺚ ِ ْ ََْ ِ‬
‫ﻛﻔﺎك َِِ‬
‫ﺣﱴ‬
‫" َ‬
‫ﻣﻦ َ ْ ُ‬
‫اﻷرض َﻗﻠﻴﻼ ّ‬
‫اﻧﻄﻠﻘﺖ" َ َ ْ ُ ْ‬
‫وﻣﺮﺣﺎ‪َّ ،‬‬
‫أﺟﺬ ُ ﺎ إﱃ ْ‬
‫ﻫﻴﺎ ُﻋﻮدي ْ‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ َْﳍﻮا َ َ َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﻌﺎدة‪ِ.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺣﻄﺖ ﻋﻠﻰ ﺑُ ْـﻌﺪ ُ ُ‬
‫َﱠْ‬
‫ﻏﺎﻳﺔ ﱠ َ‬
‫ﺧﻄﻮات ّ‬
‫ﻣﲏ‪ ،‬وأﻧﺎ ِﰲ َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺔُ اﻟ َ ﱢ ِ‬
‫اﻟﻨﺺ؟‬
‫ْﻤﺘﺤﺪث ﰲ ﱢ‬
‫‪ .1‬ﻣﺎ ْ َ ُ َ‬
‫ـﻮم؟‬
‫ـﻌﻠﻢ اﻟﻴَ ْ َ‬
‫‪ .2‬ﻣﺎذا ﺗَ َ ّ َ‬
‫أي ِ ٍ‬
‫ـﻌﻠﻢ؟‬
‫‪ .3‬ﰲ ﱢ ّ‬
‫ﺣﺼﺔ ﺗَ َ ّ َ‬
‫ـﻌﺪ ِْ ِ‬
‫اﳊﺼﺔ؟‬
‫ـﻌﻞ ﺑَ ْ َ ّ‬
‫‪ .4‬ﻣﺎذا ﻓَ َ َ‬
‫ْﻮرﻗﻴﺔ؟‬
‫ﺻﻨﻊ َِ َ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟ َ َ ِّ َ‬
‫‪ .5‬ﻛﻴ َ‬
‫ﻒ ََ َ‬
‫اﻧﺘﻬﺎﺋﻪ ِﻣﻦ ْ ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻌﺪ ِْ ِِ‬
‫اﻟﻮرﻗﻴﺔ؟‬
‫ـﻌﻞ ﺑَ ْ َ‬
‫ﺻﻨﻊ اﻟﻄﺎﺋﺮة َ َ ّ‬
‫ْ ُ‬
‫‪ .6‬ﻣﺎذا ﻓَ َ َ‬
‫ان ِﰲ اﻟ ِ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮةُ اﻟﻮرﻗﻴﺔُ ﻋﻠﻰ اﻟﻄﲑ ِ‬
‫ﻗﺪرت ّ ِ‬
‫ْﻤﺮة اﻷوﱃ؟‬
‫ََ ّ‬
‫‪ .7‬ﻫﻞ َ َ َ‬
‫َّ‬
‫ْﻤﺘﺤﺪث ﻋﻨﺪﻣﺎ ﱂ ﺗَ ْ ِ‬
‫ـﻘﺪر اﻟﻄﺎﺋﺮةُ اﻟﻮرﻗﻴﺔُ ﻋﻠﻰ اﻟﻄﲑ ِ‬
‫ان؟‬
‫‪ .8‬ﻣﺎذا ﻓﻌﻞ اﻟ ُ َ َ ﱢ ُ‬
‫َ‬
‫ّ‬
‫ان ﰲ اﻟ ِ‬
‫ْﻤﺮة ِ ِ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮةُ اﻟﻮرﻗﻴﺔُ ﻋﻠﻰ اﻟﻄﲑ ِ‬
‫ﻗﺪرت ِ‬
‫اﻟﺜﺎﻧﻴﺔ؟‬
‫ّ‬
‫‪ .9‬ﻛﻴﻒ َ َ َ‬
‫ّ‬
‫ِ‬
‫ﻛﻴﻒ ِ ِ‬
‫اﳉﻮ؟‬
‫ْﻮرﻗﻴﺔُ ﰲ َْﱢ‬
‫‪َ .10‬‬
‫ﻛﺎﻧﺖ اﻟﻄﺎﺋﺮةُ اﻟ َ ّ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫اﺳﺘﻄﺎع‪َ َ َ ،‬‬
‫ﻗﻄﻊ(‬
‫أرﺳﻞ‪ ،‬ﻓَ ْـﻮق‪َ ،‬ﺟ ﱠﺰَأ‪َ َْ ،‬‬
‫ﺳﺤﺐ‪َ َ َ ،‬‬
‫)ﻓَ ّ َ‬
‫رﺟﻊ‪َ َ َ ،‬‬
‫ﺑﺪأ‪َ َ َ ،‬‬
‫ـﺘﺶ‪َ َ َ ،‬‬
‫ﺻﺪم‪َ َ ْ َ ،‬‬
‫ﻋﺪت إﱃ اﻟ ْ ِ ِ‬
‫ْﻤﻨﺰل‪.‬‬
‫‪ُ ْ ُ .1‬‬
‫َ‬
‫‪ 98‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﺷﺮﻋﺖ ِﰲ اﻟ َ َ ِ‬
‫ْﻌﻤﻞ‪.‬‬
‫‪ُ ْ َ َ .2‬‬
‫ﻗﺴﻤﺘﻬﺎ إﱃ َ َِ‬
‫أﺟﺰ ٍاء‪.‬‬
‫‪ُ .3‬ﰒّ َ ﱠ ْ ُ‬
‫ﺛﻼﺛﺔ ْ‬
‫‪ِ ُ ْ َ .4‬‬
‫ْﻤﻠﻮﻧﺔََ إﱃ ﻣﺜَ ّ ٍ‬
‫اﺋﻂ‪.‬‬
‫وﺷﺮ ِ َ‬
‫ـﻠﺜﺎت َ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﻗﺼﺼﺖ ْأوراﻗﻲ اﻟ ُ َ ّ‬
‫أﻃﻠﻘﺖ َِِ‬
‫اﳉﻮ‪.‬‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ ِﰲ َْﱢ‬
‫‪ُ َْ ْ .5‬‬
‫ِ‬
‫ـﻘﺪر ﻋﻠﻰ اﻟﻄّﲑ ِ‬
‫ان‪.‬‬
‫َ‬
‫‪َ .6‬ﱂْ ﺗَ ْ ْ‬
‫ﺗﺪﻓﻊ ّ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳍﻮاﺋﻴﺔُ ِﻫﻲ ِّ‬
‫أﻋﻠﻰ‪.‬‬
‫ْﻮرﻗﻴﺔَ إﱃ ْ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟ َ َ ّ‬
‫ْﻘﻮةُ َْ ّ‬
‫اﻟﱵ َ ْ َ ُ‬
‫‪ .7‬اﻟ ُ ّ‬
‫َ‬
‫‪ .8‬ﺗََﱠ ﱡ ِ‬
‫ﻳﺢ‪.‬‬
‫ﻣﻬﺐ اﻟ ّﺮ ِ‬
‫ﻣﻦ َ َ ﱢ‬
‫ـﺜﺒﺖ ْ‬
‫أرﺧﻴﺖ ﳍﺎ اﻟ ِ َ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺷﻴﺌﺎ‪.‬‬
‫‪ُ ْ َ ْ .9‬‬
‫ْﻌﻨﺎن َﻗﻠﻴﻼ َﻗﻠﻴﻼ ّ‬
‫ـﻨﻄﺢ ﺑَِﺮأﺳﻬﺎ َ ْ‬
‫ﺣﱴ ﻻ ﺗَْ َ َ‬
‫ـﻌﺪ ُ ُ ٍ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺣﻄﺖ ﻋﻠﻰ ﺑ ِ‬
‫أﺧﺬت َ ِ‬
‫ﻣﲏ‪.‬‬
‫ﺣﱴ َ ﱠ ْ‬
‫ُْ‬
‫اﻷرض َﻗﻠﻴﻼ ّ‬
‫‪ْ ُ ْ َ .10‬‬
‫ﺧﻄﻮات ّ‬
‫أﺟﺬ ُ ﺎ إﱃ ْ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻛﺜﲑ‪ِ َ ِ ،‬‬
‫ـﺰل‪ِ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫وﺳﺦ(‬
‫أﺳﻔﻞ‪ ،‬ﻧَ َ َ‬
‫) َْ‬
‫ﺟﻬﻞ‪َ َ ْ َ ،‬‬
‫أﻣﺴﻚ‪ّ َ ،‬أول‪َ ّ َ ،‬‬
‫َ‬
‫ﻧﺴﻲ‪َ ،‬ﺧﻔﻴﻒ‪َ َ ،‬‬
‫ﺣﺰن‪َ َ ،‬‬
‫ﺣﺼﺔ ا ّ ِ‬
‫ـﻌﻠﻤﺖ اﻟْﻴـﻮم َﰲ ِ ِ‬
‫ﻛﻴﻒ َ َْ ِ‬
‫ﻃﺎﺋﺮة ِﻣﻦ اﻟ ِ‬
‫ْﻮرق َواﻟ َ َ ِ‬
‫ْﻘﺼﺐ‪.‬‬
‫ﻟﻨﺸﺎط اﻟ َ ﱢ‬
‫ْﻔﲏ َ ْ َ‬
‫ّ‬
‫‪ .1‬ﺗَ َ ّ ْ ُ َ ْ َ‬
‫ُ‬
‫أﺻﻨﻊ َ ً َ َ َ‬
‫ْﻤﻌﻠﻢ‪.‬‬
‫وﺗﺬﻛﺮت ﻣﺎ َ‬
‫‪ُ ْ ّ َ َ َ .2‬‬
‫ﻗﺎل َﻟﻨﺎ اﻟ ُ َ ّ ُ‬
‫ْﻘﺼﺒﺔَ‪.‬‬
‫‪ُ ّْ َ .3‬‬
‫ﻧﻈﻔﺖ اﻟ َ ََ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﺖ ِ َ ٍ‬
‫ﲞﻴﻂ َ ِ ٍ‬
‫ﻃﻮﻳﻞ‪.‬‬
‫‪ .4‬أﺧﲑا أَﺗَ ْ ُ ْ‬
‫أﻃﻠﻘﺖ َِِ‬
‫اﳉﻮ‪.‬‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ ِﰲ َْﱢ‬
‫‪ُ َْ ْ .5‬‬
‫ِ‬
‫ﻗﺪ ﻣﻨَـﻌﻬﺎ ِﻣﻦ ﱡ ِ‬
‫‪ِ ُ َ .6‬‬
‫اﻟﺼﻌﻮد؟‬
‫َ‬
‫أﻳﻜﻮن ْ ُ‬
‫اﻟﺜﻘﻴﻞ َ ْ َ َ َ‬
‫ﺟﺴﻤﻬﺎ ّ ُ‬
‫ﺗﺪﻓﻊ ّ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳍﻮاﺋﻴﺔُ ِﻫﻲ ِّ‬
‫أﻋﻠﻰ‪.‬‬
‫ْﻮرﻗﻴﺔَ إﱃ ْ‬
‫اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟ َ َ ّ‬
‫ْﻘﻮةُ َْ ّ‬
‫اﻟﱵ َ ْ َ ُ‬
‫‪ .7‬اﻟ ُ ّ‬
‫َ‬
‫ْﻌﻨﺎن َِ‬
‫ﻗﻠﻴﻼ َِ‬
‫ﻗﻠﻴﻼ‪.‬‬
‫أرﺧﻴﺖ ﳍﺎ اﻟ ِ َ‬
‫‪ُ ْ َ ْ .8‬‬
‫ِ‬
‫أرﻗﺐ ِ ِ ِ‬
‫اﻟﺴﻤﺎء‪.‬‬
‫وﻫﻲ ََْ ُ‬
‫ﲤﺮح ِﰲ ّ‬
‫‪ .9‬ﻫﺎ أﻧﺎ َ ْ ُ ُ َ‬
‫ﻃﺎﺋﺮﰐ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺣﻴﻨﺎ ﺗَ ْ ِ ِ‬
‫ـﺮﻓﻊ رأْﺳﻬﺎ ِﻣﻦ ِ ٍ‬
‫ﺟﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫ﺗﺴﺒﺢ‪ً َ ،‬‬
‫ـﻬﻮي ﻟﺘَ ْ َ َ َ َ ْ َ‬
‫‪ .10‬ﺣ ْﻴ ًـﻨﺎ َ ْ َ ُ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫وﺧﻴﻄﺎ‪.‬‬
‫ﻓﺄﺣﻀﺮت َ ََ ً‬
‫‪ُ ْ َ ْ َ َ .1‬‬
‫ﻣﻠﻮﻧﺔًَ َ َ ْ‬
‫ﻗﺼﺒﺔ‪ْ َ َ ،‬‬
‫وأوَر ًاﻗﺎ ُ َ ّ‬
‫ﻗﺴﻤﺘﻬﺎ إﱃ َ َِ‬
‫أﺟﺰ ٍاء‪.‬‬
‫‪ُ .2‬ﰒّ َ ﱠ ْ ُ‬
‫ﺛﻼﺛﺔ ْ‬
‫‪ .3‬ﰒ َ ْ ُ ِ‬
‫ْﻤﻠﻮﻧﺔََ إﱃ ﻣﺜَ ّ ٍ‬
‫اﺋﻂ‪.‬‬
‫ـﻠﺜﺎت َو َﺷﺮ ِ َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﻗﺼﺼﺖ ْأوراﻗﻲ اﻟ ُ َ ّ‬
‫‪ .4‬زا َ ْ ِ‬
‫أﺷﻌﺔُ ّ ْ ِ‬
‫وﲨﺎﻻ‪.‬‬
‫ﻟﻤﻌﺎﻧﺎ َ َ‬
‫اﻟﺸﻤﺲ أَﻟْﻮاﻧَﻪُ َ َ ً‬
‫دت َ ّ‬
‫ـﻌﺪ ُ ُ ٍ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﺣﻄﺖ ﻋﻠﻰ ﺑ ِ‬
‫وأﺧﺬت َ ِ‬
‫ﻣﲏ‪.‬‬
‫ﺣﱴ َ ﱠ ْ‬
‫ُْ‬
‫اﻷرض َﻗﻠﻴﻼ ّ‬
‫‪ْ ُ ْ َ َ .5‬‬
‫ﺧﻄﻮات ّ‬
‫أﺟﺬ ُ ﺎ إﱃ ْ‬
‫‪ 99‬‬
‫‪ ‬‬
5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.
ِ ّ ‫ﺣﺼﺔ‬
ِ ِ ‫ـﻌﻠﻤﺖ اﻟْﻴـﻮم ِﰲ‬
.‫ﻃﺎﺋﺮة‬
‫اﻟﻨﺸﺎط اﻟ َ ﱢ‬
ً َِ ‫أﺻﻨﻊ‬
َ ْ ‫ْﻔﲏ َﻛ‬
ّ
َ ْ َ ُ ْ ّ َ َ‫ ﺗ‬.1
ُ َْ َ ‫ﻴﻒ‬
ٍ ْ‫ـﺰوﻳﺖ ِﰲ ُر‬
.‫ﻛﻦ‬
ُ ْ َ َ ْ‫ ُﰒّ اﻧ‬.2
‫اﺋﻂ‬
.‫ﻓﻜﺎﻧﺖ َﳍﺎ َزْﻳﻼ‬
َ ِ ‫اﻟﺸﺮ‬
ّ ‫ـﻠﺖ‬
ْ
ُ ْ َ‫ ﻓَـﺘ‬.3
ِ ِ ْ ‫ﺧﻠﻒ اﻟ‬
.‫ْﻤﻨﺰل‬
ُ ْ َ َ .4
َ َ ْ َ ‫ﺧﺮﺟﺖ‬
َِ ‫ﻗﻠﻴﻼ‬
َِ ‫ْﻌﻨﺎن‬
.‫ﻗﻠﻴﻼ‬
َ ِ ‫أرﺧﻴﺖ ﳍﺎ اﻟ‬
ُ ْ َ ْ .5
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ِ َ َ‫ ﻓ‬،‫اﳉﻮ‬
ِ ‫ـﻘﺪر ﻋﻠﻰ اﻟﻄّﲑ‬
ِ ِ ْ ‫ﺧﻠﻒ اﻟ‬
َِِ ‫وأﻃﻠﻘﺖ‬
(.‫ان‬
ُ ْ َ ْ َ ،‫ْﻤﻨﺰل‬
ُ ْ َ ‫)َﺧ‬
َ
ْ ْ َ‫ـﻠﻢ ﺗ‬
ْ ‫ﻃﺎﺋﺮﰐ ِﰲ َْﱢ‬
َ َ ْ َ ‫ﺮﺟﺖ‬
a. Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı bıraktım. Havaya uçtu.
b. Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Ne yazık ki
uçamadı.
c. Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı bıraktım. Fakat uçamadı.
d. Evin arka tarafına çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Fakat uçamadı.
e. Arka tarafa çıktım ve uçurtmamı havaya bıraktım. Fakat uçamadı.
ِ ِ ْ ‫ﻋﺪت إﱃ اﻟ‬
ِ َ َ ‫وﺷﺮﻋﺖ ِﰲ اﻟ‬
ٍ ْ‫ـﺰوﻳﺖ ِﰲ ُر‬
(‫ْﻌﻤﻞ‬
ً ََ َ ‫ﻓﺄﺣﻀﺮت‬
َ ّ َ ُ ‫وأوَر ًاﻗﺎ‬
ُ ْ َ ْ ََ ،‫ْﻤﻨﺰل‬
ُ ُْ)
ُ ْ َ َ َ ،‫ﻛﻦ‬
ُ ْ َ َ ْ‫ ُﰒّ اﻧ‬،‫وﺧﻴﻄﺎ‬
ْ َ َ ً‫ﻣﻠﻮﻧﺔ‬
ْ َ َ ،‫ﻗﺼﺒﺔ‬
َ
a. Eve döndüm. Kamış, kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye çekildim
ve çalışmaya başladım.
b. Eve döndüm. Kamış, renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye
çekildim ve çalışmaya başladım.
c. Eve döndüğümde kamış, renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir köşeye
çekildim ve çalışmaya başladım.
d. Eve döner dönmez kamış, renkli kağıtlar ve ip hazırladım. Sonra bir
köşeye çekildim ve çalışmaya başladım.
e. Eve döndüm. Kamış ve renkli kağıtlar hazırladım. Sonra bir köşeye
çekildim ve çalışmaya başladım.
DİLBİLGİSİ
ZAMİRLER
Arapçada ismin yerini turan marife kelimelere zamir denilmektedir. ( ،‫ ﳘﺎ‬،‫ﻫﻲ‬
...،‫ ﻛﻢ‬،‫ ﻛﻤﺎ‬،‫ ك‬،‫ إﻳﺎﻛﻢ‬،‫ إﻳﺎﻛﻤﺎ‬،‫إﻳﺎك‬
َ ،‫ )ﻫﻢ‬kelimeleri zamirdirler.
Zamir Türkçe dilbilgisinde ise şöyle tanımlanmaktadır: İsmin yerini
geçici olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle bazı
eklere zamir (adıl) denir.
100
Zamirler tanımlarından da anlaşılacağı üzere temel işlev olarak isimlerin
yerini tutmaktadırlar. Cümlede isim söylendikten sonra her seferinde
tekrarlanması yerine zamir kullanılması daha uygun bir anlatım üslubu
meydana getirmektedir. Örneğin: Ali’yi gördüğümüzü ve sonra da Ali’ye
selam verdiğimizi zamir kullanmadan anlatmış olsak şu ifadeyi kullanmamız
gerekirdi:
ِ َ َ ‫وﺳﻠﻤﺖ‬
ِ ُ ‫ر‬
“Ali’yi gördüm ve Ali’ye selam verdim” ‫ﻋﻠﻲ‬
ُ ْ ّ َ ً‫ﻋﻠﻴﺎ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ﱟ‬
َْ
ّ َ ‫أﻳﺖ‬
Aynı olayı zamir kullanarak anlatımızda ise cümlemiz şöyle olmaktadır:
ِ ُ ‫ر‬
ِ َ َ ‫وﺳﻠﻤﺖ‬
“Ali’yi gördüm ve ona selam verdim” ‫ﻋﻠﻴﻪ‬
ُ ْ ّ َ ً‫ﻋﻠﻴﺎ‬
َْ
ّ َ ‫أﻳﺖ‬
Görüldüğü üzere ikinci anlatım daha kısa ve daha uygundur. Bu anlamda
zamir kullanımı hem Türkçemizde hem de Arapçada son derece yaygındır.
Arapçada zamirin yerini aldığı isme zamirin mercii denir. Örneğimizde (‫)ِه‬
ِ
zamirinin mercii (ً‫ﻋﻠﻴﺎ‬
ّ َ ) kelimesidir. Arapçadan Türkçeye düzgün ve doğru bir
çeviri yapabilmek için metin içerisinde zamirin merciinin (yerini tuttuğu
ismin) tespiti son derece önemlidir.
Bu ünitede daha kolay anlaşılması açısından zamirleri belirli bir ayırıma
tabi tutarak ele alacağız.
ARAPÇADA ZAMİR ÇEŞİTLERİ
Arapçada zamirler bâriz (açık, metinde yazılan) ve müstetir (gizli, örtülü,
metinde yazılmayan ancak var kabul edilen) olmak üzere ikiye ayrılarak
incelenebilir.
Bâriz Zamirler
Metinde yazılan ve telaffuz edilen zamirler şeklinde tanımlanabilecek olan
bâriz zamirler kendilerinden önceki kelimeye bitişik yazılanlar (muttasıl
zamirler) ve herhangi bir kelimeye bitişmeksizin tek başlarına yazılanlar
(munfasıl zamirler) olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Her bir zamir grubunun
da cümle içersinde kullanıldıkları yere göre merfu‘, mansûb ve mecrûr gibi
ayırımları söz konusudur.
Zamirleri toplu olarak şema halinde şöyle gösterebiliriz:
Munfasıl Zamirler
Munfasıl zamirler önlerindeki kelimelere bitişmeksizin tek başlarına yazılan
zamirlerdir. Merfu‘ ve mansûb olanlar olmak üzere iki kısma ayrılırlar:
101
Merfu‘ munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan merfu‘ munfasıl zamirler
şunlardır:
Cemi
(Çoğul)
Tesniye (İkil)
Müfred
(Tekil)
‫ﻫﻢ‬
ُْ
‫ُﳘﺎ‬
‫ﻫﻮ‬
َُ
Onlar
o ikisi
o
‫ﻫﻦ‬
‫ُﱢ‬
‫ُﳘﺎ‬
ِ
‫ﻫﻲ‬
َ
Onlar
O ikisi
o
‫ـﺘﻢ‬
ْ ُ ْ‫أَﻧ‬
‫أَﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
‫أﻧﺖ‬
َ َْ
Siz
siz ikiniz
Sen
‫ـﱳ‬
‫أﻧْ ُﱠ‬
‫أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
ِْ
‫أﻧﺖ‬
Siz
siz ikiniz
sen
‫ﳓﻦ‬
ُ َْ
‫ﳓﻦ‬
ُ َْ
‫َأﻧﺎ‬
biz
biz ikimiz
ben
Gâib (III. eril şahıs)
Gâibe (III. dişil şahıs)
Muhâtab (II. eril şahıs)
Muhâtaba (II. dişil şahıs)
Mütekellim (I. eril/dişil
şahıs)
Bunlara merfu‘ munfasıl zamirler denilmesinin sebebi cümle içersinde
merfu‘ konumlarında kullanılmalarından ötürüdür. Bu zamirler cümle içinde
mübteda, haber, ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh, müstesna ve te’kid konumlarında
kullanılırlar.
Merfu‘ munfasıl zamirin en yaygın kullanımı mübteda olmasıdır.
Mübteda-haber uyumu gereği mübteda pozisyonundaki zamirin haber
pozisyonundaki kelimeye müenneslik-müzekkerlik ve sayı (müfred-tesniyecemi) bakımlarından uyumlu olması gerekir. Zamirlerin tamamı mebni
(cümle içindeki yerine göre sonu değişmeyen) olduğundan mübteda olan
zamirlerin mahallen merfu‘ olduklarını da unutmamak gerekir. Aşağıdaki
örnek cümleleri ve mübteda konumundaki munfasıl zamirleri inceleyiniz.
َِ ‫ﻛﻠﻴﺔ‬
ِ ‫أﻧﺎ ﻃﺎﻟﺐ ِﰲ ُ ﱢﱠ‬
ِ ‫اﻹﳍﻴﱠ‬
Ben İlahiyat Fakültesinde öğrenciyim. .‫ﺎت‬
ٌ
ِ
Biz Müslümanlar Ramazan’da oruç tutarız. .‫رﻣﻀﺎن‬
َ َ ََ ‫ﻧﺼﻮم ِﰲ‬
َ ِ ْ ُ ‫ﳓﻦ اﻟ‬
ُ ُ َ ‫ْﻤﺆﻣﻨﲔ‬
ُ َْ
ِ َِ ‫َْﳓﻦ‬
ِ ْ ‫ﻣﺴﺘﺸﻔﻰ‬
Biz ikimiz çocuk hastanesinde doktoruz. .‫اﻷﻃﻔﺎل‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ﻃﺒﻴﺒﺘﺎن ﰲ‬
َ ُ
ِ
ِ ُ ‫ـﻘﺔ اﻟ‬
ِ َِ ْ َ ‫أَﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
ِ ِ َ ‫ﻘﺮآن‬
.‫اﻟﻜﺮﱘ‬
َ
ْ َ َ‫ﺳﺘﺸﱰﻛﺎن ِﰲ ُﻣﺴﺎﺑ‬
Siz ikiniz Kur’an-ı Kerim yarışmasına katılacaksınız.
ِ ‫ﻣﻮﻇﻔﺘﺎن ِﰲ ِوَز‬
ِ ‫اوة ّ ِ ِﱠ‬
ِ َ‫ﳘﺎ ﱠ‬
O iki (bayan) İçişleri Bakanlığında memurdurlar. .‫اﻟﺪاﺧﻠﻴﺔ‬
َ
َُ
ِ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ ِ ِ َ ِﱠ‬
ِ
Biz (bayanlar) ilkokulda öğretmeniz. .‫اﻻﺑﺘﺪاﺋﻴﺔ‬
ٌ ‫ﳓﻦ ُ َ ﱢ‬
ْ َ َ ْ َ ‫ﻣﻌﻠﻤﺎت ِﰲ اﻟ‬
ُ َْ
102
ِ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ ْ ِ ﱠ‬
ِ
Onlar (erkekler) devlet okulunda öğretmendirler. .‫اﳊﻜﻮﻣﻴﺔ‬
َ ‫ﻫﻢ ُ َ ﱢ‬
ُ َ َ ْ َ ‫ﻣﻌﻠﻤﻮن ﰲ اﻟ‬
ُْ
Bu örneklerin tamamında munfasıl zamirler mübteda konumundadırlar ve
mahallen merfu‘durlar.
Mübteda ve haberin her ikisi de marife (belirli isim) olarak geldiği durumda
ikisinin sıfat tamlaması şeklinde anlaşılması ihtimali varsa aralarına zamiru’lfasl denen, mübteda ile uyumlu merfû munfasıl zamir girer. Bu zamir peşpeşe
gelen iki belirli ismin arasına girerek onların cümle olduğunu gösterdiği gibi
cümlenin anlamını da pekiştirme görevi görür. Şu örnekleri inceleyiniz.
ِ َ ‫ﻫﻮ‬
(Adam cömerttir.) .ُ‫اﻟﻜﺮﱘ‬
َ ُ ‫اﻟﺮﺟﻞ‬
ُ
ِ ِ‫ﱠ‬
ِ
(Bayan öğrenci zekidir.) .ُ‫اﻟﺬﻛﻴﺔ‬
ّ ّ ‫ﻫﻲ‬
َ
َ ُ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
ِ ‫اﻟﺮﺟﻞ‬
(cömert adam) ُ‫اﻟﻜﺮﱘ‬
ُ ُّ
ِ
ِ
( Zeki bayan öğrenci) ُ‫اﻟﺬﻛﻴﺔ‬
ّ ّ ُ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
َ
ِ
ِ
ِ َ ‫اﺣﺔ‬
(Çocuklarının rahatı için uyanık kalan anne) .‫أوﻻدﻫﺎ‬
ْ َ ‫اﻟﺴﺎﻫﺮةُ ﻋﻠﻰ ر‬
َ ّ ‫َْاﻷُ ﱡم‬
ِ
ِ ‫َْ ُ ﱡ‬
ِ
ِ َ ‫اﺣﺔ‬
(Anne çocuklarının rahatı için uyanık kalandır.) .‫أوﻻدﻫﺎ‬
ْ َ ‫اﻟﺴﺎﻫﺮةُ ﻋﻠﻰ ر‬
َ ّ ‫ﻫﻲ‬
َ ‫اﻷم‬
Birinciler sıfat tamlaması, ikinciler cümledir.
Mansûb munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan mansûb munfasıl zamirler
şunlardır:
Cemi
(Çoğul)
Tesniye (İkil)
Müfred
(Tekil)
‫إﻳﺎﻫﻢ‬
ْ ُ ِّ
‫ِّإﻳﺎﳘﺎ‬
ُ‫ِّإﻳﺎﻩ‬
Gâib (III. eril şahıs)
‫ِّإﻳﺎﻫﺎ‬
Gâibe (III. dişil şahıs)
‫إﻳﺎك‬
َ ِّ
Muhâtab (II. eril şahıs)
ِ ِ
‫إﻳﺎك‬
ّ
Muhâtaba (II. dişil şahıs)
‫إﻳﺎي‬
َ ِّ
Mütekellim (I. eril/dişil
şahıs)
Onları
‫إﻳﺎﻫﻦ‬
‫ِّ ُ ﱢ‬
Onları
‫ﻛﻢ‬
ْ ُ ‫ِّإﻳﺎ‬
Sizi
‫إﻳﺎﻛﻦ‬
‫ِّ ُ ﱠ‬
Sizi
‫ِّإﻳﺎﻧﺎ‬
bizi
o ikisini
‫ِّإﻳﺎﳘﺎ‬
O ikisini
‫إﻳﺎﻛﻤﺎ‬
ُ ِّ
siz ikinizi
‫إﻳﺎﻛﻤﺎ‬
ُ ِّ
siz ikinizi
‫ِّإﻳﺎﻧﺎ‬
biz ikimizi
Onu
Onu
seni
seni
beni
Bu zamirler müstesna olarak da kullanılmakla birlikte cümle içersinde
büyük çoğunlukla mef’ûl konumunda kullanılırlar ve daima mansûbturlar.
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi zamirler mebni olduklarından zahiri
(görünen) bir alametle değil de mahallen mansûb olurlar.
Aşağıdaki örnek cümleleri ve mef’ûl konumundaki munfasıl zamirleri
inceleyiniz.
ِ َ ِ ‫ـﻌﺒﺪ‬
Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. .‫ﻧﺴﺘﻌﲔ‬
َ
ُ َ ْ َ ‫وإﻳﺎك‬
ّ ُ ُ ْ َ‫إﻳﺎك ﻧ‬
Hoca size onu öğretti mi? .ُ‫إﻳﺎﻩ‬
ُ َ ‫ﻫﻞ َ ﱠ‬
ّ ُ‫ﻋﻠﻤﻜﻢ اﻷﺳﺘﺎذ‬
َْ
‫أﻋﻄﻴﺘﻪ‬
Onu o ikisine verdim. .‫إﻳﺎﳘﺎ‬
َ َْ
ّ ِ ُُْ
Onu ona giydirdim. .‫ﻛﺴﻮﺗﻪُ ِّإﻳﺎﻫﺎ‬
َُْ َ
103
Mansûb munfasıl zamirler genellikle mansûb muttasıl zamirlerin ardı
ardına kullanılmasının önüne geçmek amacıyla kullanılırlar. Örneğin ( ‫أر ِاﱐ‬
‫“ ) ّ ْ ِ ﱡ‬Polis onu bana gösterdi” cümlesini munfasıl zamir kullanmadan
ُ‫اﻟﺸﺮﻃﻲ ِإﻳﺎﻩ‬
ِ ِ ‫أر‬
söylemiş olsaydık iki tane mansûb zamiri (‫ ه‬،‫ )ي‬peş peşe getirerek ( ‫اﻧﻴﻪ‬
ِ
‫اﻟﺸﺮﻃﻲ‬
‫ ) ّ ْ ﱡ‬şeklinde söylemek zorunda kalacaktık.
Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları uygun munfasıl zamirlerle doldurunuz.
ِ ِ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻌﺮ‬
ِ ِ َِ ‫ﻳﺪرﺳﺎن‬
.‫ﺑﻴﺔ‬
ْ ِ ُ ْ َ .............
ّ َ َ َ ّ ‫ﲟﻌ َﻬﺪ‬
.‫اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل َﻏﺪا‬
َ ْ ْ ‫ات إﱃ‬
ٌ ‫ ُﻣﺴﺎﻓِﺮ‬..............
.‫ـﻔﺮﺣﺎ‬
‫أﻋﻄﻴﺘﻪ‬
َ َْ
َ ِ ََ‫ ﻓ‬............... ُُْ
ِ ّ ُ ‫ﺗﺪرﺳﻮن ِﰲ‬
‫اﻟﻄﺐ؟‬
َ ُ ْ َ ............... ‫ﻫﻞ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ﱢ ﱢ‬
ّ
َْ
ِ ِ ّ ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن ِﰲ ﻫﺬﻩ‬
ٍ َ ‫ﻋﺸﺮ‬
.‫ﺳﻨﻮات‬
ُ ْ ُ ‫ـﻌﻤﻞ ﻫﻨﺎ‬
َ ُ ِ ْ َ ُ ..............
َ ِ ْ َ ‫ﻣﻨﺬ‬
ُ َ ْ َ‫ ﻧ‬،‫اﻟﺸﺮَﻛﺔ‬
Muttasıl Zamirler
Önlerinde bulunan isim, fiil veya harflere bitişik olarak yazılan zamirlerdir.
Kendi aralarında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına ayrılırlar.
Merfu‘ muttasıl zamirler: Fiillere bitişen ve fiil ma‘lûm (etken) yapıda ise
fâil (özne), fiil mechûl (edilgen) yapıda ise nâibu’l-fâil (sözde özne)
konumunda bulunan zamirlerdir. Kısaca çekim esnasında fiile bitişen
zamirlerdir diye de söylenebilir.
Merfu‘ muttasıl zamirler şunlardır:
ِ َ ْ‫اﻟﻒ اﻻﺛ‬
‫ـﻨﲔ‬
ُ َِ
Tesniye elifi
َِ
‫اﳉﻤﺎﻋﺔ‬
َ ‫واو‬
َُ
Cemi vâvı
ِ ّ ‫ﻧﻮن‬
‫اﻟﻨﺴﻮة‬
َْ ُ ُ
Müenneslik
nûnu
Emir
Muzâri
Mâzî
َ‫ُْاﻛﺘُﺒﺎ‬
َِ ُْ
‫ﻳﻜﺘﺒﺎن‬
َ
‫ﻛﺘﺒﺎ‬
ََ
(siz ikiniz
(erkek veya
bayan)
yazın)
‫اﻛﺘﺒُﻮا‬
ُ ُْ
(Siz
erkekler
yazın)
(o iki erkek yazıyor)
َِ ُْ َ
‫ﺗﻜﺘﺒﺎن‬
(o iki bayan
yazıyor/siz iki erkek
yazıyorsunuz/siz iki
bayan yazıyorsunuz)
‫ﻳﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ
(O erkekler
yazıyorlar)
‫ﻛﺘﺒﺘﺎ‬
ََ
(O iki bayan yazdı)
‫ﻛﺘﺒﻮا‬
َُ َ
(O erkekler yazdılar)
‫ﺗﻜﺘﺒﻮن‬
َ ُُ ْ َ
(Siz erkekler
yazıyorsunuz)
‫اﻛﺘﱭ‬
َُْ ُْ
(Siz
bayanlar
yazın)
‫ﻳﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ
(O bayanlar
yazıyorlar)
‫ﺗﻜﺘﱭ‬
َُْ ْ َ
(Siz bayanlar
yazıyorsunuz)
104
(O iki erkek yazdı)
‫ﻛﺘﱭ‬
ََْ َ
(O bayanlar yazdılar)
ِ َ َ ُ ‫ﻳﺎء‬
‫اﳌﺨﺎﻃﺒﺔ‬
َ
َُ
ُِ ُْ
‫اﻛﺘﱯ‬
‫ﺗﻜﺘﺒﲔ‬
َ ُِ ْ َ
ِ َْ َ /‫ﻛﺘﺒﺖ‬
‫ﻛﺘﺒﺖ‬
َ َْ َ
Muhâtaba
yâsı
(Sen bayan
yaz
(Sen bayan
yazıyorsun
‫اﻟﺘﺎءُ َ َ ﱢ‬
ّ
ُ‫ﺗﺎء‬/ُ‫اﳌﺘﺤﺮَﻛﺔ‬
ِِ َ
‫اﻟﻔﺎﻋﻞ‬
-
-
(Sen erkek/bayan
yazdın
Harekeli
tâ/fâil tâ’sı
‫ﻛﺘﺒﺘﻤﺎ‬
ُ َْ َ
(Siz iki erkek/bayan
yazdınız)
‫ﻛﺘﺒﺘﻢ‬
‫َ َْ ُﱠ‬
ْ ُ ْ َ َ /‫ﻛﺘﺒﱳ‬
(Siz
erkekler/bayanlar
yazdınız)
ِ َ ِ ‫ﻧﺎ‬
‫ﳉﻤﺎﻋﺔ‬
ََ
‫َ َﱢ‬
‫ﻧﺎ‬/‫اﳌﺘﻜﻠﻢ‬
ِ
‫اﻟﻔﺎﻋﻠﲔ‬
-
-
‫َﻛﺘﺒََْـﻨﺎ‬
(biz ikimiz yazdık/biz
yazdık)
Mütekellim
nâ’sı/Fâil
nâsı
Aşağıdaki cümlelerde altı çizilmiş olan merfu‘ muttasıl zamirleri
inceleyiniz.
ِ
Ayşe ve Hatice dersi anladılar. .‫اﻟﺪرس‬
‫ﻓﻬﻤﺘﺎ‬
َِ
َ َ ُ‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
َ ِ َ ُ‫وﺧﺪﳚﺔ‬
َ
ِ ِ ْ ِ ‫اﻟﻄﻼب ﻛﻠُ ُﻬﻢ ََﳒﺤﻮا ِﰲ‬
Öğrencilerin hepsi sınavda başarılı oldular. .‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‬
ُ ْ ُ
ِ ‫ﺳﺒﺤﻨﺎ ِﰲ اﻟ‬
ِ ْ ‫ْﺒﺤﲑة‬
Dün gölde yüzdük. .‫أﻣﺲ‬
ْ ََ
َ َُ
ِ
ِ ‫ﺗﺪ ِر‬
Bayan öğretmenler kızların eğitimine önem veriyorlar. .‫اﻟﺒﻨﺎت‬
ْ َ ‫ﳛﺮﺻَﻦ ﻋﻠﻰ‬
ُ ّ ‫ْﻤﻌ‬
ْ ُ َْ ‫ﻠﻤﺎت‬
َ ُ ‫اﻟ‬
َ ‫ﻳﺲ‬
ِ ِ ‫وﻻ‬
ِ ‫ﳛﺐ اﻟ‬
ِ
(31/ ‫ﻓﲔ )اﻷﻋﺮاف‬
ْ َ ‫َوُﻛﻠُﻮا‬
َ ‫ْﻤﺴﺮ‬
ْ ُ ‫ﺗﺴﺮﻓُﻮا ﱠاﻧﻪُ َﻻ ُ ﱡ‬
ْ ُ َ َ ‫واﺷ َﺮﺑُﻮا‬
Yiyin için israf etmeyin. Şüphesiz o israf edenleri sevmez.
Siz ikiniz konuyu iyi anladınız. .‫ﺟﻴﺪا‬
ً ‫ْﻤﻮﺿﻮع َ ﱢ‬
َ ُ ْ َ ‫ﺘﻤﺎ اﻟ‬
ْ ِ َ ‫أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
َ ُ ‫ﻓﻬﻤ‬
Bu örneklerin tamamında zamirler malum (etken) fiillere bitiştiklerinden
mahallen merfu‘ fâil konumundadırlar. Aşağıdaki örneklerde ise mechûl
(edilgen) fiile bitiştiklerinden dolayı nâibu’l-fâil (sözde özne) olan zamirler
bulunmaktadır. Bunları dikkatli bir şekilde inceleyiniz.
ِ ِ ِ ‫اﺧﺮﺟﻮا‬
‫ﱠ‬
َِْ ِ ‫دﻳﺎرﻫﻢ‬
(40 / ‫اﻟﻠﻪُ )اﳊﺎج‬
‫ﺑﻐﲑ َ ﱟ‬
ّٰ ‫ـﻘﻮﻟﻮا َرﺑﱡ َـﻨﺎ‬
ُ ُ َ‫ان ﻳ‬
ْ َ ۤ‫ﺣﻖ ِﱠاﻻ‬
ْ ُ ِ ْ ُ ‫اﻟﺬﻳﻦ‬
ْ ِ َ ‫ﻣﻦ‬
َ َ
O müminler ki tamamen haksız yere, sırf “Rabbimiz Allah’tır”
dediklerinden ötürü yerlerinden yurtlarından kovulmuşlardı. (‫اﺧﺮج‬
ِ ْ ُ fiili
mechûl olduğundan ona bitişen (‫ )و‬zamiri de nâibu’l-fâil olmaktadır.)
ِ َِ
(11 / ‫ﻳﺪا )اﻷﺣﺰاب‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫ـﺘﻠﻲ اﻟ‬
ً ‫ْﻤﺆﻣﻨﻮن َوُزﻟْ ِﺰﻟُﻮا ِزﻟْ َﺰ ًاﻻ َﺷﺪ‬
َُ
َ ُْ‫ﻫﻨﺎﻟﻚ اﺑ‬
105
İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş
ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı.
ِ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
Yaptığım işten dolayı ödüllendirildim. .‫ﻋﻤﻠﻲ‬
ِْ ُ
ُ ‫ﻛﻮﻓﺌ‬
َ ََ ‫ﺖ‬
Merfu‘ muttasıl zamirler ismini ref, haberini nasb eden (‫ﻛﺎن‬
َ ) ve
benzerlerinden (nâkıs fiillerden) birisine bitiştikleri zaman nâkıs fiilin ismi
ِ ْ َ‫ﻛﺎﻧﺎ َﻃﺎﻟِﺒ‬
olmak üzere yine merfu‘ olurlar. ‫ـﲔ‬
َ َ (o iki (erkek) öğrenci idi)
örneğinde (‫ﻛﺎن‬
َ َ ) nâkıs fiil ve tesniye elifi (‫)ا‬, (‫ﻛﺎن‬
َ َ )nin ismi ve (mahallen)
ِ ْ َ‫ ) َﻃﺎﻟِﺒ‬kelimesi ise (‫ﻛﺎن‬
merfu‘dur. (‫ـﲔ‬
َ َ )nin haberidir ve tesniye olduğu için (‫ )ي‬ile
ِ
ِ ْ َ‫ﻣﻌﻠﻤﺘ‬
mansûbtur. ‫ـﲔ‬
ُ َ (O
َ ِ ْ ُ ‫ﻛﺎﻧﻮا‬
َ ‫( َﻛﺎﻧَ َـﺘﺎ ُ َ ﱢ‬o iki (bayan), öğretmen idiler) ve ‫ﻣﺆﻣﻨﲔ‬
erkekler mümin idiler) örneklerindeki (‫ )ا‬ve (‫ )و‬için de aynı durum söz
konusudur.
Fiil çekimleri konusunda www.onlinearabic.net internet adresinden de
yararlanabilirsiniz.
Aşağıdaki cümlelerde geçen merfu‘ muttasıl zamirleri belirleyiniz.
ِ ِ ‫ـﻮﺟﻬﻮن ِﰲ ﺻﻼ ِِﻢ إﱃ اﻟ‬
ِ ّ ‫ﺑﺄن ﻳ‬
‫ـﻠﺔ‬
ْ ‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
ً َ ‫اﳊَﺮ َام ِﻗ ْﺒ‬
َ ُ ّ َ َ‫ْﻤﺴﻠﻤﻮن ﻳَـﺘ‬
َ ِ ْ ُ ‫ﻛﺎن اﻟ‬
َ
َ ِ ْ َ ‫ـﺘﺨﺬوا اﻟ‬
ُ َ َ ‫ﺣﱴ‬
ّ َ ‫اﻷﻗﺼﻰ‬
َ ْ ‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
َ ْ َ ُ‫أﻣﺮﻫﻢ اﷲ‬
ْ َ
َْ
.‫ﳍﻢ‬
ْ َُ
ِ ‫ﻳﺬﻫﺒﺎن ﻟِ ِﺰ‬
ِ
ِ َ ْ ُ‫وﺻﺪﻳﻘﻪ‬
ِ ِ ِ َ ‫ﻳﺎرة‬
ٍ َ َ ‫ﺻﺪﻳﻘﻬﻤﺎ‬
.‫ﺣﺴﻦ‬
َ ُ َ َ ‫ﻫﻮ‬
َ
َُ
ِِ
ِ ‫وﺻﻠﺖ إﱃ اﻟ‬
ٍ َ َ ‫ـﻌﺪ‬
.‫ﺑﺎﻟﻄﺎﺋﺮة‬
‫ﻣﺮﻳﺢ‬
ٍ ِ ُ ‫ﺳﻔﺮ‬
َ ْ َ‫أدرس ِﻓﻴﻪ ﺑ‬
ُ َْ َ
َْ َ
ُ ُ ْ َ ‫ْﻤﻌﻬﺪ اﻟﺬي‬
َ
ِ
ِ ََ ِ َ ‫اﻟﺴﻮق‬
.‫ﻣﺎﺷﻴﺘﲔ‬
ََِ
ََ ّ َ ‫ـﻨﺐ‬
َ ّ ‫ﻓﻀﻠﺘﺎ‬
ّ ‫اﻟﺬﻫﺎب إﱃ‬
ُ ََْ‫ﻋﺎﺋﺸﺔُ َوزﻳ‬
.‫ﻤﻄﺒﺦ‬
‫ﱢ‬
ِ َْ َ ْ‫اﻟﻄﻌﺎم ﰲ اﻟ‬
َ ّ ‫ﻳﻄﺒﺨﻦ‬
َ ْ ُْ َ ُ‫اﻟﻨﺴﺎء‬
Mansûb muttasıl zamirler: Fiile bitişen ve daima mef’ûlün bih konumunda
olmak üzere mansûb olan zamirlerdir. Fiile bitişmiş olan ve fiil çekimlerinde
yer almayan her zamir mutlaka mansûb muttasıl zamirdir.
Mansûb muttasıl zamirler şunlardır:
Cemi (Çoğul)
Müsennâ
(İkil)
‫ﻫﻢ‬
ُْ
‫ﳘﺎ‬
َُ
‫ُه‬
Onları,
onlara
O ikisini, o
ikisine
Onu, ona
‫ﻫﻦ‬
‫ُﱠ‬
‫ﳘﺎ‬
َُ
‫َﻫﺎ‬
Onları,
onlara
‫ﻛﻢ‬
ُْ
O ikisini, o
ikisine
‫ﻛﻤﺎ‬
َُ
Gâibe (III. dişil şahıs)
‫َك‬
Muhâtab (II. eril şahıs)
Siz ikinizi,
siz ikinize
Seni, sana
‫ﻛﻦ‬
‫ُﱠ‬
‫ﻛﻤﺎ‬
َُ
‫ِك‬
Siz ikinizi,
siz ikinize
106
Gâib (III. eril şahıs )
Onu, ona
Sizi, size
Sizi, size
Müfred
(Tekil)
Seni, sana
Muhâtaba (II. dişil şahıs)
‫َﻧﺎ‬
Bizi, bize
‫َﻧﺎ‬
Biz ikimizi,
biz ikimize
‫ي‬
َ
Beni, bana
Mütekellim (I. eril/dişil
şahıs)
“‫ ”ﻧﺎ‬zamiri hem fâil hem de mef‘ûl konumunda kullanılabilmektedir. Öncesi
sakinse fâil (özne), öncesi harekeli olduğu takdirdeyse mef’ûl (nesne)
konumunda olmaktadır. Örneğin: ‫ﻓﻬﻤﻨﺎ‬
َ ْ ِ َ (Biz anladık) ifadesinde fâil, ‫ﻓﻬﻤﻨﺎ‬
َ َ ِ َ (Bizi
anladı) ifadesinde ise mef‘ûlün bihtir.
‫ )ِ ﱠ‬ve benzerlerine bitiştikleri zaman bu
Mansûb muttasıl zamirler (‫إن‬
ِ ُ َ َ ‫)ِﱠاﻧﻪ‬
edatların ismi olmak üzere yine mansûb olurlar. (167/‫رﺣﻴﻢ –اﻷﻋﺮاف‬
ُ
ٌ
ٌ َ ‫ﻟﻐﻔﻮر‬
“Şüphesiz o merhamet eden ve çok bağışlayandır” cümlesinde (‫ )ه‬zamiri
‫)ِ ﱠ‬nin ismidir ve (mahallen) mansûbtur.
(‫ان‬
ِ َ ‫أﻛﺜَـﺮ‬
ِ ّ ُ ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ِﰲ اﻟ‬
ِ َ ‫ْﻜﻠﻴﺔ‬
ِ ِ ّ ‫ﻋﺪد‬
ِ ّ ‫ﻣﻦ‬
(‫اﻟﻄﻼب‬
‫ إﻧّ ُ ﱠ‬،‫ﻣﺎﺋﺘﺎن‬
َ ُ ْ ‫ـﻬﻦ‬
ُ َ َ ) “Fakültede kız öğrenci
ّ
َ ‫ﻋﺪدا‬
sayısı iki yüz. Onlar sayıca erkeklerden fazlalar.” cümlesinde de (‫ﻫﻦ‬
‫ ) ُ ﱠ‬zamiri
(‫إن‬
ّ )nin ismidir ve mahallen mansûbtur.
Aşağıdaki cümlelerde altı çizilmiş olan mansûb muttasıl zamirleri
inceleyiniz.
ِ ‫ﳜﻄﺌﻦ ﻓَـﻨ‬
ِ ْ َ ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
.‫ﻫﻦ‬
ْ َ ‫ﻣﻨﻜﻢ‬
‫ﺗﺴﺎﳏﻮ ُ ﱠ‬
ُ ِ ُ ‫أن‬
ُ ِّ
ُ ْ َ َ ْ ُْ ‫ﻗﺪ‬
ْ ُ ْ ‫ـﺮﺟﻮ‬
Bayan öğrenciler hata yapabiliyorlar. Sizden onlara müsamaha göstermenizi
bekliyoruz.
ِ ‫َرأﻳـﺘُْـُﻬﻤﺎ ِﰲ اﻟﻄّ ِﺮ‬
O ikisini yolda gördüm. .‫ﻳﻖ‬
ِ َْ
Kalemini ona ver. .‫ـﻠﻤﻚ‬
َ َ ََ‫أﻋﻄِﻪ ﻗ‬
ِ
ِِ َِْ ‫ﻛﻢ‬
Sizi bu akşam evimde bekliyorum. .َ‫اﻟﻠﻴﻠﺔ‬
َ ‫ﲟﻨﺰﱄ‬
ْ ُ‫ـﺘﻈﺮ‬
ُ َ ْ‫أَﻧ‬
ُِ ِ َ ‫ﻫﻞ‬
Bana bunun için söz veriyor musun? ‫ﺑﺬﻟﻚ؟‬
َ ِ ‫ﺗﻌﺪﱐ‬
َْ
ُِ ِ َ) fiilinde de
Mütekellim yâsı fiile bitişince kendisinden önce nûn getirilir. (‫ﺗﻌﺪﱐ‬
(‫ )ي‬zamirinden önce getirilmiş olan bu nûna nun-u vikâye/ koruma nûnu ( ‫ﻧﻮن‬
ُ
ِ ِ ) denilir. Zira bu nûn sayesinde zamirden önceki harfin harekesi
‫اﻟﻮﻗﺎﻳﺔ‬
َ
değişmemiş ve olduğu gibi korunmuş olur.
Aşağıdaki cümlelerde geçen mansûb muttasıl zamirleri belirleyiniz ve
i‘râblarını belirtiniz.
ِ
ٍ ‫آﺧﺮ‬
‫أﺗﻪ؟‬
ُ َْ‫ﻛﺘﺎب ﻗَـ َﺮ‬
َ ُ ‫ﻣﺎ‬
ُ ‫ﻫﻮ‬
ِ ََِ
ِ َ َ ‫ﻋﻦ‬
ِ ْ ّ ‫ﺳﺒﺐ‬
.‫اﻟﺘﺄﺧﲑ‬
ْ َ ‫اﳌﺪﻳﺮ‬
َ
ُ ُ ‫ﺳﺄﻟﲏ‬
ِ ّ ْ ‫وﻋﺪﻧﺎ اﷲ‬
.‫ﺑﺎﳉﻨﺔ‬
َ ُ ََ َ
ٍ ِ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
ِ ُ ُ ‫ﻟﻌﻠﻰ‬
(4 / ‫ )اﻟﻘﻠﻢ‬.‫ﻋﻈﻴﻢ‬
َ َ َ ‫إﻧﻚ‬
َ ِّ
ِ َ ‫اﻟﻮزراءُ إﱃ اﻟ‬
.‫ْﻤﺴﺆوﻟﻮن‬
َ ْ َ ‫ـﻠﻬﻢ اﻟ‬
َ ُ ‫وﺻﻞ‬
ُ ُ َ َ‫ْﻤﻄﺎر واﺳﺘَْ ْـﻘﺒ‬
ََ َ
Mecrûr muttasıl zamirler: Yukarıda tablo halinde verdiğimiz mansûb
muttasıl zamirlerle aynı zamirlerdir. Bu zamirler fiile bitiştiklerinde mansûb
oldukları gibi isme bitiştiklerinde (muzâfun ileyh olmak üzere) ve harf-i
107
cerden sonra geldiklerinde mecrûr olmaktadırlar. Daha önce de ifade
ettiğimiz gibi zamirler mebni kelimeler olduklarından görünen bir alametle
değil de mahallen mecrûr olmaktadırlar.
Aşağıdaki cümlelerdeki altı çizilmiş olan mecrûr muttasıl zamirleri
inceleyiniz.
ِ ُ ُ ‫ﻳﺎ‬
Öğrenciler! Çalışmanız gerekiyor. .‫ﺘﻬﺪوا‬
ُ َْ َ ‫ﳚﺐ‬
ْ َ ‫ﻋﻠﻴﻜْﻢ‬
ُ ِ َْ‫أن َﲡ‬
ُ َ !‫ﻃﻼب‬
ِ ِ
Bu, Fatma ve bu da oğlu. .‫ﻓﺎﻃﻤﺔُ وﻫﺬا اِﺑـﻨُْﻬﺎ‬
َ ‫ﻫﺬﻩ‬
ِ
ِ ‫ﻃﻼب ُ ﱢﱠ‬
ِ ِ ‫ﻛﻠﻴﺔ‬
.‫ﻋﻤﻴﺪُﻫﻢ‬
ُ ِ َ ‫وﻫﺬا‬
َ َ ‫اﻹﳍﻴﺎت‬
ّ
ُ ُّ ‫َﻫﺆﻻء‬
Bunlar İlahiyat Fakültesi öğrencileri ve bu da dekanları.
ِ ِ
Yarın sizi ziyarete geleceğim. .‫ﻜﻢ َﻏﺪا‬
ْ ُ ‫ﺳﺄﺣﻀﺮ ﻟ ِﺰﻳﺎ َرﺗ‬
ُُ ََ
ِ ِ ) ,(‫ )ِِﺑﻪ‬örneklerinde olduğu gibi mecrûr muttasıl zamirlerin sonlarına kesra
(‫ﻓﻴﻪ‬
hereke gelmesi onların kesra ile mecrûr oldukları anlamına gelmez. Bu
zamirler yine mahallen mecrûrdurlar. Sonlarına gelen bu kesralar ise sadece
önceki harfin harekesine uyum sağlaması ve bu sayede söyleyiş kolaylığı
olması maksadıyla getirilmiştir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen mecrûr muttasıl zamirleri belirleyiniz.
ِ ُ ‫اﻟﱵ ﺗُ ِﺮ‬
ِّ ‫ْﻜﺘﺐ‬
‫وﺣﺪك؟‬
َ َ ْ َ ‫اء َ ﺎ‬
ُ َْ َ ‫ﻫﻞ‬
َ ‫ﻳﺪ ﻗﺮ‬
َ ُ ُ ‫ﲣﺘﺎر اﻟ‬
َْ
ِ ‫ْﻌﺎب اﻟ ﱢﺮ ِ ﱠ‬
ِ ِْ ‫ﻛﻞ‬
ِ
ِ ‫وﻗﺘﻪ ِﰲ اﻷﻟ‬
.‫ﻳﺎﺿﻴﺔ‬
َ ‫ﻋﻤﺮ ُ ﱠ‬
ُ َ ُ ‫ﻳَ ْـﻘﻀﻲ‬
ِ َْ ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
ٍ ِ ُ ‫ﺑﻨﺖ‬
ِ ََ
ٍ ْ ‫ﺧﻮﻳﻠﺪ ِﰲ ﺑ‬
ِ َ ِ َ ُ‫اﻟﺴﻴﺪة‬
.‫ﻣﻦ أﺑَ َـﻮﻳْ َـﻬﺎ‬
‫ـﻴﺖ َ ِ ﱟ‬
َ ّ ‫ﻧﺸﺄت ﱠ‬
ْ ً‫ﳏﺒﻮﺑﺔ‬
َ ْ َ ‫ َو‬،‫ﺛﺮي‬
َ
َ ُ ْ ُ‫ﺧﺪﳚﺔ‬
ِ ِ َْ‫اﻟﻨﺴﺎء ﻋﻠﻰ ﺗ‬
.‫ـﻴﺘﻬﻦ‬
‫ـﻨﻈﻴﻒ ﺑَِْ ﱠ‬
ُ َُْ
ُ ّ ‫ﲢﺮص‬
ِ ْ ‫اﻧﻴﺘﻬﻤﺎ‬
ِ ّْ ‫ﺷﺮع‬
ِ ِ ِ ِ ْ ِ ‫اﻟﻄﻔﻼن ﰲ‬
.‫اﳋﺎﺻﺔ‬
َ ََ
ّ
َ ِ ّ ‫إﻋﺪاد ﻣﻴﺰ‬
Bilindiği üzere Arapça harfler birbirine bitiştirilerek yazılan bir dildir. Yalnız
Arap alfabesinde (‫ و‬،‫ )ا‬gibi bazı harfler kendisinden sonraki harflere
bitişmezler. Böyle bir harften sonra muttasıl zamir gelmesi halinde zamir o
harfe bitişmeksizin yazılır. Bu durumda her ne kadar şeklen zamir bitişik
yazılmamış gibi görünse de o yine muttasıl zamirdir munfasıl zamir sayılmaz.
(‫ﻣﻌﻠﻤﻮﻫﻢ‬
ْ ُ ُ ّ َ ُ ) “Onların öğretmenleri”, (ُ‫“ )ﻗََـﻠﻤﺎﻩ‬onun iki kalemi” (‫”“ )ﻛﺘﺒﻮﻩ‬onu yazdılar”
örneklerindeki zamirler muttasıl zamirlerdir.
Müstetir Zamirler
Gizli, örtülü, metinde yazılmayan ancak var kabul edilen zamirlerdir.
ِ َ ْ ،‫)أﻧﺎ‬
Esasında müstetir zamirler ayrı bir zamir grubu değildir. (‫ﳓﻦ‬
ُ َ ،‫ﻫﻮ‬
َ ُ ،‫ﻫﻲ‬
َ ،‫أﻧﺖ‬
munfasıl merfu‘ zamirleri belirli durumlarda müstetir (gizli) zamir olarak
kullanılırlar.
Bunlardan (‫ﳓﻦ‬
َ ْ ،‫ )أﻧﺎ‬zamirleri fâil (özne) konumunda olduklarında
ُ َ ،‫أﻧﺖ‬
vücûben (zorunlu olarak) müstetir olurlar yani bâriz zamir olarak açık şekilde
yazılmaları mümkün olmadığı gibi bunların yerine açık bir isim söylenmesi
ِ
de mümkün değildir. (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ،‫ﻫﻲ‬
َ ) zamirlerinin müstetir oluşu ise vücûben değil
cevâzendir yani bunların müstetir zamir olarak kullanılmaları zorunlu
108
olmayıp bu zamirlerin yerine istenildiği takdirde açık isim getirilmesi de
mümkündür.
Aşağıdaki cümlelerdeki zamir kullanılışlarını inceleyiniz.
ِ
Kitabını oku. .‫ﻛﺘﺎﺑﻚ‬
َ ََ ِ ْ‫اﻗْـ َﺮأ‬
Bu cümlede (ْ‫“ )اِﻗْـ َﺮأ‬oku” fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) (‫أﻧﺖ‬
َ ْ َ)
zamiridir. Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.
ِ
ِ ُ ََِْ ‫ﺻﻐﲑﻧﺎ‬
Küçüğümüze merhamet eder, büyüğümüze saygı gösteririz. .‫ﲑﻧﺎ‬
َ ‫وﳓﱰم َﻛﺒ‬
َ َ ‫ـﺮﺣﻢ‬
ُ َ ْ َ‫ﻧ‬
Bu cümledeki (‫ـﺮﺣﻢ‬
ُ ََِْ ) fiillerinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) (‫ﳓﻦ‬
ُ َْ )
ُ َ ْ َ‫ )ﻧ‬ve (‫ﳓﱰم‬
zamiridir. Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.
ِ ِ ‫اﻟﻌﻄﻠﺔ ﱠ‬
ِ َ ْ ‫ﺳﺄزورك ِﰲ‬
Seni yaz tatilinde ziyaret edeceğim. .‫اﻟﺼﻴﻔﻴﺔ‬
َُ ََ
ّْ
ُ
Bu cümledeki (‫أزور‬
ُ َ) fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) (‫ )َأﻧﺎ‬zamiridir.
Fâilin müstetir zamir olarak gelmesi zorunludur.
ِ
Hatice İstanbul’a gitti. .‫اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل‬
َ ْ ‫ذﻫﺒﺖ إﱃ‬
ْ َ َ َ ُ‫ﺧﺪﳚﺔ‬
َ َ
ِ
Bu cümledeki (‫ذﻫﺒﺖ‬
ْ َ َ َ ) fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) (‫ﻫﻲ‬
َ ) zamiridir.
Diğerlerinden farklı olarak bu cümlede fâilin müstetir zamir olarak gelmesi
ِ ْ َ ) şeklinde de
zorunlu değildir. Cümle şayet istenilirse (‫اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل‬
َ ْ ‫ﺧﺪﳚﺔُ إﱃ‬
َ َ ‫ذﻫﺒﺖ‬
ََ
yazılabilir. Bu durumda (‫ذﻫﺒﺖ‬
ْ َ َ َ ) fiilinin fâili müstetir zamir değil, açık isim
ِ
olan (ُ‫ﺧﺪﳚﺔ‬
َ َ ) olmuş olur.
Aşağıdaki paragrafta geçen bütün zamirleri tespit ediniz ve çeşitlerini belirtiniz.
ِ ‫ﻃﺎﻟﺐ وﻫﻮ‬
ِ
ِ ِ ّ َْ ‫ﺑﻦ‬
ِ ْ ‫ﻋﻤﺮ‬
‫ "ﻳﺎ أﺑﺎ‬:ُ‫ﻓﻘﺎل َﻟﻪ‬
َ ،‫ﻣﻌﻪ‬
ُ ْ َ ُ‫ﻋﻨﻪ‬
ْ َ ُ‫رﺿﻲ اﷲ‬
‫ﻳﺸﻜﻮ َ ِ ﱠ‬
ُ َ َ ‫ﺟﺎﻟﺲ‬
ُ َ َ‫ﺟﺎء‬
َ ْ ‫ﻋﻠﻲ‬
َ ُ َ ٍ ‫ﺑﻦ ِأﰊ‬
َ َ ُ ‫رﺟﻞٌ َإﱃ‬
ٌ
َ َ ‫اﳋﻄﺎب‬
ِ
ِ
ِ
ِ ُ ّ ‫ﻣﻊ ﻫﺬا‬
ِ َ َْ
‫ﻓﻘﺎل‬
َ ‫اﻟﺮﺟﻞ؟‬
ْ َ ‫ﻗﻢ‬
ْ َ ،‫ﻋﻠﻲ‬
َ ُ ُ ‫ﻏﺎﻇﻚ‬
َ َ ‫ﻫﻞ‬
َ َ ‫ﻣﻊ‬
‫ﻓﻘﺎم ﱞ‬
ُ َ َ َ ُ‫وﺟﻬﻪ‬
ُ ْ َ ‫وﻗﺪ ﺗَـﻐَﻴّ َـﺮ‬
َ ،‫ﺻﺎﺣﺒﻚ‬
َ َ ‫وﻗﻮﻓﻚ‬
َ َ ‫وﻗﻒ‬
ْ ُ ‫اﳊﺴﻦ‬
ْ ،‫ﻓﺴﺄﻟﻪ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ َْ ّ‫وﻟﻜﻨﻚ َﻛﻨ‬
."ً‫ﺷﻴﺌﺎ‬
‫ـﻴﺘﲏ وﱂ ُ َ ﱢ‬
َ ُ َْ ‫ﻓﺨﺸﻴﺖ أن‬
َ ّ ‫ ﻻ‬:‫ﻋﻠﻲ‬
ُ َ َ ،‫ﺗﻜﻨﻪ‬
‫ﱞ‬
ْ َ ‫ﻳﺄﺧﺬ ِﰲ ﻧَ ْـﻔﺴﻪ‬
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde geçen zamirleri örnekteki gibi tespit ederek
çeşitlerini belirtiniz.
ِ ‫أﺳﺮﰐ ﻟِ ِﺰ‬
ِ
ِ‫ﺟﺪي َ َ ﱠ‬
َِ ْ ُ ‫ـﺮت ﻣﻊ أَﻓْـ َﺮ ِاد‬
‫ﻳﺎرة َ ﱢ‬
‫ﻓﺼﻞ‬
.‫وﺟﺪﰐ‬
‫َﱠ‬
ُ ْ َ‫اﻟﺼﻴﻒ ﻓﺴﺎﻓ‬
َ
ُ ْ َ ‫ﺣﻞ‬
ِ‫ َ ﱠ‬،‫ﺟﺪي‬
َِ ْ ُ) kelimelerindeki (‫ )ي‬mecrûr
‫ َ ﱢ‬،‫أﺳﺮﰐ‬
(‫ت‬
ُ ) merfu‘ muttasıl zamir, (‫ﺟﺪﰐ‬
muttasıl zamirdir.
ِ َ َ ُ‫ْﻤﻔﻀﻠﺔُ ِﻫﻲ ﻛﺮة‬
ِ َ ‫ ِر‬.1
.‫اﻟﻘﺪم‬
َ َ ّ َ ُ ‫ﻳﺎﺿﱵ اﻟ‬
ِِ
ِ
ِ ِ ‫ـﻬﻤﻠﲔ‬
ِ ِ ُ ‫ﺘﻬﺪﻳﻦ ﰲ‬
ِ
.‫واﺟﺒﻚ‬
َ َ َ ْ ُ‫ وﻻ ﺗ‬،‫دروﺳﻚ‬
ُ
َ ِ َْ‫ َْأﻧﺖ َﲡ‬.2
ِ ِ ْ ُ ‫ُُْ وأﻧﺎ‬
ٍ ََ‫ﺳﺄﻟﲏ ِﰲ ﻗ‬
ِ َ َ .3
.‫ﺟﺪا‬
‫ﻓﺄﺟﺒﺘﻪ‬
ٌ ِ َ ‫ﺟﺮح‬
ّ ِ ‫ﺧﻔﻴﻒ‬
َ َ َ ‫ ﻫﻞ‬:‫ـﻠﻖ‬
ٌ ْ ُ ُ‫ "ﻻ َإﻧﻪ‬:‫أﺧﻔﻲ َأﻟﻤﻲ‬
َ ََ ‫ﺿﺮر؟‬
ٌ َ َ ‫أﺻﺎﺑﻚ‬
.‫اﳉَﺮ ِاﺛﻴﻢ‬
ْ ‫ﲤﻨﻊ َﺗﻜﺎﺛُ َـﺮ‬
َ َ ُ ُ‫إن اﻟﺒ‬
َ ِ .4
ُ ََْ ‫ـﺮودة‬
ِ ْ َ ‫ـﺘﻨﺎول‬
ِ
ِ ُ‫ﻋﺼﲑ اﻟْﺒُـﺮ‬
‫ﺗﻘﺎل؟‬
َ َ َ َ‫أن ﺗ‬
ْ َ ‫ﻳﺪ‬
ُ ‫ﻫﻞ ﺗُ ِﺮ‬
ْ ً‫ﻛﺄﺳﺎ‬
ْ ِ َ ‫ﻣﻦ‬
ْ َ .5
109
‫ْﻤﺴﺎﻓﺮون ﺣﻘﺎﺋِﺒـﻬﻢ وﻋﺎدوا إﱃ ِ ِ ِ‬
‫ﲪﻞ اﻟ ِ‬
‫ﺑﻼدﻫﻢ‪.‬‬
‫‪ْ َ َ .6‬‬
‫َ َ َُ َ‬
‫ﻟﻘﺪ ََ َ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﳚﺐ؟‬
‫ـﻨﻈﻢ َوﻗْ َ َ‬
‫‪ .7‬ﻟﻤﺎذا َﱂْ ﺗُ َ ﱢ ْ‬
‫ـﺘﻚ َﻛﻤﺎ َ ُ‬
‫ﻓﺼﻮل ﱠ َ ِ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َدور ِ‬
‫اﻟﺴﻨﺔ ﺗَ َ َ ِ‬
‫ﺣﻮل ّ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺸﻤﺲ‪.‬‬
‫ان‬
‫اﻷرض َ ْ َ‬
‫‪ُ ُ ُ .8‬‬
‫ـﺘﻌﺎﻗﺐ َ َ ِ َ‬
‫ُ‬
‫ﻳﺪور ِﰲ َ ِ‬
‫ﻫﻮ َ ِ‬
‫اﻟﻘﺮﻳﺔ‪.‬‬
‫َْ‬
‫ﺧﺎﱄ َ ُ ُ‬
‫‪ .9‬ﻫﺎ ُ َ‬
‫‪ .10‬ﻻ ﺗَْ ِ ْ ِ‬
‫ﻣﻦ ِ ِ‬
‫ـﻮﻗﻒ‪.‬‬
‫ـﺒﻞ َ ْ‬
‫أن ﻳَـﺘَ َ ﱠ َ‬
‫ـﻨﺰل َ‬
‫اﻟﻘﻄﺎر ﻗَ ْ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki parçada geçen zamirleri tablodaki ilgili yerlere yazınız.‬‬
‫)‪(Örneği olmayan sütunu/sütunları boş bırakınız.‬‬
‫ِ‬
‫ـﺘﺤﺪث َﻋﻦ َ ْ ِ ِ‬
‫ﻣﻊ ِ ْ َِ‬
‫ﻗﺪ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺎ‪َ ،‬‬
‫ـﻌﺪ ُ ْ ُ ٍ‬
‫أﺳﺒﻮع َ ُ‬
‫واﻟﺪﻳﻨﺎ‪ ،‬ﻓَ َ َ ْ‬
‫ﻳﻜﻮن َ ْ‬
‫وﻗﺎل ْ َ ُ‬
‫أﲪﺪ‪ :‬ﺑَ ْ َ‬
‫ََ ْ ُ‬
‫ﻓﻀﻞ َ َ َ‬
‫ـﻮﺟﺪﻧﺎ َ ْ َ ُ‬
‫إﺧﻮﰐ ﻧَ َ َ ﱠ ُ ْ‬
‫ﺟﻠﺴﺖ َ َ‬
‫ﻓﻀﻠﻬﻤﺎ َ ً‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﺮ ﻋﻠﻰ َ ِ‬
‫ْﻤﻨﺎﺳﺒﺔ ﻋﻠﻰ ﻧَ َ َ ِ‬
‫ﻋﺎﻣﺎ‪ ُ َ َ ،‬ﱡ‬
‫وﻟﻤﺎذا‬
‫وﺳﺄﻋﺪ ﳍﻤﺎ َ ْ‬
‫ﺧﺎﻟﺪ ﻗﺎﺋﻼ‪َ َ َ :‬‬
‫زواﺟﻬﻤﺎ ْ‬
‫َﱠ‬
‫ـﺮد ﻋﻠﻴﻪ ٌ‬
‫ـﻔﻘﱵ‪ .‬ﻓَ َ ّ‬
‫ﺣﻔﻼ ﺬﻩ اﻟ ُ َ َ‬
‫ﻋﺸﺮون ً‬
‫ِ‬
‫وﺣﺪك؟ ﻳ ْ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ـﻔﻘﺎت ﻫﺬا ْ ِ‬
‫أﲪﺪ‪:‬‬
‫أﺑﻨﺎؤﳘﺎ‪.‬‬
‫ـﻨﺒﻐﻲ َ ْ‬
‫أن َ َ‬
‫ﻓﻨﺤﻦ ْ ُ‬
‫ﻓﺄﺟﺎب ُ‬
‫ﺗﻜﻮن ﻧَ َ ُ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻧَ َ َ ِ َ‬
‫َ‬
‫اﳊﻔﻞ ْ‬
‫ـﻔﻘﺘﻚ َ ْ َ َ َ َ‬
‫ﻣﻦ ﻣﺼﺮوﻓﻨﺎ َﲨﻴﻌﺎ‪ُ ،‬‬
‫ْﻔﻜﺮة‪ ،‬ﻓََ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫وﻋﺮﺿﻮا ِ‬
‫وﻧﺎدوا ﻋﻠﻰ ِ ِ‬
‫وﻗﺎل‪:‬‬
‫أﻳﻬﻢ‪َ َ ،‬‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ ِ ْ َ َ‬
‫اﻷﻣﺮ ِ ًّ‬
‫اﳋﺎدم َ َ َ ُ‬
‫ﺳﺮا ﺑَـ ْﻴـﻨََـﻨﺎ‪ُ ،‬‬
‫َ ًَ‬
‫َ‬
‫ـﻔﺮح ﻟ َﺮ ِِ ْ‬
‫َ‬
‫ﺣﺴﻨﺎ‪ْ َ ْ َ ،‬‬
‫ﻟﻨﺠﻌﻞ ﻫﺬا ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻓﻮاﻟﺪاﻛﻢ ﺻﺎﺣﺒﺎ َ ْ ٍ‬
‫إﻗﺎﻣﺔ ﻫﺬا َْْ ِ‬
‫ﻋﻠﻲ ْأﻳﻀﺎ‪ .‬وﰲ اﻟْﻴَ ْـﻮم اﻟ ُ َ ﱠ‬
‫أﻗﺎم‬
‫ﳚﺐ َ َ ﱠ‬
‫ْﻤﺤﺪد‪َ ،‬‬
‫ﻣﺴﺎﻋﺪﺗﻜﻢ ﰲ َ‬
‫اﳊﻔﻞ‪ْ ُ َ ،‬‬
‫ﻋﻠﻲ ُ َ َ ُ ُ ْ‬
‫َ ُ‬
‫ﻓﻀﻞ َ َ ّ‬
‫ﻘﺪ وﻫﺐ َأوﻻدﻧﺎ ﻗَ ْ ِ‬
‫اﻷﺑﻨﺎء ْ ْ ِ‬
‫اﻟﻮاﻟﺪان ِ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ووﻓﺎء‬
‫ﻓﺴﺮ‬
‫ﻟﻮاﻟﺪﻳﻬﻢ‪ ُ َ ،‬ﱠ‬
‫ﺗﺼﺮﻓﻬﻢ وﻗﺎﻻ‪ُ َ َْ :‬‬
‫ﳓﻤﺪ َ‬
‫اﷲ‪ ،‬ﻓَـ َ ْ َ َ َ ْ َ ً‬
‫ﲝﺴﻦ َ َ ﱡ ِ ْ‬
‫اﳊﻔﻞ َ َ ْ ِ ْ‬
‫ُْ‬
‫ـﻠﺒﺎ َ ً‬
‫رﺣﻴﻤﺎ ََ َ ً‬
‫ْ ُ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺎ‪.‬‬
‫َ ً‬
‫‪Kaynak: Komisyon (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyettu’l-Muyessera, İstanbul‬‬
‫‘‪merfu‬‬
‫‪munfasıl‬‬
‫‪mansûb‬‬
‫‪munfasıl‬‬
‫‘‪merfu‬‬
‫‪muttasıl‬‬
‫‪mansûb‬‬
‫‪muttasıl‬‬
‫‪mecrûr‬‬
‫‪muttasıl‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerdeki boşlukları parantez içinden uygun kelimeyi‬‬
‫‪seçerek örnekteki gibi doldurunuz.‬‬
‫اﳌﺼﻨﻊ‪) .‬ﻋﻤﻠﻬﺎ‪ ،‬ﻋﻤﻠﻬﻢ‪ ،‬ﻋﻤﻠﻪ(‬
‫ﻋﻠﻲ َ‬
‫َ‬
‫ﻋﻤﻠﻪ ﰲ َ ِ‬
‫ﺗﺮك َ ِ ﱞ‬
‫ﻧﺎﺟﺤﺘﺎن ﰲ ِ ْ ِ ِ‬
‫ﻟﻠﻄﺎﻟﺒﺘﲔ ‪ِ ِ .............‬‬
‫اﻷﺳﺘﺎذُ ََِ ِ‬
‫إﻧﻜﻤﺎ(‬
‫‪َ .1‬‬
‫إﻧﻜﻦ‪ُ ّ ،‬‬
‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‪ِ) .‬ﱢإﻧﻜﻢ‪ ُ ّ ،‬ﱠ‬
‫ﻗﺎل ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﻋﻠﻲ ‪ .............‬ﰲ ََ ِّ‬
‫ﳏﻄﺔ ِ ِ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻬﻤﺎ‪ ،‬ﺻﺪﻳﻘﻪ‪ ،‬ﺻﺪﻳﻘﻜﻤﺎ(‬
‫اﻟﻘﻄﺎر‪َ ) .‬‬
‫ﺣﺴﻦ و َ ِ ﱞ‬
‫ـﻘﺒﻞ ٌ‬
‫‪ .2‬اﺳﺘَْ ْ َ َ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺎت ﰲ ﻫﺬﻩ اﻟ ُ ّ ِ‬
‫ْﻜﻠﻴﺔ؟ ) ِ‬
‫ﻛﻦ(‬
‫أﻧﺖ‪ ،‬أﻧْ ُﱠ‬
‫ـﱳ‪ ُ ،‬ﱠ‬
‫‪ .3‬ﻫﻞ ‪ٌ ِ ..........‬‬
‫ّ‬
‫وﺳﻠﻤﺖ ‪) ............‬ﻋﻠﻴﻬﺎ‪ ،‬ﻋﻠﻴﻬﻢ‪ ،‬ﻋﻠﻴﻪ(‬
‫‪َ .4‬ر ْ ُ‬
‫رﺟﻼً ّ ُ‬
‫أﻳﺖ ﰲ اﻟﻄّ ِﺮ ِﻳﻖ َ ُ‬
‫‪ 110‬‬
‫‪ ‬‬
‫أﺣﺎﻓﻆ ﻋﻠﻰ َ َ ِ‬
‫ﻣﺪرﺳﺘﻬﺎ‪ِ َ ،‬‬
‫ﻧﻈﺎﻓﺔ ‪ِ َ ) ..................‬‬
‫ﻣﺪرﺳﲏ(‬
‫ﻣﺪرﺳﱵ‪،‬‬
‫‪ُ ِ ُ .5‬‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻐﺎﻟﻴﺔَ‪) .‬ﺳﻴﺎرﺗﻪ‪ ،‬ﺳﻴﺎر ﺎ‪ ،‬ﺳﻴﺎرا ّﻦ(‬
‫‪َ .6‬رَِ ْ‬
‫ﻛﺒﺖ َﺧﺪﳚﺔُ ‪َ ...........‬‬
‫ْﻤﻌﻠﻤﺎت ِﻣﻦ اﻟ ْ ِ‬
‫ـﺒﻞ َِ ٍ‬
‫ﺧﺮﺟﺖ(‬
‫ﺧﺮﺟﻦ‪،‬‬
‫ُﱠ‬
‫ﺧﺮﺟﱳ‪ْ َ َ َ ،‬‬
‫‪ ............ .7‬اﻟ ُ َ ّ ُ َ َ َ َ‬
‫ﻗﻠﻴﻞ‪َ ْ َ ) .‬‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ ﻗَ ْ َ‬
‫‪ .8‬رﺟﻊ اﻟ ّ ِ‬
‫أﺳﺒﻮع‪) .‬ﻋﻤﻠﻬﻤﺎ‪ ،‬ﻋﻤﻠﻬﻢ‪ ،‬ﻋﻤﻠﻜﻤﺎ(‬
‫ـﻌﺪ ُ ْ ُ ٍ‬
‫ْﻤﻮﻇﻔﺎن إﱃ ‪ .........‬ﺑَ ْ َ‬
‫َ َ َ َُ‬
‫ِِ‬
‫‪ َ .9‬ﱢ‬
‫درﺟﺎﺗﻚ ﻋﺎﻟﻴﺔٌ ﺟﺪاً‪) .‬ﺣﺴﻦ‪ ،‬ﻓﺎﻃﻤﺔ‪ ،‬ﻣﻌﻠﻤﺔ(‬
‫إن‬
‫ْﻤﻌﻠﻢ ِل‪ّ ...........‬‬
‫ﻗﺎل اﻟ ُ َ ُ‬
‫ب‪ِ َ ) ..............‬‬
‫اﻷوﻻد ِ‬
‫ﳒﺎﺣﻬﻤﺎ‪ِ ِ َ ،‬‬
‫ﳒﺎﺣﻬﻢ (‬
‫ﻓﺮح‬
‫ُ‬
‫ﳒﺎﺣﻬﻢ‪ُ َ َ ،‬‬
‫‪َ ِ َ .10‬‬
‫‪4. Aşağıdaki cümleleri parantez içindeki isimlerin yerine zamir‬‬
‫‪kullanarak örneklerde olduğu gibi yeniden yazınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﺑﺎﻟﺼﻼة‪.‬‬
‫أﻣﺮﻫﻢ اﷲُ ّ‬
‫ََ َ ُ ُ‬
‫أﻣﺮ اﷲ )اﳌﺆﻣﻨﲔ( ﺑﺎﻟﺼﻼة‪.‬‬
‫ِ‬
‫ﻧﺎﺟﺤﲔ‪.‬‬
‫ﻛﺎﻧﻮا ِ َ‬
‫ِ‬
‫ﻧﺎﺟﺤﲔ‪.‬‬
‫َ‬
‫اﻟﻄﻼب( ِ َ‬
‫ﻛﺎن ) ﱡ ُ‬
‫اﳍﺪﻳﺔَ( إﱃ ّ ِ‬
‫ﻣﻌﻠﻤﻲ‪.‬‬
‫‪ُ ْ ّ َ .1‬‬
‫ﺳﻠﻤﺖ ) َْ َ ّ‬
‫َُ‬
‫ِِ‬
‫ﻛﺎﻟﺴﺎﻣﻌﲔ‪.‬‬
‫ﻟﻴﺲ )اﻟْ ُ ِ َ‬
‫ﻤﺸﺎﻫﺪون( ّ َ‬
‫‪َ ْ َ .2‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫ـﺘﺴﻮﻗﻦ ِﰲ ّ ِِ ِ‬
‫أﻳﺖ )اﻟ ّ ِ‬
‫ﺋﻴﺴﻲ‪.‬‬
‫اﻟﺸﺎرع اﻟ ّﺮ ِ ﱢ‬
‫‪َ .3‬رَْ ُ ُ َ‬
‫ْﻤﻌﻠﻤﺎت( ﻳَ َ َ ّ ْ َ‬
‫ِ‬
‫‪ِ ُ َ َ .4‬‬
‫ﺑﺴﺒﺐ َ ِ ِّ ِ‬
‫وﻓﺎﻃﻤﺔَ( ِ َ َ ِ‬
‫ﻫﺪﻳﺘﻬﻤﺎ‪.‬‬
‫ْ‬
‫ـﻨﺐ َ َ‬
‫ﺷﻜﺮت )ﻟﺰﻳََْ َ‬
‫ِ‬
‫دﺧﻞ َإﱃ ﱠ ﱢ‬
‫ﻟﻸﺳﺘﺎذ(‪.‬‬
‫‪َ ْ ِ .5‬‬
‫اﻟﺼﻒ َوﻗَ ْـﻔﻨﺎ ْ‬
‫اﺣِﱰ ًاﻣﺎ ) ْ‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ َ َ َ‬
‫ﻋﻦ اﻟ َ َ ِ‬
‫ﻳﺪاﻓﻌﻮن ِ‬
‫ْﻮﻃﻦ‪.‬‬
‫اﳉﻨﻮد( ُ ِ َ‬
‫‪ُ ْ ) .6‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ(‪.‬‬
‫‪ُ ْ َ ْ َ .7‬‬
‫ْﻘﻠﻢ( ) ّ َ‬
‫أﻋﻄﻴﺖ )اﻟ َ َ َ‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫إن ) ِ ِ‬
‫دروﺳﻬﻦ‪.‬‬
‫‪ّ .8‬‬
‫ﻧﺎﺟﺠﺎت ﰲ ُ ِ ﱠ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت( ِ ٌ‬
‫‪.................................................‬‬
‫ٍِ‬
‫ﺟﺎﺋﺰة ﻗَﱢ ٍ‬
‫ِ ِ‬
‫ـﻴﻤﺔ‪.‬‬
‫‪) .9‬اﻟﻨﺎﺟﺤﺎن( َ َ‬
‫ﺣﺼﻼ ﻋﻠﻰ َ َ َ‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪ .10‬و) ِ‬
‫ﻓﺎدﻋﻮﻩ ِ ﺎ‪.‬‬
‫ﷲ( ْ‬
‫اﳊﺴﲎ ْ ُ‬
‫اﻷﲰﺎءُ ُْ ْ َ‬
‫َ‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪5. Aşağıdaki sorulara örnekte olduğu gibi cevap veriniz.‬‬
‫ﻳﺪرس ِﰲ ُﻛﻠّ ِﻴﺔ ْ ْ َ ِ‬
‫اﳍﻨﺪﺳﺔ؟‬
‫ﻫﻞ َ ِ ﱞ‬
‫ّ َ َ‬
‫ﻋﻠﻲ َ ْ ُ ُ‬
‫َْ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺘﺎن ِﰲ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺬﻩ ّ ِ‬
‫اﻟﻜﻠﻴﺔ؟‬
‫ﻫﻞ َ ِ َ‬
‫ﻋﺎﺋﺸﺔُ َ َْ‬
‫وزﻫﺮاءُ َ ِ َ‬
‫ّ‬
‫‪ْ َ .1‬‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎع‪.‬‬
‫ﻣﻮﺟﻮدون ﰲ ِْ ْ ِ ِ‬
‫ْﻮزَراءُ َ ْ ُ ُ َ‬
‫‪َ .2‬ﻫﻞ اﻟ ُ َ‬
‫ْﻤﻌﻠﻤﺎت ﰲ اﻟ ْ ِ‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ؟‬
‫‪َ .3‬ﻫﻞ اﻟ ُ َ ّ ُ‬
‫َ ََ‬
‫ْﻜﻬ ِﺮ ِ‬
‫ﺷﺮَ ِ‬
‫‪ .4‬ﻫﻞ َ ِ ﱞ ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺪس ِﰲ َ ِ‬
‫ﺑﺎء؟‬
‫ﻛﺔ اﻟ َ ْ‬
‫ﻋﻠﻲ ُ َ ْ ٌ‬
‫َْ‬
‫اﳊﺠﺘﺎن رﺟﻌﺘﺎ َإﱃ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﻼدﳘﺎ؟‬
‫‪َ .5‬ﻫﻞ َْ ّ َ َ َ‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻌﺮِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﻴﺔ؟‬
‫اﻟﻄﻼب ِ ُ َ‬
‫ﻧﺎﺟﺤﻮن ﰲ ّ َ َ َ ّ‬
‫‪َ .6‬ﻫﻞ ّ ُ‬
‫ﻻ‪ ،‬ﻫﻮ ْﻳﺪرس ِﰲ ُ ّ ِ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ِ ِ‬
‫اﻹﳍﻴﺎت‪.‬‬
‫ّ‬
‫ّ‬
‫َُ َ ُ ُ‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪.................................................‬‬
‫‪ 111‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
‫اﳊﻠﻴﺐ؟‬
َ َْ ‫ـﻨﺐ َﺷ ِﺮَﺑﺖ‬
ُ ََْ‫ ﻫﻞ زﻳ‬.7
.................................................
ِ ‫ﺳﻨﺪرس ِﰲ ﻫﺬا اﻟْﻤﻌ‬
‫ﻬﺪ؟‬
َْ َ
ُ ُ ْ َ َ ‫ ﻫﻞ‬.8
.................................................
.................................................
ِ َ ‫ﺳﺘﺴﺎﻋﺪ ﻫﺬا‬
‫اﻟﻔﻘﲑ؟‬
ُ ِ ُ َ ‫ ﻫﻞ‬.9
.................................................
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ؟‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ـﻌﻤﻠﻦ ِﰲ َﻫﺬا اﻟ‬
ُ ِّ ‫ َﻫﻞ‬.10
َ ْ َ ْ َ‫اﻟﻄﺒﻴﺒﺎت ﻳ‬
6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Babamızın bize dediği şeyi hatırladık.
Biz ikimiz tıp fakültesinde öğrenciyiz.
(Siz ikiniz) ev ödevinizi yazdınız mı?
Onu dün çarşıda gördüm.
Şüphesiz siz bayanlar sabırlısınız.
Kelimeler ve Deyimler
ِ ْ – ‫ﳜﺘﻨﻖ‬
sıkılmak, sarılmak :ً‫اﺧﺘﻨﺎﻗﺎ‬
ِْ
ُ ََِْ – ‫ـﻨﻖ‬
َ ََ‫اﺧﺘ‬
ِ ‫أرﺧﻰ – ﻳ‬
gevşetmek :‫ـﺮﺧﻲ – ِ ْإرﺧﺎء‬
َْ
ُْ
göndermek, yollamak, serbest bırakmak :ً‫إﻃﻼﻗﺎ‬
ْ ِ – ‫ﻳﻄﻠﻖ‬
ُ ِْ ُ – ‫أﻃﻠﻖ‬
َ َْ
bitiştirmek :ً‫ـﻠﺼﻖ – إِﻟْﺼﺎﻗﺎ‬
ُ ِ ْ ُ‫ْﺼﻖ – ﻳ‬
َ َ ‫أَﻟ‬
ِ َ ‫ـﺰوى – ﻳَـ ْﻨ‬
ِ ْ ِ – ‫ـﺰوي‬
bir köşeye çekilmek :‫اﻧﺰواء‬
َ َ ْ‫اﻧ‬
araştırmak :ً‫ـﺜﺒﺘﺎ‬
‫ـﺘﺜﺒﺖ – ﺗََﱡ‬
ُ ‫ـﺜﺒﺖ – ﻳَ َ َﱠ‬
َ ‫ﺗَ َﱠ‬
alış veriş yapmak :‫ﺗﺴﻮﻗﺎ‬
ً ‫ـﺘﺴﻮق – َ َ ﱡ‬
َ َّ َ
ُ ّ َ َ َ‫ﺗﺴﻮق – ﻳ‬
ardı ardına olmak :ً‫ﺗﻌﺎﻗﺒﺎ‬
ُ َ – ‫ـﺘﻌﺎﻗﺐ‬
ُ َ َ َ‫ﺗﻌﺎﻗﺐ – ﻳ‬
ََ َ
çoğalmak :‫َﺗﻜﺎﺛَ َـﺮ – ﻳَ َـﺘﻜﺎﺛَ ُـﺮ – َﺗﻜﺎﺛُـ ًﺮا‬
ِ
çekmek, cezbetmek :ً‫ﺟﺬﺑﺎ‬
ْ َ – ‫ﳚﺬب‬
ُ َْ – ‫ﺟﺬب‬
َ ََ
mikrop, bakteri :‫ُﺟ ْﺮُﺛﻮم )ج( َﺟﺮ ِاﺛﻴﻢ‬
ِ
ِ
ders saati :‫ﺣﺼﺺ‬
ّ
ٌ َ (‫ﺣﺼﺔٌ )ج‬
ِ
seslenmek :ً‫ﳐﺎﻃﺒﺔ‬
ََ ُ – ‫ﳜﺎﻃﺐ‬
ُ َُ – ‫ﺧﺎﻃﺐ‬
ََ
iplik :‫ ِﺧﻴﻄﺎن‬،‫أﺧﻴﻠﻂ‬
ٌ َْ
ْ َ ،‫ﺧﻴﻂ )ج( ُﺧﻴﻮط‬
itmek :ً‫دﻓﻌﺎ‬
ْ َ – ‫ﻳﺪﻓﻊ‬
ُ َ ْ َ – ‫دﻓﻊ‬
َََ
112
gözlemlemek, seyretmek :ً‫رﻗﺎﺑﺔ‬
ُ ُ – ‫ـﺮﻗﺐ‬
َ َ َ ،ً‫رﻗﻮﺑﺎ‬
ُ ُ َْ‫رﻗﺐ – ﻳ‬
َ ََ
ِ َ ‫ِر‬
favori sporum :ُ‫ْﻤﻔﻀﻠﺔ‬
َ ّ َ ُ ‫ﻳﺎﺿﱵ اﻟ‬
ِ ِِ ّ
ana cadde :‫ﺋﻴﺴﻲ‬
‫اﻟﺸﺎرع اﻟ ّﺮ ِ ﱢ‬
yukarı çıkmak, tırmanmak :ً‫ﺻﻌﻮدا‬
ُ َ ْ َ – ‫ﺻﻌﺪ‬
ََِ
ُ – ‫ﻳﺼﻌﺪ‬
yapmak, imal etmek :‫ﺻﻨﻌﺎ‬
ْ ُ – ‫ﻳﺼﻨﻊ‬
ُ َْ َ – ‫ﺻﻨﻊ‬
َ ََ
ِ – ‫ﻃﺎر‬
uçmak :ً‫ﻳﻄﲑُ – ﻃَ َﲑاﻧﺎ‬
َ َ
ِ َ (‫ﻋﻨﺎن )ج‬
dizgin, yular, ip :‫أﻋﻨﱠﺔ‬
ٌ ِ
ِ
sarmak, bükmek, eğirmek :‫ـﻔﺘﻞ – ﻓَ ْـﺘﻼ‬
َ َ َ‫ﻓ‬
ُ ْ َ‫ـﺘﻞ – ﻳ‬
kesmek :‫ﻗﺼﺎ‬
‫ﻗﺺ – ﻳَ ُ ﱡ‬
‫َ ﱠ‬
ّ َ – ‫ـﻘﺺ‬
kamış :‫ﻗﺼﺐ‬
ٌ ََ
değerli :‫ـﻴﻤﺔ‬
َ ‫ﻗَﱢ‬
ِ
künye, lakap vermek :ً‫ﺗﻜﻨﻴﺔ‬
‫َﱠ‬
‫ﻛﲎ – ُ َ ﱢ‬
َ ْ َ – ‫ﻳﻜﲏ‬
‫ﻟﻒ – ﻳَ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
sarmak, dolamak :‫ـﻠﻒ – َّﻟﻔﺎ‬
parlamak, ışıldamak :‫ﻟﻤﻌﺎﻧﺎ‬
ً ْ َ – ‫ـﻠﻤﻊ‬
ً َ َ ،‫ﻟﻤﻌﺎ‬
ُ َ ْ َ‫ﻟﻤﻊ – ﻳ‬
َ ََ
üçgen :‫ُﻣﺜَ ّـﻠﺚ‬
ِّ ََ
ِ ِ ‫ﳏﻄﺔ‬
tren istasyonu :‫اﻟﻘﻄﺎر‬
neşeli olmak, sevinmek :ً‫ﻣﺮﺣﺎ‬
ُ ََْ – ‫ﻣﺮح‬
َ َِ
َ َ – ‫ﳝﺮح‬
rüzgarın esmesi :‫ﻳﺢ‬
ِ ‫ﻣﻬﺐ اﻟ ّﺮ‬
ّ ََ
(bindirmek (toslamak :ً‫ﻧﻄﺤﺎ‬
ْ َ – ‫ـﻨﻄﺢ‬
ُ َ ْ َ‫ﻧﻄﺢ – ﻳ‬
َََ
ِ َْ‫ـﻨﻈﻒ – ﺗ‬
temizlemek :ً‫ـﻨﻈﻴﻔﺎ‬
ُ ‫ﻧﻈﻒ – ﻳَُ ﱢ‬
َ َّ
Özet
Zamirler ve çeşitleri hakkında bilgi sahibi olmak
Arapçada ismin yerini turan marife kelimelere zamir denilmektedir. ( ،‫ ﳘﺎ‬،‫ﻫﻲ‬
،‫ ﻛﻢ‬،‫ ﻛﻤﺎ‬،‫ ك‬،‫ إﻳﺎﻛﻢ‬،‫ إﻳﺎﻛﻤﺎ‬،‫إﻳﺎك‬
َ ،‫ )ﻫﻢ‬kelimeleri zamirdirler.
Arapçada zamirler bâriz (açık, metinde yazılan) ve müstetir (gizli, örtülü,
metinde yazılmayan ancak var kabul edilen) olmak üzere ikiye ayrılarak
incelenebilir.
113
Metinde yazılan ve telaffuz edilen zamirler şeklinde tanımlanabilecek olan
bâriz zamirler kendilerinden önceki kelimeye bitişik yazılanlar (muttasıl
zamirler) ve herhangi bir kelimeye bitişmeksizin tek başlarına yazılanlar
(munfasıl zamirler) olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Her bir zamir grubunun
da cümle içersinde kullanıldıkları yere göre merfu‘, mansûb ve mecrûr gibi
ayırımları söz konusudur. Bâriz zamirler toplu olarak şu şekilde gösterilebilir:
Zamirler: a) Munfasıl Zamirler: 1. Merfu‘ Munfasıl Zamirler, 2. Mansûb
Munfasıl Zamirler b) Muttasıl Zamirler: 1. Merfu‘ Muttasıl Zamirler, 2.
Mansûb Muttasıl Zamirler, 3. Mecrûr Muttasıl Zamirler.
Merfu‘ ve mansûb munfasıl zamirleri tanıyabilmek
Munfasıl zamirler önlerindeki kelimelere bitişmeksizin tek başlarına yazılan
zamirlerdir. Merfu‘ ve mansûb olanlar olmak üzere iki kısma ayrılırlar:
Merfu‘ munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan merfu‘ munfasıl zamirler
şunlardır:
ِ
ِ ْ ،‫ أﻧْ ُـﺘﻢ‬،‫أﻧﺘﻤﺎ‬
‫ﳓﻦ‬
َ ،‫ﻫﻦ‬
ّ ،‫ ْأﻧﺘﻤﺎ‬،‫أﻧﺖ‬
ُ ،‫أﻧﺖ‬
ّ ُ ،‫ ﳘﺎ‬،‫ﻫﻲ‬
ْ
ُ َْ ،‫ أﻧﺎ‬،‫أﻧﱳ‬
َُ
َ ،‫ ُﻫﻢ‬،‫ ُﳘﺎ‬،‫ﻫﻮ‬
Bunlara merfu‘ munfasıl zamir denilmesinin sebebi cümle içersinde hep
merfu‘ konumlarında kullanılmalarından ötürüdür. Bu zamirler cümle içinde
mübteda, haber, ma‘tûf, ma‘tûfun aleyh, müstesna ve te’kid konumlarında
ِ ‫أﻧﺎ ﻃﺎﻟﺐ ِﰲ ُ ﱢﱠ‬
kullanılırlar. Bunlardan en yaygın kullanılanı mübtedadır. ( ‫ﻛﻠﻴﺔ‬
ٌ
ِ‫“ ) َ ﱠ‬Ben İlahiyat Fakültesinde öğrenciyim” örneğinde (‫ )أﻧﺎ‬zamiri
ِ‫اﻹﳍﻴﺎت‬
mübtedadır ve mahallen merfu‘dur.
