2010 Nisan - türk eczacıları birliği
Transkript
2010 Nisan - türk eczacıları birliği
Sayı ISSN 1301-5060 Türk Eczacıları Birliği'nin 2 Aylık Yayın Organı • Mart - Nisan 2010 Kadın Eczacılardan Dayanışma Örneği Farmavizyon Eczacılık Fuarı Dünya’nın İlacını Çöpe Atıyoruz Türkiye Eczacılık Kongresi Yayın Türü: Süreli Yayın İÇİNDEKİLER SAHİBİ Ecz. Erdoğan ÇOLAK Genel Başkan SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Ecz. Özgür ÖZEL Genel Sekreter BAKIŞ Ecz. Erdoğan ÇOLAK DİYALOG Ecz. Özgür ÖZEL MERKEZ HEYETİ Ecz.Erdoğan ÇOLAK Uzm.Ecz.Harun KIZILAY Ecz.Özgür ÖZEL Ecz.Nevin TAŞLIÇAY Ecz.Mukaddes HARMANCI Ecz.Hüseyin OLAN Ecz.M.Şerif BOYACI Ecz.Ali ASLAN Ecz. Murat YÜRÜR Doç.Dr.Mustafa ASLAN Ecz.M.Ekrem EŞKİNAT 3 4 FARMAVİZYON ECZACILIK FUARI Ayşen YALMAN 5 KADIN ECZACILARDAN DAYANIŞMA ÖRNEĞİ Ayşen YALMAN 10 SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN SON HALKASI Serkan MERCAN 13 DÜNYANIN İLACINI ÇÖPE ATIYORUZ YAYIN SEKRETERİ Ayşen YALMAN Ecz. Vildan ÖZCAN MERSİN’DEN UMUT DOLU BİR YAZI 19 REDAKSİYON Dönsel COŞAR REKLAM SORUMLUSU Ayşen YALMAN KAPAK VE SAYFA TASARIMI BİZDEN HABERLER Ecz. Esin YAVUZ ve Ecz. Elif SÜZMEÇELİK Ecz. Aygin BAYRAKTAR Baskı Tarihi: 05 Haziran 2010 YÖNETİM YERİ VE YAZIŞMA 26 ARAMIZA KATILAN YENİ ODAMIZ : NEVŞEHİR ECZACI ODASI 31 DÜNYADA NE VAR NE YOK Sevim ÖZDEMİR Ecz. Erol ÖZDAYI GÜNCEL : ÇOCUK OLAMAMAK / OLDURULAMAMAK YAYIN KOŞULLARI BURÇLAR ve SAĞLIK TEB Haberler Dergisi hakkındaki şikayetlerinizi, memnuniyetinizi ve önerilerinizi iletebilmek için; Türk Eczacıları Birliği Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA adresine, [email protected] e-posta adresine yazabilir ya da 0312 409 81 09’a faks çekebilirsiniz. 32 SANATÇI ECZACILARIMIZ Willy Brandt Sokak No: 9 Çankaya / ANKARA Tel: 0.312 409 81 00 Dergideki yazılar dengi adı gösterilerek yayımlanabilir. yazılardaki görüşlerden yazarın kendisi sorumludur. Dergi üyelere ücretsiz gönderilir. Yayınlanması istenilen yazıların, bilgisayarda Word programı ile yazılması ve yazıların orijinal çıktısı ile birlikte disketinde gönderilmesi teknik açıdan kolaylık sağlayacaktır. 22 10. TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ Fersa Ofset Tesisleri Ostim 36. Sokak No: 5/C-D Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 386 17 00 (pbx) www.fersaofset.com 20 HİPERÜRİSEMİ VE GUT Fersa Ofset BASKI 16 Berivan VARGÜN Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU ve Ayşen YALMAN 34 36 38 GÜNCE Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU 41 BASINDA TEB Gaye SARIKAYA 46 Bakış Gündelik hayatın gündelik sorunları ile boğuşma, bir sorunu çözmüşken belki de daha çözememişken hemen bir yenisi ile karşılaşma, bunun sonucunda gelecek ideallerimizi, projelerimizi öteleme, göz ardı etme yalnızca 14 Mayıslara özgü bir sorun değil elbette. Hatta deyim yerindeyse kronikleşmiş bu durum, önümüzdeki temel sorunlardan bir tanesi. Bugünde, bugünün sorunlarında o kadar boğuluyoruz ki, geleceğin sorunlarını öngöremez, alternatif çözüm önerilerimizi konuşamaz hale geliyoruz. Halbuki geleceğin sorunlarının bir çoğunun emaresi bugünlerde saklı. Ancak oraya buraya saçılmış tohumları birleştirerek, resme bütünlüklü bakmak gerekiyor. Bilindik söylemiyle, ağaçlara bakmaktan ormanı göremez ve hatta ormanın varlığını bile unutmuş bir halde oluyoruz. Bu sorunu aşmanın temel yolu bana göre, birbirimizi geleceği bugünden kuracak yolda yürümek için daha fazla desteklemek ve bu yönde yapıcı bir eleştiri tarzı benimsemek. Bizim bugün temel sorun alanlarımızdan bir tanesi hiç kuşkusuz ekonomik sorunlar. Eczane ekonomileri düze çıkmadan ‘ideal’ olanı gerçekleştirme şansımız azalıyor. Bu gerçekliği reddetmek hiçbir biçimde mümkün değil. Bu yalnızca eczane ekonomileri değil aynı zamanda örgütlerimiz için de geçerli. Kişileri, grupları, örgütleri ve kurumları bugünden yarına taşıyan unsur, onların var olan ve potansiyel güçleri. Ancak güçten anladığımız yalnızca ekonomik güç olmamalı. Aynı zamanda hayatı doğru okuyan ve kavrayan, anlamlandıran ve hatta yeni anlamlar ortaya koyan kişi ve kurumlar ancak, yaşamaya devam edebilirler. İşte bu nedenlerle, bizler eczane ekonomilerini rahatlatacak, özellikle daha zor durumdaki eczanelerimizi düzlüğe çıkaracak adımlar atıyoruz. “Özellikle” diyorum; çünkü kaynaklarımızın varlığı kadar, var olan Diğer yandan politika üretme kültürümüzü bireylerden başlayarak yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Muhalefetin dahi pozitif bir politik zemine dayanması gerektiğini unutmamalıyız. Bundan ne anlıyoruz? Yani şikayet eden değil, alternatif çözüm önerilerini içeren bir karşı duruş tarzını benimsemeliyiz. Bir şeye karşı dururken, soruna yönelik çözüm önerilerimizi birlikte ifade etmeliyiz. Burada çözüm önerilerinin kimilerine göre ‘irrasyonel’ olacağı/olabileceği gerçeğinden söz etmiyorum. Önemli olan sorunu bütünlüklü algılayarak, bütünlüklü ve alternatifli yani; pozitif siyaset ve eleştiri üretmek için daha fazla çaba harcamak. Bu yaklaşımdan hareketle bizler bu 14 Mayısta, kamunun duyurduğu ve belli ki uygulamaktan geri durmayacağı ‘tasarruf politikaları’ karşısında, kendi tek ve gerçek tasarruf rehberimiz olan akılcı ilaç politikalarını yine gündeme getirdik. Biz tüm kamuoyuna, özellikle kamuya şunu söylüyoruz: tasarruf için tercih ettiğiniz araçlar ve yöntemler uygun değil. Bunun karşısında ise bizim çözüm önerimiz, eşdeğer ilaç ve akılcı ilaç kullanımı politikalarını güçlendirerek uzun vadeli ve halk sağlığı ile oynamayan tasarruf yöntemlerinin benimsenmesi. Bunun için biz de elimizden gelen çabayı gösterdik, göstermeye devam edeceğiz. İşte bu temelden yola çıkarak belirlediğimiz 14 Mayıs kampanyaları yalnızca bu hedeflerle de sınırlı değil. Bizim bu çabanın, yani tünelin sonunda gördüğümüz ışığın adı; meslek hakkıdır. Bu karşılıklı gelişecek bir süreçtir. Eczacılar, eczacılık hizmetleri konusunda kendilerini daha fazla geliştirecektir. Mesleğin kendi kamuoyu daha yetkin, daha etkin, daha verimli eczacılık hizmeti için pozitif bir baskı kuracak. Diğer yandan topluma sunduğumuz ilaç ve eczacılık hizmetinin gelişmesi, ama aynı zamanda görünür olması için, biz yöneticiler daha fazla çaba harcayacağız. Bunun sonucunda kamunun önüne haklılığı daha da meşrulaşmış taleplerimiz ile gideceğiz. Bir 14 Mayıs’ı daha çeşitli etkinliklerle geride bırakmak için değil; karanlık tüneli birlikte ışıldatmak için; daha iyi eczacılık hizmeti, daha fazla halk sağlığı, daha mutlu eczacılar için… Bilimsel eczacılık günümüz kutlu olsun. Ecz. Erdoğan ÇOLAK Başkan TEB HABERLER 14 Mayıs biz eczacılar için özel bir tarihtir. Son yıllarda 14 Mayıs’ı gündelik sorunların ötesinde, gelecek perspektifimizi oluşturacak bir zemin olarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle 14 Mayıs’ı bir gün olmaktan çıkarıp, bir hafta olarak kutluyoruz. 14 Mayıs bizim için yalnızca anma ve kutlama günü değil. Aynı zamanda geleceğimizi bugünden kuran adımların atıldığı bir gün. Bundan 171 yıl önce bilimsel eczacılığın temelinin atıldığı bu özel günün önemine atfen, biz de bugünden geleceği; onlarca yıl sonraki eczacılığı kuracak adımlar atma çabasındayız. Bu ancak ortak çabamızla bir anlam kazanacaktır. Bu nedenle 14 Mayıs haftasında ortak bir tema belirleme ve ortak hareket etme çabasındayız. kaynağı nasıl dağıttığımız da kritik bir sorun. Var olan kaynaklarımızı adaletli dağıtmak temel ilkelerimizden biri olmalı. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 Sevgili Meslektaşlarım, 3 Diyalog Değerli Meslektaşlarım, TEB Haberler dergimizin geçen sayısında ilk yazımı, “Yeni başlangıçlar cesaret ister” diyerek bitirmiştim. Kuşkusuz göstereceğimiz cesaretin kaynağı geleceğe dair taşıdığımız umut. Ancak son birkaç aydır, eczanelerimizde, odalarımızda ve Türk Eczacıları Birliği’nde o kadar zor ve yoğun günler geçiriyoruz ki sanki çok derinlere dalmış da yüzeye çıkamadan nefesimiz bitecekmiş gibi hissediyoruz kendimizi. Yani, geleceğe umutla bakamıyor bu nedenle de yeni başlangıçlar için gerekli olan cesareti sergileyemeyecek gibi hissediyoruz. Gerçekçi bir yaklaşım ile şunu kabul etmek zorundayız, eczacıların tüm sorunlarının çözüldüğü bir yüzey mevcut değil. Dolayısıyla, gerçekçi ve akılcı bir şekilde böyle ideal bir yüzeye olabildiğince yaklaşmak için her kulacı cesaretle atmak ve umudumuzu kaybetmemek zorundayız. Zira, bu ideal yüzeye çok hızlı çıkmaya çalışmanın yaratabileceği bir vurgun tehlikesi bulunmakta. Bu vurgun tehlikesi, içinde bulunduğumuz nefesimizi kesen koşullardan kurtulmak için akılcı ve gerçekçi çözüm önerileri geliştirmemize engel. Hepimiz, sorunlarımızın nefesimizi tükenme noktasına getirdiğini biliyoruz. Eczacılık mesleğinin sorunlarını bu dar alanda sizlerle tekrar paylaşmam mümkün değil. Bu nedenle, bu yazıda nefessiz bırakan sorunlardan değil nefes aldıran birkaç çalışmadan bahsetmek istiyorum. 4 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Atık İlaç Projesi İlki, Ar-Ge Birimimizin projelendirdiği, Temmuz 2009’da İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) eş finansörlüğünde başlatılan “Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertarafı Projesi”. 9 aylık faaliyet süresini tamamlayan projede, T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV) proje ortağı, EDAK Ecza Kooperatifi proje iştirakçisi ve Buca Belediyesi ise sponsor olarak yer aldı. İzmir ilinde yürütülen proje ile toplumda evsel ilaç atıklarının potansiyel zararları konusunda farkındalık yaratılarak, evlerde kullanılmayan veya miadı dolan atık ilaçların eczanelerde kurulan özel bir sistem aracılığı ile geri toplanması ve güvenli bir şekilde bertaraf ettirilmesine yönelik bir sistem kurulması hedeflendi. Projenin sonuçları gerçekten cesaret verici oldu. Bu nedenle, projeyi tüm Türkiye’de yaygınlaştırmak ve halk sağlığının ve onun ayrılmaz parçası olan çevre sağlığının korunması için çaba sarf etmeye devam etme kararlığında olmak zorundayız. Şu an itibariyle, Atık İlaç Yönetmeliği’nin yayınlanmasını bekliyoruz. Bununla birlikte, yetkilendirilmiş bir tüzel kişiliğin tüm farmasötik atık yönetimini idare etmesi amacıyla kurulması gerektiğini her platformda yineliyoruz. Genel kuraldır, bir proje başarılı olunca sahip çıkan çok olur. Ama bazı kişiler vardır ki; onlar başından beri ordadır, elleri her daim taşın altındadır, bir şeyler ters gitse ilk onlar suçlanır. Başarıda ise çok akla gelmezler. Bu projede inanılmaz bir istek ve inançla çalışan, bu örnek projenin gerçek kahramanları Sn.Ecz.Şule İlkkurşunlu’ ya Engin ve Oral Dünyaoğulları’na ve tüm arkadaşlarına bir selam göndermemek olmaz. Akılcı İlaç Kullanımı Bizleri umutlandıran ve nefes aldıran bir diğer uygulama ise, Akılcı İlaç Kullanımına yönelik gerçekleştirdiğimizi faaliyetler. 2009 yılından bu yana bir hafta süreyle kutladığımız 14 Mayıs Eczacılık Haftası’nda bu yıl, ilaç ve eczacılık hizmetlerini yetkinleştirmek ve eczanelerden sunulan hizmetlerin görünürlülüğünü arttırmak konusunda toplumu bilgilendirmek amacıyla ‘Akılcı İlaç Kullanımı’ teması seçildi. Çocuklara ve yetişkinlere yönelik afiş hazırlanması, çocuklara akılcı ilaç kullanımı hakkında bilgilendirici sunumların hazırlanması, medya organlarında günün belli saatlerinde yayınlanan “Akılcı İlaç Kullanımı” tanıtım filmi, ayrıca hastalarımıza yönelik bilgilendirme amaçlı bir web sitesi (www. eczacinizadanisin.info) bu süreçte atılan en önemli adımlardır. Bu ve benzeri projeler bizlere, geleceği tasarlamamız için ilham kaynağı oluyor. Elbette emeğine ve birikimine saygı, bilgisiyle ilaç ve eczacılık hizmetine sunduğu katkıya gereksinim duyulan bir eczacı. Bu katkıların sadece övüldüğü değil, görüldüğü ve bir sağlık emeği olarak karşılık bulduğu bir yönetim anlayışı. Eczacısının, bir sağlık çalışanı olarak farmasötik bakım uygulamaları ile toplum sağlığına ve ülke ekonomisine katkıda bulunduğu bir eczane. Farmasötik atıkların toplanmasında rol alan, evsel atık pillerin toplanmasında sorumluluk alan ve eczanede kullanılan poşetin bile geri dönüşümlü olmasına önem veren mesleği ile barışık, topluma ve doğaya duyarlı ve onlar ile etkileşim içinde bulunan bir “yeşil eczane”. Gelecek üzerine düşünürken, bizler, geri ödeme sıkıntılarının, sistemin çalışmamasının, mesleğimizi tüccarlığa indirgeyen bakış açılarının mesleğimizin yaşam dünyasını kısıtladığını biliyoruz. Ve hala umut ediyoruz. Geçen ay Eczacılık Haftası etkinlikleri kapsamında, Edirne Eczacı Odamızın düzenlediği akılcı ilaç kullanımı konulu panele katıldım. Dolu bir salonda TTB İlaç Danışma Kurulu Başkanı Prof.Dr.Ersin Yarış, Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesinden Yrd.Doç.Dr.Hale Zerrin Toklu, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Murat Salihoğlu ile birlikte akılcı ilaç kullanımı ve akılcı ilaç kullanımında eczacının rolünü tam 3,5 saat tartıştık. Edirneli meslektaşlarımdan toplantıya katılanların tamamı, toplantıyı baştan sona ilgiyle izledi ve fikirleriyle katkı sundu. Bu bize şunu açıkça kanıtlıyor: Bizler yaşadığımız maddi ve manevi sıkıntılarımız ne olursa olsun sadece ve sadece mesleğimizi en iyi şekilde icra etmek ve onu geleceğe taşımak istiyoruz. Mesleğimizi koruma ve geliştirme amacıyla hareket ediyoruz. Bunun için her fırsatı kolluyoruz ve elimizden gelenin fazlasını yapmak için cesaret ve umut dolu adımlar atmak istiyoruz. Yollardayız Bu istek ve kararlılıkla, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti olarak, tüm Türkiye’yi geziyoruz. Şu ana kadar, 20 ilde meslektaşlarımızla buluştuk. Yaklaşık 6000 km yol kat ettik ve toplam 2.500 meslektaşımıza ulaştık. Gittiğimiz her ilde ve ilçede; mesleğimiz için aynı istek ve kararlığı taşıyan meslektaşlarımızla buluşmaktan çok büyük bir onur duyuyoruz. Bizler, mesleğimizin sorunlarını çözmek ve meslektaşlarımıza nefes aldırmak için çıktık yola. Türkiye’nin her noktasına gitmeye, paylaşmaya, konuşmaya, dinlemeye, birlikte üretmeye, “birlikte yönetmeye” ve nihayetinde mesleğimizi geleceğe taşımaya devam edeceğiz. Bir başka sayımızda ya da tercihen bir toplantıda yüz yüze görüşene dek hoşçakalın. Saygılarımla Ecz.