Nisan 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği

Transkript

Nisan 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği
Bilişim Uzmanları
Bülteni
Cilt 1, Sayı 11
Ġnternetin Sosyal
ve Ekonomik Hayata Etkileri Konferansı
Sunuş

Teknoloji ve Toplum
2012‟nin dördüncü sayısından merhaba,

Engelsiz EriĢim

Ayın Konuğu:
Yasin BAKIRCI
Nihayet Nisan ayına kavuĢtuk. Cemreler sırayla düĢtü,
havalar giderek ısınıyor.

Bu sayıda:
8 Mart Dünya
Kadınlar Günü
2
Teknoloji ve Toplum
3
Kurumumuz Yeni
Hizmet Binasına
KavuĢuyor
4
Engelsiz EriĢim
6
18 Mart ġehitler
Günü
8
ġiir: Bahar Beste- 9
si
Amerikan Toplumuna Dair
10
Doyuyor (mu)
yuz?
12
Trafik Kültürümüz 13
yada Kültürsüzlüğümüz
Emre‟nin Rotası
14
Elektronik Haber- 16
leĢme Sektörünün
Geleceği
Bu Ay Doğan
Canlarımız
17
Fotoğraf
18
Ayın Konuğu
19
Çektiklerimiz
22
Durup
Baktıklarımız
23
Bu sayıda sizler için yine
dopdolu bir içerik hazırlamaya çalıĢtık. Mesut Tekkoyun
baharı Ģiiriyle anlatacak. 8
Mart Dünya Kadınlar Günü ile
18 Mart Çanakkale Zaferi ve
ġehitler Gününe özel yazılarımız var. Ayrıca Bilal Ünver ve
Ahmet Darıcı‟nın hayata dair
önemli tespitlerini okuyabilirsiniz. Mustafa GüneĢ, uzmanlık alanı olan “ekmek”
konusuna giriyor bu ay, iĢtah
açıcı görüntüler eĢliğinde.
Sevgili Tuncay Sürücü ve
Gönül Güler ise, “engelsiz
eriĢim”le tanıĢtırıyorlar bizi.
Bayram Aslan, Kurumumuzun yeni binasını tanıtıyor. Bu
yazıyla merak ettiğiniz pek
çok soruya cevap bulabileceğinizi düĢünüyorum. Y. Korhan Selek, teknoloji konusu-
3 Nisan 2012
Elif ÖZDEMĠR, BiliĢim Uzmanları Derneği BaĢkanı
na devam ederken, Y. Emre
Gülersoy Brezilyanın keĢfedilmemiĢ yerlerine götürüyor
bizi. Bu ay doğan sevgili Gökçe‟nin de doğum gününü
tebrik ediyorum. KardeĢi Ayça‟ya çok güzel ablalık yaptığı için de kocaman bir “aferin”
diyorum. Bu ay doğum günü
olan Duygu‟nun da yeni yaĢını tebrik ederim. O doğuĢtan
bir prenses, görünce siz de
bana hak vereceksiniz. Fotoğraf desteği sağlayan A.
Emin Turgut ve Ahmet
Darıcı‟ya da bu konudaki
tecrübelerini paylaĢtıkları
için teĢekkür ediyorum. Bu
ayki konuğumuz ise, Derneğimizin kurucu Yönetim Kurulu üyesi, değerli meslektaĢım Yasin Bakırcı. Siirt kültürüne bağlılığını ve kızlarına
gösterdiği hassasiyeti bizimle paylaĢtığı için çok teĢekkür ederiz. Röportaj boyunca
ben de bir Siirt gelini olarak
Kitel konusundaki tecrübelerimi paylaĢtım, tahmin edilebileceği gibi yapım değil
ama yeme aĢamasını. Bu
arada en büyük teĢekkür
yine en büyük emek sahibi
olan sevgili editörümüz Yavuz Göktaylar‟a.
Bu ay Yasin beyin “en beğendiğiniz araba?” sorusuna
verdiği cevapla bitirelim;
“benimse, o dünyanın en
güzelidir.” Bize ait olan her
Ģeyin aslında en iyisi, en
güzeli olduğunu unutmamamız dileğiyle.
İnternetin Ekonomi ve Sosyal Hayata Etkileri Konferansı
Ġnternet Kurulu tarafından 30
Mart 2012 tarihinde Ġstanbul
The Ritz Carlton Otel‟de
Ġnternetin Ekonomi ve Sosyal Hayata Etkileri adlı konferans düzenlendi. Konferansa UlaĢtırma, Denizcilik
ve HaberleĢme Bakanı
Binali Yıldırım, Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu
(BTK) BaĢkanı Dr. Tayfun
Acarer, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)
genel
sekreteri
Dr.
Hamadoun Touré, ve Ġnternet Kurulu BaĢkanı Serhat
Özeren katıldı. Panelin oturum BaĢkanlığını ise BTK
ikinci BaĢkanı Dr. Turgut Ayhan Beydoğan yaptı. UlaĢtırma, Denizcilik ve HaberleĢme
Bakanı Binali Yıldırım konuĢmasında insanların bilgisayar
okur-yazarı haline getirilmesinin önemine dikkati çekerken,
bilgiye nasıl ulaĢılacağının,
bilginin ekonomik faydaya
nasıl dönüĢtürüleceğinin öğretilmesinin taĢıdığı önemi
vurguladı.
Sayfa 2
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Dünya Kadınlar Günü
Cavidan CAN
Çiğdem BAKAR
Nadide ERĠġ
YED, BTK
Dünyada ve ülkemizde 8 Mart olarak kutlanan Dünya Kadınlar Günü‟nün
geçmiĢi oldukça eskilere dayanmaktadır. ABD'de sosyalist bir gün olarak ortaya
çıkan Kadınlar Günü ilk kez 28 ġubat 1909'da kutlandı. Ġlerleyen yıllarda birçok ülkeye yayılan günün tarihinde zamanla değiĢiklikler oldu. Rusya'da 1917'deki ġubat
devriminden sonra, Kadınlar Günü ġubat ayının son pazar gününde kutlandı. Benzer Ģekilde, Avrupa da ġubat ayının son pazar gününü Kadın Günü olarak kutladı.
Fakat bu zamanlardaki kutlamalarda örgütleĢme söz konusu olmadığı gibi herhangi
bir kimse veya kurum tarafından belirli bir gün Kadınlar Günü olarak kabul edilmiĢ
değildi.
Kadınlar Günü‟nün tüm dünyada aynı tarihte kutlanması hemen gerçekleĢmedi. Farklı ülkelerde genelde bahar aylarında kutlanan kadınlar günü 1921‟de
Moskova‟da gerçekleĢtirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı‟nda 8 Mart „Dünya
Emekçi Kadınlar Günü‟ olarak kabul edildi. Birinci ve Ġkinci Dünya SavaĢı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika BirleĢik Devletleri‟nin de kutlamaya baĢlamasıyla daha güçlü bir
Ģekilde gündeme geldi.
Yangından
kaçamayan
çoğunluğu
kadın 129
işçinin
ölümünden
bugüne 8 Mart.
1975 yılı Uluslararası Kadınlar Yılı ilan edildi. Bu yıl etkinlikleri içerisinde,
BirleĢmiĢ Milletler 8 Mart gününü Dünya Kadın Günü olarak kutlamaya baĢladı. Ġki
yıl sonra 1977‟de, BirleĢmiĢ Milletler genel toplantısında 8 Mart „Kadın Hakları
Uluslararası BarıĢ Günü‟ olarak kabul edildi.
Peki, Neden 8 Mart?
8 Mart‟ın öyküsü trajik bir olaya dayanmaktadır. 8 Mart 1857 yılında New
York da kötü çalıĢma koĢulları sebebiyle greve giden tekstil iĢçilerine polis müdahale etmiĢ ardından çıkan yangında fabrikada kilitli kalan çoğunluğu kadın 129 iĢçi
hayatını kaybetmiĢtir. Bu olay iĢçilerin hak arama mücadelesinde bir dönüm noktası
olmuĢtur.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Türkiye de ilk kez 1921 yılında gündeme gelen Dünya Kadınlar Günü 1975
yılında yaygın ve toplu olarak kutlanmaya baĢlandı. 1975 yılında sonra kapalı yerlerdeki etkinlikler kitlesel olarak sokaklara taĢındı. Türkiye‟de 1980 askeri darbesinden sonra bir süre kutlanılmayan Dünya Kadınlar Günü 1984 yılından sonra düzenli
olarak her yıl kutlanmıĢ ve kutlanmaya devam edilmektedir.
BirleĢmiĢ
Milletler
tarafından
yapılan
bir
araĢtırmaya
göre;
dünyadaki
iĢlerin
%66‟sı
kadınlar
tarafından
görülüyor.
Buna karĢın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10‟una sahipler.
Dünya‟daki
malvarlığının
ise
%
1‟ine
sahipler.
Sonuçta, iĢlerin % 34‟ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler toplam gelirin %
90‟ına ve toplam mal varlığının % 99‟una sahipler.
Amerika BirleĢik Devletleri‟nin New York kentinde 8 Mart 1857‟de
kadın tekstil iĢçileri çalıĢma Ģartlarının iyileĢtirilmesi, günlük çalıĢma saatlerinin 10 saat ile sınırlanması ve erkeklerle eĢit haklar
talebiyle yürüyüĢ yaptılar. Polisin yürüyüĢe müdahale etmesi sonucu çıkan kargaĢada 129 kiĢi fabrika da yanarak hayatını kaybetti. Yandaki fotoğrafta bu tarihten 51 yıl sonra 8 Mart 1908‟de bu