Mansûb munfasıl zamirler: Arapçada kullanılan mansûb munfasıl zamirler
şunlardır:
ِ ،‫ إﻳﺎﻛﻢ‬،‫ إﻳﺎﻛﻤﺎ‬،‫ إﻳﺎك‬،‫ إﻳﺎﻫﻦ‬،‫ إﻳﺎﳘﺎ‬،‫ إﻳﺎﻫﺎ‬،‫ إﻳﺎﻫﻢ‬،‫ إﻳﺎﳘﺎ‬،‫إﻳﺎﻩ‬
‫ إﻳﺎﻧﺎ‬،‫ إﻳﺎي‬،‫ إﻳﺎﻛﻦ‬،‫ إﻳﺎﻛﻤﺎ‬،‫إﻳﺎك‬
ُ ِّ
Bu zamirler müstesna olarak da kullanılmakla birlikte cümle içersinde büyük
çoğunlukla mef’ûl konumunda kullanılırlar ve daima mansûbturlar. Zamirler
mebni olduklarından zahiri bir alametle değil de mahallen mansûb olurlar. ‫إﻳﺎك‬
َ
ِ َ َ ‫وإﻳﺎك‬
ِ
Yalnız
sana
ibadet
eder
ve
yalnız
senden
yardım
dileriz.”
ve
‫ﻧﺴﺘﻌﲔ‬
‫ـﻌﺒﺪ‬
‫ﻧ‬
“
َ
َ
ُ
ُ ْ ّ ُْ
‫إﻳﺎﻩ‬
“
Hoca
size
onu
öğretti
mi?”
örneklerinde
olduğu
gibi.
ُ َ ‫ﻫﻞ َ ﱠ‬
ُّ ُ‫ﻋﻠﻤﻜﻢ اﻷﺳﺘﺎذ‬
َْ
Merfu‘, mansûb ve mecrûr muttasıl zamirleri tanıyabilmek
Muttasıl zamirler, önlerinde bulunan isim veya fiillere bitişik olarak yazılan
zamirlerdir. Kendi aralarında merfu‘, mansûb ve mecrûr kısımlarına
ayrılırlar.
Merfu‘ muttasıl zamirler: Fiillere bitişen ve fiil ma‘lûm (etken) yapıda ise fâil
(özne), fiil mechûl (edilgen) yapıda ise nâibu’l-fâil (sözde özne) konumunda
bulunan zamirlerdir. Kısaca çekim esnasında fiile bitişen zamirlerdir diye de
söylenebilir. (‫ﻛﺘﺒﺖ‬
ُ ) fiiline bitişmiş bulunan
ُ َْ َ ) fiiline bitişmiş bulunan (‫ﻛﺘﺒﻨﺎ‬
َْ َ ) ,(‫ت‬
(‫ )ﻧﺎ‬merfu‘ muttasıl zamirlerdir.
Mansûb ve mecrûr muttasıl zamirler: ( ،‫ ﻛﻤﺎ‬،‫ ِك‬،‫ ﻛﻢ‬،‫ ﻛﻤﺎ‬،‫ ك‬،‫ ﻫﻦ‬،‫ ﳘﺎ‬،‫ ﻫﺎ‬،‫ ﻫﻢ‬،‫ ﳘﺎ‬،‫ه‬
‫ ﻧﺎ‬،‫ ي‬،‫ )ﻛﻦ‬zamirleri fiile bitiştiklerinde mansûb oldukları gibi isme
bitiştiklerinde (muzâfun ileyh olmak üzere) ve harf-i cerden sonra
ِ ‫“ ) َرأﻳـﺘُْـُﻬﻤﺎ ِﰲ اﻟﻄّ ِﺮ‬O ikisini yolda gördüm”
geldiklerinde mecrûr olurlar. (‫ﻳﻖ‬
114
ِ ِ
örneğinde zamir mef‘ûl olmak üzere mansûb, (‫ﻜﻢ َﻏﺪا‬
ْ ُ ‫ﺳﺄﺣﻀﺮ ﻟ ِﺰﻳﺎ َرﺗ‬
ُ ُ َ َ ) “Yarın sizi
ziyarete geleceğim.” Örneğinde ise muzâfun ileyh olmak üzere mecrûrdur.
Müstetir zamirleri tespit edebilmek
Gizli, örtülü, metinde yazılmayan ancak var kabul edilen zamirlerdir.
ِ َ ْ ،‫)أﻧﺎ‬
Esasında müstetir zamirler ayrı bir zamir grubu değildir. (‫ﳓﻦ‬
ُ َ ،‫ﻫﻮ‬
َ ُ ،‫ﻫﻲ‬
َ ،‫أﻧﺖ‬
munfasıl merfu‘ zamirleri belirli durumlarda müstetir (gizli) zamir olarak
kullanılırlar. Bunlardan (‫ﳓﻦ‬
َ ْ ،‫ )أﻧﺎ‬zamirleri fâil (özne) konumunda
ُ َ ،‫أﻧﺖ‬
olduklarında vücûben (zorunlu olarak) müstetir olurlar yani bâriz zamir
olarak açık şekilde yazılmaları mümkün olmadığı gibi bunların yerine açık
ِ
bir isim söylenmesi de mümkün değildir. (‫ﻫﻮ‬
َ ُ ،‫ﻫﻲ‬
َ ) zamirlerinin müstetir oluşu
ise vücûben değil cevâzendir yani bunların müstetir zamir olarak
kullanılmaları zorunlu olmayıp bu zamirlerin yerine istenildiği takdirde açık
ِ
ِ
isim getirilmesi de mümkündür. (‫ﻛﺘﺎﺑﻚ‬
َ ََ ِ ْ‫“ )اﻗْـ َﺮأ‬Kitabını oku.” cümlesinde (ْ‫)اﻗْـ َﺮأ‬
“oku” fiilinin fâili (öznesi) müstetir (gizli) (‫أﻧﺖ‬
َ ْ َ) zamiridir. Fâilin müstetir
zamir olarak gelmesi zorunludur.
Kendimizi Sınayalım
ِ
ِ
1. (‫ﳚﺐ؟‬
َ َ ْ‫ـﻨﻈﻢ َوﻗ‬
ْ ‫ )ﻟﻤﺎذا َﱂْ ﺗُ َ ﱢ‬cümlesindeki zamirler, aşağıdakilerin hangisinde
ُ َ ‫ـﺘﻚ َﻛﻤﺎ‬
doğru ve birlikte verilmiştir?
a. ‫ ﻫﻮ‬،‫ك‬ b. ‫ ﻣﺎ‬،‫ ك‬،‫ذا‬ c. ‫ ك‬،‫أﻧﺖ‬ d. ‫ ﻫﻮ‬،‫ ك‬،‫أﻧﺖ‬
َ
e. ‫ ﻫﻮ‬،‫ ك‬،‫ أﻧﺖ‬،‫ﱂ‬
ِ
2. (‫اﻟﻮﻃﻦ‬
‫ﺗﺪاﻓﻌﻮن ﻋﻦ‬....) cümlesindeki boşluğu aşağıdakilerden hangisi en uygun
şekilde tamamlar?
a. ‫ﻛﻢ‬ b. ‫ﳓﻦ‬ c. ‫أﻧﺘﻢ‬
d. ‫ﻫﻢ‬
e. ‫ﳘﺎ‬
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde müstetir (gizli) zamir vardır?
ِ ِ ْ َ ‫ـﺘﺤﺪث َﻋﻦ‬
ِ َ ْ ِ ‫ﻣﻊ‬
a. ‫واﻟﺪﻳﻨﺎ‬
ُ ْ ََ َ َ َ ‫ﻓﻀﻞ‬
ْ ُ ‫إﺧﻮﰐ ﻧَ َ َ ﱠ‬
َ َ ‫ﺟﻠﺴﺖ‬
b. ‫ﺒﺖ َﺧﺪﳚﺔُ ﺳﻴﺎرَ ﺎ‬
ْ َِ‫َرﻛ‬
ِ ِ ِ ‫ْﻤﺴﺎﻓﺮون ﺣﻘﺎﺋِﺒـﻬﻢ وﻋﺎدوا إﱃ‬
ِ ‫ﲪﻞ اﻟ‬
c. ‫ﺑﻼدﻫﻢ‬
ْ ََ
َ َُ َ َ
ُ َ ََ ‫ﻟﻘﺪ‬
ِ ‫اﻟﻘﺮ‬
ِ َ ‫ﻳﺪور‬
d. ‫ﻳﺔ‬
َُ
َ ْ َ ‫ﺧﺎﱄ ِﰲ‬
ِ ِ ْ ‫ﻋﺪت إﱃ اﻟ‬
e. ً‫ﻗﺼﺒﺔ‬
ُ ْ َ ْ ََ ،‫ْﻤﻨﺰل‬
ُ ُْ
ََ َ ‫ﻓﺄﺣﻀﺮت‬
َ
115
ِ
ِ ‫ـﻘﺪر ﻋﻠﻰ اﻟﻄّﲑ‬
4. (.‫ان‬
َ
ْ ْ َ‫ ) َﱂْ ﺗ‬cümlesinde altı çizili kelimenin eş anlamlısı
aşağıdakilerden hangisidir?
a. ‫ﺗﻌﺠﺰ‬ b. ‫ﺗﺴﺘﻄﻊ‬
c. ‫ﲢﻠﻖ‬
ّ d. ‫َﺗﻜﻮن‬ e. ‫ﺗﺸﺮع‬ ِ َ ِ ّ ‫ﺗﺪﻓﻊ‬
ِ
ِّ ‫اﳍﻮاﺋﻴﺔُ ِﻫﻲ‬
5. .‫أﻋﻠﻰ‬
َ ‫ﺗﺬﻛﺮت ﻣﺎ‬
ْ ‫ْﻮرﻗﻴﺔَ إﱃ‬
ُ ْ ّ َ َ"
ّ َ َ ‫اﻟﻄﺎﺋﺮة اﻟ‬
ّ َْ ُ‫ْﻘﻮة‬
ُ َ ْ َ ‫اﻟﱵ‬
ّ ُ ‫ "اﻟ‬:‫ْﻤﻌﻠﻢ‬
َ
ُ ّ َ ُ ‫ﻗﺎل َﻟﻨﺎ اﻟ‬
Yukarıdaki cümlenin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
a. Öğretmenin bize söylediği şu sözü hatırladım: “Uçurtmayı yukarı iten
hava gücüdür.”
b. Öğretmen bize söyledi ki: “Uçurtmayı yukarı iten hava gücüdür.”
c. Öğretmenin bize söylediği şu sözü hatırladım: “Uçurtmayı iten hava
gücüdür.”
d. Öğretmenin bize söylediği şu sözü hatırladım: “Uçurtmayı yukarı iten
havadır.”
e. Öğretmenin bize söylediği şu sözü hatırladım: “Uçurtmayı yukarı iten
havanın kaldırma gücüdür.”
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Zamir Çeşitleri” konusunu yeniden
okuyunuz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse, “Munfasıl Zamirler” konusunu yeniden
okuyunuz.
3. a
Yanıtınız doğru değilse, “Müstetir Zamirler” konusunu yeniden
okuyunuz.
4. b
Yanıtınız doğru değilse, “Metni Kavrama Alıştırmaları”nı yeniden
inceleyiniz.
5. a
Yanıtınız doğru değilse, Okuma Parçasını yeniden inceleyiniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ ِ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟﻌﺮ‬
ِ ِ َِ ‫ﻳﺪرﺳﺎن‬
.‫ﺑﻴﺔ‬
َ ْ ِ ُ ْ َ ‫ﳘﺎ‬
ّ َ َ َ ّ ‫ﲟﻌﻬﺪ‬
.‫اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل َﻏﺪا‬
َ ْ ْ ‫ات إﱃ‬
ٌ ‫ﻫﻦ ُﻣﺴﺎﻓِﺮ‬
ُّ
116
‫أﻋﻄﻴﺘﻪ‬
.‫ـﻔﺮﺣﺎ‬
َ َْ
َ ِ ََ‫ُُْ ِّإﻳﺎﳘﺎ ﻓ‬
‫ﺗﺪرﺳﻮن ِﰲ ُ ّ ِ‬
‫اﻟﻄﺐ؟‬
‫ـﺘﻢ َ ْ ُ َ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ﱢ ﱢ‬
‫ّ‬
‫ﻫﻞ أَﻧْ ُ ْ‬
‫َْ‬
‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن ِﰲ ﻫﺬﻩ ّ ِ ِ‬
‫ﻋﺸﺮ َ ٍ‬
‫ﺳﻨﻮات‪.‬‬
‫ـﻌﻤﻞ ﻫﻨﺎ ُ ْ ُ‬
‫ﳓﻦ ُ َ ْ ِ ُ َ‬
‫ﻣﻨﺬ َ ْ ِ َ‬
‫َْ ُ‬
‫اﻟﺸﺮَﻛﺔ‪ ،‬ﻧَ ْ َ ُ‬
‫‪Sıra Sizde 2‬‬
‫ﺑﺄن ﻳ ّ ِ‬
‫ـﻮﺟﻬﻮن ِﰲ ﺻﻼ ِِﻢ إﱃ اﻟ ِ ِ‬
‫ْﻤﺴﺠﺪ ْ‬
‫اﳊَﺮ َام ﻗِ ْﺒ َـﻠﺔً‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﻮن ﻳَـﺘَ َ ّ ُ َ‬
‫ﻛﺎن اﻟ ُ ْ ِ َ‬
‫َ‬
‫ـﺘﺨﺬوا اﻟ َ ْ ِ َ‬
‫اﻷﻗﺼﻰ َ ّ‬
‫ْﻤﺴﺠﺪ ْ َ‬
‫أﻣﺮﻩُ اﷲُ َ ْ َ‬
‫َ ْ‬
‫َْ‬
‫ﺣﱴ َ َ‬
‫ﳍﻢ‪.‬‬
‫َُ ْ‬
‫‪) cemi vâvı‬ﻳ ّ ِ‬
‫ـﻮﺟﻬﻮن(‬
‫ـﺘﺨﺬوا( ‪) cemi vâvı,‬ﻳَـﺘَ َ ّ ُ َ‬
‫َ‬
‫ﻳﺬﻫﺒﺎن ﻟِ ِﺰ ِ‬
‫ِ‬
‫وﺻﺪﻳﻘﻪُ ْ َ ِ‬
‫ﻳﺎرة َ ِ ِ ِ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻬﻤﺎ َ َ ٍ‬
‫ﺣﺴﻦ‪.‬‬
‫ﻫﻮ َ َ ُ َ‬
‫َ‬
‫َُ‬
‫‪ِ َ ْ ) tesniye elifi‬‬
‫ﻳﺬﻫﺒﺎن(‬
‫َ‬
‫ِِ‬
‫وﺻﻠﺖ إﱃ اﻟ ِ‬
‫ـﻌﺪ َ َ ٍ‬
‫ﻣﺮﻳﺢ‬
‫ﺖ(‬
‫ﺑﺎﻟﻄﺎﺋﺮة‪ْ َ َ ) harekeli tâ .‬‬
‫ﺳﻔﺮ ُ ِ ٍ‬
‫أدرس ِﻓﻴﻪ ﺑَ ْ َ‬
‫َ َْ ُ‬
‫وﺻﻠ ُ‬
‫َ َْ‬
‫ْﻤﻌﻬﺪ اﻟﺬي َ ْ ُ ُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﻮق َ ِ ََ ِ‬
‫ﻣﺎﺷﻴﺘﲔ‪.‬‬
‫ََِ‬
‫ـﻨﺐ َ ّ ََ‬
‫ﻓﻀﻠﺘﺎ ّ َ‬
‫اﻟﺬﻫﺎب إﱃ ّ‬
‫ﻋﺎﺋﺸﺔُ َوزﻳََْ ُ‬
‫ْﻤﻄﺒﺦ‪.‬‬
‫ﱢ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ﰲ اﻟ َ َْ ِ‬
‫ﻳﻄﺒﺨﻦ ّ َ‬
‫اﻟﻨﺴﺎءُ َ ُْ ْ َ‬
‫ﻓﻀﻠﺘﺎ (‬
‫‪ََ ّ َ ) tesniye elifi‬‬
‫ﻳﻄﺒﺨﻦ (‬
‫‪َ ْ ُْ َ ) Müenneslik nûnu‬‬
‫‪Sıra Sizde 3‬‬
‫ِ‬
‫آﺧﺮ ٍ‬
‫ﻛﺘﺎب ﻗَـ َﺮْأﺗَﻪُ؟ ‪) mef’ûl mahellen mansûb‬ـﻪ(‬
‫ﻣﺎ ُ َ‬
‫ﻫﻮ ُ‬
‫ََِ ِ‬
‫ﻋﻦ َ َ ِ‬
‫ﺳﺒﺐ ّ ْ ِ‬
‫اﻟﺘﺄﺧﲑ‪) mef’ûl mahellen mansûb .‬ي(‬
‫اﳌﺪﻳﺮ َ ْ‬
‫َ‬
‫ﺳﺄﻟﲏ ُ ُ‬
‫وﻋﺪﻧﺎ اﷲ ْ ّ ِ‬
‫ﺑﺎﳉﻨﺔ‪) mef’ûl mahellen mansûb .‬ﻧﺎَ(‬
‫َ ََ ُ َ‬
‫ﺧﻠﻖ َ ِ ٍ‬
‫ﻟﻌﻠﻰ ُ ُ ِ‬
‫إن ( )َك(‬
‫إﻧﻚ َ َ َ‬
‫ﻋﻈﻴﻢ‪) .‬اﻟﻘﻠﻢ ‪ّ ) nin ismi mahallen mansûb (4 /‬‬
‫ِّ َ‬
‫اﻟﻮزراءُ إﱃ اﻟ َ ِ‬
‫ْﻤﺴﺆوﻟﻮن‪) mef’ûl mahellen mansûb .‬ﻫﻢ(‬
‫ـﻠﻬﻢ اﻟ َ ْ َ‬
‫وﺻﻞ ُ َ‬
‫ْﻤﻄﺎر واﺳﺘَْ ْـﻘﺒَ َ ُ ُ‬
‫َ ََ‬
‫‪Sıra Sizde 4‬‬
‫‪Altı çizili kelimeler mecrûr muttasıl zamirdir.‬‬
‫اﻟﱵ ﺗُ ِﺮ ُ ِ‬
‫ْﻜﺘﺐ ِّ‬
‫وﺣﺪَك؟‬
‫اء َ ﺎ َ ْ َ‬
‫ﻫﻞ َ َْ ُ‬
‫ﻳﺪ ﻗﺮ َ‬
‫ﲣﺘﺎر اﻟ ُ ُ َ‬
‫َْ‬
‫ْﻌﺎب اﻟ ﱢﺮ ِ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫وﻗﺘِِﻪ ِﰲ اﻷﻟ ِ‬
‫ﻳﺎﺿﻴﺔ‪.‬‬
‫ﻛﻞ َ ْ‬
‫ﻋﻤﺮ ُ ﱠ‬
‫ﻳَ ْـﻘﻀﻲ ُ َ ُ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ َْ ِ‬
‫ﺑﻨﺖ ُ ِ ٍ‬
‫ََ ِ‬
‫ﺧﻮﻳﻠﺪ ِﰲ ﺑ ْ ٍ‬
‫ﺴﻴﺪةُ َ ِ َ ِ‬
‫ﻣﻦ أﺑَ َـﻮﻳْـَﻬﺎ‪.‬‬
‫ـﻴﺖ َ ِ ﱟ‬
‫ﻧﺸﺄت اﻟ ﱠ ّ َ‬
‫ﳏﺒﻮﺑﺔً ْ‬
‫ﺛﺮي‪َ ،‬و َ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﺧﺪﳚﺔُ ْ ُ َ‬
‫اﻟﻨﺴﺎء ﻋﻠﻰ ﺗَْ ِ ِ‬
‫ﻬﻦ‪.‬‬
‫ـﻨﻈﻴﻒ ﺑَْـﻴﺘِ ﱠ‬
‫َُْ ُ‬
‫ﲢﺮص ّ ُ‬
‫إﻋﺪاد ِﻣﻴﺰ ِاﻧﻴﺘِِﻬﻤﺎ ْ ِ‬
‫اﻟﻄﻔﻼن ﰲ ِ ْ ِ‬
‫ﺷﺮع ّْ ِ‬
‫اﳋﺎﺻﺔ‪.‬‬
‫ََ َ‬
‫ّ‬
‫ّ‬
‫‪Sıra Sizde 5‬‬
‫ﻃﺎﻟﺐ وﻫﻮ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﻦ َْ ّ ِ ِ‬
‫ﻋﻤﺮ ْ ِ‬
‫ﻓﻘﺎل َﻟﻪُ‪" :‬ﻳﺎ أﺑﺎ‬
‫ﻣﻌﻪ‪َ ،‬‬
‫ﻋﻨﻪُ َ ْ ُ‬
‫رﺿﻲ اﷲُ َ ْ‬
‫ﻳﺸﻜﻮ َ ِ ﱠ‬
‫ﺟﺎﻟﺲ َ َ ُ‬
‫ﻋﻠﻲ ْ َ‬
‫ﺑﻦ ِأﰊ ٍ َ ُ َ‬
‫َ‬
‫رﺟﻞ َإﱃ ُ َ َ‬
‫ﺟﺎء َ ُ ٌ‬
‫ٌ‬
‫اﳋﻄﺎب َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻊ ﻫﺬا ّ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻓﻘﺎل‬
‫وﻗﻮﻓﻚ‬
‫ﻏﺎﻇﻚ‬
‫ﻫﻞ‬
‫ﻓﺴﺄﻟﻪ‪،‬‬
‫وﺟﻬﻪ‬
‫ـﺮ‬
‫ﻴ‬
‫ـﻐ‬
‫ﺗ‬
‫وﻗﺪ‬
‫ﻋﻠﻲ‪،‬‬
‫ﻓﻘﺎم‬
‫ﺻﺎﺣﺒﻚ‪،‬‬
‫ﻣﻊ‬
‫وﻗﻒ‬
‫ﻗﻢ‬
‫اﳊﺴﻦ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ؟ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َْ َ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ‬
‫َ ُ ُ َ ََ‬
‫َ ﱞ َ ْ َ َّ َ َ ْ ُ ُ َ َ ُ ْ‬
‫ِِ‬
‫ـﻴﺘﲏ وﱂ ﺗُ َ ﱢ ِ‬
‫وﻟﻜﻨﻚ َﻛﻨَّْ ِ‬
‫ﺷﻴﺌﺎً"‪.‬‬
‫ﻓﺨﺸﻴﺖ أن َْ ُ َ‬
‫ﻋﻠﻲ‪ :‬ﻻ ِ ّ َ‬
‫ﻜﻨﻪ‪ُ ِ َ َ ،‬‬
‫ﱞ‬
‫ﻳﺄﺧﺬ ِﰲ ﻧَ ْـﻔﺴﻪ َ ْ‬
‫‪ 117‬‬
‫‪ ‬‬
(ُ‫ﻋﻨﻪ‬
َْ ) mecrûr muttasıl zamir; (‫ﻫﻮ‬
َ َ ) mecrûr muttasıl
َ ُ ) merfu‘ munfasıl zamir; (ُ‫ﻣﻌﻪ‬
zamir; (‫ﻗﺎل‬
َ )de (‫ )ﻫﻮ‬müstetir zamir; (‫)ُﻗﻢ‬de (‫ )أﻧﺖ‬müstetir zamir; (‫ﻗﻒ‬
ْ ِ )de (‫)أﻧﺖ‬
ِ
ِ
müstetir zamir; (‫ﻚ‬
َ َ )de (‫ )ﻫﻮ‬müstetir zamir;
َ ‫ﺻﺎﺣﺒ‬
َ ) mecrûr muttasıl zamir; (‫ﺳﺄل‬
)
mansûb
muttasıl
zamir;
(
‫ﻚ‬
‫ﻏﺎﻇ‬
)
mansûb
muttasıl
zamir; (‫ﻚ‬
(ُ‫ﻓﺴﺄﻟَﻪ‬
َ
َ
َ
َ ُ‫ ) ُوﻗﻮﻓ‬mecrûr
َ
ِ
ِ‫ﺘ‬
muttasıl zamir; (‫ﻚ‬
‫ﻟﻜﻨ‬
)
mansûb
muttasıl
zamir;
(
‫ﲏ‬
‫ـﻴ‬
‫ﻨ‬
‫ﻛ‬
)
merfu‘
muttasıl
zamir;
َ
َّ
َْ ّ
ِ
ِ َّْ‫ ) َﻛﻨ‬mansûb muttasıl zamir; (‫ﺗﻜﻨﱢِﻪ‬
(‫ـﻴﺘﲏ‬
‫ﺧﺸﻴ‬
)
merfu‘
َ ُ ) mansûb muttasıl zamir; (‫ﺖ‬
ُ َ
ِ ْ َ‫ )ﻧ‬mecrûr muttasıl zamir. muttasıl zamir; (‫ﻳﺄﺧﺬ‬
َ ُ َْ )de (‫ )ﻫﻮ‬müstetir zamir; (‫ـﻔﺴِﻪ‬
Yararlanılan Kaynaklar
Vâlî, F. F. (1997), en-Nahvu’l-vazîfî, Hâil.
Birgivî, M. (1998), İzhâru’l-esrâr, Erzurum.
Matracî, M.(2000), Fi’n-nahv ve tatbîkâtuh, Beyrut.
Çörtü, M. M. (2006), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Çörtü, M. M. (2009), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
Komisyon, (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-muyessera, İstanbul.
118
119
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Soru edatlarının neler olduğunu ve her birinin cümle başında kullanılmak
zorunda olduğunu tespit edebilecek,
•
Bu edatlardan (َ‫ )أ‬ve (‫ﻫﻞ‬
ْ َ ) sözcüklerinin harf, diğerlerinin ise isim olduğunu
saptayabilecek,
•
Soru isimlerinden (‫أي‬
‫ )َ ﱡ‬sözcüğünün son harekesinin cümle içindeki
duruma göre değişebileceğini ayırt edebilecek,
•
Olumsuz sorularda, verilen cevap olumlu ise (‫)ﺑَ َـﻠﻰ‬, olumsuz ise (‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ )ﻧ‬cevap
harflerinin kullanılacağını farkedebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Soru harfi
•
Soru ismi
•
İstifham edatları
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Hüseyin Günday ve Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi)
kitabından Arapça’da soru yapıları konusunu okuyunuz.
120
Soru Edatları
ِ َ ْ ِ ْ ِ ْ ‫أدوات‬
‫اﻻﺳﺘﻔﻬﺎم‬
ُ َََ
GİRİŞ
Soru cümlesi kurma veya soru üslubuna başvurma, insanların gündelik
yaşamlarında kendisinden asla vazgeçemeyecekleri bir ihtiyaçtır. Biz, soru
üslubunu genelde her hangi bir konuda gerçekten bilgilenmek ihtiyacıyla
ِ َ (saat kaç?), ‫ﳏﻔﻈﱵ؟‬
َِ َْ ِ ‫أﻳﻦ‬
kullanırız, ‫اﻟﺴﺎﻋﺔ؟‬
ُ ‫ﻛﻢ ﱠ‬
َ َْ (cüzdanım nerede?) örneklerinde
olduğu gibi.
Ancak bazen de, cevap almak üzere değil de, belirli bir etki yaratmak,
söylediğimiz şeyleri iyice pekiştirmek ya da duygusal bir hava yaratmak için
soru cümlelerine başvururuz. Dilde buna ‘retorik/belâğî soru’ adı verilir.
ِ ْ َ ‫ﻣﻦ‬
!‫رﺟﻞ‬
ٌ ُ َْ َ‫( أ‬Sen deli misin be adam?), ‫اﳊﺮب؟‬
‫ﺳﻨﺔً َ َ ْ َ ِ ﱡ‬
َ ْ َ ‫ﳎﻨﻮن‬
َ َ ‫ﻛﻢ‬
ُ َْْ ‫ﺳﺘﺴﺘﻤﺮ‬
َْ
ْ َ ،‫ﻳﺪري‬
ُ ُ َ ‫أﻧﺖ؟ َﻳﺎ‬
(Kim bilir savaş kaç yıl sürecek ?) örneklerinde olduğu gibi.
Soru üslubuna ilişkin bu ikili ayırım, dilimizde olduğu gibi Arapçada da
söz konusudur.
Soru yapılarıyla ilgili olarak Arapça’nın Türkçe’den ayrıldığı en temel
noktalardan birisi, soru üslubu oluşturmada kullanılan harf ve edatların –
Türkçe’dekinin aksine- cümlenin başında yer alıyor olmasıdır.
Bundan başka, Türkçedeki “mı? / mi?/ mu?/ mü?” soru eklerine karşılık
Arapça’da iki müstakil soru edatı ( ‫ﻫﻞ‬
ْ َ ve َ‫ )أ‬kullanılır ve bunlar irâba dahil
edilmezler. Bu iki edat arasında, bazı özel kullanımlar hariç temel bir fark
yoktur.
Bu iki soru harfinin dışında kalan soru sözcükleri ise Arapça’da isim
kabul edilir ve cümlede de buna göre irâb edilirler. Dolayısıyla bir Arapça
cümlenin gramer analizinde, bir soru sözcüğü yerine göre mübteda, haber,
zarf (mef’ûlün fih), mef’ûlün bih ögesi olabilir. Bu bakımdan, soru
edatlarının ifade ettikleri anlamları ve bu anlamlara karşılık gelen gramer
ögelerini iyi tanımak gerekmektedir.
Konu hakkında bilgi almak için www.turkceciler.com, www.onlinearabic.net,
www.arapcaokulu.com adreslerine de başvurabilirsiniz.
121
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ـﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري‬
‫ﻟَـ ْﺴ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪد َ ِ ِ‬
‫ﻋﺎﺷﻮا ِﰲ اﻟ َ ﱠِ‬
‫ـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒ َ َ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻘﺎرة‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ َو َ ْ َ‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟ ِ ْ‬
‫ـﻬﻢ َو َ ُ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻣﻦ أَﺑْ َ ُ َ َ ْ‬
‫ﻛﺒﲑٌ ْ‬
‫أوﻃﺎﻧَ ُ ْ‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫ِﰲ َ َ ِ ْ‬
‫ْﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫اﺳﺘﻄﺎع ُ َ ِ‬
‫ْﻌﺎﱂ ْ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫أو ِْ ِ ﱠٍ‬
‫ﻷﺳﺒﺎب ِ ِ ﱠ ٍ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ ِ‬
‫ﳒﺎح َ ِ ٍ‬
‫اﳉﺪﻳﺪ‪،‬‬
‫ﲢﻘﻴﻖ ََ ٍ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ْ ِ َ‬
‫اﻗﺘﺼﺎدﻳﺔ‪َ .‬و َﻗﺪ َْ َ َ َ‬
‫ْ َْ‬
‫ﺳﻴﺎﺳﻴﺔ َ ِ َ‬
‫ﻳﻜﻴﺔ َ ْ ٍ َ‬
‫ﻛﺒﲑ ِﰲ اﻟ َ َِ َ‬
‫ْﻮﺣﺪة‪ .‬و َﱂ ﻳ ْـﻨﺲ ُ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ اﻟْﺒ ِ‬
‫ِ‬
‫ﳛﺴﻮن ِ ْ ْ ِ‬
‫ﱠﻬﻢ َ ُ ِ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ﱡ‬
‫ْﻮﻃﻦ َو ﱡ ُ ِ‬
‫ﻋﻦ اﻟ َ َ ِ‬
‫ـﻌﺪ َ ِ‬
‫ﻗﻂ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫اﻟﺸﻌﻮر ِﺑﺎﻟ َ ْ َ َ ْ َ َ َ‬
‫ﺑﺎﳊﺰن ِ َ َ ِ ُ ْ‬
‫ﻛﺎﻧﻮا ُ ﱡ َ ُ‬
‫َو َﻟﻜﻨـ ُ ْ‬
‫ِِ ِ‬
‫ﺷﻌﻮر ِﺑﺎﻟ َ ِ‬
‫ﻳﻖ ِﻣ ْﻨـﻬﻢ ِ َإﱃ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن َو َ ﱠ‬
‫ْﻮﺣﺪة‪،‬‬
‫ـﻬﻢ َﻋ َﺮِﱠٌ‬
‫ﻟﻴﺘﺤﺪث َ ﱠ‬
‫ـﻬﻢ َ ْ ِﱡ َ‬
‫ْﻜﺘﺎﺑﺔ ََِ َ ﱠ َ‬
‫ﺑﻴﺔ‪ ،‬ﻓَ َ َ َ‬
‫ﻣﻦ ُ ُ ٍ َ ْ‬
‫ﻋﻤﺎ ِﰲ ﻧَ ْـﻔﺴﻪ ْ‬
‫َ‬
‫ـﻘﺼﺪ ﻓَ ِﺮ ٌ ُ ْ‬
‫أن ُﻟﻐَﺘَ ُ ْ‬
‫أَﻧﱠ ُ ْ‬
‫و ﺛَ ٍ‬
‫ﺣﺐ ِ ﱠِ ِ‬
‫ﻋﻨﻪُ‪ .‬و َﻇﻬﺮ ُ َ ِ‬
‫ـﻌﻠﻖ ِﺑﺎﻟ َ ِ ِ ِ‬
‫ﱡ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟ َ ِ ِ‬
‫ﻗﺪﻣﻮا‬
‫ـﻮرة َ َ‬
‫ْﻘﺪﱘ‪َ ،‬و ُ ﱟ‬
‫ﺶ َِ ً‬
‫ْﻮﻃﻦ ﱠاﻟﺬي َﻳﻌﻴ ُ‬
‫َ‬
‫ﻛﺒﺎر َو َ ﱠ ُ‬
‫أدﺑﺎءُ َ ٌ‬
‫ﺑﻌﻴﺪا َْ َ َ َ َ‬
‫َ َْ‬
‫ﻟﻠﻄﺒﻴﻌﺔ‪َ ،‬و ﺗَ َ ٍ َ‬
‫ْﻮﻻﻳﺎت اﻟ ﱠ ِ َ ِ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻇﻬﺮت َُﳍﻢ ِﰲ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ْﻤﺘﺤﺪة ْ َْ‬
‫َ‬
‫ﻳﻜﻴﺔ‬
‫و‬
‫‪...‬‬
‫ﻗﺼﺔ‬
‫و‬
‫ﻣﻘﺎﻟﺔ‬
‫و‬
‫ﺣﺪﻳﺚ‬
‫ﺷﻌﺮ‬
‫ـﲔ‬
‫ﺑ‬
‫ﲨﻴﻠﺔ‬
‫أدﺑﻴﺔ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َ‬
‫ً‬
‫ً‬
‫ﺻﻮًرا َ َ َ َْ ْ َ‬
‫َ‬
‫َ ََ ْ ْ‬
‫َ َ َ‬
‫ُ‬
‫َُ‬
‫ﺑﻴﺔ و ْ ِ ِْ ِ‬
‫دواوﻳﻦ ِﺑﺎﻟْﻌﺮِﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻹﳒﻠﻴ ِﺰﱠِﻳﺔ‪.‬‬
‫و‬
‫ﻛﺘﺐ‬
‫و‬
‫ﺻﺤﻒ‬
‫ُ ُ ٌ َ ُ ُ ٌ َ َ َ ُ ََ َ‬
‫اﻟﺸﻌ ِﺮﱠﻳﺔُ ﱠ ِ ِ ِ ٍ ِ‬
‫ِ‬
‫إﻳﻠﻴﺎ َأﺑﻮ ِ‬
‫ﺷﻌ َﺮ ِاء اﻟ َ ْ َ ِ‬
‫ﺳﻨﺔَ ‪ 1889‬م‪،‬‬
‫وﻟﺪ ِﰲ ﻟُْﺒ َ َ‬
‫ﻣﺎﺿﻲ"‪َ ِ ُ ،‬‬
‫ـﻨﺎن َ َ‬
‫ْﻘﻄﻌﺔُ ﱢ ْ‬
‫ﻣﻦ ُ َ‬
‫َو اﻟ ْ َ‬
‫ﻫﻮ "ِ َْ ُ َ‬
‫اﻟﺘﺎﻟﻴﺔُ َﻟﻮاﺣﺪ ْ‬
‫َ‬
‫ْﻤﻬﺠﺮ ُ َ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻐﻞ ِﺑﺎﻟ َ َ ِ‬
‫دﻳﻮان َِأﰊ‬
‫ﻳﻜﺎ‪َ ،‬و َُ َ‬
‫ﺳﻨﺔَ ‪ 1900‬م‪ ،‬ﰒُﱠ َﺳﺎﻓَ َـﺮ ِ َإﱃ َ ْأﻣ ِﺮ َ‬
‫ﻧﺸﺮ َﻟﻪُ " ِ َ ُ‬
‫ﻫﻨﺎك ْ‬
‫ﻣﺼﺮ َ َ‬
‫ْﻘﻠﻢ َو ُ َ‬
‫َو َﺳﺎﻓَ َـﺮ َإﱃ ْ َ‬
‫اﺷﺘَ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻣﺎﺿﻲ"‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري!‬
‫َْ ُ‬
‫ﺟﺌﺖ ﻻَ َ ْ َ ِ‬
‫ـﻴﺖ‪،‬‬
‫أﻳﻦ َو َ ِ ﱢ‬
‫ﻟﻜﲏ أَﺗَ ْ ُ‬
‫ِْ ُ‬
‫أﻋﻠﻢ ْ‬
‫ﻣﻦ َْ َ‬
‫ُ‬
‫أﺑﺼﺮت ُ ﱠ ِ‬
‫ﻓﻤﺸﻴﺖ‪،‬‬
‫َو ََ ْ‬
‫ﻟﻘﺪ َْ َ ْ ُ‬
‫ﻗﺪاﻣﻲ ﻃَ ِﺮ ًﻳﻘﺎ َ َ َ ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﺖ‪،‬‬
‫ﺷﺌﺖ َ َ‬
‫ﻣﺎﺷﻴﺎ ِ ْ‬
‫ﻫﺬا َ ْأم أَﺑَْ ُ‬
‫إن ِ ْ ُ‬
‫َو َﺳﺄَﺑْ َـﻘﻰ َ ً‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري!‬
‫َْ ُ‬
‫أَ ِ ٌ ِ‬
‫ﻫﺬا اﻟ ِ‬
‫ْﻮﺟﻮد‪،‬‬
‫ﺟﺪﻳﺪ َ ْأم َﻗﺪﱘٌ ََأﻧﺎ ِﰲ َ َ ُ ُ‬
‫َ‬
‫ﺣﺮ َِ ٌ ِ‬
‫أﺳﲑ ِﰲ اﻟ ُ ِ‬
‫ْﻘﻴﻮد‪،‬‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ ُ ﱞ‬
‫ُ‬
‫ﻃﻠﻴﻖ َ ْأم َ ٌ‬
‫َْ‬
‫ﻗﺎﺋﺪ ﻧَ ْ ِ‬
‫ـﻔﺴﻲ ِﰲ ََ ِ‬
‫ﻣﻘﻮد‪،‬‬
‫ﺣﻴﺎﰐ َ ْأم َ ُ ٌ‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ َ ِ ُ‬
‫َْ‬
‫أﻧﲏ َ ْ ِ‬
‫أﲤﲎ َﱠِ‬
‫ﻟﻜﲏ ‪...‬‬
‫َََ ﱠ‬
‫أدري َو َ ِ ﱢ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري!‬
‫َْ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺼﲑ؟‬
‫ﻃﻮﻳﻞ َ ْأم َ ٌ‬
‫َو ﻃَ ِﺮﻳﻘﻲ َﻣﺎ ﻃَ ِﺮﻳﻘﻲ؟ أَ َ ِ ٌ‬
‫أﺻﻌﺪ َأم َ ْ ِ ُ ِ ِ‬
‫أﻏﻮر؟‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ َ ْ َ ُ ْ‬
‫أﻫﺒﻂ ﻓﻴﻪ َ ْأم َ ُ ُ‬
‫َْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺎﺋﺮ ِﰲ ﱠ ْ ِ‬
‫ﻳﺴﲑ؟‬
‫اﻟﺪرب َِأم ﱠ ْ ُ‬
‫اﻟﺪرب َ ُ‬
‫أَ ََأﻧﺎ ﱠ ُ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫اﻟﺪﻫﺮ َْ ِ‬
‫أدري!‬
‫ﻛﻼﻧﺎ َ ِ ٌ‬
‫َ ْأم ِ ََ‬
‫ﳚﺮي؟ َ ْ ُ‬
‫واﻗﻒ َو ﱠ ْ ُ‬
‫‪Kaynak: Komisyon (ty.), el-Kırâatu’l-Muyessera, İstanbul‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplayınız.‬‬
‫ﱠﺺ؟‬
‫ـﻮان اﻟﻨ ﱢ‬
‫‪َ .1‬ﻣﺎ ﻋُْﻨ َ ُ‬
‫ـﺮك أَﺑ َـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒ َ َ ِ‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ؟‬
‫ﻣﱴ ﺗَ َ َ ْ ُ ُ َ َ ْ‬
‫‪َ َ .2‬‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫‪ 122‬‬
‫‪ ‬‬
‫ِ‬
‫ﺑﻼدﻫﻢ؟‬
‫‪َ َ ِ .3‬‬
‫ﻟﻤﺎذا ﺗَ َـﺮُﻛﻮا َ َ ُ ْ‬
‫ْﻌﺎﱂ ْ ِ ِ‬
‫ﳒﺎح َ ِ ٍ‬
‫‪ِ َ .4‬‬
‫اﳉﺪﻳﺪ؟‬
‫ﲢﻘﻴﻖ ََ ٍ‬
‫اﺳﺘﻄﺎﻋﻮا َ ْ ِ َ‬
‫ﻫﻞ َْ َ ُ‬
‫ﻛﺒﲑ ِﰲ اﻟ َ َِ َ‬
‫‪ِ .5‬ﱂ َﺷﻌﺮوا ِ ْ ْ ِ‬
‫ﺑﺎﳊﺰن؟‬
‫ُ‬
‫َ َُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ِ َ .6‬‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن؟‬
‫ـﻬﻢ َ ْ ﱡ َ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ُ َ‬
‫ﻧﺴﻲ َ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون أَﻧﱠ ُ ْ‬
‫ﻫﻞ َ َ‬
‫ﻗﺪم ُ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻜﺒﺎر؟‬
‫‪َ َ .7‬‬
‫ﻣﺎذا َ ﱠ َ َ‬
‫ﻫﺆﻻء ْ ُ َ َ‬
‫اﻷدﺑﺎءُ اﻟ َ ُ‬
‫ﻫﻨﺎك؟‬
‫ﻛﺘﺒﺎ َُ َ‬
‫أﺻﺪروا ُ ُ ً‬
‫ﺻﺤﻔﺎ َو ُ ًُ‬
‫ﻫﻞ َ ْ َ ُ‬
‫‪ْ َ .8‬‬
‫ﻗﺎرة ﻫﺎﺟﺮ ﻫ ُ َ ِ‬
‫‪َ ِ .9‬إﱃ َ ﱢ ٍ‬
‫ِ‬
‫ْﻜﺒﺎر؟‬
‫أي َ ﱠ َ َ َ َ‬
‫ﺆﻻء ْ ُ َ َ‬
‫اﻷدﺑﺎءُ اﻟ َ ُ‬
‫اﻟﺸﻌﺮ ؟‬
‫أﻧﺸﺪ َ َ‬
‫ﻣﻦ َْ َ َ‬
‫‪ْ َ .10‬‬
‫ﻫﺬا ﱢ ْ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez‬‬
‫‪içindeki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫اﻟﺘﺄﻟﻴﻒ‪ِ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﻏﺎدر‪ ِ ِ ُ ِ ْ َ ،‬ﱠ‬
‫ـﺮز‪ ،‬ﱠِْ ِ‬
‫ﺗﻔﻊ( ‪ ‬‬
‫أﻣﺎﻣﻲ‪َ ُ ُ ْ َ ،‬‬
‫ﲤﻜﻦ‪ ،‬ﺑَ َ َ‬
‫َ‬
‫أﻋﺮف‪َ ،‬ﺳﺎﺋًﺮا‪ ،‬اﲡﻪََ‪ ،‬أَ ْرَ ُ‬
‫ﻳﺸﻌﺮون‪َ َ َ ،‬‬
‫) ََ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪد َ ِ ِ‬
‫ـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒ َ َ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ‪.‬‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟ ِ ْ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻣﻦ أَﺑْ َ ُ َ َ ْ‬
‫ﻛﺒﲑٌ ْ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َ َ ِ ْ‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫ْﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫اﺳﺘﻄﺎع ُ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﺎﱂ ْ ِ ِ‬
‫ﳒﺎح َ ِ ٍ‬
‫اﳉﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫ﲢﻘﻴﻖ ََ ٍ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ْ ِ َ‬
‫‪َ .2‬ﻗﺪ َْ َ َ َ‬
‫ﻛﺒﲑ ِﰲ اﻟ َ َِ َ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ اﻟْﺒ ِ‬
‫ﻮن ِ ْ ْ ِ‬
‫ﻋﻦ اﻟ َ َ ِ‬
‫ـﻌﺪ َ ِ‬
‫ْﻮﻃﻦ‪.‬‬
‫ﻛﺎﻧﻮا ُِ ﱡ‬
‫‪ُ َ .3‬‬
‫ﺑﺎﳊﺰن ِ َ َ ِ ُ ْ‬
‫ﳛﺴ َ ُ‬
‫ﻳﻖ ِﻣ ْﻨـﻬﻢ ِ َإﱃ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ْﻜﺘﺎﺑﺔ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .4‬‬
‫َ‬
‫ﻗﺼﺪ ﻓَ ِﺮ ٌ ُ ْ‬
‫‪َ .5‬ﻇﻬﺮ ُ َ ِ‬
‫ﻛﺒﺎر‪.‬‬
‫أدﺑﺎءُ َ ٌ‬
‫ََ َ‬
‫إﻳﻠﻴﺎ َأﺑﻮ ِ‬
‫ـﻐﻞ ِﺑﺎﻟ َ َ ِ‬
‫ْﻘﻠﻢ‪.‬‬
‫ﻳﻜﺎ‪َ ،‬و َُ َ‬
‫ﻣﺎﺿﻲ ِ َإﱃ َ ْأﻣ ِﺮ َ‬
‫ﻫﻨﺎك ْ‬
‫‪َ .6‬ﺳﺎﻓَ َـﺮ ِ َْ ُ َ‬
‫اﺷﺘَ َ َ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري‪.‬‬
‫‪ُ ْ َ .7‬‬
‫أﺑﺼﺮت ُ ﱠ‬
‫ﻓﻤﺸﻴﺖ‪.‬‬
‫‪ْ َ َ .8‬‬
‫ﻟﻘﺪ َْ َ ْ ُ‬
‫ﻗﺪِاﻣﻲ ﻃَ ِﺮ ًﻳﻘﺎ َ َ َ ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﺖ‪.‬‬
‫ﺷﺌﺖ َ َ‬
‫ﻣﺎﺷﻴﺎ ِ ْ‬
‫ﻫﺬا َ ْأم أَﺑَْ ُ‬
‫إن ِ ْ ُ‬
‫‪َ .9‬ﺳﺄَﺑْ َـﻘﻰ َ ً‬
‫أﻫﺒﻂ‪.‬‬
‫أﺻﻌﺪ َ ْأم َ ْ ِ ُ‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ َ ْ َ ُ‬
‫‪ْ َ .10‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez‬‬
‫‪içindeki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﺳﻴﺌﺔً‪ِ ْ َ ،‬‬
‫أواﺧﺮ‪ِ ِ ْ ،‬‬
‫اﻟﺴ ُ ِ‬
‫ﻣﺎﺗﻮا(‬
‫ﻋﺠﺰ‪ ،‬ﻏَ ْﺮِﱡ َ‬
‫ﺑﻴﻮن‪ ،‬ﱡ‬
‫ﺮور‪ْ ِ،‬‬
‫اﳉﺪﻳﺪ‪ُ َ ،‬‬
‫اﺧﺘَ َـﻔﻰ‪ َ ،‬ﱢَ‬
‫‪َ َ َ ) ‬‬
‫أﺟﻬﻞ‪َ ِ َ َ ،‬‬
‫ﺧﻠﻔﻲ‪ُ َ ْ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪد َ ِ ِ‬
‫ـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒ َ َ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ‪.‬‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟ ِ ْ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻣﻦ أَﺑْ َ ُ َ َ ْ‬
‫ﻛﺒﲑٌ ْ‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َ َ ِ ْ‬
‫ْﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫ﻋﺎﺷﻮا ِﰲ اﻟ َ ﱠِ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ‬
‫ﻳﻜﻴﺔ‪.‬‬
‫ﻫﻢ َ ُ‬
‫ْﻘﺎرة ْ َ ْ‬
‫‪ْ ُ .2‬‬
‫ِ‬
‫اﺳﺘﻄﺎع ُ َ ِ‬
‫ْﻌﺎﱂ ْ ِ ِ‬
‫ﳒﺎح َ ِ ٍ‬
‫اﳉﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫ﲢﻘﻴﻖ ََ ٍ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ْ ِ َ‬
‫‪َ َ َ َْ .3‬‬
‫ﻛﺒﲑ ِﰲ اﻟ َ َِ َ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ اﻟْﺒ ِ‬
‫ﳛﺴﻮن ِ ْ ْ ِ‬
‫‪ِ ُ َ .4‬‬
‫ﻋﻦ اﻟ َ َ ِ‬
‫ـﻌﺪ َ ِ‬
‫ْﻮﻃﻦ‪.‬‬
‫ﺑﺎﳊﺰن ِ َ َ ِ ُ ْ‬
‫ﻛﺎﻧﻮا ُ ﱡ َ ُ‬
‫‪َ .5‬ﱂ ﻳ ْـﻨﺲ ُ َ ِ‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن‪.‬‬
‫ـﻬﻢ َ ْ ِﱡ َ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون ََ ً‬
‫َْ َ َ‬
‫أﺑﺪا أَﻧﱠ ُ ْ‬
‫‪ 123‬‬
‫‪ ‬‬
‫ـﻔﺴﻪ ِﻣﻦ ﺛَ ٍ‬
‫ﻋﻤﺎ ِﰲ ﻧَ ْ ِ ِ‬
‫ﻳﻖ ِﻣ ْﻨـﻬﻢ ِ َإﱃ اﻟْ َِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟ َ ِ ِ‬
‫ْﻘﺪﱘ‪.‬‬
‫ـﻮرة َ َ‬
‫ﻟﻴﺘﺤﺪث َ ﱠ‬
‫ﻜﺘﺎﺑﺔ ََِ َ ﱠ َ‬
‫‪َ َ َ .6‬‬
‫َ‬
‫ﻗﺼﺪ ﻓَ ِﺮ ٌ ُ ْ‬
‫ْ َْ‬
‫‪َ .7‬ﻇﻬﺮ ُ َ ِ‬
‫ﻛﺒﺎر‪.‬‬
‫أدﺑﺎءُ َ ٌ‬
‫ََ َ‬
‫ﲨﻴﻠﺔً‪.‬‬
‫أدﺑﻴﺔً َِ َ‬
‫ﺻﻮًرا َ َ ِﱠ‬
‫‪ َ .8‬ﱠ ُ‬
‫ﻗﺪﻣﻮا ُ َ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫أدري‪.‬‬
‫‪ُ ْ َ .9‬‬
‫أﺑﺼﺮت ُ ﱠ ِ‬
‫ﻓﻤﺸﻴﺖ‪.‬‬
‫‪ْ ََ .10‬‬
‫ﻟﻘﺪ َْ َ ْ ُ‬
‫ﻗﺪاﻣﻲ ﻃَ ِﺮ ًﻳﻘﺎ َ َ َ ْ ُ‬
‫‪4. Altı çizili çoğul isimlerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ﻛﺒﲑ ِﻣﻦ أَﺑ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫دﻳﺎرﻫْﻢ‪.‬‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ـﻨﺎء ُﺳﻮِرَﻳﺎ َو ﻟُﺒَْ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟ ِ ْ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻋﺪد َ ِ ٌ ْ َْ‬
‫ـﻨﺎن ِ َ َ ُ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َ َ ِ ْ‬
‫ْﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫ﻋﺎﺷﻮا ِﰲ اﻟ َ ﱠِ‬
‫أو ِْ ِ ﱠٍ‬
‫ﺳﺒﺎب ِ ِ ﱠ ٍ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ ِ‬
‫اﻗﺘﺼﺎدﻳﺔ‪.‬‬
‫‪ُ َ .2‬‬
‫ْﻘﺎرة ْ َ ْ‬
‫ﺳﻴﺎﺳﻴﺔ َ ِ َ‬
‫ﻳﻜﻴﺔ ﻷ ْ ٍ َ‬
‫اﺳﺘﻄﺎع ﻫ ُ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﺎﱂ ْ ِ ِ‬
‫ﳒﺎح َ ِ ٍ‬
‫اﳉﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫ﲢﻘﻴﻖ ََ ٍ‬
‫ﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ْ ِ َ‬
‫‪َ .3‬ﻗﺪ َْ َ َ َ‬
‫ﻛﺒﲑ ِﰲ اﻟ َ َِ َ‬
‫‪َ .4‬ﱂ ﻳ ْـﻨﺲ ُ َ ِ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ﱡ‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن‪.‬‬
‫ـﻬﻢ َ ْ ِﱡ َ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫َْ َ َ‬
‫ﻗﻂ أَﻧﱠ ُ ْ‬
‫‪َ .5‬ﻇﻬﺮ ُ َ ِ‬
‫ﲨﻴﻠﺔً‪.‬‬
‫أدﺑﻴﺔً َِ َ‬
‫ﺻﻮًرا َ َ ِﱠ‬
‫ﻛﺒﺎر َو َ ﱠ ُ‬
‫أدﺑﺎءُ َ ٌ‬
‫ََ َ‬
‫ﻗﺪﻣﻮا ُ َ‬
‫ت اﻟ ﱠ ِ َ ِ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ‬
‫ﻇﻬﺮت َُﳍﻢ ِﰲ اﻟ ِ َ ِ‬
‫دواوﻳﻦ‪.‬‬
‫ﻳﻜﻴﺔ ُ ُ ٌ‬
‫ْﻤﺘﺤﺪة ْ َ ْ‬
‫َ‬
‫ﺻﺤﻒ َو ُ ُ ٌ‬
‫‪ْ ْ َ َ َ .6‬‬
‫ْﻮﻻﻳﺎ ُ‬
‫ﻛﺘﺐ َو َ َ ِ ُ‬
‫ﺣﺮ َِ ٌ ِ‬
‫أﺳﲑ ِﰲ اﻟ ُ ِ‬
‫ْﻘﻴﻮد‪.‬‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ ُ ﱞ‬
‫ُ‬
‫ﻃﻠﻴﻖ َ ْأم َ ٌ‬
‫‪ْ َ .7‬‬
‫‪5. Altı çizili müfret (tekil) isimlerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒَْ َ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ‪.‬‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟ ِ ْ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻋﺪد َﻛِﺒﲑٌ ْ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َ َ ِ ْ‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫ﻣﻦ أَﺑَْ ُ َ َ‬
‫ْﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫اﻟﺸﻌﻮر ِﺑﺎﻟ َ ِ‬
‫ﺑﺴﺒﺐ اﻟْﺒ ِ‬
‫ﳛﺴﻮن ِ ْ ْ ِ‬
‫‪ِ ُ َ .2‬‬
‫ﻋﻦ اﻟ َ َ ِ‬
‫ـﻌﺪ َ ِ‬
‫ْﻮﺣﺪة‪.‬‬
‫ﺑﺎﳊﺰن ِ َ َ ِ ُ ْ‬
‫ْﻮﻃﻦ َو ﱡ ُ ِ َ ْ‬
‫ﻛﺎﻧﻮا ُ ﱡ َ ُ‬
‫‪َ .3‬ﱂ ﻳ ْـﻨﺲ ُ َ ِ‬
‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ﱡ‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن َو َ ﱠ‬
‫ـﻬﻢ َﻋ َﺮِﺑﻴﺔﱠٌ‪.‬‬
‫ـﻬﻢ َ ْ ِﱡ َ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُ َ ِ ُ َ‬
‫َْ َ َ‬
‫أن ُﻟﻐَﺘَ ُ ْ‬
‫ﻗﻂ أَﻧﱠ ُ ْ‬
‫أﺑﺼﺮت ُ ﱠ ِ‬
‫ﻓﻤﺸﻴﺖ‪.‬‬
‫‪ْ َ َ .4‬‬
‫ﻟﻘﺪ َْ َ ْ ُ‬
‫ﻗﺪاﻣﻲ ﻃَ ِﺮ ًﻳﻘﺎ َ َ َ ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﺖ‪.‬‬
‫ﺷﺌﺖ َ َ‬
‫ﻣﺎﺷﻴﺎ ِ ْ‬
‫ﻫﺬا َ ْأم أَﺑَْ ُ‬
‫إن ِ ْ ُ‬
‫‪َ .5‬ﺳﺄَﺑْ َـﻘﻰ َ ً‬
‫ﺣﺮ َِ ٌ ِ‬
‫أﺳﲑ ِﰲ اﻟ ُ ِ‬
‫ْﻘﻴﻮد‪.‬‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ ُ ﱞ‬
‫ُ‬
‫ﻃﻠﻴﻖ َ ْأم َ ٌ‬
‫‪ْ َ .6‬‬
‫ﻗﺎﺋﺪ ﻧَ ْ ِ‬
‫ـﻔﺴﻲ ِﰲ ََ ِ‬
‫ﻣﻘﻮد‪.‬‬
‫ﺣﻴﺎﰐ َ ْأم َ ُ ٌ‬
‫ﻫﻞ ََأﻧﺎ َ ِ ُ‬
‫‪ْ َ .7‬‬
‫‪ .8‬و ﻃَ ِﺮ ِﻳﻘﻲ ﻣﺎ ﻃَ ِﺮ ِﻳﻘﻲ؟ أَ ﻃَ ِﻮﻳﻞ َ ْأم َ ِ‬
‫ﻗﺼﲑٌ‪.‬‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺎﺋﺮ ِﰲ ﱠ ْ ِ‬
‫اﻟﺪرب َﻳﺴﲑُ‪.‬‬
‫اﻟﺪرب َِأم ﱠ ْ ُ‬
‫‪ .9‬أَ ََأﻧﺎ ﱠ ُ‬
‫ﻟﺴﺖ َ ْ ِ‬
‫اﻟﺪﻫﺮ َْ ِ‬
‫أدري!‬
‫ﻛﻼﻧﺎ َ ِ ٌ‬
‫‪ْ َ .10‬أم ِ ََ‬
‫ﳚﺮي؟ َ ْ ُ‬
‫واﻗﻒ َو ﱠ ْ ُ‬
‫‪6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını‬‬
‫‪seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪد َ ِ ِ‬
‫ﻋﺎﺷﻮا ِﰲ اﻟ َ ﱠِ‬
‫ـﻨﺎء ﺳﻮِرﻳﺎ و ﻟُﺒ َ َ ِ‬
‫أواﺋﻞ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻘﺎرة (‪ ‬‬
‫دﻳﺎرﻫﻢ َو َ ْ َ‬
‫ﻳﻦ ﺗَ َ َ‬
‫ْﻘﺮن اﻟْ ِ ْ‬
‫ـﻬﻢ َو َ ُ‬
‫ـﺮك َ َ ٌ‬
‫ﻣﻦ أَﺑْ َ ُ َ َ ْ‬
‫ﻛﺒﲑٌ ْ‬
‫ِﰲ َ َ ِ ْ‬
‫أوﻃﺎﻧَ ُ ْ‬
‫ـﻨﺎن َ َ ُ ْ‬
‫ﻌﺸ ِﺮ َ‬
‫أو ِْ ِ ﱠٍ‬
‫ﻷﺳﺒﺎب ِ ِ ﱠ ٍ‬
‫اﻷﻣ ِﺮ ِ ﱠ ِ ِ‬
‫اﻗﺘﺼﺎدﻳﺔ‬
‫)ْ َْ‬
‫ﺳﻴﺎﺳﻴﺔ َ ِ َ‬
‫ﻳﻜﻴﺔ َ ْ ٍ َ‬
‫‪ 124‬‬
‫‪ ‬‬
a. Yirminci asrın başında, büyük sayıda Suriyeli ve Lübnanlı ekonomik ve
politik nedenlerden dolayı yurtlarını terkedip Amerika kıtasında yaşadılar
b. Yirminci asrın başlarında pekçok sayıda Suriyeli ve Lübnanlı iktisadî ve
siyasî nedenlerden dolayı ülkelerini terketmişlerdi.
c. Yirminci asrın başlarında ekonomik ve politik nedenlerden dolayı ülkesini
terkeden pekçok Suriyeli ve Lübnanlı Amerika kıtasında yaşamaya
başladılar.
d. Yirminci asrın başlarında, çok sayıda Suriyeli ve Lübnanlı ekonomik ve
politik nedenlerden dolayı yurtlarını terkedip Amerika kıtasında yaşadılar.
e. Ekonomik ve politik sebeplerden dolayı ülkesini terkeden pekçok Suriyeli
ve Lübnanlı Amerika kıtasında yaşamaya başladılar.
ِ َ ُ ‫)َﱂ ﻳ ْـﻨﺲ‬ ‫ْﻤﻬﺎﺟﺮون َ ﱡ‬
‫ﺷﺮﻗﻴﻮن َو َ ﱠ‬
(‫ﺑﻴﺔ‬
ٌ‫ـﻬﻢ َﻋ َﺮِﱠ‬
َ ‫ـﻬﻢ َ ْ ِﱡ‬
َ ُ ِ َ ُ ‫ﻫﺆﻻء اﻟ‬
َ َ َْ
ْ ُ َ‫أن ُﻟﻐَﺘ‬
ْ ُ ‫ﻗﻂ أَﻧﱠ‬
a. O göçmenler doğulu olduklarını ve dillerinin Arapça olduğunu kesinlikle
unutmazlar.
b. Bunlar göçmen olduklarını ve dillerinin de Arapça olduğunu asla
unutmadılar.
c. Bu muhacirler doğulu olduklarını ve dillerinin de Arapça olduğunu asla
unutmayacaklar.
d. Onların doğulu göçmen olduğunu ve dillerinin de Arapça olduğunu asla
unutmadı.
e. Bu göçmenler, doğulu olduklarını ve dillerinin de Arapça olduğunu asla
unutmadılar.
DİLBİLGİSİ
SORU EDATLARI
SORU HARFLERİ
Arapça’da pekçok soru edatı bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi (َ‫ )أ‬ve (‫ﻫﻞ‬
ْ َ)
harf, diğerleri ise isimdir. Arapça cümlelerde yer alan harfler kural gereği o
cümlelerin herhangi bir ögesi olamadıkları için i‘râb bakımından bir yere
sahip değildir. Yani cümlenin herhangi bir ögesi olmazlar. Türkçede olduğu
gibi Arapçada da değişik soru tipleri vardır. İsim veya fiil cümlelerinin
başlarına gelerek bu cümlelere ‘soru’ anlamı kazandıran hel ve hemze
harflerinin kullanımı ile ilgili olarak şunlar söylenebilir:
Soru harflerinin kullanıldığı üç farklı soru tipi vardır:
I. Tip Soru Cümleleri: Yanıtı ‘Evet,’ (‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ )ﻧ‬veya ‘Hayır,’ (َ‫ )ﻻ‬olan ya da
yanıtı ‘Evet,’ veya ‘Hayır,’ ile başlayan sorular. Bu tip sorularda her iki soru
harfinden birisi tercihe göre kullanılabilir. Bu durumda cevap ya olumludur
ya da olumsuzdur.
125
Mâzî fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
(Konuyu anladın mı?) ‫ْﻤﻮﺿﻮع؟‬
َ ْ ِ َ َ‫ أ‬/ ‫ْﻤﻮﺿﻮع؟‬
َ ْ ِ َ ‫ﻫﻞ‬
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
َْ
(Evet, konuyu anladım) .‫ْﻤﻮﺿﻮع‬
ُ ْ ِ َ ،‫ـﻌﻢ‬
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
ِ َ ْ‫ َﱂْ أَﻓ‬،‫ﻻ‬
(Hayır, konuyu anlamadım) ‫ْﻤﻮﺿﻮع‬
َ
َ ُ ْ َ ‫ـﻬﻢ اﻟ‬
Muzâri fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
(Arapça çalışıyor musun?) ‫ﺑﻴﺔ؟‬
ُ ِ َْ‫ﻫﻞ َﲡ‬
ُ ِ َْ‫ أَ َﲡ‬/ ‫ﺑﻴﺔ؟‬
َْ
َ َ َ ‫ﺘﻬﺪ ِﰲ‬
َ َ َ ‫ﺘﻬﺪ ِﰲ‬
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
(Evet, Arapça çalışıyorum) .‫ﺑﻴﺔ‬
ُ ِ َ ْ َ ،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
َ َ َ ‫أﺟﺘﻬﺪ ِﰲ‬
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
(Hayır, Arapça çalışmıyorum) ‫ﺑﻴﺔ‬
َ
ُ ِ َ ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ﻻ‬
َ َ َ ‫أﺟﺘﻬﺪ ِﰲ‬
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
(Hayır, Arapça çalışmıyorum) ‫ﺑﻴﺔ‬
َ
ُ ِ َ ْ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ﻻ‬
َ َ َ ‫أﺟﺘﻬﺪ ِﰲ‬
İsim cümlesi ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Bu öğrenci çalışkan mı?) ‫ﳎﺘﻬﺪ ؟‬
َ َ َ‫ أ‬/ ‫ﳎﺘﻬﺪ؟‬
َ َ ‫ﻫﻞ‬
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
ُ
َْ
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Evet, bu öğrenci çalışkan) .‫ﳎﺘﻬﺪ‬
َ َ ،‫ـﻌﻢ‬
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
ُ
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
ٍ ِ َ ُ ِ) ‫ﳎﺘﻬﺪا‬
(Hayır, bu öğrenci çalışkan değil) (‫ﲟﺠﺘﻬﺪ‬
َ َ ‫ﻟﻴﺲ‬
َ
ْ ً ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
َ َْ ،‫ﻻ‬
Burada dikkat edilecek olursa olumsuz cevaplarda “Hayır” denildikten
sonra cümle tekrar olumsuz yapılmaktadır. İsim cümlelerin olumsuz şekli de
genelde (‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ) fiili ile yapılır.
Aşağıdaki soru cümlelerine hem olumlu hem de olumsuz cevap veriniz.
ِ ‫ذﻫﺒﺖ ِ َإﱃ ﱡ‬
‫ْﻴﻮم؟‬
َ ْ َ َ َ‫أ‬
َ َ‫اﻟﺴﻮق اﻟ‬
ِ َ ُ‫ﻫﻞ ﺳﺘَ ْـﻘﺮأ‬
‫ْﻜﺘﺎب؟‬
َ َ َ َْ
َ َ ‫ﻫﺬا اﻟ‬
‫ﻣﺪرس؟‬
َ َْ ‫ﻫﻞ‬
ٌ ‫أﻧﺖ ُ َ ﱢ‬
َْ
II. Tip Soru Cümleleri: Bir seçenekler listesindeki tercihi soran ve yanıtı
‘Evet,’ veya ‘Hayır,’ olmayan sorular. Bu soru tipinde sadece soru harfi olan
hemze (َ‫ )أ‬ile birlikte ‫أم‬
ْ َ edatı da kullanılır.
Mâzî fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
(Et mi yedin yoksa balık mı?) ‫ﲰﻜﺎ؟‬
ً ََ ‫أﻛﻠﺖ َ ْأم‬
َ ْ َ َ ‫ﳊﻤﺎ‬
ً َْ َ‫أ‬
(Et yedim) .‫ﳊﻤﺎ‬
ُ ََْ
ً َْ ‫أﻛﻠﺖ‬
(Balık yedim) .‫ﲰﻜﺎ‬
ً ََ ‫أﻛﻠﺖ‬
ُ ََْ
Muzâri fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
(Arapça’yı mı seviyorsun yoksa Fransızca’yı mı?) ‫ْﻔﺮﻧﺴﻴﺔَ؟‬
‫ﲢﺐ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ َِأم اﻟ َ َ ْ ِ ﱠ‬
‫أَ ُِ ﱡ‬
(Arapça’yı seviyorum) .َ‫أﺣﺐ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔ‬
‫ُِ ﱡ‬
126
(Fransızca’yı seviyorum) .َ‫ْﻔﺮﻧﺴﻴﺔ‬
‫أﺣﺐ اﻟ َ َ ْ ِ ﱠ‬
‫ُِ ﱡ‬
İsim cümlesi ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
ِ
(Öğretmen misin sen yoksa mühendis mi?) ‫ﻣﻬﻨﺪس؟‬
َ َْ ‫ﻣﺪرس‬
ٌ ْ َ ُ ‫أﻧﺖ َ ْأم‬
ٌ ‫أَ ُ َ ﱢ‬
(Ben bir öğretmenim) .‫ﻣﺪرس‬
ٌ ‫ََأﻧﺎ ُ َ ﱢ‬
ِ
(Ben bir mühendisim) .‫ﻣﻬﻨﺪس‬
ٌ ْ َ ُ ‫ََأﻧﺎ‬
Bu tip sorulara cevap harfleri kullanılmadan, sunulan iki seçenekten biri
doğrudan tercih edilerek cevap verilir.
Aşağıdaki soru cümlelerine iki tercihi de ayrı ayrı kullanarak cevap veriniz.
ِ َ‫أ‬
‫ﳎﻠﺔ؟‬
ً ‫أت َ ْأم ََ ﱠ‬
َ ْ‫ﺻﺤ َﻴﻔﺔً ﻗَﺮ‬
َ
ِ ِ َ ‫ﺗﺴﺎﻓﺮ ِ َإﱃ اﻟ‬
ِ
‫دﻣﺸﻖ؟‬
َ ْ َ ِ ‫ْﻘﺎﻫﺮة َ ْأم ِ َإﱃ‬
َ
ُ َ ُ َ‫أ‬
‫ﺳﻬﻞ؟‬
ُ َ ‫ﻫﺬا ﱡ‬
َ َ َ‫أ‬
ٌ ْ َ ‫اﻟﺴﺆال‬
ٌ ْ َ ‫ﺻﻌﺐ َ ْأم‬
III. Tip Soru Cümleleri: Olumsuz soru yapıları. Bu soru tipinde, hemzeden
sonra mutlaka, ‫ﻟﻦ‬
ْ َ ، ،‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ ،َ‫ َﻣﺎ ﻻ‬،ْ‫ َﱂ‬gibi cümleye olumsuzluk kazandıran bir
olumsuzluk (nefiy) edatı bulunur. Yanıtın olumlu olması durumunda cümleye
‫ ; ﺑَ َـﻠﻰ‬olumsuz olması durumunda ise ‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ﻧ‬edatları ile başlanmalıdır. Olumlu
sorularda “Evet” şeklinde karşılık bulan ‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ﻧ‬cevap edatı olumsuz sorularda
“Hayır” şeklinde tercüme edilmelidir.
Olumsuz mâzî fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
(Konuyu anlamadın mı?) ‫ْﻤﻮﺿﻮع؟‬
َ ْ ِ َ ‫أَ َﻣﺎ‬
َ ُ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
(Evet, konuyu anladım) .‫ْﻤﻮﺿﻮع‬
ُ ْ ِ َ ،‫ﺑَ َـﻠﻰ‬
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
(Hayır, konuyu anlamadım) .‫ْﻤﻮﺿﻮع‬
ُ ْ ِ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ـﻌﻢ‬
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
Olumsuz muzâri fiil ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
‫ـﻨﺎم َُ ﱢ‬
(Erken uyumuyor musun?) ‫ﻣﺒﻜ ًﺮا؟‬
ُ َ َ‫َأﻻَ ﺗ‬
‫أﻧﺎم َُ ﱢ‬
(Evet, erken uyuyorum) .‫ﻣﺒﻜ ًﺮا‬
ُ ََ ،‫ﺑَ َـﻠﻰ‬
‫أﻧﺎم َُ ﱢ‬
(Hayır, erken uyumuyorum) .‫ﻣﺒﻜ ًﺮا‬
ُ ََ َ‫ ﻻ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
Olumsuz isim cümlesi ile kurulmuş soru cümlesi örneği:
ٍ َ ِ ِ) ‫ﺟﺪﻳﺪة‬
ِ َ ُ‫ﺳﻴﺎر‬
(Araban yeni değil mi?) ‫ﲜﺪﻳﺪة( ؟‬
ْ َ َْ َ‫أ‬
َ ً َ َ ‫ﺗﻚ‬
َ ‫ﻟﻴﺴﺖ َ ﱠ‬
َِ ‫ َ ﱠ‬،‫ﺑَ َـﻠﻰ‬
(Evet, arabam yeni) .ٌ‫ﺟﺪﻳﺪة‬
َ ِ َ ‫ﺳﻴﺎرﰐ‬
ٍ َ ِ ِ) ‫ﺟﺪﻳﺪة‬
ِ ِ ‫ﻟﻴﺴﺖ ﱠ‬
(Hayır, arabam yeni değil) .(‫ﲜﺪﻳﺪة‬
َ ً َ َ ‫ﺳﻴﺎرﰐ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
َ َ ْ َ َْ ،‫ـﻌﻢ‬
Bu tip sorulara verilen yanıtlar olumlu ise, ‫ ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap harfinden sonra
cümle olumlu kurulur. Şayet cevabımız olumsuz ise ‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ﻧ‬cevap harfinden
sonra cümle mutlaka olumsuz kurulmalıdır. Bu tip sorularda cevaplar asla
127
‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬dan sonra olumlu olmaz. Yine bu soru türünde asla َ‫ ﻻ‬cevap harfi de
kullanılmamaktadır.
Aşağıdaki olumsuz sorulara hem olumlu hem de olumsuz cevaplar veriniz.
‫واﺟﺒﻚ؟‬
َ َ ِ َ ‫ﺗﻜﺘﺐ‬
ْ ُ ْ َ ْ‫أَ َﱂ‬
‫اﻟﺸﺎي؟‬
ُ َ ْ َ َ‫أَ ﻻ‬
َ ‫ﺗﺸﺮب ﱠ‬
ٍ ِ ْ ُ ِ) ‫ﳑﻜﻨﺎ‬
‫ﲟﻤﻜﻦ(؟‬
َ َ ‫ﻟﻴﺲ‬
ً ِ ُْ ‫ﻫﺬا‬
َ َْ َ‫أ‬
İlk soru tipinde tercihe göre hel veya hemze kullanılabilirken, iki ve üçüncü
soru tiplerinde sadece hemze kullanılır.
SORU İSİMLERİ
Birer soru harfi olan ‘‫ﻫﻞ‬
ْ َ ’ ve ‘‫ ’َأ‬den farklı olarak, ‘Soru İsimleri’, isim
olmaları itibariyle cümlede mutlaka temel ögelerden biri olmak ve buna göre
iraplanmak durumundadır. Bir soru isminin, cümlenin hangi ögesi olduğunu
anlamanın pratik yolu şudur:
Öncelikle, başında soru isminin yer aldığı cümleye makul bir cevap
verilir. Soru ismine cevap teşkil eden kelime, cevap cümlesinde hangi ögenin
karşılığı ise, soru cümlesinde yer alan soru isminin cümle içindeki dilbilgisel
rolü ve bu role uygun i‘râbı da o demektir.
1. ‫ﻣﻦ‬
ْ َ : İnsanlar için kullanılır ve cümledeki durumuna göre; kim?, kimi?,
kime? gibi manalara gelir.
Bu soru ismi cümlede mübteda, haber, mef’ûlün bih, muzâfun ileyh vs. gibi
ögeler olabilir.
ِ ْ ‫( ﻣﻦ َذﻫﺐ ِ َإﱃ اﻟ‬Okula kim gitti?) cümlesinde soru ismi
Örnek 1: ‫ْﻤﺪرﺳﺔ؟‬
ََ َ
َ َ َْ
ِ ْ ‫ﻋﻠﻲ ِ َإﱃ اﻟ‬
mübtedadır. Cevabı ister ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
‫ذﻫﺐ َ ِ ﱞ‬
‫َِ ﱞ‬
ََ َ
َ َ َ şeklinde verelim, isterse de ‫ﻋﻠﻲ‬
ِ ْ ‫ َذﻫﺐ ِ َإﱃ اﻟ‬şeklinde verelim durum farketmez. Her iki halde de soru ismi
‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ََ َ
َ َ
mübteda durumundadır. Çünkü bir fiil cümlesinde fâil başa alındığında
otomatik olarak mübteda ögesine dönüşür. Dolayısıyle bu soru cümlesindeki
ِ
‫ﻣﻦ‬
ْ َ (Evde kim var?) soru cümlesinde
ْ َ mübteda konumundadır. Yine ‫ﻣﻦ ِﰲ اﻟْﺒَْـﻴﺖ؟‬
ِ
ِ
‫ﻣﻦ‬
mübteda,
‫ـﻴﺖ‬
‫ﺒ‬
ْ
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﰲ‬
kısmı
da
haberdir.
Çünkü
hiçbir zaman harf-i cerli ve
َْ
َْ
zarflı yapılardan mübteda olmaz.
Örnek 2: ‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫ﻣﻦ‬
ََ
ٌ ‫ﻫﺬا َُ ﱠ‬
ْ َ (Bu kim?) cümlesinde soru ismi haberdir. Cevabı ‫ﳏﻤﺪ‬
şeklinde verilir ve ‫ﻣﻦ‬
ٌ ‫ َُ ﱠ‬sözcüğü verilmiştir. Bu
ْ َ sorusunun karşılığı olarak ‫ﳏﻤﺪ‬
da cümlede haber konumundadır. Dolayısıyle ‫ﻣﻦ‬
ْ َ soru ismi de haberdir.
Örnek 3: ‫ْﻴﻮم؟‬
َ ْ َ‫ﻣﻦ َر‬
َ َ‫أﻳﺖ اﻟ‬
ْ َ (Bugün kimi gördün?) cümlesinde soru ismi
mef’ûlün bihdir. Cevabı ‫ﻋﻠﻴﺎ‬
ًِّ َ ‫ـﻮم‬
ُ ْ َ‫( َر‬Bugün Ali’yi gördüm) şeklinde
َ ْ َ‫أﻳﺖ اﻟْﻴ‬
verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﻦ‬
ًِّ َ sözcüğünü ifade etmiş oluruz.
ْ َ yerine cevapta ‫ﻋﻠﻴﺎ‬
O da fiil cümlesinin mef’ûlün bihi olur.
ِ
Örnek 4: ‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫ﻣﻦ‬
ْ َ ‫ﻗﻤﻴﺺ‬
ُ َ (Bu kimin gömleği?) cümlesinde soru ismi
ٍ ‫ﻗﻤﻴﺺ ُﳏَ ﱠ‬
ِ َ َ (Bu Muhammed’in gömleğidir)
muzâfun ileyhdir. Cevabı ‫ﻤﺪ‬
ُ َ ‫ﻫﺬا‬
128
ٍ ‫ َُ ﱠ‬sözcüğüne yer
şeklinde verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﻦ‬
ْ َ yerine cevapta ‫ﳏﻤﺪ‬
verilmiştir. O kelime de muzâfun ileyh konumundadır.
Aşağıdaki sorulara cevap veriniz ve soru isimlerinin cümledeki yerlerini
belirtiniz.
‫أﻛﺮﻣﻜﻢ؟‬
َْ
ْ ُ َ َ ْ َ ‫ﻣﻦ‬
ِ َ ِ ‫زرت ِﰲ اﻟ‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ؟‬
َ ْ ُ ‫ﻣﻦ‬
َْ
َ
ِ ‫ﻣﻦ َأﻣﺎم اﻟ ُ ﱢﱠ‬
‫ْﻜﻠﻴﺔ؟‬
َ َ َْ
2. ‫َﻣﺎ‬: İnsan dışındaki varlıklar için kullanılır ve cümledeki durumuna göre;
ne?, neyi?, neye? gibi anlamlara gelir.
Bu soru ismi cümlede mübteda, haber, mef’ûlün bih, vs. gibi ögeler
olabilir.
ِ ْ َ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
Örnek 1: ‫اﻷرض؟‬
َ َ ‫وﻗﻊ‬
َ َ َ ‫( َﻣﺎ‬Yere ne düştü?) cümlesinde soru ismi
ِ ْ َ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
mübtedadır. Cevabı ister ‫اﻷرض‬
َ َ ‫ْﻘﻠﻢ‬
َ َ َ (Yere kalem düştü) şeklinde
ُ َ َ ‫وﻗﻊ اﻟ‬
ِ ْ َ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
‫ْﻘﻠﻢ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
şeklinde
verelim durum farketmez. Her
verelim, isterse de ‫اﻷرض‬
َ َ ‫وﻗﻊ‬
َ
َ
َ
َ
َ َ ُ
iki halde de soru ismi mübteda durumundadır. Çünkü bir fiil cümlesinde fâil
başa alındığında otomatik olarak mübteda ögesine dönüşür. Dolayısıyle bu
soru cümlesindeki ‫ َﻣﺎ‬mübteda konumundadır. Yine ‫ﻳﺪك؟‬
َ ِ َ ‫( َﻣﺎ ِﰲ‬Elinde ne var?)
ِ
ِ
soru cümlesinde ‫ َﻣﺎ‬mübteda, ‫ﻳﺪك‬
َ َ ‫ ﰲ‬kısmı da haberdir. Çünkü hiçbir zaman
harf-i cerli ve zarflı yapılardan mübteda olmaz.
Örnek 2: ‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫( َﻣﺎ‬Bu ne?) cümlesinde soru ismi haber mahallindedir.
‫ﻗ‬
‫ﻫﺬا‬
şeklinde
verilir ve cevapta ‫ َﻣﺎ‬sorusunun karşılığı olarak ‫ـﻠﻢ‬
Cevabı ‫ـﻠﻢ‬
ٌ ََ َ َ
ٌ ََ‫ﻗ‬
sözcüğü zikredilmiştir. Bu kelime de cümlede haber konumundadır.
Dolayısıyle ‫ َﻣﺎ‬soru ismi de haber mahallindedir.
Örnek 3: ‫ْﻴﻮم؟‬
َ ْ‫( َﻣﺎ ﻗَـ َﺮ‬Bugün ne okudun?) cümlesinde soru ismi mef’ûlün
َ َ‫أت اﻟ‬
bihdir. Cevabı ً‫ﻗﺼﺔ‬
‫ـﻮم ِ ﱠ‬
ُ ْ‫( ﻗَـ َﺮ‬Bugün bir hikaye okudum) şeklinde
َ ْ َ‫أت اﻟْﻴ‬
verdiğimizde sorudaki ‫ َﻣﺎ‬yerine cevapta ً‫ﻗﺼﺔ‬
‫ ِ ﱠ‬sözcüğünü ifade etmiş oluruz. O
da fiil cümlesinin mef’ûlün bihi durumundadır.
Aşağıdaki sorulara cevap veriniz ve soru isimlerinin cümledeki yerini belirtiniz.
ِ ُ َ ‫ﻛﻠﺖ ِﰲ اﻟ‬
‫ْﻔﻄﻮر؟‬
َ ْ َ َ‫َﻣﺎ أ‬
‫ﺟﻴﺒﻚ؟‬
َ ِْ َ ‫َﻣﺎ ِﰲ‬
‫اﲰﻚ؟‬
َ ُ ْ ‫َﻣﺎ‬
Soru ismi olan‫ َﻣﺎ‬edatının başına herhangi bir harf-i cer gelecek olsa bu
durumda sonundaki elifi düşmek zorundadır. Bunun gerekçesi ise ismi mevsul
olan ‫ َﻣﺎ‬ile karışmamasıdır. Eğer başında harf-i cer olduğu halde sonunda elif
var ise o edat soru edatı değil ismi mevsuldür. Edatın başına gelen harf-i
cerler genelde fiilin kendisine ait harf-i cerlerdir. Zira Arapça’da bazı fiiller
daima belirli harfi cerlerle kullanılır. Örneğin ‫ﺷﺠﻊ‬
َ َ َ gibi fiiller daima
َ ‫ َ ﱠ‬،‫ﺣﺮص‬
َ َ َ ، ‫ﺣﺎﻓﻆ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ harf-i ceri ile kullanılırlar.
Örnek 1: ‫ـﻬﺘﻢ؟‬
‫( ِﰈَ ﺗَ ْ َ ﱡ‬Neye önem veriyorsun?)
129
ِ ‫ﺑﺎﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ ‫( َ ْ َ ﱡ ِ ﱡ‬Arapça’ya önem veriyorum.)
‫ﺑﻴﺔ‬
َ َ َ ‫أﻫﺘﻢ‬
Örnek 2: ‫ـﻔﻜﺮ؟‬
ُ ‫ﺗُ َ ﱢ‬
ِ
‫ﻓﻴﻢ‬
َ (Neyi düşünüyorsun?)
ِ ِ‫اﻻﻣﺘ‬
ِ
‫ﺤﺎن‬
َ ْ ْ ‫أﻓﻜﺮ ِﰲ‬
ُ ‫( ُ َ ﱢ‬Sınavı düşünüyorum.)
Aşağıdaki ifadelerde
cümleleri oluşturunuz.
‫ َﻣﺎ‬soru isminin başına harf-i cerler getirerek soru
ِ ‫ﻋﻠﻰ ِ ﱠ‬
.‫ﺻﺤﱵ‬
َ َ ‫أﺣﺎﻓﻆ‬
ُ ِ َُ
ِ َ ِ َِ ‫أﻋﺘﲏ‬
َِ ْ َ
.‫ﺑﻮاﺟﺒﺎﰐ‬
ِ َِ ْ ِ ْ ‫ﻋﻦ‬
ِ َ ‫أﺳﺄﻟﻚ‬
.‫اﻻﺧﺘﺒﺎر‬
َ َُ ْ َ
Soru ismi olan ‫ َﻣﺎ‬edatının başına ‫ ِل‬harf-i ceri gelirse anlamı niçin olur ve َ‫ِﱂ‬
şeklinde sonundaki elif düşürülerek yazılır. Şu hususa özellikle dikkat etmek
gerekir. Burada kullanılan ‫ ِل‬harf-i ceri herhangi bir fiil ile sürekli kullanılan harfi
cer değildir. Bir üstteki dikkat konusunda ele alınan harf-i cerler ise daima o
fiillerle kullanılan harflerdir.
ِ َ َ ‫( ِﱂ‬Sınıftan niçin çıktın?)
‫ﻣﻦ‬
َْ َ
َ ‫ﺧﺮﺟﺖ‬
ِ ِ ِ ْ َ ‫ﺧﺮﺟﺖ ِﻣﻦ اﻟ‬
ِ ْ َ ‫ﻏﺴﻞ‬
.‫وﺟﻬﻲ‬
َ ُ ْ َ َ (Sınıftan yüzümü yıkamak için çıktım)
َ ْ َ‫ْﻔﺼﻞ ﻷ‬
ِ ُ َ (Sınıftan hasta olduğum için çıktım)
ِ‫ْﻔﺼﻞ ِِﻷ َ ﱠ‬
.‫◌ﻧﲏ َﻣ ِﺮﻳﺾ‬
ْ َ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
َْ
َ ‫ﺧﺮﺟﺖ‬
ِ ْ َ ‫اﻟ‬
Örnek: ‫ْﻔﺼﻞ؟‬
3. ‫ﻣﺎذا‬
َ َ : İnsan dışındaki varlıklar için kullanılır ve cümledeki durumuna
göre; ne?, neyi?, neye? gibi anlamlara gelir. Kullanım bakımından ‫ َﻣﺎ‬soru
isminden farkı yoktur onun kullanıldığı yerlerde aynı şekilde kullanılır. Bu
soru ismi de cümlede mübteda, haber, mef’ûlün bih, v.s. gibi ögeler olabilir.
Örnek 1: ‫ﺣﻘﻴﺒﺘﻚ؟‬
َ َ (Çantanda ne var?) cümlesinde soru ismi
َ َِ ِ َ ‫ﻣﺎذا ِﰲ‬
َِ ‫ﺣﻘﻴﺒﱵ‬
ِ َ ِ َ ‫( ِﰲ‬Çantamda bir kitap var) şeklinde
mübtedadır. Cevabı ‫ﻛﺘﺎب‬
ٌ
ِ
verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﺎذا‬
َ َ yerine cevapta ‫ﻛﺘﺎب‬
ٌ َ sözcüğüne yer verilmiştir. O
kelime de cümlenin sona gelmiş mübtedasıdır. Bilindiği gibi harf-i cerli ve
zarflı ifadelerden mübteda olmaz.
Örnek 2: ‫ﺑﺖ؟‬
َ َ (Ne içtin?) cümlesinde soru ismi mef’ûlün bihdir.
َ ْ‫ﻣﺎذا َﺷ ِﺮ‬
ِ
‫ﱠ‬
Cevabı ‫اﻟﺸﺎي‬
‫ﺑﺖ‬
ََ
ُ ْ‫( َﺷﺮ‬Çay içtim) şeklinde verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﺎذا‬
َ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
karşılığında cevapta ‫اﻟﺸﺎي‬
sözcüğü
getirilmiştir.
Bu
durumda
‫اﻟﺸﺎي‬
sözcüğü
َ
َ
cümlenin mef’ûlün bihi olmaktadır.
Aşağıdaki ‫ﻣﺎذا‬
َ َ soru ismiyle oluşturulmuş soruları cevaplayınız.
ِ ْ ‫ـﻔﻀﻞ ِﻣﻦ اﻟ‬
‫ْﻤﺸﺮوﺑﺎت؟‬
ََ
َ ُ َ َ ُ ‫ﻣﺎذا ﺗُ َ ﱢ‬
‫ﻏﺮﻓﺘﻚ؟‬
ََ
َ َِ ْ ُ ‫ﻣﺎذا ِﰲ‬
Soru ismi olan‫ﻣﺎذا‬
َ َ edatının başına ‫ ِل‬harf-i ceri gelirse anlamı “Niçin?” olur ve
‫ﻟﻤﺎذا‬
َ َ ِ şeklinde yazılır. Kullanımı da tıpkı َ‫ ِﱂ‬edatı gibidir.
ِ َ َ ‫ﻟﻤﺎذا‬
ِ
‫ﻣﻦ‬
ْ َ َ َ (Sınıftan niçin çıktın?)
َ ‫ﺧﺮﺟﺖ‬
ِ ِ ْ َ ‫ﺧﺮﺟﺖ ِﻣﻦ اﻟ‬
ِ ْ َ ‫ﻏﺴﻞ‬
.‫وﺟﻬﻲ‬
َ ُ ْ َ َ (Sınıftan yüzümü yıkamak için çıktım)
َ ْ ‫ْﻔﺼﻞ ِﻷ‬
130
ِ ْ َ ‫اﻟ‬
Örnek: ‫ْﻔﺼﻞ؟‬
ِ ُ َ (Sınıftan hasta olduğum için çıktım)
ِ ‫ْﻔﺼﻞ‬
.‫ﻣﺮﻳﺾ‬
ٌ ِ َ ‫ِﻷ ﱠِﻧﲏ‬
ْ َ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
َْ
َ ‫ﺧﺮﺟﺖ‬
4. ‫ﻣﱴ‬
َ َ : Zaman için kullanılan bir soru ismi ve anlamı “Ne zaman?” olup
cümlede genel olarak haber, zarf ve mecrûr olarak kullanılır.
ِ ِ
Örnek 1: ‫اﻻﺧﺘﺒﺎر؟‬
َ َ (Sınav ne zaman?) isim cümlesinde soru ismi
ُ َ ْ ْ ‫ﻣﱴ‬
ِ ‫اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟ‬
ِ َ ‫ﺧﺘﺒﺎر ِﰲ ﱠ‬
ِ ِ
haberdir. Cevabıِ ‫ْﻌﺎﺷﺮة‬
(Sınav saat onda) şeklinde
ُ َ ْ ‫اَْﻻ‬
َ َ
ِ ِ ‫اﻟﺴﺎﻋﺔ اﻟ‬
ِ
yerine
cevapta
‫ْﻌﺎﺷﺮة‬
verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﱴ‬
ََ
َ َ َ ‫ ِﰲ ﱠ‬ifadesiyle cevap
verilmiştir. O ifade de isim cümlesinin haberidir. Bilindiği gibi harf-i cerli ve
zarflı ifadelerden mübteda olmaz.
ِ ِ َ ‫ﺳﺘﺴﺎﻓﺮ ِ َإﱃ اﻟ‬
ِ
Örnek 2: ‫ْﻘﺎﻫﺮة؟‬
َ َ (Kahire’ye ne zaman gideceksin?) fiil
َ
ُ َ ُ َ ‫ﻣﱴ‬
ِ ِ َ ‫ﺳﺄﺳﺎﻓﺮ ِ َإﱃ اﻟ‬
ِ
cümlesinde soru ismi zarf (mef’ûlün fîh) konumundadır. Cevabı ‫ْﻘﺎﻫﺮة‬
َ
ُ َ َُ
.‫ـﻮم‬
َ َ yerine
َ ْ َ‫( اﻟْﻴ‬Kahire’ye bugün gideceğim.) şeklinde verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﱴ‬
cevapta ‫ـﻮم‬
‫ﻴ‬
ْ
‫ﻟ‬
‫ا‬
ifadesiyle
cevap
verilmiştir.
O
ifade
de
fiil
cümlesinin
zarfıdır.
ََْ
‫ﻣﻨﺬ َ َ ﱠ‬
Örnek 3: ‫ﺑﻴﺔ؟‬
ُ ْ ُ (Ne zamandan beri Arapça öğreniyorsun?) fiil
َ ‫ـﻌﻠﻢ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠ‬
ُ َ َ‫ﻣﱴ ﺗَـﺘ‬
cümlesinde soru isminin başına harf-i cer olan ‫ﻣﻨﺬ‬
ُ ْ ُ edatı gelmiştir ve mecrûr
ٍ َ‫ﻣﻨﺬ ﺳ‬
‫ﱠ‬
ِ
َ
konumundadır. Cevabı ‫ﻨﺔ‬
‫ﺑﻴﺔ‬
‫ﺮ‬
‫ْﻌ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ـﻌﻠﻢ‬
‫ﺗ‬
‫أ‬
(Bir
yıldan
beri Arapça öğreniyorum)
‫ﱠ‬
ُ
َ ُْ َ ََ ُ َ َ
ٍ َ ifadesiyle cevap
şeklinde verdiğimizde sorudaki ‫ﻣﱴ‬
yerine
cevapta
‫ﺳﻨﺔ‬
ََ
َ
verilmiştir. Bu sözcük de harf-i cerin mecrûrudur.
‫ﻣﱴ‬
َ َ soru ismiyle oluşturulmuş aşağıdaki soruları cevaplayınız.
ِ ْ ِ ‫ﻋﻴﺪ اﻟ‬
‫ْﻔﻄﺮ؟‬
ُ ِ ‫ﻣﱴ‬
ََ
ِ َْ ‫رﺟﻌﺖ ِﻣﻦ اﻟ‬
‫ْﻌﻄﻠﺔ؟‬
ََ
ُ َ َ ْ َ َ ‫ﻣﱴ‬
‫ﺘﻬﺪ؟‬
‫َﱠ‬
ُ ِ َْ‫ﻣﱴ َﲡ‬
َ َ ‫ﺣﱴ‬
5. ‫أﻳﻦ‬
َ َْ: Mekan için kullanılan bir soru ismi ve anlamı “nerede?, nereye?,
neresi?” olup cümlede genel olarak haber, zarf ve mecrûr olarak kullanılır.
Örnek 1: ‫اﻟﺴﻴﺎرةُ؟‬
َ ‫أﻳﻦ ﱠ ﱠ‬
َ ْ َ (Otomobil nerede?) isim cümlesinde soru ismi
ِ
ِ
haberdir. Cevabı ‫ْﻤﻮﻗﻒ‬
ْ َ ‫ﻟﺴﻴﺎرةُ ِﰲ اﻟ‬
َ ‫( اَ ﱠ ﱠ‬Otomobil park yerinde) şeklinde
ِ ِ ‫ ِﰲ اﻟ‬ifadesi verilmiştir. O
َ
verdiğimizde ‫أﻳﻦ‬
soru
isminin
cevabı
olarak ‫ْﻤﻮﻗﻒ‬
ْ
َْ
َ
ifade de isim cümlesinin haberidir. Bilindiği gibi harf-i cerli ve zarflı
ifadelerden mübteda olmaz.
Örnek 2: ‫اﻟﺴﻴﺎرة؟‬
ََ ‫ـﻔﺖ ﱠ ﱠ‬
َ ْ َ‫أﻳﻦ َ ْأوﻗ‬
َ َْ (Otomobili nereye parkettin?) fiil cümlesinde
soru ismi zarf (mef’ûlün fîh) konumundadır. Cevabıِ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ََ ‫ـﻔﺖ ﱠ ﱠ‬
ُ ْ َ‫َ ْأوﻗ‬
َ َ َ ‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
َ َ ْ َ ‫أﻣﺎم اﻟ‬
َ
soru
isminin
(Otomobili okulun önüne parkettim) şeklinde verdiğimizde ‫أﻳﻦ‬
َْ
ِ ْ ‫ َأﻣﺎم اﻟ‬ifadesi verilmiştir. O ifade de fiil cümlesinin
cevabı olarak ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ََ َ َ َ
zarfıdır.
Örnek 3: ‫ذﻫﺒﺖ؟‬
َ ْ َ َ ‫أﻳﻦ‬
َ ْ َ ‫( َِإﱃ‬Nereye gittin?) fiil cümlesinde soru ismi başında
ِ ْ ‫ذﻫﺒﺖ َِإﱃ اﻟ‬
harf-i cer bulunduğu için mecrûrdur. Cevabı ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ُ ْ َ َ (Okula gittim)
ََ َ
ِ ْ ‫ َِإﱃ اﻟ‬ifadesi
ِ
َ
şeklinde verdiğimizde ‫أﻳﻦ‬
‫إﱃ‬
soru
isminin
cevabı
olarak
‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
َ
ََ َ
َْ
ِ
verilmiştir. (‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
َ َ ْ َ ‫ )اﻟ‬kelimesi harf-i cerin mecrûrudur.
131
‫أﻳﻦ‬
َ َْ soru ismiyle oluşturulmuş aşağıdaki soruları cevaplayınız.
‫ﻛﺘﺎﺑﻚ؟‬
َ ُ َِ ‫أﻳﻦ‬
َ َْ
‫ﺣﻘﻴﺒﺘﻚ؟‬
َ ََ ِ َ ‫وﺿﻌﺖ‬
َ ْ َ َ ‫أﻳﻦ‬
َ َْ
ِ
‫ﻗﺪﻣﺖ؟‬
َ ْ ِ َ ‫أﻳﻦ‬
ْ
َ َْ ‫ﻣﻦ‬
6. ‫ﻛﻴﻒ‬
َ ْ َ : Hal ve durum sormak için kullanılır ve “nasıl?” manasına gelir.
Cümlede genel olarak haber ve hal olarak kullanılır.
Örnek 1: ‫أﻧﺖ؟‬
َ ْ َ (Nasılsın?) isim cümlesinde soru ismi haberdir. Cevabı
َ ْ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
ِ ‫واﳊﻤﺪ ِﱠ‬
ٍَْ ِ ‫( ََأﻧﺎ‬Çok şükür ben iyiyim) şeklinde verdiğimizde ‫ﻛﻴﻒ‬
‫ﻟﻠﻪ‬
َ ْ َ soru isminin
ُ َْْ َ ‫ﲞﲑ‬
ٍَْ ِ
cevabı olarak‫ﲞﲑ‬
ifadesi verilmiştir. O ifade de isim cümlesinde ‫ََأﻧﺎ‬
mübtedasının haberidir.
Örnek 2: ‫ﻫﻨﺎ؟‬
َ ْ َ (Buraya nasıl geldin?) fiil cümlesinde soru ismi
َ ْ ِ ‫ﻛﻴﻒ‬
َُ ‫ﺟﺌﺖ‬
ِ
ِ
haldir. Cevabı ‫ﻣﺎﺷﻴﺎ‬
‫ﻫﻨﺎ‬
‫ﺟﺌﺖ‬
ً َ َُ ُ ْ (Buraya yürüyerek geldim) şeklinde verdiğimizde
ِ
‫ﻛﻴﻒ‬
َ ْ َ soru isminin cevabı olarak ‫ﻣﺎﺷﻴﺎ‬
ً َ ifadesi verilmiştir. O ifade de fiil
cümlesinde fâilin durumunu bildiren mansup isim olan haldir. Hal konusu
ikinci sınıfın ilgili ünitesinde ele alınacaktır.
‫ﻛﻴﻒ‬
َ ْ َ soru ismiyle oluşturulmuş aşağıdaki soruları cevaplayınız.
‫ﺣﺎﻟﻚ؟‬
َ َْ
َ ُ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
ِ ْ ‫وﺻﻠﺖ ِ َإﱃ اﻟْﺒ‬
‫ـﻴﺖ؟‬
َ َْ
َ ْ َ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
َ
7. ‫ﻛﻢ‬
ْ َ : Sayı (aded) sormak için kullanılır ve “kaç?”, “ne kadar?”
manalarına gelir. Cümlede genel olarak mübteda, haber, mef’ûlün bih, harf-i
cerle mecrûr vs. olarak kullanılır. Bu soru isminden sonra genellikle müfred,
mansûb ve nekre bir isim gelir. Bu isme ‫ﻛﻢ‬
ْ َ in temyizi denir.
