Tarihin derinliklerindeki Manisa - Atlantis

Transkript

Tarihin derinliklerindeki Manisa - Atlantis
“Tarihin derinliklerindeki Manisa”
“Manisa in the depths of hıstory”
Röportaj-Interview : Ferzan Yapkuöz
*Yazar Ali Haydar Aksakal’a göre, batı medeniyetinin çıktığı topraklardaki Manisa, tarih kokar. Kayıp
medeniyet Atlantis de, dünyanın en eski kaya anıtı Kybele de, batılıların Havva Ana ile eşdeğer
gördüğü Niobe de Manisa’dadır. Ama bu kent, turizmde hak ettiği yerde değildir.
Interview: Ferzan Yapkuöz
*According to writer Ali Haydar Aksakal, Manisa, in which western civilizations emerged, smells of
history. Atlantis, the lost civilization, the world’s oldest stone monument Cybele and Niobe,
considered to be one with Eve, is in Manisa. But this city is far from its rightful place in terms of
tourism.
-‘’Manisa, mesiri ve Tarzan’ı ile her zaman marka olmaya aday’’
-‘’Manisa, with its local delicacy called mesir and its Tarzan is a candidate for becoming a brand’’
ALİ HAYDAR AKSAKAL
KAYACIK BELDESİ
ÖZEL KÜTÜPHANESİ
Ali Haydar Aksakal, Manisa’nın kültürel mirasına sahip çıkarak, tanıtım konusunda öncü isimlerin
başında geliyor. On iki kitap yazan ve Manisa Tarzanı’nın yakın arkadaşı olan Aksakal, ‘’Yaşadığım
kente hizmet etmek benim için ibadettir’’ diyor.
Ali Haydar Aksakal is one of the pioneers in terms of the advertisement of Manisa by taking care of its
cultural legacy. Aksakal, who has written 12 books and is a personal friend of the Tarzan of Manisa
says, ‘’Serving the city in which I live in is a religion to me.’’
-Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz?
-First of all, can you tell us more about yourself?
AKSAKAL: Madde peşinde koşmadım. Her zaman prensiplerim ve ilkelerim vardı. Ülkeme ve
yaşadığım kente hizmet etmeyi ibadet olarak kabul ettim. 23 Nisan 1939 tarihinde Manisa’da doğdum.
İlk, orta ve liseyi, Manisa’da tamamladım. 1964 yılında İzmir İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi’nden mezun oldum. 1969 yılında Manisa’da baba mesleği manifaturacılığa başladım.
Ticareti sürdürürken spordan kopmadım, 1953 yılında Manisa Dağcılık Spor kulübüne üye olarak
Manisa Tarzan’ı ile birlikte dağcılığa başladım. Ağrı, Bolkarlar, Demirkazık, Kızıltepe, Akdağ,
Erciyes, Bozdağ ve Antalya Beydağlarına çıktım.
Türkiye’nin ilk aletli Cimnastik kulübünü, Manisa’da arkadaşlarımla birlikte kurdum. Kulüpte
başkanlık, antrenörlük ve hakemlik yaptım. Ayrıca dağcılık ve tenis kulüplerinde başkanlık yaptım,
basketbolda milli hakem, voleybolda ise bölge hakemi olarak görev aldım. 1989 yılında kapanan
Manisa Dağcılık Spor Kulübü’nü yeniden açtım. İdare binası, tenis sahası ve sosyal tesisleriyle
Manisa, güzel bir spor kulübü kazanmış oldu. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’nda 2 yıl başkan
yardımcılığında bulundum. Ticareti terk ettikten sonra, Manisa’daki mahalli gazetelerde köşe yazıları
yazdım. Manisa Arama Kurtarma Derneği’nin kuruluşunda görev aldım. Manisa’nın Bilinmeyen
Değerleri, Gönül Penceresi’nden Manisa, Şadırvan, Manisa ve Mesir, Batı Anadolu ve Tarihi Kentler,
Tarzan ve Spil Dağı, Sardes, Yunus Emre ve Emre Köyü, Niobe ve Manisa’nın Gizemli Tarihi isimli
kitapları yayımlandım. Sardes ve Lidya Krallığı kitabının II. baskısı Manisa Belediyesi tarafından
Manisa kültürüne kazandırıldı. “Rüyaların Şifresi Çözüldü” isimli çalışmalarım da yayına hazır hale
getirildi.