Özgür ÖZEL Genel Sekreter TEB Haberler Sorumlu Yazı İşleri Müdürü FUAR Ayşen YALMAN FARMA VİZYON ECZACILIK FUARI T ürk Eczacıları Birliği ve Tüm Ecza Kooperatif- meyi hedeflediklerini söyledi. Çolak, fuarın ticari leri Birliği’nin ortaklaşa düzenledikleri 9. Far- kaygılardan öte, sağlık alanındaki tüm paydaşların mavizyon Eczacılık Fuarı, sektörün tüm pay- yan yana geldiği, doğru sorular sormak ve yanıtla- daşlarını buluşturdu. Fuarı ziyaret eden katılımcılar, rını bulmak için deneyimlerin paylaşıldığı bir plat- ortak geleceklerini konuştular, bilgilerini paylaştılar. form olduğunu vurguladı. Çolak daha sonra şöyle 09-11 Nisan 2010 tarihleri arasında İstanbul’da devam etti; “Gerek dünyada gerekse ülkemizde sağlık alanın- eczacıların yanı sıra, sağlık alanında hizmet veren da bir yeniden yapılanmadan söz etmek mümkün. tüm bileşenler katıldılar. Her geçen yıl ilginin arttığı Biz eczacılar da, bu süreçten ciddi bir biçimde et- fuara, bu yıl yaklaşık 200 ilaç firması katıldı. kilendik. Birer sağlık profesyoneli olan biz eczacıların sunduğu hizmeti daha nitelikli hale getirmek Fuarın açış konuşmasını yapan TEB Genel Başkanı için hep birlikte daha fazla çaba göstermeliyiz. Ecz. Erdoğan Çolak, 2002 yılından bu yana fuarın Eczacı hem birey hem de toplum sağlığı açısından sürekli yenilendiğini ve zenginleştiğini belirterek, ilaç kullanımının akılcı ve doğru olmasını sağlayan eczacılık mesleğini sürekli ve her yönüyle geliştir- kişidir. Eczacı sadece mesleği ile sınırlı kalmayıp, TEB HABERLER özelliğini taşıyan Farmavizyon Eczacılık Fuarı’na, Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 gerçekleştirilen “En Kapsamlı Eczacılık Fuarı” olma 5 FUAR “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları” konulu panel yaşamı her yönüyle kucaklayan, sorumluluk hisse- Öte yandan, bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde den, toplumun hemen her kesimiyle iletişim kurabi- uygulanan meslek hakkı uygulamasının ülkemizde len kişidir. Bizler var olan gerçekler ile ortak hayal- de uygulanması gerekmektedir. Yine, yıllardır bek- lerimiz arasındaki farkı kapatmak için görünür bir leyen eczacılık kanunumuzun değişmesi de artık çaba harcayan bir mesleğin üyeleriyiz. Türkiye’nin kaçınılmazdır. Düzensiz açılan eczaneler birbirleri- dört bir yanında kesintisiz sağlık hizmeti sunan ni verimsizleştiriyorlar. Sağlık alanı serbest rekabet eczacılarımızdan ve dayanışmanın vücut bulduğu kurallarının işlediği bir sisteme dönüştürülemez. kooperatiflerimizden aldığımız güçle, sağlıklı birey, Çünkü söz konusu insan sağlığıdır. Bu fuarın sloga- sağlıklı toplum ve yaşanabilir bir dünya için kararlı- nı da ‘eczacım benimle sağlığım güvencede’ olarak lıkla yürümeye devam edeceğiz.” belirlenmiştir” şeklinde konuştu. Çolak’ın ardından kürsü alan Tüm Ecza Kooperatifleri Birliği Başkanı Ecz. Abdullah Özyiğit, kendileri için bu yılki fuarın her zamankinden daha güzel ve anlamlı olduğunu, fuarın artık sektörün buluşma noktası haline geldiğini söyledi. Özyiğit konuşmasında özetle; “Yaşanan ekonomik krize rağmen katılım konusunda geçen yılın iki katı bir talep var. Hatta bazı 6 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER talepleri karşılayamadık. Artık sıra Farmavizyon Fuarı’nın uluslar arası alanda yerini almasına geldi. Çünkü bizim fuarımızın farkı, sadece bir fuar olmayışı, bilgi platformunda pek çok konunun da tartışılıyor olmasıdır. Bu yıl da, mesleki bilgilerin tazelenmesine, yeniliklerin sunulmasına yönelik eczacılık mesleğinin içinden geçtiği zor dönemle ilgili konuların tartışıldığı sunum ve paneller yer alacak. Toplantıda söz alan bir diğer isim ise, AKP Milletvekili Ecz. Mehmet Domaç’tı. Eczacı örgütlerinin bir araya gelmesini son derece sevindirici bulduğunu ifade eden Domaç, konuşmasında eczacıların sorunlarına dikkat çekti. FUAR Eczacıların en önemli sorununun 6197 sayılı yasanın çıkması olduğunu belirten Mehmet Domaç, “Yasanın serbest eczacıları rahatlatması gerekir. Şu anda amacından sapmak üzere olan bu yasayı da ancak 2-3 maddelik torba yasa ile çözebiliriz. Aksi halde bunu çözmek biraz zor” dedi. CHP Milletvekili Ecz. Abdülaziz Yazar ise, kapatılan eczane sayısının çokluğuna dikkat çekti. Yazar, “Eczacının ayakta Ecz. Erdoğan ÇOLAK duracak hali kalmadı. Bizler daima eczacı meslektaşlarımızın yanında olacağız ve özellikle 6197 sayılı yasanın çıkması konusunda gerekeni yapacağız” dedi. SECOF BAŞKANI DA KATILDI Öte yandan fuarın açılış törenine katılan ve kısa bir Ecz. Abdullah ÖZYİĞİT konuşma yapan Avrupa Eczacı Kooperatifleri Topluluğu (SECOF) Başkanı Michele Pianca, günümüzdeki eczacı kooperatiflerinin önemine vurgu yaptı. Pianca, kooperatiflere daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirterek, “Eczaneler şirketler karşısında korunmalıdır. Eczacılık mesleğinin önemi konusunda Avrupa Adalet Divanı Kararı’nı çok önemsiyor ve yakından takip ediyoruz. Eczacıların daha iyi Michelle PIANCA hizmet verebilmeleri için çaba gösteriyoruz” dedi. Değişimlere ayak uydurmak gerektiğine dikkat çeken Pianca, Türkiye’nin bu anlamdaki gelişimini yakından takip ettiklerini ve eczacılık sistemini çok beğendiklerini söyledi. BİLGİ PLATFORMU BEĞENİ TOPLADI Ecz. Mehmet DOMAÇ Fuarın en önemli bölümlerinden olan Bilgi Platformu başlığı altında yapılan sunumlar, paneller, söyleşiler, fuarın en çok beğenilen kısmıydı. Fuarda hem Türkiye’den hem de Dünyadan çok önemli isimler, na; eczacının, eczacılığın ve kooperatifçiliğin geleceğinden, Türk eczacılık tarihine kadar çok çeşitli Ecz. Abdulaziz YAZAR sunumlar yaptılar. Ayrıca, İTS çalıştayı, mezunlar buluşması, öğrenci platformu gibi programlar da eczacıların en çok takip ettikleri bölümleri oluşturdu. TEB HABERLER pazarından, sağlık ve sosyal güvenlik politikaları- Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 alanlarında uzman kişiler; Dünya ve Türkiye ilaç 7 FUAR PANELLER İLGİYLE İZLENDİ 3 gün boyunca süren fuarın belki de en kalabalık oturumu “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları” başlıklı paneldi. Moderatörlüğünü İstanbul Ecza Koop Başkanı Ecz. Sait Yücel’in yaptığı panele konuşmacı olarak, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Cevdet Erdöl, CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel katıldı. İlk sözü alan Ecz. Özgür Özel, mevcut sağlık politikaları sayesinde eczacıların neredeyse mesleklerini yapamaz duruma geldiklerini, oysa eczacıların hastalarına ilaç ve danışmanlık hizmeti vermekten başka bir düşüncelerinin olmadığını söyledi. Özel, mevcut durumun devam etmesi halinde 8 bin eczanenin kapanacağını belirterek “Bu eczacılar en az 3-4 kalfa çalıştırıyorlar ve o kalfaların da bakmakla yükümlü oldukları aileleri var. Yani burada kaç bin kişinin 8 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER mağdur olacağını tahmin etmek çok da zor değil. Bizler eczacılar olarak her türlü sıkıntıyı göğüslüyoruz. Ancak bizi direkt ilgilendiren bir konuda yaptığımız araştırmalar ve hazırladığımız raporlar göz ardı dayatmaları sonucu olduğunu, uygulamaların yeterince araştırma yapılmadan başlatıldığını söyledi. Kılaçdaroğlu özetle “Bizde hazırlık hak getire ama eylemde çok hızlıyız” dedi. Kılıçdaroğlu’nun ardından Cevdet Erdöl söz aldı. Empati yapmanın kolaylığına ve önemine vurgu yaparak konuşmasına başlayan Erdöl, “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşları ile döşenir” dedi. Erdöl, 6197 sayılı yasa ile ilgili çalışmaların büyük oranda tamamlandığını söyledi. “BİLGİNİZİ GÖSTERİN” Bilgi Platformunun en renkli görüntülerini, “Bilginizi Gösterin” başlıklı yarışma oluşturdu. Dr. Aygin Bayraktar ve Yrd. Doç. Dr. Kutay Demirkan’ın birlikte hazırladıkları yarışmada, iki grup eczacı birbirleriyle yarışırken, izleyiciler de ellerindeki keypadlerle (Oylama cihazı) doğru yanıtı bulmaya çalıştılar. Yarışmacılara ve seyircilere eczacılık mesleği ile ilgili çeşitli soruların sorulduğu yarışmada, her soru arasında, kronik hastalıklar ve ilaç tedavilerine yönelik bilgiler de verildi. Eczacıların büyük beğenisini toplayan yarışma formatındaki sunum sonrasında, hem yarışmacılar hem de izleyiciler arasında birinci olanlara çeşitli hediyeler verildi. ediliyor. Eczacılar mutsuz ve ciddi bir sıkıntı içinde. Artık bunun anlaşılması gerekiyor” dedi. Ardından “Eczacım Benimle Sağlığım Güvencede” başlığıyla söz alan Kılıçdaroğlu ise, sağlık ve sosyal güvenlik gerçekleştirilen fuar, Sanatçı Funda Arar’ın konse- alanındaki reformların İMF ve Dünya Bankası’nın riyle sona erdi. Türk Eczacıları Birliği, 52 Bölge Eczacı Odası ve İçişleri Bakanlığı’nın birlikte yürüttükleri proje çerçevesinde, “Şiddete Uğramış Kadınlar İçin Sığınma Evleri” Projesi kapsamında, 24.000 eczacıyı temsilen, Türkiye’nin 81 değişik ilinden Ankara’ya gelen kadın eczacılarımıza, 8 Mart tarihinde uzman eğitmenler tarafından bir eğitim verildi. 8 MART KADIN ECZACILARDAN DAYANIŞMA ÖRNEĞİ 10 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER E ğitimin ardından sertifikalarını alan kadın eczacılarımız, bu anlamlı projenin belki de en hayati halkasını oluşturuyorlar. Çünkü, “eğitici eczacı” kimliğiyle bölgelerindeki kadınlara danışmanlık hizmeti verecek eczacılarımız, kadın hakları, sığınma evlerinin önemi, kadının bir birey olduğunun kendilerine anlatılması konularında bilgi verecekler. Sadece mesleğini değil, toplumda var olan sosyal sorunların da çözümüne ilişkin katkı sunacaklar. Toplumun önemli kanaat önderlerinden biri olan eczacılarımız; hastalarını ve bölge halkını birebir tanıyan, onların her türlü sıkıntısını bilen özellikle semt eczaneleri; aldıkları eğitimle de bu misyonlarını pekiştirerek, kadınların yönlendirilme- si, bilgilendirilmesi ve şiddetten korunmasında kilit bir görev üstlenecekler. İçişleri Bakanlığı tarafından belirlenen 9 ilde (Ankara, İstanbul, Antalya, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Samsun) sürdürülecek olan projenin, kanaat önderleri eğitimleri sayesinde de tüm Türkiye’ye yayılması planlanmaktadır. Proje temel olarak, ülkemizde kadınların insan haklarının korunmasına katkıda bulunmak ve şiddete uğrayan kadınlara yeterli düzeyde koruma sağlamak üzere, belediyelere kadın sığınmaevi kurup işletme konusunda destek vermeyi amaçlıyor. 8 MART Öte yandan, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti adına bir basın açıklaması yapan TEB Merkez Heyeti Üyesi Ecz. Mukaddes Harmancı ise kadını kendilerinden daha iyi anlayan, tanıyan, iletişim içinde olan, her türlü sorununu paylaşan bir meslek grubu daha olmadığını söyledi. Harmancı basın açıklamasında kısaca şunları söyledi: “Bugün tüm dünyada 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 100 üncü yıldönümü kutlanıyor. Bugün dünyada, erkeklere oranla %25-50 oranında daha düşük ücretle çalışan ve her 5 kişiden birinin TEB HABERLER Bu sene 8 Mart’ta eczacılar olarak tüm dünyada can yakıcı bir sorun olan ‘kadına yönelik şiddet’ konusunda hep birlikte bir adım atmaya karar verdik. Bu bir başlangıçtır ve elbette daha alınması gereken çok yol var. Tüm dünyada ancak özellikle ülkemizde kadınlar düzeyleri değişmekle birlikte fiziksel ya da psikolojik şiddete maruz kalıyorlar. Bu şiddet yalnızca tekil vakalar üzerinden değerlendirilemeyecek kadar sistemli aslında. Kimi zaman farkında olarak ya da olmayarak her birimiz bu sistemin bir parçası oluyoruz. Kadına yönelik şiddetin türlü çehreleri ve çeşitli nedenleri var. Eğitim eksikliği, ekonomik kaynaklara eşit ulaşamama, siyasal ve sosyal alanda yeterince var olamama, var olduğunda bile açık ya da gizli bir biçimde baskılanma gibi… Ancak bu durumun toplumsal kültürümüze işlemiş olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerekiyor öncelikle ve kadınları her alanda her açıdan daha fazla güçlendirmek için çabalamalıyız, yol açmalıyız. Biz bugün bu can yakıcı sorunun engellenmesi için hep birlikte elimizi taşın altına koyuyoruz. Bu mücadelede eczacılarımızın önemli bir katkısı olacağına inanıyoruz. Çünkü eczacılar yalnızca ilaç hizmeti, sağlık danışmanlığı yapan kişi değildir. Aynı zamanda en kolay ulaşılacak, yüz yüze kolayca iletişim kurulacak, güvenilir sağlık danışmanıdır, kanaat önderidir.” Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 Eğitim öncesinde bir konuşma yapan Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, son dönemde eczacılık mesleği ve Türk Eczacıları Birliği’nin sürekli sorunlar ile anıldığını, kamuoyunda sürekli “yeni kriz” tanımlamasının içine dahil olduğunu söyledi. Çolak daha sonra şöyle devam etti: “Hayat tek bir merkezden belirlenmiyor. Her ne kadar tüm meslektaşlarımızın malumu olan can yakıcı sorunlar ile mücadele etmek durumunda kalsak da ve sürekli sıkıntılarımız ile gündeme gelsek de, bizler hayatın beklemediğinin de farkındayız. Bu nedenle gerek sağlık çalışanları birliği, gerekse demokratik bir meslek örgütü olarak hayatı olumlu yönden değiştirip dönüştürmek için çabalarımızı da eş zamanlı bir biçimde sürdürüyoruz. Yalnızca sorunlarımızla değil bu değerli çalışmalarımız ile de tanınmak ve bilinir olmak istiyoruz. 11 8 MART şiddete maruz kaldığı kadınların gününü kutluyoruz. Yaşanan pek çok olumsuzluğun gölgesinde kutlanan bu günde bizler biliyoruz ki, ev kadınlarının %25’i cinsel şiddete, her yıl ortalama 200.000 kadın da tecavüze uğruyor. Üstelik bu vakaların %50’sinden fazlası, kadınlarımızın ya ayrıldıkları eşleri ya da hala evli olmak zorunda kaldıkları eşleri tarafından gerçekleştiriliyor. Çocuk yaşta denebilecek kadınlarımızın, genç kızlarımızın ise, bu şiddete maruz kalma oranı % 7. Yani eğitim seviyesi ne olursa olsun; her 10 aileden birinde şiddet vakası görülürken, her 100 çocuktan 4’ü de, tacize ve şiddete maruz kalıyor. 12 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Onları bizden daha iyi anlayan yoktur sanıyorum. Çünkü bizler, onların hem kapı komşusuyuz, hem sağlık danışmanı hem de dert ortağı. Kadınların şiddetten korunma konusunda güçlendirilmesinde, hem en yakın sağlık merkezleri olmaları, kadınlar tarafından güvenilen kişiler olmaları, hem de yüz yüze iletişimin daha etkin olması nedeniyle, eczaneler ve eczacılar bu projede önemli bir görev üstlenmektedirler. Bugün sadece 12.000 kadın eczacıyı temsilen değil, aslında 24.000 eczacıyı temsilen buradayız. Çünkü, değişim için, özlediğimiz resim için; hep birlikte çalışmamız gerektiğinin farkındayız. Bugün burada yaptığımız, buzdağının sadece görünen bir yüzü. Çünkü, bizler 8 Martları tek güne indirgemekten yana olmadık hiç. Küçük adımların, büyük başarılar getireceğine inandık. Bu sebeple, sizlerin de desteğiyle, bunu başarabileceğimize gönülden inanıyorum.” 1 gün boyunca eğitim alan eczacılarımız, aynı zamanda kadın eczacıların yönetimlerde daha çok yer alması gerektiğini, bunun için ellerinden ne geliyorsa yapacakları sözünü verdiler. OSMANİYE ECZACI ODASI’NDAN ANLAMLI ZİYARET Osmaniye Eczacı Odası 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın mahkûmları ziyaret ettiler. Ziyaretten son derece memnun olan tutuklu kadınlar ise; kendilerini unutmayan Osmaniye Eczacı Odası’na ve cezaevi yöneticilerine teşekkür ettiler. DOSYA Serkan MERCAN SAĞLIKTA DÖNÜŞÜMÜN SON HALKASI: GÜVENCESİZLEŞTİRME 4-C’Lİ HASTANE BİRLİKLERİ Sağlıkta dönüşüm; bir yandan vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlayan ve paralı hale getiren bir süreci başlatmış, diğer yandan sağlık çalışanlarının meslek haklarında ve özlük haklarında ciddi kayıplara neden olmaya devam eden bir yıkım süreci haline gelmiştir. E 13 Tasarıya göre hastaneler Sağlık Bakanlığı tarafından 100 üzerinden verilecek puanlar ile A,B,C,D,E gibi sınıflara ayrılacak ve ağırlıklı ortalaması C olanlar birleştirilerek Birliğe dönüştürülecek. TEB HABERLER Muayene ücretleri kat be kat arttı, daha fazla arttırma yetkisi SGK’nın elinde. Muayene ücretleri eczaneden alınıyor, böylelikle sağlığa erişimin parasız olduğu yanılgısı yaratılıyor. Öte yandan, birinci basamak paralı hale getirildi. Emeklilerin ve çalışanların katılım paylarının artması gündemde. Aile hekimliği yılsonu tüm yurda yaygınlaşacak ancak hala sevk zinciri uygulaması başlatılamadı. Her geçen yıl SSGSS’nin kapsayamadığı nüfus artıyor; çünkü mevcut iktidar, kayıt dışı ekonomiyi ve dolayısıyla güvencesiz çalışma koşullarını görmezden geliyor. Son olarak, hastaneler yönetim anlayışındaki eksiklikler nedeniyle verimsiz olarak değerlendirilmeye başlandı ve “Kamu Hastane Birlikleri (İşletmeleri)” adı altında sağlık hizmetinin kamusallığının yok oluş süresi kısaltılıyor. Bunun temeli de hizmetlerin özelleştirilmesi ve sağlık çalışanların 4-C’lileştirilmesi. Peki nasıl? Kısaca özetleyelim. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 czacılar, hekimler, diş hekimleri, hemşireler, sağlık teknisyenleri, hastane emekçileri herkes eleştiriyor bu Sağlıkta Dönüşümü. Dönüşümün adeta yıkım yarattığını ve yaratacağını yıllardır söylüyorlar. Buna karşılık, siyasi iktidar sürecin sağlık ve sosyal devlet uygulamalarında eşitlik, adalet ve verimlilik sağladığını iddia ediyor. 13 DOSYA KHB’ler “Kamu Hizmeti" anlayışından özerk yapılar olacak. Sınıflandırılmış hastanelerinin sunmuş oldukları “aynı” hizmetler farklı ücretlendirilecektir. Böylelikle parası olanlar daha iyi hizmet almak için A ve B tipi birlik hastanelerine giderken yoksul vatandaşların hizmet kalitesi düşük olarak nitelendirilecek hastanelere (kategorileri D ve E) gitmekten başka çaresi olmayacaktır. Bununla birlikte, Birliklerin 7 kişilik yönetim kurullarında sağlık çalışanlarının temsilcisi olan emek ve meslek örgütleri ile sivil toplum temsilcilerine yer verilmeyip, onun yerine bölgedeki ticaret odasından 1 kişi seçilecek olması Birliklerin şirket mantığıyla yönetilmek istenmesinin açık bir kanıtıdır. Ağırlıklı ortalaması D sınıfına düşüp yılsonunda E sınıfına indirilen Birliklerde, yönetim kurulu üyelerinin görevleri ve sözleşmeli pozisyondaki personelin sözleşmeleri sona erecektir. 