günü onurlandırmak, seçimlerde oy hakkı ve çocukların iĢçi olarak
çalıĢtırılmalarının engellenmesi talebiyle kadınların New York‟ta
yaptıkları yürüyüĢ görülüyor.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 3
Teknoloji ve Toplum (3/4)
(Devam)
Buna ilave olarak, aĢağıdaki Ģekil de, bir yeni bir teknolojinin yayılımının zaman üzerinden tüketiciler
tarafından kabul edilme durumlarını göstermektedir.
Yusuf Korhan SELEK
BiliĢim BaĢuzmanı,
SYD, BTK
… hangi
teknolojilerin
ġekil - Yeni bir teknolojinin yayılımının zaman üzerinden tüketiciler tarafından
kabul edilme durumu
kabul edileceği
hangi
teknolojilerin ise
Yukarıda bahsedilen modelden baĢkaca, yeni teknolojileri etkileyen ve Ģekillendiren baĢkaca faktörler
de vardır. Örneğin, bazı akademisyenler teknolojinin, sosyal gücün ABCsi olarak tanımlanan sınırlı
sayıdaki sosyal elitleri temsil edilen güç simsarları tarafından yapılan belirli seçimler sonucunda geliĢtirildiğini savunmaktadırlar. Bu güç simsarları sırasıyla [A]silahlı kuvvetler, [B]bürokrasi ve [C]Ģirketler
olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda, teknolojinin geliĢtikçe, kendisine sponsor olan elitlerin önceliklerini ve ABC‟nin teknolojik ar-ge çalıĢmaları sırasında takip ettikleri çıkarlardan kazandıkları politik ve
ekonomik güçle kazandıkları avantajları temsil ettiği kabul edilmektedir.
Ekonomik açıdan bakıldığında, çokuluslu Ģirketlerin teknolojik geliĢmelerden en fazla faydayı gören
kesim olduğu görülmektedir. Finansal piyasaların, medya Ģirketlerinin ve diğer çokuluslu Ģirketlerin
geliĢimi, serbest pazar ekonomisi içindeki büyük oyuncuların tamamının yurtdıĢı bağlantılarının olduğu
ve iletiĢim teknolojilerine ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Elektronik iletiĢim küresel çapta vazgeçilmez
bir ihtiyaç haline gelmiĢtir ve küresel çaptaki sosyal değiĢimler, iletiĢim bağlamındaki teknolojik değiĢimlerde sebep-sonuç iliĢkisini belirler hale gelmiĢtir.
BaĢlangıçta bahsettiğimiz teknoloji ve toplum arasındaki iliĢkiyi anlamak ve incelemek için kullanılan
iki temel ve birbirine zıt yaklaĢıma dönecek olursak; bilimsel teknolojik geliĢmelerin sosyal çevreyle
ilgili olduğu noktasında yapılan çalıĢmalar (Edison‟un ampulünden, kiĢisel bilgisayarlara kadar) hangi
teknolojilerin kabul edileceği hangi teknolojilerin ise baĢarısız olacağı hususunda temel belirleyicinin
sosyal koĢullar olduğunu göstermektedir. Buradaki „sosyal koĢullar‟ ifadesi, ekonomiyi, politikayı ve
var olan teknolojik altyapıyı içermektedir. Dolayısıyla, bir kısım akademisyen, geliĢen teknolojilerin
neden o Ģekilde geliĢtiğini belirleyen nedenlerin teknolojik değil sosyal olduğunu savunmaktadır. Teknolojinin sosyal biçimlenmesi, teknolojilerin tasarımı ve uygulanmasını belirleyen örgütsel, politik,
ekonomik ve kültürel faktörleri de içeren çeĢitli faktörler olduğunu göstermiĢtir. Hatta, sosyal değiĢim
olmadan teknolojik değiĢimlerin olamayacağını savunan akademisyenler de mevcuttur.
(...Yazının devamını bültenin diğer sayılarında bulabilirsiniz...)
baĢarısız olacağı
hususunda temel
belirleyicinin
sosyal koĢullar
olduğunu
göstermektedir.
Sayfa 4
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Kurumumuz Yeni Hizmet Binasına Kavuşuyor - 1
Bayram ASLAN
Daire BaĢkanı
DHD, BTK
Elektronik HaberleĢme sektörünü düzenleme ve denetleme fonksiyonunun bağımsız bir idari otorite tarafından yürütülmesi amacıyla 2813 sayılı Telsiz Kanununda
değiĢiklik yapan 27.01.2000 tarihli ve 4502 sayılı Kanunla kurulan Telekomünikasyon Kurumu, 10.11.2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik HaberleĢme Kanunu ile
yeni bir düzenlemeye tabi olmuĢ ve adı Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu olarak değiĢtirilmiĢtir. Kurumumuz kurulduğu günden bugüne kadar Çankaya ilçesi
sınırları içerisinde Demirtepe semtinde bulunan binada hizmetlerini sürdürmeye
devam etmiĢtir.
Elektronik HaberleĢme sektörünün geliĢmesine ve büyümesine paralel olarak Kurumumuza da düĢen sorumluklar artmıĢ ve bu artıĢın tabi neticesi olarak da personel sayısı yıllar itibariyle artıĢ göstermiĢtir. Mevcut binamızın personel sayısının
artması sonucu ihtiyacı karĢılayamaması, kiralık olması ve sürekli tadilat gerektirmesi gibi nedenlerden dolayı yeni bir hizmet binasına ihtiyaç duyulmuĢtur.
Yeni hizmet binası,
her ne kadar
geleneksel
kültürümüzün
değerlerini
taşımaktaysa da, aynı
zamanda esinlendiği
Bu bağlamda, Kurumumuz için yeni bir hizmet binasının yapılmasına karar verilmiĢ ve Toplu Konut Ġdaresi (TOKĠ) ile 27.04.2011 tarihinde yapılan protokol çerçevesinde gerekli adımlar atılmıĢtır. Yoğun bir projelendirme, etüt ve değerlendirme
çalıĢmalarının sonucunda, pek çok kamu binasının yapılmaya baĢlandığı ve bir
cazibe merkezi haline gelen EskiĢehir yolunda yapılması planlanan Yeni Hizmet
Binamızın ihalesine TOKĠ tarafından içinde bulunduğumuz günler içerisinde çıkılmak üzeredir. Ġhale sürecinin herhangi bir kesintiye uğramadan tamamlanması
halinde, Yeni Hizmet Binamızın 2014 yılı sonlarında kullanıma hazır hale geleceği
öngörülmektedir.
değerlerden günümüz
modern anlayışa
doğru beraberinde
taşıdığı özgün
nitelikleriyle de
benzerlerinden
oldukça faklı bir
noktada bulunacağa
benzemektedir .
Peki, yeni hizmet binamızda neler olacak ve biz çalıĢanlara hangi imkânları sunacak? Ġsterseniz yeni hizmet binamızda bulunması öngörülen gerek mimari özelliklere gerekse bize sunacağı imkânlara kısaca değinelim:
Form OluĢumu
Yapının ana kurgusu kültürümüzün önemli öğeleri olan "Taç Kapı" ve "Avlu" dan
esinlenerek oluĢturulmuĢtur. "Taç Kapı" yapının ön yüzünde, "Avlu" ise "Taç Kapı"nın arkasında yardımcı konumundaki iĢlevlerin organize edilmesini sağlamaktadır. Avlunun ortasında ise endemik bitki türlerini içeren "Botanik Bahçe" yer almaktadır. Yapının ön yüzünü oluĢturan "Taç Kapı" formu EskiĢehir yoluna dönük
olarak konumlandırılmıĢtır. Temellerini kültürel değerlerimizden alan yalın formu
ile “Yeni Hizmet Binamız”, Ankara'nın sembol yapılarından biri olacağı konusunda
oldukça iddialıdır. Yeni yapı her ne kadar geleneksel kültürümüzün değerlerini
taĢımaktaysa da, aynı zamanda esinlendiği değerlerden günümüz modern anlayıĢa doğru beraberinde taĢıdığı özgün nitelikleriyle de benzerlerinden oldukça faklı
bir noktada bulunacağa benzemektedir.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 5
Kurumumuz Yeni Hizmet Binasına Kavuşuyor - 1
Bayram ASLAN
Daire BaĢkanı
DHD, BTK
Akıllı GiriĢ, ÇıkıĢ ve Sirkülasyon Tasarımı

Akıllı mekân organizasyonu sayesinde yapıya yaklaĢımlarda ve giriĢlerinde
her birim için gerekli olan imkânlar sağlanarak hiyerarĢi kurgulanmıĢtır. Her
birimin protokol sırasına göre yapıya yaklaĢma önceliği sağlanmıĢtır. Bu
bağlamda üst yöneticiler, personel ve ziyaretçiler için farklı giriĢ alanları ve
asansörler oluĢturulmuĢtur.