ِ َ (Sınıfta kaç öğrenci var?) isim cümlesinde soru
ِ ْ َ ‫ﻃﺎﻟﺒﺎ ِﰲ اﻟ‬
Örnek 1: ‫ْﻔﺼﻞ؟‬
ً َ ‫ﻛﻢ‬
ْ
ِ ِ َ ‫( ِﰲ اﻟ‬Sınıfta bir
ismi olan‫ﻛﻢ‬
ٌ ِ َ ‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ْ
ٌ َ ‫ْﻔﺼﻞ‬
ْ َ mübteda mahallindedir. Cevabı ‫واﺣﺪ‬
ِ
öğrenci var) şeklinde verdiğimizde ‫ﻛﻢ‬
ٌ َ ifadesi
ْ َ soru isminin cevabı olarak‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ِ ْ َ ‫ ِﰲ اﻟ‬haberinin mübtedasıdır. ‫ﻛﻢ‬
verilmiştir. O ifade de isim cümlesinde ‫ْﻔﺼﻞ‬
َْ
soru isminden sonra gelen müfred, mansûb ve nekre ismin tek görevi temyiz
olmaktır. Çünkü o, “kaç” ifadesindeki kapalılığı gidermektedir.
ِ ٍ ِ ‫ﺑﻜﻢ‬
ِ َ ‫ﻟﲑة‬
ِ
Örnek 2: ‫ْﻜﺘﺎب؟‬
َ ًَ /‫ﻟﲑة‬
ُ َ ‫ﻫﺬا اﻟ‬
َ ْ َ (Bu kitap kaç lira?) isim cümlesinde soru
ٍ َ ِ ‫ﺑﻠﲑة‬
ٍ ِِ ِ ‫ﻫﺬا اﻟ‬
ِ haber mahallindedir. Cevabı ‫واﺣﺪة‬
ismi olan‫ﺑﻜﻢ‬
َ
ُ َ َ َ (Bu kitap bir
ْ
َ َ ‫ْﻜﺘﺎب‬
ٍ ِِ ifadesi
ِ
liraya) şeklinde verdiğimizde ‫ﺑﻜﻢ‬
soru
isminin
cevabı
olarak ‫ﺑﻠﲑة‬
َْ
َ
ِ
verilmiştir. O ifade de isim cümlesinde ‫ْﻜﺘﺎب‬
َ َ mübtedasının haberi
ُ َ ‫ﻫﺬا اﻟ‬
mahallindedir. Eğer ‫ﻛﻢ‬
ْ َ soru isminin başına harf-i cerlerden biri gelecek olsa
kemin temyizi olan nekre isim mansûb da olabilir, harf-i cerden dolayı
mecrûr da olabilir.
ِ َ (Kaç kitap okudun?) fiil cümlesinde soru ismi
Örnek 3: ‫أت؟‬
َ ْ‫ﻛﺘﺎﺑﺎ ﻗَـ َﺮ‬
ً َ ‫ﻛﻢ‬
ْ
ِ ُ ْ‫( ﻗَـﺮ‬Bir kitap okudum) şeklinde
mef’ûlün
bihdir.
Cevabı ‫ﻛﺘﺎﺑﺎ‬
olan‫ﻛﻢ‬
َ
ً َ ‫أت‬
ْ
َ
ِ
verdiğimizde ‫ﻛﻢ‬
ً َ ifadesi verilmiştir. O ifade de
ْ َ soru isminin cevabı olarak ‫ﻛﺘﺎﺑﺎ‬
fiil cümlesinin mef’ûlün bihidir.
132
‫ﻛﻢ‬
ْ َ soru ismiyle oluşturulmuş aşağıdaki soruları cevaplayınız.
ٍ ‫ـﻨﺎول ُﻛﻞ ﻳ‬
‫ـﻮم؟‬
َ ْ َ ‫ﻛﻢ‬
َْ ‫وﺟﺒﺔً ﺗَـﺘََ َ ُ ﱠ‬
َْ
ِ َ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ اﻟ‬
‫ْﻤﻜﺘﺐ؟‬
َ َ ‫ـﻠﻤﺎ‬
َْ
ً َ َ‫ﻛﻢ ﻗ‬
ِ ِ ‫ﻳﺖ‬
ِ
ٍ َ ُ ‫ﺑﻜﻢ‬
‫ﻫﺬﻩ ﱠ‬
‫اﺟﺔ؟‬
َ َ ‫اﻟﺪ ﱠر‬
ْ ِ ‫دوﻻر‬
َ َ ْ‫اﺷﺘَـ َﺮ‬
َْ
8. ‫أي‬
‫َ ﱡ‬: Genellikle “hangi?”, “hangisi?”, “hangileri?” manalarına gelir.
Cümlede genel olarak mübteda, haber, mef’ûlün bih, harf-i cerle mecrûr,
muzâfun ileyh v.s olarak kullanılır. Bu soru ismi genellikle muzâf ve
kendisinden sonra gelen isim de muzâfun ileyh olur. Nadiren de tamlama
olmaksızın kullanılır. Arapça’daki tüm soru edatlarının son harekeleri hiçbir
zaman değişmez (mebnîdirler). Ancak bunların bir istisnası vardır bu da ‫أي‬
‫َﱡ‬
soru ismidir. Bu edatın son harfinin harekesi cümledeki konumuna göre
değişir.
ٍ ِ َ ‫أي‬
Örnek 1: ‫ـﻮم؟‬
‫( َ ﱡ‬Bugün hangi öğrenci gelmedi?) isim
َ ْ َ‫ﻏﺎب اﻟْﻴ‬
َ َ ‫ﻃﺎﻟﺐ‬
cümlesinde soru ismi olan ‫أي‬
‫ َ ﱡ‬mübtedadır ve zamme ile merfu‘dur. O ayrıca
ِ
ٍ ِ َ de muzâfun ileyhtir. Cevabı ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
muzâf ve onu takip eden sözcük ‫ﻃﺎﻟﺐ‬
َ َ
ُ ّ ‫ﻏﺎب‬
ِ
َ
‫ـﻮم‬
‫ﻴ‬
ْ
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ْﻤﺠﺘﻬﺪ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
(Bugün
çalışkan
öğrenci
gelmedi)
şeklinde
verdiğimizde
‫أي‬
soru
‫ﱡ‬
ُ
َ ْ َ َْ ُ
ِ ‫ ﱠ‬ifadesi verilmiştir. O ifade de her ne kadar
isminin cevabı olarak ‫ْﻤﺠﺘﻬﺪ‬
ُ ِ َ ْ ُ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ اﻟ‬
ُ
fâili olarak görünse bile isim cümlesinde ‫ـﻮم‬
َ ْ َ‫ﻏﺎب اﻟْﻴ‬
َ َ haberinin mübtedası
mahallindedir. Bilindiği gibi fiil cümlelerinde fâili başa aldığımızda bu cümle
otomatik olarak isim cümlesine ve fâil olan kelime de mübtedaya dönüşür.
ٍ ْ َ ‫أي‬
Örnek 2: ‫أﻧﺖ؟‬
‫( ِﰲ َ ﱢ‬Sen hangi sınıftasın?) isim cümlesinde soru ismi
َ َْ ‫ﻓﺼﻞ‬
ِ ِ ‫ْﻔﺼ ِﻞ ﱠ‬
ِ
َ
olan ‫أي‬
‫ﰲ‬
şibih
cümle
şeklinde
haberdir. Cevabı ‫اﻟﺜﺎﻟﺚ‬
‫ﱢ‬
ْ َ ‫( ََأﻧﺎ ِﰲ اﻟ‬Ben üçüncü
ِ
ٍ ْ َ ‫أي‬
َ
‫ﰲ‬
soru
ifadesinin
cevabı olarak ‫ِﰲ‬
sınıftayım) şeklinde verdiğimizde ‫ﻓﺼﻞ‬
‫ﱢ‬
ِ ِ ‫ْﻔﺼﻞ ﱠ‬
ِ ْ َ ‫ اﻟ‬ifadesi verilmiştir. Cevap cümlesinde ‫ ََأﻧﺎ‬sözcüğü mübteda onu
‫اﻟﺜﺎﻟﺚ‬
ِ ِ ‫ْﻔﺼﻞ ﱠ‬
ِ ْ َ ‫ ِﰲ اﻟ‬ifadesi de şibih cümle şeklinde haberdir.
izleyen ‫اﻟﺜﺎﻟﺚ‬
ٍ َِ ‫أي‬
Örnek 3: ‫أت؟‬
‫( َ ﱠ‬Hangi kitabı okudun?) fiil cümlesinde soru ismi
َ َ‫ﻛﺘﺎب ﻗَـ َﺮ‬
ِ ِ َ ‫ﻛﺘﺎب اﻟ‬
ِ ُ ْ‫( ﻗَـﺮ‬Gramer kitabını
َ
cümlenin
mef’ûlün
bihidir. Cevabı ‫ْﻘﻮاﻋﺪ‬
olan ‫أي‬
‫ﱠ‬
َ َ َ ‫أت‬
َ
ِ
َ
okudum) şeklinde verdiğimizde ‫أي‬
sorusunun
cevabı
olarak ‫ﺎب‬
‫ﱠ‬
َ َ‫ ﻛﺘ‬ifadesi
ِ
verilmiştir. Cevap cümlesinde ‫ﻛﺘﺎب‬
َ َ sözcüğü mef’ûlün bihtir.
ٍ ََ‫ﺑﺄي ﻗ‬
Örnek 4: ‫ﻛﺘﺒﺖ؟‬
‫( َِ ﱢ‬Hangi kalemle yazdın?) fiil cümlesinde soru ismi
َ َْ َ ‫ـﻠﻢ‬
ِ َ ْ ‫ْﻘﻠﻢ‬
ِ ُ َْ َ (Siyah kalemle
ِ
harf-i
cerle
mecrûr
isimdir. Cevabı ‫اﻷﺳﻮد‬
olan‫ﺑﺄي‬
َ
‫ﱢ‬
َ ْ ِ َ َ ‫ﻛﺘﺒﺖ ﺑﺎﻟ‬
ِ
ِ َ َ ‫ ِﺑﺎﻟ‬ifadesi
yazdım) şeklinde verdiğimizde ‫ﺑﺄي‬
sorusunun
cevabı
olarak ‫ْﻘﻠﻢ‬
َ
‫ﱢ‬
ِ
verilmiştir. Cevap cümlesinde ‫ْﻘﻠﻢ‬
َ َ ‫ اﻟ‬sözcüğü harf-i cerle mecrûrdur.
Aşağıda ‫أي‬
‫ َ ﱡ‬soru ismiyle oluşturulmuş soruları cevaplayınız.
ٍ َْ ُ ‫أي‬
‫ﻫﻜﺬا؟‬
َ َ ‫أﺳﺘﺎذ‬
َ َ َ ‫ﻗﺎل‬
‫َﱡ‬
ٍ َ ُ ‫أي‬
‫ﲢﺐ؟‬
‫ﻟﻐﺔ ُِ ﱡ‬
‫َﱠ‬
ٍ َ ‫أي ﺑ‬
‫ـﻮرة؟‬
ُ َ ‫ْﻤﺪﻳﻨﺔُ اﻟ ُْﻤﻨَ ﱠ‬
َ ِ َ ‫ـﻠﺪ اَﻟ‬
َ ‫ِﰲ َ ﱢ‬
ٍ ‫أي َ ﱠ‬
‫ﺗﺴﻜﻦ؟‬
‫ِﰲ َ ﱢ‬
ُ ُ ْ َ ‫ﺷﻘﺔ‬
133
Yukarıda saydığımız soru edatları Arapça’da en yaygın olarak kullanılan
edatlardır. Bunların dışında klasik Arapça’da karşımıza çıkan başka soru
isimleri de vardır. Bunlar:
1. ‫أﻳﺎن‬
َ ‫( َﱠ‬ne zaman?) gelecek zaman için kullanılan bir soru ismidir.
ِ ‫ـﻮم ﱢ‬
‫اﻟﺪﻳﻦ؟‬
َ ‫( َﱠ‬Kıyamet günü ne zaman?)
ُ َْ‫أﻳﺎن ﻳ‬
ِ َ ‫( َﱠ‬Ne zaman döneceksin?)
‫ـﺮﺟﻊ؟‬
ُ ْ َ‫أﻳﺎن ﺗ‬
ِ ِ ‫أﻳﺎن ﻳـﻮم اﻟ‬
‫ْﻘﻴﺎﻣﺔ؟‬
ُ َ ْ َ (Kıyamet günü ne zaman? diye sorar.)
َ َ ُ َْ َ ‫ﻳﺴﺄل َﱠ‬
2. ‫أﱏ‬
‫( َ ﱠ‬nasıl?, ne zaman?, nerede?, nereden?) manalarına gelir.
ِ َ ‫أﱏ‬
‫ﻫﺬا؟‬
‫ﻣﺮﱘُ َ ﱠ‬
َ َ ‫ﻟﻚ‬
َ ْ َ ‫( َﻳﺎ‬Ey Meryem bu sana nereden geldi?)
‫ﻋﻠﻲ؟‬
‫( َ ﱠ‬Ne zaman geldin? Ali!)
َ ْ ِ ‫أﱏ‬
‫ﺟﺌﺖ َﻳﺎ َ ِ ﱡ‬
ِ ِ ‫ﳛﻴﻲ‬
‫ﻫﺬﻩ ﱠ‬
‫ﻣﻮَِﺎ؟‬
‫( َ ﱠ‬Onlar öldükten sonra Allah bunları nasıl diriltecek?.)
َ ْ َ‫اﻟﻠﻪُ ﺑ‬
َ ُِْ ‫أﱏ‬
ْ َ ‫ـﻌﺪ‬
3. ‫ﻣﻦ َذا؟‬
ْ َ (kim?, kimi?, kime?, ) ‫ﻣﻦ‬
ْ َ gibi insanlar için kullanılan bir soru ismidir.
‫ـﻮم؟‬
َ ْ َ ْ َ ‫ﻣﻦ َذا‬
َ ْ َ‫أﻛﺮﻣﺖ اﻟْﻴ‬
ْ َ (Bugün kime ikramda bulundun?)
‫ـﻮم؟‬
َ ْ َ‫ﺟﺎء اﻟْﻴ‬
ْ َ (Bugün kim geldi?)
َ َ ‫ﻣﻦ َذا‬
‫ـﻮم؟‬
َ ْ َ‫ـﺘﻢ اﻟْﻴ‬
ْ َ (Bugün kimi gördünüz?)
ُ ُْ‫ﻣﻦ َذا َرأَﻳ‬
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümleleri örnekteki gibi ‫ﻫﻞ‬
ْ َ veya َ‫ أ‬kullanarak soru
cümlelerine çevirip uygun cevaplar yazınız.
ِ ْ ‫ﳏﻤﺪ ِ َإﱃ اﻟ‬
Örnek Cümle: ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ٌ ‫ذﻫﺐ َُ ﱠ‬
ََ َ
َ ََ
ِ ْ ‫ﳏﻤ ٌﺪ ِ َإﱃ اﻟ‬
Soru: ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
‫ذﻫﺐ َُ ﱠ‬
ََ َ
َ َ َ ‫ﻫﻞ‬
ْ َ / َ‫أ‬
ِ ْ ‫ﳏﻤﺪ ِ َإﱃ اﻟ‬
Olumlu Cevap: ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ٌ ‫ذﻫﺐ َُ ﱠ‬
ََ َ
ْ َ َ‫ﻧ‬
َ َ َ ،‫ـﻌﻢ‬
ِ ْ ‫ﳏﻤﺪ ِ َإﱃ اﻟ‬
Olumsuz Cevap: ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
َ
ٌ ‫ﻳﺬﻫﺐ( َُ ﱠ‬
ََ َ
ْ َ ْ َ ْ‫ذﻫﺐ ) َﱂ‬
َ َ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ﻻ‬
ِ ََ .1
.‫اﻟﺸﻤﺲ‬
َ
ُ ْ ‫ﻃﻠﻌﺖ ﱠ‬
ِ ‫اﳊﺪﻳﺪ ِﰲ اﻟﻨ‬
.‫ﱠﺎر‬
ُ ِ َْ ‫ﻳﺬوب‬
ُ ُ َ .2
‫ـﻮم َُ ﱢ‬
.‫ﻣﺒﻜ ًﺮا‬
َ ْ َ َ .3
َ ْ َ‫ﺣﻀﺮت اﻟْﻴ‬
ٍ ْ َ‫اﳊﻔﻆ ِﺑﻼَ ﻓ‬
.‫ـﻬﻢ‬
ُ ْ ِْ ‫ـﻔﻊ‬
ُ َ ‫ ﻳَـ ْﻨ‬.4
.‫ﺟﻴﺪا‬
ً ‫ْﻤﻮﺿﻮع َ ﱢ‬
َ ْ ِ َ .5
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
.َ‫اﻟﻠﻐﺔَ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔ‬
‫ ُِ ﱡ‬.6
َ ‫ﲢﺐ ﱡ‬
134
ِِ ُ ‫ﳏﻤﺪ ﻣﻊ‬
.‫أﺳﺮﺗﻪ‬
ُ ُ ْ َ .7
َ ْ َ َ ٌ ‫ﻳﺴﻜﻦ َُ ﱠ‬
ِ ْ ‫ﻓﺼﻞ ﱠ‬
ِ ْ َ ‫ـﻠﺪك ِﰲ‬
.‫اﻟﺼﻴﻒ‬
ُ ِ ْ َ‫ ﻳ‬.8
َ ِ َ َ‫ْﻤﻄﺮ ِﰲ ﺑ‬
َُ َ ‫ـﻨﺰل اﻟ‬
‫‪ kullanarak soru cümlelerine‬أَ ‪2. Aşağıdaki cümleleri örnekteki gibi‬‬
‫‪çevirip uygun cevaplar veriniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺪس ‪Örnek Cümle:‬‬
‫َْ َ‬
‫أﻧﺖ ُ َ ﱢ ٌ‬
‫ﻣﺪرس ‪ٌ ْ َ ُ /‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺪس؟ ‪Soru:‬‬
‫ﻣﺪرس َْ َ‬
‫أﻧﺖ َ ْأم ُ َ ْ ٌ‬
‫أَ ُ َ ﱢ ٌ‬
‫ﻣﺪرس‪Birinci Cevap: .‬‬
‫ََأﻧﺎ ُ َ ﱢ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻬﻨﺪس‪İkinci Cevap: .‬‬
‫ََأﻧﺎ ُ َ ْ ٌ‬
‫ـﻌﺎن‪.‬‬
‫ﺟﻮﻋﺎن ‪َ /‬ﺷ ْﺒ َ ُ‬
‫ﻫﻮ َ ْ َ ُ‬
‫‪َ ُ .1‬‬
‫اﻟﺸﺎي‪.‬‬
‫ـﻔﻀﻞ اﻟ َ ْ َ َ‬
‫ْﻘﻬﻮة ‪ /‬ﱠ َ‬
‫‪ .2‬ﺗُ َ ﱢ ُ‬
‫ﺻﻌﺐ‪.‬‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ﺳﻬﻞ ‪ٌ ْ َ /‬‬
‫ْﻌﻤﻞ َ ْ ٌ‬
‫ﻫﺬا اﻟ َ َ ُ‬
‫ﳑﺮض‪.‬‬
‫‪َ ْ َ .4‬‬
‫ﻃﺒﻴﺐ ‪َُ /‬ﱢ ٌ‬
‫أﻧﺖ َِ ٌ‬
‫ﻧﺴﻴﺔَ‪.‬‬
‫ﲢﺐ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ ‪ /‬اﻟ َْﻔ َﺮْ ِ ﱠ‬
‫‪ ُِ .5‬ﱡ‬
‫ِ‬
‫أﻣﻚ‪.‬‬
‫ﺧﺎﻟﺘﻚ ‪ُ /‬ﱡ َ‬
‫ﻫﻲ َ َُ َ‬
‫‪َ .6‬‬
‫ﻣﻐﻠﻖ‪.‬‬
‫ﻣﻔﺘﻮح ‪ٌ َ ْ ُ /‬‬
‫ْﺒﺎب َ ْ ُ ٌ‬
‫‪ .7‬اَﻟَ ُ‬
‫ﻣﻮﻇﻔﺔٌ ‪ /‬رﱠﺑﺔُ ﺑَْ ٍ‬
‫ـﻴﺖ‪.‬‬
‫‪َ ُ َ ِ َ .8‬‬
‫واﻟﺪﺗﻚ َُ ﱠَ َ‬
‫‪ kullanarak olumsuz soru‬أَ ‪3. Aşağıdaki cümleleri örnekteki gibi‬‬
‫‪cümlelerine çevirip uygun cevaplar veriniz.‬‬
‫َْ ِ‬
‫ﺳﻬﻠﺔً ‪Örnek Cümle:‬‬
‫اﻟﻠﻐﺔُ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔُ َ ْ َ‬
‫ﻟﻴﺴﺖ ﱡ َ‬
‫َ‬
‫ََْ ِ‬
‫ﺳﻬﻠﺔً ؟ ‪Soru:‬‬
‫اﻟﻠﻐﺔُ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔُ َ ْ َ‬
‫أﻟﻴﺴﺖ ﱡ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ٌَ ‪Birinci Cevap:‬‬
‫ﺳﻬﻠﺔ‬
‫ﻫﻲ َ ْ‬
‫‪.‬ﺑَ َـﻠﻰ‪َ ،‬‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ ِ‬
‫ﱡِ‬
‫ﺑﻴﺔ َﻛﺜِ ًﲑا‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻻَ َﲡَْ ِ ُ‬
‫ﺘﻬﺪ ِﰲ َ َ َ‬
‫ﺳﻬﻠﺔً ‪İkinci Cevap:‬‬
‫ﻟﻴﺴﺖ َ ْ َ‬
‫ـﻌﻢ‪ْ َ َْ ،‬‬
‫‪.‬ﻧَ َ ْ‬
‫‪ .2‬ﻻَ ﺗُ ِ َ ِ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺎرةُ‪.‬‬
‫ْ ُ‬
‫ـﻌﺠﺒﻚ َﻫﺬﻩ ﱠ ﱠ َ‬
‫ﻣﺴﺎﻋﺪة ْ َ ِ َ ِ‬
‫‪ .3‬ﻻَ َ ْﲢﺘﺎج ِ َإﱃ َ َ ِ‬
‫اﻷﺻﺪﻗﺎء‪.‬‬
‫ْ‬
‫َ ُ َُ‬
‫ﻟﺬﻳﺬا‪.‬‬
‫اﻟﻄﻌﺎم َ ِ ً‬
‫ﻟﻴﺲ ﱠ َ ُ‬
‫‪َ ْ َ .4‬‬
‫ﻟﻴﺴﺖ ﱠ ُ ِ‬
‫‪ِ ْ َ .5‬‬
‫ﻋﺎﻟﻴﺔً‪.‬‬
‫اﻟﺪرﺟﺎت َ َ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫ْﻒ ﱠ ٍ‬
‫ﻣﺮة‪.‬‬
‫ﻟﻜﻢ أَﻟ َ َ‬
‫أﻗﻞ َ ُ ْ‬
‫‪َ .6‬ﱂْ َ ُ ْ‬
‫أﻣﺲ َُ ﱢ‬
‫ـﻨﻢ ﻟَْﻴ َـﻠﺔَ َ ْ ِ‬
‫ﻣﺒﻜ ًﺮا‪.‬‬
‫‪َ .7‬ﱂْ ﺗَ َ ْ‬
‫‪َ .8‬ﱂْ ﺗَ ْ َ ِ‬
‫ﺟﻴﺪا‪.‬‬
‫ْﻤﻮﺿﻮع َ ﱢ ً‬
‫ـﻔﻬﻢ اﻟ َ ْ ُ َ‬
‫‪ 135‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﺪواءُ‪.‬‬
‫‪َ .9‬ﻣﺎ ﻧَ َ َ َ‬
‫ـﻔﻌﻚ ﱠ َ‬
‫ْﻌﻤﻴﺪ ِ َإﱃ ْ َِ ِ‬
‫‪ .10‬ﻣﺎ َ ِ‬
‫ﻣﻜﺘﺒﻪ‪.‬‬
‫ﺣﻀﺮ اﻟ َ ُ َ‬
‫َ َ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklere yönelik örnekteki gibi‬‬
‫‪sorular oluşturunuz.‬‬
‫ﻋﻠﻲ ِ َإﱃ اﻟ ْ ِ‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ ‪Örnek Cümle:‬‬
‫ﺟﺎء َ ِ ﱞ‬
‫َ ََ‬
‫ََ‬
‫ﻣﻦ ﺟﺎء ِ َإﱃ اﻟ ْ ِ‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ ؟ ‪Soru:‬‬
‫َ ََ‬
‫َْ َ َ‬
‫ﲟﺎﺋﺔ ِ ٍ‬
‫ﻳﺖ ْ ِ ِِ ِ‬
‫ﻟﲑة‪.‬‬
‫‪ْ ِ .1‬‬
‫اﺷﺘَـ َﺮْ ُ َ َ‬
‫اﳊﻘﻴﺒﺔَ َ َ‬
‫ﺳﻴﺴﺎﻓﺮ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴﺎﻋﺔ َْ ِ ِ‬
‫واﻟﺪي ِﰲ ﱠ َ ِ‬
‫اﳋﺎﻣﺴﺔ‪.‬‬
‫‪َ ُ َ َُ .2‬‬
‫َ‬
‫ْﻮﻻﻳﺎت اﻟ ﱠ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺪﻣﺖ ِﻣﻦ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ﺪة ﻳـﻮم ﱠ ْ ِ‬
‫اﻟﺴﺒﺖ‪.‬‬
‫ْﻤﺘﺤ َ َْ َ‬
‫‪َ َ ُ ْ َ .3‬‬
‫ُ‬
‫‪ِ ْ َ .4‬‬
‫ﻋﻄﻠﺔَ ﱠ ْ ِ‬
‫اﻟﺼﻴﻒ ِﰲ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﺳﺄﻗﻀﻲ ُ َْ‬
‫َ‬
‫‪ََ .5‬أﻧﺎ ِ ِ‬
‫ﻛﻴﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻦ ﺗُ ْـﺮ َ‬
‫ْ‬
‫اﺑﲏ ِ َإﱃ َأﻣ ِﺮ َ ِ‬
‫ﻟﻠﺪر ِ‬
‫ذﻫﺐ ِْ‬
‫اﺳﺔ‪.‬‬
‫ْ‬
‫ﻳﻜﺎ ﱢ َ َ‬
‫‪َ َ َ .6‬‬
‫ـﻘﻀﻲ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺷﻬ ًﺮا‪.‬‬
‫ﻫﻨﺎ َ ْ‬
‫واﻟﺪي َُ‬
‫‪ .7‬ﺳﻴََ ْ َ‬
‫ﻋﺒﺪ ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫‪ْ ِ .8‬‬
‫اﲰﻪُُ َْ ُ‬
‫اﳊﻤﺪ ِ‬
‫ﷲ ََأﻧﺎ ِ ٍَْ‬
‫ﲞﲑ‪.‬‬
‫‪ُ َْْ َ .9‬‬
‫ﻣﻊ َْ ﱢ‬
‫ﺣﻔﻴﺪﻩُ‪.‬‬
‫اﳉﺪ َ ِ ُ‬
‫ﻳﺴﻜﻦ َ َ‬
‫‪ُ ُ ْ َ .10‬‬
‫ﻫﺬا ﱡ ْ ُ ِ‬
‫ـﻘﻮد‪.‬‬
‫‪ِ .11‬ﰲ َ َ‬
‫اﻟﺼﻨﺪوق ﻧُ ُ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ْﻘﺮآن‪.‬‬
‫ـﻬﻢ اﻟ ُ ْ َ‬
‫ـﻌﻠﻢ ﱡ َ‬
‫اﻟﻠﻐﺔَ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ ﻷ َ◌ﻓْ َ َ‬
‫‪ .12‬أَﺗَ َ ُ‬
‫ﻣﻜﺘﺐ‪.‬‬
‫‪َ َ .13‬‬
‫ﻫﺬا َ ْ َ ٌ‬
‫ْﻜﻠﻴﺔ ِ ْ ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺎﳊﺎﻓﻠﺔ‪.‬‬
‫أذﻫﺐ ِ َإﱃ اﻟ ُ ﱢﱠ َ‬
‫‪ُ َ ْ َ .14‬‬
‫اﻷرز ِﺑﺎﻟ ِ ْ َ ِ‬
‫ْﻤﻠﻌﻘﺔ‪.‬‬
‫أﻛﻞ ﱡ ُ ُ‬
‫اﻟﻀﻴﻮف ْ ُ ْ َ‬
‫َ‬
‫‪َ َ َ .15‬‬
‫ْﻔﺠﺮ رْ ََ ِ‬
‫ﻛﻌﺘﺎن‪.‬‬
‫‪َ َ .16‬‬
‫ﺻﻼةُ اﻟ َ ْ ِ َ‬
‫أﻋﺮف ُﻟﻐَﺘَ ْ ِ‬
‫اﻹﻧﻜﻠِِ ِﺰﱠﻳﺔَ‪.‬‬
‫‪ُ ِ ْ َ .17‬‬
‫ـﲔ‪ :‬اﻟ َْﻌ َﺮِﱠﺑﻴﺔَ َو ْ ِ ْ‬
‫ـﺒﻮل‪.‬‬
‫ﺑﺈﺳﺘﺎﻧْ ُ َ‬
‫‪ُ ْ ِ ُ .18‬‬
‫وﻟﺪت ِِ َْ‬
‫اﻟﺴﺒﺎﺣﺔَ‪.‬‬
‫‪ُ ُِ .19‬‬
‫ﳚﻴﺪ ﱡ ﱠ ُ‬
‫اﻟﻄﻼب ﱢ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻰ َﻣﺎ ﻳُـ َﺮ ُام‪.‬‬
‫اﻷﻣﻮر َ َ‬
‫‪َ .20‬ﺗﺴﲑُ ْ ُُ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki sorulara uygun cevaplar veriniz.‬‬
‫ﻳﺖ ِﰲ ﱡ ِ‬
‫اﻟﺴﻮق َ ْ ِ‬
‫أﻣﺲ؟‬
‫ﻣﻦ َرأَْ َ‬
‫‪ْ َ .1‬‬
‫ْﻤﻜﻴﻒ؟‬
‫ﺷﻐﻞ َ َ‬
‫ﻫﺬا اﻟ ُ َﱢ َ‬
‫‪ْ َ .2‬‬
‫ﻣﻦ َ ﱠ َ‬
‫ـﻨﺎول ِﰲ اﻟ َ ُ ِ‬
‫ﻋﺎدة؟‬
‫ﻣﺎذا ﺗَـﺘََ َ ُ‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ْﻔﻄﻮر َ َ ً‬
‫‪ 136‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ِ ُ َ ‫ﻣﱴ‬
‫ـﻠﺪك؟‬
َ ِ َ َ‫إﱃ ﺑ‬
ُ َ َ َ .4
َ ‫ﺳﺘﺴﺎﻓﺮ‬
ِ َ ‫ﺗﺪرس ﻳﺎ‬
‫أﺧﻲ؟‬
َ ُ ُ ْ َ ‫أﻳﻦ‬
َ ْ َ .5
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
‫ﻳﺪك؟‬
َ ِ َ ‫اﻟﺬي ِﰲ‬
َ َ ‫ َﻣﺎ‬.6
ٍ ِ ‫ َ ﱡ‬.7
‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫ـﻌﻞ‬
َ َ َ‫أي َﻃﺎﻟﺐ ﻓ‬
ٍ ْ َ ‫أي‬
‫ﺧﻠﺖ؟‬
‫ َ ﱠ‬.8
َ ْ َ ‫ﻓﺼﻞ َد‬
ِ ِ ‫ ِﻓﻴﻢ ﺗُ َ ﱢ‬.9
‫اﻷﻳﺎم؟‬
َ ‫ـﻔﻜﺮ َﻫﺬﻩ ْ َﱠ‬
ُ َ
ِ
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ؟‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ﺗﺬﻫﺐ ِ َإﱃ اﻟ‬
ُ َ ْ َ َ‫ ﱂ‬.10
6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Bu sabah kahvaltı yapmadın mı?
Siz hangi fakültede okuyorsunuz?
Sözümden ne anladın?
Niçin çok çalışıyorsun?
Zil ne zaman çalacak?
Kelimeler ve Deyimler
reddetmek, kabul etmemek :‫إﺑﺎءا‬
َ َْ – ‫ََأﰉ‬
ً َِ – ‫ﻳﺄﰉ‬
iyi yapmak :‫إﺟﺎدة‬
ً َ َ ِ – ‫ﳚﻴﺪ‬
ُ ُِ – ‫أﺟﺎد‬
َ ََ
hissetmek, duymak :(‫إﺣﺴﺎﺳﺎ )ب‬
‫أﺣﺲ – ُِ ﱡ‬
‫ََ ﱠ‬
ً َ ْ ِ – ‫ﳛﺲ‬
ِ ِ ‫ﻳﺸ‬
ِ ) ً‫اﺷﺘﻐﺎﻻ‬
uğraşmak, meşgul olmak :(‫ب‬
ِْ
َ ِ ْ – ‫ﺘﻐﻞ‬
َ َ َ‫اﺷﺘ‬
ُ َ ْ َ – ‫ـﻐﻞ‬
ِ
ِ ِ ِ َْ ‫اﻋﺘَـﲎ – ﻳ‬
ِ )‫اﻋﺘﻨﺎءا‬
bakmak, gözetmek, ilgilenmek :(‫ب‬
َ َ ْ
ً َ ْ – ‫ـﻌﺘﲏ‬
ِ
kalmak :‫ـﻘﺎءا‬
ً َ َ‫ﺑﻘﻲ – ﻳـَْﺒ َـﻘﻰ – ﺑ‬
َ َ
ِ
?kaça : ...‫ﺑﻜﻢ‬
َْ
den bahsetmek... :(‫ﻋﻦ‬
ً ‫ـﺘﺤﺪث – ََ ﱡ‬
َ ‫ََ ﱠ‬
ُ ‫ﲢﺪث – ﻳَ َ َ ﱠ‬
ْ َ ) ‫ﲢﺪﺛﺎ‬
ِ ) ‫ـﻌﻠﻘﺎ‬
sevmek, bağlanmak :(‫ب‬
ً ‫ﻠﻖ – ﺗَ َ ﱡ‬
ُ ‫ـﻌﻠﻖ – ﻳَـﺘَ َـﻌ ﱠ‬
َ ‫ﺗَ َ ﱠ‬
ِ
ِ‫َﱠ‬
aşağıdaki :ُ‫اﻟﺘﺎﻟﻴﺔ‬
َ ‫ َ ﱠ‬،‫اﻟﺘﺎﱄ‬
ِ
aç :ٌ‫ﺟﻴﺎع‬
ُ َ َْ
َ (‫ﺟﻮﻋﺎن )ج‬
ne zamana kadar? :‫ﻣﱴ‬
‫َﱠ‬
َ َ ‫ﺣﱴ‬
yol, patika :‫دروب‬
ٌ ُ ُ (‫درب )ج‬
ٌ َْ
137
not, puan :‫درﺟﺎت‬
ٌ َ َ َ (‫درﺟﺔٌ )ج‬
َََ
ِ ْ َ – ‫درى‬
bilmek :ً‫ﻳﺪري – ِد َر َاﻳﺔ‬
ََ
erimek :‫ذوﺑﺎﻧﺎ‬
ً ََ َ – ‫ﻳﺬوب‬
ُ ُ َ – ‫ذاب‬
َ َ
ٍ ‫ﺑﺎت ﺑ‬
ٍ
ev hanımı :‫ـﻴﻮت‬
ُُ ُ ‫َرﱠﺑﺔُ ﺑَْـﻴﺖ )ج( َرﱠ‬
roman :‫رواﻳﺎت‬
ٌ َ َ ِ (‫رواﻳﺔٌ )ج‬
َ َِ
istemek, arzulamak :‫ َﻣ َﺮ ًاﻣﺎ‬،‫روﻣﺎ‬
ُ ُ َ‫َر َام – ﻳ‬
ً َْ – ‫ـﺮوم‬
ِ
tok :ٌ‫ﺷﺒﺎع‬
ُ َ ‫َﺷ ْﺒ‬
َ (‫ـﻌﺎن )ج‬
istemek, dilemek, arzulamak :‫ﺷﻴﺌﺎ‬
َ َ – ‫ﺷﺎء‬
ًْ َ – ُ‫ﻳﺸﺎء‬
ََ
serbest, hür :ُ‫ﻃﻠﻘﺎء‬
َ َُ (‫ﻃﻠﻴﻖ )ج‬
ٌ َِ
ortaya çıkmak :‫ﻇﻬﻮًرا‬
ُ ُ – ‫ﻳﻈﻬﺮ‬
ُ َ ْ َ – ‫ﻇﻬﺮ‬
َ ََ
iyi durumda, yolunda :‫ام‬
ََ
ُ ‫ﻋﻠﻰ َﻣﺎ ﻳُـ َﺮ‬
ِ ْ ِ ‫ﻋﻴﺪ اﻟ‬
Ramazan bayramı :‫ْﻔﻄﺮ‬
ُ ِ
derine gitmek, batmak :‫ﻏﻮًرا‬
ْ َ – ‫ـﻐﻮر‬
ُ ُ َ‫ﻏﺎر – ﻳ‬
ََ
ِ ْ َ‫ـﻔﻀﻞ – ﺗ‬
tercih etmek :ً‫ـﻔﻀﻴﻼ‬
ُ ‫ﻓﻀﻞ – ﻳُ َ ﱢ‬
َ‫َﱠ‬
‫ﱠ‬
düşünmek : (‫ـﻔﻜﺮ – ﺗَ ْـﻔ ِﻜ ًﲑا)ِﰲ‬
ُ ‫ﻓﻜﺮ – ﻳُ َ ﱢ‬
َ َ
önünde, önüne :....‫ﻗﺪام‬
َ ‫ُﱠ‬
yönelmek :(‫ﻗﺼﺪا )َإﱃ‬
ً ْ َ – ‫ـﻘﺼﺪ‬
ُ ِ ْ َ‫ﻗﺼﺪ – ﻳ‬
ََ َ
kıta :‫ات‬
‫َﱠ‬
ٌ ‫ﻗﺎرةٌ )ج( َﻗﺎ ﱠر‬
‫َﱡ‬
asla :‫ﻗﻂ‬
bağ, zincir :‫ـﻴﻮد‬
ٌ ْ َ‫ﻗ‬
ٌ ُ ُ‫ـﻴﺪ )ج( ﻗ‬
yalnızlık :ٌ‫وﺣﺪة‬
ََْ
ِ
yürümek :‫ﻣﺸﻴﺎ‬
ََ
ً ْ َ – ‫ﻣﺸﻰ – َْﳝﺸﻲ‬
…denberi, ....önce :‫ﻣﻨﺬ‬
ُ ُْ
öğün :‫وﺟﺒﺎت‬
ٌ ََ َ (‫وﺟَﺒﺔٌ )ج‬
َْ
düşmek,(coğrafi konum) bulunmak :(‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ ) ‫وﻗﻮﻋﺎ‬
ً ُ ُ – ‫ـﻘﻊ‬
ُ َ َ‫وﻗﻊ – ﻳ‬
َََ
doğmak :‫وﻻدة‬
ُ َ ُ – ‫وﻟﺪ‬
َ ُِ
َ َ ِ – ‫ﻳﻮﻟﺪ‬
Özet
Arapça’da soru edatlarının daima cümle başında gelmesinin zorunlu
olduğunu saptayabilmek
İster fiil cümlesi olsun isterse isim cümlesi, soru yapıları oluşturulduğunda bu
edatlar cümlenin başına getirilmek zorundadır. ‫ﻣﺎاﲰﻚ؟‬
ََ
َ ُ ْ َ (Adın ne?), ‫أﻛﻠﺖ؟‬
َ ْ َ َ ‫ﻣﺎذا‬
138
(Ne yedin?), ‫أﻳﺖ؟‬
َ َ ‫ﻣﻦ‬
َ ْ َ‫ﻣﻦ َر‬
ْ َ (Kimi gördün?), ‫ﻣﺎت؟‬
ْ َ (Kim öldü?) cümlelerinde
olduğu gibi.
Soru edatlarından (َ‫ )أ‬ve (‫ﻫﻞ‬
ْ َ )’in harf olduğunu ayırt edebilmek
Soru edatlarından büyük bir kısmı isim olup sadece iki tanesi harftir. Harfler
Arapça gramer yapısında irâb bakımından herhangi bir yere sahip olmadıkları
için cümlenin bir ögesi olmazlar. Diğerleri isim olduğu için cümlenin bir
ögesi olmak durumundadırlar. Sorulara cevap verilirken bu edatın cümledeki
dilbilgisel rolü göz önünde bulundurularak cevap verilir. Örneğin, ‫أﻳﺖ؟‬
َ ْ َ‫ﻣﻦ َر‬
َْ
(Kimi gördün?), sorusunda mef’ûlün bih sorulmaktadır ve buradaki soru edatı
mef’ûlün bih olduğu için cevapta da onun yerine geçecek isim de ‫ﺧﺎﻟﺪا‬
ً ِ َ ‫أﻳﺖ‬
ُ ْ َ‫َر‬
(Halit’i gördüm) mef’ûlün bih olur.
Soru isimlerinden (‫أي‬
‫ )َ ﱡ‬sözcüğünün i‘râbının cümle içindeki duruma göre
değişebileceğini fark edebilmek
Soru isimlerinden murab (son harekesi değişebilen) olan bir tane edat vardır.
Cümlede mübteda, haber sorulduğunda zamme ile merfu‘, mef’ûlün bih
sorulduğunda fetha ile mansûb, başında harf-i cer bulunduğunda veya
muzâfun ileyh olarak geldiğinde kesra ile mecrûr olan (‫أي‬
‫ )َ ﱡ‬soru edatıdır. ‫أي‬
‫َﱡ‬
ِ
ِ
ٍ
ٍ
ْ
‫ﻏﺎب؟‬
‫( َ ﱠ‬Hangi kitabı okudun?),
َ ‫ﻛﺘﺎب ﻗَـ َﺮ‬
َ ‫أي‬
َ َ ‫( َﻃﺎﻟﺐ‬Hangi öğrenci gelmedi?), ‫أت؟‬
ٍ ‫ﺑﺄي ﱠ‬
ِ (Hangi arabayla gittin?) cümlelerinde olduğu gibi.
‫ذﻫﺒﺖ؟‬
َ
‫ﱢ‬
َ ْ َ َ ‫ﺳﻴﺎرة‬
َ
َ
Olumsuz sorularda, verilen cevap olumlu ise (‫)ﺑَ َـﻠﻰ‬, olumsuz ise (‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ )ﻧ‬cevap
harflerinin kullanılacağını tespit edebilmek
Arapça’da olumsuzluk, fiil ve isim cümlelerinde farklı şekillerde yapılır. Fiil
cümlelerinde mâzî fiilin başına ‫ َﻣﺎ‬muzâri fiilin başına ‫ َﻣﺎ‬veya َ‫ ﻻ‬harfi
getirilerek yapılır. Gelecek zamanda olumsuzluk muzâri fiilin başına nasb
edatı ‫ﻟﻦ‬
ْ َ getirilerek elde edilir. Gelecek zamanda olumsuzluk için nadiren de
olsa muzârinin başında َ‫ ﻻ‬olumsuzluk edatı kullanılır. Yine geçmiş zamanda
olumsuzluk için muzâri fiilin başına ْ‫ َﱂ‬cezm edatı getirilerek yapılır. İsim
cümlelerin olumsuzluğu ise genelde başlarına ‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ fiili getirilerek elde edilir.
İşte olumsuz yaptığımız bu cümlelerin başlarına َ‫ أ‬soru harfi getirilirse
bunlardan olumsuz soru elde etmiş oluruz. Bu tür sorulara verilen cevap
olumlu ise ‫ ﺑَ َـﻠﻰ‬ile cevap verildikten sonra cümle olumlu olur. Yok eğer
cevabımız olumsuz ise bu durumda ‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ﻧ‬ile cevap verildikten sonra cümleye
olumsuz devam edilir. Örnek: ‫ْﻤﻮﺿﻮع؟‬
َ ْ ِ َ ‫( َ َأﻣﺎ‬Konuyu anlamadın mı?),
َ ُ ْ َ ‫ﻓﻬﻤﺖ اﻟ‬
ِ
olumlu cevap: ُُ
‫ﻓﻬﻤﺘﻪ‬
،‫ـﻠﻰ‬
‫ﺑ‬
.
(evet,
anladım),
olumsuz
cevap: ‫ﻓﻬﻤﺖ‬
ُ ْ ِ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ ََ
ْ َ َ‫ﻧ‬. (hayır,
anlamadım)
Kendimizi Sınayalım
ِ َْ ‫ﺑﻚ ِﰲ اﻟ‬
1. ‫ْﻌﻄﻠﺔ؟‬
َ َ‫ـﺰر َ َأﻗﺎ ِر‬
ُ
ْ ُ َ‫ََأﱂْ ﺗ‬
Yukarıdaki sorunun doğru cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
ِِ َ َ ‫ـﺰر‬
a. ‫أﻗﺎرﰊ‬
ْ ُ َ‫ َﱂْ ﻳ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
b. ‫ـﻬﻢ‬
ْ ُ ُ‫ ُزْرﺗ‬،‫ﺑَ َـﻠﻰ‬
139
c. ‫ـﻬﻢ‬
َ
ْ ُ ُ‫ َﻣﺎ ُزْرﺗ‬،‫ﻻ‬
d. ‫ـﻬﻢ‬
ْ ُ ُ‫ َﻣﺎ ُزْرﺗ‬،‫ﺑَ َـﻠﻰ‬
e. ُ‫إن َﺷﺎءَ اﷲ‬
ْ ِ ‫ﺳﺄزورﻫﻢ‬
ْ ُ ُ ُ َ َ ،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
2. .ً‫رواﻳﺔ‬
ُ ْ‫ﻗَـ َﺮ‬
َ َ ِ ‫أت‬
Yukarıdaki cümle, aşağıdaki sorulardan hangisine en uygun cevaptır?
a. ‫رواﻳﺔ؟‬
ً َ َ ِ ‫أت‬
َ ْ‫ﻫﻞ ﻗَـ َﺮ‬
َْ
b. ‫اﻟﺮواﻳﺔ؟‬
َ َ َ ‫أت ﱢ‬
َ ْ‫ﻣﱴ ﻗَـ َﺮ‬
ََ
c. ‫رواﻳﺔً؟‬
َ ْ‫َ َأﻣﺎ ﻗَـ َﺮ‬
َ َ ِ ‫أت‬
d. ‫اﻟﻄﻼب؟‬
ََ
ُ ‫ﻣﺎذا ﻗَـ َﺮأَ ّ ﱠ‬
e. ‫ﻗﺼﺔ؟‬
ً ‫أت َ ْأم ِ ﱠ‬
َ ْ‫رواﻳﺔً ﻗَـ َﺮ‬
َ َ ِ َ‫أ‬
ٍ ‫أي ُ ﱢﱠ‬
3. ‫ﲣﺮﺟﺖ؟‬
‫ِﰲ َ ﱢ‬
َ ْ ‫ﻛﻠﻴﺔ َ َﱠ‬
Yukarıdaki sorunun doğru cevabı aşağıdakilerden hangisidir?
ِ ‫ﲣﺮﺟﺖ ِﰲ ُ ﱢﱠ‬
ِ ‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ِ َِﱠ‬
a. ‫اﻹﳍﻴﺎت‬
ُ ْ ‫َ َﱠ‬
ِ ِ ‫اﻟﺴﻨﺔ اﻟ‬
ِ
b. ‫ْﻤﺎﺿﻴﺔ‬
ُ ْ ‫َ َﱠ‬
َ َ َ ‫ﲣﺮﺟﺖ ِﰲ ﱠ‬
ِ ِ ِ ‫ﲣﺮﺟﺖ ﻣﻊ‬
c. ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻲ َ ﱟ‬
َ َ َ ُ ْ ‫َ َﱠ‬
ِ َ ْ ْ ‫ﻛﻠﻴﺔ‬
ِ
d. ‫اﳍﻨﺪﺳﺔ‬
َ َ ‫ﺳﺄﲣﺮج ِﰲ ُ ﱢﱠ‬
ُ ‫َ ََ َﱠ‬
ِ ‫ﲣﺮﺟﺖ ِﰲ ُ ﱢﱠ‬
e. ‫اﻟﻄﺐ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ﱢ ﱢ‬
ُ ْ ‫ َ َﱠ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬
ِ ‫ﺳﺎﻋﺪت ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ‬
4. ‫ﻳﻖ؟‬
َ ْ َ َ ......
Bu cümledeki boşluğu aşağıdaki soru edatlarından hangisi en uygun
şekilde tamamlar?
a. ‫ََأﻣﺎ‬
b. ‫ﻣﻦ‬
َْ
c. ‫أﻳﻦ‬
َ َْ
d. ‫ﻛﻴﻒ‬
َ َْ
e. َ‫ِﱂ‬
5. ‫أﺻﺪﻗﺎؤك؟‬
َ ُ َ ِ ْ َ ‫ﻳﺴﺄﻟﻚ‬
‫َﱠ‬
َ َُ ْ َ ‫ﻋﻢ‬
Yukarıdaki soru cümlesinin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden
hangisidir?
a. Sen arkadaşlarına ne soruyorsun?
b. Neden arkadaşlarına soruyorsun?
140
c. Arkadaşlarınız size ne hakkında soru soruyorlar?
d. Arkadaşların sana ne soruyorlar?
e. Arkadaşların senden ne istiyorlar?
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. b
Yanıtınız doğru değilse, olumsuz sorulara verilebilecek cevap
türlerini yeniden gözden geçiriniz.
2. e
Yanıtınız doğru değilse, َ‫ أ‬ve ‫أم‬
ْ َ ile sorulan seçenek sorularında
cevap edatının kullanılmadığı hususunu yeniden okuyunuz.
3. a
soru isminin ‘hangi’ manasında
Yanıtınız doğru değilse, ‫أي‬
‫َﱡ‬
olduğunu ve cevapta ‘evet’ veya ‘hayır’ kullanılmadığını
pekiştiriniz.
4. b
Yanıtınız doğru değilse, soru isimlerin cümle içindeki yerleri
konusunu tekrar okuyarak pekiştiriniz.
5. d
Yanıtınız doğru değilse, fiillerle kullanılan harf-i cerlerin soru
formatında cümlenin başına geçebileceği bilgisini yeniden gözden
geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ ‫ذﻫﺒﺖ ِ َإﱃ ﱡ‬
ِ ‫ذﻫﺒﺖ ِ َإﱃ ﱡ‬
(‫ـﻮم‬
َ ) ،(.‫ـﻮم‬
ُ َْ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ﻻ‬
ُ ْ َ َ ،‫ـﻌﻢ‬
َ ْ َ‫اﻟﺴﻮق اﻟْﻴ‬
َ ْ َ‫اﻟﺴﻮق اﻟْﻴ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬.) cevap olumlu ise ‘evet’
cevap edatı kullanılıp cümleye olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise
‘hayır’ edatı ile birlikte cümle olumsuz yapılır.
(ُ‫ﻟﻦ أَﻗْـ َﺮَأﻩ‬
َ ) ،(.ُ‫ َﺳﺄﻗَْـ َﺮُأﻩ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ ،‫ﻻ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬.) cevap olumlu ise ‘evet’ cevap edatı kullanılıp
cümleye olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise ‘hayır’ edatı ile
birlikte gelecek zaman olumsuz edatı olan ‫ﻟﻦ‬
ْ َ ile cümleye devam edilir.
(‫ﻣﺪرﺳﺎ‬
َ ) ،(.‫ﻣﺪرس‬
ُ ْ َ ،‫ﻻ‬
ً ‫ﻟﺴﺖ ُ َ ﱢ‬
ٌ ‫ ََأﻧﺎ ُ َ ﱢ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ﻧ‬.) cevap olumlu ise ‘evet’ cevap edatı kullanılıp
cümleye olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise ‘hayır’ edatı ile
birlikte isim cümlesini olumsuz yapan ‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ ile devam edilir.
Sıra Sizde 2
‫أت ََ ﱠ‬
(ً‫ﳎﻠﺔ‬
َ ِ َ ‫أت‬
ُ ْ‫ )ﻗَـ َﺮ‬،(.ً‫ﺻﺤﻴﻔﺔ‬
ُ ْ‫ )ﻗَـ َﺮ‬seçenek sorusu olduğu için cevap edatı kullanmadan
doğrudan iki tercihten birisinin seçilmesi gerekir.
ِ ِ َ ‫أﺳﺎﻓﺮ َِإﱃ اﻟ‬
ِ
ِ
(‫دﻣﺸﻖ‬
َ ْ َ ِ ‫أﺳﺎﻓﺮ َِإﱃ‬
ُ َ ُ) ،(.‫ْﻘﺎﻫﺮة‬
َ
ُ َ ُ) seçenek sorusu olduğu için cevap edatı
kullanmadan doğrudan iki tercihten birisinin seçilmesi gerekir.
(‫ﺳﻬﻞ‬
ٌ ْ َ ‫ﻫﻮ‬
َ ُ ) ،(.‫ﺻﻌﺐ‬
َ ُ ) seçenek sorusu olduğu için cevap edatı kullanmadan
ٌ ْ َ ‫ﻫﻮ‬
doğrudan iki tercihten birisinin seçilmesi gerekir.
141
Sıra Sizde 3
(ُ‫أﻛﺘﺒﻪ‬
ُْ ْ َ ْ‫ َﱂ‬،‫ـﻌﻢ‬
َْ َ ،‫ )ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap olumlu ise ‘‫ ’ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap edatı kullanılıp cümleye
ْ َ َ‫ )ﻧ‬،(.ُُ‫ﻛﺘﺒﺘﻪ‬
olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise ‘‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ’ﻧ‬edatı ile birlikte cümle
olumsuz yapılır.
(ُ‫أﺷ َﺮُﺑﻪ‬
ْ َ ،‫ )ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap olumlu ise ‘‫ ’ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap edatı kullanılıp cümleye
ْ َ َ‫ ﻻ‬،‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ )ﻧ‬،(.ُ‫أﺷ َﺮُﺑﻪ‬
olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise ‘‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ’ﻧ‬edatı ile birlikte cümle
olumsuz yapılır.
ِ
(‫ﳑﻜﻨﺎ‬
ً ِ ُْ ‫ﻟﻴﺲ‬
ٌ ُْ ‫ﻫﻮ‬
ْ َ َ‫ )ﻧ‬،(.‫ﳑﻜﻦ‬
َ ُ ،‫ )ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap olumlu ise ‘‫ ’ﺑَ َـﻠﻰ‬cevap edatı kullanılıp
َ َْ ،‫ـﻌﻢ‬
cümleye olumlu bir şekilde devam edilir. Olumsuz ise ‘‫ـﻌﻢ‬
ْ َ َ‫ ’ﻧ‬edatı ile birlikte
cümle olumsuz yapılır.
Sıra Sizde 4
(‫أﻛﺮﻣﻨﺎ َﺟﺎ ُرَﻧﺎ‬
َ َ َ ْ َ) burada soru ismi mübtedadır.
(َ‫اﻷﺻﺪﻗﺎء‬
َ ِ ْ َ ْ ‫زرت‬
ُ ْ ُ ) burada soru ismi mef’ûlün bihir.
ِ ‫ْﻤﺪرس َأﻣﺎم اﻟ ُ ﱢﱠ‬
(‫ْﻜﻠﻴﺔ‬
َ َ ُ ‫ )اَﻟ ُ َ ﱢ‬burada soru ismi mübtedadır.
Sıra Sizde 5
(‫أﻛﻠﺖ ُﺧ ْﺒـ ًﺰا َو ُﺟﺒًْـﻨﺎ‬
ُ ْ َ َ) burada soru ismi mef’ûlün bihdir.
ِْ َ ‫ )ِﰲ‬burada soru ismi mübtedadır.
(‫ـﻘﻮد‬
ٌ ُ ُ‫ﺟﻴﱯ ﻧ‬
ِْ ِ) burada soru ismi haberdir.
(‫ﺣﺴﲔ‬
ٌْ َ ُ ‫اﲰﻲ‬
Sıra Sizde 6
َُِ ْ َ ‫ﻋﻢ‬
ِ َْ َ‫)ِﰈَ ﺗ‬، (‫ﲢﺎﻓﻆ؟‬
(‫ﺗﺴﺄﻟﲏ؟‬
ُ ِ َُ ‫ﻋﻼم‬
‫) َ ﱠ‬، (‫ـﻌﺘﲏ؟‬
ََ َ )
Sıra Sizde 7
ِ
(‫ﻌﺼﲑ‬
َ َ ْ‫أﻓﻀﻞ اﻟ‬
ُ ‫ )ُ َ ﱢ‬burada soru ismi mef’ûlün bihdir.
َِ ْ ُ ‫ )ِﰲ‬burada soru ismi mübtedadır.
(‫ﻛﺮﺳﻲ‬
‫ﻣﻜﺘﺐ َو ُ ْ ِ ﱞ‬
ٌ َ ْ َ ‫ﻏﺮﻓﱵ‬
Sıra Sizde 8
ِ َْ ‫رﺟﻌﺖ ِﻣﻦ اﻟ‬
ِ َ َْ ‫ﺣﱴ‬
ٍ ْ َ ‫ـﻌﺪ‬
ِ ْ ِ ‫ﻋﻴﺪ اﻟ‬
ِ ْ َ ‫ْﻌﻄﻠﺔ‬
ِ ْ‫ﻣﻨﺘﺼﻒ ﱠ‬
(‫اﻟﻠﻴﻞ‬
َ ْ َ‫ْﻔﻄﺮ ﺑ‬
ُ ِ)
ُ ِ َ ْ َ)، (‫أﻣﺲ‬
ُ َ ُ ْ َ َ )، (‫ﺷﻬﺮ‬
ُ ‫أﺟﺘﻬﺪ َ ﱠ‬
Sıra Sizde 9
ِ ِ ْ ‫)ﻫﻮ ِﰲ‬
ِ
ِ ِ ‫ﻗﺪﻣﺖ‬
ِ َ ْ َ ‫ﲢﺖ اﻟ‬
(‫ﻛﻴﺎ‬
َ َ )، (‫اﳊﻘﻴﺒﺔ‬
َ ْ َ ‫وﺿﻌﺘُْ َـﻬﺎ‬
َ َ
ْ ُ ْ َ )، (‫ْﻤﻜﺘﺐ‬
َ ‫ﻣﻦ ﺗُ ْـﺮ‬
ََ
Sıra Sizde 10
ِ ‫اﳊﻤﺪ ِﱠ‬
ِ َ ِ ْ ِ ‫ـﻴﺖ‬
ِ َْ‫وﺻﻠﺖ َِإﱃ اﻟْﺒ‬
ٍَْ ِ ‫)ََأﻧﺎ‬
(‫ﺑﺎﳊﺎﻓﻠﺔ‬
ُ َْْ ‫ﲞﲑ َو‬
ُ ْ َ َ )، (‫ﻟﻠﻪ‬
َ
142
Sıra Sizde 11
ٍ ‫ـﲔ ُﻛﻞ ﻳ‬
ِ ِ ََ‫ْﻤﻜﺘﺐ ﻗ‬
ِ ‫اﺷﺘَـﺮﻳْـﺘُ َـﻬﺎ ِﺑﺄَﻟ‬
ٍ َ ُ ‫ْﻒ‬
(‫دوﻻر‬
ُ َ َ َ‫)أَﺗ‬
َ َ )، (‫ـﻮم‬
ْ َ ‫ـﻨﺎول‬
َْ ‫وﺟﺒَﺘَ ْ ِ ﱠ‬
َ ِ َ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ اﻟ‬
َ ْ ) ،(‫ـﻠﻤﺎن‬
Sıra Sizde 12
ِ
ِ
ِ‫ﺑﻴﺔ ﱡ ِ ﱠ‬
ِ ‫ْﻤﻤﻠﻜﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ َ ‫أﺣﺐ ﱡ‬
(‫اﻟﺴﻌﻮدﻳﺔ‬
‫أﺳﺘﺎذُ ﱠ‬
َ َ)
ِ ‫اﻟﺘﺎ ِر‬
‫)ُ ِ ﱡ‬، (‫ﻳﺦ‬
َْ ُ ُ‫ﻗﺎﻟﻪ‬
ُ
َ َ َ َ ْ َ ‫ﻫﻲ ِﰲ اﻟ‬
َ )، (َ‫اﻟﻠﻐﺔَ اﻟ َْﻌ َﺮ ﱠﺑﻴﺔ‬
ِ ِ ‫اﻟﺸﻘﺔ اﻟ ﱠﺮ‬
ِ ‫أﺳﻜﻦ ِﰲ ﱠ ﱠ‬
(‫اﺑﻌﺔ‬
َ
ُ ُ ْ َ)
Yararlanılan Kaynaklar
Günday, H. - Şahin, Ş. (2009), Arapça Dilbilgisi Nahiv Bilgisi, İstanbul,
Alfa Yayınları.
Komisyon (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-Muyessera, Suudi Arabistan.
Komisyon (ty.), Silsiletu Ta’lîmi’l-Luğati’l-‘Arabiyye, Suudi Arabistan.
Komisyon (ty.), el-Kırâatu’l-Muyessera, İstanbul
Uralgiray, Y., (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
143
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
•
İşaret isimlerinden, yakında veya uzakta bulunan varlıkları göstermek için
kullanılan ism-i işâret türlerini tespit edebilecek,
ِ َ َ ) ‫ـﲔ‬
ِ َ َ )،) (‫ذﻳﻨﻚ‬
ِ ْ َ‫ َﻫﺎﺗ‬-‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ْ َ َ -‫ﻫﺬان‬
İşaret isimlerinin tesniyeleri (‫ﻫﺬﻳﻦ‬
َ ِْ َ -‫ذاﻧﻚ‬
َ ِ َ ) -‫ﺗﺎﻧﻚ‬
َ ِ َ )،
ِ
‫ـﻴﻨﻚ‬
َ ْ َ‫ )ﺗ‬hariç diğerlerinin son harekelerinin değişmediğini (mebnî
olduklarını) saptayabilecek,
•
İşaret isminden sonra gelen kelime nekra veya özel isim yahutta isim
tamlaması olursa bu durumdaki işâret isimlerinin sadece mübteda
olabileceğini ayırt edebilecek,
•
İşaret isminden sonra gelen harf-i tarifli (‫ ال‬takılı) ismin o ism-i işâretin
müşârun ileyhi olduğunu ve i‘râb bakımından ona uyduğunu fark
edebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
İşâret ismi
•
Müşârun ileyh
•
Mebnî işâret ismi
•
Murab işâret ismi
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçe Dilbilgisinde işâret zamirleri/sıfatları konusunu okuyunuz.
•
Mübteda, haber, fâil, mef’ûlün bih, isim tamlaması ve marife çeşitleri
konularını inceleyiniz.
•
Hüseyin Günday ve Şener Şahin’in Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi)
kitabından ism-i işâret ve marife konularını okuyunuz.
144
İşâret İsimleri
ِ َ ِ ْ ‫أﲰﺎء‬
‫اﻹﺷﺎرة‬
َ
ُ َْ َ GİRİŞ
Türkçeye “İşâret İsimleri” olarak çevirdiğimiz “İsm-i İşâretler”, aslında
Türkçe gramerindeki “İşâret Sıfatları” veya “İşâret Zamirleri” yerinde
kullanılırlar. Ne var ki, Arapça öğrencisinin zihninde ‘sıfat’ veya ‘zamir’
kavramı nahiv bakımından başka bazı çağrışımlar yaptığından, biz bu ünitede
“İşâret Sıfatları-Zamirleri” tabiri yerine -Arapça lafza da bağlı kalarak“İşâret İsimleri” ifadesini kullanacağız.
Türkçede ve Arapçada sıfat ve isim tamlamalarındaki öğe dizilimi
birbirinin tam tersi bir durum arz ederken, Arapça “İşâret İsimleri” ile
Türkçe “İşâret Sıfatları-Zamirleri” arasında tam bir uyumluluk göze çarpar.
Bir başka ifade ile Türkçede de, Arapçada da kendisine işâret edilen sözcük,
işâret ismi veya işâret sıfatı veya işaret zamiri adını verdiğimiz sözcükten
sonra gelir.
(Bu kitap)
(O dergi)
ِ َ
‫ْﻜﺘﺎب‬
َ
ُ َ ‫ﻫﺬا اﻟ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ َ َ ﱠ‬
ُ‫ْﻤﺠﻠﺔ‬
َ ِْ
Arapçadaki “İşâret İsimleri” ile Türkçedeki “İşâret SıfatlarıZamirleri”nin, işâret eden kişi ile işâret edilen varlık arasındaki mesâfenin
durumuna göre uzak ve yakın için ayrı ayrı kullanımları vardır. Ancak
uzaklık ve yakınlık algılaması görece bir durum olup kişiden kişiye
değişebileceğinden, bu ayırım iki dilde de çoğu zaman teoride kalır.
Arapça “İşâret İsimleri” ile Türkçe “İşâret Sıfatları-Zamirleri”nin
kullanımına ilişkin en temel farklılık tesniyelerde ve eril-dişil ayırımlarda
kendisini gösterir. Türkçe işaret sıfatları ve işaret zamirlerinde eril-dişil
ayrımı olmadığı gibi ikil de yoktur.
Son olarak, Türkçede işaret zamiri-işaret sıfatı ayırımı yazı dilinde
‘virgül’ ve konuşma dilinde ‘vurgu’ ile ifade edilirken, Arapçada işaret
isimlerinden sonra harf-i tarifli bir kelimenin gelip gelmemesi kullanım
farkının alametidir. Bu husus, Arapça öğrenenlerin uygulamada en çok hata
yaptıkları ve zorlandıkları konulardan biridir. Dolayısıyla, aşağıdaki iki örnek
cümle arasındaki temel farka Arapçada her zaman dikkat edilmelidir:
145
‫ﻣﺼﺎﺑﻮن‬
‫أوﻟﺌﻚ ُ َ ُ َ‬
‫ُ َِ َ‬
‫ْﻤﺼﺎﺑﻮن‬
‫أوﻟﺌﻚ اﻟ ُ َ ُ َ‬
‫ُ َِ َ‬
‫) ‪(Onlar, yaralılardır‬‬
‫)‪(O yaralılar‬‬
‫‪Konu hakkında bilgi almak için www.turkceciler.com, www.onlinearabic.net,‬‬
‫‪www.arapcaokulu.com adreslerine de başvurabilirsiniz.‬‬
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫ـﻴﺾ‬
‫ـﻮر ْاﻷَﺑْ َ ُ‬
‫َاﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ﻛﺎن و ِ ٌ ِ‬
‫ﻛﺎن ِﰲ ِ ِ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ِﰲ َ ٍََ‬
‫َﻗﺎﻟُﻮا‪ ِ :‬ﱠ‬
‫ﻫﺬﻩ‬
‫أﺳﻮد َو ﱠ ِ ُ‬
‫إن ﺛِ َﲑ ًاﻧﺎ َ َ‬
‫ﺛﻼﺛﺔًَ َ َ ْ‬
‫اﻵﺧﺮ َ ْ َ َ‬
‫أﲪﺮ‪ .‬وَ َ َ‬
‫اﺣﺪ ﻣْﻨ َـﻬﺎ أَﺑْ َ َ‬
‫أﲨﺔ‪َ .‬و َ َ َ‬
‫ـﻴﺾ َو ْ َ ُ‬
‫اﻟﺜﺎﻟﺚ َ ْ ََ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻻَ ﻳ ْ ِ‬
‫ْ َ ََ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻻﺟﺘﻤﺎﻋﻬﻢ َ َ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟﺜﱢﲑ ِ‬
‫ﻛﻴﻒ‬
‫ـﻘﺪ ُر َ َ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ ِ ﱢ َ ِ‬
‫ﻛﺎن َ َ‬
‫ـﻔﺴﻬﻢ ََ َ َ‬
‫أﺳﺪ‪َ .‬وَ َ‬
‫اﻷﲨﺔ َ َ ٌ‬
‫ـﻔﻜﺮ َ ْ َ‬
‫ان ْ ِ َ ِ ْ ْ‬
‫ﻟﻠﺪﻓﺎع َ ْ‬
‫ﻫﺬا ْ َ َ ُ َ‬
‫ﻋﻦ أَﻧُْ ِ ْ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ُ َ َ‬
‫ﻓﺄﺧﺬ ﻳُ َ ﱢ ُ‬
‫ﻫﺬﻩِ اﻟ َ ِ‬
‫ـﻐﻠﺐ َ َ ِ‬
‫ﱠ‬
‫ْﻮﺣﺪة‪.‬‬
‫ﻋﻠﻰ َ َ ْ‬
‫ﻳَـَﺘ َ ُ‬
‫ـﺒﺤﺚ ﻋﻦ َ ٍ‬
‫وَ َ ٍ ِ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ َ ِ‬
‫ﻫﺬا ْ َ ُ ِ‬
‫ﻫﺬﻳﻦ اﻟﺜﱠ ْـﻮَرْ ِ‬
‫ﺻﺎدف َ َ ْ ِ‬
‫ﺷﻲء َ ُ ﱡ‬
‫ﻳﻦ‬
‫ﻛﺎن ﻳََ َ ﱠ ُ‬
‫رﻣﻘﻪُ َ َ َ‬
‫ﻳﺴﺪ ََ َ‬
‫ﻋﻨﺪﻣﺎ َ َ‬
‫ذات ﻳَْـﻮم‪َ َ ْ ،‬‬
‫اﻷﺳﺪ ِﰲ ْ َ َ‬
‫ـﺘﺠﻮل َ َ َ‬
‫َ‬
‫ْﻐﺎﺑﺔ ﻳَ ْ َ ُ َ ْ ْ‬
‫اﺣﺪ ِﻣﻦ ُ َِ‬
‫ﺣﻴﻠﺔ ِ‬
‫ﺎل ِ‬
‫ﻫﺆﻻء ﱠ ََِ‬
‫ﻋﻠﻰ و ِ ٍ‬
‫ـﻔﻜﺮ ِﰲ ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﻫﺬا اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ﻟﻠﺤﺼﻮل‬
‫اﻷﺳﻮد‬
‫و‬
‫اﻷﲪﺮ‬
‫ﺘ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫ـﻘ‬
‫ﻓ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔ‬
‫إن‬
‫"‬
‫‪:‬‬
‫ﻳﻦ‬
‫ر‬
‫ـﻮ‬
‫ﺜ‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﺬﻳﻦ‬
‫ﳍ‬
‫ـﻮر‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﻮد َ َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ََ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫وﺟ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ َ‬
‫َ ْ ْ َْ‬
‫ُ ُ‬
‫ُُ‬
‫َ‬
‫ْ َ ْ َ َ َْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻷﻧﻪُ َ ُ ﱡ‬
‫ـﻠﻮ ﺗَـﺮْ ُ َ ِ‬
‫ﺧﻄﺮ َﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ﺑِﺒََـﻴﺎﺿﻪ‪َ ،‬ﱠ‬
‫ْاﻷَﺑَْ ِ‬
‫ﻛﺘﻤﺎﱐ ُ ُ‬
‫ـﺘﻤﺎ َﻓﺄَﻟَْﻮاﻧَُـﻨﺎ َُ َ َ ٌ‬
‫آﻛﻠﻪُ‬
‫ـﻴﺾ ﺑَـﻴـﻨََْـﻨﺎ َ ٌَ‬
‫اﻟﺼﻴﺎدﻳﻦ َﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ‪َ .‬ﱠأﻣﺎ ََأﻧﺎ َو أَﻧْ ُ َ‬
‫ﻳﺪل ﱠﱠ َ‬
‫ﻣﺘﻤﺎﺛﻠﺔ‪ ،‬ﻓَ َ ْ َ‬
‫ﻫﺬان اﻟﺜﱠـﻮر ِ‬
‫اﻷﲨﺔُ"‪ .‬ﻓََـﻘﺎل َ َ ِ‬
‫ﻓﺄﻛﻠﻪُ‪.‬‬
‫دوﻧﻚ! َ ُ ْ‬
‫ﻓﻜﻠﻪُ"‪َ َ ََ ،‬‬
‫ََ ْ‬
‫ان‪َ َ ُ " :‬‬
‫ﺻﻔﺖ ََﻟﻨﺎ ْ َ ََ‬
‫َْ‬
‫ﻟﻮﱐ َ ِ‬
‫اﻷﺳﺪ ِﲜﻮٍع َ ِ ٍ‬
‫و َِ‬
‫وﻗﺎل َﻟﻪُ‪ ِ" :‬ﱠ‬
‫ﺷﺪﻳﺪ ﻓ َﺠﺎءَ ِ َإﱃ اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫ﻧﻚ‪ِ ْ َ َ ،‬‬
‫ﻓﺪﻋﲏ‬
‫اﻷﲪﺮ َ َ َ‬
‫ﻣﺜﻞ ﻟَْﻮِ َ‬
‫إن َْ ِ َ‬
‫وﺷﻌﺮ ْ َ َ ُ ُ‬
‫ﻣﻀﺖ ْ َﱠ ُ‬
‫َ َ‬
‫اﻷﻳﺎم‪َ َ َ َ ،‬‬
‫ﻫﺬا ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ﺗﻠﻚ ْ َ ََِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﲨﺔ ِإﻻﱠ‬
‫ُِ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﻓﺄﻛﻠﻪ‬
‫‪،‬‬
‫"‬
‫ﻓﻜﻠﻪ‬
‫!‬
‫ﻧﻚ‬
‫و‬
‫د‬
‫"‬
‫‪:‬‬
‫اﻷﲪﺮ‬
‫ـﻮر‬
‫ﺜ‬
‫اﻟ‬
‫ل‬
‫ـﻘﺎ‬
‫ﻓ‬
‫"‪.‬‬
‫اﻷﲨﺔ‬
‫ﰲ‬
‫ـﺒﻖ‬
‫ﻳ‬
‫ﱂ‬
‫و‬
‫‪.‬‬
‫ﻟﻨﺎ‬
‫ﻟﺘﺼﻔﻮ‬
‫اﻷﺳﻮد‪،‬‬
‫ـﻮر‬
‫ﺜ‬
‫اﻟ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ََ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫آﻛﻞ ْ َ ْ َ َ َ ْ ُ َ َ ََ ُ‬
‫ْ ُ ْ َُ ُ َ َ‬
‫َ‬
‫ُ َ ْ َْ َ‬
‫ُ‬
‫اﻷﺳﺪ ِﻟﻠﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫ـﻮﺟﺪ‬
‫اﻷﲪﺮ‪ُ .‬ﰒﱠ َ َ‬
‫آﻛﻠﻚ‪ ،‬ﻻَ ََ َ‬
‫اﻷﲪﺮ‪ََ" :‬أﻧﺎ ْ َ‬
‫اﻷﲪﺮ َﺣ ْﻮَﻟﻪُ ﻓَ َ َ َ‬
‫ﻗﺎل ْ َ َ ُ‬
‫ْ ََُ‬
‫اﻵن ُ ُ َ‬
‫ﳏﺎﻟﺔَ"‪ .‬ﺗَ َﱠ َ‬
‫اﻷﺳﺪ َو اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻠﻔﺖ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺬﻩِ‬
‫وﺣﻴﺪا ِﰲ ﻣﻮ ِ ِ‬
‫ـﻘﺎل ِ‬
‫ﲪﺎﻳﺔ َِ َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻛﺎن ِ ُ ِ‬
‫ذﻟﻚ ْ َ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﻳﺎم ﱠِ‬
‫ْﻤﺎﺿﻲ َو ِْ َ‬
‫زﻣﻴﻠﻴﻪ ﻓََ َ َ‬
‫ـﻔﺴﻪُ َ ً ُ َ َ َ‬
‫ﻓﻴﻬﺎ ِﰲ َ َ ْ‬
‫ﻳﻘﻒ َ‬
‫ﺗﻠﻚ ْ َﱠ َ‬
‫اﻟﱵ َ َ َ‬
‫اﺟﻬﺔ َ َ َ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻓَ َ َ ﱠ َ‬
‫ﻧَ ْ َ‬
‫ـﺘﺬﻛﺮ اﻟ َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱡ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﺒﺎرةَ ِ‬
‫ـﻴﺾ"‪.‬‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟ َْﻌ َﺮﺑﱠﻴﺔ‪ْ ََ" :‬‬
‫اﻟﱵ َ َ َ ْ‬
‫ﻣﺸﻬﻮًرا ِﰲ َ‬
‫ﻟﻘﺪ ُ ْ ُ‬
‫أﺻﺒﺤﺖ ﻗَ ْـﻮﻻً َ ْ ُ‬
‫ـﻮر ْاﻷَﺑْ َ ُ‬
‫أﻛﻠﺖ ﻳَْ َ‬
‫اﻟ َ َ‬
‫أﻛﻞ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻮم ُ َ‬
‫‪Kaynak: Komisyon (1992), el-Kitâbu’l-esâsî fî ta’lîmi’l-Lugati’l-‘Arabiyye, Tunus‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplayınız.‬‬
‫ﺖ ِِ‬
‫اﻟﺜﻼﺛﺔُ؟‬
‫ان ﱠ ََ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟﺜﱢ َﲑ ُ‬
‫أﻳﻦ َﻛﺎﻧَ ْ َ‬
‫‪َ ْ َ .1‬‬
‫اﻷﺳﺪ ؟‬
‫أﻳﻦ َ َ‬
‫ﻛﺎن ْ َ َ ُ‬
‫‪َ ْ َ .2‬‬
‫ﻳﺄﻛﻞ ُ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ان؟‬
‫اﻷﺳﺪ َ ْ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟﺜﱢ َﲑ َ‬
‫ﻳﺴﺘﻄﻴﻊ ْ َ َ ُ‬
‫أن َْ ُ َ َ‬
‫ﻫﻞ َ ْ َ ُ‬
‫‪ْ َ .3‬‬
‫ﻟﻠﺤﺼﻮل َ ِ ٍ ِ‬
‫‪ ِ .4‬ﱠ‬
‫ـﻬﻢ؟‬
‫ﻓﻜﺮ ْ َ َ ُ‬
‫اﻷﺳﺪ ِ ْ ُ ُ ِ َ‬
‫ﻋﻠﻰ َواﺣﺪ ﻣ ْﻨ ُ ْ‬
‫ﻓﻴﻢ َ َ‬
‫َ‬
‫ﺧﻄﺮ َﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ﺑِﺒ ِ ِ‬
‫ﻫﺬا اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْاﻷَﺑَْ ِ‬
‫ـﻴﺎﺿﻪ"‬
‫ـﻴﺾ ﺑَـﻴـﻨـﻨ‬
‫ﻣﻦ َ َ‬
‫وﺟﻮد َ َ‬
‫ﻗﺎل‪ُ ُ ُ ":‬‬
‫ََ‬
‫‪ْ َ .5‬‬
‫ََْﺎ َ ٌَ‬
‫ﻗﺎل ْ َ ُ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ِ‬
‫اﻷﺳﻮد َواﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﲪﺮ؟‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ﻣﺎذا َ َ َ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻟﻠﺜﱠ ْ ِ ْ َ‬
‫ﻗﺎل ِﻟﻠﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﲪﺮ؟‬
‫ﻣﺎذا َ َ‬
‫‪َ َ .7‬‬
‫ﺟﻮاب اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﲪﺮ؟‬
‫ﻛﻴﻒ َ َ‬
‫‪َ ْ َ .8‬‬
‫ﻛﺎن َ ُ‬
‫‪ 146‬‬
‫‪ ‬‬
‫أﺣﺪا ِﻣﻦ ِ َ ِ‬
‫ﻮﻟﻪُ ؟‬
‫ﺻﺪﻳﻘﻴﻪ َﺣ ْ َ‬
‫ﻫﻞ َ َ َ‬
‫اﻷﲪﺮ َ َ ً ْ َ ْ‬
‫وﺟﺪ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫‪ْ َ .9‬‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫ﻋﺒﺎرة ْ ٍ‬
‫‪ َ .10‬ﱠ ِ ٍ‬
‫اﻷﲪﺮ ؟‬
‫ﻣﺸﻬﻮرة َ َ‬
‫ﻗﺎل اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫أي َ َ َ ُ َ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ُ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez‬‬
‫‪içindeki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻳﺴﺘﻄﻴﻊ‪ٍ َ ،‬‬
‫ﻣﺮت‪ََ ،‬أﺗﻰ( ‪ ‬‬
‫ﻟﻴﺚ ‪ْ ُ ،‬‬
‫ﻧﻈﺮ ‪ٌ َْ ،‬‬
‫ﺧﺬ‪ُ ،‬ﻣﺘَ َﺸﺎ ٌَِﺔ‪ َ ،‬ﱠ ْ‬
‫) ْ ِ ﱢَ‬
‫اﻻﲢﺎد‪َ ُ َ ْ َ ،‬‬
‫ﻏﺎﺑﺔ‪ ،‬ﻳَـﺘَـﻨَ ﱠـﺰﻩُ‪ََ َ ،‬‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ِﰲ َ ٍََ‬
‫‪ ِ .1‬ﱠ‬
‫أﲨﺔ‪.‬‬
‫إن ﺛِ َﲑ ًاﻧﺎ َ َ‬
‫ﺛﻼﺛﺔًَ َ َ ْ‬
‫ﻛﺎن ِﰲ ِ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ ْ َ ََِ‬
‫أﺳﺪ‪.‬‬
‫اﻷﲨﺔ َ َ ٌ‬
‫‪َ َ َ .2‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟﺜﱢﲑ ِ‬
‫ان‪.‬‬
‫ـﻘﺪر َ َ‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ﻫﺬا ْ َ َ ُ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻻَ ﻳَ ْ ُ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ُ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ ِ‬
‫ـﻔﻜﺮ َ ْ َ ﱠ‬
‫ْﻮﺣﺪةِ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .4‬‬
‫أﺧﺬ ْ َ َ ُ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ َ ْ َ‬
‫ـﻐﻠﺐ َ َ َ‬
‫ﻛﻴﻒ ﻳَـَﺘ َ ُ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻳُ َ ﱢ ُ‬
‫ٍ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ َ ِ‬
‫ﻫﺬا ْ َ ُ ِ‬
‫ْﻐﺎﺑﺔ‪.‬‬
‫ﻛﺎن ﻳََ َ ﱠ ُ‬
‫ذات ﻳَْـﻮم‪َ َ ،‬‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫اﻷﺳﺪ ِﰲ ْ َ َ‬
‫ـﺘﺠﻮل َ َ َ‬
‫‪َ .6‬ﱠأﻣﺎ ََأﻧﺎ وأَﻧْ ُـﺘﻤﺎ َﻓﺄَﻟْﻮاﻧَُـﻨﺎ َ ِ‬
‫ﻣﺘﻤﺎﺛﻠﺔٌَ‪.‬‬
‫َ َ َ َُ‬
‫ﻫﺬان اﻟﺜﱠـﻮر ِ‬
‫‪َ .7‬ﻗﺎ َل َ َ ِ‬
‫ﻓﺄﻛﻠﻪُ‪.‬‬
‫ﻧﻚ! َ ُ ْ‬
‫ﻓﻜﻠﻪُ"‪َ َ ََ ،‬‬
‫ان‪ُ " :‬دوَ َ‬
‫َْ‬
‫اﻷﺳﺪ ِﲜﻮٍع َ ِ ٍ‬
‫‪ِ َ .8‬‬
‫ﺷﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫وﺷﻌﺮ ْ َ َ ُ ُ‬
‫ﻣﻀﺖ ْ َﱠ ُ‬
‫َ‬
‫اﻷﻳﺎم‪َ َ َ َ ،‬‬
‫ٍِ‬
‫‪َ .9‬ﺷﻌﺮ ْ َ ُ ِ‬
‫ﺠﺎء ِ َإﱃ اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﲪﺮ‪.‬‬
‫ََ َ‬
‫اﻷﺳﺪ ُﲜﻮٍع َﺷﺪﻳﺪ ﻓ َ َ‬
‫وﺣﻴﺪا‪.‬‬
‫ـﻔﺴﻪُ َ ِ ً‬
‫اﻷﲪﺮ َﺣ ْﻮَﻟﻪُ ﻓَ َ َ َ‬
‫‪ .10‬ﺗَ َﱠ َ‬
‫ـﻠﻔﺖ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫ـﻮﺟﺪ ﻧَ ْ َ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez‬‬
‫‪içindeki kelimelerden seçiniz.‬‬
‫ﳐﺘﻠﻔﺔٌ‪َ ،‬ذﻫﺐ‪ِ ْ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫أﻋﻂ َ ِ ٍ‬
‫اﻷﺳﻮد(‬
‫ﺧﻔﻴﻒ‪ُ َ ْ َ ْ ،‬‬
‫‪َ ) ‬ﻧﺴَﻲ‪َ َ َ َُْ ،‬‬
‫أﻛﻠﺖ ﻳ ِ‬
‫‪ِ ْ ََ .1‬‬
‫ـﻴﺾ‪.‬‬
‫ـﻮر ْاﻷَﺑْ َ ُ‬
‫ﻟﻘﺪ ُ ْ ُ َْ َ‬
‫أﻛﻞ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻮم ُ َ‬
‫ِ‬
‫اﳉﻤﻴﻠﺔَ‪.‬‬
‫اﻷﻳﺎم َْ ِ َ‬
‫ْﻤﺎﺿﻲ َو ِْ َ‬
‫ﺗﻠﻚ ْ َﱠ َ‬
‫ﺗﺬﻛﺮ اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫‪ َ َ .2‬ﱠ َ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫اﻷﲪﺮ اﻟ َ َ‬
‫ﻓﺄﻛﻠﻪُ‪.‬‬
‫ﻧﻚ! َ ُ ْ‬
‫‪َ َ .3‬‬
‫ﻓﻜﻠﻪُ"‪َ َ ََ ،‬‬
‫اﻷﲪﺮ‪ُ " :‬دوَ َ‬
‫ﻗﺎل اﻟﺜﱠ ْ ُ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َُ‬
‫اﻷﺳﺪ ِﲜﻮٍع َ ِ ٍ‬
‫ﺷﺪﻳﺪ‪.‬‬
‫ﺷﻌﺮ ْ َ َ ُ ُ‬
‫‪َ َ َ .4‬‬
‫اﻷﺳﺪ َِإﱃ اﻟﺜﱠ ْ ِ‬
‫ـﻮر ْ َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﲪﺮ‪.‬‬
‫ﺟﺎء ْ َ َ ُ‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫‪َ .6‬ﱠأﻣﺎ ََأﻧﺎ و أَﻧْ ُـﺘﻤﺎ َﻓﺄَﻟْﻮاﻧَُـﻨﺎ َ ِ‬
‫ﻣﺘﻤﺎﺛﻠﺔٌَ‪.‬‬
‫َ َ َ َُ‬
‫‪4. Altı çizili çoğul isimlerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ِﰲ أَ ََ ٍ‬
‫‪ ِ .1‬ﱠ‬
‫ﲨﺔ‪.‬‬
‫إن ﺛِ َﲑ ًاﻧﺎ َ َ‬
‫ﺛﻼﺛﺔًَ َ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺟﺘﻤﺎﻋﻬﻢ َ َ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء اﻟﺜﱢ ِ‬
‫ـﻔﺴﻬﻢ‪.‬‬
‫ـﻘﺪر َ َ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ ِ ﱢ َ ِ‬
‫ﻛﺎن َ َ‬
‫‪َ َ .2‬‬
‫ﻫﺬا ْ َ َ ُ‬
‫ﲑان ِﻻ ْ ِ َ ِ ْ ْ‬
‫ﻟﻠﺪﻓﺎع َ ْ‬
‫ﻋﻦ أَﻧْ ُ ِ ْ‬
‫اﻷﺳﺪ ﻻَ ﻳَ ْ ُ‬
‫ﻋﻠﻰ َ ُ َ َ‬
‫ِ‬
‫ـﻴﺾ َ ُ ﱡ‬
‫‪ ِ .3‬ﱠ‬
‫اﻟﺼﻴﺎدﻳﻦ َﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ‪.‬‬
‫إن َ َ‬
‫ـﻮر ْاﻷَﺑْ َ َ‬
‫ﻫﺬا اﻟﺜﱠ ْ َ‬
‫ﻳﺪل ﱠﱠ َ‬
‫‪ 147‬‬
‫‪ ‬‬
.ٌَ‫ﻣﺘﻤﺎﺛِﻠﺔ‬
َ ُ ْ‫ َ ﱠأﻣﺎ ََأﻧﺎ َو أَﻧ‬.4
َ َ ُ ‫ـﺘﻤﺎ َﻓﺄَﻟ َْﻮاﻧَُـﻨﺎ‬
ٍ ِ َ ‫ﲜﻮع‬
ِ َ .5
.‫ﺷﺪﻳﺪ‬
ٍ ُ ِ ‫اﻷﺳﺪ‬
ُ َ َ ْ ‫وﺷﻌﺮ‬
ُ ‫ﻣﻀﺖ ْ َﱠ‬
َ
َ َ َ َ ،‫اﻷﻳﺎم‬
5. Altı çizili müfret (tekil) isimlerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.
ٍ ََ َ ‫ﻛﺎﻧﺖ ِﰲ‬
ِ ‫ِ ﱠ‬1
.‫أﲨﺔ‬
َ َ ‫ﲑ ًاﻧﺎ‬
ْ َ َ ًَ‫ﺛﻼﺛﺔ‬
َ ‫إن ﺛ‬
ِ َ ُ ‫ﻋﻠﻰ‬
ِ
ِ
ِ
ِ َ َ ‫ﺟﺘﻤﺎﻋﻬﻢ‬
ِ
.‫ـﻔﺴﻬﻢ‬
ِ َ ‫ﻋﻠﻴﻪ ِ ﱢ‬
َ َ ‫ﻛﺎن‬
َ َ .2
ُ َ َ ْ ‫ﻫﺬا‬
َ َ َ ‫ـﻘﺪر‬
ْ ْ ِ َ ِ ْ ‫ﻫﺆﻻء اﻟﺜﱢ َﲑان ِﻻ‬
ْ َ ‫ﻟﻠﺪﻓﺎع‬
ْ ِ ُ ْ‫ﻋﻦ أَﻧ‬
ُ ْ َ‫اﻷﺳﺪ ﻻَ ﻳ‬
ِ َ ‫ َﱠأﻣﺎ ََأﻧﺎ و أَﻧْ ُـﺘﻤﺎ َﻓﺄَﻟْﻮاﻧَُـﻨﺎ‬.3
.ٌَ‫ﻣﺘﻤﺎﺛﻠﺔ‬
َُ َ َ َ
ٍ َ ‫ـﺒﺤﺚ ﻋﻦ‬
ِ َ ‫ﺗﻠﻚ اﻟ‬
ِ ُ َ ْ ‫ﻫﺬا‬
‫ﺷﻲء َ ُ ﱡ‬
.ُ‫رﻣﻘﻪ‬
ُ ‫ﻛﺎن ﻳَ َ َ ﱠ‬
َ ََ ‫ﻳﺴﺪ‬
َ َ .4
َ َ َ ‫ـﺘﺠﻮل‬
َ َ ْ ‫اﻷﺳﺪ ِﰲ‬
ْ ْ َ ُ َ َْ‫ْﻐﺎﺑﺔ ﻳ‬
ِ َ ُ ‫واﺣﺪ ِﻣﻦ‬
ََِ ‫ﻫﺆﻻء ﱠ‬
ٍ ِ ‫ﻋﻠﻰ‬
ٍ َ ِ ‫اﻷﺳﺪ ِﰲ‬
ِ ُ ُ ْ ِ ‫ﺣﻴﻠﺔ‬
‫ﱠ‬
.‫اﻟﺜﻼﺛﺔ‬
ُ َ َ ْ ‫ـﻔﻜﺮ‬
َ ْ
َ َ َ ‫ﻟﻠﺤﺼﻮل‬
َ َ َ‫ ﺗ‬.5
ِ ِ ‫ﺧﻄﺮ َﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ﺑِﺒ‬
‫ ِ ﱠ‬.6
ِ ْ ‫ﻫﺬا اﻟﺜﱠ‬
ِ َْ‫ـﻮر ْاﻷَﺑ‬
.‫ـﻴﺎﺿﻪ‬
َ َ ‫وﺟﻮد‬
َ ُ ُ ‫إن‬
ََ
ٌَ َ ‫ـﻴﺾ ﺑَـﻴـﻨََْـﻨﺎ‬
ِ َ ‫ﻟﻮﱐ‬
‫ ِ ﱠ‬.7
.‫ﻟﻮﻧﻚ‬
َ ِ ْ َ ‫ﻣﺜﻞ‬
َ ِ ْ َ ‫إن‬
ُ ْ ‫ﻫﺬا‬
ِ ِ ‫اﻷﲪﺮ‬
ِ ‫أﻛﻠﺖ ﻳ‬
ِ ْ ََ " :‫ﺑﻴﺔ‬
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
ِ‫ْﻌﺒﺎرة ﱠ‬
‫ـﻮر‬
َ َ .8
ََ َ ِ ‫ﻫﺬﻩ اﻟ‬
ْ َ َ َ ‫اﻟﱵ‬
َ ُ َ ْ َ ْ ‫اﻟﺜﻮر‬
ُ ْ َ ً‫أﺻﺒﺤﺖ ﻗَ ْـﻮﻻ‬
َ َْ ُ ْ ُ ‫ﻟﻘﺪ‬
ُ ‫ﻗﺎل ﱠ‬
ُ ْ ‫أﻛﻞ اﻟﺜﱠ‬
َ َ َ ‫ﻣﺸﻬﻮًرا ِﰲ‬
َ ُ ‫ـﻮم‬
."‫ـﻴﺾ‬
ُ َ ْ‫ْاﻷَﺑ‬
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ٍ َ ‫ﺤﺚ ﻋﻦ‬
ِ ٍ َ َ
ِ َ ‫ﺗﻠﻚ اﻟ‬
ِ
‫ﺷﻲء َ ُ ﱡ‬
ُ ‫ﻛﺎن ﻳَ َ َ ﱠ‬
َ َ ‫ـﺘﺠﻮل‬
َ ََ ‫ﻳﺴﺪ‬
َ َ ‫ﻋﻨﺪﻣﺎ‬
ُ َ َ ْ ‫ﻫﺬا‬
ُ‫رﻣﻘﻪ‬
َ َ ْ ،‫ذات ﻳَْـﻮم‬
َ َ ْ ‫اﻷﺳﺪ ِﰲ‬
ْ ْ َ ُ َ ‫ْﻐﺎﺑﺔ ﻳَْـﺒ‬
ِ ْ‫)اﻟﺜﱠ ْـﻮَر‬ ‫اﻷﺳﻮد‬
َ َ ْ َ ْ ‫اﻷﲪﺮ َو‬
ََ ْ َ ْ ‫ﻳﻦ‬
ِ ْ َ َ ‫ﺻﺎدف‬
( ‫ﻫﺬﻳﻦ‬
َ ََ
a. Bir gün ormanda dolaşan bu aslan kızıl ve siyah bu iki öküzle karşılaştı.
b. Bir gün ormanda dolaşan bu aslan açlığını giderecek bir şeyler ararken bu
kızıl ve siyah iki öküzle karşılaştı.
c. Birgün bu aslan, açlığını giderecek bir şey aramak üzere o ormanda
dolaşırken bu kızıl ve siyah iki öküzle karşılaştı.
d. Bir gün ormanda yiyecek aramak için dolaşan bu kızıl ve siyah iki öküz bu
aslanla karşılaştı.
e. Bir gün bu aslanla karşılaşan bu kızıl ve siyah iki öküz ormanda açlıklarını
giderecek bir şey aramak için dolaşıyorlardı.
ِ َ ‫ﻟﻮﱐ‬
ٍ ِ َ ‫ﲜﻮع‬
ِ َ ) ‫ "ِ ﱠ‬:ُ‫ﻗﺎل َﻟﻪ‬
ِ ْ ‫ﺷﺪﻳﺪ ﻓ َﺠﺎءَ ِ َإﱃ اﻟﺜﱠ‬
ِ َ ْ َ ْ ‫ـﻮر‬
("‫ﻮﻧﻚ‬
َ َ ‫اﻷﲪﺮ َو‬
ٍ ُ ِ ‫اﻷﺳﺪ‬
ُ َ َ ْ ‫وﺷﻌﺮ‬
َ ِ ْ َ‫ﻣﺜﻞ ﻟ‬
َ ِ ْ َ ‫إن‬
ُ ‫ﻣﻀﺖ ْ َﱠ‬
َ
َ َ َ َ ،‫اﻷﻳﺎم‬
ُ ْ ‫ﻫﺬا‬
a. Günler maziye karıştı ve aslan şiddeti bir açlık hissetti ve kızıl öküze gelip
şöyle dedi: ‘Benim bu türüm senin türün gibidir’
b. Günler geçtikten sonra aslan çok acıktı ve kızıl öküze gelip şöyle dedi:
‘Benim rengim senin rengin gibi’
c. Günler geçti ve kızıl öküz şiddetli açlık hissedince aslana geldi ve şöyle
dedi: ‘Benim bu rengim senin rengin gibi’
148
d. Günler geçti, derken aslan şiddetli bir açlık hissetti ve kızıl öküze gelip
şöyle dedi: ‘Hiç kuşkun olmasın benim bu rengim aynı senin rengin gibi’
e. Günler geçiyor ve aslan şiddetli açlık hissedince kızıl öküze gelir ve şöyle
der: ‘Şüphesiz senin bu rengin benim rengim gibi’
DİLBİLGİSİ
İŞARET İSİMLERİ
Kişi, kavram ya da nesnelere işâret etmek üzere kullanılan isimlerdir. Bu
isimler yakın, orta uzaklık ve uzak için kullanılmak üzere üç çeşittir. Ancak
biz bunlardan en çok kullanılan yakın ve uzağı gösteren ism-i işâretleri ele
alacağız. İşaret isimleri işaret olunan varlığın cinsiyetine ve niceliğine göre
de farklılık arz eder. Şimdi bunları aşağıdaki tablolarda inceleyelim:
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri
Cemi
Müsenna
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
َِ ُ ‫ﻫ‬
‫ـﺆﻻء‬
َ
ِ َ ‫َﻫ‬
ِ ْ َ َ - ‫ـﺬان‬
‫ﻫﺬﻳﻦ‬
‫َﻫ َـﺬا‬
Müzekker/Eril
َِ ُ ‫ﻫ‬
‫ـﺆﻻء‬
َ
ِ َ‫َﻫـﺎﺗ‬
ِ ْ َ‫ َﻫﺎﺗ‬- ‫ـﺎن‬
‫ـﲔ‬
ِ‫َﻫ ِـﺬﻩ‬
Müennes/Dişil
Bunlar
Bu ikisi
Bu
Anlam
Yukarıdaki tabloda görmekte olduğumuz ism-i işâretler, yakınımızda
bulunan nesne veya kavramlara işâret eder. Uzakta bulunan nesne veya
kavramlara işâret etmek için ayrı bir ism-i işâretler tablosu varsa da,
günümüz Arapçasında artık tamamı kullanılmayan bu ism-i işâretlerin hepsi
gösterilmeyerek, sadece yaygın olarak kullanılanlar üzerinde durulacaktır.
Uzak İçin Kullanılan İşâretler İsimleri
Cemi
(Çoğul)
Müsenna
Müfred
(İkil)
(Tekil)
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ
‫ذﻳﻨﻚ‬
َ ِْ َ - ‫ذاﻧﻚ‬
َ َِ
‫ذﻟﻚ‬
َ َِ
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ
‫ـﻴﻨﻚ‬
َ ِْ َ‫ ﺗ‬-‫ﻚ‬
َ ِ‫َﺗﺎﻧ‬
‫ﺗﻠﻚ‬
َ ِْ
Onlar- Şunlar
O ikisi- Şu ikisi
149
O-Şu
Müzekker/Eril
Müennes/Dişil
Anlam
İŞÂRET İSİMLERİNİN CÜMLEDE KULLANIMI
Gerek isim cümlelerinde gerekse fiil cümlelerinde işâret isminin iki çeşit
kullanımı vardır. Bunlardan biri işâret isminden sonra harf-i tarifli bir ismin
kullanılması diğeri de kullanılmamasıdır. Eğer işâret isminden sonra harf-i
tarifli bir isim kullanılmıyorsa bu işaret ismi tek başına cümlenin bir ögesi
olur. Tersi olduğu durumlarda yani işaret isminden sonra harfi tarifli bir
ismin gelmesi söz konusu ise işaret ismi yine cümlenin bir öğesidir. Peşinden
gelen harf-i tarifli isim de i‘râb bakımından işâret ismine uyar.