AKSAKAL: I have never pursued material benefits. I always had principles and ideals. Serving this
city and my country is a religion for me. I was born on April 23, 1939 in Manisa. I went to high
school in Manisa and graduated from the Izmir Economy University in 1964. I started selling textiles
in Manisa in 1969. I continued my sports activities while working. In 1953, I started mountain
climbing with the Tarzan of Manisa as a member of the Manisa Mountaineering Club. I climbed many
mountains.
I established Turkey’s first artistic gymnastics club with my friends in Manisa. I was a president,
trainer and a judge at the club. I also worked as a national referee in basketball and a regional referee
in volleyball. I reopened the Manisa Mountaineering Club in 1989. Manisa had gained a beautiful
sports club with a management building, tennis court and social club. I was the vice president of the
Amateur Sports Clubs for 2 years. After I closed my business, I wrote articles in local newspapers in
Manisa. I was the founding member of the Manisa Search and Rescue Foundation. I have published 9
books. The 2nd edition of the Sardes and Lydia Kingdom book was added to the culture of Manisa by
the Municipality of Manisa. I have a book coming out called “The code for dreams has been unlocked”
-Manisa sizin gözünüzde nasıl bir kent?
-How do you view Manisa?
AKSAKAL: Manisa tarihin derinliklerinde kaybolmuş bir kent. 1850 yıl önce yaşamış, dünyanın ilk
seyahatnamesini (Description of Greece) yazan Manisalı yazar Pausanias, Tantalis Kenti’ni Akpınar
bölgesinde Saloe Gölü içinde gördüğünü yazıyor.
Beyaz başlı kartal ABD’nin, Anadolu kartalı Türk Hava Kuvvetlerinin simgesidir.
Beyaz kartal, Atlantis, Lidya ve Roma Medeniyeti’nin gücünü, kuvvetini temsil ediyor. Beyaz kartal,
dünyada yalnız Manisa Dağı’nın doruklarında uçuyor.
Batı medeniyetinin çıktığı topraklarda yaşıyoruz. Kayıp Medeniyet Atlantis’in Manisa’da olduğunu
tüm dünya biliyor. Atlantis medeniyetini kuran Atlas’ın torunu, Manisalı Niobe’dir. Manisa Dağı,
gizemlerle dolu, dağın üzerinde iki kent toprağın derinliklerinde kaybolmuş. Tarihçilerin,
arkeologların, bilim adamlarının unuttukları bir coğrafya.
Anadolu’nun en eski Tanrıçası Kybele, binlerce yıldan beri Akpınar bölgesindeki Kodinos
kayalıklarının bulunduğu yerden, Manisa’ya bakıyor. Dünyanın en eski tanrısal kaya anıtıdır. Mısır
piramitlerinden de eski. Yıllardır, oraya yapılması düşünülen çıkış parkuru yapılmadı.
Anıtın üst tarafında kutsal bir alan var. Orada, olimpiyatları başlatan ilk insan olarak tarihe adını
yazdıran, olimpiyatların babası Manisalı Pelops’un tahtı, sarnıçlar ve yıkılan evlerin izleri var.
İstanbul’u fetheden, Büyük Komutan Fatih Sultan Mehmet, Manisa’da şehzadelik yaptı. Kütüphanesi
ve Saray-ı Amire de, yoklar kervanında. Fatih’in ufak bir büstü, Çamlık Parkı’nda! Niobe, dünyanın en
eski tanrısal kaya anıtlarından birisi. Dünyada saygıyla anılıyor.
O dönemde yerel yöneticiler, yontu ustalarına Çaybaşı’nda bulunan bir kayayı el aletleriyle işleterek,
Manisalıların Ağlayan Kaya dediği anıtı, gelecek kuşaklara bırakmışlar.
Batı Dünyası, Niobe’yi Havva Ana ile eş değerde görüyor.
Şair ve romantizm akımının önde gelen simalarından Lord George Gordon Byron ‘Ulusların Niobe’si
diye tüm dünyaya sesleniyor.
Niobe başka bir ülkede olsaydı, çevresi mimari eserler, çocuklarının heykelleri ve çeşmelerle dolardı.