Kongre Kültür Merkezine, Spor Merkezine ve Ġnanç Merkezine gelenler ise
bu birimlerin sahip oldukları giriĢlere dıĢarıdan ayrıca ulaĢabilmektedirler.

Akıllı asansör ve Ģaft sistemi tasarlanmıĢtır. Bu sistemde VĠP Asansörleri,
Personel Asansörleri, Servis Asansörleri ve atık malzemelerin atılmasında
kullanılacak Ģaftlar yer almaktadır. Bu tasarım sayesinde Personel asansörlerinden personel ile birlikte eĢya ve diğer ihtiyaçlar taĢınmak zorunda kalınmayacaktır. Yine sadece VĠP kullanımına açık yedekli asansörlerin tasarlanması sayesinde hem VĠP bölümü personel için ayrılmıĢ asansörleri kullanmak zorunda kalmayacaktır, hem de personel böyle bir kullanımın doğurabileceği yavaĢlamadan etkilenmeyecektir.
Çift Cephe Sistemi
Yapının tamamında çift cephe sistemi tasarlanmıĢtır. Çift cephe sistemi aĢağıdaki
avantajları sağlayacaktır:



Yapının genel olarak ısı performansı benzerlerinin çok üstünde olacaktır.
Soğuk dönemlerde çok düĢük maliyetle ısınacaktır. Sıcak dönemlerde de
soğutma giderleri son derece düĢük olacaktır.
Yapının akustik performansı benzerlerinin çok üstünde olacaktır. Yapı sahip
olacağı çift cephe sistemi sayesinde iç mekânına yine benzerlerinden çok
daha az miktarda trafik gürültüsü alacaktır. Son derece sessiz iç mekâna
sahip olacaktır.
Yapının doğal yollarla taze hava ile beslenebilmesi sağlanmıĢtır. Yapıda
benzerlerinde son derece sıkıntılı olan iç mekânın taze hava ile beslenmesi
problemi sıfıra indirilmiĢtir. Kulenin son katı dâhil olmak üzere bütün yıl boyunca taze hava iç mekâna konforlu bir biçimde alınacaktır. KıĢ mevsiminde iç mekâna alınan hava doğal yollarla bir miktar ısıtılarak alınacaktır. Yaz
aylarında ise tam tersi bir biçimde iç mekâna alınan hava yine doğal yolla
bir miktar soğutularak alınacaktır.
Modern mimari
anlayışı, son
teknolojisiyle
kurulmuş altyapısı,
insan unsurunu öne
çıkaran akıllı bina
tasarımı, geniş ve
ferah çalışma ofisleri,
sosyal donatıları,
kalite, güvenlik ve
konforu ön planda
tutan yaklaşımıyla
yeni hizmet binamız,
çalışma hayatımızda
verimliliği önemli
ölçüde arttırmasının
yanında
kurumumuzun dışa
dönük imajına da hiç
şüphesiz çok büyük
katkı sağlayacaktır .
Sayfa 6
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Engelsiz Erişime Doğru
Tuncay SÜRÜCÜ
BiliĢim Uzmanı
THD, BTK
Günümüz toplumlarının, bilgi ve iletiĢim teknolojilerindeki geliĢmelerle birlikte dünyayı değiĢtirecek biçimde yeniden Ģekillenmesi sonucunda „bilgi toplumu‟na dönüĢüm sürecine girmesi, doğal olarak bilgi ve eriĢim teknolojilerinin sağladığı olanaklardan toplumun bütün kesimlerince eĢit olarak yararlanılabilmesine yönelik politika, yaklaĢım ve çözümlerin tartıĢılmasına zemin oluĢturmaktadır. Bireyin bir parçası olduğu toplumla tam ve uyumlu bir „kaynaĢma/bütünleĢme‟ içinde olabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep etmesi ise doğal ve bireysel bir hak
olarak kabul görmektedir.
„Bilgiye eriĢim‟in temel insani ihtiyaç haline geldiği içinde bulunduğumuz bilgi çağında, internet dahil, teknolojinin sunduğu bilgi ve iletiĢim olanaklarından/
fırsatlarından eĢit koĢullarda yararlanabilme ilkesi „marjinal‟ kabul edilen ve diğer
kesimlere göre daha savunmasız/daha desteksiz görülen toplum kesimlerine özel
bir önem ve ilgi gösterilmesi ve bu kesimler arasında addedilen engelli ve yaĢlı
kesimin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması gibi bir yaklaĢımı öne çıkarmaktadır.
Gönül GÜLER
Ġdari Uzman,
THD, BTK
„Engelli‟
kategorisinde yer
alan kişilerin
bilgiye erişiminde
engel oluşturan
her türden
olumsuzluğu ve
sınırlamayı
ortadan
kaldırmaya
yönelik
yaklaşımlar ...
Bilindiği üzere, görme, duyma, konuĢma, fiziksel ve zihinsel aktivitede bulunma
gibi baĢlıca yaĢamsal yetileri kısıtlanmıĢ ve özel gereksinimlerini karĢılamada kısmen ya da tümüyle diğer bir kiĢinin yardımına ihtiyaç duyan kiĢiler „engelli‟ olarak
tanımlanmaktadır. „Engelli‟ kategorisinde yer alan kiĢilerin bilgiye eriĢiminde engel
oluĢturan her türden olumsuzluğu ve sınırlamayı ortadan kaldırmaya yönelik yaklaĢımlar “herkese eriĢim” ve “herkes için tasarım” baĢlıkları altında toplanabilmektedir.
BirleĢmiĢ Milletler Engelli Hakları SözleĢmesi metninde “..Taraf Devletler, engellilerin bağımsız yaşamalarının ve toplumun tüm alanlarına tam katılımının sağlanması ve engellilerin diğerleriyle eşit bir şekilde fiziksel çevreye, ulaşıma bilgi ve
iletişime, hem kırsal hem de kentsel bölgelerde halka açık olan veya halka sunulan diğer tesislere ve hizmetlere erişiminin sağlanması için uygun tedbirleri almalıdır.” denilmek suretiyle „herkese eriĢim‟in sağlanması ve uygun politik/düzenleyici
araçlarla yardım ve destek sunumunun özendirilmesine yönelik geniĢ bir düzenleme alanına vurgu yapıldığı görülmektedir.
„Herkes için tasarım‟ kapsamında ise özellikle bilgisayar kullanımına yönelik olarak bilgi ve iletiĢim teknolojilerinin engelli bireylerin kullanımına uyarlanması söz
konusudur. Belirtilen bağlamda bilgisayar arabirimleri, ergonomik klavyeler, taĢınabilir donanımlar, ses tanıma sistemleri vb. yer almaktadır.
Avrupa Birliği müktesebatı açısından da engellilerin eriĢimine verilen önem dolayısıyla Evrensel Hizmet Direktifi‟nde değiĢiklik yapan ve Aralık 2009‟da yayımlanan
2009/136/EC sayılı Direktif ile, engelli son kullanıcılara eĢit Ģartlarda eriĢim ve
seçenek sağlanması ve engellilerin kullanımına yönelik cihazların yaygınlaĢmasının teĢviki bağlamında üye ülkelerin uyum sağlaması gereken hususlar belirlenmiĢtir.
Ülkemizde Elektronik HaberleĢme Kanununda yer alan “Teknolojik yeniliklerin
kullanılması da dahil olmak üzere özürlü, yaşlı ve sosyal açıdan korunmaya muhtaç diğer kesimlerin özel ihtiyaçlarının dikkate alınması” Ģeklindeki ilkesel hüküm
ile engellilerin hem eĢit eriĢim koĢulları açısından hem gerekli cihazların yaygınlaĢtırılması bağlamında desteklenebilmeleri için yasal çatı hazırlanmıĢtır.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 7
Engelsiz Erişime Doğru
25.05.2005 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiĢ bulunan 5369 sayılı Evrensel
Hizmet Kanununun da yer alan;
“Düşük gelirliler, özürlüler ve sosyal desteğe ihtiyacı olan grupların da evrensel hizmetten yararlanabilmesi için uygun fiyatlandırma ve teknoloji
seçeneklerinin uygulanabilmesine yönelik tedbirler alınır.”
ve daha sonra yapılan değiĢiklikle Evrensel Hizmet kapsamına ilave edilen;
“Teknolojik gelişmelerden yararlanmak suretiyle özürlü vatandaşların yaşam şartlarının kolaylaştırılması amacıyla haberleşme ihtiyaçlarının karşılanmasını teminen haberleşme ve benzeri cihaz alınması ve ihtiyaç sahibi
kullanıcılara dağıtmak üzere ilgili kurum ve kuruluşa bedelsiz olarak belirlenen süre şart aranmadan devredilmesi.”
Tuncay SÜRÜCÜ
BiliĢim Uzmanı
THD, BTK
Ģeklindeki hükümler de söz konusu yasal çerçeveyi tamamlayıcı niteliktedir.
Yukarıda anılan yasal çerçevenin engelli tüketicilerin hayatına nasıl yansıdığına