14 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Bu şekildeki bir yapılanmanın hem sağlık çalışanlarının özlük haklarını ihlal edebilecek hem de sağlık hizmetinin kamusallığını zedeleyecek bir durum yaratacağı ortadadır. Sağlık hizmet sunumu gibi önemli bir alanda iş güvencesinden yoksun çalıştırılacak olan doktor, hemşire, eczacı, sağlık memuru, sağlık teknisyeni ve diğer personelin sunacağı hizmetin kalitesinin de azalacağı aşikârdır. Yine Tasarıya göre hastaneler; performansa dayalı personel yönetimi ve döner sermaye uygulamaları ile idari ve mali olarak özerk bir yapıya kavuşturulacak. İdari ve mali özerklikten kasıt, kamu hastanelerine Sağlık Bakanlığı bütçesinden hiçbir katkı sağlanmayacağıdır. (gerekli görüldüğü durumlarda Hazine yardımı öngörülse de bu gerekliliğin nasıl oluşacağı hususu belirsizdir) Şirket mantığıyla yönetilecek “kamu” hastane birliklerinin kurulması ve Sağlık Bakanlığı ile organik bağlarının koparılması sağlık hizmetlerinin açıkça özelleştirilmesi anlamına gelecektir. KHB’ler gibi yönetilecek bir sağlık kuruluşunun “kamu hizmeti” anlayışından “özerk” olacağı anlaşılmaktadır. Asıl vahim olan ise, yönetim kurulları, Birlik kapsamındaki hastanelerin tüm menkul ve gayrimenkullerini kullanma, satma ve kiraya verme hakkı kazanmaktadır. Bu doğrultuda, ameliyathanelerden laboratuarlara ve eczane mekanlarına kadar birçok hastane hizmetinin dışarıdan temini veya kiralama yöntemleri ile özelleştirilmeye açık alanlar haline getirilme “riski” bulunmaktadır. Özelleştirme, çalışanların güvencesizleştirmesi demektir. Bugün özelleştirme 4-C demektir. Münferit bir vaka olarak görülen TEKEL işçilerinin direnişine, tüm sağlık çalışanlarının da destek vermesi bu nedenle çok anlamlıdır. Çünkü Sağlıkta Dönüşümün son halkası KHB Yasa Tasarısı, tek tek tüm güvenceli çalışma pratiklerini ortadan kaldırılacak ve 4-C statüsünü yaygınlaştırılacaktır. Kısaca, KHB’ler sağlık çalışanlarının 4-C’leştirilme sürecini yaygınlaştıracaktır. KHB yasa tasarısı geçerse, ameliyathanelerden laboratuarlara ve eczane mekânlarına kadar birçok hastane hizmetinin, dışarıdan temini veya kiralama yöntemleri ile özelleştirilmeye açık alanlar haline getirilme riski bulunmaktadır. DOSYA Diğer yandan, meslek haklarını ve özlük haklarını kaybeden sağlık çalışanlarının tüm bu yıkıma ve güvencesizleştirilmeye karşın eleştirilerini yükselttikleri zaman “ideolojik” davranmak ile suçlanması ve eleştirilerin sadece mevcut iktidarı karalamak için ortaya atılmış mesnetsiz iddialar olarak gösterilmeye çalışılması; Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin sözde kaldığının apaçık kanıtıdır. Siyasi iktidarı elinde bulunduranlar benzeri yöntemlere her daim başvurmuşlardır. Türkiye siyasi tarihi, bu “ideolojik” saldırılardan dolayı “halkına dert yanan”, hamasetten öte bir söylem geliştiremeyen lüyor ve ekliyor: “TEB ilaç kaçakçılığından yana bir örgüt değilse İlaç Takip Sistemi’ni kabul etmelidir”. Zira bunu yapmaz ise TEB’i, kaçakçılık ile mücadele etmek isteyen iktidarı engelleyen bir meslek birliği olarak halka şikâyet edeceğini ima ediyor1. Devlet gücünü elinde bulunduran siyasi iktidarlara karşı eleştiri sesini yükseltenler, gerçek demokrasiye inanan ve bunun yolunun, daha fazla eleştiri, daha fazla diyalog ve daha fazla katılımdan geçtiğini bilirler. Bunu bilmeyenler, demokrasiyi; seçim sisteminin sağladığı eşitsiz olanaklar (Örneğin, % 10 Seçim Barajı) ile parlamentoda tek parti olarak iş başına gelmekten ibaret görenlerdir. Tüm bu tespitleri yanlışlayacak objektif bir durum ile karşı karşıya değiliz. Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşümü eleştirmeye devam etmek “ideolojik” olarak yaftalanamaz. Hele de, eleştirenleri suçlayanların siyasi kimlikleri ve dünyayı anlama biçimlerinin kendisi ideolojik iken. 1 Sayın Bakan’ın 07.03.2010 tarihinde Samsun’da MÜSİAD’ın bir toplantısı sarf ettiği sözleri hala tekzip edilmemiştir. TEB HABERLER Aynı yaklaşım, bugünkü siyasi iktidar tarafından, kendi dışında kalan her toplumsal kesime yönelik tekrarlanan bir pratik haline gelmiş durumda. Sağlık alanında bu durum, halk ile sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirme boyutuna ulaştı. Hekimler ve TTB, Eczacılar ve TEB, TEKEL işçileri ve hak arayan herkes bugün halkın gözünde “ideolojik” hareket eden ve gerçekleri çarpıtanlar olarak resmedilmeye çalışılıyor. Örneğin, Sayın Sağlık Bakanı bir konuşmasında, TEB’i açıkça ideolojik davranmakla suçluyor ve bir gecede çıkarılacak bir-iki kanun maddesiyle TEB gibi meslek birliklerini kapatabileceklerini söy- Sonuç olarak, sağlıkta dönüşüm yıllardır eleştiriliyor, eleştirilmeye devam edecek. Sağlıkta Dönüşüm’ün son halkası, özelleştirme ve güvencesizleştirme pratiklerini yaygınlaştırma olacak. TEKEL işçileri ile başlayan 4-C’lileştirme süreci; sağlık alanında, sözleşmeli Aile Hekimliği ile başlatıldı ve kamu hastane birlikleri ile yaygınlaştırılacak. Sağlık hizmetinin kamusallığı yok edilecek ve sağlık hakkına erişim daha da kısıtlanacak. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 politik elitler ile doludur. Bu elitler, dert yanmanın ötesinde, aba altından sopa göstermeyi ihmal etmezler. Onlar devletin bekasını düşünürken, birileri hep “ideolojik” olarak onlara saldırırlar. 15 PROJE DÜNYANIN İLACINI ÇÖPE ATIYORUZ Ecz. Vildan ÖZCAN 16 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER ATIK İLAÇ HAREKETİ Temmuz 2009’da İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve Türk Eczacıları Birliği (TEB) eş finansörlüğünde başlatılan “Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertarafı Projesi” 9 aylık faaliyet süresini tamamladı. İzmir ilinde yürütülen proje ile, toplumda evsel ilaç atıklarının potansiyel zararları konusunda farkındalık yaratılarak, evlerde kullanılmayan veya miadı dolan atık ilaçların eczanelerde kurulan özel bir sistem aracılığı ile geri toplanması ve güvenli bir şekilde bertaraf ettirilmesine yönelik bir sistem kurulması hedeflendi. T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ve Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV) proje ortağı, EDAK Ecza Kooperatifi proje iştirakçisi, Buca Belediyesi ise sponsor olarak projede yer aldı. Projenin bir ayağını; toplum sağlığını, çevre sağlığını ve bunun bir getirisi olarak geleceğimizi tehdit eden evlerimizdeki atık ilaçların neden olduğu tehlikelere dikkat çekilerek, bu atıkların güvenli bertarafına ilişkin çözüm yollarının sağlanması oluşturuyordu. Bu kapsamda; eczane vitrinlerine asılan afiş ve broşürler ile ulusal basında çıkan haberler, sağlık danışmanlığı kimliklerini halkı/hastalarını akılcı ilaç kullanımı yönünde bilinçlendirmeye çalışan ve eczanelerine koydukları atık ilaç kutuları ile geri toplama sistemine önemli bir destek sağlayan gönüllü eczacılar, geleceğimiz çocuklarımız için okullarda gerçekleştirilen eğitimler projenin hedeflerine ulaşmasında önemli roller oynadı. Projenin diğer ayağını ise veri analizleri oluşturdu. Sadece İzmir ilinin belli bölgelerinde sınırlı sayıda yapılan bu projeyle bile, atık ilaçlarını eczanelere geri getiren hastalara yapılan anketler ve toplanan atıklar üzerine gerçekleştirilen veri analizleri sonucunda ilaç sektöründe elde edilmeye çalışılan PROJE Sempozyumla Bilgiler Paylaşıldı 20.03.2010 tarihinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen “Atık İlaç Hareketi Projesi Kapanış Sempozyumu”nda, proje katkı koyan tüm kurum ve kuruluşlar bir araya gelerek kamuoyuna ve ilgililere projeden edinilen bilgi ve deneyimleri tüm detayları ile aktardılar. Atık ilaçların çevre ve insan sağlığına zarar vermeden bertarafının kalıcı çözümler ile sağlanması, Atık İlaç Hareketinin en doğru ve işler biçimde Türkiye’de nasıl yaygınlaştırılabileceği gibi konular tartışıldı. Sempozyum iki oturum halinde düzenlendi. “Eczacı Örgütlerinin Çevre Sorunlarına Bakışı”nın ele alındığı, oturum Başkanlığını Ecz. Nihal Esin Gürsoy yaptığı birinci oturumda; T.C. Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Hanifi Özbek, Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan, Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Varol Pabuççuoğlu ile EDAK Ecza Koop. Yönetim Kurulu Başkanı Ecz. Vecihi Özerdemli konuşmacı olarak yer aldı. “ATIK İLAÇ HAREKETİ” NASIL SÜRDÜRÜLMELİ? İlaçların kullanım sürelerinin dolması, doktorun ilaca devam etmemesi veya başka bir ilaçla tedaviye başlaması, hastanın kendini iyi hissetmesi, advers ve alerjik reaksiyon, hastanın ölmesi, hastanın ilacı bırakması veya doktorların çok fazla ilaç yazmaları gibi nedenlerle ilaçlar kullanılmıyor ve atık ilaç kategorisine giriyor. Bu atık ilaçlar ise çocuklarımız, toplumumuz, çevremiz ve ülke ekonomimiz açısından ciddi sorunlara neden oluyorlar. Atık ilaçların yarattığı sorunlara ilişkin toplumda farkındalık yaratılması elbette çok önemli, ama daha önemli ve öncelikli olan farkındalığa sahip kesime kullanılmayan, miadı geçmiş, bozulmuş ilaçlarını çöplere, lavabolara ve tuvaletlere atmaktan başka bir çözüm yolu sunabilmek. Bu nedenle, sadece yerel yönetimlerin değil, farmasötik ürünün yaşam döngüsü içinde etkin rol oynayan tüm aktörlerin doğru bir biçimde konumlandırıldığı farmasötik atıkların geri toplanmasına yönelik YENİ BİR sistemin kurulması bir zorunluluktur. Geçmişten gelen kötü tecrübelerden edinilen çıkarımlar doğrultusunda bugün farmasötik ürünlerin üretim aşamasındaki, “KONTROLLÜ ATIK YÖNETİMİ” tüm ilaç sanayi tarafından beli kurallar çerçevesinde işler durumdadır. Ancak burada düşünülmesi TEB HABERLER Projeye İzmir ve çevresinden 190 çevre dostu eczacımız destek verdi. Proje süresince bugünkü piyasa değeri yaklaşık 500.000 TL olan 35.000 kutu ilaç bu gönüllü eczanelere getirildi. Getirilen ilaçların %70’inin kullanım süresinin dolduğu, %45’inin ise ambalajları dahi hiç açılmadan atıldığı ortaya çıktı. En fazla atılan ilaç grubu ise kardiyovasküler sistem hastalıkları için kullanılan ilaçlar. Oturum başkanlığını Proje Koordinatörü Ecz. Şule İlkkurşunlu’nun yaptığı sempozyumun öğleden sonraki 2. oturumunda ise “Atık İlaç Hareketinin Sonuçları, Sürdürülebilirliği ve Gelişiminde Sorumluluk, Paydaşlarının Rolü” konusu irdelendi. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Üstünes, Doç. Dr Hande Gürer Orhan, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Atık Yönetimi Daire Başkanlığı’ndan Şube Müdürü Kemal Kurusakız, TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel ve Türkiye İlaç Sanayi Derneği’nden Neşe Eriş konuya ilişkin görüşlerini tüm katılımcılarla paylaştı. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 tasarruf tedbirlerine farklı bir pencereden bakılmasına imkan sağlayacak, ülkemizde akılcı ilaç kullanımı bilincinin oluşturulması ve evsel ilaç atıklarının minimal seviyelere çekilmesine ilişkin politikalara yön verecek nitelikte çıktılar elde edildi. Bu veriler söz konusu uygulamanın tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmasının ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi. 17 PROJE gereken, İlaç sanayinin ürettiği atığın nerede başlayıp nerede bittiğidir. Farklı alanlara baktığımızda “kirleten temizler” mantığı üzerine kurulmuş ve bugün düzgün bir biçimde ülkemizde de işlerliği kanıtlanmış pek çok oluşumdan söz etmek mümkün. Türkiye Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği Türkiye’de kullanılmayan pil atıklarının toplanması ve bertaraf edilmesi için üyeleri adına projeler yürütmekte ve ürünün üreticisi olarak gereken sorumluluğu almaktadır. Ambalaj atıklarının toplanması yönetmeliği ile oluşturulan ÇEVKO yine bu çerçevede yapılandırılmış başka bir kuruluş. Yurtdışında pek çok ülkede ilaç atıklarının yönetimi de benzer bir anlayışla belli dernek veya örgütün sorumluluğu altında yürütülmekte, sadece fabrika sınırları içinde üretim sırasında ortaya çıkan maddeleri atık olarak görmek eksik bir anlayış olarak tanımlanmaktadır. İlaç herhangi bir meta değil ve üretildikten sonra atık yaratma potansiyeli kaybolmuyor. Bu nedenle “Yenilenebilir Farmasötik Ürün Yönetimi” anlayışı benimsenmeli. “KAYNAKTAN KAYNAĞA FARMASÖTİK ÜRÜN HAMİLİĞİ” “Cradle-to-Cradle Pharmaceutical Product Stewardship” “Kaynaktan kaynağa Farmasötik Ürün Hamiliği”nde hedef doğrudan farmasötik atık üretimini ortadan kaldırmaktır. Bu da farmasötik ürünün yaşam döngüsü içinde etkin rol oynayan tüm aktörlerin bu alanda bilinçlenerek üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesine dayanır. Bunu sağlamanın yolu ise ilgili sorun alanına doğru politika ve doğru önlemlerle ilerleyebilmektir. Başlangıç olarak göz önüne alınması gereken hususlar şu şekilde belirlenebilir; • Kuramsal olarak, eğer reçete etkili değilse atık oluşur. • Eğer atık ilacın kalmadığı bir noktaya gelirsek, bu tedavinin etkinliğinin arttığını gösterir. • Neyin kullanılmadığını öğrenmek, tıbbi bakım kalitesini geliştirir. 18 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER İşte bu nedenlerle; farmasötik atık yönetiminde gözden kaçmaması gereken ana hedeflerden biri VERİ ANALİZİ’dir. Çünkü veri analizi “gelecekte oluşacak farmasötik atık miktarının azaltılması” açısından bilimsel veriler sağlayacaktır. MEVCUT UYGULAMALARDAN BAZI NOTLAR Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Belçika, Norveç, Yunanistan, Portekiz, Polonya, Macaristan gibi ülkelerde farmasötik atık yönetimi yerel/bölgesel/ulusal yetkililerle veya farmasotik/ dağıtımcı şirketler/ atık yönetimi şirketleri ile belirli düzey- lerde ortak bir hizmet olarak yürütülüyor. Alman eczaneleri sağlık atıklarını toplamayı hastalarına bir hizmet olarak sunuyorlar ve ilaç endüstrisi bazı atık şirketleriyle işbirliği içinde eczanelere ücretsiz olan atık toplama sistemlerini sağlıyorlar. İtalya’da hastalarca getirilen miadı geçmiş ilaçlar ve eczanenin miadı geçmiş ilaçları farklı sistemler çerçevesinde toplanıyor. Hastaların getirdiği ilaçlara ilişkin düzenlemeyi doğrudan belediyeler yapıyor ve eczacıların bu sürece katılımı minimal düzeyde tutuluyor. Atıkların toplanması için bir konteyner çoğunlukla eczanenin içinde ve bazen de dışında bulunuyor. Konteynerlar, sadece belediye görevlileri tarafından atıkları alarak imha bölgelerine götürmek için açılabiliyor. Eczanelerin miadı geçmiş ilaçlara ilişkin düzenleme ise, eczacı örgütlerinin, toptancı ve endüstri birliklerinin sahibi olduğu bir şirket tarafından organize ediliyor. Üretici Sorumluluğunda İlaç Geri Toplama Programı (Producer Provided Medications Return Program), Kanada’nın İngiliz Kolombiyası (British Columbia) Eyaleti’nde 13 yıldır sürdürülen atık yönetimi programı. Kar amacı gütmeyen “Tüketici-Sonrası Farmasötik Ürün Yönetimi Birliği (PCPSA)” tarafından sürdürülüyor. Birliğin finansörlerini; Kanada Araştırmacı İlaç Firmaları (Rx&D), Kanada Jenerik İlaç Birliği (CGPA), Kanada Öz Bakımı Geliştirme Birliği (NDMAC) oluşturuyor.Tüketiciler ve eczacılar ilaçların toplanmasında gönüllü ve hiçbir şekilde programının finansmanı katılmıyorlar. BİZ NEREDEYİZ? İzmirde yürütülen pilot projeyle eşdeğer zamanlı olarak Türk Eczacıları Birliği (TEB) tarafından T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı’na yapılan başvuru ile atık ilaç hareketinin tüm Türkiye’ye nasıl yaygınlaştırılabileceğine ilişkin çalışmalara başlandı. Bakanlık bünyesinde oluşturulan ve sektör bileşenlerinin görev aldığı Atık İlaç Komisyonu’nun yaptığı çalışmalarla konuya ilişkin yeni bir yönetmelik hazırlığı başlatıldı. 