İşâret İsminin Tek Başına Kullanılması
1. İşâret İsminin Mübteda Oluşu
İsm-i işâret cümle başında gelip onu takip eden sözcük de nekre veya özel
isim veyahutta isim tamlaması şeklinde gelirse bu durumda işâret ismi
mübteda ve kendisini takibeden sözcük de haber olur.
a. İşâret isminin haberinin nekre bir isim olması:
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimleri
ِ ِِ
(Bu bir kız öğrencidir).ٌ‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
َ َ ‫َﻫﺬﻩ‬
ِ ََ ْ ِ ‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ََِ
(Bu ikisi kız çocuğudur) .‫ﻃﻔﻠﺘﺎن‬
ِ َِ ُ َ
(Bunlar kadınlardır) .ٌ‫ﻧﺴﺎء‬
َ ‫ﻫﺆﻻء‬
ِ
(Bu bir öğrencidir).‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ َ ‫َﻫ َﺬا‬
ِ َ ْ ِ ‫ﻫﺬان‬
ِ ََ
(Bu ikisi çocuktur) .‫ﻃﻔﻼن‬
َِ ُ
ٌ َ ِ ‫ﻫﺆﻻء‬
(Bunlar adamlardır) .‫رﺟﺎل‬
َ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimleri
ِ َ ِْ
(Şu bir kız öğrencidir).ٌ‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
َ َ ‫ﺗﻠﻚ‬
ِ َ‫ﺗﺎﻧﻚ ََﳎﻠﱠ‬
(Şu ikisi dergidir) .‫ﺘﺎن‬
َ َِ
ِ َ َِ
(Şu bir öğrencidir).‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ َ ‫ذﻟﻚ‬
ِ َِ ‫ذاﻧﻚ‬
ِ
(Şu ikisi kitaptır) .‫ﻛﺘﺎﺑﺎن‬
َ َ َ
(Şunlar müslümanlardır) .‫ﻣﺴﻠﻤﺎت‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫أوﻟﺌﻚ‬
ٌ َ ِ ْ ُ ‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ
َ َِ ُ/ .‫ﻣﺴﻠﻤﻮن‬
Yukarıdaki örneklerin hepsinde başta bulunan ism-i işâretler isim
cümlesinin ilk ögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen nekre
isimler de haberdir. İsm-i işâretler mebnîdir. Yani cümlenin hangi ögesi
olurlarsa olsunlar sonları hiç değişmez. İşaret isimlerinin ikilleri tesniyenin
i‘râbına tabidirler. Merfu‘luk alametleri elif, mansûbluk ve mecrûrluk
alametleri de yâ harfidir.
Aşağıdaki sözcüklerden, ism-i işâretin mübteda ve haberinin de nekre bir isim
olacağı isim cümleleri oluşturunuz.
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ ُ ‫اَﻟ ُ َ ﱢ‬
َ َِ ُ ،‫ْﻤﺪرﺳﻮن‬
ََِ
ِ َ‫اﻟﺴﻴﺎر‬
‫ﺗﺎن‬
َ ‫ ﱠ ﱠ‬،‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ِ ،‫اﻟﺴﻔﻴﻨﺔ‬
ِ
‫ﻫﺬﻩ‬
َ َُ ‫َ ﱠ‬
b. İşâret isminin haberinin özel isim olması:
ِِ
(Bu Halide’dir) .ُ‫ﺧﺎﻟﺪة‬
َ ِ َ ‫ﻫﺬﻩ‬
َ
150
(Bu Halit’tir) .‫ﺧﺎﻟﺪ‬
ََ
ٌ ِ َ ‫ﻫﺬا‬
ِ ََ ِ َ ‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ََِ
(Bu ikisi Hatice’dir) .‫ﺧﺪﳚﺘﺎن‬
ِ َ ‫ﻫﺬان َُ ﱠ‬
ِ ََ
(Bu ikisi Muhammet’tir) .‫ﳏﻤﺪان‬
ِ َ ُ (Bunlar Zeyneplerdir) .‫ـﻨﺒﺎت‬
ٌ َََْ‫ﻫﺆﻻء زﻳ‬
َ
َِ ُ
(Bunlar Halitlerdir) .‫ﺧﺎﻟﺪون‬
َ ُ ِ َ ‫ﻫﺆﻻء‬
َ
Yukarıdaki örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilk
ögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen özel isim de haberdir.
ِ َ َ sözcüğü mübteda merfu‘luk alameti de elif harfidir.
Tesniyelerdeki ‫ﻫﺬان‬
ِ َ ‫ َُ ﱠ‬sözcüğü de haberdir, tesniye olduğu için merfu‘luk
Ondan sonra gelen ‫ﳏﻤﺪان‬
alameti elif harfidir.
Aşağıdaki sözcüklerden, ism-i işâretin mübteda ve haberinin de özel isim
olacağı isim cümleleri oluşturunuz.
ِ ِ ،‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
‫ﻫﺬﻩ‬
َ َُ ِ َ
ِ ِ ،‫ﻣﻜﺔ‬
‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ‫َ ﱠ‬
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ ُ ‫اَﻟ ُ َ ﱠ‬
َ َِ ُ ،‫ْﻤﺤﻤﺪون‬
c. İşâret isminin haberinin isim tamlaması olması:
ِ ُ ِ ‫ﻫﺬا‬
(Bu, Ali’nin arkadaşıdır) .‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﺻﺪﻳﻖ َ ﱟ‬
َ ََ
ِ
ِ ََ
(Bu ikisi, Ali’nin oğullarıdır) .‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻫﺬان اﺑَْـﻨﺎ َ ﱟ‬
ِ
ِ َ ُ ‫ﻫﺆﻻء‬
(Bunlar, Ali’nin arkadaşlarıdır) .‫ﻠﻲ‬
‫زﻣﻼءُ َﻋ ﱟ‬
َ َ َُ
ِِ
ِ ِ ‫ﺻﺪﻳﻘﺔُ ﱠ‬
(Bu, kız öğrencinin arkadaşıdır) .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
َ ِ َ ‫ﻫﺬﻩ‬
َ
َ
ِ ِ ‫ﺳﻴﺎرَﺗﺎ ﱠ‬
ََِ
(Bu ikisi, kız öğrencinin arabalarıdır) .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
َ
َ ‫ﻫﺎﺗﺎن َ ﱠ‬
َِ ُ
ِ ِ ‫ﺻﺪﻳﻘﺎت ﱠ‬
(Bunlar, kız öğrencinin arkadaşlarıdır) .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
ُ َ ِ َ ‫ﻫﺆﻻء‬
َ
َ
Yukarıdaki örneklerde başta bulunan ism-i işâret isim cümlesinin ilk
ögesi olması bakımından mübteda ve onu izleyen muzaf durumdaki isim de
haberdir. İsim tamlaması konusunda, tesniye isimler başka bir sözcüğe muzaf
olduklarında sonlarındaki nun harfinin düşmesi gerektiği vurgulanmıştı. Bu
hususa özellikle dikkat edilmelidir.
Aşağıdaki sözcüklerden, mübtedanın ism-i işâret, haberin de isim tamlaması
olduğu cümleler oluşturunuz.
ِ َ ُ ‫ﺑﺎب اﻟ‬
‫ﻫﺬا‬
َ َ ،‫ْﻐﺮﻓﺔ‬
ْ ُ َ
ِ ِ ،‫ﺳﻴﺎرُﺗﻪ‬
‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ َ ‫َﱠ‬
ِ ‫ﻃﻼب ُ ﱢﱠ‬
ِ ‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ِ َِﱠ‬
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ ،‫اﻹﳍﻴﺎت‬
ُ‫ُﱠ‬
Mübteda işâret ismi, haberi de insanlar dışındaki varlıkların çoğulu olarak
gelirse (gayr-i âkil çoğul) mübteda olan işâret ismi müfret müennes gelir. İsim
cümlesinde ve sıfat tamlaması konularında, akılsız çoğulların müfred
müennes muamelisi görmesi gerektiği hususu izah edilmişti.
ِِ
(Bunlar kitaplardır) .‫ﻛﺘﺐ‬
ٌ ُ ُ ‫َﻫﺬﻩ‬
(Şunlar arabalardır) .‫ات‬
‫ﺗﻠﻚ َ ﱠ‬
ٌ ‫ﺳﻴﺎ َر‬
َ ِْ
151
ِِ
(Bunlar babamın kitaplarıdır) .‫ﻛﺘﺐ َِأﰊ‬
ُ ُ ُ ‫َﻫﺬﻩ‬
ِ ِ ‫ات اﻟ‬
(Şunlar dekanın arabalarıdır) .‫ْﻌﻤﻴﺪ‬
‫ﻠﻚ َ ﱠ‬
َ ِْ‫ﺗ‬
َ ُ ‫ﺳﻴﺎ َر‬
Aşağıdaki sözcüklerden, ism-i işâretin mübteda ve haberinin de isim
tamlaması veya nekre kelime olduğu isim cümleleri oluşturunuz.
ِ ِ ،‫ﻗﻼم‬
‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ َ ْ َ‫اَْﻷ‬
‫ﺗﻠﻚ‬
‫ـﻴﻮت َ ﱢ‬
َ ِْ ،‫ﻋﻤﻲ‬
ُ ُُ‫ﺑ‬
ِ ِ ،‫ﺑﻴﺔ‬
ِ
ِ َ ‫ُدروس ﱡ‬
‫ﻫﺬﻩ‬
َ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟ َْﻌ َﺮِﱠ‬
ُ ُ
2. İşâret İsminin Mübteda Dışında Başka Bir Öge Oluşu
Kendisinden sonra gelen isimde harf-i tarif olmadığında ism-i işâret cümlenin
ِ َ ‫ﺟﺎء‬ (Bu,
mübteda dışında başka bir ögesi de olabilir. Örneğin: ‫ﻣﻦ ُﺳﻮِرَﻳﺎ‬
َ َ َ
ْ ‫ﻫﺬا‬
ِ
Suriye’den geldi) cümlesinde işâret ismi fâildir. ‫اﻟﺴﻮق‬
َ َ ‫أﻳﺖ‬
‫ﻫﺬا ِﰲ ﱡ‬
ُ ْ َ‫( َر‬Bunu çarşıda
gördüm) cümlesinde ise işâret ismi, mef’ûlün bihdir. ‫ﳍﺬا‬
َ َِ ‫ـﻠﺖ‬
ُ ْ ُ‫( ﻗ‬Buna söyledim)
َِ ‫ﻫﺬا‬
cümlesinde ise mecrûr konumundadır. ٌَ
‫ﲨﻴﻠﺔ‬
(Bunun
arabası güzel)
‫ﱠ‬
َ َ ُ‫ﺳﻴﺎرة‬
َ َ
cümlesinde de işâret ismi muzâfun ileyh olduğu için mecrûrdur.
Aşağıdaki cümlelerde işâret isimlerinin cümlenin hangi ögesi olduğunu
belirleyiniz.
ِ ِ ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
ِ َِ ُ
.‫ﻛﻴﺎ‬
َ
َ ‫ﻣﻦ ﺗُ ْـﺮ‬
ْ َ ُ ْ َ ُ ‫ﻫﺆﻻء‬
ِ ِ ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
.‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ َْ َ
ِ ْ َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
.‫ﻫﺬﻳﻦ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ‫َﱠ‬
İşaret isimleri yukarıda anlatıldığı gibi tek başlarında kullanıldıklarında
Türkçemizdeki işaret zamirlerinin karşılığıdırlar.
İşaret İsminden Sonra Harf-i Tarifli Bir Kelimenin Bulunması
İşaret isminden sonra gelen harf-i tarifli sözcüğe müşârun ileyh (işâret edilen)
denir ve i‘râb yönünden ism-i işârete uyar. Sözgelimi, ism-i işâret fâil veya
mübteda konumunda ise müşârun ileyh de merfû, ism-i işâret mef’ûl
konumunda ise müşârun ileyh de mansûb, keza ism-i işâret harf-i cerle
mecrûr veya muzâfun ileyh konumunda ise müşârun ileyh de mecrûr olur.
1. Müşârun İleyhe Sahip İşâret İsminin Mübteda Oluşu
Cümle başlarında kullanılan ism-i işâretler isim cümlelerinin mübtedası
olurlar. Bu işâret isimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârun
ileyhi olurlar ve onlarla aralarında hem i‘râb bakımından hem de cinsiyet ve
sayı bakımından uyum söz konusudur.
Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Mübteda Oluşu
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Bu öğrenci çalışkandır) .‫ﳎﺘﻬﺪ‬
ََ
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
ِ َِ ‫اﻟﺮﺟﻼن‬
ِ َ ‫ﻫﺬان ﱠ‬
ِ ََ
(Bu iki adam doktordur) .‫ﻃﺒﻴﺒﺎن‬
َ
ُ
152
(Bu çocuklar dürüsttür)
َِ ُ
.‫ﳐﻠﺼﻮن‬
َ ُ ِْ ُ ‫اﻷوﻻد‬
ُ َ ْ َ ْ ‫ﻫﺆﻻء‬
َ
ِ ِِ
(Bu kız öğrenci çalışkandır) .ٌ‫ﳎﺘﻬﺪة‬
َ ِ َُْ ُ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
َ ‫َﻫﺬﻩ ﱠ‬
ِ َ َ ِ ‫اﳊﺎﻓﻠﺘﺎن‬
ِ ِ ََِ
(Bu iki otobüs yenidir) .‫ﺟﺪﻳﺪﺗﺎن‬
َ ََ َْ ‫ﻫﺎﺗﺎن‬
َِ ُ
(Bu bayan mühendisler eskidirler) .‫ﻗﺪﳝﺎت‬
ٌ َ ِ َ ‫ْﻤﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ُ َ ِ ْ َ ُ ‫ﻫﺆﻻء اﻟ‬
َ
ِ ُ ‫ﻫﺬﻩ ﱡ‬
ِِ
(Bu dergiler ucuzdur) .ٌ‫رﺧﻴﺼﺔ‬
َ
َ َ ‫اﻟﺼﺤﻒ‬
ُ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mübteda Oluşu
ِ ‫ذﻟﻚ ﱠ‬
( Şu öğrenci çalışkandır) .‫ﳎﺘﻬﺪ‬
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َِ
ُ
ِ َ َ ْ ‫ْﺒﺎﺑﺎن‬
ِ
(Şu iki kapı kapalıdır) .‫ﻣﻐﻠﻘﺎن‬
َ َِ
ُ َ َ‫ذاﻧﻚ اﻟ‬
(Şu işçiler çalışkandır) .‫ﻧﺸﻴﻄﻮن‬
ُ ‫أوﻟﺌﻚ اﻟ ُ ﱠ‬
َ ُ ِ َ ‫ْﻌﻤﺎل‬
َ َِ ُ
َِ ُ‫ْﻘﻄﺔ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ ِ ﱠ‬
( Şu kedi güzeldir) .ٌَ‫ﲨﻴﻠﺔ‬
َ ِْ
ِ َ َ ِ ‫ْﻔﺘﺎﺗﺎن‬
ِ
(Şu iki genç kız yenidir) .‫ﺟﺪﻳﺪﺗﺎن‬
َ َِ
َ َ َ َ ‫ﺗﺎﻧﻚ اﻟ‬
(Şu bayan öğretmenler zengindir) .‫ﻏﻨﻴﺎت‬
ٌ ‫ْﻤﺪرﺳﺎت َِﱠ‬
ُ َ ‫أوﻟﺌﻚ اﻟ ُ َ ﱢ‬
َ َِ ُ
ِ ُ ‫اﻟﺪ ﱠر‬
(Şu bisikletler pahalıdır) .ٌ‫ﻏﺎﻟﻴﺔ‬
َ ِْ
َ َ ‫اﺟﺎت‬
َ ‫ﺗﻠﻚ ﱠ‬
ِ
‫ﳎﺘﻬﺪ‬
َ َ cümlesinde ‫ﻫﺬا‬
َ َ mübtedadır ve onu izleyen harf-i tarifli isim
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ ّ ‫ﻫﺬا‬
olan müşârun ileyh mübtedaya nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımından
ِ ََ
uymuştur. ‫ﳎﺘﻬﺪ‬
ٌ ِ َُْ sözcüğü de isim cümlesinin haberidir. Tesniyesi olan ‫ﻫﺬان‬
ِ
ِ‫ﻃﺒﻴﺒﺎن‬
ِ
ِ
َ َ mübteda olup merfu‘luk alameti tesniye olduğu
َ ُ ‫ ﱠ‬cümlesinde ‫ﻫﺬان‬
َ َ ‫اﻟﺮﺟﻼن‬
ِ َ ‫ ﱠ‬sözcüğü de müşârun ileyh olup mübtedaya uymuştur. ‫ﻃﺒﻴﺒﺎن‬
ِ َِ
için eliftir. ‫اﻟﺮﺟﻼن‬
َ
ُ
sözcüğü de haberdir ve merfu‘luk alameti tesniye olması sebebiyle eliftir.
ِ ُ ‫اﻟﺪ ﱠر‬
Diğer tesniye örnekleri de aynı şekilde i‘râb yapılmalıdır. ٌ‫ﻏﺎﻟﻴﺔ‬
َ ِْ
َ َ ‫اﺟﺎت‬
َ ‫ﺗﻠﻚ ﱠ‬
ِ
cümlesinde ise ‫ﺗﻠﻚ‬
َ ْ isim cümlesinin mübtedasıdır. Müşârun ileyh gayr-i âkil
ِ
çoğul olduğu için müennes gelmiştir. ٌ‫ﻏﺎﻟﻴﺔ‬
َ َ sözcüğü de haberdir ve zamme ile
merfu‘dur.
Aşağıdaki sözcüklerden müşârun ileyh içeren isim cümleleri oluşturunuz.
ِ ََ ِ ،‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ
ِ ‫َ ﱠﱠ‬
‫ﻣﺴﺮﻋﺘﺎن‬
ْ ُ َ َ ،‫اﻟﺴﻴﺎ َرَﺗﺎن‬
ِ َ ُ ،‫ْﻮﻃﻦ‬
ِ َ ‫ﻌﻮن‬
‫ﻫﺆﻻء‬
َ ُ ِ‫ﻣﺪاﻓ‬
ٌ ُُ
َ ُ ،‫ﺟﻨﻮد‬
َ ِ َ َ ‫ﻋﻦ اﻟ‬
ِ ‫ ِﻣﻦ اﻟ‬،‫ﺳﻴﺎرة‬
‫ْﻴﺎﺑﺎن‬
َ ِْ
َ َ َ ٌَ ‫ َ ﱠ‬،‫ﺗﻠﻚ‬
2. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin fâil oluşu
Fiil cümlelerinde eylemi gerçekleştiren unsur olan fâil, ism-i işâret
olabilir. Fâil konumundaki bu işâret isimlerini takip eden harf-i tarifli isimler
de onların müşârun ileyhi olurlar ve onlarla aralarında hem i‘râb bakımından
hem de cinsiyet ve sayı bakımından uyum söz konusudur.
153
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Bu öğrenci geldi) .‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ َ‫َﺟﺎء‬
ُ
ِ َ َ ‫ﻫﺬان اﻟ‬
ِ
(Bu iki çocuk başarılı oldu) .‫ْﻮﻟﺪان‬
َ ََ
َ َ َ ‫ﳒﺢ‬
(Bu suçlular kaçtılar)
ِ َ ُ ‫ﻓَﱠـﺮ‬
.‫ْﻤﺠﺮﻣﻮن‬
َ ُِ ْ ُ ‫ﻫﺆﻻء اﻟ‬
َ
ِ ِ ‫ﺟﺎءت‬
‫اﳊﺎﻓﻠﺔُ َُ ﱢ‬
(Bu otobüs erken geldi geldi) .‫ﻣﺒﻜ ًﺮا‬
َ ِ َْ ‫ﻫﺬﻩ‬
َ ََْ
ِ ِ
ِ َ‫اﻟﻄﺎﺋِﺮ‬
ِ َ َ ‫ـﻠﻌﺖ‬
‫ﻫﺎﺗﺎن ﱠ‬
(Bu iki uçak zamanında kalktı) .‫ﻣﻮﻋﺪﳘﺎ‬
ْ َ َ َْ‫أﻗ‬
َ ِ ْ َ ‫ﺗﺎن ِﰲ‬
َ
ِ َ ُ ‫ﺣﺼﻠﺖ ﻫ‬
ِ ِ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
(Bu kızlar ödülü aldılar) .‫اﳉﺎﺋﺰة‬
ُ َ َ‫ﺆﻻء اﻟْﺒ‬
َ ْ ََ َ
َ َ َ َ ‫ـﻨﺎت‬
ِ ُ ‫ﻫﺬﻩ اﻟ‬
ِ ِ ‫وﺻﻠﺖ‬
(Bu kitaplar Suriye’den geldi) .‫ﻣﻦ ُﺳﻮِرَﻳﺎ‬
َ ْ ََ َ
ْ ‫ْﻜﺘﺐ‬
ُُ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Fâil Oluşu
ِ ‫ﻓﺸﻞ َِ َ ﱠ‬
ِ
(Şu öğrenci başarısız oldu) .‫ﺐ‬
ُ ‫ذﻟﻚ اﻟﻄﺎﻟ‬
َ َ
ِ
ِ َ ْ ‫ذاﻧﻚ اﻟ‬
ِ
(Şu iki masa kırıldı) .‫ْﻤﻜﺘﺒﺎن‬
َ َ َ َ ‫اﻧﻜﺴﺮ‬
ََ َ ْ
.ُ‫اﻷﻃﺒﺎء‬
‫أوﻟﺌﻚ ْ َ ِ ﱠ‬
َ َِ ُ ‫ﺻﺎم‬
ََ
ِ ْ َ ُ‫ْﻤﻤﺮﺿﺔ‬
(Şu hemşire dün gelmedi) .‫أﻣﺲ‬
ْ ََ
َ ِْ ‫ﻏﺎﺑﺖ‬
َ ‫ﺗﻠﻚ اﻟ ُ َ ﱢ‬
ِ ََ‫ﺗﺎﻧﻚ اﻟْﻤﺮ‬
ِ ْ َِ
(Şu iki kadın ezanı duydu) .‫اﻷذان‬
َ َ َ ْ ‫أﺗﺎن‬
َ
ْ َ َ َ ‫ﲰﻌﺖ‬
(Şu kız öğrenciler beni ziyaret ettiler) .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ُ َِ ‫أوﻟﺌﻚ ﱠ‬
َ َِ ُ ‫َزا َرِْﺗﲏ‬
ِ ْ َ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
(Şu bardaklar yere düştü) .‫اﻷرض‬
َ َ ‫اﻷﻛﻮاب‬
ْ َ ََ
َ ْ ِ ‫ﺳﻘﻄﺖ‬
ُ َ ْ َ ْ ‫ﺗﻠﻚ‬
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ ‫ﺟﺎء‬
ُ
َ َ cümlesinde ‫ﺟﺎء‬
َ َ fiil ve ondan sonra gelen işâret ismi, fâil ve
(Şu doktorlar oruç tuttular)
onu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârun ileyh fâile nicelik, cinsiyet ve
i‘râb bakımından uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz
konusudur.
Aşağıda karışık olarak verilmiş sözcüklerden fâili ism-i işâret olan cümleler
oluşturunuz.
‫ـﻘﺎل‬
َ َ َْ‫ ِاﺳﺘ‬،‫ﻫﺬا‬
َ َ ،‫اَﻟ َْﻮِز ُﻳﺮ‬
ِ َ ُ ،‫ـﺮك‬
ِ ْ َ ‫ـﻬﻢ ِﰲ اﻟ‬
‫ْﻔﺼﻞ‬
َ َ َ َ‫ ﺗ‬،‫اﻟﻄﻼب‬
ُ‫َ ﱡﱠ‬
ْ ُ َ‫ ُﻛﺘُﺒ‬،‫ﻫﺆﻻء‬
ِ ِ ،‫اﻟﻄﻔﻠﺔ‬
‫ﲨﻌﺖ‬
ْ َ ََ ، ‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ َ ْ‫ َ ﱢ‬،‫اﻷزﻫﺎر‬
َ ََْ
3. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mef’ûlün bih oluşu
Fiil cümlelerinde fâilin yaptığı işten doğrudan etkilenen isim olan
mef’ûlün bih ism-i işâret olabilir. Bu mef’ûlün bih konumundaki işâret
isimlerini takip eden harfi tarifli isimler de onların müşârun ileyhi olurlar ve
onlarla aralarında hem i’râb bakımından hem de cinsiyet ve sayı bakımından
uyum bulunur.
Yakın İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Bu öğrenciye yardım ettim) .‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
ُ َْ َ
َ
154
(Bu iki öğrenciyi laboratuvarda gördüm)
‫ﻫﺬﻳﻦ ﱠ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻄﺎﻟِﺒ‬
َِ َ ْ ُ ‫ـﲔ ِﰲ اﻟ‬
َِْ َ ‫ﺖ‬
.‫ْﻤﺨﺘﱪ‬
ُ ْ‫َرَأﻳ‬
(Bu misafirlere ikramda bulundum)
ِ َ ُ ‫أﻛﺮﻣﺖ‬
.‫اﻟﻀﻴﻮف‬
َ ُ ‫ﻫﺆﻻء ﱡ‬
َ ُ َْ ْ َ
ِ ِ ‫ُﻛﻞ‬
(Bu yumurtayı ye) .َ‫ـﻴﻀﺔ‬
َ َْ‫ﻫﺬﻩ اﻟْﺒ‬
َْ
ِ ْ ََ‫ـﲔ اﻟ َْﻤ ِﺮﻳﻀﺘ‬
ِ ْ َ‫زرت َﻫﺎﺗ‬
(Bu iki bayan hastayı ziyaret ettim) .‫ـﲔ‬
ُ ُْ
ِ َ ُ ‫أﻃﻌﻦ‬
ِ
ِ َ ‫ﻫﺆﻻء ْ ُﱠ‬
(Bu annelere itaat edin) .‫اﻷﻣﻬﺎت‬
َ َْ َ
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Mef’ûlün bih Oluşu
ِ ‫ذﻟﻚ ﱠ‬
(Şu öğrenciyi anladım) .‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َِ ‫ﻓﻬﻤﺖ‬
ُ ْ َِ
َ
ِ ْ َ‫ﻚ اﻟ ُ َ ﱠ‬
(Şu iki görevliye teşekkür ettim) .‫ْﻤﻮﻇﻔﲔ‬
ُ َْ َ
َ ِ‫ذﻳﻨ‬
ْ َ ‫ﺷﻜﺮت‬
(Şu çocuklara nasihat ettim)
.‫اﻷﻃﻔﺎل‬
َ َ ْ َ ْ ‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ ‫ﻧﺼﺤﺖ‬
ُ ََْ
(Şu zirveye tırmandım) .َ‫ْﻘﻤﺔ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ ِ ﱠ‬
َ ِْ ‫ﺻﻌﺪت‬
ُ ْ َِ
ِ ‫ـﻴﻨﻚ ﱠ‬
ِ ِ ‫ـﲔ ِﰲ اﻟ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻄﺎﻟﺒَﺘ‬
(Şu iki kız öğrenciyi camide gördüm) .‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
َ ِْ َ‫ﺷﺎﻫﺪت ﺗ‬
ُ َْ َ
َْ
ِ َ ‫أوﻟﺌﻚ اﻟْﺒ‬
ِ ‫ﻛﺖ ْ ُ ﱡ‬
ِ َْ‫ـﻨﺎت ِﰲ اﻟْﺒ‬
ِ َ‫ﺗَـﺮ‬
(Anne şu kız çocuklarını evde bıraktı) .‫ـﻴﺖ‬
َ َ َ ُ ‫اﻷم‬
َ
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
ُ ْ َ َ cümlesinde ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
ُ ْ َ َ fiil ve ona bitişik olan zamir fâilidir.
َ
işâret ismi ise mef’ûlün bihdir ve onu izleyen harf-i tarifli isim olan müşârun
ileyh mef’ûlün bihe nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımından uymuştur. Diğer
örneklerde de benzer durum söz konusudur.
Aşağıda karışık olarak verilmiş sözcüklerden mef’ûlün bihi ism-i işâret olan
cümleler oluşturunuz.
ِ َ ُ ،‫أﻛﺮﻣﺖ‬
‫ﻫﺆﻻء‬
َ ُ ْ َ ْ َ ،‫اﻟﻀﻴﻮف‬
ُ‫ﱡ‬
ِ ِ ،‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
‫ﻳﺖ‬
ْ ِ ،‫ﻫﺬﻩ‬
ُ ْ‫اﺷﺘَـ َﺮ‬
َ َ ‫ﱠﱠ‬
ِ ِ َ
ِ ْ‫ اﻟ َْﻮِزﻳ َﺮ‬، ‫ـﻠﺖ‬
‫ﻳﻦ‬
ُ ْ َ‫اﺳﺘَ ْـﻘﺒ‬
ْ ،‫ﻫﺬﻳﻦ‬
ْ َ
4. Müşârun ileyhe sahip işâret isminin mecrûr oluşu
Gerek fiil cümlelerinde gerekse isim cümlelerinde harf-i cerden sonra gelen
isimler mecrûr olurlar. Bu harf-i cerlerden sonra gelen işâret isimleri de
mecrûr konumundadırlar.
Yakın İçin Kullanılan İşaret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu
ِ ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
(Bu öğrenciye selam verdim) .‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ ْ‫َﱠ‬
ِ ‫ﺬﻳﻦ اﻟ‬
ِ ُ ُ
ِ ْ َ‫ْﻮاﺟﺒ‬
(Bu iki ödevi yaptım) .‫ـﲔ‬
ْ
َ ِ ْ َ َ ‫ﻗﻤﺖ‬
(Hediyeyi bu öğrencilere verdim)
ِ ِ َ َ ‫أﺣﺮص‬
ِ َ ِ ‫ﻫﺬﻩ اﻟ‬
(Bu vazifeyi çok istiyorum) .‫ْﻮﻇﻴﻔﺔ‬
ُ َِْ
َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
155
ِ َ َُِ َ‫اﳍﺪﻳﺔ‬
ِ ‫ﳍﺆﻻء ﱡ ﱠ‬
.‫اﻟﻄﻼب‬
‫ﻗﺪﻣﺖ َْ ِ ﱠ‬
ُ ْ‫َﱠ‬
‫ـﲔ ﱡ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻠﻐَﺘ‬
ِ ْ َ‫اﻫﺘﻤﻮا َِﺎﺗ‬
(Bu iki dile önem verin) .‫ـﲔ‬
‫َِْﱡ‬
ِ
ِ َ ِ ‫ﻫﺆﻻء اﻟ‬
(Bu bayan işçileri arıyorum) .‫ْﻌﺎﻣﻼت‬
ُ َْ َ
َ َ ُ َ ‫ﻋﻦ‬
ْ َ ‫أﲝﺚ‬
Uzak İçin Kullanılan İşâret İsimlerinin Harf-i Cerle Mecrûr Oluşu
ِ َْْ ‫ذﻟﻚ‬
(O koşuya katıldım) .‫اﳉﺮي‬
ِْ
َ َِ ‫ﻛﺖ ِﰲ‬
ُ ْ‫اﺷﺘَ َـﺮ‬
ٍ ‫ْﻔﻘﲑﻳﻦ ُﻛﻞ ﻳ‬
ِ َ ِ َ ِ ‫أﻣﺮ‬
(Her gün şu iki fakire uğruyorum) .‫ـﻮم‬
ْ ‫َُ ﱡ‬
َْ ‫ﺑﺬﻳﻨﻚ اﻟ َ َْ ِ ﱠ‬
(Çocuk şu hasımlardan intikam aldı)
ِ ْ ‫أوﻟﺌﻚ‬
ِ
ِ ِ ‫ْﻮﻟﺪ‬
.‫اﳋﺼﻮم‬
ُ ُ َ َ ُ ‫ﻣﻦ‬
ْ ُ َ َ ‫ـﻘﻢ اﻟ‬
َ َ َ‫اﻧْـﺘ‬
ِ ِ ‫ﺗﻠﻚ ﱠ‬
ِ ُ َ َْ
(Şu kız öğrenciye bir kitap hediye ettim) .‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺔ‬
َ ِْ ‫ﻛﺘﺎﺑﺎ ِ َإﱃ‬
ْ
َ
ً َ ‫أﻫﺪﻳﺖ‬
ِ ْ َ‫اﻟﺜﻼﺟﺘ‬
(Şu iki buzdolabını beğendim) .‫ـﲔ‬
َ ِْ َ‫أﻋﺠﺒﺖ ﺑِﺘ‬
ُ ِْ ُْ
َ ‫ـﻴﻨﻚ ﱠ ﱠ‬
ِ َ َِ ُ ‫ﻋﻠﻰ‬
ِ ‫ْﻔﻘﲑ‬
(Zengin şu bayan fakirlere sadaka verdi) .‫ات‬
َ َ ‫ْﻐﲏ‬
َ ‫َ َﱠ‬
‫ﺗﺼﺪق اﻟ َِ ﱡ‬
َ َ ‫أوﻟﺌﻚ اﻟ‬
ِ ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬cümlesinde ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬fiil ve ona bitişik olan zamir fâildir.
‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ harf-i cer olup ism-i işâret de mecrûr ve onu izleyen harf-i tarifli isim
olan müşârun ileyh mecrûr ism-i işârete nicelik, cinsiyet ve i‘râb bakımından
uymuştur. Diğer örneklerde de benzer durum söz konusudur.
İşaret isimlerinden sonra harf-i tarifli kelime geldiğinde işaret isimleri
Türkçemizdeki işaret sıfatlarının karşılığı olur.
Aşağıda karışık olarak verilmiş sözcüklerden ism-i işâretlerin mecrûr olduğu
cümleler oluşturunuz.
ِ َ ُ ،‫ْﻤﺤﺎﻣﻲ‬
ِ ‫ اﻟ‬،‫ﻳﺪاﻓﻊ‬
ِ
‫ـﻬﻤﲔ‬
َ
َ ِ َ ‫ اﻟ ُْﻤﺘﱠ‬،‫ﻫﺆﻻء‬
َ ُ ُ َ ُ ،‫ﻋﻦ‬
َْ
ِ
ِ ِ ‫ِﻣﻦ‬
‫ﺗﻠﻚ‬
َ ِْ ،‫ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‬،‫ ِ َإﱃ‬،‫ـﻘﻠﻨﺎ‬
َْ َ َ‫ اﻧْـﺘ‬،‫ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘ ْﺮَِﻳﺔ‬
َ ْ
ِِ ِ
‫ ﱠ ﱠ‬،‫ﺬﻩ‬
‫أﻋﺠﺒﺖ‬
ُ ْ ِ ْ ُ ، ‫اﻟﺸﻘﺔ‬
َ
Bir ism-i işâretin müşârun ileyhi insanlar dışındaki varlıkların çoğulu ise bu
durumda işâret ismi kural gereği müfret müennes gelir.
ِ ِ ُ ْ‫ﻗَـﺮ‬
(Bu kitapların tümünü okudum) .‫ﻛﻠﻬﺎ‬
َ ‫ْﻜﺘﺐ ُ ﱠ‬
َ ُ ُ ‫أت َﻫﺬﻩ اﻟ‬
َ
ِ َ َ ‫ـﻴﻮت ِﰲ َﻛﺎ ِرَِﺛﺔ اﻟ‬
(Şu evler sel felaketinde çöktü) .‫ْﻔﻴﻀﺎن‬
ْ َ َ ْ‫اِﻧ‬
ُ ُُ‫ﺗﻠﻚ اﻟْﺒ‬
َ ِْ ‫ـﻬﺎرت‬
َ
ِِ
ِ
ُِ ِ ْ ُ‫ْﻤﻼﺑﺲ ﺗ‬
(Bu elbiseler hoşuma gidiyor) .‫ـﻌﺠﺒﲏ‬
ُ َ َ ‫َﻫﺬﻩ اﻟ‬
ِ ِ ‫أﺟﺐ َﻋﻦ‬
ِ َ ِ َ ْ ‫ﻫﺬﻩ‬
(Bu soruların hepsine yanıt ver) .‫ﻛﻠﻬﺎ‬
َ ْ ْ َِ
َ ‫اﻷﺳﺌﻠﺔ ُ ﱢ‬
ْ
Klasik Arapça’da uzak için kullanılan ism-i işâretlerden ‫ذﻟﻚ‬
َ َِ ve ‫ﺗﻠﻚ‬
َ ِْ sonundaki ‫َك‬
zamiri, sözkonusu nesne ya da kavramı kendisine işâret ettiğimiz şahısların
sayısına bağlı olarak çekimlenebilmektedir. Aşağıdaki örneklerde de
görüleceği üzere, bu tür ism-i işâretlerin sonunda yer alan zamirlerin anlama
doğrudan bir katkısından söz edilemez. Bu zamirler, konuşmakta olan
kimsenin, ‘neyi’ gösterdiğine değil, sözkonusu şeyi ‘kime/kaç kişiye’ gösterdiğine zımnî bir atıfta bulunarak, muhatabın tekil-ikil-çoğul oluşuyla ilgili bir fikir
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ُ َِ ،‫ْﻜﺘﺎب ِﱄ‬
ِ
ِ َ َِ
verir: ‫ذﻟﻜﻦ‬
‫ َِ ُ ﱠ‬،‫ْﻜﺘﺎب ِﱄ‬
ُ َ ‫ذﻟﻜﻤﺎ اﻟ‬
ُ َ ،‫ْﻜﺘﺎب ِﱄ‬
ُ َ ‫ذﻟﻜﻢ اﻟ‬
ُ َ ‫ذﻟﻜﻤﺎ اﻟ‬
ُ َ ‫ذﻟﻚ اﻟ‬
َ ُ َ ،‫اﻟﻜﺘﺎب ِﱄ‬
َ ُ َ ،‫ْﻜﺘﺎب ِﱄ‬
ُ
ِ
‫ْﻜﺘﺎب ِﱄ‬
ُ َ ‫اﻟ‬. (Şu kitap benim). Görüldüğü gibi hepsinin anlamı aynıdır. Buradaki
farklılık sadece bu kitabı kime veya kimlere gösterdiğimizdedir. Müennes bir
ِ
ِ
varlığa işâret ettiğimizde de durum aynıdır: ‫ﺗﻠﻜﻢ‬
َ ِْ
َ ‫ﺗﻠﻜﻤﺎ ﱠ ﱠ‬
َ ُ ْ ،‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
َ ‫ﺗﻠﻚ ﱠ ﱠ‬
ُ ُ ْ ،‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
ِ ،‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
ِ ،‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
ِ ِْ ،‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﱄ‬
‫ﺗﻠﻜﻦ‬
‫ﺗﻠﻜﻤﺎ‬
‫ﺗﻠﻚ‬
(Şu
araba
benim)
ْ
ْ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
ُ
ُ
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
َ
َ
َ
َ
َ
156
Prensip olarak mübteda ‘marife’, haber ‘nekre’ ise de zaman zaman haber
öğesinin de ‘harf-i tarif’li olarak geldiği görülmektedir. İşte, ism-i işâretin
mübteda, haberin ise harf-i tarifli bir isim olması durumunda, mübteda ile
haber arasına ‘zamîru’l-fasıl’ adını verdiğimiz bir zamir getirilir. Şeklen bir sıfat
tamlaması görüntüsü veren mübteda ile haberi birbirinden ayırmak üzere
cümleye sonradan ilave edilmiş olan bu zamirin, vurgu dışında anlamsal
yönden cümleye bir katkısı yoktur.
(Bu gri paltodur) .‫اﻟﺮﻣﺎدي‬
ََ
‫ْﻤﻌﻄﻒ ﱠ َ ِ ﱡ‬
ُ َ ْ ِ ‫ﻫﻮ اﻟ‬
َ ُ ‫ﻫﺬا‬
(Bu robottur)
(İşte bu birinci öğrenci)
.‫اﻵﱄ‬
ََ
ُ َ ْ ِْ ‫ﻫﻮ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ْ ِ ﱡ‬
َ ُ ‫ﻫﺬا‬
ِ ‫ﻫﺬا ﻫﻮ ﱠ‬
.‫اﻷول‬
ُ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ ْ َ ﱠ‬
ُ
َُ َ َ
Genel kural olarak ism-i işâretler, kendilerine işâret edilen sözcüklerden önce
gelir. Ancak bu kuralın iki istisnası bulunmaktadır:
(1) İsm-i işâretler özel isme (alem) işâret ettiklerinde,
(2) İsm-i işâretler bir isim tamlamasının muzaf öğesine işâret ettiğinde. Her iki
durumda da, ism-i işâretler ilgili sözcüklerin sıfatı olurlar.
ِ ُ ْ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
ِ ‫َﱡ‬
ِ َ ْ ‫ﻣﻦ‬
.‫أﻃﻮل‬
ُ َ ْ َ ‫ﻫﺬا‬
َ َ ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ َ ِ ﱞ‬/ ‫اﻵﺧﺮ؟‬
َ ‫أﻃﻮل‬
َ ‫أي َ ﱟ‬
(Hangi Ali daha uzun boylu? / Bu Ali daha uzun)
ِ ِ َْ ‫ﲟﻜﺘﱯ ِﰲ‬
َِ ‫َز‬
َِ ْ َِ ‫ﻫﺬا‬
.‫اﳋﺎﻣﺴﺔ‬
َ َ ‫ﳏﻤﺪ‬
ٌ ‫ارﱐ َُ ﱠ‬
َ
(Bu Muhammed beni ofisimde saat beşte ziyaret etti)
ِ ُ َ‫ر‬
ِ َ ْ ‫ﻫﺬا ِﰲ اﻟ‬
ِ ْ َ ْ ِ ‫ْﻤﻜﺘﺒﺔ‬
.‫ﺑﺎﻷﻣﺲ‬
َ َ ‫ﺳﺎﻟﻤﺎ‬
َْ
َ َ
ً َ ‫أﻳﺖ‬
(Bu Salim’i dün kütüphanede gördüm)
ِ ِ َ ُ‫ﺳﻴﺎر‬
ِ ‫اﻟﺸﻬﺮ اﻟ‬
ِ ِ‫أﺳﺮعُ ِﻣﻦ ﱠ‬
.‫ْﻤﺎﺿﻲ‬
َ ِ ْ ‫اﻟﱵ ﺑﻌﺘَْ َـﻬﺎ ِﰲ ﱠ‬
َ ‫َﱠ‬
َ َ ْ َ ‫ﺗﻚ َﻫﺬﻩ‬
(Senin bu araban, geçen ay sattığın arabadan daha hızlı)
ِ ْ ِ ‫ﻣﻨﺬ‬
ِ َ َ ‫ﺎﻣﻠﻚ‬
ٍ ‫ﺑﻀﻌﺔ َﱠ‬
.‫أﻳﺎم‬
َ ُ ِ ‫َﻋ‬
َ ُ ْ ُ ‫ﻏﺎﺋﺐ‬
ٌ َ ‫ﻫﺬا‬
(Senin bu işçin birkaç gündür ortalıklarda yok)
ِ ِ َ ‫رأَﻳـﻨﺎ اﺑ‬
ِ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ اﻟ ﱠ‬
ِ ِ
ِ ْ َ ْ ِ ‫ْﻌﺎﻣﺔ‬
.‫ﺑﺎﻷﻣﺲ‬
ََ ْ َ ْ َ
َ َ َْ ‫ـﻨﺘﻚ َﻫﺬﻩ ِﰲ‬
(Senin bu kızını dün parkta gördük)
ِ
ِ ِ ‫أﺣﺐ‬
ًّ ِ ‫ﻫﺬا‬
.‫ﺟﺪا‬
َ َ ‫ﺻﺪﻳﻘﻲ‬
َ ‫ََأﻧﺎ ُ ﱡ‬
(Ben bu arkadaşımı çok seviyorum)
ِ
.َ‫اﻟﺴﺒﺎﺣﺔ‬
َ َ ‫ـﻨﻚ‬
ُ ُِ َ‫ﻫﺬا ﻻ‬
َ ُْ‫اﺑ‬
َ َ ‫ﳚﻴﺪ ﱢ‬
(Senin bu oğlun iyi yüzemiyor)
ِ
ِ
.‫ﻫﺬا‬
ُْ
َ َ ‫ﻟﻜﻢ‬
َ َ ‫ـﻮﻣﻨﺎ‬
َ ْ َ‫ﺗﻜﻢ ِﰲ ﻳ‬
ْ ُ ‫ﻋﻠﻰ ِزَﻳﺎ َر‬
ْ ُ َ ‫ﺷﻜ ًﺮا‬
(Bizi bu günümüzde ziyaret ettiğiniz için size teşekkür ederiz)
157
ِ ِِ َ ِ َ
.‫ﺗﻐﻴﺐ َﻛﺜِ ًﲑا‬
ُ َ ‫ﻋﺎﺋﺸﺔُ َﻫﺬﻩ‬
(Bu Ayşe çok devamsızlık yapıyor)
Eğer bu cümlelerdeki özel isim ve muzaf olan sözcükler ism-i işâretten
sonra gelecek olsa bu durumda işâret isimleri mübteda ve bu özel isim ve
ِ
muzâflar haber olurdu. (Bu, Ali’dir) ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻫﺬﻩِ َ ﱠ‬
َ َ ve (Bu, senin arabandır) ‫ﺗﻚ‬
َ ُ‫ﺳﻴﺎ َر‬
‫ﻫﺬا َ ِ ﱞ‬
َ
cümlelerinde olduğu gibi.
Asıl (kök) ism-i işâretler aşağıdaki tabloda yer almakla birlikte, uzaklık ve
yakınlık için -daha önce işâret edildiği üzere- başa veya sona bir takım harfler
(‫ َك‬/ ‫ َﻫﺎ‬/ ‫ ل‬gibi) getirilebilmektedir.
Kök İsm-i İşâretler
Cemi
Müsenna
Müfred
(Çoğul)
(İkil)
(Tekil)
َِ ُ
‫أوﻻء‬
َِ
ِ ْ َ - ‫ذان‬
‫ذﻳﻦ‬
‫َذا‬
Müzekker/Eril
َِ ُ
‫أوﻻء‬
ِ َ‫ﺗ‬
ِ ْ َ‫ ﺗ‬- ‫ـﺎن‬
‫ـﲔ‬
ِِ
‫ َﺗﺎ‬/ ‫ ِﰐ‬/ ‫ ِذي‬/ ‫ذﻩ‬
Müennes/Dişil
Bu
Anlam
Bunlar
Bu ikisi
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara uygun işâret isimleri getiriniz.
ِ ‫اﻟﺴﻴﺎرة ِﻣﻦ اﻟ‬
.‫ْﻴﺎﺑﺎن‬
ْ ِ .1
َ َ َ ََ ‫ ﱠ ﱠ‬....... ‫اﺷﺘَ َـﺮى َِأﰊ‬
ِ ‫ﻋﻤﻴﺪ اﻟ ُ ﱢﱠ‬
‫ ﱠ‬........ ‫ْﻜﻠﻴﺔ‬
ِ ْ َ‫اﻟﻄﺎﻟِﺒ‬
.‫ـﲔ‬
َ َ .2
ُ ِ َ َ‫ﻛﺎﻓﺄ‬
ِ
.‫ْﻤﺼﻨﻊ‬
ِ َْ َ ‫ذﻟﻚ اﻟ‬
َ َِ ‫ْﻤﻬﻨﺪس ِﰲ‬
ُ ْ َ ُ ‫ اﻟ‬....... ‫ـﻌﻤﻞ‬
ُ َ ْ َ‫ ﻳ‬.3
ِ
ِ َ ‫اﳉﻨﻮد‬
.‫ﻨﻬﻢ‬
ْ ُ ُُْ .......... ‫ﻳﺪاﻓﻊ‬
ُ َ ُ .4
ْ ِ َ‫ﻋﻦ َوﻃ‬
ِ ِ ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺘﺎن ِﰲ‬
ِ َ‫اﻟﺸﺮ‬
ِ
ِ ‫ﻫﺬﻩ ﱠ‬
.‫ﻛﺔ‬
َ ِ َ َ ْ َ ُ .......... .5
ِ َ ‫ﺣﻮل اﻟ‬
.‫ْﻜﻌﺒﺔ‬
َ ُ ُ َ ‫ْﻤﺴﻠﻤﻮن‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫ اﻟ‬.......... .6
َ ْ َ ْ َ ‫ﻳﻄﻮﻓﻮن‬
ِ ْ َ‫ﺷﺎﻃﺊ اﻟ‬
ِ ِ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
.‫ْﺒﺤﺮ‬
َ َ ‫اﻟﺴﺎﺋﺢ‬
ِ ِ ‫ ﱠ‬........ ‫ـﻌﺮﻓﺖ ِ َإﱃ‬
ُ ْ ‫ ﺗَ َ ﱠ‬.7
ٌ َ ِ ............ .8
.‫ﳐﻠﺼﻮن َِﻟﺮﱢِ ْﻢ‬
َ ُ ُِْ ‫رﺟﺎل‬
ِ ْ َ‫ـﲔ ﻗَ ْـﺒﻞ َﺳﻨَﺘ‬
ِ َ ‫ ﱢ‬.......... ‫أت‬
.‫ـﲔ‬
ُ ْ‫ ﻗَـ َﺮ‬.9
َ ْ َ‫اﻟﺮواﻳَـﺘ‬
ٍ ‫ﻋﻤﻞ ﱢ‬
.‫ﺟﻴﺪ‬
ُ َ ‫ ﱢ‬......... ‫ـﺒﺤﺚ‬
ُ َ َْ‫ ﻳ‬.10
َ ٍ َ َ ‫ﻋﻦ‬
ْ َ ‫اﻟﺮﺟﺎل‬
158
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde boş yerleri parantez içindeki uygun ism-i‬‬
‫‪işâretlerle doldurunuz.‬‬
‫ﻫﺆ َ ِ‬
‫ﻫﺬا ‪ِ ِ /‬‬
‫ْﻔﺘﺎةُ ُ ْ ِ ِ‬
‫ﻻء(‬
‫ﻫﺬﻩ ‪ُ َ /‬‬
‫‪ ....... .1‬اﻟ َ َ‬
‫ْﻜﺒﲑةُ‪َ َ َ ) .‬‬
‫أﺧﱵ اﻟ َ َ‬
‫ﻫﺬﻩِ ‪ِ َ ُ /‬‬
‫ﻫﺬا ‪ِ /‬‬
‫ِ‬
‫ْﻌﻤﺎل ِﰲ َ ْ َ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء(‬
‫أﻳﺖ ‪ .......‬اﻟ ُ ﱠ َ‬
‫‪َ .2‬رَْ ُ‬
‫ﻣﻜﺘﺐ اﻟْ َِﱪﻳﺪ‪َ َ َ ) .‬‬
‫َ‬
‫ﻫﺬا ‪ِ ِ /‬‬
‫اﳋَﺒَ َـﺮ َ ْ ِ‬
‫ﺗﻠﻚ(‬
‫ﲰﻌﺖ ‪ْ .......‬‬
‫ﻫﺬﻩ ‪َ ِْ /‬‬
‫‪ُ ْ َِ .3‬‬
‫أﻣﺲ‪َ َ َ ) .‬‬
‫ﻫﺬﻩ ‪ِ َ ُ /‬‬
‫ﻫﺎﺗﺎن ‪ِ ِ /‬‬
‫ﱠﺎﻓﺬﺗﺎن ِ ََ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء(‬
‫َ‬
‫واﺳﻌﺘﺎن‪َ ِ َ َ ) .‬‬
‫‪ ........ .4‬اﻟﻨ َ َ َ‬
‫ﻫﺬﻩ ‪ِ َ ُ /‬‬
‫ﻫﺬا ‪ِ ِ /‬‬
‫ﻣﻊ ‪ِ َ ْ َ ْ .........‬‬
‫ﻫﺆﻻء(‬
‫‪ُ ْ ِ َ .5‬‬
‫َ‬
‫اﻷﻃﻔﺎل‪َ َ َ ) .‬‬
‫ﻟﻌﺒﺖ َ َ‬
‫ﻫﺬﻩ ‪ِ َ ُ /‬‬
‫ﻫﺬا ‪ِ ِ /‬‬
‫ﺳﺘﺤﺘﺎج ِ َإﱃ ‪ ......‬اﻟ ْ َ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء(‬
‫ْﻤﻜﺘﺒﺔ‪َ َ َ ) .‬‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫‪ُ َ ْ َ َ .6‬‬
‫ﻫﺬا ‪ِ ِ /‬‬
‫ﻣﻼﺑﺴﻲ ِﰲ ‪ِ ْ .......‬‬
‫‪ِ َِ .7‬‬
‫اﳊﻘﻴﺒَﺘَ ْ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ ‪َ /‬ﻫﺎﺗَ ْ ِ‬
‫ـﲔ(‬
‫ـﲔ‪َ َ َ ) .‬‬
‫َ‬
‫َ‬
‫أوﻟﺌﻚ ‪ِ ِ /‬‬
‫ﻫﺬﻩ(‬
‫ﻧﻈﻴﻔﺎت‪َ َ ) .‬‬
‫ـﻨﺎت َ ِ َ ٌ‬
‫‪ ........... .8‬ﺑَ َ ٌ‬
‫ﻫﺬا ‪َ َ َِ ُ /‬‬
‫‪ .9‬ﻳﺴﺒﺢ ‪.......‬اﻟ َ َ ِ‬
‫أوﻟﺌﻚ ‪ِ َ َ /‬‬
‫ْﻮﻟﺪان ِﰲ اﻟﻨـ ْ ِ‬
‫ﱠﻬﺮ‪ِ ْ َ َ ) .‬‬
‫ﻫﺬان(‬
‫ﻫﺬﻳﻦ ‪َ َِ ُ /‬‬
‫َ َْ ُ‬
‫َ‬
‫أوﻟﺌﻚ ‪ِ ِ /‬‬
‫‪ .10‬ﺗَ َْ ِ‬
‫ﻫﺬﻩ(‬
‫ﺑﺄوﻻدﻫﺎ‪َ َ ) .‬‬
‫ـﻌﺘﲏ ‪.......‬اﻟ َْﻤ ْﺮَأةُ َِ ْ َ ِ َ‬
‫ﻫﺬا ‪َ َ َِ ُ /‬‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara uygun müşârun ileyhler getiriniz.‬‬
‫ﻳﻖ‪.‬‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ﻫﺬا ‪ ........‬أَﻧَْ َ‬
‫ـﻘﺬ اﻟْﻐَ ِﺮ َ‬
‫‪ِ َ َ .2‬‬
‫ﻫﺎﺗﺎن ‪َ .........‬ﲡْ ِ‬
‫اﻷزﻫﺎر‪.‬‬
‫ََ‬
‫ﻤﻌﺎن ْ َ ْ َ َ‬
‫‪ِ َ ُ .3‬‬
‫ﻫﺆﻻء ‪ .........‬رﻓَـﻌﻮا َ ْ ِ‬
‫وﻃﻨﻬﻢ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻗﺪر َ َ ِ ْ‬
‫َ ُ َ‬
‫ِ‬
‫‪ِ َ َ .4‬‬
‫ﻣﺎﻫﺮَ ِ‬
‫ﺗﺎن‪.‬‬
‫ﻫﺎﺗﺎن ‪َ َ ..........‬‬
‫ﺧﺬ َﻫﺎﺗَ ْ ِ‬
‫ـﲔ ‪..........‬‬
‫‪ْ ُ .5‬‬
‫ﺗﺄﺧﺮ ُ َ ِ‬
‫ﻋﻦ ﱠ ْ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء ‪ِ َ ..........‬‬
‫اﻟﺪرس‪.‬‬
‫‪ َ َ .6‬ﱠ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﺗﻠﻚ ‪..........‬؟‬
‫ﻟﻤﻦ ِْ َ‬
‫‪ْ َ .7‬‬
‫أﻋﻄﲏ َ َ ْ ِ‬
‫‪ِ ِ ْ َ .8‬‬
‫ﻫﺬﻳﻦ ‪..........‬‬
‫‪ِ َ َ .9‬‬
‫ﻣﺜﻤﺮَ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺗﺎن‪.‬‬
‫ﻫﺎﺗﺎن ‪َ ْ ُ .............‬‬
‫ْﻤﺨﺘﱪ ﻗَـﺒﻞ َ ٍ‬
‫أﻳﺖ َ َ ْ ِ‬
‫ﺳﺎﻋﺔ‪.‬‬
‫‪َ .10‬رَْ ُ‬
‫ﻫﺬﻳﻦ ‪ِ .........‬ﰲ اﻟ ُ ْ ََِ ْ َ َ‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde işâret isminin cümlenin hangi ögesi olduğunu‬‬
‫‪(i‘râbını) belirleyiniz.‬‬
‫اﻹﳍﻴﺎت ﻗَـﺒﻞ َ ٍ‬
‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت ِﰲ ُ ﱢﱠ ِ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ِ َِﱠ ِ‬
‫ﺳﻨﺔ‪.‬‬
‫‪َ َ .1‬ﱠ َ ْ‬
‫ﻫﺆﻻَ ِء ﱠ َِ ُ‬
‫ﲣﺮﺟﺖ َ ُ‬
‫َْ َ‬
‫ﻫﺎﺗﺎن َ ِ ََ ِ‬
‫‪ِ َ َ .2‬‬
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‪.‬‬
‫ﻋﺎﻣﻠﺘﺎن ِﰲ اﻟ ُ ْ َ ْ َ‬
‫ﻧﺎﻟﺖ ِ ِ‬
‫اﳉﺎﺋﺰة‪.‬‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟﺘﱢ ْ ِ َ‬
‫ـﻠﻤﻴﺬةُ َْ َِ َ‬
‫‪َ ْ َ َ .3‬‬
‫ﻫﺬا اﻟ َ ُ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﺎرة‪.‬‬
‫ﺗﻠﻚ ﱠ ﱠ ََ‬
‫ﻛﺐ ِْ َ‬
‫ْﻮﻟﺪ َر َ‬
‫‪َ َ َ .4‬‬
‫‪ 159‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ِْ .5‬ﺗﻠﻚ ﺟﺮ ِاﺋﺪ اﻟْﻴ ِ‬
‫ـﻮم‪.‬‬
‫َ ََ ُ َْ‬
‫ﻚ ْ ََ َ ِ‬
‫ﺑﻮرﺻﺎ‪.‬‬
‫‪ْ ِ .6‬‬
‫ﻳﺖ َذﻟِ َ‬
‫اﺷﺘَـ َﺮْ ُ‬
‫ﻣﻦ ُ ْ‬
‫اﻷﺛﺎث ْ‬
‫ﻳﺪرس ُ َ ِ‬
‫اﻟﻄﻼب ِﰲ ُ ﱢﱠ ِ‬
‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ِ َِﱠ ِ‬
‫اﻹﳍﻴﺎت‪.‬‬
‫‪َ ُ ُ ْ َ .7‬‬
‫ﻫﺆﻻء ﱡ ﱠ ُ‬
‫ذﻳﻨﻚ ﱠ ِ َ ْ ِ‬
‫اﻟﺴﺎﺋﺤﲔ ِﰲ اﻟ َ َ ِ‬
‫ْﻤﻄﺎر‪.‬‬
‫أﻳﺖ َ ِْ َ‬
‫‪َ .8‬رَْ ُ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺪرﺳﺔ أَرﺑﻊ ﺳﻨَ ٍ‬
‫ـﻮات‪.‬‬
‫إﺧﻮاﻧَُـﻨﺎ ِﰲ ِْ َ‬
‫ﺗﻠﻚ اﻟ َ ْ َ َ َْ َ َ َ‬
‫درس ِ ْ َ‬
‫‪َ َ َ .9‬‬
‫اﻷﻋﺪاءَ‪.‬‬
‫‪َ َ .10‬‬
‫ﻫﺰم ْ َ ْ َ‬
‫اﳉﻴﺶ َ َ َ‬
‫ﻫﺬا َْْ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde gayr-i âkil olan müşârun ileyhlere uygun ism-i‬‬
‫‪işâretler getiriniz.‬‬
‫‪ْ ......... .1‬‬
‫ﻣﻔﻴﺪةٌ‪.‬‬
‫اﳋََﺮ ِ ُ‬
‫اﺋﻂ ُ ِ َ‬
‫زرت ‪ ..........‬اﻟ ِ ِ‬
‫ﻟﻠﺴﻴﺎر ِ‬
‫ات‪.‬‬
‫‪ُ ْ ُ .2‬‬
‫ََ َ‬
‫ْﻤﻌﺎرض ﱠ ﱠ َ‬
‫‪ ........... .3‬ﱠ‬
‫ﺟﺪﻳﺪةٌ‪.‬‬
‫ات َ ِ َ‬
‫اﻟﻄﺎﺋَِﺮ ُ‬
‫ﲰﻌﺖ ‪ِ ْ َ ْ ........‬‬
‫ـﺒﻞ‪.‬‬
‫‪ُ ْ َِ .4‬‬
‫اﻷﺧﺒﺎر ْ‬
‫ََ‬
‫ﻣﻦ ﻗَ ْ ُ‬
‫ْﻜﺘﺐ ِﻣﻦ اﻟ ْ َ ِ‬
‫ْﻤﻜﺘﺒﺔ‪.‬‬
‫‪ْ ِ .5‬‬
‫اﺷﺘَـ َﺮْ ُ‬
‫ﻳﺖ ‪..........‬اﻟ ُ ُ َ َ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ‪ِ ْ ِ ْ ........‬ﱠ ِ‬
‫اﻹﺣﺼﺎﺋﻴﺎت‪.‬‬
‫أﻋﺘﻤﺪ َ َ‬
‫‪ .6‬ﻻَ َ ْ َ ِ ُ‬
‫َ‬
‫ْﻘﻤﺼﺎن َ ْ ِ‬
‫أﻣﺲ‪.‬‬
‫ﻏﺴﻠﺖ ُﱢأﻣﻲ ‪........‬اﻟ ُ ْ َ َ‬
‫‪ْ َ َ َ .7‬‬
‫أﺑﺪا‪.‬‬
‫اﻷﻓﻼم ََ ً‬
‫‪ .8‬ﻻَ ُ َ ِ ُ‬
‫أﺷﺎﻫﺪ ‪َ َ ْ َ ْ ..........‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﱯ‪.‬‬
‫اﻣﺞ ﻧَ ْـﻔ ِ ﱠ‬
‫ﻗﺪ َ ُ ﱡ‬
‫‪ْ َ .9‬‬
‫ﺴﻴﺔَ ﱠِ ﱢ‬
‫ﺗﻀﺮ ‪........‬اﻟْﺒَـ َﺮ ُ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺎﻟﻴﺔٌ ِ ًّ‬
‫ﺟﺪا‪.‬‬
‫اﻷﺷﺠﺎر َ َ‬
‫‪ُ َ ْ َ ْ ....... .10‬‬
‫‪6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden‬‬
‫‪yararlanarak Arapçaya çeviriniz.‬‬
‫‪Bu soru çok zor.‬‬
‫?‪Şu adamlar kim‬‬
‫‪Şu ikisi çalışkan öğrencidir.‬‬
‫‪Mektubu şu kalemle yazdım.‬‬
‫?‪Bu araba kimin‬‬
‫‪Kelimeler ve Deyimler‬‬
‫أﲨﺎت‪ orman, ağaçlık :‬‬
‫أﲨﺔٌ )ج( َ ََ ٌ‬
‫َ ََ‬
‫آﺧﺮون‪ diğer, başka :‬‬
‫آﺧﺮ )ج( َ ُ َ‬
‫َُ‬
‫‪ 160‬‬
‫‪ ‬‬
‫أﺳﻮد‪ aslan :‬‬
‫ٌََ‬
‫أﺳﺪ )ج( ُ ْ ٌ‬
‫أﺳﺪ‪ٌ ُ ُ ،‬‬
‫ِ‬
‫إﻃﺎﻋﺔً‪itaat etmek :‬‬
‫ﻳﻄﻴﻊ – ِ َ َ‬
‫ََ َ‬
‫أﻃﺎع – ُ ُ‬
‫ِ‬
‫إﻋﺠﺎﺑﺎ )ب(‪beğenmek :‬‬
‫ـﻌﺠﺐ – ِ ْ َ ً‬
‫أﻋﺠﺐ – ﻳُ ْ َ ُ‬
‫ُْ َ‬
‫ِ‬
‫إﻗﻼﻋﺎ‪uçuşa geçmek, hareket etmek, kalkmak :‬‬
‫ـﻘﻠﻊ – ِ ْ َ ً‬
‫أﻗَْ َ َ‬
‫ـﻠﻊ – ﻳُ ْ ُ‬
‫ِ‬
‫ـﻨﺘﻘﻢ – ِ ِْ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻦ(‪intikam almak :‬‬
‫ً‬
‫اﻧﺘﻘﺎﻣﺎ ) ْ‬
‫ـﻘﻢ – ﻳَ َْ ُ‬
‫اﻧْـﺘَ َ َ‬
‫ِ‬
‫اﻫﺘﻢ – ﻳ ْ َ ﱡ ِ ِ‬
‫اﻫﺘﻤﺎﻣﺎ )ب(‪önem vermek, ilgilenmek :‬‬
‫ـﻬﺘﻢ – ْ َ ً‬
‫َْ ﱠ َ‬
‫ِ‬
‫إﱃ(‪hediye etmek :‬‬
‫إﻫﺪاءا )ِ َ‬
‫َْ َ‬
‫أﻫﺪى – ﻳُ ْـﻬﺪي – ِ ْ َ ً‬
‫ـﺘﺠﻮل – َﲡَﱡﻮﻻً‪dolaşmak, gezinmek :‬‬
‫ﻮل – ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫َﲡَﱠ َ‬
‫ـﺘﺬﻛﺮ – َ َ ﱡ‬
‫ﺗﺬﻛ ًﺮا‪hatırlamak :‬‬
‫ﺗﺬﻛﺮ – ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫ََﱠَ‬
‫ﻋﻠﻰ(‪sadaka vermek :‬‬
‫ﺗﺼﺪﻗﺎ ) َ َ‬
‫ـﺘﺼﺪق – َ َ ﱡ ً‬
‫ﺗﺼﺪق – ﻳَ َ َ ﱠ ُ‬
‫َ َﱠ َ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ﻋﻠﻰ(‪üstün gelme, baskın olma :‬‬
‫ـﻐﻠﺒﺎ ) َ َ‬
‫ـﻐﻠﺐ – ﺗَ َ ﱡً‬
‫ـﻐﻠﺐ – ﻳَـﺘَ َ ُ‬
‫ﺗَ َ َ‬
‫ان‪ öküz :‬‬
‫ـﻮر )ج( ﺛِ َﲑ ٌ‬
‫ﺛَ ْ ٌ‬
‫ﻮد‪ asker :‬‬
‫ُْ ِ ﱞ‬
‫ﺟﻨﺪي )ج( ُﺟﻨُ ٌ‬
‫ﳛﺮم – ِ ً ِ‬
‫ﻣﻦ(‪ den mahrum etmek :‬‬
‫ﺣﺮم – َْ ِ ُ‬
‫َََ‬
‫َْ‬
‫ﺣﺮﻣﺎﻧﺎ ) ْ‬
‫ﻋﻠﻰ(‪elde etmek, sahip olmak :‬‬
‫ﺣﺼﻮﻻً ) َ َ‬
‫ﳛﺼﻞ – ُ ُ‬
‫ﺣﺼﻞ – َْ ُ ُ‬
‫َ ََ‬
‫أﺧﻄﺎر‪tehlike :‬‬
‫ﺧﻄﺮ )ج( َ ْ َ ٌ‬
‫َ ٌَ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻦ(‪ savunmak :‬‬
‫ﻳﺪاﻓﻊ – ُ َ‬
‫ﻣﺪاﻓَ َـﻌﺔً‪ً َ ِ ,‬‬
‫دﻓﺎﻋﺎ ) َ ْ‬
‫داﻓﻊ – ُ َ ُ‬
‫َ ََ‬
‫اﺟﺎت‪ bisiklet :‬‬
‫اﺟﺔٌ )ج( َد ﱠر َ ٌ‬
‫َد ﱠر َ‬
‫دل – َ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
‫ﻋﻠﻰ(‪göstermek :‬‬
‫ﻳﺪل – َ ََ‬
‫دﻻﻟﺔً ) َ َ‬
‫دوﻧﻚ‪al :‬‬
‫ََُ‬
‫َذات ﻳ ٍ‬
‫ـﻮم‪ bir gün, günlerden bir gün :‬‬
‫َ َْ‬
‫رواﻳﺎت‪ roman :‬‬
‫رواﻳﺔٌ )ج( ِ َ َ ٌ‬
‫َِ َ‬
‫ﻣﺴﺎﻋﺪة‪yardım etmek :‬‬
‫ﻳﺴﺎﻋﺪ – ُ َ َ َ ً‬
‫ﺳﺎﻋﺪ – ُ َ ِ ُ‬
‫َ ََ‬
‫ﻳﺴﺪ – َ ًّ‬
‫ﺳﺪ – َ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
‫رﻣﻘﻪُ(‪ açlığını gidermek :‬‬
‫ﺳﺪا ) ََ َ‬
‫ﺳﻔﻦ‪gemi :‬‬
‫َِ َ‬
‫ﺳﻔﻴﻨﺔٌ )ج( ُ ُ ٌ‬
‫ﻣﺼﺎدﻓﺔًَ‪ karşılaşmak, rastlamak :‬‬
‫ﺻﺎدف – ُ َ ِ ُ‬
‫ََ َ‬
‫ﻳﺼﺎدف – ُ َ َ‬
‫ﺻﻌﻮدا‪çıkmak (yukarı), tırmanmak :‬‬
‫ﺻﻌﺪ – َ ْ َ ُ‬
‫ََِ‬
‫ﻳﺼﻌﺪ – ُ ُ ً‬
‫ﺻﻔﺎءا‪arı, saf, temiz, berrak, duru olmak :‬‬
‫ﺻﻔﺎ – َ ْ ُ‬
‫َ‬
‫ﻳﺼﻔﻮ – َ َ ً‬
‫ـﻌﺪ – َ ًّ‬
‫ﻋﺪ – ﻳَ ُ ﱡ‬
‫َﱠ‬
‫ﻋﺪا‪ saymak, kabul etmek :‬‬
‫‪ 161‬‬
‫‪ ‬‬
ِ
ِ
bulunmamak, gelmemek :‫ﻏﻴﺒﺎ‬
َ َ
َ – ‫ﻳﻐﻴﺐ‬
ًَْ ،‫ﻏﻴﺎﺑًﺎ‬
ُ َ – ‫ﻏﺎب‬
orman :‫ﻏﺎﺑﺎت‬
ٌ َ َ (‫ﻏﺎﺑﺔٌ )ج‬
ََ
kaçmak :‫ﻳﻔﺮ – ﻓِ َﺮا ًرا‬
‫ﻓَﱠـﺮ – َِ ﱡ‬
ِ
gücü yetmek, yapabilmek :(‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ ) ‫ﻗﺪرة‬
ًَ ْ ُ – ‫ـﻘﺪر‬
ُ ْ َ‫ﻗﺪر – ﻳ‬
َ ََ
sunmak, takdim etmek, vermek :(‫ـﻘﺪﳝﺎ )ل‬
ً ِ ْ َ‫ـﻘﺪم – ﺗ‬
ُ ‫ﻗﺪم – ﻳُ َ ﱢ‬
َ ‫َﱠ‬
‫ِﱠ‬
kedi :‫ﻗﻄﻂ‬
ٌ َ ِ (‫ﻗﻄﺔٌ )ج‬
bardak :‫أﻛﻮاب‬
ٌ َ ْ َ (‫ﻛﻮب )ج‬
ٌ ُ
kesinlikle, muhakkak, şüphesiz :َ‫ﳏﺎﻟﺔ‬
َ ََ َ‫ﻻ‬
renk :‫ْﻮان‬
ٌ َ ‫ﻟﻮن )ج( أَﻟ‬
ٌ َْ
uğramak :(‫ﻣﺮوًرا )ب‬
‫ﻣﺮ – َُﱡ‬
‫َﱠ‬
ُ ُ – ‫ﳝﺮ‬
birlik, beraberlik :‫وﺣﺪات‬
ٌ َ َ َ (‫وﺣﺪةٌ )ج‬
ََْ
Özet
Arapça’da işâret isimlerinin genel olarak yakın ve uzak olmak üzere iki
grupta ele alındığını saptayabilmek
ِ َ ُ ،‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ِ ِ َ ُ ،‫ﻫﺬان‬
Arapça’da yakındaki bir varlığı göstermek için. ‫ﻫﺆﻻء‬
ََ
َ ِ َ َ ،‫ َﻫﺬﻩ‬،‫ﻫﺆﻻء‬
َ ِ َ َ ،‫ﻫﺬا‬
(Bu, bu ikisi, bunlar),işâret isimleri, uzaktaki bir varlığı göstermek için de
‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ (Şu, O, şu ikisi, o ikisi, şunlar, onlar), işâret
َ َِ ُ ،‫ذاﻧﻚ‬
َ ِ َ ،‫ذﻟﻚ‬
َ َِ ُ ،‫ﺗﺎﻧﻚ‬
َ ِ َ ،‫ﺗﻠﻚ‬
َ ْ ِ ،‫أوﻟﺌﻚ‬
isimleri kullanılmaktadır.
İsm-i işâretlerin tesniyelerinin murab olduğunu ve diğerlerinin ise mebni
(sonu değişmeyen) olduğunu ayırtedebilmek
İsm-i işâretlerden tesniye olanların merfûluk alâmeti elif, mansûbluk ve
ِ َ َ ‫( ﺟﺎء‬Bu ikisi geldi),
mecrûrluk alâmeti de ya harfidir. Örneğin, ‫ﻫﺬان‬
ََ
cümlesinde işâret ismi fâildir ve merfu‘luk alameti de tesniye olduğu için
ِ ْ َ َ ‫أﻳﺖ‬
eliftir. ‫ﻫﺬﻳﻦ‬
ُ ْ َ‫( َر‬Bu ikisini gördüm), cümlesinde de işâret ismi mef’ûlün bih
ِ ْ َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
olup mansûbluk alameti de yâ harfidir. ‫ﻫﺬﻳﻦ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ ‫( َ ﱠ‬Bu ikisine selam
verdim), cümlesinde de ism-i işâretin mecrûrluk alameti yine yâ harfidir.
Fakat tesniye dışındaki işâret isimleri cümlenin hangi ögesi olurlarsa olsunlar
hiç değişmezler. Örneğin, ‫ﻫﺬا‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
َ َ ‫أﻳﺖ‬
َ َ ‫ﺟﺎء‬
ُ ْ ‫ َ ﱠ‬،‫ﻫﺬا‬
ُ َْ‫ َر‬، ‫ﻫﺬا‬
َ َ (Bu geldi, bunu
gördüm, buna selam verdim) cümlelerinde görüldüğü gibi.
İşâret isminden sonra nekre bir kelime veya özel isim veyahutta isim
tamlaması gelirse bu durumda ism-i işâret mübteda ve bu saydıklarımızın da
haber olduğunu fark edebilmek
İşâret isminden sonra nekre bir isim geliyorsa ism-i işâret mübteda nekre isim
ِ َ ُ ،‫ﻃﺎﻟﺒﺎن‬
ِ ِ َ ، ‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ِ َ cümlelerinde işâret
de haber olur. Örnek: ‫ﻃﻼب‬
َ ِ َ َ ‫ﻫﺬان‬
َ ٌ َ ‫ﻫﺬا‬
َ
ٌ ‫ﻫﺆﻻء ُ ﱠ‬
isimleri mübteda onlardan sonra gelen nekre isimler de haber olur.
162
İşâret isminden sonra bir özel isim geliyorsa ism-i işâret mübteda özel isim
ِ ِ ، ‫ﻋﻠﻲ‬
ِ َ cümlelerinde işâret
de haber olur. Örnek: ‫ﻣﺮﳝﺎت‬
ُ َ ِ َ ‫ﻫﺬﻩ‬
ٌ ََ ْ َ ‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ ،‫ﻓﺎﻃﻤﺔ‬
َ ‫ﻫﺬا َ ﱞ‬
َ
isimleri mübteda onlardan sonra gelen özel isimler de haber olur.
İşâret isminden sonra bir isim tamlaması geliyorsa ism-i işâret mübteda isim
ِ ِ ِ ِ ‫ﻣﻜﺘﺐ اﻟ‬
ِ ‫ﺳﻴﺎرةُ اﻟ َ ﱢ‬
tamlamasının muzafı haber olur. Örnek: ‫أوﻟﺌﻚ‬
ََ
َ َِ ُ ،‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
َ ُ َ ‫ َﻫﺬﻩ َ ﱠ‬، ‫ْﻤﺪﻳﺮ‬
ُ ُ َ ْ َ ‫ﻫﺬا‬
ِ‫ْﻜﻠﻴﺔ‬
‫ﻃﻼب اﻟ ُ ﱠﱢ‬
‫ﱠ‬
ُ ُ cümlelerinde işâret isimleri mübteda onlardan sonra gelen isim
tamlamaların muzafları da haber olur.
İşâret isminden sonra gelen harfi tarifli (‫ )ال‬isim, o ism-i işâretin müşârun
ileyhi (işâret olunan ) olduğunu ve ona uyduğunu tespit edebilmek
İsm-i işâretten sonra harf-i tarifli bir sözcük gelirse bu sözcüğün gerek i‘râbı,
gerek cinsiyeti ve gerekse sayısı bu işâret ismi ile uyum içindedir. Burada
önemli olan işâret isminin cümlede hangi konumda olduğunu tespit etmektir.
Zira işâret isimlerinin tesniyeleri hariç diğer müfred ve cemileri mebnîdir.
ِ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
Yani şekilleri ve harekeleri hiç değişmez. Örnek: ‫ﳎﺘﻬﺪ‬
َ َ cümlesinde
ٌ ِ َُْ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
işâret ismi mübteda olduğu için onun müşârun ileyhi i‘râb, cinsiyet ve sayı
bakımından ona uymuştur. Yine ‫ﻒ‬
َ َ ‫أﻛﺮﻣﺖ‬
َ ‫اﻟﻀﻴ‬
ُ ْ َ ْ َ cümlesinde işâret ismi
ْ ‫ﻫﺬا ﱠ‬
mef’ûlün bih olduğundan onun müşârun ileyhi i‘râb, cinsiyet ve sayı
ِ ‫ﺬﻩ ﱠ ﱠ‬
ِ ِ ِ ‫ـﻴﺖ‬
ِ
bakımından ona uymuştur. Kezâ, ‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
ُ ْ َ َ cümlesinde işâret
َ َْ‫رﺟﻌﺖ ِ َإﱃ اﻟْﺒ‬
َ
ismi harf-i cerle mecrûr olmuş, bu yüzden de onun müşârun ileyhi, sayı ve
cinsiyet bakımından yine ona uymuştur.
Kendimizi Sınayalım
ِ َ ْ ‫ْﻤﺠﻼت ِﰲ اﻟ‬
ِ ‫اﻟ ﱠ‬...... ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺎت‬
ِ َ‫ﻗَـﺮ‬
1. .‫ْﻤﻜﺘﺒﺔ‬
ُ َِ ‫أت ﱠ‬
َ َ
ََ
َ
Bu cümledeki boşluğu aşağıdaki ism-i işâretlerden hangisi en uygun
şekilde tamamlar?
َِ ُ
a. ‫ﻫﺆﻻء‬
َ
b. ‫ذﻟﻚ‬
َ َِ
c. ‫أوﻟﺌﻚ‬
َ َِ ُ
ِِ
d. ‫ﻫﺬﻩ‬
َ
ََِ
e.‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ َ ُ ‫اﻟﻠﻪ ﻋﻦ‬
ِ
2. ............‫ﻫﺆﻻء‬
َ ْ َ ُ ‫رﺿﻲ ﱠ‬
َ َ
Bu cümledeki boşluğu müşârun ileyhilerden hangisi en uygun şekilde
tamamlar?
ِ
a. ‫ْﻤﺴﻠﻤﲔ‬
َ ِ ْ ُ ‫اﻟ‬
b. ‫ْﻤﺴﻠﻤﺎت‬
ُ َ ِ ْ ُ ‫اﻟ‬
c. ‫ْﻌﻤﺎل‬
َ ‫اﻟ ُ ﱠ‬
163
ٍ ِ
d. ‫ﻣﺴﻠﻤﺎت‬
َ ُْ
ِ
e. ‫ﻣﺴﻠﻤﲔ‬
َِ ُْ
ِ َ ُ ‫أﺧﺬﻧﺎ‬
ِ ْ ‫ﺎﺗﺬة ِ َإﱃ اﻟ‬
3. .‫ْﻤﺘﺤﻒ‬
َ ِ ‫اﻷﺳ‬
َ ََ َ َ
َ َ
َ َ ْ ‫ﻫﺆﻻء‬
Yukarıdaki cümlede kullanılan işâret ismi cümlenin hangi ögesidir?
a. Mübteda
b. Haber
c. Mef’ûlün bih
d. Muzaf
e. Fâil
ِِ
4. .ٌ‫ﺣﺪﻳﺜﺔ‬
َ ِ َ .............‫ﻫﺬﻩ‬
َ
Bu cümledeki boşluğu aşağıdaki sözcüklerden hangisi en uygun şekilde
tamamlar?
ِ ِْ
a. ‫اﳉﺎﻣﻌﺎت‬
َ َ
b. ‫ﺟﺎﻣﻌﺎت‬
ٌ َِ َ
c. ‫اﻟﺪروس‬
َ ُ‫ﱡ‬
ِ
d. ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ُ َ
e. ‫ﻃﻼب‬
ٌ‫ُﱠ‬
ِ ِ َ َ ‫أﻧﺖ ﻻَ َﺗﺴﻤﻊ‬
ِ َ ِ ِ ‫ﻫﺬﻩ اﻟْﻤﺮَ ِأة اﻟ‬
5. .‫ْﻤﺴﻜﻴﻨﺔ‬
َ َْ
َ ُ َْ
ْ َ َ ‫ﻛﻼم‬
ْ
Yukarıdaki cümlenin Türkçe doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
a. Sen bu zavallı kadına söz vermiyorsun.
b. Sen bu miskin kadının sözünü duymayacaksın
c. Sen bu zavallı kadının sözünü dinlemiyorsun.
d. Sen bu miskin kadının sözünü dinleme sakın.
e. Sen sözünü bu miskin kadına dinletemiyorsun.
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, gayr-i âkil çoğul isimlerin müfred
müennes isim muamelesi gördüklerini tekrar gözden geçiriniz.
2. a
Yanıtınız doğru değilse, müşârun ileyhin i‘râbının ismi işâret ile
aynı olduğunu yeniden okuyunuz.
164
3. e
Yanıtınız doğru değilse, isim cümlesi ve fiil cümlesinin ögelerini
yeniden pekiştiriniz.
4. b
Yanıtınız doğru değilse, işâret isminden sonra nekre bir isim
geliyorsa işâret isminin mübteda ondan sonra gelen sözcüğün de
haber olduğunu tekrar okuyarak pekiştiriniz.
5. c
Yanıtınız doğru değilse, ism-i işâretin cümlede harf-i cerle veya bir
muzafla mecrûr olabileceğini yeniden gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
(‫ﻣﺪرﺳﻮن‬
َ ُ ‫أوﻟﺌﻚ ُ َ ﱢ‬
َ َِ ُ) buradaki işâret ismi mübteda konumunda olduğu için
merfudur.‘‫ﻣﺪرﺳﻮن‬
َ ُ ‫ ُ َ ﱢ‬sözcüğü de cümlenin haberi olup cem-i müzekker sâlim
olduğu için merfu‘luk alameti vav harfidir.
ِ َ‫ﺳﻴﺎر‬
ِ َ َ ) İsim cümlesidir ve işâret ismi tesniye bir mübteda olduğu için
(‫ﺗﺎن‬
َ ‫ﻫﺎﺗﺎن َ ﱠ‬
ِ َ‫ﺳﻴﺎر‬
merfu‘luk alameti de eliftir. ‫ﺗﺎن‬
َ ‫ َ ﱠ‬sözcüğü de haber olup mübtedada olduğu
gibi merfûluk alameti eliftir.
ِ ِ ) (ِ‫ﻫﺬﻩ‬
ِ ) mübteda merfu‘ ve haber olan ٌ‫ﺳﻔﻴﻨﺔ‬
(ٌ‫ﺳﻔﻴﻨﺔ‬
َ ِ َ ‫ﻫﺬﻩ‬
َ ِ َ sözcüğü de zamme ile
َ
َ
merfu‘dur.
Sıra Sizde 2
ِ ِ ) isim cümlesi olup işâret ismi mübtedadır ve mahallen merfûdur.
(ُ‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
َ ِ َ ‫ﻫﺬﻩ‬
َ
ُ‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
َ ِ َ sözcüğü de haberdir ve zamme ile merfûdur.
ِ ِ ) isim cümlesi olup işâret ismi mübteda ve merfûdur. ُ‫ﻣﻜﺔ‬
‫ﻫﺬﻩ َ ﱠ‬
‫ َ ﱠ‬sözcüğü de
(ُ‫ﻣﻜﺔ‬
َ
haberdir ve zamme ile merfûdur.
(‫ﳏﻤﺪون‬
َ ُ ‫أوﻟﺌﻚ َُ ﱠ‬
َ ُ ‫َُ ﱠ‬
َ َِ ُ) isim cümlesi olup işâret ismi mübtedadır ve merfûdur. ‫ﳏﻤﺪون‬
sözcüğü de haberdir ve cem-i müzekker salim olduğu için vav ile merfûdur..
Sıra Sizde 3
ِ َ ُ ‫ﻫﺬا ﺑﺎب اﻟ‬
(‫ْﻐﺮﻓﺔ‬
ْ ُ َ َ َ ) isim cümlesi olup, işâret ismi burada mübteda konumundadır.
ِ َ ُ ‫اﻟ‬
‫ﺑﺎب‬
ُ َ sözcüğü de muzaf olup haberdir ve merfûluk alameti zammedir. ‫ْﻐﺮﻓﺔ‬
ْ
kelimesi de muzafun ileyhtir ve mecrûrdur.
ِ ِ ) isim cümlesi olup işâret ismi burada mübteda konumundadır.
(ُ‫ﺳﻴﺎ َرُﺗﻪ‬
‫ﻫﺬﻩ َ ﱠ‬
َ
‫ﺳﻴﺎرت‬
ُ َ ‫ َ ﱠ‬sözcüğü de muzaf olup haberdir ve merfûluk alameti zammedir. ‫ُه‬
kelimesi de muzafun ileyhtir ve mecrûrdur.
ِ ‫ﻃﻼب ُ ﱢﱠ‬
ِ ‫ﻛﻠﻴﺔ ْ ِ َِﱠ‬
(‫اﻹﳍﻴﺎت‬
َ َِ ُ) isim cümlesi olup işâret ismi burada da mübtedadır ve
ُ ‫أوﻟﺌﻚ ُ ﱠ‬
merfu‘dur. ‫ﻃﻼب‬
ُ ‫ ُ ﱠ‬sözcüğü de muzaf olup haberdir ve merfûluk alameti
ِ ‫ ُ ﱢﱠ‬kelimesi de muzafun ileyhtir ve mecrûrluk alameti zammedir.
zammedir. ‫ﻛﻠﻴﺔ‬
Sıra Sizde 4
ِِ
(‫أﻗﻼم‬
ٌ َ َْ ‫ ) َﻫﺬﻩ‬burada haber nekre bir isim olarak gelmiştir.
165
(‫ﻋﻤﻲ‬
‫ـﻴﻮت َ ﱢ‬
ُ ُُ‫ﺗﻠﻚ ﺑ‬
َ ْ ِ ) burada haber isim tamlaması şeklinde gelmiştir.
ِِ
ِ ‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ‬
ِ‫ﱡ‬
(‫ﺑﻴﺔ‬
ُ ُ ُ ‫ ) َﻫﺬﻩ‬bu cümlede haber isim tamlaması olarak gelmiştir.
َ َ َ ‫دروس‬
Sıra Sizde 5
ِ ِ َ ُ ) bu cümlede mübteda olarak gelmiştir.
ِ ِ ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
(‫ﻛﻴﺎ‬
َ
ْ َ ُ ْ َ ُ ‫ﻫﺆﻻء‬
َ ‫ﻣﻦ ﺗُ ْـﺮ‬
ِ ‫ﺳﺎﻋﺪت‬
(ِ‫ﻫﺬﻩ‬
َ ُ ْ َ َ ) bu cümlede mef’ûlün bih olarak gelmiştir.
ِ ْ َ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
(‫ﻫﺬﻳﻦ‬
َ َ ‫ﺳﻠﻤﺖ‬
ُ ْ ‫ ) َ ﱠ‬bu cümlede mecrûr konumunda gelmiştir.
Sıra Sizde 6
ِ َ َ ) ism-i işâretten sonra gelen isim müşârun ileyh ise bu
ِ ََ ِ ‫ﺗﺎن‬
ِ ‫ﻫﺎﺗﺎن ﱠ ﱠ‬
(‫ﻣﺴﺮﻋﺘﺎن‬
ْ ُ َ‫اﻟﺴﻴﺎ َر‬
durumda mutlaka başında harf-i tarif bulunur.
ِ َ ُ ) ism-i işâretten sonra gelen sözcük müşârun ileyh
ِ َ َ ‫ﻋﻦ اﻟ‬
ِ َ ‫ﻣﺪاﻓﻌﻮن‬
(‫ْﻮﻃﻦ‬
َ ُ ِ َ ُ ‫اﳉﻨﻮد‬
ُ ُُْ ‫ﻫﺆﻻء‬
َ
olduğu için başına harf-i tarif getirilmiştir.
ِ ‫اﻟﺴﻴﺎرةُ ِﻣﻦ اﻟ‬
(‫ْﻴﺎﺑﺎن‬
َ ْ ِ ) işâret isminden sonra gelen harf-i tarifli sözcük müşârun
َ َ َ َ ‫ﺗﻠﻚ ﱠ ﱠ‬
ileyh olduğu için ism-i işâretle i‘râb, cinsiyet ve sayı bakımından uyum
içindedir.
Sıra Sizde 7
(‫ﻫﺬا اﻟ َْﻮِز ُﻳﺮ‬
َ َ َْ‫ )ِاﺳﺘ‬ism-i işâret fâil olduğu için müşârun ileyhi de merfû olmuştur.
َ َ ‫ـﻘﺎل‬
ِ َ ‫ﻫﺆ‬
ِ ْ َ ‫ـﻬﻢ ِﰲ اﻟ‬
(‫ْﻔﺼﻞ‬
َ َ َ‫ )ﺗ‬ism-i işâret fâil olup onu takip eden müşârun
ُ َ ‫ـﺮك‬
ُ ‫ﻻء ﱡ ﱠ‬
ْ ُ َ‫اﻟﻄﻼب ُﻛﺘُﺒ‬
ileyh de merfuluk bakımından ona uymuştur.
ِ ِ ‫ﲨﻌﺖ‬
(‫اﻷزﻫﺎر‬
َ ْ ‫ﻫﺬﻩ ﱢ‬
َ ْ َ ََ ) işâret ismi müennes fâil olduğu için müşârun ileyhi de
َ َ ْ َ ْ ُ‫اﻟﻄﻔﻠﺔ‬
ona uyarak merfû‘ olmuştur.
Sıra Sizde 8
ِ َ ُ ‫أﻛﺮﻣﺖ‬
(‫اﻟﻀﻴﻮف‬
َ ُ ‫ﻫﺆﻻء ﱡ‬
َ ُ ْ َ ْ َ)
ِ ِ ‫ﻳﺖ‬
(‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
ََ ‫ﻫﺬﻩ ﱠ ﱠ‬
ْ ِ)
َ ُ ْ‫اﺷﺘَـ َﺮ‬
Yukarıdaki iki cümlede, ism-i işâretler mef’ûlün bih durumunda
olduklarından müşârun ileyhi olan sözcükler de mansûb olmuştur.
ِ
ِ ْ َ َ ‫ـﻠﺖ‬
ِ ْ‫ﻫﺬﻳﻦ اﻟ َْﻮِزﻳ َﺮ‬
(‫ﻳﻦ‬
ُ ْ َ‫ )اﺳﺘَْ ْـﻘﺒ‬cümlesinde ise, işâret ismi tesniye formunda mef’ûlün bih
olup nasb alameti ya harfidir. Müşârun ileyhi olan sözcük de kural gereği
işâret ismine uymuş ve mansûb kılınmıştır.
Sıra Sizde 9
ِ َ ُ ‫ْﻤﺤﺎﻣﻲ ﻋﻦ‬
ِ
ِ
(‫ـﻬﻤﲔ‬
َ ْ َ َ ُ ‫ﻳﺪاﻓﻊ اﻟ‬
َ ِ َ ‫ﻫﺆﻻء اﻟ ُْﻤﺘﱠ‬
ُ َ ُ ) Bu cümlede, ism-i işâret harf-i cer ile mecrûrdur.
Cem-i müzekker salim formunda olan müşârun ileyh de ona uyduğu için
mecrûrdur.
166
ِ
ِ ‫ﺗﻠﻚ اﻟ َْﻘﺮ‬
ِ ِ ِ ِ ِ ‫ـﻘﻠﻨﺎ‬
(‫ﻳﺔ‬
ْ َْ َ َ‫)اﻧْـﺘ‬
َْ َ ْ ‫ﻣﻦ َﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔ َِإﱃ‬
ِ ِ ِ ‫أﻋﺠﺒﺖ‬
ِ ‫ﺬﻩ ﱠ ﱠ‬
ِ
(‫اﻟﺸﻘﺔ‬
َ ُ ْ ْ ُ)
Bu iki cümlede, ism-i işâretler hem de onları takip eden müşârun ileyhleri
harf-i cer ile mecrûr olmuşlardır.
Yararlanılan Kaynaklar
Günday, H. - Şahin, Ş. (2009), Arapça Dilbilgisi Nahiv Bilgisi, İstanbul,
Alfa Yayınları.
Komisyon (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-Muyessera, Suudi Arabistan.
Komisyon (ty.), Silsiletu Ta’lîmi’l-Luğati’l-‘Arabiyye, Suudi Arabistan.
Komisyon (ty.), el-Kırâatu’l-Muyessera, İstanbul
Uralgiray, Y., (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
167
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
İsim cümlesinin öğelerini anımsayabilecek,
•
Şibhu’l-cümle kavramına açıklık getirebilecek,
•
Hasır kavramını izah edebilecek,
•
Haberin öne geçmesinin zorunlu olduğu halleri belirtebileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Mübteda
•
Haber
•
Şibhu’l-cümle
•
Soru ismi
•
Hasır
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçedeki isim cümlesi hakkında araştırma yapınız.
•
M. Meral Çörtü’nün Arapça Dilbilgisi Nahiv adlı kitabından “Haberin
Öne Geçmesi” konusunu okuyunuz.
168
Haberin Öne Geçmesi
ََِْ ‫ـﻘﺪم‬
‫اﻟﻤﺒﺘﺪأ‬
َ َ ‫اﳋﱪ‬
َ َْ ُ ْ ‫ﻋﻠﻰ‬
ُ ‫ﺗَ َ ﱡ‬
GİRİŞ
Önceki ünitelerde görüldüğü gibi, Arapçada cümleler başlangıç kelimelerinin
niteliğine göre ikiye ayrılır. Bunlardan isimle başlayana isim cümlesi, fiille
başlayana ise fiil cümlesi adı verilir.
İsim cümlesinin temel öğeleri, Türkçemizdeki öznenin eşdeğeri olan
mübteda ile yüklemin karşılığı konumundaki haberdir. Söz konusu öğeler
normal şartlar altında aynı sıra gözetilerek “mübteda + haber” biçiminde
dizilir.
Ancak isim cümlesine ait bu sıralamanın, kimi durumlarda tersyüz
edilmesi ve “haber + mübteda” biçiminde sıra dışı bir söz dizimine konu
olması zorunlu hale gelebilir.
Haberin şibhu’l-cümle formatında olup mübtedanın bazı özel halleri ile
eşleşmesi veya salt soru ismi olması yahut özgülük (hasr) ifade etmesi
durumunda gerçekleşen bu zorunlu yer değiştirme, Arapça söz dizim bilgisi
olan nahvin ilgisinin yoğunlaştığı alanlardan biri olmuştur.
İçinde bulunduğumuz ünite kapsamında isim cümlesinin öğeleri arasında
meydana gelen bu zorunlu yer değişikliğinin nedenleri ile cümlenin anlamına
yansıyan tarafları üzerine yoğunlaşılacaktır.
Türkçe dilbilgisinde isim cümlesi ve öğelerine ilişkin ilgili bilgi almak için
www.turkceciler.com adresine başvurabilirsiniz.