bakılacak olursa Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu tarafından hazırlanan Elektronik HaberleĢme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğinde yer alan “Görme
engellilerin abonelik sözleşmelerini ve faturalarını kendilerinin faydalanabilecekleri
şekilde talep etme hakkı” hükmü uyarınca iĢletmeciler tarafından, görme engelli
abonelerin abonelik sözleĢmelerini ve faturalarını braille alfabesi ile düzenlenmiĢ
olarak ya da sesli yanıt sistemi (IVR) aracılığıyla bilgilerin kendilerine sesli olarak
okunması yoluyla almaları sağlanmaktadır. Diğer yandan UlaĢtırma, Denizcilik ve
HaberleĢme Bakanlığı tarafından görme engellilerin kolay ve hızlı bir kullanım ile
gitmek istedikleri yerlere sesli komutlar yardımıyla yürüyerek ve/veya otobüs, metro gibi toplu taĢım araçlarını kullanarak ulaĢabilmeleri amacıyla “Gören Göz Projesi” kapsamında dağıtımı öngörülen Gören Göz Cihazlarının; ilk aĢamada pilot uygulama olarak, sonrasında ise ülke genelinde dağıtımının planlandığı bilinmektedir.
Engelli kullanıcılar için sağlanan diğer bir olanak da Evrensel Hizmet Yönetmeliğinin “Ankesörlü telefon hizmetini, kamu kullanımına açık yerlerde özürlülerin de
kullanımına uygun şekilde tasarlar.” hükmü gereğince yükümlü iĢletmeci Türk
Telekom tarafından 37 ilde 210 noktada fiziksel engelliler için tasarlanmıĢ olarak
hizmete sunulan ankesörlü telefonlardır.
Ġçinde bulunduğumuz süreçte ise toplumumuzun sayısal olarak da önemli bir kesimini oluĢturan engelli tüketicilerin elektronik haberleĢme alanındaki özgün taleplerinin tespit edilebilmesi ve olası düzenlemelerde dikkate alınmasını sağlamak üzere bir çalıĢma baĢlatılmıĢ olup; “Engelsiz EriĢim” baĢlığı altında sürdürülen söz
konusu çalıĢma kapsamında konunun tarafları olan ĠĢletmecilerle, daha sonra da
bazı akademisyenler ile engellilere yönelik hizmet veren kamu kurumları ve, sivil
toplum kuruluĢlarının temsilcileriyle toplantılar yapılmıĢ ve bu toplantılar sonucunda “Engelsiz EriĢim ÇalıĢma Grubu” oluĢturulmuĢtur.
Elektronik haberleĢme sektöründen hizmet alma durumundaki engelli kullanıcılar
açısından mevcut olanakları -sunulan hizmetler ve yararlanılan teknolojiler bağlamında- daha iyi bir noktaya getirebilmek amacıyla “Engelsiz EriĢim” perspektifiyle
yola çıkan ÇalıĢma Grubu oluĢturacağı kapsamlı Raporun hazırlıkları içerisinde
faaliyetini sürdürmektedir. Her Ģey “engelsiz eriĢim” için…
Engelsiz bir yaĢam dileğiyle…
Gönül GÜLER
Ġdari Uzman
THD, BTK
…
toplumumuzun
sayısal olarak
da önemli bir
kesimini
oluşturan
engelli
tüketicilerin ...
Sayfa 8
BiliĢim Uzmanları Bülteni
18 Mart Şehitler Günü
YÜZBAġI MEHMET TEVFĠK’ĠN SON MEKTUBU
“Sebebi hayatım, feyz-ü refikim,(EĢim)
Arıburnu'nda 19’ncu
Tümen Komutanı
Yarbay Mustafa Kemal, Esat PaĢa ve
diğer komutanlar
Yapılan
fedakarlığı
daha iyi
anlatan
başka ne
olabilir ki?
Hazırlayan:
Editör
Sevgili babacığım,valideciğim,
Arıburnu'nda ilk girdiğim müthiĢ muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurĢun
geçti, hamdolsun kurtuldum. Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağımdan ümidim olmadığından bir hatıra olmak üzere Ģu yazılarımı yazıyorum.
Hamdü senalar olsun Cenab-ı Hakka beni bu rütbeye kadar isal etti.Yine mukadderatı ilahiye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne suretle yetiĢtirmek mümkün ise öylece yetiĢtirdiniz. Sebeb-i Feyz-ü refikim ve hayatım oldunuz.Cenab-ı Hakk'a ve sizlere çok teĢekkürler ederim.
ġimdiye kadar milletin bana verdiği parayı hak etmek zamanıdır. Vazife-i mukaddese-i
vataniyeyi ifaya cehdediyorum. Rütbe-i Ģehadete suudedersem Cenab-ı Hakk'ınen sevimli
kulu olduğuma kanaat edeceğim. Asker olduğum için bu her zaman bana pek yakındır,
sevgili babacığım ve valideciğim. Göz bebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum
Nezih'ciğimi evvele Cenab-ı Hakk'ın saniyen sizin himayenize tevdi ediyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapınız.
Oğlumun talim ve terbiyesine siz de refikamla birlikte lütfen sayediniz. Servetimizin olmadığı malumdur. Mümkün olandan fazla birĢeyi isteyemem, istesem de pek beyhudedir. Refikama hitaben yazdığım matuf mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü izale edecek vechile veriniz. Ağlayacak üzülecek tabi teselli ediniz. Mukadderat-ı ilahiye böyleymiĢ. Malumat ve düyunatın hakkında refikam mektubunda laf ettiğim deftere ehemmiyet veriniz. Münevver'in hafızasında ve yahut kendi defterinde mukayyet düyunat da doğrudur. Münevver'e yazdığım mektubum daha mufassaldır, kendisinden
sorunuz.
Sevgili baba ve valideciğim ,
Belki bilmeyerek size karĢı birçok kusurlarda bulunmuĢumdur. Beni affediniz,hakkınızı helal ediniz,ruhumu Ģadediniz,iĢlerimizi tavsiyesinde refikama muavenet ediniz ve muin olunuz.
Sevgili HemĢirem Lütfiye'ciğim,
Bilirsiniz ki sizi çok severdim. Sizin için vesayemin yettiği nisbette ne yapmak lazımsa
yapmak isterdim. Belki size karĢı da kusur etmiĢimdir,beni affet ,mukadderatı ilahiye böyle
imiĢ hakkını helal et ruhumu Ģadet , yengeniz Münevver hanımla oğlum Nezih'e sen de
yardım et , sizi de Cenab-ı Hakk'ın lütuf ve himayesine tevdi ediyorum.
Ey akraba ve ehibba ve evda , cümlenize elveda , cümleniz hakkınızı helal ediniz. Benim
tarafımdan cümlenize hakkım helal olsun. Elveda , elveda..Cümlenizi Cenab-ı Hakk'a tevdi
ve emanet ediyorum..
Ebediyen Allah'a ısmarladım.
Sevgili Babacığım ve Valideciğim....
Oğlunuz Mehmet Tevfik”
Siperlerde DüĢman Gözetleyen Mehmetçikler
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 9
Bahar Geldi
BAHAR BESTESİ
Süveyda kuşları göç mevsiminde gelince,
Kara-beyza perdeler açılır birer birer.
Yağmur süzülür gurbet ufku gibi ipince,
Ummanın nefesi tohumun kalbine girer.
Gözyaşı ıslatır âb-ı leziz bergüzarı,
Güneş sırrını nisan yağmurlarına açar.
Güneşin özü katre katre besler gülzarı,
Nisan incileri rengarenk çiçekler saçar.
Visal deminde toprağın ıtırı duyulur,
Serin gülücükleri içer rüveyda rüzgar.
Umut rıhtımında tılsımlı ritme doyulur,
Yağmurlu ufuklarda bestelenmekte bahar.
Mesut TEKKOYUN
BiliĢim Uzman Yrd.
SYD, BTK
Sayfa 10
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Amerikan Toplumuna Dair: “İki Haberin Çağrıştırdıkları”
M. Bilal ÜNVER
Daire BaĢkanı
SRD, BTK
Pek çok zaman okuduğumuz gazeteler veya internet sitelerinde aslında
hayatın gidiĢatına yön veren önemli ipuçlarını atlar, pek çok haberi satır baĢlarıyla
okumakla yetinir, hatta çoğu zaman es geçeriz. Bu türden okuyup geçtiğimiz haberlerden birine rastladığımda kahvaltı yapıyor ve gözümü gazete sütunlarında
dolaĢtırıyordum. Sıradan hale gelen Wall Street eylemleriyle ilgili söz konusu haber, Amerikan BaĢkanı Barack Obama‟nın Bir Amerikan kolej basketbol ligi
(NCAA) maçında ABD'yi ziyaret eden Ġngiltere BaĢbakanı David Cameron'a ısmarladığı sosisli sandviç haberiyle yan yana konunca benim için önemli ve can
alıcı bir hale geliverdi. Zira, en fazla bir hafta öncesine ait bahsettiğim diğer haberde Obama ve Cameron'ın ülkenin en önemli spor etkinliklerinden biri olan