Manisa’da kutsal mekânlar oldukça fazladır
Ülkelerin ve kentlerin gelişmesinde “Dinsel Turizm” önemlidir. Manisa’daki kutsal mekânlar oldukça
fazladır. Manevi âlemde üçler, yediler ve kırklar meclisi bulunur. Bilge adamların en tepesinde kutup
vardır. Dünyanın herhangi bir yerinde, kimliğini gizleyerek yaşarlar. Tanrının yeryüzündeki en yakın
kulu ve halifesidir, mezarlarının nerede olduğu bilinmez. Sultan II. Mahmut zamanının kutbu,
Manisa’da yaşadı. Büyük Âlim Muhiddin Arabî, yüzlerce yıl önceden onun dünyaya geleceğini
müjdelemiş. Padişah, onu elde etmek isteyince maddi dünyadan ayrıldı. Mezar taşı Manisa Müzesi’nde
163 numarada kayıttadır. Mezarının yeri bellidir. Kutup Hekim Abbas’a bir Anıt Mezar yapılırsa, bu
dünyada bir ilk olur. Hekim Abbas’ın kimliği tüm yerel yöneticilere bildirilmiş, gazetelerde hakkında
köşe yazısı yazılmıştır. Kutsal kitap İncil’de bahsedilen yedi kiliseden üçü de Manisa bölgesindedir.
Ulu Cami ve Muradiye Cami, bir anıt gibi kentin üzerinde yükselmektedir. Manisa, mesiri ve Tarzan’ı
ile her zaman marka olmaya aday. Manisa çevresindeki kültür mirasımız da sayılamayacak kadar
çoktur.
AKSAKAL: Manisa is a city that has been lost in the depths of history. Pausanias of Manisa, who has
written the first travel journey in the world 1850 years ago called Description of Greece claims that he
saw the city of Tantalus in the Akpınar region, inside Lake Saloe.
The white headed eagle is the symbol of the United States and the Anatolian eagle is the symbol of the
Turkish Air Forces.
The white eagle represents the power of Atlantis, Lydia and Rome. The white eagle only flies over
Mount Manisa.
We live on lands in which the western civilization originated. The whole world knows that Atlantis,
the lost civilization, is in Manisa. The grandchild of Atlas, the founder of Atlantis is Niobe of Manisa.
Mount Manisa is full of mysteries; the two cities on top of the mountain have vanished in the depths of
the earth. It is a geography forgotten by historians and scientists.
Anatolia’s oldest Goddess Cybele has been looking at Manisa for centuries in the Akpınar region. It is
the world’s oldest stone monument dedicated to a Goddess. It is even older than the pyramids in
Egypt. The path leading up to it has not been finished yet. There is a holy ground on the upper side of
the monument. The throne of Pelops, the founder of the Olympics, cisterns and traces of demolished
houses are up there.
Fatih Sultan Mehmet, who conquered Istanbul, was educated in Manisa. His library and his palace
have vanished. Only a small bust of him is situated in Çamlık Park! Niobe is one of the oldest stone
monuments in the world. It is well respected around the world. Back in the day, the local authorities in
Manisa, commissioned the construction of a monument called Ağlayan Kaya and left it for future
generations. The western world regards Niobe as valuable as Eve. Lord George Gordon Byron has
said: ‘The Niobe of the nations is calling out to the world. If Niobe was in another country, it would be
surrounded by architectural artworks, statues of children and fountains.
TANTALOS’UN MEZARI
ALLİONAİ –BERGAMA
THE ROCK TOMB WHICH ELUCIDATES THAT TANTALOS EXISTS IN
BLAUNDOS- UŞAK
There are many sacred places in Manisa
Religious tourism is important in the development of countries and cities. There are many sacred
places in Manisa. There are the threes, sevens and forties court in the spiritual world. The highest
authority is above all holy people. They live in the world but they hide their identity. They are the
caliphates of God on earth and the locations of their graves are unknown. The high authority of Sultan
Mahmut II lived in Manisa. Famous scientist Muhiddin Arabî has prophesized his coming hundreds of
years before, his birth. When the Sultan wanted to claim him, he left the material world. His tomb
stone is recorded in the Museum of Manisa. His tomb has been located. If a monumental grave is
constructed for High authority Hekim Abbas, this will be a first in the world. The identity of Hekim
Abbas was known by all local authorities and articles were written about him in the papers. 3 of the 7
churches mentioned in the Bible are in Manisa. Ulu Mosque and Muradiye Mosque rise above the city
like monuments. Manisa, with its local delicacy called mesir and ve its Tarzan is a candidate for
becoming a brand. The cultural heritages around Manisa are also too many to mention.