OKUMA PARÇASI
ٍ َْ ُ‫إﺟﺎزة‬
‫ﺳﻌﺪي‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ِ ﱟ‬
ُ َ َِ
ِ
ٍ
ِ
ِ ‫ َأﻣﺎم اﻟْﺒ‬.ٌ‫ﺧﺸﺒﻴﺔﱠ‬
ِ ِ َ َْ ‫ ِﰲ‬.‫ﺣﺪاﺋﻖ‬
‫ـﻮق‬
َ ْ َ‫ ﻓ‬.‫أﺷﺠﺎر‬
‫ﻟﻤﺤﻤﻮد َ ْ ِ ﱟ‬
ٌ ُُ‫ ِﰲ اﻟ َْﻘ ْﺮَِﻳﺔ ﺑ‬.ٌ‫ﺻﻐﲑة‬
ُ ِ َ َ ‫ـﻴﻮت‬
ُُ َ َ ِ َ َ ‫ـﻴﻮت‬
ٌ َ ْ َ ‫اﳊﺪاﺋﻖ‬
ُْ َ
َ َ ٌ‫ﺳﻌﺪي ﻗَـ ْﺮَﻳﺔ‬
ِ
ِ
ِ ْ َْ ‫ ِﰲ‬.‫ﺟﺪول‬
ِ ُُْ ‫ـﲔ‬
ِ َ ْ َْ
ٌ َ ْ َ ‫اﳊﻘﻮل‬
ٌ ُ ُ َ ‫ﻣﺮوج‬
َ ْ َ .‫ﻃﻴﻮر‬
ْ َ ٌ‫ﻏﺎﺑﺔ‬
َْ َ‫ ﺑَـ ْﻴـﻨَ َـﻬﺎ َوﺑ‬.ُ‫ﺧﻀ َﺮاء‬
َْ َ‫ ﺑ‬.‫وﺣﻘﻮل‬
ٌ ُ ُ ‫ـﲔ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‬
ٌ ُُ ‫اﻷﺷﺠﺎر‬
َ َ ‫ﺣﻮل اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ‬
ٌ‫اﳉﺪول َﻣﺎء‬
َ
ِ ِ ‫ـﻨﺼﺐ ِإﱃ اﻟ‬
ٍ َ ‫ﻗﺎﻃﻌﺎ‬
ِ ُُْ ‫ ِﰲ‬.ً‫ﻃﻮﻳﻠﺔ‬
ِ ُُْ ‫ـﲔ‬
ِ َْ ‫ب‬
‫ْﻘﻤﺢ‬
َْ
َ ِ َ ‫ﻣﺴﺎﻓﺎت‬
‫اﳊﻘﻮل َوﻳَ ْ َ ﱡ‬
َ ُ َ ْ َ‫ﻓﻼﺣﻮن ﻳ‬
َ ُ ‫اﳊﻘﻮل َ ﱠ‬
َْ
ٌ ‫ﻋﺬ‬
َْ َ‫ﻣﻠﺘﻮﻳﺎ ﺑ‬
ًِ َْ ُ ‫ﳚﺮي‬
َ ْ َ ‫ـﺰرﻋﻮن اﻟ‬
َ َ ً َ ‫ْﺒﺤﺮ‬
ِ
‫ﱡ‬
.‫واﻟﺬرة‬
َ‫واﻟﺸﻌﲑ َ ﱠ‬
َ ‫َ ﱠ‬
169
‫ﻗﻀﺎء ِ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻌﺪي َ َ ِ ِ‬
‫ﻟﻜﻞ ِ ْ ٍ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺴﻠﻲ ِ ﺎ ﻧَ ْـﻔﺴﻪُ‪ِ ٌ َْ .‬‬
‫ﻫﻮاﻳَـﺘﻪُُ َْ ﱠ ﱢ‬
‫اﻹﺟﺎزة ِﰲ‬
‫ﻫﻮاﻳَـﺘﻪُُ َْ ً‬
‫وﳏﻤﻮد َﺳ ْ ﱞ ْ‬
‫وﻫﻲ َ َ ُ َ‬
‫ُ‬
‫ﻟﺪﻳﻪ َ‬
‫إﻧﺴﺎن َ‬
‫اﳋﺎﺻﺔُ ُ َ َ َ‬
‫ُﱢ َ‬
‫أﻳﻀﺎ‪ .‬أﻻَ َ َ‬
‫ِِ‬
‫ﺗﻠﻚ ﱠ ِ ِ‬
‫اﻟﺪواﺋﺮ ﱠ ِْ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫إﺣﺪى ﱠ َ ِ ِ‬
‫ـﻔﺎق‬
‫ـﻬﻢ اِﺗﱢ َ ٌ‬
‫اﻟﺪاﺋﺮة َ ََ‬
‫ﻣﻮﻇﻔﲔ ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫ﻫﺬﻩ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪ِ .‬ﱠإﻧﻪُ َُ ﱠ ٌ‬
‫ﻣﻮﻇﻒ ِﰲ ِ ْ َ‬
‫اﻟﺮﲰﻴﺔ‪ِ .‬ﰲ ِ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﺛﻼﺛﺔُ ُ َ ﱠ َ‬
‫ـﻌﻤﻠﻮن َ َ‬
‫ﻣﻌﻪُ‪ .‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ ُ ْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻨﺪ ﺑ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻌﻀﻬﻢ ُ ُ ٌ‬
‫ﱠ‬
‫‪.‬‬
‫ﻓﻀﻮل‬
‫ﻳ‬
‫اﻟﺬي‬
‫اﳌﻜﺎن‬
‫اﺧﺘﻴﺎر‬
‫ﰲ‬
‫ﻓﻴﻪ‬
‫ـﻘﻀﻮن‬
‫اﻹﺟﺎزة‬
‫ﳜﺘﻠﻔﻮن‬
‫ﱠﻬﻢ‬
‫ـ‬
‫ﻨ‬
‫وﻟﻜ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫وﺛﻴﻖ‬
‫ْﻤﻮدة‪،‬‬
‫ﻟ‬
‫وا‬
‫اﳊﺐ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ََ ُ َ‬
‫ُ ﱢ َ َ َ َ ُ ْ َ َْ ُ َ‬
‫َ ٌ َ‬
‫َْ‬
‫َ َ َْ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َِ ِ‬
‫اﺧﺘِﻴﺎر َ ِْ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱢ‬
‫اﻣﻬﻢ‬
‫ﱰ‬
‫اﺣ‬
‫اﳉﻤﻴﻊ‬
‫وﻋﻠﻰ‬
‫‪.‬‬
‫ﻏﲑﻫﻢ‪.‬‬
‫اﳉﺒﺎل‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫اﻟﺼﻌﻮد‬
‫اﻵﺧﺮ‬
‫ـﻔﻀﻞ‬
‫ﻳ‬
‫ﻛﻤﺎ‬
‫ْﺒﺤﺮ‪،‬‬
‫ﻟ‬
‫ا‬
‫ﻟﺸﻮاﻃﺊ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫ْ‬
‫َ ْ َ َ َُ ُ ْ َ ُ ﱡ ُ َ ََ َ َ ََ َ ِ ْ َ ُ ُ ْ ْ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻋﻠﻰ َْ ٍ‬
‫ِ‬
‫وﻋﺰم َ َ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ ﱠ َ ِ ِ‬
‫ـﺒﻞ‬
‫ﻛﻌﺎدﺗﻪ َ َ‬
‫ﺳﻌﺪي َ َ‬
‫ـﻮﻣﺎ ِ َ ًَ‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ِ ﱞ‬
‫ﲬﺴﺔ َ ِ ْ‬
‫ﺣﺼﻞ َْ ُ ٌ‬
‫إﺟﺎزة‪َ َ َ َ َ .‬‬
‫ﻳﻦ ﻳَْ ً‬
‫وﻋﺸ ِﺮ َ‬
‫َ‬
‫َ ََ‬
‫اﻟﺬﻫﺎب َإﱃ اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔ‪ .‬ﻗَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ﻓﺄﺟﺎﺑ ْـﺘﻪُ َزوﺟﺘﻪُُ‪َ :‬ﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ِﺷﺮاء َ ْ ِ ٍ‬
‫ِْ َ َِ‬
‫ﱠ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻻﻧﻄﻼق ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫أﻃﻌﻤﺔ‬
‫ﺗﻨﺎ؟‬
‫ز‬
‫إﺟﺎ‬
‫ﻃﻮال‬
‫إﻟ‬
‫ﳓﺘﺎج‬
‫اﻟﱵ‬
‫اﻷﺷﻴﺎء‬
‫ﻣﺎ‬
‫ـﻬﺎ‬
‫ﻴ‬
‫‪:‬‬
‫ﺳﺄل‬
‫ﻳﻖ‬
‫ﺮ‬
‫اﻟﻄ‬
‫ﰲ‬
‫زوﺟﺘﻪ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َْ ُ ْ َ َ َ َ َ َ َ َ ْ َ‬
‫َُ َ‬
‫َ َْ َ َ ُ َ ْ ْ َ ُ‬
‫ﻋﻄﻠﺘﻨﺎ‪ِ ْ ََ .‬‬
‫َْ ٍ ِ‬
‫ﺗﻜﻔﻴﻨﺎ ﱠ ِ ِ ِ‬
‫وﺳﺄل‬
‫إن َﺷﺎءَ اﷲُ‪َ َ َ َ .‬‬
‫اﻟﺴﻔﺮ؟ ﻓََ َ‬
‫ﻏﺪا ْ‬
‫ـﻘﺎل ََﳍﺎ‪ً َ :‬‬
‫اﻷﺧﺮى َ ْ َ َ‬
‫زوﺟﻬﺎ‪َ َ :‬‬
‫وأﺷ ِﺮَﺑﺔ َ ْ َ َ‬
‫ﺣﱴ َ َﺎﻳﺔ ُ َْ َ َ َ‬
‫َ‬
‫ﻣﱴ ﱠ َ ُ‬
‫ﻫﻲ ْ ُ ْ َ‬
‫وﺳﺄﻟﺖ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﺣﺬﻳﺔُ ِ‬
‫ﻛﻢ‬
‫اﳊﻘﻴﺒﺔ‪ُ .‬ﰒﱠ َ َ َ‬
‫ـﻠﺒﺴﻬﺎ ﰲ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ؟ ﻓَ َ َ ْ‬
‫أﻣﻬﻢ‪َ َ :‬‬
‫ْ َْ َ ُ‬
‫اﻟﱵ ﻧَ َْ ُ َ‬
‫ﺳﺄل ْ َ ُ‬
‫وﺿﻌﺘُْ َـﻬﺎ ﰲ َْ َ‬
‫ﻳﻦ ْ َ ْ َ‬
‫ﳍﻢ ُﱡ ُ ْ‬
‫ـﻘﺎﻟﺖ َُ ْ‬
‫اﻷب‪ْ َ :‬‬
‫اﻷوﻻد أَﺑََ ْ َ‬
‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ‪ :‬أَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ﻟﻌﺸﺮة َ ْ َ ٍ‬
‫ﻋﺪد ْ َ ْ َ ِ‬
‫أﺷﺨﺎص‪.‬‬
‫اﳍﺪاﻳﺎ‪ .‬ﻓَ َ ﱠ ْ‬
‫زوﺟﺘﻪُُ‪َ :‬ﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ﺗَ ْـﻘﺪﱘُ َ َ‬
‫ََ ُ‬
‫ـﺮدت َ َْ‬
‫اﻟﺬﻳﻦ ﻧُ َ ﱢ ُ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ َ ْ َ‬
‫ﳍﻢ َْ َ َ‬
‫اﻷﺷﺨﺎص َ‬
‫ﻫﺪ َاﻳﺎ َ َ َ‬
‫ـﻘﺪم َُ ُ‬
‫اد ْ ُ ِ‬
‫ـﻠﻤﺎ اﻧْـﺘَ َـﻬﻮا ِﻣﻦ ِْ ْ ِ ْ َ َ ِ‬
‫ﺣﱴ َْ َ ِ‬
‫ﻛﻠﻬﻢ ِ ﱠ َ ِ‬
‫ﻣﻨﺘﺼﻒ ﱠْ ِ‬
‫واﺳﺘَ َ ﱠ‬
‫ـﻮﺟﻬﻮا ِ َإﱃ‬
‫اﻟﻠﻴﻞ‪ .‬ﻓََ ﱠ‬
‫اﻻﺳﺘﻌﺪادات‪ ،‬ﺗَ َ ﱠ ُ‬
‫َ ْ‬
‫ﻟﻠﺴﻔﺮ َ ﱠ ُ‬
‫اﻷﺳﺮة ُ ﱡ ُ ْ‬
‫ْ َ‬
‫ـﻌﺪ أَﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫اﺣﺔ‪ِ .‬وﰲ اﻟْﻴَ ْـﻮم ﱠ ِ‬
‫ﲬﺴﺔُ َ ْ َ ٍ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫أﺷﺨﺎص‪َ َ :‬‬
‫ﻛﺒﻮا َ ﱠ‬
‫ﺳﻴﺎ َرﺗَ ُـﻬﻢ‪َ ،‬و ْ ََ ُ‬
‫ـﺮﺷﻬﻢ ْ ْ‬
‫اﻟﺘﺎﱄ َر ُ‬
‫ﻟﻼﺳ َﱰ َ‬
‫ﻓُ ُ ِ ْ‬
‫اﻧﻄﻠﻘﻮا َﺎ ِﰲ اﻟﻄ ِﺮ ِﻳﻖ‪ِ .‬ﰲ ﱠ ﱠ َ‬
‫اﻟﺴﻴﺎرة َْ َ‬
‫ﻛﻞ ْ ُ ِ‬
‫اﻷب َزوﺟﺘﻪ َأي ُ ﱡأم ُ ِ‬
‫ﻳﻖ ِ َإﱃ اﻟ َ ِ‬
‫اﻟ ِ ْ ِ‬
‫وﺧﻠﻒ ْ َ ِ‬
‫ْﻘﺮﻳﺔ‬
‫اﻷب َ ْ ُ ﱢ‬
‫اﻷﺳﺮة‪َ ْ َ َ ،‬‬
‫أب‪َ ْ ِ ،‬‬
‫ـﻘﻄﻊ اﻟﻄﱠ ِﺮ َ‬
‫واﻷم َ ْ َ ُ َُ‬
‫ْﻤﻘﻮد ٌ‬
‫َْ‬
‫اﻷﺳﺮة ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ﻋﻨﺪ َ ِ ْ َ ُُ ْ‬
‫َ‬
‫أوﻻدﳘﺎ‪ ُ .‬ﱡ ْ َ‬
‫َْ‬
‫ﺑﺴﺮور و َ ٍ‬
‫ٍ‬
‫ﺳﻌﺎدة‪.‬‬
‫ِ ُُ َ َ َ‬
‫ﻣﻨﺬ ﻓَـ ْﺘ ٍ‬
‫ِ‬
‫ـﺮة َ ِ َ ٍ‬
‫َ ﱠأﻣﺎ َأﺑﻮ َْ ٍ‬
‫ـﻨﺘﻈﺮ ِ‬
‫أوﻻدﳘﺎ ِ ْ ِ ٍ‬
‫ﱠ‬
‫ﺑﺎﺷﺘﻴﺎق َ ِ ٍ‬
‫إﳕﺎ‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔ‪ْ ِ .‬‬
‫ﺳﻌﺪي َ ُﱡ‬
‫إذ ِﱠَ‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ِ ﱟ‬
‫ﻋﻈﻴﻢ وﻋَْﻴ َ َُ‬
‫ان َ ْ َ َ َُ‬
‫َ‬
‫ُ ُ‬
‫ـﻨﺎﳘﺎ ِﰲ اﻟﻄ ِﺮ ِﻳﻖ ُ ْ ُ َ‬
‫وأﻣﻪُ ﻓَـﻴَ َْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻹﺟﺎزةُ ِ ﱢ ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﱠ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ‬
‫إﻻ‬
‫رﺣﻢ‬
‫ﳏﺒﺔ‬
‫وﻣﺎ‬
‫‪.‬‬
‫إﻟﻴﻬﻤﺎ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ‬
‫ﺳﻌﺪي‬
‫ﳏﻤﻮد‬
‫وﺻﻠﺔ‬
‫وﻟﺬة‬
‫إﻟﻴﻬﻢ‪.‬‬
‫ﱢ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ٌ‬
‫ﺻﻠﺔٌَ ِ َ َ‬
‫ََ‬
‫إﺟﺎزةُ َْ ُ َ ْ ﱟ ْ َ ْ َ َ َ ََﱠٌ َ َ ُ َ ْ‬
‫َْ ْ ْ‬
‫اﻟﺴﻌﻴﺪةُ َ ِ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ اﻟ َ ِ‬
‫اد ْ ُ ِ‬
‫ﺑﺴﺮﻋﺔ َ ِ ٍ‬
‫اﻷﻳﺎم ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﱠِ‬
‫ِ‬
‫اﻷﺳﺮة اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔَ َ ِ‬
‫وﰲ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺔ‪َ ،‬ﻓﺎﻧْـﺘَ َـﻬﺖ ْ َﱠ ُ‬
‫اﻷﻳﺎم ﱠ َ َ َ‬
‫َ‬
‫وﺣﺎن َ ْ ُ َ ْ‬
‫ﻣﺮت ْ َﱠ ُ ُ ْ‬
‫َ‬
‫ْﻌﻮدة‪ .‬ﻓَ َ َ َ‬
‫ـﻐﺎدر أَﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫ﻟﺼﻼت ِ ٍ‬
‫ِِ‬
‫أﻓﺌﺪ ِِﻢ رﺟﺎء ِ ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫وﰲ‬
‫دﻣﻮع‪،‬‬
‫أﻋﻴﻨﻬﻢ‬
‫ﻢ‬
‫آﺗﻴﺔ‪.‬‬
‫وﰲ‬
‫ﺣﺰن‪،‬‬
‫ْ‬
‫ٌ‬
‫َ‬
‫َ ْ ََ ٌ‬
‫ﻗُُـﻠﻮ ْ ُ ْ َ ْ ُ ْ ُ ُ ٌ َ‬
‫ِ‬
‫وﻟﻪ َ َِ ِ‬
‫ﲟﺤﺒﺔ ﻗَـﺮ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫وﻫﺎ ِ ِ‬
‫ﻗﺼﺔُ َْ ٍ‬
‫ﲤﻠﻚ ﻧَ ْـﻔﺲ ﱡ ُ ِ‬
‫وﲢﺐ‬
‫اﻟﺸﻌﻮر‪ ُِ َ ،‬ﱡ‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ِ ﱟ‬
‫ﻳﺘﻪ‪ُ َ .‬‬
‫وﻫﻮ َ ُ‬
‫ﺻﺪرﻩُ َِ َ ﱠ ْ َ‬
‫رﺟﻞٌ ﻳَ ْـﻐﻠﻲ َ ْ ُ‬
‫ﻫﻲ ﱠ ُ‬
‫ﺳﻌﺪي‪َ ُ َ ،‬‬
‫ﻋﺎﺋﻠﺔٌ َْ ُ َ‬
‫ََ َ‬
‫ِ‬
‫ﺷﺪﻳﺪا‪.‬‬
‫ﻗَـﺮﻳَْ َـﺘﻪُ ُ ًّ‬
‫ﺣﺒﺎ َ ً‬
‫‪ ‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki okuma parçasına göre cevaplandırınız.‬‬
‫ﻣﺎذا ِﰲ اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔ؟‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ﻣﻦ ِﰲ ُُْ ِ‬
‫ـﺰرﻋﻮن؟‬
‫اﳊﻘﻮل؟ َ َ َ‬
‫وﻣﺎذا ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫‪ْ َ .2‬‬
‫‪ .3‬ﻣﺎ ِﻫﻮاﻳﺔُ َْﳏﻤﻮد ِ‬
‫ﺳﻌﺪي؟‬
‫َ َ َ ُ َْ‬
‫ﻣﻌﻪ؟‬
‫ﻛﻢ ُ َ ﱠً‬
‫ـﻌﻤﻞ َ َ ُ‬
‫‪ْ َ .4‬‬
‫ﻣﻮﻇﻔﺎ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫أي َ ٍ‬
‫ﺷﻲء َﻋﺰم َْﳏﻤﻮد ِ‬
‫ﺳﻌﺪي؟‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫ﻋﻠﻰ ﱢ‬
‫ََ ُ َ ْ‬
‫زوﺟﺘﻪُ ْﻗﺒﻞ ِ ْ َ َ ِ‬
‫اﻻﻧﻄﻼق ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ؟‬
‫ﻣﺎذا َ َ َ‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ﺳﺄل َ ْ َ َ‬
‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ؟‬
‫ﻣﺎذا َ َ َ‬
‫‪َ َ .7‬‬
‫ﺳﺄل ْ َ ْ َ ُ‬
‫اﻷوﻻد أَﺑََ ْ ِ َ‬
‫اد ُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻠﺴﻔﺮ؟‬
‫اﻷﺳﺮة‬
‫‪ .8‬ﱠ‬
‫ﻣﱴ اﺳﺘَْ َ ّ‬
‫ـﻌﺪ أﻓﺮ ُ‬
‫ﺣﱴ َ َ‬
‫ﻒ ﻳـْﻨﺘَِﻈﺮ أﺑﻮ ﳏﻤﻮد ِ‬
‫أوﻻدﳘﺎ؟‬
‫ﺳﻌﺪي ﱡ‬
‫وأﻣﻪ َ‬
‫‪َ .9‬ﻛْﻴ َ َ ُ ُ ُ َ ْ‬
‫ﻛﻴﻒ َﻏﺎ َ ِ‬
‫اﻷﺳﺮةُ اﻟ َْﻘﺮَْ َﻳﺔ؟‬
‫‪َ َ ْ َ .10‬‬
‫درت ْ ُ ْ َ‬
‫‪ 170‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﺘﲔ‪ ،‬ﻗَ ﱠـﺮر‪ِ ،‬رﻳﻒ‪ِ َ ،‬‬
‫)ﺟﻨﱠﺎت‪ِ ،‬‬
‫ﻋﻄﺎﻳﺎ‪ِ َ َ ،‬‬
‫ـﻨﺤﺪر(‬
‫ﻣﻨﺎزل‪ ،‬ﺑُ ّـﺮ‪َ َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺑﻀﺎﺋﻊ‪َ َ َ ،‬‬
‫َ‬
‫أﺧﺬ‪ ،‬ﻳَ ْ َ ُ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺻﻐﲑةٌ‪.‬‬
‫ﻟﻤﺤﻤﻮد َ ْ ِ ﱟ‬
‫‪ُ ْ َ .1‬‬
‫ﺳﻌﺪي ﻗَـﺮَْﻳﺔٌ َ َ‬
‫ـﻴﻮت َ َ ِ‬
‫ﺧﺸﺒﻴﺔﱠٌ‪.‬‬
‫‪ِ .2‬ﰲ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ ﺑُُ ٌ‬
‫‪َ .3‬أﻣﺎم اﻟْﺒ ِ‬
‫ﺣﺪاﺋﻖ‪.‬‬
‫ـﻴﻮت َ َ ِ ُ‬
‫َ َ ُُ‬
‫ـﻨﺼﺐ ِإﱃ اﻟ ِ ِ‬
‫ﻗﺎﻃﻌﺎ َ ٍ‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔً‪.‬‬
‫ﻣﺴﺎﻓﺎت َ ِ َ‬
‫‪َ .4‬وﻳَ ْ َ ﱡ‬
‫َْ‬
‫ْﺒﺤﺮ َ ً َ َ‬
‫ِ‬
‫‪ِ .5‬ﰲ ُُْ ِ‬
‫واﻟﺬرة‪.‬‬
‫واﻟﺸﻌﲑ َ ﱡ ﱠَ‬
‫ﻓﻼﺣﻮن ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫اﳊﻘﻮل َ ﱠ ُ َ‬
‫ـﺰرﻋﻮن اﻟ َ ْ َ‬
‫ْﻘﻤﺢ َ ﱠ َ‬
‫اﳊﺐ واﻟ ﱠ ِ‬
‫ْﻤﻮدة‪.‬‬
‫وﺛﻴﻖ َ َ‬
‫ـﻬﻢ اِﺗﱢ َ ٌ‬
‫ـﻔﺎق َ ِ ٌ‬
‫‪ .6‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ ُ ْ‬
‫ﻋﻠﻰ ُْ ﱢ َ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ َْ ٍ‬
‫إﺟﺎزة‪.‬‬
‫ﺳﻌﺪي َ َ‬
‫ـﻮﻣﺎ ِ َ ًَ‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ِ ﱞ‬
‫ﲬﺴﺔ َ ِ ْ‬
‫ﺣﺼﻞ َْ ُ ٌ‬
‫ﻳﻦ ﻳَْ ً‬
‫وﻋﺸ ِﺮ َ‬
‫َ‬
‫‪َ َ َ .7‬‬
‫‪ .8‬و َﻋﺰم َ َ ِِ‬
‫ﻋﻠﻰ ﱠ َ ِ‬
‫اﻟﺬﻫﺎب ِ َإﱃ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﻛﻌﺎدﺗﻪ َ َ‬
‫َ ََ َ‬
‫اﻷﺷﻴﺎءُ ﱠِ‬
‫إﺟﺎ َزَِﺗﻨﺎ؟‬
‫ﳓﺘﺎج ِإﻟَْﻴ َـﻬﺎ ََ َ‬
‫‪َ .9‬ﻣﺎ ْ َ ْ َ‬
‫ﻃﻮال ِ َ‬
‫اﻟﱵ ََْ ُ‬
‫اﻷﺷﺨ ِ ﱠ ِ‬
‫اﳍﺪاﻳﺎ‪.‬‬
‫ﻋﺪد ْ َ ْ َ‬
‫ﻛﻢ َ َ ُ‬
‫اﻟﺬﻳﻦ ﻧُ َ ﱢ ُ‬
‫ﳍﻢ َْ َ َ‬
‫‪ْ َ .10‬‬
‫ﺎص َ‬
‫ـﻘﺪم َُ ُ‬
‫‪ ‬‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺪأت(‬
‫ﺷﻘﺎوة‪ْ َ َ َ ،‬‬
‫ﺗﻜﺮﻩ‪َ ،‬إﻳﺎب‪ُ ُ َْ ،‬‬
‫ﻣﺴﺘﻘﻴﻤﺎ‪ُ َ ْ َ ،‬‬
‫) َْﻳﺄس‪ ،‬ﺗَ َـﻌﺐ‪ْ َ ،‬‬
‫ﳛﺼﺪون‪َ َ َ ،‬‬
‫ﻫﺠﺮ‪ ،‬ﻳُ ْـﺆذي‪ً َ ْ ُ ،‬‬
‫وﻟﻪ َ َِ ِ‬
‫ﻠﻚ ﻧَ ْـﻔﺲ ﱡ ُ ِ‬
‫ﺷﺪﻳﺪا‪.‬‬
‫ﲢﺐ ﻗَـﺮﻳَْ َـﺘﻪُ ُ ًّ‬
‫اﻟﺸﻌﻮر‪َ ،‬وُِ ﱡ‬
‫ﺣﺒﺎ َ ِ ً‬
‫‪ُ َ .1‬‬
‫ﻋﺎﺋﻠﺔٌ ﲤَْ ُ َ‬
‫اد ْ ُ ِ‬
‫دﻣﻮع‪ِ ،‬وﰲ َ ِْ َ ِِ‬
‫ﺼﻼت ِ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِِ ٍ‬
‫آﺗﻴﺔ‪.‬‬
‫اﻷﺳﺮة اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔَ َ ِوﰲ ﻗُُـﻠﻮِِ ْﻢ ُ ْ ٌ‬
‫أﻓﺌﺪ ْﻢ َ َ‬
‫رﺟﺎءٌ ﻟ َ َ‬
‫ﺣﺰن‪ِ َ ،‬وﰲ َ ْ ُ ِ ْ‬
‫أﻋﻴﻨﻬﻢ ُ ُ ٌ َ‬
‫‪ .2‬ﻓَ َ َ َ‬
‫ـﻐﺎدر أَﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫اﻟﺴﻌﻴﺪةُ َ ِ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ اﻟ َ ِ‬
‫ﺑﺴﺮﻋﺔ َ ِ ٍ‬
‫اﻷﻳﺎم ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫‪ .3‬ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﻮدة‪.‬‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺔ‪َ ،‬ﻓﺎﻧْـﺘَ َـﻬﺖ ْ َﱠ ُ‬
‫اﻷﻳﺎم ﱠ َ َ َ‬
‫َ‬
‫وﺣﺎن َ ْ ُ َ ْ‬
‫ﻣﺮت ْ َﱠ ُ ُ ْ‬
‫َ‬
‫ﺳﻌﺪي ِ ﱢ ِ‬
‫إﺟﺎزةُ َْ ٍ ِ‬
‫إذ ِﱠَ ِ‬
‫إﻟﻴﻬﻤﺎ‪.‬‬
‫‪ْ ِ .4‬‬
‫ﳏﻤﻮد َ ْ ﱟ ْ َ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ َِْ ِ َ‬
‫إﳕﺎ ﺻﻠﺔٌَ ِ َ َ ُ‬
‫ﺑﺴﺮور و َ ٍ‬
‫ﻛﻞ ْ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺳﻌﺎدة‪.‬‬
‫ـﻘﻄﻊ اﻟﻄﱠ ِﺮ َ‬
‫ﻳﻖ ِ َإﱃ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ ِ ُ ُ ٍ َ َ َ‬
‫اﻷﺳﺮة ﻳَ ْ َ ُ‬
‫‪ ُ .5‬ﱡ ْ َ‬
‫ـﺮﺷﻬﻢ ﻟِ ِْﻼﺳِﱰ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻠﻤﺎ اﻧْـﺘَ َـﻬﻮا ِﻣﻦ ِْ ْ ِ ْ َ َ ِ‬
‫اﺣﺔ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﻓََ ﱠ‬
‫اﻻﺳﺘﻌﺪادات‪ ،‬ﺗَ َ ﱠ ُ‬
‫ـﻮﺟﻬﻮا ِ َإﱃ ﻓُ ُ ِ ْ ْ َ َ‬
‫ْ َ‬
‫وﻋﺰم َ َ ِِ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟ ﱠ َ ِ‬
‫ﺬﻫﺎب ِ َإﱃ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ‪.‬‬
‫ﻛﻌﺎدﺗﻪ َ َ‬
‫‪َ َ َ َ َ .7‬‬
‫ِ‬
‫ـﲔ ُُْ ِ‬
‫‪ِ .8‬ﰲ َْ ْ ِ‬
‫ﻋﺬب َْ ِ‬
‫ـﻨﺼﺐ ِإﱃ اﻟَ ْ ِ‬
‫ْﺒﺤﺮ‪.‬‬
‫اﳊﻘﻮل َوﻳَ ْ َ ﱡ‬
‫ﻣﻨﺤﻨﻴﺎ ُﻣ ْﻨ َ ِ ً‬
‫اﳉﺪول َﻣﺎءٌ َ ْ ٌ‬
‫ـﻌﻄﻔﺎ ﺑَ َْ‬
‫ﳚﺮي ُ ْ َ ً‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫اﳊﻘ ِ‬
‫واﻟﺬرة‪.‬‬
‫واﻟﺸﻌﲑ َ ﱡ ﱠَ‬
‫‪ِ .9‬ﰲ ُُْ‬
‫ﻓﻼﺣﻮن ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫ﻮل َ ﱠ ُ َ‬
‫ـﺰرﻋﻮن اﻟ َ ْ َ‬
‫ْﻘﻤﺢ َ ﱠ َ‬
‫ﻟﻜﻞ ِ ْ ٍ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳋﺎﺻﺔُ ﱢ ِ‬
‫ـﻔﺴﻪُ‪.‬‬
‫إﻧﺴﺎن َ‬
‫ﻫﻮاﻳَـﺘﻪُُ َْ ﱠ ُ َ‬
‫‪ ُ .10‬ﱢ َ‬
‫ﻳﺴﻠﻲ َﺎ ﻧَ ْ َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﺮوج َو ُ ُ ٌ‬
‫ﺣﻘﻮل‪.‬‬
‫‪ .1‬ﺑَـ ْﻴـﻨَ َـﻬﺎ َوﺑَ َْ‬
‫ـﲔ اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔ ُ ُ ٌ‬
‫ِ‬
‫‪ِ .2‬ﰲ ُُْ ِ‬
‫واﻟﺬرة‪.‬‬
‫واﻟﺸﻌﲑ َ ﱡ ﱠَ‬
‫ﻓﻼﺣﻮن ﻳَ ْ َ ُ َ‬
‫اﳊﻘﻮل َ ﱠ ُ َ‬
‫ـﺰرﻋﻮن اﻟ َ ْ َ‬
‫ْﻘﻤﺢ َ ﱠ َ‬
‫‪ 171‬‬
‫‪ ‬‬
‫اﻟﺪواﺋﺮ ﱠ ِْ ﱠ ِ‬
‫إﺣﺪى ﱠ َ ِ ِ‬
‫اﻟﺮﲰﻴﺔ‪.‬‬
‫‪ِ .3‬ﱠإﻧﻪُ َُ ﱠ ٌ‬
‫ﻣﻮﻇﻒ ِﰲ ِ ْ َ‬
‫اﻟﺼﻌﻮد َ َ ِ‬
‫‪ِ َ ْ ِ .4‬‬
‫ﺸﻮاﻃﺊ اﻟَ ْ ِ‬
‫ﻓﻀﻮل ﻟِ َ َ ِ ِ‬
‫ـﻌﻀﻬﻢ ُ ُ ٌ‬
‫اﳉﺒﺎل‪.‬‬
‫اﻵﺧﺮ ﱡ ُ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ْ َ‬
‫ﻋﻨﺪ ﺑَ ْ ِ ْ‬
‫ْﺒﺤﺮ‪َ َ ،‬‬
‫ـﻔﻀﻞ ْ َ ُ‬
‫ﻛﻤﺎ ﻳُ َ ﱢ ُ‬
‫اﻷﺷﻴﺎءُ ﱠِ‬
‫إﺟﺎ َزَِﺗﻨﺎ؟‬
‫‪َ َ َ .5‬‬
‫ﳓﺘﺎج ِإﻟَْﻴ َـﻬﺎ ََ َ‬
‫زو َ َ‬
‫ﺳﺄل َ ْ‬
‫ﻃﻮال ِ َ‬
‫ﺟﺘﻪُ‪َ :‬ﻣﺎ ْ َ ْ َ‬
‫اﻟﱵ ََْ ُ‬
‫ﻓﺄﺟﺎﺑ ْـﺘﻪُ َزوﺟﺘﻪُُ‪َ :‬ﻋﻠَﻴَْـﻨﺎ ِﺷﺮاء َ ْ ِ ٍ‬
‫ﺣﱴ َِ ِ‬
‫ﻋﻄﻠﺘﻨﺎ‪.‬‬
‫أﻃﻌﻤﺔ َوَ ْ‬
‫ﺎﻳﺔ ُ ََِْ‬
‫أﺷ ِﺮٍَﺑﺔ َ ْ ِ َ‬
‫‪َ ْ َ َ َ .6‬‬
‫ﺗﻜﻔﻴﻨﺎ َ ﱠ َ‬
‫َُ َ‬
‫ِ‬
‫اﻷﺣﺬﻳﺔُ ﱠِ‬
‫ـﻠﺒﺴﻬﺎ ِﰲ اﻟ َْﻘﺮَِْﻳﺔ؟‬
‫‪َ َ َ َ .7‬‬
‫وﺳﺄل ْ َ ْ َ ُ‬
‫اﻟﱵ ﻧَ َْ ُ َ‬
‫أﻳﻦ ْ َ ْ َ‬
‫اﻷوﻻد أَﺑََ ْ ِ َ‬
‫ـﻮﻳﻬﻤﺎ‪َ َْ :‬‬
‫ﻋﺪد ْ َ ْ َ ِ ﱠ ِ‬
‫اﳍﺪاﻳﺎ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .8‬‬
‫ﻛﻢ َ َ ُ‬
‫اﻟﺬﻳﻦ ﻧُ َ ﱢ ُ‬
‫ﺳﺄل ْ َ ُ‬
‫ﳍﻢ َْ َ َ‬
‫اﻷب‪ْ َ :‬‬
‫اﻷﺷﺨﺎص َ‬
‫ـﻘﺪم َُ ُ‬
‫اد ْ ُ ِ‬
‫ﺣﱴ َْ َ ِ‬
‫ﻛﻠﻬﻢ ِ ﱠ َ ِ‬
‫ﻣﻨﺘﺼﻒ ﱠْ ِ‬
‫‪َ .9‬واﺳﺘَْ َ ﱠ‬
‫اﻟﻠﻴﻞ‪.‬‬
‫ﻟﻠﺴﻔﺮ َ ﱠ ُ‬
‫اﻷﺳﺮة ُ ﱡ ُ ْ‬
‫ـﻌﺪ أَﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻼﺳِﱰ ِ‬
‫ـﻠﻤﺎ اﻧْـﺘَ َـﻬﻮا ِﻣﻦ ِْ ْ ِ ْ َ َ ِ‬
‫ـﺮﺷ ِ ِ ِ‬
‫اﺣﺔ‪.‬‬
‫اﻻﺳﺘﻌﺪادات‪ ،‬ﺗَ َ ﱠ‬
‫‪ .10‬ﻓََ ﱠ‬
‫ﻬﻢ ْ ْ َ َ‬
‫ـﻮﺟ ُﻬﻮا ِ َإﱃ ﻓُ ُ ْ‬
‫ْ َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.‬‬
‫ـﲔ ُُْ ِ‬
‫‪ِ .1‬ﰲ َْ ْ ِ‬
‫ﻋﺬب َْ ِ‬
‫اﳊﻘﻮل‪.‬‬
‫اﳉﺪول َﻣﺎءٌ َ ْ ٌ‬
‫ﻣﻠﺘﻮﻳﺎ ﺑَ َْ‬
‫ﳚﺮي ُ َْ ًِ‬
‫َ‬
‫ـﻨﺼﺐ ِإﱃ اﻟ ِ ِ‬
‫ﻗﺎﻃﻌﺎ َ ٍ‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔً‪.‬‬
‫ﻣﺴﺎﻓﺎت َ ِ َ‬
‫‪ .2‬وﻳََ ْ َ ﱡ‬
‫َْ‬
‫ْﺒﺤﺮ َ ً َ َ‬
‫ﻟﻜﻞ ِ ْ ٍ ِ‬
‫ِ‬
‫اﳋﺎﺻﺔُ ﱢ ِ‬
‫ـﻔﺴﻪُ‪.‬‬
‫إﻧﺴﺎن َ‬
‫ﻳﺴﻠﻲ َﺎ ﻧَ ْ َ‬
‫ﻫﻮاﻳَـﺘﻪُُ َْ ﱠ ُ َ‬
‫‪ ُ .3‬ﱢ َ‬
‫ـﻘﻀﻮن ِ ِ‬
‫‪ِ َ .4‬‬
‫اﺧﺘﻴﺎر اﳌَ َ ِ‬
‫ﳜﺘﻠﻔﻮن ِﰲ ْ َِ ِ‬
‫اﻹﺟﺎزة‪.‬‬
‫ﻓﻴﻪ ِْ َ ََ‬
‫ﻜﺎن اﻟﺬي ﻳَ َ ُ َ‬
‫ﱠﻬﻢ َ َْ ِ ُ َ‬
‫وﻟﻜﻨـ ُ ْ‬
‫َ‬
‫اﳊ ِﻘﻴﺒﺔ‪ِ.‬‬
‫‪ .5‬ﻓََ َ ْ‬
‫أﻣﻬﻢ‪َ َ :‬‬
‫وﺿﻌﺘُْ َـﻬﺎ ِﰲ َْ َ‬
‫ﳍﻢ ُﱡ ُ ْ‬
‫ـﻘﺎﻟﺖ َُ ْ‬
‫ﻋﺪد ْ َ ْ َ ِ ﱠ ِ‬
‫اﳍﺪاﻳﺎ‪.‬‬
‫‪َ َ َ .6‬‬
‫ﻛﻢ َ َ ُ‬
‫اﻟﺬﻳﻦ ﻧُ َ ﱢ ُ‬
‫ﺳﺄل ْ َ ُ‬
‫ﳍﻢ َْ َ َ‬
‫اﻷب‪ْ َ :‬‬
‫اﻷﺷﺨﺎص َ‬
‫ـﻘﺪم َُ ُ‬
‫‪ِ .7‬وﰲ اﻟْﻴ ِ‬
‫ـﻮم ﱠ ِ ِ‬
‫واﻧﻄﻠﻘﻮا َِﺎ ِﰲ اﻟﻄﱠ ِﺮ ِﻳﻖ‪.‬‬
‫ﻛﺒﻮا َ ﱠ‬
‫ﺳﻴﺎ َرﺗَ ُـﻬﻢ‪ُ ََ ْ َ ،‬‬
‫اﻟﺘﺎﱄ َر ُ‬
‫َْ‬
‫اﻷب َزوﺟﺘﻪ َأي ُ ﱡأم ُ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ اﻟْ ِ ْ ِ‬
‫اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫‪َ َ .8‬‬
‫أب‪َ ْ ِ ،‬‬
‫ﻤﻘﻮد ٌ‬
‫ﻋﻨﺪ َ ِ ْ َ ُُ ْ‬
‫َ‬
‫َْ‬
‫اﻟﺴﻌﻴﺪةُ َ ِ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ اﻟ َ ِ‬
‫ﺑﺴﺮﻋﺔ َ ِ ٍ‬
‫اﻷﻳﺎم ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫‪ .9‬ﱠ ِ‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺔ‪َ ،‬ﻓﺎﻧْـﺘَ َ ِ‬
‫ـﻬﺖ ْ َ‬
‫ْﻌﻮدة‪.‬‬
‫اﻷﻳﱠ ُ‬
‫ﺎم ﱠ َ َ َ‬
‫َ‬
‫وﺣﺎن َ ْ ُ َْ‬
‫ﻣﺮت ْ َﱠ ُ ُ ْ‬
‫َ‬
‫اﻟﺴﻌﻴﺪةُ َ ِ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ اﻟ َ ِ‬
‫ﺑﺴﺮﻋﺔ َ ِ ٍ‬
‫اﻷﻳﺎم ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫‪ .10‬ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻌﻮدة‪.‬‬
‫ﻋﻈﻴﻤﺔ‪َ ،‬ﻓﺎﻧْـﺘَ َـﻬﺖ ْ َﱠ ُ‬
‫اﻷﻳﺎم ﱠ َ َ َ‬
‫َ‬
‫وﺣﺎن َ ْ ُ َْ‬
‫ﻣﺮت ْ َﱠ ُ ُ ْ‬
‫َ‬
‫‪ ‬‬
‫‪6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını‬‬
‫‪seçiniz.‬‬
‫ﳚﺮي ْ ِ ِ‬
‫ـﻨﺼﺐ ِإﱃ اﻟ ِ ِ‬
‫ﻗﺎﻃﻌﺎ َ ٍ‬
‫ـﲔ ُُْ ِ‬
‫ﻣﻦ ﺑَ ْ ِ‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔً‪.‬‬
‫ﻣﺴﺎﻓﺎت َ ِ َ‬
‫اﳊﻘﻮل َوﻳَ ْ َ ﱡ‬
‫َْ‬
‫اﳉﺪو ِل َﻣﺎءٌ َ ْ ٌ‬
‫ﻣﻠﺘﻮﻳﺎ ْ‬
‫ﻋﺬب َْ ِ ُ َ ً‬
‫و ِﰲ َْ ْ َ‬
‫ْﺒﺤﺮ َ ً َ َ‬
‫‪a. Derenin içinde tarlalar arasından kıvrıla kıvrıla akan ve uzun mesafeler kat‬‬
‫‪ederek denize dökülen tatlı bir su var.‬‬
‫‪b. Derenin içinde meralar arasından kıvrıla kıvrıla akan ve uzun mesafeler kat‬‬
‫‪ederek denize dökülen tatlı bir su var.‬‬
‫‪c. Derenin içerisinde tarlalar arasından şırıl şırıl akan ve uzun mesafeler kat‬‬
‫‪ederek denize dökülen tatlı bir su var.‬‬
‫‪d. Dere tabanında tarlalar arasından kıvrıla kıvrıla akan ve uzun mesafeler kat‬‬
‫‪ederek denize dökülen tatlı bir su var..‬‬
‫‪e. Derenin içinde çimenler arasından kıvrıla kıvrıla akan ve uzun mesafeler‬‬
‫‪kat ederek denize dökülen tatlı bir su var.‬‬
‫‪ 172‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ٍ ْ ِ ‫ﻟﻜﻞ‬
ِ
ِ ‫اﳋﺎﺻﺔُ ِ ِﺑﻪ ﱢ‬
.ُ‫ـﻔﺴﻪ‬
َ ‫إﻧﺴﺎن‬
َ ْ َ‫ﻳﺴﻠﻲ َﺎ ﻧ‬
َ ُ ‫ﻫﻮاﻳَـﺘﻪُُ َْ ﱠ‬
َ ‫ُﱢ‬
a. Her insanın kendini avuttuğu bir hobisi vardır.
b. Her insanın gönlünü avuttuğu kendine özgü bir hobisi vardır.
c. Her insanın kendince teselli bulduğu bir hobisi mevcuttur.
d. Her insanın kendini teselli ettiği bir hobisi vardır.
e. Her insanın kendisiyle gönlünü avuttuğu bir hobisi vardır.
ِ ُ ْ ‫اد‬
ٍ ِ ‫ﻟﺼﻼت‬
ِِ َ ِْ َ ‫ ِوﰲ‬،‫دﻣﻮع‬
ٍ ِِ
ِ
.‫آﺗﻴﺔ‬
ٌ ْ ُ ‫اﻷﺳﺮة اﻟ َْﻘ ْﺮَﻳﺔَ َِوﰲ ﻗُُـﻠﻮِِ ْﻢ‬
َ َ ٌ‫رﺟﺎء‬
َ َ ‫أﻓﺌﺪ ْﻢ‬
ْ ِ ُ ْ َ ‫ َ ِوﰲ‬،‫ﺣﺰن‬
َ ٌ ُ ُ ‫أﻋﻴﻨﻬﻢ‬
َ َ َ َ‫ﻓ‬
َ ْ ُ ‫ـﻐﺎدر أَﻓْـ َﺮ‬
a. Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerinde yeni
kavuşmalar için umut köye veda etti.
b. Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerinde yeniden
kavuşma umudu köyden ayrıldı.
c. Aile fertleri kalplerde hüzün, gözlerde yaşlar ve gönüllerde yeniden
kavuşma umudu köyden ayrıldı.
d. Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerinde yeni
kavuşmalar için umut köyden ayrıldı.
e. Aile fertleri kalplerde hüzün, gözlerde yaşlar ve gönüllerde yeniden
kavuşma umudu köye veda etti.
ِ ِ ‫ﻮد ِ ﱟ ﱠ‬
ِ
ِ َِ َ ‫وﻟﻪ‬
ِ ِ ‫ﲟﺤﺒﺔ ﻗَـﺮ‬
ِ
ِ ُ ‫ﲤﻠﻚ ﻧَ ْـﻔﺲ ﱡ‬
‫ﻫﻲ ِ ﱠ‬
‫ َ ُِ ﱡ‬،‫اﻟﺸﻌﻮر‬
ُ‫وﲢﺐ ﻗَـﺮﻳَْ َـﺘﻪ‬
ُ َ .‫ﻳﺘﻪ‬
ََ
ْ َ ٍ ‫ﳏﻤ‬
َ ْ ‫ﺻﺪرﻩُ َِ َ ﱠ‬
ُ ْ َ ‫ﺳﻌﺪي اﻟﺬي ﻳَ ْـﻐﻠﻲ‬
ُ َْ ُ‫ﻗﺼﺔ‬
َ ُ َْ ٌ‫ﻋﺎﺋﻠﺔ‬
َ ‫وﻫﺎ‬
ِ
.‫ﺷﺪﻳﺪا‬
ًّ ُ
ً َ ‫ﺣﺒﺎ‬
a. İşte bu yüreği köyüne sevgiyle yanan Mahmut Sadi’nin yaşam öyküsü.
Onun aynı hislere sahip ve köyünü çok seven bir ailesi var.
b. İşte bu köyünün sevgisi gönlünde taht kurmuş Mahmut Sadi’nin hikayesi.
Onun aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var.
c. İşte bu yüreği köyünün sevgisiyle kor gibi yanan Mahmut Sadi’nin
hikayesi. Onun aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var.
d. İşte bu içi köyünün sevgisiyle kaynayan Mahmut Sadi’nin hikayesi. Onun
aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var.
e. İşte bu yüreği köyünün sevgisiyle yanan Mahmut Sadi’nin hikayesi. Onun
aynı hislere sahip ve köyünü çok seven bir ailesi var.
DİLBİLGİSİ
HABERİN ÖNE GEÇMESİ
Arapçada isimle başlayan cümleye isim cümlesi adı verildiğini, söz konusu
cümlenin iki temel öğesinden mübtedanın özne karşılığı olup önce, haberinse
yüklem karşılığı olup sonra geldiğini Arapça I kitabında öğrenmiştik. Bir kez
173
daha hatırlatacak olursak isim cümlesinde normal söz dizimi “mübteda +
haber” biçimindedir.
Ancak kimi durumlarda bu sıralamanın aksine “haber + mübteda”
biçiminde bir söz dizimi zorunlu hale gelebilir. Ünitemiz kapsamında bu
zorunluluğa neden olan koşullar üzerinde durulacaktır. Ancak öncelikle ünite
konumuza ilişkin kavramların kısa ve öz tanımlarını vererek örneklerle
açıklamak istiyoruz.
Kavramlar
A. Şibhu’l-Cümle: “Zarf”tan veya “Harf-i cer + Mecrûr isim” ikilisinden
oluşan söz veya söz öbeklerine “Şibhu’l-cümle” adı verilir.
1. Zarf Şibhu’l-Cümle Örneği: “Orada bir adam var” anlamına gelen
(‫رﺟﻞ‬
َ َُ ) cümlesinde, “Orada” manasına gelen ‫ﻫﻨﺎك‬
َ َُ kelimesi zarf olup tek
ٌ ُ َ ‫ﻫﻨﺎك‬
başına Şibhu’l-cümledir.
Zarflar örnekte görüldüğü üzere tek başına kullanılabildiği gibi
devamındaki isme muzâf (tamlanan) olarak da kullanılabilir.
ِ َْ‫اﻟﺴﻴﺎرةُ َأﻣﺎم اﻟْﺒ‬
Örnek: “Araba evin önündedir” anlamına gelen (‫ـﻴﺖ‬
َ َ َ ‫) ﱠﱠ‬
ِ ْ ‫ )أﻣﺎم اﻟْﺒـ‬söz öbeği “Zarf
cümlesinde, “Evin önünde” manasına gelen (‫ﻴﺖ‬
َ ََ
(muzâf) + Muzâfun İleyh” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir.
2. “Harf-i Cer + Mecrûr İsim” Bileşkesinden Oluşan Şibhu’l-Cümle
ِ َ ِ ْ ‫ـﻴﺖ ِﰲ‬
Örneği: “Ev bahçenin içindedir” anlamına gelen (‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
ُ ْ َ‫ )اﻟﺒ‬cümlesinde,
َ
ِ َ ِ ْ ‫ )ِﰲ‬söz öbeği “Harf-i
“Bahçenin içinde” ifadesinin karşılığı olan (‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َ
Cer+Mecrûr İsim” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir.
B. Soru İsmi: (َ‫ )أ‬ve (‫ﻫﻞ‬
ْ َ ) dışında kalan bütün soru edatlarının ortak adıdır.
ِ
Söz gelimi “Kitap nerede?” anlamına gelen (‫ْﻜﺘﺎب؟‬
ُ َ ‫أﻳﻦ اﻟ‬
َ ْ َ) cümlesinde “Nerede”
anlamına gelen (‫أﻳﻦ‬
)
kelimesi
bir
soru
ismidir.
َْ
C. Hasır: “Hasır” sözlükte “Kuşatma, etrafını çevirme, sınırlama,
kendine mal etme, özgü kılma” anlamlarına gelir. Eski dilde bugünkü “Özgü”
kelimesinin karşılığı kullanılan “Münhasır” sözcüğü bu kökten gelmektedir.
Terim olarak ise, Arapçada hükmü bir öğeye veya bir öğeyi hükme özgü
kılmak demektir. Çoğunlukla cümle başına (‫إﳕﺎ‬
َ‫ ) ﱠ‬ya da olumsuz bir ifadeden
sonra (‫ )إﻻﱠ‬veya eşanlamlı bir istisnâ edatı getirilerek elde edilen vurgulu bir
söylem biçimidir. Söz gelimi “Müminler ancak kardeştir” anlamına gelen ( ‫إﳕﺎ‬
َ‫ﱠ‬
ِ
ٌ‫إﺧﻮة‬
َ ُ ْ ُ ‫ )اﻟ‬ifadesinde baştaki “Hasır edatı” aracılığıyla müminlere ait diğer
َ ْ ‫ْﻤﺆﻣﻨﻮن‬
bütün vasıflar ikinci plana itilerek “Birbiri ile kardeş olma” özelliği tek
başına öne çıkarılmıştır. Dolayısıyla bir nevi, müminlik kardeşlikle
özdeşleştirilmiştir.
Haberin Öne Geçmesini Zorunlu Kılan Haller
İsim cümlesinin iki temel öğesinden haber, dört yerde zorunlu olarak
mübtedadan önce gelir. İlk ikisi haberin mübteda ile oluşturduğu özel
kombinezonlar dolayısıyla öne geçtiği yerler ve son ikisi de haberin
174
kendisine ait nitelikler dolayısıyla öne geçtiği yerler şeklinde kategorize
edilmesi de mümkün olan bu dört yer şunlardır:
a. Haber Şibhu’l-cümle ve Mübteda da Nekra Olunca: Haber şibhu’lcümle, mübteda da nekra ise haberin öne geçmesi zaruridir. Aksi takdirde
haberin sıfatla karışma riski vardır.
Başlıktaki nedenden ötürü haberin öne geçtiği cümleler Türkçeye
çevrilirken “var, vardır, mevcut, mevcuttur, bulunmaktadır” ifadeleri çeviriye
eklenir.
ِ ِ ‫)ِﰲ اﻟ‬
Örnek: “Mescitte bir imam var” anlamına gelen (‫إﻣﺎم‬
ٌ َ ‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
َْ
ِ
ِ
cümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki (‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
ْ َ ‫ )ِﰲ اﻟ‬haberi, nekra formattaki
(‫إﻣﺎم‬
ٌ َ ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesi oluşturmuş, formatları
gereği yani haber şibhu’l-cümle mübteda da nekra olduğu için isim cümlesine
ait normal sıralama tersyüz edilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir. Bu
ِ ِ ‫ )إﻣﺎم ِﰲ اﻟ‬biçiminde bir sıralamaya tabi tutulsalardı isim
öğeler şayet (‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
ٌَ
َْ
cümlesi olma vasfını yitirir, “Mescitteki bir imam” anlamında sıfat tamlaması
ifade eder hale gelirlerdi.
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
a. Köyün etrafında bir orman vardır.
b. Orada bir köy var.
c. Sınıfımızda yabancı bir öğrenci var.
d. Evin önünde küçük bir bahçe var.
e. Masanın üzerinde iki tabak var.
f. Ağacın altında iki adam var.
2. Haber Şibhu’l-cümle Olup Mübteda da Habere Ait Bir Zamir
Bulununca: Haber şibhu’l-cümle olup, mübtedanın içerisinde habere ait bir
zamir varsa haberin öne geçmesi vacip yani zorunludur. Aksi takdirde zamir,
temsil ettiği isimden önce zikredilmiş olur. Oysa zamir, söylem sahibini daha
önce bahsi geçmiş bir ismi tekrar tekrar söyleme külfetinden kurtarmak için
kullanılır ve ismin yerine geçen kelimeler olarak bilinir. Dolayısıyla daha
önce bahsi geçmemiş bir ismin yerine zamir kullanmak bir tür anlatım
bozukluğudur. İşte böylesi bir anlatım bozukluğuna meydan vermemek için;
mübteda habere ait bir zamir barındırıyorsa, söz konusu zamirin atıf mercii
olan haberin başa geçmesi zorunludur.
Bir öncekinde olduğu gibi, bu başlıktaki nedenden ötürü haberin öne
geçtiği cümleleri Türkçeye çevirirken de “var, vardır, mevcut, mevcuttur,
bulunmaktadır” ifadeleri çeviriye eklenir.
ِ ْ ِْ ِ)
Örnek: “İnsanın problemleri vardır” anlamına gelen (ُ‫ﺸﺎﻛﻠﻪ‬
ُ ِ َ ‫ﻟﻺﻧﺴﺎن َﻣ‬
َ
ِ ْ ِْ ِ) haberi, kendisine ait (‫)ُـﻪ‬
cümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki (‫ﻟﻺﻧﺴﺎن‬
َ
zamirini içeren (‫ﻣﺸﺎﻛﻠﻪ‬
ُ ُ ِ َ َ ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesi
oluşturmuş, formatları gereği yani haber şibhu’l-cümle, mübteda da ona ait
bir zamir içeriyor olduğu için isim cümlesine ait normal sıralama tersyüz
ِ ْ ِْ ِ ُ‫ﻣﺸﺎﻛﻠﻪ‬
edilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir. Bu öğeler şayet (‫ﻟﻺﻧﺴﺎن‬
ُِ َ َ)
َ
biçiminde bir sıralamaya tabi tutulsalardı “Onun problemleri insana aittir”
anlamında anlaşılması güç bir cümle haline gelirlerdi. Zira bu cümlede
175
“Onun” derken insanın kendisinin mi, yoksa başka bir varlığın mı
kastedildiği net değildir.
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
a. Şehrin imkânları var.
b. Annenin sırtında bebeği var.
c. Fakültemizin kantini var.
d. İnsanın dilinde kişiliği mevcuttur.
e. Adamın başının üzerinde şapkası var.
f. Üniversitenin hocaları var.
3. Haber Soru İsmi olunca: Soru ismi olan haberler, zorunlu olarak
mübtedalarından önce gelirler. Çünkü Arapçada soru isimleri başta bulunma
önceliğine (sadaret hakkı) sahiptirler.
Örnekler:
ِ ِ : Gelen kim?
a. ‫ْﻘﺎدم؟‬
ُ َ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
َ
b. ‫اﻹﳝﺎن؟‬
ُ َ ِْ ‫ َﻣﺎ‬: İman nedir?
c. ‫ﺧﺎﻟﺪ؟‬
ٌ ِ َ ‫أﻳﻦ‬
َ ْ َ: Halit nerede?
d. ‫اﻟﺴﻔﺮ؟‬
َ َ : Yolculuk ne zaman?
ُ َ ‫ﻣﱴ ﱠ‬
ِ َ : Saat kaç?
e. ‫اﻟﺴﺎﻋﺔ؟‬
ُ َ ‫ﻛﻢ ﱠ‬
f. ‫ﺣﺎﻟﻚ؟‬
َ ْ َ : Halin nasıl?
َ ُ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
Bu örneklerde (...،‫ أﻳﻦ‬،‫ ﻣﺎ‬،‫ )ﻣﻦ‬soru isimleri haber konumundadırlar. Haber
olmalarına rağmen soru isimlerinin başta olma zorunluluğundan dolayı
mübtedadan önce yer almışlardır.
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
a. Oturan kim?
b. Dua nedir?
c. Evraklar nerede?
d. Maç ne zaman?
e. Yaşın kaç?
f. Dayın nasıl?
Soru isimlerine muzâf (tamlanan) olan isimler de haber olmaları durumunda
zorunlu olarak öne geçerler. Çünkü soru isimlerinin öncelik hakkı vardır.
Onlara muzaf olan kelimeler de muzâfun ileyhleri olan soru isimlerinden
ayrılamayacaklarından ötürü soru isimleriyle beraber başta yer alırlar.
Örnekler:
ِ ْ َ ‫ﺑﻨﺖ ﻣﻦ‬
a. ‫أﻧﺖ؟‬
ْ َ ُ ِْ: Sen kimin kızısın?
b. ‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫ﲦﻦ َﻣﺎ‬
ُ ََ : Bu neyin bedeli?
176
ٍ ْ َ ‫أي‬
c. ‫اﻷﺳﺘﺎذ؟‬
ُ َْ ُ ‫ﻋﻬﺪ‬
ُ َ ْ : Hoca ne zamanın insanı?
‫إﻧﺴﺎن َ ﱢ‬
ِ
ٍ َ ‫أي ﺑ‬
d. ‫أﲪﺪ؟‬
ُ َ ْ َ ‫ـﻠﺪ‬
َ ‫ﻣﻮاﻃﻦ َ ﱢ‬
ُ َُ : Ahmet nerenin vatandaşı?
Aşağıdaki cümleleri Arapçaya çeviriniz.
a. Oturan kimin oğlu?
b. Para neyin karşılığı?
c. Bu ne zamanın çocuğu?
d. Ali nerenin insanı?
İsim cümlelerinde yer alan her soru ismi haber değildir; bazen mübteda da
olabilir. Burada ayırım noktası soru isminden sonra gelen kısımdır. Eğer soru
isminden sonra gelen kelime, câr-mecrûr (harfi cerli isim), zarf ya da fiil ise
bunlar mübteda olamayacağından soru ismi mübteda bunlar ise haber olur.
Eğer soru isminden sonraki kelime mübteda olabilecek bir kelime ise bu
durumda soru ismi haber olur. (‫ﺟﺎء؟‬
ْ َ ) “Kim geldi?” cümlesinde soru isminden
َ ‫ﻣﻦ‬
sonra gelen kelime (‫ﺟﺎء‬
olmaya uygun değildir. Bu
َ ) fiil olduğundan mübteda
ِ َْ‫“ )ﻣﻦ ﰲ اﻟﺒ‬Evde kim vardır?”
)
mübteda
(
‫ﺟﺎء‬
)
de
haber
olur.
(
‫ـﻴﺖ؟‬
sebeple (‫ﻣﻦ‬
َْ
َ
ِ َْ‫ )ﰲ اﻟﺒ‬câr-mecrûr olması
cümlesinde de soru ismi (‫)ﻣﻦ‬den sonra gelen (‫ـﻴﺖ‬
sebebiyle mübteda olmaya uygun değildir ve haber olur. (‫ﻣﻦ‬
ْ َ ) ise mübtedadır.
(‫ )ﻣﻦ ﻫﻮ؟‬cümlesinde ise (‫ )ﻫﻮ‬mübteda olmaya uygun olduğundan (‫ )ﻣﻦ‬soru ismi
haber olur.
4. Haber Mübtedaya Hasredilince (Haber Mahsûr Olunca): Hasır
işlemine tabi tutularak mübteda ile özdeşleştirilmiş ve sırf ona özgü kılınmış
haber (mahsûr haber), bu özelliği dolayısıyla zorunlu olarak mübtedanın
önüne geçer. Aksi takdirde cümle haberin mübtedaya değil, mübtedanın
habere hasredildiği (özgü kılındığı) izlenimi doğurur. Oysa istenen bunun
tam tersidir.
Söz gelimi “Yaratan yalnız Allah’tır” anlamına gelen (‫اﷲ‬
َ‫)ِﱠ‬
ٌ ِ َ ‫إﳕﺎ‬
ُ ‫ﺧﺎﻟﻖ‬
ِ
cümlesinde, (‫ﺧﺎﻟﻖ‬
َ‫ )ِﱠ‬aracılığıyla mübtedası
ٌ َ ) haberi, hasır edatı olan (‫إﳕﺎ‬
konumunda bulunan (‫اﷲ‬
)
ismine
özgü
kılınmakta
ve zorunlu olarak onun
ُ
ِ
ِ
)
‫إﻻ‬
‫ﺧﺎﻟﻖ‬
‫ﻣﺎ‬
,
önüne geçmektedir. Söz konusu cümle (‫اﷲ‬
ُ ّ ٌ َ َ Türkçe karşılığıyla ifade
edecek olursak “Allah’tan başka yaratan yoktur” cümlesi ile eş anlamlıdır. İki
farklı söyleyiş biçiminde de haber konumundaki “Yaratan” niteliği, mübteda
konumundaki “Allah”a özgü kılınmaktadır.
Tersine bir tutumla hasır işlemi haber üzerinde değil de mübteda üzerinde
yapılmış olsa yukarıdaki cümlemiz (‫ﺧﺎﻟﻖ‬
ٌ ِ َ ُ‫ )إ ﱠَﳕﺎ اﷲ‬biçiminde olur ki “Allah
sadece bir yaratıcıdır” tarzı maksadı aşan bir anlam ifade eder. Yukarıdaki
cümlenin benzer anlama gelen bir başka formu (‫ﺧﺎﻟﻖ‬
ٌ ِ َ ‫ ) َﻣﺎ اﷲُ إﻻﱠ‬ifadesinin
yansıttığı “Allah bir yaratıcıdan başka bir şey değildir” manası, hasırda öne
alınacak sözcüğün doğru tespit edilmesinin ne denli önemli olduğunu
kanıtlamaktadır. İki farklı ifade biçiminde de mübteda konumundaki “Allah”,
haber konumundaki “yaratan” niteliğine özgü kılınmakta, adeta bu sıfatla
sınırlandırılarak diğer vasıfları yok sayılmaktadır.
Özetle hasır, Türkçedeki vurgu kavramına benzer. Türkçede vurgulanacak
öğe yükleme yaklaştırılırken Arapçada vurgulanacak öğe öne alınır. Eğer
177
vurgu habere yapılacaksa haberin mübtedanın önüne alınma zorunluluğu
vardır.
İsim cümlesinde öne geçmiş olan habere mukaddem (öne alınmış) haber,
mübtedaya ise muahhar (geriye bırakılmış) mübteda adı verilir. Örneğin ( ‫ﻋﻨﺪي‬
ِ
ِ
‫ﻛﺘﺎب‬
ٌ ) cümlesinde (‫ )ﻋﻨﺪي‬ifadesi mukaddem haber, (‫ﻛﺘﺎب‬
ٌ ) kelimesi de muahhar
mübtedadır.
Mübteda-Haber konusunda daha geniş bilgi almak için M. Meral Çörtü’nün
Arapça Dilbilgisi Nahiv adlı kitabına veya Türkçe yazılmış Arapça Dilbilgisini
anlatan başka kaynaklara başvurabilirsiniz.
Aşağıdaki cümleleri iki farklı hasır üslûbu kullanarak Arapçaya çevirip, hasır
işlemine tabi tutulan mahsûrun mübteda mı yoksa haber mi olduğunu
belirtiniz.
a. Övülen yalnız çalışkanlardır.
b. Pişman olan yalnız tembellerdir.
c. Uyuyan yalnız Ali’dir.
d. Sorumlu sadece başkandır.
e. Din ancak güzel ahlâktır.
f. Müminler ancak kardeştir.
Aşağıdaki cümlelerde haberin öne geçme sebebini açıklayınız.
ِ ّ ُ ‫ أﻣﺎم اﻟ‬.1
ِ ‫ْﻜﻠﻴﺔ َ ﱠ‬
.ٌ‫ﻛﺒﲑة‬
َ َ
َ َ ٌ‫ﺳﻴﺎرة‬
ِ
ِ َ ْ ‫ﺣﻮل‬
.‫ﺟﺪارﻫﺎ‬
َ َ ْ َ .2
ُ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
‫ﺣﺎﻟﻜﻢ؟‬
ُ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
َ .3
ٌ ِ ‫ ﻣﺎ‬.4
.ُ‫ﻋﺎدل إﻻ اﷲ‬
ِ
.‫ﳎﺘﻬﺪون‬
َ ِ َُْ ‫ﻃﻼب‬
ٌ ُ ‫ﻣﻨﻜﻢ‬
ْ ُ .5
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde zorunlu olarak öne geçen haberleri, tercihe
bağlı olarak öne geçenlerden ayırınız.
ِ
.‫ﻟﻨﺪن‬
َ َ َْ ‫ﻏﺪا ِ َإﱃ‬
ٌ ْ َ ‫ـﻴﺘﻨﺎ‬
ً َ ‫ﻳﺴﺎﻓﺮ‬
َِْ َ‫ ِﰲ ﺑ‬.1
ُ َ ُ ‫ﺿﻴﻒ َﻋ ِﺰ ٌﻳﺰ‬
‫ﻟﻌﻤﻲ َ ﱠ‬
ِ ْ َ‫ﻋﻠﻰ اﻟ‬
.‫ْﺒﺤﺮ‬
َ َ ‫ﺗﺸﺮف‬
ُ ِ ْ ُ ٌ‫ﺷﻘﺔ‬
‫ ِ َ ﱢ‬.2
ِ
ِ َ ْ ‫ َأﻣﺎم‬.3
.‫ﳐﻠﺺ‬
ٌ َ ِ ‫اﳉﻤﺎﻋﺔ‬
ٌ ُْ ‫إﻣﺎم‬
ََ َ َ
ِ َ ِ ‫ﺣﻮل اﻟْﻤﺎ‬
ِ َ ِ َْ ‫أوﻻد ﻳ‬
.ً‫ﺷﻬﻴﺔ‬
‫أﻃﻌﻤﺔً َ ِ ﱠ‬
َ َ ْ َ .4
َ ْ َ ‫ـﻨﺘﻈﺮون‬
ُ َ ٌ َ ْ َ ‫ﺋﺪة‬
ِ ‫ﺳﺒﻴﻞ اﻟ‬
ٌ َ ِ ‫ﻫﻨﺎك‬
.‫ْﻤﺠﺪ‬
َ َُ .5
َ ‫رﺟﺎل ُ َ ﱡ‬
ْ َ ِ ِ َ ‫ـﻔﺴﻬﻢ ِﰲ‬
ْ ُ َ ُ ْ‫ﻳﻀﺤﻮن أَﻧ‬
‫ﺣﻴﺚ ﻳَُ ﱢ‬
‫ ِﰲ َ ﱠ‬.6
.‫وﺟﻮﻫﻬﻢ‬
َ ‫ْﻜﻌﺒﺔُ اﻟ ُ َ ﱠ‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫ـﻮﱄ اﻟ‬
ُ ْ َ ُ‫ْﻤﺸﺮﻓﺔ‬
َ ْ َ ‫ﻣﻜﺔَ اﻟ‬
ْ ُ َ ُ َ ‫ْﻤﺴﻠﻤﻮن‬
178
‫اﻟﺴﻴﺎرةِ َُ ﱠ ٌ ِِ‬
‫ﻋﻤﻲ ْاﻷَ ْﻛﺒَ ُـﺮ‪.‬‬
‫اﺑﻦ َ ﱢ‬
‫‪َ ْ ِ .7‬‬
‫ﻋﻨﺪ ﱠ ﱠ َ‬
‫ﳏﻤﺪ ُ‬
‫اﻟﻠﻐﺔ اﻟْﻌﺮِﱠ ِ‬
‫ﺣﺴﲔ َ ﱢ ﱡ ِ‬
‫ﻋﺒﺪ ﱠ ْ َ ِ‬
‫اﻟﺮﲪﻦ‪.‬‬
‫ﺑﻴﺔ َْ ُ‬
‫‪َ َ .8‬‬
‫ﻣﻊ ُ َ ْ ٍ ُ ُ‬
‫ﻣﺪرس َ َ َ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺼﺮ اﻟ ِ ِ‬
‫ﺧﻠﻒ َ ْ َ ِ‬
‫ْﻤﻠﻚ ﻓَ ْ َ ٍ‬
‫ـﻴﺼﻞ‪.‬‬
‫‪َ ْ َ .9‬‬
‫ﻣﻜﺘﺐ اﻟْ َِﱪﻳﺪ َ ْ ُ َ‬
‫اد ْ ُ ِ‬
‫‪َ .10‬أﻣﺎم َ َ ِ‬
‫ﺷﺎﺷﺔ ﱢِ َ ِ‬
‫اﻷﺳﺮة‪.‬‬
‫ََ‬
‫اﻟﺘﻠﻔﺎز أَﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki cümlelerde şibhu’l-cümle haberleri tespit ederek, öne geçiş‬‬
‫‪nedenlerini açıklayınız.‬‬
‫‪ ُ ِ .1‬ﱠ ِ ِ‬
‫ات َ َ ِ ِ‬
‫ﺳﺎﺋﺮ ْ َُ ِ‬
‫اﻷﻣﻢ‪.‬‬
‫َ‬
‫ﻷﻣﺘﻨﺎ ﻣﻴ َﺰ ٌ َ‬
‫ﻧﺘﺒﺎﻫﻰ َﺎ َ َ‬
‫ﻣﺘﻘﻨﺎت‪.‬‬
‫ﻣﺪرﺳﻮن ُ ْ ِ ُ َ‬
‫ﻣﺪرﺳﺘﻨﺎ ُ َ ﱢ ُ َ‬
‫وﻣﺪرﺳﺎت ُ ْ ِ َ ٌ‬
‫ﻣﺘﻘﻨﻮن َ َ َ ﱢ َ ٌ‬
‫‪ِ .2‬ﰲ َ ْ َ َ َِ‬
‫ودﻓﺎﺗﺮ َ ْ ِ‬
‫‪ِ .3‬ﰲ َ ِ َِ‬
‫وﳑﺤﺎةٌ‪.‬‬
‫ﻛﺘﺐ َ َ َ ُِ َ َ ٌ‬
‫وأﻗﻼم َ ْ َ‬
‫ﺣﻘﻴﺒﱵ ُ ُ ٌ‬
‫‪ِ .4‬ﻣﻦ اﻟْﺒ ِ ِ‬
‫ﺳﺤٌﺮ‪.‬‬
‫ـﻴﺎن ْ‬
‫َ ََ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻰ َرْ ِ‬
‫ﺧﺎﺻﺔٌ ِ ِﺑﻪ‪.‬‬
‫اﻟﺸﺮﻃﻲ ﻗـﺒُﱠ َـﻌﺔٌ َ ﱠ‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫أس ﱡ ْ ﱢ‬
‫ﲢﺖ اﻟﺘﱡـﺮ ِ‬
‫آﻻف ﻏَْﻴ ُـﺮ ُ َ ﱠ ٍ‬
‫ﻣﻜﻔﻦ‪.‬‬
‫اب َ ٌ‬
‫‪َ َ ْ َ .6‬‬
‫اﻷﺷﺠﺎر ُﻃﻴﻮر ﺗَ َـﺘﻄﺎَﻳـﺮ ﺑـﲔ ْ َ ْ ِ‬
‫اﻷﻏﺼﺎن‪.‬‬
‫‪ .7‬ﻓَ ْ َ‬
‫ـﻮق َ ْ َ ِ ُ ٌ َ ُ َ َْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﳝﺮ ِ ِﺑﻪ َ ْأﻫﻞ اﻟ ِ َ ِ‬
‫ﻋﻨﺪ اﻟ ِ ﱠ ِ‬
‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‪.‬‬
‫ْﻤﺴﺮﺣﻴﺔ ُ ٌ‬
‫ﻣﺮَ ِ ﱞ‬
‫ﻛﺰي َُﱡ‬
‫ُ َ‬
‫‪َ ْ َ َ ْ .8‬‬
‫ﺳﻮق َ ْ‬
‫‪ .9‬ﻣﻊ َﺧ ِ ٍ‬
‫ﺎﻟﺪ ﻧُ ُ ٌ ِ‬
‫دﻳﻮﻧﻪُ‪.‬‬
‫ﻳﺪﻓﻊ َِﺎ ُ ُ َ‬
‫ﻛﺜﲑةٌ َ ْ َ ُ‬
‫ََ‬
‫ـﻘﻮد َ َ‬
‫أﺳﺎﺗﻴﺬﻫﻢ ِﰲ اﻟ ِ ْ ِ‬
‫ْﻌﻠﻢ‪.‬‬
‫‪َ َ ُ .10‬‬
‫ﻃﻼب َﺳﺒَ ُـﻘﻮا َ َ ِ َ ُ‬
‫ﻫﻨﺎك ُ ﱠ ٌ‬
‫‪3. Aşağıdaki cümlelerde şibhu’l-cümle haberleri tespit ederek, öne‬‬
‫‪geçişlerine neden olan mübteda özelliklerini belirtiniz.‬‬
‫‪ِ ُ َ .1‬‬
‫دﻳﻨﻜﻢ َوِ َﱄ ِ ِ‬
‫دﻳﲏ‪.‬‬
‫ﻟﻜﻢ ُ ُ ْ‬
‫ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫‪ِ .2‬ﻟﻠﻨ ِ‬
‫وﻣﺸﺎﻛﻠﻬﻢ‪.‬‬
‫ﻣﺸﺎﻏﻠﻬﻢ َ َ َ ُ ُ ْ‬
‫ﱠﺎس َ َ ُ ُ ْ‬
‫ﲢﺖ ْ َ ْ ِ ِ‬
‫ﻇﻼﳍﺎ‪.‬‬
‫‪َ ْ َ .3‬‬
‫اﻷﺷﺠﺎر َ َُ‬
‫َ‬
‫ﺣﻮل اﻟ ْ ِ ِ‬
‫ﺣﺪﻳﻘﺘﻪُُ‪.‬‬
‫ْﻤﻨﺰل َ ِ َ‬
‫‪َ َ ْ َ .4‬‬
‫‪ِ .5‬ﰲ ِ ْ َ ِ‬
‫أﺳﺎورﻫﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻌﺼﻢ َ ِ َ‬
‫ﻋﺎﺋﺸﺔَ َ َ ِ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻠﻰ َرْ ِ‬
‫َُُ‪.‬‬
‫اﻟﺸﺮﻃﻲ ﻗـﺒُﱠـﻌﺘﻪ‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫أس ﱡ ْ ﱢ‬
‫ﺣﺴﻦ َِ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺮء ﺗَـﺮُﻛﻪُ ﻣﺎ ﻻَ ﻳ ِ ِ‬
‫ـﻌﻨﻴﻪ‪.‬‬
‫إﺳﻼم اﻟ َ ْ ْ َ َ ْ‬
‫ﻣﻦ ُ ْ ِ ْ‬
‫‪ْ .7‬‬
‫ِ‬
‫إﺷﺮ ُاﻛﻪُ ِ ِ‬
‫ـﺒﺢ ِ ِ‬
‫ﻣﻮاﻗﻒ اﻟﻨ ِ ِ‬
‫ﺑﺎﷲ‪.‬‬
‫‪ْ .8‬‬
‫ﻣﻦ ﻗُ ْ ِ ََ‬
‫ﱠﺎس ْ َ‬
‫ﻛﻞ ﻧَ ْ ٍ‬
‫ﻟﻜﻞ ﻧَ ْ ٍ‬
‫ﺎﳍﺎ‪.‬‬
‫ـﻔﺲ ِ ْ‬
‫ﻋﻤﻠﻬﺎ‪َ َ َ ،‬‬
‫وﻋﻠﻰ ُ ﱢ‬
‫‪ ُ ِ .9‬ﱢ‬
‫إﳘَ َُ‬
‫ـﻔﺲ َ َ ُ َ‬
‫أﻋﻤﺎﻟﻜﻢ‪.‬‬
‫وﻟﻨﺎ ْ َ َُ‬
‫‪ََ .10‬‬
‫وﻟﻜﻢ َ ْ َ ُ ُ ْ‬
‫أﻋﻤﺎﻟﻨﺎ َ َ ُ ْ‬
‫‪ 179‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪4. Aşağıdaki cümlelerde haberin öne geçiş nedenini açıklayınız.‬‬
‫ﻣﻦ اﱠ ِ‬
‫‪ِ َ .1‬‬
‫ْﺒﺎب؟‬
‫ﻟﺬي ََ َ‬
‫ﻃﺮق اﻟَ َ‬
‫اﻟﺬي رأَﻳُْـﺘﻤﻮﻩُ ِﰲ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﺪي؟‬
‫َ‬
‫‪َ .2‬ﻣﺎ ّ َ ُ‬
‫ﻣﻌﺎ؟‬
‫اﻷﻳﺎم اﻟ َ ِ َ‬
‫ْﻘﺪﳝﺔُ اﻟﱵ َﻗﻀﻴََْـﻨﺎ َ ً‬
‫أﻳﻦ ﱠ ُ‬
‫‪َ .3‬‬
‫ِ‬
‫ـﻨﺘﻈﺮ ِ ْ ِ ٍ‬
‫ﺑﺎﺷﺘﻴﺎق َ ِ ٍ‬
‫ﻋﻈﻴﻢ؟‬
‫ﻣﱴ َ ْ َ‬
‫ﺣﻔﻠﺔُ َ َ ِ َ‬
‫‪َ َ .4‬‬
‫زواﺟﻨﺎ اﻟﱵ ﻧََْ ُ َ‬
‫ـﻮم؟‬
‫‪َ ْ َ .5‬‬
‫ﻛﻴﻒ اﻟ َْﻤ ِﺮ ُ‬
‫ﻳﺾ اﻟْﻴَ ْ َ‬
‫ِ‬
‫أﻧﺖ؟‬
‫أﻳﻦ ْ ْ َ‬
‫‪ْ .6‬‬
‫ﻣﻦ َْ َ‬
‫ﻟﻤﺎذا َ َ ِ ِ‬
‫اﻻﻫﺘﻤﺎم؟‬
‫‪َ َ ِ .7‬‬
‫ﻫﺬا ْ ْ َ ُ‬
‫‪ِ .8‬ﻟﻤﻦ َ ِ‬
‫ْﻜﺘﺎب؟‬
‫َْ َ‬
‫ﻫﺬا اﻟ َ ُ‬
‫‪5. Aşağıdaki cümlelerde muzâf konumundaki haberlerin öne geçiş‬‬
‫‪zorunluluğunu açıklayınız.‬‬
‫‪ .1‬أﺑـﻨﺎء ﻣﻦ ُ َ ِ‬
‫ﻫﺆﻻء؟‬
‫َْ ُ َ ْ ُ‬
‫ﻫﺬا؟‬
‫ﺟﻮاب َﻣﺎ َ َ‬
‫‪ُ َ َ .2‬‬
‫ﻋﻬﺪ ِ ِ‬
‫ﻛﺘﺐ َ ﱢ ٍ‬
‫ﻫﺬﻩ؟‬
‫أي َ ْ َ‬
‫‪ُ ُ ُ .3‬‬
‫أي ﺑ َ ٍ‬
‫ﻫﺬا؟‬
‫ـﻠﺪ َ َ‬
‫‪ .4‬ﺗُـ َﺮ ُ‬
‫اب َ ﱢ َ‬
‫أي َ َ ٍ‬
‫اﻷﺟﺮ؟‬
‫ﻋﻤﻞ َ َ‬
‫ﲦﻦ َ ﱢ‬
‫‪ُ ََ .5‬‬
‫ﻫﺬا ْ َ ْ ُ‬
‫أي ُ ْ ٍ‬
‫اﻻﲡﺎﻩ؟‬
‫ﻋﻀﻮ َ َ‬
‫أي َ ﱢ‬
‫ﻫﺬا ِْ ﱢَ ُ‬
‫‪َ .6‬رْ ُ‬
‫ﱠﺼﺮ؟‬
‫ﻣﻦ َ َ‬
‫ﳒﺎح َ ْ‬
‫‪ُ ََ .7‬‬
‫ﻫﺬا اﻟﻨ ْ ُ‬
‫ﻓﺸﻞ ﻣﻦ ِ‬
‫اﳍﺰﳝﺔ؟‬
‫ﻫﺬﻩِ َِْ َ ُ‬
‫‪َ ْ َ ُ َ َ .8‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪6. Aşağıdaki mahsur haberlerin öne geçiş zorunluluklarına ilişkin‬‬
‫‪açıklamada bulununuz.‬‬
‫ﺳﺒﻴﻞ ِ‬
‫أﻣﻮاﻟﻪُ ِﰲ َ ِ ِ‬
‫اﷲ‪.‬‬
‫ـﻨﻔﻖ َ ْ َ َ‬
‫‪ .1‬ﱠَ‬
‫اﺑﺢ َﻣ ْﻦ ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫إﳕﺎ َر ِ ٌ‬
‫دروﺳﻪ ﻳـﻮﻣﺎ ﺑـﻌﺪ ﻳ ٍ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫ـﻮم‪.‬‬
‫ﻣﻦ ََْ ِ ُ‬
‫وﻣﺎ َ ٌ‬
‫ﻧﺎﺟﺢ إﻻﱠ َ ْ‬
‫‪َ َ .2‬‬
‫ﳚﺘﻬﺪ ِﰲ ُ ُ َْ ً َ ْ َ َْ‬
‫ِ‬
‫‪ .3‬وﻣﺎ ﱢُ َ ﱠ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻌﻨﻴﻬﻢ‪.‬‬
‫اﻟﺬﻳﻦ ﻳَ ْ ُ َ‬
‫َ َ‬
‫ﻓﻴﻤﺎ ﻻَ ﻳَ ْ ِ ْ‬
‫ـﻘﻀﻮن َ ْ َ َ ُ ْ‬
‫أﻋﻤﺎرﻫﻢ َ‬
‫ﻣﻴﺘﻮن إﻻﱠ َ‬
‫ِ‬
‫ﻏﲏ ﻣﻦ َ َ ِ‬
‫ﻛﺜﲑ اﻟ َ َ ِ‬
‫ﻛﺜﲑ اﻟ َ ْ ِ‬
‫ْﻌﺮض‪.‬‬
‫‪ِ .4‬ﱠَ‬
‫إﳕﺎ َ ِ ﱞ َ ْ‬
‫ْﻔﻀﻞ‪ ،‬ﻻَ َ َ‬
‫ﻛﺎن َ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻋﺮﺿﺎ‪.‬‬
‫ﻗﻠﻴﻞ َ ْ‬
‫ﻗﻠﻴﻞ َ َ ً‬
‫‪َ َ .5‬‬
‫ﻓﻀﻼً ﻻ َ ٌ‬
‫وﻣﺎ َﻓﻘﲑٌ إﻻﱠ َ ٌ‬
‫ْﻤﻠﻚ َْ ﱡ‬
‫اﳊﻖ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﱠَ‬
‫إﳕﺎ َإﻟﻪٌ اﷲُ اﻟ َ ِ ُ‬
‫ِ‬
‫ـﻔﺴﻪُ‪.‬‬
‫‪َ َ .7‬‬
‫وﻣﺎ َﻋﺎﱂٌ ِإﻻﱠ َ ْ‬
‫ﻣﻦ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ـﻌﻠﻢ ﻧَ ْ َ‬
‫‪ .8‬ﱠَ ِ‬
‫ﺟﺎﻫﻞ ﻣﻦ ﻳ ْ َ ِ‬
‫ﲟﻘﺘﻀﺎﻩُ‪.‬‬
‫ـﻌﻤﻞ ِ ُْ َ َ‬
‫إﳕﺎ َ ٌ َ ْ َ ُ‬
‫ـﻌﻠﻢ ﻛﺜ ًﲑا َوﻻَ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫‪ 180‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪7. Aşağıdaki cümleleri haberi zorunlu olarak öne geçecek bir formata‬‬
‫‪dönüştürünüz.‬‬
‫اﻟﻮﻟﺪ ِﰲ اﻟﺒَْ ِ‬
‫ـﻴﺖ‪ِ ← .‬ﰲ ِ‬
‫وﻟﺪ‪.‬‬
‫اﻟﺒﻴﺖ َ َ ٌ‬
‫ْﻤﺜﺎل‪ُ َ َ :‬‬
‫اﻟ ِ َ‬
‫اﳊﺠﺎج ِ ِ‬
‫ﻛﻴﺎ‪.‬‬
‫ﻣﻦ ﺗُ ْـﺮ َ‬
‫‪ ُْ .1‬ﱠ ُ ْ‬
‫اﳊﻠﻴﺐ ِﰲ اﻟ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ْﻘﺎرورة‪.‬‬
‫َُ‬
‫‪ُ َْ .2‬‬
‫ﻋﻠﻰ ِْ ِ‬
‫اﳊﺼﺎن‪.‬‬
‫ْﻔﻼح َ َ‬
‫َ‬
‫‪ .3‬اﻟ َ ﱠ ُ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺮﻋﻰ‪.‬‬
‫ـﻬﺎﺋﻢ ِﰲ اﻟ َ ْ َ‬
‫‪ .4‬اﻟْﺒَ َ ُ‬
‫اﻟﻼﻋﺒﻮن ِﰲ اﻟ َ ْ َ ِ‬
‫ْﻤﻠﻌﺐ‪.‬‬
‫‪ .5‬ﱠ ِ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﻋﻨﺪ ِ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺳﺎﺟﺪ‪.‬‬
‫‪ .6‬اﻟ َ ُ‬
‫ْﻜﺘﺎب ْ َ َ‬
‫ﲢﺖ اﻟ ِ ْ َ َ ِ‬
‫‪ .7‬ﱠ ﱠ‬
‫ْﻤﻨﻀﺪة‪.‬‬
‫اﻟﺴﻠﺔُ َ ْ َ‬
‫ـﻮق َ ْ َ ِ‬
‫اﻷﺷﺠﺎر‪.‬‬
‫اﻟﻄﻴﻮر ﻓَ ْ َ‬
‫‪ .8‬ﱡُ ُ‬
‫ﻣﻜﺘﺐ اﻟْ ِﱪ ِ‬
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‪.‬‬
‫‪ ُ .9‬ﱢ ﱠ‬
‫ﻳﺪ َواﻟ ُ ْ َ ْ َ‬
‫ـﲔ َ ْ َ ِ َ‬
‫اﻟﻜﻠﻴﺔُ ﺑَ ْ َ‬
‫ﺧﻠﻒ َ ِ‬
‫اﻹﻣﺎم‬
‫اﳉﻤﺎﻋﺔُ َ ْ َ‬
‫‪َ َ َ .10‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪8. Aşağıdaki cümlelerde istenenleri soru üslûbu ile yerine getiriniz.‬‬
‫‪ِ ْ َ ِ .1‬‬
‫وإﺧﻮﺗﻪ َ ِِ‬
‫وأﻣﻪ ِ ْ ِِ‬
‫أﺑﻴﻪ ُﱢ ِ‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ َ َْ ِ ِ ِ‬
‫وأﺧﻮاﺗﻪ‪.‬‬
‫ْ‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ‬
‫أﲰﺎء َ َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫‪ِ ْ َ ِ .2‬‬
‫ْﻤﺸﺘﻬﺮ ِ ْ ِ ِ‬
‫ﻫﻮﻳﺔ َِْ َ ِ‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ ِﱠِ‬
‫اﳋﻠﻴﻔﺔ ﱠ ِ‬
‫ﺑﻌﺪﻟﻪ‪.‬‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ ُ‬
‫ْ‬
‫اﻟﺜﺎﱐ اﻟ ُ ْ َ ِ ِ َ‬
‫‪ِ ْ َ ِ .3‬‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ ِ ﱠ ِ‬
‫ﻣﺎﻫﻴﺔ ِْ ْ َِ‬
‫اﻹﺳﻼم‪.‬‬
‫ْ‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ َ‬
‫‪ِ ْ َ ِ .4‬‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ َ َ ِ ِ ِ‬
‫أوﻻدﻩ وﺑ َ ِِ‬
‫ـﻨﺎﺗﻪ‪.‬‬
‫ْ‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ‬
‫ﻋﺪد َ ْ ََ‬
‫‪ِ ْ َ ِ .5‬‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ َ ِ ﱠ ِ‬
‫ﻛﻴﻔﻴﺔ َ ْ ِ‬
‫ـﻔﺎح‪.‬‬
‫ﻃﻌﻢ اﻟﺘُ ﱠ ِ‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ ْ‬
‫ْ‬
‫ﺳﺒﺐ َ ِ‬
‫‪ْ َ ْ ِ .6‬‬
‫ﻋﻨﺪﻩُ‪.‬‬
‫اﳋﻮف ِ ْ َ‬
‫اﺳﺄل َِ َ َ‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َ ْ‬
‫ﻋﻦ َ َ ِ ْ‬
‫‪ْ َ ْ ِ .7‬‬
‫اﻷﻃﻔﺎل‪.‬‬
‫ﻣﺴﺘﺸﻔﻰ ْ َ ْ َ‬
‫ﳏﻞ ُ ْ َ ْ َ‬
‫ﻋﻦ ََ ﱢ‬
‫اﺳﺄل َِ َ َ‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َ ْ‬
‫‪ِ ْ َ ِ .8‬‬
‫زﻣﻴﻠﻚ َﻋﻦ ِ ِ‬
‫ْﻤﺒﺎ َر ِاة‪.‬‬
‫ْ‬
‫ﻣﻮﻋﺪ اﻟ ُ َ‬
‫اﺳﺄل َ َ َ ْ َ ْ‬
‫‪9. Boşluklara uygun haber getiriniz.‬‬
‫ِ‬
‫ـﻬﻨﺌﺔ ِ ْ ِِ‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﻮن ﺑِﺘَ ْ َِ ِ‬
‫ﻋﻴﺪان ﻳ ُ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ْﻤﺴﻠﻤﲔ‪.‬‬
‫ﻓﻴﻬﻤﺎ اﻟ ُ ْ ِ ُ َ‬
‫إﺧ َﻮا ﻢ اﻟ ُ ْ ِ َ‬
‫‪ُ َ َ .................... .1‬‬
‫ـﻘﻮم ِ َ‬
‫ِ‬
‫ـﻮاﺧﺮ‪.‬‬
‫ﲝﺮ َ ْ ُ‬
‫ﺣﻴﺚ َ ْ َ ُ‬
‫‪ٌ َْ ................... .2‬‬
‫ﺗﺴﺒﺢ ﱡ ُ ُ‬
‫اﻟﺴﻔﻦ َواﻟْﺒَ َ ُ‬
‫ـﻌﻄﻮﻧَ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺣﺠﺎت َ َْ ِ‬
‫ﻗﻴﻤﺔً‪.‬‬
‫ﻧﺎس ﻳَ ْ ِ ُ َ‬
‫ﻋﻦ َ َ‬
‫ـﻐﻔﻠﻮن َ ْ‬
‫اﻷﻏﻴﺎر‪َ ،‬وﻻ ﻳُ ْ ُ ُ ْ‬
‫‪ٌ َ ................... .3‬‬
‫ـﻬﻢ َ‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺮﻣﻰ‪.‬‬
‫ـﻌﻤﻞ ُﻛﻞﱞ َ َ‬
‫ﻋﻠﻰ ِ ْ َ َ‬
‫إدﺧﺎﳍﺎ ِﰲ اﻟ َ َْ‬
‫‪َ ُ ................... .4‬‬
‫ﻛﺮةٌ ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ﺷﻘﺔً ُ ِ‬
‫‪ ِ ................... .5‬ﱠ‬
‫ﻛﺮﳝﺔٌ‪.‬‬
‫ﺳﺖ َ ْ َ َ‬
‫أﺳﺮ َ ِ َ‬
‫ﻳﺴﻜﻦ َ‬
‫ﻓﻴﻬﺎ ُ َ ٌ‬
‫ﻋﺸﺮة َ ﱠ َ ْ ُ‬
‫‪ 181‬‬
‫‪ ‬‬
ٍ ُ ُ ُ‫ أرﺑَْ َـﻌﺔ‬................... .6
ِ َ ،‫اﻟﺼﻴﻒ‬
.‫اﻟﺸﺘﺎء‬
َ ‫ ﱢ‬،‫اﳋﺮﻳﻒ‬
ْ ‫ ﱠ‬،‫ اﻟ ﱠﺮِﺑﻴﻊ‬:‫ﻓﺼﻮل‬
.‫أﺳﺎﺑﻴﻊ‬
َ ِ َ َ ُ‫ أَ ْرﺑَ َـﻌﺔ‬................... .7
ِ َْ ،‫ واﻷَرِﺑﻌﺎء‬،‫واﻟﺜﻼﺛﺎء‬
ِ :‫أﻳﺎم‬
ٍ ‫ ﺳَْﺒ َـﻌﺔُ ﱠ‬................... .8
.‫واﻟﺴﺒﺖ‬
ََ ‫ ﱡ‬،‫اﻻﺛْـﻨَ ْـﲔ‬
ْ ‫ ﱠ‬،‫واﳉﻤﻌﺔ‬
َ ُُْ ،‫واﳋﻤﻴﺲ‬
َْ
.ً‫ﺳﺎﻋﺔ‬
َ ُ ْ ِ َ ‫ﺑﻊ‬
َ َ ‫وﻋﺸﺮون‬
ٌ َ‫ أَ ْر‬................... .9
ِ
ِ
‫ ﱠ‬.10
.َ‫اﳉَﻨﱠﺔ‬
ْ ‫دﺧﻞ‬
ًْ ‫وﺗﺴﻌﲔ‬
َ َ ْ َ ‫ﻣﻦ‬
َ ْ ِ َ ً‫ﺗﺴﻌﺔ‬
َ ْ ................... ‫إن‬
ْ َ ‫اﲰﺎ‬
َ َ َ ‫أﺣﺼﺎﻫﺎ‬
10. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Köyün etrafında yeşil bir orman mevcuttur.
Evlerin önünde bahçeler, bahçelerin içinde ağaçlar vardır.
Bir yılda dört mevsim vardır.
Rızık veren sadece Allahtır.
İlahiyat fakültesinde eğitim nasıl?
Dereler nehirlere, nehirler de denizlere dökülür.
Kelimeler ve Deyimler
ِ
ittifak, mutabakat, görüş birliği :ً‫ـﺘﻔﻖ – اِﺗﱢ َـﻔﺎﻗﺎ‬
ّ َ ‫اﺗﱠ‬
ُ ِ ‫ـﻔﻖ – ﻳَ ﱠ‬
izin, tatil :‫إﺟﺎ َزات‬
َ َِ
َ (‫إﺟﺎزة )ج‬
ihtilaf, görüş ayrılığı, anlaşmazlık :‫اﺧﺘﻼﻓﺎ‬
ً َ ِ ْ ِ - ‫ﳜﺘﻠﻒ‬
ِْ
ُ ِ ََْ – ‫ـﻠﻒ‬
َ َ َ‫اﺧﺘ‬
ِ ‫ـﻌﺪ – ِ ﱡ‬
hazırlanmak :‫اﺳﺘﻌﺪادا‬
ً َ ْ ِ ْ – ‫ﻳﺴﺘﻌﺪ‬
َ ْ َ ‫اﺳﺘَْ َ ﱠ‬
özlemek :‫اﺷﺘَِﻴﺎﻗﺎ‬
ُ َ ْ َ – ‫اﺷﺘﺎق‬
َ َْ
ْ ِ - ‫ﻳﺸﺘﺎق‬
bakmak, üstlenmek, incelemek :‫اﻓﺎ‬
َ َ ) ‫أﺷﺮف‬
َ َْ َ
ُ ِ ْ ُ – (‫ﻋﻠﻰ‬
ً ‫إﺷ َﺮ‬
ْ ِ – ‫ﻳﺸﺮف‬
ِِ
ِ َْ َ‫اِﻧْـﺘَ َـﻬﻰ – ﻳ‬
bitmek, sona ermek, tükenmek :‫اﻧﺘﻬﺎء‬
ً َ ْ – ‫ـﻨﺘﻬﻲ‬
ِ
ِ ِ ‫ ﻳ ْ ﱡ‬- ‫اﻧﺼﺐ‬
dökülmek :‫اﻧﺼﺒﺎﺑﺎ‬
َ َ ‫َْ ﱠ‬
ً َ ْ – ‫ـﻨﺼﺐ‬
ٍ َ‫ﺗَـﺒﺎﻫﻰ – ﻳـﺘﺒﺎﻫﻰ – ﺗ‬
övünmek, gurur duymak, iftihar etmek :‫ـﺒﺎﻩ‬
َ ََ َ
ََ
َ
toprak :‫ﺗُـ َﺮاب )ج( َأﺗْ ِﺮَﺑﺔ‬
uçuşmak :‫ﺗﻄﺎﻳُـ ًﺮا‬
َ َ – ‫ـﺘﻄﺎﻳَ ُـﺮ‬
َ َ َ‫ﺗﻄﺎﻳَ َـﺮ – ﻳ‬
ََ
ٌَْ َ
dere, kanal, ark :‫ﺟﺪاول‬
ُ ِ َ َ (‫ﺟﺪول )ج‬
ِ
Zamanı) gelmek) :‫ﺣﻴﻨﺎ‬
َ َ
ً – ‫ﳛﲔ‬
ُ َِ – ‫ﺣﺎن‬
ِ
ayakkabı :‫أﺣﺬﻳﺔ‬
َِ
َ ْ َ (‫ﺣﺬاء )ج‬
182
hüzün :‫ﺣﺰن‬
ُْ
almak :ً‫ﺣﺼﻮﻻ‬
َ َ ) ‫ﺣﺼﻞ‬
ُ ُ – ‫ﳛﺼﻞ‬
ُ ُ َْ – (‫ﻋﻠﻰ‬
ََ َ
ٌ ُ ُ (‫ﺣﻘﻞ )ج‬
tarla :‫ﺣﻘﻮل‬
َْ
َِ َ
‫ﺧﺸﺒﻴﺔ‬
ahşap :ٌ‫ﱠ‬
ِ َ (‫داﺋﺮة )ج‬
ِ
daire :‫دواﺋﺮ‬
َ
َ َ
gözyaşı :ٌ‫دﻣﻮع‬
ٌ َْ
ُ ُ (‫دﻣﻊ )ج‬
borç :‫دﻳﻮن‬
َْ
ُ ُ (‫دﻳﻦ )ج‬
mısır :‫ذرة‬
‫ُﱠ‬
ümit, umut, beklenti :ٌ‫رﺟﺎء‬
ََ
ِ
‫َﱠ‬
‫ ُ ﱢ‬- ‫ﺳﻠﻰ‬
avutmak, teselli etmek :ً‫ﺗﺴﻠﻴﺔ‬
َ ْ َ – ‫ﻳﺴﻠﻲ‬
َ
süpermarket :‫ﻛﺰي‬
ٌ ُ
‫ﻣﺮَ ِ ﱞ‬
ْ َ ‫ﺳﻮق‬
ekran :‫ﺷﺎﺷﺎت‬
َ َ (‫ﺷﺎﺷﺔ )ج‬
َ َ
ِ َ (‫ﺷﺎﻃﺊ )ج‬
ِ َ
sahil, kıyı :‫ﺷﻮاﻃﺊ‬
َ
َِ
arpa :‫ﺷﻌﲑ‬
‫َﱠ‬
daire :‫ﺷﻘﻖ‬
َ ُ (‫ﺷﻘﺔٌ )ج‬
iştah açıcı, nefis :‫ﺷﻬﻴﺔ‬
‫َ ِﱠ‬
göğüs, bağır :‫ﺻﺪور‬
َْ
ُ ُ (‫ﺻﺪر )ج‬
vuslat, kavuşma :‫ﺻﻼت‬
َِ
َ ِ (‫ﺻﻠﺔ )ج‬
ِ
vuslat, kavuşma :‫ﺻﻼة‬
َ ِ (‫ﺻﻠﺔٌَ )ج‬
ِ ْ َ – ‫ﻳﻀﺤﻲ‬
feda etmek, kurban etmek :ً‫ﺗﻀﺤﻴَﺔ‬
‫َﱠ‬
‫ﺿﺤﻰ – ُ َ ﱢ‬
amca :‫أﻋﻤﺎم‬
َ ْ َ (‫ﻋﻢ )ج‬
َّ
dönüş :‫ﻋﻮدة‬
َ َْ
orman :‫ﻏﺎﺑﺎت‬
َ َ (‫ﻏﺎﺑﺔٌ )ج‬
ََ
ِ
terk etmek, ayrılmak :‫ﻣﻐﺎدرة‬
ًَ َ َ ُ – ‫ـﻐﺎدر‬
ُ َ ُ‫ﻏﺎدر – ﻳ‬
ََ َ
dal :‫أﻏﺼﺎن‬
ُْ
َ ْ َ (‫ﻏﺼﻦ )ج‬
ٍ ‫ﻏَْﻴ ُـﺮ ُ َ ﱠ‬
kefensiz :‫ﻣﻜﻔﻦ‬
kalp, gönül, yürek :‫أﻓﺌﺪة‬
َ ِْ َ (‫ﻓُ َـﺆاد )ج‬
yatak, döşek :‫ﻓِ َﺮاش )ج( ﻓُـُﺮش‬
ٌ ُُ
merak :‫ﻓﻀﻮل‬
183
ِ
kat ederek :‫ﻗﺎﻃﻌﺎ‬
ً َ
şapka :‫ﻗـﺒُﱠ َـﻌﺔٌ )ج( ﻗـﺒُﱠ َـﻌﺎت‬
saray, köşk :‫ﻗﺼﻮر‬
َْ
ُ ُ (‫ﻗﺼﺮ )ج‬
ِ
hikaye :‫ﻗﺼﺺ‬
‫ِﱠ‬
َ (‫ﻗﺼﺔُ )ج‬
buğday :‫ﻗﻤﺢ‬
َْ
ِ َِ
sofra :‫ﻣﻮاﺋﺪ‬
ُ ِ ََ (‫ﻣﺎﺋﺪة )ج‬
َ
şeref :‫ﳎﺪ‬
َْ
çayır, çimen :‫ﻣﺮوج‬
ٌ ُ ُ (‫ﻣﺮج )ج‬
َْ
geçmek, uğramak :‫ﻣﺮورا‬
‫ﻣﺮ – َُﱡ‬
‫َﱠ‬
ً ُ ُ -‫ﳝﺮ‬
tiyatro :‫ﻣﺴﺮﺣﻴﺎت‬
‫ﻣﺴﺮﺣﻴﺔ )ج( َ ْ َ ِ ﱠ‬
‫َ َِْ ﱠ‬
ِ
direksiyon :‫ﻣﻘﺎود‬
ُ ِ َ َ (‫ﻣﻘﻮد )ج‬
َْ
kıvrıla kıvrıla :‫ﻣﻠﺘﻮﻳﺎ‬
ًِ َ ْ ُ
sahip olmak :‫ﻣﻠﻜﺎ‬
ً ْ ِ – ‫ﳝﻠﻚ‬
ُ َِْ - ‫ﻣﻠﻚ‬
َ ََ
ِ
hükümdar, kral :‫ﻣﻠﻮك‬
ُ ُ (‫ﻣﻠﻚ )ج‬
َ
ِ
silgi :‫ﳑﺎح‬
ٍ ََ (‫ﳑﺤﺎةٌ )ج‬
َْ
özellik, nitelik, vasıf, haslet :‫ات‬
ٌ ‫َﻣﻴﱢ َـﺰةٌ )ج( َﻣﻴﱢـ َﺰ‬
ِ (‫ﻣﻮﻋﺪ )ج‬
zaman, saat, randevu :‫ﻣﻮاﻋﺪ‬
ٌ ِ َْ
ََ
ِ
ِ
hobi :‫ﻫﻮاﻳﺎت‬
َ َ (‫ﻫﻮاﻳﺔ )ج‬
ََ
sağlam :‫وﺛﻴﻖ‬
ٌ َِ
Özet
İsim cümlesinin öğelerini hatırlayabilmek
Arapçada isimle başlayan cümleye isim cümlesi adı verilir. İsim cümlesinin
iki temel öğesi vardır bunlardan ilkinin adı mübteda olup Türkçedeki öznenin
karşılığıdır. İkincisi ise Türkçedeki yükleme eşdeğer olan haberdir. Sıra dışı
bir durum olmadığı sürece isim cümlesinin söz dizim sırası önce mübteda,
sonra haber biçimindedir.