(Ohio eyaletinde Western Kentucky ile Mississippi Valley State arasındaki) turnuva maçı için Dayton'a seyahatinin siyasi anlamından ziyade bu seyahatin önemli
(!) bir parçası olan sosisli sandviç ve yanındaki meĢrubatın Obama tarafından
ödenmesi söz konusuydu. Evet, yanlıĢ okumadınız; bu ödeme Amerikan halkı
tarafından kınama konusu yapılmıĢtı ve böylesi bir ısmarlamanın alın teriyle kazandıklarından verdikleri vergilerle karĢılandığının farkında olan halk bu duruma
itiraz etmiĢti. Yani iki dünya devinden birisinin diğerinin liderine yaptığı sosisli
sandviç jestinin faturasının ağır olduğu belliydi, en azından Amerikan halkının
nezdinde.
Bu haberi ilk okuduğumda gülüp geçtiğimi hatırlıyorum. Ancak, bir süre sonra gözüme çarpan “Wall Street eylemcilerine gözaltı” haberinde “Wall Street‟i iĢgal et”
hareketlerinin 6. ayını kutlamak için Zucutti Park‟ta bir araya gelen bir topluluğun
yaptığı taĢkınlık ve sloganların ağır faturasıyla sosisli sandviç faturası birbirine
nispet Amerikan halkını anlatıyordu. Birincisinde BaĢkanına kendi vergilerinden
ödeyerek ısmarladığı sosisli sandviçin hesabını soran halk, ikincisinde de gelir
dağılımı eĢitsizliği, zengini koruyan fakiri ezen ekonomi politikaları ve iĢsizliği protesto için sokaklara dökülüyordu. Birincisindeki isyan, aslında Amerikan halkının
sosisli sandviç üzerinden kendi parasına nasıl sahip çıktığını gösteren ve ilk bakıĢta en ufak bir savurganlığa tahammülsüzlük kokan anlamlı bir tepki iken bu
tepki Wall Street olayında toplumdaki genel savurganlığın, sınıflar arasındaki dengesizliğin ve giderek çarpıklaĢan gelir dağılımının faturasını bizzat ödeyen veya
ödemek zorunda kalan Amerikan halkının kendine isyanından baĢkası değildi.
Yani kendi mevkidaĢı olan David Cameron‟a basketbol maçını izlerken asgari bir
nezaket gösterisi olarak sandviç ve meĢrubat ısmarlayan Obama‟ya öfkelenen
halk, aslında Wall Street‟te kendi nabzını tutuyor ve yükselen tansiyonuna çare
arıyordu.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 11
Amerikan Toplumuna Dair: “İki Haberin Çağrıştırdıkları”
Wall Street‟te nükseden tansiyon hastalığı, bizzat sosisli sandviçe olan
tepkide gizliydi, ancak bunu Amerikan halkına ifade etmek nafileydi. Zira, onlara
göre herkes sahip olduğunu tasarruf edebilirdi, kazandığını harcayabilirdi ve bu
konforunu artırmak için canla baĢla çalıĢmalıydı. Yani devletin herhangi bir sosyal
müdahalesine yer ve olanak yoktu ve herkes birey olarak kendinden sorumluydu.
Bu anlayıĢın bir tezahürü olan alınan vergilerin bir kuruĢunun dahi halkın onaylamadığı yere gitmemesine kimsenin itirazı olamaz. Ancak, Wall Street‟teki olaylar
bahsettiğim „bireysel‟ temalı anlayıĢın bizzat kendisiyle çarpıĢması değil midir?
Yani, öyle bir toplum düĢünün ki herkes gelirine göre konuĢuyor, tartılıyor, biçiliyor
ve bu durum kredi borçlanmaları ile ayyuka çıkan 2007 yılındaki finansal kriz ve
bunu takip eden devlet müdahaleleri, toplumsal travmalar ve gelir-gider dengesizlikleri ile bir noktadan sonra duvara tosluyordu. Duvara toslayan Amerikan halkının soluğu Wall Street‟te alması aslında bugüne kadarki toplumsal reflekslerine
yönelik bir özeleĢtiri olarak yorumlanamaz mı? Nitekim bu refleksin Devlet BaĢkanı‟nın ısmarladığı bir sosisli sandviçe yönelen bir savurganlık ithamına dönüĢebilmekte olduğunu görüyoruz. Yani ABD BaĢkanının belki de devlet siyasetinin bir
parçası olan (iki liderin bu spor etkinliğinde buluĢmasının iki transatlantik müttefik
arasındaki “özel iliĢkinin” altını çizme amacını taĢıdığı, haberlere konu olmuĢtur)
bu tutumuna sırf sandviçin parasını kendi yatırdığı vergilerden ödediği gerekçesiyle tahammülsüzlük gösteren bir halkın aslında öncelikle kendisiyle yüzleĢmesi
gerekmez mi? Rekabetin dayandığı sınırda namluyu farkına varmadan kendine
çeviren böylesine bir canavarı aslında bu toplum kendisi meydana getirmedi mi?
Bahsettiğim canavar, havayollarından, parklardan, otobanlara kadar her alanda
kapitalin hayata yön verdiği ve değerler üstü bir hal aldığı, sınıflar arası farklılıkları
her geçen gün artırdığı bir anlayıĢın sahibi ve pazarlayıcısı değil mi? ġimdi bu
toplumun dünyaya getirdiği canavarın kendi sosyal ve insanî taleplerine cevap
vermediğinin anlaĢılmasından ibaret değil mi Wall Street‟teki bağırmalar, çağırmalar… Aslında bu toplum isyan etmiyor mu kendi ahlakî ve temel değerlerindeki
yozlaĢmanın aslında bireysellik kisvesi altında kendini ezdiğine… Veya bu ayaklanma görünürde ABD Senatosuna veya Temsilciler Meclisi‟ne yönelik olsa da
toplumsal reflekslerini sosisli sandviç olayında da dıĢan vuran Amerikan toplumunun bir iç hesaplaĢması değil mi esas itibariyle..? Tabiri diğerle, bu toplumun zamanla baĢkalaĢan genetiğinin, aslında insanın doğal genetiğiyle tam örtüĢmediği,
insanın temel ve sosyal iliĢkiler ağında birbiriyle olan münasebetlerini dikkate almadığını göstermiyor mu bu yaĢananlar… Atomlardan meydana gelen moleküller
dahi bu durumun eĢyanın tabiatına aykırı olduğunu ortaya koyarken her bireyin
toplumun bir parçası ve aslında kendi olmaktan çıkması değil midir, bu sosyal
patlamalara sebebiyet veren asıl hadise…
Kısaca yukarıda paylaĢmaya çalıĢtığım Amerikan toplumuna dair gözlemlerimi bir sosisli sandviç haberine borçlu olmam kaderin garip bir cilvesi. Ama Ģunu söyleyebilirim ki her sosisli sandviç paylaĢılınca ve paylaĢıldıkça damakta bıraktığı tatta güzeldir. Umarım bizler de hayatın güzelliklerini yeri geldiğinde bir
sandviçte bulabilir, paylaĢmayla yaĢananın aslında bir eksilme olmadığını yeniden hatırlarız.
M. Bilal ÜNVER
Daire BaĢkanı
SRD, BTK
Sayfa 12
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Doyuyor (muy) uz (2) ?
Peki, temel gıdamız olan ekmek konusunda biz ne yapmalıyız?
Yapabileceklerimizi en genel haliyle üç seçenekte toplayabiliriz.
1. İmkânınız varsa kendi buğdayını öğüterek köy fırınında pişiren birilerinden ekmeğinizi temin
etmeniz. Ekmeği kurudukça ıslatıp ısıtarak taze gibi tüketmek mümkün olacaktır.
Mustafa GÜNEġ
Müdür
PGM, BTK
Solda ekmekler fırında pişerken, ortada (rahmetli) fırıncımız Ayşe ablamız ve sağda tipik ekmek kesiti…
Doymak için
ekmeğimizi bilinçli
2. İşinizi görebilecek şekilde seçilmiş uygun bir ekmek yapma makinesi (EYM) ile elinizi unahamura bulaştırmadan arzu ettiğiniz zamanda, canınızın çektiği tarifleri uygulayarak ekmeklerinizi yapabilirsiniz.
seçmeliyiz. İçeriğini
bilmediğimiz,
katkılarını tahmin
edemediğimiz,
elimize ulaşana
kadar hangi
şartlardan geçtiğini
göremediğimiz,
yedikçe acıktıran
ekmekler yerine her
Solda EYM kazanı içinde pişmiş ekmek, ortada kazandan dışarı alınmış ve sağda da kesiti...
Tarif; süzme yoğurtlu tam buğday ekmeği uygulamasıdır.
3. Köy ve EYM ekmeği yerine evinizde kullandığınız solo ya da ankastre fırına ilaveten birkaç
malzeme temini ve basit bir eğitim ile kendi ekmeğinizi arzu ettiğiniz şekil, içerik ve yöntem ile