2011 yılına kadar çalışmaların tamamlanması planlanıyor. Yapılan çalışmalarda, tüm tarafların doğru bir şekilde organize edilmesi ve yönlendirilebilmesi için kar amacı gütmeyen, sağlam kurumsal temellere sahip farmasötik atık yönetim sürecini yürütecek, “YETKİLENDİRİLMİŞ” bir tüzel kişiliğin oluşturulması öngörülüyor. TOPLANTI Ecz. Umut ÖZKUL 16 Aralık 1971 tarihinde dört çocuklu Nazmiye-İzzettin çiftinin beşinci çocuğu olarak Tarsus’ta dünyaya geldi, ilk ve orta öğrenimi sırasında babasının muhtar olması avantajını hep kullandı. Ama bu avantajlar ona pahalıya patladı ve boş zamanlarını dayısının meşhur tatlıcı dükkanında geçirmek zorunda kaldı. Her zaman övündüğü ince ince açtığı yufkalar ve hangi ortamda olursa olsun yediği tatlının sağını solunu inceleyip not vermesi onun iyi bir tatlı gurmesi olmasındandır. Kurulu Üyesi olarak devam etti. 2003 yılından itibaren ise, Mersin Eczacı Odası Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Odada neredeyse tüm komisyonlarda görev aldı. Eczacı camiasının üniversiteden mezuniyeti sonrası aldığı meslek içi eğitim seminerlerinin düzenlenmesinde yoğun emek harcadı. 2005 yılında Umut artık daha mutlu ve daha heyecanlıydı, çünkü biricik yavrusu Su, dünyaya gelmişti. 2005 yılının sonlarına doğru mesleği için daha çok zaman harcadığı ve belki de birçok kişinin onu daha fazla tanımasına neden olan Oda Genel Sekreterliği görevine başladı. Üniversite sınavının sonucu açıklandığında “Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi”ni kazandığını öğrenmişti, bu haberi babasına verdiğinde ise “Bi öğretmen olamadın” cevabını almıştı. Üniversite yıllarında yakın arkadaş çevresinde eğlenceli, en sıkıntılı anda dahi espri yaparak ortamı yumuşatan biri olarak tanındı ve sevildi (rahatsızlandığı dönemde Türkiye’nin dört bir yanından insanlar akın akın hastaneye koştu). 1994 yılında eczacılık fakültesinden mezun olurken kıvırcık saçları sadece fotoğraflarda kalmıştı. Askerliğini İstanbul Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde asteğmen olarak yaptı. Askerlik sonrası 1996 yılında, kendi mahallesi olan “Musalla”da adını verdiği Umut Eczanesi’ni açtı. İşleri yoluna koyduktan sonra üniversiteden de sınıf arkadaşı olan Serap Tanış ile 1998 yılında evlendi. Serap’ın eczanesinin Adana’da olması nedeni ile Tarsus’ta başlayan hayatına Adana’da devam ettirdi. Mesleğine olan bağlılığı Umut’un meslek örgütleri içinde aktif rol almasına neden oldu; Mersin Eczacı Odası Tarsus Temsilciliği göreviyle başlayan bu yaşantısı, 2001-2003 yıllarında İçel Ecza Kooperatifi Yönetim Görevi esnasında hiç kimseyi kırmaması ve herkesin sorununa kendi sorunuymuş gibi yaklaşması ise şüphesiz eczacılık camiasının hem fikir olduğu bir gerçektir. Her şeyin düzenli işlediği hayat, maalesef 24 Şubat sabahı oyununu oynadı. Uykusu sırasında aniden yükselen tansiyonuna bağlı geçirdiği beyin kanaması, kara bir bulut gibi hepimizin üzerine çöktü. Ama yine yılmadık ve Umut’a inandık. O sürprizleri seven, beklenmeyeni yapabilen birisiydi. Bizler de hastane önünde beklediğimiz 16 gün boyunca, ondan bunu başarmasını bekledik, adından esinlendik UMUT’LANDIK. Ama maalesef 11 Mart akşamı, canımız, kardeşimiz, dostumuz, meslektaşımız bizi yanılttı. Umudumuz söndü. Bizler bu güzel insanı asla unutmayacağız ve unutturmayacağız. Bu düşünceyi somutlaştırmak için 24 Nisan 2010 günü yaptığımız Olağanüstü Genel Kurul Kararı ile onun adını vereceğimiz ve Tarsus’ta yaklaşık olarak üç dönümlük bir arsa üzerinde inşa edeceğimiz sekiz sınıflı ve son dönem mimarisine uygun, modern bir anaokulu ile onu bundan sonra gelecek kuşaklara da aktaracağız. TEB HABERLER UMUT DOLU BİR YAZI Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 MERSİN’DEN 19 BİZDEN HABERLER BİZDEN HABERLER Ecz. Esin YAVUZ ve Ecz. Elif SÜZMEÇELİK MEDULA-REÇETE PROVİZYON SİSTEMİ DEVREYE ALINDI ambalajında; a) Karekod, barkod ve fiyat kupürü (üzerinde iptal edildiğine dair ibare bulunan veya bulunmayan), Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından Kurum web sitesinde yayımlanan 25.02.2010 tarihli duyuruyla 01.03.2010 tarihinden itibaren, yeni MEDULA-Reçete Provizyon Sistemi, karekodlu ilaçlar ve İlaç Takip Sistemi (İTS) uygulamaları ile birlikte devreye alındı. b) Karekod ve barkod, Birliğimiz tarafından İTS’de ortaya çıkan aksaklıklar ile sistemin hayata geçmesine bağlı yaşanan hasta ve eczacı mağduriyetleri nedeniyle hem Medula-Reçete Provizyon Sistemi hem İTS uygulamaları için erteleme talebinde bulunuldu. Bu talebimize cevaben, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğünce yayımlanan 02.03.2010 tarih 2010/12 sayılı Genelge ile İTS uygulamasının eczaneler açısından başlangıç tarihi 16.05.2010’a ertelendi. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI TARAFINDAN İLAÇ BEDELLERİNİN ÖDENMESİ KONULU 2010/38 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından 02/03/2010 tarihinde yayımlanan 2010/12 sayılı “Karekodlu Ürün İşlemleri” konulu Genelge ile ürünlerin çeşitli şekillerde ambalajlanmış olması sebebiyle karekodlu ilaçların İlaç Takip Sisteminden onay alınarak ödenmesi süreci yeniden belirlenmişti. 20 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Sağlık Bakanlığı’nın 2010/12 Sayılı Genelgesine paralel olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 09.03.2010 tarih 2010/38 Sayılı “İlaç bedellerinin ödenmesi” konulu Genelge yayımlandı. 2010/38 sayılı Genelge ile; Karekodsuz ürünlerin eski şekliyle dış ambalajında bulunan fiyat kupürü ve barkodunun kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle 01/06/2010 tarihine kadar ödeneceği, İlaç ambalajlarına karekod konulması sürecinde dış c) Yalnızca karekod, gibi muhtelif şekillerde üretilmiş ürünlerin karekod, barkod, fiyat kupürü ve benzeri kısımlarının tamamının kesilerek reçeteye eklenmesi suretiyle Kuruma gönderilmesi halinde 15/05/2010 tarihi dahil olmak üzere bedellerinin ödeneceği, Bu ürünlerin 16/05/2010 tarihi itibariyle yalnızca İlaç Takip Sistemi üzerinden onay alınarak Kuruma fatura edileceği belirtilmiştir. İTS’den onay alınarak Kuruma fatura edilen ürünlerin herhangi bir bölümünün reçeteye eklenmesi gerekmediği ve 01.06.2010 tarihi itibariyle tüm ürünlerin sadece İTS üzerinden onay alınarak Kuruma fatura edileceği bildirilmiştir. ATIK İLAÇ HAREKETİ SEMPOZYUMU İzmir Eczacı Odası’nın proje sahipliğinde, İzmir Kalkınma Ajansı ve Türk Eczacıları Birliği eş finansörlüğünde yürütülen Evsel Atık İlaç Toplama ve Bertaraf Projesi kapsamında 20 Mart 2010 tarihinde Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi’nde Atık İlaç hareketi Sempozyumu gerçekleştirildi. CEZA VE İNFAZ KURUMU MÜDÜRLÜKLERİ İLE YAPILAN SÖZLEŞMELER YENİLENDİ Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü ile Türk Eczacıları Birliği arasında imzalanarak 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren protokol gereğince, tutuklu ve hükümlülerin tedavisi için düzenlenen reçete içeriğinde yer alan ilaçların, sözleşmeli eczaneler tarafından karşılanmasına ilişkin, sözleşmeli eczanelerin, 2010 Yılı için yapacakları sözleşme yenileme işlemleri ile ilgili olarak, Birliğimiz ile Genel Müdürlük arasında, ilaç alımlarına yönelik yeni bir protokol imzalanmadan, 01.01.2009 BİZDEN HABERLER Birliğimiz, Bölge Eczacı Odalarımızın ve üyelerimizin bilişim sistemlerinden etkin yararlanması, internet üzerinden etkin ve hızlı iletişimin sağlanması amacıyla hazırlanan ve ilk olarak Bursa Eczacı Odası tarafından kullanılan FarmaInbox Yeni Nesil İletişim Kanalı Projesi’ni tüm bölgelerimizde yaygınlaştırmak üzere bir çalışma yapılmış ve ilk aşamada Bursa’nın yanı sıra, Manisa ve Balıkesir Eczacı Odalarımızda pilot uygulama başlatılmıştır. Uygulama sayesinde Farma Inbox İletişim Kanalına Birliğimiz ve Bölge Eczacı Odaları tarafından eklenen haberler, dosyalar ve duyurular, sistemin kurulu olduğu eczacılarımıza anında ulaşacaktır. KOZMETİK YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYIMLANDI 1 Mayıs 2010 tarihinde yürürlüğe girecek olan Kozmetik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 27 Mart 2010 tarih 27534 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. 52. BÖLGE NEVŞEHİR ECZACI ODAMIZ ARAMIZA KATILDI Nevşehir ili ve ilçelerindeki eczacıların, eczacı odası kurulması talebi Aksaray Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı tarafından Birliğimize yazılı olarak sunulmuş, bu talepleri Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti’nin 24.02.2010 tarihli toplantısında görüşülerek, 152 eczacısı bulunan Nevşehir ilinde 52.Bölge Eczacı Odası kurulmasına karar verilmiştir. 18 Mart 2010 tarihinde TEB Merkez Heyeti Nevşehir ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren meslektaşlarımız ile bir toplantı gerçekleştirip; 52.Bölge Nevşehir Eczacı Odası’nın Kurucu Yönetim Kurulu olarak; Ecz.Müjgan Göktaş, Ecz.Mehmet Emrah Akün, Ecz.Tansu Dörtkol, Ecz.Nuri Pınarlı, Ecz.Mehmet Aktürk’ün atanmasına karar vermiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 25.03.2010 tarih 27532 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri 01 Nisan 2010 tarihinde yürürlüğe girdi. SAĞLIK BAKANLIĞI GDO KULLANIMININ KONTROLÜNDE OLUMLU BİR ADIM ATTI Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeyle, 1 Mart 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, bebek mamaları, bebek formülleri ve bebek ek besinlerinde GDO (GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMA) ve ürünlerinin kullanılması yasaklandı. Birliğimiz yaptığı açıklamayla, GDO’ların insan sağlığı üzerindeki olası zararlı etkilerine dikkat çekerek; özellikle henüz büyüme çağındaki bebeklerin ve çocukların kullandıkları besinlerin koruma altına alınmasını destekledi. T.C. SAĞLIK BAKANI SAYIN PROF. DR. RECEP AKDAĞ’A MEKTUBUMUZ T.C. Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ın 7 Mart 2010 tarihinde Samsun’da bir toplantıda yaptığı meslek örgütlerini eleştiren konuşmanın ses kayıtlarının, arkasından bant çözümlerinin Birliğimize ulaşmasından sonra, 2 Nisan 2010 tarihinde Türk Eczacıları Birliği Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak tarafından Sayın Bakan’a kendisinin sözlerini derin bir üzüntü ve endişeyle karşıladığımızı belirten bir mektup gönderilmiştir. Mektupta özetle; Birliğimizin köklü geçmişinde kamusal alanda sağladığı toplumsal fayda ile gurur duyduğu, bunun sadece bizim için değil, tüm ülkenin gurur duyması gereken bir miras olduğunu düşünmekte olduğumuz; bu nedenle, toplum sağlığının evrensel haklar temelinde korunması ve geliştirilmesi ile mesleklerimizin bu sürece katkı sağlayacak kapasitelerinin azami oranda korunması ve geliştirilmesi için dün olduğu gibi bugün de fikirlerimizi ve eleştirilerimizi ifade etmeyi görev addettiğimiz vurgulanmıştır. ENDİKASYON DIŞI İLAÇ KULLANIM KILAVUZUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YAYIMLANDI Sağlık Bakanlığı İlaç Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından, (www.iegm.gov.tr) adresinde, Endikasyon Dışı İlaç Kullanım Kılavuzunda yapılan değişiklikler 26.03.2010 tarihinde yayımlandı. TEB HABERLER FARMAINBOX İLETİŞİM KANALI PİLOT UYGULAMASI BAŞLATILDI YENİ SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ 01 NİSAN 2010 TARİHİNDE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 tarihinde yürürlüğe girmiş olan protokolün aynı hükümlerle devam etmesi; sözleşmeli bulunan eczanelerin 2010 Yılı Sözleşme formları ile yenileme işlemlerini gerçekleştirmeleri konusunda mutabakat sağlandı. 21 ECZACILIK AKADEMİSİ HİPERÜRİSEMİ ve GUT Dr. Ecz. Aygin BAYRAKTAR - Klinik Eczacı Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi H 22 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER iperürisemi, ürik asitin sentezindeki artış veya böbreklerden atılımındaki azalma nedeniyle oluşan biyokimyasal bir durumdur. Uzun süren hiperürisemi durumu, gut hastalığının oluşması için tek başına bir neden değildir. Ürik asit, protein katabolizmasının son ürünüdür ve insanda pürinin yıkılması sonucu meydana gelir. DNA ve RNA, ksantin oksidaz enzimi tarafından, adenozin guanozin nükleotidlerine yıkılır. Guanozin; direkt ksantine, adenozin ise önce hipoksantine, sonra da ksantine ve ürik asite dönüşür. Sinoviyal sıvıdaki ürat konsantrasyonu, serum düzeyi ile ilişkilidir; serum ürat konsantrasyonunun >6.8mg/dL olması durumu hiperürisemi olarak tanımlanır. Gut ise, hiperürisemiye ikincil olarak gelişen ürat metabolizmasındaki bozukluk nedeniyle sinovial sıvıda ve yumuşak dokularda monosodyum ürat (MSÜ) monohidrat kristallerinin birikmesi sonucu oluşan enflamatuvar cevapla birlikte gözlenen; kronik, metabolik bir hastalıktır. Toplumda genellikle orta yaş erkeklerde, % 0.2-0.6 arasında değişkenlik gösteren sıklıkta görülür; hastaların çoğunda diğer metabolik hastalıklarla birlikte (hipertrigliseridemi, düşük HDL-kolesterol, insülin rezistansı-metabolik sendrom, obezite ve hipertansiyon gibi) seyreder. Gut hastalarının yaklaşık %20-50’sinde hipertan- siyon, %75’inde metabolik sendrom eş zamanlı gözlenmektedir. Framingham Çalışması’na göre, Koroner Arter Hastalığı (KAH) riski açısından gut hastalığının özellikle erkeklerde angina pectoris riskini yaklaşık iki kat arttırdığı; hiperüriseminin ise, MI ve inme açısından bağımsız risk faktörü olduğu belirtilmiştir. Gut ve hiperürisemiye neden olan faktörler; * Değiştirilemeyen faktörler; Cinsiyet (erkeklerde daha yaygın), postmenapozal durum, genetik faktörler, son evre böbrek hastalığı, major organ transplantasyonu, yaş (>65 yaş kişilerde %3 oranında gözleniyor), yüksek serum ürat düzeyi, hipertansiyon, abdominal obezite. * Değiştirilebilen faktörler; Diyet: kırmızı et, deniz ürünleri ve yüksek fruktoz içerikli yiyecekler; fazla alkol alımı (özellikle bira: guanozin içeriği sebebiyle) İlaçlar: tiyazid diüretikler, siklosporin (transplantasyon hastalarında), etambutol (ürik asitin renal klerensını azaltır), pirazinamid (ürat sek- ECZACILIK AKADEMİSİ larda ürikozürik etki gözlenir). Gut hastalığının tanısı serum ürik asit, üre (BUN), kreatinin, C-Reaktif Protein (CRP), Eritrosit Sedimentasyon Hızı (ESH), idrarda kan ve protein aranması, özellikle de hala etkili ve MRI, DECT gibi uygulamalara kıyasla daha ucuz bir yöntem olması sebebiyle, eklem sıvısı analizinde (polarize ışık altında) MSÜ kristallerinin iğne şeklinde gözlenmesi ile konur. Gut atakları genellikle gece, aniden başlar; şiddetli ağrı (özellikle ayak baş parmağı ekleminde) ile birlikte etkilenen eklemlerde kızarıklık, şişlik, ısı artışı ve hassasiyet gözlenir; ateş 39,4°C’e kadar çıkabilir, lökositoz ve ESH’de artış gözlenir. Hafif şiddette gözlenen ataklar 1-2 gün içinde; şiddetli ataklar ise birkaç saat içinde ortaya çıkar; bir sonraki atak genelde aynı eklemi etkiler (hastaların 2/3’ü, 12 ay içinde tekrar bir atak geçirir); tedavi edilmezse, poliartiküler ataklar olarak gözlenir. Gut hastalığı dört klinik evreden oluşur; 1. Asemptomatik hiperürisemi (gut’a göre 10 kat daha yaygın) 2. Akut gut artriti 3. Kritik evre 4. İlerlemiş gut / kronik tofüs gut / gut nefropatisi Asemptomatik hiperürisemi hastalık değil, sadece bir risk faktörüdür. Serum ürat konsantrasyonunun >6.8mg/dL olması ile ürat kristalleri oluşmaya başlar ve bu kristaller organ hasarına katkıda bulunur. Bu durum genellikle tedavi gerektirmez ancak; hastanın böbrek fonksiyonlarının yakından izlenmesi gereklidir. Akut gut artriti, eklem çevresinde yeterli ürat kristali oluşumu ve bazı travmatik tetikleyicilerin kristalleri eklem arasına salmalarından sonra hasta akut gut atağı şeklinde, genellikle monoartiküler (ayak baş parmağı eklemi ve diğer küçük ayak, ayak bileği, parmak, dirsek ve diz eklemleri) ve düşük dereceli enflamasyon ile gözlenen, kendiliğinden geçip