-Kaç kitap yazdınız? ‘’Manisa’nın bilinmeyen değerleri’’ adlı kitabınızdan bahseder misiniz?
-How many books have you written? Can you tell us more about your book called ‘’the unknown
values of Manisa”?
AKSAKAL: 1993 yılından beri dokuz kitap yazdım. Sardes kitabı ikinci baskısını yaptı. ‘’Batı
Anadolu ve Tarihi Kentler’’ isimli kitabım, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmesi
gereken kitaplar listesine alındı. Dr. Sait Türek tarafından ulusal kültürümüze kazandırıldı.
‘’Gönül Penceresinden Manisa’’ kitabımı yeniden fotoğraflayarak, baskıya hazırladım. ‘’Manisa’nın
Bilinmeyen Değerleri’’, Manisa’nın kültür envanterinin başlangıcıdır.
Tüm Manisa ilini araştırmamız ve inceleyerek dolaşmamız gerekiyor. Bu kitabın ikinci, üçüncü ciltleri
mutlaka hazırlanmalıdır. Manisa ilinde bu potansiyel bulunmaktadır.
-Manisa’da marka haline gelen Manisa Tarzanı’nı bilen, tanıyan biri olarak ondan biraz bahseder
misiniz? Manisa için ne ifade ediyor?
AKSAKAL: Tarzan Manisa’da marka haline geldi. Hakkında kitaplar yazıldı. Tarzan Ahmet Bedevi
ile ilk söyleşimi 1956 yılında, kulübesinin yanındaki kayalıklarda yaptım. Aradan 50 yıl geçti. 1993
yılında, kardeşim Bedriye Aksakal, Tarzan’ın hayatını anlatan bir kitap yayımladı.
Tarzan kitabı, ülkemin tüm kütüphanelerinde yerini aldı.
Bedriye Aksakal, Tarzan’ın hayatını yeniden kaleme aldı, kitabın ikinci baskısı 2010 yılında
gerçekleşti.
Tarzan ile beraber yıllarım geçti, onu çok yakından tanıdım.
“Tarzan ve Manisa Dağı” isimli altıncı kitabım basıldı.
Tarzan dağcıydı, yeşilin atası, belki de dünyanın ilk çevrecisi ve çevre dervişiydi. Hayatını doğaya
adamıştı. Ağaçlar ve çiçekler onun çocuklarıydı. Yurt gezilerinde ve Manisa Dağı’nda Tarzan’la
birlikteliğimde, onun ne değin sağlıklı bir insan olduğunu gördüm.
Dağların doruklarında, onunla birlikte İstiklal Marşımızı söyledim. O dağların kralıydı.
Türkiye’nin ilk dağcı şehidi Engin Kongar’dır, 8 Eylül 1958 yılında Aladağlar’a tırmanırken şehit
oldu. Manisa Dağcılık Kulübü’nün yaptırdığı anıtının açılışına, 26 Temmuz 1959’da Tarzan da geldi.
Yurt gezilerinde büyük ilgi ve sevgi gördü.
Büyük Ağrı, Cilolar, Demir Kazık, Kızıltepe, Bolkarlar, Bozdağ ve Manisa yöresindeki dağlar da
Tarzan’a mesken oldu.
1959 yazında Tarzan ile beraber Niğde ve Konya’ya gittim. Niğde’de on binlerce kişi Tarzan’ı görmek
için geldi. Ezilmekten korktuk ve Niğde Emniyet Müdürlüğüne sığındık.
Konya’da da aşırı izdiham oldu. Yaşadığı kente can ve su verdi. Şehzadeler kenti, “Yeşil Manisa” diye
anılmaya başladı.