ihtiyaç duyduğunuz zamanda hazırlayabilirsiniz. Seçimler size kaldığı için ortaya çıkan ürün
doğrudan sizin beceri ve isteğinizi yansıtmaktadır.
yönüyle
izlenebilirliğe sahip
ekmekleri tercih
etmeliyiz.
Muhtelif el emeği ekmek uygulamaları…
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 13
Trafik Kültürümüz ya da Kültürsüzlüğümüz
Hafta sonu internette karĢılaĢtığım bir haber Karayolları Genel Müdürlüğünce
yapılan ve çoğunluğu üniversite mezunu olanların katıldığı bir çalıĢmanın sonuçlarından
bahsediyordu. ÇalıĢmanın sonuç bölümünde ülkemizde trafik kültürünün toplumsal bir yara
olduğu, eğitimli kesimin dahi trafikte olumsuz, saldırgan, ihmalkâr, bir davranıĢ sergilediği
ve iyi durumda olmadığı, davranıĢ değiĢikliğini sağlamanın ve alıĢkanlıkları değiĢtirmenin
zor olduğu, ancak kurumların yeterli denetimi, eğitim, medya kampanyaları ve yeterli altyapı yatırımları ile değiĢtirilmesinin mümkün olduğu ifadelerine yer verilmiĢ.
Ahmet DARICI
Daire BaĢkanı,
ETD, BTK
ÇalıĢma kapsamında eğitimli kesimle ilgili sonuca dikkat çekilmesini bir anlamda
ilginç buldum. Bu bakıĢın nedeni, eğitimli insanlara bilimsel gerekçesini anlayabildikleri için
trafik kurallarına en çok uyması gereken kesim olarak bakılmasından kaynaklanıyor sanırım. Halbuki bizim ve trafikteki diğer insanların hayatı temel alınarak belirlenen kurallara
uymak için bilimsel dayanaklarını bilmeye gerek var mı? Veya kurala uymak için kendi akıl
ve mantığımızla kuralın gerekli olduğuna ikna olmamıza gerek var mı? Ya da kurala uymamız için gözümüzün içine bakan bir polise gerek var mı? GiriĢte bahsettiğim çalıĢmanın
sonucunda uzmanların geliĢtirilmesini önerdiği „trafik kültürüne‟ sahip olan birisi için bunların hiçbirine ihtiyaç olmadığını düĢünüyorum.
IĢık ihlali yaptığı için kendisine ceza kesen polisin “IĢığı görmedin mi?” sorusuna
“IĢığı gördüm de sizi görmedim.” cevabını veren sürücü, tüm toplumu temsil etmese de,
trafik kültürü anlamında durumumuza ıĢık tutuyor. Peki, nasıl yerleĢtireceğiz trafik kültürünü toplumda? Bunun için, sadece trafikte değil hayatımızın tüm alanlarında gerekli olan
baĢkalarının hakkına, hukukuna değer verme ve saygı gösterme kültürüne sahip olmak
yeterli bence. Bu anlayıĢa sahip olunduğunda trafik kültürü de az bir trafik eğitimiyle kendiliğinden geliĢir. Yoksa trafik kurallarını herkese satır satır ezberletsek de tek baĢına fayda
edeceğini sanmıyorum.
ġerit değiĢtirmeye baĢladıktan sonra usulen sinyal verenlerin durumu, kurallara
iliĢkin Ģöyle ya da böyle bilinç olduğunu ancak trafikteki diğer insanların hakkına saygı gösterme konusunda büyük eksiklik olduğunu gösteriyor bana göre. Ülkemizde ehliyet alabilmek için teorik ve pratik sınavın yanında sürücü kurslarında eğitime katılma Ģartı aranmasına rağmen sürücü kursu Ģartının olmadığı geliĢmiĢ çoğu ülkenin trafik kültürü noktasında
bizden daha iyi konumda olmasının da bu fikrimi desteklediğini düĢünüyorum. Bu ülkelerin
baĢarısının ardında düzgün denetimle trafik kurallarının ve caydırıcı cezaların çok iyi uygulanmasının da önemli bir yeri var tabi ki.
Sorunun çözümünde öncelikli olarak, trafikte bizim dıĢımızdakilerin rakibimiz olmadığının ve gözü açıklık olarak gördüğümüz kural tanımaz davranıĢlarımızla aslında diğer insanların hakkını gasp ettiğimizin farkına varmamız gerekiyor. Diğerlerinin hakkını
gözetme, gerekli saygıyı gösterme ve müsamahalı davranma kültürünün en baĢta aile ortamında edinilebileceğini ve yetiĢtireceğimiz evlatlarımıza küçükten bu erdemi kazandırarak gelecek nesiller için adım atabileceğimizi düĢünüyorum. Herkes bu konuda adım attığında trafik cezalarına fazla iĢ düĢmeyecektir zaten. Polisin yollara astığı “Trafik kültürü
kurallarla değil saygıyla geliĢir.” sloganı ile de kastedilen bu galiba.
Geleceği böyle kurtaralım da bizim durumumuz ne olacak? Trafik cezalarını etkin
bir denetimle gereği gibi uygulasak acaba kısa vadede çözüm olmaz mı? BaĢka bir deyiĢle
trafikteki yanlıĢ alıĢkanlıklarımızı doğrularıyla değiĢtirmek için duygusal faktörleri kullansak
biraz. Mal canın yongası oldukça, bu yöntem etkili sonuç verir diye düĢünüyorum. Bu durumda yukarıdaki sloganda “Trafik kültürü kurallarla değil saygıyla ama saygısızlıkta ısrar
edenlerin de cezalandırılmasıyla geliĢir.” Ģeklinde ufak bir revize fena olmaz.
Bu da olmazsa kurallara uymayanları görüntüleyip televizyon veya internet ortamında yayınlamak gibi ilginç fikirler de var ama onlara hiç girmeden yazıyı burada noktalayıp herkese trafikte kazasız sağlıklı sürüĢler dileyelim.
Işık ihlali yaptığı
için kendisine ceza
kesen polisin “Işığı
görmedin mi?”
sorusuna “Işığı
gördüm de sizi
görmedim.”
cevabını veren
sürücü, tüm
toplumu temsil
etmese de, trafik
kültürü anlamında
durumumuza ışık
tutuyor.
Sayfa 14
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Emre’nin Rotası: Marajo Adası (6), Brezilya
Yahya Emre
GÜLERSOY,
BiliĢim Uzmanı,
PGM, BTK
Marajo adasına
ulaşmanın tek
yolu teknelerle
Belem şehri
Brezilya‟ya gidecek meraklı gezginler için bir rehber olması amacıyla hazırladığım yazılarımda, elimden
geldiğince çok bilgi vermeye çalıĢıyorum. Bu sayıda, Amazon nehrini ve civarını tanımaya kaldığımız
yerden devam ediyoruz. Belem‟den sonra Ģimdi de Marajo Adası‟ndayız. Bir tane ada diyerek geçmeyin,
bu ada Ġsviçre‟nin yüzölçümünden büyük ve tam Amazon nehrinin Atlas Okyanusu‟na döküldüğü deltada.
Marajo adası, sıcak insanları, farklı kültürü, seramik sanatı ve özellikle buffalolarıyla Brezilya ekonomisinde önemli bir yere sahip ve ulaĢım zorluğundan dolayı Brezilya‟nın bakir kalmıĢ güzel bir adası. Bu adaya
uçakla ulaĢım ne yazıkki yok ve teknelerle seyahat edilebiliyor. Ekvator kuĢağındaki Ģehirlerde 12 saat
gece, 12 saat gündüz durumu olduğundan dolayı, tekneler hep sabahın ilk ıĢıklarıyla yola çıkıyorlar.
Marajo adasına ulaĢmanın tek yolu teknelerle Belem Ģehri üzerinden. Bunun için sabah 04:30‟da rıhtıma
gittiğimizi belirtmem gerekiyor, sabah 05:30‟da ise hava aydınlanmaya baĢlıyor. Marajo için uzun bir kuyruk bekledikten sonra tekneye biniyoruz. 06:00‟da hareket ile Marajo adasının Salvaterra Ģehrinin Vila de
Camara limanına yol alıyoruz. VarıĢımız saat 10:00‟u buluyor. Buradan bizi otelin servisi alıyor ve otelimize yerleĢiyoruz.
Marajo adası, eski bölge yerlilerinden Marajoaras‟ların yaĢadığı bir yer. Seramik sanatı, devam eden bu
kültürün bir göstergesi. Bu bölge insanı ne zenci, ne Latinler gibi koyu tenli, hafif kızıl renge çalan tenleri
dikkatimi çekiyor. Sokaklarda arabadan çok bisiklete rastlıyorsunuz, fazla sayıdaki su bufaloları da hemen göze çarpıyor. Açıkçası burası her yönüyle dünyanın çok farklı bir yeri, iklimi, insanları, yiyecekleri ile
Marajo etkileyici bir yer. Adanın iç kesimleri tamamen ormanlarla kaplı ve ulaĢım sürekli sellerden dolayı
kapanıyor.Bu arada Belem‟den para çekip gelmek lazım, çünkü burada kredi kartı ve ATM‟ler çalıĢmıyor.