tekrar oluşma eğilimindeki ataklar- dır. Kritik evre, gut ataklarının akut alevlenmeleri arasında geçen süredir, eklemlerde kristaller hala mevcuttur. İlerlemiş gut, kontrol edilemeyen hiperüriseminin, kronik artrit ve tofüs ile karakterize uzun dönem komplikasyonlarını içerir. Ürik asit kristallerinin nodüler kitlesi olarak bilinen tofüs, vücutta farklı yumuşak dokularda birikir; genellikle bu evre, başlanılan tedaviler sebebiyle hastalarda gözlenmez ancak; etkili tedavi sağlanamazsa ciddi komplikasyon olan gut nefropatisi gözlenebilir. Gut tedavisinde amaç; akut atakları ve ağrıyı ortadan kaldırmak, ataklara neden olan faktörleri belirleyerek en aza indirmek ve sonraki atakları önlemek, uzun dönemde serum ürik asit seviyesini referans değerler arasına getirmek ve hastanın yaşam kalitesini arttırmaktır. Ürik asit seviyesini azaltmak için; aşırı kilo varsa kilo azaltılması, alkol alımının azaltılması, yüksek pürin içerikli yiyecek ve içeceklerden kaçınılması, sıvı alımının arttırılması (2L/gün), tiyazid diüretikleri gibi ilaçların kullanımına son verilmesi gerekmektedir. Ataklar, kristaller ile başlatılmış olan enflamasyon ve ağrının giderilmesi ile kontrol altına alınır. Gut için küratif tedavi değildir; sadece semptomları iyileştirir, ürat kristalleri hala eklemde kalır. Bu nedenle tedaviye hızla başlanmalı; yeterli doz ve uygun tedavi süresi sağlanmalıdır. Akut ataklarda ilk tercih, hastanın istirahat ettirilmesi ile birlikte, yüksek doz Non-Steroidal Anti-İnflamatuar İlaçlar (NSAİİ)’ın (indometazin, diklofenak, naproksen, piroksikam, etodolak, sulindak gibi) başlanmasıdır. Ağrı geçene kadar veya ilk 1-3 gün boyunca yüksek dozda verilmelidir. Tüm semptomlar veya belirtiler geçince düşük dozda kullanıma devam edilebilir (genellikle 7-14 gün). Etkileri 24-48 saat içinde başlar, ancak ataklarda semptomların geçmesi 5 günü bulabilir. Ancak akut ataklarda aspirin kullanılmamalıdır; çünkü atılımı esnasında ürik asit ile yarışır ve atakları kötüleştirebilir. Akut atak tedavisinde kullanılabilecek diğer bir ilaç olan kolşisin, atağın ilk 12-24 saati içinde kullanımına başlanırsa daha etkilidir; genellikle düşük dozda TEB HABERLER aspirin (atakları tetikleyebilir; daha yüksek doz- Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 resyonunu inhibe eder), düşük doz (<2g/gün) 23 ECZACILIK AKADEMİSİ Tablo 1. American College of Rheumatology (ACR) Gut Tanı Kriterleri En az 6 kriter olmalıdır >1 fazla artrit atağı Maksimum enflamasyonun 1 günde iyileşmesi Oligoartrit atak Eklem üzerinde kızarıklık Etkilenen eklemde sodyum ürat kristallerinin bulunması Ağrılı veya şişmiş ilk MTP eklemi İlk MTP eklem üzerinde tek yönlü atak Tofüs Hiperürisemi Bir eklemde asemptomatik şişlik oral tedaviye başlanır; sonrasında belirli aralıklarla akut atak tedavisinde kullanılmamalıdır. Aksi halde doz arttırımı ile tedaviye bulantı, kusma, diyare göz- bu durum atağın uzamasına veya gut benzeri artrit lenene kadar veya iyileşme sağlanana kadar devam atağına dönüşmesine neden olabilir. Ancak hasta, edilir. akut atak başladığında allopurinol ile stabilize halde ise, kullanımına devam edilebilir ya da akut atak Kortikosteroidler, kolay ulaşılabilir bir-iki eklemin etkilendiği durumlarda eklem içine (inta-artiküler) enjeksiyon olacak şeklinde uygulanabilir. Genel olarak oral veya parenteral (i.m/i.v) kullanımları da söz konusudur. NSAİİ ile istenen etki gözlenmediği durumlarda fayda sağlayabilir. Sürekli devam eden hiperürisemi sözkonusu ise ve tekrarlayan gut atakları gözlenmeye başladıysa, tedaviye ksantin oksidaz inhibitörleri (allopurinol) veya ürikozürik ajanlarla (probenesid, sülfinpirazon) devam edilmelidir. Türkiye’de sadece allopurinol bulunmaktadır. Ksantin oksidaz inhibitörleri; genellikle ürik asit üretimi fazla olanlarda, nefrolitiyazis öyküsü olanlarda (riski azalttığı için), ürikozürik ajanlarla istenen serum düzeyi sağlanamayanlar 24 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER veya tolere edemeyenlerde tercih edilir. Allopurinol, hastanın serum ürat düzeyine göre düşük dozda başlanır ve böbrek fonksiyon derecesine göre dozu ayarlanarak tedaviye devam edilir. En yaygın yan etkisi, kaşıntılı döküntülerdir. Özellikle böbrek hasarı olan kişilerde, uygun dozlama yapılmadığı durumlarda sık gözlenir. Allopurinol ve ürikozürikler, hastanın uzun zamandır hiperürisemik olması sebebiyle geçtikten 3 hafta sonra kullanılmaya başlanabilir. Hastalar genel olarak, hiperüsemiye neden olabilecek faktörler (aç kalma durumu, obezite, aşırı alkol tüketimi gibi) konusunda bilgilendirilmeli, tekrarlayan atak gözlenen hastalar yanlarında NSAİİ’lar bulundurması (doz, yan etkiler ve bu durumda ne yapılacağı) konusunda uyarılmalı, aspirin kullanımından kaçınılması gerektiği ve ağrı kesici olarak parasetamol’ün tercih edilmesi hastalara hatırlatılmalıdır. Hastaların ayrıca kardiyovasküler ve metabolik hastalıkları açısından da tedavilerinin optimize edilmesi sağlanmalıdır. ECZACILIK AKADEMİSİ Referanslar 2. Baker JF, Schumacher HR. Update on gout and hyperuricemia. Int J Clin Pract 2010;64(3):371-377. 3. Puig JG, Martínez MA. Hyperuricemia, gout, and the metabolic syndrome. Curr Opin Rheumatol 2008;20(2):187191. L, Roddy E, Uhlig T, Zimmermann-Gorska I: EULAR evidence based recommendations for gout. Part II: Management. Report of a task force of the EULAR Standing Committee for International Clinical Studies Including Therapeutics (ESCISIT). Ann Rheum Dis 2006,65:1312-1324. 8. Jordan KM, Cameron JS, Snaith M, Zhang W, Doherty M, 4. Abbott RD, Brand FN, Kannel WB, ve ark. Gout and coro- Seckl J, Hingorani A, Jaques R, Nuki G on behalf of the British nary heart disease: the Framingham Study. J Clin Epidemiol Society for Rheumatology and British Health Professionals 1988;41:237–242. in Rheumatology Standards, Guidelines and Audit Working 5. Wallace SL, Robinson H, Masi AT, Decker JL, McCarty DJ, Yu TF. Preliminary criteria for the classification of the acute arthritis of primary gout. Arthritis Rheum 1977;20:895-900. 6. Zhang W, Doherty M, Bardin T, Pascual E, Barskova V, Conaghan P, Gerster J, Jacobs J, Leeb B, Lioté F, McCarthy G, Netter P, Nuki G, Perez-Ruiz F, Pignone A, Pimentao J, Punzi Group (SGAWG). British Society for Rheumatology and British Health Professionals in Rheumatology Guideline for the Management of Gout. Rheumatology 2007;46:1372–1374. 9. Terkeltaub RA. Clinical practice: Gout. N Engl J Med 2003, 349:1647-1655. L, Roddy E, Uhlig T, Zimmermann-Gorska I: EULAR evidence 10. Schumacher HR, Chen LX. The practical management of based recommendations for gout. Part I: Diagnosis. Report gout. Cleveland Clinical Journal of Medicine 2008;75 (Supp of a task force of the EULAR Standing Committee for Inter- 5): 22-25. national Clinical Studies Including Therapeutics (ESCISIT). Ann Rheum Dis 2006,65:1301-1311. 7. Zhang W, Doherty M, Bardin T, Pascual E, Barskova V, Conaghan P, Gerster J, Jacobs J, Leeb B, Lioté F, McCarthy G, Netter P, Nuki G, Perez-Ruiz F, Pignone A, Pimentao J, Punzi 11. Cannella AC, Mikuls TR. Understanding treatments for gout. Am J Manag Care 2005;11:451-458. 12. Eggebeen At. Gout: an update. Am Fam Physician 2007;76:801-808. TEB HABERLER cist 2009;34(5):40-47. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 1. Smith RG. The diagnosis and treatment of gout. US Pharma- 25 TOPLANTI DUYURU GELECEĞİMİZİ TARTIŞMAYA GELECEK MİSİNİZ? 10.TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ 30 EYLÜL – 3 EKİM 2010 GRAND RIXOS OTEL/ANKARA KONGRE BAŞKANI Ecz.Erdoğan Çolak (TEB Genel Başkanı) 26 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER KONGRE SEKRETERYASI Uzm.Ecz.Harun Kızılay Ecz.Oğuz Ekincioğlu (TEB II.Başkanı) (Ankara Eczacı Odası Başkanı) KONGRE YÜRÜTME KURULU Ecz.Nevin Taşlıçay Ecz.Mukaddes Harmancı Doç.Dr.Mustafa Aslan Ecz.Murat Yürür Ecz.Sertaç Özmen Ecz.Füsun Akmangit Ecz.Necdet Şenbaba Uzm.Ecz.Funda Gezer Uzm.Ecz.L.İlksen Ceritoğlu Kurt Ecz.Mustafa Gönen (TEB Saymanı) (TEB Merkez Heyeti Üyesi) (TEB Merkez Heyeti Üyesi) (TEB Merkez Heyeti Üyesi) (TEB Denetleme Kurulu Başkanı) (AEO Saymanı) (AEO Yönetim Kurulu Üyesi ) (AEO Yönetim Kurulu Üyesi) (AEO Haysiyet Kurulu II.Başkanı) (AEO Büyük Kongre Delegesi) KONGRE BİLİMSEL DANIŞMA KURULU Prof.Dr.Maksut Coşkun Ankara Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ahmet Araman İstanbul Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ömür Demirezer Hacettepe Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.M.Varol Pabuççuoğlu Ege Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Sevim Rollas Marmara Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Turhan Baykal Gazi Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.E.Yasemin Yazan Anadolu Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Fatih Akçay Atatürk Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Şahan Saygı Mersin Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Göknur Aktay İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Dilek Erol Yeditepe Ü.Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Müberra Koşar Erciyes Ü. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Rümeysa Demirdamar Yakındoğu Üniversitesi Ecz. Fak. Dekanı Prof.Dr.K.Hüsnü Can Başer TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr.Tayfun Uzbay TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Ahmet Başaran TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Sibel Özkan TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr.Tuncer Değim TEB Eczacılık Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi KONGRE SEKRETERLERİ Ecz.Neşe Kılınç Mercan Ecz.Elif Süzmeçelik Serkan Mercan Sanem Aslı Meran DUYURU n KONGRE BAŞKANI’NIN MESAJI GELECEĞİMİZİ TARTIŞMAYA BEKLİYORUZ... Eczacılık mesleğinin her türlü uygulama alanında çalışanların ve gelecekte meslektaşlarımız olacak eczacılık öğrencilerinin bir araya gelmesi ve farklı eczacılık uygulamaları konusunda fikir alışverişinde bulunabilmeleri için platformlar yaratmak, var olan platformlara katkı sunmak meslek örgütümüzün en önemli işlevlerinden bir tanesi. Bu nedenle, her yıl fuarlar, kongreler ve toplantılarda buluşuyor; mesleğimizdeki bilimsel gelişmeleri, sorunlarımızı, geleceğimizi, bakış açılarımızı konuşuyoruz. Eczacılık mesleği sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde köklü dönüşümler geçiriyor. Bu köklü değişikliklerin merkezinde, eczacının sağlık alanındaki rolünün artması, işlevlerinin çeşitlenmesi bulunmak durumunda. Değişimin yönünü eczacılık mesleği, dolayısıyla da sağlık hakkı lehine çevirmek, ivmesini hızlandırmak için ortak bir akıl yaratacağımız, bilimselliğe dayanan platformlara bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Yıllardır savunduğumuz ilaç merkezli eczacılık anlayışından hasta merkezli eczacılık anlayışına geçişin dinamiklerini sorgulamak ve mesleğimiz için bir gelecek vizyonu çizmek zorundayız. Aynı zamanda dünyada en hızlı gelişen bilgi alanı olan ilaç ve eczacılık alanında yeni gelişmeleri takip etmek, hastalarımıza karşı da sorumluluğumuz. Bu yıl onuncusu düzenlenecek olan Türkiye Eczacılık Kongresi’nin ana temasını da bütün bu nedenlerle “Gelecek” olarak belirledik. Sağlığın, sağlık mesleklerinin, eczacılığın ve Türkiye’nin geleceğini hep beraber konuşacağız. Gelecek gelmeden önce, geleceğe göre bir hazırlık yapmalıyız ki, geldiğinde onu güleryüzle karşılayabilelim. Bizler, “Geleceğimizi Tartışmaya Gelecek misiniz?” çağrısıyla yola çıktık. Eczacılık mesleğinin her alanında çalışan meslektaşlarımızı mesleğimizi, geleceğimizi tartışmaya davet ediyoruz. İlaç ve eczacılık alanındaki tüm diğer paydaşlarımızın da bu çağrıyı destekleyeceklerine ve katkı sunacaklarına gönülden inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, güneşin doğuşunu görebilenler, gece karanlıkta yola çıkanlardır. Ecz. Erdoğan ÇOLAK Kongre Başkanı TEB HABERLER dileğiyle… Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 10 uncu Türkiye Eczacılık Kongresi’nde buluşabilmek ve gelecek vizyonumuzu hep birlikte konuşabilmek 27 DUYURU 10.TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESİ OTURUM BAŞLIKLARI 1. 2. 3. 4. 5. 6. Serbest Eczacılık Kamu - Hastane Eczacılığı ve Askeri Eczacılık Eczacı Kooperatifleri ve Ecza Depoları Eczacılık Bilimleri İlaç Sanayi Öğrenci Platfomu · Bildiriler sözlü veya poster şeklinde olacaktır. Bildirilerin sunulması ve tartışmalar toplam 20 dakika ile sınırlandırılmıştır. · Hazırlanacak bildiri özetlerinde; konu, amaç, yöntem, sonuçlar ve tartışmalar açık ve anlaşılır biçimde belirlenmelidir. · Bildiri özetlerinin, “Times New Roman” yazı karakteri ve 12 punto ile 200 sözcüğü aşmayacak şekilde word belgesi olarak hazırlanması gerekmektedir. · Bildiri sahipleri, özetle birlikte, adlarını, soyadlarını, mesleklerini, bulundukları görevleri, özgeçmişlerini, açık adreslerini, telefonlarını ve sürekli kullandıkları e-posta adreslerini mutlaka belirtmelidir. Bildiri ile ilgili tüm yazışmalar belirtilen e-posta adresi ile gerçekleştirilecektir. · Bildiriler, internet aracılığıyla www.eczacilikkongresi.teb.org.tr adresinden online bildiri modülü ile kabul edilecektir. Gönderilen bildiri onaylandıktan sonra, bir nüsha çıktısının alınıp saklanması gerekmektedir. · Bildiri özetlerinin en geç 15 Ağustos 2010 tarihine kadar Kongre Yürütme Kurulu’na iletilmesi gerekmektedir. Tüm bildiriler “Kongre Bilimsel Danışma Kurulu” ve “Kongre Yürütme Kurulu” tarafından değerlendirilecektir. Kabul-red yazıları 01 Eylül 2010 tarihinden itibaren e-posta yolu ile katılımcılara iletilecektir. Bilgilendirme sadece belirtilen e-posta adresine yapılacaktır. · Kongre Programı 10 Eylül 2010 tarihine kadar bildirilecektir. · Poster Sunumlar; posterler 90 cm eninde ve 120 cm boyunda olmalıdır. Kongre süresince poster sunumları için özel bir yer ayrılmış olacak ve posterler 09.00-18.00 saatleri arası sergilenebilecektir. · Sözlü sunum yapacak kişilerin, sunumundan en geç 3 saat önce veya sabah sunumları için bir önceki gün öğleden sonra kongre merkezinde yer alacak sunum kontrol odasında sunumlarını (CD/DVD veya USB Bellek ile) kontrol etmeleri gerekmektedir. · Posta veya faks yolu ile gönderilen bildiriler değerlendirmeye alınmayacaktır BİLİMSEL KONU BAŞLIKLARI 1. Aile Hekimliği ve “AİLE ECZACILIĞI” 2. Klinik Eczacılık/Farmasötik Bakım ve 3. İlaç Dışı Ürünler 4. İlaç ve Eczacılıkta Yasal Düzenlemeler 5. İlaçta Yeni Hedefler/Yeni Yaklaşımlar 6. Eczacılık Eğitimi ve Geleceğimiz 7. İlaç Araştırmaları, Patent, Veri Koruma 8. “İlaç Neden Markette Satılamaz?” 9. Farmasötik Atıklar ve Çevre Kirliliği 10. İlaçta Reklam, Etik ve İletişim 11. Farmakokinetik, Biyoyararlanım ve Eşdeğer İlaç 12. Hastane Eczacılığı 13. İlaç Sanayinin Geleceği 14. Türkiye’de Eczacı Kooperatifleri ve Ecza Depoculuğunun Geleceği 15. İlaç Suistimali ve Madde Bağımlılığı 16. Farmakoekonomi ve Farmakovijilans 17. Fitoterapi BİLDİRİ VERME KOŞULLARI 28 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER 10.Türkiye Eczacılık Kongresi’nde, Kongre Mesajımızda ve konu başlıklarında belirtilen temaları işleyen çalışmalar ile eczacılık alanında bilimsel ve teknik araştırmaları içeren özgün çalışmalar bildiri olarak sunulabilecektir. · Bildiri, kurum, kuruluş, grup veya kişi adına verilebilir. · Kurum, kuruluş, grup adına sunulacak bildirilerde, bildiriyi sunacak kişinin adı açıkça belirtilmelidir. DUYURU Kayıt Bilgileri 14.05.2010- 01.08.2010 01.08.2010’dan sonra Serbest Eczacı 250 TL 300 TL Kamu Eczacısı 125 TL 150 TL Öğrenci 75 TL 100 TL • Kayıt ücretine bütün bilimsel oturumlar, sosyal etkinlikler, kokteyl prolange, kahve molaları, öğle yemekleri, kongre çantası ve özet kitabı dahildir. Otel Bilgileri Otel Single Double Grand Rixos Otel ***** * Kongrenin gerçekleştirileceği oteldir. 