19. YÜZYIL MANİSA
MANİSA TARZANI
MANİSA TARZANI VE ALİ HAYDAR AKSAKAL
AKSAKAL: I have written 9 books since 1993. My Sardes book is in its 2nd edition. My book called
‘Western Anatolia and Historical Cities’’ made the list of books that have to be supported by the
Ministry of Culture and Tourism. My book ‘’Manisa from the heart’’ was re photographed and is
ready for publication. ‘’ ’The unknown values of Manisa’, is the beginning of Manisa’s cultural
inventory. We need to research the whole city and tour it in detail. A second and third volume of this
book must be published. Manisa has this kind of potential.
-Can you talk about the Tarzan of Manisa, a symbol of the city, as someone who knows him closely?
What does he mean for Manisa?
AKSAKAL: Tarzan has become a brand in Manisa. Many books were written about him. I did my first
interview with Tarzan -Ahmet Bedevi- in 1956 at the cliffs near his cabin. 50 years have passed since
then. In 1993, my sister Bedriye Aksakal wrote a book about his life. The book is now in many
libraries around the world. Bedriye Aksakal wrote a second book about Tarzan in 2010.
I have spent many years with Tarzan and I got to know him very well. My book called “Tarzan and
Mount Manisa” was published. Tarzan was a mountaineer; he was the father of the green, maybe the
first environmentalist in the world. His life was dedicated to nature. The trees and flowers were his
children. When I traveled with him, I saw how healthy a person he was. I sang our national anthem
with him on the crests of mountains. He was the king of the mountains. Turkey’s first mountaineer
martyr is Engin Kongar; he was killed on September 8, 1958 while climbing Aladağlar. Tarzan came
to the opening of his statue erected by the Manisa Mountaineering on July 26, 1959. He was widely
welcome during his trips around the country. Many mountains became his dwelling. I went to Niğde
and Konya in 1959 with Tarzan. Thousands of people came to see him. We were afraid that we were
going to be crushed so we took refuge in the Niğde Police Department. The same thing happened in
Konya. He gave life to the city he lived in. Manisa, the city of princes, became known as Green
Manisa.
-Manisa, turizm açısından hak ettiği yerde mi? Değilse neler yapılmalı? Sizin bir çalışmanız var mı?
-In terms of tourism, do you think Manisa is in its rightful place? If not, what needs to be done? Do
you have any projects of your own?
AKSAKAL: Manisa, turizm açısından hak ettiği yerde değildir. Yaşadığımız topraklar, buram buram
tarih kokuyor. Turizm ciddi ve profesyonelce yapılması gereken bir organizasyondur. İşin içine tur
operatörleri ve turizm şirketleri dahil edilebilirse tanıtım ve ilin turizm hareketliliği büyük ivme
kazanacaktır. Turizm sektöründe başarıya ulaşmak için, satmak istediğiniz ören yerlerinin alt yapısı,
otelleri, pansiyonları, kafeteryaları, konferans salonları, iletişim ve ulaşım hizmetleri mutlaka
sağlanmalıdır. Antik kentlerde restorasyona önem verilmelidir. Bu konuda çalışmalarımız, Türkiye’nin
büyük tur operatörleriyle oldu. Bu işler, amatörce sağlayacağımız katkı ile olmaz.
AKSAKAL: Manisa is not at its deserved place in tourism. Our lands smell of history. Tourism is an
organization that needs to be executed seriously and professionally. If tour operators and tourism
companies are included in the process, the advertisement and touristic activity of the city will escalate.
If you want to succeed in the tourism sector, you must ready the area’s infrastructure, hotels, pensions,
cafeterias, conference halls and transportation services. Antique cities must be restored. These works
cannot be done with an amateur state of mind.
MİLET TİYATROSU
KARABEL HİTİT ANITI
SÜLÜKLÜ GÖL
-Manisa’nın turistlik değerlerinin bilinirliğini artırmak için neler yapılmalı?
AKSAKAL: -What needs to be done to increase awareness for Manisa’s touristic values?
En etkili reklam, televizyonlarla yapılıyor. Her yıl yazılı ve görsel medyada günlerce ses getirecek
organizasyonlar yapılmalıdır. Turizm sektöründe para kazananlar bu işin içine çekilmeli, turizmin
faydası ve eğitimi onlara da anlatılmalıdır. Tek taraflı yapmaya çalıştığınız organizasyonlar başarıya
ulaşamaz.