Söz gelimi Türkçe karşılığı “Deniz derindir” olan (‫ﻋﻤﻴﻖ‬
ٌ ِ َ ‫ْﺒﺤﺮ‬
ُ ْ َ‫)اﻟ‬ terkibi, bir isim
cümlesi olup “Deniz” anlamına gelen ilk öğesi ‫ اﻟﺒﺤﺮ‬kelimesi mübteda,
Türkçesi “Derin” olan ‫ ﻋﻤﻴﻖ‬kelimesi ise haberdir. Şibhu’l-cümle kavramına açıklık getirebilmek
Tek başına “Zarf” veya “Harf-i cer + mecrûr isim” bileşkesinden oluşan söz
veya söz öbeklerine şibhu’l-cümle adı verilir. Zarflar tanımda işaret edildiği
184
üzere tek başına kullanılabilir olmalarına karşın, daha çok bir isme muzâf
olarak gelir.
Söz gelimi aşağıdaki tabloda altı çizili söz veya söz öbekleri birer şibhu’lcümledir.
Şibhu’l-Cümle Türü
Anlam
Cümle
Harf-i cer + mecrûr isim
Okulda Öğrenciler var
ِ ْ ‫ِﰲ اﻟ‬
‫ﻃﻼب‬
ٌ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ ُ ﱠ‬
ََ َ
Zarf (Devamındaki isme
muzâf)
Okulun önünde bir bahçe
var
ِ ْ ‫َأﻣﺎم اﻟ‬
ٌ‫ﺣﺪﻳﻘﺔ‬
َ ِ َ ‫ْﻤﺪرﺳﺔ‬
ََ َ َ َ
Zarf (Yalın)
Orada bir okul var
َ َُ
ٌ‫ﻣﺪرﺳﺔ‬
َ َ ْ َ ‫ﻫﻨﺎك‬
Hasır kavramını izah edebilmek
Bir şeyi bir başka şeyle özdeşleştirmek, alanını daraltıp diğer bütün
bağlantılarından soyutlayarak sırf ona özgü kılmak demektir.
Türkçemizdeki “Ancak, sadece, yalnız” ifadeleri olumlu, “den başkası
değildir, den başka yoktur” ifadeleri ise olumsuz hasır üslûbu oluşturmada
kullanılır.
Arapçaya gelince, geneli itibariyle olumlu hasır üslûbu ‫إﳕﺎ‬
َ‫ ِﱠ‬ile, olumsuz hasır
üslûbu ise ‫إﻻﱠ‬......... ‫ َﻣﺎ‬kalıbıyla elde edilir.
ِ َ ‫إﳕﺎ ََأﻧﺎ‬
Örnek 1: ‫ـﻠﻜﻢ‬
ْ ُ ُ ْ‫ﺑﺸﺮ ﻣﺜ‬
ٌ َ َ‫ِﱠ‬: Ben ancak sizin gibi bir insanım.
ِ َ ‫ﻣﺎ َأﻧﺎ إﻻﱠ‬: Ben sizin gibi bir insandan başkası değilim.
Örnek 2: ‫ـﻠﻜﻢ‬
َ
ْ ُ ُ ْ‫ﺑﺸﺮ ﻣﺜ‬
ٌ َ
Haberin öne geçmesinin zorunlu olduğu halleri belirtebilmek
Haber, kendisi için aşağıdaki koşullardan herhangi biri tahakkuk ettiğinde
zorunlu olarak öne geçer:
1. Haber şibhu’l-cümle, mübteda da nekra ise,
Örnek: ‫ﺣﺎدث‬
ِِ ‫ِﰲ ﱠ‬: Caddede bir kaza var.
ٌ ِ َ ‫اﻟﺸﺎرع‬
2. Haber şibhu’l-cümle olup, mübteda da habere ait bir zamiri içeriyorsa,
ِ ْ ِ ِ: İnsan için çalıştığı vardır.
Örnek: ُ‫ﺳﻌﻴﻪ‬
ُ ْ َ ‫ﻟﻺﻧﺴﺎن‬
َ
3. Haber soru ismi ise,
ِ ِ : Gelen kim?
Örnek: ‫ْﻘﺎدم‬
ُ َ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
َ
4. Haberde hasır varsa, yani sırf mübtedaya özgü kılınmışsa
Örnek: ُ‫ﺧﺎﻟﻖ اﷲ‬
َ‫ ﱠ‬: Yaratan yalnız Allah’tır.
ٌ ِ َ ‫إﳕﺎ‬
185
Kendimizi Sınayalım
1. Aşağıdaki haberlerden hangisi zorunlu olarak değil, bireysel tercihle öne
geçmiştir?
ِْ َ ‫ِﰲ‬
a. ‫ـﻘﻮد‬
ٌ ُ ُ‫ﺟﻴﱯ ﻧ‬
ِ ‫ﻋﻠﻰ اﻟﻨ‬
b. ‫ﺎﳍﻢ‬
ْ ِ ‫ﱠﺎس‬
ََ ْ ُُ َ‫إﳘ‬
c. ‫اﻟﺴﻔﺮ‬
َ ‫ﻣﻮﻋﺪ ﱠ‬
ُ ِ ْ َ ‫ َﻣﺎ‬ ‫ِﰲ َ ﱠ‬
d. ‫ْﻜﻌﺒﺔ‬
ُ َ ْ َ ‫ﻣﻜﺔَ اﻟ‬
e. ‫ْﻔﻄﺮ‬
ْ ِ ‫ﻋﻴﺪ اﻟ‬
ُ ِ ‫ﻣﱴ‬
ََ
2. Aşağıdaki haberlerden hangisi zorunlu olarak öne geçmiştir?
ِ ِ ‫ِﰲ اﻟ‬ a. ‫أﲪﺪ‬
ُ َ ْ َ ‫ْﻤﺴﺠﺪ‬
َْ
ِ ِ‫ﺧﻠﻒ اﻟ ﱠﺮ‬
b. ‫آﻻف‬
ٌ َ ‫ﺋﻴﺲ‬
َ َْ
c. ‫ْﻌﻤﺎل‬
ُ ‫اﻟﺴﻄﺢ اﻟ ُ ﱠ‬
ِ ْ ‫ـﻮق ﱠ‬
َ ْ َ‫ﻓ‬
ِ َ ِ ‫ِﰲ اﻟ‬
d. ‫ﱠﱯ‬
ُ ِ ْ َ ‫ْﻤﺪﻳﻨﺔ‬
‫ﻣﺴﺠﺪ اﻟﻨِ ﱢ‬
َ
ِ ِ َ ‫ِﰲ ﱠ‬
e. ‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‬
َ ْ َ ْ ُ ‫ﻃﺒﻴﺐ اﻟ‬
ُ َ ‫اﻟﺼﺎﻟﺔ‬
3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru ismi bulunmaktadır?
a. ‫اﻟﺴﺎﻋﺔ‬
ُ َ ‫ﻣﱴ ﱠ‬
ََ
ِ
ِ
b. ‫ﺟﺎﻫﻞ‬
َ ْ َ‫أ‬ ٌ َ ‫أﻧﺖ َﻋﺎﱂٌ ْأم‬
ِ ‫ﻫﻞ ﱠ‬
ِ
c. ‫اﳌﺨﺘﱪ‬
ََ ْ ُ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ ِﰲ‬
ُ
ِِ
d. ‫اﻷﺳﺎﺗﻴﺬ‬
َ ‫أ‬
َ ‫أﻋﻈﻢ‬
ُ َ ْ ‫أﻧﺖ‬
e. Hiçbiri
4. Aşağıdakilerin hangisinde soru ismi haber görevinde değildir?
ِ ِ a. ‫ْﻐﺎﺋﺐ‬
َ
ُ َ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
b. ‫اق‬
ُ ‫اﻷوَر‬
ْ َ ‫أﻳﻦ‬
َ َْ
ِ ْ َ َ‫ﻣﻦ َﺟﺎء‬
c. ‫أﻣﺲ‬
َْ
d. ‫اﻹﳝﺎن‬
‫ َﻣﺎ‬ ُ
e. ُ‫ْﻘﺪﳝﺔ‬
َ ِ َ ‫اﻷﻳﺎم اﻟ‬
ُ ‫ﻳﻦ ﱠ‬
َ ْ ‫أ‬ 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde mahsûr, haber görevindedir?
a. ‫ﺑﺸﺮ‬
َ‫ ﱠ‬ ٌ َ َ ‫إﳕﺎ أﻧﺎ‬
ِ
b. ‫ذﻛﺮ‬
ٌ ْ ‫ﻫﻮ إﻻ‬
َ ُ ‫َﻣﺎ‬
c. ‫إﺧﻮة‬
ٌ َ ْ ‫اﳌﺆﻣﻨﻮن‬
َ ُ ِ ‫إﳕﺎ‬ d. ‫ﱡﻮن‬
َ ‫ َوﻣﺎ ُﻫﻢ إﻻﱠ َﻳﻈُﻨ‬ ِ َ ‫وﻣﺎ‬
e. ‫أﻧﺖ‬
َ ْ ‫ﻛﺮﱘٌ إﻻﱠ‬
َ َ 186
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. d
Yanıtınız doğru değilse, “Haberin öne geçmesini zorunlu kılan
haller” konusunu yeniden okuyunuz.
2. b
Yanıtınız doğru değilse, “Haberin öne geçmesini zorunlu kılan
haller” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
3. a
Yanıtınız doğru değilse, “Soru İsmi Haber” konusunu yeniden
okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse, “Soru İsmi Haber” konusunu yeniden
inceleyiniz.
5. e
Yanıtınız doğru değilse, “Mahsûr Haber” konusunu yeniden
gözden geçiriniz.
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ
a. Köyün etrafında bir orman vardır. / .ٌ‫ﻏﺎﺑﺔ‬
َ َْ
َ َ ‫ﺣﻮل اﻟ َْﻘﺮَْﻳﺔ‬
b. Orada bir köy var. / .ٌ‫ﻫﻨﺎك ﻗَـﺮَْﻳﺔ‬
َ َُ
ِ ‫ِﰲ ﱢ‬
c. Sınıfımızda yabancı bir öğrenci var. / .‫أﺟﻨﱯ‬
‫ﻃﺎﻟﺐ َ ْ َِ ﱞ‬
ََ
ٌ َ ‫ﺻﻔﻨﺎ‬
ِ َ ِ ‫ـﻴﺖ‬
ِ
d. Evin önünde küçük bir bahçe var. / .ٌ‫ﺻﻐﲑة‬
َ ََ
َ ْ َ‫أﻣﺎم اﻟْﺒ‬
َ َ ٌ‫ﺣﺪﻳﻘﺔ‬
ِ ِ ََ
ِ َ ‫ْﻤﻨﻀﺪة ﻃَﺒ‬
e. Masanın üzerinde iki tabak var. / .‫ـﻘﺎن‬
َ َ َ ْ ‫ﻋﻠﻰ اﻟ‬
ِ
ِ َ ‫اﻟﺸﺠﺮة‬
f. Ağacın altında iki adam var. / .‫رﺟﻼن‬
َ َْ
ُ َ َ َ ‫ﲢﺖ ﱠ‬
Sıra Sizde 2
ِ َ ِ ِْ
a. Şehrin imkânları var. / .‫إﻣﻜﺎﻧﺎﺗُ َـﻬﺎ‬
َ َ ْ ِ ‫ﻟﻠﻤﺪﻳﻨﺔ‬
َ
ِ ‫ﻇﻬﺮ ْ ُ ﱢ‬
ِ ْ َ ‫ﻋﻠﻰ‬
b. Annenin sırtında bebeği var. / .‫ﻃﻔﻠﻬﺎ‬
ََ
َ ُ ْ ‫اﻷم‬
ِ
c. Fakültemizin kantini var. / .‫ﻣﻘﺼﻔﻬﺎ‬
َِ‫ُ ﱢﱠ‬
َ ُ َ ْ َ ‫ﻟﻜﻠﻴﺘﻨﺎ‬
ِ ْ ِْ ‫ﻟﺴﺎن‬
ِ ِ ‫ِﰲ‬
‫ﺷﺨﺼﻴﺘﻪ‬
d. İnsanın dilinde kişiliği mevcuttur. / .ُُ
‫اﻹﻧﺴﺎن َ ْ ِ ﱠ‬
َ
َ
ِ ْ‫ـﻮق َر‬
ِ ُ ‫أس ﱠ‬
‫اﻟﺮﺟﻞ ﻗـﺒُﱠـﻌﺘﻪ‬
e. Adamın başının üzerinde şapkası var. / .َُُ
َ ْ َ‫ﻓ‬
ِ ِ ‫ِ ْﻟﻠﺠ‬
f. Üniversitenin hocaları var. / .‫أﺳﺎﺗﺬﺗُ َـﻬﺎ‬
َ ِ َ َ ‫ﺎﻣﻌﺔ‬
َ َ
Sıra Sizde 3
ِ ِ
a. Oturan kim? / ‫اﳉﺎﻟﺲ؟‬
َ
ُ َْ ‫ﻣﻦ‬
b. Dua nedir? / ‫اﻟﺪﻋﺎء؟‬
ُ َ ‫َﻣﺎ ﱡ‬
187
c. Evraklar nerede? / ‫اق؟‬
ُ ‫اﻷوَر‬
ْ َ ْ ‫أﻳﻦ‬
َ َْ
d. Maç ne zaman? / ‫اة؟‬
ُ ‫ْﻤﺒﺎ َر‬
ََ
َ ُ ‫ﻣﱴ اﻟ‬
e. Yaşın kaç? / ‫ﻋﻤﺮك؟‬
َ ُ ْ ُ ‫ﻛﻢ‬
َْ
f. Dayın nasıl? / ‫ﺧﺎﻟﻚ؟‬
َ َْ
َ ُ َ ‫ﻛﻴﻒ‬
Sıra Sizde 4
ِ ِ ‫ِاﺑﻦ‬
a. Oturan kimin oğlu? / ‫اﳉﺎﻟﺲ؟‬
َ ُْ
ُ َْ ‫ﻣﻦ‬
b. Para neyin karşılığı? / ‫ﱡﻘﻮد؟‬
ُ ُ ‫ﲦﻦ َﻣﺎ اﻟﻨـ‬
ُ ََ
ِ
ٍ ْ َ ‫أي‬
c. Bu ne zamanın çocuğu? / ‫ﻫﺬا؟‬
َ َ ‫ﻋﻬﺪ‬
‫اﺑﻦ ﱢ‬
ُْ
ٍ َ ‫أي ﺑ‬
d. Ali nerenin insanı? / ‫ﻋﻠﻲ؟‬
ُ َْ
‫ـﻠﺪ َ ِ ﱞ‬
َ ‫إﻧﺴﺎن َ ﱢ‬
Sıra Sizde 5
a. Övülen yalnız çalışkanlardır. / ‫ْﻤﺠﺘﻬﺪون‬
َ‫ ﱠ‬./
َ ُ ُ َْ ‫ َﻣﺎ‬/.‫ْﻤﺠﺘﻬﺪون‬
َ ُ ِ َ ْ ُ ‫ﳏﻤﻮدون إﻻﱠ اﻟ‬
َ ُ ِ َ ْ ُ ‫ﳏﻤﻮدون اﻟ‬
َ ُ ُ َْ ‫إﳕﺎ‬
Haber
b. Pişman olan yalnız tembellerdir. / ‫ْﻜﺴﺎﱃ‬
َ َ ُ ‫ﻧﺎدﻣﻮن إﻻﱠ اﻟ‬
َ َ ُ ‫ﻧﺎدﻣﻮن اﻟ‬
َ‫ ﱠ‬./
َ ُ ِ َ ‫ َﻣﺎ‬/.‫ْﻜﺴﺎﱃ‬
َ ُ ِ َ ‫إﳕﺎ‬
Haber
ِ
ِ َ‫ ﱠ‬./ Haber
c. Uyuyan yalnız Ali’dir. / ‫ﻋﻠﻲ‬
‫ﻧﺎﺋﻢ إﻻﱠ َ ِ ﱞ‬
‫ﺎﺋﻢ َ ِ ﱞ‬
ٌ َ ‫ َﻣﺎ‬/.‫ﻋﻠﻲ‬
ٌ َ‫إﳕﺎ ﻧ‬
ِ
ِ ٌ
ٌ ُ ْ َ ‫ َﻣﺎ‬/.‫ﺋﻴﺲ‬
d. Sorumlu sadece başkandır. / ‫ﺋﻴﺲ‬
َ‫ ﱠ‬./ Haber
ُ ْ َ ‫إﳕﺎ‬
ُ ‫ﻣﺴﺆول إﻻﱠ اﻟ ﱠﺮ‬
ُ ‫ﻣﺴﺆول اﻟ ﱠﺮ‬
e. Din ancak güzel ahlâktır. / ‫ﺣﺴﻦ‬
َ‫ ﱠ‬./ Mübteda
ٌ ُ ُ ‫اﻟﺪﻳﻦ إﻻﱠ‬
ٌ ُ ُ ‫اﻟﺪﻳﻦ‬
ٌ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
ٌ َ َ ‫ﺧﻠﻖ‬
ُ ّ ‫ َﻣﺎ‬/.‫ﺣﺴﻦ‬
ُ ‫إﳕﺎ ﱢ‬
f. Müminler ancak kardeştir. / ٌ‫إﺧﻮة‬
ٌ َ ْ ِ ‫ْﻤﺆﻣﻨﻮن‬
َ‫ ﱠ‬./ Mübteda
َ ُ ِ ْ ُ ‫ َﻣﺎ اﻟ‬/.‫إﺧﻮة‬
َ ُ ِ ْ ُ ‫إﳕﺎ اﻟ‬
َ ْ ِ ‫ْﻤﺆﻣﻨﻮن إﻻﱠ‬
Sıra Sizde 6
1. Mübteda nekre ve haber şibh-i cümle olduğu için
2. Haber şibh-i cümle ve mübtedada habere ait zamir bulunduğu için
3. Haber soru ismi olduğu için
4. Haber mübtedaya hasredildiği için
5. Mübteda nekre ve haber şibh-i cümle olduğu için
Yararlanılan Kaynaklar
Uralgiray, Y. (1986), İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
Çörtü, M. M. (2006), Arapça Dilbilgisi Nahiv, İstanbul.
el-Galâyînî, M.(2008), Câmi‘u’d-durûsi’l-‘Arabiyye, Beyrut.
188
189
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
“İnne ve benzerleri”ni tanıyacak, görevleri ve cümleye kattığı anlamları
ifade edebilecek,
•
“İnne ve benzerleri”nin isim ve haberlerinin irâbını açıklayabilecek,
•
(‫ان‬
ّ ) nin hemzesinin kesra ve fetha okunduğu yerleri tespit edebilecek,
•
İnne ve benzerlerinin hangi durumlarda amel etmediklerini açıklayabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
İnne ve benzerleri
•
el-Hurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil
•
İnne ve benzerlerinin ismi ve haberi
•
Mâ el-kâffe
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
İsim cümlesi ile ilgili üniteyi tekrar okuyunuz.
•
H. Günday, Ş. Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) adlı kitabından
“İnne ve İnneye Benzeyen Harfler” konusunu okuyunuz.
190
İnne ve Benzerleri
‫ﺧﻮاﺗُ َـﻬﺎ‬
َ َ َ‫إِ ّن َوأ‬
GİRİŞ
Arap dilinde harflerin (edatların) kendi başlarına anlamları olmamakla
birlikte cümle içinde çok aktif görev icra ederler. Kelimelerin birbirlerine
bağlanmasını sağlarlar. Bazı harfler, önüne geldikleri kelimelerin irâblarında
değişiklik meydana getirirler. Bu irâb değişikliği ile birlikte cümleye yeni
anlamlar da katarlar. Bu yüzden harflerin birkaç istisnası hariç büyük bir
ekseriyeti “âmil: etki eden” adıyla anılmışlardır.
“İnne ve ehavâtuhâ: İnne ve benzerleri” “amil” olan harflerdendir. Kendi
başlarına anlamları olmamakla birlikte isim cümlesinin başına gelirler,
mübtedayı kendilerine isim olarak alır nasb eder, haberi de haberleri olarak
alır ref‘ ederler. İsim cümlesine her biri ayrı bir anlam kazandırır.
“İnne ve benzerleri” Arapçada “el-hurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil: fiile
benzeyen harfler” adıyla da anılmaktadır. Çünkü bunlar fiil gibi üç ve daha
fazla harflidirler ve fetha üzerine mebnîdirler. Anlam yönünden cümle içinde
fiile benzer anlamlar taşırlar. Pekiştirme, kesinlik, mastara dönüştürme,
benzetme, düzeltme-doğrultma, olması mümkün olan şeyi veya olması
mümkün olmayan şeyi isteme gibi anlamları ifade ederler. Bu harflere, isim
cümlesinin başına gelerek mübtedayı kendilerine isim alarak nasb etmeleri,
haberi de haber olarak almaları ve merfu‘ yapmaları sebebiyle “nevâsih:
hükmü kaldıranlar/değiştirenler” de denir.
“İnne ve benzerleri” tüm diğer harfler gibi Arap dilinde “mebnî”
dediğimiz, hiçbir surette yapısı ve harekesi değişmeyen kelime grubu içinde
yer alırlar. Bunların müzekkerlik-müenneslik, müfred, tesniye ve cemi olma
durumları yoktur.
Konu hakkında şu adreslerden de bilgi alabilirsiniz. http://www.alnayfat.net;
http://www.zulfiedu.gov.sa;
http://www.islamguiden.com/Arabi; http://www.lissaniat.net.
OKUMA PARÇASI
ٍ َ َ ‫اﻟﻮﻗﺖ ِﻣ ْﻦ‬
‫ذﻫﺐ‬
ّ َ
َ ْ َ ‫ﻛﺄن‬
ِ ْ ‫ﺖ ﺟﺰء ِﻣﻦ‬
ٍ َ‫ﺎدﺗُﻪُ ِﲝ‬
ِ ‫ﺑﻞ إﻧﱠﻪُ ﻳَُﺴ‬
،‫ﺎل ِﻣْﻦ ْاﻷَْﺣَﻮِال‬
ّ
‫ َ ِ ﱠ‬،‫ﺎوي اﻟﻌُْﻤَﺮ‬
َ َ‫ﻟﻜﻦ اﻟﻌُْﻤَﺮ ُﳏَﱠﺪٌد َوﻻ ﳝُِْﻜُﻦ ِزﻳ‬
ْ ٌ ْ ُ َ ْ‫إن اﻟَْﻮﻗ‬
ْ َ ‫اﳊَﻴَﺎة‬
ِ
.‫ﺎح‬
ِ ‫ﻮدَك ﻟِﻠﻨﱠَﺠ‬
َ ‫أﺣَﺴْﻨ‬
ُ ‫اﺳﺘِْﺨَﺪَاﻣﻪُ ﻓََﺴﻴَـُﻘ‬
ْ ‫ﻼح ذُو َﺣﱠﺪﻳِْﻦ إذا‬
ْ ‫ﺖ‬
ٌ ‫ﻓَـُﻬَﻮ ﺳ‬
191
‫ﱠ ِ‬
‫ﻣﻬﻢ ﰲ ِ‬
‫ﻳﻜﻮن َ َ ِ‬
‫وﺳﻴﻠﺔٌَ إﱃ َ ِِ‬
‫وﻟﻌﻠﻪُ ِ‬
‫ﺣﻴﺎة ْ ِ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ ْ ِ‬
‫وﻗﺖ ِ ْ َ َ ِ‬
‫ﻟﻠﻌﻤﻞ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن‪ّ َ ،‬‬
‫ﺳﻌﺎدﺗﻪ‪ ،‬وذﻟﻚ ِ ْ‬
‫ﻟﺪﻳﻪ َ ْ ٌ‬
‫ﺑﺄن َ ُ َ ْ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ُ ِ ﱞ َ‬
‫َ‬
‫إن ﺗَْ َ َ‬
‫ووﻗﺖ ِ ْ ِ َ ِ‬
‫ووﻗﺖ ِﻟﻠﺮ ِ‬
‫ووﻗﺖ ِ ْ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ووﻗﺖ ِ ّ َ ِ‬
‫ﻳﻌﻴﺶ ﰲ ﺗَ َ ٍ‬
‫ـﻌﺐ وﻻ‬
‫ـﻔﻌﻞ‬
‫ﻟﻠﻬﻮاﻳﺔ‬
‫ُ‬
‫ﻟﻠﻄﻌﺎم ََ ْ ٌ‬
‫ﻟﻠﻌﺒﺎدة ََ ْ ٌ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ذﻟﻚ‪ُ َ ،‬‬
‫اﺣﺔ‪ .‬وإذا ﱂ ﻳَ ْ َ‬
‫ٌ ّ َ‬
‫ََ ْ ٌ َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ﻓﺎﺋﺪة‪ِ ّ ،‬‬
‫ـﺆدي إﱃ ِ ﱠ ٍ‬
‫أﻓﻀﻞ ﻃَ ِﺮ َ ٍ‬
‫ﺼﺒﺢ ِ ِِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ َ َ ِ‬
‫أوﻗﺎت‬
‫أﺣﺴﻦ‪،‬‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ﻳُ َ ﱢ‬
‫ﻳﻘﺔ ِ ّ ِ‬
‫ﳊﻴﺎﺗﻪ ِ َ ٌ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ ْ‬
‫ﺗُ ْ ِ ُ َ‬
‫ﺻﺤﺔ ْ َ َ‬
‫ﻟﻠﻨﺠﺎح‪ ،‬وﺗَ ْ ُ‬
‫ﻓﺈن ﺗَ ْ َ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ ْ َ ُ‬
‫ـﻘﻮدﻩ ﰲ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻼة ﰲ ِ ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ﺑِ ِ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ ْ ِ‬
‫ﳝﻸُ‬
‫واﳋﺸﻮع‪.‬‬
‫ﺎﻹﳝﺎن ُ ُ ِ‬
‫ﻣﻮاﻋﻴﺪﻫﺎ ََْ‬
‫وﻗﺖ َ‬
‫َ‬
‫ﺣﻴﺎة ْ َ َ‬
‫وأﲨﻞ‪ .‬وأداءُ ّ‬
‫اﻟﻔ َﺮ ِاغ ﻳَ ُ ُ ُ َ‬
‫وﺗَْ ُ َ‬
‫ََ‬
‫أﺳﻌﺪ ْ َ َ‬
‫ﻷن اﻟﻨّ ْـﻔﺲ ََ ﱡ ِ‬
‫َْﻟﻴﺴﺖ اﳊﻴﺎةُ ُﻛﻠﱡ َﻬﺎ َﻋﻤﻞ ‪ ،‬ﻓَﺎﻹﻧْﺴ ُ ِ‬
‫أن ﻳُـَﺮﻓﱢﻪَ َﻋْﻦ ﻧَـْﻔِﺴِﻪ ِﻣْﻦ ِﺣ ٍ‬
‫ﻣﻦ‬
‫ﺎﺟٍﺔ إﱃ ْ‬
‫ﲔ ِﻵَﺧَﺮ‪ّ ،‬‬
‫ﲤﻞ ْ‬
‫ََ‬
‫ﺎن ﲝَ َ‬
‫ٌَ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ََ ِ‬
‫ْ‬
‫وﻳﻄﻠﺐ‬
‫ـﻌﺾ ْ َ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ َ ْ ُ ُ‬
‫اﻷﻧﺸﻄﺔ ﻟﻠﺘﱠ ْ ِ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ‪َ ،‬‬
‫اﻟﻨﺎس ﺑَ ْ َ‬
‫وﻳﺪﺧﻠﻬﺎ ّ ُ‬
‫ـﺮوﻳﺢ َ ْ‬
‫اﻟﺴﺄم ْ‬
‫ﻣﻦ َﻛﺜْ َـﺮة َ َ‬
‫ﻋﻦ أﻧْ ُـﻔﺴﻬﻢ ‪ُ ُ ْ َ ،‬‬
‫ﳝﺎرس ُ‬
‫ﻟﺬﻟﻚ ُ ُ‬
‫ـﻌﺪ ِ‬
‫اﻟﺪر ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻌﺾ ّ ِ‬
‫ﻣﻔﻴﺪ ِ ْ َ ْ ِ‬
‫ﻋﻨﺎء َ َ ِ‬
‫ﻟﻠﻌﻘﻞ‬
‫اﻟﻨﺎس ِﻣْﻦ َوﻗْﺘِِﻪ‬
‫ـﺮوﻳﺢ ُ ِ ٌ‬
‫واﳉﺴﻢ‪ .‬ﻳَْﺴﺘَِﻔ ُ‬
‫ـﺮوﻳﺢ ﺑَ ْ َ َ‬
‫ﻴﺪ ﺑَ ْ ُ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ أو ﱢ َ‬
‫اﺳﺔ ‪ ،‬واﻟﺘﱠ ْ ِ ُ‬
‫اﻟﻨﺎس اﻟﺘﱠ ْ ِ َ‬
‫ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻴﺪة‪ِ.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ٍ‬
‫ﺎﻫَﺪة اﻟْﺒَـَﺮاﻣِﺞ اﻟُْﻤﻔ َ‬
‫اﻟﺮﻳَ َ‬
‫اﻟﺴﻴﺎﺣﺔ ْأو ُﻣَﺸ َ‬
‫اءة أو ﱢ َ‬
‫ﺑﻄُُﺮق ُﻣﺘَـَﻌﱢﺪَدة ﻣﺜِْﻞ ﳑََُﺎرَﺳﺔ ّ‬
‫ﺎﺿﺔ ْأو اﻟﻘَﺮ َ‬
‫وﻟﻴﺲ َ ُ ِ‬
‫أﻧﺸﻄﺔ ِ َ ٍ‬
‫ِ ٍ‬
‫اﳍﺪف ﻗﻀﺎء ْ ِ‬
‫اﻟﱰوﻳﺢ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫َ ِ‬
‫أن‬
‫ﻟﻌﻞ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ‪ ،‬إﳕﺎ َ ُ‬
‫ﳚﺐ ْ‬
‫َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ﰲ َ ُ‬
‫اﳍﺪف ْ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن َ ُ‬
‫ُ َ‬
‫ﻣﻦ ﱠ ِ ِ َ َ‬
‫ﻣﻔﻴﺪة‪ّ َ َ ،‬‬
‫ﻋﻤﻠﺖ ﰲ ْ ِ‬
‫ِ‬
‫وﻗﺖ‬
‫َ َ‬
‫ﻛﺴﺒﺖ ِ ﱠ‬
‫ﺻﺤﺔً أو ِﻋﻠﻤﺎً أو ﺛََ ًَ‬
‫وﻗﺖ ﻓَﺮ ِ َ‬
‫اﻏﻚ؟ ﻫﻞ َ َ ْ َ‬
‫ﺧﻀﻊ َ ْ ُ‬
‫ـﻘﺎﻓﺔ؟ ﻫﻞ َ َ َ‬
‫ﻧﻔﺴﻪُ داﺋﻤﺎً‪ :‬ﻣﺎذا َ ْ َ َ‬
‫ﻳﺴﺄل َ‬
‫اﻟﻔﺮ ِاغ ِ ٍ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ ﻧَ ْـﻌﻤﻞ ِ ٍ‬
‫ِ‬
‫اﻏﻚ ُِ ِ‬
‫ﻋﻘﻠﻚ؟ ﱠ‬
‫أن‬
‫أن َ ْ ِ َ‬
‫ﻟﻐﺎﻳﺔ َﻛﺬﻟﻚ‪ .‬أﻣﺎ ْ‬
‫ـﻴﺠﺐ ْ‬
‫ﻧﺼﺮف ْ َ‬
‫ﳊﻜﻢ َ ْ ِ َ‬
‫ﻓَـ َﺮ ِ َ‬
‫ﻓﺈﻧﻨﺎَ ﰲ َ َ ِ َ ُ َ‬
‫ﻟﻐﺎﻳﺔ ‪ ،‬ﻓَ َ ُ‬
‫أوﻗﺎت َ َ‬
‫ْﻮﻗﺖ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫ـﻘﺘﻞ اﻟ ْ ِ‬
‫ﺗﻜﻮن اﻟﻐﺎﻳﺔُ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫ﻣﺸﺮوﻋﺔ‪ ِ ،‬ﱠ‬
‫اﳊﻴﺎة‪.‬‬
‫ﻏﺎﻳﺔ َ ْ ُ َ ً‬
‫ﻟﻴﺴﺖ َ َ ً‬
‫َُ َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ َﻓﻬﻮ َْ َ ْ‬
‫ﻷن َ ْ َ‬
‫ُ ََ‬
‫ﻫﻮ ََْ‬
‫اﳊﻴﺎةُ ﻓََ ْ ُ َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ُ َ‬
‫َ َ‬
‫وﻗﺖ َ ِ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ ِ‬
‫اﳍﺎﻣﺔ ِ ﱢ ِ‬
‫ْﻤﺸﻜﻼت ِ‬
‫ﻗﻀﺎء ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻸﻃﻔﺎل َ ﱠ ِ‬
‫اﻟﻔَﺮِاغ‬
‫ﺖ َ‬
‫ﻣﻦ اﻟ ُ ْ‬
‫واﻟﺸﺒﺎب‪ ،‬وﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ ﻳُـَﺆﱢدي َوﻗْ ُ‬
‫َّ‬
‫َْ‬
‫اﻟﻔ َﺮ ِاغ ْ‬
‫ﻳُ ْـﻌﺘَﺒَ ُـﺮ َ َ ُ َ‬
‫ﻋﻨﺪ ْ ِ‬
‫واﳋَﻤ ِ‬
‫اﻷﻃﻔﺎل ّ َ ِ‬
‫أﻣﺎم اﻟﺘﱢ ْ َ ِ‬
‫ـﻌﺾ ّ ِ‬
‫اﻟﻜَﺴِﻞ ﱠ‬
‫ـﻠﻔﺎز‬
‫أوﻗﺎﺗَ ُـﻬﻢ ﱠ ِ َ‬
‫ﻳﺼﺮﻓﻮن ْ َ‬
‫واﻟﺸﺒﺎب إﱃ َ‬
‫اﻟﻨﺎس َ ْ ِ ُ‬
‫ِ َ‬
‫ﻮل‪ .‬ﻓَـﺒَ ْ ُ‬
‫اﻟﻄﻮﻳﻠﺔَ َ َ َ‬
‫واﻟﻀَﺠِﺮ ْ ُ‬
‫أو ِﰲ اﻟ َ ِ‬
‫ﻋﺪو ِﻣﻦ ْ َ ِ‬
‫أﻋﺪاﺋﻬﻢ‪.‬‬
‫اﻟﻮﻗﺖ َ ُ ﱞ‬
‫ْﻤﻘﺎﻫﻲ ‪ّ ،‬‬
‫ﻛﺄن َ ْ َ‬
‫ْ‬
‫َ‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki metne göre cevaplandırınız.‬‬
‫اﻟﻮﻗﺖ؟‬
‫ﻫﻮ َ ْ ُ‬
‫‪ .1‬ﻣﺎ ُ َ‬
‫اﻟﻌﻤﺮ؟‬
‫‪ .2‬ﻫﻞ َ ِﻳﺰ ُ‬
‫ﻳﺪ ُ ُ‬
‫ﻛﻴﻒ ُ ُ ِ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ ْ ِ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ؟‬
‫‪َ َ ْ َ .3‬‬
‫ﻳﻜﻮن ﺗَْ ُ َ‬
‫ﳛﺪث؟‬
‫ـﻨﻈﻢ‬
‫ُ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن َوﻗْ َـﺘﻪُ ﻣﺎذا َْ ُ ُ‬
‫‪ .4‬ﻓﺈذا ﱂ ﻳَُ ﱢ ْ‬
‫‪ .5‬إﱃ أي َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ َ ِ‬
‫أوﻗﺎت ّ َ ِ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم؟‬
‫ﺷﻲء ﻳُ َ ﱢ‬
‫ـﺆدي ﺗَْ ُ ْ‬
‫ّ ْ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ِ ِ‬
‫واﳋﺸﻮع؟‬
‫ﺑﺎﻹﳝﺎن ُ ُ ِ‬
‫ﻣﱴ ََْ‬
‫ﳝﻸُ ْ ُ‬
‫‪َ َ .6‬‬
‫ُِ‬
‫ﻣﻦ ِ ٍ‬
‫ﳛﺘﺎج‬
‫ﻵﺧَﺮ؟‬
‫ﺣﲔ ِ َ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ْ‬
‫‪ .7‬ﻣﺎذا ََْ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻷﺳﺌﻠﺔُ ِ‬
‫ـﻔﺴﻪ؟‬
‫ﻳﺴﺄﳍﺎ‬
‫ﻣﺎﻫﻲ ْ ِ َ‬
‫ُ‬
‫اﻻﻧﺴﺎن ﻧَ ْ َ ُ‬
‫اﻟﱵ َ ْ‬
‫‪َ .8‬‬
‫اﻟﻨﺎس ِﻣﻦ ِْ ِ‬
‫وﻗﺘﻪ؟‬
‫‪َ ْ َ .9‬‬
‫ﻛﻴﻒ َ ْ َ ِ ُ‬
‫ﻳﺴﺘﻔﻴﺪ ﺑَ ْ ُ‬
‫ـﻌﺾ ِ ْ َ‬
‫‪ .10‬ﻫﻞ َ ُ ِ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ؟ ﻣﺎ ﻫﻮ َ ُ ِ‬
‫ـﺮوﻳﺢ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫ﻣﻨﻪ؟‬
‫اﳍﺪف ْ ُ‬
‫َ‬
‫َ َ‬
‫اﳍﺪف ْ‬
‫ﻣﻦ اﻟﺘﱠ ْ ِ ِ ُ َ‬
‫‪ 192‬‬
‫‪ ‬‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻌﺒﺔ‪ َ ،‬ﱠ‬
‫زﻣﺎن ٍ‬
‫ِ‬
‫ﺧﻼف َ ْ ٍ‬
‫واﻧﻘﺎد‪،‬‬
‫)ﻳُ َ ِ ُ‬
‫ﻇﻔﺮ ِ َ ُ‬
‫ﻓﺸﻞ‪ٌ َ ،‬‬
‫اﻷﻣﻮر ّ ْ َ ُ‬
‫ذل ْ َ‬
‫ﺧﺎل‪ُ َ ْ َ ،‬‬
‫ﺗﺴﺄم‪ ،‬ﻳَ َْ ُ‬
‫ـﻌﺎدل‪ٌ ََ ،‬‬
‫ـﻌﻤﻞ‪ُ ُُ ،‬‬
‫ـﻨﺘﻔﻊ‪ ،‬ﺗَ َـﻌﺐ‪ ،‬ﻳَ ْ َ ُ‬
‫ﻳﺴﻮق(‬
‫َُ ُ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ﺟﺰء ِﻣﻦ ِ‬
‫اﳊﻴﺎة ﺑﻞ ّإﻧﻪ ُ ِ‬
‫اﻟﻌﻤﺮ‪.‬‬
‫إن‬
‫‪ّ .1‬‬
‫َ ُ ٌ ْ‬
‫ﻳﺴﺎوي ُ َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ِ‬
‫ﺣﺪﻳﻦ إذا أ ْ ْ َ ِ‬
‫ﺳﻼح ُذو َ ﱠ ِ‬
‫ﱠﺠﺎح‪.‬‬
‫ـﻘﻮد َك ِﻟﻠﻨ ِ‬
‫‪ُ َ .2‬‬
‫اﺳﺘﺨﺪاﻣﻪُ ﻓَ َﺴﻴَ ُ ُ‬
‫ٌ‬
‫ﺣﺴﻨﺖ ْ ْ َ َ‬
‫َ‬
‫‪ِ ّ َ. 3‬‬
‫أﻓﻀﻞ ﻃَ ِﺮ َ ٍ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ َ َ ِ‬
‫ﱠﺠﺎح‪.‬‬
‫ﻳﻘﺔ ﻟِﻠﻨ ِ‬
‫ﻓﺈن ﺗَْ َ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ ْ َ ُ‬
‫ﻷن اﻟﻨـ ْﱠﻔﺲ ََ ﱡ ِ‬
‫وﻳﺪﺧﻠﻬﺎ اﻟﺴﺄم ِﻣﻦ َﻛﺜْ ِ‬
‫‪ َ ِ .4‬ﱠ‬
‫ـﺮة َ َ ِ‬
‫ﻣﻦ َ َ ِ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ‪.‬‬
‫ﲤﻞ ْ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ َ ْ ُ ُ ّ ُ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﳝﺎرس اﻟﻨﺎس ﺑـﻌﺾ ْ ِ َ ِ‬
‫اﻟﻨﻔ ِ‬
‫ﺲ‪.‬‬
‫اﻷﻧﺸﻄﺔ ﱠ ِ ِ‬
‫ﻋﻦ ْ‬
‫ُ َْ َ‬
‫ﻟﻠﱰوﻳﺢ َ ْ‬
‫‪ُ ِ َُ .5‬‬
‫ﺑﻌﺪ ِ‬
‫اﻟﺪر ِ‬
‫ﻋﻨﺎء ِ‬
‫اﺳﺔ‪.‬‬
‫اﻟﻨﺎس‬
‫اﻟﱰوﻳﺢ َ َ‬
‫َ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ أو ّ َ‬
‫‪ُ ُْ َ .6‬‬
‫ﻳﻄﻠﺐ ُ‬
‫ﺑﻄﺮق ﻣﺘ ﱢ َ ٍ‬
‫اﻟﻨﺎس ِ ِِ ٍ‬
‫ـﻌﺪدة‪.‬‬
‫‪ُ ِ َ ْ َ .7‬‬
‫ﻳﺴﺘﻔﻴﺪ ﺑَ ْ ُ‬
‫ﻣﻦ َوﻗﺘﻪ ِ ُُ ُ َ َ‬
‫ـﻌﺾ ِ ْ‬
‫وﻗﺖ ﻓَـﺮ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻚ؟‬
‫اﻏ َ‬
‫‪ .8‬ﻣﺎذا َ ِ ْ َ‬
‫ﻋﻤﻠﺖ ﰲ َ ْ َ‬
‫اﻏﻚ ُِ ِ‬
‫ﻋﻘﻠﻚ؟‬
‫ﳊﻜﻢ َ ْ ِ َ‬
‫وﻗﺖ ﻓَـ َﺮ ِ َ‬
‫ﺧﻀﻊ َ ُ‬
‫ﻫﻞ َ َ‬
‫‪ْ .9‬‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ ِ‬
‫اﳍﺎﻣﺔ ِ ﱢ ِ‬
‫ْﻤﺸﻜﻼت ِ‬
‫اﻟﻔﺮ ِاغ ِﻣﻦ اﻟ ْ ِ‬
‫ﻗﻀﺎء ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻟﻸﻃﻔﺎل َ ﱠ ِ‬
‫واﻟﺸﺒﺎب‪.‬‬
‫َّ‬
‫َْ‬
‫‪ .10‬ﻳُـﻌﺘَْﺒَ ُـﺮ َ َ ُ َ‬
‫وﻗﺖ َ َ ْ ُ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ﻋﺪم ﺗَْ ِ ٍ‬
‫ـﺒﺘﻬﺞ‪،‬ﲤﺮد‪ ،‬ﻏﲑ ﻗﺎﻧﻮﱐ‪ ،‬ﺻﺪﻳﻖ(‬
‫اﺣﺔ‪ ،‬ﻳُ ْ ِ ُ‬
‫اﺳِ َﱰ َ ٌ‬
‫إﺣﻴﺎءُ ‪ ،‬ﻳَ َْ ِ ُ ََﱠ َ‬
‫ـﻔﺮغ‪ْ ،‬‬
‫ـﺘﻌﺐ‪ْ ،‬‬
‫)ََُ‬
‫أﺳﺎء‪ ،‬ﻳُ ْ َ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ‪َ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ﺎح‪.‬‬
‫ﻮدَك ﻟِﻠﻨﱠَﺠ ِ‬
‫أﺣَﺴْﻨ َ‬
‫اﺳﺘِْﺨَﺪَاﻣﻪُ ﻓََﺴﻴَـُﻘ ُ‬
‫ﻼح ذُو َﺣﱠﺪﻳِْﻦ إذا ْ‬
‫ﺖ ْ‬
‫‪ .1‬ﻓَـُﻬَﻮ ﺳ ٌ‬
‫ﺗﺼﺒﺢ ِ ِِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻌﻴﺶ ﰲ ﺗَ َ ٍ‬
‫ﻓﺎﺋﺪةٌ‪.‬‬
‫ـﻔﻌﻞ‬
‫ُ‬
‫ﳊﻴﺎﺗﻪ ِ َ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ذﻟﻚ َ ُ‬
‫ـﻌﺐ وﻻ ُ ْ ِ ُ َ‬
‫‪ .2‬وإذا ﱂ ﻳَ ْ َ ْ‬
‫‪ِ ّ .3‬‬
‫أﻓﻀﻞ ﻃَ ِﺮ َ ٍ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ َ َ ِ‬
‫ﻟﻠﻨﺠﺎح‪.‬‬
‫ﻳﻘﺔ ِ ّ ِ‬
‫ﻓﺈن ﺗَْ َ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ ْ َ ُ‬
‫‪ .4‬وأداء ا ِ‬
‫ﻟﺼﻼة ﰲ ِ ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ِ ِ‬
‫ﳝﻸُ‬
‫واﳋﺸﻮع‪.‬‬
‫ﺑﺎﻹﳝﺎن ُ ُ ِ‬
‫ﻣﻮاﻋﻴﺪﻫﺎ ََْ‬
‫َ‬
‫ُ ّ‬
‫ََ‬
‫‪ .5‬ﻓَﺎﻹﻧْﺴ ُ ِ‬
‫أن ﻳُـَﺮﻓﱢﻪَ َﻋْﻦ ﻧَـْﻔِﺴِﻪ ِﻣْﻦ ِﺣ ٍ‬
‫ﲔ ِﻵَﺧَﺮ‪.‬‬
‫ﺎﺟٍﺔ إﱃ ْ‬
‫ﺎن ﲝَ َ‬
‫َ‬
‫ﻷن اﻟﻨﻔﺲ ََ ﱡ ِ‬
‫اﻟﺴﺄم ِﻣﻦ َﻛﺜْ ِ‬
‫ـﺮة َ َ ِ‬
‫ﻣﻦ َ َ ِ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ‪.‬‬
‫اﻟﻌﻤﻞ َ ْ ُ ُ‬
‫‪ّ .6‬‬
‫ﲤﻞ ْ‬
‫وﻳﺪﺧﻠﻬﺎ ّ ْ ُ ْ َ‬
‫َ‬
‫‪ .7‬وﻟﻴﺲ َ ُ ِ‬
‫أﻧﺸﻄﺔ ِ َ ٍ‬
‫ِ ٍ‬
‫اﳍﺪف ﻗﻀﺎء ْ ِ‬
‫اﻟﱰوﻳِﺢ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫ﻣﻦ ﱠ ِ‬
‫ﻣﻔﻴﺪة‪.‬‬
‫اﻟﻮﻗﺖ‪ ،‬إﳕﺎ َ ُ‬
‫َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ ﰲ َ ُ‬
‫اﳍﺪف ْ‬
‫ُ َ‬
‫َ َ‬
‫اﻏﻚ ُِ ِ‬
‫ﻋﻘﻠﻚ؟‬
‫ﳊﻜﻢ َ ْ ِ َ‬
‫وﻗﺖ ﻓَـ َﺮ ِ َ‬
‫ﺧﻀﻊ َ ْ ُ‬
‫‪ .8‬ﻫﻞ َ َ َ‬
‫ﺗﻜﻮن اﻟﻐﺎﻳﺔُ ﻗَ ْـﺘﻞ ْ ِ‬
‫ﻣﺸﺮوﻋﺔً‪.‬‬
‫‪ .9‬أﻣﺎ ْ‬
‫أن َ ُ َ‬
‫اﻟﻮﻗﺖ َﻓﻬﻮ َْ َ ْ‬
‫ﻏﺎﻳﺔً َ ْ ُ َ‬
‫ﻟﻴﺴﺖ َ َ‬
‫َ َ‬
‫ـﻠﻔﺎز أو ِﰲ اﻟ َ ِ‬
‫ـﻌﺾ ّ ِ‬
‫ﻋﺪو ِﻣﻦ أﻋﺪاﺋﻬﻢ‪.‬‬
‫أوﻗﺎﺗَ ُـﻬﻢ ﱠ ِ َ‬
‫ﻳﺼﺮﻓﻮن ْ َ‬
‫اﻟﻨﺎس َ ْ ِ ُ‬
‫ﻛﺄن اﻟﻮﻗﺖ َ ُ ﱞ‬
‫ْﻤﻘﺎﻫﻲ ‪ّ ،‬‬
‫‪ .10‬ﻓَـﺒَ ْ ُ‬
‫اﻟﻄﻮﻳﻠﺔَ أَ َ َ‬
‫ﻣﺎم اﻟﺘﱢ ْ َ ِ ْ‬
‫َ‬
‫‪4. Altı çizili kelimelerin müfretlerini (tekillerini) bulunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ـﺆدي إﱃ ِ ﱠ ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫أﺣﺴﻦ‪.‬‬
‫أوﻗﺎت‬
‫اﻟﻄﻌﺎم ﻳُ َ ﱢ‬
‫ـﻨﻈﻴﻢ ْ‬
‫ﺻﺤﺔ ْ َ َ‬
‫‪ .1‬ﺗَْ ُ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺼﻼة ﰲ ِ ِ‬
‫اﻹﻧﺴﺎن ِﺑﺎﻹﳝ ِ‬
‫ﳝﻸُ‬
‫واﳋﺸﻮع‪.‬‬
‫ﺎن ُ ُ ِ‬
‫ﻣﻮاﻋﻴﺪﻫﺎ ََْ‬
‫َ‬
‫‪ .2‬وأداءُ ّ‬
‫ََ‬
‫‪ 193‬‬
‫‪ ‬‬
ِ ‫ﻷن اﻟﻨﻔﺲ ََ ﱡ‬
ِ ْ‫اﻟﺴﺄم ِﻣﻦ َﻛﺜ‬
ِ َ ِ ْ ‫ﳝﺎرس اﻟﻨﺎس ﺑ ْـﻌﺾ‬
ِ َ َ ‫ـﺮة‬
ِ َ َ ‫ﻣﻦ‬
‫ـﺮوﻳﺢ‬
ِ ِ ْ ‫اﻷﻧﺸﻄﺔ ِﻟﻠﺘﱠ‬
ُ ُ ْ َ ‫اﻟﻌﻤﻞ‬
َ ِ ،‫اﻟﻌﻤﻞ‬
َ َ ُ
ْ ‫ﲤﻞ‬
ُ ِ ُ ‫ﻟﺬﻟﻚ‬
َ ْ ُ ْ ّ ‫وﻳﺪﺧﻠﻬﺎ‬
َ ِ ّ .3
.‫ﻋﻦ أﻧْ ُـﻔﺴﻬﻢ‬
َْ
ِ ‫اﻟﻘﺮاءِة أو ﱢ‬
ِ
ِ َ ‫اﻟﻨﺎس ِﻣﻦ وﻗْﺘِِﻪ ﺑِﻄُﺮٍق ﻣﺘَـﻌﱢﺪَدٍة ِﻣﺜِْﻞ ﳑَُﺎرﺳِﺔ اﻟﺮﻳ‬
‫ﺎﻫَﺪِة‬
ُ ‫ ﻳَْﺴﺘَِﻔ‬.4
َ ‫اﻟﺴﻴﺎﺣﺔ ْأو ُﻣَﺸ‬
ُ ْ َ‫ﻴﺪ ﺑ‬
َُ ُ
َ
َّ َ َ
َ ْ ِ ّ ‫ـﻌﺾ‬
َ َ ‫ﺎﺿﺔ ْأو‬
ِ
.‫ﻴﺪِة‬
‫ﻔ‬
َ ‫اﻟْﺒَـَﺮِاﻣِﺞ اﻟُْﻤ‬
ِ َ ‫وﻗﺖ‬
ِ ‫ﺑﺎﻟﻨﺴﺒﺔ‬
ِ ‫اﳍﺎﻣﺔ ِ ﱢ‬
ِ ‫ْﻤﺸﻜﻼت‬
ِ ْ ‫ﻗﻀﺎء‬
ِ
ِ ‫ﻟﻸﻃﻔﺎل َ ﱠ‬
.‫واﻟﺸﺒﺎب‬
ْ ُ ‫ﻣﻦ اﻟ‬
َّ
َْ
ْ ‫اﻟﻔ َﺮ ِاغ‬
َ ُ َ َ ‫ ﻳُـﻌﺘَْﺒَ ُـﺮ‬.5
5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğullarını) bulunuz.
.‫ﻋﺪو ِﻣﻦ أﻋﺪاﺋﻬﻢ‬
‫ ﻛﺄّن اﻟﻮﻗﺖ َ ُ ﱞ‬.1
ِ ‫ﻣﻬﻢ ﰲ‬
ِ ‫ ﱠ‬.2
ِ ُ‫وﻟﻌﻠﻪ‬
ِِ َ ‫وﺳﻴﻠﺔٌَ إﱃ‬
ِ ْ ‫ﺣﻴﺎة‬
ِ ْ ‫ـﻨﻈﻴﻢ‬
.‫ﺳﻌﺎدﺗﻪ‬
ّ َ ،‫اﻹﻧﺴﺎن‬
َ ‫اﻟﻮﻗﺖ ُ ِ ﱞ‬
َ
َ َ َْ‫إن ﺗ‬
ِ ُ ‫ ﻓَﺎﻹﻧْﺴ‬، ‫ﻛﻠﻬﺎ َﻋﻤﻞ‬
‫ﻟﻴﺴﺖ ََ ﱡ‬
ٍ ‫أن ﻳُـَﺮﻓﱢﻪَ َﻋْﻦ ﻧَـْﻔِﺴِﻪ ِﻣْﻦ ِﺣ‬
.‫ﲔ ِﻵَﺧَﺮ‬
ْ ‫ﺎﺟٍﺔ إﱃ‬
ْ َ ْ َ .3
َ َ‫ﺎن ﲝ‬
ٌ َ َ ُ ُ‫اﳊﻴﺎة‬
َ
ِ ‫ـﻌﺪ‬
ِ ‫اﻟﺪر‬
ِ َ َ ‫ﻋﻨﺎء‬
.‫اﺳﺔ‬
َ َ ْ َ‫ـﺮوﻳﺢ ﺑ‬
َ ‫اﻟﻌﻤﻞ أو ﱢ‬
َ ِ ْ ‫اﻟﻨﺎس اﻟﺘﱠ‬
ُ ُْ َ .4
ُ ‫وﻳﻄﻠﺐ‬
ٍ ِ ‫اﻟﻔﺮ ِاغ‬
ٍ ِ ‫اﻟﻌﻤﻞ ﻧَ ْـﻌﻤﻞ‬
ِ
‫ ﱠ‬.5
.‫ﻟﻐﺎﻳﺔ َﻛﺬﻟﻚ‬
َ ِ ْ َ ‫أن‬
ْ ‫ـﻴﺠﺐ‬
َ ْ ‫ﻧﺼﺮف‬
َ ُ َ ِ َ َ ‫ﻓﺈﻧﻨﺎَ ﰲ‬
ُ َ َ‫ ﻓ‬، ‫ﻟﻐﺎﻳﺔ‬
َ َ ‫أوﻗﺎت‬
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ِ ‫ﻷن اﻟﻨﻔﺲ ََ ﱡ‬
ِ ُ ‫ ﻓَﺎﻹﻧْﺴ‬،‫ﻛﻠﻬﺎ َﻋﻤﻞ‬
‫ﻟﻴﺴﺖ ََ ﱡ‬
ٍ ‫أن ﻳُـَﺮﻓﱢﻪَ َﻋْﻦ ﻧَـْﻔِﺴِﻪ ِﻣْﻦ ِﺣ‬
ِ َ َ ‫ﻣﻦ‬
‫اﻟﻌﻤﻞ‬
ْ ‫ﺎﺟٍﺔ إﱃ‬
ّ ،‫ﲔ ِﻵَﺧَﺮ‬
ْ َ َْ )
ْ ‫ﲤﻞ‬
َ َ‫ﺎن ﲝ‬
ٌ َ َ ُ ُ‫اﳊﻴﺎة‬
َ
َ
ِ
ِ
ِ َ َ ‫ﻣﻦ َﻛﺜْ َـﺮة‬
(‫اﻟﻌﻤﻞ‬
ُُ َْ
ُ ْ ّ ‫وﻳﺪﺧﻠﻬﺎ‬
ْ ‫اﻟﺴﺄم‬
a. Hayatın tümü iş değildir, insan zaman zaman kendisini dinlendirme
ihtiyacındadır, çünkü ruh işsizlikten bıkar çok işten dolayı bıkkınlık gelir.
b. Hayatın tümü iş değildir, insan zaman zaman kendisini dinlendirme
ihtiyacını duyar çünkü ruh işten bıkar ve çok çalışmaktan dolayı bıkkınlık
gelir.
c. Hayatın tümü iş değildir, insanın her zaman dinlenmesi gerekir çünkü ruh
işten yorulur ve çok iş sebebiyle içine bıkkınlık girer.
d. Hayatın tümü iş değildir, insan zaman zaman kendisini dinlendirme
ihtiyacını hisseder, çünkü nefis işten bıkar, çok iş sebebiyle içine gezme
ihtiyacı doğar.
e. Hayatın tümünün iş olması insanı dinlenmeye sevkeder, çünkü ruh işten
bıkar ve çok çalışmaktan dolayı bıkkınlık gelir.
ِ ‫اﳋَﻤ‬
‫اﻟﻔَﺮِاغ ﻋﻨﺪ اﻷﻃﻔﺎل واﻟﺸﺒﺎب إﱃ اﻟﻜﺴﻞ و ﱠ‬
(.‫ﻮل‬
َ ‫ﺖ‬
ُ ْ‫)وﻏﺎﻟﺒﺎً ﻣﺎ ﻳﺆدي َوﻗ‬
ُ ْ ‫اﻟﻀَﺠِﺮ و‬
a. Çoğu kere boş vakitler çocukların ve gençlerin tembelliğine, bıkkınlığına,
uyuşukluğuna sebep olur.
b. Çoğu kere çocuklarda ve gençlerdeki boş vakit tembelliğe, bıkkınlığa ve
uyuşukluğa sebep olur.
c. Çoğu zaman boş vakitler gençleri ve çocukları tembelleştirip bıkkın hale
dönüştürür, sonunda uyuşturur.
194
d. Çoğu kere gençlerdeki boş vakitler onları bıkkınlığa, tembelliğe ve
sonunda uyuşukluğa sevkeder.
e. Gençlerde ve çocuklarda boş vaktin çok olması onları tembelliğe,
bıkkınlığa, uyuşukluğa sevkettirir.
DİLBİLGİSİ
İNNE VE BENZERLERİ
“İnne ve Benzerleri”nin Tanımı ve Görevleri
Arapçada isim cümlesinin başına gelerek onun yapısını ve anlamını
değiştiren “kâne ve ehevâtuhâ” gibi nâkıs fiiller ve bir takım harfler vardır.
“İnne ve ehevâtuhâ/İnne ve benzerleri” adı verilen harfler isim cümlesinin
başına gelerek yapısını değiştiren harflerdendir. “İnne ve ehêvâtuha”, “elhurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil”, “el-hurûfu’n-nevâsih” adı verilen bu harfler
şunlardır:
‫ َ َ ﱠ‬، ‫أن‬
‫ ﱠ‬، ‫إن‬
‫)ﱠ‬
(‫ﻟﻌﻞ‬
‫ ِ ﱠ‬، ‫ﻛﺄن‬
‫ َ َ ﱠ‬، ‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ ، ‫ﻟﻜﻦ‬
Bu harfler isim cümlesinin başına gelerek mübtedayı kendilerine isim
ِ
olarak alır nasb eder, haberi de haberleri olarak alır ref‘ ederler. (‫ﻧﻮر‬
ٌ ُ ‫اﻟﻌﻠﻢ‬
ُْ )
“İlim ışıktır” anlamındaki bu isim cümlesi mübteda olan (‫اﻟﻌﻠﻢ‬
ُ ) kelimesi ile
haber olan (‫ﻧﻮر‬
)
kelimelerinden
oluşmaktadır.
Bu
cümlenin
başına bu
ٌُ
ِ ّ
)
yi
getirdiğimiz
zaman
cümle
şu
şekle
dönüşmektedir:
( ‫اﻟﻌﻠﻢ‬
harflerden (‫إن‬
ّ
َ ْ ‫إن‬
“Muhakkak
ilim
nurdur”.
Bu
durumda
(‫اﻟﻌﻠﻢ‬
)
kelimesi
(‫إن‬
)
nin
ismi
olarak
‫ﻧﻮر‬
)
ّ
ٌُ
ُ
mansûb olmakta, (‫ﻧﻮر‬
ٌ ُ ) kelimesi de haberi olarak merfû‘ olmaktadır. Şu
örnekleri inceleyiniz:
ِ َُ ‫إن اﷲ‬
.‫رﺣﻴﻢ‬
ٌ َ ّ
ٌ َ ‫ﻏﻔﻮر‬
ِ َُ ‫ اﷲ‬.1
‫رﺣﻴﻢ‬
ٌ ُ
ٌ َ ‫ﻏﻔﻮر‬
.‫ﺻﺤﻴﺢ‬
َ
ٌ َ ‫ﻟﻴﺖ اﳋَﺒَ َـﺮ‬
‫ﺻﺤﻴﺢ‬
ٌ َ ‫ اﳋَﺒَ ُـﺮ‬.2
‫ﺴﱡﺮِﱐ ﱠ‬
.‫ﻗﺎدم‬
‫أن ﱠ‬
ٌ ‫ﻴﻊ‬
َ ِ‫اﻟﺮﺑ‬
ُ َ‫ﻳ‬
ِ ِ‫ اﻟﺮ‬.3
ٌ‫ﺑﻴﻊ ﻗﺎدم‬
ُ
İnne ve Benzerleri’nin Cümleye Kazandırdıkları Anlamlar
‫)ِ ﱠ‬: Te’kit ve pekiştirme (tahkîk ve te’kîd) edatıdır. İsim cümlesinin
(‫إن‬
anlamını tekit eder ve pekiştirir. Cümlenin anlamına “muhakkak, kesinlikle,
şüphesiz, gerçekten, elbette” gibi anlamlar katar. Genellikle bu harf
muhatabın o konuda şüphe içinde olması, kafasının karışık olması
durumunda veya olayın önemini vurgulamak için kullanılır. Bu harf ile
cümleye doğrudan başlanılır. Meselâ, (‫ﺻﺒﻮر‬
ٌ ُ َ ‫اﳉﻤﻞ‬
ُ َ َ ) “Deve sabırlıdır”
‫ ) ﱠ‬harfini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫إن‬
anlamındaki isim cümlesinin başına (‫إن‬
ّ
‫ﺻﺒﻮر‬
‫اﳉﻤﻞ‬
“Kesinlikle
deve
sabırlıdır”
şekline
dönüşmektedir.
Mübtedayı
)
ٌ ُ َ َ ََ
kendisine isim olarak alıp nasb etmekte, haberi de haber olarak alıp ref‘
etmektedir. Şu örneklerin yapı ve anlamlarına dikkat ediniz.
ِ
Muhammet elbette öğrencidir. .‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ّ
ٌ ً‫إن َُﳏﻤﺪا‬
195
ِ ٌ ‫ َُ ﱠ‬.1
.‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ ‫ﳏﻤﺪ‬
ِ ‫اﻷدب‬
‫ﱠ‬
Muhakkak edep gereklidir. .‫واﺟﺐ‬
َ َ ‫إن‬
ٌ
ِ ‫اﻷدب‬
.‫واﺟﺐ‬
ُ َ .2
ٌ
ِ ِ .3
.‫واﺳﻊ‬
ٌ ُ‫اﻟﺸﺎرع‬
ِ َ ِ ‫إن‬
‫ﱠ‬
Kesinlikle cadde geniştir. .‫واﺳﻊ‬
ٌ ‫اﻟﺸﺎرع‬
‫)َ ﱠ‬: Bu harf de (‫إن‬
‫ )ِ ﱠ‬gibi te’kit ve pekiştirme harfıdir. Ancak bu harf (‫إن‬
‫)ِ ﱠ‬
(‫أن‬
harfinden farklı olarak başına geldiği isim cümlesinin anlamını mastara
çevirir, onu anlam yönünden cümle olmaktan çıkarır. Bu sebeple bu harf bir
anlam ifade eden cümlenin başında bulunmaz, ismi ve haberiyle birlikte
‫ )َ ﱠ‬isim cümlesinin anlamını
başka bir cümlenin unsuru haline dönüşür. (‫أن‬
‫)َ ﱠ‬
başka cümleye bağlarken “-dığı, dığını, -eceği” gibi bağlaç görevi görür. (‫أن‬
nin isim ve haberinden oluşan cümleye “masdar-ı müevvel, te’villi mastar”
denir. Bu yapı Arap dilinde cümlelerin anlamına derinlik ve genişlik
ِ ‫ﻋﻠﻲ‬
ِ ‫ذاﻫﺐ إﱃ ﱡ‬
kazandıran, kullanımı çok yaygın olan bir yapıdır. Meselâ, (‫اﻟﺴﻮق‬
‫) ِﱞ‬
ٌ
‫ )َ ﱠ‬yi getirdiğimiz zaman bu cümle
“Ali çarşıya gidiyor” cümlesinin başına (‫أن‬
ِ ً‫ﻋﻠﻴﺎ‬
ِ ‫أن‬
ِ
(‫اﻟﺴﻮق‬
‫إﱃ‬
‫ذاﻫﺐ‬
)
“Ali’nin
çarşıya
gitmesi”
şeklinde mastara dönüşür ve
ّ
ّ
ٌ
ّ
tek başına bir anlam ifade etmez. Başka bir ana cümleye bağlamamız gerekir
ِ ً‫أن ﻋﻠﻴﺎ‬
ِ ‫ذاﻫﺐ إﱃ ﱡ‬
ve şöyle deriz:, (‫اﻟﺴﻮق‬
ُ ‫“ )ر‬Ali’nin çarşıya gittiğini gördüm.”
ّ ّ ‫أﻳﺖ‬
ٌ
Şu cümleleri inceleyiniz:
ِ ‫ﺷﺪﻳﺪ ﰲ ﱠ‬
Yazın sıcaklık şiddetlidir. .‫اﻟﺼﻴﻒ‬
‫ َﱡ‬.1
ٌ ِ َ ‫اﳊﺮ‬
ِ ّ ‫ﺷﺪﻳﺪ ﰲ‬
Yazın sıcağın şiddetli olduğunu hissettim. .‫اﻟﺼﻴﻒ‬
ّ ‫ﺷﻌﺮت‬
‫أن َﱠ‬
ٌ ِ َ ‫اﳊﺮ‬
ُ ََ
Kız hastadır. .ٌ‫ﻳﻀﺔ‬
َ ‫اﻟﺒﻨﺖ َﻣ ِﺮ‬
ُ ْ ِ .2
ِ ُ ِ ْ ُ‫ﻳ‬
Kızın hasta olması bana acı veriyor. .ٌ‫ﻣﺮﻳﻀﺔ‬
ّ ‫ـﺆﻟﻤﲏ‬
َ ِ َ ‫اﻟﺒﻨﺖ‬
َ ِْ ‫أن‬
ِ
Çalışkanlar daima başarılıdırlar. .ً‫ﻧﺎﺟﺤﻮن داﺋﻤﺎ‬
ُ ِ َ ْ ُ .3
ُ ‫اﳌﺠﺘﻬﺪون‬
ِ ‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ِ ِ ِ َ ْ ُ ‫أن‬
Çalışkanların daima başarılı olduklarını bil. .ً‫داﺋﻤﺎ‬
ّ ‫إﻋﻠﻢ‬
ُ ‫اﳌﺠﺘﻬﺪﻳﻦ‬
ْ َْ
‫) َ َ ﱠ‬: Teşbih (benzetme) edatıdır, cümleye “güya, sanki, -mış gibi”
(‫ﻛﺄن‬
anlamlar kazandırırır. İsmini haberine benzetme görevi görür. Meselâ ( ‫اﳉﻨﺪي‬
‫ُْ ِ ﱡ‬
‫أﺳﺪ‬
ٌ َ ) “Asker aslandır” anlamındaki bu cümlenin başına (‫ ) َﻛﺄَﱠن‬edatını
getirdiğimiz zaman cümle (‫أﺳﺪ‬
ّ َ َ ) “Asker sanki aslandır” anlamına
‫ﻛﺄن ُْ ِ ﱠ‬
ٌ َ ‫اﳉﻨﺪي‬
bürünmektedir. Şu örnekleri inceleyiniz.
ِ ‫ﻛﺄن‬
‫َﱠ‬
Kitap sanki arkadaştır. .‫رﻓﻴﻖ‬
ٌ ِ َ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
َ
ِ .1
.‫رﻓﻴﻖ‬
ٌ ِ َ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ُ
ِ َ ‫ﻛﺄن‬
Ay sanki kandildir. .‫ﻣﺼﺒﺎح‬
ٌ َ ْ ‫اﻟﻘﻤﺮ‬
َ ‫َﱠ‬
ِ َ .2
.‫ﻣﺼﺒﺎح‬
ٌ َ ْ ‫اﻟﻘﻤﺮ‬
َُ
‫ﱠ‬
Otomobil sanki füzedir. .‫ﺻﺎروخ‬
ََ ّ ّ ‫ﻛﺄن‬
ٌ ُ ‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
.‫ﺻﺎروخ‬
ٌ ُ ُ‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
َ ّ ّ .3
(‫ﻟﻜﻦ‬
‫) ِ ﱠ‬: Bu harf istidrak (hatayı düzeltmek, telafi etmek) içindir, “lakin,
ancak, fakat” anlamlarını ifade eder. Birbirine ters olan iki hüküm arasında
yer alır, önceki cümlenin ifade ettiği anlamın yanlış anlaşılmasını önlemek
için o hükmü düzeltir. Bu sebepten dolayı doğrudan cümleye bu harf ile
ِ
ِ ‫ﺳﻠﻴﻢ‬
başlanılmaz. Meselâ, (.‫ﻏﺎﺋﺐ‬
‫ﺣﻀﺮ‬
ُ
ٌ
ٌ َ .‫اﻟﻄﻼب‬
َ َ َ ) “Öğrenciler geldi. Selim
yoktur.” cümlelerini (‫ﻟﻜﻦ‬
ّ ) ile birleştirdiğimiz zaman şu şekle
ِ ‫ﻟﻜﻦ‬
ِ
ِ ً‫ﺳﻠﻴﻤﺎ‬
dönüşmektedirler: (.‫ﻏﺎﺋﺐ‬
‫ﺣﻀﺮ‬
ُ
َ ‫اﻟﻄﻼب َ ﱠ‬
ٌ
َ َ ) “Öğrenciler geldiler ancak
Selim yok.” Birinci cümlede anlatılan durum ikinci cümle ile düzeltilmiştir.
Şu cümleleri inceleyiniz.
196
ِ ‫ ﱡ‬.1
ِ ْ ُ ‫اﻟﺸﻤﺲ‬
.‫ﳑﻄﺮ‬
.ٌ‫ﻣﺸﺮﻗَﺔ‬
َ
ٌ ُْ ‫اﳉﻮ‬
ُ
ِ ‫ﱡ‬
ِ ْ ُ ‫اﻟﺸﻤﺲ‬
‫ﻟﻜﻦ‬
.ٌَ‫ﻣﺸﺮﻗﺔ‬
ّ ‫ﳑﻄﺮ‬
ٌ ُْ ‫اﳉﻮ‬
َ
Hava yağışlıdır, ancak güneş ışık saçıyor.
َِ ‫واﺳﻌﺔٌ ﻟﻜﻦ اﻷﺷﺠﺎر‬
ِ َِ
.ٌ‫ﻗﻠﻴﻠﺔ‬
َ
ّ َ ُ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َ
َِ ‫اﻷﺷﺠﺎر‬
ِ َ ِ .2
.ٌَ‫ﻗﻠﻴﻠﺔ‬
َ ُ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َ
ُ ْ .ٌ‫واﺳﻌﺔ‬
Bahçe geniştir, ancak ağaçlar azdır.
ِ ّ ُ ‫ ﻣﺒﲎ‬.3
ِ َ ‫اﻟﻜﻠﻴﺔ‬
.ٌ‫ﻛﺒﲑ‬
.‫ﻠﻴﻠﻮن‬
ُ ِ ‫اﻟﻄﻼب ﻗ‬
ّ
َ
ُ
ِ ‫ﻣﺒـﲎ ُ ﱢ‬
ِ َ ‫اﻟﻜﻠﻴﺔ‬
‫ﻟﻜﻦ‬
.‫ﻗﻠﻴﻠﻮن‬
ُ ِ ‫اﻟﻄﻼب‬
ّ
َ َْ
َ
ّ ٌ‫ﻛﺒﲑ‬
Fakültenin binası büyüktür, ancak öğrenciler azdır.
(‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ): Temenni içindir, “keşke” anlamını içerir. Bu harf olması mümkün
olmayan veya olması çok zor olan şeyleri temenni etmek için kullanılır.
Meselâ ihtiyar biri gençliğinin geri gelmesini dilediğinde şöyle der: ( ‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ
‫ﱠ‬
)
“Keşke
bir
gün
gençlik
geri
dönse.”
Şu
örnekleri
inceleyiniz:
‫ـﻮﻣﺎ‬
‫ﻳ‬
‫ـﻌﻮد‬
‫ﻳ‬
‫اﻟﺸﺒﺎب‬
ً َْ ُ ُ َ َ َ
ِ ‫ﻟﻴﺖ‬
ِ َ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
Keşke meyve olgun olsa. .ٌ‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
َ
َ
َ
ِ .1
ِ ُ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
.ٌ‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
َ
َ
ِ
Keşke ay bu gece doğsa. .‫اﻟﻠﻴﻞ‬
َ َْ
ٌ ‫اﻟﻘﻤﺮ‬
َ َ َ ‫ﻟﻴﺖ‬
َ ‫ﻃﺎﻟﻊ‬
ِ
.‫اﻟﻠﻴﻞ‬
ٌ ‫اﻟﻘﻤ ُﺮ‬
َ .2
َ ‫ﻃﺎﻟﻊ‬
ِ ً‫أﺟﻨﺤﺔ‬
ِ ٌ‫أﺟﻨﺤﺔ‬
ِ
ِ
.‫أﻃﲑُ ِ ﺎ‬
َ َْ .‫أﻃﲑُ ِ ﺎ‬
َ ْ ‫ﻟﻴﺖ ِﱄ‬
َ ْ ‫ ِﱄ‬.3
Keşke kendisiyle uçacacağım kanatlarım olsa.
(‫ﻟﻌﻞ‬
‫)َ َ ﱠ‬: Terecci (ümit etme) veya işfak (acıma, şefkat gösterme) için
kullanılır. Sevilen işlerin yapılmasını istemeyi, çirkin, zor işlere bulaşmaktan
ِ
sakındırmayı ifade eder. Meselâ, (‫ﻧﺎﺋﻢ‬
ٌ ‫“ )اﳌَِﺮﻳﺾ‬Hasta uyuyor” cümlesinin
ِ
başına bu harfi getirirsek(‫ﻧﺎﺋﻢ‬
َ ‫ﻟﻌﻞ اﳌَِﺮ‬
ٌ ‫ﻳﺾ‬
ّ َ َ) “Umulur ki hasta uyuyor” şekline
dönüşür. Şu örnekleri inceleyiniz.
ِ ‫اﳌﻨﺰل ﻗَ ِﺮ‬
Umulur ki ev caddeye yakındır.‫اﻟﺸﺎرع‬
‫ﻣﻦ‬
ِ
ْ ‫ﻳﺐ‬
ٌ َ ِ َْ ‫ﻟﻌﻞ‬
ّ ََ
ِ ‫اﳌﻨﺰل ﻗَ ِﺮ‬
.‫اﻟﺸﺎرع‬
‫ﻣﻦ‬
ِ
ْ ‫ﻳﺐ‬
ٌ ُ ِ َْ .1
ِِ‫ﻟﻌﻞ اﻟﺘﺎﺟﺮ راﺑﺢ ﰲ ﲡﺎر‬
Umulur ki tacir kâr eder. .‫ﺗﻪ‬
ٌ َ
َ
ّ
ِ
.‫اﺑﺢ ﰲ ِﲡﺎ َرِِﺗﻪ‬
ٌ ِ ‫اﻟﺘﺎﺟﺮ ر‬
ُ ّ .3
َِِ ُ ‫اﻷﺳﺘﺎذ ﰲ‬
‫ﻟﻌﻞ‬
Umulur ki hoca odasındadır. .‫ﻏﺮﻓﺘﻪ‬
‫َﱠ‬
ْ َ
َِِ ‫ اﻷﺳﺘﺎذُ ﰲ‬.2
.‫ﻏﺮﻓﺘﻪ‬
“İnne ve benzerleri” diğer harfler gibi mebnî’dirler; sonları asla değişmez.
Ayrıca başına geldiği isim cümlesine müzekkerlik-müenneslik, müfred, tesniye
ve cemî olma yönünden uymaz, sürekli aynı yapıda gelirler. İsim ve
haberlerine uyum göstermezler. Ancak başına geldikleri isim cümlelerinin,
inne ve benzerlerinin ismi ve haberine dönüşen mübteda ve haberi arasındaki
uyum bu dönüşümden sonra da devam eder.
“İnne ve Benzerleri’nin İsim ve Haberlerinin İrâbı
1. “İnne ve Benzerleri”nin ismi ve haberi, müfred müzekker, müfred
müennes veya cem-i teksir olursa ismi fetha ile mansûb olur, haberi zamme
) “Bekçi uyanıktır” cümlesinin başına (‫أن‬
ile merfû olur. (‫ـﻘﻆ‬
ٌ ‫اﳊﺎرس ُﻣﺘَـﻴَ ﱢ‬
ّ ) harfini
ُ
getirdiğimiz zaman cümle, (‫أن‬
ّ ) cümle başında yer alamayacağından dolayı
‫أﻳﺖ ﱠ‬
eklediğimiz (‫أﻳﺖ‬
‫أن‬
ٌ ‫اﳊﺎرس ُﻣﺘَـﻴَ ﱢ‬
ُ ْ َ‫“ ) َر‬Bekçinin uyanık
ُ ْ َ‫ ) َر‬fiiliyle beraber (‫ـﻘﻆ‬
َِ
olduğunu gördüm” şekline dönüşür. Bu durumda (‫اﳊﺎرس‬
ّ ) nin
َ ِ ) kelimesi (‫أن‬
‫ﱢ‬
ismi olarak fetha ile mansûb olmuş, (‫ـﻘﻆ‬
ٌ َ‫ ) ُﻣﺘَـﻴ‬kelimesi de haberi olarak zamme
ile merfû olmuş olur. Müfred müennes ve cem-i teksir kelimelerden oluşan şu
örnekleri inceleyiniz.
197
ِ َ َ‫اﳌﻌﻠﻤﺔ‬
Kesinlikle bayan öğretmen faaldir. .ٌ‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
ّ
َ ‫إن َُ ﱢ‬
.‫ﻳﺎح‬
‫اﻷﺷﺠﺎر‬
‫ﻛﺄن‬
ّ َ
‫ﺳﺎﺟﺪةٌ ﻋﻨﺪﻣﺎ ﺗَ ُ ﱡ‬
َ
ُ ‫ـﻬﺐ اﻟ ﱢﺮ‬
َ
ِ َ ُ‫اﳌﻌﻠﻤﺔ‬
.ٌ‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
َ ‫َُ ﱢ‬
ِ ‫اﻷﺷﺠﺎر‬
.‫ﻳﺎح‬
‫ﺳﺎﺟﺪةٌ ﻋﻨﺪﻣﺎ ﺗَ ُ ﱡ‬
ُ ‫ـﻬﺐ اﻟﺮ‬
ُ
Rüzgârlar estiği zaman sanki ağaçlar secde ediyorlar.
2. “İnne ve benzerlerinin ismi ve haberi tesniye müzekker veya tesniye
müennes olursa ismi “ya” (‫ )ـ ْﻴـ‬ile mansûb, haberi elif (‫ )ا‬ile merfû olur. Meselâ
ِ َ ُ ‫واﻗﻔﺘﺎن أﻣﺎم‬
ِ
ِ َ ِ ‫ـﻠﻤﻴﺬﺗﺎن‬
ِ َ ِ ْ ‫“ )اﻟﺘﱢ‬İki kız öğrenci hocanın odası önünde
(‫اﻷﺳﺘﺎذ‬
‫ﻏﺮﻓﺔ‬
ْ َ
duruyorlar” isim cümlesinin başına (‫ﻟﻌﻞ‬
‫ )َ َ ﱠ‬yi getirdiğimiz zaman cümle( ‫ﻟﻌﻞ‬
َّ
ِ َ ُ ‫واﻗﻔﺘﺎن أﻣﺎم‬
ِ
ِ َ َ ِ ‫ـﲔ‬
ِ ) “Belki de iki kız öğrenci hocanın kapısı önünde
ِ
‫اﻷﺳﺘﺎذ‬
‫ﻏﺮﻓﺔ‬
‫ﺗ‬
‫اﻟﺘﻠﻤﻴﺬ‬
َ
َ
ْ
ْ
ِ ْ َ‫اﻟﺘﻠﻤﻴﺬﺗ‬
duruyorlar” şekline dönüşür. Bu durumda (‫ـﲔ‬
َ ِ ِ ) kelimesi (‫ﻟﻌﻞ‬
ّ َ ) nin ismi
ِ
ِ
olarak “ya” (‫ )ـ ْﻴـ‬ile mansûb, (‫واﻗﻔﺘﺎن‬
ََ ) ise haberi olarak elif (‫ )ا‬ile merfûdur. Şu
örneği inceleyiniz:
ِ ِ ِ ْ َ ِ ‫أن‬
.‫اﳌﺼﻨﻊ‬
ِ َْ َ ‫أﻣﺎم‬
ّ َ ‫أﻳﺖ‬
ُ ْ‫ر‬
َ ‫اﻟﻌﺎﻣﻠﲔ واﻗﻔﺎن‬
ِ ِ ‫اﻟﻌﺎﻣﻼن‬
ِ
.‫اﳌﺼﻨﻊ‬
ِ َْ َ ‫واﻗﻔﺎن أﻣﺎم‬
İki işçinin fabrikanın önünde durduğunu gördüm.
3. “İnne ve benzerleri”nin ismi ve haberi cem-i müzekker sâlim olursa,
ِ
isimleri “ya” (‫ )ـِﻴـ‬ile mansûb, haberi vav (‫ )و‬ile merfû olur. ( ‫ﻣﺎﻫﺮون ﰲ‬
َُ
ُ ‫اﳌﺪ ﱢرﺳﻮن‬
َِ ْ ِ ) “Hocalar işlerinde yeteneklidir” cümlesinin başına (‫إن‬
‫ﻣﻬﻨﺘﻬﻢ‬
)
harfini
ّ
ِ
getirerek tekrar yazdığımız zaman cümle şu şekle dönüşmektedir: ( ‫ْﻤﺪرﺳﲔ‬
َ ّ َ ُ ‫إ ﱠن اﻟ‬
ِ
ِ
ِ
ِ
) “Muhakkak hocalar işlerinde yeteneklidir.” Bu cümlede
‫ﻣﻬﻨﺘﻬﻢ‬
َ
َ ْ ‫ﻣﺎﻫﺮون ﰲ‬
ِ ‫ ) َُ ﱢ‬kelimesi (‫إن‬
(‫اﳌﺪرﺳﲔ‬
ّ ) nin ismi olarak sakin “ya” (‫ )ـِﻴـ‬harfi ile mansûb, (‫ﻣﺎﻫﺮون‬
َ ُِ )
kelimesi de haberi olarak vav (‫ )و‬harfi ile merfû olmuştur. Şu örneği
inceleyiniz:
ِ‫أن ُ ﱠ‬
ِ ِ َ ‫أﻣﺎم‬
.‫اﳌﻮﻗﻒ‬
‫ُﱡ‬
ُ ِ ‫اﳌﻮﻇﻔﲔ‬
ْ َ ‫واﻗﻔﻮن‬
َ ّ ‫أﻇﻦ‬
ِ ِ َ ‫أﻣﺎم‬
.‫اﳌﻮﻗﻒ‬
ُ ِ ‫اﳌﻮﻇﻔﻮن‬
ُ‫َُ ﱠ‬
ْ َ ‫واﻗﻔﻮن‬
Memurların durağın önünde durduklarını zannediyorum.
4. “İnne ve benzerleri”nin ismi ve haberi cem-i müennes sâlim
kelimelerden oluşursa ismi kesra ile mansûb olur, haberi de zamme ile merfû‘
ِ ْ ‫اﻟﺼﺤﻔﻴﺎت‬
ِ ‫ﻋﻨﺪ اﻟﺒﺎ‬
olur. (‫ب‬
ٌ ‫ﻣﻨﺘﻈﺮ‬
َ ِ ‫ات‬
َ ُ ُ ِ َ ‫“ ) ﱠ‬Bayan gazeteciler kapıda bekliyorlar”
ِ ِ ّ ‫َﻟﻌﻞ‬
cümlesinin başına (‫ﻟﻌﻞ‬
‫ )َ َ ﱠ‬harfini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫ﻣﻨﺘﻈﺮات‬
ٌ ِ َْ ُ ‫اﻟﺼﺤﻔﻴﺎت‬
َّ
َّ
ِ ِ
ِ
)
şekline
dönüşmektedir.
(‫اﻟﺼﺤﻔﻴﺎت‬
)
kelimesi
(‫ﻟﻌﻞ‬
nin
ismi
olarak
‫اﻟﺒﺎب‬
‫أﻣﺎم‬
َ)
‫َﱠ‬
َّ
َ
ِ ْ ) kelimesi haberi olarak zamme ile merfû‘dur. Şu
kesra ile mansûb, (‫ت‬
ٌ ‫ﻣﻨﺘﻈ َﺮا‬
َُ
örneği de inceleyiniz:
ِ َ َ ‫ﻟﻌﻞ‬
Umulur ki kızlar gayretlidirler. .‫ﳎﺪات‬
‫ََ ﱠ‬
ٌ ّ ُِ ‫اﻟﻔﺘﻴﺎت‬
.‫ﳎﺪات‬
ٌ ّ ُِ ‫اﻟﻔﺘﻴﺎت‬
ُ ََ
5. İsim cümlesinde mübteda merfû‘ munfasıl zamiri olursa, böyle bir isim
cümlesinin başına “inne ve benzerlerinden biri geldiği zaman, zamirden
oluşan mübteda “mansûb muttasıl zamiri” olarak “inne ve benzerleri”ne
bitişir. (‫إن‬
ّ ) harfine merfû‘ munfasıl zamirinin bitişmesi şu şekilde gerçekleşir.
‫ﱠ‬
‫إ ّ ﺎ‬-‫إ ﱠ ُﻢ ِﻫﻲ‬-‫ﻫﻢ‬
ْ ُ ‫إ ﻤﺎ‬-‫ ّإﻧﻪُ ﳘﺎ‬-‫ﻫﻮ‬
َُ
ِ ّ -‫أﻧﺖ‬
ِ ‫إﻧﻜﻢ‬
.‫ّإﻧﻨﺎ‬-‫ﳓﻦ‬
ُ ّ -‫أﻧﺘﻤﺎ‬
‫ ّ ُ ﱠ‬-‫ـﱳ‬
َ ّ -‫أﻧﺖ‬
َ
ُّ ْ‫إﻧﻜﻤﺎ أﻧ‬
ُ ‫إﻧﻚ‬
ْ ُ ّ -‫ـﺘﻢ‬
ْ ُ ْ‫ ّإﻧﻜﻤﺎ أﻧ‬-‫إﻧﻚ أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
ُ َْ ‫ّإﻧﲏ‬-‫إﻧﻜﻦ أﻧﺎ‬
‫ـﻬﻦ‬
‫إ ّ ﻤﺎ ُ ﱠ‬-‫ﳘﺎ‬
‫إﻧّ ُ ﱠ‬-‫ﻫﻦ‬
Mütekellim zamiri (birinci tekil şahıs zamiri) “inne ve benzerleri”ne
bitiştiği zaman aralarına kaynaştırma harfi olarak nûn-u vikâye girer.
198
ِ -‫أﻧﺎ‬
ِ ََْ-‫ﻟﻌﻠﲏ أﻧﺎ‬
ِ‫َ َ ﱠ‬-‫ﻟﻜﻨ ِﱠﲏ أﻧﺎ‬
‫ﻟﻴﺘﲏ‬
ِ ) isim cümlesinin başına (‫أن‬
(‫ﻛﺎﺗﺒﺔ‬
ٌ َِ ‫ﻫﻲ‬
ّ ) harfini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫أﻇﻦ‬
‫ُﱡ‬
َ
ِ ‫“ )أ ﱠ ﺎ‬Onun yazar olduğunu zannediyorum” şekline dönüşür. (‫أن‬
‫ﱠ‬
)
ye
bitişen
ٌ‫ﻛﺎﺗﺒﺔ‬
َ
ismi konumundaki (‫ )ـﻬﺎ‬zamiri, zamir olduğu için mahallen mansûbdur. (‫ﻛﺎﺗﺒﺔ‬
ٌ َِ )
kelimesi haberi olarak zamme ile merfû‘dur. Mübtedaları merfû‘ munfasıl
zamiri olan şu cümlelerin (‫ﻟﻌﻞ‬
‫ )َ َ ﱠ‬ile tekrar söylenişlerini inceleyiniz:
ِ ْ ‫ﻌﻠﻬﻤﺎ‬
ِ ِ ْ َ ‫ﳘﺎ‬
‫ﻟ َ ﱠ‬-‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎن‬
‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎن‬
َ
ُ
.‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
َ ْ َ ‫ﻟﻌﻠﻬﻢ‬
ُ -‫ﻫﻢ ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
.‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ٌ ِ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻬﻦ‬
ٌ ْ َ ُ ‫ﻫﻦ‬
ّ ُ ّ َ َ-‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ُّ
ِ َ ِ ْ َ ‫ﻟﻌﻠﻬﻤﺎ‬
ِ ْ َ ‫ﳘﺎ‬
‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺘﺎن‬
ُ
َ ُ ّ -‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺘﺎن‬
.‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
ّ َ َ-‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
ُ ّ َ -‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎن‬
ْ َ ُ ‫أﻧـﺘﻤﺎ‬
ُ ْ َ ُ ‫ـﺘﻢ‬
ُ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻜﻢ‬
ْ ُ ْ‫ﻟﻌﻠﻜﻤﺎ ﻫﻬﻨﺪﺳﺎن أﻧ‬
ِ
.‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ُ ّ َ َ-‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺘﺎن‬
ٌ ِ ْ َ ُ ‫ـﱳ‬
ٌ ِ ْ َ ‫ﻟﻌﻠﻜﻦ‬
ُّ ْ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺘﺎن أﻧ‬
َ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻜﻤﺎ‬
َ ْ َ ُ ‫أﻧـﺘﻤﺎ‬
ّ ُ ّ َ -‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ِ
‫َ َ ﱠ‬-‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
.‫ﻣﻬﻨﺪﺳﻮن‬
َ ُ ِ ْ َ ُ ‫ﳓﻦ‬
ُ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻨﺎ‬
ُ
ِ
ِ
.‫ﻣﻬﻨﺪس‬
ّ َ -‫ﻣﻬﻨﺪس‬
ٌ ْ َ ُ ‫ﻫﻮ‬
ٌ ْ َ ُ ُ‫ﻟﻌﻠﻪ‬
َُ
ِ
ِ
ِ
‫َ َ ﱠ‬-ٌ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺔ‬
ٌ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺔ‬
َ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻬﺎ‬
َ ْ َ ُ ‫ﻫﻲ‬
َ
ِ َ ّ َ-‫أﻧﺖ ﻣﻬﻨﺪس‬
‫ﻣﻬﻨﺪس‬
َ
َ ٌ
ٌ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﻚ‬
ِ ‫ﻟﻌﻠﻚ‬
ِ ِ
ٌ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺔ‬
َ ُ ِ ّ َ َ-ٌ‫ﻣﻬﻨﺪﺳﺔ‬
َ َ ُ ‫أﻧﺖ‬
ِّ َ َ-‫ﻣﻬﻨﺪس‬
‫ﻣﻬﻨﺪس‬
ٌ ْ َ ُ ‫ﻟﻌﻠﲏ‬
ٌ ْ َ ُ ‫َأﻧﺎ‬
Aşağıdaki cümleleri başlarına inne ve benzerlerinden yeni cümlenin başında
verilmiş olanı veya uygun bir tanesini getirerek tekrar yazınız.
ِ ُ
ِ َ ِ ‫ﻻﻋﺒﻮن ﰲ‬
.1
............................... ‫أﻳﺖ‬
ُ ْ ‫ ر‬.‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
َ
ُ ‫اﻷﻃﻔﺎل‬
ِ ِ
..................................... ‫إن‬
ّ .‫واﺟﺒﺎت‬
ٌ ِ ‫اﳌﺴﻠﻤﲔ‬
َ ِ ْ ‫ ﻋﻠﻰ‬.2
ِ َ ‫اﻷﺛﺎث‬
ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
...................................... .ٌ‫ﻗﺪﱘ‬
.ٌ‫ﻛﺒﲑ‬
ُ
ُ َْ‫ اﻟﺒ‬.3
ِ
ِ َ ِِ ‫ﻣﺘﻤﺴﻜﻮن‬
......................... ‫ﻟﻌﻞ‬
‫ﺑﻘﻴﻢ‬
ُ ‫اﳌﺴﻠﻤﻮن ُ َ ﱢ‬
َ ُ ِ ْ َ .4
‫ َ ﱠ‬.‫اﻹﺳﻼم‬
“İnne ve Benzerleri”nin İsimlerinin Haberlerinden Önce Gelmesi
“İnne ve benzerleri”nin ismi kendilerinden önce gelemez (tekaddüm
edemez). Ancak inne ve benzerlerinin haberi isimlerinden önce gelebilir.
1. “İnne ve benzerleri”nin haberi câr-mecrûr veya zarf olur, ismi de
marife olursa, haberinin isminden önce gelmesi caizdir (isminden sonra
gelmesi de mümkündür). Meselâ (‫اﻟﺴﻼﻣﺔ‬
‫إن ﰲ ّ ﱢ‬
ّ ) cümlesinin haberi
َ َ َ ّ ‫اﻟﺘﺄﱐ‬
ِ ّ ‫ )ﰲ‬ismi olan (‫اﻟﺴﻼﻣﺔ‬
)
den
önce
gelmiştir.
Bu cümleyi şu
konumundaki (‫اﻟﺘﺄﱐ‬
َ ّ
şekilde söylemek de caizdir: (‫اﻟﺘﺄﱐ‬
‫إن‬
)
.
‫اﻟﺴﻼﻣﺔَ ﰲ ّ ﱢ‬
ّ
َ
2. a. “İnne ve benzerleri”nin haberi câr-mecrûr veya zarf olur ismi de
ِ
nekre olursa haberinin isminden önce gelmesi vaciptir. (‫ﻋﺼﻔﻮرًا‬
‫ـﻮق‬
َ ْ َ‫إن ﻓ‬
ّ)
ُ ْ ُ ‫اﻟﺸﺠﺮة‬
ََ
ِ
)
)
kelimesi
nekre
olduğu,
haberi
(‫اﻟﺸﺠﺮة‬
‫ﻓﻮق‬
örneğinde (‫إن‬
َ
ّ )nin ismi olan (‫ﻋﺼﻔﻮرًا‬
ُْ ُ
ََ
ِ
de zarf olduğu için haberinden sonra gelmiştir. (‫رﺟﻼ‬
‫اﻟﺒﻴﺖ‬
‫ﰲ‬
‫إن‬
örneği
de
)
ّ
ً َُ
bunun gibidir.
b. “İnne ve benzerlerinin isminde haberine dönen bir zamir bulunursa
ِ َ َ ‫إن ﰲ‬
isminin haberinden sonra gelmesi vaciptir. (‫اﳌﺤﻜﻤﺔ ُﻗﻀﺎ َ ﺎ‬
ّ ) “Elbette
َ ْ
mahkemede hâkimleri vardır” cümlesinde (‫ )ﻗُﻀﺎ َ ﺎ‬kelimesi (‫إن‬
)
ّ nin ismidir,
ِ َ َ ‫ )ﰲ‬kelimesine dönen (‫ )ـﻬﺎ‬zamirini taşıdığı için isminin
haberi (‫اﳌﺤﻜﻤﺔ‬
َ ْ
ِ ‫ـﻴﺖ‬
ِ ْ َ ‫ﺣﻮل‬
ِ ْ ‫إن ﰲ اﻟﺒ‬
haberinden sonra gelmesi vaciptir. (ُ‫ﺻﺎﺣﺒﻪ‬
َ َ ‫ﻟﻌﻞ‬
ّ ) ،(‫ﺣﺎرﺳﻬﺎ‬
َ
َ
َ ِ ‫اﳌﺪرﺳﺔ‬
ََ
ّ َ َ)
örneklerinde de (‫إن‬
ّ )nin isminde haberine dönen zamir olduğu için haberinden
sonra gelmiştir.
199
(‫ان‬
ّ ) nin Hemzesinin Kesra ve Fetha Okunduğu Yerler
(‫ان‬
ّ ) nin hemzesi şu durumlarda kesra okunur:
1. (‫ان‬
ّ ) tek başına anlam ifade eden bir cümlenin (sözün) başında yer aldığı
ِ
ِ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ِ ‫إن‬
ِ
ِ ُْ ‫اﻟﻌﺪل أﺳﺎس‬
‫ﻣﻦ‬
zaman. (‫اﻹﳝﺎن‬
َ َ ‫إن‬
ّ ) ،(‫اﳌﻠﻚ‬
ّ ) ،(‫ﻣﻔﻴٌﺪ‬
ّ ) örneklerinde
ْ َ‫اﳊﻴﺎء‬
َ ‫إن‬
ُ َ
ُ
olduğu gibi.
2. (‫ )ﻗﻮل‬kelimesi ve bundan türemiş olan fiil ve isimlerden sonra gelirse.
ِ
(‫واﺿﺢ‬
‫اﳊﻖ‬
ّ ‫ﻗﻞ‬
ّ ) harfi (‫ﻗﻞ‬
ّ َ ‫إن‬
ٌ
ْ ُ ) “De ki, hak açıktır” cümlesinde (‫ان‬
ْ ُ ) emir fiilinden
sonra gelmiştir. Şu örnekleri inceleyiniz:
ِ
ِ ‫ﻗﺎل‬
ِ ْ ِ ْ ِ ٌ‫ﻧﺎﻓﻌﺔ‬
.‫ﻟﻠﺠﺴﻢ‬
ّ ‫اﻟﻄﺒﻴﺐ‬
َ َ‫إن اﻟﺮﻳﺎﺿﺔ‬
ُ
ِ َ َ ‫ﻌﺎدة ﰲ‬
.‫اﻟﻘﻨﺎﻋﺔ‬
ُ ُ َ‫ﻳ‬
َ َ ‫اﻟﺴ‬
ّ ُ‫ـﻘﻮل اﻷﺳﺘﺎذ‬
ّ ‫إن‬
ِ ‫إن ﱠ‬
.‫واﺿﺢ‬
ٌ َ ‫اﳊﻖ‬
َ ّ ‫ﻗﻞ‬
ُْ
ِ
ِ
3. Sıla cümlesinin başında yer alırsa. (‫اﻟﺴﺎرة‬
‫اﻷﺧﺒﺎر‬
‫ﳛﻤﻞ‬
ّ
َ
ُ ْ ُ‫)ﺟﺎء اﻟﺬي ّإﻧﻪ‬
“Sevindirici haberler getiren kişi geldi” cümlesinde (‫ان‬
ّ ) harfi (‫ )اﻟﺬي‬ism-i
ِ َ ) cümlesinin başında yer aldığı için
mevsûlünün sılası olan (‫اﻟﺴﺎرة‬
‫اﻷﺧﺒﺎر‬
‫ﳛﻤﻞ‬
ّ
َ
ُ
kesra okunmuştur. Şu örnekleri inceleyiniz:
ٍ ِ ‫ﻳﻌﻤﻠﻮن‬
ِ ‫أﻳﺖ‬
ِ
ِ
ِ ‫اﻟﺮﺟﺎل‬
.‫ﺑﻨﺸﺎط‬
‫ﺳﻠﻤﺖ ﻋﻠﻰ‬
ُ ‫اﻟﺬﻳﻦ إ ﻢ‬
ٌ ِ َُْ ُ‫ﺟﺎء اﻟﺬي ّإﻧﻪ‬
ُ ْ ّ َ .‫ﺎﺗﺐ‬
ُ ‫ ر‬.‫ﳎﺘﻬﺪ‬
ٌ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ اﻟﺬي إن أﺑﺎﻩُ ﻛ‬
َ
ِ )
4. Kasemin (yemin) cevap cümlesinin başında yer alırsa. (‫ـﻮة‬
‫إن‬
ٌ ‫اﻹﳝﺎن ﻗُ ﱠ‬
ّ ‫واﷲ‬
َ
“Vallahi iman güçtür” cümlesinde (‫ان‬
ّ ) harfi yeminden sonra yeminin cevabı
olan (‫ـﻮة‬
ٌ ّ ُ‫اﻹﳝﺎن ﻗ‬
ُ ) cümlesinin başında yer aldığı için hemzesi kesra
ِ
ِ ُ ‫ﳚﻠﺲ ﻣﻊ‬
ِ ) “Vallahi Mahmut şimdi müdürle
okunmuştur.(‫اﳌﺪﻳﺮ اﻵن‬
ّ ‫واﷲ‬
َ َ ُ َْ ً‫ﳏﻤﻮدا‬
ُ َْ ‫إن‬
birlikte oturuyor” cümlesi de bu örnek gibidir.