Biz de tedbirli davranıp yeterli miktarda Brezilya Reali çekmiĢtik.
üzerinden.
Mango ve Kaju Meyvesi (Üst sağ: Kajunun fıstık kısmına kastanya deniyor, bizde kaju kullanılıyor).
Marajo‟da konaklama imkanları oldukça geniĢ, oteller bungalov tarzı, tek katlı verandalı ve hepsinin verandasında mutlaka bir hamak var. Bölge otellerine “pousada” deniliyor (Üst sağda: pousadamızdaki
papağan Ģeklinde telefon kulübesi). Bu arada adanın en önemli özelliklerinden birisi de burada “guaras”
adındaki kuĢların yaĢaması (Üst sol). Bu kuĢlar ilk doğduklarında normal renginde iken, sonraları kırmızı
yengeç ile beslendiklerinden kırmızı oluyorlar.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 15
Emre’nin Rotası: Marajo Adası (6), Brezilya
Marajo dansları
Polis merkezinde bufalo turu
Marajo‟da Soure Ģehrini öncelikle geziyoruz. Adada nehirler yolları böldüğünden, Ģehre ulaĢım için ara ara kısa mesafe tekneler
kullanıyoruz ve sonra arabayla devam ediyoruz. Soure adanın en büyük yerleĢim yeri. Her yerde olduğu gibi burada da tarihi kilisesini görüyoruz, ardından polis merkezinde buffalolara biniyoruz, polislerin kontrolünde. Marajo‟da bir ilginç özellik de polislerin
buffalolara binerek asayiĢi sağlaması. Ardından Ģehir içerisindeki seramik atölyesine geçerek seramik kültürü hakkında bilgi alıyoruz. Soure‟deki diğer ziyaret noktamız ise buffalodan imal edilmiĢ ürünlerin bulunduğu hediyelik eĢya dükkanı. Gezimizin son
durağı ise Marajo‟nun önemli bir ekonomik kaynağı olan buffalo yetiĢtirme çiftliği oluyor. Burada buffaloları nasıl yetiĢtirdiklerini
ve peynir, krema, süt imalatlarını izliyoruz. Buffalo aslında ülkemizdeki Manda ile aynı. Ancak, burada ciddi bir turizm ve ticaret
aracı olmuĢ. Son olarak buranın en güzel plajı Araruna plajına gidiyoruz. Kumluk engin bir plaj. AkĢam programımız gereği
Marajolulara ait yerel dans gösterilerini izliyoruz. Denizcilik temalarının yoğun iĢlendiği bu danslar marajo ezgileri eĢliğinde. Hafif
esen ılık rüzgarda, Marajo müziklerini dinlemek ve danslarını izlemek ayrı bir keyif veriyor insana.
Mangrove ağaçları arasından plaja yürüyüĢ
Kumluk plaj
Bufalo ürünlerinin satıldığı hediyelik eĢya dükkanı Bölgeye has seramiklerin üretildiği merkez
Olağan manzaralardan: iki papağan
Plajdan ilginç bir enstantane
Marajo‟da bol bol mango, kaju yiyebilir ve hindistan cevizi suyu içebilirsiniz. Marajo ile ilgili anlatacak çok, gösterecek çok Ģey var.
Biz bu adayı çok beğendik, insanların samimiyeti ve güler yüzlülüğünden çok etkilendik. Umarım buraya tekrar gelmek kısmet olur.
Gelecek sayıda Ekvator çizgisinin üzerindeki Macapa(7) Ģehrinde olacağız (Bkz.Harita, Emre‟nin Rotası, Aralık bülten, 2011).
Sayfa 16
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Elektronik Haberleşme Sektörünün Geleceği
Yavuz GÖKTAYLAR,
BiliĢim BaĢuzmanı,
SAD, BTK
Özetle, internet
erişim hizmetleri
sunmak mobil
telefon
hizmetlerinden
sonra perakende
düzeyde elektronik
haberleşme
sektöründe iki
numaralı ana
faaliyet alanı haline
geliyor.
Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu 2011 yılının son çeyreğine iliĢkin 3
Aylık Pazar Verileri Raporu‟nu internet sitesinden yayımladı. Bu raporda yer alan
verileri incelediğimde benim dikkatimi çeken üç geliĢme var: Birincisi, sabit telefon
hizmetlerine iliĢkin abone sayısındaki azalma eğiliminin 2011 yılında da devam
etmesi. Ġkincisi, mobil telefon hizmeti abone sayısındaki artıĢın durağanlaĢma eğiliminin yerini yeniden artıĢa bırakması. Üçüncüsü ve kanımca en önemlisi ise perakende geniĢbant internet eriĢimi hizmetleri pazarında görülen niteliksel dönüĢüm.
Perakende sabit geniĢbant internet eriĢimi hizmetleri pazarında 2003 yılından beri hâkim olan teknoloji xDSL. 2011 verileri artık xDSL internet eriĢim
hizmetine olan talebin doyum noktasına ulaĢtığını gösteriyor. 2011 yılının son
çeyreğinde ilk defa xDSL abone sayısı düĢtü. YaĢanan niteliksek dönüĢümün diğer göstergeleri ise Kablo TV Ģebekesi ve fiber üzerinden sunulan geniĢbant internet eriĢimine olan talebin hızlı bir Ģekilde artması. Bu hizmetlerin abone sayısı
yıllık bazda sırasıyla %68,1 ve %73,4 oranında arttı. Genele bakıldığında ise sabit
geniĢbant internet eriĢimi hizmetleri abone sayısı 2011 yılında bir önceki yıla göre
%6,7 arttı.
Diğer bir deyiĢle, sabit geniĢbant internet eriĢimi hizmetlerine yönelik talebin artıĢ hızı bir bütün olarak azalıyor. Piyasa mevcut fiyat ve kiĢi baĢına düĢen
gelir düzeyine bağlı olarak hızla olgunlaĢıyor. Teknoloji bazında baktığımızda artık
xDSL hizmetlerine yönelik talepte ciddi bir artıĢ olması fiyatlarda önemli bir düĢüĢ
olmadan zor. Ayrıca, potansiyel olarak xDSL‟den çok daha fazla indirme/yükleme
hızına sahip olan teknolojilerin kullanıldığı eriĢim türlerini yani fiber internete ve
Kablo TV altyapısı üzerinden sağlanan internete ilgi gösteren bir tüketici kitlesi
var.
Türkiye perakende internet eriĢimi hizmetleri piyasasının parasal büyüklüğü 2010 yılında 2,65 milyar TL‟den %24,5 artarak 2011 yılında 3,3 milyar TL olarak gerçekleĢti. Geçtiğimiz on yıl içerisinde abone sayısı ve yaratılan gelir açısından mobil sabiti geçmiĢti. Benzer Ģekilde, önümüzdeki beĢ yılın sonunda perakende internet eriĢim hizmetlerinden elde edilen toplam gelirin sabit telefon hizmetlerinden elde edilen toplam geliri aĢmasını bekliyorum. Özetle, internet eriĢim hizmetleri sunmak mobil telefon hizmetlerinden sonra perakende düzeyde elektronik
haberleĢme sektöründe iki numaralı ana faaliyet alanı haline geliyor.
Bu durum piyasa aktörlerinin davranıĢlarını nasıl etkileyebilir?
Kanımca, bu alandaki rekabetin kızıĢacağı açık denebilir. Çünkü büyük
iĢletmeciler, büyüme potansiyeline sahip bu büyüklükte bir pazarın dıĢında kalmamak için çaba göstereceklerdir. Aslında, Turkcell‟in Superonline‟ı satın alması ve
bu firmanın eve kadar fiber internet hizmeti sunmak amacıyla son yıllarda yaptığı
ciddi altyapı yatırımları ülkemizin haberleĢme sektörünün yarınının nasıl olacağını
anlamak açısından önemli bir gösterge olduğunu düĢünüyorum.
Sonuç olarak, önümüzdeki iki-üç yıl içinde fiber ve Kablo internet altyapılarında yatırıma yani bu hizmetlerin arzının artmasına bağlı olarak xDSL abonelerinin önemli bir kısmının bu hizmetlere göç etmesine tanıklık etmemiz kuvvetle
muhtemel. Aslında bu geliĢme dünyada ki genel eğilimlerle de son derece uyumlu. Yüksek hızlı internet eriĢimi için seçenekler teknik açıdan kısıtlı. Evlere kadar
fiber kablo döĢenmesi neredeyse tüm ülkelerin en önemli politika hedefi haline
geldi.
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 17
Bu Ay Doğan Canlarımız
Ġyi ki doğdun Gökçe!
Bu sayfayı bu ay
doğan
çocuklarımızın
“Bir mucize gerçekleşir, hayata yeni bir canlı gelir, yaşadığın gezegen
sanki artık dünya değildir, böyle bir aşk nasıl olur, ancak anneler bilir. Ne
ara büyüdün kuzucuğum, nice nice yaşlara!”
Sezen YeĢil
Ġyi ki doğdun Duygu!
“Duygucum, doğum günün kutlu olsun.”
Aysel Kandemir