AKSAKAL: The most effective advertising is done through television. Every year, events that will
attract attention in the media must be organized. People who make their living from tourism must be
included and they must be educated. Unilateral organizations are doomed to fail.
ALİ HAYDAR AKSAKAL ÇANAKKALE’DE
-Manisa’yı gelecekte nerede görmek istersiniz?
-Where would you like to see Manisa in the future?
AKSAKAL: Manisa gelecekte, tarihi kentler statüsünde önemli bir konuma gelmek istiyorsa, yerel ve
resmi yöneticiler, bürokrasiden uzakta beraberce çalışmalıdır. Manisa kentinin tarihi, anıtları, sahip
olduğu kültürel değerler, gelecek kuşaklara çok iyi anlatılmalı ve gösterilmelidir.
Görmek için önce bilmek, tanımak ve araştırmak gerekiyor. Ulu Cami ve etrafı turistik bir yerleşim
yeri haline getirilmeli, kentin panoramasını bozan binalar yıkılmalıdır. Camilerin ve anıtların önündeki
elektrik direkleri ve trafolar yerinden kaldırılmalıdır.
Cumhuriyet hükümetleri, 1923 yılından beri Manisa’ya bir ‘’Arkeoloji Müzesi’’ yapamamışlardır.
32.500 parça mimari eser depolarda ve çuvallarda sergileneceği günü bekliyor. Mevcut müze,
Muradiye Camisi’nin medresesi olarak kullanılıyordu. 1935 yılında Vali Murat Germen zamanında
müzeye çevrildi. Bu kentin her şeyden önce Manisa Arkeoloji Müzesine ihtiyacı var. Batı
medeniyetinin çıktığı topraklarda yaşıyoruz. Antik dönemlerde kalan eserleri tanıtamıyoruz. Müzemiz
yıllardır kapalı.
SÜTÜVEN ŞELALESİ - ZEYTİNLİ BELDESİ - KAZ DAĞLARI
-
ANTİK DÖNEMDE MAGNESİA
AKSAKAL: If Manisa wants to be an important city in terms of historical cities, local and official
authorities must work together. The history of the city, its monuments and the cultural values it
possesses must be told and shown to future generations.
To see, you have to known and research first. Ulu Mosque and its surroundings must be turned into
touristic settlements and the buildings that ruin the panorama of the city must be torn down. The utility
poles and transformers in front of mosques and monuments must be taken down.
Republic governments have not built an archeology museum in Manisa since 1923. 32.500 pieces of
architectural artworks are waiting in storage to be displayed. The current museum was used as the
madrasah of the Muradiye Mosque. It was turned into a museum in 1935 by then governor Murat
Germen. First of all, this city needs a new archeology museum. We live on lands in which the western
civilization emerged but we don’t know the artworks from antique ages. Our museum has been closed
for years.
-Son olarak değinmek istediğiniz bir konu var mı?
-Any last words?
AKSAKAL: Gerçek her zaman acıdır. Manisa’da yaşayanlar boş gözlerle Manisa Dağı’na (Sipylus)
bakar, oradaki gerçekleri ve hakikati bilmezler. Çobanlar daha iyi bilir. Söz, Pausanias’ın: “Sipylus
Dağı’nda, Tantalos’un ve Tanrıça Plato’nun mezarını gördüm. Görmeğe değerdi.” Diyor.
AKSAKAL: The truth always hurts. The people who live in Manisa look at Mount Manisa with empty
eyes but they don’t know the truth behind it. The shepherds know it. The last words are from
Pausanias: “I saw the tombs of Tantalus and Plato on Mount Sipylos. It was worth seeing.”
PİRİENE
KYBELE ANITI - MANİSA
ADATEPE KÖYÜ HÜSEYİN MERAL SANAT MÜZESİ
KAYNAKÇA: * MANİSA KÜLTÜR VE TURİZM DERGİSİ - OCAK-ŞUBAT 2012, SAYI: 3, SAYFA: 78-83

Benzer belgeler

manisa broşörü türkçe-ingilizce - Atlantis

manisa broşörü türkçe-ingilizce - Atlantis madrassahs and many other buildings constructed by the princes and their families. In 16th century, it became an important social, administrative and economical centre. Today, with its historical a...

Detaylı