240 € 300 € Divan Moment Otel ***** * Kongre Merkezine yürüme 15 dk. 225 € 285 € Dedeman Otel ***** * Kongre Merkezine yürüme 4 dk. 195 € 240 € Midas Otel **** * Kongre Merkezine yürüme 1 dk. 195 € 240 € Ankara Plaza Otel **** * Kongre Merkezine yürüme 3 dk. 180 € 240 € • Konaklama talepleri otellerin müsaitlikleri doğrultusunda konfirme edilecektir. • Belirtilen konaklama ücretleri 3 gecelik, oda-kahvaltı bazında konaklama paketidir ve ücretlere KDV dahildir. • Yapılacak iptal talebi yazılı olarak bildirilmelidir. 15 Temmuz 2010 tarihinden sonra yapılacak iptallerde iade yapılamaz. • Konaklama bedelleri, ödemenin yapılacağı tarihteki Merkez Bankası Euro Satış Kuru üzerinden belirlenecek rakamla TL olarak yatırılacaktır. Banka Hesap No: Türk Eczacıları Birliği T.İş Bankası Farabi Şubesi 4240-397381 (TL Hesabı) IBAN: TR260006400000142400397381 TEB HABERLER Türk Eczacıları Birliği Cinnah Cad. Willy Brandt Sok. No:9 Çankaya-Ankara Fax: 0.312. 409 81 09 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 Kongre kaydı ve konaklama rezervasyonu için, • Ek’te bulunan kayıt formunun eksiksiz doldurularak, Birliğimize gönderilmesi ve aşağıda belirtilen hesap numarasına kayıt ve/veya konaklama bedelinin TL olarak havale çıkarılması, • İnternet aracılığıyla www.eczacilikkongresi.teb.org.tr adresinden online kayıt ve/veya konaklama işleminin yapılması, seçenekleri tercih edilebilecek olup, her iki durumda da, havale dekontlarının Birliğimize fakslanması gerekmektedir. 29 DUYURU 10. Türkiye Eczacılık Kongresi 30 Eylül - 3 Ekim 2010 - Rixos Otel / Ankara KAYIT FORMU Ünvan T.C. Kimlik No Ad Soyad Bağlı Olduğu Eczacı Odası Telefon Fax Adres e-posta 30 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Haberleşme Adresi Katılım Türü Serbet Eczacı o Kamu Eczacısı o Bildiri ile Katılmak İstiyorum Sözlü Bildiri o Poster o (Lisans-Yüksek Lisans) İlgili Olduğu Konu Not: Bu sayfayı kesip “KAYIT FORMU” olarak kullanabilirsiniz. Öğrenci o Diğer o ECZACILIK AKADEMİSİ ODALARIMIZ ARAMIZA KATILAN YENİ ODAMIZ: NEVŞEHİR ECZACI ODASI Türk Eczacıları Birliği çatısı altında eczacı meslektaşlarımıza hizmet verecek yeni bir odamız daha katıldı aramıza. Oda yöneticileri ve çalışanlarına başarılar diliyor, Oda’nın kuruluş öyküsünü Başkanımız Ecz. Müjgan GÖKTAŞ’tan dinliyoruz: kanı Ecz. Hasan Buminhan YAVUZ ve yönetim kurulundaki meslektaşlarımızla birlikte TEB. Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK ve Merkez Heyeti üyelerinden randevu alarak bu fikrimizi ve heyacanımızı anlattık. Daha sonra oda olabilmek için gerekli alt yapı çalışmalarını diğer il oda başkanları ve Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti ile görüşerek tamamladık. TEB. Merkez Heyeti Başkan Ecz. Erdoğan ÇOLAK ve Merkez Heyeti Üyeleri başta olmak üzere Aksaray-Kırşehir Eczacı Odası Başkanı Ecz. H. Buminhan YAVUZ ve Yönetim Kurulu Üyelerine ve Kayseri Eczacı Odası Başkanı Ecz. Ahmet ÇAVUŞOĞLU ‘na, Yozgat Eczacı Odası Başkanı Ecz. Harun LEKESİZ ’e ve tüm Oda Başkanlarına, tüm delegasyona, bu süreçte bize verdikleri manevi destekten dolayı teşekkürlerimizi bir borç bilirim. Bu birlikteliğin ve dayanışmanın bir göstergesiydi.” TEB HABERLER Nevşehir’den çok sayıda eczacı meslektaşımızla TEB 37. Olağan Büyük Kongre’sine katıldık; Genel Sekreterimiz Ecz. Özgür ÖZEL ’in Nevşehirli Eczacıların Oda kurma talebini onayladıklarını ifade etmesi ile 52. Bölge Eczacı Odası’nı kurmuş olduk. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 “52. Bölge Nevşehir Eczacı Odası’nın kurulma fikri meslektaşlarımızla yaptığımız olağan toplantılar sırasında ‘neden biz de oda olmayalım, neden mesleğimizi daha üst noktalarda temsil etmeyelim’ tartışmalarıyla başladı. Oda olmak yeterli değil. Oda olduktan sonra çalışacak, sorumluluk alacak, zamanını ayıracak meslektaşlarımıza da ihtiyacımız vardı. Bu toplantılar esnasında çok sayıda heyecanlı meslektaşımızın olması, bizim doğru bir yolda olduğumuzun göstergesiydi. Buradan bir ivme kazanarak Aksaray Eczacı Odası seçimlerinde yönetim kurulu ve delegasyona girdik. Aksaray Eczacı Odasını da ikna ederek, onlardan ayrılma sürecini başlattık. Aslında küçük bir oda kurmak maddi ve manevi anlamda zordu, fakat; biz elimizi taşın altına koyarak her şeye rağmen yola koyulduk. Bu arada özellikle yeni eczacı meslektaşlarımız, bize daha çok destek vererek müthiş bir sinerji doğurdu. 21 Aralık süreci başlangıç olmak üzere daha çok kenetlendik ve SGK uygulamalarındaki zorluklarla mücadelede, herkes üzerine düşen görevi hakkaniyetiyle yaptı. Bu arada Kayseri’de yapılan Türk Eczacıları Birliği Bölgelerarası toplantıda, Aksaray Eczacı Odası Baş- 31 DÜNYADA NE VAR NE YOK Sevim ÖZDEMİR Roche Geliştirdiği Yeni Romatoid Artrit İlacın- Obezite İlaçları Piyasası Durgunlaşmaya dan Vazgeçti Başladı 32 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Mark Gertskis Roche ve geliştirici ortağı Biogen Idec, bağımsız bir veri ve güvenlik denetçisi kurumun tavsiyeleri üzerine romatoid artrit (RA) hastalarının monoklonal antikor (ocrelizumab) ile tedavisini askıya alma kararı aldıklarını açıkladı. İş analizi şirketi olan Datamonitor’ün tahminine göre obezite ilaçlarının güçlü etkiye sahip olmamaları ve olumsuz yan etkileri, bu ilaçların satışlarını ve gelişimini kötü yönde etkileyecek. İlaç üzerine yapılan çalışmaları analiz eden kurul ocrelizumab’ın neden olduğu güvenlik riskinin faydasından daha fazla olduğu sonucuna vardı. Şirket, kilo verdirme piyasasının da alandaki büyük firmaların ürünlerinin neden olduğu yan etkilerin açıklanmasıyla da zarara uğradığını söyledi. Roche başkan yardımcısı Dr. Hal Barron “kurulun tavsiyeleri doğrultusunda RA klinik geliştirme programında monoklonal antikor (ocrelizumab) tedavisini askıya aldıklarını” belirtti. Roche sözcüsü Alexander Klauser ise denemelerin sona erip ermeyeceğine ilişkin henüz nihayi bir karara varılmadığını ifade etti. Klauser, kaç hastanın nerede ve ne zaman öldüğü gibi detayların deneme verilerinin tamamıyla analiz edilmesinden sonra yayınlanacağını söyledi. Kilo verdirici ilaç Sibutramin, yetkililerin kardiovasküler vaka riskini arttırdığını onaylamasının ardından Ocak ayında Avrupa Birliği çapında yasaklanmıştı. Datamonitor’de sağlık analisti olan Dr. Nick Karachalias, “Sektörün düşük etkililik, önemli yan etkiler ve söz konusu ilaçların geri ödemesinin olmaması nedeniyle sorunlar yaşamaya devam ediyor” şeklinde konuştu. http://www.pharmacynews.com.au/article/roc- Karachalias, “Tip 2 Diyabet ilacı piyasasındaki büyümenin başlıca etmenlerinden biri olan obezitenin farmasötik piyasası tarafından büyük ölçüde bir yer he-drops-new-ra-drug/513036.aspx DÜNYADA NE VAR NE YOK tutmayacak olmaması noktasında bariz bir ironi vardır. Diyet ve kişisel fitness endüstrisi de gereğinden fazla büyüktür” dedi. http://www.pharmacynews.com.au/article/obesity-drug-market-tipped-to-slow/513191.aspx 11.03.2010 likte piyasadaki üçüncü Pankreatik Enzim İçeren ilaç oldu. Onaylanmamış Pankreatik Enzim içeren İlaçlar (PEİ), FDA 2007 yılında bu ürünleri ortadan kaldırmak üzere harekete geçmeden önce yıllarca piyasada kaldılar. Gıda ve İlaç Dairesi 28 Nisan 2010’u Rekabet Arttıkça Merkez ve Doğu Avrupa onaylanmamış PEİ’lerin üretiminin ve dağıtımının Ülkelerindeki Eczaneler Kapanıyor durdurulması için son tarih olarak belirledi. FDA son süreçte, kamuoyunda PEİ’lerin erişilebilirliği Merkez ve Doğu Avrupa Ülkelerindeki bir çok ec- konusunda farkındalık yaratmak için onaylanmış zane aralarındaki artan rekabet sonucu kapanıyor. PEİ üreticileriyle, hasta hakları gruplarıyla ve sağ- Krakov temelli bir market araştırması olan PMR’nin lık meslek örgütleriyle birlikte çalışıyor. Daire son yayınladığı 2010 Yılı Merkez Avrupa’da Farmasötik olarak PEİ kullanan hastalara danışmanlık hizmeti Piyasası Dağıtım Raporu’nda Polonya, Macaristan, veren sağlık çalışanlarına yardımcı bilgilendirici bir Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya’nın karşılaş- belge yayınladı. tırmalı analizine yer veriliyor. Bu rapora göre ise söz yılın ortalarından bu yana azalıyor. Bunun nedenleri arasında ekonomi alanındaki genel düşüş ve bir çok eczanenin zarar etmesi anlamına gelen piyasadaki doygunluk sıralanıyor. Bölgedeki diğer ülkeler de benzer sorunlarla karşı karşıya. Çek Cumhuriyeti’ndeki eczanelerin sayısı 2008’de azalmaya başladı ve Macaristan’daki bir çok eczane hükümetin geri ödemesiz yardımlarını kesmesinin ardından ticaret yapmayı bıraktı. Benzer biçimde, ekonomik düşüş, azalan fiyat yükselişleri ve yasalarda yapılan değişiklikler sonucu iflas noktasına gelen bir çok eczanenin yanı sıra Bulgaristan’da yüzlerce eczane kapandı. PGEU Mart Ayı Raporu FDA Yeni Pankreatik Enzim Ürününü Onayladı cfm?Section=Pharmacy_News&Template=/CM/ ContentDisplay.cfm&ContentID=23083 Başka Bir Üye Devlette alınan Bakım Hizmetinin Geri Ödemeye Tabi Olmasına İlişkin Almanya’nın Uygulaması Adalet Divanı Yolunda Bakım hizmetleri güvencesi programına (“gesetzliche Pflegeversicherung”) ilişkin Alman yasaları başka bir Üye Devlet’te geçici bir süre için kalırken alınan bakım hizmetlerinin Almanya’da alınan hizmetlerle aynı düzeyde karşılanmayacağını belirtir. Adalet Divanı birkaç durumda diğer Üye Devletlerde gerçekleşen tıbbi giderlerin sağlık güvencesi kapsamında geri ödenmesine ilişkin hasta hakkını tanımıştı. Komisyonun görüşüne göre aynı kural diğer Üye Devletlerde alınan bakım hizmetlerine da uygulanır. Bu veriler ışığında Komisyon, Alman yasalarının Avrupa Birliği Anlaşmasının hizmet sunma özgürlüğüne ilişkin ilkelerini ihlal ettiği düşüncesin- FDA’nın onaylanmamış Pankreatik Enzim İçeren dedir ve Almanya’yı Adalet Divanı’na göndermeye ilaçların piyasadan çekilmesi için verdiği sürenin so- karar vermiştir. nuna gelirken Johnson &Johnson’un Pancreaze’si, ABD’de Crean (Abbott) ve Zenpep (Eurand) ile bir- PGEU-Mart Ayı Raporu TEB HABERLER Rapora göre Polonya’da eczanelerin sayısı geçen http://www.pharmacist.com/AM/Template. Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 konusu eğilimin devam etmesi olasılığı yüksek. 33 SANATÇI ECZACILARIMIZ SANATÇI ECZACILARIMIZ Erol Özdayı Kimdir? 34 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Erol Özdayı, 1951 yılında İzmir’de doğdu ve tüm eğitimini İzmir’de tamamladı. Eczacılık mesleğinin yanı sıra, fotoğraf çekmeyi yaklaşık 30 yıldır bir yaşam biçimi olarak sürdüren Özdayı, an fotoğrafı ya da kurgusal fotoğraf ayrımı yapmadan, önemli olanın ortaya çıkan ürün olduğuna inanıyor. İFOD’un (İzmir Fotoğraf Sanatı Derneği) kurucu üyesi olan Özdayı, İFOD’da uzun yıllar fotoğraf eğitmeni olarak da görev yaptı. Ulusal ve uluslararası birçok fotoğraf ödülüne sahip olan Erol Özdayı, kişisel ve karma sergilerde yer aldı, fotoğraf gösterileri yaptı, seçici kurul üyeliklerinde bulundu. Yayımlanmış, “Fotoğraflar“ ve ‘’Fotoğraflar 2‘’ adlarını taşıyan iki fotoğraf albümü bulunuyor. Erol Özdayı, Edak Ecza Kooperatifi’nin kuruluşundan itibaren 2002 yılına kadar değişik dönemlerde Yönetim, Denetim Kurulu Üyelikleri, Kooperatifler Birliği Delegeliği ve Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği, İzmir Eczacı Odası Delegeliği olmak üzere değişik kademelerde görev aldı. Özdayı, eczane eczacılığında, kooperatifçilik bilincinin önemine yaşamı boyunca hep inanmış ve bu uğurda uzun yıllar özveriyle emek vermiştir. Not : Yayınlanmasını istediğiniz eserlerinizi, kısa özgeçmişinizle birlikte dijital ortamda TEB adresine gönderebilirsiniz. GÜNCEL Berivan VARGÜN www.bianet.org ÇOCUK OLAMAMAK/ OLDURULAMAMAK Onları kimi zaman yaşamın en ağır koşullarıyla yüz yüze gelmişken, bu ağır koşullar altında yaşamaya çalışırken, mendil satarken, ayakkabı boyarken, tamirci çırağı olarak çalışırken, hamallık yaparken, kağıt toplarken, evinden barkından uzakta tir tir titrerken, tiner çekerken görürüz. Bunlar görebildiklerimiz ve belki de onlar için hiç bir şey yapamadıklarımız, toplumsal ve vicdani sorumluluğumuzu yalanlara sığdırıp, vicdanımızla baş başa kalmaktan kaçındıklarımız… Bir de cinsel taciz ve istismara uğradığı için utanan, yakınlarına bir zarar gelmesinden ya da yakınlarının kendine zarar vermesinden korkan bunu hiçbir şekilde paylaşamayan ve bu nedenlerle hiçbir yardım alamayanlar var. Bunlar GÖREMEDİKLERİMİZ. Listeyi sıralamaya devam edebiliriz; terör mağdurları, terli, nefes nefese kaldığı ve yanakları kızardığı için terörist ilan edilen, silah, savaş, ölüm, nefret, öteki, yabancı, bizden, onlardan, göç… Kavramlarıyla erken büyüyen büyütülen çocuklarımız... GÜNCEL Türkiye’de 42.000 çocuğun sokaklarda yaşadığı ya da çalıştığı tahmin edilmekte, bu rakam gayri resmi verilere göre çok daha fazla aslında. Çocukların sağlık, eğitim ve gelişim ihtiyaçları aileleri ya da hizmet sunucularca korunmalı ancak sokakta yaşayan ya da çalışan/çalıştırılan çocuklar gerçeği, ne ailelerin ne de hizmet sunucuların çocuk istismarına (ki bu durum bizce çocuk istismarıdır) ne kadar duyarlı kalındığını göstermekte!!! Çocukların büyük çoğunluğu büyükşehre göç etmiş ailelerin çocukları ve çocukların sayılarındaki artış yoksulluğun ne kadar arttığıyla doğru orantılı bir gösterge… Çalışan/ çalıştırılan çocuklar ve sokakta yaşayan çocuklar okula düzensiz gitmekte ya da gidememekte, sağlık, eğitim ve gelişimlerine ilişkin ihtiyaçları karşılanmamakta ve çalışanların büyük çoğunluğunun önceliği her ne şekilde olursa olsun çalışarak para kazanmak, küçücük bedenleriyle büyüklerin taşımakta zorlandığı yükü taşımak… Dünyanın her yerinde çocuklar, evde, okulda, sokakta; fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik olarak şiddetin çeşitli şekilleriyle karşı karşıya bırakılmakta, bir yaşam biçimi haline gelen şiddet kültürü, çocukları şiddetin tanığı, şiddetin mağduru ya da şiddeti uygulayan kişiler olarak karşımıza çıkarmakta. 128 ülkeden 781 örgütün (Türkiye’den Mor Çatı Vakfı) açıkladığı deklarasyona göre dünyada her dört çocuktan biri cinsel istismara uğruyor. Çocuk İstismarı ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Orhan Derman, dünya genelinde buluğ çağına gelmiş kızların yüzde 25’inin, erkeklerin ise yüzde 15’inin cinsel istismara maruz kaldığını bildirmekte.* Bir tarafta 23 Nisan kutlamaları devam ederken diğer tarafta yaşanan ve ardı arkası kesilmeyen dehşet verici haberler... Siirt’te, Manisa’da, Edirne’de, Kız ya da erkek, çocukları meta olarak görebilen gözler, bu gözleri doğuran açlık ya da hasta zihniyet, ne derseniz nasıl yorumlarsanız yorumlayın, ortada ciddi suçlar ve bu suçların küçücük mağdurları var. Namus için adam öldürme de, namussuz demesinler diye ses çıkarmayıp boyun eğme de, küçücük çocukları meta olarak kullanma ve kullandırma da hepsi aynı zihniyetin sonuçları… Kendimize dönüp bakabilmeyi, kendimizle yüzleşmeyi başarmamız gerekiyor aslında… Kaçmayarak, küçük oyunlara sığınmayarak… Belki de tüm değer yargılarımızı doğrularımızı ve yanlışlarımızı bir kenara koyarak, kendimize bakmamız gerekiyor bütün bir toplum olarak, sonuçta toplumdaki değer yargılarının, normlarının, iyinin ya da kötünün ortalamaları değil mi bu yaşananlar? Şiddetin gün geçtikçe arttığı, dayağın eğitim aracı olarak kullanıldığı, “aman duymasınlar, namussuza çıkar adımız” diye nice yaşamların harcandığı, küçücük çocukların çocukluklarının yitirildiği, bir yanda mağdur çocuklar diğer yanda bu mağduriyete sebep olan çocuklar ve tabiki büyükler. Suçun sıradanlaşması, zulmün hoş görülmesi, arsızlık ve arsızlık karşısında gösterilen kayıtsızlık… Gerçekten dönüp kendimize bir kere olsun bakmamız gerekmiyor mu? Yaşamın her alanında farklı şiddet, istismar ve taciz türleriyle karşı karşıya kaldığımız ve dolaylı ya da dolaysız yollarla bu kültürü beslediğimiz gerçektir. Yadsıyarak, yok sayarak, görmezden gelerek, duymadım, görmedim, bilmiyorum diyerek üç maymunu oynamak vicdan ve masumiyetimizi aklamaz eğer masumiyet sorgulanacaksa şunu söylemeliyiz ki “masum değiliz, hiç birimiz” * http://www.haberler.com/istismara-ugrayancocuk-sayisi-artiyor-haberi/ TEB HABERLER Evet, ne yazık ki hepsi çocuk. Çocuk kavramı kültüre, inançlara, ekonomiye, hukuka, psikolojiye çeşitli bilimlere göre değişen tanımlamalar içermekte, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre “Ulusal yasalarca daha genç bir yaşta reşit sayılma hariç, 18 yaşın altındaki her insan çocuk” olarak tanımlanırken, biz bugünlerde tanımlamaların yetersiz kaldığı süreçlere seyirci kalıyoruz hep birlikte… Bursa’da, Aydın’da, Uşak’ta, Kahramanmaraş’ta, Antalya’da ortaya çıkan insanın kanını donduran olaylar, bunlar sadece ortaya çıkarılabilenler… Haberleri okurken/izlerken iğrendiğimiz, bu kadar mı yozlaştık, bu kadar mı yabancılaştık dediğimiz olaylar… Kendimizden korktuğumuz, yanımızdakine şüpheyle baktığımız bir paranoya… Paranoya sadece olayların yaşanmışlığıyla sınırlıda değil, olayın ortaya çıkarılış şekli, yetkililerin üstü kapanmış olayları neden ortaya çıkarıyorsunuza varan tavırları, mağduru koruma çabalarıyla sıradanlaştırılan suç ki “suçların en ağırı…” Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 HEPSİ ÇOCUK! 