5. (‫ان‬
َ َ ‫ﻛﺐ اﻟ‬
ّ ) harfi hal cümlesinin başında yer alırsa. (‫ﻄﺎﺋﺮة‬
ّ ُُ‫أدرْﻛﺘﻪ‬
ُ َ‫وإﻧﻪُ ﻳَ ْـﺮ‬
َ ) “Ona
)
‫ﻛﺐ‬
‫ـﺮ‬
‫ﻳ‬
‫وﻫﻮ‬
cümlesi
hal
cümlesidir,
uçağa binerken yetiştim” cümlesinde (‫اﻟﻄﺎﺋﺮة‬
َ
َ
ُ َْ
ِ ‫أﻳﺖ اﻟﻄﻼب وإﻧﱠـﻬﻢ‬
bunun başına (‫ان‬
ّ ) harfi geldiği için kesra okunmuştur. ( ‫ﻳﻨﺎﻗﺸﻮن‬
ُ ْ ‫َر‬
ُ ُ َ
‫اﻷﻣﺮ‬
‫ﻫﺬا‬
)
“Öğrencileri
bu
konuyu
tartışırlarken
gördüm”
cümlesi
de
birinci
َ
örnek gibidir.
ِ ْ ِ ‫ أﻻ‬، ‫ﺣﻴﺚ‬
6. (‫ان‬
ّ ) harfi (‫ إذ‬، ‫اﻻﺳﺘﻔﺘﺎﺣﻴﺔ‬
ُ ْ َ ) kelimelerinden sonra gelirse. ‫)ﻻ َﲡْ ِﻠﺲ‬
ْ
‫ﺑﺎرد‬
ّ ) harfi
ّ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ ْ َ ) “Havanın soğuk olduğu yere oturma” cümlesinde (‫ان‬
ٌ ِ ‫اﳍﻮاء‬
َ َ ‫إن‬
)
(‫ﺣﻴﺚ‬
zarfından
sonra
gelmiştir.
(
‫اﻹﺳﻼم‬
‫إن‬
‫أﻻ‬
“İyi
bilin
ki
İslâm
ışıktır”
‫ﻟﻨﻮر‬
)
َ
ّ
ُ َ
ٌُ َ
)
harfi
cümle
başında
tenbih
ve
konuya
dikkat
çekmek
için
cümlesinde (‫ان‬
ّ
ِ
kullanılan (‫ )أﻻ‬harfinden sonra gelmiştir. (‫رﺣﻴﻢ‬
ّ ‫ﺗﺐ إذ‬
ْ ُ ) “Tövbe et, zira
ٌ َ َ‫إن اﷲ‬
Allah çok merhametlidir” cümlesinde (‫إذ‬
ْ ) edatından sonra gelmiştir.
ِ ُ‫زرت رﺟﻼً ّإﻧﻪ‬
7. (‫ان‬
ّ ) harfi sıfat cümlesinin başına gelirse. (‫ﻓﺎﺿﻞ‬
ُ َ ُ ْ ُ ) cümlesinde
ٌ
ِ
(‫ان‬
)
harfi
sıfat
cümlesi
olan
(‫ﻓﺎﺿﻞ‬
‫ﻫﻮ‬
)
cümlesinin
başına
gelmiştir.
( ً‫ﻳﺖ ِﻛﺘﺎﺑﺎ‬
ّ
ْ
ُ ْ‫اﺷﺘَـ َﺮ‬
ٌ
ِ
‫ﻋﻈﻴﻢ‬
ّ ) “Kesinlikle yararı büyük olan bir kitap satın aldım” cümlesi de
َ ْ َ‫إن ﻧ‬
ٌ َ ُ‫ـﻔﻌﻪ‬
birinci örnek gibidir.
Aşağıdaki cümlelerde (‫ان‬
ّ ) harfinin hemzesinin harekesini ve sebebini belirtiniz.
ِ ‫ﺣﺎﻟﺔَ اﳌ ِﺮ‬
.ٌ‫ﺳﻴﺌﺔ‬
‫ـﻘﻮل‬
ُ ُ َ‫ ﻳ‬.1
َ ‫ان‬
ّ ‫اﻟﻄﺒﻴﺐ‬
ََّ ‫ﻳﺾ‬
ُ
Doktor hastanın durumunun kötü olduğunu söylüyor.
200
ِ َ ‫اﻟﱵ ا ﺎ ﰲ‬
ِ ‫أﻛﻠﺖ‬
ِ َ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
Sepette olan meyveyi yedim. .‫اﻟﺴﻠﺔ‬
ُ ْ َ .2
َ
ّ
ِ ‫اﻟﺴﻜﻮت‬
‫ ﻻ ﺗَ َ َ ﱠ‬.3
Sükutun gerekli olduğu yerde konuşma. .‫واﺟﺐ‬
ّ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ َ ‫ـﺘﻜﻠﻢ‬
َ ُ ‫ان‬
ٌ
ِ
ِ ‫ﻋﻨﺪ‬
‫اﷲ‬
Allah katında din İslâm’dır. .‫اﻹﺳﻼم‬
َ ِ ‫اﻟﺪﻳﻦ‬
ُ
َ ‫ ان‬.4
(‫ان‬
ّ ) nin hemzesi şu durumlarda fetha okunur:
(‫ان‬
ّ ) nin hemzesinin fetha okunması, ismi ve
te’vilinin mümkün olduğu yerlerde olur. (‫اﻟﺪوﻟﺔ‬
haberi ile birlikte mastara
ِ ِ ِ ‫ـﺰت‬
ِ‫“ ) ُ ﱠ‬Senin
‫ﲜﺎﺋﺰة‬
َ ّ ‫ﺳﺮﱐ‬
َ َ ْ ُ‫أﻧﻚ ﻓ‬
devlet ödülünü alman beni sevindirdi” anlamındaki bu cümlenin fâili
ِ ِ ِ ‫ـﺰت‬
ِ َ ‫ﲜﺎﺋﺰة‬
konumunda bulunan (‫ان‬
ّ ) nin ismi ve haberinden oluşan (‫اﻟﺪوﻟﺔ‬
َّ)
َ َ ْ ُ‫أﻧﻚ ﻓ‬
ْ
ِ
ِ
ِ
ِ
cümlesini mastara çevirmek ve şu şekilde (‫ﲜﺎﺋﺰة اﻟﺪوﻟﺔ‬
َ ُ َ ‫ﺳﺮﱐ‬
َ ‫ﻓﻮزك‬
ُّ ) söylemek
mümkündür. Şu örneklere bakınız.
ِ
ِ
ِ ‫ﺧﻠﻮد‬
Cimri malın ebedi olacağını sanır. .‫اﳌﺎل‬
َ ‫أن‬
ّ ‫اﻟﺒﺨﻴﻞ‬
ٌ ِ ‫اﳌﺎل‬
َ ُ ُ ‫اﻟﺒﺨﻴﻞ‬
ُ َ َْ
ُ َ َْ -‫ﺧﺎﻟﺪ‬
ُ َ ‫ﳛﺴﺐ‬
ُ َ ‫ﳛﺴﺐ‬
ِ ‫َﱠ‬
ِ ‫اﻟﻘﻤﺮ‬
ِ
ِ َ َ ‫ﺻﻐﺮ‬
‫ﻇﻦ‬
Çocuk ayın küçük olduğunu sandı. .‫اﻟﻘﻤﺮ‬
ّ ‫اﻟﻄﻔﻞ‬
َ َ َ َ ‫أن‬
ّ َ -ٌ‫ﺻﻐﲑ‬
َ َ ‫اﻟﻄﻔﻞ‬
ُ
ُ ْ ‫ﻇﻦ‬
(‫ان‬
ّ ) nin hemzesinin fetha okunduğu yerler:
1. (‫ان‬
ّ ) harfi fâil konumunda olan cümlenin başında bulunursa. (‫ﻣﺘﺄﺧﺮ‬
ُ َْ‫)ﻳ‬
َ ّ ‫ـﺒﺪو‬
ٌ ‫أﻧﻚ ُ َ ﱢ‬
“Geç kaldığın görülüyor” cümlesinde (‫ﻣﺘﺄﺧﺮ‬
ُ َْ‫ )ﻳ‬fiilinin fâili
َ ّ ) cümlesi (‫ـﺒﺪو‬
ٌ ‫أﻧﻚ ُ َ َ ﱢ‬
ِ ِ ‫ﻧﺎﺟﺢ ﰲ‬
ِ ‫أﻧﻚ‬
ُِّ َ )
konumundadır, te’villi hali (‫ﺗﺄﺧﺮك‬
َ ُ ‫ـﺒﺪو َ ﱡ‬
ُ َْ‫ )ﻳ‬şeklindedir. (‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‬
َ ّ ‫ﻳﺴﺮﱐ‬
ٌ
cümlesi de bunun gibidir.
2. (‫ان‬
ّ ) harfi nâib-i fâil konumunda olan cümlenin başında bulunursa. ُ‫ﻳﻈﻦ ّأﻧﻪ‬
‫ُ َﱡ‬
ِ
ِ ُ‫ ) ّأﻧﻪ‬cümlesi (‫ﻳﻈﻦ‬
‫ﻛﺎذب‬
‫)ُ َ ﱡ‬
ٌ ) “Yalancı olduğu zannediliyor” cümlesinde (‫ﻛﺎذب‬
ٌ
meçhul fiilinin nâib-i fâilidir, cümlenin te’vili (‫ﻛﺬﺑﻪ‬
ّ ‫أﺧﱪ‬
‫ ) ُ َ ﱡ‬şeklindedir. ( ‫أن‬
ُ ُ ْ ِ ‫ﻳﻈﻦ‬
َِْ ُ
ِ
ٌ‫ﺣﺴﻨﺔ‬
َ َ َ َ‫اﻟﻨﺘﻴﺠﺔ‬
َ ّ ) cümlesi de bunun gibidir.
3. (‫ان‬
ّ ) harfi mef‘ûlün bih konumunda olan cümlenin başında bulunursa. ( ‫ﻋﻠﻤﺖ‬
ُ َِ
ِ
ٌ‫اﻟﺴﻴﺎرة َﺳﺮ َﻳﻌﺔ‬
َ ّ ّ ‫أن‬
ََ ّ ّ ‫أن‬
ّ
َ ّ) “Otomobilin hızlı olduğunu öğrendim” cümlesinde ( ‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
ٌ‫ ) َﺳ ِﺮ َﻳﻌﺔ‬cümlesi fiil ve fâilden oluşan (‫ﻋﻠﻤﺖ‬
ُ ْ ِ َ ) cümlesinin mef‘ûlun bihi olarak
ِ
gelmiştir. Te’vili (‫اﻟﺴﻴﺎرة‬
ّ ‫ﺑﺖ‬
ٌ ِ ُ َ‫اﻟﺪواء‬
ّ ‫أن‬
ُ ْ‫ ) َﺟ ﱠﺮ‬örneği de
ُ ْ ِ ) şeklindedir. (‫ﻣﻔﻴﺪ‬
َ ْ ُ ‫ﻋﻠﻤﺖ‬
َ ّ ّ َ‫ﺳﺮﻋﺔ‬
bunun gibidir.
4. (‫ان‬
ّ ) nin ismi ve haberinden oluşan cümle harf-i cerin mecrûru olarak
‫اﻷدب‬
gelirse. (‫واﺟﺐ‬
ّ ‫ﺷﻚ ﰲ‬
ّ ‫“ )ﻻ‬Edebin gerekliliğinde şüphe yoktur”
َ َ ‫أن‬
ٌ
ِ ‫أن اﻷدب‬
cümlesinde (‫واﺟﺐ‬
)
cümlesi
harfi cerden sonra onun mecrûru olarak
ّ
َ
ٌ
ِ ُ ْ ِ ) cümlesi
ِ ‫أﻧﻚ‬
ِ َ ‫وﺟﻮب‬
ِ ُ ُ ‫ﺷﻚ ﰲ‬
‫ )ﻻ َ ﱠ‬şeklindedir. (‫ﺻﺎدق‬
gelmiştir. Te’vili, (‫اﻷدب‬
َ ّ ‫ﻣﻦ‬
ْ ‫وﺛﻘﺖ‬
َ
de aynı şekildedir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen
belirtiniz.
(‫ )ان‬harfinin hemzesini harekeleyiniz, sebebini
‫ان اﳌَِﺮﻳﺾ ُ َ ﱢ‬
ِ ُ ِ ُ .1
Hastanın acı çekmesi beni üzüyor. .ٌ‫ﻣﺘﺄﱂ‬
ّ ‫ﻳﺆﻟﻤﲏ‬
Evin temiz olmasına sevindim. .‫ﻧﻈﻴﻒ‬
ّ ِ ‫ﻓﺮﺣﺖ‬
ٌ ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
َ ْ َ‫ﺑﺎن اﻟﺒ‬
ُ ْ ِ َ .2
ِ
‫ان‬
Dersin kolay olduğu bilindi. .‫ﺳﻬﻞ‬
ّ ‫ﻋﻠﻢ‬
َ
ٌ ْ َ ‫اﻟﺪرس‬
َ ُ .3
ٍ ‫ﺗﺴﻜﻦ ﰲ َ ﱠ‬
ِ
Ali Zeynep’in bir dairede oturduğunu duydu. .‫ﺷﻘﺔ‬
‫ﲰﻊ ِ ﱞ‬
َ َ .4
ُ ُ ْ َ ‫ـﻨﺐ‬
َ َْ‫ﻋﻠﻲ ان زﻳ‬
201
“İnne ve Benzerleri”nin Amel Etmemesi
“İnne ve benzerleri”ne (‫اﻟﻜﺎﻓﺔ‬
ّ ‫“ )ﻣﺎ‬mâ-i kâffe” veya diğer adıyla “mâ-i zâide”
bitiştiği zaman onları amel etmekten alıkoyar. İsimlerini nasb edip haberlerini
ref‘ edemezler. Bu durumda harfler isim cümlelerinin başına gelme özelliğini
de yitirir, fiil cümlelerinin başına da gelirler. (‫ﻃﻴﺒﺔ‬
ٌ ََّ ُ‫اﳊﻴﺎة‬
ّ)
َ ‫ )إﳕﺎ‬cümlesinde (‫إن‬
harfine (‫ )ﻣﺎ‬bitiştiği için onu amel etmekten alıkoymuştur, bu yüzden
kendisinden sonra gelen (‫اﳊﻴﺎة‬
ُ ) kelimesi onun ismi değil mübtedadır ve
)
kelimesi
de haber ve merfû‘dur. (‫اﳌﺠﺘﻬﺪون‬
merfû‘dur, (‫ﻃﻴﺒﺔ‬
ٌ َ‫َﱢ‬
ُ ِ َ ْ ُ ‫ـﻨﺠﺢ‬
ُ َ ْ َ‫)إﳕﺎ ﻳ‬
ِ
cümlesinde (‫إن‬
)
harfine
(‫اﻟﻜﺎﻓﺔ‬
‫)ﻣﺎ‬
bitiştiği
için
(
‫ﺪون‬
‫اﳌﺠﺘﻬ‬
‫ـﻨﺠﺢ‬
‫ﻳ‬
)
fiil
cümlesinin
ّ
َ ُ َ ْ ُ َ َ َْ
başına gelmiştir. Şu örnekleri inceleyiniz:
ِ ّ‫اﻷﻋﻤﺎل ِﺑﺎﻟﻨ‬
Ameller ancak niyetlere göredir. .‫ـﻴﺎت‬
ّ ُ ْ ‫ّإﳕﺎ‬
Ancak hırsız cezalandırılır. .‫اﻟﻠﺺ‬
‫ﻳﻌﺎﻗﺐ ﱡ‬
ُ َ ُ ‫ّإﳕﺎ‬
ِ ِ ُ‫ﺻﺪاﻗﺔ‬
.‫ـﻌﺐ‬
‫وﺟﺪت ّأﳕﺎ‬
َ
ُ ََْ
ٌ َ َ‫اﳉﺎﻫﻞ ﺗ‬
Cahilin dostluğunun ancak yorgunluk olduğunu gördüm.
Saray sanki dağdır. .‫ﺟﺒﻞ‬
َّ
ٌ ََ ‫اﻟﻘﺼﺮ‬
ُ ْ َ ‫ﻛﺄﳕﺎ‬
ِ
Adam cimridir ancak oğlu cömerttir. .‫ﺟﻮاد‬
ٌ َ ُُ‫ﲞﻴﻞ وﻟﻜﻨﻤﺎ اﺑﻨﻪ‬
ُ َ ‫اﻟﺮﺟﻞ‬
ُُ
ِ ‫ﻛﺜﲑون وﻟﻜﻨﻤﺎ‬
ِ
ِ َ ‫اﻷﺻﺪﻗﺎء‬
Arkadaşlar çoktur ancak vefalılılar azdır. .‫ﻗﻠﻴﻠﻮن‬
َ َِ ُ‫اﻷوﻓﻴﺎء‬
ُ
Ancak (‫ﻟﻴﺖ‬
‫ )ﻣﺎ‬bitiştiği zaman amel etmesi de etmemesi de
ّ
َ َْ) ye (‫اﻟﻜﺎﻓﺔ‬
caizdir. Amel ettiği zaman başına geldiği isim cümlesinde ismini nasb
haberini ref‘ eder, amel etmediği zaman başına geldiği isim cümlesinde bir
değişiklik olmaz, cümlenin ögeleri mübteda ve haber olarak merfû‘ olurlar.
َِ ‫أﻋﻼم ﱠ‬
ِ ْ َ ُ ‫اﻟﺴﻼم‬
‫ﻣﺮﻓﺮﻓﺔ‬
Keşke barış bayrağı dalgalansa. .ٌَ
ََْ
ُ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
Keşke sevinç sürekli olsa. .‫داﺋﻢ‬
ََْ
ٌ ‫اﻟﺴﺮور‬
ُ ُ ّ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
َِ ‫أﻋﻼم ﱠ‬
ِ ْ َ ُ ‫اﻟﺴﻼم‬
.ٌَ‫ﻣﺮﻓﺮﻓﺔ‬
ََْ
َ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
ِ
.‫داﺋﻢ‬
َْ
ٌ ‫اﻟﺴﺮور‬
َ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ ﱡ‬
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde “inne ve benzerleri”nin isim ve haberlerini
gösteriniz.
ِ ِ ُ ‫ﺑﲔ‬
.‫ﲨﻴﻞ‬
َ ِ َْ ‫إن‬
ّ .1
ُ َ َ ‫اﳌﻨﺰل‬
ٌ َ ‫اﳊﻘﻮل‬
ِْ
‫اﻋﻠﻢ ﱠ‬
.‫ﻛﺎﻟﺴﻴﻒ‬
َ ْ َ ‫أن‬
ْ َ .2
ّ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
‫ﲢﺪث و ﱠ‬
.‫اﳌﺴﺆول ُﻫﻨﺎ‬
ُ ُ ْ َ ُ‫ﻛﺄﻧﻪ‬
َ ‫ َ َ ﱠ‬.3
ِ ِ ‫اﳌﻨﺰل‬
ِ ِ ‫ﻟﻜﻦ‬
.‫ﲨﻴﻞ‬
َ ْ َ ّ َ ٌ‫ﺻﻐﲑ‬
َ ُ ِ َْ .4
ٌ َ ُ‫ﻣﻮﻗﻌﻪ‬
ِ ِ ‫ﻟﻴﺖ‬
ِ َ ‫ﻣﺘﺤﺪون ﰲ‬
.‫ﻋﺼﺮﻧﺎ‬
َ ُ ِ ‫اﳌﺴﻠﻤﲔ ُ ﱠ‬
َ .5
ِ
ِ
.‫ﲞﻴﻞ‬
‫ ﺳﺎﱂٌ َ ِ ﱞ‬.6
ٌ َ ُّ‫ﻏﲏ وﻟﻜﻨﻪ‬
‫ َ ﱠ‬.7
ِ ‫اﻟﻨﺎر ﰲ‬
.‫دري‬
‫ﻛﺐ ُ ﱢ ﱞ‬
ٌ َ‫اﻟﻠﻴﻞ َﻛﻮ‬
َ ‫ﻛﺄن‬
ِ ْ َ‫ﺻﻐﲑ ﻟﻜﻦ ﻧ‬
ِ .8
ِ
.‫ﻋﻈﻴﻢ‬
َ ّ ٌ َ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ُ
ٌ ُ‫ـﻔﻌﻪ‬
202
‫ﻓﻬﻤﺖ ِ ْﻣﻨﻪُ ﱠ‬
‫ﻣﻌﻘﺪةٌ‪.‬‬
‫أن َ ِ ﱠ‬
‫اﻟﻘﻀﻴﺔَ ُ َ ﱠ َ‬
‫‪ُ ْ ِ َ .9‬‬
‫‪ .10‬ﻟﻌﻞ ُ ِ ِ‬
‫ﻧﺎدم‪.‬‬
‫اﳌﺠﺮم ٌ‬
‫َّ ْ َ‬
‫‪2. Aşağıdaki paragrafı okuyunuz, içinde geçen başlarında “inne ve‬‬
‫‪benzerleri”nin bulunduğu cümleleri aşağıya yazınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﺎل ﻳ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫اﻟﺮْﺣﻠَ ِﺔ اﻟﱵ ِ‬
‫ﺎﺳُﺮ‪ :‬ﱠ‬
‫إن ِرْﺣﻠَﺘَـﻨَﺎ‬
‫ﻋﻘﺐ ﱢ‬
‫وﻣَﻌٌﻦ‪َ ،‬‬
‫اﺟﺘََﻤَﻊ َﺛﻼﺛَﺔٌ ﻣْﻦ ْ‬
‫ْ‬
‫ﻗﺎم َﺎ َ‬
‫َ‬
‫اﻷﺻﺪﻗَﺎء ﻳَﺎﺳُﺮ‪َ ،‬‬
‫ﺻﱡﻔُﻬﻢ‪ ،‬ﻓَـَﻘ َ َ‬
‫وﻋﻼءُ‪َ َ ،‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﱢ‬
‫ﱠ‬
‫ف ِ‬
‫وإﺣﻜﺎم ﻓَـَﻘ َ‬
‫ﺗﺼﺮ َ‬
‫اﻟﻴﻮم ﻧَﺎﺟَﺤﺔٌ‪ ،‬ﻷن ﺑَـْﺮﻧَ َ‬
‫ﺎل َﻣَﻌٌﻦ‪ :‬ﻟَﻜﱠﻦ َ َ ﱡ‬
‫ﺑﻌﺾ ﱢ‬
‫ﺎﳎََﻬﺎ َ ْ ُ‬
‫اﻟﺮﻓﺎق ُﻣْﻔﺴ ٌﺪ ﻟَﻤﺎ ﻳُـﻨَﻈ ُﻤﻪُ‬
‫ﻣﻮﺿﻮعٌ ﺑﺪﻗّﺔ ْ‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ٍ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺮْﺣﻠَﺔ‪ ،‬ﱠ‬
‫ﺣﺎﺿﺮ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ‬
‫آﺧَﺮ‪ .‬ﻓَ َ‬
‫ﺖ ُْ َ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذُ‪ُ ،‬ﻣَﺸﱢﻮﻩٌ ﳉََﻤﺎل ﱢ‬
‫ﻈﺎم ﰲ واد َ‬
‫ﻘﺎل َﻋﻼءُ‪ :‬ﻟَْﻴ َ‬
‫ْ‬
‫إن ﺑَـْﻌ َ‬
‫ﺾ ِرﻓَﺎﻗﻨَﺎ ﰲ واد واﻟﻨﱢ ُ‬
‫ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﱠ‬
‫اﻷﺳﺘﺎذ َﻋ ِ‬
‫ﳚ‬
‫ﻪ‬
‫ﻠ‬
‫ﻌ‬
‫ﺎ‬
‫ف‬
‫اﻵﺗ‬
‫اﻟﺮﺣﻼت‬
‫ﺐ‬
‫ﻨ‬
‫ﻟ‬
‫ﻫﺬا‪،‬‬
‫ﻨ‬
‫ﻘ‬
‫ﻴ‬
‫ﻠ‬
‫ﻌ‬
‫ـ‬
‫ﺗ‬
‫ﻊ‬
‫ﻤ‬
‫ﺪ‬
‫ﻘ‬
‫ﻟ‬
‫‪:‬‬
‫ﻦ‬
‫ﻌ‬
‫ﻣ‬
‫ﻘﺎل‬
‫ﻓ‬
‫‪،‬‬
‫ﺆﻻء‬
‫ﻫ‬
‫ﺮ‬
‫ﺷ‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﱢ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ﺎر ٌ‬
‫ﱢ‬
‫َ‬
‫ﺄن ُ َ‬
‫ﺧﻴﻞ إﻟ ْﻴـﻨَﺎ َﻛ ّ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﱠ‬
‫َُ َ ُ ﱢ‬
‫ﻟﻴَْﺴ َ َ َ ْ َ‬
‫َ َ َ‬
‫ََ ٌ ْ ُ َ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺎﻷﺳﺘﺎذ ﻗﺒﻞ ﱢ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼْﻠ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫إﺷَﺮَاﻛُﻬﻢ‬
‫ﺎب‪ :‬ﻟََﻌﱠﻞ ْ‬
‫اﻟﺮﺣﻠﺔ َ َ َ ْ ُ‬
‫ﺑﺄﻣﺮﻫﻢ‪ .‬ﻓﻘﺎل ﻳﺎﺳُﺮ‪ :‬ﻓَﺄﻧﺎ ﻗﺪ اﺗﱠ َ‬
‫ـﻐﲏ َﻋْﻨـُﻬُﻢ ﻓَﺄََﺟ َ‬
‫ورﺟﻮﺗﻪ أن ْ‬
‫ﺖ ْ ْ َْ‬
‫ﻳﺴﺘَ ْ ِ َ‬
‫ﺣﻼت ﻣﻬّﺬب ِ ِ ِ‬
‫ﻟﻄﺒﺎﻋﻬﻢ‪ِ ِ ،‬‬
‫ﺴﻠﻮِﻛﻬﻢ‪.‬‬
‫اﻟﺮ ِ ُ َ ٌ‬
‫ُ ْ ٌ‬
‫ﰲ ّ‬
‫ﻣﺼﻠﺢ ﻟ ُ‬
‫‪Kaynak: http://membres.multimania.fr/medinazs/mutusto/nahu1_32.htm‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .1‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .2‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .3‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .4‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .5‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .6‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .7‬‬
‫‪............. .................. ............. ............ .......... .8‬‬
‫‪3. Aşağıdaki boşluklara uygun gelen kelimeleri seçiniz.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺗﻔﻌﺔً(‪.‬‬
‫ﺻﻮت َ ﱢ‬
‫‪ّ .1‬‬
‫إن َ َ‬
‫اﳊﻖ ‪)..........‬ﻣُْﺮَ ٌ‬
‫ﺗﻔﻊ‪-‬ﻣُْﺮَﺗﻔﻌﺎً‪-‬ﻣُْﺮَﺗﻔﻌﺔٌ‪-‬ﻣُْﺮَ َ‬
‫اﻟﺴﻮق ﻟﻜﻦ ‪ِ ْ .......‬‬
‫ِ‬
‫اﻷﺳﻮاق(‪.‬‬
‫اﻟﺴﻮق‪-‬‬
‫اﻷﺳﻮاق‪ُ ْ -‬‬
‫َ‬
‫اﻟﺴﻮق‪َ ّ -‬‬
‫ﻣﻘﻔﻠﺔٌَ ) ﱡ ُ‬
‫‪ُ ْ َ .2‬‬
‫ُ‬
‫ّ‬
‫ذﻫﺒﺖ إﱃ ُ‬
‫ﻗﺮﻳﺐ‪-‬ﻗَ ِﺮﻳﺒﺎً‪-‬ﻗَ ِﺮ ِ‬
‫ﻳﺒﺎن‪-‬ﻗَ ِﺮﻳﺒَ ْ ِ‬
‫‪ ُ َ .3‬ﱡِ‬
‫ـﲔ(‪.‬‬
‫ﻳﺴﺮﱐ ّ‬
‫أن ِ َ‬
‫اﻟﻌﻴﺪ ‪ٌ ِ َ ) ......‬‬
‫اﳌﻄﺮ ‪ .....‬اﻟﺴﺤﺎب َ ِ‬
‫ﻟﻌﻞ(‪.‬‬
‫إن‪ّ -‬‬
‫ﻛﺜﲑٌ ) ّ‬
‫ّ َ‬
‫‪ .4‬اﻣﺘََْ َ‬
‫أن‪ّ -‬‬
‫ـﻨﻊ َ َُ‬
‫ﻟﻜﻦ‪ّ َ َ-‬‬
‫ﻛﻞ ٍ‬
‫أن(‪.‬‬
‫إن‪ّ -‬‬
‫ﻟﻴﺖ‪ّ -‬‬
‫ﻟﻜﻦ‪َ -‬‬
‫‪ ..... .5‬اﻟﻨﻈﺎﻓﺔََ َ‬
‫ﻣﺴﻠﻢ ) ّ‬
‫واﺟﺒﺔٌ ﻋﻠﻰ ّ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫أن ‪ ......‬ﻣﺴﺎﻓﺮ إﱃ أورﺑﺎ ِ َ ِ‬
‫اﻷب(‪.‬‬
‫أﲪﺪ ّ‬
‫ﻋﻠﻢ َ ُ‬
‫ﻟﻠﻌﻤﻞ )أﺑﻮﻩ‪-‬أﺑﺎﻩ‪ِ -‬أﺑﻴﻪ‪ُ -‬‬
‫‪َ .6‬‬
‫ِ‬
‫اﻟﻨﺠﻮم ُ َ ﱠ‬
‫ﻣﻌﻠﻘﺔٌ ﰲ‬
‫ﻟﻴﺖ(‪.‬‬
‫ﻛﺄن‪ّ ّ-‬‬
‫ﻟﻌﻞ‪ّ ّ -‬‬
‫اﻟﺴﻤﺎء )َ َ ﱠ‬
‫أن‪َ َْ-‬‬
‫‪َ ُ ّ …… .7‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻗﺎدﻣﻮن اﻵن ) ِ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺴﺎﻓﺮ(‪.‬‬
‫ﻟﻌﻞ …… ُ‬
‫اﳌﺴﺎﻓﺮ‪َ ِ ُ -‬‬
‫اﳌﺴﺎﻓﺮﻳﻦ‪َ ُ -‬‬
‫اﳌﺴﺎﻓﺮون‪ُ ُ -‬‬
‫ُ‬
‫‪ّ َ .8‬‬
‫ﻛﺄن ِ‬
‫ـﲔ‪) ......‬ﻓَ ِ‬
‫اﻟﻼﻋﺒَ ْ ِ‬
‫ـﺮﺳﺎن‪-‬ﻓَ َ َ ْ ِ‬
‫ﻓﺮس‪-‬ﻓَ َـﺮﺳﺎً(‪.‬‬
‫‪ّ .9‬‬
‫ََ‬
‫ـﺮﺳﲔ‪ٌ َ -‬‬
‫ﻟﻴﺖ(‪.‬‬
‫ﻟﻜﻦ‪ّ -‬‬
‫داﺋﻢ ) ّ‬
‫أن‪َ َْ-‬‬
‫‪ …… .10‬اﻟ ّﺮِ َ‬
‫إن‪ّ -‬‬
‫ﺑﻴﻊ ٌ‬
‫‪ 203‬‬
‫‪ ‬‬
4. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara (‫إن‬
ّ ) veya (‫أن‬
ّ ) harfinden uygun olanını
koyunuz.
ِ
.‫ﺟﺎﻟﺴﻮن‬
..... ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ َ ‫ﺟﻠﺴﺖ‬
ُ ْ َ َ .1
َ
ُ ‫اﻷﺻﺪﻗﺎء‬
ِ ُ ‫ﻣﻘﱰﺣﺎت‬
ِ
.‫اﳌﺤﺎﻣﻲ‬
ُ ِ ‫ـﻲ‬... :‫ ﻗﺎل اﻟﻘﺎﺿﻲ‬.2
َ ُ ‫أواﻓﻖ ﻋﻠﻰ‬
ِ ‫اﳊﻖ ﻻ ﻳـﺰول ﻋﻨﺪ‬
.‫اﷲ‬
َُ ّ .... ‫ أﻻ‬.3
.‫ﻳﻊ‬
‫ﻛﺒﺖ‬
ُ ْ ِ‫ ر‬.4
ٌ ‫ـﻪُ َﺳ ِﺮ‬... ‫اﻟﻘﻄﺎر اﻟﺬي‬
َ
ِ َ ..... ‫واﷲ‬
ِ .5
.‫ﻛﻔﺎح‬
ٌ ‫اﳊﻴﺎة‬
ِ ِ ‫ﻧﺎﺟﺢ ﰲ‬
ِ
.‫اﻻﻣﺘﺤﺎن‬
ْ َ ِ‫أﺧ‬
ْ ُ .6
ٌ ‫ َك‬....‫ﱪت ﺑـ‬
.ُ‫ﺷﺎرة َﲪﺮاء‬
ََ ‫ اﻹ‬.... ‫ـﻔﺖ إذ‬
ُ ْ َ‫ وﻗ‬.7
ٍ ‫ـﻲ َﻏﲑُ ر‬... ‫ﺻﺎﻓﺤﺘﻪُُ و‬
.‫اض‬
ْ َ .8
ِ ٍ َ ‫ﻛﻞ‬
.‫ﻗﺪﻳﺮ‬
ٌ ‫ﺷﻲء‬
ُ َ ْ .9
ْ ‫ اﷲَ ﻋﻠﻰ ﱢ‬.... ‫أﻋﻠﻢ‬
ِ
.‫اﻟﺴﻮق‬
‫ أﺑﺎﻩ ﺗﺮﻛﻪُ ﰲ‬.... ‫اﻟﻄﻔﻞ‬
‫ﻇﻦ‬
ّ .10
ُ
5. Aşağıdaki cümlelerde boşluklara uygun harfleri seçiniz.
ُِّ .1
.(‫ﻛﺄن‬
‫ﻟﻴﺲ ﺑَـﻴَْـﻨﻜﻢ‬
ٌ
ْ َ -‫ﻟﻜﻦ‬
ْ -‫إن‬
ْ ) ‫ﺧﻼف‬
ْ -‫أن‬
َ .... ‫ﺳﺮﱐ‬
.(‫ﻟﻜﻦ‬
ْ -‫ﻟﻤﻠﻮﻣﻮن )إﳕﺎ‬
ُ ُ َ َ ‫اﻟﻜﺴﺎﱃ‬
ْ -‫ﻟﻴﺖ‬-‫أن‬
َ ُ .... .2
.(‫أن‬
ّ َ -‫إن‬
ْ -‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
ْ ) ‫اﻟﻨﻤﻞ‬
ََْ-‫ﻛﺄﳕﺎ‬
ُ ّ َ ُ‫ ﻳ‬..... .3
ُ ْ ّ ‫ـﻔﻜﺮ‬
.(‫ّإﳕﺎ‬-‫ﻟﻌﻠﻤﺎ‬
ّ -‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
ٌ ِ ٌ‫ اﷲُ إﻟﻪ‬..... .4
َ َ-‫واﺣﺪ )ﻛﺄﳕﺎ‬
ِ ُ َ ْ ..... ‫ﻧﺎﺟﺢ‬
ِ ٌ .5
.(‫ﻛﺄﳕﺎ‬
ّ -‫ﻟﻜﻨﻤﺎ‬
ّ -‫ّأﳕﺎ‬-‫ﺷﻞ )ّإﳕﺎ‬
ٌ ‫ﳏﻤﺪ‬
ٌ ‫أﲪﺪ ﻓﺎ‬
6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen benzer kelime ve cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
1. Keşke imtihanın soruları kolay olsa.
2. Öğrenciler sanki derste uyuyorlar.
3. Kâfir, keşke toprak olsaydım der.
4. Belki de baban dönüyordur.
5. Cadde geniştir ancak otomobiller çoktur.
Kelimeler ve Deyimler
ِ
ِ
ِ ً‫ِﱢاﺗﺼﺎﻻ‬-‫ـﺘﺼﻞ‬
haberleşmek, telefon etmek :‫ب‬
ََ‫ﱠ‬
ُ ‫ﻳَ ﱠ‬-‫اﺗﺼﻞ‬
bir şeyi iyi yapma, ustaca yapma :‫إﺣﻜﺎم‬
ٌ
ِ
ulaştırma, götürme, yol açmak :‫ﺗﺄدﻳﺔً إﱃ‬
‫ﻳُ َ ﱢ‬-‫أدى‬
ّ
َ َ-‫ـﺆدي‬
204
ِ
ِ ْ َ‫ﻳﺴﺘ‬
ihtiyaç, gereksinim duymamak, muhtaç olmamak :‫ﻋﻦ‬
ْ ِ ْ ِ-‫ـﻐﲏ‬
َ ْ َْ‫اﺳﺘ‬
ْ ‫اﺳﺘﻐﻨﺎء‬
ْ َ -‫ـﻐﲎ‬
katmak, ortak etmek :‫اك‬
ٌ ‫إﺷ َﺮ‬
ِ
program, plan :‫اﻣﺞ‬
ٌ َ ‫ﺑـَْﺮ‬
ُ ‫ﻧﺎﻣﺢ )ج( ﺑَـ َﺮ‬
yorgunluk :‫ـﻌﺐ‬
ٌ َ َ‫ﺗ‬
ٍ ِ ْ َ‫ـﻌﻠﻴﻖ )ج( ﺗ‬
yorum, açıklama :‫ـﻌﻠﻴﻘﺎت‬
ٌ ِ ْ َ‫ﺗ‬
ِ
ٍ ِ َْ‫ـﻨﻈﻴﻢ )ج( ﺗ‬
düzenleme :‫ـﻨﻈﻴﻤﺎت‬
ٌ َْ‫ﺗ‬
uzaklaştırma, uzak tutma :ً‫ َﲡِْﻨﻴﺒﺎ‬-‫ﳚﻨﺐ‬
ُ ‫ َُﱢ‬-‫ﱠﺐ‬
َ ‫َﺟﻨ‬
boyun eğmek, tabi olmak :ً‫ﺧﻀﻮﻋﺎ‬
ُ ُ -‫ﳜﻀﻊ‬
ََ َ
ُ َ َْ -‫ﺧﻀﻊ‬
uyuşukluk, hareketsizlik :‫اﳋﻤﻮل‬
ُ ُُ
gibi görünme, izlenimini edinme :‫ﳜﻴﻞ‬
َ ‫ُﱢ‬
ُ ‫ َُﱠ‬-‫ﺧﻴﻞ‬
ِ َ‫ﺗ‬-ُ‫ـﺮﻓﻪ‬
‫َﱠ‬
rahat bir hayat yaşatma, müreffeh kılma :ً‫ـﺮﻓﻴﻬﺎ‬
ْ ‫ﻳُ َ ﱢ‬-َ‫رﻓﻪ‬
ِ ْ َ‫ﺗ‬-‫ـﺮوح‬
dinlendirme, rahatlatma :‫ﻋﻦ‬
ْ ً‫ـﺮوﳛﺎ‬
ُ ‫ﻳُ َ ﱢ‬-‫روح‬
َ ‫َﱠ‬
bıkkınlık, usanma :‫اﻟﺴﺄم‬
ُّ
genç, delikanlı :‫ﺷﺒﺎب‬،‫ﺷﺒﺎن‬
‫ﱡ‬
ٌ َ ُ ّ ُ (‫اﻟﺸﺎب )ج‬
geçirme, harcama, tüketme :ً‫ﺻﺮﻓﺎ‬
ُ ِ ْ َ-‫ﺻﺮف‬
َ ََ
ْ َ -‫ﻳﺼﺮف‬
sıkıntı, bıkkınlık, can sıkıntısı
:‫ﺿﺠﺮ‬
ٌَ َ
zorluk, sıkıntı, yorgunluk :ٌ‫ﻋﻨﺎء‬
ََ
boş, boşluk
:ٌ‫ﻓَـ َﺮاغ‬
önderlik, liderlik, rehberlik etmek :‫ﻗﻴﺎدة‬
ً َ ِ -‫ـﻘﻮد‬
ُ ُ َ‫ﻳ‬-‫ﻗﺎد‬
َ
tembellik :‫اﻟﻜﺴﻞ‬
ََُ
ِ (‫ﻣﺸﻜﻠﺔٌَ )ج‬
ِْ
problem, sorun :‫ﻣﺸﺎﻛﻞ‬
ُ
ُ
ٍ (‫ﻣﻘﻬﻰ )ج‬
kahvehane :‫ﻣﻘﺎﻩ‬
ًَْ
َ
bıkmak, usanmak :ً‫ﻣﻠﻼ‬
َ َ -‫ﳝﻞ‬
‫ﱠ‬
ّ ََ-‫ﻣﻞ‬
yapma, yerine getirme, uygulama :‫ﳑﺎرﺳﺔ‬
ً َ َ ُ -‫ﳝﺎرس‬
ُ ِ َُ-‫ﻣﺎرس‬
ََ
vakit, randevu :‫ﻣﻮاﻋﻴﺪ‬
ٌ ِ َْ
ُ ِ َ (‫ﻣﻮﻋﺪ )ج‬
ِ ْ (‫ﻧﺸﺎط )ج‬
canlılık, aktiflik, faaliyet :ٌَ‫أﻧﺸﻄﺔ‬
ٌ َ
ِ
(‫ﻫﻮاﻳﺔٌ )ج‬
hobi :‫ﻫﻮاﻳﺎت‬
ٌ
َ
205
Özet
“İnne ve benzerleri”ni tanıma, görevlerini ve cümleye kattıkları anlamları
açıklayabilmek
“İnne ve benzerleri”ne fiiller gibi en az üç harfli olmaları ve fetha üzerine
mebnî olmaları sebebiyle “el-hurûfu’l-müşebbehe bi’l-fiil de denir. “İnne ve
ِ ّ َ ،‫أن‬
benzerleri” şu harflerden oluşmaktadır: (‫ﻟﻌﻞ‬
ّ ،‫إن‬
ّ)
‫ َ َ ﱠ‬،‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ ،‫ﻟﻜﻦ‬
ّ َ ،‫ﻛﺄن‬
“İnne ve benzerleri” isim cümlesinin başına gelirler; mübtedayı kendilerine
isim olarak alır nasb eder, haberi de haber olarak alır ref‘ ederler. Bu harfler
başına geldikleri isim cümlelerine bir takım anlamlar kazandırırlar.
‫ )ِ ﱠ‬harfi başına geldiği isim cümlesine te’kit ve kesinlik anlamları
(‫إن‬
katmaktadır. Bu harf ile cümleye doğrudan başlanılır. Tek başına anlam ifade
ِ
ِ ) “Kitap yararlıdır”
eden isim cümlelerinin başlarına gelir. Meselâ (‫ﻧﺎﻓﻊ‬
ٌ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ُ
cümlesi tek başına anlam ifade eden bir isim cümlesidir, bunun başına bu
ِ
ِ ّ ) “Muhakkak kitap yararlıdır”
harfi getirdiğimiz zaman cümle (‫ﻧﺎﻓﻊ‬
ٌ ‫اﻟﻜﺘﺎب‬
َ َ ‫إن‬
ِ
şekline dönüşmektedir. Mübteda olan (‫اﻟﻜﺘﺎب‬
ُ َ ) kelimesini kendisine isim
ِ ) kelimesini kendisine haber alarak ref‘ etmiştir.
alarak nasb etmiş, (‫ﻧﺎﻓﻊ‬
ٌ
‫ )َ ﱠ‬harfi te’kit ve pekiştirme harfıdir. Ancak bu harf başına geldiği isim
(‫أن‬
cümlesinin anlamını mastara çevirmektedir, bu sebeple bu tür cümleler
genellikle başka bir cümlenin fâili, mef‘ûlün bihi, nâib-i fâili gibi cümlenin
bir unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu harf ile cümleye doğrudan
‫ )َ ﱠ‬isim cümlesinin anlamını başka cümleye bağlarken “-dığı,
başlanılmaz. (‫أن‬
‫ )َ ﱠ‬nin isim ve haberinden oluşan
dığını, -eceği” gibi bağlaç görevi görür. (‫أن‬
cümleye “masdar-ı müevvel, te’villi mastar” denir.
‫ ) َ َ ﱠ‬harfi teşbih yani benzetme edatıdır, ismini haberine benzetir. Bu harf
(‫ﻛﺄن‬
cümlenin başına getirilebilir.
(‫ﻟﻜﻦ‬
‫ ) ِ ﱠ‬harfi istidrak yani hatayı düzeltmek ve telafi etmek için
kullanılmaktadır, “lakin, ancak, fakat” anlamlarını ifade etmektedir. Önceki
cümlenin ifade ettiği anlamın yanlış anlaşılmasını önleyerek o hükmü
düzeltir. Bu sebepten dolayı doğrudan cümleye bu harf ile başlanılmaz.
(‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ) harfi temenni içindir, “keşke” anlamını içerir. Bu harf genellikle olması
mümküm olmayan şeyleri veya çok zor olabilecek şeyleri temenni etmek için
kullanılır.
(‫ﻟﻌﻞ‬
‫ )َ َ ﱠ‬terecci (ümit etme) veya işfak (acıma, şefkat gösterme) için kullanılır.
Sevilen işlerin yapılmasını istemeyi, çirkin, zor işlere bulaşmaktan
sakındırmayı ifade eder.
“İnne ve Benzerleri”nin isim ve haberlerinin irâbını açıklayabilmek
“İnne ve Benzerleri”nin ismi ve haberi, müfred müzekker, müfred müennes
veya cem-i teksir olursa ismi fetha ile mansûb, haberi zamme ile merfû‘ olur.
İsmi ve haberi tesniye müzekker veya tesniye müennes olursa ismi “ya” ile
mansûb, haberi elif ile merfû‘ olur. İsim ve haberleri cem-i müzekker sâlim
olursa, isimleri “ya” ile mansûb, haberi vav ile merfû‘ olur. “İnne ve
benzerleri”nin isim ve haberleri cemi müennes sâlim olursa ismi kesra ile
mansûb olur, haberi de zamme ile merfû‘ olur.
206
“İnne ve benzerleri” isim cümlesinin başına geldikleri için isim cümlesi için
geçerli olan tüm şartlar bu yapıda da geçerlidir. İsim veya haberleri
kendilerinden önce gelemez. Ancak “inne ve benzerlerinin haberleri
isimlerinden önce gelebilir. Bu harflerin haberleri câr-mecrûr veya zarf olur,
ismi de marife olursa, haberinin isminden önce gelmesi caizdir. Şayet
haberler câr-mecrûr veya zarf olur, isimleri de nekre olursa haberinin
isminden önce gelmesi vaciptir. Şayet “inne ve benzerleri”nin isminde
haberine dönen bir zamir bulunursa isminin haberinden sonra gelmesi
vaciptir.
“İnne ve Benzerleri”nin
açıklayabilmek
hangi
durumlarda
amel
etmediklerini
‫“ )ﻣﺎ‬mâ-i kâffe” bitiştiği zaman onları amel
“İnne ve benzerleri”ne (‫اﻟﻜﺎﻓﺔ‬
ّ
etmekten alıkoyar. İsimlerini nasb edip haberlerini ref‘ edemezler. Bu
durumda harfler isim cümlelerinin başına gelme özelliğini de yitirir, fiil
cümlelerinin başına da gelirler. Ancak (‫ﻟﻴﺖ‬
ّ ‫ )ﻣﺎ‬bitiştiği zaman amel
َ َْ) ye (‫اﻟﻜﺎﻓﺔ‬
etmesi de etmemesi de caizdir.
Kendimizi Sınayalım
ِ
ِ ّ ‫ﻋﻠﻤﺖ‬
1. (‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ّ ) nin ismi ve haberi aşağıdakilerin
ُ ْ ِ َ ) cümlesindeki (‫أن‬
ُ ‫اﳌﺠﺪﻳﻦ‬
َ ‫أن ُ ﱢ‬
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
ِ
a. (‫اﳌﺠﺪﻳﻦ‬
ّ ِ ُ ) kelimesi ismi, (‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ُ ) kelimesi haberidir.
ِ
b. (‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ّ ِ ُ ) kelimesi haberidir.
ُ ) kelimesi ismi, (‫اﳌﺠﺪﻳﻦ‬
ِ ) kelimesi ismi (‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ِ
c. (‫ﻤﺖ‬
ُ ْ ‫ﻋﻠ‬
ُ ) kelimesi haberidir.
ِ
d. (‫ﻧﺎﺟﺤﻮن‬
ُ ) kelimesi haber, ismi mahzûftur.
e. (‫اﳌﺠﺪﻳﻦ‬
ّ ِ ُ ) kelimesi ismidir, haberi mahzûftur.
ِ ‫أﺧﺎك‬
2. (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
َ ‫ﻟﻴﺖ‬
َ ) cümlesindeki (‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ) nin ismi ve haberi hangisidir, irabı
ٌ
nedir?
ِ
a. (‫أﺧﺎك‬
َ ) kelimesi haberidir, elif (‫ )ا‬ile mansûbdur, (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ٌ ) ismidir, zamme
ile merfû‘dur.
ِ
b. (‫أﺧﺎك‬
َ ) ismidir, elif (‫ )ا‬ile merfû‘dur, (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ٌ ) haberidir, zamme ile
merfû‘dur.
ِ
c. (‫أﺧﺎك‬
َ ) ismidir elif (‫ )ا‬ile mansûbdur, (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ٌ ) haberidir, zamme ile
merfû‘dur.
ِ
d. (‫أﺧﺎك‬
َ ) ismidir, “ya” (‫ )ـ ْﻴـ‬ile mansûbdur, (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ٌ ) haberidir, zamme ile
merfû‘dur.
ِ
e. (‫أﺧﺎك‬
َ ) ismidir, fetha ile mansûbdur, (‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ٌ ) haberidir, zamme ile
merfû‘dur.
ِ
ِ
3. (‫ﺿﺎﺋﻊ‬
ُ ْ ِ َ ‫ )ﻣﺎ‬cümlesinde boşluğu aşağıdakilerden hangisi en
ٌ ‫اﳌﻔﺘﺎح‬
َ ْ ......... ‫ﻋﻠﻤﺖ‬
uygun şekilde tamamlar?
a. ‫ﻟﻴﺖ‬
َ َْ
207
b. ‫أن‬
ّ
ِ
c. ‫ﻟﻜﻦ‬
ّ
d. ‫ﻟﻌﻞ‬
ّ ََ
e. ‫إن‬
ّ
4. “Bahçe güzeldir, ancak bahçıvan ihmalkârdır.” cümlesinin Arapça doğru
karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
ِ ِ َ ‫ﲨﻴﻠﺔٌَ أﻣﺎ‬
ِ ُ‫ﻟﻜﻦ اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
a. .‫ﻣﻬﻤﻞ‬
ُ
َ ّ
ٌ ْ ُ ّ‫اﻟﺒﺴﺘﺎﱐ‬
ِ ِ
ِ ِ
b. .‫ﻣﻬﻤﻞ‬
َ
ْ ُ ‫اﳊﺪﻳﻘﺔُ َﲨﻴﻠﺔٌ ﻟﻜﻨﻬﺎ‬
ٌ ْ ُ ّ‫اﻟﺒﺴﺘﺎﱐ‬
ِ
ِ ِ
ِ ِ
c. .‫ﻣﻬﻤﻞ‬
َ
ّ ٌَ‫اﳊﺪﻳﻘﺔُ َﲨﻴﻠﺔ‬
ْ ُ ‫ﻟﻜﻦ‬
ٌ ْ ُ ‫اﻟﺒﺴﺘﺎﱐﱠ‬
ِ ِ
َِ ُ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
d. .‫ﻣﻬﻤﻞ‬
ّ ٌ‫ﲨﻴﻠﺔ‬
َ َِ
ْ ُ ‫أن‬
ٌ ْ ُ ّ‫اﻟﺒﺴﺘﺎﱐ‬
ِ ْ ُ ‫ﻟﻜﻦ‬
e. .ٌ‫ﻣﻬﻤﻠﺔ‬
َ ِ ْ ُ ‫اﻟﺒﺴﺘﺎﱐﱡ‬
َ َِ ُ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
‫ﲨﻴﻠﺔٌ ﱠ‬
َ َِ
5.
“İnne benzerleri”nden olan harfin amel ettiği cümle aşağıdakilerden
hangisidir?
ِ ‫ـﻬﺪي‬
ِ ْ ‫اﻟﻌﻠﻢ ُﻧﻮر ﻳ‬
ِ ّ
a. .ُ‫ﺻﺎﺣﺒﻪ‬
َ
َ ٌ ُ ْ ‫ﻛﺄﳕﺎ‬
ِ
b. .‫اﺟﻊ‬
ََْ
ٌ ‫اﻟﺸﺒﺎب َر‬
ُ ّ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
ِ
ِ ُْ
ِ ِ َ ‫ﻗﻠﻴﻞ‬
c. .‫رﺧﻴﺺ‬
ٌ َ ُ‫ﺳﻌﺮﻩ‬
ْ ٌ َ ‫اﻟﻘﻄﻦ‬
ُ
ُ ْ ‫ﻟﻜﻦ‬
ِ ََ ‫ﻣﺮﺿﻪ‬
d. .ٌ‫ﳋﻄﲑ‬
ْ
ُ ُ َ َ ‫إن‬
ِ ِ َ ‫اﳊﻴﺎة‬
ِ َ َ ‫ﻣﻦ‬
e..‫اﻟﻜﺪر‬
َ َ َ ‫ﻟﻴﺘﻤﺎ‬
ْ ٌ‫ﺧﺎﻟﻴﺔ‬
َ ََْ
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. a
Yanıtınız doğru değilse “İnne ve Benzerlerinin Tanımı ve
Görevleri” konusunu tekrar okuyunuz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse “İnne ve Benzerlerinin Tanımı ve
Görevleri; İsim ve Haberlerinin İrâbı” konusunu tekrar okuyunuz.
3. b
Yanıtınız doğru değilse “İnne ve Benzerlerinin Cümleye
Kazandırdığı Anlamlar” konusunu tekrar okuyunuz.
4. c
Yanıtınız doğru değilse “İnne ve Benzerlerinin Cümleye
Kazandırdığı Anlamlar” konusunu tekrar okuyunuz.
5. e
Yanıtınız doğru değilse “İnne
Etmemeleri” konusunu okuyunuz.
ve
Benzerleri”nin
Amel
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ َ
ِ َ ِ ‫ﻻﻋﺒﻮن ﰲ‬
‫أن‬
.‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
ّ ‫أﻳﺖ‬
ُ َْ‫ َر‬.1
َ
ُ ‫اﻷﻃﻔﺎل‬
ٍ ِ ‫اﳌﺴﻠﻤﲔ‬
ِ ِ ُ ‫إن ﻋﻠﻰ‬
.‫واﺟﺒﺎت‬
ّ .2
ْ
208
ِ َ ُ‫أﺛﺎﺛﻪ‬
ِ ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
.ٌ‫ﻗﺪﱘ‬
َ ‫ﻟﻜﻦ‬
ُ َْ‫ اﻟﺒ‬.3
ّ ٌ‫ﻛﺒﲑ‬
ِ ِ ُ ‫ﻟﻌﻞ‬
ِ
ِ َ ِِ ‫ﻣﺘﻤﺴﻜﻮن‬
‫ﺑﻘﻴﻢ‬
.‫اﻹﺳﻼم‬
ُ ‫اﳌﺴﻠﻤﲔ ُ َ َ ﱢ‬
ْ ‫ َ َ ﱠ‬.4
Sıra Sizde 2
ِ ‫ﺣﺎﻟﺔَ اﳌ ِﺮ‬
(‫ )ﻗﻮل‬kökünden türemiş kelimeden sonra gelmiştir .ٌ‫ﺳﻴﺌﺔ‬
‫ـﻘﻮل‬
ُ ُ َ‫ ﻳ‬.1
َ ‫إن‬
ّ ‫اﻟﻄﺒﻴﺐ‬
ََّ ‫ﻳﺾ‬
ُ
ِ َ ‫اﻟﱵ إ ﱠ ﺎ ﰲ‬
ِ ‫أﻛﻠﺖ‬
ِ َ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
Sıla cümlesinin başında gelmiştir. .‫اﻟﺴﻠﺔ‬
ُ ْ َ .2
َ
ّ
ِ ‫اﻟﺴﻜﻮت‬
‫ ﻻ ﺗَ َ َ ﱠ‬.3
(‫ﺣﻴﺚ‬
ّ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ َ ‫ـﺘﻜﻠﻢ‬
ُ ) kelimesinden sonra gelmiştir. .‫واﺟﺐ‬
َ ُ ‫إن‬
ٌ
ِ ّ .4
ِ ‫ﻋﻨﺪ‬
‫اﷲ‬
Anlamlı cümlenin başında yer almıştır. .‫اﻹﺳﻼم‬
َ ِ ‫اﻟﺪﻳﻦ‬
ُ
َ ‫إن‬
Sıra Sizde 3
‫أن اﳌَِﺮﻳﺾ ُ َ ﱢ‬
ِ ُ ِ ُ .1
Fâil konumundaki cümlenin başına gelmiştir. .ٌ‫ﻣﺘﺄﱂ‬
ّ ‫ﻳﺆﻟﻤﲏ‬
Harf-i cerden sonra onun mecrûru olarak gelmiştir. .‫ﻧﻈﻴﻒ‬
ّ ِ ‫ﻓﺮﺣﺖ‬
ٌ ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
َ ْ َ‫ﺑﺄن اﻟﺒ‬
ُ ْ ِ َ .2
ِ
Nâib-i fâil olan cümlenin başına gelmiştir. .‫ﺳﻬﻞ‬
‫أن‬
ّ ‫ﻋﻠﻢ‬
َ
ٌ ْ َ ‫اﻟﺪرس‬
َ ُ .3
ٍ ‫ﺗﺴﻜﻦ ﰲ َ ﱠ‬
ِ
Mef‘ûlün bih olan cünlenin başına gelmiştir..‫ﺷﻘﺔ‬
‫ﲰﻊ ِ ﱞ‬
َ َ .4
ُ ُ ْ َ ‫ـﻨﺐ‬
َ َْ‫ﻋﻠﻲ أن زﻳ‬
Yararlanılan Kaynaklar
el-Cârim, A, Emîn, M. (1964), en-Nahvu’l-Vâdıh, Kahire.
el-Galâyînî, M. (1982), Câmi‘u’d-durûs el-‘Arabiyye, Beyrut.
Uralgiray, Y. (1986), Arapça İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad.
Komisyon, (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-muyessera, İstanbul.
Çörtü, M. M. (1997), Arapçada Cümle Kuruluşu ve Tercüme Teknikleri,
İstanbul.
209
Amaçlarımız
Bu üniteyi tamamladıktan sonra;
•
Kâne ve benzerlerini tanıyabilecek,
•
Kâne ve benzerlerinin isimleriyle olan uyumunu tespit edebilecek,
•
Kâne ve benzerlerinin zaman ve şahıslara göre çekimini yapabilecek,
•
Kane ve benzerlerinin isim ve haberlerinin irablarını tanıyacak bu fiillerle
basit cümleler kurabileceksiniz.
Anahtar Kavramlar
•
Kâne ve benzerleri
•
İsim cümlesi
•
Tam fiil-nâkıs fiil
•
Merfu‘-mansûb
Öneriler
Bu üniteyi daha iyi kavrayabilmek için okumaya başlamadan önce;
•
Türkçe dilbisinde isim cümlesi ve ek fiil konularını okuyunuz.
•
H. Günday, Ş. Şahin, Arapça Dilbilgisi (Nahiv Bilgisi) kitabında “Kâne
ve Kâneye Benzeyen Fiiller” konusunda ön okuma yapınız.
•
Kâne ve benzerlerinin hangi fiiller olduğunu öğreniniz,
•
İsim cümlesinin yapısını ve değişik biçimlerini öğreniniz.
210
Kâne ve Benzerleri
‫ﺎن َوأََﺧَﻮاﺗُـَﻬﺎ‬
َ ‫َﻛ‬
GİRİŞ
İsim cümleleri isimle başlayan cümlelerdir. Mübteda (özne) ve haber
(yüklem) adıyla anılan iki unsurdan oluşmaktadır. İrab yönünden mübteda ve
haberin her ikisi de merfu‘durlar. İsim cümlesi temel cümle birimlerinden biri
olmakla birlikte bu yapının başına bazı fiiller ve harfler gelerek isim
cümlesinin yapısını değiştirmekte, temel yapısına yeni anlamlar
kazandırmaktadır. İsim cümlesinin başına gelerek onun yapısını değiştiren
fiil grubundan birisi “nâkıs fiiller” olarak isimlendirilen “Kâne ve ehevâtuha:
Kâne ve benzerleri”dir.
Kâne ve benzerleri kelime türleri içinde fiil grubunda yer alır ve fiilin
yapı özelliklerini gösterirler. Zaman yönünden mâzi (geçmiş zaman), muzâri
(şimdiki/geniş/gelecek zaman) ve emir kipleri ve şahıslara göre çekimleri
bulunmaktadır. Cümle içinde işlevleri açısından iki tür yapı özelliği
göstermektedirler. Bu fiillerin anlamları merfu‘ları (fâil: özne) ile tamam
oluyor ve mansûb bir isme ihtiyaç duymuyorlarsa bu durumda “tam fiil”
olarak değerlendirilmektedirler. Tam fiil oldukları zaman fâil alıp ref‘
ederler. Tam fiiller iş-oluşa (hades), zamana ve fiil ile fâil arasında
gerçekleşen isnada delalet ederler. Şayet bu fiillerin anlamları fâilleri (özne)
ile tamam olmayıp mutlaka mansûb bir isme ihtiyaç duyuyorlarsa bu
durumda “nâkıs” fiil olarak görev yapmaktadırlar. Nâkıs fiiller isimleri ile
haberleri arasındaki isnada ve bu isnadın zamanına delalet etmekte, iş-oluşa
delalet etmemektedirler.
Kâne ve benzerleri nâkıs fiil olarak görev yaptıkları zaman isim
cümlesinin başına gelir, isim cümlesinin yapısını değiştirirler. Mübtedayı
kendilerine isim olarak alır ref‘ eder, mübtedanın haberini de haber olarak
alır nasb ederler. İsim cümlesinin yapısını bu şekilde değiştirmeleri sebebiyle
“nevâsih: hükmü giderenler/değiştirenler” adıyla da anılmaktadırlar.
Konu ile ilgili şu internet adreslerinden de bilgi alabilirsiniz:
www.schoolarabia.net/arabic; www.onlinearabic.net; www.reefnet.gov.sy.
211
‫‪OKUMA PARÇASI‬‬
‫اﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ﻳﻮن‬
‫ـﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫ـﻌﺪ ﱠ ٍ‬
‫ﻣﺪة َ ِ َ ٍ‬
‫اﻟﻌﺼﻮر اﻟ َ ِ َِ‬
‫ِ‬
‫َْ ِ‬
‫وﺳﺎﺋﻞ ﱢ ِ‬
‫اﻹﺗﺼﺎل ﰲ ُ ُ ِ‬
‫ﺑﻄﻴﺌﺔً ِ ًّ‬
‫اﺧِ َﱰ ِاع‬
‫ـﻌﺪ ِ ْ‬
‫ﺟﺪا‪ْ َ ،‬‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔ‪َ ،‬وﺑَ ْ َ‬
‫ْﻘﺪﳝﺔ َ ِ َ‬
‫ﺗﺼﻞ ﺑَ ْ َ ُ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ َ ْ َ ُ‬
‫اﻷﺧﺒﺎر َ ُ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ َ َ ُ‬
‫َ َ ِ‬
‫اﻹﻋﻼم ْ ِ َ ِ‬
‫ﻋﻨﺪ ُ ِِ‬
‫َ َ ِِ‬
‫ﺣﺪوﺛﻪ‪.‬‬
‫أﺻﺒﺢ اﻟ َ َ‬
‫ْﻌﺎﱂُ ﻗَـ ْﺮَﻳﺔً َ ِ ًَ‬
‫اﻟﻨﺎس ُ َ ِ ُ َ‬
‫ﻳﺸﺎﻫﺪون ْ‬
‫وﺳﺎﺋﻞ ْ ِ َ‬
‫اﻷﺣﺪاث ْ َ ُ‬
‫اﳊﺪﻳﺜﺔ ْ َ َ‬
‫ﺻﻐﲑة‪َ َ .‬‬
‫ﺻﺎر ّ ُ‬
‫ﻮن )اﻟﺘﱢ ْ َ ُ ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮن اﻟﻴَـْﻮَم ِﻣْﻦ َأﻫﱢﻢ‬
‫اﻟﺘﱠـﻠَِﻔْﺰﻳُ ُ‬
‫أﺻﺒََﺢ اﻟﺘﱠـﻠَِﻔْﺰﻳُ ُ‬
‫ﻳﻦ‪ ،‬ﻟﻘﺪ ْ‬
‫ـﻠﻔﺎز( َواﺣٌﺪ ﻣْﻦ َأﻫﱢﻢ اﻟُْﻤْﺨﺘَـَﺮَﻋﺎت ﰲ اﻟَْﻘْﺮن اﻟْﻌْﺸِﺮ َ‬
‫ﻴﺴﻴًّﺎ ﻟِْﻠﻤﻌِﺮﻓَِﺔ واﻟﺜﱠـَﻘﺎﻓَِﺔ‪ ،‬واﻟﺘﱠﺴﻠِﻴِﺔ واﻟﺘﱠـﺮﻓِِﻴﻪ‪ ،‬إﻻّ أﻧﱠﻪُ ﰲ اﻟْﻮﻗْ ِ ِ ِ‬
‫ﺼَﺪراً رﺋِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﺼِ‬
‫أﺻﺒََﺢ‬
‫ﺎل‪َ ،‬وأَ ْ‬
‫ﺖ ﻧَـْﻔﺴﻪ ْ‬
‫َوَﺳﺎﺋِﻞ اﻹﺗﱢ َ‬
‫َْ َ ْ‬
‫َْ َ‬
‫ﺿَﺤﻰ َﻣ ْ َ‬
‫َ‬
‫ﺼَﺪر ﻗَـﻠٍَﻖ ﻟِْﻶﺑِﺎء و ْاﻷُﱠﻣَﻬ ِ‬
‫ﻮرَة‪ ،‬ﻓَـﺘَـَﺮى ُﻛّﻞ َﺷْﻲٍء ﺗَـْﻘِﺮﻳﺒﺎً َﻋﻠﻰ ﻃَﺒَِﻴﻌﺘِِﻪ‪ ،‬ﻓَـﺘَـَﺮى‬
‫ت َو ﱡ‬
‫ﺎت‪ ،‬إﻧّﻪ ﻳَـْﻨـُﻘُﻞ ﻟَﻨَﺎ ﱠ‬
‫اﻟﺼْﻮ َ‬
‫اﻟﺼ َ‬
‫َ َ‬
‫َﻣ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﳉَﻬ ِ‬
‫ﻠﺪ ِ‬
‫ﻴﺪ وأﻳْﻀﺎً َﻣﺎ ُﻫَﻮ ُﻣﺴﻲءٌ ﻟ ﱢ‬
‫ﻳﻦ َوَﻣﺎ‬
‫ﻚ‪ ،‬وﺗَـَﺮى ﰲ َﻫﺬا ْ‬
‫ﻮن َوﻳَـﺘََﺤّﺮُﻛ َ‬
‫س ﻳَـﺘََﻜﻠُّﻤ َ‬
‫ﺎز َﻣﺎ ُﻫَﻮ ُﻣﻔ ٌ‬
‫ﻮن َوَﻛﺄَﻧﱠـُﻬْﻢ أََﻣَﺎﻣ َ‬
‫اﻟﻨّﺎ َ‬
‫ٍ ِ‬
‫ﺎداﺗِﻨَﺎ وﺗَـَﻘﺎﻟِ ِ‬
‫ﻴﺪﻧﺎ‪.‬‬
‫ُﻫَﻮ ُﻣﻨﺎَف ﻟَﻌ َ َ‬
‫ِ ِ ِ ِ‬
‫وﺳﻴﻠﺔً ﰲ اﻟﺒ ِ‬
‫اﳊِﺪ ِ‬
‫ﺎﻫَﺪةُ اﻟﺘﱢـْﻠَﻔ ِ‬
‫ـﻴﻮت‬
‫ـﻠﻔﺎز َ ِ َ‬
‫ﻳﺚ ﺑَﺎﺗَ ْ‬
‫ﺻﺎر اﻟﺘﱢ ْ َ ُ‬
‫ﰲ َﻋ ْ‬
‫ﺖ ُﻣَﺸ َ‬
‫ﺎز ْ‬
‫ُُ‬
‫ﺼِﺮﻧَﺎ َْ‬
‫إﺣَﺪى اﻷﻧْﺸﻄَﺔ اﻟﺘﱠـْﺮﻓِﻴﻬﻴﱠﺔ‪َ َ .‬‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ٍ‬
‫ﻟﻘﻀﺎء ْ ِ‬
‫ﻳﻮن َْﻟﻴﺲ ُ ﱡ‬
‫ْﻔﺮاغ‪َ ،‬ﻣﺎ َز َ‬
‫وﻗﺖ اﻟ َ َ ِ‬
‫اﻟﺴﻴﻨﻤﺎ َواﻟ َ ْ َ ِ‬
‫ْﻤﺴﺮح‪ َ ،‬ﱠ‬
‫اﻟﻨﺎس ﻳُ َ ﱢ ُ َ‬
‫ﻛﻠﻪُ َ َ َ‬
‫ﺑﻞ َﻟﻪُ‬
‫ـﻔﻀﻠﻮﻧﻪُ ﻋﻠﻰ ﱢ َ َ‬
‫َ َ َ‬
‫ﺣﺴﻨﺎت َ ْ‬
‫ال ُ‬
‫ﻟﻜﻦ اﻟﺘﱠ َـﻠﻔ ْﺰُ َ َ‬
‫أن ﻳُﻜ َ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻃﻴﺒﺔ‪ ،‬ﺻﺎر اﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ـﻮاح ﻏَﻴـﺮ َﱢ ٍ‬
‫ﻮن ﻣ ِ‬
‫ﻳﻮن ِﺳﻼﺣﺎً َذا َ ﱠ ْ ِ‬
‫وﻣِﻔﻴﺪاً ِ ًّ‬
‫ﺟﺪا َوُﳝِْﻜُﻦ ْ‬
‫ـﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫ﻀّﺮاً‬
‫أن ﻳَُﻜ َ ُ‬
‫ﻮن ﻧَﺎﻓﻌﺎً ُ‬
‫ﻧَ َ ٍ ْ ُ َ‬
‫ﺣﺪﻳﻦ ﻓَـﻴُْﻤﻜُﻦ ْ َ‬
‫َ‬
‫وَﻫ ِ‬
‫ﺎدﻣﺎً‪.‬‬
‫َ‬
‫ِ‬
‫ٍِ ٍ‬
‫اﻷﺳﺮِة ﻣﻊ وﺟﺒ ِ‬
‫ﺎز ُﻛﱠﻞ ﺑـْﻴ ٍ‬
‫ﺎت‬
‫َدَﺧَﻞ ِﺟ ُ‬
‫أﺻﺒََﺢ ُﺧْﺒﺰاً ﻳَـْﻮﻣﻴّﺎً ﻳَـﺘَـﻨََﺎوﻟُﻪُ أﻓْ َ ُ‬
‫ﺖ َوُﻛّﻞ ﻏُْﺮﻓَﺔ ﻟَﺪَرَﺟﺔ أﻧﱠﻪُ ْ‬
‫ـﺮاد ُ ْ َ َ َ َ َ َ‬
‫ﻬﺎز اﻟﺘّـْﻠَﻔ ِ َ‬
‫ِِ‬
‫ِ‬
‫اد َﺳْﻴﻄََﺮةُ اﻟﺘّـْﻠَﻔ ِ‬
‫ﻐﺎر‬
‫ﺻَﺎر ﱢ‬
‫ﺎز ُﻫَﻮ اﻟُْﻤَﺮﱢﰊ اﻟﺜﱠﺎﻟِ ُ‬
‫أﺻﺒََﺢ اﻟﺘﱢـْﻠَﻔ ُ‬
‫ﺚ َﻣَﻊ اﻷﺑَـَﻮﻳِْﻦ‪ .‬ﺗَـْﺰَد ُ‬
‫اﻟﻄَّﻌِﺎم‪ْ ،‬‬
‫ﺎز ﻋﻠﻰ َﺣﻴَﺎﺗﻨَﺎ اﻟﻴَـْﻮﻣﻴﱠﺔ‪َ ،‬‬
‫اﻟﺼ ُ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﻣﻌﻈﻢ َ َ ِِ‬
‫ﻷﺳﺮة ﻗَـﺒﻞ ُ ُ ِ ِ‬
‫ـﻠﻔ ْﺰ ِ‬
‫ﻳﻮن إﱃ اﻟﺒ ِ‬
‫ﻀ َ‬
‫أﻣﺎﻣﻪُ‪َ َ .‬‬
‫ـﻴﻮت َْ ِ ُ َ‬
‫ﳚﻠﺴﻮن َﻣﻌﺎً‬
‫ﲔ ﺑِِﻪ َوُﳝْ ُ‬
‫ﻛﺎن أﻓْـ َﺮ ُ‬
‫ُﻣْﺮﺗَﺒِﻄ َ‬
‫ﻮن ُ ْ َ َ ْ‬
‫أوﻗﺎ ْﻢ َ َ‬
‫ُُ‬
‫دﺧﻮل اﻟﺘﱠ َ ُ‬
‫اد ا ُ ْ َ ْ َ‬
‫ِ ِ‬
‫اﳉﺪة ِﻣﻦ أﻣﻮر ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ـﻌﺪ ُ ِ ِ‬
‫ـﻠﻔ ْﺰ ِ‬
‫ﻟﻘﻀﺎء ْ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻮن َ ﱠ ِ‬
‫ﻳﺴﺘﻤﻌﻮن إﱃ ِ‬
‫ﻋﻤﻞ‬
‫اﻷب أو ﱢ‬
‫اﳊﻴﺎة‪ّ .‬أﻣﺎ ﺑَ ْ َ ُ‬
‫وﻗﺖ اﻟ َْﻔ َﺮ ِاغ‪ُ َ ْ َ ،‬‬
‫اﻷم أو َْ ﱠ ْ ُ ََ‬
‫ﻇﻬﻮر اﻟﺘﱠ َ ُ‬
‫َ َ َ‬
‫ﻓﺈﻧﻪُ َ َ‬
‫اﻟﻄﺒﻴ ِ ِ ِ‬
‫ﻋﻠﻰ إﻟ َ ِ‬
‫اد ُ ِ‬
‫اﻣﺞ اﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ْﻐﺎء ﱠ ْ ِ ِ‬
‫ـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮﻧِﱠِﻴﺔ‪.‬‬
‫ﻣﻬﺘﻤﲔ ﺑﺎﻟ َﱪ ِ ِ‬
‫اﻷﺳﺮة ُ ْ َ ﱢ‬
‫ﻌﻲ ﻟﻶﺑﺎء‪َ َ ْ ،‬‬
‫وأﺻﺒﺢ أﻓْـ َﺮ ُ ْ َ‬
‫اﻟﺪور ّ ّ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫ﺳﻠﺒﻴﺔﱠٌ ْأﻳﻀﺎً ِ ْ َ ْ َ ِ‬
‫آﺛﺎر َ ِْ‬
‫ﺸﺎرَﻛِﺔ ﰲ‬
‫اﻟﻮﻟََﺪ َ‬
‫ﻠﻤﻪُ ﱡ‬
‫اﻟﺴُﻜ َ‬
‫اﻟﻜ َ‬
‫ﻟﻠﺘّ َـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮن ٌ‬
‫ﻼم ﺑَْﻞ ﻳُـَﻌ ّ ُ‬
‫ﻫﻮ ﻻ ﻳُـَﻌﻠﱢُﻢ َ‬
‫ﻟﻸﻃﻔﺎل‪َ ُ .‬‬
‫ﻮت َوَﻋَﺪَم اﻟُْﻤ َ‬
‫ﻳﺚ ِِ ِ‬
‫اﻷﺣ ِ‬
‫ﺎد ِ‬
‫ﱢ‬
‫اﻟﻄﻔﻞ ِﻣْﻦ ﳑََُﺎرَﺳِﺔ اﻟﻠَّﻌ ِ‬
‫ﺿُﺮ ِ‬
‫ورﻳّﺎً‬
‫ﺻَﻮراً َوأَ ْ‬
‫ﺐ اﻟﺬي ﻳُـْﻌﺘَﺒَـُﺮ َ‬
‫اﻟﻌﺎﺋﻠﻴّﺔ‪ ،‬ﻷﻧّﻪُ ﻳَـْﻨـُﻘُﻞ ُ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫اء ﻓَـَﻘْﻂ‪ ،‬ﻓَ ُ َ‬
‫ﺿَﻮ ً‬
‫ـﻬﻮ َْﳛُﺮُم ْ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻀُﺮ ِ‬
‫اﳉْﺴﻤّﻲ واﻟﻨّـْﻔﺴّﻲ ﻛﻤﺎ َْﳛُﺮُﻣﻪُ ﻣْﻦ ﻧََﺸﺎﻃَﺎﺗﻪ ْ‬
‫ﺎز ُﻫَﻮ‬
‫ﻟِﻨُُﻤﱢﻮﻩ ْ‬
‫اﳊَﻮِار َﻣَﻊ اﻟَْﻮاﻟَﺪﻳِْﻦ‪ ،‬ﻓَ ْ‬
‫ورﻳﱠﺔ َﻛﺎﻟُْﻤﻄَﺎﻟََﻌﺔ َو ْ‬
‫اﳋَ ﱠ‬
‫ﺎﺻﺔ ّ‬
‫ﺎﳉَﻬ ُ‬
‫اﻟَْﻔ ِ‬
‫ﺎﻋﻞ َوُﻫَﻮ اﻟﻨﱠﺎﻗُِﺪ‪.‬‬
‫‪Metni Kavrama Alıştırmaları‬‬
‫‪1. Aşağıdaki soruları yukarıdaki metne göre cevaplandırınız.‬‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﻘﺪﳝﺔ؟‬
‫اﻻﺗﺼﺎل ﰲ اﻟﻌﺼﻮر‬
‫وﺳﺎﺋﻞ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ‬
‫ﻛﻴﻒ ََ ْ‬
‫‪َ َ .1‬‬
‫ُ‬
‫ﺻﻐﲑة؟‬
‫‪ .2‬ﻣﱴ‬
‫أﺻﺒﺢ َ‬
‫اﻟﻌﺎﱂُ ﻗﺮَﻳﺔً َ ِ ًَ‬
‫َ‬
‫ع ِ‬
‫‪ .3‬ﻣﱴ ُ ْ ُِ‬
‫ﻳﻮن؟‬
‫اﻟﺘﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫اﺧﱰ َ‬
‫‪ .4‬ﻫﻞ اﻟﺘﻠﻔﺰ ُ ِ‬
‫وﺳﺎﺋﻞ ﱢ ِ‬
‫ِ‬
‫اﻻﺗﺼﺎل؟‬
‫ﻣﻦ‬
‫ﻳﻮن ْ‬
‫ـﻠﻖ ِ ِ‬
‫ﻟﻶﺑﺎء ﱠ ِ‬
‫واﻷﻣﻬﺎت؟‬
‫‪ .5‬ﳌﺎذا أﺻﺒﺢ اﻟﺘﻠﻔﺰ ُ‬
‫ﻣﺼﺪر ﻗَ َ ٍ َ‬
‫ﻳﻮن َ ْ َ َ‬
‫‪ 212‬‬
‫‪ ‬‬
‫ﻷي ﺷﻲء ﺻﺎر ّ ِ‬
‫وﺳﻴﻠﺔ؟‬
‫ﻳﻮن َ ِ ً‬
‫اﻟﺘﻠﻔﺰ ُ‬
‫‪ .6‬ﱢ‬
‫َ‬
‫ﻣﻔﻴﺪ ِ ْ ِ‬
‫‪ .7‬ﻫﻞ ّ ِ‬
‫ﻟﻠﻐﺎﻳﺔ؟‬
‫اﻟﺘﻠﻔﺰ ُ‬
‫ﺟﻬﺎز ُ ِ ٌ‬
‫ﻳﻮن ِ ٌ‬
‫ِ‬
‫ﺧﻮل ّ ِ‬
‫اﻟﺘﻠﻔﺰ ِ‬
‫ﻳﻮن إﱃ اﻟﺒ ِ‬
‫اﻷﺳﺮة َﻗﺒﻞ ُد ِ‬
‫اد‬
‫ـﻴﻮت؟‬
‫‪ .8‬ﻛﻴﻒ ﻛﺎن أﻓْﺮ ُ‬
‫ُُ‬
‫َ‬
‫ـﻌﻠﻢ َ ِ‬
‫ﻳﻮن؟‬
‫اﻟﺘﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫‪ .9‬ﻣﺎذا ﻳُ َ ّ ُ‬
‫ﺳﻠﺒﻴﺔﱠٌ ِ‬
‫‪ .10‬ﻫﻞ ِ ّ ِ ِ‬
‫ِ‬
‫آﺛﺎر ِ‬
‫ﻟﻸﻃﻔﺎل؟‬
‫ﻟﻠﺘﻠﻔﺰﻳﻮن ٌ‬
‫‪2. Altı çizili kelimelerin eş anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫ﻛﺎﺗﻪ َِ‬
‫ﻣﻨﺒﻌﺎ‪َْ ،‬ﳝﻨﻊ‪ِ َ ِ ْ ،‬‬
‫ِ‬
‫اﻛﺘﺸﺎف‪ِ ِ ْ ،‬‬
‫ـﺘﺤﺪﺛﻮن‪ِ ْ َ ْ َ ،‬‬
‫ﳛﻤﻞ‪،‬‬
‫)ﻳَ َ َ ّ ُ َ‬
‫ﻟﻴﺴﺖ َﺳ ِﺮ ً‬
‫ﻗﻠﻴﻠﺔٌَ و َ ْ‬
‫وﺟﻬﲔ‪ ،‬ﺣﺮ ُ ُ‬
‫َ‬
‫اﳌﻤﺎرﺳﺎت‪ُ َ ً َْ َ ،‬‬
‫ﻳﻌﺔ‪َ َ َُ ،‬‬
‫اﻟﻌﺼﺮ‪ُ َْ ،‬‬
‫اﻷﻧْ َـﺒﺎءُ(‬
‫اﻟﻌﺼﻮر اﻟ َ ِ َِ‬
‫‪ِ ْ َ .1‬‬
‫وﺳﺎﺋﻞ ﱢ ِ‬
‫اﻹﺗﺼﺎل ﰲ ُ ُ ِ‬
‫ﺑﻄﻴﺌﺔً‪.‬‬
‫ْﻘﺪﳝﺔ َ ِ َ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ َ َ ُ‬
‫ـﻌﺪ ﱠ ٍ‬
‫ﻣﺪة َ ِ َ ٍ‬
‫ِ‬
‫ﻃﻮﻳﻠﺔ‪.‬‬
‫‪ْ َ .2‬‬
‫ﺗﺼﻞ ﺑَ ْ َ ُ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ َ ْ َ ُ‬
‫اﻷﺧﺒﺎر َ ُ‬
‫ﻋﻼم ْ ِ َ ِ‬
‫اﺧِ َﱰ ِاع َ َ ِ ِ‬
‫ﺻﻐﲑة‪.‬‬
‫أﺻﺒﺢ اﻟ َ َ‬
‫ْﻌﺎﱂُ ﻗَـﺮَْﻳﺔً َ ِ ًَ‬
‫ـﻌﺪ ِ ْ‬
‫‪ .3‬ﺑَ ْ َ‬
‫وﺳﺎﺋﻞ اﻻ ْ ِ َ‬
‫اﳊﺪﻳﺜﺔ ْ َ َ‬
‫‪ .4‬اﻟﺘﱠـﻠَِﻔﺰﻳ ُ ِ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻳﻦ‪.‬‬
‫ُْ‬
‫ﻮن َواﺣٌﺪ ﻣْﻦ َأﻫﱢﻢ اﻟُْﻤْﺨﺘَـَﺮَﻋﺎت ﰲ اﻟَْﻘْﺮن اﻟْﻌْﺸِﺮ َ‬
‫ﺿﺤﻰ اﻟﺘَ َ ِ‬
‫ﺼَﺪراً َرﺋِﻴﺴﺎً ﻟِْﻠَﻤْﻌِﺮﻓَِﺔ َواﻟﺜﱠـَﻘﺎﻓَِﺔ‪.‬‬
‫ـﻠﻔﺰُ ُ‬
‫ﻳﻮن َﻣ ْ‬
‫‪ .5‬أَ ْ َ‬
‫ﻮرَة‪.‬‬
‫ت َواﻟ ﱡ‬
‫‪ .6‬إﻧّﻪ ﻳَـْﻨـُﻘُﻞ ﻟَﻨَﺎ ﱠ‬
‫اﻟﺼْﻮ َ‬
‫ﺼَ‬
‫ﻚ‪.‬‬
‫ﺎس ﻳَـﺘََﻜﻠُّﻤ َ‬
‫ﻮن َوﻳَـﺘََﺤّﺮُﻛ َ‬
‫ﻮن َوَﻛﺄَﻧﱠـُﻬْﻢ أََﻣَﺎﻣ َ‬
‫‪ .7‬ﺗَـَﺮى اﻟﻨّ َ‬
‫اﳊِﺪ ِ‬
‫ﺎﻫَﺪةُ اﻟﺘﱢـْﻠَﻔ ِ‬
‫إﺣَﺪى اﻷﻧِْﺸﻄَِﺔ اﻟﺘﱠـْﺮﻓِِﻴﻬﻴﱠِﺔ‪.‬‬
‫ﻳﺚ ﺑَﺎﺗَ ْ‬
‫‪ .8‬ﰲ َﻋ ْ‬
‫ﺖ ُﻣَﺸ َ‬
‫ﺎز ْ‬
‫ﺼِﺮﻧَﺎ َْ‬
‫‪ .9‬ﺻﺎر اﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ﻳﻮن ِﺳﻼﺣﺎً َذا َ ﱠ ْ ِ‬
‫ﺣﺪﻳﻦ‪.‬‬
‫ـﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫َ‬
‫ﱢ‬
‫اﻟﻄﻔﻞ ِﻣْﻦ ﳑََُﺎرَﺳِﺔ اﻟﻠَّﻌ ِ‬
‫ﺿُﺮ ِ‬
‫اﳉِْﺴِﻤّﻲ واﻟﻨّـْﻔﺴّﻲ‪.‬‬
‫ورﻳّﺎً ﻟِﻨُُﻤﱢﻮِﻩ ْ‬
‫ﺐ اﻟﺬي ﻳُـْﻌﺘَﺒَـُﺮ َ‬
‫‪ .10‬ﻓَ ُ َ‬
‫ـﻬﻮ َْﳛِﺮُم ْ َ‬
‫‪3. Altı çizili kelimelerin zıt anlamlılarını parantez içindeki kelimelerin‬‬
‫‪arasından seçiniz.‬‬
‫إﳚﺎﺑﻴﺔ‪ِ َِ ،‬‬
‫ﺷﻌﻮر ِ ﱡ ُ ِ‬
‫ﻳﺴﻜﺖ‪ِ ْ َ ،‬‬
‫ﻋﺪم اﳊﻮار‬
‫ﻃﻴﺒﺔ‪ٌ ِّ ،‬‬
‫) َﱢَ ٌ‬
‫ﻀﺮ‪ً َ ِ َ ،‬‬
‫ﺗﻘﻞ‪ُ ،‬ﻣ ِ ﱞ‬
‫اﻟﺼﺤﻮ‪ َِ ،‬ﱡ‬
‫ﻣﻦ‪ُ ُ ْ َ ،‬‬
‫ﺑﺎﻟﺴﺮور‪ُ َ َ ،‬‬
‫ﻣﺪﻳﻨﺔ‪ٌ ُ ُ ،‬‬
‫ﻗﻠﻴﻞ ْ‬
‫ٌ‬
‫واﻟﺴﻜﻮت(‬
‫ُ ُ‬
‫ِ ِ ِ‬
‫آﺛﺎر َ ِْ‬
‫ﺳﻠﺒﻴﺔﱠٌ ْأﻳﻀﺎً ِ ْ َ ْ َ ِ‬
‫ﻟﻸﻃﻔﺎل‪.‬‬
‫‪ .1‬ﻟﻠﺘّ َـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮن ٌ‬
‫اﻟﻀُﺮ ِ‬
‫اﻟﻄﻔﻞ ِﻣْﻦ ﻧََﺸﺎﻃَﺎﺗِِﻪ ْ‬
‫اﻟﺘﻠﻔﺎز‬
‫اﳊَِﻮِار َﻣَﻊ اﻟَْﻮاﻟَِﺪﻳِْﻦ‬
‫ورﻳﱠِﺔ َﻛﺎﻟُْﻤﻄَﺎﻟََﻌِﺔ َو ْ‬
‫اﳋَ ﱠ‬
‫ﺎﺻِﺔ ّ‬
‫‪َْ .2‬ﳛِﺮُم َ ُ‬
‫َ‬
‫‪ .3‬ﻣﻌﻈَﻢ ّ ِ ِ‬
‫ﺟﺎﻟﺴﻮن أﻣﺎم اﻟﺘﱠـﻠَ ِﻔ ْﺰ ِ‬
‫ٍ‬
‫ﺳﺎﻋﺎت‪.‬‬
‫ﲬﺲ‬
‫ﻳﻮن ﻳَْ ِ ًّ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ُ ُ‬
‫اﻟﻨﺎس ُ‬
‫ـﻮﻣﻴﺎ ﺗَ ْـﻘ ِﺮ ًﻳﺒﺎ َْ َ‬
‫‪ِ .4‬ﻣﻦ ّ ِ ِ‬
‫اﻟﻨﺎﺣﻴﺔ ﱢ ﱢ ﱠ ِ ِ ِ ِ‬
‫ﺳﻴﺌﺔٌ‪.‬‬
‫آﺛﺎر َ ﱢَ‬
‫اﻟﺼﺤﻴﺔ ﻟﻠﺘَ َـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮن ٌ‬
‫َ‬
‫ْ‬
‫ﳛﺮم ّ ِ‬
‫‪ .5‬اﻟﺘﱠ َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻋﻴﻮ َ ﻢ‪.‬‬
‫ـﻠﻔ ْﺰُ ُ‬
‫ﻣﻦ اﻟﻨّ ْـﻮم وﻳُ ْـﺆذي ُُ‬
‫اﻟﻨﺎس ْ‬
‫ﻳﻮن َْ ِ ُ َ‬
‫اد َﺳْﻴﻄََﺮةُ اﻟﺘّـْﻠَﻔ ِ‬
‫ﺎز ﻋﻠﻰ َﺣﻴَﺎﺗِﻨَﺎ اﻟﻴَـْﻮِﻣﻴﱠِﺔ‪.‬‬
‫‪ .6‬ﺗَـْﺰَد ُ‬
‫‪ 213‬‬
‫‪ ‬‬
.‫ﻚ‬
َ ‫ﺎس ﻳَـﺘََﻜﻠُّﻤ‬
َ ‫ﻮن َوﻳَـﺘََﺤّﺮُﻛ‬
َ ‫ﻮن َوَﻛﺄَﻧﱠـُﻬْﻢ أََﻣَﺎﻣ‬
َ ّ‫ ﺗَـَﺮى اﻟﻨ‬.7
ِ ‫اﳉَِﻬ‬
ِ ‫ﻠﺪ‬
‫ﻴﺪ وأﻳْﻀﺎً َﻣﺎ ُﻫَﻮ ُﻣِﺴﻲءٌ ﻟِ ﱢ‬
.‫ﻳﻦ‬
ْ ‫ ﺗَـَﺮى ﰲ َﻫﺬا‬.8
ٌ ‫ﺎز َﻣﺎ ُﻫَﻮ ُﻣِﻔ‬
ِ َ ِ ْ ‫اﻹﻋﻼم‬
ِ ِ َ َ ‫اﺧِ َﱰ ِاع‬
.‫ﺻﻐﲑة‬
َ َ ‫أﺻﺒﺢ اﻟ‬
ًَ ِ َ ً‫ْﻌﺎﱂُ ﻗَـﺮَْﻳﺔ‬
ْ ِ ‫ـﻌﺪ‬
َ ْ َ‫ ﺑ‬.9
َ ِ ْ ‫وﺳﺎﺋﻞ‬
َ َ ْ ‫اﳊﺪﻳﺜﺔ‬
ِ َ ‫ أﺻﺒﺢ اﻟﺘﱠ‬.10
ِ ‫ﺼَﺪر ﻗَـﻠٍَﻖ ﻟِْﻶﺑِﺎء و ْاﻷُﱠﻣَﻬ‬
.‫ﺎت‬
ُ ُ‫ـﻠﻔ ْﺰ‬
َ َْ
َ ْ ‫ﻳﻮن َﻣ‬
َ َ
4. Altı çizili kelimelerin müfredlerini (tekilleri) bulunuz.
ِ َ َ ‫ﻳﺸﺎﻫﺪون ا‬
ِ
ِِ ُ ‫ﻋﻨﺪ‬
.‫ﺣﺪوﺛﻪ‬
ْ َ ُ َ ُ ‫اﻟﻨﺎس‬
ُ َ ْ ‫ﻷﺣﺪاث‬
َ َ .1
ُ ّ ‫ﺻﺎر‬
ِ ‫اﳊِﺪ‬
ِ ‫ﺎﻫَﺪةُ اﻟﺘﱢـْﻠَﻔ‬
.‫إﺣَﺪى اﻷﻧِْﺸﻄَِﺔ اﻟﺘﱠـْﺮﻓِِﻴﻬﻴﱠِﺔ‬
ْ َ‫ﻳﺚ ﺑَﺎﺗ‬
ْ ‫ ﰲ َﻋ‬.2
َ ‫ﺖ ُﻣَﺸ‬
ْ ‫ﺎز‬
َْ ‫ﺼِﺮﻧَﺎ‬
ِ
ِ
ِ ‫اﻷﺳﺮة ﻣﻊ وﺟﺒ‬
.‫ﺎت اﻟﻄَّﻌِﺎم‬
ُ ‫أﺻﺒََﺢ ُﺧْﺒﺰاً ﻳَـْﻮﻣﻴّﺎً ﻳَـﺘَـﻨََﺎوﻟُﻪُ أﻓْـ َﺮ‬
ْ .3
َ َ َ َ َ َ ْ ُ ‫اد‬
ِ ُ ‫اد‬
ِ َ ‫اﻣﺞ اﻟﺘﱠ‬
.‫ـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮﻧِﱠِﻴﺔ‬
ِ ِ ‫ﻣﻬﺘﻤﲔ ﺑﺎﻟ َﱪ‬
‫اﻷﺳﺮة ُ ْ َ ﱢ‬
َ َ ْ .4
َ ْ ُ ‫أﺻﺒﺢ أﻓْـ َﺮ‬
ِ ِ ِ
ِ َ ْ َ ْ ِ ً‫ﺳﻠِﺒﻴﺔﱠٌ ْأﻳﻀﺎ‬
.‫ﻟﻸﻃﻔﺎل‬
ْ َ ‫آﺛﺎر‬
ٌ ‫ ﻟﻠﺘّ َـﻠﻔ ْﺰُﻳﻮن‬.5
5. Altı çizili kelimelerin cemilerini (çoğulları) bulunuz.
.‫ﻮت‬
َ ‫اﻟﻮﻟََﺪ‬
‫ﻠﻤﻪُ ﱡ‬
َ ‫اﻟﺴُﻜ‬
َ ‫اﻟﻜ‬
ُ ّ ‫ﻼم ﺑَْﻞ ﻳُـَﻌ‬
َ ‫ﻫﻮ ﻻ ﻳُـَﻌﻠﱢُﻢ‬
َ ُ .1
ِ ْ ‫اﳉﺪة ِﻣﻦ أﻣﻮر‬
ِ
ِ ِ ْ ‫اد‬
ِ ‫ﻳﺴﺘﻤﻌﻮن إﱃ‬
.‫اﳊﻴﺎة‬
‫اﻷب أو ﱢ‬
ُ ‫ ﻛﺎن أﻓﺮ‬.2
ُ َ ْ َ ‫اﻷﺳﺮة‬
ََ ُ ْ ‫اﻷم أو َْ ﱠ‬
ٍ ‫ﺎز ُﻛﱠﻞ ﺑـْﻴ‬
.‫ﺖ َوُﻛّﻞ ﻏُْﺮﻓٍَﺔ‬
ُ ‫ َدَﺧَﻞ ِﺟ‬.3
َ ِ ‫ﻬﺎز اﻟﺘّـْﻠَﻔ‬
.‫ ﻓَـﺘَـَﺮى ُﻛّﻞ َﺷْﻲٍء ﺗَـْﻘِﺮﻳﺒﺎً َﻋﻠﻰ ﻃَﺒَِﻴﻌﺘِِﻪ‬،‫ﻮرَة‬
‫ إﻧّﻪ ﻳَـْﻨـُﻘُﻞ ﻟَﻨَﺎ ﱠ‬.4
‫ت َو ﱡ‬
َ ‫اﻟﺼْﻮ‬
َ ‫اﻟﺼ‬
‫ﱢ‬
ِ ‫اﻟﻄﻔﻞ ِﻣْﻦ ُﳑََﺎرَﺳِﺔ اﻟﻠَّﻌ‬
ِ ‫ﺿُﺮ‬
.‫ورﻳّﺎً ﻟِﻨُُﻤﱢﻮِﻩ‬
َ ‫ﺐ اﻟﺬي ﻳُـْﻌﺘَﺒَـُﺮ‬
َ ُ َ‫ ﻓ‬.5
َ ْ ‫ـﻬﻮ َْﳛِﺮُم‬
6. Aşağıda verilen Arapça cümlelerin en yakın Türkçe karşılıklarını
seçiniz.
ِ
ِ
ٍ ِ ٍ
ِ ‫اﻷﺳﺮة ﻣﻊ وﺟﺒ‬
ٍ ‫ﺎز ُﻛﱠﻞ ﺑـْﻴ‬
ِ ‫ﻬﺎز اﻟﺘّـْﻠَﻔ‬
‫ﺎت‬
ُ ‫)َدَﺧَﻞ ِﺟ‬
ُ ‫أﺻﺒََﺢ ُﺧْﺒﺰاً ﻳَـْﻮﻣﻴّﺎً ﻳَـﺘَـﻨََﺎوﻟُﻪُ أﻓْـ َﺮ‬
ْ ُ‫ﺖ َوُﻛّﻞ ﻏُْﺮﻓَﺔ ﻟَﺪَرَﺟﺔ أﻧﱠﻪ‬
َ َ َ َ َ َ ْ ُ ‫اد‬
َ
(‫اﻟﻄَّﻌِﺎم‬
a. Televizyon her eve ve her odaya girdi, öyle oldu ki onu aileler yemek
öğünlerinde günlük olarak alır hale geldiler.
b. Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte aldıkları
günlük ekmek olma derecesinde her eve ve her odaya girdi.
c. Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünlerinde yedikleri günlük
ekmek gibi her eve ve her odaya girdi.
d. Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte seyredecek
derecede her eve ve her odaya girdi.
e. Televizyon cihazı aile fertlerinin yemek öğünleri ile birlikte aldıkları
günlük ekmek oldu, neredeyse her eve ve her odaya girdi.