resimleriyle
süslemeyi
düşündük.
Siz ne dersiniz?
Sayfa 18
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Ünlü Fotoğrafçıların Eserlerinden Seçmeler - 1
Rarindra
Prakarsa
Endonezya’nın
Büyülü
Deklanşörü
Hazırlayan:
Ahmet E. TURGUT
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 19
Ünlü Fotoğrafçıların Eserlerinden Seçmeler - 2
Rarindra
Prakarsa
Endonezya’nın
Büyülü
Deklanşörü
Hazırlayan:
Ahmet E. TURGUT
Sayfa 20
BiliĢim Uzmanları Bülteni
Ayın Konuğu
Doğup büyüdüğünüz yer
Fatih/Ġstanbul
Lisans derecesi aldığınız okul
Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yasin BAKIRCI
Daire BaĢkanı
SDD, BTK
ġu anki mesleğinize sahip olmasaydınız tercih edeceğiniz meslek
Yazılımcı
Yaptığınız lisansüstü çalıĢma
Ġngiltere Essex Üniversitesi Hukuk Fakültesi‟nde yüksek lisans yaptım. Halen
Ġstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi‟nde Kamu Hukuku alanında Doktora çalıĢmasına devam ediyorum.
Burcunuz
Terazi
En sevdiğiniz üç yemek
Bu sayımızın
konuğu olduğu
için Bilgi
Teknolojileri ve
İletişim Kurumu
Sektörel
Denetim Dairesi
Başkanı Sayın
Yasin
BAKIRCI‟ya
teşekkür ederiz.
Kitel (Bir tür Ġçli
Köfte)
Siirt‟e özel yöresel yemeklerden Kitel (Ġçli Köfte) ve Perde Pilavı ile Ġskender Kebap
Sevdiğiniz spor türü ve tuttuğunuz takım
Futbol, Masa tenisi ve FENERBAHÇE
Televizyondan takip ettiğiniz diziler
Leyla ile Mecnun, Seksenler ve Yalan Dünya
En çok izlediğiniz televizyon kanalları
Haber kanalları
Yaptığınız spor türleri
Futbol, Masa tenisi
Hobileriniz
Kızlarımla oyun oynamak
En çok sevdiğiniz üç tatil yöresi
Abant, Amasra ve eĢimin memleketi olan Erzurum
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 21
Ayın Konuğu
Arabanızın markası ve en beğendiğiniz araba
Ford Fiesta. Arabam en beğendiğim arabadır.
Sizin için Kurum‟un en önemli özelliği
Kariyer sistemine önem verilmesi
Adınıza ve adresine düzenlenmiĢ toplam biliĢim aboneliği sayısı (sabit telefon,
cep telefonu, internet, televizyon vb)
Elif ÖZDEMĠR
BUD BaĢkanı,
YED Dai. BĢk.V.
BTK
2 cep telefonu aboneliği
Günde telefonla ortalama görüĢme süreniz (dakika)
10 dakika
En son okuduğunuz kitap
Ernst Hirsch‟in “Anılarım” adlı kitabını okudum.
Sevdiğiniz müzik türü (pop, musiki, halk müziği… vb.)
HoĢuma giden her türlü müziği dinlerim.
Sevdiğiniz film türü ve en son izlediğiniz sinema filmi
Yavuz GÖKTAYLAR
BiliĢim BaĢuzmanı,
SAD, BTK
Komedi türü filmleri severim. En son izlediğim film ise “Dost musun DüĢman mı?”
Sevdiğiniz edebiyat türü ve en beğendiğiniz yazar/Ģair
ġiir, Sezai Karakoç
En beğendiğiniz komedyen
Ali Atay (Leyla ile Mecnun dizisindeki Mecnun karakteri)
Sık kullanılanlar listenizden önerebileceğiniz web siteleri
http://corpus.com.tr/, http://www.resmigazete.gov.tr/default.aspx
Perde Pilavı
Sayfa 22
BiliĢim Uzmanları Bülteni
ÇEKTİKLERİMİZ
Ahmet DARICI
Daire BaĢkanı
ETD, BTK
Sümela Manastırı
Trabzon
ġenyuva Köprüsü
Rize
Cilt 1, Sayı 11
Sayfa 23
DURUP BAKTIKLARIMIZ
Zafer Akpınar, Anadolu Ajansı
2011 Yılı Serbest Fotoğrafçılık Dalında Üçüncülük Alan Fotoğraf
Hazırlayan:
Ahmet E. TURGUT
Fırat Yurdakul, Anadolu Ajansı
Somali’de Kuraklıkla Mücadele
Mustafa Pekcan Özel Ödülünü Alan Fotoğraf
BĠLĠġĠM UZMANLARI DERNEĞĠ
BĠZ KĠMĠZ?
BiliĢim Uzmanları Derneği, Bilgi Teknolojileri ve ĠletiĢim Kurumu‟nda çalıĢan biliĢim uzmanları tarafından 11 Ekim 2010 tarihinde kurulmuĢtur.
YazıĢma Adresi
Anadolu Bulvarı Öz Ankara
Toptancılar Sitesi 1. Blok No:
41 Yenimahalle
Ankara
AMACIMIZ NEDĠR?
Amacımız, Derneğimiz üyeleri arasında sosyal, kültürel, ekonomik ve mesleki
yardımlaĢmayı sağlamak; üyelerimizin meslekî geliĢmesini teĢvik edecek faaliyetlerde bulunmak ve ülkemizde bilgi teknolojileri ve iletiĢim alanlarında farkındalığın
artırılmasını sağlamaktır.
Telefon
0 (312) 294 72 99
0 (312) 294 70 85
Faks
0 (312) 294 71 52
0 (312) 294 71 53
E-posta
BĠLĠġĠM UZMANLARI DERNEĞĠ YÖNETĠM KURULU
[email protected]
Elif
Özdemir
bilisimuzmanlari.org
Salim
Ketevanlıoğlu
Cengiz
Eken
Ahmet E.
Turgut
Beytullah
KuĢcu
Ramazan
Yılmaz
Mehmet
Özcan
Editörün Notu
Teşekkürler
BUD Yayıncılık Grubu
Nur SAYGI
Birol BAKAY
Murat CANDAN
Gökhan EVREN
Yavuz GÖKTAYLAR
AyĢe Gül MĠRZAOĞLU
Ali Rıza ÖZDEMĠR
Osman ġAHĠN
Erdinç TEKBAġ
Ayhan TÖZER
BİLİŞİM
UZMANLARI
BÜLTENİ
2012 yılının Mart ayını geride
bırakırken Bilişim Uzmanları
Bülteni’nin onbirinci sayısını
sizin katkılarınızla yayınlıyoruz. Dile kolay. Bir sonraki
sayımızla Bülten ilk yılını
doldurmuş olacak. Hepimize
şimdiden hayırlı olsun diyorum. Hepinizi bu özel sayıya
yazılarınızla, şiirlerinizle ve
fotoğraflarınızla katkıda bulunmaya çağırıyorum.
Tekrarlamakta fayda gördüğüm diğer bir konu da Bülten’in açık kapı politikası.
Derneğimiz üyesi olun veya
olmayın, Kurum çalışanı
olun veya olmayın paylaşacak bir şeyi olan, katkıda
bulunmak isteyen herkese
ama herkese kapımız açık.
Bugüne kadar katkı sağlayan
tüm arkadaşlarımıza da buradan ayrıca teşekkür ediyorum. Yazılarınızla, şiirleriniz-
le, fotoğraflarınızla ve diğer
katkılarınızla Bülten’in daha
da iyi bir noktaya geleceğine
inanıyorum.
Hedefimiz şimdiye kadar
olduğu gibi ayın ilk haftası
Bülten’i yayımlamak. Bunun
için katkılarınızı ayın üçüncü
haftası sonuna kadar bana
iletmenizi istiyorum. Tabi
daha önceden yazı yazma
niyetinizi bana bildirmeniz
Bülten’in o aya ait sayısını
planlamakta çok işimize
yarar. Ayrıca yazılarınızı boş
bülten formatında hazırlayıp
göndermeniz ciddi bir emek
tasarrufu sağlar. Boş formatı
e-posta ile benden talep edebilirsiniz.
Son olarak özellikle Kurumun Bölge Müdürlüklerinde
çalışanlara sesleniyorum.
Bülten’in sayfalarında sizlere
Yavuz GÖKTAYLAR
BiliĢim BaĢuzmanı
SAD, BTK
daha fazla yer ayırmak istiyoruz. Hem kişisel hem de
Bölge Müdürlüğünüzü tanıtan yazılarınızı bekliyoruz.
Saygılarımla;
Yavuz Göktaylar
[email protected]

Benzer belgeler

Eylül 2011 - Bilişim Uzmanları Derneği

Eylül 2011 - Bilişim Uzmanları Derneği (...Yazının devamını bültenin diğer sayılarında bulabilirsiniz...)

Detaylı

Mayıs 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği

Mayıs 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği Günümüz toplumlarının, bilgi ve iletiĢim teknolojilerindeki geliĢmelerle birlikte dünyayı değiĢtirecek biçimde yeniden Ģekillenmesi sonucunda „bilgi toplumu‟na dönüĢüm sürecine girmesi, doğal olara...

Detaylı

Şubat 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği

Şubat 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği Yukarıda bahsedilen modelden baĢkaca, yeni teknolojileri etkileyen ve Ģekillendiren baĢkaca faktörler de vardır. Örneğin, bazı akademisyenler teknolojinin, sosyal gücün ABCsi olarak tanımlanan sını...

Detaylı

Mart 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği

Mart 2012 - Bilişim Uzmanları Derneği ekonomik ve kültürel faktörleri de içeren çeĢitli faktörler olduğunu göstermiĢtir. Hatta, sosyal değiĢim olmadan teknolojik değiĢimlerin olamayacağını savunan akademisyenler de mevcuttur. (...Yazın...

Detaylı