37 ASTROLOJİ BURÇLAR VE SAĞLIK Ecz. Meriç KALAYCIOĞLU ve Ayşen YALMAN Bu sayımızdan itibaren biraz da eğelenebilmek amacıyla astroloji köşemizi beğenilerinize sunmayı düşündük. Sizlerden gelecek öneri ve eleştirilere göre bu sayfamızın daha da zenginleşeceğini umuyoruz. Eğlenceli zaman geçirmeniz dileğiyle… KOÇ BURCU (21 MART-20 NİSAN) VE SAĞLIK çaba harcamalıdırlar. Meyve ve sebze Koç burcu Koç burcu, bedenin baş bölgesini yönettiği için, bu insanları için çok yararlıdır. burçta doğan kişilerde baş ağrısı, migren ve yüksek ateş, en sık görülen rahatsızlıklardandır. Hareketli BOĞA BURCU (21 NİSAN-21 MAYIS) VE SAĞLIK ve enerjik Koç insanları genellikle sağlıklı olurlarsa Boğa burcu, ense ve boğaz bölgesini yönetir. Bu da, kazalara yatkın olduklarından çok dikkatli olma- nedenle Boğalar soğuk algınlığı ve anjine çabuk ya- lıdırlar. Baş ve yüzleri kazalardan en çok zarar gören kalanırlar. bölgeleridir. 38 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Boğa’lar kolay yorulmadıklarından uzun süre çaSinirleri bozulunca mideleri de etkilenebilir. Atılgan, lışabilirler. Bu burca sahip hastalar sabırlı olup, dik kafalı ve enerjik oldukları için dinlenmeden çok doktorun öğütlerini aynen yerine getirerek, ilaçla- çalışma ve endişe yüzünden yatağa düşebilirler. rını düzgün bir şekilde alırlar. Özellikle kışın dikkat Ufak rahatsızlık belirtilerini önemsemediklerinden, etmezlerse boğaz ağrısı, ses kısıklığı ve bronşit ile hastalığın kendi kendine geçeceğini düşünürler. karşılaşabilirler. Ağır yemeklere düşkün oldukların- Kötü bir hasta olur, doktor arkasını döner dönmez dan kolay şişmanlarlar. Aşırı yememeye genç yaşta yataktan çıkarlar. Koçlar, dinlenmeye özen göster- başlayarak, yaşam boyunca beden eğitimi yapmaya meli, çok çalışmamaya ve endişeye kapılmamaya özen göstermelidirler. ASTROLOJİ İKİZLER BURCU (21 MAYIS-22 HAZİRAN) VE SAĞLIK çalışmaları ve sporla ilgilendikleri için fiziksel yapıla- İkizler burcu, sinir sistemini, omuz ve kolları yönet- rine pek özen göstermezler. Aşırı çalışma nedeniyle tiğinden, bu burçta doğan kişilerin kol ve köprücük sinir sistemleri bozulabilir. Aslan’lar iyi yiyecekleri kemiklerini kırma olasılıkları yüksektir. İkizler burcu çok sevdikleri için aşırıya kaçabilir ve bununla ilgili aynı zamanda akciğeri de yönettiği için, soğuk al- hastalıklardan özellikle orta yaşlarda zarar görebi- gınlığı ve bronşit de bu kişiler arasında yaygın has- lirler. Hemen kalkıp işlerinin başına geçmek iste- talıklardandır. İkizler genellikle sinirli ve huzursuz dikleri için kötü bir hasta olur, kendilerine bakanları olurlar. eleştirirler. Hastalığın uzamasını sevmezler. Kendilerini kuruntuya kaptırmamalı, sinirsel enerjilerini kontrol etmelidirler. Gerginlikleri ve çok BAŞAK BURCU (24 AĞUSTOS-23 EYLÜL) VE SAĞLIK yönlü çalışmaları yüzünden eriyip biter, uykusuzluk Başak burcu, sinir sistemini ve barsakları yönetir. çekerler. Kötü bir hasta olur, doktorlarını eleştirir, Başak insanları Yengeçler gibi mide hastalıklarına öğütlerini dinlemezler. Sabırsız ve dikkatleri dağı- yatkın olduklarından, dengeli beslenmeleri gerekir. rı sağlam olur. Aslan’lar çok çalıştıklarında kendile- nık olduğundan hem kendilerinin hem başkalarının kazaya uğramalarına neden olabilirler. Bir el işi ile ilgilenmeli ya da okumaya dalarak dinlenmeye çalışmalıdırlar. YENGEÇ BURCU (22 HAZİRAN-23 TEMMUZ) VE SAĞLIK Yengeç burcu, mide ve on iki parmak barsağını yönetir. Yengeç insanları kuruntulu ve çabuk üzülen kişiler olduklarından hazımsızlık çeker, ülser bile olabilirler. Yengeç’ler beslenmelerine dikkat eder Başak’lar genellikle kendilerine çok özen gösterdiklerinden sağlıklı olurlar. Yediklerine ve içtiklerine çok özen gösterir, başkalarına da bu konuda öğütler verirler. Pratik ve yöntemci yaradılışlarından ötürü sağlık koşullarına uyarlar. Doktorları onlara iyileştirme yöntemlerini açıklarsa anlayışlı, aklı başında ve uyumlu birer hasta olurlar. TERAZİ BURCU (24 EYLÜL-22 EKİM) VE SAĞLIK ve beden eğitimi yaparlarsa sağlıklı olurlar. Zengin Terazi burcu, böbrekleri, omurga ve bel bölgesini yiyeceklere düşkünlükleri ile tembellikleri özellikle yönetir. Dengeli ve duygusal olan Terazi’ler herhan- orta yaşlarda şişmanlamalarına neden olabilir. gi bir tartışma, kaza ve çeşitli olaylar karşısında ciddi rahatsızlıklara yakalanırlar. Yengeç’ler acıya hiç dayanamazlar. Hastalıklarını abartır, endişe ile hastalığa adeta davetiye çıkarır- Terazi’ler yapılı ama güçlü olmayan kişilerdir. Sağ- lar. Hastalandıklarında kendilerine bakanları can- lıklı görünüşlerine karşın çabuk hastalanırlar. So- larından bezdirirler. Yengeç’lerin beslenmelerine ğuk algınlığına ve bulaşıcı hastalıklara yatkın, tüm özen göstermeleri gereklidir. Spor ve gündelik yü- hastalıklara karşı dirençsizdirler. Romatizma ve sırt rüyüşlerini her zaman yapmalıdırlar. ağrısına neden olabilecek soğuk algınlıklarından Aslan burcu, kalp, omurga ve sırtı yönetir. Aslan kesin haberinin olmasını isterler. isterler. Kötü bir hasta olur, hastalandıklarında her- burcunda doğan kişiler dolu dolu yaşamayı sevdiklerinden, orta yaşlarda dingin bir yaşama dön- AKREP BURCU (23 EKİM-22 KASIM) VE SAĞLIK mezlerse kalp yetmezliği çekebilirler. Aslan burcu Akrep burcu, cinsel organları yönetir. Bu nedenle insanları hastalığa karşı dayanıklıdırlar. Açık hava tüm burçlar içinde cinselliğe en düşkün insanlar TEB HABERLER melidirler. Teraziler sessizce acı çekmez, çok özen Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 kaçınmalı, kendilerini zorlamamalı, bol bol dinlenASLAN BURCU (24 TEMMUZ-23 AĞUSTOS) VE SAĞLIK 39 ASTROLOJİ Akrep’lerdir. Bu isteklerini bastırmak zorunda kalır- olduklarında mantıklı, disiplinli davranışları ile iyi larsa zorbalaşabilirler. bir hasta olup doktorun öğütlerini aynen uygularlar. Acılara yakınmadan dayanırlar. Akrep’ler hastalığa karşı savaşan bir ruh taşırlar. Hasta bile olsalar, güçlü iradeleri ve enerjileri ile çalışmalarını sürdürürler. Hasta olduklarını kabul edince, olayı iş gibi ele alarak iyileşmeye çalışırlar. Akrep insanları sağlıklarının kendi ellerinde olduğuna ve hastalıkları irade ile uzaklaştırabileceklerine inanırlar. Akrepler fiziksel olarak hareketli kişilerdir. Zor ve cesaret isteyen sporları sever, sporun hemen hemen bütün dallarında başarılı olurlar. Bedenlerinde zayıf gördükleri bir yan varsa egzersizle güçlendirmeye çalışarak kendilerini bırakmazlar. KOVA BURCU (21 OCAK-19 ŞUBAT) VE SAĞLIK Kova burcu, baldırları, dişleri, sindirim sistemini, kalbi, boğazı ve lenf sistemi ile üreme organlarını yönetir. Bu burç aynı zamanda topukları da yönettiği için bu bölgelere ait rahatsızlıklar da karşılaşırlar. Kova’ların hemen hemen hiç sağlık sorunları olmaz, çünkü çevrelerine uyar ve aşırı davranışlarda bulunmazlar. Hastalığın cinsini, zihinsel yetenekleri yardımıyla iyi kavradıklarından, hastalıklardan pek zarar görmezler. Bir de doktorları cana yakın olursa, YAY BURCU (23 KASIM-22 ARALIK) VE SAĞLIK uysal hastalar olup, doktorun onlara yardım etmek Yay burcu, karaciğer, uyluk ve dişleri yönetir. Ha- istediğine inanırlar. Kova’lar genellikle yaşlanınca- reketli olan Yay insanları, gerekli fiziksel ve zihinsel ya kadar kendilerine iyi bakarlar; ancak çok azında egzersizleri yapmazlarsa zor hareket ederler. Bu fazla yemek yeme ve çok sigara içme görülebilir. durum özellikle kadınlarda kalça ve uylukların fazla Fakat bunu yemeğe düşkünlüklerinden değil çevre- kilo almasına neden olur. ye sinirlendiklerinden yaparlar. Yay burcu insanlarının zayıf noktalarından biri de si- BALIK BURCU (20 ŞUBAT-20 MART) VE SAĞLIK nir sistemleridir. Sinirlilikten doğan hastalıklara yat- Balık burcu, ayakları ve sinir sistemini yönetir. Bi- kındırlar; ancak kendilerini kolay toparlarlar. Açık hava eylemlerini ve sporu çok sevdiklerinden, bu alanda kazaya uğrayabilirler. Güçlerini iyi kullanma- razcık sıkan bir ayakkabı bile Balıkları hasta edebilir. İlaçlara karşı hassastırlar. ya ve dinlenmeye özen göstermezlerse hastalanabi- Balık’ların çift kişilikleri fiziksel yapılarında da de- lirler. Yay’lar genellikle romatizma ağrıları çekerler. ğişikliklere neden olur. Genellikle zayıf olmalarına OĞLAK BURCU (23 ARALIK-20 OCAK) VE SAĞLIK Oğlak burcu, dişleri ve kemikleri yönettiğinden or- karşın çevrelerine kolay uyduklarından gerginliklere dayanıklı olurlar. Balıklar, ayaklarını üşütürlerse soğuk algınlığına yakalanırlar. Hastalandıklarında iyileşmek için kendilerine özen gösterirler. Balık’ların topedik sorunlar ve diş hastalıklarından sıkıntı çe- kendilerine bakan kişiye ve doktorlarına güven duy- kerler. Bunun yanında romatizma ağrıları çekmeleri maları gerekir yoksa çok huysuz olurlar. Dolduruşa de olasıdır. geldiklerinden kendilerine neyin yararlı olduğuna 40 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER karar vermezler. Oğlak’lar, küçükken dirençsizdirler ama çocukluk hastalıklarını atlattıktan sonra hastalıklara karşı Kaynak oldukça dirençli olurlar. Ölçülü ve disiplinli olduk- www.muneccim.com ve Astroloji Ansiklopedisi larından fazla yemezler. Hastalanacaklarını anladıkları zaman kendilerine özen gösterirlerse de hemen NOT: Bu yazıda geçen bilgilerin tıbbi açıdan geçerliliği bulunma- doktora ve ilaca başvurmazlar. Gerçekten hasta maktadır. GÜNCE Ecz.Meriç KALAYCIOĞLU 2 Şubat 2010 - Salı 9 Şubat 2010-Salı TEB Merkez Heyeti, ilaç firmalarını temsil eden der- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. nek ve sendikalar, ecza depoları ve kooperatifle- Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Müsteşarı rin temsilcileri ile birlikte sektör konseyi toplantısı Naci Ağbal’ı ziyaret ederek, İlaç Takip Sistemine gerçekleştirerek, İlaç Takip Sistemi ve karekodlu geçiş ile ilgili taleplerimiz arasında yer alan stok dü- ilaçlarla ilgili yaşanan sorunlar konusunda yapılması gerekenleri değerlendirdiler. 4 Şubat 2010 - Perşembe TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel zeltme hakkının tanınması konusunu bir kez daha görüştüler. 9-10 Şubat 2010-Salı-Çarşamba TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Şerif Boyacı, Birliğimizin gözlem- Sekreter Ecz.Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyesi ci üyesi olduğu PGEU’nun, Brüksel’de düzenlenen Ecz.Şerif Boyacı, İlaç Takip Sistemi ve karekodlu genel kurul toplantısı’na katıldılar. ilaçlar konusunda yaşanan sorunlar ile ilgili olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Genel Müdürü Sayın Hasan Çağıl’la bir görüşme gerçekleştirdiler Aynı konu hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu’nda, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Dr.Saim Kerman ve Sosyal Güvenlik Kurumu yet- 11 Şubat 2010-Perşembe TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ahmet Kesik’i ziyaret ederek, İlaç Takip ve Karekod sistemi uygulamasına geçiş ile ilgili taleplerimiz arasında yer alan stok affı konusunu görüştü. kililerinin katılımı ile gerçekleştirilen toplantıya, TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter 13 Şubat 2010-Cumartesi Ecz.Özgür Özel, Merkez Heyeti Üyesi Ecz.Şerif Bo- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Balıkesir Eczacı yacı ve teknik ekip katıldı. Odası’nın 25. kuruluş yılı etkinliklerine katıldı. 5 Şubat 2010-Cuma 17 Şubat 2010-Çarşamba İlaç Takip Sistemi ve karekodlu ilaçlar ile ilgili ola- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. rak, Birliğimizin sürekli olarak dile getirmiş olduğu sorunların aşılması durumunda sisteme destek verileceği konusunu görüşmek üzere, TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, İlaç Eczacılık Genel Müdürü Dr.Saim Kerman Ecz.Harun Kızılay, Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürü İ.İlhan Hatipoğlu ve Gelirler İdaresi Başkanı Mehmet Kılcı’yı ayrı ayrı makamlarında ziyaret ederek, stok affı ve takas konularında görüşme gerçekleştirdiler. ile bir toplantı gerçekleştirdiler. Sağlık Bakanı Prof.Dr.Recep Akdağ ve Çalışma ve ve Birliğimizin konu hakkındaki taleplerini iletmek Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in başkanlı- üzere, TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan ğında, İEİS, AİFD, TİSD ve Türkiye Ecza Depocuları Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Derneği temsilcilerinin katılımı ile, Sosyal Güvenlik Özel, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ’ı maka- Kurumu’nda gerçekleştirilen toplantıya TEB Başka- mında ziyaret ettiler. nı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm.Ecz.Harun TEB HABERLER Bu toplantının ardından aynı konuyu görüşmek Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 19 Şubat 2010-Cuma 41 GÜNCE Kızılay katıldılar. İlaç Takip Sistemi konusunun de- 26 Şubat 2010-Cuma ğerlendirildiği toplantıda, sisteme geçiş öncesinde TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, SGK Başkan Birliğimizin talep ettiği konular ve yapılması gere- Yard. Hüseyin Rahmi Çetin ile İTS ve Karekod uygu- kenler görüşüldü. lamaları hakkında bir görüşme gerçekleştirdi. 20 Şubat 2010-Cumartesi 03 Mart 2010-Çarşamba TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Bursa’da Maliye Bakanının, Birliğimiz ile Gelir İdaresi Baş- düzenlenen Ege Eczacı Odaları Danışma Kurulu kanlığı arasında yapılmasını talimatlandırdığı stok toplantısına katılım gerçekleştirdi. Toplantıda, SGK Protokol süreci, İTS uygulamaları ve İlaç Fiyat Kararnamesi sonrası eczacı zararlarının tazmini konu- düzeltme hakkı ve takas uygulaması konularındaki çalışmaya TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel katıldı. su değerlendirildi. 05 Mart 2010-Cuma 23 Şubat 2010-Salı TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sağlık Ba- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter kanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Saim Kerman Ecz.Özgür Özel, İTS uygulamaları hakkında SGK ile bir görüşme gerçekleştirdi. Başkan Yard. Hüseyin Rahmi Çetin ile bir görüşme gerçekleştirdiler. 06 Mart 2010-Cumartesi TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Samsun Ecza- 24 Şubat 2010-Çarşamba cı Odası tarafından düzenlenen bilgilendirme top- TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Konya Mil- lantısına katılarak, eczacılık alanında yaşanan son letvekili Sami Güçlü ile bir görüşme gerçekleştirdi. gelişmeleri değerlendirildi. 