214
ِ ِ َ ِ َ ‫ـﻴﻮت‬
ِ
ِ ِ ُ ُ ‫اﻷﺳﺮة ﻗَـﺒﻞ‬
ِ ‫ـﻠﻔ ْﺰ‬
ِ ‫ﻳﻮن إﱃ اﻟﺒ‬
ِ ْ ‫ﻟﻘﻀﺎء‬
ِ
ِ ‫ﻳﺴﺘﻤﻌﻮن إﱃ‬
‫اﻷب‬
ِ َ َ ‫وﻗﺖ اﻟ‬
َ َ)
ُ ‫ﻛﺎن أﻓْـ َﺮ‬
ُ َ ْ َ ،‫ْﻔﺮاغ‬
ُُ
ُ َ ‫دﺧﻮل اﻟﺘﱠ‬
َ َ َ ً‫ﳚﻠﺴﻮن َﻣﻌﺎ‬
ُ ْ
َ ْ َ ْ ُ ‫اد‬
ِ ِ ‫اﻷم أو ْ ﱠ‬
ِ ‫اﳊ‬
(.‫ﻴﺎة‬
‫أو ﱢ‬
ََْ ‫ﻣﻦ ُأﻣﻮر‬
ْ ‫اﳉﺪة‬
َ
a. Evlere televizyon girmeden önce aileler boş vakti geçirmek için birlikte
oturur, hayatın işlerini baba, anne ve nineleriyle tartışırlardı.
b. Evlere televizyon girmeden önce aileler boş vakti geçirmek için beraberce
çıkar, hayatın işleri ile ilgili olarak babayı ya da dedeyi veya nineyi
dinlerlerdi.
c. Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vaktin geçirilmesi için
birlikte oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nineyi
dinlerlerdi.
d. Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vakitlerinde birlikte
oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nineyi
dinlerlerdi.
e. Evlere televizyon girmeden önce aile fertleri boş vaktin geçirilmesi için
birlikte oturur, hayatın işleri ile ilgili olarak baba veya anne ya da nine
konuşurken onları sessizce dinlerlerdi.
DİLBİLGİSİ
KÂNE VE BENZERLERİ
Kâne ve benzerleri şu fiillerden oluşmaktadır:
ِ
‫ ﻣﺎ َ ﱠ‬،‫ﻓﺘﺊ‬
.‫ﻣﺎدام‬
َ ‫ ﻣﺎ َز‬،‫ﻟﻴﺲ‬
َ َ
‫ َ ﱠ‬،‫أﻣﺴﻰ‬
َ ،‫ﻇﻞ‬
َ َ ،‫اﻧﻔﻚ‬
َ ْ َ ،‫أﺻﺒﺢ‬
َ ِ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ال‬
َ َ ْ َ ،‫ﺻﺎر‬
َ َ ،‫ﻛﺎن‬
َ ْ ،‫أﺿﺤﻰ‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﺑﺮح‬
َ َْ ،‫ﺑﺎت‬
Kâne ve benzerlerinin iki türlü kullanımları söz konusudur: a. Tam fiil
olarak, b. Nâkıs fiil olarak:
a. Tam Fiil Olarak Kullanılmaları: Eğer “kâne ve benzerleri”nin anlamları
habere ihtiyaç duyulmaksızın fâilleri ile tamam olursa bu durumda tam fiil
kabul edilirler. Tam fiiller iş-oluş (hades) ve zamana delâlet ederler. Kâne ve
benzerlerinden olan (‫ﻛﺎن‬
َ َ ،‫ﺻﺎر‬
َ ،‫ﻣﺎﺑﺮح‬
َ ْ ،‫أﻣﺴﻰ‬
َ َ ْ ،‫أﺿﺤﻰ‬
َ ِ َ ،‫ )ﻣﺎدام‬fiilleri tam
َ َ ،‫أﺻﺒﺢ‬
َ ْ ،‫ﻇﻞ‬
ّ َ ،‫ﺑﺎت‬
ِ
fiil olarak da görev yaparlar. Ancak (‫ﻟﻴﺲ‬
َ ‫ ﻣﺎ َز‬،‫ﻓﺘﺊ‬
َ َ ‫ )ﻣﺎ‬fiilleri tam fiil olmaz,
َ َْ ،‫ال‬
daima nâkıs fiil olurlar. Kâne ve benzerleri tam fiil oldukları zaman anlamları
nâkıs fiil olarak kullanıldıklarındaki anlamlarından farklı olur ve şu anlamları
ifade ederler:
(Bulundu, meydana geldi) .‫ﺣﺼﻞ‬
َ
َ ِ ُ :‫ﻛﺎن‬
َ َ َ ،‫وﺟﺪ‬
(Döndü, bir halden başka hâle geçti) .‫آﺧﺮ‬
َ َ َ :‫ﺻﺎر‬
َ
َ ‫ اﻧﺘﻘﻞ ﻣﻦ ﺣﺎل إﱃ‬، ‫رﺟﻊ‬
(Sabah vaktine erişti, sabahladı) .‫اﻟﺼﺒﺎح‬
‫دﺧﻞ ﰲ‬
ِ
َ َْ
َ َ :‫أﺻﺒﺢ‬
‫دﺧﻞ ﰲ ﱡ‬
(Kuşluk vaktine girdi, kuşluğa erişti) .‫اﻟﻀﺤﻰ‬
َْ
َ َ َ :‫أﺿﺤﻰ‬
ِ َ ‫دﺧﻞ ﰲ‬:‫أﻣﺴﻰ‬
(Akşam vaktine girdi, akşamladı) .‫اﳌﺴﺎء‬
َ ََ َ ْ
215
ِ ‫َﱠ‬
(Kaldı, sürdürdü, devam etti) .‫اﺳﺘﻤﺮ‬
َ ،‫ﻘﻲ‬
ّ َ َْ ،‫دام‬
َ َ‫ ﺑ‬:‫ﻇﻞ‬
ِ ‫دﺧﻞ ﰲ‬
(Geceledi, geceye girdi) .‫اﻟﻠﻴﻞ‬
َ َ
َ َ :‫ﺑﺎت‬
ِ َ
(Kaldı, sürdü) .‫اﺳﺘﻤﺮ‬
َ
ّ َ َ ،‫ﺑﻘﻲ‬
َ َ :‫دام‬
‫اﻧَْ ﱠ‬
(Çözüldü, ayrıldı, bitti) .‫ـﻔﺼﻞ واﻧْـﺘَ َـﻬﻰ‬
ّ َْ :‫ـﻔﻚ‬
َ َ َ ْ‫ اﻧ‬،‫اﳓﻞ‬
(Gitti, ayrıldı) .‫وﻓﺎرق‬
َ َ ‫ذﻫﺐ‬
َ َِ
َ َ َ :‫ﺑﺮح‬
Bu fiillerin tam fiil olarak kullanılmaları ile ilgili aşağıdaki örnekleri
inceleyiniz:
‫ ﱠ‬:‫اﻟﺴﻼم‬
‫ﱠﱯ ﻋﻠﻴﻪ‬
.ُ‫وإﻟﻴﻚ اﻟ َْﻤﺼﲑ‬
ُ َُ ‫وﺑﻚ‬
َ ‫ﳓﻴﺎ‬
َ ‫أﻣﺴﻴَْـﻨﺎ‬
َ ‫أﺻﺒﺤﻨﺎ‬
َ ‫اﻟﻠﻬﻢ‬
َ ‫ﳕﻮت‬
‫ﻗﺎل اﻟﻨِ ﱡ‬
َ ْ َ ْ ‫ﺑﻚ‬
ُ
ََْ ‫وﺑﻚ‬
َ ْ ‫وﺑﻚ‬
(Hz. Peygamber (s.a.) şöyle buyurmuştur: Allahım, senin sayende
sabahlıyor, senin sayende akşamlıyor, senin sayende diriliyor, senin sayende
ölüyoruz, dönüşümüz sanadır.)
Hz. Peygamber’in bu duasında geçen (‫أﻣﺴﻴﻨﺎ‬،‫أﺻﺒﺤﻨﺎ‬
ْ َ ْ ْ َ ْ ) fiilleri tam fiil
anlamında iş-oluşa ve zamana delâlet etmiştir. Şu örneklerde de kâne ve
benzerleri tam fiil olarak kullanılmışlardır:
ِ
ِ
(Kuşlar yuvalarına sığınır ve geceyi geçirir.) .‫ـﺘﺒﻴﺖ‬
‫ﺗﺄوي‬
ُ َِ َ‫أﻋﺸﺎﺷﻬﺎ ﻓ‬
َ َ ْ ‫اﻟﻄﻴﻮر إﱃ‬
ُ
Bu cümlede geçen (‫ﺗﺒﻴﺖ‬
ُ َِ) fiili “kâne ve benzerleri”nden olup tam fiildir,
fâili ile anlamı tamam olmuştur.
ِ ُْ ‫ـﻮﻗﻊ أن‬
ِ
‫ﻟﻄﻴﻔﺎ‬
ََ
‫ ﱠ‬،‫ﳕﺴﻲ‬
ً ‫ﻛﺎن‬
َ َ‫وﻟﻜﻦ اﷲ‬
ْ َ ‫وﻫﻜﺬا‬
َ ْ َ ْ ‫ إذا‬،‫أﻳﺎﻣﻨﺎ‬
ْ ‫أﺿﺤﻴَْـﻨﺎ ﱂ ﻧَـﺘَ َ ﱠ‬
ْ ‫أﺻﺒﺤﻨﺎ ﱂ ﻧَـﺘَ َ ﱠ‬
َ ْ ‫ وإذا‬،‫ﻧﻀﺤﻲ‬
ُ ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
َ ْ ُ ‫ـﻮﻗﻊ أن‬
. ‫ﺑِ َـﻨﺎ‬
(Günlerimiz işte bu şekilde geçti, sabahladığımız zaman kuşluk vaktine
ulaşmayı ummuyorduk, kuşluk vaktine eriştiğimiz zaman akşama ereceğimizi
ummuyorduk, ancak Allah bize karşı lütufkârdı.) Bu cümlede geçen( ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
َْ
‫أﻳﺎﻣﻨﺎ‬
)
fiil
ve
fâilden
oluşmuş
“günlerimiz
geçti”
anlamındadır.
Aynı
şekilde
ُّ
ِ ُْ ,‫أﺿﺤﻴَْـﻨﺎ‬
ِ
‫ﳕﺴﻲ‬
َ ْ َ ْ fiilleri fâilleri ile birlikte gelmiş ve fâilleri ile
َ ْ ,‫ﻧﻀﺤﻲ‬
َ ْ ُ ,‫أﺻﺒﺤﻨﺎ‬
anlamları tamam olmuştur, iş-oluşa ve zamana delâlet etmişlerdir.
ِ ْ َ‫ﺣﺎﺳﺒﺖ ﻧ‬
‫ُﱠ‬
(Akşama her eriştiğimde kendimi hesaba çekerim.).‫ـﻔﺴﻲ‬
ُ َْ ‫أﻣﺴﻴﺖ‬
ُ َ ْ ‫ﻛﻠﻤﺎ‬
Bu cümlede yer alan ‫أﻣﺴﻴﺖ‬
fiili “kâne ve benzerleri”ndendir, tam fiildir,
ُ
fâille anlamı tamam olmuştur.
b. Nâkıs Fiil Olarak Kullanılmaları: “Kâne ve benzerleri” isim cümlesinin
başına geldikleri zaman nâkıs fiil kabul edilmektedir. Çünkü bunlar yukarıda
da belirttiğimiz gibi bu durumda iş-oluşa delâlet etmezler; isimleri
(merfu‘ları) ile anlamları tamam olmadığı için habere ihtiyaç duyarlar. Bu
durumda isim cümlesinin yapısını da değiştirirler. Mübtedayı kendilerine
isim olarak alır ref‘ eder, haberi de kendilerine haber olarak alır nasbederler.
(‫ﺷﺪﻳﺪ‬
ٌ ِ َ ‫اﻟﺰﺣﺎم‬
ُ ‫“ ) ﱢ‬Kalabalık çoktur” anlamındaki cümle mübteda konumunda olan
(‫اﻟﺰﺣﺎم‬
)
ve haber olan (‫ﺷﺪﻳﺪ‬
‫ﱢ‬
ٌ ِ َ ) kelimelerinden oluşmuş bir isim cümlesidir. Bu
ُ
ِ َ ‫اﻟﺰﺣﺎم‬
cümlenin başına nâkıs fiillerden olan (‫ﻛﺎن‬
َ ) getirildiği zaman (‫ﺷﺪﻳﺪا‬
َ )
ُ ‫ﻛﺎن ﱢ‬
şeklinde irâb ve anlam yönünden değişikliğe uğramaktadır. Mübteda olan
(‫اﻟﺰﺣﺎم‬
َ ) fiilinin ismi olarak zamme ile merfu‘ olmakta, haber
ُ ‫ ) ﱢ‬kelimesi (‫ﻛﺎن‬
216
konumunda olan (‫ﺷﺪﻳﺪا‬
ً ِ َ ) kelimesi ise bu fiilin haberine dönüşerek mansûb
olmaktadır. Anlamı ise “Kalabalık çoktu” şekline dönüşmektedir. Aşağıdaki
isim cümlelerini ve başlarına “kâne ve benzerleri” geldikten sonraki
durumlarını inceleyiniz:
ِ َ ‫اﳊﺮ‬
(Sıcak şiddetli idi.) .ً‫ﺷﺪﻳﺪا‬
َ - (Sıcak şiddetlidir.) .‫ﺷﺪﻳﺪ‬
‫ﻛﺎن َﱡ‬
‫ َﱡ‬.1
ٌ ِ َ ‫اﳊﺮ‬
ِ
ِ َ ‫اﻟﺜﻤﺮ‬
(Meyve olgunlaştı.) .ً‫ﻧﺎﺿﺠﺎ‬
ٌ َ ‫اﻟﺜﻤﺮ‬
َ َ -(Meyve olgundur.) .‫ﻧﺎﺿﺞ‬
ُ َ ‫ ﱠ‬.2
ُ َ ‫ﺻﺎر ﱠ‬
ِ
ِ ‫ﻇﻞ اﻟﻨﱡﻮر‬
(Işık parıldadı.) .ً‫ﺳﺎﻃﻌﺎ‬
ٌ َ ‫ﱡﻮر‬
ُ ‫ اﻟﻨ‬.3
ُ ‫ َ ﱠ‬-(Işık parıldar.) .‫ﺳﺎﻃﻊ‬
ِ
-(Gökyüzü bulutsuzdur.) .ٌ‫ﺻﺎﻓﻴﺔ‬
‫ ﱠ‬.4
َ ُ‫اﻟﺴﻤﺎء‬
ِ
(Gökyüzü bulutsuz oldu.) .ً‫ﺻﺎﻓﻴﺔ‬
‫أﺻﺒﺢ ﱠ‬
َ ُ‫اﻟﺴﻤﺎء‬
َ َْ
(Ali hasta oldu.) .ً‫ﻋﻠﻲ َﻣ ِﺮﻳﻀﺎ‬
‫أﺿﺤﻰ ِ ﱞ‬
‫ َ ِ ﱞ‬.5
ٌ ‫ﻋﻠﻲ َﻣ ِﺮ‬
َ ْ -(Ali hastadır.) .‫ﻳﺾ‬
-(Rüzgârlar şiddetlidir.) .ٌ‫ﺷﺪﻳﺪة‬
َ ِ َ ‫ﻳﺎح‬
ُ ‫ اﻟ ﱢﺮ‬.6
(Rüzgârlar şiddetli değildir.) .‫ﺷﺪﻳﺪة‬
ً َ ِ َ ‫ﻳﺎح‬
ْ َ َْ
ُ ‫ﻟﻴﺴﺖ اﻟ ﱢﺮ‬
‫ﻳﺾ ُ َ ﱢ‬
‫ﻳﺾ ُ َ ﱢ‬
(Hasta acı çekti.) .ً‫ﻣﺘﺄﻟﻤﺎ‬
َ -(Hasta acı çekiyor.) .ٌ‫ﻣﺘﺄﱂ‬
ُ ‫ﺑﺎت اﳌَِﺮ‬
ُ ‫ اﳌَِﺮ‬.7
ِ .8
ِ ‫ أﻣﺴﻰ‬-(İşçi yorgundur.) .‫اﻟﻌﺎﻣﻞ ﻣ ْﺘـﻌﺐ‬
(İşçi yorgun oldu.) .ً‫ـﻌﺒﺎ‬
َ َ ‫اﻟﻌﺎﻣﻞ ُﻣ ْﺘ‬
ٌَُُ
َ
ُ
Aşağıdaki cümleleri başlarına parantez içinde verilen “kâne ve benzerleri”ni
getirerek tekrar yazınız, “kâne ve benzerleri”nin isim ve haberlerini gösteriniz.
ِ
ِ َ ٌ‫ﻓﺎﻃﻤﺔُ اﻣﺮأة‬
(‫ﺎن‬
َ ‫ )ﻛ‬.ٌَ‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
َ .1
(‫ﺑﺎت‬
.2
َ ُ ِ ‫اﻟﻄﻼب‬
َ ) .‫ﻧﺎﺋﻤﻮن‬
ُ
(‫أﺻﺒﺢ‬
‫ذاﻫﺒﺎت إﱃ ْ ِِ ﱠ‬
ٌ َ ِ ‫ْﻤﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ُ َ ِ ْ َ ُ ‫ اﻟ‬.3
َ ) .‫أﻋﻤﺎﳍﻦ‬
ِ ‫ﳑﺘﻠﺌﺔٌ ِ ﱠ‬
(‫أﻣﺴﻰ‬
ُ ُ ‫ ﱡ‬.4
َِ َُْ ‫اﻟﻄﺮق‬
ّ
َ ْ ) .‫ﺑﺎﻟﺴﻴﺎ َرات‬
ِ ‫اﻟﻀﻴﻔﺎن‬
ِ ‫ﺟﺎﻫﺰ‬
(‫ﻇﻞ‬
ِ ُ ْ ِ ‫ان‬
‫ ) َ ﱠ‬.‫ﻟﻠﺨﺮوج‬
ْ ‫ ﱠ‬.5
Kâne ve Benzerlerinin İsimlerine Uyumu
Kâne ve benzerleri, diğer fiillerin fâillerine olan uyumları gibi müzekkerlik
ِ ِ ‫اﻟﻮرد ﰲ‬
ve müenneslik yönünden isimlerine uyum gösterirler. Meselâ ( ‫اﳊﺪﻳﻘﺔ‬
ُ
َ
“Bahçedeki
çiçek
açmıştır”
anlamındaki
bu
isim
cümlesinin
başına
‫ـﻔﺘﺢ‬
‫ﺘ‬
‫ﻣ‬
)
‫ﱢ‬
َ
َ
ٌ ُ
(‫أﺿﺤﻰ‬
َُْ )
َ ْ ) yı getirdiğimiz zaman cümlede mübteda konumunda yer alan (‫اﻟﻮرد‬
kelimesi (‫أﺿﺤﻰ‬
)
fiilinin
ismi
haline
gelmektedir.
Kelime
müzekker
olduğu
َْ
için (‫أﺿﺤﻰ‬
ُ ْ َ ‫أﺿﺤﻰ‬
َ ْ ) fiili de ona uyarak müzekker siygasında gelmektedir: .( ‫اﻟﻮرد‬
ِ ِ ‫)ﰲ‬
‫اﳊﺪﻳﻘﺔ ُﻣﺘَ َ ﱢ‬
ً‫ـﻔﺘﺤﺎ‬
َ
ِ
(‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
ٌ َ ِ ُ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
َ ) isim cümlesinin başına (‫ﺻﺎر‬
َ َ ) fiilini getirdiğimiz zaman bu
fiilin ismi konumuna geçen (‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
ُ َ ِ ) müennes olduğu için (‫ﺻﺎر‬
َ َ ) fiili de
ِ ‫)ﺻﺎرت‬
müennes olarak gelir ve cümle şu şekle dönüşür:.(‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
ً َ ِ ُ‫اﻟﻔﺎﻛﻬﺔ‬
َ
َ
Fiil-fâil uyumunda olduğu gibi, kâne ve benzerleri de isimleri müfredtesniye veya cemî gelse bile sürekli olarak müfred müzekker veya müfred
217
ِ َ ِ َْ‫اﳊﺎرﺳﺎن ﻣﺴﺘ‬
ِ
müennes olarak gelirlerler. Meselâ (‫ـﻴﻘﻈﺎن‬
) isim cümlesinde
ُْ
mübteda ve haber birbirlerine uyumlu olarak tesniye müzekker (ikil eril)
hallerinde gelmiştir. Bu cümlenin başına(‫أﺻﺒﺢ‬
َ َ ْ ) fiilini getirdiğimiz zaman
ismi konumuna geçen mübteda tesniye olmasına rağmen fiil müfred
ِ ْ َ ِ َْ‫ﻣﺴﺘ‬
müzekker olarak gelir, cümle şu şekle dönüşür: (‫ـﻴﻘﻈﲔ‬
ْ ُ ‫أﺻﺒﺢ اﳊﺎرﺳﺎن‬
َ َ ْ ). Aynı
ِ
şekilde (‫اﳌﺴﺘﺸﻔﻲ‬
‫واﻗﻔﺎت‬
‫اﳌﻤﺮﺿﺎت‬
)
“Hemşireler
hastanenin
önünde
ُ
ْ َ ْ ُ ‫أﻣﺎم‬
‫ﱢ‬
ٌ
ُ
َ
َ
)
fiilini
getirdiğimiz
duruyorlar” anlamındaki isim cümlesinin başına (‫أﻣﺴﻰ‬
َ
zaman mübteda ve haber cem-i müennes kelimelerden oluşmasına rağmen
fiil tekil gelir, sadece isminin müennes olması sebebiyle müennes olur: ( ‫أﻣﺴﺖ‬
ْ َ
ٍ َ ِ ‫اﳌﻤﺮﺿﺎت‬
‫اﳌﺴﺘﺸﻔﻰ‬
َ ْ َ ْ ُ ‫أﻣﺎم‬
ُ ‫) َُ ﱢ‬
َ ‫واﻗﻔﺎت‬
Kâne ve Benzerleri konusunda daha fazla bilgi edinmek için Yusuf Uralgiray’ın
Arapça İlk ve İleri Dilbilgisi adlı kitabına başvurunuz.
Aşağıda isim cümleleri verilmiştir. Bu isim cümlelerini parantez içindeki kâne
ve benzerlerini kullanarak tekrar yazınız, fiillerin müzekkerlik-müenneslik ve
müfred-tesniye-cemi olma yönüne dikkat ediniz.
ِ ‫أﻣﺎﻛﻦ اﻟﺘﱠ‬
ِ ُ ِ َ .1
(‫ال‬
َ ‫ )ﻣﺎ ز‬.‫ـﻌﻠﻴﻢ‬
ْ ُ ‫اﳌﺴﺎﺟﺪ‬
َ
ِ
ِ
(‫ﻳﺼﺒﺢ‬
ٌ ِ ‫اﳌﺪرﺳﺎت ُ ﱠ‬
ُ ‫ َ ﱢ‬.2
ّ ِ ِ َ َ ‫ﻣﺘﺠﻬﺎت إﱃ‬
ُ ْ ُ ) .‫ﻣﺪارﺳﻬﻦ‬
ِ َْ‫أﺧﺮج ِﻣﻦ اﻟﺒ‬
(‫دام‬
ً َ ِ َ ُ‫ اﳊﺮ َارة‬................ ‫ـﻴﺖ‬
َ ‫ )ﻣﺎ‬.‫ﺷﺪﻳﺪة‬
ْ َ ُ ْ ‫ﻟﻦ‬
ْ َ .3
ِ َ ‫ﺟﺎﻟﺴﺎن ﰲ‬
ِ
ِ ْ َ .4
ِ َ ْ ِ ْ ‫ﻗﺎﻋﺔ‬
(‫ﻇﻞ‬
‫اﻟﻀﻴﻔﺎن‬
‫ ) َ ﱠ‬.‫اﻻﺳﺘﻘﺒﺎل‬
ٌ ِ ُ‫اﻷﺑﻨﺎء‬
(‫ﺻﺎر‬
ْ .5
ُ ُ َْ ‫رﺟﺎل‬
َ ) .‫اﻟﻮﻃﻦ‬
َ َ َ ‫ﳜﺪﻣﻮن‬
Kâne ve Benzerlerinin Zaman ve Şahıslara Göre Çekimleri
Kâne ve benzerleri çekim yönünden üç gruba ayrılmaktadırlar:
1. Tam çekimli (mâzî-muzarî-emir kipleri) olanlar (Tam mutasarrıf):
(‫ وﺻﺎر‬،‫ وﺑﺎت‬،‫ وﻇﻞ‬،‫ وأﺿﺤﻰ‬،‫ وأﻣﺴﻰ‬،‫ وأﺻﺒﺢ‬،‫)ﻛﺎن‬
(İdi, oldu, olur).‫ﻛﻦ‬
ُ ُ َ -‫َﻛﺎن‬
ْ ُ -‫ﻳﻜﻮن‬
(Allah için kullanıldığında sonsuzluğa delalet eder)
ِ
(Olmak anlamındadır.) .‫أﺻﺒﺢ‬
ْ ِ ْ -‫ﻳﺼﺒﺢ‬
َ َْ
ُ ْ ُ -‫أﺻﺒﺢ‬
ِ ُْ-‫أﻣﺴﻰ‬
ِ -‫ﳝﺴﻲ‬
(Olmak anlamındadır.) .‫أﻣﺲ‬
َ
ِ ْ -‫أﺿﺤﻰ‬
(Olmak anlamındadır.) .‫أﺿﺢ‬
ِ -‫ﻳﻀﺤﻲ‬
ُ َْ
(Olmak, devam etmek, sürmek anlamındadır.) .‫ﻇﻞ‬
‫ َ ﱠ‬-‫ﻳﻈﻞ‬
‫ َ َ ﱡ‬-‫ﻇﻞ‬
‫َﱠ‬
(Olmak anlamındadır.) .‫ﺑﺖ‬
ْ ِ-‫ﻳﺒﻴﺖ‬
َ
ُ َِ -‫ﺑﺎت‬
ِ ِ
(Olmak, dönüşmek anlamındadır.) .‫ﺻﺮ‬
ْ -ُ‫ َﻳﺼﲑ‬-‫ﺻﺎر‬
َ
(‫ﻛﺎن‬
َ ) fiilinin dışındaki tam çekimli (mutasarrıf) fiiller ( ،‫أﺿﺤﻰ‬
‫ َ ﱠ‬،‫ﺑﺎت‬
َ َ
َ ْ ،‫ﻇﻞ‬
‫ﺻﺎر‬
َ َ ْ ،‫أﻣﺴﻰ‬
َ َ ،‫أﺻﺒﺢ‬
َ ) anlamını taşır, durum
َ ) nâkıs fiil oldukları zaman tümü (‫ﺻﺎر‬
218
değişikliği, oluş ve dönüşüm anlamlarını ifade ederler. Bu fiillerin mâzîmuzâri ve emir kiplerine göre cümle içindeki kullanımlarına ve anlamlarına
dikkat ediniz:
ِ
ِ
ِ ‫اﻟﺸﺠﺮة‬
(Ağacın meyveleri olgundur.) .ٌ‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
‫ﲦﺎر‬
َ
ُ َ .1
ُِ ُ
ِ
ِ ‫اﻟﺸﺠﺮة‬
(Ağacın meyveleri olgun olur.) .ً‫ﻧﺎﺿﺠﺔ‬
‫ﲦﺎر‬
َ
َ
ُ ‫ﻳﻜﻮن‬
(Sen çalışkan bir hocasın.) .‫ﳎﺘﻬﺪ‬
ٌ ِ َُْ ‫ﻣﺪرس‬
َ .2
ٌ ‫أﻧﺖ ُ َ ﱢ‬
ِ َُْ ً‫ﻣﺪرﺳﺎ‬
(Çalışkan bir hoca ol.) .ً‫ﳎﺘﻬﺪا‬
‫ﻛﻦ ُ َ ﱢ‬
ُْ
‫ ﱠ‬.3
ٌ ِ َْ ُ ‫ﺑﻴﻊ‬
(İlkbaharda hava mutedildir.) .‫ﻣﻌﺘﺪل‬
ِ ِ‫اﻟﻄﻘﺲ ﰲ اﻟﺮ‬
ُ
ِ َْ ‫اﻟﻄﻘﺲ ﰲ اﻟﺮِﺑﻴﻊ‬
ِ
(İlkbaharda hava mutedil olur.) .ً‫ﻣﻌﺘﺪﻻ‬
ُ ّ
ُ ّْ ُ‫َﻳﺼﲑ‬
(Yağmur sağanak halindedir.).‫ﻳﺮ‬
ٌ ‫اﳌﻄﺮ ﻏَ ِﺰ‬
ُ َ َ .4
(Yağmur hala sağanak olarak yağıyor.). ً‫اﳌﻄﺮ ﻏﺰﻳﺮا‬
‫َ ﱡ‬
ُ ‫ﻳﻈﻞ‬
ِ ‫ ﱡ‬.5
(Hava güneşlidir.) .‫ﻣﺸﻤﺲ‬
َ
ٌ ْ ُ ‫اﳉﻮ‬
ِ ُْ ‫ﻣﺸﻤﺴﺎً ﺻﺎر‬
ِ ْ ‫اﳉﻮ‬
(Hava güneşliydi yağmurlu oldu.) .ً‫ﳑﻄﺮا‬
َ
ُ ‫ﻛﺎن َﱡ‬
َ
Kâne ve benzerlerinin başlarına diğer fiillerde olduğu gibi bazı edatlar
gelebilmektedir. Mâzî fiilin başına gelince kesinlik, mûzarî fiilin başına
gelince ihtimal ifade eden (‫ﻗﺪ‬
ْ َ ) edatı, gelecek anlamı ifade eden ve muzârî
fiillerin başına gelen (‫ﺳﻮف‬
َ ْ َ ،‫ )ﺳـ‬edatları; nefî ve nehiy anlamları ifade eden
edatlar (‫ َْﱂ‬،‫ ﻻ‬،‫)ﻣﺎ‬bu fiillerin başlarına da gelebilir.
ِ ِ .1
ِ ‫اﻟﻌﻨﺐ‬
(Üzüm olgunlaşacak.) .ً‫ﻧﺎﺿﺠﺎ‬
ََ
ُ َ ُ‫ﺳﻴﺼﲑ‬
ِ َ َ .2
‫ﻳﺼﺒﺢ‬
(Tacir kâr edecek.) .ً‫اﻟﺘﺎﺟﺮ راﲝﺎ‬
ُ ْ ُ ‫ﺳﻮف‬
ُ
(Problemin çözümü zor olmadı.) .‫اﳊﻞ‬
َ ِ ْ ُ ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
َ ‫ ﻣﺎ‬.3
‫ﺻﻌﺒﺔَ َْ ﱢ‬
َ ْ َ ُ‫اﳌﺸﻜﻠﺔ‬
(Ders kolay değildi.) .ً‫ﺳﻬﻼ‬
‫ﻳﻜﻦ‬
ُ َ ْ‫ َﱂ‬.4
ْ َ ‫اﻟﺪرس‬
ُ
ِ ‫اﻟﻌﺪو‬
ِ ْ َ .5
(Bazen düşman dost olabilir.) .ً‫ﺻﺪﻳﻘﺎ‬
َ ‫ﻗﺪ َﻳﺼﲑُ َ ُ ﱡ‬
2. Sadece mâzî ve muzâri çekimi olan ve devamlılık bildirenler (Nâkıs
mutasarrıf). Bu fiiller içinde günümüz Arapçasında en çok kullanımı olan ( ‫ﻣﺎ‬
‫ )زال‬fiilidir, bu fiilin muzârisi genellikle (‫ال‬
ُ ‫ )ﻻ ﻳـََﺰ‬şeklinde gelir. Devamlılık
bildiren bu fiiller şunlardır:
ِ
‫ ﻣﺎ اﻧَْ ﱠ‬،‫ـﻔﺘﺄ‬
‫ﻻ ﻳَـ ْﻨ َ ﱡ‬-‫ـﻔﻚ‬
.‫ـﻔﻚ‬
ُ ‫ﻻ ﻳـََﺰ‬-‫ال‬
َ ‫ﻣﺎ َز‬
َ ْ َ‫ﻻ ﻳ‬-‫ﻓﺘﺊ‬
ُ َ ‫ﻻ ﻳـَْﺒ‬-‫ﺑﺮح‬
َ ِ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ال‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ـﺮح‬
ٍ ِ َُْ ‫ﺬات‬
ِ ‫اﻟﺖ‬
(Kız öğrenciler hâlâ çalışkanlar.) .‫ﳎﺘﻬﺪات‬
ْ َ ‫ ﻣﺎ ز‬.1
ُ ‫اﻟﺘﻠﻤﻴ‬
ِ ‫اﳌﻄﺮ‬
(Yağmur hâlâ yağıyor.) .ً‫ﻧﺎزﻻ‬
ُ ‫ ﻻ ﻳﺰ‬.2
َُ َ ‫ال‬
(Çiftçi hâlâ buğdayı saçıyor.) .‫اﻟﻘﻤﺢ‬
‫ﺑﺮح‬
َ ْ َ ‫ـﺒﺬر‬
ُ
َ ِ َ ‫ ﻣﺎ‬.3
ُ ُ َْ‫اﻟﻔﻼح ﻳ‬
‫ ﻣﺎ ِﻓﺘﺊ ُ ُ ﱠ‬.4
(Çocuk hâlâ öğreniyor.) .‫ـﻌﻠﻢ‬
ُ َ َ‫اﻟﻐﻼم ﻳَـﺘ‬
َ
219
3. Sadece mâzî kipi bulunan fiiller (Câmid).
(‫دام‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ )
fiildir. Mâzî kipinde
(‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ) fiili isim cümlesini olumsuz yapan “câmid” bir
ِ
ِ
çeviktir”
tüm şahıs zamirlerine çekimi yapılabilmektedir. (‫ﻧﺸﻴﻂ‬
ٌ َ ‫اﻟﻌﺎﻣﻞ‬
ُ ِ ) “İşçi
ِ ‫“ )ﻟﻴﺲ‬İşçi
cümlesinin başına bu nâkıs fiili getirdiğimiz zaman (‫ﻧﺸﻴﻄﺎ‬
ً َ ‫اﻟﻌﺎﻣﻞ‬
ُ
َ
çevik değildir” şeklinde isim cümlesini olumsuz yapmış oluruz.
(‫دام‬
َ َ ‫ )ﻣﺎ‬fiili cümledeki başka bir fiilin zamanını gösteren zaman zarfıdır. “-
müddetince, -dığı sürece, -dıkça” gibi masdariyet ve zamam anlamını bildirir.
ِ ‫أﺣﺐ‬
(‫ﻣﻬﺬﺑﺎ‬
‫“ ) ِ ﱡ‬Terbiyeli olduğu sürece öğrenciyi severim” örneğinde
ً ‫ﻣﺎدام ُ َ ﱠ‬
َ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ
olduğu gibi.
“Kâne ve benzerleri”, mâzi, muzâri ve emirden hangi kip üzerine gelmiş ise bu
zaman kipinde tüm şahıs zamirlerine göre çekimleri yapılabilmektedir. Şayet
bu fiillerin isimleri merfu‘ munfasıl zamirinden oluşmakta ise isimleri bu fiillerin
şahıs zamirine uygun çekimi ile getirilir, fiilden ayrı olarak kullanılmaz.
(‫ﻟﻴﺲ‬
َ َْ) fiilinin tek zaman kipi olan mâzi kipinde şahıs zamirlerine göre
çekimi şu şekilde gerçekleşmektedir.
.(‫ﻫﻮ‬-‫ﻟﻴﺲ‬
ٌ ‫ﻫﻮ‬
َ ) ً‫ﻟﻴﺲ ﻃﺎﻟﺒﺎ‬
َ َْ-‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ِ
ِ ِ
.(‫ﳘﺎ‬-‫ﻟﻴﺴﺎ‬
َ َْ) ‫َْﻟﻴﺴﺎ ﻃﺎﻟﺒَ ْـﲔ‬-‫ُﳘﺎ ﻃﺎﻟﺒﺎن‬
‫ﻟﻴﺴﻮا ُ ﱠ‬
.(‫ﻫﻢ‬
ٌ ّ ٌ ‫ﻫﻢ‬
ْ ُ -‫ﻟﻴﺴﻮا‬
ُْ
ُ َْ) ً‫ﻃﻼﺑﺎ‬
ُ َْ-‫ﻃﻼب‬
ِ ْ َ-ٌ‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
ِ ِ
ِ ْ َ) ً‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
.(‫ﻫﻲ‬
َ ْ َ ‫ﻟﻴﺴﺖ‬
َ ْ َ ‫ﻫﻲ‬
َ -‫ﻟﻴﺴﺖ‬
َ
ِ
ِ ‫َﻟﻴﺴﺘﺎ‬-‫ﻃﺎﻟﺒﺘﺎن‬
ِ ْ َ‫ﻃﺎﻟﺒَﺘ‬
.(‫ﳘﺎ‬-‫ﻟﻴﺴﺘﺎ‬
َ َ ْ ِ َ ‫ُﳘﺎ‬
َ َ َْ) ‫ـﲔ‬
ِ ‫ﻫﻦ‬
ٍ ِ ‫َﻟﺴﻦ‬-‫ﻃﺎﻟﺒﺎت‬
.(‫ﻫﻦ‬
‫ُﱠ‬
َ َْ ٌ
ّ -‫ﻟﺴﻦ‬
َ ْ َ) ‫ﻃﺎﻟﺒﺎت‬
ِ ‫ﻟﺴﺖ‬
ِ َ
.(‫أﻧﺖ‬
َ -‫ﻟﺴﺖ‬
َ ْ َ) ً‫ﻃﺎﻟﺒﺎ‬
َ ْ َ-‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ ‫أﻧﺖ‬
ِ ِ ‫أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
ِ ْ َ‫ﻟﺴﺘﻤﺎ ﻃﺎﻟِﺒ‬
.(‫أﻧﺘﻤﺎ‬
ُ -‫ﻟﺴﺘﻤﺎ‬
ُ ْ َ) ‫ـﲔ‬
ُ ْ َ-‫ﻃﺎﻟﺒﺎن‬
.(‫ـﺘﻢ‬
ّ ُ ‫ﻟﺴﺘﻢ‬
ٌ ّ ُ ‫أﻧﺘﻢ‬
ْ ُ ْ‫أﻧ‬-‫ﻟﺴﺘﻢ‬
ْ ُ ْ َ) ً‫ﻃﻼﺑﺎ‬
ْ ُ ْ َ-‫ﻃﻼب‬
ُْ
ِ ِ َ-ٌ‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
ِ ِ
ِ ْ -‫ﻟﺴﺖ‬
ِ َ) ً‫ﻃﺎﻟﺒﺔ‬
.(‫أﻧﺖ‬
ْ َ ‫ﻟﺴﺖ‬
ْ َ ‫ْأﻧﺖ‬
ِ
ِ ‫َﻟﺴﺘﻤﺎ‬-‫ﻃﺎﻟﺒﺘﺎن‬
ِ ْ َ‫ﻃﺎﻟﺒَﺘ‬
.(‫أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬-‫ﻟﺴﺘﻤﺎ‬
ُ ْ ِ َ ‫أﻧْ ُـﺘﻤﺎ‬
ُ ْ َ) ‫ـﲔ‬
ٍ ِ ‫ﻟﺴﱳ‬
.(‫ـﱳ‬
‫أﻧْ ُﱠ‬
‫ﻃﺎﻟﺒﺎت )َ ْ ُﱠ‬
ٌ ِ ‫ـﱳ‬
ُّ ْ‫أﻧ‬-‫ﻟﺴﱳ‬
ُّ ْ َ-‫ﻃﺎﻟﺒﺎت‬
ِ
.(‫أﻧﺎ‬-‫ﻟﺴﺖ‬
ُ ْ َ) ً‫ﻟﺴﺖ ﻃﺎﻟﺒﺎ‬
ُ ْ َ-‫ﻃﺎﻟﺐ‬
ٌ ‫أﻧﺎ‬
.(‫ﳓﻦ‬
‫ﳓﻦ‬
ٌ
ْ َ) ً‫ﻟﺴﻨﺎ ُﻃﻼﺑﺎ‬
ْ َ-‫ﻃﻼب‬
ُ َْ -‫ﻟﺴﻨﺎ‬
َُ
Aşağıdaki isim cümlesinin başına (‫ )ﻛﺎن‬fiilinin emir kipini getirerek tüm
ِ َ ‫ﺻﺪﻳﻖ‬
şahıslara göre ayrı ayrı yazınız. (‫وﰲﱞ‬
ٌ ِ َ ‫أﻧﺖ‬
َ ْ)
220
Kâne ve Benzerlerinin İsim ve Haberlerinin İrabı
Kâne ve benzerleri fiiller nâkıs fiil oldukları zaman isim cümlelerinin başına
gelirler. Bu fiiller isim cümlesinin tüm yapı biçimlerinde başlarına gelir,
mübtedayı kendilerine isim alır ref‘ eder, haberi de haber olarak alır
nasbederler. Mübtedanın haberden önce veya sonra gelmesi bunların amel
ِ ‫)ﻫﺬا رﺟﻞ‬
etmelerinde hiçbir değişiklik meydana getirmez. Meselâ (‫ﺻﺎﻟﺢ‬
ٌ
ٌُ
cümlesinde mübteda nekre olduğu için haberden sonra gelmiştir. Bu isim
ِ
cümlesinin başına (‫ﻛﺎن‬
َ ) nâkıs fiilini getirdiğimiz zaman (‫رﺟﻞ‬
َ )
ٌ ُ َ ‫ﻛﺎن ﰲ اﻟﺒَ ْـﻴﺖ‬
şeklinde olur ve mübteda olan (‫رﺟﻞ‬
kelimesi
(‫ﻛﺎن‬
)
nin
ismi
olarak
merfu‘
)
َ
ٌ َُ
olur.
Kâne ve benzerleri isim cümlesinin ögelerinin irabını değiştirmekle
birlikte isim cümlesinde mübteda ve haberin uyumu noktasında hiçbir etkide
bulunamazlar. İsimleri ve haberleri müzekkerlik-müenneslik, müfred, tesniye
ve cemi olarak birbirlerine uyumlu gelirler.
1. İsim ve haberleri müfred müzekker, müfred müennes veya akılsız
varlıkların cemi teksîri olurlarsa; isimleri zamme ile merfu‘ haberleri de fetha
ile mansûb olur.
ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
(Ev temiz oldu) .ً‫ﻧﻈﻴﻔﺎ‬
ٌ ِ َ ‫ـﻴﺖ‬
ُ َْ‫ﺻﺎر اﻟﺒ‬
ُ َْ‫اﻟﺒ‬
َ - (Ev temizdir.) .‫ﻧﻈﻴﻒ‬
ِ َ ُ‫اﳌﻬﻨﺪﺳﺔ‬
ِ
ِ َ ُ‫اﳌﻬﻨﺪﺳﺔ‬
ِ
(Mühendis faal oldu.) .ً‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
ْ َ َ ْ – (Mühendis faaldir.) .ٌ‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
َ ْ َُ ‫أﺻﺒﺤﺖ‬
َ ْ َُ
ِ ُ ‫ﻷﺷﺠﺎر‬
(Ağaçlar yapraklandı.).ً‫ﻣﻮرﻗﺔ‬
‫ﻇﻠﺖ‬
َ ِ ُ ‫اﻷﺷﺠﺎر‬
ْ ‫( – َﱠ‬Ağaçlar yapraklıdır.) .ٌَ‫ﻣﻮرﻗﺔ‬
ُ
َُْ ‫ا‬
2. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri tesniye müzekker veya tesniye
müennes olursa, isimleri elif (‫ )ا‬ile merfu‘, haberleri de cezimli “ya” (‫ )ـ ْﻴـ‬ile
mansûb olur.
ِ ‫اﻟﻼﻋﺒﺎن ﺳ ِﺮ‬
ِ ِّ
– (İki oyuncu hızlıdır.) .‫ﻳﻌﺎن‬
َ
ِ ِ ّ ‫ال‬
ِ ْ َ ‫اﻟﻼﻋﺒﺎن َﺳ ِﺮ‬
(İki oyuncu hâlâ hızlıdırlar.) .‫ﻳﻌﲔ‬
ُ ‫ﻻ ﻳَﺰ‬
ِ ََ
ِ َِ
ََِ ْ ُ ‫ﻣﻮﺟﻮدﺗﺎن ﰲ‬
(İki kız öğrenci laboratuardadırlar.) .‫اﳌﺨﺘﱪ‬
ُ ْ َ ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺘﺎن‬
َ
ِ َْ
ِ ْ َ‫ﻣﻮﺟﻮدﺗ‬
ََِ ْ ُ ‫ـﲔ ﰲ‬
(İki kız öğrenci laboratuardaydılar.) .‫اﳌﺨﺘﱪ‬
َ ُ ْ َ ‫اﻟﻄﺎﻟﺒﺘﺎن‬
َ ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
3. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri cemî müzekker sâlim olurlarsa, isimleri
“vav” (‫ )و‬ile merfu‘, haberleri de “ya” (‫ )ـِﻴـ‬ile mansûb olur. Şayet isimleri
akıllı varlıkların cem-i teksiri ise zamme ile merfu‘ olur.
(Memurlar evlerine dönüyorlar.) .‫ﻋﺎﺋﺪون إﱃ ﺑُُـﻴﻮِ ﻢ‬
ُ‫اﳌَُ ﱠ‬
ُ ِ ‫ﻮﻇﻔﻮن‬
ِ ِ ‫ْﻤﻮﻇﻔﻮن‬
(Memurlar evlerine döndüler.) .‫ﻋﺎﺋﺪﻳﻦ إﱃ ﺑُُـﻴﻮِ ﻢ‬
ُ‫أﻣﺴﻰ اﻟ ُ َ ﱠ‬
َ
َْ
ِ َ ُ ‫ﻧﺎﺋﻤﻮن ﰲ‬
ِ ُ
(Çocuklar odada uyuyorlar.) .‫اﻟﻐﺮﻓﺔ‬
ْ
ُ ‫اﻷﻃﻔﺎل‬
ِ َ ‫ﻧﺎﺋﻤﲔ ﰲ‬
‫ﺻﺎر‬
(Çocuklar odada uyudular.) .‫اﻟﻐﺮﻓﺔ‬
ُ
َ ِِ ‫اﻷﻃﻔﺎل‬
ََ
4. Nâkıs fiillerin isim ve haberleri cem-i müennes sâlim olurlarsa, isimleri
zamme ile merfu‘ haberleri de kesra ile mansûb olur.
ِ ‫اﻟﻮَز‬
ِ ‫اﻟﺼﺤﻔﻴﺎت‬
(Bayan gazeteciler bakanlık binası önündeler.) .‫ارة‬
ٌ ‫ﺣﺎﺿﺮ‬
ُ ِّ َ ‫ﱠ‬
َ ‫ات‬
َ ِ ‫أﻣﺎم ﻣَْﺒ َـﲎ‬
221
ِ ‫اﻟﻮز‬
ٍ ِ ُ ‫اﻟﺖ ﱠ ِ ﱠ‬
.‫ارة‬
ْ َ ‫ﻣﺎ ز‬
َ ‫اﻟﺼﺤﻔﻴﺎت ﺣﺎﺿ َﺮات‬
َ
َ ِ ‫أﻣﺎم ﻣَْﺒ َـﲎ‬
(Bayan gazeteciler hâlâ bakanlık binası önündeler.)
5. Kâne ve benzerleri isimleri ism-i işaret olursa, bu isimler mebnî
oldukları için müfred ve cemî durumlarında nâkıs fiilin ismi olarak mahallen
merfu‘ olurlar. Tesnîye durumlarında, diğer tesniye kelimeler gibi elif (‫ )ا‬ile
ِ ‫“ )ﻫﺬا رﺟﻞ‬Bu salih bir adamdır” isim cümlesinin başına
merfu‘ olurlar. (‫ﺻﺎﻟﺢ‬
ٌ
ُُ
(‫ﺻﺎر‬
ً ِ ً‫رﺟﻼ‬
ُ ‫ﺻﺎر ﻫﺬا‬
َ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle (‫ﺻﺎﳊﺎ‬
َ ) şeklinde olur. (‫ﺻﺎر‬
َ )
fiilinin ismi olan (‫ )ﻫﺬا‬işaret ismi mebnî olduğu için mahallen merfu‘
olmuştur.
ِ َ ِ َ ‫اﻟﻔﻼﺣﺘﺎن‬
ِ ّ َ ‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ) “Bu iki çiftçi kadın faaldirler” anlamındaki isim
(‫ﻧﺸﻴﻄﺘﺎن‬
َ
ِ ّ َ ‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ‫أﺻﺒﺤﺖ‬
cümlesinin başına (‫أﺻﺒﺢ‬
ْ ََ
َ
َ َ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫اﻟﻔﻼﺣﺘﺎن‬
ِ َ ) şekline dönüşür. (‫ﻫﺎﺗﺎن‬
ِ ) ism-i işareti (‫ )أﺻﺒﺢ‬fiilinin ismi ve tesniye
ِ ْ َ‫ﻧﺸﻴﻄَﺘ‬
‫ـﲔ‬
ََ
ِ َ ) kelimesi de “ya”
ِ ْ َ‫ﻧﺸﻴﻄَﺘ‬
olduğu için elif (‫ )ا‬ile merfu‘ olmuştur. Haberi olan (‫ـﲔ‬
ile mansûbdur.
(‫ﻧﺎﺟﺤﺎت‬
ٌ ِ َ ‫اﻟﺘﻠﻤﻴﺬات‬
ُ ِ ‫“ )ﻫﺆﻻء‬Bu kız öğrenciler başarılıdırlar” anlamındaki isim
cümlesinin başına (‫ﺻﺎر‬
ْ
ُ ِ ‫ﺻﺎرت ﻫﺆﻻء‬
َ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫اﻟﺘﻠﻤﻴﺬات‬
ٍ ِ ) şekline dönüşmektedir. (‫ )ﻫﺆﻻء‬çoğul işaret ismi (‫ )ﺻﺎر‬fiilinin ismi
‫ﻧﺎﺟﺤﺎت‬
َ
olarak mebni olduğu için mahallen merfu‘ olmuştur. (‫اﻟﺘﻠﻤﻴﺬات‬
ُ ِ ) kelimesi (‫)ﻫﺆﻻء‬
işaret isminin sıfatı olarak zamme ile merfu‘ olmuştur.
6. Kane ve benzerlerinin isim ve haberleri “mütekellim yâ”sının dışında
bir isme muzaf olmuş “beş isim” olursa ismi vav (‫ )و‬ile merfu‘ olur. ( ‫أﺑﻮك‬
َُ
‫ﳎﺘﻬﺪ‬
َ ُ ‫ﻛﺎن‬
َ ) fiilini getirdiğimiz zaman cümle ( ‫أﺑﻮك‬
َ
ٌ ‫ ) َُ ﱠ‬cümlesinin başına (‫ﻛﺎن‬
ٌ ِ َُْ ‫ﻣﻮﻇﻒ‬
‫ ) ﱠ‬şeklinde olur, (‫أﺑﻮك‬
ِ َُْ ً‫ﻣﻮﻇﻔﺎ‬
َ ُ ) kelimesi (‫ﻛﺎن‬
َ ) nin ismi olarak vâv (‫ )و‬ile
ً‫ﳎﺘﻬﺪا‬
َُ
merfu‘ olmuştur. (‫ﻣﻮﻇﻔﺎ‬
ً َُ ) kelimesi de haberi olarak fetha ile mansûb olmuştur.
ALIŞTIRMALAR
1. Aşağıdaki cümlelerde tam fiilleri ve fâillerini, nâkıs fiilleri ve isim ve
haberlerini gösteriniz.
.‫ـﻨﻢ‬
َ َ ‫ﳏﻤﺪ‬
ٌ ‫أﺿﺤﻰ َُ ﱠ‬
َ ْ .1
ْ َ َ‫وﱂْ ﻳ‬
.ً‫ﺷﻬﻴﺔ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ‬
‫اﻟﻄﻌﺎم َ ِ ﱠ‬
ْ َ .2
ُ
ِ َ ‫اﳌﻨﺰل‬
.ً‫ﻧﻈﻴﻔﺎ‬
ُ ِ َْ ‫ﺻﺎر‬
َ .3
‫وﻫﻮ ُ َ ﱢ‬
.ٌ‫ﻣﺘﺄﱂ‬
ُ ‫أﺻﺒﺢ اﳌَِﺮ‬
َ َ ْ .4
َ ُ َ ‫ﻳﺾ‬
ِ
.‫أﺻﺒﺤﻨﺎ‬
ّ َ ‫ ﺳ ْﺮﻧﺎ‬.5
ْ َ ْ ‫ﺣﱴ‬
ِ
.‫اﻟﻄﻼب‬
‫اﳌﺪرس ﺟﺎﻟﺴﺎً أﻣﺎم‬
َ .6
ُ ‫ﻛﺎن َُ ﱢ‬
.‫ﻳﺢ‬
ٌ ‫ﺑﺎت َُ ﱠ‬
َ .7
ٌ ‫ﻣﺴ َِﱰ‬
ْ ُ ‫وﻫﻮ‬
َ ُ ‫ﳏﻤﺪ‬
.ُ‫ﻳﻜﻮن اﳌﺎء‬
ُ ُ َ ‫ﺣﻴﺚ‬
ُ ْ َ ُ‫اﻟﺰرع‬
ُ ُ ْ َ‫ ﻳ‬.8
ْ ‫ـﻨﺒﺖ ﱠ‬
222
‫‪2. Aşağıda önce isim cümleleri verilmiştir. Bu isim cümlelerinin‬‬
‫‪başlarına “kane ve benzeri” fiiller getirilerek tekrar yazılmıştır. Boş‬‬
‫‪bırakılan yerleri uygun şekilde doldurunuz.‬‬
‫ِ‬
‫ْﻤﺴﺘﺸﻔﻰ‪.‬‬
‫ـﻮﺟﻬﻮن إﱃ اﻟ ُ ْ َ ْ َ‬
‫اﻷﻃﺒﺎءُ ُﻣﺘَ َ ﱢ ُ‬
‫‪ّ .1‬‬
‫ِ‬
‫ﳌﺴﺘﺸﻔﻰ‪.‬‬
‫اﻷﻃﺒﺎءُ ‪ ......‬إﱃ ُ ْ َ ْ َ‬
‫أﺻﺒﺢ ّ‬
‫َْ َ‬
‫‪ .3‬ر ِاﺗﺐ ُ ﱠ ِ ِ‬
‫ﻗﻠﻴﻞ‪.‬‬
‫ُ َ‬
‫اﳌﻮﻇﻒ َ ٌ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺎس‪.‬‬
‫‪ .4‬ﱠ ِ‬
‫ﻣﺰدﲪﺔٌ‬
‫اﻟﺸﻮارعُ ُ ْ َ َ‬
‫ﺻﺎر ‪ .........‬ﻗَِﻠﻴﻼً‪.‬‬
‫َ‬
‫ﺷﺪﻳﺪةٌ ﰲ ّْ ِ‬
‫اﻟﺼﻴﻒ‪.‬‬
‫‪ .2‬اﳊََﺮ َارةُ َ ِ َ‬
‫ﺷﺪﻳﺪة ﰲ ّْ ِ‬
‫اﻟﺼﻴﻒ‪.‬‬
‫ﻳﻜﻮن( ‪ ......‬اﳊﺮارةُ َ ِ َ ً‬
‫)َ ُ ُ‬
‫اﻟﺸﻮارع ِ‬
‫ﻣﺰدﲪﺔً َ ّ ِ‬
‫ﺑﺎﻟﻨﺎس‪.‬‬
‫)أﻣﺴﻰ( ‪ .......‬ﱠ ِ ُ ُ ْ َ‬
‫‪ِ .5‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﺘﻤﺴﻜﻮن ِ َ ِ‬
‫ﺑﻘﻴﻢ‬
‫اﻹﺳﻼم‪.‬‬
‫اﳌﺴﻠﻤﻮن ُ َ َ ﱢ ُ‬
‫ُ‬
‫َﻇﻞ ‪ِ َ .....‬‬
‫ِ‬
‫ﻣﺘﻤﺴﻜﲔ ِِ َ ِ‬
‫ﺑﻘﻴﻢ‬
‫اﻹﺳﻼم‪.‬‬
‫ََّ‬
‫ّ‬
‫ﺧﺎرج اﻟﻘﺮَِْﻳﺔ ُ ُ ٌ‬
‫ﺣﻘﻮل‪.‬‬
‫‪َ ِ .7‬‬
‫اﻟﻘﺮَِْﻳﺔ ‪........‬‬
‫ﺧﺎرج َ‬
‫َْ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ ِ َ‬
‫اﻟﻌﺎﻣﻼن ْ ِ‬
‫اﳌﺼﻨﻊ‪.‬‬
‫‪.6‬‬
‫أﻣﺎم َ َْ ِ‬
‫ِ َُ‬
‫ﻣﻨﺘﻈﺮان َ‬
‫ِ‬
‫اﳌﺼﻨﻊ‪.‬‬
‫أﻣﺎم َ َْ ِ‬
‫ْأﻣﺴﻰ اﻟﻌﺎﻣﻼن ‪َ ........‬‬
‫‪3. Aşağıdaki metni okuyunuz ve metinde “kane ve benzerleri”nin‬‬
‫‪bulunduğu cümleleri çıkararak aşağıya yazınız.‬‬
‫ِ‬
‫ﺎﺣﻴٍﺔ ِﻣﻦ َ ِ‬
‫ﻮدﻳًّﺎ َِﲞﻴﻼً‪َ ،‬ﺧﺮج ﻟِِﺰﻳﺎرِة ﺻِﺪٍﻳﻖ ﻟَﻪ ﰲ َ ِ‬
‫ِ ِ‬
‫ﻮن ﻳـﻬ ِ‬
‫ﻮم‪َ ،‬وﺑَـْﻴـﻨََﻤﺎ ُﳘَﺎ‬
‫َ‬
‫ُ‬
‫ﻛﺎن َﴰْﻌُ ُ َ ُ‬
‫ﺿَﻮاﺣﻲ اﻟَْﻤﺪﻳﻨَﺔ َوَﻣَﻌﻪُ اﺑْـﻨُﻪُ َﺷﺎﻟُ ُ‬
‫َ َ ََ َ‬
‫ﺿ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫اﻟﺴَﻤﺎءُ ُﻣﺘََﺪﻓﱢـَﻘﺔً ِﲟَﻄٍَﺮ‬
‫ﺖ‬
‫ﺎﺗ‬
‫ﺑ‬
‫و‬
‫ﺳﺎ‪،‬‬
‫ﺎر‬
‫ﻗ‬
‫د‬
‫ﺮ‬
‫ـ‬
‫ﺒ‬
‫ا‬
‫ﻰ‬
‫وأﺿ‬
‫ﻮم‬
‫ﻴ‬
‫ﻐ‬
‫ﺎ‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ﺤ‬
‫‪،‬‬
‫ْ‬
‫ﻟ‬
‫ﺑ‬
‫ة‬
‫ﺪ‬
‫ﺒ‬
‫ﻠ‬
‫ﻣ‬
‫ﺎء‬
‫ﻤ‬
‫اﻟﺴ‬
‫ت‬
‫ﺎر‬
‫ﺼ‬
‫ﻓ‬
‫‪،‬‬
‫ة‬
‫ﺄ‬
‫ﺠ‬
‫ﻓ‬
‫ﻮ‬
‫اﳉ‬
‫ﺐ‬
‫ﻠ‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﻧ‬
‫ا‬
‫ان‬
‫ﺮ‬
‫ْ‬
‫ْ َ َ ْ ُ َ ً ََ َ ْ ﱠ‬
‫َﺳﺎﺋ َ ْ َ َ َ َﱡ َ ْ َ ً َ َ َ ْ ﱠ َ ُ ُ َﱠ َ ً ُُ‬
‫ﺼﺒﺎح ﻣ ِ‬
‫ِ‬
‫ﻮد‪ ،‬ﻟِﻴُﻄِْﻔَﺊ‬
‫ب اِﺑْـَﻨﻪُ ْ‬
‫ﺎﻋﺔً ﺗََﺬﱠﻛَﺮ َﴰْﻌُ ُ‬
‫ﻀ ً‬
‫ﻴﺌﺎ‪ ،‬ﻓََﻜﻠﱠ َ‬
‫ﻏَِﺰٍﻳﺮ‪َ ،‬وﺑَـْﻌَﺪ أَْن َﺳَﺎرا َﺳ َ‬
‫أن ﻳَـﻌُ َ‬
‫ﻒ ْاﻷَ ُ‬
‫ﻮن أﻧﱠـُﻬَﻤﺎ ﺗَـَﺮَﻛﺎ اﻟْﻤ ْ َ َ ُ‬
‫اﻟِْﻤﺼﺒﺎح‪ ،‬وﻧَـَﻔَﺬ َﺷﺎﻟُﻮم أﻣﺮ أﺑِِﻴﻪ وﻋﺎد إﱃ اﻟْﻤﻨِﺰِل‪ ،‬اِﺳﺘـْﻘﺒﻞ َﴰﻌ ُ ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫وﺟﻬﻪ‪،‬‬
‫ﺎت ْ‬
‫َْ‬
‫ﻼﻣ ُ‬
‫ََ َ‬
‫اﳊُْﺰ ِن ﺑَﺎدﻳﺔٌ ﻋﻠﻰ َ ْ‬
‫ْ َ َ َ ُْ‬
‫ﻮن اﺑْـَﻨﻪُ َوَﻋ َ‬
‫َْ َ َ‬
‫ُ َْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ﺣﺬ‬
‫ﻦ‬
‫ﻣ‬
‫ﺖ‬
‫ﻴ‬
‫ﻠ‬
‫ـ‬
‫ﺑ‬
‫أ‬
‫ﺪ‬
‫ﻗ‬
‫و‬
‫‪،‬‬
‫ﲏ‬
‫ـ‬
‫ﺑ‬
‫ﺎ‬
‫ﻳ‬
‫ﺔ‬
‫ﻴ‬
‫ﺎﻟ‬
‫ﻏ‬
‫ﺔ‬
‫ﻳ‬
‫ﺬ‬
‫اﻷﺣ‬
‫ﻚ ﰲ ﻫﺬا‬
‫اﺋ‬
‫ﻛﺎﻧﺖ‬
‫‪:‬‬
‫ﺎل‬
‫ﻘ‬
‫ـ‬
‫ﻓ‬
‫‪،‬‬
‫ﻪ‬
‫ﻧ‬
‫ﺰ‬
‫ﺣ‬
‫ﺐ‬
‫ﺒ‬
‫ﺳ‬
‫ﻦ‬
‫ﻋ‬
‫ﺎﻩ‬
‫أﺑ‬
‫ﻮم‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫َ‬
‫ً‬
‫ُ‬
‫َ‬
‫ﻓََﺴﺄََل َﺷﺎﻟُ ُ َ ُ َ ْ َ َ ُ ْ‬
‫َ ْ ْ َ َ َ ُ َﱠ َ ْ ْ ْ َ ْ‬
‫ِ‬
‫ِِ‬
‫ﻮر ِ‬
‫اﻟْﻤﻄَِﺮ ِ‬
‫ﻒ َﲦَِﻦ اﻟﻨﱡ ِ‬
‫ﺖ‬
‫ﺖ ﻟِﺘُﻄِْﻔﺌَﻪُ ﻓَـَﻘ َ‬
‫ﺿْﻌ َ‬
‫ﺲ اﺑْـﻨُ َ‬
‫ﻚ ﻏَﺒِﻴّﺎً‪ .‬ﻟََﻘْﺪ َذَﻫْﺒ ُ‬
‫اﻟﺬي َذَﻫْﺒ َ‬
‫َ‬
‫ﺎل َﺷﺎﻟُﻮُم‪ :‬ﻻ َﲢَْﺰْن ﻳَﺎ َواﻟﺪي‪ ،‬ﻓَـﻠَْﻴ َ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ِ‬
‫ت َﺣﺎﻓﻴﺎً‪.‬‬
‫إﱃ اﻟَْﻤْﻨﺰل َﺣﺎﻓﻴﺎً َو ُ ْ‬
‫ﻋﺪ ُ‬
‫‪………………………………………… .1‬‬
‫‪………………………………………… .2‬‬
‫‪………………………………………… .3‬‬
‫‪………………………………………… .4‬‬
‫‪………………………………………… .5‬‬
‫‪………………………………………… .6‬‬
‫”‪4. Aşağıdaki cümlelerin başına parantez içindeki “kâne ve benzeri‬‬
‫‪fiilleri getirerek tekrar yazınız.‬‬
‫‪َ .1‬ﳓﻦ َ ِ َ ِ‬
‫ﻛﺎن(‬
‫ﺗﻚ‪َ ) .‬‬
‫ﻗﺎدﻣﻮن ﻟِ ِﺰﻳﺎ َر َ‬
‫ُْ ُ‬
‫ِ‬
‫أﺻﺒﺢ(‬
‫ﻣﻮﺟﻮدان ﰲ ْ ِ ِ‬
‫‪ُ .2‬ﳘﺎ َ ْ ُ‬
‫اﻻﺟﺘﻤﺎع‪َ َ ) .‬‬
‫ﺟﺎﻟﺴﺎت ﰲ َ ْ َ ِ‬
‫ﻇﻞ(‬
‫‪ ُ .3‬ﱠ‬
‫اﳌﻜﺘﺒﺔ‪ َ ) .‬ﱠ‬
‫ﻫﻦ ِ ٌ‬
‫َ‬
‫أﻧﺖ ِ‬
‫ال(‬
‫ﺻﺎﺣﺐ َ ﱢ‬
‫اﳊﻖ‪) .‬ﻣﺎز َ‬
‫‪َ .4‬‬
‫ُ‬
‫ﻛﺎن( )‪(Emir yapınız‬‬
‫ﳎﺘﻬﺪ‪َ ) .‬‬
‫ﻟﺐ َُْ ِ ٌ‬
‫‪َ ْ .5‬‬
‫أﻧﺖ ﻃﺎ ٌ‬
‫‪ 223‬‬
‫‪ ‬‬
5. Aşağıdaki cümlelerde boşlukları parantez içindeki kelimelerin uygun
olanları ile doldurunuz.
ِ ِ ِ ْ َ ....... ‫ﻟﻴﺴﺖ‬
.(‫اﻷﺳﻌﺎر‬
ْ َ ْ .1
ُ ْ -‫أﺳﻌﺎر‬
َ -‫أﺳﻌﺎر‬
ُ ْ -‫ﺳﻌﺮ‬
ُ ْ ) ً‫اﳋﻀﺮوات ُﻣﺮَﺗﻔﻌﺔ‬
َ
.(ٌ‫ﺿﺌﻴﻠﺔ‬
َ َ -ً‫ﺿﺌﻴﻼ‬-‫ﺿﺌﻴﻞ‬
َ -ً‫ﺿﺌﻴﻠﺔ‬
َ ‫ ﻻ ﺗَ ْـﻘﺮأْ ﻣﺎ‬.2
ُ ‫دام اﻟﻨ‬
ٌ َ ) ......‫ﱡﻮر‬
ِ ُ -‫ﻛﻦ‬
ِ ً‫أﲪﺪ إﻧﺴﺎﻧﺎ‬
.(‫ﻛﻮﱐ‬
َ ) ً‫ﻛﺮﳝﺎ‬
ُ ُ -‫ﻛﺎن‬
ُ َ ‫ ﻳﺎ‬....... .3
ْ ُ -‫ﻛﻮﻧﻮ‬
ِ -‫ﻫﺎﺗﻒ‬
ٍ ِ -ً‫ﻫﺎﺗﻔﺎ‬
ِ ِ ْ ‫ َﻟﻴﺲ ﺑﺎﻟ‬.4
ِ ْ َِ -‫ﻫﺎﺗﻒ‬
.(‫ﻫﺎﺗﻔﲔ‬
ٌ ِ ) ........ ‫ْﻤﻨﺰل‬
َ َ
.(‫ﻣﺎدام‬
ُ ِ ‫ـﺘﻄﻮر‬
َ -‫أﻣﺴﻰ‬
ُ ْ َ ....... ‫اﻟﺒﻼد‬
ْ َ .5
َ -‫ﺷﻌﺒﻬﺎ ﻛﺴﻼﻧﺎً )ﻛﺎن‬
َ ‫ﻟﻦ ﺗَ َ َﱠ‬
َ -‫ﺻﺎر‬
ِ ٍ َِ -ً‫ َِﲰﻴﻌﺎ‬-‫ﺑﺼﲑاً ) َِﲰﻴﻊ‬
ِ ........ ‫ وﻛﺎن اﷲ‬.6
.(ً‫ﲰﻴﻌﺔ‬
ٌ
َ َ -‫ﲰﻴﻊ‬
ُ
َ
ِ
.(ً‫ﺳﻬﻼ‬
‫اﺧِﱰ ِاع‬
َ ْ ‫أﺻﺒﺤﺖ ﱢ‬
ً َ َ -ٌَ‫ﺳﻬﻠﺔ‬
ْ ‫ﺑﻌﺪ‬
ْ َ َ .7
َ ....... ُ‫اﻟﺮﺣﻠﺔ‬
ْ َ -‫ﺳﻬﻠﺔ‬
ْ َ -‫ﺳﻬﻞ‬
ٌ َ ) ‫اﻟﻄﺎﺋﺮة‬
َ
ِ
ِ
ِ ‫ أﻣﺴﻰ‬.8
ِ ْ -‫ﻣﻨﺘﻈﺮ‬
ِ ِ َْ -ً‫ﻣﻨﺘﻈﺮا‬
ِ ْ‫ﻣﻨﺘﻈ َﺮ‬
.(‫ﻳﻦ‬
َ ‫واﻟﺪا‬
ُ َْ ُ )........ َ‫ﻋﺎﺋﺸﺔ‬
ُ ٌ َْ ُ -‫ﻣﻨﺘﻈﺮان‬
َ
ِ
ِ
ِ ِ ِ َ ‫اﻟﺒﻴﺖ‬
ِ ‫ ﰲ ﻫﺬا‬........ ‫ال‬
ِ ِ -‫ﻣﻘﻴﻤﻮن‬
(‫ﻣﻘﻴﻤﲔ‬
ُ ‫ ﻻ ﻧَﺰ‬.9
ُ َ ُ -ً‫ ُﻣﻘﻴﻤﺎ‬-‫ﻣﻘﻴﻢ‬
ٌ ُ ) ‫اﻟﻘﺪﱘ‬
ِ ْ َ ‫ َﻣ ِﺮ‬-ً‫أﻣﺮاﺿﺎ‬-ً‫ َﻣ ِﺮﻳﻀﺎ‬-‫ﻣﺮﻳﺾ‬
ْ َ َ .10
(‫ﻳﻀﲔ‬
َ ُْ ‫اﻷدوﻳﺔَ ﻣﺎ‬
ٌ ِ َ )........ ‫دﻣﺖ‬
َِ ْ ‫ﺗﻨﺎول‬
6. Aşağıdaki cümleleri ünitede geçen kelimeler ve benzer cümlelerden
yararlanarak Arapçaya çeviriniz.
Televizyon en önemli iletişim araçlarından oldu.
Apartmanın kapıcısı apartmanın önünde oturuyordu.
İki şehir arasındaki mesafe kısa değildir.
Kâbe hicretten sonra Müslümanların kıblesi oldu.
Ayşe başarılı bir öğrenci oldu.
Kelimeler ve Deyimler
ِ
yıpratma, eskitme :‫إﺑﻼء‬
ً ْ -‫ﻳُْـﺒﻠﻲ‬- ‫أَﺑْ َـﻠﻰ‬
ِ ْ -ُ‫ﳜﱰع‬
َِ َْ -‫ـﺮع‬
tasarlamak, icat etmek :ً‫ﱰاﻋﺎ‬
ْ
َ َ َ‫اﺧﺘ‬
َ ‫اﺧ‬
ِ َ-‫ـﻘﺒﻞ‬
tönelmek, karşılamak :ً‫اﺳﺘﻘﺒﺎﻻ‬
ْ ِ ْ ِ-‫ـﻘﺒﻞ‬
ْ َ َ ْ َ‫اﺳﺘ‬
ُ ْ َ‫ﻳﺴﺘ‬
ِ ْ -‫ﻳﺴﺘﻤﻊ‬
ِ
duymak, kulak vermek :ً‫اﺳﺘﻤﺎﻋﺎ‬
ُ َ ْ َ -‫اﺳﺘﻤﻊ‬
َ َ َْ
ِ
etkisiz hale getirmek, iptal etmek :‫ْﻐﺎء‬
ً ‫ إﻟ‬-‫ﻳُ ْـﻠﻐﻲ‬- ‫أَﻟ َْﻐﻰ‬
ِ
söndürmek :‫إﻃﻔﺎء‬
َْ
ً ْ - ‫ﻳﻄﻔﺊ‬
ُ ْ ُ -َ‫أﻃﻔﺄ‬
ِ
cimri :‫ﲞﻼء‬
َُ (‫ﲞﻴﻞ )ج‬
ٌ َ
ِ
yavaş, ağır, sakin :ٌ‫ﺑﻄﻲء‬
َ
224
ٍ
açık, belli, ortada :‫ﺑﺎد‬
‫َ َ ﱡ‬-‫ـﺘﺬﻛﺮ‬
hatırlama, aklına gelme, anımsama :ً‫ﺗﺬﻛﺮا‬
ُ ‫ﻳَ َ َ ﱠ‬-‫ﺗﺬﻛﺮ‬
َ‫ََﱠ‬
adet, gelenek :‫ﺗﻘﺎﻟﻴﺪ‬
ٌ ِ ْ َ‫ﺗ‬
ُ ِ َ (‫ـﻘﻠﻴﺪ )ج‬
yemek, içmek, almak :ً‫ﻨﺎوﻻ‬
ُ ََ‫ﻳَـﺘ‬-‫ﺗﻨﺎول‬
ََ َ
ُ َ‫ﺗ‬-‫ـﻨﺎول‬
kültür :‫ﺛﻘﺎﻓﺎت‬
َ َ (‫َﺛﻘﺎﻓﺔٌَ )ج‬
olmak, meydana gelmek :ً‫ﺣﺪوﺛﺎ‬
ُ ُ َْ -‫ﺣﺪث‬
َ ََ
ُ ُ -‫ﳛﺪث‬
ِ َْ
ayakkabısız, ayağı çıplak :‫اﳊﺎﰲ‬
ِ ‫ُذو َ ﱠ‬
iki yüzlü, iki taraflı :‫ﺣﺪﻳﻦ‬
ِ َ‫ﺗ‬-ُ‫ـﺮﻓﻪ‬
‫َﱠ‬
dinlendirme, rahatlatma, müreffeh kılma :ً‫ـﺮﻓﻴﻬﺎ‬
ْ ‫ﻳُ َ ﱢ‬-َ‫رﻓﻪ‬
davranış, tavır, hareket :‫ﻛﻴﺎت‬
ُ ُ (‫ﺳﻠﻮِﻛﻴﺔﱠٌ )ج‬
ُُ
ٌ ِّ‫ﺳﻠﻮ‬
hâkimiyet, otorite, egemenlik :ٌ‫ﺳﻴﻄﺮة‬
ََ َْ
ِ
‫ ُ ﱢ‬-‫ﺳﻠﻰ‬
teselli etme, unutturma :ً‫ﺗﺴﻠﻴﺔ‬
َ ْ َ-‫ﻳﺴﻠﻲ‬
َ َّ
ِ
çevre, civar, mahalle :‫ﺿﻮاح‬
ٍ َ َ (‫ﺿﺎﺣﻴﺔٌ )ج‬
َ
kat, iki kat, misli :‫أﺿﻌﺎف‬
(‫ﺿﻌﻒ )ج‬
ُ
ٌ ِْ
ِ ْ ‫ﺗَـ‬-‫ـﻔﻀﻞ‬
tercih etmek, yeğlemek :‫ﻔﻀﻴﻼً ﻋﻠﻰ‬
ُ ‫ﻳُ َ ﱢ‬-‫ﻓﻀﻞ‬
َ‫َﱠ‬
vakit geçirme, uygulama, gerçekleştirme :ٌ‫َﻗﻀﺎء‬
keskin, dondurucu :‫ﻗﺎرس‬
ٌِ
kaygılı, endişeli :‫ﻗﻠﻖ‬
ٌ َِ
ِ ْ َ-‫ﻳﻜﻠﻒ‬
birini bir şeyle sorumlu tutma, görevlendirme :ً‫ﺗﻜﻠﻴﻔﺎ‬
ُ ‫ ُ َ ﱢ‬-‫ﻛﻠﻒ‬
َ ‫َﱠ‬
fışkıran, hızla akan :‫ﻣﺘﺪﻓﻖ‬
ٌ ‫َُ َ ﱢ‬
ِ َ (‫ﺴﺮح )ج‬
tiyatro :‫ﻣﺴﺎرﻳﺢ‬
ٌ َ ْ ‫َﻣ‬
ِ
nahoş, zararlı, kabahatli :ٌ‫ﻣﺴﻲء‬
ُ
ِ
kaynak :‫ﻣﺼﺎدر‬
ٌَ ْ َ
ُ َ (‫ﻣﺼﺪر )ج‬
ِ
aydınlık, ışık veren :ٌ‫ﻣﻀﻲء‬
ُ
ِ
ِ
ayrılma, uzaklaşma, geçmek :ً‫ﻣﻀﻴﺎ‬
َ َ
ّ ُ -‫َْﳝﻀﻲ‬-‫ﻣﻀﻰ‬
ِ ِ ٌ‫ﻣﻠﺒﺪة‬
bulutlarla kaplı :‫ﺑﺎﻟﻐﻴﻮم‬
ُُ َ ‫ُ َﱠ‬
yapma, uygulama, yürütme :ٌ‫ﳑﺎرﺳﺔ‬
ََ ُ
ٍ
çelişen, tezat oluşturan :‫ﻣﻨﺎف‬
ُ
ِ
yan, taraf, yön, bakış açısı :‫ﻧﻮاح‬
ٍ َ (‫ﻧﺎﺣﻴﺔٌ)ج‬
َ
225
geçerli olma, tesir etmek, içine girmek :ً‫ﻧُ ُـﻔﻮذا‬-‫ـﻔﺬ‬
ُ ُ ‫ﻳَـ ْﻨ‬-‫ـﻔﺬ‬
َ َ َ‫ﻧ‬
ِ
ruhsal, psikolojik :‫ﱠﻔﺴﻲ‬
ّ ْ ‫اﻟﻨـ‬
eleştirmen, tenkitçi :‫اﻟﻨﺎﻗﺪ‬
ُِ ّ
ِ
yıkıcı :‫ﻫﺎدم‬
ٌ
ِ ‫وﺳﺎﺋﻞ ﱢ‬
iletişim araçları :‫اﻻﺗﺼﺎل‬
ُ ََ
ِ ْ (‫ﻧﺸﺎط )ج‬
canlılık, faaliyet, hareket :ٌَ‫أﻧﺸﻄﺔ‬
ٌ َ
Özet
Kâne ve benzerlerini tanıyabilmek
Kâne ve ona amel etme açısından benzeyen fiiller şunlardır:
ِ
‫ ﻣﺎ َ ﱠ‬،‫ﻓﺘﺊ‬
.‫ﻣﺎدام‬
َ ‫ ﻣﺎ َز‬،‫ﻟﻴﺲ‬
َ َ
‫ َ ﱠ‬،‫أﻣﺴﻰ‬
َ ،‫ﻇﻞ‬
َ َ ،‫اﻧﻔﻚ‬
َ ْ َ ،‫أﺻﺒﺢ‬
َ ِ َ ‫ َﻣﺎ‬،‫ال‬
َ َ ْ َ ،‫ﺻﺎر‬
َ َ ،‫ﻛﺎن‬
َ ْ ،‫أﺿﺤﻰ‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﺑﺮح‬
َ َْ ،‫ﺑﺎت‬
Kâne ve benzerleri fiil olarak iki türlü görev icra ederler: a) Tam fiil gibi fâil
alır ref‘ ederler. Bu fiillerden tam fiil olarak görev yapanlar şunlardır:
ِ
((‫ﻛﺎن‬
Ancak bu fiillerden (‫ﻟﻴﺲ‬،‫ال‬
َ َ ،‫ﺻﺎر‬،‫أﺻﺒﺢ‬،‫أﺿﺤﻰ‬،‫أﻣﺴﻰ‬،‫ﻇﻞ‬،‫ﺑﺎت‬،‫ﻣﺎﺑﺮح‬،‫ﻣﺎدام‬
َ َ َ َْ َ ْ َ ْ ّ َ َ َ َِ
َ َ ‫)ﻣﺎ‬
َ َْ َ ‫ﻣﺎ َز‬،‫ﻓﺘﺊ‬
fiilleri hiçbir zaman tam fiil olmaz, sürekli olarak nâkıs fiil hükmünde
olurlar. Kâne ve benzerleri tam fiil olarak görev yaptıklarında her bir fiil ayrı
anlam ifade eder. b) Nakıs fiil olarak görev yaparlar. Nakıs fiil oldukları
zaman isim cümlelerinin başlarına gelir, mübtedayı kendilerine isim alır ref‘
eder, haberi de haber olarak alır nasbederler. Bu durumda (‫)ﻛﺎن‬: “İdi, oldu,
vardı, olur, ol, -dır” gibi anlamlar taşır. (‫ﺑﺎت‬،‫ﻇﻞ‬،‫أﻣﺴﻰ‬،‫أﺿﺤﻰ‬،‫أﺻﺒﺢ‬،‫ﺻﺎر‬
َ َّ
َ َ َ ْ َ ) fiillerinin
hepsi (‫ )ﺻﺎر‬anlamında “oldu, dönüştü” gibi durum değişikliğini
ِ
bildirmektedirler. (‫ال‬
َ ‫ ﻣﺎ َز‬،‫ﻓﺘﺊ‬
ّ َ ‫ )ﻣﺎ‬fiilleri “hâlâ, daima, devamlı,
َ ِ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫اﻧﻔﻚ‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﺑﺮح‬
sürekli olarak” anlamlarında süreklilik bildirirler.(‫ﻣﺎدام‬
َ ) fiili “-dıkça, -dığı
sürece, -ken” anlamlarını taşıyan zaman zarfı olarak görev yapar. (‫ )ﻟﻴﺲ‬fiili
isim cümlesinin anlamını olumsuz yapar.
Kâne ve benzerlerinin isimleriyle olan uyumunu tespit edebilmek
Kâne ve benzeri fiiller başına geldikleri isim cümlesinde müzekkerlik ve
müenneslik yönünden isimlerine uyum gösterirler. İsimleri müzekkerse
müzekker, müennes ise müennes olurlar.
Bu fiillerin müfred-tesniye veya cemî olma yönünden isimlerine uyumu ise
fiil cümlesinde fiilin fâiline uyumu gibidir. İsimleri müfred, tesniye veya
cemi yapısında gelse bile sürekli olarak müfred müzekker veya müfred
müennes şeklinde gelirler.
Kâne ve benzerlerinin zamanlara ve şahıslara göre çekimlerini yapabilmek
Kâne ve benzeri fiillerin mâzî, muzarî ve emir kipinde çekimleri
yapılabilmektedir. Çekim yönünden üç gruba ayrılmaktadırlar: 1. Mâzîmuzarî-emir kipinde çekimi olanlar:
‫ ﺻﺎر‬،‫ ﺑﺎت‬،‫ ﻇﻞ‬،‫ أﺿﺤﻰ‬،‫ أﻣﺴﻰ‬،‫ أﺻﺒﺢ‬،‫ﻛﺎن‬
226
2. Sadece mâzi ve muzarî çekimi olan fiiller. Bunlar devamlılık bildiren
ِ
‫ ﻣﺎ اﻧَْ ﱠ‬،‫ﻓﺘﺊ‬
fiillerdir: ‫ـﻔﻚ‬
َ ‫ﻣﺎ َز‬. 3. Sadece mâzî kipi bulunan “câmîd”
َ ِ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ال‬
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﺑﺮح‬
fiiller: ‫دام‬
َ
ْ
َ َ ‫ ﻣﺎ‬،‫ﻟﻴﺲ‬
َ
Kâne ve Benzerlerinin İsim ve Haberlerinin İrabını tanıyabilmek
Kâne ve benzeri fiiller isim cümlelerinin başına gelir mübtedayı kendilerine
isim alır ref‘ eder, haberi de haber olarak alır nasbederler. 1. Bu fiillerin isim
ve haberleri müfred müzekker, müfred müennes veya akılsız varlıkların cemi
teksîri olurlarsa; isimleri zamme ile merfu‘ haberleri de fetha ile mansûb olur.
2. İsim ve haberleri tesniye müzekker veya tesniye müennes olursa, isimleri
elif(‫ )ا‬ile merfu‘, haberleri “ya” (‫ )ـ ْﻴـ‬ile mansûb olur. 3. İsim ve haberleri
cemî müzekker sâlim olurlarsa, isimleri “vav” (‫ )و‬ile merfu‘, haberleri de
“ya” (‫ )ـِﻴـ‬ile mansûb olur. 4. İsimleri ism-i işaret olursa, müfred ve cemî
durumlarında nakıs fiilin ismi olarak mahallen merfu‘ olurlar. Tesnîye
durumlarında, diğer tesniye kelimeler gibi elif (‫ )ا‬ile merfu‘ olurlar.
Kendimizi Sınayalım
ِ ‫ )أﺿﺤﻰ‬cümlesindeki (‫ )أﺿﺤﻰ‬fiilinin isim, haberi ve irâbları
ِ
1. (‫اﻟﻨﺠﺎح‬
َ
َ
َ َ ‫اﻟﻄﺎﻟﺐ ﻣُْﺮَﺗﻘﺒﺎ‬
ُ
aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
ِ ) kelimesi ismi, zamme ile merfu‘, (‫ﺗﻘﺒﺎ‬
a. (‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ً َِ‫ )ﻣﺮ‬kelimesi haberi fetha ile
ُ
mansûbdur.
ِ ) kelimesi ismi, zamme ile merfu‘, (‫ )ﻣﺮَِﺗﻘﺐ‬kelimesi haberi
b. (‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
zamme ile merfu‘dur.
ِ ) kelimesi
c. (‫ )ﻣﺮَِﺗﻘﺐ‬kelimesi ismidir zamme ile merfu‘dur, (‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
ُ
haberidir, zamme ile mansûbdur.
ِ ) kelimesi ismi, zamme ile merfu‘, (‫ )اﻟﻨﺠﺎح‬kelimesi haberidir,
d. (‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ
ُ
fetha ile mansûbdur.
ِ ) kelimesi ismi, zamme ile merfu‘, (‫اﻟﻨﺠﺎح‬
ِ
e. (‫اﻟﻄﺎﻟﺐ‬
َ َ‫ ) ُﻣ ْﺮ‬cümlesi haberidir,
َ ّ ً‫ﺗﻘﺒﺎ‬
ُ
mahallen mansûbdur.
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde kâne ve benzerleri tam fiil olarak
kullanılmıştır?
َِ ْ ُ ‫أﻣﺴﻰ أﰊ‬
a. ‫ﻣﺴﱰﳛﺎ‬
َ
ِ ّ ‫ﲨﻴﻞ‬
ِ ‫ﺻﺎر َُ ﱢ‬
b. ‫اﻟﺼﻮت‬
َ
َ َ ‫اﳌﻐﲏ‬
c. ‫أﺿﺤﻴﺖ‬
ُ ْ َ ْ َ ‫ﺣﲔ‬
ُ ‫ـﻨﺎوﻟ‬
َ ‫اﻟﻔﻄﻮر‬
َ ُ َ ‫ْﺖ‬
َ َ َ‫ﺗ‬
ِ ‫اﻟﺪرس‬
d. ً‫واﺿﺤﺎ‬
َ
ُ ْ ‫ﺻﺎر ﱠ‬
e. َ‫ﳒﺎﺣﻪُ ُﻣﺘَ َـﻮﻗﱢﻌﺎ‬
َ
ُ َ ‫ﺑﺎت‬
227
ِ
ِ
3. (‫ﳐﻠﺺ‬
َ ) fiilinin emri getirilerek
َ ْ ) cümlesinin başına (‫ﻛﺎن‬
ٌ ُْ ‫ﻣﺆﻣﻦ‬
ٌ ْ ُ ‫أﻧﺖ‬
oluşturulmuş doğru biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
ِ ُ ً‫ﻛﻮﻧﻮا ﻣﺆﻣﻨﺎ‬
a. ً‫ﳐﻠﺼﺎ‬
ُ ُ ُ
ِ ‫ﻛﻨﺘﻢ‬
ِ ُ ً‫ﻣﺆﻣﻨﺎ‬
b. ً‫ﳐﻠﺼﺎ‬
ُ ْ ُْ ُ
ِ ِ ْ ‫ُﻛﻦ‬
c. ‫ﳐﻠﺺ‬
ٌ ُ ‫ﻣﺆﻣﻦ‬
ٌ ُ ْ
ِ ‫ُﻛﻦ‬
ُِْ ً‫ﻣﺆﻣﻨﺎ‬
d. ً‫ﳐﻠﺼﺎ‬
ُ ْ
ِ ‫ﺗﻜﻮن‬
ِ ُ ً‫ﻣﺆﻣﻨﺎ‬
e. ً‫ﳐﻠﺼﺎ‬
ُ َُ
4. “Babamla birlikte çarşıdan dönüyordum, vakit öğleydi” cümlesinin Arapça
doğru karşılığı aşağıdakilerden hangisidir?
ِ
ِ
‫ ﻛﺎن‬،‫اﻟﺴﻮق‬
a. ً‫ﻇﻬﺮا‬
ُ
ْ ُ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
ْ ‫ﻛﺎن ﻋﺎﺋﺪاً ﻣﻊ واﻟﺪي‬
ُ ّ ‫ﻣﻦ‬
ِ ‫ﻛﺎن أﻧﺎ ﻋﺎﺋﺪاً ِﻣﻦ اﻟﺴﻮق ﻣﻊ‬
b. ً‫ﻇﻬﺮا‬
‫واﻟﺪي ﻛﺎن‬
ُ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
َ
ُ
ْ
َ
ِ ِ
ِ ُ
c. ‫ﻇﻬﺮ‬
‫ ﻛﺎن‬،‫اﻟﺴﻮق‬
ُ
ْ ‫ﻛﻦ ﻋﺎﺋﺪاً ﻣﻊ واﻟﺪي‬
ْ
ٌ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
ّ ‫ﻣﻦ‬
ِ ِ َ ُْ
‫واﻟﺪك وﻛﺎن‬
d. ً‫ﻇﻬﺮا‬
َ ِ ‫ﻣﻦ اﻟﺴﻮق ﻣﻊ‬
ُ
ْ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
ْ ً‫ﻛﻨﺖ ﻋﺎﺋﺪا‬
ِ ِ
ِ ُ ُْ
ِ
e.ً‫ﻇﻬﺮا‬
ُ ْ َ ‫ ﻛﺎن‬،‫اﻟﺴﻮق‬
ْ ُ ‫اﻟﻮﻗﺖ‬
ْ ‫ﻛﻨﺖ َﻋﺎﺋﺪاً ﻣﻊ واﻟﺪي‬
ّ ‫ﻣﻦ‬
ٍ َ ‫ﺑﺄﺷﺠﺎر ﻣﺘـﻨََ ﱢ‬
ِ ِ ُ‫ﺣﺪﻳﻘﺔ‬
5. (‫ـﻮﻋﺔ‬
َ ِ ‫أﺻﺒﺤﺖ‬
ْ َ َ ْ ) cümlesinin Türkçe doğru karşılığı
َ ِ َ ‫اﳉﺎﻣﻌﺔ‬
َ
ُ ٍ ِ ً‫ﻣﻠﻴﺌﺔ‬
aşağıdakilerden hangisidir?
a. Üniversitenin bahçesi çeşitli ağaçlarla dolduruldu.
b. Üniversitenin çeşitli ağaçlarla dolu bahçesi oldu.
c. Üniversitenin bahçesi çeşitli ağaçlarla doldu.
d. Üniversitenin bahçesi cins ağaçlarla doldu.
e. Üniversitenin bahçesi çeşitli ağaçlarla doluyordu.
Kendimizi Sınayalım Yanıt Anahtarı
1. a
Yanıtınız doğru değilse “Kâne ve Benzerleri: b) Nâkıs fiil olarak kullanılmaları” konusunu yeniden okuyunuz.
2. c
Yanıtınız doğru değilse “Kâne ve Benzerleri: a) Tam fiil olarak
kullanılmaları” konusunu yeniden okuyunuz.
3. d
Yanıtınız doğru değilse “Kâne ve Benzerlerinin Zaman ve
Şahıslara Göre Çekimleri” konusunu tekrar okuyunuz.
4. e
Yanıtınız doğru değilse “Kâne ve Benzerleri: b) Nâkıs fiil olarak
kullanılmaları” konusunu tekrar okuyunuz.
5. c
Yanıtınız doğru değilse “Kâne ve Benzerleri: b) Nâkıs fiil olarak
kullanılmaları” ve “Kâne ve Benzerlerinin İsim ve Haberlerinin
İrâbı” konusunu tekrar okuyunuz.
228
Sıra Sizde Yanıt Anahtarı
Sıra Sizde 1
ِ ْ َ .1
.ً‫ﻧﺸﻴﻄﺔ‬
َ ِ َ ‫ﻓﺎﻃﻤﺔُ اﻣﺮَ ًأة‬
َ ‫ﻛﺎﻧﺖ‬
(‫ﻓﺎﻃﻤﺔ‬
ُ َ َ ) kelimesi (‫ﻛﺎن‬
َ ) nin ismi zamme ile merfu‘, (‫ )اﻣ َﺮ ًأة‬kelimesi de haberidir,
fetha ile mansûbdur.
ِِ ‫ﺑﺎت اﻟﻄﻼب‬
.‫ﻧﺎﺋﻤﲔ‬
َ .2
ُ
(‫اﻟﻄﻼب‬
) kelimesi (‫ﺑﺎت‬
َ ) fiilinin ismidir, cem-i teksîr olduğu için zamme ile
ُ
merfu‘dur, (‫ )ﻧﺎﺋِِﻤﲔ‬kelimesi haberidir, cem-i müzekker sâlim olduğu için sâkin
“ya” ile mansûb olmuştur.
ِِ
ٍ َ ِ ‫اﳌﻬﻨﺪﺳﺎت‬
.‫أﻋﻤﺎﳍﻦ‬
ْ َ َ ْ .3
ُ َ ِ ْ َُ ‫أﺻﺒﺤﺖ‬
ّ ْ ‫ذاﻫﺒﺎت إﱃ‬
(‫اﳌﻬﻨﺪﺳﺎت‬
ُ َ ِ ْ َُ ) kelimesi (‫أﺻﺒﺢ‬
َ َ ْ ) fiilinin ismidir, cem-i müennes sâlim olduğu için
ٍ ِ ) kelimesi haberidir, cem-i müennes sâlim
zamme ile merfu‘ olmuştur, (‫ذاﻫﺒﺎت‬
olduğu için kesra ile mansûb olmuştur.
ِ ‫ﺑﺎﻟﺴﻴﺎر‬
ِ َِ َُْ ‫اﻟﻄﺮق‬
.‫ات‬
ُ ُ‫أﻣﺴﺖ ﱡ‬
ْ َ .4
َ ّ ‫ﳑﺘﻠﺌﺔً ﱠ‬
(‫اﻟﻄﺮق‬
ُ ُ ) kelimesi (‫أﻣﺴﺖ‬
ْ َ ْ ) fiilinin ismidir, akılsız varlıkların cem-i teksiridir ve
müfred müennes hükmündedir, zamme ile merfu‘ olmuştur; (‫ﳑﺘﻠﺌﺔ‬
ً َِ َُْ ) kelimesi
haberdir, fetha ile mansûb olmuştur.
ِ ‫اﻟﻀﻴﻔﺎن‬
ِ َْ‫ﺟﺎﻫﺰ‬
.‫ﻟﻠﺨﺮوج‬
ِ ُ ْ ِ ‫ﻳﻦ‬
‫ َ ﱠ‬ .5
ْ ‫ﻇﻞ ﱠ‬
ِ ْ َ ) kelimesi (‫ﻇﻞ‬
(‫اﻟﻀﻴﻔﺎن‬
‫ ) َ ﱠ‬fiilinin ismidir, tesniye olduğu için elif (‫ )ا‬ile merfu‘
ِ ) kelimesi haberidir, tesniye olduğu için cezimli “ya” ile
ِ َْ‫ﺟﺎﻫﺰ‬
olmuştur; (‫ﻳﻦ‬
mansûb olmuştur.
Sıra Sizde 2
ِ ُِ
ِ ِ ْ ّ‫أﻣﺎﻛﻦ اﻟﺘ‬
.‫ـﻌﻠﻴﻢ‬
ْ َ ‫ ﻣﺎز‬.1
َ ‫اﳌﺴﺎﺟﺪ‬
َ ‫اﻟﺖ‬
ِ
ٍ ِ ‫اﳌﺪرﺳﺎت ﱠ‬
ِ
.‫ﻣﺪارﺳﻬﻦ‬
ُ ُ ‫ﺗﺼﺒﺢ َ ﱢ‬
ّ ِ ِ َ َ ‫ﻣﺘﺠﻬﺎت إﱃ‬
ُ ْ ُ .2
ِ ْ ‫أﺧﺮج ِﻣﻦ اﻟﺒ‬
.‫ﺷﺪﻳﺪة‬
ً َ ِ َ ُ‫داﻣﺖ اﳊﺮ َارة‬
ْ َ ‫ـﻴﺖ ﻣﺎ‬
َ ْ َ ُ ْ ‫ﻟﻦ‬
ْ َ .3
ِ َ ‫ﺟﺎﻟﺴﲔ ﰲ‬
ِ َ ‫ﻇﻞ اﻟﻀ‬
ِ َ ْ ِ ْ ‫ﻗﺎﻋﺔ‬
ِ ْ ِ ‫ﻴﻔﺎن‬
.‫اﻻﺳﺘﻘﺒﺎل‬
‫ َ ﱠ‬.4
َ
.‫اﻟﻮﻃﻦ‬
ْ ‫ﺻﺎر‬
ُ ُ َْ ً‫رﺟﺎﻻ‬
َ ِ ُ‫اﻷﺑﻨﺎء‬
َ َ .5
َ َ َ ‫ﳜﺪﻣﻮن‬
Sıra Sizde 3
ِ ‫ﺻﺪﻳﻘﺎ‬
ِ ‫ُﻛﻦ‬
.ً‫وﻓﻴﺎ‬
ْ
َ
ِ ْ ‫ﺻﺪﻳﻘﲔ َوﻓِﻴﱠ‬
ِ َ ِ َ ‫ُﻛﻮﻧﺎ‬
.‫ـﲔ‬
ِ ‫أﺻﺪﻗﺎء‬
ِ
.َ‫أوﻓﻴﺎء‬
ُ ُ
ً ْ ‫ﻛﻮﻧﻮا‬
ِ َ ِ ‫ﻛﻮﱐ‬
.ً‫وﻓﻴﺔ‬
ّ َ ً‫ﺻﺪﻳﻘﺔ‬
َ ُِ
229
‫ﺻﺪﻳﻖ ِوﰲﱞ‬
َْ
ُ ِ َ ‫أﻧﺖ‬
ِ ِ ‫ﺻﺪﻳﻘﺎن‬
ِ ِ ‫أﻧﺘﻤﺎ‬
‫وﻓﻴﺎن‬
ُ
ّ
ِ
ِ ‫أﻧْ ُـﺘﻢ‬
ْ ْ
ُ‫أﺻﺪﻗﺎءُ أوﻓﻴﺎء‬
ِ
‫ﺻﺪﻳﻘﺔٌ َ ِﱠ‬
ٌ‫وﻓﻴﺔ‬
َ ِ َ ‫أﻧﺖ‬
ِ ‫ـﲔ‬
ِ ‫ﺻﺪﻳﻘﺘﺎن‬
ِ
ِ ْ َ‫وﻓﻴّﺘ‬
ِ ْ َ‫ﺻﺪﻳﻘﺘ‬
.‫ـﲔ‬
َ ِ َ ‫وﻓﻴﺘﺎن ُﻛﻮﻧﺎ‬
ُ
َ َ َ ‫أﻧﺘﻤﺎ‬
ِ
ِ
ِ
ٍ
ٍ
.‫وﻓﻴﺎت‬
‫أﻧﱳ‬
‫ُﱠ‬
‫وﻓﻴﺎت ُ ﱠ‬
ٌ َ ‫ﺻﺪﻳﻘﺎت‬
ٌ
ّ ‫ﻛﻦ ﺻﺎدﻳﻘﺎت‬
Yararlanılan Kaynaklar
el-Galâyînî, M. (1982), Câmiu’d-durûs el-‘Arabiyye, Beyrut.
Uralgiray, Y. (1986), Arapça İlk ve İleri Dilbilgisi, Riyad
Çörtü, M. M. (2006), Arapça Dilbilgisi Sarf, İstanbul.
Komisyon, (ty.), el-Kavâidu’l-‘Arabiyyetu’l-muyessera, İstanbul.
230
231

Benzer belgeler