25 Şubat 2010-Perşembe 08 Mart 2010-Pazartesi TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Maliye Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti adına, Mer- Bakanı Mehmet ŞİMŞEK ile bir görüşme gerçek- kez Heyeti Üyelerinden Ecz. Mukaddes Harmancı, leştirdi. İTS hakkında Birliğimizin yaklaşımının akta- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Birliğimiz rıldığı görüşmede, eczanelere stok düzeltme hakkı tarafından düzenlenen “Kadın Sığınma Evleri Eğiti- sağlanması ve eczaneler arasındaki ilaç takasının ci Eczacı” Semineri öncesinde bir basın açıklaması eczacılar açısından mali sorunlara neden olmaya- yaptı. cak şekilde uygulanabilmesi için yasal düzenleme- 42 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER ler yapılmasının gerekliliği ifade edildi. 09 Mart 2010-Salı Aynı heyet sonrasında, Sağlık Bakanı Sayın Prof. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Dr.Recep AKDAĞ ve İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Saim Kerman’ı ziyaret ederek, İTS uygulamasının, Özel, SGK Kurum Başkanı M.Emin Zararsız ile bir ülke genelinde tüm eczanelerin alt yapısının hazır görüşme gerçekleştirdiler. hale getirilerek eşzamanlı olarak başlatılması konusunda Birliğimizin yaklaşımını bir kez daha dile TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sanayi ve getirdiler. Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması GÜNCE Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen Reklam Kurulu Özel, Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği Başkanı toplantısına katıldı. Muhittin Bilgütay ve Genel Sekreter Alp Sevindik ile bir toplantı gerçekleştirdiler. 10 Mart 2010-Çarşamba TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve TEB Akademi Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr.Hüsnü Can Başer, Tıbbi Çay Reçetelerinin standart altına alınması hakkında bir çalışma yürütmek üzere S.B. İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yrd. Levent Altun ile bir görüşme gerçekleştirdiler. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. 18 Mart 2010-Perşembe TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, Sayman Ecz.Nevin Taşlıçay, Merkez Heyeti Üyeleri Ecz.Mukaddes Harmancı, Doç.Dr.Mustafa Aslan ve Denetleme Kurulu Başkanı Ecz.Sertaç Özmen, 52. Bölge Nevşehir Eczacı Odası’nın açılış törenine katıldılar. Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Naci Ağbal’ı ziyaret ederek, stok affı, İTS ve takas uygulaması konu- 23 Mart 2010-Salı larında Birliğimizin taleplerini aktardılar. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür ve Sayman Ecz.Nevin Taşlıçay, stok bildirimi hak- Özel, Gelirler İdaresi Başkanı Mehmet Kılcı’yı ziya- kında görüşme yapmak üzere Çalışma ve Sosyal ret ederek, eczane vergi denetimleri hakkında gö- Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’i makamında ziyaret rüşme gerçekleştirdiler. ettiler. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, Sağlık Bakanı Prof.Dr. Recep Akdağ’ı makamında ziyaret ederek bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede, İTS, stok affı ve takas uygulamaları konusunda genel bir değerlendirilme yapıldı. 11 Mart 2010-Perşembe TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Hatay Ec- 26 Mart 2010-Cuma TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Hacettepe Üniversitesi Teknokent’te gerçekleştirilen “Türkiye’de Sağlık Politikaları ve Yenilikçi İlaç Araştırmaları” konulu panele konuşmacı olarak katıldı. 29 Mart 2010-Pazartesi zacı Odası yeni hizmet binasının temel atma töreni- TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, SGK Danış- ne katıldılar. Temel atma töreninin ardından bölge ma Kurulu Toplantısı’na katılım gerçekleştirdi. gerçekleştirildi. 30 Mart 2010-Salı TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel, Karaman Eczacı Odası tarafından 17 Mart 2010-Çarşamba düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, ec- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. zacılık alanında yaşanan son gelişmeleri değerlen- Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür dirildiler. TEB HABERLER nan son gelişmelerin değerlendirildiği bir toplantı Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 eczacılarının da katılımı ile eczacılık alanında yaşa- 43 GÜNCE 1 Nisan 2010-Perşembe önemli isimlerinin de katılım gösterdiği fuarda, “De- TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Türk Kızılayı ğişen Dünyada Eczanenin Geleceği ve Kooperatifçi- Olağan Genel Kurul Toplantısına katılım gerçekleş- lik” ve “Sağlık ve Sosyal Güvenlik Politikaları” gibi tirdi. çok önemli konular tartışıldı. 6 Nisan 2010-Salı 12 Nisan 2010-Pazartesi TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Yakın Doğu Üni- Ecz.Harun Kızılay ve Genel Sekreter Ecz.Özgür versitesi Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen bir Özel, SGK Başkanı M.Emin Zararsız ile bir görüşme panele konuşmacı olarak katılarak, Türk Eczacıları gerçekleştirdiler. Görüşmede, son günlerde yaşanan gelişmeler hakkında genel bir değerlendirme yapıldı. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. Ecz.Harun Kızılay, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Cevdet Erdöl’ü ziyaret ederek, 30 Eylül-3 Ekim 2010 tarihleri arasında Birliğimiz ve Ankara Eczacı Odası ev sahipliği’nde gerçekleştirilmesi planlanan 10. Türkiye Eczacılık Kongresi hakkında bilgi verdiler. Birliği yapısı hakkında bilgi verdi. Ardından KKTC Eczacılar Birliği’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. 13 Nisan 2010-Salı TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen Reklam Kurulu toplantısına katıldı. TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, TBMM Sağlık Komisyonu Başkanı Prof.Dr.Cevdet Erdöl’ü ziya- 7 Nisan 2010-Çarşamba TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, Sağlık Bakanlığı ret ederek, son dönemde eczacılık alanında yaşanan gelişmeler hakkında görüşme gerçekleştirdi. Hukuk Müşaviri Adem Keskin ile bir görüşme gerçekleştirdi. 14 Nisan 2010-Çarşamba Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay ve Ge- Prof.Dr.Okan Atay için düzenlenen emeklilik töre- nel Sekreter Ecz.Özgür Özel, İstanbul Ecza Koop. nine TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Ankara Merkez Şube açılış törenine katıldılar. Uzm.Ecz.Harun Kızılay katıldı. 15 Nisan 2010-Perşembe 8 Nisan 2010-Perşembe TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, Merkez Heyeti TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, SGK GSS Genel Üyeleri Ecz.Hüseyin Olan ve Ecz.Şerif Boyacı ile De- Müdürü Hasan Çağıl ile bir görüşme gerçekleştirdi. netleme Kurulu Üyesi Ecz.Bülent Varel, Kastamonu 44 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Eczacı Odasında düzenlenen bilgilendirme toplantısına katılarak, eczacılık alanında yaşanan son geliş9-11 Nisan 2010-Cum.-Pazar meleri değerlendirdiler. Birliğimiz ve TEKB’nin ev sahipliğinde, İstanbul CNR Expo Center’da, “Farmavizyon Eczacılık Fu- 16 Nisan 2010-Cuma arı 2010” düzenlendi. Türkiye’den çok sayıda ec- TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sek- zacının yanı sıra uluslar arası eczacılık camiasının reter Ecz.Özgür Özel ve Merkez Heyeti Üyesi Ecz. GÜNCE Şerif Boyacı, SGK GSS Genel Müdürü Hasan Çağıl Ziraat Bankası ile Birliğimiz arasında Ziraat Bankası ile bir görüşme gerçekleştirdiler. çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, SGK ile anlaşmalı olmayan özel hastane/merkez TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, TBMM Tarım ile özel doktorlar tarafından düzenlenmiş reçete Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi’yi ziyaret ederek, muhteviyatı ilaçlarının temin edilmesini düzenleyen Veteriner Hekimliği Yasa tasarısı hakkında görüşme protokol imzalandı. gerçekleştirdi. 19 Nisan 2010-Pazartesi 22 Nisan 2010-Perşembe TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, ‘Eğitim Prog- TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve Genel Sekre- ramları Geliştirme’ çalışması kapsamında Ankara ter Ecz.Özgür Özel, Ankara Üniversitesi Eczacılık Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde düzenlenen Fakültesi’nde düzenlenen ‘Gelecek Kaygısı, İstih- toplantıya katılım gerçekleştirdi. dam Alanları, Çözüm Önerileri’ konulu panele konuşmacı olarak katıldılar. 20 Nisan 2010-Salı TEB Merkez Heyeti ve Denetleme Kurulu, Bolu İl Temsilciliği Hizmet Binası açılış törenine katıldı. 28 Nisan 2010-Çarşamba TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. 21 Nisan 2010 Ecz.Harun Kızılay, 14 Mayıs Eczacılık Bayramı Haftası kapsamında ana tema olarak belirlenen akılcı TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Uzm. ilaç kullanımı konusunun Milli Eğitim müfredatına Ecz.Harun Kızılay, Merkez Heyeti Üyeleri Doç. eklenmesi ve ayrıca İlaç Takip Sistemi hakkında Dr.Mustafa Aslan ve Ecz. Murat Yürür, Maliye Ba- görüşme yapmak üzere, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı kanlığı Müsteşarı Naci Ağbal ile İlaç Takip Sistemi Nihat Tosun’u makamında ziyaret ettiler. hakkında görüşme gerçekleştirdiler. TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak ve 2. Başkan Uzm. 29 Nisan 2010-Perşembe Ecz.Harun Kızılay, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat TEB Başkanı Ecz.Erdoğan Çolak, 2. Başkan Tosun’u makamında ziyaret ederek, Radyo ve Te- Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Merkez Heyeti Üyeleri levizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Ecz.Hüseyin Olan ve Ecz.Ekrem Eşkinat, Denetle- Kanun tasarısı taslağında yapılan düzenleme ile re- me Kurulu Başkanı Ecz.Sertaç Özmen, Niğde Eczacı çetesiz ilaçların topluma yönelik tanıtımının önünün Odası’nın açılış törenine katıldılar. açılacağına ve bu durumun yaratacağı tehlikelere Takip Sistemi’nde gelinen son nokta ve diğer güncel konuların değerlendirilmesi amacıyla düzenlediği bilgilendirme toplantısına katıldı. TEB Genel Sekreteri Ecz.Özgür Özel, SGK Başkan Yrd. Hüseyin Rahmi Çetin ile görüşerek, Birliğimiz bünyesinde verilecek olan TEBEOS Eğitimi hakkında bilgi verdi. TEB HABERLER TEB 2. Başkanı Uzm.Ecz.Harun Kızılay, Genel Sekreter Ecz.Özgür Özel ve Birliğimiz Hukuk Danışmanı Av.Gökhan Pekcan, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Saim Kerman ile bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmede, İTS ve Karekod uygulamasına geçiş esnasında yaşanabilecek sıkıntılara bir kez daha daha dikkat çekilerek, yapılması gerekenler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Ardından aynı heyet, Kayseri Eczacı Odası’nın, İlaç Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 dikkat çektiler. 45 BASINDA TEB Gaye SARIKAYA CNN TÜRK “HABERLER” 01.03.2010 Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) eczanelerde ilaca ulaşımı sağlayan yeni provizyon sistemine bugün geçti ama sistem çöktü. Telefonla haber bültenine bağlanan TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, “Eczanelerde sistem çalışmıyor, hastalar ilaca ulaşamıyor. Bunun sorumlusu eczacılar değil, sistemdir” diye konuştu. KANAL B “ANA HABER” 01.03.2010 SGK’nın eczanelerde ilaca ulaşımı sağlayan yeni sistemi medula çöktü, hastalar ilaca ulaşamadı. Türk Eczacıları Birliği, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu daha önce uyardıklarını belirtti. FOX “ANA HABER” 01.03.2010 CNBC-E “PİYASA EKRANI” 01.03.2010 Türk Eczacıları Birliği (TEB), yeni reçete provizyon sisteminin altyapısının tamamlanmasında devreye alındığını açıkladı. TEB, uygulamanın 1 Haziran’a ertelenmesini istiyor. NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 01.03.2010 Türk Eczacıları Birliği (TEB), Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yeni sistemi “Medula” çalışmadığı için hastalara ilaç verilemediğini söyledi. TEB Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, “Çoğu hekimin sistemde kaydı yok. Bu nedenle sistemde kaydı olmayan bir hekime muayene olan hastaya ilacını veremiyoruz. İlaç ihtiyacı beklenebilecek bir ihtiyaç değildir. Eczaneler adeta yangın yerine dönmüştür. Bu yaşanan sorunun, eczacıdan kaynaklanmadığını belirtmek isterim” şeklinde konuştu. SGK tarafından yeni hizmete giren ilaç kayıt sistemi gün boyu çalışmayınca eczaneye giden hastalar elleri boş ayrıldı. TGRT HABER “HABERLER” 02.03.2010 SGK’nın eczaneler için yeni başlattığı Medula Sistemi’nin çalışmaması birçok hastayı mağdur etti. Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, yeni sisteme alt yapısal sorunların tam olarak aşılmadan geçildiğini söyledi. BLOOMBERG TV “RİSK YÖNETİMİ” 02.03.2010 Türk Eczacıları Birliği ile Sosyal Güvenlik Kurumu bir kez daha karşı karşıya geldi. İlaç Takip Sistemi çöktü, hastalar ilaçsız kaldı. SKYTÜRK “BUGÜN” 01.03.2010 Eczanelerin kullandığı karekod sistemi arızalandı. İlaç Takip Sistemi’ndeki aksilikler ise vatandaşları mağdur etti. HABERTÜRK “AKŞAM HABERLERİ” 01.03.20109 Eczanelerde çöken provizyon sistemi ile ilgili olarak SGK’lı hastalara ilaç verilemiyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel; “Yeni sistemin kaos yaratacağı konusunda SGK’yı önceden uyarmıştık” dedi. TRT 1 “ANA HABER” 01.03.2010 46 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER Eczanelerde çöken provizyon sistemi ile ilgili olarak SGK’lı hastalara ilaç verilemiyor. ULUSAL “ANA HABER” 01.03.2010 SGK tarafından yeni hizmete giren ilaç kayıt sistemi, gün boyu çalışmayınca eczaneye giden hastalar elleri boş ayrıldı. Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, sistemin 1 Haziran’da devreye girmesi gerektiğini belirtti. FOX “FOX AKŞAM” 02.03.2010 Eczanelerdeki İlaç Takip Sistemi bugün de çalışmadı. Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür Özel, sistemde acilen birkaç aylık erteleme yapılması gerektiğini dile getirdi. KANAL TÜRK “ÖĞLE HABERLERİ” 03.03.2010 Medula Reçete Sistemi, 16 Mayıs’a ertelendi. Hem eczacılar hem hastalar rahat bir nefes aldı. NTV “GÜNÜN İÇİNDEN” 03.03.2010 SGK tarafından hizmete sokulan yeni ilaç takip sistemi başarılı olamadı. Eczacılara göre, eski sisteme dönüş sorunu çözmedi. Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan Çolak, “Bu erteleme İTS’ye yönelik bir erteleme, Medula için yapılan bir erteleme değil. Medula ve İTS bir arada olunca sistemin çökmesi kaçınılmaz oldu. Medula sistemi geri çekilmedi. Dolayısıyla sorunlar devam ediyor” diye konuştu. BASINDA TEB NTV “GÜNE BAŞLARKEN” 26.03.2010 SGK’nın 52 hafta süresince bedelini karşıladığı meme kanseri ilacı için süreyi 9 haftaya indirmesi tartışma yarattı. Türk Eczacıları Birliği ve Onkoloji Derneği ilacın dünyada yaygın kullanımının bir yıl olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı ise ilacın 52 haftalık kullanımının faydalı olduğunu gösteren bilimsel bir veri bulunmadığını duyurdu. Türk Eczacıları Birliği, söz konusu kısıtlamanın hastanın yaşam ve tedavi olma hakkını engellediği görüşünde. CNN TÜRK “BUGÜN” 15.04.2010 Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Ecz. Erdoğan ÇOLAK, Sağlık Etik Kurulu’nda ilahiyatçı bulundurma zorunluluğu getirilmesi konusunun tartışıldığı programa katıldı. Sağlık etiğinin spesifik bir alan olduğuna vurgu yapan Çolak, “Dinsel motifleri ele aldığınızda her boyutuyla tartışabilirsiniz ama; bu kurul bir uzmanlık alanı olduğu için her şeyi tartışamazsınız. Çünkü burada bilim karar verir ve bilimin kararı da objektiftir” dedi. ULUSAL KANAL “ANA HABER” 21.04.2010 Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür ÖZEL, mesleki taleplerini dile getirmek için Türk Eczacıları Birliği olarak 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını söyledi. ULUSAL KANAL “ANA HABER” 22.04.2010 TEB HABERLER Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 Türk Eczacıları Birliği Genel Sekreteri Ecz. Özgür ÖZEL, yeni RTÜK Yasa Tasarısı Taslağı’nın reçetesiz ilaçların reklamlarda yer almasının önünü açtığını belirterek, daha çok para kazanmak için halk sağlığının tehlikeye atıldığının altını çizdi. 47 48 Mart - Nisan 2010 - Sayı: 2 TEB HABERLER BASINDA TEB